Professional Documents
Culture Documents
• •
Vf
KAPiTALiZM
MAXIME RODINSON
~GÜN YAYINLARI
Dizgi:: ASYA
Dizgi ASYA Matbaası
Baskı: ÜLKE Matbaası
1969 - İstanbul
MAXIME RODINSON
İSLÂMİYET VE
KAPİTALİZM
Çeviren:
Orhan SUDA
GÜN YAYINLARI
Başmuhasip Sokak, Tan Ap. No. 6 - İSTANBUL
ÖNSÖZ
SORUNUN KONUMU
Şimdi herkes iyice bilmektedir ki az gelişmiş ülkeler
sorunu yani sanayi toplumlarınm mutlu ve kamı tok
dünyasıyla, insanlığın geri kalan kısmının içinde çırpın
dığı açlar dünyası arasında durmadan artan çelişki so
runu zamanımızın başta gelen iki ya da üç büyük soru
nundan biridir. Bunu incelemek, diğer bir sıra temel so
ruyu ortaya atmaktır. Bütün bu Üçüncü Dünya, bu mut
lu ve karnı tok sanayi dünyasının yanında, hiç değilse
bazı bakımlardan, mümkün olduğu kadar çabuk yer al
mak arzusuyla yanıp tutuşmaktadır. Aslında bunun ih
tiva ettiği nedir? Bu arzu edilen mutluluğa erişme yo
lunda nereye kadar gitmek gerekmektedir? Bu iş, söz
konusu halkların özelliğini, ferdiyetini, kimliğini meyda
na getiren ve üzerinde titrenilen değerleri feda etmeye
kadar varmalı mıdır? Ya şimdi açıkça görülen bu geri
lemeye aslında bu değerler ya da bunlardan bazıları se-
beb olduysa?
KAPİTALİZM NEDİR?
İSLÂMIN BUYRUKLARI
Burada ele alınan sorunu incelemenin en yaygın şek
li, İslâm dininin buyruklarının kapitalist üretim tarzını
(ya da bambaşka bir üretim tarzını) meydana getiren
amelleri kolaylaştırıyor mu, engelliyor mu, yasaklıyor
mu yoksa bu amellerle bir ilgisi yok mu diye kendi ken
dine sormaktır. Bence, ilerde de görüleceği gibi, en önem
li olan bu değil. Bu zaten ortaya atılan ve meselenin tü
mü bakımından önemli olan bir sorudur. O halde bunu
oldukça çabuk bir şekilde tartışacağım.
KURAN VE SÜNNET
KURAN İDEOLOJİSİ
MÜSLÜMAN MEMLEKETLERDE
ÇAĞDAŞ KAPİTALİZM
VE
İSLÂMİYET
İslam ülkelerinde kapitalistik bir sektörün, hatta ba-:
zı devirlerde çok yaygın kapitalistik bir sektörün hep var
olduğunu görmüştük. Ama Ortaçağ gözönünde tutulursa,
bu ülkelerde kapitalist bir sosyo-ekonomik kuruluştan
söz edilemez, [çünkü] bu kuruluşun kapitalist bir eko
nomik sisteme dayanması gerektir yani kapitalist sektö
rün, diğer sektörleri etkileyerek hâkim bir rol oynadığı
ama bu sektörlerin pek etkisinde kalmadığı bir sistemi
gerektirir (1). Durum böyle olmaktan uzaktı.
