You are on page 1of 30

SANSÜRCÜ

ANTHONY NEILSON

KİŞİLER
Sansürcü
Bayan Fontaine
Sansürcü’nün Karısı

MEKAN
Oyun iki mekanda geçer, Sansürcü’nün ofisi ve evi.
Sansürcü : (Sadece sesi duyulur.) Her şey pornografik bir filmle başladı. Ve size yemin
ederim, gördüğüm diğer binlercesi gibi bu film de sıradan bir pornoydu.
Hayır: Farklılıklar vardı - garip çekimler ve düzenlemeler – ama aynı zamanda
kötü bir teknik kullanıldığını belirtmeliyim.
Hayır: Size dürüst davranacağım – filmin bir kadın tarafından çekildiği
gerçeğini de belirtmeliyim.
Film hard-core’du ve bu haliyle kuruldan geçmesi imkansızdı. O bayan kararı
tartışmak için benimle bir toplantı yapmak istedi.
Reddedebilirdim. Ve hala bugün, eğer reddetseydim her şey daha mı iyi olurdu
diye düşünüyorum. Yani kabul ettim ve o da bildiği tek yöntemi kullanarak,
fikrimi değiştirmek için geldi.

Sahne 1
(Sansürcü’nün ofisi.)
(Sessizlik.)
Sansürcü : Bayan Fontaine – (Sessizlik.) Lütfen gömleğinizi giyin.
Fontaine : Evli misiniz?
Sansürcü : Hayır –
Fontaine : Eşcinsel misiniz?
Sansürcü : Hayır – Sadece gömleğinizi giymenizi istiyorum. (Sessizlik.) Beni
utandırıyorsunuz Bayan Fontaine. Ve kendinizi de küçük düşürüyorsunuz.
Fontaine : Nasıl yani?
Sansürcü : Bakın film hakkında tartışabiliriz, bu önemli değil. Ama önce şu şeylerinizi –
hemen giyin...
(Sessizlik. Fontaine’nin elleri sütyenin kopçasına doğru gider.)
Fontaine : Belki de bir şeyler daha çıkarmalıyım.
Sansürcü : Hayır - ! (Fontaine’i durdurur. Kollarından tutmuştur. Sessizlik. Fontaine
gülümser. Sansürcü ayrılır.) Bunu neden yapıyorsunuz?
Fontaine : Haydi canım, bu kadar şaşırmış olamazsınız: Günlerinizi kadınların
göğüslerine bakarak geçiriyorsunuz –
Sansürcü : Şaşırmadım –
Fontaine : Yalan söylüyorsunuz. Çok iyi tanıdığınız bir kadının size kendini sunuşunu
hiç hayal etmediğinizi söyleyebilir misiniz bana? Haydi söyleyin.
Sansürcü : Neyi hayal ettiğim sizi ilgilendirmez ama hayalim her ne olursa olsun sizinle
hayal etmedim.
(Sessizlik.)
Fontaine : Edeceksiniz.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Bakın – lütfen – içeri biri girerse –
(Sessizlik. Gömleğini giyer.)
Fontaine : Nasıl isterseniz.
(Fontaine oturur. Sansürcü buna şaşırır.)
Sansürcü : Sanırım gitseniz iyi olacak.
(Sessizlik. Kalkar, paltosunu giyer. Sessizlik.)
Fontaine : Söylediklerimi düşünecek misiniz? (Sessizlik.) Film hakkında. (Sansürcü
söyleyecek söz bulamaz.) Bundan utanacak değilim. Utanmak sadece zaman
kaybıdır.

Sahne 2
Mutfak.
Sansürcünün eşi sabahlık giymiştir. Sabah gazetesini okumaktadır.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Ne zaman geldin?
San. Karısı : Bilmem. Dört gibi.
(Uzun sessizlik.)
Sansürcü : Nerde yattın?
San. Karısı : Oturma odasında. Seni uyandırmak istemedim.
(Uzun sessizlik.)
Sansürcü : Neredeydin?
San. Karısı : Catherine akşam yemeği için birkaç kişiyi davet etmişti.
(Uzun sessizlik.)
Sansürcü : David de orada mıydı?
(Sessizlik.)
San. Karısı : Bir süreliğine.
Sansürcü : (Sadece sesi duyulur.) On beş kırk yedi : Vajinanın dışı. On altı sıfır iki:
Vajinanın detaylı görünümü. Yapay cihazla içine girme. On altı yirmi üç: Aynı
işlemin anal uygulanması. Vajinaya dijital geçiş.
Vajinanın ağızla uyarılması – on altı kırk iki. On yedi on: Ereksiyon halindeki
penisin mastürbasyonu. On yedi yirmi altı: Ereksiyon olmuş penise oral
uygulama. On yedi elli bir: Anal sahnenin tekrarı. On sekiz sıfır üç: Oral
sahnenin tekrarı.

