You are on page 1of 19

See discussions, stats, and author profiles for this publication at: https://www.researchgate.

net/publication/336639909

Üsküdar'daki Osmanlı Dönemi Kiliseleri

Conference Paper · October 2014

CITATIONS READS

0 418

2 authors, including:

Sami Patacı
Ardahan Üniversitesi
43 PUBLICATIONS   41 CITATIONS   

SEE PROFILE

Some of the authors of this publication are also working on these related projects:

Excavation View project

All content following this page was uploaded by Sami Patacı on 18 October 2019.

The user has requested enhancement of the downloaded file.


1352’den bugüne şehir
ULUSLARARASI
ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU
VII
2-4 Kasım 2012

1352’den bugüne şehir

1
7. ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU

ULUSLARARASI
ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU

BİLİM KURULU
1. Prof. Dr. Halil İnalcık (Beykent Üniversitesi)
2. Prof. Dr. İdris Bostan (İstanbul Üniversitesi)
3. Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili (İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü)
4. Prof. Dr. İlber Ortaylı (Galatasaray Üniversitesi)
5. Prof. Dr. Musa Duman (Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi)
6. Prof. Dr. Abdulllah Uçman (Marmara Üniversitesi)
7. Prof. Dr. Yusuf Devran (Marmara Üniversitesi)
8. Prof. Dr. Hamit Okur (İstanbul Medeniyet Üniversitesi)
9. Prof. Dr. Hamza Gündoğdu (Sakarya Üniversitesi)
10. Prof. Dr. İsmail Kara (Marmara Üniversitesi)
11. Prof. Dr. Orhan Okay (Emekli Öğretim Üyesi/ İSAM)
12. Prof. Dr. Hülya Yenğin (İstanbul Aydın Üniversitesi)
13. Prof. Dr. Murat H. Güvenç (İstanbul Şehir Üniversitesi)
14. Prof. Dr. Mehmet Şeker (Dokuz Eylül Üniversitesi)
15. Prof. Dr. Coşkun Çakır, (İstanbul Şehir Üniversitesi)
16. Prof. Dr. Ruhi Ayangil, (Yıldız Teknik Üniversitesi, Emekli Öğretim Üyesi)
17. Prof. Dr. Musa Tasdelen, (Sakarya Üniversitesi)
18. Prof. Dr. Ahmet Yörük (Kadir Has Üniversitesi)
19. Doç. Dr. İshak Keskin (İstanbul Üniversitesi)
20. Doç. Dr. Ahmet Şimşek (Sakarya Üniversitesi)
21. Doç. Dr. Mehmet Bayartan (İstanbul Üniversitesi)
22. Yrd. Doç. Dr. Yahya Başkan, (İnönü Üniversitesi)
23. Doç. Dr. Abdurrahman Aliy (İstanbul Üniversitesi)
24. Doç. Dr. Serdar Özdemir (Sakarya Üniversitesi)
25. Yrd. Doç. Dr. Fulya Eruz (İstanbul Üniversitesi)
26. Yrd. Doç. Dr. Goncagül Erdoğdu Artam (Süleymanşah Üniversitesi)
27. Dr. Mine Demirtaş (İstanbul Aydın Üniversitesi)
28. Süleyman Faruk Göncüoğlu (Üsküdar Belediyesi Başkan Danışmanı)

2
1352’den bugüne şehir
YÜRÜTMEME KURULU
Hasan Ekmen
Süleyman Faruk Göncüoğlu
Dr. Serdar Özdemir
Recai Çalışkan
Ahmet Bingöl
Hediye karaca
Selda Özgel
Belgin Dişçi

SEMPOZYUM GENEL SEKRETERİ


Süleyman Faruk Göncüoğlu

3
1352’den bugüne şehir
ULUSLARARASI
ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU
VII

2-4 Kasım 2012


1352’den bugüne şehir

CİLT I

EDİTÖR
Süleyman Faruk Göncüoğlu

5
7. ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU

ULUSLARARASI
ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU VII

OTURUM BAŞKANLARI

ABDULLLAH UÇMAN, PROF. DR. MARMARA ÜNİVERSİTESİ


AHMET EMRE BİLGİLİ, PROF. DR. İSTANBUL İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRÜ
AHMET YÖRÜK, PROF. DR. KADİR HAS ÜNİVERSİTESİ
MUSA DUMAN, PROF. DR. FATİH SULTAN MEHMET VAKIF ÜNİVERSİTESİ
RUHİ AYANGİL, PROF. DR.YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
HAMZA GÜNDOĞDU, PROF. DR. SAKARYA ÜNİVERSİTESİ
MUSA TASDELEN, PROF. DR. SAKARYA ÜNİVERSİTESİ
GÖNÜL PAÇACI, DR. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
MEHMET ŞEKER, PROF. DR. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ
HÜLYA YENGİN, PROF. DR. İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ
METE TUNCAY, PROF. DR. BİLGİ ÜNİVERSİTESİ
İSMAİL KARA, PROF. DR. MARMARA ÜNİVERSİTESİ
MURAT H. GÜVENÇ, PROF. DR. İSTANBUL ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ
COŞKUN ÇAKIR, PROF. DR. İSTANBUL ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ
İLBER ORTAYLI, PROF. DR. GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ,
FEHAMETTİN BAŞAR , PROF. DR. FATİH SULTAN MEHMET VAKIF ÜNİVERSİTESİ
İDRİS BOSTAN, PROF. DR. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ

Not: İsimler oturumlara göre sıralanmıştır.

6
7. ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU

574 - 655
IV. BÖLÜM
MİMARLIK TARİHİ

576 - 585
Üsküdar’daki Osmanlı Dönemi Kiliseleri
SAMİ PATACI
ERGÜN LAFLI

586 - 600
19. Yüzyılda Üsküdar’ın Boğaziçi’nden Görünümü: Sosyo-Kültürel Dinamikler
Bağlamında Paşalimanı-Kandilli Sahil Şeridinde Mimari Gelişimi
GÖZDE ÇELİK

601 - 622
Osmanlı Zarafetinin Etkin Bir Örneği Beylerbeyi Sarayı Ahır Köşkü
CANDAN NEMLİOĞLU
HATİCE TAŞKIN
NEŞE YILDIRIM

623 - 636
Üsküdar’ın Hamamları, Hamam Mekanları ve Çalışanları
GÜLHAN BENLİ

637 - 643
Üsküdar Hanları
SÜLEYMAN FARUK GÖNCÜOĞLU

644 - 655
Üsküdar’da Oryantalist Esintiler
DENİZ DEMİRARSLAN

656 - 760
IV. BÖLÜM
SANAT TARİHİ

658 - 667
Ahmet Yakupoğlu’nun Eserlerinde Üsküdar
FATİH BAŞBUĞ

668 - 675
Küçük Selimiye Camii Haziresinde Bulunan Mezar Taşlarında Betimlenen Cam Vazolar  
İZZET UMUT ÇELİK

