Professional Documents
Culture Documents
KİŞİLER
Aymelek
İsrafil
Haço
Ve
Lacivert Gölgeler...
(...) Bıı iğrenç kemik mahzenleri karşısında, bizi tedirgin eden ve bize alabildiğine
egemence boyun eğdiren şeye artık tepki göstermenin zamanıdır. Bencilliğin ve
özsaygının kaba bir ustalıkla hazırladıkları karanlık tuzakla, sürekli olarak zıvanadan
çıkartıldı ve baskına uğradı varlığınız. (...)
Lautreamont
MALDOROR'UN ŞARKILARI, Poesies I
(Çev. — Özdemir İnce)
BİRİNCİ BÖLÜM
1. Sahne
Görünüş ve Kayboluş...
(Bir Yirminci Yüzyıl Ortaçağı... Franz LlSZT'in REQUIEM'iyle görselleşen dev
yüzlü bir çöplük ve Zaman'ı gittikçe örtünen bir sis...
Güneş, ağır bir ivmeyle portakal güzelliğinde göverir... Güneşin yükselişiyle
AYMELEK, dev bir çamılıa gerilidir... Sessizlik ve güneş AYMELEK'de bir doğum
sancısına dönüşür... Çöp yığınında kımıltılar olur... LACİVERT GÖLGELER,
doğum çığlıklarına uyanır ve doğrulurlar. .. Çarmıhında doğum sancısı çeken
AYMELEK'İ izlerler... LACiVERT, haça doğru tırmanıp, AYMELEK'in
kasıklarından çocuğu alırlar... Güneş ikiye bölünür... Bir parçası AYMELEK'in
üstünde kalır, diğeri doğan bebeği izler... AYMELEK'in kolları bir çift beyaz
kanada dönüşür... Çöplüğün üzerine kanatlanır... LACİVERT GÖLGELER,
gittikçe belirsizliğe dönüşürken, içlerinden ikisi öne çıkar — İSRAFİL ve
HAÇO...)
İSRAFİL : Biliyordum, bir gün döneceğini biliyordum... Daha önce biri söylemişti
bize...
HAÇO : Bilmem, hatırlamıyorum...
İSRAFİL : Zaten neyi hatırlarsın ki sen! Aptal gibi durma da yardım et!.. Hiç mi
yeni doğmuş bebek görmedin?..
HAÇO : Hşşşt!..
İSRAFİL : Bak, bak şuna Haço, ne kadar güzel değil mi? Göğün bahçelerinden
kopartılmış beyaz bir zambak gibi...
HAÇO : Evet, çok güzel, çimen yaprakları gibi... Ama, ama neden ağlamıyor bu,
İsrafil?!..
İSRAFİL : Ne?
HAÇO : Neden ağlamıyor dedim! Bebekler dünya ışığını görür görmez ağlamaz mı
İsrafil? Bundan hiç ses çıkmıyor, ölü de değil, baksana!..
İSRAFİL : Ne bileyim ben!.. Belki de bunun ağlama dili yoktur... Tut şu bebeği de
su getireyim...
HAÇO : O'na da getir!..
İSRAFİL : Kime?
HAÇO : Aymelek'e..
(HAÇO, AYMELEK'e döner,ama AYMELEK, çarmıhıyla yok olmuştur... İS-
RAFİL de HAÇO'nun baktığı yöne bakar, hiçbir şey göremez. HAÇO, az önce,
kasıklarından bebeğini aldığı AYMELEK'i sanki hiç bilmiyormuş gibi şaşkınlık
1
içindedir...)
İSRAFİL : Ne Aymelek'i Haço?
HAÇO : Aymelek!.. Bebeğin anası!..
İSRAFİL : Saçmalama be adam!.. Tutacak mısın artık şu bebeği?!..
HAÇO : Çarmıh!.. Çarmıh nereye gitti?!..
İSRAFİL : Ne çarmıhı oğlum?!..
HAÇO : Aymelek!.. Aymelek'in çarmıhı!.. (Çılgın gibi koşuşturmaya başlar)
Aymeleeek!.. Aymeleeeek!....
