You are on page 1of 377

Microbial Diversity and Soil Functions

Microbial Diversity and Soil Functions


Despite bacteria’s presence in all parts of the planet, their diversity in the world’s soils is poorly understood.To
better understand what makes the organisms thrive, Duke University researchers trekked far and wide to collect
a few centimetres of dirt samples from 98 locations across North and South America, then analyzed each sample
for genetic variation.To their surprise, the strongest predictor of high diversity was neutral pH.The acidic soil of
the Peruvian Amazon, for example, harboured far fewer bacterial species than did the neutral dirt of the arid
American Southwest.“There are a lot of variables that didn’t turn out to be very important, ”says the researcher
Robert Jackson, who adds that a more complete search for different habitats might turn up other stimulators of
diversity, such as carbon abundance. .
Parçanın Çevirisi

Gezegenin tüm kısımlarında bakterinin varlığına rağmen, dünyanın toprağındaki çeşitlilikleri kötü şekilde
anlaşılır.Organizmayı geliştiren şeyi daha iyi anlamak için, Duke Üniversitesi araştırmaları kuzey ve güney
boyunca 98 yerden örnekleri kirin birkaç santimetre toplamak için geniş ve uzağa göç etti, ondan sonra genetik
çeşitlilik için her örneği analiz etti.Meğerse yüksek çeşitliliğin en güçlü tahmincisi nötr Ph'ti.Peruvian
Amazonu'nun asitli toprağı örneğin kurak Güneybatı Amerika'nın nötr kirinden daha az bakteri türü barındırdı.Çok
önemli ortaya çıkmadığını birçok değişken var olduğunu araştırmacı farklı habitatlar için daha fazla bir tam
araştırmayı örneğin karbon bolluğu gibi çeşitliliğinin diğer uyarıcıya dönüşebildiğini ekleyen Robert Jackson
söyler.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


despite Preposition -e rağmen

presence İsim varlık, var olma

all Sıfat her, bütün

planet İsim gezegen

diversity İsim çeşitlilik

soil İsim toprak

poorly Sıfat hasta

better Sıfat daha iyi

understand Fiil anlamak, kavramak

thrive Fiil gelişmek, büyümek

research İsim araştırma

trek Fiil uzun ve zorlu bir yolculuk yapmak

collect Fiil toplamak

sample Fiil örneklemek

location İsim yer, konum

then Bağlaç o zaman, öyleyse, ondan sonra

each Zarf her

genetic sıfat kalıtsal, kalıtımsal

various Sıfat çeşitli, farklı

surprise İsim sürpriz, şaşkınlık

strongest Sıfat en kuvvetli

predictor İsim kahin, öngörücü

for example Bağlaç örneğin

neutral sıfat nötr, tarafsız

dirt İsim kir, leke, toprak

arid Sıfat kurak

variable Sıfat değişken

olduğu ortaya çıkmak,


turn out P. Verb
sonuçlanmak

say Fiil söylemek, demek

add Fiil eklemek, ilave etmek

complete Fiil tamamlamak

search Fiil araştırmak, aramak

different Sıfat farklı

habitat isim yaşam alanı

stimulator İsim uyarıcı

such as P. Phrase örneğin, gibi

abundance İsim bolluk


Hans Christian Andersen
Hans Christian Andersen
Hans C. AndersenThe Danish author, was born on 2nd April at Odense in Funen.His father, a poor shoemaker, was
devoted to reading and thinking, but died when Hans was a child.His mother was a simple, uneducated woman,
who after her second marriage sank still deeper into poverty and took to drinking in her old age.Andersen, who
loved her dearly, has told her story in 'She was Worth Nothing'. His grandmother did her best to spoil the boy,
who was given to day dreaming.After a very meager education in a pauper-school it was intended to apprentice
him to a tailor, but as a fortune-teller had foretold that Odense would one day be illuminated in his honor, his
mother permitted him to go to Copenhagen, where he tried to become an actor or a singer, but cut a pitiable
figure.Fortunately, kind people supported him.Thanks to the support and guardianship of Jonas Collin, an
influential councilor of state, Andersen at the age of 17 was sent to school.In 1828 he matriculated and at once
began to write, mostly plays and poems.In the 30s he traveled abroad twice.From 1835 his fairy tales began to
appear in installments, and were soon translated into almost all the European languages, and gained for him a
world reputation.The full acknowledgement of his own countrymen, for which he longed so much, came much
later.But it came at last.He lived to see Odense, his native town, illuminated in his honor as prophesied.
Parçanın Çevirisi

Hans C. AndersenDanimarkalı yazarFunen'deki Odense'de 2 Nisan'da doğdu.Onun babası, fakir bir ayakkabıcı
okumaya ve düşünmeye adanmıştı fakat Hans bir çocuk olduğu zaman öldü.Onun annesi ikinci evliliğinden sonra
yaşlı yaşında içmeye başlayan ve yine de fakirliğe daha derin batan, basit, eğitimsiz bir kadındı.Onu içtenlikle
seven Andersen, 'O hiç bir şeye demezdi' hikayesini anlatır. Onun rüya gibi günlerini alan büyükannesi çocuğu
bozmak için en iyisini yaptı.Fakir bir okulda çok çok eksik bir eğitimden sonra o bir terziye çırak olmaya
niyetlendi, fakat bir falcı Odense'nin onurlanmasında bir gün aydınlanacağınırnönceden bildi, annesi bir şarkıcı ya
da bir aktör olmaya çabaladığı Kopenhang'e gitmesine izin verdi, fakat acınacak bir şahsiyeti kesti.Allahtan, kibar
insan onu destekledi.Devletin etkili bir meclis üyesi Jonas Collin'in koruması ve desteği sayesinde, Anderson 17
yaşındaokula gönderildi.1828'de o üniversite sınavına girdi ve önceden çoğunlukla oyunlar ve hikayeler yazmaya
başladı.30'larında o iki kez yurt dışını seyahat etti.1835'ten onun peri masalı kurmada görünmeye başladı.Onun
kendi vatandaşının çok uzun sürdüğü tüm bilgisi, daha sonra geldi.Fakat en azından geldi.O yerli kasabası
Odense'yi görmek için yaşadı, kehanet olarak onurlanmasında aydınlandı.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe Kelime Tür Türkçe


devote to P. Verb adamak, ayırmak acknowledgement İsim kabul, onay
but Bağlaç fakat, ama, ancak at last P. Phrase en sonunda
when Bağlaç -dığı zaman prophesy Fiil kehanette bulunmak
simple Sıfat basit, yalın

uneducated Sıfat eğitimsiz

after Preposition -den sonra

sink Fiil batmak

still Zarf hala

poverty İsim yoksulluk

dearly Zarf içtenlikle

spoil Fiil bozmak, şımartmak

daydream Fiil hayal kurmak

after Bağlaç -den sonra

meager Sıfat yetersiz, az

intend Fiil niyet etmek, amaçlamak

apprentice İsim çırak

but Zarf fakat, ama, ancak

illuminate Fiil aydınlatmak

honor İsim şeref, onur

permit İsim izin, ruhsat

try to do Phrase yapmaya çalışmak

pitiable Sıfat acıklı, acınacak halde

fortunately Zarf şans eseri, neyse ki

support Fiil desteklemek

thanks to P. Phrase -ın sayesinde

support İsim destek, dayanak

guardianship İsim muhafızlık, bakıcılık

influential Sıfat etkili

councilor İsim meclis üyesi

matriculate Fiil üniversiteye kaydolmak

mostly Zarf çoğunlukla

fairy tale İsim peri masalı

appear Fiil görünmek, ortaya çıkmak

installment İsim taksit, kurma

translate Fiil çevirmek, dönüştürmek

almost Zarf hemen hemen, yaklaşık

gain Fiil kazanmak

reputation İsim nam, ün


The Movement of People
The Movement of People
The movement of people from the countryside into the cities naturally causes many problems there.The obvious
one is overcrowding, which becomes a heavy burden on schools, hospitals and transport systems.The countryside
is also negatively affected.As it is usually the young and healthy who leave the countryside, this creates a
shortage in the workforce for farming and other rural activities.The best solution would clearly be to ensure that
rural life has more to offer to the young.
Parçanın Çevirisi

Kırsal kesimden şehirlere insanların hareketi doğal olarak orada birçok soruna sebep olur.En belirgin olanı
okullarda, hastanelerde ve ulaşım sistemleri üzerinde ağır bir yük olan aşırı kalabalıktır.Kırsal kesim de olumsuz
olarak etkilenir.Kırsal kesimden ayrılan genellikle genç ve sağlıklı insanlar olduğu için bu, çiftçilik ve diğer kırsal
aktiviteler için iş gücünde bir kıtlık yaratır.En iyi çözüm açıkça kırsal hayatın gençlere sunacağı daha çok şeye
sahip olduğunu garanti etmek olurdu.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


movement İsim hareket, eylem

countryside İsim kırsal bölge

city İsim şehir

naturally Zarf doğal olarak

cause Fiil sebep olmak

problem İsim sorun, mesele

obvious Sıfat açık, belli

overcrowding İsim aşırı kalabalıklaşma

become Fiil olmak

heavy Sıfat ağır, yoğun

burden İsim yük

school İsim okul

hospital İsim hastane

transport İsim taşıt, nakil

negatively Zarf olumsuz olarak

affect Fiil etkilemek

usually Zarf genellikle

young Sıfat genç

healthy Sıfat sağlıklı, güçlü

leave Fiil ayrılmak, terketmek

create Fiil yaratmak

shortage İsim kıtlık

workforce İsim iş gücü

farming isim tarım, çiftçilik

rural Sıfat kırsal

solution İsim çözüm

clearly Zarf açıkça

ensure Fiil garanti altına almak

offer Fiil teklif etmek, sunmak


Volcanic Eruptions
Volcanic Eruptions
Our understanding of submarine volcanic eruptions has improved substantially in the past decade owing to the
recent ability to remotely detect such events and to respond rabidly with brief surveys and sampling at the
eruption site.But these data are necessarily limited to observations after the event.In contrast, the 1998 eruption
of the Axial volcano on the Juan de Fuce ridge was monitored by on site sea-floor instruments.One of these
instruments,which measured bottom pressure, was overrun and entrapped by the 1998 lava flow.The data
recorded by this instrument reveal the duration, character and effusion rate of an eruption on a mid-ocean ridge.
Parçanın Çevirisi

Deniz altı volkanik patlamaları anlayışımız son on yılda böyle olayları uzaktan saptama ve kısa anketlerle ve
patlama alanında örneklemelerle şiddetle tepki verebilme yeteneği sayesinde büyük ölçüde gelişmiş
durumdadır.Ama bu veriler olaydan sonra gözlemlerle mutlaka sınırlandırılır.Aksine Juan de Fuce tepesindeki
1998 Axial volkan patlaması alandaki deniz tabanı araçlarla denetlendi.Alt basıncı ölçen bu araçlardan birisi 1998
lava akışıyla istila edildi ve tuzağa düşürüldü.Bu araçla kaydedilen veri okyanus ortası sırtında bir patlamanın
süresini, özelliğini ve sızım oranını açığa çıkarır.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


understanding İsim anlayış, kavrama

submarine İsim denizaltı

volcanic Sıfat volkanik

eruption İsim patlama

improve Fiil gelişmek, ilerlemek

substantially Zarf önemli derecede

owing to P. Phrase -den dolayı

recent Sıfat yeni, son

ability İsim yetenek, kabiliyet

remotely Zarf uzaktan

detect Fiil sezmek, bulmak

event İsim olay

respond Fiil yanıt/tepki vermek

brief Sıfat kısa, öz

survey İsim anket, muayene

sampling İsim örnek, örnekleme

data İsim bilgi, veri

necessarily Zarf illa ki, , mutlaka

limited Sıfat sınırlı

observation İsim gözlem

after Preposition -den sonra

in contrast Bağlaç aksine

monitor Fiil gözlemek

instrument İsim alet, enstrüman, vasıta

measure Fiil ölçmek

bottom Sıfat en alt düzeyde

pressure İsim baskı, basınç

overrun Fiil istila etmek, aşmak

entrap Fiil tuzağa düşürmek

flow İsim akma, akış

record Fiil kaydetmek

reveal Fiil açıklamak, ortaya çıkarmak

duration İsim devam, süre

character İsim karakter, özellik

effusion İsim sızma, taşma

rate İsim oran

ridge İsim sırt, yamaç


What is Chemistry?
What is Chemistry?
Chemistry is the study of atoms, molecules, and the interactions they undergo, called chemical reactions.Through
the breaking and forming of atomic bonds, various compounds change into new compounds, either producing or
consuming energy in the process.Energy may be released in the form of heat or light, as in a fire or explosion.By
exploiting what scientists know about chemical reactions, chemicals with useful properties can be produced.The
word derives from the slang term for the older term, "alchemist." Modern chemistry is generally thought to have
begun in the 17th century, most prominently with the experiments and writings of Robert Boyle.It was Boyle that
formulated Boyle's law, which holds that the temperature and volume of a gas are related.Today, chemistry is a
fundamental part of civilization.It is used to manufacture just about everything, and chemical processing is
ubiquitous and consumes a major portion of humanity's total energy budget.Being a chemical engineer is one of
the highest-paying scientific careers.
Parçanın Çevirisi

Kimya, atomların, moleküllerin ve kimyasal reaksiyon adı verilen geçirdikleri etkileşimlerin çalışmasıdır.Atom
bağlarının parçalanması ve oluşmasıyla çeşitli bileşenler süreç içerisinde ya yeni bileşenlere dönüşür ya da enerji
üretir ya da tüketirler.Enerji bir yangın ya da patlamadaki gibi ısı ya da ışık biçiminde açığa çıkabilir.Bilim
adamlarının kimyasal tepkimeler hakkında bildikleri şeyden faydalanarak yararlı özellikleri olan kimyasallar
üretilebilir.Sözcük eski bir argo kelime olan “simyacı” dan gelmektedir.Modern kimyanın genel olarak 17.yy’da
özellikle Robert Boyle’nin deneyimleri ve yazılarıyla başlamış olduğu düşünülmektedir.Gazın sıcaklık ve hacminin
birbiriyle bağlantılı olduğunu söyleyen Boyle kanununu formüle eden Robert Boyle idi.Günümüzde kimya
medeniyetin temel bir parçasıdır.Her şeyle ilgili imal etmek için kullanılır ve kimyasal süreç her yerde bulunur ve
insanoğlunun toplam enerji bütçesinin büyük bir bölümünü tüketir.Kimya mühendisi olmak bilimsel kariyerler
arasında en yüksek ücretlilerden biridir.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe Kelime Tür Türkçe


chemistry İsim kimya fundamental Sıfat temel, asıl
study İsim çalışma, öğrenme civilization İsim uygarlık
interaction İsim etkileşim manufacture Fiil üretmek
undergo Fiil maruz kalmak, geçirmek ubiquitous Sıfat her yerde olan
reaction İsim tepki, reaksiyon portion İsim bölüm, parça, porsiyon
-in içinden, -den geçerek ; humanity isim insanlık
through Preposition
sayesinde
total Sıfat toplam, tam
break Fiil kırmak, bozmak
budget İsim bütçe
form Fiil oluşturmak
engineer İsim mühendis
bond İsim bağ, ilişki

various Sıfat çeşitli, farklı

compound İsim karışım, bileşim

produce Fiil üretmek, yapmak, neden olmak

consume Fiil tüketmek

process İsim işlem, süreç

serbest bırakmak, piyasaya


release Fiil
sunmak, yaymak

form İsim biçim, şekil, fiş

heat İsim ısı, ateş

light İsim ışık, lamba

fire İsim ateş, ısı

explosion İsim patlama

exploit Fiil faydalanmak, sömürmek

useful Sıfat kullanışlı

property İsim özellik, eşya, mal mülk

den gelmek, den kaynaklanmak,


derive from P. Verb
türemek

slang İsim argo

generally Zarf genellikle

prominently Zarf önemli / belirgin olarak

experiment İsim deney

writing İsim yazma

şekillendirmek, açık seçik


formulate Fiil
anlatmak

law İsim yasa, kanun

tutmak, düzenlemek, iddia


hold Fiil
etmek

temperature İsim sıcaklık, ısı

volume İsim hacim, miktar

related Sıfat bağlantılı, ilişkili


How Global Brands Compete
How Global Brands Compete
In a competitive economy, the consumer usually has the choice of several different brands of the same
product.Yet underneath their labels, these products are often nearly identical.One manufacturer's toothpaste
tends to differ very little from another manufacturer's.Two different brands of shampoo may vary only in scent
and color.And the tobacco in two different brands of cigarettes frequently come from the same fields.This close
similarity means that a shopper has little reason to choose one brand over another.Thus, manufacturers are
confronted with a problem: how to keep sales high enough to stay in business.Manufacturers solve this problem
by advertising.
Parçanın Çevirisi

Bir rekabetçi ekonomide, tüketici genellikle aynı ürünün birçok farklı markalarını seçmiş durumdadır.Fakat,
markaların altında, bu ürünler genellikle yaklaşık benzerdir.Bir üreticinin diş macunu diğer üreticiden çok az
farklılaşmaya eğilimlidir.2 farklı şampuan markası sadece koku ve renkte değişebilir.Ve sigaranın iki farklı
markadaki tütün sık sık aynı alandan gelir.Bu yakın benzerlik bir alışveriş yapan kişinin bir diğeri üzerinde bir
markayı seçme sonucuna vardığı anlamına gelir.Bu yüzden, üreticiler bir problemi karşılaştırır: işte kalmak için
yeterince yüksek satışları tutmak nasıldırÜreticiler reklamla bu problemi çözer.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


competitive Sıfat rekabetci

consumer İsim tüketici

usually Zarf genellikle

choice İsim seçim

several Sıfat birkaç

different Sıfat farklı

brand İsim marka

yet Bağlaç fakat, ama, ancak

underneath Preposition altında

product İsim ürün, mahsül

often Zarf sık sık, genellikle

nearly Zarf yaklaşık

identical Sıfat benzer, aynı

manufacturer İsim imalatçı, üretici

tend Fiil eğiliminde olmak

differ Fiil farklı olmak

vary Fiil değişmek

scent İsim hoş koku, parfüm

frequently Zarf sık sık

come from P. Verb den gelmek, den kaynaklanmak

field İsim alan, arazi

close Sıfat yakın

similarity isim benzerlik

anlamına gelmek, demek


mean Fiil
istemek

thus Bağlaç bu yüzden

confront with P. Verb karşılaştırmak, bahsetmek

solve Fiil çözmek


The Development
The Development
The seventeenth century was a period of joyful activity, of experiment in politics, in religion and in the natural
sciences.With the help of the telescope the skies were examined; with the aid of the microscope doctors learned
more about the human body.Inventors were busy on a variety of things ranging from more reliable watches to
more destructive guns and explosives.For the first time, travellers went to more and more distant places; and
traders followed their example.In fact, everyone was doing something new.
Parçanın Çevirisi

17. yüzyıl neşeli aktivitenin, politikada, dinde, doğal bilimlerde deneyimin bir dönemiydi.Teleskopun yardımıyla
gökyüzü incelendi, mikroskobun yardımıyla doktorlar insan vücudu hakkında daha fazla öğrendi.Mucitler daha
yıkıcı silahlar ve patlayıcılara daha güvenilir izlemeden gelen şeylerin bir çeşitliliği üzerine meşguldü.İlk zaman
için, seyahat edenler giderek daha uzak yerlere gittiler; ve tüccarlar örneklerini takip etti.Aslında herkes yeni bir
şey yapıyordu.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


period İsim süre, dönem, ders

joyful Sıfat neşeli, sevinçli

experiment İsim deney

politics İsim politika, siyaset

religion İsim din, inanç

natural Sıfat doğal, tabii

science İsim bilim, dal

help Fiil yardım etmek, yararı olmak

telescope İsim teleskop

sky İsim gökyüzü

examine Fiil incelemek, muayene etmek

with the aid of P. Phrase -ın yardımıyla

inventor İsim mucit

busy Sıfat meşgul, yoğun

a variety of P. Phrase bir çok farklı

range Fiil değişmek, sıralanmak

reliable Sıfat güvenilir

destructive Sıfat yıkıcı

explosive Sıfat patlayıcı

distant Sıfat uzak

in fact Zarf aslında

everyone Zamir herkes

something Zamir bir şey


The Human Record
The Human Record
Certain records have come to light recently, which suggest that it was the Chinese who discovered America.And
they found it nearly three quarters of a century before Columbus did.It’s a sad fact of life, and of our rather poor
historical education, that Europeans tend to have a Eurocentric view of history. Unfortunately, it’s not usually
realized that China hadan empire and a civilization that put medieval Europe to shame.Culturally, politically and
even scientifically, China’s home-grown experiments and experiences could not be matched for a long time.In the
meantime, the Chinese were enthusiastic travellers and explorers.Indeed, Chinese navigators were also far more
advanced than any in the West.
Parçanın Çevirisi

Belli kayıtlar son zamanlarda Amerika'yı keşfeden Çin olduğunu iddia eden açığa çıkmış durumdadır.Ve onlar
Columbus'un yaptığından önce bir yüzyılın neredeyse üç çeyreğinde buldu.O Avrupalılar'ın tarihin Avrupa
merkezli bir bakışına sahip olma eğilimi bizim oldukça tarihi eğitimimizin, yaşamın üzücü bir gerçeğidir.Kültürel
olarak, politik olarak ve bilimsel olarak bile, Çin'in evde yetişen deneyleri ve deneyimleri uzun bir zaman için eş
olmaz.Bu arada, Çinliler hevesli seyyahlar ve kaşiflerdi.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


certain Sıfat belli, bazı, kesin, emin

record İsim kayıt, rekor

come to light Fiil açığa çıkmak

recently Zarf son zamanlarda

suggest Fiil önermek, ileri sürmek

nearly Zarf yaklaşık

before Preposition -den önce

rather Zarf oldukça, biraz

historical Sıfat tarihi, tarihsel

tend Fiil eğiliminde olmak

unfortunately Zarf maalesef

usually Zarf genellikle

realize Fiil fark etmek, gerçekleştirmek

empire İsim imparatorluk

civilization İsim uygarlık

medieval Sıfat ortaçağ

culturally Zarf kültürel olarak

politically zarf siyaseten, politik açıdan

scientifically Zarf bilimsel olarak

home-grown Sıfat evde yetişen

experiment İsim deney

experience İsim deneyim, tecrübe

match Fiil eşleşmek, uymak

in the meantime Bağlaç bu arada, bu süre içinde

enthusiastic Sıfat hevesli, coşkulu

indeed Bağlaç gerçekten

navigator İsim rota görevlisi

advance Fiil ilerlemek, gelişmek


In the Shadow of Vesuvius
In the Shadow of Vesuvius
In the history of archaeology, the sites of Pompeii and Herculaneum, lying at the foot of Mount Vesuvius in Italy,
hold a very special place.Even today, when so many major sites have been systematically excavated, it is an
emotional experience to visit these wonderfully preserved Roman cities.Pompeii’s fate was sealed on the
momentous day in August AD 79 when Vesuvius erupted, an unfortunate event described by the Roman writer,
the younger Pliny.The city was buried under several meters of volcanic ash, which resulted in deaths of many
inhabitants due to lack of air.Herculaneum nearby was covered with volcanic mud.There the cities lay, known
only from occasional chance discoveries, until the advent of early archaeology in the early 18th century.In 1710,
the prince of Elboeuf had the good luck to discover the ancient theatre of Herculaneum.Yet, he was mainly
interested in works of art for his collection and removed these without any record of their location.Such acts
continued for over 100 years, and it was not until the late 19 th century that well-recorded archaeological
excavations began.
Parçanın Çevirisi

Arkeoloji tarihinde İtalya'da Vezüv dağının ayağında yatan Pompei ve Herculaneum'un şehirleri çok özel bir yer
tutar.Bugün bile birçok ana şehir sistematik olarak kazı yapıldığı zaman, bu mükemmel şekilde korunan Roma
şehirlerini ziyaret etmek duygusal bir deneyimdir.Pompei'nin kaderi M.S Ağustos'ta önemli gün üzerine
mühürlendi.Şehir havanın yoksunluğundan dolayı birçok yerleşenin ölümüyle sonuçlanan volkanik küllerin birkaç
metre altında gömüldü.Herculaneum yanında volkanik çamurla kaplandı.Oradan şehirler erken 18. yüzyılda ilk
arkeolojinin ortaya çıkmasına kadar, yalnızca nadiren tesadüfi keşiflerden bilinerek kurulmuştur.1970'lerde
Elboef'un prensi Herculaneum'un eski tiyatrosunu keşfetmek için iyi şansa sahipti.Fakat o başlıca yerlerinin
herhangi bir kayıtsız ortadan kaldırdı ve koleksiyonu için sanatın çalışmalarıyla ilgilendi.Böyle hareketler 100
yıllardır devam etti ve o iyi kayıtlı arkeolojik kazıların başladığı son 19. yüzyıla kadar değildi.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe Kelime Tür Türkçe


history İsim tarih, geçmiş location İsim yer, konum
archaeology İsim kazı bilim, arkeoloji such Sıfat böyle, bu tür
site İsim yer, alan act İsim hareket, eylem
special Sıfat belli, özel excavation İsim kazı
place İsim yer, konum

major Sıfat ana, önemli

systematically Zarf sistemli bir şekilde

excavate Fiil kazmak

emotional Sıfat duygusal, hissi

experience İsim deneyim, tecrübe

visit Fiil ziyaret etmek, gezmek

wonderfully Zarf mükemmelce

fate İsim kader, ölüm

seal Fiil kapamak

momentous Sıfat çok önemli, ciddi

erupt Fiil patlamak (yanardağ)

unfortunate Sıfat şanssız, talihsiz

event İsim olay

describe Fiil tanımlamak

bury Fiil gömmek, gizlemek

several Sıfat birkaç

result in P. Verb -ile sonuçlanmak, neden olmak

inhabitant İsim oturan kişi, sakin

due to P. Phrase -den dolayı

lack İsim eksiklik

cover Fiil kaplamak, içermek

mud İsim çamur

occasional Sıfat ara sıra olan, seyrek

chance İsim şans, talih, olanak

discovery İsim keşif, bulgu

until Preposition -e kadar

advent İsim gelme, ortaya çıkma

ancient Sıfat eski

yet Bağlaç fakat, ama, ancak

mainly Zarf başlıca

interest Fiil ilgisini çekmek

remove Fiil ortadan kaldırmak

without Preposition -sız/siz, madan/maksızın


Athens and Sparta
Athens and Sparta
In ancient Greece, Athens and Sparta both wanted to be the leading power.Athens was rich and more civilized,
but Sparta was somewhat backward, though brave and well-organized.The Athenians had a splendid navy, while
the Spartans had the best trained soldiers.Both city-states had allies that would support them.They also had
enemies who were looking for the chance to attack.Moreover, Athens and Sparta were rivals in another way.Each
believed that their city had the best laws and life style.The Spartans thought that the Athenians were soft and
pleasure-seeking.The Athenians looked on the Spartans as being harsh and dull.In 461 B.C., Athens attacked
Sparta and its allies.The fighting continued for 14 years until the Athenians won, and Sparta was forced to admit
that Athens was the strongest power in Greece.
Parçanın Çevirisi