14
7. ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU

ÜSKÜDAR’DAKİ OSMANLI DÖNEMİ KİLİSELERİ

Sami PATACI & Ergün LAFLI

ÖZET

Üsküdar’da gerçekleştirilen Marmaray Projesi kapsamındaki arkeolojik kurtarma kazıla-


rında, büyük olasılıkla bir dini yapı olması gereken ve 11.-13. yüzyıllara tarihlenen bazi-
likal bir yapı ortaya çıkarılmıştır. Bu yapı, şu ana kadar Üsküdar’da keşfedilmiş en eski
bazilikal yapı olsa da Üsküdar’daki en erken kilise yapılarının İ.S. 5. yüzyılda inşa edil-
diği bilinmektedir. İstanbul’un en önemli tarihi ilçelerinden biri olan Üsküdar İlçesi’nde,
aktif olarak varlığını sürdüren dokuz adet kilise bulunmaktadır. Bu kiliseler, Üsküdar’ın
hem tarihine ışık tutmakta hem de farklı kültürlerin aynı topraklardaki birlikteliğine dair
en anlamlı örnekler arasında yer almaktadırlar. Kuzguncuk, Selamsız-Bağlarbaşı, Çen-
gelköy ve Kandilli semtlerinde konuşlanan bu kiliselerden dört tanesi Ermeni Gregor-
yan, beş tanesi ise Rum Ortodoks kilisesidir. Kuzguncuk Surp Krikor Lusavoriç (1861),
Bağlarbaşı (Yenimahalle) Surp Garabed (1888), Selamsız Surp Haç(1830) ve Kandilli
Surp Yergodasan Arakelots (1846) Kiliseleri Ermeni Gregoryan kiliseleridir. Bu kiliseler
19. yüzyıl içerisinde son hallerine kavuşurlarsa da ilk yapım tarihleri bu yüzyıldan daha
eskiye gitmektedir. Bu kiliseler arasından orijini en eski olan Surp Garabed Ermeni Kili-
sesi’nin 16. yüzyılda kurulduğu bilinmektedir. Kuzguncuk Hagios Panteleimon (1831),
Kuzguncuk Hagios Georgios (1821), Bağlarbaşı Prophetes Elias (1804), Çengelköy Ha-
gios Georgios (1830) ve Kandilli Khristos Metamorphosis (1810) Kiliseleri ise Üskü-
dar’daki Rum Ortodoks Kiliseleridir. Bu kiliseler de Üsküdar’daki Ermeni kiliseleri gibi
son hallerini 19. yüzyıl içerisinde bulmuşlardır; ancak kuruluş tarihleri çok daha eskiye
gitmektedir.

Üsküdar İlkçağ’da “Khrysopolis” (Yunanca Χρυσόπολις = Altın Şehir) olarak adlandırıl-


maktaydı.1 Tarihçi Ksenophon’un Anabasis’inde Khalkedon ve Khrysopolis kentlerinden
bahsedilmektedir (6.VI.38).2 Üsküdar isminin orijinine yönelik en yaygın kabul, Roma
Dönemi askeri birliklerinden biri olan “Scutarii” ve bu birliğin kışlası olan “Skoutarion”
(= Σκουτάριον) sözcükleridir. Roma Dönemi’nde Üsküdar’da sözü geçen askeri birliğe
ait bir kışla olduğu bilinmektedir.3 12. yüzyılla birlikte yerleşim Skoutarion olarak anıl-
maktadır.4

Son yıllarda Üsküdar’ın Bizans Dönemi arkeolojisi ve kiliseleri üzerine bazı gelişmeler
olmuştur. Üsküdar Meydanı’ndaki Marmaray Projesi kapsamındaki arkeolojik kurtarma

576
1352’den bugüne şehir
kazılarında, daha önce bilinmeyen Roma ya da Erken Bizans Dönemi limanına ait ola-
bileceği tahmin edilen buluntular ortaya çıkarılmıştır. 1203 yılında IV. Haçlı Seferi’nde
donanmanın Üsküdar’a demirlemiş olması bu buluntuların limana ait olma olasılığını
güçlendirmektedir. Bu alanda ele geçen, bir kilise temeline benzeyen ve plansal olarak
payeli bazilika olan bir yapı İ.S. 11.-13. yüzyıllara ait olup belki de Üsküdar’ın elimizdeki
en eski kilise kalıntısıdır.5 Aslında Erken Bizans kaynaklarına bakıldığında Üsküdar’da
kiliseler İ.S. 5. yüzyıldan itibaren mevcuttur.6 Bu dönemin dini şahsiyetlerinden İstanbul-
lu Keşiş Maximus’un (Μάξιμος ο Ομολογητής; İ.S. 580–13 Ağustos 662) Chrysopolis’te
bir manastıra girdiği bilinir.7 Ayrıca Bizans Generali Philippicus’un (580ler–610lar) Ch-
rysopolis’te İ.S. 602 ile 610 yılları arasında bir manastırda olduğu ve buradaki bir kiliseye
gömüldüğü de ele geçen bilgiler arasındadır.8 Dolayısıyla Erken Bizans dini literatüründe
Üsküdar oldukça sık rastlanılan bir toponomidir.

Üsküdar’daki Bizans sonrası Osmanlı kiliseleri Kuzguncuk, Selamsız-Bağlarbaşı, Çen-


gelköy ve Kandilli semtlerinde yoğunlaşır. Bu semtler aynı zamanda Üsküdar’ın Hristi-
yan ahalisinin de ikamet ettiği semtlerdir. Bu semtlerin Hristiyan ileri gelenlerinden ba-
zıları Ermeni şair ve yazar Zabel Sibil Asadour, Ermeni şair Bedros Tourian, Hovhannes
Hintliyan, Levon Shant, Ermeni piyanist Sirvart Kalpakyan Karamanuk ve şair Zabel
Yesayan‘dir. Hagios Georgios ve Hagios Panteleimon Rum Ortodoks Kiliseleri ile Surp
Krikor Lusavoriç Ermeni Gregoryan Kilisesi Kuzguncuk’ta bulunmaktadır (Harita 1).
Ayrıca 1853 yılında, Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi’nin bulunduğu araziye Ermeni nüfu-
sunun ihtiyacına yönelik “Lusavoriçyan” adında bir okul kurulmuştu. Kuzguncuk, Bizans
İmparatoru II. Iustinious (Flavius Iustinus Iunior, İ.S. 565-578) Dönemi’nde inşa edilen
ve altın yaldızlı çatı kiremitlerine sahip olduğu rivayet edilen bir kilisenin varlığı sebebiy-
le “Khrysokeramos” adı ile anılmaktaydı.9 Semtin adının kökenine ilişkin bir diğer öner-
me ise, bir köy yerleşimi olan “Kosinitza”nın zamanla Kuzguncuk olarak değişmesidir.10
Semtin ilk kalabalık gayrimüslim sakinleri Musevilerdir. Kömürciyan, Kuzguncuk’un bir
Yahudi yerleşimi olduğundan söz etmiştir.11 Yahudiler, Kuzguncuk’u kutsal toprak olarak
kabul etmiş ve buraya defnedilmeyi tercih etmişlerdir. Kuzguncuk’ta Kal de Ariva ve
Kal de Abaşo adında iki sinagog bulunmaktadır.12 Kuzguncuk nüfusunun önemli bir kıs-
mını Yahudilerin ardından Rumlar oluşturmaktaydı. Ermeniler ise 18. yüzyılda bölgeye
yerleşmiş ve 19. yüzyılda nüfusun büyük bir kısmını oluşturmuşlardı.13 Z. Karaca, 1914
yılına ait bir belgeye dayanarak, semtte 1600 Ermeni, 400 Yahudi, 250 Rum, 70 Türk ve
4 de yabancı hanenin bulunduğundan bahsetmiştir.14 Günümüzde Kuzguncuk’taki azınlık
nüfus oldukça azalmıştır.

Üsküdar’da Ermeni ve Rum Kiliseleri’nin yoğunlaştığı bir diğer mıntıka Selamsız-


Bağlarbaşı bölgesidir. Yenimahalle’de -Muratreis Mahallesi’nde- Surp Garabed Ermeni
Gregoryan ve Prophetes Elias Rum Ortodoks Kiliseleri bulunmaktadır (Harita 1). Se-
lamsız’da -Selamiali Mahallesi’nde- ise Surp Haç Kilisesi (Harita 1) yer almaktadır.
Bağlarbaşı’nda Osmanlı Dönemi’nde Ermeni nüfusu çoğunluğu oluşturmaktaydı. Bu nü-
fusu ise Rumlar takip etmekteydi. Bağlarbaşı’nın Osmanlı Dönemi’nde bağlık bir arazi
olduğu ve burada Ermeni Manastırı’na ait bir bağ bulunduğu bilinmektedir. Bağlarbaşı
ismi ise, bağlık arazinin başında kurulmuş olan ve “Manastırın Bağı” anlamına gelen
“Vankınbağı”ndan gelmektedir.15 Bağlarbaşı’nda Kiliselerin dışında ayrıca iki adet Er-
meni Mezarlığı (Surp Haç ve Surp Garabed Mezarlıkları) mevcuttur. Mezarlıkların orta
bölümü daha sonra Rumlar’a bırakılmıştır.16 Kiliselerin bulunduğu bölgeler aynı zaman-
da azınlıklara ait birer kültür merkezi niteliğindeydi. Surp Haç Kilisesi olarak bilinen
noktada, 19. yüzyılın sonlarında Surp Haç Okulu bulunmaktaydı17 ve 20. yüzyılın başında
bir de yetimhane eklenmişti. Burada daha sonra Tıbrevank Ruhban Okulu (günümüzde
halen aktif olan Surp Haç Ermeni Lisesi) açılmış; ancak 1967’de kapatılmıştır.18 Patrik
Hovhannes Golod zamanında, Surp Garabed Kilisesi’nin yanında ise İstanbul’un ilk Er-

