You are on page 1of 202

Seyrimde bir şehre vardım

Gördüm sarayı güldür gül


Sultanımın tacı tahtı
Bağı duvarı güldür gül

Gül alırlar gül satarlar


Gülden terazi tutarlar
Gülü gül ile tartarlar
Çarşı pazarı güldür gül

Toprağı güldür taşı gül


Kurusu güldür yaşı gül
Has bahçesinin içinde
Servi çınarı güldür gül

Gülden değirmeni döner


Anın ile gül öğünür
Akar suyu döner çarkı
Bendi pınarı güldür gül

Ak gül ile kırmızı gül


Çift yetişmiş bir bahçede
Bakışırlar hâra karşı
Hârı ezkarı güldür gül

Gülden kurulmuş bir çadır


İçinde nimeti hazır
Kapıcısı İlyas, Hızır
Nân-ı şarab-ı güldür gül

ÜMMİ SİNAN gel vasf eyle


Gül ile bülbül derdini
Yine bu garip bülbülün
Ah-û figanı güldür gül

1
Har :Diken Ezkar:Zikrin çoğulu
Nan :Ekmek Vasf:Nitelik
Özüm darda yüzüm yerde durmuşum
Muhammed Ali’ye ikrar vermişim
Sekahüm şerbetin anda görmüşüm
İçip kana kana mestane geldim

Yolumuz On İki İmam’a çıkar


Mürşidim Muhammed Ahmed-i Muhtar
Rehberim Ali’dir sahib-i Zülfikar
Kulundur “ŞAHİYA”divana geldim

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Gaflet uykusunda yatar uyanmaz - Hay Hay


Can gözü kapalı gafilan çoktur
Hak sözü dinlemez, asla inanmaz - Hay Hay
Kalbi çürük fesat, cahilan çoktur

Mürşid-i Kamile vermez özünü - Hay Hay


Gaflet uykusundan, açmaz gözünü
Taştan katı beter söyler sözünü - Hay Hay
Nefsiyle oynaşan pehlivan çoktur

GENÇ ABDAL herkesi mest olur sanma - Hay Hay


Her kurban derisi post olur sanma
Her yüze güleni dost olur sanma - Hay Hay
İçi kafir dışı Müslüman çoktur

Gaflet :Dikkatsiz, ilgisiz, Haktan uzak ve ilgisiz kalan

2
Mürşid-i Kamil :Olgun insan, saliklere irfaniyet ilmi
öğreten
Kafir:Küfürde olan, Hakk’ı inkar eden

Bismillahirrahmanirrahim…. 2
Bismillahirrahmanirrahim ….2
Ya Allah, Ya Allah, Allah, Allah, Allah
Ya Allah, Ya Allah, Allah, Allah, Allah

Bu akl ü fikr ile Mevla bulunmaz


Bu ne yaredir ki merhem bulunmaz
Ya Allah, Ya Allah, Allah, Allah, Allah
Ya Allah, Ya Allah, Allah, Allah, Allah

Kamunun derdine derman bulunur


Şu benim derdime çare bulunmaz
Ya Allah, Ya Allah, Allah, Allah, Allah
Ya Allah, Ya Allah, Allah, Allah, Allah

Deryalar içinde susuz gezerim


Beni kandıracak umman bulunmaz
Ya Allah, Ya Allah, Allah, Allah, Allah
Ya Allah, Ya Allah, Allah, Allah, Allah

Yusuf’ u kaybettim Ken’ân ilinde


Yusuf’ um bulunur Ken’an bulunmaz
Ya Allah, Ya Allah, Allah, Allah, Allah
Ya Allah, Ya Allah, Allah, Allah, Allah

Aşkın pazarında canlar satılır


Satarım canımı alan bulunmaz
Ya Allah, Ya Allah, Allah, Allah, Allah
Ya Allah, Ya Allah, Allah, Allah, Allah

3
YUNUS öldü deyu sâla verirler
Ölen hayvan imiş aşıklar ölmez
Ya Allah, Ya Allah, Allah, Allah, Allah
Ya Allah, Ya Allah, Allah, Allah, Allah

Şu benim divane gönlüm


Yine hubdan huba düştü
Mâh cemâlin şulesinden
Parçalanıp göle düştü

Ah ben nidem şeyhim nidem


Yaralıyam kime gidem
Ya halim kime arz edem

Felek bir gün cana kıyar


Bizi kabdan kaba koyar
Kimi atlas libas giyer
Şükür bize abâ düştü

NAKARAT

KUL YUSUF’ undur bu demler


Akıldır dideden nemler
Benim çektiğim sitemler
Yârdan bize caba düştü

NAKARAT

Divane : Aklı tam olmayan, deli, aşktan kendini kaybetmiş


Hub : Sevgi, güzel Mah Cemal: Ay yüzlü güzel
Libas : Elbise, giyecek Aba :Yünden yapılmış kaba kumaş.
Ali abâ, Ehli Beyt Dide :Göz Caba :Bedava, fazla olarak

4
Sevgi bahş oldu, ezelden bize
Sizde bir türlü, bizde bir türlü
Alaca düşmüş, gördüğümüze
Sizde bir türlü, bizde bir türlü

Donandı dağlar, bahar olunca


Gölgem kayboldu, gönlüm dolunca
Güzeli görmek boylu boyunca
Sizde bir türlü, bizde bir türlü

İstemem versen, cihân vârını


Gönül nakşetti güle yârını
Her yüzde görmek, dost didarını
Sizde bir türlü bizde bir türlü

Ey oğul birdir, kap değişse su


Varlık bir gölge, benlik bir pusu
Ne diyelim ki Rabb’ in duygusu
Sizde bir türlü, bizde bir türlü

Bahş : Bağış, verme


Baht : Talih, kısmet

5
Ezel : İlk, baş, en öncesi olmayan
Nakış : Resim, süs, işleme
Dost : Sevgili, ilahi sevgi, Dost Allah tır
Didar: Sevgili, güzel ve sevgili yüz, Allah ın müminlere vaad
ettiği manevi görünüşü
Erler demine destur alalım
Pervaneye bak ibret alalım
Aşkın ateşine gel bir yanalım
Pervaneye bak ibret alalım

DOST DOST DOST DOST…..2


Devrana girip seyran edelim
Eyvah demeden Allah diyelim
La ilahe illallah, La ilahe illallah
La ilahe illallah, Hû

Günler geceler durmaz geçiyor


Sermayen olan ömrün bitiyor
Bülbüllere bak figân ediyor
Ey gonca açıl mevsim bitiyor

NAKARAT

Ey yolcu biraz sen dinle beni


Kervan geçiyor sen kalma geri
Yusuf denilen dünya güzeli
Feth etti bu gün kalb-i seferi

NAKARAT

Sen aşık isen gel birleşelim


Mürşid’e varıp yüzler sürelim
Ta fecre kadar zikreyleyelim
6
Feryat edelim, figân edelim
NAKARAT

Hacı Tahsine Hanım

Can yine bülbül oldu ….2


Har açılıp gül oldu….Meded, meded, meded
Har açılıp gül oldu
Göz kulak oldu her yer….2
Her neki var Ol oldu… Meded, meded, meded
Her neki var Ol oldu

Oynadı çün nar-ı aşk….2


Kaynadı ebhar-ı aşk Meded, meded, meded
Kaynadı ebhar-ı aşk
Her yaneye çağlayıp…..2
Aktı gözüm sel oldu… Meded, meded, meded
Aktı gözüm sel oldu

Gönül ol bahre daldı…..2


Dilim tutuldu kaldı… Meded, meded, meded
Dilim tutuldu kaldı
Girdim anın zikrine……2
Azalarım dil oldu… Meded, meded, meded
Azalarım dil oldu

Ferhat bugün ben oldum….2


Varlık dağını deldim… Meded, meded, meded
Varlık dağını deldim
Şirin’ ime varmağa…….2
Her canibim yol oldu… Meded, meded, meded
Her canibim yol oldu

Geç ak ile karadan……2


7
Halkı bırak aradan… Meded, meded, meded
Halkı bırak aradan
NİYAZİ dön buradan…..2
Durma sana gel oldu… Meded, meded, meded
Durma sana gel oldu
Yüzüm tuttum sana Ya Hazret-i Pir
Dönmem senden yana Ya Hazret-i Pir
“Men reani fekad reel Hak” sırrı
Dili etti ihya Ya Hazret-i Pir

Cümle kümmelinin imamı olsan


Tahkiktir hem seza Ya Hazret-i Pir
Dürrü yekta olan cevherden dehâ
Nisarın bi behâ Ya Hazret-i Pir

Nida-i şerifin sem eden erler


Ettiler can feda Ya Hazret-i Pir
Cezb-i aşkın ile çeşm-i arifan
Görmezler hiç siva Ya Hazret-i Pir

İnsanların pek çok erbab-ı derde


İlmin hikmet gıda Ya Hazret-i Pir
Bezl-i vücud ettin Ey Şah-ı Azâm
Mesleğin pâkine Ya Hazret-i Pir

Sitayiş etmekten kaldılar aciz


Hulkin azim Hakk’ a Ya Hazret-i Pir
Bab ü şefkatinden çekilmez RUHİ
Diler sebâk atâ Ya Hazret-i Pir

Men reani fekad reel Hak: Beni gören Hakk’ ı görür- Hadis
İhya : Diriltme Dil: Gönül, kalb

8
Kümmel: Kamiller, evliyalar Seza: Layık, uygun
Tahkik : Fena ve beka tasavvufu, bir şeyin hakikati
Sitayiş : Övme, övüş, medhetmek
Bezletme : Bol bol verme
Atâ : Hediye
Sebak : Ders, meşk Sem Etmek: Toplamak, cem etmek
Şol gönlümün şehrin –Efendim- seyran ederken
Dedi bana sırrın –Efendim- sekran içinde –Hay Hay
Dedi bana sırrın –Efendim- sekran içinde

Niçin derde düştün –Efendim- derman ararsın


Dertli derman bulur –Efendim- devran içinde –Hay Hay
Dertli derman bulur –Efendim- devran içinde

İçip aşkın meyin-Efendim-şöylece mest ol kim


Divane desinler –Efendim-akrân içinde –Hay Hay
Divane desinler –Efendim-akrân içinde

Aç gözünü EŞREF efendi Hakk’ı fikreyle


Uyandır kalbini –Efendim- daim zikreyle-Hay Hay
Uyandır kalbini –Efendim- daim zikreyle

Fena’ dan Beka’ ya –Efendim-bir sefer eyle


“Fezkûruni” dedi Allah Kur’an içinde Hay Hay
“Fezkûruni” dedi Allah Kur’an içinde

Şol : Şu Seyran : Gezmeler, bakıp seyretmeler, gezen


Sekran : Sarhoş, zevkle kendinden geçmiş
Devran : Dönme, dolaşma, dünya, felek
Mey : İçki, şarap, içilen şey
Mest : Sarhoş, zevkle kendinden geçen
Divane : Aklı tam olmayan, deli, aşktan kendini kaybeden
Akran : Eş ve benzer olanlar, yaşıtlar, yakınlar
Fikr : Düşünce, fikir Zikir : Anma, Allah ı anma
9
Fena : Allaha yaklaşmanın sonu, yokluk makamı
Beka : Allaha yaklaşmanın başlangıcı, sonsuzluk makamı
“Fezkûruni”: Beni anın, beni zikredin. Bakara 2-152
“Fezkûruni ez kürküm”: Siz beni zikrederseniz bende sizi
zikrederim. Bakara 2-152

Sana derim ey kişi çıkar kalbden teşvişi


Seyret nur-i Cemali Melamiyiz illa Hu…2
Pir Muhammed Nur geldi kalbleri tennur kıldı
Enfüs afakı tuttu Melamiyiz illa Hu…2

Rah-i nevin gösterdi Mürşid-i Azam oldu


Zümre Fırka-i Naci Melamiyiz illa Hu…2
Akıllar hayran oldu dü çeşmim hep kan oldu
İlm-i irfan bezl oldu Melamiyiz illa Hu…2

Taifeyi aşıkan nice cümle sadıkan


Sırr-ı Allemel Kur’an Melamiyiz illa Hu…2
Bağ-ı tevhid-i cennet her yer kesildi halvet
Nur-i Cemal-i celvet Melamiyiz illa Hu…2

Tevhid-i hakayıklar keşf oldu dekâyıklar


Nur oldu can ve tenler Melamiyiz illa Hu…2
Oldu kulûbu ihvan bağ-ı cennet-i Rıdvan
Arife mir’at canân Melamiyiz illa Hu…2

İçtik şerab-ı Kevser nurunla doldu her yer


Ehl-i kemal serteser melamiyiz illa Hu…2
Güruh-u Nebi Mürsel nice Evliya kümmel
RUHİ bu yoldur “Es’el” Melamiyiz illa Hu…2

Teşviş : Karışıklık, karıştırma Tennur: Aydınlanma


Enfüs : İç alem, nefisler Afak : Dş varlık, dış alem
10
Allame : Pek büyük alim Dekaik : İncelikler, dakika
Halvet : Nefis terbiyesi için yalnız kalma = Celvet
Hakayık : Gerçekler, hakikatlar Kulub: Kalbler
Mürsel : Gönderilmiş Peygamber Kümmel: Kamiller
“Es’el “ =Kul La es’ellüküm aleyhi ecren ille’l meveddede fiyl kurba”
De ki;Ey Müslümanlar ben Müslümanlığı bildirmeme karşılık olarak sizden
Ehl-i Beytime sevgiden başka bir ödül istemiyorum.Şura-42/23
Bu cihana daim gelip giderler –Allah
Bu cihana daim gelip giderler
Birisi Muhammed birisi Ali –Allah Allah
Birisi Muhammed birisi Ali

Cümlemize her an ihsan ederler –Allah


Cümlemize her an ihsan ederler
Birisi Muhammed birisi Ali –Allah Allah
Birisi Muhammed birisi Ali

İlim Hak ilmidir tekmil edersen-Allah


İlim Hak ilmidir tekmil edersen
Vücudun sırrını tahsil edersen- Allah Allah
Vücudun sırrını tahsil edersen

Manayı gösteren yoldan gidersen-Allah


Manayı gösteren yoldan gidersen
Şehri Muhammed’ tir kapısı Ali- Allah Allah
Şehri Muhammed’ tir kapısı Ali

KERİM-İ KEMTER’ e inayet etti-Allah


KERİM-İ KEMTER’ e inayet etti
Bir el gördüm bana işaret etti- Allah Allah
Bir el gördüm bana işaret etti

Çok şükür erenler hidayet etti –Allah


Çok şükür erenler hidayet etti
Mürşidim Muhammed, Rehberim Ali - Allah Allah
Mürşidim Muhammed, Rehberim Ali

11
İhsan : Allah ın kuluna bağışta bulunması Tekmil : Tamamlamak
Mana: İç öz asıl Tahsil : Meydana getirmek, öğrenmek, elde
etmek Kemter : Aciz, fakir, hakir İnayet: Yardım
Hidayet : Gayeye vardıran yolu tutma, Allah ın lutfu, verdiği
iyilik, doğru yola kılavuzlama
Mürşid : Hak yolunu gösteren, olgunlaştıran, yetiştiren

Ya Habib “Levlak” şanındır senin-Allah


Ne bahtlıdır şol kim salikin senin….2
Vücudu fani kılan aşıkın senin
Ne hoştur her demde Zikr ü Fikrullah….2

Vacibül edâdır cümle aşıka –Allah


Perde-i İsneyni geçmektir sefa….2
Zevk-i Muhabbetten dilersen ata
Ne hoştur her demde Zikr ü Fikrullah….2

El aman biçare aşık mücrime –Allah


Rah-i vuslatında bırakma hicr ile…..2
İkilik hicabın kaldır vasl ile
Ne hoştur her demde Zikr ü Fikrullah….2

Sade bir suretten gelmiyor sefa-Allah


Feyz-i Akdes’ ten hep geliyor atâ…….2
Halvet hane-i dilde Mahbubu likâ
Ne hoştur her demde Zikr ü Fikrullah….2

Ne hoştur zikr ile sohbete varan –Allah


Sohbet deryasında Cemalin bulan ….2
Şuhud u zevk ile Hazrete çıkan
Ne hoştur her demde Zikr ü Fikrullah….2

RUHİ daldı bu gün bahr-i amika-Allah

12
Fer saçtı nice dür ehl-i arife…2
Her zerre ayn-i Hak ehl-i Kamil’e
Ne hoştur her demde Zikr ü Fikrullah….2

Levlake levlak lema halktül eflak: Her şeyi senin için, seni
kendim için yarattım. Kudsi Hadis
Vacib : Delil, mecburi, farza yakın hüküm Fer: Işık parıltı
Feyz-i Akdes: Zat aleminden gelen tecelliyat
Eda : Yapma, ödeme, davranış Amik : Derin, inceden ince
Bahr içinde katreyim, bahr oldu hayran bana
Ferş içinde zerreyim-Allah- Arş oldu seyran bana-Allah Allah
Ferş içinde zerreyim-Allah- Arş oldu seyran bana

Dost göründü çün iyan, kalmadı bir şey nihan


Tufan olursa cihan-Allah-Bir katre tufan bana-Allah Allah
Tufan olursa cihan-Allah-Bir katre tufan bana

Surette nem var benim, sirettedir madenim


Kopsa kıyamet bugün-Allah-Gelmez perişan bana-Allah Allah
Kopsa kıyamet bugün-Allah-Gelmez perişan bana

Kaf-ı dil Anka’sıyım sırrın aşinasıyım


Endişeler hasıyım-Allah-Ad oldu insan bana-Allah Allah
Endişeler hasıyım-Allah-Ad oldu insan bana

NİYAZİ’nin dilinden, Yunus dürür söyleyen


Herkese çün can gerek-Allah-Yunus dürür can bana- Allah Allah
Herkese çün can gerek-Allah-Yunus dürür can bana

Bahr : Deniz
Ferş : Yeryüzü
Katre : Damla
İyan : Açık, apaçık
Suret : Dış görünüş, biçim, kopya
13
Siret : İnsanın manevi hali, iç alemi
Nihan : Saklı, gizli
Perişan : Dağınıklık, karışıklık
Sirettedir madenim : Her şey o madenden zuhura gelir.
Yunus Peygamber balık karnında söyledi

Terk eyledim ben kıyl ile kâli…2


Daim aradım –Allah-buldum o yari…2
Seyran eyledim cümle ervahı…2
Sıdk ile kandım-Allah-görünce yari…2

Bize biz oldu bizim yarimiz


Hakk’a ulaşır-Allah-bizim canımız
Hak oldu bizim seyrangahımız
Gitti varımız –Allah-görünce yari

Mürşide vardım himmetin aldım


Sundu badeyi-Allah-nûş edip kandım
Katre idim ben deryaya daldım
Hayrette kaldım-Allah- görünce yari

Zahit gördüğün ayrımı sandın


Kendini Hak’tan –Allah-gayrimi sandın
HİKMET’ i miskin aşka pek yandım
Ummana daldım –Allah- görünce yari

Kıyl u kâl: Dedikodu


Seyran : Gezen, yürüyen, bakıp seyretmeler
Ervah : Melekut alemi, ruhlar
14
Sıdk : Doğruluk, gerçeklik, bağlılık, yürek temizliği
Katre : Damla
Nuş : İçmek
Hayret : Şaşmak, şaşırmak, kalbe gelen bir tecelli, ilmin idrak
edemediği yerde hayret başlar
Zahit : Kaba sofu, din adamı, şeriata bağlı kimse, dinin şekil
yönüne fazla önem veren
Miskin : Yoksul, uyuşuk, kendi varlığı olmayan

Et kemiğe büründüm, tevhid ile göründüm


Halka mürşid göründüm, görsün seni ihvanlar….2
Aslım Haktır nur tenim, aynı demdir bu demim
İhvanından ol emin, görsün seni ihvanlar…..2

Duydum senin sözünü, gördüm nurlu yüzünü


İsterim ben özünü, görsün seni ihvanlar…2
Fener benim gazım sen, fitil benim nurum sen
Salik benim mihman sen, görsün seni ihvanlar…2

Melamiler nihandır, muhabbetle ayandır


Dertlilere dermandır, görsün seni ihvanlar..2
Görün onun kuluyum, hep onunla doluyum
Salat ile daimum, görsün seni ihvanlar…2

VELİ HALİL özünden, Ruhi söyler sözünden


Ali Şah’ın gözünden, görsün seni ihvanlar….2

Tevhid : Birleme, Allahın birliğine inanma


Mürşid : Hak yolunu gösteren, olgunlaştıran, yetiştiren
İhvan : Kardeşler
15
Dem : Zaman, kan, kıvam, konu
Salik : Yürüyen, süluk eden, tevhitten nasip alan
Mihman : Misafir, konuk
Melami : Allah ın vücud birliğine inanan, halkın giysisine
bürünmüş, tevhid ehli, irfan ehli
Nihan : Gizli, saklı
Ayan : Belli, görünen, açık
Salat u daimun: Devamlı Allahın huzurunda olma hali
Melamet : Mesleki Celil-i Muhammed, Peygamber yolu

Ervah-ı alemde saflar kuruldu


“Elestü” hitabı nida olundu…2
Onda ikrar eden bunda bilindi
Allah Allah daim Hu diyelim biz
Allah Allah daim Hak diyelim biz
Bülbüllere açtı ilkbahar gülü
Aşıklara esti seherin yeli…2
Kuruldu muhabbet kadehler dolu
Allah Allah daim Hu diyelim biz
Allah Allah daim Hak diyelim biz
İçmişiz doluyu olmuşuz sekran
Fikrimizde yoktur cennet ve niran…2
Dilimizde ancak sohbet-i Rahman
Allah Allah daim Hu diyelim biz
Allah Allah daim Hak diyelim biz
İçelim badeyi sarhoş olunca
Yakalım aşk odun suzan olunca..2
Yanalım, yanalım ta kül olunca
Allah Allah daim Hu diyelim biz
Allah Allah daim Hak diyelim biz
Gelin ey kardeşler sürelim demi
Fırsat elde iken durmayın geri…2
Bize fayda vermez zahidin yolu
Allah Allah daim Hu diyelim biz
Allah Allah daim Hak diyelim biz
Pir Seyyid’imiz Ol Muhammed Nuri
Varis-i Resul dür, Gavs’ tır zuhuru…..2
16
Bize talim etti sırr-ı tevhidi
Allah Allah daim Hu diyelim biz
Allah Allah daim Hak diyelim biz
Gel ey FEHMİ sende Hakk’ı fikreyle
Uyandır kalbini daim zikreyle….2
Fena’dan Beka’ya bir sefer eyle
Allah Allah daim Hu diyelim biz
Allah Allah daim Hak diyelim biz

İmam- ı kevneyn ol şefaat kân- ı Muhammed


Mana yüzünden etti nida Şah- ı Velayet…..2
Uyandı çerağ kalbimizde kalmadı zulmet
Fesalli alâ Seyyidina Ali Muhammed
Fesalli alâ Mürşidina Şah- ı Velâyet

İlmi Medine ol Muhammed Rehberi Ali


Yoluna kurban ederiz can dönmeyiz geri….2
Eylemez ihsan olmaz isen sıdk ile kulu
Fesalli alâ Seyyidina Ali Muhammed
Fesalli alâ Mürşidina Şah- ı Velâyet

Hamd ü senalar Rabbiye çün eyledi zuhur


Pir Muhammed Nur sayesinde eyledik huzur…2
İmanımız var kalbimizde kalmadı fütur
Fesalli alâ Seyyidina Ali Muhammed
Fesalli alâ Mürşidina Şah- ı Velâyet

Hak nasip etti ol Resul un gördük yüzünü


Sürmeler çektik gözümüze izin tozunu…2
Görür gözümüz ol toz ile mahbub yüzünü
Fesalli alâ Seyyidina Ali Muhammed
Fesalli alâ Mürşidina Şah- ı Velâyet

Gel ey TALİBİ sende oku ilm-i esrarı


Kamil’ i ikrar edenlerin kalmaz gümanı…2
17
Pervaneye bak nice atar ateşe canı
Fesalli alâ Seyyidina Ali Muhammed
Fesalli alâ Mürşidina Şah- ı Velâyet

İmam-ı kevneyn: İki cihan önderi Fütur : Şüphe, gevşeklik


Şefaat kanı: Bağışlama hazinesi Zulmet : Karanlık
Feselli ala Seyyidina Ali Muhammed: Efendimiz Muhammed ve
yakınlarına salat ve selam ihsan et Ya Rab
Fesalli ala Mürşidina Şah ı Velayet: Velilik önderi Mürşidimize
salat u selam ihsan et Ya Rab İkrar : Kabul etme, kararlaştırma
Gönül çalamazsan aşkın sazını
Ne perdeye dokun, ne teli incit
Eğer çekemezsen gülün nazını
Ne dikene dokun, ne gülü incit

Dinle ki bülbülü, gelesin aşka


Karganın nağmesi gidermi hoşa
Meyvesiz ağacı sallama boşa
Ne yaprağın dök, ne dalı incit

Bekle dost kapısın sadık dost isen


Gönüller tamir et, ehl-i dil isen
Sevda sahrasında Mecnun değilsen
Ne Leyla’yı çağır, ne çölü incit

HALİL bu sözleri, iyice dinle


Gözün nemli ise, kabuldür mihnet
Kamil’ i tam ikrar eylemiyor isen
Ne yanımda bulun, canım, ne beni incit

Mihnet : Sıkıntı tasa üzüntü Kamil: Tam, noksansız, bütün,


irfaniyet ile yetiştiren İkrar : Kabul etme, söyleme, dile getirme
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Yarabbi bağışla pederi validemi sen
18
Ta eyleyeler nurumu nurun ile Ruşen
Ben bir küçücek kulcağızım
Acizi masum bir şey bilemem
Bildiğin ancak bana malum
Malum değil mi anlarsız ilahi
Kerem eyle şâdet beni de muhterem eyle
Çıktıkça emelim semti semaya
Amin diyor cümle melekler bu duaya
Veli Halil DUMAN
Bir acep sırra eriştim eyvallah
Buna esrarı aşk derler eyvallah
Bunu alim avam bilmez eyvallah
Buna ilm-i irfan derler eyvallah

Buna sırrı Kur’an derler eyvallah


Bunu ehli hicap bilmez eyvalah
Bunu ehli sevab bilmez eyvallah
Bunu Hızr u İlyas bilir eyvallah

Buna vasl-ı beka derler eyvallah


Buna sırr-ı Mustafa derler eyvallah
Bunu Ali Aba bildi eyvallah
Buna Seb’al mesan derler eyvallah

Buna ilm-i Hüda derler eyvallah


Buna sırr-ı Kur’an derler eyvallah
Bu bir kenz-i ahfadır kim eyvallah
Bu bir mülk-ü bekadır kim eyvallah

Bu bir fadl-ı Hüdadır kim eyvallah


Buna ihsan-ı Hak derler eyvallah
Buna idad-ı Hak derler eyvallah
Bu bir ahd-i vefadır kim eyvallah

19
Buna ilm-i felah derler eyvallah
Buna feyz-i necat derler eyvallah
Bu bir sırr-ı sefadır kim eyvallah
Bu FEHMİ’ ye atadır kim eyvallah
Acep : Tuhaf Eyvallah: Evet öyledir Ehli Hicab: Gerçeğe örtülü
kimseler Ehli Sevap: Sevap peşinde koşanlar Kenzi Hafa: Çok
gizli hazine Fadl-ı Hüda:Hakkın ihsanı İdad-ı Hak:Hak vergisi

Yok olan kişi nur oldu işi


Her dem bu zikri mahvetti beni
Zikri firkatten, ders-i itlakten
Mahv-i Mutlak’tan hiç etti beni
Hiç oldunsa eğer bekaya çeker
Cennette Kevser içirdi beni
Ey talib-i Hak sen sanma nâ-Hak
Zikr-i Enel Hak vurdurdu beni
Sahib-i Kur’an feyzinle Fürkan
Tevhid-i bürhan çâk etti beni
Dilimde ezkâr kalbimde ezhâr
Vücutta zinhar can etti beni
Cevher- i esma bizde müsemma
Bulduk muamma has etti beni
Canların canı dertli dermanı
Gavsül Melami Pir etti beni
Veliler serveri Nur’ül Arabi
Bende kemteri kul etti beni
Muhammed Nur’un biz bendesiyiz
Cümle ihvanla mest etti beni
Vallahü yed u zikrimizdir Hu
Nasibimiz bu yok etti beni
Demimiz dem bu ol izârı Hu
Görenler kamu zikretti beni
20
Gayeyi kusva Ka’beyi ulya
Cevher-i yekta dür etti beni
Oldum feth-i bab gayrı yok azab
Cism-i can kebab kül etti beni
Kudüste Yemende, hem Medine’de
Haccül Ekber’de kıldırdı beni
RUHİ imamı Nur’ ül Melami
Gavsün ilanı şad etti beni

ULYA: Pek yüce kıymetli ulu


N’oldu bu gönlüm, N’oldu bu gönlüm
Derdi gamınla, doldu bu gönlüm…2
Yandı bu gönlüm, yandı bu gönlüm
Yanmada derman, buldu bu gönlüm…2

Yan ey gönlüm yan, yan ey gönlüm yan


Yanmada buldu, derdine derman…2
Pervane gibi, pervane gibi
Şem’ine aşkın, yandı bu gönlüm…2

Gerçeğe yandı, gerçeğe yandı


Rengine aşkın, cümle boyandı
Kendinde buldu, kendinde buldu
Maksudunu hoş, buldu bu gönlüm

Sevadı Azam, sevad-ı azam


Belki oluptur arş-ı muazzam
Mesken-i canan, mesken-i canan
Olsa acepmi şimdi bu gönlüm

Seyr- i Billah’ tır seyr-i Billahtır


“Li ma “ Allah’ tır fena Fillah’ tır
Ayinesinde, ayinesinde
Gerdi sivayı, buldu bu gönlüm

21
El fakr ü Fahri, el fakr ü Fahri
Demedimi Ol, alemler Fahri
Fahrini zikret, Fahrini zikret
Mahv ü fenada buldu bu gönlüm

BAYRAMİ imdi, BAYRAMİ imdi


Bayram edersin Yâr ile şimdi
Hamd ü senalar, Hamd ü senalar
Yar ile bayram etti bu gönlüm
Lima Allah: Benim Allah la öyle bir vaktim varki, ne bir melek nede
bir Nebiyü mürselin benim vaktime ağah olur. Hadis
El fakr ü fahri:Fakirlik iftiharımdır. Hadis - Varlıktan kurtulup Allah ta
fani olmak
Cahil kalayım bilmeyeyim mi seni yarab
Öğrenmeyeyim mi ne demek din ile mezhep
Yazmak okumak bilmeyeyim mi böyle zamanda
Zulmetlemi geçsin bu zamanım şu cihanda
Dünya’ya niçin geldiğimizi anlamadan biz
Dünya’ya veda eyleyeyim mi ayıbı asır
Bin türlü nihan çekti büyüttü beni mader
Mader yalnız mı Ebu Müşfikte beraber
Şimdi bir mertebe verecektir bana anler
Tahsili ulum etmeyen alemde ne anlar

Veli Halil Duman


&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Bir yüze düş oldu gözüm, yüzbin gezer divanesi


Olmuş Cemali şem’ inin Ay ile Gün pervanesi….2
Kendi sunar dolu dolu peymaneler aşıklara
Bir kez elinden nuş eden olur ebed mestanesi….2

22
Şunlar ki tatmadı Ezel Bezminde anın cür’asın
Tatmaya dahi bunda ol aşk ehlinin biganesi….2
Her bir kuru laf ehli dahil olamaz bu meclise
Ol cana kıymaz nice gel desin ona Cananesi….2

Aşk ehli ayılmaz ezelden ta ebed sarhoş olur


Pes nice ayılsın ki daim devreder peymanesi…2
Bir mülke malik eylemiş uşşakını Ol Padişah
Mülk-i Süleyman onların yanında bir viranesi…2

İki cihanda MISRİ’ ye devlet dahi izzet yeter


Geldikçe yarin sunduğu gevherlerin her danesi…2

Bu aşk bir bahr- i ummandır, buna hadd ü kenar olmaz


Delilim sırr -ı Kur andır-Allah-Bunu bilende ar olmaz…2

Süre geldik ezeliden, Pirim Muhammed Ali’den


Şerab- ı La Yezaliden –Allah-İçenlerde humâr olmaz…2

Eğer aşık isen yare, sakın aldanma ağyare


Düş İbrahim gibi nare-Allah- Bu gülşende yanar olmaz…2

Kıyamazsan baş ü cana, ırak dur girme meydana


Bu meydanda nice başlar–Allah- Kesilir hiç soran olmaz…2

Hakk ile Hak olanlara, kendi özün bilenlere


Dost yolunda ölenlere-Allah-Kan bahâsı dinar olmaz…2

Bak şu Mansur’ un işine, halkı üşürmüş başına


Enel Hakk’ın firaşına –Allah- Düşenlerde timar olmaz…2

SEYFULLAH sözünde mesttir, Şeyhinden aldığı desttir


Divânerâ kalem nisttir-Allah-Ne söylese kanar olmaz…2
23
Umman : Uçsuz bucaksız deniz
Hadd : Sınır, çizgi
Humar : Sarhoşluk, sersemlik, baş ağrısı
Ağyar : Başkalar, yabancılar, gayrılar
Tımar : Bakım, hizmet, iyileşme
Firaş : Döşek, yatak, yaygı
Mest : Hazla kendinden geçme
Dest : El
Divane : Kaçık aklı olmayan akılsız deli Nist: Yok
Divanera kalem nist: Tanrı aşkıyla mest olanların sözlerini
kağıda kaleme dökme ihtiyacını duymazlar

Mürşidim Ali rahmi bildirdi beni bana


Ol irşadı manevi bildirdi beni bana

Aşktır bana bidayet yokluk oldu nihayet


Erdi Haktan inayet bildirdi beni bana

Sermayemdir yokluğum Hak varlığıdır kârım


Gönlümdeki mihmanım bildirdi beni bana

Terk edince varlığım gitti gönül darlığım


Zevk ile irfanliğim bildirdi beni bana

Oldum tevhide davet hemen ettim icabet


Ol sıdkile şehadet bildirdi beni bana

Neylem ben bu dünyayı hem istemem ukbayı


Buldu gönlüm mevlayı bildirdi beni bana
24
FEHMİ buldu vahdeti ol dost ile halveti
Nur Muhammed himmeti bildirdi beni bana

Evliyadan gelen kelâm ,okunan Kur’ an değil mi


Gerçek Veli’nin sözleri- Allah-sure-i Rahman değil mi…2
Çün seni Hak yarattığı ,kendine mir’at ettiği
Tecelli-i Zat eylediği-Allah- suret- i insan değil mi…2

Hak haberini dinleyene ,candan kabul eyleyene


Hakk’ ı bilip anlayana-Allah- sözümüz bürhan değil mi…2
Ey KAYGUSUZ halin n’ola, gitmez isen doğru yola
Hak kerem etse bir kula-Allah- hakikat ayan değilmi…2

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Mülk’ i bekadan gelmişem, fani cihanı neylerim….2


Ben dost cemâlin görmüşüm, Hur- ü cinânı neylerim Allah Allah
Ben dost cemâlin görmüşüm, Hur- ü cinânı neylerim

Vahdet meyinin cürâsın, Maşuk elinden içmişim…..2


Ben dost kokusun almışım misk’ i reyhanı neylerim Allah Allah
Ben dost kokusun almışım, misk’ i reyhanı neylerim

25
İbrahim’im Cebrâil’ e hiç ihtiyacım kalmadı….2
Muhammed dosta gidem ben tercümanı neylerim….2

İsmail’im Hak yoluna canımı kurban eylerim….2


Çünkü bu can kurban sana, ben koç kurbanı neylerim…2

Eyyüp gibi Maşuk’ umun cevrin tahammül eylerim….2


Circis gibi Hak yoluna çıkmayan canı neylerim….2

İsa gibi dünya koyup gökleri seyran eylerim…2


Musa’ ya didar olmuşum ben “len terani” neylerim….2

Aşık YUNUS Maşukuna vuslat bulunca mest olur …2


Ben şişeyi çaldım taşa namus u ârı neylerim….2
Ezel bezmin meyhânesin açtı Kâmil içsene
Çünkü içtin meyhaneden mestanesi olsana
Nefse uyup gafil olma kalb gözünü açsana
Kır şu nefsin putlarını Hakk’a arif olsana