Sahne 3
Sansürcünün ofisi.
Bir şeylerken yazarken Fontaine beklemektedir.
Fontaine : Bana yalan söylediniz. (Sessizlik.) Evli olmadığınızı söylemiştiniz.
Sansürcü : Geçen gece tartışmama konusunda anlaştığımızı sanıyordum Bayan Fontaine.
Fontaine : Sadece neden bana evli olmadığınızı söylediniz merak ettim.
Sansürcü : Söylemedim. Ne söylediğimi bilmiyorum. Söylediysem de ciddi değilimdir.
Alyans takıyorum bakın. Şimdi konumuza dönebilir miyiz lütfen?
Fontaine : Tamam. (Sessizlik.) Gömleğin üzerinde kalsın. (Fontaine gülümser. Sansürcü
karşılık vermez. Sessizlik.) Pekiyi sonuç nedir Bay Sansürcü?
(Biraz daha Fontaine’i bekletir.)
Sansürcü : Sonuç – bunun dağıtımına bırakın izin vermeyi, dağıtımını düşünmemizi bile
istiyorsanız – yaklaşık otuz beş dakikalık bir kısmını... kesmek zorunda
kalacaksınız.
Fontaine : Bu da yasaklamak kadar etkili.
Sansürcü : Hayır, kesintiler yapıldıktan sonra filmin 18 yaş yasaklı olarak geçmesini
önerebilirim. Sadece ruhsatlı video dükkanlarında satılabilir.
Fontaine : Sex shop’larda yani.
Sansürcü : Evet. (Sessizlik.) Bakın – kusura bakmayın ama – ne olmasını bekliyordunuz?
Filminiz peş peşe montajlanmış seks sahnelerinden oluşuyor. Konu yok,
karakter yok, hiçbir şey yok. Yani ne olmasını bekliyordunuz? Burger King’de
bir gösterim mi?
Hayır: Neler olacağını kesinlikle biliyordunuz – büyük bir yaygara çıkacak ve
dikkatleri üzerinize çekecekti. Aslında böyle de oldu. Bakın filminiz ister sanat
filmi olsun, Bayan Fontaine, ister filminizdeki pornografi eğitici olsun: Burada
yasal olarak gösteremeyeceğiniz şeyler var ve bu bir bakış açısı problemi
değil, yasal bir problemdir.
(Sessizlik.)
Fontaine : Bana Bayan Fontaine deyişinizi seviyorum.
Sansürcü : (Sessizlik.) Bakın, ben –
Fontaine : Hayır, seviyorum. Gerçekten. (Sessizlik.) Filmi sınıflandırmadan
geçirebilirsiniz. Böylece bütün sinemalarda gösterilebilir.
Sansürcü : Kesintiler olmadan imkansız.
Fontaine : Kesinti süresini azaltamaz mıyız?
Sansürcü : (İç çeker.) Teorik olarak mümkün. Ama üsttekilere sağlam sebepler
göstermem gerekecek.
Fontaine : Peki bunun için hazırlık yaptınız mı?
Sansürcü : Bu sadece zaman kaybı olur.
Fontaine : Sorduğum bu değildi.
Sansürcü : Bayan Fon- (Sessizlik.) Böyle bir öneriyi hazırlamanın ne kadar zaman aldığı
hakkında hiçbir fikriniz var mı? Kaç tane form doldurmam gerektiğini biliyor
musunuz? En üst kata çıkmadan kaç odayı dolaşması gerektiğini? Bütün bu
filmlerin, bu sistemin içerisinde öylesine ortadan yok olduğu bilinen bir şeydir.
Fontaine : Şansımı deneyeceğim.
Sansürcü : Hayır, anlamıyorsunuz – Yukarıdan, buraya yani aşağıya gelen filmler...
Fontaine : Aşağı mı?
Sansürcü : Kimse size söylemedi mi? (Sessizlik.) Buraya ne ad verdiklerini biliyor
musunuz Bayan Fontaine? (Sessizlik.) “Bok çukuru.” Çünkü bize gönderilen
bütün filmler, en hastalıklı ve en uçta yapılmış olanlarıdır. Bunların yüzde
doksanının dağıtımına asla yasal olarak izin verilmez. Yüzde yedisi
mahkemelik olur. Yaklaşık yüzde üçü de akıntıya kapılıp yok olur gider.
Sizin filminizin geleceği de... karanlık.
(Sessizlik.)
Fontaine : Peki ne kadardır bu... “bok çukurundasınız?”
Sansürcü : (Sessizlik.) Altı yıldır. (Sessizlik.) Zaten herkes buradan başlar.
Fontaine : Altı yıl, uzun bir başlangıç olmuş.
Sansürcü : Doğru, aslında geçen yıl terfi edecektim ama benden biraz daha... burada
kalmamı istediler. (Sessizlik.) Bu işi öyle herkes yapamaz. Çok güçlü olmanız
gerekir. Belki biraz abarttım ama ben bir karar verdiğimde bu daha iyiye
yönelik bir şey olacaktır.
Fontaine : Yani başarılı bir denetim kendinizi daha iyi hissettirecektir?
Sansürcü : Başarılı bir denetim, evet. Ancak onun başarılı olabilmesi için, ortaya
çıkardığım işe inanmam gerek. Filminizin heyecan uyandırma dışında bir
amacının olduğuna inanmalıyım.
Fontaine : Ve inanmıyorsunuz.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Hayır. Üzgünüm ama inanmıyorum.
(Sessizlik.)
Filminiz sıra dışı. Kabul ediyorum. Baştan sona aynı oyuncularla çekmeniz –
sahnenin her zaman boşalmayla bitmemesi, epizotların sırası... Klasik kuralları
alt üst ediyor olabilirsiniz. Ancak öyle ya da böyle filminiz hard-core porno.
Gerçi benim bununla hiçbir sorunum yok. Aslına bakarsanız kendime göre
oldukça liberal sayılabilirim. Ama yine de sinek, sinektir öyle değil mi?
Ayrıca, sanki çok toymuşum ve aradaki farkı anlamayacakmışım gibi bu filme
çığır açan bir sanat eseri olarak bakmaktan da vazgeçelim. Bu film çok ileri
giden, mini minnacık bir şey.
(Sessizlik.)
Fontaine : Madem bu film çok ileri giden, mini minnacık bir şey, neden beni tekrar
çağırdınız?
(Sessizlik.)
Sansürcü : Çünkü ne düşündüğünüzü biliyorum: Benim dar görüşlü, aşırı ahlakçı ve
kibirli olduğumu – yükselmesi önlenmiş, üstlerine bağlı ve onların götlerini
toplayan biri olduğumu düşünüyorsunuz.
