Professional Documents
Culture Documents
Bir Doktorun Üniversite Sınavı Macerası
Bir Doktorun Üniversite Sınavı Macerası
Sabah 6’da uyandık. Basit bir kahvaltıyı müteakip 130 km uzaklıktaki sınav yerine
doğru yola çıktık. Hedef Harran Üniversitesi idi. Mesleki kaygı ve gelecek korkusu
olmadığı için rahat olma beklentisi içindeyim. Araçta yol alırken çocukluğumuzun
antipatik anısı ÖSYM aklıma takıldı. Sınav heyecanı, yavaşça avuç içinde ve ayak
tabanlarımda terleme, kalpte ise hafif bir boşluk hissi olarak bana dokunuyordu. Ya
diğer gençler diye düşünmeden edemedim. Gelecek kaygısı taşıyan gençler ve
onlardan daha panik durumda olan aileleri…
Sınav bina kapısında üst düzey güvenlik önlemleri var. Güvenlik görevlileri
kolaylaştırma peşindeydiler. Sınav salonuna doğru merdiven basamaklarını
çıkmaya başlıyorum. Farklı yüzlere tanık oluyorum. Heyecan ve kaygı ortak nokta
olarak göze batıyor. Yanımdan hızlıca geçip tuvalet soran kişi herkesin ilgi odağı
oldu. Heyecan öyle bir durumki bağırsak tembelliği olan kişiye bile tuvalet
sorduruyor.
Sınav salonunda resmi üç görevli, masada ise bir cevap kağıdı ve bir soru kitapçığı
bizi karşıladı. Kitapçık numarası kodlanmakla beraber, “doğru kodladım”
kutucuğuda işaretleniyor. Sonrasında TC Kimlik no kodlaması ve klasik kitapçığı
kontrol edelim uyarısıyla salonda kağıt sesleri yükseldi. Bu arada sorular ve şıkların
yüzeyselde olsa görülmesi nedeniyle heyecan tavan yapıyor. Salonda derin sessizlik
ve bu esnada aradan bir soru çıkarmak isteyen birkaç kişiye yapılan “daha
başlamadık” uyarısı ile bekleme devam ediyor. Öyle bir ortam ki; salon sorumlusu
“Allah yar ve yardımcınız olsun” demesiyle salonda Kocaman bir “Amin” sesi
yükseldi. Kendimi dini bir ritüel içinde hissettim. En son inmekte zorlanan THY
uçağındaki yaşadığımız paniği aklıma getirdi.
Dışarı çıkarken sırtından büyük bir yük indirmiş hissiyle yürüyen, dışarı çıkmaya
çalışan bir kalabalığa karışıyorum.
Acaba başka yolu yokmu? Sınav olmazsa olmaz mıydı? Bu stres ne zamana kadar?
Öğrencilere bol keseden öğüt vermek yerine bizati gidip YGS sınavına girdim.
Artık rahatça konuşabilirim. Biraz çalışsaydım, bol bol alıştırma sorular çözseydim
ve birkaç deneme sınavına girseydim sınav sonucum daha iyi olacaktı. Buna
rağmen kendimi başarılı sayıyorum. Ödül olaraktan direk Sevgi Ciğer salonuna
gidiyorum… (Sizleri de beklerim:))
Şuana kadar nice sınava, sınavın her çeşidine girdim. Girdiğim her sınav bana stres
yaşattı. Ama ben o sınav stresine inat mutlu olmayı öğrendim. Size de tavsiyedir
girdiğiniz her sınavdan mutluluğu bulmaya çalışın. Çünkü hayatımız sınav…
Sağlıcakla kalın…
Saygılarımla…