You are on page 1of 155

TIMAŞ YAYINLARI

lstanbul 2011

timas.com.tr
GOLCE
Ömer Uidi Mete

11MAşYAYINIAIU 1 19.I
Şür Dizisi 1 26

GENEL YAYJNYôNEl"MENt
Emine Eroğlu

KAPAKTAMRIMI
RavzaKwlruğ

1.MSKI
Mayıs 2007, lsıanbul

2.IWiKI
Ocak 2011, lstanbul

JSBN
978-975-263-559-3

TIMAŞ YAl'INlAR.1
Caploğlu, Alemdar Mahallesi,
Alaykö,kü Caddesi, No: 5, Fatihllstanbul
Tdefon: (0212) 511 24 24 Faks: (0212) 512 40 00
P. K. 50 Sirkeci / lsıanbul

timas.com.tr
timas@timas.com.ır
f.ıcebook.com/timasyayingrubu
twiııer.com/ıimasyayingrubu

Kültür Bakanlığı Yayıncılık


Serıifıka No: 12364

BASK! VE dll"
Prizma Pıcss Matbaacılık
Atatürk Organiu: Sanayi Bölgesi
75. Yıl Cad. No: 21
Hadımköy/lstanbul
Td: (O 212) 771 39 37

YAYIN HAKIA1l1
© Eserin her hakkı arıl"fmalı olarak
Tıma, Basım Tıcaıet ve Sanayi Anonim Şirketi' ne aittir.
izinsiz yayınlanamaz. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir.
GÜLCE
Ömer Lütfi Mete
ÖMER LÜTFi METE

1 Şubat 1950 Rize doğumlu ... tik ve orta öğrenimini Rize'de, yüksek
öğrenimini lstanbul'da tamamladı. Kısa bir dönem edebiyat öğretmenliği
dışında gazeteci ve senaryo yazan olarak çalıştı. Evli ve dört çocuk babası.

Babıali'de Sabah, Bizim Anadolu, Tercüman, Türkiye, Yeni Haber, Orta


Doğu, Yeni Şafak, Ayyıldız, Yeni Binyıl ve Sabah gazetelerinde editör,
yönetici ve yazar olarak çalıştı. Türk Edebiyatı ve Çağnşım dergilerinde
makale, mizahi öykü ve şiirleri yayınlandı.

18 Kasım 2009 tarihinde hayata veda etti.

www .omerlutfimete.com

Kitapları:
Derin Devlet (röportaj), Dünyayı Kimler Y'cinetiyor (röportaj), Gülce
(şiir), Çığlığın Ardı Çığlık, Yerden Göğe Kadar, Asker ile Cemre, Çizme
(roman), Derin Millet Manifestosu (köşe yazılarından seçmeler), Hacı­
yağı ile Parfüm Arasında (deneme), Balonya Tünel (kara mizah), itfaiye
Yanıyor (kara mizah)
Sinema filmi smaryolan:
Çizme, Gülün Bittiği Yer, Yunus Emre, T.H.E. imam
TVfilmi smaryolan:

Köstekli Saat, Ayrı Dünyalar, Veysel Karani, Ahmet Bedevi


TV diirsmaryolan:

Bizim Ev, Evlere Şenlik, Ortaklar, Deliyürek, Avcı, Hayat Bağları, AGA,
Çanakkale Destanı (Belgesel Drama)
İÇİNDEKİLER

LEYLA BAHSi YUSUF İDİM/ 62


GÜLCE/ 8 OLMAZ OLSUN I 64
GAZELCE/ ıı İÇ KELEPÇE I 66
BİR İÇİM TUFAN/ 12 YERGİ/ 67
PERVANE/ 15 ÇATIŞMA/ 68
SARI GÜL/ 16 KAPRİS/ 70
CİLVE/ 19 HAD I 72
KEMENÇE/ 20 PİŞMANLIK I 73
YAR/ 22 LAFAZAN/ 74
DİRİLİŞ/ 24 ŞUHNAME/ 76
YİGİDİ GAM ÖLDÜRÜR/ 26 ART SEVDA I 78
HAFİFLETİCİ SEBEP/ 80
DÜNYA BAHSi EL AMAN/ 81
ALEMDAR/ 28 AŞK ARTIKLARI I 82
GÜLÜN BİTIİGİ YER I 30 YAZIK/ 83
YAZI/ 31 EZİK EZİK I 84
SEYİR/ 32 CEZİR/ 85
YILDIZLAR AKTI YARINA/ 35 YABANCI/ 88
HAZER/ 36 ÇAGRI/ 89
SERZENİŞ I 38 ŞEHRİN TAHTALAR!/ 90
ÜÇ AYAK BİR ŞAFAK I 40 GÜN YIKILIRKEN / 92
ESEF DAGI I 42 TAŞ-MAHAL/ 93
ZİNCİR BESTELER I 45 İŞ GÜNLERİ I 94
KURBAN ZAMANI I 46 DENİZİN DUDAGINDAN/ 96
ŞEHİDİN DESTANI I 50 YÜZ YÜZE I ıoı
KARA YOL/ 54 ANNEM/ 102
, VAHŞETİN BEYAZLAR! I 56 VEDA SAHNELERİ/ 103
TOPLUM MÜHENDİSİ I 58 DİNLENCE/ 107
ÜSTAT KÖPÜK I 60 ÖN sızı 1108
MEVLA BAHSİ
İMDAT/110
MÜJDE/114
YAKARI/116
KAYLULE SULARI I 118
HİCAZ'DAN I 120
İFTAR TAKSİMLERİ/ 121
ÇAGRILIŞ I 122
MUKABELE EVLERİ I 124
SAHUR SINIRLARI I 125
İLK TERAVİH /126
KUŞ-BEYAN/128
USUL/129
VARSA YOKSA/130
AV/132
YERİMDE SAYMA BENi /133
DEM/134
TANRI GÜZELİ/135
ZAMANSIZ I 136
MİNNET/138
RACİ/140
DÜNYA BİR GÜN/142
TESTİ CAN/144
İKİRCİK/145
İLTİCA/146
AŞIK GÖLGELERİ /148
AŞK OLSUN/150
LEYLA BAHSİ
GÜLCE

Uçurumun kenarındayım Hızır


Ulu dilber kalesinin burcunda
Muhteşem belaya nazır
Topuklarım boşluğun avucunda
Derin yar adım çağırır
Dikildim parmaklarımın ucunda
Bir gamzelik rüzgar yetecek
Ha itti beni, ha itecek
Uçurum kenarındayım Hızır
Civan hazır
Divan hazır
Ferman hazır
Kurban hazır

- 8 -
Uçurumun kenarındayım Hızır
Güzelliğin zulme çaldığı sınır
Başım döner, beynim bulanır
El etmez
Gel etmez
Gülce'm uzaktan dolanır
Uçurumun kenarındayım Hızır
Gülce bir davet
Mecaz değil
Maraz d�_ğil
Gülce bir afet
Peri değil
Huri değil
Gülce beyaz sihir
Gülce ölümcül naz
Buram buram zehir
Yar yüzünde infaz

- 9
-
Bir gamzelik rüzgar yetecek
Ha itti beni, ha itecek
Güzelliğin zulme çaldığı sınır
Uçurumun kenarındayım Hızır
Ben fakir
En hakir
Bin taksir
Ateşten
Kalleşten
Mızrak.la gürzden
Dabbetülarz'dan
Deccal'den, yedi düvelden
Korku nedir bilmeyen ben
Tir tir titriyorum Güke'den
Ödüm patlıyor Güke'ye bakmaktan
Nutkum tutuluyor, ürperiyorum
Saniyeler gözlerimde birer can
Her saniyede bir can veriyorum
1981

- ıo-
GAZELCE

Karanlığın kılıncı darbe darbe yar gözleri


Yarıldı künhümüz, döşendi kehribar gözleri

Yürek netame şehri şimdi, şüphe şüphe üstüne


Yalanla oynayıp kazandı iktidar gözleri

Işık kısık, umut tutuk, heves sönük ve genç idik


Çocuksu müjdelerle kıldı ihtiyar gözleri

Ecelle bir meğer bu kanlı kavgadan sızan barış


Yüceldi mülkümüzden muhteşem mezar gözleri

Zamanenin dilinde ismimiz yitirdi nisbeti


Bugün yegane Lütfi kaldı yadigar gözleri
1980

- ıı -
BİR İÇİM TUFAN

Çöl vaktime kar yağıyor, kar, kar, kar


Vay başıma gelenler
Ateşten gömlek deler buzdan oklar
Bu ne yalnızlık esmer
Dağılan okul akşamı duraklar
Yerimde eller eser
Dondurur kor beni yavuz meraklar
Vay başıma gelenler

Çöl vaktime kar yağıyor, kar, kar, kar


Bu karda iradem yaban parmağı
Sebat tuzağa benziyor
Böyle ağlatırlar yaman uşağı
Yamanlık yoğa benziyor
Çöl vaktime kar yağıyor, kar, kar, kar
Kutlu bir suç üstüne
Esmerin sunduğu bir lokma inkar
Kaç yıl oruç üstüne
İftarını oldu bir müebbet efkar
Kahpe sonuç üstüne
Ak alnım hurda rüsvaya çıkar
Kutlu bir suç üstüne

Çöl vaktime kar yağıyor, kar, kar, kar


Erenler bu kentte bu ne irfandır
Nikah düşer iftiradan
Her bir arzu tende mi cereyandır
Aşık sanırlar sıradan
Bilmezler esmer bir içim tufandır
Geçilmez böyle karadan

- 13 -
Çöl vaktime kar yağıyor, kar, kar, kar
Var ile yok arasında sarkaç
Beni üç zifir bulutlara katar
Bir göz, bir kaş, bir de saç
Bu kentin üstüne sevdamı atar
Kalbim göklerde hallaç
Karanlığı, bembeyaz bir yas tutar
Var ile yok arasında sarkaç
1980

