You are on page 1of 77

Namk kemal NTBAH

inklp Kitabevi Yayn Sanayi ve Tic. A..


Bu kitabn her turlu yayn haklar Fikir ve Sanat Eserleri Yasas geregince
inklp Kitabevi Yayn Sanayi ve Ticaret A.. 'ye aittir.
Bask ANKA BASIM Matbaaclar Sitesi No: 38 Bagclar - istanbul
ISBN 975-10-0015-7 02-34-Y-0051-0189
02 03 04 05 06 18 17 16 15 14
:: NKILP
Ankara Caddesi, No: 95
Sirkeci 34410 STANBUL
Tel: (0212) 514 06 10-11 (Pbx)
Fax: (0212) 514 06 12
Web sayfas: http://www.inkilap.com
e-posta:posta@inkilap.com
NAMIK KEMAL
NTBAH
Ali Beyin Serguzesti
(Serguzest-i AH Bey)
Gunumuz Turkesi:
Seyit Kemal KARAALOGLU
14. Bask
* NKILAP
NTBAH ZERNE
Namk Kemal; vatan sairlerimizin en buyugu. Tekirdag'da dogdu (21 Aralk,
1840). Babas muneccim bas Mustafa Asm'dr. iki yasnda annesi Fatma
Zehra Hanm' kaybedince, anne babas Abdulltif Pasa'nn yannda zel bir
grenim grerek Kars'a, Sofya'ya gitti, istanbul'a geldigi zaman (1857)
Franszcav grenmis^
divan edebiyat yolunda kuuk birdivan dolusu^ siirler yazro----
bulunuyordu. Henuz.....16-Vasmaayken evlenmisti. Babli Tercume
Odas'na memur oldu (1863). Sinasi ile tansarak Tasvir-iEfkfc.
gazetesine vazmayajaslad. 1865'dgfinasi'nin Paris'e gitmesi uze-zeteyi
tek basna "devim"'ettirdi. Yazlar ulus^ p-ac'ak. istidt idarj
zeje kapatld/ yazarlar surgu
Vatann bagrna dusman dayad hanerini, Yok mudur kurtaracak baht- kara
maderini.
lursem grmeden millet'te fimmit ettigim feyzi fazlsn seng-i kabrime
vatan mahzun ben mahzun r
"Prs
~feaeak._zorun-
iar_Cemiyetinin yaz organ Hurriyet Gazetesim_Londra'da_
-rkSHFai;_(1568). Siyaset mahkmlrn "F'orica stanhiil'a dndu
(1870). tferetjgazetesini ikarjrLajLa^ta^L-IJ^TJiLjOndokuz say
olu mutasarrflgna
re-
sonra gazete kapatlarak, Namk Ke atand; azledilince istanbul'a dndu;
Vatan_
heyecan uzerine, Kbrs'ta Magosa zindanna su-
JTndirilmesiyle~serbest brakld; tekrar istanbul'a dndu (1876). Ka-nun-i
Esasi Encumeninde alst; bu defa II. Abdulhamid'in hsmna ugrayarak
Midilli adasna suruldu (1877); oraya mutasarrf oldu (1879); grevi Rodos
(1884), Sakz (1877) adalarna nakledil--di; Sakz'da zaturreden ldu (2
Aralk). Vasiyeti uzerine, ok sevdigi Rumeli Ftihi ehzade Suleyman
Pasa'nn Bolayr'daki tur-:besinin yanma gmuldu.
Muasrm, sabitim ta can verince halka hizmette Fedakrn kalr ezkn dim
kalb-i millette; Denir bir gun gelir de sye-i feyz-i hamiyette Kemal'in
seng-i kabri kalmadysa nm kalmstr
Namk Kemal, an gul* aeiili
'hgrnen her turundfe eser vermistir; Eserlerinde ogunlukla toplum-^* :sal
konulan ; Ta lan* "imlim, atBUijtj ravrana-larm Temis ; top-"Ipm
iin s'an'dl ^lttjj>linj bauUlHJJUl'. ilk sf Itil'lllUli
bllr'mXBgig'_ft^ -^
eski: sonrakiler biim eski-z yeni; daha sonrakilerde biim -ye ji.-.z-
4 yenidir. Magosa'dan Abdulhak Hamit'e yazdg bir mektupta syle diyor:
Ben sizin yasnzda iken kafiyesiz, cinassz yaz yazmak degil, lkrd
bile sylememeye alsrdm. Yirmi drt, yirmi bes yaslarnda Tasvir-i
Efkr'a yazmaya basladm. Yirmi kafiyeli tarsiler filn bulunmayan
bentlerime sz nazariyle bakmazdm. Bunlar bizim degil, milletin acemiligi
sanndandr.
ekmedim mrumde zencir-i esaret bagn, Kayd-i dunyadan muberraym, bilir,
dunya beni. iste meydan-i hamiyyet, kama, ey celld- zulm! Ya seni
mahveylesin Mevl cihanda ya beni!..
Namus ile irfan yetismez mi mukfat, fkbl yolu geri Kemal'in
kapanktr. ok ak gremezsen de sanda sakalnda Elminnetu Hilafa yuzu ak
aln aktr..
Zalim olsa ne rutbe biperva Yine bunyad- zulmu biz ykarz. Merkez-i hake
atsalar da bizi Kure-i arz patlatp karz.
Namk Kemal: siirimizi mistispr
voflcltir. Me-
cazlardan, mazmunlardan, sz" oyunlarmflfln arnms
rTtr^mnrnjjrmnja_jfilTri -nefate'" alarak verir., Yuzyllar__boyu de-
vam e'degeleh insanrT gu^SIgir grusune~kaf| diidlir; bir kaHrlian
odugu^rusunu savunurTM'aramn^g'e'ns halk kit --ilerine yaymak
gayesiyle, hitabete uygun bir nestf jpesindedirT yle~d(jr: *kl
sayfalkbir yaz okumak iin herkesi seksen defa Kamus'a veya Burhan'a
muracaat mecburiyetinde bulundurmak niin marifet saylsn? Sekinler iin
kitap yazmak kadar dunyada abes sey yoktur. Tujrj^enia-Jcur1)^rn
eksiksiz duzen-lemek, halkn kullandg kelimeleri benimsemek: dili yaratan
ge-lerin iml ve' anlam bakmndan olgunluga ersmesrrf saglamak; dili
kulfetli 'sanatlarn pasKisndan teaftermak gayesindear. 'Sa-nat, halk
uyandrmak, topluma fayda saglamak, dusuncelerini
yjymalT"inHblLr^ara"l3^7"T3^^
bunu
aka"
Grup ahkm- asr mfinharif sdk u selmetten ekildik izzet fi ikbl ile
bb- hukumetten.
Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten Muruvvetmend olan mazluma,
el ekmez lanetten.
Vucdun kim hamr-i myesi hk-i vatandandr Ne gam rh- vatanda ak
olursa cevrfi mihnetten..
Muini zlimin dunyda erbb- denettir Kpektir zevk alan seyyd-
binsafa hizmetten..
Durur ahkm- nusret ittihd- kalb-i millette kar sr- rahmet
ihtilf- rey-i ummetten.
Eder tedviri- lem bir meknin kuvve-i azmi Cihan titrer sebt- p-y
erbb- metanetten..
Degildir sir derzencre thmet acz- ikdam Felekde baht utansn binasib
erbb- himmetten.
Biz ol ulv-nihdnz ki mey dan - hamiyette
Bize hk-i mezar ehven gelir hk-i mezelletten. -
Ne gam pur tes Q hevl olsa da gavgaa-y hurriyet Kaar m merd olan bir
can iin meydn- gayretten.
Kemned-i can-gfidz ejder-i kahr olsa celldn Mureccahtr yine bin
kerre zencr-i esaretten.
Felek her turlu esbb- cefsn toplasn gelsin Dnersem kahpeyim millet
yolunda bir azimetten.
Ne mumkun zulm ile bdd ile imh-y hurriyet als idrki kaldr
muktedirsen demiyyetten.
Civanmerdn- milletle hazer gavgaadan ey bidd Erir semsr-i zulmun tes-i
hn-i hamiyetten
Ne efsunkr imissin ah ey didr- hurriyet Esr-i askn olduk geri
kurtulduk esaretten.
Namk Kemal; siir, maketle, tarih, elestiri, biyografi, romgn, esefler
verir; bunlar toplumun uyanp gelis-
mesiiin_g]rac olarak ku|Ianr. Tiyatro^ bir eglencedir; takat
eglencelerin en. faydalsjdr grusuyle yazlan tiyatrolar; ulusun
tozulan moralini kurtarmak amaciyle Vatan, yahut Silistre 1873) -den sonra
sevmediklerile zorla evlendirilenMrin bahtszlgn Zavall ocuk (1873);
en kahraman bir kocaya bile ihanet edebilen bir kadnn dramn Akif Bey
(1874); zalim bir sancak beyine kars halkn isyann Gfilnihal (1875);
nszunde tiyatro grusunu yanstan, konusunu Hrzemsahlar dnemindeki Turk
tarihinden alan Cellettin Harzemsah (1885): Hindistan'da Baburlular
zamannda-ki bir olay isleyen Karabel (1910) en tannms oyunlardr.
Romanlar; ktu bir kadnn istiras ve entrikalarna kaplan bir gencin
felketini anlatan tre roman Son Pismanlk yahut sansurden sonraki
adiyle intibah (1876); islm Birligi ulkusuyle yazlan tarihsel roman
Cezmi (1880); Elestirileri: Tahrib-i Hrbat (1874, basls, 1885);, Takip
(1875, basls, 1885); Kenan Mu-
daaanamesi (yay. Kprulu, 1962). Namk Kemal, Hayat ve iirleri (yay.
Seyit Kemal Karaalioglu, 1984). ROMANLARI : JNTamj k. Kemal'in elinizde
bulunan NTBAH la birlikte iki roman var : <-ntibah ve Cezmi. Turk
Edebiyat'nm tandg, Bat anlaysnda ilk _ yaznsal___omanlarmz,
ikisi de romantik zel^ likler tasr. Olaganustu olgular, duygusal
davranslar, gerek ya-samd~"gorulmeyen olaslklar yasam gulerini
azaltr. Namk Kemal, esitli yazlarnda, zellikle Idukddime-i Cell
de, , jroman iin asag yukar su grustedir: Romandan ama, gerekte
olmamssa bile gemesi olabilir bir olguyu, ahlk, duygular ve olaslklara
iliskin her esit ayrntlaryla birlik betimlemektir. Romanlara, seyrek de
olsa insanustu, imgesel varlklarn karstrldg olur.
................ - .........
Namk Kemal, edebiyatmzn en buyuk eksigi olarak roman _rdugu,,
jin, Magosa surgununde, Serguzest-i Ali yazar (1876). Eski meddah
hikyele-
rimizden Hanerli Hanm dan esinlenerek kaleme alnan bu romann konusu
syledir: Ali Bey, zengin bir ailenin tek ocugudur, yi bir grenim
grur, on yasna gelinceye kadar birka dil glrenlr. Ancak aldg
bilgilerin kisiliginin gelismesinde etkisi olmaz. YjrmLjgaglarnda iken
babas
lunce, keyfine gre yasamaya kaplr. Camlca'da bir ge-zintL srasnda,
guzel bir kadnla tansr, iffetli sandg bu kadn,
vosmamrr'bTridi^__Mg_rjggj]ter'dir' afo- Surjye^e irlcn gler yaparak
zengin olmus Abdullah Efendi isimli yetmis yaslarnda", iek" 'bozugu
u'kia bu ihtiyarla Jusl tdir"' UgTun'un" byle uygunsuz- -birkadma
.masaa..,uzulen annesT.'~AirBev'in'~mutlulugu iin, ev
sup adnda guzel bir cariye alr. Yine de oglunu bu kadnn
ker'i,..evde_by.Iarnaz; kadn, dostu Abdullah Efendi ile bulusmaya.
gitrpi^jr, PC'tn Cppp bpkior, ortppj s^b^h yalya~Ho-nen. Mehpeyker'le
kayfa edpr. Ayrlrlar. Ali Bpy, ..giin..^p-tike Dilsubja snmaya
baslar. Mehpeyker, herseyine gz yuman ihtiyar dostu Abdullah Efendi ile
bir plan hazrlar. Kjz hamamda gFen kadnlardan vucuaunaaKi benler
hakknda " Fni^eTjmTrr-^tt^ate e4s^^
Bey 'e duylryrJ__Al_,jtiey kzgnlkla Jullasub'u dverTken-disi de.
hastalanarak yataga duser. Kz bir esirciye satar-
olur? Bahar mevsiminde ise yeryuzunun her taraf yesillenir.
(Hatt, kendilerini insan zanneden, gerekte ise bitkide farklar, sadece
istedikleri zaman istedikleri yere gidip gelebilmekten, yani, kendi
istekleriyle yer degistirebilmekten ibaret bulunan birtakm beylerimiz de
tede beride Tasladklar hanmlara yesillenmeye alsrlar.)
lkbaharda imenler akl koyulu renkleriyle toprag kaplar; bahar
yagmuru, imenlikler uzerinde tatl dalgalar, menevisler meydana getirir;
krlarn tesinde berisinde renk renk, ygn ygn iekler almaya
baslar. Hafif ve tatl bir esinti, suyun uzerinde, temiz bir alndaki
izgilere benziyen krsklar peyda eder. Ufak dalgacklarla su
kabarcklar, ruzgrn nune duserek bir yere toplanms yasemin
dkuntulerini hatrlatr. ste o zaman, krlar zevk ve safadan kmldamaya
takati kalmams bir deniz, denizleri sevkinden titri-yen bir kr
sanrsn...
Guller grunduke zannedilir ki, fidan boylu, gul yuklu tazeler, yabanc
bakslardan kaarak agalarn glgesine, yapraklarn arasna saklanrlar;
arada srada ruzgn musait bulduka gizlendikleri perdenin arkasndan
karak birbirleriyle dudak dudaga gelirler. Ruzgr aksi ynde esmeye
baslaynca yine gizlendikleri yerlere kasrlar ve birbirlerine hasretle
baksarak gulusurler.
(Dogu hayalciligine ok alskanlgmdan mdr nedir; gulden bahsettike
daima bulbulu hatrlarm. Geri, hemen butun divan sairlerimizin
iddialarnn aksine, bulbulun gule sk olmadgm bilirim; fakat o zavall
kusun sevdal sevdal durusuna baktka, mini mini kalbinde buyuk bir ask
sakladgna inanmaktan da kendimi alamam. Ama bulbul gerekten sksa mu&a-
12
> (ja*.
f
kfl. hurriyete sktr. unku bahelerde, guller arasnda serbest serbest
dolasp tatl tatl terken zavally yakalayp bir kafese hapsederler.
Artk hurriyetini kaybetmistir; sakmak syle dursun, yasamak bile onun
iin ekilmez bir yuk olmustur.)
Hele lleler... Baharn ikisiyle sarhos lleler... Sanki geceden
imenlikte bir iki sofras kurup imisler, eglenmisler ve szmslar. Her
biri sarapla dolu kadehini yan basna brakvermis. Kadehlerin kimi havaya
kalkk, kimi yere yatk bir vaziyette duruyor; kimisi de henuz yerine
yerlesmemis, ruzgr estike gah egrili-yor, gah dogruluyor.
Baharn her mahsulunu, her safasm, her halini bir benzetme ile tasvir
etmek benim harcm degil; gkyuzunu ham erige; dunyamz kzl yumurtaya
benzeten hayalperestlerin bile kolay kolay basarabilecegi seylerden
degildir. Bununla beraber, ben, bahar guzelliklerinin yalnz imeniyle,
guluyle, llesiyle yetinmeyecegim.
Az ruzgrl, hafif bulutlu bir havada, snlarn akis-leriyle, bir bahar
imenliginde meydana gelen duruma acaba hi dikkat ettiniz mi? Bir yandan
ruzgrn etkisi, bir yandan bulutlann glgesiyle imenlik, her dalgas
baska sekle girmis menevisli yesil bir kumasa dner. Birok krlarda
gruldugu gibi,, imenler, bek bek, renk renk, biim biim ieklerle
suslenirler; sonra gunes snlar bunlarn uzerinde dalgalanmaya baslar.
-Yeryuzune sanki tavus tuyunde kalieler2 dsenmistir. lkbahar gunesi,
feyzini yalnz yeryuzune vermekle kalmaz; sabah aksam gkyuzunu de bol bol
nur-landrr; binbir renge boyar. lkbaharn dunyamzn evresine verdigi
guzellikten midir nedir, o mevsimde gkyuzundeki renklerin guzelligi ve
tatllg, ancak gu-
18
nes yuzlu, sk sal bir guzelin mavi gzlerinde grulebilir.
Baharda havann feyziyle bulutlara gelen hafiflikten midir nedir, bu
mevsimin fecirleri ve safaklar bile baskadr; baska mevsimlerde gunesin ne
dogusuna benzer, ne de batsna...
Gunes snlarnn meydana getirdigi renkler, yle parlak, yle suslu
grunurler ki, gkyuzune binlerce ele-gimsagma yglms sanlr. Guya
gkyuzu, baharn yeryuzune verdigi guzellige imrenir de ufukta
bahelerimize nazire yapmaya kalksr. Gunes dogduktan veya battktan
sonra, bir sk dalgalanmasdr baslar; bulutlar paralanr; kimi kzarr,
kimi yeni alms guller gibi katmerlesir, kimi yesillenir, yaprak seklini
alr; kimi beyazlasr, zambak gibi ak sak sallanmaya baslar; kimi
morarr, sumbul gibi, kandil gibi teye beriye daglr. Gz, sonu gelmez
uzaklklar iinde kaybolmaya baslar. Grme kuvveti hayalin karssnda
yenilgiye ugrar. Baglardaki iekler gkyuzune, ufuktaki bulutlar da denize
akseder. Denizle gkyuzu artk birbirinin aynas olmus veya birbiriyle
birlesmistir...
Baharmzn mehtabn da unutmayalm! Eger hill3 ise, evresinde ok defa
bedir4 buyuklugunde, bedir seklinde ve bedir guzelliginde nurdan bir ember
grunur. Hani Ay bir yaratktr; baz buyucu kanlar onu yere indirirler de
sutunu sagarlar. inancn gudenler, bu yeni ay ve etrafndaki nurdan
emberi grseler canl bir yaratk sandklar ayn gebeligine de inanrlar.
Eger ayn on drdu ise, etrafna yine nurdan sar bir ember dagtr. Bizim
gibi, mehtabn da bir lem oldugunu bilenler dahi, nur yuzlu bir kzn
gkyuzundeki penceresinden asag sarkms, srma salarn gu-
14
el yuzunun evresine dagtms, yeryuzunun renk renk suslerini seyrediyor
zannetseler ayplanmamaldr.
Eski divan sairlerimizin, siirlerinde bol bol bahsettikleri (serv-i simin)
in5 ne oldugunu anlamak, ondaki guzellikleri iyice grmek ve zevkine
erismek istiyen-ler, ilkbaharda mehtabn durgun bir denize veya gle,
aksini seyretmelidirler; sanki nurdan dkulmus bir peri kz, gumus
vucudunu, anadan dogma plak olarak, durgun sulara brakr, hafif tertip
yuzmeye baslar; vucuduna dokunan her su damlas sanki nur kesilir. Sularn
ortasnda, hayalimize, yine nurdan, genis bir cadde alr. Artk hayal
leminde git, gidebildigin kadar...
Fakat biz galiba lkrdy uzattk. Maksadmz, amlca'y tarif iin,
baharn niteliklerinden romanmza bir giris yapmakt. Yazn bulusma yerini
ararken yollarda iek toplamaktan kendini alamyan sevdallar gibi,
numuze raslyan birka taze hayali igneyip gemeye gnlumuz raz olmad.
Eger okurlarmz skty-sak aflarn dileriz. ste asl konuya baslyoruz.
15
Ey lem-i mislin seyyh- hsyn
Hi kasr suretinde grdun mu nevbahn?
NEDM
Ey hayal lemlerinde dolasan akll yolcu! Sen, ilkbaharn guzel bir ksk
sekline girdigini hi grdun mu?
stanbul'u iyi tanyanlar bilirler ki, amlca Ksku, insann iini ama,
ruhunu oksama bakmndan, ilkbahar aratmaz. Yaps syle dursun, bulundugu
mevki bile stanbul'un en guzel bir yeridir.
air Nedim'in:
Bir gevher-i yekpare iki bahr arasnda
(iki deniz arasnda butun Mr P^nta) diye vasflandrdg stanbul, bence o
kadar guzel bir deniz tazdr ki, yalnz hazin hazin sahillerine
yuSTsurerek nunden akp giden denizin saf as, butun dunyada essizligini
ispatlamaya yeter.
16
stanbul denilen guzellikler toplulugunun butun guzel manzaralarn bir
baksta grebilecegimiz tek yer varsa o da amlca'dr. Bogazii'nde hangi
buyuk orman veya kuuk krfez vardr ki, amhca'dan grulmesin? stanbul'un
Beyoglu gibi, Galata gibi, Babli civarlar gibi, Bayazt gibi hangi
bayndr taraf vardr ki, amlca'nn bakslarndan kendini saklyabilsin.
stanbul'daki eski eserlerden ve meshur binalardan hibiri var mdr ki,
amlca tasvirine almak mumkun olmasn?
amlca yle ibretle grulecek bir yerdir ki, insan, esmesinin yanna
kar da basn kaldrp etrafna ba-kmrsa gkyuzunun nunde, tabi,
sna, fenni nice yuz bin esit guzelliklerden meydana gelmis bambaska bir
lem grur. nsann gzbebegi deta, o guzellikler leminin, buyuk bir
ustalkla ufack bir noktaya sgdrlms haritasna dner. Bir de gzlerini
asagya indirmek isteyince bakslar, dunyann butun ieklerini ihtiva
eden iek bahesine dusmus balans gibi, dakikada bir iege iliserek,
saniyede bir meyva ile oyalanarak, deniz kenarna gidinceye kadar takattan
kesilir.
amlca'ya cennet-i lnn yere inmis bir paras denilse yeridir. Tanr,
yeryuzundeki b- hayat6 yaratmay irade etseydi o guzelligi muhakkak
amlca......suyuna verirdi.
Bundan asag yukar sekiz yl kadar nce orada gunesin dogusunu
seyretmistim. Gkyuzunden yeryuzune nur yerine ruh yagyor sandm.
Gezinti yerlerinden pek hoslanmam. Tatil gunleri, boynuna, boyanms cellt
kemendi denilmeye lyk smsk bir kravat baglyarak, ayaklarna da suslu
tomruk denilebilecek dapdarack bir ift potin giyerek sabahtan aksama
kadar araba arkasnda7 kaldrm muhendis-
17/2
ligi yapmak, sonra aksamdan sabaha kadar da hunnak denilen bogaz
rahatszlg ve nasr acsiyle yatakta kvranmaktan ne zevk alnr bilmem.
Hele cuma ve pazar gunleri Unkapan'ndan8 bir piyade9 tutup da yolda seksen
kayga arparak, doksan tehlike girdabndan geerek o nazl Kgthane
deresine girmek yok mu? nsan, insan kyafetinden kar, tozdan dumandan
yaplms bir insan resmine dner, hatt daha dogru bir benzetme ile:
Hazer, hazer ki ecel nresid medfunem10
msrana tpatp uyuyormus gibi, mezarn omzuna alms bir cad11
klgna girer. Sonra da bunun adna eglence derler. Benim yle seylere
aklm ermez.
Fakat ne yalan syleyeyim; cuma ve pazardan baska gunlerde, ak veya hafif
bulutlu, fakat yagmursuz bir havada Bogazii'nin hemen her tarafn ve
bilhassa ilkbaharda amlca'y pek severim.
nsanoglu, meden lemin rahatlk ve lezzetlerine ne kadar alsrsa
alssn, yine ilkel insanlar gibi, arada srada krlarda oturmak istegini
butun butun unutamyor. Mesel gunes batarken bir su basnda veya bir
imenlikte, bir agacn altnda oturup tabiatn o ulv mahzunlugunu temasa
etmek, sehirlerin, evlerin hangi eglencesine tercih edilmez? Kalabalk
sehirlerin kokusmus havasndan, uygunsuz manzarasndan arasra uzaklasarak
ieklerin guzel kokularn eme eme esip gelen o tatl ruzgr teneffus
etmeyi hangi gnul istemez? Krlarn birbirinden guzel binlerce rengine ve
sekline dalp gitmeyi hangi insan gzu arzu etmez?
ste hemen butun insanlarda mevcut bulunan bu arzular, romanmzn
kahraman Ali Beyde de vard.
18
Geldi sabh- rz-i civnye infilk Eyyam- fitne erdi bellar mubaregi
Genlik gununun sabahna als geldi. Artk kargasalk gunleri baslad.
Bellar ugurlu kademli olsun!
Ali Bey, zengin bir ailenin bir tek evld, yirmi bir, yirmi iki yaslarnda
bir delikanlyd. Anas babas ustune titrerdi. Bilhassa babas, evlt
kymetini ok iyi bilenlerdendi. Vatanmzn kultur merkezi olan
stanbul'da bulunduklar halde, zel gretmenlerden de faydalanarak,
oglunun egitim ve gretimine son derece nem veriyordu. O kadar ki, ocuk
on yasna bastg zaman birka yabanc dil grenmis bulunuyordu. Tannms
ediplerimiz, kuuk Ali'yi ok takdir ediyor, kultur alannda gayet
istidatl buluyorlard. Hele babasnn, yurdumuzda esi az grulen,
mulyimligi ve sefkati sayesinde, yaradlsnda zaten mevcut olan saffet ve
nezaket o kadar kuvvetlenmisti ki, terbiyesine ve davranslarna bakanlar
kendisini deta bir melek zannederlerdi.
Fakat zavall babacg, butun hayat boyunca, evld iin bir buyuk endise
iinde yasad. ujQkjj_AliT_sar
19
benizli, fazlaca sinirli ve kan oynak bir ocuktu. Ka-tggterimn^ tabii jnr
neticesi olan hiddetini, aldij iyi terbiye ve~grdugu sevkatli
muam^jeFsaygsindeggergi
ayn karakterin bir kars Tzmun-
r*aska~snuc olan(
dan fazla, deta : esffflk derecesinde dusklmTulprffimen her halinden
anlaslrd. ^^^
^^
,ni-toir yana brakrT dunyay unutur, sadece onunla mes--olurdu.
bir engeTelSitlasa, arzusu rsarteuny.Cu--gefekle?ttrmk~lin en buyuk
fedkrlk-' tan ekimnezdi. ^al^'ulain^^
cla-~gufrferee~ta^ gizli gizli aglard.
Babas, dunyada hem en buyuk olgunluklarn, hem de en buyuk noksanlklarn
bu inatlk huyunu ocugun tabiatndan silmeye ok ugrast; fakat buna
imkn gremedigi iin o egilimleri daima grenim ve egitim alanlarna sevk
ederek, ogluna faydal bir silh kazandrmak isterdi.
Geri Ali Bey, babasnn saglgnda ve hele on drt, on bes yasna
geldikten sonra, dunyada kulturden baska sevilecek, arzulanacak bir sey
bulamaz olmustu. Dunyay unuturcasma mesgul oldugu sey varsa dersleriydi.
Kuuk bir maksat iin buyuk bir fedakrlg gze almak gerekse, nushas pek
az bulunan baz kitaplar krk elli misli fiyatla seve seve satn alrd.
Hastalanrsa, herhangi bir sey iin bahse tutusup da yenildigi zaman
hastalanrd. Aglarsa, okudugu kitaplarda zor bir meseleye raslayp da onu
zemediginden dolay aglard.
Fakat, bu inklplar lemi, kendisi gibi, her seyde direnmeyi sevmiyor,
mutemadiyen degisikliklere ugruyordu. ocuk yirmi yasna geldigi zaman
babasn kay-
20
betti. O baba ki kendisinin arkadas, gretmeni, egitmeni, hulsa her
seyiydi. Babasnn lumu uzerine Ali Beyin hayatnda da birbiri ardnca
esit esit degisiklikler, esit esit bellar belirmeye baslad.
l
21
Der vakt-i civni zi muhabbet i bicbest Bes tavr-i acep lzim-i eyym-i
sebabest
Genlik agnda sevgiden neye utan duymal? Ask denilen o bambaska nal,
genlik gunlerinin luzumlu bir seyidir.
Ali, zaten mahzun yaratusl bir ocuktu. Kendi hayatndan daha ustun
tuttugu babasn, gnlunun olanca sevgisiyle seviyordu. Hi umit etmedigi,
hatt aklnn ucundan bile geirmedigi bir andan o aziz varlg ebediyen
kaybedince yasamnn tadn da beraber kaybetti; busbutun mahzunlast. ok
sevdigi kitaplarn okumaktan bile artk zevk almyor, evvelce
dusuncelerinin emesiresi olan dairesine gittigi zaman simdi zindana atlms
gibi azap duyuyordu. Artk, butun isi gucu, odann bir ksesine ekilip
uzun uzun ah etmek, ac gz yaslan dkmekten ibaretti.
Annesi, kocasnn lumunden duydugu aclar bir yana brakms, oglunun bu
hallerinden endiselenmeye baslamst. Her ne kadar fazla kulturlu degilse
de ok zeki bir kadnd. Kulturlu bir erkekle yirmi bes yl kadar hayat
arkadaslg yapms, kocasnn egitiminden
22
faydalanms, grdugu, isittigi olaylardan pek ok gerekler karmasn
grenmisti.
Kocasnn lumu ve arkasndan oglunun bu kederli durumu karssnda o da
kendim salp koyuverecek olursa, sevgili esinden uzak dustugu gibi, simdi
de yavrusunu kaybedecegini biliyordu. Bundan dolay butun aclarn iine
bosaltyor; kocasnn yokluguna aglamay bile, sanki bir sumus gibi,
gizlemek zorunda kalyor; ii kan aglarken yuzu gulumsemeye alsyordu.
Oglunu, dustugu melankoliden kurtarabilmek iin bin bir esit vasta
dusundugu srada, evlerine ok yakn olan amlca'y da hatrlad.
Mays baslarnda bir arsamba gunuydu. Zumrutten dkulmus bir aynaya
benziyen gkyuzunu, muslinden bir rtu gibi, gayet beyaz bir bulut
kaplamst. Gunesin sklar, nazik karakterli nazl bir yosmann guzellik
simseginin parlts gibi, dokundugu yeri aydnlatyor, fakat yakmyordu.
Sk yaprakl aga glgeliklerine yaslanp uzanan krlarn etraflarm
kuumser gibi, serkes bir duruslar vard. Ruzgar, memedeki yavrusunun
uykusuna gzculuk eden sefkatli bir annenin nefesinden bile daha hafif
esiyordu.
Havann ve krlarn bu guzelligini grunce annesi, Ali Beyi amlca'ya
dogru syle bir gezinti yapmak iin ricalar, srarlarla ve binbir gulukle
kandrabildi.
Bu ilk gezinti gunu oralar, ocuga pek yabanc gelmisti. Hatt ikinci,
uuncu defa dahi kendisini krlara yine yan tatllkla, yan zorla
karabildiler.
Fakat amlca gezileri tekrarlana tekrarlana ocuk yavas yavas oralann
sevmeye baslad. Ve bu kr sevgisi git gide alskanlk haline geldi. O
kadar ki, birka gun birbiri ardnca amlca'ya gitmese deta sklyordu.
23
nsanoglu tabiatn elinde ne garip bir oyuncaktr. Ali Bey, dunyada
herkesten ok sevdigi babasnn lum acsyla yanp tutusurken, yine de her
kars topragnda nice sevgili vucutlar gmulu olan krlarda gezip eglenmeye
can atyordu.
tki gunde bir amlca'ya gitmeyi det edinmisti. Fakat bu gezintilerden
baslca maksad, kalabalktan kamak oldugu iin, oraya ok defa hafta
aras gunlerde gidiyordu. Bu yuzden biriken islerini de, tatil gunleri
eglencesinden geri kalarak tamamlyordu. Cuma ve pazarlar onun iin
skntl birer alsma gunuydu.
Bir gun dairede arkadaslariyle konusurken lf arasnda, amlca'y ok
sevdiginden bahsetti. Bunun uzerine arkadaslar da kendisinden orada bir
ziyafet istediler. Ali Bey:
Memnuniyetle. Yarndan tezi yok, buyurun! dedi. Arkadaslar gulusmeye
basladlar. Ali Bey, bu gulusmelere bir mn veremiyerek sebebini sordu.
Onlar da neye gulduklerini sylediler: Meger ertesi gun salya raslyormus.
Arkadaslar, cuma ve pazardan baska gunlerde amlca gayet tenha oldugu
iin, sal gunu orada eglenmenin mumkun olamyacagm ileri surduler.
Eglenmeden maksat, her ne kadar kalabalk seyretmekse de, stanbul ve
Beyoglu sokaklar dururken, sal gunu amlca'ya gitmeye hi de luzum
olmadgn anlatmak istediler, fakat Ali Beyi bir turlu kandramadlar.
Arkadaslarndan bazlar, yle tenha bir gunu teklif ve bunda srar
edisini, Ali Beyin ziyafetten katgna yordular ve kinayeli kinayeli
konusmaya basladlar. Bunun uzerine Ali Bey, istemiye istemiye, srf
utancndan, ziyafeti cuma gunune brakmak zorunda kald.
Ali Bey, bu ziyafet meselesini annesine atg zaman, zavall kadncagz,
yle bir gunluk eglenceden
24
ilerde bas gsterecek felketleri nerden kesfetsin... Oglunun insan iine
karsp eglenmek istedigini duyunca ocugu yeniden dunyaya gelmis kadar
sevindi.
Arkadaslar, nceden kararlastrldg gibi, cuma gunu saat u12 sularnda
stanbul'dan skudar'a geerek Ali Beyin evine gittiler. Sabah kahvaltsn
orada yaptktan sonra Ali Beyin iki arabasna taksim olarak dogru
amlca'y boyladlar.
Saat yedi buuk, sekize13 kadar oradaki esme basnda oturdular. Ali Bey
krlarn guzelligine dald. Ta-biatin guzelligi ile pek yle ilgileri
olmayan teki beyler de, gelip geen renk renk feraceli, yasmakl,hanm-
lar seyrettiler.
Bu saatler amlca'nm en civcivli zaman oldugu iin yollar, birbiri
ardnca akp gelmekte olan yasmak, kalabalgndan, kpukler iinde kalms
coskun bir seli andryordu. Nihayet yerlerinden kalkp kalabalga
karstlar.
Arkadaslar gelip geen hanmlara lf atmaya baslad. O gune kadar kim
bilir ka yuz kadna syledikleri soguk yalanlar tekrarlayp durdular.
Bu haller Ali Beyin yaradlsna, aldg egitime tamamen aykr oldugu iin
bu eglence kendisini, deta bir 'elkete ugrams kadar incitiyor,
uzuluyordu.
Fakat memleketimizin ve insanlarmzn hali malm. Dogruyu syliyeni dokuz
kyden kovuyorlar. Ahbaplar arasnda da kalbin uzuntulerini dosdogru ve
samim olarak aga vurmak ok defa hos karslanmyor. Buna karslk,
mesel eglence gibi alelade seylerde bile, insann hosuna gitmiyen bir
durumu begeni-yormus gibi grunerek riyakrlk yapmas insanlk
vazifelerinden saylyor. Ali Bey de o gun aksama kadar arkadaslarnn
yaptg sarkntlklardan ok uzuntu
duydugu halde, yine de ogunluga uyarak iindeki strab gnul senligi
gibi gstermekten baska are bulamad. O da arkadaslariyle birlikte teye
beriye gezinip dururken, yine arkadaslarndan grendigi sekilde ve
iindekilere hi dikkat bile etmeden, geen bir arabaya isaret verdi. Fakat
arabadaki hanmlardan hibir karslk gremedi. Bu durum, namuslu bir
ailenin arabasna sarkntlkta bulunmus olmak dusuncesiyle Ali Beyi ok
utandrd. Utantan yuzu kpkrmz kesildi.
yle bir yerde ve yle bir durumda szle zur dilemeye de imkn yoktu,
huzunlu bir baksla teessurlerini bildirmek istedi. Tam kirpiklerini
birbirinden ayrp o tarafa dogru bakmaya baslamst ki, arabann perdesi
birden ald; mnsn anlamadg bir isaret yapld ve perde yine derhal
kapatld.
Herkes bilir ki, ciddi seylerin birogu uysallktan dogar, uysallkla
baslar. Zavall delikanl, arkadas hatr krmamak iin yaptg bir
hareketin, ilerde hayatn bir facia haline sokacagn o gun nerden ve
nasl tahmin edebilirdi?
imdi yavas yavas gzlerinin nunden uzaklasmakta olan arabadaki kadnn o
isareti kendisine bir sevgi eseri gibi grunmustu. O dakikadan itibaren
kafas ve kalbi hep o mehul kadnla mesgul olmaya baslad. saret sahibini
grebilmek ve isaretinin mnsn grenmek iin yanp tutusuyordu. Fakat
bunlan kime sy-liyebilirdi? Arkadaslarna bir sey sezdirmek bile dogru
olmazd.
O gun aksama kadar amlca'da gezip dolastklar muddete, zahiren herkesle
birlikte egleniyormus gibi grunuyor, fakat gerekte, eski Msrllarn
alfabesiz Hiyeroglif yazsn zmeye alsan merakl bilginler gibi
gunduzki isaretin her noktasndan turlu turlu sonular
26
karmaga ugrasyordu. Bu konuda kafasn yorduka anlamak istedigi
isaret, zumu imknsz bir problem .seklini alyor, zihnindeki yorgunluk
artyor ve hayali bu basit daire iinde saskn saskn yuvarlanp duruyor,
yine de bir sonuca varamyordu.
Bereket versin aksam uzeri dnuste baska bir arabadan, gunduzki isaretin
ayni bir isaret verildi. Bu gibi islerde henuz pek toy olan Ali Bey, bunu
frsat bilerek, io isaretin mnsn arkadaslarndan sordu. Verilen isaret
meger: Etrafta baskalar varken mektuplasmak .dogru degil anlamna
geliyormus.
Ali Bey, bilhassa bunu grendikten sonra, daha nceki isaret sahibinin her
halde namuslu bir kadn olduguna dair inanc bir kat daha kuvvetlendirdi.
(O kadar toy bir ocuk, namuslu bir aile kadnnn bu gibi isaretlerle
hibir ilgisi olamyacagn nasl dusunebilirdi?)
Aksam uzeri, zihni bu dusuncelerle karmakarsk, -evine dndu. O gece
sabahlara kadar hep o arabadaki kadn dusundu; hayalinde ona turlu
sekiller ve guzellikler verdi; fakat hibiri gnlunun arzuladg kadn
tipine uymuyordu.
Sabah olunca kendini toparlamaya, kalbine hucum eden endiseleri silkip
atmaya azmetti; bu niyetle evin kapsndan kt. Hatt yolda giderken
amlca taraflarna bakmak bile istemiyordu.
Fakat zavall ne yapsn ki, daha arkadaslariyle birlikte amlca'ya gittigi
gun iradesinin eceli gelmis ve belki de mezar orada kazlmst.
nsanoglu, her admn mezardan uzaklasmak iin atar, fakat yine de her
admda mezara biraz daha yaklasr... Her nefesini mru uzatmak iin alr
fakat yine [e her nefes alsta nrminften hir
27
ste Ali Bey de, bu kabilden olarak, amlca'dan uzaklasmak arzusu ile
yolunu degistirmeye baslamst. Fakat her yol degistirdike kendisini,
oraya daha kestirme giden bir sokakta buluyordu.
Nihayet bu turlu endiselerde yapldg gibi Adaam sen de... Ne olursa
olsun... dusuncesine kaplarak uuruma yuvarlanmaktan kendini kurtaramad.
amlca yosmasnn hayalini tasvir ile ugrasmaktansa oraya gidip kendisini
aramay daha uygun buldu.
Bir sabah dairesine Beylerbeyi14 yoluyle ve irketin15 mahut dilenci
vapuru16 ile inmeyi dusunerek yola kt. ok dalgnd... Nerelerden geip
nasl geldiginin hi farknda olmyarak kendisini amlca'da buldu. Guya
aradaki mesafe ortadan kalkms ve yurudugu yollan uykuda gemisti...
28
Hicriyle ifte iehr-i revn oldu gzlerim Ol nev'iuhli hayli zaman oldu
gzlerim
Onun hasretiyle gzlerim akan iki nehir oldu. Nice zamandan beri o fidan
boylumun yollarm gzler dururum.
Heyhat... Her gun iimizde beliren birok emellerin yuzde, hatt binde ka
gereklesir?...
Yukarda da bahsettigimiz gibi, Ali Bey, o gun farknda bile olmyarak
kendisini amlca'da bulmustu. Ancak; oralarda rastlyabildigi sey,
arabadan verilen isaretin hazin bir htrasndan ibaretti.
yle bir zamanda ve o sartlar iinde daire kimin aklna gelir? Ali Bey de
daireyi filn unutmus, esme basndaki agacn altnda bir sandalyaya
oturmustu. Vaktinin bir ksmn, sevgilisini baskalarnn arasnda grmus
gibi sk gibi, uzuntu ve sasknlk iinde geirdi. Zavall ocuk, yle bir
durumdayd ki, yuzunun solgunluguna, vucudundaki hareketsizlige baklsa tas
kesilmis sanlrd.
Neden sonra birden yuzu kzarmaya, vucudu titremeye baslad. Birden
yerinden frlad. Sevgilisiyle bulusma saatini geirmis bir sevdal gibi,
suratli admlar-
29
la oralarda dolasmaga baslad. Surat atesler gibi yani" yor. kalbi
siddetle arpyordu. Bu haliyle, insan kyafetinde yere dusmus bir
yldrma benziyordu.
Saatler geiyor; o, hl aradg kadn bulmay ve ondan sonra stanbul'a
isine gitmeyi dusunuyordu. BU hayaller iinde yuzerken amlca ustlerine
bir karanlk kmeye baslad. Bu, yle bir karanlkt ki, her insan iin,
mur eksildike belirmesi tabi olan suphe perdesi gibi, agr agr ve
dakikadan dakikaya yaklasrd.
Ali Bey bu karanlklara baktka yorgunluktan gz-leri kararyor sand.
Nihayet kumru ggsu gibi, her renginden baska baska renkler meydana gelen
gurup almetleri grunmeye baslad.
Ali Bey, o yasa gelinceye kadar hibir aksam, evinden baska bir yerde
gecelemek degil, byle ge vakitlere kadar bile kalmams ve annecigini
byle bir seye als-trmamst. Yine o yasa gelinceye kadar hibir gun se-
bepsiz yere dairesini byle asmamst.
Hsl yirmi yllk mru boyunca, basna byle bir hal gelmemisti.