Çünkü müslümanım dersin sen nefsini bilsene


Beş vakiti adet etme her nefeste kılsana
Çün sâlat miraç denildi böyle namaz kılsana
Bil ki Allah huzurudur divânına dursana

Şudur budur izle izin başın kaldır bak yüzün


Çünkü bunda Hak zahirdir bir kez ancak görsene
Çün Resül’den geldi hadis “Men arefe nefse Hu”
Çün göründü “Rabbe Hu” dan aç gözünü baksana

Sil süpür gel masivayı nâm- ı nişan kalmasın


Soyunup harf libâsından nokta i üryan olsana
Ey SEVDALI her nefeste Hakk’ a zâkir olsana
Aşık isen aşk odunun pervanesi olsana
26
Bezm : Meclis, sohbet ve muhabbet meclisi
Kamil : Olgun, tam, noksansız, eksiksiz insan
Mestane : Sarhoş gibi baygın bakışlı
Salat : Dua, yardım, Gafletten uyan
Miraç : Ruhen birden bire göklere yükselme
Huzur : Hazır olma, Tasavvufta Vahdet makamı
Zahir : Açıkta görünen, meydanda olan, dış görünüş
“Men arefe nefse Hu fekad arefe Rabbe Hu”: Nefsini bilen
Rabbini bilir Hadis
Masiva : Allahtan başka olan her şey yaratıklar
Zakir : Zikreden, anan

Dertli ne ağlayıp gezersin burada…..2


Ağlatırsa Mevlâm yine güldürür….2
Nice dertli kondu göçtü buradan…2
Ağlatırsa Mevlâm yine güldürür….2

Bu dert benim münisimdir yarim dir


Arşa çıkan benim ah ü zarımdır
Seni ağlatan lütf’ ıssı Kerim dir
Ağlatırsa Mevlâm yine güldürür

Daima Hakk’a cemalini dikedur


Zikr ile Mevlâ’yı dilden anadur
Kahrı kime ise lütfu onadır
Ağlatırsa Mevlam yine güldürür

Sevdaya salma şu garip başını


Akıtır gözünden kanlı yaşını
Kerim’dir onarır kulun işini
Ağlatırsa Mevlâm yine güldürür
27
YUNUS senin sözlerinde çok hâl var
Önünde uğrayıp geçecek yol var
Gece gündüz durma Mevlâya yalvar
Ağlatırsa Mevlam yine güldürür

Munis :Alışmış sevimli evcil insandan kaçmayan


Issı .Sahibi
Lütf:İyilik
Kahır :Ezmek mahvetmek perişan etmek
Kerim :Affı üstün olan cömert Allah ın isimlerinden

Ey Allah ım beni senden ayırma…2


Beni senin didarından ayırma….2
Seni sevmek benim dinim imanım….2
İlahi din ü imandan ayırma…2

Sararı ben solup döndüm hazana


İlahi hazanı daldan ayırma
Şeyhim güldür ben onun yaprağıyam
İlahi yaprağı gülden ayırma

Ben ol dost bahçesinin bülbülüyem


İlahi bülbülüm gülden ayırma
Balığın canını suda dediler
İlahi balığım gölden ayırma

EŞREFOĞLU senin kemter kulundur


İlahi kulu sultandan ayırma

Didar :Sevgili güzel yüz Allah ın müminlere vaad ettiği manevi


görünüşü Hazan :Sonbahar güz Kemter :Aciz fakir hakir ve

28
yoksul Dost :Seven ve sevilen kimse Dost Allah tır Hak dost
gayrisi yok

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Salik-i tevhid olanda gaflet olmaz bir vakit


Allah illa hu diyene gaflet olmaz bir vakit
Cümleyi hak gözlemek ahkamı zikrullahtır
Zikr ile illa görende gaflet olmaz bir vakit

Gelirse her dem havatır cehl ile varid dağ


Nerden geldiğini bilende gaflet olmaz bir vakit
Bir kere didar olan can daima yek senden
Gayriyi mahv eyleyende gaflet olmaz bir vakit

Zevki ÜRFİ dir bu kasdın tecrübeyse bilki sen


Varidi mevcud görende gaflet olmaz bir vakit

Bu gün râh’ı nevin içre ilim irfan ile doldum


Fena bahrında gark oldum ebed ölmez diri oldum
Kelam ı “Men reâni” den bulup feyz-i hidayetler
Bu alem maverasında,fena ender fena buldum

Muhabbet bahrıdır ancak veren hayat-ı Cavidan


Kemâl i aşk-ı Hak ile, Melamete imam oldum
Muhibb-i Ehli Beyt olan, içer tevhid-i zülâli
Sivayı yok imiş bildim, visâli aşk ile buldum

Arafat dağına vardım, cem-i halkı vücud ettim


Bu an ol Hacc’ül Ekber’dir, hemen iyd-ü visal oldum
Melâmet hırkasın geyüp, gelip alem-i meydana
Cihanın şahların Şahı, kamunun rehberi oldum

29
Makamı bahr-i fenada, geyüp ihram-ı libası
Visal-i Ka’be’yi ulya salât-ı zikr-i Hac oldum
Hakikat bahrına daldım, cevahirler alıp geldim
Ne bildimse anı gördüm, sefâ RUHİ Kur’ an oldum

Rah :Yol Nevin:Yepyeni yeni şey yeni olma


Fena :Yokluk hiçlik kulun fiilini görmemesi hali
Ebed :Sonsuz sonu yok
“Men reani fekad reel Hak”:Beni gören Hakk ı gördü Hadis
Feyz :Bolluk bereket manevi gıda
Hidayet :Gayeye vardıran yolu tutma Allah ın lütfu iyiliği
Mavera :Perde arkası arka geri Cavidan:Daimi kalıcı
Fena ender fena:Yoklukla kazanılan varlıkların dahi Hakk a
verilmesi hali Fenadanda fena olma tamamen kayboluş
Ulya :Pek yüce değerli Siva:Allah tan gayrı olan
İyd :Bayram Visal:Ulaşmak kavuşmak
Cavidan :Daima kalıcı ebedi Zülal:Temiz berrak su

Saldım gönlümü gök yüzüne, arşı dolansın…..2


Bin bir ismini anda bir gün, duysun ve ansın….2
Çeşmimden yaşım döktüm yere, yer suya kansın….2
Nerde bulayım Mevlâ’m seni, çünkü nihansın
Bir ah çekeyim tâ feleğe gün be gün yansın

Attı kendini aşık olan ,aşk-ı ateşe….2


Ben de atayım ,aşk saçayım dağ ile taşa….2
Kurban olayım Hak yoluna koyulan başa…2
Nerde bulayım Mevlâ’m seni, çünkü nihansın
Bir ah çekeyim tâ feleğe gün be gün yansın

Öğretti bana Hak yolunu Mürşidim HALİL…2


Bu AŞIK’ tanda işleyen fail-i Hakk’ tır…2

30
Şükr ü senâlar Mevlâ’ma gösterdi bana….2
Nasıl sevmeyim Mevlâ’m seni, çünkü ayânsın
Bir Hû çekeyim tâ feleğe gün be gün yansın

Çeşm :Göz Nihan :gizli saklı Felek :Gök talih zaman


Mürşid :Hak yolunu gösteren olgunlaştıran yetiştiren seçkin insan
Fail :İşleyen yapan Sena :Övme methetme
Ayan :Açık ortada olan

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Vasıl olmaz kimse Hakka bulmayınca mürşidi


Kendi nefsin bilmez asla bulmayınca mürşidi
İsmi Azam sırrına mazhar oluptur aşikan
Aşık olan kişi aşkı anlamaz bulmayınca mürşidi

Mürşidi olmayana denilemez Müslüman


Gafil olma can gözün aç Hak yoludur mürşid
Gel şeriat bahçesine der hakikat gülleri
Bülbülüdür ol hakikat marifettir mürşidi

Bu MUNİP a buldu mürşidi kamili pürzeni


Aşığa Bağdat uzak değil sen de bul mürşidi
Biz muhibb-i Hanedanız Lâubali meşrebiz
Her taraftan yıkılıp hem Melami mezhebiz
Keşfimiz Ankayı mağrip, bir muamma ismimiz
Zikrimiz sırr-ı Hüviyyet, Ehadiyet rütbemiz

Anlaşılmaktan Müberra, zahida taş atma gel


Vahdet’in mutlâk mukaddes, hem mecella mahbubuz
Kat tecellâ Zât-ı Hû fî suret-i Adem işit
Fenzur u fî vechi, hi hatta terevne hûbbumuz

Nokta-i sırr-ı Hüviyyet demde var Ademde var


31
Aç gözün zahid heman, gör nicedir ihvanımız
Gel muhabbet kapısın açmak dilersen gel beru
Hem açan Hu, açtıran Hu, açılan Hu mev’hebiz

Suret-i Âdem Hüdâ’dır, İllâ veche sırrını


Ey FEDÂİ sende oku sırr-ı Vahdet mektebiz

Muhibb:Seven muhabbetli sevişen


Muhibbb-i Hanedan:Ehli beyt hayranıyız Ehli beyti severiz
Laubali:Lakaydilik aldırmamak naz ehlinin ve aşıklarının
fütursuzca konuşma ve hareketi
Meşreb :Huy ahlak tabiat içilecek yer
Melami:Allah ın vücud birliğine inanan halkın giysisine
bürünmüş Tevhid ehli irfan ehli
Mezheb :Gililen tutulan yol
Muamma :Bilmece
Müberra :Saf kalmış sıyrılmış
Zahid :Kaba sofu dinin şekli yönüne fazla önem veren din
adamı şeriata bağlı kişi
Zahida :Ey zahid Mahbub:Sevgili
Suret-i Adem:Mürşidi Kamil
Mutlak :Kayıtsız şartsız ilişkisiz Allah
Hub :Sevgili şiddetli aşk Vahdet:Birlik yanlızlık
Ey gönül bir derde düş kim anda derman gizlidir
Gel eriş bir katreye kim anda umman gizlidir
Terk edip nâmı nişanı gey melamet hırkasın
Bu melamet hırkasında nice sultan gizlidir

Tut Hakk’ı bilmek istersen ehl-i irşad eteğin


Niceler bilmediler kim böyle erkân gizlidir
Değme bir hori hakire hor deyü kılma nazar
Kalbinin bik köşesinde Arş-ı Rahman gizlidir

Bu cihan derviş nam oldu hicab ender hicab


32
Sen hicab altında kaldın, sanma sultan gizlidir
İsmail MAŞUKİ

Erkan :Usul esas Hicab:Perde engel Hori :Hakir aşağı bayağı


itibarsız zillet Hakir :Aşağı bayağı hor kim tevazu ederse Allah
onu yüceltir Bik :Bey mevkii sahibi asil soylu

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Ben sanırdım alem içre bana hiç yar kalmadı


Ben beni terk eyledim bildim ki ağyar kalmadı

Cümle eşyada görürdüm hâr var gülzâr yok


Hep gülistan oldu alem şimdi hiç hâr kalmadı

Gice gündüz zâr-ı efgân eyleyip inlerdi dil


Bilmezem n‘oldu kesildi âh ile zâr kalmadı

Gitti kesret geldi vahdet , oldu halvet Dost ile


Hep Hak oldu cümle alem şehr-ü pazâr kalmadı

Din diyanet , âdet-ü şöhret kamusun verdi yele


Ey NİYAZİ n’oldu sende kayd-ı dindar kalmadı

Ağyar :Yabancılar Gülzar:Gül bahçesi gül tarlası


Kesret :Çokluk görünen alem Vahdet:Birlik yanlızlık

Ya Resulallah, Cemâl-i pâkinin meftunuyum


Sen Habibi –Allah-Hak nümânın aşıkı üryanıyım-Ya Hu Hu
Nice şahlar geldi geçti, hep sana kul oldular
Sen Habibi –Allah-Hak nümanın aşıkı meftunuyum-Ya Hu Hu

Çün ezelden cüra-i sahbayı sundun sen bana


Canım içre-Allah-senden artık bir muhabbet yok bana-Ya Hu Hu
Yanarım yandım Resulallah şefaat kıl bana
Sen Habibi –Allah-Hak nümanın aşıkı meftunuyum-Ya Hu Hu
33
Nur-i Z’atından tecelli kıldı Hak alemlere
Bu mereyya-Allah-Vech i Pâkindir kamu mahremlere- Ya Hu Hu
Cem-i tafsili kemâlindir düşen hep dillere
Sen Habibi –Allah-Hak nümanın aşıkı üryanıyım-Ya Hu Hu

Zülfüne berdâr olan Şahım senin mahv oldular


İhtiyari –Allah- mevt olanlar nur ile defn oldular-Ya Hu Hu
Hay olup RIFAT bekada nice sultan oldular
Sen Habibi –Allah-Hak nümanın aşıkı üryanıyım-Ya Hu Hu

Yörüki meydan senindir bu gece


Sohbet-i sultan senindir bu gece
Ermedi evvel gelen bu devlete
Kimse layık olmadı ol Rıff’âte

Çünkü kamusun görüp geçti öte


Vardı erişti Ol Ulu Hazrete
Sen Habibi-Allah-Hak nümanın
VELİ im meftunuyum-Ya Hu Hu

Meftun :Tutkun vurgun Berdar:Asılmış idam edilmiş


Hak nüma:Hakk-ı gösteren Rifat:Yücelik büyük rütbe
Nur :Aydınlık tecelliyat
Beka :Salikin fenadan (yokluktan)sonra ulaşacağı mutlak varlık
alemi Allah a yaklaşmanın başlangıcı sonsuzluk
Tafsil :Yayılmış açılmış İhtiyari:isteğe bağlı

Ayağın tozuna sürme-Allah- Ayağın tozuna sürme


Çekelden gözüme canım-Allah- Çekelden gözüme canım
Görünür oldu her gâhı-Allah- Görünür oldu her gâhı
Gözüme Vech-i Cananım-Allah- Gözüme Vech-i Cananım

Niçün sevmeye cân ânı-Allah- Niçün sevmeye cân ânı


Ki ânda buldu cananı-Allah- Ki ânda buldu cananı
Yıkıldı kala-i fikrim-Allah- Yıkıldı kala-i fikrim

34
Yapıldı dinim imanım-Allah- Yapıldı dinim imanım

Çü bildim Vech-i Cânânı-Allah- Çü bildim Vech-i Cânânı


Kamuda sezdim Allah-ı-Allah- Kamuda sezdim Allah-ı
Fenayım Hak’ ta Vallahi-Allah- Fenayım Hak’ ta Vallahi
Ne bilim kaldı ne dânım-Allah- Ne bilim kaldı ne dânım

Ki bildim cümle Hak imiş-Allah- Ki bildim cümle Hak imiş


Arada gayri yok imiş-Allah- Arada gayri yok imiş
Bi -külli anda gark imiş-Allah- Bi -külli anda gark imiş
Ne ben varım ne irfânım-Allah-Ne ben varım ne irfânım

Buluştu bir ten ü bir can-Allah- Buluştu bir ten ü bir can
Bu mülkü ettiler seyran-Allah- Bu mülkü ettiler seyran
NİYAZİ’ den görünen Ol-Allah- NİYAZİ’ den görünen Ol
Ben ancak ad ile sânım-Allah- Ben ancak ad ile sânım

Gah :Yer ve zaman Her Gah:Her yerde ve her zaman


Bil :Bilgikavrama ve nişan
Dan :Ad şöhret Bi-Külli:Hepsi tamamı
Gark :Batmış gömülmüş
İrfan :Tanrı vergisi ile bilinen bilgi Hakk ı bilmek
Yıkıldı kala-i fikrim :Akli aklımla bildiğim bilgilerim mahvoldu

Gir sema’ ya zikr ile gel yane yane Hu deyu


Gir sefa-yı aşk-ı Hakk’a yane yane Hu deyu….2

Hep erenler Hu ile kaldırdılar can perdesin


Açtılar gözlerin anda yane yane Hu deyu….2

Gördüler Hu kaplamış hep onsekiz bin alemi


35
Feyz alırlar cümle Hu dan yane yane Hu deyu….2

Zat-ı Hakk ı buldular buluştular bu Hu ile


Dost göründü her taraftan yane yane Hu deyu….2

Ey NİYAZİ gönlüne aşıkların hikmeti dolar


Künt-ü kenzin hazinesinden yane yane Hu deyu….2

Sema :Dervişlerin zikir meclisi


Hu:Allah Ahadiyyetül ayn a işarettir
Hikmet :Varlıkların ve yaradılışın hakikatlerini tanıma bilgisi
Akıl ile elde edilen bilgi
Künt-ü kenz:Bilinmeyen hazine gizli hazine
“Künt-ü kenzen mahfiyen”:Gizli bir hazineydim diledim ki
bilineyim Hadis
Feyz :Bolluk ilim irfan manevi gıda

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Halilim derdimi dökemem taşa


Ne gelirse sevgiden gelir bu zayıf başa
Herkesi güzel gör kakma sen başa
Efendi ol herkesi geçirme başa
Sorumlu sensin sonra çekersin cefa
Veli Halil DUMAN

Derman arardım derdime –Allah-Derdim bana derman imiş


Bürhan sorardım aslıma , Aslım bana bürhan imiş-Hay Hay
Bürhan sorardım aslıma , Aslım bana bürhan imiş

Sağ u solum gözler idim-Allah- Dost yüzünü görsem deyü


Ben taşrada arar idim, Ol can içinde can imiş-Hay Hay
Ben taşrada arar idim, Ol can içinde can imiş

36
Öyle sanırdım ayriyam-Allah-Dost gayridir ben gayriyam
Benden görüp işiteni, Bildim ki Ol canan imiş-Hay Hay

Savm u sâlât-u Hac ile –Allah-Sanma biter zahit işin


İnsan –ı Kâmil olmağa, Lazım olan irfan imiş –Hay Hay

Kande gelir yolun senin-Allah- Ya kande varır menzilin


Nerden gelip gittiğini, Anlamayan hayvan imiş-Hay Hay

Mürşid gerektir bildire –Allah- Hakk’ ı sana Hakke’l yâkin


Mürşid’i olmayanların, Bildikleri gümân imiş-Hay Hay

Her mürşide dil verme kim-Allah- Yolunu sarpa uğratır


Mürşidi Kâmil olanın, Gâyet yolu âsân imiş-Hay Hay

Anla hemen bir söz dürür-Allah-Yokuş değildir düz dürür


Alem kamû bir yüz dürür, Gören anı hayran imiş-Hay Hay

İşit NİYAZİ nin sözün-Allah-Bir nesne örtmez Hak yüzün


Hak’tan iyân bir nesne yok, Gözsüzlere pünhan imiş-Hay Hay

Bürhan :Kuvvetli delil


İnsan-ı Kamil:Olgun tam eksiksiz insan
Mürşid :Hak yolunu gösteren yetiştiren
Güman:Zan sanma şüphe Asan:Kolay
İyan:Açık belli seçik görünen Pünhan:Gizli saklı
Mürşid-i Kamil-in alameti:Şayet kalbinde dünya gailesi
(sıkıntılı iş felaket)olduğu zaman yanına gittiğinde o gailen
eksilir ve yok olup kalkarsa işte o mürşid i kamildir
Üçler yediler erenlerdeniz
Sualini hesabını verenlerdeniz
Her gece kaim gündüzü saim
Daim zikrullah diyenlerdeniz

Terk eylemeyiz farzı sünneti


Mürşidden aldık Ali himmeti
37
Neyleyelim biz huri cenneti
Cemalullahı görenlerdeniz

Daim namazı almışız ele


Kişiye hünerdir nefsini bilene
Boş ölçekle zahit dolar mı file
Yıkayıp kalbi silenlerdeniz

Şimdi kurtuldum namusu ardan


Bu ‘GAYBI’ der ki gelişim yere
Sorma bizi cahile
İlmi esrarı bilenlerdeniz

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Nefsim usta cengaver


Nasıl başa çıkayım
Hak için açtım cihat
Zorlu savaşlardayım

Aşkın A’sı Ademdir


Ş’si şirkten gayrıdır
K’si kitap buldunsa
Oldun sende bir insan

Aşık MEHMET Hu dedi


Aşk oduyla yan dedi
Aşk oduyla yananlar
Olurlar gerçek insan Mehmet Emin KILIÇ

Benem ol aşk bahrisi, Denizler hayran bana


Derya benim katremdir –Allah- Zerreler umman bana….2

Kâf dağı zerrem değil, Ay güneş kuldur bana


Hak'tır aslım şek değil, –Allah- Mürşid’tir Kur'ân bana….2
38
Çün dosta gider yolum, Mülk-i ezeldir ilim
Aşktan söyler bu dilim, –Allah- Aşk oldu seyran bana….2

Yok iken ol barigâh, Vâr idi ol padişah


Ah bu aşkın elinden, –Allah-Dert oldu derman bana….2

Adem yaratılmadan, Can kalıba girmeden


Şeytan lâ'net olmadan, –Allah-Arş idi seyran bana….2

Yaratıldı Mustafa, Yüzü gül gönlü safâ


Ol kıldı Hakk’a vefâ, –Allah- Ondandır ihsan bana….2

Aşk halinden bilmeyen, Ya delidir ,ya diri


Ben kuş dilin bilirim, –Allah-Söyler Süleyman bana….2

Şeriat ehli ırak, eremez bu menzile


Aslım Hak'tır şek değil, –Allah- Mürşidim Kur'ân bana….2

YUNUS bu halk içinde, Eksiklidir Hak bilir


Divâne olmuş çağırır, –Allah- Dervişlik bühtân bana….2

Bahri :Bir çeşit deniz ördeği,denizle ilgili


Kaf Dağı :Dünyayı çepeçevre saran efsanevi dağ,insan
bedeni ve nefsi yerine kullanılan sembol
Lanet :Rahmet’ten mahrum kalmak
Sefa :Temizlik,saflık,berraklık,gönül şenliği
Şeriat : Emirle kaim ibadetler,dinin zahirine ait kaideler
Menzil : Konak yeri,varılacak yer
Medet eyle canım cane erelim -Hu
Mülk-ü tevhid içre pervaz edelim –Hu…2
Her dem gülistanı seyran edelim -Hu
Hakikat şehridir bizim râhımız
Kâbe’yi ulyâdır canân ilimiz Hu
39
Aşıkın kalbi her dem zâkirdir-Hu
Zikr ile tevhide gönlü bağlıdır–Hu…2
Ravza-i Rıdvan’a seyri daimdir-Hu
NAKARAT
Bekâyı bahr-ı Zat halvet ehlidir-Hu
Yarini terk eden yaran ehlidir–Hu…2
Kâf’ı Anka mürgi tevhid ehlidir-Hu
NAKARAT
Vücud-u Rahman’la ihsan olmuşuz -Hu
Bekâyı Zat’ında mihman olmuşuz–Hu…2
Nur-i ilâhide irfan olmuşuz-Hu
NAKARAT
Hicr ile düşmüştür aşık derdine-Hu
Perde hicap olmaz irfan gözüne –Hu…2
Kâmil derler daim kemâl ehline-Hu
NAKARAT
Şerab-ı Lâyezal içen uşşakız -Hu
Meyhane-i aşka giren mihmânız–Hu…2
Ebedi ayılmaz dem mestanımız-Hu
NAKARAT
Seyr-i sûlük ile seyran alınır-Hu
Tevhid pazarında canlar satılır–Hu…2
Mülk-ü Hak’ta bunlar merdân sayılır-Hu
NAKARAT
RUHİ derdi verdim derman ehline-Hu
Meclisi dizârım irfân ehline–Hu…2
Canı kurban ettim Kur’an ehline-Hu
NAKARAT

‘Ve nahnü akrebü’ ey can


Buyurdu Hazret-i Mevlâ
Revamı kalbine şeytan
Girip versin sana iğvâ

Bu ayettir sana bürhan


40
Ki zahir sendedir canan
Niçin mecnun gibi efgân
Edersin sendedir Leyla

Edersen zikrini her an


Bulursun feyz-i bi pâyan
Gelir ol nefha-i Rahman
Eder mürde dili ihyâ

Gönülde aşkı cananım


Odur mihr-i dırâhşânın
Olur envar-ı irfanın
Gönülde Cennet’ül Mevâ

O fikrin bahr-ı aşka sal


Siva hiç etmesin işgal
Sana mekşuf olur derhal
Hicab-ı sırr-ı ‘Ev Edna’

Ol kenz-i kalbe dahil ol


Fûyuz-u Hakk-a nail ol
Ulûm-u sırra vasıl ol
Ki sensin nüshâ-i Kübrâ

Karışma LÜTFİ kesretle


Şeref bul ehl-i Vahdet’le
Yâkin ehli muhabbetle
Olurlar vâkıf-ı mana.

‘Ve nahnü akrebü’ : biz daha yakınız -Kaf suresi 50/16


iğva : azdırma, baştan çıkarma
Bürhan : delil, senet
Ev Edna : Makam-ı Ehadiyet
Eyledi zuhur –Allah- Pir Muhammed Nur
Saye bes etti –Efendim- Misli şems-i nur –Allah
Saye bes etti –Efendim- Misli şems-i nur-Hu

41
Kim dahil oldu –Allah-Ol vasıl oldu
Mevla’yı buldu –Efendim-misli bedr-i nur-Allah
Mevla’yı buldu –Efendim- misli bedr-i nur-Hu

Talim-i tevhid –Allah- çün etti temcid


Duydu aşıklar –Efendim-kalpleri tennur–Allah
Duydu aşıklar –Efendim-kalpleri tennur-Hu

Fahr-i Cihan’ın –Allah- varisidir Pir


Gelmedi misli –Efendim- Birdir, birdir, bir–Allah
Gelmedi misli –Efendim- Birdir, birdir, bir-Hu

Ol sultana kul –Allah- Olan aşıklar


Saye’yi Pir’de –Efendim-Hürdür, hürdür, hür–Allah
Saye’yi Pir’de –Efendim-Hürdür, hürdür, hür-Hu

Ol Seyyid-i vasf –Allah- edemez FAİK


Aciz kemter kul –Efendim-Kuldur, kuldur, kul–Allah
Aciz kemter kul –Efendim-Kuldur, kuldur, kul-Hu

Zuhur :zahir olma,görünme,meydana çıkma Saye :


koruma,gölge Bes . yeter,yeterli Şems :güneş
Şems-i nur :güneş ışığı Vasıl :ulaşan, kavuşan
Bedr :ay Bedr-i nur :ay ışığı Tevhid: Allah’ın varlığını
birleme ilmi,birleme Temcid : Allah’ın büyüklüğünü bildirme
Vasf : nitelik,özellik, Kemter :aciz, fakir,düşkün
Fahr-i Cihan : Cihanın kendisiyle övündüğü peygamberimiz
Hz. Muhammed

Ben yitirdim ben ararım,Yâr benimdir kime ne


Gâh giderim öz bağıma,Gül dererim kime ne
Ah Haydar, Haydar, Gül dererim kime ne

42
Gâh giderim medreseye,Ders okurum kime ne
Gâh giderim meyhaneye,Dem çekerim kime ne
Ah Haydar, Haydar, Dem çekerim kime ne

Sofular haram demişler,Bu aşkın şarabına


Ben doldurur ben içerim,Günah benim kime ne
Ah Haydar, Haydar, Günah benim kime ne

Ben melâmet hırkasını,Kendim giydim eğnime


Ar ü namus şişesini,Taşa çaldım kime ne
Ah Haydar, Haydar, Taşa çaldım kime ne

Sofular secde ederler,Mescidin mihrabına


Yâr eşiği secdegâhım,Yüz sürerim kime ne
Ah Haydar, Haydar, Yüz sürerim kime ne

Gâh çıkarım gökyüzüne, seyrederim âlemi


Gâh inerim yeryüzüne,Seyreder âlem beni
Ah Haydar, Haydar, Seyreder âlem beni

Kelp rakip böyle diyormuş,Güzel sevmek pek günah


Ben severim sevdiğimi,Günah benim kime ne
Ah Haydar, Haydar, Günah benim kime ne

NESİMİ'ye sordular ki.Yârin ile hoş musun


Hoş olayım olmayayım,O yâr benim kime ne
Ah Haydar, Haydar, O yâr benim kime ne

Gah : Bazı,kimi kez Dem . kan , zaman, konu,kıvam, içki


Kaf be Kaf : Kaf’tan Kaf’a Kelp : köpek,it Rakib : rekabet
eden,yarışan ,gözleyen
Doğru olsam ok gibi, yabana atarlar beni
Eğri olsam yay gibi, elde tutarlar beni…2
Hiç keder elem etme, boş yere mâtem etme
43
Düşmanlarını tanı,uzak dur sitem etme
Hz. Mevlana
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Feyz erişti Pirimden, yönüm Allah'a döndü


Geçtim can-ı serimden-Allah- yönüm Allah'a döndü –Hay Hay
Geçtim can-ı serimden-Allah- yönüm Allah'a döndü

N'idem şâlı kabayı, hem hırkayı, abâyı


Fânî bilip dünyâyı -Allah- Yönüm Allah'a döndü - Hay Hay
Fânî bilip dünyâyı -Allah- Yönüm Allah'a döndü

Aşka düşüp yanayım, Mâhv-ı Mutlak olayım


Fenâ ender fenâyım -Allah- Yönüm Allah'a döndü –Hay Hay
Fenâ ender fenâyım -Allah- Yönüm Allah'a döndü

Zâhit alsın keramet, ben istemem velayet


Yeter bana melâmet -Allah-Yönüm Allah 'a döndü –Hay Hay
Yeter bana melâmet -Allah-Yönüm Allah 'a döndü

Çaldım melâmet tâblını, hîçe saydım varımı


Aşka yakıp varımı -Allah- Yönüm Allah'a döndü –Hay Hay
Aşka yakıp varımı -Allah- Yönüm Allah'a döndü

Terk eyledim taklîdi, hem istemem tahkîki


Satın alıp yokluğu -Allah- Yönüm Allah' a döndü –Hay Hay
Satın alıp yokluğu -Allah- Yönüm Allah' a döndü

Ben SELİM’im DİVANE, bunda geldim seyrâne


Şöyle düşüp hayrâne –Allah- Yönüm Allah 'a döndü – Hay Hay
Şöyle düşüp hayrâne –Allah- Yönüm Allah 'a döndü

Feyz: Gürlük, bolluk, manevi gıda Kaba: Elbise,kaftanTabl: Davul


Aşkınla çak olsa bu ten, Ben yine İllallâh derim
Yanıp kül olsa bu beden, Ben yine İllallâh derim

44
Kan aksa gözden yaşlarım, Bağrımda bitse başlarım
Derd ü gam olsa işlerim, Ben yine İllallâh derim

İşim gücüm zâr eylesen, İçim dışım nâr eylesen


Mansur veş berdâr eylesen, Ben yine İllallâh derim

Bin pare ettirsen beni, Odlara yaktırsan beni


Terk etmeyip Mevlâm seni, Ben yine İllallâh derim

Mücrim kulun etsen beni, Tamulara atsan beni


Asilere katsan beni , Ben yine İllallâh derim

SEYYİD NİZAMOĞLU bile, Ceddi ile haşr olsa bile


Mü’ min muvahhidler ile, Ben yine İllallâh derim

Çak:Yırtılmış parçalanmış
İllallah:Allahtan başka ancak Allah var
Baş:Yara çıban kafa
Zar:Ağlayıp inlemek
Nar:Ateş
Berdar:Asılmış idam edilmiş
Pare:Parça parçalanmak
Od:Ateş
Mücrim:Suçlu
Tamu:Cehennem
Ced:Ata dede
Haşr:Toplanma
Mümin:İman eden inanan Allah ın isimlerinden
Muvahhid:Allah ın birliğine inanan tevhi ehli olanlar

Ya Resulallah nur cemaline hayran olmusum


İçmişim Bab-ı Ali’den Hak ile Hak olmuşum…2
’Lah müke lahmü’,demmike demmi’ ile dem olmuşum
45
‘Cismike cismi’ sırrında ruh ile ruh olmuşum…2

Çün buyurdu’Ali minni Ene minni’ duymuşum


Ben Hüseyn’imi canımda, canımı hem bilmişim…2
Ve ‘zil kurbâ ve yenhâ’ yle lâubali olmuşum
Kılmışım Cuma’yı farzı, hem muhibbi olmuşum…2

VELİ can olur cananına, hem canını neylesin


Her kim burda gördü Vechin gayrı canı neylesin…2
Hamdülillah burda gördüm siret-i Hak, suretin
Kalmadı bir şek gönlümde, hâl içinde hiç tenim…2

Cemal : Tatlı güzellik,(tanrının) yüz güzelliği


Bab : Kapı
Lahmüke lahmü : etimle etin bir
Demmike demmi : Kanımla kanın bir
Ali minni Ene minni :Ali benden ben Ali’den
Cismike cismi : Vücudumla vücudun bir
İta-i zil kurba ve yenha : Allah, Yakınlara (Ehl-i Beyt’e)yardımı
emreder -Nahl suresi 16/90
Laubali : Lakaydilik, naz ehlinin ve aşıkların fütursuzluğu
Vech : Çehre,yüz
Siret : İç temizliği,iç, insanın içi,gönlü,huy
Suret : dış,insaını dışı,görünüş
Şek : Şüphe, zan

Her yeri hüsnün gülistan eylemiş


Her tarafta bağ u bostan eylemiş
Hu,Hu,Hu-eylemiş –Allah- Hay Hay Hay eylemiş
46
Ziynet etmiş zir-ü bes evsaf ile
Her sıfattan Zatın ilan eylemiş
Hu,Hu,Hu-eylemiş –Allah- Hay Hay Hay eylemiş

Bunca evsaftan görünen bir cemâl


Bir cemâli bunca elvan eylemiş. Hu,Hu…

Hep kitab-ı Hak’tır eşya sandığın


Ol okur kim seyr-i evtan eylemiş. Hu,Hu…

Hüsnünü izhar eder bunca sıfat


Zatına insanı bürhan eylemiş. Hu,Hu…

Hakk’ı istersen yürü insana bak


Şems-i Zat yüzünde rahşan eylemiş. Hu,Hu…

Hak yüzü insan yüzünden görünür


Zat-ı Rahman şeklin insan eylemiş. Hu,Hu…

Nice görsün Şems-i Vechin çün anın


Zahidi â’ma ki tuğyan eylemiş. Hu,Hu…

İçini almış anın zerk u riya


Gönlünü şeytan perişan eylemiş. Hu,Hu…

Her nazarda gördüğü Hak arifin


Her görüşte nice nice ihsan eylemiş. Hu,Hu…

Hakk-ı anlamak değil âsân ola


Adeta Hak böyle erkân eylemiş. Hu,Hu…

Salik erince kemâle şöyle bil


Yüreğin baş,bağrını kan eylemiş. Hu,Hu…

Anlayınca Zat-ı Hakk’ı zevk ile


Bu NİYAZİ nice nice seyran eylemiş. Hu,Hu…

47
Ömrün şu biten neşvesi tam olsun erenler
Son meclis-i câm üstüne câm olsun erenler…2

Şükranla veda ettiğimiz câm-ı fenâya


Son pendimiz ahlâfa devâm olsun erenler…2

Caizse harâbât-ı ilahide de her şey


Yâran yine rindan-ı kirâm olsun erenler…2

Tekrar mülâki oluruz bezm-i ezelde


Evvel giden ahbâba selam olsun erenler…2
Güfte : Yahya Kemal Beyatlı Beste : Süleyman Erguner
Neşve : Sevinç Pend : Öğüt, nasihat Cam : Kadeh,bardak,
tasavvufta Allah dostunun kalbi için kulanılır.Gönül ,marifet
beldesi,ilahi nurların tecellileri dolup taşan Pir’in Kalbi
Ahlaf : Halefler,öncekilerin yerine geçenler
Rindan : Aldırışsız,kalender,ehli dil,öze ermiş Kiram : Ulular,
cömertler,kerimler Mülaki :Buluşan,kavuşan

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Cana rakibi handan edersin…2


Ben bi nevayı giryan edersin…2
Biganelerle ünsiyyet etme…2
Bana cihanı zindan edersin…2

Akıtma çeşmim gel mest-i nâzım


Afâk-ı çeşmim ummân edersin
Süzme kerem kıl çeşme-i siyâhın
Zirâ ki havfim bir kaan edersin
Rakib : Rekabet eden, yarışan Handan : Gülen Bi neva :
Sessiz,nağmesiz Giryan:Ağlayan Bigane :İlgisiz, alakasız
Ünsiyyet : Dostluk,alışkanlık

48
Daim zikrediyor bizim kalbimiz
Melami ismiyle Yâd olunuruz biz…2
Hakk’a nispet olur cümle varımız
Ef’al Allah’ındır yoktur gayrımız…2

