You are on page 1of 5

Bankalara Kredi Taksitleri İçerisindeki Vergilerin Geri Alınması Yasal Gerekçeleri

Derleyip Düzenleyerek Yazan: Araştırmacı Yazar Hasan Başar Ocak 2020

Bu yazı tüketici ve ticari kredi kullanmış hak sahiplerinin kredi kullandıkları


dönemlerden kalma vergi iade alabilme haklarını açıklamaya yönelik olarak tarafımca
internetten yapılan derlemelerin yeniden düzenlenmesiyle hazırlanmıştır.

Nasrettin Hocanın kazanın doğurduğuna inanan ancak öldüğüne inanmayan


komşusunun şaşkınlığını hatırlıyorsunuzdur.Vergi Hukukunda vergiyi doğuran olay diye
bir kavram var.Vergi doğduğu gibi öldüğü daha doğrusu hükmünün ortadan kalktığı
durumlar vardır.Mesela fatura iptali,sözleşme iptali,borçlunun ölümü ve mirasçısının
olmaması,….gibi.Bu mantıktan yola çıkarak banka kredilerinde tüketiciye tahakkuk
eden ayda yansıtılan iki veri türü vardır.Bu vergiler yazımının aşağıdaki bölümlerinde
açıklanmaktadır.Kredi son ödeme tarihinden önce tamamen kapatıldığında veya borçlu
üst üste üç taksidi ödemediği durumlarda sözleşmenin iptaline bağlı olarak vergiyi
doğuran olay konu ve tahakkuk olarak son bulmaktadır.Bu durumlarda sonraki
dönemlerde ödenmesi gereken vergilerin borçluya hukuken iade edilmesi gerekmektedir.

Ne yazık ki bu güne kadar bu konuda konuyla ilgili uzmanlar gerekli açıklamaları


kamuoyuna duyurmadıkları için bu görevi araştırmacı yazar sıfatıyla ve bir banka
mağduru olarak şahsım yapmak zorunda kaldım.

Anayasa’nın 73’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının, “Herkes, kamu giderlerini karşılamak


üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.” Şeklindeki hükmü, vergi
borcunun borçlusu olabilmek için gerekli iktisadi ehliyeti “malî güç” kavramına
dayandırmaktadır. Buna göre, herk es kamu hizmetlerinin finansmanına katılmak için
malî gücüne göre vergi ödemek yükümlülüğü altındadır. Malî güç, kısaca vergi
ödeyebilme gücü olarak tanımlanmaktadır. Malî güce göre vergilendirme ise, bireylerin
iktisadi ve kişisel durumlarının dikkate alınması suretiyle vergilendirilmelerini ifade
etmektedir. Bankalar ile tüketicilerin konum ve durumları karşılaştırıldığında doğal
olarak güçlü taraf bankalardır. Ayrıca bankalar ile tüketiciler arasındaki sözleşmeye
dayalı kredi hizmetinden kaynaklanan kredinin vergi mükellefi doğru ve doğal olarak
bankalar olmalıdır. Çünkü ilişkide gelir elde eden tarafa tüketici değil banka olmaktadır.
Vergiyi doğuran olay da gelir elde eden tarafın kazancına yönelik olmalıdır.

İptal edilen veya değiştirilen tüketici kredisi sözleşmeleri nedeniyle ortada vergiyi
doğuran olay olarak bir bankacılık hizmeti kalmayacaktır. Olmayan veya ortadan kalkan
hizmetin BSMV ye tabi olması ve bundan KKDF kesintisi yapılması BSMV ve KKDF nin
tahsiline esas olan mevzuatın varlık sebebine aykırılık teşkil etmektedir. Bu ödemeler
erken borç kapama veya icra takibine düşen banka kredi borçlarını da kapsamaktadır.
Hacizde uygulanacak olan faiz vergiler düştükten ve borçluya iadesi sağlandıktan sonra
kalan para anapara kabul edilmek suretiyle yeniden hesaplanmalıdır.

İhtiyaç kredisi kullanılması durumunda müşterilerin ödeyeceği vergiler BMSV ve


KKDF'dır. BMSV kredi faiz oranının %5'i, KKDF de kredi faiz oranının %15'ine eşittir.
Örneğin %10 yıllık faiz oranı ile ihtiyaç kredisi alırsanız, cebinizden çıkacak gerçek oran

1
%12 olacaktır (%10 + %10*%15 + %10*%5). BMSV vergisi konut kredilerinde geçerli
değildir.

BSMV Nedir?

BSMV, Banka Sigorta Muamele Vergisi’nin kısaltmasıdır. Kredi için alınan faiz üzerinden
Gelir İdaresi Başkanlığına aktırılmak üzere banka tarafından %5 olarak alınır. Konut
kredisi ve konut ipotekli ihtiyaç kredisi haricinde tüm kredi işlemlerinde hesaplanan faiz
üzerinden alınır.