Birdenbire o kadar telsland ki, haline baklsa lum derecelerine gelmis
bir hastadan fark olunmazd.
nsanoglu garip bir yaratktr: zamanla her seye alsr ve alsmadg her
seyden korkar. Hatt bazan o kadar korkar ki, dunyada daima sonu olan
ikbalden ayrlmay bile lume tercih eder. (stisnasz butun insanlarda
mevcut olan lum korkusu, her halde lum bir kisiye mrunde yalnz bir defa
geldigi iin alslmas mumkun olmadgndan ileri gelir.)
Ali Bey, gurup vakti, buyuk bir tels iinde evine dndu. Yuzu, batmak
uzere olan gunes gibi, hem atesler iinde kalms, hem de sararmst.
Kapdan girer girmez herkesten nce annesine rastlad. Zavall kadn,
meraktan bitkin bir durumdayd;
30
yavrusunu anyan ceyln gibi, bir adm atyor, sonra durup arkasna dnuyor,
etrafna bakmyordu. Oglunu karssnda grunce kzacak yerde, o kadar
sevindi ki, yllarca evvel, vefal kucagnda yavrusunun ilk masum
gulumseyisini grdugu zaman belki bu kadar ok sevin-memisti. Bu sevinle
sitemden de kendini alamad:
Alicigim! Beni bu hallere dusurmek insaf mdr? Bu saate kadar
nerelerde kaldn? Meraktan luyorum... diye boynuna sarlmaga, yuzunu
gzunu pmeye, koklamaya baslad.
Ali Bey sadece:
Tels etme, annecigim! imdi yukar kalm da sebebini sylerim, dedi.
Fakat uydurup ne syliyecegini bilemiyor, nundeki merdiven gzune daragac
gibi grunuyordu. Gnlunu kaplyan sknt ise, kendisini, o yasa gelinceye
kadar ektigi elemlerin hepsinden daha ok uzuyor, incitiyordu. ^g^iLo
g* ..irn^r hi kim-seyebir defabile yalan_svlememisti. Hayatnda ilk de-
?
fa yalan sylemek ve bilTip^" *" ynia-nia, ^""ygdaJ^I.- u" &
beter
btiTazapt. Lkin Hare ne yapsmhBegdugu gunden-beri sk skya bagl
bulundugu utanmay dahi bir yana brakarak namus ehli bir kadna isin
dogrusunu nasl syleyebilirdi? ine dustugu bu felketi syliyecek olursa
annesi ok uzulecek, bu yuzden belki de hasta-lanacakt. ster istemez:
Durg-i maslahat-miz bih ez rst-i fitne-engiz17
szlerine uyarak ve utanmay filn bir yana brakarak yalan sylemeye karar
verdi. unku annesini uzmek, yalan sylemekten ok daha fenajdl. Hayatnda
ilk de-fa syledigi bu yalan szljr^^agzndan jsarken .sanki
dudaklanffi~yakyordu: ~
31
* Annecigim dairede, islerimiz ok. Vapuru kardm. Belki yarn aksam da
ge kalrsam hi merak etmeyin! dedi. Ama arkasndan hemen dedigine" de
pisman oldu. O anda rahmetli babasnn bir szunu hatrlatmst. Babas,
kendisine daima:
Halka sylemekten utanacagn bir isi yapmaktan nasl utanmazsn? Sen
herkesten alak msn ki, yaptgn bir isi tekinin berikinin bilmesinden
utanyorsun? Derdi. Bir kere de:
Sevdigini uzmek istemiyorsan dogruyu sylemekten sasma! Hakikati
gizleme! unku o gizledigin seyi sevdigin ilerde grenecek olursa senin
simdi korktugundan daha ok uzulur... demisti.
Fakat ne faydas var ki, memleketimizde herkes ve bilhassa kadnlar, buyuk
adam olmann ancak devlet kapsnda bulunmakla mumkun olabilecegini
sanrlar. Annesi de oglunun agzndan dairede mesguliyet szunu isitince,
bunu yukselme baslangc sayarak sevincinden yerinde oturamaz oldu.
rpnarak:
Tanrm ikbalini artrsn! Ben merak etmem. nsallah buyuk adam olursun.
Tek o buyuklugune yolun alsn da ben gecelerce senin hasretine dayanmaya
bile razym... demeye baslad.
Bu szler de Ali Beyce srf yeni bir fikirdi. unku o, dairesine, hizmetine
ve grenimine pek duskunse de, bunlan kendince bir grev olarak bilir ve
bundan dolay seve seve yapard. Yoksa buyuk adam olmay, ikbale kavusmay
hibir zaman hatrndan bile geilmemisti.
Ali Bey, o gune kadar kendisine verilen her isi gayret gstererek basarms,
grevini daima titizlikle yaparak insanlar arasnda gerekten insan gibi
yetismis bir genti.
Birka gun kadn pesinde dolasmak, yalan sylemek ve annesinde ikbal hrs
grmek gibi, kendisi iin
32
pek acayip u problemle karslasnca kafas allak bullak oldu; fikri baska
baska ynlerden kopup gelen siddetli ruzgrlarn nune dusmus bir gemi gibi
saga sola yalpalamaya, fakat asl"varmak istedigi tarafa dogru gi-dememeye
baslad. Yaplacak en dogru is, annesine isin hakikatini sylemekti.
Gunler bylece gelip geti. Ates bacay sarms, Ali Bey iyice
havalanmst...
Sonunda sevda ruzgrlar malm olan hukmunu icraya baslad. Ali Bey,
aksamlar eve artk ge geliyor, hatt annesinin izni oldugu iin baz
geceler hi gelmiyordu.
33/3
Ve beyne ihtilf il leyli vessubhi ma'rekun Yekurru aleyn ceysuhu bil-
acyip.
Geceyle sabah geinemezler, birbirleriyle daima savasrlar. Acayip
askerleriyle de ustumuze kaldrrlar.
O gece de uyku saati gelmis. Ali Bey odasna ekilmisti. Yalnz basna
kalnca damarlarndaki kan, ele^-trik akm hzyle harekete baslad. Sanki
her damar, beynindeki ucundan yldrmlar saan, bir telgraf teliydi...
Gzlerini kapayp uyumak istiyor, uyuyamyor; dusunmek istiyor,
dusunemiyordu. Kafasnn ii sanki bombostu. Hayatta edindigi yirmi yllk
tecrubeler, simdi gzunde bir hayalden farkszd. Son gunlerdeki olaylar
beynini alt ust etmisti. Ne yapacagn bir turlu kes-tiremiyordu. Adeta
gzleri akken uyuyor, uyankken deta ruya gruyordu.
Bilmem gecenin haline hi dikkat ettiniz mi?.. Yeryuzune bir kere karanlk
ktu mu, odann kaps ve pencereleri bir kere kapand m, insann
dusuncesine, kalbine vahsi karanlklar dolar; dunyada varlkla yoklugun
hibir fark kalmaz; ne tarafa baklsa hibir sey grunmez, hibir ses
isitilmez; hatt dostla dusman bile
34
birbirinden fark edilmez, insan, bu durumda ve bu sartlar altnda
uyuyabilirse, sair Belig'in:
Nakd-i can ile bu lemden ucuz kurtuldum18
msran tekrarlyarak mezara girenler kadar bahtiyardr. nsan bir kere
uyuyabilmek saadetine erisebilirse ondan sonra grse grse ancak ruya
grur. Ruya ise ne kadar korkulu ve skntl olursa olsun, en fazla bir
iki saat surer. nsann bir kere uykusu kat m, pek tabi hatt belki
zarur olarak, nefsini ve benligini ister istemez gnlunun iinde
saklanms bilir. Vucut, ruh iin deta bir mezar olur. esit esit kabir
azaplar baslar.
Byle bir durumda iimizden ne hulyalar gemez... Byle bir uykusuzluk
halinde, kafasndan geirdigi her seyi yapabilecek, hatt yapabilmek syle
dursun, lup de mezara girdigi zaman soru melikelerine, kendi istegiyle
syliyebilecek kimse var mdr? Mumkun olsa da, eskimis bir elbise gibi,
insann iini dsna evirseler, vicdaniyle basbasa kaldg zamanlar
kurdugu hulyalardan daha m igren grunur?
u bell dunyada kim vardr ki, bir gece yapayalnz kalsn, bir endiseden
turu uykusu kasn, sonra o durumda iken cihan, kendi nefsini, o gunku
gidisatn: ve gemiste yaptg isleri dusunsun de, milletimizin en buyuk
edibi, en buyuk hkimi olan bir zata hitabederek:
Heyhat!... Sizlerin ok dogruymus... Dunyaya geldigime ben de pisman
oldum... diye dert yanmasn...
u dunyann ne biim bellar evi oldugu malm... nsanoglunun en zayf bir
yaratk oldugu da, tarifi ge-rekmiyecek kadar, belli...
Ali Bey'in ahlkn, terbiyesini ve son gunlerde ugradg endiseleri
yukarda aklamstk. imdi kendinizi lutfen bir kere onun yerine
koyunuz!.. Bir de herhangi
35
bir dusunce yuzunden hayatnzda ilk defa uykusuz bir gece geiriniz!...
(O, sylenmesi bile utan verecek tasavvurlarnz bir yana brakalm)
Simya dedikleri o, kimsenin bilmedigi bilgi sayesinde bakr altn veya
gumus yapmak, dunyay kendi keyfinize uydurabilmek iin olaganustu bir
kuvvete sahip olmak, define bulmak, bir ulkede sultanlk etmek v.s. gibi ne
kadar olmyacak seyler ve bos hayaller varsa hepsini kafanzn iinde
oldurmaya alsr, fakat sonunda bunlarn hibirini yapa-myacagm
anlarsnz... mitsizlige kaplrsnz. ste o zaman gnul, lumden baska
hibir sey arzulamamaya baslar. yle bir durumda insan, altndaki yatakla
arsafa ve ustundeki yorgana baktka, topraga ve kefene bakyormus gibi
olur; intihar etmeyi aklndan geirir; onu da beceremez... aresiz isi
oluruna brakr...
iste Ali Bey'in durumu da tpk byleydi. Hayal gucu isliyebilecegi kadar
isledi. Kendi kendine birok tasavvurlar ye hayaller kurdu; sonra bunlarn
hepsini birer birer gzden geirdi; hepsi de uyku gibi tatl, fakat gece
gibi karanlk ve rahatszlasmak kadar imknsz seylerdi...
Bu uzun ve strapl gecenin sabah bir pazar gununun baslangcyd. Ali
Bey, diri diri mezara gmulmus bir adam gibi, sabahlara kadar, gzune bir
damla uyku girmeksizin, iinde yuvarlandg, daha dogrusu kvrandg
yataktan kalkt; alelacele giyindi; kahvalt bile etmeden ilk isi
Camlca'ya kosmak oldu.
Oraya vardg zaman, iki gun nce arkadaslaryle oturdugu yerde oturdu.
Derin dusuncelere dald.
Aradan belki bir saat, belki de iki saat kadar bir zaman gemisti ki,
uzaktan bir araba grundu. Ali Bey dikkat etti; araba o arabayd. Zavall
gencin butun emelleri bir araya gelerek bir araba sekline girmis, kendisine
dogru geliyordu. Anasn, babasn karslarken
36
heyecandan serbeste sz etmeye utanan bir ocuk gibi, o da arabay grunce
gayriihtiyar yerinden srams, onu karslamaya kosmustu.
Araba agr agr gelip geti. imdi Ali Bey arabaya dogru gidiyor, araba ise
sanki nunden kayordu. Araba sanki bir emel, kendisi de bu emele kavusmak
iin can atan bir sevdalyd... Git gide kalabalktan ayrldlar... Bu
kas ve kovalays tahminen on dakika kadar surmustu. Nihayet araba
kalabalktan hayli uzaka bir agacn altnda durdu...
Zavall ocuk, simdi ne yapacakt? Arabann etrafnda on dakika kadar
saskn saskn dolast durdu. nsanoglu byledir; bir emelin ardndan
mutemadiyen kosar durur; sonra o emel gereklesmeye yuz tuttugu zaman da
yanna yaklasmaya cesaret edemez...
Ali Bey bu sasknlklar iinde bocalayp dururken arabann safak renkli
canfes perdeleri ald, iinden yine mnsn anlamadg bir isaret
verildi. Bu seferki isaret de kendisi iin zumu imknsz baska bir
bilmeceydi... nsan, asln esasn bilmedigi seyleri daima kendi arzusuna,
kendi dusuncesine gre mnlandrmaya alsr. Ali Bey de birok
dusuncelerden, tereddutlerden sonra, deminki isaretten kendisini arabaya
agrdklar mnasn kard. saretin mns gerekten de buydu...
Utana utana arabaya yaklasmak istedi. Elleri ayaklar titriyordu. Kas gz
isaretiyle, yuzunun hareketleriyle sanki arabaya yaklasmasna musaade
istiyor gibiydi...
On, on bes adm kadar yaklasnca arabann iki tarafl iki kaps birden
ald. Ali Bey'in tarafna alan kapdan kumruggsu feraceli19 bir kadn
kt. Mukabilindeki kapdan da iki cariye grundu. Cariyeler arabac ile
birlikte bir kenara ekildiler. Kadn Ali Bey'e dogru gelmeye baslad.
37
Herkes bilir ki, bu tip kadnlarn yuzlerindeki yasmak, mesire yerlerinde
sus iin^pllanlr ve deta kabarms duzgun demektir. Vazifesi yuzu
rtmekten ziyade suslemek, baslca zelligi de, hercay gnul, kt akl ve
yalanc nezaket gibi, saklanmak istenen seyleri ortaya koymaktan ibarettir.
Gunlerden, gecelerden beri Ali Beyin kafasn ve gnlunu dolduran sevgili
iste. nihayet karssndayd. Delikanl susuyor, fakat ok strap ektigi
her halinden belli oluyordu. Ayn zamanda iinde buyuk bir tereddut de
vard. Nihayet butun cesaretini toplyarak basn yukarya kaldrd. Yar
ak, yan kapal gzleriyle bakn--ca karssnda ne grsun: Boyu bosu
duzgun, siyahms .samur sal, incerek duz kasl, noktal yesil gzlu,
siyah uzun kirpikli, hafif sar uzerine, dalgal koyu al yanakl, irice
ekme burunlu, ufack agzl, sehvet ifade -eden kor dudakl bir fet
karssnda durmuyor mu?
Karssndakini kucaklayacakms gibi vucudu hafife ne dogru egilmis, sanki
kalbine girecekmis gibi, derin bakslarla Ali Beyin yuzune tatl tatl
bakyordu.
Utanga tabiatl bir gen, kannn en siddetli kaynadg aglarda, ilk
rastladg ve gnlunu kaptrdg kadnla byle ilk bulusmasnda sasrmaktan
ve aglamaktan baska ne yapabilir? Ali Bey de iste byle bir durumda ve
buyuk bir sasknlk iindeydi. Kadna bir seyler sylemek istiyor,
beceremiyor, biteviye dudaklarn srp duruyordu... Meramm hi degilse
hasret dolu bakslarla anlatmak istiyor, gzlerine dolan yaslar buna mni
oluyordu.
Kadn gerekten sanatnn ehliydi. Bakt ki Ali Beyde is yok. aresiz kendi
konusmaya baslad.
Yaktn et tes-zen-i aram yanms gnlumu Nev-heves kldn su kendinden
usanms gnlumu
Ey sabr ve karar yakc sevgili, zaten yank olan gnlumu bir defa da sen
yaktn. Kendi hayatndan bile usanms olan gnlumu birtakm yeni yeni
arzularla doldurdun...
Kadnn ad Mehpeyker'di. Terbiye ve ahlk bakmndan Ali Beyin tamamen
zddyd. Alak ve namussuz bir aileden yetismis; daha on drt, on bes
yasma gelmeden rezaletin her esidini grenmis; kendini bu yolda
yetistirenleri fersah fersah geride brakmst. On besini bitirdigi zaman
artk profesyonel bir asifteydi. Biraz okuyup yazma grendigi ve hemen
butun vakitlerini stanbul'un tannms asifteleriyle geirdigi iin seytan
zeks ok gelismisti. Periler kadar guzel, Haccc20 kadar dirayetli bir
seytan yaradlms olsayd, istedigi adam elde edip ona keyfinin istedigi
sekilde tahakkum etmekte ancak bu yosma kadar maharet gsterebilir veya
belki de gsteremezdi.
Son derece sehvet duskunu oldugu iin hoslandg erkekleri bin bir cilveyle
hukmu altnda tutmak ister ve bu isi de hemen daima ustalkla becerirdi.
39
Guzel erkekleri gerekten severdi; fakat ylan bir iegi nasl severse bu
da yle severdi; ylan bir adama nasl sarlrsa bu da yle sarlmak
isterdi; mezar bir vucudu nasl kucaklarsa bu da yle kucaklamaya alsr;
onun yalnz kendisine mahsus olmasn ister, zavallya artk dunya yuzu
gstermezdi.
Ali Bey ise zevk sahibi kadnlar en atesli sevdalara dusurecek kadar
yakskl bir delikanlyd. Mahpeyker de daha ilk isaretini aldg gun,
kendini zaptedemiye-cek derecede gnlunu ona kaptrmst. Hem ylesine
kaptrmst ki, o gune kadar munasebet kuracag her erkegin, ilk is olarak,
mal durumunu incelemek deti oldugu halde Ali Bey hakknda byle bir
incelemeye luzum bile grmemis, fakir ve ktu huylu bir gen bile olsa
vuslatn yine de kendisinden esirgememeye kesin sekilde kararl olarak o
gunku bulusmaya gelmisti.
Ali Bey'in yanna iyice yaklasnca kendisini yukardan asag syle bir
suzdu. Karssndakinin heyecan ve strapta sz syliyecek durumda
olmadgn hemen anlamst. inde kaynyan ve damarlarn yakan sehvet
atesini, o gune degin basndan gelip geen bin bir tecrubenin kazandrdg
ustalkla gnlunde hapsederek, g-.ya utamyormus gibi, gayet masum bir
tavurla, hatt biraz da bnce bir eda ile sze baslad:
Beyefendi, iyi terbiye grmus bir zata benziyorsunuz. Cuma gunu buraya
tesrif buyurmustunuz. Arabama, yle bir yerde verilmemesi gereken bir
isaret verdiniz. Ben de size kalabalktan saknnz! anlamna gelen bir
isaretle karslk verdim. O gune kadar byle mesire yerlerinde hemen hi
grunmediginiz halde bugun yine geldiniz. Yine geen defaki yerinize
oturdunuz. Karsdan arabam grunur grunmez, sanki yllardan beri
tandgnz bir dostunuz geliyormus gibi, bin turlu tels gstermeye
basladnz. Butun mesire halk
40
gzlerini bize diktiler. Bu durum karssnda ben de, her nangi bir
munasebetsiz olaya meydan vermemek iin size arkamdan geliniz! diye
isaret ettim. Siz ise hemen arabann yanma yapstnz. Adeta kendinizi
kaybettiniz. Buraya kadar yle perisan bir halde geldiniz ki tarif
edilemez. Bana niin bu kadar musallat oluyorsunuz? Gelip geici bir
hevesiniz iin benim gibi namuslu bir aile icadnm (Anasnn sut kuzusuna
masallah!..) lekelemekten ne kazanacaksnz? diye uzun bir nutuk ekti. Bu
szleri sylerken bir yandan da, muhatabnn yuzunde hsl olan utan
kzarmalarn ve krgnlk izlerini hi sezdirmeden gz ucu ile ve dikkatle
takibedi-
yordu.
Cevap bekliyormus gibi biraz durdu. Karssndaki toy gencin heyecandan dili
tutuldugunu oktan anlamst. En meshur artistlere tas kartacak bir
ustalkla yuzunun hatlarna mahzun bir mn vererek tekrar konusmaya
baslad:
Ben birazck yuzune baklabilir bir kadnsam siz de, Allaha emanet, ay
paras gibi guzel bir delikanlsnz. Sizin bana kars ufack bir meyliniz
varsa ben de bunu anlamazlktan gelecek kadar duygusuz bir kadn degilim.
Sonra dillere dusersek halimiz neye varr?... diyerek szlerini tamamlad.
Zavall Ali Bey tamamen bitmis, kendinden gemisti. Oldugu yere yglmamak
iin yanndaki agaca dayanmak zorunda kald. Yuzu, bir lunun yuzu gibi
sapsar kesilmis, balmumundan yaplma bir heykel gibi donakalmst.
41
Yre kustahne dil arz ettigi dg- sineyi tesin pirhen oldu ferm-i
haclet bana.
Ask denilen Q kzgn demirle daglyarak gguse atg yaray gnul,
sevgisiyle kustaha gsterdi. Fakat ben de yle utandm, yle utandm ki,
bu utan bana tpk atesten bir gmlek gibi geldi.
Mehpeyker, sevda tuzagna dusurdugu erkegin iinden geenleri satr satr
okumasn, uzun yllarn tecrubeleriyle, ok iyi grenmisti. Ali Bey'in o
andaki dusunce ve duygular da, bir sinema seridi gibi, derhal gzunun
nunde canlanverdi. Her zamanki cilve hunerlerini birer birer gstermeye
baslad. Kh askn aga vurdugu iin gnlunde beliren gizli memnunlugu
guya saklamaya alsyormus gibi bir tavr taknyor; kh ska
davranslarna yine ska karslk bekliyormus gibi mahzunlasyor; hulsa
butun bu ask rollerinde en unlu sinema artistlerini glgede brakacak bir
basar gsteriyordu. Butun gayesi bir noktada toplanmst: Avn, daldg
huzun ve sasknlk leminden uyandra-bilmek!..
Mehpeyker'in sevda rolleri yavas yavas tesirini gsteriyordu: Ali Bey,
kendine gelir gibi yavasa yerinden
kmldamaya alsyor, yuzu hafif hafif pembelesmeye baslyordu...
Zavall gen, sanki her keume kalbinden para para kopup agzna
dkuluyormus gibi, kesik kesik bir seyler sylemeye alst:
Bilmem... size... nasl... tesekkur etsem..., Bendeniz... neyim ki...
asknza... nail olacagm... Maksadnz... bir zavally... sevindirmek
mi?... Yoksa... eglenmek mi?.. Kulunuz... ikisine de... razym...
Samim duygularn tercuman olan yuz hareketlerine istedigi sekil ve mny
vermekte en mukemmel artistlere gretmenlik edebilecek durumda olan
Mehpeyker, guya iindeki huznu yalanc bir neseyle gizlemeye alsyormus
gibi, ac fakat manl bir gulumsemeyle:
Beyefendi, dedi. Biz kadnlar haddimizr biliriz. Beyefendilerimizle
eglenmek-ne hftddimze*.Tr^^ilemiz sadece onlarn eglencelerine
Sizin de bana meyliniz varsa dedigime baktnz da gerekten sizi kendime
tutkun sanacak kadar aptallgma m hukmettiniz?... Bilirim, beyefendi,
erkekler buraya vakit geirmeye gelirler. Her seyle eglendikleri gibi,
karslarna kan biz zavall kadnlarla da biraz gnul eglendirmek
isterler... Neden canm sklsn? Siz, simdiye kadar grulmedik bir sey
yapmadnz ya!... Her zaman, her yerde, her erkegin yaptgn
yapyorsunuz...
Mehpeyker bunlar syledike Ali Bey'in damarlarndaki kan, hiddet ve
utanla tutusuyor; yuzundeki ates kzllg busbutun korlasmaya baslyordu.
Sevdigi kadnn bu szleri karssnda duydugu krgnlkla beraber dili de
zulmustu:
Nasl meyil?... Eglence ne demek... Guzelliginiz nerde kalr...
saretinizi aldgm gunden beri hayalinizin esiriyim... Gunlerdir sabahtan
aksama kadar, sizi grebilmek umidiyle, buralarda lgn gibi
dolasyorum...
udL
42
43
Gecelerdir gzume bir damla uyku girdi mi sanyorsunuz.. Eglence mi?...
Hayatmda ilk defa grdum ve ilk defa sevdim... Gzleri perdeli dogmus bir
insan, yirmi yasna girince gzleri birden alr da dunyann renk renk
guzelliklerini ve gunesi nasl severse ben de sizi yle lgnca sevdim...
cumlelerini arka arkaya sralad. Szun burasnda Mehpeyker'in yuzune
ekinerek bakyor, nasl bir karslk grecegini kestiremiyordu. Ksa bir
duraklamadan sonra szlerine devam etti:
Ah! Affedin! Affedin!... Cannz m sktm? Haysiyetinize mi dokundum?
Tanr sahit, ne syledigimi, ne syliyecegimi bilmiyorum. Bu yasma
gelinceye kadar byle bir belya dusmedim ki, tecrube edineyim de gerektigi
gibi konusaym... Niin yle kaslarnz atyorsunuz?... Benziniz kul gibi
oldu... Ben sizinle ne vakit eglendim ki byle ac szlerle yuregimi
daglyorsunuz?... Ah! Bir yandan yorgunluk, bir yandan uykusuzluk, bir
yandan da kalp arpnts... imde yle bir fenalk var ki, vucudumun
butun zas birbirinden hemen ayrlverecek sanyorum... Buralara kadar
geldim... Kuuk bir iltifatnzla biraz teselli bulmay umarken nce Niin
pesime dusuyorsunuz? diye, sonra da Egleniyorsun! diye kulunuzu
azarladnz... Ah! Ben ne talihsiz bir insanmsm...
Konusmasn bu sekilde bitirirken hkrklar bogaznda dugumleniyor;
gzlerinde biriken iri yas damlalar yanaklarndan suzuluyor, yuzune baska
bir guzellik veriyordu.
44
Nasl ldrmadm hayretteyim hl sevincimden Lisanndan seni sevdim
szun gs ettigim
demler.
Seni sevdim! szunu agzndan isittigim zaman sevincimden nasl
ldrmadgnra hl hayret ediyorum.
iddetli teessurler, yine siddetli teessurlerle giderilebilir. Mehpeyker,
isin buraya varacagn zaten biliyor ve bu kritik dakikalar bekliyordu.
Kinayeli konusmalar, en ciddi szlerin bile siddetini bir kat daha artrr.
Kadn, bu geregi ok iyi biliyordu. Ali Beyi bu ruh haleti iinde,
krgnlgn verdigi hararetle erimis bir maden gibi, her kalba
dkuluvermeye musait grunce, o parlak bakslarn busbutun mahzun-
lastrd. Emelleriyle pismanlk duygular arasnda guya neye karar
verecegini bilemiyor ve bundan dolay strap ekiyormus gibi, gzlerini
yere dikerek, hazin ve kinayeli bir eda ile szlerine devam etti:
yle ya! Biz sanki buralara beyefendinin musallat olmasndan kendimizi
kurtarmak iin geldik!... Kendisiyle grusmek istemesek sanki arabamzn
penceresini kapyamazdk... Kendinden uzaklasmak istesek gidecek baska
mesire mi bulamazdk?... Yanna kadar sokuluyoruz; Beyefendi dut yemis
bulbul gibi agzn
45
ap bir kelime sylemiyor... Mecburen lkrdy biz ayoruz Lf olsun
diye Pesimde niin dolasyorsunuz? diye sormak da su saylyor... Her
seyin bir usulu erkn vardr. Birdenbire Beyefendi, siz bana tutkunsa-
nz, ben de sizi ldrasya seviyorum... Butun varlgmla sizinim...
Emredin, kalbimi ayaklarnzn ucuna ataym!... dememizi mi bekliyorsunuz?
Kadn ldrasya sevse bile birden bu kadar alabilir mi?... Benimle
egleniyorsunuz!, dediniz. Ben de Hayr, bilkis siz benimle
egleniyorsunuz!... diyecek oldum... Beyefendilerle hi byle saka yaplr
m?... Baksanza, kyametler kopuyor...
Mehpeyker, bu eda ile daha bir hayli konustu; uzun uzun sitemler etti...
Sevgilisi konusurken zavall Ali Bey, renkten renge giriyor; kh zur
dilemeye, kh yalvarmaya hazrlanyor; fakat agzn ap bir sey sylemeye
muvaffak olamyordu... Mehpeyker konusurken gzlerini yere dikmis oldugu
iin, kendisine hal dilince olsun bir sey anlatamyor, lkrdsn kesmeye
de cesaret edemiyordu...
Konusma bu mecraya dkulunce Mehpeyker, guya gnlu ile mucadele ediyormus
gibi, bir iki dakika durdu. Sonra birden gzlerini yerden kaldrarak gayet
skane bir baksla muhatabnn yuzune bakt... Kendisini kucaklyacakms
gibi, uzerine dogru egilerek:
ste syledim. Gnlunuz oldu mu? ste kalbimi atm; iinde neler varsa
nunuze serdim... Bana kadnlgm da, terbiyemi de unutturdunuz...
Elvermedi mi?... Bir kere daha syliyeyim mi? ste sizi seviyorum... Ne
yapaym, canmdan, dunyamdan ve ahretimden daha ok seviyorum...
cumleleriyle konusmasn bitirdi... Seviyorum kelimesini agzndan her
ksta, dudaklar ismet kadar guzel, sehvet kadar tatl bir renk alyordu.
46
Yetmez mi tems-yi ceml el de sunarsn Ey sk- mihnet-zede bulduka
bunarsn
Guzelligi doya doya seyretmekle yetinmiyor, bir de elini uzatyorsun. Ey
bin bir belya ugrams kederli sk, sen artk bulmus da bunuyorsun.
Kadnn bu, gnul avlayc davrans karssnda zavall toy sk, kendinden
gemis, deta dili tutulmus, tek kelime syliyebilmek syle dursun, kln
kprdatacak hali kalmamst. Kalbi ggsunden frlayp kacakms gibi,
hzl hzl arpyordu. Hayatnda ilk defa duydugu bu heyecann siddetini
anlyabumek, ancak kalbinin iine girmekle mumkun olabilirdi.
Delikanl nihayet kendim biraz toplayabildi. Tesekkurlerini, askn ve
saadetini anlatabilmek iin kadna bir seyler sylemek istiyor, fakat bir
turlu iki cumleyi bir araya getiremiyordu..,
Mehpeyker'e gelince: Felegin emberinden geen ve dunyada sehvetten baska
bir sey tanmayan bu atesli kadn, Ali Bey'i kalbiyle degil, vucudu ile
sevmisti. Bu gen, yakskl din erkege kars duydugu siddetli arzunun
karslksz kalmadgn grunce sevincinden ne yapacagn bilemiyor;
delikanly kendisine daha iyi
47
baglayabilmek iin, diller dkerek isvelendike isveleni-yor; birtakm
skane tavrlar taknarak adamcagz da-.a beter aztyordu. Bulunduklar
yerin guzelligi, sessizligi ve bilhassa tenhalg iinde bir iki saat ifte
kumrular gibi byle tatl tatl sevistiler. Birbirlerine kalble-rini
atlar... Ali Beyin de biraz nceki utangalg gemis, heyecan durulmus,
dili adamakll zulmustu... Konustular...
Ali Bey, bu ilk asknn saf ve samim heyecanlar iinde, gelecege ait
tasavvurlarn sayp dkuyor; Meh-peyker ise bu guzel gencin kuvvetli
kollar arasnda ya-syacag ask ve zevk dakikalarn tahayyul ederek
sevinten ii iine sgmyor; nerdeyse Ali Beyin boynuna sarlacag
geliyor; fakat bir yandan da masum bir gen kz tavr taknmaya, gerek
hislerini yapmack bir utan perdesi altnda gizlemeye alsyordu. ki
lkrdda bir saadetinden bahsediyor, bu kelimenin gerek anlamn Ali
Beyle tanstktan sonra grendigini, su anda ok mesut oldugunu, ilerde
suphesiz daha da mesut olacagn syluyordu.
Ali Beyde, o gune kadar Mehpeyker'siz geen hayatna ok yazk oldugunu
yana yakla anlatyordu. Sonra birden kalbine yeni bir ilham dogmus gibi
szu asl maksadna getirdi. ln- ask fasl bilmis, sra simdi izdiva
teklifine gelmisti.
Birbiri iin yaratlms iki gnul niin birbirinden ayr yasamaya mecbur
olsun? Siz alelade bir erkegi degil, padisahlar bile mesut edecek kadar
guzelsiniz. Ben de sizi bahtiyar edemesem bile butun mrum boyunca kulunuz,
kleniz olur, bir dediginizi iki etmemeye alsrm... Dunyada bir tek
annecigim var... Pek uysal bir kadncagzdr... Size olan duskunlugumu
grunce eminim ki o da sizi hakik kz kadar sevecektir... Emrederseniz
hemen bugunden...
48
Mehpeyker, evlenip yuva kuracak, mru boyunca kendini bir tek erkege
vakfedecek kadnlardan dgildi. Dunyada hi isine gelmiyen bir sey varsa o
da boynuna nikh halkas takp sadece bir erkegin kadn olmakt...
Ali Bey'in teklifi karssnda yuzunun ifadesi birden degisti.
Memnuniyetsizligi her halinden belli oluyordu. Mumkun mertebe
mahzunlastrmaya alstg bir baksla, muhatabnn t gzlerinin iine
bakarak:
Biz, dedi, daha bugunden isin sonunu dusunmeye basladk... ok rica
ederim bir daha bu bahsi amaynz ve yle hemencecik evlenme umidine filn
da kaplmaynz!... Bu, en sonra dusunecegimiz bir sey... Hem benim numde
yle bir felket uurumu var ki, onu asp da bir yuva kurabilecegimi hi
zannetmiyorum... Agznzdan bir kere daha evlenme lf isitirsem beni
kyamete kadar gremezsiniz...
Kurnaz kadn, isin ilerisini dusunuyordu. Ali Beyin evlenme teklifini kabul
edecek olsa, erkek taraf nikhtan nce gerekli tahkikat yaptracak,
tahkikat esnasnda butun kirli amasrlar meydana kacak ve Ali Bey,
byle mazisi karsk bir kadnla evlenmiyecegi iin sevdigi erkegi ebediyen
kaybetmis olacakt... Mehpeyker bunlar dusunuyordu. Ali Bey ise kadnn
zihninden geen ince hesaplan ve bu davransndaki gizli maksad
kavryabilecek durumda degildi. Hi ummadg ve beklemedigi bu ret cevab
kendisini ok sarsmst. Sevgilisinin bu hareketine hibir mn
veremiyordu. Mehpey-ker'i butun butun kzdrmaktan da korktugu iin mumkun
mertebe yumusak bir sesle ekine ekine sordu:
Biraz nce lutufkrlgnz neydi; simdi en mkul teklifime kars
takndgnz bu tavr neden? Dunyada hibir kuvvet, hibir engel bizi
birbirimizden ay-
49/4
ramaz:..: Bahsettiginiz felket uurumu da ne biim seymis?...
Mehpeyker, gayet sakin ve alayc bir eda ile cevap verdi:
Adliyede sorgu hkimi oldugunuzu bilseydim sizden ekinir ve yannza
sokulmaya cesaret edemezdim...,
Ali Bey, alay fark edecek durumda degildi. Gayet sfiyane bir sekilde:
Bendeniz, dedi. Adliyede sorgu hkimi degilim. Babli'de ktibim...
Mehpeyker, daha da alayc bir gulumsemeyle devam etti:
Babli'de herkesin srrn sorup arastrmak det midir? Gayet kibar ve
okumus bir hanmefendi tanrm. Ne kadar da iyilik sever bir kadncagzdr.
Benim gibi kalnkafal bir deli kzla ugrasa ugrasa ders de okuturdu. Ondan
isitmistim: Babli ktipleri arasnda duydugu srr saklamak, bir de
kimsenin srrn sorup grenmeye kalksmamak adetmis... Acaba hatrmda
yanls m kald?...
Ali Bey, kadnn szlerindeki ince alayn nihayet farkna varabildi ve
kendi yasnda bir kadndan, bahusus sevdigi bir kadndan db- muaseret
dersi almak gucune gittiginden mahcup oldu. Fakat bir yandan da
sevgilisinin ustun zeksn ve kuvvetli kulturunu (!) takdirden kendisini
alamad. Bu konuda munakasay luzumsuz ve faydasz grdu, hatta biraz da
tehlikeli buldu. Sadece:
rade sizin! Nasl emrederseniz yle olsun... dedi. Ve bu szleri
gayriihtiyar birka defa tekrarlad.
50
Evlenme teklifi reddedildigi iin ok uzgundu. Birisi dokunsa hemen
bosanverecekti...
Buna benzer kim bilir daha ne sahnelerin artistligini yapan Mehpeyker,
sevgilisini byle meyus bir halde brakmak istemiyordu. Yine o yapmack
masum tavrn taknarak ve sesinin tonunu mumkun mertebe yumusatarak sordu:
Birden niin yle mahzunlastn? Ben kimim ki irade benim olacak? Bir
kadn, bahusus askta benim gibi yenilmis bir kadn, bir erkegi kendisine
nasl ram edebilir? Yalnz, ok rica ederim, deminki teklifinizi bir daha
tekrarlamaynz! Baska ne isterseniz emrinize tabiim. ..
ehvetli bir baksla muhatabnn t gzlerinin iine bakarak ve hecelere
daha kuvvetle basarak ilve etti:
Her ne isterseniz...
Bu kelimeleri, sehvet ihtirasnn basks altnda, her hecesini, hatt her
harfini ayr ayr mnlandr-maya alsarak sylemis, musamahakrlgn
nerelere kadar gturebilecegini muhatabna anlatmak istemisti.-.. Fakat
byle islerde o gune kadar en kuuk bir tecrubesi bile olmyan toy
delikanl, kadnn ne demek istedigini anlyamams; bunu, gnul almak iin
sylenen bir sz olarak kabul etmisti. Kanaatkar bir dervis eda-siyle
sadece:
Sze ok yalvarrm, mesire gunleri buraya tesrif ediniz! Hi degilse
haftada bir sizi greyim. Bendeniz o kadarck ltfunuza da razym... dedi.
Sevgilisinin bu asr saflg karssnda kadn, yine o alayc sakalarna
baslad:
ok sey istediniz... Fakat ne are, emrinize itaat etmekten baska
elimden ne gelir. Buralarda sk sk
51
grunmek bizim gibi namuslu kadnlar iin geri hos bir sey degil. ok
sukur ki mesire gunleri buralara gelmek herkes iin adet olmustur. Onun
iin, bulusmamza kimse bir sey syliyemez. insallah uzun uzadya grusur,
kardes kardes egleniriz... dedi. Sonra saatine bakarak ilve etti:
Ooo! Vakit hayli gecikmis... Musaadenizle! Al-laha smarladk...
Gayet skane bir tavrla Ali Beye veda etti, onun bir sey sylemesine
meydan vermeden arabasna bindi ve uzaklast.
Bir an nce sknn kollar arasna atlmak ihtiya-ciyle yanp
tutusuyordu.. Bu saf ocuga iinden geenleri anlatabilmek geri ok gu
olacakt. Fakat kendisi bu gibi islerde ok tecrubeli oldugundan Madem ki
bana tutkun, nasl olsa yola getirir ve ilk frsatta insallah meramma nail
olurum... diye dusundu. Nese ve emniyet iinde yalsna dndu.
Ali Bey, mahzun bakslarn kadnn gittigi tarafa dikmis, gzlerini bir
turlu ayramyordu. Araba gzden kayboluncaya kadar o vaziyette kald.
Sonra kendi kendine dusunmeye, vaziyeti muhakeme etmeye koyuldu. Mehpeyker,
evlenme teklifini acaba niin kabul etmemisti? Yoksa kendisini sevmiyor,
sadece vakit geirmek, eglenmek mi istiyordu? Fakat buna mantken imkn
yoktu. Sevmiyen bir kadn, kendisine bir kere isaret eden, bir defa da
arabasnn ardndan giden bir erkege kars bu derece musait davranr,
onunla byle tenha yerlerde bulusur muydu? Bir an iin Mehpeyker'in baska
birini sevmesi ihtimalim dusundu. Kskanlktan ldracak gibi oldu.
Hayr, hayr, byle bir sey olamazd... Bir gnul iki sevdaya birden
tahammul edebilir miydi? Bir gnulde iki sevda olamaz diye turkusu
52
bile yok muydu? Mehpeyker'in baska birini sevmesi ihtimalinin de bos bir
kuruntudan ibaret olduguna iyice kanaat getirdi. Sevgilisinin biraz nce
kendisine gsterdigi yaknlg hatrlyarak suknet buldu.
ilk frsatta emellerine kavusma umidi iinde evin yolunu tuttu. Babasnn
lumunden beri ilk defa neseli ve mesut bir yuzle annesinin sefkatli kollan
arasna atld.
53
ne ger kkulunun bir teline verse zarar b-i smsd biten yerleri szn
ederim. Tarak, eger senin kkulunun bir teline zarar verse, sadece simsir
agac yetisen yerleri yakmakla yetinmez, simsir pu biten yerleri de
yakarm.
Gerekten garip bir haldir, insan ne kadar gen, ne kadar tecrubesiz, ne
kadar utanga olursa olsun, kalbinde kendisine mahsus bir sr bulununca,
yahut bir tesebbuse girisince ve bilhassa bir kadn sevmeye baslaynca
birdenbire ocukluktan syrlr; erkeklik agna girer cesaret ve enerji
artar. Dunyada artk basaram-yacag is yoktur. Her seye karsr; her
kalba girmeye kalksr.
Bu degismez kaide, bizim sunepe oglanda da tesirini gstermekte gecikmedi.
Mehpeyker'le dusup kalkmaya basladktan sonra Ali Bey'in o ekingen, o
sunepe hali birden degisti. Evvelce kendi iine gmulmus, kendi leminde
sessiz sedasz yasar, kimsenin etlisine sutlusune karsmazken bu defa,
dunyann ne oldugunu gayet iyi bilen yasl ve tecrubeli insanlar gibi,
gerek evde, gerek dairede her ise karsmaya, her meselede fikir beyan
etmeye baslad, grevine daha buyuk bir gayretle sarld...
54
Mehpeyker'le bulusacag gunleri yurek arpntlar iinde, buyuk bir
sabrszlkla bekler; nihayet o mesut gun gelir; bulusurlar ve
sevisirlerdi. O zaman Ali Bey, bu guzel kadnn isveleri iinde kendinden
geer, dunyay unutur, butun heyecan ve uzuntulerinden syrlarak bambaska
bir insan olurdu... Nihayet ayrls saati gelip atnca Ali Bey,
sevgilisini ugurlar ve dogru evine dnerdi. O gece sabaha kadar gzune uyku
girmez, sabahlara kadar canannn hayaliyle avunurdu.
Bu askla birlikte sans da almst. Mevki ve terfi dusuncelerinden uzak,
yalnz kendi isi gucu ile mesgulken rutbeler, maaslar, itibarlar
kendiliginden ayagna gelmeye baslad.
Dunyada biricik evld, ciger-presi Ali'ciginin neseli bir gulumseyisine
yllardr hasret eken ve dunyada buyuklugu devlet kapsnda yukselmekten
ibaret bilen annesi, oglunu byle neseli grduke ve memuriyet hayatndaki
yukselmelerini isittike, sevgili kocas yeniden dirilmis ve aralarna
karsms gibi memnun ve
mesut olurdu.
