You are on page 1of 13

ANORGANİK TEKNOLOJİLER (1)

SU TEKNOLOJİSİ (KAYNAK: KİMYASAL TEKNOLOJİLER, Prof. Dr. ARAL


OLCAY, Gazi Kitabevi)

1.GİRİŞ

Su teknolojisi üç ana konuyla ilgilenmektedir:

1-Ham su kaynakları bulmak,

2-Ham suyu kullanılacağı yere göre hazırlamak,

3-Atık suları çevreye zarar vermeyecek hale getirerek gidermek

Tabiatta suyun bulunuşu

Tabiatta su genelde iki şekilde bulunur:

1-Yeraltı suları

2-Yeryüzünde bulunan sular (denizler, göller, akarsular)

En büyük su kaynağı denizdir, fakat ender hallerde su kaynağı olarak kullanılır. Denizler daha
ziyade iklim şartlarında su devrini temin ederler.

Gazların ve tuzların sudaki çözünürlüğü

Atmosferde yoğunlaşan su damlaları yeryüzüne ininceye kadar birçok safsızlıklar alır:


Oksijen, azot, azotoksit ve karbon dioksit gibi birçok gazlar suda çözünürler. Endüstri
merkezlerine yakın yerlerde de önemli miktarda kükürt dioksit atmosfere karışır ve bu gaz da
havadaki su buharında çözünür. Her gazın sudaki spesifik çözünürlüğü birbirinden farklıdır.
Gazların çözünürlükleri sıcaklıkla azalır ve basınçla artar. Keza, karışık gazların sudaki
çözünürlükleri gazların kısmi basınçlarına bağlı ve onunla orantılıdır. Tablo 1’de bazı gazların
1 atm de ve değişik sıcaklıklarda sudaki çözünürlükleri verilmektedir.

Tablo 1. Azot, oksijen ve karbondioksidin spesifik çözünürlüklerinin sıcaklıkla değişimi.


Değerler normal şartlara (1 atm ve 0oC) göre hesaplanmıştır.

Su Sıcaklığı, oC N2, L/1 L su O2, L/1L su CO2, L/1L su


0 0,02035 0,04115 1,7967
10 0,01607 0,03250 1,1847
15 0,01500 0,03000
20 0,01403 0,02838 0,9014

Havadaki CO2 miktarı aşağı yukarı sabittir ve hacimce havada % 0,024 oranında CO2 vardır.
Buna göre havada karbon dioksit kısmi basıncı atmosfer basıncının 0,24/1000 i kadardır. Bu
nedenle 1 litre suda ancak 0,1-0,3 mL CO 2 çözünmüş halde bulunabilir. Buna göre 10oC’de
hava ile temasta olan 1 L suda, havada % 0,024 CO2 olduğuna göre

1184x0,24/1000 = 0,28 mL CO2 çözünmüş halde bulunur.

Atmosferden yeryüzüne gelen su geçtiği yerlerde temas ettiği kütlelerden çeşitli tuzları da
çözer. Yerkabuğunun üst tabakalarında organik maddeler çok olduğu için fazla miktarda CO 2,
NH3, NO2- ve NO3- gibi maddeler suya geçer. Daha sonra CO 2 bakımından zengin olan sular
alt tabakalara sızar ve oralardaki kireç, demir, mangan bileşikleri çözünerek suya geçer.
Bunlar suda bikarbonat olarak bulunurlar. Yeraltındaki tuzlu su birikintilerinden de jips ve
klorürler suya geçer. Böylece az veya çok miktarda tuz içeren yeraltı suları, herhangi bir
yerde kaynak suyu olarak yeryüzüne çıkar.

Yeryüzündeki suların içerdiği tuz miktarı, yeraltı sularına göre daha azdır. Buna karşılık
bulanıklık veren maddeler, inorganik ve organik çamur miktarı yeraltı sularına göre daha
fazladır.

Dış görünüşüne, renk, koku ve lezzetine göre suyun kalitesi hakkında karar vermek
mümkünse de yeterli değildir.

Suyun kullanılacağı yere uygun özelliğe sahip olup olmadığı sertliğine bakılarak kontrol
edilebilir. Sertlik veren maddeler genellikle toprak alkali metal tuzlarıdır. Suyun sertliğini
ifade etmek için farklı ülkelerde farklı sertlik derecesi birimleri kullanılmaktadır.

Su sertliğini ifade etmede kullanılan birimler:

1-Alman sertlik derecesi (AS) = 10 mg CaO/ L su

2-Fransız sertlik derecesi (FS) = 10 mg CaCO3/ L su

3-İngiliz Sertlik derecesi (IS) = 10 mg CaCO3/0,7 L su

4- ppm = mg tuz/L su

5- 1 val = g ekivalent tuz/L su

6- 1 milival = mg ekivalent tuz/L su

Suyun Sertliğine Göre Sınıflandırılması

0-4 ASo Çok yumuşak

4-8 ASo Yumuşak

8-12 ASo Biraz sert

12-18ASo Oldukça sert

18-30ASo Sert

30 ASo üstü Çok sert


Yeraltı sularının sertlikleri değişiktir. Kireç taşı ile temas eden sular daha serttir. Aynı
kaynaktan alınan sular genellikle aynı sertliği gösterir. Yeryüzü sularının sertliği ise
mevsimlere göre farklılıklar gösterebilir. Yağmur yağan mevsimlerde sertlik azalır. Kurak
mevsimlerde ise artar. Su kaynağının seçimi kullanılacağı yere göre yapılmalıdır.

