You are on page 1of 3

HUK123U-MEDENİ HUKUK BİLGİSİ

Ünite 8: Mirasın Açılması ve Kazanılması

mirasın açılmasıyla kazanılmış olur. Ancak belirli mal


Mirasın Açılması bırakmaya konu şey ancak mirasçıların tasarruf işlemini
Miras, miras bırakanın ölümüyle açılır (TMK m. 575/I). yapmasıyla vasiyet alacaklısına geçer.
Ölüm karinesi (TMK m. 31) ve gaiplik kararı (TMK m. 32
vd.) da aynı sonucu doğurur. Ancak gaibin ortaya çıkma Mirasçılık Sıfatının Kazanılmasına Engel Olan
olasılığı bulunduğundan, onun mirasında hak sahibi olan Durumlar
kimselere, tereke malları teslim edilmeden güvence Mirasçılık sıfatının kazanılması için mirasın açıldığı anda
göstermeleri zorunluluğu öngörülmüştür (TMK m. 584). hayatta olmak, mirasçılık ehliyetine sahip bulunmak ve
mirastan yoksun (mahrum) kılınmamış olmak gerekir.
Ölüm anının belirlenmesi hem terekenin hesaplanması
hem kimlerin mirasçı olacağının tespiti açısından önem Mirastan Yoksunluk (Mahrumiyet)
taşır. Çünkü “Mirasbırakanın sağlığında yapmış olduğu Saklı pay sahibi olsun veya olmasın, TMK m. 587
mirasla ilgili kazandırmalar ve paylaştırmalar, terekenin hükmünde dört bent hâlinde sıralanan eylemlerden birini
ölüm anındaki durumuna göre değerlendirilir” (TMK m. gerçekleştiren kişi, mirasçılık sıfatını kendiliğinden
575/c. 2). Diğer yandan, ancak mirasbırakanın ölümünde kaybeder.
sağ olanlar, mirasçı olabilir (TMK m. 580/I). Aynı anda
ölmüş olanlar veya ölmüş sayılanlar (birlikte ölüm Yoksunluk sebepleri şunlardır:
karinesi; (TMK m. 29/II) birbirlerine mirasçı olamaz. 1. Mirasbırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak
Ayrıca ceninin de sağ doğmak koşuluyla mirasçı olacağı öldüren veya öldürmeye teşebbüs edenler,
(TMK m. 582/I) hatırlanmalıdır. Bunun için 2. Mirasbırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak
mirasbırakanın ölümünden önce ana rahmine düşmüş sürekli şekilde ölüme bağlı tasarruf yapamayacak
olması ve sağ doğması yeterlidir. duruma getirenler,
Mirasın Açıldığı Yer ve Tereke İşlerindeki Önemi 3. Mirasbırakanın ölüme bağlı bir tasarruf
yapmasını veya böyle bir tasarruftan dönmesini
Miras, mirasbırakanın yerleşim yerinde açılır. Bu yer aynı
aldatma, zorlama veya korkutma yoluyla
zamanda iptal, tenkis, paylaştırma ve miras sebebiyle
sağlayanlar ve engelleyenler,
istihkak davalarına bakmaya yetkili mahkemeyi de belirler
4. Mirasbırakanın artık yeniden yapamayacağı bir
(TMK m. 576). Mirasbırakanın son yerleşim yeri Sulh durumda ve zamanda ölüme bağlı bir tasarrufu
Hukuk Mahkemesi, aynı zamanda tereke işlerinde gerekli kasten ve hukuka aykırı olarak ortadan