Ali Bey'le Mehpeyker'in asklan ise her bulusmalarnda bir kat daha
kzsyor, derece derece alevleniyordu. Bulusma gunlerinde bazan
kendilerinden geer, dunyay unutur, aksam ge vakitlere kadar
birbirlerinden ayrlmak istemezlerdi. Butun bu grusmelerde Mehpeyker'in
gayesi bir noktada toplanyordu: Guya saf bir hafiflik perdesi altnda, bin
bir isve ile Ali Beyi tahrik ederek bir an nce emeline kavusmak...
Zavall Ali Bey, hl isin farknda degildi. Kadnn, birtakm imal szler
ve isveli hareketlerle ak ak anlatmak istedigi arzuyu hl
kavrayamyor; bunlar askn tabi ve masumane bir ifadesi olarak kabul
ediyordu.
O zamana gelinceye kadar kendi halinde yasyan,
55
daire arkadaslariyle de fazla samim olmayp sadece resm vazifesinin
hudutlar dhilinde grusen Ali Bey, byle birdenbire sk oluverince, ara
sra dertiesecek, iini dkecek samim bir arkadas, daha dogrusu bir srdas
aramak hitiyacm duydu.
Daire arkadaslanndan Arif Bey adnda bir gen vard. Asag yukar ayn
yastaydlar. Karakterleri de birbirlerine uygundu. Onunla ahbaplg
ilerletti; ksa zamanda canciger arkadas ve srdas oldular. Daima beraber
geziyor; beraber yiyip iiyor; beraber egleniyorlard. Hemen gun asr
birbirlerine gece yats misafirlige de gidiyorlard. Ali Bey, daha ilk
gunlerde arkadasna butun srlarn at. Ballandra ballandra anlattg
ask macerasyla Atf Beyi gecelerce uykusuz braktg halde sevgilisinin
adndan hi bahsetmedi. Kendi dusuncesine gre, namuslu bir aile kznn
ad agzlarda dolasmaz, hatta en samim arkadasa bile sylenmezdi. Atf Bey
de, arkadasnn ilerde bu kzla evlenecegini bildigi iin, fazla bir sey
sormad; bu ihtiyatkrlg tabi karslad.
Bir pazar sabah iki ahbap yine bulustular. Arif Bey:
Ben bugun amlca'ya gitmek istiyorum. stersen birlikte gidelim...
dedi.
Ali Bey cevap verdi:
ok iyi olurdu. Fakat ne yazk ki birlikte gitmemize imkn yok. Bugun
amlca'da bulusmak uzere sevgilime sz verdim. Mamafih ben erken giderim.
Saat yedi, yedi buuga kadar grusmemiz biter. Sekizde de sen gelirsin.
Orada bulusuruz.. Olmaz m?
Bu teklifi Arif Bey de uygun buldu. Ali Bey, arkadasndan musaade isteyerek
bir arabaya atlad ve amlca yolunu tuttu...
56
Mehpeyker daha nce gelmisti. Her zaman glgesinde sevistikleri koca
narn altndaki imenlige oturmus, kendisini bekliyordu... Yllardr
hasret eken iki sevdal gibi birbirine iyice sokularak oturdular... Otuz
alt saatten beri grusmemislerdi; her ikisinin de anlatacak ok seyleri
vard... nce bir buuk gunluk ayrlgn dayanlmaz straplarn
birbirlerine saatlerce anlattlar... Bu fasl bitince askn felsefesine
getiler... En yuksek gruslu filozoflara bile parmak srtacak birtakm
bahislere daldlar...
Mehpeyker, dnup dolasp lkrdy, ustu kapal bir sekilde, hep ayn
asaglk arzusuna getiriyor; Ali Bey ise mutemadiyen askn ulviyetinden
bahsediyordu.
Bu skane sohbet yedi buuga kadar surdu. Ali Bey birden, arkadasna
verdigi szu hatrlayarak sevgilisinden musaade rica etti ve hazr
munasebet dusmusken Atf Beyle olan samim arkadaslklarndan da ksaca
bahsetti.
Kadn, Ali Beyin bu hareketinden, kendine olan asknn azaldg mnsn
karms ve bundan guya ok uzulmus gibi, birtakm yapmack tavrlar
taknarak delikanlya hayli sitemler etti. Sonra Ali Beyin ust uste ettigi
yeminlerle verdigi teminata inanms grunerek gitmesine musaade etti.
Ali Beyin aklna orijinal bir sey gelmisti: Bir yandan arkadasiyle
grusurken bir yandan da sevgilisinin yine bir iki gun hasret kalacag
guzel yuzunu hi degilse uzaktan grebilmek... Bu dusunceyle ve gayet hazin
bir yalvarsla, Mehpeyker'den hemen evine dnmiyerek ilerdeki esme nunde
arabasn biraz bekletmesini rica etti. Kadn, skmn bu hazin yalvarsn
gulumsiyerek karslad ve arzusunu kabul etti. Yalnz, birtakm
dedikodulara meydan vermemek iin, esme basna ancak yirmi, yirmi bes
dakika sonra gelebilecegini syledi.
57
Ali Bey, sevgilisinden ayrlnca dogru Buyuk am-hca'da esme basndaki
kahveye gitti. Her zaman yaptg gibi, nar agacnn altnda bir iskemleye
oturdu.
Arkadas henuz gelmemisti. drt sandalye tesinde, baskalarndan gayet
zeki bir insan oldugu anlaslan, tahminen krk, krk bes yaslarnda, esmer
bir zat oturmus, etrafndaki bes alt kisiyle sakalasyor, gulun fkralar
anlatyor, birtakm nukteli szlerle hepsini gulmekten krp geiriyordu...
Ali Beyin iinde, bu neseli meclise katlmak arzusu uyand. Fakat adamlarn
hibirini tanmyordu. Arzusunu yerine getirebilmek iin bahaneler dusundu;
hatta bir iki defa, munasebet dusunerek, uzaktan lakrdlarna bile
karst.
Yerinden kalkp tam onlara dogru gitmeye hazrlanrken yanlarnda birka
araba durdu. Bunlar, amlca sefasna gelen kadnlarn arabalaryd.
Berikiler, bu defa konusmay, sakalasmay filan bir yana brakarak
arabalardaki kadnlara laf atmaya baslad. Ali Bey, geri askn en
hararetli taraflarndand. Fakat hi tanmadklar kadnlar birtakm
munasebetsiz szlerle byle rahatsz etmeye kalksmak, onun kanaatince,
dupeduz edepsizlikten baska bir sey degildi. Biraz nce aralarna karsmak
iin can attg bu terbiyesizlere kars iinde derin bir nefret uyand.
uradan uzaklasaym da bari gzum grmesin... Basm da belaya girmesin...
diye dusundu. Fakat arkadasiyle bulusacag yer orasyd. Bundan baska,
sevgilisi de nerdeyse arabasiyle ayn yere gelecekti. Ne yapacagn, neye
karar verecegini dusunurken Mehpeyker'in arabas uzaktan grundu.
Eskilerin tabiriyle bizim (sk- seyd) yine kendinden gemis, dunyay
unutmustu. Bakslar arabaya mhland. Butun bir gece asab buhranlar
iinde rpndktan sonra seherin ferahlatc havasn ve ortalg nu-
58
ra gark edecek olan gunesin dogmasn bekliyen sinir hastalar gibi,
Mehpeyker'in gelmesini bekledi.
Bir iki dakika sonra araba, esmenin nune gelmis ve evvelce
kararlastrdklar yerde durmustu.
Ali Bey, sevgili Mehpeyker'ine bir defack syle doya doya bakmaya henuz
vakit bulamamst ki esmer adam yerinden ok gibi frlad; son derece
pervasz ve laubali bir tavrla arabaya yanast. indeki kadn sanki krk
yllk ahbabyms gibi, gayet tabi bir sekilde, bir seyler sylemeye
baslad. Mehpeyker, derhal arabann perdelerini kapatt ve suratle oradan
uzaklast.
Ali Beyin butun kan damarlarnda birden alev kesilmisti. Bu ne
terbiyesizlik, ne kustahlkt... Geri sevgilisinin namusundan (!) son
derece emindi. Onun iin kalbinde en ufak bir suphe, en ufak bir rekabet
azab duymad. Fakat bir dolgunca vaktinde doya doya yuzune bakmaya
kyamadg sevgilisinin, ne idugu belirsiz ;herifler tarafndan byle
kustaha bir hakarete ugramas tahammul edilecek sey degildi. stelik,
Mehpeyker ilerde kans olacag iin araya bir de namus meselesi giriyordu.
Bu hislerin tesiri altnda ve gayet sinirli bir halde yerinden frlad. ki
kolunu ggsune kavusturup ellerini de koltuklarnn altna soktu. Cellat
balas gibi dusmanlk ifade eden hakaret dolu bakslarla lerifi syle
tepeden trnaga suzdu. Adam henuz isin far-lunda degildi. Mehpeyker'in
soguk mukabelesinden zerrece futur getirmemis ve sanki hibir sey olmams
gibi dnup arkadaslarnn yanma oturmustu. Yine o neseli tavrn taknms,
kuumser bir eda ile arkadaslarna Mehpeyker'e dair izahat veriyordu:
Sevsinler yosmay, dedi. Oltasna yeni bir mirasyedi enayi taklms
olacak ki bize yuz vermiyor...
Sonra yuzunu arabann gittigi istikamete evirerek:
Sen yolcu, biz hanc iken elbet yine grusuruz...
59
Adam, belki daha bir seyler syliyecekti. Fakat Ali Bey gurler gibi bir
sesle lakrdsn kesti:
aslacak ve esef edilecek sey dogrusu!... Aramzda efendi geinen baz
adamlar, stanbul'un eski kul-hanbeylerine rahmet okutuyorlar...
erlerinden kadnlar, mesire yerlerine gelmek syle dursun, nerdeyse sokaga
bile kamyacaklar...
Bu szler gayet vahsiyane bir eda ile ve her seye kararl bir siddetle
sylenmisti, tekiler, baslann gayri ihtiyar sesin geldigi tarafa
evirdiler... Kendisine satasldgn anlayan esmer adam cevap verdi:
Bunda saslacak bir taraf yok... Asl saslacak sey, yirmi yaslarnda
toy bir delikanlnn, ustune vazife olmayan seylere burnunu sokmas,
basndan buyuk islere kalksmasdr... Mesire yerlerinin kel khyas msn
be adam?
Ali Bey, sesinin ayni siddetli tonu ile sordu:
Arabadaki kadn, faraza aileniz efradndan biri olsayd da yabanc bir
erkegin byle bir muamelesine ugrasayd memnun olur muydunuz?
Demek ki kadn, sizin akrabanzdandr?
yle olsa ne lazm gelir?
As bir gen oldugunuz yuzunuzden okunuyor. Bu kadn gerekten
akrabanz ise, size acmak lazm gelir...
Ne demek istiyorsunuz? Ak syleyin! Yani bu kadn namussuz mudur?
yle yuksek perdeden emir verir gibi sorulan suallere cevap vermeye
alsmamsz... Efendi efendi sorarsanz belki cevabn veririz...
Munakasa perde perde alevleniyordu, deta agz kavgas seklini alyordu.
Biraz daha devam ederse kapsacaklar muhakkakt.
60
Atf Bey, kopmak uzere olan frtnay grunce Mesut Efendiye yaklast:
Day, ne yapyorsun? diye sordu.
Ben ne bileyim? Git kendisine sor! Arabadaki kadna laf attk diye
elinden gelse dilimizi kesecek...
Ali Bey ok kibar ve terbiyeli bir gentir. Hani size daima kendisinden
bahsetmez miydim? Kardes gibi geinir ve birbirimizi ok severiz...
Masallah ok iyi bir arkadas semissin... Mubarek olsun... Eger senin de
byle her isine burnunu sokmaya kalksrsa arkadaslgndan ok
faydalanrsn...
Atf Bey, daysna sz geiremeyecegini anlaynca bu defa arkadasna dndu:
Ali'cigim, kardesim, gel biz seninle konusalm. Daym fazla sinirlenmis,
lakrd anlamyor. Derdin ne ise bana anlat!
Bunlar sylerken bir yandan da Ali Beyin koluna girmis, onu olay yerinden
uzaklastrmaya alsyordu.
Mesut Efendi ile arkadaslarnn manl fsldasma-lar ve gulusmeleri
arasnda oradan uzaklastlar. Az ilerde bir agacn altnda oturdular. Atf
Bey, gerek yolda, gerek oturduklar yerde arkadasnn nabzna gre serbet
vererek gergin sinirlerini biraz yatstrdktan sonra:
Arkadas, bir adam bir arabaya taklms. Bizim nemize gerek ki bundan
kavga karyoruz? Terbiye gretmeni miyiz? Ahlak zabtas myz, yoksa
polis mufettisi miyiz, neyiz?... diye soracak oldu. Fakat sorduguna da,
soracagna da pisman oldu. Lafn henuz bitirmemisti ki, Ali Bey, yine
tepeden trnaga ates kesilerek alevlendi:
Nemize gerek ne demek? Kimin arabasna satastgn biliyor musunuz?
Arabann iinde O vard O... Ona laf att... Hem de krk yllk
kapatmasyle21 ko-
61
nusur gibi hakaretler savurarak... Zavall kzcagz oradan kamak zorunda
brakt...
Bu szleri bagra bagra syluyor; kadna la atan sanki oymus gibi,
kendisini adet azarlyordu. Fakat Atf Bey, arkadasn ok sevdigi ve
huyunu suyunu da gayet iyi bildigi iin bunlar hosgrurulukle karslyor,
hi sesini karmyor, hep asagdan alyordu...
Nihayet mahzun ve korkak bir tavrla:
Daym yle munasebetsizlik yapmazd... Hele sizi ve o kzla olan
tansklgnz bilseydi o tarafa gzunun ucu ile dahi bakmazd... diyecek
oldu.
Bu szler Ali Beyi yeniden ldrtmaya kfi geldi.
Nasl munasebetsizlik yapmaz?... diye bagrd. Hem daniskasn yapt...
Bu kz namussuz mu? diye soracak oldum. Soruma cevap vermeye bile
tenezzul etmedi...
Bunlar sylerken sesi heyecandan titriyor, gzlerinde biriken birka damla
yas, yanaklarndan suzuluyordu. Atf Bey de ok muteessirdi. Arkadasnn
uzuntusunu takdir ediyor ve akrabasndan biri buna sebep .oldugu iin daha
fazla uzuluyordu. -
Allah askna bu kadar muteessir olma! Ben simdi gider, sordugunuz seyi
dayma tekrar sorar ve cevabn da hemen getiririm... diyerek yerinden
frlad. Kosa kosa esme basna gitti. Mesut Efendi'yi bir kenara ekerek
sordu:
Daycgm, benim en yakn akadasma bu muameleyi niin yaptnz? O size
bir sey sylediyse bile affetmeliydiniz... Halini grmediniz mi? Akl
basnda degil. Laf attgnz kz ldrasya seviyor...
Seviyorsa ne yapalm? Dunyada ondan baska seven erkek yok mu? Seviyormus
diye yuzune kim bakarsa gzunu mu oyacak?
62
Bu, yle alelade bir sevgi degil, daycgm, canndan daha ok
seviyor... Oglan karasevdal... lerde o kzla evlenecek de...
-r- Ne dedin, ne dedin? Onunla evlenecek mi? Cidd mi syluyorsun? Bu oglan
ldrms m? Hi o kadnla evlenilir mi? Dogrusu namusuna ok duskun bir
deli-, kanlyms...
Arkadasm namusuna gerekten ok duskundur; namusu iin cann verir.
yleyse bu ocuk delinin biri...
Niin?
Niini var m ayol? Bu ocuk hi insan iine karsmams m? Kadn kz
pesinde hi gezmemis mi? O kadnn ahlk durumunu hi kimseden sorup tahkik
etmemis mi? Bunlar bilmeden nasl birden evlenmeye karar veriyor?
Niin karar vermesin? Ak konusun! Dediginiz hususlar sorsayd ne
grenirdi?
Ne mi grenirdi? Neler grenmezdi ki... O kadnn yar stanbul
halkndan artakalms unlu bir asif-te oldugunu grenirdi...
Konusma ilerledike Atf Beyin de hayreti artyordu. Daysnn bilhassa son
cumlesi beynini altust etmisti... Zavall arkadasna ok acyor; aresizlik
iinde Eyvah! imdi ne yapacagz... Ne yapacagz?... diye . ayni soruyu
kendi kendine tekrarlayp duruyordu.
Mesut Efendi, stanbul'un her ksesine sokularak esitli olaylarn iinde
yogrulmus, dunyann ka bucak oldugunu anlams, tecrubeli bir adamd.
Ktulerin dusman, iyilerin dostuydu. Bu mesele hakknda yegenini uzun uzun
sorguya ekti. Ali Beyin pek terbiyeli, pek kibar, kadn kz pesinde kosmak
syle dursun, tatil gunleri bile mesire yerlerine kmayan tecrubesiz bir
gen oldugunu grenince:
63
Ne yapacagmz ben bilirim. Haydi dus nume! diyerek Atf Beyi nune
katt. Ali Beyin bulundugu tarafa dogru yurumeye basladlar.
Ali Bey, emellerinin nune bir kara bela gibi dikilmis olan esmer adamn
arkadasyle birlikte geldiklerini grunce fena halde bozuldu, sinirleri
yeniden gerildi.. Yeni bir mucadeleye hazrlanrken onlar da yanna iyice
yaklasmslard.
Mesut Efendi, yukarda da bahsettigimiz gibi, gun grmus, halden anlar,
babacan bir adamd. Ali Beyin agz amasna meydan brakmadan sze baslad:
Beyefendi oglum, affedersiniz! Gerek sizi, gerek halinizi bilmiyerek bir
kusur ettim. Bunun iin de sizden zur dilemeye geldim, dedi. Muhatabnn
biraz yumusar gibi oldugunu grunce ilave etti:
Fakat simdi de ncekinden daha buyuk bir kusur isliyecegim. Onun iin
pesinen affnz rica ederim. Bunu her halde iyi niyetime
bagslyacagnz umarm...
Ali Bey, onun szunu keserek merak ve heyecanla sordu :
Ne gibi?
imdi Atf Bey kardesimizden isittim... Demin arabasna yaklasp laf
attgm kadn seviyormussu-nuz... yle mi?
Seviyorsam seviyorum... size ne?...
Sinirlenme, evladm! Ayp degil. Genlikte bunlar olagan seylerdir.
Herkesin basna gelebilir. u kadar var ki, kadn gayet ciddi bir askla
seviyormussu-nuz... Hatta daha baska tasavvurlarnz da varms...
Ali Bey, srrm aga vurdugu iin, arkadasna hakaret ve hiddet dolu bir
baksla dik dik bakt. Sonra Mesut Efendiye dnerek:
64
Sizin ne vazifeniz? Herkesin kel khyas msnz?
Agz kavgas yeni bastan kzsacaga benziyordu. Fakat Mesut Efendi buna
meydan vermedi, sakin ve agr bir sesle devam etti:
Lutfen sinirlenmeyiniz! ihsan buyurunuz! nsan olana insanca davranmak
herkesin vazifesidir... O kadnla istediginiz kadar gnul eglendirir, vakit
geirebilirsiniz. Buna kimse bir sey diyemez... Benden size baba nasihati,
agabey nasihati: si sakn yanlp da evlenmeye kadar gturmeyiniz!
Namusunuza ok yazk olur... Telas etmeyin, musaade buyurun, szumu
bitireyim. Sonra ne isterseniz syleyin! stediginiz sekilde hareket etmek
de daima,kendi elinizdedir... Fakat bir kere beni dinleyin!... O kadnn
ad Mehpeyker'dir, degil mi? Hani Bogazii'nde, su ufak krfezin
kenarndaki pembe yalda oturur. stanbul'un hovardalk lemlerini
bilenlerden kime isterseniz sorun! Mesel en yakn arkadasnz Atf Bey
iste karsnzda duruyor... Szlerine inanrsanz o kadnn ne mal oldugunu
size etra-fiyle anlatsn... Mehpeyker denilen bu asifte o derece meshur bir
fahisedir ki, koca stanbul'un iinde, koynuna girmedigi, sizden baska bir
gen kalmamstr diyebilirim.
Zavall Ali Beyin agz amasna meydan brakmadan teden Atf Bey atld:
Daym ok dogru syluyor. Vah kardesigim, vah! Bunca zamandr
ektiginiz uzuntuler bu kadn iin miydi? zuntu ekmeye deger mi hi? Ne
zaman isterseniz iki altn karslgnda emlinize nail olabilirsiniz...
sterseniz hemen bu gece... diyerek Mesut Efendi'nin szlerini teyit etti.
Ali Bey, arkadasnn asla yalan sylemiyecegini muteaddit tecrubeleriyle
gayet iyi biliyordu. Mesut Efen-
65/5
di'nin syledigi seylerin dogru olmamasn kalben ok arzu ediyor, fakat
arkadasnn kesin ifadesi karssnda buna muvaffak olamyordu... Hem
kendisine yalan sylemeye ne mecburiyetleri vard?
En kutsal emellerle gnul verdigi Mehpeyker'in iffetsiz bir kadn olduguna
nihayet o da inanmak zorunda kald...
Duydugu ac hakikatin basks altnda beyni karncalanyor, kalbi
sksyor, eziliyor, eziliyordu... Buna ragmen metin grunmeye ve
strabndan renk vermemeye alst, hislerini iinde hapsetti. Soguk bir
kaytszlkla:
Ben onu namuslu bir aile kz olarak tanms ve sevmistim, meger
yanlmsm. Bugunden itibaren yuzune bakarsam namert olaym...
djyjergk_Sn- szunu syledi veJaahsLJEapatt. cj*?**\ Me*^
Konusma mevzuu degistikten sonra bir muddet de havadan sudan bahsettiler.
Mesut Efendi, musaade isti-yerek onlardan ayrld, arkadaslarnn yanna
gitti. Ali Bey'le Atf Bey yalnz kaldlar.
Utanma korkusuyla riyakrlga tenezzul insan iin ne garip bir
noksanlktr. nsan bazan bir yalan uydurur; karssndakini buna
inandraym derken ok defa kendi yalanna kendisi de inanr. ste Ali Bey
de, vaziyeti kurtarmak iin, syledigi yalana kendi de inanms, gnlundeki
atesin sndugunu sanmst... Oysa ki bu ates, yle kolay kolay snecek
ateslerden degildi...
Atf Bey, o gun aksama kadar arkadasnn yanndan ayrlmad. Onu teselli
etmeye, krlan maneviyatn kuvvetlendirmeye alst. Ali Bey de,
Mehpeyker'den artk iyice sogudugunu aksama kadar bosu bosuna tekrarlad
durdu... Bu yalana deta kendisi de inand...
66
Yer yer ald hne-i tende erg- ye's Etti kaza dern-u dili dg dg-
ye's
Vucut evinde yer yer yeis kandilleri yand. Talih, kader gnulde
umitsizlik yaralan at.
Aksam uzeri iki arkadas birbirinden ayrldlar. Atf Bey, daysyla
bulusmak uzere, Kuzguncuk'a gitti, Ali Bey de bitkin bir halde evine dndu.
Gnlu ile vicdan muthis bir mucadele halindeydi. Butun umitler, butun
hayaller bir gunun iinde yklmst...
Atf Bey, days gibi, bu islerin kurdu olmamakla beraber arkadas kadar
tecrubesiz de degildi; o gune degin ufak tefek gnul maceralar olmustu;
fakat hibir kadna veya kza ciddi olarak tutulmamst. Onun iin gerek
askn ne oldugunu bilmiyor; son derece azimli bir gen olarak tandg
arkadasnn bu vasfn da hesaba katarak, Mehpeyker'den artk iyice
soguduguna inanyordu. Mesut Efendi ise byle dusunmuyor; ask tpk
hastalk gibidir; birden gelir, fakat bir turlu gitmek bilmez. szunu
biteviye takrarlyarak yegeninin bu fikrine istirak etmiyordu.
Ali Bey, gayet perisan bir halde sokak kapsndan ieri girdi. Dokunsalar
hemen aglayacak, ufleseler he-
67
men yiklverecek gibiydi. Olanca uzuntusu yuzunden okunuyordu. Annesi,
biricik evladn bu halde grunce pek telasland. efkat ve uzuntu ifade
eden titrek bir sesle sordu:
Bu halin ne? Bir seye mi uzuldun, evladm? Ali Bey:
Telas edecek bir sey yok, annecigim, yalnz bugunku gezintiden biraz
fazla yoruldum... Belki ondandr... diye sudan bir cevap verdi.
Arkasndan da, annesinin daha fazla bir sey sormasna frsat vermemek iin
ilave etti:
ok yorgunum... Musaade ederseniz odama gidip istirahat edeyim...
Bari birka lokma yemek yeseydin...
Canm hibir sey istemiyor, anne!.. Yorgunluktan m nedir, kuzu yemis
gibi tokum...
Erkenden odasna ekildi ve kendi i lemine dald.
Karasevdallarn dusuncesi gibi gaml ve karanlk bir geceydi... Para
para bulutlar arasndan yldzlar kh grunuyor, kh kayboluyordu. Bu koyu
karanlk iinde hayal meyal seilebilen bahedeki agalar birtakm acaip
sekiller alyor; sanki bir suru korkun mahlk, baheyi istila etmis
zannn uyandryordu... stanbul ufuklanndaki siyah daglar, adeta koyu
lacivert dalgalar andryordu...
Hemen butun hastalklar, aksamlar daha siddetlenir. Ask ise tedavisi ok
zor bir hastalktr. Buna bir de umitsizlik ilave edilirse, tedavi daha da
gulesir, adeta imkansz hale gelir. Ali Beyin askndaki umitsizlik safhas
da byle biimsiz bir zamana, yani geceye rastlamst. Tesiri elbette daha
siddetli olacakt. Ask ve yeis denilen bu iki ustun kuvvete bir de gecenin
vahsi sessizligi eklenince zavallnn vucuduna bir agrlk, kanna bir
durgunluk gelmis, yuregini muthis bir kasvet k-
68
mustu. Nefes alrken bogulacak gibi oluyor! biraz kendini toplyabilmek
iin sarfettigi gayret hibir sonu vermiyordu. ine gmuldugu karanlk
lemini guya her tarafn kbuslar kaplams; mutemadiyen uzerine dogru
saldryordu... Bu kbuslar arasnda Mehpeyker'in hayali ise, melek
klgna girmis bir seytan gibi, vicdanna musallat olmaktan geri
durmuyordu. Zavall ocuk, amlca'da geen o sakin ve tatl gunlerin
tekrar geri gelmesi iin birka senelik mrunu sevine sevine feda etmeye
hazrd... Fakat heyhat!... Kendini teskin etmek syle dursun, suknet
temennisi dahi, kalbindeki heyecan bir kat daha siddetlendirmekten baska
bir seye yaramyordu. Hislerini tahlil ede ede su kanaate vard ki,
gnlundeki ask yaras, yle fikir degistirmekle, azimle, akl ve mantkla
tedavi edilemiyecek kadar derin almst... Mehpeyker denilen o yosmann
sevilmeye degil, sefkatli bir baksa bile layk olmadgn simdi ok iyi
bildigi halde, her seye ragmen yine her kusurunu affedecek, ugrunda cann
ve belki namusunu bile fedadan ekinmiyecek derecede seviyor...
Dunyada kendi durumuna uygun gelebilecek ne kadar vahsi tasavvurlar, ne
kadar kara hulyalar varsa gayri ihtiyar hepsini birer birer zihninden
geirdi: Ahlka duskun bir kadn oldugu halde, namuslu grunerek kendisini
aldattg iin Mehpeyker'i ldurmeyi dusundu... imdiye kadar bu kadnla
dusup kalkms ne kadar erkek varsa hepsini birer birer kstrp tepelemek
arzusuna kapld. Mehpeyker'siz geecek hayatn tad tuzu olmayacag iin
intihar aklndan geirdi. Fakat olan kendisine olacak, kendisi kara
topraklar altnda yatarken o asifte yine bildigi gibi fink atacakt...
Velhasl dusunduklerinin bazsn imknsz bazsn da faydasz buldu ve
neticede yine hibir karara varamad... Beynine, kalbine, sinirlerine ve
iliklerine yaylan
69
muthis bir strabn tesiri altnda, kh butun vucudu buz kesilerek tir tir
titriyor, kh atesler iinde kalarak tepeden trnaga buram buram ter
dkuyordu... Vakit ldurmek iin gzlerini kapayp uyumaya alsyor, biraz
dalar dalmaz korkun ruyalar grerek dehsetle uyanyor, bu defa da, uyank
oldugu halde, az nce grdugu ruyadaki korkun seyler birer hayal seklinde
karssna dikilmis gibi grunuyordu...,
Sevdaya geri hayli zamandanberi alsms ve onun elemlerinden de ayn bir
haz duymaga baslamst. Fakat umitsizligin, hele kskanlgn muthis
azaplarm bu gece ilk defa tadyor ve bunlara asla alsamyacagn
anlyordu. Bu dayanlmaz azaplar yalnz o geceye mahsus degildi. Ertesi
gece ve birbirini takiben diger geceler, odasna ekilince zihni hep o
vahsi tasavvurlara saplanyor; ektigi straplar hafifliyecek yerde
gittike
siddetleniyordu.
Dusuncelerinde ve emellerinde meydana gelen bu degisiklik suratle benligini
kaplyor; zavally bedenen ve ruhen muthis bir kuntuye dogru
surukluyordu. iirleri ok bozulmus, eski uysal tabiatndan eser
kalmamst. Bazen gzleri, sabit bir noktaya dikiliyor; dakikalarca dalp
dalp gidiyordu... stahszlktan ve ust uste gecelerce devam eden
uykusuzluktan zayflams, yuzu sapsar olmus, gz kapaklarn kprdatacak
hali kalma-rmst. Karasevda, butun siddetiyle hukum suruyordu...
Bununla beraber evde annesini meraka dusurup uzmemek, dairede, arkadaslan
arasnda ve bilhassa Atf "Beyin yannda irade zayflgn belli etmemek
iin, olaganustu gayret sarf ediyor; mumkun mertebe neseli grunmeye
alsyor ve bu rollerinde bir dereceye kadar muvaffak da oluyordu.
O buhranl gunlerde en buyuk arzusu, Atf Beyden mumkun oldugu kadar
ayrlmamakt. unku onun ya-
70
nmda bulundugu zamanlar, siddetli elemini gizleyebilmek iin gereken
gayreti gstermek mecburiyetiyle, zihn faaliyetleri hep bu noktada
toplanyor; aclarn ve korkun tasavvurlann unutur gibi oluyordu...
Bir tek arzusu kalmst. O alak kadn grerek ne : bir mahlk oldugunu
hakaretle yuzune vurmak ve arala__________
Sonra Mehpeyker'in bu davrans nasl karslayacagna dair ihtimaller
yurutuyor; kendi kendine: nkr yoluna saparsa yalanclg ortaya kar;
kabul ederse namussuzlugunu itiraf etmis olur... Her iki halde de hiddet ve
nefretimi artrmaktan, gnlumdeki bu sevda atesini sndurmekten baska bir
sonu elde edemez diye dusunuyor; bunu kolay basanlr bir sey sanyordu...
Zavall kalbine sanlan ylann yle hiddetle, nefretle defedilir belalardan
olmadgn nerden bilecekti?...
Bunlan dusundugu gun pazard. Halbuki Mehpey-ker'i ancak cuma gunu
grebilecekti. Her dakikas yllar kadar hukum surecek olan nundeki bu
kocaman gun nasl geecekti, ya Rabbu...
71
Tahammul eylemez zr- hevya perde-i ismet Girban-caki-i gul dest-i
bdd- sabandr
Namus perdesi heves ruzgrnn siddetine tahammul edemez; nitekim gulun
yakasnn yrtlmas (almas) da gun dogusundan esen hafif yelin yumusak,
fakat zalim elindedir.
Sabrszlkla beklenen cuma nihayet geldi. Ali Bey buyuk bir telas ve
heyecan iinde yatagndan frlad. Daha sabah ezan bile okunmamst.
Alelacele giyindi. Mehpeyker'le amhca'da her vakit bulustuklar tenha
ksenin yolunu tuttu.
intizar o derece siddetliydi ki zaman uzadka orada bu azaba
katlanmaktansa yine geirdigi o korkulu gecelerin kucagna atlmak
kendisine daha kolay geliyordu...
Mehpeyker ise, yaratlsndaki seytan zek sayesinde, Mesut Efendi ile
geen maceradan sonra Ali Beyin hakikati grenmis olacagn ve kendisiyle
mutlaka bir bela karmaya kalksacagn anlams ve sevgilisinin byle bir
davransna kars gereken tedbirlerini de hazrlamst.
ilk tedbir olarak, sevdigine bir cemile yapmay du-
sundu ve amlca'ya gitmek iin her zamankinden yarm saat nce yalsndan
kt.
Ali Bey, sk sk saatine bakyor ve gittike sabrszlanyordu.
Mehpeyker'in gelmesine daha krk dakikalk bir zaman vard... Kendisi
bylece dakikalar sayarken, hi ummadg bir anda, Mehpeyker'in arabas
uzaktan grundu.
Araba t yanna gelinceye kadar, Ali Bey de lakrdya nasl baslayacagn,
ne gibi dokunakl szler syleyecegini, kadn ne sekilde azarlayacagn
tasarlyor; zihninde tertipledigi cumlelerin bazsn begenmiyor,
degistiriyor; bazsn hafif buluyor, daha siddetlendiriyordu... u birka
dakika iinde nihayet hepsini biribirine katarak alelacele bir zet
karmaya muvaffak oldu. O srada Mehpeyker de arabasndan inmis, yanna
dogru gelmeye baslamst...
Kadnn dusundugu tedbirlerden biri de, Ali Beyin yanna, son derece
suslenmis olarak gelmekti. Yapma beyaz goncalarla islemeli beyaz tulden bir
elbise giyinmis, basnn n tarafna iki yldz igneyle sa bagna tirfilli
bir beyaz karanfil koymus, boynuna ortas elmasl birka dizi inciden
yaplma zarif bir gerdanlk taknmst. Bas rtusunu, feracesini,
eldivenlerini ve iskarpinlerini hep elbisenin renginden intihap etmis,
bastan asag beyazlara burunmustu. ehresi ile kazanacag galibiyetin
sevinciyle gayet parlak, gayet tatl bir renk almst. Bu haliyle,
sabahleyin henuz safaktan kurtulamams bir ilkbahar gunesini andryordu.
Zavall Ali Bey, gz kamastran bu guzellik karssnda yeni bastan hap
yutmus; kalbinde ask, hiddet, nefret, kin, hepsi birbirine karsmst.
Kadna sylemek uzere hazrladg szlerin bir kelimesini bile
hatrlamyordu... Kendini zorlaya zorlaya nihayet:
73
Sizden umit etmezdim... diyebildi. Ve arKasm da getiremedi...
Mehpeyker, karssndaki adamn suknet ve uysallk kulleri altnda rtulu
bulunan hiddet atesini alev~ lendirmeye kalksacak budalalardan degildi.
Gayet laubali, askna son derece sadk bir kadn tavryla sze baslad:
Srlarm nihayet grendiniz, degil mi, beyim! Zarar yok... Ne zaman
olsa meydana kacakt. Oaliba benden umit etmediginiz sey, durumumu size
syleme-ye cesaret edemeyisim olsa gerek... Kalbinize, vicd^mn-za dansn,
o kadar nefret uyandracak, o kadar utanlacak bir srr hangi babayigit
kadn kendi agzyle syleyebilir? Madem ki baskalarndan isittiniz; simdi
ben de syleyeyim. Evet, beyim hakkmda size neler syledilerse hepsi
dogrudur. Belki noksan vardr; fakat fazlas yoktur... Gayet di bir evde
dogdum; orada buyudum. Daha yasm on ue varmadan akrabam olacak sefiller,
benim namusumu satarak zengin olmaya kalkstlar. O yasta bir ocuk namus
nedir, insanlk ne turludur, insan kendini ktuluklerden nasl
koruyabilir bunlar nerden bilecek?... nsan bir kere de yola dustu mu kum
deryasna dalms gibi abaladka batyor, gittike gidiyor... Felek sevk
etti; ben de bu yolda daima ilerledim... Dunyada yapmadgm sey pek az
kald. T ki sizi ilk grdugum gune gelinceye kadar bence yasamak demek,
mesire yerlerinde gezip tozmak, eglenti lemlerinde bulunmaktan ibaretti.
Dunyada ask diye bir seyin varlgna bile inanmyordum. Bildiklerimden,
Atike adnda bir kadn vard; o da bizim yolun yol-cusuydu: Bana daima:
Kz, biz de severiz; hem bizim sevdamz namuslu kadnlarn sevdasndan bin
k^ daha siddetli olur. derdi de ben de bu sze gulerdin1- Meger
kadncagzn hakk varms... Sizi bir defa grdum;
74
iimde busbutun baska hisler uyand. Toprak ustundeki iyler sabahleyin
gunesi grunce buhar olup nasl havaya yukselirse, yuzunuzu grdugum gun
benim gnlum de yukselmeye baslad. Dnup arkama bakmak is^ tedim, geen
gunlerimin pisliginden utandm ve igrendim. Elimden tutup da beni dustugum
mezbeleden kurtarabilecek yegane erkek sizi tandm. lk karslastgmz
gun ettiginiz isarete karslk verdigim Tenhada gruselim! isareti,
istediginiz sekilde yemin ederim ki, ne sats iindi, ne de nazlanmak
iin... Benim gibi ktu shret kazanms bir kadna kars iltifatnz teki
beriki grur de ortaya haysiyetinize dokunacak bir lakrd kar
korkusundan ileri gelmis bir ihtiyat tedbiri idi. O aksam buradan ayrldm;
Allah inandrsn-ki, cumartesi gecesi de, pazar gecesi de gzume bir damla
uyku girmedi.
Toplum iindeki durumumu gz nune aldm. Ne yuzle teveccuhunuzu umit
edebilecegimi dusundum. Zihnime gelen bin bir esit kuruntu arasnda yalnz
bir seye inanyor ve kendi kendime diyordum ki: Byle as} bir gen, benim
durumuma dusmus bir kadna gerekten sk olmasa bile hi degilse vakit
geirmek, eglenmek iin meyil gsterebilir ya... Eger sansm yardm eder de
beyden byle bir muamele grursem kendisi iin evindeki cariyelerden ok
asag, kapsndaki kpeklerden biraz daha yukar, bir sadk hizmetisi
olurum... Bana kars ilgisi devam ettike sayesinde yasarim. Benden bkp
soguduktan sonra da, yasamann bence mnas kalmayacag iin, hasretiyle
can verir, su kahbe dunyann mesakkatlerinden kurtulurum. urackta ilk
grustugumuz gun bu dusuncelerimi size kapal bir sekilde anlatmak istedim.
Ak ak syleyemezdim elbette.
Yuksek bir karakteriniz var... Bana kars ciddi bir
75
ilgi gsterdiginizi grunce dunyalar benim olmus gibi sevindim. Gunlerce
cennetteymisim gibi yasadm... Fakat ne yazk ki, o tatl gunler simdi bir
hayal oldu... Beni de kendiniz gibi temiz bir insan olarak tanms ve
sevmistiniz... imdi hakkmdaki kanaatiniz elbette degismis bulunuyor... Bu
duruma gre, benim iin de o unutulmaz birka gunun hayaliyle avunmaktan
baska are kalmyor demektir. Karakterinizin ne kadar temiz oldugunu
biliyorum. Bundan sonra yuzume bile bakm-yacagnza da eminim... Tek siz
rahat olun! Tek sizin haysiyetiniz krlmasn da yolunuza bir Mehpeyker
feda olmakla dunyann alt ustune gelmez ya!...
Artist kadn, hislerinin ve olaylarn en tesirlilerini bir yere topluyor;
bunlar birbirine baglamak iin aralarna, ustaca uydurulmus baz yalanlar
serpistiriyor ve yerine gre birtakm yapmack tavrlar taknarak rolunu o
kadar mukemmel yapyordu ki, Ali Bey gibi tecrubesiz bir gencin degil, en
tecrubeli insan sarraflarnn bile aklanmamas mumkun degildi.
Kadn konustuka Ali Bey yavas yavas yumusuyor,, hisleri tamamen
degisiyordu... Nihayet kendini tutamad; sevgilisinin ellerine sarlarak:
Ben mi? Ben mi yuzune bakmaya tenezzul et-miyecegim? Gunlerdir kalbimi
zorluyor, fakat senden vazgemeye bir turlu karar veremiyorum. Karar versem
de yapamayacagm... Mazin ne olursa olsun, yokluk mezarna gmulmustur...
Biz simdi ilerisini dusunelim!.. Ama sana gnlumun istedigi gibi malik
olama-yacakmsm... Ne kar?... Senin dusundugun sekilde malik olurum
ya... Yalnz... Yalnz, bundan sonra sadece benim kadnm olacagna 'sz
veriyor musun?
Mehpeyker'in sevincine son yoktu. Nihayet arzusuna nail olacag gun
gelmisti... Kolay elde ettigi bu.
76
basary bir kat daha saglamlastrmak iin, elemli ve masum bir tavr
taknarak cevap verdi:
Beyim! Sakn... Allah askna sakn! Benimle dusup kalkmak sizi
tandklarnz arasnda belki kuuk dusurebilir... Belki haysiyetinize
dokunabilir... Buralarm hi dusunmuyorsunuz da yalnz sizin kadnnz
olacagma dair benden sz istiyorsunuz... Biraz nce de sylemistim, sizi
grdukten sonra ben bambaska bir kadn oldum... nanmazsanz
sorusturunuz!.. Ad san bilinmez bir kadn degilim ki grenmekte guluk
eke-siniz..., Sizi ilk grdugum gunden beri yuzumu bir erkege gsterdimse,
hatta tatil gunleri sizinle bulusmak iin buraya gelisimden baska bir kere
sokaga ktmsa beni ldurun! Vallahi razym. Bu kadar hayalinizle
yetinmis ve avunmusken koynunuza girdikten sonra m baskasna bakacagm?.
Fakat siz yine saknn! Haysiyetinizi dusunun! Ben mazisi karsk bir
kadnm... nkr etmiyorum...
Kadn dog*u syluyordu. Gerekten de Ali Beyi ilk grdugu gunden beri ne
kimse ile grusmus, ne de amlca'dan baska bir yere kmst...,
Ali Bey ise bu sevdaya tutulduktan sonra isi avarelige vurarak gezip
tozmay det edindiginden grenimim gecelere, resm vazifesini de kalemde
bulundugu zamanlara brakmst. Daireyi asacag gunler, sabahleyin erkenden
kalkar; evin alsverisini yapar yapmaz kendisini sokaga atard. Beyoglu
gibi, arsii22 gibi, Di-rekleraras23 gibi gezinti yerlerini dolasr ve
her nereye gitse etrafn dikkatle ;gzden geirerek Mehpeyker'i arastnr,
fakat bulamazd. Bu bakmdan kadnn sylediklerine inanyordu.
