Professional Documents
Culture Documents
y K y
AÇIKLIK
İnsan ve Hayvan
Açıklık
İnsan ve Hayvan
Çeviren:
Meryem Mine Çilingiroğlu
o mo
Yapı Kredi Yayınları
Yapı Kredi Yayınları - 2849
Cogito-172
Çeviriye temel alınan baskı: L'aperto- L'uomo e l'animale, Bollati Boringhieri. 2002
ı. baskı: Istanbul, Şubat 2009
2. baskı: İstanbul. Şubat 2012
ISBN 978-975-08-1560-7
1. Hayvan Biçimli •9
2. Başsız • 1 2
3. Züppe • 16
4. Mysterium disiunctionis • 21
5. Kutlu Kişilerin Fizyolojisi • 25
6. Cognitio experimentalis • 28
Z Sınıflandırmalar •30
8. Sınıfsız • 35
9. Antropolojik Makine • 38
10. Umwelt • 44
11. Kene • 49
12. Dünya Yoksuniuğu • 52
13. Açıklık • 60
14. Derin Sıkıntı • 67
15. Dünya ve Toprak • 75
16. Hayvanlaşma • 78
17. Genetik Antropoloji • 81
1 8. Arasında • 83
19. Desreuvrement • 87
20. Varlığın Dışında • 91
Kaynakça • 97
Metinde yer alan Latince ifadelerdeki yardımları için Adriano Marinovich
ve Prof. Dr. Çiğdem Dürüşken'e, Grekçe ifadelerdeki yardımlan için
Murad Omay'a ve Almanca ifadelerdeki yardımlan için Nükhet Polat'a en
içten teşekkürlerimi sunmayı borç bilirim.
Meryem Mine Çilingiroğlu
AÇIKLIK
1 Fr. Hayvanlar olmasaydı, insan doğası daha da anlaşılmaz olurdu. (Çev. N.)
2 Lat. Ama yine de doğalarından deneysel bilgi edinmek için hayvaniara gereksi
nim duyuyorlardı. (Çev. N.)
İbrani Kutsal Kitabı, 13. yüzyıl: Hezekiel'in kehaneti
1
Hayvan Biçimli
4 Gnostik mitolojiye göre, dünyayı yaratan ve yöneten şeytani varlıklar. (Çev. N.)
S Manicilik, 3. yüzyılın sonlarında İranlı Mani tarafından kurulmuş bir dindir.
Ana özelliğinin iki ezeli ilke sayılan iyi ve kötünün çatışması olması nedeniyle,
dinsel bir düalizm olarak sınıflandırılmıştır. (Çev. N.)
6 Biyografi niteliğinde hikaye ve olay anlatım larıdır. Çoğu zaman mucizevi ve ola
ğanüstü olaylar içerirler. (Çev. N.)
2
Başszz
dönmesi geleceğe ilişkin bir olasılık olarak değil, şimdiye ait bir
kesinlik olarak belirir. (age, 437)
13 Lat. Tanrı'nın m;ı y munu ve Tanrı'nın taklidi anlamlarına gelir. (Çev. N.)
14 Fr. İnsanı yapan, may munu da yapar. (Çev. N.)
1 5 Lat. işte bu yüzden hornur hornur hemurdanan satirierin alaycı gülüşlerine (taş
lama ları na) ve omuzlarıma zıplayan maymunların şımarıklıklarına katland ım.
(Çev. N.)
8
Sınıfsız
16 Latincede onur anlamına gelen digırilns sözcüğü sınıf. sıra, dizi anlamına da ge
lir. (Çev. N.)