Sağlık açısından sertliğin organizma üzerinde olumsuz bir etkisi tespit edilmemiştir. Su
sertliği, sertlik veren maddelerin ısıtıldıklarındaki davranışlarına göre ikiye ayrılırlar:

1-Geçici sertlik (Bikarbonat sertliği)

Suyun ısıtılması esnasında bozunan kalsiyum ve magnezyum bikarbonatlar “geçici sertlik”


veren maddelerdir. Geçici sertlik veren bu tuzlar ısıtıldıkları zaman karbonatlara dönüşerek
çökelti oluştururlar:

Ca(HCO3)2→ CaCO3 + CO2 + H2O

Mg(HCO3)2→ MgCO3 + CO2 + H2O

2- Kalıcı sertlik

Su ısıtıldığında değişiklik göstermeyen tuzlar kalıcı sertliğe neden olurlar. Bunlar genellikle
kalsiyum ve magnezyumun silikat, sülfat, klorür ve nitratlarıdır. Kalıcı sertliğe neden olan
tuzlar ancak suyun çok buharlaştırılması ile kristallenerek ayrılırlar. Bu tuzların bir kısmının
çözünürlükleri sıcaklıkla azalır. Buharlaştırma esnasında ısıtma yüzeyi ile temasta bulunan
suda tuzlar çözeltiye nazaran daha çabuk doygunluğa erişerek ısıtma boruları ve kazan
yüzeylerinde çöker ve kazan taşlarına neden olurlar.

Geçici ve kalıcı sertliklerin toplamı toplam sertlik olarak isimlendirilir.

ŞEHİR SUYU VE HAZIRLANMASI

• Şehir Suyunun Özellikleri

Sağlık açısından her şeyden önce içme suyu hastalık yapıcı mikropları ve sağlığa zararlı
maddeleri içermemelidir. İçme suyu berrak, kokusuz ve serin olmalıdır (7-10 oC). Lezzeti iyi
olmalı ve H2S içermemelidir. Suda bulunabilecek NO2-, NO3- ve NH3 az miktarlarda sağlığa
zararlı değildir. Yalnız suyun bozunmakta olan organik maddelerle temas etmesini göstermesi
bakımından önemlidir. Fe ve Mn bileşikleri de suya kötü bir lezzet verdikleri ve çamaşırlarda
leke bıraktıkları için istenmezler. Bazı tuzlar, özellikle bikarbonatlar suyun lezzetini
iyileştirirler. Az tuzlu su veya destile su tatsızdır. İçme suyundaki tuz miktarı 600 mg/L ye
kadar çıkabilir.

• Şehir Suyunun Hazırlanması

Her zaman, doğrudan doğruya kullanılabilecek özelliklere sahip bir içme suyu bulmak
mümkün değildir. Her şeyden önce ham suda bulunabilen sağlığa zararlı maddelerin ve
borularda korozyona neden olabilecek maddelerin uzaklaştırılması gerekir. Keza borularda
tıkanmalara neden olabilen veya bulanıklık veren maddelerin, kötü tat nedeni olan demir ve
mangan tuzlarının uzaklaştırılmaları gerekir.

Şehir suyunun hazırlanması üç aşamada olur:

1.Berraklaştırma ve süzme

Organik ve inorganik bulanıklık veren maddeler çöktürme ve süzme ile uzaklaştırılır. Suda
bulunan büyük parçalar sedimentasyon ile ayrılabilirler. Sedimentasyon tankları 2-3 m
derinliktedir. Kaba parçaların çökmesi 6 saati alabilir. Suyun akış hızı saatte 60-100 cm’dir.

Çok ince çamurlar, kolloidal ve hüminli maddeler sedimentasyon ile tamamen


uzaklaştırılamazlar. Bunların çökmesini sağlamak için Al2(SO4)3, FeCl3 veya
Na2O.Al2O3(sodyum aluminat) gibi maddeler ilave edilir.

Al2(SO4)3 + 3Ca(HCO3)2→ 2Al(OH)3 + 3CaSO4 + 6CO2

2FeCl3 +3Ca(HCO3)2→ 3CaCl2 +2Fe(HCO3)3

2Fe(HCO3)3→ 2Fe(OH)3 + 6CO2

Bu reaksiyona göre oluşan alüminyum hidroksit ve demir-3-hidroksit bulanıklık veren


maddelerin negatif yüzey yükünü nötrleştirerek çökmesine yardım eder. Bu nedenle suya 30
g/m3 FeCl3 ilavesi yeterli olmaktadır. Daha fazlası suya tatsızlık verir. İlave edilen maddelerin
optimum etkisi pH’a bağlıdır. Gerekiyorsa suyun pH’ı kireç ilavesiyle ayarlanır. Bu işlemden
sonra su, kum filtrelerden süzülür. Kum filtreleri ya yavaş çalışan açık filtrelerdir ya da kapalı
fakat çabuk süzen filtrelerdir. Filtrelerde kullanılan kumun boyutu 0,5-1 mm çapındadır.