Haysiyet bahsine gelince: O, zaten siddetlice bir ask sarsntsna ayakta
durabilecek engellerden degildi. Ali
77
Bey birka dakika olsun dusunmeye bile luzum gr-meksizin son kararn
vermisti. Kesin bir ifade ile:
Ask, dunyada yalnz bir haysiyetimize mi dokunacak? Tandklardan beni
ayplayacak kim varsa nce kendi durumunu duzeltmeye alssn!... Seni
katiyen brakmyacagm... Hem de ne olmak ihtimali var? ki gnul bir
olduktan sonra... diyerek son ve kesin kararn sevgilisine bildirdi.
Bylece kendisini Mehpeyker'in o samim arzusuna kaytsz sartsz teslim
etmis oluyordu,..
Mehpeyker, malm olan, o yapmack, saf ve masum tavrn yine taknmst.
Boynunu buktu ve guya kendi arzusu degilmis de sevgilisinin arzusuna boyun
egiyor-mus gibi:
Gunah benden gitti... Nasl emrederseniz yle olsun... rade
efendimizin! diye cevap verdi. Bunu sylerken muhatabnn yuzune yle
manl bir gnul ekici bir baksla bakmst ki, Ali Bey'in yerinde kim
olsa dayanamazd. Delikanl heyecanla sze devam etti:
yleyse bugunden tezi yok.... imdi... Hemen simdi...
Mehpeyker, maksadn bu kadar kolay ve abuk elde edince, neseli ve biraz
da sakac bir eda ile cevap verdi:
Aman iki gzum, hemen simdi nasl olur? hsan buyurunuz! Evimize ilk
defa misafir geliyorsunuz... Beyefendimizi agrlayacagz... Sonra mahcup mu
olalm?... Hi degilse aksama kadar cariyenize musaade buyurunuz!.
Bes on dakika kadar konustular ve mercimegi frna vermek uzere, o gece
saat bir buuk24 sularnda Ali Beyin, ates sndurmek uzere, Mehpeyker'in
yalsna gitmesini kararlastrdlar.
78
Ko feryd eylesin gulsende bulbul ak ak olsun O gul-ruhsr ile sgr-be-
dest-i isretim simdi
Brak! Bulbul, gul bahesinde istedigi kadar fer-yad etsin; yrtnsn
dursun. Biz simdi o gul yanakl dilberle, iki kadehleri elimizde,
iiyoruz.
Geri sevismenin sekli degistirilmis, kuru kuruya sevisme yerine vuslat
kararlastrlmst. Yalnz, Ali Bey iin, halli muskul bir mesele
kalyordu: Annesine ne yalan uyduracakt? Geceyi dsarda geirmek iin
mutlaka mkul bir bahane bulup zavall kadncagz buna inandrmak lzmd.
Tatil dolaysiyle kalemde geciktiginden bahsetmeye imkn yoktu. Bu basit
yalana degil annesi, hmbl ahretlik bile inanmazd. Aklna daha birok
yalanlar geliyordu. Bu sevdaya tutuldugu gunden beri yalan sylemek ve
yalan dinlemek zorunda kala kala bu meslekte hayli ihtisas sahibi olmustu.
Acemice uydurulmus bir yalana kimsenin inanmayacagn tecrubeleriyle
bildigi iin yle gelisi guzel bir yalan syliye-mezdi... Dusune dusune
nihayet annesinin kolaylkla inanabilecegi bir yalan buldu: Dairedeki
islerinin ok sksk oldugundan ve birlikte alsmak uzere geceyi daire
mirinin yalsnda geirmek lzm geldiginden
79
bahsederek annesinden musaade istedi. Biricik evlad Ali'iginin resmi
islerine ok nem veren saf kadncagz bu yalana hemen inanvermisti.
Saat on bir sulannda evden kt. Sevgilisine kavusmak iin daha iki buuk
saatlik bir zaman vard. Bogazii vapurlarndan birine atlyarak
Kuzguncuk'a kt. Sahildeki gazinoya dogru yurumeye baslad. Garip bir
tesaduf eseri olarak Atf Beyle Mesut Efendi de o srada ayn gazinoda
bulunuyorlard. Atf Bey, Ali Beyi uzaktan grunce sasrd. Arkadasnn
oralara hi geldigi yoktu. Kendisini karslamak ve bu gelisin sebebini
sormak iin hazrlanrken days engel oldu:
Mutlaka Mehpeyker'e gitmek iin buralarda dolasyor... Ben sana daima
sylemez miydim? Ask, yle kolay geistirilen bir hastalk degildir... ste
bak dedigim nasl kt... imdi onun basnda kavak yelleri esiyor...,
Kendisine bir sey sylemeye gelmez... Sonra icabna bakanz... Haydi biz
simdi buralardan savusalm. .. dedi.
Mesut Efendinin bu makul teklifi uzerine ikisi de, Ali Bey gelmeden, bir
tarafa savustular.
Ali Bey, gazinonun deniz tarafndaki tenha bir ksesini gzune kestirerek
oradaki bos masalardan birine oturdu. Sevgilisiyle geirecegi bu mesut
gecenin heyecanlan iinde, kh denizin ufak ufak dalgalarna bakyor;
sevgilisinin guzel gzlerinde sevin yaslan grmus gibi, ii ferahlyor,
kh Bogazii'nden akp gelmekte olan gemilerin, etrafa yaylan hafif
karanlk iinde hayal meyal yelkenlerini gruyor; saadetinin ilk muj-
decDerini grmus gibi seviniyordu. Bu bekleyis dakikalar, Bogazii'nin
durgun sular gibi, agr agr geti. Vakit gelmisti. Gazinonun nunde duran
bir piyadeye25 atlad. Cumad-el-ul'nn26 on yedisiydi. Tam o srada ay da
olanca sasaasiyle ufukta grunmus, ortalg gun-
80
duz gibi aydnlatmst; bir gumus tepsi gibi ufukta yavas yavas yukseliyor;
biraz daha dikkatli baklnca, dagnk salarnn glgesi yuzune vurmus,
ok guzel bir kz hatrlatyordu. Deniz yuzeyine vuran ay sg ise, o
kuuk kuuk dalgalar uzerinde rpndkta, nurdan yaratlms bir
guzelligin, ask tesiriyle heyecanlanan saf bir kalbe aksetmis hayalini
andryordu. Daglardaki imenler uzerinde ve sk agalarn koyu yesil
yapraklar arasnda aydnlk o kadar hafif grunuyordu ki, bitkiler guya
uzerlerine yglan nurun birogunu yutarak besleniyor, birazn da tesekkur
pay olarak gzlerimizin zevkine sunuyordu.
Ali Bey, adeta mum alevine tutulmus bir pervane gibi, ask atesleri iinde,
biraz sonra iskeleye yanast.
Butun bir geceyi iinde geirecegi ask ve saadet yuvas guya kendisini
karslamaya hazrlanyormus gibi, iste karssnda duruyordu. Mehpeyker'in
tarifine gre, yalnn bahe kapsna varmak iin, hi bilmedigi baz
sokaklardan gemek gerekiyordu. Ay sgnn da yardmyla hepsini kolayca
buldu ve geti. En son sokagn nihayetindeki kse basn dnunce ilk gelen
bahe kapsnn aralk oldugunu grdu. Kapya yaklast, aralktan ieri
bakt. Sevgilisi, srtn agaca dayams, duruyor; gz kamastrc
guzelligiyle tpk bir melek portresini hatrlatyordu. Yuzu kapdan tarafa
olmadg iin, Ali Bey, ancak profilini grebiliyordu. Zavallnn heyecan
son haddine varmst. Vucudunun her zerresi ayr ayr titriyor, damarlarn
yakan seyyal bir alevin tesiriyle yuzu renkten renge giriyordu.
Yabanc gzlerin tecessusunden ekinerek sokagn her tarafn dikkatle
gzden geirdi. Grunurde kimsecikler olmadgna iyice kanaat getirdi ve
kapnn aralgndan suratle ieri atld.
Mehpeyker, guya geldigini grmemis de birden kac-
81/6
ssma kverince yuregi oynams gibi, bin bir naz ve isve iinde kosarak
Ali Beyin kollar arasna atld; basn omuzuna koydu. Uzun ve daglms
salar delikanlnn boynuna ve ggsune yaylmst. Yine o, gnul ekici
manl bakslariyle t gzlerinin iine bakarak, imdat ister gibi, elini
hafif hafif skt. Sonra birden kendini toplayarak ne dustu. ki taraf
sk agalkl bir yoldan ve titiz bir zevkle tertiplenmis iekliklerin
arasndan dolastrarak misafirini kuuk kske gturdu.
Gen, guzel ve shhatli bir kadn teninin rengi gibi gayet pembeye boyanms
olan bu ksku rf'ler27, ev-ket'ler28 grseydi, sahile yaslanms bir
deniz melikesine ve nundeki krfezin sularn da, kenarlar beline sarl--
ms, ortas hafif oldugu iin suyun yuzune yaylms bir ipek pestemala
benzetebilirdi. Esmekte olan hafif ve tatl ruzgrn tesiriyle, kskun
eteginde hsl olan ufak ufak su kabarcklar da o pestemaln etrafna
islenmis inciler, mucevherler gibi prl prl parldyordu.
Binann ortasna raslayan buyuk pencere, nurlu bir kadn ggsune, bunun iki
yannda dsarya knt teskil eden iki kuuk pencere de iki tomurcuk
memeye benzetilse, hayal biraz Acemvar olmakla beraber pek asn mubalgal
saylmazd. Hele kskun kucaklya-cakms gibi uzerine sarlan
salkmsgut ile yapraklarnn arasndan suzulmekte olan mehtabn nurlar
iin de hasret yuku altnda beli bukulmus bir sevdaldr ki, ayaga
kalkarak sevgilisinin guzel yuzunu ve perisan salarn yabanc gzlerden
saklamaga alsyor; mehtap ise vuslat gecesinde sevgilisinin perisan
salarn elmastan bir tarakla taryor denilse hi de yersiz olmazd.
Oda takm, beyaz zemin uzerine pembe iekler islemeli canfesten
yaplmst. Yerdeki kymetli hal da oda takmyle ayn renkteydi. Yalnz,
pembe iekler ye-
82
rine az daha koyu pembe renkte birtakm dallar islenmisti. Odann
duvarlarn kaplayan kgtlarn ise, bilakis zemini pembe, iekleri
yaldzla karsk beyazd. Tavan, aldan gayet sanatkrane yaplms gul
demetle-riyle ve papaganlarla susluydu.
Kara tarafndaki duvarn ortasna, yani biraz nce tarif edilen pencerenin
karssna raslayan kapdan girilince saga isabet eden duvar penceresizdi.
Bu duvarn bahe tarafndaki ksesinde, ince beyaz tulle rtulu zarif bir
karyola gze arpyordu. Karyola ile pencerenin arasnda birka sandalye,
buyuk pencerenin nunde endam aynas ve ifte fanuslu alar saatiyle guzel
bir vazo bulunuyordu. Sola dusen ve baheye bakan iki penceresi bulunan
duvarn deniz tarafndaki ksesine bir kanape ile birka sandalye, kap
tarafndaki ksesine aynal bir gardrop yerlestirilmisti. Kapnn iki
yannda da, bahe kapsna bakan iki pencere grunuyordu.
Pencerenin beyaz burumcek perdeleri ortalarndan birbirine tutturulmus, alt
ksmlar yanlara dogru toplanarak ak braklmst, nunde endam aynas
bulunan pencereden hem bahe, hem de deniz grunuyordu.
Kanapenin nunde mukellef bir iki masas hazrlanms, masa uzerine ayrca,
beyaz gulleri henuz ams, bir gul dal konulmustu.
Odaya girer girmez, Mehpeyker hemen gardroba kostu, iinden bir canfes
boha kard. Yanndaki iskemlenin uzerinde bohay at. Ali Beyi baska
bir iskemleye oturtarak kendi eliyle soydu. Bohadan kardg sincabi
hredan bir gecelikle uzeri ayn kumasla kaplanms bir kurku yine kendi
eliyle giydirdi. Ayak-kaplarm kard.
Elimin emegidir. Size lyk degilse de lutfen musaade buyurunuz!
Ayagnzn tozuna yuz sursunler...
83
diyerek uzerleri yun ipliginden islemeli bir ift terligi nune koydu.
Ali Bey terlikleri giydi, geceligin kendi parasndan yaplms kusagn
beline baglad. O srada Mehpeyker, sag elini yar koltuguna giriyor, yar
kucaklyor gibi, sevgilisinin sol tarafna atarak beyefendiyi odann bur
tarafna gturdu, iki masasnn basna oturttu.
Kendisi daha nceden soyunarak arkasna beyaz bir gecelik giymis, salarn
omuzlarndan beline kadar dagtmst. Bu defa da perisan guzelligini
sevgilisine iyice gstermek iin, scaktan sikayet eder gibi, belindeki
kusag kard, ggsundeki dugmeleri zdu. Deniz tarafndaki pencerenin
perdesini indirdi. Sonra geldi, Ali Beyin yanma oturdu, sol kolunu boynuna
att, basn omuzuna dayad...
Birka dakika sundan bundan konustular. Mehpey-ker'in gerek szleriyle,
gerekse hareketleriyle, adeta teklife yakn imalar uzerine iki sk
birbirine sarldlar; uzun uzun pusmeye basladlar...
Dudaklarmz, hi suphe yok ki en hassas organ-larmzdr. Buraya raslyan
sinirler de ayn derecede hassas olduklar iin, vuslatn tad evvela
dudaklardan baslar...
Ali Bey bu sehvetli pusmelerin lezzetini hayatnda ilk defa tadyor;
kollarn sevgilisinin belinden, dudaklarn yuzunden, ggsunu ggsunden
bir turlu ayrmak istemiyordu... Belki yarm saatten fazla o vaziyette
kaldlar... Bu islerin mutehasss olan kadn, nihayet dudaklarn
sevgilisinin dudaklarna brakt... Vuslat kadar tatl, guzellerin naz
kadar uzun puslerle zavally bayltmak derecesine getirdikten sonra suh
bir sraysla Ali Beyin kollarndan syrlarak iki masasnn basna
geti. stune su koymaya luzum grmeksi-zin silme rak doldurdugu kadehi
eline ald; agzna dog-
84
ru gturerek Siz de buyurmaz msnz? der gibi is-tifhamkr bir baksla
sevgilisinin yuzune bakt. Ali Bey, o ana kadar birok iki meclislerinde
bulunmus, fakat agzna bir damlasn bile koymamst. Kadnn bu imal
teklifine ne evet diyebiliyordu, ne de hayr... Mehpeyker, Ali Beyin
tereddudunu grunce:
Beyefendicigim, siz imezsiniz degil mi? Yine de alsmaynz! Bahusus
alsmanza ben sebep olmyaym... Musaade buyurursanz ben kendi kendime...
Yoook... O da olmaz... Alsk olmyanlra kokusu pek fena gelir... Sonra
belki benden tiksinirsiniz... dedi. Kesik kesik konusuyordu.
Mehpeykertn, iffetsizligiyle beraber, ustelik bir de iki kullanmas Ali
Beyin hayliden hayli canm skmst. Fakat terbiye ve nezaket icab hi
belli etmiye-rek sakin bir sesle cevap verdi:
Geri simdiye kadar hi imedim; fakat birok iki meclislerinde
bulundum... Kokusundan asla rahatsz olmam... Beni severseniz zevkinizi
bozmayn! in! imezseniz asl o zaman gucenirim...
Ali Beyin muvafakati ve hatta srar uzerine Mehpeyker ilk kadehi
yuvarlad. Kadehler birbirini takip ettike yuzu dalga dalga kzaryor,
dili pelteklesiyor, guzel gzlerine hafif bir mahmurluk kuyordu. tike
daha suh bir kadn oluyor; nukteli szler syluyor; sakalasyor;
delikanlya sarlarak yuzunu, gzlerini ve dudaklarn buselere gark
ediyor; arada bir beyitler de okuyordu:
bade, guzel sev, var ise akl n suurun; Dunya var imis, ya M yog imis ne
umurun!..
Kadnn sesi de, yuzu kadar guzeldi. Ara sra, ka-
85
rakterine uygun, hafif, hava sarklarla meclisin nee-
' SS Olsun onun. yetinip de
sam W^nh^u^okunffiasmaan korkmam... Acaba zlnne de dokur : m^
tosanm iyeti ,
_ oK tecru niyetli insanlar, sar-
meydana ^"'^vor Seriyor Kederli insanlar hos olunca sadece ^*1^
nuylu, ktu niyetli SSiince^utun llacalann, orta-r... Hangi siirdir onu
syleyen.
tasdr.
ae -m cn>m-
oldugumuz meydana e*sn,.. -,
Mehpeyker, nazlanyor; guya sevgilisinin ikiye alsmasn istemiyormus
gibi, suret-i haktan grunerek birtakm yapmack tavrlar taknyor;
imemesi iin yal varyordu... Delikanlnn kalbindeki anne sevgisi gibi en
mukaddes bir sevginin, kendi isveleri karssnda sarslp sarslmayacagn
denemek amacyle:
Ya anneniz duyarsa ne der? diye sordu.
Annem nerden duyacak? Yannzda bulunmadgm zamanlar da iecek degilim
ya... Yoksa sizinle kars karsya itikten sonra aylmadan m yannzdan
ayrlacagm?... Siz lutfedin de bir kadeh rak verin!.. Oldu olacak,
eglence ve zevkimizin o tarafn da noksan b-
rakmyalm...
Mehpeyker, zaten bunu bekliyordu.
Madem ki emrediyorsunuz... Kars durmak bendenizin haddine mi? diyerek
guya mecburen veriyormus gibi istemiye istemiye doldurdugu kadehi Ali Beye
kendi eliyle iirdi... Sonra dudaklarn sevgilisinin dudaklarna uzatt...
Yine uzun bir pusme fasl...
st uste itigi birka kadeh rak Ali Beyi costurmaya kafi gelmisti. O
durgun tabiatl gen sanki ortadan kaybolmus, yerine busbutun baska bir Ali
Bey gelmisti... Artk guluyor, syluyor, sakalasyor, surler okuyordu...
ki sevdal saat u buuga kadar istedikleri gibi eglendiler; felekten bir
gece aldlar... Birka lokma yemek yediler... Sonra kol kola baheye
ktlar... Kh yaprak glgeleri arasnda birbiriyle oynasan ifte kumrular
gibi, bin turlu isveler ve skane sakalar agalarn arasnda gezinmeye
basladlar... Arada bir yorulmus gibi durup bir agacn glgesine
sgnyor... yabanc gzlerden uzak ve dunyadan habersiz, birbirlerine
sanlarak
pusuyorlard...
Bu bahe safas yarm saat kadar surdu. Sonra ks-
87
l
86
ke dnduler ve yatak odasna ekilip yattlar... Tatl bir ask ruyasna
daldlar...
Dostum lem seninun olsa ger dusmen bana Gam degil, zira yetersin dost
ancak sen bana.
Sevgilim, senin yuzunden kinat bana dusman olsa da umurumda degil...
unku su fni dunyada yalnz senin dostlugun bana yeter.
Ertesi sabah yorgun argn kalkan Ali Bey, dogruca evine gitti; annesiyle
biraz grustukten sonra dairenin
yolunu tuttu...
Fakat is grmek nerede... Eli kaleme dokunmak bile istemiyordu. Akl fikri
sevgilisindeydi. Birlikte geirdikleri o unutulmaz gecenin heyecanlar
iinde, sevgilisiyle tekrar bulusacaklar geceyi daha simdiden buyuk bir
sabrszlkla bekliyordu...
Dun geceyi dusunmeye baslad. Gerek ksk, gerek bahe ne kadar guzel, ne
kadar zarif, ne kadar gz alcyd. Butun bunlar tertipleyen hi suphesiz
Mehpey-ker'di. Her guzelin bir kusuru oldugu gibi, o da geri biraz hafif
mesrep bir kadnd; fakat bununla beraber birok da meziyetleri vard. En
duygusuz erkekleri bile bir anda buyuleyecek derecede guzeldi, hos-
sohbetti, zevk sahibiydi, musikiye vkft, hassast, az ok siirden de
anlyordu. Bu kadar meziyetler, baska bir insanda imkn yok
toplanamazd...
Gunler gunleri, geceler geceleri takip ediyor; Ali Beyin sevgilisiyle
bulusacag gun bir turlu gelmek bilmiyordu...
Sabrszlkla bekledigi gun nihayet gelmisti. afakla beraber yatagndan
frlad; kendini sokaga dar att; dogru amlca yolunu tuttu...
Mehpeyker'in gelmesine
88
daha bir hayli zaman vard. Vakit doldurmak iin yolda bir iki kahveye
ugrayarak kahve iti, biraz oturdu...
amlca'ya vardg zaman saat henuz on ikiye gelmemisti. Vaktin nasl
geecegini dusunurken bir de ne grsun, Mehpeyker daha nce gelmis,
kendisini beklemiyor mu?..
Kzn bu hatr oksayc davrans, kendisinin ona duskunlugunden ziyade,
onun kendisine ola nduskunlu-gunu gsterdigi iin Ali Beyi ok mutehassis
etmisti.
nsan kalbinin garip bir zelligi de, sevilmeyi, sevmekten daha ustun
tutmasdr. Sevilmekten dogan bu sevincin heyecanndan Ali Bey'in dili
zulmustu. Bu ayrlga daha fazla dayanamayacagn syledi; Allah'n
krnda byle korkular iinde gizlenerek vakit geirmektense beraberce
hemen sevgilisinin kskune gidip o unutulmaz geceyi tekrar yasamalarn
srarla teklife kalkst.
Mehpeyker'in en buyuk galibiyet silah, tedbirde asla kusur etmemesiydi. En
duskun oldugu sehvet arzularn bile hayrseverlik perdesi altnda
gizlemesini ve suslemesini ok iyi bilirdi. Ali Bey'in teklifi geri
karlacak bir frsat degildi. Fakat yine de o, hayrseverlik kisvesine
burunerek ve suret-i haktan grunerek sahteligi anlaslamyacak kadar
artiste bir telas gsterdi:
Bu geceyi de yine benim yanmda geirecek olursanz anneniz uzulmez mi?
Dairedeki isleriniz bu yuzden aksamaz m? dedi. Ve daha birok mahzurlar
sayd dktu.
stegine yakn bir sonuca varmaktan korktugu iin, sze baslarken biraz
soguk konusmustu. Fakat nazlanmas, Ali Beyin istiyakn bir kat daha
siddetlendirdigini, muhatabnn yuzundeki degisiklikten anlaynca
istiyakn iyice alevlendirdigine kanaat getirdikten son-*a, guya mecbur
kalms gibi, raz oldu. Fakat yine de
89
iyi niyetini (!) ispat etmek iin, Ali Beyin annesinden izin almasn sart
kostu.
Bulusmalar birbirini takip ediyordu... Ali Bey, bu hayata kendini artk
iyice kaptrmst. Butun mrunu sevgilisinin yannda geirmek istiyor;
onsuz geen gunleri kendisine kabir azab gibi geliyordu. Kadnn yapmack
tereddutlerine, uydurma yalvarslarna srarla kars koyarak bulusma
gecelerini sklastnyordu. nceleri u drt gecede bir bulusurlarken bu
defa gun asn bulusmaya basladlar...
Dairedeki hayal mesguliyetlerine ilave olarak uydurdugu yalanlar da evde
artk tesirsiz kalmaya baslamst.
Mehpeyker, sevgilisinin dairedeki islerini guya kendi emellerinden ustun
tutuyormus gibi bir tavr taknarak Ali Bey'in gunduzleri vazifesine
gitmeye zorluyor ve muvaffak da oluyordu. Bu sayede Ali Bey gunduzleri
isinden kalmadg gibi, Atf Bey ve diger arkadaslar isin farknda
degildiler. Yalnz annesi, biricik evldn byle daima evden uzaklasmak
ister grduke Ali' igini butun butun kaybetmis gibi ii kan aglyordu.
Zavall kadncagz dusunuyordu: Oglunun karakteri ve terbiyesi, byle bir
yola dusmesine asla musait olmadg halde son gunlerdeki bu tutumu neydi?
Oglunun, dunyay ve hatta evvelce dunyadan daha kymetli bildigi annesini
gzu grmiyecek kadar ikiye ve sefahate dustugunu zavall kadncagz
aklna bile getirmiyordu.
Dunyada hangi anne vardr ki, evladnn iki ve sefahat gibi, her felakete
yol aabilecek iki korkun tutkuya kapldgn sezip de buna ugursuzluk
gzuyle bakmasn? Ali Bey'in halindeki degisiklik ise artk en kr
gzlerden bile saklanamayacak derecede belliydi... Zavall kadncagz
gunlerce zihnini yordu; evladndaki bu
90
degisikligin sebebini dusundu; fakat bir turlu bulamad... ocuguna yle
fena seyler yormak istemiyordu. Nihayet Ali'ciginin en yakn arkadas Atf
Bey'den sormaya karar verdi. Fakat bu da zannedildigi kadar kolay bir sey
degildi. unku, iki gen ok samim arkadas olduklar, daima birbirlerine
gidip geldikleri halde ailece grusmuyorlard. Atf Bey'lerin nerede
oturduklarn dahi bilmiyordu. ocugunun kulagna gider de uzulur diye
usaklardan sormaya da cesaret edememisti. Bu aresizlik iinde, guvendigi
iki u cariye ile konusurken bir tanesi:
. Bendenizin isi iin sokaga ktgm sralarda beyin birka defa bir
yalya girdigini grmustum. Hatta bir defasnda Ayvaz da yanmdayd. Kimin
yalsi oldugunu sordum. Atf Bey'e ait oldugunu, daysyle beraber yeni
tuttuklarn syledi. Emrederseniz yaly bula-"bilirim... deyince
kadncagz sevincinden deta deliye .dndu, cariyeye sarlp yuzunu gzunu
pmeye baslad. Kendisini buyuk bir endiseden kurtaran ve son derece
sevindiren bu esir kzcagz derhal azat ederek mukafatlandrd. Sonra
arabasn acele hazrlamalarn emretti. Hurriyetine kavusturdugu cariyeyi
de yanna alarak arabaya atladlar; dogruca Atf Bey'in yalsna gittiler.
Fatma Hanm, bu yalda hi kimseyi tanmyordu. Fakat Ali Bey'in annesi
oldugunu syleyince, krk yllk ahbap gibi, sevgi ve sayg ile karsland.
Hal, hatr sorma, kahve ime f asllarnn bitmesini bile bekleyeme-<li;
ok nemli bir mesele hakknda Atf Bey'le grusmek istedigini syledi.
Hanmefendiyi baska bir odaya aldlar; Atf Bey'i de oraya agrarak
ikisini yalnz b--raktlar.
Kadncagz kapal yetismis, byle ilk defa tanstg bir erkekle evlad
yerinde dahi olsa, serbest konusmaya
91
alsmamst. Sze nereden ve nasl baslayacagn bilemiyordu. Bereket
versin, meramn kolayca anlatabilmek meziyetine sahipti. Bundan baska,
analk sefkatinin elemli heyecan da konusmasna garip bir sekilde tesir
ediyor; muhatabnn alka ve dikkatini artryordu. Heyecan biraz yatsr
yatsmaz sze baslad:
Beyefendi oglum; madem ki oglumun, kardesten daha yakn bir
arkadassnz. Bugune bugune benim de ikinci bir oglum saylrsnz...
Tarif edilemeyecek kadar muthis bir uzuntu iindeyim... Beni bu uzuntuden
ancak siz kurtarabilirsiniz... ki ocugundan birisi iin tekinden yardm
isteyen elemli bir anneye elinizden gelen iyilik ve yardm
esirgemeyeceginize inanarak kalkp buralara kadar geldim... Soracagm
seylere dosdogru ve merte cevap vereceginize de eminim... Biricik evladm
Ali'cigime bir muddetten beri garip bir hal oldu. Frsat bulduka evden
uzaklasmakta adeta srar ediyor... Hatta bu frsat ok defa kendisi icat
ediyor... Birok geceler eve dahi gelmiyor... Ben buna hibir mn
veremiyor ve sebebini de bulup karamyorum... ok perisan bir haldeyim...
Oglumun en yakn arkadas oldugunuz iin, bu konuda belki birseyler
biliyorsunuzdur... Lutfen bana da syleyin... Size yalvarrm, kederli bir
anneyi bu muthis straptan kurtarn!..
Atf Bey, biraz dusunse kendisinden sorulan seyin sebebini gayet kolaylkla
bulabilirdi. Fakat arkadasnn dairedeki durumunda dikkati ekecek hibir
gayritabi-lik yoktu. Evindeki degisik hallerinin zerresini bile dairede
belli etmiyordu. Mehpeyker'in ise mahut pazar gununden beri ad bile
gemedigi iin Atf Bey, meselenin o ynunu birden hatnna getiremedi. ok
iyi tandg arkadasn, gnul meselesinden baska hibir sebep, annesinin
anlattg duruma dusuremezdi... Binaenaleyh hanmefendinin anlattg
seylere sasrms kalmst...
92
Valide hanm, bu hususta vallahi hibir malmatm yok... diye cevap
verdi.
Bu cevap, Fatma Hanm tatmin etmemisti... Biraz da sitemli bir eda ile
adeta yalvarr gibi devam etti:
Ktiplerin sr saklamas det ise de o deti, evlad iin sizden medet
uman zavall bir anneye de tatbik etmek asr insafszlk olmaz m?
Kadncagzn bu ackl hali Atf Beyi de ok muteessir etmisti. Dogru
syledigine dair ust uste birka defa yemin etmekten baska are bulamad...
O srada Kuzguncuk olayn hayal meyal hatrlad. Fakat Meh-peyker meselesi
kendisine emanet edilmis bir srd. Bundan baska, hanmefendinin sikayet
ettigi durum uzerinde bu meselenin rolu olduguna dair ortada muspet bir
delil de yoktu. Sadece kuru bir suphe uzerine, zaten binbir turlu elem ve
strap iinde kvranmakta olan bir anneye, bu derece dehsetli bir haberi
vermeye de dili varmad... Bu meseleyi bir defa da daysiyle grusmek
uzere, hanmefendiden musaade alarak Mesut Efendinin yanna kostu...
Meseleyi anlatt...
Mesut Efendi, maceray isitir isitmez kendini tutamad:
yle vakitli vakitsiz Kuzguncuk'larda dolasmasnn sebebini anladn m?
Bak, hnzr kar, ocugu annesinden bile ayracak derecelerde esareti
altna alms... Yuru, beni hanmefendinin yanna gtur!... dedi.
Beraberce Fatma Hanmn bulundugu odaya gittiler. Atf Bey, daysn
Hanmefendiye takdim etti. Mesut Efendi, hemen sze baslad:
Bize her seyden nce lzm olan, burada verecegimiz kararlarn degil,
hatta grusuldugunun bile Ali Beyefendinin kulagna gitmemesidir. Bunu
bilhassa istirham ederim, dedi.
Hanmefendi:
93
Ben de gerek zt linizden, gerekse beyefendi oglumuzdan ayn seyi rica
edecektim... cevabn verdi.
Beyefendi siddetli bir sevdaya tutulmus... Basnda kavakyelleri esiyor...
Gnlunu kaptrdg mel'un kan, huzurunuzda ad sylenemeyecek kadar
asaglk bir mahlk... Oglan kskvrak penesine alms... Kar, melekleri
bile bastan karacak derecede fettan... Duzenbazlgna kolay kolay kars
durulabilir belalardan degil ki, ocukcagz, onun penesindeyken sizi
dusunebilsin... Mamafih telas buyurmaynz... nsallah bu hali ok
surmez... Bendenizin ciz fikrime gre simdi iki tedbirde kusur etmememiz
gerekir: Birincisi, beyefendinin bu halini hi blmemezlikten gelmek...
unku oglunuzun tabiatnda baz zellikler var... Bunlan tecrubemle
biliyorum. Herhangi bir munasebetsizlige baslaynca, hareketi gizli
kaldg muddete biraz ihtiyatl davranyor; o hareketi meydana kt m
Oldu olacak deyip butun butun saptyor.... Hele bir sey iin uzerine
var-inak, daha beter aksilesmesine sebep oluyor... kinci tedbire gelince:
g^
yenmek iin melekten yardm istenildigi giblrmuf sit bir guzelligin
etkileri de ancak saf ve masum bir guzelligin muspet tesirleriyle
giderilebilir, yle sanyorum ki, bu ask belas oglunuzun basna ilk defa
geliyor... Gnul verdigi kadndan daha guzel birisine istedigi gibi sahip
olabilecegini grunce, umit ederim ki onu brakp bu tarafa dnuverir.
Derhal dnmese bile, simdi duskun oldugu hava lezzetlerden erge
usanacaktr... Evin iinde guzel bir cariye, etrafnda frl fini dnerken
zevkini baska yerlerde aramaya luzum grmeyecektir... dedi ve Mehpeyker
hakknda daha birok bilgi verdi.
Fatma Hanm, bu beklenmedik belay, bu ac hakikati grenince kederinden
baylacak derecelere geldi.
94
Bereket versin Mesut Efendinin inandrc ve umit verici konusmasiyle
yuregine biraz su serpildi. Bilhassa eve guzel bir cariye almak hususundaki
tavsiyesi, kendi dusunce ve duygularna da uygundu. Bu teselli ile ii
olduka rahatlams bir halde eve dndu. Gz nunde duran bir felketi
defetmek iin are aramaya ugrasmak, ne kadar zahmetli olsa da suphe ve
tereddut iinde bocalamaktan elbette daha ehvendir.
imdi hanmefendi iin yalnz bir guluk kalyordu: Oglunun hosuna gidecek
derecede guzel bir cariye bulup almak... Fakat guzellik mefhumu herkese
gre degisen bir sey oldugu iin, alacag kz acaba nasl bir kz
olmalyd? airin dedigi gibi:
Kumral m, ela gzlu mu, esmer mi, beyaz m?
ste bunu bir turlu tayin edemiyordu. Nihayet yalya gelip giden kz
ocuklarna baka baka bunlardan bir hulsa kard. Yanlmaz bir anne
dikkatiyle, iki u gun sabahtan aksama kadar ev ev dolastktan sonra paraca
ok buyuk fedakrlkta bulunarak Dilsb adl, arzusuna uygun ve
tasavvurundan daha guzel bir kz tedarik etti.
Dilsb'un salar srma gibi parlak sar; aln, vic-
tatl mayi gzleri en duygusuz
iraz kumral ; kalplerdeBIe^sevda
derecede m^hjmrduL ehresT^skan^bir
tenasubundek guze-
bir gunjalms bl
benziyordu. Parlak, pembe ve~Tnc"~tttrttattanH^birine sarlms iki gul
yapragn andryor; aralarndan inci disleri ig damlacklan gibi
grunuyordu. enesi, he-
95
-i-
O
nuz yapraklan daglmams bir beyaz katmer gul sanlrd. Hele gerdan,
seffaflgndan dolay, damarlarnn dsa akseden ltif rengiyle, tasvir
edilemeyecek kadar guzeldi. Boyu, bir kadna yaksacak kadar uzun ve her
erkegi meftun eyliyecek derecede narindi. Beli, on, on iki yaslarnda bir
ocugun kollariyle tamamen sarabilecegi kadar inceydi. Son derece mutenasip
bir vucudu vard. Ggsuyle omuzlarnn birlestigi yerde bile kemik eseri
grunmez; nazik parmaklarnn her bogumuna buyucek birer ince tanesi pekl
sgabilirdi...
Zavall anne, biricik evlad ciger-presi iin, bin gulukle elde ettigi bu
dunya guzelinin Ali'si uzerinde yapacag tesiri sabrszlkla
bekliyedursun...
Ali Bey, yaradlsnda mevcut olan ihtiras derecesindeki siddetli duskunluk
yuzunden Mehpeyker'le bulusmalarnda her turlu hududu igneyerek artk
gunduzleri de orada geirmeye baslams ve son gidisinde kendini tamamen
ikiye ve eglenceye vererek sefahat sedirine yan gelmis, bir hafta sokaga
bile kmamst... Nihayet Mehpeyker, yine o yapmack iyilikseverligini ele
alarak kendisine yalvarmaya baslams; saatlerce yalanc gzyas dkerek
binbir srarla Ali Beyi evine gitmeye raz etmisti. Hatta u gun dairesinde
ve u gece annesinin yannda kaldktan sonra gelecegine dair kendisinden
sz de ald.
Bir haftalk iki, sehvet ve sefahat leminin madd ve mnevi yorgunluklar
iinde sinirleri son derece gergin olarak yalya dnen Ali Bey, harem
kapsndan girer girmez bahenin kenarnda Dilsb'a rastlad. O gune kadar
evde hi grmedigi bu kz misafir sanarak geldigi tarafa dnmek istedi.
Fakat teki cariyeler onun da ev halkndan oldugunu syleyince yoluna devam
etti. Baheyi geinceye kadar Dilsb'un endamn yukardan asag suzmekten
kendini alamams ve gnlunde
96
Mehpeyker olmasa hemen bir gruste meftun olacak derecede begenmisti. Lakin
daha merdiveni kmadan nce, Mehpeyker'in guzelligini, bilhassa o vuslat
gecelerinin doyulmaz ve unutulmaz lezzetlerini hatrlad; Dilsb'a kars
gnlunde beliren hafif meyil, siddetli bir frtna nunde yaklmak istenen
mum gibi birden snuverdi. Hatta, biraz nce dnup biare kzn yuzune
baksn bile sevgilisine kars buyuk bir vefaszlk sayd ve nefsini
sulandrd.
Annesinin yanna girdigi srada ise isitecegi sitemlere zihninde cevap
hazrlamakla mesguldu. Fakat hayret!. Annesi guya hibir sey yokmus ve
oglunun halinde hibir degisiklik olmams gibi, kendisini kuukten-beri
alstg sefkatli pusleriyle ve anne kucaklays ile gayet normal
karslaynca Ali Beyin ii biraz ferahlad:
Kadncagz, bu gz yumma ile de yetinmeyerek, oglunun yuzunde apak okunan
uzuntuleri busbutun gidermek iin:
Ali'cigim, dedi. Dairendeki islerine byle drt elle sarldka busen ne
kadar memnun oluyorum. Bu alskanlgn insallah yukselmene sebep olur.
Fakat mirleriniz biraz insaf etseler de hep byle istidatl ve gayretli
memurlarna, hi degilse iki gunde bir annelerini grmek iin izin verseler
ne olurdu?..
Annesinin en kuuk bir sitemde bulunmamas ve guya hibir seyden haberi
yokmus gibi byle sakin konusmas, Ali Beyin gnlundeki elem, yakc
ilalarla kapanmaya yuz tutan yaralar gibi, ac bir teselli ile suknet
bulmaya baslad.
Ana, ogul aksamn bu birka saatim havadan sudan konusmalarla geirdiler;
yemekten sonra biraz da bahede eglendiler. Beraber bulunduklar muddete
Di-lsb da yanlarndan hi ayrlmyor; hizmete hazr vaziyette duruyordu.
Delikanl bir yandan annesiyle ko-
97/7
nusuyor; bir yandan bu guzel kz dikkatli bakslarla suzuyordu. Fakat
bakslar, ustad elinden kms bir kadn portresini temasadan ileri
geemiyordu; Mehpeyker' in nazenin hayaline esir olan kalbinde, guzel bir
seyi takdirden baska his uyandrmyordu.
Mamafih annesi, delikanlnn kalbinden geenleri sezebilecek durumda
olmadg ve esasen butun dikkatini Dilsb'un oglu uzerinde yapacag tesire
kaptrdg iin maksadn daha simdiden gereklesmis sayarak seviniyordu.
Ali Bey ise bir haftalk yorgunlugunu giderebilmek iin mumkun mertebe
erken yatmaktan baska bir sey dusunmuyor, bir an nce yatagna uzanmak iin
deta frsat gzetliyordu... Saat iki buuga gelince annesi vucudunda bir
krklk bahane ederek ve oglunun da dinlenmeye ihtiyac oldugunu
syleyerek odasna ekildi. Ali Beyi soyup yatrmaya da Dilsb'u memur
etti. Delikanl hizmet etmek iin kendisiyle birlikte yatak odasna gelen
gen kza, guya vucudu bile yokmus gibi, bir kere bile dnup bakmad; kendi
kendine soyunup yatagna girdi; ugradg soguk muameleden donup kalan
biare kz da kapy iyi ek! emriyle odadan uzaklastrld... Birka
dakika geer gemez deliksiz bir uy*
kuya dald...
Hanmefendinin bir muddetten beri ektigi straplar ve geirdigi
fenalklar yuzunden sinirleri ok bozulmustu. Bunlara ilveten bir haftadr
hasretini ektigi ogluna kavusmann sevin ve heyecan da kendisini
busbutun sarsms ve odasna ekildigi vakit biare kadn deta
rahatszlanmst. Bu durum karssnda, oglunun Dilsb'a kars takndg
donuk tavn kendisine sylemeye cesaret edemediler. Halbuki kadncagz bu
ise olmus bitmis nazaryla baktg iin neticesini sormaya bile luzum
grmemisti...
Zaval kadn, gece hayliden hayli siddetli bir n-
98
bet geirmis, ge vakitlere kadar gzune bir damla uy-ku girmemisti. Gece
yarsndan sonra biraz dalar gibi
oldu.
Sabahleyin uyandg vakit kalbi buyuk bir heyecan iinde, sinirleri agr
bir strap yuku altndayd. Daha kahvesini imeden Dilsb'un gece oglu
tarafndan nasl karslandgn sordu. Cariyelerin kimisi hk-mk etti;
kimisi tereddutlu konustu. Butun umitlerinin suya dustugunu anlaynca
kadncagzn sanki basndan asag kaynar sular dkuldu. Damarlarnda kan
yerine guya ates dolasyormus gibi butun vucudu alev alev yanyor kalbinin
siddetli arpnts deta nefesini tkyordu. Sanki butun sinirleri birden
bosanms gibi, vucudu zangr zangr titriyordu...
nsana en kuvvetli azimler, en buyuk bela ve felaket zamanlarnda gelir.
Hanmefendi de bu siddetli azaplar iindeyken zihninde, Dilsp'u ogluna
srarla teklif etmeyi kesin olarak kararlastrd... Gnul bir seye
azmedince vucudun strab abuk diner. Olanca metanetini ele alarak
suratle kendini toplad.
Aradan yarm saat kadar bir zaman gemis; Ali Bey de uyanarak sabah
kahvesini imek iin annesinin odasna gelmisti. Dilsb kahveleri getirip
nlerine koydu ve hanmefendinin bir gz isareti uzerine odadan kt.
Ana, ogul yalnz kalnca aralarnda syle bir konusma oldu:
ki gzum, Ali'cigim! Yeni aldgm cariyeyi begendin mi?
Guzel!
Sadece guzel degil oglum... Terbiyesi guzelliginden de ustun... Az ok
okuyup yazmas var... Sesi ok guzel... yi piyano alyor... gne
islerinin hepsinde Avrupa kzlar kadar marifetli... Hele tabiat, melek
gibi... Ne bileyim, daha birok ustun meziyetleri var...
99
ste pekl, annecigim!.. Ben evde bulunmadgm zamanlar sizi tatl
tatl eglendirir...