577
7. ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU

meni ruhban okulu açılmıştı (1719/20).19 Ermeniler’e ait okulların bir kısmı kapanmış ve
günümüze kadar varlıklarını sürdürememiştir. Prophetes Elias Okulu ise Rumlar’a aittir.20
Üsküdar’ın Hristiyan cemaati açısından bir diğer önemli semti Çengelköy’dür. II. Iustini-
ous (İ.S. 565-578) Dönemi’ne ait Hagios Mikhail ve Panagia Kiliseleri’nin Çengelköy’de
bulunduğu düşünülmektedir.21 Tarihi kaynaklarda semtteki nüfusun büyük çoğunluğunu
Rumların oluşturduğu anlatılmaktadır. Çengelköy’de, Rumlar dışında az sayıda Yahudi
de bulunmaktaydı.22 18. yüzyılın sonunda, burada Rumlar ve Türkler bir arada yaşamış-
lardır.23 Çengelköy’deki Tanrıverdi Sokak’ta Hagios Georgios Rum Ortodoks Kilisesi bu-
lunmaktadır (Harita 1).

Üsküdar’da Ermeni ve Rum cemaatlerine ait kiliseleri barındıran son semt Kandilli’dir.
Halen aktif olan Surp Yergodasan Arakelots Ermeni Gregoryan ve Khristos Metamorp-
hosis Rum Ortodoks Kiliseleri Kandilli’dedir (Harita 1). Eski adının “Nikopolis” oldu-
ğu bilinen Kandilli’de Türkler, Ermeniler ve Rumlar bir arada yaşamaktaydı. 19. Yüzyıl
sonunda Kandilli’de, biri Katolik Ermeniler’e ait olmak üzere üç Ermeni ve bir Rum
Kilisesi mevcuttu.24
Kuzguncuk Hagios Panteleimon Rum Ortodoks Kilisesi
Hagios Panteleimon (Άγιος Παντελεήμων) Rum Ortodoks Kilisesi (Resim 1; Harita 1),
Üsküdar İlçesi’nin Kuzguncuk Mahallesi’nde bulunmaktadır. İstanbul’un Tanzimat son-
rası kurulan 42 Rum Ortodoks kilisesinden biri olup Kadıköy Metropolitliği Kiliseleri
arasında sayılmaktadır.25 İcadiye Caddesi’nde yer alan ve Aziz Panteleimon’a ithaf edil-
miş olan bu kilisenin, giriş kapısının üzerinde yer alan yazıta göre 1831 yılında kurulduğu
bilinmektedir.26 Kilise, Eylül 1872’de bir yangın geçirmiştir. 1890’da Mimar Nikola Ziko
tarafından onarımına başlanmış ve 28 Haziran 1892’de tekrar ibadete açılmıştır. 27 Tem-
muz tarihi Kilisenin isim günüdür. Hristiyan bir annenin oğlu olan Aziz Panteleimon’un
İ.S. 3. yüzyılda Nicomedia’da (İzmit) yaşadığı, hekimlikle uğraştığı, Hristiyanlığı kabul
ettiği ve paganlar tarafından öldürüldüğü bilinmektedir.27 Aziz Panteleimon’un bir yılan
saldırısı sonucunda gözünü kaybeden birinin gözünü tedavi ettiğine inanılmaktadır; an-
cak Hristiyan inancından vazgeçmedikleri için hem Aziz Panteleimon, hem de hastası
işkence ile öldürülmüştür.28

Kilise avlusuna giriş, 1911 yılında Andon Hüdaverdioğlu tarafından yaptırılan bir çan
kulesi (Resim 2) vasıtası ile sağlanmaktadır. Mermerden yapılmış bu kule iki katlıdır ve
bir kubbeye sahiptir. Kilise ise demir parmaklıklı alçak bir duvar ile sınırlanan alanın sa-
ğında yer alır. Kilise bazilikal planlıdır ve yapının doğu kısa kenarında dışa doğru çıkıntı
yapan bir apsis bulunmaktadır.29 Kilise duvarları genel olarak irili ufaklı kaba yonu taş ile
örülmüştür; ancak yapının köşeleri ve apsis duvarı örgüsü diğerlerinden farklıdır. Köşeler
için daha büyük boyutlu düzgün kesme taşlar kullanılmıştır. Bu taşların bir iki tanesinde
kabartma olarak işlenmiş haç motifleri de görülmektedir. Yapının kuzey kenarının orta-
sında bir giriş bulunur ve bu girişin her iki yanında üçer adet kemerli pencereler yer alır.
Doğuda yer alan apsis kısmında da yine üç adet kemerli pencere vardır. Apsis, konik çatı
ile örtülüdür ve burada alaturka tipi çatı kiremidi kullanılmıştır. Kırma çatılı yapının açık
sarı boyalı alınlıkları bulunmaktadır. Bu alınlıklarda yarım daire formunda birer kemerli
pencere yer alır. Pencere söveleri ve saçak silmesi pembe renklidir.

Kilisenin doğu bitişiğinde kare planlı küçük bir ayazma (Resim 1) mevcuttur. Ayazmanın
içerisinde Aziz Panteleimon’a ve Hristiyanlığın bazı ileri gelenlerine ait tablolar bulun-
maktadır. Ayazmanın yazıtlı çeşmesi, girişin biraz ilerisindedir (Resim 3). Çeşmenin üze-
rinde iki satır halinde “Kendinizi yıkayın ve böylece temiz olursunuz” (Transkripsiyon:
Louseste kai katharoi ginesthe) ibaresi yazılıdır. Bu ayazmanın suyunun şifalı olduğuna
dair bir inanış halen varlığını sürdürür ve ayazmanın ziyaretçileri sadece Hristiyanlardan

578
1352’den bugüne şehir
ibaret değildir.30 Bu şifalı su inancı, Aziz Panteleimon’un hekim kişiliği ile de paralellik
göstermektedir. Ayrıca, Aziz Panteleimon Kilisesi sembolik olarak insanın kurtuluşunu
simgelemektedir.31

Kuzguncuk Surp Krikor Lusavoriç Gregoryan (Ermeni Ortodoks) Kilisesi


Kuzguncuk’taki bir diğer kilise, Kuzguncuk İskelesi’nin karşısındaki Çarşı Caddesi’nde,
Kuzguncuk Camii’nin hemen bitişiğinde yer alan Aziz Işık Yayan Krikor (Surp Krikor
Lusavoriç;) Ermeni Ortodoks (Gregoryen) Kilisesi’dir (Resim 4 ve 5; Harita 1). Aziz
Krikor’a adanan bu kilise, 11 Mayıs 1835’te Patrik Istepanos Ağavni döneminde, Mimar
Hovhannes Amira Serveryan tarafından ahşap olarak inşa edilmiştir.32 Kilisenin yazıtında
1861 yılında Bedros Ağa Şalcıyan tarafından yeniden inşa ettirildiği ifade edilmektedir
(Resim 6-7). Beş adet kapıya sahip olan yapının büyük girişinin hemen üzerinde bulunan
mermerden Ermenice yazıt üçgen bir alınlığın hemen altına yapılmış olup beş satırdan
oluşmaktadır. Kilise, 1967, 2003 ve 2004 yıllarında onarım görmüştür.

