Professional Documents
Culture Documents
Ruzgar Turbini
Ruzgar Turbini
Tablo 1.2 1994-2000 Yılları Arası Dünya Rüzgâr Enerjisi Kurulu Gücü__________13
Tablo 1.3 Dünya Rüzgâr Enerjisi Kurulu Gücünün Kıtalara Göre Dağılımı ______14
Tablo 1.6 Yıllık Ortalama Rüzgâr Hızlan 3 m/sn'den Yüksek Olan Batı ve Kuzey Batı
Anadolu Yöreleri ____________________________________________________17
Tablo 1.7 Türkiye'de rüzgâr enerjisi için mümkün hedefler (YEKAB öngörümü)_18
Tablo 6.1 Rotoru Sargılı Asenkron Motorda Üretilen Akım Harmonikleri ______63
ÖZET
Anadolu, kışın Sibirya yüksek basıncının etkisinde bir yüksek basınç alanı,
Karadeniz ve Akdeniz ise bir alçak basınç alanıdır. Bu nedenle; kışın rüzgârların
karalardan denizlere doğru esmesi beklenir. Yazın ise Anadolu güneyden gelen
tropikal hava kütlelerinin etkisindedir ve Kuzeybatı Avrupa üzerinde yerleşen yüksek
basınç alanından, Basra alçak basıncına yönelmiş rüzgârların etkisinde kalır. Yazın;
eteziyen adı verilen ve kuzeybatıdan esen rüzgârlar, Marmara ve Ege'yi etkiler.
Meltem R.
Kontr-
Kara ve Dağ ve
Alize R. Alize R. Föhn R. Slikon Antisiklo
Deniz Vadi
Muson R. Rüz. n Rüz.
Meltemi Meltem
i
1.3 Dünya Rüzgâr Enerjisi Potansiyeli
Dünyada rüzgâr santrallerinin kurulu gücü hızlı bir artış göstermektedir. 1995-
2001 yıllan arasında rüzgâr türbini satışlarında yıllık %40'lık bir büyüme
gerçekleşmiştir. 1990 yılında dünyanın kurulu gücü 2160 MW iken 1994 yılında 3488
MW'a, 1995 yılında 4778 MW'a, 1996 yılında 6070 MW'a, 1997 yılında 7636 MW'a,
1998 yılında 10153 MW'a, 1999 yılında 13932 MW'a ve 2000 yılında 18449 MW'a
çıkmıştır. (Tablo 1.2).
Son on beş yıldır Amerika'da yeni bir rüzgâr endüstrisi doğmuştur. 1982-
1992 yılları arası California'da yaklaşık 15000 rüzgâr türbini kurulmuştur. 370 MW
gücündeki Kenetech Rüzgâr Çiftliği dünyanın en büyük rüzgâr santralidir. 8160
hektar alan kaplayan bu çiftlikte 100 kW 'lik 3500 adet ve 300-400 kW 'lık 40 adet
türbin bulunmaktadır. Ancak kısa zaman da bu türbinlerden daha modernleri
geliştirilmiştir. Avrupa'da rüzgâr teknolojisi hızla gelişmektedir 1995 yılında yeni
türbinler 600 kW güçte iken bugün geliştirilen türbinlerin gücü 2 MW' tır. Almanya
yaptığı atakla 1998 sonunda rüzgâr kurulu gücünü 2875 MW'a çıkarmış, kurulu gücü
1820 MW 'ta kalan ABD yi geçmiş ve birinciliği elde etmiştir.
Teknolojik gelişimle rüzgâr türbinlerinin ünite güçleri arttırılırken son beş yıl
içerisinde fiyatları düşürülmüştür. Karada kurulan türbinlerin birim fiyatları 1600-1800
dolar/kW'a kadar çıkabilmekte ise de ABD iç piyasasında 750 dolar/kW düzeyine
inildiği belirtilmektedir.
Tablo 1.2 1994-2000 Yılları Arası Dünya Rüzgâr Enerjisi Kurulu Gücü
1994 3488 -
1995 4778 37
1996 6070 27
1997 7636 26
1998 10153 33
1999 13932 37
2000 18449 32
Tablo 1.3 Dünya Rüzgâr Enerjisi Kurulu Gücünün Kıtalara Göre Dağılımı
Türkiye coğrafi konumu ve hüküm süren iklim koşullan itibari ile rüzgâr
enerjisi kaynaklan bakımından, teorik olarak elektrik enerjisinin tamamını
karşılayabilecek seviyededir. Ülkemiz toplamı 8000 km'yi bulan ve bunun büyük bir
kısmının rüzgâr enerjisi kullanılabilecek durumda bulunan sahil şeridine sahiptir.
Türkiye, Avrupa'da rüzgâr enerjisi potansiyeli en zengin ülkeler arasında yer
almaktadır. Türkiye'nin teorik olarak hesaplanan potansiyeli 83.000 MW değerindedir.
Bu Türkiye'nin biran önce kullanması gereken önemli bir rüzgâr enerjisi potansiyeli
olduğunu göstermektedir. Fakat rüzgâr enerjisinin mevcut olan enerji sistemine
girişini sağlayabilmek için gerekli teknik ve ekonomik fizibilite çalışmaları yapılmalıdır.