2.Fe ve Mn tuzlarının ve CO2 nin uzaklaştırılması

İçme suyu olarak kullanılacak sularda mekanik temizleme sadece yüzey sularında görülür.
Yeraltı sularında bulanıklık veren maddeler bulunmaz. Daha ziyade CO 2 ve demir tuzları
bulunur. CO2’in bir kısmı bikarbonat halindedir ve buna bağlı karbon dioksit denir. Toprak
alkali metal bikarbonatları tek başına suda kararlı değildir. Karalı olması için ortamda belirli
miktarda serbest karbon dioksit bulunması gerekir. Aksi halde şu reaksiyonlara göre
karbonatlara dönüşür ve çökelti verir:

Ca(HCO3)2→ CaCO3 + CO2 + H2O

Mg(HCO3)2→ MgCO3 + CO2 + H2O

Bu dengenin temini için gerekli karbon dioksit miktarına “denge için gerekli serbest CO 2”
denir. Denge için gerekli CO2’in fazlası, mevcut kireç taşını çözer, yani koroziftir. Bu
nedenle, denge için gerekli CO2 ten fazlasına “korozif CO2” denilir.

Sudaki CO2 miktarı denge için gerekli miktarı aştığı takdirde su korrozif olur. Az kireçli
yumuşak su, sert suya göre daha korozif olabilir. Korozif CO2 içeren su, demiri bikarbonat
halinde çözer, dolayısıyla demir borular korozyona uğrayabilir. Dengenin olduğu suda denge
bir şekilde bozulursa CaCO3 çöker. Oluşan CaCO3 sıkı bir şekilde demir boruya yapışır ve
borunun daha fazla korozyona uğramasına neden olur.

Bu nedenle sudaki CO2 miktarının denge kuruluncaya kadar azaltılması gerekir. Teknikte
CO2’in uzaklaştırılması için çeşitli metodlar kullanılır:

1-Su yağmur halinde damlatılır.

2-Suya kireç sütü veya suyu katılır.

3-Su mermer üzerinde süzülür.

Suyun sertliği fazla ise son iki metod yerine ilk metod uygulanmalıdır. Aksi halde sertliğin
artması tehlikesi vardır. Kireç yerine yarım yanmış dolomit (CaCO3.MgO) de kullanılabilir.

CO2 li sular genellikle Fe(HCO3)2 içerir. İyi bir içme suyunda Fe miktarı 0,1 mg/L den az
olmalıdır. Fe(HCO3)2, süzme veya dekantasyonla giderilemez. Demirin önce Fe3+ haline
yükseltgenmesi gerekir. Bunun için su açıkta fiskiyelerden püskürtülür ve hava ile daha fazla
temas etmesi sağlanır veya kapalı kaplarda alttan hava verilir. Bu esnada korozif CO 2
uzaklaştırılır ve demir, Fe(OH)3 halinde çöker.

4Fe(HCO3)2+ O2 + 2H2O→ Fe(OH)3 + 8CO2

Böylece Fe ve CO2 aynı işlemle uzaklaştırılmış olur. Bu arada mangan da oksidasyona


uğrayarak uzaklaşır. Suyun süzülmesi esnasında manganın ayrılabilmesi için MnO 2 içeren
kuvars veya tanecikler halinde MnO2 kullanılır. Burada pH 8 civarında olmalı ve organik
maddeler önceden uzaklaştırılmalıdır.

Organik safsızlıklar hayvansal olduğu zaman önemlidir. Hümin maddeleri bazı yeraltı
sularında bulunur ve zararlı değildir. Fakat suyun tadını bozar ve istenmez. Keza, suya fena
bir koku verir, çamaşırda leke bırakır. Hüminli maddeler, FeCl3, Al2(SO4)3 veya Ca(OH)2
ilavesiyle uzaklaştırılabilir.

3.Bakterilerin (mikroorganizmaların) uzaklaştırılması

Yeraltı suları doğal şekilde süzüldüğünden mantar ve bakteri içermezler. Ancak yeryüzü
sularında veya yeryüzü sularıyla yeraltı sularının karışma tehlikesi olan yerlerde bu kontrol
yapılmalıdır. Şehir suyunda mikrop sayısı mL suda 10 un altında olmalı ve koli bakterisi
bulunmamalıdır. Mikrop sayısı yüksek sular klor veya ozon ilavesiyle dezenfekte edilmelidir.
Klor ya gaz halinde veya çözelti halinde suya verilir. Ozon ise gaz halinde verilir.
Şekil 1. Şehir suyunun hazırlanması

• Boruların Korunması

Ekonomik bakımdan olduğu kadar sağlık açısından da metallerin çözünürlüğü önemlidir. Su


naklinde kullanılan borularda Fe, Al, Zn, Sn, Cu, Pb malzemeler kullanılır. Özellikle Pb
bilhassa CO2 içeren sularda bazik kurşun karbonat koruyucu tabakası oluşmadığı için Pb boru
kullanıldığında tehlikeli olur. 0,5 mg/L konsantrasyonda Pb zehirlidir.

