You are on page 1of 8

ABSORBSİYON (ATENÜASYON, SOĞRULMA)

Sismik dalgalar ilerlerken genliklerin azalması enerjisinin başka bir şekle dönüştüğünü
gösterir. Mekanik enerjinin dönüşümü için bilinen en genel olay, ısıya dönüşüm şeklidir.
Deprem sırasında, elastik enerjinin sismik enerjiye dönüşüm oranı 0,1 – 0,01
arasındadır. Bu orana depremin sismik yeteneği denir.
Deprem sırasında oluşan elastik kırılma meydana gelirken, bir kısım enerji elastik
kırılmanın çekirdeğini oluşturmak için harcanır. Elastik kırılma yüzeyi (fay düzlemi) boyunca
olan sürtünmeli hareket sırasında da bir kısım enerji ısıya dönüşür. Taneler arası küçük yer
değiştirmeler nedeniyle olan sürtünme de elastik enerjinin ısıya dönüşmesine yol açar.
Yüzeye yakın kısımlarda kayaçların porozitesi, suya doygunluğu, dalganın geçişi
sırasında ortamdaki basınç ve gerilmeden doğan ısının da soğrulmada rolü vardır. Kaynaktan
uzak bölgelerde enerjinin soğrulmasının en önemli nedeni, ortamın mükemmel elastik
olmayışıdır. Dalganın genliğinin uzaklıkla azalması;

A = A0 Ge-αr

A0 : Kaynaktaki genlik
A :r uzaklıktaki genlik
G :Dalganın geometrik değişme faktörü
Α :Soğrulma katsayısı

Yer içinin anizotropisini açıklamak için kullanılan büyüklüklerden bir diğeri; Q -1 yitim
(dissiposyon) katsayısı , Q : kalite faktörü . Dalga, bir dalga boyu ilerlediğinde enerjinin
soğrulması ;

ΔE/E = 2π/Q

Yer içindeki düşük hız katmanlarının, sıcaklığın, kimyasal bileşimin ve fiziksel


durumun incelenmesinde Q kullanılır.
Soğrulma, farklı uzaklıklarda kaydedilen sismogramlar üzerindeki genliklerin
karşılaştırılması ile incelenir.
S dalgası, aynı periyotdaki P dalgasından daha çok soğurulur.

1
SİSMİK Q DEĞERİ

Yol arttıkça yüksek frekanslı bileşenler kaybolur. Düşük frekanslı bileşenler,


soğrulmaya karşı daha dayanıklıdır.
Granit içersinde ilerleyen bir dalga, yüksek frekans bileşenlerinden az bir kısmını
kaybederken, kum içinde ilerleyen aynı dalga, yüksek frekanslarının büyük bir bölümünü
kaybeder.
Soğrulma sonucunda mekanik enerji yerini, geri dönüşümsüz olarak ısı enerjisine ve
yer değiştirmeye bırakır.

A(w) = A0(w)e-wt/2Q

A0(w) : Birden fazla frekans bileşeni içeren çok renkli bir giriş sinyalinin genlik spektrumu
A(w) : Aynı sinyale ait, soğrulmaya uğramış çıkış sinyalinin genlik spektrumudur.

SOĞRULMANIN DALGA ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Soğrulma, dalgacık üzerinde alçak geçişli bir süzgeç gibi davranır. ( Bu filtre; -wt /
2Q’ dır.)
İlerleyen dalgacığın genliği zamanla azalır. Yüksek frekans bileşenleri soğrulur.
Soğrulmadan daha az etkilenen düşük frekanslı bileşenlerin hakimiyeti altında, dalga zaman
ekseninde yayılır.
520 ms uzunluğundaki bir dalgacığa soğrulma filtresi uygulanıyor. Q = 10 oklar
dalgacığın beklenen varış zamanlarını göstermektedir.

2
35000

0 ms
4500

0
ms

1500

0
ms

500 1250 2250

Dalgacıklar, beklenenden erken gelmektedir. Bu dalgacıkları gerektiği kadar


geciktirmek için giriş dalgacığının faz spektrumu değişmelidir.
Doğadaki soğrulma olayı minimum fazlı bir sistem olarak düşünülürse, böyle bir
sistemin faz spektrumu, genlik spektrumunun doğal logaritmasının hilbert dönüşümünden
hesaplanır.

Φ(w) = Φ0(w) – ((r/(2Qv))H(w))

Bağıntısı uyarlanırsa; dalgacıklar beklenen varış zamanlarından geç gelir. Beklenen varış
zamanları ile gözlenen arasındaki zaman aralığında, genlikleri sıfıra yaklaşıncaya kadar
soğrulmuş yüksek frekans bileşenleri gelmektedirler. Fakat bu yüksek frekanslara ait olan
genlikler çok soğurulduğundan, beklenen varış zamanında dalgacığın alanını oluşturacak
güçleri kalmamıştır. Dolayısıyla dalgacığın görünmeye başlayacak kadar genlik kazanması
zaman alır.