-14-
PERVANE

Zaman, dik sokaklarda kan şelalem


Doğrandım huzme huzme ay kesimi
Gönlün safi bela, püskül el-atem
Yoğun tenhalarda işit sesimi

Hey düşman sığınağım, can çekmecem


Karanlığındayım yirmidört ayar
Sevdi<:eğim, öldüceğim, işkencem
Yaşın yaşın ruhumu dağlayan yar
1989

- 15 -
SARI GÜL

San gül, Rize'min şiiri


Sarı gül gençliğimin şehri
San gül, yirmi senem
Sarı gül can efsanem
Sarı gül gitarlı kız
Sarı gül hatırlı hız
Sandalımla, küreğimle
Resmini dalyanlara çizdiğim
Mecnun misal yüreğimle
Camında ufuk ufuk gezdiğim
Sarı gül can efsanem
San gül yirmi senem

-16-
Ah Rize'nin ufak tefek sonsuzlan
Sarı gül bitmez bir dönem
Bahar san, kışlar san, yazlar san
San gül yanık teranem
San gül sinemdir
Efsanemdir
San gül, sen açınca irem irem
Kışlar yaz olur
Gamlar haz olur
Taşlar saz olur
San gül ben sana güzel diyemem
Az olur
Az olur
Rize'nin havalan acemaşiran
Elalem horon tutar
Bense bu sularda, Endülüs'ten viran
Sebep san gül ve gitar
Ah sarı gül, sen bilemezsin asla
Başıma açtığın illetleri
Yitik izini belledim de sıla
Terk eyledim koca devletleri
Ömür devirdim nice nice
Güneşim san gül, indin de yere
Sana baka baka her gece
Kör kesildim bütün güzelliklere

Sen o yağmuru bilirsin, yurdudur orası


San gül, hiç dinmedi o yağmur
İnce ince ayva tüyünce hüzün pudrası
Hila gönlüme seni savurur
Beklerim kapalı gökte yıldız
Rize'nin seneleri nemdir
San gül, san gül, gitarlı kız
Benim gelecek efsanemdir
1990

- ıs
-
CİLVE

Kaş üstünde yolum kesik, kaş hançer


Ölü karanlıklar uyandı
Cilve tuzağına düştüm seher seher
Yanaklar cennete boyandı
İliklerime girdi zehir gözler
Zifir gözler
Kafir gözler

Dışı tenha insanın, içi mahşer


Işığım kara kara yandı
Bir ince işmar, can damarıma neşter
Kirpik geldi ruha dayandı
Ecelime susam iksir gözler
Zifir gözler
Kafir gözler
1985

- 19
-
KEMENÇE

Bir yaz donanması kuşatıp çevremi


Gözlerin gözlerimi tuttuğu zaman
Tayfun tutkular zorlarken penceremi
Kör şeytan aklımı uyuttuğu zaman
Gönlümün uçurumlar açan depremi
YJ.ksek korkularımı yuttuğu zaman
Sırat'ta titretir beni bir kemençe
Vahşi, kıvrak ve ince
Delice, zırdelice
Sırat'ta titretir beni bir kemençe
Ha uşak ha
Ha uşak ha

- 20
-
Benim içimden geçen vurup yüzüne
Yanaklarında şafak attığı zaman
Saflığın gecesinden kurt gündüzüne
Kirpikler, kaşlar nızak çattığı zaman
Yardan yara sekerken şehrin düzüne
Ruh topuğuma diken battığı zaman
Sırat'ta titretir beni bir kemençe
Vahşi, kıvrak ve ince
Delice, zırdelice
Sırat'ta titretir beni bir kemençe
Ha uşak ha
Ha uşak ha
1987

- 21 -
YAR

Yara beni, yara beni


Aşkın oku, yara beni
Bıraksınlar yara beni
Atsın yardan, yara beni
Yara beni, yara beni
Yaram yarimdir
Yarim yaramdır
Azığım zehir
Bineğim gamdır
Yaram yarimdir
Yarim yaramdır
Yaraydın gönül yaraydın
Her yer karanlık, yar aydın
Hem ilaçtın hem yaraydın
Sımmı deşip yaraydın
Yaraydın gönül yaraydın
Yaram yarimdir
Yarim yaramdır
Azığım zehir
Bineğim gamdır
Yaram yarimdir
Yarim yaramdır
2002
DİRİLİŞ

Bir bozgun sonrasıydı ciğerparem


Devlerin devrildiği dem
Ricat rüzgan kırbaç olup
Şaklarken iman tahtanı üstünde
Ben öptüğüm kabzaya mağlup
_Kaybolmuşum haritam üstünde
Anam matem, babam matem
Payitahtın kalbine kurulmuş alçak sofrası
Firariler dağa taşa hak.im
Etten, kemikten abidelerin döküm sırası
İhtiyatların donduğu mevsim
Ciğerparem ben sana öyle bir destan yarası
Azledilmiş bir şehit gelmiştim

Yalnız sendeydi şahım diriliş sım


Sen yeniledin mecnun meselini
Bir sevda getirdin sevdalardan aşın
Kar bulutlardan uzattın elini

Gidelim dedin ölmeden önce ölüme


Elif parmaklarla kaldırdın beni
İki kaş arasından ok çektin gönlüme
Pembe ufuklara daldırdın beni

Bir uyandım azatlık tuzağından


Müjdeler getirdi hüzün
Zümrüt gözlerin geçti can bağından
Cennet-kenar oldum bugün
1981

- 25 -
YİGİDİ GAM ÖLDÜRÜR

Yiğidi gül ağlatır gam öldürür


Nice namert ava çıksa
Tuzak kursa kurşun atsa
Yiğidi çökertmez kahır
Bir dem yar hüzünle baksa

Yiğidi gül ağlatır gam öldürür


Düşman yılan olup soksa
Dokuz kavim taşa tutsa
Yiğidi çökertmez kahır
Bir dem yar hüzünle baksa
Yiğidi gül ağlatır gam öldürür
2000

-26-
DÜNYA BAHSİ
ALEMDAR

Haramzade iş başına gelende


Aslan uyur, kartal göçer, kurt küser
Haramzade aş başına gelende
Yetim yıkılır, yoksul umut keser
Haramzade iş başına gelende
Kötülük azar gider
Kara gün uzar gider
Yiğidin yolu gözlenir
Dili gözlenir
Eli gözlenir
Yiğidin yolu gözlenir

İş başında haramzade
Mazlumun sancağı yerde
Mazlumun ahı var
Nerdesin 3.lemdar
Nerdesin alemdar

-28-
Haramzade aş başına gelende
Alemci yer, ilem bakar kuraldır
Haramzade iş başına gelende
Eşkıya padişah, hırsız kıraldır
Haramzade iş başına gelende
Çeteler azar gider
Mahkemem uzar gider
Yiğidin yolu gözlenir
Dili gözlenir
Eli gözlenir
Yiğidin yolu gözlenir

İş başında haramzade
Mazlumun sancağı yerde
Mazlumun ahı var
Nerdesin ilemdar
Nerdesin 3..lemdar

-29-
GÜLÜN BİTTİGİ YER

Sana gelemem gülüm gelemem


Sıynlamarn kanlı izlerimden
Doğrulamarn artık dikilemem
Paletler geçiyor dizlerimden
Sana gelemem gülüm gelemem
Gülün bittiği yerde
İşkencem perde perde
İçerdeyim içerde

Sana gelemem gülüm gelemem


Sarpa sardım kendi izlerimden
Kement taksan bile çekilemem
Düne çivilendim gözlerimden
Sana gelemem gülüm gelemem
Gülün bittiği yerde
İşkencem perde perde
İçerdeyim içerde
1 999

- 30
-
YAZI

Şu feleğin işine bak


Senin yerine bulacak
Başkasını koyacaklar
Adımız çete kalacak
Bize fena kıyacaklar

Şu feleğin işine bak


Daha yaralanın sıcak
Sargılan soyacaklar
İçerde bir başka bıçak
Bize fena kıyacaklar
1981

- 31 -
SEYİR

Gemim gidiyor baştan


Gemim gidiyor gemim
Yar çıkmış çocuk yaştan
Zehirlenmiş kalemim
Yıkılan kara kaştan
Gemim gidiyor gemim
Bülbül taştan, gül taştan
Gemim gidiyor baştan

Ferman kürektir
Figan sürektir
Gemim gidiyor
Kopan yürektir
Gemim gidiyor baştan
Gemim gidiyor gemim
Yelkenleri telaştan
Dalgalarda kıdemim
Sılam vardır savaştan
Gemim gidiyor gemim
Mendil taştan, el taştan
Gemim gidiyor baştan

Sefer yönsüzdür
Keder sonsuzdur
Gemim gidiyor
Haber ünsüzdür

Gemim gidiyor baştan


Gemim gidiyor gemim
Dümenim mestan mestan
Bir pervane ademim
Yandığım sedef destan
Gemim gidiyor gemim
Sahil taştan, il taştan
Gemim gidiyor baştan

- 33 -
Dilim öcüdür
Bilim necidir
Gemim gidiyor
Halim fecidir

Gemim gidiyor baştan


Gemim gidiyor gemim
Hasımlarım kardaştan
Kansız olur son demim
Batar yavaş yavaştan
Gemim gidiyor gemim
Torpil taştan, yel taştan
Gemim gidiyor baştan

Emir yamandır
Seyir dumandır
Gemim gidiyor
Ahir zamandır
1981

-34-
YILDIZLAR AKTI YARINA

Yollar aydınlık kefen beyazından


Hey eşkıyam hey, sen selamet ben sağ
Güneş ülkesinde bir kutup zindan
Yusufgillerde yatıya kaldı çağ