Eski Yunanistan'da Atina ve Sparta da önde gelen güç olmak istiyordu.Atina zengin ve daha uygardı ama Sparta
cesur ve iyi organize edilmiş olmasına rağmen biraz gelişmemişti.Spartalılar en iyi eğitilmiş askerelere sahipken,
Atinalılar muhteşeme bir donanmaya sahipti.Her iki şehir devleti de onları destekleyecek müttefiklere
sahipti.Onlar, saldırma olanağı arayan düşmanlara da sahipti.Dahası Atina ve Sparta diğer türlü rakiplerdi.Her biri
şehirlerinin en iyi yasalara ve yaşam tarzına sahip olduğuna inanıyordu.Spartalılar, Atinalıların yumuşak ve zevk
düşkünü olduğunu düşünüyordu.Atinalılar, Spartalılara kaba ve sıkıcı gözüyle bakıyordu.M.Ö. 461'de Atinalılar
Sparta ve müttefiklerine saldırdı.Kavga Atinalılar kazanana kadar 14 yıl boyunca devam etti ve Sparta,
Yunanistan'daki en güçlü güç olduğunu kabul etmeye mecbur kaldı.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


ancient Sıfat eski

both Determiner her ikisi de

leading Sıfat önde gelen, önemli

power İsim güç, kuvvet, yetki

civilized Sıfat uygar, medeni

backward Sıfat gelişmemiş

brave Sıfat cesur

well-organized Sıfat iyi örgütlenmiş

splendid Sıfat mükemmel, görkemli

navy İsim donanma

while Bağlaç -e rağmen, v-iken, oysa

soldier İsim asker

city-state İsim şehir devleti

ally isim müttefik

support Fiil desteklemek

enemy İsim düşman

look for P. Verb aramak

chance İsim şans, talih, olanak

attack Fiil saldırmak

rival İsim rakip

believe Fiil inanmak, güvenmek

law İsim yasa, kanun

lifestyle İsim yaşam tarzı

soft Sıfat yumuşak, düz, hoş

pleasure-seeking Sıfat eğlence düşkünü

harsh Sıfat sert, kaba

dull Sıfat donuk, durgun

dövüş, kavga, mücadele,


fighting isim
savaş

continue Fiil devam etmek

until Bağlaç -e kadar

admit Fiil kabul etmek, itiraf etmek

strong Sıfat güçlü, sağlam, demli


Art
Art
There really is no such thing as “Art”. There are only artists.Once these were men who took coloured earth and
roughed out the forms of animals on the walls of caves.Today they are men who buy their paints, and design
advertisements or paint pictures which they hope to sell.There is no harm in calling all these activities art as long
as we keep in mind that such a word may mean very different things in different times and places.
Parçanın Çevirisi

Sanat olarak gerçekten böyle şey yok. Sadece sanatçılar var.Eskiden bu mağaraların duvarları üzerine
hayvanların şekillerini kabataslak çizen ve yeryüzünü renklendiren insandı.Bugün onlar satmayı uman resimlerini
çizen ya da reklam tasarlayan ve tesimlerini satan insandır.farklı zamanlar ve yerlerde çok farklı şeyler anlamına
gelebilen böyle bir kelimeyi akılda tuttuğumuz sürece tüm bu sanat aktivitelerini adlandırmada zarar yoktur.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


really Zarf gerçekten, aslında

such Sıfat böyle, bu tür

thing İsim şey, nesne

only Sıfat bir tek, yalnızca

once Bağlaç -den sonra

cave İsim mağara

advertisement İsim reklam

sell Fiil satmak

as long as Bağlaç -dığı sürece

keep in mind P. Verb akılda tutmak

mean Fiil anlamına gelmek, demek istemek


Leonardo da Vinci
Leonardo da Vinci
Leonardo's importance as a painter may be summarized by saying that he was the first master of the high
Renaissance style, and of all his scientific researches that which he most fully devoted to this end was his study
of light and shade.Many changes came about in Italian painting around the turn of the 15th-16th century, for
which he more than anyone else was responsible.As regards subject matter and composition, painting became
less realistic and more classical but as regards treatment it became more naturalistic and closer to life, which
was partly the result of increased knowledge of anatomy and an interest in light and shade.In his rare excursions
into classical subjects, such as the 'Leda', Leonardo's approach is intensely personal.Indeed, drawings by
Leonardo which seem to derive from antique art are excessively rare and there is no evidence of his interest in
the celebrated collections of Lorenzo the Magnificent or Pope Leo X, even though he was living in close contact
with both of these.This trend is not belied by the 'Last Supper' even though it epitomizes the spirit of classical art.
Parçanın Çevirisi

Bir ressam olarak Leonardo'nun önemi o yüksek Rönesans stilinin ilk uzmanı olduğunu söyleyerek özetlenebilir.Bir
çok değişim o herkesten daha fazla sorumlu olduğu 15. ve 16. yüzyılın dönüşüyle İtalyan resmi ortaya çıktı.Nesnel
konu ve kompozisyonla ilgili, resim daha klasik ve daha az gerçekçi oldu, fakat davranışla ilgili o ışık ve gölge ile
ilgili ve anatominin artan bilgisinin kısmen sonucu olan yaşam için daha yakın daha natüralist oldu.Onun klasik
nesneye nadir yolculuğunda, örneğin 'Leda' gibi, Leonardo'nun yaklaşımı yoğun bir şekilde kişiseldir.Aslında Antik
sanattan türemiş gibi görünen Leonardo tarafından çizimler aşırı derecede nadirdir ve o her ne kadar o bunun her
ikisiyle yakın ilişkide yaşıyor olsa da Pope Leo X ya da Büyük Lorenzo'nun koleksiyonunu kutlamada ilgisinin kanıtı
yoktur.Bu moda klasik sanatın ruhunun örneği olmasına rağmen 'Son akşam yemeği' ile ters düşmez.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


importance İsim önem

as Preposition olarak

summarize Fiil özetlemek

master İsim usta, patron

of all P. Phrase hepsinin arasından

scientific Sıfat bilimsel

research İsim araştırma

fully Zarf tamamen

devote to P. Verb adamak, ayırmak

shade İsim gölge

change İsim değişiklik

come about P. Verb olmak, meydana gelmek

more than P. Phrase -den fazla

responsible Sıfat sorumlu

rare Sıfat nadir

excursion İsim gezi, seyahat

such as P. Phrase örneğin, gibi

approach Fiil yaklaşmak

intensely Zarf yoğun biçimde

indeed Bağlaç gerçekten

seem Fiil gibi görünmek

derive Fiil türemek, kaynaklanmak

excessively Zarf aşırı derecede

celebrated sıfat bilinen, kutlanan, meşhur

even though Bağlaç -e rağmen

contact Fiil temas kurmak

trend İsim eğilim

epitomize Fiil örnek oluşturmak

spirit İsim ruh, can


Archeological Finds
Archeological Finds
If you wish to glimpse the ancient trophies of Pedra Furada, in a difficult, mountainous area of northeastern
Brazil, you must be prepared to face intense dry heat, treacherous rocky ground, sudden flooding, boulders
falling from cliffs, aggressive snakes and swarms of mosquitoes.It's worth it, though, for the archeological
treasures to be found there are exceptionally ancient.Rock paintings - vivid depictions of prehistoric ways of life,
including dancing, hunting, war and sex rituals - have been dated at more than 12, 000 years old, while curious
pebble structures, primeval bonfires and early stone tools are up to 50, 000 years old.The discovery of the
remains had a profound effect on our knowledge of American prehistory, for they suggested that the first people
in the New World arrived not via a bridge of ice from Siberia but by sea from Africa or possibly even Australia.
Parçanın Çevirisi

Eğer Kuzeydoğu Brezilya'nın dağlık alanı Pedra Furuda'nın eski ödüllerine bakmak istiyorsan, sen yoğun kuru
sıcak, tehlikeli kayalık yer, ani sel, uçuramlardan düşen kaya kütlesi, agresif yılanlar ve sivri sineklerin kümesiyle
karşı karşıya kalmaya hazırlıklı olmalıdır.Buna değer, fakat, arkeolojik hazineleri bulmak için olağanüstü eskiden
kalmadır.Kaya resimleri, yaşamın tarih öncesi yollarının canlı tanımları, dans, avlanma, savaş ve seks ritüelleri
12,000 yıldan daha fazla tarihlenmiş durumdadır, oysa tuhaf çakıl yapıları, ilkel şenlik ateşi ve ilk taş araçlar
50.000 yıllarına kadardır.Kalıntıların keşfi Amerikan tarih öncesi bilgimiz üzerine derin bir etkiye sahipti, çünkü
yeni dünyadaki ilk insanlar Sibiryadan buzun bir köprüsü üzerinden ulaşmadığını, fakat Avusturalya dahi ya da
muhtemelen Afrika'dan denizle ulaştığını ileri sürdü.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


if Bağlaç eğer, -se/sa

wish Fiil dilemek, istemek

glimpse Fiil gözüne takılmak

trophy İsim ödül, kupa

prepare to P. Verb hazırlamak

intense Sıfat yoğun

treacherous Sıfat tehlikeli, hain

boulder İsim kaya kütlesi

swarm İsim yığın, küme

exceptionally Zarf olağanüstü

vivid Sıfat canlı, etkili

depiction İsim tarif, tasvir

including P. Phrase dahil

ritual İsim töre, dini gelenek

date Fiil bir tarihe dayanmak, flört etmek

more than P. Phrase -den fazla

while Bağlaç -e rağmen, v-iken, oysa

curious Sıfat meraklı, tuhaf

pebble İsim çakıl taşı

primeval Sıfat ilkel

up to Preposition -e kadar

bonfire İsim şenlik ateşi

remain İsim kalıntı

profound Sıfat derin, şiddetli

prehistory İsim tarih öncesi

effect İsim etki

suggest Fiil önermek, ileri sürmek

via Preposition üzerinden, ...yolu ile

even Zarf hatta, bile


Bone loss
Bone loss
A low calcium intake during the growing years limits the bones’ ability to achieve an optimal mass and
density.Most people achieve a peak bone mass by about age 30, and dense bones protect against age-related
bone loss and fracture.Starting before the age of 40, all adults lose bone as they grow older.When bone loss
reaches the point at which bones fracture under common, everyday stresses, the condition is known as
osteoporosis.Today, worldwide, this is one of the most prevalent diseases of aging.For instance, in the US, it
afflicts more than 25 million people, mostly older women.Unlike many diseases that make themselves known
through symptoms such as pain, shortness of breath, skin lesions, tiredness, and the like, osteoporosis is
silent.The body sends no signals saying bone loss is occurring.Blood samples offer no clues because blood
calcium remains normal regardless of bone content, and measures of bone density are rarely taken.However,
there are various strategies to protect against bone loss, and eating calcium-rich foods is only one of them.
Parçanın Çevirisi

Büyüme yılları sırasında düşük kalsiyum alımı kemiklerin en iyi kitle ve yoğunluğa ulaşma yeteneğini
sınırlandırır.Çoğu insan yaklaşık 30 yaşına kadar en üst kemik kitlesine ulaşır ve yoğun kemikler yaşa bağlı kemik
kaybı ve kırığına karşı korur.Kırk yaşından önce başlayarak tüm yetişkinler yaşlandıkça kemik kaybederler.Kemik
kaybı kemik kırığının yaygın,günlük stresler altında olduğu noktaya ulaştığında durum osteoporoz olarak
bilinir.Günümüzde dünya çapında bu yaşlanmanın en yaygın hastalıklarından biridir.Örneğin Amerika'da
çoğunlukla yaşlı kadın olan 25 milyon insandan fazlasına sıkıntı verir.Acı, nefes darlığı, cilt yaraları, yorgunluk ve
bunun gibi belirtiler yoluyla kendilerini belli eden birçok hastalığın aksine, osteoporozsessizdir.Vücut kemik
kaybının meydana geldiğini belirten hiç sinyal göndermez.Kan örnekleri hiç ipucu sunmaz çünkü kan kalsiyumu
kemik içeriğine bakılmaksızın normal kalır ve kemik yoğunluğu ölçümleri nadiren alınır.Ancak kemik kaybına karşı
korumak için çeşitli stratejiler vardır ve kalsiyum bakımından zengin yiyecekler yemek onlardan sadece birisidir.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe Kelime Tür Türkçe


low Sıfat alçak, az, mutsuz shortness İsim kısalık
intake isim giriş, alınan miktar breath İsim nefes, soluk
during Preposition sırasında, esnasında lesion İsim yara, bere
growing Sıfat büyüyen, artan tiredness İsim yorgunluk
limit Fiil sınırlandırmak silent Sıfat sessiz, sakin
bone İsim kemik send Fiil göndermek, yollamak
ability İsim yetenek, kabiliyet signal İsim işaret, sinyal
achieve Fiil başarmak, ulaşmak occur Fiil meydana gelmek, olmak
optimal Sıfat en iyi sample İsim örnek, numune
mass İsim kitle, kütle offer Fiil teklif etmek, sunmak
density İsim yoğunluk clue İsim ipucu
peak İsim en üst seviye, tepe because Bağlaç -dığı için, çünkü
about Zarf yaklaşık regardless of P. Phrase -e bakılmaksızın
protect Fiil korumak content İsim içerik, anlam
age-related Sıfat yaşla bağlantılı measure İsim önlem, ölçü
loss İsim kayıp, zarar, ziyan rarely Zarf nadiren
fracture İsim çatlak, kırık however Bağlaç fakat
start Fiil başlamak, çalıştırmak various Sıfat çeşitli, farklı
adult İsim yetişkin strategy İsim strateji, plan
grow Fiil büyümek, gelişmek food İsim yiyecek, gıda
reach Fiil ulaşmak, erişmek only Zarf yalnız, sadece, daha
point İsim nokta, husus, sorun

common Sıfat yaygın, ortak, sıradan

everyday Sıfat her gün, günlük

condition İsim durum, koşul, hastalık

osteoporosis İsim osteoporoz

today Zarf bugün, günümüz

worldwide Zarf dünya çapında

prevalent Sıfat yaygın

disease İsim hastalık, rahatsızlık

aging isim yaşlanma

for instance Bağlaç örneğin

afflict Fiil eziyet etmek, acı vermek

mostly Zarf çoğunlukla

unlike Preposition -ın aksine

symptom isim belirti, bulgu, gösterge

such as P. Phrase örneğin, gibi

pain İsim ağrı, acı


Moisture
Moisture
Moisture is removed from humid air by mountains, which force the air to rise.As it gains altitude, the air cools,
clouds form, and precipitation occurs, primarily on the windward slopes of the mountains.As the air mass moves
down on the other side of the mountain, it is warmed, thereby lessening the chance of precipitation of any
remaining moisture.This situation exists on the west coast of North America, where precipitation falls on the
western slopes of mountains that are close to the coast.The dry lands on the sides of the mountains away from
the prevailing wind are called 'rain shadows.' Generally, differences inelevation, in the steepness and direction of
slopes, and in exposure to sunlight and prevailing winds may produce local variations in climate known as
'microclimates, ' which can be quite different from their overall surroundings.For an organism, the microclimate
of its habitat is of primary importance, because that is the climate an organism actually experiences and knows
how to cope with.
Parçanın Çevirisi

Nem yükselmek için havayı zorlayan dağ tarafından nemli havadan kaynaklanır.O yükseklik kazandıkça, hava
bulutlardan soğur ve başlıca dağların rüzgara doğru yamaçları üzerinde yağış meydana gelir.Hava kütlesi dağın
diğer tarafları üzerinden aşağı taşır, o böylece herhangi artan nemin şansı azalarak ısınır.Bu durum Kuzey
Amerika'nın batı kesimleri üzerinde var olur, ki orada yağışkılara yakın olan dağların batı yamaçları üzerine
düşer.Yaygın olan rüzgardan uzakta olan dağların yanları üzerindeki kuru araziler yağmur gölgesi olarak
adlandırılır.Bir organizma için, yaşam alanının mikro iklimi ana öneme sahiptir, bir organizma iklimi aslında nasıl
üstesinden geleceğini bildiği ve deneyimlediği için ana öneme sahiptir.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe Kelime Tür Türkçe


moisture İsim nem, rutubet overall Sıfat kapsamlı, tam, geniş
remove Fiil ortadan kaldırmak surroundings İsim çevre, civar
humid Sıfat nemli organism isim oluşum, organizma, canlı
mountain İsim dağ habitat isim yaşam alanı
force Fiil zorlamak primary Sıfat ana, asıl
rise Fiil artmak, yükselmek importance İsim önem
gain Fiil kazanmak actually Zarf aslında, gerçekte
altitude İsim yükseklik experience Fiil yaşamak, geçirmek
cool Fiil soğutmak, serinletmek know Fiil bilmek, tanımak
form Fiil oluşturmak cope with P. Verb başa çıkmak
precipitation İsim yağış, düşme

occur Fiil meydana gelmek, olmak

primarily Zarf başlıca

slope İsim yamaç, yokuş

mass İsim kitle, kütle

move down P. Verb aşağı taşımak

warm Fiil ısıtmak

thereby Bağlaç böylece, bu nedenle

lessen Fiil azaltmak

chance İsim şans, talih, olanak

remaining Sıfat kalan, hala var olan

situation İsim durum

exist Fiil var olmak

fall Fiil düşmek, inmek

close Sıfat yakın

dry Sıfat kuru, kurak, sıkıcı

land İsim arazi, toprak, ülke

prevailing Sıfat yaygın, egemen

call Fiil adlandırmak, çağırmak

generally Zarf genellikle

difference İsim ayrım, farklılık

elevation İsim yükseklik

steepness İsim diklik

direction İsim yön, talimat

exposure İsim maruz kalma

sunlight İsim güneş ışığı

produce Fiil üretmek, yapmak, neden olmak

variation İsim değişiklik


The Forest Decline
The Forest Decline
When air pollution, including acid rain, is combined with other environmental stresses, such as low winter
temperatures, prolonged droughts, insects, and bacterial, fungal, and viral diseases, it can cause plants to
decline and die.More than half of the red spruce trees in the mountains of the northern United States have died
since the mid-1970s.Other tree species, such as sugar maples, for example, are also dying.Many still-living trees
are exhibiting symptoms of forest decline, characterized by a gradual deterioration and often eventual death.The
general symptoms of forest decline are reduced vigour and growth, but some plants exhibit specific symptoms,
such as yellowing of needles in conifers.Air pollutants may or may not be the primary stress that results in forest
decline, but the presence of air pollution lowers plant resistance to other stress factors.When one or more
stresses weaken a tree, then an additional stress may be enough to cause death.
Parçanın Çevirisi

Asit yağmuru dahil hava kirliliği düşük kış sıcaklıkları, uzun süreli kuraklıklar, böcekler ve bakteri, mantar ve virüs
hastalıkları gibi diğer çevresel gerilimlerle birleştirildiğinde, bitkilerin azalmasına ve ölmesine sebep olabilir.Kuzey
ABD 'nin dağlarında kırmızı ladin ağaçlarının yarısından daha fazlası 1970'lerin ortasından beri ölmüş
durumda.Örneğin akçaağaçlar gibi diğer ağaç türleri de ölüyor.Birçok hala yaşayan ağaç aşamalı bozulma ve
çoğunlukla nihai ölümle nitelenen orman azalışının belirtileri gösteriyor.Orman azalışının genel belirtileri azalmış
dinçlik ve büyümedir ama bazı bitkiler kozalaklı ağaçlarda iğnelerin sararması gibi belirli belirtiler gösterirler.Hava
kirleticileri orman azalışıyla sonuçlanan ana gerilim olabilir yada olmayabilir ama hava kirliliğinin varlığı diğer
stres faktörlerine bitki direncini azaltır.Bir yada daha fazla gerilim bir ağacı zayıflattığında, ek bir gerilim ölüme
sebep olmasına yeterli olabilir.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe Kelime Tür Türkçe


when Bağlaç -dığı zaman result in P. Verb -ile sonuçlanmak, neden olmak
pollution İsim kirlilik presence İsim varlık, var olma
including P. Phrase dahil lower Fiil indirmek, azaltmak
combine Fiil birleştirmek resistance İsim direnç
environmental Sıfat çevresel factor İsim etken, unsur
stress İsim gerilim, stres, vurgu weaken Fiil zayıflatmak, güçsüzleştirmek
such as P. Phrase örneğin, gibi then Zarf o zaman, sonra, öyleyse
low Sıfat alçak, az, mutsuz additional Sıfat ilave , ek
temperature İsim sıcaklık, ısı enough Determiner yeteri kadar
prolonged Sıfat uzun süre devam eden

drought İsim kuraklık

insect İsim böcek

disease İsim hastalık, rahatsızlık

cause Fiil sebep olmak

plant İsim bitki, fabrika

decline Fiil azalmak, reddetmek

die Fiil ölmek

more than P. Phrase -den fazla

mountain İsim dağ

since Preposition -den beri

species İsim tür, cins

for example Bağlaç örneğin

exhibit Fiil sergilemek, göstermek

symptom isim belirti, bulgu, gösterge

decline İsim düşüş, azalma

characterize Fiil nitelemek, betimlemek

gradual Sıfat aşamalı, yavaş

deterioration İsim bozulma, çürüme

eventual Sıfat sonunda olan, sonraki

death İsim ölüm, vefat

general isim general

reduce Fiil azaltmak

vigour İsim kuvvet, canlılık

growth İsim büyüme, gelişme

specific Sıfat belli, özel

needle İsim iğne, tığ

pollutant İsim kirletici madde

primary Sıfat ana, asıl


The Renaissance and The Enlightenment
The Renaissance and The Enlightenment
The Renaissance and the Enlightenment name two distinctly different periods of European history.They both
heralded major changes in culture, art, philosophy, science, and mathematics.The Renaissance is associated with
advances in literature, architecture, humanism, and a world economy, while the Enlightenment is associated with
the scientific method, industrialization, rationality, astronomy, and calculus.The Renaissance occurred during the
14th-16th centuries, following the Middle Ages.In French, the name translates as "rebirth," meaning that this was
a Golden Age of artistic, cultural, and intellectual thought and production.During this era, great contributions
were made to music, astronomy, painting, architecture, poetry, drama, and philosophy.Some famous people of
this period include Galileo, Leonardo da Vinci, Michelangelo, and Niccolo Machiavelli.Financial, political, and
technological innovations contributed to this explosion in civilization.The Black Plague killed many people but
ended up redistributing wealth, remapping cities, and establishing a literate middle class.The Gutenberg press
allowed people to translate and widely distribute written material.Advents in ship building and ocean navigation
enabled closer economic ties between all of Europe and the East, not to mention the New World.Knowledge was
accessible when Greek and Roman texts were translated from Latin into Italian, French, and English, so scholars
could expand upon Ancient wisdom.
Parçanın Çevirisi

Rönesans ve Aydınlanma Avrupa tarihinin açık bir şekilde iki farklı dönemine denilmektedir.Bunların her ikisi de
kültür, sanat, felsefe, bilim ve matematik bakımından önemli değişiklikler yaşamıştır.Aydınlanma bilimsel metot,
sanayileşme, akılcılık, astronomi ve kalkülüs ile bağlantılı iken Rönesans edebiyat, mimari, insanlık ve dünya
ekonomisiyle bağlantılıdır.Rönesans, Orta Çağı takip eden 14. ve 16.yy’larda ortaya çıkmıştır.Sanatsal, kültürel ve
entelektüel düşüncenin ve üretimin Altın Çağı anlamına gelen bu isim Fransızcada “yeniden doğuş” olarak
çevrilmektedir.Bu çağ boyunca, müziğe, astronomiye, resme, mimariye, şiire, tiyatroya ve felsefeye önemli
katkılar sağlanmıştır.Bu dönemin bazı ünlü kişileri Galileo, Leonardo da Vinci, Michelangelo ve Niccolo
Machiavelli’yi içermektedir.Finansal, politik ve teknolojik yenilikler medeniyetteki bu patlamaya katkı
sağlamıştır.Kara veba çok fazla insanı öldürmüştür ancak servetin yeniden dağıtılması, şehirlerin yeniden
haritasının çıkarılması ve aydın bir orta sınıf kurulmasıyla sonuçlanmıştır.Gutenberg baskı makinesi insanların
yazılı materyalleri çevirmelerini ve geniş ölçüde dağıtmalarını sağlamıştır.Gemi inşaatındaki yenilikler ve okyanus
navigasyonu tüm Avrupa ile Yeni Dünya’nın yanı sıra Doğu arasında ekonomik bağların daha yakın olmasını
sağlamıştır.Yunan ve Romen metinler Latinceden İtalyanca, Fransızca ve İngilizceye çevrilince bilgi ulaşılabilir
hale geldi, bu yüzden bilginler Antik Çağ bilgeliği üzerine ayrıntıları ile açıklayabildiler.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe Kelime Tür Türkçe


enlightenment isim aydınlatma mention Fiil bahsetmek, söylemek
distinctly Zarf belirgin şekilde knowledge İsim bilgi
different Sıfat farklı accessible Sıfat ulaşılabilir
period İsim süre, dönem, ders text İsim metin, ders, yazı
major Sıfat ana, önemli scholar isim bilgin
change İsim değişiklik expand Fiil genişletmek
associated with P. Phrase ile ilgili wisdom İsim akıl
advance İsim ilerleme

rationality İsim akla uygunluk

occur Fiil meydana gelmek, olmak

rebirth İsim yeniden doğuş

thought İsim düşünce

production İsim üretim

era İsim çağ, devir

contribution İsim katkı

include Fiil içermek

innovation İsim yenilik

contribute to P. Verb katkıda bulunmak, sebep olma

explosion İsim patlama

civilization İsim uygarlık

plague İsim salgın hastalık

kill Fiil öldürmek

end up P. Verb sonuçlanmak

redistribute Fiil yeniden dağıtmak

wealth İsim zenginlik, servet

establish Fiil kurmak, belirlemek

literate Sıfat bilgili, okuryazar

middle-class İsim orta sınıf

press İsim basın, matbaa

allow Fiil izin vermek, olanak tanımak

translate Fiil çevirmek, dönüştürmek

widely Zarf yaygın şekilde

distribute Fiil dağıtmak

written Sıfat yazılı, yazılmış

material İsim malzeme, madde

advent İsim gelme, ortaya çıkma

enable Fiil olanak tanımak

tie İsim kıravat, bağ


What Causes Erosion?
What Causes Erosion?
Erosion is a continual process, and it can be caused naturally or through artificial means.While many people
associate erosion with negative things like land slides and poor soil conditions, it is an important part of the
geologic processes which make the Earth what it is.As soil and rock are slowly worn down, they cycle through the
Earth's crust and the general environment, causing a constantly shifting and varied surface.One of the most
powerful causes of erosion is water.Water is sometimes called the universal solvent, because it is so effective at
dissolving and changing things.Rain and runoff contribute to erosion, as do glaciers, snow, and ice.Ice can be
particularly insidious, because it will literally rip rock and soil apart as it expands and contracts.Many seashores
distribute spectacular examples of water erosion, in the form of huge terraces of rocks slowly worn away by the
ocean.Tectonic movement can also contribute to erosion, as can the wind.Wind transports materials from one
place to another, and in extremely windy locations it can contribute a powerful scouring force to the process of
erosion.Materials also naturally tend to slide down a slope, in a process called mass wasting.This downward pull
is what causes mountains to slowly melt into hills and plains, and it is constantly happening, although not always
in the spectacular form of a landslide.
Parçanın Çevirisi

Erozyon devamlı bir süreçtir ve doğal ya da yapay yollardan kaynaklanabilir.Çoğu insan erozyonu toprak kayması
ve kötü toprak koşulları gibi olumsuz şeylerle ilişkilendirirken, dünyayı dünya yapan jeolojik süreçlerin önemli bir
parçasıdır.Toprak ve kaya yavaş yavaş aşındıkça, sürekli hareketli ve değişken yüzeye sebep olarak yer
kabuğuna ve genel çevreye dönüşür.Erozyonun en güçlü sebeplerinden biri sudur.Su bazen kapsamlı bir çözücü
olarak adlandırılır çünkü bir şeyleri çözmede ve değiştirmede çok etkilidir.Yağmur ve akarsu buzulların, karın ve
buzun yaptığı gibi erozyona sebep olur.Buz özellikle sinsi olabilir çünkü yayıldıkça ve büzüldükçe kelimenin tam
manasıyla kaya ve toprağı parçalar.Çoğu deniz kenarı, okyanus tarafından yavaş yavaş aşındırılan geniş teraslı
kayalar biçiminde şaşırtıcı su erozyonu örneklerine bölünmektedir.Tektonik hareket ayrıca rüzgârın da yapabildiği
gibi erozyona sebep olabilir.Rüzgâr bir yerdeki malzemeleri diğerine taşır ve aşırı rüzgârlı yerlerde erozyon
sürecinin güçlü oyulmasına sebep olabilir.Malzemeler ayrıca toprak kayması adı verilen aşamada doğal olarak
yokuş aşağı doğru kayma eğilimi gösterirler.Bu aşağı doğru çekim dağların yavaş yavaş eriyerek tepelere ve
ovalara dönüşmesine sebep olan şeydir ve her ne kadar daima şaşırtıcı bir toprak kayması biçiminde olmasa da
sürekli olur.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe Kelime Tür Türkçe


erosion İsim erozyon, aşınma rock İsim kaya, taş
continual Sıfat sürekli, devamlı expand Fiil genişletmek
process İsim işlem, süreç küçülmek, kısaltmak, sözleşme
contract Fiil
yapmak
cause Fiil sebep olmak
distribute Fiil dağıtmak
naturally Zarf doğal olarak
spectacular Sıfat görkemli, dikkat çekici
-in içinden, -den geçerek ;
through Preposition
sayesinde example İsim örnek, misal
artificial Sıfat yapay huge Sıfat büyük
means İsim araç, yöntem, olanak terrace İsim teras
associate Fiil ilişkilendirmek movement İsim hareket, eylem
like Bağlaç gibi wind İsim rüzgar, yel
landslide İsim toprak kayması transport Fiil taşımak, nakletmek
poor Sıfat fakir, kötü extremely Zarf oldukça
soil İsim toprak windy Sıfat rüzgarlı
condition İsim durum, koşul, hastalık location İsim yer, konum
slowly Zarf yavaş yavaş force İsim güç, zorlama, kuvvet
wear down P. Verb yıpratmak, gücünü tüketmek tend Fiil eğiliminde olmak
cycle Fiil bisiklete binmek slide Fiil kaymak
crust İsim kabuk, dış tabaka slope İsim yamaç, yokuş
environment İsim çevre mass Sıfat toplu, kitle
constantly Zarf devamlı olarak downward Preposition aşağıya doğru
shift Fiil değiştirmek pull İsim çekiş, çekim
varied sıfat değişik, çeşitli, türlü melt Fiil eritmek, erimek
surface İsim yüzey hill İsim tepe, yükselti
powerful Sıfat güçlü plain Sıfat sade, düz, açık
cause İsim sebep, neden although Bağlaç -e rağmen
universal Sıfat evrensel, genel form İsim biçim, şekil, fiş
solvent İsim çözücü

effective Sıfat etkili

dissolve Fiil eritmek, çözülmek

runoff İsim akarsu

contribute to P. Verb katkıda bulunmak, sebep olma

glacier İsim buzul

ice İsim buz

particularly Zarf özellikle, bilhassa

insidious Sıfat sinsi

literally Zarf kelimenin tam anlamıyla

rip Fiil yırtmak


Dancing
Dancing
The urge to dance is one of the most powerful of human instincts.Nearly all dances from antiquity to the 19th
century had one important common characteristic.They alternated between collective movements and solo twins,
in which every dancer or couple in succession would become the centre of attention and then merge back into
the crowd.Thus dancing expressed both the communal and the individualistic impulse of humanity, holding the
two in delicate balance to the benefit of healthy society.
Parçanın Çevirisi