Bana gelecegin vakitleri beklemekten baska eglence mi olur? Onu ben
senin iin aldm...
Ben cariyeyi ne yapacagm?
unun syledigi lakrdya bak! Cariye ne yaplr, ayol?... Allaha
emanet, yasn yirmi ikiye basyor... Ev bark sahibi olacak zamann geldi...
Hatta geiyor bile... imdi sana yuksek bir aileden kz bulsam nikhtan
nce yuzunu gremiyeceksin... Nikhtan sonra sayet hoslanmazsan mrunun
sonuna kadar azap iinde kalacaksn... Bu, bir... Evin iinde iki hanm
olacak... Belki de gelin-kaynana geimsizlikleri baslyacak... Arada yine
sen rahatsz olacaksn... Bu, iki... Ama bu cariyedir; hosuna giderse
koynuna alr, istedigin gibi terbiye edersin...
Bana lzm degil...
Niin?.. Kzdan hoslanmadnsa ne tipte bir guzel istedigini tarif et?
ylesini bulalm...
Hayr, annecigim, ben kza bahane bulmuyorum... Daha guzeli belki
huriler, melekler arasnda da gu bulunur... Fakat luzumu yok... Durup
dururken beni evlendirmeyi nerden aklnza koydunuz ve buna neden bu kadar
merak sardnz?...
O, nasl lakrd? Her anne. evladnn muruvvetini grmek istemez mi?
Benim bir ayagm ukurda... Bugun varsam yarn yogum... u dunyaya
gzlerimi kapamadan bir tanecik evladm cigerparemin yavrular kendi
elimle buyutmeyi arzu etmez miyim? imdi surackta bir iki tane kuuk melek
gezinseler, cvldassalar, yuzlerine baktka insann mru artmaz m?...
Bunlar hi dusunmuyor musun?
Daha yasnz ne ki ihtiyarlktan bahsediyorsunuz? nsallah yine
torunlarnz istediginiz gibi buyu-
100
tunuz... Allah geinden versin... Arzu ettiginizden ziyade saf alarm
surersiniz... Fakat simdi sras degil... Birka sene sonra olmakla
dunyann sonu erismez ya...
Etme, Ali'cigin! Madem ki su kzcagz begenmedin... Kymetli
anneciginin hatr iin olsun odana al da iim biraz rahatlasn...
Acayip bir huy peydan etmissin... Eskiden byle olmayacak islere hatr
filan karstrmazdnz...
Konusma bu sekle dkulunce ve srarlarnn hibir fayda vermedigini grunce
kadncagz daha fazla dayanamad. Aglar gibi hazin bir sesle:
Ya! Bir fahise iin, annenin istedigi seyler munasebetsiz oluyor; hatr
ayaklar altna alnyor, yle mi?... diyecek oldu.
Biare kadn ne bilsin ki, nankr ocuk kendini-ruhu gibi karnnda tasyan,
besiginin basucunda uykusuz geceler geiren, mrunun lezzetleri gibi vefal
kucagnda buyuten sefkatli bir anneyi, gerekten bir fahisenin yalanc
gulumseyislerine feda edecek kadar sehvet duskunuydu... Zavall anne,
havsalasna nasl sgdra-bilsindi ki, bu sefih oglan, yine kendi
haysiyetini korumak ve selmetini saglamak yolunda cann bile fedadan
ekinmeyen koruyucu melegi, ayplarn grmezlikten gelmedigi iin, tahkire
cur'et edecek kadar kustah ve krlas gururuna esirdi...
Nankr evlat, annesinden bu szleri isitince ne-yapsa begenirsiniz?
Hizmetisini azarlar gibi dik bir-sesle cevap verdi:
Kabahat bende ki, taciz edilecegimi bile bile; evimdir diye kalkp
buraya geliyorum...,
Sonra hiddetle yerinden frlad. Kapy hzla ekerek defolup gitti...
or
Zavall anne, sanki oldugu yerde donmus kalmst... ugradg elemli
sasknlk iinde arkasndan hayran hayran etrafa bakmaktan baska bir
harekette bulunamad. Kederimde bugunleri grmek de varms... diye feryat
ederek sedirin ustune ygld kald... Baylmst... Cariyeler
kosustular... Ggsunu, bileklerini, sakaklarn limon kolonyasiyle
ovdular ;kordiyal iirdiler... Kadncagz gulukle biraz kendine
gelebildi...
102
esmimde yine aksin eder husnunu seyran Gayriyete raz m olur gayret-i
ddar
zumdeki guzelligini yine senin aksin seyretmede. Guzelligi grme gayreti
baskasna raz olur mu hi?
Daha nce de anlatldg gibi, Mehpeyker'in yals bastan basa luks esya
ile susluydu. Kadn gayet zengin bir hayat yasyordu. Yalnz su noktay
belirtmemistik ki, Mehpeyker, Ali Beyle ilk grustugu gunden beri skndan
bir tek kurus dahi almamst. Hatta bir ak-Sam Ali Beyin getirdigi birka
okka turfanda meyva iin, tok gzlu grunme gayretiyle, hafif tertip bir
kavga bile karmst. Geri bu davransnn en buyuk sebebi, samimiyetini
ve iyi niyetini bir kere daha gstermek, sevgilisine menfaat hisleriyle
bagl olmadgn bir kere daha ispat etmekti.
Koskoca konagn; assyla, hizmetisiyle, byle bolluk iinde zengin bir
hayat surmesi nasl izah edilebilirdi? Mehpeyker, varlkl bir ailenin kz
olmadg gibi, uzak bir akrabasnn, mirasna da konmus degildi. Bir
zamandan beri kskan sknn deta inhisar altnda bulundugundan, eskisi
gibi guzellik ve isve satarak para kazanmasna da imkn yoktu.
103
Mehpeyker'in butun geliri, bu yola ilk dustugu sralarda tanstg,
Abdullah Efendi adnda zengin bir adamn cmerte yaptg para yardmndan
ibaretti.
Mehpeyker'e son derece tutkun olan bu herif, Su-riyenin belki en ahlksz,
en alak adamlarndan biriydi. Ortak oldugu birka buyuk tuccar, binbir
hile ve duzenbazlkla batrarak ok para kazanms ve bilhassa Msr'la
yaptg ticaret islerinde yanumaz bir maharet ve azalmaz bir gayret
gstererek servetini kat kat arttrms, Suriye'nin sayl zenginleri
arasna girmisti. Yas yetmisi getigi halde kadn, kz pesinde kosmaktan
hl kendini alamyordu. Yuzune baklamayacak derecede suratsz, irkin bir
herifti.
Yuzu iek bozuklugundan delik desik, rengi zenci krmas denilebilecek
derecede koyu esmerdi. Birka defa (Msr gz agrs) denilen hastalga
tutuldugu iin gzleri hem perdeli, hem de ipildi. Gz kapaklarnda kirpik
diye birsey kalmamst. Alt ksm frengiden dkulmus entik, yarm burnu;
fra yuzu grmemis pasl, -uruk disleri, daima ak duran yayvan, salyal
agz; uyuz hayvan tuyu kadar seyrek byk ve sakal, yuzunun letafetini (!)
bir kat daha arttryordu... Karakterinde ahlkszlgn her esidi
mevcuttu...
Bu igren ve asaglk mahlka, en di kadnlar bile, para kuvvetiyle dahi
tahammul edemedikleri iin, musallat oldugu ktu kadnlar altna gark
etmekle beraber, canlarnn istedigi erkekle dusup kalkmada ve her turlu
eglencede serbest brakyor; avu avu verdigi altnlara karslk, yalnz
ara sra bir iki saatlik iltifat-lariyle yetiniyordu. Hulsa, (deyyus)
kelimesiyle daha tasvip edilemiyecek kadar mezhebi genis bir herifti...
Mehpeyker'e olan duskunlugu tutku derecesindey-di. Son u yl iinde
stanbul'a yalnz iki defa gelmis ve kadnn yuzunu ancak drt bes defa
grebilmisti.
104
Byle oldugu halde kendisine her ay muntazaman birka yuz altn veriyor; en
varlkl hanmefendileri bile imrendirecek derecede mukellef bir hayat
yasatyordu.
Mehpeyker'le Ali Beyin beraber geirdikleri hafta iinde o da tesadufen
stanbul'a gelmis ve birka defa haber gndererek kadn evine agrmst.
Fakat Meh-peyker, Ali Beyin kulagna gitmesinden korktugu iin, her
defasnda ya bir bahane uydurarak veya reddederek bu davetlerin hibirine
yanasmams; hatta herifle munasebetini tamamen kesmeyi dahi gze almst.
Fakat Abdullah Efendinin ne sirret, ne bulask, ne belal bir herif
oldugunu bildigi iin, buna pek cesaret edemiyordu. Bu adamdan her turlu
fenalk beklenebilirdi. Bilhassa byle bir muameleye mruz kalnca her
senaati, her edepsizligi gze alacak; elinden gelen her fenalg yapmakta
asla tereddut etmiyecekti. Hatta para kuvvetiyle kiralk katiller bularak
hem kendisini, hem Ali Bey'i belki de ldurtebilirdi...
Mehpeyker, bu tehlikeleri dusunerek, Abdullah "Efendi ile munasebetini
kesse bile bu isi gayet usturuplu bir sekilde yapmay, herifi kzdrmadan
tatllkla ikna ederek dosta ayrlmay daha uygun buluyordu... Byle
tedbirli hareket ettigi takdirde para yardmnn kesilmesi ihtimali de
vard... Bu dusuncenin gereklesebilmesi de ancak herifle yuz yuze
grusmeye baglyd. Onun tastan kalbini biraz yumusatabilmek iin hayli dil
ve bir o kadar da ter dkmek gerekiyordu... Ali Beyle son bulusmalarnda,
u gunden nce gelmemesi iin srar ederek sz almas da bu muddet iinde
Abdullah Efendi ile grusebilmek iindi.
O gun, Ali Bey yaldan ayrldktan sonra stanbul'a inmeyi dusundu. Fakat
vakit hayli ge oldugu iin aksama eve dnemezdi. Geceyi de bu mendeburla
birlikte geirmek de hi isine gelmiyordu. Binaenaleyh stan-
105
bul'a ancak ertesi gun drt vapuru ile inerek dogruca Abdullah Efendinin
evine gitti. Fakat ne are ik herifi evde bulamad. Dnup ertesi gun
gelmekten baska are yoktu. Fakat iki gun ust uste stanbul'a inmek de
tehlikeli bir seydi. Yolda Ali Beye rastlamas, Mesul Efendi veya Atf Bey
tarafndan grulup Ali Beyin kulagna ulastrlmas ihtimali mevcuttu. Onun
iin ister istemez aksam ezanna kadar oturup herifi bekledi. Fakat
Abdullah Efendi o aksam eve hayli ge geldigi, o saatten sonra da dnmek
mumkun olmadg iin, geceyi aresiz orada geirmek zorunda kald...
te tarafta Ali Bey, annesinin kalbini krarak hiddetle evden kp
gittikten sonra bir iki saat surada burada dolasms, ak havada
sinirlerini yatstrdktan sonra, biraz neselenebilmek umidiyle - bir anaya
kars sayg ve itaat gibi en kutsal evltlk vazifesini bile ugrunda
fedadan ekinmedigi - Mehpeyker'inin iltifatl kucagna kosmustu.
Yalya gelip de kadn orada bulamaynca son derece can skld. nce ok
kzd. Annesinin hafif bir sitemi uzerine, kendisini bu yasa getirinceye
kadar ektigi saysz skntlar hi aklna getirmiyerek, hemen
parlayveren ve zavall kadncagzn kalbini kran beyefendi sevgilisinin
evde bulunmaysn mazur grmek iin, zihninde turlu turlu sebepler icat
ediyordu: O gune kadar, vakitli, vakitsiz, haberli habersiz her gelisinde,
Mehpeyker'in kendisini sabrszlkla bekledigini grmustu. imdi bir def
ack da evde bulunmad diye hemen sinirlenmek, kadncagz sulamaya
kalksmak, fazla insafszlk olmaz myd? Belki de anszn nemli bir isi
kms olabilirdi. Bir kadn, bahusus basnda erkegi olmyan bir kadn,
gunlerce evinden dsar kmakszn nasl yasyabilir ve dsardaki islerini
nasl grebi-
106
lirdi? Bu cihetleri dusunmek ve biraz insafl olmak gerekti. Yalnz, son
ayrlsnda, u gunden nce yalya gelmemesi iin acaba neden o kadar srar
etmisti? Yoksa bu iste bir bit yenigi mi vard?
Birka saat bahede gezindi; sevgilisiyle birlikte yaT sadklar o
unutulmaz geceleri hayalinden geirerek avunmaya alst. Fakat saatler
geiyor, sevgilisi bir turlu gelmek bilmiyordu... Ara sra, Mehpeyker'in
birka gun nceki srarlarn hatrlyor; suphe ve kskanlk hisleriyle
kalbi yerinden frlayacakms gibi siddetle arpmaya baslyor; soguk soguk
terler dkuyordu. Lkin aradan birka dakika geer gemez, sevgilisiyle
geirecegi bu geceyi hatrlayarak az nceki uzuntulerinden eser kalmyordu.
Aksam karanlg baslamst. skeleye her yanasan vapurdan sevgilisi kacak
diye sabrszlkla bekliyor; fakat gelip geen vapurlarn hibirinden
kmadgn grunce endise ve heyecan bir kat daha artyordu.
Saat on buuk olmus, Mehpeyker hl gelmemisti. Ali Beyin artk iyiden
iyiye umidi kesilmisti. Demek Mehpeyker bu gece yalya dnmeyecekti...
Hizmetiler, her zaman oldugu gibi, nune mukellef bir iki sofras
kurdular. Istrapl anlarda iki, o strab siddetlendirmekten, dimagmz
burgulayan kuruntular artrmaktan baska neye yarar? Ali Bey, heyecann
belki yatstrr umidiyle imeye baslad. Her kadeh rak, midesine ates
gibi indike hiddeti, strab ve kuruntular bir kat daha alevleniyordu.
Nihayet son vapur da, dudugunu tturerek iskeleden ayrld. Mehpeyker bu
vapurdan da kmamst...
Ali Bey, kendisini artk iyiden iyiye ye'se kaptrms, yuzune gecenin rengi
gibi korkun bir renk kmustu. Kskanlktan kuduruyordu. Nasl olmus da
bu kadna aptalca inanmst?
107
ylesine muthis bir strap iindeydi ki, o anda lum, kendisine yasamaktan
ok daha kolay geliyordu.
Yarm saattir mutemadiyen iiyor, her dakikas ayr bir cehennem azab
iinde geiyordu.
Etrafna bakmyor; nceleri ruhan bir cennet sandg bu ksk, gzune simdi
bir musibet zindan gibi grunuyordu. Mehpeyker'in o guzel vucudu ise,
butun etleri dkulmus, korkun ve igren bir iskelet halinde, karssnda
deta srtyor; sanki kendisiyle alay ediyordu. Daha iki gun ncesine
kadar, ruhunun baslca gdasn teskil eden o guzel sesin akisleri simdi
kulaklarn trmalyor gibiydi. O ana kadar sifal bir hayat suyu
zannettigi rak, bu aksam en siddetli zehirler gibi gnlundeki son nese
krntlarn da silip supuruyordu.
Bu ruh ve sinir buhranlar arasnda, bir aralk annesine veya grdugu o
kustaha hareketleri hatrlad; ii szlad. Zavall annecigini bu iki
paralk asifte iin mi krmst? ine yuvarlandg sefahat leminde ahlk
da hayli bozulmus olmakla beraber, o yasa kadar aldg aile terbiyesi, yle
u bes aylk bir sefahatin tesiriyle tamamen silinemiyecek kadar
kuvvetliydi.
Daha birka saat ncesine kadar tapnrcasna sevdigi Mehpeyker'e kars
kalbi simdi nefretle arpyor; biricik sevgili anneciginin krlan gnlunu
almak ve yaptg kustahlg affettirmek iin zihninde areler aryordu.
Biraz daha itikten sonra yatagna uzand. Fakat uyumak ne mumkun?
Kvranarak sagna, soluna dnuyor; zihnini baska seylerle oyalyarak
uyumaga alsyor; lkin butun gayretine ragmen gzune bir turlu uyku
girmiyordu.
Ates ustunde yatar gibi muthis straplarla sabaha kadar kvrand, durdu.
lk tanstklar gunden beri Meh-peyker'den grdugu muameleleri bir sinema
seridi gibi
108
gzunun nunden geirdi. Hepsi de yalan, hepsi de yapmackt. Hatta en
samim davranslar bile iten pazarlkl, seytanca birer kurnazlktan
ibaretti. Buna karslk, t en kuuk yastan beri annesinden grdugu
sefkatli muameleleri hatrlad. Biraz rahatszlansa; zavall kadncagzn
sabahlara kadar uzuntuden gzune uyku girmez; uzuntulerine, sevinlerine,
her seyine ortak olurdu. Bilhassa babasn kaybettikten sonra bu sefkat
da-, ha da artmst. Biricik evladnn daima ustune titrer, gzunun iine
bakard. Hatta en siddetli muamelelerinde bile baska bir sefkat eseri
grulurdu. Anacg onun her seyiydi. Ana gibi yar, Bagdad gibi diyar olur
muydu? u anda butun arzusu Mehpeyker denilen o asifteyi en agr hakaretler
altnda ezmek, rezil etmek, sonra da kosup anneciginin boynuna sarlmak,
ellerini, yuzunu, gzunu perek kendisinden af dilemekti.
Ali Bey, butun gecesini; biri, Mehpeyker'den intikam almak gibi gayet
muthis; teki annesine yaptg irkin muameleden pismanlk gibi gayet ince
iki zt duygu arasnda geiredursun... te tarafta Mehpeyker, Abdullah
Efendiyi gunes battktan sonra ancak bir buuk, iki saat sonra grebildi.
unku herif, dalavereli islerini ancak o zaman bitirerek evine dnmustu.
Odaya girip de, hi beklemedigi ve ummadg bir anda kadu karssnda
grunce son derece sevindi; o korkun zebani surat, kocakar aglaysndan
daha irkin, daha igren bir tarzda gulumsemeye baslad. Kendisini bunca
zamandr hasretle beklettigi iin, agznn salyalarn akta akta,
birtakm skane sitemlerde bulundu...
Mehpeyker ise, son derece mutehakkimane bir eda ile, gelip gelmemek daima
kendi elinde oldugunu, hi kimsenin emri altna giremiyecegini, can
isterse, gelecegini, istemezse gelmiyecegini syledi. Sonra asl ko-
109
nuya geti. Aralarndaki Q ahlkszca mukaveleye dayanarak, Ali Beyle olan
macerasn basndan sonuna kadar anlatt. Gnlundeki sevgi geinceye kadar
kendisiyle grusmeyecegini, teden beri yapageldigi para yardmn isterse
kesebilecegini, fakat bu husustaki kararnn kesin ve degismez oldugunu
bildirdi. Onun da biraz anlays gstermesini ve geici bir zaman iin
munasebetleri kesilecegi iin kzp da kendisine dusman olmasn asla
arzulamadgm szlerine ilave etti. Herif, manl manl srtyor; arada
bir kafasn arkaya dogru sallayarak, buna katiyen yanasmayacagn
hareketleriyle belli ediyordu. Mehpeyker, bu tas yurekli canavar ikna edip
muvafakatini alabilmek iin, butun kadnlk maharetini gsterdiyse de
hibirinin zerre kadar tesiri olmad. Herif, sanki tastan bir duvar
kesilmisti. Kadn ne yapsa kars taraf, vuslatla ilgili birtakm skane
tavrlar taknyor; ne sylese, umidinin imkansz olduguna dair birok
alayl cevaplar alyordu. Mucadele byle iki u saat kadar surdu.
Mehpeyker, arzusunu elde etmekten artk umidini kesmis; derin bir ye'se
kaplmst. Bu tesebbusunun gerek sebebi olan dusmanlk ve intikam
korkusunun da gnlunde zerrece hukmu kalmad. Bu derece asaglk bir
herifin kaprislerine esir olmaktansa lmek bin defa daha hayrlyd.
Abdullah Efendi son sz olarak:
ekerim, beyhude uzuluyorsunuz... Aramzdaki mukavele geregince iki taraf
da hareketlerinde serbesttir... Kabul... Ama asknzla Marmara ras gibi
yanp tutusan bu fakiri vuslatnzdan busbutun mahrum brakmak, insafa
sgmadg gibi, mukavelemizde de yoktur... Bos yere zihninizi ve enenizi
yormaynz... Ne syleseniz beni ikna edemezsiniz deyince Mehpeyker
hiddetle yerinden frlad; yasmagn basna, feracesini arkasna ald.
imsekli bir sesle cevap verdi:
110
l
yle mi? Pekiyi... Keyfin bilir... Fakat bundar sonra senin iin
Mehpeyker yoktur... Bir daha kuul b selmm bile alabilirsen dunyada
senden daha al ak olaym...
O saatten sonra yalya dnemezd. Geceyi, istanbul' da bir ahbabnn evinde
geirmek uzere, hzla kapya dogru kostu.
Herif, Mehpeyker'in ne kadar kibirli ve inat bir kadn oldugunu ok iyi
bildigi iin, kendisinden ayrlmaya kat karar verdigini derhal anlad. O
takdirde bi daha kadnn yuzunu bile gremiyecekti... aresiz lisann
degistirdi. si sakaya bogarak, ufack bir latifesine tahammul edemedigi
iin yapmack bir takm sitemlerle isi ciddiyetten karmak istedi... Daha
birok yalvarmadan sonra kadn bin bir gulukle fikrinden vazgei-rebildi.
Yan yana oturup tekrar muzakereye koyuldular...
Bu defa teklifler daima Abdullah Efendiden geliyor; Mehpeyker hibirine
yanasmyor, hepsini siddetle ve srarla reddediyordu. Pazarlk bylece bir
saat kadar surdukten sonra herif son kararn bildirdi:
- Size alt ay muhlet... Bu muddet iinde sk-nzla istediginiz kadar
sevisin... sterseniz sokagmzdan bile gemeyin... Para yardmn da
kesmiyecek, bilkis artracagm. Lkin muhlet bitince ben de paym
isterim. Buna muvafakat ederseniz yine hibir eglencenize mni olmam.
Dilediginiz gibi yasayn... Muvafakat etmezseniz sizi katiyen rahat
brakmam. Dusmanlgm ve intikamm pek muthis olur... Son teklifim budur.
Benim iin bunun daha ilerisine gitmek mumkun olamaz... sinize geliyorsa
gule gule gidin! Oturun! Ne yaparsanz yapn... Oras sizin bileceginiz
sey... diyerek kesip att.
Byle bir teklif kadnn canna minnetti. Bir iki
111
dakika olsun dusunmeye bile luzum gmleksizin ve hi tereddut etmeksizin
teklifi aynen kabul etti.
Zorluklar yenmenin aresini ancak hile ve desisede anyanlann kr, ortadan
kaldrmaya imkn bulamadklar fenalgn zuhurunu mumkun mertebe
geciktirmeye alsmaktan ibarettir. Bu degismez kural geregince Mehpeyker
de, verilen kararla, kendisini korktugu beladan kurtulmus sayyordu...
Allah kerimdi... Alt ay iinde neler olmaz; Gun dogmadan mesime-i sebden
neler dogar... di. Kendinden alt ay mahrum kalmay bu gece Abdullah
Efendiye kabul ettiren isveleri alt ay sonra tesirini kaybedecek
degildi...,
Pazarlk bylece bitmis, anlasmaya varmslard. Herif, hazr gelmisken bir
gececik olsun beraber yatmalar iin kadna yalvarmaya baslad. Aldg
kesin ret cevab uzerine ine ine bir pucuge kadar indi; fakat ona da nail
olamad...
Mehpeyker, Ali Beyi de geri ciddi bir askla sevmiyordu; ona kars
muhabbeti de sadece bir sehvet hevesinden ibaretti..., Bununla beraber,
kendisini tamamen terk edip gider diye korktugu iin, Abdullah Efendi ile
konusmaya baslarken Ali Beyin hayali gzunun nune geldi; konusulanlar
isitiyor, yaplanlar gruyor gibi birtakm kuruntulara kapld.
Hsl iki eski ahbap, karslkl alsveris eden iki tuccar gibi, islerini
bitirir bitirmez, birinin parmag tekinin eline bile dokunmakszn
birbirlerinden ayrldlar; birer odaya ekilerek uykuya daldlar.
Ertesi gun Mehpeyker, sabah ezan okunurken uyand. Herife Allaha
smarladk demeye bile luzum gr-meksizin kendini sokaga att; ilk vapurla
Bogazii'nde ki yalsna dndu.
Sokak kapsndan girip te sknm aksamdan beri yalda oldugunu grenince,
bu fena tesadufun dogura-
112
bilecegi ktu neticeleri dusunerek birdenbire ok telsland. Fakat
guzelliginin ve isvelerinin Ali Bey uzerindeki tesirlerine guvenerek ve
basndan geenleri baz degisikliklerle anlatarak bu vartay
atlatabilecegini umdu. Bu umitle hemen Ali Beyin bulundugu odaya girdi. Ali
Bey, o esnada sahil tarafndaki pencerelerden birinin nune oturmus, deniz
sularnn agr agr aksna dalms, turlu hayaller kurmakla mesguldu. O
kadar dalmst ki, Mehpeyker'in ieri girdigini bile duymad. Ayak sesiyle
kendini toplad. Sesin geldigi kap tarafna bakp da Mehpeyker'i
karssnda grunce butun kam basna srad; iindeki hiddet tufan
ortalg bogacakms gibi, tepeden trnaga ates kesilerek gk gurultusunu
andran bir sesle birka defa ust uste haykrd:
Neredeydin? abuk; syle, neredeydin? Mehpeyker, yapmack bir korku ve
sasknlk iinde
cevap verdi:
Dur ayol, biraz nefes alaym... Birden yle hiddetlenme ki biraz aklm
basma gelsin de ugradgm belay anlataym...
Basna gelen belay m anlatacaksn? Yalanlarna hl inanacak mym
zannediyorsun?
En ummadgn esrar- dernun
Sen herkesi kr, lemi sersem mi sanrsn?
imdiye kadar keyfimi ve eglencemi bozmamak iin, o yapmack tavrlarna
bilmezlikten geldigime bakp da beni aptal yerine mi koyuyorsun? Artk
usan geldi... Al su ucretini de git, peydahladgn yeni zamparalarn
eglendiri
Sonra koynundan kardg bes yuz liralk bir des-
113/8
te paray kadnn kafasna frlatarak hiddetle kapya dogru yurudu.
ehvetine bir kle gibi esir olan Mehpeyker, bu agr hakaret tufan
karssnda ne yapacagn sasrd. zzet-i nefsini, gururunu filan bir yana
iterek kapnn nune, Ali Beyin ayaklan ucuna ygld kald. deta hkrr
gibi:
Allah askna bes dakikack beni dinle Basma gelenleri anlataym... Dinle
de suum varsa beni ldur razym... diye yalvarmaya baslad... Ali Beyin
ayaklarna sarlmak istedi. Fakat delikanl, ayagyle kendisini ggsunden
iterek kapy biraz aralams ve kendisini baheye atmst.
Etrafa attg vahsi bakslarla bu sefahat yuvasna ebediyen veda etti ve
bir hamlede sokaga frlad...
114
Ysuf-u gumkeste bz yed be-Ken'an gam mehor Klbe-i ahzan seved ruz
gulistan gam mehor
Yusuf kayboldu diye gam ekme! Gun olur, yine Ken'an iline gelir. Gunun
birinde su huzunlu kulube de gulistan olur. Gam ekme!
Oglundan grdugu hakaret Fatma Hanm ok sarsms, zavall kadncagz
birka gun iinde maddeten ve manen kmustu. unku dunyada oglundan baska
bir ilgisi, ondan baska bir dayanag, ondan baska bir saadeti yoktu..
Aralarnda geen bu uzucu olaydan sonra onun tekrar eve dnecegini hi
ummuyordu. Farz- muhal dnse bile, bir defa aralarna sogukluk girmis,
evin tad tuzu kamst. O, eski ana-ogul samimiyetini yeni bastan
canlandrmaya artk imkn yoktu... Ali'cigi-ne lmus nazariyle degilse
bile, asla bilmedigi ve iine giremiyecegi baska bir leme g etmis
nazaryla bakyordu... stelik gnlundeki butun hisleri ve olanca sevme
kabiliyetini de giderken birlikte gturmustu...
Dunyada bir anne iin, hem ciger-presini diri diri kaybetmekten, hem de bu
kayba teessuf bile edememekten daha muthis ruh azab m olur?... Zavall
kadncagz, oglu evi terk edip gittigi gunun gecesi, zi-
115
hin yorgunlugu ile birlikte vucuduna musallat olan humma nbetleri iinde,
bir dakikack bile rahat yuzu grmedi; sabaha kadar gzune bir damla uyku
girmedi. Kalbi o kadar krldg halde yine de ogluna beddua etmeye dili
varmyordu... Bir aralk rahmetli kocasn hatrlad. O, sag olsayd simdi
kendisi iin ne kuvvetli bir dayanak olurdu... Gnlundeki strab, lmus
kocasnn hayaliyle biraz yatstrd ve ellerini aarak, oglunu dogru yola
sevk etmesi iin, Ulu Tanr'ya yalvard.
Dilsb'a gelince: Bu talihsiz kzcagz, Ali Bey iin alndgn biliyor ve
kendisini hakik evld gibi bagrna basms, buyutmus olan eski hanmnn
agzndan Ali Beyefendinin ne kadar terbiyeli, ne kadar yakskl ve
zellikle ne kadar insaniyetli bir gen oldugunu bilmemis olsaydm
Dilsb'u vermeye kyamazdm szlerini sk sk isittigi iin gelecegine
guvenle bakyordu... Bu evin kapsndan admn ieri atarken, kalbi ayn
umit ve emniyetle doluydu.
Ali Bey ise, o aksam eve geldigi zaman, bir haftalk iki sersemligi,
eglence yorgunlugu ve uykusuzluk sebebiyle, yuzu hafife solmus, gzleri
mahmurlasms, Mehpeyker gibi bas haval bir kadn bile deli eden
guzelligi yle hazin, yle sevdal bir hal almst ki, zavall kz bir iki
kere yuzune bakabildigi halde gnlunu hemen kaptrvermisti. Bu gen adam,
hayalinde yasattg erkek guzelinin t kendisiydi. Ancak onunla mesut
olabilecegine iyice kanaat getirmisti.
Ali Bey'in ara sra kendisine biraz dikkatlice baktgn grse sevincinden
ii iine sgmyor; bu bakslar kendisine saadetinin ilk mujdecileri gibi
geliyordu. Delikanlnn o geceki soguk davransn ise, yorgunluguna,
utangalgna ve belki de annesinin maksadn henuz bilmeyisine yoruyor,
gnlundeki yeni yeni filizlen-
116
meye baslyan ask umitlerini zedelemek syle dursun, daha da
kuvvetleniyordu... Sabreden dervis erge muradna ererdi... Binaenaleyh
sabretmesi ve beklemesi gerekti... Fakat ne yazk ki bu umit ok surmemis;
ertesi gun Ali Bey, annesiyle aralarnda geen agz kavgasnn uzerine evi
terk edip gitmisti...
Kzcagz, bu faciaya kendisi sebep oldugunu grenince ok uzuldu... Dogruca
hanmnn yanna kostu. Hanmefendi muthis bir strap iindeydi... Bu eve
ne umitler, ne hayallerle gelmis, netice ne olmustu?... Demek o, bu saadet
yuvasna mutluluk yerine ugursuzluk getirmis; kapnn esiginden admn
atar atmaz ana ogul, kendi yuzunden birbirine girmisler... Bunlar
dusunduke bir strap tufan, bir azap kasrgas iisde kalbi duracak gibi
oluyordu... Biare kz, birka saat iinde, aylar suren agr bir hastalk
geirmis gibi, erimis, suzuluvermisti; koncay andran yanaklar, soluk,
prsuk bir gule dnmustu...
te tarafta hanmefendi, uykusuz geen her gecenin sabahnda, oglu
tarafndan hakarete ugradg o ugursuz saatte, ayni hakarete yeniden maruz
kalyormus gibi, kalbi en derin yerinden szlyor, derin bir straba
kaplyor, hibir seyde teselli bulamyordu... Kal-: binin krgnlgn
giderecek, kendisini teselli edecek birim aryordu... En munasibi
Dilsb'tu..., Kz yanna agrtt; dizinin dibine oturtarak sze baslad:
Kzm! Felek beni hakikatsiz bir evlattan ayrd... Onun yerine s_u fni
dunyada bana yar olacak bir sen kaldn... Sag oduka benimle beraber
yasamak ister misin? diye sordu.
Dilsp, gz yaslan ve hkrklar iinde bogulan titrek bir sesle cevap
verdi:
Hanmefendicigim! Allah canm alayd da bu yaldan ieri admm
atmayaydm... Beyefendiye gu-
117
cenmenize ben sebep oldugum bu kadar iltifat ediyorsunuz... netsizligim
velinimetlerime dokuna.
ekilirsem siz ana ogul yine
cariyen6
beni
ugurda lmekligim gerekiyorsa, Ta^nnl s&e,
ona da canla basla razym... Yalvar
an nce bu evden uzaklastrn!.- k garak ^en -
Tam bu srada bir cariye suratle K fenlen di; Ali Beyin eve geldigini ve u
an*LkaSmdan damak uzere oldugunu haber verdi... * gnl ni ^ Bey, annesi
tarafndan nasl k^Tyuzu lum katmakszn, oda kapsnda ^^-^ soH*- -ginde
dogrulmus bir lunun T^J^^ *&?*?.. Tann'nn gazabn grmus bir li gibi
urkek ve ekingendi... T kn saskn bakndktan sonra ^"r" Yuzu ylma
almetleri grunmeye ba. dizlerine bembeyazd... Kosarak annesinin a
gly0rdu.-Tek kelime sylemiyor, mutemadiyen ^ uj Biare kadn, butun
krgnm o Q da ev1 verdi. Sevincinden deta deli olacaK.. ^^
-sarld. Biteviye yuzunu gzunu p ^
Sze ilk baslayan annesi oldu: Kendim n
_ Ali'cigim Allahaskna sus! &* sz iin an
edeceksin; hem ben helak <**#*'w&P. .ba1^ylla-nen sana danlr m hi?
Sus evlad^ ^.bay sus! Vallahi dayanamayacag--. ?u^ ^i; adetaj^^
cagm... diyerek sulu sanki kendisi varyor; sevin gzyaslan, oglunun
lanna karsyordu... n OK sri*
Bir annenin evladna krgnlg e^ yarm tulbent kuruyuncaya kadar su
nce; oglunun artk yuzune bile dugu evladn karssnda grunce
118
bun kpugu gibi, birden uup gidivermisti... imdi olanca gayretiyle,
dizlerinde hungur hungur aglamakta olan bu nankr evlad susturmaya
alsyordu...
O esnada odada bulunan Dilsb ise, sevin ve heyecan iinde, bulundugu
yere yglp kalvermisti...
Ali Bey aralarnda sanki hibir sey gememis gibi, annesi tarafndan byle
sefkatle karslanmas ve teselli edilmesi uzerine biraz kendine gelebildi.
Hanmefendi de, oglunun hal dilince pismanlk demek olan scak gzyaslan
karssnda biraz kendini toparlad... kisinin de bakslar birden
Dilsb'a evrildi... Hanmefendi, kz o halde grunce hemen yerinden
frlayarak Dilsb'un yanma kostu... Bir yandan yuzune su serperek,
kolonyalar koklatarak kz ayltmaya alsyor; bir yandan da Bak, biare
kz senin iin neler ekiyor... diye tatl tatl sitem ediyordu. Bes on
dakika ugrastktan sonra Dilsb gzlerini at; saskn saskn etrafna
baknmaya baslad. Kendi durumunu ve hanmnn da pervane gibi etrafnda
dolastgn grunce ok mahcup oldu; guzel yuzu pembelesti. Bilhassa Ali
Bey'in de, kendisini ayltmak iin gayret sarf etmesi pek hosuna gitmis;
delikanlnn bu davransndan kendisini sevdigi mnsn karmst.
Kz telasla dogruldu. lk tanstklar gece Ali Bey'in yaptg soguk
muameleyi hatrlamst... Ortada fol yok, yumurta yokken fazla iyimser
olmamak, birtakm bos hayallere kaplmamak gerekti... Birka saniye iinde
yine dunku mahzun Dilsb oluvermisti...
Ugursuz bir asktan henuz kurtulmus olan Ali Bey ise, ilk rastladg bu
guzel kza gnlunu kaptrms, kalbi siddetle arpmaya baslamst.
Mehpeyker'le Dilsb'u mukayese etti: tekinin butun davranslar yapmack,
119
butun syledikleri yaland... Dilsb ise, her haliyle sevilmeye layk bir
melekti. teki bir yalanc tas, bu kz ise hakik bir prlantayd. kisini
mukayese etmek bile dogru degildi...
Yukarki anlatlanlardan da anlaslacag gibi Dilsb, Mehpeyker'le
kyaslanamayacak derecede guzel bir kzd. Bilhassa ahlak, namusu ve
sadakati, bu guzelligin kymetini kat kat artryordu.
Ali Bey, kza simdi byle alc gzuyle baktka kendi kendine sasyordu;
nurdan yaratlms byle bir melek, daha dun pervane gibi, etrafnda dolasp
dururken nasl olmus da grememis; di bir sokak kadn iin annesinin
kalbini krarak evini terk etmisti?...
imdi annesiyle konusurken, laf dndurup dolastrp annesinin Dilsb'la
ilgili dunku teklifine getirmek istiyor; fakat bu konuda lakrd etmeye
yuzu olmadgndan, dusunduklerini ak ak syleyemiyor ve ok
uzuluyordu...
Fatma Hanm ise, oglunu yeni bastan kzdrmak, sinirlendirmek korkusu ile,
Dilsb meselesini hatrna getirmeye bile cesaret edemiyordu. Zihnini
kurcalayan bir, iki nokta vard. Ali Bey'in gsterdigi pismanlk; acaba o
kadnla ilgisini tamamen kestigine mi dellet ediyordu, yoksa dunku irkin
hareketinden utan duydugu iin miydi? iste burasn kestiremiyordu...
Zihnini bu tereddutlerden kurtaramadg iin, birka saat Dilsb'un adn
bile anmad. Bununla beraber, oglan yeni bir askla eve baglamadka eski
haline getire-miyecegini de gayet iyi bildigi iin, Dilsb'tan bahsetmek
iin frsat kolluyor; fakat lakrdy bu konuya getirecek munasip frsat
bir turlu yakalayamyordu... Ni-
120
hayet fazla sabredemiyecegini anlyarak oglunun yanna sokuldu; kollarn
delikanlnn boynuna atarak sze baslad. Kesik kesik konusuyor, szlerinin
ne tesir yaptgn anlamak ister gibi, iki kelimede bir duruyor; sorgulu
bakslarla oglunun yuzune bakyordu...
Ali'cigim, bir sey syliyecegim, ama kzma, si-jirlenme sakn! Sana
gucendim sandn yle mi? Onun iin agladn degu mi? Ben sana gucenmedim,
oglum... Bir ana, evladna gucenir mi hi? Fakat ok acdm... unku halin
neydi oglum? Bilsen ne haldeydin... Akln basnda degudi... deta deli
gibiydin... Genlikte insann basna byle seyler gelebilir..., Bundan
dolay .seni ayplamak hatrmdan bile gemez... Yalnz, syle bana o
kadn hl seviyor musun? Gnlunde onun sev-jgisi hl yasyor mu?
tekini... tekini hl ayn siddetle seviyor musun?... diyecek oldu. Ali
Bey'in yuzu, muthis bir tokat yemis gibi, kpkrmz kesildi; azimkar Mr
sesle derhal cevap verdi:
Annecigim, ayaklarn peyim, bir daha bana o asifteden szetme!...
Allah yuz bin defa belasn versin... eytann kuvvetli bir yardmcs
yeryuzunde eksilmis olur...,
Bu szleri syliyen, daha dun o kadn iin kendisine hakaret eden oglu
muydu?... Kadncagz, kulaklarna inanamyor; grduklerinin ruya,
isittiklerinin yalan olmas ihtimalini dusunerek sevinmeye bile cesaret
edemiyor...
Ya... ki gzum... Dun... Dunku halin... diye kesik kesik bir seyler
syliyecek oldu. Ali Bey, hemen szunu keserek cevap verdi:
Kurban olaym, annecigim, bana dunden bahsetme! Dun tmarhanelik bir
deliydim... Dun alagn biriydim... Allah canm alayd da bana dunku
ugursuz saatleri gstermeseydi...
121
Daha fazla tereddute artk luzum yoktu. Bu kesin ifade uzerine, oglunun o
beladan yakasn syrdigiia iyice inanmst. i ferahlad. Coskun bir
sevin tufan iinde, gz yaslarn zaptedemiyerek Yarabbi, sukurler
olsun, bana bu mutlu gunu de gsterdin... Sen ne buyuksun ki, su evladmn
terbiyesini, insaniyetini yeni bastan iade ve ihsan ettin... diyerek
sukranla secdeye kapand. Bu ilh manzara karssnda Ali Bey de kendini
tutamad; annesinin boynuna sarlarak dakikalarca aglad... Aglad... Bu
scak gz yaslar iinin ze-hirini hafifletmis, biraz sakinlemisti.
Annesi ise, bu frsattan faydalanarak, oglunu eve iyice baglyabilmek iin
ne yapmak, nasl hareket etmek gerektigini dusunuyor; bunun ancak Dilsb
va-stasiyle mumkun olabilecegine inanyordu... Kz, bir is bahanesiyle
odadan kardktan sonra bir aralk munasebet dusurerek Dilsb'un
guzelliginden, marifetlerinden, vefakrlgndan, namus ve sadakatinden sz
at. Dedi ki:
Kzcagz, seni ldrasya seviyor. Sen evi terk edip gittin diye bir
gunun iinde uzuntuden bak nasl sarard, soldu... Biraz nce seni yle
perisan bir halde grunce birden nasl dusup bayldgna da kendi
gzlerinle sahit oldun... Mamafih kz hosuna gitmediyse syle! Arar,
baskasn bulurum... Lakin zavallya yazk degil mi?...
Bunlan sylerken bir yandan da gz ucu ile oglunun yuzunu tetkik ediyor;
szlerinin ne tesir yaptgn anlamak istiyordu.
Ali Bey, mahcup mahcup nune bakarak cevap
verdi:
Annecigim, siz begendikten sonra ben niin be-genmiyecekmisim... Allah
iin guzel kz... Hem sizden
122
ne saklyaym, bilakis simasn da begendim, tabiatm da Lakin simdilik
evlenmeyi dusunmuyorum...
Bu szler, ustu kapal bir muvafakatti. Fatma Hanm, konusmasna devam
etti:
ki gzum, sana dun de syledim. Muruvvetini grmek, seni nasl
buyuttumse yavrularn da ylece kendi elimle buyutmek istiyorum...