Tevhid-i Ef’al ile başlarız derse


Nice cami oldu Ayet-el Kürsü…2
Hak talibi isen oku bu dersi
Ef’al Allah’ındır yoktur gayrımız…2

Sıfatullah oldu bizim varımız


Pir Muhammed Nur’dur bizim Şahımız…2
Yoluna kurbandır baş-ü canımız
Ef’al Allah’ındır yoktur gayrımız…2

Zat’â erişince iman mat olur


Cümle kuyudatlar anda katl’olur…2
Dilimizde ancak esmâ yâd olur
Ef’al Allah’ındır yoktur gayrımız…2

Cem’ül merâtipte zâhir olur Hak


Hicab gider çün, zâhir olur Mutlâk…2
Mensur meydanıdır nutku En’el Hak
Vücud Vücudullah’tır yoktur gayrımız…2

Kurb-i nevafile erenler pâktır


Vâris-i nebidir nâib-i Hak’tır…2
Zâhiri halk içre batını Hak’tır
Vücud Vücudullah’tır yoktur gayrımız…2

Cem’ül cem’e erenler fenâyı gözler


Fena ender fena olur bu sözler…2
Pir Muhammed Nur sır ile söyler
Vücud Vücudullah’tır yoktur gayrımız…2
Cemalullâh oldu bizim aynımız

49
ALİ’nin kelâmı aşk ile sözü
Cümle ihvanlara âşktır niyazı…2
Hatm’ül Merâtipten söyler bu sözü
Vücud Vücudullah’tır yoktur gayrımız…2
Ef’al Allah’ındır yoktur gayrımız
Kelamın kadrini bilene
Şalgam pazarında gevher satılmaz
Bulunduğun yeri bir süzde şöyle
Huzurla muhabbet eden yanılmaz

Nadan sohbetinden içtinap eyle


Ketum ol geleni söyleme dile
Zoraki kaptırma gönlünü sele
Her gördüğün şahsı bilme sen insan

Kırarsın dümeni sonra yapılmaz


Sureti Ademdir sireti hayvan
Haber verdi bana bu Remzi Kur’an
Rumuz anlamayan muhip sayılmaz

Talipsen matlubun rengine boyan


Gaflet uykusundan gel artık uyan
Görmek istemezsen kardeş sen tufan
Erkanı erenler oyuncak olmaz

Rahi erenlerde muhkem dur ‘BASRİ’


Farkı temyiz eyle hayır ile şerhi
Zevket derununda Lütf ile kahrı
Camı Vahdet içen elbet ayılmaz

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Ey Çerhi sitem gel di-li nalana dokunma


Hicr alemidir ettiğim efgane dokunma
Ey tığı elem yaraladın cismimi bari
Cananıma nezr eylediğim cana dokunma

Derbeder oldum perişanım şaha dokunma


50
Fahr-i Risalet burağı binene dokunma
Dünya gözü görmez bi-basarıma dokunma
Allah illallah lanet eyler dosta dokunma

VELİ HALİL ezel bezminde gördü cemalin


Sinesi üryan ciğeri büryana dokunma
Gel ey kardeş sende kervana katıl
Bir can olup cananı seyrana katıl
Bu bir devran niceler gelir geçer
Hak ile haşrolup ummana katıl

Dost ile dostu kalple zikreyle


Arama gaipte kulda seyreyle
Bu bir devran niceler gelir geçer
Hak ile miraca bir sefer eyle

Her daim zikr ile sultan görünür


Aşığa bu yolda ferman görünür
Bu bir devran niceler gelir geçer
Tenle can buluşur Bir-sen görünür

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Mürşide Hak diyen kişi, mürşidi Hak bilmen gerek


Evliyaya uyan kişi, gayrisin yok bilmek gerek

Candan gör Pir’inin yüzün ayırma izinden izin


Mürşid-i Kamilin sözün atılmış ok bilmek gerek

Döndür yüzünü Hak’tan yana Mürşidin gör önden sona


Her ne gelse Şeyh’ten sana az ise çok bilmek gerek

Söz bilir haber anlayan, anlamaz durup tanlayan


51
Evliya nutkun dinleyen, karnını tok bilmek gerek

Ezel Hak’ta iken canın, var idi ahd ü peymanın


İstersen SEYFİ imanın, Hakk’u hukuk bilmek gerek

Hamdülillah Rabb’imize –Allah- Hamdülillah Rabb’ımıza


Gösterdi kendisini bize–Allah- Gösterdi kendini bize
Görünmez şey gözümüze –Allah- Görünmez şey gözümüze
Melamiler derler bize –Allah-fedailer derler bize

Hu hu, Allah Allah,can bir Allah….2


Canlar sana kurban ola –Allah- Canlar sana kurban ola

Pir’imizdir Muhammed Nur –Allah- Pir’imizdir Muhammed Nur


Sayesinde bulduk huzur –Allah- Sayesinde bulduk huzur
Kalmadı kayd ile fütur –Allah- Kalmadı kayd ile fütur
Melamiler derler bize –Allah-fedailer derler bize
NAKARAT

Ölmezden evvel ölürüz –Allah- Ölmezden evvel ölürüz


Hakk’ı Hak ile biliriz –Allah- Hakk’ı Hak ile biliriz
Yahşi yaman hoş görürüz –Allah- Yahşi yaman hoş görürüz
Melamiler derler bize –Allah-fedailer derler bize
NAKARAT

Abdürrâhim’dir Şahımız –Allah- Abdürrâhim’dir Şahımız


Arşa çıkar avâmız –Allah- Arşa çıkar avâmız
Aşk iledir pazarımız –Allah- Aşk iledir pazarımız
Melamiler derler bize –Allah-fedailer derler bize
NAKARAT

Kafire küfr-ü bürhanımız –Allah- Kafire küfr-ü bürhanımız


Mümin’e dini imanız –Allah- Mümin’e dini imanız
‘’Lâ ilâhe illâ’’ deriz –Allâh-‘’Lâ ilâhe illâ’’ deriz
Melamiler derler bize –Allah-fedailer derler ize
NAKARAT
52
ETHEM Melami ednası –Allah- ETHEM Melami ednası
Vardır alâsı danâsı –Allah- Vardır alâsı danâsı
Yok şu,bu,sen,ben davası –Allah- Yok şu,bu,sen,ben davası
Melamiler derler bize –Allah-fedailer derler bize
NAKARAT

Tende canım canda cananımdır Allah Hu diyen


Dilde sırrım sirda sübhânımdır Allah Hu diyen
Dest-i Kudret’le yazılmış yüzüne âyât-ı Hak
Gönlümün tahtında Sultanımdır Allah Hu diyen

Cümle azâdan gelir zikr-i Enel Hak nâ’resi


Cism içinde zâr-u efgânımdır Allah Hu diyen
Giceler tâ subh olunca inletir bu dert beni
Derdimin içinde dermanımdır Allah Hu diyen

Yere göğe sığmayan bir müminin kalbindedir


Katremin içinde ummanımdır Allah Hu diyen
Kisve-i tenden muarra seyreder bu gönlümü
Çarh uran abdâl-ı uryânımdır Allah Hu diyen

Her kişiye kendinden âkreb olan dost zatıdır


Ey NİYAZİ dilde mihmanımdır Allah Hu diyen

Dest : El
Ayat : Ayetler,deliller,işaretler
Taht :Sultanların oturduğu yer
Subh : Sabah
Mümin : İman eden, Allah’ın isimlerinden
Umman : Uçsuz bucaksız deniz
Kisve-i ten : Vücud elbisesi
Ten : Vücud
Çarh urmak : Daire kurarak dönmek
53
Abdal :Hak deryasına dalan
Akreb : Yakın, ziyade
Uryan : Çıplak
Mihman : Misafir, konuk
‘Ve nahnu akrebu ileyhi hablid min verid ’:Biz ona şah
damarından daha yakınız. Kaf Suresi : 50 / 16

Ezel-i kâl ü beli de kuluyum ben Ruhi’min


Yoluna can feda kıldım, kurbanıyım ben Ruhi’min

Bana feda kıldı özün, sırrında gördüm yüzün


Benim ile söyler sözün, diliyim ben Ruhi’min

Her dem benim ile olur,inleyip zârı kılar


Benim ile alır verir, eliyim ben Ruhi’min

HALİL bakma sen varına, düşe gör dost didarına


Yandım tecelli narına, nuruyum ben Ruhi’min
Ezeli : ilk,baş,en önce,öncesi olmayan Kal u bela : Allah’a
kullar arasında yapılan sözleşme - Beli (evet) dediler. Ayet
Didar : güzel yüz

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Bülbülüm siz gülüm siz


Dostlarım siz sözlerim siz
Kalbimde siz dilimde siz
Kemalim siz aşkım siz
Güneş gibi ışık saçan
Bilgi verip zeka açan
Kötülükler sizden kaçan
Dertlerim siz dermanım siz
Ayrı kalsam yas tutarım
Söylemesem pas tutarım
Ben sizleri has tutarım
Ümidim siz varım siz
Her şeyi sizde bulur
54
Sizden iyi dost mu olur
Hem yüceltir hem korur
İrfanım siz dilim siz
Ben gidersem siz varsınız
Cümle eşyaya yarsınız
ŞERBETÇİ’yi anarsınız
Cümlenize selam olsun

Askından yandim yıkıldım –Allah- Askından yandim….


Dumanım tüter semaya –Allah
Dizarın göreyim –Ya Hu

Ey benim ulu sultanım–Allah- Ey benim ulu….


Bilemem bulayım seni –Allah
Dizarın göreyim –Ya Hu

Aradım kuruda yaşta –Allah- Aradım kuruda….


Ne dağda buldum ne taşta –Allah
Dizarın göreyim –Ya Hu
Hem ayan gördüm hem düşte –Allah- Hem ayan ….
Bilemem bulayım seni –Allah
Dizarın göreyim –Ya Hu

Aradım gönül bağını –Allah- Aradım gönül….


Erittim yürek yağını –Allah
Dizarın göreyim –Ya Hu

Sen sildin kalbim pasını –Allah- Sen sildin …..


Bilemem bulayım seni –Allah
Dizarın göreyim –Ya Hu

Aradım canı cananda –Allah- Aradım….


Ol cananı can içinde –Allah
Dizarın göreyim –Ya Hu

Bu fani dünya içinde –Allah- Bu fani dünya …..


55
Bilemem bulayım seni –Allah
Dizarın göreyim –Ya Hu

NİYAZİ oldum gezerim –Allah- NİYAZİ oldum….


Evliyayla var pazârım –Allah
Dizarın göreyim –Ya Hu

Mevlam sen göster didarın –Allah- Mevlam…..


Bilemem bulayım seni –Allah
Didarın göreyim –Ya Hu

Bu melamet mesleğinde genç-i irfan olmuşum –Allah- ….2


‘Mare meyte izre meyte’ sırrına ben ermişim –Allah- ….2

Mezhep ile dinimi yağmaya verdim ben bu gün–Allah- .2


Hu ile zikreyleyip Pazar-ı aşka gelmişim–Allah- ….2

Çün ‘nefahtü’ sırrını bildirdi mürşidim bana–Allah- ….2


Dört anâsır tertip üzre bu cihana gelmişim–Allah- ….2

Kalmadı nâm-ı nişânım masivadan sâimim–Allah- ….2


Her nereye uğrar isem Tûr’u Musa olmuşum–Allah- ….2

SIRRI’ya kendi vücudu ayn’i Hak’tır şüphesiz–Allah- ….2


Mürşidim Seyyid Muhammed Nur ile nur olmuşum–Allah-2

Melamet : bütün yolların,tarikatların ulaştığı meydan,


Meslek-i Celil-i Muhammed-i peygamber yolu
Genc : hazine,define
İrfan :tanımak,bilmek,Hakk’ı tanımak,tanrı vergisi ile bilinen bilgi
‘Mare meyte izre meyte’: sen atmadın Allah attı. Enfal-8/17 fail
Allah olur.
Mezhep : gidilen tutulan yol,dinin esaslarında aynı,ayrıntılarında
farklı görüşler
Hu : Allah, O , tasavvufta Allah’ın Zatını ifade eder

56
Masiva :Allah’tan başka olan her şey,gayrı
‘Ve nefahtü fihi min ruhi’: Adem’i halk ettim, O’na kendi
ruhumdan üfledim. Hicr-15/29
Anasır : unsurların çoğulu,unsurlar.Dört
unsur;ateş,hava,su,toprak
Saim : oruç tutan,oruçlu
Tur :Allah’ın Hz. Musa’ya tecelli ettiği dağ. İnsanın benliği

Bi hamdillah derim Allah


Alır aklımı fikrullah,
Dilimde Zat’ın esması,
Bana üns oldu zikrullah

Bu Tevhidden murat ancak,


Cemal-i Zat’a ermektir,
Görünen kendi Zat’ıdır,
Değil sanma ki gayrullah

Ben ol pervaneyim geldim


Düşüp aşk oduna yandım
Yanu-ben küll-ü mahvoldum
Beni mahvetti Aşkullah

Gönül ayinesin sofi,


Edersen kalbini sâfi,
Açılır sana bir kapı,
Ayan olur Cemâlullah

ŞEMS-İ TEBRİZ bunu bilir,


Ehâd kalmaz fena bulur,
57
Bu alem küllü mahvolur,
Hemen bâki kalır Allah

Bi-hamdillah : Allah’ı överek Üns : Alışkanlık, alışma Gayrullah :


Allah’ın sevgisinden aşka olan şeyler Küll : Bütün, tümlük, hep,
hepsi, tamamı Sofi : Tasavvufta bir zümrenin ismi, safiyete ermiş
fena tahsil etmiş kimse Safi : Temiz, katıksız, saf Cemalullah :
Allah’ın yüzü, Allah’ın cemali Ehad : Bir, yek benzersiz olan Allah
Fena : Yokluk, hiçlik, kulun fiilini görememesi hali, Allah’a
yaklaşmanın sonu Baki : Daimi, ebedi kalıcı, Ölümsüz, sonsuz
Gaflet ile Hakk’ı buldum diyenler,…2
Er yarın Hak divanında bel’lolur, …2
Ahiret tedariğin gördüm diyenler, …2
Er yarın Hak divanında bel’lolur, …2
Ya Allah, Ya Allah, Allah, Allah, Allah

Kimin adı sofi, kiminin derviş, …2


Derviş isen kardeş,takvaya çalış…2
Gizlice yollardan, Mevla’ya eriş, …2
Er yarın Hak divanında bel’lolur. …2
Ya Allah, Ya Allah, Allah, Allah, Allah

Devletliyim deyu fakire gülme


Gülüp gülüp kardeş kem nazar kılma
Ölüm vardır Ya Hu sen gafil olma
Er yarın Hak divanında bel’lolur,
Ya Allah, Ya Allah, Allah, Allah, Allah

Derviş YUNUS söyler,kâlü belâ’dan


Mucizât Nebi’den, mürvet Ali’den
Biz de bunu böyle duyduk VELİ’mden
Er yarın Hak divanında bel’lolur.
Ya Allah, Ya Allah, Allah, Allah, Allah
58
Gaflet : Dikkatsizlik,habersizlik
Takva : Günahlardan sakınma
Kalü bel’a : Allah’la kullar arasında yapılan sözleşme,
‘Beli(evet)dediler’ Ayet
Mürvet İhsaniyet,mertlik,yiğitlik

Behey kardeş Hakk’ı bulam mı dersin  


Hakk’a yarar amel işlemeyince  
Tarikat sırrına erem mi dersin  
Kâmil Mürşid sana söylemeyince

Özenirsen kardeş tevhide özen   


Tevhid’tir her nefsin kâl'asın bozan  
Hiç kendi kendine kaynar mı kazan  
Çevre yanın ateş eylemeyince

Değme kişi gönül evin düzemez  


Hakk’ın takdirini kimse bozamaz
Tarikat ummandır dalıp yüzemez
Aşkın deryasını boylamayınca

Gönül kuşu uçar gider dolunmaz


Başlı suların ayağı bulunmaz
Elekten eleğe konup elenmez
Değirmene varıp un olmayınca

59
Aşkım galip geldi yüreğim harlar
Aşık olan âr-ü namusu neyler  
Be hey YUNUS sana söyleme derler  
Ya ben öleyim mi söylemeyince

Anla nedir melamet, hiç görmezsin felaket


Bulduk bunda selamet, Seyrane gel Seyrane
Mürşid yolunu gözle canla tal’atın izle
Sakın kalma bir sözle, Seyrane gel Seyrane

Dörttür seyran bil anı, bırak şu, bu, iyn’ü anı


Canda seyret cananı, Seyrane gel Seyrane
Düşme cah-i ağyare, yanma düzahi nare
Ver gönlünü o yare, Seyrane gel Seyrane

Nefsin tevhide sat, derdine irfan kat


Olsun elinde beraat, Seyrane gel Seyrane
Rahmet saçar melekler, kabul olur dilekler
Boşa gitmez emekler, Seyrane gel Seyrane

Aşk-ı Hak’la ayan ol, Melametle nihan ol


Hem canlarda canan ol, Seyrane gel Seyrane
Gecelerin Kadr olur, gündüzler bayram olur
Baştan başa nur olur, Seyrane gel Seyrane

Seyrini bil ibtida, nefsini kıl iştira


Bul makam-ı münteha, Seyrane gel Seyrane
Gönlün bulsun alimi, ruhun Hak’la kaimi
60
Kıl salat-ı daimi, Seyrane gel Seyrane

Ehl-i kemalın aklı, pak-i selimdir kalbi


Sana derim ey RUHİ, Seyrane gel Seyrane

Beka-i mülkünden eyledin teşrif


Bu dar-ı fenaya – Allah – İmtihan için – Hu
Gece gündüz daim muradım budur
Cemalin pakini – Allah – anlamak için – Hu

Mürşid-i Kamil’e varıp kul olan


Kendi kendisini – Allah – arayıp bulan – Hu
Aşkın ateşinde yanıp kül olan
Cehennem narına – Allah – yanmamak için – Hu

Gel ölümden korkar isen alemde


Mürşide bende ol – Allah – çıkma izinden – Hu
‘’Mûtû kable ente mûtû’’ sırrını
Anlamaktan murad – Allah – ölmemek için – Hu

Muradım Kamil mürşide varmaktan


Kendi bildiklerim – Allah – terk eylemekten – Hu
Dünya soru hesabını vermekten
Ahret sualine – Allah – durmamak için - Hu

Bu ŞÜKRİ’ya haberini vermekten


Hak ile birlikte – Allah – kâim olmaktan – Hu
Hakk’ın cemalini burada görmekten
61
Orda mahcub mahzun – Allah - olmamak için – Hu

Şükriya : Aşık Mustafa Efendi

Beka : Sonsuzluk, mutlak varlık alemi Dar-ı fena : Dünya,


yokluk alemi Bende : Kul köle, bağlı
‘’Mutu kable ente mutu ‘’ : Ölmeden önce ölünüz – Hadis
Kaim : Yerinde duran, ayakta duran, namaz kılan
Mahcub : Utangaç, sıkılgan
Mahzun : Üzüntülü
Melamet sırrına mahrem olan geçmez mi kavgadan
Tecelli-i cemal ister ne anlar kuru davadan
Saray-ı sırr-ı Ev Edna acep lütfu İlahidir
Ne bilsin zahid-i hod-bin rümuzu bu muammadan

Mezâhir kesret ile vahdet-i Hak’tan beid olma


Zuhur’u Hakk’a cahil olma geç suretle manadan
Şuhud-u şahidi meşhut olur Aynel-yakin içre
Hicab-ı kesfiden ayanı her kim var bu eşyadan

Cem-i haşrın silindiyse, cem’ül ceme nazar eyle


Bu meşrep özge meşreptir, yapılmaz Lâ ve İllâ’dan
Veli Hakk’el yakin içre ve sende Tur dağı iken
Acep Kur’an-ı natıktır, okundu Tur’u Musa’dan

Hüvel evvel, Hüvel ahir, Hüvez zahir, Hüvel batın


Tamam bu Zat’ı Mutlak’tır, görünen bu merayadan
Bu sırra Zümre-i Naci, Melamiler olup agah
Erip iklim-i tahkika, geçüp Lâ ve İllâ’dan

Melamiler ki bab-ı İzzet içre gizlidir RUHİ


Bilinmez almayınca dersini Sırr-ı Ev Edna’dan

62
Melamet : Bütün yolların ulaştığı meydan, meslek-i Celil’i,
Hz.Muhammed’in yolu Mahrem : Gizli, yasak, başkasına haram
olan Tecelli : Belirme , görünme, ortaya çıkma, belli olma Ev Edna :
Makam-ı Ehadiyet Hod bin : Kendini beğenmiş, kendini üstün
gören Mezahir : Görünme yerleri, çiçekli yerler Zuhur : Görünme,
meydana çıkma, zahir olma Şuhud : Görülen, görüş Meşhud :
Gözle görülen Aynel-yakin : Görerek bilme, fena-i efalde kişinin
bilgisi Hicab : Örtü, perde, utanma Lâ : Yok İllâ : Ancak var
Hakkel yakin : Tevhid ile bilinen hakikatler, görüş halinden
oluş haline geçmek, bir şeyi tadarak ve yaşayarak bilmek,
ilmin son derecesi Tahkik : Bir şeyin hakikatini bilme, gerçeğe
erme, araştırma, fena ve beka tasavvufu
Tevhid bahçesinin gonca gülünü
Gönlümüzde derdik Elhamdülillah … 2
Güreş ettik benlik pehlivanıyla
Vurup yere serdik Elhamdülillah … 2

Derdi olmayanın dermanı olmaz


Gelenler ne için geldiğin bilmez …2
Hak ile Hak olanlar ebedi ölmez
O devlete erdik Elhamdülillah … 2

Bildik efal, sıfat, vücud Hakk’ındır


Tekbir, kıyam, rüku, sücud Hakk’ındır … 2
Künt-ü kenz içinde mevcud Hakk’ındır
Hazineye girdik Elhamdülillah … 2

Tevhid kanadı ile uçtuk göklere


Dolaştık bir vakit inmedik yerlere … 2
Dıştan hayran idik gök kubbelere
O camiye girdik Elhamdülillah … 2

Cem oldu cemaat okundu Ezan


Müezzinlik bize verildiği an … 2

63
Surette ZEYNEP’tir bunları yazan
Siretini gördük Elhamdülillah … 2

Tevhid : Birlemek, Allah’ın birliğini bilme ilmi Ebedi : Sonsuz,


sonu yok, daimi Efal : İşler, fiiller Sıfat : Belirti, nitelik,
görünüş Vücud : Varlık, var olan Tekbir : Allah’ın
büyüklüğünü anmak,Allahüekber demek Kıyam : Ayakta
durmak Sücud : Secde etmek Rüku : Namazda eğilme
hareketi Künt-ü kenz : Gizli bir hazine idim – Hadisinin başı
Cem : Toplanma, Hakk’ı halksız temaşa etme,sadece Hakk’ı
seyretme Suret : Görünüş, dış bakımdan, biçim, dış
görünüşSiret : İnsanın içi, iç temizliği, öz, iç yüz
Bugün matfai azamdan tulu etti etti hemen bir nur
O arifler ki gördüler Muhammed Nur benim Şeyhim
Bi Sultanel Melami ya Muhammed Nuri mahyane
Kutbul Kevneyni Zülcenah aynı Nesl-i Resullallah

Kuyudatla izafetler bugün ref oldu bil cümle


O vechi Ahmedi Mahmud göründü sıfatı vechi
Hicabat kamu rec oldu hüviyyet sırrı imiş bu
Feleklerden nida geldi Melekler hem sücud etti

Ki Allahümme Lebbeyk okundu bil kefabillah


Dahi hem kulhuvallah bil anın sırrı ehaddır
O bir tılsımı azamdır kunuzun olmadı hüffa
Ziyası vechi kahretmiş edip Vaveyla cahiller

Kamusu hep delalette bilemez sırrı ekberdir


Bugün İlmi Ledünnü ve merameyte hem sırrı
Okundu nice ekmeller ‘Ene Medinetül ilmi’
Ve Aliyyun dahi babı FEDAİ’ye sebak verdi

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Hakkı seven aşıkların eğlencesi tevhid olur


Aşk oduna yananların eğlencesi tevhid olur
Durmaz işim sürer dili sorar müdam doğru yolu
64
Gerçek ere diyen beli eğlencesi tevhid olur

İzinden ayırmaz gözünü canla tutar sözünü


Görmeye eyür yüzünü eğlencesi tevhid olur
Halkın arasından çıkar tevhidi görmeğe can atar
Bülbül gibi daim öter eğlencesi tevhid olur

Mal-ü menalin terk eder ehl-ü iyalin terk eder


Hal ile kal in terk eder eğlencesi tevhid olur
Dünya vü ukba perdesin ardına atar cümlesin
Ka masiva eğlencesin, eğlencesi tevhid olur

MISRİ ye uyan kişinin gider çürüğü işinin


İçindeki can kuşunun eğlencesi tevhid olur
Biz melamiyiz – Allah – zikrimiz Hak’tır – Allah
Yandı aklımız – Allah – aşk ateşinde … 2
Pir’imiz vardır – Allah – Hakk’ı bulmuşuz – Allah
Gayri görmeyiz – Allah – aşk ateşinde … 2

Her neye baksak – Allah – gözümüz Hak’tır – Allah


Neyleriz halkı – Allah – aşk ateşinde … 2
Elhamdülillah – Allah – daim deriz biz – Allah
Hiç usanmayız – Allah – aşk ateşinde … 2

Vech-i Mutlak’tır – Allah – hem gayri yoktur – Allah


Sende veche bak – Allah – aşk ateşinde … 2
Münkire lanet – Allah – mümine rahmet – Allah
Bulduk selamet – Allah – aşk ateşinde … 2

Birdir iki yok – Allah – hem iki O’dur – Allah


Üçte bilindi – Allah – aşk ateşinde … 2
Sırr-ı İlahi – Allah – bilindi ayan – Allah
Yanmışız cümle – Allah – aşk ateşinde … 2

65
Fakr-ü FEDAİ – Allah – nar-ı aşk ile – Allah
Yandı vücudum – Allah – aşk ateşinde …2

Melami : Allah’ın vücud birliğine inanan, halkın


giysisine bürünmüş tasavvuf ehli,
ibadetlerini halktan gizleyen irfan ehli
Vech : Yüz, surat
Mutlak : Kayıtsız, şartsız, ilişiksiz, Allah
Münkir : İnkar eden, Hakk’ı kabul etmeyen, dinsiz
Mümin : İman eden, inanan

Hamdülillah feth olup Bab-ı Ulum-i Hayder’i


Sırr-ı Vahdetten sebak aldı nice ihvanımız
İftihar etsek ne beis alem-i alaya biz
Çün tavaf-ı Ka’be’yi buldu nice ihvanımız

‘Men reani kad reel Hak’ der Nebiyi Muhterem


Onun için ayn’i Hak oldu nice ihvanımız
Eğer ererse didemiz mushaf-ı hüsnün Levhine
Şüphe yok Vech-i Hüda’ya erdi nice ihvanımız

Sırr-ı Ev Edna bilindi,hem göründü ruy’i Hak


‘Kul kefallah’ sırrını bildi nice ihvanımız
Ol makamatı maariften eğer zevk aldı isen
Mazhar-ı küll-i tecelli oldu nice ihvanımız

‘Leyseke misli şey’ ün çün dedi Kur’an’ da Hak


Bi-misale hem misli geldi nice ihvanımız
Ey FEDAİ sırrı fâş etme lisanın kes bu gün
Çün ulûm-ü nokta-i bildi nice ihvanımız

66
Bab : Kapı
‘Leyseke misli şey’: Onun benzeri olan hiçbirşey yoktur.Şura 11
Ulüm : İlimler,bilgiler
Sebak : Ders, meşk Vahdet : Birlik
İhvan : Kardeşler, samimi dostlar
Dide : Göz Hüsn : Güzellik,iyi
Mushaf : sahife halindeki şey, Kur’an
Levh : Levha, yedi kat göğün üstünde,olmuş ve olacaklar
yazılı bulunan levha
Mazhar : Zuhur yeri,görünüş yeri
Misi : Eş, karşılık,benzer
Faş : Bir sırrı açığa vurma, dile verme

Bu dervişlik yoluna, sıdk ile gelen gelsin


Hak’tan özge ne ki var, gönlünden silen gelsin…2
Dervişlik dedikleri, nihayetsiz denizdir
Bu payansız denizin, mevcini duyan gelsin…2

Dervişlik dedikleri, bir tükenmez kân olur


Has u avam kul u sultan, bu kândan alan gelsin…2
Derviş dolu nur doğar, her lahza göğe ağar
Ben diyem doğru haber, canına kıyan gelsin…2

Dervişin gözü açık, dün ü günü uyanık


Bu söze Mevlam tanık, bakmadan gören gelsin…2
Dervişin kulağı sak, Hak’tan alır ol sebak
Deprenmeden dil dudak, sözü işiten gelsin…2

Dervişin kolu uzun, çıkarır münkir gözün


Şark’tan garb’a düp düzün, sormadan gelen gelsin…2
Dervişler Hakk’ın dostu, canları ezel mesti
Aşk şemini yaktılar, pervane olan gelsin…2

67
Bu EŞREFOĞLU RUMİ, dervişliğe gireli
Nefsindendir çektiği, nefsini bilen gelsin…2

Derviş: Kapı eşiği, mütevazı kul, fakir, Allah’a ihtiyacı olan


Yalnız Allah’tan isteyen, bir mürşide bağlanan Allah yolundaki
kişi
Sıdk: Doğruluk, samimilik, bağlılık, gerçekçilik
Payan: Son uç Sebak: Ders, meşk
Deprenme: Kımıldama,hareket etme
Münkir: İnkar eden, Hakk’ı tanımayan
Ezel: Başlangıcı olmama,öncesizlik
Mest: Sarhoş, hazla kendinden geçen
Tarikat sırrında olmuşum agah
Okudum başımı başa baş oldum
Ser aşer görmüşüm semme vechullah
Yetmiş iki ile ben kardeş olmuşum

Elvana aldanma birdir görünen


Gayri yoktur o dur seven bilen
Hak’tır el Hak her cilveye bürünen
Sırrı bildimde sırdaş oldum

Kadir’i Rufai Nakşi halidi


Uşşakı musemma esma söyledi
Yedi asıl beşi feridir dedi
Hacı Bektaş ile bektaş oldum

Melametle buldum neşeyi Tanrı


Tecerrüt eyledim attım hem namı
Anın ile ben her dem haldaş oldum
“BASRİ” ismi ile hergün hayran oldum
Elvan Renkler

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

68
Evliyadan gelen kelam
Okunan Kur’an değil mi
Gerçek velinin sözleri
Sure’i Rahman değil mi

Çün seni hak yarattığı


Kendine mirat ettiği
Tecelli zat eylediği
Sureti insan değil mi

Hak haberini dinleyene


Candan kabul eyleyene
Hakk’ı bilip anlayana
Sözümüz bürhan değil mi
Ey “KAYGUSUZ”halin nola
Gitmez isen doğru yola
Hak kerem etse bir kula
Hakikat ayan değil mi
Varın ey arifler varın – Hu Hu Mevlam Hu
Bu yol çok uzağa benzer - Hu Hu Mevlam Hu
Menzili çok geçidi yok - Hu Hu Mevlam Hu
Hüviyyet bağrına benzer - Hu Hu Mevlam Hu

Nazar ettim kâinata - Hu Hu Mevlam Hu


Hiçbiri yok tehiyyâtta - Hu Hu Mevlam Hu
Giderler hep vefiyâte - Hu Hu Mevlam Hu
Diri adem yoka benzer - Hu Hu Mevlam Hu

Bir Pir’in hizmetin kıldım / Emrin tutup yola girdim


O’nun himmetini aldım / Rıza bulan hümaya benzer
Vücud-u Hak nerde sorma / Günah deryasına dalma
Sakın bir söz ile kalma / Kamil yüce ânkaya benzer

Yürü erenler bu yolda / Aciz nefsin Hakk’ı bula


Bulanlardan haber ala / Ehl-i kemal hiçe benzer
Muhammed Nur benim Pir’im / İkrar verip oldum müslim

69
Cümle Pir’ân ona teslim / Kutb’ül akvaz câne benzer

Çalış yedi deryaya dal / Gizlice Hak haberin al


Hep tâbl-ı melameti çal / Aşık-ı Hak Kâf’a benzer
Gülme aşık RUHİ gülme / Bu sözü güzelce dinle
Kur’an diyor sana ölme / Ölenler hayvana benzer

Arif : Hakk’ı bilen, vakıf, aşina, tanıyan anlayışlı,


Kavrayışı mükemmel, irfan ve marifet sahibi
Hüviyyet : Öz, kimlik, gayb alemindeki hakikat Vefiyat : Vefatlar,
ölümler Himmet : Yardım etme, lütf etme, gafletten uyandırma
Rıza : Memnunluk, hoşnutluk Hüma : Büyük saadet, devlet kuşu
Anka : İsmi var, cismi yok kuş, Baki varlığı ifade eder
Kemal : Olgunlaşma, en yüce mertebe, olgunluk
Kutb’ül Akvaz : Kutupların kutbu, Allah’ın kendisine tasarruf
Kudreti verdiği veli, bu makamdan ileri makam yoktur
Tabl : Davul Kaf : Adı var kendi yok dağ, insan vücudu

Allah deyip bağırma, uzak sanıp çağırma


Hakk’ı dilden ayırma, şeytan güler bu hale
Allah, Allah, yaradan, okur aktan karadan
Sen kendini bilirsen, benlik kalkar aradan

Hayali bir yerdesin, sen arada perdesin


Hak nerde sen neredesin, nedir cevap suale
Levh-i mahfuz dur yüzün, ânı şerh eyler sözün
Arif bilir iç yüzün, cahil düşer zevale

Böyle yazmış yaradan, Zat evinden anadan


Yedi hat var babadan, nedir cevap suale
Kirpiğin , saçın, kaşın yedi hat oldu niçin
Manada hep ced için, erişirsen vesselam

Kur’an’idir sözümüz, Rahman’idir yüzümüz


70
Hakk’ı görür gözümüz, aldanmayız hayale
Baba deyip Adem’e, secdegah ol aleme
Hâteme er hâteme, döndür yüzün Cemal’e

MİHRABİ cümle ayet, müteşâbih, muhkemat


İşte destimde berât, sun ey saki peymâne

Levh-i mahfuz: Ezelde işlerimizin yazıldığı levha, kırk olan


Vücud mertebelerinin dördüncüsü Şerh: Açma,açıklama, izah
etme. Zeval: Yerinden ayrılıp gitme,batma virgül, sona erme
Vesselam: İşte bu kadar Hatem: Sonuncu, son mühür
Müteşabih: Birbirine benzer, manası kapalı ayet ve hadis
Muhkemat: Sağlam ve manası açık olanlar, kuvvetliler
Dest: El Berat: Kurtuluş belgesi Saki: O meclisi idare eden
sohbet başı Peymane: Kadeh, gönül
Ey aşık-ı dildade, gel nuş edelim bade
Bir bade gerek amma, kim içile me'vâde…2

Can Allah, canan Allah canlar sana kurban Allah


Hay kalbim zikrullah la ilahe illallah
Muhammed’ün Resulallah

Ol câna olan talib, Can ile ola ragıb


Nefsine ola galip, dil bağlaya üstâde…2
NAKARAT
Sakisi ola Mevla, Akdâhı anın esma
Bir kere içen kat'a, gam görmeye dünyada…2
NAKARAT
Nuş eyleyen ol cândan, Subhu ne bile şamdan
Talim-i cünun eyler, Mecnun ile Ferhad’a…2
NAKARAT
Bir kez içen aşıktır, yolunda hem sadıktır
71
Aşk öğrete layıktır, Mecnun ile Ferhad’a…2
NAKARAT
İşit bu SEZAİ'den, ne gördü Fenayi'den
Dost vechini gösterdi, Mir'at-i mücellada…2
NAKARAT

Aşık-ı dildade :Gönül vermiş,aşık,aşığın sevgilisi


Mir'at-i mücallada : Tecelliyat aynası, parlak ayna
Mevada : Varlıklar ,yaratıklar
Cünun : delilik
Ragıb : İstekli,ilgili
Dil : Gönül,kalb
Subh : Gündüz
Şam :Gece,karanlık

Alem bahanedir varlığın için


Çiçekler yapraklar güller bahane…2
Kendini kendinden gizledin niçin
Arılar, petekler, ballar bahane…2