Halen, müslüman ülkelerin çoğunda bu meseleyle
karşılaşıldığı bir gerçektir. Kapitalist sektör, hiç değil
se, bu hâkim rolü oynamaya başlamıştır. Birkaç yıl ön
ce Amerikalı bir iktisatçı, Irak’ta ye İran'da yıllık yatı
rımın % 20’sinden, Türkiye’de % 50'sinden, Suriye ve
Lübnan'da (2) % 80'inden bu kesimin sorumlu olduğunu
tahmin ediyordu. Kapitalist sektörün mutlak bir hâki
miyete bürünecek kadar yaygınlaşması mümkündür. Bu
süreç, devlet sektörünün hâkim olduğu bir başka ekono
mik sistemin yerleşmesiyle durdururabildi ya da sonuç
landırıldı. Ama bu takdirde, ya bu kopma kapitalist sek
törün, Ekim devrimi’nde Rusya’da olduğu gibi, belirtir
len anlamda yayılma niteliği gösterdiği bir durumda
meydana gelmiştir ya da, esas itibariyle, mevcut kapi
talist işletmelerin devletleştirilmesinden (Mısır) ibaret
kalmıştır. Öyleki, bu ekonomik sistemi belirtmek için
168 İS L Â M İY E T V E K A P İT A L İZ M
KAYNAKLAR :
\
hil olmak üzere çok ağır şartlarla ödünç para almak du-
rümunda kalan toprak sahiplerinin ve çiftçilerin menfa
atlerini korumak için, faiz oranınm °/o8’e indirilmesini
sağlamak amacıyla, bütün bu alacakların incelenmesine
karar verilmişti. Bu maksatla çıkarılan fermanlar, bu
sistemin bütün Osmanlı imparatorluğunda (71) uygu
lanmasını emrediyordu.»
SONUÇLAR VE PERSPEKTİFLER
Karşılıklı bağlılıklar ve öncelikler
Yanılgılar ve Aldatmacalar
İSLÂMİYET VE SOSYALİZM
SON
NOTLAR
NOTLAR
ÖN-SÖZ
BÖLÜM I
BÖLÜM II
BÖLÜM III
' BÖLÜM IV
.
68 A. Abel, «La place des sciences occultes dans la dé
cadence» (Classicisme et déclin culturel dans l’his
toire de l’Islam, Paris, Besson-Chantemerle, 1957),
s. 291-311. Çağdaş fransız etnografları Avrupa me
deniyeti dışındaki halkların ekonomik faaliyetinin
sembolik ve büğü-din karışımı bir muhtevaya bü
ründüğü üzerinde. ısrarla durmaktadırlar, içlerinden
bazıları, kendilerine inceleme alanı olarak, müslü
man köy topluluklarını, özellikle berberi dilinin
konuşulduğu toplulukları seçmişlerdir. Meselâ, J.
Servier: Essai sur les bases de l’économie tradition
nelle chez les Berbérophones d’Algerie, Chaiers
de l'I.S.E.A.’da No. 106 [seri V. No. 2], ekim 1960,
s. 87-103. Daha geniş bilgi için Les Portes de l’an
née, adlı kitabına bakınız, Paris, R. Laffant, 1962),
(çok önemli gözlemlerde bulunan bu etnografların
görüşlerinin eleştirilmesi gerektir, kendilerinin de
işaret ettikleri gibi, bu sihri muhtevanın İslâmla
hiçbir ilgisi yoktur. Avrupalı, Amerikalı sanayicile
rin çoğu, bir işe kalkışmadan önce dergilerdeki yıl
dız fallarına bakmaktadırlar.
69. Halk için yazılmış kitaplarda bu birçok kere işlen
miştir (çoğu zaman da kötü bir şekilde yapılmıştır,
özellikle, J. C. Risler ile A. Mazaheri’nin Fransa’da
çok yaygın olan eserlerinde). Daha güvenilir açık
lamalar yapılmıştır. Bak. The Legacy of İslam, T.
Arnold and A. Guillaume basımevi, Oxford, Claren
don Press, 1931; D. Meyerhof, Le Monde Islamique,
Paris, Rieder, 1926, s. 29-44 (çok bilgili bir insanın
yoğun bir incelemesi); A. S. Atiya, Crusade, Com
merce and Culture, Bloomington, îndiana Univer
sity Press' 1962, s. 205-250. İslâmiyet uzmanı olma
yan Vinte’joux'nun dürüst incelemesine bakınız :
Le miracle arabe, önsözü yazan L. Massignon, Pa-
305
/
306
BÖLÜM V
BÖLÜM VI