Annecigini o saadetten mahrum eder misin?...
Annesi belki fikrinden cayar korkusu ile Ali Bey, daha fazla itiraz dogru
bulmad:
Siz bilirsiniz, annecigim... diyerek kesin muvafakatini bildirdi.
Fatma Hanm, Dilsb'u daha o geceden oglunun yatagna vermeyi
kararlastrd.
Ali Bey, annesinin Dilsb'la belki yalnz grusmek istedigini hesaba
katarak, biraz eglenmek, hava almak bahanesiyle baheye kmst.
Hanmefendi kz yanna agrtt. Biarenin gnlunde o eski umitlerinden
zerre kadar eser bile kalmamst. Lakin gnul verdigi gencin, Mehpeyker
belasndan kurtuldugunu isitince sevincinden az daha deli olacakt. Kendini
tutamyarak hanmefendinin ayaklanna sarld. Sevin ve heyecan her
halinden belli oluyordu... Sonra birden akl basna geldi; yaptg
hareketlerden utanarak basn nune egdi. imdi sessiz sessiz aglyordu.
Hanmefendi, bu gz yaslarnn sevinten ve utangalktan ileri geldigini
derhal anlamst. Kzn srtm oksyarak:
Evladm, bunda utanacak bir sey yok. Allann emriyle beyin senindir.
Seviyorsan iftihar et! Dusmanlarn utansn... dedi. Sonra kz dizi dibine
oturttu; yuzunu salarm oksyarak heyecann biraz yatstrd. Buna
ragmen Dilsb'ta yine bir durgunluk hali gzden ^kamyordu...
Hanmefendi, bunu kzn utangal-
123
gna yordu. Halbuki gerek sebep busbutun baskayd: Zavall kz, daha iki
gece evvel Ali Beyin kendisine kars takndg o soguk tavr ve ertesi
gunku uzucu olay hatrlamst. Delikanlnn sevgisine bir turlu
guvenemiyor, iinden inanmak gelmiyordu. Gnlundeki uzuntunun asl sebebi
buydu. Mamafih yine de elinden geldigi kadar metin grunmeye alsarak
uzuntusunu sezdir-memeye muvaffak oldu.
Aksam ezan okunmus, yemek vakti gelmisti. Hanmefendi, sag yanna oglunu,
soluna da mustakbel gelinini alarak sofraya oturdular. Yemeklerini buyuk
bir nese iinde yediler. Sonra baheye kp agalarn altnda biraz
dolastlar.
Kske dndukleri zaman saat epeyce ilerlemisti. Ali Bey yatak odasna
girdi. Hanmefendi oglann arkasn-, dan kz da kendi elcegiziyle ayni
odaya soktuktan son-, ra kalp huzuru iinde odasna ekildi.
124
lemin bir zevki yok kim hiri dert obuasn Mhitb-i lyde der-peydir
hilli matemin
lemde, sonu dertle bitmiyen hibir zevk yoktur. Bayram mehtabnn
ardndan bile derhal matem hilli grunur.
Ali Bey, bylece Dilsb'la evlenmis; bu izdiva ile hayat da duzene
girmisti. Gunduzleri muntazaman vazifesine devam ediyor; geceleri de
kulturunu artrmak iin ge vakitlere kadar alsyordu. Etrafnda pervane
gibi dnen gen ve guzel kars, vucuduna sanki yeni bir ruh ilave etmis,
zeksn, enerjisini ve basarsn kat kat artrmst.. Zavall gen,
gerek saadetin mnsn simdi anlyordu...
Ali Bey, kansiyle balaym geiredursun... te tarafta Mehpeyker, bu
evlenmeyi haber alnca birden ok uzulmus; fakat sonra Ali Bey'in bu
hareketini gelip geici bir hiddet eseri sayarak hayli teselli bulmustu.
Meh-peyker'in kim oldugunu henuz laykiyle bilmiyen bu kustah delikanl,
kzdan hevesini aldktan sonra erge yine kendisine dnecekti... Ali Bey'i
yakn zamanda yi-ie ayaklarnn dibinde yalvarr greceginden o kadar
Amindi ki... Kendisini terk edip bir cariye ile evlenisine
125
guya h nem vermiyormus gbi grunmek istedi... On gun kadar bekledi. Fakat
Ali Beyi yle zannettigi gibi ayaklarnn dibinde grmek degil, hatta bir
haberini bile almaynca, iine bir kurt dustu...
Uzun uzun dusundukten sonra, sehvet hislerini ye-nemiyerek sabk sevgiliye
bastan basa sitemlerle dolu bir mektup yazp gnderdi. Sabrszlk iinde
gunlerce bekledigi halde mektubuna iki satrlk bir cevap dahi almad...
Bununla beraber yine de iyimserlikten vazgemiyor; Ali Beyin bu kaytszca
davransn kendi grus zaviyesinden mutala ediyordu: Sevgilisinin, bu
hareketi hi suphesiz kskanlktan ileri geliyordu. Kskanlk ise askn
bir baska belirtisi demekti. Sevmiyen erkek kskanr myd? u halde kku
kskanlk olan bu alkaszlg ne kadar surerse Ali Bey, kendisini o
derece siddetle seviyor demekti. Bundan dolay kederlenmek degil, bilakis
memnun olmak, sevinmek gerekti...
Ali Bey'le aralarndaki munasebetin butun butun kesilmesi ihtimali asla
bahis konusu olamazd. Fakat gunler gelip geiyor; kars taraftan hl bir
ses kmyordu... Ali Bey'in hasreti artk canna yetmisti. Onun kuvvetli
kollar arasnda yasadg ask ve zevk dakikalarn hatrladka sehvet
istiyakyle yanp tutusuyordu.
yle sitemle, istigna ile hi bir netice elde edemi-yecegini anlamst. En
sona sakladg areye basvurmak, delikanlya atesli bir ask mektubu yazmak
gere-rekiyordu. Abdullah Efendi, macerasnn baz yerlerini isine geldigi
sekilde degistirerek ve bu maceray yine kendisi iin katlanlan bir
fedakrlk gibi gstermiye alsarak Ali Bey'e firakl bir mektup yazd;
hasretiyle nasl yanp tutustugunu uzun uzun anlatt; mektubun altna da
sadakatine dair bir ok yeminler ilave etmeyi unutmad...
126
Gunlerce sabrszlk iinde bekledi; fakat mektubuna hibir cevap alamad.
Ye'sinden deli olacakt. Bu durum karssnda basvurulacak son bir are daha
kalyordu: Ask ve gnul meselelerinde, en buyuk yalan olmakla beraber,
hemen daima nemli roller oynayan ve baz defa gereklestigi iin tesiri de
o nisbette kesin olan intihar tehdidi. Ali Bey'e bir mektup daha yazarak bu
hasrete artk dayanamayacagn, byle kendisinden ayr yasamaktansa,
lmenin daha hayrl oldugunu, bu mektubuna da musbet bir cevap alamadg
takdirde lmeye karar verdigini bildirdi.
Nefretle dolu bir kalb karssnda, en acmdnc szler bile sahtelik
hududundan teye geemez... Bu mektup da Ali Bey'in nefretini bir kat daha
artrmaktan baska hibir ise yaramad, delikanly busbutun ileden
kard. Yuzsuzlugun bu derecesi dunyada grulmus sey degildi. Mehpeyker'e
kars alkaszlg ve nefreti deta tehevvur seklini almst. Bu asifteyi
bir guzel donatmak gerekiyordu. O tehevvurle hemen kgda kaleme sarlarak
asagdaki cevab yazd ve mektubu getiren adamla gnderdi;
Hanm! Masallah adam aldatmakta blis'e tas kartmaya basladnz. Beni
intiharla m korkutmak istiyorsunuz? Bosuna gayret... Siz yaradlsta
kadnlar, lumu hibir zaman isteyerek gze alamaz. Farz mahal bu
palavranz gerek bile olsa, bana ne? Bin defa lyk oldugunuz lum
cezasnn infaznda, celladn vazifesini bizzat kendiniz yapms olursunuz.
Nazarmda varlgnzla, yoklugunuzun hibir fark olmadg iin, yasamanz
veya lmeniz beni zerrece ilgilendirmez. u dunyadan defolup gittiginiz
takdirde, maskara maskesi kadar yalanc bir guzellikle ucretli aglayc
feryad gibi, yine yalanc birtakm sadakat delillerinden henuz kendile-
127
rini kurtaramayan namuslu insanlar sevinsin... Gnul meselelerini simdilik
bir yana brakalm da, biraz realist olalm: Sizinle olan munasebetlerim
bana su geregi gretti ki, bir insan, bir ylanla asla bir arada
yasayamaz... Binaenaleyh benden umidinizi kesin! Ben, simdi gnlumu hi
ekinmeden emanet edebilecek bir hayat arkadas buldum... Gen ve guzel
karmla mesut halaymz yasyoruz. Siz de, heveslerinizin ve sehvetinizin
oyuncag olacak bir esir bulmakta guluk ekmezsiniz elbet... Bu alandaki
maharetinizi gayet iyi bilirim. Benim iin hayatnz degil, bes dakikalk
eglencenizi bile feda edemezsiniz. Bu palavranza inanacak kadar aptal
olmadgm artk grenmenizi, bilmenizi nemle rica ederim.
Ali
Mehpeyker, gnderdigi adamn, yine elinde bir mektupla geri dndugunu
grunce, umidinin gereklesmek uzere oldugunu sanarak birdenbire ok
sevindi; yuzu pembelesti, dudaklarndan muzaffer tebessumler dkulmeye
baslad. Mektubu, herifin elinden kaparcasna ekip ald. Guya Ali Bey,
karssndayms gibi, elinde birka defa nazl nazl evirip evirdi;
mustagni bakslarla tesine berisine baktktan sonra, iinde yazl
olanlar, sanki evvelden biliyormus da, nem vermiyormus gibi, agr agr
amaya koyuldu. Kgd zarfndan karp da yazlara syle bir gz atnca,
muthis bir yeis ve hayret tufan iinde, elleri titremeye baslad. Sanki
butun kan ekilmis, yuzu ve dudaklar balmumu gibi sapsar olmustu. Hl
elinde tuttugu mektubu gayriihtiyar evirip eviriyordu. Kaslar atlms,
butun vucudu korkun Ispazmozlarla sarslyordu... Bu, pek yaman bir
darbeydi. Bilhassa Ben simdi gnlumu emanet edecek namuslu bir hayat
arkadas buldum... Gen ve guzel ka-
128
>il ^
rmla mesut halaymz yasyoruz en muthisiydi.
Bir kadn iin en yakc sey, ssnda yenilmektir. Hele rakibinin k dinin
guzellikten baska bir meziyeti daha da muthis olur...
Bu hakaret uzerine Mehpeyker, " ^fi dehsetli bir intikam almaya karar v
smetsiz bir sevgi, kars tarafn i -lamaz derhal sefkatsiz ve amansz kir
gT-peyker de o dakikadan itibaren sat>k ^ s&d kilde intikam alacagn
dusunmeye uyku yuzu grmeyerek hep bunu du ok intikam planlar izdi.
Neticede gu avcnn vucudunu paraladka tsmayan yaral kaplanlar gibi,
du ak yerinden vurmak iin, Dilsb'u ye karar verdi. Bir yandan da
gereken basvurmaktan geri kalmyordu, gince yaplacak ilk is, rakibini c^
kun olursa biazat grmeye alsmakt-vastasyla tahkik ettirerek Ali
Bey'n C kolayca grendi. Plannn ikinci saf*15* kndan grmekti. Bu,
birincisi kadar bini grebilmek iin, elini kolunu Ali Bey'lerin yalsna
gidemezdi. Onl3"1 evinde grmek mumkundu. eytan : na da are buldu. se
basladgnn on ma Hanmefendiyle ve Dilsb'la bir ya tesadufen tanst.
Bu ilk mulakatta Mehpeyker, ni< rakibiyle kendisini mukayese etmis ve
disinden kat kat guzel oldugunu g"rn nesinin karssnda mehtap nasl
birden
&
l&rf *> - *
*-
te& '
^
ya-aki-
0-
g&-
t,iJ.
Q/g <*
lsb'un gz kamastran guzelligi karssnda kendi guzelligi de gzlerden
derhal silinivermisti...
Hatta Hanmefendilerin dugune gelecegini evvelden bildigi iin giyimine ve
susune son derece itina ettigi, Dilsb ise, deta guzelligini gizlemek
istercesine sade giyinmis oldugu halde, giyindigini ve takndgn
yakstrmak hususunda da, yalnz kendisinden degil, dugune gelen guzelleri
hepsinden daha ustunu.
Kar hasedinden deli olacakt. Guzellikle rakibiyle boy lusemiyecegine
kanaat getirince, hi degilse baska hususlarda ustunlugunu gstermek
hevesine kapld. Zeksna ve duzgun konusmasna guvenerek birtakm
sakraklklarla meclisi idare etmeye kalkst. Dilsb, bir hiss-i kabl-ev-
vuku ile Mehpeyker'in bu gizii niyetini kesfetmis gibi, tatl tatl
konusmaya baslad. Kakibinden ok daha duzgun, daha ekici bir eda ile
konusuyor; araya zarif nukteler ve fkralar karstrarak dinliyenlerin
olanca alkalarn kendi uzerinde topluyordu. Mehpeyker'in asiftece
gevezeliklerine kulak veren kalmamst...
Kadn, bu alanda da Dilsb'tan kat kat asag oldugunu anlaynca
hiddetinden deta ifrit kesilmisti. Eline gese kzcagz bir kask suda
bogacakt. Eger rakibini kendisinden degersiz bulmus olsayd, kendinden
daha asag, daha degersiz bir kadna gnlunde yer verdigi iin, Ali Bey'e
kars gayz belki biraz hafifliyecek, hatta belki de bu gayzn yerini
hakaret arzular dolduracakt. Fakat gelgelelim, hem yakskl bir
sevgiliyi kaybetmek, hem de onu, her hususta kendisinden ok ustun bir
rakibe teslim etmek, Mehpeyker gibi di bir muhitten yetismis, butun mru
binbir ktuluk iinde gemis asiftelerin degil, en terbiyeli, en kadir
bilir kadnlarn "bile kolay kolay tahammul edebilecegi belalardan
degildi... Bu nazenin ise, ye'si ogaldka ihtiyar de elden
130
giderek, tasarladg intikam plann bir kere daha gz-den geirmek uzere,
kalabalktan bunaldgn bahane ederek dugun evinden ayrld; dogruca
Abdullah Efendinin evine kostu. Arab' bu iste bir masa gibi kullanmay
dusunuyordu.
htiyar, aralarndaki son mukaveleye gre, alt aylk muhlet tamamlanmadan
Mehpeyker'in yuzunu grmekten bile umudunu kesmis; gnlunu eglendirmek iin
baska areler aramakla mesguldu... Mukavelenin uzerinden henuz bir ay bile
gememisken, byle hi ummadg bir anda sevgilisinin oda kapsndan ieri
girdigini grunce aptallast. Gzlerine inanamyordu... Mamafih, bu ani
ziyaretin para ile ilgili olabilecegini hesaba katarak syle bir topland.
Gayet vakrne ve ayn zamanda musaadekrane btr tavrla:
Buyursunlar, efendim! Buyursunlar iki gzum! Sizi hangi ruzgrlar att?
Grdunuz mu, koca fellah insana nasl lazm olurmus... Madem ki, siz fakiri
sevindirmek iin, muhletin bitiminden ok nce tesrif ettiniz. Bu
lutufkrlgnza karslk, bendeniz de va'dim-cien ve her zamankinden kat
kat fazla hizmette kusur etmem elbette diyerek misafirini karslad.
Fakat, kadnn heyecanl halinden ve hzl hzl nefes alsndan, gayet
hiddetli ve telsl oldugunu anlaynca, isin rengi degisti. Muhatabnn
yuzune dikkatle bakt. Sararms ehresinde derin bir elemin izleri
okunuyor; titreyen dudaklarndan ve simsek simsek akan bakslarndan,
alevli gazaplar salyordu.
Abdullah Efendi, konusma seklini ve ses tonunu hemen degistirerek szune
devam etti:
Bende ne divane herifim... Munasebetli, munasebetsiz her zaman saka
yapmaya kalksrm... Fakat yuzunde bir rahatszlk almeti var... Allah
askna ne oldunuz?
131
Ne mi oldum? Ne oldugumu halimden de anlamyor musun? Dur, syliyeyim
yleyse... Fakat istedigimi yapmak elinden gelecek mi? Eger istedigimi ya-
pabilirsen. Bunu taahhut edersen... Maksadm gereklesinceye kadar yanndan
ayrlmam... Senin olurum... Anlyor musun? Yalnz ve ancak senin... Ah!
ntikam... Bir gun intikam... Bir kere intikam... Ondan sonra isterse
dunyann alt ustune gelsin...
Muthis bir kin ve intikam kasrgas iin yuzu korkun bir hal almst...:
Herif, kadnn maksadn iyice kavrayamamakla beraber, birisinden intikam
almak iin, kendisinin bu alandaki tecrube ve maharetinden faydalanmak
istedigini anlamst. Bu tas yurekli canavar iin, adam ldurtmek, tavuk
kestirmekten daha basit bir seydi: Kendisince bu kadar basit bir sey iin
kadnn bu derece telas gstermesi tuhafna gitmisti... Kuumser bir
tavrla ve alayc bir eda ile cevap verdi:
Vah! Vah! Vah!. Demek telasnz bunun iindi? Gulmeden eglenmeden
baska bir sey dusunmeyen Mehpeykercik, demek simdi intikam sevdalanna
tutuldu? Lakin bu melek gibi vucuda, o kadar korkun hayaller yaksr m?
Ama niin yaksmasn? Azrail de melek degil mi?
Szlerinin ne tesir yaptgn anlamak iin biraz durdu; Mehpeyker'in yuzune
bakt; sonra daha cidd bir eda ile devam etti:
Lakin ne oluyorsun? Derdin nedir? u dunyada Abdullah gibi bir kulun
varken, arzularnn gereklesip, gereklesmeyecegini dusunmen bile abes.
Sen yalnz emret! tesine karsma! Emirlerin en ksa zamanda yerine
getirilmezse, o zaman bana ne istersen syle!
Mehpeyker, ac ac gulumseyerek maksadn aklad:
132
Bizim, yoluna dunyalar feda ettigimiz Beyefendi, bir gun buraya
geldigimiz iin yalda bulunmaysmza hiddet buyurmus. Bizi terk edip,
gitti... Guya ks-kanms. Guleyim bari. Kah! Kah! Kah! Ne tuhaf kskanlk
bu... Beni kskanyor da kendine gre bir cariye paras buluyor, gnlunu
onunla eglendiriyor...
zuldugunuz seye bakn!. Siz kendinize ondan daha l, onu bin defa
cebinden karacak kadar zengin erkek mi bulamayacaksnz? Elinizi
sallasanz ellisi...
Mehpeyker'in guzellik gururunu oksamak amaciyle sylenen bu szler, kadnn
uzerinde tamamen aksi bir tesir yapmst. Hayret ve tahkir dolu bakslarla
herifi tepeden trnaga syle bir suzdukten ve iki u dakika durduktan
sonra, kuumser bir tavrla sze devam etti:
Sen galiba mrunde kimseyi sevmemissin... Askn ne oldugunu
bilmiyorsun...
Nasl kimseyi sevmemisim... Ne vakit muhabbet belasndan kurtuldugumu
grdunuz?
Benim kanaatimce, insan dunyaya bir kere geldigi gibi, mrunde de yalnz
bir kere sever... tekiler nihayet geici bir hevestir. Hele sen, gerek
askn ne demek oldugunu buseydin, demincek bana Varsn kiminle eglenirse
eglensin! diyemezdin. Demek ki sen, bir sevdigini elinden karms olsan,
kederlenmiyeceksin...
Ben baska... Fellaha bu suratla hangi kadn yuz verir ki, binbir bela,
binbir gulukle elde edebildigi nazenini karnca kederlenmesin?
Bu kadar paran varken, hi sana eglence olacak kadn m bulunmaz?
Vallahi, ben size dogrusunu syleyeyim mi? Parann bu gibi gnul
islerinde sadece yalanc bir shreti vardr. Guzelce bir kas gz, bu
islerde, okkalarla altndan daha ok basan saglyor. Fakir bir ktip par-
133
as, bizlerden ok daha iyi egleniyor. Paraya taham ederse, ancak muhabbet
meclislerinden, ihtiyar zenginler iin, artakalms yadigrlar tamah ediyor.
ste siz meydanda degil misiniz? u biare Arap gebermis olsayd, simdiki
halinizin yuz binde biri kadar kederlenir miydiniz? Szlerimi sitem
sanmaynz! lemin halini tarif ediyorum. Demek isterim ki, ben sizin
yerinizde olsam, gider kendime ondan daha mukemmel bir sk bulur; o, cebi
delik zibidiyi de haset ve hiddetten ldrtrdm...
Sen ne vakit benim durumuma dusersen, o zaman kendi bildigini yaparsn.
imdi benim intikamma hizmet elinden gelir mi, gelmez mi? Onu soruyorum?
ocuk! Bir delikanldan intikam almann da lakrds m olurmus? Bir
bahane bulup hapis mi ettireyim? ldurteyim mi? Gnlunuz hangisini
arzuluyorsa emredin!...
Hibirini istemem... Bunun iin tek bir are var: Ali Bey'i o kadndan
ayracaksn!.
Sz, bu sekle dkulunce Abdullah Efendi, muzaffe-rae bir tavrla, yavas
yavas.sandalyesine yasland. Byk altndan srtarak cevap verdi:
Ne kadar da gu bir is teklif ettiniz. O derece telasnz bunun iin
miydi? O kadar kskan, o derece magrur bir beyefendiyi, karsndan,
cariyesinden ayrmakta da insan guluk ekerse dunyada kolay kelimesinin
mns kalmaz. Siz, kzn ya suphe uyandrabilecek bir hareketini, yahut da
vucudunun gizli yerlerinde bir nisan varsa onu grenip bana haber verin!
tesine karsmayn. Rakibinizi en di bir fahise durumuna dusurmek boynuma
bor olsun. kacak dedikodular, en ge bir hafta iinde Beyefendinin
kulagna gider... O kadar lakrddan sonra ayrlacaklarna suphe kalmaz
ya... Her zaman yaptgmz seyler...
134
ihtiyar sk, lakrdsn bitirmis, sevgilisini memnun etmenin sevinciyle
yerinde duramyor, iskemlesinin ustunde bir saga, bir sola kmldayp
duruyordu...
Ylan, zehirinin tesirinden, cellat kemendinin kuvvetinden nasl eminse;
Mehpeyker de, kararlastrdklar intikam plannn yuzde yuz basan ile
sonulanacagndan ylece emindi. Bu esit islerde, Abdullah Efendi gibi
tecrubeli bir kurdun yardmn sagladgna ok seviniyordu. Herife biraz
taklmak istedi:
Buyu yapanlar, sen dururken, niin seytandan yardm umarlar bilmem ki,
diyerek herifin boynuna sarld; mundar yanaklanndan birka defa ptu,
nazik dudaklarn Arab'n salyal agzna brakarak birka dakika ylece
kald. Sonra, kendisinden daha birseyler umit eden herifin hevesini
kursagnda brakarak, Dilsb'a dair grenecegi seyleri bir an nce tahkik
edip grenmek amaciyle sokaga frlad... x
Bir yandan gunluk olaylar tahkik etmek ve mumkun olursa Fatma Hanmn
cariyelerinden birini, para ile kandrarak kendisine casus edinmek iin,
guvendigi bohac kadnlar, Ali Bey'in evine musallat etti. Bir yandan da
kendisi o civardaki hamamlar dolasmaya baslad...
Felek, meydana bir musibet getirmek isteyince, sebeplerini de abuk tedarik
eder... Mehpeyker ise basladgnn drduncu gunu Dilsb'a bir hamamda
tesaduf etti. Dikkatli bakslarla kzn vucudunu incelemeye baslad. Grdu
ki; t pestemal bagnn yannda, bir siyah, biri kumrala alan iki tane
beni var... Maksadna ulasmak iin bu iki nisan kfi grdu, Mel'anet
arkadasnn yanna bir an nce varmak iin, acele acele giyinip, kendini
sokaga att. Geerken bir is iin yalsna da ugrad.
Frsat bir kere baslaynca birbirini takip edegelme-
135
si, her zaman tesaduflerdendir... Bare Dilsb da, o gun hamama gitmeden
nce, odasnda oturmus, gnlunden geenleri htra kabilinden bir kgda
yazmakla mesguldu. O srada Ali Bey ieri girdi. Yan saka, yan cidd bir
tavrla kzn elindeki kgd grmek istedi. Bizde bir kadn velev inasi30
istidadnca olsun, bu ka-darck grenimle ne kadar guzel yazabilecek?
Zavall kz, yazdg seyleri kendi begenmedigi iin utand, gstermek
istemedi. Ali Bey ltife yollu elinden almaya kalk-,smca, o da kgd
yrtp att.
Sureta als-veris bahanesiyle, habis ruhlar gibi, daima kzn etrafnda
dolasan bohac kadnlardan biri, o srada tesadufen konakta bulunuyordu.
Ali Beyle Dilsb arasnda geen bu olay cariyelerden grenince, mal
bulmus Magribi gibi haberi bir an nce yerine ulastrmak ve mukfatn
almak amacyle, solugu Mehpey-ker'in yalsnda ald. Bu ehemmiyetsiz
hdiseyi sisire sisire cariyelere anlatmaya baslad. Tam o srada Mehpeyker
de hamamdan kms, Abdullah Efendinin evine giderken hatrna gelen bir is
iin yalya ugramst. Me-:seleyi grenince, bohac kadn odasna gturdu
ve gu--zelce sorguya ekti. Ali Bey'den gizledigine ve sksnca ona
gstermemek iin, yrtp attgna baklrsa, yazdg herhalde bir ask
mektubu filan olacakt. Sadece bu Mle rakibini yere vurmak iin kfi idi...
Mehpeyker bylece, Arab'n grenmek istedigi delillerin ikisini birden,
arka arkaya elde edince umidi busbutun kuvvetlendi. Sevinten etekleri zil
alarak stanbul'a geti; dogruca Abdullah Efendinin evine kostu;
Dilsb'un vucudundaki benleri ve kgt yrtma olayn etrafiyle anlatt.
Arap da kendisiyle ayn fikirdeydi: Maksada ulasmak iin bu iki delil
fazlasiyle kfiydi.
Mehpeyker, intikamnn en ksa bir zamanda ve istediginden daha mukemmel
bir sekilde gereklesecegine
136
tt
ihtiyar
nuflilarrurl fta taranes A*,
*
te
-nde ueti ****
bir kere daha teminat aldktan Oiarak yalsna dndu. Ektigi fesat to-
lenmesmi beklemeye baslad. Ali Bey, kavustugu temiz aile hayat ut yasayp
gidiyor, muhtelif mesguli-ve imkn bulduka, mesirelere -
-
curt1*
A
kl
bir
de
Ali Beye munasip bir yerde rast-pesine musallat ettigi casuslar vasta-yine
amllca'ya gidecegini haber al-talarndan Pertev Aga adnda gayet ya-
Sereken talimat verdi. Ali Bey'in
yy etmesi ve baslamak uzere olan intika-temas iin Mehpeyker'i de davet
ede-
gu
nar
tesi ^.o
bi,
11
ttig1
Bey'in her gelisinde altnda oturdu-bir yere oturdu.
in yanan gizli bir kzgnlk gunes dogmadan uyanms; dogru c' gulustu.
Kafasnn iinde sabit bir fikir almak. Avn arayan disi bir kaplan gi-
oralarda dolasmaya baslad, geiyordu ki, Ali Bey, karsdan g-biraz
dolastktan sonra, Arab'n tah-agac altnda oturdu, avn grmus ylan
gibi, kzgnlgndan hareketleriyle fkesini belli ederek bekliyor; bir
asag, bir yukar gezini-
-Ker ve
buk frsat
yordu.-- atfia81 im. srtna bol bir arsaf giydigi ve . -^ma ^
bir pee rttugu j-^^g Ali BeV; eski
Dlakta guluk ekmedi. Kadnn o halle-1 - J^aretten ve intikam
alamamaktan ileri i, ugr . jjb^leri zannediyor, mektubunda eksik
gelen is .

137
kalms hareketlerini bu defa da hareketleriyle tamamlamaya alsyordu.
Ali Bey'in gelisinden asag yukar yirmi dakika sonra, Arab'n av kpegi
mahut Pertev Aga skun etti. Endiseli bir tavrla kh basm gzunu
oynatarak, kh salarn karstrarak efendisine dogru gidiyordu. Mehpey-
ker de hemen arabasn ektirdi; baslamak uzere olan oyunu daha yakndan
seyretmek ve konusulanlar daha iyi isitmek iin arabay munasip bir yerde
durdurdu.
Pertev kpegi, mahut tavrlariyle efendisinin yanna gelince, oradaki bos
sandalyelerden birisini kaparak tam karssna oturdu. Telasl telasl
anlatmaya baslad:
Bu kzcagzla ne yapacagz bilmem ki? Ne de tuhaf bir belaya attk...
Guya ok heyecanl oldugunu belirtmek iin hzl hzl nefes alyordu.
Abdullah Efendi, nceden kararlastrdklar plan geregince hibir sey
bilmiyormus gibi sordu:
Hangi kzcagz? Kimden bahsediyorsun?
Canm! Hani su u gun nce nunden getigimiz mavi konaktaki kz.., Hani
sag tarafnda bir harap mescit, karssnda bir yogurthane, bahesinin
yannda da hani su stavri'nin bostan bulunan mavi konak...
O anda zavall Ali Bey'in basndan asagr sanki bir teneke kaynar su
dkulmustu. Tarif edilen ev, kendi eviydi. Herifin bahsettigi kz da,
herhalde evdeki cariyelerden biri olacakt. Gittike artan bir suphe ile
tepeden trnaga kulak kesilerek, konusulanlar daha buyuk bir dikkatle
dinlemeye baslad...
Abdullah Efendi, omanna soruyordu:
Eee! Ne olmus o mavi konaktaki kza?
Nasl ne olmus? nsana musallat iste... Pencereden bin turlu isaretler,
bin turlu isvelerle aklm basmdan ald...
138
Delikanllarn kzlardan grdugu iltifattan sikyet etmesi de yeni mi
kt? Sen de ona isaret et! Bulusmann bir aresini ara!... Bulusup
zevkinize bakn!..
Herifler konustuka, Ali Bey renkten renge giriyor, teessurden bogulacak
gibi oluyordu. Evinin ve hanedannn bunca yllk namusunu, byle iki
paralk eden asifte, acaba hangi azgn cariye idi?
Ali Bey, sunun adn bir grenebilsem diye dusunurken Pertev de Abdullah
Efendiye izahat veriyordu:
Kzla anlas, keyfine bak! diyorsun ama, bilmem ki atmak mumkun olacak
m? Tahkik ettim, edindigim malmata gre, kz oraya daha yeni satlms.
Bir gen apknn penesine dusmus... Ad da Ali miymis neymis... Orasn
iyice grenemedim...
Bu son cumle uzerine Ali Bey, kalbine kursun isabet etmis bir arslan gibi
kukreyerek yerinden frlad. Tuyleri diken diken olmus, yuzunu ates,
gzlerini kan burumustu. Yldrm gibi herifin ustune atlacag srada,
yan basnda, cigerleri paralayacak kadar muthis ve alayl bir kahkaha
tufan koptu. Ali Bey, basm hiddetle o tarafa evirdi. Mehpeyker, zakkum
iegi gibi, setaretlere gark olmus, ugradg felakete katla katla
guluyordu. Zavall gencin damarlarndaki butun kan, bir anda soluk bir renk
alms, kire gibi bembeyaz olmustu. Oturdugu yere yglverdi.
Fakat karssndaki mel'anet muttefikleri bu darbeyi kfi grmediler;
galibiyet, silahlar altnda can veren biarelerin lu vucutlarn da
paralamadka ga-yzlar snmeyen Bulgar canavarlar gibi, isin bu
derecesiyle yetinmediler...
Mel'un fellah, simdi daha yuksek bir sesle etrafa zehir sayordu:
Sen galiba Dilsb'tan bahsediyorsun... Ayol, biz o yosmay daha nceki
hanmnn evinden tanrz...
139
Asifte, kendine bir kap mandaln buluncaya kadar islerini dogrusu ok iyi
idare etti... Geri o zamanlar da, frsat bulduka bize guler yuz
gstermekten geri kalmaz; fakat ok tedbirli davrandg iin etrafa en ufak
bir ip ucu bile vermezdi...
Yalnz guler yuz degil, gbeginin ustundeki benleri bile
gsteriyor da biz enayi gibi bekleyip duruyoruz..., Amma grseniz ne
benler...
Eee! Anladm canm! O benleri biz senden ok daha nce biliyoruz. Biri
siyah, biri de kumrala alyor degil mi? als, delikanl, als! Ye'se
kaplma! Biraz kafan isletirsen kz bir iki gun iinde elde edersin.
Birka gun nce bize mektup yazyormus. Ali Bey midir, ne kann agnsdr...
Sevdals olacak o koca kodos, tam o srada anszn ieri girmez mi?
Zavall, elindeki mektubu gstermemek iin yrtmak zorunda kalms. Hos, o
mektup yrtlsa ertesi gun bir baskasna nail olmaktan geri kalmadk ya...
Ben bile bu suratla kz elde ettikten sonra sen mi vuslatndan mahrum
kalacaksn?
Haince maksatlarn gereklestirmek iin daha bir suru yalan, dolanla
zavally en can alacak yerlerinden vurduktan sonra kalktlar; oralarda
gezinmeye basladlar. Mehpeyker. de, zehirli kahkahalarna devam ederek ve
gzlerinde kanl intikam simsekleri akarak, az sonra defolup gitti...
Ali bey, bulundugu yerde deta tas kesilmisti. sittigi muthis szlerin her
kelimesi, tpk bir alev paras halinde kulaklarndan giriyor, butun
damarlarn dolastktan sonra, kalbine yapsp kalyordu. Dakikalarca
yerinden kmldayamad. Neden sonra biraz kendine gelebildi. Karssna ne
karsa yakp, ykacak bir yldrm hzyla eve kostu. Ne olduysa iste o
gun oldu. Ali Bey, o hiddetle hem kendi istikbal emellerini, hem de mesut
ve sakin yuvasnn duzenini bir anda alt ust etti...
140
En edn ltfuna can vermiye mustak iken sad hyf Beni evrinle ldurdun,
beyUn, agyara aldandn.
Senin en kuuk bir lutfun iin sevine seviue canm vermeyi arzu ederken,
ne yazk ki, dusmanlarn uydurdugu birtakm yalanlara aldanarak beni
cefalarnla ldurdun, beyim!...
Ali Bey, konaga gelince, basn avularnn iine alarak, ne kadar emeli,
ne kadar zevki varsa hepsini birer birer hatrndan geirdi. Fakat bunlar,
kendisi iin artk, emel degil, zevk degil, her biri ayr bir azap, ayr
bir iskenceydi... Hayatla arasnda bir tek bag kalmst; intikam hrs...
Dilsb fahisesini ne sekude cezalandracagn dusunuyor, cezalann en
dehsetlisi olan lum cezasn bile onun iin hafif buluyordu...
Konaga geldigi zaman, annesiyle Dilsb evde degildi Nerede olduklarn
sordu. Bir yere gezmege gitmislerdi. indeki yanar dagn kzgn lavlar
akacak saha bulamadgndan, yavas yavas, sindire sindire butun vucuduna
yaylyor; damarlarn, iliklerini her tarafn yakp tutusturuyordu. Hatta
teneffus ettigi hava bile, adeta bir gaz gibi her nefes aldka kendisini
biraz daha lduruyordu. Bu muthis straplar iinde hrsndan
141
kh dudaklarn srarak, kh dislerini gcrdatarak odada mutemadiyen
dolasyor, her dakikada bir kalbi sanki duracakms gibi oluyor; sonra
birden muthis bir tehevvurle butun vucudu sarslyor, sarslyordu... Kh
suphe gibi ac ac guluyor, kh yetim gibi garip garip aglyordu...
Saatlerce, bu dayanlmaz straplar iinde, sinirleri alt ust olmus, kan
yerine, damarlarndan beynine hucum eden akc alevlerle dimag neredeyse
eriyecek hale gelmisti.
Hibir seyden haberi olmayan biare annesiyle, hibir gunah olmayan
zavall masum kz, o srada gezmeden dnuyordu. Ali Bey, kana susams
yrtc bir kaplan saldnsiyle, annesinin ardndan oraya giden Dilsb'un
ustune atld; daha dune kadar koklamaya kyamadg o guzel, ipek
salarndan insafszca yakalad, lum dsegindeki hastann son nefes
hrltsn andran boguk ve korkun bir sesle sordu:
Bbeginin ustundeki benleri kime gsterdin fahise? Geen gun, benden
saklyarak yrtp attgn o mektubu hangi zamparana yazyordun, alak?
Enayi gibi yutacagm sandn degil mi? Fingirdestigin herifin bari insana
benzer bir taraf olayd. Bula bula o sebek suratl fellah m buldun,
midesiz kan?...
Hibir seyden haberleri olmadg iin, sylenenlerin bir tek kelimesini
bile anlamayan ve sevgilisini ldrms zanneden zavall kzcagzn basn
hemen yandaki duvara yle siddetle arpt ki, biarenin agzndan burnundan
kpuklu siyah kanlar bosand, lu gibi boylu boyunca oldugu yere ygl
verdi...
Annesi sasrms, mrunde ilk defa grdugu byle dehsetli bir frtna
karssnda akl basndan gitmisti...
Ali!. Ali!. Ne yapyorsun, oglum? Dur!.. Biraz beni dinle!, diye
telasl telasl feryat ederek aralarna
142
girmek istedi. Fakat oglan, lakrd anlayacak durumda degildi. Gayet kustah
ve terbiyesiz bir tavrla:
ekil!.. Sen de basm ayrca belaya sokma! diye haykrd ve elinin
tersiyle kadncagz bir tarafa itiverdi.
Bir turlu hrsm alamyor, penesine av geirmis, gzlerini kan burumus bir
canavar gibi, disleriyle, trnaklaryla kzn tesini berisini didikliyor,
sryor, ko-paryordu... Odann her taraf kan iinde kalmst...
Biare basndaki darbenin tesiriyle ugradg baygnlktan, vucudundaki dis
ve trnak yaralarnn siddetli acsiyle ara sra gzlerini aabildike son
bir gayretle surunerek ve o haliyle yine de gulumsemeye alsarak, bu
amansz canavann ayaklarna yuzunu, gzunu surmeye ugrasyordu...
Bu facia yarm saatten fazla surdu. Zavall kzcagz, kendisini tamamen
kaybetmisti. Kza daha fazla iskence edecek takati kalmayan Ali Bey de,
saras tutmus gibi, eneleri kslarak bir tarafa ygld, kald...
O ana kadar olayn dehsetiyle ne yapacagn sasran ve saskn saskn
etrafna bakmaktan baska bir. sey yapamayan Fatma Hanm oglunu hayatla lum
arasnda yle ne oldugu bilinmez halde grunce san basn yolarak
aglamaya, feryat etmeye baslad. Sesini isiten cariyeler yetisti; dehsetle
ve teessur iinde aglaya aglaya, Beyefendiyi bir yataga yatrdlar, biare
Dilsb'u da baska bir odaya gturduler....
Birbiri ardnca teye beriye kosturan usaklardan biri, olaydan ancak iki
saat sonra bir doktor bulup konaga getirmisti. Ali Bey'in rahatszlg
hemen hemen tedavi edilemiyecek kadar fazlalastg srada doktor yetisti;
gereken saglk tedbirlerini ald. Biare Dilsb'a luzumlu ilalarn
yazd.
143
Hanmefendinin en buyuk endisesi, geirdigi muthis sinir buhranlar
neticesinde, biricik evladnn, akln oynatms olmas ihtimaliydi. Olup
bitenleri aglaya aglaya doktora anlatt; endiselerini syledi. Bin turlu
yalvanslar, bin turlu yeminlerle doktoru deta sorguya ekerek, fazla
endise edecek bir durum olmadgm, ocugun kalb heyecanyla kansk bir bas
hummasna tutuldugunu, gsterdigi cinnet almetlerinin de bu humma
nbetinden ileri geldigini grenince yuregine biraz su serpildi, ii
rahatlad...
te taraftan bare Dilsb, aldg ilalarn yardmyla biraz kendine
gelip de canndan ok sevdigi beyini o halde grunce, ruh bir eza iinde
bulunanlarn butun madd straplarn unuttuklar giW,_yucjudun-daki
yaralan hatrna bile gjetirmlye^ilmn^hizmeti-axne kostur
SeVgiltslnffi"b]^ an nce iyjlssme^Jcjn^ kan aglayan kalbiyle Tanrya
yalvarmaktan baska bir sey dusunmuyordu.
efkatli bir anne ile vefakr ve gnlu yaral bir ev, siddetli nbetler
iinde kendinden gemis hastann bas ucundan, iki koruyucusu melek gibi,
sabahlara kadar aglasp durdular; ulu Tannya yalvardlar... Ali Bey,
verilen ilalan asab bir hareketle iiyor, fakat asla kendini
bilmiyordu...
Bylece sabah ettiler. Ali Bey'in nbetleri de biraz hafifler gibi
olmustu. Saat iki sulannda doktor, hastalarn yoklamaga geldi. Humma
nbetleri gemis, Ali Bey, biraz daha sakinlesmisti. Doktor odaya girdigi
srada yavas yavas gzlerini at, saskn saskn etrafna baknmaya
baslad. Zihnini bir turlu toparlyanyor, dun aksamdan beri olup
bitenlerin hibirini hatrlamyordu. Birka dakika kimseyi tanyamad.
Sonra, bas rtusuyle hizmet etmekte olan Dilsb'a gzu ilisince, yine
kalbi yerinden oynayarak siddetle arpmaya bas-
144
lad. Gnlunden bu kzla ilgili ve giderilmesi imknsz bir teessur
oldugunu derhal anlamst. Fakat bu teessurun sebebini ve meselenin esasn
bir turlu bulup -karamyordu. Sanki hafzasn kaybetmisti. Dusune dusune
nihayet olaylar hatrlad... Zavall Dilsb'u butun saadetlerinin kaatili
gibi gruyordu. Yine delicesine bir tehevvurle yerinden frlayarak kzn
uzerine saldrmak istediyse de doktor, nune geti, byle fevri
hareketlerin mahzurlarn sayp dkerek, hatta hayatna mal
olabilecegini syleyerek bu lgnlga mani oldu. Esasen hanmefendi de
kz baska bir odaya karmst. Bir gun evvelki faciann tekrar bylece
nlenmis oldu... Hasta, tekrar yatagna yatnld. O srada annesi de odaya
dnmustu. Doktor, kh Ali Bey'e, kh annesine hitabederek sze baslad:
Beyefendi bir sinir rahatszlg geiriyor... Gerekli tedaviyi yapabilmek
iin, herseyden nce, gnlundeki strabn sebebini bilmek gerekir...