36 Açı k l ı k
22 Fr. Orı Yaşmda Ormmıda Billımmuş Valış i Bir Geııç Kızırı Hiktiyesi. (Çev. N.)
9
Antropolojik Makine
Sezginin dil öncesi safhası sadece tek olabilir, çift olamaz, sezgi
insan ve hayvan için ayrı olamaz. Ayrı olsa, yani insan may
mundan doğası gereği üstün olsa, insanın kökeni dilin köke
nine karşılık gelmez; bu, insanda hayvandakinden daha üstün
olan bir sezgi formunun kökenine karşılık gelir. Ben farkına
varmaksızın bu kökeni varsayıyordum: İ nsan bana insani özel
likleriyle aslında yaratılış aracılığıyla verilmişti ve ben, bunun
üstüne insan dilinin kökenini keşfetmeye çalışıyordum. Ama,
böyle yaparak, önceden söylediğime, yani dilin kökeninin ve
insanın kökeninin aynı şey olduğuna karşı geliyordum; önce
insanı koyuyordum ortaya ve sonra bırakıyordu m ki, insan dili
üretsin. (Steinthal 1877, 303)
gibi Ratzel'in öne sürdüğü, temel bir özell i k olarak her halkın
kendi yaşam alanına içten bağlı olduğu savı, Nazizmin jeopoli
tikası üzerinde hatırı sayılır bir etkide bulunmuştur. Bu yakınlık
dikkat çekici bir olay aracılığıyla Uexküll'ün entelektüel yaşa
mında iz bırakmıştır. Böylesine kendj halinde görünen bu bilim
adamı 1928'de, Nazizm'den beş yıl önce, günümüzde Nazizmin
uygulayıcılarından biri sayılan Housten Chamberlain'in Grıınd
lagen des neımzehnten Jalırhımderts'ine önsöz yazmıştır.
11
Kene
kadar- geniş bir çözü mlerneye yer verir; bunu, hayvanın kendi
çevresiyle ve insanın kendi dünyasıyla olan i lişkisi i le i lgili daha
da kapsamlı bir araştırma izler.
Heidegger için söz konusu olan, hayvanın "dünya yoksun
luğu" ( Welt-armut) ile "dünyaya biçim veren" (weltbilden) insan
arasındaki ilişki aracılığıyla, Dasein'ın, yani şurada-var-olma'nın
temel yapısını hayvana göre konumtandırmak ve bu şekilde, ya
şayanda insanla birlikte ortaya çıkmış olan açıklığın anlam ve
kökenini sorgulamaktır. Bilindiği gibi Heidegger insanı, insan
ol mak "sadece yaşayan"a bir şey eklemleyerek belirlenebilinir
m işçesine animal rationale, yani d i li (ya da aklı) olan yaşayan ola
rak tanımlayan geleneksel metafizik tanımı daima yadsımıştır.
O, Sein ııııd Zeit'ın 10. ve 12. paragrafiarında hayata il işkin (gerek
felsefi gerek bil imsel) her anlayışta Dasein 'a has şurada-var-ol
ma'nın ana yapısının hep önceden varsayıldığını ve bu şekilde,
hayatın daima "ayrıcalıklı bir yorum yoluyla" Dasein 'dan elde
edildiğini göstermeye çalışır.
Heidegger, bir dünyaya asla açılamayan tutu lınanın net bir ör
neği olarak (Uexküll tarafından önceden anlatılmış olan) labo
ratuvarda arının önüne bal la dolu bir kasenin konması deneyin
den söz etmekted ir. Buna göre balı emıneye başladıktan sonra
arının karnı kesilirse, arı açık karnından akan balı görmekle
birl ikte sakin sa kin emıneye devam eder.
56 Açıklık
Şayet davranış varlık ile ilişki değilse, bir hiç le ilişki midir? Ha
yır! Ama eğer hiçle ilişki değilse, o halde bir şeyle i lişkidir ve
bu, olması gereken ve u/mı bir şeyle ilişkid ir. Elbette böyledir,
a ma mesele, tam da, davranışın "ile ilişki" olup olmadığıdır.
Öyle ki, işi olmamak şeklindeki davranışın yöneldiği şey hay
van için bir anlamda açık tır (offen), ama bu, o şeyin, varlık ola
rak f'l!rdesi kalkmış (offeııbar) olduğu anlamına kesinlikle gelmez.