Dans için istek insan içgüdüsünün en güçlülerinden biridir.Neredeyse eski çağlardan 19. yüzyıla tüm danslar
önemli bir yaygın özelliğe sahipti.Onlar toplu hareketler ve tek ikizler arasında değişti, ki orada her dansçı ve
çiftler yerine geçmede dikkatin merkezi olacak ve sonra kalabalığa geri dönüp birleşir.Bu yüzden dans , sağlıklı
toplumun faydalarını hassas dengede tutarak hem toplum hemde insanlığın bireysel baskısını ifade etti.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


urge İsim dürtü, istek

dance Fiil dans etmek, oynamak

powerful Sıfat güçlü

instinct isim iç güdü

nearly Zarf yaklaşık

antiquity isim eski çağlar, ilk çağlar

important Sıfat önemli, gerekli

common Sıfat yaygın, ortak, sıradan

characteristic İsim özellik

alternate Fiil sırayla yapmak

collective Sıfat ortaklaşa, toplu

movement İsim hareket, eylem

twin İsim ikiz kardeş

dancer İsim dansçı

couple İsim çift, eş

succession İsim ardışık olma, yerine geçme

centre İsim merkez

attention İsim dikkat

merge Fiil birleşmek, kaynaşmak

crowd İsim kalabalık, topluluk

thus Bağlaç bu yüzden

express Fiil ifade etmek

individualistic Sıfat bireyci

impulse İsim ani hareket, dürtü

humanity isim insanlık

hold Fiil tutmak, düzenlemek, iddia etmek

delicate Sıfat hassas, kırılgan

balance İsim denge

benefit İsim fayda, yarar

healthy Sıfat sağlıklı, güçlü

society İsim toplum, cemiyet


The Evolution of Life
The Evolution of Life
Some 130 million years ago, a spike-backed dinosaur walked heavily through the wilderness of what came to be
Australia, and left its footprints as a gift for the future.They were the world’s best impressions of a dinosaur’s
two-ton foot falls.When they were found seven years ago in a remote valley in northern Australia, they provided
scientists with the first clear evidence that dinosaurs had lived in Australia.This discovery provided further
evidence for the theory that Australia was once joined to a vast super-continent that included what is now South
America, Africa, India and Antarctica.
Parçanın Çevirisi

Yaklaşık 130 milyon yıl önce, svri uçlu sırtlı bir dinazorrnyoğun bir şekilde Avusturalya'ya gelen şeyin vahşi orman
içinden yürüdü, ve onun ayak izleri gelecek için bir hediye olarak kaldı.Onlar bir dinazorun iki ton ayak düşüşleri
dünyanın en iyi izlenimiydi.Onlar Kuzey Avusturalya'da uzak bir vadide yedi yıl önce bulunduğu zaman, onlar
dinazorların Avusturalya'da yaşadıklarının ilk açık kanıtıyla bilimadamları sağladı.Bu keşif Avusturalya'nın Güney
Amerika, Hindistan ve Antartika olduğunu içeren geniş bir üst kıtaya daha önce katıldı.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


spike İsim sivri uç

heavily Zarf yoğun şekilde

wilderness İsim vahşi orman, ıssız yer

come to P. Verb ayılmak, kendine gelmek

footprint İsim ayak izi

gift İsim hediye, yetenek

impression İsim izlenim, etki

fall İsim düşüş, azalma, güz

remote Sıfat uzak

provide Fiil sağlamak, temin etmek

evidence İsim kanıt

discovery İsim keşif, bulgu

further Sıfat ileri, daha çok, başka

continent İsim kıta


The Cinema
The Cinema
Cinema today is all too often just about plot or special effects.So really great films, successfully weaving together
sound, image and time to tell a really cinematic story, are always special.On show in New York earlier this month
was a remarkable example.Alexander Sokurov's Russian Ark explores the 300 -year- long history of the
Hermitage museum in St.Petersburg.It takes you an uncut 90 - minute walk through 35 of its historic rooms and
halls.This has never been done -before and the result demonstrates impressively how much film can achieve. .
Parçanın Çevirisi

Sinema bugün özel efektler ya da genellikle sadece konu hakkındadır.Dolayısıyla gerçekten büyük filmler, başarılı
bir şekilde gerçekten sinematik bir hikayeyi anlatmak için ses, şekil ve zamanla birlikte dokuyarak her zaman
özeldir.Erken bu ay Newyork'taki gösteriler dikkate değer bir örnekti.Alexander Sokurov's Rus St Petersburg'ta
Hermitage'ın 300 yıllık tarihini araştırır.O tarihi odaları ve salonlarının kesilmemiş 90 dakikalık bir yürüyüş alır.Bu
daha önce hiç yapılmamıştı ve sonuç daha fazla filmin nasıl başarılabileceğini etkileyici bir şekilde gösterir.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


often Zarf sık sık, genellikle

plot İsim konu

special Sıfat belli, özel

effect İsim etki

so Bağlaç bu yüzden

really Zarf gerçekten, aslında

great Sıfat büyük, mükemmel, önemli

successfully Zarf başarılı bir şekilde

together Zarf beraber, yanyana

always Zarf herzaman

earlier Zarf daha önce, daha evvel

remarkable Sıfat dikkate değer

explore Fiil araştırmak, keşfetmek

never Zarf asla, hiç

result İsim sonuç, netice

demonstrate Fiil göstermek, kanıtlamak

impressively Zarf etkileyici şekilde

achieve Fiil başarmak, ulaşmak


Rocks and Fossils
Rocks and Fossils
Fossils are the remains of organisms which have endured for fantastic periods of time.Fossils can be bones or
teeth or even plant or animal imprints preserved in rock since prehistoric times.The appearance of fossils in rock
has been a source of wonder and fascination to man for centuries.The fossil of an ancient sea animal was even
found among the possessions of a prehistoric man.Many people have tried to explain fossils.Aristotle believed
they were the remains of living creatures, but thought the creatures grew in the rocks.Some people believed that
fossils were placed in rocks by evil spirits.Other explanations were remarkably modern. For example, Herodotus,
an ancient Greek historian, observed fossil seashells in the Libyan desert in 450 B.C. and guessed that the
Mediterranean Sea had once reached much farther south than it does today. .
Parçanın Çevirisi

Fosiller zamanın etkileyici dönemine dayanan organizmaların kalıntısıdır.Fosiller tarih öncesinden beri kayalarda
korunan bitki ya da hayvan baskıları dahi ya da kemikler ve dişler olabilir.Kayalardaki fosillerin görünümü
yüzyıllardır insan için merak ve büyülemenin bir kaynağı olmuş durumdadır.Eski bir denizin fosilleri tarih
öncesinin mal mülkü arasında bile bulundu.Birçok insan fosilleri açıklamaya çalışmış durumdadır.Aristo canlı
varlıkların kaldığına inandı, fakat varlıkların kayalarda büyüdüğünü düşündü.Bazı insanlar fosillerin şeytani ruhlar
tarafından kayalarda yerleştiğine inandı.Diğer açıklamalar önemli derecede moderndi. Örneğin Eski bir Yunan
tarihçiHeredot M.Ö 450'de Libya çölünde deniz kabuğu fosilleri gözlemledi ve Akdeniz'in bugünden daha fazla
güneye ulaştığını tahmin etti.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


fossil isim fosil, kalıntı

remain İsim kalıntı

organism isim oluşum, organizma, canlı

endure Fiil dayanmak, katlanmak

fantastic Sıfat harika, garip

period İsim süre, dönem, ders

bone İsim kemik

teeth İsim diş

imprint Fiil damgalamak

preserve Fiil korumak, muhafaza etmek

prehistoric sıfat tarih öncesine ilişkin, tarih öncesi

appearance İsim görünüş, ortaya çıkma

source İsim kaynak, köken

fascination İsim büyüleme

possession İsim mal mülk, sahip olma

try to do Phrase yapmaya çalışmak

explain Fiil açıklamak

believe Fiil inanmak, güvenmek

living Sıfat yaşayan, canlı

creature İsim yaratık

place Fiil koymak, yerleştirmek

evil Sıfat kötü

spirit İsim ruh, can

other Sıfat diğer, başka

explanation İsim açıklama

dikkate değer şekilde, önemli


remarkably Zarf
derecede

observe Fiil gözlemek

guess Fiil tahmin etmek

reach Fiil ulaşmak, erişmek

farther Zarf daha uzağa


Jane Austen
Jane Austen
Of all Jane Austen’s novels, Pride and Prejudice is probably the best-known and the most-loved.This may be partly
because it has been filmed several times, but more important is the fact that the characters in it are so real and
alive.They are also extremely attractive, in spite of their faults.Perhaps they are attractive because of their faults,
for their faults make them amusing to the reader.It would not be at all pleasant to have a mother as lacking
insense as Mrs Bennet is, or an aunt as confident otherself and as insensitive to the feelings of others as Lady
Catherine is.But, as they are at a safe distance from us, these and other “terrible” characters give the novel
much colour and variety.
Parçanın Çevirisi

Jane Austen'in romanlarının hepsinin arasında Pride and Prejudice muhtemelen en bilineni ve en sevilenidir.Bu
kısmen bu yüzden birkaç zamanlar film yapılmıştır, fakat en önemli gerçek şudur ki ondaki karakterler öyle
gerçek ve canlıdır.Onlar aynı zamanda hatalarına rağmen oldukça çekicidir.Belki onlar hataları yüzünden
çekicidir, çünkü hataları okuyuya eğlenceli gelir.Mrs Bennet kadar duygudan yoksun bir anneye sahip olmak hiç
mi hiç hoş olmayacaktı, ya da kendinden emin bir teyze ve Lady Catherine kadar diğerlerinin hislerine
duyarsız.Fakat, onlar bizden güvenli bir uzaklıkta oldukları için, bu diğer korkunç karakterler romana daha renkli
ve çeşitlilik verir.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


of all P. Phrase hepsinin arasından

probably Zarf muhtemelen

partly Zarf kısmen

film Fiil film çekmek, kaplamak

several Sıfat birkaç

alive Sıfat canlı

extremely Zarf oldukça

attractive Sıfat çekici

in spite of P. Phrase -e rağmen

fault İsim kusur, hata

perhaps Zarf belki, muhtemelen

because of P. Phrase -den dolayı

amusing Sıfat eğlenceli, zevkli

at all P. Phrase asla, hiç

lacking Sıfat eksik, yoksun

intense Sıfat yoğun

confident Sıfat kesin, emin

insensitive Sıfat duyarsız, taş kalpli

distance İsim uzaklık, mesafe

terrible Sıfat kötü, feci

variety İsim çeşitlilik


The Ottoman Succession
The Ottoman Succession
The First World War could be called the War of the Ottoman Succession.It was, in part, a struggle between Austria
and Russia for domination in the areas in the Balkans once ruled by the Ottoman Empire.Its first shots were fired
in the former Ottoman city of Sarajevo.Throughout the summer and autumn of 1914, as the European powers
were locked in battle, the Ottoman government hesitated.Finally, at the end of October, against the wishes of his
colleagues, Enver Pasha decided to attack Russian targets with the new warships in the Black Sea.His decision
led to war across Europe, the collapse of the Ottoman Empire and the end of stability in the Middle East.Initially,
the alliance between the Ottoman Empire and the Central Powers worked well.In the first half of the 20th century,
Germany was not the source of horror that it later became.Britain, France and Russia were the enemies to be
feared and resented.By comparison, Germany appeared friendly.The Ottoman government calculated that its
alliance with the Central Powers would restore the glory of the empire, help it recover some of the islands lost to
Greece in 1913, and perhaps lead to an extension of territory in Turkish-speaking central Asia.
Parçanın Çevirisi

Birinci Dünya Savaşı Osmanlı intikalinin savaşıydı.Osmanlı imparatorluğu tarafından yönetildikten


sonraBalkanlar'daki alanlarda hakimiyet için Avusturya ve Rusya arasında bir mücadeleydi.İlk atış Sarajevo'nun
eski Osmanlı şehrinde ateş edildi.1914'ün yaz ve sonbaharı boyunca, Avrupa güçleri savaşta hapsedildiği için,
Osmanlı hükümeti teredüt etti.Sonunda ekimin sonunda meslektaşların isteğine karşı, Enver Paşa Karadeniz'de
yeni savaş gemisiyle Rus hedeflerine saldırmaya karar verdi.Onun kararı Avrupa'ya karşı, Osmanlı
İmparotorluğu'nun çöküşü ve Ortadoğu'da istikrarın sonuna savaşa yol açtı.Başlangıçta Osmanlı İmparotorluğu ve
merkez güçler arasındaki ittifak daha iyi işledi.20 yüzyılın ilk yarısında Almanya sonra olan korkunun kaynağı
değildi.İngilitere, Fransa ve Rusya korkulan ve içerlenilen düşmanlardı.Aksine, Almanya arkadaşça
gözüktü.Osmanlı Hükümeti merkez güçleriyle ittifakını imparatorluğun şanını onaracağını 1913'te Yunanistan'da
kaybedilen adaların bazılarını kurtarmaya yardım edeceğini hesapladı, ve belki merkez Asya'da Türkçe konuşulan
bölgenin bir genişlemesine sebep oldu.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


call Fiil adlandırmak, çağırmak

succession İsim ardışık olma, yerine geçme

struggle İsim çaba

domination İsim hakimiyet, egemenlik

area İsim alan, bölge

rule Fiil yönetmek

fire Fiil ateş etmek, işten atmak

former Sıfat eski

throughout Preposition boyunca

lock Fiil kilitlemek

battle İsim savaş

hesitate Fiil tereddüt etmek, duraksamak

finally Zarf sonunda, nihayetinde

at the end of P. Phrase sonunda

against Preposition -e karşı

wish İsim istek, arzu, dilek

colleague İsim meslektaş

decide Fiil karar vermek

lead to P. Verb sebep olmak , yol açmak

collapse İsim çökme

stability İsim tutarlılık, istikrar

initially Zarf başlangıçta

alliance isim antlaşma, ittifak, birlik

source İsim kaynak, köken

horror İsim korku, dehşet

enemy İsim düşman

fear Fiil korkmak

resent Fiil gücenmek, kırılmak

appear Fiil görünmek, ortaya çıkmak

calculate Fiil hesaplamak

restore Fiil onarmak

glory İsim şan, şeref

empire İsim imparatorluk

territory İsim bölge


Japan
Japan
By the beginning of the eighteenth century, the population of Tokyo had grown about 1 million, making it the
largest city in Japan and one of the most populous in the world.An especially lively section of the city was along
the Sumida River, where pleasure boats and parties were common and whose banks were lined with fashionable
tea-houses.Tea was central to the Japanese not only in their homes, but in the public life as well.In the bustling
urban centres of 18th–century Japan, tea-houses served a role similar to the one played by coffee–houses in
Europe which were centres of discussion and entertainment.
Parçanın Çevirisi

8. yüzyılın başlangıcına kadar, Tokyo'nun nüfusu dünyada en fazla nüfusludan biriydi ve Japonya'daki en büyük
şehir yapan yaklaşık 1 milyon artmış durumdaydıÖzellikle şehrin canlı bir bölümü Sumida nehri boyuncaydı, gezi
botları ve partiler yaygındı ve bankaları modaya uygun çay evleriyle uyumluydu.Çay sadece evlerinde değil aynı
zamanda da halk yaşamında Japonlar'a merkezdi.18. yüzyıl Japonya'nın hareketli şehir merkezlerinde, çay evleri
tartışma ve eğlencenin merkezi olan Avrupa'daki kahve evleri tarafından benzer bir rol oynamaya hizmet etti.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


population İsim nüfus

especially Zarf özellikle, bilhassa

lively Sıfat canlı, hareketli

section İsim bölüm

pleasure İsim keyif, zevk, memnuniyet

rağbette olan, modaya


fashionable Sıfat
uygun

not only ... but also Bağlaç sadece ... değil .. de

as well P. Phrase -de , -da

bustling Sıfat hareketli, canlı

similar Sıfat benzer

discussion İsim tartışma, görüşme

entertainment İsim eğlence


A population
A population
A population is a group of individual organisms of the same kind that are limited to some particular space.The
most familiar example is the human population, but there are also populations of animals and plants everywhere
on Earth.In fact, scientists regard a population as a biological unit that has both structure and function.The parts
of a population are its individual members.The functions of a population are similar to those of other biological
units: growth, development, and self-maintenance in a changing environment.Individuals enter a population by
birth and by moving in, that is, by immigration.Individuals leave a population by death and by moving out, that is,
by emigration.If the environment of a population remains the same, loss and replacement of members are in
balance.The population will be able to survive in that particular environment.If the environment changes,
however, loss or addition of members increases or decreases the size of the population.
Parçanın Çevirisi

Nüfus, bazı belirli alanla sınırlı benzer türde bireysel organizmalar grubudur.En bilindik örnek insan nüfusudur
ama Dünya'da her yerde hayvan ve bitki nüfusları da vardır.Aslında bilimadamları nüfusu hem yapıya hem işleve
sahip biyolojik bir birim olarak görürler.Nüfusun kısımları kişisel üyeleridir.Bir nüfusun işlevleri diğer biyolojik
birimlerinkine benzer : büyüme, gelişme, ve değişen bir ortamda kendime bakım.Bireyler doğum ve taşınmayla
yani göçle nüfusa girerler.Bireyler ölüm ve taşınmayla yani göçle nüfustan ayrılırlar.Eğer bir nüfusun çevresi aynı
kalırsa, üyelerin kaybı ve yerine geçmesi dengededir.Nüfus o belirli çevrede hayatta kalabilir.Eğer ancak çevre
değişirse, bireylerin kaybı yada ilavesi nüfusun büyüklüğünü artırır yada azaltır.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe Kelime Tür Türkçe


population İsim nüfus however Bağlaç fakat
group İsim grup, topluluk addition İsim ekleme
individual Sıfat kişisel, bireysel increase Fiil artırmak, çoğalmak
same Sıfat aynı, benzer decrease Fiil azalmak, azaltmak
limited Sıfat sınırlı size İsim büyüklük, boyut
particular Sıfat belli, özel

space İsim boşluk, uzay, alan

familiar Sıfat tanıdık, aşina

example İsim örnek, misal

everywhere Zarf her yerde

in fact Bağlaç aslında, gerçekten

scientist İsim bilim adamı

regard Fiil düşünmek, görmek

biological Sıfat biyolojik

unit İsim birim, ekip, ünite

both ... and Bağlaç hem ... hem ...

structure İsim yapı, bina

function İsim işlev, görev

member İsim üye, aza

similar Sıfat benzer

growth İsim büyüme, gelişme

development İsim gelişim, ilerleme

self-maintenance İsim kendine bakma

changing Sıfat değişen

environment İsim çevre

enter Fiil girmek

birth İsim doğum

move in P. Verb taşınmak, içeri girmek

immigration İsim göç

leave Fiil ayrılmak, terketmek

death İsim ölüm, vefat

emigration isim göç

remain Fiil kalmak

loss İsim kayıp, zarar, ziyan

replacement İsim yerine geçme

balance İsim denge

survive Fiil hayatta kalmak

change Fiil değiştirmek, değişmek


Huge Ice Sheet
Huge Ice Sheet
The huge ice sheet covering Greenland, which is the world’s largest island, provides a habitat for many arctic
species and holds nearly 8 per cent of the world’s freshwater.It is, on average, 5, 000 feet thick and is constantly
being replaced as snow falls each winter.Over the course of centuries, the snow compacts into ice, which slides
towards the ocean.In recent years, higher atmospheric concentrations of heat-trapping gases have accelerated
that process.As temperatures rise, the top layers melt, giving way to darker, heat-absorbing ice and liquid
water.The melt water seeps down to the rock below, lubricating the ice mass and speeding its slide into the sea.
Parçanın Çevirisi

Dünyanın en büyük adası olan Grönland'ı kaplayan büyük buz tabakası birçok kutup türleri için bir yaşam ortamı
sağlar ve dünyanın tatlı suyunun neredeyse yüzde 8'ine sahiptir.Ortalama 5,000 git kalınlığındadır ve her kış kar
yağdıkça sürekli olarak değiştiriliyor.Yüzyıllar boyunca kar, okyanusa doğru kayan buza dönüşür.Son yıllarda ısı
kapan gazlarının daha yüksek atmosferik yoğunluğu o süreci artırmış durumda.Sıcaklık arttıkça üst katmanlar
daha karanlık, ısı emen buz ve sıvı sulara dönüşerek erir.Erimiş su, buz kütlesini kayganlaştırarak ve kaymasını
denize doğru hızlandırarak kayanın altına doğru sızar.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


huge Sıfat büyük

ice İsim buz

cover Fiil kaplamak, içermek

large Sıfat büyük, geniş

island İsim ada

provide Fiil sağlamak, temin etmek

habitat isim yaşam alanı

species İsim tür, cins

hold Fiil tutmak, düzenlemek, iddia etmek

nearly Zarf yaklaşık

freshwater İsim tatlı su

on average P. Phrase ortalama olarak

thick Sıfat kalın

constantly Zarf devamlı olarak

replace Fiil yerini almak, değiştirmek

fall Fiil düşmek, inmek

century İsim yüzyıl, asır

compact Fiil sıkılaştırmak

slide Fiil kaymak

ocean İsim okyanus

recent Sıfat yeni, son

high Sıfat yüksek, çok, fazla

concentration İsim konsantrasyon

accelerate Fiil hızlandırmak

process İsim işlem, süreç

temperature İsim sıcaklık, ısı

rise Fiil artmak, yükselmek

layer İsim katman, tabaka

liquid İsim sıvı

seep Fiil sızmak

lubricate Fiil yağlamak

mass İsim kitle, kütle

speed Fiil sürat yapmak

slide İsim slayt, kaydırak


Kinds of Wild Cats
Kinds of Wild Cats
There are about forty distinct kinds of wild cats known to inhabit the earth today.They range in size from the
mighty Siberian tiger to several little spotted species about the size of the average domestic cat.The cats are the
most efficient land predators left on earth.They combine power, speed, patience, camouflage,and considerable
individual skill.All swim well, most climb with great agility, and at least for short distances, most can move with
amazing swiftness.The African lion can reach a speed of almost forty miles per hour when it charges.
Parçanın Çevirisi

Bugün dünyada yaşadığı bilinen yaklaşık kırk farklı vahşi hayvan türü vardır.Güçlü Sibirya kaplanından, ortalama
bir ev kedisi büyüklüğündeki birkaç küçük benekli türlere kadar büyüklük bakımından çeşitlilik gösterirler.Kediler
dünyada kalan en etkili arazi yırtıcı hayvanlarıdır.Onlar güç, hız, sabır, kamuflaj ve oldukça bireysel becerileri
birleştirirler.Hep iyi yüzer, çoğu müthiş çeviklikle tırmanır, ve en azından kısa mesafelerde çoğu şaşırtıcı hızlılıkla
hareket edebilirler.Afrika aslanı saldırdıklarında saatte yaklaşık kırk mil hıza ulaşabilirler.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


about Zarf yaklaşık

distinct Sıfat farklı, belirgin, açık

kind İsim tür, çeşit

wild Sıfat vahşi

inhabit Fiil ikamet etmek

today Zarf bugün, günümüz

range Fiil değişmek, sıralanmak

mighty Sıfat güçlü, kuvvetli

tiger İsim kaplan

several Sıfat birkaç

spotted Sıfat benekli, kirli

species İsim tür, cins

average Sıfat ortalama

domestic Sıfat iç, evcil

efficient Sıfat verimli, etkili

predator İsim yırtıcı hayvan

combine Fiil birleştirmek

power İsim güç, kuvvet, yetki

speed İsim hız, sürat

patience İsim sabır, tahammül

camouflage İsim kamuflaj, gizleme

considerable Sıfat önemli, hatırı sayılır derecede

individual Sıfat kişisel, bireysel

skill İsim yetenek, kabiliyet

swim Fiil yüzmek

climb Fiil tırmanmak, yükselmek

agility İsim ataklık

at least P. Phrase en azından, hiç olmazsa

distance İsim uzaklık, mesafe

move Fiil hareket etmek , taşınmak

amazing Sıfat şaşırtıcı

swiftness İsim hız, çabukluk

reach Fiil ulaşmak, erişmek

almost Zarf hemen hemen, yaklaşık

when Bağlaç -dığı zaman

suçlamak, ücretlendirmek, şarj


charge Fiil
etmek
Employment
Employment
If the term employment is used in its wider sense as meaning work which is of economic value not only to the
family but to the community, women have at all times been thus employed.In primitive societies and in
agricultural communities women shared in the productive work on the land, in the workshops and the home; they
took part in trade and they cared for the old, the sick and the infirm at a time when there were no health and
welfare services in the modern sense.Indeed, in any society in which the productivity of labour is low, women's
active participation in the daily work is indispensable.To this day, women work in the fields in all agricultural
communities; they spin and weave, do building work and various other kinds of hard physical labour in many
parts of the world which have not yet reached the threshold of industrialisation.
Parçanın Çevirisi

Eğer iş terimi çalışma anlamı olarak ekonomik değeri sadece aileye değil aynı zamanda topluluğun olan yaygın
anlamda kullanılırsa, kadın bu yüzden işi olan hiç mi hiç zamana sahip değildir.İlkel toplumlarda ve tarımsal
topluluklarda kadın arazi üzerinde, atolyelerde ve evlerde üretken iş paylaştı; onlar ticarete katıldı ve onlar
modern anlamda ferah hizmetleri ve sağlık hizmeti olmadığı zaman hasta ve bir zamanda zayıf yaşlılara
baktı.Aslında, herhangi bir toplumda iş gücünün üretkenliği düşüktür, günlük çalışmada kadının aktif katılımı
vazgeçilmezdir.Bu güne kadar, kadın tüm tarımsal topluluklarda alanlarda çalışır; onlar endüstrileşmenin eşiğine
henüz ulaşmayan dünyanın bir çok kısmında zor fiziksel iş gücünün çeşitli türlerinde döner ve zik zak çizer, inşa
işi yapar
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


employment İsim iş, istihdam

wide Sıfat geniş, yaygın

sense İsim duyu, anlam

meaning İsim anlam

not only ... but also Bağlaç sadece ... değil .. de

community İsim topluluk, halk

at all P. Phrase asla, hiç

primitive Sıfat ilkel

agricultural Sıfat tarımsal

productive sıfat üretken, yaratıcı, verimli

take part in P. Verb -e katılmak

care for P. Verb bakmak, ilgilenmek, sevmek

infirm Sıfat halsiz, zayıf

service İsim servis, hizmet

indeed Bağlaç gerçekten

labour İsim çalışma, iş, emek

participation İsim katılım

indispensable Sıfat vazgeçilmez

weave Fiil dokumak, zik zak yapmak

spin Fiil döndürmek, örmek

various Sıfat çeşitli, farklı

reach Fiil ulaşmak, erişmek

threshold İsim eşik, giriş, ilk basamak

industrialisation İsim sanayileşme


Genetics
Genetics
Genetics is the study of mechanisms of the hereditary process.Modern genetics began with the experiments of
Gregor Mendel in 1865.He studied the inheritance of different factors in peas, and found that some traits were
'dominant' and some 'recessive', the 'dominant' appearing in a ratio of very nearly three to one.Mendel's results
were ignored for many years until their rediscovery at the beginning of the twentieth century.
Parçanın Çevirisi

