You are on page 1of 320

TMMOB

İnşaat Mühendisleri Odası

3. İşçi Sağlığı ve
İş Güvenliği
Sempozyumu
21-23 Ekim 2011
Çanakkale

Bildiriler Kitabı
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası
Necatibey Cad. No: 57, Kızılay / Ankara
Tel: 0.312.294 30 00 - Faks: 294 30 88
E-posta: imo@imo.org.tr - web: www.imo.org.tr

ISBN: 978-605-01-0168-3

İMO Yayın No: E/11/07

Baskı:
Mattek Matbaacılık Basın, Yayın Tanıtım Tic. San. Ltd. Şti.
Adakale Sok. No: 32/27 Kızılay / Ankara
Tel: 0.312.433 23 10 - Faks: 434 03 56
Düzenleme Kurulu
Serdar Harp İMO Yönetim Kurulu Başkanı
Şükrü Erdem İMO Yönetim Kurulu Üyesi
İlyas Acar İMO Çanakkale Şube Başkanı
Ali Genlik İMO Çanakkale Şubesi
Erhan Yelkenci İMO Çanakkale Şubesi
Mehmet Çarkıt İMO Çanakkale Şubesi
Özgür Sınmaz İMO Çanakkale Şubesi
Barış Seven İMO Çanakkale Şubesi
Birce Bilici İMO Çanakkale Şubesi
Emre Gülşahin İMO Çanakkale Şubesi
Güven Ünal İMO Çanakkale Şubesi
İsmail Morkoç İMO Çanakkale Şubesi
Oğuz Teoman İMO Çanakkale Şubesi
Pınar Soysal İMO Çanakkale Şubesi
Bilim ve Danışma Kurulu

Prof. Dr. A. Tanju Gültekin . . . . . . . . . . . . . . . . . . Lefke Avrupa Üniversitesi

Prof. Dr. Alaattin Kanoğlu ................. İstanbul Teknik Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Aslı Pelin Gürgün . . . . . . . . . . Okan Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Beliz Özorhon . . . . . . . . . . . . . . . Boğaziçi Üniversitesi

Arş. Gör. Dr. Cenk Budayan ............... Selçuk Üniversitesi

Prof. Dr. David Arditi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Illinois Institute of Technology

Doç. Dr. Elçin Taş .............................. İstanbul Teknik Üniversitesi

Doç. Dr. Emel Laptalı Oral ................. Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Emin Öcal ........................... Çukurova Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Emrah Acar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . İstanbul Teknik Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Esin Ergen .................... İstanbul Teknik Üniversitesi

Doç. Dr. Gül Polat ............................. İstanbul Teknik Üniversitesi

Doç. Dr. Gürkan Emre Gürcanlı ......... İstanbul Teknik Üniversitesi

Prof. Dr. H. Murat Günaydın .............. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü

Doç. Dr. H. Orhun Köksal .................. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Hakan Yaman ............... İstanbul Teknik Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Osman Aytekin . . . . . . . . . . . . . Eskişehir Osmangazi Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Rıfat Akbıyıklı ............... Sakarya Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. S. Ümit Dikmen ............ İstanbul Kültür Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Selim Baradan .............. Ege Üniversitesi

Doç. Dr. Sema Ergönül ..................... Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

Serap Savran Dedeoğlu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . İMO Ankara Şubesi

Serdar Harp ..................................... İMO Yönetim Kurulu Başkanı

Doç. Dr. Serdar Kale . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü

Prof. Dr. Sevil Sarıyıldız ..................... Delft University of Technology

Prof. Dr. Tahir Çelik ........................... Doğu Akdeniz Üniversitesi

Doç. Dr. Uğur Müngen ..................... İstanbul Teknik Üniversitesi


İÇİNDEKİLER

• Sunuş . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 9

Hukuksal Açıdan İnşaat Sektöründe İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ve İlgili


Mevzuatın Değerlendirilmesi

• Hüseyin Erkul, İsmail Yaşar Oğuz


Hukuksal Sorumluluk Açısından İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Mevzuatı
Üzerine Bir Araştırma . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 13

• Abdulhalim Eke
Şahıs Zararlarının Özel Sigorta Sözleşmeleri ile Karşılanması . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 27

• Selim Baradan, Ümit Dikmen, Uğur Müngen, Osman Aytekin,


Gülsüm Sönmez
Türkiye’deki İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Mevzuatının İnşaat
Sektörü Açısından İncelenmesi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 45

• S. Ümit Dikmen, Sadık Yiğit, F. Sibel Tüzer


4857 Sayılı Yasa ve İnşaat Şantiyelerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yaklaşımları . . . . . . . . . 47

• Moin Naim, G. Emre Gürcanlı, Tahir Çelik


KKTC İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sorunlarının Türkiye ve AB ile Karşılaştırılması. . . . . . . 49

Kaza Analizleri, Kaza Önleme Teknikleri ve Örnek Olaylar

• H. Altınöz, M. Uzun, Y.Bahadır, F. Sarmusak, Y. Karagöz


Yapı Makinaları Kullanımında Sıklıkla Karşılaşılan İş Kazaları ve
Alınması Gereken Önlemler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 61

• M. Selim Çepni, Burcu Aslan, Müge Özgüven


Harita İş Kolunda İş Kazalarının Analizi ve Değerlendirilmesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 75

• A. Erkan Karaman, Tülay Çivici, Serdar Kale


İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinin İnşaat Sektöründeki Yeri ve Önemi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 85

• Mehmet Nuri Görücü, Uğur Müngen


Yapı İş Kolunda Devletin İş Sağlığı ve Güvenliği Denetimi ve “İnşaatlarda
Yüksekten Düşmelerin Önlenmesi Projesinin” Değerlendirilmesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 97

-5-
Konya Şube tarafından düzenlenen İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği
Çalıştayı Sonuç ve Değerlendirmeler

• İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Çalıştayı - 7 Mayıs 2011 Konya. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 111


- İnşaat Sektöründe Kazalar ve Güvenlik Tedbirleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 113
- İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinde Hukuki Süreç ve Hukuki Sorumluluklar . . . . . . . . . . . . 121
- Yapı Denetiminde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinin Yeri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 127

İnşaatlarda İş Güvenliğine İlişkin Yeni Arayışlar ve Çalışmalar

• G. Emre Gürcanlı
Yeni ve Zorunlu Bir Kavram Olarak “İş Güvenliği İçin Tasarım”. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 133

• Tamer Metinsoy, Uğur Müngen


İnşaat Sektöründe İş Güvenliği Yönetimi ve Genel İş Güvenliği
Performansı İlişkisinin Değerlendirilmesi Yöntemi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 143

• Vakur Çakar, Alaattin Kanoğlu


Yapım Projelerinde İş Güvenliğinin Sağlanmasına Yönelik Enformasyon
Sistemi Modeli . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 157

• Evren Ülkeryıldız, M. Emre İlal, Serdar Kale


İnşaat Firmalarının İş Güvenliği Başarım Düzeyinin Ölçülmesine Yönelik
Entropi Tabanlı Bir Model . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 169

İnşaatlarda İş Güvenliği Risk Değerlendirmesi ve Tehlike Analizi

• İsmail Zorluer, Ali Eleren


İnşaat Sektöründe İş Güvenliği ve Sağlığı Üzerine Risklerin Belirlenmesi ve
Örnek Bir Uygulama. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 185

• Zeynep Yağmuroğlu, H. Murat Günaydın, Serdar Kale


İş Gereksinim Analizi Yönteminin İş Güvenliği Bağlamında İncelenmesi . . . . . . . . . . . . . . 195

• Müzeyyen Şahin, G. Emre Gürcanlı


Betonarme, Çelik ve Hafif Çelik Binalarda İş Güvenliği Risklerinin
Karşılaştırmalı Analizi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 201

• İ. Halil Gerek, Ercan Erdiş


İnşaat İşlerinde Teknik Personelin İşin Tehlikeleri Konusunda Görüşlerinin
Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 213

-6-
İnşaat Sektöründe İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Uygulamaları, Ergonomi
ve Şantiye Ölçeğinde Çalışmalar

• Muharrem Görgülü, Gülden Ayalp, M. Emin Öcal


Yapı Uygulama Aşamasında Alınacak Sağlık ve Güvenlik Önlemlerinin
Etkinleştirilmesine Yönelik Bir Öneri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 225

• Polatkan Canpolat, Gözde Tantekin Çelik, Emel Laptalı Oral


Projelendirme ve Şantiye Yerleşim Projesinin Oluşturulması Aşamasında
Hazırlanacak İş Sağlığı ve Güvenliği Planı ile İlgili Bir Öneri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 237

• G. Sevde Baltaşı, Ahmet Ertürk, Münevver Ömer, Rahmi Özyurt,


Evren Serpel, G. Emre Gürcanlı
Yapı Makinalarında İş Kazaları ve Önleme Yöntemleri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 253

• Aslı Pelin Gürgün, O. Serkan İleri


Türk İnşaat Firmalarının Yurtdışı Projelerde İşçi Sağlığı, İş Güvenliği ve Çevre
Uygulamalarına Bakışı - Rusya Federasyonu Örneği . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 267

• Özge Akboğa, Selim Baradan


Hazır Beton Sektöründe İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 275

• Ercan Erdiş, Hilmi Coşkun, İ. Halil Gerek


Yapım İşlerinde İskele Kurulumu ve İş Güvenliği İlişkisi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 285

• Beste Ardıç
İnşaat Sektöründe Yüksekte Çalışma . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 293

• Yusuf Tahir Altuncı


İş ve İşçi Verimliliği Üzerine Düşünceler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 305

• Mert Uzun, Uğur Müngen


Çalışma Ortamında Ergonomik Koşulların İşçi Sağlığı ve İş Kazaları
Açısından Önemi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 311

-7-
Sunuş
Dünyada çalışma yaşamına bakıldığında sanki büyük bir savaşın sürdüğü izlenimi uyan-
maktadır. Bu savaşta sayısız erkek ve kadın çalışan yaşamını kaybetmiş ve halen kaybet-
meye devam etmektedir.
Dünyada her yıl 270 milyon iş kazası meydana gelmekte, bu kazalar sonucu 2 milyon
300 bin insan yaşamını kaybederken 160 milyon insan meslek hastalığına yakalanmak-
tadır. Türkiye’de ise her gün ortalama 176 iş kazası meydana gelmekte, kazalar nedeniy-
le 3 kişi hayatını yitirirken, 5 kişi ise iş göremez hale gelerek sakatlanmaktadır.
Türkiye’de iş kazaları sonucu en fazla insanın hayatını kaybettiği sektörlerin başında
meslektaşlarımızın da çalıştığı inşaat iş kolu bulunmaktadır. İnşaat sektöründe resmi
kaynaklara göre her yıl iş kazaları nedeniyle yaklaşık 350 kişi hayatını kaybetmektedir.
Rakamların çarpıcı olmasına karşılık yapılan araştırmalar iş kazalarının yüzde 50’sinin
“kolaylıkla” önlenebilecek kazalar olduğunu, yüzde 48’inin ise sistemli bir çalışma ile ön-
lenebileceğini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla iş kazalarını yüzde 2 gibi çok düşük bir
değere çekebilmek mümkündür. Ancak gerek siyasi iktidarların çalışma yaşamına neo
liberal ekonomi politikalarını hâkim kılmak istemeleri gerek işverenlerin işçi sağlığı ve iş
güvenliği önlemlerini ek bir maliyet olarak değerlendirmeleri sorunun çözüm yollarını
tıkamaktadır.
Ayrıca sektörün bir tarafını oluşturan işverenler ve yüklenicilerin büyük çoğunluğu açı-
sından işçi sağlığı ve iş güvenliği baret ve emniyet kemeri gibi basit kişisel koruyucular
olarak algılanmaktadır. Bunlara eklenen devletin çalışma yaşamındaki denetim fonksi-
yonunun en aza indirilmesi, yetersiz sayıdaki iş müfettişleri ve çalışma koşullarının zor-
luğu, düzensiz ve dağınık mevzuat ise elverişsiz çalışma koşullarının pervasızca devam
ettirilmesinde etken olmaktadır.
İnşaat Mühendisleri Odası, işçi sağlığı ve iş güvenliği sorununun yakıcılığından, yaşa-
ma hakkının en temel insan hakkı olması gerçeğinden ve mesleki sorumluluklarından
hareketle işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunun çözümünde olanakları çerçevesinde aktif
rol üstlenmeye çalışmaktadır. Odamız bu doğrultuda işçi sağlığı ve iş güvenliği sempoz-
yumları düzenlemektedir.
Odamızın Çanakkale Şubemiz yürütücülüğünde düzenlediği İşçi Sağlığı ve İş Güvenli-
ği sempozyumunun amacı işçi sağlığı ve iş güvenliği konusuna dikkatleri çekmek, bu
alanda yapılan bilimsel çalışmaları kamuoyu ile paylaşmak ve bu konuda çalışma yapan
akademisyenler ile mesleğin uygulamacıları olan inşaat mühendislerini bir araya getir-
mektir. Ayrıca iş kazalarının nedenleri, alınması gereken önlemleri tartışarak, bu alanda
bilgi ve bilinç düzeyini yükseltmekte sempozyumun amaçları arasında bulunmaktadır.
Çalışma yaşamının en önemli sorunlarından olan işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunu-
nun çözümüne büyük katkılar sunacağına inandığımız İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği
Sempozyumu’nun düzenlenmesinde emeği geçen İMO Yönetim Kurulu’na, Düzenleme
Kurulu’na, Bilim ve Danışma Kurulu’na, çağrılı konuşmacılara, panelistlere, bildiri sa-
hiplerine ve destekleyip katkıda bulunan İÇDAŞ Çelik Enerji Tersane ve Ulaşım A.Ş.’ye,
teşekkür ederiz.

İMO Çanakkale Şubesi


Yönetim Kurulu

-9-
Hukuksal Açıdan
İnşaat Sektöründe İşçi
Sağlığı ve İş Güvenliği
ve İlgili Mevzuatın
Değerlendirilmesi
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

Hukuksal Sorumluluk Açısından


İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Mevzuatı
Üzerine Bir Araştırma

Hüseyin Erkul1, İsmail Yaşar Oğuz2

Özet
Hukuksal sorumluluk açısından işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatı üzerine bir araştırma
yapmak toplumsal, ekonomik ve yönetimsel açılardan önem taşımaktadır. Araştırmanın
amacı; iş güvenliği ve işçi sağlığı konusunda yaşanan hukuksal sorunları örnekolaylar ve
bunlara dayalı yargı kararlarını incelemek, sorunları belirlemek ve çözüm önerileri getir-
mektir. Araştırma konusunda ilkönce ilgili uluslararası metinler ve ulusal mevzuat taran-
mış, kuramsal çerçeve çizilmiş ve kavramlar tanımlanmıştır. Daha sonra konuyla ilgili yargı
kararları incelenmiş ve durum saptaması yapılmıştır.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatı işverenler açısından hukuksal sorumluluk ve cezai yap-
tırımlar, işçiler açısından sağlık ve iş güvenliği getirmektedir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği ko-
nusunda alınacak önlemlerin maliyeti mevzuatı bilmemenin getireceği olumsuz sonuçların
maliyetinden daha düşük olmaktadır. Ayrıca, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda mev-
zuattaki hukuksal sorumluluk belirgin olmadığı için bu boşluk yargı kararlarıyla doldurul-
maktadır.
Anahtar kelimeler: Hukuksal Sorumluluk, İşçi Sağlığı, İş Güvenliği, İş Hukuku, Mevzuat

Giriş
İnşaat sektörü, Türkiye ekonomisinde kaynak sağlama, istihdam yaratma diğer sektör-
leri harekete geçirme, doğal ve toplumsal çevreyi etkileme, katma değer kazandırma
ve rekabet oluşturma gibi önemli işlevler üstlenmiştir. Devlet, bu alanda bir yandan ku-
rumlar oluştururken bir yandan mevzuat çıkarmış ve politikalar belirlemiş bir yandan
da fiilen üretimde bulunmuştur. Devletin, inşaat sektörüyle ilgili politikaları kalkınma
planlarıyla ortaya konmuştur.

1
Doç. Dr., Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ÇMYO İktisadi İdari Programlar Bölümü, Çanakkale
- hcerkul@comu.edu.tr
2
Öğr.Gör., Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ÇMYO İktisadi İdari Programlar Bölümü,
Çanakkale

- 13 -
Hukuksal Sorumluluk Açısından İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Mevzuatı Üzerine Bir Araştırma

İnşaat sektörüyle ilgili politikaların incelenmesinde son on yılı göz önüne aldığımızda;
bu kapsama Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001–2005) ve Dokuzuncu Kalkınma
Planı (2007–2013) girmektedir.
Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planında; İnşaat sektörü politikalarından biri; ilgili mevzuat
yapısının gözden geçirilmesi, mevzuattaki mevcut dağınıklığın giderilmesi, AB mevzua-
tı ile farklılıkların ortadan kaldırılması olarak belirlenmiştir (DPT, 2000,180).
Dokuzuncu Kalkınma Planı’nda; inşaat, mühendislik–mimarlık, teknik müşavirlik ve mü-
teahhitlik hizmetleri sektörünün, konut yapımı alanındaki artış nedeniyle 2005 yılından
itibaren büyümeye başladığı; başta 4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu’nun kabul edildi-
ği, AB standartlarına ve Dünya Ticaret Örgütü mevzuatına uyum amacıyla, 4734 sayılı
Kamu İhale Kanunu, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun ve daha sonra bu
kanunlarla ilgili uygulamada karşılaşılan sorunların çözümü için 4964 sayılı Bazı Kanun-
larda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun yürürlüğe girdiği, müteahhitlik firmaları-
nın yurtdışındaki projelerinde çalıştıracakları Türk işçisinin sosyal güvenliğinin sağlan-
masına ilişkin yasal düzenlemeler yapıldığı belirtilmiştir (DKP, 2006, 35).
İnşaat sektöründe; hizmet sunmada, bir yanda işveren konumundaki mühendisler–mi-
marlar, teknik müşavirler ve müteahhitler, diğer yanda bedensel ve zihinsel emeğini
işe katan çalışanlar (ustalar, kalfalar, işçiler) vardır. Hizmetten yararlanma açısından da,
kamu tüzel ve özel hukuk tüzel kişileri ile gerçek kişiler vardır.
Toplumsal yaşamı düzenleyen hukuk kuralları hem işveren ve çalışanlar arasındaki hem
de hizmeti sunan ve alanlar arasındaki ilişkileri düzenlemiştir. İşveren ve çalışanlar ara-
sındaki çalışma koşullarıyla ilgili ilişkiler iş ve sosyal güvenlik hukuku, hizmeti sunanla
alanlar arasındaki ilişkiler ise ceza hukuku ve yönetim hukuku kapsamına girmektedir.
Dolayısıyla hukuk taraflara yükümlülük, sorumluluk ve yaptırımlar getirmiştir. Hukuka
aykırı davranışlarda ortaya çıkan hukuksal sorumluluk; cezai, mali ve yönetsel sorumlu-
lukları içermektedir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 4. maddesindeki “Ceza kanunlarını bilmemek ma-
zeret sayılamaz” hükmünden yola çıkarak; inşaat sektöründe işveren konumunda
olan her mühendis–mimar, teknik müşavir ve müteahhitler, inşaatı ilgilendiren ulusal
ve uluslararası yönetsel düzenlemeleri bilmek, doğru uygulamak, kusursuz yerine getir-
mek ve kurallara uymak zorundadırlar.
Araştırmanın amacı; inşaat sektöründe işçi sağlığı ve iş güvenliği konusuyla ilgili mevzu-
atı ulusal ve uluslararası düzeyde sınıflandırma, anlama, açıklama, gözleme dayalı ola-
rak durumu saptama (betimleme), sorunları belirleme ve çözüm önerileri getirmektir.
Araştırmanın hipotezini “İşçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatındaki hukuksal sorumlu-
lukların; işverenler ve işçiler açısından yeterince açık olmaması ve eğitim eksikliği gibi
nedenlerle yargıya taşınmakta, yargının takdiriyle hapis, adli ve idari para cezası gibi
yaptırımlarla karşılaşılmaktadır” cümlesi oluşturmaktadır.
Araştırmanın kapsamı; inşaat sektöründeki mevzuatın hukuksal sorumluluk açısından
incelenmesidir. Araştırmada; inşaat sektörünün işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda
mevzuattaki hukuksal sorumluluklarla ilgili halihazırda olan bilgileri bir araya getir-
meye, bu bilgileri anlaşılır biçimde düzenlemeye ve sunmaya, bu düzenlemeden hem
bugün hem de geleceğe yönelik uygulanabilir çıkarsamalar yapmaya dayalı “betimsel
yöntem” kullanılmıştır.
Bu bağlamda; inşaat sektörünün işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatı hukuksal sorumlu-

- 14 -
Hüseyin Erkul, İsmail Yaşar Oğuz

luk açısından irdelenmiş, adlandırılıp, sınıflandırıldıktan sonra ilişkilendirilmiştir. Sonuç


olarak; araştırma sonunda elde edilen bilgiler yayın, hizmetiçi eğitim ve bilgilendirme
toplantılarıyla İnşaat Mühendisleri Odası’nın eşgüdümünde, işveren konumundaki mü-
hendisler–mimarlar, teknik müşavirler ve müteahhitlerle paylaşılacaktır.

Kuramsal Çerçeve ve Kavramların Tanımları


Kuramsal Çerçeve
Araştırmanın kuramsal çerçevesini; inşaat sektörünü kapsayan işçi sağlığı ve iş güvenliği
mevzuatında düzenlenen hukuksal sorumlulukları tanımlamak, açıklamak ve çıkarım-
larda bulunmak oluşturmuştur.

Kavramların Tanımları
Hukuk: Hukuk kurallarının bir araya gelmesinden oluşmuş bir düzendir (Gözler, 2009,
16). Bir başka tanıma göre hukuk; toplumu düzenleyen ve kamu gücü ile desteklenen
kuralların bütünüdür (Gözübüyük, 1999, 5).
İş Hukuku: Bir iş sözleşmesine dayanarak belirli bir ücret karşılığı, bir işverene bağlı ola-
rak onun adına çalışan işçiler ile bu işçileri çalıştıran işveren arasındaki ilişkileri düzenle-
yen uyulması zorunlu kurallar bütününe denir (Çelik, 2009, 11).
İşçi ile işveren arasındaki iş ilişkisini düzenleyen hukuk dalıdır. İş hukuku; bireysel iş hu-
kuku ve toplu iş hukuku olarak ikiye ayrılır. Bireysel iş hukuku; işçi ile işveren arasında
akdedilen iş sözleşmesinden kaynaklanan hukuki ilişkiyi inceler. Toplu iş hukuku; İşçi ve
işverenler mesleki kuruluş olan sendikalarda örgütlenmişlerdir. İşçi sendikası ile bir işve-
ren veya bir işçi sendikasıyla bir işveren sendikası arasında, toplu iş sözleşmesi, grev ve
lokavt gibi çeşitli hukuki ilişkiler ortaya çıkmaktadır. Toplu iş hukuku bu ilişkileri inceler
(Görmez, 2009, 68).
Hukukta Sorumluluk: Hukukta sorumluluk siyasi sorumluluk, cezai sorumluluk, mali so-
rumluluk ve medeni sorumluluk olarak dörde ayrılmıştır. Siyasi sorumluluk daha çok
yürütmenin yasamaya karşı sorumlu olmasını içerdiği için üzerinde durulmamıştır.
Araştırma konusunda üzerinde önemle durulması gereken hukuksal sorumluluk cezai
sorumluluktur.

Cezai Sorumluluk
insanların ceza hukukundan kaynaklanan sorumluluğudur. Cezai sorumluluğa kişinin
suç işlemesi yol açar. Cezai sorumluluğun yaptırımı (müeyyidesi); hapis cezası ve adli
para cezasıdır (Gözübüyük, 1999, 172). Cezai sorumluluk alanında yargılama adli yargı
düzeninde bulunan ceza mahkemeleri ile iş mahkemeleri yetkilidir. Cezai sorumluluk
kişisel bir sorumluluktur bu nedenle ancak gerçek kişilerin cezai sorumluluğu olabilir.
Somut bir olayda bir insan davranışının suç oluşturması ve bundan dolayı bu davranışı
yapan kişinin sorumlu tutulabilmesi için, maddi ve manevi olarak ikiye ayrılan “suçun
unsurları” denen şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu unsurlar şunlardır:
Maddi Unsurlar:

- 15 -
Hukuksal Sorumluluk Açısından İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Mevzuatı Üzerine Bir Araştırma

1. Hareket: Bir kişinin bir suç işlediğinden bahsedebilmek ve bu kişinin her şeyden
önce bir harekette bulunmuş olması gerekir.
2. Sonuç (Netice): Dış dünyadaki bir değişikliktir.
3. Nedensellik Bağı
Hareket ile sonuç arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. Nedensellik bağı ile sonuç
arasında sebep-sonuç ilişkisi olarak tanımlanabilir. Bir kişinin ortaya çıkan zararlı bir so-
nuçtan sorumlu tutulabilmesi için söz konusu sonucun o kişinin hareketinden kaynak-
lanmış olması gerekir.
Manevi Unsurlar:
Bir insanın hareketi sonucunda ortaya çıkan Türk Ceza Kanunu’nun suç olarak tanımla-
dığı bir sonuç çıksa ve bu insan hareketiyle sonuç arasında nedensellik bağı var (mev-
cut) olsa bile, söz konusu hareketin suç teşkil edebilmesi ve bundan dolayı bunu yapan
kişinin sorumlu tutulabilmesi için, bu hareketin, onu yapan kişi, yani “fail” tarafından
iradi olarak, yani bilerek ve isteyerek yapılması gerekir.
1. İsnat Yeteneği: Bir failin bir fiilden sorumlu tutulabilmesi için her şeyden önce is-
nat yeteneğine (kusurlu bir şekilde hareket etmeye ehil) sahip olması gerekir. İsnat
yeteneği; kişinin kendi hareketlerinin anlamını kavrayabilme ve bunları yapmayı
isteme gücüne sahip olması demektir.
2. Kusurluluk: Kişinin fiili bilerek ve isteyerek yapmış olmasıdır. Bir kişinin kusurlu
olması için kasıtlı ve taksirli olması gerekir. Kast (TCK/21); suçun oluşması kastın
varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek
gerçekleştirilmesidir. Taksir (TCK/22); dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dola-
yısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen sonucu öngörülmeyerek
gerçekleştirilmesidir. Fail uyması gereken davranış kurallarına uymak suretiyle ön-
leyebileceği bir fiili, bu kuralları ihlal etmek suretiyle istemeyerek gerçekleştirmiş
olmaktadır.
Ceza Sorumluluğunu Ortadan Kaldıran Haller Şunlardır:
1. Kaza ve Tesadüf: Öngörülmesi ve Önlenmesi mümkün olmayan ama failin hareketi
sebebiyle ortaya çıkan sonuçtur.
2. Mücbir Sebep: Öngörülmesi ve önlenmesi mümkün olmayan ve failin dışındaki
sebeplerden kaynaklanan sonuçtur.
3. Cebir: Bir kimsenin bir başka kimse tarafından suç işlenmeye zorlanması demektir.
4. İkrah (Zorlama) ve Tehdit: Bir kişinin, halen var olan veya gelecekte gerçekleşecek
bir zarardan kendisini veya bir başka kişiyi kurtarmak amacıyla, kendisinden iste-
nilen suçu işlemesidir.
5. Meşru Müdafaa: Bir kimsenin ağır ve haksız bir saldırıya karşı kendisini veya bir
başkasını korumak için gösterdiği zorunlu tepkidir.
6. Iztırar (Zorunluluk) Hali: Bir kimsenin bilerek sebebiyet vermediği bir tehlikeden
kendisini veya bir başkasını kurtarmak için suç işlemek zorunda kalmasıdır.

Mali Sorumluluk
Hukuki sorumluluk da denen mali sorumluluk; bir kişinin diğer kişiye verdiği zararın,

- 16 -
Hüseyin Erkul, İsmail Yaşar Oğuz

zarar verenin malvarlığına devlet aracılığıyla cebren el konularak tazmin edilmesi de-
mektir.

Medeni Sorumluluk
Özel hukuk alanında kişilerin mali sorumluluğudur. Bu sorumluluk, bir kişinin diğer kişi-
ye özel hukuk alanında verdiği zararı gidermesi (borç ilişkisi) demektir.
Akdi medeni sorumluluk: Sözleşmeden doğan sorumluluk; iki tarafın bir hukuki sonucu
elde etmek üzere iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun surette açıklamalarıdır.
Haksız fiil sorumluluğu: Haksız fiil, hukuka aykırı olan ve başkalarına zarar veren dav-
ranışlardır. Bu tür davranışlar sonucunda ortaya çıkan zararı, zarar veren kişi tazmin et-
mekle yükümlü olur.
İşçi Sağlığı: Çalışan işçilerin sağlıklarının korunması ve işyerindeki çalışma şartlarının iş-
çinin güvenliğini tehlikeye atmaması (Çelik, 2009, 18).
İş Güvenliği: İşverenlerin işyerlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması için ge-
rekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlı-
ğı ve iş güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlü olmasıdır (Çelik,
2009, 18).
Mevzuat: Anayasa, kanun, kanun hükmünde kararname (KHK), uluslararası andlaşma,
tüzük, yönetmelik ve diğer düzenleyici işlemlerden oluşur (Gözler, 2009, 1).

Uluslararası Metinlerde İşçi Sağlığı-İş Güvenliği ve Kurumsal


Yapılanma
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (İHEB)
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 23. maddesinde “Herkesin çalışma, işini özgürce
seçme, adil ve elverişli koşullarda çalışma ve işsizliğe karşı korunma hakkı vardır. Herke-
sin herhangi bir ayrım gözetilmeksizin eşit iş için eşit ücrete hakkı vardır. Herkesin ken-
disi ve ailesi için insan onuruna yaraşır ve gereğinde başka toplumsal koruma yollarıyla
desteklenmiş bir yaşam sağlayacak adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır. Herkesin çıka-
rını korumak için sendika kurma ya da sendikaya üye olma hakkı vardır” denilmektedir
(Malatya Barosu, 2002, 14).

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS)


Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 4. maddesinde hiç kimsenin zorla çalıştırılamaya-
cağı ve zorunlu çalışmaya tabi tutulamayacağı vurgulanmıştır.

BM Çocuk Hakları Sözleşmesi (ÇHS)


Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen “Çocuk Haklarına Dair Sözleşme”nin 32. mad-
desinde “Çocuk, sağlığı, eğitimi ve gelişmesi açısından tehlike teşkil eden işlere karşı ko-
runma hakkına sahiptir. Devlet, işe kabul için asgari bir yaş sınırı tespit etmek ve çalışma
koşullarını düzenlemek zorundadır (Resmi Gazete, 1995).

- 17 -
Hukuksal Sorumluluk Açısından İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Mevzuatı Üzerine Bir Araştırma

Avrupa Sosyal Şartı


“Güvenli ve Sağlıklı Çalışma Koşulları” başlığı altında; güvenlik ve sağlık alanında yasal
düzenlemeler yapma ve gerektiğinde, iş güvenliği ve sağlığını geliştirmeyi amaçlayan
önlemler konusunda çalışanların örgütlerine danışma yer almıştır (Alpar, 2003, 6).

International Labor Organisation [Uluslararası Çalışma Örgütü] (ILO)


155 sayılı Sözleşme “Bütün ekonomik faaliyet dallarında işçileri kapsayacak şekilde, ülke
şartlarına uygun olmak şartıyla işçi sağlığı, iş güvenliği çalışma ortamı konularında bir
politika oluşturulması ve denetimini öngörmektedir”. 161 sayılı Sözleşme “Tüm ekono-
mik faaliyet dallarında ve tüm işletmelerde çalışan işçiler için iş sağlığı hizmetlerini ge-
liştirmeye yöneliktir”.

Ulusal Mevzuatta İşçi Sağlığı-İş Güvenliği ve Kurumsal Yapılanma


T.C. 1982 Anayasası
Anayasanın 48. maddesinde “Herkes dilediği alanda çalışma ve sözleşme yapma hür-
riyetine sahiptir…”, 49. maddesinde “”Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek,
çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek,
işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak
için gerekli tedbirleri alır”, 50. maddesinde “Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uyma-
yan işlerde çalıştırılamaz…” ve 51. maddesinde de “Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin
çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek
için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye
olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir…” denilerek çalışmayla ilgili hü-
kümler ortaya konmuştur.

Tablo 1 - 4857 İş Kanunu’nda Hukuksal Sorumluluk

Kanunun Tarihi ve Sayısı Kanunun Başlığı


22.05.2003 İş Kanunu
Kanunun Amacı Tanımlar
İşverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan ger-
çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalış- çek kişiye işçi,
ma ortamına ilişkin hak ve sorumlulukları İşçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut
düzenler tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara
işveren,
İşçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş
ilişkisi,
İşveren tarafından mal veya hizmet üret-
mek amacıyla maddi olan ve olmayan öğe-
ler ile işçinin birlikte örgütlendiği birime iş
yeri denir

- 18 -
Hüseyin Erkul, İsmail Yaşar Oğuz

Kısım-Bölüm Başlıkları Hukuksal Sorumlulukla İlgili Hükümler


Birinci Bölüm: Genel Hükümler Md.77. İşverenlerin ve işçilerin yükümlü-
İkinci Bölüm: İş Sözleşmesi, Türleri ve Feshi lükleri
Üçüncü Bölüm: Ücret Md.78. Sağlık ve güvenlik tüzük ve yönet-
Dördüncü Bölüm: İşin Düzenlenmesi melikleri
Beşinci Bölüm: İş Sağlığı ve Güvenliği Md.79. İşin durdurulması veya işyerinin
Altıncı Bölüm: İş ve İşçi Bulma kapatılması
Yedinci Bölüm: Çalışma Hayatının Denetimi Md.80. İşyeri Hekimleri
ve Teftişi Md.82. İş güvenliği ile görevli mühendis
Sekizinci Bölüm: İdari Ceza Hükümleri veya teknik elemanlar
Dokuzuncu Bölüm: Çeşitli, Geçici ve Son Md.83. İşçilerin hakları
Hükümler Md.84. İçki veya uyuşturucu madde kullan-
ma yasağı
Md.85. Ağır ve tehlikeli işler
Md.86. Ağır ve tehlikeli işlerde rapor
Md.87. On sekiz yaşından küçük işçiler için
rapor
Md.88. Gebe veya çocuk emziren kadınlar
için yönetmelik
Md.89. Çeşitli Yönetmelikler
Md.105. İş sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili
hükümlere aykırılık

4857 sayılı İş Kanunu işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin ça-
lışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumlulukları düzenlemiştir.
4857 sayılı İş Kanunu ile iş sağlığı ve iş güvenliği konusunda işverenlere, işçilere eği-
tim verme, bilgilendirme ve denetleme yükümlülüğü getirilmiştir. Ayrıca, İş Sağlığı ve
Güvenliği Kurulu oluşturma zorunluluğu getirilmiş ve işverene, kurul kararlarını yerine
getirme yükümlülüğü öngörülmüştür (Demircioğlu, 2004,12).

Tablo 2 - 5237 Türk Ceza Kanunu’nda Hukuksal Sorumluluk

Kanunun Tarihi ve Sayısı Kanunun Başlığı


26.09.2004-5237 Türk Ceza Kanunu
Kanunun Amacı Tanımlar
Kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve
çevreyi, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önlemektir
Kısım-Bölüm Başlıkları Hukuksal Sorumlulukla İlgili Hükümler
Birinci Kısım: Uluslararası Suçlar Md.117. İş ve çalışma hürriyetinin ihlali
İkinci Kısım: Kişilere Karşı Suçlar Md.170. Genel güvenliğin kasten tehlikeye
Üçüncü Kısım: Topluma Karşı Suçlar sokulması
Dördüncü Kısım: Millete ve Devlete Karşı Md.176. İnşaat veya yıkımla ilgili emniyet
Suçlar ve Son Hükümler kurallarına uymama
Md.178. İşaret ve engel koymama

- 19 -
Hukuksal Sorumluluk Açısından İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Mevzuatı Üzerine Bir Araştırma

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu inşaat faaliyetleriyle ilgili insan hayatı açısından gerekli
önlemleri almayan ve ihmalde bulunan kişilere hapis ve adli para cezası getirmiştir.

Tablo 3 - Borçlar Kanunu’nda Hukuksal Sorumluluk

Kanunun Tarihi ve Sayısı Kanunun Başlığı


22.04.1926-818 Borçlar Kanunu
Hukuksal Sorumlulukla İlgili Hükümler
Md.58.
Md. 332 “İş sahibi, akdin hususi halleri ve işin mahiyeti noktasından hakkaniyet dairesinde
kendisinden istenebileceği derecede, çalışma dolayısıyla maruz kaldığı tehlikelere karşı
icap eden tedbirleri ittihaza ve münasip ve sıhhi çalışma mahalleri ile, işçi birlikte ikamet
etmekte ise, yatacak yer tedarikine mecburdur

Borçlar Kanunu hukuksal sorumluluğu “kusur”a dayandırır. 58. maddeye göre “bir bi-
nanın maliki veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından
yahut muhafazasındaki kusurdan dolayı mesul olur (Gözübüyük ve Tan, 2001, 656). “Bu
cihetten dolayı kendisine karşı mesul olan şahıslar aleyhindeki rücu hakkı mahfuzdur”.

Tablo 4 - 5521 İş Mahkemeleri Kanunu’nda Hukuksal Sorumluluk

Kanunun Tarihi ve Sayısı Kanunun Başlığı


30.01.1950-5521 İş Mahkemeleri Kanunu
Kanunun Amacı
İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdin-
den veya İş Kanununa dayanan her türlü hak ve iddialarından doğan hukuk uyuşmazlık-
larının çözülmesi

5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu işçi ve işverenler arasında iş akdinden veya İş


Kanunu’na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözül-
mesi görevini iş mahkemelerine vermiştir.

Tablo 5 - 5510 Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda


Hukuksal Sorumluluk

Kanunun Tarihi ve Sayısı Kanunun Başlığı


31.05.2006-5510 Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanunu
Hukuksal Sorumlulukla İlgili Hükümler
Md.21. İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin üçüncü kişilerin
sorumluluğu
Md.23. Süresinde bildirilmeyen sigortalılıktan doğan sorumluluk
Md.76. İşverenin genel sağlık sigortalısının ve üçüncü kişilerin sorumluluğu

- 20 -
Hüseyin Erkul, İsmail Yaşar Oğuz

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’na göre; iş kazası veya meslek hastalığı, işverenin
kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine ay-
kırı bir davranışı suç sayılmaktaydı (Tuncay, 1982, 177). 2006 yılında kabul edilen 5510
sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 21. maddesinde “İş kazası
ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği
mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak
sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile
bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak
sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene
ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır” denil-
mektedir. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu işverenlere işçi sağlığı ve
iş güvenliği konusunda mevzuatını uygulama, mevzuata aykırı davranıldığı durumlarda
kaçınılmazlık ilkesi gereği para cezası yaptırımı getirmektedir.

Tablo 6 - Türk Medeni Kanunu’nda Hukuksal Sorumluluk

Kanunun Tarihi ve Sayısı Kanunun Başlığı


22.11.2001-4721 Türk Medeni Kanunu
Hukuksal Sorumlulukla İlgili Hükümler
Md.2. Dürüst Davranma
Md.3. İyiniyet

Medeni hukuk alanında sorumluluk “hukuksal ilişkiden doğan sorumluluk” ve “hukuksal


eylemden doğan sorumluluk” olarak ikiye ayrılır (Gözübüyük, 1999, 172)

Tablo 7 - 5326 Kabahatler Kanunu’nda Hukuksal Sorumluluk

Kanunun Tarihi ve Sayısı Kanunun Başlığı


30.03.2005-5326 Kabahatler Kanunu
Hukuksal Sorumlulukla İlgili Hükümler
Md.41. Çevreyi Kirletme

5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 41. maddesi 4. paragrafında “İnşaat atık ve artıklarını
bunların toplanmasına veya depolanmasına özgü yerler dışına atan kişiye, yüz Türk Lira-
sından üç bin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir. İnşaat faaliyetinin bir tüzel kişi
adına yürütülmesi halinde bu tüzel kişi hakkında verilecek idari para cezasının üst sınırı
beş bin Türk Lirasıdır. Bu atık ve artıkların kaldırılmasına ilişkin masraf da ayrıca kişiden
tahsil edilir” denilmektedir. Kabahatler Kanunu’nda inşaat atıklarına (çevreye) yönelik
hukuksal sorumluluk idari para cezası olarak ortaya konmuştur.

- 21 -
Hukuksal Sorumluluk Açısından İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Mevzuatı Üzerine Bir Araştırma

Tablo 8 - İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü

Tüzüğün Başlığı:
İş Sağlığı ve Güvenliği Tüzüğü 04.12.1973 - 7/7583
Tüzüğün Amacı:
İşyerlerinde, işçilere ait yatıp kalkma yerlerinde ve diğer müştemilatında bulunması ge-
reken sağlık şartlarının ve işyerlerinde kullanılan alet, edevat, makinalar ve hammaddeler
yüzünden, çıkabilecek hastalıklara engel olacak tedbir ve araçların, işyerlerinde işkaza-
larını önlemek üzere bulundurulması gerekli araçların ve alınacak güvenlik tedbirlerinin
neler olduğu
Kısım Başlıkları:
Birinci Kısım: Genel Hükümler
İkinci Kısım: Sağlık Şartları ve Güvenlik Tedbirleri
Üçüncü Kısım: İşyerlerinde Kullanılan Alet, Edevat, Makine ve Ham Maddeler Yüzünden
Çıkabilecek Hastalıklara Engel Olacak Tedbirler
Dördüncü Kısım: İşyerlerinde İş Kazalarına Karşı, Alınacak Tıbbi Tedbirler Ve İşyerlerinde
Bulundurulması Zorunlu Olan İlk Yardım ve Tedavi Levazımı ile Sıhhi Tesisat.
Beşinci Kısım: İşyerlerinde İş Kazalarını Önlemek Üzere Alınacak Güvenlik Tedbirleri ve
Bulundurulması Gereken Araçlar
Altıncı Kısım: Kişisel Korunma Araçları
Yedinci Kısım: Son Hükümler

Tablo 9 - İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’nde Hukuksal Sorumluluk

Yönetmeliğin Başlığı:
İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği
Yönetmeliğin Amacı:
İş yerlerinde sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için alınacak önlemleri belirler.
Mesleki risklerin önlenmesi, sağlık ve güvenliğin korunması, risk ve kaza faktörlerinin
ortadan kaldırılması,
İş sağlığı ve güvenliği konusunda işçi ve temsilcilerinin eğitimi, bilgilendirilmesi, görüşle-
rinin alınması ve dengeli katılımlarının sağlanması
Bölüm Başlıkları Hukuksal Sorumlulukla İlgili Hükümler
Birinci Bölüm: Amaç, Kapsam, Dayanak ve Md.6. İşverenin Genel Yükümlülükleri
Tanımlar Md.7. Koruyucu ve Önleyici Hizmetler
İkinci Bölüm: İşverenlerin Yükümlülükleri Md.8. İlk Yardım, Yangınla Mücadele ve
Üçüncü Bölüm: İşçilerin Yükümlülükleri Kişilerin Tahliyesi ve Yakın Tehlike
Dördüncü Bölüm: Çeşitli Hükümler Md.9. İşverenin Diğer Yükümlülükleri
Beşinci Bölüm: Son Hükümler

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Mevzuatının Hukuksak Sorumluluk


Açısından Çözümlenmesi ve Örnek Olay Yargı Kararlarının İrdelenmesi
Örnek Olay ve Yargı Kararı 1: (Yargıtay 21.Hukuk Dairesi Esas-Karar:2007/8888-10428)
Dava Konusu: İki işçinin çalıştıkları yerdeki tartışmalarının sonucunda bir işçinin diğer
işçiyi bıçaklayarak öldürmesi

- 22 -
Hüseyin Erkul, İsmail Yaşar Oğuz

Karar: İş kazası sonucu ölüm ve maddi ve manevi tazminatın kısmen ödenmesi


Örnek Olay ve Yargı Kararı 2: (Yargıtay 10.Hukuk Dairesi Esas-Karar:2008/3516-10688)
Dava Konusu: İşçinin işyerinde hammadde varilini çekiç ve keski kullanmak suretiyle
açtığı sırada fırlayan çapağın gözüne gelmesi sonucu yaralanması
Karar: 4857/77 ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nün 2. maddesi gereği; iş yerinde
iş güvenliği tedbirlerini alma ve bu tedbirlere uyulması için gerekli eğitim ve denetim
yetki ve sorumluluğunun işverende olması nedeniyle tazmin
Örnek Olay ve Yargı Kararı 3: (Yargıtay 21.Hukuk Dairesi Esas-Karar:2008/5624-18632)
Dava Konusu: İnşaatta kalıpçı ustası tabiyenin hazırlanması için beton çivisi çakarken
çivinin başının kırılarak sol gözüne isabet etmesi sonucu yaralanması
Karar: Ustaya 4857/77 gereği maddi ve manevi tazminat ödenmesi
Örnek Olay ve Yargı Kararı 4: (Yargıtay 21.Hukuk Dairesi Esas-Karar:2007/23396-7923)
Dava Konusu: İşçinin çalıştığı inşaatın terasından geçen yüksek gerilim hattına kapıl-
masıyla meydana gelen iş kazası sonucunda sağ elinin bilekten kesilmesi ve sol ayak
parmaklarını kaybetmesi
Karar: İş kazası sonucu maluliyetten doğan maddi ve manevi tazminatın ödenmesi
Örnek Olay ve Yargı Kararı 5: (Yargıtay 10.Hukuk Dairesi Esas-Karar:2008/14768-12562)
Dava Konusu: Çelik borudan yapılan iskele üzerine konulan konsol ve panolarla oluştu-
rulan ek iskele üzerinde dış cephe sıvası yapan sigortalının bulunduğu kısımdan düşe-
rek ölmesi
Karar: İşyerinde gerekli tedbirleri almaması nedeniyle işverenin 6/8 oranında kusurlu
olduğu
Örnek Olay ve Yargı Kararı 6: (Yargıtay 10.Hukuk Dairesi Esas-Karar:2008/12623-14040)
Dava Konusu: İnşaatın balkon bölümü sıvasını yaparken iş kazası sonucu ölen sigor-
talının hak sahiplerine bağlanan gelir, yapılan harcama ve ödemeler nedeniyle kurum
zararının rücuan ödetilmesi
Karar: Taşeronun işgüvenliği önlemlerini almadaki ihmali 4/8, işveren 2/8, işçi 1/8 ora-
nında kusurlu bulunmuştur.
Örnek Olay ve Yargı Kararı 7: (Yargıtay 10.Hukuk Dairesi Esas-Karar:2010/8219-13630)
Dava Konusu: Elektrik çarpması iş kazası sonucu sürekli işgörmezlik durumuna giren
sigortalıya iş görmezlik ödeneğinin ve hastane masraflarının işveren şirketten tahsili
Karar: Elektrik tesisatını projeye uygun yaptırdıktan sonra proje harici adi kablo tesisatı
döşeten müteahhidin Türk Ceza Kanunu’na göre hapis ve adli para cezası ile cezalandı-
rılması
Örnek Olay ve Yargı Kararı 8: (Yargıtay 10.Hukuk Dairesi Esas-Karar:2008/8285-8862)
Dava Konusu: Kazan dairesinin tabliye betonu dökümünde beton kalıbının çökmesi ne-
deniyle kalıp altında kalan işçinin vefat etmesi
Karar: İş kazası sonucu ölen murisin maddi ve manevi tazminatının ödenmesi
Örnek Olay ve Yargı Kararı 9: (Yargıtay 21.Hukuk Dairesi Esas-Karar:2006/19857-1345)

- 23 -
Hukuksal Sorumluluk Açısından İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Mevzuatı Üzerine Bir Araştırma

Dava Konusu: Kanalizasyon inşaatında kazı içinde boru döşerken çukurun iki tarafındaki
toprağın kayması sonucu göçük altında kalarak iş kazası geçirmesi
Karar: 4847/77 ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nün ilgili maddeleri gereği iş yerin-
de alınması gereken önlemler açısından kusur aidiyeti ve oranı belirlenmelidir.
Örnek Olay ve Yargı Kararı 10: (Yargıtay 10.Hukuk Dairesi Esas-Karar:2008/20149-5178)
Dava Konusu: Beton döküm işi sırasında gırgır vinç ile harç taşırken vincin yük taşıyan
ayaklarının yerinden oynaması sonucu işçinin 5,5 m yüksekten düşerek yaralanması
Karar: İş kazası sonucu sürekli işgörmezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan peşin
değerli gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverene Kurumca rücuan ödettiril-
mesi
İnşaat sektörüyle ilgili Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları’ndan tesadüfi olarak se-
çilmiş örnekolay yargı kararları incelendiğinde; araştırmanın “İşçi sağlığı ve iş güvenliği
mevzuatındaki hukuksal sorumlulukların; işverenler ve işçiler açısından yeterince açık
olmaması ve eğitim eksikliği gibi nedenlerle yargıya taşınmakta, yargının takdiriyle ha-
pis, adli ve idari para cezası gibi yaptırımlarla karşılaşılmaktadır” hipotezinin doğrulan-
dığı değerlendirilebilir.

Sonuç
İnşaat sektöründe, işçi sağlığı ve iş güvenliği, hem uluslararası metinlerde hem de ulu-
sal düzenlemelerde temel insan hakkı olarak ele alınmıştır. Bu hakkın hem kurumsal
düzeyde devlet tarafından hem de özel sektörü oluşturan işverenler tarafından korun-
ması sosyal barışın sağlanması açısından önemlidir ve bu önem her geçen gün daha
artmaktadır.
Özellikle iş kazalarıyla ortaya çıkan hukuksal sorunların nedenlerinin başında; gerekli
güvenlik önlemlerini almama, eğitim yetersizliği ve mevzuattaki alınacak tedbirlerin
müşahhas (somut) olmaması, genel olması boşlukların yargı yerlerince tamamlanma-
ya çalışılması, gelmektedir. Dolayısıyla takdir yetkisi yargı yerine kalmakta ve mağdur
lehine işlemektedir.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatı işverenler açısından hukuksal sorumluluk ve cezai
yaptırımlar, işçiler açısından sağlık ve iş güvenliği getirmektedir. İşçi sağlığı ve iş güvenli-
ği konusunda alınacak önlemlerin ve eğitimin maliyeti mevzuatı bilmemenin getireceği
olumsuz sonuçlardan daha düşük olmaktadır.
Hukuksal açıdan işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda ortaya çıkan sorunların çözümü
için kanunların uygulanmasını sağlamak üzere yönetmelikler çıkarılmalı, başta inşaat
mühendisleri olmak üzere kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütlerince, sendikalar
ve ilgili STK’lar tarafından işverenlere ve işçilere yönelik verimli, etkili ve kaliteli eğitim
çalışmaları nicelik ve nitelik olarak artırılmalıdır.

Kaynaklar
Alpar, M.B.(2003), “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ve Çalışma Ortamı Hakkında 155 Sayılı ILO
Sözleşmesi İle İlgili Çalışma Hayatı Mevzuatı”, Kamu-iş Dergisi, Ankara.
Çelik, A.H. (2009), İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku, MuratHan Yayınevi, Trabzon.

- 24 -
Hüseyin Erkul, İsmail Yaşar Oğuz

Demircioğlu, A.M. (2004), “Yeni İş Yasasının Türk Çalışma Hayatında Açtığı Yeni Perspek-
tifler ve Beklenen Olası Etkiler”, Yeni İş Yasasının Türk Çalışma Yaşamı Üzerine Etkileri,
Ekonomi Forumu, Friedrich Ebert Stiftung, İstanbul.
Dokuzuncu Kalkınma Planı [DKP], (2006), “İnşaat, Mühendislik-Mimarlık, Teknik Müşa-
virlik ve Müteahhitlik Hizmetleri, DPT Yayını, Ankara.
Devlet Planlama Teşkilatı [DPT], (2000), “Mühendislik-Mimarlık, Teknik Müşavirlik ve
Müteahhitlik Hizmetleri”, Uzun Vadeli Strateji ve Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı
(2001-2005), DPT Yayını, Ankara.
Gözler, K. (2009). Hukukun Temel Kavramları, Ekin Basım Yayın Dağıtım, Bursa.
Gözübüyük, Ş. (1999), Hukuka Giriş ve Hukukun Temel Kavramları, Turhan Kitabevi,
Ankara.
Gözübüyük, Ş., Tan, T. (2001), İdare Hukuku, Cilt 1, Turhan Kitabevi, Ankara.
Malatya Barosu (2002), İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Kitapçık, Malatya.
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu (2004), Seçkin Yayınevi, Ankara.
Tuncay, A.C. (1982), Sosyal Güvenlik Dersleri, Araştırma, Eğitim, Ekin Yayınları, İstanbul.

- 25 -
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

Şahıs Zararlarının Özel Sigorta


Sözleşmeleri ile Karşılanması

Abdulhalim Eke1

Özet
İşçilerin kaza sonucu zararlarının özellikle maddi zararlarının giderilmesinde Avrupa ülke-
lerinde hakim olan uygulama,sosyal güvenlik kurumlarınca veya bu amaçla örgütlenmiş
işyeri örgütlenmelerince karşılanmasıdır. Zararın belirlenmesinde yargı uygulamalarında
1994 yılından bu yana bir çok ilke yerleşmiş, karmaşıklıktan kurtarılmış bulunmaktadır. Ça-
lışmada kazaya ilişkin olarak anlatılan kurallar meslek hastalıkları içinde geçerli olmasına
rağmen
inşaat sektörü esas alındığından ve bu sektörde meslek hastalığına nadiren rastlandığın-
dan
meslek hastalıklarının özel olarak anılmasından kaçınılmıştır. Çalışmada kaza, SGK’ya
bağlı sigortalılık ve kaza sonucu gelir bağlama istatistikleri ile özel sigorta sektöründeki
sigortaların poliçe ve prim istatistiklerinden yararlanılarak öncelikle adli yargı uygulama-
sında iş kazalarında olası tazminat ödemeleri emsallerinden yararlanarak hesaplanmış,
işverenlerin sorumlu olacakları toplam tazminat sorumluluğu ile SGK’ya inşaat sektörünün
yıl bazlı veride ödediği iş kazası ve meslek hastalığı primleri karşılaştırılmış ardından özel
sigorta sözleşmeleri özetlenerek tablolarda sunulmuş, iş güvenliği önlemlerinin maliyeti ile
sorumluluk ilişkisi değerlendirmeye çalışılmış, göreceli değerlendirmede ulaşılan sonuçlar
öneri olarak sunulmuştur. Değerlendirmeler yürürlükteki kurallar bakımından yapılmış,
01.07.2012’de yürürlüğe girecek yeni ve iki ayrı temel kanun olan 6098 sayılı Türk Borçlar
Kanunu ile 6201 sayılı Türk Ticaret Kanununun getirdiği değişikliklerin sonuçlarına kısmen
değinilmemeye çalışılmıştır.
Anahtar kelimeler: İnşaat Sektörü,İş Kazası, Maddi ve Manevi Tazminat, SGK primi,SGK
Geliri,Ferdi Kaza Sigortası (Özel Sigortalar), İşveren Sorumluluk Sigortası,İş Güvenliği Ma-
liyeti

1
Avukat, Ankara Barosu. halimeke@yahoo.com

- 27 -
Şahıs Zararlarının Özel Sigorta Sözleşmeleri ile Karşılanması

Giriş
Kavramlar
Zarar
Dar anlamda malvarlığında irade dışı azalmaları, geniş anlamda ise cismani ve manevi
acı ve ıstırabı, saldırıdan önceki ve sonraki farkı anlatır (Tandoğan, 1961).
Bedensel zararlar yaralanma halinde tedavi giderleri, geçici ve sürekli (kısmen veya ta-
mamen) çalışma gücü kayıpları, iktisadi geleceğin sarsılması olarak, ölüm halinde ise
ölüm gerçekleşene kadar yaralanma halinde istenebileceklere, ölümden sonra destek-
ten yoksun kalma zararı, cenaze giderleri ile ölenin yakınlarının ve yaralanan ile ağır
yaralanmalarda yakınlarının manevi zararlarının sorumlular tarafından karşılanması
tazminat konusu yapılabilir. Yeni Türk Borçlar Kanunu 54. hükmüne göre bu isteklere
ek olarak, maddi tazminatlar kazanç kaybı, çalışma gücünün azalması veya yitirilmesi,
iktisadi geleceğin sarsılması başlıkları altında farklılaştırılarak istenebilecektir.

Sorumluluk ve Nedenleri
Geleneksel sorumluluk kusura dayanmaktadır. Araç kazalarında, nükleer tesis işletilmesi
gibi hallerde tehlike esasına dayanır. İş hukukunda işverenin sorumluluğunun tehlike
sorumluluğu ve kusur esasına dayandığına dair ayrı bilimsel görüşler bulunmaktadır.
Tehlike sorumluluğu yanında işçi- işveren ilişkisi, taşıma gibi sözleşmeden doğan so-
rumluluk söz konusu olabilir.
Kanun bazı hallerde sorumluluk için sigorta yapılmasını zorunlu kılmıştır. Bunlar ara-
sında işçinin SGK’ya bildirimi, motorlu araçlarda trafik sigortası , taşıma araçlarında
mes’uliyet ve koltuk sigortası sayılabilir. Zorunlu sigortaların yapılmamış olması zara-
ra uğrayanların haklarına engel olmamakta, ödemeyi yapan kuruluşlar (SGK, Garanti
Fonu) ödemelerin tamamını sorumlulardan geri istemektedirler.
Zarardan sorumluluk isteğe bağlı olarak ihtiyari mali sorumluluk, işveren mali sorum-
luluk, üçüncü şahıs sorumluluk,ferdi kaza sigortaları ile teminat altına alınabilir. Zarar
görenin kusuru, ölüm halinde sağ kalan eşin evlenme şansı, ödenen sigorta bedeli ve
SGK gelirinin peşin değeri gibi ödemelerin zarar miktarından indirilmesinden sonra ka-
lan miktar tazminatı oluşturmaktadır.

2009 Yılında Ülkemizde Meydana Gelen Kaza ve SGK Verileri


Trafik Kazaları
www.trafik.gov.tr’den alınan verilerdeki trafik kazaları;
Yaralanma Ölüm
201.380 4.324
olarak gösterilmekte olup, ölenler kaza mahallindeki ölümleri gösterdiğinden, kaza ma-
hallinden hastaneye götürülürken, hastanede ve sonrasındaki ölümler bu sayılara dahil
edilmemektedir. Ölüm sayılarının daha yüksek iyimser tahminle 2 katı olarak alınması
mümkündür.

- 28 -
Abdulhalim Eke

İş Kazaları
Sosyal Güvenlik Kurumunun 2009 İstatistik Yıllığındaki verilerde;

İnşaat Sektörü(5,42,43 kodlu


Tüm İş kazaları (sh.73,74,83)
işyerleri toplamı)
Sürekli İş
Kaza Sayısı Ölüm Yaralanma Ölüm
Göremezler
64.316 1.885 1.171 284 156

Trafik iş kazası denilen motorlu araçlarla meydana gelen iş kazaları yıllığın 84.sayfasında
2.661 olarak gösterilmiştir. Genel olarak kazalara oranı %4,1 olmaktadır.
Yıllığın 97.sayfasında iş kazası geçirenlerin ağırlıklı yaş ortalamaları sürekli iş göremezler
için 40 yaş, ölenler için 38 yaştır.102 sayfasında ise tüm dönemlerde iş kazasında ölenle-
rin eşlerinden gelir alanların ağırlıklı yaş ortalaması ise 55 olarak gösterilmiştir.

İnşaat Sektöründe İŞ Kazaları İçin Ödenen SGK Primleri


2008/14173 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yeniden belirlenen tarifelere göre inşaat
sektörü işverenleri iş kazası ve meslek hastalıklarına karşı oluşacak riskler için % 3 nispe-
tinde prim ödenmektedir.

İş Kazası Sonucu SGK Tarafından Sağlanan Haklar


5510 sayılı SGK’nın 16 ve 24 md. hükümlerine göre iş kazası nedeniyle sigortalıya tedavi,
geçici ve sürekli iş göremezlik geliri, ölenlerin hak sahipleri (eş-çocuk-anne-baba) için
ölüm geliri bağlanmaktadır. Ölüm aylığı ile ölüm geliri karıştırılmamalıdır. Ölüm aylığı
ise uzun vadeli sigorta kolundan, ölüm geliri kısa vadeli sigorta kolundan ödenmekte-
dir. Sürekli iş göremezlik oranı % 10’u aşmayanlara sürekli iş göremezlik geliri ödenme-
mektedir.
1.10.2008 tarihinden önce 506 sayılı yasa uygulaması döneminde % 10-25 arası iş gö-
remezlerin gelirlerinin sermaye şeklinde ödenmesi, % 25’ten fazla olanlara ise asgari
gelir uygulanmasına dair kurallar 5510 sayılı yasada bulunmadığından yeni dönemde
% 25- 60 arası sürekli iş göremezlere bağlanan gelirler daha az olduğundan kurum daha
az ödeme yapmaktadır.
Sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi 506 sayılı yasa döneminde SSK Sağlık İşlem-
leri Tüzüğüne göre yapılırken 5510 döneminde Resmi Gazetenin 11 Ekim 2008, 27021
sayısında yayımlanan Çalışma gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İş-
lemleri Yönetmeliği’ne göre yapılmaktadır.
SGK’nın bağladığı gelirlerin peşin değer hesapları da 28 Eylül 2008 tarihli RG, 27011
sayıda yer alan peşin değerlerin hesaplanmasına dair tebliğ uygulaması ile değiştirilmiş,
peşin değer tutarları eski uygulamaya nazaran % 13’e yakın oranda artırılmıştır. Çalışma-
mızda gelir peşin değer hesaplamalarında değişiklik uygulanmıştır.

2009 Yılında SGK’ya Bildirilen Sigortalı Gün ve Kazançlar


SGK’ya 2009 yılında işçi olarak (4a) kayıtlı 9.030.202 kişinin %16’sı (1.445.645 kişi) inşaat

- 29 -
Şahıs Zararlarının Özel Sigorta Sözleşmeleri ile Karşılanması

sektöründe çalışmaktadır(Yıllık sh.33). SGK’ya yapılan bildirimlerde bina inşaatlarında


günlük kazanç 28,04 iken, bina dışı inşaatlarda 55,77 özel inşaat faaliyetlerinde 41 TL
(Yıllık sh.48-49) olmuştur. İnşaat sektöründe çalışanların % 48,8’i bina inşaatlarında ça-
lışmaktadır. 2009 yılında 2.915.404.372 gün için sigorta primi ödenmiştir.1.000.000 Ça-
lışma saati için iş kazası oranı 2.76 dır,Sürekli iş göremezlik toplam oranı ise 61.300 olup
toplam çalışılan günün 641 gününe bir iş kazası düşmektedir(Yıllık sh.103).

Yargı Uygulamasında Yaklaşık Tazminatlar


Hesaplamaları deneyimlerimiz ve emsallere göre yaklaşık olarak ve TL bazında oluştur-
muş bulunmaktayız.

Manevi Tazminatlar
Zarar gören % 30 kusurlu

Her bir Ortalama Azamiye Ya-


Eş Anne Baba
çocuk Toplam kın Toplam
İş kazası Ölüm 50 50X2 20+20 180.000 350.000
Trafik Ölüm 20 20X2 10+10 80.000 100.000
Taşıma-Hekim
35 30X2 15+15 120.000 150.000
Hatası Ölüm
tedavi ile meslekte kazanma gücü-
% 100’ün
iyileşen nün her % 1 kaybı için
İş kazası yaralanma 5.000 1.000 100.000
Trafik yaralanma 2.000 350 35.000
Taşıma- Hekim
3.500 700 70.000
Hatası yaralanma

Maddi Tazminatlar
Maddi tazminatlardan miktar olarak en yüksek tutarlıları ölümde destekten yoksun
kalma tazminatı, kalıcı sakatlık durumunda çalışma gücünün kaybı-meslekte kazanma
gücü kayıpları oluşturmaktadır. Tazminat hesabında esas alınan en önemli verilerden
biri ücrettir. İnşaat sektöründen SGK’ya gerçek ücretler yerine daha düşük veya asgari
ücretten kazanç bildirimi yapılan ve yargıya intikal eden olaylarda karşılaşılan ihtilaflar-
dan olduğundan, sunacağımız örnek tazminat hesaplamalarında asgari ücretin yaklaşık
2,5 katı emsal ücrete ve olay şu an olsa idi mevcut asgari ücretin aylık brüt tutarı 837
TL’ye itibar edilmiştir.

1- İş Kazası Ölüm Halinde


İlk Seçenek SGK’ya Tam Yerine Eksik Bildirim Halinde
Ölen 30 yaş, eş 30 yaş çocuklar erkek 10 ve 9 yaşında, sorumlu % 70 kusurlu.

- 30 -
Abdulhalim Eke

Eşin evlenme şansı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi uygulamalarına göre % 17 (Güleç,
2008).

Zarar SGK Tüm Peşin Değeri Karşılanmamış Zarar


2 çocuklu eş 102.975 166.009TL. 63.034
Erkek çocuk (10 yaş) 22.696 14.707 7.989
Erkek çocuk (9 yaş) 20.027 13.676 6.351
İş kazası ölüm, ölen 38 yaş çocuklar erkek 19 ve 15, ücret, kusur aynı (16)
Eş 163.881 79.407 84.474
Çocuk (19) - - -
Çocuk (15) 8.010 2.678 5.332

İkinci Seçenek SGK’ya Tam İşçilik Kazancı Bildirimi


Aynı verilerle;

İş Kazası (30 yaş) Zarar SGK Tüm Peşin Değeri Karşılanmamış Zarar
Eş 166.009TL 157.488 8.521TL.
Erkek çocuk (10yaş) 22.696 36.717 YOK
Erkek çocuk (9yaş) 20.027 34.125 YOK
İş Kazası (38 yaş)
Eş 163.881TL 198.517 YOK
Çocuk 19 - - -
Çocuk (15) 8.010 6.695 1.315

2- Yaralanma - Kalıcı Arıza Halinde


Yaş 30,ücret, kusur durumu aynı ölenlerle aynı.

İlk Seçenek SGK’ya Tam Yerine Eksik Bildirim Halinde


30 yaş aynı ücret

SGK Peşin Değeri


Kayıp Oranı Zarar Kalan Zarar
(eksik bildirim)
% 50 224.000 61.090 162.910
% 50 (yaş 40) 159.250 55.689
% 100 kayıp bakıma muhtaç 667.000 174.000 493.000

(Bakıma muhtaç kişilerde ayrıca ömür sonuna kadar bakıcı gideri hesabı yapılmakta, iş
yargısında hesaplamada brüt asgari ücret,SGK rücusunda kazancının yarısı,Asliye Hu-
kuk Mahkemesi Uygulamalarında bazen net asgari ücrete,Ticaret Mahkemelerinde ise,
kazancın 1/3’ünün esas alındığı izlenmektedir).

- 31 -
Şahıs Zararlarının Özel Sigorta Sözleşmeleri ile Karşılanması

İkinci Seçenek SGK’ya Tam İşçilik Kazancı Bildirimi

Kayıp Oranı Zarar SGK Peşin Değeri Kalan Zarar


% 50 224.000 152.000 72.000
% 50 (40 yaş) 159.250 139.672 19.578
% 100 ve bakıma muhtaç 667.000 436.000 231.000
% 5 kayıp 22.400 yok 22.400

Adli yargı uygulamasında maddi tazminatlara esas ücretler 1994 yılından bu yana gele-
cek dönem için % 10 artırılıp, %10 iskonto edilmekte, birbirini kaldıran şekli işleme de-
vam edilmektedir. Mahkemelerde bir birine benzer hesaplar yapılmaktadır. Askeri İdari
Yargı tazminat hesabı ise artırım, iskonto, indirimler bakımından zarar görenler lehine
farklı bir yöntemle yapılmaktadır.1 Ekim 2011’de yürürlüğe giren yeni 6100 sayılı Hukuk
Muhakemeleri Kanunun 3.maddesi ile Askeri ve İdari Yargıya konu bedensel zararlara
ilişkin davalar artık Adli yargı Asliye Hukuk Mahkemelerinde görüleceğinden bu husu-
sun önemi kalmamıştır.

İş Kazaları Bakımından 2009 Yılı SGK Prim Ödemeleri


2009 yılında SGK’ya bildirilen sigortalıların yıllık sigortalı gün sayısı 323 tür. Asgari üc-
ret ve kısa vadeli sigorta primi en düşük % 1,5 üzerinden ödense ise dahi, kişi başı bir
günlük 22,65 TL kazancın primi (% 1,5) 0.33,97 TL nin sigortalı gün sayısı ile çarpımında
990.362.865 TL tahsil edilen asgari kısa vadeli sigorta primi olarak bulunabilecek en dü-
şük miktar olmaktadır.

Tüm Sigortalılar Toplam Gün 1 Sigortalıya Düşen Gün İnşaat Sektörü Oranı
9.030.202 915.404.372 323 kişi/yıl/gün % 16

2008 yılı verilerine göre ise inşaat sektöründe meydana gelen iş kazaları sektör olarak
Madencilik, Elektrik ve Su, İmalat sektörlerinin ardından 4. sırada yer almaktadır (Deri-
cioğlu,2010).
AB ülkelerinde inşaat işkolu, 900 milyar Euro tutarındaki cirosu ve 12 milyon çalışanı
ile 15 AB ülkesindeki en büyük sektörlerdendir. Avrupa’da her yıl inşaat işkolundaki ka-
zalarda 1.300 kişi yaşamını yitirmekte, 850.000 kişi yaralanmakta ve bu oranlar diğer
sektörlerdeki iş kazaları sayısının iki katına ulaşmaktadır. İnşaat sektöründe ölüm oranı
100.000 işçide 13 işçidir (Tan,a).
İnşaat Sektörü 2009 Yıllığı sh.49,49 ve 53’te belirtilen verilerle;

Faaliyet Grubu Sigortalı Sayısı Toplam / Oran Gün/Kazanç


Bina İnşaatı 702.389 % 7,7 28.04
Bina Dışı Yapılar 256.096 %2,8 55,77
Özel İnşaat Faaliyetleri 269.213 %2,9 41.00
Bina Çevre Düzenleme 217.947 %2,4 33,85
Toplam 1.445.645

- 32 -
Abdulhalim Eke

İnşaat Sektörü 2009 Yılı Prim Tahsilatları

Faaliyet Grubu Gruba Düşen Gün Sayısı Ödenen Prim (%3 üzerinden)
Bina 7.048.613 59.292.974
Bina Dışı Yapı 2.563.132 42.883.761
Özel İnş. 2.654.672 32.652.465
Bina-Çevre Düz. 2.196.970 22.299.245
Toplam 14.463.387 157.128.445

SGK Bakımından Yıl İçi Kazaların Peşin Değerleri


2009 Yılı Ölüm Gelirlerinin Peşin Değerleri
Ölüm geliri bağlanan eşlerin ortalama çocuk sayısı 1,74’tür, Ancak kurum uygulamasın-
da ölüm geliri almakta olanların eş çocuksuz olması ile çocuk sayısının 1 olması arasında
yapılacak ölüm geliri bakımından fark bulunmadığından 2 ve daha fazla çocuk için gelir
miktarı toplamı tam olarak ödenmektedir. İnşaat Sektörü ortalaması 2009 yılında kişi/
gün kazanç ortalaması 36.81X30 =1.104TL.dir. Bunun % 70’inin çocuklu eş için % 50’si,
çocuksuz eş için % 75’i,her bir çocuk için % 25’i gelir olarak ödenmektedir. 1.104X70=
772,80 paylaşıma esas gelir olmakla, hesaplamada yaklaşık 0.90 rakamına karşılık olan
değer 695,52Xinşaat sektörü ölüm sayısı 156=108.501X12(1 yıl) = 1.302.013 TL 1 yıllık
ölüm geliri ödemesinin, aynı yılda iş kazasında ölenlerin ağırlıklı yaş ortalamasının yıllı-
ğın 97.sayfasına göre 38 olduğu kabulünde 38 yaş kadın için peşin değer iskonto oranı
yeni cetvellere göre 1.694,14/100= 21.675.001 tüm dönemlerin ilk peşin değer toplamı
olarak hesaplanabilecektir.

2009 Yılı Sürekli İş Göremezlik Gelirlerinin Peşin Değerleri


İş kazasında sürekli iş göremez olan kişi toplamı yıllığın 130.sayfasında 61.300 olarak
gösterilmiştir. 61.300/100=613 tam kayba uğrayan kişi olmaktadır. İş kazasında sürekli iş
göremez olan 284 İnşaat Sektörü işçisinin genel olan 1885 sayısına oranı % 15’dir. İnşaat
sektörü kazanç ortalaması 1.104X70= 772,80/100X 9.195 (61.300/100X15) = 71.058,96
AylıkX12= 852.707,52 İş kazası ağırlık yaşı olarak yıllığın 97.sayfasında gösterilen 40
yaşın peşin değer karşılığı 1.584,33= 13.509.701 olmakla toplamları = 21.675.001+
13.509.701= 35.184.702 olmaktadır.

Diğer İlaveler, Kurumdan Çıkan Gelir –Toplanan Prim ve Rücu Alacakları


Geçici iş göremezlik peşin değerlerine ve yıllığın 94 sayfasında 1.072.106 olarak gös-
terilen geçici iş göremezlik günleri için + yatarak günler için 51.543/2= 25.771+
(1.520.563:2/3) 1.013.708= 1.039.479 Gün X İnşaat Sektörü oranı % 15= 155.921
GünX36.81=5.739.483 TL geçici iş göremezlik geliri ödenmektedir.
Sürekli ve geçici iş göremezlik gelirlerinin peşin değerlerinin toplamının 35.184.702
+ 5.739.483=40.924.185 TL olmasına karşılık kurum inşaat sektöründen aynı yıl için
157.128.445 TL prim kazancı sağlamaktadır.

- 33 -
Şahıs Zararlarının Özel Sigorta Sözleşmeleri ile Karşılanması

Kaza geçirenler ve yakınlarına gelir ödeyen kurum kusurlu olanlardan yukarıda he-
saplanan ve ilk peşin değer niteliğinde olan 40.924.185 TL’sinin işverenler kusuruna
düşen kısmını rucuan alacak yolu ile geri isteyebilmektedir. İşveren kusurlarının % 70,
tahsil edilme oranının % 60 olduğu varsayılan bir yaklaşımda SGK 40.924.185X70X60=
17.188.157TL.sini geri alabilmektedir. Primlere tahsili mümkün rucu alacağının ilavesi ile
kurum 157+17= 174.000.000 tahsiline karşılık yıl içi inşaat sektörü iş kazaları karşılığında
40.924.185TL gelir peşin değeri ödemektedir.

Bedensel Zararları Karşılayan Sigorta Türleri


Özel Sigorta Sektörünce 2010 Yılında Düzenlenen İlgili Sigorta Poliçeleri
Türkiye Sigorta ve Reasürans Birliğinin http://www.tsrsborg.tr/node/54 adresinde bulu-
nan 2010 yılı istatistiklerine göre;

Türü Primi Poliçe Sayısı


Taşıma Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza 30.483.362 89.956
Ferdi Kaza 557.000.439 5.461.554
Zorunlu KTMS 13.095.163 54.346
Zorunlu Trafik 2.248.514.389 11.652.461
Motorlu İMM 222.321.480 873.224
İşveren Mali Sorumluluk 58.471.782 48.287
Üçüncü şahıslara karşı mal.mes. 143.198.455 485.677
Toplam 3.273.085.070 18.665.505

Ek 1’de sunulan tablolarda inşaat sektöründe karşılaşılabilecek sigortaların bazı özel-


likleri gösterilmiştir. Ancak yeni TTK döneminde genel şartların yeniden düzenlenmesi
gerekecektir.

Can Sigortalarından Ferdi Kaza Sigortası


Bedensel zararlar hayat-can sigortaları türünden olan ferdi kaza sigortaları ile karşıla-
nabilecektir. Bu sigorta türünde zararın doğması ölüm-sakatlık halinde sigorta bedeli
ne ise zararın olup olmamasına bağlı olmaksızın ve lehdarın mirasçılarına miras payına
göre ödenmektedir. Zarar karşılığı olmayan bu ödemeler ferdi kaza sigortasının zarar
gören tarafından yapılması halinde, yapılan ödemeler zarardan indirilmez ve sorum-
luların tazminat yükümlülüğünü azaltmaz. Karayolu Taşıma Koltuk Ferdi Kaza sigorta-
sında bedensel zarardan indirilmesinde şu ayrım önerilmektedir (Çelik,www.tazminat.
com) Sorumlu taşımacı değilse zarardan indirilmez, taşımacı ise zarardan indirilir. Ti-
caret Kanunu md. 1334 hükmüne göre zarardan indirilmek üzere başkaları tarafından
sigorta yaptırılabileceği gibi, sigorta ettiren dışında kusurlu üçüncü şahıslara karşı taz-
minat istemlerinde ödenen sigorta bedeli tazminattan indirilmeyecektir. İşveren tara-
fından yaptırılıp primi işverence ödenen poliçeler nedeniyle yapılan sigorta ödemeleri
işverenin sorumlu olacağı tazminattan indirilecek iken, zarardan sorumluların işyeri ile
ilgisi olmayan üçüncü şahıslar olması halinde ödeme miktarı yüksek de olsa tazminat-
tan indirilmeyecektir.

- 34 -
Abdulhalim Eke

Bağımsız ferdi kaza sigortalarının dışında kasko sigortası içinde karma sigorta olarak ya-
hut diğer sigortalar ile birlikte yapılmış ferdi kaza sigortalarına sıklıkla rastlanmaktadır.

Mal Sigortalarından Sorumluluk Sigortaları


Sigorta ettirenin üçüncü kişilere verdiği zararlar sonucunda ortaya çıkan sorumlulu-
ğunun, prim karşılığında sigortacı tarafından tazminin yüklenilmesini öngören sigorta
sözleşmelerine ise sorumluluk sigortaları denilmektedir(Hızır, 2009).
Mevcut uygulamada bedensel zararların ödenmesi taleplerinde genelde daha kısa olan
zamanaşımı süreleri yeni TTK md.1482’de 10 yıllık zamanaşımı süresine bağlanmıştır.
Sorumluluk sigortalarının genel ilkelerinde, ödemelerde zarar tutarının ve teminatın
aşılmaması, sigortacıya tanınan ödemelerin sigortalı dışındaki sorumlulardan istenmesi
(halefiyet) ilkeleri yer almaktadır. Bütün sigorta kollarında, sigorta akdinin kuruluş ve
devamında sigorta ettirenin kendisine yüklenen doğru ve zamanında beyan ve bildi-
rim yükümlülüğüne uymaması sonucunda haklarında azalma, kayıp ve aldığını iade
yükümlülüğü doğabilmektedir.
Sorumluluk sigortasının temel konusu maddi zararlar olmasına rağmen İhtiyari Mali
Mes’uliyetin değişen şartları ile işveren ,sorumluluk sigortasına manevi zararlar için te-
minatlar verilebilmektedir. Aynı anda birden çok sigorta poliçesi korumasına giren bir
zararın meydana gelmesinde hangi sigortanın öncelikli olacağı çok tartışılan bir konu
değildir.
Yasal bir sıralama Karayolu Yolcu Taşıma Sigortasının, KTK Trafik Sigortası ve İhtiyari Mali
Sorumluluk sigortasından önce geleceğinin düzenlenmiş olmasıdır. İşveren sorumlu-
luk sigortası işçileri korurken, örneğin araçla taşımayı ek prime tabi tutmaktadır. İnşaat
sigortasında ilave şart halinde veya ayrı bir poliçe ile üçüncü şahıs sorumluluk sigorta-
ları ile üçüncü şahıs zararlarının tazmini kolaylaştırılmış olmaktadır. Sorumluluk ve ferdi
kaza sigortalarında diğer sigorta alanlarında geçerli olan aynı riskin birden fazla sigorta
poliçesi ile sigortalanması gibi hallerde geçersizlik öngören yaptırımlar uygulanmaz.
Zararın miktarının belirlenemiyor oluşu kabulü birden fazla teminat ile sorumluluğun
teminat altına alınmasına izin verir. Ancak sorumluluk sigortalarında ödenecek tazmi-
nat, sigorta bedelini geçemeyecektir. Gerçek zararın ödeneceği şartını öngörecek ferdi
kaza sigortalarında da, sorumluluk sigortaları hükümleri uygulanacağından birden çok
poliçenin sağlayacağı teminatlarda aynı kurala tabi olarak, eski dönemden farklı ola-
rak ferdi kaza sigortalarında artık gerçek zarar sınırından bahsedilebilecektir (Yeni TTK
md.1510/3).
Ferdi Kaza Sigortalarında ödeme riskin gerçekleşmesi ile yapılırken, sorumluluk sigor-
talarında sigorta ettiren ve sigortacı, zarar gören karşısında bağımsız değildir. Ödeme,
sulh gibi işlemler için sigorta ettirenin, sigortacının muvafakatini almasının gerekmesi
gibi nedenlerle, sigortacı genelde işverenin dava sonunda sorumlu tutulacağı tazminatı
ödeme yolunu seçmektedir. Zira sorumluluk sigortaları aynı zamanda sigorta ettirenin
mahkemede savunulması teminatını da taşımaktadır (yeni TTK md.1474/4).
Maddi tazminatı karşılayan sigorta bedelinin ödenme sebebi aynı zamanda SGK’nın ge-
lir bağlama nedeni ise, yani ortada bir iş kazası varsa o zaman özel sigortacıdan önce
SGK’ya ödeme yapılacak kalırsa artan bedel zarar görenlerce istenebilecektir (yeni TTK
md.1484/3). Son 2-3 yıldır uygulama da bu yönde devam etmektedir.

- 35 -
Şahıs Zararlarının Özel Sigorta Sözleşmeleri ile Karşılanması

Mevcut uygulamalarda maddi tazminatlar bakımından tazminatın taksitle ödenmesi


anlamına gelen irat uygulaması gelişmediğinden sigorta genel şartlarında bu yönde
bir düzenlemeye rastlanmamaktadır. Yine uygulamada sigortacıların zarar görenlerin
başvuru yapmadıkları sürece ödeme yapmadıkları, zarar görenleri alacaklı temerrüdü-
ne düşürmedikleri görülmektedir. Eski Ticaret Kanunu md. 1264 ve Yeni Ticaret Kanunu
md. 1451’de yer alan “hüküm bulunmayan hallerde Borçlar Kanunu hükümlerinin uygu-
lanacağına” dair düzenlemeler uyarınca sigortacıların ödemelerini irat şeklinde yapma
ve zarar görenleri de alacaklı temerrüdüne düşürme haklarını işlevsel hale getirmeleri
mümkün hale gelmektedir.
Manevi tazminatlarda ise bölünmezlik ilkesi bulunduğundan düşük tutarlı bir sigorta
bedeli olarak manevi tazminatı sigortadan alan kişilerin artık tazminat isteyemeyecek
olması nedeni ile zarar görenlerin bu hususta dikkatli olmaları gerekmektedir.
Sigorta lisanında yer alan hasar tanımının genel kabulünü ise isabetli bulmamaktayız.
Araç hasarları, ölüm, sakatlık, yangın her tür işlem dosyasına hasar denmesi kabul edi-
lemez. Sigorta Genel Şartlarında yer alan başlıklarda HASAR ve ZARAR ayrı ayrı kullanıl-
maktadır.
Özel sigorta uygulamalarında bedensel zararlarda hasar yerine zarar kavramı kullanıl-
malıdır.
Hasar tanımlamasının , “Tarafların iradesi dışında mala arız olan zarar”, “…bir malın mad-
di manada zarara uğraması vakıasını kasdettiği söylenebilir”(Akıntürk,1966).

Tazminat, Zorunlu ve Özel Sigorta Verilerinin Diğer Risklerle


Değerlendirilmesi
Yukarıda yaptığımız hesaplamalarda doğan rakamsal risklerin özellikle maddi zarardan
SGK gelirlerinin inmesi ile kalan rakam tazminat olmakla, SGK geliri öncesi maddi zara-
rın risk olarak kabul halinde maddi zarardan doğan risk; ölümde SGK’ca ağırlıklı ortala-
ma yaş olan 38 yaşın tazminatını esas aldığımızda, inşaat sektöründe ölen 156 sayısı ile
kişi -ölüm başı maddi zarar 171.891TL nin 156 ile çarpımı= 26.814.996 TL ölümde maddi
zarar riskini, sürekli iş göremez hale gelmelerde ise ağırlıklı ortalama yaş olan 40 ya-
şın tazminatını esas aldığımızda 159.250/50X100X92 tam kayıplı kişi (61.300X15/100)=
29.302.000TL sürekli iş göremezlik maddi zararını ,bu rakama geçiçi iş göremezlik öde-
neklerini ilave ettiğimizde 5.739.482+29.302.000+26.814.996= 61.856.578 TL olarak asıl
maddi zarar bulunabilir. İşverenin ödeme yükümlülüğünü ve sorumluluk tutarlarını ,bu
hesaplamalarda nazara alınmayan tedavi giderleri, sürekli iş göremezlik oranının % 10
dan az olması nedeni ile SGK’dan gelir alamayıp doğrudan işverenden istemde bulu-
nanlar grubu artırırken; SGK gelirlerinden rücu edilemeyenler (kaçınılmaz nedenlerin
bulunduğu haller, kazaya neden olan sigortalın da ölmesi vb.) ve zarar görenin kusu-
runa düşen pay nedeni ile rücu edilemeyecekler ve bekar ölümlerinde maddi zararın
düşüklüğü SGK’ya karşı olan riskleri azaltacaklardır. SGK uygulamasında % 25 ve yu-
karı sürekli iş göremez sayılan kişilere artık asgari gelir ödenmemesi, oranı ne ise onun
karşılığı gelir almaları da sigortalılara ödenen sürekli iş göremezlik ödemelerini 5510
sayılı Kanun döneminde azalttığından risk daha objektif hesaplanabilmektedir. An-
cak geçmiş dönem uygulamalarında 506 sayılı Kanunun 26 .md. hükmünün Anayasa
Mahkemesi’nce iptali sonrası ilk peşin değerler rücu edilebildiğinden ve % 25 ve üzeri
kişilere bağlanan asgari gelir nerede ise gerçek gelirin 2-5 katı kadar olabileceğinden

- 36 -
Abdulhalim Eke

aslında genel toplamda kurum iptalden zarar görmemiş denebilecektir. Prime esas ka-
zanç karşılığı olmayan ancak asgari gelirle-gerçek gelir arasındaki farkın bu grup içinde
istenemez kabulü halinde iptal kararı ile amaçlanan işverenin SGK karşısında sorumlu-
luğunu sınırlayan düşünce daha yaygın olarak sonuç vermiş olacaktır. Bu konuda takip
edebildiğimiz Yargıtay 10. HD kararları işveren aleyhinedir.
Manevi tazminatlar bakımından sürekli iş göremezlerin her bir oranı için 1.000 mane-
vi tazminat ödenmesinde 61.300 Toplamın inşaat sektörüne düşen oranı % 15’i 9.195
toplam sürekli iş göremezlik için 9.195.000 TL manevi tazminat, ölümlerde 156 ölüm
içinX180.000= 28.080.000 TL manevi tazminat ,% 10 dan az ve tedavi ile iyileşenler için
yaklaşık 10.000.000 TL manevi tazminat olmak üzere 47.275.000TL yaklaşık toplam ma-
nevi tazminat riski doğacaktır.
Özel sigorta sözleşmesi yapan sigortacının sorumluluğunda hesaplamalarda sigorta
kapsamında olan asıl alacaklar nazara alındığından, eski olaylarda sigortacının temer-
rüde düşmediği dönemlerin faiz riski ise işveren-sorumlu üzerinde kalacaktır. Faiz riski
mevcut kabul şekline göre eski olaylarda asıl alacağın 1-2 katına (eskiden bu oran 6 kat
idi) ulaşabilmektedir. Faiz bakımından en etkin çözüm zararın en kısa zaman aralığında
ödenmesidir. Zira tazminata faiz uygulaması eşya zararlarından farklı olarak, tazminatın
en son bilinen ücretten hesaplanması nedeni ile sabit değil asıldan ve faizden büyüyen
bir uygulama izlemektedir. Burada sorunun hukuk alanında çözümünden söz etmeye-
rek, sorunun risk oluşturması bakımından önemine işaret etmekle yetiniyoruz
Özel Sigorta Sözleşmelerine esas olmak üzere şu tespitte bulunabiliriz. İnşaat sektö-
ründe maddi tazminat riski örnek aldığımız 2009 yılı için 2011 hesaplama verileri ile
61.856.578 TL, Manevi Tazminat içinse 47.275.000TL.dir. SGK ödemelerinin maddi taz-
minat içinde değerlendirilmesi nedeni ile uygulamada zarar görenlerin açtıkları da-
valarda genelde manevi tazminat ağırlık sonuçlara ulaşılsa da bağlanan gelirler için
SGK’nın rücuan alacak istemleri de nazara alınmalıdır.
İnşaat Sektörü sigortalı gün sayısını 14.463.387, kısa vadeli sigortalar için ödenen prim-
ler toplamını 157.128.445 olarak hesaplamıştık. Öneri niteliğinde bir sigorta poliçesi-
ne esas olmak üzere sürekli inşaatın yapılabildiği bir bölgede 1.000 işçi ile yapılan bir
işte 1 yılda 1.000X360= 360.000 gün sigortalı çalışıldığını tüm sektör çalışmasına %
2.489 oranında inşaat işi yapıldığını, inşaat sektörünün tüm maddi zararın 61.856.578X
%.2,48=1.534.043 TL, manevi tazminatların ise 47.275.000X% 2.48= 1.172.420TL. olmak
üzere toplam 2.706.463 TL.olduğu söylenebilecektir.
Bakıma muhtaç, kusursuz ve asgari ücretin 2,5 katı bir ücretle çalışan bir kişi için iste-
nebilecek maddi tazminatlar 952.000 TL maddi 250.000 TL manevi olmak üzere toplam
1.202.000TL. olmakta daha yüksek ücretle çalışan içinse örneğin 5.000TL. ücretle çalışan
için 2.200.000 TL’ye çıkan zararlar söz konusu olabilmektedir.
Özel sigorta teminatlarının bir kişi için 2.200.000 TL’ye yakın olması en yüksek zararlar
bakımından yararlı olacaktır. Kaza başı teminat ise asgari ücretin 2,5 katı ücretle çalışan
1.000 kişilik bir grup için en az 2.750.000 TL olmalıdır. Kaza riskinin çok dar gruplarda
dahi meydana gelme ihtimali karşılığında kişi başı teminatların olabildiğince yüksek
kararlaştırılmasında yoğun riskin tek bir işyerinde meydana geldiği durumlar için yarar
bulunmaktadır.
Öngörülebilen risklerin beklenenden daha çok olabileceği varsayımı ile sigorta çeşidi
ve poliçelerin seçimi gerekmektedir. Ek 2 de sunulan tablodaki verilerden ferdi kaza

- 37 -
Şahıs Zararlarının Özel Sigorta Sözleşmeleri ile Karşılanması

sigortasında 708 TL yıllık primle kişi başı 250.000TL lik teminat elde edilebilmektedir.
İşveren sorumluluk sigortalarında ise 250 kişilik işçi grubunda 4.656.000 TL yıllık çalı-
şan işçilerin ücret toplamı rakamı için kişi başı olayda üst limit 500.000, toplam temi-
nat 1.500.000TL için yıllık 13.406,03 TL prim ödendiği görülmektedir. Az kişi bazında
yapılacak değerlendirmelerde ferdi kaza sigortası, çok kişi çalışan gruplarında işveren
bakımından sorumluluk sigortasının risk/yarar değerlendirmesinde öne çıktığı söyle-
nebilecektir. 150 işçi için 250.000 TL teminatlı ferdi kaza sigortalarında toplam teminat
400.000.000TL.olurken primler 106.200 TL olmaktadır. Halbuki 1000 kişilik bir çalışma
grubu için yaptığımız örneklemede yaptırılacak işveren sorumluluk sigortalarında yıllık
işçilik tutarı 25.110.000TL olup 150 kişi grubu için olan örneğindeki teminatları ve prim-
leri 5 katına çıkardığımızda kişi başı teminat 2.500.000 TL, toplam teminat ise 12.500.000
TL prim toplamı da 67.030TL olacaktır. Bu mukayesede üst limit olan 12.500.000 TL. nin
6.000.000 TL. alt limitinde 2.000.000TL olması halinde en iyi koruma sağlayan seçeneğe
yaklaşılmış olacaktır. 1.000.000 TL alt sınır, 3.000.000 TL lik üst sınır ve prim ödemesi
25.000 TL. lik primi ile ise daha iyi işletmeler bazında en verimli seçenek olarak adlandı-
rılabilecektir. Toplam primde paralel olmasa da büyük ölçüde azalacaktır.
Araçlar nedeni ile yapılan ferdi kaza sigortaları daha düşük maliyetlidir. Sektörü doğru-
dan ilgilendirilmediğinden söz etmekle yetiniyoruz. Ferdi kaza sigortalarının maliyetli
olması karşısında işçilerin hayat sigortalarından yararlanmaları halinde teminatlar, prim
ödemeleri, kaza ve emeklilik halindeki yararların ayrı bir çalışma konusunda yapılmasın-
da yarar vardır. İnşaat sektöründeki işçilerin aynı firmadan çok uzun çalışmıyor olmaları
bir dezavantaj ise de,
Sosyal güvenlikte Avrupa,ABD,Kanada gibi ülke örneklerinde görünen 2. ve 3. basamak
sigorta tekniklerinden 3. basamağı oluşturan hayat sigortaları, kazaya karşı riskler ka-
dar, normal ölümlere ve sigorta süresi sonunda emekli aylığı hakkı tanıdığından, öde-
nen primlerden daha az verdi alındığından, ferdi kaza sigortasına daha üstün bir seçe-
nek olduğu sonucuna ulaşılabilecektir.
Genel olarak sigortadan alınacak teminatların üçte birinin ferdi kaza, kalan 2/3 lük kıs-
mın işveren sorumluluk sigortası olduğu ve manevi tazminatların da toplam teminatla-
rın yarıya yakınını oluşturduğu poliçelerin seçimi yararlı olacaktır.
Sorumluluk sigortalarının, çoğu olayda dava sonunda SGK’ya veya zarar görenlere
ödeme yapacak olması, zarar gören karşısında işverenin durumunu zayıflatacaktır. SGK
peşin değerlerinden çok daha fazla sigorta teminatı kalacak olsa dahi, sigorta gelir bağ-
lama sürecinde hatta sigortaya ödeme yapılıncaya kadar zarar görenlere ödeme yapıla-
mayacaktır. Bu süreçte işverenin zarar görenle anlaşması ise sigortacının muvafakatine
bağlı olacaktır. Yeni kanunda sürecin kısalması için önlemler alınmış ise de zararın der-
hal giderilmesine izin vermeyen bir sistem bulunmaktadır. Ancak sorumluluk sigorta-
larında manevi zararın da teminata dahil edilmesi halinde poliçenin bu kısmı SGK öde-
melerinden bağımsız olduğu için zarar görenlere sigortacı tarafından ödeme yapılması,
işverenin tazmin yükünün daha da kolaylaşması söz konusu olabilecektir.
Ölüm halinde tazminat, ferdi kaza sigortalarında lehdarın mirasçılarına miras payı ora-
nında ödenecektir. Halbuki zarardan sorumluluk ölüm halinde ölenin eşi ve çocukları
bakımından değerlendirildiğinde eşin zararı nerede ise her olayda çocukların zararların-
dan 3-4 kat daha fazla olmaktadır. Miras ilkesine bakmak gerekirse; örneğin tek çocuklu
eşin miras payı % 25 iken çocuğun payı % 75’tir. O halde ferdi kaza sigortası doğrudan
zararı karşılayan bir sistem değildir. Ferdi kaza sigortasını ölenin yakınlarına kolay bir

- 38 -
Abdulhalim Eke

ödeme sağlayan bir sistem olmasından çıkarmak mümkün olabilecektir. Bu yeni kanu-
nun anlatımı ile gerçek zarar karşılığı bir sigorta yaptırılması ile de sağlanabilir. Ancak bu
koşulda zararı aşan bir ödeme yapılamaz. Amaç zarar görenlerin özellikle eşinin asgari
bir oranda parasal imkana kavuşturulması ise gerçek zarar koşulu olmayan bir sigorta
yapılmalı ancak sigortada lehdar olarak birden fazla kişi gösterilmeli ve payları belirlen-
melidir. Sigorta poliçesinde teminatın yarısı için eş, diğer yarısı içinse çocuklar lehdar
belirlemesi yolu ile seçilebilecektir.
Sigorta türlerine göre temin edebildiğimiz poliçelerden, sigorta türü, teminat, primler
listelenmek sureti ile Ek 2 tabloda sunulmuştur.

İş Güvenliği Önlemlerinin Maliyeti


İş kazalarının doğrudan maliyetlerinin buz dağının görünen kısmı olduğu görünmeyen
2/3 kısmının ise dolaylı maliyetler olduğunun örneklemesi verilmektedir. Araştırmacı ta-
rafından gemi inşa sektöründe yapılan çalışmada işverenin kazaları önleme maliyetleri
353.21 USD ölümlü bir iş kazasında ise kaza maliyetini 1 ölüm için 173,905 USD olarak
hesaplamış bulunmaktadır (Tan,a). Ayrı araştırmacı bir başka çalışmasında ise iş kazasını
önleme maliyetini genel olarak 150 usd olarak hesaplamıştır (Tan,b).
Ülkemizde düzenlenen 19.İşçi Sağlığı ve Güvenliği Kongresinin ikinci gününde Çalış-
ma Bakanlığı’nca 8 ilde yapılan çalışmaların sonuçlarına göre tüm şartlar sağlandığın-
da ortalama maliyetin 2.357 olduğu, uzun vadede işçi başına 4.646 fayda sağladığı ve
işverene karlılık getirisinin yıllık 2.288TL olarak hesaplandığı duyurulmuştur (Hürriyet
Gazetesi).
Konunun uzmanları tarafından yönlendirilen düşüncemize göre ise iş güvenliği önlem-
lerinden olan baret, çizme, eldiven gibi kişisel korunma malzemelerinin bir işçi için yıllık
maliyeti 100 TL, yurtdışı çalışmalarda ise kişi/yıl=maliyet 100-150 USD’dir.
İş güvenliği kurallarına uymanın denetimi ise maliyetten öte özen ve ihmalkarlıkların
terk edilmesinde aranmalıdır. İş güvenliği eğitimine ayrılan zaman yıllık 2.700 saat olan
mesai saatinin birkaç saatine karşılık geldiğinden binde birlik bir maliyetten daha faz-
la olamayacaktır. İşyerinde, teknolojik gelişime uymak, sektörel yenilenme, iş güvenliği
kadar rekabetin, ticari yaşamda var olabilmenin bir gereğidir. Yenilenmeyen teknoloji-
lerle işin sürdürülmesi yalnızca zamanla kapanmayı kabullenen işletmelerin kabul ede-
bileceği bir husus olduğundan bu maliyetler iş güvenliği önlemleri içinde dahi sayılma-
malıdır. 1.000 kişinin bir yıl çalıştığı bir işyerinde kişisel korunma malzemeleri maliyeti
100.000 iken kaza nedeni ile 2.706.463Tl. lik tazminat borcu doğmaktadır.
Nerede ise her olayda karşılaştığımız kişisel korunma malzemelerini vermeme, kul-
lanmama, eğitmeme ve denetleme yükümlerine aykırılığın giderilmesi halinde kolay,
maliyetsiz bir yöntemle kazalar yarıdan fazla azalacak, işveren yararları yanında, vaz-
geçilmez üretim girdisi olan emek ve yaşam değerlerinin en kıymetlisi olan hiçbir şeyle
mukayese edilemeyecek bedensel bütünlük korunmuş olacaktır.
SGK uygulamasında iş kazası meydana gelmeyen 3 yıllık sürede 40.000 gün prim ta-
hakkuk etmiş işyerleri için grubundaki riskin en alt seviyesinden prim ödenmesi uy-
gulaması yapılmakta ise de bu indirim % 0,2 lik bir sonucu karşıladığından yetersizdir
(Dericioğlu , 2010 ).

- 39 -
Şahıs Zararlarının Özel Sigorta Sözleşmeleri ile Karşılanması

Genel olarak özel sigortacılıkta hasarsızlık adı altındaki indirimler şu şekildedir:

Trafik Sigortası Sonraki Yıllar İndirimi Kasko Sigortası Sonraki Yıllar İndirimi
1. Yıl 100 - 100 -
2. Yıl 95 %5 70 % 30
3. Yıl 90 % 10 60 % 40
4. Yıl 85 % 15 50 % 50
5. Yıl 80 % 20 40 % 60
6. yıl indirim uygulanmamaktadır.

% 2 lik bir SGK indirimi uygulaması ile trafik sigortasında % 20’ye, kasko’da % 60’lara
varan indirim uygulaması karşısında kazasızlığın bir sigorta gereksinimi olduğu, özel
sigortalarda daha çok özendirdiğini, SGK’nın da kazasızlık indirimlerini artırmasının is-
tenebileceğini düşündürmektedir.

Sonuç
İnşaat sektöründe oluşan iş kazalarının SGK’ya reel maliyeti ödenen % 3 nispetindeki
SGK kısa vadeli sigorta kolları primleri toplamının yarısından az olmakla sektörün prim
oranlarının düşürülmesi için girişimde bulunulabilir. Reel maliyet hesabına en etkin hu-
suslardan birisi ,506 Sayılı kanunda yer alan ancak 5510 Sayılı Kanunda bulunmayan
ve iş kazalarında SGK’nın ödeme yükünü en çok artıran sürekli iş göremezlik oranı %
25 ve üzeri olan kişilere asgari gelir bağlanması uygulamasının kaldırılması nedeni ile
ödemede ağırlığı oluşturan bu grup için eskinin nerede ise üçte biri oranında az ödeme
yapılmasıdır.
İşyerinde iş kazası meydana gelmeyen işverenler yönünden iş güvenliği önlemleri için
alınmış olan tedbirleri teşvik amacıyla indirim oranı daha çok olmalıdır.
Tüm maliyetler içinde en ucuz ve en değerli yöntem iş güvenli kurallarına uymanın sağ-
lanması, eğitim, denetim, kişisel korunma malzemelerinin kullanımı ile risk en az bir kat
azalacağından hem yaşamlar korunacak hem de maliyetler azalacaktır. Riskin üretken
nüfusu tehdit ettiği unutulmamalıdır.
Sunulan verilerdeki özel sigorta poliçe düzenlenme sayısı ve toplam primler, nerede
ise ülkede yer alan tüm risklerin özel sigortalarca karşılanabilecek düzeyde olmasına
rağmen, uygun poliçe türü ve teminat seçimi yapılmaması, sorumlular üzerinde özel-
likle manevi tazminatlar bakımından yük oluşturmaktadır. İşveren tarafından yaptırıla-
cak ve hiç değilse bir konut alacak değerde en az kişi başı 100.000 TL teminatlı ferdi
kaza sigortalarının, içinde yine kişi başı manevi tazminatın ölümde 200.000 TL, sürekli iş
göremezlikte 100.000 TL; maddi tazminatınsa ölümde ölen kişi başı 300.000 TL, sürekli
iş göremezlikte kişi başı 1.000.000 TL üst limitli işveren sorumluluk, ihtiyari ve üçüncü
şahıs mali sorumluluk sigortalarına asgari teminatlar olarak eklenmesi ile sorumlulara
düşecek paylar asgariye, işletmenin olağan işleyişine engel olmayacak düzeye indiri-
lebilecektir. Ferdi kaza sigortalarında gerçek zarar koşuluna yer vermeyen poliçelerde,
ölümlerde sigorta teminatının hiç değilse yarısı için eşin diğer yarısı için çocukların leh-
dar olarak belirlenmesi halinde, sorumluluk sigortalarında SGK’ya öncelik veren kural-
ların neden olduğu gecikmeden kaynaklanan sorunlar karşısında işverene zarar veren

- 40 -
Abdulhalim Eke

karşısında zararın tazmininde kolaylık sağlayacaktır.


Zararı karşılayan özel sigortaların yaptırılması halinde, poliçelerin SGK’ya sunularak
ödenmesi gereken SGK primlerinin daha az tutulması, indirim uygulanmasın başlatıl-
ması da düşünülmelidir.