Mesela az nce yatakta sakin sakin yatarken gzlerini ap da karssnda o
kz grunce birden neye o kadar hiddetlendi ve paralayacakms gibi, kzn
ustune saldrd. Doktorlardan bir sey gizlenmez... Biz, meslek icab, ne
aile srlan biliriz. Hastann bir an nce iyilesmesini istiyorsanz,
konustuklarmzn bu oda iinde kalacagna emin olarak, meselenin esasn
bana anlatmalsnz. Bunu yapmadgnz takdirde, hastalgn tedavisi
maalesef ok gulesecek, hatta belki de imknsz hale gelecektir...
Doktorun bu makul ve inandnc szleri karssnda Ali Bey, saglk
durumundaki vahameti yeteri kadar takdir etmisti. Zaten iini dkecek yer
anyordu. Kesik kesik anlatmaya baslad:
Efendi, az nce bogmak iin ustune atldgm cariyenin namusundan
supheleniyorum. uphe degil... Yuzde yuz eminim M, bu asiftenin dsanda
baz apkn-
145/10
larla munasebeti var. Ailemizin bunca yllk namusunu berbat etti. Onun
iin evden hemen uzaklastrlmasn istiyorum. unku yuzunu grduke
kendimi tutamyorum, ustune atlp bogazn skvermek istiyorum... O
hiddet annda elimden belki bir cinayet de kabilir... Annesi, Dilsb'un
namusundan kendi namusu kadar emindi. Fakat biricik evladnn saglk
durumunu gznunde tutarak, kz istedigi gibi mudafaa edemedi. Mudafaa
etse de zaten tesiri olmayacagn biliyordu. Dilsb'un lehinde birka sz
sylemek istediyse de doktor, lakrdsn agzna tkayverdi:
Madem ki, is bu dereceye gelmistir. Kzn kabahati olup olmadgn
dusunecek zaman degildir... Beyefendi oglumuzun bir an nce iyilesebilmesi
iin yegane are cariyenin bu evden derhal uzaklastrlmasdr. Bence
konakta o kz bulundurmakla bir cellat bulundurmann hi bir fark yoktur.
Nereye defedecekseniz su dakikada hemen defetmelisiniz. Aksi takdirde
beyefendinin tedavisini uzerime alamayacagm... diyerek son szunu
syledi...
Hanmefendi Dilsb'u geri evlad gibi seviyordu. Kendisine butun
mevcudiyetiyle bagl olan bu kzcagz, bos bir suphe ugruna feda etmek,
hem ok gu, hem de gunaht .Fakat ne are ki cigerparesinin hayat bahis
konusuydu ve hukmu veren de, oglunun tedavisini ustune alan doktordu.
aresiz ehven-i serri tercih etmek zorunda kald; kzn konaktan
uzaklastrlmasna raz oldu. Zavall kadn, Dilsb'un gidisiyle bunca
yllk aile saadetinin de yklacagn nereden tahmin edebilirdi?
Derhal bir esirci agrmak iin adam gnderdi. Doktor, gereken reeteleri
yazp brakms, baska bir hastasna gitmisti ki, agrlan esirci
kageldi...
te tarafta Mehpeyker asiftesi, Ali Beye cuma gunu amlca'da oynadklar
ak hava tiyatrosundan son-
146
ra, Dilsb'un nasl olsa satlacagn bildigi iin o gun evine dndukten
sonra ve ertesi gun stanbul'un belli basl esircilerini dolasarak bir
cariye satn almak istedigini, satlga karlacak butun cariyelerin nce
kendisine gsterilmesini, begendigi takdirde ka para isterlerse hi
pazarlksz derhal dedikten baska aynca bol bahsis de verecegini hepsine
ayr ayn sylemisti. Maksad Dilsb'u penesine dusurerek, hakaretleri
altnda ezmek ve namusunu berbat ederek bir daha Ali Beyin sevgisini
kazanamayacak hale getirmekti...
Gnderilen usak, buldugu esirci kadnla birlikte, birka saat sonra konaga
dndu. Esirci, Ali Beyin yattg odaya girip de satlk cariye oldugunu
grenince, hanmefendiye hitaben:
Vallahi efendim, bir istekli musteri var, istediginiz fiyata da alacak.
Fakat kendisi pek yle saglam bir ayakkab olmadg iin korkuyorum.
Konagnzdan kacak bir cariyenin yle yerlere dusmesini istemiyorum...
deyince Ali Bey yatagndan dogrularak sze karst ve kadna sordu:
Saglam ayakkab degil mi? Nasl yani?
Canm nasl var m? Anlayverin iste... Gunah boynuna, muhabbetilik
yaptg syleniyor...
Daha iyi ya iste... Benim istedigim de zaten buydu. ok iyi tesaduf
oldu. Asifte gitsin, randevu evlerinde sarhos dayag yiyerek, sarhos
kusmugu temizleyerek bin bir zillet iinde gebersin. Kpegi hemen simdi
gtur! Ucuz pahal deme! Ne verirlerse defet gitsin!. Aksama da parasn
getirirsin...,
Musteriyle yaplacak pazarlgn ve fiyat takdirinin kendisine braklmas,
esircinin canna minnetti. Sats bedelinin muhim bir ksmn kendi cebine
indirdikten baska ayrca bol bahsis de alacakt.
Ferman sizin! Allah mrunuze bereket versin!
147
Madem ki isi bendenize havale buyurdunuz. Hizmetimden efendilerimi, elimden
geldigi kadar memnun etmeye alsacagm... dedi ve cariyeyi alp gturmek
iin dsar kmak istedi. Hanmefendi, hemen arkasndan frlayarak kadm
bir kseye ekti, satlmak uzere gturuldugunu kza hi belli etmemesini
sk sk tembih ettikten sonra bare kzn yanna gitti. i szlaya
szla-ya yalan sylemek zorunda kald:
Kzm, Ali'cigimin butun hiddeti, ugradg sinir rahatszlgndan ileri
geliyormus. Doktorun syledigine gre, sen konakta bulunup da oglann
gzune grunduke hastalgn tedavisi mumkun olmayacakms. Bundan dolay
birka gun iin senin bir yere gitmen icap ediyor. Yanmdaki hanm eski
ahbaplarmdandr. Bey iyilesinceye kadar onlarda misafir kalacaksn...
Sonra seni yine aldrrm hi merak etme, kzm!...
Kendisine oynanan oyundan hi haberi olmayan zavall DUsb ise, Ali Beyin
saglg iin birka gunluk misafirlige degil, ahrete bile gitmeye bin can
ile tesneydi. Sevgilisinden grdugu kaba muamelelerin, hatta yedigi
dayaklarn, hep o sinir rahatszlgndan ileri geldigini isitince
endiseleri hafiflemis, yuregine biraz su serpilmisti. Hemen yasmakland.
Beyefendinin saglk durumundan kendisini sk sk haberdar etmesini, hazin
bir ifade ile' hanmndan istirham ederek, esirci kadnla birlikte gitmeye
hazrland...
Bu ayrls Fatma Hanma ok dokunmustu. Az kalsn, oglunun hayatm dahi
dusunmeyerek kz alakoya-cak, bunu yapmasa bile, dustugu belay kza
hkra "hkra kendini gu zaptetti. Sonra bir kanepeye yglarak hkra
hkra aglamaya baslad...
Ali Bey, yattg odann, sokak kapsna bakan penceresine basn dayams,
emirlerinin yerine getirilip getirilmedigini bizzat anlamak istiyor ve
Dilsb'un ka-
148
pdan kmasn bekliyordu. Kzn, esirci ile ktgn grunce gayri
ihtiyar ii szlad. Dusb, bir daha geri gelmemek uzere, gidiyordu... Bu
guzel kzla birlikte yasadklar tatl gunler sinema seridi gibi gzunun
nunden geti. Vicdannn derinliklerinde hafif bir pismanlk duyar gibi
oldu. Fakat bir defa ok yaydan kmst. Kararndan geri dnemezdi. Kalbi,
yerinden frlayacakms gibi, yine hzl hzl arpyor, siddetli
heyecanlarla butun vucudu sarslyor, evvelkilerden daha muthis bir kriz
geiriyordu. Nihayet bu sarsntya dayanam-yarak bayld. Korkun korkun
sayklamaya baslad. Annesiyle cariyeler gu yetistiler. Hep birlikte
hastay ayltmaya ugrasyorlar, fakat bir turlu muvaffak olamyorlard...
Hastalk, git gide siddetini artrarak, on bes gun surdu. Bu muddet
zarfnda annesinin gzune bir damla uyku girmedi. Zavall Kadncagz
bitmis, ayakta sallanan canl bir cenazeye dnmustu. Butun ihtunam-lara
ragmen hastalgn seyri gittike siddetleniyordu. Biarenin hayatndan
artk umitlerini kesmislerdi...,
Fakat felegin bu talihsiz aile iin hazrladg felket serisi henuz
tamamlanmams olacak ki, on altnc gun Ali Bey gzlerini at. Kefeni bu
defa da yrtms, yavas yavas iyilesmeye yuz tutmustu. On bes yirmi gunluk
bir nekahat devresinden sonra shhati tamamen duzeldi..."
149
Kas fermd be-simsir-i siyset kustenem, Ya nedd unin rzem be-hri
dusmenem.
Keske ferman buyursaydm da beni siyaset klc ile ldurselerdi. Hi
degilse byle felketli bir gunumde dusmanlarn benim su duskun halimi
grmezlerdi.
Dilsb'a gelince; Esirci, zavally pesine takarak konaktan kardg
gibi, dogruca Mehpeyker'in yalsna gturmustu. Avn sabrszlkla
bekleyen canavar karnn odasna gittiler. Kapdan girer girmez, esircinin
ilk isi, gayet hasin bir tavrla ve mutehakkim bir eda ile:
Kz! yle aptal aptal bakacagna hanmefendinin etegini psene!, diye
kz azarlamak oldu.
Zavall neye ugradgn sasrmst. sin iyuzunu bilmediginden,
kaynvalidesinin ahbab diye tandg bu cadnn yuzune bakarak:
O nasl lakrd yle? Biz buraya misafirlige gelmedik mi? diye soracak
oldu. Esircinin cevap vermesine meydan brakmadan Mehpeyker atld. ntikam
hrsiy-le titreyen bir sesle ve gayet alayc bir tavrla:
Hayr, hanmefendi hazretleri, misafirlige gelmediniz. Basbayag
satlmaya geldiniz. Hani Ali Beyin
150
konagna nasl satldnzsa, buraya da ylece satlmak iin geldiniz.
Beyinizden bu muameleyi ummuyordunuz degil mi? O apknn size kars
duskunlugune, muhabbetine kendi guzelliginize ve ismetinize magrurdunuz
degil mi? Butun bunlara ragmen, gruyorsunuz ki, sizi satlga kard.
Lakin esef etmeyiniz! Onun, .istedigi kadar gnul eglendirdikten sonra, hi
bir kabahati olmakszn terkettigi guzel, yalnz siz degilsiniz. Hem insan
ne kadar namuslu olursa olsun, baz kere namussuzlardan daha namussuz
duruma da dusebilir. Bunlar olagan seylerdir.
Kz, daha bir hayli inceledikten sonra, birden kaslarn atarak bagrd:
Ne bakyorsun alk? Haydi, soyun da arkana bir hizmet esvab geir! s
nlugunu de tak! Dogru mutfaga! Aksam yemegine misafirlerim var...
Zavall kz, ne maksatla, nasl bir yere gnderildigini nihayet anlamst.
stelik, o ana kadar hi grmedigi byle hasin bir muameleye de mruz
kalnca, eli ayag buz kesildi. Fel gelmis gibi birka dakika yle
hareketsiz durduktan sonra oldugu yere ygld, kald...
Gerek Mehpeyker, gerek esirci, kz o halde grunce ldu sandlar; biri
intikamndan, teki de menfaatinden mahrum kalmak korkusuyla hayli
telslandlar. Fakat yuzune biraz su serpince biarenin vucudunda bir
kprdama oldu; az sonra da gzlerini aarak cellatlarna saskn saskn
bakmaya baslad...
Mehpeyker, zavall kz, o halinde bile ignelemekten geri kalmad, esirciye
hitaben:
Bir sey olmams, kadn! Nazik hanmefendi bu ya, baylms. Beyinden
ayrldgna o kadarck da kederlenmesin mi? Hasta, saglam, her ne ise benim
makbulum dedi...,
Dilsb, kvrlp yattg yerde straptan kvrana-
151
dursun... Berikiler pazarlga giristiler... asag, bes yukar
anlastlar. Esirci, sats bedelini alarak sevine sevine Ali Beyin yalsna
dndu...
Dilsb, ayrlnca vucudundaki fenalgn siddetine bakarak, bir saat nce
kavusamadg lumun bir saat sonra kendisini bu felket ve straptan
kurtaracagna iyice kanaat getirmisti... Fakat heyhat! Hi lumde, yegne
kurtulus aresi olarak kendini sabrszlkla bekleyenlere kosacak kadar
merhamet mi olur? Zavall kzn gnlundeki yeis, yrtc bir canavarn
keskin disleri gibi, iini paralyor, elem vermekte lumle esit olan o
dusup baylmalar iki u saatte bir kzcagza ecel terleri dkturuyordu. Bu
dayanlmaz aclara, Mehpeyker'in ard arkas gelmeyen hakaretleri, alaylar
ve dayaklar ayrca tuz biber ektike, o gulden nazik vucudu deta tas
kesildi. Bir turlu lup de bu cehennemi hayattan kurtulmaya muvaffak
olamad...
Mehpeyker, gerek vucut ve yuz guzelligi, gerekse ruh asaleti bakmndan
Dilsb'un, kendisinden kat kat ustun oldugunu biliyor; fakat en ziyade
namusunu e-kemiyordu. Alak kadn, her seyden nce biareyi namus
cevherinden mahrum ederek kendi asaglk mertebesine dusurmek iin aylarca
ugrast; cellatlara parmak srtacak iskenceler icat etti..., Fakat ne
yaptysa ktu emeline erisemedi; bu namuslu ve masum kzn elini bir erkek
eline dokundurmaya muvaffak olamad...
Her esit ktuluge kucak ams bu gunah yuvasnn iinde, o kadar tazyik, o
kadar eziyet ve mezellet altnda bile Dilsb namusunu harikulade bir
metanetle muhafaza ederek, hem kahr penesinde esir bulundugu Mehpeyker
asiftesini aczinden ve hrsndan kudurtuyor, hem de, en kuuk bir suu ve
gunah olmadg halde kendini bu felaket uurumuna yuvarlayan sevgilisinden
bylece mnevi bir intikam alms oluyordu...
152
zartada taz, kencl ett
-*
153
Fskn envnda yuz bin kerre ettim cust-u c llet-i lm- ye'se
bulmadm bir are ben
Sefahat ve ahlkszlgn her turlusune basvurarak yuz bin defa aradgm
halde, umitsizlik elemleri denilen bu illete hibir are bulamadm.
Gelelim beri tarafa: Ali Bey'in hayatndan umit kesilmisken mucize
kabilinden kurtulusu, annesini tarif olunmaz derecelerde sevindirmisti.
Biare kadn, biricik evlad, ciger-presi ahretten geri dnmus, yahut
yeniden dunyaya gelmis gibi, sevincinden ne yapacagn bilemiyor, ust uste
kurbanlar kestiriyor; fakir fukaraya bol bol sadaka dagtyordu...
Ali Bey ise, vucuta geri tamamen iyilesmisti. Fakat ruhu ebediyen hasta,
ebediyen sakat kalacakt. Geirmekte oldugu ruh buhranlar, o derece
siddetliydi ki, lumden kurtulusunu bir saadet degil, bilakis en buyuk, bir
felaket sayyordu... Keske lup kurtulsayd.
Dilsb'ta tasavvur ettigi hiyanet, Tanr kudretine,, hs, zulum isnat
edecek kadar imann bozmustu. lgn bir sevdal gibi ne yapacagn
bilemiyor, biraz avunmak, bir nebze neselenmek iin aklna gelen her areye
bas vuruyordu. Az zamanda, iki gibi, kumar gibi,.
154
zamparalk gibi, vakit ldurecek, zihni uyusturacak ktu iptilalara kendini
adamakll kaptrmst. Hayattan daima sikayet ettikleri halde, lumu de
hi bir zaman gze alamayan zayf kalbli, iradesiz insanlar gibi, iine
yuvarlandg sefahat leminden kendisi de memnun degildi. Fakat yine de bir
gun hibirinden mahrum kalmak istemezdi. Gitgide gunlerce kumarhanelerde,
haftalarca .meyhanelerde, aylarca genelevlerde kalmaya baslad. Ne
arkadaslar, ne dairesi, hatta ne de annesi hatrna geliyordu. Hepsini
unutmustu...
Bu israfa kazanc kfi gelmedigi iin, babadan kalanlar yavas yavas satp
savmaya baslad...
Dunyada en sadk dostu Atf Beyle, Mesut Efendiydi. Atf Bey o sralarda
memuriyetle Rumeliye gitmisti. Mesut Efendi de yalnz bir kere sokakta
kendisine rastlayarak biraz nasihat etmek istemisse de, en sabrl
insanlarn bile tahammul edemiyecegi kadar fena bir muameleye mruz
kalmst. unku, basna bunca felketlerin gelmesine sebep olan Dilsb'un
satn alnp konaga getirilmesi, Mesut Efendi'nin tavsiyesiyle olmustu.
Bunu annesinin agzndan birok defalar isitmisti. Mesut Efendi onun
nazarnda bir dost degil, en buyuk bir dusmand...
Mesut Eefndi ise, istegiyle atldg felaket uurumundan kendisim kurtarmak
iin uzatlan yardm elini sracak kadar nankr bir deli ile ugrasmaktan
hibir fayda elde edemiyecegini anlayarak daha fazla uzerinde durmams, onu
kendi haline brakmst.
Dunyada kendisini gerekten seven bir Dilsb ile bir biare annesi
kalmst. Zavall Dilsb, yukarda anlatlan belalar altnda inliye inliye
hayr^joLualana, de-
hpr arftyp basvura-
rak oglunu bu felaket uurumundan kurtarmaya alsyordu. Kocasna olan
ask yuzunden zerre kadar st-
155
raba ugramams olan biare kadn, umitsiz bir askn te^ sirlerini ne
bilsin? Ogluna buyu yapldgn sanyor; buyucu guruhundan ne kadar
dolandrc varsa, hepsine ayr ayr basvurmak, buyu zdurecegim diye, su
gibi para sarf ediyordu. Bir yandan Ali Beyin israf ve se^ fahatine, bir
yandan da a gzlu buyuculere para yer tistirebilmek iin, babadan kalma ne
varsa suratle elden karlyordu.
Zavall kadn, oglunun yuzunu ayda bir defa an-, ak grebiliyor, onda da
biraz nasihat etmek istediket Mesut Efendinin agzna bakarak Dilsb'u eve
soktugu iin, bin turlu sitemlere, hatta kustaha hakaretlere mruz
kalyordu. Ali Bey, annesinin nasihatlerini din--lememek iin eve daha
seyrek gelmeye baslamst. Biare kadn, hakarete ugramak ve ciger-presini
bus-. butun elden karmak korkusuyle, bu haylaza artk bir-sey sylemeye
de cesaret edemiyordu.
Oglann sefahat ve israfna para dayanr gibi de-. gildi. Annesinin butun
mucevherat pek ksa bir zaman-, da elden karld. Ayda yuz elli liradan
fazla gelir sag-, layan gayrimenkulleri bir sene iinde yok olup gitti.
Nihayet, oturduklar koca konak da, iindeki nadide esyalar ve
cariyeleriyle birlikte, hara mezat satld.
Dogdugu gunden beri bolluk ve refah iinde yasa-, yan, geim sknts diye
bir sey bilmiyen zavall Fat-. ma Hanmn elinde kala kala azatl bir zenci
kadnla bir iki para eski pusku oda takm, krk uruk birka sahan ve
tencere kalmst, mrunun rahata en ok muh-ta oldugu bu son yllan kira
kselerinde surunerek ge-> iriyor, el dikisi dikerek, naks isleyerek ve
bekr amasr ykayarak kazandg bes on kurusla kt kanaat geinmeye
alsyordu. Haylaz ve sefil oglu ise, duse du-. se nihayet, birka kadeh
rak ile bir para ekmek te-
156
dariki iin, Yenicami arkasnda krkar altmsar paraya arzuhalcilige kadar
dusmustu...
ifte ifte dadlar elinde buyuyen, elini scak sudan soguk suya sokmayan
zavall Fatma Hanm, bu korkun sefalete dayanamayarak nihayet hastaland,
yataga dustu... Kalbinden ve midesinden rahatszd...
inde yuzdugu sefahat mezbelesinde Ali Beyin ahlak ve terbiyesi de o
derece bozulmustu ki; hasta annesine doktor gturmek, ilalarn temin
etmek syle dursun, semtine ugramak bile aklna gelmiyordu. Yirmi gunden
fazla suren hastalg esnasnda yalnz bir de-fack yanna gitmis, onda da:
Ne yapalm? Herkes ettigini bulur... Evin iine soktugun fahise, ikimizi
de bu hale getirdi... diyerek strabna tuz biber ekmis, kadncagz lum
dseginde kabir azabna ugratmst...
Fatma Hanm, hastalandgnn yirmi uuncu gunu bu fni dunyaya gzlerini
yumdu ve ektigi straplardan kurtuldu...
Nankr ve hain evlat, iki sofrasndan, kumar masasndan ayrlp da
annesinin cenazesine bile gitmemisti. Garip ve talihsiz kadnn cenazesi,
bir iki hayrsever komsunun delaletiyle, belediye tarafndan kaldrld...
Oglunun butun hainliklerine ve nankrluklerine ragmen hanmefendi, ugradg
bunca belalar srf kendi talihsilziginden bilmis; son nefesinde bile ona
hayr-u duadan geri kalmamst.
157
Cismimi yaktnsa pyiml etme gnlumden sakn Kulhanm eksik degil
hkisterimde ahkerim
Vucudumu yaktnsa, gnlumden sakn ve beni ayaklar altna alma ben yle
bir hamam ocagym ki, kullerimin altnda daima kor bulunur...
Ali Beyden grdugu o ktu muamele Mesut Efendinin ok gucune gitmis, bu
fena kalbli gencin bir daha adn bile anmamaya karar vermisti. Fakat
basna gelen bu son felaketi isitince krgnlg filan unuttu...
Yaradlsmdaki olgunluk icab, zavallnn haline acmaktan yine kendini
alamad. Dogrudan dogruya Ali Bey'i grup yardm elini uzatsa yine
srlacagn ve belki de daha fena bir muameleye maruz kalacagn
biliyordu... Yegeni Atf Bey'e mufassal bir mektup yazarak durumu
bildirmekten baska are bulamad. Bu sefih oglana ne sekilde yardm
edebileceklerini sordu...
Atf Bey, zavall arkadasnn feci durumunu daysnn mektubundan grenince
ok muteessir oldu. Hemen kgda, kaleme sarld. Ali Bey'e uzun bir mektup
yazarak bassaglg diledi. Skntda oldugunu haber aldgndan bahisle,
stanbul'da tandklar bir sarraf vas-tasiyle, kendisine dun olarak her
ay bin kurus gn-
158
derilecegini bildirdi. Arkadasnn kibir ve azametini bildigi iin, bu
parann yardm olarak degil, bor diye kabulunu rica etti. Mektubunda
ayrca baz nasihatlerde bulunmaktan da kendini alamad.
Ali Bey, duse duse o derece dusmustu ki, artk meyhanecileri dolandryor;
kumar masalarndan el abuklugu ile para asryordu. Arkadasnn para ile
ilgili teklifini tereddutsuzce kabul etmekle beraber bu iyiliksever
arkadasna tesekkur edecek yerde, kendisine nasihat vermeye kalkstg
iin, alay ve hakaret dolu bir cevap yazmaktan da utanmad...
Ali Beyi'n dunyada irtikp etmedigi bir tek alaklk kalmst: Mehpeyker'le
yeniden munasebet kurmak... Binbir rezalet iinde yuzdugu halde alaklgn
bu derecesine tenezzul etmeye kibir ve azameti mni oluyor; karnn adn
simdilik agzna bile almyordu.
te tarafta Mehpeyker, zavall Dilsb'u penesine dusurmus binbir turlu
hakaret ve eziyetlerle gayzm biraz olsun yatstrabilmisti. Fakat onun
asl hedefi Ali Beydi. Dilsb, nihayet bir rakipten ibaretti. Ona da
yapacagn yapmst ve hl yapmaktayd. Ali Beye olan infiali ve gayz
ise, ne derece siddetli olursa olsun, ikinci derecede kalyor, iliklerine
kadar yaylan sehvet hrs butun benligini kasp kavuruyordu...
Ali Bey, dustugu sefahat uurumunda yuvarlana-dursun. Mehpeyker, Ali Bey'in
kollan arasnda yasadg ask ve sehvet dakikalarn bir turlu unutamyor;
fakat bir yandan da kalbindeki dusmanlk duygularm yenemiyordu. ntikam
hrs ile sehvet arzusu iinde muthis bir mucadele halindeydi. Uzun muddet
devam eden bu mucadele sonunda sehvet arzusu ustun geldi. Ali Bey'i bir
kere daha kucagna dusurmek iin vesileler aramaya baslad..
159
Ali Bey ise, insan her fenalga surukleyen zaruretin artk son mertebesine
gelmisti. Mehpeyker'le yeniden munasebet kurmak yine o mureffeh hayata
kavusmay aklndan geirmiyor degildi. Fakat kibrine yedirip de kadna bir
haber gnderemiyordu. Bunun iin her iki taraf da birbirlerinden sarih bir
teklif bekliyorlard.
Ali Bey, azminde sebat ettike Mehpeyker'in sehvet istiyaki artyor;
hrsndan kendini .kaybedecek derecelere geliyordu... Ali Beyin bu yolda
bir muracaatndan nihayet umidini kesince kendisi muracaat etmek
tenezzulunden de ekinmedi. Fakat bu son karan verinceye kadar geirdigi
tereddutler, endiseler, rea ve hakaret ihtimalleri kendisini ok sarsms,
deta hasta etmis, nesesiz ve huysuz bir kadn olmustu. Dusup kalktg
erkekleri istedikleri gibi eglenceden mahrum brakyor, hatta skyor,
bilhassa Abdullah Efendiye dunyay zindan ediyordu...
Gerek Abdullah Efendi, gerek teki zamparalar, Mehpeyker'i bu arzusundan
vazgeirmek iin ok ugrastlar; uzun uzun nasihat, hatta tehdit ettiler.
Fakat hibirinin faydas olmad. Bunun uzerine Abdulliah_E|sn di, ister
istemez araclk yapmaya karaf verdi. Bu gibi islere zaten alskt...
-^^ * i>,H.^-ty
Delikanly ikna etmek iin araya baz vastalar koydu. Fakat bu defa da,
kadnn yeni yeni macerala-riyle kulaklar dolup tasan Ali Bey, o tarafa
hi yanasmyordu bile...
Bu umit kesilince Abdullah Efendi, son are olarak bir iki meclisinde onu
gafil avlamaya karar verdi, nceden tertipleyecekleri bu toplantya Ali Bey
de davet edilecek ve kafalar tutsulenmeye baslaynca, Mehpeyker'le guya
tesadufen karslaslacakt, s bu kerteye geldikten sonra Ali Bey nasl
olsa mukavemet edemiyecek ve Mehpeyker'in kucagna dusecekti...
160
Koca kodos, bu fikrini tekrarlya tekrarlya nihayet kadna da kabul
ettirdi. unku Mehpeyker, Ali Beyin kendisinden ne kadar siddetle nefret
ettigini ok ac tecrubelerle bildigi halde, guzelliginin yapacag tesire
guvenmekten yine de kendini alamyordu.
Tertipleyecekleri iki meclisinin plan iyice hazrlandktan sonra Abdullah
Efendi'nin tazlarndan biri, efendisinden aldg talimat-geregince Ali
Bey'i aramaya koyuldu. Birka gunluk arastrmadan sonra bir aksam
meyhanelerin birinde kendisine rastlad. Yanndaki bos masaya oturdu.
Munasebet dusurerek ikide bir lakrdsna karsyor, ahbaplk kurmaya
alsyordu... Olduka duzgun konusan ve nabza gre serbet vermekte hayli
usta olan bu herif, bir iki saat iinde Ali Bey'e kendisini sevdirmeye
muvaffak oldu. Meyhaneden karlarken, krk yllk ahbap gibi can-ciger
olmuslard. Herif turlu diller dkuyor; Ali Bey'e olan sevgisini anlatmak
iin adeta kelime bulamyordu.
Gerekten ehl-i dil bir zatsnz. u meyhanede iyi bir tesaduf eseri
olarak tansmamz beni cidden bahtiyar etti. Sohbetinizden son derece
hoslandm. stiyorum ki arkadaslgmz burada bitmesin... Bence pek
kymetli olan bu dostlugu devam ettirelim... dedi.
Ertesi aksam baska bir meyhanede bulusmak uzere ayrldlar...
Artk her aksam baska bir meyhanede bulusuyorlar ve ge saatlere kadar
iiyorlard...
Kadeh arkadaslklar bylece bir iki hafta kadar surdu. Bir aksam yine
ierlerken herif, puntuna getirerek, arkadasndan syle kadnl, sazl bir
iki ziyafeti istedi..,
Ali Bey, arkadas Atf Bey tarafndan baglanan on lira aylgn o gun
sarraftan almst. Cebinde bol para vard. Herifin istegini memnuniyetle
kabul etti. Hemen
161/11
o gece, ukurbostan taraflarnda, Ali Beyin bildigi o biim bir eve
gittiler. Orada da kadnlarla birlikte hayli ierek gayet sefihane ve
rezilne bir sekilde, szum ona, eglendiler...
Sonra iki u gun yine birbirlerinden ayrlmadlar... Artk det
edinmislerdi; ortalk kararrken bulusuyorlar ve her gece baska bir evde,
kadnlarla birlikte, sabahlara kadar yeyip egleniyorlard...
Nihayet, bir sabah keyfi esnasnda, Abdullah Efendinin adam, gayet luks
bir randevu evi sahibiyle ok iyi tanstgn, yuksek sosyeteye mensup
guzel kadnlarla istedikleri gibi eglenebileceklerini syledi. Evin
adresini verdi ve o gun aksam uzeri orada bulusmalarn teklif etti. Bu
esit eglentiler, zaten Ali Bey'in canna minnetti. Hemen raz oldu...
Herif, gidecekleri ve haber vermek bahanesiyle, Ali Bey'in yanndan
ayrld; nefes nefese kosup Abdullah Efendiye ve yannda bulunan
Mehpeyker'e durumu bildirdi. Derhal Edirnekap civarnda bos bir ev
buldular; asifte takmnn pek o kadar dusmemis kibarcala-rndan birka
yosma tedarik ettiler. Gerekli tertibat tamamlandktan sonra, alaturka saat
sekiz sularnda herif, Ali Bey'i braktg yere dndu. Beraberce Edime-
kap's yolunu tuttular. Eglenti yerine vardklar zaman ortalk iyice
kararmst.
iki meclisi o kadar mukemmeldi ki, Ali Bey en varlkl zamanlarda bile bu
derece zengin bir iki sofrasn pek az grnustu...( Fakat kalbi iyice
nasrlastg iin, konukseverlikte arkadasndan kat kat asag kaldgndan
en ufak bir utan bile duymad. Bilakis, bu yeni arkadasn gsterdigi bu
olaganustu konukseverlik karssnda Meger ben neymisim? gibilerden
kendinde bayag bir meziyet tasavvur ederek bburlenmeye bile baslamst.
162
Kzlar bir taraftan sark syluyor, bir taraftan misafirlere kadeh ve
pucuk mezesi sunuyorlard.
Aradan bir, buuk saat geer gemez Ali Bey, aylardan beri mayalanms olan
sarhoslugunun tesiriyle, artk kendini bilemeyecek hale geldi, sarhosa
naralarla ve sefihe heyheylere baslad. Tam o srada Mehpey-ker, olanca
isvekrlg ile kapdan grundu, yi giyinip iyi suslenmek iin haftalarca
ugrasmst. En buyuk endisesi uzuntu ve uykusuzluk sebebiyle yuzunde hsl
olan soluklugu gstermemekti. Guzelligini iyice gsterememek korkusu ile
cesareti bile hayli krlmst. Butun krgnlklarn gizleyerek geldi. Ali
Bey'in yanna oturdu. Yapmack bir sitemle sabretmeye alsr grunerek:
Vefasz! Nzn ve eziyetin daha elvermedi mi? Mehpeyker'in sana ne yapt
ki, zavally butun butun feda etmeye kyabildin? Mecbur bir hareketime
katlanmak, hatta bir kabahatim bile olsa affetmek senin sa-nndand... ste
bak: Sensiz, ne hallere girdim. Yuzume bak da, biraz merhamet et!... diye
yalvarmaya baslad.
Lakin, Ali Bey, eski Ali Bey degildi. O toy delikanllk ve kskan sklk
devri oktan gemisti. Bu evde simdi sadece eglenmeye gelmis bir
hovardayd. Mehpeyker'in yalvarslar onda en kuuk bir tesir bile yapmad.
Gayet soguk bir tavrla ve hakaret dolu bakslarla kadn bastan asag
syle bir suzdukten sonra:
Hanm, dedi; biz buraya eglenmek iin agrlarak geldik... Meclisimizde,
gruyorsun ki, kz da ok. lerinden bir tanesini begendim... imdi onu
brakp seni alaym da sabaha kadar azap m ekeyim? Bizi buraya davet eden
beyefendinin asagda birok usaklar var. Hepsi de masallah gulu kuvvetli
herifler... Cann erkek istiyorsa bir tanesini al, keyfine bak!.
163
Sonra Mehpeyker'e arkasn evirdi; kadeh dagtan yosmalardan birini yanna
ekerek onunla tatl tatl konusmaya baslad...
Bir zamanlar dizleri dibinden ayrlmayan eski sgnn bu soguk davrans
Mehpeyker iin, dunyada tasavvur edemiyecegi kadar muthis bir hakaretti.
Neye ugradgn sasrd; oldugu yerde donakald... Grdugu hakaret, tpk
bir lum soguklugu gibi, vucudunun her tarafna yaylms, tek kelime
syleyecek hali kalmamst. Dusmemek iin duvarlara tutuna tutuna odadan
kp gitti... Hemen yasmaklanmaya baslad...
Ali Bey, hi beklemedigi bir yerde ve hi ummadg bir zamanda Mehpeyker'i
birden karssnda grunce sasrd; turlu turlu suphelere duserek arkadasna
sordu:
Birader! Bu kan, mantar gibi, byle anszn nereden kverdi?
teki, guya hibir sey bilmiyor ve hi muhimsemi-yrmus gibi, cevap verdi:
Ne bileyim, kardesim, kzlarn arasna naslsa karsms iste... Eskiden
fena degildi. imdi yuzu biraz solgunlasms... Mamafih yoklukta ise
yarar...
Arkasndan da baska bir konuya geerek bu bahsi
kapatt...
Ali Bey, korkulu bir ruyadan uyanms gibi, birka dakika hafif bir heyecan
geirdikten sonra, yine zev-kiyle mesgul olmaya baslad.
Mehpeyker, ugradg muthis hakaret darbesinin ilk tesirinden kurtulup,
biraz kendine gelince, kafasnn ii birtakm korkun tasavvurlarla dolu
olarak, dogruca Abdullah Efendinin evine kostu. Ali Bey, onun iin artk
nazl bir sevgili degil, kanl bir dusmand.
Arap, Ali Beyle bulustuktan sonra, Mehpeyker'in nesesi yerine gelecegini ve
daha iyi egleneceklerini du-
164
~f *W ^
f
sunup birtakm hayaller kurarken kar, mezar kakn gibi korkun ve
sapsar bir yuzle kageldi... Abdullah Efendi, sasrp kalms:
Eyvah! Gruyor musunuz, a dostlar, bu yine hastaland. Bakn basmza
gelenlere... diye birtakm kocakar yaygaralarna baslamst.
Mehpeyker, sabrsz bir eda ile kaslarn atarak ihtiyar azarlad:
Sus! Sen de bunak msn nesin? Hastalg da nereden kardn?
Sonra, her lakrd syledike cigerlerinin bir paras agzndan
dkuluyormus gibi, son derece uzgun bir eda ile basna gelenleri birer
birer anlatt.
Koca fellah, kadnn bu ackl hikayesini dinlerken, av bekleyen yrtc
hayvanlarn zehirli gulumsemeleri gibi, yuzu sekilden sekile giriyordu.
Mehpeyker, hikyesini bitirip susmus, odaya derin bir mezar sessizligi
kmustu. Birka dakika ylece kaldlar. Abdullah Efendinin, bela baykusunu
andran irkin sesi, bu derin suktu birden dagtt:
Olmayacak... O katr yasadka sen rahat yuzu grmeyeceksin. Vucudunu
dunyadan kaldnvermeli. Bitsin gitsin... diye fikrini syledi...
Mehpeyker boguk bir sesle cevap verdi:
Ah!.. Vucudu dunyadan kalknca rahat edebilecegimi bilsem...
Bu konu uzerinde bir hayli konusup tartstktan sonra nihayet Ali Bey'i
ldurmeye karar verdiler. Yine Arab'n tazlarndan birini delikanlnn
bulundugu eve gndererek kzlarn patronunu agrdlar.
Kodos kar, ertesi gece iin yine byle sazl, szlu ve kadnl kzl bir
iki toplants tertibi iin, o srada Ali Beyle muzakere halindeydi. Bir
bahane uydurarak
165
delikanldan ayrld. Gelen adamla birlikte Abdullah Efendinin evine
gittiler.
Arap, her ne suretle olursa olsun, Ali Bey'i bir kere daha byle bir
toplantya getirmek iin are bulmasn syleyince kadn:
yleyse tamam! Hemen simdi eve git! Yarn gece skudar'da bizim bag
kskunde toplanmak iin herifi ikna et! Yarn sabah da gelip bana neticeyi
bildirir, verecegim talimatla birlikte bahsisini de bol bol alrsn...
diyerek kary savd.
Kadn, tekrar Edirnekaps'ndaki eve dndu. Ali Bey, henuz yatmams, ertesi
gece yapacaklar toplanty bir karara baglamak uzere kendisini bekliyordu.
Abdullah Efendinin aldg talimat geregince, ertesi aksam, skudar'daki bag
kskunde toplanmak uzere, Ali Bey'i kolayca ikna etti.
Berikiler ise geceyi, isleyecekleri korkun cinayetin planlarn
hazrlamakla geirdiler...
Abdullah Efendinin bu dunyada elinden gelmeyecegi fenalk tasavvur
olunamazd. Zengin olmak ugrunda evler ykmak, ocaklar batrmak onun iin
yun krpmak, sut sagmak kadar ehemmiyetsiz bir is; sefahati yolunda adam
ldurmek de, eglence iin ava kmak kadar basit, hatta eglenceli bir
seydi. Binaenaleyh tasarladg muthis cinayet, bu tas yurekli canavarn
gzunde, tavuk kesmekten daha ehemmiyetsizdi.
Fakat o gune kadar en siddetli intikam, cariye dvmek, rakipleriyle alay
etmek, ve nihayet sk uzmekten ibaret olan Mehpeyker iin, durum yle
degildi. sleyecekleri cinayetin dehsetini dusunduke, daha simdiden
korkular iinde titriyor, sar'a nbetleri geiriyordu... Arab'n canice
kararna nceden istirak ettigi halde simdi korkuyor; tereddut ediyor;
kesin kararn bir turlu veremiyordu... Vefasz skmdan intikam alabil-
166
l
mek iin, daha baska areler bulmaya ugrastysa da muvaffak olamad;
nihayet ilk fikrine dnmek zorunda kald.
Hain bir gnul, byle tereddut anlarnda ne kadar korkak olursa olsun bir
kere karar verdikten sonra da o nisbette cesur ve hilekr olur. Bu,
degismez bir kaidedir! Mehpeyker de, Arab'n fikrini bir defa iyice
benimsedikten sonra, bu isi nasl basaracaklarn dusunmeye ve Abdullah
Efendiyi uzun uzun sorguya ekmeye baslad. ki lakrdda bir:
Ah! Acaba basarabilecek miyiz? cumlesini tekrarlyordu. imdi iinde
korku degil, basaramamak endisesi vard...
-*
Arap, kaytsz bir tavrla kendisini ikna ve son tereddutlerini gidermeye
alsyordu:
Otuz bes bin kese servet, bir adamn vucudunu ^ortadan kaldrmaya
yetismezse, bu dunyada neye yarar? O katr, yarn aksam skudar'daki bag
kskune gider... Talimat verdigimiz kadn, nune bir sise rak koyar; sonra
kz getirmek bahanesiyle yanndan savusur... Bizim hrvat orada hazrdr...
Talimatn aldg gibi, herifin bin can olsa birini sag komaz. Ka defa
tecrube etmisim. Hrvat bu gibi islerde cidden mahirdir. Hem ne hacet...
Kskte odadan bol ne var. isterseniz siz de baska bir odada oturup
seyredebilirsiniz.
Cinayet plan iyice hazrlandktan sonra birbirinden ayrlp yataklarna
ekildiler...
16-
lyd-i ekberdir sebid-i askna derse o ml Bir nigh- rahm bire,
kurbnm mdr?
O ay yuzlu guzel, bir defack merhamette bakarak (Bu zaWu, benim kurbanm
mdr?) derse^ senh itan yolunda sehit olan iin bu, en buyuk bir
bayramdr.
Abdullah Efendi, astg adamn daragacnda salla-IUHU kaytszca seyreden
cellatlar gibi, o gece deliksiz
hpeyker iin vaziyet M de ^djJL cinayetin, simdilik ahrette degilse
bile, sorumlugunu dusunerek korkular iinde biraz uyuyabumek iin
gzlerim kapadka,, us katibi, kh yarg, ? P^g de kbuslar, uzerine
hucum ediyor, kah Ah Beym^a yau kanh kefeniyle yakasna sarlarak on* bir
daluka Lhat brakmyordu. Sabaha kadar gzune b r damla uTu girmedi
Mezarlga dusmus bir cad gibi, etra-W saTmuthis hayaletler arasnda,
konagn her ta-SrTdo^rdurdu.. Fakat, butun vehimlerine, butun ^Zarna
ragmen, verdikleri cinayet karanndan da geri dnemedi...
168
Sabah olup da randevucu kadn geldigi zaman Meh-peyker'i siddetli bir
intizar iinde bulmustu. Henuz uykuda olan Abdullah Efendiyi beraberce
yatagndan kaldrdlar. Oynanacak faciann bas aktru ve bir numarals
cani Arap, gerek kadna, gerekse bir gun nce bu is iin agrttg Hrvata
icap eden talimat verdi...