İSRAFİL : Haçooo!.. Haçoo!.. Gel!.. Gel buraya!.. Gel dedim!..
HAÇO : Ne var?
İSRAFİL : Bu çocuğun anası...
HAÇO : Şuradaydı İsrafil, şurada, çöplüğün doğusunda... Birlikte doğurtmadık mı
bebeği ha?!..
İSRAFİL : Sus be bağırıp durma!.. (Kısa sessizlik) Bak oğlum Haço, hangimizin
anası bizi çöplük dışında doğurdu ki?!.. Hepimiz anası belli olmayan
piçleriz!..
HAÇO : Anası belirsiz!..
İSRAFİL : He ya, üstelik hepimizin babası da aynı...
HAÇO : Ne?!
İSRAFİL : (Seyirciyi göstererek) Bak şurada dağ gibi duruyor... İşte, işte şu
çöplük... Yüzüme öyle bakıp durma, işte hepimizin ortak babası...
HAÇO : Ne yapacağız şimdi bu çocuğu?!..
İSRAFİL : Bilmem!..
HAÇO : Ne yapacağız dedim!..
İSRAFİL : Kilisedeki vaazı hatırlıyor musun?
HAÇO : Hangisini?
İSRAFİL : Peder Virgin'in vaazı!..
HAÇO : He ya, hatırladım...
İSRAFİL : Hele şükür...
HAÇO : Eee n'olmuş?..
İSRAFİL : Hani bir gün ikimiz çöplükte bir kutsal kitap bulmuştuk da, sonra da akıl
edip kiliseye götürmüştük...
HAÇO : Ya, iyi de etmiştik... Kitabı peder Virgin'e verdiğimizde nasıl da sevinmişti...
ikimizi ödüllendirmek için de karnımızı bi güzel doyurmuştular...
Hatırladım!..
İSRAFİL : Gerçi domuz eti vermişlerdi, ama nasıl da açtık değil mi?
HAÇO : Domuz momuz, yemiştik bi güzel... Ee-ee?...
İSRAFİL : E'si, diyeceğim odur ki... (Üzerinden çıkardığı çeketini HAÇO'nun
kucağındaki bebeğe sarar) Çöplükte bulduğumuz kutsal kitapları her
götürdüğümüzde karnımızı doyuruyorlar ya... Bu gidişle bizi papaz bile
yaparlar...
HAÇO : Bunların bebekle ilgisi ne?
İSRAFİL : Ah oğlum Haço, Allah sana akıl verseydi bu hallere kalmazdın!..
HAÇO : Ne varmış halimde?!..
İSRAFİL : Daha ne olacak, bok böceğinden bir farkın mı var, ha?!
HAÇO : Anlatacaksan anlat, yoksa bana eyvallah!.. (HAÇO, gene kaçmaya yeltenir;
İSRAFİL bırakmaz...)
İSRAFİL : Artık bıkmışlardır bizden... Belki de kuşkulanmaya bile başlamışlardır...
HAÇO : Ne diye kuşkulanacaklar ki?
İSRAFİL : Ne diye olur mu? Peder Virgin, bir gün kafası bozulur da "Oğlum şu sizin
çöplük, Mukaddes Yayıncılık Şirketi mi" derse ne cevap veririz?!..
HAÇO : Ne cevap verecem ki, inanmazsa biraz da kendi gelsin eşelensin!..
İSRAFİL : Bırak bu ahmakça lafları da, dinle!.. Bir gün Peder Virgin vaazda, İsa
mıydı, Musa mıydı ne bileyim ben işte, öyle bir şeydi... Gün olup
döneceğinden falan söz etmişti...
Çöplük 1
2
HAÇO : Eeee?
İSRAFİL : Sen gördün değil mi?
HAÇO : Neyi?
İSRAFİL : Çarmıhı...
HAÇO : Evet?
İSRAFİL : Aymelek'i de...
HAÇO : Evet?
İSRAFİL : Ben de gördüm!..
HAÇO : Hastir ulan!..
İSRAFİL : Gördüm dedim!..
HAÇO : Hani görmemiştin?..
İSRAFİL : Fark etmez, önemli olan benim değil, senin görmen... Bak, şimdi sen
gördüm diyeceksin... Tamam mı?!..