Genetik bilimi kalıtsal süreç mekanizmasının çalışmasıdır.Modern genetik bilimi 1865'te Gergor Mendel'in
deneyleriyle başladı.O, bezelyelerdeki farklı faktörlerin katılımını çalıştı ve bazı özelliklerin baskın ve bazılarının
çekinik olduğunu, baskınların neredeyse üçe bir oranda ortaya çıktığını buldu.Mendel'in sonuçları yirminci yüzyılın
başlangıcındaki yeniden keşiflerine kadar yıllarca göz ardı edildi.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


genetics İsim genetik bilimi

study İsim çalışma, öğrenme

mechanism İsim mekanizma, düzenek

hereditary Sıfat kalıtımsal

process İsim işlem, süreç

modern Sıfat yeni, çağdaş, modern

begin Fiil başlamak

experiment İsim deney

study Fiil çalışmak, okumak, araştırmak

inheritance İsim miras, kalıt

different Sıfat farklı

factor İsim etken, unsur

pea İsim nohut, bezelye

find Fiil bulmak, anlamak

trait İsim özellik

dominant Sıfat egemen, hakim

recessive Sıfat çekinik, resesif

appear Fiil görünmek, ortaya çıkmak

ratio İsim oran, nispet

nearly Zarf yaklaşık

result İsim sonuç, netice

ignore Fiil göz ardı etmek

until Bağlaç -e kadar

rediscovery İsim yeniden keşfetme

beginning İsim başlangıç

century İsim yüzyıl, asır


Drug Addiction
Drug Addiction
A study by a group of scientists has resulted in a major step forward in overcoming drug addiction.As addiction
was known to cause molecular changes in the brains of addicts, causing their neurons to transmit much stronger
signals of dopamine, a messenger molecule involved in reward-seeking behaviours, the scientists were hoping to
prove experimentally that certain key proteins in the dopamine-producing neurons influence drug addiction.It
was an inspired guess, as the study found that mice in which these key proteins had been selectively switched off
displayed clear addictive behaviour.For instance, mice in which the CluR1 protein was switched off showed a
much longer period of dependence.Conversely, re-administration of cocaine after a long break immediately re-
ignited the addiction, but mice whose NR1 protein had been deactivated resisted relapsing into addictive
behaviours.The ability of these proteins to determine addictive behavioural patterns makes them fascinating.
Parçanın Çevirisi

Bir grup bilim adamı tarafından yapılan bir çalışma ilaç bağımlılığının üstesinden gelmede ileri doğru büyük bir
adımla sonuçlanmış durumdadır.Bağımlılık, dopaminin daha güçlü sinyalleri iletmek için sinir hücrelerinin sebep
olduğu bağımlıların beynindeki moleküler değişimlere sebep olunduğu için, bir haberci molekül ödül arama
davranışına karışır, bilim adamları nöronları üreten dopaminedeki belli anahtar proteinleri ilaç bağımlılığını
etkilediğini deneysel olarak kanıtlamayı umuyorlardı.Bu anahtar proteinleri bağımlı davranışları seçici olarak
ilgisini kaybettiği farelerde çalışma olarak ilham veren bir tahmindi.Örneğin, CluR1 proteininde fareler bağımlılığın
çok daha fazla gösterdiği bir dönemde ilgisini kaybetti.Aksine, uzun bir aradan sonra kokain yeniden uygulanması
hemen bağımlılığı yeniden tetiklemiş, fakat NR1 proteinin fareleri bağımlı davranışı dirençli kötüleşmesi yeniden
aktif oldu.Bağımlı davranış şeklini belirlemek için bu proteinlerin yeteneği onları büyüleyici yapar.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


study İsim çalışma, öğrenme

scientist İsim bilim adamı

result in P. Verb -ile sonuçlanmak, neden olmak

major Sıfat ana, önemli

overcome Fiil yenmek, üstesinden gelmek

drug İsim ilaç, uyuşturucu

addiction İsim bağımlılık

as Bağlaç -dığı için, çünkü, -dıkça, -iken, gibi

cause Fiil sebep olmak

change İsim değişiklik

brain İsim beyin

addict İsim tiryaki, düşkün

neuron İsim sinir hücresi, nöron

transmit Fiil iletmek, nakletmek

involve in P. Verb işe bulaşmak, karışmak

behaviour İsim davranış

prove Fiil ispatlamak, kanıtlamak

experimentally Zarf deneysel olarak

influence Fiil etkilemek

inspire Fiil ilham vermek

found Fiil kurmak

selectively Zarf seçerek

switch off P. Verb söndürmek, ilgisini yitirmek

for instance Bağlaç örneğin

dependence İsim bağımlılık

conversely Bağlaç aksine

immediately Zarf hemen, aniden

deactivate Fiil etkisiz hale getirmek

resist Fiil karşı koymak

relapse İsim kötüleşme

ability İsim yetenek, kabiliyet

determine Fiil belirlemek, saptamak

pattern İsim tarz, şekil

fascinating Sıfat büyüleyici


Global Warming
Global Warming
Of all the environmental problems facing ustoday, global warming is likely to have the most devastating effects.In
order to combatthese, the emission of harmful gases must bereduced; for this purpose, the rainforests, which
absorb carbon dioxide in vast quantities must be protected.Global warming will place a premium on energy
efficiency, for controlling global warming inescapably means reducing the burning of fossil fuels.The two
industries that are most obviously going to be affected are the power suppliers and the vehicle manufacturers,
but since energy is consumed by almost everything we manufacture, design or do, the effects will be felt
everywhere.
Parçanın Çevirisi

Bugün karşı karşıya olduğumuz çevresel sorunlar arasından küresel ısınmanın en tahrip edici etkilere sahip olması
muhtemeldir.Bunlarla mücadele etmek için zararlı gazların emisyonu azaltılmalıdır, bu amaçla geniş miktarda
karbondioksit emen yağmur ormanları korunmalıdır.Küresel ısınma enerji verimliliğine çok önem verir çünkü
küresel ısınmayı kontrol etmek kaçınılmaz olarak fosil yakıtların yakımını azaltma anlamına gelir.En açık olarak
etkilenecek olan iki endüstri güç sağlayıcıları ve araç imalatçılarıdır ama enerji ürettiğimiz, tasarladığımız yada
yaptığımız neredeyse her şey tarafından tüketildiği için etkileri her yerde hissedilecek.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


environmental Sıfat çevresel

problem İsim sorun, mesele

face Fiil karşı karşıya kalmak

today Zarf bugün, günümüz

global warming İsim küresel ısınma

likely Sıfat muhtemel, olası

devastating Sıfat tahrip edici

effect İsim etki

in order to P. Phrase -mek için

combat Fiil dövüşmek, mücadele etmek

emission İsim yayılma, salınım

harmful Sıfat zararlı

reduce Fiil azaltmak

purpose İsim amaç

rainforest İsim yağmur ormanı

absorb Fiil emmek, soğurmak

vast Sıfat büyük, geniş

quantity İsim nicelik, miktar

protect Fiil korumak

place Fiil koymak, yerleştirmek

premium İsim prim, ek ödeme

efficiency İsim verimlilik

control Fiil kontrol etmek, denetlemek

inescapably Zarf kaçınılmaz bir şekilde

burning İsim yakma, yakış

fossil fuel İsim fosil yakıt

industry İsim sanayi, endüstri

obviously Zarf açıkça

affect Fiil etkilemek

supplier İsim tedarikçi, satıcı

vehicle İsim araç, vasıta

manufacturer İsim imalatçı, üretici

since Bağlaç -dığı için, çünkü, -den beri

consume Fiil tüketmek

manufacture Fiil üretmek

design Fiil tasarlamak

everywhere Zarf her yerde


Scientific Method: Defend the Integrity of Physics
Scientific Method: Defend the Integrity of Physics
The most common view among scientists is that mathematics and physics are quite different.Physics describes
the universe and depends on experiment and observation.The particular laws that govern our universe, such as
Newton’s laws of motion, must be determined empirically and then asserted like axioms that cannot be logically
proved, merely verified. Mathematics, on the other hand, is some how independent of the universe.Results and
theorems, such as the properties of the integers and real numbers, do not depend in any way on the particular
nature of reality in which we find ourselves. Mathematical truths would be true in any universe.
Parçanın Çevirisi

Bilim adamları arasındaki en yaygın görüş matematik ve fiziğin oldukça farklı olmasıdır.Fizik evreni tanımlar ve
deney ve gözleme bağlıdır.Newton'un devinim yasaları gibi evrenimizi yöneten belirli yasalar deneysel olarak
belirlenmeli ve sonra mantıksal olarak kanıtlanamayan, sadece doğrulanabilen belitler gibi ileri sürülmelidir. Diğer
yandan matematik biraz evrenden bağımsızdır.Tam sayı ve gerçek sayıların özellikler gibi sonuç ve teoremler
kendimizi bulduğumuz belirli gerçeklik doğasına herhangi bir şekilde bağlı değildir. Matematiksel doğrular her
evrende gerçektir.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


common Sıfat yaygın, ortak, sıradan

view Fiil bakmak, görmek

among Preposition arasında

quite Zarf oldukça, çok

different Sıfat farklı

physics İsim fizik

describe Fiil tanımlamak

experiment İsim deney

observation İsim gözlem

particular Sıfat belli, özel

law İsim yasa, kanun

govern Fiil yönetmek, idare etmek

such as P. Phrase örneğin, gibi

motion İsim hareket, teklif

determine Fiil belirlemek, saptamak

empirically Zarf deneysel olarak

o zaman, öyleyse, ondan


then Bağlaç
sonra

assert Fiil iddia etmek

logically Zarf mantıklı bir biçimde

merely Zarf sadece

verify Fiil doğrulamak

on the other hand P. Phrase öte yandan

independent Sıfat bağımsız

result İsim sonuç, netice

theorem İsim teorem

property İsim özellik, eşya, mal mülk

depend Fiil bağlı olmak, güvenmek

particular Zarf bazı, kimi, belli başlı

reality İsim gerçek, hakikat

ourselves Zamir kendimize

truth İsim gerçek

universe İsim evren, kainat


The Effect of Television
The Effect of Television
More and more people have started to worry about the effect of television on the generations of children who
have grown up with it.Recent studies suggest that television has a negative effect on a child’s creative
imagination.Indeed, some teachers have found that some children cannot understand even a simple story if there
are no pictures to help.But perhaps the most worrying result concerns violence. So much violence on the
television screen means that children start to regard violence in real life ; so they accept it in others and in
themselves.
Parçanın Çevirisi

Gittikçe çoğu insan onunla büyüyen çocukların nesilleri üzerinde televizyonun etkileri hakkında endişelenmeye
başlamış durumdalar.Son çalışmalar televizyonun bir çocuğun yaratıcı hayal güvü üzerinde negatif bir etkiye
sahip olduğunu iddia eder.Gerçekte, bazı öğretmenler bazı çocukların eğer yardım etmek için resim yoksa basit
bir hikayeyi bile anlayamadıklarını buldular.Fakat belki en endişe verici sonuçlar şiddeti ilgilendirir. Dolayısıyla
televizyon ekranı üzerindeki çoğu şiddet çocuğun gerçek yaşamda şiddeti düşünmeye başladığı anlamına gelir.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


more and more Phrase artan şekilde, gittikçe

start Fiil başlamak, çalıştırmak

worry Fiil kaygılanmak, endişelenmek

effect İsim etki

generation İsim üretim, nesil

grow up P. Verb büyümek, gelişmek

recent Sıfat yeni, son

suggest Fiil önermek, ileri sürmek

creative Sıfat yaratıcı

imagination İsim hayal, zihin

indeed Bağlaç gerçekten

even Zarf hatta, bile

result İsim sonuç, netice

concern Fiil ilgilenmek, endişelenmek

violence İsim şiddet

mean Fiil anlamına gelmek, demek istemek

regard Fiil düşünmek, görmek

so Bağlaç bu yüzden

accept Fiil kabul etmek

others Zamir başkaları, diğerleri

themselves Zamir kendileri


Hypocrisy
Hypocrisy
One surprising truth about hypocrisy is its relevance, contrary to widespread belief.The fact that someone is a
hypocrite does not necessarily mean that his or her position on an issue is false.Environmentalists who throw
rubbish and litter do not disprove the claims of environmentalism.Politicians who publicly oppose illegal
immigration but privately employ illegal immigrants in their companies do not thereby prove that contesting
illegal immigration is wrong.Even if every animal-rights activist is exposed as a secret meat eater, it still might be
wrong to eat meat.More generally, just because a person does not have the strength to live up to his or her own
standards does not mean that such standards are not praiseworthy and worth trying to meet.It therefore seems
that charges of hypocrisy have nothing to do with the issues themselves.
Parçanın Çevirisi

Riyakarlık hakkında şaşırtıcı bir gerçek yaygın inançların aksine ilişkilidir.Birisinin, bir konu üzerinde pozisyonu
hatalı olduğu illaki iki yüzlü olduğu anlamına gelmez.Çöp ve atık atan çevreciler çevreciliğin iddialarını
onaylamaz.Yasal olmayan göçe herkesin gözü önünde karşı çıkan siyasetçiler, fakat özel olarak kampanyalarında
rekabet eden yasal olmayan göçmenlerin hatalı olduğu kanıtlanmaz.Her hayvan hakları savunucuları gizli bir et
yiyen olarak açığa çıksa bile, yinede et yemek için yanlış olabilir.Çoğu genellikle sırf böyle diye bir insan kendi
standartlarını ya da karşılamak için güce sahip olmaz.Bu yüzden o riyakarlığın suçlaması kendi konularıyla
yapacak bir şey yokmuş gibi görünür.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe Kelime Tür Türkçe


surprising Sıfat şaşırtıcı try to do Phrase yapmaya çalışmak
hypocrisy İsim riyakarlık therefore Bağlaç bu yüzden
relevance İsim ilişki, alaka seem Fiil gibi görünmek
contrary to P. Phrase -ın aksine charge İsim ücret, şarj, görev, suçlama
widespread Sıfat yaygın themselves Zamir kendileri
belief İsim inanç

someone Zamir birisi

hypocrite İsim iki yüzlü kişi

necessarily Zarf illa ki, , mutlaka

anlamına gelmek, demek


mean Fiil
istemek

position İsim durum, konum, yer

issue İsim konu, sorun

false Sıfat yanlış, sahte

environmentalist İsim çevreci

throw Fiil atmak, fırlatmak

rubbish İsim çöp, saçmalık

litter İsim çöp, döküntü

disprove Fiil aksini ispat etmek

claim İsim iddia, sav

environmentalism İsim çevrecilik

politician İsim siyasetçi

publicly Zarf herkesin önünde

oppose Fiil karşı çıkmak

illegal Sıfat yasa dışı

immigration İsim göç

privately Zarf özel olarak

employ Fiil işe almak, kullanmak

thereby Bağlaç böylece, bu nedenle

prove Fiil ispatlamak, kanıtlamak

contest İsim yarışma, mücadele

wrong İsim hata, kusur

generally Zarf genellikle

strength İsim güç

karşılamak, cevap vermek


live up to P. Verb
(beklenti, umut)

praiseworthy Sıfat övgüye değer

worth İsim değer, kıymet


Africa's Food Crisis
Africa's Food Crisis
Southern Africa's food crisis looks like being the worst in a decade.Around 14.5 million people are dangerously
hungry, and many have been reduced to eating wild leaves and herbs . One might then expect food aid to be
welcomed.But Zambia is refusing to accept American donations because much of its corn and soya is genetically
modified.Zambia's president, Levy Mwanawasa, calls he stuff poison and refuses to import, despite a warning
from the UN World Food Programme, on September 16th that relief supplies in his country could run out in two
weeks.
Parçanın Çevirisi

Güney Afrika'nın yiyecek krizi on yılda en kötüsü gibi görünür.Yaklaşık 14, 5 milyon insan tehlikeli bir şekilde aç
ve birçoğu vahşi ve bitkileri yemesi azalmış durumudadır. Biri öyleyse sahip olmak için yiyecek yardımı
bekler.Fakat Zambia Amerikan bağışını kabul etmeyi reddeder çünkü mısırın ve soyanın çoğu genetik olarak
değiştirilmiştir.Zambia'nın başbakanı, Lew Mwanawasa, o zehri doldurur ve ithali reddeder, Dünya besin
programından bir uyarı olsa da, 16 eylül ülkedeki kaynaklar rahatlar 2 haftada tükenebilir.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


food İsim yiyecek, gıda

crisis İsim kriz, bunalım

look like P. Verb gibi görünmek, benzemek

decade İsim on yıl

dangerously Zarf tehlikeli bir şekilde

hungry Sıfat aç, acıkmış

reduce Fiil azaltmak

eat Fiil yemek yemek

wild Sıfat vahşi

herb İsim şifalı ot

expect Fiil ummak

aid İsim yardım, cihaz

welcome Fiil hoş karşılamak, hoşnut olmak

but Bağlaç fakat, ama, ancak

refuse Fiil reddetmek

accept Fiil kabul etmek

donation İsim bağış, yardım

genetically Zarf genetik olarak

modify Fiil değiştirmek

president İsim başkan

stuff İsim madde, şey

poison isim zehir

import Fiil ithal etmek

despite Preposition -e rağmen

warning İsim uyarı, ikaz

relief İsim rahatlama

supply İsim kaynak

run out P. Verb bitmek, tükenmek


The cities with the highest temperature
The cities with the highest temperature
The city with the highest temperature yesterday was Singapore.At noon the temperature in Singapore was 33⁰C
and at midnight the temperature there was 25⁰C.Tokyo had the second highest temperature.It was only 2⁰C lower
than in Singapore at noon.The temperature in Rome at noon was 30⁰C, the same as in New York.However, New
York’s temperature at midnight was one degree lower than Rome’s.The noon temperature in Cairo was 29⁰C, one
degree higher than that in Hong Kong.The temperature at midnight in Paris was 11⁰C less than that at noon in
Paris yesterday.Although Stockholm’s temperature at midnight was the same as the temperature at midnight in
Paris, its noon temperature was 14⁰C.The coolest city was London, with a temperature of only 22⁰C at noon and
13⁰C at midnight.The cities with the highest temperature had a lot of sunshine throughout the day.It was cloudy
and dry at Stockholm, but it rained heavily in both London and Hong Kong.
Parçanın Çevirisi

Dün en yüksek sıcaklığı olan şehir Singapur'du.Singapur'da öğlen sıcaklığı 33 dereceydi ve gece yarısı sıcaklık 25
dereceydi.Tokyo en yüksek ikinci sıcaklığa sahipti.Öğlen Singapur'dakinden sadece 2 derece düşüktü.Roma'da
sıcaklık öğlen 30 dereceydi, New York'takiyle aynıydı.Ancak gece yarısı New York'un sıcaklığı Roma'dakinden bir
derece düşüktü.Kahire'de öğlen sıcaklığı 29 dereceydi, Hong Kong'taki sıcaklıktan bir derece yüksekti.Dün Paris'te
gece yarısı sıcaklık öğlen sıcaklıklığından 11 derece azdı.Gece yarısı Stockholm'un sıcaklığı Paris'te gece
yarısındaki sıcaklıkla aynı olmasına rağmen, öğlen sıcaklığı 14 dereceydi.En soğuk şehir öğlen sadece 22 derece
ve gece yarısı 13 derece sıcaklıkla Londra'ydı.En yüksek sıcaklığı olan şehirlerde gün boyu çok güneş ışığı
vardı.Stockholm'da bulutlu ve kuruydu ama hem Londra'da hem Hong Kong'ta çok fazla yağmur yağdı.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


high Sıfat yüksek, çok, fazla

temperature İsim sıcaklık, ısı

yesterday Zarf dün

midnight İsim gece yarısı

low Sıfat alçak, az, mutsuz

however Bağlaç fakat

degree İsim derece, aşama, lisans

noon İsim öğle

although Bağlaç -e rağmen

cool Sıfat serin, soğuk

a lot of Sıfat birçok

sunshine İsim gün ışığı

throughout Preposition boyunca

cloudy Sıfat bulutlu

dry Sıfat kuru, kurak, sıkıcı

rain Fiil yağmur yağmak

heavily Zarf yoğun şekilde


Parça İle İlgili Sorular
1. At noon, the temperature at
Tokyo is 31⁰C
A) True
B) False

2. New York’s midnight temperature is as the


same as the Rome’s.
A) True
B) False

3. Hong Kong’s noon


temperature was 30⁰C.
A) True
B) False

4. The noon temperature of Paris was 11⁰C higher


than the midnight temperature.
A) True
B) False

5. It rained heavily at
Stockholm.
A) True
B) False
Worm Types
Worm Types
Worms are intestinal parasites, but the only common types found in Britain are threadworms, the tiny thread-like
worms which cause irritability and itching in the skin of children, less often in adults.Then there are round-worms,
somewhat resembling the ordinary-garden earthworm, which seldom lead to symptoms.Finally the third group is
the tapeworms which may reach a length of 3 or even 6 m.Many parasitic worms lead a double life, they spend
part of their life in the human intestine and the other part in the muscles of another animal.The tapeworm, for
example, while in the human intestine, lays eggs which pass out of the body in the excreta, and are then
swallowed by various animals, especially in those parts of the world where human excreta are used as manure in
the fields.
Parçanın Çevirisi

Kurtlar bağırsak parazitleridir ama İngiltere'de bulunan tek yaygın tür sinirliliğe ve çocukların cildinde
yetişkinlerde daha az sık olan kaşıntıya sebep olan küçük iplik gibi kıl kurtlarıdır.Sonra, nadiren belirtilere sebep
olan biraz sıradan yer kurtlarına benzeyen yuvarlak kurtlar vardır.Son olarak üçüncü grup 1 metre yada hatta 6
metre uzunluğa ulaşabilen tenyadır.Birçok parazit kurtları iki hayat sürerler, hayatlarının bir kısmını insan
bağırsağında, diğer kısmını başka bir hayvanın kaslarında geçirirler.Örneğin tenyalar insan bağırsağındayken
salgıda vücuttan geçen ve sonra çeşitli hayvanlar tarafından çiğnenen, özellikle insan salgısının arazilerde gübre
olarak kullanıldığıdünyanın bu kısımlarında yumurtalar bırakılar.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


worm İsim solucan, kurt

intestinal Sıfat bağırsakla ilgili

parasite İsim asalak, parazit

common Sıfat yaygın, ortak, sıradan

type İsim tür, cins

threadworm İsim kıl kurdu

tiny Sıfat minicik, ufacık

cause Fiil sebep olmak

irritability İsim sinirlilik

itching İsim kaşıntı

adult İsim yetişkin

roundworm İsim yuvarlak kurt

somewhat Sıfat biraz

resemble Fiil benzemek

earthworm İsim yer solucanı

seldom Zarf nadir, seyrek

lead to P. Verb sebep olmak , yol açmak

symptom isim belirti, bulgu, gösterge

finally Zarf sonunda, nihayetinde

tapeworm İsim tenya

reach Fiil ulaşmak, erişmek

length İsim uzunluk, boy, süre

parasitic sıfat parazitik

double Sıfat eş, çift

spend Fiil harcamak

intestine İsim bağırsak

muscle İsim kas, güç

animal İsim hayvan

for example Bağlaç örneğin

pass Fiil geçmek, başarmak

excreta İsim salgı

swallow Fiil yutmak

various Sıfat çeşitli, farklı

especially Zarf özellikle, bilhassa

manure İsim gübre

field İsim alan, arazi


Diseases
Diseases
Even though there have been truly significant advances in modern medicine, health problems still abound and
cause untold misery.Although heart disease and cancer were rare at the beginning of the 20th century, today
these two diseases strike with increasing frequency, in spite of billions of dollars in research to combat them,and
in spite of tremendous advances in diagnostic and surgical techniques.In America, one person in three suffers
from allergies, one in ten has ulcers and one in five is mentally ill.Every year, a quarter of a million infants are
born with a birth defect and undergo expensive surgery, or are hidden away in institutions.Other degenerative
diseases such as arthritis, multiple sclerosis, diabetes, and chronic fatigue afflict a significant majority of
Americans.Further learning disabilities make life miserable for seven million young people and their
parents.These diseases were extremely rare only a generation or two ago.Today,chronic illness afflicts nearly half
of all Americans and causes three out of four deaths in the United States.
Parçanın Çevirisi

Modern tıpta gerçekten önemli ilerlemeler olmasına rağmen sağlık sorunları hala çok sayıdadır ve anlatılmamış
gizeme sebep olur.Kalp hastalığı ve kanser 20. yüzyılın başlangıcında nadir olmasına rağmen bugünonlarla
savaşmak için araştırmada milyarlarca dolara rağmen ve teşhis ve cerrahi tekniklerdeki büyük ilerlemelere
rağmen bu iki hastalık artan sıklıkla dikkat çekiyor.Amerika'da üç kişiden birisi alerjiden müzdarip, on kişiden
birinin ülseri var ve beşinden biri akıl hastasıdır.Her yıl bir milyon bebeğin dörtte biri doğum kusuruyla doğar ve
pahalı ameliyat olur yada kurumlarda gizlenir.Eklem iltihabı, çoklu skleroz, şeker hastalığı ve kronik yorgunluk
gibi diğer dejeneratif hastalıklar Amerikalıların önemli bir çoğunluğuna acı verir.Daha fazla öğrenme güçlükleri
yedi milyon genç insan ve ebeveynleri için hayatı berbat eder.Bu hastalıklar sadece bir yada iki kuşak önce aşırı
derecede nadirdi.Günümüzde kronik hastalık neredeyse tüm Amerikalıların neredeyse yarısına acı verir ve ABD'de
dört ölümden üçüne sebep olur.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe Kelime Tür Türkçe


even though Bağlaç -e rağmen arthritis İsim eklem iltihabı
truly Zarf gerçekten, tam anlamıyla sclerosis İsim skleroz, sertleşim
significant Sıfat önemli diabetes İsim şeker hastalığı
advance İsim ilerleme fatigue İsim yorgunluk
medicine İsim ilaç, tıp afflict Fiil eziyet etmek, acı vermek
health İsim sağlık, canlılık majority İsim çoğunluk
still Zarf hala further Sıfat ileri, daha çok, başka
abound Fiil çok sayıda olmak learning İsim öğrenme, öğrenim
cause Fiil sebep olmak disability İsim özürlülük
untold Sıfat sayısız, tarifsiz miserable Sıfat perişan, kötü
misery İsim dert, sefalet extremely Zarf oldukça
although Bağlaç -e rağmen generation İsim üretim, nesil
disease İsim hastalık, rahatsızlık nearly Zarf yaklaşık
rare Sıfat nadir death İsim ölüm, vefat
beginning İsim başlangıç

today Zarf bugün, günümüz

strike Fiil vurmak, grev yapmak

increasing sıfat artan, çoğalan

frequency İsim sıklık

in spite of P. Phrase -e rağmen

combat Fiil dövüşmek, mücadele etmek

tremendous Sıfat büyük, kocaman

diagnostic Sıfat tanısal

surgical Sıfat cerrahi, ameliyatla ilgili

technique İsim teknik, usül

suffer from P. Verb acı çekmek, muzdarip olmak

allergy İsim alerji

mentally zarf zihinsel, akli

quarter İsim çeyrek, dörtte biri

birth İsim doğum

defect İsim kusur

undergo Fiil maruz kalmak, geçirmek

expensive Sıfat pahalı

surgery İsim ameliyat, operasyon

hide Fiil saklamak, gizlenmek

institution İsim kurum

degenerative Sıfat dejeneratif

such as P. Phrase örneğin, gibi


Literature
Literature
The literature of any society reveals the values, the conflicts and the experiences, both past and present of its
members.Through the literature of a people it is possible to gain some insight into their attitudes, beliefs and
problems.Much of human experience is similar because basically all men have similar needs, and the reader may
find his own concern voiced by character in a novel written centuries before.
Parçanın Çevirisi

