You are on page 1of 52

İç göç nedenleri ve

Sonuçları raporu
Toplumsal Bellek ve Hakiketleri Araştırma Derneği

İç Göç
Nedenleri
ve Sonuçları
Raporu

1
2
Giriş……………………………………………………………………………………………………………………..………………….……6
Çalışmanın Amacı………………………………………..……………………………………………………….………………………10
Çalışmanın Metodolojisi……………………………………………………………………………………………….…………..….11
Tablo 1 Anketin yapıldığı iller……………………………………………………………………………………….. 12
Tablo 2 Yaş…………………………………………………………………………………………………………………… 17
Tablo 3 Cinsiyet……………………………………………………………………………………………………………. 18
Tablo 4 Medeni durum…………………………………………………………………………………………………. 18
Tablo 5 Doğum yeri………………………………………………………………………………………………………. 19
Tablo 6 Anadili……………………………………………………………………………………………………………… 20
Tablo 7 Anadil dışında bilinen diller………………………………………………………………………………. 21
Tablo 8 Eğitim durumu…………………………………………………………………………………………………. 21
Tablo 9 Seyahat sıklığı………………………………………………………………………………………………….. 22
Tablo 10 Seyahatlerde kullanılan araç………………………………………………………………………….. 22
Tablo 11 Seyahatlerinizde neden otobüsü tercih edersiniz…………………………………………………………..26
Tablo 12 Geçici, kalıcı ya da mevsimlik göç mü?................................................................................29
Tablo 13 Geçici göç ise ne kadar süre kalmayı planlıyorsunuz?.........................................................30
Tablo 14 Daha önce isteğiniz dışında göç etmek zorunda kaldınız mı?..............................................31
Tablo 15 Zorunlu göçün nedenleri?....................................................................................................31
Tablo 16 Göç ettiğiniz yeri tercih etme nedenleriniz nedir?...............................................................32
Tablo 17 Yaşadığınız yerden memnun musunuz?...............................................................................33
Tablo 18 Hangi imkânlar olsaydı göç etmeyi tercih etmezdiniz?........................................................33
Tablo 19 Şu an bulunduğunuz yerden memnun musunuz?................................................................34
Tablo 20 Geri dönmeyi düşünüyor musunuz?....................................................................................35
Tablo 21 Geri dönmeyi düşünenlerin yaş kategorisine göre dağılımı……………………………………….…….35
Tablo 22 Geri dönmeyi düşünenlerin cinsiyete göre dağılımı………………………………………………….……..37
Tablo 23 Geri dönmeyi düşünenlerin medeni duruma göre dağılımı……………………………………………..37
Tablo 24 Geri dönmeyi düşünenlerin eğitim durumuna göre dağılımı……………………………………………38
Tablo 25 Geri dönmeyi düşünme nedenleri?.....................................................................................39
Sonuç…………………………………………………………………………………………………………………………………………….40
Tespitler…………………………………………………………………………………………………………………………………………42

3
4
5
GİRİŞ

Göç, bireylerin yerleşmek amacıyla bir yerden başka bir yere gitmeleri hareketine verilen
genel bir addır. Bu yer değiştirme hareketi ülke içinde olursa iç göç, ülkeler arasında olursa dış göç ya
da uluslararası göç olarak adlandırılır. Bu raporun konusu olan iç göçler, kırdan kente, kentten kıra,
kırdan kıra, kentten kente doğru gerçekleşmektedir. Kişilerin göç etme sebepleri sayısız denebilecek
kadar çok ve karmaşıktır. Ancak genel olarak bütün ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de iç göç
olgusunun ana nedenleri arasında, dönemsel koşullara göre sıralama değişse de, öncelik olarak
ekonomik, sosyal, kültürel, coğrafik, demografik ve siyasi başlıklar altında sıralanmaktadır.
Göç, en kısa ifade ile bir yer değiştirme durumudur. Ancak bu kısaca ifade edilen yer
değiştirme durumu sayısız ve karmaşık nedenden kaynaklanabildiği gibi süresi de değişebilmektedir.
Bireyler yaşadıkları yerden başka bir yere uzun süreli ya da kalıcı olarak yerleşmek suretiyle yer
değiştireceği gibi, kısa süreli veya geçici olarak da yer değiştirebilirler.
Geçici yer değiştirme hareketi, her yıl belli aralıklarla ve muhtelif sebeplerle
tekrarlanabilmektedir. Bu durumda bireyler yılın belirli zamanlarında ve belirli sürelerle birden çok
mekânda bulunabilmektedirler. Türkiye’de kısa süreli veya geçici yer değiştirmelere, mevsimlik göç,
akraba ziyareti, sağlık, eğitim veya çalışma amaçlı örnekler verilebilir. Ancak, mevsimlik göçler dışında
kalan diğer geçici yer değiştirme hareketlerinin göç sayılıp sayılmayacağı tartışmalı bir konudur.
Geçmişte, geçici olacağı varsayılan göç hareketleri küreselleşme ile beraber giderek artan sayıda
insanı ilgilendirmeye başlarken küresel dünyanın yadsınamaz bir gerçeği haline gelmiştir. Zorunlu yer
değiştirmenin dışında, seyahat ve turizm ile en büyük endüstri haline gelmiş olan göç “modern
yaşamın temel unsurlarından biri” olarak da tanımlanmaya başlanmıştır. Göçün hacminin
büyümesinin yanı sıra biçimi de değişmiştir. Geçmişte, yeni bir yaşama yönelik olarak ve genellikle bir
kereye mahsus yapıldığı düşünülen göç hareketleri, artık çok yönlü olmakla beraber turizm ve göç
ayrımının da netliğini kaybettiği öne sürülmektedir.1
İnsan ile mekân arasındaki bağın aşınmasında önemli bir etkiye sahip olan göçün kavramsal
bir çerçevesinin çizilmesi ve nedenleri ile türlerinin belirlenmesi göçün kısa, orta ve uzun vadedeki
etkilerinin anlaşılabilmesi açısından oldukça önemlidir. İnsanların yaşadıkları doğal ve sosyal çevreyle
kurduğu bağın zedelemesinin yanında ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel alanda birçok etkisi
bulunan göç konusu, farklı boyutlarla ele alınmayı zorunlu kılmaktadır.
Göçe neden olan unsurlar göç sürecini ve sonrasını etkileyen önemli bir faktördür. Bir başka
deyişle, göçün nedenleri göç sürecinde ve sonrasında meydana gelen gelişmeler üzerinde büyük bir