Çünkü bu enerji kullanılmadığı her zaman dilimi için aynı zamanda kayıp olan enerji
anlamına gelmektedir.
Tablo 1.5 Türkiye'de rüzgâr enerjisi açısından süreklilik ve yoğunluk gösteren yöreler
Antakya 108,9
Kumköy 82
Mardin 81,4
Sinop 77,9
Gökçeada 74,5
Çorlu 72,3
Çanakkale 71,3
Batı ve Kuzey-Batı Anadolu'nun rüzgâr enerjisi potansiyelinin belirlenmesi
için, uzun yıllık meteorolojik veriler incelenerek, yıllık ortalama rüzgâr hızlan
3m/sn'den daha yüksek olan yöreler belirlenmiş ve Tablo 1.6 'da gösterilmiştir.
Tablo 1.6 Yıllık Ortalama Rüzgâr Hızlan 3 m/sn'den Yüksek Olan Batı ve Kuzey Batı
Anadolu Yöreleri
Tablo 1.7 Türkiye'de rüzgâr enerjisi için mümkün hedefler (YEKAB öngörümü)
2.1. Rüzgâr
Bir rüzgâr türbini enerjisini rüzgâr enerjisinin rotora bağlı olan kanatları tahrik
etmesi ile ve bu kanatların dönmesi ile elde eder. Burada rüzgârdaki enerjinin türbine
iletilmesi ile elde edilen enerji (mekanik enerji) hava yoğunluğuna, rotor alanına
(kanatların süpürdüğü alana) ve rüzgârın hızına bağlıdır.
1MW’lık bir rüzgâr türbininde rotor çapı 54m’dir. Rotor süpürme alanı türbinin
rüzgârdan ne kadar enerji elde edeceğini belirler. Rotor çapının arttırılması ile
süpürme alanının artması sağlanır.
Şekil 2.2 Rotor Ölçüsü Değişimi ile Elde Edilen Enerji Miktarı Değişimi
Şekil 2.2’den rüzgâr türbinlerinin rotor ölçüleri hakkında fikir edinilebilir. Tipik
bir rüzgâr türbini düşünelim (600 kW gücünde jeneratöre sahip ve 44m rotor
çapında).
Eğer rotor çapını 2 kat arttırırsak rotor alanı 4 kat artar böylelikle elde ettiğimiz
enerjiyi de 4 kat arttırmış oluruz. Rotor çapı arttırılabilir (Rotor çapının arttırılması
elde edilen enerji miktarındaki artış Resim 2 ifade edilmiştir.) çünkü türbin üreten
firmalar bölgesel rüzgâr şartları için ürünlerini optimize ederler. Büyük güçlü bir
generatör daha güçlü bir rüzgâr ile kullanılabilir bundan dolayı eğer düşük rüzgâr
gücüne sahip bir bölgeye kurulum yapılacaksa düşük güçlü generatör seçilmelidir.
Bir rüzgâr türbini rüzgârı, rüzgâr rotor düzlemine varmadan, saptırır. Buradan
şu sonuca varırız rüzgâr türbini kullanarak rüzgârdaki enerjinin tamamını elde etmek
mümkün değildir. (Yukarıdaki Şekil 2.3’de, sağ taraftan gelen rüzgârdaki kinetik
enerjiyi elde etmek için bir rüzgâr türbininin kullanılması gösterilmiştir.) Bu Betz Kuralı
ile açıklanır. Bu kurala göre rüzgârdaki kinetik enerjinin %59’nu (16/27) rüzgâr türbini
ile mekanik enerjiye dönüştürebiliriz. Rüzgâr türbini rüzgârdaki kinetik enerjiyi alıp
dönme enerjisine çevirirken rüzgârı yavaşlatır. Buradan rüzgârın türbine gelmeden
önce ki hızının, türbinden çıktıktan sonraki hızından daha büyük olduğunu çıkarırız.
2.5. Rüzgârdaki Enerji
Rüzgârdan elektrik elde edilmesinde rüzgâr hızının çok büyük önemi vardır.
Elde edilecek enerji ortalama rüzgâr hızının kübü ile orantılıdır (eğer rüzgâr hızı 2 kat
artar ise elde edilen enerji 8 kat artar).
Yukarıdaki Grafik 1’den görüleceği üzere rüzgâr hızı 8m/s iken elde edilen
enerji 314 Watt/metrekare’dir. Rüzgâr hızı 16m/s olduğunda ise 2509
Watt/metrekare’dir.
3.RÜZGÂR TÜRBİNLERİ
Tahrik edilen kısmı dönme hareketi yapan ve bir akışkanda bulunan enerjiyi
milinde mekanik enerjiye dönüştüren makinelere türbin denir. Türbinler, en genel
halde; buhar, gaz, su ve rüzgâr türbinleri olarak dört grupta İncelenir. Rüzgâr
türbinleri ile ilgili tanımlar, değişik kaynaklarda birbirleriyle çelişmektedir. Bu konudaki
en genel tanımlama aşağıdaki gibidir: Pervane kanatlan, pervane göbeği ve pervane
miline rotor veya türbin denilir. Pervane mili dişli kutusuna bağlıdır. Dişli kutusunu
jeneratöre bağlayan mile de, jeneratör mili denir. Bunların tümü kule tarafından
taşınır. Kule ile yer bağlantısı da temel aracılığıyla sağlanır. Tüm bu elemanlara, en
genel halde rüzgâr enerjisi tesisi adı verilir. Bu gerçeğe rağmen, yerli ve yabancı
literatürde, rüzgâr enerjisi tesisi yerine, rüzgâr türbini denmesi alışkanlık olmuştur.