KKDF Nedir?

KKDF, Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu’nun kısaltmasıdır. Kredi için alınan faiz
üzerinden Gelir İdaresi Başkanlığına aktırılmak üzere banka tarafından %15 olarak
alınır. Konut kredisi hariç tüm kredi işlemlerinde hesaplanan faiz üzerinden alınır.

Konut Kredisi KKDF ve BSMV Vergisi Muafiyeti

Konut kredisi ev alınımı desteklemek amacı ile KKDF ve BSMV vergilerinden muaf
tutuluyor. Bu durum faiz üzerinden toplamda alınacak olan %20 vergiden diğer kredi
türlerine göre konut kredisi kullanacakların kazanç sağlamasına yarıyor.

BSMV Nasıl Hesaplanır?

BSMV alınan faiz üzerinden %5 olarak hesaplanıyor. Örneğin aşağıdaki tablonun 1’inci
vadesinde olduğu gibi aylık 129 TL olarak hesaplanan faiz üzerine %5 uygulanması
durumunda (129*0,05) = 6,45 TL BSMV vergisi doğuyor.

Örnek BSMV Hesaplama

Vade Kalan Anapara Aylık Taksit Faiz BSMV

1 8.386 TL 1.749 TL 129 TL 6,45 TL

2 6.752 TL 1.748 TL 108 TL 5,40 TL

3 5.096 TL 1.747 TL 87 TL 4,35 TL

4 3.419 TL 1.746 TL 66 TL 3,30 TL

2
5 1.721 TL 1.745 TL 44 TL 2,20 TL

6 0 TL 1.744 TL 22 TL 1,10 TL

Toplam 10.481 TL 456 TL 22,80 TL

*Tablodaki sayıların kuruş kısımlarından yuvarlama yapılmıştır.

KKDF Nasıl Hesaplanır?


KKDF alınan faiz üzerinden %15 olarak hesaplanıyor. Örneğin aşağıdaki tablonun 1’inci
vadesinde olduğu gibi aylık 129 TL olarak hesaplanan faiz üzerine %15 uygulanması
durumunda (129*0,15) = 19,35 TL KKDF vergisi doğuyor.

Örnek KKDF Hesaplama

Vade Kalan Anapara Aylık Taksit Faiz BSMV

1 8.386 TL 1.762 TL 129 TL 19,35 TL

2 6.752 TL 1.759 TL 108 TL 16,20 TL

3 5.096 TL 1.756 TL 87 TL 13,05 TL

4 3.419 TL 1.753 TL 66 TL 9,90 TL

5 1.721 TL 1.750 TL 44 TL 6,60 TL

6 0 TL 1.746 TL 22 TL 3,30 TL

Toplam 10.526 TL 456 TL 68,40 TL

*Tablodaki sayıların kuruş kısımlarından yuvarlama yapılmıştır.


3
Kredi Kartına BSMV ve KKDF Vergisi Uygulanıyor mu?
İhtiyaç ve taşıt kredisinde olduğu gibi BSMV ve KKDF vergileri kredi kartı için hesaplanan faizlerden de
alınıyor. Ancak kredi kartından bir gecikme veya taksitli nakit avans kullanımı olmadığı sürece bir faiz
ödenmediği için normal kullanımda BSMV veya KKDF vergileri ödenmiyor.

Konuyla ilgili olarak emsal bir Danıştay kararı aşağıda açıklanmaktadır: Danıştay 7.
Dairesi 05.10.2006 gün ve E.2003/576, K.2005/2913,;213 sayılı Vergi Usul
Kanunu’nun 8. maddesinde de, mükellef, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu
terettüp eden gerçek veya tüzel kişi olarak tanımlanmıştır. Bu hükümlere göre; dava
konusu olayda, kredi işlemleri dolayısıyla lehe kalan para üzerinden hesaplanan
banka ve sigorta muameleleri vergisinin mükellefi, krediyi kullandıran bankalardır.
Kredinin verilmesi sırasında tahsil edilmeyen bu verginin, bankalar ile arasında
(açık ya da kapalı, yazılı veya sözlü olarak kurulu) özel hukuk ilişkisi bulunan
davacı Şirketten, mükellef olarak istenilmesine ve davacının bu verginin mükellefi
olarak kabul edilmesine yasal olarak olanak bulunmadığından, dava konusu
işlemlerin iptaline dair, yazılı gerekçe ile verilen kararda sonucu itibarıyla
isabetsizlik görülmemiştir…” Kaynak: (Kızılot, Kararlar ve Muktezalar C. 8, ss. 500-
501)