Kaynaklar
Akıntürk, T. “Satım Akdinde Hasarın İntikali” , Sevinç Matbaası, Ankara 1966, sh.14
Çelik, A.Ç. “Karayolu Yolcu Taşımacığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası”, www.tazmi-
nat.com sh.13-14
Dericioğlu,T.N. “İş Kazası ve Meslek Hastalıkları Sigortası Prim Hesaplamaları”,
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2010 (http://tez2.yok.gov.tr/). sh. 47,50,64
(Erişim tarihi 15.09.2011)
Güleç (Uçakhan), Sema. “Maddi Tazminat Esasları ve Hesaplanması”, 2008 sh.509
Hızır, S. “TTK’da Yer Alan Mal Sigortalarına İlişkin Muhtelif Hüküm ve İlkelerin Sorumlu-
luk Sigortasına Uygulanabilirliği” TBB Dergisi, Sayı 86,2009 sh.271
Hürriyet Gazetesi 13.09.2011 sh.12
Tan,O.(a) “http://oktaytan.met/kazamaliyeti.pdf” Erişim Tarihi 16.09.2011
Tan,O.(b) “www.oktaytan.net/ İSGkulturundeEkonomi.pps”
Tandoğan, H. “Türk Mes’uliyet Hukuku”, Ankara 1961 sh.63

- 41 -
Tablo 1 - İnşaat Sektöründe Karşılaşılabilecek Sigortaların Genel Şartlarına Göre Özellikleri

- 42 -
Teminat İhbar Ekler:
Tazminattan Zamanaşımı “Ödeme Aşaması
Adı Kapsamı Limiti-Sigorta Süresi Halefiyet-Rücu
İner mi ? Yıl İzin İşlemi “
Bedeli Gün
Tamamı öde- İşverenin
Muvafakat Sigortacı
Ferdi Kaza Maddi zarar me, ölümde 5 Yok azalır,üçüncü 2 Yıl
almaz-sigortalı alır
miras payı şahsın azalmaz
“Yurtiçi Sadece Taşımacı
Kar.Yolcu Taşıması Tamamı öde- Rücu Kasıt,ayakta yolcu,yetki
30 sorumlu ise iner, Zarar görenle anlaşma-
Zorunlu Koltuk Maddi zarar me, ölümde belgesiz,ehliyetsiz 2-10 yıl
Yurtdışı üçüncü şahıslar tahkim
Ferdi Kaza miras payı araç+Halefiyet hakkı
60 gün” için inmez
Rücu Kasıt,,yetki en az 2, en
belgesiz,ehliyetsiz araç kul- çok ceza “Doğrudan ödeme,
Karayolu Zorunlu
Maddi zarar Zarar kadar 8 gün lanımı, araç devrine rağmen İner zamanaşımı Sigortalı muvafakatsiz
Mali Mes’uliyet
sigortaya devam edilmesin- olaya göre ödeyemez”
de eski malike rücu 8-15 yıl
“Yurtiçi “Sigortacı anlaşma,
Rücu Kasıt,ayakta yolcu,yetki
Karayolu Zorunlu 30 Sigortalı Muvafakat,Önce
Maddi Zarar Zarar kadar belgesiz,ehliyetsiz İner 2 yıl
Taşıma Sigortası Yurtdışı bu sigortadan yetmez ise
araç+Halefiyet hakkı
60 gün” KTK ZMM-İMM “
Maddi Zarar olaya göre
Maddi ve Manevi Tazminat Hem sigortacı-hem
Motorlu Karataşıtla- Kadar-Ma- en az 2 ceza
(Manevi Tazminat eklene- 5 gün Zorunlu MM gibi İner sigortalı diğer tarafın
rı İhtiyari Mal.Mes. nevi Teminat zamanaşı en
bilir md.3) muvafakatını arar
kadar çok 15 yıl
Maddi tazminat ilave prim-
“Sigortacı doğrudan,
İşveren Sorumluluk le, araçla taşıma, meslek Zarar Kadar 8 gün Kusurluya İner 10 yıl
Sigortalı muvafakatla”
hastalığı, Manevi Zarar vb.
Üçüncü Şahıslara Bedensel Zarar-Maddi-Da- Sigortacı doğrudan,
Zarar Kadar 5 gün Kusurluya İner 2 yıl
karşı Mali Mesuliyet va Savunması Sigortalı Muvafakatli
Maddi zarara, üçüncü
Uyuşma İhtilaf halinde
İnşaat Sigortası şahıs zararları eklenebilir Zarar Kadar 5 gün Kusurluya İner 2 yıl
hakem
md.A3d
Şahıs Zararlarının Özel Sigorta Sözleşmeleri ile Karşılanması
Abdulhalim Eke

Tablo 2 - Uygulanmış Sigorta Poliçelerinde Teminat ve Primler


İşveren Sorumluluk Sigortası, Görev,Araç Ek Teminatlı
Yıllık İşçilik Tüm olaylarda
İşçi Sayısı Şahıs Başı Süre Sigorta Primi
Tutarı üst limit
130 1.657.760 350.000 1.400.000 1 yıl 2.698,01 TL
60 531.000 140.000 420.000 1 yıl 4.840,01 TL
100.000 Euro
75 500.000 Euro 730 gün 8.862,50 Euro
manevide 50.000
50 40.000 200.000 1.000.000 1 yıl 451.200,00 TL
74 710.511 300.000 900.000 1 yıl 4.750.000,00 TL
100 1.275.200 100.000 300.000 1 yıl 1.543.000,00 TL
13 94.900 75.000 225.000 1 yıl 750.33 TL
150.000 (manevi
300 30.000.000 450.000 1 yıl 9.900,00 TL
teminatın % 20’si)
100 (yurt-
625.000 500.000 1.000.000 1 yıl 2.750,00 TL
dışı dahil)
1500 10.620.000 100.000 300.000 1 yıl 9.958,00 TL
16 601.276 USD 250.000 USD 500.000 USD 166 gün 1.207,50 USD
250 4.656.000 500.000 1.500.000 1 yıl 13.406,03 TL
Ferdi Kaza Sigortası
Teminatlar
İşçi Sayısı Sürekli Sakatlık Süre Prim
Ölüm
1 100.000 100.000 1 yıl 261,00 TL
6 250.000 250.000 1 yıl 4.252,00 TL
63 10.000 10.000 1 yıl 409,00 TL
İnşaat Sigortası, Üçüncü Şahıs Zararı Teminatlı
İnşaat Tüm Olaylarda
Şahıs Başı Süre Prim
Sigortası Üst Limit
44.219.142 - 300.000 47 ay 16.081,46 TL
68.277.000 100.000 300.000 1 yıl 37.500,15 TL
9.824.469 100.000 300.000 1 yıl 13.505,21 TL
4.200.000 100.000 300.000 1 yıl 8.279,72 TL
70.870.000 20.000 100.000 1 yıl 44.954,95 TL
10.966.000 100.000 300.000 1 yıl 15.328,33 TL
25.632.938 50.000 150.000 800 gün 35.123,99 TL
21.000.000 100.000 300.000 720 gün 35.495.81 TL
14.696.741 - 150.000 800 gün 14.239,98 TL
373.489.000 3.000.000 20.000.000 60 ay 373.489.00 TL

- 43 -
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

Türkiye’deki İş Sağlığı ve Güvenliği


Hizmetleri Mevzuatının
İnşaat Sektörü Açısından İncelenmesi*

Selim Baradan1, Ümit Dikmen2, Uğur Müngen3,


Osman Aytekin4, Gülsüm Sönmez5

Özet
Türkiye’de yaklaşık son 10 yıldır işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında önemli gelişmeler kay-
dedilmektedir. Bu gelişmelerin en önemlisi şüphesiz 2003 yılında çıkan 4857 sayılı İş Kanunu
ve bu kanun kapsamında çıkarılan işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili yönetmelikler olmuş-
tur. Türkiye’de yaşanan iş kazaları ve meslek hastalıklarının sayısını düşürmeyi hedefleyen
bu düzenlemeler, bir çok işyerinin yeniden organize olmasını gerektirmektedir. Türkiye’de
en fazla ölümlü iş kazalarının yaşandığı ve risklerin proje bazlı olarak sürekli değişkenlik
gösterdiği inşaat sektörünün bu gelişmeleri yakından takip etmesi gerekmektedir.
Bu çalışmada, öncelikle inşaat sektörünü kapsamına alan kanun, tüzük ve yönetmelikler
tespit edilmiş ve incelenmiştir. Özellikle de 27 Kasım 2010’da çıkan “İş Sağlığı ve Güvenliği
Hizmetleri” ve “İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri” yönetme-
likleri üzerinde durularak, mevzuatın artıları ve eksileri değerlendirilmiş ve inşaat işyerleri-
nin yürürlükteki mevzuata uyması için yapması gereken düzenlemeler özetlenmiştir. Ayrıca,
Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında uygulanan inşaat
sektörüyle ilgili standartlar ve düzenlemeler araştırılmıştır. Yapılan araştırmanın sonucun-
da, Türkiye’de yürürlükte olan mevzuatın inşaat sektörünün ihtiyaçlarını ne ölçüde karşıla-
dığı değerlendirilmiş ve teknik önlemleri içeren iş güvenliği mevzuatının eksikliği vurgulan-
mıştır.

*
Bu bildirinin tam metni Türkiye Mühendislik Haberleri Dergisi’nin “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği”
konulu tematik sayısında yayımlanacaktır.
1
Yrd. Doç. Dr., Ege Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İzmir. - sbaradan@gmail.com
2
Yrd. Doç. Dr., İstanbul Kültür Üni., İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul. - u.dikmen@gmail.com
3
Doç. Dr., İstanbul Teknik Üni., İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul. - mungen@itu.edu.tr
4
Yrd. Doç. Dr., Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Eskişehir. -
oaytekin@ogu.edu.tr
5
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası, Ankara. - gsonmez@imo.org.tr

- 45 -
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

4857 Sayılı Yasa ve İnşaat Şantiyelerinde


İş Sağlığı ve Güvenliği Yaklaşımları*

S. Ümit Dikmen1, Sadık Yiğit2, F. Sibel Tüzer3

Özet
Türkiye’de iş kazaları ve iş kazalarına bağlı yaralanma, sakat kalma ve ölüm oranları geliş-
miş ülkelere oranla ciddi seviyede daha yüksektir. Bu bağlamda hem iş kazalarının en aza
ineceği sağlıklı ve güvenli çalışma ortamlarının oluşmasını sağlamak hem de 30 yılı aşkın
süredir yürürlükte olan iş yasasını güncelleştirmek ve Avrupa Birliği müktesebatına uyar-
lamak amacıyla 4857 sayılı İş Kanunu yürürlüğe konmuştur. Diğer yandan, tüm dünyada
olduğu gibi, eldeki mevcut istatistiklere göre Türkiye’de de inşaat sektörü bu oranların en
yüksek olduğu sektörlerden biridir. Bu çalışmanın amacı, inşaat sektöründe yeni yasada
öngörülen iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin ne seviyede uygulandığı ile sektörün konuya
olan yaklaşımlarının incelenmesidir. Bu amaçla İstanbul’da 104 inşaat şantiyesini kapsayan
bir anket ve tarama çalışması yapılmıştır. Bildiride yapılan çalışma ve elde edilen sonuçlar
ortaya konarak sonuçların bir değerlendirmesi yapılacaktır.
Anahtar Kelimeler: İşçi Sağlığı, İş Güvenliği, 4857 İş Yasası

*
Bu bildirinin tam metni Türkiye Mühendislik Haberleri Dergisi’nin “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği”
konulu tematik sayısında yayımlanacaktır.
1
İstanbul Kültür Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul. - u.dikmen@iku.edu.tr
2
İstanbul Kültür Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul. - s.yigit@iku.edu.tr
3
Bahçelievler Belediyesi, İstanbul. - f.sibeltuzer@gmail.com

- 47 -
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

KKTC İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sorunlarının


Türkiye ve AB ile Karşılaştırılması

Moin Naim1, G. Emre Gürcanlı2, Tahir Çelik3

Özet
Modern dünyada işçi sağlığı ve iş güvenliği konularının artan önemi ve iş kazalarının yüksek
maliyeti, kapsamlı işçi sağlığı ve iş güvenliği ayarlamaları ihtiyacının altını çizmektedir.
KKTC, Türkiye ve AB ülkelerine ait son birkaç yılın verilerindeki ölümcül kazalar ve ölümcül
olmayan kazalar ile asli nedenleri karşılaştırılmıştır. Ortak bir kayıt ve bildirim sistemi gerek-
li olmasına karşı farklı kayıt ve bildirim sistemleri nedeniyle iş kazaları oranlarını karşılaştır-
mak zor bir iştir. Veriler, KKTC ve Türkiye’deki ölüm oranlarının AB’den çok yüksek olduğunu
göstermektedir. Ancak ölümcül olmayan kaza oranları ise düşüktür. Buna neden olarak
kaydedilmemiş iş kazalarının yüksek oranı gösterilebilir. Kayıt dışı ekonominin ağırlığı ve
ölümlü ve ağır yaralanmayla sonuçlanan kazalar dışındaki kazaların kayıtlara girmemesi
gibi etmenler istatistiklerin sağlıksız olması sonucunu doğurmaktadır. Bildiride bu yüzden
daha çok ölümle sonuçlanan kazalar üzerinden yorumlar yapılmaya çalışılmış ve sonuçlar
değerlendirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: İşçi sağlığı ve iş güvenliği düzenlemeleri, KKTC’de işçi sağlığı ve iş gü-
venliği

Giriş
Farklı ülkelerin iş kazalarının ve meslek hastalıklarının kazalarının sonuçlarını karşılaştır-
mak zor bir iştir. Bu zorluk farklı yerel ve ulusal kayıt ve bildirim sistemlerine dayanan is-
tatistikler nedeniyledir ( Benavides, Delclos, Cooper, & Benach, 2003). Modern dünyada
sağlık ve güvenliğin artan önemi ve iş kazalarından doğan yüksek maliyetler, kapsamlı
işçi sağlığı ve iş güvenliği çalışmaları ihtiyacının altını çizmektedir.
Kazaların maliyeti sadece ilk maliyetle sınırlı değildir. İlgili başka maliyetler de vardır.
Diğer bir deyişle, bir kazanın ya da hastalığın doğrudan maliyeti, o kazaya dair tüm
maliyetle karşılaştırıldığında buzdağının ucu gibidir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde
(KKTC) hatırı sayılır sayıdaki yaralanmalar, hastalıklar, ölümler ve iş kazalarından doğan

1
Doğu Akdeniz Üni., İnşaat Mühendisliği, Gazimağusa, Kıbrıs. - moin_naim@hotmail.com
2
İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul. - gurcanlig@itu.edu.tr
3
Doğu Akdeniz Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği, Gazimağusa, Kıbrıs. - tahir.celik@emu.edu.tr

- 49 -
KKTC İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sorunlarının Türkiye ve AB ile Karşılaştırılması

maliyetler, bu kabul edilemez koşulları nihayetlendirecek zor aksiyonlara gereksinim


duyar. Daha da ötesi, KKTC’deki ilgili yasama hala Avrupa Birliği standardına uygun
değildir ve geliştirilmesi gerekmektedir. Uygun yasama ve düzenlemelerin önemi açık-
ça ortaya konulmalıdır. Bu şekilde kamu görevlileri daha fazla çaba göstermeleri için
motive edilebilir. Bu çalışmada, kazaların ve olayların nedenleri tartışılacaktır. Ayrıca
KKTC’deki oranlar Türkiye ve Avrupa Birliği’ndeki diğer ülkelerdeki istatistiklerle karşı-
laştırmalı olarak incelenecektir.

Kapsam ve Amaçlar
Tüm endüstrileşmiş, gelişmiş ve gelişen ülkelerde olduğu gibi KKTC de farklı iş kolların-
daki iş kazaları nedeniyle can ve mal kayıplarının sıkıntısını çekmektedir.
Bu çalışmanın amaçları:
• KKTC, Türkiye ve AB ülkelerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği konularının önemini
araştırmak.
• KKTC, Türkiye ve AB ülkelerinde iş kazaları oranlarını ve nedenlerini araştırmak.
• KKTC’deki iş kazaları oranları ve nedenlerini, Türkiye ve AB ülkelerindekilerle karşı-
laştırmak.
• İşçi sağlığı ve iş güvenliği konularında yapılanları değerlendirmektir.

İş Kazaları Oranları
Eurostat, iş kazalarını; “fiziksel ya da zihinsel rahatsızlığa yol açan iş sırasında meydana
gelen ve işte kesintiye yol açan olaylar” olarak tanımlamaktadır. “Üçüncü taraf nedeniy-
le olsa bile işyeri sınırları dışında iş sırasında meydana gelen kazaları da kapsamaktadır.
Ayrıca akut zehirlenme de bu kapsama girer. İşe giderken ya da gelirken meydana ge-
len kazalar bunun dışında olup, tıbbi bir nedeni olan ve mesleki hastalıklarla sınırlıdır”.
(Eurostat, 2010).
İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusu tüm ekonomik aktivite, meslek ve iş alanlarını kapsa-
maktadır. Konvansiyonel fabrikalar, enformasyon teknoloji firmaları, eğitim kurumları,
eğlence yerleri ve hatta ofisler de bu kapsama girmektedir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği
konusu, inşaat sahasında uzun tarihe sahip bir sorundur. İnsana ve çevreyle güçlü bir
ilişkiye sahip insani, çevresel ve ekonomik bir konudur. Gerek insani gerekse çevresel
yönetimi zorunlu kılmaktadır. Yasama, endüstriyel süreç ve standartları birlikte endüst-
rilerin düzenlemeleri ve operasyonlarına bütünleştirir. İnsan ve çevreyle ilişkisinden
farklı olarak, mesleki kazalar ülkelerin ulusal ekonomilerine hatırı sayılır zararlara neden
olmaktadır. Bunun nedeni kazalar ve iş hastalıklarına dair ilk maliyetlerin, tüm maliyet-
lere kıyasla, buzdağının ucunu oluşturması ve daha kapsamlı olumsuz ekonomik sonuç-
lara yol açmasıdır (Hughes & Ferrett, 2009).
Avrupa İş Güvenliği ve Sağlığı Ajansı’na göre, 5.500 kişi ölmektedir ve iş yerinden 3 gün-
den fazla uzaklaşmaya neden olan 4,5 milyon kaza bulunmaktadır. Bu tüm AB boyunca
146 milyon günlük bir kayıp anlamına gelmektedir. AB ekonomisine bunun maliyeti
yaklaşık 20 milyar avrodur (Eurofound, 2007 ).

- 50 -
Moin Naim, G. Emre Gürcanlı, Tahir Çelik

Türkiye’de 1997 ila 2006 arasında, iş kazaları ya da iş kaynaklı hastalıklar nedeniyle orta-
lama senelik kayıp Türkiye Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SSK) göre 1.908.554 iş günüdür
(OSHA.TR, 2010). Sosyal Güvenlik ve Çalışma Bakanlığı’na göre kayıp 36 milyon TL’dir
(25 milyon dolar) (Çelikağ & Özbilen, 2008). Kuzey Kıbrıs’ta inşaat sektöründeki iş ka-
zaları nedeniyle kayıp günlerin sayısı 3.000 gün üzerinde (bakanlık tarafından) tahmin
edilmektedir. Öte yandan Güney Kıbrıs’ta Çalışma ve Sosyal Sigorta Bakanlığı’na göre
2007’de iş kazaları kaynaklı kayıp gün sayısı 103.102’dir(Stavrou, 2010).

İş Kazaları Oranları
Şekil 1-a, 1-b ve 1-c, iş yerlerindeki kaza sıklığı değerlerini göstermektedir. AB, Türkiye ve
KKTC’de her 100.000 istihdamda 3 günden fazla işgünü kaybına neden olan işyerlerin-
deki kaza sayısı ile bu tür kazaların oranları gösterilmiştir.
Aynı ülkelerdeki ölümcül kazalara dair sayılar Şekil 2-a,b,c’de gösterilmiştir. Ölümcül
kaza oranları eşittir: sene içinde işyerlerindeki ölümcül kaza sayısı / referans popülas-
yondaki istihdam sayısı x 100.00. İşyerine gelirken ya da giderken olan kazalar hariç tu-
tulmuştur.

Şekil 1.a - AB-15 ülkelerindeki iş kazaları sayıları ( Eurostat, 2011)

Şekil 1.b - Türkiye Sosyal Sigortalar Kurumu’na göre Türkiye’deki 100000 işçide toplam
iş kazaları sayısı(EU-OSHA, 2008).

- 51 -
KKTC İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sorunlarının Türkiye ve AB ile Karşılaştırılması

Şekil 1.c - KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na göre iş kazaları sayısı.
Not: KKTC’deki istihdam sayısı 100.000’den az olduğu için oranı bulmak için katsayılar kullanılmıştır.

Şekil 2.a - AB-15 ülkesindeki ölümcül iş kazaları sayısı( Eurostat, 2011).

Şekil 2.b - Türkiye’deki ölümcül iş kazaları sayısı (EU-OSHA, 2008).

- 52 -
Moin Naim, G. Emre Gürcanlı, Tahir Çelik

Şekil 2.c - KKTC’deki iş kazaları sayısı.- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı.


Not: KKTC’deki istihdam sayısı 100.000’in altında olduğu için oranı bulmak için katsayılar kullanılmıştır.

İş Kazalarının Ana Nedenleri


Bir sene içerisindeki iş kazalarındaki ana sapmalar Şekil 3-a,b,c’de gösterilmiştir. Ancak
verilerdeki sınırlamalar nedeniyle, bu karşılaştırma aynı senenin verisi temel olarak ya-
pılamamıştır. KKTC ve Türkiye için 2006 verisi kullanılırken, AB için 2005 verisi kullanıl-
mıştır.
(1) Makinelerin, taşıma araçlarının ya da işleme ekipmanların, el cihazlarının, nesnele-
rin ya da hayvanların (tam ya da parçalı) kontrol kaybı.

Şekil 3.a - AB ülkelerindeki kaza oranları (ESAW, 2009).

- 53 -
KKTC İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sorunlarının Türkiye ve AB ile Karşılaştırılması

(2) Kayma-Takılma ve düşme- İnsan Düşmesi.


(3) Fiziksel stres altında ya da birlikte beden hareketi (genelde iç yaralanmaya neden
olarak).
(4) Herhangi bir fiziksel stres olmadan beden hareketi (genelde dış yaralanmaya ne-
den olarak).
(5) Materyallerin çökmesi, düşmesi, kayması, ayrılması, patlaması ve kırılması.
(6) Şok, korku, şiddet, saldırı, tehdit.
(7) Taşma, devrilme, sızma, akma, buharlaşma, emisyon sapmaları.
(8) Elektrik, patlama, yangın nedenli.
(9) Diğer sapmaları.

Şekil 3.b - Kategorilere göre Türkiye’deki kaza oranları (EU-OSHA, 2008).

(1) Bir veya birden fazla cismin sıkıştırması ezmesi, batması, kesmesi
(2) Düşen cisimlerin çarpıp devirmesi
(3) Makinelerin sebep olduğu Kaza
(4) Düşmeler
(5) Taşıt kazaları
(6) Diğer nedenler
(7) Vücudun doğal boşluklarına yabancı bir cisim kaçması
(8) Vücudun zorlanmasından ileri gelen incinmeler
(9) Normal sınırlar dışındaki ısılara maruz kalmak veya temas etmek

- 54 -
Moin Naim, G. Emre Gürcanlı, Tahir Çelik

Şekil 3.c - Kategoriler göre KKTC’deki kaza oranları.(ÇSGB, 2011)

(1) Sabit Cisimlerin Üzerine Vurma


(2) Kayma ve Çökmeler
(3) Aynı Seviyeden Yere Düşme
(4) Yüksek Yerden Düşme
(5) Trafik Kazası
(6) Cisimlerin Arasına Kıstırılma
(7) Fazla Güç Harcanması
(8) Aşırı Isıya, Elektriğe, Kesici Maddeye Temas
(9) Hareketli Cismin Çarpması

Karşılaştırma
Gerçekleşen Kazaların Karşılaştırılması
AB ülkeleri için kaza oranlarında belirgin bir azalma vardır. 2000’den sonra 10 senelik
araştırma, her 100.000 istihdam için bu oranlarda 40%’lık net bir azalma göstermek-
tedir. En yüksek azalma oranı %13,3 ile 2001-2002 arasında meydana gelmiştir. Bu 2
yıl arasında 100.000 işçi için 3.490 daha az kaza olmuştur. En yüksek kaza oranı 29.912
ve her 100.000 kişide 18.013 ile 1996’da meydana gelmiştir. Her ne kadar ölümcül kaza
oranları 1996 ila 2006 arasında hatırı sayılır şekilde düşmüş olsa da, kaza oranlarındaki
azalma yüksek değildir. 2003’te oranlar bir önceki seneykle karşılaştırıldığında değişme-
miştir. 2006’da oran her 100.000’de 2,5’dan 2,8’e çıkmıştır.
Türkiye’de istatistikler 10 sene içerisinde %50’lik bir düşme göstermektedir. Yani 1991 ila
2001 arasında oran dalgalı bir seyir izlemiştir. 2002’de belirgin bir düşmenin ardından

- 55 -
KKTC İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sorunlarının Türkiye ve AB ile Karşılaştırılması

gelen 3 sene boyunca aynı kalmış ve 2005 ila 2006 arasında tekrar düşmüştür.
Ölümcül kazalara dair Türk istatistikleri hatırı sayılır farklılıklar arz etmektedir. Türki-
ye’deki iş kazaları sayısı AB’den çok düşük olmasına rağmen, ölümcül kazalarda AB’den
çok yüksektir. Türkiye’deki iş kaynaklı ölümler oranı değişim göstermektedir. 1997-2006
arası dönemde senelik ölüm oranı her 100.000 istihdam için 18’dir. 2001’den bu yana
oranlar düşse de, 2006’da senelik 4 fazla ölümle bir yükseliş sergilemektedir.
KKTC’de iş kazaları verisi sadece 2006-2009 arası için mevcuttur. Dahası, kayıtlı istihdam
sayısı 100.000’den az olması nedeniyle karşılaştırma amacı için nisbi esas sistemi kulla-
nılmıştır. Veri 2007 ila 2009 arasında bir yükseliş gösterirken, 2008’de bir azalma sergi-
lemektedir. 4 yıllık sürede, AB ve Türkiye’den çok daha az olarak yüzde 5’lik bir azalma
meydana gelmiştir.
4 yıldaki KKTC’deki ölümler, iş kaynaklı kazaların düşme oranından çok fazla olarak yüz-
de 41’lik bir düşüş sergilemiştir. Genelde Türkiye’de ve KKTC’de ölümcül olmayan kaza
oranı sayısı ABD’dekilerden çok daha azdır. Ancak ölümcül iş kazaları oranı bu şekilde
değildir. 2006’da ölümcül olmayan iş kazaları her 100.000’de AB için 19.531 iken Türkiye
ve KKTC’de, sırasıyla, 1.011 ve 426’dır. Öte yandan, aynı yılın ölümcül kaza oranları ise
AB, Türkiye ve KKTC için sırasıyla 2.8, 20 ve 9,4’tür.

Kaza Nedenlerinin Karşılaştırılması


Farklı yerel ve ulusal kayıt ve bildirim sistemlerine göre istatistikler hazırlandığı için farklı
ülkelerdeki iş kazalarını ve meslek hastalıkları sonuçlarını karşılaştırmak zor bir konudur.
Gösterilen verilerde bu açıktır. Bu çalışmada, eldeki verinin uygunluğu nedeniyle, Tür-
kiye ve KKTC’deki iş kazaları nedenlerine ait 2006 istatistikleri ile AB ülkeleri için 2005
istatisikleri kullanılmıştır.
AB ülkelerindeki 2005’te kazaların yüzde 83’ünün nedeni olarak en önemli 4 neden şun-
lardır:
• Kontrol kaybı,
• Kayma ya düşme,
• Fiziksel stresle beden hareketi
• Fiziksel stres olmadan beden hareketi
Türkiye’deki kazaların %80’ini oluşturan 4 neden şunlardır:
• bir cismin sıkıştırması ezmesi, batması, kesmesi,
• düşen cisimlerin çarpıp devirmesi,
• makinelerin sebep olduğu kaza ve
• düşmeler
KKTC’de iş kazalarının %66’sını oluşturan 4 ana neden şunlardır:
• Sabit Cisimlerin Üzerine Vurma,
• Kayma ve Çökmeler,
• Aynı Seviyeden Yere Düşme ve
• Yüksek Yerden Düşme.

- 56 -
Moin Naim, G. Emre Gürcanlı, Tahir Çelik

Tartışma
Türkiye ve KKTC’deki genel iş kazaları oranlarının AB’den düşük olmasına dair ilk de-
ğerlendirmeler hatalı olabilir. Görünen bir paradoks içerisinde ölümlere dair tersini öne
sürse de, örneğin 2006’da her 100.000’deki ölümcül olmaya kazalar oranı AB için 19.531
iken Türkiye ve KKTC için sırasıyla 1.011 ve 426’dır. Öte yandan aynı seneye ait AB, Türki-
ye ve KKTC’deki ölümcül oranlar, sırasıyla, 2,8, 20 ve 9,4’tür. Bu uyumsuzluk kolayca ilgili
verilerin toplanmasında ve değerlendirilmesinde farklı kayıt sistemleriyle açıklanabilir.
Türkiye’de ve KKTC’de ölümcül kazalara ilişkin verilere güvenilebilir, ancak yaralanmayla
ilgili veriler çok sağlıklı değildir, bunun da en büyük nedeni, cidid yaralanma ve ölümle
sonuçlanmayan kazaların istatistiklere girmemesidir.
AB kayıtlarındaki gerek ölümcül gerekse de ölümcül olmaya kaza oranlarındaki sürekli
düşüş ile Türkiye ve KKTC’deki aynı kayıtlardaki dalgalanmalardan, bu oranları düşürme-
ye dair bir politika izlendiği açıkça görülebilir. Aksine, Türkiye ve KKTC bu sonucu gös-
termemektedir. Türkiye ve KKTC’deki dalgalanmalar, kararlı bir politika uygulamasından
ziyade şans eseri bir düşüşü ifade etmektedir.
KKTC’deki işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında dair endişelerin başlangıç tarihin geç
oluşu, resmi güvenilir kayıtların sadece 5 seneyi kapsamasından anlaşılabilir. Türkiye ve
AB ülkeleri için bu kayıtlar uzun zamandır tutulmaktadır (AB için 1998’den beri). Maden
ve balıkçılık iş alanlarındaki iş kazalarının sayısının azlığıyla birlikte ele alındığında ölüm
oranları KKTC’de çok düşüktür.
Eğer ölümcül kaza kayıtlarını daha fazla güvenilir hala getirmek isterksek, son birkaç se-
nede iş kazalarında bir yükseliş olduğu açıktır. 2003 ila 2005 arası ölümcül kaza oranları
sayısı, sırasıyla, 14,14, 16 ve 20’dir.
Farklı yerel ve ulusal bildirim sistemlerine dayalı farklı ülkelerin mesleki işçi sağlığı ve iş
güvenliği kazaları sonuçlarını karşılaştırmak zor olmasına rağmen, kaza nedenlerine iliş-
kin olarak yüksekten düşme ve kayma ya da kontrol kaybının özellikle KKTC ve AB’deki
kazaların temel nedenleri olduğu açıkça gösterilmiştir. Bu nedenler KKTC’deki kazaların
%66’sının nedeni iken AB’de bu oran yüzde 50’dir.

Sonuç
İş kazalarının çevresini doğru analiz etmek ve anlamak ile uygun bir politika oluşturmak
için, kesin ve güvenilir kayıtların sağlanması gerekmektedir. AB, Türkiye ve KKTC’deki
tüm işçi organizasyonların tüm çabalarına rağmen, iş kazaları dünyadaki iş çevrelerinin
ve iş gücü piyasalarının yumuşak karnı olmayı sürdürmektedir. İş kazalarının en önemli
nedenlerinin kontrol kaybı ve düşme olduğu göz önüne alındığında, bu riskleri azalt-
mak için özel bir dikkat gösterilmelidir. Farklı ülkelerde uygun karşılaştırma ve analiz
için ortak kayıt ve bildirim sistemleri gerekmektedir. AB ülkeleri seviyesine ulaşmak için
KKTC ve Türkiye’de işçi sağlığı ve iş güvenliği konularına daha büyük önem atfedilme-
lidir.

Kaynaklar
Benavides, F. G., Delclos, G. L., Cooper, S. P., & Benach, J. (2003). Comparison of Fatal Oc-
cupational Injury Surveillance Systems Between the European Union and the Uni-
ted States. AMERICAN JOURNAL OF INDUSTRIAL MEDICINE, 385–391.

- 57 -
KKTC İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sorunlarının Türkiye ve AB ile Karşılaştırılması

EU-OSHA. (2008). Retrieved 5 1, 2011, from İstatistikler: osha.europa.eu/fop/turkey/tr/


statistics/1997-2006istatistikler
Eurostat. (2011, 4 10). Retrieved 6 12, 2011, from Health and safety at work > Data >
Main tables: http://epp.eurostat.ec.europa.eu/portal/page/portal/health/health_
safety_work/data/main_tables
Çelikağ, M., & Özbilen, M. (2008). Health and Safety Matter in Construction Industry in
North Cyprus. Advances In Civil Engineering (pp. 609-618). Famagusta: Eastern Me-
diterranean University Press.
ÇSGB, K. (2011). İş Kazalar İstatistikleri. Lefkoşa : Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı.
DiBerardinis, L. J. (1999). Handbook of Occupational Safety and Health. New Jersey :
John Wiley & Sons Ltd.
ESAW, E. (2009). Causes and circumstances of accidents at work in the EU. Luxembourg::
European Communities,.
Eurofound. (2007 , March 12). Occupational accidents and diseases. Retrieved January
07, 2011, from European Foundation for the Improvement of Living and Working
Conditions (Eurofound): http://www.eurofound.europa.eu/areas/industrialrelati-
ons/dictionary/definitions/occupationalaccidentsanddiseases.htm
Eurostat. (2010). Health and safety at work in Europe (1999–2007). Luxembourg: Euro-
pean Union.
HSE. (2010). The Health and Safety Executive Statistics 2009/10. Merseyside: Health and
Safety Executive.
Hughes, P., & Ferrett, E. (2009). Introduction to Health and Safety at Work. Oxford: Else-
vier Limited.
Lingard, H., & Rowlinson, S. (2005). Occupational Health and Safety in Construction Pro-
ject Management. New York: Spon Press.
OSHA.TR. (2010). İstatistikler. Retrieved 06 06, 2011, from Avrupa İş Sağlığı ve Güvenliği
Ajansı: http://osha.europa.eu/fop/turkey/tr/statistics
Stavrou, P. (2010, Julay 21). Absence from work – Cyprus. Retrieved January 07, 2011,
from European Working Conditions Observatory (EWCO): http://www.eurofound.
europa.eu/ewco/studies/tn0911039s/cy0911039q.htm

- 58 -
Kaza Analizleri, Kaza
Önleme Teknikleri
ve Örnek Olaylar
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

Yapı Makinaları Kullanımında Sıklıkla


Karşılaşılan İş Kazaları ve Alınması Gereken
Önlemler

H. Altınöz1, M. Uzun1, Y.Bahadır1, F. Sarmusak1, Y. Karagöz2

Özet
Günümüzde hızla gelişen teknolojinin bir sonucu olarak makinalar insan hayatının vazge-
çilmez bir parçası olmuştur. Seri ve sürekli üretim yapan endüstrilerin yanında inşaat sektö-
ründe de hızlı bir makinalaşma süreci gözlenmektedir. Diğer sektörlerde kullanılan iş maki-
nalarının yol açtığı iş kazaları inşaat sahalarında kullanılan iş makinalarının boyutlarının
devasa olması nedeniyle daha hafif hasarlarla sonuçlanabilmektedir. İnşaat sahalarında
kullanılan bu makinaların doğurduğu, en ufak bir dikkatsizlikte ciddi sonuçları olan bu iş
kazalarından en az hasarla kurtulabilmek için bir takım tedbirler almak zaruri olmuştur. En
önemli tedbirler arasında şantiye trafik ve iş güvenliği planının hazırlanması, bu konuda so-
rumlulukların dağıtılması ve ayrıca operatörlere ve işçilere yönelik eğitimler ile makinaların
bakım ve onarımlarının zamanında yapılması gelmektedir. Bu çalışma kapsamında önce-
likle yapı makinalarındaki iş güvenliği riskleri farklı iş makinalarına göre değerlendirilmiş ve
yapı makinaları kullanılırken yapılması gerekenler üzerinde durulmuştur. Bunların yanında
yapı makinalarının oluşturduğu risklere karşı şantiye bazında alınacak önlemler incelenmiş
ve değişik büyüklük ve özelliklerdeki 51 şantiyede yapı makinalarının sebep olduğu iş kaza-
ları konusunda anket çalışması yapılarak sonuçları irdelenmiştir. Son bölümde ise üniver-
sitelerde yapı makinaları ve iş güvenliği konularında verilen dersler taranarak yeterlilikleri
değerlendirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Yapı makinaları, İnşaat sektörü, İş kazaları, İş güvenliği.

Giriş
Geçmişten bugüne doğru geldiğimizde diğer sektörlerde olduğu gibi inşaat sektörün-
de de proje süreleri gitgide azalmış ve verimlilik artmıştır. Bunun ana nedenlerinden biri
de makinaların insan hayatına girmesidir. Yapı makinalarının yaygın kullanımı iş kazası
risklerini de beraberinde getirmiştir. Yaklaşık olarak tüm iş kazalarında %11 gibi bir paya
sahip olan yapı makinaları kazalarının sonuçları diğer kazalara göre çok daha ciddidir

1
İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul. - hasretaltinoz@hotmail.com
2
İstanbul Teknik Üniversitesi, Gemi İnşaatı Müh. Bölümü, İstanbul. - ist.tek2006@gmail.com

- 61 -
Yapı Makinaları Kullanımında Sıklıkla Karşılaşılan İş Kazaları ve Alınması Gereken Önlemler

(Gürcanlı, Müngen ve Akad, 2006). Yapı makinalarının günümüzde hızla makinalaşan


sektördeki etkisi yadsınamayacak olsa da yapı makinaları kazaları ve bu kazaların önlen-
mesi başlığında ayrıntılı çalışmalar yapılmamıştır.
Yapı makinaları kaynaklı iş kazaları diğer kazalarla kıyaslandığında çoğunlukla ölümle
sonuçlanmaktadır. Kazaları önlemek adına alınması gereken bazı önlemler vardır. Bun-
ların başında mühendislerin iş güvenliği ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmaları gelmek-
tedir. Bunun yanında gerek şantiye bazında gerekse şantiyede çalışan işçilere yönelik
önlemlerin alınması gerekmektedir.
Bu çalışma ileyapı makinaları ve yapı makinaları kaynaklı kazaları önleme yolları üze-
rinde durulması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda hem literatür taraması hem
de saha araştırması yapılmıştır. Ayrıca 51 şantiye ziyaret edilmiş ve ilgili yetkililere yapı
makinalarının sebep olduğu iş kazaları ve alınabilecek önlemler konusunda 15 soru yö-
neltilmiştir. Bunun yanında üniversitelerde inşaat mühendisliği lisans programları içe-
risinde yapı makinaları ve iş güvenliği konularında verilen dersler taranmıştır. Yapılan
çalışmanın ölümle sonuçlanan iş kazalarında büyük paya sahip yapı makinalarını kulla-
nan, kullandıran herkes için yararlı olduğu düşünülmektedir.

Farklı İş Makinalarına Göre İş Güvenliği Risklerinin Değerlendirilmesi


İnşaat sektöründe oldukça farklı amaçlar için onlarca yapı makinası kullanılmaktadır. Her
bir yapı makinasının özellikleri ve sektördeki yerine göre kullanım sıklığı değişmektedir.
Bununla birlikte bahsi geçen makinaların iş güvenliği riskleri de farklılık arz etmektedir.
Bu bölüm kapsamında projelerde daha sıklıkla rastladığımız kule vinçler, buldozerler,
forkliftler ve beko yükleyiciler (backhoe loader) nedeniyle oluşan kazalar ayrıntılı olarak
incelenecektir.

Vinç Kazaları
Vinç kazalarında en sık karşılaşılan kaza tipi, vincin içinden elektrik akımı geçen kab-
lolara yaklaşması ya da doğrudan bu kablolara temas etmesi sonucu elektrik akımına
kapılmasıdır (Teizer ve Hinze, 2011). Bu kaza sonucunda vinç operatörü ve vinçten akımı
kapma tehlikesi taşıyan işçiler zarar görmektedir.
50 Kv veya altında elektrik akımına sahip kabloların geçtiği bölgelerde vince ait herhan-
gi bir bölümün ya da yükün bu kablolardan 3 metreden daha uzak mesafede çalışıyor
olması önerilmektedir. Benzer şekilde kablolardan geçen elektrik akımının 50 kV ve üze-
rinde olduğu durumlarda ise bu mesafe 3 metreye 50 Kv üzerinde her 1 Kv için yaklaşık
1 cm eklenmesi ile elde edilen mesafe olmalıdır(OSHA).
Ayrıca vincin taşıma kapasitesinden daha fazla yük taşınmaya zorlanması sonucu vinç
ekipmanlarında kırılma, kopma gibi sonuçlar gözlenmekte, bu olaylar sonucunda saha-
da çalışmakta olan işçiler iş kazalarına maruz kalmaktadır.

Buldozer Kazaları
Buldozerler yaptıkları iş gereği oldukça ağır makinalardır. Bu sebeple buldozer çarpması
vb. kazalarda ağır yaralanmalar ve ölümler oluşur. Kırıklar ve kafa travmaları buldozer

- 62 -
H. Altınöz, M. Uzun, Y.Bahadır, F. Sarmusak, Y. Karagöz

çarpması sonucu görülen en önemli kaza sonuçlarıdır (Heavy construction equipment


safety). Ayrıca buldozerleri kullanan operatörler kör noktalardan dolayı makinayı kimi
durumlarda tehlikeli bir konuma getirmektedirler. Yamaçlar ve tehlikeli dolgu kenar-
larına yanlışlıkla getirilen buldozerlerin yuvarlanması sonucu da iş kazaları meydana
gelmektedir.

Forklift Kazaları
Forkliftler inşaatlarda zamandan ve enerjiden kazanç sağlamak için kullanılan oldukça
verimli makinalardır. Ancak bakımı uygun yapılmayan ve dikkatsiz kullanılan forklifler
sonucu ciddi iş kazaları oluşmaktadır (Heavy construction equipment safety). Özellikle
forklift operatörü olmayan işçilerin araçları kullanması sonucu kazalar oluşmaktadır.

Beko Yükleyici (Backhoe Loader) Kazaları


Beko yükleyici kazalarında en sık rastlanan olay operatör ve işaretçi uyumsuzluğu sonu-
cu beko yükleyicilerin kova kısmının zeminde çalışmakta olan işçilere çarpmasıdır. Ayrı-
ca uygun olmayan şevlerde kullanılmaya çalışılması sonucu devrilen beko yükleyicileri
kullanan operatörler yaralanmaktadır. Yükleyicilerin kova kapasiteleri için belirlenmiş
belirli standartlar bulunmaktadır (Yüksel, 2006). Bu standartlara uyulmadığı durumlar-
da yükleyicilere ait çeşitli ekipmanlarda tahribat oluşur, zamanla bu tahrip olmuş ekip-
manlar ciddi iş kazalarının oluşmasına neden olur.

Yapı Makinaları Kullanımında Yapılması Gerekenler


Yapı makinaları konusunda yapılan literatür taramaları sonucunda da yapı makinalarıy-
la ilgili olası iş kazalarını önleyebilmek adına alınması gereken önlemleri operatör eğiti-
mi, tüm işçilere yönelik yapılan genel eğitimler ve yapı makinalarının bakım ve onarımı
olarak üç ana başlıkta derlemek mümkündür.

Operatör Eğitimi
1983 yılında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun çıkması ve özel sürücü kurslarının
açılmasıyla, daha önceden makina sahiplerine makina üretici firmalar tarafından verilen
bonservis sistemi kalktı ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) onaylı operatörlük sertifikaları ile
G sınıfı iş makinası ehliyeti ortaya çıkmıştır. Daha da sonra belgelendirme yetkisi sürücü
kurslarının elinden alınarak sadece Makina Mühendisleri Odası’na geçmiştir. Son ola-
rak MEB sürücü kurslarından bağımsız sadece operatörlük sertifikası verme yetkisi olan,
ayrı kurumsal yapıda, görevi sadece iş makinası operatörü yetiştirmek olan iş makinası
operatörlük kursları açılmasına ve belgelendirmenin buralardan yapılmasına olanak ta-
nınmıştır.
Bu eğitimi veren kurslarla yapılan görüşmeler sonucunda eğitim almaya gelen öğrenci-
lerin aslında makinayı tam olarak kullanmayı bildiği ve bazılarının pratikte hocalardan
daha deneyimli olduğu saptanmıştır (Özel öğretim kurumları). Bunun nedeni daha ön-
cede belirttiğimiz operatörlerin ilk olarak yağcılık diye tabir ettiğimiz makina operatör
yardımcılığına küçük yaşlarda başlamaları gösterilebilir. Operatörler makina üzerindeki

- 63 -
Yapı Makinaları Kullanımında Sıklıkla Karşılaşılan İş Kazaları ve Alınması Gereken Önlemler

denetleme kontrol sisteminin oldukça yetersiz olmasından dolayı sektörde çalışan bir-
çok kişide herhangi bir sürücü belgesi veya sertifika olmadığı görülmektedir. Burada
denetim genellikle işverene düşmektedir fakat işveren genel olarak operatörlerin bel-
gesiyle değil operatörün yapacağı işle ilgilendiğinden buradaki denetimlerde aksamak-
tadır. Operatörlerin belge veya sürücü belgeleriyle alakalı bir sorun yaşamadıkça bu
belgeleri almaya ihtiyaç duymadıkları gözlenmiştir.
İş makinalarının kullanımı ile alakalı önemli bir eksiklik de işaretçi ve mevcuttaki işaret-
çilerin eğitim eksiklikleridir. Genel olarak işaretçi kullanılmamakla birlikte, kullanıldığı
zaman bu işaretçilerin vasıfsız işçilerden seçildiği görülmektedir. Bu işçilere şantiyede
iş güvenliği uzmanı tarafından işaretçi eğitimi verilmektedir. Pek çok şantiyede de iş
güvenliği uzmanı olmadığındaneğitim verilmemekteve eğitimsiz kişilerin işaretçi ola-
rak seçilmesinden dolayı da iş kazaları meydana gelebilmektedir. Şantiyelerde işaretle-
me sisteminin de özenle yapılması gerekmektedir. Konulacaktabelalar belli bir düzen
içerisinde; şantiyelerin kör noktalarını, tehlikeli yerlerini gösterebilecek ve çalışanların
dikkatini çekebilecek yerlere yerleştirilmelidir.

Genel Eğitimler
İş yerlerinde iş güvenliği ve işçi sağlığının sağlanabilmesi adına alınması gereken ön-
lemler günümüzde daha da önem kazanmıştır. İşyerlerinde sağlıklı çalışma ortamının
ve iş güvenliğin sağlanıp, sürdürülebilmesi ekstra bir iş olmaktan çıkıp, 4857 sayılı İş
Kanunu’nun 81. maddesi’ ne göre işverenin mutlaka yapması gereken bir zaruriyet hali-
ni almıştır. İş Kanunu’nun konu ile ilgili maddesi şöyledir: “İşverenler, devamlı olarak en
az elli işçi çalıştırdıkları işyerlerinde alınması gereken iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin
belirlenmesi ve uygulanmasının izlenmesi, iş kazası ve meslek hastalıklarının önlenme-
si, işçilerin ilk yardım ve acil tedavi ile koruyucu sağlık ve güvenlik hizmetlerinin yürütül-
mesi amacıyla, işyerindeki işçi sayısı, işyerinin niteliği ve işin tehlike sınıf ve derecesine
göre;
a) İşyeri sağlık ve güvenlik birimi oluşturmakla,
b) Bir veya birden fazla işyeri hekimi ile gereğinde diğer sağlık personelini görevlen-
dirmekle,
c) Sanayiden sayılan işlerde iş güvenliği uzmanı olan bir veya birden fazla mühendis
veya teknik elemanı görevlendirmekle,
yükümlüdürler” (4857 sayılı İş Kanunu). Bu yükümlülüğün yerine getirilebilmesi için her
işveren işyerinde çalışan her işçiye yaptığı/yapacağı iş ile ilgili gerekli olan eğitimlerin
yanında, sağlık ve güvenlik eğitimlerinin de verilmesini sağlamak zorundadır.
Yine 4857 sayılı İş Kanunu’nun 81. maddesi’ ne göre iş güvenliği ile ilgili her türlü de-
tay Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın çıkardığı yönetmelik ve tüzüklerde yer al-
maktadır. Bunlardan biri olan “Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve
Esasları Hakkında Yönetmelik” e göre işçilere verilmesi gereken bu zaruri eğitimin amacı
“işyerlerinde sağlıklı ve güvenli bir ortamı temin etmek, iş kazalarını ve meslek hasta-
lıklarını azaltmak, çalışanları yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek,
onların karşı karşıya bulundukları mesleki riskler ile bu risklere karşı alınması gerekli
tedbirleri öğretmek ve iş sağlığı ve güvenliği bilinci oluşturarak uygun davranış kazan-
dırmaktır” (Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında
Yönetmelik).Bu eğitimler işverenin kendi çalıştırdığı işçiler yanında başka işyerlerinden

- 64 -
H. Altınöz, M. Uzun, Y.Bahadır, F. Sarmusak, Y. Karagöz

gelen yani çalışma yerleri değişen işçileri de kapsamak zorunda olup, işçiler işe başla-
madan önce ve iş sırasında kullandığı iş ekipmanları ya da kullanılan teknoloji değişti-
ğinde, her bir işçinin bilgisi göz önüne alınarak farklı seviyelerde verilmek zorundadır.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili olarak verilecek eğitimler öncelikle işçilerin konuya
vakıf olabilmeleri adına genel tanımlar ve bu eğitimin neden verildiği ile başlamalıdır.
Bunların yanında çalıştıkları işler dolayısıyla ileride karşılaşabilecekleri meslek hasta-
lıklarından bahsedilip, asıl önemli nokta olan iş kazaları konusuna daha ayrıntılı olarak
değinilmelidir (İş sağlığı ve güvenliği eğitimi). Bu noktada olabildiğince örnek fotoğ-
raflar kullanılarak işçilerin hem konuyu iyice kavraması hem de konuya daha çok ilgi
göstermesi sağlanmalıdır. Bunların yanında iş sırasında karşılaşabilecekleri tehlikeli ve iş
kazalarına davetiye çıkaran durumlar, doğuracağı sonuçlar ile anlatılıp her bir işçi eğitim
seviyesi ne olursa olsun konuyla ilgili bilinçlendirilmeye çalışılmalıdır.

Bakım ve Onarım
İş makinalarının ekonomik ve daha verimli çalışmaları ile uzun ömürlü olmalarını sağ-
lamak amacıyla düzenli olarak bakımlarının yapılması gerekmektedir. Bakımı periyodik
olarak yapılan makinalar, yapılmayan makinaların yarattığı yedek parça ve onarım gibi
maliyet arttırıcı sonuçlar doğurmayacak, buna bağlı olarak da proje maliyeti ve yatı-
rımcının/müteahhitin o projeden elde etmeyi planladığı kar istediği oranda kalacaktır.
Her ne kadar firmadan firmaya farklılıklar gösterse de iş makinalarında yapılması ge-
reken bakımlar, makina üreticisi firmalar tarafından saat, gün ve kilometre cinsinden
belirlenmiştir. Üretici firmalarca belirlenen bu bakım işlemlerinin öncelikle iş makinası
operatörleri tarafından yapılması gerekmektedir. Bazı durumlarda yine operatörler bi-
rinci derece de sorumlu olacak şekilde operatör yardımcıları da iş makinalarının bakım
işlemlerini gerçekleştirebilir.
İş makinası operatör ve yardımcılarının iş makinalarına yaptıkları bakım altı kısımda in-
celenebilir. Bunlardan ilki olan kontrol aşamasında operatör işe başlamadan önce veya
işi bitirdikten sonra gözle makinanın genel durumu değerlendirir. Tamamlama aşa-
masında iş makinası motorunda ve diğer elemanlarında kullanılan yağ, hidrolik ve su
kontrolü yapılıp, eksiklikler tamamlanır. Makina parçalarının (motor yağı, tekerlek lasti-
ği vb.) kullanım ömürleri dolduğunda yenileriyle değiştirilmesi değiştirme aşamasıdır.
Ayarlama aşaması ise iş makinalarının, makina üreticisi firmalarca belirlenen çalıştırma
değerlerinin üstünde ya da altında çalıştırılması gibi bir durum söz konusu olduğunda
belirlenen değere ulaşabilmek adına yapılan ayarlamalardır. Zaman içerisinde makina
üzerindeki gresörlüklerin, açıkta çalışan dişli, zincir, halat gibi parçaların gresle yağlan-
ması gereklidir. Bu işlem yağlama olarak adlandırılır ve son olarak yapılması gereken
bakım aşaması ise onarım yani iş makinasının olası bir çalışmama durumunda işin ehli
kişilerce çalışabilir hale getirilmesidir (Makina firmaları).
İş makinaları bakım ve onarımlarının günlük, periyodik, erken uyarı ve depolama za-
manlarında yapılması önerilmektedir. Günlük bakım operatörün her gün 1-10 saatte ya
da vardiya değişimlerinde yaptığı bakımdır. Periyodik bakım makina üreticisi firmalar
tarafından belirlenmiş çalışma saatlerinde örneğin 100, 1000, 2000 gibi yapılması gere-
ken bakımdır. Erken uyarı (SOS bakım) iş makinalarının yağ sistemlerinde aşınarak oluş-
muş ve filtreden geçebilecek kadar küçük metal parçalarını miktarlarının çeşitli cihazlar-
la ölçülerek o makina için limit değerini aşanların kontrol edilmesidir. Depolama bakımı
ise makinalar belirli bir süre kullanılmayacaksa ya da depoya kaldırılacaksa yapılması

- 65 -
Yapı Makinaları Kullanımında Sıklıkla Karşılaşılan İş Kazaları ve Alınması Gereken Önlemler

gereken bakımdır. Depoya kaldırılan makinaların da ömrünü uzatabilmek ve kullanmak


istediğimizde verimli sonuç elde edebilmek için yine periyodik olarak bakımlarının ya-
pılması gerekmektedir (Makina firmaları).
İş makinaları bakım ve onarımlarını denetlemek için her tür makina ile ilgili kayıtların
düzenli olarak tutulması gerekmektedir. Bu kayıtlar makinaların günlük çalışma sürele-
rini, harcadıkları yakıt miktarlarını ve daha önce makinaya yapılmış olan her türlü bakım
ve takılan ve/veya değiştirilen parçaları içermek zorundadır.

Yapı Makinalarının Oluşturduğu Risklere Karşı Şantiye Bazında


Alınması Gereken Önlemler
Gelişen teknolojiyle birlikte şantiyelerdeki artan iş makinaları kullanımı, yapı makinala-
rı kaynaklı iş kazalarının artışını da beraberinde getirmiştir. Bu artış dolayısıyla şantiye
bazlı birtakım önlemler almak hayati derecede önem taşımaktadır. Söz konusu önlem-
leri genel olarak iş başlamadan önce ve iş başladıktan sonra alınacak önlemler olmak
üzere ikiye ayırmak mümkündür.

İş Başlamadan Önce Alınacak Önlemler


İşe başlanmadan önce yapılması gereken ilk eylem şantiye planlamasının hazırlanma-
sıdır. İş ne kadar küçük olursa olsun, genellikle 1/500 ölçekle hazırlanan şantiye vaziyet
planı hazırlanmalıdır. Bu noktada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ise şantiye
içi ulaşımını sağlayacak yolların planlanmasıdır. Şantiyede yapı makinaları tarafından
kullanılacak yollar planlanırken, devam eden işlere engel teşkil etmeyecek bir yol planı
oluşturulmalı ve makina parkıyla makina ihtiyacının karşılanacağı alan arasındaki ula-
şım rahat bir şekilde sağlanabilir olmalıdır.
En kısa yoldan iletim, en az viraj ve kesişme, en az manevra kurallarına olabildiğince
uyulmalıdır. Yol genişliği; yolu kullanacak en geniş aracın genişliği esas alınarak sap-
tanmalı, bunun yanı sıra yayalar, kaplama kenarları ve çift şeritli yollarda karşılaşan iki
araç arasındaki güvenlik mesafeleri dikkate alınmalıdır. Şantiyede, önemli bir trafik yükü
taşımayacak tek şeritli kaplamasız düşük nitelikli yollar için 3.50 m. genişlik tercih edil-
melidir. Ancak zorunlu hallerde bu genişlik 3.00 metre de olabilir. Yağmur sularının yol
yüzeyinde birikmemesi için yol ekseninin iki yönünde yol yüzeyine genel olarak %2 ile
%6 arasında bir eğim verilmelidir. Servis yolları genellikle kaplamasız olarak yapılır fakat
kışın da devam eden bir projeyse yani trafik varsa bu durumda yolun üzerine gereği
kadar çakıl ve kırma taş serilmelidir.

İş Başladıktan Sonra Alınacak Önlemler


Karşılaşılabilecek iş kazalarını önlemek amacıyla, hazırlık evresindeki şantiye planla-
masının yapılmasının ardından, şantiyede çalışan işçi sayısının hızla arttığı aşikârdır.
Özellikle kaba inşaatın yoğunlaştığı bu gibi dönemlerde sahada çalışan yapı makinaları
sayısı da artmaktadır. Bu durum yaşanan iş kazalarını da tetiklemekte, dolayısıyla yapı
makinalarının sebep olduğu ve ölümle sonuçlanma riski yüksek olan kazalardan ko-
runmak için alınması gereken tedbirleri de hayati kılmaktadır. Bu tedbirler genel olarak
şöyle sıralanabilir:

- 66 -
H. Altınöz, M. Uzun, Y.Bahadır, F. Sarmusak, Y. Karagöz

• Yapılan işe uygun makinalar seçilmelidir.


• Şantiye sahasında kullanılacak makinaların periyodik bakımları, yönetmeliklere
uygun olarak yapılmalıdır.
• Makinaların hareket alanlarında işçi çalıştırılmamalıdır.
• Makina üzerinde ehliyetli operatörden başkası bulundurulmamalıdır.
• Araçlar gelişigüzel yerlere bırakılmamalıdır.
• Şantiye alanında kamyon ve benzeri araçlar kullanıldığında bunların giriş ve çıkış-
ları için uygun bir şekilde işaretlenmiş yerler ayrılmalı ve bu taşıtların bütün ma-
nevraları bir işaretçi tarafından yönetilmelidir.
• Ayrıca bu araçların manevra ve park yerleri belirtilmiş olmalı, kısa bir süre için de
olsa araçlar, gerekli güvenlik tedbirleri sağlanmadıkça sürücüsüz bırakılmamalıdır.
• Dönebilen araçların etrafında yeterli çalışma mesafesi bırakılmalıdır.
• Yüksek yerlerde makina kullanan işçilere emniyet kemeri verilmelidir.
• Makinalar üzerinde sesli ve ışıklı uyarıcı sistemler bulundurulmalıdır.
• Düşme veya devrilme tehlikesi olan makinaların etrafına işçi yaklaştırılmamalıdır.
• Şantiyedeki olası göçük tehlikesi altındaki alanlar önceden belirlenmeli ve ağır to-
najlardaki yapı makinaları bu alanlara sokulmamalıdır.
• Yeraltısu seviyesi altındaki zeminin sıvılaşma riski araştırılmalı ve eğer böyle bir risk
mevcutsa önlemi alınmalıdır.
• Kullanılacak tüm iş makinalarının sigorta işlemleri yaptırılmalıdır.
• Kazı alanlarında görüşü engelleyecek cisim ve yapıların olmamasına dikkat edil-
melidir.
• Çalıştırılacak iş makinalarının lastik yapıları arazi ve mevsim şartlarına uygun olma-
lıdır.
• Gece çalışması yapılması durumunda özellikle yapı makinalarının çalışacağı alan-
lar iyi aydınlatılmalıdır.
• Operatörlerle çalışma esnasında iletişim kurabilmek için gerekli ekipman sağlan-
malıdır.
• Operatörün deneyimi önemlidir. Kazı sırasında periyotlar arasında geçiş yaparak
devre zamanını kısaltmak, makinanın devrilmesine neden olacak davranıştan ka-
çınmak vb. Davranışlar ancak deneyimli bir operatörler gerçekleştirilebilir (Yüksel,
2006).

Anket Verileri ve Değerlendirilmesi


Bu bölümde toplamda 51 adet şantiye ile görüşmeler yapılmıştır. Sorulan sorular iki ana
bölümde toplanmıştır. İlk kısım, soruları cevaplayan kişiler ve çalıştıkları projeler hakkın-
da sorular içerirken, diğer kısım ise kullanılan yapı makinaları çeşitleri ve işçi sağlığı ve iş
güvenliği adına alınmakta olan önlemler ile ilgilidir.
Anketimizi cevaplayan kişilerin çoğu sırasıyla kontrol mühendisi, şantiye şefi ve diğer

- 67 -
Yapı Makinaları Kullanımında Sıklıkla Karşılaşılan İş Kazaları ve Alınması Gereken Önlemler

olarak nitelendirdiğimiz saha şeflerinden oluşmaktadır. Bu kişilerin yaklaşık olarak %75’i


şu anki şirketlerinde neredeyse yeni denebilecek kadar az bir süredir çalışmaktadır.

Tablo 1 - İletişime geçilen proje yetkilileri


Görüşülen kişi (%)
Şirket sahibi 5.9
Proje müdürü 11.8
Şantiye şefi 21.6
Kontrol mühendisi 35.2
İSG uzmanı 2.0
Diğer 23.5
TOPLAM 100.0

Bizzat ziyaret edilen şantiyelerdeki projelerin yarısı orta ölçekli olup 1 seneden az bir
süredir devam etmektedir. Bunun yanında 1-3 sene arası devam eden projeler ise büyük
ölçekli olarak nitelendirilmiştir.
Şantiyelerin hangi tip projeler yürüttüğüne bakıldığında konut projeleri %32’lik bir pay
ile başı çekmektedir. Konut projelerini iş merkezi veya otel projeleri izlemektedir. Şanti-
yelerin seviyeleri gözlemlendiğinde yarısından fazlasında kaba inşaat ve kaba inşaat ile
ince inşaatın birlikte devam ettiği görülmüştür.

Tablo 2 - Uygulanmakta olan projelerin tipleri


Şantiye Türü (%)
Altyapı 8.7
Yol veya köprü 7.3
Baraj 1.4
Konut 31.9
İşmerkezi veya otel 13.0
Eğitim merkezi 11.7
Spor kompleksi 2.9
Alışveriş merkezi 7.2
Diğer 15.9
TOPLAM 100.0

Proje yetkililerine ilettiğimiz soru üzerine şantiyelerin neredeyse %70’inde iş güvenliği


uzmanı bulunurken, konu OHSAS 18001 standartlarının uygulanıp uygulanmadığına
geldiğinde bu değer %60 seviyesinde kalmaktadır. Bu noktada bir diğer önemli husus
ise bazı şantiyelerde iş güvenliği uzmanı bulunduğu halde OHSAS 18001 standartlarına
uyulmadığının ifade edilmiş olmasıdır.

- 68 -
H. Altınöz, M. Uzun, Y.Bahadır, F. Sarmusak, Y. Karagöz

Şantiyelerdeki günlük çalışan işçi sayısı incelendiğinde 37 şantiyede 200’den daha az


işçi çalıştığı ve sadece 4 şantiyede 500’den fazla işçi çalıştığı görülmüştür. Bunun yanın-
da şantiyelerde kullanılan iş makinalarını toplam olarak incelediğimizde en fazla beton
pompası ve mikseri ile vinç kullanıldığı gözlenmiştir. Bunun nedeni de şantiyelerin kaba
ve ince inşaat seviyelerinde olmasıdır.

Tablo 3 - Kullanılan yapı makinaları

İş Makinası Tipleri (%)


Ekskavatör 10.2
Dozer 9.9
Loader 8.8
Greyder 5.1
Silindir 4.8
Vinç 14.2
Tünel kazıcı 0.7
Beton pompası 15.0
Mikser 15.0
Asfalt finisher 2.4
Forklift 9.1
Diğer 4.8
TOPLAM 100.0

Sıra iş kazaları ile ilgili soruya geldiğinde ne yazık ki sağlıklı veriler elde edilememiştir.
Neredeyse tüm yetkililer şantiye dahilinde herhangi bir iş kazası meydana gelmediğini
belirtmiştir. Bunun yanında iş kazalarını önlemek için işçilere yönelik genel eğitimlerin
30 şantiyede verildiği ifade edilmiştir. Bunu neredeyse yarısı oranında işaretçi eğitimi
izlemiştir.

Tablo 4 - İş güvenliği için şantiyede verilen eğitimler

Alınan Önlemler (%)


Operatör eğitimi 11.8
İşaret ve işaretçi eğitimi 29.4
Genel eğitim 58.8
TOPLAM 100.0

Bununla birlikte şantiyelerin ¾’lük kısmında iş makinalarının bakım ve onarımının 6


aydan daha kısa aralıklarla yapıldığı görülmüştür. Ayrıca haftalık ve günlük bakımların
yapıldığı şantiyelerde mevcuttur.

- 69 -
Yapı Makinaları Kullanımında Sıklıkla Karşılaşılan İş Kazaları ve Alınması Gereken Önlemler

Tablo 5 - İş güvenliği için şantiyede verilen eğitimler

Bakım ve Onarım (%)


0-6 ay arası 74.5
6 ay-1 sene arası 21.6
1-2 sene arası 3.9
TOPLAM 100.0

Konu yapı makinalarının oluşturduğu risklere karşı alınan önlemlere geldiğinde iletişim
kurulan yetkililerin tamamına yakını bu kısmı es geçmiştir. Verilen nadir cevaplara ba-
kıldığında iş güvenliği uyarı levhalarının şantiyelere yerleştirilmesi, makinalarda sinyali-
zasyon uygulanması ve işaretçi kullanılması gibi önlemler alındığı görülmektedir.

Üniversitelerdeki İnşaat Mühendisliği Eğitimlerinin Değerlendirilmesi


Türkiye’de inşaat sektöründe sahada veya ofiste çalışan inşaat mühendislerinin çok bü-
yük bir kısmı yalnızca lisans mezunudur. Özellikle sahada çalışan inşaat mühendisleri-
nin iş makinaları, işçi sağlığı ve iş güvenliği konuları ile çok daha fazla mesai harcadığı
gerçeği göz önüne alındığında bu konuda bilmeleri gereken temel bilgilerden ne kadar
haberdar oldukları sorusu akla gelmektedir. Öncelikle inşaat mühendisi bu konularda
bilinç sahibi olmalıdır, ondan sonra işçi ve operatörlerini gerekli şekilde eğitmelidir. Bir
inşaat mühendisi, kendisi gerekli bilince ve bilgiye sahip olmadığı müddetçe ondan işçi
ve operatörleri eğitmesi beklenemez. Çok büyük bir kısmı yalnızca lisans düzeyinden
mezun olup iş hayatına atılan inşaat mühendislerinin; iş makinaları, işçi sağlığı ve iş gü-
venliği hakkında bilmesi gerekli olan temel konuları öğreneceği asıl kaynak ise üniver-
sitedir. Üniversitelerde iş makinaları, işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında verilen eği-
timler bir inşaat mühendisinin bu konuya bakış açısını şekillendiren temel eğitimlerdir.
Çalışmanın bu kısmında üniversitelerin inşaat fakültelerinin lisans düzeyindeki müfre-
datları incelenmiştir. Bu inceleme yapılırken konunun önemine binaen üniversitelerin
bu konular hakkında direkt olarak ders verip vermediklerine bakılmış, başka dersler
başlığı altında bu konuların ünite olarak işlendiği dersler değerlendirmeye alınmamıştır.
Yalnızca bu konular hakkında özel olarak ders veren üniversite sayısının yeterli olup ol-
madığı ve verilen derslerin ve yeterli düzeyde olup olmadıkları saptanmaya çalışılmıştır.

Tablo 6 - Türkiye’deki üniversitelerin yeterliliklerinin incelenmesi


İnşaat Fakültelerinin Lisans Ders İçeriklerinin Yapı Makinaları ve Yapı İşletmesi ile İşçi Sağlığı ve
İş Güvenliği Açısından İncelenmesi
Makinaları
İşletmesi

Şantiye
Tekniği

Okul Adı Açıklama


İnşaat
Yapı

İSG

1 Akdeniz Üniversitesi + + + + Yeterli


2 Aksaray Üniversitesi + - - + kısmen Yeterli

- 70 -
H. Altınöz, M. Uzun, Y.Bahadır, F. Sarmusak, Y. Karagöz

Makinaları
İşletmesi

Şantiye
Tekniği
Okul Adı Açıklama

İnşaat
Yapı

İSG
3 Anadolu Üniversitesi + - - - Yetersiz
4 Atatürk Üniversitesi - - - - Yetersiz
5 Boğaziçi Üniversitesi - - - - Yetersiz
6 Bozok Üniversitesi - + - + Kısmen Yeterli
7 Celal Bayar Üniversitesi + - - + Kısmen Yeterli
8 Cumhuriyet Üniversitesi + - + + Yeterli
9 Çukurova Üniversitesi - - - - Yetersiz
10 Dicle Üniversitesi + - - - Yetersiz
11 Dokuz Eylül Üniversitesi + - - - Yetersiz
12 Dumlupınar Üniversitesi - - - - Yetersiz
13 Ege Üniversitesi + - + + Yeterli
14 Erciyes Üniversitesi + + - - Kısmen Yeterli
15 Eskişehir Osmangazi Üniversitesi + - + - Kısmen Yeterli
16 Fırat Üniversitesi - - - - Yetersiz
17 Gazi Üniversitesi - + - + Kısmen Yeterli
18 Gaziantep Üniversitesi + - - - Yetersiz
19 Harran Üniversitesi - + + - Kısmen Yeterli
20 İnönü Üniversitesi + - - + Kısmen Yeterli
21 İstanbul Üniversitesi + + - - Kısmen Yeterli
22 İstanbul Teknik Üniversitesi + + - + Yeterli
23 Karadeniz Teknik Üniversitesi + + - + Yeterli
24 K.Maraş Sütçü İmam Üniversitesi + - - + Kısmen Yeterli
25 Kırıkkale Üniversitesi + + - - Kısmen Yeterli
26 Kocaeli Üniversitesi + - + - Kısmen Yeterli
27 Muğla Üniversitesi + - - - Yetersiz
28 Niğde Üniversitesi + + - - Kısmen Yeterli
29 Ondokuz Mayıs Üniversitesi + + - - Kısmen Yeterli
30 Ortadoğu Teknik Üniversitesi + - - - Yetersiz
31 Pamukkale Üniversitesi + + + - Yeterli
32 Sakarya Üniversitesi + - - + Kısmen Yeterli
33 Selçuk Üniversitesi + + - - Kısmen Yeterli
34 Süleyman Demirel Üniversitesi - + + - Kısmen Yeterli
35 Uludağ Üniversitesi - + - - Yetersiz
36 Yıldız Teknik Üniversitesi - + + - Kısmen Yeterli
37 Zonguldak Karaelmes Üniversitesi - + - + Kısmen Yeterli
25 17 9 13

- 71 -
Yapı Makinaları Kullanımında Sıklıkla Karşılaşılan İş Kazaları ve Alınması Gereken Önlemler

Tablo.6 da görüleceği üzere incelemede 37 adet üniversitenin konu ile ilgili olan Yapı
İşletmesi, Şantiye Tekniği, İnşaat Makinaları ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği derslerinin
hangilerini müfredatlarında bulundurduğu araştırılmıştır. Araştırmada üniversitelerin
kendi resmi internet sitelerinde yer alan inşaat mühendisliği bölümlerinin ders içerikleri
kaynak alınmış ve ilgili derslerin 3 veya daha fazlasını bulunduranlar yeterli olarak nite-
lendirilirken, 2 tanesinin eğitimini verenler kısmen yeterli ve diğerleri de yetersiz olarak
yorumlanmıştır.
Değerlendirme sonucuna göre 37 üniversitenin Yapı İşletmesi, Şantiye Tekniği, Yapı Ma-
kinaları, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği derslerinin dağılımı aşağıdaki gibidir:

Tablo 7 - Özet tablo

Ders Veren Üniversite Sayısı


Yapı İşletmesi 25
Şantiye Tekniği 17
Yapı Makinaları 9
İş Sağlığı ve İş Güvenliği 13

Araştırmaya konu olan ve her üniversitede mutlaka olması gereken derslerden özellikle
Yapı Makinaları ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği derslerini veren üniversite sayısının son de-
rece az olduğu görülmektedir. Üstelik özellikle İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği dersinin birçok
üniversitede seçmeli ders statüsünde olması ülkemizde üniversite düzeyinde bile bu
kadar önemli bir konunun gereken ilgiden ne kadar uzak olduğunun bir göstergesidir.
Bunun yanında Yapı İşletmesi ve Şantiye Tekniği derslerinin de birçok üniversitede yer
almaması son derece dikkat çekicidir.
Konu ile ilgili müfredatlar ders sayısı ve içeriği açısından incelendiğinde ve bir tasnif
yapıldığında ilgili 37 üniversitenin yalnızca 6 tanesi yeterli 19 tanesi kısmen yeterli ve
13 tanesi de yetersiz olduğu görülmüştür. Buna göre içeriğinde inşaat mühendislerinin
saha organizasyonlarının nasıl yapıldığının işlendiği Yapı İşletmesi ve Şantiye Tekniği ile
sahada can güvenliği açısından en önemli dersler olan İnşaat Makinaları ve İşçi Sağlığı
ve İş Güvenliği derslerinin bir bütün olarak hak ettikleri değeri 6 üniversite hariç hiçbir
üniversitede göremedikleri tespit edilmiştir.

Sonuçlar
İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusu Türkiye’de hızlıca gelişen bir konu olmasına rağmen
hala yapı makinaları kullanımından doğabilecek kazalara karşı alınabilecek önlemler
konusu gereken öneme kavuşamamıştır. Bunun en önemli nedeni de kişilerin bu tip iş
kazalarının doğuracağı sonuçları tam olarak algılayamamasıdır. Yapılan anket sonuçları
değerlendirildiğinde şirketlerin iş güvenliği konusunda sınırlı bilgilere sahip olduğu ve
şantiyelerde iş güvenliği anlayışının tam olarak oturtulamadığı gözlenmiştir. Yapı ma-
kinaları ile ilgili kısımda ise durum daha da kötüdür. Her ne kadar şantiyeler içerisinde
yapı makinaları kaynaklı iş kazalarına rastlanmamış olsa da iş kazalarının da olmaması
anketlerin ne kadar samimiyetle cevaplandığı sorusunu doğurmaktadır. Buna rağmen iş

- 72 -
H. Altınöz, M. Uzun, Y.Bahadır, F. Sarmusak, Y. Karagöz

güvenliği konusunda alınan önlemlerin genelde kişi bazlı (işçilere gereken iş güvenliği
eğitiminin verilmesi, işçileri koruyucu araç ve gereçlerin işçilere dağıtılması gibi) olduğu
gözlenmiştir. Yani yapı makinaları kaynaklı oluşabilecek iş kazalarının doğuracağı so-
nuçlar tam olarak idrak edilemediğinden yapı makinaları kullanımı ile ilgili gerekli ön-
lemlerin alınmadığı görülmüştür.
Anket sonuçlarının yanında yapılan araştırmalar da Türkiye’deki üniversitelerin inşaat
mühendisliği eğitimi verilen bölümlerinin ders programları ve ders içeriklerinin yapı
makinaları konusunda yeterli olmadığını göstermiştir. Bunun yanında üniversitelerde
verilen lisans eğitiminde işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda da ciddi eksiklikler ol-
duğu saptanmıştır. Bu eğitimleri veren üniversite sayısı son derece az olmakla beraber,
verdikleri eğitimin ders içerikleri incelendiğinde de verilen eğitimin öğrencinin bu ko-
nularda yeterli bilgiye ulaşmasını sağlayacak seviyede olmadığı tespit edilmiştir.

Kaynaklar
Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.
http://www.isguv.com/Mevzuat/25426_2.htm. Erişim tarihi:17.04.2011
Gürcanlı E. G., Müngen U.veAkad M. (2006),“Construction Equipmentand Motor Vehicle-
RelatedInjuries on Construction Sites in Turkey”
HinzeJ. W. veTeizer J. (2011), “Visibility-relatedfatalitiesrelatedtoconstructionequip-
ment”, SafetyScience Magazine
Heavy Construction Equipment Safety. http://safety.lovetoknow.com/Heavy_Construc-
tion_Equipment_Safety. Erişim tarihi: 20.04.2011
İş sağlığı ve Güvenliği eğitimi. http://www.ohsas.gen.tr/is-sagligi-guvenligi-egitimi.asp.
Erişim tarihi:18.04.2011
Makina firmaları. http://www.makinafirmalari.com/is_makinalari_bakimi.asp. Erişim ta-
rihi: 21.04.2011
Özel Öğretim Kurumları.http://ookgm.meb.gov.tr/. Erişim tarihi: 22.04.2011
Yüksel, O. (2006), Yapı Makinaları Seçimi ve Verim Hesapları, Ege Üniversitesi Mühendis-
lik Fakültesi, İzmir, 60-61
4857 sayılı İş Kanunu. http://www.iskanunu.com/4857-sayili-is-kanunu/4857-sayili-is-
kanunu-turkce/4857-sayili-is-kanunu-maddeli-metin.html. Erişim tarihi:15.04.2011
OSHA,http://www.osha.gov/SLTC/etools/construction/electrical_incidents/cranes.
html#minimumclearances. Erişim tarihi:10.09.2011

- 73 -
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

Harita İş Kolunda İş Kazalarının Analizi ve


Değerlendirilmesi

M. Selim Çepni1, Burcu Aslan2, Müge Özgüven3

Özet
Ülkemizde yakın çalıştığı tüm sektörlerde olduğu gibi harita iş kolunda da çok sayıda iş
kazası meydana gelmesine karşın Harita Mühendisliği alanında iş kazaları ve iş güvenliği
üzerine yapılmış kapsamlı bir çalışma bulunmamaktadır. Araştırma eksikliğinin doğal bir
sonucu olarak bugüne değin gerçekleşen iş kazalarına ait istatistik bilgiler, kaza çeşitleri,
nedenleri ve risk düzeyleri hakkında çok az veri bulunmaktadır. Bu durum kazaların risk
analizinin yapılmasını engellemekte ve dolayısıyla alınması gereken tedbirleri de kısıtla-
maktadır. Sektörümüzdeki iş kazalarının analizini yapabilmek ve gerekli önlemleri alabil-
mek, iş güvenliği hakkında sektörel bilinç düzeyinin yükselmesine katkı vermek bu çalışma-
nın başlıca motivasyonlarıdır.
Anahtar Kelimeler: İşçi Sağlığı, İş Güvenliği, Harita Sektörü.

Giriş
Harita iş kolu çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren mühendis, tekniker/teknisyen ve to-
pograf olarak ta tanımlanabilecek işçilerden oluşan bir işgücünü tanımlamaktadır. Ha-
rita iş kolunu oluşturan işgücünün birincil çalışma alanı İnşaat sektörü olup, bunun dı-
şında Maden, Bilişim ve Sanayi sektörleri de istihdam alanları içersinde yer almaktadır.
Ülkemizde Harita Mühendisliği eğitimi 1952 yılında ilk mezunlarını vermiştir. Bugün
toplam mezun sayısı 13000 civarında olup, halen 11250 mühendis aktif olarak iş yaşa-
mının içerisindedir. 1990’lı yılların ortalarına kadar sadece 4 üniversitede verilen Harita
Mühendisliği eğitimi bugün 11 üniversitede sürdürülmekte olup sayı giderek artmakta-
dır. Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasına(HKMO) 2010 yılı içerisinde kayıt yaptıran
yeni üye sayısı 574 tür. Yeni açılan bölümler ve artan kontenjanlarla birlikte önümüzdeki
10-15 yıl içerisinde yaklaşık bir bu kadar daha mühendisin iş yaşamına katılacağı söy-
lenebilir.
HKMO ya kayıtlı mühendislerin 3450’si kamuda çalışmaktadır.3125 mühendis şirket/

1
Kocaeli Üniversitesi, Harita Mühendisliği Bölümü, Kocaeli. - mscepni@yahoo.com
2
Kocaeli Üniversitesi, Harita Mühendisliği Bölümü, Kocaeli. - burcuaslann@windowslive.com
3
Kocaeli Üniversitesi, Harita Mühendisliği Bölümü, Kocaeli. - mugeozguven@hotmail.com

- 75 -
Harita İş Kolunda İş Kazalarının Analizi ve Değerlendirilmesi

büro sahibi ya da teknik müdür iken toplam büro/şirket sayısı ise 2849 dur. Harita
Mühendisliği büro/şirketleri ve de diğer şirketlerde ücretli çalışan mühendis sayısı ise
2580’dir. Oda kayıtlarında çalıştığı sektör belli olmayan 2094 üyenin de büyük bir ço-
ğunlukla çeşitli sektörlerde ücretli olarak çalıştıkları düşünülmektedir.1
Tekniker ve teknisyenlerin sayısının ise 80000’lere ulaştığı tahmin edilmektedir. Şu an 25
teknik lise ve 40 meslek yüksekokulunda eğitim devam etmektedir.2,3 İş kolunda alaylı
ya da çekirdekten yetişme olarak adlandırılan ne kadar personel çalıştığına dair bir ra-
kam vermek mevcut koşullarda olanaklı değildir.
İş kolunun önemli bir bölümü Harita şirket/bürolarında müellif ya da ücretli olarak ça-
lışırken, bir diğer bölümü de inşaat, maden, gayrimenkul değerleme gibi alanlarda iş
görmektedir. İnşaat ve diğer sektörlerdeki firmalar satın almak istedikleri harita hizmet-
lerini ya bir harita bürosu/şirketi üzerinden yaptırmakta veya işin türüne göre kendi üc-
retli personelini istihdam etme yoluna gitmektedir.
Harita iş kolu yapısı ve faaliyet sürdürdüğü sektörler göz önüne alındığında, az sayıda
meslek adamının oluşturduğu çalışma gruplarından ve dağınık bir iş gücü örgütlenme-
sinden söz edilebilir. İş kolunun en önemli örgütlenmesi olan ve sadece mühendisleri
örgütleyen HKMO bir yana bırakılırsa, iş gücünün büyük bölümünün örgütsüz ve bağ-
laşıksız olarak faaliyet yürüttüğü rahatlıkla söylenebilir.
Harita iş kolunda ölçme ekipleri, iş yeri çalışan sayısının görece yüksek olduğu durum-
larda dahi, iki ya da üç kişiyle sınırlıdır. Şantiyede, kırsal alanda veya kent içerisinde çalı-
şan her bir ölçme ekibi çalışacağı alanda kendi başınadır. İş güvenliği ve iş kazaları adına
bu çalışma biçiminin yol açtığı iki önemli sonuçtan bir tanesi, iş kazalarının büyük ço-
ğunluğunun iş kolunun genelinin ve örgütlenmelerinin bilgisine ulaşmaması bir diğeri
ise iş güvenliği ile ilgili önlemlerin çalışanların kendileri tarafından alınma zorunluluğu-
nun ortaya çıkmasıdır.
4857 sayılı İş Kanunu iş güvenliğine ilişkin örgütlü kurumsal düzenlemeler için devamlı
olarak 50 ve daha fazla işçi çalıştıran iş yerlerini kapsama almaktadır. Harita Mühendislik
hizmetlerinde 50 personel sayısına ulaşan çok az sayıda iş yeri bulunmaktadır. Daha
büyük çaptaki inşaat ve maden şirketlerinde de devamlı 50 personel sayısını sağlayan
işyerlerinin toplam istihdama oranının oldukça düşük olduğu bilinmektedir. Dolayısıy-
la, iş güvenliği konusunda yasal düzenlemeler kapsamındaki sektör çalışanı sayısı yok
denecek kadar azdır.
Bununla birlikte SSK istatistikleri en fazla kazanın 1-3 işçi çalıştıran yerlerde olduğunu
göstermektedir.4
Tekrar vurgulamak gerekirse harita iş kolu; iş gücünün büyük bölümünün iş güvenliği
ile ilgili yasaların kapsamı dışında kalan, iş kazaları ve iş güvenliği ile ilgili hemen he-
men hiçbir çalışmanın yapılmadığı, kendi iş kazaları hakkında veriye sahip olmayan bir
iş kolu olarak algılanmalıdır.
İş güvenliği ve işçi sağlığı konusu Harita Mühendisleri için bugüne değin ciddi bir çalış-
manın konusu yapılmamıştır. Bir üniversitemizde ders programına iş güvenliği dersinin
önerilmiş olması dışında harita camiasının konuya dair ciddi yansıtımı da henüz yoktur.
İş kazaları konusunun bir nebze de olsa harita iş kolunun gündemine gelişi ise oldukça
dramatik bir kazadır. Daha önce HKMO da İstanbul Şube Müdürlüğü yapmış mühendis
Gülseren Yurttaş 2007 yılında İstanbul tüp geçişi şantiyesinde iş makinesinin düşürdü-
ğü devasa bir boru parçasının altında kalarak hayatını kaybetmiştir. Gülseren Yurttaş

- 76 -
M. Selim Çepni, Burcu Aslan, Müge Özgüven

adına hukuk mücadeleleri verilmiş ve anısı yaşatılmış olmakla birlikte ne o tarihten önce
ne de sonra meslektaşların maruz kaldığı iş kazalarına ilişkin bir araştırma yapılmamıştır.
Bu çalışma başlarken kişisel belleklerdeki kazaların derlenmesi ve vakaların mesleki
belleğe kazandırılması amaçlanmıştır. Makalenin yazarlarının pek çok arkadaşı da kaza-
larda yaşamını yitirmiş ya da kalıcı yaralanmalara maruz kalmıştır. Bu derleme ile bir an-
lamda bazılarının hiçbir zaman meslektaşlarınca bilinmeyecek isimlerinin hatırlanması
umulmaktadır. Bu yönüyle çalışmanın bilimsel ve toplumsal bir katkıyı amaçladığı kadar
lirik bir tabanı olduğu da gerçektir.

Araştırmanın Yöntemi
Çalışmanın ilk aşamasında iş kazalarına ait verilerin elde edilmesine dönük yöntem-
ler üzerine yoğunlaşılmıştır. Harita sektöründe iş kazalarına ait düzenlenmiş bir kayıt
sistemi yoktur. Sektörün dağınık çalışma biçimleri, ara eleman düzeyinde kayıt dışı
çalışmanın çok yoğun olması, sadece mühendis kazalarına ait az sayıda vakanın bildi-
rilmiş olması, sektörel bilinç ve belleğin yerleşmemiş olması gibi alt alta yazıldığında
sıfır düzeyinde veri anlamına gelen nedenler sonucu en önemli sorun kaza bilgilerine
erişim olarak tanımlanmıştır. Basın ve dokümantasyon taramaları, sosyal güvenlik ku-
rumlarından alınabilecek veriler, oda, sendika, dernek gibi meslek örgütlerinin kayıtları

Şekil 1 - Anket formu örneği

- 77 -
Harita İş Kolunda İş Kazalarının Analizi ve Değerlendirilmesi

birer kaynak olarak değerlendirilse de yukarıda sıralanan nedenlerle hiç birinin tatmin
edici bilgiler verme noktasında olmadıkları açıktır. Geriye kalan tek çözümün zor da olsa
sektör ile bire bir bilgi alış verişi olduğu kanısına varan çalışma ekibi Harita ve Kadastro
Mühendisleri Odası ile iş birliği yaparak tüm oda üyelerine anket formları ulaştırmıştır.
Anket temel olarak meslek insanlarının iş kazalarına, risk alanlarına ve kaza türlerine ba-
kışını algılamaya yöneliktir ve aynı zamanda bildikleri, tanık oldukları, ya da duydukları
kazaların bilgisini de derleme amacı taşımıştır. Anket hazırlanırken anketin gönderile-
ceği kitlenin ankete cevap verme konusunda isteksiz davranmasını doğuracak, sorumlu
veya eksiklik arama duygusu veren sorulardan kaçınılarak oldukça basit bir anket formu
hazırlanmıştır. Esasında formu bütünüyle anket olarak değerlendirmek doğru olmaya-
bilir. Katılımcılara tanık oldukları kazaların bilgisi de sorulmaktadır. Şekil 1’de örnek bir
anket formu görülmektedir.
Anket formlarının tasarımı, geri dönüşü yoğun olarak sağlamaya ve daha sonrası gele-
bilecek bir araştırma için ilk altlıkları oluşturmaya dönüktür. Anket formları HKMO da
elektronik postası kayıtlı mühendislere ulaştırılmıştır. Elektronik posta olarak katılım
sağlanan form sayısı ise 200 ün üzerindedir. Elektronik postalara cevap verme alışkan-
lıklarının düşük oluşu ve toplam üye sayısı dikkate alındığında ulaşılan sayı az değildir.
Ancak, bundan sonraki süreçte daha etkin temas yolları kullanılarak sayının çok daha
yukarılara çekilmesi hedeflenmektedir.

Bulgular
Anket sayıları çalışma süresince artmakla birlikte bu makaledeki istatistikleri sunmak
için 122 anket üzerinden değerlendirme yapılmıştır. Anket formunun ilk sorusu katılım-
cının ismi ve kurum bilgileridir. Ankete katılanların tamamına yakını harita mühendisle-
ridir ve büyük bölümü özel sektörde büro sahibi ya da çalışanıdır.
Anketteki ikinci soru çalışmayı yürüten ekibin kendi deneyimleri ile belirlediği risk fak-
törleri arasından en riskli görülen seçeneği belirlemektir. Belirlenen risk faktörleri dışın-
da öneri yapma seçeneği de sunulmuş ancak mevcut kategorilerinin tamamen dışında
sayılabilecek bir öneri gelmemiştir. Bu durum risk faktörlerinin doğru tespit edilmesi
olarak değerlendirilebilir.
Belirlenen risk seçenekleri birbirlerinden bağımsız değişkenler olarak kabul edilmiştir.
Kaza riski araştırması için belirlenmiş seçenekler arasında anlamlı bir ilgileşim yoktur.
Çalışma için tespit edilmiş 10 risk faktörü aşağıdaki gibidir.

Tablo 1 - İş kazası riski için belirlenen 10 seçenek

İş Kazası Risk Seçenekleri


Taşıt Çarpması Elektrik Çarpması
Ocak/Tünel Kazaları İş Makinesi Kazaları
Taş, kaya vb. Düşmesi Şantiye Kazaları
Düşme, Yuvarlanma, Kayma Kavga Arasında Kalma
Hayvan Saldırısı Kaybolma

- 78 -
M. Selim Çepni, Burcu Aslan, Müge Özgüven

Katılımcıların formları incelendiğinde, formların tümünde seçeneklerin 1 ile 10 arasın-


da sıralanmadığı, kimi formlarda 10 seçenekten daha az sayıda seçeneğin numaralan-
dırıldığı, kimi formlarda ise seçeneklerin bir ya da birkaçına (x) işareti konulduğu gö-
rülmüştür. (x) işareti konulmuş seçenek sayısının üçten az olduğu durumlarda, işaretli
seçeneklerin ilk üç seçenek arasında değerlendirildiği varsayılmıştır. Üçü geçen (x) işa-
retlemelerin olduğu formlar ise geçersiz sayılmıştır.
Anketi yorumlama yöntemi olarak daha güvenilir bir aralıkta kalabilmek amacıyla se-
çeneklerin ilk üç sırada işaretlenme sayıları değerlendirilmiştir. Aşağıdaki tabloda seçe-
neklerin ilk üç risk arasında işaretlenmesine ilişkin sayılar bulunmaktadır.

Tablo 2 - İlk Üç Risk Arasında İşaretlenme Sayıları

Risk Seçenekleri 1 2 3 ∑ %
Düşme, Yuvarlanma, Kayma 53 28 11 92 75
Taşıt çarpması 29 18 12 59 48
Hayvan Saldırısı 25 17 13 55 45
Şantiye Kazası 21 7 14 42 34
İş Makinesi Kazası 8 9 12 29 24
Taş, Kaya Düşmesi 3 9 13 25 20
Ocak, Tünel Kazası 9 4 5 18 15
Kavga Arasında Kalma 9 2 7 18 15
Elektrik Çarpması 10 1 5 16 13
Kaybolma 7 0 3 10 8

Tabloda numaralandırılmayarak yerine (x) işareti konulmuş seçenekler nedeniyle sütun


toplamları çelişkili görülmektedir. Üç ya da üçten az seçeneğe (x) koyulan formlarda bu
işaretlemelerin tümü 1’nolu tercih olarak değerlendirilmiştir. 1’nolu tercihin toplamının
katılımcı sayısını aşması bu nedenledir.
Yukarıdaki sonuçlara göre katılımcıların yüzde 75 i gibi çok yüksek bir bölümü düşme,
yuvarlanma, kayma gibi arazi koşullarından kaynaklanan kazaları ilk sıraya koymaktadır.
Taşıt çarpması ve hayvan saldırısı seçenekleri de katılımcıların yarıya yakınınca ilk üç risk
arasında değerlendirilmiştir.
Risk önceliklerinin belirlenmesinde, ilk üç içinde tercih edilme toplamı üzerinden de-
ğerlendirme yapılarak katılımcılara göre risk yüksekliği sıralamasının daha sağlıklı ol-
ması amaçlanmıştır. Bunun yanı sıra ilk üç seçeneğe ait sayılarda toplam sayı ile benzer
sıralamayı vermektedir. Birinci sırada tercih edilmelerde ilk dört risk, ikinci sırada tercih
edilmelerde ise ilk üç risk, üçünün toplamı ile aynı sıralamadadır.
Anket formunun üçüncü sorusunda, katılımcılardan başlarından geçen, tanık oldukları
ya da bildikleri iş kazalarının bilgisi istenmiştir.
Formlarda bilgisi verilen kaza sayısı 118’dir. Bilgisi verilen iş kazasının en eskisi 1980 en
yenisi 2011 yıllarına aittir. Bilgisine ulaşılan iş kazalarına ait bilgilerin özeti Tablo 3’de
görülmektedir.

- 79 -
Harita İş Kolunda İş Kazalarının Analizi ve Değerlendirilmesi

Tablo 3 - Derlenen Kaza Bilgileri

Kaza Sonucu
Kaza Türü Kaza Sayısı
Ölüm Ağır Yaralanma Yaralanma
Düşme, Kayma 32 3 4 25
Taşıt Kazası 26 7 3 16
İş Makinesi Kazası 18 6 2 10
Elektrik Çarpması 17 5 5 7
Kavga 7 - - 7
Ocak, Tünel Kazası 4 3 - 1
Şantiye Kazası 4 - 3 1
Hayvan Saldırısı 4 - - 4
Kaybolma 3 - - 3
Taş, Kaya Düşmesi 3 - - 3
∑ 118 24 17 77

Formlardan 118 kazaya ilişkin bilgiler derlenmiş, kaza türlerine göre gruplandırılmıştır.
Kaza bilgileri ile daha önce belirenmiş kaza türlerinin uyumlu oldukları gözlenmiştir.
Bazı kazaların birden fazla sınıfa dahil edilebileceği not düşülmelidir. Örneğin, şantiye
sahasında meydana gelen bir kazada çevre yolundan şantiye alanına giren bir aracın
çarptığı bir mühendis ve bir teknikere ait ağır yaralanma ve sakat kalma ile sonuçlanan
kaza şantiye kazaları içerisine dahil edilmiştir.
İş kazalarının toplam sayıları incelendiğinde en çok kazanın 32 ile düşme yuvarlanma,
kayma grubunda gerçekleştiği görülmektedir. Bu sonuç katılımcıların risk grubu olarak
aynı kaza türünü göstermesi ile de paraleldir. Katılımcıların %75 inin en riskli üç tür ara-
sında gördüğü düşme türündeki kazalar aynı zamanda gerçekleşme oranı açısından da
ilk sıradadır.
Aynı paralellik taşıt çarpmaları grubu içinde söz konusudur. Katılımcıların %48 inin ilk
üç risk arasında işaretlediği taşıt kazaları risk açısından ikinci sırada seçilmişken, ger-
çekleşme sayısı olarak ta 26 kaza ile yine ikinci sırada yer almıştır. Eklenmesi gereken
bir önemli nokta da iş sahasına gidiş/dönüşte veya iş için seyir halinde iken gerçekleşen
trafik kazalarının da taşıt kazaları içerisinde değerlendirildiğidir. Şekil 2.’de iş kazalarının
kaza türlerine göre yüzdelik dağılımı izlenmektedir.
İş kazalarının yol açtığı hasarın türü de kazaların değerlendirmesi için çok önemlidir.
Kaza sonucu oluşan klinik tablo ölüm, ağır yaralanma ve yaralanma şeklinde gruplandı-
rılmıştır. Ağır yaralanma tanımı sakat kalmadan, uzun süreli iş göremezlik haline kadar
olan vakalar için kullanılmıştır. Yaralanma ise görece daha hafif, ayakta atlatılan veya
kısa süreli iş kaybına neden olan kazaları içermektedir. Kuşkusuz bu iki grup arasında
kesin sınırlarla bir ayrım yapmak olanaklı değildir. Ancak, gerek anket katılımcılarının
kendi tanımları, gerekse çalışma ekibinin tercihleri doğrultusunda iki sınıfın ayrımı sağ-
lanmıştır.
İş kazalarının ölüm, sakat kalma ve diğer ağır yaralanmalara yol açması iş kazalarının
en dramatik durumunu oluşturmaktadır. İş kazaları ve riskler değerlendirilirken ölüm

- 80 -
M. Selim Çepni, Burcu Aslan, Müge Özgüven

Şekil 2 - Gerçekleşen kazaların türlerine göre yüzdelik dağılımlar

ve ağır yaralanmaların ayrı olarak değerlendirilmesi de önemli bir diğer başlıktır. Tablo
3’te ölüm ve ağır yaralanmalar göz önüne alındığında bazı risk gruplarındaki kazaların
sonuçları açısından daha ağır olduğu görülmektedir. Ölümlü kazaların en çok gerçek-
leştiği tür 7 ölüm vakası ile taşıt kazalarıdır. Onu, 6 ölüm ile iş makinesi kazaları, 5 ölüm
ile elektrik çarpmaları ve 3 er ölüm vakası ile düşme ve ocak-tünel kazaları izlemektedir.
Ölüm ve ağır yaralanma bildiriminin olduğu 41 kazanın türlerine göre yüzdelik dağılımı
Şekil 3’te izlenebilir.

Şekil 3 - Ölümlü ve ağır yaralanmalı kazaların yüzdelik dağılımları

- 81 -
Harita İş Kolunda İş Kazalarının Analizi ve Değerlendirilmesi

Şekil 3’te görülen sonuçlar arasında en dikkat çekici olanlarından biri de elektrik çarp-
malarındaki durumdur. Anket katılımcılarının %13 ü tarafından ilk üç risk arasında işa-
retlenen elektrik çarpmaları, 5 i ölüm 5 i ağır yaralanma olan vaka sayısı ile ölümcül
tehlikeli kazalar arasında ilk sırayı taşıt kazaları ile paylaşmaktadır. Bu durum elektrik
çarpması kazalarının sonuçları açısından ağır bedelleri doğuracak türde olduğunu da
bizlere hatırlatmaktadır. Elektrik çarpması kazalarının büyük bölümü, arazide açık du-
rumdaki havai hatlara ölçme aletleri ile temas sonucu gerçekleşmektedir.
Bir diğer inceleme de kaza geçiren personelin eğitim durumuna göre yapılabilir. Buna
göre 118 kazazededen 25 i mühendis, 45 i tekniker ya da teknisyen, 48 i ise işçidir. Kayıt
dışı çalışmaları dolaysıyla işçilerle ilgili bildirimlerin oransal olarak gerçek rakamlardan
daha az çıktığı düşünülmektedir.

Tablo 4 - Kazazedelerin Mesleki Formasyonları

Kaza Geçiren Personel Sayı


Mühendis 25
Tekniker/Teknisyen 45
Alet Operatörü/Şenör 48
∑ 118

Tartışma ve Sonuç
Yukarıdaki bölümde incelenen veriler, öncül çalışmaların olmadığı bir iş kolunda, tek bir
yöntemle veri eldesine dönük ve büyük bölümüne halen erişilmemiş olan bir veri havu-
zundan derlenmiştir. Bu yönüyle yeni başlamış ve mutlak olarak sürdürülmesi gereken
bir niteliğe sahiptir ve halen sürdürülmektedir. Ancak, toplanabilen verilerin de bir an-
lam taşıdığı ve önemli bulgulara erişime katkı sağlayabileceği görülmektedir. Erişilen
bulguların, bilimsel bir kuşku payı içerisinde olmakla birlikte, dikkate alınmaya değer
oldukları düşünülmektedir.
Mevut bulgular Harita iş kolunun şimdiye değin çalışma yapılmamış olmasının tersine
ciddi iş kazası risklerine açık olduğunu göstermektedir. Faaliyet gösterilen başta inşaat
olmak üzere maden, sanayi gibi sektörlerin tüm risk yüzdeleri bu iş kolunu da ilgilen-
dirmektedir.
İş kazalarının yüzde seksenlik bölümünün gerçekleştiği küçük ve orta ölçekli işletmeler-
de ağırlıkla çalışan harita emekçileri, iş güvenliği ve iş kazası risklerine dair yeterli bilgiye
ve donanıma kesinlikle sahip değildir. İş güvenliği tüzesine göre büyük ölçüde kurum-
sal örgütlü düzenlemeler dışında kalan harita iş kolunda iş güvenliğine dair önlemlerin
işverenler ve çalışanlarca alınması gerekmektedir. İşverenlerin de çoğunlukla aynı iş
kolu mensupları oldukları bilindiğine göre, iş kolunun iş güvenliği eğitimlerini hayata
geçirmesi gerekliliği yaşamsal öneme sahiptir. Bu konuda gerek mühendislik gerekse
ara eleman eğitimi sırasında iş güvenliği derslerinin zorunlu olarak ders programlarına
yerleştirilmesi, başta meslek odaları olmak üzere örgütlülüğü temsil eden organların
üyelerine düzenli hizmet içi eğitim desteği sağlamaları en akla uygun önermelerdir.

- 82 -
M. Selim Çepni, Burcu Aslan, Müge Özgüven

İş kazalarına ve olası risklere ait verilerin daha somut hale gelmesiyle, çalışmanın bir
başka amacı olan önlemler üzerinde odaklanılacaktır. İş donanımlarının uygun hale ge-
tirilmesi için öneriler ve risklerin azaltılması için tasarımlar planlanmaktadır.
Harita iş kolundaki iş kazalarının oldukça dramatik bir yönü de kaza sonrasında oluşan
hayat güçlükleridir. Özellikle işçiler düzeyinde yoğun bir güvencesiz kayıt dışı çalışma
söz konusudur. Mevsimlik işçiler hiçbir sosyal güvenceye sahip olmadan arazide çalış-
makta kaza sonucu bedeller ise can veya iş gücü kaybının daha ötesine geçmektedir
Çalışanların iş kazaları sonrası maruz kaldığı olumsuz tablo konusunda çokça bildirim
alınmıştır. Olgulara örnekler vermek ve kaza geçiren meslektaşlarımızı anmak için ger-
çek iki olay aşağıya taşınmıştır.
“2006 yılında birkaç aylık mevsimlik işçi 35 yaşındaki Turan İbiş miranın elektrik tellerine
teması sonucu geride üç çocuğunu bırakarak hayatını kaybetmiş, kaza sonrası ise geçim
zorluklarının acıyı arttırmasına tanık olunmuştur.
1999 yılında mühendis Mehmet Özgür ve tekniker Taylan Doğan’a şantiye sahası kenarında
ölçüm yaparken Bostancı sahil yolunda yoldan çıkan bir araç çarpmış, bir bacağını yitiren
Taylan Doğan sürekli iş gücü kaybına uğramıştır. Mehmet Özgür uzun süre komada kalmış,
sonrasında belleğini uzun süre kullanamamış, çalıştığı firma personeline yeniden iş vermeyi
reddetmiştir. Tekrar işe girmesi ise zorunlu koşullar altında 13 ay sonra olurken, sigorta mü-
hendisin gerçek rakamın yarısı gibi gösterilen ücreti üzerinden de yarısını, yani aldığı ücretin
¼ ünü 7 ay süreyle ödemiştir. İş kazası geçiren yeni evli genç mühendis ekonomik olarak da
en zor günlerini geçirmek zorunda kalmıştır.”
Bu çalışmada iş kolu düzeyinde iş kazalarını sınıflandırmak, istatistiklerini oluşturmak,
alınabilecek önlemlere dikkat çekmek ve bunlarında ötesinde iş güvenliği bilincini mes-
lek adamlarına taşımak amaçlanmıştır. Ancak, çalışmanın anlamlı bir başka amacının da
bellek oluşturmak, unutmamak ve unutturmamak olduğu belirtilmelidir. İş kazalarında
hayatını kaybeden ya da yaralanan çalışma arkadaşlarımızın bir nebze de olsa hatırlan-
ması ve hatırlatılmasını mesleki ve insani bir görev olarak algılamaktayız.

Kaynaklar
1. TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası 01.7.2011 itibari ile HKMOBİS Kayıtla-

2. Yüksek Öğretim Kurumu ÖSYM Sınav Kılavuzları
3. Milli Eğitim Bakanlığı, Mesleki Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü
4. SSK 2009 İstatistikleri

- 83 -
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinin İnşaat


Sektöründeki Yeri ve Önemi

A. Erkan Karaman1, Tülay Çivici2, Serdar Kale3

Özet
Son yıllarda uluslararası ve ulusal düzeyde alınan önlemlere rağmen, birçok çalışan iş yer-
lerinde çeşitli tehlikelere maruz kalmaktadır. İş güvenliği ve işçi sağlığı konusunda yapılan
birçok çalışmada ülkemizdeki iş kazalarının sayısının dünya ortalamasının çok üzerinde
olduğu vurgulanmaktadır. Bu çalışmada, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) verileri
kullanılarak Türkiye’de ve incelenen diğer ülkelerdeki iş kazalarına ilişkin bir karşılaştırma
sunulmuştur. Kaza sonucu oluşan can kaybı ve yaralanma vakaları araştırılmıştır. Türkiye’de
meydana gelen iş kazaları ve ortaya çıkardığı sonuçlar hakkında detaylı bilgiler verilmiştir.
Türkiye’de meydana gelen iş kazaların nedenleri araştırılmış, alınacak önlemler hakkında
bilgiler verilmiştir. Bu çalışma sonucunda, Türkiye’nin iş kazası can kaybı oranı, incelenen
diğer ülkelerden çok daha yüksek çıkmıştır.
Anahtar Kelimeler: İşçi Kazaları, İş Güvenliği, İş Güvenliği Önlemleri.

Giriş
Son yirmi yıldır özellikle yapım endüstrisinde karşılaşılan tehlikelerin sıklığına ve alınan
güvenlik önlemlerine artan bir ilgi görülmektedir (örn; Hinze 1991, 1992; Harper and
Koehn, 1998). Bu ilgi, iş sağlığı ve güvenliği eğitiminde bir artışa ve “İş Sağlığı ve Güven-
liği Yönetmeliği”nin uygulanmasında doğrudan bir etkiye sebep olmaktadır. Özellikle
“İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği”nde geçen birçok madde yapım sektörü ile oldukça
ilgili olması sebebi ile, yönetmeliğin yapım işlerinin gerçekleştirilmesi evresinde eksiksiz
uygulanması gerekmektedir.
Genellikle güvenlik talimatları küçük firmalarda, informal ve yazısız olarak uygulanmak-
tadır. Firma büyüklüğü arttıkça, güvenlik talimatları daha resmi, daha gelişmiş ve yazılı
olur (Hinze ve Harrison 1981, Hassanein ve Hana 2007). Bu türden kural, talimatların iş
yerlerinde eksiksiz uygulanması oluşabilecek kazara karşı alınabilecek en etkili yöntem-
dir.

1
Balıkesir Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Balıkesir. - ekaraman@balikesir.edu.tr
2
Balıkesir Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, Balıkesir. - tulay@balikesir.edu.tr
3
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Mimarlık Bölümü, İzmir. - serdarkale@iyte.edu.tr

- 85 -
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinin İnşaat Sektöründeki Yeri ve Önemi

İş kazalarının en çok gerçekleştiği sektörlerden biri de inşaat sektörüdür. Bu durum yal-


nızca gelişmekte olan ülkelerin değil, gelişmiş ülkelerin de bir sorunudur. Şantiye ortam-
ları iş kazaların meydana gelmesi için uygun ortamlardır. Bu kazaların önüne geçmek
yalnızca çalışanın emniyetli çalışması ve kendi kendini emniyete alması ile mümkün
olmamaktadır. Çalışanlar şantiyede diğer çalışanların yaptıkları işlerden de etkilenmek-
tedir. Oluşabilecek her türlü iş kazalarının önlenmesi için şantiyelerde bütün çalışanların
korunacağı planlı bir iş güvenliği çalışması uygulanmalıdır (Aslan 2008).
Bu çalışmada iş güvenliği kavramının inşaat sektöründeki önemi vurgulanmıştır. Hem
genel hem de inşaat sektörü kapsamında gerçekleşen iş kazaları istatistiksel olarak in-
celenmiştir. Meydana gelen kazaların sebepleri ve alınması gereken önlemler çalışma
kapsamında vurgulanmıştır.

Türkiye’de İş Sağlığı ve Güvenliği


Dünyada ve ülkemizde sanayileşme ve teknolojik gelişmelere paralel olarak, işyerlerin-
de çalışan kişilerin sağlığı ve güvenliği ile ilgili bir takım sorunlar ortaya çıkmıştır. Bu
durum iş verimini azalttığı ve işletmeyi tehlikeye soktuğu için işyerlerinde çalışma düze-
nini ve koşullarını kapsayan birtakım kurallar ve kanunlar yürürlüğe konmuştur. Ancak
bu düzenlemelerin zamanla yetersiz olduğu görülmüş, yapılan çalışmalar ve araştırma-
lar sonucunda “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği” kavramı doğmuş ve konuya bilimsel olarak
yaklaşılmaya başlanmıştır (Akyüz 1980)
İşçi sağlığı kavramı için Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ile Dünya Sağlık Örgütü (WHO)
1950 yılında karma bir komisyon kurarak, işçi sağlığının amaçlarını içine alan bir tanım
yapmışlardır. Bu tanım, ILO’ nun 112 sayılı tavsiye kararı ile üye ülkelere duyurulmuştur. “
işçi sağlığı şu amaçları kapsayan bir hizmet zinciridir: çalışanların sağlık kapasitelerini en
yüksek düzeye çıkarmak ve sürdürmek, çalışmanın olumsuz koşulları nedeni ile sağlığın
bozulmasını önlemek, her çalışanı fiziksel ve ruhsal yeteneklerine uygun işlerde çalıştır-
mak, yapılan iş ile işçi arasındaki uyum sağlayarak, asgari yorgunlukla optimal randıman
elde etmektir” (Dedeler, 2008).
Ülkemizde iş güvenliği ve işçi sağlığı ile ilgili olarak ilk yasal düzenleme 1930 yılında “
Umumi Hıfzısıhha Kanunu” dur. Bu kanun biçimsel bazı nedenlerle, Anayasa Mahkemesi
tarafından 12.05.1970 tarihli kararla tamamen iptal edilmiş, yerini 25.08.1971 tarihinde
çıkarılan 1475 sayılı İş Yasası’na bırakmıştır. 2003 yılında ise en son yürürlükte olan 1475
sayılı kanun yürürlükten kaldırılmış, 4857 sayılı Kanun yürürlüğe girmiştir (Gümüş 2005).
4857 sayılı İş Kanununa göre “bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi”,
işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara
işveren, işveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddî olan ve olmayan
unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir (İş Kanunu, 2003). Bu tanım-
lamalar kapsamında İşçi sağlığı ve iş güvenliği kavramı, işyerlerindeki çalışma koşulla-
rının sağlık ve güvenlik içinde olmasının temin edilmesi ve iş kazaları ile meslek has-
talıklarının azaltılmasının sağlanması olarak ifade edilebilmektedir. Diğer bir tanım ise:
“İşyerlerinde işin yürütülmesi sırasında, çeşitli nedenlerden kaynaklanan sağlığa zarar
verebilecek koşullardan korunmak amacıyla yapılan sistemli ve bilimsel çalışmalardır.”
( ÇSGB, 2003 )
İş güvenliği hukuki açıdan, “işin yapılması sırasında işçilerin karşılaştığı tehlikelerin orta-
dan kaldırılması veya azaltılması konusunda, esas olarak işverene, kamu hukuku teme-

- 86 -
A. Erkan Karaman, Tülay Çivici, Serdar Kale

linde getirilen yükümlere ilişkin hukuk kurallarının bütünüdür” şeklinde tanımlanmıştır


(Centel, 1992). İşçi sağlığı ise; çalışanın vücut, akıl ve ruh sağlığı olarak tanımlanmakta-
dır. Birçok uzmanlık alanından bilim insanlarının çalışmaları sonucunda günümüzde bir
bilim dalı haline gelen işçi sağlığı ve iş güvenliği, üretim sürecindeki ve toplum yaşa-
mındaki değişimlere bağlı olarak dinamik bir gelişim göstermiştir. Üretim araçlarında ve
yöntemlerindeki değişim sonucunda çalışanların sağlık ve güvenlik sorunları da çoğal-
mış ve giderek önem kazanmaya başlamıştır (Pulcu ve diğerleri, 2003).