(Heidegger 1983, 368)
den daha yoğun ve sürükleyici bir açıklık; öte yandan ise kendi
uyaranının perdesini kaldırmaya muktedir olmadığından tüm
den bir bulanıklığa kapanmışlı ktır. Hayvanın tutulması ve dün
yanın açıklığı negatif teoloji ile pozitif teoloji arasındaki ilişkiye
benzer bir il işki içinde gibidir. Bu ilişki, mistiğin ruhun karanlık
gecesi deneyimiyle2 rasyonel bilginin aydınlığını, açıklığını hem
ayıran hem de birbirine bağlayan gizli işbirliği kadar belirsiz
dir hem de. Ve belki de bu ilişkiye yönelik sessiz ve ironik bir
atıf neden iyle Heidegger belli bir noktada hayvanın tutulması nı
wıio mystica'nın3 en eski simgelerinden biri olan, gecekelebeği
ile anlatmak i htiyacını hissetmiştir. Gecekelebeği, kend isini çe
ken aleve teslim olur, bu nunla birlikte alev, onun için ısrarla ve
sonuna dek bir bilinmez olarak kalır. Bu simge bir şekilde yersiz
ve uygunsuz kalır, çünkü hayvanbili meilere göre, gecekelebeği
öncelikle tam da uyaranın açık-olmayışına, ona tutulmuş halde
kalışına karşı kördür. Mistik bilgi esasen bilmemenin ve perde
liliğin deneyimiyken; hayvan açık olmayana yönetemez, perdesi
kalkmışlık ile perdelilik arasındaki çatışmanın temel bağlaını
tara fından dışianmış halde bırakılır.
Bununla birlikte hayvanın dünya yoksu nluğu, derste, zaman
zaman tersine döner ve kıyaslanamaz bir zenginliğe dönüşür ve
hayva nın dünya yoksuniuğu meselesi, insa n dünyasının hayvan
dünyasına yersiz bir izdüşümü olarak gü ndeme getirilir:
Bu temel ruh halinin ve bu halin içinde saklı olan her şeyin ana
hatlarının tutulma nazarında hayvanlığın özü olarak belirttik
lerimiz gereğince belirlenmesi ve birbirinden ayrılması gerek
tiği gün ışığına çıkacaktır. Ana hatları belirlememiz, bizim için
can alıcı bir önem teşkil edecektir, çünkü tam da hayvanlığın
özü, tutulma; derin sıkıntının temel öğesi olarak ele alıp var
lığın tümünün içinde büyülenmiş-zi ncirlenmiş olmak (gebnmıt
seiıı) şeklinde adlandırdıklarımızla ilk bakışta aşırı bir yakınlık
içinde gibi görünmektedir. Doğal olarak bu temel iki yapının
aşırı yakınlığının yanıltıcı olmaktan ibaret olduğu ve araların
da hiçbir aracının kapatamayacağı bir uçurum olduğu gün ışı
ğına çıkacaktır. Ama o zaman iki varsayım arasındaki kıyasın
tamamı da, dünyanın özü de aniden çok açık görünecektir bize.
(Heidegger 1983, 409)
sayfa ayırmıştır). Soruna bir ruh halinin genel olarak nasıl an
laşılması gerektiğiyle ilgili bir giriş yaptıktan sonra -ve yani,
var olanın her defasında amade, mevcut olması ve dolayısıyla,
kendimizde ve başkalarında gördüğümüz asli hal oluşu ortaya
konduktan sonra-, Heidegger çözümlemesine sıkıntının aşama
aşama yoğunlaşıp, kendisinin "derin sıkıntı" (tiefe Langeweile)
olarak tanımladığı hale gelişini içeren üç biçim ya da derece
lendirmeyle sürdürür. Bu üç biçim Heidegger'e göre sıkıntının
özünü belirleyen iki özellikte ya da "yapı anlarında" (Struktur
monıente) birleşir. Bunlardan ilki Leergelassenheit, boş-bırakılmış
olma, boşluğa terk oluştur. Heidegger meseleye kendisine sıkıntı
deneyiminin bir nevi locus classicus'u1 şeklinde görünen halin
tasviriyle başlar.
ilgi çekici hiçbir şey yok. Doğru, sırt çantamızda bir kitap var...
Onu mu okunıalı? Hayır. Bir sorun, bir konu hakkında nu dü
şünmeli? Bu da olmadı. Tren saatlerine bakar ya da istasyonun
bilmediğimiz yerlere olan uzaklığının yazılı olduğu listeyi in
celeriz. Saate bakarız - aradan sadece on beş dakika geçmiştir.