Av kpeginin ve zulum silahnn insan sekline girmis birer timsali olan bu
iki alak, dogruca bag kskune gittiler. Abdullah Efendi ise, en mesru bir
hizmeti grdurmeye adam gndermis gibi, en ufak bir telas eseri
gstermiyor; en kuuk bir teessur bile duymuyordu... Kadnla Hrvat kapdan
kar kmaz yine kendi dalavereli isleriyle mesgul olmaya baslad.
Mehpeyker de ustasndan cesaret alarak busbutun canavarlasmst.
sleyecekleri cinayetle yetinemiyor, kafasnn iinde daha korkun, daha
muthis seyler tasarlyordu. Klan yalamaktan lezzet alan en vahsi
hayvanlarda bile nefret uyandracak kadar merhametsizce bir intikam
hevesine kapld; Ali Bey'i ldurdukten sonra kanl vucudunu Dilsb'a
gstermek... Sevdigi erkegi, o fec durumda grdukten sonra kzn
yasayacagna ihtimal vermedigi iin bu cinayetin meydana kmasndan da
korkmuyordu. Bu alaka karar verdikten sonra, Abdullah Efendinin
usaklarndan birini yanna alarak hemen Kuzguncuk'taki yalsna kostu.
Hibir seyden haberi olmayan zavall kz da yanna ald. Hep birlikte bag
kskunun yolunu tuttular.
Oraya varncaya kadar Dilsb'a tek kelime sylemedi. Sadece, mezar
topragndan yaratlms kadar korkun ve mazlum kamyle boyanms kadar igren
yuzuyle, kz yiyecekmis gibi, dik dik bakmakla iktifa etti.
Bag kskune vardlar. Mehpeyker, suphe uzerinde olan bin yllk bir haydut
bas gibi, binann butun oda-
169
larn, butun kaplarn, butun kse bucagn dikkatle inceledi. Sonra
kendisi iin sokak kapsna yaknlg ve baheye alan ayr bir kaps
olan bir yer odas seti. Dilsb'u da, bir ara kap ile birbirine geilen
yandaki odaya getirdi. Hsmla elinden tutarak ve kan burumus gzlerini
aarak kz kapdan ieri itti ve sert bir sesle:
Nerede bulundugunu biliyor musun? Buras ahretin kap aralgdr. Buraya
giren, nunde adam bo-gazlansa grmemeli, yannda kyamet kopsa isitmeme-
lidir. Buraya giren, tpk bir lu gibi, grunuste insan hakikatta toprak
olmaldr. yice bil ki, grecegin seylerin, isitecegin lakrdlarn bir
tanesi agzndan kacak olursa cann da beraber kar. Unutma ki, nerde
olsan penem cigerindedir. Vucudunu parampara etseler ruhun duymayacak,
ruhuna kastetseler vucudun yardm etmiyecektir.. dedi.
nceleri, tepeden trnaga incecik ve nezaket denilebilecek kadar zayf
kalbli bir kz olan, hafif bir azar isitse veya birisi yuzune azck dik
baksa baylmaktan kendini alamayan Dilsb, ektigi binbir elemin ve
ugradg binbir belann tesiriyle umulmadk derecelerde merdane bir sebat
ve cesaret peyda etmisti. lumden korkmuyor; onu bilakis yegane kurtulus
yolu sayyordu... Kendini kahredici penesinde inleten bu canavar ruhlu
kadnn tehditlerine deta dusmanca cevap verdi:
Sizden umulan ve beklenen de zaten byle yerlerde bulunmak ve birtakm
kirli isler pesinden kosmakt... Fakat yardm iin beni setiginize
sasyorum... Syliyecegim lakrd ile beraber canm da kacak yle mi?
Beni lumden korkar m sanyorsunuz? imdiden tezi yok, elinizden geleni
arkaya koymayn!.
Mehpeyker'in yuzu hiddetten pancar gibi olmustu. Kzn uzerine yuruyerek
sert bir sesle bagrd:
170
Kan! Akln basna topla! Vallahi seni diri diri mezara gmerim de
geberinceye kadar gunes yuzu gremezsin...
Sonra zavally, hi hazrlamadg bir bela vahi-mesi iinde brakarak ara
kapy siddetle uzerine kapad. Kendisi de bahe kulubesinde bekliyen
Hrvatm yanna gitti...
Fahisenin, sonu endisesiyle gnlunun helecan agzndan dkulerek
derecelerde tasmaktayd...
Hrvat kendini grunce, efendisinden aldg emir uzerine, terbiyesizliginin
musaadesi nisbetinde naziklesmeye alsarak, her emrini yerine getirmeye
hazr oldugunu syledi. Mehpeyker, gayz, tereddut, korku, basarszlk
endisesi gibi birtakm siddetli hislerin tesiri altnda renkten renge
girerek ve sesi titreyerek cevap verdi:
Anladk..., Emirlerime itaat edeceksin... Fakat is orada degil...
Efendinden aldgn emri acaba yerine getirebilecek misin?.. Yoksa bu isi
yaparken ellerin mi titreyecek?. Fakat isini bitirmeye memur edildigin
adamn ne kadar sulu oldugunu bilsen hi kendini grup grmedigini
dusunmezdin; z kardesini ldurmus bir dusmann ustune atlrcasma
saldrr ve cann cehenneme gnderirdin.
Mehpeyker, bu kiralk katili cesaretlendirmek ve iinde ufak tereddut
izleri varsa onlar gidermek istiyordu... Halbuki buna hi luzum yoktu...
Herif, byle kirli ve kanl isler iin biilmis kaftand. Muhatabnn saf-
lgiyle alay eder gibi, irkin bir tebessumle cevap verdi:
Velinimetim Abdullah Efendi, kanaatimce bu iste elbette hakldr...
Velev haksz bue olsa ben emir kuluyum... Aldgm emrin egriligini,
dogrulugunu dusunmem bile... Benim vazifem sadece aldgm emri ye-; rine
getirmektir... tesi beni ilgilendirmez... Endiseye
171
mahal yok... Musterih olun!.... Bu is basan ile sonulanacaktr.
Hrvatn bu szleri Mehpeykerl son derece sevindirmis ve cesaretini
artrmst. Herifin eline bir kese altn tutusturdu. Baz tembihlerde
bulunmak uzereyken bahe kaps alnmaya baslad. Kar, lakrdsn ta-
mamlayamadan, telasla odasna ekildi. Hrvat kapy at. Ali Beyle
randevucu kadn gelmislerdi...
5ilsb*un bulundugu oda, bag kulubesine pek yakn oldugundan Mehpeyker'le
Hrvat arasnda geen konusmay kz, bastan sona kadar dikkatle dinlemisti.
Konusmalar henuz bitmeden, derin bir nefret iinde, elleriyle yuzunu rttu
ve yere kapanarak aglamaya baslad. Kapdan girenlerin kim oldugunu
grmemisti.
Ali Bey'le kadnn geldigi surada gunes henuz batmst; etrafa, aglar gibi
gaml, matemli ve kasvetli bir karanlk kmeye baslamst. Bag ksku ise
bu gibi igren ve kanl isler iin yaplms oldugundan, yuksek bahe
duvarlariyle, bask tavanl odalariyle deta bir zindan andryordu. Ali
Bey, ieri girince yanndaki randevucu kadna:
Bu batakhane klkl yeri de nerden buldun? Ksk demeye bin sahit
ister. Hani benim yerimde bir elebi olsayd korkusundan sar'a nbetlerine
tutulurdu... diye yan cidd yan saka tarizlere baslaynca kadn:
A beyim! Siz istediginiz gibi ak sak eglenmek istiyorsunuz.... Byle
ssz bir yer olmal ki, insan baskndan emin olsun... Cevabn verdi.
Sonra Ali Bey'i yukar kard; evvelden kararlastrdklar odaya gturdu.
Odann ortasnda bir iki masas hazrlanmst-Ali Bey de masaya
bakarak:
172
Pekl, fakat ge kalma. Siz gelinceye kadar ben kendi kendime eglenirim.
Hazr rak da var... dedi ve imeye baslad. Kan defolup gitti.
Bekleme muddeti uzadka Ali Bey sklmakta ve skldka da kadehleri
sklastrmaktayd... Aradan bir saat gemis olmasna ragmen hl gelen
yoktu. Can skntsndan bunalacak hale gelmisti. Gayriihtiyari yerinden
kalkt ve odadan dsar kt. st uste yuvarladg kadehlerin tesiriyle
kafas adamakll tutsulen* misti... Ayaklar birbirine dolasarak
merdivenden indi. Bahe kapsndan girdigi srada grmus oldugu Hrvat
aryarak kulubesinde buldu. Peltek bir sesle:
Hani, giden hanm nerede kald, ahbap? diye sordu.
Hrvat kaytsz ve sakin bir sesle cevap verdi:
Merak etmeyin! imdi gelirler, efendim! Yer biraz uzakadr da...
Ali Bey ilave etti:
nsan bu kadar da bekletmek olur mu ya? Vallahi geldigime pisman
oldum...
Ali Bey yukar dogru ekilip gitmis; fakat Dil-sb, daha ilk
lakrdsnda kendini sesinden tanmst. ., Zihninde korkun
istifhamlar belirmeye baslad... Biraz nce Mehpeyker'le Hrvatn,
ldureceginden bahsettikleri talihsiz adam, acaba Ali Bey miydi? Fakat bu,
pek muthis bir seydi. Oldugu yerde dizleri titriyor; tepeden trnaga
tecessus kesildigi halde pencerenin yanma yaklasmaya bir turlu cesaret
edemiyordu. Zann yanlssa ugradg dayanlmaz endiselerden kurtulmak,
dogru ise sevgilisinin hayatn kurtarmaya bir are bulabilmek dusuncesiyle
nihayet kalbine biraz kuvvet geldi; kendini birazck toplad. Binbir
tereddut ve strap iinde pencereye yaklasp da dsarya baknca, korktugu
felaketin gereklesmek uzere oldugunu grdu. Tam
173
o srada Ali Bey agr admlarla merdivenden yukar kyordu. Kalbine
birden sivri bir haner saplanms gibi ecel terleri dkmeye baslad. Butun
vucudu korkun sinir krizleriyle sarslyordu... Bu hal daha bes on dakika
surseydi hemen orackta kalb sektesinden gidive-recekti...
Askn galip kuvvetine yuzlerce aferin ki, son derece umitsiz ve yaral bir
kalbi bir anda kuvvet ve cesaretle doldurdu. Kz gerekten merte bir
gayrete getirdi... Dakika kaybedecek vakit yoktu... Yaplacak ilk is, her
ne surette olursa olsun, Ali Bey'i kurtarmaya alsmakt...' Byle
tehlikeli anlarda hatra gelen ilk are pencereyi amak ve sesinin olanca
kuvvetiyle m-daaat! diye bagrarak etraf tan yardm istemekti... Fakat
sesini acaba etrafa kolay kolay duyurabilecek miydi? Duyursa bile yardma
kosacak insanlar yetisinceye kadar Hrvat, Ali Bey'in isini bitirmiyecek
miydi?... Beyni karncalanyor, ne yapacagn bilemiyordu... Sevgilisini
kurtarabilmek iin gerekirse kendi hayatn bile fedaya hazrd. Fakat is
bununla da bitmiyecek, byle bir fedakrlk da bosuna olacakt. Son umit
sg, iine yuvarlanmak uzere oldugu tehlike uurumundan Ali Bey'i
haberdar etmek ve fikir birligiyle bir kurtulus aresi bulmakt...
Bu umitle Ne etsem?... Nasl yapsam?... diye r-pmrken odann
penceresinden Mehpeyker'i grdu. Kar, odasndan kms, Hrvatn
kulubesine dogru gidiyordu. Dilsb bu frsat, kanlmaz bir ganimet
bilerek hemen odasndan frlad; nefes nefese yukar kt. Odalarn
kaplarn birer birer ap bakyor, sevgilisini aryordu... Epeyce
dolastktan sonra nihayet bir odada kendisini buldu.
Ali Bey, hi umit etmedigi bir zamanda ve bilhassa byle bir batakhanede
Dilsb'u anszn karssnda g-
174
ru verince sasrd; sanki dili tutulmus gibi, tek lakrd sylemeye meydan
bulamad... Kz, hemen sevgilisinin yanna kosmus ve ellerine sarlms;
heyecandan titreyen bir sesle yalvarmaya baslamst:
Bey!... Allahaskna gel... Kars taraftaki pencereden sokaga in ve
buradan uzaklas!.. Hayatn tehlikede... yalvarrm... Allahaskna derhal
buradan ka...
Kz hem syluyor, hem de hkra hkra aglyordu... Fakat Ali Bey hi
oral olmad... Dustugu sefahat leminde o kadar ok oyuna, hileye ve
duzenbazlga sahit olmustu ki, gnlunden byle sadkane hisleri anlamaya
kabiliyet kalmamst... Ellerini hsmla kzn ellerinden ekti ve:
Dunyada beni her eglencemden mahrum ettin... Bu hallere dusurdun... Bu
geceki rahatm da ok mu gruyorsun?.. Ykl karsmdan!... Hazr, arzu
ettigin yerlere dusmussun... Buraya kimin iin geldinse git onu aldat!...
Beni artk aldatamazsn... diye bagrarak biareyi tahkir etmeye
baslad...
Zavall Dilsb, yle sitemlerden ve tahkirlerden muteessir olacak durumda
degildi. Sevgilisini kurtarmaktan baska hibir sey dusunmuyordu... Ali
Bey'in ayaklarna kapanarak yalvarslarna devam etti. Annesinin vefat
ettigini bilmedigi iin:
Sevgili annenizin bas iin kendinize kymayn!.. ste ayaklarnzn
altna yatyorum... Benden en kuuk bir hile, en kuuk bir hainlik umit
ederseniz vucudumu pencereden asag atnz!... Para para ediniz!...
Fakat Allah askna siz de hemen su pencereden inip kanz!... Vallahi
billahi hayatnz tehlikede... diye yalvaryor, hem de gzlerinden
iplik iplik yaslar dkuluyordu...
Masum annenin ruhu, ldukten sonra oglunu fenalklardan korumaya memur bir
melekti... Rahmetli an-
175
neciginin bu vesileyle anlmas bile, Ali Bey'in gnlunden, mukavemeti
imknsz bir hakikat hissi uyandrmaya kafi geldi.
Gafil delikanl biraz yumusar gibi oldu ve:
Ne demek istiyorsun? Ak syle! Beni kim ldurecek? Hem niin
ldursun?... diye sorunca Dilsb, sylediklerinin gerekligini apak bir
dille gsterebilmek iin bir iki dakika dusundukten sonra, sanki Tanr
tarafndan ilham olunmus gibi:
Gel! Gel de kendi gzlerinle gr! Kendi kulaklarnla isit!, diyerek
kapya dogru yurudu. Ali Bey de gayriihtiyari arkasna taklmst.
Sofaya knca Dilsb etraf suzerek Hrvatn kulubesine bakan bir
pencerenin nune yaklast; bir iki saniye asag baktktan ve ses
dinledikten sonra hemen elinden tutarak Ali Bey'i de ayn yere gturdu.
Pencere ak, gece karanlk ve sofa da mumsuz oldugu iin dsardan grunmek
tehlikesi yoktu. Kulak yerip dinlemeye basladlar. Kulubenin kaps yan
tarafta oldugundan ne Mehpeyker'i grebiliyorlard ne de Hrvat... Fakat
gecenin sessizligi iinde sesler olduka net isitilebiliyor-du. Hrvat:
Efendmi, diyordu, daha fazla beklemeye ne hacet!. Yanna kar kmaz
bir hamlede isini bitiriveri-rim... O, istedigi kadar bagrsn... Sokakta
adam, etrafta komsu mu var ki duyacak?...
Mahpeyker, biraz daha ihtiyatl davranyor ve:
Hayr, olmaz... Olmaz... Biraz daha dur!. O, can skldka ikiye
dalar ve yarm saate kadar szar... Uyurken ahirete gndermek daha
kolaydr... O vakit butun tehlikelerden emin olabiliriz... Ama dikkat
et!... Bak tam kalbinin ustune saplanacak... T su elimle gsterdigim
yere... Derdim zaten onun kalbinden...
176
Kendisinden nce yureginin kan topraga akmal... diye cevap veriyordu...
Ali Bey, bu szleri iyice isittigi gibi, Mehpeykertn sesini de ok iyi
tanmst. Basna gelecek felaketin dehsetim tamamiyle takdir ederek
Dilsb'la birlikte sokak uzerindeki odalardan birine girdiler. Ali Bey,
dseme rtulerinden birini uzunluguna yrtarak bir ucunu beline baglad;
bir ucunu da kza tutturdu. Mumkun oldugu kadar duvara tutuna tutuna
asagya indi. imdi sokaktayd. Selamete erismis, tatl canm kurtarmst.
Fakat ne gariptir ki, civarda bir ev anyarak yarm saat kadar etraf
dolastg muddete hep Mehpeyker'in bu hainligini cezasz brakmamay
dusunmus; zavall Dilsb'un fedakrlgn ve bu masum kzcagza kars
besledigi yanls fikirleri hatrna bile getirmemisti...
Dilsb'u kurtarmak endisesiyle degil, srf Mehpeyker'i kahretmek
dusuncesiyle ilk rastladg polis karakoluna girdi. Bu yollarda duse kalka
alnndaki haya damar atlams oldugundan apknlgn nazarnda utanacak
bir taraf kalmamst..., Her turlu sayg ve utan duygularndan uzak,
edepsizce bir tavrla, komisere olay anlatt:
Bu gece zamparalk iin su civardaki bir bag kskune geldim. Meger bir
batakhaneye dusmus, kendi ayagmla ecelime gelmisim... Beni iyice sarhos
ettikten sonra nasl ldureceklerini konusurlarken kendi kulagmla
isittim...
Komiser, meslegine bagl ve terbiyeli bir adamd. Bu derece kustaha bir
ifade karssnda nefretini belirtmekte kusur etmemekle beraber bir yandan
da gereken tedbirleri almaya baslad. mam efendi ile mahallenin ileri
gelenlerini agrmak iin etrafa bekiler gnderdi.
mam ve birka mahalleli gelir gelmez, Ali Bey'i
177/12
nlerine katarak, derhal bag kskunun yolunu tuttular. Kske yapacaklar
basknda bulunmak uzere agrttg zevatn bazlar kafileye yolda katld.
Gelenlerin biri de, birka gun nce o civarda bir bag kskune tasnms olan
Mesut Efendi idi.
Baskn heyeti yoluna devam ededursun... Dilsb'a gelince: Zavall kz,
uzun zamandanberi, bir yandan talihsiz asknn straplar, bir yandan da
Mehpeyker'in bitmez tukenmez eziyet ve hakaretleri altnda inliye inliye
zaten canndan bile bezmisti... lumden zerre kadar korkmuyor; bilkis onu
hasretle bekliyordu.
En kuuk bir suu ve gunah olmadg halde kendisini haksz yere bu feci
durumlara dusuren vefasz sevgilisini kskten kararak, hayatn
kurtarmak, onun iin yine de en buyuk bir saadet olmustu. Biraz sonra Ali
Bey'i odasnda bulamaynca kendisi tarafndan karldgn anlayacaklar ve
onu nasl olsa sag brakm-yacaklard. Bunu biliyor ve simdi de yine o
vefaszn yolunda can vermeyi doyulmaz bir bahtiyarlk sayyordu...
lumle arasnda bir bak srt kadar mesafe kalmst... Belki bes on
dakika sonra Hrvatn hoyrat ellerinde ve haner darbeleri altnda can
vermek...
.Zavall kz, bu dehsetle usumeye, titremeye baslad. Etrafna baknd. Ali
Bey'in pencereden inerken yastgn uzerine attg paltosu gzune ilisti.
Paltoyu alp srtna geirdi. Basn avular arasna alarak ve siddetli
bir zleyisle o guzel salarnn birazn yolarak:
Ah! Beyim... Beyim!... Yolunda lmek benim iin dugun bayramd... Bir
kerecik adm anmadn... Bir kerecik dnup de yuzume bakmadn... ste buna
yanyor ve ahrete mahzun gidiyorum. Ne yapalm... Alnmn yazs
byleymis... Ah! Bir kerecik mezarma ol-
178
sun gelecegini bilsem... Yok, ben hl deliligimden gememisim... Fahise
evinde, haydut elinde sehit olan biarenin mezar m olur?... diyerek
aglya aglya odann bir tarafna ykld... Vucudunda ne kendini savunacak
kuvvet, ne de ugrayacag azab ekecek takat kalmst... mitsiz bir
teslimiyetle neticeyi beklemeye baslad...
Ali Bey pencereden inip gittikten sonra yukarda ses seda kesilmis, odadaki
mumlar da tukenip kendiliginden snmustu. Mehpeyker, bekledigi frsatn ve
intikamn dakikalarnn geldigine hukmederek telas arasnda Dilsb'u
hatrna bile getirmeyerek Hrvatn kulubesine gitti. Kiralk katili de
yanna ald. Beraberce yukar ktlar. Baktlar ki Ali Bey odasnda yok...
Mehpeyker, korkusundan degil, fakat bu kanl islere alsk olmadgndan
telaslanmaya baslad..., Hrvat, saslacak bir sogukkanllkla:
Efendim, nereye gidecek? Sarhos bu ya... Bir ksede szp kalmstr...
diyerek kadn teskine alst... Odalar birer birer aramaya basladlar...
Sra Dilsb' un bulundugu odaya gelmisti... Biare kzn yattg oda
mehtaba karsyd. Ali Bey'in kp gittigi pencere de ak kalmst.
Zavall kzcagz, birka dakikadan beri kulagna kadar gelen ayak
patrtlarndan artk son da-kikalanmn yaklastgn anlamst. lum
dseginde hastalar gibi, sadece nefes almaktan baska hayat eseri gsterecek
iktidar kalmamst... Paltoya iyice sarnp yattg iin kim oldugu belli
degildi...
Hrvat, kendisini o halde grunce muzaffer bir eda ile:
Nah! ste burada szms kalms... diyerek ve en ufak bir telas eseri
gstermeyerek yanna yaklast... Cellatlktaki maharetini, Mehpeyker'den
aldg emrin la-ykiyle yerine getirilmesinde gstermek istiyordu... Ay
179
sgnda bir elin havaya kalktg ve sivri bir seyin par-ladg gruldu...
Katil soguk ve insafsz bag zavall kzn tam kalbine saplamst...,
Boguk bir Ah! duyuldu...
Tam o srada baskn heyeti de kskun yanna gelmis bulunuyordu... Fakat ne
yazk ki ge kalmslard... iddetli gurultulerle duvarlardan atlamaya,
kaplan k-np amaya basladlar...
Hrvat, bu gurultuleri isitmis ve Mehpeyker'in telaslanmasna meydan
brakmadan:
Bir sey yok... Bunlar olagan seylerdir... Abdullah Efendi bunu da
dusunmus ve hesaba katmst... u dolab anz!... Tavanna dokununuz!...
Tavan alr... Siz yukar knca yine kendiliginden kapanr... Yukarda
gizli bir oda vardr... Kalabalk defolup gidinceye kadar orada oturun...
abuk defolmazsalar bile zarar yok... Odann kars tarafndaki pencereden
bur eve geilir... Efendi oradadr... Ne yapar yapar, sizi kurtarr...
dedi ve surgun avna tutulmus bir kurt suratiyle oda kapsndan dsar
frlad... Mehpeyker de, Hrvatn tavsiyelerine uyarak tavan arasna
kat...
Oradan da karski eve gemek uzereyken birden Ali Bey'in sesini duydu:
u odann penceresinden indim... Hayatma kastedecek herif olsa
olsa oradadr... diye bagryordu.
Mehpeyker'in butun vucudu korkudan titremeye baslamst... Fakat bu nasl
olurdu?. Korkulu bir ruya m gruyordu?... Biraz nce Hrvatn bak
darbesi altnda can veren o degil miydi? Hatta son nefesinde agzndan
dkulen Ah bizzat kendi kulagyle isitmemis miydi?. Yoksa Ali Bey
hiretten geri mi dnmustu?...
Bir yandan intikamn alamamak hrs, bir yandan da isledigi suun cezasn
grmek korkusu ile, isin iyuzunu grenmeyi yle siddetle arzu ediyordu
ki... Basn-
180
da dolasan tehlikeyi bile dusunecek halde degildi... Saklandg yer gayet
emniyetli oldugu halde orada bile duramad. Yine dolaba indi. Kapsnn
aralgndan etraf gzetlemeye baslad...
Birka dakika sonra, basta komiser olmak uzere, kalabalk bu odaya
dolmustu, herkesin gzune ilk arpan sey, zavall Dilsb'un yaral vucudu
oldu. Yerler kan iindeydi... Komiser, kzn nabzna bakt... Henuz
yasyordu...,
Ali Bey'in ifadesini isbat iin baska delil aramaya luzum yoktu. Su
ortadayd..., Polislerin ve polislerle beraber gelenlerin her biri, katili
aramak igin, kskun Ve bagn bir tarafma dagldlar..., Yalnz Ali Bey,
HrVa-tn telasla ortada braktg kanl bakla, kendi paltosuna sarlms
bir vucut grunce, bir adm ileri gitmeye muvaffak olamad. Bulundugu yerde
sanki donmus k&l-mst. yle perisan bir haldeydi ki, yuzundeki solukju-ga,
vucudundaki hareketsizlige bakanlar, kendisini ayaga kalkms bir mumya
zannederlerdi... Grdugu korkun manzarann dehsetiyle gzleri nerdeyse
yuvalarp-dan frlayacakt. Yerde, kanlar iinde yatann Dil^b oldugunu
derhal anlamst... Ondan baska kim ol^bi-lirdi?... Gzlerinin nundeki
korkun hakikate bir turlu inanmak istemiyor; kzn yanma yaklasmaya
cesaret edemiyordu. Kanlar iinde yatan su zavall kz, kendisini kurtarmak
iin hayatn fedadan ekinmemisti... Di-lsb'la ilk tanstg gunden
itibaren geen olaylar, bir sinema seridi halinde gzlerinin nunde
canland... Crz-lerini rten gaflet perdesi yavas yavas syrlyordu...
'ugrunda cann bile seve seve feda eden bu vefakr gen kzn sadakatinden
bosu bosuna suphelenmis; birtakm sakat dusuncelere kaplms; suphelerinin
ne dereceye kadar dogru veya yanls oldugunu arastrmaya bile; luzum
grmeden hem kendi hayatn zehirlemis, hem de
181
zavall annecigine ve su masum kzcagza hayat zehir etmisti... Duydugu
pismanlk, tarif edilemiyecek kadar buyuktu... Cigerleri paralayacak
derecede hazin ve yank bir eda ile:
__ Ah! Yarabbi1- Yarabbi! Suum ne kadar buyuk
olsa da senin merhametin ondan yuz bin defa daha buyuktur... Bana ac,
Allahm!.. hirette her cezaya razym... u dakikada canm al da bana
korktugum felketi gsterme!... diye dua etmeye baslad.
Sevgilisinin agzndan kan su birka kelimelik dua ve gzlerden dkulen
bir iki damla yas, kzn uzerinde, Hazret-i sa'nn nefesi gibi, diriltici
bir etki yapmst... O guzel gzleri yavas yavas alyor, solgun ehresi
hafif hafif pembelesmeye baslyordu.
Ali Bey, biare kzn vucudunda hareketten bir eser grur grmez delice bir
telasla yanna kostu... Dilsb gzlerini ams, tatl bir baksla
kendisine bakyordu... Birka dakika hibir sey sylemeye muktedir
olmakszn kzn ellerini, yuzunu pup kokladktan ve kalbindeki heyecan
aglaya aglaya biraz yatstrdktan sonra, kesik kesik, garip garip
yalvarmaya baslad:
__Ah! Dilsb! Seni bu halde grmektense zebaniler elinde ebediyen azap
ekmek bin kat daha hayrldr... Sana ben kydm... Allah bin turlu belam
vereydi de su dunyaya gelmiyeydim... Annecigim benim gibi alak bir evlat
doguracagna tas dogursayd... Keski gzlerim kr olsayd da vaktiyle seni
hi grmiyeydim... Yok! Yok! Sana bir sey olmad... insallah
kurtulacaksn... ektigimiz belalarn hepsini unutacagm, degil mi?... Ah!
Yuzume bakyor da bir tek lakrd sylemiyor... Niin sylesin?... Niin
sylesin?... Ben onu ldurmek istedim... O benim yoluma can verdi de
giderken yuzune bile bakmadm..., Dilsb, ben sana mer-
182
hamet etmedim... Sen de bana merhamet etmiyecek misin?...
Biare kzcagz, uzun zamandr hasretini ektigi byle bir iltifat
karssnda sadetin son mertebesine erismis; yle bir hale gelmisti ki,
sevin hislerini hal diliyle dahi ifade edemiyordu...
Nihayet Ali Bey'in eneleri kilitlenerek baylmak uzere bulundugunu
grunce, vucudunda kalan son takati de toplayarak sevgilisinin boynuna
sarld. Hazin fakat mesut bir eda ile:
Ah! Ben kimim ki, size merhamet edecegim?. Sizden ayrlp da lmedigim
meger yolunuzda can vermek iinmis... Ben sizin iin luyorum. Siz de madem
ki sadakatimi anladnz ve bas ucumda aglyorsunuz... Bu saadet bana yeter
de artar bile... Allah askna bana acyp kendinizi uzmeyiniz!... Bin yl
yatagnzda yat-ms olsaydm, su anda ve sylece kucagnza yaslanp
lurken duydugum saadetin binde birini duyamazdm... Bana hakknz helal
ediniz! Allah mrunuze bereket versin..., Allah sizi bir daha byle
belalara dusurmesin... Ah! Bu kim? Anneniz, degil mi?. Baksanza a!...
Tekrar birlestigimiz iin ne kadar mesut... Gzlerinin ii guluyor...
Geliyorum, hanmefendicigim, geliyorum... Bey beni yine kabul etti...
Elbette sizin sayenizdedir... Allah mrunuze bereket versin... Beyim,
efendim, beyim!... Elinizi bana verin!. Sakn halimi hanmefendiye
sylemeyin. Sonra mahzun olurlar... Ah! Gidiyorum... Gidiyorum...
Beyim! Beyim, diyerek ve her defasnda daha zayf bir sesle hitabn
tekrarlyarak kollan Ali Bey'in boynundan zuldu; vucudu sevgilisinin
kucagna ygld... Zavall kz lmus, ektigi straplardan kurtulmustu.
Alak ve hain Mehpeyker'in ise, iinde bulundugu dolabn kap aralgndan,
tiyatroya gelmis seyirci gibi,
183
nunde g***
WW*to ve doya doya yeter bulma-
ana ttrvat takip ^A?Sn ta cigerine saplanan fe-
iTsaTSU ^VdW^al^m takatinden uphe-tmSi Siz tuttunuz, o zavaU^ ^
Nazan-
--
rrtfK^^-ssMS^j.

184
l
da size kars ne kadar merhametliydi... Yazk ki, siz bunu takdir
edemediniz... htimal ki, ben cariyenizin sadakatime de yine
inanmyacaksnz... Fakat yuzume niin yle fena fena, korkun
bakyorsunuz? Sizi skyorsam gideyim... Belki terbiyenize aykr bir
muameleye kalksrsnz... Bir daha grusemezsek, nasihat kabilinden
sylediklerimi unutmaynz!... Ksmet olur da tekrar grusursek bu gibi
hizmetlerde kusur etmem elbette...
Kadn, olanca zehirini dkmus, avnn kann ien ylan gibi memnun salna
salna geldigi delige dogrulunca Ali Bey, aldg yarann tesiriyle lmek
uzereyken #on bir gayretle dusmannn ustune saldran aslanlar gibi, bir
hamlede yerinden srad, Mehpeyker'i yakasndan tutarak yere arpt...
Sonra Hrvatm braktg kanl bag eline alarak ggsunun ustune iyice
oturdu...
Kadn, eski skndan byle hasin bir muamele beklemiyordu. Konusmasnn
devam muddetince gsterdigi sasknca sessizlige ve hatta cevap bile
veremeyisi-ne aldanms, kustahlastka ku&tahlasmst... Gzlerinin nunde
bir lu upuzun yatarken, bagn etrafnda bu kadar polis memuru vzr vzr
dolasp dururken Ali Bey'in bu cur'eti gsterecegi hatrna bile
gelmemisti. Bilakis, iine yuvarlandg belalardan kurtulabilmek iin Ali
Bey'in yine kendisine sgnacagn umuyordu... Szlerinin sonuna dogru
muhatabnn yuzune bakp da salarnn diken diken olusunu, gzlerindeki
kanl parlaklg ve dudaklanndaki zehirli gulusu grunce birden akl basna
gelmis, fakat ok ge kalmst... Ggsunun ustune ken delikanlnn
kukremis bir arslan ga--zabiyle, hayatna kastedecegini derhal anlad... O
derece alak bir kadnn bu kadar tehlikeli bir zamanda .aklna gelebilecek
her turlu hezeyanlarla tatl canm
185
kurtarmaya alsyordu... Bereket yasadklar tatl gunlerden baslayarak,
butun bunlar kendisini ldrasya sevdigi iin yaptgn, simdi canna
kyacak olursa bildiklerinin intikamndan kurtulamyacagn, kurtulsa bile
ahirette ekecegi cezann ok muthis olacagn syluyor ve aklna daha ne
gelirse arka arkaya sralayarak Ali Bey'i muthis kararndan vazgeirmeye
ugrasyordu... Hatta daha da ileri giderek, Dilsb lduyse yerine kendisi
esir olmak, istediginden daha guzel cariyeler satn almak, kaybolan
servetini f azlasiyle demek gibi birtakm ahmaka tekliflerden daha geri
kalmad... O syledike Ali Bey, her szune bir bak darbesiyle mukabele
ediyor, fakat abuk lmesin, biraz daha azap eksin diye gebermiyecek
yerlerine vuruyordu.., Her bak darbesinde karn can havliyle
kprdanyor; igren bir sesle yalvaryor; fakat bunlarn hepsi Ali Bey'in
hiddetini bir kat daha artrmaktan baska bir ise yaramyordu...,
Mehpeyker, cann kurtarabilmekten umidini kesince son bir are olarak,
Dilsb'un ruhu uzerine yemin -vermek gibi bir kustahlga kalknca
delikanl butun butun ileden kt ve elindeki bag butun kuvvetiyle
fahisenin kalbine saplad. Cann cehenneme gnderdi.
Hrvat yakalamaya gidenler, bir hayli zaman aradktan sonra, herifi
bagdaki metruk ahrn bir ksesinde yakaladlar... Katilin daha baska su
ortaklan olabilecegini dusunerek onlar da yakalamak amaciyle kskun butun
odalarn aramaya basladlar... Ali Bey'in bulundugu odaya geldikleri zaman
kendisini, Dilsb'un ayak ucunda diz kmus, aglar durumda buldular,..
Komiser, polisler ve diger zevat ieri girince Ali Bey ayaga kalkt; gayet
vakur ve resm bir eda ile maceray basndan sonuna kadar butun
tafsilatiyle anlatt. Ackl hikyesini bitirince, kanun ne emrediyorsa
yapmalan-
186
m rica etti... Dinliyenlerin gayri ihtiyar gzleri yasarmst...,
lerinden en fazla muteessir olan, Mesut Efendiydi, Ali Bey her cumlesini
bitirdike:
nannz! Vallahi dogrudur... Ah, biare ocuk! Vaktiyle benim szlerimi
dinlesen ne olurdu... diye uzuntusunu belirtiyor ve Mehpeykertn yerde
upuzun yatan kanl cesedine nefret ve hakaretle bakmaktan kendini,
alamyordu... Zavall adam, yegeninin bu talihsiz arkadasn kurtarmak iin
ok alst..., Fakat fayda vermedi..., Ortada, hakl veya haksz islenmis
bir cinayet
vard...,
lk ifadesini zapta geirdikten sonra polisler Ali
Bey'i alp gturduler...
Mesut Efendi insanlgn bir kere daha gstererek Dilsb'u Fatma Hanmn
yanna defnettirdi...
Hrvat, yakalanncaya kadar aldg yaralarn tesiriyle daha sorgusu
yaplrken gebermisti...,
Abdullah Efendi olup bitenleri isitince az daha yuregine iniyordu. O da,
serirlerin hibir zaman kurtulamadklar akbete ugrad; kendisine
tehlikeli bir fel gelerek cezasn buldu...
Yalnz Ali Bey, hapiste yattg muddete, ara sra hapishane mudurunun
izniyle, bir gardiyan refakatinde mezarlga gidiyor; annesinin ve
Dilsb'un mezarlarna kapanarak aglyor, aglyor, her ikisinin kara
topraklarm scak gzyaslanyle slatyordu...
Ne faydas var ki bu pismanlk, o zavallnn da alt ay iinde kederle
lmesinden baska bir netice vermedi...
Meshur ataszudur:
SON PMANLIK FAYDA VERMEZ
SON
187
DPNOTLAR
<!)- Yahtil'arz- ba'de mevtiha: Dunyamzn ldukten (ks mevsimi
girdikten) sonra tekrar dirilmesi, yani ilkbahara kavusmas.
<2) Kalie hal (kah) kelimesiyle, (durumu) anlamna gelen (hli) ve (bos)
anlamna gelen (hli) kelimeleri eski harflerle bir nokta farkiyle, ayn
sekilde yazldgndan, herhangi bir yanls anlaslmaya meydan vermemek iin
yazar (hal)nn f arsa karslg olan (kalie) kelimesini de parantez
iinde ilve etmistir.
(3) Hill: Yeni ay (Bir sylentiye gre u gecelik aya kadar hill
denilir.)
(4) Bedir: Ayn on drdu.
(5) Serv-i smn (gumus servi) : Bulutsuz, ruzgrsz veya hafif
ruzgrl gecelerde, ay durgun bir suya aksedince, suyun iinde uzayp giden
beyaz bir serviyi andrr. Eski divan sairlerimiz buna (serv- smn)
derler ve siirlerinde bundan sk sk bahsederlerdi.
-(6) Ab- hayat (b- beka, b- cavidan, b- hayvan, ab- Hzr) : Nerede
oldugu bilinmeyen bir kaynagn, ien insan ebediyen yasatan suyu. Hazret-i
Hzr, bu sudan itigi iin hl sagms denir.
<7) Eskiden ka-g vard. Kadnlar, topuklarna kadar bir ustluk giyerler;
yuzlerine de pee rterler; sokaga ve mesire yerlerine yle karlard.
Saraya ve diger yuksek tabakaya mensup kadnlar ile hali vakti yerinde
olanlar, mesirelere ara-
189
ba ile giderlerdi. Baz apkn erkekler de bu arabalarn ardnda taz gibi
dolasr dururlard.
(8) Unkapan: istanbul'da, Halic'in istanbul yakasnda bir semtin ad.
(9) Piyade Paya. Burada bir esit kayk anlamna.
(10) Sakn, sakn ki, ecel erismeden defnedilmisim (gmulmusum).
(11) Cd:: Sihirbaz, buyucu (Kelime Turkeleserek halkn dilinde
sekil ve anlam degisikligine ugramstr. Yazar, kimbi-lir ne dusunerek,
(cad) kelimesinin yanna, parantez iinde,
larsa karslgn (cdu) da ilve etmistir.
(12-13) O zamanlar alaturka saat kullanlr ve saat tam on ikide aksam
ezan okunurdu.
(14) Beylerbeyi: istanbul'da Bogazii'nin Anadolu yakasnda bir semtin
ad.
(15) irket: O zamanlar Bogazii'ne vapur isleten irketi Hayriye.
(16) Dilenci vapuru : Kpruden Bogazii'nin sonu olan Kavak-lar'a
kadar sagl sollu butun iskelelere ugrayp giden vapura istanbullular bu
ismi takmst.
(17) iyi niyetle, yerinde sylenen (yalan), fitne koparp herkesi
birbirine dusurecek (dogru)dan daha iyidir.
(18) Kymetli canm feda ederek su dunyadan kurtuldum.
(19) O devrin modasna uygun, gayet zarif vir nevi ferace.
(20) Haccc : Yusuf (661-714) Emev devletinin en degerli valilerinden
ve komutanlarndan olup islm tarihinde (Haccc- Zalim) diye meshurdur.
Gerekten de son derece zalim bir adamd. Hem Hicaz, hem Irak Valisi iken
Hindistan hudutlarna kadar hukum surmus ve Horasan'a ordular gndererek
Turk'lerle de birok savaslar yapms, pek mamur bir Turk sehri olan
Baykent'i 707 de insafszca yakp yagma ettirmistir. Anarsi ve isyan
iinde bulunan Emev devletini siddet tedbirleriyle duzene sokmustur.
Hayatnda yuz otuz bin kadar insan ldurttugu, ldugu zaman da
hapishanelerinde elli bin erkek ve otuz bin kadn bulundugu sylenir.
Zulumlerinin cezas olarak gayet strapl bir hastalkla ve sanldgna
gre, mide kanseriyle kvrana kvrana can vermistir.
190
<21) Kapatma: Nikhsz kadn, o devirde metres (22) arsii:
istanbul'un meshur Kapalarss. Q , ... dinli, erkekli meshur bir
gezinti yeriydi.
(23) Direkleraras: Yine istanbul'da ehzadebast hassa ks mevsimine
raslamyan Ramazan Sultanahmet'e kadar, igne atlsa yere kalabalk olur ve
bu insan seli sahura giderdi.
-(24) O zamanlar alaturka saat kullanlr ve 12 de okunurdu. Bu
duruma gre bir sndan bir buuk saat sonra demektir.
yer. Bil-i, Fatih'ten derecede devam edip
m ezan saat gunesin bat-
125) Piyade : Bogaziinde simdiki gibi sk ve muntazam isliyen vapurlar
olmadg iin diger deniz tastlarnjdan istifad ,. lirdi. Piyade, o
tarihlerde ok kullanlan bir- , -, , mektir.
^ elt kayk de-
(26) Cumad-el-ul (Cemayiel-evvel) : Arab ay,lan .
zamanlar, tarih atarken hep hicr yl ve arah ,
Ol ay kullanlrd. <27) rf: irazda dogmus bir Iran sairi. Gazel ve
kasidelerinde
benzetmelere ok yer verirdi. XVII. yuzy^^ T" > - -
arasnda tannd. Nef' etkisi altnda kald (28) evket: Buhara Emirinin
ogludur. Babasnln
yerek siire merak sard. Hindistan' ve iran' HOI t l -- -
(29) Odalk : Nikhsz kadn, o devirde metres.
(30) O zamanlar, yurdumuzda bugunku kadar .
bulunmadg gibi, esasen kz ocuklar da *_ , , , , Ui , ,
. , . Iazla okutulmaz:
dokuz, on yasna basnca hemen arsafa =~v
inasi: ibrahim inasi (1823-1871) yaz grn aan ve gazetecilik
nev'ini ~wran mesh Resimli Yeni Lugat ve Ansiklopedi, cilt 5, Sahife '^
e~.lp' mk Kemal'i Divan Edebiyatndan vazgecij.jp edebiyata ynelten,
yetismesinde nemli rolu oldugu iin, Namk Kemal de en ustad yazar
hocasndan bahseder. Tabi burada
191

You might also like