İş Kazaları ve İnşaat Sektörü


Sözlük anlamıyla kaza; beklenilmeyen ve tahmin edilemeyen bir olaydır. Kişinin yaralan-
ması ve/veya teçhizata veya mala zarar gelmesiyle sonuçlanır. Kaza; ihmal, tedbirsizlik,
dikkatsizlik veya herhangi bir işte ehliyetsizlik sonucu, ani olarak ve istenmeden mey-
dana gelen, sonunda maddi ve manevi bir kayba veya üzüntüye neden olan bir olaydır
(Ofluoğlu, 1996). Bir olayın, iş kazası olarak kabul edilebilmesi için yukarıdaki tanıma şu
özelliklerin de eklenmesi gerekmektedir: (1) Olayın iş ile ilgili olması, (2) olayın iş yerinde
meydana gelmesi, (3) olayın işçiyi hemen ya da sonradan bedensel veya ruhsal bir arıza-
ya uğratması (Arık ve Akçın, 2002).
İş kazası kavramının ülkemizdeki hukuki yapısının değerlendirilmesinde 5510 sayılı Sos-
yal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu esas alınmıştır. Bu yasanın iş kazasını ta-
rif eden 13. Maddesi şöyledir: “İş kazası, aşağıdaki hal ve durumlardan birinde meydana
gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen arızaya uğratan olaydır.
• Sigortalının iş yerinde bulunduğu sırada,
• İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabı-
na bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
• Emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan
zamanlarda,
• Sigortalının işveren tarafından görev ile bir başka yere gönderilmesi yüzünden asıl
İşini yapmaksızın geçen zamanlarda,
• Emzikli kadın sigortalının, çocuğuna süt vermek için ayrıldığı zamanlarda,
• İşçinin işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere götürülüp, getirilmeleri sı-
rasında,”
Çalışma hayatı; çalışanın bedensel, ruhsal ve sosyal iyilik düzeyini belirleyen en önemli
etkendir. İş sağlığı ve güvenliği sürekli gelişen ve değişen dinamik yapısı ile gelişmekte
olan ülkelerde olduğu kadar gelişmiş sanayi ülkelerinde de toplumun gündemindedir.
Her yıl azımsanmayacak sayıda insan çok rahatlıkla engellenebilecek ve hukuken de
engellenmesi zorunlu olan iş kazaları ve meslek hastalıklarından yaşamını yitirmekte
veya engelli hale gelmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (ILO) verilerine göre; her gün yak-
laşık 6.000 kişi iş kazası veya meslek hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirmektedir. Yıllık
toplamda 350.000 kişi iş kazası, 1.700.000 kişi ise meslek hastalıklarından yaşamını yi-
tirmektedir. Her yıl 270 milyon iş kazası meydana gelmekte ve 160 milyon kişi meslek
hastalıklarına yakalanmaktadır (Yardım ve diğerleri 2007).
Bu çalışmada kullanılan veriler Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Sosyal Güvenlik
Kurumunun veri tabanlarından elde edilmiştir. Uluslararası Çalışma Örgütünün verita-
banında yaklaşık 230 ülkedeki insanların çalışma ve sosyal durumlarını ortaya koyan

- 87 -
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinin İnşaat Sektöründeki Yeri ve Önemi

veriler bulunmaktadır. Bu çalışmada, Türkiye’nin de içinde bulunduğu 10 ülkeye ilişkin


iş kazaları verileri incelenmiştir (Tablo 1).

Tablo 1 - 2004-2008 yılları arasında meydana gelen iş kazaları sonucu oluşan can kaybı

Can Kaybı Sayısı 2004 2005 2006 2007 2008


Türkiye 843 1096 1601 1043 865
Bulgaristan 130 130 169 179 180
Kanada 458 491 442 392 465
Macaristan 160 125 123 118 116
İtalya 930 918 987 847 780
Norveç 38 48 31 38 51
Romanya 432 531 423 485 994
İspanya 695 662 682 572 530
Amerika 5764 5734 5840 5657 5214
Avusturya 132 124 107 108 115

Tablo 1 de verilen yıllık can kayıpları sayıları tüm sektörleri kapsamaktadır. Ülke genelin-
deki can kayıpları incelendiğinde, can kaybının en çok yaşandığı ülke Amerika’dır. Türki-
ye’ ise yıllara göre ya ikinci sırada ya da üçüncü sırada yer almaktadır. En az can kaybı ise
Norveç’te yaşanmıştır. Tablo 1’de ülkelerdeki çalışan sayıları dikkate alınmadan sadece
yaşanan can kaydı değerleri verilmiştir. Ülkelerdeki çalışan sayıları dikkate alındığında,
her 100.000 çalışan için bir oranlama yapıldığında meydana gelen can kaybı değerleri
Tablo 2’de, grafik olarak Şekil 1’de gösterilmiştir.

Tablo 2 - 2004-2008 yılları arasında meydana gelen iş kazaları sonucu


oluşan can kaybı oranı

Can Kaybı Oranı* 2004 2005 2006 2007 2008


Türkiye 13,6 15,8 20,5 12,3 10
Bulgaristan 6 5,8 7,2 7,1 6
Kanada 2,9 3 2,7 2,3 2,7
Macaristan 4,1 3,2 3,13 3,01 2,99
İtalya 5 5 5 4 4
Norveç 1,7 2,1 1,3 1,6 2
Romanya 7 9 7 8 9
İspanya 4,9 4,5 4,4 3,6 3,3
Amerika 4 4 4 4 4
Avusturya 5 4,6 3,9 3,9 3,8
* Her 100000 çalışanda meydana gelen can kaybı oranı

- 88 -
A. Erkan Karaman, Tülay Çivici, Serdar Kale

Şekil 1 - 2004-2008 Yılları Arası İş Kazası Can Kaybı Oranı

Tablo 2 ve Şekil 1 incelendiğinde, yıllar ölçeğinde can kaybı oranının en çok olduğu ülke
Türkiye olarak dikkat çekmektedir. Türkiye’yi Romanya ve Bulgaristan takip etmekte, en
az can kaybı oranı ise Norveç’te bulunmaktadır. Araştırmanın bu aşamasında ülkelerde
iş kazası sonucu meydana gelen can kayıpları ile birlikte yaralanma vakaları da incelen-
miştir. Yaralanma oranı, daha önce yapıldığı gibi her 100.000 çalışan göz önüne alınarak
hesaplanmıştır. Yaralanma vakalarına ilişkin elde edilen değerler sonucu çizilen grafik
Şekil 2’de gösterilmiştir.
Şekil 2 incelendiğinde, yıllar ölçeğinde en çok yaralanmanın yaşandığı ülke İspanya ola-
rak dikkat çekmektedir. İspanya’yı Avusturya ve İtalya takip etmekte, en az yaralanma
oranının olduğu ülkeler ise Amerika ve Türkiye’dir. Can kaybı ile sonuçlanan vakalarda
Türkiye en üst sırada bulunmasına rağmen, yaralanma vakalarında son sıralarda yer al-
ması oldukça şaşırtıcı bir sonuç olarak dikkat çekmektedir. Bu durum: (1) belki de ya-

Şekil 2 - 2004-2008 Yılları Arası İş Kazası Yaralanma Oranı

- 89 -
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinin İnşaat Sektöründeki Yeri ve Önemi

ralanma ile atlatılabilecek kazaların, güvenlik tedbirlerinin alınmamasından ötürü can


kaybı ile sonuçlanmasından dolayı oluştuğu, (2) iş kazalarında meydana gelen yaralan-
ma vakalarının SGK’ya bildirilmemesinden dolayı oluştuğu ifadeleri ile açıklanabilir.
Ülke geneli için sunulan değerler, yaralanma ve can kabının en çok yaşandığı dört sek-
tör için de ayrıca elde edilmiştir. Bu sektörler: (1) inşaat, (2) maden ve taş ocağı, (3) ima-
lat, (4) lojistik ve haberleşme. Bu sektörlere ilişkin iş kazaları verileri Tablo 3’te sunulmuş,
Şekil 3 ve 4’te grafik olarak gösterilmiştir.
Tablo 3 de sunulan dört sektöre ilişkin yıllık can kayıpları sayıları incelendiğinde, can
kaybı en çok inşaat sektöründe yaşanmaktadır. Can kaybının en çok olduğu diğer sek-
törler sırayla imalat, lojistik ve haberleşme, maden ve taş ocağıdır. Tablo 3’te sektördeki
çalışan sayıları dikkate alınmadan sadece yaşanan can kaydı değerleri verilmiştir. Sek-
tördeki çalışan sayıları dikkate alındığında, her 100.000 çalışan için bir oranlama yapıl-
dığında meydana gelen can kaybı değerleri Tablo 4’de, grafik olarak Şekil 3’de gösteril-
miştir.

Şekil 3 - 2006-2008 Yılları Arası Sektörlerde Meydana Gelen İş Kazası Can Kaybı Oranı

Şekil 4 - 2006-2008 Yılları Arası Sektörlerde Meydana Gelen İş Kazası Yaralanma Oranı

- 90 -
Tablo 3 - 2004-2008 yılları arasında sektörlerde meydana gelen iş kazaları sonucu oluşan can kaybı
2004 2005 2006 2007 2008
İş Kazası
Ölüm Sayısı

İnşaat
Maden
İmalat
Loj. ve
Hab.
İnşaat
Maden
İmalat
Loj. ve
Hab.
İnşaat
Maden
İmalat
Loj. ve
Hab.
İnşaat
Maden
İmalat
Loj. ve
Hab.
İnşaat
Maden
İmalat
Loj. ve
Hab.

Türkiye 263 68 201 112 290 121 241 169 397 80 251 168 359 77 246 149 297 66 178 137
Bulgaristan 27 7 35 14 29 8 36 16 32 7 34 20 37 12 31 22 53 7 41 31
Kanada 95 31 70 107 110 23 80 98 101 36 48 98 92 20 63 79 106 38 47 96
Macaristan 55 0 38 18 39 1 24 14 35 0 17 14 45 0 18 18 41 0 18 15
İtalya 243 11 204 130 239 6 185 137 274 13 203 128 219 7 204 116 189 6 167 119
Norveç 2 3 2 9 11 2 5 7 8 0 5 3 5 2 8 9 6 3 10 8
A. Erkan Karaman, Tülay Çivici, Serdar Kale

Romanya 89 31 134 48 125 26 159 76 93 28 121 52 130 11 116 60 136 25 90 56


İspanya 217 18 121 156 248 14 112 127 235 17 122 123 219 12 84 103 183 13 84 89
Amerika 1234 152 463 895 1192 159 393 950 1239 192 456 926 1204 183 400 969 975 176 411 843
Avusturya 31 0 3 2 39 0 2 1 41 0 1 0 31 0 0 0 29 0 19 18

Tablo 4 - 2004-2008 yılları arasında sektörlerde meydana gelen iş kazaları sonucu oluşan can kaybı oranı
Türkiye 35 78,7 8,3 26 31 124,5 9,5 34 33,5 74,2 9,2 29,9 28,8 70,6 8,5 24,2 24 57 7 24
Bulgaristan 22,4 23,9 6,7 8,4 20,3 30 6,8 9,6 19,1 25,8 6,1 13 18,4 40,4 5,3 13,3 20 18 6 18
Kanada 10,1 16,5 3,1 9,3 10,9 10,9 3,6 8,5 9,5 15 2,3 8,4 8,2 7,9 3,1 6,6 8,7 14,4 2,4 7,9
Macaristan 17,82 0 4,25 6,08 12,38 6,71 2,76 4,91 10,88 0 1,96 4,65 13,62 0 2,06 5,97 13,14 0 2,11 5,81
İtalya 14 19 4 9 14 10 4 10 15 22 4 9 11 11 4 8 10 10 3 9
Norveç 1,3 9,1 0,8 6 7 3 2 4 5 0 2 2 2,8 5,1 2,9 5,7 3,3 7,1 3,5 5,1
Romanya 24 18 6 11 34 16 7 17 26 19 6 12 35 8 5 13 32 21 4 16
İspanya 13,5 40,2 5,3 21,4 14 32 5 16,6 12,1 38,4 5,4 15,2 11 29,4 3,6 12 10,6 33,9 3,7 10,3
Amerika 12 28 3 - 11 26 2 - 11 28 3 - 11 25 3 - 10 18 3 -

- 91 -
Avusturya 13,2 23 3,8 18,8 16,6 15,4 3,7 12,7 17,1 7,9 2,8 11,8 12,5 0 3,2 12,4 12 3 4 14
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinin İnşaat Sektöründeki Yeri ve Önemi

Tablo 4 ve Şekil 3 incelendiğinde, yıllar ölçeğinde can kaybı oranının en çok olduğu
sektör Maden olarak dikkat çekmektedir. Maden sektörünü, İnşaat ve Loj. Ve Hab. ta-
kip etmekte, en az can kaybı oranı ise İmalat sektöründe bulunmaktadır. Sektörler ile
birlikte ülkeler incelendiğinde, Türkiye incelenen dört sektörün tamamında can kaybı
oranı bakımından maalesef en üst seviyededir. Araştırmanın bu aşamasında sektörlerde
iş kazası sonucu meydana gelen can kayıpları ile birlikte yaralanma vakaları da incelen-
miştir. Yaralanma vakalarına ilişkin elde edilen değerler sonucu çizilen grafik Şekil 4’de
gösterilmiştir.
Şekil 4 incelendiğinde, yıllar ölçeğinde en çok yaralanmanın yaşandığı sektör Maden
olarak dikkat çekmektedir. Maden sektörünü, İnşaat, İmalat, Loj. ve Hab. takip etmek-
tedir. Sektörler arasında can kaybı ile sonuçlanan vakalarda Türkiye en üst sırada bu-
lunmasına rağmen, yaralanma vakalarında yine son sıralarda yer almaktadır. Bu durum
oluşmasında daha önceden de vurgulandığı gibi, yaralanma ile atlatılabilecek kazaların,
güvenlik tedbirlerinin alınmamasından ötürü can kaybı ile sonuçlanmasının etkili oldu-
ğu düşünülmektedir.
Türkiye’de 2007 – 2009 yılları arasında meydana gelen iş kazaları incelendiğinde, inşaat
sektöründeki iş kazalarının tüm kazalara oranının yaklaşık %9-11 arasında değiştiği gö-
rülmektedir (Tablo 5). Diğer bir ifade ile ülkemizde meydana gelen her 10 iş kazasından
biri inşaat sektöründe gerçekleşmektedir.

Tablo 5 - 2008-2009 yılları arasında Türkiye’de meydana gelen iş kazaları

2008 2009
İş Kazası Sayısı 72963 64316
İş Kazası Ölüm Sayısı 865 1171
İş Kazası Sürekli İş Göremezlik 1452 1668
Ölümcül Olmayan Yaralanmalar 1694 1885
İnşaat Sektörü İs Kazası Sayısı Toplamı 6664 6982
İnşaat Sektörü Ölüm Sayısı Toplamı 303 157
İnşaat Sektörü İş Kazası Sürekli İş
377 290
Göremezlik Toplamı

Tablo 5 incelendiğinde Türkiye’de 2009 yılında meydana gelen iş kazası sayısı 64316,
iş kazasına bağlı ölüm sayısı 1171, sürekli iş göremezlik sayısı 1668, ölümcül olmayan
yaralanmalar sayısı 1885 olduğu görülmektedir. İş kazaları inşaat sektörü için değerlen-
dirildiğinde sektördeki iş kazaları sayısı 6982, can kaybı sayısı 157, sürekli iş göremez
sayısı 290 olarak tespit edilmiştir.
2007 yılında yayımlanan bir araştırmada farklı inşaat şantiyelerine göre kaza tiplerinin
dağılımı incelenmiştir (Gürcanlı, Müngen 2007). Araştırmada 5239 olaya ilişkin veriler
incelenerek kaza tiplerine ilişkin bir tablo hazırlanmıştır (Tablo 6). Tablo 6’da inşaat sek-
törünün önemli sayılan beş alanına ilişkin 10 iş kazası türünü kapsayan kaza dağılımları
verilmiştir.

- 92 -
A. Erkan Karaman, Tülay Çivici, Serdar Kale

Tablo 6 - Kaza Tipleri

İnşaat Türü
Kaza Tipleri Bina Yol Köprü Baraj Tünel
İnşaatı İnşaatı İnşaatı İnşaatı İnşaatı
Yüksekten düşme 49,23 5,76 15,71 11,32 9,62
Elektrik çarpması 9,08 0,82 0,71 3,61 0,00
Malzeme düşmesi 9,23 6,79 9,29 21,6 42,31
Yapı makineleri kazası 1,65 25,31 8,57 16,2 7,69
Trafik kazaları 0,87 18,31 3,57 9,04 5,77
Yapı Kısmının çökmesi 4,57 0,41 3,57 0,6 0,00
Kazı kenarının çökmesi 2,34 1,85 6,43 0,00 1,92
Malzeme sıçraması 3,79 6,17 5,71 4,22 0,00
Patlayıcı madde kazası 0,67 10,49 5,00 4,82 15,38
Diğer tip kazalar 18,57 24,07 41,43 26,5 17,31
Toplam 100 100 100 100 100

Tablo 6 incelendiğinde bina inşaatlarında en çok meydana gelen kaza tipinin %49,23 ile
“yüksekten düşme” olduğu görülmektedir. Yol inşaatlarında %25,31 ile “yapı makineleri
kazası”, köprü inşaatlarında %15,71 ile “yüksekten düşme”, baraj ve tünel inşaatında ise
en çok “malzeme düşmesi” kazası görülmektir. Bina inşaatlarındaki kaza tipleri incelen-
diğinde ikinci sırayı “malzeme düşmesi”, üçüncü sırayı “elektrik çarpması” almaktadır.
Tablo 6’da verilen kaza tiplerini meydana getiren nedenleri üç başlık altında inceleyebi-
liriz: (1) doğrudan nedenler, (2) dolaylı nedenler, (3) ana nedenler (Yaşar 2010).
Doğrudan nedenler; zehirleyici, patlayıcı gaz, toz v.b. tehlikeli maddeler ile mekaniksel,
elektriksel, kimyasal gibi yüksek enerji kaynaklarının ve radyasyonun yol açtığı neden-
lerdir. Dolaylı nedenler; güvenliksiz çalışma ve güvenliksiz çalışma koşullarıdır. Gerekli
emniyet önlemleri alınmaksızın yapılan çalışma koşulları anlamında kullanılan güvenlik-
siz çalışmaya; ekipmanın hatalı ya da uygunsuz kullanımı, ekipmanın bakım ve onarımı-
nın zamanında yapılmaması, alet ve makinelerin zamanında kullanılmaması, koruyucu
malzemelerin kullanılmaması gibi nedenlerin yol açtığı durumlardır. Ana nedenler ise
üç başlık altında sınıflandırabiliriz: (1) yönetimin iş güvenliği politikası ve uygulamaları
(iş güvenliğine verdiği önem, üretim-iş güvenliği hedefi, sorumluluk ve yetkinin dağıtıl-
ması, eğitim, uygun-yeterli kontrol v.b.), (2) personele ilişkin faktörler (yetenek, eğitim,
motivasyon, fiziksel ve zihinsel yeterlilik, bireysel dikkatlilik ve performans), (3) çevre
faktörleri (sıcaklık, nem, basınç, toz, gaz, buhar, gürültü, aydınlatma v.b.) (Yaşar 2010).
İnşaat sektöründeki iş kazalarının önlenmesi, can kaybı ve yaralanma sayılarının azaltıl-
ması için öncelikle İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğinin (2003) 6. maddesinde tanımlı
“işveren aşağıda belirtilen sağlık ve güvenlikle ilgili hususları yerine getirmekle yüküm-
lüdür” ifadesinin altında yazılı yükümlülüklerin eksiksiz yerine getirilmesi gerekmekte-
dir. Bu yükümlülükler üç ana başlık altında toplanmıştır:
(1) İşveren, işçilerin sağlığını ve güvenliğini korumak için mesleki risklerin önlenmesi,

- 93 -
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinin İnşaat Sektöründeki Yeri ve Önemi

eğitim ve bilgi verilmesi dahil gerekli her türlü önlemi almak, organizasyonu yapmak,
araç ve gereçleri sağlamak zorundadır.
(2) İşveren, sağlık ve güvenliğin korunması ile ilgili önlemlerin alınmasında risklerin ön-
lenmesi, önlenmesi mümkün olmayan risklerin değerlendirilmesi, risklerle kaynağında
mücadele edilmesi vb. gibi (yönetmelikte kapsamlı verilmiş) prensipleri izleyecektir.
(3) İşveren, işyerinde yapılan işlerin özelliklerini dikkate alarak; kullanılacak iş ekipma-
nının, kimyasal madde ve preparatların seçimi, işyerindeki çalışma düzeni gibi konular
da dahil işçilerin sağlık ve güvenliği yönünden tüm riskleri değerlendirir. Bir işçiye her-
hangi bir görev verirken, işçinin sağlık ve güvenlik yönünden uygunluğunu göz önüne
alır. Yeni teknolojinin planlanması ve uygulanmasının, işçilerin sağlığı ve güvenliğine
etkisi konusunda işçiler veya temsilcileri ile istişarede bulunur. Ciddi tehlike bulunduğu
bilinen özel yerlere sadece yeterli bilgi ve talimat verilen işçilerin girebilmesi için uygun
önlemleri alır.

Sonuçlar
Bu çalışmada ilk olarak iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili bilgiler verilmiş, Türkiye’nin de için-
de bulunduğu 10 ülkeye ilişkin iş kazaları verileri incelenmiştir. Türkiye’de meydana ge-
len iş kazası türleri incelenmiş, alınması gereken temel önlemler üzerinde durulmuştur.
Ülkeler arasında yapılan araştırmada Türkiye, can kaybı sayısı bakımından Amerika’dan
sonra yer almasına rağmen, çalışan sigortalı nüfus dikkate alındığında, can kaybı oranı
bakımından 2004-2008 yılları arasında Türkiye on ülke içinde en üst sıradadır.
Değerlendirmede kullanılan ülkelerin verileri yaralanma vakaları için incelendiğinde
Türkiye’deki yaralanma oranının incelenen ülkeler arasında son sıralarda yer aldığı gö-
rülmektedir. Ölüm oranları bakımından en üst sırada yer alırken yaralanma oranında
son sıralarda bulunması dikkat çekici bir sonuçtur.
İnşaat sektöründe meydana gelen kazalarda beş farklı unsurun daha ön planda olduğu
görülmüştür: (1) Yüksekten düşme, (2) malzeme düşmesi, (3) elektrik çarpması, (4) yapı
makineleri kazası, (5) patlayıcı madde kazası. Kazaları oluşturan başlıca nedenlerin orta-
dan kaldırılması için İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği ile birlikte yürürlükte olan konu
ile ilişkili kanun ve tüzük ve yönetmelikler (5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanunu, 4857 Sayılı İş Kanunu vb.) eksiksiz uygulanmalıdır.

Kaynaklar
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (Tarih: 16/6/2006 Sayı :
26200)
4857 Sayılı İş Kanunu, (R.G.T. 10/06/2003 – R.G.No.25134)
Akyüz N., 1980, İş Güvenliği, İstanbul.
Arık B ve Akçın N.A., 2002 İş Kazalarının Önlenmesi ve İş Güvenliği Analiz Tekniğinin
Uygulanması, Türkiye 13 Komur Kongresi Bildiriler Kitabı, 29-31 Mayıs 2002
Aslan A., 2008, Bir İnşaat Şirketinde Meydana Gelen İş Kazalarının Değerlendirilmesi,
Gazi Üniv. Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara.

- 94 -
A. Erkan Karaman, Tülay Çivici, Serdar Kale

Centel T., 1992, Çocuklar İle Gençlerin İş Güvenliği, İstanbul: İ.Ü. Yayınları No: 3041.
ÇSCB - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (2003), “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile İlgili
Genel Bilgiler”
Dedeler H., 2008 “Bir İşletmede İşyeri Fiziksel Risk Etmenlerinin Çalışanların Sağlığına
Olan Etkisinin Saptanması Ve Değerlendirilmesi” Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri
Enstitüsü, Yük.Lis. Tezi, Edirne
Gümüş, A., 2005. “Diyarbakır Bölgesinde Mermer Ocağı İşletmeciliğinde İş Güvenliği ve
İş Kazalarının Doğurduğu Sonuçlar” Diyarbakır.
Gürcanli G. E., Müngen U., 2007 “İnşaat Şantiyelerine Özgü Bir İş Güvenliği Risk Analizi
Yöntemi 4. İnşaat Yönetimi Kongresi, Istanbul, Turkey
Harper, R. ve Koehn, E., 1998. Managing industrial construction safety in Southeast Te-
xas. Journal of Construction Engineering and Management, ASCE, 124(6), pp. 452-
457.
Hassanein A.G. 1 ve Hanna R.S., 2007. Safety Programs in Large-Size Construction Firms
Operating in Egypt, Journal of SH&E Research Vol. 4, 1-33.
Hinze, J. ve Harrison, C., 1981. Safety programs in large construction firms. Journal of
the Construction Division. 107(CO3), 455-467.
Hinze, 1., ve Applegate, L. L. (1991). “Cos t of construction injuries.” J. Constr. Engrg. and
Mgmt., ASCE, 117(3) ,537-550.
Hinze, 1., ve Wiegand, F. (1992). “Rol e of designers in construction worker safety.” J.
Constr. Engrg. and Mgmt., ASCE, 118(4) ,677-684.
İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği, (R.G.T. 09.12.2003 – R.G.No.25311)
Ofluoğlu, G. (1996) İş Kazalarının Ekonomik Boyutları “Özellikle Taşkömürü Madenciliği
ve TTK Açısından, Doktora Tezi, Gazı U. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 241 s
Pulcu M., Çavuş E., Zeren Y., 2003, Mersin İli Makina İmalat ve Montaj Sanayiinde İş Sağ-
lığı ve İş Güvenliği, Iı. İş Sağlığı Ve Güvenliği Kongresi Bildirileri
Yardım N., Çipil Z., Vardar C., Mollahaliloğlu S., Türkiye İş Kazaları Ve Meslek Hastalıkları:
2000-2005 Yılları Ölüm Hızları, Dicle Tıp Dergisi, 2007 Cilt: 34, Sayı:4, (264-271)
Yaşar A, 2010, Sakarya’da Bir İnşaat Sahasında Çalışan İşçilerin Çalışma Koşulları İle İş
Kazası Geçirme Durumları ve İlişkili Etmenler, Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Ensti-
tüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara.

- 95 -
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

Yapı İş Kolunda Devletin İş Sağlığı ve Güvenliği


Denetimi ve “İnşaatlarda Yüksekten Düşmelerin
Önlenmesi Projesinin” Değerlendirilmesi

Mehmet Nuri Görücü1, Uğur Müngen2

Özet
Dünyada her altı iş kazasından biri inşaat sektöründe olmaktadır. Her yıl dünyada en az
60.000 ölümlü iş kazası inşaat alanlarında meydana gelmektedir. SGK istatistiklerine göre
yapı iş kolunda 2009 yılı içinde meydana gelen 6829 iş kazasında 156 kişi hayatını kaybet-
miştir. Sektörün toplam ölümlü kazalar içindeki oranı % 13,3 seviyesindedir.
Türkiye Cumhuriyeti anayasamızın ikinci maddesinde belirtildiği üzere sosyal bir hukuk
devletidir. Sosyal bir hukuk devleti olmanın şartlarından biri de devletin çalışan vatandaş-
ların can güvenliğini sağlamasıdır. İşyerlerindeki iş sağlığı ve güvenliğinin gözetilmesi ve
denetimi görevi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na (ÇSGB) bağlı olan İş Teftiş Kurulu
Başkanlığı (İTKB) tarafından yürütülmektedir. İTKB, yapı sektöründeki iş sağlığı ve güvenliği
durumunu mercek altına almış ve yapı sektöründeki iş kazalarının azaltılması için “İnşaat-
larda Yüksekten Düşmelerin Önlenmesi Projesini” 2 yıl önce hayata geçirmiştir. Hâlihazırda
devam eden projede amaçlanan hedef yapı iş kolundaki yüksekten düşme kaynaklı risklerin
ortadan kaldırılmasının sağlanmasıdır.
Bu çalışmada yürütülen proje kapsamında 2010 yılı içerisinde İstanbul ve Bursa illerinde
gerçekleştirilen 108 adet teftiş raporu incelenmiş ve projenin durumu ve mevcut başarısı
hakkında tüm tarafların bilgilendirilmesi hedeflenmiştir.
Anahtar Kelimeler: İş sağlığı ve güvenliği, Yapı iş kolunda devlet denetimi, Yüksekten düş-
melerin önlenmesi, İş Teftiş Kurulu, İnşaat Sektörü.

Giriş
ÇSGB’nin 2009 verilerine göre, ülkemizde bir yılda gerçekleşen tüm iş kazalarının %10’u,
sürekli iş göremezliklerin % 23,9’u ve ölümlü iş kazalarının % 13,3’ü inşaat işlerinde ger-
çekleşmektedir. (SGK, 2009). Bu rakamlar bir önceki yıla kıyaslandığından önemli dere-

1
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İş Teftiş Kurulu, İstanbul Grup Başkanlığı, İstanbul -
mgorucu@csgb.gov.tr
2
İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul. - mungen@itu.edu.tr

- 97 -
Yapı İş Kolunda Devletin İş Sağlığı ve Güvenliği Denetimi ve “İnşaatlarda Yüksekten Düşmelerin ...

cede düşüş göstermiş olsa da gelişmiş ülke ortalamalarıyla kıyaslandığında kabul edile-
bilir bir seviyede değildir.
Devletin öncelikli görevlerinden birisi de çalışma barışını sağlamak, çalışma hayatını iz-
lemek, denetlemek ve çalışanlar için sağlıklı ve güvenlikli bir çalışma ortamının işveren-
lerce yerine getirilmesini sağlamaktır. Devlet bu denetim ve yaptırım işlevini ÇSGB’ye
bağlı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı (İTKB) vasıtasıyla yerine getirmektedir. Yapı iş kolunda
denetimler, işverenleri uyarmaktan başlayan ve işyerinin kapatılmasına kadar gidebilen
bir silsilede yürütülmektedir.
İTKB yeni denetim felsefesi olan proaktif yaklaşım gereğince 2009 yılında başlayan ve 5
yıl sürmesi planlanan “Yapı İşlerinde Yüksekten Düşmelerin Önlenmesi Projesini” hayata
geçirmiştir. Bu proje kapsamında 2009 yılında adet yapı işyeri, 2010 yılında 267 adet
yapı işyeri teftiş edilmiştir. 2011 yılı itibariyle de proje sürdürülmektedir.
Bu çalışmada öncelikle devletin yapı iş kolundaki denetimi, üzerinde durulacak, daha
sonra ise yürütülen proje hakkında bir değerlendirme yapılarak (önceki proje ile kıyas-
lamalar da yapılarak) projenin daha etkin olması için önerilerde bulunulacaktır.

Devletin İş Sağlığı ve Güvenliği Denetimi


Çalışma hayatının denetim ve teftişi devlete ait bir ödev ve yetkidir. Devlet bu ödev
ve yetkisini 4857 sayılı İş Kanunu’nun 91. maddesi ile ÇSGB’ye bağlı “teftiş ve denet-
lemeye yetkili iş müfettişlerince” yerine getirir ve kullanır. Bu görev 3146 sayılı ÇSGB
Kuruluş Kanunu’nda “Danışma ve Denetim” birimleri arasında yer alan İş Teftiş Kurulu
Başkanlığı’na (İTKB) verilmiştir. (Görücü, 2004).
İTKB, 4857 sayılı İş Kanunu’na tabi işyerlerinde işin yürütümü (sosyal denetim) ve iş sağ-
lığı ve güvenliği (teknik denetim) yönünden denetim yapma görev ve yetkisine sahip-
tir. İTKB işyerindeki iş sağlığı ve güvenliğine yönelik olarak teftişleri bünyesinde bulunan
iş müfettişlerince yerine getirmektedir.
Sosyal Güvenlik Kurumu bünyesinde Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı birimi bulunmak-
tadır. Bu birime bağlı olarak çalışan sigorta müfettişleri işyerlerinde meydana gelen iş
kazası ve meslek hastalıklarının soruşturulması ve incelenmesi görevini de yapmakta-
dırlar. Ayrıca kayıt dışı istihdamı ve sosyal güvenlik suiistimallerini önleme, sigorta olay-
larını azaltmaya ve sorumlularını tespit etmeye yönelik inceleme ve soruşturmalar da
sigorta müfettişlerince yapılmaktadır. (SGK, 2011).

Yapı Sektörünün Özellikleri


İnşaat işi, içerisinde barındırdığı ara mal ve girdi çeşitliliği ile birçok sektörle organik
bağlar kurarak, ekonomiyi doğrudan etkileme gücüne sahip bir sektördür. Bu özelliği
sebebiyle öğretide lokomotif sektör olarak da adlandırılmaktadır. Yapı iş kolu çalışma
şartları bakımından en riskli sektörlerden biri olup iş kazası sayısı ve kaza sonucu mey-
dana gelen ölüm sayısı bakımından, tüm sektörler arasında ilk sıralarda yer almaktadır.
Sektör çalışanları, diğer sektördekilere oranla 3 kat daha fazla ölüm, 2 kat daha fazla ya-
ralanma riski ile karşı karşıyadır. Yapı sektörünün iş kazasına neden olma potansiyelinin
yüksek olması aşağıdaki belirtilen özellikleri nedeniyledir.

- 98 -
Mehmet Nuri Görücü, Uğur Müngen

• Üretim yöntemleri ve kullanılan malzemeler çok çeşitlidir.


• Yapı işleri sürekli olmayıp değişken ve geçicidir.
• Çalışma koşulları işyerine göre değişmektedir.
• Çalışmalar çok dinamiktir, sürekli değişim gösterir.
• Farklı özellikte çok çeşitli işler yapılmaktadır.
• Birden fazla işveren ve/veya alt işveren çalışmaktadır.
• Çalışma alanı genellikle geniş ve dağınıktır.
• Genel olarak uygun termal konfor şartları sağlanamamaktadır. İnşaat işleri doğal
iklim koşulları altında gerçekleştirilmektedir.
• Günlük çalışma süreleri uzun ve/veya çalışma saatleri düzensizdir.
• Çalışanlar sık değişir, işçi sirkülâsyonu fazladır.
• Çok sayıda vasıfsız işçi çalışmaktadır. Eğitim seviyesi düşüktür.
• Çalışma ortamının zemin seviyesinden yukarıda veya aşağıdadır.
• İnşaat işletmelerinin çoğu küçük ve kurumsallaşmamış firma veya şahıs şirketlerin-
den oluşmaktadır.
• Çalışanlar ve malzemeler sürekli hareket halindedir ve bu hareketlilik sistematik
değildir. (İTK, 2007).

İnşaatlarda Yüksekten Düşmelerin Önlenmesi Projesi


İTKB, son iki yıldır teftiş planını önlemenin ödemekten daha insani ve daha ekonomik
olduğu, çalışma barışının sağlanmasının toplumların gelişmelerine ve sosyal refahla-
rının artmasına olan etkilerinin önemi gerçeğinden hareketle işyeri çalışma ortamı ve
şartlarından kaynaklanan;
• Mesleki risklerin önlenmesi,
• Sağlık ve güvenliğin korunması,
• Risk ve kaza faktörlerinin ortadan kaldırılmasına iş ilişkilerinin iyileştirilmesi,
• İş sağlığı ve güvenliği ile iş ilişkileri konusunda işveren ve işçilerin bilgilendirilmesi,
• Yaş, cinsiyet ve özel durumları sebebiyle özel olarak korunması gereken kişilerin
korunması ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi,
• Güvenlik kültürü ve sosyal sorumluluk konusunda bilinç oluşturulmasına
katkı sağlayacak hedeflere yönelik olarak, “risk esaslı”, “işkolu/sektör esaslı” ve “alan
esaslı” projelendirilmiş teftişlerin yapılması olarak düzenlemiştir ve uygulamıştır. (Tezel,
2010).
Bu sayede İTKB kaynaklarını öncelikle en riskli görülen sektörlerin ve alanların denetlen-
mesi için kullanmış ve denetimlerde işyerlerinde görülen öncelikli risklerin giderilmesi-
ni sağlamaya çaba sarf etmiştir.
Yukarıda açıklana yaklaşım ışığında yapı iş kolundaki ölümlü kazaların azaltılması için
“Yapı İşlerinde Yüksekten Düşmelerin Önlenmesi Projesi” planlanmış ve 2009 yılında

- 99 -
Yapı İş Kolunda Devletin İş Sağlığı ve Güvenliği Denetimi ve “İnşaatlarda Yüksekten Düşmelerin ...

projenin uygulanmasına başlanılmıştır. Bu projenin oluşturulması esnasında yapı iş ko-


lundaki en büyük tehlike kaynağı olan “yüksekten düşme” esas alınmış 2006 yılında yine
İTKB tarafından Türkiye çapında yapılan “Yapı İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Tef-
tiş Projesi” sonuçları göz önünde tutulmuştur. “Yapı İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği
Teftiş Projesi kapsamında” 55 ilde 2680 konut, altyapı, baraj, yol, köprü ve benzeri yapı
işyerinde iki aşamalı (genel ve bu genele ait kontrol teftişi) olarak iş sağlığı ve güvenliği
yönünden 5261 teftiş yapılmıştır. Bu teftişler sonucunda hiçbir işyeri için kapatma ka-
rarı uygulanmamıştır. 2006 yılında yapılan projedeki illere göre teftiş sayıları Tablo 1’de
gösterilmiştir. (İTK, 2007).

Tablo 1 - 2006 yılında yapılan Yapı İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Teftiş Projesi
kapsamındaki illere göre teftiş sayıları

Teftiş Sayısı Noksan Sayısı


Grup Başkanlığı 1. Aşama 2. Aşama Toplam 1. Aşama 2. Aşama
Ankara 1280 1274 2554 13922 4015
İstanbul 238 238 476 3753 1273
İzmir 163 163 326 2259 368
Bursa 414 396 810 3552 1040
Adana 585 510 1095 8015 1978
Toplam 2680 2581 5261 31501 8674

2006 yılında yapılan denetimlerde inşaat işyerleri tüm mevzuat açısından genel teftişe
tabi tutulmuştur. Yüksekten düşmelerin önlenmesi sadece alt başlıklardan birisi olarak
değerlendirilmiştir. İşyerlerinde yapılan bu genel teftişler neticesinde işyerlerine tespit

Şekil 1 - Yıllara göre toplam ölüm sayıları ve yapı iş kolundaki ölüm sayıları

- 100 -
Mehmet Nuri Görücü, Uğur Müngen

Şekil 2 - Yıllara göre yapı iş kolundaki ölüm sayıları

edilen iş sağlığı ve güvenliği noksanlıklarını derhal gidermeleri istenmiştir. Üç (3) ay son-


ra yapılan yine aynı işyerlerinde yapılan kontrol denetimler ile noksanlıkların giderilip
giderilmediği denetlenmiş, noksanlıklarını gidermeyen işverenlere idari para cezası uy-
gulanmıştır. (İTK, 2007).
Yapı İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Teftiş Projesi (2006) ile büyük çapta bir denetim
projesi yapılmasına rağmen SGK istatistikleri incelendiğinde 2006 yılında yapı iş kolun-
da meydana gelen ölümlü kaza sayısının bir önceki yıl olan 2005 ve bir sonraki yıl olan
2007 yıllarına göre olumlu anlamda önemli bir faklılık göstermediği hatta ölüm sayıları-
nın bu yıllardan daha fazla olduğu görülmektedir.
SGK istatistiklerinden alınan iş kazası sonucu ölüm sayılarının yıllara göre toplam ölüm
ve yapı iş kolundaki ölüm olarak dağılımı aşağıda Şekil 1’de verilmiştir. Grafik incelen-
diğinde en çok ölümün 2006 yılında yani projenin gerçekleştirildiği yılda olduğu görü-
lecektir. Bu durum projenin etkinliğinin sorgulanması gerekliliğini ortaya çıkartmıştır.
Şekil 2’de ise yıllara göre yapı iş kolundaki ölüm sayıları verilmiştir.

Proje Esasları ve İşleyişi


Yapı İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Teftiş Projesi (İnşaatlarda Yüksekten Düşmelerin
Önlenmesi Projesi) ilk olarak 2009 yılı içerisinde iş kazası sonucu ölüm vakası sıralama-
sında ilk 6 ili (kazalı isçilerin %73’ü) oluşturan Ankara, Antalya, Eskişehir, Kayseri, Kocaeli
ve Konya illerinde bulunan inşaat işyerlerinde, yüksekte çalışma ve iskele güvenliğinden
kaynaklanan is kazası risklerinin azaltılması ve önlenmesi amaçlanarak planlanmıştır.
Planlama doğrultusunda, 2009 yılında 86 işyerinde 172 denetim yapılmıştır. İlk aşama
teftişlerde eksik görülen hususlara ilişkin 86 işyerinin tamamında bilgilendirmeler yapıl-
mış, 2009 yılı Eylül ayında başlayan ikinci aşama teftişlerde ise, 57 işyerinde noksanlık-
ların giderilmediği görüldüğünden bu işyerleri kapatılmıştır. Daha sonra noksanlıklarını
gideren 56 işyerinin faaliyetlerine tekrar devam etmesine izin verilmiştir. Proje hakkında
2009 yılı Kasım ayında Genel Değerlendirme Raporu hazırlanmıştır. Projeyle, teftişi ya-

- 101 -
Yapı İş Kolunda Devletin İş Sağlığı ve Güvenliği Denetimi ve “İnşaatlarda Yüksekten Düşmelerin ...

pılan işyerlerinde yüksekten düşme ve iskele güvenliğinden kaynaklanan iş kazası risk-


lerinin azaltılması sağlanmıştır. (ÇSGB, 2009).
İkinci aşama olarak Ankara, Bursa, Adana, İzmir ve İstanbul’da teftişler planlanmış ve
2010 yılı içinde toplam 267 işyeri denetlenmiş ve kapatılmıştır. Yapılan denetimler esna-
sında yüksekten düşme riski bulunmayan oldukça az sayıdaki işyerine ise herhangi bir
müeyyide uygulanmamıştır. Kapatılan bu 267 işyerinden 236’sı açılmak için başvurmuş
ve noksanlıklarını giderdiği tespit edildiğinden açılmıştır. Açılmamış görünen 31 işyeri-
nin büyük bir kısmı işin bitmiş olması sebebiyle tekrar açılma başvurusunda bulunma-
mıştır.
Projede, aşağıda maddeler halinde verilen hususların denetimi yapılmıştır. Bu noksan-
lıklar yapı işyerlerinde yüksekten düşmeye yönelik olan ve ölümlü kazalara büyük ölçü-
de yol açan noksanlıklardır.
1- İşyerindeki dış cephe ve iç mekânlarda kurulu iş iskelelerinde düşmeye karşı gerek-
li tedbirlerin alınıp alınmadığı?
a. İskelelerin ana-ara korkuluk sistemleri var mı?
b. İskelelerin üzerindeki çalışma platformları tam olarak dolu mu?
c. İskelelerdeki çalışma platformlarına ulaşmak için iskeleler üzerine uygun merdi-
ven sistemi yapılmış mı?
d. İskelenin taşıyacağı yüke dayanıklı ve bina bağlantısının uygun olduğunu gös-
teren teknik rapor düzenlenmiş mi?
e. İskele mesnetleri sağlam, kaymaz ve çökmeyecek şekilde zemine tespit edilmiş
midir?
f. İskele dar kısımlarında korkuluk var mı?
g. Topuk tahtası (eteklik) var mıdır?
h. Platform elemanları ve dikey korkuluklar arasında düşmeye neden olacak tehli-
keli boşluklar var mı?
2- İşyerindeki düşme tehlikesi bulunan kat platform kenarları, merdiven kenarları,
asansör boşlukları, tesisat - şaft boşlukları gibi düşme tehlikesi bulunan yerlerde
düşmeyi önleyecek tedbirler alınmış mı?
3- Betonarme platformlarının döşeme kenarlarına düşmeyi önleyecek korkuluk var
mı?
4- Kalıp çalışmalarında düşmeye karşı gerekli tedbirler alınmış mıdır?
5- Binalara giriş için kullanılan geçit ve platformlarda düşmeyi önleyecek yeterli ted-
birler alınmış mıdır? Yüksekten cisim düşmelerine karşı bunların üzerleri kapatılmış
mıdır?
6- Çalışma platformları, geçitler ve iskele platformları, kişileri düşmekten ve düşen
cisimlerden koruyacak şekilde yapılmış mıdır?
7- Kazı kenarlarında düşmeye karşı tedbir alınmış mıdır?
8- Toplu korumanın sağlanamadığı durumlarda kişisel koruyucu donanımlar kullanı-
lıyor mu?
9- Kalıp yapılan katın alt katında toplu korumayı sağlayacak yakalama ağı var mı?

- 102 -
Mehmet Nuri Görücü, Uğur Müngen

Denetimlerde işverenlere projenin amacı, yöntemi ve yaptırımı anlatılmış, alınacak ön-


lemlerle ilgili yol gösterilmiş, salt teftiş ağırlıklı değil rehberlik ve bilgilendirme mahiyet-
li denetimler yapılmıştır. Denetimlerde işverenler bu yönde bilgilendirilerek projenin
önemini kavramaları sağlanmıştır. Projede risk odaklı (yüksekten düşme sonucu ölüm/
yaralanma riski) olduğu için denetimlerde sadece yüksekten düşmenin önlenmesine
yönelik durum incelenmiş ve bu da yüksekten düşmenin önlenmesine odaklanmayı
sağlamış ve teftişin etkinliğini arttırmıştır.

Proje İşleyiş Adımları;


1- İlk teftiş: İki müfettişten oluşan teftiş heyetleri kendilerine verilen bölgede tarama
usulü ile tesit edilen işyerine gidip yüksekten düşmeye ilişkin noksanlıları tespit et-
mekte, işverene/işveren vekiline proje hakkında bilgi vermekte ve buna ilişkin rapo-
runu hazırlayarak işyeri hakkında kapatma/durdurma komisyonunun toplanmasını
istemektedir.
2- Kapatma Komisyonu: İş Teftiş Kurulu Grup Başkanlığı’nda komisyon başkanı müfettiş,
kapatmayı isteyen müfettiş, bölge müdürü, işveren temsilcisi ve işçi temsilcisinden
oluşan komisyon toplanmakta, kapatmaya sebebiyet veren noksanlıklar değerlendi-
rilmekte ve işveren veya vekiline işyerinin kapatıldığı, belirlenen süre içinde üretime
yönelik faaliyette bulunulamayacağı, sadece noksanlıkların giderilmesi için çalışma
yapılabileceği bu toplantıda tebliğ edilmektedir.
3- Kapatma Kararının Uygulanması: Komisyonda alınan kapatma kararı işyerinin bağlı
olduğu mülki amirliğe gönderilmekte, mülki amir de güvenlik kuvvetleri vasıtasıyla
işyerini fiili olarak kapatmaktadır.
4- İkinci teftiş: İşveren işyerinde kapatmaya sebebiyet veren yüksekten düşme ile ilgili
noksanlıkları tamamladığında dilekçe ile bölge müdürlüğüne başvurduğunda ka-
patmayı uygulayan heyet aynı işyerine derhal gitmekte noksanlıkların giderilip gi-
derilmediğine bakmakta ve tespit edilen duruma göre yine komisyonu toplantıya
çağırmaktadır.
5- Açma Komisyonu: Komisyon toplantısında müfettiş raporu doğrultusunda işyerinde-
ki noksan hususlar tamamen giderilmiş ise işyeri hakkında açma kararı alınmaktadır.
Bu karar yine mülki amirlikçe yerine getirilir. Noksan hususların tümü giderilmemiş
ise kapatma kararının devamına karar verilmektedir.

Proje Raporlarının Değerlendirilmesi


Çalışmanın bu bölümünde 2010 yılı içinde proje kapsamında İstanbul’da gerçekleşti-
rilen 58 adet ve Bursa’da gerçekleştirilen 50 adet inşaat işyeri denetiminin raporlarının
yorumlanması yapılacaktır. İkişer müfettişten oluşan ekipler proje kapsamında dene-
timler yapmıştır. Her iki ilin teftiş istatistikleri Tablo 2’de, yapılan bu teftişlere ilişkin
önemli bilgiler maddeler halinde aşağıda verilmiştir;
• Yapılan 108 yapı işyeri denetimi sonucunda 99 (İstanbul 50, Bursa 49 )adet işyeri
hakkında işçiler için yüksekten düşme ile ilgili hayati tehlikeler söz konusu olduğu
için kapatma kararı uygulanmıştır. Denetlenen inşaatların %92’sinde yüksekten
düşme riski söz konusudur.

- 103 -
Yapı İş Kolunda Devletin İş Sağlığı ve Güvenliği Denetimi ve “İnşaatlarda Yüksekten Düşmelerin ...

• Kapatılan 99 işyerinin 86’sı noksanlıklarını gidererek tekrar açılmıştır.


• Toplamda 15.194 işçiye ulaşılmıştır. (Denetlenen işyerlerindeki toplam işçi sayısı)
• Denetlenen yapı işyerlerindeki inşa edilen toplam metrekare 5.789.054’tür.
• Ortalama inşaat metrekaresi 53.602 metrekaredir.
• Çalışan ortalama işçi sayısı 141’dir.
• Denetlenen 108 işyerinde yüksekten düşme ile ilgili başlık halinde toplam 373
noksan husus tespit edilmiştir. (Ortalama her işyerinde 3,5 başlık halinde noksanlık
mevcuttur.)
• Denetlenen 108 inşaattaki noksanlıkların sayıları ve yüzdeleri aşağıdaki gibidir.
- Uygun olmayan iskele kullanımı: 51 adet işyeri (%47)
- Tesisat, şaft, asansör boşluğu bulunan: 91 adet işyeri (%84)
- Döşeme ve platform kenar boşluğu bulunan: 83 adet işyeri (%77)
- Kalıp çalışmalarında toplu korumasız çalışılan: 61 adet işyeri (%56)
- Kazı kenarlarında koruyucu bariyer olmayan: 16 adet işyeri (%15)
- Kişisel Koruyucu Donanım olmayan: 60 adet işyeri (%56)
- Geçitlerde malzeme düşmesine karşı önlem yok: 9 adet işyeri (%8)
- Güvenlik donanımı eksik asma iskele: 2 adet işyeri (%2)

Tablo 2 - Bursa ve İstanbul’da proje kapsamında yapılan teftişlerin istatistikleri

Bursa İstanbul
Teftiş Edilen İşyeri Sayısı 50 58
Kapatılan İşyeri Sayısı 45 50
Toplam işçi sayısı 2439 12755
Toplam Yapı Alanı (m2) 1.083.956 4.705.098
Ortalama İşçi Sayısı 49 220
Ortalama yapı Alanı (m2) 21679 81122
Toplan Noksan Sayısı 203 170
Ortalama Noksan Sayısı 4 3
İskele Noksan Sayısı 21 30
Boşluklar Noksan Sayısı 47 44
Döşeme Kenarı Noksan Sayısı 48 35
Kalıp çalışması Noksan Sayısı 39 22
Kazı Noksan Sayısı 3 13
KKD Noksan Sayısı 41 19
Geçitlerde Güvenlik Noksan Sayısı 3 6
Asma İskele Noksan Sayısı 1 1

- 104 -
Mehmet Nuri Görücü, Uğur Müngen

Tablo 2’den de görüleceği üzere İstanbul ilinde yapılan denetimler daha büyük (işçi
sayısı ve toplam m2 olarak) şantiyelerde gerçekleştirilmiştir. Gerek ortalama işçi sayısı
gerekse de ortalama çalışan sayısı bakımından İstanbul’daki teftiş edilen işyerleri Bur-
sa’dakilerin ortalama olarak yaklaşık 4 katıdır. Başlık bazında İstanbul ilindeki noksan
sayısı ortalaması 3 iken Bursa’da 4’tür. İstanbul’da yapılan denetimlerde 58 işyerinin 50’si
ilk teftişte kapatılmış Bursa’da ise 50 işyerinden 49’u ilk teftişte kapatılmıştır.

Projede Yaşanan Sıkıntılar


İşyerlerine yapılan proje teftişlerinde ilk teftiş esnasında işverenler proje müeyyidesi
olan kapatma kararlarına büyük oranda itiraz etmişler ve müeyyidenin çok ağır oldu-
ğundan yakınmışlardır. Bunun en büyük sebebi teftiş sistemi alışkanlığıdır. İTKB 2009
yılına kadar yapı iş kolunda yaptığı denetimlerde belirli noksanlıkların tespiti halinde
kapatma yetkisi olmasına rağmen hemen hemen hiç kapatma kararı uygulamamıştır.
Bunun yerine işverenlere noksanlıklarını derhal giderilmesi gerektiği bildirilmiş veya-
hut idari para cezası uygulanmıştır. Bu sebeple kapatma kararları bu ilk etapta önemli
derecede tepki almıştır. Ancak projenin ilerleme safhasında işverenlere gerekli yapılan
bilgilendirme ve rehberlik ile projenin yapı işverenleri arasında duyulmaya başlamasıyla
sorun önemli oranda ortadan kalkmıştır.
Mevzuata göre yapılan denetimlerin sonucunda kapatma kararları mülki amirliklerce
yerine getirilmektedir. Ancak 2010 yılı içinde yapılan denetimlerde kapatma kararının
ilk kez uygulanıyor olması sebebiyle uygulamalarda farklı durumlar yaşanmıştır. Kimi
mülki amirler kapatılması gereken işyerine polis göndermiş ve sözlü uyarıda bulunmuş,
kimisi yazı yazarak işyerine durumu bildirmiş, kimisi de güvenlik kuvvetleri marifetiyle
işyerini yönetmeliğinde öngördüğü şekilde mühürleyerek kapatmıştır. Bazı işyerlerinde
belirtilen farklı uygulamalar nedeniyle fiili olarak kapatma uygulanamamıştır. Bu işyeri
hukuken kapalı olması ve sadece iş güvenliği noksanlıklarına yönelik çalışma yapılması
gereken zaman aralığında üretime yönelik olarak da çalışma yapmıştır. Bu husus da dev-
letin yaptırım gücünün belirli anlamda zayıflamasına yol açmıştır. Ancak bu husus mülki
amirlere konu hakkında bilgi verilerek çözüm aşamasına girmiş ve projenin etkinliğinin
sağlanması için gerekli çalışmalar yapılmış ve yapılmaya devam etmektedir.
Proje kapsamında karşılaşılan en büyük zorlukladan birisi de piyasada iş güvenliği açı-
sından tüm gerekleri sağlayan güvenli iskelelerin arzının yeterli olmamasıdır. Noksan
olarak tespit edilen bina içindeki döşeme kenarı boşlukları, şaft boşlukları, merdiven
kova kenarları, asansör boşlukları, kazı alanı kenar boşlukları genellikle kısa süre içeri-
sinde giderilebilmektedir. Ancak uygun olmayan iskelelerin uygun tip ile değiştirilmesi
veyahut mevcut iskelelerin güvenli hale getirilebilmesi piyasadaki arz azlığı sebebiyle
kolay olmamaktadır. İTKB projede yaşanan bu sorunla ilgili 2011 yılı başında bir çalışma
yapmış ve Türkiye’de iskele üretimi yapan tüm firmaların denetimini gerçekleştirmiştir.

Güvenli İskele ve Güvenli İskele Standardı


Yapı cephelerinde kullanılan iş iskelelerine ilişkin olarak Türk Standartları Enstitüsünün
TS 12811-1, TS 12811-2 ve TS 12811-3 nolu standartları bulunmaktadır. Bu standartlar-
dan TS 12811-1 numaralı olanı “Geçici İş Donanımları - Bölüm 1: İş İskeleleri - Perfor-
mans Gerekleri Ve Genel Tasarım” başlığını taşımakta ve iş iskelelerinin asgari şartlarını

- 105 -
Yapı İş Kolunda Devletin İş Sağlığı ve Güvenliği Denetimi ve “İnşaatlarda Yüksekten Düşmelerin ...

belirlemektedir. Şekil 3’te iskele temsili olarak gösterilmiştir. Adı geçen standart iş is-
kelesinin asgari gereklerini, (malzeme çapı, asgari güvelik elemanlarını [ana korkuluk,
ara korkuluk, düşey korkuluk, topuk tahtası, bina ankraj elemanı vb.], et kalınlığı, dikme
boyu,) belirlemiştir. Ancak TS 12811-1 sayılı standart zorunlu standart olmadığı için pi-
yasada üretim anlamında bir yaptırımı maalesef bulunmamaktadır. Piyasada üreticiler
zorunlu bir standart bulunmadığından, arz/talep ve maliyet/fiyat/kar gibi parametreler
nedeniyle güvenli iskele üretimini oldukça sınırlı olarak yapmaktadır. Ancak 2010 yılı
içinde piyasadan güvenli iskeleye dönük olarak bir talep artışı olmuş, buna paralel ola-
rak da güvenli iskele üretiminde artış yaşanmıştır.

Şekil 3 - TS 12811-1’e göre İskele elemanları (TS 12811, 2005)

1 Düşey düzlemdeki 9 Boyuna ara bağlantı 18 Ankraj


takviye (Enine çapraz) 10 Birleştirme elemanı 19 Düşey çerçeve
2 Yatay düzlemde takviye 11 Bağ elemanı 20 Izgara korkuluk
3 Yan koruma 12 Plâtform 21 Ana korkuluk
4 Konsol payandası 13 Payanda 22 Ara korkuluk
5 Düğüm noktası 14 Kafes kiriş 23 Topuk tahtası
6 Düşey düzlemde takviye 15 Taban plâkası 24 Düşey korkuluk
7 Dikme 16 Plâtform birimi 25 Düşeyliği ayarlanabilen
8 Enine ara bağlantı 17 Yatay çerçeve taban plâkası

- 106 -
Mehmet Nuri Görücü, Uğur Müngen

Öneriler
Basit tedbirlerle yapı işyerlerinde yüksekten düşme tehlikeleri önemli oranda kontrol
altına alınabilir. 2008 yılı SGK istatistiklerine göre inşaatlarda meydana gelen iş kazala-
rında 297 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Projenin uygulanmaya başlandığı 2009
yılında ise 156 ölüm olayı gerçekleşmiştir. 2010 yıl istatistikleri henüz yayınlanmadığı
için sayı belli değildir ancak 2010 yılı içinde de projenin etkin şekilde uygulanmış olma-
sı ölümlü kaza sayısının 2009 yılındaki 156 rakamından daha düşük çıkacağı yönünde
beklentimizi arttırmaktadır. (SGK, 2011)
İş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ancak bütüncül bir yaklaşımla, işyerlerinde uygun
bir sistem ve organizasyonun kurulması ve ilgili tüm tarafların (işçi, işveren, iş güvenliği
uzmanı, işyeri hekimi, devlet, yapı denetim sistemi, mal tedariği yapan firmalar vs.) ka-
tılımı ile mümkün olabilir.
İnşaat sektöründe önleyici yaklaşıma dayalı denetim ve gözetim hizmetlerinin yaygın-
laştırılması amacıyla 22 Ekim 2010 tarihinde ÇSGB ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ara-
sında “4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun” kapsamında protokol imzalanmıştır.
Bu protokol ile 4708 sayılı kanunun 2/f maddesindeki “Yapı denetim kuruluşlarının,
işyerinde, iş güvenliği ve işçi sağlığı konusunda gerekli tedbirlerin alınması için yapı
müteahhidini yazılı olarak uyarmak, uyarıya uyulmadığı takdirde durumu ilgili bölge
çalışma müdürlüğüne bildirme yükümlülükleri” nin etkin şekilde işletilmesi için eği-
tim programları düzenlenmektedir. Bu eğitimlerde yapı denetim mühendislerine yapı
denetimi için gittikleri şantiyelerde işçilerin sağlık ve güvenliklerinin sağlanması için
işyerinde hangi tür tedbirlerin işverenler tarafından alınması gerektiği, tespit edilen
noksanlıkların ne şekilde bildirileceği hususları anlatılmaktadır. Bu sayede yapı denetim
elemanlarının da iş güvenliğine katkı sağlanması sağlanabilecektir.
Yapılan denetimlerde aşılması gereken en büyük zorluk güvenlik anlamında yeterli dü-
zeyde olmayan cephe iskelelerinin kullanılıyor olmasıdır. Bu konuda iskele üreticilerinin,
bu iskeleleri kullanan firmaların, kamudaki inşaat yaptıran kurumların (İl Özel İdareleri,
TOKİ, KİPTAŞ vb.) bilgilendirilmesi, bilinçlendirilmesi önem arz etmektedir. Güvenli iske-
le ile ilgili TS standardının zorunlu standart haline getirilmesi konuya büyük katkı sağ-
layacaktır. İhale makamlarının ihale şartnamelerinde güvenlikli iskeleyi şart koşmaları
konuya çok önemli bir katkı sağlayacaktır. İnşaatlarda iş sağlığı ve güvenliği konusunda
ülke çapında bir farkındalığı artırmak için geniş çaplı bir çalışma yapılmalıdır.
Yapı iş kolundaki yüksekten düşmelerin önlenebilmesi için kısa süreli geçici işlerin ya-
pıldığı, fazla işçi çalışmayan ancak yüksekten düşme riski oldukça büyük olan dış cephe
boya, mantolama firmalarının da etkin şekilde denetlenmesi gerekmektedir. Ancak mü-
fettiş sayısının yetersiz olması, bu tür mantolama işlerinin kısa süreli işler olması, çalışan
sayıların az olması gibi sebeplerle proje kapsamında henüz bu tür işler teftiş edilemeye
başlanamamıştır. Bu tür firmalar genellikle bina yöneticilerinden, site yönetimlerinden
işi sözleşme ile almaktadırlar. Yapılan sözleşmelerde güvenli iskele şartının sözleşmelere
konulması büyük önem arz etmektedir. Bu da ancak yurt çapında yayın yapan ulusal
kanallarda konuyla ilgili eğitici, bilgilendirici ve olayın hukuki ve cezai sorumluluğunun
ağırlığını anlatıcı kısa filmlerin gösterilmesi, belediyelere bu konuda bilgi verilmesi ve
yaygın bir bilgilendirme çalışması ile mümkün olabilir. Bu konuda ilgili tüm devlet ku-
ruluşları, işçi ve işveren sendika ve dernekleri, meslek örgütleri ve diğer sivil toplum
örgütlerinin harekete geçirilmesi için bir çalışma yapılmalıdır. İş güvenliğinin sağlanma-
sı sadece ÇSGB’nin iş güvenliği denetimleri ile sağlanamaz. Bu sebeple ülke çapında
uygulanacak bir politika oluşturulmalı ve hedef kitlenin konuya dikkati çekilmelidir.

- 107 -
Yapı İş Kolunda Devletin İş Sağlığı ve Güvenliği Denetimi ve “İnşaatlarda Yüksekten Düşmelerin ...

Sonuç
2009 yılında başlayan ve bu yıl 3.yılında olan “İnşaatlarda Yüksekten Düşmelerin Önlen-
mesi Projesi “ amacına uygun olarak devam ettirilmektedir. Denetimlerde karşılaşılan
sıkıntılar projede yapılan günceleştirmeler ve revizyon adımları ile çözülmeye çalışıl-
maktadır. Bayındırlık Bakanlığı ile yapılan Yapı Denetim elemanların eğitimi protokolü
ile iskele üreten firmaların denetlenmesi ve bilgilendirilmesi bu konuda yapılan önemli
iki örnektir. Projenin nihai hedefi olan yapı iş kolundaki yüksekten düşme sebepli iş ka-
zalarının minimum seviyeye indirilmesi için gerekli çalışmalar sürdürülmektedir. Burada
önemli olan husus yapı iş kolundaki işverenler, işçiler, malzeme tedarik eden firmalar
(iskele üreticileri, kalıp ve platform üreticileri, KKD üreticileri vs.) gibi tüm tarafların far-
kındalıklarının arttırılması ve yüksekten düşme riskinin kontrol altına alınabilmesi için
etkin katılımlarının sağlanmasıdır.
İTKB’nin yürüttüğü bu proje, yapı iş kolunda iş sağlığı ve güvenliği seviyesinin arttırılma-
sına ve yüksekten düşme sonucu ölümlerin azaltılmasına ciddi anlamda katkı sağlamış-
tır ve katkı sağlamaya devam etmektedir. Proje yapı iş kolundaki aktörlerin iş sağlığı ve
güvenliği sistematiğini kazanmalarını sağladığı ve sadece denetime yönelik değil kutsal
olan insan hayatının korunması amacıyla önlemlerin alınmaya başlandığı oranda başa-
rılı olacaktır. Bu da ancak konunun benimsenmesi ve iş güvenliği tedbirlerinin dinamik
bir şekilde üretimin bir parçası olarak görülmesi ve her imalat aşamasında iş güvenliği
tedbirlerinin alınmaya devam etmesi ile başarılabilecektir.

Kaynaklar
İş Teftiş Kurulu Web Sayfası, İş Denetimi Nedir? “http://www.csgb.gov.tr/csgbPortal /itkb.po
rtal?page=hakkimizda&id=1.4”, Erişim Tarihi:09.06.2011
Görücü, M.N. (2006) “Türk Ve İngiliz İş Sağlığı Ve Güvenliği Teftiş Sistemlerinin Karşılaştırılma-
sı” Yüksek Lisans Tezi, 21.
SGK Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı Hakkında “http://www.sgk.gov.tr” Erişim Tarihi:09.06.2011
İş Teftiş Kurulu Başkanlığı (2007) “Yapı İşyerlerinde İş Sağlığı Ve Güvenliği Teftiş Projesi Genel
Değerlendirme Raporu” Yayın No:16, 8.
Yapı İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, Resmi Gazete “http://rega.basbakanlik.gov.
tr”, Erişim Tarihi:09.06.2011
Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliği, (2003) 23/12/2003 tarihli ve 25434 sayılı Resmi
Gazete “http://rega.basbakanlik.gov.tr” , Erişim Tarihi:09.06.2011
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 2009 Yılı Faaliyet Raporu, (2010) “http://www.csgb.gov.
tr/csgbPortal/ShowProperty/WLP%20Repository/csgb/dosyalar/duyurular/faaliyet”, 65.
Erişim Tarihi: 09.06.2011
Tezel, M. (2010), “İş Teftiş Kurulunun Yenilenen Yüzü” İTKB Web Sayfaları, “http://www.csgb.
gov.tr/csgbPortal/itkb.portal?page=baskanlik&id=1.2”, Erişim Tarihi:09.06.2011
2008 ve 2009 SGK İstatistik Yıllıkları (2011), “www.sgk.gov.tr”, Erişim Tarihi: 09.06.2011
İşyerlerinde İşin Durdurulmasına veya İşyerlerinin Kapatılmasına Dair Yönetmelik Resmi Ga-
zete
“http://rega.basbakanlik.gov.tr”, Erişim Tarihi:09.06.2011
2010 Yılı Proje Raporları (108 adet proje raporu) (2010)

- 108 -
Konya Şube tarafından düzenlenen

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği


Çalıştayı Sonuç ve
Değerlendirmeler
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Çalıştayı

7 Mayıs 2011 Konya

İnşaat sektörü, birbirinden riskli iş kalemlerini barındıran, risklerin projeden projeye


farklılık gösterdiği bir sektör olup, işçi sağlığı ve iş güvenliğinin en fazla önemsenmesi
gereken sektörlerin başında yer almaktadır. Yılda resmi rakamlarla yaklaşık 350 işçinin
yaşamını yitirdiği inşaat sektörü, toplam istihdamdaki payının neredeyse üç katı oranın-
da toplam ölümlü kazalarda paya sahiptir. Aynı şekilde ölümlü kazalarda olduğu gibi,
sürekli iş göremezlikle sonuçlanan kazalarda da madencilik iş koluyla ilk sıralarda yer
almaktadır.
İnşaat sektöründe çalışan işçilerin büyük bir kısmı vasıfsız ve eğitimsiz olup, eğitim fak-
törü her zaman geri planda kalmaktadır. Ayrıca sektörün bir tarafını oluşturan işveren-
ler, mühendisler, müteahhitlerin büyük çoğunluğu açısından işçi sağlığı ve iş güvenliği
baret ve emniyet kemeri gibi basit kişisel koruyucular olarak algılanmaktadır. İşçi sağlığı
ve iş güvenliği alanında bilimsel olarak yapılan çalışmaların, şantiyelere yansıması aynı
ölçüde olamamaktadır.
İMO Konya Şubesi tarafından düzenlenen bu çalıştayın amacı 21–23 Ekim 2011 tarihleri
arasında Çanakkale de yapılacak olan 3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumuna ha-
zırlıktır. Bu çalıştay ile inşaat sektöründe işçi sağlığı ve iş güvenliği konusuna dikkatlerin
çekilmesinin yanı sıra, bu alanda yapılan bilimsel çalışmaların kamuoyu ile paylaşılma-
sı, bu konuda çalışma yapan akademisyenler ile uygulamacıların bir araya getirilmesi,
meslek odaları ve işçi sendikalarının konuyla ilgili bilgilendirilmesi ve genç uygulamacı-
lar ile akademisyenlerin konuya ilgi duymaları amaçlanmaktadır. İşçi sağlığı ve iş güven-
liğinin temel insan hakkı olduğu gerçeğinden hareketle, meydana gelen iş kazalarının
nedenleri, alınması gereken önlemler, bu konuda yapılan güncel bilimsel çalışmalar,
uygulamalardan örnekler ile bu alandaki bilgi ve bilinç düzeyini artırmak ve iyileştirici
önlemleri tartışmak için verimli bir ortam yaratılması hedeflenmektedir.

- 111 -
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

İnşaat Sektöründe Kazalar ve Güvenlik


Tedbirleri

Alt Başlıklar:
- İnşaat sektöründeki kazalarının nedenleri
- İş kazalarında belgelendirme ve belgelendirmenin önemi
- İnşaat sektöründeki kazalarda ölüm riski
- İş kazalarına karşı eğitim
- İnşaat sektöründe kazalara karşı alınacak güvenlik tedbirleri

Katılımcılar:
Moderatör : Prof. Dr. Ali Okatan (Karatay Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı)
Raportör : Rifat Yüzbaşıgil (İMO Konya Şube Sekreter Üye)

Doç. Dr. Osman Nuri Çelik (Selçuk Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü)
Yrd. Doç. Dr. Mustafa Onüçyıldız (Selçuk Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü)
Arş. Gör. Dr. Cenk Budayan (Selçuk Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü)
Ali Sönmez
Tahir Topaloğlu
Mustafa Güven (Yardımcı Beton)
M. Akif Aldur (Komyapı)
Dr. Hüsnü Murat Kaya (İl Sağlık Müdür Yardımcısı)
Ercan Karataş
Osman Derin
Erkan Parlak (Akşehir)
Mustafa Yavuz (Ereğli)
Mustafa Konurer (Seydişehir)

- 113 -
İnşaat Sektöründe Kazalar ve Güvenlik Tedbirleri

İnşaat Sektöründe Kazalar ve Güvenlik Tedbirleri


İş Kazası ve İş Kazasının Tanımı
İş kazalarının, tanımı yapılmadan önce bilinmesi gereken iki önemli kelime “Olay”ve
“Kaza”dır.
Olay: Kazaya neden olan veya olma potansiyeli durum,
Kaza: Ölüme, hastalığa, zarara ya da diğer kayıplara yol açan istenmeyen olay olarak
tanımlanabilir.
İş kazaları bu iki kavrama bağlı olarak çeşitli şekillerde tanımlanmaktadır. Genel anla-
mıyla iş kazaları, insanların çalışma yaşamlarında karşılaştıkları ve çeşitli kayıplara ne-
den olan olaylardır. Ancak, iş kazasının tanımı bu konuda uzman değişik kurum ve ku-
ruluşlar tarafından aynı anlamı taşıyan farklı cümlelerle yapılmıştır. Uluslararası Çalışma
Örgütü (ILO) Ansiklopedisinde yapılan tanıma göre “ İş Kazası”, belirli bir zarara ya da
yaralanmaya neden olan beklenmeyen ve önceden planlanmamış bir olaydır. Dünya
Sağlık Örgütü (WHO) ise iş kazasının tanımını, “Önceden planlanmamış, çoğu kez kişisel
yaralanmalara, makinelerin, araç ve gereçlerin zarara uğramasına, üretimin bir süre dur-
masına yol açan bir olaydır.” Şeklinde yapmaktadır.

İnşaat Sektöründeki Kazalarının Nedenleri


İş Kazalarının Genel Nedenleri
İş kazaları genellikle ortam koşullarında, tasarım hataları ve sistem aksaklıklarından
insan faktörüne ait yetersizliklerden, eğitim ve denetim eksikliğinden ya da bütün bu
faktörlerin etkileşiminden ortaya çıkabilir denmektedir. Bu etkenleri iki ana grupta top-
lamak mümkündür. Bunlar işyerlerindeki güvensiz durumlar ve çalışanların yaptığı gü-
vensiz davranışlardır.
Güvensiz durumlar işyerindeki fiziksel koşullarla ilgilidir. Kazaları önlemeye yönelik fizik-
sel tedbirlerin alınmasıyla giderilebilirler. Bu nedenle daha çok işveren açısından önem
taşımaktadır. Güvensiz davranışlar ise kişisel davranışlarla ilgilidir ve çalışanlar açısından
önem taşımaktadır.
İş kazalarının genel nedenleri:
• İşi Bilinçsiz Yapmak
• Dalgınlık ve Dikkatsizlik
• Makine Koruyucularını Çıkarmak
• Tehlikeli Hızla Çalışmak
• Görevi Dışında İş Yapmak
• İş Disiplinine Uymamak
• İşe Uygun Makine Kullanmamak
• Yetkisiz ve İzinsiz Olarak Tehlikeli Bölgede Bulunmak
• Kişisel Koruyucuları Kullanmamak
• Güvensiz Çalışma Yöntemi
• Güvensiz ve Sağlıksız Çevre Koşulları
• Topraklanmamış Elektrik Makineleri

- 114 -
İnşaat Sektöründe Kazalar ve Güvenlik Tedbirleri

• İşe Uygun Olmayan El Aletleri


• Kontrol ve Testleri Yapılmamış Makineler
• Tehlikeli Yükseklikte İstifleme
• Kapatılmamış Boşluklar
• İşyeri Düzensizliği
• Koruyucusuz Makine ve Tezgâhlar

İş Kazaları İnşaat Sektörünün Hangi Dalında Yoğunlaşmaktadır


Tablo 1 - 1989–2003 yılları arasında incelenen iş kazası dosyalarına göre ortaya çıkan
ana kaza tipleri

Kaza Tipi Ölüm Yaralanma Toplam


İnsan Düşmesi 39 %72,1 37 %47,4 76 %57,7
Malzeme Düşmesi 1 %1,9 8 %10,3 9 %6,8
Malzeme Sıçraması 0 %0,0 6 %7,6 6 %4,5
Toprak Kayması 2 %3,7 2 %2,6 4 %3,0
Yapının Kısmen veya Tamamen
2 %3,7 3 %3,8 5 %3,8
Göçmesi
Elektrik Çarpması 4 %7,3 7 %9,0 11 %8,3
Patlayıcı Madde Kullanım Kazaları 1 %1,9 1 %1,3 2 %1,5
Yapı Makinesindeki Kazalar 1 %1,9 2 %2,6 3 %2,3
Makine veya Tezgaha Uzuv Kaptırma 0 %0,0 6 %7,7 6 %4,5
Malzeme Altına Uzuv Sıkıştırma 1 %1,9 1 %1,3 2 %1,5
El Aleti İle Ele Vurma 0 %0,0 1 %1,3 1 %0,8
Sivri Uçlu Keskin Kenarlı Cisimle
0 %0,0 2 %2,6 2 %1,5
Yaralanma
Şantiye İçi Trafik Kazası 2 %3,7 2 %2,6 4 %3,0
Diğer Tip Kazalar 1 %1,9 0 %0,0 1 %0,8
Toplam 54 %100,0 78 %100,0 132 %100,0

İnşaat Sektöründeki Kazalarda Ölüm Riski


İş kazası istatistikleri incelendiğinde, iş kazalarını önlemenin insan hayatı açısından öne-
mi bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Özellikle inşaat iş kolu yakından incelendiğinde, en
fazla kazanın burada meydana geldiği görülmektedir. Dünyada yılda 125.000.000’dan
fazla iş kazası yaşanmakta ve bunların 220.000’i ölümle sonuçlanmaktadır. 10.000.000
çalışan da sakat kalmaktadır.
Gelişmiş sanayi ülkelerinde her yıl on çalışandan birisi iş kazası geçirmekte, bu oran bazı
iş kollarında üçte bire yükselmektedir.

- 115 -
İnşaat Sektöründe Kazalar ve Güvenlik Tedbirleri

ABD ve Japonya Gibi Gelişmiş Ülkelerdeki İş Kazaları


İnşaat sektörü, dünyanın hemen her yerinde en çok ölümlü iş kazasının görüldüğü sek-
törlerden biridir. ABD’de işgücünün %5’i inşaat sektöründe çalışırken, görülen iş kazası
sonucu ölümlerin %15’i inşaat sektörüne aittir. Japonya’da ise iş gücünün %10’u inşaat
sektöründe çalışmakta, oysa görülen ölümlerin %42’si inşaat sektöründe görülmekte-
dir. İstatistiklerin de gösterdiği gibi, en yüksek ölüm oranları, inşaat sektörüne aittir.

Ülkemizde Görülen İş Kazaları


Ülkemizde gözlemlenen iş kazaları; Sosyal Sigortalar Kurumu istatistik yıllıkları incelen-
diğinde ortaya çıkmaktadır. 1998-2002 yılları arası istatistikler incelendiğinde ve günde
8 saat, yılda yaklaşık 300 gün çalışıldığı kabulüyle, inşaat sektöründe;
Her iş günü yaklaşık 35, her iş saati 4, her 15 dakikada 1 kaza meydana geldiği,her iş
günü yaklaşık 2 kişinin sürekli işgörmez duruma düştüğü, inşaat sektöründeki iş kazala-
rının bir olumsuz özelliği de ölümle sonuçlanan kaza oranının büyüklüğüdür. Türkiye’de
tüm iş kazalarının %1,3’ü ölümle sonuçlanırken, inşaat sektöründeki iş kazalarının %3,5’i
ölümle sonuçlanmaktadır.
Türkiye’de iş kazası istatistikleri; SGK tarafından tutulmaktadır. Kurumun 2004 yılı sonu
itibari ile açıkladığı istatistiklere göre, işyeri ve sigortalı sayıları tablolarına bakıldığında
toplam 850.920 işyerinin 100.415 tanesinin inşaat iş kolunda faaliyet gösterdiği anlaşıl-
maktadır. Bu iş yerlerinde çalışan toplam 6.181.251 sigortalıdan, 752.136 kişinin inşaat
işkolunda çalıştığı görülmektedir. Yine 2004 yılında hazırlanmış olan iş kazaları ve mes-
lek hastalığı istatistiklerine göre toplamda 83.830 iş kazasının olduğu ve 10 adet de mes-
lek hastalığının tespit edildiği anlaşılmaktadır. Bu iş kazaları içinden 8.106 tanesi inşaat
iş kolunda meydana gelmiştir. Toplam iş kazası ve meslek hastalıkları içinde 1.693 olay
sürekli işgörmezlikle sonuçlanmış; bunların da 349 tanesi inşaat iş kolunda yaşanmıştır.
Benzer şekilde toplamda 843 olay ölümle sonuçlanmış ve bu olayların 263’ü inşaat iş
kolunda gerçekleşmiştir. Bu sonuçlar değerlendirildiğinde ortaya çıkan tabloda, inşaat
iş kolunda çalışan sigortalı işçilerin, toplam sigortalı işçi sayısının %12’sini oluşturduğu
görülmektedir. Rapor edilen iş kazları içerisinde ise, inşaat iş kolunda meydana gelen
kazaların oranı %10’dur. Ölümle sonuçlanan kazalardan %31’i ve sürekli işgörmezlikle
sonuçlanan kazalardan %21’i de yine inşaat iş kolunda gerçekleşmiştir.

İş Kazalarına Karşı Eğitim


Yapılan araştırmalarda iş kazalarının oluş sebebinin %90’ının insan faktöründen, geriye
kalan %10’ luk faktörün ise araç ve gereç hatalarından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Bu da iş kazalarının önlenmesinde eğitimin ne kadar önemli bir husus olduğunu ortaya
koymaktadır. İş kazalarının önlenmesine yönelik eğitim çalışmaları kısa, orta ve uzak
vadede yapılacak işler olarak sıralanabilir.

Kısa vadede yapılacak eğitim çalışmaları


İlgili meslek kuruluşlarınca gerek yazılı ve gerekse görsel basında iş ve işçi güvenliği ile
ilgili kamuoyu oluşturulmalıdır.

- 116 -
İnşaat Sektöründe Kazalar ve Güvenlik Tedbirleri

İşin uzmanlarınca hazırlanmış iş ve iş güvenliği ile ilgili, işçilerin kolaylıkla anlayabile-


ceği, basit şekillerde bezenmiş açıklayıcı el ilanları hazırlanmalı, bu el ilanları yapı de-
netim firmaları aracılığı ile tüm şantiyelere dağıtılmalıdır. Bu el ilanları ilgili şantiyelerin
şantiye sorumlularınca çoğaltılıp, ilgili taşeronlara tebellüğ edilmelidir. Gerek şantiye
sorumluları ve gerekse yapı denetim firmaları bu el ilanlarının anlaşılması ve içeriğinin
uygulanması için sorumlu oldukları inşaatlarda gerekli çalışmaları itina ile yapmalıdırlar.

Orta vadede yapılacak eğitim çalışmaları


17.Aralık.2009 Tarihli Resmi Gazete 27435 Sayı ile yayınlanarak yürürlüğe giren İmar Ka-
nunda 28.Madde gereği 01.Ocak.2012 tarihinden itibaren “yetki belgeli usta” çalıştırıl-
ması zorunlu kılındığından; sıhhi tesisat, kalorifer, havalandırma ve klima gibi mekanik
tesisatlar ile zayıf-kuvvetli akım telefon ve asansör gibi elektrik tesisatları, kalıp, demir,
duvar, sıva, alçı, boya, su yalıtımı, izolasyon, çatı ve tenekecilik gibi yapım işlerinde ça-
lışacak ustalar yetki belgesi bulundurmaları gerekliliği doğmuş, belgesiz usta çalıştırıl-
maması istenmektedir.
Yine aynı kanunun Madde 4 – 3194 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.
Geçici madde 13’de;
Geçici Madde 13 – Bu maddenin yürürlüğe girmesinden sonra inşaat, tesisat, elekt-
rik, sıva ve benzeri branşlarda yetki belgesi almak isteyenlerde, hangi branşta iş yap-
tıklarını belgeleyenlere usta olduklarını gösterir geçici yetki belgesi verilir. Bu belgeler
01.01.2012 tarihinden itibaren sürekli yetki belgesine dönüştürülür.”
Yetki belgesi alacak ustalara iş ve işçi güvenliği ile ilgili, yine işin uzmanlarınca hazırlan-
mış kısa programlı eğitime tabi tutulmalı ve bu eğitim programına dâhil olan ustalara
yetki belgesi verilmelidir.

Uzun vadede yapılacak kaza önleme çalışmaları


Uzun vadede yapılacak işler bütün ağır işlerde çalışan işçileri kapsamalı, tamamen Ça-
lışma Bakanlığı, Bayındırlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığınca yürütülebilecek çalış-
malar olmalıdır. Bu bakanlıklarca yürütülecek çalışmalarla, iş kazalarının dünyada kabul
görmüş kaza önleme yöntemleri kullanılarak, iş kazalarının minimize edilmesi sağlan-
malıdır. Dünyada kabul görmüş iş kazsı önleme yöntemleri ise; Psikoteknik yöntem ve
Ergonomi yöntemi olarak sıralanabilir.

İnşaat Sektöründe Kazalara Karşı Alınacak Güvenlik Tedbirleri


İnşaat sektöründe tecrübelerle elde edilmiş ve uygulanması hayati önem taşıyan gü-
venlik tedbirleri aşağıya sıralanmıştır. Bu tedbirleri;
• İnşaat öncelikle ihataya alınmalı, inşaata giriş ve çıkışlar denetim altına alınmalıdır.
• İnşaatın uygun kısımlarına işçi ve iş güvenliği ile ilgili tabelalar asılmalıdır. Asılan
tabelalar işçilerin kolaylıkla görebileceği ve algılayabileceği boyutlarda olmalıdır.
• Büyük çaplı iş yerlerinde iş sağılığı ve güvenliği ile ilgili işin büyüklüğüne göre işçi
ve iş sağlığı uzmanı / uzmanları çalıştırılmalıdır.

- 117 -
İnşaat Sektöründe Kazalar ve Güvenlik Tedbirleri

• Şantiyelerde işçi ve iş güvenliği ile ilgili tüm malzemeler bulundurulmalı, kullanıla-


cak malzemeler ergonomik ve kullanılabilir olmalıdır.
• Şantiyelerde gerekli sağlık gereçleri herkesin kolaylıkla ulaşabileceği yere / yerlere
konmalı ve bu sağlık gereçleri ihtiyaca cevap verebilecek nitelikte olmalıdır.
• İşyeri ilan tahtası veya panosuna, işyerinin muhtelif kısımlarına asılmış bulunan ve
asılacak olan işçi sağlığı ve iş güvenliği kuralları işçilere okutturulmalı ve bu kurallar
uymaları sağlanmalıdır.
• İşyerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda alınmış bulunan tüm tedbirler tam
olarak uygulanmalıdır. İşyeri sorumlusu ve ilgilileri tarafından, zaman zaman işçile-
re bilgilendirmeler yazılı ve sözlü olarak yapılmalıdır.
• Şahsa verilen görevi, tarif edildiği şekilde yaptırılmalı, şahsın kendi işinizden başka
bir işe karışmasına izin verilmemelidir. İşyerinin muhtelif yerlerine, çeşitli maksatlar
için asılmış bulunan uyarı levhaları tek tek okutturulmalı ve bu levhalardaki uyarı-
lara muhakkak uymaları sağlanmalıdır.
• Uyarı levhalarının yerleri ilgili ve sorumluların haberi ve izni olmadan değiştirilme-
melidir. İşin gereği olarak işçiye verilen kişisel koruyucuları, örneğin; baret, emniyet
kemeri, lastik çizme, gözlük,….vs.yi devamlı olarak kullanması sağlanmalıdır. İşçi
bu malzemeleri eskitir, kırar veya kaybederse amirine haber vererek ve izin alarak
ambardan yenisinin alınması sağlanmalıdır. İşin gereği ve kendi can güvenlikleri
için çok lüzumlu olan koruyucuları almadan işbaşı yaptırılmamalıdır.
• Düşme ve kayma tehlikesi olan ve üç metreden daha yüksek, kısımlarda çalışırken
muhakkak surette güvenlik kemeri taktırılmalıdır. Güvenlik kemerinin halatı kısa
geldiği takdirde, ambardan kendir halat alınmalı ve bunu güvenlik kemerinin kan-
casına sıkıca bağladıktan ve ilave kendir halatın diğer ucunu yine sağlam bir yere
tutturduktan sonra çalışmaya başlatılmalıdır.
• Şahsa verilen kişisel koruyucu malzemelerini iyi ve temiz bir şeklide kullanımı, mu-
hafazası sağlanmalıdır. Şahısa verilen kişisel koruyucu malzemeleri kaybetmeme-
leri için icabında ambara teslim ettirilmelidir.
• Aynı işyerinde çalışan işçilere, diğer işçileri kazaya uğratmayacak şekilde çalışma-
ları gerektiği hatırlatılmalıdır. İşyerinde çalışıldığı sürece sivri uçları veya keskin
kenarları bulunan malzeme ve artıkları, gelişi güzel atmamalı ve ortalıkta bulun-
durulmamalıdır.
• İşyerinde çalışıldığı sürece kazaya sebep olacak veya çalışanları tehlikeli durumlara
düşürecek şekilde malzeme istif ettirilmemeli ve araçları gelişi güzel yerlere bırak-
tırılmamalıdır.
• Cam, saç ve çimento harçlı levhalardan yapılmış veya eskimiş, yıpranmış ve da-
yanıklılığı azalmış çatılarda çalışacağı zaman ilk önce işyerindeki ilgili sorumlula-
rından çatı merdiveni temin edilmeli ve buralarda tam güvenlik sağlanmadıkça
çalışılmamalıdır.
• İnşaat süresince, betonarme merdiven ve sahanlıkların boşluk taraflarına ahşap-
tan, sağlam şekilde korkuluk yapılmalıdır. Bu korkuluklar esas korkuluk yapılıncaya
kadar sökülmemelidir.
• İnşaatın veya işin yürütümü sırasında yapılan geçitlere sağlam şekilde korkuluk ya-
pılmalı ve bu korkulukları geçit sökülünceye kadar sökülmemelidir.

- 118 -
İnşaat Sektöründe Kazalar ve Güvenlik Tedbirleri

• Tavan veya döşemelerdeki çeşitli maksatlar için bırakılan boşluk ve deliklere (örne-
ğin; Asansör, aydınlık… vs. boşluğu) korkuluk yapılmalı veya bu deliklerin üstlerini
geçici bir süre için uygun şekilde kapatılmalıdır. Korkuluk veya kapakları işyeri ilgili
sorumlularının haberi ve izni olmadan sökülmemelidir.
• İnşaatın kenarında, boşluk veya delik civarında korkuluk veya kapak yok ise her-
hangi bir nedenle gezilmesine, bunların yanında oturulmasına ve yatılmasına izin
verilmemelidir.
• İşyerinde şaka yapılmaması sağlanmalıdır.
• Kuvvetli rüzgâr olan kısımlarda yetkili ve sorumluların izni ve haberi olmadan çalı-
şılmasına izin verilmemelidir.
şeklinde sıralayabiliriz. Unutulmamalıdır ki her iş yerinin kendine özgü ve o iş yerine
uygun bir çalışma prensibi olacağından, iş yerinin özelliğine göre alınacak güven-
lik tedbirleri de farklılık arz edecektir.

OHSAS Standardı
• OHSAS 18001: İş Sağlığı ve Güvenliği Değerlendirme Serisi – İş Sağlığı ve Güvenliği
Yönetim Sistemi Spesifikasyonu
• OHSAS 18002: İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemleri – OHSAS 18001 Uygula-
ma Rehberi
OHSAS 18001, organizasyonların iş sağlığı ve güvenliği risklerini kontrol etmek ve per-
formanslarını geliştirmek maksadıyla İngiliz Standartları Enstitüsü - BSI (British Stan-
dards Institution) tarafından geliştirilen, tüm dünyada kabul görmüş ve risk değerlen-
dirmesine dayalı bir yönetim sistemidir. OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim
Sistemleri standardının asıl amacı önleyici olmasıdır. Bununla beraber sistem her ne
kadar önleyicilik üzerine kurulmuşsa da, gerekli kontrol mekanizmalarını, düzeltici faa-
liyetleri ve geri besleme mekanizmalarını da içermektedir.

- 119 -
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinde Hukuki Süreç ve


Hukuki Sorumluluklar

Alt Başlıklar:
- İşçi Sağlığı ve iş güvenliği konusunda işverenin yükümlülükleri
- İş kazalarından doğan hukuki ve cezai sorumluluklar

Katılımcılar:
Moderatör : Ali Çınar (İMO Konya Şube Başkanı)
Raportör : Dr. Nebi Özdöner (İMO Konya Yönetim Kurulu Üyesi)

Faruk Ulular (İMO Konya Sayman Üye)


Cengiz Erpolat (İMO Konya Yönetim Kurulu Üyesi)
Doç. Dr. M. Hakan Arslan (Selçuk Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü)
Yrd. Doç. Dr. Ali İhsan Martı (Selçuk Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü)
Arş. Gör. Alpaslan Köroğlu (Selçuk Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü)
Arş. Gör. Nuri Pekçetin (Selçuk Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü)
Arş. Gör. Ali Ekin (Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi)
S. Metin Temiz (Selçuk Üniversitesi Yapı İşleri Daire Başkan Yardımcısı)
Av. Hasan Eroğlu (Konya Büyükşehir Belediyesi Hukuk Bürosu)
Av. Ayşegül Ekin (Konya Barosu)
Uzman Dr. Murat Öksüz (SSK)
Özlem Altıok
Mustafa Yalçın
Hayati Gençer
Murat Uğur

- 121 -
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinde Hukuki Süreç ve Hukuki Sorumluluklar

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Konusunda İşverenin Yükümlülükleri


İşyerlerinde sağlık ve güvenlik uygulamalarının sorumluluğu işveren ve işçilere aittir.
Meydana gelen iş kazalarının veya meslek hastalıklarının sonuçları gerek maddi ve ge-
rekse manevi yönden işçi ve işveren tarafından paylaşılmaktadır.
Hukuk sistemimiz içerisinde birçok kanun, tüzük ve yönetmelik, işçi sağlığı ve iş güvenli-
ğine ilişkin yasal düzenlemeler getirmektedir. Söz konusu yasal düzenlemeler işverenle-
re işçisini gözetme, olası iş risklerine karşı işçisini bilinçlendirme ve eğitme görevi, işçile-
re de işyerinde alınan sağlık ve güvenlik önlemlerine riayet etme görevi yüklemektedir.
İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin insani boyutunun yanında ekonomik boyutu da vardır.
Meydana gelen iş kazaları ve meslek hastalıkları işçi, işveren ve ülke bakımından büyük
ekonomik kayıplara yol açmaktadır.
İş kazası ve meslek hastalıkları işçiyi, üretimden doğan kazançtan yoksun bırakmakta-
dır. İşçinin gelirinde azalma olabileceği gibi, işsiz kalma tehlikesi de ortaya çıkmaktadır.
İşçinin malul kalması veya ölmesi de mümkündür. Bu durumda işçinin geride kalan ai-
lesi çekilen manevi ızdırabın yanında, gelirin azalması veya tümden bitmesi ile geçim
koşullarında önemli ölçüde zorlanacaktır. Bu nedenle iş kazası ve meslek hastalığı sade-
ce işçiye zarar vermemekte, onun desteğine muhtaç çok daha geniş bir kitle açısından
olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.
İşveren yönünden iş kazası ve meslek hastalıkları kalifiye işçi kaybı, maddi hasar, üretim
ve malzeme kaybı, çalışanların moralinin bozulması, verimin düşmesi, işyerinin kötü
reklamı gibi olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Ülke ekonomisi yönünden ise iş kazaları ve
meslek hastalıkları insan, milli servet ve işgücü kaybıdır.

Hukuksal Açıdan İş Kazası Kavramı


Hukuk sisteminde iş kazası tanımlanırken, çalışanın korunması amacıyla, işle ilişkili olan
ve çalışana zarar veren olayların iş kazası kapsamına alınmasına çalışıldığı görülmekte-
dir.
İşyerinde işveren adına hareket eden ve işin ve işyerinin yönetiminde görev alan kimse-
lere işveren vekili denir. İşveren vekilinin bu sıfatla işçilere karşı muamele ve yüklemle-
rinden doğrudan doğruya işveren sorumludur.
Yargıtay iş yerinde meydana gelen her kazayı iş kazası olarak adlandırmaktadır.
Bu kanunda işveren için öngörülen her çeşit sorumluluk ve zorunluluklar işveren vekil-
leri hakkında da uygulanır.
İşveren vekilliği sıfatı, işçilere tanınan hak ve vecibeleri ortadan kaldırmaz. Bir işveren-
den belirli bir işin bölümünde veya eklentilerinde iş alan ve işçilerini münhasıran o işye-
rinde ve eklentilerinde çalıştıran diğer bir işverenin kendi işçilerine karşı o işyeri ile ilgili
ve bu kanundan veya hizmet akdinden doğan yüklemlerinden asıl işveren de birlikte
sorumludur.
“Sigortalı” kavramı, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nda açıklanmıştır. Kanun’un
2.maddesinde “bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırı-
lanlar bu kanuna göre sigortalı sayılırlar” hükmü bulunmaktadır.

- 122 -
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinde Hukuki Süreç ve Hukuki Sorumluluklar

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Konusunda İşverenin Görevleri


1. Mevzuat hükümlerini uygulama ve iş güvenliği tedbirlerini alma görevi
2. İşçileri eğitme görevi
3. İşverenin denetim görevi
4. İşçileri alınacak güvenlik önlemlerine uymaya zorlama görevi

İş Kazalarından Doğan Hukuki ve Cezai Sorumluluklar


İhmal, unutkanlık, dikkatsizlik ve tedbirsizlik gibi özensiz davranışlara bağlı olarak işye-
rindeki sağlık ve güvenlik önlemlerine riayet edilmemesi veya alınan tüm önlemlere,
gösterilen dikkat ve ihtimama rağmen beklenmeyen nedenlerle meydana gelen iş ka-
zaları, ölüm, yaralanma gibi sonuçlarıyla maddi ve manevi zararlara yol açan istenme-
yen olaylardır.
Gerek maddi, gerekse manevi zararla sonuçlanan her olayda olduğu gibi hukuk, kayıp-
ların olayın sorumlusu veya sorumluları tarafından tazminini istemektedir. Kaza olayı
ölüm veya yaralanma gibi sonuçlar doğurmuşsa, tazminat sorumluluğu dışında, bir de
ceza hukuku alanında sorumluluk ortaya çıkmaktadır.
Kural olarak işçinin uğradığı maddi zararın Sosyal Sigortalar Kurumunca karşılanması
gerekir. Bu nedenle işveren ancak işçi veya yakınlarının SSK’ca karşılanmayan zararlarını
ödemek zorundadır. Ayrıca, iş kazası veya meslek hastalığından dolayı zarara uğrayan
işçi, işveren ve diğer sorumlulardan manevi tazminat isteyebilir.

A. İş Kazasında Kusur
İşçinin uğradığı zararlardan Sosyal Sigortalar Kurumunca karşılanmayan bölüm için iş-
verenin kusuru önem arz etmektedir. Hukuk sistemi işverenin sorumluluğunu kusursuz
sorumluluk ilkesine dayandırmaktadır. İşveren bu sistemde gerek kendisinin gerekse 3.
şahısların kusurları bakımından sorumlu tutulmakta, bunlardan kaynaklanan tüm zarar-
ları ödemek zorunda bırakılmaktadır.
Kazada zarar gören işçinin kusuru ise, o olayla sınırlı olmak şartıyla kendisine bağlan-
makta, meydana gelen zararın SSK tarafından karşılanmayan kısmından, kusur oranı-
nın dışında kalan bölümünü talep etme hakkına sahip olabilmektedir. İşveren istihdam
eden sıfatıyla diğer işçilerinin kusuru sebebiyle iş kazası sonucu işçisinin uğradığı ölüm
ve maluliyetten de sorumludur. Kazaya uğrayan işçinin ve diğer işçilerin kusuru bulun-
mamasına, işveren de gerekli tüm tedbirleri almasına rağmen meydana gelen iş kaza-
sında; sosyal düşünceden kaynaklanan ve 07.03.1957 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı
Birleştirme kararıyla belirlenen tehlike “risk” sorumluluğu ilkesine göre, işveren hakkani-
yete uygun bir tazminatla sorumlu tutulmaktadır.
Tazminat davalarında kusurlar ceza davasındaki kusurlardan farklıdır. Ceza davasında
tüzel kişilere kusur verilemediği halde, tazminat davalarında tüzel kişilere de kusur ve-
rilebilir. Tazminat davalarında, işveren adına işyerini sevk ve idare eden bütün idareci-
lerin, sevk ve idareden kaynaklanan bütün kusurları işverenin kusuru olarak mütalaa
edilir. Zira bu kişileri atayan bu görevlere getiren işverendir.
İş Kanunu’nun birinci maddesi gereği, işyerinde işveren adına hareket eden, işin ve iş-

- 123 -
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinde Hukuki Süreç ve Hukuki Sorumluluklar

yerinin yönetiminde görev alan kimselere işveren vekili denir. İşveren vekilinin bu sıfat-
la işçilere karşı muamele ve yüklemlerinden doğrudan doğruya işveren sorumludur. İş
Kanunu’nda işveren için öngörülen her çeşit sorumluluk ve zorunluluklar işveren ve-
killeri hakkında da uygulanacaktır. İşveren vekili sıfatı ile işin ve işyerinin yönetiminde
görev alan kişiler, bu görevi işveren adına yürütmektedir. Bu itibarla işveren vekilleri
meydana gelen iş kazalarından sorumlu olacaklardır.
İşçiye karşı bu kişilerden işveren sorumludur. Ancak işverenin ödediği tazminatı idare-
cilerine rücu etme hakkı vardır. Bu konu ayrı bir mahkemede dava konusu olacaktır.
Kusurlar kast şeklinde veya taksir şeklinde oluşur. Kast fiilin bilerek yapılması ve sonucu-
nun istenmiş olması şeklinde tarif edilebilir ki, iş kazalarında bu duruma pek rastlanmaz.
Taksir, fiilin bilerek yapılması ancak sonucunun istenmemesi durumudur. İş kazalarında
kaza sebebi olan alınmamış tedbirler, bu tür suçu oluşturmaktadır. Tedbirsizlik, dikkat-
sizlik, talimatlara aykırılık bu tür suçlardandır. Kaza sonucu meydana gelen zarar, kamu
düzenini bozucu bir düzeye ulaşmış ise kusurlular hakkında kamu davası açılır.

B. Özel Hukuk Alanındaki Sorumluluk (Tazminat Sorumluluğu)


İş kazaları, sonuçları itibariyle cismani (maddi) ve ruhi (manevi) zararlara neden ol-
maktadır. Mevzuatımız, iş kazalarının ve buna paralel olarak meydana gelen zararların
önlenmesi için işverene önlem alma yükümlülüğünü, çalışanlara ise alınan önlemlere
uyma mecburiyetini emreden hükümler ihtiva etmektedir.
a) Kast
b) İhmal
c) Savsama veya kayıtsızlık
d) Tedbirsizlik
İş kazaları veya meslek hastalıkları sonucu doğacak tazminat davaları, kazanın veya
meslek hastalığının ortaya çıkardığı sonuca göre değişmektedir.

1. Maddi tazminat davası


Borçlar hukukunda maddi tazminat davası, işçinin kaza sonunda ölmüş olup olmama
durumuna göre iki ayrı şekilde düzenlenmiştir.
a. İş göremezlik tazminatı
b. Destekten yoksun kalma tazminatı

2. Manevi tazminat davası


Hukukumuz manevi zararların tazminini de düzenlemiştir. Ancak yasa koyucu, bu taz-
minatın talebini belli esaslara bağlamıştır. Söz konusu düzenlemenin yapıldığı kanunun
47. maddesinde “Hakim hususi halleri nazara alarak, cismani zarara duçar olan kimseye
yahut adam öldüğü takdirde ölünün ailesine manevi zarar namıyla adalete muvafık taz-
minat verilmesine karar verebilir.” hükmü yer almaktadır.
Eğer işçi iş kazası sonucunda hayatını kaybetmiş ise, bu kez ailenin manevi tazminat ta-
lep etme hakkı doğmaktadır. Bu tazminatı ölenin eşi (nikahsızlar da dahil olmak üzere)

- 124 -
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinde Hukuki Süreç ve Hukuki Sorumluluklar

çocukları, anası, babası, kardeşleri, diğer yakınları talep edebilecektir. Tazminat miktarı-
nı dava konusu olayın özelliğine göre hakim takdir edecektir.

3. İşverenin hukuki sorumluluğunun sınırı


İşverenin bir iş kazası karşısındaki sorumluluğu “kusursuz sorumluluk” ilkesine dayandı-
rılmıştır. Böyle olmakla birlikte bu sorumluluğun, sınırsız sorumluluk olarak kabulü de
hakkaniyet ilkelerinin dışına çıkılması sonucunu doğuracaktır.
Yasa koyucu işverenin kusursuz sorumluluğunu sınırsız bir sorumluluk olarak kabul et-
memiştir. Uğradığı bir zarar karşısında kasıtlı olarak tedaviyi kabul etmeyen birinin, bu
tutumu nedeni ile artan zararını talep etmesinin hukuksal bir mantığı yoktur. Zarara
uğrayan kişi, kazanın oluşmasında kusurlu bulunmuş ise, kendi kusuru kadar ki zarar
bölümünü karşı taraftan talep edemeyecektir.
İşverenin sorumluluğuna getirilmiş olan ikinci sınır, işçinin zararının SSK tarafından kar-
şılanmış olmasıdır. Bu sınırlama zarar kavramının tanımından kaynaklanmaktadır. Zarar
kişinin mal varlığında meydana gelecek olan azalmadır. İşçinin bir iş kazasında zarara
uğramasını takiben bu mal varlığı azalması herhangi bir nedenle giderilmiş ise bir zarar-
dan bahsetmek mümkün olmayacaktır.