Borular dış etkilere karşı katranla boyanarak korunur. Dış etkilere karşı korunma Mg katotla
da sağlanabilir. Belirli bir mesafede tutulan Mg katottan Fe’e akım oluşur ve Fe’in çözünmesi
önlenmiş olur. Deniz suyunun nüfuz ettiği bölgelerde suyu Fe borularla nakletmek uygun
değildir. Polietilen veya PVC borular kullanılmalıdır.

• Kazan Besleme Sularının Hazırlanması

Yüksek basınçlı kazanların yapımında kullanılan malzemelerin yüksek basınç ve sıcaklığa


(160 atü ve 600oC) dayanması, buna ilaveten kazan besleme sularının da iyi hazırlanmış
olması gerekir. Normal şartlarda zararsız olan safsızlıklar yüksek basınçlı kazanlarda sadece
zararlı değil, aynı zamanda tehlikelidir. Bu nedenle yüksek basınçlı kazanlarda kullanılan
suyun hiç tuz içermemesi gerekir, yani saf su kullanılmalıdır. Kullanılan su saf olmadığı
zaman oluşacak olan kazan taşları ısı iletimini kötüleştirir, oluştuğu noktalarda ısı yığılmasına
neden olur ve zamanla kazan patlamaları meydana gelir. Ayrıca sertlik veren maddelerin
çamur halinde ayrılması borularda tıkanmalara neden olur.

Korrozif gazlar, en başta O2 kazan cidarında korrozyona neden olur. Örneğin demir
kazanlarda demir, korozyon neticesi Fe(OH)2 şeklinde suya geçer. Suda oksijen bulunmazsa
reaksiyon sona erer. Fe2+ iyonları demirin çözünmesini önler, ama ortamda O2 varsa, Fe(OH)3
oluşur ve bu da çözünürlüğü az olduğu için çöker. Bu takdirde suda Fe 2+ azaldığı için bir
miktar Fe daha çözünür. Demirin çözünmesine neden olan reaksiyonlar şu şekilde ifade
edilebilir.

Fe + 2 H2O = Fe(OH)2 + H2

2 Fe(OH)2 + ½ O2 + H2O = 2 Fe(OH)3

2 Fe(OH)3 2 Fe3+ + 6OH-

CO2 kazan suyunda NaHCO3 veya Na2CO3 halinde bulunur. Karbonat parçalandığında CO2
buhara geçer ve kondens suyunda çözünür. Suda çözünen CO 2 korrozif etkiye sahiptir. Bu
nedenle kazan sularında karbonat mümkün mertebe düşük olmalıdır.

Demirin suda çözünmesini önlemek için suyu alkali tutmak gerekir. Bu durumda da suda
köpürme olur, buhar rutubetli hale gelir ve tuz içerir. Bu tuzlar doymuş buharın ısıtılması
esnasında kazan taşına neden olur. Kazan sularında kolloidler ve yüzen maddeler varsa,
bunlar da köpürmeğe neden olurlar. Kazan suyunda toplam tuz miktarının belli bir seviyenin
altında tutulması gerekir.

Sonuç olarak, kazan besleme suyu sertlik veren maddeler içermemeli, toplam tuz ve alkali
miktarı mümkün mertebe düşük tutulmalı, O2 ve CO2 gibi korozif gazlar bulundurmamalı ve
dispers ve kolloidal maddeler olmamalıdır. Bunu sağlamak için de kazan suyunun hazırlama
işlemine tabi tutulması gerekir. Kazan sularının hazırlanması dispers maddelerin ve
kolloidlerin ayrılması, sertlik veren maddelerin ve tuzların giderilmesi ve O2 ve CO2 nin
uzaklaştırılması olmak üzere üç aşamada gerçekleşir:

1-Dispers maddelerin ve kolloidlerin ayrılması,

Yeraltı sularında normal olarak dispers madde bulunmaz. Ancak, ev, fabrika ve kanalizasyon
sularının karışma tehlikesi varsa, bu suların da berraklaştırılması gerekir. Dispers maddeler ve
kolloidler, reaksiyonları geciktirir, filtreli tıkarlar. Keza, organik kolloidler de parçalanarak
korrozif maddeler oluştururlar. Bu nedenle ilk aşama olarak uzaklaştırılmaları gerekir. Bir
diğer problem silisik asittir. Silisik asit, suda kolloidal olarak veya moleküler olarak
bulunabilir. Kazan taşı oluşturur veya türbin kanatları üzerinde çöker. Silisik asit yeraltı
sularında daha çok bulunur. Sertlik veren maddeler olarak Ca ve Mg çok bulunur. Ca tuzları
çöktürülerek ayrılırsa da Mg tuzları kalır ve hidrolizle parçalanarak asit oluşturur, bu nedenle
de istenmez. Nehir suları daha az sertlik yapıcı tuz içerir. Ama sertliği mevsimsel olarak
değişebilir. Yeraltı sularının kullanılması halinde ise Fe ve CO 2 içeriğine dikkat edilmesi
gerekir. Tabloda yeraltı ve nehir sularının karşılaştırılması yapılmaktadır.