Bir ranzada kocasın hiç ve hep


Gecenin gökleri kara tahta
Ölümün öğrenildiği mektep
Nokta nokta nokta

Burdadır kendi koynunda uyumak


Burdadır yüreğini sayan adam
Mazgal boyu doğar gün, yumak yumak
Seyrek huzmelerle örülür idam

Gözlerde feleğin kum saati


Sonsuza son bir ilmik bu tezgahta
Yıldızlar akıp yanna gitti
Nokta nokta nokta
1989

- 35 -
HAZER

Ben sana demedim mi oğul


Yosmanın kara günleri geçsin hele
Bak ne imiş hazerde usul
Gör kimler için kopmuş bunca velvele
Ben sana demedim mi oğul
İşte meydan
İşte zindan
Savaş yok artık, yarasız gam zamanı şimdi
Figan yok
Destan yok
Lisan yok
Uzun ince düşünmenin tam zamanı şimdi

-36-
Ben sana demedim mi oğul
Nam olur, kcir olmaz
Dam olur, dar olmaz
Ben sana demedim mi oğul
Bu yosma sana yar olmaz
Ne kızdır, ne gelindir, ne dul
Bu yosma tövbekar olmaz
Bu yosma para, bu yosma pul
Düşmediği pazar olmaz
Ben sana demedim mi oğul
Bu yosma sana yar olmaz
Bu yosma şimdi korsan yedeğinde
Korkudan azade
Bir elinde bade
Bir eli yeminde
Hizmete amade
Bu yosma şimdi barış gerdeğinde
Sen yine hayal ile yoğrul
Su yosma sana yar olmaz
Ben sana demedim mi oğul
Sefersiz iktidar olmaz
Hazer bize diyar olmaz
1981
SERZENİŞ

Kılıç gibi bir rüzgar geçti aramızdan


Keserken duymadık
Dem dem sorular akıp gider yaramızdan
Bu kandır güle renginden sadık
Vicdanlar büyür maceramızdan
Kıyıldık kıyım kıyım doymadık

- 38 -
Bir sınıf serseri doluşmuş gülistana
Oraktır dişleri
Çiçek kanlan sıçrıyor yeşil fistana
Defue yutar güvercin leşleri
Kızıl bir maya vurur isyana
Aşikar bir meraktır işleri

Benimse kamam var, kendi kınına vahşi


Aleme yumuşak
Beni fidye verip düşmana görünür yahşi
Feıyadı emer boynumda kuşak
Bir ufak armağan, bir can bahşi
Aşık dediğin bir ölü uşak

Ayrılık budadıkça büyüyenlerdeniz


Gidenler çok yüksek
Bulutlarla yarışmayı bırak ey gönül
Benim yanlışım bir başka gerçek
Dökül gözlerimden temiz temiz
Bu sevda ağlamaya değecek
1976

- 39
-
ÜÇ AYAK BİR ŞAFAK

Kahpe kayışında bileniyor bıçak


Üç ayak
Bir şafak
Celep örfü ahkam olmuş
Babam kasap vezir
Eloğluna bayram olmuş
Kuzular sağ erir
Üç ayak
Bir şafak

- 40
-
Ahdetmiş babam beni boğazlayacak
Topal tahterevalli hak
Fidyeler takas olmuş
Binilen dala iner nacak
İntihar kısas olmuş
Usul bitirim
Esas bitirim
Kabul bitirim
Kıyas bitirim
Sarışın değilmişim
Kara kaş, kara göz yasak
Has anadan gelmişim
Öz ocağımda öz yasak
Üç ayak
Bir şafak
Birkaç sefil
Gözde nesil
Yırtılan nazlı sancak
Gözüme bağlı mendil
Ben kırk kere İsmail
Babam İbrahim değil
Babam ortada mutlak
Babam adil
Babam katil
1982

- 41 -
ESEF DAGI

Türküler tutuştu içimde hasretin zehrinden


Gene güz geldi gönülde iktidara
Çıkayım gideyim dedim bu tenezzül şehrinden
Çıkayım gideyim yaralı serdara
Uzarup yol yol oldum yine
Ulaştım sürgün iline

Gördüm ki, vurgun yemiş serdar otağı


Yanakları pus pus
Yankıları mahpus
Koca serdar, serdar değil esef dağı
Alnında heybet yar yar
Dudağında hüsran gülümser
Ancak işkence oyar
Hem dağ, hem insan; böyle eser

- 42
-
Hey dedim, hey esef dağı, esef dağı
Nedir yurdunda bu cehennem konağı
Baktı gözüme serdar, baktı baktı
Beni bir çağın sımna bıraktı
Kalem gibi asasını
Uzatıp guruptan yana
Yazık döktü kıssasını
Gözleri dedi ki bana

Nice can verip sultan eylediğim yar


Söküp bağrımdan bir kıtalık toprağı
Taştan kaideye sığdırmış bir diyar
Çatlatmış gençliğimi sitem kurağı

Sineme esir düşmüş bin yıllık ahenk


Tuz saymışlar beni köz olduğum derde
Ağıtlar yakılmamış figanıma denk
Dumanla geçinirim ben bu yerlerde

- 43 -
Yarim yad ellerden yaş alır
Yoldaş alır
Oynaş alır
Ben etmem suretlere dua diye
Her yaşı bir sel getirir vadiye
Ocaklardan yemyeşil bir göç gider
Güz gelir iktidara, güç gider

Yarin her çağ dönümü dağıtır bağı


Talan eder
Viran eder
Tank geçmişe benzer aşıklar yatağı
Kucaklardan bir nesil göç gider
Bir gider, iki gider, üç gider
1983

-44-
ZİNCİR BESTELER (*)

Çıldıracağım bu zindanda göz göre göre


Müthiş çıldıracağım ay Oğuz
Cinayet çıkacak elimden, yok başka çare
Tutamaz beni bir alay oğuz
Senin mızrabın vurmasa zincir bestelere
Vay benim halime vay vay Oğuz

Senin sazın erdirir de gönül zannı


Altından bir saray olur elem
Hayret makamına döker aczin k:innı
Senin yüreğin, benim şelalem
Senin peşrevin yıkar ışık duvarını
Her gece devreder beni alem

Gül ruhu beni çayım


Saba kesilirim çaldığın tamburda
Hem mahpusum hurdayım
Hem eserim İsfahan'da, Nişabur'da
1980

Şeref Oğuz'a ithaf...

- 45
-
KURBAN ZAMANI

Tuhaf zaman içinde


Etraf duman içinde
Bir varmış bir yokmuş
Dağ baykuş, düz baykuş

Yılan sürerken ziıvemizde beylik


Biz konamaz bir bölük kartal idik
Havamız hicran
Yuvamız hicran
Davamız hicran
Biz ki, zehir bulutlarda devriye
Bir müzmin nöbete yakalandık yavaş yavaş
Lanet, gözlerine akmasın diye
Kaş kesildik, bozkırın alnında, bir hilal kaş
Boran yedik
Kıran yedik
Süzüldük, çözülmedik asla
Ufuktan süremedi düşman
Kahpe geldi mehter makasla
Biçti bizden bir leş, bir pişman
Ne bilirdik sadakat intihar imiş yalnız
Nankörlük kovulmuş cehennemden yıldız yıldız
Yükler fesat
Kökler fesat
Gökler fesat

-47-
Sam yeli düşürdü bizi kendi semamızda kaçak
Bayramlarda pusuya yattılar
Ummaz idik bozkırın omuzlarını böyle alçak
Üç beş damla ikbalde battılar
Tuttular yüreklerimizi kadehler gibi
Kanımıza baykuş kanı kattılar
İçtiler, içtiler; görünmedi sabrın dibi
Ecellerimizden zafer tattılar

Biz sivil kanatlı bir bölük


Selam yeriydik göz üstünde
Elinin tersiyle kazıttı bizi felek
Hem dar günde, hem bahar günde
Hedef olduk
Telef olduk
Esef olduk

- 48 -
Bir bölük kartal iken bir avuç Mansur kaldık
Dil attılar, kül attılar, gül attılar
İmam ve cemaat akçe molasında kazık
Mezarımız üstünde tüfek çattılar

Can kumarda; gün dolar, kin dolar, bin dolar


Sattılar bizi ağam, sattılar, sattılar
1984

- 49
-
ŞEHİDİN DESTANI

Fişekler patlıyor, güneş nınık, hilal berrak


Dağ taş can evinden tekbir tekbir çağlayarak.
Sultanım seni uğurlar bu ebedi bayrak
Sen ki kevseri namluyla içtin ırmak ırmak

Sen bir köpıii düştün de geçit verdi uçurum


Al kanlar içinde boyuna kurban olduğum
Şehidim, yiğidim, melek yüzlüm, Ak.tuğ'um

Al beni, al al beni
Nur yüzün, gök alnın boyadı al beni
Cennet tanıdım bağrındaki al beni
Öcün sorayım da şehidim al beni
Al beni, al al beni

- 50
-
Uçtu bulut yeleli civanım gökten emin
Kanından tapusuyla ocağımdır bu zemin
Yemin, dövüşte secdeye kırılan kalemin
Silahın, bayrağın, Kur'an'ın üstüne yemin

Cephanem hatırandır, gece-gün yudum yudum


Sen gayret pınarım, suyuna kurban olduğum
Şehidim, yiğidim, melek yüzlüm, Aktuğ'um

Yüreğim, kor yüreğim


Pir yandı bir daha sönmez kor yüreğim
Kim demiş haini canda kor yüreğim
Yedi kat yerin dibine kor yüreğim
Yüreğim, kor yüreğim

- sı -
Gördüğüm tabut mu, köy ufkunda seher vakti
Tabut değil, yıldız yıldız mahyam yola çıktı
Dağ dağ omuzlarda geliyor ecelin tahtı
Semalar kıskanır ey makber sendeki bahtı

Sabrında vurulan, iç içe bin kerre mazlum


Varını vakfetmiş, huyuna kurban olduğum
Şehidim, yiğidim, melek yüzlüm, Ak.tuğ'um