Kuzguncuk’taki Aziz Panteleimon Kilisesi’nde olduğu gibi alçak bir duvar ile caddeden
ayrılan kilise, Ermeni kiliselerinde sıkça görülen Yunan haçı planındadır. Yine Ermeni
kiliselerinin çoğunluğunda olduğu gibi tek nefe sahiptir; batı kenarında bir nartheksi ve
doğu kenarında bir apsisi vardır. Yapının üzerine merkezi, basık kasnaklı ve penceresiz
bir kubbe yapılmıştır. Sade bir dış görünüme sahip olmasına rağmen üzerinin dıştan bir
kubbeyle örtülü oluşu, Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi’ni İstanbul’daki diğer Ermeni kili-
selerinden ayırmaktadır. Bu kubbeyi dört adet büyük ayak taşımaktadır ve bunlar dışında
iki adet ayak daha mevcuttur. Kubbenin üzerinde Ermeni Haçı olan bir alem bulunmak-
tadır. Kilisenin bir diğer özelliği, yan cephelerinde bulunan geniş boyutlu pencereleri se-
bebiyle bol ışık alabilmesidir. Caddeye bakan cephede, girişin her iki yanında birer ve üst
katta yan yana üç adet olmak üzere beş yuvarlak kemerli pencere vardır. Pencere söveleri
mermerden yapılmıştır. Ön cephede düz bir korniş katları birbirinden ayırmaktadır. Giriş
bölümünün üzeri Marsilya tipi çatı kiremitlerinin kullanıldığı beşik çatı ile örtülüdür ve
cephede üçgen bir alınlık bulunmaktadır. Kilise apsisinin üzeri yarım kubbe ile örtülüdür.
Apsisin iki yanındaki küçük şapellerden kuzeyde yeralanı, vaftizhane olarak kullanılmak-
tadır. Kilisenin kuzey ve güney duvarlarını azizlere ait tablolar süslemektedir. Bu tablolar,
10 cm derinliğe sahip pencere taklidi nişlerin içerisine yerleştirilmiştir. Aziz Krikor Lusa-
voriç’in resmedildiği bir yağlı boya tablo ise girişin hemen solunda yer alır. Kiliseye ait
iki katlı ve kubbeli bir çan kulesi, yapının doğu kenarında yer almaktadır. Ayrıca, kilise
bahçesinde 1910 yılına tarihlenen bir çeşme bulunmaktadır (Resim 8).

Kuzguncuk Çarşı Caddesi’ndeki bu kilisenin dışında, İstanbul’da Surp Krikor Lusavoriç


adını taşıyan bir diğer kilise Karaköy, Sakızcılar Sokağı’nda yer alır ve İstanbul’daki en
eski Ermeni Kilisedir. İ.S. 3. yüzyılda yaşamış olan Aziz Krikor, Kral Khrosrov’un öl-
dürülmesi görevi ile Ermenistan’a gönderilen Anag Bartev’in oğludur. Bu görevi yerine
getiren Anag Bartev’in tüm ailesi öldürülür ve Aziz Krikor, Eskişehir’e ve oradan da
Kayseri’ye götürülür. Aziz Krikor Kayseri’de Hristiyanlığı kabul eder ve bir Hristiyan ile
evlenir. Pagan-Hristiyan çatışmaları sırasında Aziz Krikor’un uzun senelerce bir zindan-
da hapsedildiği bilinmektedir. Daha sonra tekrar Kayseri’ye giden Aziz Krikor, burada ilk
Ermeni Katoligos’u olur.

Kuzguncuk Hagios Georgios Rum Ortodoks Kilisesi


Kuzguncuk’taki bir diğer Rum Ortodoks Kilisesi İcadiye Caddesi üzerinde, Hagios Pan-
teleimon Kilisesi’nin kuzeyinde, denize yakın bir noktada yer almaktadır (Harita 1).
Bu yapı, Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi’nin güneydoğusundadır ve iki kilise arasında
kuzey-güney yönünde Üryanizade Sokak uzanmaktadır. 17. yüzyılın sonlarında Hagios
Georgios (Άγιος Γεώργιος) Kilisesi’nin günümüzde bulunduğu yerde bir Rum kilisesi-

579
7. ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU

nin olduğu tarihi kaynaklarda aktarılmaktadır.33 Bu kilise, ilk olarak Hagios Panteleimon
adıyla bilinmekteyse de34 daha sonra Aziz Georgios’a ithaf edilmiştir. Kilisenin yazıtları
1821 yılına tarihlenir. Yapının güney cephesindeki altı satırdan oluşan mermer bir Yunan-
ca yazıtta kilisenin 1821 yılında tümüyle yenilendiği ifade edilmektedir.35 Yapı, 1951 ve
1995 yıllarında ise onarım görmüştür.

Duvarları kaba yönü taştan oluşan Hagios Georgios Kilisesi’nin ölçüleri 19,60 x 12,80
m’dir (Resim 9). Bazilikal planlı kilisenin üç adet nefi, doğu kenarında bir apsisi ve batı
kenarında bir nartheksi bulunmaktadır. Beşik çatı ile örtülü olan yapının orta ve yan nef-
leri birbirinden iki adet sütun sırası ile ayrılır. Bu iki sıra, beşer sütundan oluşmaktadır.
Apsis üzeri yarım kubbe ile örtülüdür. Kilisenin bemasına nefler aracılığı ile ulaşıldığı
gibi ayrıca kuzey kenarda küçük bir giriş daha bulunmaktadır. Kuzey ve güney neflerin
batı kenarlarında birer giriş vardır. Orta nefe ise nartheksten açılan iki kanatlı bir kapı
ile giriş sağlanır. Nartheksin kuzey ve güney kenarlarında da karşılıklı olarak birer kapı
daha bulunmaktadır. Kilisenin kuzey ve güney duvarlarında üçer adet yuvarlak kemerli
pencere yan yana sıralanmaktadır. Pencere kemerleri için tuğla malzeme kullanılmıştır.
Bu pencereler arasına küçük boyutlu tablolar yerleştirilmiştir. Hagios Georgios, Meryem
ve Çocuk İsa, İsa ve Ioannes Prodromos (Vaftizci Yahya) tasvirleri, kilise içerisindeki
önemli ikonalardır. Ayrıca ambonda dört evangeliste ait tasvirler bulunmaktadır.

Üsküdar’da Kuzguncuk İcadiye Caddesi’ndeki bu kilisenin dışında Çengelköy’de de bir


Hagios Georgios kilisesi vardır. Tüm İstanbul’da ise Fener Hagios Georgios Patrikhane,
Fener Hagios Georgios Poteras ve Fener Hagios Georgios Metokhion Kiliseleri de dâhil
olmak üzere, Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Yeniköy, Bakırköy, Ortaköy, Yeldeğir-
meni, Edirnekapı, Samatya ve Büyükdere’de Hagios Georgios’a ithaf edilmiş 13 adet ki-
lise daha bulunmaktadır ve kilise günü 23 Nisan’dır. Hagios Georgios, İ.S. 3.-4. yüzyıllar-
da yaşamıştır. İmparator Diokletianus (İ.S. 284-305) Dönemi Roma ordusunda rütbeli bir
asker olan Aziz Georgios, imparatorun emirlerine karşı gelip Hristiyanları korumasından
ötürü işkencelere maruz kalmış ve şehit edilmiştir. Maruz bırakıldığı işkencelere karşı di-
renç göstermesinin, İmparatoriçe Aleksandra’yı oldukça etkilediği ve onun da Hıristiyan
olmasına neden olduğu bilinmektedir.36 Ortaçağ’da ise Aziz Georgios’un bir ejderha’yı
öldürmesi ile ilgili efsane ortaya çıkmıştır. Bu efsaneye ilişkin sanat eserlerinde Aziz Ge-
orgios, elinde bir mızrak ile ejderhaya saldırır biçimde betimlenmektedir.37