Rüzgâr türbinleri; yapılarına göre, güçlerine göre ve şebekeye göre olmak üzere
3 ana kategori altında sınıflandırılabilir
Yer konumuna göre rotoru yatay eksende çalışan türbinlerdir. Yatay eksenli
rüzgâr türbinleri (Horizontal Axis Wind Turbine = HAWT)’nin maksimum enerji
tutabilmeleri için rotorları sürekli rüzgâr akış yönünde olmalıdır. Bu da rotorun kule
üzerinde dönmesi ile sağlanır. Rüzgârın yönüne dönme hareketi iki ayrı
konstrüksiyonla sağlanır. Bunlar “öne-rüzgâr” ve “arkaya-rüzgâr” olarak adlandırılır.
Eğer kanat, rüzgârı ön yüzünden alıyorsa rotorun arkasına bir kılavuz kanat takılır.
Diğer durumda ise kanat rüzgârı arka kısımdan alır veya kanatlar biraz konik yapılır.
Böylece sistem rüzgârı takip ederek maksimum fayda sağlanır.
Teknolojik ve ticari olarak en yaygın kullanılan türbinler yatay eksenli rüzgâr
türbinleridir. Modern rüzgâr türbinleri 2 veya 3 kanatlı ve kanat çapları yaklaşık 30 m
civarındadır. Yatay eksenli türbinlerde rotor, dişli çark, jeneratör ve fren bir kulenin bir
kulenin üzerinde yatay şafta bağlanmışlardır. Ticari amaçlı kullanılan türbinlerin
hemen hepsi bu guruba girmektedir. Aşağıdaki şekillerde yatay eksenli sistemler ile
yatay eksenli kanat şekilleri gösterilmiştir
Avantajları;
Dezavantajları;
Dönme eksenleri düşey ile rüzgâr yönünde bir açı yapan rüzgâr türbinleridir.
Bu tip türbinlerin kanatları ile dönme ekseni arasında belirli bir açı bulunmaktadır.
Eğik eksenli rüzgâr türbinlerinin geniş bir uygulama alanı yoktur.
Rüzgârdan elde edilen elektrik enerjisi gücünü 1 MW’ tan büyük, rotor çapının
ise 46 metreden büyük olduğu türbinlerdir. Büyük güçlü türbinler, rüzgâr çiftliği olarak
adlandırılan diziler halinde kurulurlar. Bir rüzgâr çiftliğinin toplam gücü 1–150 MW
arasındadır.
Yatırım amaçlı kurulan büyük güçlü türbinlerden üretilen enerji, mevcut
şebekeye verilir. Bu yüzden yatırımdan önce yapılması gerekli olan bazı çalışmalar
vardır. Öncelikle bölgenin rüzgâr açısından durumunun belirlenmesi gerekir. Yapılan
detaylı ve en az bir yıl sürecek teknik rüzgâr ölçümleriyle, rüzgâr hızı ortalamaları,
günlük, mevsimlik ve yıllık dağılımlar ile yaklaşık rüzgâr enerjisi değerleri belirlenir.
Bunun ardından yapılacak olan fizibilite çalışmaları sonucunda, kurulacak olan
santralin büyüklüğü, türbinlerin yerleri ve güçleri, üretilecek enerjinin maliyeti gibi
sonuçlara ulaşılır. Bu çalışmalarda, bölgesel elektrik kurumlarıyla ve devletle
yapılacak olan anlaşmalar, alınacak özel izinler, çevre halkının yaklaşımı, bölgedeki
konvansiyel elektriğin maliyeti, yıllık harcama miktarı, arazinin fiziksel yapısı,
finansman ve kredi politikası gibi parametreler önemli rol oynar.
Büyük güçlü türbinlerden oluşan rüzgâr çiftliklerinin yatırım maliyeti kabaca bir
yaklaşımla 1000 $/kW’ tır. Yıllık bakım masrafı ise yatırımın % 1–1,5 oranında şir. Bu
şartlar altında kurulacak türbinlerden elde edilen elektrik enerjisi, şebekeye; maliyeti
düşük, çevreyi kirletmeyen, güvenli ve yenilenebilir bir kaynaktan üretilmiş olarak
verilebilir.
20 yıl öncesine kadar iki kanatlı rüzgâr türbinleri yaygın bir şekilde kullanılırdı.
10 metreden 100 metreye kadar değişen farklı pervane çaplarında Avrupa’da ve
Amerika’da kullanılmıştır. İki kanatlı rüzgâr türbinleri, üç kanatlı rüzgâr türbinlerinden
daha ekonomik gibi görünmesine rağmen, iki kanatlı rüzgâr türbinleri dinamik
etkilerden dolayı bir takım ek ekipmanlar gerektirdiğinden, üç kanatlı rüzgâr türbinleri
ile hemen hemen aynı maliyete gelmektedir. Üç kanatlı rüzgâr türbinlerinden farklı
olarak dönmeden meydana gelen ve kulenin yatay eksenine göre olan bir atalet
momentine sahiptir. Bu durum rüzgâr türbini üzerinde ek bir yüklenme meydana
getirir ve sadece sallanan göbek (teetering hub) ile giderilebilir. Amaç, dönen
pervane üzerinde büyük atalet moment değişimlerinin etkilerini önlemektir. Ayrıca
düşük şiddetteki rüzgâr hızlarında (örneğin 3 m/sn) pervane devreye girememektedir.