ihtiyati tedbirleri almaya da yetkilidir (TMK m. 589). kaldıranlar veya bozanlar.
Vasiyetname, mirasbırakanın son yerleşim yeri Sulh Mirasın Reddi
hâkimi tarafından, kendisine tesliminden itibaren bir ay
içinde açılır ve ilgililere okunur (TMK m. 596/I). Bunun Miras, külli intikal ilkesi gereğince ölüm üzerine
için, vasiyetnameyi düzenleyen veya muhafaza eden kendiliğinden mirasçılara geçer. Ancak bu ilke, her
görevli ya da vasiyetnameyi herhangi bir şekilde eline mirasçıya mirası ret hakkı tanınarak dengelenmiştir.
geçiren kimse, ölümü öğrenir öğrenmez teslim görevini • Gerçek Ret: Hem yasal hem de atanmış mirasçı
yerine getirmekle yükümlüdür; aksi takdirde bu yüzden mirası reddedebilir. Niteliği itibarıyla bozucu
doğacak zarardan sorumludur (TMK m. 595/II). yenilik doğuran bir hakkın kullanılmasıyla
Sulh Hâkimi, teslim edilen vasiyetnameyi derhâl inceler, gerçekleşir.
gerekli koruma önlemlerini alır. • Hükmi Ret: Kanun bu konuda bir adi karine
öngörmüştür. Mirasbırakanın alacaklılarından
Mirasçılık Sıfatının Kazanılması ve Belgelenmesi birinin aciz vesikası alması veya mirasbırakan
Miras açıldığı anda (ölüm anı) mirasçılar, kanun gereği hakkında iflas kararı verilmiş olması gibi olgular,
mirası bir bütün olarak kazanır (TMK m. 599). Ancak bu hükmi ret karinesinin işlemesi için yeterlidir.
durumu belgelemeden miras üzerinde tasarrufta
Resmi Defter Tutulması ve Deftere Göre Kabul
bulunmaları mümkün olmaz. Bunun için mahkemeden
veya noterden bir mirasçılık belgesi/veraset ilamı almaları Mirasçı, acele bir kararla mirası reddetmek yerine
gerekir (TMK m. 598). terekenin resmî defterinin tutulmasını isteyebilir (TMK m.
619/I). Böylece mirasçılar, terekenin gerçek durumu
Mirasçılık belgesi, mirasçılığı ispata yarar ama kesin hakkında bir fikir sahibi olabilir.
hüküm oluşturmaz; geçersizliği her zaman ileri sürülebilir
(TMK m. 598/III). Resmi Tasfiye
Resmi tasfiye, külli halefiyet ilkesini ortadan kaldıran bir
Yasal ve atanmış mirasçılar, mirasbırakanın ölümüyle
tasfiye yöntemidir. Amaç, tereke ile mirasçıların mal
kendiliğinden mirasçı olur (TMK m. 599/ III). Kanun,
varlığını birbirine karıştırmaksızın, borçların sadece
mirasın “bir bütün olarak” kazanılmasından söz eder.
terekeden ödenmesi ve geriye kalacak olan mal varlığının
Vasiyet alacaklıları, miras ortaklığına dâhil olmaz. Bunlar, mirasçılara verilmesidir. Böylece mirasçılar tereke
mirasçılara karşı sadece bir alacak hakkı kazanır. Bu hak, borçlarından sorumlu olmaz (TMK m. 632/III).