Bağlarbaşı (Yenimahalle) Surp Garabed Gregoryan Kilisesi


Surp Garabed Ermeni Gregoryan Kilisesi, Muratreis Mahallesi’nde, Allame Caddesi’nin
hemen kuzeyindeki Vasiyet Sokak’tadır (Harita 1). Buradaki kilisenin varlığının 16. yüz-
yıla kadar geriye gittiği ve Surp Garabed Kilisesi’nin İstanbul’un en eski Ermeni kilise-
lerinden olduğu bilinmektedir. Yenimahalle’de küçük bir kilisenin yerine 1617 yılında
Patrik Vanlı Vardapet Zakaryan tarafından Surp Garabed Kilisesi inşa edilmiştir.38 Ahşap
malzemeli ufak boyutlu bir yapı, Muş ve Van illerinden gelen Ermeni ustalarca inşa edil-
miş ve bu kiliseye Muş’taki kilisenin adı olan “Surp Garabed” ismi verilmiştir.39 Mimar
Sarkis Kalfa 1727 yılında -İstanbul Ermeni Patriği Hovhannes Golod döneminde- kiliseyi
yeniden inşa etmiştir.40 Bu inşa evresinde yapının doğusunda bir manastır bulunmaktaydı.
Yenimahalle yangınının ardından 1888 yılında kilise son kez inşa edilmiştir.41 1984 yılın-
da yapı onarımdan geçmiştir.

Surp Garabed Kilisesi (Resim 10), mimari özellikleri ile İstanbul’daki diğer Ermeni ki-
liselerinden daha farklı bir konuma sahiptir. Beşik tonozlu yapı, bazilikal bir plana sahip
olup doğu-batı doğrultusunda uzanmaktadır. Kilisenin ana girişi batı cephesindedir. Batı
kenarında bir nartheksi, doğu kenarında ise konik çatılı bir apsisi vardır. Apsisin iki ya-
nında birer küçük şapel yer almaktadır ve kuzey yönünde kalan mimari birim kilisenin

580
1352’den bugüne şehir
vaftizhanesidir. Yapının oldukça hoş görünümlü bir girişi mevcuttur ve burada Ermeni-
ce yapım yazıtının da bulunduğu basık kemerli anıtsal bir kapı bulunmaktadır (Resim
11). Kapının her iki yanında süsleyici fonksiyona sahip birer pilaster vardır. Üç ayrı par-
ça halindeki mermerden yazıtlar, giriş kapısının hemen üzerindedir (Resim 12). Kilise,
muntazam kesme taştan inşa edilmiş olup iki katlıdır. Girişin sağında ve solunda ikişer,
birinci ve ikinci katlarda beşer olmak üzere ön cephede toplam 14 adet pencere vardır.
Giriş cephesinin üzerinde üçgen bir alınlık (Resim 10) bulunur. Alınlığın orta kısmına
kabartma süslemeler işlenmiştir. Buradaki orta pencerenin her iki yanındaki pilasterlerın
üzeri kabartma girlandlar ile süslüdür. Pencereler düz atkılıdır. Kuzey ve güney cepheler
ise yuvarlak kemerli pencerelere sahiptir.

Surp Garabed Kilisesi’nin bir diğer önemli özelliği yapının batı kenarının her iki yanında,
dört katlı ve kubbeli anıtsal çan kulelerine sahip olmasıdır (Resim 10). Kulelerin zemin
katı için kemerli geçitler yapılmıştır. Kemerli zemin katın üzerindeki dört kat, zirveye
kadar giderek daralmaktadır. Kulelerin birinci katında üçer adet düz atkılı pencere bulun-
maktadır. Bu pencereler kilisenin ön cephesindekiler gibi demir parmaklıklıdır. Kulenin
üst katları için ise kemerli ve dar boyutlu açıklıklar yapılmıştır. Bu iki kule dışında, yapı-
nın yine batı cephesinin her iki ucunda büyük boyutlu birer pilaster dikkat çeker. Pilaster-
ler üçer parçadan oluşmaktadır.

Bağlarbaşı (Yenimahalle) Prophetes Elias (Profiti Iliya - İlyas Peygamber) Rum Or-
todoks Kilisesi
Prophetes Elias (Προφήτης Ἠλίας) Kilisesi, Üsküdar’ın Muratreis Mahallesi, Hacı Murat
Sokağı’ndadır (Harita 1). Bu kilise, Surp Garabed Ermeni Kilisesi’nin kuzeydoğusunda
kalmaktadır ve iki kilise arasında Vasiyet ve Yeni Dersane Sokakları aracılığıyla 330 m
civarında bir mesafe bulunmaktadır. Prophetes Elias Kilisesi’nin ilk olarak 10. yüzyılın
ortalarında kurulduğu; 1585, 1700 ve 1804 yıllarında üç kez inşa edildiği bilinmektedir.42
Ne var ki kilisenin 10. yüzyıl orijinine ilişkin kesin bir veri bulunmamaktadır. Kilisenin
1804 yılı inşasında -Episkopos Ieremias döneminde- öncekilerden farklı olarak daha büyük
boyutlu bir yapı meydana getirilmiştir. Geniş bahçesi ile birlikte bu kilise, İstanbul’daki
en büyük Rum kiliselerinden biridir. Yapı, 1831, 1851 ve 1997 yıllarında onarılmıştır.
Kilisenin 1804 yılı inşası ve Sultan II. Mahmut’un izni doğrultusunda gerçekleştirilen
1831 yılı onarımı ile ilgili mermerden Yunanca bir yazıt, orta nefe girişi sağlayan kapının
üzerinde yer almaktadır. Kadıköy Metropolitliği’ne bağlı bu kilisenin ayazmasının 1804
yılı öncesine ait olduğu düşünülmektedir.43 Ayazma, 1945 yılında onarılmıştır.

Yüksek duvarlarla sınırlanmış büyük bir avlunun merkezinde yer alan Prophetes Elias
Kilisesi (Resim 13), üç nefli bazilikal bir yapıdır ve kagir olarak inşa edilmiştir. Doğu-ba-
tı doğrultusunda uzanan yapının batı kenarında bir nartheksi; doğu kenarında ise, orta
nefin hizasındaki büyük, kuzey ile güney neflerin hizasındakiler küçük boyutlu olmak
üzere üç adet apsisi vardır. Yapının yine doğu kenarında ayrıca bir bema bulunmaktadır.
Beşik çatı ile örtülü olan kilisenin neflerini, sekizer sütundan oluşan iki adet sütun sırası
ayırmaktadır. Orta nefin üzeri beşik tonoz ile örtülüdür. Nartheksin batı cephesindeki
merkezi giriş kapısının sağında ve solunda üçer adet yuvarlak kemerli pencere vardır.
Kilisenin kuzey ve güney duvarları ise beşer adet kemerli pencereye sahiptir. Nefleri bir-
birinden ayıran sütunlar da birbirine kemerler ile bağlanmaktadır. Kilisenin orta nefinde,
doğu-batı doğrultusunda eşit aralıklarla sıralanan avizeleri, oldukça hoş görünümlüdür.
Orta nefte Meryem, Çocuk İsa, İsa ve İlyas Peygamber’e ait ikonalar yer almaktadır.
Ambonda, Kuzguncuk Hagios Georgios Rum Ortodoks Kilisesi’nde olduğu gibi, Evan-
gelistler’e ait tasvirler yer almaktadır. Kesme taştan inşa edilmiş çan kulesi (Resim 14),
kilisenin kuzeybatısında yer alır. Çevredeki uzun boylu ağaçlar sebebiyle kulenin seyri
zorlaşmıştır. Kilise günü 20 Temmuz olan Prophetes Elias Kilisesi, İsrail topraklarında

581
7. ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU

İ.Ö. 9. yüzyılda yaşadığı düşünülen İlyas Peygamber’e ithaf edilmiştir. Bu kilise dışında
İstanbul’da Heybeliada, Büyükada ve Arnavutköy’de İlyas Peygamber’e ithaf edilmiş üç
kilise daha bulunmaktadır.