Özellikler Nehir Suyunda Kaynak suyunda


Dispers Madde Yüksek Yok
Kolloidal Madde Yüksek Yok
Sertlik Az(değişebilir) Yüksek ve sabit
Oksijen Var Var
Korrozif CO2 Yok Var (genellikle)
Kazan suyunun nehir suyundan hazırlanması, yeraltı suyuna göre daha kolay ve ucuzdur.

Yeryüzü sularında, dekantasyon ve süzme işlemi uygulanır. İri parçalar ve yapraklar suyu
eleklerden geçirmek suretiyle tutulur. Dekantasyon kaplarıyla dispers maddeler çökelir ve
ayrılır. Daha sonra su kum filtrelerden geçirilir. Süzme hızı yüksektir. Filtreler açık veya
kapalı olabilir ve betondan yapılırlar.

Kolloidal maddeler süzme ile tamamen uzaklaştırılamaz. Çöktürmek için FeCl3, Al3+ tuzları,
sodyum aluminat kullanılır. Al tuzları halinde en iyi pH 5,7-6,5 tur. Çöktürücü suya kum
filtresine verilmeden önce katılır. Böylece berrak bir su elde edilmiş olur.

2-Sertlik veren maddelerin ve tuzların giderilmesi,

Sertliğin giderilmesinde şu yöntemler kullanılır:

• Kimyasal metot

• Katyon değiştirme metodu

• Katyon-anyon değiştirme metodu

Kimyasal Metot: Bu metotta sertliği gidermek için suya Ca2+ ve Mg2+ iyonları ile az çözünen
tuzlar oluşturan anyona sahip kimyasal maddeler katılır. Bu maksatla en çok kullanılan
kimyasal maddeler Ca(OH)2, NaOH, Na2CO3 ve Na3PO4 tür. Yukarıda sayılan bileşikler ilave
edildiği takdirde Ca2+ iyonu CaCO3, Ca3(PO4)2, Mg2+ ise Mg(OH)2, Mg3(PO4)3 şeklinde
çökerler. Na3PO4 kullanılarak elde edilen sertlik diğer maddelerle elde edilenden daha düşük
olur. Sertlik giderilmesinde çöktürücü tuzun biraz fazlası ilave edilmesi daha iyi sonuç verse
de toplam tuz miktarı artacağı için tercih edilmez. Keza çöken maddelerin tane iriliği de
çözünmeyi etkiler. Çöken maddenin tane iriliği ne kadar büyük olursa sertlik de o kadar düşük
olur. İyi bir karıştırma ve yüksek sıcaklıkta çöktürme yapılırsa taneler daha iri olur.

Çöktürme vasıtası uygun konsantrasyonda sulu çözeltisi veya süspansiyon halinde suya
katılır. Karıştırma genellikle mekanik olarak yapılır. Çöken tuzların ayrılması için
dekantasyon kapları kullanılır. Su hafif bulanık ise çöken maddeler bulanıklığa neden olan
maddelerin de etrafını sarar ve birlikte çökerler.

Sıcak soda-kireç metodu en bilinen kimyasal metottur. Bu metotta geçici sertlik yapan
kalsiyum tuzları, geçici ve kalıcı sertlik yapan magnezyum tuzları Ca(OH)2 ilavesiyle, kalıcı
sertlik yapan kalsiyum tuzları ise Na2CO3 ilavesiyle uzaklaştırılır.

Ca(HCO3)2 + Ca(OH)2→ 2CaCO3 + 2H2O

CaSO4 + Na2CO3→ CaCO3 + Na2SO4

Mg(HCO3)2 + Ca(OH)2→ MgCO3 + CaCO3 + 2H2O

MgCO3 + Ca(OH)2→ Mg(OH)2

MgSO4 + Ca(OH)2→ Mg(OH)2 + CaSO4


Magnezyum karbonatın çözünürlüğü fazla olduğu için, magnezyumu ancak hidroksit şeklinde
uzaklaştırmak mümkündür. Bu işlemlerde kireç doygun çözeltisi şeklinde, sodyum karbonat
ise uygun bir konsantrasyonda kullanılır. Kullanılan sistem, Ca(OH) 2 in hazırlandığı bir tank,
Na2CO3 çözeltisi tankı, otomatik miktar ayarlama aletleri, dekantör, reaktör ve süzgeçten
ibarettir. İlave edilecek kimyasal maddelerin miktarı ham suyun analizine göre yapılır.
Alman sertlik derecesine göre yapılan bir hesaplama ile ilgili bir örnek aşağıda verilmektedir:

Ham suda geçici ve kalıcı sertlikler birbirine eşit ise bu takdirde suyun sertliği sadece NaOH
ilavesiyle giderilebilir. Bu takdirde oluşan reaksiyonlar şu şekildedir:

Ca(HCO3)2 + 2 NaOH → CaCO3 + Na2CO3 + 2H2O

CaSO4 + Na2CO3 → CaCO3 + Na2SO4

Burada ilk reaksiyonda oluşan Na2CO3 kalıcı sertliği gidermek için yeterli olur.