1
DAHA İYİ BİR HAYATA DOĞRU: “YAŞAM BİÇİMİ GÖÇÜ”, İlkay SÜDAŞ- Mustafa MUTLUER, Ege Coğrafya Dergisi,
19/1 (2010), 31-47, İzmir.
6
etkiye sahiptir ve bu süreçlerde farklı deneyimlerin, pratiklerin ve uygulamaların ortaya
çıkmasında belirleyicidir. Örneğin, ekonomik nedenlerle yapılan göç karşısında geliştirilen pratikler ve
uygulamalar ile siyasi nedenlerle yapılan göç karşısındaki pratik ve uygulamalar farklıdır. Ayrıca, bu iki
göç türünün ortaya çıkardığı ekonomik, sosyal ve siyasi sonuçlar da birbirinden farklı olabilmektedir.
Göç, insanların veya toplulukların kendi iradeleriyle gerçekleşen özgür bir seçim olabileceği
gibi kendi iradeleri dışındaki gelişmelerin bir sonucu gerçekleşen zorlama bir süreç şeklinde de ortaya
çıkabilir. İnsanlar birçok sebeple yaşadıkları yerlerden ayrılabilir veya yerlerinden edilebilirler.
Özellikle politik, ekonomik veya doğal afetler gibi sebeplerle göçe tabi tutulabilir.
Araştırmamıza, Rize, Şırnak, Muş, Ağrı, Van, Dersim, Kars, Mardin illerinden, İstanbul, Adana,
Mersin, Bursa, Ankara, Kocaeli, İzmir illerine otobüs ile seyahat ederken katılan yolcularda, saydığımız
tüm bu farklı nedenlerden dolayı yaşadıkları kentlerden bir başka kente seyahat ettiklerini belirttiler.
Araştırmaya katılan 159 kişinin %29’u akraba ziyareti, %26’sı ekonomik, %14’u eğitim, %9’u
mevsimlik, %4’u sağlık, %1’i ise siyasi nedenden seyahat ettiğini belirtti.
Göç, bireysel bir süreç olabileceği gibi kitlesel bir dalga şeklinde de yaşanabilir. Göçün nasıl ve
niçin gerçekleştiğinin bilinmesi, göçün etki boyutunun anlaşılmasında yararlı olacaktır. İnsan ve insana
dair olan neredeyse her şeyi etkileme potansiyeline sahip bir olgu olan göç, tarihin hemen her
döneminde farklı yönleriyle ele alınması gereken bir süreci ortaya çıkarmaktadır. Göçe neden olan
etmenler ile göç sürecinin izlediği seyir, göçün etkileri üzerinde belirleyici olmaktadır. Göç, farklı
yönleriyle irdelenmesi gereken bir konu olmasının yanında, yansımalarının öngörülmemesi halinde
göç sonrası süreçte telafisi zor olan ve toplumun bütününü etkileyen pek çok soruna zemin hazırlama
potansiyeli taşıyan bir olgudur.
Türkiye’de bölgeler ve iller arasında yaşanan göçün çeşitli sebepleri olmakla birlikte zorunlu
olsun veya olmasın hükümetlerin uyguladıkları sosyo/politik ekonomik, kültürel ve eğitsel politikalar
nedeniyle bölgeler ve iller arası göç sürekli gündemde olmuştur. Araştırma sahamız 8 ilden hareket
eden otobüs yolcularını kapsarken 8 otobüs içinde Irak vatandaşı dâhil olmak üzere 34 farklı il
kütüğüne kayıtlı yolcu yer almıştır. Bu durum göçün sürekliliğini gösterdiği gibi iç göç ile dış göçün
birbiri ile olan ilişkisini yansıtması açısından da önem arz etmektedir. Ayrıca, seyahat eden 159
yolcunun %35,8’i daha önce kendi istekleri dışında başka bir yere göç etmek zorunda kaldıklarını
belirtmiş ve bu zorunlu göçün birçok farklı nedenden kaynaklandığını aktarmışlardır. Daha önce
hayatlarında en az bir kez göç etmek zorunda kalanların % 43’ü devlet baskısı, %13 doğal afetler, %7
çevre baskısı, %5 husumetten kaynaklı olduğunu belirtirken, %32’sinin diğer seçeneğini seçmesi
çarpıcıdır. Bu durum göç etme nedenlerinin sadece bir alt başlığı olan zorunlu göçün de birçok alt
başlığı olabileceğini göstermesi açısından önemlidir.
Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verilerine göre Türkiye’de her 100 kişiden 58’i memleketinde
yaşarken 42’si farklı illere göç etmişlerdir. Memleketlisi en yüksek oranda olan iller; Urfa, Maraş, Ağrı,
7
Adıyaman, Ordu ve Muş; en az memleketlisi olan iller ise; İstanbul, Kocaeli, Ankara ve Yalova
illeri olmuştur.
Çalışmanın odak konusu ve cevabını bulmaya çalıştığı soru; iller ve bölgeler arası göçün bu
denli yüksek oluşunun nedenleri üzerinde durmaktır.
Çalışmanın ana amacı; Türkiye’nin farklı bölgelerinden en fazla göç veren iller olan; Rize, Şırnak, Muş,
Ağrı, Van, Dersim, Kars, Mardin illerinden Türkiye’nin en fazla göç alan illeri olan İstanbul, Adana,
Mersin, Bursa, Ankara, Kocaeli, İzmir illerine yönelik göçün nedenlerinin araştırılacağı bir hedefe
odaklanmaktadır.
Çalışmamıza katılan yolcular, seyahat/göç etme gerekçeleri arasında bulundukları yerdeki ekonomik,
eğitim ve sağlık hizmetlerinin yetersiz kalması, bulundukları bölgede güvenlik kaygısı, iklim ve yer
şekillerinin olumsuz etkiler yaratması, kentsel alanlarda sanayinin gelişmesi ve böylece buralarda
istihdam alanlarının daha geniş olması gibi genel geçer nedenlerle göç etme gerekçelerini
belirtmişlerdir.
Ancak göç rotasının belli merkezlere odaklanması birçok problemi de beraberinde getirmektedir.
Göçün odaklandığı yerlerde ortaya çıkan sorunlara bakıldığında, nüfusun yoğunlaşması sonucu
düzensiz kentleşme (Çarpık kentleşme, plansız kentleşme) gecekondulaşma, zamanla kent içinde
artan sanayi tesisleri, çevre kirliliği, kentlerdeki konut sıkıntısı, alt yapı hizmetlerinde (yol, su, elektrik,
kanalizasyon) yetersizlik, işsizlik oranında artış, kent güvenliğinde bozulma, sağlık, eğitim gibi
alanlarda sorunlar oluşması ve bu hizmetlerin yetersiz kalması gibi sebepler etkiler ön plana
çıkmaktadır. Ayrıca, ülke genelinde nüfusun dağılışında dengesizlik meydana gelir. Tüm bunlarla
birlikte göç edilen yerde aranan refah, huzur ve güvenliğin de bir garantisi bulunmamaktadır.
Araştırmamıza katılan görüşmecilerin %61’i, gittikleri yerlerden geri dönmeyi düşündüğünü
belirtmiştir. Görüşmecilerin %95’i ise gittikleri yerde aradıkları imkânı yaşadıkları kente erişebilmeleri
halinde göç etmeyi tercih etmeyeceklerini belirtmiştir. Bu durum iller ve bölgeler arası göçün
nedenini, hak sahibi kişilerin daha iyi barınma, sağlık, eğitim gibi temel hizmetlere ulaşamama ve
bunun sonucu olarak da daha ulaşılabilir hizmetlere erişme amacı taşıdığını gösteren bir örnek
olmuştur.
Politika yapıcılar, kent planlayıcıları, yerel yönetimler, bilim çevreleri, ekolojistler ve meslek odaları
çalışanları iller ve bölgeler arasında yaşanan bu göç hareketinin önüne geçebilmenin yollarını
aramaktadırlar. Yapılan çalışma, bu çabalara katkı sunmak amacı da taşımaktadır.
Göç kır/kent, kent/kent nüfus dengesinin ve hizmetler dengesinin bozulmasına neden olduğu gibi göç
eden bireyler, şehirlerde daimi oturanlara oranla daha dezavantajlı bir konumda olmalarına ve çoğu
zaman o şehrin istenmeyeni, ezilenleri, yoksullukla baş edenleri olmaktadırlar. Çalışma dezavantajlı
konumdaki göç edenlerin sorunlarının görünür olmasına, bölgeler ve iller arası, ekonomik, sosyal,

8
kültürel farklılıkların görünür olmasına, ve kırdan kentlere olan göçün önüne geçilmesi için alınacak
tedbirlere katkı sunacaktır.

9
ÇALIŞMANIN AMACI
Makro ölçekte diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de göç hareketleri bölgeler ve iller arası
sosyal/kültürel ve ekonomik yatırım, istihdam, eğitim güvenlik politikalarının eşit şekilde
dağıtılmamasından kaynaklanmaktadır. Çalışma iller arası göçün haklar temelli nedenlerine
odaklanarak; barınma, güvenlik, kültürel, ekonomik, eğitsel, sağlık nedenlerine yönelik güncel veriler
elde etmekte ve bölgeler ve iller arası göçün itici ve çekici faktörler bağlamında (yaşanan yer ilgili
faktörler, göç edilecek yerle ilgili faktörler ve bireysel faktörler gibi) iç göçün güncel sebep ve
sonuçlarına odaklanmaktadır.
İç göç konusu günümüz koşullarında mültecilik ve sığınmacı krizi nedeniyle çok fazla
gündemleşen bir konu değilken, iç göç ve göçmenlik daha çok mültecilik bağlamında ele alınmaktadır.
Ancak iç göçle beraber, göç edilen yerlerde nüfusun yoğunlaşması sonucu yeni sorunlar meydana
gelir.
Türkiye'de her 100 kişiden 58'i memleketinde yaşarken 42’si başka illere göç etmiştir. Göçler
bölgeler arası yatırım, sosyal güvenlik, kültürel, siyasal, ekonomik, eğitim farklılıkları vb. nedenlerle
oluşabileceği gibi; bölgeler ve iller arasında daha iyi ve kaliteli ulaşılabilir hizmetlere ve yaşama
ulaşılabilme amacıyla da yapılabilmektedir. Çalışma iller arası iç göç hareketine neden olan çekici ve
itici nedenlere haklar temelli bir yaklaşımla bakar ve akış yönü göç veren illerden göç alan illere
yönelik olan göçün güncel neden ve sonuçlarına yönelik örneklem üzerinden araştırılıp raporlamasına
odaklanmaktadır.
Bu çerçevede çalışmanın amacı; net göç düzeyi pozitif ve negatif olan iller arasında, yaşam
endeksini belirleyen 11 boyut (konut, çalışma hayatı, gelir ve servet, sağlık, eğitim, çevre, güvenlik,
sivil katılım, altyapı hizmetlerine erişim, sosyal yaşam ve yaşam memnuniyeti) açısından anlamlı bir
fark olup olmadığını test etmek, bu boyutlar kapsamında iller arası iç göç hareketlerini göç veren Rize,
Şırnak, Muş, Ağrı, Van, Dersim, Kars, Mardin ve göç alan İstanbul, Adana, Mersin, Bursa, Ankara,
Kocaeli, İzmir illeri üzerinden açıklayan bir model tahmin etmek ve elde edilen bulgular çerçevesinde
iç göçün önlenmesine yönelik öneriler getirebilmektir.