Surp Haç Gregoryan Kilisesi (Selamsız Ermeni Kilisesi)


Surp Haç Kilisesi Selamiali Mahallesi’nde, Görümce Sokağı’nın kuzeyinde, Kozanoğlu
ve Ekmekçibaşı Sokakları arasındadır. Bu kilisenin orijinine ve yapımına ilişkin bilgiler
karışık bir görünüm sergilemektedir. 1662 yılından önce, günümüz kilisesinin bulunduğu
mevkide daha küçük boyutlu bir kilisenin olduğu rivayet edilmiştir.44 Burada kesin olarak
bilinen ilk kiliseyi Papaz Balatlı Abraham yapmıştır ve bu ahşap yapının kuruluşu 1684-
1687 yılları arasında olmalıdır.45 Bunun yanında kilisenin kuruluş tarihi için 1676 tarihi
de öne sürülmektedir. Kilisenin kapısı üzerinde “Surp Haç Ermeni Kilisesi 1676” ibare-
si yazılıdır.46 Papaz Abraham, Çengelköy’deki Stavrosis Rum Kilisesi’nin ismini örnek
alarak kurduğu bu kiliseye “Surp Haç”, yani “Kutsal Haç” adını vermiştir. Kilise, 1727
yılında, (Patrik Hovannes Golod döneminde) tekrar inşa edilmiştir. 18. yüzyılın sonu ve
19. yüzyılın başları arasında yapının birkaç kez onarımdan geçtiği bilinmektedir. 1830
yılında ise -Patrik Üçüncü Garabed döneminde- kilise, Mimar Hovannes Amira Server-
yan tarafından kagir olarak inşa edilir.47 1882 yılında, yapının ön cephesindeki giriş bölü-
müne bir çan kulesi eklenmiştir. Kilise, 1950 ve 1962 yıllarında onarılmıştır.

Surp Haç Kilisesi (Resim 15), bazilikal bir plana sahip tek nefli bir kilisedir. Duvarları
muntazam kesme taştan örülüdür ve beş adet kapısı bulunmaktadır. Beşik tonoz ile örtülü
olan yapının batı cephesindeki çan kulesi iki katlıdır. Birinci ve ikinci katlarda beşik ke-
merli pencereler bulunmaktadır. Kulenin zemin katının kuzey, batı ve güney cephelerinde
birer kapı bulunur. Batı cephedeki yuvarlak kemerli kapının -kilisenin ana giriş kapısı-
nın- üzerinde, kulenin yapım tarihinin de yazılı olduğu Ermenice bir yazıt yer alır (Re-
sim 16-17). Kulenin kuzeybatı köşesindeki ağaç, zamanla büyümüş ve bu yönde kulenin
seyrini engellemiştir. Yapının batı cephesinde, farklı boyutlara sahip düz atkılı ve demir
parmaklıklı dikdörtgen pencereler bulunmaktadır. Bununla birlikte, galeri seviyesinde
ufak boyutlu ve basık kemerli iki pencere mevcuttur. Batı cephesi duvarının üst bölümü
onarım gördüğünden buradaki duvar örgüsünde farklılık vardır. Yapının doğu kenarında,
üzeri yarım kubbe ile örtülü bir apsis yer alır. Bu alanın kuzey yanında ise kilisenin vaf-
tizhanesi bulunur. Vaftizhanede Meryem, çocuk İsa ve kutsal ruh gibi önemli tasvirleri
barındıran tablolar mevcuttur. Yine İsa, Meryem ve diğer Hristiyan ileri gelenlerini tasvir
eden tablolar, kilisenin duvarlarını süslemektedir. Kilisenin güneydoğusunda, vaftizhane
ile aynı boyutlara sahip bir şapel bulunmaktadır.

Kilisenin avlusunda bir sarnıç bulunmaktadır. Bu sarnıç, yazıtına göre 1831 yılında Piş-
mişyan tarafından yaptırılmıştır. Avlu ayrıca, 1727 yılında ölen Papaz Balatlı Abraham’ın
mezarını barındırmaktadır. Avluya girişi sağlayan dış kapının yakınında ise 1970 tarihli
mermerden bir çeşme göze çarpmaktadır (Resim 18). Çeşme, Garbis Odabaşıyan tarafın-
dan yaptırılmıştır. Kilisenin en eski çeşmesine ait bir yazıt korunabilmiştir ve 1762 yılına
tarihlenmektedir.48 Bu kilisenin litürjik tekstillerden oluşan oldukça önemli bir kollek-
siyonu bulunmaktadır. Kolleksiyonun en önemli parçaları 18. ve 19. yy. Ermeni tekstil
sanatının örneklerinden oluşur.

Çengelköy Hagios Georgios Rum Ortodoks Kilisesi


Hagios Georgios (Άγιος Γεώργιος) Rum Ortodoks Kilisesi (Harita 1; Resim 19-20),
Çengelköy-Eminönü İskelesi’nin 100 m kadar kuzeydoğusundadır. Kilise, batısında

582
1352’den bugüne şehir
Kuleli Caddesi, kuzeyinde Al Zambak Sokak, doğusunda Meserret Sokak ve güneyinde
Tanrıverdi Sokak ile sınırlanmaktadır. Kilisenin orijininin Bizans Dönemi’ne kadar ge-
riye gittiği düşünülür. Bu dönemde dini bir merkez hüviyetine sahip olan Çengelköy’e
“Birinci Koy” anlamında “Protos diskos” denilmekteydi. 18. yüzyılda Hagios Georgi-
os Kilisesi’nin onarımdan geçtiği bilinmektedir.49 Eldeki en kesin kanıtlar olan yazıtlara
göre kilise 1830 yılına tarihlenir. Kadıköy Metropolitliği’ne bağlı olan kilisenin elektrik
tesisatı 1933 yılında yapılmıştır. Yapının batı bölümü 1961 yılında yıkılmıştır.

Hagios Georgios Kilisesi’nin çevresi yüksek duvarlarla sınırlıdır. Yapı, içinde bulunduğu
avlunun güneybatısında kalır. Alanın kuzeyi ve doğusunda kiliseye ait binalar bulunmak-
tadır (Resim 20-21). Bazilikal plana sahip olan kilisenin üç adet nefi vardır. Kilisenin
inşa edilmiş olduğu ilk halinden farklılaştığı anlaşılmaktadır. 1961 yılındaki yol yapım
çalışmaları sırasında meydana gelen yıkım sebebiyle oluşan bu farklılık, yapının kuzey
kenarının güneye göre daha uzun olmasına yol açmıştır. Aynı sebepten ötürü yapının batı
kenarında bir nartheks yoktur. Kilisenin doğu kenarında ise bir bema ve onun da doğu-
sunda dışa doğru çıkıntı yapan ufak boyutlu apsisi yer alır (Resim 20). Beşik çatılı kili-
senin orta nefi beşik tonoz ile örtülüdür. Nefleri, iki sütun sırası birbirinden ayırır. Kuzey
ve orta nef arasında dört adet, orta ve güney nef arasında üç adet sütun sıralanmaktadır.
Kilisenin iki adet girişi bulunmaktadır. Girişlerden biri yapının batı cephesinde yer alır ve
buradan kuzey nefe geçiş sağlanır. Diğer giriş ise kilisenin güneydoğu ucundadır. Yapının
kuzey duvarında dört adet pencere varken 6,5-7 m uzunluğundaki güney duvarında iki
adet pencere bulunmaktadır. Kilisenin pencereleri dikdörtgen, düz atkılı pencerelerden
oluştuğu gibi yuvarlak kemerli pencereler de bulunmaktadır. Üsküdar’daki diğer Rum ki-
liselerinden farklı olarak Hagios Georgios Kilisesi yarım kemerli pencerelere de sahiptir.
Bu pencereler diğerlerine göre biraz daha küçük boyutludur ve kilisenin doğu kenarında
görülebilmektedir (Resim 20). Çan kulesi yapının kuzeydoğu köşesinde yer alır ve kili-
seye bitişiktir (Resim 20).