Fontaine : İnsanlara ne düşündüklerini söylemek hoşunuza gidiyor değil mi?
Sansürcü : (Bıkkın.) Hayır, çünkü geçen gece, buradan ayrıldığınızda “oh be ona ne
olduğunu harika bir şekilde gösterdim” diye düşündüğünüzü biliyorum –
Fontaine : Ne zaman bu konuya döneceğimizi merak ediyordum.
Sansürcü : Evet öyle çünkü çok çirkin bir davranıştı – yani ben ne yapabilirdim ki, hiç
tanımadığım bir kadın giysilerini çıkarmaya başlıyor – herkes bunu görünce bir
parça... şaşırır, ama sizin kendini beğenmiş ve son derece basit düşüncenize
göre, bu işi yapan herkes biraz... şey olmalı...
Fontaine : Yükselmesi önlenmiş, üstlerine bağlı ve onların götlerini toplayan biri mi?
Sansürcü : Evet aynen öyle.
Fontaine : Bu yüzden yaptığımı mı düşünüyorsunuz?
Sansürcü : Neden yaptığınızı bilmiyorum! Hiçbir fikrim yok!
Fontaine : Belki de sadece soyunmak istemişimdir.
Sansürcü : Belki de beni utandırmak istemişsinizdir –
Fontaine : Sizi anlamak istedim.
Sansürcü : Hayır, çünkü kendimi aptal gibi hissetmekten hiç hoşlanmam Bayan
Fontaine! Buraya çat kapı girerek benimle alay edemezsiniz anlıyor musunuz?
(Sessizlik.)
(Sansürcünün üzerine doğru yürür.)
Fontaine : Yani bu yüzden mi beni buraya çağırdınız? Sizinle alay edemeyeceğimi
söylemek için mi?
Sansürcü : Evet – yo, hayır – size şeyi – kararlarımın – nedenini anlatmak için.
Fontaine : Size inanmıyorum.
Sansürcü : Bayan Fontaine –
Fontaine : Beni düşündünüz değil mi?
Sansürcü : Hayır – aslına bakarsanız evet düşündüm – ama o manada değil –
Fontaine : Tohumlar, fasulyeye dönüştü aynen beklediğim gibi.
(Elini Sansürcünün kasıklarına koyar.)
Sansürcü : Lütfen bunu yapmayın –
Fontaine : Durdurun beni.
(Elini uzaklaştırmak için zayıf bir hareket yapar. Fontaine, Sansürcünün
fermuarını açar.)
Sizi koruyan ne Bay sansürcü? Bilmek istediğim bu.
(Sansürcüye mastürbasyon yaptırmaya başlar. Bir süre devam eder ama hiçbir
işe yaramaz.)
Sanırım biraz gerginsiniz.
(Sessizlik. Elini çeker. Sansürcü fermuarını kapatır. Fontaine elini koklar.)
Talk pudrası. Çok etkilendim. Ve biraz idrar ama o kadarcık da olur ... Hep
böyle hoş mu kokarsınız yoksa her an bir kaza mı bekliyorsunuz?
(Sessizlik.)
Sansürcü : Neden bunu yapıyorsunuz? Gerçekten? (Sessizlik.) Eğer niyetiniz kararımı
değiştirmekse bu asla olmayacak. (Sessizlik.) Psikolojik bir sorununuz mu var?
Bakın ben çok ciddiyim. Herhangi bir ilaç tedavisi görüyor musunuz?
Fontaine : Kendinize çok kötü davranıyorsunuz.
Sansürcü : Bunun benimle alakası yok.
Fontaine : Yok mu?
Sansürcü : Beni tanımıyorsunuz!
Fontaine : Gömleğim üzerimdeyken çok daha iyi tanıyorum sizi.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Bu doğru değil.
Fontaine : Evli olduğunuz için mi?
Sansürcü : Nedenlerden biri bu.
Fontaine : Şimdi karınızı arayıp, az önce elimin kocasının pantolonunun içinde
olduğunu anlatsam, bana ne derdi?
(Sessizlik.)
Sansürcü : Beni tehdit mi ediyorsunuz Bayan Fontaine?
Fontaine : Hayır, sadece varsayıyorum. Ne derdi?
(Sessizlik.)
Sansürcü : Benim ve karımın evlilikte sadakatsizlik konusunda çok özel bir politikamız
var.
Fontaine : Nedir bu politika?
(Sessizlik.)
Sansürcü : Kiminle ne yaptığını bana anlatır.
(Sessizlik.)
Fontaine : Anlıyorum. (Sessizlik.) Bu çok utanç verici olmalı.
Sansürcü : (Sessizlik.) Benim için değil.
(Sessizlik.)
Fontaine : Hiç zina yaptınız mı?
(Sessizlik.)
Sansürcü : Buna cevap vermeyi bile neden düşüneyim ki? Bu sizi ilgilendirmez değil mi?
(Sessizlik. Fontaine şaşırmış görünür.)
Fontaine : Ama şu an yapıyoruz değil mi?
Sansürcü : Ne yapıyoruz?
Fontaine : Zina yani.
Sansürcü : Zina mı?
Fontaine : Evet... yaptıklarımızdan sonra...
Sansürcü : Yaptıklarımızdan sonra mı? Ellerinizi pantolonumun içine sokuverdiniz.
Fontaine : Detaylar üzerine tartışacak mıyız yoksa yetişkinler gibi davranıp, konuşacak
mıyız?
Sansürcü : (Çok şaşırır.) Bayan Fontaine – Biz zina yapmıyoruz - !
Fontaine : Ama erkeklik organınıza dokundum!
Sansürcü : Dokunmanızı ben istemedim değil mi?
Fontaine : İstedin sayılır!
Sansürcü : Bunu yapmanız için benim isteğimden fazlası gerekli.
Fontaine : Ben öyle düşünmüyorum.
Sansürcü : Yani elinizi pantolonuma soktuğunuz anda ben zina yapıyor mu oldum?
Fontaine : Hayır, donunuzun içine talk pudrası döktüğünüz anda.
(Sessizlik. Fontaine şakasını daha fazla sürdüremez.)
Zina yapmadığımızı biliyorum. Yani yapıyormuşuz gibi davranmaktan
vazgeçin.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Bayan Fontaine – dürüstçe söyleyebilirim ki – siz tanıdığım en garip
insanlardan birisiniz –
(Sessizlik.)
Fontaine : Bu film önemli. Filmin ne kadar önemli olduğunu anlıyor musunuz?
Sansürcü : (Sessizlik.) Sizin için çok şey ifade ettiğini görebiliyorum.
Fontaine : Hayır. Sadece benim için değil. Dünya için.
(Sessizlik.)
Sansürcü : İşte bunu anlamıyorum. Özür dilerim ama anlamıyorum.
(Sessizlik.)
Fontaine : Anlayacaksınız.