HAÇO : Eeee?!..
İSRAFİL : Şahitlik edeceksin, şahitlik!.. Kutsal şahitlik!..
HAÇO : Ne şahitliği?!..
İSRAFİL : Ne şahitliği olacak, ahmak?!.. Şimdi, biz çocuğu alıp Peder Virgin'e
götüreceğiz... İşte, diyeceğiz, bu kez çöplükte bulduğumuz kutsal bir kitap
değil, vaazda dönecek diye yırtındığın İsa mıydı, Musa mıydı her neyse, işte
onu bulduk, getirdik... Bak sonunda geri döndü, diyeceğiz...
HAÇO : Haa, şimdi anladım...
İSRAFİL : Hele şükür...
HAÇO : Ben yokum!
İSRAFİL : Ne demek ben yokum!.. Bir düşünsene Haço, adamların kaç kez kutsal
kitaplarını çöplükten kurtarıp kendilerine götürüyoruz, bir gün de o
bekledikleri yüce varlığı bulup götürüyoruz, nasıl?,. Düşünsene bir Haço,
ömrümüzün sonuna kadar ikimize de yemek verirler, karnımız doyar...
HAÇO : ... Çöplük senin başına vurdu anlaşılan!.. İkimizi de eşşek sopasıyla
kovarlar be!..
İSRAFİL : Bir şeycik olmaz!.. Bak Haço, senin aklın ermez ama, insanlar bir kez
olmayan bir şeyi beklemeye başladılar mı gözlerine perde iner... Bir gün geri
dönen şey, bekledikleri değilse bile, o olduğuna inanmaktan başka ellerinden
bir şey gelmez!.. Kuşku var içlerinde, kuşku!., İnsan kuşkuyla beklemeye
başladığı zaman, içinde umut yerine korku yeşerir!.. Korku, inancı da
köreltir, inançsızlığı da!.. Aklını kullan!..
HAÇO : Aymelek de çocuğunun babasını bilmeyecek!
İSRAFİL : Bilir ya da bilmez, ne fark eder? Meryem biliyor muydu ki?!..
HAÇO : Ama, ama bir gün şu çöplükten gebe kaldığını anlarsa?
İSRAFİL : Anlasın, daha iyi!..
HAÇO : Peki, ya çocuğunu kiliseye bizim verdiğimizi öğrenirse, ona ne cevap veririz
sonra, ha?!...
İSRAFİL . — Sen doğurdun, sonra da terk ettin, biz de bulduk, deriz... Ötesi
bilinse de bilinmese de fark etmez...
(Konuşmalar sabuklamaya dönüşür gittikçe...)
HAÇO : Bilinse de bilinmese de fark etmez...
İSRAFİL : Bilinse de bilinmese de...
HAÇO : Bilinse de...
İSRAFİL : Bilinmese de...
HAÇO : Ne fark eder?...
İSRAFİL : Ne fark eder?...
(Konuşmalar sabııklamalara dönüştükçe İSRAFİL ve HAÇO da başlangıçtaki
gibi LACİVERT GÖLGELERE dönüşür ve uykularını kestikleri yerden
sürdürürler...)
Çöplük 2
3
2. Sahne
Gövde ve Ateş
Çöplük 3
4
HAÇO : Valla, yeri geliyor baba oğula, oğul kardaşa düşman oluyor...
AYMELEK : Hatırlasana Haço, geçen kış İzo'yu oğlu nasıl öldürmüştü!.. (İSRAFİL,
birden donar.)
İSRAFİL : (Büyük bir şaşkınlıkla) Ne?!.. İzo öldü mü?!..
AYMELEK : Hem de kafasını peynir tenekesinin içinde buldular!..
İSRAFİL : Ne oldu da öldürdü?!..
HAÇO : Valla hiç kimse anlayamadı... Herkes bir şey söyledi, ama işin aslını kimse
öğrenemedi... Güya, İzo, oğlunun karısının ırzına...
İSRAFİL : (Gözleri geçmişe dalarcasına) Demek, İzo'yu oğlu öldürdü!.. Tüh!.. Ne
günlere kaldık be!.. Ne günlere kaldık!..