10
ÇALIŞMANIN METODOLOJİSİ
Çalışma, Türkiye’de en çok göç veren Rize, Şırnak, Muş, Ağrı, Van, Dersim, Kars, Mardin
illerinden en çok göç alan İstanbul, Adana, Mersin, Bursa, Ankara, Kocaeli, İzmir illerine otobüs ile
seyahat eden yolcuların göç etme eğilimlerini ölçmektedir.
Saha öncesi araştırma sorularının hazırlanması, araştırma metodolojisinin belirlenmesi ve sahada
uygulanacak yöntemler üzerine hazırlık yapılmıştır. Çalışma da hem anket ile nicel araştırma tekniği
hem de seyahat deneyimi ile gözlem notları kullanılmıştır. Nisan-Mayıs 2019 tarihlerinde araştırma
ekibi Rize, Şırnak, Muş, Ağrı, Van, Dersim, Kars, Mardin illerinden İstanbul, Adana, Mersin, Bursa,
Ankara, Kocaeli, İzmir illerine giden otobüslerde yolcular ile beraber seyahat etmiştir. Araştırma ekibi
seyahat boyunca yolcular ile görüşüp anket çalışması yaparken, yolculuğu deneyimleyip gözlem
notları da tutmuştur. Yolcuların sosyo-demografik bilgileri, seyahat etme sıklıkları ve nedenleri,
seyahat ettikleri yerde kalma süreleri ve nedenleri ile geri dönme eğilimini ölçen 21 sorudan oluşan
bir anket uygulanmıştır. Toplamda 159 yolcu ile görüşme gerçekleştirilmiştir. Anketin yanı sıra
yolculuk deneyimi ve yolculuk notları gibi özgün yöntemler kullanılmıştır.

11
Tablo 1 Anketin yapıldığı iller

Şehir
159

26 23 22 25 25
13 16
9

Rize Şırnak Muş Ağrı Van Dersim Kars Mardin Total

Çalışma toplamda 8 ilden hareket eden otobüsleri baz alarak yürütülmüştür. Toplamda 159 kişi
çalışmaya katılım sağlamıştır. Rize, Şırnak, Muş, Ağrı, Van, Dersim, Kars ve Mardin illerinin örneklem
alanı olarak seçilmesinin nedeni bu illerin dışarıya en çok göç veren illerin başında gelmesidir. Seyahat
yönü olarak örneklem alanı İstanbul, Adana, Mersin, Bursa, Ankara, Kocaeli, İzmir illerinin seçilme
nedeni de bu illerin dışarıdan en çok göç alan illerin başında gelmesinden kaynaklanmaktadır. Yine
hareket rotasının belirlenmesinde göç veren illerin öncelik olarak en çok hangi ile göç ettiği esas
alınarak belirlenmiştir. Bu nedenle Rizelilerin en çok göç ettiği il olan İstanbul olduğu için Rize’den
İstanbul’a yolculuk edilmiş ve Rize-İstanbul yolcuları ile görüşme gerçekleştirilmiştir. Aynı gerekçe ile
Şırnak-Adana, Muş-Bursa, Ağrı-Ankara, Van-Mersin, Kars-Kocaeli, Mardin-İzmir rotası örneklem
olarak seçilmiş ve görüşmecilerimiz hem seyahat deneyimi yaşamış hem de yol boyunca otobüs
yolcuları ile görüşmeler gerçekleştirmiştir.

Aşağıdaki haritalardan örneklem olarak seçtiğimiz Rize, Şırnak, Muş, Ağrı, Van, Dersim, Kars
ve Mardinlilerin yaşadığı şehirlerdeki nüfus verileri verilmiştir.2

2
TÜİK; Adrese Dayalı Kayıt Sistemi’ne göre il nüfuslarını ve iller bazında hangi ilde hangi il kütüğüne kayıtlı kaç
kişinin yaşadığını yıllık olarak kamuoyu ile paylaşmaktadır. Aşağıdaki harita 2018 yılı Adrese Dayalı Kayıt
Sistemi’ne göre TÜİK’in web sitesinde açıkladığı verileri görselleştirenhttps://www.drdatastats.com adresinden
alınmıştır. Erişim tarihi. 12.06.2019. https://www.drdatastats.com/rizeli-hemsehrileriniz-hangi-illerde-yasiyor-
2018-yili/
12
Rize İl kütüğüne kayıtlı olanların yaşadıkları illerle göre dağılımı (2018)

Şırnak İl kütüğüne kayıtlı olanların yaşadıkları illerle göre dağılımı (2018)

3
https://www.drdatastats.com/rizeli-hemsehrileriniz-hangi-illerde-yasiyor-2018-yili/
4
https://www.drdatastats.com/sirnakli-hemsehrileriniz-hangi-illerde-yasiyor-2018-yili/
13
Muş İl kütüğüne kayıtlı olanların yaşadıkları illerle göre dağılımı (2018)

Ağrı İl kütüğüne kayıtlı olanların yaşadıkları illerle göre dağılımı (2018)

5
https://www.drdatastats.com/muslu-hemsehrileriniz-hangi-illerde-yasiyor-2018-yili/
6
https://www.drdatastats.com/agrili-hemsehrileriniz-hangi-illerde-yasiyor-2018-yili/
14
Van İl kütüğüne kayıtlı olanların yaşadıkları illerle göre dağılımı (2018)

Dersim İl kütüğüne kayıtlı olanların yaşadıkları illerle göre dağılımı (2018)

7
https://www.drdatastats.com/vanli-hemsehrileriniz-hangi-illerde-yasiyor-2018-yili/
8
https://www.drdatastats.com/tuncelili-hemsehrileriniz-hangi-illerde-yasiyor-2018-yili/
15
Kars İl kütüğüne kayıtlı olanların yaşadıkları illerle göre dağılımı (2018)

Mardin İl kütüğüne kayıtlı olanların yaşadıkları illerle göre dağılımı (2018)

10

9
https://www.drdatastats.com/karsli-hemsehrileriniz-hangi-illerde-yasiyor-2018-yili/
10
https://www.drdatastats.com/mardinli-hemsehrileriniz-hangi-illerde-yasiyor-2018-yili/
16
Tablo 2 Yaş

Yaşınız?
49.1

27.7

16.4

5.7
1.3

18-28 29-39 40-55 56-70 cevapsız

Ankete katılan katılımcıların yaş aralığına bakıldığında %49 oranında sıklık gösteren 18-28 yaş aralığı
ile gerçekleştirildiği görülmektedir. %28 oranında 50-45 yaş aralığı, %16'sı 29-39 yaş aralığı ve %6'sını
ise 56-70 yaş aralığı oluşturmaktadır.

17
Tablo 3 Cinsiyet

Cinsiyetiniz?

31%

Kadın
Erkek

69%

Çalışmaya katılanların %69'unu erkek ve %31'ini kadın katılımcılar oluşturmaktadır.

Tablo 4 Medeni durum

Medeni Durumunuz?
Evli Bekar Diğer

.6

48.4 50.9

Katılımcıların %51'i evli olduğunu %48'i ise bekar olduğunu belirtmişlerdir.

18
Tablo 5 Doğum yeri

Doğum yeriniz?
19
18
16

13
12

8 8
7
5
4 4 4 4 4 4 4
3
2 2 2 2 2
1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1
İzmir
Balıkesir

Bitlis

Hakkari

Şanlıurfa
Adana

Diyarbakır
Elazığ
Cevapsız

Aydın

Bursa

Gaziantep

Hatay
Irak
İstanbul

Malatya

Muş
Ordu
Osmaniye
Ağrı
Ardahan

Kars
Kırıkkale

Mardin
Bingöl

Mersin

Rize
Sivas

Şırnak

Van
Dersim

Erzurum

Kütahya

Trabzon
Çalışmanın örneklem sahası olarak 8 ilden otobüse binen yolculardan seçilmiş olmasına rağmen bu
yolcuların, içinde Irak vatandaşı dâhil 34 farklı il kütüğüne kayıtlı olması ayrıca irdelenmesi gereken
bir durum teşkil etmiştir. Bu durum hem iç içe geçmiş bir göç hareketini bize gösterirken aynı
zamanda 159 yolcunun önceki göç deneyimi dâhil olmak üzere göç etme sebepleri farklı nedenlerden
kaynaklanmaktadır.

19
Tablo 6 Anadili

Anadiliniz?
Kürtçe Türkçe Arapça Diğer

4% 2%

30%

64%

Katılımcıların %64'ü anadilini Kürtçe, % 30'u Türkçe, %4'ü Arapça ve %2'si diğer olarak belirtmişlerdir.