Dışarı, anayola çıkarız. Sırf iş olsun diye bir aşağı bir yukarı
yürürüz. Faydası yok. Anayoldaki ağaçları saymaya koyulu
ruz, saate bakarız yeniden: Son bakışımızdan bu yana sadece
beş dakika geçmiştir. Aşağı yukarı gitmekten bıkar, bi r taşın
üstüne otururuz, kuma her çeşit şekli çizeriz ve bir anda ken
dimizi yeniden saate bakarken buluveririz: Aradan yarım saat
geçmiş ... (Heidegger 1983, 140)
Sıkıntının ilk temel anı olarak bu "kend isini reddeden var ola
na iletme"de, bu var olanın kurucu yapısı -Dasein'ı- ortaya
çıka r. Dasein sıkıntıda, kendini bütünlüğünde redddeden var
olana mıhlanabilir, çünkü o, yapısal olarak "kendi oluşuna bo
yun eğmiştir (iiberamvortet)", baktığı dünyaya "fırlatılmış" ve
"yitmiş"tir. Ama tam da bu nedenle sıkıntı, Daseiıı ile hayvan
arasındaki beklenmed i k yakınlığı gün ışığına çıkarır. "Dasein",
sıkılarak, kendisine verilmeye�ı lıir şeye iletilmiştir (ausgeliefert), tıpkı
lıayvaıwı tutu/ma sırasında bir açımlamnamışa tabi oluşu gibi (lıina
usgesetzt).
Derin sıkıntı tarafından boş bırakılmış olmakta, hayvana
kendisine açımla nmayan bir "başka"da teşhir ve içe alınmış
oluşundan gelen "özsel sarsılma"nın yankısına benzer bir şey
titreşir. Bu nedenle sıkılan insan -sadece görünüşten ibaret olsa
da- hayvanın tutulmasına "uç bir yakınlık"ta bulunur. Her
ikisi de, kend ilerine en has hareketle, bir kapalılığa aç ıktırlar ve
kararlılıkla tümden karşı çıkan bir şeye iletilmişlerd ir (ve şayet
Stimmımg gibi bir şeyi her düşünürün karakteristik özelliğiyle
özdeşleştirmek meşru ise; tam da bu karşı çıkılan şeye iletilme,
Heidegger düşüncesinin kend ine has duygu rengini gözler önü
ne serer belki de).
Derin sıkıntının ikinci "yapı anı"na ilişkin çözüm leme, onun
gerek hayvan tutulması ile olan yakınlığını, gerekse sıkıntının
ona göre attığı diğer adımı açıklığa kavuşturur. Bu ikinci yapı
70 Açıklık
"Atıl yatma k" şeklinde çevirdiğimiz Brachliegen fiili tarım dili kö
kenlidir. Brache nadası, yan i ertesi sene ekilmek üzere işlenınemiş
tarlayı imler. Brachliegen: nadasa bırakmak yani atıl, işlenınemiş
bırakmak demektir. Bu sayede, derin sıkıntının ikinci yapı anı
olarak asılı-tutulmanın anlamı da ortaya çıkar. Asılı tutulanlar,
atıl yata nlar şimdi Dasein 'ın özel ihtimallerid ir, Dasein'ın bunu ya
da şunu yapabilmesidir. Ama bu somut ihtimallerio etkisiz hale
gelmeleri, ilk olarak, genelde, saf ihtimali - ya da Heidegger'in
tabiriyle, "asli imkanı" (die urspri.ingliche Ermöglichımg) mümkün
kılanı (das Ennöglichende) aşikar kılar:
1 Antik felsefedt? evreni yaratan değil. una şekil veren yaratıcı. Gnustisizme göre
alemin kötü yaratıcısı. (Çev. N.)
2 L.:ıt. Seçilmişlerin Cennet'teki mükemml'l mutluluk durumu, büyük mutluluk.
(Çev. N.)