HAÇO : Ben de bu gece sabaha kadar ikinizle uğraşıp durdum rüyamda...
AYMELEK : ...... Ne gördün?!..
HAÇO : Rüya işte, neye yorsan ona gider...
AYMELEK : Yılanlara dikkat edin!
İSRAFİL : Çöplüğü daha dün ilaçladılar...
HAÇO : Çöplükteki canlılar ilaca alıştı, bir yararı olmuyor. Belediye döktükçe zehiri
yılanlar, börtü böcek daha da semiriyor... Hadi Aymelek, biz gidiyoruz...
(Çıkarlar.)
3. Sahne
İnsanı Sev, Ama Acıma!..
Çöplük 4
5
HAÇO : Heya...
İSRAFİL : Nereye koydun?
HAÇO : Şşşt! Gel, gel ama kimseye söyleme ha?
İSRAFİL : Yok valla söylemem...
HAÇO : Yemin et!.. Kur'an misaf çarpsın de!..
İSRAFİL : Tamam söylemem...
(HAÇO, İSRAFİL'İ çöplüğün tenha bir yerine çeker... Yığıntıların arasında
özenle gizlediği "şişme bebek"i çıkarır...)
HAÇO : Pamuk Abla'ya minnet etmekten iyidir...
İSRAFİL : Onun yerini tutmaz...
HAÇO : Şükretmesini bilecen... Hem o kadar da fark yok arada...
İSRAFİL : Getir hele...
HAÇO : Dur şişireyim... (Şişirmeye başlar...)
İSRAFİL : Kimse görmesin bizi?
(HAÇO, şişirmeyi bırakır.)
HAÇO : Bak... Bak şuraya koyuyorum, işin düşerse ordan alırsın... Benden izin
sana...
İSRAFİL : Kıskanmayasın?
HAÇO : Balonun nesini kıskanayım, sevaptır böyle şeyler...
İSRAFİL : Haço be?!..
HAÇO : Ne?
İSRAFİL : Akşamki rüyamda!..
HAÇO : Ne gördün anlat...
İSRAFİL : Ama yanlış anlama!..
HAÇO : Yok yahu, rüya rüyadır...
İSRAFİL : Senlen ben, ikimiz, güya çöp topluyoruz gene böyle...
HAÇO : Eee?
İSRAFİL : Hemen şurda Aymelek var...
HAÇO : Eee?!..
İSRAFİL : İşte rüya bu ya, yanlış anlama ... Hem Aymelek benim de bacım
sayılır...
HAÇO : Öyledir!..
İSRAFİL : Güya Aymelek'in bir çocuğu oluyor... Biz de onu kiliseye götürüp, Peder
Virgin'e İsa'nız geldi diye yutturuyoruz.
HAÇO : (Korkuyla) Aynı rüyayı ben de gördüm!..
İSRAFİL : Sen nasıl gördün?
HAÇO : Senin rüyanda çarmıh var mıydı?
İSRAFİL : Vardı ya... Aymelek çarmıha vurulmuştu... Çocuğunu çarmıhta
doğurdu...
HAÇO : Hayırdır inşallah!.. Ya bir felakete geleceğiz, ya da!..
İSRAFİL : Bir şey olmaz da benim aklımın ermediği, ikimiz de aynı rüyayı nasıl
gördük?
HAÇO : Ne bileyim ben?!.. Al şu naylonları da koy torbaya!..
İSRAFİL : Eeeh, bıktım artık!.. Şu İdris'i bir gün bıçağıma yem edecem!..
HAÇO : Ağzından yel alsın!.. Kanına mı susadın?!..
İSRAFİL : Bu kadar korkacak ne var, o da dokuz aylık, ben de!..
HAÇO : Bak babam, sen git ne yaparsan yap, ama benden uzak ol! Senin kanın
tepiyor!..
İSRAFİL : Sen öyle san oğlum!.. Şu karşında duran şahsa iyi bak!.. Nah şuraya
yazıyorum, bir gün elbisemin, arabamın ve karımın saç rengi aynı olacak!..
HAÇO : Önce karnını doyur da...
İSRAFİL : Haçobe!..