Bilinmek istedin alem yarattın


Kendi suretinde Adem yarattın…2
Havva’yı Adem’e hem dem yarattın
Adem, Havva adlı kullar bahane…2

Hem dert oldun, hem deva oldun derde


Hem gizlendin, hem göründün her yerde…2
Sıfatın Zat’ına olmuş da perde
Görünen yeşiller, allar bahane…2

72
Kastin var aşıkı nâlan etmeğe
Gönlünü gözünü giryan etmeğe…2
Aşkını kendine ilan etmeğe
Leylalar, Mecnunlar, çöller bahane…2

Zeynep Hatun

Bahane : sebep, vesile


Hem : aynı,eş
Nalan : inleyen,sızlayan
Giryan : ağlayan

Güzel aşık cevrimizi


Çekemezsin demedim mi
Bu bir rıza lokmasıdır
Yiyemezsin demedim mi

Demedim mi demedim mi
Gönül sana söylemedim mi – Ah
Bu bir rıza lokmasıdır
Yiyemezsin demedim mi

Yemeyenler kalır nâçar


Gözlerinden kanlar saçar
Bu bir demdir gelir geçer
Duyamazsın demedim mi

Demedim mi demedim mi
Gönül sana söylemedim mi – Ah
Bu bir demdir gelir geçer
Duyamazsın demedim mi

73
Girelim Ali sırrına
Çıkalım meydan yerine
Can – u başı Hak yoluna
Koyamazsın demedim mi

-------NAKARAT--------

Dervişler harabat olur


Hak katında hürmet bulur
Muhabbet baldan tatl olur
Doyamazsın demedim mi

-------NAKARAT--------

PİR SULTAN ABDAL şahımız


Hakk’a ulaşır yolumuz
On iki imam katarımız
Uyamazsın demedim mi

-------NAKARAT--------
Ol dürr-i yetimim ki görmedi beni umman
Bir katreyim illâ ki ummâna benim ummân
Gel mevc-i acâib gör derya-yi nihân gizler
Zi bahr nihâyetsiz katrede olur pinhân

Dem vurmadı Mansûr tevhid-i Enel Hak’tan


Aşk dârına dost zülfü asmıştı beni uryan
Bu âlem-i kesrette sen Yusuf-u ben Yakûb
Ol âlemi vahdette ne Yusuf-u ne Ken’an

Bunda demedi Mecnûn adını mevzun


Gâh Leylâ idim anda, gâh Mecnûn idim hayran
Yi, nun, sin ulaşmadan, can kalıba düşmeden
Aşk tadıyla mest geldim, hem mest giderim bundan

74
Bu cisim belasıdır adım YUNUS olduğu
Zâtım sorar olursan, sultâna benim sultân

Dürr-i yetim Peygamberimiz , eşsiz , değerli inci


Ummân Büyük deniz
Katre Damla
İllâ Ancak var , özellikle , ne olusa olsun
Mevc-i acâib Acaip dalga
Mevzun Vezinli ölçülü
Nihân Gizli saklı
Pinhân Gizli
Zi Takdir , hayret eki ,sahibi manasına ön ek
Zi bahr Bahr sahibi
Dem vurmak Söz etmek
Dâr Darağacı
Enel Hak Ben Hakk’ım.Mansur söyledi , idam edildi
Kesret Çokluk kalabalık
Vahdet Birlik
Yi , nun ,sin Yunus
Yüzün gördüm dedim Elhamdülillâh
Boyun gördüm okudum Kulhüvallâh
Müselsel zülfünü gördüm muammer
Mukâvves kaşların nasrun Minallâh

Allah Hû Hû daim Hû ,Bâki illâ Hû


A gönlümün eğlencesi illa Hû

Tarakçı saçların yağmalarından


Yine dönüp dedim Estağfurullâh
Dudağın şerbeti aynı şifâdır
“Sakahüm Rabbehüm min Rahmetillâh”

Allah Hû Hû daim Hû ,Bâki illâ Hû


A gönlümün eğlencesi illa Hû

75
Cemâlin görmüşüm ayrılmağım yok
Eğer inanmazsan Vallâhi billâh
Benim gönlüm sana hayran oluptur
Ne kim cebbar kılar El Hükmülillâh

Allah Hû Hû daim Hû, Bâki illâ Hû


A gönlümün eğlencesi illa Hû

Otuz iki huruf oldu visâlin


Visâlimdir visâlindir Eyvâllâh
NESİMİ kıldıysa bir katre tövbe
Nasuhi tövbesi tu bu illâllah

Allah Hû Hû daim Hû, Bâki illâ Hû


A gönlümün eğlencesi illa Hû

Müselsel Zincirleme , ard arda gelen Muammer Uzun


ömürlü Mukavves Kavisli , eğilmiş Cebbar İstediğini
mutlaka yaptıran , Allah ismi Huruf Harfler Visal Kavuşma
Hak buyurdu “Fezkürûni” emre tâat etsene
Gafil olma her nefeste Hakk’a zâkir olsana

Çün buyurdu Hak Tealâ Sem’i kalbi açsana


“Kad fetenna kavmeke” de sen rumuzu bilsene

“Lillâhi-emru cemia” kelâmın fehm etsene


Geç ikilik nispetinden fail Allah bilsene

Çünkü mevsuf Hak oluptur böyle nazar etsene


Hem semiül-basir Ol’dür Ayne’l-yâkin görsene

Çün vücudun Hakk’a mazhar Zât’ına mahv olsana


Yok edip kendi vücudun Künt-ü kenzi bulsana
76
“Küllü men aleyhâ fannün” sırrın agâh olsana
Baktığınca şeş cihette Vech-i Hakk’ı görsene

TALİBİ sırr-ı Hüviyet menbâından içsene


Bir zaman çıkıp Bekâ’ya Hakk’ı zahir görsene

“Fezküruni Beni anınız-Ayet.Bakara-2/152


Tâat Boyun eyme,Allah’ın emir yasaklarına uyma
Gafil Uyuyan kimse ,Hak ve hakikatten habersiz
“Kad fetenna kavmeke” Biz kavmini imtihan ettik.Taha-20/85
“Lillâhil-emru cemia” İşlerin tümü Allah’tandır.Rad-13/31.
Bütün emirler Allah’ındır Fehmetme Anlama Agah Bilme ,
bilen , uyanık Mevsûf Nitelenen,bütün sıfatların sahibi
Ayne’l –yakin Görerek bilme Künt-ü kenz Gizli bir hazine
idim,istedimki bilineyim.Hadis “Küllü men aleyha fannün” Dünyanın
üzerindeki her varlık yok olucudur.-RAHMAN-55/26
Hüviyet Hak Teala en büyük mertebesi.Ancak Cenab-ı Allah’ın
murad ettiği kimseler için bu mümkün olur dünyada mahzar bir tane
bulunur.

Sabah namazına hazır olanlar


Onlardır ef’ali Hakk’a verenler
Fail Hak’tır diye huzur ederler
Yalvar kul Allah’a seher vaktinde
Yalvar kul Allah’a beher vaktinde
Öğle namazını kılan müminler
Her sıfatı Hakk’a nispet ederler
Her nazar mevsufu şuhut ederler
Yalvar kul Allah’a seher vaktinde
Yalvar kul Allah’a beher vaktinde
İkindi namazını cemaatle kıl
Vücut vücudullahtır gayri yoktur bil
Cümle alem fani, Hakk’tır bâki bil
Yalvar kul Allah’a seher vaktinde
Yalvar kul Allah’a beher vaktinde
77
Akşam namazını imamla kılan
Onlardır Allah’ı hem zahir gören
Hak söyler “Enel Hak” kulun dilinden
Yalvar kul Allah’a seher vaktinde
Yalvar kul Allah’a beher vaktinde
Yatsı namazında eyle sen huzur
Muhammed yüzünden Hak zahir olur
Hak batın ile halk zahir olur
Yalvar kul Allah’a seher vaktinde
Yalvar kul Allah’a beher vaktinde
Salâtı vitri kılan muhakkak
Evvel, Ahir, Zahir, Batın olur Hak
Kalmaz şirkin abit, mabut olur Hak
Yalvar kul Allah’a seher vaktinde
Yalvar kul Allah’a beher vaktinde
Teheccüt namazı farz değil sana
Yetim malıdır yakar baştan başa
Teberrüken kılar, FEHMİ yok haşa
Yalvar kul Allah’a seher vaktinde
Yalvar kul Allah’a beher vaktinde
Ey gönül gel Hakk’a giden râhı bul
Ehl-i dert olup deruni âhı bul ----Ya Hû
Canın ilindeki şems-ü mâhı bul
Âdem isen semme vech-ullâhı bul ---Ya Hû
Kande baksan Ol güzel Allâh’ı bul

Devlet-i dünya’ya mağmur olma sen


Lezzet-i câhına mesrur olma sen ---Ya Hû
İzzetim buldum deyû hor olma sen
Âdem isen semme vech-ullâhı bul ---Ya Hû
Kande baksan Ol güzel Allâh’ı bul

Gerçi Allâh’a ibâdette güzel


Zühd-ü takvâ vü kanaât de güzel ---Ya Hû
78
Halvet ehline kerâmet de güzel
Âdem isen semme vech-ullâhı bul ---Ya Hû
Kande baksan Ol güzel Allâh’ı bul

Ol sana açmış durür daim gözün


Sen yitirmişsin ha ararsın özün ---Ya Hû
Bî-cihet göstermiş eşyada yüzün
Âdem isen semme vech-ullâhı bul ---Ya Hû
Kande baksan Ol güzel Allâh’ı bul

Ârife eşyada esmâ görünür


Cümle esmâda müsemmâ görünür ---Ya Hû
Bu NİYÂZİ’den de Mevlâ görünür
Âdem isen semme vech-ullâhı bul ---Ya Hû
Kande baksan Ol güzel Allâh’ı bul

Cah :Mevki, makam Mesrur Sevinçli,sururlu


Zühd Dinin şekli yönüne fazla önem verme , ibadette aşırı olma
Esmâ İsimler Müsemmâ Kendisine ad konulmuş olan,tanrı
Server-i ser bülendimiz
Hazret-i Pir Efendimiz
Şahid-i Şah Levendimiz
Hazret-i Pir Efendimiz

Ya Sadettin Ya Cibavi
Edrikini şey’enlillâh
Allah Allah, Allah Allah
Hak Lâ ilâhe illallâh

Cezbe-i Mustafa ile


Saldı cihana velvele
Gökte eder mukâbele

79
Hazret-i Pir Efendimiz
NAKARAT
Fahr-i Cihan O serverin
Varisi oldu Hayder’in
Sırrı idi Peygamber’in
Hazret-i Pir Efendimiz
NAKARAT
SÂDİ senin de hem demin
Olmalı Gavs-ı âlemin
Şulesidir bu didemin
Hazret-i Pir Efendimiz
NAKARAT

Server Baş,reis Bülend Yüksek,yüce


Levend Deniz eri,boylu boslu,çevik,güzel,genç
Edrikni şey’enlillah Allah rızası için yetiş,yardım et
Cezbe Allah sevgisiyle kendinden geçme hali
Velvele Gürültü,patırtı,şamata Dem Zaman,kan
Gavs Allah’ın en seçkin kulu Hem Aynı
Şule Işık,parıltı Dide Göz
İster isen bulasın cânânı sen
Gayre bakma sende iste sende bul
Kendi mir’atında gözle anı sen
Gayre bakma sende iste sende bul

Her sıfat kim sende var izle anı


Gör ne sırdan feyz alır gözle anı
Erişince Zât’ına özle anı
Gayre bakma sende iste sende bul

“Kenz-i mahfi”aşikâr hep sendedir


Yaz ve kış Leyl-ü nehâr hep sendedir
İki âlemde ne var hep sendedir
Gayre bakma sende iste sende bul
80
“Men aref” sırrına er, ko gafleti
Gör ne remz eyler bu insan sureti
Haşr-ü neşr ile tamûyu cenneti
Gayre bakma sende iste sende bul

Haşr-ı sûri halin inkâr eyleme


Gülşen iken yerin hâr eyleme
Enfüsü âfâkı bil âr eyleme
Gayre bakma sende iste sende bul

Zât-ı Hakk-ı anla Zât’ındır senin


Hem sıfâtı hep sıfâtındır senin
Sen seni bilmek necâtındır senin
Gayre bakma sende iste sende bul

Sûreti terk eyle mâna bula gör


Ko sıfâtı bahr-ı Zât’a dala gör
Ey NİYÂZİ şark-u garba dala gör
Gayre bakma sende iste sende bul

İlim ilim ilmektir ,ilim kendin bilmektir …..2


Sen kendini bilmezsin, bu nice okumaktır …..2

Okumanın manası, kişi Hakk’ı bilmektir .....2


Çün okudun bilmezsin ,o bir kuru emektir …..2

Okudum bildim deme, çok tâat kıldım deme …..2


Eğer Hakkı bilmezsen, bu bir kuru emektir …..2

Dört kitabın mânâsı, bellidir bir Elifte …..2


Sen elifi bilmezsin, bu nice okumaktır …..2

81
Yirmi dokuz hece, okursun baştan başa …..2
Sen elif dersin hoca, mânâsı ne demektir …..2

YUNUS EMRE der hoca, istersen var bin hacca …..2


Hepisinden iyice, bir gönüle girmektir …..2

İlim Bilim,din ve tasavvuf bilgileri


Tâat İbadet,Allah’ın emirlerini yerine getirme
Er Gerçeğe ulaşanlar,ermiş,evliya,erkek,yiğit
Abes Boş lüzumsuz,saçma
Yelmek Koşmak,bir şeyielde etmek için hevesle koşmak
Gönüle girmek Gönül kazanmak

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Yüzde ısrar etme, doksan da olur


İnsan dediğinde, noksan da olur …..2

Sakın büyüklenme, elde neler var


Bir ben varım deme,yoksan da olur …..2
İsmet Özoğuz
Zühdü terkeyleyip girdim meydane
Çerağlar uyandı ikrara geldim
Attım inkarımı geldim imana
Okundu hayatım esrara geldim

Farkı cemi zevk eyledim o demde


Cem’ül cemi buldum kendi özümde
İşiden söyleyen Hakk’tır dilimde
Nutku Kur’an Haydarı Kerrare geldim

Kur’an ben imişim bildim anladım


Geçen suçum için pek çok ağladım
Pendi erenleri bele bağladım
Pirlerin sultanı Hünkara geldim

Tecelli eyledi Ali ‘den zat’ı


82
Cemalinden gördüm efal sıfatı
“BASRİ” içti andan Abı Hayatı
Yüzüm haki paye sürüp hüşyare geldim
Zühd :Dünyaya rağbetten vazgeçme Huşyar :Akıllı,uyanık insan

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Fenalardan geçip bekayı anlayan
Halkı çıkar aradan kalsın yaradan
Enel Hakkın manasını kavratan
Ferayiz’de Ahmetsin ya Resulallah

Hak batın, sen zahir, çoğu bilmez bunu


Pir Muhammed ile tamamlandı nuru
Veli Halil’im iledir Hak zuhuru
Nevafil’de Muhammed’sin ya Resulallah

Evvel, ahir, batın, zahir sensin


Özge meşrepsin ariflerde failsin
Yapılmaz talimi la ile illadan
Kavseyn’de Mustafa’sın ya Resulallah

Orada yalnız sen yalnız sen varsın


Sana öldü diyenler bunu nasıl anlasın
Mevlam inşallah bu TABİBE’ye tattırsın
Rıfat’ta Mahmut’sun ya Resulallah
Şebnem GİDER
Ben bu meclislerde hayretler gördüm
Uyudum uyandım hep âyan gördüm …..2
Habib’im nurunu yanarken gördüm

Ben Hû demeyince eğlenemem ---Hû


Allah demeyince sabr edemem ---Hû

Semada melekler Hû diye döner


El ele vermişler Hakk’a giderler …..2
Habib’in nurunu tavaf ederler
83
Ben Hû demeyince eğlenemem ---Hû
Allah demeyince sabr edemem ---Hû

Bir çeşme yaptırdım mermer taşından


Suyunu akıttım gözüm yaşından …..2
Hiç fayda görmedim dünya işinden

Ben Hû demeyince eğlenemem ---Hû


Allah demeyince sabr edemem ---Hû

Erenlerin Pir’i Veysel Karani


Ebu Bekir,Ömer,Osman,Hazret-i Ali …..2
Bunlardır Muhammed’in sevgilileri

Ben Hû demeyince eğlenemem ---Hû


Allah demeyince sabr edemem ---Hû

Hayret Şaşmak,şaşırmak,kalbe gelen bir tecelli,


İlmin idrak edemediği yerde hayret başlar
Ayan Açık seçik,görünen
Kurbanlar tığlanıp Gülbang çekildi
Gaflet uykusundan uyana geldim
Dört kapı sancağı anda dikildi
Can baş feda edip kurbana geldim

Evvel eşiğine koydum başımı


Aldılar içeri döktüm yaşımı
Erenler yolunda gör savaşımı
Üryan püryan olup meydana geldim

84
Ol demde uyandı bâtın çerağı
Rehberim boynuma bend etti bağı
Dört adım ileri attım ayağı
Koç kurban dediler inana geldim

Dört kapıdan selam verdim aldılar


Pirim huzuruna yedip geldiler
El ele, el Hakka olsun dediler
Henüz masum olup cihana geldim

Pirim kulağıma eyledi telkin


Şah-ı Velayete olmuşum yakîn
Mezhebim Cafer-üs Sadık-ül metin
Allah dost eyvallah peymane geldim

Gülbang: Bir cemaat tarafından birlikte söylenen duâ, ilâhi,


tekbir.
Peymane : Büyük kadeh,Ölçek, kile,Şarap bardağı.

Şeyhim Ruhi dillerde


Sevgisi gönüllerde
Şol Aksaray yolunda
Allah Allah ,Rahim Allah,Kerim Allah
Aman aman Allah
Allah diyelim ya Hû
Laleli’de camisi
Dört tanedir kapısı
Çok geniştir avlusu
NAKARAT
85
Şeyhim gelir bizlere
Eder nasihat bize
Pir’i bildirdi bize
NAKARAT
Şeyhim benim uludur
İçerimde ruhudur
Yüzü nurlu hacıdır
NAKARAT
HALİL derki n’olmuşum
Ben ummâna dalmışım
Şeyhim Ruhi demişim
NAKARAT

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Mâni oluyor hâlimi takrire hicâbım---2


Üzme yetişir üzme firâkınla harâbım---2
Mahv oldu sükunum beni terk eyledi hâbım---2
Üzme yetişir üzme firâkınla harâbım---2

Nigâr Osman Hanım

Pir’imizdir Muhammed Nur


Sayesinde bulduk huzur
Kalmadı kayd ile fütur
Hazret-i Pir Efendimiz

Efendimiz güvencemiz
Gayri de yok hevesimiz
Seninle her nefesimiz
Hazret-i Pir Efendimiz

86
Gavs’ül Akvaz-ı âlemin
Görmedi münkir-i lâin
Hased idi o bed hâin
Hazret-i Pir Efendimiz

NAKARAT

Efendimiz geldi zeman


Gönder mehdimizi heman
Bozuldu hep edep erkân
Hazret-i Pir Efendimiz

NAKARAT

Pir’imizdir Muhammed Nur


Seyredelim bu ne zuhur
Bizdedir her bir kusur
Hazret-i Pir Efendimiz

NAKARAT

RUHİ’m nedir şimdi bu hâl


İnanmayan kalır nâçar
VELİ HALİL gözün açar
Hazret-i Pir Efendimiz
NAKARAT
Semadan sırr-ı tevhidi
Duyan gelsin bu meydâna –Ah
Derûn içre bu gün Allah
Diyen gelsin bu meydâna

Sâlâdır ehl-i irfâna


Götürsün rûhu Sultan’a—Ah
Bu gün başını kurbâna
87
Koyan gelsin bu meydâna

Gönül maksûdunu buldu


Cihan envâr ile doldu—Ah
Bu gün NURİ imâm oldu
Uyan gelsin bu meydâna
Mehmet Nûrûl Arabi

Derûn İç,gönül Sâlâ Çağrı,ilan,duyurma Envâr Nurlar,ışıklar

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Zühdünü ko,aşka düş ehl-i cenan etsin seni


Piyr-i aşka kulluk et canane can etsin seni
Bir zeman bülbül gibi efganın ağdır göklere
Şol kadar kıl naleyi kim gülistan etsin seni

Aru namusun bırak şöhret kabasından soyun


Giy melâmet hırkasın kim ol nihan etsin seni
Yüzünü yerler gibi ayaklar altında ko kim
Hak teala başlar üzre asüman etsin seni

Verme rahat nefsine daim gaza-yı ekber et


Kâ’beyi dil fetholup darül-eman etsin seni
Gel NİYAZİ’nin elinden bir kadeh nuş eyle kim
Mahvedip nam u nişanın bi-nişan etsin seni
Gelin Hakk’a ihvanlar, Tevhid zevkin şenlikler
Sürelim muhabbetler, Yaşasın Melâmiler

Yaşasın şeriat, tarikat, hakikat, marifet-aman


Var olsun hidayet, hem himmet, mağfiret
Melâmet-aman

Bize ihsan etti Hûda, ne rüyadır ne hülyâ


88
Aynen gördük ebedâ, Çıkmaz kalbden bu cilâ

NAKARAT

Geceler gündüz oldu, Dideler rahşân oldu


Nur-i irfan bezl oldu, Cemâlullâh göründü

NAKARAT

Mürşidimiz yaşıyor, Cevherler hep döküyor


Muhâlifler hep patlıyor, Hâriciler çatlıyor

NAKARAT

Yaşasın mürşidimiz, Ey rızâ bu velimiz


Uğruna bu boynumuz, Fedâ olsun cânımız

NAKARAT

Mürşidimiz kahraman, Ondan gayri yok inan


Sıdk ile buna dayan Zikrullâh’tır her zaman

NAKARAT

ABDÜLKÂDİR GEYLÂNİ, Dilden etti kelâmı


Murad budur anlamak, Kimdir bu gün Melâmi
NAKARAT
Gönül şehr-i sarayında Gözüm gördü dilarayı
Nice inkar edem zahit Ki gördüm ben o bedrayı

Benim ol aşıkı berdar Benim ol arifi esrar


Benim ol vasılı didar Eden seyran ol dergâhı

89
Benim ilmim şuhudundan Hep oldu aciz alimler
Onun çün kaldılar mahcup Görünmez derler Allah’ı

Gerek alim gerek zahit Ki bilmez nefsini tahkik


Onun imanı hep taklit Eder inkar Ev Edna’yı

Buna sırrı süluk eden Okur derslerini her dem


Gönül levhinde arifler Eder ezber Ev Edna’yı

Bu mümkinat seraptır hep Vücud-u Hak ile kâim


Meratiple olur zahir Muhittir cümle eşyayı

Gel ey FEHMİ vücudundan Eser hiç bırakma varlıktan


Fena ender fena ol kim Sivasız gör müsemmayı

Didar : Sevgili Bedir: Dolunay Arif-i esrar:Gizlikleri bilen Dergah :


Büyüklerin kapısı,otağ Mahcup:Utangaç Taklit : Üstün körü,tahkikin
zıddı Ev Edna: Dahada yakın,tevhide bir makam.Ehadiyet Süluk
etme :Girme,bağlanma Levh : Ezelde işlerimizin yazıldığı levha
Mümkinat : Sonradan var olan varlıklar Vücud-u Hak : Hakk’ın
varlığı Meratip :Tevhid ilmini anlamk için gerekli derslerin
mertebeleri Zahir :Açık,belli,aleni Fena ender fena :Yokluktan
sonra meydana gelen yokluk Siva: Katık,ilave ,Hak’tan gayrı
olan her şey Müsemma:İsim sahibi Zat,Hak Tealâ Zahit
Fazla ibadete düşkün,kaba sofu Berdar:Asılan Vasıl-ı
didar:Sevgiliye varan Şuhut:Görerk düşünmek Tahkik
:Derinliğine Her dem :Her an ,daima Kaim : Ayakta
,dimdik,sabit Muhit:Kaplamış
İnile ey dertli gönül inile
Ehl-i derdin inleyecek çağıdır
Gel timar et yarene sen aşk ile
Yarelerin onulacak çağıdır

Dem bu dem, dem bu dem


90
Dem bu demdir, dem bu dem
Gün bu gün, gün bu gün
Gün bu gündür, gün bu gün

Şol ki gafletle yatıp etmez tareb


Gövdesinde yok mu ola can aceb
İşte vahdet gülleri açıldı hep
Bülbülün efgân edecek çağıdır
NAKARAT
Sen nedim idin ezelde Ol şâh ile
İmtihan için gelüpsün bu ile
İnlemek sana yaraşır derd ile
Hem gözün kan ağlayacak çağıdır
NAKARAT
Yok kararı gönlümün bilmem neden
Kasd eder bin pâre ola bu beden
Var ise gitmek diler bu areden
Aslına azm eyleyecek çağıdır
NAKARAT
Ey NİYÂZİ dünyada eyler huzur
Şol kişi kim olmaya ehl-i gurur
Hakk’ı anla etmeden bunlar ubur
Mevtin elçisi gelecek çağıdır

Timar :Bakım,hizmet Tareb:Sevinç, şenlik,coşkunluk


Nedim: Sohbet arkadaşı,meclis arkadaşı Huzur: Hazır
bulunma,rahat Ubur: Bir suyun öbür yakasına geçme atlama

Bahri aşka dal aşık ol aşık


Fikri Hakk’a sal aşık ol aşık
Aşıkı canân lütfu Hak ihsan
Her derde derman aşık ol aşık

91
Ol Hakk’a arif hem aşka vakıf
Guş eyle atıf aşık ol aşık
Derdimiz aşktır, fikrimiz Hak’tır
Sözüm mutlaktır aşık ol aşık

Aşıkı mestan bizdedir canan


Daim ol seyran aşık ol aşık
Kalbini her an seyretti bi güman
Mir’attır canan aşık ol aşık

Ey mürde cahil bulunma gafil


Ol Hakk’a vasıl aşık ol aşık
Aşk-ı ateşe yan tevhide boyan
Bu sırrı duyan aşık ol aşık

Serdarı aşka berdarı Hakk’a


Fikretme başka aşık ol aşık
Mahv etti varı nur etti cismi
“Festekim”emri aşık ol aşık

Aşık ol yare bak ol gülzâre


Dönme ağyare aşık ol aşık
RUHİ belâdan döndü Velâ ye
Her dem sefaya aşık ol aşık

Arif :Bilen ,tanıyan,Haak’ı tanıyan,irfan ve marifet sahibi


Vakıf :Bilen,Allah için veren Bela : Kalu bela(Belli) Guş Kulak
Guş eyle : Dinle ,kulak ver Atıf: Verme, yükleme,bağlama Velâ
Velâyet,velilik “Festekim kemâ ümirte” Emrolunduğu gibi doğru
ol.Hud-11/112 Sefa : Eğlenme,gönül şenliği,iç açıklığı,saflık

Muhabbet kapısın açayım dersen


Açanla açtıran Ali’dir Ali
Hakk’ın Cemâl’in göreyim dersen
Gören ile gösteren Ali’dir Ali
92
Muhammed Mustafa cihan serveri
Mi’raç’ta açıldı bu yolun sırrı
Kimseler bilmezdi Ali’den gayrı
Bilenle bildiren Ali’dir Ali

Derviş ol gel kardaş düşme inada


Sâfi kıl gönlünü al külli sada
Benliği terk eyle eriş murada
Erenle erdiren Ali’dir Ali

Muhammed Ali’dir kırkların başı


Anları bilmeyen nic’olur işi
BOSNAVİ akıttı gözünden yaşı
Akanla aktıran Ali’dir Ali

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Kimseye etmem şikayet ağlarım ben hâlime ---2


Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbâlime --------2

Perde-i zulmet çekilmiş korkarım istikbâlime---2


Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbâlime--------2

Kemani Serkis Efendi

Mücrim Suçlu Zulmet Karanlık


İkbal Saadet,yönelme,talih düzgünlüğü,arzu,istek

Ey zahit zühtünü ko – Aşka eyle iktida


Göresin hep ehli aşk – Olmuşlar halka mükteda

Cümle kervandır bu alem – Ehli aşktır rehnüma


93
Gel karib ol kaçma zinhar – Sen kalırsın bineva

Çünkü ‘’Yuhibbune’’ geldi - Ol gani Haktan bize


Nidelim gayrı muhabbet – Çün değil emri Hüda

Etme rağbet perhize sen – Gel beru ey hoşimend


Niceler perhizle bunda – Oldular Haktan cüda

Ruzu şeb taat ibadet – Eylemez vaslı lika


Aşk ile yoldaş olanlar – Buldular derde deva

Ara bul mürşidi kamil – Çünkü olur Haknüma


Hep erenler füyuzat – Oldu ol yüzden hida

TALİBİ’yle sohbet eyle – Her sözüne tut sima


Sehbayı aşkın şarabın – İçirir her dem sana

Züht : Kendini her türlü zevkten koruyarak ibadete verme


Mukteda : Önder, herkesin kendine uyduğu zat
Rehnüma : Yol gösteren Vasl-ı Lika : Hakka kavuşma
Karib : Yakın Haknüma : Hakkı öğreten
Bineva : Yiyeceksiz fakir Füyuzat : Feyizler, zevkler
Yuhibbune : Seviyorlar Maide Suresi Ayet :54
Hoşimend : İyi yaradılışlı Hida : Doğruyu bulma
Cüda : Ayrı uzak
Sima : Kulak verme
Ruzu şeb : Gündüz ve gece
Sehbayı aşk : Aşk şarabı

Abit kisvesinde görünen Hak’tır


Sen anı gayride arama ey can
Bâtını Hak olmuş, zâhiri halktır

94
Gizli sırlarını edeyim âyân

Esmâ, sıfat, Zât’tan vücud istedi


Kendi vücuduyla mevcud eyledi
Allemel Esmâ’yı tâlim eyledi
Oldu Âdem ol dem Nâtık-ı Kur’an

Evvel, âhir, zâhir, bâtın Âdem’dir


Her bir sırrı anın için mâhremdir
Mâzi istikbâlde dem hep bu dem’dir
“Küllü şeyin Hâlik, El’an ka mekân”

Melâmet râhının olan tâlibi


Enfüsü afâkta görür mâhbubu
Her târikin bunlar oldu mergûbu
Hakk’a vuslat etti bu yolda Pir’ân

İfna et sıfâtın Fenâfillâh ta


Yok eyle Zât’ını Bekâbillâh ta
Zâhir, bâtın sensin, kulsun Allah’ta
BASRİ nihayette olmuştur hayran
Abit :Kulluk eden, ibadet eden Bâtın:İç yüzü,iç,Tanrı,gizli alem
Zâhir: Açıkça görünen,meydanda olan,dış görünüş
Allâme :Pek büyük alim “Küllü şeyin Hâlik” Bütün her şeyi yaratan
Melâmet: Meslek-i Celil-i Muhammed-i,Peygamber yolu
Râh:Yol,Kâmil’in kutsal nefesi Merkûb:Binek
İfnâ :Yok etme Fenâfillâh: Allah’ın sonsuzluk mertebesine
erişme,Allah’ta Yok olma.Ef’âl,sıfat,Zât’ını Hakk’a verme
Bekâbillâh :Allah ile var olma, Allah ile dirilmek,Allah ile
ebedileşmek
Aşkın le beni seyretti beni
Gösterdi bütün hüsnü bedeni
Mahv oldu vücud kalb kıldı sücud
95
Bürcüna şuûd Pir etti beni

Devr-i feleğe hep mah meleğe


Bahr-i semeke bildirdi beni
Oldumsa ne var tafsilesi var
Mecme-i envar nur etti beni

Mani pederim cane kebedim


Sırrı ebedim vasl etti beni
Tahkiki haber zahirde meğer
Vech-i münevver bedr etti beni

Kelâmı Kur’an dihanı burhan


Seyyid’im inan kul etti beni
Tevhidi sırfta sultan-ı ins te
Cismi sadefte dür etti beni

Avam-ı nas ta cümle havasta


Akdem-i has ta Hâk etti beni
Dilimde virdim nokta i ferdim
Onulmaz derdim kül etti beni

“RUHİ” imamı Gavsül Melâmi


Rıfat makamı baht etti beni

Şuud:Yükseltme Semek: Balık Mecmâ:Toplanılan yer


Sadef:Kab,kabukMünevver:Aydınlatılmış,nurlandırılmış,nurlu,aydın
Burhan : Senet,ispatbelgesi,delil Nas:İnsanlar,halk
Sırf :Yalnız,halis,saf,baştan aşağı,ancak Akdem :Kıdemin
üstünlük derecesi,en eski,en önceki
Sen bir aşıksın maşukun nerde?
Haber almışsın uzak bir yerde
Sil gözünü gör Mabudun nerde?
96
Abit olurmu Mabuda perde?

Şirk sekri sende tuğyan eylemiş


Yol bulamazsın zevk-i tevhide
Soyun dal sen de bahr-i muhite
Cevher bulunmaz her bir nehirde

Bülbül zevk almaz altın kafeste


Nice durursun sen bu zulmette
Uçur şad eyle mürgi ruhunu
Seyran eylesin enfüs afakta

Aşık olanlar irfan buldular


Zevke erdiler aklın ardında
Mecnûn olmadan Leylâ bulunmaz
Akıl kalırmı dar-ı mahbubta?

Mürüvvet ettin beni bu derde


Her kim koyduysa ,olsun cennette
Mecnun’a bir şey sual olunmaz
Yazmadı kalem Levh-i mahfuzda

Cemal-i yare bakarken FEHMİ


Tevhid hançerin duymadı canda.