Özür özüm kanayan


Özümün özü bu girdapta kanayan
Sen asıl yar için akmayan kana yan
Oyar o gözü kim bakar bu kana yan
Özüm özüm kanayan

Müjde ey toprak tubadır bu fidan, bu civan


Şehidim ölümsüz fani, gönüllerde divan
Onbinler, yüzbinler göz göz, saf saf Hakk'a revan
Diyet alacağız billah, topyekün bir cihan

Ölmedin sen, bir oluştur bu, bir şanlı doğum


Kütüğü göklerde, soyuna kurban olduğum
Şehidim, yiğidim, melek yüzlüm, Aktuğ'um

- 52
-
Yakın ha candan yakın
Kardaş bil şehidimi öz candan yakın
Bugün sana tatlı gelen candan yakın
S·0ııı.1e3in bu ak ateş, ta candan yakın
Yakın ha candan yakın

İşte namazındayım, işte veda bayramı


Sundular bu mercan sükutta sonsuz meramı
Gayn rahatta buldum canıma ilk haramı
Yalnız senin rütbene hasret sarar yaramı

Kalmayacak gümüş hilal okçusundan mahrum


Irz diye devraldık, yayına kurban olduğum
Şehidim, yiğidim, melek yüzlüm, Aktuğ'um

Senden aldım kanadım


Her çağda uçmak için sel sel kanadım
Boy adım, soy adım, can adım, kan adım
Yadınla gerilir, gerilir kanadım
Senden aldım kanadım
1979

- 53
-
KARA YOL

Ey benim tenhalanma mahşer getiren


Kara kara kara yol
Sen benim hayır dileğime şer getiren
Yetmiş iki milletten
Yalan yalan
Birime yetmiş veren
Rahat götürüp
Sıhhat götürüp
Sürat getiren
Feryat getiren
Kundaklanma vaftiz
Çıkınlanma faiz
Toy çocuğuma esrar
Arsızıma iftihar
Getiren kara kara kara yol
Avlumun içinden
Yılan yılan
Haremime giren
Rüya götürüp
Haya götürüp
Boya getiren
Riya getiren
Her aynaya bir artiz
Her eve dövülen diz
Genç kızlarıma firar
Aşıklanma intihar
Getiren kara kara yol
1981

- 55 -
VAHŞETİN BEYAZLARI

Ses geldi gün batan illerden


Bir ses ki bu çağın dövüşü
Düşürdü bülbülü tellerden
Ne türkü kaldı, ne yar düşü
Kırdılar ince sazları
Vahşetin beyazları
Vahşetin beyazları
En uzun menzilli notalar
Kulaktan vurdular gençleri
Zincirler, ciletler, muştalar
Hurdaya çıktı güvençleri
Yoldular gonca hazları
Vahşetin beyazları
Vahşetin beyazları

Yaşamak serseri merasim


Bir gitar, bir kola, bir de cip
Ateşe ne hacet bu mevsim
Kızgın güneşte cızbız edip
Yediler körpe kızları
Vahşetin beyazlan
Vahşetin beyazlan
1989

- 57
-
TOPLUM MÜHENDİSİ

Bakışlarında bir çalım, bir kurum


Çakalım benim ne yakışmış kör tepeye
Efeyi savurduğumuz uçurum
Vesikalık korkuluk kara sermaye
Yeşili kuruttuk, kurtulduk yavrum
Yılan çıyan kış uykusunda
Çakalım alkış uykusunda

- 58 -
Ayrık otlarından almış da serum
Taş unundan yiğit kesilmiş çakalım
Bahçesini bakıcıya vermiş diyet
O kükrer de gıdıklanır dört bir yanım
Gülmekten öldürür beni bu ciddiyet

Çakalım aslan sütünden çekmiş davayı


Yıldızların gölgesinde masa kurmuş
Esneye esneye beklediği kovayı
Yaban ecinniler kahkaha doldurmuş

Çakalım hfila yaman ciddi


Dudaklarında bir çalım, bir kurum
Çakalım et de yemez şimdi
Yeşili kuruttuk, kurtulduk yavrum
Çakalım artık kör tepeye imam oldu
Bekri Mustafa'nın meseli tamam oldu
1981

- 59
-
ÜSTAT KÖPÜK

Toycağızım ustan seni terk edeli


Tabuttan gayri tohum görmez bağlar
İçi geçmiş rüzgarların bedeli
Ağardı bahar, yoğa gitti çağlar
Kör kütükten müfettiş
Berkemaldir asayiş

- 60
-
Sen dev angaryalann mıknatısı
Bir cevhersin suyunu ateş ağlar
İhtiyar körüğün ağız çatısı
Yalnız alkışçıya tükürük sağlar
Virtleri kuruyemiş
Elif mertek kırk derviş

Var bir hikmet-keramet her azarda


Koca göbeğe kayış, genç dimağlar
En sevilen derisin bu pazarda
Elbet yere çalar seni debbağlar
Köpük duvara kiriş
İltifat pinti bahşiş

Edep belletir batıl sakınmayı


Basık havalardan söner çerağlar
Bırak gencim yanmayı, yakınmayı
Güneş olsan erimez pamuk dağlar
Azamet eksi yetmiş
Yaş yetmiş, kırk yetmemiş
1985

-61-
YUSUF İDİM

Öfkem volkan !avlanın güneş boyu


Deniz dediğin ne, bir ufak kuyu
Şu deli yüreğimi söndürmez suyu
Buzullar tutamaz bu ateşi
Kestim işi koydum başı
Bir oldu beş duyu
Hepsi de ateş duyu
Sildim dünyayı
Kara sevdayı
Kuru sevdayı
Koptu deli yüreğim
Koptu kıyamet

-62-
Çıkma önüme koca dağ yıkıl git
Budur benim tufan olup yağdığını vakit
Hangi güç vurabilir bana kilit
Yusuf idim Davut oldum
Bulut oldum barut oldum
Bir oldu beş duyu
Hepsi de ateş duyu
Sildim dünyayı
Kara sevdayı
Kuru sevdayı
Koptu deli yüreğim
Koptu kıyamet
2000

- 63
-
OLMAZ OLSUN

Gidene söven
Geleni öven
Garibi döven
Güçlüyü seven
Bu çağın düzeni
Bu çağın düzeni
Olmaz olsun
Alçağın düzeni

Kuduza pençe
Taşa kelepçe
Villaya peçe
Konduya kepçe
Bu çağın düzeni
Bu çağın düzeni
Olmaz olsun
Alçağın düzeni

- 64
-
Yarına safra
Vurguna şifre
Zengine sofra
Yoksula tafra
Bu çağın düzeni
Bu çağın düzeni
Olmaz olsun
Alçağın düzeni

Koltuklar beleş
Kuzgunlara leş
Yiğide kalleş
Kahpeye kardeş
Bu çağın düzeni
Bu çağın düzeni
Olmaz olsun
Alçağın düzeni
2000

- 65 -
İÇ KELEPÇE

Barış bir barut peçe


Ha bende cinnet-kıvılcım, ha denizde kum
Yüreğim sürçe sürçe
Şiddet damarım çatlar, ağzım zehir-zakkum
Ellerim birer pençe
Yak.laşır bana cinayet
Davranırım
Ve düşer başıma ayet
Herkesi vurdum sanırım
1984

- 66 -
YERGİ

Alay etmek bazen yamyamcasına


Sahte tanrıları ısırmak diş diş
Sataşmak atasına, amcasına
Ne tatlı bir savaş, ne kutsal bir iş
Saldırmak kapısına, bacasına
Kansına, kocasına
Cahiline, hocasına
Kah bindirmek
Kah indirmek
Belki bir pire için yakmak yorgan
Belki yenik ama hep saldırgan
Kah iğneyi diken seçmek gülce
Kah süngüyle deşmek sivilce
Alay etmek bazen yamyamcasına
Ne cihat yarabbi; ne hoş, ne iyi
Ve bazen inadına hamcasına
Yemek naneyi
1989

- 67
-
ÇATIŞMA

Kor yüreğime düştükçe her soğuk kelimen


Bulutlar basıyor beni
Gazap kanadım kesip ayaklarımı yerden
İsyana asıyor beni

Cinnet saatinde kadran


Bir vara, bir yoğa sarkıyorum
Beni hep bende durduran
Ellerimden tutucu bir yorum
Gerekçem aşırı
Kelepçem aşırı

- 68
-
Dekolten hapsime açılan belalı gedik
Hürriyet şeytan lokumu
Seni beynime sıçratan bu sefil eşitlik
Bu gavur sebepler yok mu

Neden hep böyledir, neden


İlle kendi kendime belayım
Sen ve bin tane gene sen
Terk saatleri benim balayım
Gerekçem aykırı
Kelepçem aykırı
1982

-69-
KAPRİS

İnce hesaplar dürüyor defterimi


Yolumu yarıyorlar yarım yarım
Şehirzedeyim, adımlar göç birimi
Ya çıkarım gidiyor, ya vakarını
İnce hesaplar dürüyor defterimi
Art niyetler
Kart niyetler
Kurt niyetler
Hudutlarını delinmiş selam kapısından
Müstemlekesiyim alınganların
Gönülsüz sevaplarla ördüğüm bir zindan
İçinden çıkılmaz hat oldu yarın

- 10 -
İnce hesaplar dürüyor defterimi
Kıl payı cümle gelirim, akarım
Yüreğim çöl ortaklarıma kul verimi
Bir inmedir borcum, ondan sakarım
İnce hesaplar dürüyor defterimi
Sis oyunlar
Süs oyunlar
Küs oyunlar
Başlamadan yeniğim bu zenne güreşte
Ayağımı kaydıran bahar buzu
Güneşte çeviriyorlar beni, güneşte
Mezara damlıyorum kuzu kuzu
1985