2 . Rotor kanatları
5 . Dişli kutusu
7 . Elektrik jeneratörü
10 . Hidrolik sistem
11 . Soğutma ünitesi
12 . Kule
13 . Anemometre ve rüzgârgülü
Cismin referans hattı ile hava akışı arasında yaptığı açı hücum açısı (a) olarak
adlandırılır. Kanat profilinin referans hattına veter hattı da denir. Hafif bombeli
yüzeyler, verilen bir hücum açısı için daha büyük bir kaldırma kuvveti meydana
getirirler. Dolayısıyla kanat profili denen bu tip şekiller bu durum için uygundur. Kanat
profili üst yüzeyde daha hızlı bir akış meydana getirmektedir. Yüksek hava akış hızı,
kanat profilinin üst kısmında basıncı düşürerek alçak basınç bölgesi meydana getirir.
Bunun sonucu olarak emme etkisi meydana gelerek kanat havalanır. İki temel kanat
profili vardır simetrik ve asimetrik. Şekil 3.11’de türbin kanat profili verilmiştir.
Şekil 3.11 Türbin Kanat Profili (L; lift, D; drag, M; moment, c;Kanat uzunluğu R;
Bileşke kuvvet)
Bu iki temel kanat profilinde bazı ortak noktalar vardır bunlar; Dışbükey
olmaları, hücum kenarlarının(leading edge) dairesel, firar kenarlarının(trailing edge)
da keskin ve sivri olmalarıdır. Aralarında ki temel fark ise, alt yüzeylerin şeklidir.
Asimetrik kanat profillerinde, profilin alt yüzeyi hava akışı yönüne en yakın noktadan
maksimum kaldırmayı yaparken simetrik kanat profillerinde her iki yüzeyde de aşağı
yukarı eşit bir kaldırma görülür.
Sürükleme Katsayısı;
Kaldırma Katsayısı;
Türbin dizaynında ilk göz önüne alınması gereken parametre kanat sayısıdır.
Rüzgâr makineleri kanat sayısı 2 ile 40 arasında değişecek şekilde dizayn
edilebilirler. Kanat sayısının çok olduğu durumlar düşük uç hızı oranlı rotorlar için
kullanılırlar. Bu durum yüksek kalkma momentinin gerektiği su pompalanması gibi
uygulamalar için geçerlidir.
Yüksek uç hızı oranlı rotorlar elektrik enerjisi üretmek için kullanılır ve 2 veya
3 kanatlı olarak tasarlanır. Kanat sayısı kararlaştırılırken dikkat edilecek ana faktörler;
► Uç hız oranı (Bu oran pervane dönüş hızının rüzgâr hızına oranı olarak tanımlanır)
► Maliyet
► 3 kanatlı rüzgâr türbinleri, 2 kanatlılara göre daha düzgün bir çıkış gücüne sahiptir.
► 3 kanatlı rüzgâr türbinleri Avrupa’da daha yaygın olmakla birlikte, yaklaşık 1MW’lık
türbinlerin geliştirilmesinde önemli rol oynamışlardır.
►3 Kanatlı pervanenin diğer bir avantajı da bu tipte tüm hızlarda sabit atalet momenti
meydana gelir. Bu avantajından ötürü rüzgâr türbinleri üzerinde ek bir yük meydana
gelmemektedir.
► 2 kanatlı rüzgâr türbinlerinin bir kanat eksik olmasından dolay maliyet ve ağırlık
gibi avantajları vardır.
► 2 kanatlı rüzgâr türbinleri aynı çıkış gücünü verebilmeleri için daha büyük
döndürme hızına ihtiyaç duyarlar. Bu gürültü kirliliği açısından büyük bir
dezavantajdır.
Rotor kanatlarını yapımında cam lifli güçlendirilmiş plastik (GRP), karbon lifli
güçlendirilmiş plastik (CFRP), ahşap alüminyum veya çelikten yapılabilmektedir.
Küçük rüzgâr türbinler için (çapı 5 metreden az) kullanılacak malzeme seçiminde,
ağırlık, sertlik veya kanat karakteristiklerinin yerine daha çok üretim verimliliği ön
plana çıkmaktadır. Fakat büyük ölçekli türbinler söz konusu olunca kanat profiline
uygun malzeme seçimi oldukça önemlidir. Büyük rüzgâr türbinlerinin çoğunda GRP
kullanılmaktadır. Bu malzeme hafifliği, yüksek dayanıklılık sağlamasının yanında,
diğer malzemelere göre ucuzdur. CFRP yapımı kanatlar prototiplerde başarı
sağlamış ve sınırlı bir üretimi vardır. Bu malzeme GRP den daha yüksek dayanıma
ve hafifliğe sağlaması bir avantaj olmasına rağmen, çok pahalı olması ekonomik
açıdan kullanımını sınırlamıştır.