C. Ceza Hukuku Alanındaki Sorumluluk


İşverenlerin, işveren vekillerinin ya da bazı durumlarda işçi statüsünde çalışan kişilerin
iş kazaları sebebiyle cezai sorumluluğu doğabilir. Cezai sorumluluktan bahsedebilmek
için ortada bir kusurun olması gerekir. İster kasıt, ister taksir olsun kusurun varlığı ye-
terlidir. Kazaya neden olanlar bakımından ceza hukuku kapsamında bir sorumluluktan
bahsedilebilmesi için, kaza olayının ölüm veya yaralanma ile sonuçlanması gerekir.
Türk Ceza Kanunu (T.C.K. md: 455 ve 459), kazaya sebebiyet verilmiş olunmasının koşul-
larını belirlerken şu unsurlara yer vermiştir; Dikkatsizlik, tedbirsizlik, meslek ve sanatta
acemilik, emir ve talimatlara riayetsizlik.
1. İş teftişi sonucunda cezai sorumluluğun ortaya çıkması
2. İş kazası sonucunda cezai sorumluluğun ortaya çıkması

- 125 -
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

Yapı Denetiminde İşçi Sağlığı ve


İş Güvenliğinin Yeri

Alt Başlıklar:
- Yapı denetiminde işçi sağlığı
- Yapı denetiminde iş güvenliği
- Yapı denetiminde işçi sağlığı ve iş güvenliğinde hukuki süreç
- Yapı denetiminde işçi sağlığı ve iş güvenliğinde hukuki sorumluluklar

Katılımcılar:
Moderatör : Yaşar Pişkince
Raportör : Hasan Özgür Yetiştirici (İMO Konya Şube Üye)

Ali Kendirici (İMO Konya Şube Üye)


Yrd. Doç. Dr. Nail Kara (Selçuk Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü)
Yrd. Doç. Dr. Rifat Sezer (Selçuk Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü)
Kemalettin Kemaloğlu (Bayındırlık)
Vahdettin Özdemir
Avşin Duman (Akşehir)
Mehmet Aytekin
Necati Büyükkol
Abdullah Işık
Sibel Dursun
Ali Osman Öner
İhsan Baştoklu

- 127 -
Yapı Denetiminde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinin Yeri

Yapı Denetiminde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinin Yeri


- Yapı denetiminde işçi sağlığı
- Yapı denetiminde iş güvenliği
- Yapı denetiminde işçi sağlığı ve iş güvenliğinde hukuki süreç
- Yapı denetiminde işçi sağlığı ve iş güvenliğinde hukuki sorumluluklar

Ayrıntılar
Moderatör; açılışı yaparak ana konumuz olan Yapı Denetimindeki İşçi Sağlığı ve İş Gü-
venliği hakkında kısa bilgi verdi. Katılımcılara çalıştaya katkılarından ve oturumda bu-
lunduklarından dolayı teşekkür etti. Tüm katılımcılar kısa cümlelerle kendilerini anlat-
tılar. Daha sonra moderatör; raportöre alt konu başlıklarını hakkında bilgi vermesi için
söz verdi. Raportör alt konu başlıklarını ve İMO Konya Şubesi hakkında oturumu bilgi-
lendirdi. Her katılımcı sırasıyla söz istedi. Moderatör söz isteyen her katılımcıya sırasıyla
söz verdi.Müteahhit ve şantiye şefliğinin ayrı ayrı tanımları yapıldı.
01.01.2011 tarihinden itibaren tüm Türkiye genelinde uygulanan Yapı Denetim Kanunu
hakkında kısa özet geçildi. Ana konumuz olan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinin Yapı Dene-
tim Kanunundaki yeri, önemi ve uygulamadaki karşılaşılan sorunlar bir bir irdelendi.
Katılımcılar; kanunun pratikteki uygulamalarıyla sahadaki sorunlarından bahsettiler.
Oturumda bulunan akademisyenler tarafından konunun eğitim boyutu irdelendi.
Üniversitelerdeki mühendislik eğitimindeki İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği konularının yan-
sımalarından bahsedildi. Konunun birinci tarafı olan resmi kurum Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı’nın bu konudaki tebliğlerinden atıflara yer verildi. Daha sonra 4708
sayılı Yapı Denetim Kanunundaki İşçi Sağlığının ve İş Güvenliğinin yeri irdelendi. Ayrıca
4857 sayılı İş Kanununun konuyla ilgili olan noktaları belirtildi. Karşılıklı görüş alış verişi-
nin yaşandığı oturumda her katılımcı kendi mesleki tecrübelerinden bahsetti. Konuya
daha önce hazırlık yapan katılımcılar edindikleri bilgileri oturuma sundular.
İnşaat Mühendislerinin konunun dışına itilmelerinin yanlış olacağı ve Bakanlığın uzman
olarak belirlediği teknik personelin tanımında İnşaat Mühendislerinin ağırlığının olma-
sı söylendi. Bayındırlık Bakanlığının Yapı Denetim firmalarına ait uygulamalarında İşçi
Sağlığı ve İş Güvenliği konusunda ki yaptırımları masaya yatırıldı. Binaların taşıma sis-
temindeki aksaklıkların giderilmesi ve imalat aşamasındaki güvenlik tedbirlerinin neler
olması gerektiği ve bu tedbirlerin Yapı Denetim çerçevesindeki yeri konuşuldu. İnşaat
işlerinin projelendirme safhasından tutun da en son İskan’a açılmasına kadar geçen sü-
redeki Yapı Denetim safhalarının konuyla olan bağlantısı anlatıldı. Kurumsallaşmış inşa-
at firmalarının saha çalışmalarında alınan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği tedbirlerinin küçük
işletmelere göre daha özenli olduğu bahsedildi.
Odamız desteğinde açılan demirci, kalıpçı ustalarına sertifikasyon kurslarına aynı za-
manda ayrı bir kurs maddesi veya ek konu olarak İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinin yer al-
masının Yapı denetimindeki oluşacak iyileştirmelerinden söz edildi. Sonuç olarak yasal
zorunluluğunun yanı sıra bu konunun toplumun ve sektörün bilinçlenmesiyle paralellik
arz ettiği konuşuldu.
Özet olarak Yapı Denetim elemanlarının, yüklenici firma veya görevlilerinin sorumluluk
sınırlarının iyi belirlenmesi gerektiği konuşuldu. Yapı Denetim elemanlarının yasa ile ve-

- 128 -
Yapı Denetiminde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinin Yeri

rilmiş görevinin, yapılarda standarta uygun kalite ve miktarda malzeme kullanıldığını


ve kaliteli yapı üretiminin onaylanması, tersi durumlarını tespit edilerek yüklenicilerden
bunların düzeltilmesinin istenmesi olduğunu ve düzeltilmemesi durumunda ilgili ma-
kamlara bildirmekten mükellef olduğu belirtildi.

Sonuç
3. Gurubun tüm katılımcıları aktif olarak konuyla ilgili olarak bilgi ve tecrübelerini otu-
ruma yansıtmışlardır. Ana konu irdelenmiş ve alt konu başlıkları tek tek açıklanmıştır.
Yapı Denetiminde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği konusunda başarılı bir çalıştay gerçekleş-
tirilmiştir. Başarılı ve etkin geçen oturum sonunda tüm katılımcılara katılım sertifikası
verilmiştir.

- 129 -
İnşaatlarda İş Güvenliğine
İlişkin Yeni Arayışlar ve
Çalışmalar
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

Yeni ve Zorunlu Bir Kavram Olarak


“İş Güvenliği İçin Tasarım”

G. Emre Gürcanlı1

Özet
Giriş: Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada inşaat sektörü en riskli sektörler arasında yer
almaktadır. İnşaatlarda iş kazalarını önlemek için risk hiyerarşisinde en son sırada yer alan
kişisel koruyucuların tek güvenlik önlemi gibi algılanması ise en büyük sorunlardan birisidir.
İş Kazalarını önlemede yeni bir kavram olarak ortaya çıkan İş Güvenliği İçin Tasarım kavra-
mı, tasarım aşamasında tehlike analizinin yapılmasını, tasarımdaki değişiklikler ile tehlike-
lerin ortadan kaldırılmasını veya risklerin azaltılmasını gündeme almaktadır. Bu kavram iş
güvenliği için gerekli geçici toplu koruma önlemlerini tasarlamak (örneğin iskele veya kor-
kuluk tasarımı) olmayıp, tamamen yapının tasarımındaki değişikliklere odaklanmaktadır.
Yapılan araştırmalar ölümlü kazaların neredeyse %60’ının iş başlamadan önce alınan tasa-
rım kararlarıyla bağlantısını ortaya koymaktadır. İlk kez 1985 yılında Dünya Sağlık Örgütü
tarafından tasarımcıların iş güvenliğini hesaba katarak tasarım yapmalarına dönük öneri,
1991 yılında Avrupa Birliği bünyesinde faaliyet gösteren pek çok kuruluş tarafından günde-
me getirilmiş, İngiltere ve Avustralya’da bu konuda pek çok çalışma gerçekleştirilmiştir. Bu
çalışmada, sözü geçen tüm çalışmalar ayrıntılı bir şekilde incelenmiş, bu inceleme sonuçları
bulgular bölümünde ayrıntılı bir şekilde tartışılmış olup, Türkiye’de geçerli mevzuatımız da
İş Güvenliği İçin Tasarım bakış açısıyla değerlendirilmiştir. İncelenen kaynaklar ve projeler-
den yola çıkarak tasarımda özellikle göz önünde tutulması gereken hususlar liste halinde
verilmiş, gerçekleştirildiği durumda hangi tehlikeleri yok edeceği veya riskleri azaltacağı
öneriler halinde sunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: İş Güvenliği için Tasarım, İş Güvenliği, İnşaat Sektörü.

Giriş
Özellikle inşaat sektörü de düşünüldüğünde, göçmen ve çocuk işçi çalıştırma, eğitimsiz
iş gücü, sigortasız ve kuralsız çalışma ortamı, ergonomik olmayan ve iş güvenliğine uy-
gun tasarlanmayan teknolojiler her yıl binlerce cana malolmaktadır. Tüm bu koşullarda
dünyada değişen koşullarla birlikte, devletin çalışma yaşamındaki denetim fonksiyonu-
nun en aza indirilmesi, değişen iş yasaları ve iş güvenliği mevzuatı var olan kuralsız or-

1
İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul . - gurcanlig@itu.edu.tr

- 133 -
Yeni ve Zorunlu Bir Kavram Olarak “İş Güvenliği İçin Tasarım”

tama katkıda bulunmaktadır. İş kazalarının maddi kayıpları ise öyle bir boyuta ulaşmıştır
ki, İngiltere’de yapılan bir çalışmaya göre proje bedelinin %8,5’luk kısmı iş kazaları ve
meslek hastalıkları kaynaklı ölüm, yaralanma, iş günü kaybı, sigorta ve sağlık masraf-
larına ayrılmak zorunda kalmaktadır. Bu çalışmayı 15 AB ülkesini kapsayan coğrafyaya
yansıttığımızda 902 milyar euro ciroluk bir boyuta ulaşan inşaat sektöründe, 75 milyar
euronun iş kazaları ve meslek hastalıkları kaynaklı giderlere harcandığı gerçeği açığa
çıkmaktadır (HSE, 1997).
Türkiye’de yalnızca inşaat sektörüne yoğunlaşıldığı takdirde, son yıllarda yıllık ortalama
400’e yakın inşaat işçisinin yaşamını kaydettiği SGK istatistiklerinden de görülmektedir.
Bu kazaların karakteristik özelliklerine dönük ise veriler yetersizdir. Mahkeme bilirkişi
dosyaları ve arşivlerde yapılan çalışmaların derlenmesi ile bir araya getirilen 1968-1999
yılları arasındaki inşaat kazalarına ilişkin yapılan bir değerlendirmede (Gürcanlı, 2006),
inşaat sektöründe en fazla karşılaşılan kaza tipleri aşağıdaki gibi verilmektedir.

Tablo 1 - İnşaat Sektöründeki Ana Kaza Tipleri

No Kaza Tipi Ölüm % Yaralanma %


1 İnsan Düşmesi 1028 42,9 934 32,9
2 Elektrik Çarpması 293 12,2 80 2,8
3 Malzeme Düşmesi 251 10,5 278 9,8
4 Yapı Makinasındaki Kazalar 206 8,6 97 3,4
5 Şantiye İçi Trafik Kazası 168 7,0 38 1,3
6 Yapı Kısmının Çökmesi 167 7,0 73 2,6
7 Kazı Kenarının Göçmesi 138 5,8 53 1,9
8 Diğer Tip 85 3,5 74 2,6
9 Patlayıcı Madde Kullanımındaki Kazalar 50 2,1 82 2,9
10 Malzeme Sıçraması 10 0,4 211 7,4
11 Tezgah ve Makinaya Uzuv Kaptırma 1 0,0 604 21,3
12 Malzeme Altında Arasında Uzuv Sıkıştırma 1 0,0 200 7,0
13 El Aleti İle Ele Vurma 0 0,0 42 1,5
14 Sivri Uçlu Keskin Kenarlı Cisimle Yaralama 0 0,0 75 2,6
Toplam 2398 2841

Tablodan da görüleceği üzere, inşaat sektöründe gerek ölümle, gerekse de yaralanmay-


la sonuçlanan kazalarda insan düşmeleri (yüksekten düşmeler) birinci sırada yer almak-
tadır. Ölümle sonuçlanan kazalarda elektrik çarpmaları ikinci, yaralanmayla sonuçlanan
kazalarda ise tezgah ve makinaya uzuv kaptırma ikinci sırada yer almaktadır. Malzeme
düşmeleri yaklaşık toplam kazadaki %10’luk oranla hem ölümle hem de yaralanmayla
sonuçlanan kazalarda önemli bir yere sahiptir. Ölüm ve yaralanma sayıları ve oranları
karşılaştırıldığında, kazaların kaza şiddetine dair de yorumlar yapmak mümkündür. Söz-
gelimi yaralanmaların %21’ini oluşturan tezgah ve makinalara uzuv kaptırmadan dolayı

- 134 -
G.Emre Gürcanlı

yalnızca bir ölüm vakasına rastlanırken, elektrik çarpmalarının büyük bir kısmı ölümle
sonuçlanmıştır.
Kazazedelerin büyük bir kısmını vasıfsız işçiler oluşturmakta, ustalar ve teknik perso-
nel vasıfsız işçileri takip etmektedir. En tehlikeli inşaat şantiyelerinin ise bina şantiyeleri
olduğu,iş kaleminin fazla olması ve genellikle küçük ve orta ölçekli firmalar tarafından
gerçekleştirildiği için, bu projelerde iş güvenliği önlemlerinin alınmadığı tespit edilmiş-
tir.

İş Güvenliğinde Risk Hiyerarşisi


İş güvenliği çoğu kez konunun uzmanları tarafından dahi yanlış anlaşılmakta, yalnızca
kişisel koruyuculara indirgenmektedir. Halbuki ayrı bir uzmanlık alanı olan iş güvenli-
ğine göre temel koruma önlemleri aşağıdaki gibi bir hiyerarşi izler (EFCA- ACE, 2006):
• Riskten kaçının,
• Kaçınılmaz riskleri değerlendirin, eğer iş kalemlerini daha az riskli olanla yer değiş-
tirebiliyorsanız değiştirin,
• Risklerle kaynağında mücadele edin,
• Yapılan işi kişiye uygun hale getirin
• Tehlikeli maddeleri, malzemeleri ve çalışma sistemlerini tehlikesiz veya daha az
tehlikeli olanlarla yer değiştirin,
• Teknik gelişmelere uygun ve uyumlu şekilde çalışma ortamını yaratın. Bir başka
ifadeyle tehlikeleri yerinde izole edin.
• İşçi sağlığı ve iş güvenliği ile çalışma ortamındaki rahatlığı düşünen, teknolojiyi,
iş organizasyonunu, çalışma koşullarını, sosyal faktörleri, çalışma ortamı ile ilgili
faktörleri hesaba katan uygun bir iş kazalarını önleme politikası geliştirin.
• Özellikle toplu koruma önlemlerine, kişisel koruyuculara oranla daha fazla önem
veren bir yaklaşım geliştirerek, toplu koruma önlemlerini alın ve ardından kişisel
koruyucular verin.
Tüm bu başlıklar arasında tasarımın ikinci aşamada işin içine girdiği görülmektedir.
Daha işin başında ve risk hiyerarşisi basamaklarının en üstlerinde tasarımın göz önü-
ne alınması riskleri ortadan kaldırmak için en yerinde ve bilimsel yaklaşımdır. Bu bakış
açısı yeni olsa da giderek yaygınlık kazanmaktadır. Örneğin Avrupa Mühendislik Da-
nışmanlığı Birlikleri Federasyonu (EFCA) ve Avrupa Mimarlar Konseyi (ACE) bu konuda
bir rehber hazırlamışlar özellikle de tasarımcıların dikkatine sunmuşlardır. 2004 yılında
Bilbao’da gerçekleştirilen Avrupa İnşaat İş Güvenliği zirvesinde konuyla ilgili taraflarca
imzalanan deklarasyon sonucunda çalışmalar hızlanmış söz konusu rehber hazırlanarak
Avrupa Konseyi’nin 92/57/EEC nolu “Geçici ve hareketli inşaat şantiyelerinde minimum
işçi sağlığı ve iş güvenliği şartlarını uygulama” yönergesinde tasarımcıya yüklenen so-
rumluluklardan hareket edilerek temel ilkeler ortaya konmuştur. Örneğin burada ilginç
bir nokta, yukarıda belirtilen risk hiyerarşisinde, tasarımcı ne kadar ortadan kaldırmaya
gayret ederse etsen, eğer hala risklerin kaldığını düşünüyorsa o iş kalemleri hususunda
yüklenicileri uyarması gerektiğidir.

- 135 -
Yeni ve Zorunlu Bir Kavram Olarak “İş Güvenliği İçin Tasarım”

Tasarım ve iş güvenliği ilişkisi konusunda yapılan çalışmalar


Koruma ve önleme (sağlık, iş güvenliği ve ergonomi açısından) oldukça karmaşık bir
alan olup, ekonomiyi, kamuoyu algısını ve yasal süreçleri birbirine bağlamaktadır. Çoğu
zaman herhangi bir sistemin güvenliği (iş güvenliği) tasarımcı için belirgin ve spesifik
bir başlangıç amacı olmayıp, bu amaç iş güvenliği uzmanlarına devredilmektedir. Ancak
özellikle sanayi üretiminden söz ediliyorsa, reaktif iş güvenliği (kritik bir olay gerçekleş-
tikten sonra ona karşı önlemler alma) anlayışının tersine proaktif iş güvenliği anlayışı
herhangi bir kritik olayla ilgili pek çok hususu öngörmeyi gerektirir. Bunun için de birle-
şik çalışmalar, analizler, ileriye dönük seçeneklerin bir araya getirilmesi gerekmektedir.
Özet olarak tasarımda proaktif iş güvenliği anlayışı üç temel hususu göz önünde bulun-
durmalıdır:
1. Farklı tasarım aşamaları ve düzeyleri (müşteri, mühendis, ihtiyaç analizi, şartname-
ler vd.)
2. Şirketteki farklı yönetim düzeyleri (genel yönetim, karar merkezleri, lokal denetçi-
ler, uygulama düzeyi)
3. Farklı risk düzeyleri (operatör iş güvenliği ve sağlığı riski, sosyo-teknik sistem güve-
nilirliği, çalışanlarla ilgili riskler, çevresel riskler) (Fadier ve Garza, 2006).
Tüm bu söylenenler daha çok inşaat dışındaki, akış tipi üretimin gerçekleştiği sektörler
için temel alınabilir. Öte yandan akış tipi üretimin aksine, proje tipi üretimin gerçekleş-
tirildiği inşaat sektörü için tartışılması gereken “İş Güvenliği için Tasarım” kavramına dair
teorik bir başlangıç noktası olması açısından anlamlıdır. Herhangi bir yapının projelen-
dirilmesinde de farklı tasarım anlayışlarını, yönetim ve risk düzeylerini göz önüne ala-
rak, eş zamanlı mühendislik yöntemlerini de içeren yeni anlayışlara gereksinim olduğu
açıktır.
İş güvenliği çoğu kez inşaat aşaması başlayana kadar üzerinden atlanan bir husus olup,
bu bakış açısı tasarımcıların inşaat iş güvenliği üzerinde etkisi olduğunu tamamen dış-
lamaktadır. Halbuki tasarım bir projenin nasıl gerçekleşeceğini, proje iş kalemlerinin ve
alt bileşenlerinin nasıl bir araya getirileceği konusunda bizi yönlendirir. Çoğu durumda
tasarımcılar inşaat iş kalemlerinin nasıl uygulanacağını da farkında olmadan belirle-
miş olurlar. Öte yandan tasarımcıların büyük bir kısmı bu bilinçten yoksundur. Sadece
Türkiye’de değil, pek çok ülkede de yeni bir kavram olan İş Güvenliği için Tasarım, söz
gelimi ABD’de tamamen kişilerin inisiyatifindeyken, İngiltere’de bu konu mevzuata da
girmiş İnşaat Tasarım ve Yönetim Yönetmelikleri içinde yer almıştır. Tasarımcıların büyük
bir kısmının söz ettiği sıkıntı ise, iş güvenliği konusunda yeterli bilgi birikimine sahip
olmamalarıdır. Tasarımcıların işçi sağlığı ve iş güvenliği konusuna odaklanma şansı bu-
labildikleri projeler daha çok tasarla-inşa et projelerdir. Zira tasarımcılar bu projelerde
inşaatın yapımından sorumlu meslektaşlarıyla birlikte çalışabilmektedirler (Gambatese
ve Hinze, 1999)
Bu konuda çalışmalar yapan araştırmacıların inisiyatifiyle, ABD İşçi Sağlığı ve İş Güven-
liği Genel Müdürlüğü, tüm çalışanlarına dönük olarak yuvarlak masa toplantıları dü-
zenlemeye başlamış, “Tasarım ile Korunma Farkındalık Belgeleri”nin oluşturulması için
düğmeye basılmıştır. Mal sahibi açısından sürecin nasıl takip edileceği, farklı sözleşme
tiplerinde tasarım ve iş güvenliği ilişkisinin nasıl kurulması gerektiği üzerine Bucknell ve
Oregon Eyalet üniversitelerindeki akademisyenlerin yol göstericiliği inşaat sektöründe
konunun gündeme alınması sonucunu doğurmuştur. Bu iki üniversiteye ek olarak Doğu

- 136 -
G.Emre Gürcanlı

Carolina ve Purdue üniversiteleri de, fakültelerin ders programlarında uygun derslere


bu İş Güvenliği İçin Tasarım veya Tasarım ile Korunma kavramlarını dahil etmek için,
kavramsal çerçeveyi ve uygun örnekleri sunan eğitim modülleri oluşturmaya başlamış-
lardır. 1994 yılıntan beri, bina tasarımcıları tasarımlarında inşaat, bakım ve yıkım aşa-
malarında çalışma koşullarını göz önünde bulundurmak konusunda yasal yükümlülüğe
sahiptir. Bu yükümlülük 92/57 nolu Avrupa Komisyonu yönergesinde yer almakta olup,
tüm üye ülkeler tarafından kendi mevzuatlarına dahil edilmiştir. Ancak pek çok çalışma
göstermiştik ki, tasarımcılar yalnızca inşaatlarda değil diğer sektörlerde de bu yüküm-
lülüğü yerine getirmede eksik kalmaktadır (Hide et al., 1999; Trethewy and Atkinson,
2003; Bluff, 2003; Health and Safety Executive, 2004; Behm, 2005; Fadier and de la Garza,
2006).

Tasarım ile İş Güvenliğini Sağlamak


İş Güvenliği için Tasarım kavramına somut örneklerle devam etmek anlamlı olacaktır.
Tablo 2’de basit bir şekilde, daha tasarım aşamasında iş güvenliği önlemlerinin nasıl
alındığını özet olarak göstermektedir.
Parapet duvarlar, çatı, köprü, balkon, vb yapıların çevresinde korkuluk olarak yapılan
alçak duvar, evin duvarlarının çatının üstüne çıkan kısmı çatı, teras veya balkonlardaki
korkuluk duvarları olarak tanımlanabilir. Bu duvarların estetik açıdan da binanın dış gö-
rünüşüyle uyumlu olarak yüksek bir şekilde tasarlanması, inşaat sırasında bu duvarların
yapılış sırasının iş programında bazı işlerin önüne alınması, doğalında düşmeye karşı bir
önlem anlamına gelebilecek, tasarım aşamasında düşme riskleri büyük ölçüde azaltıla-
bilecektir.
Bir başka önemli tasarım ayrıntısı ise çatılardaki aydınlıklardır. Bu tip kazaların çok basit
bir tasarım değişikliği ile önlenebilmesi mümkündür. İnşaat sektöründe en fazla ölüm-
le sonuçlanan kazaya yol açan yüksekten düşmeler içinde, aydınlıklara, şeffaf eterni-
te basarak ölümler ciddi bir oranda bulunmaktadır. Bunu önlemek için kuşkusuz çatı
merdiveni kullanmak veya çatıda üzerinde yürümek için keresteleri dizmek veya uygun
platform kullanmak da bir tercihtir. Ancak yapıyı yalnızca inşa sırasında değil, sonrasın-
da bakım ve onarım aşamasında da düşünmek gereklidir. Çok basit ve masrafı düşük bir
tasarım değişikliği tüm bu önlemleri dahi gereksiz kılacak ve bu türden kazaları kesin-
likle önleyecektir. Bunun için çatılardaki aydınlıkların çevresine ve/veya üzerine kalıcı
korkuluk, ızgara tasarlanabilir, bu aydınlıklar düz değil bombeli şekilde yapılabilir.
Bir başka örnek ise döşeme imalatıdır. Frijiters ve Swuste (2008) çalışmalarında döşe-
me tiplerine göre iş güvenliği risklerinin değişip değişmediğini incelemişler ve geniş
döşeme ile boşluklu-kirişli döşeme yöntemlerini kıyaslamışlardır. Bu çalışmada yalnızca
düşme ve tökezleme tipi kazalar incelenmiş ve yalnızca iş kalemi olarak döşeme inşaatı
ve alt kalemleri ele alınmıştır. Daha tasarım aşamasında özellikle düşme tipi iş kazaları
risklerinin göz önüne alınıp tasarım alternatiflerinin ona göre seçilmesinin riskleri azalt-
tığı vaka çalışması ile de gösterilmiş, boşluklu-kirişli döşeme tercih edilmesi gerektiği-
nin altı çizilmiştir.
Gangolells ve diğerleri (2010) yaptıkları çalışmada, tek tek ana iş kalemleri (döşeme
imalatı, çatı, hafriyat işleri gibi) için olası iş kazası risklerini (yüksekten düşme, malzeme
düşmesi/çarpması gibi) tasarım aşamasındayken hesaplamışlar, bunu yaparken proje
çizimleri, metraj listelerinden yararlanmışlardır. Zira farklı tasarım alternatifleri için farklı

- 137 -
Yeni ve Zorunlu Bir Kavram Olarak “İş Güvenliği İçin Tasarım”

imalatlar, imalat miktarları ve malzemeler bulunmakta bunların miktar ve adetlerinin


de hesaplanması risk hesabında kullanılmaktadır. Bunlar yazarlar tarafından iş güven-
liği indikatörleri olarak tanımlanmıştır. Örneğin “döşeme kenarlarındaki duvar ve kapı
boşluklarından düşme” şeklindeki riskin düzeyi hesaplanırken ve farklı alternatifler kar-
şılaştırılırken “korkuluk veya parapet olmayan, pencere ve balkon sayısı” bir indikatör
olurken, “döşeme boşluklarından düşme” riski hesaplanırken, 0.40 m2’den büyük boş-
lukların toplam miktarı bir indikatör olabilmektedir. Bazı iş kalemleri için ise, toplam
imalat içindeki payı (dış sıvanın iç sıvaya oranı gibi) ele alınmaktadır. Bu bakış açısıyla

Tablo 2 - İnşaat Güvenliği için Tasarım- Tasarım Detayları


(Weinstein(2005), Gambatese (1997), Behm(2005))

Öneri Amaç
Yerde inşa edilecek ve yerinde monte İşçilerin yüksekten düşmesini ve düşen
edilecek prefabrike üniteler tasarlayın objelerin işçilere çarpmasını önlemek
Yer altı tesisatlarının yerleştirilmesin- Çukur, hendek kazılmasından kaynakla-
de çukur ve hendek kazılmasına gerek nan tehlikeleri ortadan kaldırmak
olmayan teknolojiler kullanın
Yapı ile elektrik nakil hatları arasında Vinçlerin elektrik nakil hatlarına teması
yeterli açıklık bırakın tehlikesini ortadan kaldırın
42 inch (106.7 cm) parapet duvarları Düşmeye karşı önlemlere duyulan gerek-
tasarlayın sinimi ortadan kaldırın
Sabit ankraj noktaları tasarlayın Gerek inşaat sırasında, gerekse de
binanın sonraki aşamalarında bakım,
onarım işlerinde düşmeye karşı alınacak
önlemlerde sabit ve mukavemetli ankraj
noktalarıyla riskleri azaltın
Şartnamede, zararlı duman emisyonu Zararlı gaz, duman emisyonunu azaltın
olmayan astar boya, yapıştırıcı ve benzeri
kaplama malzemesi kullanılmasını şart
koşun
Çatılarda sabit, kalıcı ankraj noktaları Özellikle mesken tipi konutlarda gelecek-
tasarlayın te gerçekleşecek çatı onarım ve bakımla-
rında düşmeye karşı önlem sağlayın
Kule yapılarında kablo tipi cankurtaran Gelecekte, bu tip binalarda işçilerin
halatı sistemleri tasarlayın yapıya kendisini bağlayabilmesi, aşağı
ve yukarı rahatlıkla hareket etmesini
sağlayın
Pencere eşiklerini zeminden 42 inch Düşmeye karşı önlemlere duyulan gerek-
(106.7 cm) yüksek olacak şekilde tasar- sinimi gerek inşaat, gerekse de sonraki
layın bakımlar sırasında ortadan kaldırın
Çatılardaki aydınlıkların çevresine veya İşçilerin aydınlıklar yanlışlıkla basıp,
üzerine sabit, kalıcı korkuluk, metal çer- kırması ve yüksekten düşmesini baştan
çeve tasarlayın önleyin

- 138 -
G.Emre Gürcanlı

Tablo 3 - Tasarım ile ilgili önerilerce işaret edilen inşaat şantiyesi tehlikeleri ve
Türkiye’deki inşaat iş kazalarının karşılaştırılması.

Gambatese ve
Gürcanlı (2006)
Hinze (1999)

kaçında bulun-

Yaralanma
duğu (%)*
Önerilerin
önerildiği
Kaza Tipi

Kaç kez

Ölüm

%
İnsan Düşmesi (1)** 133 33.7 1028 42,9 934 32,9
Elektrik Çarpması (2) 59 14.9 293 12,2 80 2,8
Kazı Kenarının Göçmesi (7) 53 13.4 138 5,8 53 1,9
Patlayıcı Madde Kazaları (9) 52 13.2 50 2,1 82 2,9
Yangın 41 10.4
Zehirli maddeler 33 8.4
Çalışma Alanı 31 7.8
Çevre, hava koşulları 28 7.1
Şantiye İçi Trafik Kazası (5) 25 6.3 168 7,0 38 1,3
Tezgaha/Makinaya Uzuv Kaptırma (11) 20 5.1 1 0,0 604 21,3
Malzeme Düşmesi, Malzeme Sıçraması, 20 5.1 262 10,9 731 25,7
Altında Arasında Uzuv Sıkıştırma, El
Aleti İle Ele Vurma (3)***
İşçiyle ilgili hususlar 18 4.6
Engeller 17 4.3
Yapı Makinasındaki Kazalar (4) 12 3 206 8,6 97 3,4
Dar Alanlar 10 2.5
Yapı Kısmının Çökmesi (6) 6 1.5 167 7,0 73 2,6
Işıklandırma 5 1.3
Diğer Tip 85 3,5 74 2,6
Sivri Uçlu Keskin Kenarlı Cisimle Yara- 0 0,0 75 2,6
lama
Toplam 563 2398 2841
* Bazı öneriler birden fazla işyeri tehlikesinde bulunduğundan dolayı, toplam %100’den fazla
olmaktadır.
** Parantez içindeki sayılar Gürcanlı (2006) tarafından verilen Türkiye’deki inşaat kazalarındaki
sıralamadır.
*** Malzeme Düşmeleri, Sıçralamaları, Malzeme altında uzuv sıkıştırma ve El aleti ile vurmalar
aynı kapsamda değerlendirilmiştir. Ölümle sonuçlanan kazalarda malzeme sıçramaları ve el ale-
ti hemen hemen yoktur

- 139 -
Yeni ve Zorunlu Bir Kavram Olarak “İş Güvenliği İçin Tasarım”

yerinde dış cephe kaplaması (tuğla dış cephe, tuğla duvar-doğal taş kaplama, tuğla
duvar-sıva) alternatifleri ile prekast kaplama (yerinde sıva olmadan imal edilen prekast
beton paneller) karşılaştırılmıştır. Yapılan çalışma ile Prekast beton duvar imalatı ile tüm
risk kalemleri azaltılmaktadır. Bu da bir kez daha, tasarım aşamasında iş kazası risklerinin
ne ölçüde azaltılabileceğini net bir şekilde göstermektedir.
Gambatese ve Hinze, yaptıkları çalışmalarda, iş güvenliğini sağlamaya dönük olarak ta-
sarım önerilerini incelemişlerdir (Gambetese ve Hinze 1999). Bu çalışmada iş güvenliği
tasarım el kitapları, çeklistleri, araştırmacılarla yapılan görüşmeler, yüz yüze ve telefonla
yapılan mülakatlar, bu konuda yayınlanmış dergilerdeki makaleler incelenerik toplan
395 tasarım önerisi tespit edilmiştir. Bir başka ifadeyle, tasarımla ilgili 395 farklı deği-
şiklik iş kazalarında büyük bir azalmaya yol açacaktır. Bu öneriler ile Türkiye’de inşaat
sektöründe gerçekleşen toplam 5239 iş kazasının analizi (Gürcanlı 2006) Tablo 3’te kar-
şılaştırılmıştır.
Söz konusu tasarım önerilerinin Türkiye’de en sık rastlanan iş kazalarını ne kadar bü-
yük ölçüde değiştirebileceği çok net bir şekilde görülebilmektedir. Toplam 395 tasarım
önerisi ile bağlantılı olan inşaat tehlikelerinin toplamı 563’tür. Bu önerilerden insan
düşmesi, elektrik çarpması, malzeme düşmesi, sıçraması vb. ile ilgili önerilerin toplam
öneriler içinde %53.7’lik bir paya sahip olduğu görülmektedir (üçüncü sütun, 1, 2 ve 11
satırların toplamı). Bu önerilerin hesaba katılarak tasarımda değişiklik yapılması halin-
de ise, Türkiye’de ölümle sonuçlanan kazaların %66’sının doğrudan azalacağı çok nettir
(beşinci sütun, 1, 2 ve 11 satırların toplamı). Örneğin inşaat edilecek kısımların bileşen-
lerini prefabrik olarak önceden fabrikada üretmek veya ilk once yerde imalatını yapıp
sonrasında yerinde birleştirmek (iskelelerin her katını yerde kurmak ve vinç yardımıyla
üst üste monte etmek gibi) hem yüksekten düşmeleri, hem de malzeme düşmesi riskini
ortadan kaldıracaktır. Yukarıda Tablo 3’te de verilen örnekler tasarım değişikliklerinin
nasıl yapılabileceğini göstermektedir.

Sonuç
Bu çalışmada işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda tasarım aşamasında alınması gere-
ken önlemler, tasarımcı, yüklenici ve mal sahibi arasındaki proje öncesindeki ilişkinin
çok basit bir şekilde iş güvenliğini nasıl etkileyebileceği üzerinde durulmuştur. Bilimsel
olarak defalarca kanıtlanmış ve olgularla da desteklenen risk hiyerarşisine göre, kimi
zaman bir tasarım değişikliği, kimi zaman tasarımdaki eklemeler ile daha projenin ön
tasarım evresinde oldukça düşük maliyetle bazı değişiklikler yapılmak suretiyle, proje
aşamasında büyük ölçüde iş kazaları riskleri ortadan kaldırılabilmektedir. Tüm bunla-
rın yanı sıra, artık iş güvenliği bir binanın veya mühendislik yapısının yaşam döngüsü
içinde ele alınmakta, bakım, onarım, tadilat gibi aşamalar dahi tasarım evresinde düşü-
nülmektedir. Tüm bunlar gerçekleştirildiği takdirde, iş kazalarının felaket boyutlarındaki
değerleri azaltılacak, daha sağlıklı ve güvenli çalışma ortamları yaratılacaktır.

Kaynaklar
Bluff, L., (2003). Regulating safe design and planning of construction works, National
Research Centre for Occupational Health and Safety
Regulations, Australian National University, Working paper 19, Canberra, September,
2003.

- 140 -
G.Emre Gürcanlı

Behm M. (2005). “Linking construction fatalities to the design for construction safety
concept”, Safety Science, 43(8) 589-611
EFCA ve ACE, (2006), Designing for Safety in Construction, Taking account of the
“general principles of prevention” Guidelines.
Frijters, A.C.P ve Swuste P.H.J.J., (2008) Safety assessment in design and preparation
phase Safety Science 46, 248-258
Fadier E. ve De la Garza C. (2006). “Safety design: Towards a new philosophy”, Safety
Science, 44 (1), 55-73
Gambatese J. Ve Hinze J., (1999). “Addressing construction worker safety in the design
phase: Designing for construction worker safety”, Automation in Construction, 8(6),
643-649
Gangolells M., Casals M., Forcada N., Roca X, Fuertes A., (2010). “Mitigating construction
safety risks using prevention through design” Journal of Safety Research, 41 (2), 107-
122
Gürcanlı G.E., (2006). İnşaat Şantiyelerinde Bulanık Kümeler Yardımıyla İş Güvenliği Risk
Analizi Yöntemi. Yayınlanmamış Doktora Tezi, İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü
Hide, S., Hastings, S., Gyi, D., Haslam, R., Gibb, A., (1999). Using focus group data to
inform development as an accident study method for the construction industry.
Constr. Manage. Econ. (19990300), 0144-6193 17 (2), 197–204.
Health and Safety Executive, (1997). The costs of accidents at work, HSG96, Great Britain.
Health and Safety Executive, (2004). Peer review of analysis of specialist group, reports
on causes of construction accidents. Research report 218. HSE Books, ISBN: 0 7176
2836 1.
Trethewy, R., Atkinson, M., (2003). Enhanced safety, health and environmental outcomes
through improved design. J. OHS – Australia and New Zealand 19, 465–475

- 141 -
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

İnşaat Sektöründe İş Güvenliği Yönetimi ve


Genel İş Güvenliği Performansı İlişkisinin
Değerlendirilmesi Yöntemi

Tamer Metinsoy1, Uğur Müngen2

Özet
İnşaatlarda iş güvenliği Türkiye’deki tüm yasal düzenlemelere rağmen kötü bir haldedir. Ba-
şından sonuna kadar, inşaat süreci karmaşık olup, bir takım belirsizlikler ve yüksek ölüm
oranı ile bilinmektedir. Etkili bir iş güvenliği yönetimi olup, işçi ve işveren muhtemel risklerin
önlemlerini aldığında, yüksek ölüm oranına rağmen inşaatlar güvenli bir çalışma mahalli
olabilir.
Bu bağlamda çalışmanın amacı, inşaatlarda iş güvenliğini artırmak için iş güvenliği yöne-
tim performansını ve sahadaki iş güvenliği performansını değerlendirerek şantiyenin genel
iş güvenliği performansını belirleyen yeni bir yöntem önermektir. Çalışma özellikle geliştiri-
len anket ve kontrol listesi sayesinde şantiyelerden veri almaya ve SME (İş güvenliği yönetim
değerlendiricisi) adında bulanık mantık yaklaşımı temelinde çalışıp yüklenici firmaların iş
güvenliği yönetim performansını ve sahadaki iş güvenliği performansını değerlendirme
kabiliyetine sahip olan ve iş güvenliği yönetiminin eksikliklerini bildiren yazılımı ortaya çı-
karmaya dayanmaktadır. Anketi yanıtlayanlar iş güvenliği yöneticileri olup anket verileri
30 adet devam etmekte olan bina tipi inşaatlardan örneklem alınarak toplanmıştır. İş gü-
venliğinin gerçek durumunu gözlemlemek amacıyla kontrol listesi yazar tarafından yerinde
uygulanmıştır. Çalışma, farklı değişkenler arasındaki ilişki kalıplarını ortaya çıkarmak için
faktör analizi ve iş güvenliği yönetimi bileşenleri ilgileşimi ve tanımlayıcı istatistikleri de içer-
mektedir. Bu değerlendirmenin amacı, inşaat firmaları için Türk inşaat sektörü için geliştiri-
len iş güvenliği dizinine göre sınıflandırılabilir bir temel nokta oluşturmaktır. İş güvenliği yö-
netim sistemini ve sahadaki iş güvenliği performansını içeren bir genel iş güvenliği indeksi
geliştirilerek, “bir inşaat şirketinin iş güvenliği yönetimi ve sahadaki performans eksiklikleri”
Türkiye için iş güvenliği endeksi ölçeğine göre belirlenir.
Anahtar Kelimeler: İş güvenliği yönetimi, İş güvenliği performansı, Bulanık mantık, Anket,
İş güvenliği endeksi

1
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İş Teftiş Kurulu, İstanbul Grup Başkanlığı, İstanbul. -
tmetinsoy@boun.edu.tr
2
İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul. - mungen@itu.edu.tr

- 143 -
İnşaat Sektöründe İş Güvenliği Yönetimi ve Genel İş Güvenliği Performansı İlişkisinin ...

Giriş
Bu çalışmanın amacı, yapılarda iş güvenliğini artırmak için yönetim iş güvenliği per-
formansını ve şantiye uygulama performansını değerlendirmeye dahil ederek inşaatın
genel güvenlik performansını belirleyen yeni bir metodoloji önermektir.
Çalışma, özellikle inşaat müteahhitleri iş güvenliği yönetim performansı ve sahadaki
güvenlik performansını değerlendirmek ve yönetim eksiklikleri bildirme yeteneğine sa-
hip bulanık mantık yaklaşımı temelinde çalışan, veri alma model ve yazılım geliştirme
tekniğine dayanmaktadır. Bu değerlendirmenin amacı, Türk inşaat sektörü için gelişti-
rilen güvenlik endeksine göre inşaat firmalarını sınıflandırılabilir bir temel nokta oluş-
turmaktır.
Bu çalışmada ele alınacak Araştırma sorularını şöyle sıralanabilir:
1. Genel iş güvenliğine etkisi olan ve geliştirilmesi gereken iş güvenliği yönetim ek-
siklikleri nelerdir.
2. Türkiye için geliştirilen güvenlik endeksine göre iş güvenliği yönetiminin eksiklik-
leri nelerdir.
3. Genel iş güvenliği performansı iş güvenliği yönetimine ne kadar bağlıdır.
4. Genel iş güvenliğini etkileyen ve düşük performans gösteren iş güvenliği yönetimi
öğeleri nelerdir.
5. Genel iş güvenliği performansı ve iş güvenliği yönetimi elemanları arasındaki ilişki
nedir?

İş Güvenliği Yönetimi Anketi ve Sahada Uygulanacak Kontrol


Listesinin Geliştirilmesi
Önceki bölümlerde de kurulan sonuçlar iş güvenliğini geliştirmede müteahhitlere ve
devlete yardımcı olabilecek bir iş güvenliği yönetimi değerlendirme ve karşılaştırma
aracına ihtiyacı göstermektedir. Bu araştırma verileri anket, mülakat ve saha ziyaretleri
yoluyla toplanmıştır.
Veri toplamada için ilk adım olarak, iş güvenliği yönetimi performansını değerlendirmek
için bir anket ve saha iş güvenliği değerlendirmek için bir kontrol listesi geliştirilmiştir.
Anket bölümünde iş güvenliği yönetim uygulamaları verileri mevcut güvenlik prog-
ramları, çalışanların katılımı, tehlike analizi, denetim ve eğitim gibi konularda geliştiri-
len anket yoluyla toplanmıştır. Kontrol listesi bölümünde standart bir kontrol listesi ile
sahadan bilgi almıştır.
Çalışma İstanbul’da bulunan büyük ölçekli inşaat şirketlerini hedeflemiş olup, iş güven-
liği yönetim sorumluları ile iş güvenlik uzmanları ile yürütülmüştür.
Aksorn ve Hadikusumo (2007) üç büyük ölçekli inşaat projelerinde yaptıkları çalışmada
iş güvenliği faktörlerin etkisini doğrulamışlardır. S. Ahmet (1999) tüm inşaat sektöründe
çalışma için öncelikle bina inşaat sektörünü dahil etmiştir. İş güvenliği yönetimi araştır-
masını yerinde denetim yapmadan inşaat firmasının genel iş güvenlik performansını
değerlendirmiştir. Anket 57 inşaat firmalarına gönderilmiştir. Yapılan çalışmamızda pro-
jeler benzer niteliklerde seçilmiştir. Aşağıdaki kriterler proje seçimi için dikkate alınmıştır:
• Projeler bina inşaatı olmalıdır.

- 144 -
Tamer Metinsoy, Uğur Müngen

• Her projede 50 den fazla işçi olması ve iş güvenliği yönetimi olmalıdır.


• Bina birinci kat seviyesinde olmalıdır
• İş güvenliği Uzmanı bulunmalıdır.
• Projenin birden fazla taşeronu olmalıdır.
Çalışma için seçilen 43 Şirketle başlangıçta araştırma çalışmasına katılıp katılmayacak-
larını tespit etmek için telefonla temasa geçilmiştir. Katılmayı kabul eden toplamda 30
şantiyede çalışma yapılmıştır. İstatistiksel analiz yapılmıştır ve önemli bilgiler sonuç ve
önerilerde kullanılmıştır.
Kendi firmaları için anketi dolduran tüm şirket temsilcileri bir yönetici pozisyonda veya
bir iş güvenliği uzmanı konumdadır. Kontrol listesi her inşaatta güvenilir ve objektif
sonuçlar alınması amacıyla yerinde yazar tarafından uygulanmıştır. Katılımcı firmaların
büyüklüğü çalışan sayısı açısından değişmektedir. Ziyaret edilen yapılarda çalışanların
toplam sayısı 4.206’dır. 7 inşaat şirketinin 200’den fazla işçi bulunmaktadır. Firmaların
unvanları şirketlerin ticari durumu nedeniyle gizli tutulmuştur.

Kontrol Listesi
Kontrol listesi Jannadi ve Assaf tarafından yapılan çalışmadan uyarlanmıştır. Bu siste-
matik iş sağlığı ve güvenliği kontrol listesi Türk İnşaat Sektöründe uygulama eksiklikleri
göstermektedir. Şantiye ile ilgili bu değerlendirme yönteminin karmaşık risk değerlen-
dirmesi yerine basit bir yaklaşım kullanır. Güvenilirlik ve basitlik yüzünden bu değerlen-
dirme kullanılmıştır. Bu kontrol listesi iş güvenliği açısından önemli olduğu düşünülen
ve aynı zamanda yönetmelikler ve Uluslararası Çalışma Örgütü düzenlemelerine ve Tür-
kiye’deki mevcut güvenlik mevzuatına uygun öğeleri içerir.

Data Analizi
Jannadi ve Assaf’ın uyguladığı liste aşağıda verilmektedir. Toplam evet sayısı Her kısım-
daki evetler ve hayırlar toplamına bölünüp sonuç bulunmaktadır.

Tablo 1 - Kontrol Listesi Sınıflaması


Score Condition
0-59 % Zayıf
60-69% Vasat
70-79% İyi
80-89% Çok İyi
90-100% Mükemmel

Tablo da görüldüğü gibi, 30 inşaat şirketinin genel güvenlik performansı endeksi 72,3%
ve bu da 10 puan üzerinden 7,23 anlamına gelmektedir. Böylece SPI 7,23 olarak elde
edilir. Çalışmaya katılan şirketler için genellikle yüksek bir güvenlik yönetimi perfor-
mans gösterse de yüksek varyans bu performansın sahaya tam olarak yansıtılamadığını

- 145 -
İnşaat Sektöründe İş Güvenliği Yönetimi ve Genel İş Güvenliği Performansı İlişkisinin ...

ve uygulama hataları bulunduğunu belirtmektedir.


Bu sonuçlar Yangın dışında, Türkiye’de iş kazalarının yol açtığı yaralanmalar ile bire bir
uyum içindedir. Diğer bölümlerin aksine yangın özel durum nedeniyle, en düşük gü-
venlik düzeyi de ikinci sırada yer alıyor olmasına rağmen, bu yaralanmaların ana sebebi
değildir. Yangın nadiren yapılarda görülmektedir ve bu işçiler için genellikle tepki ve algı
zamanı bırakmaktadır. Yangının aksine kazaların diğer türleri aniden ortaya çıkmaktadır.
Yüksekten düşme kaza türleri arasında ilk sıradadır. Birçok çalışan inşaat sektöründe
her yıl düşme sebebiyle ölmektedir. Koruma ve iskele uygulama eksiklikleri düşmenin
önemli bir kısmını oluşturmaktadır.
Düşme riski iş güvenliği programlarında bulunmasına rağmen işçilerin düşmeyi engel-
leyici yeterli sistemleri kullanmadığı gözlenmiştir ve yüksekten düşmeyi önlemek için
yeterli korkuluk bulunmamaktadır. İş güvenliği yönetiminin programı bu yüzden belge-
lerde kalmaktadır. Bu gerçek düşme tipi kazaların arka planını oluşturur.
Ayrıca Kazı işleri ankette en düşük güvenlik düzeylerinden birine sahiptir. Yüzde 69,4 ile
kazı işleri iş güvenliği açısından zayıf olarak tespit edilmiştir. Yaralanmaların çoğu toprak
çökmesi sonucu bireylerin boğulması şeklindedir.. Bu nedenle, yeterli iksa sistemi uygu-
lanmalıdır, kazı kenarlarına payanda veya siper kutusu ve kazı korkulukları konmalıdır.

Tablo 2 - Kontrol Listesi Sonuçları

Rank Safety Division Average Score over 100 Condition


1 7. Kalıp İşleri 96,0 Mükemmel
2 11. Sağlık ve Rahatlık 87,2 Çok İyi
3 9. Düzen 83,2 Çok İyi
4 4. Vinç ve Kaldırma Araçları 75,0 İyi
5 5. El araçları 74,1 İyi
6. 6. Elektrik 70,4 İyi
6. 8. Kişisel Koruyucu 70,4 İyi
8. 3. Hafriyat 69,4 Vasat
9. 1. İskeleler 67,3 Vasat
10 10. Yangın 55,6 Zayıf
11 2. Yüksekten Düşme 50,9 Zayıf
Genel Performans 72,3 İyi

Average Safety Score Variance Standard Deviation


72,3 168,74 12,99

İş Güvenliği Yönetimi Değerlendirmesi


Önceki bölümlerde açıklandığı üzere yönetim iş güvenliğini; etkin yönetmek sağlık ve
güvenlik programları, yakın kaza, soruşturma, inceleme ve güvenlik performansı her
düzeyde denetimler yapan sağlık ve güvenlik toplantıları ile teşvik etmelidir.

- 146 -
Tamer Metinsoy, Uğur Müngen

Bu çalışmada iş güvenliği yönetimi faaliyetlerinin seviyesinin yoğunluğunu yansıtan bir


iş güvenliği yönetim endeksi (SMI) geliştirilmiştir. Geliştirilen endeks daha sonra inşaat
şirketi genel güvenlik performansı ile karşılaştırmak için güvenlik yönetimi faaliyetleri-
ne eksikliklerini tespit etmek için kullanılmıştır. SMI söz konusu inşaatın iş güvenliği yö-
netim etkinliğini belirtmektedir. SMI tahmini ayrıntılı bir iş güvenliği çalışması gerektirir.
Farklı yönetim sistemlerinde iş güvenliği yönetim kriterleri göz önünde bulundurularak
bir anket geliştirilmiş ve inşaat şirketlerinde iş güvenliği yönetim uygulanması ile ilgili
sorunları anlamak için 13 güvenlik yönetimi kriteri ve onların 51 alt faktörler literatürde
tespit edilmiştir.
Ankette yer alan öğeler şunlardır: İş Güvenliği Programları, Güvenlik ve Sağlık Sorumlu-
lukları, Görev için Çalışan Katılımı, İşe Uygunluk, Tehlike Analizi, Risk Önleme ve Kontrol
/ Azaltma, İç denetimler, Acil Müdahale Planları, İlk Yardım / Tıbbi Gereksinimleri, Gü-
venlik ve Sağlık Kaza Soruşturma, Raporlama ve Analiz, Eğitim ve Güvenlik Toplantıları,
İş Güvenliği Kurulları ve Yüklenici / Alt Yüklenici İlişki.
Yeni bir anket geliştirilmekte olduğundan ölçüm hataları azaltmak için geniş literatür
taraması yapılmış ve güvenilirlik testleri ayrıntılı olarak uygulanmıştır.

Data Analizi
SMI tahmininin hedefi farklı iş güvenliği yönetimi bileşenleri bir araya getirmektir. Bu
kombinasyon özellikle inşaat alanının genel güvenlik performansına (OSP) elde etmek
için gereklidir.
Gerçek durum ve korelasyonu görmek için, iş güvenliği yönetim elemanları arasında ve
sahada güvenlik performansı tespitinde analitik hiyerarşi süreci uygulanmamış ve her iş
güvenliği yönetim elemanının ağırlığı ankette 1 olarak atanmıştır.
İş Güvenliği yönetim performansı (SMI) aşağıdaki eşitlik kullanılarak bulunur:

Temel istatistiksel analiz ve tamamlanan anket ile yürütülen sonuçlar bu çalışmada be-
lirtilmiştir. Tablo iş güvenliği yönetim faaliyetlerinin ortalama sıralaması ayrıntılı bir dö-
kümünü göstermektedir. İnşaat firmaları SMI’ları 4,76 ile 3,42 arasında değişmektedir
varyans ise 0,73 civarında değişmektedir.
İş güvenliği yönetiminin en yüksek ilk beş öğesi İlkyardım- tıbbi gereksinimler (orta-
lama değeri = 4,76), Güvenlik komiteleri (ortalama değeri = 4,48), Tehlike önleme ve
kontrol / azaltma (ortalama değeri = 4,41), İş Güvenliği sorumluluk ve hesap verebilirlik,
( ortalama değeri = 4,38) ve kaza inceleme, raporlama ve analiz (ortalama değeri = 4.34).
İş güvenliği yönetimi’nin beş düşük performans elemanları, Acil Müdahale Planları
(3,42), Yüklenici / Alt Yüklenici(3,49), iç-Denetimler (3,75), Göreve Uygunluk(3,78), Eği-
tim ve İş Güvenliği Toplantıları (3,85)dır.
İş güvenliği yönetimi 13 elemanı doğrusal olarak SPI ile ilişkilendirilmiştir. Bulgular diğer
çalışmalarda bildirilen sonuçlardan farklı olarak iş güvenliği yönetim performansı (SMI)
ve On-site güvenlik performansı (SPI) arasında çok güçlü pozitif doğrusal bir ilişki olma-
dığını göstermektedir. Korelasyon katsayısı Pearson r-değeri 0,01 anlamlılık düzeyi ile
0.658 olarak bulunmuştur. Bu sonuçlar bir kontrol listesi ile yerinde gerçek durumları

- 147 -
İnşaat Sektöründe İş Güvenliği Yönetimi ve Genel İş Güvenliği Performansı İlişkisinin ...

gözlemlenmesinin geleneksel sonuçları değiştirdiğini göstermektedir.


Çalışmaya katılan firmalar genelde (10 üzerinden 8,25) yüksek güvenlik yönetim per-
formans gösterse de sahadaki iş güvenliği performansına tam anlamıyla yansıma ol-
mamıştır.
Bu bulgular şirketlerin iş güvenliği yönetim sistemlerinin olması gerektiği gibi çalışma-
dığını göstermektedir. Bu yönetim faaliyetlerinin tüm işçiler ve şantiye bir parçası olarak
empoze edilemediği açıktır. Bu durum müteahhit / taşeron ilişkisi, eğitim ve güvenlik
yönetimi için düşük iş güvenliği performansını açıklamaktadır.

İş Güvenliği Yönetimi Elemanlarının Faktör Analizi


Faktör analizi ile değişkenler gruplanmakta ve kolay işlenebilir olmaktadır. Birincil analiz
13 bileşenlerin tüm değişkenleri ile çalıştırıldığında ilk anket yapısında faktörlerin aynı
sayıda belirten 1,00’den daha yüksek bulunmuştur. Bu anketin güvenilirliğini ortaya
koymaktadır.Faktör analizi kullanım uygunluğunu amacıyla çeşitli testler gereklidir. İlk
adım olarak R matrisinin determinantı 0,00001’den daha fazla olmalıdır. Araştırmada bu
veriler için bu değer 0,0000227 olup 0,00001 değerinden büyüktür.

Tablo 3 - İş Güvenliği Yönetimi Değerlendirmesi Sonuçları

- 148 -
Tamer Metinsoy, Uğur Müngen

Tablo 4 - KMO ve Bartlett’s test

Kaiser-Meyer-Olkin Measure of
,844
Sampling Adequacy.
Bartlett’s Test of Sphericity Approx. Chi-Square 254,874

Birinci faktör iş güvenliği yönetimi taahhüttü ile ilişkili, ikinci faktör saha ve işçi kontrolü
ilişki, üçüncü faktör ise iş güvenliği düzenlemeleri ile ilgili görünmektedir.
Faktör analizine göre saha ve işçi kontrolü faktörü diğer bileşenler daha düşük olduğu
bulunmuştur ve bu neden inşaat firmalarının yerinde güvenlik performansının (SPI) dü-
şük olmasının nedeni açıklamaktadır.

Tablo 5 - Faktör Analizi


Eigenvalue
Dimension

Cumulati-
Variance

Variance

Loading
ve % of

Factor
% of

Interpreted
Component Sub-Elements
1 7,461 57,390 57,390 Management Accident ,786
commitment Investigation
Reporting, and ,766
Analysis
Safety and Health
Responsibilities and ,672
Accountability ,661
Training/Safety
Meetings ,599
Safety and health ,578
program
Hazard Analysis
Emergency Response
Plans
2 1,048 8,063 65,453 Site and Hazard Prevention ,817
worker and Control
control Fitness for Duty ,783
Contractor/Sub ,721
contraction
Relationship ,641
Self-Inspections ,596
Employee
Involvement
3 0,966 7,432 72,886 Safety Safety Committees ,854
Arrangement First Aid/Medical ,729
Requirements

- 149 -
İnşaat Sektöründe İş Güvenliği Yönetimi ve Genel İş Güvenliği Performansı İlişkisinin ...

İş Güvenliği Performansı Değerlendirme Modeli


Bu bölümde bulanık mantık prensipleri, modelleri, tezdeki uygulanabilirliği, tartışıl-
maktadır.

Şekil 1 - Tezdeki Modelin Bulanık Mantık Sistemi

Şantiye ve iş güvenliği yönetim performansı entegredir ve bu entegrasyon inşaatın ge-


nel güvenlik performansını belirler.
Bu sistematik yaklaşım ile uzman görüşü ve mevcut iş güvenliği seviyesi genel bir gü-
venlik indeksi vermek için bulanık mantık kuralları çerçevesinde kombine edilebilir.
Yukarıda da belirtildiği gibi dilsel değişkenler için SMI, SPI ve OSPI için 5 seviye kullanı-
labilir. Literatür dilsel değişkenlerin 4-7 düzeylerinde yaygın olarak kullanıldığını göster-
mektedir. Üyelik fonksiyonları aşağıda gösterilmiştir.

Şekil 2 - SPI Üyelik Fonksiyonu

- 150 -
Tamer Metinsoy, Uğur Müngen

Şekil 3 - SMI Üyelik Fonksiyonu

Şekil 4 - OSPI Üyelik Fonksiyonu

Çıktı tahmini aşağıdakilerden biri veya bir kombinasyonudur.


• Zayıf Güvenlik
• Vasat Güvenlik
• Ortalama Güvenlik
• Yeterli Güvenlik
• Yüksek Güvenlik
Bulanık kural tabanında tüm kuralları Mamdani dolaylı yöntemler kullanılarak birleşti-
rilip değerlendirilmiştir. Bu araştırmada kullanılan kural tabanında 25 kural aşağıdaki
gibidir.
• Kural #1. Eğer SMI Zayıf ve SPI Zayıf ise OSP Zayıftır.
• Kural #2. Eğer SMI is Zayıf ve SPI Yetersiz ise OSP is Zayıftır.
• Kural #3. Eğer SMI is Zayıf ve SPI is Ortalama ise OSP is Vasattır.

- 151 -
İnşaat Sektöründe İş Güvenliği Yönetimi ve Genel İş Güvenliği Performansı İlişkisinin ...

Şekil 5 - Matlab’da Geliştirilen Değişkenlerin Bulanık Mantık İlişkisi Yüzey Görünümü

Örnek Bir Değerlendirme


Değerlendirme ölçütünü anlaşılır kılmak için, detaylı bir örnek aşağıda gösterilmiştir. Bu
örnekte bulanık mantık üyelik fonksiyonlarının çalışması gösterilmiştir. Bu şekilde OSPI
belirlenir.
Anket ve kontrol listesi uygulandıktan sonra SPI ve SMI sonuçlarını 7,67 ve 7,96 olarak
bulunmuş olduğunu varsayarsak.
İlk olarak sayısal değerler bulanık üyelik fonksiyonları aidiyet derecesini belirlemek için
alınır.
Giriş SPI = 7,67 için 0,67 ve 0,33 üyelik değerlerini verir ve bunlar sırasıyla “yeterli” ve “or-
talama”, bulanık küme değerleridir. SMI = 7,96 sırasıyla 0,04 “ortalama” ve 0,96 “yeterli”
olacaktır.
Oluşturulan kural kütüphaneden bulanık VE modeli, gerekli kuralların uygulanması için
kullanılmaktadır. Değerlendirme sürecine etkili olan dört kural şunlardır:
• Rule #13. If SMI is Average and SPI is Average then OSP is Average Safety
• Rule #14. If SMI is Average and SPI is Adequate then OSP is Average Safety
• Rule #18. If SMI is Adequate and SPI is Average then OSP is Average Safety
• Rule #19. If SMI is Adequate and SPI is Adequate then OSP is Adequate
• Kural #13 SMI at 7,96 μSMI=0,04 ortalama; SPI at 7,67 μSPI=0,33 ortalama mem-
bership function.
• Kural #14 SMI at 7,96 μSMI=0,04 ortalama; SPI at 7,67 μSPI=0,67 yeterli mem-
bership function.
• Kural #18 SMI at 7,96 μSMI=0,96 ortalama; SPI at 7,67 μSPI=0,33 ortalama mem-
bership function.
• Kural #19 SMI at 7,96 μSMI=0,96 ortalama; SPI at 7,67 μSPI=0,67 yeterli mem-
bership function.

- 152 -
Tamer Metinsoy, Uğur Müngen

Şekil 6 - Bulanık Mantık Etkileşim Diyagramı Yorumlanması

Bulanık “VE” operator iki değerin en küçüğünü alır.

Tablo 6 - Kuralların Uygulanması

Rule Membership for Membership for Fuzzy AND


antecedent 1 (SMI) antecedent 2 (SPI) operator (Min)
Rule #13 0,04 0,33 0,04 Average
Rule #14 0,04 0,67 0,04 Average
Rule #18 0,96 0,33 0,33 Average
Rule #19 0,96 0,67 0,67 Adequate

Merkezi ortalama hesaplama yöntemiyle tek bir çıktı değerine ulaşılır.

Şekil 7 - Bulanık Mantık Çalışma Prensibi

- 153 -
İnşaat Sektöründe İş Güvenliği Yönetimi ve Genel İş Güvenliği Performansı İlişkisinin ...

Programın Geliştirilmesi
Bu bölüm inşaat firmaları iş güvenliği ihtiyaçlarını değerlendiren bir yazılımı kapsar.
Program
1. İnşaat firması içinde mevcut iş güvenliği yönetimini değerlendirir
2. Şantiye güvenlik durumunu değerlendirir
Ayrıca;
1. Karmaşık ve dinamik sistemleri içeren iş güvenliğini modeller
2. İş güvenliği yönetimini genel bir dille tanımlar
3. Var olan iş güvenliği yönetim sistemleri prensipleri ve mevzuat ile uyumludur.
Son olarak kullanıcı yazılım tarafından düzenlenen tavsiyeler verilir. Çıktı ekranı iş gü-
venliği yönetiminin unsurlarını özetler, SMI, SPI, OSPI ve iyileştirme ihtiyacı olan ve dü-
zeltilmesi gereken 3 en düşük performans unsurlarını verir.

Tablo 7 - Şirketlerin Genel İş Güvenliği Performans Değerlendirme Sonuçları

- 154 -
Tamer Metinsoy, Uğur Müngen

Sonuçlar
Bu tezde sunulan pratik çalışma örneklem büyüklüğü ile ilgili olarak görülmelidir. Genel
kabul görmüş istatistiksel prensibe göre daha büyük bir örneklemede daha güvenilir
çıktılar alınmaktadır. Aşağıda belirtildiği gibi yerinde gerçek gözlemler nedeniyle, çalış-
ma önemli bir takım konulara ışık tutmakta ve yol gösterici olmaktadır.
Önerilen yöntemin uygulaması, inşaat iş güvenliği yönetim öğeleri ve faktörlerin genel
güvenlik performansını ortaya çıkarabilir ve bu nedenle burada her şirket iyileştirmede
önemli olan yerlere kaynakları odaklamaya karar verirler.
Bu çalışmanın bulguları iş güvenliği ve iş güvenliği yönetiminin rolünü teyit etmektedir.
Toplanan verilerden iş güvenliği yönetiminin genel inşaat iş güvenliği ve çalışma orta-
mını geliştirmekte etkin olduğu sonucu çıkmaktadır.
Bu çalışmanın diğer önemli bulgusu ise iş güvenliği yönetim endeksi ve 13 temel un-
surları ve şantiye uygulama güvenliği performansı arasında pozitif doğrusal bir ilişkinin
yüksek olmadığıdır.
Bir faktör analizi tekniği uygulanmış ve iş güvenliği yönetim elemanları üç temel gruba
ayrılmıştır. Faktör analizine göre saha ve işçi kontrolü faktörü diğer bileşenlerden daha
düşük olduğu bulunmuştur ve bu neden inşaat firmalarının şantiye sahasında güvenlik
performansının (SPI) düşük olmasının nedeni açıklamaktadır.
Bu bulgular SMI ve SPI’ın OSPI’yı oluşturan iki farklı değişken olarak ele alınması gerek-
tiği tezini güçlendirmektedir. SMI ve SPI entegrasyonu olmadan ve yönetim faaliyetleri
sahadaki tüm işçiler için aşağı süzülür olmadıkça genel iş güvenliği etkili olamamakta-
dır.
Projelerin yüzde 33’ünü oluşturan 10 inşaat firmasının Türkiye için geliştirilen OSPI
(5,90)’dan daha yüksek olduğu bulunmuştur.
İş güvenliği yönetimi’nin beş düşük performans elemanları, Acil Müdahale Planları
(3,42), Yüklenici / Alt Yüklenici(3,49), iç-Denetimler (3,75), Göreve Uygunluk(3,78), Eği-
tim ve İş Güvenliği Toplantıları (3,85)dır.
Acil eylem planlamasının şantiyelerde eksikliği önemli bir alan olarak tespit edildi. Bir-
den fazla yüklenici olan şantiyelerde acil müdahale planları nadiren entegre edilmek-
tedir. Acil müdahale senaryoları tüm şantiyeye yayılmalı ve çalışanlar her senaryo için
rolleri konusunda eğitim almalıdır.
Taşeron-müteahhit ilişkisi en düşük ikinci unsur olarak bulundu. Ülkemizde inşaatların
taşeron üzerine dayanmakta olduğu gerçeğini düşünürsek, alt yüklenicilerin yapılarda
iş güvenliğini sağlamakta önemli bir rol oynamakta olduğu anlaşılmaktadır. Bu taşeron-
lar için güvenlik performansını izleyen taşeron değerlendirme programı gerekli olduğu
tespit edilmiştir.
Kapsamlı şantiye güvenliği ve sağlığı öz denetimi önemli unsurlarından biridir. Anket
sonuçlarına göre iç denetimin daha sık yapılması gerektiği anlaşılmaktadır.
Anket sonuçları, aynı zamanda iş güvenliği konusunda eğitimde büyük bir eksikliğin ol-
duğunu göstermektedir. İşçilerin çoğunun detaylı bir eğitimi bulunmamaktadır. Sonuç
olarak bu işçiler kendi deneyimleriyle yaptığı bazı işlerde bazen de başarısız olmakta-
dırlar. İnşaat firmaları gelecekteki kazaları azaltmak ve ortadan kaldırmak için detaylı ve
periyodik iş güvenliği eğitimi vermelidirler.

- 155 -
İnşaat Sektöründe İş Güvenliği Yönetimi ve Genel İş Güvenliği Performansı İlişkisinin ...

SME Model Katkıları


Anket ve kontrol listesinden elde edilen verilerin analizi için uygun yazılım geliştirilmiş-
tir.
Anket formları doldurulduktan sonra veri SME yardımı ile işlenir ve iş güvenliği yönetim
eksiklikleri elde edilebilir. Bu şekilde taban puan (OSPI) yardımıyla şirketin genel güven-
lik performansı sınıflandırılabilir.
SME aracı da geliştirilmesi gereken alanları işaret ederek yönetim elemanları ve gü-
venlik performansının değerlendirilmesinde inşaat firmaları yardımcı olur. Geliştirilen
program sayesinde söz konusu inşaat iş güvenliği performansını etkileyen en önemli
güvenlik yönetimi eksiklikleri tespit edilebilir.
İş Güvenliği Yönetimi Değerlendiricisi (SME) iş güvenliğini geliştirmede çok önemli bir
araç olabilir. Programı kullanacaklar yönetim kavramları ve süreçleri hakkında temel bil-
gilere sahip olmalıdır. SME direk iş güvenliği noksanlarını bildirecek bir program değil,
iş güvenliği yönetimi ve genel güvenlik performansını artırmak için yardımcı bir araç
olarak görülmelidir.

Kaynaklar
Aksorn, T. and Hadikusumo, B. H. W., 2007, “Critical Success Factors Influencing Safety
Program Performance in Thai Construction Projects”, Safety Science, Vol. 46, pp. 709-
727.
Findley, M., et al., 2004, “Safety Program Elements in Construction Which Ones Best Pre-
vent Injuries and Control Related Workers Compensation Costs”, Professional Safety
Vol. 49, pp. 14–21.
Gürcanlı, G., E., 2005, A Risk Analysis Method for Occupational Safety in Construction
Sites Using Fuzzy Logic, Ph.D. Thesis, İstanbul Technical University.
Jannadi, M., O. and Assaf, S., 1998, “Safety Assessment in the Built Environment of Saudi
Arabia”, Safety Science, Vol. 29, pp. 15-29.
Mohamed, S., 1999, “Empirical Investigation of Construction Safety Management Acti-
vities and Performance in Australia”, Safety Science, Vol. 33, pp. 129-142.
Sawacha, E., et al., 1999, “Factors Affecting Performance on Construction Sites”, Interna-
tional Journal of Project Management, Vol. 17, pp. 309–315.
Tam, C., M. and Zeng S., X., 2003, “Identifying Elements of Poor Construction Safety Ma-
nagement in China”, Safety Science, Vol. 42, pp. 569–586.
Zimmerman, H., J., 1991, Fuzzy Set Theory and Its Application, Kluwer Publications, Nor-
well, MA.

- 156 -
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

Yapım Projelerinde İş Güvenliğinin


Sağlanmasına Yönelik Enformasyon Sistemi
Modeli

Vakur Çakar1, Alaattin Kanoğlu2

Özet
İş güvenliğine ilişkin verilerin sistematik bir yapı içinde kaydedilmesi ve daha sonra bu ve-
riler üzerinden yapılacak analizlerle inşaat projelerinde meydana gelen kazaların sayıları-
nın azaltılarak, etkileri açısından en az kayıpla atlatılabilmesi için ihtiyaç duyulan pratik
ve etkin bir veritabanı modelinin geliştirilmesi bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır.
Çalışma kapsamında konuyla ilgili kavramsal ve nesnel boyutlardaki çalışma ve modeller
incelenmiş, sektörün yapısına uygun ve insan-bilgisayar ikilisinin kendi yeteneklerine uygun
işlevleri üstleneceği bir yaklaşımı temel alan model kavramsal ve nesnel boyutlarıyla ortaya
konmuştur.
Anahtar Kelimeler: İnşaat sektörü, İş Güvenliği, Enformasyon Sistemi, İlişkisel Veritabanı.

Giriş
Sürekli büyüyerek küreselleşen inşaat sektörü geliştikçe, mevcut problemlerini de be-
raberinde büyütmektedir. Bilindiği üzere, inşaat sektörünün en büyük problemlerinden
biri iş güvenliğidir. İş güvenliği çalışanların huzurlu olabilmeleri, güvenli bir iş ortamının
sağlanması ve şantiye giderlerinin kontrolü açısından hafife alınmaması gereken bir ko-
nudur. O kadar ki, birçok ülkenin hükümet programlarına girmiş ve hatta Avustralya,
İngiltere gibi birçok gelişmiş ülkede hükümetler inşaat sahasında yüklenicilerin uyması
gerekenleri yasalaştırmıştır (Pheng ve Shiua, 2000).
Öncelikli durum, şantiyelerde yaşanabilecek iş güvenliği açıklarının beraberinde ciddi
maddi kayıpları getirmesidir. Singapur’da olduğu gibi, inşaat sektörü milli gelirin oluş-
masında %10’un da altında katkıda bulunmasına rağmen, şantiyelerde yaşanan iş kaza-
ları bütün endüstriyel kazaların %37’sini oluşturmaktadır (Teo ve diğ., 2004). Hinze’nin
yaptığı araştırmaya göre, her altı inşaat işçisinden biri iş kazasına uğramakta, bunun

1
İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Proje ve Yapım Yönetimi Y. Lisans Programı,
İstanbul. - cakarvakur@yahoo.com
2
İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, Proje ve Yapım Yönetimi Bilim Dalı, İstanbul. -
kanoglu@itu.edu.tr

- 157 -
Yapım Projelerinde İş Güvenliğinin Sağlanmasına Yönelik Enformasyon Sistemi Modeli

ortalama maliyeti 18.000$ mertebesinde olmakta ve bu işçiler için ödenen sigorta gi-
derleri tüm projenin maliyetinin %3.5’ini oluşturabilmektedir (Elbeltagi ve diğ., 2003).
Küreselleşme sonucu yaşanabilecek olan kültür çatışmaları, dil farklılıkları ve o ülke in-
sanının iş güvenliğine bakış açısı, şantiye sahalarında iş güvenliği probleminin büyüme-
sine neden olacaktır. Organizasyonun aktörleri artıkça sorumluluklar artmakta ve kimi
zaman sorumluluk karmaşası yaşanmaktadır. İşveren, mimar, yüklenici ve altyükleniciler
arasındaki sorumluluk karmaşası şantiyelerde iş güvenliği açığı oluşmasına neden ol-
maktadır (Toole, 2001).
Sürekli gelişen inşaat sektöründe, firmalar arası rekabetler de artık firmaların iş güvenli-
ği kültürlerine göre şekillenmektedir. Fang ve diğ., (2005) belirttiğine göre, Singapur’ un
önemli inşaat firmalarından biri sürekli gelişmesini, son teknolojiler ve gelişen endüstri
karşısında, düzenli olarak piyasadaki iş güvenliği ve sağlık yönetimi sistemlerini takip
ederek sağlayabilmiştir. Eğer firmalar, kendilerine ait güvenlik kültürlerini oluşturabi-
lirlerse, bu değerlerin çalışanlar tarafından kabul edilmesi kolay olacaktır. Bu yüzden,
firmalar tarafından güvenlik kültürlerinin oluşturulması ve kurulan kültürün yeni çalı-
şanlara aktarılması gereklidir. Bu kültürün kişilere öğretilmesi eğitim seminerleriyle, ta-
kibi ve kontrolü ise bilgisayar destekli modeller ve veritabanlarıyla olanaklı kılınabilir.

Araştırmada Ele Alınan Problem


Her ne kadar şantiyelerde iş başlangıcından önce her şey kâğıt üzerinde planlansa da,
tahmin edilemeyen durumların oluşması kaçınılmazdır. Eğer önceden tahmin edileme-
yen olayların olabilirliği azaltılabilirse işlerin planlandığı gibi yürümesi sağlanabilir, ola-
sı zararlar tahmin edilebilir ve savunma sistemleri oluşturulabilir (Mitropoulos ve diğ.,
2004). İnşaat sektöründe meydana gelen her türlü iş kazası sonucunda ortaya çıkacak
olan enformasyonun değerlendirmesi, bu öngörülerin yapılabilmesi açısından önem-
lidir. Elde edilecek olan enformasyonun organize edilmesi sayesinde büyük bir kaynak
oluşturulabilir. Bu sayede, eski olaylardan referanslar alınarak oluşturulacak bir kaynak,
yeni kurulan şantiyelere yol gösterici olabilir.
Evvelce şantiyelerde iş kazalarını engellemeye yönelik yapılan çalışmaların, olayları iş-
veren veya çalışan perspektifinden ele almaları, sahalarda yaptıkları gözlemler sonucu
ortaya çıkan enformasyona ya sadece nedensel ya da sadece istatistikî olarak yaklaşmış
olmaları, olayın genel durumunun tarifi ve pratikliğinin gerçekleşebilmesi konusunda
bu çalışmaları eksik bırakmıştır. Bundan dolayı, farklı kaza tiplerinden elde edilecek en-
formasyonun bir araya getirilmesi ile oluşturulacak iş kazaları veritabanı hem olaylara
geniş bir perspektifle bakılmasını sağlayacak, hem de sahip olduğu bilgilerden yapıla-
cak olan çıkarımlar pratik olarak kullanılabilir olacaktır.

Mevcut Çalışmalar
Bu araştırmada, inşaat sektöründe meydana gelen olaylardan elde edilen enformasyo-
nun geniş anlamda yorumlanması söz konusu olduğu için, iş güvenliği konusuna genel
perspektiften bakan örnekler incelenmiştir. Sektörde, inşaatlarda yaşanan iş kazalarına
nedensel olarak yaklaşan ve enformasyon sistemlerini kullanan çok az örneğe erişilmiş-
tir.
Kartam (1997) tarafından yayımlanan, şantiyelerde iş güvenliğinin sağlanabilmesi prob-

- 158 -
Vakur Çakar, Alaattin Kanoğlu

leminin iş programı ile entegre edilmesine yönelik çalışma dikkati çekmektedir. Araş-
tırmada, CSI MasterFormat’daki 16 farklı kategori, çeşitli veritabanlarından elde edilen
veriler kullanılarak o iş kaleminde meydana gelebilecek potansiyel iş kazalarının ön-
lenebilme prosedürü ortaya konmaktadır. Her ne kadar olayların meydana gelmesini
engelleyici prosedürler belirlenebilmiş olsa da, çalışmada önerilen çözümler ve prose-
dürlerin dışında olayların kök nedenleri görülememektedir.
Dikkati çeken bir diğer araştırma ise Suraji ve diğ.’nin (2000) geliştirdiği nedensel şan-
tiye kazaları modelidir. Şantiyelerde yaşanan kazaların etki-tepki üzerine kurulduğu
araştırmada HSE (Health and Safety Executive) veritabanındaki 500 adet olaydan yarar-
lanılmıştır. Modele göre, proje kapsamındaki ilk basamakta verilen bir etkinin, sonraki
basamağa tepki olarak iletilmesi ve bunun bütün basamaklar arasında gerçekleşmesi, iş
kazalarının oluşmasına neden olmaktadır. Söz konusu araştırma modeli teoride kalmış
olsa da, pratiğe aktarılabilir niteliktedir.
Japon Bilim ve Teknoloji Ajansı (2007) tarafından kurulmuş iş kazaları veritabanı sistemi
pratiğe en yatkın örnek olarak karşımıza çıkmaktadır. Tamamıyla web tabanlı olarak ge-
liştirilen bu veritabanına dünyanın dört bir tarafından mekanik, kimyasal, malzemeye
ilişkin olmak üzere inşaatlarda yaşanan iş kazalarını raporlamak mümkün olmaktadır.
Site, kendi içerisinde olayların taranmasını kolaylaştırıcı çeşitli ara yüzler geliştirdiği gibi
olayların gerçekleşme nedenlerini, aksiyonunu ve sonuçlarını görsel olarak da sunabil-
mektedir.
İş güvenliğine yönelik temel faktörleri ele alan bir çalışma olarak, Heberle‘nin çalışması
(1998) örnek gösterilebilir. Heberle’nin Güvenlik Modeli ve Suraji ve diğ.’nin (2001) De-
velopment Of Causal Model Of Construction Accident Causation modeli içerikleri ba-
kımından inşaat sektöründe iş kazalarının meydana gelmesine neden olan faktörlerin
incelendiği çalışmalar olarak ifade edilebilir. Heberle’nin çalışması, sahada iş güvenliği
konusunda uyulması gerekenlerin işlendiği bir kılavuz olarak kabul edilebilir.
Suraji ve diğ.’nin (2001) yaptığı araştırma, yönetim ve organizasyon bakış açısıyla inşaat
sektöründeki iş kazalarının gerçekleşme nedenlerini anlamaya yönelik bir kavramsal ça-
lışmadır. Çalışmanın hedefi, kazaların gerçekleşme nedenlerinin anlaşılabilme düzeyini
artırabilmek, kaza soruşturmalarında oluşturulan yapıya yardımcı olabilmek ve etkin bir
iş kazası engelleme kılavuzu oluşturabilmektir.
Literatürde, iş güvenliği konusunu kalite güvence sisteminin parçası olarak elen alan
çalışmalar içerisinde, Pheng ve Shiua (2000) tarafından hazırlanan The Maintenance
of Construction Safety: Riding on ISO 9000 Quality Management Sysytems çalışması
iş güvenliği ile ISO 9000 kalite yönetim sistemi arasında bir arakesit bulma amacını ta-
şımaktadır. Yu ve Hunt’ın (2004) A Fresh Approach to Safety Management Systems In
Hong Kong çalışması ise, Hong Kong’taki inşaat sektöründe uygulanan güvenlik yöne-
tim sistemi ile kalite yönetim sisteminin birleştirilmesi için yapılması gerekenlerin akış
diyagramı şeklinde ifade edilmesini amaçlamaktadır.

Araştırmanın Hedef ve Amaçları


Küresel düzeyde, inşaat sektöründe yaşanan her türlü olayın referans alınmasıyla oluş-
turulabilecek bir veritabanı sistemi ile olası iş güvenliği sıkıntılarını öngörebilmek müm-
kün olabilir. Bu iş kazalarından elde edilen veriler üzerinde yapılacak olan veri maden-
ciliği ile meydana gelen olaylardaki kök nedenler bulunabilecek, olayların gerçekleşme

- 159 -
Yapım Projelerinde İş Güvenliğinin Sağlanmasına Yönelik Enformasyon Sistemi Modeli

frekansları gözlemlenebilecek ve oluşturulacak olan parametrelerle de olaylar arasında-


ki korelâsyonların göz önüne serilmesi sağlanacak, böylece şantiyelerde meydana gele-
bilecek olan kazaların önemli ölçüde önüne geçilmiş olunabilecektir. Bu sayede sadece
çalışan can ve sağlığı korunmuş olmayacak, aynı zamanda şantiyelerde iş kazalarının
sonuçları olarak görülen maddi kayıpların, zaman kayıplarının ve iş kalitesi problemleri-
nin önüne geçilmiş olunacaktır.
Söz konusu veritabanı, başlangıçta bir inşaat firmasının şantiye sahaları arasında ku-
rulabilir. Birbirine bağlı şantiyeler, yönetim merkezindeki iş güvenliği takip merkezine
bağlanabilir. Bu sayede şantiyelerdeki iş güvenliği problemleri merkezden takip edilen
ve gerektiğinde uzaktan müdahale edilebilen bir sisteme dönüşmüş olur. Bu sistem-
den elde edilen istatistikî bilgiler, raporlar ve olaylar, gereken önlemlerin öngörülmesi
amacına yönelik olarak kullanılabilir. İstatistikî verilerin toplanmasıyla zamanla ülkenin
iş kazaları bilgi haritası oluşturulabilir. Bu bilgi haritasında, yöresel faktörlerin de göz
önünde bulunmalarıyla, hangi yörede ne çeşit kazaların hangi sıklıkta gerçekleştiği
belirlenebilir. İş güvenliği eğitimlerinin nerelerde gerçekleştirilmesi gerektiği, üniversi-
telerin konu ile ilgili neler yapması gerektiği ve hangi konulara daha çok değinilmesi
gerektiği kararlaştırılabilir.
Bu hedef ve amaçların doğrultusunda modelin geliştirilmesinde dikkate alınan faktörler
aşağıda sıralanmıştır:
• İnşaat sektörünün pratiğine uygun olması,
• Diğer sistemler ile bütünleşebilirlik özelliğinin olması,
• Geliştirilebilir, yeni işlevlerin eklenebilir olması,
• Ölçülebilir değerleri bir araya getirebilmesi,
• Gözlemlenen gerçek olaylardan alınacak olan verilerle güncellenebilmesi.

İş Güvenliği Konusunda Geliştirilen Enformasyon Sistemleri


Pratik boyuttaki çalışmalardan olan, Japon Bilim Teknoloji Ajansı (2007) tarafından in-
ternet tabanlı olarak geliştirilmiş Failure Knowledge Database, iş kazalarının raporlan-
dığı ve kazaların gerçekleşme nedenlerinin senaryolaştırıldığı bir sistemdir. İncelenen
bir diğer örnek Kartam’ın (1997) geliştirdiği Integrating Safety And Health Performance
Into Construction CPM çalışmasıdır. Mevcut iş programına, iş kazalarının önlenmesi için
alınması gereken önlemlerin de aktarılmasıyla oluşturulan sistemi geliştiren, uygulama-
ya yönelik bir çalışmadır.
Failure Knowledge Database (FKD) Japon Bilim Teknoloji Ajansı (2007) tarafından 2001
yılında oluşturulmuş bir iş güvenliği veritabanı sistemidir. Dünyanın birçok yerinden iş
kazalarının derlendiği bu veritabanı, her an internetten ulaşılabilirliği ve güncel olma-
sından dolayı pratik bir örnek olarak kabul edilebilir. Söz konusu veritabanın kullanımı
kolay bir ara yüzü, kolay anlaşılabilir bir yapısı vardır. Oluşturulan basit ara yüzler ile
veritabanında yapılacak bir araştırma daha açık kolay anlaşılır bir hale getirilmiştir.
Kartam’ın çalışması, literatürde pratik boyuttaki örneklerden biri olarak değerlendi-
rilebilir. Söz konusu çalışmanın içerisinde veritabanı geliştirmeye yönelik çabalar da
bulunmaktadır. Çalışmanın hedeflerinin gerçekleştirilebilmesi için birçok kaynaktan
iş güvenliği verileri toplanmıştır. Bu kaynaklar, OSHA (Occupational Safety and Health

- 160 -
Vakur Çakar, Alaattin Kanoğlu

Administration), NIOSH (National Institute for Occupational Safety and Health), NFPA
(National Fire Protection Association , BLS (Bureau of Labor Statistics) ve AEPIC (Archi-
tecture and Engineering Performance Information Center) gibi kaynaklardan derlen-
miştir. Derlenen veriler sahada operasyonel düzeyde yapılan işleri içeren iş güvenliği
konularından seçilmiştir. Elde edilen veriler düzenleyici (regulatory) ve sezgisel (heuris-
tic) olarak sınıflanmıştır. Düzenleyici veriler, güvenlik uzmanları tarafından tanımlanmış
veritabanlarından alınan verilere dayanır. Sezgisel veriler ise, uzmanların tecrübesinden
yapılan çıkarımlara göre elde edilen verileri içermektedir.
İş güvenliği üzerine oluşturulabilecek enformasyon sistemleri konusunda geliştirilen
modeller, ağırlıklı olarak uygulama için geliştirilmiştir. Geliştirilen modeller tek bir prob-
lemin çözümüne yönelik çalışmaların çıktısı olabildiği gibi, genel olarak iş güvenliğinde
yeni bir sistem oturtabilme çabasını da taşımaktadır. İş güvenliği konusunda yapılan
akdemik boyuttaki çalışmalar ise enformasyon sistemine dönüşecek nitelikte modeller-
le ilgilenmemiş, kazaların meydana gelmelerinin nedenleri ve sonuçları, iş güvenliğini
artıracak yollar ve kalite gibi konularla ara kesitlerde araştırmalar yapılmıştır.
Oysa, bu çalışma kapsamında geliştirilen model, kavramsal boyutta kazalara nedensel
ve sonuçsal yaklaşabildiği gibi, kazalardan elde edilecek olan verilerin kullanılmasıyla,
bu nedensel ve sonuçsal verileri pratik olarak kullanılabilir dökümanlar olarak kulla-
nıcıya sunabilecektir. Böyle bir anlayışla geliştirilmiş akademik bir modele incelenen
kaynaklarda rastlanılmaması, bu çalışmanın özgün yönünü oluşturmaktadır. Kavramsal
boyuttan, nesnel boyuta geçiş yapmak üzere tasarlanan modelin, akademik boyutta/
teorik modeller için referans olarak gösterilmesi mümkündür.

İş Güvenliğini Artırmaya Yönelik Bir Enformasyon Sistemi Tasarımı


Modelin Kavramsal Boyutu
Söz konusu model Çakar (2008) tarafından yüksek lisans tez çalışması kapsamında ge-
liştirilmiş olup, modelden beklenen, tezin kapsamında ortaya konan ve yukarıda ana
hatlarıyla açıklanan probleme çözüm geliştirebilmesidir. Kavramsal yapı geliştirilirken,
daha önce yapılanlara yeni bir bakış açısı kazandırabilmesi, pratiğe uygun olabilmesi,
geliştirilebilir ve genel geçer bir yapısının olabilmesi göz önünde bulundurulmuştur.
Herhangi bir iş kazası sonucu, iş güvenliği uzmanları tarafından hazırlanan raporlardan
elde edilecek her türlü bilgi, modelin teorik yapısına olay girdisi olarak girmektedir. Ra-
porlardan elde edilecek bilgiler, olay girdisi adı altında sisteme iki farklı yönden dahil
olurlar.
İlk olarak, olayın meydana geldiği çevreyi tanımlayan koşullar olayı çevreleyen koşullar
adı altında gruplandırılarak, çeşitli alt gruplara ayrılırlar. Olayın meydana geldiği fiziksel
koşullar, projenin özellikleri, olayda kullanılan ekipman ve olaya karışan çalışanlara göre
alt gruplar oluşturulur. Alt gruplar, modelden beklenen istatistiksel bilginin elde edil-
mesi ve gerekli korelasyonların kurulabilmesi için önemlidir.
Sisteme yapılan diğer giriş ise, olayın neden-sonuç ilişkilerini belirleyebilmek üzerinedir.
Olay girdisindeki veriler, parametre faktörlerine göre sınıflandırılır. Bu parametreler, iş
güvenliğini meydana getiren ana faktörlerin etrafında şekillendirilmiştir ve kendi içinde
nedensel ve sonuçsal olarak ikiye ayrılırlar. Olayın gerçekleşmesine neden olan ilişkiler,
nedensel parametreler yardımıyla belirlenir. Nedensel senaryo çalışması, olayın meyda-

- 161 -
Yapım Projelerinde İş Güvenliğinin Sağlanmasına Yönelik Enformasyon Sistemi Modeli

na gelmesine neden olan olaylar zincirini çok yönlü olarak belirler. Aynı şekilde sonuçsal
parametreler de, sonuçlara ilişkin senaryoyu oluşturur. Neden ve sonuç ilişkilerini gös-
teren senaryolar, veritabanındaki olay dosyasına işlenir.
Meydana gelen her olayın kayıtlarının tutulduğu olay dosyası, meydana gelen olayı
çevreleyen koşullara ait bilgileri, olayların gerçekleşme nedenlerini ve sonuçlarını gös-
teren ilişkisel senaryoyu içerir. Her bir olay dosyası olaya ilişkin bütün verileri içermek
durumundadır ve her olay dosyasının kendine özgü bir kayıt numarası vardır. Bu şekilde
oluşturulmuş olay dosyalar, bir araya gelerek bir veritabanını oluşturmaktadır.
Bu çalışma kapsamında ortaya konan veritabanının uygulamaya yönelik bir çalışma ola-
bilmesi için veritabanındaki ilişkilerin deşifre edilmeleri gereklidir. Bunun için, veritaba-
nında oluşturulan dosyalar belirli bir sistematiğe göre taranmalıdırlar. Model, meydana
gelen olayları proje ve olay bazında tarayabildiği gibi, neden sonuçlara göre de taraya-
bilme özelliğine sahiptir. Kullanıcı tarafından yapılacak olan taramalara göre veritaba-
nından ilişkisel yapılar ortaya çıkarılabilir, olayları meydana getiren parçalar arasındaki
korelasyonlar elde edilebilir. İlişkisel yapıdan çıkartılacak her türlü bilgi, veritabanından
maksimum fayda sağlanması yönünden önemli olacaktır. Veritabanındaki dosyaların
taranmasıyla elde edilen ilişkilerin bir rapor halinde çıktılarının alınması ile meydana
gelen kazaların ilişkisel ağı geniş bir perspektiften görülebilir.
Parametreler, ilişkisel veritabanına girilen verilerin birbirleriyle olan ilişkilerinin düzen-
lenmesini sağlayan değişkenleri ifade eder. Neden ve sonuç olarak iki farklı tipte olan
parametreler, iş kazasının meydana gelmesine neden olan ilişkisel senaryoları oluştu-
rur. Neden ve sonuç senaryoları, verilerin değişkenliği ve çeşitlenmesi ile her seferinde
farklı tip ilişkilerden oluşacaktır.
Bu parametreler, iş kazalarının meydana gelmesinin nedenlerini içerirler. Nedenler
çalışanlardan kaynaklanabildiği gibi, organizasyonların yapılarından da meydana ge-
lebilmektedir. Çalışan kişiden kaynaklanan iş kültürü, iş tecrübesi, iş yapma kalitesi, iş
sırasında gösterdiği reaksiyonlar ve bunların alt başlıkları, çalışanlardan kaynaklanan
nedenlerin içerisinde yer almaktadır. Planlama ve tasarımdaki sorunlar, sahada kulla-
nılan ekipman ve teçhizat, otorite kaynaklı sorunlardır. Fiziksel çevreyle ilgili koşullarda
gerekli önlemlerin alınması otoritenin sorumluluğunda olduğu için, otorite kaynak-
lı nedenlerin alt başlıklarına dahil edilebilir; ancak burada ayrı ele alınmıştır. Bütün iş
kazalarının birden fazla nedeni olabilir. Geliştirilen model kapsamında veritabanındaki
verilerin organizasyonu ve raporlanmasında bu setlerde yer alan parametreler kullanı-
labilmektedir.

Modelin Nesnel Boyutu/İlişkisel Veritabanı Modelinin Yapısı


Daha önceki bölümlerde, iş kazalarından elde edilecek verilere neden-sonuç ilişkisi ile
yaklaşacak, olaylardan elde edilecek istatistikî bilgileri saklayacak ve bu bilgiler içerisin-
den belirli ilişkileri ortaya koyabilecek bir çalışmanın, şu ana kadar iş güvenliği üzerine
yapılan çalışmalar incelendiğinde, görülemediği belirtilmişti. Bu eksiklerin giderilebil-
meleri amacıyla, kavramsal boyutta bir veritabanı modeli önerilmiş ve giriş kısmında
belirtilen hedeflere ve amaçlara uygun olabilmesi için MS Access 2003 programı ile nes-
nel boyuta taşınması sağlanmıştır.
Kavramsal boyutta ifade edilen parametrelerin derinliği ve çıkarılabilecek ilişkilerin son-
suzluğu düşünüldüğünde, nesnel boyutta anlatılan modelin kapsamı, yukarıda sözü

- 162 -
Vakur Çakar, Alaattin Kanoğlu

edilen uygulanabilirliğin tam olarak sağlanabilmesi amacına yönelik olmuştur.


Geliştirilen veritabanı, meydana gelen iş kazalarından elde edilen verilerden hedefle-
nen ilişkilerin sorgulanabilmesi için, verileri organize edebilecek bir yapıya sahiptir. Bu
yapıda yer alan modelin temel modülleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:
• Proje Bilgileri Yönetim Modülü
• İşgören Bilgileri Yönetim Modülü
• Ekip Bilgileri Yönetim Modülü
• İmalat Bilgileri Yönetim Modülü
• Firma Bilgileri Yönetim Modülü
• Sınıflama/Kod Bilgileri Yönetim Modülü
• Raporlama Modülü
Hedeflenen ilişkileri içeren bilgilerin oluşturulabilmesi, ilk olarak proje bilgilerinin ta-
nımlanması ile başlamaktadır. Her proje, “Project ID” adı altında özgün bir koda sahiptir
ve bu kod altında projenin tanımı, projenin tipi, projeye ait sözleşmenin tipi ve projenin
başlama bitiş tarihleri tanımlanır. Proje bilgileri arayüzü aynı zamanda bu verilere göre
filtrelemeyi olanaklı kılmaktadır.
Bu aşamadan itibaren, projeye ait bilgiler daha da detaylı hale getirilebilmektedir. Proje
detay bilgiler giriş arayüzü daha ayrıntılı bilginin girilmesini sağlamaktadır. Projeye dair
tanımlanacak her türlü detay, istatistikî bilgilerden elde edilecek ilişkilerin çeşitliliğinin
sağlanması yönünden önem taşımaktadır.

Şekil 1 - Veritabanı modeli başlangıç arayüzü

- 163 -
Yapım Projelerinde İş Güvenliğinin Sağlanmasına Yönelik Enformasyon Sistemi Modeli

İmalat Bilgileri modülünde, projeyi oluşturan imalata ilişkin metraj verileri tanımlanıp,
görüntülenebilmektedir. Proje metraj verileri döküm arayüzü, projeyi oluşturan imalat
kalemlerine ilişkin metraj verilerinin liste formunda görüntülendiği ve çeşitli paramet-
relere göre filtrelenebildiği bölümdür.
Projeye ait metraj ve işgören gruplarının tanımlanması aşamasından sonra, projede
meydana gelen olaylara ait verilerin tanımlanması gerekmektedir. Bu aşamada olaya
ait atanacak olan metraj kodu (Takeoff ID) ile olaya karışan çalışan gurubu ve üretim
türü bilgileri bağlanmış olmaktadır. Olaya ait zaman bilgileri ve diğer notlar bu aşamada
tanımlanabilir.
Kavramsal düzeyde kazanın nedeni olan ve sonucu olarak belirlenen parametreler, bu
aşamada kazanın nedenleri ve kazanın sonuçları olarak atanırlar. Kazanın sonuçlarına
ilişkin detaylar, aynı zamanda kazaya karışan kişi bilgisi ve maliyeti olarak da bu aşama-
da tanımlanmaktadır. Bir projeye ait olan verilerin ve kazaya ilişkin detayların birbirleriy-
le ilişkilendirmeleriyle, ilişkisel yapı oluşturulmuş olmaktadır.
Olayların nedenlerine ve sonuçlarına ilişkin sınıflandırmalara ait kodlamalar ilgili ara-
yüzlerde yapılmaktadır. Kategorilere atanan neden (Cause ID) ve sonuç (Result ID) kod-
ları ile ilişkisel veritabanından elde edilecek olan senaryoların şekillendirilmesi sağlan-
maktadır. Bu bölümlerde yer alan, neden ve sonuç kategorilerine yeni neden (Cause ID)
ve sonuç (Result ID) eklenerek, kavramsal bölümde ifade edilen, olaylara ilişkin neden
ve sonuçlara ait parametreler nesnel yapının bu bölümünde geliştirilebilmektedir.
Projelerin ve iş kazası niteliğindeki olaylara ait detaylarının veritabanında tanımlan-
malarından sonraki aşamada ise bu veriler arasındaki ilişkilerin ortaya çıkarılması söz
konusudur. Proje ve kaza verileri arasındaki ilişkiler, sorgu objelerince belirlenmekte;
bağlı olarak grafikler ve histogramlardan yararlanılarak görselleştirilmekte ve raporlan-
maktadır.
İlişkilerin ortaya çıkarılabilmesi, veritabanı içerisinde çeşitli filtrelemelerin yapılmasıyla
mümkün olmaktadır. Filtrelemelerin ilk adımında proje ile ilgili parametreler kullanıl-
maktadır. Bu adımdaki parametreler ile sadece belirlenmiş bir projedeki ilişkiler göz-
lemlenebileceği gibi bina tipi, sözleşme tipi ve projenin konumu gibi parametreler
açısından filtrelemeler yapılabilmektedir. Bu aşamada proje büyüklüğü, maliyet ve kat
yüksekliğine ait alanlara çeşitli aralıkları tanımlayacak değerler girilerek, bu değerler
arasında yer alan projelere ait ilişkilerin ortaya konması sağlanabilmektedir.
İkinci adımdaki parametreler, aktivite ile ilgili filtrelemeleri gerçekleştirmektedir. Bu aşa-
mada projede yapılan bir üretime ilişkin filtreleme yapılabileceği gibi, alt yükleniciye ve
alt yüklenici tipine göre filtreleme de yapılabilmektedir.
Ardışık adımlarda yapılacak olan seçimler, istatistikî yapıdan elde edilen verilerin pay di-
yagramları ve histogramlar olarak şekillenmesini sağlamaktadır. Pay diyagramları oran-
sal değerler vermekte, histogramlar ise aynı değeri rakamsal olarak ifade etmektedir.
Oransal ve rakamsal değerler, iş kazaları ile onu oluşturan koşullar arasındaki ilişkilerin
ortaya çıkarılmasında önem taşımaktadır. Geliştirilebilir veritabanındaki grafik arayüzü
bina tipi, kaza tipi, işgören grubu, kat sayısı, kazaların meydana gelme nedenleri ve so-
nuçları ile bunlara bağlı olarak oluşan maliyetleri grafiksel olarak ifade etmektedir.
Kavramsal bölümde ifade edilen parametrelere göre, kazalara ilişkin neden ve sonuç-
lar sınıflandırılarak bu bölümde pay diyagramı ve histogramlar olarak sunulmaktadır.
Veritabanından aldığı verilere göre; 1., 2. ve 3. dereceden neden ve sonuçlara göre şe-

- 164 -
Vakur Çakar, Alaattin Kanoğlu

killenen grafikler, kavramsal kısımda sözü edilen senaryo düzenindeki ifadeler oluştu-
rulmaya çalışılmıştır. Pay diyagramı ve histogramlar grafiklerin beslendiği kaynaklardaki
kurgusal/varsayımsal (hipotetik) verilere dayanmaktadır (Şekil 2-3).

Şekil 2 - Örnek Rapor: Çalışan Kategorisi Bazında Kaza Sayıları Pay Diyagramı

Şekil 3 - Örnek Rapor: Çalışan Kategorisi Bazında Kaza Sayıları Histogramı

- 165 -
Yapım Projelerinde İş Güvenliğinin Sağlanmasına Yönelik Enformasyon Sistemi Modeli

Veritabanında tanımlanan verilerin sayısı arttıkça istatistiksel yapıdan elde edilen ilişki-
lerden yapılan çıkarımlar da farklılaşacaktır. İlişkilerden yapılacak çıkarımlar, grafik çık-
tılardan okunan değerlerin yorumlanması şeklinde olmaktadır. İlişkisel veritabanında,
belirli bir parametreler dizisi seçimi sonucu ortaya çıkan grafiksel yapı ve değerler ile
aynı seçim dizisinin herhangi bir parametresinin değiştirilmesi ile elde edilecek değer-
lerin farklı olmaları, esnek bir yapının varlığına işaret etmektedir. Farklı değerlerin elde
edilmesi, karşılaştırmaların ve iş kazasına ilişkin çıkarımların yapılabilmesini sağlayacak-
tır.
Veritabanında yer alan, çalışan personele ait parametreler ile gerçekleşen iş kazası
oranları incelenerek de bazı ilişkiler tespit edilebilir. Medeni durum, çocuk sayısı ve yaş
değişkenlerinin kaza oranlarındaki değişikliklerde belirleyici olup olmadığı sorgula-
nabilmektedir. Burada önemli olan sorgulamayı gerçekleştirenlerin doğru hipotezleri
üretmedeki başarısı olacaktır. Bu durumda bilgisayar-insan ikilisinin işbölümünde her
iki “taraf” kendisinin güçlü olduğu işlevleri üstlenmiş olmaktadır.
Model farklı tipte grafik çıktılar oluşturabilecek durumda olup, halihazırda Pay Diyag-
ramı ve Histogram türünde olmak üzere aşağıda sıralanan içerikte raporları kullanıcıya
sunabilmektedir. Bu raporların içerik ve tipleri sayısal olarak kolayca artırılabilir:
• Bina Tipleri Bazında Kaza Sayısları Pay Diyagramı ve Histogramı
• Çalışan Kategorisi Bazında Kaza Sayıları Pay Diyagramı ve Histogramı
• Kat Sayısı Bazında Kaza Sayıları Pay Diyagramı ve Histogramı
• 1., 2. ve 3. Derece Sonuçlara Göre Kazaların Pay Diyagramı ve Histogramı
• 1., 2. ve 3. Derece Nedenlere Göre Kazaların Pay Diyagramı ve Histogramı
• Altyüklenici Bazında Kaza Gerçekleşme Oranları Pay Diyagramı ve Histogramı
• Bina Tipine Göre İş Kazası Maliyetlerine Ait Pay Diyagramı ve Histogramı
• 1., 2. ve 3. Derece Sonuçlara Göre Kazaların Maliyet Pay Diyagramı ve Histogramı
• İşgören Gruplarından Kaynaklanan İş Kazası Maliyet Pay Diyagramı ve Histogramı
• Altyüklenicilere İlişkin İş Kazası Maliyetleri Pay Diyagramı ve Histogramı

Modelin Test Edilmesi


Farklı firmalara ait şantiyelere kurulacak bu sisteme yapılacak veri girişleri ile daha ger-
çekçi sonuçlara ulaşılması mümkündür. Pratik olarak kullanılabilirliğinin azaltılmaması
için, başlangıçta test için sunulacak veritabanındaki parametreler sınırlı tutulabilir. Kul-
lanım sırasında, kullanıcılardan gelecek olan taleplere göre rezerv parametrelere yenile-
rini eklenerek, kullanıcının isteklerine uygun veritabanının şekillendirilmesi sağlanabilir.
Modelin test edilerek pratik manada geçerliliğinin sağlanması, mevcut modelde çok sa-
yıda verinin tanımlanması ile mümkündür. Verilerin sayısının ve çeşitliliğinin artmasıyla,
elde edilen ilişkilerin hatları keskinleşecektir. Testin süresi ve yeri farklı firmaların farklı
projelerinde tam bir proje süresi kadar olmalıdır. Böylece süreç baştan sona takip edi-
lerek, iş kazalarına ilişkin derin bir veritabanı yapısı elde edilecektir. Elde edilen ilişkiler
diğer firmaların proje tasarım ve yapım aşamalarındaki kararlarında kullanılması sağla-
narak, kurulan ilişkilerin doğruluğu ve kesinliği hakkında bilgi elde edilebilir.

- 166 -
Vakur Çakar, Alaattin Kanoğlu

Sonuçlar
Bu çalışma kapsamında yer alan iş güvenliği veritabanı modeli, hem olayların meydana
gelmesindeki nedenleri ve sonuçları ilişkisel olarak sunmuş, hem de istatistikî bilgiler
arasındaki korelâsyonların ortaya konulmasını sağlamaya yönelik bir model oluşturma-
yı hedeflemiştir. Araştırmada sunulan veritabanı modeli, iş güvenliğini sağlamaya yöne-
lik, olaylara genel perspektiften bakan, uygulanabilir ve geliştirilebilir bir örnek olarak
bilimsel literatürdeki bu konudaki eksiği giderebilecektir. Şantiyelerde, iş güvenliği ko-
nusunda önlemler alınmasına ve sıkı prosedürlerin uygulanmasına rağmen, iş kazaları
meydana gelmekte ve projenin maliyet, zaman ve kalite faktörleri olumsuz etkilene-
bilmektedir. Bu tezin kapsamında geliştirilen modelin ilişkisel veritabanı yapısı, geçmiş
projelerin verilerinin bir araya getirilmesiyle, bir iş güvenliği haritasının oluşturulması-
nın ve diğer veritabanlarıyla birleştirilerek global bir yapının oluşmasına yardımcı olabi-
lecektir. Böylece, meydana gelecek olaylarda, hangi nedenler kazaya sebep oluyor ise, o
sebeplerden gerekli dersler alınarak onların tekrarı önlenebilecektir. Her kaza kartında
yer alacak olan, nedensel-sonuçsal senaryolar ve kazaların meydana geldikleri andaki
durumların aralarındaki ilişkiler incelenerek gerekli önlemler alınabilir.

Kaynaklar
Çakar, V., (2008), İnşaat Projelerinde Kalite Güvence Sistemi Bağlamında Yapım Güvenliği-
nin Sağlanmasına Yönelik Bir Veritabanı Modeli, İ.T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Yayınlan-
mamış Master Tezi, İstanbul.
Elbeltagi, E. Hegazy, and T. Eldosuky, A. (2004). “Dynamic Layout of Construction Tempo-
rary Facilities Considering Safety”, Journal of Construction Engineering and Manage-
ment, ASCE, 130/4, 534-541.
Fang, D. Chen. Y. and Wong L. (2005). “Safety Climate in Construction Industry: A Case
Study in Hong Kong”, Journal of Construction Engineering and Management, ASCE,
132/6, 573-584.
Heberle, D. (1998). “Construction Safety Manual”, McGraw-Hill Press, ABD
Japan Science and Technology Agency, (2007). “Failure Knowledge Database”, http://ship-
pai.jst.go.jp/en, Erişim Tarihi: Ekim 2007.
Kartam, A.N. 1997. “Integrating Safety and Health Performance Into Construction CPM”,
Journal of Construction Engineering and Management, ASCE, 123/2, 121-126.
Mitropoulos, P. Abdelhamid, T.S. and Howell, G.A. (2005).” Journal of Construction Engine-
ering and Management, ASCE, 131/7, 816-825.
Pheng, S.L. and Shiua, S.C. (2000). “The Maintance of Construction Safety: Riding on ISO
9000 Quality Management Systems”, Quality in Maintenance Engineering, 6/1, 28-44.
Suraji, A., Duff, R.A and Peckitt, S.J. (2001). “Development Of Causal Model Of Constructi-
on Accident Causation”, Journal of Construction Engineering and Management, ASCE,
127/4, 337-344.
Teo, E.A.L. Ling F.Y.Y. and Chong, A.F.W, (2005). “Framework for Project Managers to Mana-
ge Construction Safety”, Project Management, 23, 329-341.
Toole, T.M. (2002). ”Construction Site Safety Roles”, Journal of Construction Engineering
and Management, ASCE, 128, 203-210.
Yu, S.C.-K. and Hunt, B. (2004). “A Fresh Approach to Safety Management Systems in Hong
Kong”, The TQM Magazine, 16/3, 210-215.