20
Tablo 7 Anadil dışında bilinen diller

Anadil dışında bilinen dillerin dağılım tablosu


120%
100%
Axis Title

80%
60%
40%
20%
0%
Cevap Süryanic Ermenic
Kürtçe Türkçe Arapça Lazca Rumca Diğer
yok e e
Kürtçe 1% 0% 96% 5% 1% 1% 1% 1% 10%
Türkçe 14% 50% 4% 21% 0% 0% 4% 7% 25%
Arapça 0% 50% 100% 0% 0% 0% 17% 0% 0%

Anadilini Kürtçe olarak belirten katılımcıların anadilinin dışında %96'ı oranında Türkçe bildiğini, %5'i
Arapça bildiğini belirtmişlerdir.
Anadilini Türkçe olarak belirten katılımcıların anadilinin dışında %50 oranında Kürtçe bildiğini, %21'i
Arapça, %7'si Rumca bildiğini belirtmişlerdir.
Anadilini Arapça olarak belirten katılımcıların tamamı Türkçe de bildiğini yanı sıra %50'i Kürtçe %17'si
Lazca da bildiğini belirtmişlerdir.

Tablo 8 Eğitim durumu

Eğitim-Öğrenim Düzeyiniz?
28.9
22.0
20.1
15.7

4.4 5.7
2.5
.6

Anket çalışmasına katılan katılımcıların %29'u üniversite mezunu %22'si ilkokul, %20'si lise ve %16'sı
ortaokul mezunu olduğunu belirtmişlerdir.
21
Tablo 9 Seyahat sıklığı

Ne sıklıkla seyahat edersiniz?

34.0
29.6
25.8

6.9
3.1
.6

Yılda bir Altı ayda bir Ayda bir Haftada bir Diğer Cevapsız

Katılımcıların %34'ü ayda bir, %29'u altı ayda bir ve %25'i yılda bir seyahat ettiklerini belirtmişlerdir.

Tablo 10 Seyahatlerde kullanılan araç

Seyahatlerinizde hangi ulaşım aracını kullanıyorsunuz?


Otobüs Kendi aracım Köy minibüsü Uçak Diğer

87.4

6.9
2.5 .6 2.5

Otobüs Kendi aracım Köy minibüsü Uçak Diğer

Katılımcıların %87'si seyahat ederken otobüsü, %7'si uçağı, %2'si ise seyahat ederken kendi aracını
kullandığını belirtmişlerdir.
Katılımcıların seyahat için kullandıkları aracın %87 oranında otobüs çıkması bu çalışma için örneklem
alanı olarak otobüsün seçilmesini doğrulayıcı bir gösterge olmuştur. Çünkü hızlı trenler ile demiryolu

22
ve artan havaalanları ile uçak seyahatlerinde artış olsa da hala karayolunun ve otobüsün
istatistiklerde de çok yüksek bir oranda seyahat aracı olarak tercih edildiği görülmektedir.
Türkiye’de 1950’li yıllara kadar demiryolu ulaşımı ön planda olmuş ancak bu yıllardan sonra Marshall
Yardımları’nın etkisi ile üstünlük karayolu ulaşımına geçmiştir. Bu durum nüfus yapısı ve kent-kır
dengesinde sarsıcı bir etki yaratmıştır. Türkiye’de ilk nüfus sayımının yapıldığı 1927 yılında toplam
nüfusun %84’ü kırsal alanda yaşarken, 1950’lilerde hızlanan ekonomik ve toplumsal dönüşüm süreci
kırdan kente göçü teşvik etmiştir. Bu dönem karayolu ulaşımının da geliştiği ve iller arası ulaşım
tercihi üstünlüğünün karayoluna geçtiği bir dönem olmuştur. 1950’de nüfusun ancak %19’u kentlerde
yaşarken bu oran 1970’te neredeyse iki kat artarak %36 oranına çıkmıştır. 1990’da %56’ya, 2006’da
%62,7’ye ve 2016’da %78,3 gibi yüksek bir oranda kent lehine gelişmiş, kır nüfusu azınlık konumuna
düşmüştür.
Yakın tarihimiz için göç denince akla ilk olarak kırdan kente doğru hareket akla gelmektedir. Ve göç
çalışmaları da bu nüfus hareketin yaratacağı denge ve sorunlar üzerine odaklanmaktadır. Ancak göç
hareketlerinin yarıdan fazlası şehirden şehre yapılmakta ve kentleşme hızı da azalma göstermektedir.
Bu nüfus hareketi ile kentler arasında yaşanan dengesizlik ve nüfusun bir alana yığılması üzerine
yapılan çalışmalar sınırlı kalmaktadır.

Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) 1965-2000 yıllarını kapsayan dönemde, Türkiye genelinde, doğudan
batıya, kuzeyden güneye hareket halinde olan göçlerin profilini çıkartmıştır. ''Türkiye'nin Göç
Haritası'' olarak da belirtilecek DPT çalışmasında, ekonomik ve sosyolojik açıdan ilginç, kayda değer
sonuçlara ulaşılmıştır. DPT araştırmasının verilerine göre, 1975-1980 döneminde nüfusun yüzde
9,3'ünü oluşturan 3,6 milyon insan göç etmişken, 1995-2000 döneminde nüfusun yüzde 11'ini teşkil
eden 6,7 milyon insan göç etmek durumunda kalmıştır. Göçlerin Türkiye'nin doğusunda yer alan
bölgelerden, sosyo-ekonomik bakımdan daha gelişmiş batı bölgelerine doğru yönelmiştir. 12 bölgeli
istatistikî bölge birimlerinden İstanbul ve Batı Marmara bölgeleri net göç hızı pozitif olan bölgelerin

23
başında gelirken, Batı Karadeniz ve Kuzeydoğu Anadolu bölgeleri de net göç hızı negatif olan bölgeleri
oluşturmuştur.
DPT çalışması kırdan kente göçlerin daha fazla olduğu şeklinde hâkim olan görüşte kırılma yaratmış şu
sonuçlar ortaya çıkarmıştır:
''Göç edenlerin yaklaşık yüzde 70'i iller arasında, yüzde 30'u il içindeki yerleşim yerleri arasında göç
etmektedir. Göç edenlerin yaklaşık 58'i şehirden şehire, yüzde 20'si şehirden köye, yüzde 17'si
köyden şehire ve yüzde 5'i köyden köye göç etmiştir. Verdiği göçten, aldığı göçün en fazla olduğu ilin
başında İstanbul gelmekte ve bu il en fazla Ankara'dan göç almaktadır. Aldığı göçten verdiği göçün en
fazla olduğu ilin başında Samsun gelmekte ve bu il en fazla İstanbul'a göç vermektedir. Net göç hızı en
yüksek ilin başında Tekirdağ, net göç hızı en düşük illerin başında Ardahan gelmektedir.
Göç edenlerin yüzde 55'i erkek, yüzde 45'i kadındır. Genç ve yaşlı nüfus göçü çok az, buna karşılık,
göçlerin büyük çoğunluğu orta yaşlarda ve
Özellikle göçlerin yaklaşık yüzde 20'si 20-24 yaş grubunda yoğunlaşmaktadır. Genelde hiç
evlenmemiş ve boşanmış olanlar, özelde ise hiç evlenmemiş erkekler ve evli kadınlar daha fazla göç
etmektedir. Eğitim görmüş olanlardan özellikle ilkokuldan mezun olmuş kişiler daha fazla göç
etmektedir. Göç eden erkekler kadınlara nazaran daha fazla istihdam imkanı bulmasına karşılık, daha
fazla erkek işsiz kalmaktadır. Göç etmiş kişilerin büyük çoğunluğu hizmetler ile ilgili ekonomik
faaliyetlerde bulunmaktadır.
Göç etmiş kişilerin yaklaşık üçte biri tarım dışı üretim faaliyetlerinde çalışanlar ve ulaştırma
makineleri kullananlardır. Göç etmiş kişilerin büyük çoğunluğu ücretli, maaşlı veya yevmiyeli olarak
çalışmaktadır. Hane halkı fertlerinden birine bağımlı göç nedeninden sonra iş arama/bulma,
tayin/atama, amaçlı göçler göç olgusunun en önemli nedenini oluşturmakta, kadınların çoğunluğu
evlilik, erkeklerin çoğunluğu iş arama/iş bulma nedeniyle göç etmektedir.''11

İller arasındaki göçlerin toplam nüfus içindeki payının değişimi incelendiğinde, 1965-2000
döneminde beşer yıllık dönemler itibarıyla 2,7 ile 4,8 milyon arasında, toplam 21,1 milyon insan göç
kervanına katılmıştır. 1965-1970 döneminde her yüz kişiden 10,7'si iller arasında göç ederken, zaman
içinde göç hızlarında azalmalar gözlendi ve 1980-1985 döneminde yüzde 6,5'e kadar düşmüştür.
Ancak, 1985-2000 döneminde göç oranında 1970'li yıllar seviyesi kadar olmasa da bir yükselme
gözlendi ve 1995-2000 döneminde her yüz kişiden 7,9'u iller arasında ikametgahını değiştirmiştir.