3 Lat. Eski haline getirme, eski durumuna �etirme, eski halin iadesi. (Çev. N.)
lR. Arasında 85
değil- tümüyle doğaya ait gibi görü nen, oysa doğayı her açıdan
aşan bir şey: cinsel tatmindir. Şehvetin uç macerasında, tabiri ca
izse bir doğa-olmayanı tanımak için sırrından kurtulan bir ya
şamın çelişkili görüntüsünde Benjamin, yeni bir insaniyetsizliğe
dair hiyeroglife benzer bir şeyler saptar:
cıya göre, çok uzun zaman sonra resmed ilmiş olan Viyana'daki
tablo, diğer tabloda bulunan bazı öğeleri (sevgililer, flüt, kuru
ağaç, muhtemelen aynı olan bir hayvanın mevcudiyeti) yeniden
kullanılır; ama bu öğeler, i.iç Evre'deki duru sükfınetle ortak
hiçbir noktası olmayan, karanlık ve umutsuz bir okuma anah
tarıyla sunulur. Ancak iki tablo arasındaki ilişki daha da kar
maşıktır ve Tiziano'nun daha erken döneme ait tablosundaki
erotik temayı yeniden ele alarak derinleştirdiğini (Eros'un ve
kuru ağacın varlığının da tanıklık ettiği gibi, Edinburg'daki "İI1-
samn i.iç Evresi"ndeki ikonografik tema da aşk üzerine tefekkür
biçiminde işlenmiştir), önceki tabioyu her açıdan inkar etmek
niyetinde olduğunu düşündürtür. Sevgili figürleri birbiriyle yer
değiştirmiştir öncel ikle: Zira ilk tabloda adam çıplak, kadın ise
giyiniktir. Kadın, sırtından değil, profilden resmedilmiştir ve
eli nde, Viyana tablosunda çobanın eline geçecek olan flütü tut
maktadır. Üç Evre'de de, sağ tarafta, Eros'un üzerine dayandığı
bilginin ve günahın si mgesi olan yarılmış ve kuru ağaca rastla
rız, ama Tiziano, geç dönem inde aynı motifi yeniden ele alarak
ağacı bir kenanndan yeşertmiş ve böylelikle Eden bahçesinin
iki ağacını, Hayat Ağacı ile iyinin ve kötünün bilgisinin ağacını
tek bir kütükte bi rleştirıniştir. Ve Üç Evre'de yavru ceylan sakin
sakin çimiere uzanmış dururken, şimdi, bu resimde Eros'un ye
rini almış ve Hayat Ağacı'na dayanmıştır.
Daha ilk tabloda odak nokta olan erkekle kadın arasındaki
cinsel ilişkinin gizi böylelikle yeni ve daha olgun bir anlatıma
kavuşmuştur. Şehvet ve aşk -yarı yarıya yeşermiş ağacın da ta
nıklık ettiği gibi- sadece ölüme ve günaha işaret etmez. Kuş
kusuz, tatminde sevgililer birbirleriyle ilgili bilmemeleri gere
ken bir şeyler öğrenirler -sırlarını yitirmiş dur u mdadırlar- ama
bu; onları daha nüfuz edilir kılmaz. Ancak esrarın bu karşılıklı
olarak yitmesi durumunda, tam da Benjami n'in a forizmasında
ki gibi, onlar, ne hayvanİ ne de insani olan yeni ve daha mesut
bir hayata kavuşurlar. Tatminde doğaya ulaşılmaz - hayatın ve
bilginin ağacına tırmanan hayvan tarafından si mgelendiği gibi,
daha yüksek bir aşamaya, doğanın da bilginin de, perdeliliğin
de perdesizliğin de ötesine ulaşılır. Bu sevgililer sırrın yokluğu
nu en mahrem esrarları gibi kabullenirler, birbirlerini karşılıklı
90 .Açıklık
Ameisenowa, Sofia
1949 Aııimal-ht•aded Gods, Evaııgelists, Saibts and Righteous Men, "Journal
of the Warburg and Courtauld Institutes", 12.
Aristoteles
1980 De / 'time, Haz.: Antonio Jannone e Edmond Barbotin, Les Belles Let
tres, Paris.
Battaille, Georges
1970 La confurat ioıı sacree, iıı Oeuvres, 1: Premiers ecrits, 1922-1940, Galli
mard, Paris (İtalyancası: La congiura sacra, in La congiura sacra,
Bollati Boringhieri, Torino 1997).
Benjamin, Walter
1980a Theologisch-politisclıes fragment, in Gesa mmelte Werke, Haz.: Rolf
Tiedemann e Hermann Schweppenhauser, II, 1, Suhrkamp, Frank
furt a. M. (İtalyancası: Frammento Teo/ogico-politico, in Opere, Haz.:
Giorgio Agamben, Il: ll concetto di critica nel romanticismo tedes
co. Seritti 1919-1921, Einaudi, Torino 1982).