Herhangi bir toplumun edebiyatı değerleri, çatışmaları, deneyimleri, üyelerinin hem geçmişini hem de şimdiki
zamanını ortaya çıkarır.Bir halkın edebiyatı sayesinde onların tutumlarının, inançlarının ve sorunlarının iç yüzünü
anlamak olasıdır.İnsan deneyimlerinin çoğu benzerdir çünkü temelde tüm insanlar benzer ihtiyaçlara sahiptir ve
okuyucu yüzyıllar önce yazılmış bir romanda karakter tarafından ifade edilen kendi ilgisini bulabilir.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


literature İsim edebiyat

society İsim toplum, cemiyet

reveal Fiil açıklamak, ortaya çıkarmak

value İsim değer

conflict İsim çatışma, anlaşmazlık

experience İsim deneyim, tecrübe

both ... and Bağlaç hem ... hem ...

past İsim geçmiş

present İsim bugün, şu an, hediye

member İsim üye, aza

-in içinden, -den geçerek ;


through Preposition
sayesinde

possible Sıfat olası, mümkün

gain Fiil kazanmak

insight İsim iç yüzünü anlama

attitude İsim tutum, fikir, düşünce

belief İsim inanç

problem İsim sorun, mesele

similar Sıfat benzer

because Bağlaç -dığı için, çünkü

basically Zarf temelde

need İsim ihtiyaç, gereksinim

reader İsim okuyucu

concern İsim endişe, kaygı, ilgi

voice Fiil ifade etmek

character İsim karakter, özellik

write Fiil yazmak


Our Power
Our Power
All our sources of power are 'natural'; we have found that matter can be turned into energy and energy into
matter, but that nothing can be created.We can convert one into the other with relative ease, but all our power is
based upon the control of natural sources, in the sense that the energy or fuel is never man-made.It already
exists in the wind and in rivers; or it may be stored up as in oil or coal.
Parçanın Çevirisi

Tüm güç kaynaklarımız doğaldır; maddenin enerjiye, enerjinin maddeye dönüştürülebileceğini ancak hiçbir şeyin
yaratılamayacağını bulduk.Birini diğerine kolayca dönüştürebiliriz ancak enerji yada yakıtın hiç insan yapımı
olmaması bakımından tüm gücümüz doğal kaynakların kontrolüne dayanır.Zaten rüzgarda ve nehirlerde vardır,
yada yağda veya kömürde olduğu gibi depolanabilir.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


source İsim kaynak, köken

power İsim güç, kuvvet, yetki

natural Sıfat doğal, tabii

matter İsim sorun, mesele, madde

turn into P. Verb dönüşmek, dönüştürmek

energy İsim enerji, güç

nothing Zamir hiçbir şey

create Fiil yaratmak

convert Fiil dönüştürmek

relative Sıfat nisbi, göreceli

ease isim rahatlık, kolaylık

base upon P. Verb dayandırmak

control İsim kontrol, teftiş

fuel İsim yakacak, yakıt

never Zarf asla, hiç

man-made Sıfat insan yapımı, yapay

already Zarf çoktan, zaten, halihazırda

exist Fiil var olmak

wind İsim rüzgar, yel

river İsim nehir, ırmak

store up P. Verb biriktirmek, saklamak

oil İsim sıvı yağ, petrol

coal İsim kömür


A Bigger Rice Bowl
A Bigger Rice Bowl
Originally grown in China, rice has a number of qualities that made it attractive to early farmers.It yielded more
than other early domesticated grains like wheat and barley.The low moisture content of its seed allowed for easy
drying and long storage, and the seeds resisted bruising and were easily transported.Rice cultivation gradually
spread from eastern Asia, very likely facilitated by the ancient Persians whose empire stretched from Central Asia
into Western Europe.For the ancient Greeks, it was an expensive import, not a dietary staple.When first
introduced in Britain, rice was valued as a medicine.Rice reached the Americas by the 1650s, most likely on trade
ships, by African slaves, and it turned into a major cash crop in the Carolinas within a century.Soon rice was
being grown widely in the southern United States and South America.Today, rice is a dietary staple for about half
of the world’s population.Developed into more than 8,000 varieties, including genetically-engineered varieties, it
is traded as a commodity on local and world markets.
Parçanın Çevirisi

Başlangıçta Çin'deki büyüme, pirinç ilk çiftçilere çekici yapan bir çok niteliğe sahiptir.O buğday ve arpa gibi diğer
ilk evcilleştirilenlerden daha fazla ürün sağladı.Onun touhumunun düşük nem içeriği kolay kuruma ve uzun
depolama için izin verdi, ve tohumlar çürümeye dirençliydi ve kolayca taşındı.Pirinç yetiştirme aşamalı olarak
Doğu Asya'dan yayıldı, İmparatorluk Merkez Asya'dan Batı Avrupa'ya uzandığı eski Persler tarafından
muhtemelen çok kolaylaştı.Eski Yunanlılar için, pahalı bir ithaldi, besinsel bir lif değildi.İlk İngilitere'de üretildiği
zaman, pirinç bir ilaç olarak değerlendirildi.Pirinç 1650'lerde Afrikalı köleler tarafından Amerikalılar'a ulaştı, ve o
bir yüzyıl içinde Carolinasda ana bir nakit ürüne dönüştü.Kısa süre içinde pirinç Amerika ve Güney Amerika'da
yaygın bir şekilde yetiştiriliyordu.Bugün pirin dünyanın nüfusunun yaklaşık yarısı için besinsel bir liftir.8,000
çeşitliliğinden daha fazla gelişmiş, genetik yapısı değiştirilmiş dahil, o yerel ve dünya piyasası üzerinde bir mal
olarak ticaret edilir.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


originally Zarf aslında , başlangıçta

rice İsim pirinç

a number of P. Phrase birkaç, bir çok

quality İsim kalite, nitelik

attractive Sıfat çekici

early Sıfat erken, ilk, başı

domesticated Sıfat evcilleştirilmiş

moisture İsim nem, rutubet

content İsim içerik, anlam

seed İsim tohum, çekirdek

allow for P. Verb hesaba katmak, göz önüne almak

easily Zarf kolaylıkla

transport Fiil taşımak, nakletmek

cultivation İsim geliştirme, yetiştirme, üretme

gradually Zarf aşama aşama

spread Fiil yaymak, dağılmak

likely Sıfat muhtemel, olası

facilitate Fiil kolaylaştırmak

ancient Sıfat eski

empire İsim imparatorluk

import İsim ithalat, içeri aktarma

dietary Sıfat rejimle ilgili

when Bağlaç -dığı zaman

introduce Fiil ortaya koymak, tanıştırmak

value Fiil değer vermek, fiyat biçmek

reach Fiil ulaşmak, erişmek

slave isim köle

turn into P. Verb dönüşmek, dönüştürmek

major Sıfat ana, önemli

widely Zarf yaygın şekilde

population İsim nüfus

variety İsim çeşitlilik

including P. Phrase dahil

genetically Zarf genetik olarak

commodity İsim ticari mal

local Sıfat yerel, bölgesel


Noah's Flood
Noah's Flood
New evidence suggests that Noah's flood really did happen.A recent expedition has confirmed that a huge flood
occurred 7000 years ago in the Black Sea.The theory was first put forward last year by marine geologists William
Ryan and Walter Pitman.In their book Noah's Flood, they argue that the great flood resulted from the last ice age,
which peaked 12, 000 years ago.When the poles froze, ocean levels dropped and cut off the Mediterranean from
the Black Sea, which dropped 150 m to become a lake with fertile shores.When the ice thawed, the
Mediterranean rose back up and broke through what is now known as the Bosphorus with a force equal to 200
Niagara Falls for a period of two years.The Black Sea rose, consuming a mile of shore a day.Those who had
settled there fled, spreading their stories of the flood.
Parçanın Çevirisi

Yeni kanıt Nuh tufanının gerçekten meydana geldiğini öne sürüyor.Yeni bir keşif gezisi 7000 yıl önce Karadeniz'de
büyük bir tufanın olduğunu onayladı.Teori ilk kez geçen yıl deniz jeologları William Ryan ve Walter Pitman
tarafından ortaya atıldı.Kitapları Nuh Tufanı'nda, büyük tufanın 12,000 yıl önce en üst seviyeye çıktığı son buzul
çağından kaynaklandığını öne sürüyorlar.Kutuplar donduğunda deniz seviyeleri azaldı ve Akdeniz'i verimli
sahillere sahip bir göl olmak için 150 metre düşen Karadeniz'den ayırdı.Buz çözüldüğünde Akdeniz yeniden
yükseldi ve bugün iki yıllık bir dönemdir 200 Niagara Şelalaeriyle eşit bir güce sahip olan Bosphorus olarak bilinen
şeyi yarıp geçti.Günde bir mil sahil yok eden Karadeniz yükseldi.Oraya yerleşenler tufan hikayelerini yayarak
kaçtı.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


evidence İsim kanıt

suggest Fiil önermek, ileri sürmek

flood İsim sel

really Zarf gerçekten, aslında

happen Fiil olmak, meydana gelmek

recent Sıfat yeni, son

expedition İsim keşif gezisi

confirm Fiil doğrulamak

huge Sıfat büyük

occur Fiil meydana gelmek, olmak

put forward P. Verb ileri sürmek, iddia etmek, önermek

marine Sıfat deniz ile ilgili

argue Fiil tartışmak, ileri sürmek

great Sıfat büyük, mükemmel, önemli

result from P. Verb -den kaynaklanmak

age İsim yaş, çağ, devir

peak Fiil doruğa ulaşmak, zirve yapmak

pole İsim sırık, kutup

freeze Fiil donmak, buzlanmak

ocean İsim okyanus

drop Fiil düşürmek, bırakmak

cut off P. Verb kesmek, kapatmak, durdurmak

lake İsim göl

fertile Sıfat verimli

shore İsim sahil, kıyı

thaw fiil erimek

rise Fiil artmak, yükselmek

break through P. Verb engeli geçmek, aşmak

force İsim güç, zorlama, kuvvet

equal to Sıfat -e eşit

fall İsim düşüş, azalma, güz

consume Fiil tüketmek

settle Fiil yerleşmek

flee Fiil kaçmak

spread Fiil yaymak, dağılmak

story İsim hikaye, öykü


Antibiotic
Antibiotic
An antibiotic that removes metals from the brain is emerging as a prime candidate for treating Alzheimer's.This
boosts a controversial theory that blames the accumulation of metals, rather than the formation of insoluble
plaques, for the disease's characteristic mental deterioration.The antibiotic, clioquinol, binds to copper and zinc
and is small enough to get into the brain.It is no longer manufactured but was last used in the 1970s to treat
intestinal infections.Now, in various medical schools, efforts are being made to resurrect the drug to treat
Alzheimer's.
Parçanın Çevirisi

Beyinden metalleri ortadan kaldıran bir antibiyotik Alzheimer'ı tedavi etmek için bir ilk aday olarak ortaya
çıkar.Bu hastalığın karakteristik zihinsel bozukluğu için çözülemeyen levhaların oluşumundan ziyade, metallerin
birikmesini suçlayan tartışmalı bir teoriyi artırır.Antibiyotik, clioquinol bakıra ve çinkoya bağlar ve beyine girmesi
için yeterince küçüktür.Artık üretilmedi fakat bağırsak enfeksiyonlarını tedavi etmek için 1970'lerde son defa
kullanıldı.Şimdi, çeşitli tıp okullarında, çabalarAlzheimer'ın tedavisi için ilacı yeniden canlandırmak için yapılıyor.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


antibiotic İsim antibiyotik

remove Fiil ortadan kaldırmak

brain İsim beyin

emerge Fiil ortaya çıkmak

prime Sıfat başlıca, birinci

candidate İsim aday

tedavi etmek, davranmak, ele


treat Fiil
almak

boost Fiil artırmak, yükseltmek

controversial Sıfat tartışmalı

blame Fiil suçlamak

accumulation İsim birikme, yığın

rather than P. Phrase -den ziyade

formation İsim oluşma, şekillenme

insoluble Sıfat çözülmez, erimez

disease İsim hastalık, rahatsızlık

characteristic İsim özellik

mental Sıfat zihinsel

deterioration İsim bozulma, çürüme

bind Fiil bağlamak, ciltlemek

copper İsim bakır

zinc İsim çinko

small Sıfat küçük, ufak, az

get into P. Verb girmek, binmek, seçilmek

no longer Zarf artık

manufacture Fiil üretmek

intestinal Sıfat bağırsakla ilgili

now Zarf şimdi, şu an

various Sıfat çeşitli, farklı

medical Sıfat tıbbi, tedaviyle ilgili

effort İsim çaba

resurrect Fiil yeniden canlandırmak

drug İsim ilaç, uyuşturucu


The Management of Rivers
The Management of Rivers
Today the world faces a growing crisis over the management of its great rivers.In recent years, most of the great
rivers in the world, such as the Yellow River in China, the Indus, the Colorado, and the Nile, have all periodically
run empty because mankind has used their every last drop.Indeed, there is a huge unmet demand in the world
for water.More than a billion people have no access to clean drinking water, and while it is hoped that this figure
will be halved by 2015, nobody is sure where the water will come from.With today’s trends, one-third of the world
population will be seriously short of water by 2025.Politicians in China, India, Pakistan, Egypt and other water
stressed countries want their water engineers to find solutions – and fast..
Parçanın Çevirisi

Günümüzde dünya büyük nehirlerinin idaresi üzerinde büyüyen bir krizle yüzleşiyor.Son yıllarda Çin'de Sarı Irmak,
İndus, Kolorado ve Nil Nehri gibi dünyadaki büyük nehirlerin çoğu boş akıyor çünkü insanoğlu onların son
damlasına kadar kullanmış durumda.Aslında dünyada suya karşılanmamış büyük bir talep vardır.Bir milyar
insandan fazlasının temiz içme suyuna ulaşımı yoktur ve bu rakam 2015'e kadar yarıya ineceği umulurken hiç
kimse suyun nereden geleceğinden emin değil.Günümüzün eğilimiyle dünya nüfusunun üçte biri 2025'e kadar su
eksikliği olacak.Çin, Hindistan, Pakistan, Mısır ve diğer su stresli ülkelerdeki politikacılar su mühendislerinin
çözüm bulmalarını istiyor - ve hızlı..
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


today Zarf bugün, günümüz

world İsim dünya

face Fiil karşı karşıya kalmak

growing Sıfat büyüyen, artan

crisis İsim kriz, bunalım

management İsim idare, yönetim

great Sıfat büyük, mükemmel, önemli

recent Sıfat yeni, son

such as P. Phrase örneğin, gibi

periodically Zarf düzenli aralıklarla

run Fiil koşmak, yönetmek, işletmek

empty Sıfat boş

because Bağlaç -dığı için, çünkü

mankind İsim insanoğlu

last Sıfat son, sonuncu

drop İsim damla, düşüş

indeed Zarf aslında, gerçekten

huge Sıfat büyük

unmet Sıfat karşılanmamış

demand İsim talep

access İsim erişim, ulaşım

clean Sıfat temiz

while Bağlaç -e rağmen, v-iken, oysa

hope Fiil ummak, ümit etmek

figure İsim rakam, şahsiyet, şekil

halve Fiil ikiye bölmek

sure Sıfat emin, kesin

trend İsim eğilim

population İsim nüfus

seriously Zarf ciddi derecede

short Sıfat kısa, az

politician İsim siyasetçi

engineer İsim mühendis

find Fiil bulmak, anlamak

solution İsim çözüm

fast Sıfat hızlı, çabuk


William Saroyan
William Saroyan
William Saroyan’s parents and relatives were Armenian immigrants who settled in the farming area around
Fresno, California.Saroyan left school at fifteen and went to work, doing odd jobs.During this time he read widely
and began writing in his distinctive natural style.By the late 1930s his many short stories, novels and plays had
established him as a writer.Many of his stories have grown out of his experiences in the Armenian community
around Fresno.
Parçanın Çevirisi

William Saroyan'ın ailesi ve akrabaları Kaliforniya Fresno çevresindeki tarım bölgelerine yerleşen Ermeni
göçmenlerdi.Saroyan on beş yaşında okulu bıraktı ve tuhaf işler yaparak işe başladı.Bu süre boyunca çokça okudu
ve kendine özgü doğal tarzında yazmaya başladı.1930'ların sonlarına kadar çoğu kısa hikayeleri, romanları ve
oyunları onu yazar olarak kabul ettirdi.Hikayelerinin çoğu Fresno çevresinde Ermeni toplumundaki
deneyimlerinden gelmiştir.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


parents İsim anne baba, ebeveynler

relative İsim akraba

immigrant isim göçmen

settle Fiil yerleşmek

farming isim tarım, çiftçilik

area İsim alan, bölge

leave Fiil ayrılmak, terketmek

work İsim iş, meslek, çalışma

odd Sıfat tuhaf, alışılmamış, tek

job İsim iş, görev

during Preposition sırasında, esnasında

read Fiil okumak

widely Zarf yaygın şekilde

write Fiil yazmak

distinctive Sıfat ayırt edici

natural Sıfat doğal, tabii

short Sıfat kısa, az

story İsim hikaye, öykü

novel İsim roman

play İsim oyun

establish Fiil kurmak, belirlemek

experience İsim deneyim, tecrübe

community İsim topluluk, halk


Mount Vesuvius
Mount Vesuvius
Mount Vesuvius in southern Italy is actually a volcano inside the exploded skeleton of an older volcano.Looked at
from above, the remaining ridge of a much larger volcano can be seen on the north side.This older volcano had
probably erupted violently long before human settlement.Southern Italy is unstable ground.The African
continental plate, on which most of the Mediterranean Sea rests, is actually diving beneath the European
plate.That kind of underground collision produces molten rock, or magma, rich in volatile gases such as sulfur
dioxide.Under pressure underground, these gases stay dissolved.But when the magma rises to the surface, the
gases are released.Accordingly, when volcanoes like Vesuvius erupt, they tend to erupt explosively.To this day, in
fact, Vesuvius remains one of the world’s most dangerous volcanoes; some 3.5 million Italians live in its
shadow.Although monitoring devices are in place to warn of the volcano’s activity, if there were a major eruption
with little warning, there could be a tremendous loss of life. .
Parçanın Çevirisi

Güney İtalya'daki Vezüv dağı aslında en eski bir volkanın patlayan iskeleti içinde bir volkandır.Üsten göz atılan,
daha büyük bir volkanın kalan yamacı kuzey kenarı üzerinden görülebilir.En yaşlı volkan muhtemelen insan
yerleşmesinden uzun süre önce şiddetli bir şekilde patladı.Güney İtalya değişken yerdedir.Akdeniz'in geri
kalanların çoğu üzerindeki Afrika kıta levhası aslında Avrupa kıtası altında hareket ediyor.Yeraltı çarpmalarının
türü örneğin sülfür dioksit gibi uçucu gaz bakımından zengin erimiş kaya ya da mağma üretir.Yeraltı baskısı
altında bu gazlar çözülmemiş kalır.Fakat mağma yüzeye arttığı zaman gazlar salınır.Bu doğrultuda Vezüv gibi
volkanlar patladığı zaman onlar patlayıcı şekilde patlama eğilimindedir.Bu günde, aslında Vezüv dünyanın en
tehlikeli volkanlarından biridir; yaklaşık 3,5 milyon İtalyalı gölgesinde yaşar.Her ne kadar izleme araçları volkanın
hareketini uyarmak için yerinde olsa da, eğer küçük uyarıyla büyük bir patlama vardır, yaşamın büyük bir kaybı
olabilir.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe Kelime Tür Türkçe


actually Bağlaç aslında, gerçekten tremendous Sıfat büyük, kocaman
volcano isim yanardağ, volkan loss İsim kayıp, zarar, ziyan
inside Preposition içinde, içeride

explode Fiil patlamak

skeleton İsim iskelet

older sıfat daha eski, daha yaşlı

gözden geçirmek, göz atmak,


look at P. Verb
düşünmek

remaining Sıfat kalan, hala var olan

ridge İsim sırt, yamaç

probable Sıfat muhtemel, olası

erupt Fiil patlamak (yanardağ)

violently Zarf şiddetle

settlement İsim yerleşim

unstable Sıfat kararsız, değişken

ground Fiil karaya çıkmak, dayandırmak

continental sıfat kıtasal

plate İsim tabak, levha

rest İsim dinlenme, kalan

actually Zarf aslında, gerçekte

diving İsim dalış, dalma

beneath Preposition altında

under Preposition altında

pressure İsim baskı, basınç

dissolve Fiil eritmek, çözülmek

rise Fiil artmak, yükselmek

surface İsim yüzey

serbest bırakmak, piyasaya


release Fiil
sunmak, yaymak

accordingly Bağlaç bu doğrultuda, buna göre

explosively Zarf patlayıcı şekilde

in fact Bağlaç aslında, gerçekten

remain Fiil kalmak

dangerous Sıfat tehlikeli

shadow İsim gölge

although Bağlaç -e rağmen

device İsim araç, cihaz

major Sıfat ana, önemli


Flood Myths
Flood Myths
Some time between 3000 and 2000 BC, a great flood occurred in Mesopotamia.This event had such an effect
upon the peoples who lived in that area that several flood myths developed.There are many similarities between
them.In all of these myths, there is always a leader who is warned to prepare for a flood.The leader builds a ship,
stores the necessities of life on board, and so survives the flood.After the flood he lands safely on a mountainside,
and the human race continues.There are small differences, in the details of the myths, of course, but the only
important difference is the cause of the flood.In some myths, the flood comes as a punishment from the gods for
man’s bad behaviour; in others there is no explanation given.
Parçanın Çevirisi

Milattan önce 3000 ve 2000 arasında bir zaman Mezopotamya'da büyük bir sel meydana geldi.Bu olayın o alanda
yaşayan insanlar üzerinde o kadar etkisi vardı ki birkaç sel efsanesi ortaya çıktı.Onlar arasında birçok benzerlik
vardır.Bu efsanelerin tümünde her zaman sele hazırlıklı olması için uyarılan bir lider vardır.Lider bir gemi inşa
eder, gemide hayatın ihtiyaçlarını depolar ve böylece selden sağ kurtulur.Selden sonra güvenli bir şekilde dağ
yamacına iner ve insan ırkı devam eder.Elbette efsanelerin detaylarında küçük farklılıklar vardır ama tek önemli
fark selin sebebidir.Bazı efsanelerde sel insanoğlunun kötü davranışları için Tanrı'dan ceza olarak gelir;
diğerlerinde belli bir açıklama yoktur.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


between Preposition arasına, arasında

great Sıfat büyük, mükemmel, önemli

flood İsim sel

occur Fiil meydana gelmek, olmak

event İsim olay

such / that Bağlaç o kadar ki

effect İsim etki

live Fiil yaşamak, ikamet etmek

several Sıfat birkaç

myth isim efsane, söylence

develop Fiil gelişmek, büyümek

similarity isim benzerlik

always Zarf herzaman

leader İsim önder, lider

warn Fiil uyarmak

prepare Fiil hazırlamak, hazırlanmak

build Fiil inşa etmek, kurmak

store Fiil depolamak

necessity İsim gereksinim, ihtiyaç

survive Fiil hayatta kalmak

after Preposition -den sonra

land on P. Verb yere inmek, konmak

safely Zarf güvenli bir şekilde

mountainside İsim dağ yamacı

human İsim insan

race İsim yarış, koşu, ırk

continue Fiil devam etmek

small Sıfat küçük, ufak, az

difference İsim ayrım, farklılık

detail İsim ayrıntı, detay

important Sıfat önemli, gerekli

cause İsim sebep, neden

punishment İsim cezalandırma, ceza

behaviour İsim davranış

explanation İsim açıklama


First Aid
First Aid
First aid refers to the immediate, direct treatment of an injured person.Anyone with a basic understanding of
medical treatment can administer aid at the first signs of trouble.Simple procedures may include stopping blood
loss by applying pressure, dressing a wound, treating a burn with ointment, or setting a bone with a splint.Many
minor injuries can be handled with simple, immediate medical attention.A small cut, burn, or blister, for instance,
can be attended to by thoroughly cleaning the injury, applying a topical antibiotic cream, and covering it with a
breathable bandage or wrap.Treating bruises, muscle strains, swelling, and animal bites usually involves icing
and compressing the injuries, as well as taking over-the-counter anti-inflammatory or pain medication.Individuals
in most countries can get first aid training through courses offered by community health organizations and
hospitals.Training may last anywhere from a few hours to three or four days, depending on the scope of a
program.Individuals in training usually learn how to recognize signs of choking, concussions, and blood loss, and
practice the means of treating such ailments.Successful first aid procedures can provide relief from pain and
uncomfortable symptoms and prevent further damage from infection.When treatment is administered quickly,
many injuries are able to heal completely without a visit to a medical professional or emergency room.
Parçanın Çevirisi

İlk yardım, yaralı bir kişinin derhal doğrudan tedavisi olarak nitelendirilmektedir.Temel bir tıbbi tedavi bilgisine
sahip olan herkes sorunun ilk sinyallerinde ilk yardım verebilir.Basit prosedürler basınç uygulayarak kan kaybını
engellemeyi, pansuman yapmayı, yanığa merhem sürmeyi ya da bir kemiği atel ile sarmayı kapsayabilir.Birçok
ufak yaralanmaların basit, anında tıbbi müdahale ile üstesinden gelinebilir.Örneğin, küçük bir kesik, yanık ya da
kabarıklık, incinme derinlemesine temizlenerek, lokal antibiyotik krem uygulayarak ve delikli bandaj ya da bezle
onu kapatarak tedavi edilebilir.Morarmaları, kas gerginliklerini, şişkinlikleri ve hayvan ısırıklıklarının tedavisi
çoğunlukla reçetesiz iltihap önleyici ya da ağrı kesici ilaç almanın yanı sıra buz kaplama ve yaraları sıkıştırmayı
içermektedir.Çoğu ülkedeki insanlar ilk yardım eğitimini toplum sağlığı örgütleri ve hastaneler tarafından verilen
kurslarla alabilmektedirler.Eğitim, programın kapsamına bağlı olarak iki saatten üç ya da dört güne kadar
sürebilir.Eğitimdeki kişiler çoğunlukla tıkanma, darbe ve kan kaybı sinyallerini nasıl tanıyacaklarını ve bu tarz
rahatsızlıkların tedavi araçlarını kullanmayı öğrenirler.Başarılı ilk yardım yöntemleri ağrı ve rahatsız edici
belirtilerden rahatlamayı ve enfeksiyondan daha fazla hasarı engellemeyi sağlayabilir.Tedavi hızlı bir şekilde
uygulandığında, çoğu yaralanmalar doktor ya da acil servise gitmeden tamamıyla iyileştirilebilir.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe Kelime Tür Türkçe


first aid İsim ilk yardım bruise İsim çürük, morartı
anlamına gelmek, den strain İsim gerginlik, zorlama
refer to P. Verb bahsetmek, ilgilendirmek,
yönlendirmek swelling İsim şişkinlik

immediate Sıfat ani bite İsim ısırık, lokma

direct Sıfat doğrudan, dürüst involve Fiil içermek, gerektirmek

treatment İsim tedavi, davranış as well as P. Phrase ve de, yanısıra

injured Sıfat yaralı over-the-counter Sıfat reçetesiz satılan

basic Sıfat temel medication İsim ilaç tedavisi

understanding İsim anlayış, kavrama individual İsim birey

medical Sıfat tıbbi, tedaviyle ilgili learn Fiil öğrenmek, haber almak

administer Fiil yönetmek, uygulamak recognize Fiil tanımak, kabul etmek

trouble İsim sorun, bela, karışıklık concussion İsim beyin sarsıntısı

simple Sıfat basit, yalın practice İsim çalışma, uygulama, idman

procedure İsim yol, yöntem means İsim araç, yöntem, olanak

include Fiil içermek ailment isim hastalık (rahatsızlık)

loss İsim kayıp, zarar, ziyan successful Sıfat başarılı, bilinen

uygulamak, başvurmak, provide Fiil sağlamak, temin etmek


apply Fiil
kullanmak
relief İsim rahatlama
pressure İsim baskı, basınç
pain İsim ağrı, acı
wound İsim yara
uncomfortable Sıfat rahatsız, sıkılmış
tedavi etmek, davranmak, ele
treat Fiil symptom isim belirti, bulgu, gösterge
almak
prevent Fiil önlemek, alıkoymak
ointment İsim merhem
damage İsim zarar, hasar
splint İsim kol ateli
infection İsim enfeksiyon, hastalık
minor Sıfat önemsiz, basit, küçük
quickly Zarf hızlıca, çabuk çabuk
injury İsim yaralanma, zarar
heal Fiil iyileştirmek
handle Fiil ele almak, çözmek
completely Zarf tamamen
attention İsim dikkat
visit İsim ziyaret
cut İsim kesik, azaltma, pay
emergency İsim acil durum
burn İsim yanık

blister İsim kabarcık, su toplama

attend Fiil katılmak

thoroughly Zarf tamamen

clean Fiil temizlemek

cover Fiil kaplamak, içermek

breathable Sıfat havadar

bandage İsim bandaj, sargı

wrap İsim sargı


Parkinson’s and Alzheimer’s diseases
Parkinson’s and Alzheimer’s diseases
Parkinson’s and Alzheimer’s diseases are the most common diseases which affect many people in the
world.Approximately, 1 million people in the world suffer from Parkinson’s disease, a motor disorder
characterized by difficulty in initiating movements and slowness of movement.Patients often have a masked
facial expression, poor balance, and a flexed posture.Like Alzheimer’s disease, which is characterized by
confusion, memory loss, and avariety of other symptoms, Parkinson’s disease is progressive, and the risk
increases with age.The incidence of the Parkinson’s disease is about 1% at the age of 65, and about 5% at the
age 85. Parkinson’s disease appears to result from acombination of environmental and genetic factors. Evidence
for a genetic role includes the fact that some families with an increased incidence of Parkinson’s disease carry a
mutated form of the gene for a protein which is important in normal brain function.The symptoms of Parkinson’s
disease result from the death of neurons in the mid-brain.As a result, at present, there is no cure for Parkinson’s
disease, although various treatments can help control the symptoms.
Parçanın Çevirisi