Hagios Georgios Kilisesi’ni Meryem ve Çocuk İsa, İsa, Hagios Georgios ve Prophetes
Elias gibi çeşitli ikonalar süslemektedir. Kuzguncuk’taki Hagios Georgios ve Bağlarba-
şı’nda yer alan Prophetes Elias Rum Ortodoks Kiliseleri’nde olduğu gibi ambonun orta
nefe bakan kısmında evangelistlerin tasvirleri yer almaktadır.

Kandilli Khristos Metamorphosis Rum Ortodoks Kilisesi


Khristos Metamorphosis (Mεταμόρφωσις του Σωτήρος) Kilisesi Kandilli’deki Bahçe So-
kağı’ndadır (Harita 1). Kilisenin 18. yüzyılda var olduğu bilinir ve bir yangının ardından
1810 yılında tekrar inşa edilmiştir.50 Kilise, İsa’nın Dönüşümü’ne ithaf edilmiş ve bu
nedenle Khristos Metamorphosis ismini almıştır.

Bazilikal bir plana sahip kilisenin üç nefi vardır ve 20 x 13 m ölçülerindedir (Resim


22). Batı kenarında beşik çatı ile örtülü ahşap bir nartheksi ve doğu kenarında bir apsisi
mevcuttur. Almaşık duvar örgüsüne sahip yapı, beşik çatı ile örtülüdür. Orta nef ise be-
şik tonozludur. Kilisenin nefleri birbirinden altışar sütundan oluşan iki sütun sırası ile
ayrılmaktadır. Bağlarbaşı Prophetes Elias Kilisesi’nde olduğu gibi bu yapıda da sütunlar
kemerler ile birbirine bağlanmaktadır. Kemerler üzerinde havarilere ait ufak boyutlu tas-
virler yer almaktadır. Yapının doğusunda ayrıca bir bema yer alır. Nartheks aracılığıyla
batı kenarında ve güney duvarının doğu ucunda olmak üzere iki adet girişi bulunan ki-
lise, yuvarlak kemerli pencerelere sahiptir. Kilise apsisinin yarım kubbesinde irili ufaklı
yıldız motifleri işlenmiştir. Meryem ve Çocuk İsa, İsa, Khristos Metamorphosis gibi iko-
nalar kiliseyi süslemektedir. Kuzguncuk ve Çengelköy’deki Hagios Georgios Kiliseleri
ve Bağlarbaşı Prophetes Elias Kilisesi’nde olduğu gibi bu kilisenin de ambonunda Dört
Evangelist’e ait tasvirler mevcuttur. Bu tasvirlerin merkezinde ise İsa betimi yer alır.

583
7. ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU

İstanbul’da, kilise günü 6 Ağustos olan Kandilli Khristos Metamorphosis Kilisesi dışın-
da, Kınalıada, Büyükada, Burgazada, Heybeliada ve Şişli’de beş adet Khristos Kilisesi
daha bulunmaktadır. Ayrıca, Bakırköy ve Samatya’da İsa’nın Göğe Yükselişi’ne ithaf
edilen Khristos Analepsis Kiliseleri vardır.

Kandilli Surp Yergodasan Arakelots Gregoryan Kilisesi


Kandilli’deki bir diğer kilise Surp Yergodasan Arakelots, Sıraevler Sokağı’nın hemen
kuzeyinde, Kurtbağrı Sokak’tadır (Harita 1). İsa’nın oniki havarisine ithaf edilen kilise,
Boğaz’a bakan bir yamaç üzerine kurulmuştur. Kilisenin 1810 yılında yenilendiğine dair
bir görüş mevcuttur51; ancak kesin olarak bilinen 22 Eylül 1846 tarihinde ibadete açıldı-
ğıdır.52 Kilise, 1892 ve 1962 yıllarında onarılmıştır ve ilk haline göre biraz daha genişle-
miştir. 1962 yılındaki onarımı Hovhannes ve Harutyun kardeşler gerçekleştirmiştir. Yapı,
en son 1985 yılında onarım görmüştür.

Yüksek bir duvar ile sınırlanmış bir bahçe içerisinde yer alan bu ufak boyutlu kilise (Re-
sim 23), ahşap olarak inşa edilmiştir. Kilisenin bahçesine, üzeri üçgen alınlıklı, her iki
yanında tuğla malzeme kullanılmış, basık kemerli ve iki kanatlı demir bir kapı vasıtası
ile girilmektedir. Girişin üzerinde ayrıca bir Ermeni haçı bulunmaktadır. Kilise, Marsilya
tipi çatı kiremitlerinin kullanıldığı kırma çatı ile örtülüdür ve uzun dikdörtgen formlu
pencerelere sahiptir. Tek nefli yapının batı kenarında bir nartheksi, doğu kenarında apsisi
vardır. Oldukça hoş görünümlü ahşap bir çan kulesi nartheksin hemen üzerinde yükselir
(Resim 24). 19. yüzyıl mimari sanatının özelliklerini yansıtan bu kilisenin bir başka özel-
liği ise, apsisin kuzey yanındaki vaftizhaneyi süsleyen bitkisel bezemeli Kütahya çinile-
ridir.53 Bu çiniler Kütahyalı Ermeni zanaatkârlar tarafından yapılmıştır.

Sonuç

Üsküdar kent yaşantısında önemli bir yere sahip olan gayrimüslüm cemaatin 18. yüzyıl-
dan beri günümüze çok aktif olarak dini yaşantılarını sürdürebildikleri kiliseler, Üskü-
dar’ın hoşgörülü bir kent olması niteliğinin en önemli kanıtlarından biridir.

Dipnotlar
* 7. Üsküdar Sempozyumu sırasında yardımlarını gördüğümüz ve bizi çok zarif bir şekilde ağırlayan Üsküdar Belediye Başkanlığı’nın
Sayın Yetkilikerine ve bildirimizi sabırla bekleyen Sayın Ahmet BİNGÖL’e teşekkürü bir borç biliriz. Ayrıca Üsküdar’daki kilise gezile-
rimize iştirak eden Dr. Semiha EREN’e (İstanbul Üniversitesi) teşekkürlerimizi sunarız. Kiliselerle ilgili gezi tarihlerimiz 4 Ekim 2012
(E. Laflı) ve 27 Ocak 2013’dür (S. Patacı). Resim 7 ve 8 dışında, makaledeki tüm fotoğraf ve çizimler S. Patacı’ya aittir.
1
Sarkis Sarraf Hovhannesyan, Payitaht İstanbul’un Tarihçesi, (Çev.: E. Hançer), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul, 1997, s. 65.; Meh-
met Nermi Haskan, “Yüzyıllar Boyunca Üsküdar”, 1. Cilt, Üsküdar Belediyesi, İstanbul, 2001, s. 19.; Davut Hut, “Üsküdar’da Tarihi Yer
adları”, Üsküdar Sempozyumu II-Bildiriler, Cilt 1, Üsküdar Belediyesi, İstanbul 2005, s.161; Ahmet Emre Bilgili, “Üsküdar’ın Turizm
Potansiyeli”, Üsküdar Sempozyumu IV-Bildiriler, Cilt 2, Üsküdar Belediyesi, İstanbul, 2007, s. 47
2
Khalkedon ve Khrysopolis tarihi hakkında detaylı bilgi için bkz. Muzaffer Demir, “Antik Yunan Kaynakları Işığında Khalkedon ve
Khrysopolis (İ.Ö. 500-300)”, Üsküdar Sempozyumu VI-Bildiriler, Cilt 2, Üsküdar Belediyesi, İstanbul, 2009, s. 15-36.
3
Haskan, a.g.e., s. 19-20.; Hut, a.g.e., s. 161.
4
Timur Kaprol, Berk Minez, Ertan Varlı, “Üsküdar’da Marmaray Çalışmalarında Bulunan Arkeolojik Buluntuların Yaşama Katılımının
Öneminin Bulgaristan’ın Sofya-Filibe Örnekleri ile İrdelenmesi”, Üsküdar Sempozyumu V-Bildiriler, Cilt I, Üsküdar Belediyesi, İstanbul
2008, s. 632.
5
Şehrazat Karagöz, “Marmaray Projesi Üsküdar Meydanı Aç-Kapa İstasyonu Arkeolojik Kurtarma Kazıları”, 15. Müze Çalışmaları ve
Kurtarma Sempozyumu, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Ankara 2007, s. 149-153, res.
11. Üsküdar’da gerçekleştirilen kazılar için ayrıca bkz.: Şehrazat Karagöz, “Marmaray-Üsküdar Kazılarında Ortaya Çıkarılan On ikinci
ve On Üçüncü Yüzyıl Yapısı”, 1. Uluslararası Sevgi Gönül Bizans Araştırmaları Sempozyumu, On İkinci ve On Üçüncü Yüzyıllarda
Bizans Dünyasında Değişim, İstanbul, Vehbi Koç Vakfı 2010, s. 413-423.
6
Karagöz, a.g.e., s. 153.
7
George Thomas Kurian, The Encyclopedia of Christian Literature, Scarecrow Press 2010, s. 454.
8
Michael Whitby, The Emperor Maurice and his Historian – Theophylact Simocatta on Persian and Balkan Warfare, Oxford, Oxford
University Press 1988, s. 129.
9
Semavi Eyice, Bizans Devrinde Boğaziçi, İ.Ü. Edebiyat Fakültesi, İstanbul, 1976, s. 54.; Zafer Karaca, İstanbul’da Tanzimat Öncesi