- 167 -
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

İnşaat Firmalarının İş Güvenliği Başarım


Düzeyinin Ölçülmesine Yönelik Entropi Tabanlı
Bir Model

Evren Ülkeryıldız1, M. Emre İlal2, Serdar Kale3

Özet
İnşaat eylemlerinin yer aldığı her alanda alınan kararlar sayısız başarım hedefleri içermek-
tedir. Bu başarım hedefleri genellikle zaman, para ve teknoloji gibi kısıtlı kaynaklara yönelik
talepleri içerirken aynı zamanda, beraberinde iş kazalarını da gündeme getirirler. İş kaza-
larının inşaat faaliyetlerinin yer aldığı yerlerde oldukça sık karşılaşılan bir durum olması iş
güvenliğiyle ilgili yapılan araştırmaların sayısını giderek arttırmaktadır. Öte yandan inşaat
firmalarının iş güvenliği başarım düzeylerinin ölçülmesine yönelik çalışmalarda, geliştirilen
modellerin büyük bir bölümünün ölçüm sürecindeki belirsizliği ihmal ederek dikkate alma-
dıkları gözlemlenmektedir. Entropi yaklaşımı, bir sistemdeki belirsizliği ölçmek için kullanı-
lan yaklaşımlardan biridir. Bu çalışma inşaat firmalarının iş güvenliği başarım düzeylerinin
ölçülmesine yönelik entropi tabanlı bir model sunmaktadır. Çalışma kapsamında sunulan
entropi tabanlı iş güvenliği başarım modeli diğer modellerden farklı olarak bu süreçteki be-
lirsizlikleri etkin biçimde değerlendirebilmektedir. Önerilen modelin uygulaması sayısal bir
örnekle gösterilmiştir.
Anahtar Kelimeler: iş güvenliği, iş kazaları, entropi, başarım düzeyi, ölçme, kıyaslama

Giriş
İnşaat sektörü iş güvenliği başarım düzeyi açısından en çok eleştirilen sektörlerden biri
olma özelliğini uzun bir süredir korumaktadır. İnşaat sektörünün bu olumsuz görüntü-
sünün iyileştirilmesi amacıyla gerçekleştirilen çok sayıdaki bilimsel çalışmaya rağmen
zaman içerisinde bu olumsuz görüntüde değişen çok fazla bir şeyin olmaması araştır-
macıları geleneksel yaklaşımları sorgulamaya ve iş güvenliği başarımı konusunda yeni
arayışlara yöneltmiştir. İnşaat sektöründe iş güvenliği başarım düzeyleri geleneksel ola-
rak iş kazalarına ilişkin olarak tutulan istatistikler (iş kazalarının sayısı, iş kazası sonu-
cu oluşan yaralanmaların ve ölümlerin sayısı) üzerine inşa edilen iş güvenliği başarım

1
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Mimarlık Bölümü, İzmir. - evrenulkeryildiz@iyte.edu.tr
2
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Mimarlık Bölümü, İzmir. - emreilal@iyte.edu.tr
3
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Mimarlık Bölümü, İzmir. - serdarkale@iyte.edu.tr

- 169 -
İnşaat Firmalarının İş Güvenliği Başarım Düzeyinin Ölçülmesine Yönelik Entropi Tabanlı Bir Model

ölçüm modelleri yardımıyla hesaplanmış ve inşaat sektöründe yaşanan iş kazalarının


bu modeller yardımıyla önlenebileceği veya en azından azaltılabileceği varsayılmıştır.
Bir grup araştırmacı (Ahmad ve diğerleri, 1998; Mohammed, 2003; Fang ve diğerleri,
2004; Ng ve diğerleri, 2005), iş kazalarına ilişkin istatistiklerin doğru olmalarına rağmen
ardıl göstergeler olmaları nedeniyle, iş kazalarının nasıl olduğu, nasıl önlenebileceği
veya hangi yönetimsel yaklaşımların izlenmesiyle azaltılabileceği konularında bilgi ver-
mediklerini ileri sürmekte; ve inşaat sektörünün iş güvenliği başarım düzeyinin öncül
göstergelerinin kullanılarak ölçülmesini önermektedirler. Bu öneri ışığında geliştirilen
modellerin (Ahmad ve diğerleri, 1998; Mohammed, 2003; Fang ve diğerleri, 2004; Ng
ve diğerleri, 2005) inşaat sektöründe iş güvenliği başarım düzeyinin iyileştirilmesi konu-
sunda önemli bir kilometre taşı olarak literatürdeki yerlerini almalarına rağmen öncül
göstergelerin ölçülmesi sürecinin içerdiği belirsizlik ve belirsizliğin neden olduğu gü-
venirlilik sorunları bu modellerde tamamen ihmal edilmiştir. Bu çalışmada iş güvenliği
başarım değerlendirme sürecinde öncül göstergelerin kullanılmasının neden olduğu
güvenilirlik problemlerinin giderilmesine yönelik bir model önerilmektedir.

İnşaat sektöründe iş güvenliği


İş güvenliği başarımını etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla çok sayıda bilimsel
çalışma gerçekleştirilmiştir. Bu bilimsel çalışmalarda iş güvenliği başarımını etkileyen
faktörler yoğun bir biçimde “iş güvenliği kültürü” veya “iş güvenliği iklimi” kavramları
kullanılarak incelenmiştir. “İş güvenliği kültürü” ve “iş güvenliği iklimi” üzerine yapılan
tanımlamalar, ilgili boyutlar ve ölçümler bir çalışmadan diğer çalışmaya değişiklik gös-
termektedir (Guldenmund, 2000). Bu konuda gerçekleştirilen ilk araştırmalardan biri
Zohar’a (1980) ait olup, yazar araştırmasında “iş güvenliği iklimi” terimini tercih ederek,
bu terimi “çalışanların çalışma ortamları hakkında paylaştıkları temel algıların özeti” şek-
linde tanımlamıştır. Kurumsal iklim kavramından devşirilen “iş güvenlik iklimi” terimi
bazı araştırmacılara göre “iş güvenliği kültürünün” bir birleşeni olarak ele alınmış (Co-
oper, 2000; Glendon ve Stanton, 2000; Neal ve diğerleri, 2000; Choudhry ve diğerleri,
2007a) kimi araştırmacılara göre ise gerçek iş güvenliği kültürünün bir yansıması olarak
yorumlanmıştır (Lee ve Harrison 2000; Flin ve diğerleri, 2000; O’Toole, 2002; Fang ve
diğerleri, 2006). Sonuç olarak iş güvenliği iklimi çalışanların iş güvenliğiyle ilgili algıları
ile ilişkili iken iş güvenliği kültürünün, işi güvenli yönetebilme kabiliyeti belirleyicileri ile
ilintili olduğunu söylemek mümkündür (Mohamed, 2003). Her ne kadar iş güvenlik ikli-
mi, iş güvenliği kültürünün bir ürünü olarak kabul edilse de, birçok araştırmacı için bir-
birlerinden farklı iki kavram olarak karşımıza çıkmaktadır (Mohamed, 2003). Choudhry
ve diğerlerinin (2007b) yapım yönetimi literatürüne kazandırdığı iş güvenliği iklimi ta-
nımına göre: şantiyelerde uygulanan iş güvenliği uygulamaları, süreçleri ve kurallara
ilişkin iş güvenlik yönetimi sisteminin işçiler tarafından algılanışının yansıması olarak
açıklanmaktadır. Ayrıca araştırmacıların çoğu (Neal ve diğerleri, 2000; Mohamed, 2002;
Oliver ve diğerleri, 2002; Vredenburgh, 2002; Smith ve diğerleri, 2006) şantiyelerdeki
iş kazası oranının azlamasının güvenlik ikliminin gelişimine bağlı oluduğu görüşünde-
dirler. Zohar’ın (1980) iş güvenliği başarımını etkileyen faktörleri inceleyen çalışmasın-
da iş güvenliğini etkileyen faktörler sekiz ana başlık altında toplanmış; (1) başarılı bir
güvenlik eğitimi; (2) güvenlik yönetim taahhüdü; (3) iş güvenliği sorumlusunun nite-
liği; (4) iş güvenliği komitesinin niteliği; (5) çalışma koşullarının genel risk düzeyi; (6)
iş güvenliğine ilişkin yaklaşımlar; (7) iş güvenliğine yönelik teşvikler ve destekler; (8) iş

- 170 -
Evren Ülkeryıldız, M. Emre İlal, Serdar Kale

güvenliği yönetiminin sosyal ve çalışma temposuyla ilgili etkileri boyutlarında değer-


lendirmiştir. Ardından Brown ve Holmes (1986) gerçekleştirdikleri araştırmada Zohar’ın
(1980) önerdiği “Sekiz Faktör” modelini yeniden incelemiş ve Zohar’ın (1980) modelini
(1) yönetim anlayışı, (2) yönetim eylemleri ve (3) çalışanlara ilişkin risk düzeyi olarak üç
ana faktör altında yeniden yapılandırmışlardır. Daha sonraki çalışmalarda DeDobbeleer
ve Beland (1991), Brown ve Holmes (1986) tarafından geliştirilen modeli inşaat firmaları
bağlamında incelemiş ve şirketin yönetimsel yaklaşımı ve çalışanların yaklaşımı konu-
larını içeren ikili bir model önermişlerdir. Flin ve diğerlerinin (2000) gerçekleştirdiği ça-
lışmada önerilen iş güvenliği başarım modeli ise ‘büyük beş’ temasına dayanmakta ve
bu model; (1) yönetim ve denetim, (2) güvenlik sistemi, (3) risk, (4) iş yükü ve yoğunlu
ve (5) yetkinlik faktörlerinden oluşmaktadır. İnşaat firmaları bağlamında gerçekleştiri-
len bir diğer çalışmada ise bu sayı altıyı bulmakta; (1) iletişim ve destek, (2) prosedür
yeterliliği, (3) çalışma baskısı, (4) kişisel koruyucu donanımlar, (5) ilişkiler ve (6) güven-
lik kuralları olarak göze çarpmaktadır (Glendon ve Litherland, 2001). Mohamed (2002)
tarafından gerçekleştirilen diğer bir çalışmada ise şantiyelerde iş güvenliğini etkileyen
10 farklı boyut ileri sürülmüş ve bu boyutlar; yönetim taahütü, iletişim, güvenlik kural-
ları ve prosedürleri, destekleyici bir çevre, denetleyici bir çevre, işçi katılımı, kişisel risk
idrakı, iş tehlikelerini değerlendirme, çalışma baskısı ve yeterliliği olarak ele alınmıştır.
Ho ve Zeta’nın çalışması (2004) iş güvenliğini etkileyen faktörleri (1) davranış, (2) çevre,
(3) kurum, ve (4) birey olarak dört ana grup altında toplamaktadır. Fang ve diğerlerin
(2006) iş güvenliği kavramını Hong Kong inşaat sektörü bağlamında inceleyen çalışması
iş güvenliğini etkileyen en önemli 10 faktörün güvenlik tutum ve yönetim kararlılığı,
güvenlik danışma ve eğitimi, yönetici ve çalışanların rolleri, risk alma davranışı, güvenlik
kaynakları, güvenlik değerlendirme prosedürleri ve iş riski, hatalı güvenlik prosedürleri,
işçi katılımı, çalışan katkı ve yeterliliği olduğunu bildirmektedir. Teo ve Ling’in (2006)
Singapur inşaat sektörüne yönelik olarak geliştirdikleri iş güvenliği modeli (1) politika
faktörü, (2) süreç faktörü, (3) personel faktörü ve (4) teşvik edici faktör gibi çekirdek bi-
leşenleri içermektedir.

İş güvenliği başarım değerlendirme modelleri


İnşaat firmalarının iş güvenliği başarım düzeyini ölçmek ve değerlendirmek için çok sa-
yıda model önerilmiştir. Önerilen iş güvenliği başarım modellerinin zaman içerisinde
tepkisel yaklaşım tabanlı iş güvenliği başarım modellerinden önlemsel yaklaşım tabanlı
(Mohammed 2003; Ng ve diğerleri 2005) iş güvenliği başarım modellerine doğru bir
gelişim süreci izlediği gözlemlenmektedir. Tepkisel yaklaşım istenmeyen davranışların
(iş kazalarının) davranış–tepki, bir anlamda ödül–yaptırım esasına dayalı olarak değişti-
rilmesini içerir. “Deneyim Değişim Faktörü”, tepkisel yaklaşım tabanlı modeller arasında
en yaygın olarak bilinen ve kullanılan iş güvenliği başarım değerlendirme yaklaşımıdır.
Bu model inşaat firmalarının iş kazası kayıtlarının incelenerek yüksek iş güvenliği ba-
şarım oranına sahip olan inşaat firmalarının düşük sigorta primi ödemesini, düşük iş
güvenliği başarım oranına sahip olan inşaat firmalarının ise yüksek sigorta primi öde-
meleri ilkesine dayanmaktadır. Modelde kullanılan iş güvenliği başarım ölçütü, iş kaza-
sına karışan çalışanlara ödenen tazminat miktarının, benzer iş kazası sonucu ödenen
tazminatlara iş kazasının niteliğinin ve sıklığının ve inşaat firmasının çalışan sayısının da
dikkate alınarak oranlanması ile hesaplanmaktadır. Tepkisel yaklaşım tabanlı modeller
arasında yaygın olarak kullanılan diğer bir yaklaşım ise bir yıl içerisinde ölüm, hastalan-

- 171 -
İnşaat Firmalarının İş Güvenliği Başarım Düzeyinin Ölçülmesine Yönelik Entropi Tabanlı Bir Model

ma, veya bir veya birden fazla iş günü kaybına neden olan yaralanmayla sonuçlanan
iş kazası sayısının firmanın her 100 çalışanına oranlanması hesaplanan “Kayıtedilebilir
Olay Oranı”dır. Önlemsel yaklaşım tabanlı iş güvenliği değerlendirme modelleri, sadece
ardıl göstergelere dayanan tepkisel modellerin iş güvenliği başarım düzeyini değerlen-
dirmede yetersiz kaldığını belirterek değerlendirme sürecine öncül göstergelerin dahil
edilmesi gerekliliğini ileri süren araştırmacılar tarafından geliştirilmiştir. Önlemsel yakla-
şımda, istenmeyen bir durum ya da davranış (iş kazası) gerçekleşmeden önlem alınması
gerekliliği üzerinde durulur; bu yaklaşım istenmeyen durum ve davranışı önlemek için,
istenen durumdan sapmaların önlenmesine yönelik eylemlerin gerçekleştirilmesini içe-
rir. Mohamed (2003) “Dengeli Başarı Karnesi” yaklaşımı kullanarak inşaat firmalarının iş
güvenliği başarım düzeylerini kıyaslamak için önlemsel yaklaşım tabanlı bir iş güvenliği
başarım değerlendirme modeli önermiştir. Önerilen önlemsel yaklaşım tabanlı model-
de inşaat firmlarının iş güvenliği başarımı, (1) uygulama ve izleme, (2) değerlendirme
ve iletişim, (3) öğrenme ve iyileştirme, ve (4) hedef ve strateji belirlemeden oluşan dört
ana başlık altında incelenmekte ve öncül göstergeler kullanılarak başarım düzeyi de-
ğerlendirilmektedir. Ng ve diğerlerinin (2005) inşaat firmalarının iş güvenliği başarım
düzeyini ölçmek için geliştirdikleri önlemsel model 13 tane değerlendirme kriterinden
oluşmaktadır. Modeli oluşturan değerlendirme kriterleri proje ve kurum düzeyi olmak
üzere iki ana gruba ayrılmıştır. Proje düzeyinde iş güvenliği başarım değerlendirme kri-
terleri: (1) proje yönetim ekibinin niteliği, (2) tehdit yönetimi, (3) çalışanların bilgilen-
dirilmesi, eğitimi ve ödüllendirilmesi, (4) iş güvenliğinin uygulanması, (5) iş kazalarının
kaydedilmesi, raporlanması, ve incelenmesi, (6) acil durum yönetimi süreci, ve (7) iş gü-
venliği değerlendirme sürecinden oluşmaktadır. Kurum düzeyinde iş güvenliği başarım
değerlendirme kriterleri: (1) idare ve yönetimin katılımı, (2) sağlık ve güvenlik eğitimi,
(3) alt yüklenicilerin seçimi ve kontrolü, (4) iş güvenliğinin incelenmesi, (5) iş kazası
kayıtları, ve (6) iş güvenliği ve sağlığına ilişkin yasal düzenlemeler ve yönetmeliklere
uygunluğu içermektedir. Önerilen modelde değerlendirme kriterlerinin önem ağırlıkla-
rının hesaplanması; öznel olarak iş güvenliği uzmanlarına, inşaat firmalarının yöneticile-
rine ve proje sahiplerine uygulanan bir anket çalışması ile belirlenerek elde edilmekte,
ardından belirlenen ağırlıkların firmaların değerlendirme kriterleri başarım düzeyleriyle
çarpılması ile her bir inşaat firmasının ağırlıklandırılmış iş güvenliği başarım düzeyi be-
lirlenebilmektedir. Rowlinson ve diğerleri (2008) inşaat firmalarının iş güvenliği başarım
düzeylerini kıyaslamak amacıyla (1) uygulama ve süreçler, (2) projeye ilişkin hedefler, (3)
insan kaynaklarının yönetimi ve (4) kurumsal yönetimden oluşan bir model önermişler-
dir. Rowlinson ve diğerlerinin (2008) önermiş oldukları değerlendirme kriterlerine iliş-
kin yapı öznel değerlendirmelere dayanmaktadır. El-Mashaleh ve diğerleri (2010) inşaat
sektöründe iş güvenliği başarım düzeyini ölçmek için Veri Zarflama Analiz yaklaşım ta-
banlı bir model önermişlerdir. Önerilen modelde, iş güvenliği başarım düzeyi girdi fak-
törlerinin çıktı faktörlerine oranlanması ve bu oranın doğrusal programlama yöntemi
kullanılarak değerlendirimesiyle hesaplanmaktadır. İş güvenliğine yönelik yapılan har-
camaların firmanın tüm gelirlerine oranı modelin girdisini oluştururken, 5 farklı iş kazası
türü de modelin çıktılarını oluşturmaktadır. Fang ve diğerleri (2004) inşaat firmalarının
iş güvenliği başarım düzeyini değerlendirmek için doğrusal regresyon analizi tabanlı bir
model önermişlerdir. Projenin özellikleri, firmanın deneyimleri, kurumsal yapı, çalışanla-
rın katılımı, iş güvenliğine ilişkin yatırımlar, çalışanlar ve yöneticileri arasındaki ilişkilerin
niteliği önerilen modelin bağımsız değişkenlerini oluştururken, şantiyede yaşanan iş
kazası sıklığı, çalışanların memnuniyeti, ve çalışma koşullarının denetimi faktörleriden
oluşan iş güvenliği başarım endeksi ise modelin bağımlı değişkenini oluşturmaktadır.

- 172 -
Evren Ülkeryıldız, M. Emre İlal, Serdar Kale

Yukarıdaki paragrafta bahsedilen modeller, inşaat firmalarının iş güvenliği başarım dü-


zeylerinin ölçülmesi ve kıyaslanması konusunda önemli katkılar sağlamış olmalarına
rağmen ölçme, değerlendirme ve kıyaslama süreçlerinin doğası gereği içermiş oldukları
belirsizliklerin önerilen modellerde ihmal edildiği gözlenmektedir. Belirsizlik, ölçme, de-
ğerlendirme ve kıyaslama süreçlerinin, sonuçlarının doğruluğu ve güvenirliği konula-
rında ciddi şüphelere neden olduğu görülmektedir. Belirsizliğin neden olduğu olumsuz
etkilerinin giderilmesi veya en aza indirilmesine yönelik geliştirilen önemli yaklaşımlar-
dan biri “Shannon’un Entropi” (1948) yaklaşımıdır.

Shannon’un (1948) Entropi Yaklaşımı


Gerçekleştirilen yeni araştırmalarda entropi kavramı ‘olasılıklı mantıksal çıkarsama kura-
mı’ olarak kabul görmekte (Solana-Ortega, 2002) ve entropi tabanlı ölçümler, işlemsel
karmaşıklığı ölçmede başarılı bir şekilde kullanılmaktadır (Sivadasan ve diğerleri, 2002).
Entropi kavramının belirsizlik ölçmede bir araç olarak kullanılması Shannon’un 1948
yıllında geliştirdiği enformasyon kuramına dayanmaktadır. Kuramın dayandığı temel
nokta iletişim sisteminin matematiksel bir model olarak ileri sürülebilmesine ve bilgi-
nin yoğunluk yada kütle gibi fiziksel olarak ölçülebilen bir nicelik olarak düşünülmesine
bağlıdır. Shannon’un (1948) ortaya attığı temel düşünce, entropi kavramı kullanılarak
bilgi kapasitesinin sayısal değerle ölçülebilme olasılığı olduğudur. Entropi kavramı, fizik
ve bilgi kuramı olarak iki alanda karşımıza çıkmaktadır. Fizikte, entropi maddenin halleri
arasındaki enerjinin düzensizliğinin ölçülmesine karşılık gelir ve doğal olarak sürekli bir
artış içerisindedir. Bilgi teorisinde entropi, veri akışı içindeki ölçülebilen bilginin değeri
olarak nitelendirilmektedir. Shannon’a göre bir sistemdeki belirsizliğin azalması sistem-
den sağladığımız bilginin çokluğuyla ilişkilendirilebilmektedir. Shannon (1948) entropi-
yi (E) matematiksel olarak bazı varsayımlar üzerine şekillendirmektedir;
(1) Ei, pi ‘de sürekli (orantılı) bir artış içerisindedir, (örneğin olasılıklardan birinde mey-
dana gelebilecek küçük bir artış aynı oranda Ei değerinde küçük bir artışa yol aça-
caktır).
(2) Şayet, bütün pi değerleri pi = 1/l’e eşit ise; E, l’in monotonik artış fonksiyonu olabil-
mektedir. Böylece tek bir olayın olma olasılığından öte birbirine eş olayların olma
olasılıklarının fazlalığı ya da belirsizliği söz konusu olmaktadır.
(3) İki adım arasında yapılan seçimdeki son E değeri; iki adımdaki entropi ağırlıkları-
nın toplamı kadardır.
Böylece entropi değeri:

(1)

şeklini almaktadır. Yukarıda tanımlanan matematiksel ifade enformasyon kuramında


belirsizlik, seçim ve bilgi ölçümü konularında önemli bir rol oynamakta ve E değeri
pi,….., pl’e kadar olan olasılık setini içermektedir. Olasılıkları p ve q=1-p olan iki olayın
entropi değerlerindeki değişim Şekilde 1’de gösterilmektedir.

- 173 -
İnşaat Firmalarının İş Güvenliği Başarım Düzeyinin Ölçülmesine Yönelik Entropi Tabanlı Bir Model

Şekil 1 - Shannon’un (1948) entropi değişim grafiği

Entropi Tabanlı İş Güvenliği Başarım Modeli


Bu çalışmada ortaya konan inşaat firmalarının iş güvenliği başarım düzeylerinin ölçül-
mesine yönelik model, yukarıda açıklanan entropi kuramı (Shannon, 1948), çok ölçütlü
karar verme modeli olan TOPSIS (Hwang and Yoon, 1981) ve Ng ve diğerleri (2005) ta-
rafından geliştirilen iş güvenliği başarım modeli üzerine inşaa edilmiştir ve sekiz adım-
dan meydana gelmektedir. İzlenen adımlar aşağıdaki gibi sıralanmaktadır: Adım 1; iş
güvenliği başarım düzeyinin ölçülmesi için iş güvenliği değerlendirme kriterlerinin be-
lirlenmesi, Adım 2; Değerlendirme kriterleri için hiyerarşik bir yapı inşaa edilmesi, Adım
3; Değerlendirme kriterlerinin önem ağırlıklarının belirlenmesi, Adım 4; İş güvenliği de-
ğerlendirme kriterlerinin başarım düzeylerinin ölçülmesi, Adım 5; Ağırlıklandırılmış iş
güvenliği başarım değerinin hesaplanması, Adım 6; Pozitif ideal (+) ve negatif ideal (-)
çözümlerin oluşturulması, Adım 7; Pozitif ve negatif ideal başarım düzeylerinden ayırım
ölçüsünün hesaplanması, Adım 8; İdeal iş güvenliği başarım düzeyine yakınlığın hesap-
lanması.

Adım 1. iş güvenliği başarım düzeyinin ölçülmesi için iş güvenliği kriterlerinin be-


lirlenmesi
İş güvenliği ve güvenlik başarım düzeyi arasındaki ilişkiyi inceleyen çok sayıda bilimsel
çalışma (Mohammed 2003; Ng ve diğerleri, 2005; El-Mashaleh ve diğerleri 2010) gerçek-
leştirilmiştir. Gerçekleştirilen bu çalışmaların detaylı olarak incelenmelerinin ardından iş
güvenliği başarım modellerinde hiyerarşik bir yapının yaygın olarak kullanıldığı ve bu
hiyerarşide kullanılan ana değerlendirme kriterlerinin proje düzeyi (C1) ve kurum düzeyi
(C2) olarak iki başlık altında toplandığı gözlenmektedir.

- 174 -
Evren Ülkeryıldız, M. Emre İlal, Serdar Kale

Adım 2. Değerlendirme kriterleri için hiyerarşik bir yapı oluşturulması


İş güvenliği ile güvenlik başarım düzeyi arasındaki ilişkiye ait hiyerarşik bir yapının
oluşturulması, çalışmanın ikinci aşamasını oluşturmaktadır, Öncelikli olarak diğer mo-
dellerde de güvenlik başarım düzeyini ölçmek için iki seviyeli bir yapı önerilmektedir
(Ng ve diğerleri, 2005). İlk seviye proje başarım düzeyini iki kritere ayırmaktadır Ci (i =
1, 2): Proje düzeyi (C1) ve kurum düzeyi (C2). İkinci seviyede ise bu ana başlıklar altında
alt değerlendirme kriterlerin Cij (j = 1, 2,…k) incelenmesini içermektedir. Projeye ilişkin
başarım düzeyi kriterleri (C1) 7 alt başlık altında toplanmaktadır. Bunlar Proje yönetimi
komitesi (C1.1), Tehdit yönetimi (C1.2), Bilgi, eğitim ve teşvik (C1.3), Uygulama (C1.4), Kayıt,
rapor ve inceleme (C1.5), Acil durum süreci (C1.6), ve iş güvenlik değerlendirmedir (C1.7).
Kuruma ilişkin başarım düzeyi kriterleri (C2) 6 alt başlık altında toplanmaktadır. Bunlar:
İdare ve yönetimin katılımı (C2.1), Sağlık ve güvenlik eğitimi (C2.2), Alt yüklenicilerin se-
çimi ve kontrolü (C2.3), Güvenlik değerlendirme (C2.4), Kaza kaydı (C2.5), Yasa, tüzük ve
standartlardır (C2.6).

Adım 3. Değerlendirme kriterlerinin önem ağırlıklarının belirlenmesi


Üçüncü aşama, değerlendirmede kullanılacak ana (Ci) ve alt kriterlerin (Cij) önem ağır-
lıklarının (Wij) hesaplanmasını içermektedir. Başarım değerlendirme alanında yapılan
çalışmalarda değerlendirme sürecinde kullanılan kriterlerin değerlendirilmesinde farklı
yöntemler kullanılmaktadır. Literatürde değerlendirme kriterlerinin önem dereceleri-
nin ölçülmesinde farklı yaklaşımlar kullanılsa da en yaygın yaklaşım dilsel değişkenlerin
kullanılmasıdır. Dilsel değişken, kelime veya kelime gruplarının, sayılar gibi kullanıldığı
değişkenlerdir. Dilsel değişkenlerden, çok karmaşık yada iyi tanımlanamamış durumları
nicel olarak ifade etmekte faydalanılır. Dilsel değişkenleri kullanarak uzmanların değer-
lendirme kriterleri ağırlıkları belirlenebilir. Dilsel değişkenlerin büyük oranda belirsiz-
lik içermesi nedeniyle değerlendirme sürecinde ilgili güvenilirlik problemine neden
olduğu bildirilmektedir. Bu çalışma kapsamında sunulan modelde Shannon’un (1948)
entropi yöntemi kullanılarak dilsel değişkenlerin neden oldukları belirsizlik giderilme-
ye çalışılarak, değerlendirme sürecinin güvenilirliği iyileştirilmiştir. Entropi yaklaşımı ile
değerlendirme kriterlerinin (Ci ve Cij) ağırlıkları aşağıdaki matematiksel ifadeler kullanı-
larak hesaplanabilir:

(2)

(3)

(4)

(5)

Yukarıdaki matematiksel ifadelerde, Vi i’inci kriterin beklenen değeri, wik k’ıncı uzmanın
i’inci kriterin ağırlığına ilişkin değerlendirmesi, l değerlendirmeye katılan uzman sayısı,

- 175 -
İnşaat Firmalarının İş Güvenliği Başarım Düzeyinin Ölçülmesine Yönelik Entropi Tabanlı Bir Model

. i’inci kriterin ağırlığına ilişkin yapılan değerlendirmelerin olasılıksal dağılımı, Ei i’inci


kriterinin entropisi ve Wi ise i’inci kriterin önem ağırlığıdır.

Adım 4. İş güvenliği değerlendirme kriterleri başarım düzeyinin ölçülmesi


Dördüncü aşama proje ve kurum düzeyinde her bir değerlendirme kriterinin başarım
düzeyinin ölçülmesidir. Bu süreç iki aşamada gerçekleştirilmektedir. İlk aşama; her bir
değerlendirme kriterinin başarım düzeyini (Rij) ölçmek için niteliksel göstergelerin ge-
liştirilmesi, ikinci aşamada geliştirilen niteliksel göstergelerin Likert ölçeği kullanılarak
ölçülmesidir. Her kriterin başarım (Rij) düzeyinin ölçülmesinde birden çok niteliksel gös-
terge veya ölçüm sorusunun kullanılması başarım ölçme ve değerlendirme sürecinin
güvenirliliğini arttırır. Her bir alt değerlendirme kriterinin başarım düzeyi aşağıdaki ma-
tematiksel ifadeye göre hesaplanır:

(6)

rij,s ij’inci kriterin başarım düzeyini ölçen s’inci ölçüm sorusuna verilen yanıt ve t ise öl-
çüm sorusu sayısıdır.

Adım 5. Ağırlıklandırılmış İş Güvenliği Başarım Değerinin Hesaplanması


Bu adımda ij ’inci değerlendirme kriterlerine göre iş güvenliği başarım düzeyi aşağıdaki
matematiksel ifade kulanılarak hesaplanır:

(7)

Yukarıdaki matematiksel ifadede Wi i’inci kriterin ağırlığı ve Ri ise i’ inci kriterin başarım
değeridir.

Adım 6. Pozitif İdeal (+) ve Negatif İdeal (-) Çözümlerin Oluşturulması


Altıncı adım, iş güvenliği değerlendirme kriterlerinin ideal pozitif (BDij+) ve ideal negatif
(BDij-) başarım düzeylerinin oluşturulmasını içerir. İdeal pozitif başarım değerini hesap-
lamak için değerlendirme kriterinin ölçümünde kullanılan Likert ölçeğinin en büyük ba-
şarım değeri (max Rij) ile kriterin ağırlık değeri (Wij) çarpılır. Benzer biçimde ideal negatif
başarım düzeyi oluşturmak için değerlendirme kriterinin ölçümünde kullanılan Likert
ölçeğinin en küçük başarım değeri (min Rij) ile kriterin ağırlık değeri (Wij) çarpılır.

Adım 7. Pozitif ve Negatif İdeal Başarım Düzeylerinden Ayırım Ölçüsünün Hesap-


lanması
Yedinci adım, ağırlıklandırılmış başarım düzeylerinin, ideal pozitif (BDij+) ve ideal nega-
tif (BDij-) başarım düzeylerinden ayırımı ölçüsünün Öklit Uzaklığı yaklaşımı kullanılarak
hesaplanmasını içermektedir. Pozitif ideal ve negatif ideal ayırım ölçüsü aşağıdaki ma-
tematiksel ifadeler kullanılarak hesaplanır:

- 176 -
Evren Ülkeryıldız, M. Emre İlal, Serdar Kale

(8)

(9)

Adım 8. İdeal İş Güvenliği Başarım Düzeyine Yakınlığın Hesaplanması


Son adım, hesaplanan ideal pozitif (D+) ve negatif ideal (D−) ayırım ölçülerinden yarar-
lanılarak ideal iş güvenliği başarım düzeyine göreli yakınlığın (İGBD) hesaplanmasını
içermektedir. Burada kullanılan ölçüt, negatif ideal ayırım ölçüsünün toplam ayırım öl-
çüsü içindeki payıdır. İdeal çözüme göreli yakınlık değeri aşağıdaki matematiksel ifade
ile hesaplanır:

(10)

İş Güvenliği Başarım Düzeyi (İGBD) değeri 0 ≤ İGBD ≤ 1 aralığında değer alır ve İGBD = 1
inşaat firmasının ideal iş güvenliği başarım düzeyine sahip olduğunu, İGBD =0 ise inşaat
firmasının negatif ideal iş güvenliği başarım düzeyine sahip olduğunu gösterir.

Sayısal Örnek
Bu çalışma kapsamında geliştirilen entropi tabanlı iş güvenliği modelinin uygulaması
sayısal bir örnek kullanılarak aşağıdaki bölümde sunulmuştur. Bu sayısal örnekte; (1)
değerlendirme kriterlerinin ağırlıklarının (Wi ve Wij) 7’li Likert ölçeği ile “1= Kesinlikle
önemsiz”, ve “7= kesinlikle önemli” aralığında derecelendirilerek ölçüldüğü, (2) değer-
lendirme kriterlerinin başarım gerçekleşme düzeylerinin Ng ve diğerleri (2005) tarafın-
dan geliştirilen göstergeler kullanılarak ölçüldüğü, (3) başarım gerçekleşme düzeyle-
rinden (Rij) iş kazası kaydının (R2.6) algısal olarak 7’li likert ölçeği ile “1= hiç” ve “7= çok
sık” aralığında derecelendirilerek ölçüldüğü ve geri kalan diğer başarım düzeylerinin
(Ri.j, i.j≠2.6) ise 7’li Likert ölçeği ile “1= kesinlikle çok zayıf” ve “7= mükemmel” aralığında
ölçüldüğü, (4) değerlendirme kriterlerinin ağırlıklarının belirlenmesi sürecine 10 adet iş
güvenliği uzmanının (Ui, i=10) katıldığı, (5) iş güvenliği değerlendirme sürecine 10 in-
şaat firmasının (Fi, i=10) katıldığı varsayılmıştır. Uzmanların (Ui) iş güvenliği başarım de-
ğerlendirme sürecinde kullanılacak olan ana (Ci) ve alt (Cij) kriterlerin ağırlıklarına ilişkin
görüşlerinin Likert ölçeğindeki sayısal karşıklıkları Tablo 1 sunulmuştur. Tablo 1’in son
kolonu değerlendirme kriterlerinin (Wi ve Wij) Entropi yaklaşımı kullanılarak hesaplan-
mış nesnel önem ağrılıklarını sunmaktadır. İnşaat firmalarının iş güvenliği başarım dü-
zeylerine ilişkin değerlendirmeleri 3 nolu matematiksel ifade kullanılarak hesaplanmış
(Rij) ve Tablo 2’de sunulmuştur.

- 177 -
İnşaat Firmalarının İş Güvenliği Başarım Düzeyinin Ölçülmesine Yönelik Entropi Tabanlı Bir Model

Tablo 1 - İş Güvenliği Değerlendirme Kriterlerinin Ağırlıkları (Wi ve Wij)


Değerlendirme Uzman (Ui) Ağırlık
Kriteri U1 U2 U3 U4 U5 U6 U7 U8 U9 U10 (Wi, Wij)
Ci
C1 5 6 7 5 6 6 5 5 6 7 0.471
C2 5 7 6 6 7 7 7 7 7 6 0.529
Ci.j
C1.1 5 4 6 7 5 6 5 4 5 6 0.157
C1.2 6 5 5 6 6 6 6 5 5 5 0.137
C1.3 4 6 6 5 7 5 4 6 6 7 0.139
C1.4 7 7 7 6 6 6 7 5 7 7 0.162
C1.5 5 8 6 7 5 5 6 6 4 5 0.141
C1.6 6 5 7 6 5 5 7 7 7 5 0.149
C1.7 5 6 4 6 5 5 4 5 6 6 0.114
C2.1 4 6 4 7 6 4 5 6 5 5 0.161
C2.2 5 7 5 7 7 5 4 5 6 6 0.177
C2.3 6 4 6 6 3 6 5 4 4 5 0.151
C2.4 4 5 6 7 7 4 4 5 5 5 0.161
C2.5 6 7 6 5 7 6 6 7 7 7 0.199
C2.6 4 6 6 4 6 4 4 4 6 5 0.152

Tablo 2 - İnşaat Firmalarının Değerlendirme Kriterlerinin Başarım Düzeyleri (Rij)


İnşaat Firması (Fi)
Rij
F1 F2 F3 F4 F5 F6 F7 F8 F9 F10
R1.1 4.800 4.700 4.800 5.600 4.800 5.200 4.600 5.400 6.000 4.800
R1.2 5.600 5.200 6.000 5.400 5.700 5.400 5.400 4.600 4.400 5.400
R1.3 5.600 5.900 5.800 4.600 5.200 4.900 5.200 4.000 4.200 5.200
R1.4 5.800 5.400 5.400 5.600 5.600 5.600 3.800 4.600 3.400 5.500
R1.5 6.200 5.600 5.400 5.600 5.700 5.700 4.800 5.600 5.400 5.900
R1.6 5.400 4.600 4.600 4.000 4.600 4.300 5.600 5.200 6.200 4.400
R1.7 5.200 5.400 4.200 5.000 4.900 4.900 5.600 5.400 5.600 4.800
R2.1 5.100 6.200 4.800 4.000 5.100 4.500 4.800 5.200 5.800 4.900
R2.2 5.800 6.600 4.200 4.200 5.300 4.700 3.800 4.600 5.600 4.600
R2.3 4.400 6.400 4.800 5.000 4.650 4.800 4.000 4.600 5.600 4.700
R2.4 5.800 6.200 5.600 6.200 5.900 6.100 4.000 3.600 4.200 4.700
R2.5 5.100 6.800 5.000 5.400 5.850 5.700 3.400 4.800 5.800 5.200
R2.6 5.400 5.200 4.400 5.000 4.850 4.900 4.000 6.000 6.000 4.600

- 178 -
Tablo 3 - Ağırlıklandırılmış Başarım Düzeyi (BDi ve BDij) , Pozitif (+) ve Negatif (-) İdeal Çözümler ve İş Güvenliği Başarım Düzeyi (İGBD)
Başarım Pozitif Negatif
F1 F2 F3 F4 F5 F6 F7 F8 F9 F10
Düzeyi BDi Ideal Ideal
ΣBD1.j 2.599 2.470 2.444 2.416 2.459 2.428 2.335 2.340 2.360 2.426 3.299 0.471
ΣBD2.j 2.789 3.315 2.539 2.628 2.806 2.716 2.101 2.532 2.912 2.537 3.701 0.529
ΣBDi.j 5.389 5.784 4.983 5.044 5.265 5.145 4.436 4.871 5.272 4.963 7.000 1.000
BD1.1 0.355 0.347 0.355 0.414 0.355 0.384 0.340 0.399 0.444 0.355 0.518 0.074
BD1.2 0.362 0.336 0.388 0.349 0.369 0.349 0.349 0.297 0.284 0.349 0.453 0.065
BD1.3 0.367 0.386 0.380 0.301 0.340 0.321 0.340 0.262 0.275 0.340 0.458 0.065
Evren Ülkeryıldız, M. Emre İlal, Serdar Kale

BD1.4 0.443 0.412 0.412 0.428 0.428 0.428 0.290 0.351 0.260 0.420 0.535 0.076
BD1.5 0.413 0.373 0.360 0.373 0.380 0.380 0.320 0.373 0.360 0.393 0.466 0.067

Kurum Düzeyi
BD1.6 0.380 0.323 0.323 0.281 0.323 0.302 0.394 0.366 0.436 0.309 0.492 0.070
BD1.7 0.280 0.291 0.227 0.270 0.264 0.264 0.302 0.291 0.302 0.259 0.378 0.054
BD2.1 0.434 0.527 0.408 0.340 0.434 0.383 0.408 0.442 0.493 0.417 0.596 0.085
BD2.2 0.541 0.616 0.392 0.392 0.495 0.439 0.355 0.429 0.523 0.429 0.653 0.093
BD2.3 0.352 0.512 0.384 0.400 0.372 0.384 0.320 0.368 0.448 0.376 0.560 0.080
BD2.4 0.493 0.527 0.476 0.527 0.501 0.518 0.340 0.306 0.357 0.399 0.595 0.085

Proje Düzeyi
BD2.5 0.537 0.716 0.526 0.568 0.616 0.600 0.358 0.505 0.611 0.547 0.737 0.105
BD2.6 0.433 0.417 0.353 0.401 0.389 0.393 0.321 0.481 0.481 0.369 0.561 0.080
+
D 0.474 0.376 0.592 0.583 0.497 0.539 0.775 0.630 0.531 0.587 0.000 1.688
-
D 1.238 1.384 1.125 1.153 1.214 1.180 0.959 1.097 1.233 1.117 1.688 0.000
İGBD 0.723 0.786 0.655 0.664 0.709 0.687 0.553 0.635 0.699 0.656 1.000 0.000

- 179 -
İnşaat Firmalarının İş Güvenliği Başarım Düzeyinin Ölçülmesine Yönelik Entropi Tabanlı Bir Model

Değerlendirme kriterlerinin önem ağırlıkları (Wi ve Wij) ile başarım düzeyleri (Rij) çar-
pılarak inşaat firmalarının her bir ana ve alt kritere göre ağırlıklandırılmış iş güvenliği
başarım düzeyleri (BDi ve BDij) hesaplanmıştır. Tablo 3 inşaat firmalarının her bir kritere
göre ağırlıklandırılmış iş güvenliği başarım düzeyini göstermektedir. İnşaat firmalarının
ağırlıklandırılmış iş güvenliği başarım düzeyleri kurum veya proje ölçeğinde değerlen-
dirilebilmektedir. Kurumsal ve proje ölçeğindeki ağırlıklandırılmış başarım düzeylerinin
toplamı bir inşaat firmasının genel iş güvenliği başarım değerini (İGBD) gösterir. Tablo
3 inşaat firmalarının kurumsal ve proje ölçeğindeki ağırlıklandırılmış başarım değerle-
rinin yanı sıra inşaat firmalarının genel iş güvenliği başarım değerlerini sunmaktadır.
Tablo 3’te sunulan sonuçlar incelendiğinde F2 nolu inşaat firmasının en yüksek genel iş
güvenliği başarımına sahip olduğu F7 nolu firmanın ise en düşük iş güvenliği başarım
değerine sahip olduğu gözlenmektedir. İş güvenliği başarım aralığının 0 ile 1 değerleri
arasında değiştiği düşünüldüğünde F2 nolu firmanın ideal pozitif başarım düzeyine ya-
kın olmasına rağmen kurumsal ve proje ölçeklerinde iyileştirmeler yapılmasının gerekli
olduğu ve F7 nolu firmada ise önemli iyileştirmeler yapılmasının zorunlu olduğu sonuç-
ları ortaya çıkmaktadır.

Sonuçlar
Bu çalışma kapsamında inşaat firmalarının iş güvenliği başarım düzeylerini ölçmek ve
kıyaslamak için entropi tabanlı bir model önerilmektedir. Başarım değerlendirme ve kı-
yasalama süreçlerinde kullanılan öncül göstergeler, dilsel değişkenler ile ölçülmektedir.
Fakat dilsel değişkenlerin önemli oranda belirsizlikler içermesi, değerlendirme sürecin-
de güvenilirlik problemlerine neden olmaktadır. Bu çalışmada iş güvenliği başarım de-
ğerlendirme sürecinde dilsel değişkenlerin kullanılmasının neden olduğu güvenilirlik
problemlerinin Entropi tabanlı bir model kullanılarak giderilebileceği sayısal bir örnek
ile gösterilmiştir.

Kaynaklar
Ahmad, R.K., Gibb, A.G.F ve McCaffer, R. (1998). “Methodology to develop an effective
safety performance measurement technique (SPMT)”. In: Hughes, W (Ed.), 14th An-
nual ARCOM Conference, 9-11 September, 1998, University of Reading. Association
of Researchers in Construction Management, Vol. 1, 183-191.
Brown, R.L. ve Holmes, H. (1986). “The use of a factor analytic procedure for assessing
the validity of an employee safety climate model.” Accident Analysis and Prevention,
18(6), 455–470.
Choudhry, R.M., Fang, D. ve Mohamed, S. (2007a). “The nature of safety culture: A survey
of the state-of-the-art.” Safety Science, 45(10), 993–1012.
Choudhry, R.M., Fang, D. ve Mohamed, S. (2007b). “Developing a model of construction
safety culture.” Journal of Management in Engineering, 23(4), 207–212.
Cooper, M. D. (2000). “Towards a model of safety culture.” Safety Science, 36(2), 111–136.
Dedobbeleer, N. ve Beland, F. (1991). “A safety climate measure for construction sites.”
Journal of Safety Research, 22(2), 97-103.

- 180 -
Evren Ülkeryıldız, M. Emre İlal, Serdar Kale

El-Mashaleh. M.S., Rababeh. S.M. ve Hyari. K.H. (2010). “Utilizing data envelopment
analysis to benchmark safety performance of construction contractors.” Internatio-
nal Journal of Project Management, 28(1), 61-67.
Fang, D.P., Huang, X. Y. ve Hinze, J. (2004). “Benchmarking Studies on Construction Sa-
fety Management in China.” Journal of Construction Engineering and Management,
130(3), 424-432.
Fang, D.P., Chen, Y. ve Wong, L. (2006). “Safety climate in construction industry: A case
study in Hong Kong.” Journal of Construction Engineering and Management, 132(6),
573–584.
Flin, R., Mearns, K., O’Connor, P. ve Bryden, R. (2000). “Measuring safety climate: Identif-
ying the common features.” Safety Science, 34(1–3), 177–192.
Glendon, A. I., ve Stanton, N. A. (2000). “Perspectives on safety culture.” Safety Science,
34(1–3), 193–214.
Glendon, A. I., and Litherland, D. K. (2001). “Safety climate factors, group differences and
safety behavior in road construction.” Safety Science, 39(3), 157–188.
Guldenmund, F.W., (2000). “The nature of safety culture: a review of theory and rese-
arch.” Safety Science, 34(5), 215–257.
Ho, J.K.L. ve Zeta, K.C. (2004). “Cultural Factors and Their Significance to the Hong Kong
Construction Industry”, http://158.132.155.107/oess/POSH/conferences/ANZAOH-
SE/ ANZAOHSEProceedings/Hyperlinks/Full Proceedings/Ho & Zeta.pdf, 15/08/11.
Erişim Tarihi: 14 Haziran 2011.
Hwang C.L. ve Yoon K. (1981). Multiple attribute decision making: Methods and applica-
tions. Springer-Verlag, New York.
Lee, T. ve Harrison, K. (2000). “Assessing safety culture in nuclear power stations.” Safety
Science, 34(1–3), 61–97.
Mohamed, S. (2002). “Safety climate in construction site environments.” Journal of Cons-
truction Engineering and Management, 128(5), 375–384.
Mohamed, S. (2003). “Scorecard approach to benchmarking organizational safety cul-
ture in construction.” Journal of Construction Engineering and Management,129(1),
80–88.
Neal, A., Griffin, M. A. ve Hart, P. M. (2000). “The impact of organizational climate on sa-
fety climate and individual behavior.” Safety Science, 34(1–3), 99–109.
Ng, S.T, Cheng, K.P. ve Skitmore, R.M. (2005). “A framework for evaluating the safety
performance of construction contractors.” Building and Environment, 40(10), 1347-
1355.
Oliver, A., Cheyne, A., Tomas, J.M. ve Cox, S. (2002). “The effects of organizational and
individual factors on occupational accident.” Journal of Occupational and Organiza-
tional Psychology, 75(4), 473–488.
O’Toole, M. (2002). “The relationship between employees’ perceptions of safety and or-
ganizational culture.” Journal of Safety Research, 33(2), 231–243.
Rowlinson, S., Poon,S. W, ve Yip, B. (2008). CII-HK Study - Safety Initiative Effectiveness in
Hong Kong One Size does not Fit All. Construction Industry Institute – Hong Kong.

- 181 -
İnşaat Firmalarının İş Güvenliği Başarım Düzeyinin Ölçülmesine Yönelik Entropi Tabanlı Bir Model

http://s3.amazonaws.com/zanran_storage/www.hku.hk/ContentPages/79070355.
pdf. Erişim Tarihi: 11 Mayıs 2011.
Shannon, C. E. (1948). “A mathematical theory of communication.” Bell System Technical
Journal, 27(3), 623-656.
Smith, G.S., Huang, Y.H., Ho, M. ve Chen, P.Y. (2006). “The relationship between safety
climate and injury rates across industries: the need to adjust for injury hazards.” Ac-
cident Analysis and Prevention, 38(3), 556–562.
Sivadasan, S., Efstathiou, J., Frizelle, G., Shirazi, R., ve Calinescu, A. (2002). “An informati-
on-theoretic methodology for measuring the operational complexity.” International
Journal of Operations and Production Management, 22(1), 80-102.
Solana-Ortega, A. (2002). “The information revolution is yet to come (an homage to Cla-
ude E. Shannon). In AIP Conference Proceedings, Bayesian inference and maximum
entropy methods in science and engineering. Baltimore, MD, 617(1), 458-473.
Teo, E.A.L., ve Ling, F.Y.Y., (2006). “Developing a model to measure the effectiveness
of safety management systems of construction sites.” Building and Environment,
41(11), 1584-1592.
Vredenburgh. A.G., (2002). “Organisational safety: Which management practices were
most effective in reducing employee injury rates?” Journal of Safety Research. 33(2),
259-276
Zhou, Q., Fang, D.P. ve Wang, X. (2008). “A method to identify strategies for the improve-
ment of human safety behavior by considering safety climate and personal experi-
ence.” Safety Science, 46(10), 1406–1419.
Zohar, D. (1980). “Safety climate in industrial organizations: Theoretical and applied
implications.” Journal of Applied Psychology, 65(1), 96-102.

- 182 -
İnşaatlarda İş Güvenliği
Risk Değerlendirmesi ve
Tehlike Analizi
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

İnşaat Sektöründe İş Güvenliği ve Sağlığı


Üzerine Risklerin Belirlenmesi ve
Örnek Bir Uygulama

İsmail Zorluer1, Ali Eleren2

Özet
Hızla büyüyen inşaat sektörü içinde çalışan sayısının da hızla artması iş güvenliği ve sağlığı
ile ilgili problemlerinde artmasına neden olmaktadır. İnşaat sektörü tüm sektörler içinde iş
kazası ve kaza sonucu meydana gelen ölüm sayıları bakımından birinci sıradadır. Bu durum
çalışma şartları açısından en riskli sektör olmasından kaynaklanmaktadır. Son yıllarda alı-
nan önlemlerle kaza ve kaza sonucu oluşan ölümlerde büyük oranlardaki azalmaların da
yeterli olmadığı açıktır.
İş güvenliği ve sağlığına yönelik risklerin azaltılması ve iyileştirilmesi için önlemler alınmak-
tadır. Ancak bu risklerin ortaya çıkmadan önce belirlenerek iyileştirmenin nasıl yapılacağı-
na dair planlama çalışmalarının yapılması, iyileştirme için etkili olacaktır. Bu amaçla inşaat
sektöründe meydana gelen 3347 iş kazası için Hata Türü ve Etkileri Analizi (HTEA) ile risk
analizi yapılmıştır. Analiz ile kaza türleri sonucu ortaya çıkan ölüm ve yaralanma oranları,
kazaların önceden belirlenebilirliği ve kazanın şiddetini temel alarak riskler hesaplanmıştır.
Elde edilen bu sonuçlar teorik olarak risk faktörlerini ortaya koymaktadır. Risk puanı yüksek
olan kaza türünün tehlikesi de yüksektir.
Anahtar Kelimeler: İş Güvenliği, İş kazaları, Risk analizi, HTEA.

Giriş
İnşaat sektörü çalışma şartları açısından en riskli sektördür. Bu sektörde en fazla vasıfsız
işçinin çalışıyor olması, imalatta çok çeşitli malzeme ve ekipman kullanılması, çalışma
saatlerinin düzensiz ve değişken olması ve çalışma alanlarının dış etkenlere açık olması
riskleri artıran başlıca sebeplerdir. Ayrıca 2010 yılı verilerine göre tüm sektörler içinde
en fazla büyümenin inşaat sektöründe olması risklerin daha da artabileceğini göster-
mektedir. Alınan güvenlik önlemleri ile kaza sayıları ve ölüm oranlarında büyük düşüşler

1
Yrd. Doç. Dr., Afyon Kocatepe Üniversitesi, Teknik Eğitim Fakültesi, Yapı Eğitimi Bölümü,
Afyonkarahisar. - izorluer@aku.edu.tr
2
Doç. Dr., Afyon Kocatepe Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İşletme Bölümü,
Afyonkarahisar. - aeleren@aku.edu.tr

- 185 -
İnşaat Sektöründe İş Güvenliği ve Sağlığı Üzerine Risklerin Belirlenmesi ve Örnek Bir Uygulama

olmasına rağmen, AB ve gelişmiş ülkelere göre hala yüksektir.


İnşaat sektöründe ortaya çıkan iş kazalarındaki risklerin belirlenmesi, kazaların önlen-
mesi veya azaltılması için çözümlerin üretilmesine katkı yapacaktır. Risklerin teorik ola-
rak belirlenmesi birçok yöntemle gerçekleştirilebilir. Yöntemlerden bir tanesi inşaat sek-
töründe bu amaçla kullanılmayan Hata Türü ve Etkileri Analizidir. Bu analiz ile ilk önce
tüm alt süreçlere ait riskler belirlenir ve tanımlanır. Risk parametreleri ve risk öncelik
puanları hesaplanır ve büyükten küçüğe doğru riskler sıralanır. Sıralama yapılacak iyi-
leştirme için yol göstericidir.
Bu çalışmada, inşaat sektörüne ait 3347 adet iş kazasında oluşan kaza türlerine göre risk
analizi yapılmıştır. Analiz ile kaza türleri sonucu ortaya çıkan ölüm ve yaralanma oran-
ları, kazaların önceden belirlenebilirliği ve kazanın şiddetini temel alarak risk öncelik
puanları(RÖG) hesaplanmıştır. Puanlara göre sıralama yapıldığında kaza türleri arasında
çalışanların yüksekten düşmesi ilk sırayı almaktadır. Elde edilen bu sonuçlar teorik ola-
rak risk faktörlerini ortaya koymaktadır. Bundan sonraki aşama kazaların azaltılmasına
yönelik iyileştirme çalışmaları olmalıdır.

Yöntem
İş sağlığı ve güvenliği odaklı risklerin belirlenmesi ve değerlendirilmesi ile ilgili kullanı-
lan birçok yöntem bulunmaktadır. Bu yöntemlerden biri Hata Türü ve Etkileri Analizidir.
Hata Türü ve Etkileri (HTEA), sistem, süreç, yöntem, model, servis veya ürünler geliştirilir-
ken veya iyileştirilirken; mevcut veya potansiyel hata/risk türlerini önceden belirlemek,
sıralamak ve iyileştirme/geliştirme aşamasında öncelikleri belirlemek üzere geliştirilmiş
bir yöntemdir (Eleren,2007 ; Ersoy vd.,2009).
Bunun yanında HTEA yönteminin uygulanmasının temel nedenlerin başında sürek-
li iyileşme ve gelişme ihtiyacı yatmaktadır. Sürekli iyileşme ve gelişme Toplam Kalite
Yönetimi’nin de temel hedefidir. Bu nedenle HTEA, Toplam Kalite Yönetimi (TKY) uygu-
lamalarında da sıkça başvurulması gereken temel bir kalite yöntemi olarak da düşünü-
lebilir.
HTEA çalışması, ağırlıklı olarak potansiyel hatalar üzerine yoğunlaşmaktadır ve zamanla
güncelliğini yitirmemektedir. Bu nedenle HTEA her süreç aşamasında ve tüm zaman
periyotlarında tekrarlanması hataların ayıklanması ve gelişim açısından önemlidir.
HTEA,
• Yeni bir sistem, ürün, süreç, yöntem, model tasarımına ihtiyaç olduğunda,
• Mevcut sistem, ürün, süreç, yöntem veya modelde bir değişiklik olduğunda,
• Sistem, ürün, süreç, yöntem veya modelde bir geliştirme veya iyileşme düşünüldü-
ğünde kullanılabilir (Dale vd.. 1995; Baykasoğlu vd.,2003).
HTEA çalışması genellikle bir ekip çalışması olarak görülmektedir. Bu çalışmalarda yer
alacak ekibin konuya vakıf, çok disiplinli çalışmaya uygun konuyla doğrudan alakalı ki-
şilerden oluşması çalışmaların selameti açısından önemlidir. Bunun yanında, yöntem
tek yönlü olmaktan uzak, ürün/süreç vb geliştirme programlarında tüm programın bir
parçası olarak yer almaktadır. Ekip üyelerinin geliştirme programının tümüyle sistema-
tik ilişki içerisinde çalışmalarını yürütmeleri gerekmektedir.

- 186 -
İsmail Zorluer, Ali Eleren

İnşaat Sektöründe İş Kazaları


Çok sayıda insanın hayatını kaybettiği, yaralandığı ve sakat kaldığı inşaat sektöründe
ölüm oranları ve kaza sayılarını aşağı çekmek için iş güvenliği çalışmaları olumlu sonuç
vermiştir. 1996-2008 yıları arasında iş kazası istatistiklerine göre 1996 yılında meyda-
na gelen iş kazalarının % 12.07’si inşaat sektöründe meydana gelirken, 2008 yılında bu
oran % 7.6’ya, ölüm sayıları ise 555’ten 297’ye düşmüştür (Çizelge 1). Rakamlara bakıl-
dığında iş kazaları sayıları ve buna bağlı etkilerin son yıllarda sürekli bir düşüş eğilimin-
de olduğu da görülmektedir. Bu sevindirici sonuca rağmen hala iş kazaları sayısında
Avrupa ve Dünyada ilk sıralarda yerini korumaktadır. Ayrıca, resmi kayıtlara geçmeyen
kazalarda dikkate alındığında daha ciddi bir problem ortaya çıkmaktadır.

Çizelge 1 - Türkiye Geneli ve İnşaat Sektörü İş Kazası Sayıları ve Sonuçları

Sürekli İş
İş kazası sayıları Ölüm Sayısı Meslek Hastalığı
Göremezlik
Yıllar
Türkiye İnşaat Türkiye İnşaat Türkiye İnşaat Türkiye İnşaat
Geneli Sektörü Geneli Sektörü Geneli Sektörü Geneli Sektörü
1996 97631 11784 1492 555 3240 453 1048 23
1997 98318 14703 1473 437 4374 559 1055 22
1998 91895 12355 1252 380 3850 613 1400 20
1999 77955 10278 1333 407 3407 721 1025 17
2000 74847 7845 1173 379 1818 399 803 31
2001 72367 8459 1008 341 2183 517 883 11
2002 72344 7982 878 319 2087 446 601 7
2003 76668 8198 811 274 1596 356 440 8
2004 83830 8106 843 263 1693 349 384 10
2005 73923 6480 1096 290 1639 324 519 3
2006 79027 7143 1601 397 1953 429 574 3
2007 80602 7615 1043 359 - - - -
2008 72963 5574 866 297 1452 373 - -

Türkiye’deki iş kazalarının sektörler arasında karşılaştırılması inşaat sektörünün bu açı-


dan yerini net bir şekilde ortaya koymaktadır (çizelge 2). 2008 yılı verilerine göre % 7,6
‘sı inşaat sektöründe, % 20,8’i metal sektöründe meydana gelmiştir. Buna rağmen, kaza
sonucu olan ölüm sayıları bakımından tüm sektörler içinde inşaat sektörü 297 sayı ile ilk
sıradadır ve ölüm sayısı 64 olan metal sektöründen 5 kat kadar fazladır. Bu durum diğer
yıllarda da benzer özellikler taşımaktadır. Rakamların ortaya koyduğu değerlendirme
inşaat sektöründeki iş güvenliğinin önemini göstermektedir (Acar,2010).
İnşaat sektöründe oluşan bu kazaların nedenleri kısaca şöyle ifade edilebilir. İnşaat sek-
töründe yapılan işler sürekli değişim gösterdiğinden alınması gereken önlemler de sık
sık değişiklik gösterir. İnşaat işleri geçici olduğundan çalışma süreleri belirlidir. Ayrıca
günlük çalışma saatleri düzensiz ve uzundur. Bu durum çalışan işçilerin motivasyonunu
olumsuz etkiler. İnşaat sektörü eğitimsiz ve vasıfsız işçinin en fazla sayıda çalıştığı ve

- 187 -
İnşaat Sektöründe İş Güvenliği ve Sağlığı Üzerine Risklerin Belirlenmesi ve Örnek Bir Uygulama

çalışanların sık sık değiştiği bir sektördür. Yapılan imalatlar ve kullanılan malzemeler çok
çeşitlidir. Buna bağlı olarak imalatlar için kullanılan makine ve aletler de çok çeşitlilik
göstermektedir. İmalat alanının çok geniş ve dağınık, her türlü hava ve iklim etkisine
açık olması çalışanları olumsuz etkileyen ve topluca korunmalarını engelleyen önemli
bir faktördür.

Çizelge 2 - Sektörlere Göre İş Kazaları ve Sonuçlarının Dağılımı (2008 yılı)

İş kazası sayısı Ölüm Sürekli iş göremezlik


Tüm sektörler 72963 866 1452
İnşaat 5574 297 373
Metal 15191 64 221
Tekstil 4409 13 91
Metal dışı imalat sek. 3504 24 71

İnşaat Sektöründe Ölüme ve Yaralanmaya Yol Açan Kaza Türleri


Müngen tarafından 3347 inşaat kazası incelenmiş ve kaza tiplerine göre dağılımları be-
lirlenmiştir (Çizelge 3). Tablo incelendiğinde en fazla ölümlü kazaya neden olan kaza
türü çalışanların düşmesidir. Düşmelerde ölüm oranı % 36,6’dır. Bunu % 14,4 ile elektrik
çarpması ve % 11 ile yapı makineleri ile yapılan kazalar izlemektedir. Yaralanma açısın-
dan değerlendirilecek olursa; makinelere uzuv kaptırma ya da kesici aletlerle yaralanma
% 33,8 ilk sırayı alırken düşmeler % 22,7 oranla ikinci sıradadır. Ölüm ve yaralanma bir-
likte dikkate alındığında %28,8 ile düşmeler yine birinci sırayı alırken, makinelere uzuv
kaptırma ve yaralanma % 18,9 ile ikinci sırayı ve % 10,2 ile malzeme düşmesi 3. Sırada
bulunmaktadır.

Çizelge 3 - İnşaat Sektöründeki Kaza Tiplerinin Sayısal Dağılımları

Ölüm Yaralanma Toplam


Kaza Tipleri
Sayı % Sayı % Sayı %
İnsan düşmesi 538 36,6 426 22,7 964 28,8
Malzeme Düşmesi 144 9,8 360 19,3 504 15,1
Malzeme Altında Kalma 1 0,1 180 9,6 181 5,4
Kazı Kenarının Göçmesi 98 6,7 40 2,1 138 4,1
Yapı Kısmının Göçmesi 86 5,9 24 1,3 110 3,3
Yapı Makineleri Kazaları 162 11 59 3,1 221 6,6
Makine Elemanları ve Aletlere Uzuv
- - 631 33,8 631 18,9
Kaptırma, kesici aletlerle yaralanma
Şantiye İçi Trafik Kazaları 151 10,3 26 1,4 177 5,3
Elektrik Çarpması 212 14,4 34 1,8 246 7,3
Patlayıcı Madde Kullanımında Kazalar 37 2,5 65 3,5 102 3,0

- 188 -
İsmail Zorluer, Ali Eleren

Burada görülen düşme, yapı makinelerinden kaynaklanan kaza ve elektrik çarpması


gibi etkenler ölüm ve yaralanma olaylarında sayı çokluğu açısından başı çekiyor olması
birinci derecede önlem gerektiren durumlardır. Ayrıca kaza tipleri içinde elektrik çarp-
ması ve şantiye içi trafik kazalarının ölümle sonuçlanma oranı % 86 ve % 85,3 tür. Bu
kaza tiplerinde ise meydana gelen olayın ölüm riski yüksek olması önlem açısından dik-
kate alınması gereken bir diğer etkendir.

Hata Türü ve Etkileri Analizi Uygulama Süreci


HTEA uygulama süreci üç aşamadan oluşmaktadır. Ön hazırlık çalışmaları, sistem veya
süreçlerin analizi, risk analizidir.
Örnek bir HTEA süreci aşağıdaki sırayla uygulanabilir:
• Alt sistemler / süreçler tanımlanması,
• Risklerin belirlenmesi ve tanımlanması,
• Risk sebeplerinin belirlenmesi,
• Risklerin meydana gelme olasılıkları, şiddetleri ve belirlenebilirlikleri olarak risk pa-
rametrelerinin belirlenmesi,
• Risk Öncelik Göstergesi (RÖG) hesaplanması ve büyükten küçüğe doğru sıralan-
ması,
• Eğer sistem veya süreçlerin iyileştirilmesi düşünülüyorsa, risklere ait önlemlerin
(iyileştirme çalışmalarının) tanımlanması,
• İyileştirme dönemlerinin ve iyileştirme yüzdelerinin belirlenmesi, olarak özetlene-
bilir.
Risk parametrelerinin derecelendirilmesi aşağıdaki tablo yardımıyla hazırlanmaktadır.
Burada üç parametre ve onlara ait derecelendirme değerleri (1-10 arası) sıralanmaktadır
(Ersoy vd.,2009).

Çizelge 4 - Risk Parametrelerinin Değerlendirilmesi Tablosu

Olma Olasılığı (Sıklık) Şiddet (Etki) Belirlenebilirlik Düzeyi Derece


Çok tehlikeli İmkânsız 10
Çok yüksek(Kaçınılmaz)
Ciddi Çok zor 9
Çok büyük Zor 8
Yüksek (Tekrar tekrar)
Büyük Az 7
Önemli Çok az 6
Orta (Ara sıra) Orta Orta 5
Küçük Ortanın üstü 4
Önemsiz Yüksek 3
Düşük (Nispeten az)
Çok önemsiz Çok yüksek 2
Nadiren (Pek az) Etkisi yok Kesin 1

- 189 -
İnşaat Sektöründe İş Güvenliği ve Sağlığı Üzerine Risklerin Belirlenmesi ve Örnek Bir Uygulama

HTEA Yönteminin Seçilen Örneğe Uygulanması


İlk aşamada, süreçler risk sebepleri ve alınabilecek önlemleri ortaya koyan Çizelge 5
oluşturulmuştur. Bu çizelgedeki kazaya neden olan risk faktörleri çizelge 3’te ortaya ko-
nulan veriler yardımıyla oluşturulmuştur. Ayrıca bu risk faktörlerine G süreci ile meslek
hastalıkları ilave edilmiştir. Benzerlik taşıyan risklerde aynı süreç içinde değerlendiril-
miştir. Örneğin malzeme ile riskler B, göçmeler C, makinelerle ilgili kazalar D süreci ola-
rak adlandırılmıştır.
Her risk faktörünün kısa bir tanımı yapıldıktan sonra çıkış nedenleri ayrı ayrı belirlenmiş-
tir. Çünkü kazayı oluşturan her riskin birden fazla ve farklı nedenleri vardır.

Çizelge 5 - Süreç ve Alt Süreçler, Risk Sebepleri


Süreç

Risk Faktörü Tanım Risk Faktörleri Çıkış Nedenleri

Dikkatsizlik,
Kalıp ve iskelede emniyet kemeri
kullanmama
Çalışanların iş iskelesinden,
Merdiven ve asansör boşluklarında
beton kalıbından, asansör
korkuluk olmaması,
A 1 İnsan Düşmesi ve merdiven boşlukların-
dan veya kazı çukurlarına Gece aydınlatması olmaması,
düşmesi.
Kalıp, iskele ve korkulukların kalitesiz
ve standart dışı malzemeden olması,
bu nedenle kopma, kırılmalar ve
çökmeler olması,
Gereken önlemleri almamak
Malzemenin üst katlara
çıkarılması sırasında kalıp Makine kullanım ve kapasitelerine
Malzeme düşme- çakma ve duvar örme gibi uyulmaması,
1
si veya sıçraması imalat sırasında depolama ve
Kırılma, çarpma ve sıçrama gibi
istifleme sırasında düşmesi,
durumlar için önleyici giysiler, baret,
B kırma veya sıçraması.
kask takılmaması
Şantiyeye gelen malzemenin Temel sebep dikkatsizlik
Malzeme altında, depolanması veya kullanıma
2 arasında kalma, alınması sırasında malzeme
uzuv sıkışması altında kalma veya uzuv Malzeme hakkında yetersiz bilgi
sıkışması.
Kazı yüzeyleri için iksa yapılmaması,
Temel kazısı veya boru, kanal, Yetersiz sev açısı,
Kazı Kenarının
1 tünel kazısı sırasında oluşan
göçmesi Boşluk suyu basıncının artması,
göçmeler.
Karların erimesi veya yağışlar,
C
İmalat için yetersiz ve dayanıksız
Şantiyede imalat sırasında inşaat malzemesi kullanılması,
Yapı kısmının oluşan çökme (Beton sıra-
2 Beton kalıbı gibi imalatların yetersiz
çökmesi sında kalıp çökmesi, duvar
özellikte yapımı
çökmesi)
Beton kalıplarının erken sökülmesi

- 190 -
İsmail Zorluer, Ali Eleren

Tecrübesiz operatörlerin makineleri


kullanması,
Yapı makineleri, Yapı makinelerinin kullanımı
1 Makinelerin amaçları dışında kulla-
kazaları sırasında ortaya çıkan kazalar
nılması,
Makinelerin arızaları
Makineleri dikkatsizce kullanma,
Makine ele- Makinelerin özeliklerine uygun olma-
manlarına ve Kesici, delici ya da kazıcı yan kullanımı
tezgahlara uzuv makinelere el, ayak, gibi uzuv
D 2 Bakım ve kontrollerin yapılmaması ve
kaptırma, ezilme, kaptırma, kesme veya çekiç
ele vurma, gibi aletle vurmak. oluşan arızalar
kesilme Uygun ve koruyucu kıyafet giyilme-
mesi
Şantiyede malzeme ve insan Aynı anda çok sayıda araç çalışması,
giriş çıkışı ve taşınması için
Şantiye içi trafik sürekli olan haraketlilik nede-
3
kazaları niyle kaza meydana gelmesi Dar manevra alanları
(iş makineleri, kamyonlar,
transmikserler gibi)
Cihazların veya makinelerin elektrik
kaçırması,
Elektrikli makine veya
Elektrik kablolarının açıkta kalması,
cihazlardan açıkta kalan
E 1 Elektrik çarpması kopması,
kablolardan kaynaklanan
kaçaklardan oluşur. Elektrik alan makine ya da kabloların
su olan yere düşmesi veya üzerine su
dökülmesi,
Patlayıcılar konusunda uzman olma-
Patlayıcı madde Kayalık zeminde patlayıcı yan kişilerce işlerin yürütülmesi,
F 1 kullanımında ile yapılan kazalar sırasında
Yetersiz güvenlik önlemleri,
kaza oluşur.
Dikkatsizlik,
Çimento, asfalt, tutkal, asbest, yapış-
Kimyasal maddelerin solu-
Kimyasal etkiler- tırıcı, duman, koku vb. maddelerin
num ya da cilde teması ile
den kaynaklanan imalat sırasında kullanımı zorunlu ol-
1 ortaya çıkan akciğer kanseri,
meslek hasta- masından kaynaklanan sürekli temas
silikoz, zehirlenme, bronşit,
lıkları veya solunum neticesinde vücutta
asbestoz gibi hastalıklar
G hastalık oluşturması
İşitme kaybı, donma, güneş
Fiziksel etkiler- İş makinelerinden kaynaklanan gü-
yanığı, tansiyon, dekomp-
den kaynaklanan rültü, titreşim, iklimsel sıcak ve soğuk,
2 resyon, aseptik nekroz gibi
meslek hasta- radyasyon, basınç vb. etkilere sürekli
fiziksel etkilerle başlayan
lıkları maruz kalan işçilerde görülür
hastalıklar

Bundan sonraki aşama Risk Öncelik Göstergesi (RÖG) puanlarının hesaplamasını oluş-
turmaktadır. RÖG puanı, hata türleri için risk öncelik parametreleri olan sıklık, şiddet
ve belirleme zorluğu için verilen puanların çarpımı ile elde edilir (çizelge 6). RÖG pa-
rametreleri için verilen puanlar, riskin ortaya çıkma sıklığı ve sonuçları dikkate alınarak
oluşturulmuştur. Kazalarda insan düşmesi en çok karşılaşılan ve en fazla ölüme neden
olan kaza tipidir. Bu nedenle sıklığı 8, ölüm oranı ve sayısı yüksek olduğundan şidde-
ti 10 ve belirlenebilirliği çok yüksek görüldüğünden 2 puan verilmiştir. Diğer risklerde
benzer yaklaşımlar ile puanlanmıştır. RÖG puanı ağırlıklarına göre büyükten küçüğe bir
sıralama yapılmıştır (Çizelge 6).

- 191 -
İnşaat Sektöründe İş Güvenliği ve Sağlığı Üzerine Risklerin Belirlenmesi ve Örnek Bir Uygulama

Çizelge 6 - İnşaat Sektörü HTEA ve RÖG değerleri

Sıklık Şiddet Belirlilik RÖG


Risk Faktörü SNO
(a) (b) (c) (axbxc)
A 1 İnsan düşmesi 8 10 2 160 1
1 Malzeme Düşmesi 6 5 4 120 2
B
2 Malzeme Altında Kalma 3 3 5 45 7
1 Kazı Kenarının Göçmesi 3 4 3 36 8
C
2 Yapı Kısmının Göçmesi 2 3 5 30 9
1 Yapı Makineleri Kazaları 3 6 3 54 6
Makine Elemanları ve Aletlere
D 2 7 4 2 56 5
Uzuv Kap
3 Şantiye İçi Trafik Kazaları 3 6 6 108 3
E 1 Elektrik Çarpması 4 7 3 84 4
Patlayıcı Madde Kullanımında
F 1 2 3 5 30 10
Kazalar
Kimyasal etkilerden kaynak Mes.
1 1 5 4 20 11
Hast.
G
Fiziksel etkilerden kaynak Mes.
2 1 4 4 16 12
Hast.
Toplam 759

Çizelge 6’ye bakıldığında toplam 12 risk faktörü olduğu ve bunlara ait RÖG puanlarının
16-160 arasında değiştiği görülmektedir. En büyük riske maruz olan hata türü 160 pu-
anla “insan düşmesi” dir. Bunu 120 puanla “malzeme düşmesi” sonucu oluşan kaza ve
108 puanla “şantiye içi trafik kazaları izlemektedir. En düşük puan ise 16 puanla “fiziksel
etkilerden kaynaklanan meslek hastalıkları” almaktadır.

Sonuç
Analiz sonucunda inşaat sektöründe ortaya kazaların risk dereceleri belirlenmiştir. Buna
en büyük risk 160 puanla insan düşmesi, 120 puanla malzeme düşmesi ve 108 puanla
şantiye içi trafik kazaları izlemektedir. En düşük puan ise 16 puanla fiziksel nedenlerden
kaynaklanan meslek hastalıklarıdır. Bu değerler tamamen teorik olarak belirlenmiştir.
Ortaya çıkan bu durum inşaat sektöründeki riskleri ve bunlardan kaynaklanan önce-
likleri göstermektedir. Bu durum kazaların önlenmesi ve azaltılması adına öncelikleri
ortaya çıkarmaktadır. Bundan sonraki aşama bu önceliklere göre bir iyileştirme planının
oluşturulmasıdır. RÖG puanı en yüksek olan risk, iyileştirme için öncelik alması gereken
veya iyileştirmenin başlangıç noktasıdır.
İş kazaları sonucunda ölüm oranlarının en yüksek olduğu sektör olan inşaat sektöründe
risklerin ortaya konulması, ölümlerin azaltılması için yapılacak çalışmalara yol gösterici
olacaktır.

- 192 -
İsmail Zorluer, Ali Eleren

Kaynaklar
Acar, Özgür (2010), Sosyal Güvenlik Kurumu İstatistik Yıllığı, Mart-2010 www.ceis.org.tr/
dergiDocs/istatistik42.pdf ( Erişim Tarihi 22.01.2011)
Baykasoğlu, A., Dereli, T., Yılankıran, N., Yılankıran, A. (2003), “Hata Türü ve Etkileri Analizi
ve Gaziantep’te Orta Ölçekli Bir Firmaya Uygulanması”, II.Makine Tasarım ve İmalat
Teknolojileri Kongresi, Konya,157-163.
Cristiano B.M., Rozenfeld H., Omokawa,R. (2000), “Development of a concurrent engine-
ering education environment” International Journal of Computer Integrated Manu-
facturing, 13,6,475-482
Dale, B. G., Shaw, P. (1995), ”Failure Mode and Effects Analysis in the U.K. Motor Industry”,
A State-of-the-art Study. Quality and Reliability, 179-188.
Eleren, A. (2007), “İşçi Sağlığı Ve İş Güvenliği Odaklı Süreç Geliştirme Faaliyetlerinde Hata
Türü Ve Etkileri Analizi Yönteminin Uygulanması; Mermer Ocak İşletmesi Örneği”, Ve-
rimlilik ve KOBİ’ler Kongresi, İKÜ, İstanbul.
Ersoy, M., Eleren, A., Şimşek Ş. (2009), “Hata Türü Ve Etkileri Analizi İle İş Sağlığı Ve Güven-
liği Tabanlı Süreçlerin İyileştirilmesi Ve Mermer Ocak İşletmelerinde Bir Uygulama”,
TMMOB Madencilik Dergisi, 48,3, 19-32.
Kuşan, H., Aytekin O., Özdemir İ. (2007) “Yapı işlerinde İş kazaları ve Meslek Hastalıkla-
rının Azaltılmasında Son yıllarda Alınan Önlemlerin Sonuçlarının Değerlendirilme-
siyle İlgili Bir İnceleme”, İMO İş Sağlığı ve Güvenliği Sempozyumu, 5-7 Ekim 2007,
Ankara.
Müngen U., İş güvenliği Kurs notları, İTÜ inşaat Fakültesi Yapı işletmesi Anabilim Dalı,
www.ins.itu.edu.tr/.../İŞ%20GÜVENLİĞİ%20KURS%20NOTLARI.pdf (Erişim Tarihi :
10.02.2011)
Uyan M.K. (2008), İnşaat Sektöründe İş Güvenliği, www.isveguvenlik.com/insaat-yapi-
işleri-sektoru (Erişim Tarihi : 10.02.2011)

- 193 -
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

İş Gereksinim Analizi Yönteminin İş Güvenliği


Bağlamında İncelenmesi

Zeynep Yağmuroğlu1, H. Murat Günaydın2, Serdar Kale3

Özet
İnşaat sektörü iş gücüne bağlı bir sektör olduğundan, çalışanların iş yüklerinin yüksek ol-
ması üretim süreçlerinde verimliliğin azalmasının yanı sıra iş kazalarına neden olmaktadır.
Fiziksel, zihinsel ve psikolojik faktörler çalışanların iş yükünü etkileyen önemli faktörler-
dir. Bu faktörler yapılan işin niteliğine göre değişim göstermektedir. Türkiye’de yüksekten
düşme en çok karşılaşılan iş kazalarından biri olup, bu kazayı etkileyen iş davranışları, iş
gereksinimleri, çevresel etkiler, yeterlilik, gibi birçok faktör önemli rol oynamaktadır. Bu bil-
diri kapsamında inşaat sektöründe yüksekte çalışan işçilerin iş gereksinim yükleri NASA-TLX
yöntemi kullanılarak incelenmektedir. Bir bina inşaatında çalışan 10 işçiye uygulanan bir
anket çalışması, yüksekte çalışan işçilerin iş gereksinim yükleri NASA TLX yönetimi ile hesap-
lanmıştır.
Anahtar Kelimeler: İş gereksinim analizi, yüksekten düşme, iş kazaları, inşaat sektörü

Giriş
İnşaat sektörü oldukça gelişmiş ve diğerler sektörleri de ekonomik anlamda etkileyen
bir sektördür. Makineleşme çabalarının gittikçe artmasına rağmen sektörün doğası ge-
reği hala insan emeğine ve işgücüne doğrudan bağımlı bir sektör olmayı sürdürmek-
tedir. İş gereksinimlerinin yoğunluğu inşaat üretim eylemlerinde verimlilik düşüşlerine
ve kazalara neden olmaktadır. Emek yoğun iş eylemleri içermesi nedeniyle iş kazaları
inşaat sektöründe sıkça görülmektedir. İnşaat sektöründe iş kazalarının neden olduğu
sakatlık ve ölümlerin çokluğu sosyal ve ekonomik bir sorun olarak karşımıza çıkmak-
tadır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de ölümle sonuçla-
nan iş kazalarının %34’ü inşaat sektöründe gerçekleşmektedir (TİK 2008). Bu durum
sadece Türkiye’ye özgü bir durum olmayıp diğer ülkelerde de inşaat sektörü en riskli,
iş kazalarının en sık yaşandığı ve ölümcül kaza oranlarının çok yüksek olduğu sektör-
lerden biridir. İş Gereksinimi Analizi yaklaşımı inşaat sektöründe yaşanan iş kazalarının
azaltılması konusunda önerilen yeni yaklaşımlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır

1
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Mimarlık Bölümü, İzmir. - zeynepyagmuroglu@iyte.edu.tr
2
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Mimarlık Bölümü, İzmir. - muratgunaydın@iyte.edu.tr
3
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Mimarlık Bölümü, İzmir. - serdarkale@iyte.edu.tr

- 195 -
İş Gereksinim Analizi Yönteminin İş Güvenliği Bağlamında İncelenmesi

(Mitropoulos ve Namboodiri, 2009; Mitropoulos ve Guillama, 2010). İş gereksinimi, bir


işi başarıyla yerine getirmek için gerekli bilgi, beceri ve çaba olarak tanımlanabilir. İş
yüküne etki eden birçok fiziksel, zihinsel ve psikolojik faktör tanımlanmıştır ve bunlar iş
gereksinimleri olarak belirtilir. İş gereksinimleri birkaç başlık altında incelenebilir, genel
olarak da üç başlık altında toplanır. Bunlar fiziksel, zihinsel ve geçici iş gereksinimleridir
(Memarian ve Mitropoulos, 2011). Fiziksel gereksinimler enerjiye dayalı, biyomekanik
ve çevresel gereksinimlerdir. Zihinsel gereksinimler konsantrasyon, hafıza, karar verme
ve dikkat gibi konuları içerir. Geçici ya da zaman gereksinimleri diye tanımlanan ge-
reksinimler zaman ve üretim ilişkileri baskıları olarak tanımlanır. Bunun dışında önem
önceliklerine göre farklı gruplamalar da yapılabilir. İş gereksinimlerini değerlendirmek
ve etkileyen faktörleri ölçmek için birçok nesnel ya da öznel yöntem kullanılmaktadır
fakat bunlardan en çok kullanılan yaklaşım Hart ve Staveland (1998) tarafından gelişti-
rilen NASA-TLX (The National Aeronautics and Space Administration– Task Load Index)
yöntemidir. Memorian ve Mitropoulos’in (2011) NASA TLX yaklaşımını inşaat sektörü-
ne uygulayan öncül çalışmasında duvar ören işçilerin iş gereksinimleri incelenmiştir. İş
güvenliği alanında yapılan çalışmalarda inşaat eylemlerinin çeşitliliği nedeniyle iş ge-
reksinimlerinin eylemden eyleme göre farklılık gösterdiği bu nedenle yoğun iş kazası
yaşanan eylemlerin belirlenmesi ve bu eylemlerin her birisi için ayrı ayrı iş gereksinim
analizinin yapılması gerekliliği ortaya çıkmaktadır (Mitropoulos ve Namboodiri, 2009 ve
2011; Mitropoulos ve Guillama, 2010).
Bu çalışma kapsamında inşaat şantiyelerinde en yoğun iş kazalarından bir olan yüksek-
ten düşme riski incelenmektedir. Bu bağlamda yüksekte çalışan işcilerin iş gereksinim-
lerinin analiz edilmesi ve iş yüklerinin doğru tanımlanması ile yüksekten düşme nede-
niyle inşaat projelerinde yaşanan sosyal ve ekonomik maliyetlerin azaltılması olasıdır.
Bu çalışmada, yüksekte yapılan bir işin iş yükü ve gereksinimleri NASA-TLX yöntemi
kullanılarak incelenmektedir.

İş Kazaları ve Yüksekten Düşme Riski


Bütün dünyada olduğu gibi inşaat sektörü insan gücüne yüksek bağımlılığı nedeniy-
le en tehlikeli sektörlerden biridir ve ölümlü iş kazalarının büyük bir çoğunluğu inşa-
at sektöründe gerçekleşmektedir. Bu nedenle kaza potansiyellerinin ölçülmesi, risk ve
tehlikelerin belirlenmesi bu sektör için çok büyük bir önem taşımaktadır. Tehlike ve
risk kavramlarının anlamları çok yakın olsalar da birbirlerinden farklıdır. Tehlike “zarara
veya yaralanmaya doğal olarak neden olma potansiyeli barındıran herhangi bir şey” ,
risk ise “bir tehlikeden kaynaklanacak olan zarar veya yaralanmanın olasılığı” olarak ta-
nımlanır (Gürcanlı ve Müngen, 2006). Başta inşaat sektörü olmak üzere, fiziksel güce
dayalı işlerde iş kazaları sonucu oluşan sakatlanma ve yaralanmaların önemli sosyal ve
ekonomik etkileri olmaktadır. İnşaat sektöründe sağlıkla ilgili riskler üç başlık altında
incelenebilir. Bunlar “ergonomiyle” ilgili, “fiziksel çevre” ile ilgili ve “ruh sağlığı” ile ilgili
risklerdir. Ergonomiyle ilgili riskler; kaldırma, taşıma, bükme hareketleri ve vibrasyon-
lar olarak tanımlanabilir ve sektörde en çok görülen yaralanma ve sakatlıklar bu riskler
sonucu oluşmaktadır (Smallwood ve Haupt, 1997). Yüksekten düşme de ergonomiyle
ilgili riskler arasında sayılır. Çevre ile ilgili riskler gürültü, sıcaklık, ıslak çalışma alanı veya
toza maruz kalma ile ilişkilidir. Son olarak ruh sağlığı ile ilgili riskler yönetici çalışan iliş-
kilerinden kaynaklanır. Türk İnşaat sektöründe görülen riskler çoğunlukla ergonomiyle
ilgili risklerdir ve en önemlileri düşme, bir cisim tarafından çarpılma, iki nesne arasında
sıkışma ve elektrik çarpmasıdır (Uğur, 2008; Gürcanlı ve Müngen, 2006).

- 196 -
Zeynep Yağmuroğlu, H. Murat Günaydın, Serdar Kale

İşyükü Seviyesi ve NASA-TLX Yöntemi


İşyükü seviyesi başarımı ve buna bağlı iş kazalarının oluşumunu etkileyen faktörle-
ri azaltmak için kullanılmakta olan bir yöntemdir. İşyükü ölçmek ve değerlendirmek
için çok sayıda yaklaşım bulunmaktadır. Hangi yaklaşımın diğerinden daha güvenilir
ve etkin olduğu; yöntemin duyarlılık, tanı yeteneği, seçicilik, güvenilirlik ve uygulama
kolaylığı gibi özellikleri ile belirlenmektedir. İşyükü değerlendirme yöntemlerini incele-
diğimiz zaman Hart ve Staveland (1998) tarafından geliştirilen NASA-TLX (The National
Aeronautics and Space Administration– Task Load Index) yönteminin; duyarlılık, tanı
yeteneği, seçicilik, güvenilirlik ve uygulama kolaylığı özelliklerinin tümünü içerdiği göz-
lemlenmektedir. NASA-TLX yöntemi bir eylemin iş yükünü altı faktörü kullanarak öznel
olarak ölçmekte ve değerlendirmektedir. Ölçme ve değerlendirme sürecinde kullanılan
faktörler (Hart ve Staveland 1998):
1. Zihinsel Gereksinimler: İşin karmaşıklığı, zorluğu veya basitliği nedeniyle ne ölçü-
de düşünme, algılama ve hesaplama eylemlerini gerektirdiği.
2. Fiziksel Gereksinimler: İşin gerçekleştirilmesi için ne kadar fiziksel güç gerektiği,
işin fiziksel kolaylığı veya zorluğu.
3. Zaman Gereksinimleri: İşin tamamlanmasına ilişkin oluşan zaman baskısı, arka ar-
kaya ardıl eylemler arasındaki zaman sıkışıklığı.
4. Çaba Düzeyi: İşin bitirilmesi için harcanması gereken zihinsel ve fiziksel güç.
5. Başarım Düzeyi: İşin yerine getirilmesindeki başarı düzeyi.
6. Stres Düzeyi: Çalışanın hissettiği baskı yada oluşan motivasyon bozuklukları.
NASA-TLX yöntemi bu altı adet faktörü kullanarak öznel olarak işyükü seviyesini ölç-
mektedir. İlk üç faktör konuyla ilgili olmakla birlikte, diğer üç değişken konunun verilen
işle etkileşimiyle ilgilidir. NASA-TLX yöntemi genel olarak iki bölümden oluşur, bunlar;
derecelendirme (Ri) ve ağırlıklandırmadır (Si). Her altı başlıkla ilgili değerlendirmeler,
bir işin bitmesiyle birlikte ortaya çıkan algısal yargılardan oluşmakta ve her bir derece-
lendirme ölçeği 0 ile 100 arasında değişen değerler almaktadır.
Bu yöntem görsel ve işitsel durumların, yazılı ve sesli verilerin yorumlanması gibi birçok
konuda değerlendirme yapmak için kullanılmıştır. NASA-TLX yönteminin ilk geliştirmiş
hali literatürde yaygın olarak kullanılmakla birlikte, araştırma konusu bağlamına uyarla-
narak farklılaştırılmış uygulamalara da literatürde rastlanmaktadır. Farklılaştırılmış uy-
gulamalar arasında en sık kullanılanı ağırlıksız ya da ham verileri kullanan NASA- RTLX
yöntemidir. Yöntemde değişiklik yapmadan altılı ölçeğin de konuya göre değiştiği du-
rumlar bulunmaktadır. Örneğin Park ve Cha (1998), araç navigasyon sistemleriyle ilgili
bir araştırmada altı başlığın dördünü değiştirip kendi konularına uyarlayarak bu yönte-
mi kullanmışlardır.

Yöntem
İş gereksinim düzeyinin NASA TLX yöntemi ile incelemeyi amaçlayan bu bildiri kapsa-
mında bir bina inşaatı projesinde çalışan on işçi seçilmiştir. Seçilen işçilerin yüksekte ça-
lışma koşullarını ölçmek için NASA TLX yönteminde kullanılan anket (Hart ve Staveland
1998) uygulanmıştır. NASA TLX yönteminde kullanılan anketin ölçüm soruları ve de-
ğerlendirme ölçeği Türkçeye çevrilmiş ve işçiler ile yüzyüze görüşmeler yapılarak anket
çalışması tamamlanmıştır. Ankete katılan işçilere yüksekte çalışma koşulları düşünerek
ölçüm sorularını yanıtlamaları istenmiştir.

- 197 -
İş Gereksinim Analizi Yönteminin İş Güvenliği Bağlamında İncelenmesi

Bulgular
İşçilerin iş gereksinim düzeylerine ilişkin öznel değerlendirmeleri (Ri) Tablo 2’de sunul-
muştur. İş gereksinim değerleri incelendiğinde ortalama olarak en yüksek iş gereksinim
faktörünü başarım düzeyi oluştururken en düşük iş gereksinim faktörünün ise zaman
gereksinimi faktörü olduğu anlaşılmaktadır. Tablo 3’te iş gereksinim faktörlerinin öz-
nel ağırlıkları (Si) sunulmaktadır. İş gereksinim faktörlerinin arasında, stres düzeyinin
en düşük önem ağırlığına sahip olduğu gözlenirken, fiziksel gereksinim faktörünün ise
en yüksek önem ağırlığına sahip olduğu gözlenmektedir. Yüksekte çalışma koşullarına
ilişkin ağırlıklandırılmış iş gereksinim düzeyleri, iş değerlendirme faktörlerinin başarım
derecesi (Ri) ile önem ağırlıklarının çarpımıyla (Si) hesaplanır. Şekil 1, iş gereksinim fak-
törlerinin ağırlıklandırılmış değerlerini sunmaktadır. Şekil 1 incelendiğinde en yüksek
iş gereksinim faktörünün, başarım faktörü olduğu (F5) ve en düşük iş gereksinim fak-
törünün ise stres faktörü olduğu anlaşılmaktadır. Bu veriler ışığında anketin yapıldığı
şantiyede yüksekte çalışan işçilerin stres altında olmadıkları ve başarılı olmayı ön planda
tuttukları gözlemlenmiştir. NASA-TLX yönteminde gereksinimlerin sonuçları tek başına
bir anlam ifade etmemektedir, bu nedenle karşılaştırmalı olarak gereksinimlerin yorum-
lanması gerekmektedir. Bu şekilde karşılaştırmalı bir yaklaşımla yüksekte çalışan işçiler
için aşağıdaki sonuçlara varılabilir; (1) fiziksel gereksinimlerin, zihinsel gereksinimlerden
çok daha önemli olduğu, (2) stres düzeyinin iş yükünü etkileyen önemli bir faktör olma-
dığı ve (3) çalışanlar üzerinde herhangi bir zaman veya işlerini zamanında yetiştirme
baskısının olmadığı gözlenmiştir.

Tablo 1 - İş Yüküne Etki Eden Faktörler


İş Gereksinim Değerlendime
Açıklama
Faktörleri (Fi) Ölçeği
Zihinsel ya da algısal aktivite gerekliliği. Zihinsel ve
Zihinsel Gereksinim 1-10
algısal aktivitenin yoğunluğu. Görevin kolaylığı ya da
(F1) Düşük/Yüksek
zorluğu, basitliği ya da karmaşıklığı.
Gerekli fiziksel aktivitenin miktarı, kolaylığı ya da zorlu-
Fiziksel Gereksinim 1-10
ğu, yavaşlığı ya da hızlılığı, gevşekliği ya da sıkı çalışma
(F2) Düşük/Yüksek
ihtiyacı içerisinde oluşu
Zaman Gereksinimi 1-10 İşlemlerin ya da işlem adımlarının gerçekleştirilmesin-
(F3) Düşük/Yüksek de oluşan zaman baskısı.
Çaba Düzeyi 1-10 Çok çalışma ve buna paralel olarak harcanan zihinsel
(F4) Düşük/Yüksek ve fiziksel efor.
Görevleri yerine getirmedeki başarı oranı. Görevin
Başarım Düzeyi 1-10
yerine getirilmesi sonrasında gerek çalışanın gerekse
(F5) Düşük/Yüksek
de yöneticinin tatmin düzeyi.
Stres Düzeyi 1-10 Çalışanın hissettiği emniyetsizlik, stres, cesaretsizlik ya
(F6) Düşük/Yüksek da bunların tersi

Sonuçlar
Bu çalışma kapsamında inşaat sektöründe yaşanan iş kazalarının azaltılması konusunda
önerilen yeni yöntemlerden biri olan iş gereksinim analizi yaklaşımı yüksekte çalışan
işçiler üzerinde uygulanan bir anket çalışmasıyla incelenmiştir. Önerilen bu yöntemi
yüksekte çalışan işçiler bağlamında inceleyen bu çalışmada iş gereksinim analizi yönte-

- 198 -
Tablo 2 - Öznel İş Yükü Değerleri (Ri)
İşçiler Standart
İş Gereksinim Faktörleri Ortalama
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Sapma
Zihinsel Gereksinim 35 5 15 5 5 45 40 25 45 40 26.00 17.13
Fiziksel Gereksinim 75 70 65 80 60 60 65 65 75 75 69.00 6.99
Zaman Gereksinimi 5 10 65 5 10 35 5 5 5 5 15.00 19.86
Çaba Düzeyi 55 35 85 75 45 50 45 40 85 55 57.00 18.29
Başarım Düzeyi 85 90 85 95 100 95 90 80 85 100 90.50 6.85
Stres Düzeyi 20 10 5 55 10 35 10 5 5 5 16.00 16.63
Zeynep Yağmuroğlu, H. Murat Günaydın, Serdar Kale

Tablo 3 - İş Yükü Faktörlerinin Önem Ağırlıkları (Si)


İşçiler Standart
İş Gereksinim Faktörleri Ortalama
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Sapma
Zihinsel Gereksinim 0.133 0.067 0.133 0.133 0.133 0.133 0.200 0.200 0.267 0.267 0.167 0.065
Fiziksel Gereksinim 0.333 0.200 0.267 0.333 0.267 0.200 0.267 0.267 0.267 0.267 0.267 0.044
Zaman Gereksinimi 0.000 0.133 0.067 0.000 0.067 0.200 0.067 0.000 0.067 0.133 0.073 0.066
Çaba Düzeyi 0.200 0.267 0.267 0.133 0.267 0.133 0.133 0.333 0.200 0.133 0.207 0.073
Başarım Düzeyi 0.267 0.333 0.267 0.267 0.267 0.267 0.333 0.133 0.200 0.200 0.253 0.061
Stres Düzeyi 0.067 0.000 0.000 0.133 0.000 0.067 0.000 0.067 0.000 0.000 0.033 0.047

- 199 -
İş Gereksinim Analizi Yönteminin İş Güvenliği Bağlamında İncelenmesi

Şekil 1 - Ağırlıklandırılmış İş Yükü Dağılımları

minin iş kazalarının önlenmesi konusunda önemli bir potansiyelinin olduğu ve iş yükle-


rinin yeniden düzenlenmesi konusunda proje yöneticilerine önemli bilgiler sunabildiği
bulgularına ulaşılmıştır. Önerilen yöntemin daha büyük bir örneklem bağlamında in-
celenmesi yöntemin potansiyel faydalarının ve güvenirliliğinin belirlenmesi açılarından
faydalı olacaktır.

Kaynaklar
Gürcanlı, G.E. ve Müngen U. (2006). “Bulanık Kümeler ile İnşaatlarda Yeni Bir İş Güvenliği Risk
Analizi Yöntemi”. İTÜ Dergisi 5/4, 84-93.
Hart, S. G, Staveland L. E. (1998). “Development of the NASA-TLX (Task Load Index): Results
of the experimental and theoretical research”. In: Hancock PA, Meshkati N, eds: Human
Mental Workload. Amsterdam: North Holland.
Memarian, B., ve Mitropoulos, P. (2011). “Factors Affecting Task Demands of Masonry Work”.
47th ASC Annual International Conference Proceeding, Washington.
Mitropoulos, P., ve Guillama, V. (2010). “Analysis of Residential Framing Accidents, Activities
and Task Demands”. Journal of Construction Engineering and Management, 136(4), 260-
269.
Mitropoulos, P., ve Namboodiri, M. (2009). “Integrating Productivity and Safety Analysis with
the Task Demand Methodology: A Case of Concrete Paving”. Construction Research
Congress Proceeding, New York.
Mitropoulos, P., ve Namboodiri, M. (2011). “New Method for Measuring the Safety Risk of
Construction Activities: Task Demand Assessment”. Journal of Construction Engineering
and Management, 137(1) 30-38.
Park, P., ve Cha, D. (1998). “Comparison of subjective mental workload assessment techni-
ques for the evaluation of in-vehicle navigation system usability”. Paper presented at
Session T56 of the 5th World Congress on Intelligent Transport Systems, Seoul.
Uğur, L.O. (2008). “Ulusal ve Uluslararası İnşaat Sözleşmelerinde İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı
Konularında Sorumluluk ve Riskler”. Selçuk Üniversitesi, Teknik Bilimler Meslek Yükseko-
kulu, Teknik Online Dergi, 7/1.

- 200 -
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

Betonarme, Çelik ve Hafif Çelik Binalarda İş


Güvenliği Risklerinin Karşılaştırmalı Analizi

Müzeyyen Şahin1, G.Emre Gürcanlı2

Özet
Ülkemizde, inşaat sektöründe meydana gelen iş kazaları ve meslek hastalıklarının oranı di-
ğer sektörlere göre oldukça yüksektir. Bunun önemli sebeplerinden biri de inşaat sektörünün
kendine özgü koşullarının bulunmasıdır. Yapının türüne bağlı olarak farklı riskler ve farklı iş
kazaları gündeme gelmektedir. Şantiye türlerine göre iş kazası dağılımlarına bakıldığında
bina inşaatı şantiyeleri ilk sırada yer almaktadır. Şantiyelerin işçi sağlığı ve iş güvenliği açı-
sından daha emniyetli hale getirilmesi için kazalar oluşmadan risk analizi yapılması, hem
işveren hem de çalışanlar açısından büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada bir binanın
taşıyıcı malzemesi; betonarme, çelik ve hafif çelik olarak değiştirilerek, iş güvenliği riskle-
ri karşılaştırmalı olarak incelenmektedir. Bu çalışmanın amacı; ana yapı malzemesi farklı
bina şantiyelerinde var olması muhtemel tehlikeleri önceden tespit ederek, tanımı yapılmış
risklerin aktivite bazında kabul edilebilir olup olmadığına karar verebilmek, riskleri kontrol
altına alabilmek için gerekli önlemleri belirlemek ve tasarım aşamasında gerekli iş güvenli-
ği yönetimi uygulamalarını yerine getirmektir.
Anahtar Kelimeler: İş Güvenliği, Risk Analizi, Aktivite, İş Güvenliği için Tasarım

Giriş
Tasarımcılar, mimarlar ve mühendisler; şantiye çalışanlarının iş güvenliği ve işçi sağlığı
konusunda nüfuz sahibidirler. Gerçekte olması gereken bütün iş aktiviteleri ve seçilen
malzemeler inşaat uygulamalarının güvenilirliğinin belirlenmesinde önemli faktörler-
dir. Bu yüzden, baştan sona bir bütün olarak güvenlik, tasarımda ele alınması gerek-
li bir konudur (Frijters ve Swutse, 2008). Her projenin imalatında kullanılan teknolojik
yöntemlerin değişmesi sebebiyle, iş kalemleri ve bu iş kalemleri sırasında oluşabilecek
tehlikeler farklılık göstermektedir. Bu bağlamda; bir binanın ana yapı malzemesi değiş-
tirilerek hafriyattan ince işlere kadar iş kalemleri listelenmiş, bu veriler ışığında; beto-
narme, çelik ve hafif çelik binalarda meydana gelebilecek aktivite bazında iş güvenliği
tehlikeleri belirlenmiş, belirlenen bu tehlikelere karşılık gelen risk puanları hesaplanmış

1
İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul. - mzynshn@gmail.com
2
İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul. - gurcanlig@itu.edu.tr

- 201 -
Betonarme, Çelik ve Hafif Çelik Binalarda İş Güvenliği Risklerinin Karşılaştırmalı Analizi

ve ilgili risklerin tanımı yapılmıştır. Risk puanları hesaplanırken, şantiyede meydana ge-
lebilecek her tehlike için kaza olabilirliği, kaza şiddeti değerleri belirlenmiş ve 5x5 karar
matris metodu kullanılmıştır. Betonarme, çelik ve hafif çelik binalar için belirlenen her
tehlikeye karşılık hesaplanan risk puanlarının karşılaştırmaları yapılmıştır.

Risk ve Tehlike Kavramları


Şantiyelerdeki tehlikelerin ve risklerin belirlenmesinden önce tehlike ve risk kavramları-
nı açmak ve aralarındaki farklarda söz etmek gerekir. Tehlike ve risk arasındaki farkı be-
lirtmek önemlidir. Riskler kişisel, çevresel, yapılan işin niteliğinden kaynaklı olabilir; kimi
zaman iyi kimi zaman ise yetersiz bir şekilde nicelleştirilebilir. Riskin doğası ve kişinin
risk üzerindeki denetimi, riskin kavranışını da değiştirecektir. En genel tanımıyla tehlike,
zarara veya yaralanmaya doğal olarak neden olma potansiyeli barındıran herhangi bir
şey olarak tanımlanırken, risk ise bir tehlikeden kaynaklanacak olan zarar veya yaralan-
manın olasılığı olarak tanımlanabilir (Gürcanlı, 2008).
Tehlike; insan yaralanması ya da hastalığı, malın hasar görmesi, iş yeri çevresinin za-
rar görmesi ya da bunların kombinasyonuna neden olabilecek potansiyel bir durum ya
da kaynaktır. İnsan sağlığına, çevreye veya mala herhangi bir zara verme potansiyeline
sahip olan durum, potansiyel bir zarar kaynağı, tehlikeli bir malzeme olabileceği gibi,
yapılan bir aktiviteden de kaynaklanabilir (Gürcanlı, 2008). Bir tehlikenin ortaya çıkma-
sı olasılığa dayalıdır. Bu olasılık söz konusu tehlikeyi oluşturan koşullar ve etmenlerle
birlikte değerlendirilmelidir. Tehlikeye maruz kalan kişilerin sayısı, ne sıklıkla tehlikeye
maruz kalındığı, ne kadar süreyle tehlikeye maruz kalındığı, eğitim düzeyi, denetimin
etkinlik düzeyi, çalışma koşulları ve yorgunluk, halsizlik, dikkatsizlik gibi etmenler tehli-
ke olasılığı değişkenlerini oluşturmaktadır (Görgülü, 2008).
Risk sözlük anlamı olarak zarara uğrama tehlikesidir ve öngörülebilir tehlikeleri ifade
etmektedir (Özkılıç, 2008). Risk; belirlenmiş tehlikeli bir olayın oluşma olasılığı ve so-
nuçlarının kombinasyonudur. İnsan sağlığına, çevreye veya mala gelebilecek bir zara-
rın meydana gelme olasılığı olan risk, olağan çalışma esnasında mevcut bir tehlikenin
yaratabileceği zarar şeklinde de tanımlanabilir (Gürcanlı, 2008).Başka bir deyişle; idrak
edilmekte olan spesifik bir tehlikenin gerçekleşme olasılığı ve tehlikenin sonuçlarını
kapsayan bir kavramdır (Özkılıç, 2005).
Tehlike ve risk arasındaki farkı ayırt etmek çok önemlidir. Bu kavramlar genellikle karış-
tırılır ve yüksek riskli diye adlandırılan aktiviteler genellikle yüksek tehlike içerir. Yalnızca
kalıcı ve yüksek risk olan yerde kötü ve yetersiz sağlık ve güvenlik önlemleri mevcuttur
(Hughes ve Ferret, 2007)

Tehlike Analizi ve Risk Değerlendirmesi


Risk analiz yöntemleri risk kaynağının ciddiyetini, meydana gelme olasılığını ve meyda-
na gelme zamanını saptamaya yarar. Olası tüm senaryolar incelenerek risk kaynağının
yaratabileceği sonucun maliyeti bulunmaya çalışılır. Analizin ilk adımında maruz kalına-
bilecek riskli durumlara dair veriler toplanır. Bu veriler ya geçmiş kayıtlardan ya da işin
uzmanı kişilerden alınır. Daha önceki projelerden elde edilen kayıtlar varsa bu kayıtlar
nesnel veri olarak kabul edilip analizlerde kullanılabilir. Ne yazık ki inşaat uygulamala-

- 202 -
Müzeyyen Şahin, G. Emre Gürcanlı

rında bu tür verilere ulaşmak mümkün olmamaktadır. Bu sebeple, uygun veriler genel-
de konu ile ilgili uzmanların kişisel bilgilerinin sorgulanması ile elde edilmektedir. Risk
analizinde amaç, eldeki verileri en iyi şekilde kullanarak gerçekçi tahminler yapılması,
belirsizliğin doğuracağı sonuçların somut olarak ifade edilmesi ve doğru yorumlanma-
sıdır. Projenin tipine, büyüklüğüne, verilerin yeterliliğine, analizin tahmini maliyetine ve
kişilerin analiz konusundaki deneyimlerine bağlı olarak önerilen pek çok risk analiz tek-
niği vardır. Risk analizi, risk kaynağının yapısına ve eldeki verilere göre nitel ya da nicel
metotlarla yapılabilir (Gürcanlı, 2009).
Risk değerlendirme , tehlike potansiyeli bulunan maddelerle ilgili her türlü bilimsel bil-
gi ve malumatın düzenlenmesi ve analiz edilmesine yönelik sistematik bir yaklaşımdır.
Daha basit ifadesiyle, problem formülasyonu, tehlike değerlendirmesi, tehlikeli madde-
ye maruz kalma etkilerinin analizi ve risk tanımlaması gibi ana kavramlardan oluşan risk
analizidir (Özkılıç, 2005). Risk değerlendirme; riskin büyüklüğünü hesaplama ve riskin
kabul edilebilir olup olmadığına karar verme yani riskleri makul bir seviyeye indirebil-
mek için gerekli tedbirlerin belirlenmesi ve bu tedbirlerin hangilerinin öncelikle alınma-
sı gerektiğine karar verilmesi işlemidir (Gürcanlı,2008).