- 71 -
HAD

"Küt ve tak tak, yürüme mağrur mağrur


Ne yeri delebilirsin
Ne de alnın yüce dağlara vurur"(*)
Senin gaddar yapın için
Yaprağın buseleri
Kah ıslak.tan
Kah sıcaktan
Toprağın buseleri
Kah odaktan
Kah dudaktan

Koşma külçe külçe


Bir meram satır ol
Eğil gülce gülce
Itır ol
Hatır ol
Yatır ol

*Ayet meali
1990
PİŞMANLIK

Sanki şeytanla zifafa girdin


Sonra çaresiz bulantı
Bir tabak eti yedin bitirdin
Dediler sana yılandı
1971

- 73
-
LAFAZAN

Öz dilinin üstünde adam


Kurulup öter kurum kurum
Tünediği bir alçacık dam
Boyuna göre dev uçurum

Öz dilinin üstünde herif


Konuştukça daha bi ahmak
Çulda bulmuş kendine tarif
Giyindikçe büsbütün çıplak

-74-
Öz dilinin üstünde mehdi
Kaymış gitmiş cin tavasına
Zıplamaktır cihadı, cehdi
Uçuyor ateş yuvasına

Öz dilin�n üstünde sapık


Gerçekten yalana kanatlı
Cümle ahmaklarla mutabık
Bahtı kara vehim sanatlı

Öz dilinin üstünde eyvah


Uyuz merkep ki semeri yok
Sanır kendini gökte seyyah
Anırıyor da haberi yok
1996

- 75 -
ŞUHNAME

Allah bilir güzelim


Kurşun geçirmez dualar da bilmezsin
Batıl fenlere talim
Karanlıkta tam yol, güneşte izin
Güzelim Allah bilir
Geçimin Mercedes, içimin benzin
Yüreğin yufka demir

- 76 -
Allah bilir güzelim
Necip şiir de bilmezsin herhalde
Seninki bir kuş bilim
Bütün hayalgücün bir sıkım belde
Güzelim Allah bilir
Uzun hava da sevmezsin, gazel de
İlle pop yersin kafir

Allah bilir güzelim


Sen sevmeyi de bilmezsin bir defa
Her aç göze bir dilim
Her tesadüfte şapır şupur vefa
Güzelim Allah bilir
Annen bürünmüş yedi kat çarşafa
Sende bir yaprak incir
1990

- 77
-
ART SEVDA

Kırkında bahar bir umutsuz cenk


Sana bir kanlı sahadır
Ne güzel seçtin, bir orduya denk
Her bir bakış bin bahadır

İlk yadırgamayla düşecek tüfenk


Ellerinden ah-vah içecekler
Hezimet ki, mısralardan bir çelenk
Esirliğine süs ölçecekler
Ve açacak zincirlerinde renk renk
Adını bilmediğin çiçekler

- 78 -
İşte ateşten ateşkes
Bir pişmanlık, bir yıkım
Hüzün o altın kafes
Solgun ve yoğun bakım

Kış günü bahar hep böyle depreşir


Bir koca herif
Bir körpe latif
Şunun şurasında bir de teneşir
1981

-79-
HAFİFLETİCİ SEBEP

Alavere, dalavere
Saldırmazdım güzellere
Şu haydut nefsime göre
Kanun icat olmasaydı
1972

- 80
-
EL AMAN

El aman Allah'ın cezası güzeller, el aman


Siz şeffaf cehennemler, her sabahki penceremiz
Harem harem göğsümüzü şişiren amber-duman
Bu incir kıyafet, iblislerle nikah töremiz
Ondurmaz bu iştahlı bakım, bu aşırı güman
İbrişim sargılar altında azıyor yaremiz
Bu kara iğnecikleriniz, bu delici} derman
Afet nüshalarınıza mahkum her bir hücremiz
Göz nurumuzdan damıttığınız sürmedir zaman
Züğürt gence kesilirsiniz kutsal bakiremiz
El aman Allah'ın cezası güzeller el aman
Biz yatalak efsaneleriz, ölümdür çaremiz
1986

- 81 -
AŞK ARTIKLARI

Bana güzel anlatma, kimseyi güzelleme


Mehtap çizme bana, çiçek deme, yar deme
Hani ruhları o resimlerin
Heykellerin
Hani izleri o mevsimlerin
O illerin
Bugün cananım dediğin mehpareler
Bellere dolanan iştah kuşağı
Sabahı görmüyor mahmur çehreler
Gecesiz uykular ölü toprağı
Lepiska saçlı nice biçareler
Katır Kazanovalara kaşağı
Dökülür erotik bitler, pireler
Öğlen açılır losyonun kapağı
Dünkü zümrüt çaylar, bülbül dereler
Şimdi obur semtlerin bağırsağı
1990

- 82
-
YAZIK

Yaşımdan bir çağ yürüdüm


Gece susadı gündüze
Bir kızıl elmaydım çürüdüm
Halden hale geze geze
1982

-83-
EZİK EZİK ( *)

Ölümden bir gün yutkundum Boğaz'a nazır


Nakşoldu Nakkaştepe'ye bir devrik ünlem
Şimdi rüzgann yamaca üflediği sır
Sabah yeşil üstü bir teselli, bir şebnem

Günler sargı sargı dolansa da yaraya


Derinden bir sızı ne geç bilir, ne bitim
Hasret bir köprü gibi yaslanır karaya
İki kuş ötüşler gönderir yetim yetim

Sidre'm ve Çağn'm, kalbimin karagülleri


Babanız toprak, yaşamak bir lirik tanın
Ezik ezik can sürülür güzden ileri
Bir daha geçmez bu Boğaz'dan ilkbaharım

* Merhum İlhan Ezik'in hatırasına


1987
CEZİR

Çekildi sular, kalkalım artık gönül


Tamamdır bu bağda hasret ikmalimiz

Dikeni yüzünden nesli kazınan gül


Isırgan devri başlatır vebalimiz

Cümle rütbemiz, sesinden mahçup bülbül


Sağır sultan sarayında ikbalimiz

Örtemez bizi bunda ümit rengi tül


Hüsran sabıkamız, kasvet eşkcilimiz

Vefa, yangın yemiş semtten kalan kül


Hayatı üflemeye yok mecalimiz

Yarıldı toprak, kalkalım artık gönül


Tamamdır bu bağda vuslat ihmalimiz
1982

- 85 -
YALAN DOLAN

Veda sofraları bu akşamlar


Uzleti ağırladığım sırça saray
Ayrılık damıtır bana camlar
Gün batımıdır yürekte demlenen çay
Sonsuz boşluğa karanlık damlar
Yalan dolan
Hiç dolmaz yalan dolan
Şehir bir kuru kemik
Üç öğün yalan dolan
İkiyüzlü incelik
Tokluğum yalan dolan
Yalan dolan

- 86 -
Yatmışsın her insanda bir hücre
Leyla mahzenlerde yıllanmış ciğerin
Gökdelenlerden geçit yok fecre
Güz senin mecnun sularda son konserin
Yanık yanık yutkunuşlar üzre
Dinle neyim
Kalbimi dinle neyim
Bu kıyamette sen sur
Ben ölüm dinleneyim
Bir ilahide mahsur
Gaipten dinleneyim
Dinle neyim
1987

- 87
-
YABANCI

Biliyorum seni, biliyorum ey can


Bir doyumluk duramıyorsun yerinde
Ne an var hasret çekmediğin, ne mekan
Bir başka şey özlersin her seferinde

Her gece bir başka güzel kemendine


Bir olur kopmanla yapışman
Her sabah bir başka küfletsin kendine
Her vuslatta bir başka pişman

Her devir bir başka ufkun talibisin


Her semada bir başka meyil
Anladım ey can, hep çıkacak gibisin
Bu dünya senin huyun değil
1983

- 88 -
ÇAGRI

Ay dedem senden biricik eser


Saydıran bir maaş nefret beni
Yüzümü kızarttı çil güneşler
Çizdiler aç göze suret beni

Para-kelam etmemekti derdim


Parasızlık oldu zikrim, virdim
Milyonla nüktecik biriktirdim
Kul etti bir pulluk servet beni

Ucum işte, köküm veralarda


Süs bittim aydın seralarda
Ay dedem kalma hatıralarda
Gümüş bastonunla titret beni
1986

-89-
ŞEHRİN TAHTALARI

Kentbey seçilmiş köy cuntaları


Sökülüyor
Dökülüyor
Yakılıyor şehrin tahtaları

Anıt soylu şerrin ustaları


Gök çalıyor
Kök salıyor
Yakılıyor şehrin tahtaları

- 90
-
Beton derilinin baltalan
Kol geziyor
Yol kesiyor
Yakılıyor şehrin tahtaları

Konaklarda nüzul hastaları


Kaş yapıyor
Göz kapıyor
Yakılıyor şehrin tahtaları

Emlak mezhebinin softaları


Hor bakıyor
Kor bakıyor
Yakılıyor şehrin tahtaları
1996

- 91 -
GÜN YIKILIRKEN

Kızıl ötesindedir delinin aklı


Hüzünlü kadın keserim camlan
Vakit kanlı gerek, yiğit ağlamaklı
Ayıplama beni yaz akşamlan

Yalılar prensesimdir telli duvaklı


Tül-şelale pencere kuşanılan
Her batan günde birkaç yikımım saklı
Ayıplama beni yaz akşamlan
1987

-92-
TAŞ-MAHAL

Cemreler takvimden düştüğü vak.it


Bir hanımeliydi
Genzimizde can
Benzimizde kan
Bir hanımeliydi
Parmaklıklarda kır fethine geçit
Uçurtmalardan sancağımız
Gökkuşağı salıncağımız
Cengimiz sevinç
Rengimiz sevinç

Sonra kör geliştik, afet büyüdük


Namahrem kesildi bize çiçekler
Çayır-çimen hafızada bir höyük
Taş desen, taşa desen kelebekler