Sertlik veren maddeler karbonat olarak değil, tersiyer fosfat halinde çöktürüldükleri zaman
oluşan Ca3(PO4)2ve Mg3(PO4)2oluşur. Bunların çözünürlükleri karbonatlara göre daha
düşüktür ve dolayısıyla kazan besleme suyunun sertliği daha düşük olur. Na 3PO4 ilavesiyle
gerçekleşen reaksiyonlar şu şekildedir:

3CaSO4 + 2Na3PO4→ Ca3(PO4)2 + 3Na2SO4

3Ca(HCO3)2 + 2Na3PO4 → Ca3(PO4)2 + 6 NaHCO3

3MgSO4 + 2Na3PO4→ Mg3(PO4)2 + 3Na2SO4

3Mg(HCO3)2 + 2Na3PO4 → Mg3(PO4)2 + 6 NaHCO3

Ancak, Na3PO4.10H2O nun fiyatı pahalı olduğundan bu metot ancak NaOH ile ön sertlik
giderme işlemine tabi tutulmuş olan sulara uygulanabilir.

Katyon değiştirme metodu: Bu yöntemle sertliğin giderilmesinde katyon değiştiriciler


kullanılır. Bu maksatla doğal madde olarak zeolitler mevcuttur. Ayrıca sentetik olarak
üretilmiş katyon değiştiriciler de mevcuttur.

Zeolit kullanıldığı zaman meydana gelen reaksiyonlar şu şekildedir:

Na2Ze + Ca(HCO3)2→ 2NaHCO3 + CaZ

Na2Z + CaSO4 → Na2SO4 + CaZ

Bu takdirde katyon değiştiriciden çıkan suda geçici sertliğe eşdeğer miktarda NaHCO 3, kalıcı
sertliğe eşdeğer miktarda Na2SO4 veya NaCl bulunur. Zeolitteki Na iyonları bittiği takdirde
katyon değiştirici rejenere edilebilir. Bu takdirde teorik olarak kullanılması gereken NaCl ün
2,5-3 katı kullanılır ve ters yönde reaksiyon meydana gelir:

CaZ + 2 NaCl → Na2Z + CaCl2


Katyon değiştirici bir tank içinde bulunur. Sert su üstten verilir ve yumuşak su alttan alınır.
Rejenerasyonda da tuzlu su üstten verilir ve alttan alınan su atılır. Daha sonra, üstten verilen
su yumuşak alınıncaya kadar yıkanır. Bu şekilde su arıtmada

-Filtrelerin çalışması 8-12 saat sürer.

-Suda bulanıklık veren maddeler olmamalıdır ve bunun için suya bir ön hazırlama
uygulanmalıdır.

-Süzme hızı en az 20 m/saat olmalıdır.

-Spesifik yükleme her katyon değiştirici için farklıdır ve 5-25 m3 su/saattir.

-Kullanılan su tercihen soğuk olmalıdır.

-Geçici sertlik veren maddeler zeolitten geçirildiğinde NaHCO3 oluşur. Bu da NaOH


oluşmasına ve kazan suyunun alkalitesinin artmasına neden olur. Bu durum ya geçici sertliği
önceden Ca(OH)2 ile gidererek, ya da asidik katyon değiştiriciler kullanılarak bertaraf
edilebilir:

Ca(HCO3)2 + Ca(OH)2→ 2CaCO3 + 2H2O

H2A + Ca(HCO3)2→ CaA + 2H2O + 2CO2

H2A + CaSO4→ CaA + H2SO4

CaA + 2HCl → CaCl2 + H2A

Böylece yumuşatılan suda NaHCO3 yerine buna eşdeğer miktarda CO2 bulunur. Ham suda
bulunan anyonlar da asitlerine dönüşürler ve suyun asiditesi artar. Bu arada reaktör astarının
aside dayanıklı olması gerekir. Bu su kazana verilmeden önce nötralize edilmesi gerekir.

-Bu iş en iyi bir şekilde suyu anyon -OH değiştiricisi ile muamele ederek sağlanır. Bunların
rejenerasyonları seyreltik alkalilerle yapılır (%2 NaOH, veya %3 Na 2CO3). Anyon hidroksil
ile yer değiştirir.

(OH)2A + H2SO4→ SO4A + 2H2O

Bu suretle suyu ısıtmadan katyon ve anyon içermeyen bir su elde edilmiş olur. Bu suyun tuz
içeriği bakımından destile sudan bir farkı yoktur.

3-O2 ve CO2 nin uzaklaştırılması,

Bu işlemden sonra suyun havalandırılması ve bu suretle CO 2 in uzaklaştırılması gerekir. Bu


amaçla su havalandırılabilir ve bu işlem CO2 in sudan ayrılmasını sağlar.