“…6183 sayılı Amme Alacaklarının tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 4369 sayılı
Kanun’un 21. maddesiyle değişik 35. maddesinde limited şirket ortaklarının, şirketten
tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan
doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tutulacakları
hükme bağlanmıştır. Diğer yandan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “mükellef ve vergi
sorumlusu” başlıklı 8. maddesinin 3. fıkrasında; vergi kanunlarıyla kabul edilen haller
müstesna olmak üzere, mükellefiyete veya vergi sorumluluğuna müteallik özel
mukavelelerin vergi dairelerini bağlamayacağı öngörülmüştür. Bu hükümlerin birlikte
değerlendirilmesinden bir kamu borcu olan vergi borcundan yasa gereği doğan
sorumluluğun, borçlu şirketin vergi borcunun doğduğu dönemde sahip olunan
hisselerinin satışı yoluyla ortadan kaldırılamayacağı anlaşılmaktadır…”

Banka ve sigorta muameleleri vergisinin konusunu düzenleyen Gider Vergileri


Kanunu’nun 28’inci maddesi “Mevzu, Vergiyi Doğuran Olay” kenar başlığını taşımakta
ve 1’inci fıkrasında “Banka ve sigorta şirketlerinin 10/6/1985 tarihli ve 3226 sayılı
Finansal Kiralama Kanununa göre yaptıkları işlemler hariç olmak üzere, her ne şekilde
olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam
ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar banka ve sigorta muameleleri
vergisine tabidir.”; 2’nci fıkrasında ise, “Bankerlerin yapmış oldukları banka muamele
ve hizmetleri dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya
hesaben aldıkları paralar… da banka muameleleri vergisine tabidir.” hükümlerine yer
vermektedir. Kanun’un bu hükümleri, kenar başlığından da anlaşılacağı üzere verginin
hem konusunu hem de vergiyi doğuran olayı birlikte düzenlemektedir. Bu hükümden
hareketle doktrinde verginin konusunun, banka ve sigorta şirketleri ile bankerlerin
yaptıkları işlemler dolayısıyla kendi lehlerine aldıkları paralar olduğu yönünde
görüşler bulunmaktadır.
4
Kanaatimizce, Gider Vergileri Kanunu’nun aynı maddesinde düzenlenen verginin
konusu ile vergiyi doğuran soyut olayı birbirinden ayırt etmek gerekmektedir. Bu
çerçevede, banka ve sigorta şirketleri ile bankerlerin yaptıkları işlemler ve sundukları
hizmetler verginin konusu, bu işlemler sonucunda nakden veya hesaben lehe para
alınması ise vergiyi doğuran olay olarak kabul edilmelidir546.

Kredinin erken kapatılması veya temerrüde düşüş sonlanması durumunda; Maliye


Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğünün BSMV İç Genelgesi ve genel yazıları ile VUK ve
KDVK yer alan düzenlemeler doğrultusunda peşin vergiden kaynaklanan BSMV ve KKDF
nin iadesinin yapılması uygun olacaktır. Bu hesaplamada akti faiz yerine efektif faiz
oranı kullanılmalıdır.

Vergi idaresi BSMV iadesini vergiyi doğuran olay olarak banka ile kredi kullanan
arasındaki sözleşmeye dayalı ticari hizmette vergi açısından bir hata ve kusur olduğunu
kabul ettiği takdirde iadesini kabul etmektedirler. Ancak yüksek yargı kararları
sonlanan sözleşme sonrası tahakkuk etmemiş dönemlere ilişkin BSMV in iadesi
gerektiğin yerleşik içtihat olarak kabul etmektedirler.

BSMV ve KKDF iadesi talebi; hak sahibi veya vekili tarafından ilgili banka genel
müdürlüklerinin veya finansman şirketlerinin bağlı oldukları vergi dairelerine
konunun bu hukuki açıklamasıyla birlikte ilgili bankaların ait oldukları dönemlerin
ödeme planları, borcun kapandığı tarihlerde eklenip kaşenin imzalanmış halleri
talep dilekçesine eklenerek yazılı bir başvuruyla yapılmalıdır. Bu dilekçede açık
adresle birlikte TC NO İBAN NO VE CEP NO mutlaka belirtilmelidir.

Kaynaklar:

1-(Kızılot, Kararlar ve Muktezalar C. 8, ss. 500-501)

2-https://www.tekkredi.com/kredi-kullanirken-alinan-ucret-ve-vergiler-nelerdir

3-https://www.paradurumu.com/ihtiyac-kredisi/ihtiyac-kredisi-odeme-plani-nasil-
olusturulur-haberi-3517

4-Tüketici Kredilerinde Peşin Ödenmiş Faiz Ve Vergisel Yükümlülüklerin İadesi


makalesi(Yazarlar:Caner ATIŞ-Gizem Çopur VARDAR Mersin Üniversitesi İktisadi ve
İdari Bilimler Fakültesi U.A.Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi sayı 16, sayfa:414-430 )

5-http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/tuketici-mahkemesinden-onemli-kkdf-karari-19418401

You might also like