Mabut Allah Abit:Kul Şirk: Allah’â ortak koşma Tuğyan


:Azma,sapıklık Mürgi ruh:Gönül kuşu Dar-ı mahbub
Sevgilinin yurdu Mürüvvet: İyiye yöneltmek,iyilik severlik
Levh-i mahfuz: Allah’ın taktir ettiği konuların yazıldığı levha
Cemâl-i yar: Sevgilinin güzel yüzü
Meyhaney-i aşk meykeşleriyiz
Hû sagarının sarhoşlarıyız
Çerh-i feleğin cümbüşleriyiz
97
Şeyhül’arabın dervişleriyiz
Evlad-ı Rasul bendeleriyiz
Allah ,Allah,Allah…3

Parlattı dili bir bedr-i münir


Hakk nuruyla göz olmazmı basir
Gösterdi nedir yol Hazret-i Pir
NAKARAT
Ol Haydar-ı Hakk çekti alemi
Cem eyledi ashab-ı selemi
Kaldırdı çerağıyla zulemi
NAKARAT
Biz nurumuzun pervanesiyiz
Gencine-i Hakk viranesiyiz
Sahbayı ezel peymanesiyiz
NAKARAT
Dil vermişiz ol dildarımıza
Bülbül haset eyler zârımıza
Erdik irem-i gülzarımıza
NAKARAT
Hakk kıblesine döndü yüzümüz
Ağyarı nedir,görmez gözümüz
Allah diyoruz Hakk’tır sözümüz
NAKARAT
Sultan-ı Melâm hoş verdi selâm
Şad etti bizi esrar-ı kelâm
İmdada yetişti Hayrül’enam
NAKARAT
Etvar-ı Melâmettir yolumuz
Sahbay-ı muhabbettir mülümüz
Her dem de öter can bülbülümüz
98
NAKARAT
Alemleri seyrân etmedeyiz
Allah deyu devrân etmedeyiz
Aşıkları hayran etmedeyiz
NAKARAT
Nur oldu bize bir bedr-i Hüdâ
Gösterdi nedir didâr-ı Hüdâ
Nurundan alır pertev urefâ
NAKARAT
Pir Seyyid’imiz Nur’ul Arâbi
İrfan yurdudur esrar-ı leb-i
VASFİ bulup erkân-ı edebi
NAKARAT
LÜTFİ kuluyuz Sultan’ımızın
Hâk-i râhıyız canânımızın
Nuru saçıyor fercânemizin
NAKARAT

Sagar Kadeh,kalb kadehi,Arifin gönlü


Bedr-i münir Parlak ay,ayın 14 dü, nurlandıran ay
Basir Her şeyi gören, Allah’ın ismi,görme
Bende Bağlı,esir,köle,kul,hizmetçi
Ashab Sahabeler,yakınlar
Genc Hazine,defineler
Sahba Şarap,içki Peymane Kadeh,gönül
Enam Varlıklar,yaratıklar
Etvar Tavırlar,davranışlar
Pertev Işık Hâk Toprak
Erkân Esaslar,usul Râh Yol

Hicran kitabını kendinden oku Allah- Allah


Mecnundan duyup da rivayet etme 2
Aşkın leylasını gördünse söyle Allah – Allah
99
Söz temsili duyup rivayet etme 2

Yüz bin leyla doğar alemde her gün Allah – Allah


Senin aradığın zevk sefa düğün 2
Tutacağın işi önceden düşün Allah – Allah
Daha ilk adımda nedamet etme 2

Sevdanın oduna pek güvenilmez Allah – Allah


Tutuşursan eğer kolay sönülmez 2
Bu yolun hükmüdür geri dönülmez Allah – Allah
Cana kıymazsan seyahat etme 2

İyi bak kabına olmasın delik Allah – Allah


Boşuna taşırsın gider gündelik 2
Anında ölmeli ettiğin iyilik Allah – Allah
Alem duysun diye nedamet etme 2

Kabeden maksadın varmaktır yare Allah – Allah


Kör gibi tapınma kuru duvara 2
Hızırı ararsan kendinde ara Allah –Allah
Bulamadım diye rezalet etme 2

Muhabbet herkesin aklını çelmez Allah – Allah


Gönül viranesi kolay düzelmez 2
Alemden çekinme bir zarar gelmez Allah – Allah
Sen kendi kendine hıyanet etme 2

Şen şatır gönlüne hicran dolmasın Allah – Allah


Gençliğin gülşeni gamla solmasın 2
NEYZEN gibi aklın yarda olmasın Allah – Allah
Özründen büyük kabahat etme 2

Vahdet badesiyle mestiz ezelden


Elest kadehinden tadanlardanız
100
Nur alır çeşmimiz her bir güzelden
Arıyız bala bal katanlardanız

Öyle bir didare müptelayız


Tektir alemlerde yoktur şeriki
Bizi harap etti çeşmi şep rengi
Cunun girdabına batanlardanız

Harabat mülkünün sultanı olduk


Melamet ufkunun tabanı olduk
Öyle bir didarın hayran olduk
Üryan eşiğinde yatanlardanız

Görmüşüz Mansur’un kanlı dârını


Anlatıp o darın hak esrarını
Dünyanın Ukbanın bütün varını
Bir çürük akçeye satanlardanız

Hey “RUHİ” aşk olsun bu irfanına


Neşeler yağdırdın cem meydanına
Münkir haricinin paslı canına
Kantarlı kütükler atanlardanız

Çün yarattın bizi saldın cihane


Cihanın kamusun bildirdin bize…….2
101
Bizde bizlik var iken görünmez idin
Perde-i hicabı kaldırdın bize………..2

Hamd-ü senâ olsun gördük Cemalin


Mi’rât-ı Ademi bildirdin bize…..2
Malik’il mülk’üne eyledin bizi
Limen’il mülk’ünü bildirdin bize

Aşıkın badesinden dolmuş bir dolu


Bekâ cem-i şerabın içirdin bize……2
Âlemlere nihân bizlere ayân
Ayân-ı tevhid’i bildirdin bize……….2

İlmimizden aciz olduk her yerde


Ledün nü ilmini bildirdin bize……2
Makâm- en Mahmud’en buyurdun ise
Pir Muhammed Nur’u bildirdin bize……2

Cennet için dua eyledik ise


Cennet’ül Mevâ’yı bildirdin bize…….2
AŞIK’ını aldın mihnete bıraktın
Zevk-ü sefâsını bildirdin bize……..2

Kamu Halkın hepsi Hicab :Perde,örtü,utanma


Mi’rat Ayna,parlak yüzey Malik :Mülkün sahibi
Limen’il mülk yevm Mülk kimindir. MÜMİN-40/16
Lillâhil Vadihül Kahhâr Kahhâr olan Allah’ındır
Bekâ Fenâdan sonraki varlık alemi Nihân Gizli saklı
Ayan Açık seçik Cennet’ül Mevâ :Cennet makamı,yurdu
Mihnet: Üzüntü tasa Sefa:Sevinç,gönül şenliği
İster isen Allah’ı,ara bul bir Kâmil’i
Silsin senin gönlünü, şad eylesin ruhunu…….2
102
Versin sırr-ı tevhidi, neylersin o zahidi
Al ismini Melâmi, odur her şeyin kânı……2

Zahidin bu imanı, neylesin aşksız anı


Aşk ile yananların, sensin şefâât kânı……2

Kim feda etti canı, odur bulan canânı


Kimin tatlıdır canı, bulamaz bu meydanı……2

Bu meydanda kesilen, neyler ande nizanı


Kimdir dünyada fani, neyler sensiz cihanı……2

İlm-i ledün sultanı, tevhid-i irfan kânı


Yürü Pir Muhammed Nur, bu gün geldi zamanı……2

Bugün Gavsın ilanı, kalbindeki mihmânı


Melâmet’in İmâmı, RUHİ verdi beyânı……2

Bu mekteb-i irfânı, oku sırr-ı Kur’an-ı


AŞIK’ın bu kelâmı, boş geçirme zamanı……2

Kâmil Olgun tam noksansız Şad Şen, memnun


Zahid Dinin şekli yönüne fazla önem veren,kaba sofu
Melâmi Allah’ın vÜcud birliğine inanan,irfan ehli
Kân Kaynak hazine
Şefaat Af için vasıta olmak,bağış,ihsan
Niza Çekişme,kavga İlm-i ledün ilhamla bilinen hakikat
bilgisi,gayb ilmi Gavs:Allahın en seçkin kulu Mihman:
Misafir,konuk Kelâm Söz,laf İrfan Tanrı vergisi ile bilinen
bilgi
Elâ ey Mürşid-i Âlem, haber ver ilmi Mevlâdan….1
Elâ ey Mânâ-i Âdem , haber ver remz-i esmâ dan….1
103
Ne sırdır Âdem vü Havva , ne sırdır “Allem’el esma “
Ne sırdır Sidre vü Tûbâ, haber ver arş-ı alâdan

Nedir dillerdeki ilmin, nedir ya remz-i Zülkârneyn


Ne yerdedir mecmâ-ul Bahreyn, haber ver Hızr-u Musâ’dan

Ne yerdir merkez-i Ednâ, nedir yâ halka-i vustâ


Bilinmez zerre-i kübrâ, haber ver sen bu sugrâdan

Kimindir feyz-û hem ihyâ , ne sırdır hem dem-i İsâ


Nedir Meryem’deki deryâ , haber ver dürr-i yektâ’dan

Nedir Kur’an’ın esrârı , nedir esrârın envârı


Nedir mehdinin etvârı, haber ver sırr-ı Esrâ’dan

Nedir MISRİ nedir Ken’an,Selim kimdir ya kimdir an


Haber verdi bunu Kur’an , haber ver Seb-i Kurrâ’dan

Elâ ey : Şimdi bilmiş ol ki Mürşid-i Alem: Hz Muhammed,alemlerin müşidi


Mana-i Âdem :insan-ı kâmil.Hz Muhammed “Ve alleme’l-Adem’e esmae
küllâhla” Allah Âdem’e esmâsının hepsini bildirdi.Bakara-2/31.İsimler
Âdemde zahir oldu Sidre : Cebrâil’in dolaştığı alan,manevi makam,beşeri
ilmin son haddi Tûbâ: Cennet ağacı ,tasavvufta insan.Zulkârneyn:
Kur’ân’da gecen(Nebi) veli idi. Güneşin doğduğu yerden battığı yere gidip
orada halkıyla görüştü.Cem makamı Bahreyn:İki deniz
Mecmâ :Toplanma yer Mecmâ’ül Bahreyn” Acı tatlı denizin
birleştiği yer.İki makamın , fena ve bekanın birleştiği yer Ednâ: En
alçak yer
Ev ednâ Ehadiyet makamı Vusta:Orta Halka:Bilinen yuvarlak şey
Zerre:pek ufak parça Kübra En büyük Sugra En küçük
Esrâ:Kur’an’da Mirâç suresi olanayet. Selim Selâmet
bulunanSeb:yedi Kura okuyanlarEtvâr Davranışlar

Aşka dü cihan varını sat , ey dil-i şeydâ


104
Bir köhne hasır üstüne yat , ey dil-i şeydâ
Oldunsa eğer aşk ile sen talib-i didar
Ağyare olan meylini at , ey dil-i şeydâ

Allaha tevekkül ile , uşşak-ı ilâhi


Eyler o belâya sebat , ey dil-i şeydâ
Dert ehli bulur derd ü belâdan terakki
Bir derdine bin derdini kat , ey dil-i şeydâ

Dünyada sana mahşer-i Kübrada necat ey


Hak aşkı ola elde berat , ey dil-i şeydâ
Girsin eline gevher-i ihsanı Hüda’nın
Derya-i füyuzatına bat , ey dil-i şeydâ

Olmazsa bu dünyada eser aşk-ı Hüda’dan


Yoktur sana ukbada necat , ey dil-i şeydâ
Bil aşkı ki sen , Kâbe-i âmâl-i beşerdir
Aşk ile kabul oldu salât , ey dil-i şeydâ

Hep aşk iledir , aşk ile makbul–ü ilâhi


Savm ile dahi hacc u zekât , ey dil-i şeydâ
İrfanı kazan , Hakk ile bul zevk-i müebbet
Cehl oldu sana ayn-ı memat, ey dil-i şeydâ

LÜTFİ o mey-i aşk ile kıl kalbini zinde


Aşk oldu sana ab-ı hayat , ey dil-i şeydâ

Şeydâ :Aşktan aklını kaybetmiş mecnun Ağyar: Gariler ,


başkalar, yabancılar Tevekkül: Vekil etme, gerekeni yeptıktan
sonra, neticeyi Allah’a bırakma Mahşer:Ölülerin dirilip
toplanacağı yer Kübra : En büyük Necat:Kurtuluş
Füyuzat:Feyizler, manevi gıdalar Ukba Ahiret Salât Davet
sesi, dua Savm Oruç İrfan Allah vergisi ile bilinen bilgi
Cehl: Cahil, cahiliyet Memat Ölüm

105
Esti çün bad-ı saba Kalmadı gayrı heva
Doğdu güneş maşrıktan Hiç dolanmaz gün oldu..2

Gitti kış hiç kalmadı Nihayetsiz yaz oldu


İlk baharın bülbülü Gülün dalına kondu……2

Yok olmadan var olmaz Var dahi yoktan olmaz


Anladım çün ben beni Hep görünen hak oldu…2

Gül kokanlar gül oldu Bülbüle didar oldu


Kâf’tan Kâf’a hükmeden Mülke Süleyman oldu…2

Sır idi zâhir oldu Nur idi batın oldu


Hep gönüller bir olup Evvel ahir ol oldu……2

Geçtim dünya deminden Hem ukbanın seyrinden


“Len terani” yok bana Güle gül didar oldu

Dostu buldum tenhada Konuştum kana kana


TALİBİ ’ den görünen Kendisi canân oldu……2

Bad-ı saba Sabah rüzgarı


Gayrı heva Başka bir arzu
Maşrık Doğu
Didar Gülyüz
Kaf Eskilere göre dünyayı çepeçevre kuşatmış
yüksek dağ.insanın benliği.
Sır-zahir Gizli-Açık
Nur-Batın Açık-Gizli
Evvel-Ahir İlk-Son
Dem Zaman,yaşantı
“Len terâni” Hz.Musa’ya Hak hitabı-Beni göremezsin.

106
Bu âlem mebdei sensin Evvelsin Ya Resulallah
Nübüvvet hatemi sensin Ahirsin Ya Resulallah

Cem-i kurbi feraizde Batınsın , Hak olur zahir


Nevafil kurbi hazrette Zahirsin Ya Resulallah

Senin esrar-ı mirâcın Fenafillah olan bildi


Bekâbillah olan erdi O zevke Ya Resulallah

Makam-ı Ka’be kavseyne Nebiler hep ayak bastı


Ev Edna sırrına sadrı Eminsin Ya Resulallah

Sen ol Bir Şah-ı kevneynsin Kamu kullar sana muhtaç


Samed ismine mazharsın Şefi’sin Ya Resulallah

Makam-ı Mahmud’un sırrın Sana bahşeyledi Allah


Reis-i enbiya sensin İmamsın Ya Resulallah

Sen ol bahr-i hakayıktan Çıkan bir dürrü yektasın


Sarraflar kıymetin takdir Edemez Ya Resulallah

Ol bahr-i ilmin emvacı Yedi kat gökleri aştı


Ol sahrayı amânın Ankasısın Ya Resulallah

Sen ol mahbub-u hazretsin Seni vasf edemez FEHMİ


Sen ol mahzen-i hikmetsin Hakimsin Ya Resulallah
Mebde :Başlangıç Ahir: Sonuncu NübüvvetHatem:Peygamberliğin
sonuncusu Cem-i kurbi feraiz Farz ibadetlerle hakk’a yaklaşma tevhide
cem makamı Nevafil kurbi hazret : Nafile ibadetlerle Allaha Yaklaşma
Tevhid de hazretül cem makamı Fenafillah Allah’ta yok olmak
BekabillahAllah’da var olma Kabe kavseyn İki yayın uç uzaklığı.Necim-
53/9 Tevhid de bir makam, Cemül cem , risalet mertebesi
Ev edna Daha yakın , ilmi tevhidin sn makamı , ehadiyetMakam-ı
mahmud Hz. Muhammed’e mahsus makam
107
Vahdet ehlinin meclisini kurdular ihvanımız
Enel Hakk’ın nidasını sürdüler ihvanımız …….2

“Ma’re meyte izre meyte” sırrına men ermişem


Kenz-i Lâ ifna’yı dilde buldular ihvanımız……2

Ol Melami mesleği cümlenin sultanı imiş


Hazreti hamse ile hep uçtular ihvanımız……2

“Nahnu akreb” dersini okudular ezber ile


Zevk-i vicdan ile Hakk’ı gördüler ihvanımız……2

Ol Melâmi şahı verdi İlmü Ledün dersini


“Limenil mülk” nidasını sürdüler ihvanımız……2

Hakk’a vasıl oldu onlar himmet-i mürşid ile


Zevk-i dilde Zat’a Mazhar oldular ihvanımız…..2

Bu şuhud-u ABDÜLÂZİZ cümlesinin kemteri


İklim-i vahdette Sultan oldular ihvanımız……2

Vahdet Yalnızlık ,teklik , birlik. İhvam Kardeşler, candan dostlar ,


arkadaşlar. Ma’re meyte izrre meyte Sen atmadın atan bendim.
Enfal-8/87.Fail Allah olur. Kenz-i Lâ ifna Tükenmeyen hazine Dil
Gönül Hazret-i hamze Beş Nahnü akreb Biz daha
yakınız.Kaf-50/16 Limenil mülk yevn :Mülk kimindir.KAHHAR
olanALLAH’ındır.MÜMİN-40/16
Şuhut Görülen , görüş , görme , şahit olma
Kemter Çok eksik , çok noksan, hiçbir şeyi olmayan
Melâmi Melamet yoluna giren ve bağlanan salik , Allah’ın vücud
birliğine inanan halkın giysisine bürünmüş tevhid ehli
Vasıl Ulaşan , varan , kavuşan.

108
Muharrem’dir bu gün ey dil Muharrem
Muharrem’de aşık olur mu Hürrem……2
Dü çeşmim durmaz kan ağlar bu matem
Hüseyn’i Kerbelâ’nındır bu matem
Şehid-i Kerbelâ’nındır bu matem

Suyu mestûr edip vermedi melûn


Nihân oldu Fırat-ı şah-ı Ceyhun……2
Hararetten Şehidan hep ciğeri hûn
Hüseyn’i Kerbelâ’nındır bu matem
Şehid-i Kerbelâ’nındır bu matem

Şimir melûn şehid edince Şah’ı


Zemin-i asûmân giydi siyahı……2
Semâya çıktı Ehl-i Beyt’in âhı
Hüseyn’i Kerbelâ’nındır bu matem
Şehid-i Kerbelâ’nındır bu matem

Geyüp gülgün kefin Şah’ı Şehidan


Esir ettiler Ehli Beyt’i ol an…….2
Taş olsun da buna dayansın insan
Hüseyn’i Kerbelâ’nındır bu matem
Şehid-i Kerbelâ’nındır bu matem

CEMALİ bende-i ALİ abâ’dır


Hüseyn’i Kerbelâ’ya can feda dır……2
Muharremde gözüm nuru seladır
Hüseyn’i Kerbelâ’nındır bu matem
Şehid-i Kerbelâ’nındır bu matem

Mestur Gizli ,örtülü , saklı. Hûn Kan , öç , öldürme.


109
Ali abâ Ehl-i beyt ; Hz. Muhammed , HZ. Ali , HZ. Fatma ,
HZ: Hasan, Hz. Hüseyin , pençe-i âli abâ’da denir

Gel ey kardeş Hakk ’ı bulayım dersen


Bir Kâmil Mürşid ’e varmadan olmaz……2
Resul’ün Cemâl ’in göreyim dersen
Bir Kâmil Mürşid ’e varmadan olmaz……2

Niceler geldi mürşid arayı


Arayanlar buldu derde devâyı……2
Bin yıl okur isen aktan karayı
Bir Kâmil Mürşid ’e varmadan olmaz……2

Gel imdi kardeşler gidelim bile


Nice aşıkların bağrını dele……2
Cebrail delildir Muhammed bile
Bir Kâmil Mürşid ’e varmadan olmaz……2

Kadılar müftüler cümle geldiler


Kitapların bir araya koydular…..2
Sen bu ilmi kimden aldın dediler
Bir Kâmil Mürşid ’e varmadan olmaz……2

Cümle kitapları yayayım dersen


Nice anda varıp kalayım dersen……2
Her bir harfine yüz bin mana versen
Bir Kâmil Mürşid ’e varmadan olmaz……2

YUNUS EMRE ’m bunda mana var dedi


Bir Kâmil Mürşid ’e sende var imdi……
Hazret-i Musâ ’ya Hızr’a var dedi
Bir Kâmil Mürşid’ e varmadan olmaz……2

110
Dervişlik yolu pek hoştur İki kanatlı bir kuştur
Dahil olmayanlar boştur Biz değiliz saçlı derviş
Biz değiliz gafil derviş

Dervişler gittiği yere Atar adım göre göre


Hiç basmazlar çukur yere Biz değiliz saçlı derviş
Biz değiliz gafil derviş

Dervişin hırkası nurdur Zevk ile Hak huzurudur


Pirimiz Muhammed Nur’dur Biz değiliz saçlı derviş
Biz değiliz gafil derviş

Dervişin hırkası üçtür Sakın sanma aba yündür


Onu giyen has mümindir Biz değiliz saçlı derviş
Biz değiliz gafil derviş

Dervişler giyerler hırka Günden güne gelir farka


Açar gözün bakar Hakk’a Biz değiliz saçlı derviş
Biz değiliz gafil derviş

Dervişin hırkası ulu Hep cepleri irfan dolu


Onlardır cennetin gülü Biz değiliz saçlı derviş
Biz değiliz gafil derviş

FEHMİ ’ye bir nasip olsa Varıp dervişliği bulsa


Büyüklerin kulu olsa Biz değiliz saçlı derviş
Biz değiliz gafil derviş

Derviş Hakk’ı her yönüyle tanıyan


Dahil olma Girme katılma
Gafil Bilgisiz,sapık, aymaz
111
Hırka Elbise Fark Ayırma, başkalık
İrfan Tanrı vergisi ile bilinen bilgi
Dönmek ister gönlüm cümle sivâdan
Dönelim aşıklar-Allah- Mevlâ derdiyle……2
Geçmek ister gönlüm mülk-i fenâdan
Geçelim âşıklar –Allah—Mevlâ derdiyle……2

Derde düşen aşık nitsün cihânı


Dert ehlinin dâim-Allah-yanmakta cânı……2
Döner arzulayıp vasl-ı canânı
Dönelim âşıklar-Allah- Mevlâ derdiyle……2

Ay ü gün yıldızlar hem nüh felekler


Arşın etrafında –Allah- saf saf melekler……2
Meydân-ı aşkta cevlân ederler
Dönelim âşıklar-Allah- Mevlâ derdiyle……2

Ta’n eyleme zâhid benim hâlime


Dahl eyleme her giz-Allah- bu devrânıma……2
Dermânı devrânda buldum cânıma
Dönelim âşıklar-Allah- Mevlâ derdiyle……2

Bas açıp girelim aşk meydânına


Mansûr olurum Enel-Allah- Hak dârına……2
Yanmakta NİYÂZİ şevkin nârına
Yanalım âşıklar-Allah- Mevlâ derdiyle……2

Siva Allah’tan başka olan şeyler


Mülk-i fenâ Yokluk âlemi
Cevlân Dolaşma, dolanma
Nüh Dokuz
Felek Yıldız, dünya, gökyüzü
Dâr Yer,yurt,dar ağacı,yokluk,benlikten geçme
112
Makamı,teslimiyet Hali,aşkın zirvesi olan sevgilide benliği
yitirme hali
Uyan gözüm aç durma-imanım-Yalvar güzel Allah’a
Yalvar Gâni Mevlâ’ya
Yolundan izin ayırma- imanım- Yalvar güzel Allah’a
Yalvar Gâni Mevlâ’ya

Her geceyi kâim ol-imanım - Her gündüzün sâim ol


Her gündüzün sâim ol
Hem zikr ile dâim ol-imanım - Yalvar güzel Allah’a
Yalvar Gâni Mevlâ’ya

Bir gün bu gözün görmez-imanım-Hem kulağın işitmez…2


Bu fırsat ele gelmez-imanım- Yalvar güzel Allah’a
Yalvar Gâni Mevlâ’ya

Sağlığı ganimet bil-imanım-Her saati ni’met bil..2


Gizlice ibadet kıl-imanım-Yalvar güzel Allah’a
Yalvar Gâni Mevlâ’ya

Ömrünü hiçe satma-imanım-Kendini od’a yakma…2


Her şâm-ü seher yatma-imanım-Yalvar güzel Allah’a
Yalvar Gâni Mevlâ’ya

Hey nice yatursun Tûr-imanım-Olma bu safâdan dûr…2


Bahr-i keremi boldur-imanım- Yalvar güzel Allah’a
Yalvar Gâni Mevlâ’ya

Her vakt-i seherde-imanım-Bin lütfu gelir Allah’ın…2


Ol vakit uyanır kalbin-imanım-Yalvar güzel Allah’a
Yalvar Gâni Mevlâ’ya

Allah’ın adın yâd et-imanım-Can ili ile dili şâd et…2


Bülbül gibi feryâd et-imanım-Yalvar güzel Allah’a
Yalvar Gâni Mevlâ’ya

Gel imdi NİYÂZİ’yle-imanım-Allah’a niyâz et…2


113
Hacât-ı dırâz eyle-imanım-Yalvar güzel Allah’a
Yalvar Gâni Mevlâ’ya

Gel ey kardeş sende gafletten uyan


Mümin olan durmaz zindan içinde

Yakıp varlık dağın şöyle mert ol kim


Gerdanı kan eyle irfan içinde

Benlik ile Hakk’a tuğyan eyleme


“Lâ tüşrikû” dedi Kur’an içinde

Mevlâ’yı ararsan zahirde ara


Göresin Ankâ’yı ol Kâf içinde

Balıklar ummânı arayıp gider


Nice görsün kendin ummân içinde

Hakikat güneşi doğmuş üstüne


Nice görsün şemsi sehab içinde

Gel ey FEHMİ sende Hakk’ı fehmeyle


Gör ne cevherler var vicdan içinde

Gaflet Hak’tan uzaklaşma,bilgisizlik


Tuğyan Haddi aşma,azgınlık
Lâ tüşrikû Ortak koşmayınız. Nisa-4 / 36
Zahir Açık,görünen
Anka-Kaf Bir kuş ve yaşadığı söylenen dağın adı
Umman Büyük deniz
Şems Güneş
Sehab Bulut,sis
Fehmeyle Anla,düşün
114
Vasıl olmaz kimse Hakk’a cümleden dûr olmadan
Kenz açılmaz şol gönülden tâ ki pûr nur olmadan
Sür çıkar ağyarı gönülden tecelli ede Hak
Padişah konmaz saraya hâne mamur olmadan

Mest olup mestâne geldim tâ ezelden,tâ ebed


İçmişim aşkın şerabın âb-ı engür olmadan
Mest olanların kelâmı gayriden gelmez beli
Pes Enel Hak nice söyler kişi Mansûr olmadan

Hak Cemâl’in Kâ’be’sini kıldı aşıklar tavaf


Yerde Kâ’be,gökyüzünde Beyt’i mamur olmadan
“Mûtû kable ente mûtû” sırrına mazhar olan
Gördü onlar haşr ü neşr ü nefhâ-i sur olmadan

Sen müyesser eyle Yârab bizlere Beyt’in tavaf


İlmin ile hâmil eyle vade tekmil olmadan
Bir acep sevdaya düştüm tutuşup ŞEMSİ müdâm
Hakk’a makbul olmak ister halka menfur olmadan

Vasıl Ulaşan, , kavuşmak , hedefe varmak


Dûr Uzak
Kenz Hazine , define
Âğyar Gayriler , yabancılar , başkalar
Mamur Bayındır , şenlikli
Pes Öyle ise , arka geri
Beyt Ev , mekân
“Mûtû kalbe ente mûtû Siz ölmeden ence ölünüz.Hadis
Müyesser Nasip olma
Müdâm Daimi , sürekli
Menfur Nefret edilen
115
Ey gönül uslanmazmısın Uçarsın yorulmazmısın
Hiçbir dala konmazmısın Dertli gönül deli gönül
Düştün dilden dile gönül

Senin vatanın nerede Mekan tutmazsın bir yerde


Nasıl girdin sen bu derde Dertli gönül deli gönül
Düştün dilden dile gönül

Senin aslın neslin varmı Bu yerde mahremin varmı


Senin derdin bilen varmı Dertli gönül deli gönül
Düştün dilden dile gönül

Yardan ayrıldın yastasın Gurbet ilde kafestesin


Yanar için hasrettesin Dertli gönül deli gönül
Düştün dilden dile gönül

Yarini gördüğün var mı Divanda durduğun varmı


O sırdan haberin varmı Dertli gönül deli gönül
Düştün dilden dile gönül

Bu yerde bir garipsin sen Görünür ki aşıksın sen


Kişi bağrı yanıksın sen Dertli gönül deli gönül
Düştün dilden dile gönül

FEHMİ etme zârı giryân Bulunmaz derdine derman


Yeter sana bu dert derman Dertli gönül deli gönül
Düştün dilden dile gönül

Mahrem Gizli , saklı , Haram , sırdaş


Zar-ı giryân İnleme , ağlama

116
Bâde-i aşkı ilahi aşıkı canlandırır
Canları ayni hayatı zevk-i irfan kandırır

Bir işaret eyleyince aşık u sadıklara


Gamze-i hunrizi canân terk-i cane kandırır

Ol şahid-i aşka bak ser dade-i canânedir


Bi muhaba pençesin gör hûn-u aşka bandırır

Bahr-ı nisti , zevk-i hesti gösterir ariflere


İlm-i sırrı “Men aref” ne imiş Hüdâ’yı tandırır

Keyfe meddez zıll rümuzu arife oldu ayan


Bi mekândır can u dil Ankâ ‘yı Kaf’ı andırır

Bir vücut olmuş iken bilmem ne hikmet gözlere


Neşve-i aşk-ı Hüdâ aşıkı maşuk sandırır

Kavl-i Hakk’ı söylerim LÜTFİ lisani Hakk’la ben


Bi vücudum aşk odu bilmem benim nem yandırır

Bade İçki , şarap


İlahi Allah’ım , Ey Allah’ım
Hun Kan
Men aref Nefsini bilen rabbini bilir—Hadis
“Men arefe nefsehû fekad arefe Rabbehû”
Neşve Sevinç , neşe
Maşuk Sevilen , sevgili , canan , aşık olunan

117
Kavl Söz
Hikmet Ancak Allah’ın bileceği iş varlıkların ve
yaradılışın hakikatını tanıma bilgisi
Gaye felsefe, gizli sebeb , faydalı söz , bilgi
Bülbül gibi efgân edip esmada kalan
Onlardaki esmayı müsemmadan haberim var

Her şam u seher mescitlerde boynun eğen


Zahitlere cennet-i alâdan haberim var

Fakr u fenâ ile mahvolup serden geçen


Dervişlere mülk ü bekâdan haberim var

Pervane gibi aşkın nârına can atan


Aşıklara vasl-ı likâdan haberim var

Dünya ve ukba hülyasından geçip bîdar olan


TALİBİ ’ ye sor Lâ mekân ilinden haberim var

Efgan iniltiler
Esma İsim , dış yüzey
Müsemma İsim sahibi zat , iç yüz .
Şam u seher Akşam ve sabah
Cennet-i alâ Yüce cennet , cennetlerin en iyisi
Fakr ufena Yoksulluk ve yokluk
Ser Baş
Mülkü beka Ölümsüzlük yurdu
Nâr Ateş
Vaslı lika Kavuşup buluşma
Ukba Ahiret
Bidar Uyanık gönül gözü açık olan
Lâ mekân Belli bir yeri olmayan , makansız

118
Can bu ilden göçmeden – Cananı bulmazsa ne güç
Yarini terk etmeden – Cananı bulmazsa ne güç
Sureti insan içi hayvan – Olursa kişinin
Taşlar ile dövünüp - İnsanı bulmazsa ne güç

Ademin gönül evinde – Bahri umman gizlidir


Daima susuz gezip – Ummanı bulmazsa ne güç
Şol fakir olup gezenlerde – Hazine dopdolu
Say edip ol kenzi – Bipayanı bulmazsa ne güç

Fakri Fahri devletine – Erişen sultan olur


Fahri tamme erişip – Sultanı bulmazsa ne güç
Herkesin derdine dermanı – Yine derdindedir
Derdinin içindeki dermanı – Bulmazsa ne güç

Bunda gelmekten murat – Çün kim Hakkın irfanıdır


Ey NİYAZİ kişi ol – İrfanı bulmazsa ne güç

Bahri Umman : Engin derya


Kenz-i bipayan : Sonsuz hazine

119
Fakr-ü fahri : Fakrım iftiharımdır
Fakr-i Tam : Tam fakre erişme
İrfan : Tanrı vergisi ile bilinen bilgi

Yarab sen Allah-ü Azimüşşansın


Her yerde her ferde makbul olursun
Mekandan münezzeh bir la mekansın
Velakin her şeye methul olursun

Bu kevnü mekanı sensin yaratan


Cümlesi mahv olur çıksan aradan
Sensin doğurtturan sensin doğuran
Kendin fail kendin mevsuf olursun

Doğup gelen ölüp giden ben sensin


Bu ne hikmet gene gülen sen bensin
Ademi hayvan öldüren sensin
Kendin katil kendin maktül olursun

La yüselu amma yef’al’sın el Hak


Sual etmem lakin yaptığına bak
Yarab sen kendini etsen istindak
Kabahatin çıkar mesul olursun

Sensin icra eden her cinayeti


Sensin ifa eden her rezaleti

120
Verip HARABİYE hep kabahati
Çıkarsın aradan meçhul olursun

Ansızın bırakıp gittin bizleri


Yasla doldurdun hep gönülleri
Öksüz koydun ihvan kardeşleri
Seni yeni bulmuştuk biz efendim

Ah efendim canımızdın efendim


Hiçbir ihvanına sen gücenmedin
Her daim anacak seni bu diller
Gönlümüzün sultanısın efendim

Dilerim kalbimde rahat olursun


Peygamber ilmine rehber olursun
Yaptığın sohbetler ışığımız olsun
Sen her zaman bizimlesin efendim

Ah efendim canımızdın efendim


Hiçbir ihvanına sen gücenmedin
Her daim anacak seni bu diller
Gönlümüzün sultanısın efendim

Velimden söyler ENDER bu sözleri


Sen öğrettin bize ilmi tevhidi
Her demde ötecek can bülbülleri
Eksiğimiz varsa lütfet efendim

Ah efendim canımızdın efendim


121
Hiçbir ihvanına sen gücenmedin
Her daim anacak seni bu diller
Gönlümüzün sultanısın efendim

Ender DEVELİ
13.07.2006
Görmeyen can Yusuf’un Ken’ân ‘ ı bilmez kandedir
Öz vücud-u mısranın , sultanı bilmez kandedir

Cehd edüp tavr-ı beşerden çıkmayan tâlip bu gün


Kaldım isyan içre ol , nisyanı bilmez kandedir

Cism-i canın sırrını fehmetmeyen âvâreler


Gerçi aşıktır , veli , cânânı bilmez kandedir

İçmeyen vuslât şarabın yâr elinden dem be dem


Benzer ol mâhiye kim , ummânı bilmez kandedir

Sırr-ı canı bilmeyip seyreyleyen sergeşteler


Devreder devrân ile , devrânı bilmez kandedir

Müptelayı aşk olup cânânesini bilmeyen


Dert ile dermândadır , dermânı bilmez kandedir

Can kulağıyle işit AHMET , Muhammed nutkudur


Kendi nefsin bilmeyen, Rahmân’ı bilmez kandedir

Sarban Ahmet –ö-1545

Mısr Şehir varlık


Cehd Gayret göstermek çalışmak
122
Talib isteyen , istekli
Nisyan Unutma
Vuslat Kavuşma
Fehm Anlayış , anlamak
Dem be dem Zaman zaman
Mahi Balık Sergeşte Başı bozuk Devran Dönme , dolaşma ,
dünya ,, felek Mübtela Düşkün , tutkun
Bakıp Cemâl-i yare , çağırırım dost dost
Dil oldu pâre pâre , çağırırım dost dost
Aşkınla dolmuşum , zühdümü yanılmışım
Mest’i müdâm olmuşum , çağırırım dost dost

Mescid-ü meyhânede , hânede , virânede


Kâ’be’de , puthânede , çağırırım dost dost
Sular gibi çağ-u çağ , dolaşırım dağ-u dağ
Hayran bana seyr-u sağ , çağırırım dost dost

Geldim cihâne garip , oldum güle andelip


Her dem ciğerim delip , çağırırım dost dost
Dünya gamından geçip , yokluğa kanat açıp
Aşk ile daim uçup , çağırırım dost dost

Aradığım candadır , canda ve hem tendedir


Bilir iken bendedir , çağırırım dost dost
Gâh düşerim mutlâka , gâh aslı geh mülhika
Bakıp kâmudan Hakk’â , çağırırım dost dost

Dolanmaz ol hâl-u hat , minel-ezel tâ ebed


Onulmaz asla bu derd , çağırırım dost dost
Hep görünen dost yüzü , andan ayırmam gözü
Gitmez dilimden sözü , çağırırım dost dost

Deryâ olunca nefes , pârelenince kafes


Ta kesilince bu ses , çağırırım dost dost
Gökler gibi dönerim , gün gibi dolanırım
Devr ile eğlenirim , çağırırım dost dost

123
Ne yerdeyim , ne gökte , ne mürdeyim , ne zinde
Her yerde , her zamanda , çağırırım dost dost
Geldim o dost ilinden , koka koka gülünden
NİYAZİ ‘ nin dilinden , çağırırım dost dost
Zühd : Dinin şekli yönüne önem verme , ibadette aşırı olma
Mest-i müdâm Devamlı mest olmak Andelip:Bülbül Sayr
Hasta , mariz Sağ Sağlam , diri Min’el ezel Başlangıcı
olmayan Mürde Ölü , ölmüş

Gerçi aşıklara salâ denildi


Derdi olan gelsin dermanı buldum
Ah ile vah ile cevlân ederken
Canımın içinde canânı buldum

Akar gözlerimden yaş yerine kan


Zerrece görünmez gözüme cihan
Deryâlar nûş edip , kandırmaz iken
Aşıklar kandıran ummânı buldum

Aşıklar meydana doğru varırlar


Erenler cem olmuş , verir alırlar
Cümle Veliler divân dururlar
Hakk’a mahbub olan Sultan’ı buldum

Açılmış dükkanlar kurulmuş pazar


Canlar mezâd olmuş dellâlda gezer
Oturmuş ümmetin berâtın yazar
Cevâhir bahş eden dükkânı buldum

EMİR SULTAN ne hoş pazar imiş


Erenler cem olup gezer imiş
Cümlenin maksudu ol didar imiş
Hakk’a karşı duran divânı buldum.
124
Salâ Dua , Hz. Muhammed için okunur , haykırış
Cevlân Gezme , dolaşma
Mahbub Sevgili
Didâr Yüz , sevgili yüzü , Allah’ın müminlere vaad ettiği
manevi görünüşü.