Parkinson'un ve Alzheimer'in hastalığı dünyadaki birçok insanı etkileyen en yaygın hastalıklardan biridir.Yaklaşık
olarak, dünyadaki 1 milyon insan Parkinson hastalığından acı çeker, bir motor bozukluk hareketin yavaşlığı ve
hareketlere başlamada zorlanmasıyla özdeşleşir.Hastalar genellikle yüzsel ifade, zayıf denge, ve esneyen
duruş.Diğer semptomların çeşitliliği ve hafıza kaybı, karışıklıkla özdeşleşen Alzheimer hastalığı gibi, Parkinson
hastalığı ilerler ve risk yaşla artar.Genetik bir rol için kanıt Parkinson Hastalığının artan bir sıklığına sahip aileler
normal beyin işlevinde önemli olan bir protein için genin mutasyona uğramış bir formunu taşıyan gerçeği
içerir.Parkinson Hastalığının semptomları orta beyinde nöronların ölümünden kaynaklanır.Sonuç olarak, Parkinson
hastalığı için iyileşme yoktur, fakat çeşitli tedaviler semptomları kontrol etmeye yardım edebilir.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe Kelime Tür Türkçe


disease İsim hastalık, rahatsızlık mutated Sıfat mutasyona uğramış
common Sıfat yaygın, ortak, sıradan important Sıfat önemli, gerekli
affect Fiil etkilemek function İsim işlev, görev
approximately Zarf yaklaşık olarak death İsim ölüm, vefat
suffer from P. Verb acı çekmek, muzdarip olmak as a result Bağlaç sonuç olarak
disorder İsim bozukluk at present P. Phrase şuanda
characterize Fiil nitelemek, betimlemek cure İsim tedavi, çare
difficulty İsim güçlük although Bağlaç -e rağmen
initiate Fiil başlatmak various Sıfat çeşitli, farklı
movement İsim hareket, eylem treatment İsim tedavi, davranış
slowness İsim yavaşlık help Fiil yardım etmek, yararı olmak
patient İsim hasta control Fiil kontrol etmek, denetlemek
masked Sıfat maskeli

facial Sıfat yüz ile ilgili

expression İsim ifade

poor Sıfat fakir, kötü

balance İsim denge

flexed Sıfat eğilmiş, bükülmüş

posture İsim duruş

like Preposition benzer, gibi

confusion İsim karışıklık, karmaşa

memory İsim hafıza, anı, hatıra

loss İsim kayıp, zarar, ziyan

a variety of P. Phrase bir çok farklı

symptom isim belirti, bulgu, gösterge

progressive Sıfat gelişen, ilerleyen

increase Fiil artırmak, çoğalmak

incidence isim meydana gelme sıklığı

about Preposition hakkında

appear Fiil görünmek, ortaya çıkmak

result from P. Verb -den kaynaklanmak

combination İsim bileşim, birleşim

environmental Sıfat çevresel

genetic sıfat kalıtsal, kalıtımsal

factor İsim etken, unsur

evidence İsim kanıt

include Fiil içermek

carry Fiil taşımak


What is a Nation-State?
What is a Nation-State?
A nation-state is a state, or country, that has defined borders and territory.It is additionally a country in which a
nation of principally the same type of people exists, organized by either race or cultural background.In the
nation-state, generally, everyone would speak the same language, probably practice the same or similar types of
religion, and share a set of cultural, “national,” values.In fact, most countries do not completely fall within the
definition of the nation-state, since most countries have immigrants.Once immigrants come to a country,
especially in large numbers, the nation-state can no longer exist.Countries with only a small number of
immigrants may still be seen as containing predominantly the same ethnicity and shared culture and may thus
be considered as approaching the theoretical nation-state.The desire to establish a nation-state can be one of the
most devastating ones and may result in either mass eviction of other nationalities or ethnic cleansing.Hitler
attempted to establish Germany as a nation-state by first exiling Jews, and then ultimately, by killing the majority
of Jewish residents in Germany, and in other countries he conquered like Poland.Attempting to enforce a nation-
state where none truly exists often results in high numbers of deaths for large minority populations and a lack of
humanity to the extreme.
Parçanın Çevirisi

Ulus devlet sınır ve bölgeleri tanımlanmış bir devlet ya da ülkedir.Ayrıca, çoğunlukla içinde ya ırk ya da kültürel
geçmişle örgütlenmiş benzer özellikteki insanların var olduğu bir ülkedir.Ulus devlette genellikle herkes aynı dili
konuşur, muhtemelen aynı ya da benzer dine inanırlar ve bir takım kültürel, ulusal değerleri paylaşırlar.Aslında,
birçok ülke ulus devlet tanımına tamamıyla uymamaktadır çünkü çoğu ülke göçmenlere sahiptir.Göçmenler
özellikle büyük sayıda bir ülkeye geldiğinde, ulus devlet artık varlığını sürdüremez.Az sayıda göçmeni olan
ülkelerin ağırlıklı olarak benzer etnik kökeni ve paylaşılan kültürü içerdikleri görülebilir ve dolayısıyla kuramsal
anlamda ulus devlete yaklaştıkları düşünülebilir.Ulus devlet kurma arzusu en yıkıcı şeylerden biri olabilir ve diğer
milletlerin toplu tahliyesi ve etnik temizlikle sonuçlanabilir.Hitler öncelikle Yahudileri sürgüne göndererek ve
ardından en sonunda Almanya ve Polanya gibi ele geçirdiği diğer ülkelerde Yahudilerin çoğunluğunu öldürerek
Almanya’yı ulus devlet olarak kurmaya kalkışmıştır.Hiçbir zaman gerçekten var olmayan bir ulus devleti zorla
yapmaya kalkışmak çoğunlukla geniş azınlık nüfuslarının yüksek sayıda ölümleriyle ve aşırı ölçüde insaniyetten
uzaklıkla sonuçlanmaktadır.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe Kelime Tür Türkçe


nation-state İsim ulus devlet attempt Fiil çabalamak, kalkışmak, girişmek
define Fiil tanımlamak, açıklamak exile Fiil sürgüne yollamak
border İsim sınır, hat jew İsim yahudi
territory İsim bölge ultimately Zarf nihayetinde
additionally Zarf ayrıca kill Fiil öldürmek
principally Zarf başlıca majority İsim çoğunluk
exist Fiil var olmak resident İsim yerli, sakin
organized Sıfat düzenli, planlı conquer Fiil fethetmek
race İsim yarış, koşu, ırk like Bağlaç gibi
background İsim arka plan, özgeçmiş enforce Fiil güçlendirmek, yürürlüğü koymak
probably Zarf muhtemelen truly Zarf gerçekten, tam anlamıyla
practise Fiil alıştırma yapmak, uygulamak death İsim ölüm, vefat
religion İsim din, inanç minority İsim azınlık
share Fiil paylaşmak population İsim nüfus
set İsim set, takım, sahne lack İsim eksiklik
value İsim değer humanity isim insanlık
in fact Bağlaç aslında, gerçekten extreme İsim aşırılık
completely Zarf tamamen

definition İsim tanım, tanımlama

since Bağlaç -dığı için, çünkü, -den beri

immigrant isim göçmen

especially Zarf özellikle, bilhassa

no longer Zarf artık

contain Fiil içermek, kapsamak

predominantly Zarf çoğunlukla

ethnicity İsim etnik yapı

thus Bağlaç bu yüzden

consider Fiil düşünmek (görmek)

approaching İsim yaklaşma

theoretical Sıfat teorik, kuramsal

desire İsim istek, arzu

establish Fiil kurmak, belirlemek

devastating Sıfat tahrip edici

result in P. Verb -ile sonuçlanmak, neden olmak

mass Sıfat toplu, kitle

evict Fiil çıkarmak, tahliye etmek

nationality İsim milliyet

cleanse Fiil temizlemek


Individual Bilingualism
Individual Bilingualism
Many bilingual individuals say they feel like a different person depending on which language they are speaking.A
new study lends credibility to their claims.Nairan Ramirez at the University of Texas charted the personality traits
of 225 Spanish/English bilinguals in both the US and Mexico as they responded to questions presented in each
language. She found three significant differences: when using English, the bilinguals were extroverted, agreeable
and more conscientious than when using Spanish. Bilingual individuals can assume different roles depending on
environmental cues.To show that changes in personality can be triggered by something as subtle as language
suggests that personality is more flexible than is widely expected.The results are significant in that they
document the contextual nature of personality.Given the increasing number of bilingual people, it is important to
develop a better understanding of bilingual minds.
Parçanın Çevirisi

Bir çok iki dil bilen birey dilin konuşuyor olması üzerine dayanan farklı bir insan gibi hissettiğini söyler.Yeni bir
çalışma iddialara güvenilirlik verir.Texas'ın üniversitesindeki Nairan Ramirez hem Amerika hem de Meksikadaki
225 İspanyolca ve İngilizce iki dil bilenin kişisel özelliklerini haritasını yaptı onlar her dilde sunulan soruları
yanıtladı. O, 3 önemli farklılık buldu. İki dil bilenler İspanyolca kullandıkları zamandan daha dikkatli, uysal, dışa
dönüktü. İki dil bilen bireyler çevresel ipuçları üzerine dayanan farklı roller üstlenebilir.Kişilikteki değişimleri
göstermek için kişiliğin yaygın bir şekilde beklenenden daha esnek olduğunu önerir, dil kadar güç algılanan bir
şey tarafından tetiklenebilir.Sonuçlar önemlidir çünkü onlar kişiliğin içeriksel doğasını belgelendirir.İki dilli
insanların belli artan sayısı, iki dilli zihnin daha iyi bir anlayışını geliştirmek önemlidir.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


many Determiner birçok, bir hayli

bilingual Sıfat iki dil bilen

individual İsim birey

different Sıfat farklı

depend on P. Verb güvenmek , bağlamak

language İsim dil, lisan

lend Fiil ödünç vermek

claim İsim iddia, sav

chart Fiil haritasını yapmak, planlamak

personality İsim kişilik, karakter

trait İsim özellik

respond Fiil yanıt/tepki vermek

question Fiil sorgulamak, şüphe etmek

present Fiil sunmak, vermek

find Fiil bulmak, anlamak

significant Sıfat önemli

difference İsim ayrım, farklılık

extrovert Sıfat dışa dönük

agreeable Sıfat uysal, anlaşılabilir

conscientious Sıfat dikkatli, titiz

assume Fiil varsaymak, üstlenmek

environmental Sıfat çevresel

cue İsim ipucu

flexible Sıfat esnek

widely Zarf yaygın şekilde

expect Fiil ummak

result İsim sonuç, netice

document Fiil belgelendirmek

contextual Sıfat içeriksel

nature İsim doğa, mizaç, huy

given Sıfat belli

understanding İsim anlayış, kavrama


Chronic Psychological Stress
Chronic Psychological Stress
Chronic psychological stress depends much more on the person than on what happens to him.Someone
promoted above his abilities will probably be under constant stress but some personalities may not be aware of
the pressure, or of not being up to the job.On the other hand, someone in a position well within his abilities may
still find everything a strain.Perhaps it is because he does not realize he can do it easily or because he wants to
win promotion; or simply because that is his way of going about things.
Parçanın Çevirisi

Kronik psikolojik stres ona olan ne olduğu üzerinden insan üzerine daha fazladır.Yetenekleri üzerinde ilerleyen
birisi muhtemelen sabit stres altında olacak, fakat bazı kişilikler baskının farkında olmaz ya da işe kapalı
omaz.Diğer yandan, yetenekleri içinde daha iyi pozisyondaki birisi yinede her şeyi bir gerginlik bulabilir.Belki o
fark etmez, o terfi etme kazanmayı istediği için o kolayca yapabilir; ya da sadece nesneler hakkında gitmenin
yolundadır.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


psychological Sıfat psikolojik, ruhsal

stress İsim gerilim, stres, vurgu

depend on P. Verb güvenmek , bağlamak

happen Fiil olmak, meydana gelmek

promote Fiil ilerletmek, terfi ettirmek

ability İsim yetenek, kabiliyet

probably Zarf muhtemelen

constant Sıfat sabit

personality İsim kişilik, karakter

aware Sıfat farkında

pressure İsim baskı, basınç

job İsim iş, görev

on the other hand P. Phrase öte yandan

position İsim durum, konum, yer

within Preposition -de, -da

find Fiil bulmak, anlamak

strain İsim gerginlik, zorlama

perhaps Zarf belki, muhtemelen

because Bağlaç -dığı için, çünkü

realize Fiil fark etmek, gerçekleştirmek

easily Zarf kolaylıkla

win Fiil kazanmak, yenmek

promotion İsim terfi, ilerleme

simply Zarf sadece, basitçe

way İsim yol, yöntem

go about P. Verb başlamak, ele almak


The content of rocks
The content of rocks
Geologists are especially interested in the mineral content of rocks.All rocks consist of one or more minerals,
many of which are needed as raw materials for industry or have properties which make them valuable or
useful.Gold, for example, is valuable.Diamonds are both valuable and useful.Coal is also found in rocks, usually
underground and it is vitally important as fuel in modern life.Britain is rich in coal because it was covered in
dense forest more than 300 million years ago.Coal is formed from the remains of trees and the other plants which
have gradually been compressed and hardened in the rock structure of the earth.
Parçanın Çevirisi

Yer bilimciler özellikle kayaların mineral içeriğiyle ilgilidir.Tüm kayalar, çoğunun sanayi için ham madde olarak
ihtiyaç duyulduğu ve onları değerli ve kullanışlı yapan özelliklere sahip olduğu bir yada daha fazla mineralden
oluşur.Örneğin altın değerlidir.Elmaslar hem değerli hem kullanışlıdır.Kömür kayalarda genellikle yer altında
bulunur ve modern hayatta yakıt kadar hayati önemlidir.İngiltere kömür bakımından zengindir çünkü 300 milyon
öncesinden daha fazla yoğun ormanla kaplıydı.Kömür, ağaçların kalıntılarından ve dünyanın kaya yapısında yavaş
yavaş sıkıştırılmış ve sertleştirilmiş olan diğer bitkilerin kalıntılarından oluşturulur.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


geologist İsim yer bilimci

especially Zarf özellikle, bilhassa

interested Sıfat ilgili, meraklı

content İsim içerik, anlam

rock İsim kaya, taş

consist of P. Verb den oluşmak

need Fiil ihtiyaç duymak

raw Sıfat çiğ, ham

material İsim malzeme, madde

industry İsim sanayi, endüstri

property İsim özellik, eşya, mal mülk

valuable Sıfat değerli

useful Sıfat kullanışlı

gold İsim altın

for example Bağlaç örneğin

diamond İsim elmas

both ... and Bağlaç hem ... hem ...

coal İsim kömür

usually Zarf genellikle

underground İsim yer altı

vitally Zarf hayati derecede

important Sıfat önemli, gerekli

fuel İsim yakacak, yakıt

rich Sıfat zengin

because Bağlaç -dığı için, çünkü

cover Fiil kaplamak, içermek

dense Sıfat yoğun

forest İsim orman

form Fiil oluşturmak

remain İsim kalıntı

tree İsim ağaç

other Sıfat diğer, başka

plant İsim bitki, fabrika

gradually Zarf aşama aşama

compress Fiil sıkıştırmak

harden Fiil katılaşmak, sertleştirmek

structure İsim yapı, bina

earth İsim dünya, toprak, yer


Carston Town
Carston Town
Carston is a very historic town in the north of England.The Romans arrived in Carston two thousand years ago
and they stayed for three hundred years.Even today, you can still see many signs of the Romans.There is still the
large city wall that they built with its three gates:Main, East and South.The wall is not complete but you can still
see the three gates.Many tourists comes to Carston to see the Roman ruins.Carston is famous for its history, but
it's also a modern town with 74,000 people.They work in various jobs.The most common occupation is tourism,
but there are also many people who work in the local car factory.The factory makes sports cars that are exported
all over the world.There is another factory in Carston and in this factory, four hundred people work and they
make microwave ovens.Carston also has a small football team which is not very successful and a rugby team that
is more successful.The rugby team won the regional championship three years ago and one of their players,
Danny Biggs, played three times for England.He still lives in Carston.He wants to play for Carston rugby team
again before he retires.Another famous Carston resident is the Hollywood movie star, Jason John Lee.He left
Carston when he was 15 years old, but returns every summer to visit his family.Jason's school now has a small
theatre named after Jason .Jason gave his school some money to build the theatre.Maybe in the future, there will
be other famous actors from Carston!
Parçanın Çevirisi

Carston, İngiltere'nin kuzeyinde çok tarihi bir kasabadır.Romalılar Carston'a iki bin yıl önce geldiler ve üç yüz yıl
kaldılar.Bugün bile hâlâ Romalıların birçok izini görebilirsiniz.Hâlâ üç kapılı inşa ettikleri büyük bir sur vardır: Ana
kapı, Doğu kapı, Güney kapı.Sur tamamlanmış değildir ama hâlâ üç giriş kapısını görebilirsiniz.Birçok turist Roma
kalıntılarını görmek için Carston'a gelir.Carston tarihiyle ünlüdür ama 74,000 insanı olan modern de bir
kasabadır.Onlar çeşitli işlerde çalışır.En yaygın meslek turizmdir ama yerel araba fabrikasında çalışan birçok insan
da vardır.Fabrika dünyanın her yerinde ihraç edilen spor araba üretir.Carston'da başka fabrika vardır ve bu
fabrikada dört yüz insan çalışır ve mikrodalga fırın üretirler.Carston çok başarılı olmayan küçük bir futbol takımına
ve daha başarılı olan ragbi takımına sahiptir.Ragbi takımı üç yıl önce bölgesel şampiyonluk kazandı ve
oyuncularından birisi olan Danny Biggs İngiltere için üç kez oynadı.O hâlâ Carston'da yaşıyor.Emekli olmadan
önce Carston ragbi takımında yeniden oynamak istiyor.Bir diğer ünlü Carston sakini Hollywood film yıldızı Jason
John Lee'dir.15 yaşındayken Carston'dan ayrıldı ama ailesini ziyaret etmek için her yaz geri döner.Şu an Jason'ın
okulunun Jason'ın isminin verildiği küçük bir tiyatrosu vardır.Jason tiyatroyu inşa etmek için okuluna biraz para
verdi.Belki gelecekte Carstonlı başka ünlü aktörler olacak.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


historic sıfat tarihi, tarihsel

town İsim kasaba, şehir

arrive Fiil varmak, ulaşmak

stay Fiil kalmak, harcamak

today Zarf bugün, günümüz

still Zarf hala

sign İsim işaret

large Sıfat büyük, geniş

build Fiil inşa etmek, kurmak

gate İsim giriş kapısı

complete Sıfat eksiksiz, tam, bitmiş

ruin İsim kalıntı, enkaz

famous Sıfat ünlü

history İsim tarih, geçmiş

various Sıfat çeşitli, farklı

job İsim iş, görev

common Sıfat yaygın, ortak, sıradan

occupation İsim iş, meslek

local Sıfat yerel, bölgesel

factory İsim fabrika

export Fiil ihraç etmek

work Fiil çalışmak, işlemek

oven İsim fırın

successful Sıfat başarılı, bilinen

regional Sıfat bölgesel

championship İsim şampiyonluk

player İsim oyuncu, sanatçı

live Fiil yaşamak, ikamet etmek

before Bağlaç -den önce

retire Fiil emekli olmak

resident İsim yerli, sakin

return Fiil dönmek, geri vermek

visit Fiil ziyaret etmek, gezmek

name after P. Verb adını vermek

maybe Zarf belki

future İsim gelecek, istikbal


Parça İle İlgili Sorular
1. The Romans were in Carston until three
hundred years ago.
A) True
B) False

2. You can still see the old city


wall gates.
A) True
B) False

3. There are many tourists who come to see


Carston because of its history.
A) True
B) False

4. The most common occupation in Carston is


sports player and factory worker.
A) True
B) False

5. There are two sports teams


in the town.
A) True
B) False

6. The movie star Jason John Lee


lives in Carston.
A) True
B) False

7. Students in Jason's old school now have the


chance to become actors.
A) True
B) False
Why Are We Warm-blooded?
Why Are We Warm-blooded?
We are warm-blooded animals.The temperature inside us is generally higher than the temperature outside us.It
follows from this fact that, just as a kettle of hot water cools as it loses heat to the air around it, so the human
body is continually losing heat.But, unlike the kettle, it does not cool down, for all the time fresh quantities of
heat are being generated inside.The body is both making heat and losing some of it at the same time.The loss of
heat is controlled by a very delicate mechanism.The body resembles a the most at heater in that while it gives off
heat it manages to remain at the same temperature.
Parçanın Çevirisi

Biz sıcak kanlı hayvanlarız.Bizim içimizdeki sıcaklık genellikle bizim dışımızdaki sıcaklıktan daha yüksektir.O tıpkı
etrafındaki havaya ısıyı kaybedene kadar sıcak suyun soğumasının bir su ısıtıcısı gibi bu gerçeği takip eder.Fakat
su ısıtıcısının aksine o serinlemez, ısının tüm zaman serin niteliği içinde oluşturulur.Vücut hem ısı yapıyor hemde
aynı zamanda onun bazısını kaybediyor.ısının kaybı çok hassas mekanizma tarafından kontrol edilir.Vücut en iyi
bir ısıtıcıya benzer çünkü o ısıyı yayarken o aynı sıcaklıkta kalmayı başarabilir.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


warm-blooded Sıfat sıcakkanlı

temperature İsim sıcaklık, ısı

inside İsim içi, iç taraf

generally Zarf genellikle

higher Sıfat daha yüksek

outside İsim dışı, dış yüzeyi

follow Fiil izlemek, takip etmek

just as Bağlaç tıpkı, tam o anda

kettle İsim su ısıtıcısı, çaydanlık

lose Fiil kaybetmek

heat Fiil ısıtmak

human İsim insan

continually Zarf sürekli

unlike Preposition -ın aksine

delicate Sıfat hassas, kırılgan

resemble Fiil benzemek

while Bağlaç -e rağmen, v-iken, oysa

give off P. Verb salmak, yaymak, bırakmak

manage Fiil yönetmek, başarmak

remain Fiil kalmak

temperate Sıfat ılıman


World War I
World War I
The turning point of World War I came sometime in 1916.This was the year of the famous Battle of the Somme.It
was also the year when the Liberal Government in Britain was defeated after a crisis in industry and a sudden
great rise in prices.Lord Kitchener, the national hero and one who led the war, was tragically drowned in this
same year.Douglas Haig replaced Kitchener as the one to direct military policy, but he never became popular
with the people as Kitchener had been, because he seemed coldly indifferent to the fates of the soldiers he
commanded.
Parçanın Çevirisi

1. Dünya Savaşı'nın dönüm noktası 1916'da bir aralar meydana geldi.Bu, ünlü Somme Muharebesi'nin
yılıydı.Endüstride bir krizden ve fiyatlardaki ani bir artıştan sonra İngiltere'de Liberal Hükumetin de yenildiği
yıldı.Milli kahraman olan ve savaşı yöneten Lord Kitchener aynı yılda üzücü bir şekilde boğuldu.Douglas Haig
askeri politikayı yönetecek kişi olarak Kitchener'ın yerine geçti ama Kitchener'ın olduğu kadar halk tarafından hiç
sevilmedi çünkü komuta ettiği askerlerin kaderlerine hissizce kayıtsız görünüyordu.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


turning point İsim dönüm noktası

come Fiil gelmek

sometime Zarf bir ara

year İsim yıl

famous Sıfat ünlü

liberal Sıfat geniş görüşlü, liberal

government İsim hükumet, yönetim

defeat Fiil yenmek

after Preposition -den sonra

crisis İsim kriz, bunalım

industry İsim sanayi, endüstri

sudden Sıfat ani

rise İsim artış, yükselme

price İsim fiyat, bedel

national Sıfat ulusal

hero İsim kahraman

lead Fiil yönetmek, önderlik etmek

tragically Zarf üzücü bir şekilde

drown Fiil suda boğulmak

replace Fiil yerini almak, değiştirmek

direct Fiil yönlendirmek, yönetmek

military Sıfat askeri

policy İsim plan, politika

never Zarf asla, hiç

popular Sıfat ünlü

because Bağlaç -dığı için, çünkü

seem Fiil gibi görünmek

coldly Zarf soğukkanlılıkla

indifferent Sıfat kayıtsız, umursamaz

fate İsim kader, ölüm

soldier İsim asker

command Fiil yönetmek, emretmek


What is Classical Music?
What is Classical Music?
Classical music, strictly defined, means music produced in the Western world between 1750 and 1820.This music
included opera, chamber music, choral pieces, and music requiring a full orchestra.To most, however, the term
refers to all of the above types of music within most time periods before the 20th century.In its limited definition,
classical music includes the works of Haydn, Mozart and Beethoven.From Mozart alone, there are a huge range of
pieces to enjoy, as he wrote symphonies, music for quartets and quintets, chamber orchestra pieces, choral
pieces, piano concertos, and entire operas.In total, he wrote over 600 musical pieces."Classical" music may refer
to the native and folk music of any country, although the styles vary greatly, depending upon available
instruments.For example, the classical music of Indonesia, with its use of the gamelan, is vastly different from
what most would consider classical in the western world.Folk traditions in other countries were often quite
influential to western music, however, as musicians of the baroque and classical periods often adapted their
works from folk music.
Parçanın Çevirisi