Ahşap çok uzun zamandan buyana kullanılan bir malzemedir. Ucuz ve hafif
olmasına karşın, neme karşı hassas olması ve işlem maliyetleri dezavantajıdır.
“Soğuk kalıp” olarak adlandırılan bir teknikle bu problemin üstesinden gelinmiştir.
Ahşap kaplama tahtaları bir vakum torbasında epoksi reçine ile haddelenerek, kanat
kalıbı şeklinde preslenir. Bu biçimde elde edilen kanatlar, özellikle, büyük rüzgâr
türbinlerinde dayanıklılık ve hafiflik bakımından diğerlerine göre oldukça büyük bir
üstünlük sağlamaktadır. Bunlar üzerine çalışmalar devam etmektedir.
Kule, rüzgâr türbinlerinde nacelle ve rotoru taşır. Kuleler genellikle tüp şeklinde
çelik, kafes yapılı veya betonarme olarak inşa edilir. Halat destekli direk tipi kuleler
genellikle küçük türbin uygulamalarında kullanılır.
Tüp şeklindeki kule şekli en çok tercih edilen kule şeklidir. Şekil-8-a’da tüp
şeklinde kule kullanılan rüzgâr türbinleri görülebilir. Genellikle 20 - 30 metre
yükseklikte üretilir.
Birçok küçük türbin halat destekli direk tipi kule kullanılarak inşa edilir. En
büyük avantajı ağılığının çok az ve maliyetlerinin çok düşük olmasıdır. Şekil 3.14 de
bir bu kule tipine bir örnek görülüyor.
Şekil 3.12 Şekil 3.13 Şekil 3.14
Büyük bir türbinden küçüğüne oranla daha büyük bir güç elde edileceği
muhakkaktır. Eğer şekil-9’a bakacak olursak sırası ile 225 kW, 600 kW ve 1500
kW’lık türbinleri görebiliriz.
Şekil 3.15
Kısaca kule ve kanat boyutları elde edilen gücün maliyete oranı ekonomik
olduğu sürece büyük seçilebilir.
3.3.3 Jeneratör
bağlantısı ile verilir. Burada f Hertz biriminde elektrik şebekesi frekansı, p çift kutup
sayısı ve n dakikada devir sayısıdır Dişlideki kayıplar ve gürültünün önlenmesi
amacıyla, çok kutuplu jeneratörü olan dişli kutusuz türbinler de kullanılmaktadır. Bu
bağıntıdan da anlaşılabileceği gibi, jeneratörün kutup sayısı arttıkça, 50 Hz'lik elektrik
şebekesi frekansına uygun akım için gereken jeneratör mili devir sayısı da
azalmaktadır. Bu nedenle, yüksek kutup sayılı jeneratörlerde dişli kutusuna gerek
kalmamaktadır.
Frekans 50 Hz 60 Hz
2 3000 3600
4 1500 1800
6 1000 1200
8 750
900
10 600
720
12 500
600
Dolaylı şebeke bağlantısında ise elde edilen gerilim bir dizi elektriksel aygıt
vasıtasıyla şebekeye uygun hale getirildikten sonra şebekeye verilir.
3.3.4 Dişli Kutusu
Pervane muindeki enerji, jeneratöre bir dişli sistemi ile (örneğin, çevrim oranı;
1:15 ) aktarılır. Dişli sistemi, pervane milinin devir sayısını jeneratörün gerek duyduğu
devir sayısına çıkarır. Örneğin Nortex Firması tarafından üretilen N 54 adlı, 1000 kW
nominal güçlü rüzgâr türbinlerinde dişli kutusunun çevrim oranı l:70'dir. Bu türbinlerin
jeneratörlerinde, rüzgâr hızına göre otomatik olarak devreye giren 6 ve 4 kutup söz
konusudur. 6 kutbun devrede olması durumunda, pervane rotorunun dakikadaki devir
sayısı 14, jeneratör milinin dakikadaki devir sayısı 1000 ve türbin gücü 200 kW 25
olurken; 4 kutbun devrede olması durumunda, pervane rotorunun dakikadaki devir
sayısı 22, jeneratör milinin dakikadaki devir sayısı 1500 ve türbin gücü 1000 kW
olmaktadır.
3.3.5 Rotor
Dikey eksenli türbinlerde makine kabinini, gelen rüzgârın yönüne göre çeviren
bir mekanik aksam vardır. Bu aksama “eğim donanımı (rotadan sapma veya yaw
hareketi aksamı)” denilir. Rüzgâr yönü, bu türbinlerde rotorun taradığı alana dik
olmalıdır. Eğim donanımı sürücüsünü bir kapalı-döngü kontrol sistemi
kontroltmektedir. Bir rüzgâr türbin kuyruğu, makine kabininin tepesine yerleştirilerek,
rüzgâr yönüne göre eğim donanımını ayarlaması için kontrol mekanizmasını uyarır.
Eğim donanımı yüksek rüzgâr hızlarında da gücü azaltmak için makine kabinini
çevirir.
