Professional Documents
Culture Documents
Tarihi gerçek olarak biliniyor ki, Ebâ Eyyub, Peygamber'in yakın dostu ve
gazalarında bayraktarıydı. Emeviler devrinde İstanbul kuşatmasında ölmüş ve
surların altında gömülmüştü. Ancak Ebâ Eyyub Ensârî'nin mezarının keşfinden
sonra etrafında ilk şehir nüvesinin ortaya çıkışı, burada inşa edilen cami
etrafında gelişen ilk külliye ile beraber çarşı ve pazarların kuruluşu ve
zamanla kutsal bir Türk kasabası olarak gelişiminin aşamaları henüz ayrıntıları
ile bilinmiyor. Bir başka deyişle, Eyüp Sultan kasabasının 1453'te kuruluşundan
bu yana 540 yıllık tarihi hâlâ karanlıktadır.
Eyüp kasabası, Osmanlı-Türk şehirciliğinin tipik bir örneği olarak
araştırılması gereken bir konudur. Bunun yanında Eyüp, Osmanlı sultanları ve
halk gözünde kutsal bir yer sayılarak, en değerli sanat ve kültür eserlerinin
vakıf yoluyla toplandığı bir merkez olarak geliştiği için de ayrıca dikkate
şayandır. Ebâ Eyyub'un ahirette şefaatini kazanmak ümidiyle imparatorluğun
seçkin kişileri burada türbelerini yaptırmış ve birçok vakıf tesisleri kurmuş
bulundukları gibi, zamanla burada büyük mezarlıklar da gelişmiş, Eyüp Sultan
adeta İstanbul'un seçkin bir kabristanı olmuştur. Bu mezarlıkların güzel hat ve
sembolik şekiller içeren mezar taşları tarih ve sanat bakımından büyük değer
taşır.
Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı'nın Eyüp kasabası ile ilgili
kaynakların tanıtılması ve yayımlanmasına önayak olması biz tarihçiler için
şükranla anılacak bir hadisedir. Bu proje fikrini biz 6-7 sene önce ortaya
atmıştık. Eyüp tarihiyle benim neden ilgilendiğim, neden bu konu üzerinde
düşünmekte olduğum şu hadiseye bağlıdır. Öncelikle onu size anlatmak isterim.
30 yıl kadar önce edip ve şair Rıfkı Melûl Meriç bir gün beni alıp Eyüp'e
götürdü; Piyer Loti Kahvesi'ne çıkardı. O sırttaki muazzam mezarlığa götürdü ve
gezdirdi. Mezar taşlarının nasıl sökülüp döşeme taşı yapmak üzere alındığını,
kabristanın harap vaziyetini gördük. Rıfkı Melûl Bey hassas adamdı; gözleri dolu
dolu "Bak Halil", dedi, "tarihimizi burada nasıl şuursuzca tahrip ediyoruz.
Yeni, eski bütün büyüklerimiz buradadır". Bugün, tarihimizin büyüklüğü falan,
böbürlenmedir; bunları unutalım; artık devlet tarihi yapmayalım deniliyor. Ama
devletsiz tarih olmuyor; devletsiz millet olmuyor. O günden bu güne, Eyüp'te
gömülü tarihi ve Eyüp kasabasını kurtarmak benim için kutsal bir ödev oldu.
Eyüp Sultan Neden Önemlidir?
Eyüp Sultan, yoktan var edilen bir Osmanlı Türk kasabası olan Bursa gibi,
Anadolu'da Türk şehirciliğinin orijinal ve tipik bir örneğidir. Ve büyük
İstanbul şehrinin birtakım fonksiyonlarını üzerine almış ve tamamlamış olmak
itibariyle İstanbul şehri tarihinin çok önemli bir parçasıdır.
Bu fonksiyonlar şunlardır:
1- Baş Ziyaretgah
Binlerce "hacet" sahibinin iman ve umutla yaklaştığı ziyaret ve niyaz yeri.
Bazıları Eyüp'ün Mekke, Medine, Kudüs'ten sonra üçüncü kutsal İslam ziyaretgâhı
olduğu düşüncesindedir.