Sahne 4
Mutfak.
San. Karısı : Seninle konuşmak istiyor.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Ne hakkında?
San. Karısı : Biliyorsun... (Sessizlik.) Şu durum. (Sessizlik.) Ben bilmediğimi söyledim.

Sahne 5
Sansürcü : Tamam. Şimdi son bölümle başlayalım.
Fontaine : Neden son bölümle?
Sansürcü : Çünkü en problemli bölüm orası.
Fontaine : Ama hikayenin sonu.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Peki bu ne hikâyesiymiş, Bayan Fontaine?
Fontaine : Âşıkların hikayesi.
Sansürcü : Aşıklar. Onlar âşık mı?
Fontaine : Başka ne olabilirler ki?
(Sessizlik.)
Sansürcü : (İç çeker.) Pekâlâ. (Sessizlik.) Sahne bir. (Okur.) Kadın adama mastürbasyon
yaptırır. (Sessizlik.) Bu sahne bir, değil mi? Prolog falan değil yani? Kadın
adama mastürbasyon yaptırıyor.
Fontaine : Bütün gördüğünüz bu mu?
Sansürcü : Görecek başka bir şey yok ki.
Fontaine : Çünkü gözleriniz şekillere takılıyor.
Sansürcü : Çoğu insanın da böyle olacaktır.
Fontaine : Onlar görme yeteneğini yitirmiş.
Sansürcü : Peki bir peniste tam olarak görecek ne vardır? Penis, penistir değil mi?
Fontaine : Peki ya karınızın aşığının penisiyse?
(Sessizlik.)
Sansürcü : Sınırı aşıyorsunuz Bayan Fontaine.
Fontaine : Bana siz söylediniz.
Sansürcü : Söylememeliydim. Neden söylediğimi de bilmiyorum.
Fontaine : Çünkü sizin organınıza dokundum.
Sansürcü : Lütfen! (Sessizlik.) Size yardım etmemi istediniz. Bana olan tavrınızdan sonra
bunu yapmak zorunda değilim; derdinizi anlatmanız için size bu şansı
veriyorum. Bundan böyle o olay hakkında hiçbir şey duymak istemiyorum.
Asla öyle bir şey olmamalıydı ve konu kapanmıştır. Şimdi kadının adama
yaptığı mastürbasyonu tartışabilir miyiz? Tam olarak nedir bunun “hikâyesi”?
Fontaine : Adamın penisi sahne boyunca tekrar tekrar sertleşir ve yumuşar.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Bu kesinlikle Maltalı Şahini1 değil, değil mi?
1
Orijinal adı The Malltese Falcon olan, 1941 yapımı, Humphrey Bogart, Mary Astor filmi. (ç.n.)
Fontaine : Ama neden öyle oluyor?
Sansürcü : Neden durmadan bir sertleşip bir yumuşadı diye mi soruyorsunuz? (Sessizlik.)
Bilmiyorum, Bayan Fontaine. Oyuncunun kamera korkusu mu vardı?
Fontaine : Oyuncuyla, erkeği karıştırıyorsunuz. Neden erkeğe öyle oldu? (Sessizlik.)
Kadın ona mastürbasyon yaptırırken neden ereksiyon halinde kalmayı
başaramadı?
(Sessizlik.)
Sansürcü : Belki de kadın işinde o kadar iyi değildir.
Fontaine : Belki. Peki neden iyi değil?
Sansürcü : Bilmem, yoksa kadın rahibe mi?
(Sessizlik.)
Fontaine : Parmağınızı içime sokun.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Ne?
Fontaine : Parmaklarınızı içime sokun.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Neden?
Fontaine : Sadece bana güvenin.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Ama kalemimi tutamam o zaman. (Sessizlik. Fontaine dediğini yapması için
ona yol gösterir.) Bayan Fontaine – lütfen – bunu yapamayız.
Fontaine : Şimdi orada kalın. Çok güzel. (Sessizlik.) Pekala: Kadının okşayışı değişken
ve rasgeleydi. Erkeğin ritmini bilmiyordu. Pekiyi bu ne demek... ? (Sessizlik.)
Yani bu ne anlama geliyor - ?
Sansürcü : Eee – bunun anlamı – onların... daha önce... yapmadığı mı?
Fontaine : (Doğrular.) Henüz ilişkinin başındalar. Hala birbirlerini keşfediyorlar. Daha
da derinleşmeli.
(Sansürcü parmaklarını daha derine iter. Fontaine irkilir ve sansürcünün
yanlış anlamasına güler.)
Fontaine : Yani hikayede daha da derinleşmeliler.
Sansürcü : Özür dilerim – hikayede – üzgünüm...
Fontaine : Adamın sadece kadının hareketlerini izlerken sertleştiğini fark ettiniz mi?
(Sessizlik. Sansürcü kafasını sallar.) O dokunsal olandan çok görsel olandan
etkileniyor.
Sansürcü : Peki neden... neden adam, kadına... devamlı bakmadı?
Fontaine : Muhtemelen çok fazla porno seyrediyor ve kadının bunu gözlerinde okuyup
kendini bir fahişe gibi hissetmesinden çekiniyor. (Sessizlik.) İsterseniz
parmaklarınızı oralarda biraz hareket ettirebilirsiniz. (Sansürcü yapar.)
Kadından hoşlanıyor. Onunla bir gelecekleri olabileceğini düşünüyor.
(Sessizlik.) İşte nedeni bu.
Sansürcü : Neyin nedeni?
Fontaine : Adamın mesafeye ihtiyacı var. Bağlılık onu korkutuyor.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Başka?
Fontaine : Anlatmamı mı istiyorsunuz? (Sansürcü onaylar.) Emin misiniz? (Sansürcü
onaylar.) İnsanlara karşı temkinli; yalnız.
Ebeveynleri fiziksel olmaktan çok ussal bir şeymiş onun için.
Evde yaşarken, yatak odası onların yatak odasıyla bitişikmiş.
Ebeveynlerden biri hastaymış –
(Sansürcü elini çeker. Sessizlik.)
Sansürcü : Bana bir çeşit oyun mu oynuyorsunuz, Bayan Fontaine? (Sessizlik.) Sizi biri
mi gönderdi? (Sessizlik.) Filmdeki karakteri mi tanımlıyordunuz?
Fontaine : Neden? Tanıdık mı geldi?
(Sessizlik.)
Sansürcü : Ve bütün bunları insanların anlamasını bekliyorsunuz değil mi? Sadece o
sahneyi seyrederek? Yatak odalarının bitişik olduğunu?
Fontaine : Penis sadece penis değildir.
Sansürcü : Tabii, siz bir şapka askısının da, aslında şapka askısı olmadığını...
Söyleyebilirsiniz.
Fontaine : Fark bizim şapka askısını görmemize ne kadar izin verildiğinde.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Neden bununla zamanınızı harcadığınızı bilmiyorum. Belli ki siz zeki bir
kadınsınız. Düşündüğünüzü söylemek için cinsel organ göstermeye ihtiyacınız
yok.
Fontaine : Bu doğru. Aslında, bunu yapmam gerekmediğini söylüyorsunuz.
Sansürcü : Ben hiçbir şey söylemiyorum - !
Fontaine : Korkaksınız.
Sansürcü : Söylemek istediğim... sansür her zaman kötü bir şey değildir. Sansür
olmadan, alegori de, metafor da, sınır da olmayacaktır – demek istediğim -
David Lean’in çektiği Kısa Karşılaşma2 da iki aşığın hikayesi ama, Trevor
Howard’ın penisini, Celia Johnson’ın içine habire girip çıkarken görmek
zorunda kalmıyorsunuz, öyle değil mi? (Sessizlik. Fontaine gülümser.) Ama
öyle olmasını isterdiniz. Trevor Howard’ın penisini, Celia Johnson’ın içine
habire girip çıkarken görmek isterdiniz. Kesinlikle isterdiniz!
(Fontaine’in gülümsemesi sirayet eder ve kendini gülerken bulur. Bir an.)