Risk Değerlendirme Karar Matris Metodu


Basit olması açısından yaygın olarak kullanılan risk değerlendirme yöntemi risk değer-
lendirme karar matrisidir. Bu çalışmada da kullanılan 5x5 matris diyagramı ile özellikle
neden-sonuç ilişkileri değerlendirilir. Bu metot ile öncelikle bir olayın gerçekleşme ihti-
mali ile gerçekleşmesi halinde sonucunun derecelendirilmesiyle ölçümü yapılır. Riskin
derecelendirilebilmesi için olasılık ve sonucun şiddet derecesinin sayısal olarak ifade

Tablo 1 - 5x5 Risk Matrisi Yönteminde Risklerin Sayısal Gösterimi

- 203 -
Betonarme, Çelik ve Hafif Çelik Binalarda İş Güvenliği Risklerinin Karşılaştırmalı Analizi

edilmesi yararlıdır (Gürcanlı,2006), (Özkılıç, 2005). Risklerin derecelendirilmesi ve değer-


lendirilmesi için gerekli olan risk puanı, kaza olabilirliği ve kaza şiddetinin çarpımından
elde edilir. Burada özellikle olasılık değil, “olabilirlik” (likelihood) kavramı kullanılmış-
tır, zira özellikle inşaat sektöründeki kazalar incelenirken, olasılık kuramını kullanmak
mümkün olmamakta, olabilirlik ölçeği kullanılmaktadır.

Risk Puanı = Kaza Olabilirliği x Kaza Şiddeti (1)

Tablo 1’de gösterilen Risk Puanı Belirleme matrisinde çıkan risk seviyesi, Tablo 2’deki Ka-
bul Edilebilirlik Değerleri’ne göre değerlendirilir ve belirlenen tehlikelere göre en büyük
değerden başlayarak gerekli önlemler alınır.

Tablo 2 - Sonucun Kabul Edilebilirlik Değerleri

Belirlenen risk kabul edilebilir bir seviyeye düşürülünceye


Katlanılamaz kadar iş başlatılmamalı eğer devam eden bir faaliyet varsa der-
Riskler (25) hal durdurulmalıdır. Gerçekleştirilen faaliyetlere rağmen riski
düşürmek mümkün olmuyorsa, faaliyet engellenmelidir.
Belirlenen risk azaltılıncaya kadar iş başlatılmamalı eğer
Önemli Riskler devam eden bir faaliyet varsa derhal durdurulmalıdır. Risk işin
(15,16,20) devam etmesi ile ilgiliyse acil önlem alınmalı ve bu önlemler
sonucunda faaliyetin devamına karar verilmelidir.
Orta Düzeydeki Belirlenen riskleri düşürmek için faaliyetler başlatılmalıdır. Risk
Riskler (8,9,10,12) azaltma önlemleri zaman alabilir.
Belirlenen riskleri ortadan kaldırmak için ilave kontrol proses-
Katlanılabilir Riskler
lerine ihtiyaç olmayabilir. Ancak mevcut kontroller sürdürül-
(2,3,4,5,6)
meli ve bu kontrollerin sürdürüldüğü denetlenmelidir.
Belirlenen riskleri ortadan kaldırmak için kontrol prosesleri
Önemsiz Riskler (1) planlamaya ve gerçekleştirilecek faaliyetlerin kayıtlarını sakla-
maya gerek olmayabilir.

Kaza Olabilirliği
Risk değerlendirmesi yapılırken kullanılan değişkenlerden biri kaza olabilirliğidir. Kaza-
ya maruz kalan personel sayısı, tehlikeye maruz kalma sıklığı ve süresi, kontrol ve ön-
lemlerin etkinliği azaltabilecek durumlar, tesis ve makinelerdeki güvenlik bileşenleri ek-
siklikleri, kişisel koruyucuların etkinliği ile kullanım sıklığı ve güvensiz davranışlar; kaza
olasılığının belirlenmesinde göz önünde bulundurulması gereken hususlardır (Gürcan-
lı,2006).
Bu çalışmada yapılan risk değerlendirmesinde betonarme, çelik ve hafif çelik bina in-
şaatlarındaki bütün iş kalemleri belirlenmiş ve bu aktivitelerin kendine has özellikleri
göz önünde bulundurularak olası muhtemel tehlikeler tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu
tehlikelere karşılık gelen “kaza olabilirliği” değeri, geçmişte meydana gelmiş kaza ista-
tistiklerinden ve Nesimi Teoman Korkutan’ın Yüksek Lisans tezinden yararlanılarak elde
edilmiştir.

- 204 -
Müzeyyen Şahin, G. Emre Gürcanlı

5x5 Karar Matris metodu kullanılacağı için, kaza olabilirliği tanımlamaları ve derecelen-
dirmeleri Tablo 3’de gösterildiği gibi 5 değer aralığında yapılmış ve kabul edilmiştir.

Tablo 3 - Kaza Olabilirliği Tanımları ve Derecelendirme Basamakları

Derecelendirme Kaza Görülme


Tanım
Basamakları Olabilirliği sıklığı
Bu tip kazanın bu tip bir proje süresince
1 Çok düşük Yılda 1-2 defa
görülme olasılığı çok düşüktür
Bu tip bir kaza bu tip bir proje süresince
2 Düşük Ayda 1-2 defa
düşük olasılıkla görülebilir
Sık olmamakla birlikte gerçekleşmesi Haftada 1-2
3 Ortalama
muhtemel kazalardır defa
Proje süresince sık gerçekleşen, yaşanma-
4 Sık Günde 1 defa
sı oldukça muhtemel kazalardır
Bu tip bir kazanın, bu tip bir projede gö- Günde 1’den
5 Çok sık
rülmemesi hemen hemen olanaksızdır fazla

Kaza Şiddeti
Risk değerlendirmesi yapılırken kullanılan değişkenlerden diğeri işe kaza şiddetidir.
Kaza şiddeti için; birden çok ölümlü veya ölümlü, büyük yaralanma, en az üç gün is-
tirahat gerektiren yaralanmalar, ilk yardım gerektiren küçük yaralanmalar, hasar ya da
yaralanmaya neden olmayan kazalar gibi tanımlar yapılmaktadır (Gürcanlı,2006).
Bu çalışmada tespit edilen bütün aktivitelere karşılık gelen tehlikeler için “kaza şiddeti”
değeri; Nesimi Teoman Korkutan’ın Yüksek Lisans tezi, bina inşaatlarında tecrübe sahibi
kişilerin görüşleri ile belirlenmiştir. Kaza şiddetinin belirlenmesinde, tehlike içeren bir
olayın gerçekleşmesi halinde çevrenin ve çevrede bulunan kişilerin zarar görme dere-
celeri göz önünde bulundurulmuştur.
Kabul edilen kaza şiddeti değerlerinin derecelendirme ve tanımları, 5 değer aralığı ola-
cak şekilde Tablo 4’de gösterilmiştir.

Tablo 4 - Kaza Şiddeti Tanımları ve Derecelendirme Basamakları

Derecelendirme Kaza
Tanım
Basamakları Şiddeti
1 Çok hafif İlkyardım gerektiren küçük yaralanma, iş saati kaybı yok
Kalıcı etkisi olmayan ayakta tedavi ve ilk yardım gerekti-
2 Hafif
ren yaralanma, iş günü kaybı yok
En az üç gün istirahat gerektiren hafif yaralanma, yata-
3 Orta
rak tedavi gerekir
4 Ciddi Ciddi yaralanma, uzun süreli tedavi, meslek hastalığı
5 Çok ciddi Ölüm, sürekli iş görmezlik

- 205 -
Betonarme, Çelik ve Hafif Çelik Binalarda İş Güvenliği Risklerinin Karşılaştırmalı Analizi

Temel İş Kalemleri İçin Risk Puanları Hesabı ve Toplam Risk Puanı


Bu çalışmada, Som Mimarlık Mühendislik tarafından Bakü - Azerbaycan ‘da yapılmış
olan Şekil 1’de gösterilen villa projesi esas olarak alınmıştır. Temel, zemin katı, 1. kat, 2.
kat ve çatıdan oluşan villa çelik olarak tasarlanmıştır.

Şekil 1 - Villanın Mimari Görünümü

Binanın ana iş kalemleri belirlendikten sonra, hafriyattan ince işlere kadar tüm alt iş
kalemleri listelenmiştir. Çalışmanın amacı gereği binanın ana yapı malzemesi değişti-
rilerek, betonarme ve hafif çelik için de aynı işlemler yapılmıştır. Binanın taşıyıcı yapı
malzemesi betonarme olduğunda 134, çelik olduğunda 148, hafif çelik olduğunda ise
129 alt iş kalemi tespit edilmiştir.
Belirlenmiş tüm aktivitelere karşılık gelen tehlikeler, iş kaleminin kendine özgü yapısı
ve hangi aşamada yapıldığı göz önünde bulundurularak tespit edilmiştir. Örneğin; kalıp
montajının yapılmasında temel seviyesinde yüksekten düşme tehlikesi bulunmazken,
ikinci katın kalıp montajında yüksekten düşme tehlikesi ciddi bir risk oluşturmaktadır.
Tehlikelere karşılık gelen risk puanlarının hesaplanması için, kaza şiddeti ve kaza olabi-
lirliği tespit edilmeye çalışılmıştır. Kaza şiddeti ve kaza olabilirliği değerlerinin belirlen-
mesinde Tablo 3 ve Tablo 4’te bulunan derecelendirme basamaklarının yanı sıra geçmiş
kaza istatistiklerinden, Nesimi Teoman Korkutan’ın Yüksek Lisans tezi, bina inşaatlarında
tecrübe sahibi kişilerin görüşlerinden faydalanılmıştır. Kaza şiddeti ve kaza olabilirliği
değerlerinin belirlenmesinin ardından, bu değerler 5x5 matrisinde yerine konularak risk
puanları belirlenmiştir. Ana yapı malzemesinin değişiklik göstermesiyle aktiviteler ve

- 206 -
Müzeyyen Şahin, G. Emre Gürcanlı

aktivitelere karşılık gelen risk puanları işin yapısına göre farklılaştığı gibi bazı durumlar-
da hiç değişmediği de gözlemlenmiştir.
Örneğin her üç sistemde de bulunan ve risk puanları aynı olan iş kalemlerinden biri;
kazı aşamasındaki dolgu yapılması işlemidir. Tablo 5’te dolgu yapımı aktivitesine karşı-
lık gelen tehlikeler ve bu tehlikeler için belirlenmiş kaza olabilirliği, kaza şiddeti ve risk
puanları gösterilmiştir.

Tablo 5 - Dolgu Yapımı İçin Risk Puanları Tablosu

Betonarme Çelik Hafif Çelik


Alt İş Kalemleri / Tehlikeler
K.O. K.Ş. R.P. K.O. K.Ş. R.P. K.O. K.Ş. R.P.
Dolgu yapılması
Kazı kenarlarının göçmesi 2 3 6 2 3 6 2 3 6
İnsanların veya araçların kazı
2 3 6 2 3 6 2 3 6
alanına düşmesi
Çalışanların üzerine cisim düşmesi 1 2 2 1 2 2 1 2 2
Komşu yapıların kazı sonucu
3 3 9 3 3 9 3 3 9
zemin desteğinin zayıflaması
Kazı yapılan yerlerde bulunan
elektrik, su vb. hatlara zarar 1 3 3 1 3 3 1 3 3
verilmesi
İş makinelerinden doğabilecek
3 3 9 3 3 9 3 3 9
tehlikeler
Toplam Risk Puanı 35 35 35

Yalnızca bir tek sistemde bulunan iş kalemlerine ayrı ayrı örnek vermemiz gerekirse;
sadece betonarme sistemde bulunan alt iş kalemlerinden biri de, 2. kat imalatlarındaki
beton dökümü işlemidir. Tablo 6’da beton dökümü aktivitesine karşılık gelen tehlikeler
ve bu tehlikeler için tespit edilmiş kaza olabilirliği, kaza şiddeti ve risk puanları göste-
rilmiştir.
Sadece çelik sistemde bulunan alt iş kalemlerinden biri, 2. kat imalatlarında bulunan çe-
lik kolonların aplike edilen plakalara yerleştirilmesi işlemidir. Tablo 7’de çelik kolonların
aplike edilen plakalara yerleştirilmesi aktivitesine karşılık gelen tehlikeler ve bu tehlike-
ler için belirlenmiş kaza olabilirliği, kaza şiddeti ve risk puanı değerleri gösterilmektedir.
Sadece hafif çelik sistemde bulunan alt iş kalemlerinden biri, 2. kat imalatlarında bu-
lunan çapraz rüzgar bağlantılarının montajıdır. Tablo 8’de çapraz rüzgar bağlantılarının
montajı aktivitesine karşılık gelen tehlikeler ve bu tehlikeler için belirlenmiş kaza olabi-
lirliği, kaza şiddeti ve risk puanı değerleri gösterilmektedir.
İki sistemde bulunmasına rağmen diğer sistemde bulunmayan iş kalemi için, çelik ve
hafif çelik sitemlerde bulunan fakat betonarme sistemde bulunmayan asma tavan ima-
latı örnek olarak verilebilir. Tablo 9’da asma tavan imalatı aktivitesine karşılık gelen tehli-
keler ve bu tehlikeler için belirlenmiş kaza olabilirliği, kaza şiddeti ve risk puanı değerleri
gösterilmektedir.

- 207 -
Betonarme, Çelik ve Hafif Çelik Binalarda İş Güvenliği Risklerinin Karşılaştırmalı Analizi

Tablo 6 - Beton Dökülmesi İçin Risk Puanları Tablosu

Betonarme Çelik Hafif Çelik


Alt İş Kalemleri / Tehlikeler
K.O. K.Ş. R.P. K.O. K.Ş. R.P. K.O K.Ş R.P
Betonun dökülmesi
Malzeme düşme tehlikesi 2 2 4 - - - - - -
Kalıp deformasyonu nedeniyle
2 4 8 - - - - - -
göçme meydana gelmesi
Yüksekten düşme tehlikesi 2 4 8 - - - - - -
Pompanın bakımsızlığından doğa-
3 3 9 - - - - - -
bilecek tehlikeler
Toplam Risk Puanı 29

Tablo 7 - Çelik Kolonların Aplike Edilen Plakalara Yerleştirilmesi İçin Risk Puanları Tablosu

Betonarme Çelik Hafif Çelik


Alt İş Kalemleri / Tehlikeler
K.O K.Ş R.P K.O K.Ş R.P K.O K.Ş RP
Çelik kolonların aplike edilen
plakalara yerleştirilmesi
Yüksekten düşme tehlikesi - - - 3 5 15 - - -
Elektrikli aletlerin kullanımından - - - 3 3 9 - - -
gelen tehlikeler
Elle taşıma işlerinde ve el aletleri- - - - 3 2 6 - - -
nin kullanılmasındaki tehlikeler
Malzeme düşme tehlikesi - - - 3 4 12 - - -
Kaynak elemanlarının uygunsuz-
luğundan meydana gelebilecek - - - 4 3 12
tehlikeler
Toplam Risk Puanı 54

Tablo 8 - Çapraz Rüzgar Bağlantılarının Montajı İçin Risk Puanları Tablosu

Betonarme Çelik Hafif Çelik


Alt İş Kalemleri / Tehlikeler
K.O. K.Ş R.P K.O K.Ş R.P K.O K.Ş R.P
Çapraz rüzgar bağlantılarının
montajı
Yüksekten düşme tehlikesi - - - - - - 3 5 15
Elektrikli aletlerin kullanımından
- - - - - - 3 3 9
gelen tehlikeler
Elle taşıma işlerinde ve el aletleri-
- - - - - - 3 2 6
nin kullanılmasındaki tehlikeler
Malzeme düşme tehlikesi - - - - - - 3 5 15
Toplam Risk Puanı 45

- 208 -
Müzeyyen Şahin, G. Emre Gürcanlı

Tablo 9 - Asma Tavan İmalatı İçin Risk Puanları Tablosu


Betonarme Çelik Hafif Çelik
Alt İş Kalemleri / Tehlikeler
K.O. K.Ş. R.P. K.O. K.Ş. R.P. K.O. K.Ş. R.P.
Asma tavan yapılması
Yüksekten düşme tehlikesi - - - 3 2 6 3 2 6
Malzeme düşme tehlikesi - - - 3 3 9 3 3 9
Elektrikli aletlerin kullanımından
- - - 2 3 6 2 3 6
gelen tehlikeler
Toplam Risk Puanı 21 21

Tüm alt iş kalemlerine karşılık gelen tehlikelerin risk puanları hesaplandıktan sonra, bu
risk puanları toplanarak Tablo 10’da gösterilen ana iş kalemlerinin toplam risk puanları
elde edilmiştir.

Tablo 10 - Ana İş Kalemleri ve Risk Puanları


Risk Puanları
Ana İş Kalemleri
Betonarme Çelik Hafif Çelik
Kazı İmalatları 169 169 164
Temel İmalatları 58 63 58
Zemin Kat İmalatları 147 466 292
1.Kat İmalatları 163 474 319
2.Kat İmalatları 183 537 364
Çatı İmalatları 793 536 536
Duvar& Tavan İmalatları 54 42 84
Sıva & Şap İmalatları 108 86 63
Boya &Badana İmalatları 92 12 12
Yer & Duvar Kaplama İşleri 24 54 54
Kapı, Pencere ve Doğrama Montajları 108 108 108
Ahşap Parke ve Marley İmalatları 16 16 16
Alt yapı ve Çevre Düzenlemesi 75 75 75
İskele Kurulumu 92 40 40
Mekanik İşler 324 324 324
Elektrik İşleri 306 306 306
Toplam Risk Puanı 2712 3308 2815

Alt yapı ve çevre düzenlemesi, kapı - pencere ve doğra montajları, ahşap parke ve mar-
ley imalatları, mekanik ve elektrik işleri gibi ana kalemlerde üç sistem de aynı derecede
risk altındadır. Kazı ve temel işlerinde ise çok küçük bir fark mevcuttur. Zemin kat, 1. kat
ve 2. kat imalatlarında en düşük risk seviyesine sahip olan sistem betonarme, en fazla

- 209 -
Betonarme, Çelik ve Hafif Çelik Binalarda İş Güvenliği Risklerinin Karşılaştırmalı Analizi

riske sahip sistem ise çeliktir. Çelik ve hafif çelik sistemlerde çelik konstrüksiyon olarak
tasarlanan çatı imalatları betonarme sitemde kullanılan ahşap çatıya göre daha az risk-
lidir. Duvar - tavan imalatlarında en az riskli sistem çelik iken; yer - duvar kaplama ima-
latlarında en az riskli sistem betonarmedir. Toplam risk puanları açısından ele alınacak
olursa, 2712 puan ile betonarme en az riskli sistem, 2815 puan ile hafif çelik daha riskli
sistem, 3308 puan ile çelik en riskli sistemdir.
Çelik olarak tasarlanan binanın en riskli sistem olmasının nedeni, diğer sistemlere oran-
la daha çok iş kaleminin bulunmasının yanı sıra bu iş kalemlerinin riskli bir yapıya sahip
olmasıdır. Ana başlıklar halinde belirlenmiş tehlikeler için, meydana gelebileceği aktivi-
tenin türüne ve aşamasına göre hesaplanmış risk puanlarının kabul edilebilirlik değer-
lerine göre sayısal dağılımı Tablo 11’de gösterilmiştir. Bu tablodan da anlaşılacağı gibi,
çelik sistemde toplam risk sayısına bakıldığında özellikle önemli riskler ve orta düzey
risklerde sayının fazla olması riskli aktiviteler barındırdığını göstermektedir. Özellikle
çelik malzemenin ağırlığından ve büyük bloklar halinde montajlanması gerektiğinden
dolayı vinç kullanılması ve bu vinç kullanımından doğabilecek kazaların, çelik bina ya-
pımında oluşabilecek risk seviyesi yüksek kazalardandır.

Tablo 11 - Belli Risk Puanlarına Sahip Tehlikelerin Sayısal Dağılımı

- 210 -
Müzeyyen Şahin, G. Emre Gürcanlı

Sonuç
Ana yapı malzemesinin değişmesi ve proje süresinin gösterdiği değişkenlikle birlik-
te her bir projenin farklı aşamalarında karşılaşılan riskler projeye başlanmadan tespit
edilerek, dikkatli davranılması ve üzerinde durulması gereken aktiviteler öngörülmeye
çalışılmıştır. Binalarda farklı taşıyıcı elemanların kullanılmasıyla birlikte değişecek olan
aktivite sayısının, değişik tehlikelerin, bunlara karşılık gelen risklerin ve iş kazalarının
ne ölçüde birbiriyle farklılık göstereceği analiz edilmiş olup, tasarımdaki farklılıklara
göre en az riske sahip bina türünün ortaya çıkarılması hedeflenmiştir. Halen sürmekte
olan bu çalışmada; kontrol ve karar mekanizmalarını güçlendirmek amacıyla; her bir iş
kaleminin projedeki mantıksal yeri belirlenerek, bilgisayar yazılımı kullanılarak birer iş
programı oluşturularak, bu iş programları sayesinde her bir projenin en riskli aşaması,
riskli faaliyetlerin hangi zamanda başlayıp hangi zamanda biteceği ve bu dönemlerde
alınacak güvenlik önlemleri önceden belirlenmeye çalışılmaktadır.

Kaynaklar
Behm, M., 2005. “Linking Construction Fatalities to The Design for Construction Safety
Concept”, Safety Science, 43, 589-611.
Birecikli, M., 2007. Şantiye Tekniği ve Şantiyede İş Güvenliği, Birsen Yayınevi,İstanbul
Frijters A.C.P., Swuste P. H. J. J., 2008. “Safety Assessment in Design and Preparation Pha-
se”, Safety Science, 46, 272-281.
Gangolells, M., Casals, M., Forcada N., Roca, X., Fuertes, A., 2010. “Mitigating Construc-
tion Safety Risks Using Prevention Through Design”, Journal of Safety Research, 41,
107-122.
Görgülü, M., 2008. Yapı Üretiminin Temel Aşamalarında Alınacak Sağlık ve Güvenlik Ön-
lemlerinin Geliştirilmesine Yönelik Bir Öneri, Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Ens-
titüsü İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Adana.
Gürcanlı, G. E., 2006. “İnşaat şantiyelerinde Bulanık Kümeler Yardımıyla İş Güvenliği Risk
Analizi Yöntemi” İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü İnşaat Mühen-
disliği Anabilim Dalı Doktora Tezi, İstanbul.
Gürcanlı, G. E., Korkutan, N. T., Müngen U., 2010. “An Approach For Estimating Total Cost
Of Occupational Safety For Building Constructions” Proceedings of The Fourth In-
ternational Conference on Construction Engineering and Project Management (IC-
CEPM-2011), 16 - 18 February 2011 in Sydney, Australia.
Gürcanlı, G.E., Müngen, U., 2009. “An occupational safety risk analysis method at cons-
truction sites using fuzzy sets”, International Journal of Industrial Ergonomics, 39(2),
371-387.
Gürcanlı, G. E., 2008. Tehlike Analizi ve Risk Değerlendirmesi, İTÜSEM İnşaat sektöründe
İş güvenliği Sertifika Programı Şantiyelerde İş güvenliği Kurs Notları 3,İstanbul.
Gürcanlı, G. E., 2009. “Sözleşme Yönetimi Ders Notları”, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı,İstanbul.
Hughes, P., Ferrett, E., 2007. Introduction to Health and Safety in Construction Second
Edition, Elsevier, Oxford.

- 211 -
Betonarme, Çelik ve Hafif Çelik Binalarda İş Güvenliği Risklerinin Karşılaştırmalı Analizi

Korkutan, N.T., 2010. “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Maliyetlerinin Bina İnşaatı Toplam Mali-
yetlerine Etkisi” İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü İnşaat Mühendis-
liği Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.
Kuruoğlu, M., 2002. İnşaat Sektöründe Bilgisayar Destekli Planlama Metot ve Örnekleri,
Çağlayan Kitabevi, İstanbul.
Kuruoğlu, Y., Akyıldız,B., Kuruoğlu, M., 2007, “Fiziksel Güce Dayalı Çalışan İnşaat İşçileri-
nin İş Sağlığı ve Güvenliği Kapsamında Bulanık Mantıkla Risk Analizi”, 4.İnşaat Yöne-
timi Kongresi, İstanbul.
Özkılıç, Ö., 2005. İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemleri ve Risk Değerlendirme Me-
todolojileri, Ankara.
Özkılıç, Ö., 2008. “İş Sağlığı ve Güvenliğinde Risk Değerlendirmesi”, İş Sağlığı ve Güven-
liği Dergisi Sayı:40, Ankara.
Som Mimarlık Mühendislik Ltd. Şti. Kartaltepe Mahallesi Alem Sokak Billursaray Apt.
No:3 D:13 Bakırköy-İstanbul Tel: 0212 - 572 71 00 Yetkili : Mustafa Keyif Şantiye Yeri
: Bakü - Azerbaycan

- 212 -
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

İnşaat İşlerinde Teknik Personelin İşin


Tehlikeleri Konusunda Görüşlerinin
Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma

İ. Halil Gerek1, Ercan Erdiş2

Özet
Yaptığı işin sağlığına olumsuz yansımaları ve işin kendisi için oluşturduğu tehlikelerin far-
kında olmayan personelin yüksek performans göstermesi ve verimliliğini artırabilmesi ko-
lay değildir. İnşaat sektöründe personelin yaptığı işin tehlikeleri konusundaki görüşleri ve
birikimini inceleyen araştırmalar oldukça yetersizdir. Bu nedenle bu araştırma, inşaat ala-
nında çalışan personelin iş sağlığı ve güvenliği konusundaki görüşlerini belirlemek amacıy-
la planlanmış ve yürütülmüştür.
Bu çalışmada, Çukurova bölgesinde inşaat işkolundaki teknik personel ile bunların deneti-
minde çalışanların geçirdikleri iş kazalarının nedenleri ve iş kazalarının önlenmesi konusun-
daki görüşleri saptanmaya çalışılmıştır. Bu kapsamda inşaat mühendislerine bir anket yapı-
larak iş sırasında yaşanan tehlikeler ve nedenleri, uygulanan sağlık ve güvenlik prosedürleri
ve iş kazalarının önlenmesi için yapılması gereken faaliyetlerin neler olabileceğine dönük
görüşlerinin belirlenmesine çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: İşçi Sağlığı ve Güvenliği, İnşaat Sektörü, İnşaat Mühendisi.

Giriş
Ülkemizde iş kazaları ve meslek hastalıkları uzun yıllardır bir çok işçinin hastalanmasına,
yaralanmasına, sakat kalmasına, hatta hayatlarını kaybetmesine yol açmaktadır. Bu tip
olaylar özellikle de inşaat sektöründe daha fazla yaşanmaktadır. Bunun en önemli sebe-
bi inşaat sektörünün kendine özgü çalışma koşullarının olmasındandır. İnşaat sektörü-
nün diğer sektörlerden farklı olmasının başlıca nedeni, her projenin birbirinden farklı ol-
ması ve bu yüzden her projede değişik çalışma koşullarıyla ve farklı risklerle karşı karşıya
kalınmasıdır. İşçiler endüstriyel sektördeki gibi tek bir fabrikada çalışma imkanı bulama-
dıkları gibi sürekli bir projeden başka projeye hareket halindedirler. Bunların yanı sıra

1
Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Osmaniye. -
ihgerek@oku.edu.tr
2
Mustafa Kemal Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Hatay. - eerdis@mku.edu.tr

- 213 -
İnşaat İşlerinde Teknik Personelin İşin Tehlikeleri Konusunda Görüşlerinin Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma

inşaat işleri tehlikeli ve bir sürü risk içeren faaliyetlerden oluşmaktadır ve bu ortamda
çalışmak için tecrübeli ve fiziksel zorluklara alışık olmayı gerektirmektedir. Ayrıca, bir in-
şaat projesinde aynı anda birden fazla işçi grubu da çalışabilir ki bu da tehlike ve riskleri
daha da artırır. İşte bu nedenlerden dolayı inşaat sektörü diğer sektörlere göre daha
fazla risk altındadır ve dolayısıyla işçi sağlığı ve iş güvenliğini sağlamak hayli güç ve
karmaşık olabilir. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’ nün kayıtlarına göre; dünyada, yılda
110 milyon iş kazası olmakta ve 180.000 işçi hayatını kaybetmektedir. Avrupa Birliği’nde;
2003 yılında 4.196.000 iş kazası olmuştur. Yılda ortalama her 57 işçiden biri iş kazasına
uğramakta, her 22.508 işçiden biri de hayatını kaybetmektedir. İş kazası ve meslek has-
talıkları nedeniyle 2003 yılında mali kayıp 55 Milyar Euro olmuştur (Eurostat, 2004).
İnşaat işkolu, istihdam alanı en büyük olan sektörlerden birisidir. Kayıtlara göre, ülkemiz-
de, inşaat işkolunda 933.498 kişi çalışmaktadır ve bu rakam Sosyal Sigortalar Kurumu’na
(SSK) kayıtlı işçi sayısının %13’üne karşılık gelmektedir. SSK (2007) kayıtlarına göre top-
lam iş kazalarının %9’u ve ölümlü iş kazalarının da %26’sı inşaat işkolunda ortaya çık-
maktadır. Ölümlü iş kazaları bakımından, ülkemizdeki diğer işkolları ile karşılaştırıldı-
ğında, inşaat işkolu ilk sırada yer almaktadır. Türkiye, İnşaat Sektöründe meydana gelen
ölümlü iş kazası sayısı bakımından da, Panama ve Arjantin ile birlikte, üst sıralarda yer
almaktadır (Ural ve ark., 2008).
İnşaat sektöründe iş kazalarında her yıl resmi rakamlara göre yaklaşık 500’e yakın işçinin
şantiyelerde yaşamını yitirmesi olgusu, konuyu insan ve toplum hayatı açısından önem-
li kılmaktadır. Diğer yandan, gerçek rakamların bunun çok ötesinde olduğu değerlen-
dirilmektedir (Gürcanlı ve Müngen, 2011). Bir toplumda gerçek anlamda iş güvenliğinin
sağlanabilmesi için her şeyden önce, o toplumda iş güvenliği bilincinin oluşması ge-
rekir. Anayasada, yasalarda ve tüm iş güvenliği mevzuatında getirilen hukuki güvence
mekanizmaları ne kadar iyi düzenlenmiş olurlarsa olsunlar, ilgili tüm çevre ve kişilerde
bu güvenceleri korumak ve işletmek konusunda yeterli bir bilinç oluşturulamamışsa,
kâğıt üzerindeki temennilerden başka bir anlam taşımazlar. O halde, gerçek güvence bu
konuda tüm ilgililerde bir istek ve inancın yaratılabilmesinde saklıdır (Ural ve ark., 2008).
İş sağlığı çalışmalarının amacı; kurumda bulunan sağlık risklerini etkili bir şekilde kont-
rol altına alarak çalışanlara sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı hazırlamak ve böylece
çalışanların sağlığını korumak ve geliştirmektir (Çopur ve ark., 2001). Bu aşamada ça-
lışanların iş güvenliği açısından, güvenli olmayan kendi davranışlarının ve çevresinde
olup bitenlerin farkında olması gerekir. İş güvenliği bilinci herkes tarafından öğrenilmeli
ve her çalışanın işinin bir parçası haline gelmelidir (Topçuoğlu ve Özdemir, 2003). Be-
nim başıma gelmez anlayışı nedeniyle her yıl dünyanın farklı yerlerinde çalışanlar gün-
lük ciddi tehlikeler atlatmakta ve bir çoğu ölüm tehlikesi ile karşılaşmaktadır (Stanley,
2010). Dolayısıyla ilk yapılması gereken çalışanlardaki yanlış yargıların değiştirilmesidir.
Daha önce yapılan çalışmalardan da edinilen izlenimlere göre iş kazalarının önlenme-
sinde özel ve kamu kurumlarında iş güvenliği konusunda yeterince uzman kadroların
bulunmamasının kazaların yaşanmasında önemli bir faktör olduğu söylenebilir (Aybek
ve Güvercin, 2003b). Erbay (1996), iş kazalarının önlenmesi için iş görenlerin eğitilmesi-
ni; Uzun (1999), çalışanların eğitilmesini ve koruyucuların kullanımını önermektedirler.
Arıoğlu (1989) ise, Türkiye’de kol gücü ile çalışanların eğitim düzeyinin düşük olduğunu
vurgulayarak, kol gücü ile çalışanlardan önemli bir bölümünün bir meslek eğitimi alma-
dığını belirtmektedir.

- 214 -
İ. Halil Gerek, Ercan Erdiş

Materyal ve Metod
İnşaat sektöründe orta ve küçük ölçekli firmalarda iş kazalarının sayısı, büyük yükleni-
cilere oranla daha sıklıkla görülmektedir. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından
yapılan araştırmalara göre, işletmeler büyüdükçe kaza sayısı azalmakta, buna karşın kü-
çük ve orta ölçekli işyerlerinde kaza oranları daha yüksek bulunmaktadır. Bunun nedeni
küçük ölçekli işletmelerde yatırımların genelde sadece teknoloji bazında yapılmasıdır.
Bu yatırımların, bir üretim faktörü olan “insan” içinde yapılıp, teknik personel yetiştiril-
mesi, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve çalışanlara gerekli ve yeterli ölçüde iş eğiti-
minin verilmesi gibi konular üzerinde hassasiyetle durulması gerekmektedir (Özçiftçi
ve ark., 2005). Bu kapsamda Türkiye’deki küçük ölçekli inşaat firmalarının sayısının bir
hayli kabarık olduğu göz önünde tutulursa, bunlara hizmet götürmek, bu firmalarda iş
güvenliği bilincini oluşturmak ve iş kalitesini sağlanmak amacıyla gereken sistemi kur-
manın oldukça zor olacağı aşikardır.
Bu araştırmada ise inşaat işkolundaki teknik personel ile bunların denetiminde çalı-
şanların geçirdikleri iş kazalarının nedenleri ve iş kazalarının önlenmesi konusundaki
görüşlerini belirlemek için bir anket çalışması yapılmıştır. Anket örnekleme yöntemi ile
seçilen 50 adet inşaat mühendisine uygulanmıştır. Söz konusu anket soruları bazıları
açık uçlu olup bazıları da şıklı olarak 5 sorudan oluşmaktadır.
Anket sonuçlarının analizinde derecelendirmeli sorular için “Likert ölçeği”, tercihli so-
rular için ise “Thurstone Karşılaştırmalı Çift Yargılar” metodu kullanılmıştır. Anketler yüz
yüze görüşme yöntemi kullanılarak uygulanmıştır.

Araştırma Bulguları
İş kazalarının birçok faktörün değişik oranlardaki paylarının etkilenişi ile meydana gel-
diği kanısı kuvvet bulmaktadır. O halde, kazaları önleme hususunda yapılacak çalışma-
larda, konuyla ilgili elde edilebilecek bütün faktörleri birlikte analiz ederek, kaza üreten
unsurlar hakkında yönetimi uyaran, bu şekilde erken önlem alınmasına olanak sağlayan
yeni teknikler geliştirilmelidir (Dizdar,1998). Bu çalışmada inşaat sektörü çalışanlarının
görüşleri alınmak suretiyle iş sırasında yansıyan tehlikelerden yola çıkarak erken önlem
alınması konusunda sektörde yer alan paydaşların dikkatini çekmek amaçlanmıştır.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği, Kalite Kontrol


(1) İş Sırasında Yansıyan Tehlikeler
İş ve sosyal yaşamda etkili olan iş kazalarının nedenleri, üç ana başlık altında toplana-
bilir. Bunlar;
• İnsana bağlı nedenler,
• Çevreye bağlı nedenler (makine-fiziki yapı-ortam özellikleri) ve
• Eğitim yetersizliğidir.
Ankette inşaat mühendislerine işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili olarak iş sırasında ya-
şanan tehlikeler sorulduğunda, bu kişiler genelde sektörün ve inşaat işlerinin yapısın-
dan kaynaklanan yüksek tempoyu ve stresi (%13), yüksekten düşmeyi (%12) ve düşen

- 215 -
İnşaat İşlerinde Teknik Personelin İşin Tehlikeleri Konusunda Görüşlerinin Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma

nesnelerin çarpmasını ve araç kazalarını (%11) sektörde ve kendi firmalarında yaşanan


en önemli tehlikeler olarak görmektedirler (Tablo 1). İş sırasında yaşanan tehlikelerin
nedenleri sorulduğunda ise verilen cevaplar; hayatın içinde hemen hemen herkesin ya-
şadığı zaman darlığı, dikkatsizlik, stres, yorgunluk, güvenlik yetersizliği, baretsiz çalışma,
performansın düşmesi, bedensel yıpranma, bıkkınlık, sıkılma gibi sorunlardan kaynak-
landığı yönündedir.
İngiltere’de yapılan bir çalışmada iş kazalarının %70’inin çalışanlardan, %49’unun işye-
rinden, %56 oranında ekipman kullanımından (KKD dahil), malzemelerin durumu ve
uygunluğu problemlerinden ve %84’ünde risk yönetimi eksikliğinden kaynaklandığı
görülmüştür. (Haslam ve ark., 2005)
Benzer şekilde yine İngiltere’deki bir araştırmada İngiltere inşaat sektöründe iş güven-
liği performansını etkileyen faktörlerden en önemlilerini belirlemek amacıyla yapılan
faktör analizi sonucu 5 önemli faktör belirlenmiştir. Bunlar; İş güvenliğine yönetimin
desteği, iş güvenliği dökümanlarının temini, kişisel koruyucu ekipmanlarının temini,
güvenli çevrenin oluşturulması ve sahada eğitimli iş güvenliği temsilcisinin bulunma-
sıdır (Sawacha ve ark., 1999).

Tablo 1 - İş Sırasında Yansıyan Tehlikelerin Dağılımı

İş Sırasında Yansıyan Tehlikeler Frk. %


Yüksek hızlı – stresli çalışma 46 13
Yüksekten düşme 45 12
Düşen nesnelerin çarpması 42 11
Araç kazaları 41 11
Yüksek sıcaklık 34 10
Düşük sıcaklık 33 9
Zorlayıcı – buyruğa dayalı iş ortamı 28 8
Elektrik çarpması 23 6
Tekrarlayan hareketler 23 6
Tehlikeli maddelerle-kimyasallarla temas 15 4
Ağır malzeme kaldırılması sonucu sırt ağrıları 14 4
Monoton iş ortamı 12 3
Gürültüden dolayı işitme kaybı 11 3
Toplam 367 100

(2) İş Kazalarının Nedenleri


İnşaat şirketlerinde yaşanan iş kazalarının nedenleri sorusuna katılımcıların verdikleri
cevaplar Thurstone’ın Karşılaştırmalı Çift Yargılar Yasası ile analiz edilmiş ve sonuçlar
aşağıda değerlendirilmiştir.

- 216 -
İ. Halil Gerek, Ercan Erdiş

Tablo 2 - İş kazalarının nedenleri listesi

S. No İş Kazalarının Nedenleri
Küçük ve orta ölçekli şirketlerinin sayısının fazla olması ve bu şirketlerde iş gü-
1 venliği bilincinin ve iş kalitesinin sağlanması için gereken sistemi kurmanın
zorluğu
2 İnşaat sektörünün diğer sektörlere göre farklı bir yapısının olması
Yatırımların insana yönelik olarak değil, çoğunlukla teknoloji bazında yapılma-
3

4 Her projede değişik çalışma koşullarının ve farklı risklerin olması
5 Çalışanların dikkatsizliği ve farklı bilişsel kapasiteleri
6 Çalışanların eğitim düzeyinin düşük oluşu-bir meslek eğitimi almamaları
7 Koruyucuların kullanımı konusunda sektörde var olan mevcut olumsuz kültür
8 Eğitim amaçlı uzman kadro ve kuruluşların sayılarındaki eksiklik
9 İş güvenliği mevzuatındaki boşluklar

İnşaat şirketlerinde yaşanan iş kazalarının nedenleri (Tablo 2) konusunda cevaplayıcı-


ların tercihleri değerlendirilmiş ve cevaplayıcıların değişkenleri ikişer ikişer karşılaştır-
dıkları varsayılmıştır. Bu ölçeğin analizinde, sıralı ölçekle toplanan veriler önce “Kişisel
Tercihler Tablosuna” (Tablo 3) aktarılmıştır.

Tablo 3 - Kişisel Tercihler Tablosu

1 2 3 4 5 6 7 8 9
1 19 17 14 25 23 16 16 13
2 31 25 23 34 32 35 27 22
3 33 25 23 29 29 27 25 19
4 36 27 27 35 34 34 29 23
5 25 16 21 15 20 25 23 17
6 27 18 21 16 30 20 18 13
7 34 15 23 16 25 30 19 15
8 34 23 25 21 27 32 31 10
9 37 28 31 27 33 37 35 40

İkinci aşamada tablodaki değerler cevaplayıcı sayısına bölünerek (50 şirket) “Oranlar
Tablosu” elde edilmiş ve bu tabloda yer alan değerlerin normal değerleri Z-Normal
Dağılım Tablosundan yararlanarak “Normal Dağılım Tablosu” hazırlanmıştır (Tablo 4 ve
Tablo 5). Tablonun sütunlar itibarıyla normal değerlerinin toplamı değişkenlerin tercih
sıralamasını vermiştir.

- 217 -
İnşaat İşlerinde Teknik Personelin İşin Tehlikeleri Konusunda Görüşlerinin Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma

Tablo 4 - Oranlar Tablosu

1 2 3 4 5 6 7 8 9
1 ----- 0,38 0,34 0,28 0,50 0,46 0,32 0,32 0,26
2 0,62 ----- 0,50 0,46 0,68 0,64 0,70 0,54 0,44
3 0,66 0,50 ----- 0,46 0,58 0,58 0,54 0,50 0,38
4 0,72 0,54 0,54 ----- 0,70 0,68 0,68 0,58 0,46
5 0,50 0,32 0,42 0,30 ----- 0,40 0,50 0,46 0,34
6 0,54 0,36 0,42 0,32 0,60 ----- 0,40 0,36 0,26
7 0,68 0,30 0,46 0,32 0,50 0,60 ----- 0,38 0,30
8 0,68 0,46 0,50 0,42 0,54 0,64 0,62 ----- 0,20
9 0,74 0,56 0,62 0,54 0,66 0,74 0,70 0,80 -----

Tablo 5 - Normal Dağılım Tablosu

1 2 3 4 5 6 7 8 9
1 ----- -0,366 -0,469 -0,528 0,000 -0,157 -0,441 -0,441 -0,655
2 0,341 ----- 0,000 -0,157 0,454 0,352 0,543 0,145 -0,150
3 0,441 0,000 ----- -0,157 0,242 0,242 0,145 0,000 -0,366
4 0,559 0,145 0,145 ----- 0,543 0,454 0,454 0,242 -0,157
5 0,500 0,320 0,420 0,300 ----- 0,400 0,500 0,460 0,340
6 0,145 -0,347 -0,262 -0,441 0,251 ----- -0,249 -0,347 -0,655
7 0,454 -0,566 -0,157 -0,441 0,000 0,251 ----- -0,366 -0,566
8 0,454 -0,157 0,000 -0,262 0,145 0,352 0,341 ----- -0,859
9 0,648 0,150 0,341 0,145 0,441 0,648 0,543 0,848 -----
Top. 3,543 -0,821 0,019 -1,541 2,076 2,543 1,837 0,541 -3,067

Bu değerlendirmeler ışığında inşaat mühendislerinin tercihlerinin 1>6>5>7>8>3>2>4>9


şeklinde sıralandığı görülmektedir. Diğer bir ifadeyle inşaat mühendisleri iş kazalarının
sektörde çok olmasının nedenleri olarak öncelikle küçük ölçekli firmaların sayısının çok
olmasını ve bu firmalarda iş güvenliği bilincini tesis etmenin zor olmasını, çalışanların
eğitim düzeyinin düşük olmasını ve çalışanların dikkatsizliği olarak belirtmişlerdir. Bura-
dan da anlaşıldığı üzere iş kazalarının sayısının azaltılması yönünde atılacak en önemli
adım her seviyede çalışanının iş güvenliği bilincini kazandırmak ve sürekli eğitmektir.

(3) Uygulanan Sağlık ve Güvenlik Prosedürleri


Uygulanan Sağlık ve Güvenlik Prosedürleri sorulduğunda şirket yetkilileri, büyük bir
oranda İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Yönetmeliğinin uygulandığını (%67) belirtmişlerdir
(Tablo 6). Yetkililerin OHSAS 18001: İş ve İşçi Güvenliği Sistemini ise kendi organizas-
yonlarında uygulamadıklarını belirtmeleri (%9) sağlık ve güvenlik konularında ulusla-

- 218 -
İ. Halil Gerek, Ercan Erdiş

rarası standartlara ulaşmanın inşaat şirketleri için henüz çok da önemli olmadığının bir
göstergesidir.

Tablo 6 - Uygulanan Sağlık ve Güvenlik Prosedürlerinin Dağılımı

Uygulanan Sağlık ve Güvenlik Prosedürleri Frekans %


İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Yönetmeliği 22 67
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 7 21
OHSAS 18001 İş ve İşçi Güvenliği Sistemi 3 9
ISO Standartları 1 3
Toplam 33 100

(4) İş Kazalarının Önlenmesi İçin Yapılması Gereken Faaliyetler


Tablo 7’deki sonuçlardan ankete katılanlara göre iş kazalarını önleyebilmek için en
önemli üç faaliyetin “Koruyucu ekipmanın temini” (Xao:4,00), “İş güvenliği mevzuatının
revize edilmesi” (Xao:3,90), ve “Çalışanlara dönük sağlık ve güvenlik prosedürünün oluş-
turulması” (Xao:3,80), olduğu görülmüştür. Ancak çalışanların İSG konusunda eğitim al-
malarını sağlamak bu faaliyetlerden sonra (Xao:3,72) gelmektedir.

Tablo 7 - İş Kazalarının Önlenmesi İçin Yapılması Gereken Faaliyetlerin Sıralanması

Ortalama Değişim
İş kazalarının önlenmesi için yapılması gereken Standart
değer katsayısı
faaliyetler sapma (σ)
(Xao) (V)
Koruyucu ekipmanın temini 4,00 1,13 0,28
İş güvenliği mevzuatının revize edilmesi 3,90 1,04 0,27
Çalışanlara dönük sağlık ve güvenlik prosedü-
3,80 1,17 0,31
rünün oluşturulması
Çalışanların, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusun-
3,72 0,96 0,26
da eğitimi sağlanmalı
Sektörde iş güvenliği bilincinin oluşturulması
3,56 1,16 0,33
gerekir
Sahada eğitimli iş güvenliği temsilcisinin bulun-
3,28 1,16 0,35
ması
İş güvenliği konusunda yönetimin desteği
3,06 0,87 0,28
sağlanmalı

Sonuçlar ve Öneriler
Ülkemizde iş kazalarının azaltılabilmesi için, yürürlükte olan yasa, tüzük ve yönetme-
liklerin titizlikle uygulanması, iş güvenliği eğitimine ağırlık verilmesi ve işletme yöne-

- 219 -
İnşaat İşlerinde Teknik Personelin İşin Tehlikeleri Konusunda Görüşlerinin Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma

ticilerinin iş güvenliği hakkında birikime sahip olmaları yanında, konuya gerekli özeni
göstermeleri gerekmektedir.
Kazaya uğrayanların da dahil olduğu teknik personelin iş kazalarının önlenmesi konu-
sundaki önerileri de dikkate alınarak, iş sağlığı ve güvenliği çalışmaları hızlandırılmalı,
eğitim çalışmalarında uygulamaya ağırlık verilmelidir.
İş kazaları çoğunlukla güvensiz davranışlardan kaynaklandığı görüldüğünden çalışan-
lara yönelik eğitim çalışmalarında güvensiz davranışlar üzerinde önemle durulmalıdır.
Teknik öğretim veren tüm yükseköğretim kurumlarında teknik personel adaylarına, iş
sağlığı ve güvenliği eğitimi, detaylı olarak verilmeli ve iş sağlığı ve güvenliği konusunun
ekonomik ve yasal boyutu yanında insani boyutu da ele alınarak işlenmelidir. (Güvercin
ve Aybek, 2003a).
Türkiye’de son yıllarda işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda Avrupa Birliğine girme is-
teği ve dolayısıyla iş güvenliği uygulamalarını Avrupa Birliği’nin istediği düzeye getirme
amacıyla ciddi anlamda ilerlemeler kaydedilmiştir. Bu ilerlemelerin hız kesmeden de-
vam etmesi gerekmektedir. Ayrıca “Yapı Müteahhitlerinin Kayıtları ile Şantiye Şefleri ve
Yetki Belgeli Ustalar Hakkında Yönetmelik” kapsamında yer alan “Mühendis, mimar ve
teknik öğretmen unvanlı teknik personelin şantiye şefi olarak görev yaptığı 4857 sayılı
İş Kanununun 81 inci maddesi kapsamında yer alan inşaat ve tesisat işlerinde, şantiye
şeflerinin iş güvenliği uzmanlığı belgesine haiz olması zorunludur” ifadesi bu anlamda
önemli bir gelişmedir.
Sonuç olarak, inşaat sektörü, iş güvenliği açısından bütün dünyada tehlikeli işler gru-
bunda olmakla birlikte, ülkemizdeki iş kazası oranı gelişmiş ülkelere göre çok daha yük-
sek olmaktadır. Bu nedenle, risk seviyesinin kabul edilebilir seviyelere çekilerek, inşaat
işkolundaki rekabet gücümüzün arttırabilmesi için, yasal düzenlemelerin ve bilinçlen-
dirme bağlamında gerekli çalışmaların yapılması önem arz etmektedir.

Kaynaklar
Arıoğlu, E., (1989). “İnşaat Sektöründe Kayıplar”, Prefabrik Birliği, Yıl 3 S: 12, S:3-4 Grafiker
Ltd. Şti., Ankara.
Aybek A., Güvercin Ö.,(2003a), Hurşitoğlu Ç., “Teknik Personelin İş Kazalarının Nedenleri
ve Önlenmesine Yönelik Görüşlerinin Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma”, KSÜ Fen ve
Mühendislik Dergisi 6(2)
Aybek A., Güvercin Ö.,(2003b) “Teknik Personelin İş Güvenliği Konusundaki Eğitim Dü-
zeyleri Üzerine Bir Araştırma, Teknoloji, Yıl 6, Sayı 1-2, 69-77
Çopur Z.,Ergüder B., Avşar M.,Şenbaş M., (2006), “Ege Üniversitesi Hastanesi’nde Çalışan
Ev İdaresi Personelinin İş Sağlığı ve Güvenliği Konusundaki Görüşlerinin İncelenme-
si”, Hacettepe Sağlık İdaresi Dergisi, Cilt:9, Sayı:1
Dizdar, E. N.,(1998), “Üretim Sistemlerinde Olası İş Kazaları İçin Bir Erken Uyarı Modeli”,
Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Erbay, N. Ö., (1996) “İnşaat sektöründe İş Güvenliği Çalışmalarının İş Gücü Verimliliğine
Etkisi”, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İs-
tanbul.
Gürcanlı E., Müngen U.(2011), “İnşaat Şantiyelerine Özgü Bir İş Güvenliği Risk Analizi

- 220 -
İ. Halil Gerek, Ercan Erdiş

Yöntemi”, http://www.isveguvenlik.com/risk-analizi/insaat-santiyelerine-ozgu-bir-
is-guvenligi-risk-analizi-yontemi.html
Eurostat, (2004) Statistical analysis of socio-economic costs of accidents at work in the
European Union. Final Report. (http://europa.eu.int/comm/eurostat)
Haslam R.A., Hide S.A., Gibb A.G.F., Gyi D.E., Pavitt T., Atkinson S. and Duff A.R., (2005),
Contributing Factors in Construction Accidents , Applied Ergonomics, 36(4), pp.
401-415.
ILO, (1983) Encyclopaedia of Occupational Safety and Health, Geneva.
Özçifçi A., Uysal B., Kurt Ş., (2005), “İnsan Davranışlarının İş Kazaları Üzerindeki Etkileri
Teknoloji”, Cilt 8, Sayı 2, 191-198
Sawacha E., Naoum S., Fong A.,(1999), Factors Affecting Safety Performance on Cons-
truction Sites International Journal of Project Management Volume 17, Issue 5, ,
309-315
Topçuoğlu H., Özdemir Ş. (2003) İş sağlığı ve Güvenliğinde Davranış Değişikliği Yaratma
Süreci, İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi, Adana.
Ural S., Öcal M. E., Atılgan H., Kaya A.,(2008), İnşaat İşlerinde İş Güvenliği Açısından Risk
Değerlendirmesi, İş Sağlığı ve Güvenliği Sempozyumu Ankara.
Uzun, F., (1999). İnşaat Sektöründe İş Kazalarının Azaltılmasında Alınan Genel Önlemler
ve Pratik Uygulamaları İncelenmesi (Yüksek Lisans Tezi), Osmangazi Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü, Eskişehir.
Yapı Müteahhitlerinin Kayıtları ile Şantiye Şefleri ve Yetki Belgeli Ustalar Hakkında Yö-
netmelik, 2010

- 221 -
İnşaat Sektöründe İşçi
Sağlığı ve İş Güvenliği
Uygulamaları, Ergonomi
ve Şantiye Ölçeğinde
Çalışmalar
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

Yapı Uygulama Aşamasında Alınacak


Sağlık ve Güvenlik Önlemlerinin
Etkinleştirilmesine
Yönelik Bir Öneri

Muharrem Görgülü1, Gülden Ayalp2, M. Emin Öcal3

Özet
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de iş kazaları ve meslek hastalıkları önemli bir sorundur. Bu
sorunun en temel sebebi, sanayileşmenin gelişimine paralel olarak iş sağlığı ve güvenliğine
ilişkin gerekli düzenleme ve yatırımların yeterince ve zamanında yapılmamış olmasıdır.
Hızlı gelişen bilim, teknoloji ve sanayileşme kuşkusuz ülkelerin kalkınma süreçlerine ve bi-
reylerin refahına pek çok katkılar sağlamıştır. Ancak çalışma yaşamı ve iş güvenliği için aynı
başarının sağlandığını söylemek mümkün değildir.
Gelişmekte olan her ülkede olduğu gibi ülkemizde de ekonomik büyümenin önemli di-
namiklerinden birisi de inşaat sektörüdür. İnşaat sektörü, ülkemizde iş kazaları ve meslek
hastalıklarının en fazla görüldüğü sektörlerden birisidir. Bunun önemli nedenlerinden birisi,
inşaat sektörünün kendine özgü çalışma koşullarının olmasıdır.
Bu çalışmada, yapı üretiminin temel aşamalarında karşılaşılabilecek iş kazası risk faktörleri
incelenerek; uygulama aşamasında sağlık ve güvenlik planının etkin kullanımına katkı sağ-
layacak kontrol listelerinin geliştirilmesi amaçlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: İnşaat Sektörü, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği, Sağlık ve Güvenlik Planı

Giriş
Ülkemizde en iyimser tahminlere göre yılda meydana gelen 64.000’i aşkın iş kazası so-
nucunda, 1.200’e yakın insanımız hayatını kaybetmekte; çalışan ve üretken durumdaki
2000’e yakın insanımız iş göremez hale gelmekte, 1.600.000’a yakın insanımız da maruz
kaldığı hastalık veya yaralanma sonucu tedaviye muhtaç hale gelmektedir. Şüphesiz, yi-
tip giden canların, iş göremez durumu düşen insanların ve bunların yakınlarının çektiği

1
DSİ 15. Bölge Proje ve İnşaat Şube Müdürlüğü, Şanlıurfa. - muharremgorgulu@gmail.com
2
Çukurova Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, Adana. - gayalp@cu.edu.tr
3
Çukurova Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Adana. - emocal@cu.edu.tr

- 225 -
Yapı Uygulama Aşamasında Alınacak Sağlık ve Güvenlik Önlemlerinin Etkinleştirilmesine Yönelik Bir Öneri

acıyı ve katlandığı zorlukların meydana getirdiği manevi kaybı tartıya koymak olanak-
sızdır. Ancak, iş kazaları sonucu hesaplanabilir maddi kayıpların yılda sekiz milyar lira
dolayında olduğu tahmin edilmektedir. Çalışma koşullarına bağlı olarak bazı iş kolla-
rında daha fazla iş kazası olmaktadır. İnşaat sektörü bu anlamda özellikli bir sektördür.
İnşaat sektörü, ülkenin toplam GSMH’sine %4-7 aralığında bir katkı yapmakta, ilişkili
olan imalat ve hizmet sektörleri ile birlikte GSMH’ ya katkısı %33’ lere ulaşmaktadır. Sek-
tör, ayrıca 1,4 milyon kişiye istihdam sağlamaktadır ve bu rakam Türkiye’deki toplam
“kayıtlı” istihdamın %6’ sına eşittir. Ülkemiz ekonomisi ve istihdamına bu kadar olumlu
katkılar sağlayan inşaat sektörünün çok çeşitli ve boyutlu sorunları vardır. Ancak bu so-
runlar içerisinde sonuçları itibariyle en can yakıcı olanı, iş sağlığı ve güvenliği önlemleri
ile ilgili yetersizliklerdir. Bunun sonucu olarak, inşaat sektörü maalesef ölümlü iş kazası
sayısı bakımından ilk sırada yer almaktadır (SSK, 2009).
Sık yaşanan ve sonuçları katliam derecesinde can kayıpları ile sonuçlanabilen iş kaza-
larının neden olduğu üzüntü ve tepkiler maalesef kısa sürede etkisini yitirdiğinden; iş
sağlığı ve güvenliği konusundaki yetersizliklerin giderilmesine yönelik gelişimler olduk-
ça yavaş ilerlemektedir. Bununla beraber konu, eskisine kıyasla toplum gündemini daha
fazla meşgul etmekte, sınırlı düzeyde de kalsa, bu konuda belirli bir bilinç ve duyarlı-
lık oluşmuş bulunmaktadır. Bu yöndeki gelişmeler ve Avrupa Birliği mevzuatına uyum
bağlamında yürütülen çalışmalar sonucu, ülkemizde 2003 yılında iş sağlığı ve güvenliği
ile ilgili kapsamlı düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemeler kapsamından genel nite-
likli ve/veya sektörel özellikleri dikkate alan çeşitli yönetmelikler hazırlanmıştır. “Yapı
İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliği” de bunlardan birisidir. Bu yönetmelikte, inşaat
işletmelerinde alınacak sağlık ve güvenlik önlemlerinin belirlenmesi, uygulanması ve
yönetimi konusunda önemli iyileştirmeler sağlayacak düzenlemeler öngörülmüştür. Bu
düzenlemelerden birisi de, inşaat işlerinin projelendirme ve uygulama aşamalarında
sağlık ve güvenlik planı hazırlanması ve her işyerinde sağlık ve güvenlikten sorumlu bir
koordinatör istihdamının zorunlu kılınmış olmasıdır. Ancak, sağlık ve güvenlik planının
içeriğinin ne olması gerektiği konusunda sektörde yeterli birikim ve deneyim oluşmadı-
ğı için yönetmelikte öngörülen düzenleme henüz yeterince uygulamaya yansıyamamış
durumdadır (Öcal, 2007). Adı geçen yönetmelikte, sağlık ve güvenlik planının, inşaata
hazırlık ve uygulama süreçleri için iki aşamalı olarak hazırlanması öngörülmektedir. İn-
şaata hazırlık aşamasına yönelik benzer bir çalışma yapılmış bulunduğundan bu çalış-
mada, inşaat projelerinin uygulanması aşamasında hazırlanacak iş sağlığı ve güvenliği
planının uygulama aşamasıyla ilgili kontrol listeleri geliştirilmesi amaçlanmıştır.
Bu amaca yönelik olarak ve yüksek lisans tez çalışması kapsamında gerçekleştirilen bu
çalışmada, önce inşaat projelerinin uygulanması sürecinde yer alan dokuz iş kalemi
analiz edilerek işlem basamakları belirlenmiş, sonra da bu işlem basamaklarının ger-
çekleştirilmesi sürecinde alınması gereken sağlık ve güvenlik önlemleriyle ilgili detaylı
kontrol listeleri oluşturulmuştur.

Araştırmanın Yöntemi
Araştırma kapsamında, öncelikle iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili ülkemizdeki resmi dü-
zenlemeler, konuyla ilgili yayın ve standartlar incelenerek bilgi toplanmıştır. Sonra, yapı
üretiminin uygulama aşamasında gerçekleştirilen temel iş kalemleri bu işlerin gerçek-
leştirilmesi sürecinde sağlık ve güvenlik bağlamında risk oluşturan unsurlar belirlen-

- 226 -
Muharrem Görgülü, Gülden Ayalp, M. Emin Öcal

miştir. Sonra da, sağlık ve güvenlik açısından riskli görülen işler yapılırken iş kazasından
korunmak için alınabilecek güvenlik önlemleri belirlenmiştir. Söz konusu önlemlerin
gözden kaçırılmadan uygulanabilmesi için bunlar kontrol listeleri şeklinde düzenlen-
miştir. Bu listelerde kontrol edilecek konular, iş aşamalarına göre gruplandırılarak uy-
gulayıcı için pratik bir kullanım hedeflenmiştir. Kontrol listelerinde yer alan sağlık ve
güvenlik önlemleri soru cümleleri şeklinde oluşturulmuş ve bu listelerde, alınan ön-
lemlerin akıbetinin izlenmesine olanak verecek yönlendirmelere yer verilmiştir. Ayrıca
yerine getirilmeyen ya da noksanlıklar içeren işlerle ilgili yürütülen işlemlerin izlenmesi
amacıyla her bir iş grubu için “Eksik ve Yetersiz İşlemler Listesi” isimli bir form düzenlen-
miştir.

Türkiye’de İnşaat Sektöründe Mevcut İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği


Uygulaması
Türkiye’de inşaat sektörü, hem toplam yatırımların ulusal gelir içindeki payı, hem de
yatırılan işgücü olanaklarının boyutu itibarıyla ekonomimizin en canlı ve en önemli
sektörlerinden biridir. Ancak her yıl inşaat sektöründe çalışanların bir kısmı, iş kazaları
sonucunda ölüm ya da daimi iş görmezlikler sebebi ile işini sürdürememektedir (Tablo.
1). Özellikle ölümle sonuçlanan kaza sayısının çokluğu bu alanda iş güvenliği ile ilgili
çalışmaların çok daha etkin olmasını gerektirmektedir.

Tablo 1 - İnşaat Sektöründe Ölümle Sonuçlanan Kaza Sayıları (SGK-2009)

Faaliyet Grupları Toplam İş kazası sayısı Ölüm Sayısı


Kömür ve Linyit Çıkartıl-
8.193 3
ması
Gıda Ürünleri imalatı 2.484 11
Tekstil Ürünleri imalatı 3.771 12
Ana Metal Sanayi 4.819 2
Fabrikasyon Metal ürünler
11.039 11
(makine hariç)
Makine ve Ekipman
1.899 25
İmalatı
Metalik Olmayan Ürünler
3.569 12
İmalatı
İnşaat 6.829 156
Toptan ve Perakende
155 0
Ticaret
Nakliyat 2538 38

İnşaat sektörünün kendine özgü bazı özellikleri şantiyelerde iş kazası riskinin artmasına
sebep olmaktadır. Bundan dolayı inşaat sektöründe yaşanabilecek iş kazalarını en aza
indirebilmek adına yapılan çalışmalarda, bu kazaları artırıcı özelliklerin göz önüne alın-

- 227 -
Yapı Uygulama Aşamasında Alınacak Sağlık ve Güvenlik Önlemlerinin Etkinleştirilmesine Yönelik Bir Öneri

ması gerekmektedir. Bu özellikleri aşağıdaki başlıklar altında özetlemek mümkündür


(Ç. Ü., Yaşam Boyu Öğretim programı, 2010).
• İnşaat işleri çoğunlukla doğal iklim koşulları altında gerçekleştirilmektedir.
• İnşaat sektöründe işçi devir hızı fazladır.
• Çalışma ortamı çoğunlukla zemin seviyesinden yukarıda ya da aşağıdadır ve sü-
rekli değişiklik göstermektedir.
• Çalışanlar ve malzemeler sürekli hareket halindedir.
• Çalışma alanı geniş ve dağınıktır.
• İşler çoğunlukla farklı organizasyon ve iş disiplinine sahip çeşitli taşeronlar ile ger-
çekleştirilmektedir.
• Şantiyedeki hareketliliğin belirli bir sistematiği yoktur.
• Her şantiye kendine özgü koşullara sahiptir.
• İnşaat işletmeleri kurumsallaşmamış ve işletme kültürü gelişmemiştir.
• Kalıplaşmış davranış yaygılığı fazladır.
Yukarıda ifade edilen sektöre özgü koşullar iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınacak
önlemlerin etkinlik ve sürekliliğini güçleştirmektedir.
Ülkemizde iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önüne geçebilmek amacıyla çeşitli
yasal düzenlemeler yapılmıştır. Çalışma ortamında sağlık ve güvenlik konuları, ayrıntılı
sayılabilecek düzeyde, 01.09.1971 tarih ve 13943 sayılı resmi gazetede yayımlanan 1475
sayılı İş Kanunu’nda yer almıştır. Bu kanuna dayalı olarak, sağlık ve güvenlik konusunda
alınacak önlemleri detaylandırmak üzere, “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü”; inşaat işle-
rindeki iş kazalarının fazla olması dolayısıyla da bu sektörün kendine özgü koşulları göz
önünde bulundurularak “Yapı İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü” hazırlanarak
yürürlüğe konulmuştur (12.09.1974 Tarih ve 15004 Sayılı R.G.). 2003 yılında iş kanunu
değişmiştir. İş sağlığı ve güvenliği konusunda eski yasaya göre daha kapsamlı hüküm-
ler içeren 4857 sayılı yeni İş Kanununa dayalı olarak, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini
detaylandırmak ve bunları hayata geçirmek üzerek çok sayıda yönetmelik hazırlanarak
yürürlüğe konulmuştur. Bu yeni düzenlemelerden birisi de “Yapı İşlerinde Sağlık ve Gü-
venlik Yönetmeliği”dir (23.12. 2003 Tarih ve 25325 Sayılı R.G). Bu yönetmelikte, önceki
uygulamaya kıyasla konu ile ilgili önemli iyileştirmeler öngörülmüştür. Ancak, bu yasal
düzenlemeleri hayata geçirecek sistemin oluşturulup işletilmesi ve gerekli insan kayna-
ğının yetiştirilmesi gerekmektedir. Örneğin, söz konusu yönetmelikte inşaat işletmele-
rinde sağlık ve güvenlikten sorumlu elemanların olması öngörülmüş olmasına rağmen,
henüz ülkemizde bu görevi yerine getirecek yeterli sayı ve nitelikte teknik eleman ya da
uzman bulunmamaktadır. Bu yöndeki eksikliğin giderilmesi için de çeşitli düzenlemeler
yapılmıştır. Bunların bazıları üst mahkemece iptal edilmesi üzerine konuya yönelik son
düzenleme 15.08.2009 tarihinde yayımlanan “İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimleri İle Or-
tak Sağlık ve Güvenlik Birimleri Hakkında Yönetmelik” ile yapılmıştır. (15.08.2009 tarih
ve 27320 sayılı R.G.). Bu düzenlemede özetle, iş sağlığı ve güvenliği konusunda görev
alacaklar uzmanların nasıl yetiştirileceği ve istihdam koşulları ile uzmanlar, işverenler ve
çalışanların görev, yetki ve sorumlulukları tanımlanmış bulunmaktadır.

- 228 -
Muharrem Görgülü, Gülden Ayalp, M. Emin Öcal

İnşaat İşlerinde Uygulama Aşamasına Yönelik Kontrol


Listeleri Önerisi
23.12.2003 Tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan olan “Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik
Yönetmeliği” inde, “Sağlık ve Güvenlik Planı (SGP)” hazırlanmasına özel önem verilmiş-
tir. Üretilecek yapının fiziki boyutları, zemin koşulları ve kullanılacak üretim teknolojisi,
uygulama aşamasında alınacak iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin etkileyeceği ve do-
layısıyla bu bağlamda alınacak önlemlerin daha projenin tasarım aşamasında planlan-
maya başlanması önem arz etmektedir. Bu nedenle adı geçen yönetmelikte yapı üreti-
mi, tasarım ve uygulanma süreci olarak iki aşamada ele alınıp bu her aşama için sağlık
ve güvenlik planı hazırlanmasını zorunlu kılınmıştır (Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik
Yönetmeliği, 2003). İlk aşamada çerçeve nitelikli olarak hazırlanan sağlık ve güvenlik
planlarının uygulamaya aktarılması için daha detaylı çalışmalara ihtiyaç vardır. Kontrol
listeleri, yapılacak işleri hatırlatıcı ve dolayısıyla gözden kaçmaları önleyen araçlar olma-
ları nedeniyle, sağlık ve güvenlik planlarının uygulanması sürecinde de bu listelerden
yaralanılabileceği düşünülmüştür.
Yapılan literatür araştırmasında, ülkemizde, şantiyenin kurulması aşamasına kadarki sü-
rece yönelik kontrol listeleri hazırlanmasını konu alan bir yüksek lisans çalışması yapıl-
mış olduğu tespit edilmiştir (Canpolat, 2008). Bu nedenle bu çalışmada, inşaat işlerinin
uygulama aşamasında gerçekleştirilecek işlerde alınması gereken sağlık ve güvenlik
önlemlerine yönelik kontrol listeleri geliştirilmesi amaçlanmıştır. Dolayısıyla dikkate alı-
nacak iş aşamaları belirlenirken, şantiye yerleşim projesinin hazırlanmış ve buna göre
şantiye yerleşiminin yapılmış olduğu varsayılmıştır.
Belirtilen kapsamda kontrol listeleri hazırlanırken, yapı üretiminin kendine özgü koşul-
larının yanında, iş sağlığı ve güvenliği konusunun ülkemizde algılanma ve uygulanması
konusundaki bilinç düzeyi dikkate alınmaya özen gösterilmiştir. Bu bağlamda kontrol
listelerinin, sadece yapılacak çalışmaların genel bir sıralaması yerine aynı zamanda
olumlu davranış kazandıracak unsurlar içermesinin uygun ve yararlı olacağı düşünül-
müştür. Diğer taraftan da kontrol listelerinin, inşaat sektöründe farklı yapı üretimlerine
uyarlanmasına olanak verecek genellikte bir metin olması da hedeflenmiştir.
Kontrol listeleri hazırlanırken öncelikle inşaat işlerinin temel uygulama aşamaları belir-
lenmiştir. Daha sonra belirlenen bu her bir uygulama aşaması için iş kazası riskini artı-
racak durumlar ele alınmış ve bu durumlar için alınabilecek tedbirler konusunda öneri-
lerde bulunularak çerçeve plan oluşturulmuştur. Son olarak da belirlenen bu uygulama
aşamaları için, şantiyedeki iş güvenliği uygulama koordinatörünün izlemesi öngörülen
kontrol listeleri oluşturulmuştur. Çerçeve plan kapsamında yer alan ve aşağıda belirtilen
iş kalemleri, hemen her inşaatta rastlanılan temel aşamalar olarak kabul edilmiştir:
• Kazı İşleri
• Kalıp Montaj ve Sökümü
• Betonarme Demiri İşlenmesi ve Montajı
• Beton Üretilmesi ve Dökümü
• İş İskelesi Kurulması ve Kullanılması
• Duvar Örülmesi
• Sıva, Boya, Badana ve Kaplama İşleri

- 229 -
Yapı Uygulama Aşamasında Alınacak Sağlık ve Güvenlik Önlemlerinin Etkinleştirilmesine Yönelik Bir Öneri

• Tesisat İşleri
• Yapının Temizliği ve Şantiyenin Taşınması
Kontrol listesinde yer alacak hususlar, iki aşamalı bir çalışma ile oluşturulmuştur. Önce,
yukarıda sayılan her bir iş kalemi için çalışanların uygulama sırasında karşılaşabilecek-
leri iş kazası riski incelenmiş, diğer bir ifadeye risk analiz yapılmıştır. Daha sonra da bu
riskli durumlara karşısı alınması gereken önlemelerin ana hatları belirlenmiştir. Örneğin
kazı çalışmaları ile ilgili risk analizi yapıldığında bu iş kalemi ile ilgili olarak, kazı kenarı-
nın çökmesi, kazıda çalışanların üzerine malzeme düşmesi, kazı alanına insan veya araç
düşmesi, çalışanların iş makinelerinden zara görmesi, kazı çevresindeki yapıların zarar
görmesi, altyapı hizmetlerinin zarar görmesi olmak üzere altı risk belirlenmiştir. Daha
sonra da söz konusu iş kazası risklerini önlemek ya da minimize indirmek için alınabi-
lecek önlemler ile ilgili genel ilkeler belirlenmiştir. Bundan sonraki aşamada ise, yapı
üretiminin uygulama aşamasında iş sağlığı ve güvenliği kapsamında alınması gereken
önlemler detaylandırılmıştır. Detay düzenlemeler, yapılacak işlemleri hatırlatıcı ve de-
netimi kolaylaştırıcı olacağı düşünülerek, kontrol listeleri şeklinde oluşturulmuştur. Yu-
karıda belirlenen sekiz iş kaleminin tamamı için de aynı sistematik takip edilmiştir.
Her kontrol listesi üç ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, listeyi tanımlayıcı
bilgiler; ikinci bölümde işi, işyerini ve listeyi dolduran uygulama koordinatörünü belirle-
yici bilgiler; üçüncü bölümde ise uygulama ile ilgili riskli görülen konular ve bu konular-
la ilgili alınacak önlemlerin denetimini belirten bilgilere yer verilmiştir.
Raporlamada kolaylık olması bakımından kontrol listeleri yukarıda saydığımız inşaat
aşamalarının adına ve sırasına göre kodlandırılmıştır. Örneğin, kalıp işleri sırasında alı-
nacak sağlık ve güvenlik tedbirleri ile ilgili liste LKL02 (Liste Kalıp 02), (Tablo 2), demir
ve donatı ile ilgili liste LDM03 (Liste Demir Donatı 03), (Tablo 3), beton işleri ile ilgili liste
LBT04 ( Liste Beton 04 ), ( Tablo 4), yapıların temizliği ve şantiyenin taşınması ile ilgili liste
LYTŞT (Liste Yapı Temizliği ve Şantiyenin Taşınması), (Tablo 5) şeklinde düzenlenmiştir.
Kontrol listeleri, işlem sıra no, kontrol edilecek konular, evet ve hayır sütunlarından
oluşmaktadır. Kontrol edilecek konular sütununda; konuyla ilgili bilgiyi sınayan, hatır-
latıcı, riskleri önlemeyi amaçlayan sorular sorulmaya çalışılmıştır. Listeyi takip eden kişi
konu ile ilgili gerekli gözlemleri yaptıktan sonra, eğer alınan tedbirler yeterli ve işçilerin
güvenliği bakımından sakıncalı bir durum yoksa “evet” sütununa “X” işareti koyacaktır.
Alınan tedbirler yeterli değilse, ilgili işlem basamakları için güvenli çalışma koşulları sağ-
lanamamışsa bu takdirde, “hayır” sütununa LSGP00 yazılacaktır.
LSGP00, plandaki olumsuzluk ve eksikliklerin raporlanmasını sağlayacak olan listedir
(Tablo 6). Bu liste; görülen eksikliğin ait olduğu ana listedeki işlem sıra no, yapılan kont-
rolün tarihi, konunun açıklaması ve oluşan olumsuz durumun şantiyedeki sorumlusu
ve yapılması gerekenler için ayrılmış sütunlarından oluşmaktadır. Kontrol sırasında gö-
rülen eksikliklerin ve bu eksikliklerin sorumlularının, iş sağlığı ve güvenliği uygulama
koordinatörü tarafından oluşturulan bu “Eksik ve Yetersiz İşlemler Listesi” doldurulmak
suretiyle raporlanması öngörülmüştür. Özetlenen bu çalışmalar belirtilen dokuz iş aşa-
ması için de yapılmıştır (Görgülü, 2008). Ancak sayfa kısıtı nedeniyle burada sadece Ka-
lıp, Demir, Beton ve Şantiyenin Taşınması işlerine ait kontrol listeleri örneklenebilmiştir.

- 230 -
Muharrem Görgülü, Gülden Ayalp, M. Emin Öcal

Tablo 2 - Kalıp İşleri Kontrol Listesi


Liste No LKL02
Liste Adı Kalıp İşleri Kontrol Listesi

İşin Adı
Yüklenici
Formu Dolduranın Adı:
Formu Dolduranın Görevi
Hava Durumu
Tarih … / … / 201.

No Kontrol Edilecek Konular Evet* Hayır**


Kalıp işinde çalışan ekibe işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili gerekli bilgiler
LKL02-1
verildi mi?
Kalıp işinde çalışan ekibe iş güvenliği ile ilgili kullanılacak kişisel koruma
LKL02-2
donanımı tanıtılıp, teslim edildi mi?
Kalıp işinde çalışan ekibin kişisel koruma donanımlarını kullanıp kullanma-
LKL02-3
dıkları düzenli olarak takip ediliyor mu?
Kullanılacak kalıplar şantiye içinde uzun mesafeli taşıma gerektirmeyecek
LKL02-4
şekilde düzenli olarak istif edilmiş mi?
Kalıp ekibinde çalışanların görev dağılımı meslek hastalıklarına yol açmaya-
LKL02-5
cak şekilde düzenli bir sistemde ayarlanıyor mu?
Kalıpta çalışanların kullandıkları el merdivenlerinin sağlamlığı kontrol edildi
LKL02-6
mi?
Kalıpta çalışanlar el merdivenlerini uygun eğimde kullanıyorlar mı? (Eğim
LKL02-7
4/1)
Çalışanlara kalıp montajı ve kalıpların taşınması sırasında birbirlerine zarar
LKL02-8
vermeyecek şekilde uygun bir çalışma sistemi düzenlenmiş mi?
Döşeme kalıplarının montajı sırasında dış kenarlarda güvenli çalışmayı
LKL02-9
sağlayacak fazladan yeterli genişlik bırakılmış mı?
Döşeme kalıplarının dış yüzlerinde yeterli sağlamlıkta korkuluklar oluşturul-
LKL02-10
muş mu?
Döşeme kalıplarının sökümü sırasında sökümde çalışanların dışında bu
LKL02-11
alanlara girişler kontrol ediliyor mu?
Kalıpların söküm işi bittikten sonra etraftaki tahta kırıkları ve çiviler toplatı-
LKL02-12
lıyor mu?
Kalıpların söküm işi bittikten sonra bina içerisindeki asansör boşluklarına
LKL02-13
yeteri sağlamlıkta korkuluklar yapılıyor mu?
Kalıpların söküm işi bittikten sonra bina içerisindeki havalandırma boşlukla-
LKL02-14
rına yeteri sağlamlıkta korkuluklar yapılıyor mu?
Kalıpların söküm işi bittikten sonra çıkan kalıplardan çiviler temizlenip
LKL02-15
uygun şekilde tekrar istif ediliyor mu?
Şantiye içerisinde muhtelif yerlerde kalıpta çalışanların kullanması gereken
LKL02-16
güvenlik donanımları ile ilgili uyarı levhaları var mı?
Kalıp işinde çalışanların tamamının, “ağır ve tehlikeli işlerde çalışmasında bir
LKL02-17
engel yoktur” ibareli sağlık raporları var mı?

* Cevap ‘Evet’ ise Evet Sütununa “X” işareti konacak.


** Cevap ‘Hayır’ ise Hayır Sütununa “LSGPG00” yazılarak LSGP00 listesi doldurulacak.

- 231 -
Yapı Uygulama Aşamasında Alınacak Sağlık ve Güvenlik Önlemlerinin Etkinleştirilmesine Yönelik Bir Öneri

Tablo 3 - Demir Donatı İşleri Kontrol Listesi


Liste No LDM03
Liste Adı Demir Donatı İşleri Kontrol Listesi

İşin Adı
Yüklenici
Formu Dolduranın Adı:
Formu Dolduranın Görevi
Hava Durumu
Tarih … / … / 201.

No Kontrol Edilecek Konular Evet* Hayır**


Demir işinde çalışan ekibe işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili gerekli bilgiler
LDM03-1
verildi mi?
Demir işinde çalışan ekibe iş güvenliği ile ilgili kullanılacak kişisel koruma
LDM03-2
donanımları tanıtılıp, teslim edildi mi?
Demir işinde çalışan ekibin kişisel koruma donanımlarını kullanıp kullan-
LDM03-3
madıkları düzenli olarak takip ediliyor mu?
Şantiyeye indirilecek demirin yeri gereksiz taşımalara izin verilmeyecek
LDM03-4
şekilde şantiye yerleşim planına uygun şekilde hazırlanmış mı?
Şantiyeye gelen demiri tırların üzerinden indirebilecek gerekli ekipman ve
LDM03-5
makine mevcut mu?
Şantiyeye gelen demiri tırların üzerinden indirirken kullanılan ekipmanın
LDM03-6
sağlamlığı kontrol edilmiş mi?
Şantiyeye gelen demiri tırların üzerinden indirirken çalışanların güvenliği
LDM03-7
sağlanıyor mu?
Demirci ekibi demirleri kesme ve bükme işleri için kesim ve büküm maki-
LDM03-8
neleri kullanıyor mu?
Her gün işe başlamadan önce demirci ekibinin kesme ve bükme işlerinde
LDM03-9
kullandığı makinelerin bakımı yapılıyor mu?
Demirci ekibinin elle demir bükmede kullandığı tezgâhların sağlamlığı
LDM03-10
kontrol ediliyor mu?
Demirci ekibinin elle demir kesmede kullandığı makasların bakımı düzenli
LDM03-11
olarak yapılıyor mu?
Kesilen demirlerden çıkan parça demirler toplatılıp düzenli bir şekilde istif
LDM03-12
ediliyor mu?
Demir ekibinde çalışanların görev dağılımı işçi sağlığını zorlamayacak
LDM03-13
şekilde düzenli bir sistemde ayarlanıyor mu?
Çalışanlara demirlerin montajı ve taşınması sırasında birbirlerine zarar
LDM03-14
vermeyecek şekilde uygun bir çalışma düzeni verilmiş mi?
Demirlerin üst katlara çekilmesine olanak sağlayacak gerekli ekipman ve
LDM03-16
makine mevcut mu?
Demirleri üst katlara çekmekte kullanılan asansörlerin bakımları yapılıyor
LDM03-17
mu?
Demirleri üst katlara çekmekte kullanılan halat ve zincirlerin sağlamlığı
LDM03-18
kontrol edildi mi?

* Cevap ‘Evet’ ise Evet Sütununa “X” işareti konacak.


** Cevap ‘Hayır’ ise Hayır Sütununa “LSGPG00” yazılarak LSGP00 listesi doldurulacak.

- 232 -
Muharrem Görgülü, Gülden Ayalp, M. Emin Öcal

Tablo 4 - Beton İşleri Kontrol Listesi


Liste No LBT04
Liste Adı Beton İşleri Kontrol Listesi

İşin Adı
Yüklenici
Formu Dolduranın Adı:
Formu Dolduranın Görevi
Hava Durumu
Tarih … / … / 201.

No Kontrol Edilecek Konular Evet* Hayır**


Beton işinde çalışan ekibe işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili gerekli bilgiler
LBT04-1
verildi mi?
Beton işinde çalışan ekibe iş güvenliği ile ilgili kullanılacak kişisel koruma
LBT04-2
donanımları tanıtılıp, teslim edildi mi?
Beton işinde çalışan ekibin kişisel koruma donanımlarını kullanıp kullan-
LBT04-3
madıkları düzenli olarak takip ediliyor mu?
Şantiye yerleşim planına göre önceden belirlenmiş olan beton pompasının
LBT04-4
kurulacağı yer hazırlandı mı?
Beton pompasını kullanan operatörlerin gerekli kullanım
LBT04-5
belgeleri var mı?
Transmikserlerin manevraları için şantiye içinde uygun bir alan
LBT04-6
oluşturuldu mu?
Transmikserlerin şantiyeye giriş-çıkışı diğer işçilerin çalışmalarını olumsuz
LBT04-7
yönde etkiliyor mu?
Transmikserlerle beton pompasının operatörü arasında acil bir durumda
LBT04-8
dökümü durdurabilecek iletişim sistemi var mı?
Beton dökümüne başlanmadan önce kalıplar ve destekleri sorumlu teknik
LBT04-9
personel tarafından kontrol edildi mi?
Beton dökümünün gece yapılmasının gerektiği durumlarda şantiyede
LBT04-10
gerekli ve yeterli düzeyde aydınlatma sağlandı mı?
Beton dökülürken kullanılan vibratörler olası bir elektrik kaçağına karşı
LBT04-11
kontrol edildi mi?
Kullanılan elektrikli vibratörlerin kumanda aksamının su ile temas etmeme-
LBT04-12
sine dikkat ediliyor mu?
Kolon ve perde betonları dökülürken kalıbın açılma tehlikesi dikkate alına-
LBT04-13
rak döküm işlemi yavaş yavaş ve aralıklı olarak gerçekleştiriliyor mu?
Döşeme betonlarının dökümü, beton yükünü kalıba dengeli dağıtacak
LBT04-14
şekilde ayarlanarak dökülüyor mu?
Beton dökümü şantiyedeki sorumlu teknik personelin nezaretinde
LBT04-15
yapılıyor mu?
Şantiye içerisinde muhtelif yerlerde beton dökümünde çalışanların kullan-
LBT04-16
ması gereken güvenlik donanımları ile ilgili uyarı levhaları var mı?
Beton dökümünde çalışanların tamamının, “ağır ve tehlikeli işlerde çalışma-
LBT04-17
sında bir engel yoktur” ibareli sağlık raporları var mı?

* Cevap ‘Evet’ ise Evet Sütununa “X” işareti konacak.


** Cevap ‘Hayır’ ise Hayır Sütununa “LSGPG00” yazılarak LSGP00 listesi doldurulacak

- 233 -
Yapı Uygulama Aşamasında Alınacak Sağlık ve Güvenlik Önlemlerinin Etkinleştirilmesine Yönelik Bir Öneri

Tablo 5 - Yapıların Temizliği ve Şantiyenin Taşınması Kontrol Listesi


Liste No LYTŞT
Liste Adı Yapıların Temizliği ve Şantiyenin Taşınması Kontrol Listesi

İşin Adı
Yüklenici
Formu Dolduranın Adı:
Formu Dolduranın Görevi
Hava Durumu
Tarih … / … / 201.

No Kontrol Edilecek Konular Evet* Hayır**


Yapıların temizliği ve şantiyenin taşınmasında çalışan ekibe işçi sağlığı ve
LYTŞT-01
iş güvenliği ile ilgili gerekli bilgiler verildi mi?
Yapıların temizliği ve şantiyenin taşınmasında çalışan ekibe iş güvenliği ile
LYTŞT-02
ilgili kullanılacak kişisel koruma donanımları tanıtılıp, teslim edildi mi?
Yapıların temizliği ve şantiyenin taşınmasında çalışan ekibin kişisel koru-
LYTŞT-03 ma donanımlarını kullanıp kullanmadıkları düzenli olarak takip ediliyor
mu?
Kapalı ve/veya havasız alanların temizliğinde çalışanlara sık sık ara verilip
LYTŞT-04
temiz hava almaları sağlanıyor mu?
Yapıların kaba pislikleri temizlenirken yerden toz kalkmaması için sulama
LYTŞT-05
yapılmış mı?
Yapı dış cephelerinin temizliğinde çalışanların yüksekte güvende çalışabil-
LYTŞT-06
meleri adına gerekli tedbirler alınmış mı?
Yapıların temizliği sonrası çıkan tüm atıklar uygun yerlere götürülüp
LYTŞT-07
dökülüyor mu?
Şantiyenin taşınması sırasında araçlara yüklenecek malzemeler kısım kısım
LYTŞT-08
düzenli bir şekilde toplanmış mı?
Araçlara malzeme yüklenirken araçların taşımasına izin verilen maksimum
LYTŞT-09
ağırlık miktarı dikkate alınmış mı?
Araçlara yüklenen malzemelerin hareket yol boyunca hareket etmemesi
LYTŞT-10
için uygun şekilde bağlamalar yapılmış mı?
Malzemelerin taşınması sırasında kamyon ve/veya traktörlerin arka kısım-
LYTŞT-11
larında çalışanların da gitmesi engelleniyor mu?
Şantiye binalarının sökümü sırasında sorumlu teknik personel işin başında
LYTŞT-12
çalışanları yönlendiriyor mu?
Yapıların temizliği ve şantiyenin taşınmasında çalışanların uyması gereken
LYTŞT-13 sağlık ve güvenlik kuralları ile ilgili uyarıcı levhalar iskeleye ve şantiyenin
muhtelif yerlerine asılmış mı?
Yapıların temizliği ve şantiyenin taşınmasında çalışanların tamamının,
LYTŞT-14 “ağır ve tehlikeli işlerde çalışmasında bir engel yoktur” ibareli sağlık
raporları var mı?

* Cevap ‘Evet’ ise Evet Sütununa “X” işareti konacak.


** Cevap ‘Hayır’ ise Hayır Sütununa “LSGPG00” yazılarak LSGP00 listesi doldurulacak.

- 234 -
Muharrem Görgülü, Gülden Ayalp, M. Emin Öcal

Tablo 6 - Eksik ve Yetersiz İşlemler Listesi


Liste No LSGP00
Liste Adı Eksik ve Yetersiz İşlemler Listesi

İşin Adı
Yüklenici
Formu Dolduranın Adı:
Formu Dolduranın Görevi
Hava Durumu
Tarih … / … / 201.

İşlem No Yerine Getirilmeyen Konular Kim Ne Yapacak

Sonuç ve Öneriler
İnşaat sektörü, dünyada ve ülkemizde iş kazaları ve meslek hastalıklarının en sık görül-
düğü sektörlerin başında gelmektedir. Her inşaat projesinin birbirinden farklı olması,
sürekli değişik çalışma şartlarında uygulanması, işçi devir hızının fazla olması gibi sek-
töre özgü hususlar, iş kazası ve meslek hastalığı riskini artırmaktadır. Dolayısıyla inşaat
sektöründe işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması daha zor ve karmaşıktır.
Ülkemizin sosyal, kültürel ve ekonomik yapısından kaynaklanan etkenler, çalışma haya-
tında işçi ve işverenlerin işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunun önemini kavramalarını
olumsuz yönde etkilemekte ve dolayısıyla bu bilinç eksikliği iş kazası meydana gelme
sıklığını artırmaktadır.
2003 yılında uygulamaya konulan “Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliği” ile
inşaat sektöründe çalışanların iş kazaları ve meslek hastalıklarına karşı korunmaları
konusunda önemli yenilikler getirilmiştir. Bunlardan en önemlisi, yapım işlerinin pro-
jelendirme ve uygulama aşamalarında ayrı ayrı olmak üzere, işçi sağlığı ve iş güvenliği
önlemlerini içeren sağlık ve güvenlik planı (SGP) hazırlanıp uygulanması ve bu amaçla
bir koordinatörün atanmasının öngörülmüş olmasıdır.
Ancak uygulanabilir sağlık ve güvenlik planı hazırlayabilmek için, hem inşaat hem de
sağlık ve güvenlik konusunda yeterli birikime sahip olmak gerekmektedir. Kontrol liste-
leri, denetimin etkinliğini artıran önemli araçlardan birisidir. Bu nedenle bu çalışmada,
inşaat işlerinin uygulama aşaması için düzenlenecek sağlık ve güvenlik planının hayata

- 235 -
Yapı Uygulama Aşamasında Alınacak Sağlık ve Güvenlik Önlemlerinin Etkinleştirilmesine Yönelik Bir Öneri

geçirilmesine katkı sağlayacağı düşünülerek, planda yer alan ana iş kalemlerinin her biri
için kontrol listeleri geliştirilmesi hedeflenmiştir. Bu listelerin, uygulayıcıların almaları
gereken iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili önlemleri yerine getirmeleri ve soncunu izleye-
bilmeleri konusunda önemli bir rehber olabileceği umulmaktadır.
Ülkemizde işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunun önemi gün geçtikçe daha iyi anlaşıl-
maktadır. Ancak bu konudaki bilinçlenmenin daha da hızlandırılması için, ilgili meslek
odalarının konuya yönelik faaliyetlerini artırarak çeşitli kurs, seminer ve eğitim prog-
ramları düzenlemeleri yararlı olabilecektir. Ayrıca işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunun,
üniversitelerin ilgili fakülte ve bölümlerinin ders programlarında başlı başına bir ders
olarak yer alması veya en azından ilgili dersler içinde daha fazla yer verilmesi, bu konu-
daki bilinçlenmenin eğitim kurumlarında başlamasına katkı sağlayacaktır.

Kaynaklar
Canpolat, P. (2008). “Projelendirme ve Şantiye Yerleşim Projesi Hazırlanması Aşamasında
İş Sağlığı ve Güvenliği ile İlgili Bir Öneri” Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitü-
sü, Adana.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (1974). “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü”,
11.01.1974 Tarih ve 14765 Sayılı Resmi Gazete.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (1974). “Yapı İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği
Tüzüğü”, 12.09.1974 Tarih ve 15004 Sayılı Resmi Gazete.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (2003). “4857 Sayılı İş Kanunu”, 10.06.2003 Tarih ve
4857 Sayılı Resmi Gazete.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (2003). “Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetme-
liği”, 23.12. 2003 Tarih ve 25325 Sayılı Resmi Gazete.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (2009). “İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimleri İle Ortak
Sağlık ve Güvenlik Birimleri Hakkında yönetmelik”, 15.08.2009 tarih ve 27320 Sayılı
Remi Gazete.
Çukurova Üniversitesi, (2010). “İş Güvenliği ve Risk Yönetimi Kursu”, Yaşam Boyu Öğren-
me Programı, Adana.
Görgülü, M. ( 2008 ). “Yapı İşlerinin Temel Aşamalarında Alınacak Sağlık ve Güvenlik
Önlemlerinin Geliştirilmesine Yönelik Bir Öneri”, Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Adana.
Öcal, M.E. ( 2007 ). “Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Planı”, İş Sağlığı ve Güvenliği Sem-
pozyumu Bildiriler Kitabı, Kardelen Ofset, Ankara.
Sosyal Sigortalar Kurumu 2009 yılı istatistikleri. http://www.ssk.gov.tr

- 236 -
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

Projelendirme ve Şantiye Yerleşim Projesinin


Oluşturulması Aşamasında Hazırlanacak İş
Sağlığı ve Güvenliği Planı ile İlgili Bir Öneri

Polatkan Canpolat1, Gözde Tantekin Çelik2, Emel Laptalı Oral3

Özet
Bu çalışmada, inşaat sektöründe karşılaşılan iş kazaları ve meslek hastalıkları incelenerek,
projelendirme ve şantiye yerleşim projesinin oluşturulması aşamasında hazırlanacak sağlık
ve güvenlik planının genel çerçevesi ve içeriğine yönelik bir öneri sunulmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Güvenlik Planı, Sağlık Planı, İş Güvenliği, Proje, Şantiye.

Giriş
Yapı işleri, ülkemizde iş kazaları ve meslek hastalıklarının en fazla görüldüğü sektördür.
Çalışan devrinin yüksek olması, çalışma alanının geniş ve dağınık olması, işlerin süreli ve
geçici olması, eğitimsiz ve vasıfsız işçilerin çalıştırılması, aynı sektör içinde birbirinden
çok farklı iş kollarının bulunması yapı işlerinde sağlık ve güvenlik önlemlerinin belirle-
nip uygulanmasını zorlaştırmaktadır. Dolayısıyla, iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliği ko-
nusunda alınacak önlemlerin tümünün sadece projenin uygulanması sürecine bırakıl-
ması doğru değildir. Uygulama aşamasında alınacak önlemlerin neler olacağı, bunların
kimler tarafından ve nasıl yerine getirileceği projelendirme aşamasında planlanmalıdır.
Üretime başlanmadan önce; üretim sürecinin tümünü, projeye özgü koşulları, projede
yürütülecek faaliyetleri, bu faaliyetlerden kaynaklanacak risklere karşı alınacak önlemle-
ri içeren ve projenin en az kazayla bitirilmesini amaçlayan sağlık ve güvenlik planlarının
hazırlanması; önlemlerin alınması; uygulanacak kontrollerin bir sistematiğe oturtulması
ve çalışanların eğitilmesi gerekmektedir. Aksi halde bu konularda alınacak önlemlerin
anlık kararlara dayalı ve dolayısıyla yetersiz olması kaçınılmazdır.
Bu bildiriye temel olan çalışmada Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliği’ne
(2003) göre, proje hazırlık aşamasında hazırlanması zorunlu olan “Sağlık ve Güvenlik
Planı (SGP)” konu edilmiş, SGP’nin genel çerçevesi ve içeriğine yönelik bir öneri sunu-

1
Çukurova Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Adana.
2
Çukurova Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, Adana. - gtantekin@cu.edu.tr
3
Çukurova Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Adana. - eoral@cu.edu.tr

- 237 -
Projelendirme ve Şantiye Yerleşim Projesinin Oluşturulması Aşamasında Hazırlanacak İş Sağlığı ...

larak; SGP hazırlama durumunda olan görevliler ve bu konuda çalışanların yararlanabi-


leceği bir kaynak oluşturulması hedeflenmiştir. Oluşturulan sağlık ve güvenlik planında
aşağıda belirtilen ana başlıklar esas alınmıştır.
• Şantiye kurulması,
• Kazı ve kazı çevresi,
• İş makineleri,
• El aletleri,
• Kişisel koruyucu donanım,
• Sağlık ve güvenlik işaretleri,
• Kalıp işleri,
• İskele işleri,
• Demir işleri,
• Duvar örülmesi,
• Sıva, boya, badana, kaplama,
• Beton dökümü.

Önceki Çalışmalar
İş sağlığı ve güvenliği konusunda çok sayıda çalışma yapılmıştır. Ülkemizdeki uygula-
malarla ve bu bildirinin içeriği ile ilgili çalışmalar aşağıda özetlenmiştir:
Müngen (1993), ülkemizde inşaat sektöründe görülen iş kazalarının analizini yapmış,
kazalara neden olan olumsuz etkenleri saptamış, mevcut iş güvenliği mevzuatı incele-
yerek sistemin iyileştirilmesine yönelik bazı öneriler sunmuştur.
Aksöyek (2002), ülkemizde görülen iş kazaları ve oluş nedenlerini incelemiş, inşaat sek-
töründe iş güvenliği konusunda kazaları önleyici öneriler sunmuştur.
Yetkin (2004), iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili dünyada ve ülkemizde uygulanan mevzuatı
incelemiş, bir anket çalışması yaparak inşaat sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin iş
güvenliği çalışmalarını ve performanslarını değerlendirmiştir.
Karaca (2004), firmaların iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili mevzuatta belirtilen hususlara ne
kadar uyduklarını ve mevzuattaki eksiklerin neler olduğunu araştırmıştır.
Baradan (2006), Türk inşaat sektöründe iş güvenliğini gelişmiş ülkeler ile kıyaslayan bir
çalışma yapmıştır. Çalışmasında, gelişmiş ülkelerden uygulama örneklerine yer vermiş-
tir.
Hafızoğlu (2006), bina yapımında karşılaşılan kazalara, nedenlerine ve maliyetlerine
değinerek, OHSAS 18001’i incelemiştir. Bina yapımında karşılaşılan kazalara karşı risk
değerlendirme formları önermiştir.
İri (2007), İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemini (OHSAS 18001) incelemiş ve
Türkiye’de bir inşaat firmasına ait uygulama incelenerek tartışılmıştır.
Taşyürek (2007), Türk inşaat sektöründe iş kazaları ve meslek hastalıklarını inceleyerek,
diğer sektörler ile karşılaştırmıştır.

- 238 -
Polatkan Canpolat, Gözde Tantekin Çelik, Emel Laptalı Oral

Aslan (2008), inşaat sektöründe meydana gelen iş kazalarını ve iş kazalarına sebep olan
ana faktörleri inceleyerek, alınacak tedbirler ile ilgili öneriler sunmuştur.
Demircan (2008), inşaat sektöründe işçi sağlığı ve güvenliğinin ekonomik ve toplumsal
boyutlarını incelediği çalışmasında, inşaat sektörünün diğer sektörler ile karşılaştırılma-
sını yapmış ve dokuz yüzden fazla iş kazası vakasının bilirkişi raporlarını incelemiştir.
Öcal ve Görgülü (2009), yapı üretiminin temel aşamalarında alınacak sağlık ve güvenlik
önlemlerinin geliştirilmesine yönelik bir çalışma yaparak, bir Sağlık ve Güvenlik Planı
önerisi sunmuşlardır.

Materyal ve Metod
Öncelikle, yapı üretiminde yürütülen faaliyetler dikkate alınarak işçi sağlığı ve güvenliği
konusundaki risklerin tanım ve kapsamının belirlenmesine yönelik bir literatür tarama-
sı yapılmış ve bunlar yapı üretiminin aşamalarına göre sınıflandırılmıştır. Daha sonra,
belirlenen riskler göz önünde bulundurularak özellikle proje hazırlanması, şantiyenin
kurulması ve işletilmesi süreçlerinde yapılacak işçi sağlığı ve güvenliği “çerçeve planı” ve
detay planlar hazırlanmıştır (Şekil 1).

Şekil 1 - Çalışmanın aşamaları.

İşçi ve İş Güvenliği Konusundaki Risklerin Tanımlanması


Çalışanların karşılaşabileceği riskler temel olarak iş kazası ve meslek hastalığı olarak iki
gruba ayrılabilir.

İş Kazaları
İş kazaları; iş yerinde işle ilgili olarak, aniden meydana gelen, kişiyi veya çalıştığı işyerini
hemen veya sonradan maddi ve/veya manevi olarak zarara uğratan olay ya da durumlar
olarak tanımlanabilir.

- 239 -
Projelendirme ve Şantiye Yerleşim Projesinin Oluşturulması Aşamasında Hazırlanacak İş Sağlığı ...

Ülkemizde iş kazalarının tarifi 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanunu’nun 13. Maddesi’nde yapılmaktadır. Söz konusu Madde’ye göre iş kazası; “
• Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
• işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle veya görevi nedeniyle, sigortalı
kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş veya çalışma
konusu nedeniyle işyeri dışında,
• bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir
yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
• emziren kadın sigortalının, çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
• sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında,
meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özüre uğra-
tan olaydır” şeklinde tarif edilmiştir.
Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) ise iş kazasını “önceden planlanmamış, çoğu zaman yara-
lanmalara, makine ve teçhizatın zarara uğramasına veya üretimin bir süre durmasına
yol açan olay” olarak tanımlamaktadır. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’ne göre ise iş
kazası “belirli bir zarar veya yaralanmaya yol açan, önceden planlanmamış beklenmedik
bir olaydır” (Özkılıç, 2005).

İnşaat Sektöründe Karşılaşılan İş Kazaları


“Yapı işleri” terimi, Yapı İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2. Maddesinde
“maden ocakları hariç olmak üzere, yerüstü ve yeraltında, su üstü veya su altında ya-
pılan bina, set, baraj, yol, demiryolu, havai hat, tünel, metro, köprü, çelik yapı ve mon-
tajı, iskele, liman, gemi inşaatı, dalgakıran, kanalizasyon, lağım, kuyu, kanal, duvar ve
benzeri inşaat, tamirat, tadilat ve yıkım işlerini; toprak kazı, yarma ve doldurma işlerini;
elektrik, sıhhi tesisat ve kalorifer tesisatı işlerini; dülgerlik, marangozluk, sıva, badana ve
boya işlerini; bu işlerde kullanılan sabit ve hareketli makine ve tesislerin kullanılmasını
kapsar” denmektedir.
Yukarıdaki tanımdan da anlaşıldığı gibi inşaat sektörünün çalışma alanı çok geniştir ve
buna bağlı olarak iş kazası çeşitliliği fazladır. Fakat, hem dünyada hem de ülkemizde
yoğunluğun bina üretiminde olması nedeniyle, bina şantiyelerinde karşılaşılan kaza sa-
yısı en fazladır. Müngen (1993), bina şantiyelerinde en çok karşılaşılan kaza çeşitlerini
aşağıdaki gibi sınıflandırmıştır.
1. İnsan düşmesi,
2. malzeme düşmesi,
3. malzeme sıçraması,
4. kazı kenarının göçmesi,
5. yapı kısmının çökmesi,
6. elektrik çarpması,
7. patlayıcı madde kazalar,
8. yapı makinesindeki kazalar,
9. tezgâhlara ve makine elemanlarına uzuv kaptırma,

- 240 -
Polatkan Canpolat, Gözde Tantekin Çelik, Emel Laptalı Oral

10. malzeme altında-arasında uzuv sıkıştırma,


11. el aleti ele vurma,
12. sivri uçlu keskin kenarlı cisimle yaralanma,
13. şantiye içi trafik kazaları.
Müngen (1993)’in sınıflandırmasının yanı sıra, kazaların yapı üretim aşamalarına göre
sınıflandırılması, projelendirme aşamasında hazırlanacak sağlık ve güvenlik planların-
da, her üretim aşamasında özellikle dikkat edilmesi gereken kaza tiplerinin ve kazalara
neden olan etmenlerin belirlenmesi açısından önemlidir. Söz konusu yapı üretim aşa-
malarını aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür (Birecikli, 2010) :
1. Şantiye kurulması,
2. kazı işleri,
3. kalıp işleri
4. demir işleri,
5. beton işleri,
6. duvar işleri,
7. tesisat işleri,
8. doğrama işleri,
9. sıva, boya, badana ve kaplama işleri
10. çatı işleri
11. diğer işler.

Meslek Hastalıkları
Çalışan insanların üretim faaliyetlerini sürdürürken maruz kaldıkları etkilerin sonuçla-
rından biri de meslek hastalıklarıdır. 5510 Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanunu’nun 14. Maddesi meslek hastalıklarını, “sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin ni-
teliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı
geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal özürlülük halleri” olarak tanımlar. Sos-
yal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü’nün 64. maddesi meslek hastalıklarını genel olarak
beş temel sınıfa ayırarak tanımlar.
• Kimyasal maddelerle olan meslek hastalıkları.
• Mesleki cilt hastalıkları.
• Pnömokonyozlar ve diğer mesleki solunum sistemi hastalıkları.
• Mesleki bulaşıcı hastalıklar.
• Fizik etkenlerle olan meslek hastalıkları.
Durmaz (2009) ise inşaat sektöründeki meslek hastalıklarını dört grupta incelemiştir.
• Kimyasal tehlikelerden kaynaklanan meslek hastalıkları.
• Biyolojik kaynaklı meslek hastalıkları.
• Fiziksel kaynaklı meslek hastalıkları.
• Psikososyal kaynaklı meslek hastalıkları.

- 241 -
Projelendirme ve Şantiye Yerleşim Projesinin Oluşturulması Aşamasında Hazırlanacak İş Sağlığı ...

Kimyasal tehlikelerden kaynaklanan meslek hastalıkları


Kimyasal tehlikeler, genellikle hava yolu ile insanlara ulaşan dumanlar, sisler, buğular
ve kokulardan veya soluma ya da deriye temas yoluyla tehlike yaratan ağır metaller,
aromatik ve alifatik bileşikler ve gazlardan kaynaklanır (Durmaz, 2009).
Tablo 1’de inşaat sektöründe, kimyasal tehlikelerden kaynaklanan meslek hastalıkları ve
iş alanları belirtilmiştir.

Tablo 1 - Kimyasal tehlikelerden kaynaklanan meslek hastalıkları ve iş alanları


(Durmaz, 2009).

Etken Ortaya Çıkan Hastalık İş Alanı


Yıkım ve delme, kazma ve ben-
Kaynak dumanı Astım
zeri tüm süreçler
Kimyasal pnömani, ağır
Pnömatik matkap, iş makinaları
Ağır metaller metal türüne bağlı zehir-
vb. kullanımı
lenmeler
Uçucular (boya mal- Sinir sistemi hastalıkları Makine operatörleri, kazma,
zemesi içinde yer alan ve astım, dermatolojik delme, yıkım işleri, matkap
n-hegzan, toluen) bulgular kullanımı
Araç emisyon gazları Akut ve kronik solunum Kapalı yada açık alanda makine
(benzen, CO, CO2) sistemi hastalıkları, anemi ve araçlarla yapılan tüm çalış.
Astım, nazal sinüs hasta- Ağaç işleri, döşeme, kaplama,
Ağaç tozları
lıkları çatı işleri
Akut ya da kronik akciğer
Yalıtım ya da kapla-
hast., kan ve sinir sis. Hast. Yalıtım, kaplama çatı, yıkım,
ma malzemeleri (taş
Dermatozlar, kas iskelet söküm işleri
yünü, zift, ahşap)
sistemi hast.