3.3.8 Fren sistemi
Rüzgâr gücü, rüzgâr hızının küpü ile orantılı olduğu için yüksek hızlarda çok
büyük kuvvetler elde etmek mümkündür. Bu yüzden bir fren sistemine ihtiyaç
duyulacağı açıktır. Fren sistemleri, sistemin yüksek hızlarda veya acil durumlarda
güvenli bir hale getirilmesini sağlarlar. Aşırı rüzgâr hızlarında devreye giren fren
sistemi, öngörülen güçten daha fazlasının üretilmesini engeller ve dolayısıyla
şebekeye verilecek olan harmonik bozulmaların önüne geçmiş olur. Ayrıca aşırı
hızdan dolayı meydana gelebilecek kanat, kuyruk veya diğer aparatların kopması
engellenmiş olur.
3.3.10 Akü
3.3.11 İnverter
Alternatif akımla çalışan yüklerin ihtiyacını karşılamak için akü çıkışındaki doğru
gerilimin alternatif gerilime çevrilmesi gereklidir. Bunun için uygun güçte inverter
kullanılır. Bu uygulama için gerekli en küçük güç 1 kW olmalıdır.
,
Bir rüzgâr türbininden elde edilebilecek güç aşağıdaki formül ile ifade
edilmektedir:
λ = w1 r / v (4.2)
‘w1’ türbin milinin açısal dönüş hızı, r türbin yarıçapı, Q ise türbin kanat açısıdır.
Burada rüzgâr türbin jeneratörü mini bir Ac şebeke ile çalışmaktadır. Bu mini
elektrik şebekesi elektronik olarak inverter kullanmak suretiyle kontrol edilmektedir.
Jeneratörün stator kısmında üretilen alternatif akımın frekansı değişkendir. Çünkü
türbin pervaneleri değişik hızlarda çalışmaktadır. Jeneratörden önce devir sayanı
dişliler yardımıyla arttıran bir dişli kutusu bulunmaktadır.
İnverterler yardımıyla elde edilen alternatif akım düzgün bir sinüs eğrisi
şeklinde seyretmez. Gerilim ve akımda ani sıçramalar görülür.
Ta = J dw/dt = Tw - Td (4.3)
Burada;
‘Tw’ rüzgâr hızı ile mil hızının bir fonksiyonudur. ‘Td’ ise mil hızı ve rotor
direncinin bir fonksiyonudur. İndüksiyon jeneratörünün ürettiği tork, mil hızı sabit
kaldığı sürece, rotor direnci arttıkça azalır veya tersi olarak azaldıkça artar. Buna
göre Ta değeri ‘0’ olacak şekilde, türbin hızı artma eğilimi gösteriyorsa (J dw/dt > 0 )
rotor direnci azaltılır veya azalma eğilimindeyse (J dw/dt < 0) rotor direnci arttırılır.
Böylece rotor direnci değiştirilerek indüksiyon jeneratörü sabit hız uygulamasından
değişken hız uygulamasına geçer ve türbin verimi optimum değerinde tutulmuş olur.
fc = fr ( Pp + Pc ) - fp (4.4)
Burada;
Buradan da görüleceği gibi rüzgâr hızı arttıkça J w1x dw1/dt > 0 olur ve türbin
daha fazla güç üretmeye başlar. Benzer şekilde rüzgâr hızı azaldıkça J w1x dw1/dt<0
olur ve türbin gücü düşer. Buna göre batarya ve yükün güç ihtiyacına bağlı olarak Dc
referans akımı ayarlanır. Böylece sistemin maksimum güç veya gerilim / akım
kontrolü altında çalışması sağlanır.
4.4 Sonuç
*Bu bölüm “S. Heier, Grid Integration of Wind Energy Conversion Systems,
John Willey&Sons Ltd., 1996” referans alınarak hazırlanmıştır.
Rüzgâr enerjisinden elde edilen elektrik enerjisinin şebeke bağlantısı, sonsuz
güçlü şebekeye bağlantı ve zayıf şebekeye bağlantı olarak adlandırılmalıdır. Rüzgâr
santrallerinin şebeke bağlantısı için gereken cihazlar ve şartlar şunlardır;
► Koruma cihazları→ Generatör için düşük gerilim [1-0.7] U(n) , yüksek gerilim
[1- 1.15] U(n) , düşük frekans[48-50Hz], ve yüksek frekans[50-52Hz] koruması ve
evirici için frekans koruması gerekmektedir.
5.3. Doğrultucular
5.6. Transformatörler
Bu etkiler;
• Harmonikler
• Gerilim dalgalanmaları
• Gerilim simetrisizliği
Rüzgâr enerjisi santralleri normal çalışma koşullarında, kısmi veya tam yükte,
santralin dizaynına bağlı olarak 10Hz ile 1kHz arası çıkış verir. Çıkış dalgalanmaları,
genlikleri ve değişme oranları ile belirlenir. Rüzgâr enerjisi santrallerinin 50kW
civarında şebekeye direk bağlı sabit hızla çalıştığında, doğrııltucu1u ve eviricili
değişken hızlı senkron generatöre oranla çıkış dalgalanması azdır. Daha büyük
asenkron generatörlerde kaymanın küçük değişikliklerinde çıkış dalgaları artar.
Rotorun yüksek zaman sabiti, değişken hızlı sistemlerde çıkış düzgünlüğünü arttırır.