Hanımelini şimdi yıldırım koklar


Varoşlardan gürültüye gider mevsim
Biz yevmiyelik yaydan çıkmış kör oklar
Zaman iki yanımızdan uçan resim
1981

-93-
İŞ GÜNLERİ

Her sabah dişlilerle kundaklanır uykum


Kulaklarımda birer matkap
Beynim yıldız değirmeni, gözlerim kum kum
Duşum kezzap, kahvaltım azap

Akreple yelkovan, göğsümde çifte mızrak


Acelenin oğlu kördüğüm
Asfalt yılanlarla bağlanırım kıskıvrak
Suç olup çıkar güçsüzlüğüm

- 94 -
Patinaj yapar canda şeytanarabası
Hürriyetim öyle batak ki
Sakalımla kazınır dev çarkların pası
Bunalımlar bana tiryaki

Halaskar mahmuzu akort eder sesimi


Homurdanır sinemde volkan
Ben gökdelen sırtlarında fetret nesimi
Zaman yüzerler vicdanımdan

Akşam bu şehirde yine sefil bir sevinç


Atlattım günlük infazımı
Evladü ıyal, iliklerimden tutan vinç
Çeker haneye enkazımı
1982

- 95 -
DENİZİN DUDAGINDAN

Mekan o mekan hey koçum, zaman o zamandı


Mülküm deniz
Türküm deniz
Yüreğim dalga dalga, başım duman dumandı
Bendim öncü rençberi
Vahşi ve çılgın saflıkların
Hayat sorumsuzluğun şaheseri
Elimin altındaydı yarın
Ufkum fetih rehberi
Seçme martılar kalemim, mürekkebim deniz
Uzay dolusu yazan bendim
Kaç gezegende şöhret oldum, kaçında aziz
Nice gökadaları yendim

- 96 -
Ben ki sağlıklı cehaletin en mükellef delisi
Tehlike eğlencemdi
Tıfıl günümde güzelliğin efendisi, velisi
Dört mevsim, dört zevcemdi
Biri kardan avrat
Biri erguvan yanaklım
Biri yakan hoyrat
Biri altından konaklım

İlki eşref kuytularda düşüp kalktığım


Ne güzel badiremdi zemheri
Deli kan yünüm, ipliğimdi; sürat tığım
Zamanın bendim en kazak eri
Karşımda titreyen gelinlik, uçsuz bucaksız
Kıvrım kıvrım davet
Ben lapa lapa türkülerle uçan bacaksız
Kış, mutlu kıyamet
Ah ilk eşim
Ak ateşim
Şimdi lanet başına buyruk
Tepeden tırnağa sıyrık
Soluk beyazsın
Boşsun, ayazsın

- 97 -
Ya erguvan yanaklım, canyeşilim
Kırlangıç rüyalarından adresini aldığım
Üstünde sonsuza uçtuğum kilim
Yıldız saraylarında yürek yüreğe kaldığım
Ah sevgili, neydi o zümrüt etekler
Ucuna dalgacıkların ak dantel ördüğü
Hani topuklarına inen çiçekler
Ruhumun, öz cennetinden bir kesit gördüğü
Baharım
Gülzarım
Şimdi kokusuz bir hanımeli
Yok bahaya bir basmasın
Yanakların şuh çamur sürmeli
Bir hikayelik yosmasın

Ya benim yakan hoyratını


Hayat içinde hayatım
Mavi sevdam
Kavi sevdam
Semavi sevdam
Dalyanını, kumsalım
Bitimsiz masalım

- 98
-
Ay dedenin fosfor koridorunda
Sen-ben deniz üstünde az mı gezerdik
Yumurtamız pişerdi kumun korunda
Gündüzleri birkaç okyanus yüzerdik
Yunus yunus yüzerdik

Ne oldu güzelim yaz, ne oldu sahil


Boynunda zincirin beton
Dalga kırmadasın şimdi sefil sefil
Alnnda bir teneke don
Şıngır mıngır oynarsın
Tenimde değil
Bedenimde değil
Ta beynimde kaynarsın

- 99-
Sonuncusu altın konaklı yanmdi
Benim san güzüm
Efkar nzkımdı, inceden bir verimdi
Ah ah iki gözüm
Ne ülkeymiş meğer hazan günleri
Her biri bir kitaplık meram olur
Derleyip toplasam o hüzünleri
Burdan öbür dünyaya bayram olur

Hasılı iki gözüm, dön zevce yitirdim


Ve yedi iklim
Şimdi İstanbul'da bana hamsi diyorlar
Küfrediyorlar
Yine" yiyorlar
Ben ki lebideryaya takılmışım
Yaruk bir izmarit bırakılmışım
1989

-ıoo-
YÜZ YÜZE

Sen her sabah geçmez akçe


Her akşam yarından taze
Yol vermeye seğirttikçe
Git yüz yüze, gel yüz yüze

Söz kılıçtır, kulak boyun


Yanın kasap, yanın koyun
Soğukkanlı sıcak oyun
Git yüz yüze, gel yüz yüze

Kurşun sıkmayız kalleşçe


Arkadan kem söz kardeşçe
Yememiz; içmemiz leşçe
Git yüz yüze, gel yüz yüze

Dopdolu günlerde boşluk


Öfke bir müzmin sarhoşluk
Hani ya düşman olmuştuk
Git yüz yüze, gel yüz yüze
1980

- ı oı -
ANNEM

Benim annem yüz lisan bilir


Yüzü de güzel
Her bedende bir insan bilir
Sözü de güzel
Özü de güzel
Benim annem yüz lisan bilir

Benim annem yüz mevsim açar


Yüzü de güzel
Kan ağlasa gülücük saçar
Sözü de bahar
Özü de bahar
Benim annem yüz mevsim açar

Benim annem yüz can kuşanır


Yüzü de melek
Her birinde bir ömür yaşanır
Sözü de melek
Özü de melek
Benim annem yüz can kuşanır
2001

-102-
VEDA SAHNELERİ

Anam tatlı da açmıyor arnk


İşi yok
Aşı yok
Ne su taşır
Ne çamaşır
Ne bulaşık, ne sökük, ne yırtık

Tavan bir kara tahta


Anamın yüzü tebeşir
Yol ağarır siyahta
Anam evinde, evinde misafir

Düğümleniyor anamın boğazı


Sözü perçin
Avazı
Niyazı
İçin için
Anam gözde kılıyor namazı

Anamın teninde sır belirmiş


Ocakta
Bucakta
Casus gezer
Anam kanser
Anam bu dertten öle de bilinniş

-103-
Soğuk güneşler batar bir uçuk benizden
Sualdir anamın kaşı
Sorar ha.la mutfaktan, sandıktan, çeyizden
Hila evlat telaşı
Alır karanlığını gökler hanemizden
Hanemiz deıyaya karşı
Köpük köpük saflar yürür Karadeniz'den
Anama veda yanşı
Bir gam eser şimdi yamaçlardan aşağı
Suya düşer lambalar
Asfaltın ağlayışı sıcacık kırağı
İz bırakır arabalar
Çözülüp savrulur bacalann saç bağı
Daha gür yanar sobalar
Taşıyor her biri bir değişik merağı
Efkar yüklenmiş babalar
Çekerler sofadan artık eli ayağı
Uzak yakın akrabalar
Anam pişirmemiş, buzdur bu aşın yağı
Kaşıkta donar çorbalar

- 104
-
Ah alaca aydınlık ne ıssız
Ne de çabuk geceleşir
Yedi öksüz birer birer yalnız
Ölesiye inceleşir
Bir babaya bir anaya bakarsın
Anaya değil aynaya bakarsın
Anam çekilen bir su
Babam kahır kuyusu

- ı os -
Olamaz, böyle konuşmaz insan
Nedir bu yüz asmak
Hele baba bu ne ağır lisan
Ne söyler bu susmak
Hangi salaya çıkar bu ezan
Ölüm kaç basamak
En son ümide izin biter
Abdest alır babam
Yatsı kılınır, yasin biter
Anam artık kavram
Anamın yüzü mehtap mehtap
Şekli var, hazzı yok
Anamın sözü kitap kitap
Dili var, ağzı yok
Anamın özü bitap bitap
Eli var nabzı yok
1980

-106-
DİNLENCE

Uzun uzun uzansam divana


Yazsam okusam, okusam yazsam
Biri devamlı çay verse bana
Kah bir çocukluk etse de kızsam
Ve kalkıp affetsem kana kana
Yemyeşil gözler altında sızsam
Uzun uzun uzansam divana
1981

- 1 07 -
ÖN SIZI

Başımdan geçenler, önceden bir bir


Aklımın köşesinden geçmiştir
1973

- 108
-
MEVLA BAHSİ
İMDAT

Vakit kamçıdır, yel ısırgan


Terk etti hazdan hayır beni
Kara bulutlar yorgan yorgan
Allah'ım toptan sıyır beni

Aşkı yendi dünyanın fendi


Bir çoklukta teklik tükendi
Binbir sahip, binbir efendi
Yeter artık, sen buyur beni

Bu şehirde hem kel hem aynak


Bir dem sabitim, bir dem oynak
Ele, ağyara oldum kaynak
Kopar, kendine ayır beni

- ııo
-
Eşek arıya çiçek saf saf
Bal vereni ederler itlaf
Vakur mağdura olmaz insaf
Bir sensin adil, kayır beni

Kar bekledim türlü müflisten


Samı selam bildim İblis'ten
Aç kalktım nice şah meclisten
Kadir sofranda doyur beni

Bir sefil bereket ki serde


Her yanıma bir yar düşer de
Issızım gene bu mahşerde
Var dostlarına duyur beni

- ııı -
SEVDİREN

Sen beni sevmeseydin ey gül


Bilmezdim kimseyi sevmeyi
Boğazıma k.ılçıktı bülbül
Siren gibi üflerdim neyi
Sen beni sevmeseydin ey gül