Ülke sınırları içerisinde bir yerden diğerine yerleşmek amacıyla gerçekleştirilen nüfus hareketi
veya başka bir ifadeyle iktisadi, siyasi, sosyal gerekçelerle ülke sınırları içerisinde bir ilden başka bir ile

11
Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), Türkiye’de İç Göçler ve Göç Edenlerin Nitelikleri
(1965-2000), 2008.
24
ya da kesime doğru akan nüfus hareketleri olarak ifade edilen iç göçün hikâyesi çok derinlere
gitmektedir.12
Mekansal ve şehirlerde fonksiyonel değişimlere yol açan ulaşım sektörleri arasında
entegrasyonun sağlanması ve hem nicel hem de nitel kalitesinin artırılmasına önem verilmelidir.13

12
Türkiye’de İç Göçler Üzerine Genel Bir Değerlendirme, Öğrt. Gör. Hakan ÖZDEMİR
13
Türkiye’de Ulaşım Sektöründe Yaşanan Değişimler Ve Mevcut Durum, Yrd.Doç.Dr. Taşkın Deniz
25
Tablo 11 Seyahatlerinizde neden otobüsü tercih edersiniz?

Seyahatlerinizde neden otobüsü tercih


edersiniz?
61.6

11.9 14.5
6.9 5.0

Sağlık Daha ekonomik Daha güvenli Yük,eşyam çok Cevapsız


koşullarım olduğu için fazla
nedeniyle

2007 Seyahat ederken yolculukta otobüsü kullanan katılımcıların %62'si daha ekonomik olduğu,
%12's, yük eşyasının çok olduğu ve %7'si sağlık koşulları nedeniyle tercih ettiklerini belirtmişlerdir. 20
08 2009 2010 2011 2012 2013 2014
2000 ile 2017 yılları arasında havayolu, denizyolu, demiryolu ve karayolunda taşınan yolcuların
yıllara göre istatistik grafiği aşağıda verilmiştir:

(Milyon)1950’li yıllarda yolcu taşımacılığında ön planda olan demiryollarının ve deniz yolunun 2000
ile 2017’de kayda değer bir değişiklik olmadığı görülmektedir. Havayolu yolcu taşıma oranını
%1.8’den %9,6 gibi yüksek bir orana çıkarmasına rağmen yolcuların %88,8’i hala karayolunu tercih
ettiği görünmektedir. Anketimize 8 ilden katılan 159 yolcunun %62'si otobüsü tercih etme sebeplerini
daha ekonomik olarak göstermiştir. Bu istatistikî veri otobüsü tercih edenlerin sosyal sınıfına işaret
etmektedir. %62 gibi yüksek bir oranda ekonomik imkânlara erişememekten kaynaklı otobüsü tercih
etmek zorunda kalmaktadır. Yolculuk süresinin 24 saati bulan uzak mesafeler düşünüldüğünde ve bu
sürenin özellikle yaşlı veya sağlık sorunu olanlara sıkıntı çıkarabileceği göz önünde bulundurulması
26
gerekmektedir. Sosyal devlet ilkesi ile sosyal seyahat formülü üzerinde düşünülmesi gerektiği
görülmektedir. Yolcuların %12'si, yük eşyasının çok olmasından kaynaklı otobüsü tercih etmek
durumunda kaldığını belirtirken %7'si sağlık koşulları nedeniyle tercih ettiklerini belirtmişlerdir.

Seyahat etme nedenleri?


29%
26%

17%
14%
9%
4%
1%

14 Katılımcıların %29'u akraba ziyareti, %26'sı ekonomik, %17'si tatil ve %14 eğitim amaçlı seyahat
ettiklerini belirtmişlerdir. Katılımcıların %29’unun akraba ziyareti ile yolculuk yaptığı ve 8 ilden
hareket eden otobüsün örneklem alanı olarak seçilmiş olmasına rağmen 34 farklı il kütüğüne kayıtlı
yolcunun olması iç içe geçen göçün bir örneğini sunmaktadır.
Eğer herkes kendi memleketinde yaşasaydı Türkiye bugünkü nüfus yapısından farklı bir yapıya mı
sahip olacaktı? www.drdatastats.com sitesi, TÜİK’in Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’ne göre
Türkiye’de herkesin kayıtlı olduğu nüfus kütüklerine göre aşağıdaki haritayı oluşturmuştur. Bu
haritada herkes hangi il kütüğüne kayıtlı ise o ilde gösterilmiştir.
Site, bu haritanın iki sınırlılığına şöyle vurgu yapmaktadır: Birincisi asıl kayıtlı oldukları kütüklerini
başka bir ilin kütüğüne taşıyan vatandaşlarımız yeni kayıt oldukları illerin kütüklerinde gösterilir.
İkincisi ise Türkiye’de evlilik sonrası kadınlar eşlerinin kütüklerinin kayıtlı oldukları illerde gösterilir.
Bu kapsamda oluşturulan “2018 Yılı Herkes Kendi Memleketinde Yaşasaydı İllerin Nüfusu Ne Olurdu
Haritası”na göre;
▪ 15,07 milyonluk İstanbul 2,54 milyon
▪ 5,50 milyonluk Ankara 2,00 milyon
▪ 4,32 milyonluk İzmir 1,97 milyon olurdu!

14
Bu veride çoklu yanıt seçeneği kullanılmıştır.

27
Ayrıca herkes kendi memleketinde yaşasaydı en kalabalık 5 il aşağıdaki şekilde sıralanırdı:
1-Urfa: 2,77 milyon
2-Konya: 2,57 milyon
3-İstanbul: 2,54 milyon
4-Diyarbakır: 2,25 milyon
5-Ankara: 2,00 milyon.
Bu durumda Türkiye’nin en kalabalık şehri Urfa olurdu. Aşağıdaki haritada herkes kendi
memleketinde yaşasaydı nüfus oranı ne olurdu Türkiye haritası üzerinden ile il sayılarla verilmektedir.

28
Tablo 12 Geçici, kalıcı ya da mevsimlik göç mü?

Göçün türü
63.5

18.9
13.8

3.8

Geçici Mevsimlik Kalıcı Cevapsız

Katılımcıların %63'ü geçici göç ettiklerini, %19'u mevsimlik göçler gerçekleştirdiklerini ve %14'ü ise
kalıcı olarak göç ettiklerini belirtmişlerdir.
Göç olgusu içerisinde “mevsimlik göç” ayrı bir bölüm halinde değerlendirmeye değer niteliktedir.
Mevsimlik göçün başat nedeni bireylerin yaşadığı ekonomik sıkıntılardır ve bu göç hayat standartlarını
biraz daha olsa yükseltmek, bir dönemlik de olsa işsizlikten kurtularak iş sahibi olabilmek amacı ile
gerçekleştirilmektedir. Türkiye’de özellikle Pamuk, çay, fındık toplama ve turizm alanları mevsimlik
göç almaktadır. Türkiye’deki mevsimlik göçleri de Kürt sorunu ve zorunlu göç bağlamından kopuk ele
almak eksiklik olacaktır.15
Katılımcıların %14’ü hariç diğer yolcuların geçici olarak seyahat etmesi istatistikî verilerle de uygunluk
göstermektedir. Türkiye’de yıllara göre seyahat oranı artmış, her yıl artan sayıda yolcu seyahat
etmiştir. 10 yıl gibi bir zaman içinde yolcu sayısı 100 milyondan fazla bir artış göstermiştir.
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın 2003-2014 İSTATİSTİKLERLE
ULAŞTIRMA DENİZCİLİK VE HABERLEŞME verilerine göre yolcu sayısı:

2003: 164.311 (milyon) 2008: 206.098 2013: 268.178


2004: 174.312 2009: 212.464 2014: 276.073
2005: 182.152 2010: 226.913
2006: 187.593 2011: 242.265
2007: 209.115 2012: 258.874200

15
Dilek Kurban, Mevsimlik İşçiler: Zorunlu Göç Mağdurları. http://bianet.org/bianet/insan-haklari/100867-
mevsimlik-isciler-zorunlu-goc-magdurlari.
Sibel Özbudun, Neo-Liberal Türkiye’nin “En Alttakiler”İ: İşçi Sınıfı Kürtleşirken, 6-7.

29
Tablo 13 Geçici göç ise ne kadar süre kalmayı planlıyorsunuz?

Geçici göç ise ne kadar süre kalmayı


planlıyorsunuz?
28% 27%

21%

12%

6% 5%
1%

bir kaç gün 1 aydan 1 ay ve 3-6 Ay arası 6 Ay ve 1 Yıl ve 1 kaç hafta


daha az üzeri üzeri üzeri

Geçici göç ettiğini belirten katılımcıların %28'i Birkaç gün, %27'si 1 aydan daha az bir süre, %21'i 1 ay
ve üzeri, %12'si 3-6 ay arası, %5'i 1 yıl ve üzeri süre aralıklarında göç ettiklerini belirtmişlerdir.