HAÇO : Ne var gene?!..
İSRAFİL : Rüyadaki gibi bir şey olsa ne yaparsın ha?!..
HAÇO : Ne mi yaparım?... (Birden gizlediği yerden bir nacak çıkartır ve İSRAFİL'in
Çöplük 5
6
4. Sahne
Tarih, Çöplükten İbarettir...
Çöplük 6
7
Çöplük 7
8
5. Sahne
Görülmemiş Cinayet Yoktur...
(İSRAFİL, çöplüğün gözden ırak bir yerinde küçük bir bölme yapmıştır...
Önünde birkaç LACİVERT GÖLGE, sıraya girmiş, beklemektedir... Bölmenin
içinden, üzerini düzelterek biri çıkar... Sıradaki gölge girer... İSRAFIL,
bölmeye girenlerden para tahsil etmektedir...)
İSRAFİL : Zam yok, zam yok!.. Hadi, seferi elli kâğıt.. Muamelesi kendinden... Üç
çek, beş çek!..
HAÇO : Şeytanın bile aklına gelmez...
İSRAFİL : Şeytanın aklına gelmeyen, insanın aklına gelir... Ticaret derler buna,
ticaret... Hadi abim, geeel, geeeel!..
HAÇO : İyi iş yaptık be İsrafil...
İSRAFİL : Üstelik bu iş pezevenkliğe de girmez...
HAÇO : Tabi girmez, balon ticareti, o kadar...
İSRAFİL : Öyle sermaye falan da gerekmiyor... Şişir bebeği, tamam. Vesika yok,
polis yok, zabıta yok, vergi yok, tesis yok...
HAÇO : Bu gidişle Pamuk Abla'nın işleri de bozulacak...
İSRAFİL : Bozulsun o zillinin işleri de aklı başına gelsin... Daha düne kadar, bu
insanlara yalvarıyordu...
HAÇO : İdris besleyince karıyı, çöplüğün filinta gibi delikanlılarını beğenmemeye
başladı...
İSRAFİL : Artık yeni bir hizmet var çöplüğün garibanlarına!..
HAÇO : Hadi geeel, geeel!.. Kim olursan ol gene geeel!..
İSRAFİL : Afferin be Haço, bakıyorum işe ısındın...
HAÇO : Yok be İsrafil, sana yardım olsun diye...
İSRAFİL : Sen arada sırada bebeğin havasını kontrol et, yeter, tamam mı?
HAÇO : Hadi dükkânı kapa da gidelim artık!..
İSRAFİL : Ne o? Neden tırstın?!..
HAÇO : Ne diyorsam onu yap, İsrafil!..
İSRAFİL : Daha çok erken, tam iş zamanı... Sen istiyorsan git, ben birazdan
gelirim...
HAÇO : Çaktırma, şuradakilerden ikisi İdris'in adamı!..
İSRAFİL : Bu dergâh herkese açık oğlum...
HAÇO : Hay senin dergâhını!.. Adamlar dolu ulan!.. Bunlar boş gezmezler!..
İSRAFİL : Bize ne be!
HAÇO : Buraya doğru bakıyorlar!..
İSRAFİL : Hadi sen git, ben gelirim...
Çöplük 8
9
Çöplük 9
10
6. Sahne
Zaman'ın Soyağacı...
Çöplük 10
11
Çöplük 11
12
İKİNCİ BÖLÜM
1. Sahne
Antipürgatuvar, Yılanların Cenneti
Çöplük 12
13
Çöplük 13
14
İSRAFİL : Ne diye atamazsın!.. Onlar sana mutsuzluk getirir!.. Hayat boyu iflah
olmazsın!.. Baksana, o ne büyük ızdırap ki göz yaşlarını taşa çevirmiş
yılanın!..
HAÇO : Bizim yüreğimiz gibi!..
İSRAFİL : Bizim yüreğimiz gibi!.. Ama bak sen saklamışsın onları... Bizim
yüreğimizi kim saklayacak, Haço? Ha?!..
HAÇO : Yılanlar!.. Yılanlar saklayacak, İsrafil!.. İşte Aymelek'in gördüğü yılan, bizim
gördüğümüz yılandır!.. Geldi sonunda buldu bizi!..