O2 nin sudan uzaklaşmış olması gerekir. Hava ile doymuş 1 litre suda ortalama olarak 6-7 mL
çözünmüş halde O2 bulunur. Gazların uzaklaştırılması işleminde çoğu kez ısıtma işlemi
uygulanır. Böylece çözünmüş O2 miktarı litrede 0,3 mL ye düşer. Bu gidermek için de
kimyasal metodlara başvurulabilir. Örneğin Na2SO3 kullanılabilir.
2Na2SO3 + O2→ 2 Na2SO4

Ancak bu reaksiyon kazan besleme suyunda tuz konsantrasyonunu artırır. Bu nedenle


oksijenin hidrazinle uzaklaştırılması tercih edilir:

H2N-NH2 + O2 → N2 + 2H2O

Özellikle yüksek basınçlı buhar kazanlarında oksijenin hidrazinle tamamen uzaklaştırılması


gerekir. Diğer taraftan, kazan besleme suyunda silikatlar uzaklaştırılmalıdır. Bunun için suyun
dolomit veya aktif MgO üzerinden geçirilmesi gerekir. Bu takdirde SiO 2 miktarı 0,3-0,5 mg/L
ye düşürülebilir. Tamamen gidermek için ise katyon-H değiştiriciden geçen su kuvvetli bazik
anyon değiştiriciden geçirilmelidir.

-Bu şekilde edilen kazan suları kondens suyundan da elde edilebilir. Ancak kondens suyu yağ
içermemelidir. Yağı uzaklaştırmak için kondens suyunun aktif kömür üzerinden geçirilmesi
gerekir. Aktif kömür oda sıcaklığında çalışılırsa ağırlığının %15-25 i kadar, sıcakta(130-
135oC) çalışılırsa ağırlığının %35 i kadar yağ çeker.

Kazan Besleme Suyunun Özellikleri:

 Kazan suyundaki safsızlıklar tamamen uzaklaştırılamaz. Bunların konsantrasyonları


kazan suyunun devamlı buharlaşması nedeniyle artar. Bunların zararlı etkilerini
önlemek üzere kazanda 10-20 ppm P2O5 bulundurulur. Kazandaki toplam tuz miktarı
belirli bir seviyeyi aşmamalıdır.
 Tuz içeren besleme suyu kullanıldığı takdirde aynı miktar tuz içeren besleme suyunun
kazandan atılması ve tuz dengesinin kurulması gerekir.
 Kazan suyunun alkalitesi sınırlanmış olmalıdır. Alkalite, natron sayısı ile verilir.
Natron sayısı mg/L olarak sodyum hidroksit konsantrasyonu ile sodyum karbonat
konsantrasyonunun 4,5 ta birinin toplamıdır. Bu sayı 50 atü’den düşük kazanlarda
100-400, 50 atüden yüksek kazanlarda 50-100 olmalıdır. Kazan suyu başka sodyum
bileşikleri de içerdiğinde natron sayısı yerine alkalite sayısı kullanılması önerilir.
Alkalite sayısı toplu alkaliteyi oluşturan bileşikler ne olursa olsun bunların NaOH
eşdeğerlerinin mg NaOH/L olarak miktarıdır. Alkalite, 20 atüye kadar olan
basınçlarda 400 mg NaOH/L, 40 atüye kadar basınçlarda 200 mg NaOH/L, 100 atüye
kadar basınçlarda 50 mg NaOH/L, >100 atü ye kadar basınçlarda 30 NaOH mg/L
olmalıdır.
 Kazan suyunun alkalitesi kazan besleme suyundan ayrı olarak ayarlanmalıdır. Bu iş
için diamonyum fosfat ve amonyum sülfat karışımı kullanılır. Bu şekilde kondens
suyunda amonyak bulunur ve pH 9 olur. Sonuçta da kondens suyundan dolayı
korozyon önlenmiş olur.
 Türbinlerin zarar görmemesi için buharda tuz olmamalıdır. 100 atü ve üzerindeki
basınçlarda kazan suyunda tuz fazla olursa buhara geçer. Bu da türbinler için
zararlıdır.

Soğutma Suyu ve Özellikleri:


Sanayide su en fazla soğutma suyu olarak kullanılır. Soğutma sularında

• Bulanıklık veren maddeler bulunmamalıdır.

• Sertlik yapıcı maddeler olmamalıdır.

• CO2 uzaklaştırılmalıdır.

• Suda yosun ve bakteri bulunmamalıdır.

• Su sıcaklığı düşük ve yaz-kış sabit olmalıdır.

Soğutma suyunda geçici sertliğin giderilmesi konik şekilli, silindirik ve içinde dolgu
maddeleri bulunan kaplarla yapılır. Su kabın altından pompa ile verilir. Kulenin üst kısmında
kireç suyu veya sütü ile temasa geçer. Dolgu maddesi 1 mm çaplı kuvarstır.