1
HUK123U-MEDENİ HUKUK BİLGİSİ
Ünite 8: Mirasın Açılması ve Kazanılması

Mirasçılıktan Çıkarma (Iskat) Vasiyeti Yerine Getirme Görevlisi


Mirasçılıktan çıkarma, belirli olguların gerçekleşmesi Mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufla açıkladığı son
durumunda mirasbırakana, saklı paylı mirasçılarını arzuları, kural olarak yasal ya da atanmış mirasçıları
mirasçılıktan uzaklaştırma imkânını tanıyan bir kurumdur. tarafından yerine getirilir. Ancak bunların çıkarları
Kanun, mirasçılıktan çıkarmanın iki farklı türünü birbiriyle çelişebileceğinden, mirasbırakana son arzularını
düzenlemiştir. İlki, saklı paylı mirasçıyla mirasbırakan yerine getirmek üzere bir veya birden çok vasiyeti yerine
arasındaki manevi bağların önemli ölçüde sarsıldığı getirme (tenfiz) görevlisi atama imkânı tanınmıştır (TMK
varsayımına dayalı cezai ıskattır. Diğeri ise mirasbırakana, m. 550/I). Vasiyeti yerine getirme görevlisi, gerçek veya
borçlarını ödeyemez duruma düşen altsoyun çocuklarını tüzel kişi olabilir.
korumak için saklı pay üzerinde tasarruf yetkisi tanıyan
Mirasçıların Terekeden Yararlanması
koruyucu ıskattır.
Mirasçılar, paylaştırmaya kadar tereke mallarını birlikte
Cezai Iskat (Çıkarma) kullanır ve yararlanırlar. Yararlanma ve kullanmada miras
Bu imkân mirasbırakana şu iki olgunun gerçekleşmesi payları esas alınır. Ürünlerin paylaşımında da bu esasa
durumunda tanınmıştır: 1. Saklı paylı mirasçının, göre hareket edilir. Mirasçıların yararlanma konusunda
mirasbırakana veya yakınlarından birine karşı ağır bir suç anlaşma yapmaları da mümkündür.
işlemiş veya 2. mirasbırakana veya ailesi üyelerine karşı
Miras Payı Üzerinde Sözleşme
aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde
yerine getirmemiş olması (TMK m. 510). Kanun, açılmamış bir miras hakkında diğer mirasçılar
veya üçüncü kişilerle yapılacak sözleşmelerin geçerliliğini
Aciz Sebebiyle (Koruyucu) Mirasçılıktan Çıkarma mirasbırakanın katılımı veya iznine bağlamıştır.
Mirasçılıktan çıkarmanın bu türünde amaç mirasçılıktan Mirasçının, bu izin olmadan açılmamış bir miras hakkında
çıkartılan kimsenin altsoyunun korunmasıdır. Bunun için yapacağı sözleşmeler geçersizdir (TMK m. 678).
mirasçılıktan çıkarılacak kimse hakkında alacaklıları
Miras Ortaklığının Sona Ermesi
tarafından İİK m. 143’de düzenlenen aciz vesikası alınmış
olması gerekir. Bu şart gerçekleşmişse mirasbırakan, Miras ortaklığı kural olarak paylaştırma ile sona erer.
altsoyunun saklı payının yarısını onun doğmuş veya Ancak miras ortaklığı başka sebeplerle de sona erebilir.
doğacak çocuklarına tahsis edebilir (TMK m. 513/I). Mirasçılardan birinin diğer mirasçıların tümünün paylarını
devralmasında durum böyledir. Mirasçılardan birinin
Miras Ortaklığı ve Paylaştırma ölmesi hâlinde ise miras ortaklığı kural olarak sona ermez,
Mirasbırakanın ölümüyle mirasçıları arasında kanundan ölen mirasçının yerini kendi mirasçıları alır.
dolayı bir ortaklık meydana gelir. Elbirliği ortaklığı Paylı (Müşterek) Mülkiyete Çevirme ile: Mirasçılar oy
şeklindeki bu ortaklıkta mirasçılar tereke üzerinde birlikte birliği ile aralarındaki elbirliğiyle hak sahipliği rejimini
hak sahibidirler. Belirlenmiş payları yoktur. Söz konusu paylı mülkiyet ilişkisine çevirebilirler. Bu durumda da
ortaklığın mirasçılar arasında devamı pratikte oldukça miras ortaklığı sona ermiş olur.
zordur. Söz konusu ortaklık, mirasın paylaşımına kadar
devam eder. Paylaşma (Taksim) Sözleşmesi ile: Mirasçılar, bir
paylaşma sözleşmesiyle aralarında payları oluşturabilir ve
Miras Ortaklığı
fiilen paylaşımı gerçekleştirebilirler. Paylaşmanın bu
Mirasbırakanın birden fazla mirasçısı olması durumunda türüne “elden paylaşma” denir.
tereke adını alan mal varlığı, mirasçılara intikal eder.
Böylece mirasçılar arasında terekedeki hak ve borçları Paylaşma (Taksim) Davası ile: Mirasçılar arasında
kapsayan bir birliktelik oluşur. Bu birlikteliğe “miras anlaşma olmasa da her mirasçının dava yoluyla
ortaklığı” denir (TMK m. 640). paylaşmayı talep etmesi mümkündür. Bu bir yenilik
doğuran davadır. Davada hâkimin verdiği karar da yenilik
Tereke Temsilcisi doğurucu niteliktedir. Hükümle mirasçılar arasındaki
Tüzel kişiliği bulunmayan miras ortaklığı, organlar miras ortaklığı sona erer.
vasıtasıyla temsil edilip yönetilmez. Ortakların birlikte Paylaşmanın nasıl yapılacağı ve payların nasıl
hareket etmesi gerekir. oluşturulacağı konusunda mirasbırakanın ölüme bağlı
Acele işlerde mirasçılardan birinin vekâletsiz iş görme tasarrufuyla kurallar konulmuş olabilir. Bu kurallar,
hükümlerine göre hareket etmesi mümkündür. Mirasçılar mirasçılar için bağlayıcıdır.
da oy birliğiyle aralarından birini veya bir üçüncü kişiyi
Mirasçılar, bölünmesine veya nakline alacaklısı tarafından
tereke yönetimini bir temsilciye bırakabilir. Temsilcinin açık veya örtülü olarak rıza gösterilmemiş olan tereke
atanması ve terekeyi yönetmesine ilişkin esaslar Tüzük’ün borçlarından dolayı, paylaşmadan sonra da bütün
54-56. maddelerinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. malvarlıklarıyla müteselsilen sorumludurlar (TMK m.
681/f. I).