Altun altun ayır kardeş


Sen bu fikri değiştir

Altın devri çoktan geçti


Şimdi demir devridir

Divanedir o tembel ki
Demirlere hor bakar

Ondan sonra gece gündüz


Altun deyu sayıklar

Şu gördüğüm ağır şeyler


Tohum öküz bel orak

Asıl senin olmaklığın


Bunlar ile olacak

Bunlar saçmış bunlar saçar


Her ocağa bereket

Eğer biri elindeki


Sabanını at bırak derse

Ona asla tamah etme


El uzatma sakın sen
125
Çiftçi olmak büyük şeydir
İş yurdu şenlendirir

Saban aziz bir alettir


Alın teri bir zevktir

Sen bu zevki bulamazsın


Başka yolda gidişte
Veli Halil DUMAN
Derde talib oldum tabibi buldum
Buldum ki tabibin derdi benden çok
Her derdin dermanı bildim sendedir
Ne acayip kendi derdi binden çok

Böyle kurmuş bu dünyayı kurunca


Ağlamayı gülmek için verince
Tabibler tabibi dertli olunca
Besbelli bu dünyada dertsiz yok

Dertli olan düşünmesin boşuna


Neler gelir kul olanın başına
Tecrübe eyledim Hakkın işine
Her derdi kendine reva görmüş Hak

Dertli olan demesin neydi suçum


Derdiniz var ise dertliye açın
Ehlibeyt gam yoldaş olduğu için
Besbelli bu dünyada dertsiz yok
126
AŞIK iyidir VELİM seninle ise
Hak sana yardımcı işin zor ise
Eğer bu işlerde müşkül var ise
Korkma İmam HÜSEYİN seninle ise

Kemal GİDER

Eylesun Allah çok tahiyyatı


Ana kim verdi ilmi gâyâtı
Gizli Sultandır sırr-ı Subhân’dır
Mürşidi candır hep makalâtı

Kutb-i halâyık , bahr-i hakâyık


Ferd-i câmidir hep makamatı
Nokta-i kübrâ , göremez â’ma
Gizlüdür zirâ , cümleden Zât’ı

Kalbini keşşâf eylemiş şeffâf


Görünür anda hep beriyyâtı
Hubbu canımda sırr-ı Zat’ımda
Savar üstümden her beliyyâtı

Ey nice canlar yanını bekler


Bulmadık derler bunda lezzâtı
Neylesin tâ’lim olamaz teslim
Ya nice bulsun ol kemâlatı

Mâyenin zevkin alamaz şol kim


Şeyhi Hak bilmez yok riâyâtı
Arayup bulan kulluğun kılan
Telkinin alan buldu hâlâtı
127
Şehr-i Elmalı, canda bulmalı
Ümmi Sinan’ dır şöhret-i zât’ı
Şeyhini Hak bil ey NİYÂZİ kim
Pir yüzündendir Hak hidâyatı

Tahiyyat Dualar Sır:Kişinin iç alemindeki görünmeyen


varlıklar.Ben insanın sırrıyım insanda benim sırrımdır.HADİS
Hidayet Armağanlar , hediyeler , bağışlar Allah’ ın hidayeti
Mürşid-i Kâmildedir. Bu peygamber varislerinin elini
tutmayanlar hidayet bulamazlar.Beriyyat Korumalar
Telkin İyice anlatmak
Ol menem ki vâkıf-ı esrar-ı ilm-i Âdem’im
Kaşif-i genc-i hakikat hem hayat-ı âlemim
Bende mahfi oldu gayb’ül-gaybın esrarı hemin
Bendedir sırr-ı emânet ana kenz-i mübhemim

Ben Cemâl-i Hakk’ı cümle şeyde zâhir görmüşüm


Bu merâyâya anın çün baktığımca hürremim
Her sözüm miftâh-ı kuf-i künt-ü kenz olmuş dürür
Hem dem-i İsâ ile her bir nefeste mahremim

Cümle mevcûdâtı verdim ben vücûd-ı Vâhid’e


Zât-ü esmâ ve sıfâtın ile hâlâ yek demim
Yerde gökte her ne kim var bağlıdır başı bana
Aşıkâre ve nihâne ben tılsım-ı âzâmım

Ben o MISRİ’yim vücûdum mısrına şah olmuşum


Hadisim gerçi veli , mânâda sırr-ı Akdemim

Men Ben Genc Hazine Kaşif Açıcı , açan


Kenz Hazine Mahfi Gizli Mübhem Belirsiz
128
Gayb’ül-gayb :Kayıplara karışmış olan , görünmez
Merâyâ Aynalar
Hürrem Şen , sevinçli
Miftah Anahtar
Her sözüm “künt-ü kenz” in anahtarı olmuştur.
“Künt-ü kenzen mahfiyyen” Ben gizli bir hazineydim
bilinmekliğimi istedim.HADİS
Azâm En büyük
Hadis Yapılmış. Hz.Muhammed’in yaptığı iş ve davranış
Mısr Şehir
Akdem En evvel , daha önce , daha eski

Sırr-ı Hakk’ı nicesi fâş eyleyem ben ey sikât


Anı ancak remz ile etmiş beyân ehl-i hakikât
Ne denlü âşikâr etsem hefâsın arttırır
Ol iyân iken , anı örter delâil beyyinât

Anı tevhid eylemez , illâ ki şirk ehli eder


Vahdet-i Hakk’ı duyanın dili lâl’dir aklı mât
Her ne kim fevkâl –ulâ , taht-es-serâda vardurur
Zat’ı Vahid’dir , Veli göründü nice bin sıfat

Zât’ı birdir lik evsâfına gayet yok durur


Gör bu fânûsu ki anın şem-i oldu nûr-ı Zât
Zâhir-ü bâtın kamusu bir fenerdir gayri yok
Şem-i insan oldu fânûsu cem-i mümkinât

Ey NİYAZİ Âdem oldu , çün cihânın şu’lesi


Bahş olur Âdem deminden , âleme ruh-ul hayat

Sikât Sözüne güvenilir kimse


Remz İşaret , rumuz
129
Nikât Nükteler şakalar
Ser’â Yer , toprak
Tahtes’serâ Yerin toprağın altı
Şûle Ateş alev
Lâ’l Dilsiz
Hefâ Gizli saklı
Beyyinât Ap açık olanlar
Lik Lakin , ama
Şem Mum
Mümkinât Sonradan yaratılanlar
Vahid Yalnız , tek , Allah’ın isimlerinden

Salik-i Hak olan kişi , Hakk’ a mezaftır her işi


Kapladı hep aşk ateşi , vakt-i seher ey can uyan
Aşık-ı Hak can bülbülü , öter seherlerde dili
Kâf-ı Anka pervanesi , öter seherlerde dili

Dahil-i tevhid olasın , gülzâr-ı Hakk’ı bulasın


Nur-u Muhammed göresin , öter seherlerde dili
Seherde kapı açılır , Rahmet mümine saçılır
Bi çâre aşık ayılır , öter seherlerde dili

Canın gibi kalbin ulu , râh-i Hakk’a kıl serfürû


Aç kapıyı gir içeri , öter seherlerde dili
Lütf-u Hakk’ın inâyeti , râh-i aşkın hidâyeti
Bahri tacın kerâmeti , öter seherlerde dili

Seherin kadrin bilelim , Estağfurullâh diyelim


Mülk ü bekâya erelim , öter seherlerde dili
Ruha pek büyük atâdır , nefse daimi likâ dır
Kalbe pür hikmet sefâda , öter seherlerde dili

Aşıka bu zevk ü sefa , meşreb-i Hak meslek ola


Kalbe gelir nûr-i atâ , öter seherlerde dili
Sidre-i Müntehâ gemisi, ande çalar Hak borusu
130
İşit sen bu nazik sesi , öter seherlerde dili

Allah’a niyaz vaktidir , abdın münacât gâhıdır


Kabul-u hâced demidir , öter seherlerde dili
İşit Ezân-ı Ahmed’i, kıl salât-ı Muhammed’i
RUHİ sefâ Hak meşhedi , öter seherlerde dili
Salik : Süluk eden, bir tarikat mensubu olan,bir yola giren Kaf: Kaf dağı ,
insan vücudu Anka:İsmi var cismi yok kuş , bâki varlık
Serfürû: Baş eğme , söz dinleme İnayetYardım , iyilik ,Atâ : Hediye ,
bağışlama , bağış Lika: Buluşma kavuşma , yüz çehre Sidre-i Münteha
Akılların hayrette kaldığı makam , son sınır ağacı Meşrep: Huy , tabiat
Meşhed Bir kimsenin şehid olduğu veya gömüldüğü yer

Mir’âc’a çıkınca Ahmed-i Muhtâr


Cebrâil önünce rehber dediler
Aliyye’l Mürtezâ Haydâr-ı Kerrâr
Bir ismide Sâki-i Kevser dediler

Hasan hulkı’r-Rıdâ geldi pi şüvâ


Hüseyn şehid-i dest-i Kerbelâ
Râh-ı hâkikâti eyleyen ifşa
Erenler meclisinde server dediler

Mâsum-ı pâk İmâm-ı Zeynel Abidin


Bâkır’ın nûrundan pür oldu zemin
Mihrâb-ı târikat , hem kıble-i din
Rûy-ı hâkikâtda Câ’fer dediler

Musâ-i Kâzım’dır hüccet-i bürhân


Aliyü’l Mûsâ er Rızâ Şah-ı Horasan
Tâki ba Nâki , dilde nümâyân
Birine Hasenü’l-Asker’i dediler

131
Bu FAHRİ ider , gelmişiz bunda
İmâm-ı Mehdi’ye olmuşuz bende
Şâhım ALİ ider mahşer yerinde
MUHİB bendelere yâver dediler
Fahrettin CERRAHİ
Mir’aç Hz. Muhammed’in Allah ile görüşmesi olayı
Server Baş , reis , komutan
Pür Dolu , çok dolu
Ruy Yüz , ehre
Pişüvâ Başkan , önder , imam
Hüccet Senet , belge , kuvvetli delil
Bürhan Senet , belge , kuvvetli delil
Nümayan Görünen
Bende Bağlı , esir , köle , hizmetçi
Muhib: Seven Yâver: Yardımcı , memur , imdatcı
Melâmiyim işit benden kelâmı
Sana tarif edem darüsselâmı
Kime evvel tecelli eyledi Hak
Zuhur-u Hak bilir ef’al-i mutlak

Eğer insaf edersen bil muhakkak


Nedir bildinmi tevhid-i sıfat
Kamu eşyada saridir hayatı
Bu yüzden zahir oldu Nur-u Zât’ı

Bu kez ef ‘âli , sıfâtı koyup gel


Hüviyet sırrını candan duyup gel
Eğer aşık isen aşka uyup gel
Bu bahrın kesret-i emvacıdır bil

Süluk erbabının Mir’acıdır bil


Melâmiler anın hüccacıdır bil
Gören Hak , görünen Hak , kıl temaşa
Vücudunda Şeriki var mı? Haşâ

Zuhurudur kamu âla ve ednâ


Eğer meczub-i Hak oldunsa cana
132
Makamın Ka’be Kavseyn oldu
Nedir bildin mi saray-ı Ev Ednâ

Şûunat-ı Hüda Hak oldu zuhurat


Anın çün kalmadı RUHİ kedurat
Bu dem ayn-i Hak oldu zerrât
“Zatının ilmidir hep tecelliyat”
Darüsselâm: Selamet kapısı , evi , kurtuluş ve güven yeri , cennet
Tecelli: Belirme , görünme , görüntü , belli olma Zuhur:Zahir olma ,
görünme meydana çıkma Ef’al: Fiiller , gönül işleri , ameller işler
Mutlak : Kayıtsız , şartsız , işliksiz , Allah Sari:Bulaşıcı , sarfeden ,
harcayan Hüviyet:Öz, kimlik Hüccet: Delil belge Ka’be Kavseyn
Yayın iki ucu arası , Sıfâtla Zat’ın birleşmesi cemül cem makamı ,
Risalet mertebesi Ev Ednâ: Makamı Ahadiyet.NECM suresi -53/9
Fenâ-fillâh oldun ise, bekâ-billâh buldun ise
Her zerrede Mecnûn gibi, dost cemâlin gördün ise
Bir’e iki nasıl dersin, doğru ikrâr verdin ise
Vuslât-ı yâr edemezsin, dostu ağyâr bildin ise

Melâmidir mesleğimiz, Pir’imiz Muhammed Nur’dur


Görünen Hakk’ın ef’ali, sıfâtı, hem Zat’ı birdir
Tevhid ile sırr-ı aşkın, deryâsına dalan er’dir
Her zerreyi görürsün dost, bu deryâya daldın ise

Dostla düşman ayırmakta, sarf etmişsin epey gayret


Tevhid boyun eğmez sana, sen hârından nûru seyret
Hak veririm haline, gelmez bana asla hayret
Cem’de ikrâr, farkta inkâr arasında kaldın ise

AŞIK NİYAZİ gel gayri, düşmanların oldu hep dost


Giy melâmet hırkasın, ne saltanat iste, ne de post
İç Kevser’i kana kana, bir gün elbet olursun mest
Bu feryâdın nedir söyle, Dost’tan haber aldın ise

133
Fena fillâh Allah’ta yok olma .Allah’ın sonsuzluk
mertebesine ulaşma
Bekâ billâh Allah ile dirilmek , ebedileşmek , Allah
ile var olmak
İkrâr Söyleme dile getirme
Hâr Diken
Fark Kesrette (çokluk) vahdeti (birlik)
,vahdette kesreti birbirine perde olmaksızın müşahede etmek

Aslı hakayık ey Nuru irfan


Bu altı şeydir sen eyle iman
Evvelce söyle Amentû billah
Allah’ı bir bil yok başka Allah

Sonra melekle Peygambere andır


Münzel kitapla Ahir zamandır
Bir daha kaderdir imanda erken
Canı gönülden kıl böyle iman

Veli Halil DUMAN

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Biz hakikât yolunda Şeriatsız gitmeyiz


Hakikât elde diye Şeriat terk etmeyiz

Hem şeriat aynadır Hak’tır görünen bize


Hakikât aynasını Ters çevirip tutmayız

Bildiğimiz şeriat Hakikâtindir ancak


134
Hak ile Hak olanı Biz yabana atmayız

Hakikâtimiz de bir Şeriatımız da bir


Bir şeriat içine Bir şeriat katmayız

Secdeye secde katmak Şeriat ise ey dost


Böyle şeriat ile biz Gönül avutmayız

Kendi benliği ile Şol şeriat güdenin


Hakikât ehli isek Şeriatın yutmayız

AŞIK NİYÂZİ, Habib’in Yoluna kurban olsun


O’nun yolundan ayrı Bir şeriat gütmeyiz
Benden zuhur eden fail
Sensin , ey güzel Allah’ım!
Her şeyi yapan ben değil
Sensin , ey güzel Allah’ım!

Göz olup gözümden gören


El olup , elimden veren
Gönlüme aşk olup giren
Sensin , ey güzel Allah’ım!

Dil olup benden söyleyen


Hem kulak olup dinleyen
Ve izan olup anlayan
Sensin , ey güzel Allah’ım!

Diz olup ayakta tutan


Kalp olup , göğsümde atan
Ruh olup beni yaşatan
Sensin , ey güzel Allah’ım!

135
Ak olup göğsümden çıkan
Yaş olup , gözümden akan
Nâr olup ZEYNEB’i yakan
Sensin , ey güzel Allah’ım!

Zuhur Meydana çıkma görünme


Fail İşleyen , eden , yapan
İzan Anlayış
Nâr Ateş , od

Kim ki candan geçmez ise bize yar olmasın


Aru ırz ile gelüp aşıklara bar olmasın
Gam yekun aşık olan daim çeke gelmiş dürür
Doymayan dost derdine aşka giriftar olmasın

Derd uyutmaz rahat etmez gece gündüz aşıkı


Şol ki bülbüldür güle karşı nice zar olmasın
Zevki taatle kimesne hal i aşkı anlamaz
Talibi sadık isen belinde zünnar olmasın

Remzi Hakkı mahrem olmak değmenin karı değil


Kim dilerse aşk ile yar olsun ağyar olmasın
Zerrece aşk ödü kimde olsa yıkar varlığın
Aşk ödü ister ki Haktan gayrı hiç var olmasın

Cümle efkarın hürufun cem edip tevhid ile


Nokta-i Vahdette haşr ol gayrı efkar olmasın
136
Ey NİYAZİ hali aşkı herkese faş eyleme
Sırrı Haktır ana bigane haberdar olmasın

Zünnar : Papazların beline bağladıkları yapağıdan


kuşak veya ip
Remz : İşaret, sembol
Giriftar : Tutulmuş, yakalanmış

Yüzüm tuttum sana ya Hazreti Pir


Bu can kurban sana ya Hazreti Pir
Visalin gülüne divaneyim ben
Hu deyip gezerim ya Hazreti Pir

Cemalin nuruna pervaneyim ben


Yakarım sinemi ya Hazreti Pir
Yanarım aşkınla Narı Suzanda
Şikayet eylemem ya Hazreti Pir

İzhep emrinden sen geldin davete


Şanındır şefaat ya Hazreti Pir
Gezerim alemde canım yok tende
Sensin bu cisme can ya Hazreti Pir

Vasfın işittim çün arşı istiva


İlmin muhit oldu ya Hazreti Pir
137
Senin methinden aciz bendeyim
Vasfın kale gelmez ya Hazreti Pir

Budur TALİBİ’nin daim niyazı


Ayırma kapından ya Hazreti Pir

Visal : Yakınlaşma, kavuşma

Ver gönlünü fenaya, er sefayı bekaya


Can ile hem canane, Seyrane gel seyrane
İçip aşk badesini, ver vücudun varını
Gör o güzel yarini, Seyrane gel seyrane

Dinle Haktan güzel söz, kalmasın gece gündüz


Her tarafın olsun göz, Seyrane gel seyrane
Demem sana O, şu, bu olmayasın batıl gû
Erenlerin yolu bu, Seyrane gel seyrane

Ağyare olma bende, durma bu levs-i tende


Hak ile ol hep zinde, Seyrane gel seyrane
Aldın mı Hak nurunu, boya nurla kalbini
İç bekanın câmını, Seyrane gel seyrane

Kıldınsa Hak namazın, bil bu asrın imamın


Beyhude olmayasın, Seyrane gel seyrane
İşit Kur’an hitabın, anla Furkan nikabın
Kaldır kalpten hicabın, Seyrane gel seyrane

138
Kalbini sen eyle hoş, kalmayasın bunda boş
Aşk ile hep eylen coş, Seyrane gel seyrane
Devran seyri yapıyor, canlar buna bakıyor
Dest-i kudret yazıyor, Seyrane gel seyrane

Hakk’ı daim dinle, sem’i kalbinle inle


Seyranı kıl kalbinle, Seyrane gel seyrane
Seyranı bil bizledir, Hak ile beşerdedir
Can ile canandadır, seyrane gel seyrane

Bu gün sohbet bizim oldu , bize bizim diyen gelsin


Bu aşk zehrin seve seve , içübeni yudan gelsin

Kanâât hırkası içre , selâmet başımı çektim


Melâmet gömleğin biçtim , ârif olup giyen gelsin

Bu aşk meydanı içinde , çağırdım bir avaz itdüm


Müezzinlik bizim oldu , imâm oldum uyan gelsin

Bu ummanda delim türlü , güher vardır ele girmez


Akar rahmet suyu çağlar , gönül kirin yuyan gelsin

Ey dostlar işidün sözüm , dün itmüşem bu gündüzün


Yavı kılmışam kend’özüm , bu Hak yola giren gelsin

YUNUS miskin anı görmüş , eline bir divân almış


Alimler okuyamamış , bu ma’niden duyan gelsin

139
Kanaat Kabullenme ,kısmetine razı olma
Selâmet Emniyet , kurtuluş
Melâmet Meslek-iCelil-i, Muhammed’i peygamber
yolu
Ârif Bilen , vakıf , irfan ve marifet sahibi
Yavı kılmak Kaybetmek , yok etmek

Bir ulu şehirde tellallığım var


Ben tellalım pazar başım Ali’dir
Eksik olsam artık satsam gene kar
Ben tellalım pazar başım Ali’dir

Mezarda vermişim külli varımı


Tellala çıkardım şirin canımı
Lalü mercan ile cevher kanımı
Ben tellalım pazar başım Ali’dir

Bir rıza malıdır alıp sattığım


Üçler beşler kırklar pazar ettiğim
İmamı Caferden dükkan tuttuğum
Ben tellalım pazar başım Ali’dir

Hind, Yemen malını alıp satamam


Bu rıza malıdır ölçüp biçemem
Dükkanımı her nadana açamam
Ben tellalım pazar başım Ali’dir
140
Ledün ilmi derler şehrin adına
Dayanamadım lezzetine tadına
Metaimi koydum aşkın babına
Ben tellalim pazar başım Ali’dir

Viraneyem VELİ HALİL her dem Hakla pazarım


Tellal oldum şu alemde gezerim
Kudretten dükkanım kendim pazarım
Ben tellalım pazar başım Ali’dir

Nadanı terk etmeden yaranı arzularsın


Hayvanı sen geçmeden insanı arzularsın

Men arefe nefse hu fakad arefe Rabbehu


Nefsini sen bilmeden Sübhanı arzularsın

Sen bu evin kapusun henüz bulup açmadın


İçindeki kenz-i bi payanı arzularsın

Taşra üfürmek ile yalınlanır mı ocak


Yüzün Hakka dönmeden ihsanı arzularsın

Dağlar gibi kuşatmış benlik günahı seni


Günahını bilmeden gufranı arzularsın

Cüzün yeşil kabını yemekle tad bulunmaz


Zahir ile ey fakih Kur’anı arzularsın

Şerabı sen içmeden sarhoşu mest olmadan


Nice Hakkın emrine fermanı arzularsın
141
Gurbetliğe düşmeden mihnete sataşmadan
Kebap olup pişmeden büryanı arzularsın

Yabandasın evin yok, bir yanmış ocağın yok


Issız dağın başında mihmanı arzularsın

Bostanı bağı gezdim hıyârını bulmadım


Sen söğüt ağacından ummanı arzularsın

Başsız kabak gibi bir tekerleme söz ile


YUNUS leyin NİYAZİ irfanı arzularsın

Men arefe nefse hu fakad arefe Rabbe hu : Nefsini bilen


Rabbini bilir
Fakih : Fıkıh ilmini bilen, İslam hukukçusu
Gufran : Cenab-ı Hakk'ın günahları affedip örtmesi, rahmeti.
Nadan : Cahil, bilmez, haddini bilmez
Büryan : Kebabın bir nevi

El etek tâlibe , gönül yoludur


Ermek isteyenler , yol alır zirâ
Gönül hazinedir , cevher doludur
Heman gir , vakitler daralır zirâ

Bir müminin gönlü Beyt-i ilâhi


Hâk’tır o gönülün hâkim-i şâhı
Gönle girmeyenler mahrum vallâhi
Gönülden yer alan kazanır zirâ

Çek elin sivâdan yola gel hele


142
Varasın gitgide tâ ki gönüle
Gönülden yol gider Şah-ı Resûl’e
Bu yol Hakk’a dayanır zirâ

Gönle karşı hürmet bağlayan erler


Maksudunu tezce elde ederler
Bu yolu sür’atle gelip geçerler
Bunlar için menzil azalır zirâ

Bu Beyt-i İlahi açık tut ŞEMS’e


Tavaf devam etsin tâ son nefese
Bu manevi duygu sığarmı hisse
Hisden geçen yollar uzalır zirâ

Sivâ Gayri , başka , Allah’tan başka olan


Bilmem nideyim-Allah Allah-Aşkın elinden
Kande gideyim , Aşkın elinden-Hay Hay
Kande gideyim , Aşkın elinden

Meskenim dağlar-Alah Allah-Göz yaşım çağlar


Durmaz kan ağlar , Aşkın elinden-Hay Hay
Durmaz kan ağlar , Aşkın elinden

Kaddim yay oldu-Allah Allah-Bağrım nay oldu


İşim vay oldu , Aşkın elinden-Hay Hay
İşim vay oldu , Aşkın elinden
143
Dinle zârımı-Allah Allah-Kodum ârımı
Verdim serimi , Aşkın elinden- Hay Hay
Verdim serimi , Aşkın elinden

Vârım vereyim-Allah Allah-Kadre ereyim


Uryân olayım , Aşkın elinden-Hay Hay
Uryân olayım , Aşkın elinden

YUNUS ‘un sözü-Allah Allah-Doğrudur özü


Kan ağlar gözü , Aşkın elinden-Hay Hay
Kan ağlar gözü , Aşkın elinden

Kadem Ayak
Kadr Güç , kuvvet
Ser Baş , kafa
Çün bana mecnûn denildi dostumun Mecnûn’uyam
Ehl-i aklın aklı ermez bir acep divâneyem

Anlamaz ehl-i şeriât ilmimin bir katresin


Katremin katresi cihân , ben onun ummânıyam

Halk olunmazdan bu mahluk , Zât ile bir Zât idim


Zuhrumun hikmeti böyle , unsurun devrânıyam

Yok iken Hızr’ın nişânı , ilm idi Ledün bana


144
“Len terâni” ben demişim , âlemin sultânıyam

Aldı aklın külli varın , bu SELİM DİVANE’ nin


Varlığım külli onundur , ben onun burhânıyam

Divâne Deli, budala, akılsız, aşık, aşığın aşkına yenilip


kendine hakim olmaması
Zuhur Meydana çıkma, görünme
“Len terâni” Beni göremezsin. AYET.Araf-7/143
Burhan Kuvvetli , delil , ispat
Katre Damla
Umman Büyük deniz , deryâ

Nurundur görünen cümle eşyada –Allah / …2


Hak’dan gayrı ne var Elhamdülillâh-Hay şükürü billah
Sırrıdır bilinen cümle esmâda
Hak’dan gayrı ne var Elhamdülillâh-Hay şükürü billah

Vechini nice bin nikapla örttü


İnsan suretinde perde büründü…2
Ah- Yine her zerrede ayân göründü…2-Allah
Hak’tan gayri ne var Elhamdülillâh

Zât ‘ından Zât ‘ına tecelli kıldı


145
Esmâ ve sıfâtı zuhura geldi
On sekiz bin âlem nûr ile doldu
Hak’tan gayrı ne var Elhamdülillâh

Gark olur nûruna dideler anın


Açıktır kullara yüzü Sultânın
Ol yâri gör HAKKI dide-i canım
Hak ‘tan gayri ne var Elhamdülillâh

Esmâ İsimler , adlar


Elhamdülillâh Allah’a hamd olsun
Vech Yüz , ön, alın , sebeb , ilgi
Nikab Perde
Zerre Atom molekül , çok küçük parça
Ayân Açık , seçik , belli
Tecelli Görünmek , belli olmak
Zuhur Meydana çıkma , görünme
Gark Batma , boğulma
Dide Göz
Cihanda aldanıp kalma , ki ömrün payidar olmaz
Eser bad-ı ecel bir gün , bu fırsat bi karar olmaz
Döner çark-ı felek durmaz geçer eyyâm ile demler
Bekası yok durur ahir cihan insana yâr olmaz

Uyandır zikr ile kalbin , ana gayri şifa olmaz


Siler kalbini pâk eder , kaçıp ondan kilâp olmaz
Hakikât hicretin tevhid ile abd-i münib ol sen
Edersin kendini itlâk diğer türlü azad olmaz

Yetiş ey Pir Muhammed Nur , hakikat gömleğin giydir


Ledünni ilmine mazhardan özge bahtiyar olmaz
Çıkar dünyayı kalbinden bu âlemde boşa yanma
146
Geçip cümle sivâdan hem ki Hak’tan gayrı dost olmaz

Vücudun varlığın RUHİ emin bil cümle evhamdır


Dahi ağyarı yâr etsen , hayalette vücud olmaz

Payidar Kalıcı , kalımlı , sağlam , sürekli


Bad Yel rüzgar, hava
Eyyam Günler , gündüzler
Dem Soluk , nefes , an , vakit , zaman , kıvam , kan
Beka Devamlılık , ebedilik , ölmezlik , salikin
fenadan (yokluktan) sonra ulaşacağı mutlak varlık alemi
Abd Kul
Münib Azgınlığı bırakıp tanrıya yönelen
İtlâk Bağlama , asma , salıverme , koyuverme
Mahzar Zuhur yeri , görünüş yeri
Ledün Gayb ilmi , Tanrısal hikmet
Siva Allah’tan gayrı , başka
Evham Vehim , kuruntular
Ağyar Yabancılar
Aşk asumanında eyleriz pervaz
Biz nur-u cemalin müptelasıyız
Genc-i pinhandan keşfeder dil râz
Sırr-ı künt ü kenzin aşınasıyız

Meyletmez gönlümüz fikr-i taklide


Her zaman mailiz sırr-ı tecride
Olmuşuz mazhar-ı nur-u tevhide
Misbah-ı Hüdâ’nın incilasıyız

Gelmişiz dehre suret-i insan


Gizlidir dilde mühr-ü Süleyman
Her şeyin aslı bizdedir ey can
Biz Besmelenin sırr-ı basıyız
147
Hamdülillah mazharız genc-i mesture
Kalb oldu kalbimiz gülşen-i nura
Girmişiz Hakk ile Beyt-i mamura
Ka’be-i tevhidin reh nümasıyız

Bize kondu genc-i tılsım-ı esma


Bizdedir cevher-i sırr-ı müsemma
Gönlümüz olmuştur arş-ı mualla
Esrar-ı vahdetin biz amasıyız

Aşk-ı Hakk’tan başka sohbet etmeyiz


Ağyarla asla ülfet etmeyiz
Sultan-ı cihana minnet etmeyiz
Şeyh-ül Arab’ın biz gedasıyız

Anlaşılmaz sırrımız LÜTFİ laf ile


Benzemez nurumuz necm-i afile
Nazilsek ne var arz-ı safile!
Kaf-ı dil mülkünün biz ankâsıyız

Asuman :Gökyüzü , sema Pervaz:Uçuş uçmak Raz: Sır


Geda: Dilenci , fakir , kimsesiz , köle
Tecrid Nefsi masivadan ayırarak Hakk’a teveccüh
Necm-i afil Batan , yok olan yıldız
Ver gönlünü Mevlâ ‘ya Çıkar pend-i gûşundan
Düş ateş-i sevdaya Haber al can kuşundan
Uçup erdi belâya Bahr-ı vahdet cûşundan
Seyrâne gel seyrâne Seyrâne gel seyrâne

Aşk şarabından durma iç Hak sözünü dinle sen


Erken diye kalma geç Hak dili ile söyle sen
Bu tac-ı hırkadan geç Biri iki görme sen
Seyrâne gel seyrâne Seyrâne gel seyrâne

148
Melâmete gel bürün Berdâr ol zülf-i yâre
Topraklara hep sürün Dertlerine bul çare
Hereklerde hep görün Beyhude yanma nâre
Seyrâne gel seyrâne Seyrâne gel seyrâne

Dinle mürşid sözünü Aç gözünü olma kör


Hakk’a döndür yüzünü Dervişleri görme hor

Sende anla özünü Divâne sen olma dûr


Seyrâne gel seyrâne Seyrâne gel seyrâne

Sil gönlünden sivâyı


Dost ile bul tenhâyı
Boş durma ey SEZAİ
Seyrâne gel seyrâne

Melâmet Meslek-i Celil-i Muhammed,Peygamber yolu


Herek:Asılan bitkilerin sarıldığı sırık Mürşid: Hak yolunu
gösteren olgunlaştıran Seyran : Gezen , yürüyen ,bakıp
seyretmeler Pend: Öğüt nasihat
Gûş Kulak Cûş Kaynama coşma
Berdâr Asılan asılmış
Siva Allah’tan gayrı , başka , gayrı
Dûr Uzak
Seza Layık , uygun
Gir kamil gönlüne cennet dilersen
‘’Fedhuli’’ buyurdu Kur’an içinde

Ol huma pervazın sayesinde dur


Naili refah bul irfan içinde

‘’Men reani’’ çün buyurdu ol Resul


Gör ne cevher var bu saadet içinde
149
Oku ezber ilmi ledün dersini
Hikmet tulu etsin vicdan içinde

Mürşide bende ol Hakkı seversen


‘’Fettebiüni’’ dedi Kur’an içinde

Seb’al mesan dersidir tevhid


Fatiha okundu Mushaf içinde

Sözlerime kulak tutan aşıklar


Arif olur onlar akran içinde

FEHMİ sana ilmi hikmet vehbidir


Berkurur irfan gönlün içinde

Fedhuli : Nefsi mutmainneye sahip olana emirdir


Huma pervaz : Yüksekten uçan mürşid
Naili refah : Saadete ulaşan
Hikmet : Bilinmeyen gizli noktalar
Tulu etmek : Doğmak

Yandım ebedi hüsnüne meftun olarak……2


Kâr etti dilin ruhuma efsûn olarak……2

Sor hali perişanımı saysın geceler……2


Geldim kapına kaç kere meftûn olarak……2

Yandım , yandım , hüsnüne meftûn olarak……2

150
Kahr eyleme ey sevgili şad eyle beni
Görsem bir kere ne çıkar memnun olarak

Etmek mi muradın beni ser mest-i harab


Ta haşre kadar böylece Mecnûn olarak

Yandım , yandım , hüsnüne meftûn olarak……2

Hicrâna boyandı yanarak âhım ile


Dost bahçesinin gülleri dil hûn olarak

Kıl ÂRİF ‘e bir lahza nazar lûtf ile sen


Al canımı emrine merhûn olarak

Yandım , yandım , hüsnüne meftûn olarak


Yandım , yandım , hüsnüne meftûn olarak
Süleyman Arif Emre

Ebedi :Sonsuz , ölümsüz , sonsuz gelecek zaman Hüsn


Güzellik , yüz güzelliği , iyilik , yüz Meftûn: Büyülenmiş ,
vurgun, tutkun Kâr: iş , kazanç Dil Gönül, yürek , kalb
Kahr : Zorlama , ezme , mahvetme , batırma Şad:Sevinçli ,
neşeli , memnun Sermest: Sarhoş , hazla kendinden geçmiş
Hicran :Ayrılık , ayrılık acısı , unutulmaz acı Dil hûn: İçi kan
ağlayan Lûtf: İyilik , güzellik , iyi davranış Merhûn: Ödünç
alınan bir şeye karşılık , garanti olarak verilmiş , belirli bir
zaman , bir şeye bağlı
Ariflerde ar olmaz , Hiç bir şeyden kâhr olmaz
Kâhrı lütfu bilmeyen , Hiç bir dem rahat olmaz

Hak diyen gafil olmaz , Siler kalbin kir kalmaz


Kişi nefsin bilmezse , Ol Hakk’a arif olmaz

Çağır Allah’ı seste , Allah de her nefeste


151
Can bülbülü kafeste , Ötmeyince şâd olmaz

Severim seni candan , Hiç çıkarmam gönlümden


Sana inanmayanlar , İmanı Kâmil olmaz

Senden gayri yok mabet , Kıblem sensin her cihet


Huzurum ilel’ebed , senden gayrı yâr olmaz

Geldim Vahdet ilinden , Zevki gitmez gönlümden


Ben bir garip bülbülüm , Kimse bana yâr olmaz

Ben FEHMİ’yim âr etmem , Kuş gibi karar etmem


Bu kafesten uçarım , Hiç beni gören olmaz

Ârif Hakk’ı görerek tanıyan


Ar Utanma , utanacak şey
Kahr olma Üzülme
Kahr-Lütuf Üzüntü – Sevinç
Gafil Bilgisiz , Hakk’tan uzak
Şâd Sevinçli , neşeli
İmanı kâmil Olgun inanç
Mabet İbadet edilen yer
Kıble Yönelecek yer , istikamet
İlel’ebed Sonuna değin , sonsuza kadar
Gayrı Başka , diğer , yabancı
Yar Dost , sevgili Vahdet Birlik ,teklik
Gel gel yanalım ateş-i aşka
Şule verelim ateş-i aşka
Ey padişahım çoktur günahım
Yanmaktır kârım – Allah – ateş-i aşka

Fahr-i Cihansın Mustafa, Günden ayansın Mürtezâ. 2

152
Evvel aldandım pek kolay sandım
Kat be kat yandım ateş-i aşka
Vârın verenler dosta gidenler
Yandım erenler – Allah – ateş-i aşka

Fahr-i Cihansın Mustafa, Günden ayansın Mürtezâ. 2

Aşk ehli ölmez yerde de çürümez


Yanmayan bilmez ateş-i aşka
SEYYİD NESİMİ terk etti resmi
Yandırdı cismi – Allah - ateş-i aşka

Fahr-i Cihansın Mustafa, Günden ayansın Mürtezâ. 2

Şule : Ateş, alev Varın : Varlık, yokluğun huzuru

Hacı Arif Bey

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Ah – Vücud ikliminin sultanısın sen ………2


Efendim derdimin dermanısın sen …2
Bu cismi nâtüvânın cânısın sen…….2
Efendim derdimin dermanısın sen….2

Zümre-i ehl-i Melâmet dersi Hak’tan aldılar


Zevklerine yok nihayet çünkü Hay’dan aldılar

Reyn-i kalbi ettiler pâk darbi zikr u fikr ile


Kıyl u kalden geçtiler hep Hubbu fillâh aldılar

153
Nefsi hiçe saydılar kim fail Allah bildiler
Gamze-i cilve-i mahbubdan atâlar aldılar

Her sıfat-ı mevsufu Mutlâk’a nispet ettiler


Ol cemal-i şems-i enverden tenevvür aldılar

Çün vücud-u Hakk’a mazhar zatına mahvoldular


Havf-ı mevtten kurtulup Hay Layezâli aldılar

Bir adem şehrine nispet varlığı selbettiler


Kaf âdemde cismi yok bir şekli Anka aldılar

TALİBİ Fahri Risalet fakrı tercih ettiler


Fakr ile fahreyleyenler yokluğa var aldılar

Zümre-i ehli melamet : Melâmiler Hay : Diri, canlı, yaşayan Reyni


kalb : Gönül kiri Pâk : Temiz Darbi zikir : Açık yapılan zikir
Darab-i zikir : Daimi zikir Kıyl u kal : Dedikodu Hubbu fillah :
Allah sevgisi Fail : Yapan, işleyen Atâlar : Hediyeler Gamze-i
cilve-i mahbub : Sevgilinin nazlı göz kırpması Mevsuf u Mutlak :
Hak Tealâ Şems-i Enver : Işık saçan güneş Tenevvür : Nurlanma,
ışık Havf-ı mevt : Ölüm korkusu Vücud u Hakk’a mazhar : Hakk’ın
varlığının göründüğü yer Hay Lâyezal : Bitmeyen dirilik Selbetme :
Kaldırmak Adem şehrine nispet : Yokluk ülkesine bağlanarak
Kaf âdem : Var olmayan Kaf dağı Şekl-i Anka : Kaf dağındaki
Anka kuşunun benzeri Fahr-i Risalet : Hz. Muhammed ( s.a.s.)
Fakr : Yoksulluk, variyetten feragat Fahreylemek : Övünmek,
şereflenmek
Şer-i paki Ahmedi’de ilmi ledün gizlidir
Bir sadeftir ol kim anda dürrü yekta gizlidir

Aşıkın dün ü gün fikri mahbubunu zikreylemek


Gönlünün her köşesinde hubbu Mevlâ gizlidir

154
Ehl-i istitlâle sun’un varlığına bir delil
Arifin her gördüğünde bir görünen gizlidir

Hep celalin perdesidir oldu zahide nikap


Gördü aşıklar celalinde cemalin gizlidir

Cümle alem bir âlamettir delil evsafına


Varlığın bu varlığın hem sayesinde gizlidir

Vaslına azmeyleyen pervaneye yanmak nedir ?