Ca(HCO3)2 + Ca(OH)2→ 2CaCO3 + 2H2O

Reaksiyonuna göre oluşan CaCO3 kuvars üzerinde çöker ve zamanla bu tanelerin çapı 2 mm
olur. Bu takdirde değiştirilir. Bu işlemle bulanıklık veren maddeler ve CO 2 de giderilmiş olur.
Bu suyun işlemden sonra süzülmesi gerekir.

Yosun ve bakterilere karşı ekseri klor gazı kullanılır. 1 ton suya 20 g klor verilir. Soğutma
suyu soğutulurken kısmen buharlaşır ve tuz konsantrasyonu artar. Bu nedenle geçici sertlik
veren maddelerin çökmesini önlemek için suyun tonu başına 2g polifosfat (NaPO 4)6 ilave
edilmesi önerilir. Bu takdirde polifosfat Ca, Mg, Fe ve Al katyonları ile kompleksler
oluşturur ve kazan taşı oluşumu engellenmiş olur. Bazı özel durumlarda soğutma suyu katyon
değiştiriciden geçirilerek yumuşatılır.

Atık Suların Temizlenmesi:

Suyun farklı amaçlarla kullanılması sonucu oluşan atık suların temizlenmesi ve


uzaklaştırılması, endüstride ve şehirlerde kullanma amacıyla su temini ve suyun kullanılacağı
yere göre hazırlanması kadar önemli bir problemdir.

Şehir atık suları hayvansal organik maddeler içerir. Sanayi suları ise zehirli maddeler
içerebilir. Sanayi suları hiçbir zaman bir ön temizlemeğe tabi tutulmadan nehirlere, göllere ve
denizlere verilmemelidir. Nehirlerde bulunan bitkiler, mikroorganizmalar ve balıklar atık
sulardaki organik maddeleri parçalayacak durumdadır. Bunu için suda çözünmüş oksijen
olmalıdır. Bu oksijen tükendikçe yeniden atmosferden suya oksijen geçer. Ancak, organik
madde çok olursa oksijen miktarı yeterli olmaz. Bu durumda organik maddenin bozunması
anaerobik olur ve H2S çıkar.

Atık suların temizlenmesi için kullanılabilecek genel bir metot bulmak mümkün değildir.
Kanalizasyon suları ile sanayi sularına farklı yöntemler uygulanır. Hatta her sanayi atık
suyunu temizlemek için kullanılacak yöntem farklıdır.

Kanalizasyon suları, mezbaha atıkları, deri fabrikası atık suları enfeksiyonlu olabilirler. Şeker
fabrikaları, nişasta fabrikaları, bira fabrikaları, süt fabrikaları atık suları bitki atıklarını ve
proteinleri içerdiklerinden bozunmaya uğrarlar. Tekstil atık suları boyar maddeleri içerirler.
Bu nedenle her bir atık su için yeni metot geliştirilmelidir.

Şehir Kanalizasyon Sularının Temizlenmesi:

Kanalizasyon sularının giderilmeden önce bir ön işleme tabi tutulması gerekir. En uygun
yöntem seyreltme yöntemidir. Bu sular nehirlere, göllere ve denizlere gönderilir. Burada
buluna oksijen bu maddeleri parçalar. Fakat günümüzde bu sular o kadar çoktur ki
parçalanma için yeteri kadar oksijen yoktur ve sular kirlenmektedir. Bu nedenle de bu metod
kullanılmamaktadır. Bu gün kullanılan üç yöntem vardır.

• Mekanik

• Kimyasal

• Aktif çamur

• Her üç yöntemde de kanalizasyon suyundaki katı maddeler sulu kısımdan ayrılır.

Ayrılan bu kısımlara ayrı ayrı işlem uygulanır. Uygulanacak işlemlere karar vermek için

• Kanalizasyon suyunda süspansiyon halinde bulunan katı madde miktarı

• B.O.D. (Biyolojik Oksijen İhtiyacı) belirlenmelidir.

Mekanik yöntemde kanalizasyon suyu içinde bulunan kaba parçalar, elek, filtre, çöktürme
havuzları kullanılarak uzaklaştırılır.

Kimyasal yöntemde katı maddeler koagülasyonla çöktürülür. Koagülant olarak Fe2(SO4)3,


AlCl3,Al2(SO4)3, Ca(OH)2 kullanılır.

Aktif çamur yöntemi kanalizasyon sularındaki hem süspansiyon halindeki maddeleri ve hem
de çözünmüş maddeleri uzaklaştırmak için en önemli yöntemdir. Aktif çamur aerobik
bakterileri içerir. Bu bakteriler kanalizasyon suyundaki organik maddeleri kullanır.
Kanalizasyon suları süzülüp kaba parçalar ayrıldıktan sonra aktif çamur ilave edilerek aerobik
fermentasyona uğratılır. CO2 ve CH4 oluşur. Fermentasyondan sonra süzülerek ayrılan katı
maddeler yerel şartlara göre gömülür, yakılır veya kurutularak gübre olarak kullanılır. Kalan
su ise klorlandıktan sonra nehirlere verilir.

You might also like