Sen beni sevmeseydin şahım


Dilim oktu, gözlerim çimdik
Bir alem haremdi iştahım
Kendimi severdim biricik
Sen beni sevmeseydin şahım

-ı 1 2-
Sen beni sevmeseydin zinhar
Her sabah kalkardım bir Kabil
Her gece kan içen bir hunhar
Şeytan bana verirdi tekmil
Sen beni sevmeseydin zinhar

Sen beni sevmeseydin eğer


Top oynardı içimde in-cin
Her günüm yapayalnız mahşer
.Kıyametim kopmuştu kesin
Sen beni sevmeseydin eğer
1994

- 1 13 -
MÜJDE

El aman, el aziz, tuttu elimi


Eşiğe yaslandım müjdeler olsun
Bir Seyyit göz okur arzuhalimi
Çöl idim ıslandım
Müjdeler olsun

Sensiz geçen zaman hep densiz geçmiş


Kaç bahar gelmiş de çimensiz geçmiş
Gönül nice namazdan dinsiz geçmiş
Deli kıyaslandım
Müjdeler olsun

- 1 14-
Ey kuru ilim uğrama dilime
Yetsin bu cana bir aşık kelime
Edin kara cübbemi lime lime
Baştan makaslandım
Müjdeler olsun

Allah'ım bu ne kulluk el üstünde


Dağlardan aşırır tel tel üstünde
Bir şahım var yedi düvel üstünde
Lütfi'yle uslandım
Müjdeler olsun
1989

- ııs -
YAKARI

Gönül bu ne Yemen sürgün


Bütün ömrün çölden bir gün
Sen ha bana diyar
Ha yabana diyar
Ellerin dostusun
Yellerin dostusun
Vurul artık
Kavrul artık

Sen ki gölgelere çoban


Kaç güneşi ettin kurban
Hayann ham türkü
Kamburun gam yükü
Sözünün mestisin
Sazının mestisin
Yorul artık
Durularnk

- 1 16-
Yalandan bir alev oyna
Elalem sana dev ayna
Sende h3..la benlik
Benden bela benlik
Bir dolu testi.sin
Kir dolu testisin
Yarıl artık
Kınl artık

Diken diken etmez aşkın


Bir şaşmaz kapıda şaşkın
Lütfi kılca haddin
Bileydin göreydin
Taş duvar postusun
Hoş davar postusun
Seril artık
Diril artık
1989

- l l 7-
KAYLULE SULARI

Toprak döşek, taş yastık


Huzme emziren ağaç
Dünyayı dala astık
Bir saatlik bir ilaç

Oruç bozmayan su
Peygamber uykusu
Peygamber uykusu

Büründük gölgemize
Güneş bakarken dimdik
Uzandığımız göze
Gönül dağında gedik

- l l8 -
Yar eteğinden su
Peygamber uykusu
Peygamber uykusu

Birkaç pamuk bulutla


Sarılır göz yaramız
Ten kavgasına mola
Dalıp dolmak sıramız

Rüzgar yüzdüren su
Peygamber uykusu
Peygamber uykusu
19 85

-ı 1 9-
HİCAZ'DAN (*)

Sılamdayım, selam hurdan ileri


İçim serap menzil
Bir yerden tanıyorum bu izleri
Firak değil
Merak değil
Şeytan özletiyor bana sizleri
Hasretim hak değil

Sılamdayım, hala sayım suyum yok


Bir elek, bir sebil
Kanamıyor yürek Sefa, doyum yok
Sıcak değil
Kurak değil
Hiçbir iklimde bana uyum yok
Vuslatını hak değil

* Sefa Kaplan'a ithaf ...


1985

- 1 20 -
İFTAR TAKSİMLERİ

Neylerle uzatıyor kavislerini


Zaman şimdi nazlı bir ırmak
Bin renge boyuyor gurbet sislerini
Durarak, yerinde sayarak

Bekleyişin çarkında
Kıvılcımlar, nefsin çeliğinden
Melek-insan farkında
Geçiyoruz iğne deliğinden

Karanlık kamaşıyor içimizde


Nazlı ırmak şimdi sonsuz denizde
Gelmiş armağan sıramız
Akşam ufkunda soframız
Bir zahmet
Bin rahmet
Çalakaşık, dil duya
Acemaşiran
Susarız doya doya
Yüzler gülistan
1984

- 121 -
ÇAGRILIŞ

Rüyalardan çağırsın ruhumu


Bir Davut ses
Bir Davut ses
Serpilsin ufka fecrin tohumu
Bir can nefes
Bir can nefes
Sönüversin kör şeytanın mumu
Es saba es
Es saba es
Çağırsın rüyalardan ruhumu
Bir Davut ses
Bir Davut ses

- 1 22
-
Hem şendir, hem hazin
Bir yanık müezzin
Ne hanendir, bilmem ne han
Okuduğu ezandır, yalnız ezan
Şeceresi helal
Penceresi hilal
Hançercsi Bilal
Yıkanır, yankılanır kulaklarım
Fecirde uyandım, öyleyse varım
Bir Davut ses
Bir Davut ses
1982

- 1 23 -
MUKABELE EVLERİ

Toplanır şimdi bir dizi ruhdaş


Nakış nakış nurlu çevre
Başlara dolanır ipekten bir telaş
Hafız abla gelmek üzre
Dudak boş söze küs
Sükut dillerde süs
Serilir sehpalara nice göz nuru
Huzurdan çözülür dizler
Gönül kamaştıran müjdelere doğru
Hepsi tek düğünle girer
Gelin, kız ve nine
Dünya cennetine
Bir gergeftir mahrem tellerle dokunan
Ne teganni, ne de pürüz
Makamdan makama perdesiz okunan
Sonsuz nimetlerden bir cüz
Oruç vakti davet
Yürekten tilavet
1982

- 1 24 -
SAHUR SINIRLARI

Sultan ay göz kırpar bize yıldız yıldız


Kaf sımndan üstün
Melekler sofrasına çağırır, yalnız
Sıçramak ne mümkün
Şefkat duvarının ardında rüyamız
Cennette bir öğün
Cennette bir öğün
Gecenin simyasıyla şu bakır sini
Altından bir zembil
Uykuda duyarız gül besmelesini
Bir sürahi bülbül
Bardağa döker gönül şelalesini
Sofada bir menzil
Sofada bir menzil
Sonra sağılır karanlıkların balı
Fecir avuç avuç
Biz hissederiz, onlar yaşar masalı
Yol başında sonuç
Yükselir şuracık.tan bir uçan halı
Ver elini oruç
Ver elini oruç
1982

- 1 25 -
İLK TERAVİH

Elim dedemin elinde o gece


Evden koptuğumuz zaman
Bir sefer sanki yücelerden yüce
Bense beklenen kahraman

Aşıyoruz dere tepe


Merak divane kısrağım
Miğferim kocaman kubbe
İnce minare mızrağım

- 1 26-
Karşılıyor bizi önce şadııvan
Yere değiyor ayaklar
Asıl silahını bu sulardan kuşan
Er meydanına öyle var

Kalmasın elde ve yüzde


Oyun kaygılarından iz
İşte ezan, işte müjde
Gir şimdi, derin ve sessiz

Ön safta dedem, en arkalarda ben


İlk defa böyle diriyim
İçimde hiç bilmediğim bir güven
Sanki devlerden biriyim

Sözü çıkıyor dedemin


Beş duyuyla binbir doyum
Alnımı süzünce zemin
Yirmi kat tutuyor boyum
1983

- 1 21 -
KUŞ-BEYAN

Dertlerim bini aştı ya


Şimdi müjde bekliyorum
Kuş sütünde tuttu maya
Uçmaya emekliyorum
1974

- 1 28
-
USUL
Güvercinim aşıkmış
Kanadı dolaşıkmış
Benlikten geçer geçmez
Kör gözlere ışıkmış

Güvercinim hu çeker
Kaf dağından su çeker
Gözü açık uçmayan
Başına pusu çeker

Güvercinim gamlanır
Kartal diye namlanır
Kevser tadı bilmeyen
Zehir ile demlenir
2000

- 1 29 -
VARSA YOKSA

Güzel dolu, alem dolu


Hawa dolu, Adem dolu
Her yer dolu, her dem dolu
Boşluk senin yüreğinde

Sen bir bakımlı saraydın


Nicedir bakmaktan caydın
Gündüz aydın, gece aydın
Loşluk senin yüreğinde

- 130 -
Yazıyla örülü çevren
Okumayı bir denesen
Şen fıkradır koca evren
Başlık senin yüreğinde

Biraz tüyce, biraz külçe


Ayağını sürçe sürçe
Uçacaksın küçük serçe
Kuşluk senin yüreğinde

Uçar gider gam kasavet


Aşk ile bir kere seyret
Enginden gelecek davet
Hoşluk senin yüreğinde
2002

- 131 -
AV

Avcıdır yarim,
Avına kıyamaz, ava aşık
Ne etimi ister, ne derimi
Arzusu kalemimde sarmaşık
Ellerimden yazar kaderimi

Avcıdır yarim,
Avlağa çeker beni, kaçış yok
Pusu kurmaz, kendisi tek pusu
Bir ok öldürür, diriltir bir ok
Yayındadır ruhumun tapusu

Avcıdır yarim,
Mızrak çekmiş, şaha kalkmış atı
Ne yana kaçsam karşımda biter
.Kalbimle oynamaktır sanatı
Her an canda bir İsrafil öter
2005
YERİMDE SAYMA BEN!