3
35000

0 ms

4500

0
ms
1500

0
ms

ATENÜASYONUN NEDENLERİ

Atenüasyonun nedenleri; içsel sürtünme, saçılma, porozite ve viskoz relakzasyonudur.


Atenüasyon inhomojenize ve anelastisite etkisinde olur. İnhomojenize, meteryalin
çatlaklı yapısından, anelastisite ise materyalin boşluklu, kabarcıklı yapısından kaynaklanan
bozukluğundan ileri gelir.
Bu yapılar kayaçların elastik modüllerinin imajinel bileşenleri şeklinde görülür.
İmajinel bileşen büyükse materyal kökü ve Q düşük olur.
Kayaçların gözenek basıncı arttıkça daha kolay kırılır, yarıklar azalır ve böylece
soğurulma azalır. Yarıkların su içeriği de boşlukları sürtünme katsayısını düşürüp soğrulmayı
artırır.
Q-1 ‘ in pik değeri ile onun frekans bağıntısı arasındaki ilişki, sediman türünü,
doygunluğunu ve gözenek akışı cinsini tanımlamak için bilinmelidir.
Astenosferin yüzeye yakın olduğu yerlerde, soğrulmadan dolayı sismik dalgaların
verdiği hasar daha azdır. Çünkü ; astenosferde, elastik modül farkından dolayı soğrulma fazla,
sismik hızlar düşüktür. Qp > Qs

SEDİMANLARDA SİSMİK DALGALARIN SOĞRULMASI

4
Teori, sıkışma (P) ve kesme (S) modüllerinin imajiner kısımlarındaki soğrulma
kayıplarıyla ve Vp, Vs, Qp, Qs sismik parametreleri ile ilgilidir. Soğrulma mekanizması; düşük
frekanslarda elektrokimyasal işlemlere, yüksek frekanslarda sıvı akışı işlemlerine bağlıdır.
Gözenekli sedimanlarda, soğrulmanın iki ana kaynağı büyük rol oynar;
1- Gözenek geometrisine ve sıvı viskozitesine bağlı hidrodinamik paketinin girmesi
durumunda, gaz-sıvı arayüzeyinde farklılıklar, soğrulma etkisini sıvı akışını artırır.
2- Kumtaşı gibi orta gözeneklerde az miktarda sıvı olması, soğrulmayı kuvvetlice etkiler.
Bu etki elektrokimyasal işlevdir. Bu etki sıvının molekül yapısına ve katı matrisinin
yüzeyine bağlıdır. Katı sürtünme ise soğrulma için üçüncü etkidir.

LABORATUVAR ÖLÇÜMLERİ

- Doygun kayaçlarda relakzasyon pikleri bulunmuştur.


- S dalgaları az miktarda gaz girdisinden etkilenmiyorken, doygun kayaca küçük
miktarda gaz eklendiğinde P dalgası soğrulmasında çarpıcı bir artış görülür.
Kuru kayaca az miktarda su eklendiğinde P dalgası soğrulması artarken, S
dalgası soğrulması sadece bu aralıkta keskince artar.
- Kuru ve yaş kayaçlar için P ve S dalgalarının soğrulması, basınç arttıkça düşer.
Sıcaklığın artmasıyla da soğrulma piki yüksek frekanslara çıkar ve Q -1 azalır.
Yüksek viskozlu ham petrolde piki düşük frekanslara doğru değiştirir.
- Sudan başka gözenek sıvısı, relakzasyon pikini pek değiştirmez. Fakat tüm
gözenek sıvıları sudan daha düşük Q-1 gösterirler.

Doygun kumda P dalgacığı için soğrulma etkileri; %1 gaz enjekte edilirse dalganın
şekli değişir, frekansı düşer. Kuru koşullarda P dalgacığı tekrar yüksek frekanslarda görülür. S
dalgası pek etkilenmez.
Basınç arttığında, doygun kumda Qp fazla değişmezken Qs artar. Kuru kayaçta Qp
basınçla biraz artar.

5
KURU VE DOYMUŞ KAYAÇLARDA SİSMİK DALGA SOĞRULMA
MEKANİZMASI

Soğrulma mekanizması sürtünmeyi, akışkan akışını, viskoz gevşemesini ve saçılımı


kapsar. İnce yarıklar ve tane sınırları üzerindeki sürtünmeyi gösteren yüksek frekanslı verilere
bu modellerin uygulanması üst kabuktaki çoğu durum altında konsolide kayaçlar için baskın
soğrulma mekanizmasıdır. Basınç artırmak, sürtünme ile soğrulmaya katkıda bulunan
yarıkların sayısını azaltır ve böylece soğrulma azalır. Doymuş kayaçlarda akışkan akışı
sürtünme üzerinde ikinci bir rol oynar. Gözenekli ve geçirgen kayaçlarda biot türü akış
yüksek basınçta önemlidir. Çatlaklar ve ince – geniş gözeneklerden gelen gözenek akışlarının
squirting (fışkıran) tür akışı, düşük frekanslarda bazı kayaçlar için uygun mekanizma olabilir.
Kuramsal modellerde yüksek frekanslı verilerin araştırılması, düşük frekanslarda veri
gerektiren bir takım tahminler, doğrulamalar içerir.