30
Tablo 14 Daha önce isteğiniz dışında göç etmek zorunda kaldınız mı?

Daha önce isteğiniz dışında göç


etmek zorunda kaldınız mı?
64.2

35.8

Evet Hayır

Katılımcıların %64'ü daha önce kendi istekleri dışında göç etmediklerini %36'sı ise istekleri olmaksızın
göç etmek zorunda kaldıklarını belirtmişlerdir.

Tablo 15 Zorunlu göçün nedenleri?

Zorunlu göçün nedenleri

Diğer 32%

Devlet baskısı 43%

Husumet 5%

Çevre baskısı 7%

Doğal afet 13%

Zorunlu göçe maruz kaldığını belirten katılımcıların %43'ü devlet baskısı nedeni ile, % 32'si diğer
nedenlerden, %13 doğal afet ve %7'si çevre baskısı nedeni ile göç etmek zorunda olduğunu
belirtmiştir.
Hayatlarında daha önce en az bir kez zorunlu bir şekilde göç ettiklerini belirten katılımcıların
%43’ü bu zorunlu göç sürecini devlet baskısına dayandırmıştır. Türkiye’de 1984-1999 yılları arasında
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde PKK ve Kolluk Kuvvetleri arasındaki çatışmalardan kaynaklı 3
milyon kişi zorunlu olarak Türkiye’nin batı metropollerine göç etmek zorunda bırakılmıştır. Zorunlu

31
göçün en önemli nedenlerinden biri güvenlik birimlerinin köyleri ve yerleşim birimlerini güvenlik
gerekçesiyle zorla boşaltmalarıdır. Köy yakma boşaltma nedenlerinden biride köy koruculuk sistemini
kabul etmeyen kişilerin köylerinden zorla çıkarılmalarıdır. Diğer taraftan Doğu ve Güneydoğu Anadolu
bölgesinde yaşanan çatışmalarda kişilerin kendilerini güvende hissetmeme daha güvenli bölgelerde
yaşama isteği bölgeler arası zorunlu göçü tetiklemektedir.

Tablo 16 Göç ettiğiniz yeri tercih etme nedenleriniz nedir?

Göç ettiğiniz yeri tercih etme nedenleriniz


nedir?

Diğer 13%

Akrabalarım. yakınlarım burada 31%

En çok alternatif sunan şehir 13%

Eğitim olanakları daha fazla 13%

İş olanakları daha fazla 31%

Zorunlu göçe maruz kalanların %31 akrabalarına yakın yerleri, %31' iş olanaklarının fazla olması ve
diğer katılımcılar %13'lük bir oranla eğitim, iş olanakları ve diğer nedenlerine göre göç ettikleri
şehirleri tercih etmişlerdir.

32
Tablo 17 Yaşadığınız yerden memnun musunuz?

Yaşadığınız yerden memnun musunuz?


73.0

15.7
11.3

Evet Hayır Cevapsız

Katılımcıların %73'ü yaşadıkları yerden memnun olduğunu, %16 memnun olmadığını ve %11'i ise
soruyu cevaplamamıştır.

Tablo 18 Hangi imkânlar olsaydı göç etmeyi tercih etmezdiniz?

İmkanlardan hangileri olsaydı göç etmeyi tercih


etmezdiniz?
55%

14%
12%
7% 7%
5%

İş imkanı Sağlık Eğitim Sosyal alan Yine de göç Diğer


ederdim

Katılımcıların %55'i iş imkanları, %14'ü eğitim, %7'si Sağlık ve eğitim %12'si ise imkanlar bulunmuş
olsaydı göç etmeyeceklerini belirtmişlerdir.
Katılımcıların %73'ü yaşadıkları yerden memnun olduklarını belirtmiş ve bulundukları kentte erişimde
zorluk çektikleri iş imkanı, eğitim, sağlık ve sosyal alan imkanlarının sağlanması halinde göç

33
etmeyeceklerini belirtmişlerdir. Sadece %5’lik bir oranda tüm imkânlar sağlansa dahi yine de göç
etmeyi düşünmektedir. Sadece herhangi bir baskı aracı ile insanların zorunlu bir şekilde yaşadıkları
mekânlardan ayrılmalarının zorunlu göç olarak belirtilmesinin yetersiz kalacağı, aynı zamanda kentin
imkânsızlıklarının da zorunlu göçün bir çeşidi olduğunu belirtmek gerekmektedir.

Tablo 19 Şu an bulunduğunuz yerden memnun musunuz?

Şu an bulunduğunuz yerden memnun


musunuz?

Cevapsız 10.7

Hayır 25.2

Evet 64.2

Katılımcıların %64'si şu an bulunduğu yerden memnun olduğunu %25'i memnun olmadığını


belirtirken %11' soruyu cevaplamamıştır.

34
Tablo 20 Geri dönmeyi düşünüyor musunuz?

Geri dönmeyi düşünüyor musunuz?


Evet Hayır Cevapsız

16%

23%
61%

Katılımcıların %61'i geri dönmeyi düşündüklerini, %23'ü geri dönmeyi düşünmediğini belirtirken
%16'sı soruyu yanıtlamamıştır.

Tablo 21 Geri dönmeyi düşünenlerin yaş kategorisine göre dağılımı

Geri dönmeyi düşünenlerin yaş kategorisine göre


dağılımı
Evet Hayır

78%
73% 72% 72%

27% 28% 28%


22%

18-28 29-39 40-55 56-70

Geri dönmeyi düşünenlerin yaş grubuna göre dağılımına bakıldığında 56-70 yaş aralığında bulunan
katılımcıların %78 bir oranla geri dönmeyi düşündükleri
18-28 yaş aralığının %73'ün geri dönmeyi düşündüğünü, %72'lik bir oranla da 29-39 ve 40-45 yaş
aralığında bulunanlar geri dönmeyi düşündüklerini belirtmişlerdir.

35
Geri dönmeyi düşünen yaş aralıklarının yüzdelerine bakıldığında ileri yaş grubu ve genç katılımcıların
geri dönme isteğinin daha fazla sıklık gösterdiği dolayısıyla ara yaş grubuna oranla gidilen yerle
aidiyet duygusunun gelişmediği görülmektedir.

36
Tablo 22 Geri dönmeyi düşünenlerin cinsiyete göre dağılımı

Geri dönmeyi düşünenlerin cinsiyete göre dağılımı


Kadın Erkek
75%
68%

33%
25%

Evet Hayır

Geri dönmeyi düşünenlerin cinsiyete göre dağılımına bakıldığında erkeklerin %75 ve kadınların %68’i
geri dönmek istediklerini belirtmişlerdir.

Tablo 23 Geri dönmeyi düşünenlerin medeni duruma göre dağılımı

Geri dönmeyi düşünenlerin medeni duruma göre


dağılımı
Evet Hayır

100%

72% 75%

28% 25%

0%

Evli Bekar Diğer

Geri dönmek isteyenlerin medeni durumuna bakıldığında Evli olanların %72’si, bekar olanların ise
%75 geri dönmek istediklerini belirtmişlerdir.

37
Tablo 24 Geri dönmeyi düşünenlerin eğitim durumuna göre dağılımı

Geri dönmeyi düşünenlerin eğitim durumuna göre dağılımı


Hayır Evet

Yüksek lisans/Doktora 63%


38%

Üniversite 18%
82%

Lise 30%
70%

Ortaokul 21%
79%

İlkokul 19%
81%

Okur yazar 83%


17%

Okur-yazar değil 33%


67%

Geri dönmek isteyenlerin mezuniyet durumları gösteren tabloya bakıldığında Üniversite mezunlarının
%82’si, ilkokul mezunlarının % 81’i, ortaokul mezunlarının % 79, lise mezunlarının % 70’i, okur-yazar
olmayanlarının %67’si geri dönmeyi istediklerini belirtmişlerdir. Okur-yazar olanların %83 ve yüksek
lisans/ doktora mezunu olanların %63’ü ise geri dönmeyi düşünmediklerini belirtmişlerdir.

38
Tablo 25 Geri dönmeyi düşünme nedenleri?

Geri dönmeyi düşünme nedenleriniz?


23%
20%

13% 14%

7%
6%
5% 4%
3% 3%
1%

16Katılımcıların %23'ü şehrin pahalı olması, %20'si adaptasyon sorunu nedeniyle, %14'ü kültürel ve
etnik farklılık nedeniyle, %13'ü komşuluk ilişkilerinin olmaması, %7'i nüfus yoğunluğu %22'si yeşil
alanların az olması, ayrımcılık, dışlanma, iletişimde güçlük çekmek, trafik ve suç oranlarının fazlalığı
nedeniyle memleketlerine geri dönme nedenleri olarak belirtmişlerdir.