Sahne 6
San. Karısı : Komik olan ne? (Sessizlik.) Düşmanın olmak istemiyor. Sana karşı da değil.
(Sessizlik.) Sadece burada anlaşılması zor bazı duyguların olduğunu kabul
etmeni istiyor.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Sen ne istiyorsun?
(Sessizlik.)
San. Karısı : Evet. Bunu ben de istiyorum.

Sahne 7
Sansürcü bekler, bekler, bekler. Masanın üzerine bir şişe şarap ve iki bardak koyar. Onlara
bakar ve bir süre düşünür ve şaraptan vazgeçer, kaldırır. Nihayet Bayan Fontaine içeri girer.
Sansürcü : Neredeyse bir saat geciktiniz Bayan Fontaine.
Fontaine : Biliyorum ama elimde değildi.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Ön hazırlıkların denetim teslim tarihine kadar bitmesini istiyorsanız, size
ayırabileceğim bütün zamana ihtiyacınız olacak ki bu da fazla bir zaman
sayılmaz. Ayrıca şimdiden bir saat eksildi bile.
(Sessizlik.)
Fontaine : Size çiçek getirdim.
(Ona uzatır. Sansürcü çiçeklere bakar. Sessizlik.)
Sansürcü : Teşekkür ederim.

2
Orijinal adı Brief Encounter olan 1945 yapımı, David Lean’in yönettiği bir aşk filmi. (ç.n.)
(Sessizlik. İkisi de etrafa bakınır. Ama çiçekleri koyacak bir yer bulamazlar.
Sansürcü büyük bir özenle çiçekleri masanın üzerine bırakır.)
Sansürcü : Aslında bende de sizin için bir şey var. (Bir şişe şarap ve iki bardak çıkarır.)
Bu kadar zaman sonra gördüğünüz gibi... (Bardakları doldurmaya başlar.)
Fontaine : Ben istemiyorum, teşekkür ederim.
Sansürcü : (Sessizlik.) İstemiyor musunuz?
(İstemez. Kendine doldurur. Fontaine, Sansürcünün notlarını okur.)
Fontaine : SÜT ANNELER – nedir bu?
Sansürcü : Hamile kadınların birbirleriyle seviştiği bir film.
Fontaine : (Samimi.) Çok hoş...
(Sessizlik.)
Sansürcü : E tabii, pornografi çeşit çeşit olmazsa, pornografi olmaz. Şerefe. (Sessizlik.)
Komik gelebilir ama buraya nasıl geldiğinizi hayal edemiyorum, biliyor
musunuz Bayan Fontaine? Otobüste oturuşunuzu ya da alışveriş yapışınızı
hayal edemiyorum. Yani normal bir şey yaptığınızı. Sanırım sizin de dışarı
çıktığınız veya birlikte bir şeyler yaptığınız arkadaşlarınız vardır.
(Fontaine omuz silker.)
Fontaine : Beni garip bulan tek insan sen değilsin.
Sansürcü : Aslında ben tam olarak garip demezdim: Çünkü giderek alışıyorsun.
Fontaine : Peki ya sen? Bana alışıyor musun?
Sansürcü : Ben... alışıyorum.
(Sessizlik.)
Fontaine : Peki ne zaman makaslarınızı kaldıracaksınız Sayın Sansürcü? Bütün
insanlar... seks yapmayı bıraktığında mı? Böylece iş bitmiş mi olacak?
Sansürcü : Hayır, hayır, bitmiş olmayacak. Sonra komedilere geçeceğiz. Yeryüzündeki
bütün zevklerin kökünü kurutuncaya kadar devam edeceğiz. Buna İngiliz
yayılma politikası diyorlar. (Fontaine eğlendiğine dair hiçbir belirti
göstermez.) Hayır, kimse seksin kökünü kurutmaya çalışmıyor Bayan
Fontaine. Sadece birkaç kişi hala seksin aslında aşkla alakalı olduğuna
inanıyoruz. Bunun çok, çok eski moda olduğunu biliyorum...
Fontaine : Hayır eski moda değil.
Sansürcü : (Sessizlik.) Hayır, aslında ben –
Fontaine : Tamamen aptalca. Aşk bir duygudur, seks ise bir ifade aracıdır. Koca bir dili,
bir duyguya indirgeyemezsin.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Peki şu halde – bizim – yaptığımız şeyler. Tam olarak – onlar – neyi ifade
ediyor?
(Sessizlik.)
Fontaine : Güven.
Sansürcü : Güven. (Sessizlik.) Güzel. (Sessizlik.) Güzel.
Fontaine : Merak...
Sansürcü : (Onaylar.) Hı hıı... ?
Fontaine : Bir sürü şey. (Onaylar. Sessizlik.) İkinci sahne?
Sansürcü : Ha evet. Doğru. İkinci sahne. (Hazırladığı notlara bakar.) Cinsel ilişki.
Fontaine : Bu kadar mı?
Sansürcü : (İç çeker.) Sekiz sıfır altı: Ereksiyon halinde penis – Sekiz on sekiz: Vajina
dudağı - Sekiz otuz bir: Vajinaya giriş.
Fontaine : Pozisyon?
Sansürcü : (Sessizlik.) Misyoner.
Fontaine : Çok doğru. Arkadan değil, ayakta değil, en geleneksel pozisyon. Peki sonra?
Sansürcü : (İç çeker.) Tamam - birinci sahnede birbirlerini tanımaya başlıyorlar. Peki
şimdi daha mı iyi tanıyorlar? (Sessizlik.) Bak – bunun için zamanımız yok.
Neden bana doğrudan anlatmıyorsun?
Fontaine : Çünkü görmeni istiyorum. Her detaylı cinsel organ görüntüsünün saniyesini
not alıyorsun, ama aralarındaki bakışları, nefes alışları, ritimleri görmüyorsun!
Sansürcü : Çünkü onlar beni ilgilendirmiyor Bayan Fontaine. Filminizin denetimden
geçememesinin nedeni onların bakışı, nefes alışları, ritimleri değil ki!!! Bu
konuda daha pratik olmalısınız! Ne kadar samimi olduğunuz önemli değil,
kanunu değiştiremeyiz.
(Sessizlik. Fontaine iç çamaşırlarını çıkarır ve yere uzanır.)
Fontaine : Haydi.
Sansürcü : Bayan Fontaine –
Fontaine : Benimle seks yapmanı istiyorum.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Bu hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
Fontaine : Göreceğiz.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Yapamam.
Fontaine : Neden?
Sansürcü : Çünkü doğru değil.
Fontaine : Doğru değil, doğru değil. Sizin işiniz doğru değil bay sansürcü. Evliliğiniz
doğru değil. Eğer etikten söz ediyorsak, satın aldığınız şu bir şişe şarap da
muhtemelen doğru değil, değil mi? Durmadan neyin doğru olduğu hakkında
konuşan biri için, gereğinden fazla yanlışınız var gibi görünüyor.
Sansürcü : Her şeyin anlamını çözen birisiniz değil mi? Ama bu sefer yanlış olan sizsiniz
Bayan Fontaine, çünkü ben etik hakkında konuşmuyordum. (Sessizlik.) Söz
ettiğim şey bu değildi.
Fontaine : Ne öyleyse?
(Sessizlik.)