2- Toplantı Yeri
Avrupa'da azizlerin kasabaları, binlerce hacı ziyaretçinin uzak yerler den
kafileler halinde geldiği toplantı yerleri olduğu gibi, Eyüp Sultan da Osmanlı
toplumunda bu fonksiyonu üstlenmiştir. Eyüp Sultan, tarikatların kurduğu
tekkeleriyle de şöhret kazanmıştır.
3- Mesire ve Eğlence Yeri
Binlerce ziyaretçinin konaklaması, yiyip içmesi ve eğlenmesi gereği, Eyüp
Sultan 'da geniş çarşıların, köşk ve kahvehanelerin bulunduğu mesireler ve
aşhanelere vücut vermiştir. Kasaba, dini eşya satıcılarının yanında
yoğurtçuları, kaymakçıları, kebapçıları, oyuncakçıları ile meşhurdu. Gençler,
Haliç'te ve mesirelerde yapılmış havuzlarda yüzerler, gece işret âlemleri
yaparlardı. Kaymakçı dükkânları buluşma yeri haline geldiğinden, ulemanın
şikâyetleri üzerine zaman zaman sultanlar yasak fermanları çıkarmak zorunda
kalırdı. Özetle, her şeyiyle Eyüp, İstanbul hayatının ruhani olduğu kadar,
renkli, hayat dolu bir makamı olmuştur.
4- Siyasi Fonksiyonu
Yeni tahta çıkan her Osmanlı sultanına Eyüp Türbesi'nde Halife Osman'a ait
kılıç devrin en büyük tarikat şeyhi tararından kuşatılırdı. Taklid-i Seyf
denilen bu merasim, tahta oturmak için biat merasimi kadar önemliydi. Yeni
Sultan denizyoluyla Eyüp'e gelir, merasimle kılıç kuşandıktan sonra Edirne Kapı
'dan Divanyolu ile halkın alkışlan arasında saraya dönerdi.
Saltanatın en mukaddes eşyasından sayılan Peygamber'in Sancağı da 1703
Sayfa 1
Generated by Foxit PDF Creator © Foxit Software
http://www.foxitsoftware.com For evaluation only.
Tablo
1. Yetişkin erkek ortakçı sayısı
2. Vergilendirilen yetişkin sayısı
3. Toplam erkek ortakçı sayısı
4. Yetişkin kadın ortakçı sayısı
5. Toplam kadın ortakçı sayısı
6. Toplam ortakçı sayısı
7. Ortakçı hanesi (ayrı gösterilen yetim ve baliğeler [yetişkin kızlar] hariç,
ayrı gösterilen mücerred [bekâr] ve biveler [dullar] dahil)
8. Hane başına kişi sayısı
9. Vergilendirilen yetişkin erkek başına düşen kişi sayısı
10. Vergilendirilen reaya sayısı ([*] işaretli durumlarda toplam reaya sayısı
söz konusudur)
11. Toplam reaya varsayımı (10 numaralı sütun x 3,31) (yaklaşık)
12. Genel toplam
TOPLAM 3523 3372 5865 3117 5313 11178 3607 3,10 3,31
- - 14191
NOTLAR
1 Ö. L. Barkan, "Osmanlı imparatorluğunda Toprak işçiliğinin Organizasyonu
Şekilleri", İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası, Sayı l/2, Ekim
1939, s. 24-74; Sayı 1/2, (1940), s. 198-245; Sayı 1/4, (1940-1941), s. 397-477.
2 Defterin aslı Atatürk Kütüphanesi Mu'allim Cevdet yazmaları no.77'de. Bir
fotokopisi ise Başbakanlık Arşivi'nde Tapu Tahrir Defterleri Kataloğu'nda no.
1086'da kaydedilmiştir,
3 Barkan bunların bir kısmını atlayarak 164 göstermiştir.
4 Bu kayıtlardan Üsküdar'da bir kalenin varlığı da ortaya çıkıyor. Aynı yerde
(s. 135a) kasabanın çevresindeki mezraları eskiden "ebvâb-ı kal'a kurbunda olan
mahallenin ahâlisi zirâ'at iderlerimiş" dendiğine göre, kale dışı (dolayısıyla
Sayfa 58
Generated by Foxit PDF Creator © Foxit Software
http://www.foxitsoftware.com For evaluation only.
Sayfa 59