16
Bu veride çoklu yanıt seçeneği kullanılmıştır.

39
SONUÇ YERİNE
Geçmişte geçici olacağı düşünülen göç hareketleri, giderek artan sayıda insanın gönüllü veya
zorunlu olarak gerçekleştirdiği yeni bir ağa dönüşmüş olup, küresel dünyanın yadsınamaz bir gerçeği
haline gelmiştir. Göçün hacminin büyümesinin yanı sıra biçimi ve mekanı da değişmiştir. Geçmişte,
zorunlu veya gönüllü olarak yeni bir mekana yönelik bir kereye mahsus yapıldığı düşünülen göç
hareketleri, artık çok yönlü ve karmaşık bir döngüye dönüşmüştür. Araştırmamızın yapıldığı 8 ilden
hareket eden otobüsler, 34 farklı il kütüğüne kayıtlı 159 yolcuyu taşımış ve bu yolcuların seyahat
etme gerekçeleri, geri dönme süreleri, ve istekleri birbirinden farklı ve çok çeşitli nedenselliklere
dayanmıştır .Kişilerin bir ilden diğerine gitme nedenleri sayısız denecek kadar çok ve karmaşıktır.
Seyahat etmek, artık bir yerden bir yere bir kereye mahsus gitmek amacıyla yapılmadığı gibi
giderek daha fazla insanın daha fazla süreyle zamanını geçirdiği yeni bir mekâna dönüşmüştür.
Ulaştırma bakanlığı verilerine göre 2003 yılında 164 milyon olan yolcu sayısı 10 yıl sonra 2013 yılında
100 milyondan fazla bir artış göstererek 268 milyona çıkmıştır. 2014 yılında bu nüfus 276 milyona
çıkmış ve her yıl giderek daha fazla artış göstermiştir. Seyahat etmek, bir başka ifade ile göç artık
gidilen bir yer olmaktan çıkmış, göç yolunun kendisi bir mekana dönüşmüştür. Bu yeni mekânın
tanımlanmasında çeşitli güçlükler söz konusudur. Bu güçlükler arasında, göç yolunun mekansal olarak
nasıl tanımlanacağından, hareketin kalıcılık ya da geçicilik gibi niteliklerinin belirsizliği, göçe
katılanların motivasyonları ve demografik özellikler açısından büyük çeşitlilik sergilemeleri ve
birbirinden farklı nitelikteki destinasyonlara göç edilmesi öncelikle belirtilebilir.
Her ne kadar her bir göç hadisesi neden, işleyiş ve etki açısından kendine ait özellikler taşısa
da göç konusunda bazı genellemeler yapabilme olanakları da mevcuttur. Ekonomik nedenler ve
güvenlik kaygısı başta olmak üzere pek çok neden insanların bulundukları mekânları bireysel veya
kitleler halinde terk etmelerine neden olmaktadır. Ekonomik nedenli göçler, siyasi nedenli göçlerden
farklı bir sürecin işlemesine neden olabileceği gibi farklı ekonomik, sosyal ve siyasi sonuçların ortaya
çıkmasına da yol açabilmektedir. Siyasi nedenli göçler, bilinçli ve keskin bir siyasallaşma duygusuna,
radikal siyasi eğilimlere, güçlü bir diasporanın oluşumuna ve toplumsal entegrasyon konusunda
dirençli bir grup psikolojisine sahip olmaya zemin sunmaktadır.
Bölgeler arası dengesizliklerin giderilmesinde başarılı olunamaması, ekonomik olarak geri
bırakılmış bölgelerin diğer bölgelerin gelişme seviyesine getirilememesi, diasporada politikleşmiş
kitleler arasında daha kalın setlerin örülmesi ve kentsel huzursuzluğun daha da artmasına neden
olduğu belirtilebilir. Kırsal veya ekonomik olarak geri bırakılmış bölgelerden modern gelişmiş
bölgelere yönelen göç beraberinde çarpık kentleşme, alt yapı yetersizliği gibi neden olduğu sorunlar
öteden beri dile getirilen problemler olsa da, günümüzde asıl sorun bu nüfus yığılmasının kentleri
yaşanmaz bir mekâna dönüştürdüğü gerçeği önümüzde durmaktadır. İstanbul 15 milyonu aşan

40
nüfusu ile bunun en bariz örneğidir. Araştırmamızın sonuçlarında ortaya çıkan sonuç da bu olguyu
doğrulamaktadır. Katılımcıların %95’i kentsel koşulların, kentsel erişim olanaklarının artırılması
halinde göç etmeyeceğini veya geri döneceğini belirtmiştir. Katılımcıların %73'ü de yaşadıkları yerden
memnun olduğunu ancak ekonomik, sağlık, eğitim ve istem dışı gibi nedenlerden dolayı göç etmek
durumunda kaldıklarını belirtmiştir.

41
TESPİTLER
İnsanlar tarih içerisinde çeşitli nedenlerden dolayı yaşadığı mekândan ayrılmak durumunda
kalmıştır. Göç kavramıyla ifade edilen bu ayrılık, insan ve mekân üzerinde çok yönlü bir etkiyi
beraberinde getirmiştir. Göç başta birey olmak üzere insana dair olan inanç, düşünce, kural ve
yapıların değişim ve dönüşüm yaşamasına zemin hazırlamıştır.
Siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik, kentsel ve yapısal olmak üzere birçok nedenden
kaynaklanan ve oldukça farklı ve büyük etkileri olan iç göç denilen serüven, irdelendikçe yaşamakta
olduğumuz ve kronikleşen sorunların başat nedenlerinden biri olarak değerlendirilebilir.
Kentleşme ve bunun beraberinde getirdiği toplumsal sorunların çözülebilmesi, bunlara dönük
bazı politikaların geliştirilmesi ve önleyici tedbirlerin alınması için iç göç olgusu, birbiriyle ilintili olan
çok sayıdaki nedensellikle birlikte ele alınarak çözümlenmelidir ve bunun sonunda elde edilen
bulgular, karar alıcılarca ve uygulayıcılarca her zaman dikkate alınması gereken birer temel başvuru
kaynağı niteliğinde olmalıdır.
Ayrıca 1984-1999 yıllar arasında 4 bin köyün boşaltılması ve 3 ile 4 milyon insanın zorla
yerinden edilmesinin yarattığı etkiler halen devam etmektedir. Araştırmamıza katılanların %36’sı
daha önce zorunlu bir göç sürecini yaşadığını belirtmiş ve yüksek oranda devlet baskısı ile göç
etiklerini belirtmiştir. Bu zorunlu göç süreci, kentle tanışıklığı yok denecek derecede az olan büyük bir
nüfus kitlesini köylerinden ve köylü yaşamındaki vasıflarından kopararak yer değiştirmek zorunda
bırakmıştır. Yine araştırmamıza katılanların %31’inin akraba ziyaretine işaret etmesi, zorunlu göçün
yaratmış olduğu devamlılık açısından da önemli bir örnek teşkil etmiştir. Bu durum göstermektedir ki,
zorunlu göç bir kereye mahsus yer değiştirme ile sonlanmamakta ve hem göç edenler hem de göç
edenlerin akrabalık ilişkilerinden dolayı sürekli bir hareket alanı yaratmaktadır.
Diğer yandan, taşıma kapasitesinin üstünde nüfusun kentlere akması ile kentsel altyapının
yetersiz kalması, istihdam alanlarının azalması ve düzensiz kentleşmenin artması gibi sorunlar
doğurmuştur. Ayrıca, dengesiz gelir dağılımı ve buna bağlı olarak ortaya çıkan açlık ve yoksulluk gibi
önemli ekonomik sorunlar doğrudan göç sebebi olarak ortaya çıkmaktadır. Gelir dağılımındaki
adaletsizlik yüzünden, işsiz kalan insanların köyden kasabaya göç etmesi, burada tutunamadığı zaman
şehre göç etmesi, orada da umduğunu bulamaması durumunda daha gelişmiş büyük şehirlere ve en
nihayetinde yurt dışına göç etmesi bu anlamda dikkat çekici bir olgu olarak önümüzde durmaktadır.
Türkiye’de ilk nüfus sayımının yapıldığı 1927 yılında toplam nüfusun %84’ü kırsal alanda
yaşarken, 1950’lilerde hızlanan ekonomik ve toplumsal dönüşüm süreci kırdan kente göçü teşvik
etmiştir. 1950’de nüfusun ancak %19’u kentlerde yaşarken bu oran 1970’te %36’ya, 1990’da %56’ya,
2006’da %62,7’ye ve 2016’da %78,3’e gibi bir oran ile yükselmiştir. Günümüzdeki göç hareketleri