584
1352’den bugüne şehir
Rum Ortodoks Kiliseleri, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2008, s. 502.
10
Gugas V. İnciciyan, Boğaziçi Sayfiyeleri, (Düzelti, Önsöz ve Notlar: Orhan Duru), Eren Yayıncılık, İstanbul, 2000, s.152.; Hut, a.g.e.,
s. 165.
11
Eremya Çelebi Kömürciyan, İstanbul Tarihi, XVII. Asırda İstanbul, (Çev.: Hrand D. Andreasyan), Eren Yayıncılık, İstanbul, 1988, s. 47.
12
Alidost Ertuğrul, “Üsküdar Kentsel Dönüşümünde Batılı Etkilerle Oluşan Üç Semt: Kuzguncuk, Bağlarbaşı, Selimiye”, Üsküdar
Sempozyumu IV-Bildiriler, Cilt I, Üsküdar Belediyesi, 2007, s. 70.
13
Karaca, a.g.e., s. 502.; Ertuğrul, a.g.e., s. 67.; Elmon Hançer, “Üsküdar Ermeni Cemaati Tarihinde Bir Gezinti”, Üsküdar Sempozyumu
I-Bildiriler, Cilt 1, Üsküdar Belediyesi, 2004, s. 154.
14
Karaca, a.g.e., s. 502.
15
Karaca, a.g.e., s. 510.; Tuna Baltacıoğlu, “Bağlarbaşı”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, Cilt 1, İstanbul, 1993, s. 533.; Hut,
a.g.e., s. 167.; Hançer, a.g.e., s. 143.
16
Karaca, a.g.e., s. 510.; Hançer, a.g.e., s. 153.
17
Hançer, a.g.e., s. 148-149.
18
Ertuğrul, a.g.e., s. 67.
19
Hançer, a.g.e., s. 143.
20
Ermeni ve Rum okulları için bkz. Baltacıoğlu, a.g.e., s. 533.; Ertuğrul, a.g.e., s. 67.
21
Eyice, a.g.e., s. 56.; Karaca, a.g.e., s. 492.
22
Kömürciyan, a.g.e., s. 47.
23
Hovhannesyan, a.g.e., s. 62-63.
24
Karaca, a.g.e., s. 486.
25
Karaca, a.g.e., s. 65, 68.
26
Alidost Ertuğrul, a.g.e., s. 70.
27
Nedret Ebcim, Üç Dinin ve Ünlülerin Buluştuğu Semt: Kuzguncuk, İleri Yayınları, İstanbul 2005, s. 31-32.
28
Karaca, a.g.e., s. 89.
29
Ayla Ayyıldız Potur, “Kentlilik Bilincinin Oluşumunda Önemli Bir Kavram Olarak Âidiyet: Kuzguncuk/Üsküdar Örneği”, Üsküdar
Sempozyumu IV-Bildiriler, Cilt I, Üsküdar Belediyesi, İstanbul 2007, s. 50, şek. 9.
30
Bu konu ile ilgili bir gazete makalesi için bkz. Zeynep Kazak, “Hangi Kiliseye Hangi Umutla Gidiyorlar”, Hürriyet Gazetesi, 28.09.2003.
31
Ebcim, a.g.e., s. 32.
32
Pars Tuğlacı, İstanbul Ermeni Kiliseleri, İstanbul, 1991, s. 169-170; Hançer, a.g.e., s. 154; Hasan Kuruyazıcı, Batılılaşan İstanbul’un
Ermeni Mimarları, Uluslararası Hrant Dink Vakfı Yayınları, İstanbul, 2010, s. 82, 85, 87, 113, 150.; Vağarşag Seropyan, “Surp Krikor
Lusavoriç Kilisesi”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, Cilt 5, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, İstanbul, 1994, s.
106-108.; Ertuğrul, a.g.e., s. 70. ; Kilise hakkında bilgi için ayrıca bkz. Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi internet sitesi: <http://www.
surpkrikorlusavoric.com>.
33
Kömürciyan, a.g.e., s. 47.; Karaca, a.g.e., s. 503.
34
Hovhannesyan, a.g.e., s. 64.
35
Hagios Georgios Kilisesi’nin yazıtları için bkz. Karaca, a.g.e., s. 503-506.
36
Karaca, a.g.e., s. 75.
37
Bunun yanında, Aziz Georgios’un İslam inancında Hızır ile özdeşleştirildiği bilinmektedir: Karaca, a.g.e., s. 73.
38
Karaca, a.g.e., s. 510.; Hovhannesyan, a.g.e., s. 66-67.; Haskan, a.g.e., s. 1494-1495.
39
Kömürciyan, a.g.e., s. 281.; Vagarşağ Seropyan, “Sırp Karabet Kilisesi”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, Cilt 4, Türkiye Eko-
nomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, İstanbul 1994, s. 441.; Hançer, a.g.e., s. 141.
40
Ertuğrul, a.g.e., s. 67.
41
Tuğlacı, Ermeni Kiliseleri, s. 121-126.
42
Karaca, a.g.e., s. 511. Kilise hakkında bilgi için ayrıca bkz.: İbrahim Hakkı Konyalı, Âbideleri ve Kitabeleriyle Üsküdar Tarihi, Türkiye
Yeşilay Cemiyeti, 2. Cilt, İstanbul, 1977, s. 423.
43
Haskan, a.g.e., s. 1485, 1496 (3. Cilt).
44
Kömürciyan, a.g.e., s. 281.; Hançer, a.g.e., s. 145.
45
Z. Karaca’ya göre, kilise 1687 yılında inşa edilmiştir: Karaca, a.g.e., s. 510.
46
Haskan, a.g.e. s. 1493 (3. Cilt).
47
Tuğlacı, Ermeni Kiliseleri, s. 128-129. Vagarşağ Seropyan, “Surp Haç Kilisesi”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, Cilt III, Tür-
kiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, İstanbul, 1994, s. 482-483.
48
Seropyan, Surp Haç, s. 482.; Hançer, a.g.e., s. 147.
49
Hovhannesyan, a.g.e., s. 62. ; Karaca, a.g.e., s. 493.
50
Konyalı, a.g.e., s. 424.; Karaca, a.g.e., s. 487.
51
Konyalı, a.g.e., s. 425.; Hançer, a.g.e., s. 155.
52
Tuğlacı, a.g.e., s. 194.
53
Pars Tuğlacı, Tarih Boyunca Batı Ermenileri, Cilt I, Pars Yayın Ticaret, İstanbul, 2004, s. 466.; Tuğlacı, Ermeni Kiliseleri, s. 194.

585

View publication stats

You might also like