Aşığa nâr-ı sûzanda bağ-ı canan gizlidir

Hüsnüne meftun olan Mecnun’ları kimler bilir


Evliyadır taht-ı kubab da o canlar gizlidir

Hüsnünün mefhumu alem, metni insandır hemen


Künh ü Zât’ı hem sıfat-ı Rahman anda gizlidir

Mevc-i Zât’ındır vücudum katresi bunca sıfat


Katrenin her zerresinde bahr-ı umman gizlidir

Mazhar-ı tam oldu insan mir’atı numayı Hak


Beyt-i Hak’tır kalbi anın anda Allah gizlidir

Tal’atin ihsan buyurdun FEHMİ’ye her zerreden


Bir şuhudi zevktir ol akl u hayalden gizlidir

Şer-i paki Ahmedi : Hz. Muhammed’in (s.a.s.) temiz yolu


Dürrü yekta : Eşsiz inci Şuhudi : Görerek yapılan
Ehl-i istitlâl : Hakk’ı varlığını delille ispatlayanlar
Sun’ : Sanat, kainat, iş Celâl : Yakıcı yüz Zahid : Kendini sırf
ibadete veren Cemâl : Gül yüz Taht-ı kubab : Kubbelerin altı,
yeryüzü Tal’ât : Doğuş, tatlı yüz

155
Ehl-i irfan mektebinde vasl-ı canân olmuşum
Meslek-i rah-i fenâda zevk-i umman olmuşum
Çün buyurdu Fahr-i Alem ‘’Men arefe nefse Hû’’
Suret-i âlem içinde ayn-i mana olmuşum

Mezhep ile din diyanet cümle varlıktan geçip


Cismi nasut, Ruhu lahut mezheb-i Hak olmuşum
Ehl-i aşkın hep nidası ilm-i hikmet mahz-ı nur
Bâb-ı tevhid-i Ali’ye, şehr-i irfan olmuşum

Pir’e ülfetten murattır sen seni bilmek için ,


Rehberim Pir Muhammed Nur, Ali Haydar olmuşum
RUHİ’ya mazhar zuhurda Hakk’ı görürsün ayan
Hem Melâmi zümresinde ehl-i kemâl olmuşum

İrfan : Tanımak, bilmek, Hakk’ı tanımak, Tanrı vergisi ile


bilinen bilgi Vasl : Ulaşma, varma, kavuşma
‘’Men arefe nefse Hû fekad arefe Rabbe Hû : Nefsini bilen
Rabbini bilir. Hadis
Nasut : İnsanlık alemi, mahlukiyet
Lahut : Uluhiyet alemi, yücelik alemi
Mahz : Katkısız, saf, halis, sırf, yalnız
Ülfet : Görüşme, konuşma, kaynaşma, dostluk
Mazhar : Bir şeyin görüntüye çıktığı yer, zuhur yeri
Zuhur : Açığa çıkma, zahir olma, görünme
Ayan : Görünüşler, belli, açık seçik

Reşat ÖZPİRİNÇÇİ PUSELİK Erdinç ÇELİKKOL

Dost bezmini olsun dileriz her gece vâki … 2


Alemde muhabbet kalacak bizlere bâki ….. 2
Doldur yine peymâneyi mey sun bize sâki… 2
Alemde muhabbet kalacak bizlere bâki……. 2
156
Nuş ettim badeyi Pirim elinden
Lezzetin misali Kevser’de meğer
Aşkının şarabı mestan eyledi
Onun beyhuşluğu tahûrda meğer

Gönülden okudum aşk kitabını


Anladım fıkıhın her sevabını
Okudum çün ilmin yedi babını
Böyle ikrarım veririm meğer

Besmele şerife beda eyledim


Yedi ayetini ezber eyledim
Ehl-i sülûk için ayan eyledim
Himmet-i mürşidin rahıdır meğer

Yedi ayet bunda isbat olundu


Üçü batın, dördü zahir denildi
Muhammed Ali’den tasdik olundu
Tarik-i müstakim rahıdır meğer

Selâse Besmele taksim olundu


Er-Rahimu ilmel yakîn bilindi
Er-Rahmanu aynel yakîn bilindi
Bismillâhi Hakkal yakîndir meğer

Münafık bu söze Lâ deyip geçer


Cevahir sözümü kara pul eder
Furûhat eylese mangıra satar
Onun aldangıcı unsuran meğer

Ehl-i akıl bunda idrak eylemez


Men aref’ten dersi almayan bilmez
TALİBİ bu sözü kendinden demez
Lisân-ı Hak ile söyledi meğer

157
Beyhuş : Baygın Tahûr : Tertemiz içki, temizleyici Beda eyleme :
Başlama Selâse : Üç Furûhat : Pazarlık, satma Ehl-i akıl : Akılda
kalanlar‘’Men arefe : Kim nefsini bilirse. Nefsini bilen Rabb’ini bilir.
Ya Rabbi beni ağyare saldırma
Bu’d fırkatın narına yandırma
Mutad et kalbimi zikrinle daim
Uyandır nevm-i gaflete daldırma

Bad-ı sehar-ı aşkını kalbimde


Estir erisin ol şirk-i hafiye
Şems-i hakikatin tığını saldır
Açılsın marifet gülün soldurma

Özümü özünden olduğun bildir


Sözümü sözünden olduğun bildir
Emrazı a’veri gözümden kaldır
Biri bir göreyim iki sandırma

Hadisi kutsinde kim buyurdun sen


Sevdiğin kuluna hep verirsin sen
Gözünden görmeye göz olursun sen
Bu zümre kullardan beni ayırma

Sehab-ı cehlimi kaldır aradan


Nuri irfan ziya salsın her yandan
Göreyim Cemal’in ben, ben olmadan
Gözümü serab-ı zılle kaydırma

Vaslına muhabbet nimettir bana


Birliğe ulaşmak izzettir bana
Hicab-ı cenneti set çekme bana
Huri gılman ile beni kandırma

Mahvedip FEHMİ’yi mahzı Zât eyle


158
Bekâda baki kıl izz ü cah eyle
Cemâlin keşfedip dil küşat eyle
Hicr ile berzahta beni durdurma

Sehab : Bulut, sis Mutad : Alışılagelmiş


Emrazı a’ver : Şaşılık hastalığı, biri iki görme
Hicap : Perde, Hak sevgisi ve bilgisinde insana engel olan bağ
Mahzı Zât : Yalnız zat, Zât-ı İlâhinin tâ kendisi
Ey hocam benim sualim çoktur
Aradım müşkülüm halleden yoktur
İşittim seni alim dediler
Alemde nam ile şöhretin vardır

Namazda kıyam huzur-u Hak ise


Muhit ve muhatap var mı bir kimse
Kimedir huzurun görmedin ise
Huzursuz namazın encamı yoktur

Ahkâm-ı şer’iye cümlemize farz


Elimizde asa başımızda taç
Beş vakit namazdır mü’mine mi’raç
Bu derde bir deva bulacak yoktur

Ne rumuz Musa’nın Tur-i Sina’sı


Yunus’un girdiği balık kursağı
Hazreti İsa’nın göğe çıkması
İdris’in cennette kalması nedir

Nedir Eshab-ı Kehf’in mağarası


Zülkarneyn’in iki yakın manası
Şark ile garba gitmenin esası
Bu remzin hakikat hikmeti nedir

Lokman’a tabiblik eyledi ihsan


Eyyûb’a sabr ile verildi derman
159
Yusuf’u tenezzül eyledi sultan
Yakub’un kör olma hikmeti nedir

Süleyman kuş dilin bilirdi tamam


Emrine musahhar idi hep cihan
İbrahim’i yakmayan ol ateş heman
Nuh kavmin gark eden ol tufan nedir

Mademki mevcuttu Allah her yerde


Muhammed niçin çıktı göklere
İnsanın gözünden kalkarsa perde
Tanrı görünmeyen bir taraf yoktur
FEHMİ’nin müşkülü çoktur sayılmaz
Bu sırrı meydana koyan bulunmaz
Kur’an’da ol yedi mesân bilinmez
Besmele üç isim manası nedir

Huzur-u Hak : Hakk’ın huzuru, önü Muhit : Çevre Muhatap : Söz


söylenen kimse Encam : Son gaye Ahkam-ı şer’iyye : Dinimizin
emirleri Musahhar : Emrine verilme, amade Gark etme : Bol bol
verme Tenezzül eyleme : Alçak gönüllü yapma Yedi mesan :
Fatiha suresindeki 7 ayet

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Geçtim mülkü fenadan Gönlüm Allah’a döndü
İçtim âb-ı bekâdan Gönlüm Allah’a döndü

Kalbim sazı çalıyor Ruha neşe veriyor


Cümle aza Hak diyor Gönlüm Allah’a döndü

Ben aşığım ezelden Ta Elestü bezminden


Ol dem Belî dedim ben Gönlüm Allah’a döndü

Terk ettim ben izzeti Buldu gönlüm zilleti


Nidem gayrı devleti Gönlüm Allah’a döndü

160
Ben bir sultan kuluyum İlm-ü irfân doluyum
Bildim ki ben fâniyim Gönlüm Allah’a döndü

Oldum bir Pir’e bende Etti beni perverde


Kalktı aradan perde Gönlüm Allah’a döndü

Ben FEHMİ’yim üftâde Bunda geldim irfâne


Ko desinler divâne Gönlüm Allah’a döndü

Mülkü fena : Dünya Âb-ı beka : Ölümsüzlük suyu Elestü bezmi :


Rabb’ımızın ‘’Ben Rabbınız değil miyim’’ dediği an İzzet : Yücelik,
değer, güçlülük Zillet : Alçaklık, aşağılık Devlet : Ululuk, zenginlik,
saadet, talih Bende : Köle, bağlanmış Perverde : Eğitilmiş,
büyütülmüş Üftâde : Düşkün, biçare, aşık

Dü cihanın fanûsudur Hû isminin aşıkları


O fanusun envarıdır İlm-i tevhid meslekleri
Zevk u fena matlupları Hak ile dolu kalpleri
Gavsül Âzam hüd hüdleri Kutbul Aktap bülbülleri

Cennetin bağ-ı gülleri Buldular Edna merkezi


Meslek-i alâ hedefi Kâluda dediler belî
Kapladı bahr-i hüviyet Meslek-i nini nübüvvet
Ali Hak sırr-ı fütüvvet Seyri sefer kıldı anlar

Kerbelâ’da düştü başlar Menzilimiz Yemeniler


Nur-i tarikat pirleri Seyri süluk erkanları
Şehr-i hakikat erleri Erdi Zât’ın üryanları
Nokta okur arifleri Bu asrın Melamileri

Edep erkan ile lazım Erenlerle bile daim


Gönüller Hak ile kaim Bahr-i vücüb bahr-i imkan
Kesrette vahdeti bulan Lâ mekan ilinde sûkkân
Okurlar daima Kur’an Meslek-i Resûl’e kurban

161
Mirâc-ı Nebide her an Zikr-i daim kalplerinde
Nur-i tevhid zevklerinde Hep Tur-i Musa dağında
Şeyhül Arap cümleye Pir Gelmedi misli ancak bir
Lisan hep Lâilahe der RUHİ Rabbena zalemna

Kur’an der İnna aredna Zenbi vücud kad fetehna.

Fanus : Süslü fener, cam kab Envar : Nurlar Hû : Allah,


Allah’ın bilinen ve bilinmeyen isimleri Matlub : İstenilen,
alacak, ödünç verilmiş Edna : En aşağı, en altta, pek az
Hüviyyet : Öz, kimlik, gayb alemindeki hakikat Nübüvvet :
Nebilik, peygamberlik Fütüvvet : İyi geçim, ihsan, gençlik,
delikanlılık, yiğitlik Vucüb : Varlığı lüzumlu olup bırakılması
mümkün olmayan İmkan : Varlığı mümkün Rabbenâ : Ey
bizim Rabbimiz Seyrü süluk : Tarikata girip yol alma durumu

Hakk’ın veli kulları, istikamet yolları


Zevk ve irfan illeri, erenlerin halveti
Bedri münir pirleri, Nur u tevhid zevkleri
Hoş kılar gönülleri, Nur u tevhid zevkleri

İçeri bak nuri dil, evham ve hayal değil


Gözle görülmez bu il, Nur u tevhid zevkleri
Nur-u hak’tır bu zikir, her nefes ile fikir
Aşığı eder dilgir, Nur u tevhid zevkleri

İçine ateş atar, nefsin hevasın yakar


Vücudu fani kılar, Nur u tevhid zevkleri
Tevhid ile doldurur, gafletten uyandırır
Zevk ile vicdan tandırır, Nur u tevhid zevkleri

İçer tevhidi Zülal, yakar vücudu Celal


Serteser ehl-i kemal, Nur u tevhid zevkleri
Bu yol erenler yolu, yürü sen Hakk’a doğru
Kalbi paktan içeri, Nur u tevhid zevkleri
162
Kâlû belâ sırrı bu, ilmü ledün dersi bu
Levh u mahfuz remzi bu, Nur u tevhid zevkleri
Az yedirir bil anı, geçirir iyn ü anı
Mahfeder cism-i canı, Nur u tevhid zevkleri

Fenâ-i tam yolları, bekâ-i Zât illeri


RUHİ kalbe yüzleri, Nur u tevhid zevkleri
Veli : Allah’ın sevgilisi olan kimse, evliya, Allah’ın ismi
İrfan : Bilmek, tanımak, Hakk’ı tanımak Halvet : Yalnız kalma,
tenhaya çekilme, dost ile baş başa kalma Nefs terbiyesi için
yalnız kalma Bedr-i Münir : Parlak ay
Dilgir : Kırgın, gücenik Tevhid : Birlemek, Allah’ın birliğini
bilme ilmi Evham : Vehimler, kuruntular Serteser :
Baştanbaşa Kâlû belâ : Allah’la kullar arasında yapılan
sözleşme. Belî (Evet) dediler- Ayet
Levh u mahfuz : İnsanlar, yaratıkların hakkındaki bilgilerin var
olduğu korunan kitap
Remz : İşaret, işaretle ve kapalı şekilde söylemek
Hamdülillah ilm ü irfan feth-i bab oldu bu gün
Kevser-i tevhidi bunda içtiler ihvanımız
‘’Mare meyte izre meyte’’ remzine agah olup
Aşk-ı umman bahrına hem daldılar ihvanımız

Alem-i mülkü fenaya ettiler çün rihleti


Vasıl-ı billah makamın buldular ihvanımız
Kat-i menzil-i meratip oldu cümle aşikan
Kalbleri zevk ilm-ü irfan doldular ihvanımız

Bunca ekmeller gelüptür rah-i aşk meydanına


Pertev-i nur-i ziyayı aldılar ihvanımız
Didelerden perde’yi isniyyeti ref eyleyip
‘’Semme vechullaha’’ nail oldular ihvanımız
163
Rüyet-i Hak münkeri hiç olma gafiller gibi
Vech-i Hakk’ı çeşm-i Hakk’la gördüler ihvanımız
Mekteb-i irfanda tahsil eyle daim RUHİ’ya
Sırr-ı vahdetten sebaka erdiler ihvanımız

Bab : Kapı, bölüm Kevser : Cennet’te bir havuz, akar su


‘’Mare meyte izre meyte’’ : Sen atmadın Allah attı – Enfal
Suresi 8 – 17 Fail Allah olur. Agah : Bilgili, haberli, uyanık
Rihlet : Göçme, göç etme Meratip : Mertebeler, rütbeler
Ekmel : En mükemmel Pertev : Işık, parlaklık
Dide : Göz Ref etmek : Kaldırmak, geçersiz kılmak
Rüyet : Görme, görülme, araştırma Nail : erişen, kavuşan
Münker : Haram, günah, Dince yapılması hoş görülmeyen
Gafil : Dikkatsiz, ilgisiz, Hak’tan ilgisiz
Vech : Yüz, çehre
‘’Semme vechullah’’ : Ne yana dönerseniz Allah’ın yüzü
oradadır – Ayet Bakara 2 – 115
Çeşm : Göz Vahdet : Birlik, yalnızlık, teklik
Sebak : Ders
Kün emri ile oldu cihan, Gelsin bir hoşça yanalım
Muhabbetle doldu cihan, Gelsin bir hoşça yanalım
Muhabbetten kaçan insan,O’dur münkir ve hem şeytan
Muhabbet isteyen can, gelsin bir hoşça yanalım

Pir’imiz Muhammed Nur, Cümleye hem hoş bir nur


Onu görmeyen hem kördür, Gelsin bir hoşça yanalım
İmamımız kümmel-i Şah, Cümleye oldur Şehin Şah
Hem ismi Abdürrahim Şah, Gelsin bir hoşça yanalım

Ezel bezmin açan insan, İhvanları hem doyuran


El Hak bu gün melamiyan, Gelsin bir hoşça yanalım
Arif-i billah olanlar bildi, hem nedir erenler
Cahil nadanı neylerler, Gelsin bir hoşça yanalım

164
Sema-i tevhid-i canan, Aşk derdi ile kat be kat yan
Seyr ü visal isteyen can, Gelsin bir hoşça yanalım
Musa gibi Tur’da duran, İsa gibi seyran eden
Fena ile beka bulan, Gelsin bir hoşça yanalım

İbrahim gibi sende yan, Mahv edesin ten ile can


Hak yoluna canın kıyan, Gelsin bir hoşça yanalım
Bunda heman RUHİ gel yan, Zikredelim Hakk’ı her an
‘’Fezkurûni’’ dedi Kur’an, Gelsin bir hoşça yanalım

Kün : Ol emri – Ayet, Allah’ın Ol emri Münkir : İnkar eden,


Hakk’ı kabul etmeyen Kümmel : Kamiller, olgunlar
Şehin şah : Şahların şahı Billâh : Tanrı adına, tanrı için
El Hak : Hakikaten, doğrusu
Ezel bezmi : Öncesi olmayan meclis
Nadân : Bilgisiz, cahil
Fenâ : Yokluk, ortadan kalkma, kulun fiilini görmemesi hali
Bekâ : Devamlılık, ebedilik, ölmezlik, salikin fenadan
(yokluktan) sonra ulaşacağı mutlak varlık alemi
‘’Fezkuruni ‘’ : Beni anınız. Ayet Bakara 2 – 152

Sen ol Resul-i Nur-i Zat-ı Kibriyasın Ya Hüseyn


Nesl-i pak-i Şah Aliyyül Mürteza’sın Ya Hüseyn
Enbiyalar serfirazı tahtıgahındır senin
Hadim-i kümmel cilvegah-ı evliyasın Ya Hüseyn

Bab-ı Haydar, Ehl-i Beyt olanların menzilidir


Alem-i tavas-i kuds-i Lâ Mekansın Ya Hüseyn
Din-i tevhid hicret-i ezher cihet hem farz-ı ayn
Hubb-i Ehli Beyt olan cana likasın Ya Hüseyn

Aşıkanın zenbihi mahv eyliyor Rabb-i Resul


Ciğerin yaş, bağrın kane boyandı Ya Hüseyn
Rah-i Peygamber rizayı Hak’ta sen kurban idin
165
Mahz-i Kur’an lübb-ü mânâ Kerbela’sın Ya Hüseyn

Batnium melunidir ol Vech-i Hakk’ı görmedi


Kalb-i merdan-ı sefaya rehnümasın Ya Hüseyn
Ruh-i din dürdaneyi cevher serildi yerlere
Arsayı alemde pâk-i Kerbela’sın Ya Hüseyn

‘’Bidatın minni’’ buyurdu Fahri âlem şanına


Şah-ı Kevneyn dürrü pak-i Mürteza’sın Ya Hüseyn
Hep erenler sundular matem şarabın camu
RUHİ geydi eğnine matem libasın Ya Hüseyn

Kibriya : Allah’a mahsus büyüklük, Allah, Tanrı Serfiraz : Başlar


üstünde, başından yüksek Hadim : Hizmet eden, hizmetçi
Kümmel : Kamiller, evliyalar Cilvegah : Naz yeri, görünme yeri,
belirme yeri Hicret : Göçme, Peygamberimizin Medine’ye göçü
Ezher : Pek parlak, ak pak Farz-ı ayn : Her müminin mutlaka
yapması gereken vazife Hubb : Sevgi, bağlılık Zenb : Suç, günah
Lika : Yüz, çehre, kavuşma Mahz : Katkısız, saf, halis, sadelik Lüb :
İç, öz Batn : Soy, sop Reh nüma : Yol gösterici, kılavuz, rehber,
önderKevneyn : İki alem
Ve ‘’Nahnü akreb’’ buyurdu Çalab
Şad etti dili feth oldu kulûb
Arif olana Hak oldu Habib
Pir Muhammed’in aşıklarıyız
Vahdet gülünün bülbülleriyiz

Pir aldı bütün nur etti bizi


Aşk badesiyle mest etti bizi
Seyyidül Arap çün etti zuhur
Açıldı zülem kalmadı fütur
Aşıklarına Hak oldu huzur

Pir Nur Muhammed bastı kademi


Tevhid-i zülal şerab-ı safi
166
Nura boyadı kalb-i selimi
Pir kutb-u cihan ba’s oldu Resul
Beyt-ul Harem’e ettirdi duhûl
Uşşak-ı bu da Hak oldu vusûl

Sultan-ı Melâm arifleriyiz


Fedaî İmâm aşıklarıyız
Seyyid-ül Enam var yoklarıyız
RUHİ sana Hak kılmaz mı ayan
Lütf eyler ise İmam-ı dü Cihan
Anden saçılır cennet-i irfan

‘’Nahnü akreb ‘’ : Daha yakınız – Ayet. Kaf 50-16 Uşşak : Aşıklar


Şad : Neşe, sevinç Zulem : Haksızlık, karanlık, adaletsizlik Kulûb :
Kalbler, gönüller Zuhur : Ortaya çıkma
Futûr : Şüphe, zan Selim : Kusursuz, sağlam Huzur : Rahat,
büyüklerin yanı, hazır olma Kadem : Ayak, adım Duhul : İçeri girme
Ba’s : Peygamber etme, gönderme, diriltme, yaratma Vusûl :
Varma, erişme Ayan : Açık seçik, belli, ortada Seyyid-ül Enam :
Halkın ulusu, Hz.Muhammed
Enam : Bütün yaratıklar

Gaflete dalma de Allah, Allah


Hakkı unutma de Allah, Allah
Geç bu kibirden dinle Kamil’den
Daim dilinde de Allah, Allah

Kalbin uyansın, elin çalışsın


Dilin alışsın de Allah, Allah
Uyma nefsine, düşme eline
Şükret haline de Allah, Allah

Cihat eyle Hakk’a düşünme başka


Dal cezb-i aşka de Allah, Allah
Fırsat elinde Hak mevcut sende
Her dem gönlünde de Allah, Allah
167
Kabre girerken melek sorarken
Hesap verirken de Allah, Allah
RUHİ huzurda, terazi mizanda
Sırat üstünde de Allah, Allah

Gaflet : habersizlik, boş bulunma, Hak’tan ayrı kalma


Kibir : Büyüklük taslama, yüksekten bakma
Cezbe : Bir duygu ve inançla kendinden geçme, coşma
Huzur : Hazır olma, ön, büyük kimselerin yanı

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Gönül nedir bilene gönül veresim gelir


Gönül veresim gelir
Gönülden bilmeyene sersem diyesim gelir
Sersem diyesim gelir
Aşk nedir sevda nedir bunu bilmek gerektir
Bunu bilmek gerektir
Bunu bilen aşıkı hergün göresim gelir
Hergün göresim gelir

Tecelli eyledi bana Allah’tan


Muhammed nurunu yazdı alnıma
Yetmiş iki azadan işleyen fail
Selametle uğur ola nispet-i fail

Yedi kapıdan işleyen Tevhid-i sıfat


Selametle uğur ola nispet-i sıfat
Vücudundan işleyen bahr-ı ummandır
Selametle uğur ola nispet-i vücud

Bahri ummandan zuhur eyledi bir nur


Nur olanlar görmez Vahdette kesret
168
Sefa geldin sıfatullah Muhammed zahir
Sıfatıyla sarılmıştır on sekiz bin alem

Adem safiyullah çekti şehadet


Muhammed’le Hakk’ı gördüm bir vücud
Aç gözünü EŞREF Hakk’ı zikreyle
O ekvandan bu ekvana gayrı mevcut yok

Tecelli : Görünmek, belli olmak, parlak bir yüzde görünmek


Fail : İşleyen, yapan, Hakikatte fail Allah’tır.
Selamet : Kurtuluş, emniyet
Nispet : İlgi, bağlantı olan
Tevhid : Birleme
Tevhid-i sıfat : Sıfatlar Hakk’ındır
Bahr-i Umman : Sonsuz deniz, uçsuz bucaksız deniz
Vücud : Varlık
Vahdet : Birlik, teklik
Kesret : Çokluk
Zuhur : Görünme, meydana çıkma
Zahir : Açıkça görünen, meydanda olan
Ekvan : Varlıklar, alemler, evren, görünen yapılar

Kapladı her yanı doğdu Nurullah


Hidayet askeri dedi Hüvallah
Can ile mürşide döndük Eyvallah
Feth etti kulubü sırr-ı Bismillah
Keşf etti vücudu Elhamdülillah

Bilindi esrarı mana yüzünden


Seçildi ikrarı dava yüzünden
Tecelli eyledi esma yüzünden
Feth etti kulubü sırr-ı Bismillah
Keşf etti vücudu Elhamdülillah

Erenler sancağın dikti meydane


169
Derildi bakmağa canı cihane
Şerab-ı aşkı içen oldu mestane
Feth etti kulubü sırr-ı Bismillah
Keşf etti vücudu Elhamdülillah

Cami-i Vahdette okundu ezan


Hak salata davet olundu insan
Kıldı fedailer canını kurban
Feth etti kulubü sırr-ı Bismillah
Keşf etti vücudu Elhamdülillah

Hacc’ül Ekber diye olundu ilan


Ka’be-i vuslında donandık ihram
VASFİ müezzindir, Muhammed İmam
Feth etti kulubü sırr-ı Bismillah
Keşf etti vücudu Elhamdülillah

Nur : Aydınlık, parıltı, Allah’ın muhabbeti Hidayet : Allah’ın lütfu,


verdiği iyilik, doğru yola kılavuzlama Hüvallah : O Allah’tır Mürşid :
Hak yolu gösteren, olgunlaştıran, irşad eden Kûlûb : Kalbler Feth :
Açılma, açılış, ele geçirme Tecelli : Belirme, görünme, belli olmak
Vücud : Varlık, yokluğun zuhuru, subuttur, yokluğun meydana gelişi

Davet-i Hak darüsselam, Dedi lebbeyk ehl-i kıyam


Hoş geldin ey ehl-i siyam
Ehlen ve sehlen merhaba – Allah-Ya Muhammed
dost Mustafa, Şehr-i Ramazan
merhaba
Peygamber-i ahir zaman, Müminlere mah-i gufran
Şehr-i mübarek Ramazan
NAKARAT
Dilekleri kabul eder, Halimizi ıslah eder,
Dertlilere derman eder
NAKARAT
170
Tuhfe-i Hak mah-i lika, Nura vefa cana sefa
Kalb-i aşık kurban sana
NAKARAT
Rah-i Peygamber-i Hüda, Mah-i merdi cud u şeha
Olsun bu can sana feda
NAKARAT
Hak dedi bin aydan hayır, Sende mevcut Leyle-i Kadir
Hoş geldin ey Bedr-i Münir
NAKARAT
Misl-i cevher bî behadır, Müslümana can sefadır
RUHİ ayne tutiyâdır
NAKARAT

Darüsselam : Selamet evi, kurtuluş yeri, Cennet’in 2. katı


Lebbeyk : Buyurun, emir sizindir efendim Gufran : Af, Tanrı
acıması, bağışı Kıyam : Ayakta durma, ayaklanma
Siyam : Oruç Lika : Yüz, çehre, buluşma
Mahi : Balık, yok eden Tuhfe : Hediye, armağan, yeni çıkma
Cud : Cömertlik Şeha : Ey şeyh!
Bedr-i Münir : Parlak ay, ayın ondördü
Ayn : Göz Bi beha : Değer biçilemez, eşsiz Tûti : Papağan
Tutiyâ : Kendinden bir nevi göz ilacı yapılan maden
Ruhum sana aşık, sana hayrandır Efendim !
Bir ben değil alem sana kurbandır Efendim ! 2

Ecram ü felek, levh ü kalem mest-i nigahın


Medh eyleyen ahlakını Kur’andır Efendim ! 2

Mahşerde nebiler bile senden meded ister


Rahmet, diyen alemlere Rahmandır efendim ! 2

Ta Arş’a çıkar her gece aşıkların ahı


Didarına aşık Ulu Yezdan’dır Efendim ! 2
171
Aşkınla buhurdan gibi tütmekte bu kalbim
Sensiz bana Cennet bile hicrandır Efendim ! 2

Doğ kalbime bir lahzacık, Ey Nur-i dilara


Nurun ki, gönül derdine dermandır Efendim ! 2

ULVİ’de senin bağrı yanık aşık-ı zarın


Feryadı bütün ateş-i suzandır Efendim ! 2

Kıtmîrinim ey Şah-ı Resûl, kovma kapından


Asilere lütfun yüce fermandır Efendim ! 2

Ecram ü felek : Gök cisimleri, yıldızlar


Nigah : Bakış, bakma
Didar : Çehre, yüz
Dilara : Sevgili
Zâr : Sesle ağlayan, inleyen, zayıf
Suzan : Yakan, yanan

Ey gönül tefekkür eyle – Esrar-ı Hakkı fehmeyle


Ol beyti kalbe ver cila – Her nefes zikrullah eyle
Kalb ile tefekkür eyle

Zikrullah nefsin öldürür – Hem seni sana bildirir


İrfanla seni doldurur – Her nefes zikrullah eyle
Kalb ile tefekkür eyle

Esrarı tevhidi bilmek – Eyledi davet Muhammed


Çünkü eyledin icabet – Her nefes zikrullah eyle
Kalb ile tefekkür eyle

172
Gir sen irfanı cennete – Garkol safayı izzete
Ermek dilersen devlete – Her nefes zikrullah eyle
Kalb ile tefekkür eyle

Sivadan kalbin eyle pak – Tecelli etsin Hubbi Hak


Sücudu kalb odur mutlak - Her nefes zikrullah eyle
Kalb ile tefekkür eyle

Tevhid et Hakkı Hak ile – Efal sıfatı zat ile


Gir ol vücudu vahide - Her nefes zikrullah eyle
Kalb ile tefekkür eyle

Mahvet vücudun kıl fena – Fenayı tamda bul beka


Yetmez mi sana bu sefa - Her nefes zikrullah eyle
Kalb ile tefekkür eyle

Uyandır kalbin arif ol – Salatı hamse dahil ol


Huzuru Hakka kaim ol - Her nefes zikrullah eyle
Kalb ile tefekkür eyle

FEHMİ’ nin sözün yad eyle – Sırrına ermek cehd eyle


Ol dil ve canı şad eyle - Her nefes zikrullah eyle
Kalb ile tefekkür eyle
Şol benim Şeyhimi, görmeye kim gelir
Zevk ile sefalar, Sürmeğe kim gelir 2

İllâllâh, İllâllâh, Lâ İlâhe İllâllâh 2

Şeyhimin illeri, uzaktır yolları


Açılmış gülleri, dermeğe kim gelir 2

İllâllâh, İllâllâh, Lâ İlâhe İllâllâh 2

Şeyhimin özünü, severim sözünü


173
Mübarek yüzünü, görmeğe kim gelir 2

İllâllâh, İllâllâh, Lâ İlâhe İllâllâh 2

Şeyhimin ilini, sorarım evini


Ol nurlu elini, Öpmeğe kim gelir 2

İllâllâh, İllâllâh, Lâ İlâhe İllâllâh 2

Şeyhimin evinde, bir kadeh elinde


Susamış aşıklar, içmeğe kim gelir 2

İllâllâh, İllâllâh, Lâ İlâhe İllâllâh 2

Ahd ile vefalar, zevk ile sefalar


Bu yolda cefalar, çekmeğe kim gelir 2

İllâllâh, İllâllâh, Lâ İlâhe İllâllâh 2

Şeyhimin şem’ine, bu canım pervane


Salâ aşıklara, yanmağa kim gelir 2

İllâllâh, İllâllâh, Lâ İlâhe İllâllâh 2

‘’Ah’’ ile ‘’göz yaşı ‘’ , YUNUS’un haldaşı


Zehr’le pişen aşı, yemeğe kim gelir 2

İllâllâh, İllâllâh, Lâ İlâhe İllâllâh 2

Kendini varlık sandın


Benlik var iken sende
Mal, mülk hep benim dedin
174
Bilmedin canan nerde

Yalnızca andın Hakk’ı


Düştüğün zaman derde
Hani mal mülk senindi
Söyle şimdi can, nerde?