Sansürcü : Talk pudrası konusunda yanıldınız. (Sessizlik.) Benim özel... (Sessizlik.)
Benim özel bir şampuan kullanmam gerekiyor. (Sessizlik.) Küçük bir...
problemim var.
Fontaine : (Sessizlik.) Enfeksiyon mu?
Sansürcü : Tam olarak değil. (Sessizlik.) Sanırım buna... parazit istilası diyorlar.
Fontaine : Karından mı kaptın?
(Sessizlik.)
Sansürcü : Sadece seks yoluyla olmaz. Klozetten bile kapabilirsin.
(Sessizlik.)
Fontaine : Bu yüzden mi benimle seks yapamazsın? (Sessizlik. Ayağa kalkar.)
Yalancısınız.
Sansürcü : (Sessizlik.) İstediğiniz gibi düşünebilirsiniz.
Fontaine : Yani hastalığınız olduğunu bile bile organınıza dokunmama izin mi verdiniz?
Sansürcü : Hatırladığım kadarıyla çok fazla seçeneğim yoktu.
Fontaine : Yalancısınız. Bir kez olsun iğneyi kendinize batırmadınız.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Hastalık kaptım dedim –
Fontaine : Tabii, tabii!
Sansürcü : Ama tamamen iyileşebilmek için tedaviyi tamamlamak şart. Bu doğru.
Fontaine : Aslında daha önce hiç parazit istilasına uğramadım. İlginç bir şey olmalı.
Sansürcü : Allah aşkına büyüyün biraz.
Fontaine : Neden benimle seks yapmak istemiyorsunuz?
Sansürcü : Bir nedeni olmalı mı?
Fontaine : Hayır, ama bir tane var. Ve şu istilanız da, kılıf olarak kullanabilmeniz için
oldukça uygun.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Belki de sizi çekici bulmuyorumdur. Bu hiç aklınıza geldi mi? Aklınızın
ucundan böyle bir şey geçti mi hiç?
Fontaine : Hayır.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Tamam, bu sizin... çok... kibirli ve kendini beğenmiş olduğunuzu gösterir...
Fontaine : Bana gerçeği söyleyin.
Sansürcü : Kendimi bunu yapabilecekmiş gibi hissetmiyorum tamam mı?
Fontaine : Öyle hissetmene gerek yok. Sadece yapmalısın.
Sansürcü : Yapmak istemiyorum.
Fontaine : Yani yapamam demek istiyorsun.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Aslında fiziksel olarak yapabilirim. Gerçekten... yapabilirim.
Fontaine : Haydi öyleyse.
(Fontaine yere uzanır. Sessizlik.)
Sansürcü : İstediğiniz bu mu, benim sizi...?
Fontaine : Haydi yapın. Evet.
(Sessizlik.)
Sansürcü : (Omuz silker.) Tamam. Gerçekten istediğiniz buysa. (İsteksizce soyunmaya
başlar.) Bakın size söylüyorum – riske giriyorsunuz –
(Fontaine başını sallar. Ancak Sansürcü yapamaz. Sessizlik.)
Fontaine : Ne oldu?
Sansürcü : Hiçbir şey, sadece – yardımcı olacak bir atmosfer yok, değil mi?
Fontaine : Tam anlamıyla yapmak zorunda değilsiniz. Size bir şey göstermek istiyorum
hepsi bu.
Sansürcü : Söylemek istediğim...: Bu olanlar biraz hastalıklı...
Fontaine : Yardım etmemi ister misiniz?
Sansürcü : Hayır ben iyiyim.
Fontaine : Yardımı olacaksa vajinama bakın.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Bayan Fontaine – ben o türden değilim... Benim için doğrudan şey yapmak
kolay değil... anlayın işte. Düşen şapkayı yerden alanın hemen arkasına geçen
erkeklerden değilim ben. Hiçbir zaman da olmadım.
Fontaine : Penisleri hep şapkalarla ilişkilendiriyorsunuz, bunu farkında mısınız?
(Sessizlik.) İktidarsızlık sorununuz mu var?
Sansürcü : Hayır.
Fontaine : Bana söyleyebilirsiniz.
Sansürcü : Hayır yok. (Sessizlik.) Sadece ben... kolay kolay... bilirsiniz işte...
Uyarılamıyorum.
Fontaine : Penisinizin boyutu mu sizi endişelendiriyor?
Sansürcü : Doğrusu hayır. Bu konularda oldukça gerçekçiyimdir. (Uzun sessizlik.)
Neden sordunuz, endişelenmeli miyim?
Fontaine : (Omuz silker.) Hayır. (Sessizlik.) Karınızla da böyle oluyor mu?
Sansürcü : Şey... aslında... biz pek yapmıyoruz.
Fontaine : Sadakatsizliği libidonuzu etkiliyor mu?
Sansürcü : Açıkçası egonuza destek olduğu pek söylenemez... (Sessizlik.) Ama
muhtemelen sebebi bambaşka bir şey.
Fontaine : Açıklar mısınız?
(Sessizlik.)
Sansürcü : Söylediğim gibi: Hiçbir zaman fiziğe önem veren... biri olmadım. (Sessizlik.)
Erkeklerin kafasında bu konunun sabit fikir haline geldiğini ve nerede, ne
zaman, kiminle olursa olsun bunu yapmaya hazır olduklarının varsayıldığını
biliyorum. Ama bence bu sadece bir masal.
(Sessizlik.)
Karımın bir cins şey olduğunu düşünmenizi istemiyorum... (Sessizlik.) Yani
öyle biri değildir. Beni hiç aldatmaz.
Her zaman terk etme hakkım vardı. Ancak bugüne kadar kalmayı tercih ettim.
(Sessizlik.)
Bazı şeyler aniden oluverir, öyle değil mi? İnsanlarla tanışırsınız. Ki eşim
fiziğe önem verir. Sadece seks değil; dans etmeyi de sever ya da zaman
zaman... öylesine çıldırmayı. O böyle biri.
Birileri gelir, yeni ve heyecan vericidirler ve... bilirsiniz işte...
(Sessizlik.)
Sahip olduğumuz şey seks üzerine kurulu değil.
(Uzun sessizlik.)
Fontaine : İktidarsızsınız değil mi?
(Sessizlik.)
Sansürcü : Biliyor musunuz Bayan Fontaine, tanıdığım en küstah ve en kibirli kişisiniz.
Bu son teorinizin temeli nedir? Sırf yere yatıp, sizinle seks yapmıyorum diye
iktidarsız mı oldum?
(Sessizlik.)
Ayrıca yapsaydım bile – ki yapmıyorum – bu neyi fark ettirecekti?
(Sessizlik.)
Fontaine : Görmenizi sağlayamıyorsam, bunların hiçbir önemi yok.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Ama şunu görüyorum. Anlamıyormuşum gibi göründüğünü biliyorum – ama
sizin de başka bir açıdan görmenizi istiyorum. Demek istediğim evet, ilginç bir
fikir ama - kesinlikle anlayamayacağım bir şey de değil. Bir hedefiniz var.
Evet var.
Bence şimdi bu hedefe yoğunlaşmalıyız.
(Fontaine ona bakar, kuşkuludur.)
Gerçekten. Hatta gelecek toplantı için bir taslak bile hazırlayabilirim. Yalnızca
yeniden seyretmem gerek. Seyretmeme izin verin.