Klasik müzik açık bir şekilde tanımlamak gerekirse 1750 ve 1820 yılları arasında Batı dünyasında ortaya çıkarılmış
müzik anlamına gelir.Bu müzik opera, oda müziği, koro parçaları ve tam bir orkestrayı gerektiren müziği
kapsar.Ancak, en güncel anlamıyla bu terim 20.yy dan önceki yukarıdaki tüm müzik türlerini ifade
etmektedir.Sınırlı tanımlaması içerisinde klasik müzik Haydn, Mozart ve Beethoven’in eserlerini
kapsamaktadır.Sadece Mozart’tan hoşa gidecek çok çeşitli parçalar vardır, çünkü o senfoniler, dört ve beş sesli
müzik, oda orkestra eserleri, koro parçaları, piyano konçertoları ve bütün operaları yazmıştır.Toplamda 600 den
fazla müzik eseri yazmıştır.“Klasik” müzik, mevcut enstrümanlara bağlı olarak her ne kadar stil büyük ölçüde
değişse de bir ülkenin yerli ve halk müziğini ifade edebilir.Örneğin, gamelan (Endonezya potporisi) kullanılan
Endonezya klasik müziği çoğu insanın düşündüğü batı dünyasındaki klasik müzikten farklıdır.Ancak barok ve
klasik dönem müzisyenleri eserlerini çoğunlukla halk müziğine adapte ettikleri için diğer ülkelerdeki halk
gelenekleri batı müziğinde etkili olmuştur.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


strictly Zarf kesinlikle, tamamen

define Fiil tanımlamak, açıklamak

mean Fiil anlamına gelmek, demek istemek

include Fiil içermek

chamber İsim oda, bölme

require Fiil gerektirmek

full Sıfat dolu, tam

term İsim dönem, terim, koşul

anlamına gelmek, den bahsetmek,


refer to P. Verb
ilgilendirmek, yönlendirmek

above Preposition üstünde

type İsim tür, cins

limited Sıfat sınırlı

definition İsim tanım, tanımlama

huge Sıfat büyük

range İsim çeşit, tür, sıra

piece İsim parça, kısım, eser

enjoy Fiil hoşlanmak, eğlenmek

entire Sıfat tüm

native Sıfat yerli

folk İsim halk, insanlar

vary Fiil değişmek

consider Fiil düşünmek (görmek)

tradition İsim gelenek, görenek

quite Zarf oldukça, çok

influential Sıfat etkili

however Bağlaç fakat

adapt Fiil uyum sağlamak


Martha Beall Mitchell
Martha Beall Mitchell
Therapists have to be very careful before they make a diagnosis of delusional disorder.A great many complaints
are founded on fact.It is possible that a patient is really being harassed at work, that her husband is deceiving
her, or that her business partner is cheating her.Indeed, therapists must be careful to mislabel facts as delusions,
a trap known as 'the Martha Mitchell effect'. Martha Mitchell was the wife of former US attorney general John
Mitchell.In October 1972, he was accused of having ordered the break-in at the Democratic campaign
headquarters in the Watergate Hotel in Washington, D.C.Mrs Mitchell repeatedly told the press that her husband
was being made a scape goat to protect the real culprit–President Richard M.Nixon.The White House spread
disinformation about Mrs Mitchell, saying she had a drinking problem and implying that her statements were
delusional.When the scandal was ultimately unravelled, Mrs Mitchell's statements were proved true and she was
shown to be utterly sane and with no drinking problem.
Parçanın Çevirisi

Terapistler kuruntusal bozukluğun bir teşhisini yapmadan önce çok dikkatli olmak zorundadırlar.Birçok farklı
şikayetler gerçekler üzerine kurulur.Hastanın gerçekten işte rahatsız olması, kocasının onu aldatması, ya da iş
arkadaşının onu aldatması muhtemeldir.Gerçekte, terapistlerMartha Mitchell etki olarak bilinen bir tuzak,
kuruntular gibi, yanlış etiketlenen gerçeklere dikkatli olmalılar. M. Mitchell eski genel avukatJohn Mitchell'in
eşiydi.1972 Ekim'de o Washington'da Watergate otelinde demokratik kampanya merkezinde zorla girilme emriyle
suçlandı.Mrs. Mitchell tekrar eden bir şekilde kocasının gerçek suçluyu korumak için bir günah keçisi olduğunu
söyledi.Başkan Richard M. NixonBeyaz Saray Mrs Mitchell hakkında ifadelerinin kuruntu olduğunu ima ederek ve
içki problemi olduğunu söyleyerek yanlış bilgi yaydı.Skandal nihayet çözüldüğü zaman, Mrs Mitchell'in ifadeleri
doğru olduğu ispatlandı ve o içki problemi olmadığı ile ve tamamen aklı başında olduğunu gösterdi.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


have to Modal -mek zorunda olmak

before Bağlaç -den önce

diagnosis isim tanı, teşhis

delusional Sıfat kuruntusal

disorder İsim bozukluk

complaint İsim şikayet

found Fiil kurmak

possible Sıfat olası, mümkün

patient İsim hasta

really Zarf gerçekten, aslında

harass Fiil rahatsız etmek

deceive fiil kandırmak

cheat Fiil aldatmak, kandırmak

indeed Bağlaç gerçekten

mislabel Fiil yanlış etiketlendirmek

delusion İsim hile, aldatma

trap İsim tuzak, kapan

effect İsim etki

former Sıfat eski

attorney İsim avukat

accuse Fiil suçlamak

headquarters İsim ana merkez

repeatedly Zarf ardı ardına, tekrar tekrar

scapegoat İsim günah keçisi

culprit İsim suçlu, elebaşı

disinformation İsim yanlış bilgi verme

imply Fiil ima etmek, anlamına gelmek

statement İsim ifade, söz

when Bağlaç -dığı zaman

ultimately Zarf nihayetinde

unravel Fiil çözmek, aydınlatmak

prove Fiil ispatlamak, kanıtlamak

utterly Zarf tamamen

sane Sıfat aklı başında, mantıklı


Immune Deficiency
Immune Deficiency
Immune deficiency, which in fact means an inadequate immune response, may occur for several reasons.For
example, it is a side effect of most chemotherapy drugs used to treat cancer.Immune deficiency also occurs
naturally.Although the immune system is not functional at birth, infants are protected by antibodies they have
received from their mother through the placenta, and infants who breastfeed also receive antibodies from their
mother’s milk.These antibodies offer protection until the infant’s own immune system develops during the first
months of life.In rare cases, the immune system fails to develop, leaving the child without immune
protection.Exposure to any virus or bacterium can be fatal to these children.Therefore, they are sealed into
sterile quarters to isolate them from the microorganisms that are part of the normal world.
Parçanın Çevirisi

Aslında yetersiz bağışıklık yanıtı anlamına gelen bağışıklık yetmezliği birkaç sebepten dolayı meydana
gelebilir.Örneğin, kanseri tedavi etmek için kullanılan çoğu kemoterapi ilaçlarının bir yan etkisidir.Bağışıklık
yetmezliği doğal olarak da meydana gelir.Bağışıklık sistemi doğumda işlevsel olmamasına rağmen, bebekler
plasenta yoluyla annelerinden aldıkları antibiyotiklerle korunur ve anne sütüyle beslenen bebekler de annelerinin
sütünden antibiyotik alırlar.Bu antibiyotikler hayatın ilk ayları sırasında bebeklerin kendi bağışıklık sistemleri
gelişene kadar koruma sağlar.Nadir durumlarda bağışıklık sistemi çocuğu bağışıklık koruması olmadan bırakarak
gelişemez.Herhangi bir virüse yada bakteriye maruz kalma bu çocuklar için ölümcül olabilir.Bu yüzden, normal
dünyanın parçası olan mikroorganizmalardan ayrı tutmak için steril alanlara kapatılır.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


immune Sıfat bağışık, etkilenmeyen

deficiency İsim yetersizlik

in fact Zarf aslında

mean Fiil anlamına gelmek, demek istemek

inadequate Sıfat yetersiz

response İsim cevap, yanıt

occur Fiil meydana gelmek, olmak

reason İsim sebep, mantık

for example Bağlaç örneğin

side effect İsim yan etki

drug İsim ilaç, uyuşturucu

treat Fiil tedavi etmek, davranmak, ele almak

naturally Zarf doğal olarak

functional Sıfat işlevsel

protect Fiil korumak

receive Fiil almak

breast-feed Fiil emzirmek

offer Fiil teklif etmek, sunmak

protection İsim koruma

develop Fiil gelişmek, büyümek

rare Sıfat nadir

fail Fiil başarısız olmak

exposure İsim maruz kalma

fatal Sıfat ölümcül, öldürücü

therefore Bağlaç bu yüzden

seal Fiil kapamak

isolate Fiil soyutlamak, izole etmek


Gunk-Free Fiber
Gunk-Free Fiber
The world now recycles just over 50 per cent of the paper it uses.Reprocessing plants are being established in
most countries.However, trees will never be fully spared because of the use of wood fibres themselves.Pure pulp
is rich in water, which provides for ample hydrogen bonding that holds fibres together when made into paper.But
each time a fibre is cleaned, de-inked and dried in are processing plant, only 80 per cent of the bonds are
recovered.After four or five recyclings, a fibre can no longer make strong enough bonds.Engineers can do little
that is economically viable to overcome this physical limitation, so they focus on reducing the cost of
reprocessing fresher fibres.One main challenge is finding a better way to neutralize “stickies”, which is the mess
of adhesives from stamps, labels, seals, tape, magazine spines and various other sources, that jam the
machinery.The industry has been working for a decade to find a chemical process that will break down stickies,
but no full solution has been found yet. .
Parçanın Çevirisi

Dünya şimdi kağıdın sadece %50'si üzerinde geri dönüştürür kullanır.Yeniden işlenen bitkiler çoğu ülkelerde
kuruluyor.Fakat ağaçlar asla kendilerini odun lifinin kullanımı yüzünden tamamen ayırmayacak.Saf posa kağıda
dönüştüğü zaman lifleri tutan bol hidrojen bağı sağlayan suda zengindir.Fakat her zaman bir lif temizleme
sürecindedir temizlenir, kurutulur, sadece bağın % 80'i iyileşir.4 ya da 5 geri dönüşümden sonra bir lif artık
yeterince güçlü bağ yapmaz.Mühendisler çok az yapabilir yani ekonomik olarak bu fiziksel sınırlılığın üstesinden
gelmek için uygulanır.Bir ana sorunmakineyi sıkıştıran pul, etiket, mühür, bant, dergi sırtından yapışkanın
dağınıklığını yapışkan etkisini yok etmek için en iyi yolu buluyor.Endüstri yapışkanı bozacak kimyasal bir süreç
bulmak için on yıl için çalışıyor durumdadır, fakat henüz tamamen çözüm bulunmamış durumdadır.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe Kelime Tür Türkçe


recycle Fiil geri dönüştürmek adhesive İsim yapıştırıcı, bant
paper İsim kağıt, gazete stamp İsim pul, damga
reprocessing İsim yeniden işleme label İsim etiket, damgalama
plant İsim bitki, fabrika seal İsim mühür, damga, tıpa
establish Fiil kurmak, belirlemek tape İsim kaset, şerit
however Bağlaç fakat various Sıfat çeşitli, farklı
never Zarf asla, hiç source İsim kaynak, köken
fully Zarf tamamen jam İsim reçel, sıkışıklık
spare Fiil ayırmak, kurtarmak decade İsim on yıl
because of P. Phrase -den dolayı chemical Sıfat kimyasal
use İsim kullanım, fayda process İsim işlem, süreç
wood İsim odun, ağaçlık break down P. Verb bozulmak, parçalamak
fibre İsim lif solution İsim çözüm
themselves Zamir kendileri yet Zarf henüz
pure Sıfat saf, katkısız

pulp İsim posa

rich Sıfat zengin

provide for P. Verb sağlamak, hesaba katmak

ample Sıfat bol, çok

bonding İsim bağlanma

hold Fiil tutmak, düzenlemek, iddia etmek

together Zarf beraber, yanyana

make into P. Verb -e dönüştürmek

dry Fiil kurutmak

bond Fiil bağlamak, yapışmak

recover Fiil iyileşmek

uygulanabilir, yaşayabilir,
viable Sıfat
yapılabilir

overcome Fiil yenmek, üstesinden gelmek

limitation İsim sınırlama, kısıtlama

focus on P. Verb odaklanmak

reducing sıfat hafifletici, indirgeyici

reprocess Fiil tekrar işlemek

main Sıfat ana, asıl, temel

challenge İsim sorun, engel

find Fiil bulmak, anlamak

neutralize Fiil etkisini yok etmek

mess İsim karışıklık, zorluk


Causes of obesity
Causes of obesity
The immediate cause of obesity is the prolonged consumption of a diet containing more calories than are needed
to provide for the body’s tissue repair, vital functions and physical activities.In modern society, food has become
very plentiful and attractive, and the physical effort demanded by many occupations has diminished.Most people
in civilized communities eat more than they require, and it is surprising that obesity is not more common than it
is.It is difficult to escape the conclusion that there exists some unknown mechanism by which the body is enabled
to get rid of the surplus calories which would otherwise be stored as fat.If there were not such a mechanism,
obesity would be much more common.
Parçanın Çevirisi

Obezitenin doğrudan sebebi, vücudun doku onarımı, önemli işlevleri ve fiziksel aktiviteler sağlamak için ihtiyaç
duyulan kaloriden daha fazlasını içeren uzun bir diyet tüketimidir.Modern toplumda besin çok bol ve çekici olmuş,
ve birçok iş tarafından gereken fiziksel çaba azalmış durumdadır.Medeni toplumlarda çoğu insan gerektiğinden
daha çok yer ve obezitenin ondan daha yaygın olmaması şaşırtıcıdır.Vücudun aksi takdirde yağ olarak
depolanacağı fazla kalorilerden kurtulmak için sağlandığı bazı bilinmeyen mekanizmaların var olduğu sonucundan
kaçmak zordur.Böyle bir mekanizma olmasaydı obezite çok daha yaygın olurdu.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


immediate Sıfat ani

cause İsim sebep, neden

obesity isim aşırı şişmanlık, obezite

prolonged Sıfat uzun süre devam eden

consumption İsim tüketim

contain Fiil içermek, kapsamak

need Fiil ihtiyaç duymak

provide Fiil sağlamak, temin etmek

tissue isim doku

repair İsim onarım, tamirat

vital Sıfat hayati, önemli

function İsim işlev, görev

physical Sıfat fiziki, bedensel

modern Sıfat yeni, çağdaş, modern

society İsim toplum, cemiyet

plentiful Sıfat bol

attractive Sıfat çekici

effort İsim çaba

demand Fiil talep etmek, gerektirmek

occupation İsim iş, meslek

diminish Fiil azalmak, eksiltmek

civilized Sıfat uygar, medeni

community İsim topluluk, halk

require Fiil gerektirmek

surprising Sıfat şaşırtıcı

common Sıfat yaygın, ortak, sıradan

escape Fiil kaçmak

conclusion İsim sonuç

exist Fiil var olmak

unknown Sıfat bilinmeyen

mechanism İsim mekanizma, düzenek

enable Fiil olanak tanımak

get rid of P. Verb kurtulmak

surplus Sıfat artan, fazlalık

otherwise Bağlaç aksi takdirde

store Fiil depolamak

fat İsim yağ


Edith Wharton
Edith Wharton
Edith Wharton is, perhaps, the greatest woman novelist that America has yet produced.Her novels are skilfully
constructed, an her style is smooth and elegant.Her richest gifts, however, are the results of her fearless search
for truth inhuman relationships.She is largely interested in the emotions we all experience.Her novels record
timeless truths; and it is this fact above all that continues to make them meaningful and important.
Parçanın Çevirisi

Edit Wharton belki henüz Amerika'nın ürettiği en büyük kadın romancıdır.Onun romanları ustalıkla inşa edilmiştir
onun bir stili pürüzsüz ve şıktır.En zengin hediyesi, fakat, gerçek acımasız ilişkilerini araştırmada korkusuzluğunun
sonucudur.o büyük oranda tüm deneyimlerimizin duygularıyla ilgilenmiştir.Onun romanları sonsuz gerçeği
kaydeder; ve o onları anlamlı ve önemli yapmaya devam eden her şeyden önemlisi bu gerçektir.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


perhaps Zarf belki, muhtemelen

greatest Sıfat en büyük

produce Fiil üretmek, yapmak, neden olmak

skillfully Zarf ustalıkla

construct Fiil inşa etmek

smooth Sıfat düz, pürüzsüz, sakin

elegant Sıfat şık, hoş

however Bağlaç fakat

result İsim sonuç, netice

fearless Sıfat korkusuz

search Fiil araştırmak, aramak

truth İsim gerçek

inhuman Sıfat acımasız, gaddar

relationship İsim ilişki

record İsim kayıt, rekor

timeless Sıfat değişmeyen, sonsuz

above all P. Phrase en önemlisi

meaningful Sıfat anlamlı

important Sıfat önemli, gerekli


Body Language
Body Language
Not only the eyes and face but also the head, hands, legs and feet communicate information.Ray Birdwhistell has
embarked on an ambitious attempt to construct an entire linguistics of body communication, called ‘kinesics’.
From extensive observation mainly in the United States, he identified sixty to seventy basic units of body
movement anddescribed rules of combination that produce meaningful units of body communication.While some
scholars feel that this may be somewhat ambiguous, there is a general agreement on some other issues.For
example, emblems which can be defined as gestures that replace or stand in for spoken language are widely
understood across cultures, but many are culture-specific as put forward by almost all of the scholars.Therefore,
the same thing can be indicated by different gestures in different cultures, or, the same gestures can mean
different things in different cultures.For instance, most people refer to ‘self’ by pointing at their chest, while in
Japan they put a finger to the nose.
Parçanın Çevirisi

Sadece gözler ve yüzler değil aynı zamanda baş, eller, bacaklar ve ayaklar bilgi iletişim kurar.Ray Bidwhistle
vücut iletişiminin tüm dilsel bir yapısı için tutkulu bir teşebbüse başlamış durumda.Bazı bilim adamları bu kısmen
belirsiz olabildiğini hissetmelerine rağmen, bazı diğer konular üzerinde genel bir anlaşma vardır.Örneğin konuşma
dili içinde yerini alan ya da yer değiştiren el kol hareketleri olarak tanımlanan işaretler yaygın bir şekilde kültür
çapında anlaşılır, fakat birçoğu bilim adamlarının yaklaşık tümü tarafından farklı anlama gelebilir.Bu yüzden aynı
şey farklı kültürlerde farklı el kol hareketleri tarafından gösterilebilir, aynı el kol hareketleri farklı kültürlerde farklı
şey anlamına gelebilir.Örneğin, çoğu insan göğsünü göstererek kendinden bahsedebilir, oysa Japonya burnunu bir
parmağıyla tutabilir.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe Kelime Tür Türkçe


not only ... but also Bağlaç sadece ... değil .. de for instance Bağlaç örneğin
communicate Fiil haberleşmek anlamına gelmek, den
refer to P. Verb bahsetmek, ilgilendirmek,
information İsim bilgi yönlendirmek
embark on P. Verb işe başlamak, girişmek while İsim bir süre, biraz
ambitious Sıfat hırslı

çabalamak, kalkışmak,
attempt Fiil
girişmek

construct Fiil inşa etmek

entire Sıfat tüm

communication İsim iletişim

extensive Sıfat kapsamlı, geniş

observation İsim gözlem

mainly Zarf başlıca

identify Fiil tanımlamak, saptamak

movement İsim hareket, eylem

describe Fiil tanımlamak

combination İsim bileşim, birleşim

üretmek, yapmak, neden


produce Fiil
olmak

meaningful Sıfat anlamlı

while Bağlaç -e rağmen, v-iken, oysa

scholar isim bilgin

somewhat Sıfat biraz

ambiguous Sıfat belirsiz

general isim general

agreement İsim anlaşma

for example Bağlaç örneğin

emblem İsim sembol

define Fiil tanımlamak, açıklamak

gesture İsim el kol hareketi, jest

replace Fiil yerini almak, değiştirmek

stand Fiil durmak, dikilmek

widely Zarf yaygın şekilde

ileri sürmek, iddia etmek,


put forward P. Verb
önermek

therefore Bağlaç bu yüzden

indicate Fiil göstermek, işaret etmek

anlamına gelmek, demek


mean Fiil
istemek
The Film
The Film
As Orson Welles said: “to practise his art, a poet needs a pen, and a painter a brush.But a film-maker needs an
army of actors, actresses and support staff”. Orson Welles learned the hard way that all this costs a fortune.Few
film directors are rich enough to finance their own films, and even fewer have the desire to take such a
risk.Therefore, directors are dependent on film studios for the financing of their films.This has caused a certain
tension between directors and film studios because film studios use their money to try to control the films they
finance.If a film, while it is being made, starts to become too expensive, the studio has to make a choice: it must
either cancel the making of the film and lose all the money already invested in it, or go on investing heavily and
hope the film will really be a great success.
Parçanın Çevirisi

Orson Welles'in söylediği gibi: "sanatını uygulamak için", bir şair birkalem, ve bir ressam bir fırçaya ihtiyaç
duyar.Fakat bir film yapımcısı aktör, aktris ve destek personelinin bir ordusuna ihtiyaç duyar. Orson Welles bu
tüm maliyetin bir şansını zor bir yolda öğrendi.Birkaç film yönetmeni kendi filmlerini finanse etmek için yeterine
zengindir, ve çok azı bile böyle bir riski almak arzusuna sahiptir.Bu yüzden, yönetmenler filmlerini finanse etmek
için film stüdyolarına bağımlıdır.Bu yönetmenler ve film stüdyoları arasında belli bir gerilime sebep oldu çünkü
film stüdyoları filmleri kontrol etmeye çabalamak için paralarını kullanır.Eğer bir film, oysa o yapılır, çok pahalı
olmaya başlar, stüdyo bir seçim yapmak zorundadır: o ikisinden biri filmin yapılması ertelenir ve tüm kayıp
paralar halen yatırım yapıldı, ya da yatırıma devam etmek yoğun bir şekilde ve filmi beklemek gerçekten büyük
bir başarı olacak.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


as Bağlaç -dığı için, çünkü, -dıkça, -iken, gibi

say Fiil söylemek, demek

practice İsim çalışma, uygulama, idman

poet İsim şair

film-maker İsim film yapımcısı

need Fiil ihtiyaç duymak

army İsim ordu

finance Fiil parasal kaynak sağlamak

even Zarf hatta, bile

desire İsim istek, arzu

such Sıfat böyle, bu tür

therefore Bağlaç bu yüzden

cause Fiil sebep olmak

because Bağlaç -dığı için, çünkü

try to do Phrase yapmaya çalışmak

if Bağlaç eğer, -se/sa

while Bağlaç -e rağmen, v-iken, oysa

either Determiner ya ya da

cancel Fiil iptal etmek

lose Fiil kaybetmek

already Zarf çoktan, zaten, halihazırda

invest in P. Verb birşeye yatırım yapmak

heavily Zarf yoğun şekilde

really Zarf gerçekten, aslında

great Sıfat büyük, mükemmel, önemli


Gas Emissions
Gas Emissions
Gas emissions are any gaseous material released, either naturally or artificially, into the atmosphere.These gas
emissions exist in a variety of forms: most notably water vapor, carbon dioxide, methane, nitrous oxide and
ozone.Each of these substances, while already existing in the atmosphere at certain levels, can be increased
through various means, such as the burning of fossil fuels or the eruption of a volcano.The effects of these gas
emissions come in the form of the greenhouse effect.Each of these gases absorb radiation in the atmosphere,
increasing the temperature of the Earth.Water vapor is the most prevalent gas emission on the planet and
accounts for the largest percentage of impact to the greenhouse effect.This is generally not caused by humans in
abundance.Two percent of the atmosphere is composed of water vapor, including the clouds, most of which
stems from simple gas emission caused by evaporation.This percentage, according to the Environmental Health
Center of the National Safety Council, accounts for 66 percent of the greenhouse effect.Since 1750, the gas
emissions from humans have increased significantly, due to the onset of the Industrial Revolution.These
greenhouse gas emissions stem primarily from the burning of fossil fuels, deforestation, chlorofluorocarbons used
in refrigeration and fertilizers.Each of these culprits has been targeted during the late 20th and early 21st century
by the “green movement,” an effort to reduce carbon emissions.
Parçanın Çevirisi

Gaz emisyonları ya doğal yoldan ya da yapay bir şekilde atmosfere salınan herhangi gazlı materyallerdir.Bu gaz
emisyonları çeşitli biçimlerde var olurlar: en dikkat çekenleri su buharı, karbon dioksit, metan,nitröz oksit ve
ozondur.Bu maddelerin her biri atmosferde belli seviyelerde hâlihazırda bulunurken, fosil yakıtların yanması ya da
volkan patlaması gibi çeşitli yollarla artabilir.Bu gaz emisyonlarının etkileri sera gazı etkisi şeklinde ortaya
çıkar.Bu gazların her biri dünyanın sıcaklığını arttırarak atmosferdeki radyasyonu emer.Su buharı gezegendeki en
yaygın gaz emisyonudur ve sera gazı etkisinin en büyük tesir oranını oluşturmaktadır.Bu genellikle çok sayıdaki
insanlardan kaynaklanmamaktadır.Atmosferin yüzde ikisi bulutları da içeren, çoğu buharlaşmadan kaynaklanan
basit gazlardan gelen su buharından oluşmaktadır.Milli Güvenlik Kurulu’nun Çevre Sağlığı Merkezi’ne göre bu
yüzde sera gazı etkisinin yüzde 66’sını oluşturmaktadır.1750’den beri, insanlardan kaynaklanan gaz yayılımları
Sanayi Devrimi’nin başlamasından dolayı önemli ölçüde artmıştır.Bu sera gazı yayılımları öncelikli olarak fosil
yakıtların yanması, ormansızlaşma, buzdolabında kullanılan klorofluorokarbon ve gübrelerden
kaynaklanmaktadır.Bu kabahatlerin her biri 20.yy’ın sonları ve 21.yy’ın başlarında karbon yayılımlarını azaltma
çabası olan “yeşil hareket” tarafından hedef gösterilmiştir.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe Kelime Tür Türkçe


emission İsim yayılma, salınım due to P. Phrase -den dolayı
gaseous Sıfat gazlı, gaz gibi onset İsim başlangıç
serbest bırakmak, piyasaya primarily Zarf başlıca
release Fiil
sunmak, yaymak
deforestation İsim ormansızlaştırma
either ... or Bağlaç ya ... ya ...
refrigeration İsim soğutma
naturally Zarf doğal olarak
fertilizer İsim gübre
artificially Zarf suni bir şekilde
culprit İsim suçlu, elebaşı
exist Fiil var olmak
target Fiil hedeflemek
variety İsim çeşitlilik
during Preposition sırasında, esnasında
özellikle, bilhassa ;önemli
notably Zarf effort İsim çaba
derecede

substance İsim madde reduce Fiil azaltmak

already Zarf çoktan, zaten, halihazırda

certain Sıfat belli, bazı, kesin, emin

increase Fiil artırmak, çoğalmak

various Sıfat çeşitli, farklı

means İsim araç, yöntem, olanak

such as P. Phrase örneğin, gibi

eruption İsim patlama

effect İsim etki

absorb Fiil emmek, soğurmak

radiation isim ışıma, radyasyon

temperature İsim sıcaklık, ısı

prevalent Sıfat yaygın

planet İsim gezegen

account for P. Verb oluşturmak, açıklamak

percentage İsim yüzde oranı

impact İsim etki

generally Zarf genellikle

cause Fiil sebep olmak

abundance İsim bolluk

compose Fiil bestelemek, oluşturmak

including P. Phrase dahil

stem from P. Verb den gelmek, den kaynaklanmak

evaporation İsim buharlaşma

according to P. Phrase -e göre

since Preposition -den beri

significantly Zarf önemli derecede


Marketing Planning and Strategy
Marketing Planning and Strategy
In the past decade the term 'internal marketing' has emerged in many companies to describe the application of
marketing internally within the firm.This seems to be an area where practice appears ahead of theory.Despite the
existence of many internal marketing programs no books, at least in English, have been published on internal
marketing and only a handful of articles have addressed this important and emerging area.There are two key
aspects to this.One involves the notion of the internal customer.That is, every person working within an
organization is both a supplier and a customer.Here we are concerned with getting staff to recognize that both
individuals and departments have customers and then determining what can be done to improve levels of
customer service and quality levels within the organization.The second aspect is concerned with making certain
that all staff work together in a manner that is attuned to the company's mission, strategy and goals.
Parçanın Çevirisi