1980b Einbıılınstrasse, in Gesaııımelte Werke, Haz.: Rolf Tiedemann e Her
nıann Schweppenhauser, IV, 1: Suhrkamp, Frankfurt a. M. (İtalyan
cası: Sirada senso unico, in Opere, Haz.: Giorgio Agamben, IV: Strada
seııso unico. Serit ti 1926-1927, Einaudi, Torino 1983).
1996 Gesammelte Briefe, Haz.: Christph Gödde e Henri Lonitz, ll: 1919-
1924, Suhrkamp, Frankfurt a. M.
98 Açıklık
Bichat, Xavier
1994 Recherches physiologiqııes sur la vie et la mort, Flammarion, Paris (1.
Basım 1800).
Diderot, Den is
1987 Le R�ve de d'Aiembert, Haz.: jean Varloot e Georges Dulac, in Oeuv
res completes, Haz.: Herbert Dieckmann e Jean Varloot, XVII: Idies
IV. Principes physiologiques sur la maliere et le moııvement. Le Reve de
ıi'Alembert. Elimen ts de physiologie, Hermann, Paris.
Dundas, Judith
1985 A Tilian Enigma, "Artibus et historiae",12
Haeckel, Emst
1899 Die Weltriitsel. Gemeinverstöndliche Studien iiber monistische Philosop
hie, Kröner, Stuttgart.
Hecquet, madame
1755 Histoire d'ıme jeune fiile sauvage, trouvte dans le bois a 1 '/ige de dix ans,
s.i.e., Paris (İngilizce çevirisi: The History of a Saııvage Girl, Caııght
Wild in the Woods of Champagne, Davidson, London s.d.).
Heidegger, Martin
1950 Holzwege, Klostermann, Frankfurt a. M. (İtalyanca çevirisi: Sentieri
interrotti, La Nuova ltalia, Firenze 1972).
1967 Wegmarketı, Klostermann, Frankfurt a. M. (İtalyanca çevirisi: Segıra
via, Adelphi, Milano 1987).
1972 Sei11 ıınd Zeit, Niemeyer, Tübingen (1. Basım 1927, İtalyanca çevirisi:
Essere e tempo, Longanesi, Milano 1970).
1980 Gesamtausgabe, XXXIX: Hölderlins Hymen "Germanie11" u11d "Der Rhe
in", Haz.: Susanne Ziegler, Klosterrnann, Frankfurt a. M.
Kaynakça 99
Kojeve, Alexandre
1979 Introduction a la leeturc de Hegel, Gallimard, Paris (I. Basım 1947).
Massat, Rene
1948 Preface ad Alfred Jarry, Ouevres completes, Editions du Livre, Lau
sa n ne-Mon teca rlo.
Panofsky, Erwin
1969 Problems in Titian, mostly Iconographic, New York University Press,
New York (İtalyanca çevirisi: Tiziano. Problemi di icoııografia, Marsi
lio, Venezia 1992).
Puech, Henri-Charles
1979 Sur le maııicheisme et aı4tres essais, Flammarion, Paris.
100 Açıklık
Steinthal, Heymann
1877 Der Urspruııg der Spraclıe im Zusammenlıarıg mit den lmzeıı Frageıı al
/es Wisseııs. Eine Darstel/uııg, Kritik uııd Fortentwickluııg der vorziigli
c/ısteıı A11siclıteıı, Dümmler, Berlin (!. Basım 1851).
1881 Abriss dcr Spraclıwissensclıaft, 1: Eiııleil urıg in die Psyclıologie uııd Spra
clıwisseıısclıaft, Dümmler, Berlin (1. Basım 1871)
Tommaso d'Aquino
1955 Somme tlıt!ologique. La Risurrectioıı, Haz.: jean-Dominique Folghera,
Dese/ec, Paris-Rome
Tyson, Edward
1699 Ormıg-Outaııg, sive Homo Sylvestris, or, the Anatamy of a Pygme Com
pared witlı tlıat of a Morıkey, an A1'e, and a Maıı, to whiclı is Added, a
Plıilological Essay Coııcerııing the Pygmies, tlıe Cynoceplırıli, llıe Salyris
mıd Sphiııges of tlıe Aııcients: Wlıı.>reiıı it Will Appear tlıal Tlıey are Eit
lıer Apes or Monkeys, atıd not Men, as Fımııerly Preteııded, Bennett and
Brown, London.