Sahne 8
San. Karısı : Evet?
(Sessizlik.)
Onunla tanışacak mısın?
(Uzun sessizlik.)
Bir şey söyle!
(Işıklar kararır.)

Sahne 9
Sansürcü kendinden memnundur.
Sansürcü : Peki, şunu dinleyin. Dinliyor musunuz?
(Fontaine başını sallar. Okur.)
“Bayan Fontaine’nin amacı, çiftlerin özellikle seksüel aktivitelerine
odaklanarak, bir ilişkinin kur yapma döneminden ayrılmaya kadar olan
sürecini resmetmektir.
Böylece, mastürbasyon ve oral seks, kur yapmayı ifade etmektedir ve misyoner
pozisyonda kurulan cinsel ilişki de, geleneksel başlangıç yeminini sembolize
etmektedir. Bu delice aşık olma döneminde, gelecek belirsiz olmakla birlikte,
seksüel aktivite aslında son derece ılımlı ve aşırıya kaçmayan bir haldedir.
Ancak, çiftin güveni pekiştikçe ve sahiplenme duygusu arttıkça, bu aktivite
daha çeşitli ve kişiselleştirilmiş bir hal almakta, bedenler daha fazla
nesnelleştirilmektedir.” – Evet?
(Fontaine tepkisiz kalır.)
Pekala, bunun hakkında bir fikrim yok ama şunu dinle:
“ Çiftin ilk ihanetine dair saptamalarım, agresif bir tavır sergilemekle beraber
şunlardır – Hayal kırıklığı yeni bir deneysel dönem açar. Bu dönem daha
hayvanidir, daha ihtiraslıdır ve daha klişeleşmiş bir çizgiyle ilkel cinsiyet
ayrımını arttırır
Ancak – bu yeni güvensizlik unsuru seksüaliteyi beslerken, ilişkinin ruhsal
temeli, kişilerin arasındaki tek bağ çiftleşme oluncaya dek aşınır.
Bunun sonucunda, kişiliklerin bozulduğu bir dünyaya gireriz: Seksüalite
şiddetini arttırır, daha tacizkar, daha fetişist olur, ayrılışın bir provası gibidir.
Ve bu ayrılıştan sonra bile, çift yeni eşler bulununcaya kadar, ara sıra da olsa
bu erotik karşılaşmaya devam ederler.
“Sonuç olarak” – bunu yazmak biraz zamanımı aldı – eşleri tek başlarına
mastürbasyon yaparken görürüz ve artık birbirlerine ait anılar, fantezilerinin
kaynağı olmuştur.”
Evet şimdi kulağa sanat eseri gibi geliyor değil mi?
(Fontaine hiç etkilenmemiştir.)
Evet? Sınıfı geçtim mi?
(Sessizlik.)
Fontaine : Bütün gördüğünüz bu mu?
(Sessizlik.)
Sansürcü : Şaka yapıyorsunuz değil mi?
Fontaine : (Sessizlik.) Bütün bunları size tanıştığımız gün anlatmıştım zaten. Bütün
yaptığınız herkesin bildiği bir şeyi sizinkilerin sıradan üslubuyla anlatmak.
Sansürcü : Herkesin bildiği mi?! –
Fontaine : Karakterler nerede, peki ya altmetin, detaylar?
Sansürcü : Karakterler mi, alt- ?!! Sen ciddi misin? İki kişi, yatakta – otuz bir çekiyorlar
ve sikişiyorlar ve birbirlerini yalayarak boşaltıyorlar. Bütün olan biten bu.
Ortada bir diyalog bile yok.
(Sessizlik.)
Fontaine : Anlamıyorsunuz.
Sansürcü : Hayır, anlıyorum. İlişkiyi anlıyorum. Yapmaya çalıştığınız şeyi anlıyorum.
Başka birinin anlayacağından da şüpheliyim. Fakat hepsi bu. Bu filmden
alınabilecek başka bir şey yok! Eğer olduğuna inanıyorsanız, o zaman... -!
Fontaine : O zaman ne?
(Sessizlik.)
Sansürcü : O zaman size artık yardım edebilir miyim bilmiyorum.
(Sessizlik.)
Fontaine : Etmek zorundasınız.
Sansürcü : Neden zorundaymışım?
Fontaine : Size söyledim, bu film çok önemli...
Sansürcü : Dünya için. Evet hatırlıyorum.
Fontaine : Ben ciddiyim.
Dünyanın böyle kalacağını mı sanıyorsunuz?
Yükselebileceğimiz en yüksek mertebenin bu mu olduğunu düşünüyorsunuz?
Gazeteleri okuyun Bay Sansürcü: Yapay döllemeler, klonlamalar, gebelikten
korunma –
Çok yakında, seks, üremeden tam anlamıyla ayrılmış olacak.
Puf diye yok olacağını mı sanıyorsunuz?
Hayır, etkileşimlerin en karmaşığına ulaşarak yavaş yavaş gelişmek için özgür
olacak seks: Tamamen evrensel ve sözsüz bir dil.
Bir düşünün! Bunun anlamı ne olabilir.
Artık istekler bilinçaltına itilmeyecek! Cadı avı olmayacak – Suç ya da utancın
olmadığı bir dünya. Ve bu utançla şişirilmiş bütün kurumlar – kilise,
mahkemeler, sosyal servisler, içinde bulunduğumuz bu çürümüş bina bile –
çökecek Bay Sansürcü. Yerle bir olacak.
Ve sapık ya da pislik diye adlandırdığımız – ki bu savaşın kurbanları olan –
insancıl kişilerin, bizim yasa dışı ilan ettiğimiz, travmatik bir ruh haline
soktuğumuz bu kişilerin gerçekte ne oldukları anlaşılacak: Hayalperestler!
(Sessizlik.) Hayalperestler!
İşte bu yüzden görmeyi öğrenmelisiniz! Çünkü büyük bir sevgiyle anarak,
inceliklerinden söz ettiğiniz o Kısa Karşılaşma filmi koca bir yalan,
lezzetlendirilmiş bir yalan hepsi bu; ve evet bu filmin her karesi zengin, her
karesi hareketli, her karesi detaylı.
Bu film gerçek liberal geleceğin insan eliyle yapılmış ilk örneği. Ve bir gün, bu
film, yeryüzündeki her sınıftan her erkeğe, her kadına ve her çocuğa
gösterilebildiğinde, insan ırkının olgunlaştığını anlayacağız.
Evet, ilişkiyi anlayabilmeniz güzel, ancak bu sadece birinci katman. Örneğin
bana adamın eski sevgilisinin Asyalı olduğunu söyleyebilir misiniz? Hatta
kadının Asyalıyı getirdiğini? Bunlardan herhangi birini anlayabildiniz mi?
(Uzun sessizlik.)
Sansürcü : Hayır. (Sessizlik.) Anlayamadım.
Fontaine : Orada, gözünüzün önünde. Eğer görüntünün ötesini görebiliyorsanız tabii.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Neden ben Bayan Fontaine? Neden benim bütün bunları görmem bu kadar
önemli? Nedeni size yardım edebileceğimi düşünmeniz mi?
Fontaine : Yardım edebilirsiniz.
Sansürcü : Buraya ne ad verdiklerini size söylemiştim.
Biz aşağıdakiler nerdeyse cüzamlı gibiyiz. Kantine gittiğimde, insanlar
masalarını değiştiriyor. Benim üçüncü kata çıkmak için bile iznim yok.
(Sessizlik.)
Anlıyor musunuz? Size bu filmin denetimden geçeceğini garanti edemem.
Böyle bir gücüm de yok zaten. Yani konu buysa, konu sadece buysa – o zaman
benimle zamanınızı harcıyorsunuz.
(Sessizlik.)
Konu sadece bu mu?
(Sessizlik.)
Fontaine : Görmenizi istiyorum. (Diz üstü çöker, elini Sansürcünün kasıklarına koyar.)
Haklıydım değil mi? İktidarsızsınız.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Sadece tahmin ediyorsunuz. Bilmiyorsunuz.
(Sessizlik.)
Fontaine : Ebeveynlerinizden birinin hasta olduğu konusunda da haklıydım değil mi?
Sansürcü : Birileri size anlatmış. Ya da bir şekilde öğrenmişsiniz. Bu hiçbir şeyi
kanıtlamaz.
Fontaine : O hastalık yüzünden bir sürü sadakatsizlik yaşanmıştır. Seksin insan hayatını
nasıl yok ettiğini gördünüz. Ama aynı zamanda birbirlerini sevdiler de ve bu en
çok kafa karıştıran şeydi. Çünkü seks hakkında konuşurken aslında sevgi
hakkında konuşuyorsunuz. Ve bunları bir araya getiremeyen de sizsiniz.
Getirebilseydiniz, hala karınızla birlikte olmazdınız. Hayır, seks sizin için
mutluluk olduğu kadar, gizem de. Sadece seyredip, gıpta ettiğiniz bir şey.
Zaten bunlar çok açık. Ancak çok daha özel olan bir şey var. İktidarsızlığınız
tıbbi bir durum değil. Utanç yüzünden iktidarsızsınız.
Utandığınız bir fanteziniz var.
Bu derin seks fantezinizde, karınızı düşlüyorsunuz ama onun bunu
onaylamayacağını biliyorsunuz. Belki bir kez ona sormuş olabilirsiniz.
Sordunuz ve o da iğrendi değil mi? Ve seks hayatı bu kadar hareketli olan bir
kadına iğrenç gelen şey, başkası için farklı olamazdı.
Ama bu işi yapan kızlar olduğunu biliyorsunuz. Ekranda görmüşsünüzdür.
Kızlar, sizin gibi uyumsuz kişilerin iğrenç fantezilerini gerçekleştirmek için
kendilerini alçaltmaya zorlanırlar. Ve siz o uyumsuz kişilerden nefret edersiniz
değil mi? Onlardan nefret edersiniz çünkü arzularına gem vurmakta çok zayıf
kalırlar. Peki arzularımıza gem vuramazsak bize ne olur? Siz başardınız. Gem
vurdunuz fakat bedelini de ödediniz değil mi?
Peki bu fantezi ne olabilir?
Sansürcü : Bayan Fontaine – bütün bunlar – çok hoş ama –
Fontaine : Eğer sado-mazoşist bir şey olsaydı, kolaylıkla fahişelerle yapabilirdiniz ama
yine de siz görsel olanı seviyorsunuz hissedilebilir olanı değil. Bu seyretmeyle
alakalı bir şey. Tabu olan bir şeyi seyretmekle alakalı. Çocukluğunuzun bir
döneminde böyle bir şey gördünüz ve ilk kez seksi tüm gücüyle hissettiniz. Bu
hissi gömemediniz. Bunun ne olduğunu biliyorsunuz çünkü mastürbasyon
yaparken bunu düşünüyorsunuz.
(Sessizlik.)
Ne gördünüz? İçeride miydi?
(Sessizlik. Elleri Sansürcünün kasıklarındadır.)
Hayır. Öyleyse dışarıdaydı. (Sessizlik.) Tabu olan bir şey. Şiddet dolu bir şey
miydi? (Sessizlik.) Hayır. (Sessizlik. Gülümser.) Oh, inanılmaz. Ne güzel. Ne
kadar güzel.