Ağla gönlüm sen durma


Heder olan yıllara
Bildinse varlığın yok
Ver kalanı ellere

Tut mürşidin eteğin


Çal nefsini yerlere
Şükür buldurdun bize
Yari gül bahçesinde

Hây’dan gelen gider Hû’ya


Denilen hep doğruydu
Hây kim, Hû kim?
Aşk ile öğretmeye koyuldu

Mürşidim HALİL ile


Nefsim Şirkten kurtuldu
BİRSEN benden işleyen
Benlik Hak’la yoğruldu

Birsen TOKGÖZEN

Ramazanda çok yemekten azetmem


Hemen 2-3-4-5 sahan olsun

175
Kurulsun sofralar gelsin yemekler
Dizilsin etrafa yağlı çörekler

Sıcak ekmeklerle kaba börekler


Yayılsın önümde bir harman olsun

Ekşili turşular midemi açar


Yağni üzerinden dumanlar saçar

Yağlı makarnadan kim geri kaçar


Gelsin benim ile imtihan olsun

Salata çanağı yanımda yardak


Buzlu sular gelsin hem bardak bardak

Telli kadayıfa istemem ortak


Yalnızca yiyeyim bari şan olsun

Tutsam kollarından kol pidesinin


Sarılsam boynuna şam peltesinin

İrmik helvası ile kuş köftesinin


Görenler benim ile imtihan olsun

Böyle ziyafetle 40 yıl durursam


Yazıklar olsun bana pişman olursam

Bu kadar yemeği her gün bulursam


İsterse 30 ay Ramazan olsun

Veli Halil DUMAN

Verdi mani buyunu şem eyleriz bi keyf ü kem


Ol güruhu naciyiz gıpta eder cümle ümem
176
Şöhret ü şanımıza vermez nakısa meth ü zem
Adımız LEVVAME yazdı Levh-i Mahfuza kalem
İftiharız eylesin alem bizi levm ü sitem

San’atı dibaceyiz aşkız bugün Melamiyiz


Pirimiz Ahmed - i Muhtar Seyyidi çeşnesiyiz
Yolumuz Şah-ı Horasan Hamdün-ül Kassari’yiz
Adımız MELAMİ yazdı Levh-i Mahfuza kalem
İftiharız eylesin alem bizi levm ü sitem

Derk-i iz’an kim eder bizi bu akl-ı pest ile


Yoğ iken nam u nişanı halkı gülün hest ile
Defter-i ser levhayı icade Allah dest ile
Adımız SECCADİ yazdı Levh-i Mahfuza kalem
İftiharız eylesin alem bizi levm ü sitem

Girmeden icrayı devre gerduş-i devran henüz


Dilde tahrir olmadan aşk nameyi ihvan henüz
Alem-i nasuta NUR’a gelmeden insan henüz
Adımız NOKTÂVİ yazdı Levh-i Mahfuza kalem
İftiharız eylesin alem bizi levm ü sitem

Bûy : Koku, umut Şemm : Koklama, koku alma


Keyf : Sağlık, afiyet, neşe, hoşlanmak, iç açıklığı, istek, heves
Kem : Az, eksik, kötü, bozuk Ümem : Ümmetler, insanlar,
insan toplulukları Dibace : Ön söz, başlangıç, kitapların
yaldızlı ön yaprakları Çeşne : Hoşa giden bir özellik, tad
Derk : Dip, anlama, bir işi derinine çözme
İzan : Anlayış, kavrayış, akıl, terbiye, edeb, boyun eğme
Pest : Aşağı, alçak, hafif sesle Hestî : Varlık, var olma
İcâd : Yoktan var etme, yeniden bir şey çıkartma
Gerduş : Dönüş, dönme, dolaşma Tahrir : Yazma
Nâsût : İnsanlık, insan ve insana ait olan şeyler

Dostum seni arar çoğu camiden


177
Bulmak ister kilisede cam eden
Seni bilmez ikisine çok giden
Bir bilenden okunmalı bu kitap

Kimi arar Kudüs ile Mekke’den


Kimi arar ‘’Hay, Hû’’ ile tekkeden
Seni bilir her kayıdı terk eden
Yetişmez mi arayana bu cevap ?

Kimi arar çok söyleten fakıdan


Kimi arar sarhoş eden rakıdan
Seni bilir yürekten kan akıtan
Yürektendir aşıka olan şarap

Kimisi der; Lazım bize tarikat


Bulmak ister o karanlıktan necat
Meydandadır, bunların aklı sakat
Dünya gibi bunlar da bütün serap

Hak bulunmaz kudüm ile, def ile


Eskidiler, sen aklından def eyle
Sen, Canını Hak için hedef eyle
Zevk ile bul, boşuna çekme azap

Sen devredip bitirdiysen azabı


178
Sana açık o Dilberin nikabı
Sen alırsın ummadığın cevabı
Duyar isen sana lazım bu sevap

Bir çoğunun bütün arzusu; Uçmak


Bir çoğunun Tamû odundan kaçmak
Aklın ermez, nasıl kaçarsın ahmak?
Gözün görmez doğmuş iken âfitap

Aşık bilmez ne Cennet, ne Tamûyu


Bilen için bunlar bir dipsiz kuyu
Daim içer’’ İlm-i Ledün’’ den suyu
Çekmek için elde lâzım bir dolap

Aşık olup dolabı çevirmeli


Bu bilinmez sırra akıl ermeli
Bir bilen var, aklı ona vermeli
EMRE, dersin kolay ise durma, yap

İsmail EMRE 1899 – 1970

Görülüyor ki, Yeni YUNUS EMRE’nin tuttuğu yol, (Kıyam,


Rüku ve sücud suretiyle namaz kılanlar için beş vakit namaz
tayin olunmuştur. ; Aşıklar ise ‘’ Daimi namaz’’ dadırlar) diyen
Mevlana’nın gittiği yoldur.

Cam etmek : Kilisede ibadet etmek


Fakı : Fıkıh bilgini
Nikab : Yüz örtüsü, peçe
Uçmak : Cennet
Afitap : Güneş, güneş gibi parlak yüz, güzel yüz

Allah’ın muradı zikrolsun adı


179
İç sen bu Kevser’den çıkmasın tadı - Hû…2

Şeytana uyanlar bunu içmedi


Sür çıkar gönlünden kalmasın adı - Hû…2

Cehr ile zikreden kande bulurdu


Kendini Allah’tan gayrı görürdü – Hû…2

Fahri Alem bunu şöyle buyurdu


Kalb ile zikreden makbul olurdu – Hû…2

‘’Mûtû kable ente mûtû’’ sırrını


Arifler bu yerde manasın verdi – Hû…2

İhtiyâri ölümü bulsunlar dedi


Ölmezden evvel ölen ölmez ebedi – Hû…2

Cehennem kuruldu yaksın alemi


Aşk ile yanan yanmaz ebedi – Hû…2

Cennetin yolunu Tamudan verdi


Cennete girenler didârın gördü – Hû…2

Allah Muhammed’e avdet et dedi


Ümmetim didarım görsünler dedi – Hû…2

RUHİ şuhudunu AŞIK’a verdi


Böyle bir şuhuda vasıl ol dedi – Hû…2

Hoş geldin ey ilmimin irfanı hoş geldin


180
Hoş geldin ey ruhumun efrahı sensin hoş geldin
Gece gündüz senin için zar ile giryan idim
Hoş geldin ey mısrımın sultanı sensin hoş geldin

Bunda gelmezden mukaddem Talib-i Cemal idim


Kimse bilmezdi halimi ah ile figan idim
Mest-i medhuş olmuş idim valehu hayran idim
Hoş geldin ey canımın cananı sensin hoş geldin

Bunda gelmekten murat, çünkim bize ihsanındır


Baktığınca yüzümüze lütf ile ikramındır
Bizdeki zevk u sefalar ilm ile irfanındır
Hoş geldin ey canımın cananı sensin hoş geldin

Gelmeseydin bizlere sen, fark olunmazdı iman


Bir gelişte gör ki nice alem oldu şadüman
İstikbale çıktı nice hep cemil-i cavidan
Hoş geldin ey ilmimin sultanı sensin hoş geldin

TALİBİ sensiz cihanı neylesin ey padişah


Ayırmam gözümü senden sensin bize rahnüma
Kıl şefaat marifetle eyle bizi pürziya
Hoş geldin ey canımın cananı sensin hoş geldin

Efrah : Sevinç Zar-ı giryan : İnleme, ağlama Mısır : Şehir,


ülke Mukaddem : Önce Talib-i Cemal : Gülyüzü görmek
dileyen Mest-i medhuş : Tam anlamıyla hayran
Valehu : Şaşkın Lütf ü ikram : Hediye, bağış
Zevk u sefa : Neş’e, sevinç Şadüman : Neşeli, sevinçli
İstikbal : Karşılama, gelecek Şefaat : Acıma, affetme
Cemil-i Cavidan : Ölümsüz güzel Rahnüma : Yol gösteren,
rehber Marifet : Bilerek, kalbi biliş Pürziya : Baştan başa
ışıklı

181
Düştüm Allah yoluna
Düşe kalka giderim
Geldim yol ortasına
Hangisini seçeyim

Gönlüm aşkı istiyor


Kime bunu diyeyim
Aşıkların Piri Yunus
Seni kimden sorayım

Kah orada kah burada


Seni nerde bulayım
Lokman Hekim gelse de
Hikmeti deva olsa

Bu garip hasta gönlüm


Şifa bulup nur dolsa
Hak için açtım cihat
Nefsimle savaştayım

Giydim Davut zırhını


Çetin savaşlardayım
Aşkım benim kılıcım
Ahlakımda zırhımdır

182
Aşk ile iki cihanda şah olan gelsin beri—Allah 2
Rahi Hakk’a bende-i dergah olan gelsin beri—Allah 2
Devleti dünya ile mağrur olanlar gelmesin
Arifi fani fenâfillâh olan gelsin beri—Allah 2

Hançeri tevhidi çek bu askeri şeytaneye –Allah 2


Daima kalbinde zikrullah olan gelsin beri—Allah 2
Küntü kenzin kibriyasından gören sırrı Hakk’ı
On sekiz bin aleme agâh olan gelsin beri—Allah 2

“SÜMBÜL” i ince durur kıldan sırat müstekim


Desti giri daima Allah olan gelsin beri—Allah 2

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Aşk yoluna girelim ya Hu ya Hak diyerek


Zatı Hakk’a erelim ya Hu ya Hak diyerek---Allah 2

Her kim bu yola girdi elbet maksuda erdi


Aşk oldu onun virdi ya Hu ya Hak diyerek Allah
Olur batının Tahir kalb de hak olur zahir
Görünür evvel Ahir ya Hu ya Hak diyerek---Allah 2

Aşk oldu cana düşer can aşk odunda pişer


Melekler bile coşar ya Hu ya Hak diyerek---Allah 2
Tuttum şeyhin elini buldum Hakkın yolunu
Gördüm cennet ilini ya Hu ya Hak diyerek---Allah 2

“AŞKI” ye olan oldu çilesi tamam oldu


Ne büyük devlet buldu ya Hu ya Hak diyerek--Allah 2
Batın : Gizli Zahir : Açık Vird:Tekrar edilen sürekli anma

183
Be birader sorma beni ben beni bilmez miyim
Men aref sırrını bilip Rabbimi bilmez miyim
Çün buyurdu Fahri Alem itaat etmez miyim

Ben onun ilminle irfanına kurban olayım


Ben onun evladı ihvanına kurban olayım

Mezhebimi sorar isen İmam Azam mezhebi


İttika ha mezhebimdir İmam Cafer Sadıkı
İmam Azam aldı ondan İlmi Ledün dersini

Ben onun ilminle irfanına kurban olayım


Ben onun evladı ihvanına kurban olayım

Ben melamet katarının çekeriyim çekeri


Pirimizi sorar isen Pir Muhammed Arabi
VELİ’m RUHİ’sinden buldu nice dilde Kemali

Ben onun ilminle irfanına kurban olayım


Ben onun evladı ihvanına kurban olayım

Veli Halil DUMAN

184
Senden gelen cefayı sefa bilenlerden et
Huzuruna imanla dolup gelenlerden et

Senin için gözünde biriken yaşı değil


Kalbinde yoğunlaşan pası silenlerden et

Sabrı nefsine törpü eden bahtiyarlardan


Şükür yolunda sonsuz safa bulanlardan et

Nurunla aydınlanmış, Cemalinle nurlanmış


Aşkınla gönlü, kalbi, gözü dolanlardan et

İçleri sana dönük, sana candan bağlanan


Yalnız senin aşkından lezzet alanlardan et

Hicabı terk etmemiş, edebden ayrılmamış


İki cihanda alnı açık olanlardan et

Seni bende arayan, seni bende bulandan


Her şekilde kesreti vahdet kılanlardan et

Rabbim aşkını tadan aciz ZEYNEP kulunu


Var iken yok olandan, sağ iken ölenlerden et

Evliyaya kim bakarsa ten gözüyle serseri


Bî basardır, canı yoktur, ölüdür değil diri
Evliya candır, gerektir can gözü ile bakalar
Zira kim canlı kişiler cana olur müşteri

Mürşidimiz evliyadır, tut eteğin sıdk ile


Yoksa kaldın iki cihanda şöyle aciz müşteri
Söyleyen bil ben değilim, söyleten vardır beni
Evliyanın kudreti var söyletir mermeri
185
Hace Ali Rumi Hayat Ö : 1024 – 83 yaşında
VAHDETNAME

Daha Allah ile cihan yok iken


Biz anı var edip ilan eyledik
Kendisine layık mekan yok iken
Gönlümüze aldık mihman eyledik

Kendisinin ismi henüz yok idi


İsmi şöyle dursun cismi yok idi
Hiçbir kıyafeti resmi yok idi
Şekil verip tıpkı insan eyledik

Allah ile işte burada birleştik


Nokta-i amaya girdik yerleştik
Sırrı küntü kenzi orda söyleştik
İsmi şerifini Rahman eyledik

Aşikar olunca zatı sıfatı


’Kün’’ dedik var ettik semavatı
Birlikte yarattık hep kainatı
Namı nişanını cihan eyledik

Yerleri gökleri yaptık yedi kat


Altı günde tamam oldu kainat
Yarattık içinde bunca mahlukat
Erzakını verdik ihsan eyledik

Asılsız fasılsız yaptık cenneti


Huri Gılmanlara verdik zineti
Türlü vaatlerle her bir milleti
Sevindirip Şad-u handan eyledik

Bir cehennem kazdık gayetle derin


Laf ateşi ile eyledik tezyin
186
Kıldan gayet ince kılıçtan keskin
Üstüne bir köprü mizan eyledik
Gerçi kün emri ile var oldu cihan
Arşı, kürsü gezdik durduk bir zaman
Boş kalmasın diye bir kevnü mekan
Ademin halkını ferman eyledik

Arif olan bilir sırrı müphemi


İzhar etmek için ismi azamı
Çamurdan yoğurduk yaptık ademi
Ruhumuzdan bir ruh revan eyledik

Adem ile Havva birlik idiler


Ne güzel bir mekan bulduk dediler
Cennetin içinde buğday yediler
Sürdük bir tarafa püyan eyledik

Adem ile Havva dan geldi çok insan


Nebiler, veliler oldu nümayan
Yüzbin kere doldu boşaldı cihan
Nuh Nebiyullaha tufan eyledik

Salihe bir deve eyledik ihsan


Kayanın içinden çıktı nagahan
Pek çokları buna etmedi iman
Onları hak ile yeksan eyledik

Bir zamanlar eshab-ı kehfi uyuttuk


Hazreti Musa’yı Tur’da okuttuk
Şile çulha yaptık bezler dokuttuk
İdrise bir tirip kaftan eyledik

Süleymanı dehre sultan eyledik


Eyyuba acıdık derman eyledik
Yakubu ağlattık nalan eyledik
187
Musayı Şuayba çoban eyledik

Yusufu kuyuya attırmış idik


Mısırda kul diye sattırmış idik
Züleyhayı ona çattırmış idik
Zellesinden bendi zindan eyledik

Davut peygambere çaldırdık udu


Kazada kurtardık Lut ile Hud’u
Bak ne hale koyduk narı Nemrudu
İbrahime bağı bostan eyledik

İsmaile bedel cennetten kurban


Gönderdik şad oldu Halilurrahman
Balığın karnını bir hayli zaman
Yunus peygambere mekan eyledik

Bir mescide soktuk Meryem anayı


Pedersiz doğurttuk orda İsa’yı
Bir ağaç içinde Zekeriya’yı
Biçtirip kanını rizan eyledik

Beyti Mukaddes’te Kudüs şehrinde


Nehri şeriada Ürdün nehrinde
Tahtir etmek için günün birinde
Yahya’yı İsa’yı üryan eyledik

Böyle cilvelerle vakit geçirdik


Bu enbiya ile çok iş bitirdik
Başka bir Nebiyüzzişan getirdik
Onun her nutkunu Kur’an eyledik

Küffarı Kureyşi ettik bahane


Muhammed Mustafa geldi cihane
188
Halkı davet etmek için imana
Mürtezayı ona ihvan eyledik

Ona kıyas olmaz asla bir nebi


Nebiler şahıdır Hakkın tabibi
Dünyanın ukbanın odur sebebi
Biz onu Nebiyüz Zişan eyledik

Hak Muhammed Ali ile birleştik


Hep beraber ‘’Kabe Kavseyn’’e gittik
O makamda pek çok muhabbet ettik
‘’Leyle tel esra’’ yı seyran eyledik

Bu sözleri sanma her insan anlar


Kuş dilidir bunu Süleyman anlar
Bu sırrı müphemi arifan anlar
Çünkü cahillerden pinhan eyledik

Hak ile Hak idik biz ezelide


Taruzu elest’te kalu beli’de
Mekanı Hüda’da bezmi celide
Cemalini gördük iman eyledik

Sözlerimiz bizim pek muhakkaktır


Doğan, ölen, yapan, bozan hep Hak’tır
Her nereye baksan Hak mutlaktır
Ahvali Vahdeti beyan eyledik

Vahdet alemine girmeyen insan


İnsan suretinde kaldı bu hayvan
Bizden ayrı değil Hazreti Sübhan
Bunu Kur’an ile ayan eyledik

Vahdet sarayına girenler için


189
Hakkı ‘’ Hakkel Yakin’’ görenler için
Bu sırra HARABİ bilenler için
Birlik meydanında cevlan eyledik

SOHBET DUASI

E’ûzü billahi mineş’şeytânir’raciym


Bismi’llâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm

Elleziyne yekuûlüne rabbenâ innenâ amennâ fagfir


lenâ zünûbenâ ve kınâ azâben nâr.
Es sâbiriynâ, ves sadıkıyne vel kaânitiyne, vel
münfikiyne, vel müstagfiriyne bil’eshâr.
Şehidallahü ennehü Lâ İlâhe İllâ Hû, vel melâiketü ve
ûlül’ilm, kaâimen bil kıst, Lâ ilâhe illâ hû, el’aziyzül hakîm.
İnneddiyne indallahil’islâm, ve mahtelefelleziyne
ûtülkitâbê illâ min ba’di mâ câe hümül’ilmü bagyen
beynehüm, ve men yekfür biâyâtillâhi feinnallahe
seriy’ulhisâb.
Sadakallahül’aziym. Âl-i İmran Suresi – 3/16 – 19 Ayet

MANASI ( Elmalı Meali )

Onlar ki, ‘’ Ey Rabbimiz ! Biz inandık, iman getirdik,artık


bizim suçlarımızı bağışla ve bizi ateş azabından koru!’’ derler.
O sabredenleri, o doğruluktan şaşmayanları, o el pençe
divan duranları, o nafaka verenleri ve seher vakitlerinde o
istiğfar edip yalvaranları (görür).
Allah şehadet eyledi şu gerçeğe ki, başka tanrı yok,
Ancak O vardır. Bütün melekler ve ilim uluları da Dosdoğru
olarak buna şahittir ki, başka tanrı yok, ancak O azîz, O hakîm
vardır.
Doğrusu Allah katında din, İslâm’dır ; o kitap verilenlerin
anlaşmazlıkları ise sırf kendilerine ilim geldikten sonra
190
aralarındaki taşkınlık ve ihtirastan dolayıdır. Her kim Allah’ın
ayetlerini inkar ederse iyi bilsin ki, Allah hesabı çabuk görendir.

Ef’ali mevcudat, Hazret-i Fahri Alem,Ahmedi,Mahmûdu,


Muhammed, Mustafa’râ Salâvat.

Allahümme Salli Alâ Seyyidinâ ve Nebiyyinâ Muhammed

(VEYA) – YASİN okunur

E’ûzü billahi mineş’şeytânir’raciym


Bismi’llâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm

(1) Yâsîn (2) Velkur’anilhakiym (3) İnneke


Leminelmürseliyn (4) Alâ sıratin müstekiym (5) Tenziylel
aziyzirrahiym (6) Litünzire kavmen mâ Ünzire âbâühüm
fehüm gâfilûn (7) Lekad hakkal kavlü alâ ekserihim
fehüm lâ yü’minûn (8) İnnâ cealnâ fiy a’nâkihim ağlâlen
fehiye ilel’ezkâni fehüm mukmehûn (9) Ve cealnâ min
beyni eydiyhim seddev ve min halfihim sedden
feağşeynâhüm fehüm lâ yübsirûn (10) Ve sevâün
aleyhim e enzertehüm em lem tünzirhüm lâ yü’minûn
(11) İnnemâ tünzirü menittebeaz zikre ve haşiyerrahmâne
bilgâyb febeşşirhü bi magfiretin ve ecrin keriym (12) İnnâ
nahnü nuhyil mevtâ ve nektübü mâ kaddemû ve
âsârehüm, ve külle şey’in ahsaynâhü fiy imâmin mübiyn .
Sadakallahül’azıym

Ef’ali mevcudat, Hazret-i Fahri Âlem, Ahmedi,


Mahmûdu, Muhammed, Mustafa’râ Salâvat.

Allahümme Salli Alâ Seyyidinâ ve Nebiyyinâ


Muhammed

191
MANASI

1. Yâ-sîn. Ey insan
2. 2. Sen hikmetle dolu Kur’an’sın.
3. Kesinlikledir ki, sen gönderilen Rasûllerdensin
4. Sıratı mustakîm üzerindesin.
5. Aziz ve Rahim indinden inzal olmuştur.(Kur’an)
6. Ataları korkutulmamış olan ve bu yüzden gaflet içinde
kalan bir kavmi uyarasın diye inzal olandır.
7. Andolsun ki ekseriyetiniz üzerinde Hakkın hükmü vardır.
8. Biz bunların boyunlarına, çenelerine kadar boyunduruk
vurduk, bu yüzden dik başlılardır.
9. Biz onların önlerine arkalarına sedler koyduk. Gözlerini
bağladık. Artık onlar göremezler.
10. Onları uyarsan da uyarmasan da iman etmezler.
11. Sen yalnız kabul edenleri, zikre uyanları ve
Rahman’dan haşyet duyanları gaybları uyarabilirsin.
Onları bağışlanma ve sonsuz ecir ile müjdele.
12. Kesinlikle biziz ölüleri dirilten; onların bütün fiillerini,
bıraktıkları her izi, yazarız. Biz her şeyi apaçık bir şekilde
bir kitapta kayda geçmişizdir.

MEVLİD

Allah adın zikredelim evvela


Vacib oldur cümle işde her kula

Allah adın her kim ol evvel ana


Her işi asan ede Allah ana

Allah adı olsa her işin önü


Hergiz ebter olmaya anın sonu
192
Her nefeste Allah adın de müdam
Allah adıyle olur her iş temam

Bir kez Allah dese aşkıyle lisan


Dökülür cümle günah misl-i hazan

İsm-i pakin pak olur zikreyleyen


Her murada erişir Allah deyen

Aşk ile gel imdi Allah deyelim


Derd ile göz yaş ile ah edelim
(Derd ile göz yaşın akıdalım)

Ola kim rahmet kıla ol padişah


Ol Kerim ü , Ol Rahim ü ol ilâh

Birdir ol birliğine şek yok dürür


Gerçi yanlış söyleyenler çok dürür

Cümle alem yoğ iken Ol var idi


Yaradılmışdan gani cebbar idi

Var iken ol yok idi ins ü melek


Arş u Ferş u Ay ü Gün hem nüh felek

SUN’ ile bunları ol var eyledi


Birliğini cümle ikrar eyledi

Kudretin izhar edip hem Ol Celîl


Birliğine bunları kıldı delil

Ol dedi bir kere var oldu cihan


Olma derse mahvolur ol dem heman

Bari ne hacet kılarız sözü çok


Birdir Allah, andan artık tanrı yok
193
Haşredek ger denilirse bu kelam
Nice haşr ola bu olmaya temam

Bes Muhammeddir bu varlığa sebeb


Sıdk ile anın rızasın kıl taleb

Ger dilersiz bulasız feyz ü necat


Aşk ile şevk ile edün es-salat

Essalatü Vesselamü Aleyke Ya Rasulallah


Essalatü Vesselamü Aleyke Ya Habîballah
Essalatü Vesselamü Aleyke Ya Şef’îallah

AMENER RESÛLÜ

Bismi’llahi’r- Rahmâni’r-Rahîm

Amener resulü bima ünzile ileyhi min rabbihi vel


müminun. Küllün amene billahi ve melaiketihi ve kütübihi ve
rusulih;La nüferriku beyne ahadin min rusulih. Ve kalu, semi’na
ve eta’na, gufraneke Rabbena ve ileykel masıyr.

La yükellifullahu nefsen illa vüs’aha, leha ma kesebet ve


aleyha mektesebet. Rabbena la tuahızna innesiyna ev ahta’na.
Rabbena ve la tahmil aleyna ısran kema hameltehu alelleziyne
min kablina.

Rabbenâ ve lâ tuhammilna ma lâ tâkatelena bih.


Va’fuanna, vağfirlena, verhamna. Ente mevlâna, fansurna alel
kavmil kafiriyn.

Sadakallahül’azıym. Bakara Suresi – 2 / 285-286

194
MANASI

Rasul, Rabbinden kendisine inzal olana iman etti.Hepsi


de (müminlerin), iman ettiler Allah ile, Allah’a;
meleklerine;kitaplarına; resullerine. Rasullerim arasında fark
görmediler; işittik ve itaat ettik, mağfiretini isteriz rabbimiz,
dönüşümüz sanadır dediler.
Allah kimseye teklif etmez kapasitesi dışındakini.
Yaptığınızın kazancı da sizedir, kaybı da!.. Rabbimiz,
Unutursak veya hataya düşersek bizi bundan mesul tutma.
Rabbimiz, bizden evvelkilere yüklemiş olduğun ağır yükleri
bize yükleme. Rabbimiz güç yetiremeyeceğimiz görevlerle
görevlendirme. Bizleri affeyle, bağışla, merhamet buyur. Bizim
mevlamızsın, gerçeği örtenlere (kafirlere) karşı bize zafer
ihsan et!.. Amin

SALÂTEN TÜNCİNÂ

Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve alâ Âl-î


Muhammedin salâten tüncinâ bihâ min cemiil ehvali vel âfât.

İlahi Yarabbi bütün kötülüklerden, afatlardan,


zelzelelerden, sulardan, yelden, her ne varsa kötülükler
onlardan sana sığınırız. Bütün İslam alemi sana sığınıyor. İlahi
İlahi Yarabbi koruyucumuz sensin.

Ve takdîlenâ bihâ cemîal-hâcât. Ve tütahhirüna, biha min


cemîis-seyyiât. Ve terfeunâ bihâ âledderecât. Ve tübelliğunâ
bihâ eksal-ğayat, min cemî’il hayrati fil-hayâti ve bâdel-memât,

Hasbünallâhü ve nîmel vekîl, hasbünallâhü ve nîmel


vekil, hasbünallâhü ve nîmel vekîl, nîmel-mevlâ ve
nimen-nasir. Gûfrâneke rabbenâ ve ileykel mâsîr.
195
İlahi Yarabbi, hanelerimize bereket, huzur, saadet, çoluk
çocuklarımıza, bütün İslam alemine, ne kadar ölmüşlerimiz
hepimizin varsa, adları, isimleri unutulduysa onlara da selamlar
olsun, Onun Ehl-i Beytine selamlar olsun.
Onların gölgesinde, onların muhabbetine cümlemizi Cenab-ı
Allah hem bu dünyada, hem öbür dünyada biz O’nu istiyoruz.
Cemal aşıkıyız biz, Resulullah Efendimizin Cemaline. İlahi
Yarabbi sen her şeye Kadir-i Mutlak’sın ne kadar bu İslam
alemi çöktüyse de, yani Sen gene de onları huşu içerisinde
gözet. Başımıza güzel bir insanlar ver ve bu İslam alemi
kurtulsun. Yoksa böyle görüyorsun perişan durumda.

Sübhane Rabbike Rabbil izzeti ammâ yâsifûn Veselamün alel


Mürselin Velhamdü lillahi Rabbil alemin. El Fâtihâ

SALÂVAT – I ŞERİFE

Allahümme salli ala Muhammedin ve ala Ali Muhammed.


Kema salleyte ala İbrahime ve ala Ali İbrahim, İnneke Hamidün
Mecid.
Allahümme barik ala Muhammedin ve ala Ali Muhammed.
Kema barekte ala İbrahime ve ala ali İbrahim, İnneke Hamidün
Mecid.

MANASI
Allah’ım hem Muhammed’e, hem de Muhammed’in yakınlarına
ve ümmetine rahmet eyle.
Aynen hem İbrahim’e, hem de İbrahim’in yakınlarına ve
ümmetine rahmet ettiğin gibi.
Şüphesiz ki sen hem övülmeye layıksın, hem de şan ve şeref
sahibisin.
Allah’ım hem Muhammed’i, hem de yakınlarını ve ümmetini
kutlu kıl.
196
Aynen hem İbrahim’i, hem de yakınlarını ve ümmetini kutlu
kıldığın gibi.
Şüphesiz ki sen hem övülmeye layıksın, hem de şan ve
şeref sahibisin.
FATİHA

Bismi’llahi’r-Rahmani’r-Rahim

Elhamdü lillahi Rabbil’alemiyn.Er’Rahmanir’Rahiym. Maliki


yevmiddiyn. İyyake na’büdü ve iyyake neste’ıyn.
İhdinassıratal’müstekiym. Sıratalleziyne en’amte Aleyhim,
ğayrilmağdubi aleyhim veleddalliyn. Amin!

MANASI

(Hamd-ü sena ) o Allah’a mahsustur ki alemlerin Rabb’idir,


esirgeyendir, bağışlayandır, ceza gününün malikidir. Kulluğu
yalnız sana ederiz, yardımı da ancak senden dileriz. Bizleri
doğru yola, gazaba uğrayanların, sapıkların yoluna değil,
kendilerine nimet verdiğin mutlu kişi ettiklerinin yoluna götür.
Amin. Ya Rab kabul et.

YEMEK DUASI

Bismi’llahi’r-Rahmani’r-Rahim

Elhamdülillahillezi etamana ve sekana ve caellena Minel


müslimin et’amene, Allahü min team-il cenneti.

Ve sekana Allahü min şarab-il kevseri ve zevvecna, Allahü bi-


huril’ayni. Bi-hürmetil enbiyai vel-mürseline velhamdü lillahi
Rabbil alemin.

Nimet-i Celilullah, bereket-i Halilullah şefaat ya Resulallah.

197
Soframıza bereket, vücudumuza sıhhat, dünyada
kalanlarımıza selamet, ahrete gidenlerimize Rahmet. Lokma
nûr, bela Dûr, cümlemiz mamûr.
EL FATİHA

MANASI

Bizleri yediren, içiren ve İslamiyetle müşerref Kılan Allahü


Teala’ya şükürler olsun.
Cümle Peygamberlerin hakkı için bizlere Cennet
taamından yedir, Kevser şarabından içir ve cennetteki Hurilerle
evlendir.
Alemlerin Rabbı olan Allahü Teala’ya hamd olsun.

ASR SURESİ
Bismi’llahi’r-Rahmani’r-Rahim

Vel’asr, innel’insane lefiy husr. İllelleziyne amenü ve


amilussalihati ve tevesav bilhakkı ve tevesav bis’sabr.

Zaman hakkı için, insan muhakkak ziyan içindedir.


Ziyandan kurtulanlar iman edip iyi amel işleyenler, Diğerlerine
hakkı vasiyet ettikleri gibi, sabrı da vasiyet edenlerdir.

Allahümme salli alel Mustafa


Bedi-il cemali ve bahril vefa
Ve salli aleyhi kema yen beği
Es sadık Muhammed aleyhisselam…2

Allahümme salli ala seyyidina Muhammed

TEKBİR ( Itri )

Allahümme salli ala seyyidina, Muhammedinin Nebiyyül


ümmiyi ve ala Alihi ve sahbihi ve sellim.
198
Allahuekber, Allahuekber,
La ilahe illallahü vallahü ekber
Allahü Ekber ve lillahil hamd.

Essalatü vesselamü aleyke ya Rasulallah


Essalatu vesselamu aleyke ya Habiballah
Essalatü Vesselamü Aleyke ya Seyyidel
Evveline vel ahırin

Vesselamün alel Mürselin


Velhamdü lillahi Rabbil Alemin

Sübhane Rabbike Rabbil izzeti amma yasşfun


Vesselamün alel Mürselin
Velhamdü lillahi Rabbil alemin

EL FATİHA

AYETEL KÜRSİ

Bismi’llahi’r-Rahmani’r-Rahim

Allahü la ilahe illa hüvel’hayyül’ Kayyum, la te’huzuhu sinetüv


vela nevm, leh uma fiys semavati ve ma fiyl ard.Men zellezi
yeşfeu indehu illa bi iznih, ya’lemü ma beyne eydiyhim vema
halfehüm, vela yühitune bi’şey’im min ilmihi illa bima şae, vesia
kürsiyyühüs semavati vel’ard. Vela yeüdühü hıfzuhüma, ve
hüvel’aliyyül’aziym.
Sadakallahülazıym Bakara Suresi – 2/255

MANASI

199
ALLAH ki, Ondan başka tapacak yoktur, Hay olan, Kayyum
olan O dur.Onu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde yerde ne
varsa hep Onundur İzni olmaksızın Onun yanında kim şefaat
edebilir.Allah herkesin olmuş, olacak,geçmiş, geçecek hallerini
biliriz. Bütün mahlukat Onun bildiklerinden ancak Onun dilediği
bir şeyi kavrayabilir. Onun kürsüsü gökleri, yeri içine alır.
Onların negahbanlığı kendisine ağır gelmez. her şeyden yüce
ve ulu olan ancak O dur.

MA’UN SURESİ

Bismi’llahi’r-Rahmani’r-Rahim

Ere’eytelleziy yükezzibü biddiyn. Fezalikelleziy Yedu’ul


yetiym. Ve la yehuddu alataamil miskiyn.Feveylün lil musalliyn.
Elleziyne hüm an salatihim sahun.Elleziyne hüm yüraune. Ve
yemne’unelma’un.

MANASI

Dini yalanlayanı görüp bildin mi? O, öyle bir kimsedir ki


yetimi iter kakar. Yoksuludoyurmaya ön ayak olmaz. Vay şol
namaz kılanlara ki , namazlarını gaflet ile kılarlar.Gösteriş
yapanların, zekat ve yardım vermeyi men’edenlerin haline.

FELAK SURESİ

Bismi’llahi’r-Rahmani’r-Rahim
Kul, euzü birabbil felak, min şerri ma halak, Ve min şerri
gasikin iza vekab, ve min şerrin Neffassati fil ukad., ve min
şerri hasidin iza hased.

De ki ; Yaratmış olduğun mahlukatın şerrinden. Çöken gecenin


şerrinden, düğümlere üfleyen büyücülerin şerrinden, nimete
hased eden hasedçilerin şerrinden sabahın Rabbine sığınırım.

NAS SURESİ
200
Bismi’llahi’r-Rahmani’r-Rahim
Kul, euzü birabbin nas, melikin nas, ilahin nas, min şerril
vesvasıl hannas, elleziy yüvesvisü fiy sudurin nas,minel cinneti
ven nas.

De ki : İnsanların Rabbine, insanların maliki ve padişahına,


insanların mabuduna; insnların kalbine vesvese verip zikr-i
ilahiden geri giden müvesvisin,perilerden olsun, insanlardan
olsun şerlerinden sığınırım.

KADİR SURESİ

Bismi’llahi’r-Rahmani’r-Rahim

İnna enzelnake fiy leyletilkadr. Ve ma edrake Ma leyletülkadr.


Leyletülkadri hayrüm min elfi şehr. Tenezzelülmelaiketü
verruhu fiyha bi’izni rabbihim, Min külli emrin. Selamün, hiye
hatta matla’ılfecr.

MANASI

Biz onu Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesi nedir bilir misin?
Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. O gece melekler, bahusus
Ruh Rablerinin İzniyle her bir işle inerler. O gece tanyeri
ağarıncaya kadar selamet devam eder.

201
202

You might also like