İSRAFİL : Öldürmeye mi?!..
HAÇO : Öldürmeye gelmedi, İsrafil!... Keşke öldürmeye gelseydi!..
İSRAFİL : Neye peki?!..
HAÇO : Taşları geri almaya!..
İSRAFİL : Yılan nasıl alacak taşlaşan göz yaşlarını geriye?!.. Alıp da ne yapacak?!..
HAÇO : Bilmiyorum be İsrafil!.. İçimden bir ses bunu söylüyor bana!..
İSRAFİL : Aymelek'e dikkat et!.. Ona bir zarar gelmesin!..
HAÇO : Aymelek'in son zamanlarda davranışları çok değişti be İsrafil!..
İSRAFİL : Nasıl?!..
HAÇO : Sanki bir şey gizliyormuş gibi!.. Bizimle konuşmaktan korkar gibi bir hali
var!..
İSRAFİL : Genç kız, kimbilir aklından neler geçiyor... Belki de bir sevdiği falan
vardır ha?
HAÇO : Sevdiği falan yok, İsrafil!.. Öyle bir şey olsaydı anlardım ben!.. Hem bu
Allahın çöplüğünde kime gönül verecek Aymelek? Evden dışarı bile
çıkmıyor... Yok, o değil!..
İSRAFİL : Anlamak çok güç... Ama sen kafana takma... Onu bir hocaya götür, bak
hiçbir şeyi kalmaz...
HAÇO : Hocaya verecek param yok... Hoca iki okur bir üfürür bizden kan fiyatı
ister...
İSRAFİL : Doktor milleti de anlamaz bu işten... İki ilaç yazacak yalan yanlış, kızı
daha çok deli edecekler...
HAÇO : Bana kalırsa onun en büyük yılanı yalnızlık... Kısmeti açılsa bunların hiçbiri
kalmaz...
İSRAFİL : Burda kime verecen o güzelim kızı? Hepsi it, kopuk...
HAÇO : Bilmiyorum ne olacak... Memlekete dönsem, orda hiç kimsemiz yok... En
yakınımız sensin be İsrafil...
İSRAFİL : Benim ne olacağım belli değil!..
HAÇO : Benim de?!..
İSRAFİL : Bak eğer İdris'in adamlarını bizim öldürdüğümüz ortaya çıkarsa sana
şeref sözü veriyorum, suçu ben üstüme alacağım...
HAÇO : O geceki cinayet, işte bu yılanın göz yaşlarıydı!..
İSRAFİL : Cinayet cinayeti getirmez!..
HAÇO : Cinayet cinayeti getirmezse mutlaka ihaneti getirir, İsrafil!..(Konuşmayı
AYMELEK'in çığlığı yırtar!., İkisi de irkilir!.. AYMELEK, yattığı yerden çığlık
çığlığa fırlar!.. Elinde yılanı andıran bir hortum parçası vardır...) Aymelek!..
Aymelek!..
İSRAFİL : Dur!.. Dur, Aymelek, bak biz hurdayız!
HAÇO : Tut israfil, bırakma!.. Ne oldu birden!..
İSRAFİL : Uykusunda bir şey oldu!..
AYMELEK : Yılan!.. Yılaaan!.. Yılan!..
İSRAFİL : Yılan değil o Aymelek, bak, bak işte ip, korkma!..
HAÇO : Su getir israfil, acele su getir!.. Aymelek, Aymelek!..
İSRAFİL : Al onu elinden!..
HAÇO : Dur Aymelek, dur bacım!.. Bak benim, ben!.. Haço!..
İSRAFİL : Korkma!.. Tamam!..
AYMELEK : Yılan!.. Yılan!..
Çöplük 14
15
2. Sahne
Öldürmek Ya Da Ölmek
Çöplük 15
16
Çöplük 16
17
Çöplük 17
18
4. Sahne
Koparıp kanatlarını bir ırmağa attın,
Ölümün gerdanından su içerken bir güvercin...
Çöplük 18
19
5. Sahne
Kuyunun Gözleri...
Çöplük 19
20
Çöplük 20