GİRİŞ

Laboratuvar ölçümlerini değerlendirmek ve yorumlamak, yüksek frekanslarda


(yaklaşık 1 MHz) yapılmalı ve daha önemlisi, bu sonuçları sismik frekanslarla extrapole
etmek için, basınç ve frekans bağımlılarına dayalı soğrulma mekanizmasının kesin bir tanımı
gereklidir. Bu mekanizma; tane sınırları ile çatlak yüzeylerdeki göreceli harekete bağlı,
sürtünmeden kaynaklanan sönümü kapsayan matris anekestisiterini, gözenek akış
sınırlarındaki hareketlere bağlı bir gevşemeyi kapsayan akışkan akışına bağlı soğrulmayı;
akışkan içeriğine göre harekete bağlı, tamamen doymuş kayaç içersindeki sönümü fışkırma
olayını gaz paketinin sıkışması gibi kısmi saturasyon etkilerini faz değişimleri altındaki
sistemlerde enerjinin sönümünü ve ince yataklardan olan yansımalar ve düzensizlikler ve
küçük gözenekler tarafından saçılmayı kapsayan geometrik etkileri içerir.

SOĞRULMA VERİLERİ

Q = (πf / αV) = (π / δ)

Q : Kalite faktörü
Q-1 : Sönüm faktörü

6
f : Frekans
α : Soğrulma katsayısı
δ : Logaritmik azalma

Q
Granit : 125
Kireçtaşı : 112-65
Kum taşı : 52-21
Şeyl : 32-10

Volkanik kayaçlarda porozite düşük olduğu için Q yüksek; kum taşlarında porozite
yüksek olduğu için Q düşüktür.

1- Frekans Bağımlısı: Q, özellikle kuru kayaçlar için geniş bir frekans bandı
(10-2 – 10-7 Hz) üzerinde frekanstan bağımsız olabilir. Sıvılarda Q-1, bazı çok
gözenekli ve doygun kayaçlarda toplam Q-1 frekans bağımlı bileşenler
içerebilsin diye frekansla orantılıdır. Bu bileşen sismik frekanslarda hatta
oturmamış denizel sedimanlarda ihmal edilebilir.
2- Deformasyon Genliği: Soğrulma düşük deformasyonlar için deformasyon
genliğinden bağımsız görünür. 10-6 nın üzerindeki deformasyon verileri,
soğrulmanın hızlıca yükseldiğini gösterir.
3- Akışkan Doygunluğu: Saturasyon derecesine, akışkan cinsine ve frekansa
bağlı olarak, kuru kayaçlardan daha fazla soğrulma vardır. Düşük viskoziteli
akışkanlarda tamamen doygun kayaçlara için yüksek frekanslar Qp ≥ Qs
şeklinde tanımlanabilir.
4- Basınç ve Gerilme Bağımlısı: Gözlemler, basınç arttıkça soğrulmanın
düştüğünü gösterir. Bu genelde kayaçlardaki çatlakların sıkılığından
kaynaklandığı düşünülür. Hidrostatik olmayan gerilim için soğrulma
anizotropik olarak görünür. S dalgaları maksimum sıkışma eksenine dik
polarize olmuş S dalgaları için soğrulma bu eksene dik yüzeylerle
çatlakların sıkılığına bağlı olarak en düşüktür. Yüksek gerilmelerde açılımın
başlaması soğrulmayı artırır.

7
5- Sıcaklık Bağlısı: Bu konudaki az sayıda veriler Q nun genelde ergime
noktası sıcaklığından düşük sıcaklıklarda sıcaklıktan bağımsızdır.Gordon ve
Devis’e göre (1968) 150C° nin üstündeki sıcaklıklardaki kuvarsitlerde
soğrulmanın artışı, kayacın temel çatlaklarından kaynaklanabilir.
Doygunluk koşullarının bir fonksiyonu olarak soğrulur.

SONUÇLAR

1- Su ile doygun kum ve kumtaşlarında relakzasyon piki 100Hz -1 kHz arasındadır.


Bu aralık, kireçtaşları ve ham petrol içeren gözenekli sedimanlar için de geçerlidir.
2- Su ile doygun kumlu meteryale az miktarda gaz girdisi, Qp nin kuvvetli bir biçimde
düşümü ile sonuçlanır. Basınç artmasıyla Qp-1 ve Qs-1 düşer. Tüm gözenek
sıvılarından; su en yüksek Q-1 gösterir.
3- Sedimanlarda Q-1; sıvı akışı ve elektrokimyasal olaylarla olur. İkincisi düşük
frekanslarda baskındır. Sismik dalga saçınımı özellikle ince tabakalarda Q -1
üzerinde bir rol oynar.

You might also like