2
HUK123U-MEDENİ HUKUK BİLGİSİ
Ünite 8: Mirasın Açılması ve Kazanılması

Miras Sebebiyle İstihkak Davası


Terekeye ait malların tamamı veya bir kısmını fiili
hâkimiyeti altında bulunduran kişi, gerçekte mirasçı
olmayabilir. Veya bu kişi mirasçı olsa bile bu mallar
üzerinde üstün hak sahibi olan bir başka mirasçının üstün
hakkını ihlal ediyor olabilir. İşte istihkak davası, bu
malların terekeye iadesini sağlamak için mirasçılara
tanınmış bir imkândır (TMK m. 637). Mirasçılar, mirasın
açılmasıyla terekede yer alan değerler üzerinde elbirliğiyle
hak sahibi olduklarından, bu dava da onların söz konusu
hak sahipliğine dayanır. Bu nedenle miras sebebiyle
istihkak davası olarak adlandırılır.
Bu davanın adi istihkak davasından bir diğer farkı da
sadece taşınır ve taşınmazlar için değil, terekede bulunan
her türlü fikri hak veya alacak hakları için de
açılabilmesidir.
Miras sebebiyle istihkak davasını, terekeye dâhil değerler
üzerindeki hakkı gasp edilmek istenen yasal ya da atanmış
mirasçı açar. Vasiyet alacaklısına böyle bir hak
tanınmamıştır.
Mirasçılardan her birinin, paylaşmadan önce veya sonra,
bu davayı açmaya hakkı bulunur. Davayla sağlanan
korumadan davacı olmayan mirasçılar da yararlanır (TMK
m. 640/IV).
Davalı sıfatının sadece mirasçılık iddiasıyla (mirasçı
olduğu sanısıyla) terekeye zilyet olanlara ait olduğu
görüşü giderek zayıflamıştır. Esasen uygulamada da uzun
süredir bu davanın tereke mallarını elinde bulunduran
herkese karşı açılabileceği kabul edilmektedir. Ancak
mirasçı, tereke malları üzerinde zilyetliği kazandıktan
sonra bir başkası bu mallar üzerinde zilyetliği ele geçirirse
buna karşı açılacak dava artık adi istihkak davasıdır.
Davada hâkim, talep üzerine, hakkın korunması için
gerekli koruma önlemlerini alır. Davalıdan güvence
göstermesinin istenmesi veya tapu kütüğüne şerh
verilmesi bu önlemler arasındadır (TMK m. 637/III).
Dava olumlu sonuçlanırsa davalının elindeki tereke
mallarının iadesine karar verilir. TMK m. 368/I bu konuda
zilyetlikte iadeye ilişkin hükümlere (TMK m. 993-995)
atıfta bulunmuştur. Bu nedenle iade borcunun kapsamı
davalının iyiniyetli olup olmamasına göre farklı belirlenir.
TMK m. 639 hükmü, miras sebebiyle istihkak davası için
1, 10 ve 20 yıllık üç ayrı zamanaşımı süresi öngörmüştür.
İyiniyetli haksız zilyede karşı dava zamanaşımı, davacının
kendisinin mirasçı olduğunu ve iyiniyetli davalının
terekeyi veya tereke malını elinde bulundurduğunu
öğrendiği tarihten başlayarak bir yıldır. Dava, iyiniyetli
zilyede karşı herhâlde mirasbırakanın ölümünün veya
vasiyetnamenin açılmasının üzerinden on yıl geçmekle
zamanaşımına uğrar. İyiniyetli olmayan zilyede karşı
zamanaşımı süresi yirmi yıldır. Süre burada da
mirasbırakanın ölümü veya vasiyetnamenin açılmasından
itibaren işlemeye başlar.

You might also like