You are on page 1of 2

'Çocukluğun Yok oluşu', Newyork Üniversitesi İletişim Sanatları ve Bilimleri bölümünde öğretim üyesi olan yazar

Neil Postman'ın dilimize çevrilen ikinci kitabı. Yazarın dilimize çevrilen ilk kitabı 'Televizyon: Öldüren Eğlence',
adından da anlaşıldığı gibi, televizyonun bireyler ve toplumlar üzerindeki olumsuz etkilerini göz önüne sermeyi
amaçlayan bir kitap idi. Çocukluğun Yokoluşu da, benzer şekilde çocukluk tasarımının hızlı bir şekilde yokolduğu
gözlemimden hareketle, iletişim araçlarının toplumları nasıl etkilediğini, matbaba makinesinin çocukluğu nasıl
yaratıp, elektronik araçların ise nasıl öldürdüğünü araştırıyor.

Kitap Çocukluğun İcadı ve Çocukluğun Yokoluşu adını taşıyan iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde, çocukluk
fikrinin nereden kaynaklandığı gösterilmeye çalışılıyor. Çünkü Postman'a göre, çocukluk biyolojik bir kategori
değil, toplumsal bir kurgudur ve çocukluk fikri hem toplumsal bir yapı hem de psıkolojik bir koşul olarak onaltıncı
yüzyıl esnasında oluşmuş ve günümüze kadar inceltilip,desteklenmiştir.

Kitabın ilk bölümünde Eski Yunan'dan günümüze dek hem toplumsal hem de düşünce alanında çocukluk ve
çocukluk fikrinin gelişimi ortaya konmaya çalışılıyor. Mesela; Eski Yunanlılar çocukluğu bütünüyle
keşfedemeselerde bir çok açıdan bize çocukluk fikrinin önsel imgesini vermişlerdir. Eski Romalılar, Eski
Yunan'dan okul fikrini ödünç almışlar ve Eski Yunan düşüncesine üstün gelen bir çocukluk fikri geliştirmişlerdir.
Roma sanatı 'Rönesans dönemine kadar Batı sanatında görünmeyen oldukça sıradışı bir yaş, genç ve gelişkin
anlayışı' ortaya koymuştur. Dahası Romalılar, gelişen çocukluk ile ayıp düşüncesi arasında bir bağlantı kurmuştur
ki bu çocukluk düşüncesinin evriminde çok önemli bir adımdır. Ve Romalılardan sonra tamamen ortadan
kalkmıştır. Ortaçağda çocukluk fikri yada anlayışının olmadığını görüyoruz. Bu konuda Tunchman'da 'Ortaçağ
dönemini modern çağdan farklılaştıran niteliklerinden dolayı hiçbirşey, çocukluğa yönelik ilginin yokluğu kadar
çarpıcı değildir' diyor.

Çocukluk fikrinin oluşumu yetişkinlerin dünyasındaki büyük bir değişim sonucu olmuştur: 15. yüzyılın ortalarında
hareketli tipte matbaa makinelerinin ortaya çıkışı. Matbaa makinesi, yeni bir yetişkinlik anlayışı gerektiren yeni bir
simgesel dünya yaratmıştır. Çocuklar yetişkinler dünyasından kovulmuş, onların yeni dünyası 'Çocukluk Dünyası'
olmuştur.

Matbaa makinesinin bulunması sadece okuma yazmanın yaygınlaşmasını, eğitimimin modernleşmesini vs.
sağlamakla kalmamıştır. Harold Innis'in dediği gibi makine sadece alışkanlıklarımızı değil, zihinsel
alışkanlıklarımızı da değiştirmiştir. James Carey'in tarzıyla söylersek, bilinç yapımız iletişim yapısına paralel
olarak yeniden biçimlenmektedir. Matbaanın bulunuşu ile birlikte de toplumların bilinç yapıları yeni baştan inşaa
edilmiştir.

Hatta bazı araştırmacılar, Aristo'cu bilimin modern bilim ile yer değiştirmesini de büyük ölçüde basına atfederler.
Modern bilimin temelleri matbaanın bulunuşundan sonraki yüzyıl içinde atılmıştır.

Kitabın aynı bölümünde matbaanın etkisi ile çocukluk fikrinin nasıl ortaya çıktığı ve ortaya çıkışından günümüze
kadar yolculuğu incelendikten sonra ikinci bölümde çocukluk fikrinin 19. yy'dan itibaren nasıl yokolmaya başladığı
anlatılıyor. Postman'a göre, çocuksuz döneme kaynak olan bir kişi aranıyorsa, o kişi ilk kamusal elektrikli mesajı
gönderen Samuel Finley Breese Morse'tur.

Marshall MacLuhan, ' İnsan Elektrikli bir çevrede yaşadığı zaman doğası dönüşür ve özel kimliği, ortak bütünle
karışıp birleşir. Artık o, 'kite insanı' olur. Kitle insanı fiziksel niceliğin değil, elektrik hızının bir görüngüsüdür. Kitle
insanı, ilk olarak radyo çağındaki bir görüngü biçiminde farkedildi, fakat ortaya çıkması farkedilmeyen dönemde
yani elektrikli telgraf ile gerçekleşti' diyor.

Postman'a göre 'Çocukluk, yetişkinler tarafından denetlenen belirli bir enformasyon biçiminin, çocuklara psıkolojik
açıdan özümlenebilir yollar olarak görülen aşamalar içinde verildiği bir çevrenin sonucuydu. Çocukluğun
sürdürülmesi, işlenmiş enformasyon ve ardışık öğrenme ilkelerine dayanıyordu. Fakat telgraf, enformasyonun
denetimini ev ve okuldan zorla çekip alma sürecini başlattı. Telgraf, çocukların kullanabildikleri enformasyonun
türünü, niteliğini ve niceliğini, ardışıklığını ve yaşandığı koşulları değiştirdi'

Telgraftan televizyonun icadına kadar çocukluk fikrinin değişimi ortaya konduktan sonra, asıl çocukluk fikrini
yokeden neden inceleniyor: Televizyon. Bu bölümde televizyon ile birlikte çocukluk fikri ve çocukların
davranışlarında meydana gelen değişimler çok çarpıcı bir biçimde ortaya konuluyor.
Rudolf Arnheim, günümüzden yaklaşık yetmiş yıl önce, imge-enformasyon ortamı olgunlaşmamışken, resimin
zihinlerimizi uyutma potansiyeline sahip olduğuna dikkat çekmeye çalışmıştır: 'Geçmişte, olayları hemen iletme
yetersizliği, dilin kullanımını gerekli kılmış ve bu yüzden insan zihnini, yeni kavramlar geliştirmeye zorlamıştı.
çünkü olayları betimleyebilmek için insanın geneli özelden çıkarması, yani seçmesi, karşılaştırması ve düşünmesi
gerekiyordu. Ancak iletişim, parmakla dokunularak başarılabildiği zaman ağız büyümekte, yazmak için el
durmakta ve zihin büzülmektedir.' Çünkü resimler aklımıza değil, duygularımıza seslenirler. Bizden düşünmemizi
değil, duyumsamamızı isterler...

Yazar : neil postman

You might also like