Biyolojik Tehlikelerden kaynaklı meslek hastalıkları


Enfeksiyona neden olan mikro-organizmalar, bakteriler ve virüsler bu hastalıklara sebep
olmaktadırlar. Tablo 2’de inşaat sektöründe karşılaşılan biyolojik kaynaklı meslek hasta-
lıkları ve iş alanları belirtilmiştir.

Tablo 2 - Biyolojik tehlikelerden kaynaklı meslek hastalıkları ve iş alanları


(Durmaz,2009).

Ortam Ortaya Çıkan Hastalık İş Alanı


Yaralanmalar sonucu
Toprak ya da binalarda Yıkım, söküm işleri, temel
tetanoz, akut ya da kronik
yerleşen organizmalar hazırlık işleri
akciğer hasta.
Akut ya da kronik solunum Özellikle uzun erimli sü-
Toplu yaşam alanı (işçi
sistemi hastalıkları (tüberkü- reçlerde işçi barınaklarında
yatak. bar.)
loz vb enf ) yaşayanlar

- 242 -
Polatkan Canpolat, Gözde Tantekin Çelik, Emel Laptalı Oral

Fiziksel tehlikelerden kaynaklı meslek hastalıkları


Bu gruba giren hastalıklar; gürültü ve sarsıntı, tozlar, sıcak ve soğuk ortamda çalışma,
düşük veya yüksek basınçta çalışma, radyasyon(iyonize olan veya olmayan) biçiminde
sınıflandırılmaktadır. Tablo 3’te fiziksel kaynaklı meslek hastalıkları ve iş alanları görül-
mektedir.

Tablo 3 - Fiziksel tehlikelerden kaynaklı meslek hastalıkları ve iş alanları


(Durmaz, 2009).

Etmen Ortaya Çıkan Hastalık İş Alanı


Pnömokonyoz, asbes- Yıkım ve delme, kazma ve
Toz (talk, silikat, asbes, toz)
toz, mesotelyoma benzeri tüm. Sür.
Uç damarlarda ve
Pnömatik makine kulla-
Titreşim eklemlerde yapısal
nımı
veişlevsel boz.
Kazma, delme, yıkım işle-
Gürültü Mesleki işitme kaybı
rinde matkap kullanılması
Açık alanda yapılan tüm
UV ışınlar, güneş ışığı Cilt kanseri
işler
Ergonomik sorunlar (ağır kal- Eklem hastalıkları,
dırma zorlayıcı ya da anatomik diskopatiler, sıkışma
olarak uygunsuz konumlarda - tuzak sendromları
çalışma, yineleyici hareketler) (karpal, tünel vb.)

Psikososyal tehlikelerden kaynaklı meslek hastalıkları


Uzun süreli veya vardiyalı çalışma, ücretin düşük olması, evden uzak kalma, uygun ol-
mayan barınma ortamı gibi etkenler psikososyal tehlikelerden kaynaklı meslek hastalık-
larına yol açmaktadırlar (Tablo 4).

Tablo 4 - Psikososyal tehlikelerden kaynaklı meslek hastalıkları (Durmaz, 2009)

Etken Ortaya Çıkan Hastalık


Uzun çalışma süreleri Yorgunluk, stres ve biyolojik etkenler
Vardiyalı çalışma, sık vardiya değişimi, Biyolojik ritim bozukluğu (hormonal sis-
sürekli vardiyada kalma temde değişen yanıtlar ve etkileri) stres
Yetersiz ve dengesiz beslenmeye bağlı
Düşük ücret
sorunlar
Bit, pire benzeri parazitler hastalıklar,
Uygun olmayan barınma ortamı fekal-oral bulaşma geçebilecek (hepatit a
ve b) enfeksiyon hastalıkları
Uzun süreli evden uzak çalışma, farklı Çeşitli psikolojik ve psikosomatik hasta-
ülkelerde ya da kentlerde çalışma lıklar

- 243 -
Projelendirme ve Şantiye Yerleşim Projesinin Oluşturulması Aşamasında Hazırlanacak İş Sağlığı ...

Bazı Öldürücü Hastalıklar


Bazı iş alanlarında yaygın olarak karşılaşılan öldürücü hastalıklar şöyle açıklanmaktadır
(Tablo 5):
• Periton tümör: Karın bölgesindeki organların ortasında yer alan boşlukta kanser
hücrelerinin oluşturduğu kitledir.
• Nazal sinüs kanseri: Burunun arkasında, alında ve yüzde yer alan soluk alırken hava
ile dolan sinüs boşluklarındaki hücrelerin normalden fazla çoğalarak tümör oluş-
turmasıdır.
• Pnömokonyoz: İnorganik toz ya da zerrecikli maddenin akciğerlerde depolanması
ve buna bağlı olarak gelişen doku reaksiyonu ile ilgili durumdur. Asbestoz ve sili-
koz da bu gruba giren hastalıklardandır.

Tablo 5 - Çalışılan alanlara göre görülen hastalıklar (Durmaz, 2009)

İş alanı Görülen hastalık


Tuğla döşeyenler Periton tumor
Beton işçileri Dudak, akciğer kanseri
Vinç operatörleri Kanserler, vahşi ölümler
Şoförler, makine operatörleri Dudak kanseri, kardiyovasküler
İzolasyoncular, tesisatçılar Akciğer kanseri, pnömokonyoz
Taş işçileri Kardiyovasküler
Metal işçileri Kanserler, düşmeler
Marangozlar Burun ve nazal sinüs kanseri

Sağlık ve Güvenlik Planı (SGP) Önerisi ve Kontrol Form Örnekleri


Önceki bölümlerde belirtildiği gibi her inşaat projesinin kendine özgü koşulları vardır
ve bu bildirinin temelini teşkil eden çalışmada inşaat projelerini etkileyen en genel ko-
şullar ve faaliyetler ele alınmış; bu kapsamda inşaat sektöründe en çok karşılaşılan risk
grupları belirlenerek, bu risklerin neden olabileceği iş kazaları ve meslek hastalıkları sı-
nıflandırılmıştır. Bu bilgiler eşliğinde aşağıda belirtilen aşamalar için sağlık ve güvenlik
çerçeve ve detay planları kapsamında kontrol formları oluşturularak, örnek bir sağlık ve
güvenlik planı hazırlanmıştır. Bu aşamalar:
• Kazı Hazırlık Planı • Kalıp
• Şantiyede Kullanılacak İş Makineleri • İskele
• İş Makinelerinde Güvenlik • Demir İşleri
• Şantiyede Kullanılacak El Aletleri • Beton Dökümü
• Kişisel Koruyucu Donanımlar • Duvar Örülmesi İşi
• Şantiyede Kullanılacak Güvenlik Ve • Sıva, Boya, Badana, Kaplama İşleri
Sağlık İşaretleri

- 244 -
Polatkan Canpolat, Gözde Tantekin Çelik, Emel Laptalı Oral

Çerçeve ve detay planlar konuyla ilgili hem hatırlatıcı hem de kontrolü kolaylaştırıcı
sorular yöneltilerek hazırlanmıştır. Çerçeve planda konuyla ilgi genel hususlara, detay
planlarda ise konuya özgü iş ve işlemlere değinilmektedir. Her kontrol tablosunun ba-
şında tabloyla ilgili bilgiler verilmekte ve tabloyu dolduran kişiye ve işe ait bilgiler isten-
mektedir (Şekil 2).

- 245 -
Projelendirme ve Şantiye Yerleşim Projesinin Oluşturulması Aşamasında Hazırlanacak İş Sağlığı ...

Şekil 2 - Kalıp Kontrol Formu

Tablolar arasında raporlama işlemini kolaylaştırmak ve karışıklığı önlemek için kod-


landırma yapılmıştır. Örneğin kalıp işine ait çerçeve planın kodu K01 olarak verilmiş-
tir. Kontrol listeleri; “soru numarası”, “sorular”, “evet”, “hayır” ve “açıklama” sütunlarından
oluşmaktadır (Şekil 2).
Sorular bölümünde, konuyla ilgili bilgiyi sınayan; hatırlatıcı, riskleri önlemeyi amaçlayan
sorular sorulmaya çalışılmıştır. Bu dokümanda, sorulan soruyla ilgili cevap biliniyor veya
gerekli işlem yapılmışsa “Evet” seçeneğinin işaretlenmesi, ilave açıklama varsa, “Açıkla-
ma” bölümündeki yönlendirme (o soruyla ilgili farklı detay plana yönlendirme) veya ila-
ve bilgilerin kontrolünün yapılması öngörülmüştür (Şekil 2).

- 246 -
Polatkan Canpolat, Gözde Tantekin Çelik, Emel Laptalı Oral

Ayrıca, eğer sorulan soruya cevap verilemiyor veya gerekli bilgiye ulaşılamıyorsa, “Hayır”
seçeneği işaretlenip, ISG00 kodlu “Eksik / Yetersiz İşlemler Formu” na gidilerek, söz ko-
nusu soruyla ilgili kimlerin neler yapması gerektiğinin araştırılması ve böylece projeyle
ilgili hangi konularda eksiklik veya bilgi noksanlığı olduğunun belirlenmesi hedeflen-
miştir (Şekil 3).

Şekil 3 - Igs00 - Eksik / Yetersiz İşlemler Formu

Literatür incelendiğinde inşaat sektöründe en sık karşılaşılan kaza tipinin insan düşme-
si (Müngen, 1993; Hafızoğlu 2006; Demircan, 2008; Aslan, 2008, Durmaz, 2009), en sık
kaza olan iş kolunun da kalıp işleri (Hafızoğlu, 2006) olduğu saptanmıştır.
İncelenen iş kazaları arasında insan düşmesi tipindeki kazalar içerisinde toplamda “dö-
şeme – platform kenarından düşme” ve “iskeleden düşme” olarak adlandırılan olaylar en
yüksek orana sahiptir (Hafızoğlu,2006). Bu nedenlerle bu bildiride “Kalıp Kontrol Formu”
ve “İskele Kontrol Formu” örnek olarak sunulmaktadır.

Kalıp Kontrol Formu


Önceki istatistiki veriler, kalıp işleri sırasında oluşabilecek riskli durumlar ile ilgili ip ucu
vermektedir. Hafızoğlu (2006) kalıp işlerinde en sık karşılaşılan kaza tiplerini;
• insan düşmesi, • malzeme sıçraması,
• makine veya tezgaha uzuv kaptırma, • toprak kayması olarak sıralamaktadır.
• malzeme düşmesi,

- 247 -
Projelendirme ve Şantiye Yerleşim Projesinin Oluşturulması Aşamasında Hazırlanacak İş Sağlığı ...

Görüldüğü gibi kullanılan bütün kaynaklar potansiyel bir risk oluşturabilmektedirler.


Bu sebeple, projelendirme aşamasında, uygulanacak kalıp sisteminin, kullanılacak kalıp
malzemesinin, malzemenin taşıma yöntemlerinin, kullanılacak el aletleri gibi unsurla-
rın belirlenmesi/bilinmesi ileride karşılaşılabilecek iş kazalarının önlenmesi için gerekli
tedbirlerin alınmasına katkı sağlar. Bu nedenle, kalıp aşamasında karşılaşılabilecek iş ka-
zaları ve meslek hastalıklarının önlenmesine yönelik hazırlanan kontrol formunda Şekil
2’de gösterilen şekilde tüm olası riskler sıralanmıştır.

İskele Kontrol Formu


İskele üzerinde çalışanların dikkatsizlikleri, iskele yapımında kullanılan malzemelerin
uygun olmaması, iskelelerin yeterli rijitliğe sahip olmaması gibi nedenlerle uygulama
aşamasında iskelelerden kaynaklanan pek çok iş kazasıyla karşılaşılmaktadır. Bu açıdan
proje aşamasında, ileride iskelelerden kaynaklanabilecek iş kazalarının, önlenmesine
yönelik hazırlanan kontrol formu Şekil 4’de verilmiştir.

- 248 -
Polatkan Canpolat, Gözde Tantekin Çelik, Emel Laptalı Oral

Şekil 4 - İskele Kontrol Formu

- 249 -
Projelendirme ve Şantiye Yerleşim Projesinin Oluşturulması Aşamasında Hazırlanacak İş Sağlığı ...

Sonuçlar ve Öneriler
Dünyada ve ülkemizde inşaat sektörü, iş kazaları ve meslek hastalıklarının en sık görül-
düğü sektörlerin başında gelmektedir. Bunun nedeni bu sektörde uygulanan projelerin
birbirinden farklı olması; değişik çalışma şartları ve farklı riskleri içermesidir. Dolayısıyla
bu sektörde iş sağlığı ve güvenliği koşullarını sağlamak daha zor ve karmaşıktır.
Avrupa Birliği (AB) ’ne uyum sürecinde ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği konusunda bir-
çok çalışma yapılarak, standartlarımızın AB standartları seviyesine getirilmesi yönünde
çeşitli resmi düzenlemeler yapılmıştır. Ancak bu standartların uygulaması aşamasında
hala sıkıntılarla karşılaşılmaktadır. Şöyle ki ülkemize has sosyal, kültürel ve ekonomik
yapıdan kaynaklanan etkenler, iş sağlığı ve güvenliği konusunun önem ve anlamının
kavranmasını olumsuz yönde etkileyerek, planlı ve bilinçli hareket etme gerekliliğinin
prensip/kural haline getirilmesine engel olmaktadırlar.
Ülkemizde “Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği” ile inşaat sektöründe ça-
lışanların iş kazaları ve meslek hastalıklarına karşı korunmaları için yapılması gereken
işlemler belirlenerek, bunların uygulanması zorunlu kılınmıştır. Bu yönetmelikte, tüm
inşaatlar için henüz proje aşamasındayken iş kazası riski içeren faaliyetler belirlenerek, iş
sağlığı ve güvenliği önlemlerini içeren bir sağlık ve güvenlik planı hazırlanması zorunlu
kılınmıştır. Ancak söz konusu planın içeriğiyle ilgili yeterli bilginin bulunmaması, uygu-
lamada belirsizliklere ve bu planı hazırlamaya çalışanlarda çeşitli tereddütlere neden
olmaktadır. Bu nedenlerle bu çalışmada proje aşaması sürecini kapsayan bir Sağlık ve
Güvenlik Planı (SGP) hazırlanmıştır. Bu öneriyle bu konuda çalışanlara örnek bir plan
sunulması amaçlanarak, uygulamadaki belirsizliklerin önlenmesinde katkı sağlanacağı
umulmaktadır.

Kaynaklar
Aksöyek,A.R., (2002), “Türk İnşaat Sektöründe İş Kazalarının ve İş Güvenliği Sorununun
İncelenmesi” , İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Aslan A., (2008), “Bir İnşaat Şirketinde Meydana Gelen İş Kazalarının Değerlendirilmesi”,
YL Tezi, Gazi Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Baradan S., (2006). Türkiye İnşaat Sektöründe İş Güvenliğinin Yeri ve Gelişmiş Ülkelerle
Kıyaslanması, Dokuz Eylül Üniversitesi, Fen ve Mühendislik Dergisi, Cilt:8, Sayı:1.
Birecikli M. B., (2010). “Şantiye Tekniği ve Şantiyede İş Güvenliği”, Birsen Yayınevi, İstan-
bul.
Demircan E., (2008). “İnşaat Sektöründe İşçi Sağlığı ve Güvenliğinin Ekonomik ve Top-
lumsal Boyutları”, Y.L. Tezi, Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Durmaz T., (2009). “Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı ve Yeni Gelişmeler”,
Doktora tezi, Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İzmir.
Hafızoğlu E., (2006). “Bina Yapımında Yaşanan Kazalar ve Bir Risk Değerlendirme Çalış-
ması”, YL Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
İri A., (2007). “OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemleri ve Bir İnşaat Fir-
masında Uygulanması”, YL Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü,
İstanbul.

- 250 -
Polatkan Canpolat, Gözde Tantekin Çelik, Emel Laptalı Oral

Karaca,S., (2004), “Yapı İşlerinde İş Güvenliği Açısından Risk Değerlendirmesi ve Alınacak


Önlemler”, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Müngen, U., (1993), “Türkiye’de İnşaat İş Kazalarının Analizi ve İş Güvenliği Sorunu”, İs-
tanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Öcal M. E., Görgülü M., (2009). “Yapı Üretiminin Temel Aşamalarında Alınacak Sağlık ve
Güvenlik Önlemlerinin Geliştirilmesine Yönelik Bir Öneri”, Çukurova Üniversitesi,
Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dergisi, Cilt 24, Sayı 1-2.
Özkılıç,Ö., (2005),” İş Sağlığı ve Güvenliği, Yönetim Sistemleri ve Risk Değerlendirme Me-
todolojileri”, TİSK Yayınları, No: 246, .
Sosyal Güvenlik Kurumu, (2006), “5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanunu”.
Sosyal Güvenlik Kurumu, (1972), “Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü”.
Taşyürek Y. E., (2007), “Türk İnşaat Sektöründe İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları”, YL Tezi,
Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Yetkin,O., (2004), “Şantiyelerin İş Güvenliği Performans Analizi” , İstanbul Teknik Üniver-
sitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliği (2003). Resmi Gazete No: 25325

- 251 -
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

Yapı Makinalarında İş Kazaları ve


Önleme Yöntemleri

G. Sevde Baltaşı1, Ahmet Ertürk2, Münevver Ömer3, Rahmi Özyurt4,


Evren Serpel5, G. Emre Gürcanlı6

Özet
Günümüzde inşaat sektörünün tüm üretim kalemlerinde makina kullanım oranı artmıştır.
Üretimin vazgeçilemez bir parçası olan makinalar İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı açısından da
risk oluşturmaktadır. Araştırmalar göstermektedir ki Türkiye’de iş kazaları taraması ya ya-
pılmamakta ya da yapılan çalışmalar yeterli düzeye getirilememektedir. Kamu kurumları
tarafından raporlanan kazalar derlenerek yayınlanan istatistiksel raporlarda neden-sonuç
ilişkisinin kurulabileceği verilere ulaşılamamakta, bu nedenle raporlanan kazaların orta-
dan kaldırılması için gerekli önleyici faaliyetlerin tespiti mümkün olmamaktadır.
Bu çalışma, 2009-2010 iş makinaları kaynaklı kazaların incelenmesi başta olmak üzere
kaza tipleri ve nedenlerinin değerlendirilmesi ile önleme yöntemleri hakkında detaylı bilgi
vermeyi amaçlamaktadır. Çalışmada, SGK ve Çalışma Bakanlığı gibi ilgili kamu kuruluşları
ve medya taraması aracılığıyla ile veri toplanması yöntemi benimsenmiştir. Buna ek olarak,
kamu kuruluşlarından alınan verilerin yetersizliği nedeniyle konuda uzman özel sektör ku-
ruluşları ve müteahhitlerle görüşülmüştür. Elde edilen verilerin ışığında, iş kazaları içinde
yapı makinaları kaynaklı kazaların oranının belirlenmesinin ardından, bu kazaların neden-
sonuç ilişkilerinin irdelenebilmesi için önemli noktaların incelendiği bir tablolaşma yönte-
mine gidilmiştir. Ayrıca, elde edilen sonuçlardaki yasal boşlukların etkisinin tespiti amacıyla
Türkiye’de geçerli tüzük ve yönetmelikler yapı makinaları açısından taranmıştır.
Araştırmanın sonuçlar kısmında tüm bu veriler değerlendirilmiş, yapı makinaları kaynaklı
kazaların ana sebepleri tespit edilmiş ve bu veriler eşliğinde yapı makinaları kaynaklı kaza-
ları önleme yöntemleri hakkında önerilerde bulunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Yapı Makinaları, İş Kazaları, Kaza Önleme Yöntemleri, İş Güvenliği

1
İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Müh. Fakültesi, İstanbul. - sevdebaltasi@gmail.com
2
İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Müh. Fakültesi, İstanbul. - ahmethan65@hotmail.com
3
İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Müh. Fakültesi, İstanbul. - minax12@hotmail.com
4
İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Müh. Fakültesi, İstanbul. - rahmiozyurt@hotmail.com
5
İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Müh. Fakültesi, İstanbul. - eserpel@koray.com
6
İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Müh. Fakültesi, İstanbul. - gurcanlig@itu.edu.tr

- 253 -
Yapı Makinalarında İş Kazaları ve Önleme Yöntemleri

Giriş
Günümüzde gelişen teknoloji ve karmaşıklaşan inşaat yapıları nedeniyle, inşaat sektö-
rünün tüm üretim kalemlerinde makina kullanım oranı artmıştır. Üretimin vazgeçilemez
bir parçası olan makinalar, artan kullanım oranları ve kazaya meyil yatkınlıkları nedeniy-
le aynı zamanda İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı açısından da bir risk oluşturmaktadır.
Araştırmalar göstermektedir ki Türkiye’de iş kazaları taraması ya yapılmamakta ya da ya-
pılan çalışmalar yeterli düzeye getirilememektedir. Yapılan çalışmalar kamu kurumları
tarafından yayınlanan iş kazaları istatistiklerinin, işyerinde gerçekleşen kazaların büyük
bir bölümünün rapor altına alınıp bildirilmemesi nedeniyle gerçeği yansıtmadığını gös-
termektedir. Kamu kurumları tarafından raporlanan kazalar derlenerek yayınlanan ista-
tiksel raporlarda neden-sonuç ilişkisinin kurulabileceği verilere ulaşılamamakta, bu ne-
denle raporlanan kazaların ortadan kaldırılması için gerekli önleyici faaliyetlerin tespiti
mümkün olmamaktadır. Örneğin, Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre Türkiye’de
inşaat sektöründe kaç kaza gerçekleştiğinin değeri ile makinaların sebep olduğu ka-
zaların değeri ayrı ayrı tespit edilebilirken, inşaat sektöründe iş makinası kaynaklı ka-
zaların değeri tespit edilememektedir. Bu durum göstermektedir ki ülkemizde sektörel
bazlı bir kaza veri tabanı oluşturulmamakta, kazalar yalnızca temel sınıflandırmalar ile
derlenmektedir.
Kazaların sektör bazlı raporlanmaması, kaza önleme yöntemlerinin oluşturulması ve de
uygulanması önünde önemli bir engel oluşturmaktadır. Sektör bazlı tutulmayan kaza
verileri, daha verimli ve anlamlı kaza önleme yöntemlerinin oluşturulmasını engelle-
mekte; bu durum da genel kabul görmüş önleme yöntemlerinin sektör ayrımı gözet-
meksizin her alana uygulanması zorunluluğunu doğurmaktadır.

İş Kazası Kavramı ve İş Kazalarının İnşaat Sektöründeki Etkileri


Sosyal Güvenlik Kanunu hükümlerine göre;
a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla,
c) Sigortalının işveren tarafından görevle başka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl
işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d) Emzikli kadın sigortalının çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
e) Sigortalının işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak götürülüp
getirilmeleri sırasında,
meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedence veya ruhça arızaya uğra-
tan olaya iş kazası denilmektedir.
Türkiye İstatistik Kurumu 2009 yılı verilerine göre Türkiye’de bahsi geçen yıl içerisinde
toplam 64.316 iş kazası ve 429 meslek hastalığının kayıtlara girildiği saptanmıştır. Bu ka-
zalarda toplamda 1.171 kişi hayatını kaybederken, 1.885 kişi de sürekli iş göremez hale
gelmiştir. Veriler göstermektedir ki Türkiye’de bir günde 176 iş kazası meydana gelmek-
te ve bu kazalar nedeniyle her gün 3 ölüm, 5 de iş göremezlik durumu yaşanmaktadır.
İş kazaları, sigortalıyı bedenen ve ruhen geçici yahut kalıcı hasara uğratabilmenin hatta
ölümle sonuçlanmanın yanı sıra, iş günü kayıplarına da neden olmaktadır. Çalışma ve

- 254 -
G. Sevde Baltaşı, Ahmet Ertürk, Münevver Ömer, Rahmi Özyurt, Evren Serpel, G. Emre Gürcanlı

Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer Türkiye’de 2009 yılında meydana gelmiş olan iş ka-
zaları nedeniyle 1 milyon 589 bin 116 iş günü kaybına uğrandığını bildirmiştir. Tüm bu
iş günü kayıplarının maddi boyutu daha da ürperticidir. 2009 yılında meydana gelmiş
iş kazalarının ülke ekonomisine toplam maliyeti 4 milyar Türk Lirası’nı bulmuştur. Ancak
daha da çarpıcı ve düşündürücü olanı yalnızca 200 milyon liralık bir yatırım ile tüm bu
kayıplardan kurtulunabileceği gerçeğidir.

Çalışmanın Yöntemi
Daha önce de belirtildiği gibi Türkiye’de sektörel bazlı bir kaza veri tabanının bulunma-
ması, genelde inşaat sektörü özelde ise inşaat sektöründe yapı makinaları bazlı kazala-
ra ulaşımda zorluklara neden olmuştur. Çalışmanın başlangıcında elde edilen verilerin
daha iyi analiz edilebilmesi ve yasal boşlukların sonuçlar üzerindeki etkilerinin tespiti
amacıyla Türkiye’de geçerli tüzük ve yönetmelikle yapı makinaları açısından taranmıştır.
Çalışmada yöntem olarak öncelikli olarak Sosyal Güvenlik Kurumu ve Çalışma Bakanlı-
ğı gibi ilgili kuruluşların kaza istatistiklerine ulaşılmıştır. Ancak kaza raporlarının inşaat
sektörü özelinde toplanmıyor olması nedeniyle ilgili kuruluşlardaki İş Müfettişleri ile ir-
tibata geçilmiş ve tutulmuş olan kaza raporları teker teker irdelenmiştir.
Bir sonraki aşama olarak geniş bir medya taraması yapılmış ve medyada iş makinala-
rı nedeniyle meydana gelen kazalar derlenmiştir. Ancak medyaya yansıyan kazaların
genellikle ölümle sonuçlanmış olan kazalar olması ve çalışmadaki verilerin güvenirliği
hususunda bir sorgulamaya gidilmemesi için farklı alanlarda faliyet gösteren inşaat fir-
malarının şantiye kaza verileri de incelenmiştir. Elde edilen tüm bu veriler ile bir genel-
leme yapılmaya çalışılmış ve bu genellemeler devlet kurumlarından alınan veriler ile
karşılaştırılmıştır.
Derlenen tüm bu kazaların neden-sonuç ilişkilerinin irdelenebilmesi için meydana
gelmiş kazaların nedenlerine bağlı olarak, kazalar çeşitli başlıklar altında toplanmış ve
önemli noktaların tablolar halinde gösterilmiştir.

Yönetmelik ve Tüzük Taraması


İşçilerin sağlıklı bir çalışma ortamına kavuşturulması ve işlerin güvenli bir şekilde sürdü-
rülebilmesi için tüzükler ve yönetmelikler çıkarılmıştır.
Tüzükler, yasalarca belirlenen işlerin nasıl yapılacağını gösteren, bakanlar kurulunca
çıkarılan ve cumhurbaşkanının imzasından sonra Resmi Gazetede yayımlanarak yürür-
lüğe girer, Danıştay’ın denetimine tabidir ayrıca bir kurum ya da kuruluşun amaçlarını,
görevlerini ve izleyeceği yol ve yöntemleri belirttikleri maddeler bütünüdür.
Yönetmelikler, bakanlıkların ve kamu tüzel kişilerin kendi görev alanlarını ilgilendiren
kanunların ve tüzüklerin uygulanması için çıkardıkları hukuk kurallarıdır. Yönetmelikler
yasa ve tüzüklere aykırı hükümler içeremezler. Ülke çapında uygulanacak olan yönet-
meliklerin yargısal denetimi Danıştay tarafından yapılırken, diğer yönetmeliklerin yargı-
sal denetimi genel görevli idari mahkemeler tarafından yapılmaktadır.
İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı alanında kullanılan tüzük ve yönetmeliklerin tamamı 2003
tarihli 4857 sayılı İş Kanunu’na dayanmaktadır.

- 255 -
Yapı Makinalarında İş Kazaları ve Önleme Yöntemleri

İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği’nde işveren ve işçinin yükümlülüklerini


açık bir şekilde veren maddeler 5. ve 6. maddelerdir.

Madde 5 - (1) İşveren, işyerlerinde alınması gereken iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin


belirlenmesi ve uygulanmasının izlenmesi, iş kazası ve meslek hastalıklarının önlen-
mesi, işçilerin ilk yardım ve acil tedavi ile koruyucu sağlık ve güvenlik hizmetlerinin
yürütülmesi amacıyla; İSGB oluşturmakla, bu birimde bir veya birden fazla işyeri he-
kimi ile gereğinde diğer sağlık personelini görevlendirmekle ve sanayiden sayılan
işlerin yapıldığı işyerlerinde tehlike sınıfına uygun bir veya birden fazla iş güvenliği
uzmanı görevlendirmekle yükümlüdür.
(2) İşveren, birinci fıkrada sayılan yükümlülüklerinin tamamını veya bir kısmını işyerinde,
Bakanlıkça belirlenen niteliklere sahip personel bulunmaması halinde, işletme dışın-
da kurulu Bakanlıkça yetkilendirilen birimlerden hizmet alarak da yerine getirebilir.
(3) Sağlık ve güvenlik hizmetlerini yürütmek üzere işyerinden personel görevlendirmek
veya işletme dışında kurulu Bakanlıkça yetkilendirilen birimlerden hizmet almak su-
retiyle bu konudaki yetkilerini devreden işverenin iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerine
ilişkin yükümlülükleri devam eder.
(4) İşveren;
a) İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri ile ilgili görevlendirilen personelin etkin bir şekil-
de çalışması amacıyla gerekli kolaylığı sağlamak ve bu hususta planlama ve düzen-
leme yapmakla,
b) İSGB personelinin işbirliği içinde çalışmasını sağlamakla,
c) Sağlık ve güvenlikle ilgili konularda işçilerin görüşlerini alarak katılımlarını sağla-
makla,
ç) İSGB veya hizmet aldığı işletme dışında kurulu Bakanlıkça yetkilendirilen birimler-
de görev yapan kişiler ile bunların çalışma saatleri, görev, yetki ve sorumlulukları
konusunda işçileri veya temsilcilerini bilgilendirmekle,
d) İşyeri hekimi ile iş güvenliği uzmanlarının görevlerini yerine getirebilmeleri için,
Bakanlıkça belirlenen sürelerden az olmamak kaydı ile yeterli çalışma süresini sağ-
lamakla,
e) Başka bir işyerinden kendi işyerine çalışmak üzere gelen işçilerin sağlık bilgilerine
İSGB veya hizmet aldığı işletme dışında kurulu Bakanlıkça yetkilendirilen birimle-
rin ulaşabilmesini sağlamakla,
f ) İş sağlığı ve güvenliği mevzuatı gereği, yükümlü olduğu kayıt ve bildirimleri İSGB
veya hizmet aldığı işletme dışında kurulu Bakanlıkça yetkilendirilen birimler ile iş-
birliği içerisinde yapmakla, yükümlüdür.
(5) İşveren, işçilerin kişisel sağlık dosyalarını işten ayrılma tarihinden itibaren 10 yıl sü-
reyle saklamak zorundadır. Çalışma ortamından kaynaklanan hastalıkların yükümlü-
lük süresinin Sosyal Güvenlik Kurumu Yüksek Sağlık Kurulu Başkanlığının vereceği
karara göre 10 yılı aşması halinde, evraklar belirlenen yeni süreye uygun olarak sakla-
nır. İşçinin işyerinden ayrılarak başka bir işyerinde çalışmaya başlaması halinde, yeni
işveren işçinin kişisel sağlık dosyasını talep eder, önceki işveren dosyanın bir örneğini
onaylayarak gönderir.

- 256 -
G. Sevde Baltaşı, Ahmet Ertürk, Münevver Ömer, Rahmi Özyurt, Evren Serpel, G. Emre Gürcanlı

(6) İşyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanının; onaylı deftere iş sağlığı ve güvenliğine
ilişkin yazacağı tedbir ve önerilerin yerine getirilmesinden ve defterin imzalanması
ve düzenli tutulmasından işveren veya işveren vekili sorumludur. Onaylı defter; seri
numaralı ve kendinden kopyalı olur ve Genel Müdürlüğe, işyerinin bağlı olduğu Ba-
kanlığın ilgili bölge müdürlüğüne veya notere her sayfası onaylattırılır. Defterin aslı
işveren, suretleri ise işyeri hekimi ve/veya iş güvenliği uzmanı tarafından muhafaza
edilir. Bu defterin, istenmesi halinde, iş müfettişlerine gösterilmesi zorunludur.
(7) İşyerlerinde görevlendirilen işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı ile hizmet alınan
kurumların İş Kanununa göre geçerli yetki belgesine sahip olmalarından işveren so-
rumludur.

Madde 6 - (1) İşçiler, sağlık ve güvenliklerini etkileyebilecek tehlikeleri iş sağlığı ve gü-


venliği kuruluna, kurulun bulunmadığı işyerlerinde ise işveren veya işveren vekiline
bildirerek durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasını talep edebilir.
(2) İşçiler, işyerinde yürütülecek iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin amaç ve usulleri ko-
nusunda haberdar edilir ve elde edilen verilerin kullanılması ile ilgili bilgilendirilirler.
(3) İşçiler, işverene karşı yükümlülükleri saklı kalmak şartıyla işyerinde sağlık ve güvenli-
ğin korunması ve geliştirilmesi için;
a) İşyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı, işveren veya işveren vekili tarafından verilen iş
sağlığı ve güvenliğiyle ilgili talimatlara uymakla,
b) İSGB veya işletme dışından hizmet alınan birimlerin yapacağı çalışmalarda işbirliği
yapmakla,
c) İş sağlığı ve güvenliği konularına ilişkin çalışmalara, sağlık muayenelerine, bilgilen-
dirme ve eğitim programlarına katılmakla,
ç) Makine, tesisat ve kişisel koruyucu donanımları verilen talimatlar doğrultusunda
ve amacına uygun olarak kullanmakla yükümlüdürler.

Yapı makinaları kaynaklı iş kazalarını önleme ve meydana gelen kazalarda rapor oluş-
turmak için kullanılan iki önemli tüzük bulunmaktadır. Bunlar:
• İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü
• Yapı İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü
Ayrıca bunlar dışında nadiren kullanılan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kuralları Hakkında
Tüzük, Ağır ve Tehlikeli İşler Tüzüğü, Makine Koruyucuları Yönetmeliği ve Gürültü Yönet-
meliği bulunmaktadır.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü


İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nün 3. Bölümünde, kompresörlerde alınacak güvenlik
tedbirlerinden bahsedilmektedir. Bunlara harfiyen uyulması kompresör kaynaklı iş ka-
zalarını önlemede etkili olacaktır.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nün 7. Bölümü, kaldırma makinalarında alınacak gü-
venlik tedbirlerini konu almaktadır. Bu bölümünde yer alan maddeler dikkatli bir şe-
kilde incelenip, uygulamaya konulursa kaldırma makinalarında, dikkatsizlik, bakımsız-

- 257 -
Yapı Makinalarında İş Kazaları ve Önleme Yöntemleri

lıktan ve tedbirsizlikten meydana gelen halat kopması, elektrik ve yükleme kazaları en


asgari düzeye indirecektir.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nün 12. Bölümünde ise, makinaların bakım ve onarım
işlerinde alınacak güvenlik tedbirleri sıralanmıştır. Bu bölümde bakım ve onarım esna-
sında olumsuz bir durumla karşı karşıya kalınmaması için yapılması gerekenler madde-
ler halinde açıklanmıştır.

Yapı İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü


Yapı İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nün 3. Bölümünde, kazı işlerinde alına-
cak güvenlik tedbirleri yer almaktadır. Bu tedbirler sayesinde ekskavatör, buldozer ve
benzeri makinalarla yapılan kazılarda meydana gelebilecek iş kazalarının önüne geçi-
lebilir.
Yapı İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nün 6. Bölümünde, yapı işlerinde kulla-
nılan makina ve teçhizatta alınacak güvenlik tedbirlerinden bahsedilmiştir. Buna göre
aşağıdaki maddeler dikkate alınırsa gırgır vinçten kaynaklanan kazaların önüne geçile-
cektir.
• Vincin elektrik motoru topraklanmış olacaktır.
• Vincin şalteri otomatik olacak, vinç kovasının belirli bir yüksekliğe çıkması halinde
otomatik şalter devreyi kesecektir.
• Vinç tambur yuvası çelik telin uzunluğu ile orantılı olarak seçilmiş olacaktır.
• Çelik halatın tamburdan dışarı fırlaması önlenecektir.
• Kullanılacak çelik halatın çapı 12 milimetreden az olmayacak, sağlam ve özürsüz
tellerden yapılmış olacaktır.
• Kova kancasına takılacak çelik halatın uç kısmı yüksüklü olarak kancaya takılacak
ve serbest kalan uç kısmı uzun kısma en az 3 adet u klemensi ile uygun şekilde
tespit edilecektir.
• Kancanın kovadan kurtulmaması için, mandal, kilitli mandal veya bağlama gibi uy-
gun tertibat bulunacaktır.
• Vincin tespit edildiği kolon ahşap ise, kesiti 20X20 santimetreden küçük olmaya-
cak ve kolon, sağa sola yalpa yapmayacak şekilde tespit edilecektir.
• Ek bulunduğu hallerde, kolonun dört bir yüzünde, ekleme şartlarına uygun sapla-
ma yapılacaktır.
• 10-Hareketi sırasında katlar arasında kovaya takılacak herhangi bir engel bulundu-
rulmayacaktır.
• İçine konacak her türlü malzemenin yüksekliği kova üst düzeyini aşmayacaktır.
• Kalas, uzun tahta, demir ve benzeri malzeme veya eşya gırgır vince uygun ve em-
niyetli şekilde bağlandıktan sonra taşınacaktır.
• Hareket sırasında alabora olmaması için kova sapı kenarında kilitli mandal kullanı-
lacaktır.
• Gırgır vinci çalıştıran işçiye güvenlik kemeri, lastik eldiven ve lastik ayakkabı gibi
uygun kişisel koruyucu araçlar verilecektir.

- 258 -
G. Sevde Baltaşı, Ahmet Ertürk, Münevver Ömer, Rahmi Özyurt, Evren Serpel, G. Emre Gürcanlı

• Gırgır vincin tabanda durduğu alanın ön yüzünde parmaklık (bariyer) şeklinde bir
kapısı bulunacak, diğer tarafları ise en az 90 santimetre yüksekliğinde bir korkuluk-
la çevrilmiş olacaktır.
• Gırgır vincin hareketi sırasında çevrili olan içinde hiç bir işçi bulundurulmayacaktır.
• Gırgır vince malzeme yükleyen bütün işçilere koruma başlığı (baret) giydirilecektir.
• Gırgır vincin bütün kısımları en az haftada bir kere ve ayrıca her yer değişmesinde
kontrol edilecek ve sonuçlar yapı iş defterine yazılarak imzalanacaktır.
İnşaat sektöründe kullanılan makinaların sayısının artmasıyla gürültü önemli tahribatla-
ra yol açmaya başlamıştır. Özellikle binaların yıkımı sırasında kullanılan makinalar, vinç-
ler, greyderler ve kepçeler sadece makinaları kullanan işçiler için değil, çevredeki işçiler
ve diğer insanlar için de işitme sorunlarına neden olmaktadır. Bu nedenle kulak koruyu-
cu donanımlar olan kulaklıklar ve kulak tıkaçları kullanılmalıdır. Gürültü Yönetmeliği’nde
belirtilen önlemler alınmalı ve ölçümler yaptırılmalıdır.
İnşaat sektöründe üretim sürecinde alınacak sağlık ve güvenlik önlemlerinin belirlenip
bunların noksansız ve bilinçli bir şekilde uygulanması için, bu konuda nelerin, ne zaman
ve nasıl yapılacağının önceden belirlenip ortaya konması büyük önem arz etmektedir.
Diğer bir ifadeyle, üretim safhası başlanmadan önce bu konuda ayrıntılı bir planlama-
nın yapılması gerekmektedir. 23.12.2003 tarihinde yayımlanmış “Yapı İşlerinde Sağlık ve
Güvenlik Yönetmeliği”nde, böyle bir planlama çalışmasının yapılmasının işverenin iste-
ğine bağlı olmadığı, yapı daha proje aşamasındayken sağlık ve güvenlik planlamasının
hazırlanmasının zorunlu olduğu açıkça belirtilmiştir. Yönetmelikte böyle bir hüküm yer
almasına rağmen, bu planın içeriği ve genel çerçevesi konusunda uygulayıcılara rehber-
lik edecek herhangi bir metnin bulunmaması da ayrıca düşündürücüdür. Bu nedenle de
konu ile ilgili olarak, kişilerin plan anlayışına bağlı ve genellikle de yetersiz sayılabilecek
içerikte uygulamalar yapılmaktadır. Oysa bu planın, sürecin tümü ve inşaata özgü koşul-
lar dikkate alınarak hazırlanması gerekmektedir.

Bulgular
Türkiye İstatistik Kurumu 2009 verilerine göre (2010 yılı henüz yayımlanmamıştır)
Türkiye’de 2009 yılında toplam 64.316 iş kazası meydana gelmiştir. (Tablo 1) Meydana
gelmiş olan bu kazalar, kaza nedenlerine göre incelendiği zaman ise, 400 kodlu Ma-
kinaların Sebep Olduğu Kazalar başlığında toplam 9685 iş kazasının meydana geldiği
görülmektedir.(Tablo 2) Ancak Tablo 2 iyi incelendiği zaman görülmektedir ki bu başlık
altında toplanan tüm kazalar salt inşaat sektörü bazlı olmamakla birlikte yapı makinaları
nedeniyle meydana gelmiş tüm kazaları kapsamıyor olabilir. Örneğin, bir kişinin yapı
makinası aracından düşmesi sonucu meydana gelen bir kaza, 400 kodu altında top-
lanmak yerine 301 kodlu kaza nedenine dahil edilmektedir. Tüm bu genel ve yetersiz
sınıflandırmalar göz önüne alınarak yapılan bir yüzdeleme göstermektedir ki 2009 yılı
içerisinde makina kaynaklı meydana gelmiş kazalar, toplam iş kazalarının 15,06% ‘sını
oluşturmaktadır. Ancak belirtildiği gibi bu oranın yalnız ve yalnızca inşaat sektörünün
verileri ile elde edilmediği unutulmamalıdır.

- 259 -
Yapı Makinalarında İş Kazaları ve Önleme Yöntemleri

Tablo 1 - TÜİK 2009 Yılı İş Kazaları İstatistikleri (http://www.tuik.gov.tr)

2009 Yıl Sonu İtib. Ölüm


Geçici İşgör.Süresi(Gün)
Toplam Prim Tahakkuk
İş Kazası Sıklık Hızı

Eden Gün Sayısı Ndpa

Vaka Sayısı N’of Death


Dura. Of Temp. İncap.

Weight Rate Of Emp-


Toplam Sürekli İşgör.
2009 Yılı (Dönemler)

loyment İnjuries (**)


İş Kazası Ağırlık Hızı
Incidence Rate Of Emp.
İş Kazası Sayısı N’of

2009 Yıl Sonu İtib.

2009 Yıl Sonu İtib.


Employm.İnjuries
İnj. (*)

For Work (Days)


Seasons İn 2009

Derece Toplamı
1,000,000 100
İş Saati (Per Kişide
1,000,000 (Per 100
Work.Hours) Person)
Ocak
Şubat
17 733 940946 231 2,36 0,53
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Tem- 18 954 974209 469 2,43 0,55 1572 106 61 300 1 171 641 0,51
muz
Ağustos
Eylül
Ekim
27 629 1000248 672 3,45 0,78
Kasım
Aralık
Toplam 64 316 2915404 372 2,76 0,62

Tablo 2 - İş Kazalarının Kaza Sebeplerine Göre Dağılımı (http://www.tuik.gov.tr)


2009
Kod
Kazaların Sebepleri Type of accident Kadın Erkek Toplam
No
Female Male Total
100- Taşıt Kazaları - Transportation accidents 189 2 472 2 661
200- Kaza Neticesi Zehirlenmeler - Accidental poisoning 0 15 15
300- Kişilerin Düşmesi - Falls of persons 651 7 713 8 364
Kişilerin yüksek bir yerden (ağaçlar, binalar, yapı iskele-
leri, merdivenler makinalar, araçlar) ve çukur, derin bir
yere (hendeklere, kuyulara, kazılara, yerdeki çukurlara)
301 düşmesi 165 3 582 3 747
Falls of persons from heights (trees, buildings, scaffolds,
ladders, machines, vehicles) and into depths (wells,
ditches, excavations, holes in the ground)
Kaza neticesi suda boğulma ve suya düşme
302 6 36 42
Drowning, submersion
Kişilerin hemzemin ortamda düşmesi
303 480 4 095 4 575
Falls of persons on the same level
400- Makinelerin Sebep Olduğu Kazalar
563 9 122 9 685
Accident caused by machinery
500- Patlama Sonucu Çıkan Kazalar
16 499 515
Accident caused by explosion

- 260 -
G. Sevde Baltaşı, Ahmet Ertürk, Münevver Ömer, Rahmi Özyurt, Evren Serpel, G. Emre Gürcanlı

Araştırma sırasında yapılan geniş medya taraması sonucunda 2010 yılında inşaat sektö-
ründe yapı makinaları kaynaklı meydana gelmiş toplam 26 adet kaza bulunmuştur. İşçi
sağlığı ve iş güvenliği konusunda uzman firma ve inşaat sektöründe faaliyet gösteren
müteahhitler ile yapılan yoğun görüşmeler sonucunda ise ilgili firmaların üst yapı ve alt
yapı şantiyeleri verilerine ulaşılmıştırmış. Bu kapsamda 300 adet üst yapı kazası ile 162
adet alt yapı kazası irdelenmiştir. Bu kazalardaki iş makinası kaynaklı kaza verileri Tablo
3’te gösterilmiştir.

Tablo 3 - Medya ve Şantiye Taramaları Kaza Verileri

Şantiye Taraması Medya Taraması


Üst Yapı Alt Yapı
26
5 9

Elde edilen verilere göre, üst yapı şantiyelerinde meydana gelmiş toplam 300 adet ka-
zanın yalnızca 5 tanesi yapı makinaları kaynaklıdır; bir başka deyişle, üst yapı şantiyele-
rinde yapı makinaları kazaları toplam kazalar içerisinde yüzde 1,7’lik bir dilime sahiptir.
Aynı oran, incelenen 162 alt yapı kazası için ise 5,6%’dir. İncelenen kazalarda meyda-
na gelen olumsuz durumlar iş günü kaybı, yaralanma, sürekli iş kaybı-sakatlık ve ölüm
başlıkları altında toplanmış ve tablolaştırılmıştır. Tablo 4’te de görüldüğü üzre 2010 yılı
ierisinde irdelenmiş olan toplam 40 yapı makinası kazası, 47,5%’lik dilim ile en çok yara-
lanma ile sonuçlanmıştır.

Tablo 4 - Yapı Makinaları Kazalarındaki İş Günü Kaybı, Yaralanma, Sakatlık ve Ölüm


Oranları, 2010

İş Günü Kaybı Yaralanma Sürekli İş Kaybı Ölüm


8 19 1 12

Çalışmanın bir sonraki aşamasında ise kazaların iş günü kaybı, yaralanma, sakatlık ve
ölüm gibi muhtemel sonuçları, verilerin elde edildiği her bir kaynak için ayrı ayrı ince-
lenmiştir (Tablo 5). Bu inceleme sonucunda görülmüştür ki özel iş güvenlik firmaları
ve müteahhitlerden alınan üst yapı ve alt yapı kaza verilerinde sürekli iş kaybı yahut
ölümle sonuçlanan bir durum meydana gelmemiştir. Ancak medya taraması ile ulaşılan
26 kazanın 12 tanesi ölümle sonuçlanmıştır. 46,2%’lik bu yüksek dilimin nedeninin, be-
lirtildiği gibi meydana gelmiş iş kazalarının büyük bir bölümünün ancak ölümle sonuç-
lanması durumunda medyada yer bulabilmesi olarak düşünülmektedir.
Kazaların muhtemel bazlı hem toplam kaza bazında hem de her bir kaynak bazlı irde-
lendikten sonra, bu kazaların nedenleri araştırılmış ve kazaların oluşmasına neden olan
sebepler ana başlıklar altında toplanmıştır. Tablo 6’da gösterilen veriler incelendiğinde
de görülebileceği gibi inşaat sektöründe yapı makinaları kazalarını oluşturan başlıca
nedenler bakımsızlık ve dikkatsizlik olarak sıranabilir. Bu nedenleri takip eden bir diğer
önemli neden ise, araçların uygunsuz şekilde, kapasitelerinin üstünde yüklenmeleridir.

- 261 -
Yapı Makinalarında İş Kazaları ve Önleme Yöntemleri

Tablo 5 - Kazalardaki İş Günü Kaybı, Yaralanma, Sakatlık ve Ölüm Oranlarının Elde


Edilen Kaynak Bazlı Dağılımı

İş Günü Yaralanma Sürekli İş Ölüm


Kaybı Kaybı
Medya - 13 1 12
Taraması
Üst Yapı 3 2 - -
Alt Yapı 5 4 - -

Tablo 6 - Elde Edinilen Kaynak Bazlı Yapı Makinaları Kaza Nedenleri

Medya Toplam
Üst Yapı Alt Yapı %
Taraması Sayı
Bakımsızlık 4 - 1 5 16.67
Dikkatsizlik 4 1 5 10 33.34
Halat Kopması 1 - 2 3 10
Görev Dışı
- 1 - 1 3.33
Kullanım
Uygunsuz
3 - - 3 10
Yerleşim/Kullanım
Uygunsuz
3 3 1 7 23.33
Yükleme
Yetkisiz Kullanım 1 - - 1 3.33

Çalışmanın son aşamasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda emekli olmuş ya-
hut görevini halen aktif şekilde yürüten iş güvenliği müfettişlerinin yardımlarıyla ilgili
kurumun 2010 yılı verilerine ulaşılmıştır. İlgili bakanlık tarafından elde edilen verilere
göre 2010 yılında ülkemizde inşaat sektöründe toplam 852 adet iş kazası meydana gel-
miştir. (Tablo 7)
Yoğun çabalar ve özverili çalışmalar sonucu bakanlıktan elde edilmiş verilerde dahi gö-
rülebileceği üzre, ülkemizde kazalar “Yapı Makinaları Kazaları” gibi özel başlıklar altında
toplanmamaktadır. Tablo 6’nın sonuçlarının gösterdiği gibi yapı makinaları kazalarının
başlıca nedenleri arasında amaca aykırı ve tehlikeli kullanım ile işlerin uygun olmayan
nitelikte ekipmanlarca yapılması sayılabilmektedir. Bakanlıktan elde edilen toplam 852
inşaat kazasının kazaya sebebiyet veren durum gereği detaylı incelenmemiş olması
nedeniyle, bu inceleme yazarlar tarafından Tablo 6’dan elde edilen veriler ışığında ya-
pılmıştır. Buna göre, Tablo 7’deki 3. ve 13. Maddeler, yapı makinalarının neden olduğu
muhtemel kazalar olarak düşünülmüştür. Bu kabul ile, bakanlıktan elde edilen ve 2010
yılı içerisinde meydana gelmiş toplam 852 iş kazasının 57 tanesinin yapı makinaları kay-
naklı olduğu, dolayısıyla da yapı makinaları kazalarının inşaat sektöründe meydana gel-
miş toplam iş kazaları içerisindeki oranının 6,7% olduğu sonucuna varılabilir.

- 262 -
G. Sevde Baltaşı, Ahmet Ertürk, Münevver Ömer, Rahmi Özyurt, Evren Serpel, G. Emre Gürcanlı

Tablo 7 - Çalışma Bakanlığı 2010 Yılı İş Kazaları Verileri (Adnan İyibozkurt)

Kod Etkili olduğu Kaza


Güvensiz Durum veya Davranış
No. Sayısı %’si
İşlerin, Yetkili ve Sorumlu Teknik Elemanların Denetiminde Yürütülme-
01 47 5,5%
mesi
Uygun Nitelikte ve Yeterli Sayıda Nezaretçi Elemanların Görevlendirilme-
02 10 1,2%
mesi
03 İşlerin, Uygun Olmayan Nitelikteki Ekiplere veya Kişilere Yaptırılması 31 3,6%
04 Gözetim ve Denetim Görevinin Gerektiği gibi Yapılmaması, 74 8,7%
Çalışanların İş Güvenliği Konusunda Eğitilmemesi, Gerekli Uyarıların
05 21 2,5%
Yapılmaması
06 Korkuluk, Tahta Perde, İksa Gibi Koruyucu Tertibatların Hiç Yapılmaması 103 12,1%
Korkuluk, Tahta Perde, İksa Gibi Koruyucu Tertibatların Yetersiz Düzeyde
07 25 2,9%
Bulunması
Kişisel Koruyucu Araçların İşyerinde Bulundurulmaması veya Çalışanlara
08 41 4,8%
Verilmemesi
Sağlam ve Yeterli Miktarda İş Malzemesinin ve Araçların İşyerinde Bulun-
09 9 1,1%
durulmaması
10 Fen ve Sanat Kurallarına Aykırı Uygulamalar Yapılması 101 11,9%
11 Çalışma Sırasındaki Hatalı (Tedbirsiz ve Dikkatsiz) Davranışlar 179 21,0%
12 Yapılan Uyarıların Dikkate Alınmaması 11 1,3%
Makine, Araç ve Gereçlerin Amaca Aykırı veya Tehlikeli Biçimde Kullanıl-
13 26 3,1%
ması
14 Verieln Kişisel Koruyucuların Kullanılmaması 15 1,8%
15 Koruyucu Tertibatların Yaptırılmasının İşverenden İstenmemesi 22 2,6%
Kişisel Koruyucu Araçların ve Uygun Nitelikteli İş Malz. İşverenden İsten-
16 10 1,2%
memesi
17 Bilgi ve Tecrübe Alanı Dışında Kalan İşlerde Çalışılması 18 2,1%
Yapıların, Ruhsata Uyg. ve İş Güvenliği Açısından, Kamu Kur. Denetlen-
18 21 2,5%
memesi
19 Yetkililerden İzin Alınmadan Tehlikeli İş Sahasına Girilmesi 28 3,3%
20 Diğer Güve. Dur. ve Davranışlar 24 2,8%
21 Kaçınılmaz Durumlar 36 4,2%
Toplam 852 100%

Yapı Makinaları Kazaları Önleme Yöntemleri


İşyerinde iş kazalarının önlenmesi için yapılacak çalışmalar, aynı zamanda iş güvenliği-
nin ilkelerini meydana getirir. İş kazalarının önlenebilmesi veya azaltılabilmesi için işye-
rindeki emniyetsiz durumları ve emniyetsiz hareketleri ortadan kaldırmak veya en aza
indirmek için, ayrıca çalışma şartlarını sık sık gözden geçirmek ve aksayan konularda
tedbirler almak gerekir.

- 263 -
Yapı Makinalarında İş Kazaları ve Önleme Yöntemleri

İş kazalarını önleme tekniklerinin başlıcaları şunlardır:


1. Emniyetsiz Durumları Ortadan Kaldırma: İş kazalarının önlenmesinde en etkili
yoldur. Çünkü güvenli durumları sağlamak için yapılacak çalışmalar hem daha kolaydır,
hem de sonuçları süreklilik gösterdiğinden daha etkilidir. Emniyetsiz durumları ortadan
kaldırma çalışmaları iki safhada yapılır. Öncelikle bir işyerinde emniyetsiz durumların ve
kaza kaynaklarının tespit edilmesi gerekir. Daha sonra bu durumların giderilmesine yö-
nelik önlemler planlanır ve gerçekleştirilir. Alınan önlemlerin kesin çözüm getirmesine
ve süreklilik arz etmesine dikkat edilmelidir. Çünkü bu konuda yeterli özen gösterilme-
diği taktirde bir süre sonra aynı problemler gündeme gelebilecektir.
2. Emniyetsiz Davranışları Önlemek: Emniyetsiz davranışlar insan faktöründen kay-
naklanır. Çalışanların kültür düzeyleri, alışkanlıkları, aldıkları eğitim, psikolojik ve sosyo-
ekonomik durumları bu konuda etkili olmaktadır. Bu sebeple emniyetsiz davranışları
önlemek çok zordur. Ancak kademeli olarak uygulanacak eğitimlerle azaltılabilir. Verile-
cek eğitimlerin sadece işçiye değil, çırak, kalfa, usta, ustabaşı, teknisyen, mühendis, iş-
veren yani bütün çalışanlara uygulanması gerekir. Bu eğitim çalışmalarında kitle iletişim
araçlarından (gazete, televizyon, radyo vb. gibi), broşür, fotoğraf, film, slayt, kitap, afiş
gibi malzemelerden yararlanılmalıdır.
3. Çalışmada İyi Yöntemlerin Uygulanması: Kazaların olmaması veya azaltılması için
işin çalışana, çalışanın da işe uygun olması önemli bir etkendir. Bu konuda ergonomi
biliminden yararlanılır. Ergonomi; insan, çevre ve makine ilişkisini düzenleyen ve bu ko-
nuda çalışmalar yapan bir bilimdir. Aynı zamanda verimlilik hesaplamasında da önem
kazanır. Çalışanın çalışma kapasitesi ve antropolojik özellikleri tespit edilerek, yaptığı
iş ve çalıştığı makine tasarımlarında göz önüne alınır. Makinelerin çok yüksek veya çok
alçak olması, üzerindeki kumanda panellerinin kolay erişilebilir yerlerde olmaması, sin-
yalizasyonların rahatça görülememesi, hatta çalışanın oturduğu sandalyenin vücut ya-
pısına uygun olmaması gibi faktörler iş kazalarının artmasında rol oynamaktadır.
4. Kişisel Koruyucular Kullanma: İş kazalarını önlemek için başvurulacak en son ça-
redir. Çünkü kişisel koruyucuları kullanmak zordur ve bazı durumlarda kaza olasılığını
arttırır. Bu sebeple kişisel koruyuculara, ancak makine, teçhizat ve malzemede yeterli
güvenlik önlemlerinin alınmasının mümkün olmadığı durumlarda başvurulmalıdır.

Sonuç
Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden inşaat sektöründe, gerekli tedbirlerin alınmaması
nedeniyle kaza başına ölüm oranı yüksektir. Ancak bu orandaki yüksekliğin, meydana
gelmiş olan iş kazasının, işverenler tarafından ancak ölümle sonuçlanması durumunda
ilgili kurumlara bildirilmesi nedeniyle olma ihtimali yüksektir.
Bu araştırma göstermektedir ki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre
Türkiye’de 2010 yılında toplam 852 iş kazası meydana gelmiştir. Yapı makinaları kazala-
rının toplam iş kazalarındaki oranı ise 6,7%’dir.
Araştırma kapsamında incelenen özel iş güvenliği danışmanlık firmaları verileri ile şan-
tiye verilerine göre ise, yapı makinaları nedeniyle meydana gelen kazaların iş kazaları
içerisindeki oranı üstyapı projeleri için 1,7% iken altyapı projeleri için 5,6%’dir.
İncelenen tüm verilerin 47,5%’lik dilim ile en çok yaralanma ile sonuçlandığı görülmüş-
tür. Ancak elde edilmiş veriler, elde edildikleri kaynaklar bazlı teker teker incelendiklerin-

- 264 -
G. Sevde Baltaşı, Ahmet Ertürk, Münevver Ömer, Rahmi Özyurt, Evren Serpel, G. Emre Gürcanlı

de ise üstyapı ve altyapı şantiyelerinde kazaların en çok iş günü kaybı ile sonuçlandıkları
görülmüştür. Medya kaynaklı elde edilen yapı makinaları kazaları incelendiğinde ise, bu
kaynak bazlı elde edilen verilerin 46,2%’lik yüksek bir dilim ile ölümle sonuçlandığı gö-
rülmüştür. Bu orandaki yüksekliğin, kazaların ancak ölümle sonuçlanması durumunda
medyada yer bulabilmesi nedeniyle kaynaklanıyor olabileceği ise göz ardı edilmemesi
gereken önemli bir husustur.
Araştırmada bahsi geçen tüzük ve yönetmeliklerin aydınlatmış olduğu yaptırımların
uygulanması ve gerekli tedbirlerin alınması durumunda ise meydana gelmiş olan yapı
makinaları kazalarının büyük bir çoğunluğunun önlenebileceği unutulmamalıdır. Dik-
katsizlik ve bakımsızlığın, başlıca kaza nedenleri olarak ilk sıralarda yer almasının göster-
diği gibi, küçük ancak etkin önlemler ile insana hak ettiği değerin verilebileceği, maddi
manevi büyük kayıpların önüne geçileceğinin farkına varılmalıdır.

Kaynaklar
G. Emre Gürcanlı, Uğur Müngen, Murat Akad, 2008. “Construction Equipment and Mo-
tor Vehicle Related Injuries on Construction Sites in Turkey”
Özel, Y., Gümrükçüoğlu A., “Meslek Hastalıkları ve İş Kazaları”, “Kimya Mühendisliği Der-
gisi, KMO Yayını, sayı.93, yıl 1979, Ankara
http://www.tuik.gov.tr
http://www.sgk.gov.tr/wps/portal/Anasayfa/Istatistikler
http://www.csgb.gov.tr
http://www.csgb.gov.tr/csgbPortal/csgb.portal?page=haber&id=basin54
http://www.insaathaberleri.net/haber/6697-isci-saglıgı-amp-is-guvenligi-2010-yilina-
ait-bazi-is-kazaları-ve-hukuki-surecle.html
Dr. Tamer Metinsoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişi Aracılığıyla Elde
Edilen Veriler
Adnan İyibozkurt, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Emekli İş Baş Müfettişi Aracılı-
ğıyla Elde Edilen Veriler
İş Güvenliği konusunda uzman özel danışmanlık firmaları ile yapılan görüşmeler
Özel sektörde faaliyet gösteren altyapı firmalarıyla yapılan görüşmeler

- 265 -
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

Türk İnşaat Firmalarının Yurtdışı Projelerde


İşçi Sağlığı, İş Güvenliği ve Çevre
Uygulamalarına Bakışı -
Rusya Federasyonu Örneği

Aslı Pelin Gürgün1, O. Serkan İleri2

Özet
İnşaat projelerinin uluslararası normlara uygun olarak işçi sağlığı, iş güvenliği ve çev-
re uygulamaları esas alınarak yönetilmesi, son yıllarda özellikle uluslararası projelerde
oldukça önemli hale gelmiştir. BDT ülkeleri, Orta Doğu, Avrupa ve Kuzey Afrika ülkelerini
kapsayan çok geniş bir bölgede değişik ölçeklerde projeler üstlenen Türk inşaat firmaları
da bu yaklaşımın gerektirdiği kuralları uygulamak durumunda kalmışlardır. Bu çalışmada,
söz konusu coğrafyada üstlenilen projeler bakımından önemli bir paya sahip olan Rusya
Federasyonu’nda faaliyet gösteren Türk firmalarının yürüttükleri projelerde işçi sağlığı, iş
güvenliği ve çevre uygulamaları konularına bakış açılarının incelenmesi hedeflenmiştir. Bu
doğrultuda bir anket çalışması yapılmış, işçi sağlığı, iş güvenliği ve çevre uygulamalarının
(1) çalışanların milliyetleri ile arasındaki ilişki, (2) proje uygulama süresine etkileri ve (3)
proje maliyetine etkileri araştırılmıştır. Elde edilen sonuçlarla mevcut durumun çerçevesini
belirlemek ve daha üst uygulama seviyelerine erişebilmek için atılması gereken adımların
ortaya çıkarılması amaçlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: İşçi Sağlığı, İş Güvenliği, İnşaat Sektörü, Rusya, Türk Müteahhitleri.

Giriş
Yurt dışı müteahhitlik hizmetleri sektörü, yetişmiş insan gücü, teknik birikim ve hızlı tek-
nolojik adaptasyon yeteneği, iş deneyimi ve disiplini, coğrafi konumu, bölge ülkeleri
ile siyasi ve kültürel yakınlığı gibi avantajlarının kullanılması sayesinde 1972’den 2010’a
kadar kadar 90 ülkede 190,2 milyar Dolar değerinde 5977 proje üstlenmiştir (Dış Tica-
ret Müsteşarlığı, 2010). Müteahhitlik firmalarının söz konusu yıllar arasında üstlendikleri
projelerin bölgelere göre dağılımı Şekil 1’de görüldüğü gibidir.

1
Okan Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul. - pelin.gurgun@okan.edu.tr
2
Merton Construction and Engineering Ltd. Şti., Yönetim Kurulu Üyesi, Moskova, Rusya. -
serkan.ileri@merton-stroy.ru

- 267 -
Türk İnşaat Firmalarının Yurtdışı Projelerde İşçi Sağlığı, İş Güvenliği ve Çevre ...

Şekil 1 - Türk Müteahhitlik Firmalarının Bugüne Kadar Üstlendikleri Projelerin


Bölgelere Göre Dağılımı

Bu dağılımda en büyük pay Bağımsız Devletler Topluluğu’na (BDT) aittir. Rusya Federas-
yonu ise 34 milyar dolar (%17.9) toplam proje bedeli ile faaliyet gösterilen tüm ülkeler
söz konusu olduğunda en büyük paya sahip olan ülke durumundadır. DTM’nin sahip
olduğu verilere göre 2010 yılına bakıldığında sıralamada dördüncü ülke konumundadır
(1.7 milyar dolar ve %8.4 pay). Türk müteahhitlik firmaları Rus pazarına SSCB’nin son
yıllarından itibaren girmeye başlamış ve yıllar içinde daha fazla proje üstlenerek faali-
yetlerini arttırmışlardır (Dış Tcaret Müsteşarlığı, 2006).
Söz konusu iş hacimlerinin yüksek olması, yabancı firmalarla, özellikle Avrupa ve Ame-
rikan firmalarıyla ortak projeler üstlenilmesi, Türk müteahitlik firmalarının şantiyelerde
işçi güvenliği, iş sağlığı ve çevre uygulamalarına bakış açısını değiştirmiş, ilk zamanlarda
yasal zorunluluklar nedeniyle olsa da, daha sonraları özellikle yönetim kadrolarındaki
bilinçlenme ile bu konulara gösterilen ilgi artmıştır. Öte yandan, Rusya ve Türkiye’nin
ayrı ayrı olarak incelendiğinde, ölümlü iş kazası oranları açısından 2002-2008 yılları ara-
sında Hindistan’ın ardından gelen iki ülke olması (T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba-
kanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü), bu konuların neden dikkatle durulması açısından
önemlidir.
Bu çalışmada, Rusya Federasyonu’nda faaliyet gösteren Türk inşaat firmalarının işçi sağ-
lığı, iş güvenliği ve çevre uygulamalarına bakış açısı irdelenmiştir. Bu doğrultuda üç ana
başlık altında toplam dokuz soru içeren bir anket düzenlenerek firmalara ulaşılmaya
çalışılmıştır. Anket çalışmasındaki ana başlıklar temel olarak işçi sağlığı, iş güvenliği ve
çevre uygulamalarının aşağıda belirtilen konularla ilişkilerini incelemeyi hedeflemiştir:
(1) çalışanların milliyetleri ile arasındaki ilişki
(2) proje uygulama süresine etkileri
(3) proje maliyetine etkileri

- 268 -
Aslı Pelin Gürgün, O. Serkan İleri

Anket Sonuçlarının Değerlendirilmesi


Yukarıda belirtilen konuları kısaca kapsayacak şekilde hazırlanan anket sorularına yanıt
veren firmaların sayıları Tablo 1’de görüldüğü gibidir.

Tablo 1 - Anket sorularını cevaplayan firma sayıları

İşçi güvenliği, İş Sağlığı ve Çevre Uygulamalarının Çalışan Uyruğu ile İlişkisinin


Değerlendirilmesi
Birinci bölüm işçi güvenliği, iş sağlığı ve çevre uygulamaları ile çalışanların uyruğu ara-
sındaki ilişkiyi analiz etmeyi hedeflemiştir. Rusya Federasyonu’nda gerçekleştirilen pro-
jelerin farklı kapsamları (altyapı, üstyapı, spor kompleksleri, sağlık tesisleri vs.), üstleni-
len projelerin büyüklüğü nedeniyle değişik ülkelerden ve kültürlerden gelen firmalar
sürece dahil olmuş ve bunun sonucunda değişik yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. Bu bölüm-
den elde edilen sonuçlar Tablo 2 ve Tablo 3’te belirtilmiştir.

Tablo 2 - Soruların Değerlendirilmesi (Soru 1 ve 2)

Tablo 3 - Soruların Değerlendirilmesi (Soru 3)

Bu bölümdeki sorulardan elde edilen sonuçlar incelendiğinde, yanıt veren firmalar için,
çalışan uyruğunun işçi güvenliği, iş sağlığı ve çevre uygulamalarına bakış açısı ile ilgili
olduğu belirlenmiştir. Bunun ötesinde, firmanın orijini ve yönetim kadrosunda görev
alan personelin uyruğunun, bu konulara yaklaşımı etkilediği ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca
görüşülen frima yönetici ve mühendislerinin tecrübesine göre değişik ülke çalışanları-
nın yaklaşımlarının farklı olduğu tespit edilmiştir.

- 269 -
Türk İnşaat Firmalarının Yurtdışı Projelerde İşçi Sağlığı, İş Güvenliği ve Çevre ...

İşçi güvenliği, İş Sağlığı ve Çevre Uygulamalarının Proje Süresine Etkilerinin


Değerlendirilmesi
Bu bölümde, araştırma konusu başlıklarının projeye getirdiği ilave iş yükü, verimliliğe
etkisi, olası zaman kayıpları, tamamlanma süreleri, olası olumsuz etkilerin nedenleri
üzerinde yoğunlaşılmıştır. Bölümün ilk sorusu, işçi güvenliği, iş sağlığı ve çevre uygu-
lamalarıyla ilgili olduğunu ve proje sürecini, performansını etkilediğini düşündükleri
konuların belirlenmesi ile ilgilidir. Tablo 4’de görüldüğü üzere, farklı bakış açıları söz ko-
nusudur. Ağırlıklı bir bölümü alınan önlem ve uygulamalarının yapılan işlerde belirgin
bir verim kaybına neden olmadığını düşünmektedir (42.9%). Buna karşın 23.8%lik bir
oranla verimi düşürdüğü, zaman kayıplarına neden olduğunu düşünen firma çalışanları
da bulunmaktadır. Tam tersi düşüncede olanlar, yani olası kazaları engellediği için olası
iş duraklamaları ortadan kaldırdığını, ilgili bürokratik işlemlerin azaldığını düşünenler
de mevcuttur (33.3%).

Tablo 4 - Soruların Değerlendirilmesi (Soru 4)

Toplam proje süresi düşünüldüğünde, işçi güvenliği, iş sağlığı ve çevre uygulamaları-


nın çok sıkı uygulanması ve takip edilmesi gereken projeler ile bu konuların bu kadar
önemli olmadığı projelerin tamamlanma sürelerinin karşılaştırılması istediğinde, Tablo
5’te görülen sonuçlar elde edilmiştir. Bu bölümün son sorusunda ise, bu uygulamaların
sahada yapılan işleri yavaşlatıp verimliliği düşürmesi durumunda olası nedenleri araş-
tırılmıştır.

Tablo 5 - Soruların Değerlendirilmesi (Soru 5)

- 270 -
Aslı Pelin Gürgün, O. Serkan İleri

Tablo 6 - Soruların Değerlendirilmesi (Soru 6)

İşçi güvenliği, İş Sağlığı ve Çevre Uygulamalarının Proje Maliyetine Etkilerinin


Değerlendirilmesi
Bu bölüm, işçi güvenliği, iş sağlığı ve çevre uygulamalarının proje performansı kriterle-
rinden biri olan maliyet üzerine etkileri ile ilgili soruları kapsamaktadır. Sorular ve alınan
yanıtlar Tablo 7, 8, ve 9’da gösterilmiştir. Yanıt verenlerin %33.3’ü alınan önlemler ve
uygulamalar nedeniyle ortaya çıkan ilave maliyetin toplam proje maliyetinin %1-2’si
oranında olduğunu belirtmişlerdir. %47.5’i 20 milyon USD ve üzeri projelerde bu konu-
ların daha önemli olduğu ve öne çıktığını ifade etmiştir. Değişik sertifika ve programlar
bu uygulamaların standartlaştırılması ve kullanımının arttırılmasını hedeflemektedir.
ISO 14001 veya benzer standartlar bu amaca hizmet etmektedir. Ankete yanıt veren
firmalardan %42.9’u, alınan sertifikalardan ziyade sahada uygulanmasının daha önemli
olduğunu belirtmişlerdir.

Tablo 7 - Soruların Değerlendirilmesi (Soru 7)

- 271 -
Türk İnşaat Firmalarının Yurtdışı Projelerde İşçi Sağlığı, İş Güvenliği ve Çevre ...

Tablo 8 - Soruların Değerlendirilmesi (Soru 8)

Tablo 9 - Soruların Değerlendirilmesi (Soru 9)

Sonuçlar
Türk müteahhitlerinin yurtdışında gerçekleştirdikleri projelerle birlikte ulaştıkları başa-
rılar özellikle son yıllarda oldukça dikkat çekicidir. İş güvenliği, iş sağlığı ve çevre ile ilgili
konuların gündeme gelmesi, yurtiçindeki projelerden ziyade yurtdışında gerçekleştiri-
len projeler sayesinde olmuştur. Bu anlamda önemli bir paya sahip olan Rusya Federas-
yonu ve burada iş yapan Türk müteahhitlerinin yapılan işlerin cirosu, karlılık payı, büyük-
lüğü gibi kavramları ile birlikte, çalışanların güvenliği ve sağlığı, çalıştıkları ortamların,
kullandıkları malzemelerin ve kullanım şekillerinin, kısaca süreçlerini çevreyi koruyucu
yönde gelişmesi önemlidir. Burada görev yapan personelin de bu konulara bakış açıları
zamanla olumlu yönde değişmiş ve gelişmiştir. Çok uluslu projelerde görev yapan bu
personel, değişik kültürlerden gelen insanlarla birarada çalışarak farklı bakış açılarını
gözlemleme şansına sahip olmuşlardır. Bu çalışma sonucunda Rusya Federasyonu’nda
görev yapan mimar ve mühendislerin tecrübelerine göre, işçi güvenliği, iş sağlığı ve
çevre uygulamalarına bakış açılarının çalışanların uyruğuna göre farklılık gösterdiği be-
lirlenmiştir. Çalışanların önemli bir kısmı, bu konulara dikkat etmek için alınan önlem-
lerin, projenin toplam performansına çok ciddi bir yük getirmediğini, tam tersine olası
bazı kazaları önceden önleyerek zaman kayıplarını engellediğini düşünmektedir. Anketi
yanıtlayan firmaların önemli bir kısmı, toplam proje maliyetine çok düşük bir oranda

- 272 -
Aslı Pelin Gürgün, O. Serkan İleri

ilave getireceğini, buna karşın proje büyüklüğü ne olursa olsun bu önlemlerin ve uygu-
lamaların mutlaka hayata geçirilmesi gerektiğini belirtmişlerdir.

Kaynaklar
Dış Ticaret Müsteşarlığı (2010). Yurtdışı Müteahhitlik ve Teknik Müşavirlik Hizmetleri
Genel Notu. http://www.dtm.gov.tr/dtmadmin/upload/ANL/YurtDisiMuteahhitDb/
sektor/sektor.doc/. Erişim tarihi: 14.06.2011.
Dış Ticaret Müsteşarlığı, Anlaşmalar Genel Müdürlüğü (2006). Rusya Federasyonu.
http://www.foreigntrade.gov.tr/dtmadmin/upload/ANL/YurtDisiMuteahhitDb/ul-
keler/rusya-mut.raporu.pdf/ . Erişim tarihi: 14.06.2011.
T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü. http://www.csgb.
gov.tr/csgbPortal/cgm.portal?page=haber&id=haber1/. Erişim tarihi: 14.06.2011.

- 273 -
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

Hazır Beton Sektöründe İşçi Sağlığı ve


İş Güvenliği

Özge Akboğa1, Selim Baradan2

Özet
Türkiye’de son yıllarda önemli büyüme kaydeden Hazır Beton Sektörü işçilerin sağlığı ve gü-
venliğini tehdit eden kendine özgü risklere sahiptir. Bu sektörde çalışanlar hazır betonun
üretimi ve müşterilere dağıtımı sırasında çeşitli risklere maruz kalmakta ve iş güvenliğini
sağlamak sektör için önemli bir sorun oluşturmaktadır. Bu soruna çözüm üretmek amacıy-
la, bu bildiri çalışmasında Hazır Beton Sektörü’nün iş güvenliği açısından kapsamlı olarak
incelemesi yapılmıştır.
Çalışma kapsamında Türkiye ve Hollanda’da hazır beton üretimi yapan tesisler gezilmiş,
tesislerdeki kilit personel ile görüşülmüş ve üretimin her safhası iş güvenliği açısından ince-
lenmiştir. Bu araştırma doğrultusunda Hazır Beton Sektörü’nde yapılan işler yedi ana gruba
bölünerek gerçekleştirilen iş tehlike analizinde, sektördeki tehlikeler belirlenmiş ve bu tehli-
kelerin yarattığı riskleri yok edecek ya da azaltacak çözümler önerilmiştir. Çalışmada tipik
bir hazır beton tesisinde üretim ve dağıtım aşamasında meydana gelebilecek tehlikeler,
önleme yöntemleri ile birlikte detaylı olarak sergilenmiştir. Hazır Beton Sektörü’nde faaliyet
gösteren firmalar, bu bilgileri doğrudan işçi sağlığı ve iş güvenliği sistemlerine entegre ettik-
lerinde iş kazaları ve meslek hastalıklarının sayısında azalma görüleceği beklenmektedir.
Anahtar sözcükler: İşçi sağlığı ve iş güvenliği, Hazır Beton Sektörü, İş Güvenliği Analizi

Giriş
Genel olarak inşaat sektöründe işçi sağlığı ve iş güvenliği kültürü incelendiğinde Avrupa
birliğine üye ülkeler ve ABD (Amerika Birleşik Devletleri)’ye göre Türk İnşaat sektöründe
ilgili alana gereken önemin verilmediği ve iş güvenliği kültürünün henüz oluşmadığı iş
kazası istatistiklerinden anlaşılmaktadır. Türkiye’de Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) 2009
İstatistiklerine göre İnşaat sektörü iş kazalarında %10,7 ile 3. sırada yer almaktadır. 2009
yılında 6877 iş kazasının meydana geldiği sektör, 156 ölüm ve 284 sürekli iş görmezlik
vakası ile 1. sırada yer almaktadır (SGK, 2011).

1
Arş. Gör., Ege Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İzmir. - ozge.akboga@ege.edu.tr
2
Yrd. Doç. Dr., Ege Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İzmir. - sbaradan@gmail.com

- 275 -
Hazır Beton Sektöründe İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği

İnşaat sektörünün en önemli yan sanayilerinden biri olan hazır beton sektörü Türkiye’de
son yıllarda önemli gelişme göstermiştir. Türkiye Hazır Beton Birliği’nin 2008 yılında ya-
yınladığı yıllara göre hazır beton üretimi incelendiğinde sektördeki büyüme net olarak
göze çarpmaktadır. 1998 yılında 26.542.905 m3 olan üretim 2008 yılında 69.600.000 m3
olarak karşımıza çıkmaktadır. Bununla birlikte işçi sağlığı ve iş güvenliği sektörle paralel
gelişim gösterememiştir. Alınan önlemler yetersiz kalmış dolayısıyla sektördeki iş kazası
raporları incelendiğinde ciddi oranlarla karşılaşılmıştır. Teknik önlemler dışında Türkiye
ve Avrupa arasında göze çarpan en önemli fark ise Türk halkının genelinde hâkim olan
eksikliği kabul etmeme ve “bana bir şey olmaz” yaklaşımıdır.
Yapılan tespitler neticesinde çalışmanın amacı hazır beton tesislerindeki iş güvenliği
açıklarını tespit etmek ve çözüm önerileri sunmak olarak belirlenmiştir. Çalışma kapsa-
mında Türkiye ve Hollanda’da hazır beton üretimi yapan tesisler gezilmiş, tesislerdeki
kilit personel ile görüşülmüş ve üretimin her safhası iş güvenliği açısından incelenmiştir.
Bu bildiride bu çalışmanın sonuçları özetlenmekte ve sektördeki potansiyel tehlikeler
önleme yöntemleri ile beraber sunulmaktadır.

Hazır Beton Sektörüne Genel Bakış


Hazır beton sektöründeki risklerin incelenmesinde önce bu sektörün nasıl işlediği ve
hazır betonun hangi aşamalardan sonra müşteriye ulaştığını bilmekte yarar vardır. Bu
yüzden, bu bölümde hazır beton ve hazır beton sektörü hakkında genel bilgilendirme
yapılmaktadır.
Hazır beton, kullanıcıya teslim edilmek üzere hazırlanmış olan plastik ve sertleşmemiş
durumdaki betondur. Hazır betonun üretimi ve iş yerine kadar taşınıp kullanıcıya teslim
edilmesi işlemleri, hazır beton üreticisi tarafından yerine getirilmektedir. Betonu kulla-
nacak olan taraf, istediği özeliklerdeki betonu, hazırkarılmış durumda satın almaktadır
(Erdoğan, 2003). Hazır betonu klasik yöntemlerle elde edilen (el ile veya betonyer ile)
betondan ayıran temel unsur, hazır betonun modern tesislerde bilimsel yöntemlerle,
standartlara uygun olarak üretilmesidir. Hazır betonda aranan nitelikler TS EN 206-1 “Be-
ton-Bölüm 1: Özellik, Performans, İmalat ve Uygunluk” standardında yer almaktadır (TS
EN 206-1, 2002).
Hazır betonun üretim süreci, santral operatörünün üretilecek betonu tanımlayan for-
mülün numarasını belirleyip, bilgisayar sistemini işletmesiyle başlar. İlk komuttan sonra,
ayrı bölmelerde stoklanmış bulunan agrega, çimento ve su aynı anda tartılır. Daha sonra
tartılmış agrega, bant veya kovayla taşınarak mikser kazanına aktarılır. Eş zamanlı olarak
çimento, su ve formülde varsa kimyasal katkı maddesi de kazana aktarılır ve karıştırılır.
Daha sonra transmiksere aktarılan karışım operatör tarafından döküm alanına ulaştırılır
ve operatör yönetiminde döküm gerçekleştirilir. Transmikser haznesi döküm alanında
temizlendikten sonra tesise dönülür ve hazne tekrar detaylı olarak temizlenerek bir son-
raki döküme hazır hale getirilir.
Hazır beton üreticilerinin işçi sağlığı ve iş güvenliğine verdiği önem gözlemlendiğinde,
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) üyelerinde iyileştirme çalışmalarının başladığı tespit
edilmiştir. THBB bu kapsamda “Mavi Baret” adlı bir yarışma düzenlemiş ve işçi sağlığı iş
güvenliğine verilen önemi denetleyen bir yarışma düzenlemiştir (THBB, 2010). Bu yarış-
mada iş güvenliğine en çok önem veren tesisler seçilerek, bu tesislere mavi baret ödülü
verilmiştir. Bu ve benzeri çalışmalar ile sektörde işçi sağlığı ve iş güvenliğine verilen öne-

- 276 -
Özge Akboğa, Selim Baradan

min artması amaçlanmaktadır. Yapılan bir başka tespit aynı zamanda çimento üretimi
yapan firmalarda konuya daha hassas yaklaşıldığıdır. Sadece hazır beton üretimi yapan
firmalar ile kıyaslandıklarında daha iyi durumda oldukları gözlenmiştir. Sektörün temel
eksikliği kazalarda kayıt sisteminin olmaması ve sektörde iş kazası oluşma potansiyeli-
nin ciddi oranda olduğunun fark edilmemesidir.

Hazır Beton Sektörü Potansiyel Tehlikeleri ve Çözüm Önerileri


Yapılan çalışmada ilk olarak hazır beton tesisleri gezilerek hazır betonun üretiminden
son müşteriye gidişine kadar gerçekleşen süreçler incelenmiş ve bu süreçlerde iş tehlike
analizi gerçekleştirilmiştir. İş tehlike analizi, her iş kaleminde tehlike oluşmadan önce
onu tanımlamayı amaçlayan bir yöntemdir. Bu yöntemde, kontrol dışı tehlikeler tanım-
landıktan sonra bu tehlikeleri tamamen yok etmek ya da kabul edilebilir risk seviyesine
indirmek için iş basamaklara ayrılmaktadır (Chao and Henshaw, 2002). Bu çalışmada ön-
celikle süreçlerde karşılaşılabilecek potansiyel tehlikeler belirlenmiştir. Belirlenen tehli-
keler tesiste çalışanlar ve operatörler diye iki gruba ayrılarak aşağıda çözüm önerileriyle
beraber özetlenmiştir.

Tesiste Çalışanların Karşılaştığı Mesleki Riskler ve Çözüm Önerileri


Tesis çalışanları öncelikle ürünün standartlara uygun olup olmadığını tespit etmek ve
ürün kalitesini arttırmak için laboratuvar çalışmaları yapmaktadır. Bunun dışında üretim
safhasında sürecin denetiminden ve saha güvenliğinden sorumludur.
Laboratuvar Çalışmaları: Laborantların karşı karşıya kaldığı en büyük tehlike kapalı alan-
da toza maruz kalmaktır. İçinde silika da ihtiva eden toz karışımlar hem solunum sistemi-
ne hem de göze büyük ölçüde zarar verir. Bu sorunu çözmek için laboratuvar içerisinde
yeterli havalandırma sistemi bulunmalıdır, deney düzeneğinin yakınında vakumlu hava
filtresi bulunmalıdır, çalışanlar toz maskesi kullanmalıdır. Ayrıca laboratuvar temizliğine
ve hijyene dikkat edilmelidir ve kimyasallar havalandırmalı dolaplarda korunmalıdır. Bir
diğer problem gürültü maruziyetidir. Yeterli ses yalıtımı yapılmadığı takdirde laboratu-
var aşırı gürültülü bir ortam haline gelebilir ve bu durum süreklilik kazandığı takdirde
uzun vadede duyma kaybı kaçınılmaz olmaktadır. Çözüm olarak ortamdaki gürültü se-
viyesi ölçülmelidir, gürültü maruziyetini azaltıcı kişisel koruyucu donanım (KKD) temin
edilmelidir. Ek olarak laboratuvarda deney yapımları sırasında sıcak agrega karışımı ile
temas sonucu yanık oluşumu, makine ve teçhizat ile izinsiz veya dikkatsizce çalışma
sonucunda uzuvlardan herhangi birinin kaybı ya da yaralanma olası riskler arasındadır.
Bant Geçişleri: Birinci tehlike bant üzerinde taşınan ham maddelerin dökülmesi ve
alanda çalışanlara zarar vermesidir. Baret kullanılmaması ya da bandın koruma altına
alınmaması durumunda ciddi yaralanma ve can kayıplarıyla karşılaşılabilir. Önlem ola-
rak, taşıma bandı koruyucu bir panel ile kapatılıp malzeme düşmesi önlenmelidir, bant
boyunca sürekli olmak üzere, olası bir müdahale işleminde yüksekten düşmeyi önle-
mek için iki taraflı merdiven ve korkuluk bulunmalıdır. Bir diğer tehlike sistem ile temas
durumunda parmakların raylı sistemde sıkışmasıdır. Önlem olarak bakım veya kontrol
sırasında meydana gelecek olası el sıkışması durumları için tüm hat boyunca bir gergi
sistemi ile manüel sistem kapatıcısı bulunmalıdır. Herhangi bir kilitleme sisteminin bu-
lunmaması durumunda meydana gelecek kazalarda hasar oranı yüksek olacaktır. Bant

- 277 -
Hazır Beton Sektöründe İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği

sistemi kilitleme/etiketleme ile denetim altında tutulmalıdır, panmikser çevresi koruyu-


cu kafes ile kapatılmalıdır, kafes aralıkları sürekli bir tel ya da file ile düşmeyi engelleye-
cek şekilde korunmalıdır ve yürüme yüzeyi pürüzsüz ve takılmaları önleyecek şekilde
temiz olmalıdır.
Bileşenlerin Panmiksere Aktarılması ve Karıştırılması: Bu süreçteki tehlike agrega bandı-
nı panmiksere bağlayan üretim bandı üzerindedir. Gerekli koruma önlemleri alınmadığı
takdirde ciddi yaralanma ve can kayıpları kaçınılmaz sondur. Herhangi bir kafes koru-
ması olmadığı takdirde takılıp düşme, ellerin hatta sıkışması ya da agregaların sıçraması
çok muhtemeldir. Bunun yanında panmikser etrafında bulunan korkulukların arasının
kapatılmaması (platform, tel örgü vb.) durumunda bir denge kaybı anında düşmek çok
olasıdır.
Bileşenlerin aktarılması ve karıştırılması sırasında oluşan bir diğer olumsuz koşul ortam-
daki havadır. Bileşen maddelerinin içerdiği zararlı kimyasallar soluma yolu ile ortamda
bulunan çalışanlarda solunum sistemiyle ilgili uzun vadede çeşitli meslek hastalıklarına
yol açabilir. Önlem olarak santral içinde havalandırma sistemi bulunmalıdır, gerekli KKD
kullanılmalıdır.
Karıştırma tankının barındırdığı risk ise her hangi bir koruyucu kafes olmadığı takdirde
kontrolsüz (izinsiz, gereksiz ya da bir başka çalışana haber vermeden) geçiş neticesin-
de çalışan tanka erişimdir. Bu erişim neticesinde çalışanlar tank ile temas neticesinde
uzuvlarını kaybedebilir ya da denge kaygı neticesinde düşmek suretiyle ciddi şekilde
yaralanabilir. Kilitleme/etiketleme sistemi olmadığı takdirde ise özellikle bakım ya da
onarım işlemleri sırasında mikser içerisinde ve çevresinde bir çalışanın olduğu gözden
kaçıp sistem tekrar çalıştırıldığında ölümle sonuçlanan kazalarla karşılaşılabilir. Bu ne-
denle kilitleme/etiketleme kontrolü sistemin bütün kontrol noktalarında bulunmalıdır,
panmikser etrafı korkuluk ile kapatılmalı, korkuluk arasına file ve ya tel örgü çekilmelidir.
Ek olarak zeminde kayma ve düşme olmaması için uygun yüzey seçilmeli ve temizliğe
önem verilmelidir.
Saha Güvenliği: Kaza sonucu ölümlerin en önemli iki nedeni: kişilerin yapı makinesi ta-
rafından ezilmesi ya da makinenin korunmasız bir kenardan geçmesidir. Son yıllarda
ortaya çıkan bir sorun da mobil donanım operatörleri ile trafik akışının bulunduğu böl-
gede yürüyen yaya/işçiler tarafından cep telefonu kullanılması olmaktadır. Sahada cep
telefonu kullanan işçinin dikkati dağılmakta ve etrafındaki tehlikeyi fark edememek-
tedir. Bu nedenle saha içerisinde özellikle trafik akışı olan alanlarda cep telefonu kulla-
nılmamalıdır. Ayrıca operatörler çalışma ortamı hakkında bilgilendirilmeli ve taşınacak
maddede yükleme miktarı denetlenmelidir.
Bunun dışında çalışma alanında risk potansiyeli yüksek olan bir diğer grup, forkliftlerdir.
Forklift kullanan tüm kişiler gerekli eğitimi almadıkları ya da forkliftlerin çalıştığı yerler-
de çalışanlar reflektörlü giysi kullanmadıkları takdirde ciddi iş kazaları meydana gelir.
Önlem olarak, çalışanlar iş giysileri üzerinde reflektör kullanmalıdır, forklift kullanıcıları
özel eğitim almalıdır.
Bunun yanında genel olarak saha temizliği ve düzeni iş kazalarını azaltmada önemli
bir role sahiptir. Bir takım önlemler alınarak ve düzenlemeler yapılarak tesisteki çalışma
ortamı güvenli ve sağlıklı hale getirilebilir. Örneğin, tesisteki kaygan zeminler yok edi-
lemiyorsa standarda uygun uyarı levhaları ile çalışanların dikkati çekilmelidir, çalışanlar
ergonomi hakkında bilgilendirilmeli, yanlış adımlardan uzak kalmalıdır.

- 278 -
Özge Akboğa, Selim Baradan

Operatörlerin Karşılaştığı Mesleki Riskler ve Çözüm Önerileri


Operatörlerin tipik olarak çalışmaları şu aşamalardan oluşur: Hazır betonun tesiste yük-
lenmesi ve karıştırılması, döküm alanına teslim edilmesi, tesise dönüş ve transmikserin
temizliği.
Kayma, Takılma, Düşme; Günün sonunda, operatör beton santraline geri döndüğün-
de, transmikseri tekrar yıkar. Bu operasyon, operatörün transmikserin farklı bölgelerine
ulaşması için üzerine tırmanmasını gerektirir. Ayrıca transmikserin tamamen boşaltıl-
ması 15-20 dakika sürer. Bu süre zarfında, operatör kontrol panelinin yanındadır, sıkça
portatif merdiven üzerindedir ve boşaltım işlemini gözlemler. Bu durum kaza riskini be-
raberinde getirir. Kaza transmikser donanımında, yükseltilmiş çalışma mahallinde ya da
yürüme yüzeyinde meydana gelir. Transmikser operatörlerinin yaralanma nedenlerinin
büyük kısmını oluşturmaktadır. Riskin kapsamına kaygan zemin, dikkatsiz ayak basma,
hasarlı portatif merdiven ve yürüme yolu, hazneye ve donanımlara tırmana aşamasında
dikkatsiz el tutuş ve ayak basışları gibi tehlikeli durumlar girer. Bu tehlikeler üretim tesi-
sinde ya da döküm sahasında meydana gelebilir. Çözüm olarak, tesisteki kaygan zemin-
ler yok edilemiyorsa standarda uygun uyarı levhaları ile çalışanların dikkati çekilmelidir.
Ayrıca çalışanlar ergonomi hakkında bilgilendirilmeli, yanlış adımlardan uzak kalmalıdır,
çalışma ortamı ergonomi göz önüne alınarak iyileştirilmelidir. Ek olarak portatif merdi-
venler düzenli olarak kontrol edilmelidir.
Çarpma ve Mekanik Tehlikeler: Ürün çıkış hattına elle müdahale etmek ellerde ve par-
maklarda sıkışma yolu ile hasara yol açabilir. Hareketli parçalardan ve düşen malzeme
ve donanımlardan çarpma yolu ile hasar meydana gelebilir. Hem üretim santralinde
hem de döküm sahasında yukarı platformdaki malzemeler, araç ve donanımlardan dü-
şen nesneler ve malzemeler tehlike yaratır. Bu risklerin kazaya dönüşmesini engellemek
için, operatörlerin seyir hızı denetlenmelidir ve operatörler sağlıklı sürüş teknikleri hak-
kında bilgilendirilmelidir. Araçların fren sistemleri düzenli olarak denetlenmelidir. Araç-
lar park sensorları ile donatılmalı. Gürültülü çalışma ortamında güvenliği sağlamak için
manevralar 2. kişi yardımı ile yapılmalı, araç güvenli duruş pozisyonu alınıncaya kadar
döküm işlemine başlamamalıdır.
Ergonomik riskler; Transmikser operatörleri kas ve iskelet sistemi ile ilgili riske maruz
kalmaktadır. Bu maruziyet; transmikseri sürerken oluşan tüm vücut titreşimi, uygun ol-
mayan ve sabit duruş pozisyonu, kas gücü gerektiren faaliyetler, hava sıcaklığındaki uç
değerler, bel ve boyun bölgesinde tekrar eden dönme hareketi gibi durumları kapsar.
Çözüm olarak, transmikseri sürerken oluşan tüm vücut titreşimi doğru araç ve koltuk
seçimiyle mümkün olduğu kadar azaltılmalı, uygun olmayan ve sabit duruş pozisyonu
konusunda bilgilendirilmelidir. Diğer faktörler bu problemler ile bağlantılıdır. Örneğin
uç değerdeki sıcaklıklarda uzun saatler çalışmak strese neden olur. Çalışma performan-
sını zayıflatan ve çok sayıda sağlık problemine neden olan iş ile bağlantılı bu stres, kro-
nikleşmiş kas sistemi hastalıkları ve artan hastalık izni periyotlarında da kendini göster-
mektedir.
Gürültü: Transmikser operatörleri çalışmalarının her aşamasında yüksek seviyede gü-
rültüye maruz kalmaktadır. NIOSH araştırmacıları, operatörlerin tesiste yükleme işlemi
süresince, döküm alanında, tesise dönüş anında ve gün içinde tekrar eden yükleme
işlemlerinde maruz kaldığı gürültüyü ölçmüştür. Bunun yanında iş aralarında kullanı-
lan dinlenme salonu da ölçüme dâhil edilmiştir. Elde edilen bulgular göstermektedir ki
günlük iş süreci kapsamında ölçümü yapılan 16 ölçümün 14’ü OSHA standardının (85

- 279 -
Hazır Beton Sektöründe İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği

dbA) üstündedir ve gürültü kontrol programı gerektirmektedir (Clark et al., 2001). Po-
tansiyel riske çözüm olarak, operatörler düzenli olarak odyometre testine tabi tutulmalı
ve gerekli KKD sağlanmalıdır. Araçlarda sürücü kabinleri ses yalıtımı ile korunmalıdır.
Ayrıca araç içinde düşük seste müzik dinlemek desibel seviyesini azaltma da yardımcı
olur, yüksek sesle müzik dinlenmemelidir.
Kısıtlı Alan: Aylar geçtikçe, transmikser haznesi içinde kalan artık betonlar prizini alır ve
kalın bir tabaka oluşturmaya başlar ve bu beton tabakasının belli periyotlarda hazne
dışına taşınması gerekir. Firma çalışanları, operatörler ya da sözleşmeli işçiler hazne içi-
ne girer ve prizini almış betonu kırmak için hava basınçlı kırıcı kullanırlar. Bu işlem aşırı
gürültü ve beton ile kum, çakıl gibi agregadan çıkan silika tozu maruziyetine neden
olur. Kısıtlı alanda maruz kalınan diğer tehlikeler; oksijen yetersizliği, ısı baskısı, bir anda
beliren potansiyel kazalar ve mekanik tehlikelerdir. Bu nedenle çözüm olarak, mikser
içine girişlerde bir kişi gözcü olarak beklemeli ve sistemin bir başkası tarafından çalıştı-
rılması engellenmelidir.
Silika: Hazır beton sektörü %10-20 aralığında silika ihtiva eden beton birleşiminden
dolayı bu araştırma içerisinde potansiyel olarak silika maruziyeti riski barındıran sek-
törler arasındadır. Silika, uzun süre maruz kalındığında bir solunum sistemi hastalığı
olan silikosize ve çalışma bölgesinde ciddi hava kirlenmesin neden olmaktadır. NIOSH
tarafından yapılan bir çalışmada alınan örnekler üzerinde yapılan inceleme neticesinde
her hangi bir önlem alınmadığı takdirde operatörlerin OSHA sınır değerlerin üzerinde
silika tozuna maruz kaldığı belirlenmiştir (Clark et al., 2001). Transmikser operatörleri
hazne içerisinde priz almış betonu hazne dışına çıkarma işlemi sırasında silika tozuna
maruz kaldıkları gibi kuru karışım üreten beton santrallerinde yükleme işlemi sırasında,
karışımın döküm sahasında hazırlanışı sırasında ve transmikserin temizliği sırasında da
maruz kalırlar. Çözüm olarak, transmikser haznesi temizlenmesi işlemi ıslak metotlarla
veya havalandırma sistemi yardımı ile yapılmalı ve gerekli görülen yerlerde solunum
cihazı ile çalışmaya devam edilmelidir.
Kimyasallar: Operatörler, silika, çimento ve agrega gibi malzemeler ihtiva eden toza üre-
tim santralinde yükleme işlemi süresince maruz kalırlar. Operatörler üretim santralinde
ve döküm sahasında tahriş edici maddeler içeren beton karışımı ve katkılar ile cilt tema-
sında bulunabilirler. Çimento ürünleri doğası gereği yüksek bazik ürünlerdir (Ph 12-14).
Yaş çimentonun cilt, gözün doğal nemi ve mukus tabakaları ile reaksiyona geçtiği hig-
rometre (hava içindeki nem oranını ölçen araç) testleri sonucu cildin nem durumunun
incelenmesi ve gözlenen aşınmalar ile tespit edilmiştir (Clark et al., 2001). Ayrıca beton
güçlü tahriş etkisine sahip krom bileşen içerir. Bu malzemeler cilt tahrişine ve alerjik
reaksiyonlara neden olabilir. Potansiyel riske çözüm olarak, priz almış beton hazne için-
den temizlenirken beton ile temas önlenmeli ve çalışanlar hazne içine girmeden önce
gerekli KKD kullanmalıdır.
Yanıklar: Sistemin standart işleyişinde, transmikser çalışma periyodu gereği donanım
ve transmikser birleşenleri üzerinde ısı artışı meydana gelir ve bu sıcak yüzeylerle temas
olasılığı operatörler için tehlike oluşturmaktadır. Ayrıca uygulamada kış ayları boyunca,
transmikserde sıcaklığı 71°C ‘ye çıkaran ilave su kullanılması söz konusu olabilmektedir
(Clark et al., 2001).
Ayrıca bütün çimento ürünleri suyla karıştığında yüksek alkali olur ve ciltte tahriş ile
yanıklara neden olur. Hazır betonda birleşiminde de bulunan çimentonun cilt ve göz
ile temas etmesi halinde maruz kalan çalışana zarar verdiği uzun zamandır bilinmekte-
dir. Transmikser operatörleri yükleme, boşaltma ve temizleme işlemleri süresince prizini

- 280 -
Özge Akboğa, Selim Baradan

almamış beton ile temas etmek durumunda kalabilir. Çözüm olarak, priz almış beton
hazne içinden temizlenirken beton ile temas önlenmeli, çalışanlar hazne içine girme-
den önce gerekli KKD kullanmalıdır. Ek olarak çalışanlar işlemler sonrasında yapılması
gereken kişisel bakım hakkında bilgilendirilmelidir.
Gözde Yabancı Cisim: maruz kalınan riskler uçan zerrecikler ve sıçrayan agrega, sulu çi-
mento ve beton gibi malzemelerin göze kaçması olarak özetlenebilir. Göz yaralanmaları
hem üretim sahasında hem de döküm alanında oluşabilir. Bu nedenle çalışanlar KKD ile
olası temaslardan korunmalıdır.
Sürüş Güvenliği: potansiyel tehlikeler; tesisteki, yoldaki ya da döküm alanındaki çar-
pışmalar, tesis manevra istasyonunda ya da döküm alanında geri geri giden araçların
çarpması, sabit olmayan, engebeli ya da dik zemini olan döküm alanlarında boşaltma
yapmak, sürüş esnasında yuvarlanmaktır. Tehlikeyi azaltmak için operatörler çalışma
ortamı hakkında bilgilendirilmelidir ve operatörlerin seyir hızı denetlenmelidir. Ayrıca
operatörler sağlıklı sürüş teknikleri hakkında bilgilendirilmelidir ve araçların fren sis-
temleri düzenli olarak denetlenmelidir.

Sonuçlar
Tespit edilen tehlikeler ve çözüm önerileri laboratuvar, üretim ve dağıtım alt başlıkları
altında özet şekilde aşağıdaki Tablo 1’de sunulmuştur. Yapılan incelemelere göre sektör-
de sıklıkla karşılaşılan kaza türü kayma, düşme ve takılmalardır. Sektördeki ölümlü kaza
nedenlerinin başında ise motorlu araçların insanlara / cisimlere çarpması gelmektedir.
Enerji kaynaklarında kilitleme/etiketleme prosedürlerinin uygulanmaması da birçok ka-
zaya sebebiyet vermektedir.
Yapılan iş tehlike analizleri sonucunda hazır beton tesislerinde sayısız tehlike olduğu
tespit edilmiştir. Üretim aşamasında tesis içinde çalışanların karşı karşıya kaldığı riskle-
rin, çalışma koşulları ve üretim sürecinde önemli değişiklikler olmadığı sürece, sistema-
tik bir yaklaşımla azaltılabileceği şüphesizdir. Ancak, esas risk altında olan grup trans-
mikser operatörleridir. Bu işçi grubunun görevi sadece şoförlük olmayıp aynı zamanda
inşaat sahalarına araçlarıyla girip hazır betonun dökümünde görev almaktadırlar. Bu
kişiler şantiyelere girdikleri zaman şantiyelerde çalışan diğer işçilerin maruz kaldığı bir-
çok riskle burun buruna çalışmaktadır. Hatta geçici olarak o şantiyede bulundukları için
içinde bulundukları riskli ortamdan haberdar olmamakta ve kaza geçirme olasılıkları
yüksek olmaktadır. Transmikser operatörlerinin yüksek riskli çalışma koşullarının iyileş-
tirilmesi için ya beton dökümü sırasındaki sorumluluklarının azaltılması ya da kapsamlı
ve detaylı iş güvenliği eğitiminden geçtiklerinden emin olunmalıdır (Akboğa, Ö, 2010).
İş güvenliği kültürünün sadece çimento sektörü tabanlı şirketlerde oturmuş olduğu ve
diğer tesislerde iş güvenliğine gereken önemin verilmediği, herhangi bir iş güvenliği
yönetim sistemi olmadığı ve iş güvenliğine “angarya iş” olarak bakıldığı gözlenmiştir.
Sektörün iş güvenliği açısından bir başka handikabı ise kaza istatistiklerinin istenilen
düzende toplanamamasıdır. THBB “Kalite Güvence Sistemi” sayesinde birliğe üye olan
firma ve tesisleri düzenli bir şekilde denetlemektedir. Ancak, bu denetim mekanizması-
na “iş güvenliği” kriteri istenilen düzeyde eklenmemiştir. Bu yüzden, bağımsız olarak iş
kazası istatistik toplama çabaları sonuçsuz kalmaktadır. Tüm bunlara rağmen THBB “işçi
sağlığı ve iş güvenliği” konusuna önem vermekte ve sektörde iş güvenliğini oluşturma
çabalarını “Mavi Baret” yarışması gibi uygulamalarla sürdürmektedir.