Geçen 10 yılda 'iç pazarlama' terimi firma içinde içeriden pazarlamanın uygulamasını tanımlamak için birçok
şirketlerde ortaya çıkmış durumdadır.Bu uygulama teorinin ilerisinde göründüğü bir alan olmuş gibi
görünür.Birçok iç pazarlama programlarının varlığının kitabı olmamasına rağmen, en azından İngilizcede, iç
pazarlama üzerine ve sadece bir avuç dolusu makale yayınlanmıştır bu önemli ve ortaya çıkan alana
eğilmiştir.Buna iki anahtar görünüş vardır.Biri iç müşterinin görüşünü içerir.Yani, bir organizasyonda çalışan her
kişi hem bir satıcı hemde bir müşteridir.Burada biz hem bireyler hemde bölümleri tanımak için personel ile
ilgileniriz müşteriler ve ondan sonra organizasyonda nitelikli seviyeler ve müşteri hizmetinin seviyelerini
geliştirmek için yapılabilen şeyi belirlemeye sahiptir.İkinci özellik tüm personelin bir tarzda çalıştığı emin
yapılmasıyla ilgilidir yani şirketin misyonu, stratejisi ve hedefiyle uyum sağlamıştır.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe Kelime Tür Türkçe


term İsim dönem, terim, koşul manner İsim tarz, biçim, şekil
internal Sıfat iç attune Fiil uyum sağlamak
marketing İsim pazarlama goal İsim amaç, hedef
emerge Fiil ortaya çıkmak

describe Fiil tanımlamak

application İsim uygulama, başvuru

internally Zarf içerden

within Preposition -de, -da

seem Fiil gibi görünmek

area İsim alan, bölge

practice İsim çalışma, uygulama, idman

appear Fiil görünmek, ortaya çıkmak

ahead of P. Phrase ilerisinde, önünde

despite Preposition -e rağmen

existence İsim varoluş

many Determiner birçok, bir hayli

at last P. Phrase en sonunda

publish Fiil yayınlamak, basmak

handful İsim avuç dolusu

article İsim makale, madde

important Sıfat önemli, gerekli

ortaya çıkan, meydana gelen,


emerging sıfat
gelişen

aspect İsim yön, özellik, taraf

involve Fiil içermek, gerektirmek

notion İsim görüş, düşünce

that is Bağlaç yani

every Determiner her, her bir

both ... and Bağlaç hem ... hem ...

concerned with P. Phrase ile ilgili

recognize Fiil tanımak, kabul etmek

individual İsim birey

and then Zarf ve sonra

determine Fiil belirlemek, saptamak

improve Fiil gelişmek, ilerlemek

quality İsim kalite, nitelik

certain Sıfat belli, bazı, kesin, emin

together Zarf beraber, yanyana


Fungi
Fungi
Fungi that infect the skin live only in the dead,topmost layer and don't penetrate deeper.Some fungal infections
cause no symptoms or produce only a small amount of irritation and redness.Other fungal infections cause
itching,swelling, and blisters.Fungi usually make their homes in moist areas of the body where skin surfaces
meet: between the toes,in the groin and under the breasts.Obese people are more likely to get these infections
because they have excessive skin folds.Strangely, fungal infections on one part of the body can cause rashes on
other parts of the body that aren't infected.For example, a fungal infection on the foot may cause an itchy,
bumpy rash on the fingers.These eruptions represent allergic reactions to the fungus.
Parçanın Çevirisi

Cilde hastalık bulaştıran mantarlar sadece ölü, en üst katmanda yaşar ve daha derine nüfuz etmez.Bazı mantar
enfeksiyonları hiç belirtiye sebep olmazlar ve sadece küçük miktarda tahrişe ve kızarıklığa sebep olur.Diğer
mantar enfeksiyonları kaşıntı, şişkinlik ve su kabarcıklarına sebep olur.Mantarlar ayak parmakları arasında,
kasıkta, göğüs altında cilt yüzeylerinin buluştuğu vücudun nemli bölgelerinde yuvalarını yaparlar.Obez insanların
bu enfeksiyonları kapması daha muhtemeldir çünkü onlar aşırı deri kıvrımlarına sahiptir.Tuhaf bir şekilde vücudun
bir bölümündeki mantar enfeksiyonları, hastalık bulaşmamış vücudun diğer kısımlarında kızarıklıklara sebep
olabilir.Örneğin, ayaktaki bir mantar enfeksiyonu parmaklarda kaşıntılı, engebeli bir kızarıklığa sebep olabilir.Bu
döküntüler mantarlara karşı alerjik tepkileri yansıtır.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe Kelime Tür Türkçe


fungi İsim mantar, küf eruption İsim patlama
infect Fiil bulaştırmak represent Fiil temsil etmek
skin İsim deri, cilt allergic Sıfat alerjik
live Fiil yaşamak, ikamet etmek reaction İsim tepki, reaksiyon
dead Sıfat ölü, cansız

topmost Sıfat en yüksek

layer İsim katman, tabaka

penetrate Fiil nüfuz etmek, girmek

deep Zarf derin

infection İsim enfeksiyon, hastalık

cause Fiil sebep olmak

symptom isim belirti, bulgu, gösterge

produce Fiil üretmek, yapmak, neden olmak

irritation İsim kızgınlık, tahriş

redness İsim kırmızılık

fungal Sıfat mantarla ilgili

itching İsim kaşıntı

swelling İsim şişkinlik

blister İsim kabarcık, su toplama

usually Zarf genellikle

moist Sıfat nemli, ıslak

surface İsim yüzey

meet Fiil buluşmak, tanışmak

toe İsim ayak parmağı

groin İsim dalga kıran, kasık

breast İsim göğüs

obese Sıfat aşırı şişman

likely Sıfat muhtemel, olası

because Bağlaç -dığı için, çünkü

excessive Sıfat aşırı

fold İsim kat

strangely Zarf garip bir şekilde

rash İsim kaşıntı, kızarıklık

infected Sıfat bulaşmış, enfekte

for example Bağlaç örneğin

itchy Sıfat kaşıntılı

bumpy Sıfat engebeli

finger İsim parmak


Civil Engineering
Civil Engineering
Civil engineering offers a particular challenge because almost every structure or system that is designed and
built by civil engineers is unique.One structure rarely duplicates another exactly.Even when structures seem to
be identical, site requirements or other factors generally result in modifications.Large structures like dams,
bridges, or tunnels may differ substantially from previous structures.The civil engineer must, therefore,always be
ready and willing to meet new challenges.
Parçanın Çevirisi

İnşaat mühendisliği belirli bir sorun sunar çünkü inşaat mühendisleri tarafından tasarlanan ve inşa edilen
neredeyse her yapı yada sistem eşsizdir.Bir yapı nadiren bir diğerinin tamamen aynısını yapar.Yapılar benzer
göründüğü zaman bile alan gereksinimleri yada diğer etmenler genellikle değişiklikle sonuçlanır.Barajlar, köprüler
yada tüneller gibi büyük yapılar önceki yapılardan büyük ölçüde farklılık gösterir.Bu yüzden inşaat mühendisleri
yeni sorunlarla karşılaşmaya hazır ve istekli olmalılardır.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


engineering İsim mühendislik

offer Fiil teklif etmek, sunmak

particular Sıfat belli, özel

challenge İsim sorun, engel

because Bağlaç -dığı için, çünkü

almost Zarf hemen hemen, yaklaşık

structure İsim yapı, bina

system İsim yöntem, düzen, sistem

design Fiil tasarlamak

build Fiil inşa etmek, kurmak

unique Sıfat tek, eşsiz, özgü

rarely Zarf nadiren

duplicate Fiil kopyasını çıkarmak

exactly Zarf tam olarak

seem Fiil gibi görünmek

identical Sıfat benzer, aynı

requirement İsim gereksinim, koşul

factor İsim etken, unsur

generally Zarf genellikle

result in P. Verb -ile sonuçlanmak, neden olmak

modification İsim değişiklik

large Sıfat büyük, geniş

like Preposition benzer, gibi

dam İsim baraj

bridge İsim köprü

tunnel İsim tünel

differ Fiil farklı olmak

substantially Zarf önemli derecede

previous Sıfat önceki, eski

engineer İsim mühendis

therefore Bağlaç bu yüzden

always Zarf herzaman

ready Sıfat hazır, gönüllü

willing Sıfat istekli

meet Fiil buluşmak, tanışmak


The Language
The Language
The extension of French as a second or acquired language is particularly striking.This was to some extent the
result of military and political prestige, but the virtues of the language itself and French cultural achievements
actually played a much greater role.The lead which France took in the 12th century in literature and in other
domains made its language a sort of lingua franca of the cultured classes of Europe; and in the 17th and 18th
centuries French was cultivated assiduously by the royal courts and the upper classes of most European
countries and was written by many nonFrench authors.But even before the end of the 18th century French began
to lose ground, and the movement was accelerated by the revival of national sentiment in Europe at the turn of
the century and later by the rise of English under the influence of Britain and America.Many things, however,
have found their supreme expression in French; and its precision, beauty and eloquence make it a classical
language in the true sense of the word.
Parçanın Çevirisi

Fransızca'nın ikinci bir dil ve kazanılmış bir dil olarak genişlemesi özellikle dikkat çekiyor.Bu askeri ve politik
prestijin sonucu bir dereceye kadardı, fakat dilin değeri ve Fransızca kültürel başarılar aslında çok büyük bir rol
oynadı.Fransa'nın edebiyatta ve diğer alanlarda 12. yüzyılda aldığı önderliği Avrupa'nın kültürlü sınıflarının ortak
dilin bir tür dilini yaptı; ve 17. yüzyılda ve 18. yüzyılda Fransa çoğu Avrupa ülkelerinin üst sınıfları ve kraliyet
mahkemesi tarafından gayretli bir şekilde geliştirildi ve birçok Fransız olmayan yazar tarafından yazıldı.Fakat 18.
yüzyılın sonundan önce bile Fransa kayıplara uğramaya başladı, ve hareket yüzyılın başlangıcında Avrupa'da
ulusal düşüncenin canlanmasıyla ve sonra İngilitere ve Amerika'nın etkisi altında İngilizce'nin artışıyla
hızlandırıldı.Birçok şeyler fakat Fransızca'da üst ifadeler bulunmuş durumdadır; ve doğruluğu, güzelliği ve güzel
konuşması dünyanın doğru algılamada klasik bir dil yapar.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


extension İsim genişletme, uzatma

acquire Fiil kazanmak, edinmek

particularly Zarf özellikle, bilhassa

strike Fiil vurmak, grev yapmak

to some extent Zarf bir dereceye kadar, bir nebze

result Fiil sonucu olmak

prestige İsim itibar, saygınlık

but Bağlaç fakat, ama, ancak

virtue İsim erdem, üstünlük

achievement İsim başarı

actually Zarf aslında, gerçekte

play role in Phrase rol oynamak

lead İsim önderlik, , kablo, kurşun

literature İsim edebiyat

domain İsim alan

cultivate Fiil yetiştirmek, ekmek

royal Sıfat kraliyet

court İsim mahkeme

assiduously Zarf gayretli bir biçimde

even before Bağlaç -den önce bile

movement İsim hareket, eylem

accelerate Fiil hızlandırmak

revival isim diriliş, canlanma

sentiment İsim duyarlılık, düşünce

influence İsim etki

however Bağlaç fakat

supreme Sıfat en yüksek, yüce

expression İsim ifade

precision İsim doğruluk, tamlık

eloquence İsim güzel konuşma


Companies
Companies
Family-owned companies are bad for business, a new study argues - at least when they dominate a large portion
of a country's economy.Outside the United States and Britain most major corporations are in the hands of a few
wealthy families, rather than, as in the US and Britain, being owned by a wide network of share holders.The
power of these small families often extends far beyond the companies they own directly, thanks to a system of
"control pyramids" in which they exercise indirect control over a large number of smaller companies.This
concentration of corporate power doesn't merely leave a high percentage of wealth in the hands of billionaires -it
also retards growth, diminishes efficiency, and limits economic freedom. Moreover, "a tiny elite that cannot be
sacked," as the study puts it,is likely to pursue "economic entrenchment", in which property rights and financial
openness are restricted to protect a few families' economic and political prerogatives or rights. .
Parçanın Çevirisi

Aile şirketleri iş için kötüdür, yeni bir çalışma iddia eder- en azından onlar bir ülkenin ekonomisinin büyük bir
bölümünde olduğu zaman.Dış Amerika ve Britanya çoğu büyük şirketler hissedarların geniş bir ağı tarafından
sahiplenilen Amerika ve Britanya da olduğun gibiden ziyadebirkaç zengin ailelerin elindedir.Bu küçük ailelerin
gücü genellikle doğrudan kendi şirketlerinin ötesinde genişler, daha küçük şirketlerin büyük bir sayısı üzerinde
doğrudan olmayan alıştırmalarında birkontrol piramitlerinin sayesinde.Bu şirket gücünün konsantrasyonu yalnızca
milyarderlerin ellerinde zenginliğin yüksek bir yüzdesi ayrılmaz, o aynı zamanda büyümeyi geciktirir, azaltır,
etkiler ve ekonomik özgürlüğü sınırlar. Dahası, çalışma ortaya koyduğu için işten atılmayan küçük bir elittir,
uygun haklar ve finansal açıklıklar birkaç ailenin ekonomik, politik, ayrıcalık ya da haklarını korumak için
sınırlandırdığı ekonomik sağlamlaşmayı takip etmek muhtemeldir.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


company İsim şirket, kuruluş

argue Fiil tartışmak, ileri sürmek

dominate Fiil egemen olmak, hükmetmek

portion İsim bölüm, parça, porsiyon

outside İsim dışı, dış yüzeyi

most Determiner çoğu

major Sıfat ana, önemli

corporation İsim kuruluş, dernek

hand İsim el

a few Determiner birkaç

wealthy Sıfat zengin

rather than P. Phrase -den ziyade

own Fiil sahip olmak

wide Sıfat geniş, yaygın

shareholder İsim hissedar

extend Fiil uzatmak

far Sıfat uzak, ötede

beyond Preposition ötesine, ötesinde

directly Zarf doğrudan

thanks to P. Phrase -ın sayesinde

concentration İsim konsantrasyon

merely Zarf sadece

percentage İsim yüzde oranı

efficiency İsim verimlilik

moreover Bağlaç dahası, ayrıca

tiny Sıfat minicik, ufacık

elite Sıfat seçkin, elit

-dığı için, çünkü, -dıkça, -iken,


as Bağlaç
gibi

likely Sıfat muhtemel, olası

pursue Fiil takip etmek

entrenchment İsim sağlamlaştırma

property İsim özellik, eşya, mal mülk

restrict Fiil sınırlandırmak

protect Fiil korumak

prerogative İsim ayrıcalık


Charlie Chaplin
Charlie Chaplin
Charlie Chaplin, who was born in Britain but spent most of his life in the United States, is one of the pivotal
figures in film history.He is especially remembered for his work in the silent movies. Chaplin knew that a
successful scene was not simply about the starring actor, but about everything else. The only way to achieve that
unity was to get personally involved in every stage of the film; from starring in his films to producing, directing,
editing them, and even to composing the music for them.It was not uncommon for him to decide half-way
through a film that an actor wasn’t suitable for a certain role, and start over with someone new.This constant
attention to detail ran many features overtime and over-budget, but the public reaction assured him and the
studios that what he was doing worked. Chaplin typically improvised his story in front of the camera with only a
basic framework of a script.But on consideration, his art turned out to be firmly rooted, and could be seen, for
example, to draw much of its strength from his successful fusion of English and American cultures and traditions.
Parçanın Çevirisi

İngiltere'de doğan Charlie Chaplin fakat Amerika'da yaşamının çoğunu harcamıştır.O özellikle sessiz filmlerde
çalışmalarıyla hatırlandı. Chaplin başarılı bir ekranın sadece başrol oyuncu hakkında olmadığını bildi fakat diğer
her şey hakkındaydı.Bir aktörün yeni birisiyle başladığını ve belli bir rol için uygun olmadığını bir filmin yarısında
karar vermek onun için alışılmış değildi.Bu ayrıntılar için sürekli dikkat zamanla birçok özelliği ve bütçeyi aşmaya
çalıştı.Fakat göz önüne alması, sanatını sıkıca kökleştirmiş olduğu ortaya çıktı, ve örneğin İngiliz ve Amerikan
kültürler ve geleneklerin başarılı birleşmesinden gücünün çoğunu aldığı görülebilir.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe Kelime Tür Türkçe


born Fiil doğmak script İsim senaryo, yazı
spend Fiil harcamak consideration İsim düşünme
pivotal Sıfat çok önemli olduğu ortaya çıkmak,
turn out P. Verb
sonuçlanmak
figure İsim rakam, şahsiyet, şekil
firmly Zarf sıkıca
especially Zarf özellikle, bilhassa
root Fiil kök salmak
remember Fiil hatırlamak, anımsamak
strength İsim güç
silent Sıfat sessiz, sakin
fusion İsim birleşme, kaynaşma
successful Sıfat başarılı, bilinen
tradition İsim gelenek, görenek
scene İsim sahne, manzara

simply Zarf sadece, basitçe

but Bağlaç fakat, ama, ancak

everything Zamir her şey

achieve Fiil başarmak, ulaşmak

unity İsim birlik, bütünlük

personally Zarf şahsen, bana göre

involve in P. Verb işe bulaşmak, karışmak

every Determiner her, her bir

stage İsim sahne, aşama

producing İsim üretim

editing İsim düzenleme, derleme

compose Fiil bestelemek, oluşturmak

uncommon Sıfat yaygın olmayan

decide Fiil karar vermek

suitable Sıfat uygun, elverişli

certain Sıfat belli, bazı, kesin, emin

start over P. Verb sil baştan yapmak

constant Sıfat sabit

attention İsim dikkat

detail Fiil detayıyla vermek

feature İsim özellik

public İsim halk, kamu

reaction İsim tepki, reaksiyon

assure Fiil garanti etmek, söz vermek

typically Zarf tipik olarak

improvise Fiil doğaçlama yapmak

in front of Preposition önünde

basic Sıfat temel

framework İsim yapı, çatı


A Sensory Fix for Problems in School
A Sensory Fix for Problems in School
To succeed in school, children must master three skills – reading, writing and arithmetic – but not all students
readily grasp these basic skills.Among English-speaking children, an estimated 2 to 15% have trouble with
reading or spelling, broadly classified as dyslexia.From 1 to 7% struggle to do math, a disability known as
dyscalculia.Statistics vary but dyslexia appears to be more common among English speakers than among
speakers of highly phonetic languages such as Turkish and Italian.It is believed that at least one child in most
elementary school classes in the US suffers from dyslexia.Both dyslexia and dyscalculia defy easy
explanation.Neither disorder is the result of faulty eyesight or hearing, both of which can also delay language
acquisition but are easily corrected.Instead, children with dyslexia and dyscalculia have working sensory organs,
apparently normal sensory and motor development and, sometimes, above-average intelligence.After more than
15 years of research, investigators now believe these conditions frequently involve so-called partial functional
deficits of the senses.In affected children, the eyes and ears accurately register sights and sounds, letters,
numbers and spoken syllables, but that information is misinterpreted as it is processed in the brain.
Parçanın Çevirisi

Okullarda başarı için çocuklar okuma, yazma ve aritmetikle uzmanlaşmalı fakat tüm öğrenciler kolayca bu temel
yetenekleri kolayca kavramaz.İngilizce konuşan öğrenciler arasında, tahmin edilen % 15'i okuma, hecelemeyle
başı beladadır, genel anlamda okuma güçlüğü olarak sınıflandı.Matematik öğrenme bozukluğu olarak bilinen bir
özürlülük matematiği1'den % 7'ye yapmak için çabalar.İstatistikler değişir fakat okuma güçlüğü örneğin Türkçe
ve İtalyanca gibi fonetik dillerin konuşanları arasından İngilizce konuşanlar arasında son derece daha yaygınmış
gibi görünür.En azından Amerika'da ilk okul sınıflarında bir çocuğun okuma güçlüğünden çektiğine inanılır.Hem
okuma güçlüğü hemde matematik öğrenme güçlüğü kolay açıklamaya dayanır.Bozukluk aynı zamanda dil
edinimini erteleyebilen görme ve duymanın sonucudur, fakat kolayca düzeltilir.Yerine, okuma güçlüğü ve
matematik öğrenme güçlüğüne sahip çocuklar temel duyusal organlar, motor gelişmeler ve bazen ortalamanın
üstünde zekaya sahiptir.Araştırmanın 15 yılından sonra, araştırmacılar şimdi sözde kısmi işlevsel duyumu sık sık
içeren bu koşullara inanır.Etkilenmiş öğrencilerde gözler ve kulaklar tam olarak görüş, ses, harf, sayı ve konuşma
hecesi kaydeder, fakat bilgi beyindeki süreçler gibi yanlış yorumlanır.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe Kelime Tür Türkçe


succeed Fiil başarılı olmak affected Sıfat etkilenmiş, yapmacık
master Fiil iyice öğrenmek accurately Zarf doğru biçimde
grasp Fiil kavramak, tutmak syllable İsim hece
among Preposition arasında misinterpret Fiil yanlış yorumlamak
estimate Fiil tahmin etmek, değer biçmek process Fiil işlemek
trouble Fiil canını sıkmak

broadly Zarf genel anlamda

dyslexia isim kelime körlüğü, disleksi

struggle Fiil çabalamak

disability İsim özürlülük

known as Phrase olarak bilinmek

vary Fiil değişmek

appear Fiil görünmek, ortaya çıkmak

highly Zarf son derece

phonetic Sıfat fonetik, sesle ilgili

believe Fiil inanmak, güvenmek

at least P. Phrase en azından, hiç olmazsa

suffer Fiil çekmek, acı çekmek

defy Fiil karşı gelmek

explanation İsim açıklama

result İsim sonuç, netice

faulty Sıfat kusurlu, sorunlu

delay Fiil geciktirmek

acquisition İsim edinim

easily Zarf kolaylıkla

instead Bağlaç yerine

apparently Zarf görünüşte, görünüşe bakılırsa

intelligence İsim akıl, zeka

more than P. Phrase -den fazla

investigator isim araştırmacı, dedektif, müfettiş

condition İsim durum, koşul, hastalık

frequently Zarf sık sık

involve Fiil içermek, gerektirmek

so-called Sıfat sözde, güya

partial Sıfat kısmi, taraflı

functional Sıfat işlevsel

deficit İsim eksiklik

sense İsim duyu, anlam


Primary Dental Care
Primary Dental Care
Primary dental care typically refers to the regular, preventative care a patient receives from his or her dentist.If
the patient has any dental issues, the dentist may treat them, or they may refer the patient to a specialist.This is
where the "primary" comes from; it refers to the fact that the regular dentist is the patient's first point of contact
for care, and the one who monitors his or her dental health on a regular basis.The type of primary dental care
that each person receives can vary depending on his or her specific needs and overall health.In many cases, an
individual will pay a lower insurance premium to visit his or her primary dentist than a specialist.The most
common example of primary dental care is a regular cleaning of the teeth and gums, also known as dental
prophylaxis.This is done to remove plaque and helps in preventing cavities or gum disease.The dentist also
examines the teeth at this time to make sure there are no existing problems that will require treatment.This type
of preventative care is very important for dental health, and is the reason that most people visit their dentists on
a regular basis.Most dentists recommend getting the teeth professionally cleaned every six months.
Parçanın Çevirisi

Temel diş bakımı tipik olarak hastanın dişçisinden aldığı düzenli, koruyucu bakımı ifade eder.Eğer hastanın dişle
ilgili herhangi bir sorunu varsa, dişçi bunları tedavi edebilir ya da hastayı bir uzmana sevk edebilirler.“temel”
kelimesi buradan kaynaklanmaktadır: düzenli dişçi, hastanın bakım için iletişimde olduğu ilk noktası olduğunu ve
kişinin diş sağlığını düzenli olarak takip eden kişi olduğunu ifade eder.Her insanın aldığı temel diş bakımının türü
kişinin özel gereksinimlerine ve tüm sağlığına göre değişebilir.Birçok durumda, kişi bir uzmana gitmektense kendi
özel dişçisine daha düşük bir sigorta primi öder.Temel diş bakımının en yaygın örneği diş profilaksisi olarak da
bilinen diş ve diş etlerinin düzenli temizlenmesidir.Bu diş kirlerini ortadan kaldırmak ve oyukları ya da diş eti
hastalıklarını önlemeye yardım etmek için yapılır.Diş doktoru aynı zamanda tedavi gerektirecek herhangi bir
hastalığın olmamasından emin olmak için dişleri bu sırada muayene eder.Bu çeşit önleyici bakım diş sağlığı için
çok önemlidir ve birçok insanın düzenli olarak dişçilerine gitmelerinin sebebidir.Çoğu diş doktoru her altı ayda bir
dişlerin profesyonel olarak temizletilmesini tavsiye etmektedirler.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe Kelime Tür Türkçe


primary Sıfat ana, asıl existing Sıfat mevcut, hali hazırdaki
dental Sıfat dişle ilgili require Fiil gerektirmek
care İsim ilgi, dikkat, bakım treatment İsim tedavi, davranış
typically Zarf tipik olarak reason İsim sebep, mantık
anlamına gelmek, den bahsetmek, recommend Fiil tavsiye etmek
refer to P. Verb
ilgilendirmek, yönlendirmek

regular Sıfat düzenli

preventative Sıfat engelleyici

patient İsim hasta

receive Fiil almak

dentist İsim dişçi

issue İsim konu, sorun

treat Fiil tedavi etmek, davranmak, ele almak

specialist İsim uzman

come from P. Verb den gelmek, den kaynaklanmak

monitor Fiil gözlemek

health İsim sağlık, canlılık

type İsim tür, cins

vary Fiil değişmek

specific Sıfat belli, özel

need İsim ihtiyaç, gereksinim

overall Sıfat kapsamlı, tam, geniş

individual İsim birey

pay Fiil ödemek, vermek

lower Sıfat daha düşük, alt

insurance İsim sigorta

premium İsim prim, ek ödeme

visit Fiil ziyaret etmek, gezmek

common Sıfat yaygın, ortak, sıradan

gum İsim diş eti, sakız

known as Phrase olarak bilinmek

remove Fiil ortadan kaldırmak

plague İsim salgın hastalık

prevent Fiil önlemek, alıkoymak

cavity İsim oyuk, kovuk

disease İsim hastalık, rahatsızlık

examine Fiil incelemek, muayene etmek

make sure P. Verb sağlamak, temin etmek


Laughter
Laughter
Laughter’s social role is definitely important.Today’s children may be heading for a whole lot of social ills because
their play and leisure time is so isolated and they lose out on lots of chances for laughter.When children stare at
computer screens, rather than laughing with each other, they get so involved that they forget to laugh at all; this
is contrary to what’s natural for them.Natural social behaviour in children is playful behaviour, and in such
situations laughter indicates that make-believe aggression is just fun, not serious.This is an important way in
which children form positive emotional ties, gain new social skills and generally start to move from childhood to
adulthood.Parents need to be very careful to ensure that their children play in groups and laugh more.
Parçanın Çevirisi

Kahkahanın sosyal rolü kesinlikle önemlidir.Bugünün çocukları sosyal hastalıkların bir çoğuna yönelebiliyor çünkü
oyunları ve boş zamanları o kadar izole olmuştur ve onlar kahkaha için şanların çoğunu kaybetmişlerdir.Çocuklar
bilgisayar ekranına birbirlerine kahkahadan ziyade baktığı zaman, onlar hiç mi hiç kahkahayı unutmadıkları
böylece ilişkili olur.Çocuklardaki doğal sosyal davranışlar şakacı davranışlardır, ve böyle durumlarda kahkaha
hayal ürünü sinirlilik sadece eğlenceli olduğunu ciddi olmadığını gösterir.Bu pozitif duygusal bağlardan öğrenen
çocuklarda önemli bir yoldur, yeni sosyal beceriler kazanır ve genellikle çocukluktan yetişkinliğe taşınmaya
başlar.Ebeveynler çocuklarını daha fazla kahkaha ve gruplarda oyunları garanti etmek için çok dikkatli olmak
zorundadır.
Parça İle İlgili Kelimeler

Kelime Tür Türkçe


laughter isim kahkaha

social Sıfat sosyal, toplumsal

role İsim görev, rol

definitely Zarf kesinlikle

important Sıfat önemli, gerekli

head for P. Verb e doğru yönelmek, e doğru gitmek

whole Sıfat tüm, bütün

lose out P. Verb kaybetmek, hakkını kaybetmek

stare Fiil dik dik bakmak

rather than P. Phrase -den ziyade

involved Sıfat karmaşık, ilişkili

at all P. Phrase asla, hiç

contrary to P. Phrase -ın aksine

natural Sıfat doğal, tabii

playful Sıfat şakacı, oyunbaz

behaviour İsim davranış

indicate Fiil göstermek, işaret etmek

aggression İsim saldırganlık

serious Sıfat ciddi, ağırbaşlı

emotional Sıfat duygusal, hissi

gain Fiil kazanmak

generally Zarf genellikle

childhood İsim çocukluk

adulthood İsim yetişkinlik

parents İsim anne baba, ebeveynler

need to Modal -e mecbur olmak, gerekmek

ensure Fiil garanti altına almak

You might also like