Sahne 10
Bayan Fonatine yere gazete serer.
Sansürcü seyreder.
Fontaine, Sansürcünün kendine dokunması için cesaret verir.
Eteğini kaldırır ve çömelir. Sansürcü seyreder ve giderek daha ateşli bir biçimde kendine
dokunmaya devam eder.
Biraz zorlanır ama Fontaine kakasını yapar.
Kendini temizler ve pisliği uzağa atar.
Sansürcü tam bir anıların canlanması durumundadır.
Fontaine öne gelmesi ve onunla sevişmesi için işaret eder.
Sansürcü gelir ve sevişirler.

Sahne 11
San. Karısı : Tamam. İstediğin gibi olsun.
Sanki hiçbir şey olmuyormuş gibi davranacağız tamam mı? Ben gazete
okuyacağım sen orada oturup uzaklara bakacaksın ve ikimiz de her zaman ki
gibi devam edebilmeyi ümit edeceğiz.
(Sessizlik.)

Sahne 12
(Uzun sessizlik.)
Sansürcü : Nereye gidiyorsun?
Fontaine : New York’a.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Başka bir film için mi?
Fontaine : Hayır. (Sessizlik.) Enstolasyon işi. Bir galeride.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Ne zaman?
Fontaine : Yarın sabah saat yedide.
(Sessizlik. Sansürcü nefes verir, haberin etkisiyle soluksuz kalmıştır. Sessizlik.)
Her şey çok çabuk gelişti.
Sansürcü : Evet... (Sessizlik.) Şey, biliyorsunuz – döndüğünüz zaman devam edebiliriz –
Fontaine : Evet. Tabii.
(Sessizlik. Fontaine ayağa kalkar, gitmeye hazırlanıyordur.)
Sansürcü : Peki bu iş yükselmesi önlenmiş, üstlerine bağlı ve onların götlerini
toplayanların, görüntünün ötesindekine bakmalarıyla ilgili mi?
Fontaine : (Belirsiz gülümser.) Hayır. Onlar avant-garde. İster inanın ister inanmayın,
benim bile tuhaf bulduğum birkaç insan var.
Sansürcü : Tanrıya şükürler olsun.
(Uzun sessizlik.) Bir şey mi yaptım?
Fontaine : Ne gibi?
Sansürcü : Bilmiyorum. (Sessizlik.) Her şey çok çabuk gelişti dediniz de.
(Sessizlik. Fontaine elini uzatır.)
Fontaine : Yardımınız için teşekkür ederim Bay Sansürcü. Size minnettarım.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Neden böyle davranıyorsunuz?
Fontaine : Nasıl?
Sansürcü : (Sessizlik.) Peki ya film ne olacak? Zamanımın değerli olduğunu
biliyorsunuz. Bu zamanı küçük, garip projelerle harcamak gibi bir lüksüm
olamaz ve bu yüzden işinize geldiği zaman böyle çekip gidemezsiniz.
(Sessizlik.)
Fontaine : İşime gelmiyor.
(Sessizlik. Sansürcü, Fontaine’nin elini kendi kasıklarına koyar. Kadın kibarca
elini çeker. Sansürcü tekrar koyar.)
Sansürcü : Lütfen. Böyle davranmayın. (Fontaine’nin eliyle kendine dokunur.) Benim
hakkımda her şeyi biliyorsunuz ama ben sizin hakkınızda hiçbir şey
bilmiyorum. (Sessizlik.) Bunun için zamanımız var değil mi?
Fontaine : Evet. Eminim vardır. (Elini çeker.) Ama şu anda değil.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Her şeyi gören tek insan değilsiniz bunu biliyorsunuz. Benim de görebildiğim
birkaç şey var.
Fontaine : (Sessizlik.) Neymiş gördüğünüz?
Sansürcü : Belki de sizin görmediğiniz şeyler.
(Sessizlik.)
Fontaine : Örneğin?
Sansürcü : Örneğin kendinden kaçan birini görüyorum. Gerçeklerden koşa koşa kaçan
birini.
Fontaine : Gerçeklerden.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Size bir şeyler oldu.
Fontaine : Ne?
Sansürcü : Bilmiyorum. Bir şeyler.
Fontaine : Ha anladım. Açıklama istiyorsunuz.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Kendinizi yukarılarda görmeyi seviyorsunuz ama siz de herkes gibi
boktansınız. Bütün bu sanat söylemleri, hayalperestlik, demek istediğim
kendinizi dinleyin -!
Fontaine : Gitmeliyim.
(Fiziksel üstünlüğünü kullanarak Fontaine’i durdurur.)
Sansürcü : Gitmeyin. Henüz değil. (Sessizlik.) Ben – uzun bir süredir – sizinle konuşmak
istiyordum.
Fontaine : Biliyorum ama yapmam gereken şeyler var –
Sansürcü : On dakika daha bekleyebilir değil mi?
Fontaine : Bırakın gideyim.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Bu olanların nedeni... yaptığımız şey mi?
Fontaine : Hayır.
Sansürcü : Çünkü bir daha yapar mısınız diye sormayacağım –
Fontaine :İlkinde de siz sormamıştınız ki.
Sansürcü : Hayır sormadım, bu doğru. Aslında bu olanların hiçbirini ben istemedim ki –
Fontaine : (Sessizlik.) Bileklerimi bırakın.
Sansürcü : Benimle sanki bir yabancıymışım gibi konuşmayın.
Fontaine : Öyle konuşmuyorum. Sadece artık gitmeliyim.
Sansürcü : Birdenbire gitmeniz gerekiyor öyle mi? Ve bu olanların geçen akşamla hiçbir
alakası yok değil mi?
Fontaine : Hayır yok.
Sansürcü : Yalancısınız. Tiksindiğinizi gözlerinizden görebiliyorum.
Fontaine : Hayır –
Sansürcü : Tamam, sorun değil. İçime girdiniz ve şimdi orada bulduğunuz şey sizi
tiksindiriyor. Ancak bunu yapan sizsiniz. Ve ben sizden böyle bir şey
istemedim. Şuraya çömelip, her şeyini göstererek sıçan sizsiniz, yani o
tiksintinin bir kısmını da kendinize saklamanız gerekir - !
(Fontaine’i şiddetli bir biçimde sarsmıştır. Kadını bırakır, kontrolünü
kaybetmenin şokunu yaşamaktadır.)
(Sessizlik.)
Üzgünüm. Öyle demek istememiştim. Gerçekten.
Ben sadece – asla öyle – asla öyle hissetmedim –
(Sansürcü, Fontaine’e sarılır. Fontaine direnmez. Elleri Sansürcünün sırtına
gider. Birlikte nefes alıp verirler. Öpüşürler. Sonunda ayrılırlar.)
Döndüğünde beni ararsın değil mi?
(Sessizlik. Fontaine başını sallar.)
Karımla her şeyi konuşacağım.
(Sessizlik.)
Söylemek istedim.
Fontaine : Güzel.
(Fontaine yürür.)
Sansürcü : Denetim raporu için biraz daha çalışırım.
(Fontaine merdivenleri çıkar.) Fakat yapabileceğim çok bir şey yok. Hala
senin gördüğünü göremiyorum.
(Merdivenlerin başında durur.)
Fontaine : Merak etme. (Sessizlik.) Göreceksin.

Sahne 13
Sansürcünün eşi oturmaktadır, sabahlık giymiştir ve gazete okur.
Sansürcü : Ne zaman geldin?
San. Karısı : Bilmem. Dört gibi.
(Uzun sessizlik.)
Sansürcü : Nerde yattın?
San. Karısı : Oturma odasında. Seni uyandırmak istemedim.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Neredeydin?
San. Karısı : Catherine akşam yemeği için birkaç kişiyi davet etmişti.
(Uzun sessizlik.)
Sansürcü : David de orada mıydı?
(Sessizlik.)
San. Karısı : Bir süreliğine.
(Uzun sessizlik.)
Seninle konuşmak istiyor.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Ne hakkında?
San. Karısı : Biliyorsun... (Sessizlik.) Şu durum. (Sessizlik.) Ben bilmediğimi söyledim.
(Sessizlik. Sansürcü gülümser.)
Komik olan ne? (Sessizlik.) Düşmanın olmak istemiyor. Sana karşı da değil.
(Sessizlik.) Sadece burada anlaşılması zor bazı duyguların olduğunu kabul
etmeni istiyor.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Sen ne istiyorsun?
(Sessizlik.)
San. Karısı : Evet. Bunu ben de istiyorum.
(Sessizlik.)
Evet?
(Sessizlik.)
(Kızgın.) Onunla tanışacak mısın?
(Uzun sessizlik.)
Bir şey söyle.
(Sessizlik.)
Tamam. İstediğin gibi olsun.
Sanki hiçbir şey olmuyormuş gibi davranacağız tamam mı? Ben gazete
okuyacağım sen orada oturup uzaklara bakacaksın ve ikimiz de her zaman ki
gibi devam edebilmeyi ümit edeceğiz.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Hayır, bir şey söyleyeceğim.
San. Karısı : Hayır, siktir et Frank. Siktir git yumurtalarınla, boktan çavuşunu pişir ye.
(Uzun sessizlik.)
Sansürcü : Onunla tanışmamın hiçbir anlamı yok.
San. Karısı : Öyle diyorsan.
(Sessizlik.)
Sansürcü : Onunla tanışmamın hiçbir anlamı yok çünkü –
San. Karısı : Sen bu kadını tanımıyor musun?
Sansürcü : Beni dinle –
San. Karısı : Shirley Fontaine – Üzerinde çalıştığın filmi çeken kadın değil mi bu?
(Sessizlik.)
Sansürcü : Gazeteye mi çıkmış?
San. Karısı : Öldürülmüş. - (Sessizlik.) Evet, baksana – Bir sergi üzerine çalışıyormuş –
“Denetim Kurulu tarafından yasaklanan tartışmalı film” – aynı kadın olmalı –
(Uzun sessizlik.)
Sansürcü : Ne eee...
(Sessizlik.)
Ne... olmuş?
(Sessizlik.)
San. Karısı : Bir otel odasında dövülerek öldürülmüş. New York’da. Tanrım, ne korkunç
bir ölüm şekli.
(Sessizlik.)
Onunla tanıştın mı?
(Sessizlik.)
Sansürcü : Eee... hayır... sayılmaz... Ben... eee...
(Kendini kontrol etmeye çalışır ama gözlerinden yaş boşanır. Sessizlik. Eşi
üzüldüğünü görür.)
San. Karısı : Bak – üzgünüm. Bunun senin için zor olduğunu biliyorum ama hepimiz için
zor. Ve sen hiçbir şey söylemiyorsun.
(Sansürcü yıkılmıştır, tüyleri diken dikendir, kederinden garip sesler çıkarır.
Eşi gelir, onu rahatlatmaya çalışır.)
Onunla tanışmak zorunda değilsin. Ama başka ne yapılabilir onu bilmiyorum.
(Sessizlik.)
Bir çaresini buluruz. Zaten her zaman bulmuyor muyuz?
Sahne 14
Sansürcü ofisinde oturmuş, filmi izlemektedir. Ve, bir süre sonra, gülümser.

SON

You might also like