You are on page 1of 6

SİYAH GİYEN KADIN

Dudaklarından damlıyor umutsuzluk

Soğuk,dalgın,sessiz bir hüzün onunkisi

Düştü düşecek mutluluk maskesi

Bir ölüyü bekliyor

Gözleri ellerinin aksine

Yuvarlak,büyük

Boyundan büyük sesler çıkarıyor

Gittikçe daha cesur

Gün geçtikçe daha cömert

Gözlerimin önünde beliriveriyor

Hava bu gece dün geceden aydınlık

Acemice içiyor sigarayı dudakları yanıyor

Gün geçtikçe yıpratıyorlar

Siyah Giyen Kadını

Rüyalardan medet umar

Gün ortası dalar oldu uykuya

Taşımıyor artık ayakları

Taze bir gül fidanını andıran bedenini

Üzülüyorum gözleri düşüyor

Yanaklarını arasak da ikimiz bulamıyoruz

Radyoda ikisinin şarkısını asla çaldırmıyor

Biliyorum gizli gizli dinliyor

Bir huy edindi şu günlerde

Merasimsiz ağlıyor

Sığmıyor kalıbına özgürlüğüne pek düşkün

Korkuyorum bundan ev hanımı da olamayacak


Ağlatmışlar yerli yersiz

Katlayıp kaldırmışlar

Bir konuşabilsem avuturum belki

Siyah Giyen Kadını

Güneş batıyor,gün bitti

Biliyorum yarım kaldı hayalleri

Kırık,bitkin,yoksun

Yağmur sonrası bir akşamüstü sokakta görüyorum

Evine dönüyor

Bu hep böyleydi ve galiba böyle olacak

Birde bilse şu cıgarayı içmeyi

Dumanı doğru üflese gözleri yanmayacak

Bu gecede yağmurlarda onun adı yazacak

Gökyüzünde gürültülü sağanak istilası

O sokaktan geçmekti en büyük hatası

Sabah kadar bekleyeceğim sokağın sonunda

Siyah Giyen Kadını

Rakıdan hoşlanmaz,şaraptan nefret eder

Lacivert gecelerde ara sıra bira içer

Belki bu cumartesi eski bir gramofon çalar

İnanmıyor bugünler de ne desen yalan gelir

Bu aylarda lodos ona güneyden eser

Biraz daha dokunmazsam giderek gözden düşer

Düşürmeyin tutun elinden yüreği ezilmesin

Oyuna getirmiş şeytan

Siyah Giyen Kadını


Sirenler çalacak bir gece vakti ansızın

Ellerim kelepçeli yüzüm duvara dönük

Saat vuruyor gece yarısını

Çöküyorum dizlerimin üstüne

Bütün mahalle bu olaya tanık

Loş bir aydınlık veriyor sokak lambaları

Meraklı gereksiz bir kalabalık

Herkes gelir oraya bir tek onu göremem

İşte o zaman özlerim

Siyah Giyen Kadını

Oluyorum üç gün üç gece karakola konuk

Parmaklıklar dilsiz,duvarlar soğuk

Gözlerinin alevi geliyor aklıma

Yabancı bir sıcaklık duyuyorum

İçim gözleriyle ılık

İşittiğim tanıdık bir ıslık

Burası her yerden daha karanlık

Siyah giyer gelir yine göremem o vakit

Tutun kolundan döndürmeyin gerisin geri

Siyah Giyen Kadını

Hapisliğimin üçüncü nöbetinde

Gökyüzü hissizleşmiş

Ay bile sıkılmış beklemekten

Kelepçelerim mor siyah bir iz bırakıyor bileklerimde

Parmaklığın ardında bir serçe ötmekte

İşte o an benzettim yarım kalan bir cümleye


Hece hece yaşattım

Siyah Giyen Kadını

Tozlu rüzgarlarda gördüm bugün

Bakışlarında ki sarsılmazlık eskisi gibi

Bir şey kaybetmemiş son gördüğümden

Bir zıplasa bulutları yakalar

Şu sıralar sisli geceler bile ondan korkar

Adımları hızlı bir o kadarda sağlam

Her karanlıkta biraz daha parıldıyor gözleri

Aydınlıkta baksan da tanıyamazsın

Yıldızsız gecelerde gör sen

Siyah Giyen Kadını

Nedensiz uyuşukluklardı hissettiklerim

Zamansız gelen bir karabasanı anımsatan

Sanki beklenmedik bir ölüm

Yeryüzüne düşen yıldırımlar gibi güçlü

Şarap tadı veriyor ekşi ve buruk

Elleri bu gece her zamankinden soğuk

Kelepçelerim geliyor aklıma

İrkiliyorum

Bulutsu bir aydınlık hayal ediyorum

Kahverengi kıyılar ve mavilikler

Başaklar,rüzgar ve güneşli günler

Demirin sıcağı,çayın ılığı,buzun mavisi

Bana soracak olursan gözleri en delisi

Gün batımı vakti ne güzeldir o vakit

Turuncu gün batımında mavi kıyılar da hayal ediyorum


Siyah Giyen Kadını

Sıcak havalarda saçlarını topuz yapar

Bilirim ağustos geceleri üstü açık yatar

Uyurken bile savruk

Pencereye bir baykuş konar

Gece biter,gün doğar bir şarkı başlar

Baykuş uçar,kapı kapanır,bir kitap raftan düşer

Takvimden bir yaprak daha kopar

Yastıkta bırakır birkaçını

Kızıl-siyah saçlarının

Hakkını verememiş kimse

Parmak uçlarının

Uyudu mu gider gelmez yüreğinde kelepçe

Baykuş kaçtı kondu yerine yeşil-sarı bir serçe

Esmer bir serçeye benzettim o an

Siyah Giyen Kadını

Heybetli bir sıcaklık özlemi içinde

Önümüz kış,dumanlar tütecek

Her gün yalnız yürüdüğü yolu

Yine yalnız yürüyecek

Bulutlar grileşecek

Gri bulutların altından izleyeceğim onu

Elleri küçük

Belki de en büyük yeri gözleridir

Kırılıyor köşede ki yaprakların ağacı

Haberi yok,çıkmaz sokak bu acı

Umurunda değil ki gelmeyecek ilacı

Belki de sonu darağacı


Kışlara kilitlemişler,bahar uzak hep ona

Arıyor kırlangıçlar bu bahar başlangıcı

Siyah Giyen Kadını

Bilmediğim bir yerini anlatmaz ki istesem

Mesela ayaklarını çıplakken hiç görmedim

Ellerini öyle çok gördüm ki

O bile göremez benim gördüğüm gibi

En büyük hayranıyım parmak uçlarının

Eminim ki en gururlu yerleri parmak uçları

Kışları ıslak sever,kuru sever yazları

Bekliyor sevgiliden mektup getirecek kuşları

Söyleyin ona beklemesin vurmuşlar o kuşları

Yazdığım şiirleri okusun en çok onlar anlatır

Siyah Giyen Kadını

Günü geldiğinde siyahlar

Ele verecek kendini

Beyazların arasında

Griler dökülecek

En kuytu karanlıklara

Bir ışık doğacak

Gecelerden günlere

İşte sen o zaman gör

Siyah Giyen Kadını

-Enes GİRGİN

You might also like