42
artık kırdan kente yerine kentten-kente gerçekleşmektedir. Bazı kentlerde nüfus boşalırken
bazılarında nüfus yığılması yaşanmaktadır.
Türkiye’de yaşanan göçün yönü genellikle sosyo-ekonomik nedenlerle Karadeniz, Doğu ve
Güney doğu Anadolu Bölgesi illerinden, sanayileşmiş ve kişi başına gelir düzeyi yüksek batı
bölgelerindeki illere doğru olmuştur. Başlangıçta kırdan kente olan göç, günümüzde çoğunlukla
kentten kente gerçekleşmektedir. Göç alan iller çoğunlukla Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde,
göç veren iller ise genellikle Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yer aldığı
görülmektedir. Tarihsel süreç içinde iç göç hareketleri önceleri önemli bir sorun olmamasına karşın,
zamanla kümülatif bir şekilde artarak, göç veren illerde nüfusun iyice azalmasına, göç alan illerde
nüfusun önemli düzeyde artarak sürdürülemez hale gelmesine neden olmuştur.
Türkiye’de ortaya çıkan iç göç hareketleri üzerinde, sosyo-ekonomik faktörler önemli rol
oynamaktadır. İllerin sosyo-ekonomik gelişme sıraları ile net göç düzeyleri arasında orta düzeyde ters
yönlü ilişki vardır. Yani illerin sosyo- ekonomik gelişme sırası yükseldikçe (ilin sosyo-ekonomik gelişme
düzeyi düştükçe), net göç düzeyinde azalma olmaktadır.
Bölgesel ekonomik gelişim farklılıkları bir taraftan iç göçlerin sebebi iken diğer taraftan da
sonucu olmuş ve adeta bir kısır döngüye neden olmuştur. Toplumsal refahın dengesiz dağılımı göçe
neden olurken, bu durum var olan dengesizliği daha da keskin hale getirmektedir. Bölgeler arası
dengesizlikleri giderici ve gelir dağılımındaki farklılıkları azaltıcı yapısal dönüşümü temin edecek
altyapı çalışmaları sadece kalkınma planlarında metin olarak kalmış, uygulanmamıştır.
Yaşanan göçler sonucunda tarım ve hayvancılık gibi kırsal alanların ekonomiye yaptıkları
temel katkılar da kesintiye uğramıştır. Tarımdaki çözülme kadar önemli olan bir diğer husus da
Türkiye’de işgücü planlamasının olmaması ve eğitim sisteminin sanayi ve hizmet sektörlerinde ve
bölgesel gereksinimlerin ihtiyaç duyduğu alanlarda kalifiye iş gücü yetiştirmemesidir.
Hızlı göç hareketlerinin bir diğer etkisi de kentleri iş bulma ümidiyle dolduran kesimin yol
açtığı yüksek oranda işsizliktir. Bir taraftan kırsal kesimde bitkisel üretim ve hayvansal üretim
düşerken diğer taraftan kentlerde işsizlik artmakta ve bu durum, sosyal kargaşalara müsait bir ortam
sunmaktadır.

43
ÖNERİLER
Türkiye’de gittikçe artan bir iç göç süreci çözülmesi gereken bir sorun olarak hala önemini
korumaktadır. Türkiye’de illerin sosyo-ekonomik gelişme düzeyleri arttıkça göç etme eğiliminin
azalacağı çalışmamızın sonuçlarından biri olarak ortaya çıkmıştır. Araştırmamıza katılanların %95’i
ekonomik, sağlık, eğitim gibi olanakların artırılması halinde kentlerine geri döneceklerini veya göç
etmeyi düşünmeyeceklerini belirtmişlerdir. Ayrıca katılımcıların %70’nin yaşadıkları yerlerde memnun
olduğunu belirtmesi önemlidir. İnsanları göçe etmeye zorlayan ekonomik, sağlık, eğitim, güvenlik gibi
etkenler ortadan kaldırılmalıdır.
Bugün kadar geri bırakılmış veya yatırım için teşvik programları az uygulanmış göç veren illere
yönelik pozitif ayrımcılık ilkesi kapsamında yatırım ve teşvikte öncelik verilmelidir. İç göçün bu
olumsuz sonuçlarının ortadan kaldırılması veya minimize edilebilmesi için, iç göç olgusuna neden olan
faktörlerin iyice çözümlenmesi ve bunlara yönelik önlemler alınması gerekmektedir.
Göçlerin ağırlıklı olarak ortaya çıkmasına neden olan geçim sıkıntısı ve işsizlik gibi ekonomik
yönlü nedenlere karşı, bölgelerin çevresel ve sosyo-ekonomik şartlarına uygun yatırımlar kamu
kesimince ve özel kesimce yapılarak buralarda istihdam alanları artırılmalıdır. Özel kesimin bu
alanlara yönelmesi için desteklenmesi ve sanayi yatırımlarının ekonomik bakımdan geri kalmış
bölgelere kaydırılması için ‘kalkınmada öncelikli iller’in sayısı arttırılmalıdır.
Doğu ve Güneydoğu’da hala güvenlikli bölgeler ilan edilmesi yüzünden kırsal yaşam etkilenmeye
devam etmekte ve 90’lı yıllarda köylerinden zorla göç ettirilenlere dönüş yolu hala kapalı
tutulmaktadır. Bu alanlarda geri dönüş yolu açılarak kırsal alanlarda köy tipi sanayi geliştirilerek
buralarda yaşayanların üretici kimliğe kavuşması sağlanmalı, kırsal kesimde maliyetlerin azaltılması ve
pazarlık gücünün arttırılması için kooperatifleşmenin desteklenmesi gibi uygulamalara gidilmelidir.
Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan zorunlu göç probleminin çözümü için; hükümet, yerel yönetim, sivil
toplum kuruluşları ve yerinden edilmiş kişilerinde katılımı ile kısa ve uzun vadeli kalıcı politikalar
belirlenmelidir.
Köy boşaltmalar sonucu yaşanan göç ve insan hakları ihlallerinin açığa çıkarılması için “Hakikatleri
Araştırma Komisyonları” kurulmalıdır. Zararların tazmini ve yeniden dönüş için; Birleşmiş Milletlerin
Ülkesinde Yerinden Edilmiş Kişilere İlişkin Kılavuz İlkelerini esas alan geri dönüş, yeniden yerleştirme
ve yeniden entegrasyon konularına ilişkin ilkelere göre programlar hazırlanmalıdır.
Tarım sektöründe faaliyet gösterenlerin son zamanlarda talep gören ve insan sağlığı ve çevre
açısından da büyük önem arz eden organik tarım yöntemleriyle üretim yapması teşvik edilmelidir.
Kırsal alandaki üretim kooperatifleşme ile desteklenmeli ve kooperatifleşmenin yaygınlaştırılması için
somut adımlar atılmalıdır. Kırsal alanlarda sunulan kamu hizmetlerinin yoğunlaştırılması ve altyapı

44
hizmetlerinin iyileştirilmesi gibi adımlar atılmalıdır. Kırsal kesimde sunulan hizmetlerin maliyetini
düşürmek ve hizmet kalitesini yükseltmek de önem arz etmektedir.
Kentlerde faaliyet gösteren sosyal ve kültürel amaçlı derneklerin kurulması, bunlara katılım ve
bunların etkinlikleri devlet tarafından desteklenmeli; halkın sivil toplum örgütleri aracılığıyla
taleplerini toplu ve örgütlü bir şekilde ilgili yerlere iletmesi özendirilmeli ve halk bu yönde
bilinçlendirilmelidir.
Kente göçle gelenlerin marjinal kesim diye addedilen türedi işlerde birikmesini önlemek için
bu kişilerin mesleki becerilerini artırmak ve bunların yeni iş alanlarına kaydırılması için mesleki
eğitime tabi tutulmalarını sağlayan eğitim faaliyetlerinin ve bunları yürütecek örgütlerin yoğun bir
şekilde desteklenmesi de sorunları giderici yönde pozitif katkı sunacaktır.
Bu araştırmanın bu alanda çalışan araştırmacılar, politik yapıcılar ve karar vericiler ile zorunlu
göç etmek isteyen bireylerin sorunların aşılmasına destek getirmesi ve çözüm yollarına katkı
sunmasını dileriz.

45
EKLER

İÇ GÖÇ İLE İLGİLİ BAZI TABLOLAR ek olarak aşağıdaki sayfalarda verilmektedir.

Kır-Kent Nüfusu ve Kentsel Nüfusun Genel Nüfus İçindeki Oranı

46
En çok göç veren iller

47
Yıllara göre iller arası göç eden nüfus, sayı ve oran

48
Yıllara Göre Nüfus Sayıları ve İller

49
En çok göç alan iller istatistiği

50
Refah Göstergeleri Bağlamında Türkiye’de İller Arası İç Göç Hareketlerinin Analizi

Kaynak: TÜİK, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine (ADNKS) göre illerin aldığı göç,verdiği göç, net göç
ve net göç hızı.

51

You might also like