Rüzgâr santrallerinin çıkış davranışları rüzgâr hızına ve türbinlerin yerleşimine,
çıkışın düzgünlüğü ise rüzgâr enerjisi türbinlerinin yerleştirme şekline ve yerel rüzgâr
koşullarına bağlıdır. 33
6.1.Gerilim Seviyesi
6.2.Gerilim Simetrisizliği
6.5.Harmonikler
1-Alan şekli
Bir asenkron motorun stator senkron döner alan hızı, frekans ile dalga
boyunun hızına eşittir. Harmonikler elektriksel asimetri nedeniyle ortaya çıkmaktadır.
0,9 birim hızında dönen 6 kutuplu rotoru sargılı bir asenkron motor için rotor sargısı
tarafından üretilen harmonik genlikleri ve bunun nedenleri aşağıdaki tabloda
verilmiştir.
Harmonikler,
Ayrıca Türkiye yıllık enerji ihtiyacım %10’ u olan 12.9 milyar kWh enerjinin
rüzgâr türbinlerinden karşılandığı varsayılırsa gerekli olan rüzgâr türbini sayısı 9204
ve kaplanan alan 12 km 2 ve bu alanın Çanakkale’deki yüzölçümü olan 36 km 2 ile
karşılaştırılması kaplanan alanının abartıldığını göstermektedir.
7.3 Gürültü
Ses, titreşim yapan bir kaynağın hava basıncında yaptığı dalgalanmalar ile
oluşan ve insanda işitme duyusunu uyaran fiziksel bir olaydır. Gürültü ise de
istenmeyen ses spektrumu olarak tanımlanır. Gürültü kontrol yönetmeliğine göre
gürültü kaynağı olarak belirlenen malzemelerini imal edenler, kullananlar, belirlenen
en yüksek ses düzeyini aşıp aşmadıklarını denetlenebilmesi amacıyla düzenli gürültü
ölçmelerini yaptırarak belgelendirmek zorundadırlar. Yapılan hesaplamalar imalat
hatası yapılmadığı sürece rüzgâr türbinlerinin gürültü açısından insanları rahatsız
etmediğini ortaya koymuştur.
7.4 Süreksizlik
Yeryüzünde bir noktadaki rüzgâr hızı her an değişebildiği gibi önceden tam
olarak da bilinmesi mümkün değildir. Bu da rüzgâr elektriği üreten bir rüzgâr
türbininden elde edilen elektrik enerjisi miktarının devamlı değişmesine ve önceden
bilinememesine neden olmakta, rüzgâr enerjisinin süreksizliğinin ve güvenilmezliğinin
bu şekilde yorumlanmasına yol açmaktadır. Bu ifade bir tek rüzgâr türbini söz konusu
olduğunda doğrudur. Türkiye’ nin rüzgâr enerji potansiyeli yüksek olan alanlarında
dağınık olarak kurulacak ve aynı şebekeyi besleyecek rüzgâr türbinlerinde bu
problem en aza indirilir.
Betz'e göre, rüzgâr türbinlerinden optimum enerji el etmek için pervane öncesi
üç birimlik rüzgâr hızı pervane sonrası bir birime iner. Bu nedenle rüzgâr türbinlerinin
iklime etki ettiği doğrudur. Fakat bu etki ihmal edilecek düzeydedir.
Rüzgâr türbinleri; bir rotor, bir güç şaftı ve rüzgârın kinetik enerjisini elektrik
enerjisine çevirecek bir alternatörden oluşur. Rüzgâr, rotordan geçerken aerodinamik
bir taşıma kuvveti oluşur ve rotoru döndürür. Bu dönel hareket jeneratörü hareket
ettirir ve elektrik üretir. Türbinlerde ayrıca, dönme oranını ayarlayacak ve kanatların
hareketini durduracak bir rotor kontrolü bulunur. Rüzgâr şiddeti yükseklikle arttığı için
rüzgâr türbinleri kule tepelerine yerleştirilir. Betz yasasına göre rüzgâr türbini, rüzgâr
kinetik enerjisinin en fazla %59’unu mekanik enerjiye çevirebilir. Günümüzde
kullanılan rüzgâr türbinlerine bu oran %10 ile %30 arasında değişmektedir. Son
yıllarda bu oranı %40–50’ye çıkarmak için türbin tasarımı konusunda ciddi
araştırmalar ve çalışmalar yapılmaktadır.
Bir kanat dizaynında, bizim chord ve kanadı yerleştirmemiz için her bir sırada
merkez boyunca kanadın belirli aralıklarda beta açısının ayarlanması gerekir.
Şekil 8.1 Rotor kanadı.
80
B=
λ2 (8.1)
80
= √ B (8.2)
Sabit hızla dönen pervaneler basit yapıdadır, çünkü pervane hızı şebeke
frekansına göre ayarlanır. Uç hız oranı λ, çalışma sırasında sabit kalmayabilir, yani
en iyi aerodinamik verim sadece sabit bir rüzgâr hızında alınır. Dolayısıyla türbin için
hesaplanmış özel rüzgâr hızı dışındaki değerlerde tam verim alınamaz. Rüzgâr
türbini çalışırken en iyi aerodinamik verimliliği alabilmek için, türbin üreticileri çift-sabit
hızlı indüksiyon jeneratör kullanmışlardır. Bu durum, pervane hızının iki adımda
değişmesine imkân tanımaktadır. Düşük rüzgâr hızlarında jeneratör düşük hızlarda
hareket ederken; yüksek rüzgâr hızlarında yüksek dönme hızlar ile çalışmasını
sürdürmektedir. Pervane hızının, sabit bir veya iki adımda kontrolü kolaydır.