Kapında kayıp kul kimdi


Benden ileri kaçacağın kim efendim
Bu nasıl muhabbet, bu nasıl geçimdi
Ömrü yol ettim hala Kaf dağı kendim
Hangi cehennemin dibindeyim şimdi
Ne kazandım ben, kimi yendim

Düşte karar kıldıysa bahar


Taş üstünde güller açtıysa bana ne
Güncel bir yüzyıl tükettim camda buhar
Aynalar bereket saçtıysa bana ne
Hey içimdeki karanlık, orda kim var
Korktuğum kaçtıysa bana ne

Etme sevdiğim, çalar saatim


Billah uyanmam yüreğimde ötmezsen
Sabahı seslemez bana sağır çatım
Körpe güneş ufuklara yol döşerken
Yastığa bağlı kalmasın benim atım
Al götür beni hezarfen
1994

- 133 -
DEM

Getir testiyi kurban


Yine bozduk tevbeyi
Bir oldu yar ve yaban
Yıktılar gök kubbeyi

Bulutlar kızıl kara


Kadeh dolu, ben boşum
Varmazsam ufuklara
Kim bilir ki bir kuşum

Kurban, dursun şişemiz


İğnemizi kır-geçir
Dağdan yok endişemiz
Delmesek bir, delsek bir

Ah kurban söyle yare


Şarabın demi noksan
Lütfi nasıl can vere
Ayık ölmüyor kısan
1996

- 134 -
TANRI GÜZELİ

Seni gördüm göreli ters yüz olmuşum


Dolmuş boşalnuşım, boşalmış dolmuşum
Aklarım kara şimdi, karalarım ak
Ve hiçbiri yok, hiçbiri olmayacak
Çıktım artık yoldan, çekildim kutbuna
Dert olmaya densin ya Tanrı güzeli
Keyfimin kahyası olmak derim buna
Seni gördüm göreli
Ne senden gayri var, ne sen gibi
Aşkıma mukayyet ol yarabbi

Seni gördüm göreli, seninle tekim


Güzel tanımam artık ben, güzel de kim
Varsın ortalık huri-peri kaynasın
Yoklukta boşluk bulan çalsın oynasın
Rakibe harem, düşmana irem olsun
Dert olmaya densin ya Tanrı güzeli
Yüreğime oturdun ki, kerem olsun
Seni gördüm göreli
Ne senden gayri var, ne sen gibi
Aşkıma mukayyet ol yarabbi
1995

- 1 35-
ZAMANSIZ

Ah . . . Yine mi geri döndüm Yel.rap


Bir çakır keyfim bile yok hfila
Boşa mı çektiğim bunca şarap
Korkudan nu olmadım mübtela
Coşkularım
Kuşkularım
Atbaşı
Saat başı

- 1 36-
Deniz kime deniz, bana duvar
Yelkenim gidiyor, ben mi kaldım
Zaman ve mekan hila neden var
Ah sultanım ben aşktan ne aldım
Gönül taş bahçe
Gülüm-dilim yok
Nutuk bin lehçe
Elim halim yok

Daha ne kadar sürecek


İçime kaç kurt girecek
Nereye varacak
Nerede duracak
Meçhul ilişkilerim
Kutsal çelişkilerim

Ah benim karanlık işim


Ah bu tez canım ah
Zamanı inkar etmişim
Arıyorum sabah
1994

- 1 37 -
MİNNET

Sen sağolasın sevgili ayna


Ne hatır biliyorsun, ne riya
Her bir şeyi söylüyorsun bana
Dolmuşlara bindirmiyorsun ya

Beynimde buz gibi bir güven var


Bilirim senden yok bana zarar

Sen varolasın sevgili ayna


Aslımı örtse de bütün dünya
Son veriyorsun her bir yalana
Keyfimi hiç sündürmüyorsun ya

Tepemi attran bir cephen var


Bir de susturan gizli iktidar

- 138 -
Sen sağolasın sevgili ayna
Sayende düşüyor tenden boya
Sımnı kusuyorsun insana
Uzunca sevindirmiyorsun ya

Belli; dümen içinde dümen var


Hep bilmediğim yerlere kırar

Sen varolasın sevgili ayna


3�•:inL : ve yaya, gelirim aya
Hiç terk etmedin gerçi yabana
Ama hazan yüz vermiyorsun ya

İşte o an şeytana şölen var


Yüreğimde bana sehpa kurar

Sen yine de sağolasın ayna


Hep gerçeği söyle, verme rüya
Kısılsam da amansız kapana
Işığımı söndürmüyorsun ya

Önümde umuttan bir evren var


Sevdiğim beni mutlaka arar
1996

- 1 39-
RACİ*

Beni dağa çıkarmayan bağım


Neyin nesiydi, kimdi
Çağrılmıştım ben çağım çağım
Kentte bir dağım şimdi
Efkar aynalarına odağım
Ahular sabrı emdi
Kendi kendime hain tuzağını
Yanisi şu ki, aslıma raci
Fena sustayım
Cinnet postayım
De bana, hangisi daha feci

- 1 40-
De bana, niye hiç düşeşim yok
Şeytanım bol değil mi
Softalar cennetinde işim yok
Sansür ettim bu filmi
Sınava çıkacak afişim yok
Bu bir kıskançlık ilmi
Öyle derinleştim ki eşim yok
İstiyorum işte, hem de feci
Bana uç gerek
Tez sonuç gerek
Bir kez de aslım bana olsun raci
* Raci Şaşmaz'a ithaf. . .
1996

- 141 -
DÜNYA BİR GÜN

Yalan dünya
Yürek yakan, yürek söndüren
Yara dönen, yardan döndüren
Yalan dünya
Bir an barışta, bir an savaş
Bir dem küskünse bir dem oynaş
Gülsen de yaş, ağlasan da yaş
Boşuna gam, boşuna telaş
Yalan dünya
Binbir halin var
Binbir dilin var
Gel gör, ne ebed
Ne ezelin var
Dünya bir gün, o da bugün
Dünya bir gün, o da bugün

- 1 42
-
Yalan dünya
Kahreden, sevindiren
Yükselten ve indiren
Yalan dünya
Kimine dolap, kimine kul
Kimine bir kalem para pul
Kimi çılgındır, kimi makul
Ona zindansa buna okul
Yalan dünya
Binbir elin var
Binbir telin var
Belli ki tek bir
Terellellin var
Dünya bir gün, o da bugün
Dünya bir gün, o da bugün
1996

- 143 -
TESTİ CAN

Hey boya küpünün mesti


Su başında devrik testi
Seni yıkan bir nefesti
Hani ya gücün-kıyamın

Testi can, kamın kırk ambar


Boğazın can suyuna dar
Şarabın yerinde buhar
Çıkmaz ayda mı bayranun

Baba elinden söküldün


Yaban ağzına büküldün
Daha dolmadan döküldün
Bu muydu cömert kavranun

Boyun var, uzanmaz yare


Gaganda yok damla çare
için boş, dışın avare
Üstüne yattın selamın
1994

- 1 44-
İKİRCİK

Saki! Tadım yoksa sebep


Ağzıma sığmayan bu dil
Ezemediğim bu akrep

Saki! Sen aklıma tatil


Deliler devşiren mektep
Meyle can kurtaran katil

Saki! Bu böyle gitmesin hep


Sarhoş olmadan ser-sefil
Ağır mezhep, hafif meşrep

Saki! Bu şarab ne misil


Ben mi renk körüyüm acep
Yoksa kadeh mi yemyeşil
1996

- 145 -
İLTİCA

Çıkamam güne-mehtaba
Yürüyebilemem tek tek
Elimi bırakma baba
Sensiz sürüm sürüm gitmek
Mümkün mü kötürüm gitmek
Elimi bırakma baba

Ecinni geçmiş mihraba


Ayaklarım kaydı kayar
Elimi bırakma baba
Her yanım çeşit çeşit yar
Her yanım yezit yezit yar
Elimi bırakma baba

-146-
Kanat taksan bu kalıba
Arşınlayamam kubbeni
Elimi bırakma baba
Çeker aşağı yer beni
Elin uşağı yer beni
Elimi bırakma baba

Celalin derse merhaba


Ovalar bile uçurum
Elimi bırakma baba
İnkar ile cem olurum
Kurda kuşa yem olurum
Elimi bırakma baba
1995

- 1 47-
AŞIK GÖLGELERİ

Unutulsa bütün kainat


En zayıf bellekte bir inat
Yüzler durur
Yüzler durur
Silsen bile sevdiklerini
Her türkü getirir birini
Yüzler durur
Yüzler durur

Geceye ihban gündüzün


Bir ince sabıkadır hüzün
İzler durur
İzler durur
Kapanmaz üstüne kapılar
Gölgen olup peşince dalar
İzler durur
İzler durur

-1 48-
Hem şeffaf perdedir karanlık
Hem de seni soyan bir tanık
Gözler durur
Gözler duıur
Yakar gizli lambayı yekten
Tutuklanırsın ta yürekten
Gözler durur
Gözler durur
Her itirafta eksik bir seçim
Döner zaman, değişir biçim
Özler durur
Özler durur
Hayat ağacında sarmaşık
Sonsuza aşık, sonsuz aşık
Özler durur
Özler durur
1987

- 1 49-
AŞK OLSUN

Aşk olsun diye var olduk


Yaşar olduk, koşar olduk
Coşar olduk, taşar olduk
Rüzgar olduk, bahar olduk
Efkar olduk, esrar olduk

Aşk olsun diye çok olduk


Yazımız çok, turanuz çok
Aşk olsun diye yok olduk
Öncemiz yok, sonramız yok
Aşk olsun diye var olduk
Aşk olsun diye yar olduk

- ı so-
Aşk olsun diye yaş olduk
Talaş olduk, faraş olduk
Oynaş olduk, kaynaş olduk
Kardeş olduk, sırdaş olduk
Sarhoş olduk, ayyaş olduk

Aşk olsun diye kül olduk


Çalımız bir, çıramız bir
Aşk olsun diye gül olduk
Öncemiz bir sonramız bir
Aşk olsun diye var olduk
Aşk olsun diye yar olduk
2003

- ısı -

You might also like