Günümüzde kullanılan rüzgâr türbinlerinin büyük bir çoğunluğu sabit hızlı pervane
sistemine göre tasarlanmıştır.
S1V1=S2V2=SV (8.4)
F S V V1-V2) (8.5)
V 1 +V 2
V= 2 olur ve bu değer (4) ifadesinde yerine yazılırsa,
elde edilir. Elde edilen bu bağıntı güç formülüdür ve buradaki V1 giriş hızıdır. Burada
değişken olan hız V2 hızıdır. V2’nin bir fonksiyonu olan P gücünün hesaplanması için
eşitliğin iki tarafının diferansiyeli alınır
dP
dV 2 = (0.25) S (V12 - 2V1V2 - 3V22) (8.9)
Elde edilen bu ifade sıfıra eşitlendiği zaman denklemin iki çözümü mevcuttur.
dP 1
dV 2 = 4 S (V12 - 2V1V2 - 3V22 ) = 0 (8.10)
Denklemin ilk çözümü için V2 = -V1 olur ve (-) olduğu için fiziksel bir anlamı yoktur.
V1
İkinci çözüm V2 = 3 olur ve bu değer maksimum gücü elde etmek için kullanılır.
Bu değer güç formülünde yerine yazılırsa,
8
Pmax= 27 S V13 (8.11)
Maksimum güç formülü elde edilir. Havanın yoğunluğu = 1.25 kg/m3 değeri
denklemde yerine yazılırsa rüzgâr hızına bağlı olarak maksimum güç (9) formülü elde
edilir.
r1w1 r2 w2 (8.4.1)
2 r2 n2 d r2 n2
2 r1 n1d r1 n1
(8.4.3)
dw d 2
moment J m a J m dt J m d dt 2
Biz bu çalışmada
d d 2
,a ,a ,
dt dt t 2 (8.4.4)
notasyonları seçilmiştir;
Tp Te J e
e Bee K e e
(8.4.6)
T
Formüllerde gecen Tm , T , p ve Te ifadeleri: rüzgârın oluşturduğu tork, dişli
kutusunun girişindeki tork, dişli kutusunun çıkışındaki tork ve jeneratörün giriş torku
şeklinde tanımlanır. Burada (8.4.5) ifadesi türbin pervanesi ile dişli kutusu girişi
arasında yazılan moment denklemidir. Benzer şekilde (8.4.6) ifadesi de dişli kutusu
çıkışı ile jeneratör arasında yazılan moment denklemidir. (8.4.2) bahsedilen ifade
Şekil 3.5 deki dişli için yazılırsa;
T Tpe
(8.4.7)
e T e
T Tp
Tp
(8.4.8)
e
(8.4.9)
olarak tanımlanırsa,
T
Tp
(8.4.10)
elde edilir.
Burada (3.4.5) ve (3.4.6) ifadeleri uygun matematiksel işlemler uygulanıp gerekli
düzenlemeler yapıldığında aşağıdaki eşitlikler elde edilir.
e e
e e e
(8.4.14)
d e d e c e (8.4.15)
İfadesi elde edilir. Bu ifadede c sabiti ihmal edildi. (8.4.9) ve (8.4.15) ifadesindeki
notasyonları (8.4.13) numaralı ifadeye uygulayıp gerekli işlemler ve sadeleştirmeler
yapıldığında (8.4.16) numaralı eşitlik aşağıdaki gibi elde edilir.
Tm Te J m J e 2
2 Bm Be 2 K m K e 2
(8.4.17)
B Bm Be 2
K K m K e 2
(8.4.19)
Tm Te J B K (8.4.20)
Pm Pe
J B K
e (8.4.22)
1 Pm Pe B K
J J e L J (8.4.23)
Pe K e C I f (8.4.24)
olarak verilmektedir
C If If
Burada fonksiyonu akımı ile lineer olarak değiştiği kabul
edildiğinden
C I f K3 I f K 3 =sabit)
, ( (8.4.25)
Pe
Pe K K 3e I f K K 3 I f
e (8.4.26)
1 Pm B K
K K 3 I f
J J L J (8.4.27)
ifadesi elde edilir. (8.4.27) denklemi ile verilen jeneratör gücü Pe nin bağlı olduğu
If
akımı (8.4.28) ile verilen bir voltaj kaynağından beslenir
dI f dI f 1
L I f Rf u f uf I f Rf
dt dt L (8.4.28)
burada,
1 R5
K C p max
2 opt (8.4.30)
olarak tanımlanmaktadır.
(8.4.29), ifadesi (8.4.27) denkleminde yerine konursa
K 2 B K
K K 3 I f
J J J J (8.4.31)
K B K
2 K K 3 I f
J J J J
1
I f u f I f R f
L (8.4.32)
K 2
durum denklemleri elde edilir. (8.4.32) durum denklemlerindeki J
terimi lineer olmayan bir terimdir. Bu durumda, durum denklemleri referans şartları
civarında lineerleştirilmelidir. (8.1.32) numaralı lineer olmayan durum denklemlerinin
lineer hale getirilip Matlab-Simulink yazılımı kullanılarak modellenmesi ve
simülasyonunun yapılabilir.
KAYNAKLAR