- 281 -
Hazır Beton Sektöründe İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği

Tablo 1 - Tehlike ve Çözüm Özet Tablosu


Tehlike Çözüm
Laboratuvar
Silika ihtiva eden toz
Havalandırma sistemi, Vakumlu hava filtresi, KKD (solunum maskesi)
karışımlar
Gürültü maruziyeti Ses yalıtımı, KKD (kulaklık)
Sıcak agrega ile temas KKD (eldiven), Eşleşmeli çalışma, Kimyasallar kapalı dolapta muhafaza
sonucu yanık oluşumu edilmeli
Üretim
KKD (baret, çelik burunlu ayakkabı), Taşıma bandının panel ile kapatıl-
Bantta taşınan malze- ması (Aynı zamanda panelin iki yanında bulunan merdivenler müdahale
menin dökülmesi gerektiren durumlarda güvenli çalışma ortamı sağlar), Kilitleme/Etiketleme
sistemi
Sistem ile temas
durumunda sıkışarak Gerdirme konveyörü, Mekanik kısımlara sadece yetkili kişilerin girmesi,
yaralanma
Yangın tüpü ve gerekli teçhizat bulundurulmalıdır, yanında temas yolu ile
Yangın ve yanık çalışanlarda yanıklara neden olabilecek sıcak su aktarım borularının yalıtım
yolu ile kapatılması ve sıcak su aktarımında kullanıldığı belirtilmelidir
Ortamdaki kirli hava Havalandırma sistemi tüm iç mekanlarda sürekli olarak bulunmalı
Üretim binasındaki bütün katlarda bulunan kapak ihtiyaç görüldüğünde
Ergonomi açılmalı, yüksekten düşmeyi önleyen korkuluklar yerleştirildikten sonra
mobil bir vinç yardımı ile malzeme üst katlara aktarılmalı
Motorlu araçların Araçlar kapalı devre televizyon sistemi (CCTV) ile donatılmış olmalı, Tüm
insanlara / cisimlere operasyonlarda reflektör giysi kullanılmalı, Araçların korunmasız kenara
çarpması geçmesi engellenmeli, Cep telefonu kullanımı politikası uygulanmalı
Hammadde temini
Çalışanlar gerekli eğitimi almalı, Makine ve teçhizatlara gerekli bakım ve
için delme ve patlatma
onarım düzenli yapılmalı
işlemleri
Dağıtım
Tırmanma ihtiyacını azaltmak ve portatif merdiven kullanımını minimum-
da tutmak için düzenleme yapılmalı,Hazne kapağı etrafında koruma paneli
oluşturulmalı,Yüksekteki çalışmalar için merdiven ve korkuluklu platform-
Kayma, takılma, düşme lar kullanılmalı, Sahada sürekli olarak MEWP bulundurulmalı, Tesis ya da
binaların inşası/ yıkılması/ modifiyesi sırasında emniyet ağları kullanılmalı,
Taş ocağında çalışanların kenarlardan düşme riski bariyer sistemi kullanıl-
ması ile önlenmeli
Hareketli parçalar uygun bir şekilde koruma altına alınmadan çalıştırılma-
Çarpma ve mekanik malı, Makine/mekanizma bakım sonrasında izinsiz çalıştırılmamalı, Çalışan-
tehlikeler lar eğitilmeli, Her alan özel olarak her makine/mekanizma için kilitleme/
etiketleme kurallarını içeren yazılı politikaya sahip olmalı
Kabin içinde kıvrılma ve dönme hareketlerini minimuma indiren dona-
nımlar kullanılmalı, Bütün vücut titreşimi azaltılmalı, Sürüşe saat başı ara
Ergonomik riskler
verilmeli, Kabinler genişletilmeli, Ağır kaldırma işlemleri için ikişerli gruplar
oluşturulmalı
Ses iletim setleri ve yalıtım tabakası kullanılmalı, Operatörler düzenli olarak
Gürültü
duyma testine tabi tutulmalı, KKD kullanılmalı, Operatörler eğitilmeli

- 282 -
Özge Akboğa, Selim Baradan

Yalnız çalışma yapılmamalı, Gerekli eğitim verilmeli, KKD kullanılmalı,


Kısıtlı alan
Gerekli havalandırma sistemi sağlanmalı
Mikser haznesi temizlenmesi işlemi ıslak metotlarla ve ya havalandırma
sistemi yardımı ile yapılmalı, Kırıntı ve döküntüsü olan işlerde su püskürt-
Silika maruziyeti me tekniği ve ıslatma prosedürü uygulanmalı, Gerekli görüldüğü takdirde
solunum cihazı ile çalışma ortamında ölçüm yapılmalı, KKD (toz maskesi)
kullanılmalı
Eller nötr ya da hafif asidik sabun ve bol su ile yıkanmalı, İş giysileri günlük
Kimyasal ve yanıklar
giysilerden ayrılarak temizlenmeli, Doğru eldiven seçilmeli ve kullanılmalı
Göz KKD kullanılmalı, Temiz iş sahası oluşturulmalı
Sürüş güvenliği Sürücüler hız sınırlarına uymalı, Sürücülere hız denetimi uygulanmalı

Kaynaklar
Chao, E. and Henshaw, J. , 2002, Job Hazard Analysis, Occupational Safety and Health
Administration (OSHA), USA, 50 p.
Clark, N. , Dropkin, J. , and Kaplan, L. , 2001, Ready Mixed Concrete Truck Drivers: Work-
Related Hazards and Recommendations for Controls, Construction Hygiene and Er-
gonomics Program, USA, 27p.
Akboğa, Ö., 2010, “Hazır Beton Sektörün İş Güvenliği Açısından Analizi”, Ege Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 113 s.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), 2011, İstatistik Yıllıkları, ulusal veri Yayınlama Takvi-
mi, http://www.sgk.gov.tr/wps/portal/!ut/p/c1/04_SB8K8xLLM9MSSzPy8xBz9-
CP0os_gAS-PAAE8TIwN3d09XAyNjr1AnQ6dgQ-dgI6B8JJK8hZuHOVDeMNTI1-
cXY0MDdiIBuP4_83FT9gtyIcgCElpjh/dl2/d1/L2dJQSEvUUt3QS9ZQnB3LzZfUDkzU
VBJNDIwMEZJQzAyVkxUUjdFTzBTRDQ!/ (Erişim Tarihi: 28/06/2011)
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), 2010, http://www.thbb.org/Content.aspx?ID=125,
(Erişim Tarihi: 29/06/2011)
Erdoğan, T. , 2003, Beton, ODTÜ Geliştirme Vakfı Yayıncılık ve İletişim A.Ş. Yayını, Ankara,
741s.
TS EN 206-1, Nisan 2002, Türk Standartları Enstitüsü, Ankara

- 283 -
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

Yapım İşlerinde İskele Kurulumu ve


İş Güvenliği İlişkisi

Ercan Erdiş1, Hilmi Coşkun2, İ. Halil Gerek3

Özet
İnşaat sektöründe iş kazalarının büyük bölümü yüksekten düşme sonucu meydana gelmek-
tedir. Bunların bir kısmı da amaca uygun bir şekilde yapılmayan iskelelerden kaynaklan-
maktadır. İnşaat işlerinde işin niteliğine bağlı olarak, çeşitli nitelikte ve çeşitli malzemeler
kullanılarak yapılan iskelelerde, iskele türüne karar vermeden önce bunlardan hangisinin
daha güvenli, ekonomik ve kullanışlı (pratik) olacağı konusunda ayrıntılı bir ön çalışma
yapılmalıdır. Buna ilave olarak, amaca uygun belirlenen iskelelerin kurulması ve kullanımı
sırasında dikkat edilecek hususların bilinmesi ve alınacak önlemlerin belirlenmesi gerek-
mektedir.
Ülkemizde, özellikle iskele ekibinin bu konularda bilgilendirilmeleri için gerek uzmanların,
gerekse uygulamada görev alan tecrübeli personelin görüşlerini ve birikimini inceleyen
araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. İskelelerin kurulum ve sökümü sırasında dikkat edile-
cek hususlar ve iskele üzerinde alınması gereken önlemler ile ilgili olarak yapılan araştırma-
lar ülkemizde henüz istenen seviyede değildir.
Bu çalışmada, Hatay bölgesinde, genelde konut şantiyelerinde, iskelelerin kurulumundan
sorumlu teknik personeller ile “Yapım İşlerinde İskelelerin Kurulumu ve İş Güvenliği İlişkisi”
isimli bir anket çalışması yapılmıştır. Anket kapsamında iskelelerin istenen nitelikte kurul-
ması için, kurulumu esnasında dikkat edilecek hususlar, iskele üzerinde ve çevresinde iş
güvenliği konusunda alınan önlemler belirlenmiştir. Çalışma sonucunda iskele ekiplerinin
ve şantiyede görevli teknik personelin bu konularda daha fazla eğitim görmelerinin uygun
olacağı sonucuna ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: İskele kurulumu, kalite, yüksekten düşme, iskele sökümü, konut şanti-
yesi.

1
Mustafa Kemal Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İskenderun. - eerdis@mku.edu.tr
2
Mustafa Kemal Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İskenderun. - hcoskun@mku.edu.tr
3
Korkut Ata Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Osmaniye. - ihgerek@hotmail.com

- 285 -
Yapım İşlerinde İskele Kurulumu ve İş Güvenliği İlişkisi

Giriş
Dünya çapında inşaat sektöründeki işçilerin diğer işçilere oranla üç kat daha fazla hayat-
larını kaybettikleri ve iki kat daha fazla yaralandıkları bilinmektedir. İnşaatlarda iş kaza-
larının büyük bölümü yüksekten düşme sonucu meydana gelmektedir. Ülkemizde yılda
1000’ in üzerinde, AB’de ise her yıl 1300 kişi inşaat kazalarında hayatını kaybederken,
kazalar arasında en sık yaşananın ise yüksekten düşme olduğu belirtilmektedir (Toprak
Seyahat Yayın ve Yapımları, 2011; Cihan Haber Ajansı, 2010). OSHA (Avrupa İş Sağlığı ve
Güvenliği Ajansı) istatistikleri, 3,4 metre üzerinde çalışırken düşen insanların %85’inin
hayatını kaybettiğini göstermektedir. Bu kazaların büyük bir bölümü ise iskelelerden
düşme neticesinde meydana gelmektedir. İskelelerdeki kazaların % 28 inin de kurulum
öncesi kontrollerin yetersizliğinden kaynaklandığı bilinmektedir (Tuğrul, 2009). Bunun
yanında iskele elemanlarının yeterince sağlam tutturulmaması, ihmalkarlık ve dikkatsiz-
lik de iskeleler üzerinde yapılan işlerde ölümcül kazalara neden olmaktadır. Bu neden-
le, bu çalışma ile iskelelerde iş kazalarına neden olabilecek faktörlere karşı farkındalık
yaratılarak, şantiyelerdeki iskelelerin kurulumu ve kullanımı sırasında alınması gereken
önlemler ve bunların iş güvenliği ile ilişkisi özetlenmiştir.

İskele ve İş Güvenliği İlişkisi


İnşaat şantiyelerinde genelde işin niteliğine bağlı olarak, sıvacı iskelesi, sehpa (sıpa) is-
kele, asma iskele, rampa iskele, çıkma iskele gibi çeşitli nitelikte ve çeşitli malzemeler
kullanılarak iskeleler yapılabilmektedir. İskele türüne karar vermeden önce, ilk olarak,
bunlardan hangisinin daha güvenli, ekonomik ve kullanışlı (pratik) olacağı konusunda
ayrıntılı bir ön çalışma yapılmalıdır. Bu nedenle seçilen iskelenin karmaşıklığına bağlı
olarak kurma, kullanma ve sökme planı “Yapı İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzü-
ğü” gereği uzman bir kişi tarafından ve bu tüzük hükümlerine göre yapılmalıdır (Uykun,
2008).
Bu kişi, iskele ekibi ve/veya taşeronuna, iskelenin kurulması, kullanımı ve sökülmesi sı-
rasında karşılaşılabilecekleri iş kazası olasılıklarını ve dikkat edilmesi gereken hususları
hatırlatarak, işin hangi aşamalarında ne tür iş güvenliği araçlarını kullanacaklarını açıkça
belirtmelidir. Ayrıca bu araçların teslim edildiğine ve bunları kullanacaklarına dair bir
belge de düzenleyerek karşılıklı olarak imzalatmalıdır (Öcal, 2010).
Bu aşamada yapılması gereken ilk iş, uygun şartlarda depo edilen iskelenin boyutla-
rının; zemininin sağlamlığına, kullanım amacına ve projesine uygun olarak oluşturul-
masına dikkat edilmelidir. Yine iskele için kullanılan malzemesinin standardizasyonu
da (uygun ve boyasız olması vb.) bu aşamada büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle
iskele kurulumundan önce muhakkak bu yönde bir teknik rapor düzenlenmelidir.
İskelelerin kurulumu, kullanımı ve sökümü sırasında toplu ve kişisel korunma önlemleri
de alınmalıdır. Toplu koruma önlemleri ile ilgili olarak özellikle kurulum esnasında “Yapı
İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü” ne göre hareket edilmeli, teknik açıdan ise
aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir (Vink ve ark., 1997; De Looze ve ark., 2001; Van
der Beek ve ark., 2005; Chang ve ark., 2009; Öcal, 2010):
• İskele dengeli olmalı, yanal deplasman yapıp yapmadığına dikkat edilmeli,
• İskele korkulukları ve süpürgelikleri uygun ve yeterli olmalı,
• Bir ağ sistemi oluşturulmalı,

- 286 -
Ercan Erdiş, Hilmi Coşkun, İ. Halil Gerek

• İskele gabarisi uygun bir şekilde belirlenmeli,


• Döşemesinde aralık ya da açıklık olup olmadığına bakılmalı,
• Bağlantı elemanlarının ve çaprazların uygunluğu ve yeterliliği araştırılmalı,
• Boru ve madeni/teleskopik iskelelerin kurulumu söz konusu ise uygun şekilde top-
raklanmalı,
• İskele merdiveninin eğimine ve boyasına da dikkat edilmeli, üst ve alt ucu sağlam-
ca sabitlenmeli,
• İskelenin iş makinelerinden emniyetli mesafede olup olmadığına bakılmalı, ve
• Arıza/kaza halinde ulaşım imkanı sağlanmalıdır.
Kişisel önlemler olarak da düşmeyi sınırlandıran veya durduran yöntemler tercih edil-
melidir (Uykun, 2008; Vink ve ark., 1997; De Looze ve ark., 2001; Van der Beek ve ark.,
2005; Chang ve ark., 2009; Öcal, 2010). Bu doğrultuda;
• İskele yetkili personelin yönetim ve gözetiminde kurulmalı,
• Yüksekte çalışma eğitimi almış işçilerle çalışılmalı,
• İskele üzerinde çalışacakların bu iş için sağlık raporu olup olmadığına bakılmalı,
• İskele üzerinde çalışanlara baret, emniyet kemeri, güvenlik halatı ve benzeri kişisel
koruyucu donanımlar verilmeli,
• Kurulmakta olan iskele üzerinde çalışma yapılmamalı,
• Kurma, sökme veya değişiklik yapılması sırasında iskelenin kullanıma hazır olma-
yan kısımları, “Güvenlik ve Sağlık İşaretleri Yönetmeliğine” uygun şekilde genel
uyarı işaretleri ile işaretlenmeli ve tehlikeli bölgeye girişler fiziksel araçlarla önlen-
meli,
• Malzeme düşmesini önleyecek tekmelikler yapılmalı,
• İskele taşıma gücü açıkça görülecek bir şekilde etiketlenmeli,
• İskelenin tamiratı ve rutin bakımı yapılmalı,
• Gece çalışması için iskele platformu yeterince aydınlatılmalıdır.
Son olarak iskelenin kurulması, kullanılması ve sökülmesi aşamalarında çalışma mahal-
li belirli aralıklarla dolaşılarak, çalışanların çalışma ortamı ve yaptıkları işin gereği olan
iş güvenliği araçlarını kullanıp kullanmadıkları denetlenmeli, kuralsız çalışma yapıldığı
tespit edilmesi halinde gerekli uyarılar yapılmalı, sorumlulara bilgi verilmeli ve bu işlem-
ler belgelenmelidir (Öcal, 2010).

Materyal ve Metot
Bu çalışmada “Yapım İşlerinde İskelelerin Kurulumu ve İş Güvenliği İlişkisi” ni belirlemek
amacıyla Hatay ilinde, iskelesi kurulu olan 36 inşaat şantiyesinde, iskelelerin kurulumu,
ve kullanımı sırasında alınan ve alınmayan güvenlik önlemlerinin neler olduğunun tes-
pitine dönük bir anket çalışması yapılmıştır. 36 anketin tamamı inşaat şantiyelerinde
yapılan yüz yüze görüşmelerle gerçekleştirilmiştir. Çalışmada şantiyede görevli perso-
nelin verdikleri yanıtlar anket verileri olarak belirtilirken, anketi yapan araştırmacının
bağımsız gözlemleri ayrı olarak sunulmuştur. Sonuçlar; literatür verileri ve ankete veri-
len cevaplar ile şantiyede yapılan gözlemler neticesinde elde edilen verilerin özeti ni-
teliğindedir.

- 287 -
Yapım İşlerinde İskele Kurulumu ve İş Güvenliği İlişkisi

Anket cevaplarının ve gözlem sonuçlarının derlenmesinde, ölçülen verilerin dağılımı-


nı ve değişkenliğini görüntülemek ve analiz etmek için frekans tabloları kullanılmıştır
(Yükselen, 2000).

Anket Sonuçlarının Değerlendirilmesi


Çalışmanın bulgular kısmı 36 inşaat şantiyesinde, iskelelerin kurulumu sırasında dikkat
edilecek hususlar ile iskele üzerinde ve çevresinde iş güvenliği konusunda alınan ön-
lemleri kapsamaktadır. Anket sonuçları tablolarda sunulurken değerlendirme kolaylığı
sağlaması amacıyla ilk sütunda bulunan değerlere göre büyükten küçüğe sorular sıra-
lanmıştır.

Tablo 1 - Şantiyelerde Kullanılan İskele Tipi


İskele Tipi Sıklık %
Teleskopik (çelik) 32 73
Ahşap iskele 12 27
Toplam 44 100

Tablo 1’ den de görüldüğü üzere Hatay’daki inşaat şantiyelerinde sektörde yaşanan tek-
nolojik yenilikler paralelinde %73’ lük bir oranla Teleskopik iskeleler kullanılmaktadır.

Tablo 2 - İskelelerin Kurulumu Sırasında Dikkat Edilen Hususlar


Evet Hayır
Anket Gözlem Anket Gözlem
İskelelerin kurulumu sırasında dikkat edilen
verileri verileri verileri verileri
hususlar
Sıklık

Sıklık

Sıklık

Sıklık
%

İskele ve boyutlarının, yapılacak işe ve amaca


35 97 35 97 1 3 1 3
uygunluğuna bakıyoruz
İskele zemininin sağlamlığını kontrol ediyoruz 35 97 34 94 1 3 2 6
Bağlantı elemanlarının ve çaprazların uygunlu-
35 97 30 83 1 3 6 17
ğuna ve yeterliliğine dikkat ediyoruz
İskele korkulukları ve süpürgeliklerin uygun ve
34 94 26 72 2 6 10 28
yeterli olmasına dikkat ediyoruz
İskelenin dengesine, yanal deplasman yapıp
33 91 34 94 3 9 2 6
yapmadığına bakıyoruz
İskele malzemesinin uygun şartlarda depo edil-
32 88 27 75 4 12 9 25
mesine çalışıyoruz
İskele döşemesinde aralığın olup olmadığını
32 88 22 61 4 12 14 39
kontrol ediyoruz
İskele merdiveninin üst ve alt ucunun sağlamca
32 88 35 97 4 12 1 3
sabitlenmesini sağlıyoruz

- 288 -
Ercan Erdiş, Hilmi Coşkun, İ. Halil Gerek

İskelenin projesine uygun olarak oluşturulmasına


31 86 34 94 5 14 2 6
çalışıyoruz
İskele gabarisinin uygun bir şekilde belirlenmesi-
31 86 29 81 5 14 7 19
ne çalışıyoruz
İskele merdiveninin eğimine ve boyasına özen
27 75 28 78 9 25 8 22
gösteriyoruz
Boru ve madeni/teleskopik iskelelerin, uygun
24 66 27 75 12 34 9 25
şekilde topraklanmasına çalışıyoruz
İskele malzemesinin boyasız ve uygun olmasına
22 61 24 67 14 39 12 33
özen gösteriyoruz

Tablo 3 - İskele Üzerinde İş Güvenliği Konusunda Dikkat Edilen Unsurlar


Evet Hayır
Anket Gözlem Anket Gözlem
İskele üzerinde iş güvenliği konusunda dikkat
verileri verileri verileri verileri
edilen unsurlar
Sıklık

Sıklık

Sıklık

Sıklık
%

%
İskelenin iş makinelerinden emniyetli mesafede
34 94 35 97 2 6 1 3
olup olmadığına
Cisim düşmesi için muhtemel yerlerde baret
34 94 25 69 2 6 11 31
kullanılmasına
İskelenin tamiratının ve rutin bakımının yapıl-
34 94 21 58 2 6 15 42
masına
İskele döşemesinde aralık veya açıklık durumuna 33 92 22 61 3 8 14 39
İskeleye ulaşımın güvenli olup olmadığına 32 89 28 78 4 11 8 22
Arıza/kaza halinde ulaşım imkanına 32 89 33 92 4 11 3 8
Kurulmakta olan iskele üzerinde çalışma yapıl-
32 89 34 94 4 11 2 6
mamasına
İskele üzerinde çalışacakların bu iş için sağlık
32 89 28 78 4 11 8 22
raporu olup olmadığına
İskelenin, yetkili personelin yönetim ve gözeti-
31 86 35 97 5 14 1 3
minde kurulmasına
İskele üzerinde çalışanların kullanacağı kişisel
30 83 28 78 6 17 8 22
koruyucu donanımlarına
İskelenin ilgili yasal mevzuata uygunluğuna 30 83 23 64 6 17 13 36
Boşlukların bariyerlerle emniyet altına alınmasına 28 78 29 81 8 22 7 19
İskele üzerinde çalışan personel için düşmeyi
24 67 21 58 12 33 15 42
önleyici sistem geliştirmeye
İskele taşıma gücünün görülecek bir şekilde bir
20 56 21 58 16 44 15 42
etiketle belirtilmesine
Gece çalışması için yeterli aydınlatmanın olup
17 47 17 47 19 53 19 53
olmadığına
İşçilerin yüksekte çalışma eğitimi alıp almadığına 16 44 18 50 20 56 18 50

- 289 -
Yapım İşlerinde İskele Kurulumu ve İş Güvenliği İlişkisi

Tablo 2’de anket ve gözlem verilerinden de görüldüğü üzere iskeleden sorumlu teknik
personellerin iskelelerin kurulumu sırasında bazı eksikliklere rağmen teknik açıdan be-
lirtilen kurallara uydukları görülmektedir. Yapılan gözlemlerde ise iskele çalışanlarının
kurulum aşamasında nispeten gösterdikleri özeni kullanım aşamasında göstermedik-
leri görülmektedir.
Tablo 3’de ise katılımcıların ankete verdikleri cevaplarda işçi sağlığı ve iş güvenliği ko-
nusuna fazlasıyla önem verdiklerini, ancak iskele üzerinde çalışan işçilerinden yüksekte
çalışma eğitimi alıp almadığı yönünde bir belge istemedikleri (%56), gece çalışması için
yeterli bir aydınlatma sistemlerinin olmadığı (%53) ve iskele taşıma gücünü gösterecek
bir etiketin iskelelerde olmadığını (%44) belirtmişlerdir. Elde edilen gözlem verilerine
bakıldığında ise aslında bu konudaki eksikliklerin daha fazla olduğu anlaşılmaktadır
(Tablo 3). Yapılan gözlemler, sektörde yaşanan ölümcül kazaların iskele çalışanlarında
daha fazla farkındalık yarattığı, dolayısıyla bu kişilerin bilinç düzeyinin diğer inşaat-ima-
lat işlerinde çalışanlara oranla daha fazla olduğunu göstermektedir.

Tablo 4 - İskele Kurulumu Sırasında Ekip Verimliliğini Düşürecek Unsurlar

İskele kurulumu sırasında ekip verimliliğini düşürecek


Sıklık %
unsurlar
İskelede kullanılacak aletlerin ve malzemelerin zama-
35 17
nında gelmemesi
İskelenin yapımında kullanılacak aletlerin bozulması 35 17
İskeleyi kuracak ekip elemanlarının zamanında gel-
33 16
memesi
Ortamdaki malzeme/ekipmanın çok kalabalık yap-
25 12
ması
İskele yapımının farklı duruş pozisyonları gerektirmesi 25 12
İskelenin kurulduğu ortamın aşırı sıcak/soğuk/yağışlı/
21 10
rüzgarlı/nemli olması
İskele etrafında çalışan işçi sayısının çokluğu 19 9
İskelenin kurulumu için şantiye şefinin emrinin bek-
16 8
lenilmesi
Toplam 209 100

Buna ilave olarak iskele kurulumu sırasında verimliliği düşürecek unsurların neler ol-
duğu sorusuna ise; katılımcıların %17’si iskelede kullanılacak aletlerin ve malzemelerin
zamanında gelmemesinin, %17’si iskelenin yapımında kullanılacak aletlerin bozulması-
nın-standardizasyonun olmamasının ve %16’sı ise iskeleyi kuracak ekip elemanlarının
zamanında gelmemesinin olduğu yönünde cevap vermişlerdir.
Anket çalışması yapılırken gözlenen bazı eksiklikler fotoğraflanmıştır. Şekillerde görül-
düğü gibi iskelelerin kurulumu ve kullanımı esnasında pek çok eksiklik olabilmektedir.
Bu tür eksiklikler neticesinde, sonucu tüm paydaşları üzebilecek türden iş kazaları ile
karşılaşma olasılığı artmaktadır.

- 290 -
Ercan Erdiş, Hilmi Coşkun, İ. Halil Gerek

- 291 -
Yapım İşlerinde İskele Kurulumu ve İş Güvenliği İlişkisi

Sonuçlar
İskelelerin kurulumu, kullanımı ve sökümü konularında yaşanan temel problemlerin ba-
şında, bu konuda yapılan ve var olan yasal düzenlemeler rağmen “İskelelerin asıl/alt iş-
verenlerce veya devlet tarafından yeterince denetiminin sağlanamaması” gelmektedir.
Yapılan anket ve elde edilen gözlemler neticesinde de, iskelelerde kurulum ve kullanım
aşamalarında düşmeye karşı gerekli tedbirlerin yeterince alınmadığı, çalışma platform-
larında bir takım eksikliklerin olduğu görülmüştür. Bu doğrultuda iskelelerin kurulması,
kullanımı ve kontrol işlerini yapacak kişilerin yetkinliklerinin artırılması gerekli olduğu
görülmektedir. Bu da yapılacak yasal düzenlemeler ve denetimlere ilave olarak, bu ko-
nuda şantiyede görevli teknik personelin daha fazla eğitim görmeleri ile mümkün ola-
caktır.

Kaynaklar
Chang, F. L., Sun, Y. M., Chuang, K. H. and Hsu, D. J., (2009), “Work fatigue and physiolo-
gical symptoms in different occupations of high-elevation construction workers”,
Applied Ergonomics, Vol. 40, No. 4, pp. 591-596.
Cihan Haber Ajansı,. (2010), İnşaatlarda Sağlam İskele Kurulmaması Yüksekten Düşme-
leri Artırıyor, http://www.sondakika.com/haber-insaatlarda-saglam-iskele-kurulma-
masi yuksekten-2361078/ [Erişim Tarihi:15.06.2011].
De Looze, M. P., Urlings, I. J. M., Vink, P., van Rhijn, J. W., Miedema, M. C., Bronkhorst, R. E.
and van der Grinten, M. P., (2001), “Towards successful physical stress reducing pro-
ducts: an evaluation of seven cases”, Applied Ergonomics, Vol. 32, No. 5, pp. 525-534.
Öcal, M. E., (2010), Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Planı, http://www.emlakforumu.net/
yapi-islerinde-saglik-ve-guvenlik-plani-t183.0.html [Erişim Tarihi:18.06.2011].
Toprak Seyahat Yayın ve Yapımları,. (2011), İnşaat Dünyası’nda Yüksekte Çalışma Uzman-
ları http://www.toprakyc.com/ver2/index.php?option=com_content&view=article
&id=30&Itemid=19&lang=tr [Erişim Tarihi:19.06.2011].
Tuğrul, C., (2009), Yüksekte Çalışma, www.isguvenlikciler.com/.../YKSEKTE%20ALIMA
%20 proje.doc [Erişim Tarihi:15.06.2011].
Uykun, O., (2008), Yüksekte Yapılan Çalışmalarda İSG Uygulamaları, İş Sağlığı ve Güven-
liği Eğitimi (ÇASGEM), Tuzla.
Van der Beek, A. J., Mathiassen, S. E., Windhorst, J. and Burdorf, A., (2005), “An evaluation
of methods assessing the physical demands of manual lifting in scaffolding” , Appli-
ed Ergonomics, Vol. 36, No. 2, pp. 213-222.
Vink, P., Urlings, I. J. M. and van der Molen, H. F., (1997),” A participatory ergonomics
approach to redesign work of scaffolders”, Safety Science, Vol. 26, No. 1-2, pp. 75-85.
Yükselen, C., (2000). Pazarlama araştırmaları. Detay Yayıncılık, 154 s., Ankara.

- 292 -
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

İnşaat Sektöründe Yüksekte Çalışma

Beste Ardıç1

Özet
Bu bildiride Yapı İşlerinde yüksekte çalışma sırasında oluşabilecek riskler ve dizayn aşama-
sından, planlama ve uygulama safhalarına kadar alınabilecek kontrol metotları ile mevzu-
atımızda bu konuda var olan eksiklikler irdelenecektir. Ayrıca Yüksekte Çalışma konusunu
yasalar ile çözümleyen ülkelerdeki durum değerlendirilerek ülkemizde yapılması gereken
düzenlemeler tespit edilmeye çalışılacaktır.
Hızla gelişen teknolojinin yapı iş koluna da yansıması ile hızlı ve yüksek katlı inşaat yapı-
mı mümkün kılınmıştır. Ancak inşaat mühendisi olan bizlere planlama, hesaplama, kalite
kontrolü gibi pek çok kalem en ince detayları ile öğretilmiş olduğu halde çalışanlarımızın
can güvenliğini nasıl sağlayacağımız ne yazık ki öğretilmemektedir. Bu nedenledir ki yük-
sekte çalışmanın kaçınılmaz olduğu inşaat iş kolunda en son çare olarak seçilmesi gereken
emniyet kemeri kullanımı, uygulaması en sık seçilen metottur. Oysa bu uygulamaya gidil-
mesi kaza olasılığını çalışanın davranışsal yaklaşımına bırakmaktan öteye gidememekte-
dir.
Anahtar Kelimeler: İş Sağlığı ve Güvenliği, İnşaat Sektörü, Yüksekte Çalışma, Risk Kontrol
Hiyerarşisi, Risk Kontrol Metotları, Tasarım Aşamasında İş Güvenliği

Giriş
Yaşanan her üç iş kazasından biri düşmeler ve yüksekten düşen cisimler sonucu oluş-
maktadır. Yüksekte çalışmalarda oluşan iş kazaları aynı zamanda en şiddetli sonuçlanan
iş kazaları arasındadır. “Yüksekte çalışma gerçekleştirenler, yer çekiminin insana saygısı
olmadığını unutmamalıdır. Yüksekten düşmeler, geçici / kalıcı sakatlık, ölüm gibi isten-
meyen sonuçları ile herkes üzerinde etkilidir”

Yükseklik Kavramı
Peki, ‘Yüksek’ Nedir? İngiltere’de 2005 yılında yürülüğe giren ‘Yüksekte Çalışma Yönet-
meliği’ bu mesafeyi önceleri 2 metre olarak tespit etmiş iken, daha sonra yapılan re-

1
Etkin İş Sağlığı ve Güvenliği Danışmanlık, İstanbul. İMO İstanbul Şubesi İSG Kurul Eş Başkanı. -
besteardic@etkinisg.com

- 293 -
İnşaat Sektöründe Yüksekte Çalışma

vizyonla yükseklik tanımını ‘Düşme sonucu insanın yaralanmasına neden olabilecek


mesafe’ olarak yapmıştır.
Türk mevzuatında yükseklik kavramı ile ilgili mesafe doneleri; İşçi Sağlığı ve İş Güven-
liği Tüzüğü’nde 4 metre üzerindeki mesafelerde gerekli güvenlik tedbirlerinin alın-
ması (Madde 521) şeklinde yer bulmuş iken, Yapı İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği
Tüzüğü’nde 3 metre ve üzerindeki yüksekliklerde güvenlik kemeri kullanımını zorunlu
tutulmuştur(Madde 13).
Yüksekten düşme olayı genellikle ‘yüksek seviyeden düşmeler’ olarak algılanmaktadır.
Ancak yapılan araştırmalar 2 metrenin altındaki seviyelerde gerçekleşen düşmelerin,
%74 oranında major yaralanmalarla sonuçlandığını göstermektedir. Bu nedenle her iki-
si de 1974 yılında yayımlanmış olan tüzüklerimizde anılan mesafelerin; gelişen teknoloji
karşısında yeterli olmadığı aşikardır.

Yapı İş Kolunda Yüksekte Çalışma ve Yüksekten Düşmeler


Yapı iş kolunda hemen hemen her iş kaleminde yüksekte çalışma mevcuttur. Yüksekte
çalışmalarda en sık yaşanan kaza tiplerini: merdiven ve çalışma platformlarından düş-
meler, çatılardan düşmeler, iskeleden düşmeler, asansör boşluğu ya da döşeme üzerin-
deki muhtelif şaftlardan düşmeler, döşeme açıklıklarından düşmeler, vinçlerden düş-
meler, malzeme düşmeleri olarak örneklemek mümkündür. Bu bağlamda çalışanları ve
ailelerini korumak için gerekli planlama, doğru koruma ekipman ve önlemlerinin sağ-
lanması işin gereği olarak algılanmalıdır.
2 metre yüksekliği baz alınacak olur ve 2 metrenin altında gerçekleşen düşmeler ‘dü-
şük seviyeden düşmeler’, 2 metre üzerinde gerçekleşen düşmeler ise ‘yüksek seviyeden
düşmeler’ olarak tanımlanacak olur ise, inşaat iş kolunda düşük seviyede gerçekleştiri-
len çalışmaların yüksek seviyede gerçekleştirilenlere oranla daha çeşitli aktivite ve daha
uzun süreli olarak karşımıza çıktığı görülecektir. Çatılardan düşmeler ‘yüksek seviyeden
düşmeler’, araç/ iş makinelerinden düşmeler ‘düşük seviyeden düşmeler’, merdiven ve
iskeleden düşmeler ise her iki düşme tipine de girebilen örnekler olarak verilebilir. Mer-
divenden ve iskelelerden düşmeler, en sık rastlanan yüksekten düşme tipidir.

Yüksekten Düşmelerin Olası Etkenleri


Yüksekten düşmeler genellikle çalışmanın uygunsuz fiziksel koşullarda gerçekleştiril-
mesi, yetersiz yönetsel sistemler gibi nedenlere dayanmaktadır. Yapılan araştırmalar
yüksekten düşme sonucu yaşanan iş kazalarının, yönetsel kontrollerle %24 oranında
azaltılabileceğini ortaya koymuştur.
Genellikle kaza gerçekleşinceye kadar yüksekte çalışmada var olan risk fark edilmemek-
te, işin güvenli şekilde yürütülebilmesi için planlama gerekli görülmemekte, çalışanlara
doğru bilgilendirme ve eğitim sağlanmamakta, çalışmalar denetlenmemekte ve iş için
seçilen malzeme/ekipman işin yürütümü için uygun olmamaktadır.
Türk İnşaat sektöründe istihdam bulanların eğitim seviyesi, kültürel yapıları düşünüldü-
ğünde karşımıza çıkan yaklaşım ne yazık ki ‘kaza olacaksa önüne geçilemeyeceği’ gibi
kaderci bir yaklaşımdır. Yüksekte gerçekleştirilen çalışmalarda yerinde olmayan koruma
tedbirleri ile ilgili hassasiyet çalışanlarımızda henüz gelişmiş değildir. Genel söylemleri

- 294 -
Beste Ardıç

ise çalışmanın ‘sadece bir dakika’ sürecek olduğu için koruma tedbirlerine ihtiyaç duy-
madıklarıdır. Oysaki insan düşmeye başladığında 1 saniye içerisinde 4,91m yol kat et-
mekte ve bu sırada 35,32 km/st lik bir hıza ulaşmaktadır.
Ucuz atlatma, tehlikeli durum gibi geri bildirimler nadiren iletilmekte ve bunların bazı-
ları günlük işin olağan halleri olarak algılanmaktadır (az kalsın düşmekte olan bir çalışan
gibi). Tüm bunların dışında iş kazası, ucuz atlatma, tehlikeli durum gibi olayların yapı iş
kolunda faaliyet gösteren firmalar tarafından analiz edilip edilmedikleri, bu durumların
tekrarı için gerekli araştırma ve çalışmaların yapılıp yapılmadığı da şaibelidir.
İş Güvenliği ekipmanlarının seçimi, özellikle kişisel koruyucu donanım seçimi konusun-
da sıkıntılar yaşanmaktadır. İş güvenliği ekipmanlarının satın alma departmanı tarafın-
dan seçilmesi ve alınması, bu ekipmanlarla ilgili detay bilgiye haiz olmayan taraflarca
yapıldığında; tedarikte tek skala maalesef maliyet olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca
bu ekipmanlar satın alındıktan sonra bakımları ve malzemelerin durumlarının kontrolü
genellikle yapılmamaktadır.
Yüklenici-alt yüklenici ilişkisinin kurulduğu yapı işlerinde de ana yüklenicinin tedarik
ettiği kişisel ve toplu koruma ekipman(lar)ı ile alt yüklenicilerinkiler arasında ciddi stan-
dart ve kalite farkı bulunmaktadır.
İletişim eksikliği durumunda, yapılan bilgilendirmenin çalışana doğru ulaşmaması sı-
kıntısı meydana gelebilir.
Kışın kötü hava koşullarında, yazın aşırı sıcakta yüksekte gerçekleştirilen çalışmaların
ilave riskler doğruduğu unutulmamalıdır.
İnşaat işinin yürütüm şartları diğer sektörlerle kıyaslanamayacak kadar ağır olduğun-
dan yüksekte çalışan personelin sağlık ve yorgunluk durumu da etkenler arasında anıl-
malıdır.
Yüksekte çalışmada bulunan mevcut riskler çalışanlar tarafından iş körlüğü gibi neden-
lerle hafife alınmaktadır. Çalışanlar yüksekte çalışmada kurallara genellikle uymazlar
zira uymadan da işin yapılabileceğini bilirler. Bu risk algılaması ile ilgili bir durumdur.
Yoğun iş yükü ile kısa yolu tercih etme eğitilimi hasıl olur.
Yukarıda açıklanmaya çalışılan yüksekten düşmelerin olası etkenlerini dört grupta sınıf-
landıracak olur isek; bu gruplar içerisinde yer alan etkenlere ait örnekler:
• Direkt Etkenler:
Yetkinlik, farkındalık, risk algılama seviyesi en belirgin faktörler arasında sayılabi-
lir. Bunu izleyen faktörler ise çalışmada kullanılan makine /ekipman, iş güvenliği
ekipmanları, kişisel koruyucu donanımlar ve çevresel koşullar olarak sıralanabilir.
• Organizasyonel Etkenler:
Eğitim, yönetim ve denetim, iş güvenliğine uygun proje dizaynı ve bunu takip
eden etkenler: planlama, iletişim ve iş güvenliği kültürü
• Kurumsal Etkenler:
Firma kültür ve politikası, iş sağlığı ve güvenliği yönetimi
• Çevresel Etkenler:
Yasal yaptırımlar, Sektörel yaklaşımlar politik ve sosyal algılar

- 295 -
- 296 -
Şekil 1 - Yapı İş Kolunda Yükseksekten Düşmelere etkili olan faktörler ve kritik yollarının gösterimi
İnşaat Sektöründe Yüksekte Çalışma
Beste Ardıç

Yüksekten Düşme Risk Kontrol Metotları


İnşaat sektöründe yüksekte çalışma, işin yürütülmesi gereken yüksekliğe doğru şekil-
de erişimin sağlanması ve önleyici tedbirlerin her daim yerinde ve kullanılır durumda
olmasını sağlayacak sistem gerektirmektedir. Bu nedenle yüksekte çalısma faaliyetleri,
yüksek risk içeren faaliyetler olarak degerlendirilmeli faaliyet öncesi detaylı “Risk Deger-
lendirme” çalışmaları yapılmalı ayrıca eğitim, yeterlilik, ekipman ve donanım konusun-
da azami güvence sağlanmalıdır.
Her organizasyon;
• Yüksekte gerçekleştirilecek olan tüm çalışmaları planladığından,
• Risk kontrol hiyerarşisinin (Şekil.2) uygulandığından,
• İş için doğru çalışan ve ekipman seçildiğinden,
• İşi yürütecek olan personele gerekli eğitimlerin iş öncesinde verildiğinden,
• Kullanılacak olan her türlü ekipmanın kontrol ve bakımlarının zamanında yapıldı-
ğından, iş ile ilgili denetim ve gözetim, iş güvenliği yapım metodu, iş güvenliği ta-
limatları ve gerekli görülürse iş izin sistemlerinin sağlanıp yürütüldüğünden emin
olmalıdır.

Risk Kontrol Hiyerarşisi


1. Mümkün olduğunca yüksekte çalışma gerçekleşmesini engellemek.
2. Yüksekte çalışmanın engellenemediği durumlarda çalışanların düşmemesini sağ-
layacak önlemleri almak.
3. Düşmelerin önlenmesi mümkün olmadığında gerekli ekipman ve kontrol metotla-
rı ile düşme mesafesi ve düşmenin etkilerini azaltacak önlemleri almak.

Şekil 2 - Risk Kontrol Hiyerarşisi

- 297 -
İnşaat Sektöründe Yüksekte Çalışma

Tablo 1 - Yüksekte Çalışma Kontrol Metotları Hiyerarşisine Ait İlüstrasyon

Yüksekten düşmelere karşı yüzlerce önlem geliştirmek mümkün olsa da pek çoğunun
zayıf noktaları vardır. Örneğin emniyet kemeri kullanımı ile çalışanın düşmesini önle-
mek tasarlanmış ise bu durumda çalışanın emniyet kemerini bağlamaması durumunda
koruma metodumuz geçerliliğini yitirecektir.
Riskler ve bunlara ait kontrol metotları projeye özgü risk değerlendirmesi sonucu tespit
edilecek olsa da aşağıda muhtelif riskler ve bu risklerin nedenleri ile kontrol metotlarına
ilişkin örnekler verilmeye çalışılmıştır:
Yüksekte çalışılmanın azaltılması: Dizayn ve planlama safhalarında yüksekte çalış-
mayı azaltacak tasarımlar tercih edilmelidir. Örneğin kolonların monte edileceği yerde
değil üretcinin sahasında ya da zeminde monte edilerek yerine kaldırılması, iş makinesi
ve nakliye araçlarının boşaltılması için forklift veya vinç kullanılması gibi.
Düşmelerin Önlenmesi: Boşluk ve kenarlarda uygun şekilde korkuluk kullanılması, işin
uzun süreli sürdürüleceği durumlarda düşme önleyici korkulukların kalıcılığının sağlan-
ması, seyyar merdiven kullanımı yerine yükselir çalışma platformları, insan kaldırma se-
petleri, mobil iskele gibi ekipmanların kullanılması, saha temizlik/düzeninin sağlanması
gibi.

- 298 -
Beste Ardıç

Düşme etkilerinin azaltılması: Düşme mesafesini ve sonuçlarını azaltacak önlemler-


dir. Güvenlik ağları kullanımı, kişisel koruyucu donanım kullanımı gibi
Önleme ve düşme etkilerinin azaltılamadığı hallerde kontrol metotları: Merdiven
kullanımı, iskelelerin kurum/söküm ve kullanılması, yükseltici çalışma platformları gibi
konularda detaylı eğitim vermek, uyarı levhaları, askıda kalabilecek çalışan(lar) için acil
durum kurtarma sistemi oluşturulması örnek olarak verilebilir.
Gerekli eğitim desteğinin sağlanması ve yetkin iş gücünün oluşturulması- Çalışanlara
eğitim, bilgilendirme, uygulamaya yönelik tavsiyelerde bulunulması işin güvenli şekilde
yürütülebilmesi için sürekli olarak gerçekleştirilmelidir.
Firma kültürünün geliştirilmesi - İş güvenliği ile ilgili mesajın iş gören tarafa doğru şekil-
de aktarılabilmesi, bununla ilgili firma politikası oluşturulması ve üst düzey yöneticiler
tarafından desteklendiğinin ve hatta yürütüldüğünün tüm firma çalışanları tarafından
bilinmesi gereklidir.
İş güvenliği kültürünün geliştirimesi / oluşturulması - Yönetim ve denetim iş güvenliği
kültürünün geliştirilmesi için anahtar konumdadır ve firma kültürü ile de desteklenme-
lidir.
Risk algısının geliştirilmesi / Durumsal farkındalık - Risk algısının geliştirilmesi için doğru
bilgilendirme ve etkin iletişimin sağlandığı, çalışanların ‘bana olmaz’ ya da ‘ kaderde var-
sa önüne geçilmez’ düşüncelerinin değiştirildiği çalışma ortamı sağlanmalıdır.
2 metreden düşük olan ve alçak seviyeden düşmeler olarak nitelendirilen mesafelerden
düşmelerin içerdiği riskin doğru şekilde algılanmasını sağlamak- Düşük seviyeden düş-
meler inşatta fatal olarak sonuçlanmayan iş kazalarının üçte ikisini oluşturmaktadır. Bu
seviyede çalışmalarsa elektrik, mekanik, ince işler, bakım/ onarım gibi iş kalemlerinde
merdivenler ya da çalışma platformları vasıtası ile hemen her gün gerçekleştirilen çalış-
malar arasındadır. Bu seviyede çalışmanın yaratableceği potansiyel problemler ile ilgili
farkındalık arttırılmalıdır.
Saha temizlik ve düzeni yüksekten düşmelerin engellenmesi konusunda kritik öneme
sahiptir. Yüksekten düşmelerin hatırı sayılır bir kısmı sahadaki atıklar ve düzensiz istifler
nedeni ile gerçekleşmektedir. Basit olarak her malzeme ya da ekipmanı ait olduğu yer-
de tutmak, günlük olarak saha temizliği yapmak düşmelerin azaltılmasında yardımcı
olacaktır.

Resim 1 - Yüksekte Çalışmayı Azaltmak - Çelik Yapıların Zeminde Montajı, Kaldırılması

- 299 -
İnşaat Sektöründe Yüksekte Çalışma

Tablo 2 - Yüksekten Düşmeye Etkenler ve Risk Kontrol Metotlarına İlişkin Örnekler


Faktör Risk Kontrol Metotlarına İlişkin Örnekler
Direkt Etkiler
• Mesleki eğitimler ve sertifikasyon sistemine geçiş
Yetkinlik
• Firma içi düzenli eğitimler
• Çalışanlara insanca davranma
Motivasyon,
• Ödüllendirme sistemi
Moral
• İzin, ödeme gibi sosyal hakların gözetilmesi
Takım Çalış-
• Yapılan çalışmalara her seviyeden katılım sağlanması
ması
Risk Algılama • Kültürel değişiklik gerektirmekte, hatta ilkoluldan başlayarak eğitimle pekiştirilmeli
Düzeyi • Kişilere yaptıkları işler ile ilgili daha fazla sorumluluk verilmesi
• Uygun denetimlerle çalışanlara aşırı yüklenilmemesinin sağlanması
Yorgunluk
• Yasal çalışma sürelerinin üzerine çıkılmaması
• İşe giriş ve periyodik muayenelerin yüksekte çalışma işine özel olarak yapılması
Sağlık • İş değiştirmelerde çalışanların sağlık kayıtlarının firmalar arasına nakledilmesi ve çalışa-
nın sağlık hikâyesinin ulaşılabilir olması
İletişim • İletişim ve geri bildirimi destekler mahiyette eğitimler
• Firma içi iyi uyulama örneklerinin ve ramak kala ya da iş kazası sonucunda yayınlanacak
çıkarılan dersler şeklinde bilgilendirmenin çalışanlara yapılması
• Yapılacak iş öncesi iş ile ilgili genel bilgilerin ve izlenecek iş güvenliği prosedürlerinin ‘gü-
Bilgilendirme
venli iş yapım metodu’ gibi yollarla teknik personelden kalfalara onlardan da çalışanlara
aktarılması
• Kullanılacak ekipman/makinelerde kullanım talimatlarının bulunması
• Sürekli Denetim
• Kişisel ve toplu koruma ekipman(lar)ının çalışanların görüş ve fikirleri dikkate alınarak
Kurallara
tedarik edilmesi
Uyum
• Uyumsuz davranışların takip edilmesi ve nedenlerinin sorgulanması
• Çalışanlara daha fazla sorumluluk verilmesi
Doğru İnsan • İşe yeni giren çalışanların mevcut tehlikelerden haberdar edilmesi
Kaynağı Kulla- • İşe yeni başlayan çalışanların çıraklık sistemine benzer şekilde işe ehil personel yanında
nımı bir süre çalıştırılması
Çevresel
• Kötü hava koşullarında çalışma güvenliğinin planlanması
Koşullar
Organizasyo-
• Çalışmaların ve çalışanların mümkün olduğunca zemin seviyesinde tutulması
nel Ekipman
• Seçilen ekipmanların kullanımı kolay ve rahat olmalıdır.
• Kişisel Koruma ekipmanı yerine toplu koruma ekipmanlarının tercih edilmesi (ağ kulla-
Kişisel ve
nımı gibi)
Toplu Koruma
• Kullanılan ekipmanları üreticisi tarafından tavsiye edilen süre dolduğunda ya da ekip-
Ekipmanları
manda hasar vb bulunduğunda yenileri ile değiştirilmesi
• Çalışanları doğru ekipman kullanımı ve bunların bakımı hakkında eğitim verilmesi
Organizasyonel Etkiler
• Yüksekte çalışma konulu ayrı eğitimlerin düzenlenmesi (Merdiven kullanımı, iskele çalış-
maları, çalışma platformları kullanımı gibi)
• Ekip başlarının yüksekte çalışma konulu teknik detaylı eğitimlere tabi tutulması
• Firmaların iş güvenliği eğitimlerini yıllık bütçelerine koyarak planlaması
Eğitim
• Denetmen ya da gözetmen niteliğinde çalışanların içinden seçilen kişileri detaylı eğitime
tabi tutmak
• Eğitim sonrasında farkındalık ve davranışsal performans değişikliğini ölçmek, eğitimlerin
sürekliliğini sağlamak

- 300 -
Beste Ardıç

• Yazılı prosedürler yerine kontrol listeleri (checklist) kullanımı uygun olan alanlarda de-
Prosedürler
ğerlendirilmelidir.
Planlama • İş öncesinde güvenli yapım metotları hazırlanarak iş planlanmalıdır.
• Çalışanların geri bildirim yapmasını kolaylaştıracak, ucuz atlatma, tehlikeli durum bilgile-
Geri Bildirim
rini elde edebilecek sistemler kurmak
• Denetim ve ekip yönetim işleri için doğru çalışanları seçmek
Yönetim ve
• Yüksekte çalışacak personeli özel eğitimlere tabi tuttuktan sonra yüksekte yapılacak ça-
Denetim
lışmaları bu ekip vasıtası ile gerçekleştirmek
• Tüm çalışanların raporlama yapmanalarının cesaretlendirilmesi
İSG Kültürü
• İş Güvenliği kültürünün gelişebilmesi için tüm çalışanlar tarafından önemi algılanmalıdır.
• Doğru ekipmanın alınmasının ucuz olanı alıp daha sonra değiştirmekten daha ekomo-
Satın Almalar mik ve kolay olduğunun altının çizilmesi
• Ekipmanların risk değerlendirme sonuçlarına göre tedarik edilmesi
• Ekipmanların genel sahiplenilmesi yerine kişiler üzerine zimmetlenmesi ve kişiselleşti-
Kontrol ve
rilmesi
Bakım
• İskele kontrolü gibi güvenlik ağlarının kontrolülün de benzer rutinde yapılması
Ödül ya da
• Güvenli davranışların ödüllendirimesi
Cezalar
• Kırılgan yüzeyler için tasarım geliştirilmelidir.
• Tasarımcıların inşa edilebilirlik, işin güvenliği ve bakım onarım aşamalarında çalışmaların
Güvenli tasa-
yürütülme şekli hakkında eğitilmesi
rımlar
• Tasarımcıyı sadece işveren (mal sahibi) etkiliyebilir.
• Güvenli tasrımların faydalarının mal sahibine açıklanması
Kurumsal Etkiler
• Sözleşme yönetimi öncesinde, teklif aşamasında yüklenici adaylarının iş güvenliği per-
formansları ölçülmelidir.
• Uygulama aşamasından önce yüklenici firmaya işin güvenli yürütülmesini planlama ve
Sözleşme malzeme tedariği için yeterli zaman verilmelidir. (İş programları buna uygun hazırlan-
Yönetimi malıdır.)
• Sözleşmede iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili istenenler, projenin haiz olması beklenen stan-
dartlar tanımlanmış olmalıdır.
• Yüklenici projede iş sağlığı ve güvenliği bütçesi de oluşturmalıdır.
İşveren Kont-
• İş güvenliği sistemi üzerinde üst Düzey işveren katılımı gereklidir.
rolü
• Oranizasyonda yer alan kişilerin görev tanımlarının, yetki ve sorumluluklarının belirlen-
Organizasyo- miş olması
nel Yapı • İş güvenliği Sisteminin tüm organizasyon ekibinin sorumluluğunda olduğunun altının
çizilmesi
İş Güvenliği • Proje yönetiminden bağımsız, mümkünse direkt üst düzey yöneticiye bağlı bir İş güven-
Yönetimi liği birimi
Firma Gelir
• İhale aşamasında yüklenicilerin mali yapısı incelenmelidir
Durumu
Çevresel Etkiler
• İş müfettişleri tarafından daha fazla denetim
Yasal Yaptırım • Odalar vasıtası ile yasal yükümlülükleri tavsiye kitapçıkları vb. olarak iletmek
ve Denetimler • Uygun bulunan çalışmaların bakanlık tarafından iyi uygulama örneği vb. şeklinde ilan
edilmesi

- 301 -
İnşaat Sektöründe Yüksekte Çalışma

Tasarım ve Planlama Aşamalarında Yüksekte Çalışma İşleri ve İş


Güvenliği
Yapı iş kolunda yüksekten düşmelerin etkin şekilde önlenebilmesi dizayn aşamasında
doğru çözümler üretmek ile kalıcı şekilde sağlanabilir. Tasarımcıların elinde esasen en
etkin risk kontrol metodu bulunmaktadır. Bu da en basit hali ile tehlikeli tasarım yerine
daha az tehlikeli proses içeren tasarımı kurgulamak olarak açıklanabilir. Ayrıca dizayn
aşamasındaki değişikliklerin inşaat aşamasındaki değişikliklerden daha ekonomik ve
kolay olduğu da bilinen bir gerçektir. Elbette ki tüm tehlikeli proseslerin tasarım ile gi-
derilmesi mümkün olmayacaktır bu durumda da devreye mühendislik ve yönetim kont-
rolleri/ planlamaları girmelidir.
Tasarımcı çalışmasını genellikle maliyet, estetik, yapının istenen formu, yapının amaç-
lanan kullanım şekli, yapısal ve yasal zorunluluklar gibi konuları dikkate alarak gerçek-
leştirmektedir. Bu listeye iş sağlığı güvenliği ve özellikle de yüksekte çalışma ile ilgili
meseleler eklenmeli, iş güvenliği ve risk değerlendirmesi de tasarımı belirleyen unsurlar
arasına alınmalıdır.
Örneğimiz İngiltere’ den devam edecek olur isek 1994 yılında İnşaatta Dizayn ve Yöne-
tim Yönetmeliği yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmelik ile projenin tüm aşamaları sırasında
(konsept oluşturulması, dizayn, planlama, inşaat, bakım ve onarım) İSG konularının göz
önünde bulundurulması sağlanmaktadır. İSG planlarının inşaat öncesi hazırlık safhası
ve imalat safhasında hazırlanması, Tasarımcıların yapının; inşaat, temizlik, bakım gibi
aşamalarında öngörülebilen riskleri göz önünde bulundurarak tasarımla bu risklerin
ortadan kaldırılması, kaldırılamıyor ise minimalize edilmesi ve kalan riskler hakkında
uygulamacı taraflara bilgi aktarılmasını zorunlu tutmuştur. Tasarımcı planlama işini yü-
rüten teknik personel ile inşaat metodu hakkında iletişim halinde olmak durumundadır.
Aşağıdaki soruların cevaplandırılması sonucunda elde edilen bilgiler, öncelikle potan-
siyel tehlikeleri tanımlanması, ikincil olaraksa tasarımcı için muhtelif yapı formları ve iş
prosesleri seçiminde bir kontrol listesi vazifesi görmesi açısından mühimdir:
• Yüksekte çalışmanın kaçınılmaz olduğu iş kalemleri
• Bu proseslerin neden yürütüldüğü

Resim 2 - Tasarım Çözümleri - Giydirme Cephenin Daha Güvenli Yerleştirilmesini

- 302 -
Beste Ardıç

• Alternatif başka proseslerin olup plmadığı.


• Hangi risk kontrol metotlarının kullanılabileceği

Sonuçlar
Yapı sahibinin işveren olarak nitelenmemesi, ana yüklenici ve alt yüklenicilerin müte-
selsilen iş güvenliği ile hususlardan sorumlu olması mevzuatta yapılan değişiklikler ile
giderilmelidir. Zira tasarım, planlama gibi proje aşamaları çoğu zaman iş ana yükleniciye
ihale edilmeden önce tamamlanmakta, bu aşamadan sonra da doğru planlamayı yap-
mak her zaman mümkün olmamaktadır. Yapı sahibinin de sorumlu tutulması ile tarafla-
rın tasarımcıdan iş güvenliği ile ilgili talepte bulunması sağlanabilir. Bu bağlamda Yapı
İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliğinde tanımlanan ‘Proje Hazırlık Koordinatörü’
olarak yapı sahibi ve tasarımcının da süreçlere yasal olarak dahil edilmesi değerlendi-
rilmelidir.
Ayrıca yapı sahibi ile ana yüklenici arasındaki sözleşmelerde ve bunun bir yansıması
olarak, ana yüklenici- alt yüklenici arasındaki sözleşmelerde iş sağlığı ve güvenliği ile
ilgili hususlar genellikle yeterince yer bulmamakta, teklif aşamasında iş güvenliği ve
yüksekte çalışma önlemlerine ilişkin bir bütçeleme yapılmamış olduğu görülmektedir.
Kamu ihaleleri de dahil olmak üzere, sözleşme ve tekliflerde bu konuların yer alması
yasal düzenlemeler ile zorunlu tutulmalıdır. İhale süreçlerinde ise yüklenici/alt yüklenici
seçiminde firmanın benzer nitelikteki projelerdeki iş sağlığı ve güvenliği tecrübesi, ye-
terliliği, yönetsel yeterliliği değerlendirilmelidir.
Devlet tarafından (ÇSGB) gerçekleştirilmesi gereken denetimler, denetim gerçekleştire-
cek yeterli sayıda iş müfettişi bulunmaması nedeni ile aktif olarak yürütülememektedir.
Bu sayının ivedi olarak arttırılması ve denetim sisteminin etkin hale getirilmesi gerek-
mektedir.
İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği, Yapı İşleri Sağ-
lık ve Güvenlik Yönetmeliği ve benzeri yönetmeliklerde iskelelerin ve iş ekipmanlarının
kontrolü gibi sorumlulukların yüklendiği ‘uzman kişi’ tanımı yapılmalı, bu kişilerin haiz
olması gereken nitelikler, eğitimleri gibi hususlar netleştirilmelidir.
Benzer şekilde AB direktiflerinden uygumlaştırılmış olan yönetmeliklerimiz için bu ülke-
lerde uygulamada olan güvenlik klavuzlarınına benzer klavuzların ülkemizde de acilen
yayımlanması gerekli detay bilginin ilgili tüm taraflara aktarılabilmesi için elzemdir.
Üretilen toplu/ kişisel koruyucular, yüksekte çalışmada kullanılacak olan iskeleler gibi
her türlü ekipman standartlara uygunluğu açısından değerlendirme sürecinden geç-
meli, standardında olmayan ürünlerin üretilmesi engellenmelidir.
Dizayn ve proje uygulama aşamalarında görev alan teknik personelin iş sağlığı ve gü-
venliği ile ilgili eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi gereklidir. Yasal yaptırımlar ve zorunlu-
luklar ve ayrıca işin güvenli şekilde yürütülmesi için yapılması gerekenlerden ne yazık
ki hem tasarımcılar hem de uygulamacı teknik personel pek çok kez bihaberdir Bunu
sağlamak üzere; henüz öğrenimlerine devam eden adayların iş güvenliği konularında
üniversiteler, CASGEM e TMMOB işbliği ile eğitilmesi gündeme alınabilir. Çalışma ya-
şamına devam eden teknik personel içinse profesyonel ve sürekli gelişim programları
planlanabilir.

- 303 -
İnşaat Sektöründe Yüksekte Çalışma

Kaynaklar
1. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü
2. Yapı İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü
3. Kişisel Koruyucu Donanımların İş yerlerinde Kullanılması Hakkında Yönetmelik
4. İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği
5. Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliği
6. Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkındaki Yönet-
melik
7. Alt İşverenlik Yönetmeliği
8. Tugrul, C. (2009), “Yüksekte Çalışma”
9. Aydın, M., “Yüksekten Düsmeyi Önleme Sistemleri”, İş Sağlığı ve Güvenliği Sempoz-
yumu,5-6 Ekim 2007
10. The Work at Height Regulations 2005 (http://www.legislation.gov.uk/uksi/2005/735/
contents/made) Erişim Tarihi: 10.06.2011
11. Construction (Health, Safety and Welfare) Regulations 1996 (CHSW); (http://www.
legislation.gov.uk/uksi/1996/1592/contents/made) Erişim Tarihi: 10.06.2011
12. The Construction (Design and Management) Regulations 2007 (CDM); (http://www.
legislation.gov.uk/uksi/2007/320/contents/made) Erişim Tarihi: 10.06.2011
13. HSC( Health and Safety Commission), Statistics For Fatal Injuries 2005/06
14. HSE Books, (Prepared by BOMEL Ltd for the Health and Safety Executive 2004) Imp-
roving health and safety in construction Phase 2 – Depth and breadth Volume 5
- Falls from height Underlying causes and risk control in the construction industry
15. QBE European Operations, Working at height construction sector Issues forum – Au-
gust 2009

- 304 -
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

İş ve İşçi Verimliliği Üzerine Düşünceler

Yusuf Tahir Altuncı1

Özet
Bir hizmet sözleşmesine dayalı olarak, herhangi bir işte ücret karşılığında çalışan kimseye
işçi, bu hizmet sözleşmesine dayalı olarak işçiyi çalıştıran kimseye de işveren denir. Yani işve-
ren gerçek kişi olabileceği gibi şirket, dernek, vakıf, kooperatif, sendika gibi özel veya kamu
hukuku tüzel kişisi de olabilir. Bu bağlamda, bir ülkenin gelişmişliği, işçi/işveren arasındaki
münasebete, işçi ve emekçilerin ekonomik, sosyal, kültürel, demokratik hak ve özgürlükleri-
ni kullanıp/kullanmaması ile ölçülür.
Bu çalışmada, işçi yükümlülüklerinin neler olduğu ve işçilerin, daha verimli hale nasıl getiri-
leceği, üzerine düşünceler tartışılacak ve öneriler sunulacaktır.
Anahtar Kelimeler: İşçi yükümlülüğü, İşçi/İşveren, İşçi verimliliği

Giriş
Üretim faktörlerini planlı ve sistemli bir şekilde bir araya getirerek mal ya da hizmet
üretimi amacı güden üretim birimine işletme denir. İşletme yönetimi, insanların iş bir-
liği yapmalarını sağlama ve onları bir amaca doğru yöneltme işlerinin ve faaliyetlerinin
tümünü ifade eder. Yönetimde, başkalarına iş yaptırma ve onların yardımını sağlama
söz konusudur. Bu durumda iş yaptıranlar yönetici, işleri yapanlar da yönetilenler du-
rumundadır. İş yaptıranlar ile işleri yapanlar arasında sıkı bir bağımlılık ilişkisi vardır. Ba-
ğımlı olarak çalışanların tümü işçi olarak kabul edilir. (Devlet ve Kamu kuruluşlarında
çalışanlar ise memur olarak adlandırılır.)
İşçinin; sağlıklı ve güvenli bir yaşam, yiyecek, uyku, para, ailevi mutluluk ve önemli biri
olma duygusu gibi istekleri vardır. İşveren, bu istekleri yerine getirdiği sürece, işçisinin
motivasyonunu tamamen sağlamış olur ve tam kapasitede verimlilik sağlar.
İş verimliliği konusunda devlet, işletmeler ve sendikalar kendi üzerlerine düşen görev-
leri yerine getirmede ne kadar istekli ve gayretli olsalar bile bu çabalar işçiler tarafından
benimsenmez ve desteklenmezse, istenen sonuçların alınması çok zorlaşır.

1
Tunceli Üniversitesi, Tunceli Meslek Yüksek Okulu, İnşaat Teknolojisi Programı, Tunceli. -
yusuftahiraltunci@hotmail.com

- 305 -
İş ve İşçi Verimliliği Üzerine Düşünceler

İş Verimliliği
Verimlilik; genel olarak, ele alınan sistemde çıktının, girdiye oranıdır. Verimliliği arttırma-
nın en etkin yolu ise, verimlilik bilincini yerleştirmektir. Verimlilik düzeylerinde ki artışlar,
büyüme hızı, hayat standardı, enflasyon, ödemeler dengesi gibi faktörlere olumlu yönde
katkıda bulunur. Bu katkılar verimlilik kültürünün bir sonucudur. Bu sonuca varabilmek
için bu sonuca yol açabilecek davranışlara yöneltecek düşüncelere sahip olunmalıdır.

Tablo 1 - Verimlilik oluşum süreçleri

Araştırma, Bilgi
İşleyiş Eğitim Teknoloji Yönetim İletişim
geliştirme depolama
Doğru
Nasıl daha En iyi
Aksaklıklar Bilimsel biçimde
Düşünce iyi yapabi- çözüm bu
nerede? mi? uyguluyor
lirim? mu?
muyum?
Sistem
Problem
Araştırma arama ve
Davranış çözme
davranışı kurma
davranışı
davranışı
Verimlilik
Sonuç
kültürü

İş Verimliliğini Etkileyen Bazı Etmenler


İşçi
İşçi, aksi kararlaştırılmadıkça yapmış olduğu sözleşmeden kaynaklanan işi bizzat yerine
getirmek zorundadır.
İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğinin 13 üncü maddesine göre, işçiler; işyerinde aşağı-
da sayılan sağlık ve güvenlikle ilgili hususlara uymakla yükümlü kılınmışlardır; İşçiler bu
hususta özellikle;
1. Davranış ve kusurlarından dolayı, kendilerinin ve diğer kişilerin sağlık ve güvenli-
ğinin olumsuz etkilenmemesi için azami dikkati gösterirler ve görevlerini, işveren
tarafından kendilerine verilen eğitim ve talimatlar doğrultusunda yapmakla yü-
kümlüdürler.
2. Makine, cihaz, araç, gereç, tehlikeli madde, taşıma ekipmanı ve diğer üretim araç-
larını doğru şekilde kullanmak zorundadırlar.
3. Kendilerine sağlanan kişisel koruyucu donanımı doğru kullanmak ve kullanımdan
sonra muhafaza edildiği yere geri koymak zorundadırlar.
4. İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tesis ve binalardaki güvenlik donanımlarını
kurallara uygun olarak kullanmak ve bunları keyfi olarak çıkarmamak ve değiştir-
memekle yükümlüdürler.
5. İşyerinde sağlık ve güvenlik için ciddi ve ani bir tehlike olduğu kanaatine vardıkları

- 306 -
Yusuf Tahir Altuncı

herhangi bir durumla karşılaştıklarında veya koruma tedbirlerinde bir aksaklık ve


eksiklik gördüklerinde, işverene veya sağlık ve güvenlik işçi temsilcisine derhal ha-
ber vermek zorundadırlar.
6. İşveren tarafından güvenli çalışma ortam ve koşullarının sağlanması ve kendi yap-
tıkları işlerde sağlık ve güvenlik risklerinin önlenmesinde, mevzuat uygulamaları
doğrultusunda işveren veya sağlık ve güvenlik işçi temsilcisi ile işbirliği yapmak
zorundadır.
7. İşçiler ve temsilcileri, sağlıklı bir çalışma ortamının oluşması için bu konuda hazır-
lanan talimat ve prosedürlere uymak, işyeri sağlık biriminin çalışmalarına destek
sağlamak, sağlık muayeneleri, bilgilendirme ve eğitim programlarına katılmak ve
gerektiğinde işbirliği yapmakla yükümlüdürler.
Bu yükümlülüklerin yanında verimli bir işçide bulunması gereken özellikleri şu şekilde
sıralayabiliriz;
• İşçi kendini işine vermeli;
Çalışana verilen maaş veya ücret, yapılan işin karşılığıdır. Bu nedenle çalışan, ücretini
hak etmek için, kendini işine vermeli, işini standartlara uygun olarak yapmalıdır.
• Kendine ve tanrıya güvenmeli;
Tanrı, çalışan herkesin karşılığını verir. Bizim kültürümüz gereği insan kendinden çok
Tanrı’ya güvenmelidir. Elinden geleni yaptıktan sonra gerisini Tanrı’ya bırakır.
• Tüm yaşamı boyunca dürüst olmalı;
İşçiyi, çalıştığı iş yerinde belirli bir seviyeye getiren nitelikleri, kişisel becerisi ve yeterli-
liğinden kaynaklanmaktadır, kendisini kalıcı ve daha ileri pozisyonlara götürecek olan
nitelikleri ise kişiliği ve karakteridir.
• Düzenli bir aile yaşamı olmalı;
Evliliğin, başarı ve kazanca giden yolda çok önemli bir itici güç ve enerji olduğunu bil-
meyen yoktur. Hatta ; ‘‘ Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır ’’ sözü yaygınlık
kazanmıştır. Bunun için yapılacak evliliklerde isabeti tutturmaya çalışmak, beklide iş ve-
rimliliğini arttırmada ilk mücadele olacaktır.
• Kıskanç olmamalı;
Başarı için hırslı ve azimli olunmalı ama asla kıskanç olunmamalı. İşçi, özel ya da iş haya-
tında kesinlikle kin tutmamalı, siniri 2-3 dakika sonra yatışmalıdır. Aksi takdirde çalışa-
cak yer ve birlikte çalışacak kimse bulamaz.
• Yeteneklerini ve kapasitesini bilmeli;
Yetenek meslekteki başarıyı etkileyen etkenlerden biridir ve temel gerekliliktir. Yaptı-
ğı mesleğin gerektirdiği azami yetenek düzeyine sahip olmayan bir işçinin, o meslekte
başarılı olması mümkün değildir. Bunun yanında sahip olduğu yeteneklerinin kapasi-
tesinin altında bir yetenek düzeyi gerektiren mesleğe yönelen işçinin meslekte doyum
sağlaması da mümkün olmayacaktır.
• Yaptığı yanlışlara üzülmemeli, bunları tecrübe olarak görmeli;
İşçi; yaptığı hatalar için kendisini tüketmek yerine, bu hatalarından ders almalı. Her ha-
tayı, kendini başarıya götüren bir tecrübe olarak görmelidir.

- 307 -
İş ve İşçi Verimliliği Üzerine Düşünceler

• Saygıda kusur etmemeli;


Kuşkusuz ki, işçi, bu yükümlülüklerini yerine getirirken özenle hareket etmeli, sadakat
borcunun gereği olarak işverenin yararına olan davranışları yapmalı ve zararına olan
davranışlardan kaçınmalıdır. Ayrıca; işçi, iş görme yükümlülüğünü yerine getirirken iş-
verenin bu konudaki talimatlarına da uymalıdır.

İşveren
İşverenler, önemli sorunlarla uğraştıkları için çoğu zaman birlikte çalıştıkları, özellikle
emirleri altında bulunan kişilerin, açıkça göstermeseler bile kendileri gibi aynı duyguları
taşıyan insanlar olduklarını unuturlar. En alt basamaktaki işçi bile haksızlık durumda in-
cinir. Bu durum çalışma verimini düşürerek geri yansır.
Bu bağlamda; işverenin, işçi ve iş verimliliğini arttırabilmesi için yapması gerekenleri şu
şekilde sıralayabiliriz,
• İşçisinde istek uyandırmalıdır.
• İşçisini eleştirmek, azarlamak yerine ona hoşgörüyle yaklaşmalıdır.
• İşçisinin yanlışlarını dolaylı yollardan anlatmalıdır.
• İşçisine, dürüst ve içten övgüyü esirgememelidir.
• İşçisine karşı dostça yaklaşmalı ve empati kurmalıdır.
• İşçisini ücret yönünden tatmin etmelidir.
• İşçisinin hakkını yememelidir.

İş Ortamı
Çalışma ortamının fiziki koşulları da işgörenlerin verimliliklerinde olumlu ya da olumsuz
yönde etki etmektedir. Bu fiziki koşulları ve verimlilik ilişkisini şöylece sıralayabiliriz:
• Havalandırma;
İşyerinde mutlaka iyi bir havalandırma tertibatının bulunması gerekir. Özellikle insanla-
rın kalabalık olarak bulundukları çalışma yerlerinde oksijen gazı gittikçe azalır, karbon-
dioksit gazı artar. Bu durumda çalışanlarda; derinin renginde sararma, baş ağrısı, nefes
darlığı, halsizlik, baş dönmesi, dudaklarda morarma v.b. pek çok rahatsızlıklar ortaya
çıkar. Dolayısıyla o işyerindeki çalışanların yaptıkları işten verim beklenemez.
• Aydınlatma;
İşyerlerinde iyi bir aydınlatmanın sağlanması gerekmektedir. Çünkü; aydınlatma hem
çalışanların sağlığı hem de verimlilikleri açısından önemli bir yer tutar. İyi bir ışıklandır-
manın sağlanmadığı yerlerde özellikle göz bozuklukları, çalışanların morallerinde çöküş
ve çeşitli iş kazaları olmaktadır.
• Ses ve Gürültü;
Kulağımıza hoş gelmeyen bizleri rahatsız eden seslere gürültü denir. İş ortamında gürül-
tü çalışanları olumsuz yönde etkileyerek çalışmalarındaki verimi düşürür.

- 308 -
Yusuf Tahir Altuncı

Sonuçlar
İşletmelerin en önemli sorunlarından biri verimliliği artırmaktır. Verimliliği artırıcı ted-
birlerin alınması ve uygulanması işletmelerin temel görevlerindendir. Verimliliği doğru-
dan etkileyen üretim faktörlerinin yanında işgücünün yeri de çok önemlidir. İşgörenin
motivasyonu, ücretinin yeterli seviyede olması, işyerinin fiziki ortamının işçinin çalışabi-
leceği şekilde düzenlenmesi gibi etmenler, iş verimliliğinde etkili olmaktadır.
Sonuç olarak iş ve işçi verimliliğini arttırmak için gözetilmesi gereken faktörleri şu şekil-
de sıralayabiliriz;
1- Bedensel faktörlerin gözetilmesi;
• İşçilerin temizlik gereksinimleri ve sağlık kontrollerinin yapılması gerekmekte-
dir.
• İşçilerin; iş yükünün, beden gücüne ve genel yeteneklerine göre saptanması
gerekmektedir.
• İş ortamından kaynaklı zararlı maddelerin kontolünün sağlanması gerekmekte-
dir.
2- Ekonomik beklentilerin gözetilmesi;
• Hakkaniyet sağlanması gerekmektedir.
• Sosyal güvenlik haklarının sağlanması gerekmektedir.
• Terfi haklarının ve prim haklarının iyileştirilmesi gerekmektedir.
3- Güvenlik faktörlerinin gözetilmesi;
• İşyeri koşullarının iyileştirilmesi gerekmektedir.
• Araç, gereç ve makinaların her türlü güvenlik önlemlerinin alınmış olması ge-
rekmektedir.
4- İşe uyum olanaklarının gözetilmesi;
• İşe girişte ve hizmet içinde eğitim olanaklarının sağlanması gerekmektedir.
• İşyeri kurallarının açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
• İletişim olanaklarının sağlanması gerekmektedir.
5- Statü olanaklarının gözetilmesi,
• Örgüt şemasının açıkca belirlenmesi gerekmektedir.
• Görev tariflerinin açıkca yapılmış olması gerekmektedir.
• Ücret sınıflamasının adil olması gerekmektedir.
6- Sosyal gereksinimlerin gözetilmesi,
• Takım ruhunun sağlanması gerekmektedir.
• Eğlenme ve dinlenme olanaklarının sağlanması gerekmektedir.
• Sosyal etkinliklere teşvik edilmesi gerekmektedir.
7- Diğer gereksinimlerin gözetilmesi,
• Amaçların belirlenmesi gerekmektedir.

- 309 -
İş ve İşçi Verimliliği Üzerine Düşünceler

• Hedeflerin saptanması gerekmektedir.


• Teşvik primlerinin verilmesi gerekmektedir.
• İşçilere sahip çıkmak gerekmektedir.
• Eğitim, gelişim ve terfi fırsatları hazırlamak gerekmektedir.
• İş koşullarını iyileştirmek gerekmektedir.

Kaynaklar
Gerek, N. (1998). “ Türkiye’de İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ”, Ankara.
http://www.muhasebetr.com/yazarlarimiz/erdogan/007/ Erişim Tarihi: 04.04.2011.
http://www.lutfiinciroglu.com/forum/index.php?topic=344.0 Erişim Tarihi: 04.04.2011.
http://www.muhasebetr.com/yazarlarimiz/erdogan/007/ Erişim Tarihi: 04.04.2011.
Gürsoy, B. (1985). ‘‘Verimlilik Üzerine Düşünceler’’, Ankara.
Özdemir, A., Özdemir E., (1996). ‘‘Organizasyon ve İş Etüdü’’, Ankara.
Kurt, M., Dağdeviren, M., (2003). ‘‘İş Etüdü’’, Ankara.
Güner, M.G., (2010). ‘‘Tekstil ve Konfeksiyonda İş Etüdü’’, İzmir.
Erkan, N., (2003). ‘‘Verimlilik, Sağlık ve Güvenlik İçin İnsan Faktörü Mühendisliği (Ergo-
nomi)’’, Ankara.
http://www.muhasebedersleri.com/ekonomi/isci-isveren.html Erişim Tarihi: 17.09.2011

- 310 -
3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale

Çalışma Ortamında Ergonomik Koşulların İşçi


Sağlığı ve İş Kazaları Açısından Önemi

Mert Uzun1, Uğur Müngen2

Özet
Ergonomi, insan biyolojisi ve teknik bilimler esas alınarak, insanın işe ve işin insana en iyi
biçimde uydurulmasını amaçlayan bir bilim dalıdır. Ergonominin çalışma hayatındaki
başlıca amacı, çalışanın güvenliğini sağlayarak, aşırı zorlamalara maruz bırakmadan fiz-
yolojik ve psikolojik açıdan yıpratmadan en iyi verimi almaktır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği
mevzuatında yer alan hükümler bu bilim dalındaki esaslara göre düzenlenmiştir. Farklı
bilim dallarıyla da ilgili olan ergonomi geniş bir uygulama alanını kapsamaktadır. Bildiri
hacminin sınırları çerçevesinde ancak inşaat sektörümüzdeki uygulamalarda işçi sağlığı ve
iş güvenliği bakımından önem taşıyan ve meslektaşlarımız için yararlı olacak hususlara yer
verilebilmiştir. Çalışma ortamında yorgunluk faktörü, iklim koşulları, aydınlatma, gürültü
ve titreşim konuları özet bir biçimde açıklanmış ve ayrıca kapalı çalışma mekânlarında ve
şantiye ünitelerinde yasal açıdan bulunması gereken bazı önemli özellikler ilgili mevzuat-
tan yararlanarak kısa maddeler halinde sıralanmıştır. Konular açıklanırken ilgili yasa, tüzük
ve yönetmelik maddeleri de tanıtılmıştır. Ayrıca, İTÜ İnşaat Fakültesi Yapı İşletmesi Anabilim
Dalı’nda gerçekleştirilmiş olan iş kazası analizlerinden örnekler sunularak ergonomik açı-
dan uygun olmayan koşulların yaşanan iş kazalarındaki önemi sayısal verilerle açıklanmış
ve iyileştirici öneriler sunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Ergonomi, İnsan Faktörü, İşçi Sağlı ve İş Güvenliği Mevzuatı

Giriş
İnşaat sektöründe insanın fizyolojik ve psikolojik özelliklerine uygun çalışma koşulla-
rının sağlanması, çalışanların sağlığının korunması ve iş kazaları riskini azaltılması ba-
kımından oldukça önemlidir. İnşaat sektöründeki iş kazalarından sakınmanın çeşitli
yöntemleri olmakla birlikte bahsedilen parametrelerle insan faktörü göz önünde bulun-
durulmalıdır. Çalışma yaşamının her alanında çalışmaların verimliliğinden güvenliğine
kadar uzanan geniş bir yelpazede, insan faktörü konusunda güncel çalışmalar devam

1
İnş. Müh., İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul. -
mertuzunn@gmail.com
2
Doç. Dr., İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul. -
mungen@itu.edu.tr

- 311 -
Çalışma Ortamında Ergonomik Koşulların İşçi Sağlığı ve İş Kazaları Açısından Önemi

etmektedir. İnşaat sektöründe, insan gücünün kullanımında verimliliğin arttırılmasına


paralel olarak iş güvenliği önlemlerinin arttırılmasına yoğunlaşan bu çalışmalar, sektör-
de ergonomik yaklaşımın önemini gün geçtikçe arttırmaktadır.
Birçok dilde farklı kavram setleri ile ifade edilen eski Yunanca’da “Ergo” yani iş ve “No-
mos” yani doğa yasaları kelimelerinden oluşan ve Türkçe’ye ergonomi olarak tercüme
edilen kavram, ABD’de “Human Factor Engineering”, Almanya’da “Biodynamics” ile ta-
nımlanmaktadır (Müngen, 2011). Ergonomi en genel tanımıyla; “İnsanların anatomik
özelliklerini, antropometrik ölçülerini, fizyolojik kapasite ve toleranslarını göz önüne
alarak iş ortamındaki etkilerden oluşan organik ve psikolojik reaksiyonlara göre insan-
makine-çevre uyumunun temel yasalarını ortaya koymaya çalışan bir bilim dalıdır.

Ergonomi ve İşçi Sağlığı - İş Güvenliği


Ergonominin başlıca amaçlarından birinin işin, iş yerinin ve çalışma koşullarının bilimsel
esaslara dayanarak düzenlenmesi, iş kazalarını önlenmesi ve çalışanların güvenliğinin
sağlanması olduğu söylenebilir.
İnşaat sektöründe işçi sağlığı ve iş güvenliğinin etkin denetimi için iş kazalarının oluş-
masının nedenleri ayrıntılı bir şekilde araştırılmalıdır. Yapılan araştırmalar göstermekte-
dir ki iş kazalarına neden olan iki temel etmen, çalışma ortamındaki güvensiz durum ve
hareketler ile çalışma ortamındaki güvensiz davranışlardır. Ergonomi, tanımı gereği iş
kazalarına neden olan bu iki temel etmen ile ilgilenir. Zira çalışma yerlerinde iş güvenli-
ğini bozan ve iş ortamında tehlike arz eden bütün koşullar, genel olarak çevre, makine
ve malzemeden kaynaklanır (Dizdar,2006).
Ergonominin insanın işe uyumunu sağlamadaki görevi düşünülecek olursa iş kazala-
rındaki insan ile ilgili olan her başlıkta çalışma yapabileceği kaydedilmelidir. Kuşkusuz
kazaların insan hatalarından kaynaklanması birçok faktöre dayandırılabilir; kaza yapan
işçinin eğitimsizliği, işe uygun olmayışı, uyumsuzluğu, bilgi eksikliği, tecrübesizliği, yor-
gunluğu, heyecanlı veya üzüntülü oluşu, dalgınlığı, dikkatsizliği, ilgisizliği, düzensizliği,
meleke noksanlığı ve hastalıkları vb. nedenler; ya da işçinin her şeye karşın kurallara
uymamış olması da insan faktörüne bağlı temel sebepler arasındadır (Özkılıç,2005).

Ergonomik Koşulların Çalışma Ortamına Etkisi


Ergonomi, çalışma ortamının olumsuzluklarını barındıran koşulların ortadan kaldırma-
sına yönelik bir bakış açısına sahiptir. Çalışma ortamının insanın fizyolojik ve psikolojik
yapısına uygun olarak düzenlenmesi esastır. Burada konunun, geniş kapsamlı olan psi-
kolojik yönü üzerinde durulmamış, çalışma ortamındaki fiziksel koşullarla ilgili esaslar
açıklanmış ve tartışılmıştır. Öte yandan, ağır ve tehlikeli işlerin çok olduğu inşaat üreti-
minin özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından
önem taşıyan bazı ergonomik koşulların ön plana çıktığı ve bunlara öncelik verilmesi
gerektiği dikkati çekmektedir. İş kalemlerinin gerçekleştirildiği çalışma ortamındaki ik-
lim koşulları ve özellikle hava sıcaklığı, nem oranı faktörleri, aydınlatma faktörü, gürültü
ve titreşim faktörleri, çeşitli tertibatlar ve ekipmanlara ilişkin özellikler, boyutlandırmalar
önem taşımaktadır.
Bununla birlikte, İnşaat üretimini sadece iş kalemlerinin gerçekleştirilmesi ile sınırlamak

- 312 -
Mert Uzun, Uğur Müngen

doğru değildir. Firma merkezindeki ve şantiyelerdeki ofis mahalleri, tuvaletler, duş ma-
halleri, yemekhaneler, şantiye barınakları (yatakhaneler), soyunma giyinme üniteleri,
kantin vb. şantiye üniteleri sağlık ve güvenlik bakımından üzerinde özenle durulması
gereken birimlerdir.
Bu konularda uygun ergonomik yaklaşımın neler olduğunu açıklamak bakımından, iş
güvenliği mevzuatımızda yer alan önemli hükümler ve öngörülen koşullar açıklanarak,
inşaat sektörümüzdeki iş kazası analizlerinden elde edilen araştırma bulgularından ör-
nekler verilerek, uygulamada çalışan meslektaşlarımız için yararlı olacağına inandığımız
bazı konular aşağıda açıklanmış ve tartışılmıştır.

İnşaat İşlerinin Ağırlığı ve Yorgunluk Faktörü


Genellikle açıkta yapılan, ağır ve tehlikeli işler sınıfına giren inşaat işlerinin neden oldu-
ğu yorgunluk faktörü iş kazalarına yol açmaktadır. Tablo 1 ‘ de Türkiye’deki şantiyelerde
ve mesai saatleri içinde meydana gelmiş olan toplam 3296 iş kazasının iş saatlerine göre
dağılımı görülmektedir (Müngen 2010).

Tablo 1 - İnşaat İş Kazalarının, İş Saatlerine Göre Dağılımı

İş Saatlerine Göre Dağılım Ölüm Yaralanma Toplam


No. Günün İş Saatleri Sayı % Sayı % Sayı %
1 08 - 09 arası 117 9,8 288 13,7 405 12,3
2 09 - 10 arası 149 12,5 272 12,9 421 12,8
3 10 - 11 arası 150 12,6 300 14,3 450 13,7
4 11 - 12 arası 168 14,1 268 12,7 436 13,2
12 - 13 arası öğlen
46 3,9 58 2,8 104 3,2
paydosu
5 13 - 14 arası 98 8,2 180 8,6 278 8,4
6 14 - 15 arası 137 11,5 248 11,8 385 11,7
7 15 - 16 arası 159 13,4 229 10,9 388 11,8
8 16 - 17 arası 167 14,0 262 12,4 429 13,0
Toplam 1191 100,0 2105 100,0 3296 100,0

Bu dağılımda, iş kazalarının öğlen ve akşam paydosuna yakın saatlerde arttığı dikkati


çekmektedir. Bu özelliğin başlıca nedeni yorgunluk faktörüdür. Yorgunluk, çalışan in-
sanın belirli bir işi artık sürdüremeyecek bir tükenme noktasına gelmesi olarak tanın-
makta, fizyolojik, psikolojik ve patolojik yorgunluk türleri bulunmaktadır. Yorgunluk,
çalışanın verimliliğinin düşmesine, dikkatinin dağılmasına, hatalar yapmasına neden
olmakta ve bunun sonucunda iş kazaları meydana gelmektedir (Müngen,2011). Bu ko-
nuda uygun ergonomik yaklaşım kişiyi fizyolojik ve psikolojik kapasitesine uygun işler-
de çalıştırmak, çalışan kişiyi uzun süre ağır yüklemeler altında bulundurmamak gerekli
ve yeterli dinlenme süreleri vermektir.

- 313 -
Çalışma Ortamında Ergonomik Koşulların İşçi Sağlığı ve İş Kazaları Açısından Önemi

4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesinde “ Ara Dinlenmesi “ başlığı altında şu açıklama
yer almaktadır; Günlük çalışma süresinin ortalama bir zamanında o yerin gelenekleri ve
işin gereğine göre ayarlanmak suretiyle işçilere; dört saat veya daha kısa süreli işlerde
on beş dakika, dört saatten fazla ve yedi buçuk saate kadar (yedi buçuk saat dâhil) süreli
işlerde yarım saat, yedi buçuk saatten fazla süreli işlerde bir saat, ara dinlenmesi verilir.
Bu dinlenme süreleri en az olup aralıksız verilir. Ancak bu süreler, iklim, mevsim, o yer-
deki gelenekler ve işin niteliği göz önünde tutularak sözleşmeler ile aralı olarak kullan-
dırılabilir. Dinlenmeler bir işyerinde işçilere aynı veya değişik saatlerde kullandırılabilir.
Ara dinlenmeleri çalışma süresinden sayılmaz.
Bu yasal hükme uymak ve öngörülen dinlenme sürelerinin en az olduğunu dikkate
almak gerekmektedir. İnşaat işlerinin yorucu olmasını da göz önünde bulundurarak
özellikle uygun olmayan çevre koşullarında ve ağır işlerde çalışan elemanlara özen gös-
termek, yeterli dinlenme süreleri tanımak, zaman zaman daha hafif işlerde çalıştırma
yoluna gitmek yararlı sonuçlar verecektir.

Çalışma Ortamında İklim Koşullarının Etkisi


Bu konuda öncelikle etkili olan faktörler hava sıcaklığı, havadaki (bağıl) nem oranı ve
hava akımıdır. İklim koşullarının çalışanı olumsuz yönde etkilememsi için bu faktörlerin
belirli sınır değerler arasında kalması öngörülmektedir.
İklimsel Konfor olarak adlandırılan, çeşitli işler ve pozisyonlar için uygun olan değerleri
Tablo 2 ‘ de verilmiştir (Dizdar 2006).

Tablo 2 - İklimsel Konfor Değerleri

Hava Akımı
Çalışma Şekli ve Hava Sıcaklığı (°C) Bağıl Nem (%) Min
(m/sn)
İş Yükü Min Opt Max Opt Max
Max
Büro işi 18 21 24 0,1
Oturarak hafif iş 18 20 24 0,1
Ayakta hafif iş 17 18 22 30 50 70 0,2
Ağır iş 15 17 21 0,4
Çok ağır iş 14 16 20 0,5

Ergonomide yüksek (aşırı) sıcak ve soğuk ısı stresleri üzerinde durulmaktadır. Her ikisi-
nin de çalışan kişiyi olumsuz etkilediği, hatalara ve kazalara neden olduğu araştırma-
larla saptanmıştır. İnşaat uygulamalarında özellikle yüksek sıcaklık önem taşımaktadır.
Aşırı soğuk havalarda üretime ara verilmesi, kapalı mekânlardaki çalışmalarda ortamı
ısıtma olanağı söz konusudur. Ancak açıkta çalışan inşaat işçisinin özellikle sıcak yaz
günlerinde iş kazası riskinin yüksek olduğu unutulmamalıdır.
Tablo 3’ te, inşaat sektörümüzde meydana gelen toplam 4347 iş kazasının yılın aylarına
göre dağılımı verilmiştir (Müngen 2010).

- 314 -
Mert Uzun, Uğur Müngen

Tablo 3 - İnşaat İş Kazlarının Aylara Göre Dağılımı

Yılın Aylarına
Ölüm Yaralanma Toplam
Göre Dağılım
No. Yılın Ayları Sayı % Sayı % Sayı %
1 Ocak 96 5,4 174 6,8 270 6,2
2 Şubat 81 4,6 147 5,7 228 5,2
3 Mart 103 5,8 181 7,0 284 6,5
4 Nisan 153 8,6 199 7,7 352 8,1
5 Mayıs 168 9,5 210 8,2 378 8,7
6 Haziran 190 10,7 255 9,9 445 10,2
7 Temmuz 217 12,2 247 9,6 464 10,7
8 Ağustos 184 10,4 281 10,9 465 10,7
9 Eylül 176 9,9 237 9,2 413 9,5
10 Ekim 157 8,9 230 8,9 387 8,9
11 Kasım 133 7,5 237 9,2 370 8,5
12 Aralık 101 5,7 168 6,5 269 6,2
13 Saptanamayan 15 0,8 7 0,3 22 0,5
Toplam 1774 100,0 2573 100,0 4347 100,0

Bu dağılım incelendiğinde, Temmuz ve Ağustos aylarındaki kaza oranının yüksekliği ve


özellikle ölümlü kazalarda Temmuz ayındaki oran (%12,2) dikkati çekmektedir. İnşaat
Sektörümüzde Mayıs-Eylül döneminde faal olan şantiye sayısı çalışan işçi ve yapılan
adam-saat sayıları yaklaşık aynı düzeyde olmasına karşılık Temmuz ve Ağustos ayların-
daki kaza oranı, açıkta çalışan inşaat işçisinin ortam sıcaklığından olumsuz etkilenme-
sinin bir sonucu olarak yorumlanabilir. Açıktaki çalışmalarda 25°C ’den itibaren fiziksel
krampın başladığı, 32°C ve üzerinde güçlü ve genç insanların dahi uzun süre çalışması
mümkün olmadığı, vücut içi ısısı 38°C düzeyine çıktığından, çoğu insan için sıcak çarp-
ması tehlikesi ortaya çıktığı belirtilmektedir (Dizdar, 2006).
Özellikle sıcak yaz günlerinde açıkta yapılan inşaat çalışmalarında bu hususun dikkate
alınması, çalışma saatlerinde, dinlenme aralarında uygun düzenlemelerin yapılması ge-
rekmektedir.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü madde 20 ‘de kapalı işyerlerinde sıcaklık ve nem için
gerekli öneriler yapılmış, çok buğu husule gelen yerlerde hava sıcaklığının 15 – 30 dere-
ce arasında olması gerektiği belirtilmiştir. Diğer koşullar ve açıkta çalışmalar için sayısal
değerler belirtilmemiştir.

Çalışma Ortamında Aydınlatma Faktörünün Etkisi


Genellikle açıkta yapılan inşaat uygulamalarında gün ışığından yeterince yararlanma
olanağının bulunması bu faktörün önemini ilk bakışta azaltmaktadır. Ancak gün ışığın-

- 315 -
Çalışma Ortamında Ergonomik Koşulların İşçi Sağlığı ve İş Kazaları Açısından Önemi

dan yeterince yararlanılmayan; ofis mahallerindeki çalışmalarda, gece çalışmalarında,


yer altı işlerinde, bina inşaatlarında suni aydınlatma da önem taşımaktadır. Ayrıca ofis
çalışmalarında göz sağlığı açısından önem taşımaktadır.
Özellikle karanlık veya yeterince aydınlatılmamış loş mekânlarda tehlikeli boşluklara
(bina içindeki boşluklar gibi), çukurlara düşme tipindeki iş kazalarına sıkça rastlanmak-
tadır. Örneğin araştırma bulgularına göre, döşeme ve platform kenarından aşağıya in-
san düşmesi tipinde meydana gelen iş kazalarının %26’ sı yapı içindeki asansör, aydınlık
boşluklarına düşme tipindedir (Müngen 2010). Korkulukla çevrilmeyen, üstü kapatıl-
mayan bu boşluklara düşme olaylarında bu önlemlerin alınmamış olmasının yanı sıra
yetersiz aydınlatmanın da önemi büyüktür.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü madde 18 ‘ de işyerlerindeki çeşitli mekânlar için, ya-
pılan işlerin niteliği de belirtilerek aydınlatmanın kaç lüx olması gerektiği ayrı ayrı açık-
lanmıştır. Madde 13 ‘te, işyerlerinde dışarıdan ışık almaya yarayan pencerelerin aydınlık
veren yüzeyleri toplamının, işyeri taban yüzeyinin en az 1/10 u oranında olacağı belir-
tilmiştir.
Yapı İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü madde 6’ da yapı işlerinin gündüz yapıl-
masının esas olduğu, karanlıkta veya gece çalışmasının gerekli veya zorunlu bulunduğu
hallerde çalışma yerinin ve geçitlerin yeterince ve uygun şekilde aydınlatılması ve iş gü-
venliğinin sağlanmasının gerektiği belirtilmiştir. Madde 8 ‘ de ise yapı alanındaki tehli-
keli kısımların açıkça sınırlandırılacağı, buralara uyarma levhaları konacağı ve geceleri
kırmızı ışıkla aydınlatılacağı belirtilmiştir.

Çalışma Ortamında Gürültü ve Titreşim Etkileri


Çalışma hayatında gürültü ve titreşim faktörleri, ergonomi biliminin önemle üzerinde
durduğu olumsuz etkenlerdir. Çalışanların dikkatini dağıtan, algılamasını olumsuz yön-
de etkileyen başlıca etmenlerden biri olan gürültüye uzun süre maruz kalan kişilerin
işitme kayıplarına uğradıkları, fizyolojik ve psikolojik sorunlar yaşadıkları performans
düşüklüğüne uğradıkları bilinmektedir. Ayrıca gürültülü ortamda çalışanların, manevra
yapan araç sesini duymadıkları için kazaya uğradıkları da görülmüştür.
İnşaat üretiminde iş makinaları, kompresörle çalışan kırıcı ve delici tabancalar, motorlu
araçlar, testereler, bazı şahmerdan türleri vb. başlıca gürültü kaynaklarıdır.
Gürültü Yönetmeliği’ nde konu ayrıntılı bir biçimde yer almış ve gerekli güvenlik önlem-
leri açıklanmıştır. Gürültünün önem taşıdığı uygulamalarda sorumluluk taşıyan teknik
elemanların bu yönetmeliği inceleyip izlemesinde yarar bulunmaktadır. Bu yönetmelik-
te ve diğer mevzuat bölümlerinde açıklanan gürültüyü kaynağında yok etme, etkisini
azaltma, kişisel koruyucular (kulak tıkaçları vb) ile çalışanı korumak gibi gerekli önlem-
leri bilmek ve uygulamak gerekmektedir. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü madde 22 ‘
de ; “ Ağır ve tehlikeli işlerin yapılmadığı yerlerde, gürültü derecesi 80 desibeli geçmeye-
cektir. Daha çok gürültülü çalışmayı gerektiren işlerin yapıldığı yerlerde, gürültü derece-
si 95 desibel olabilir. Ancak, bu durumda işçilere başlık, kulaklık veya kulak tıkaçları gibi
uygun koruyucu araç ve gereçler verilecektir.” açıklaması yer almaktadır.
Titreşim de tıpkı gürültü gibi insan sağlığını olumsuz etkileyen bir faktördür. Titreşimler,
tıpkı ses dalgaları gibi tekrarlayan ve saniyede belirli bir sayısı olan dalgalardır. Saniye-
deki titreşim sayısı Hertz (HZ.) olarak ifade edilir. Bunların sesten başlıca farkı, sesin hava

- 316 -
Mert Uzun, Uğur Müngen

yolu ile titreşimin ise vücudun sert kısımları ile vücuda girmesidir. İnşaat sektöründe
öncelikle kompresörle çalışan büyük titreşimli delici ve kırıcı tabancalar olmak üzere
bazı el aletleri, motorlu testereler başlıca titreşim kaynaklarıdır. Bunlarda titreşim el, bi-
lek, kol ve omuzları etkiler. Genel olarak bu araçların titreşim frekansı 8-1000 Hz. dir. Bu
büyüklükteki titreşime uzun süre maruz kalan insanlarda dirsek, bilek, omuz ve boyun
kemiklerinde bozukluklar ellerde ve parmaklarda karıncalanma, damar bozuklukları
görülmektedir.
Titreşim Yönetmeliği ‘nin 7. maddesinde;” Titreşimin zarar verme riskini azaltmak için,
bütün vücut titreşimini etkili bir biçimde azaltan oturma yerleri ve el–kol sistemine ak-
tarılan titreşimi azaltan el tutma yerleri ve benzeri yardımcı donanım sağlanması gere-
kir” denilmektedir. Aynı yönetmelikte konuyla ilgili diğer açıklamalar ve gerekli önlem-
ler yer almaktadır.

Kapalı Çalışma Mekânlarında ve Şantiye Ünitelerinde Yasal Açıdan


Bulunması Gereken Bazı Önemli Özellikler
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü ‘ nün 7 – 48 ‘inci maddelerinde işyerlerinde bulunması
gereken sağlık şartları ve güvenlik tedbirleriyle ilgili koşullar yer almaktadır. Anılan tü-
zük Uluslar Arası Çalışma Örgütü’ nün (ILO) sağlık ve güvenlik kurallarına ve ergonomik
esaslara göre hazırlanmıştır. İnşaat sektörünün üretim yeri olan şantiyeler de bir işyeri
niteliğinde olduğundan Tüzük’ te belirtilen sağlık ve güvenlik kurallarına uymak gerek-
mektedir. Tüzük’ te, çalışma mekânları ve yatakhanelerle ( işçi koğuşlarıyla) ilgili olarak
yer alan bazı önemli hükümler aşağıda açıklanmıştır. İşçi sağlığı bakımından önem ta-
şıyan hükümlerin yanı sıra kullanılan tertibatlar, tezgâhlar, eşyalar ile ilgili boyutlandır-
malar insan faktörü açısından önem taşımaktadır. Ergonominin bir alt dalı olan “ Antro-
pometrik “ insan vücudunun ölçüleriyle ilgili bir bilim dalı olup gerek iş ortamında ve
gerekse normal yaşam koşullarında insanın kullanacağı makine, araç, gereç kısaca tüm
eşyanın boyutlarının insan vücut ölçülerine uygun olmasını amaçlamaktadır. Bu bilim
dalındaki esaslara dayalı olarak Tüzük’ teki hükümlerde yer alan bazı önemli boyutlan-
dırmalara da aşağıda yer verilmiştir.
• İşyerlerinde işçilerin daimi olarak çalıştırıldığı yerlerin tavan yüksekliği, en az 3
metre olacaktır. Tabana paralel olmayan tavanlarda bu yüksekliğin ortalaması 3
metre olacak ve en alçak kısmı, varsa, kirişin alt noktasından 240 santimetreden
aşağı olmayacaktır.
• İşyerlerindeki hava hacmi, makine, malzeme ve benzeri tesislerin kapladığı hacim-
ler dâhil olmak üzere, işçi başına en az 10 metreküp olacaktır. Hava hacminin hesa-
bında, tavan yüksekliğinin 4 metreden fazlası nazara alınmaz.
• İşyerlerindeki koridorlar, işçilerin kolaylıkla gelip geçmesini sağlayacak ve tehlike
baş gösterdiğinde işyerini çabuklukla boşaltmaya yetecek genişlikte olacak, tabii
veya suni ışıkla aydınlatılmış bulunacaktır. Makinalar, motorlar ve bunlar tarafın-
dan çalıştırılan aletler ve diğer tezgâhlar arasındaki açıklık, işçilerin rahat çalışma-
larını sağlamak üzere, en az 80 santimetre olacaktır. İşyerindeki geçitlerin genişliği,
oradan geçecek işçilerin miktarına ve malzeme hareketine uygun olarak ayarlana-
cak ve bu genişlik 120 santimetreden az olmayacaktır. Geçitlerin tabanı sağlam,
arızasız ve kaymaz şekilde yapılmış olacak, ayrıca geçitler işaretlenecektir.

- 317 -
Çalışma Ortamında Ergonomik Koşulların İşçi Sağlığı ve İş Kazaları Açısından Önemi

• Koğuşlarda tavan yüksekliği 280 santimetreden aşağı olmayacak ve adam başına


düşen hava hacmi, en az 12 metreküp olarak hesap edilecek, her koğuşta yatırıla-
cak işçi sayısı, buna göre tespit edilerek koğuşun hava hacmi ile yatabilecek en çok
işçi sayısını gösteren ve işveren veya işveren vekilinin imzasını taşıyan bir cetvel,
koğuşlara asılacaktır.
• Koğuşlardaki yataklar, tabanla bağlantısı kesilecek surette karyola ve somyalar
üzerine yayılacak, aralarında en az 80 santimetrelik bir açıklık bulunacak, başuç-
larına, özel eşyaların konması için, küçük etajer veya komodinler konacak, iki katlı
karyola ranza kullanıldığı hallerde, katlar arasındaki yükseklik ile karyola somyala-
rın genişliği 80 santimetreden az olmayacaktır.
• Koğuşların, soğuk mevsimlerde sağlığa uygun bir şekilde ısıtılması gerekir. Isıtmak
için soba kullanıldığında, duman, gaz ve yangın tehlikesine karşı gerekli tedbirler
alınacaktır. Mangal kömürü veya kok kömürü ile mangal veya maltız gibi vasıtalar-
la veya üstü açık ateşle veya borusuz petrol sobası veya havagazı sobası ile ısıtma
yasaktır. Tutuşturucu olarak benzol ve petrol gibi parlayıcı maddeler kullanılamaz.
• İşyerlerinde kullanılacak korkuluklar; sağlam bir şekilde ahşap boru veya metal
profilli malzemeden yapılacak, yüzeyleri pürüzlü ve köşeleri keskin olmayacak-
tır. Korkulukların, tabandan yüksekliği en az 90 santimetre olacaktır. Korkuluğun
tümü, herhangi bir yönden gelebilecek en az 100 kilogramlık bir yüke dayanabile-
cek şekilde yapılacaktır.
• 100 kişiye kadar işçi çalıştıran işyerlerinde 30 erkek işçi için, bir WC kabini ve pisu-
var, her 25 kadın işçi için de en az bir kabin hesap edilecek, 100 den sonrası için her
50 kişiye 1 tane hesabı ile helâ bulundurulacaktır.
• İşveren, işin özelliği bakımından yalnız el ve yüz temizliğinin yeterli olmadığı hal-
lerde veya kirli, tozlu ve yorucu işlerden sonra veya gerektiğinde işçilerin yıkanma-
larını, temizlemelerini sağlamak için, duş tesisleri yapmak, kurmak ve işçilerin ya-
rarlanmalarına hazır bulundurmakla yükümlüdür (Duşlarla ilgili ayrıntılı özellikler
ve boyutlar madde 40’ta açıklanmıştır).
• Soyunma yerlerinde işçiler için, yeteri kadar elbise dolabı, sıra, sandalye, tabure ve
benzeri eşya bulundurulacaktır (Ayrıntılar madde 42 ve 43 te açıklanmıştır).
Tüzük’te ve konuyla ilgili diğer tüzük ve yönetmeliklerde işçi sağlığı ve iş güvenliğine
ilişkin çok sayıda benzer hüküm bulunmaktadır. Bildiri sayfa sınırını aşmamak amacıyla
daha fazla bilgi verilememiş, ayrıntıya girilememiştir.

Sonuçlar
Ergonomi biliminin esasları, iş güvenliği mevzuat maddeleri ve iş kazalarına ait araştır-
ma bulguları çerçevesinde hazırlanan bildiride bir yandan ergonomi bilim dalının kısa-
ca tanıtımına çalışılmış öte yandan mevzuat maddeleri ve araştırma bulguları ışığında
incelenen konuların önemi vurgulanmıştır. İnşaat uygulamalarında görev yapan ve so-
rumluluk üstlenen teknik elemanlarımız iş güvenliğini sağlama konusunda öncelikle,
korkuluk, tahta perde, güvenlik ağları, iksa ve benzeri fiziksel koruyucu tertibatların ya-
pılması, çalışanlara baret, güvenlik kemeri vb. kişisel koruyucu araçların verilmesi gibi
temel ve klasik önlemler üzerinde yoğunlaştıkları bilinmektedir.

- 318 -
Mert Uzun, Uğur Müngen

Bildiride, ergonomi biliminin ışığı altında incelenen; çalışma ortamında yorgunluk faktö-
rü, iklim koşulları, aydınlatma, gürültü ve titreşim konuları, kapalı çalışma mekânlarında
ve şantiye ünitelerinde yasal açıdan bulunması gereken bazı önemli özellikler, ilk bakış-
ta uygulamada ön plana çıkmayan, ikinci derecede önemli sağlık ve güvenlik konuları
olarak gözükmektedir. Oysa araştırma bulguları ve yaşanan olaylar bu hususların işçi
sağlığı ve iş güvenliği açısından önem taşıdığını göstermektedir.
İnşaat uygulamalarında görev yapan ve sorumluluk üstlenen tüm meslektaşlarımızın
bu konularda da duyarlı olmalarını önermek gerekmektedir. İş güvenliği mevzuatımızın
tüm konularda yeterli olduğu söylenemez. Ancak var olan hükümler ve önerilen güven-
lik önlemleri de oldukça önemlidir. Örneğin şantiye ünitelerinde bulunması gereken ve
bildirinin son bölümünde maddeler halinde sıralanan sağlık ve güvenlik kuralları uy-
gulamada önemli ölçüde ihmal edilen hususlardır. Ancak bu konudaki bir ihmal veya
hatalı uygulama sonucunda oluşan bir iş kazası veya hastalık, meslektaşlarımızın çeşitli
hukuksal yaptırımlarla karşı karşıya kalmasına, haklarında tazminat ve kamu (ceza) da-
valarının açılmasına neden olmaktadır.

Kaynaklar
Dizdar, E. (2006), “ İş Güvenliği “ ABP Yayınevi ve Matbaacılık, Trabzon
Müngen, U.(2011)Yapımda İnsan Faktörü Ders Notları, İTÜ İnşaat Fakültesi
Müngen, U.(2010) İş Güvenliği Ders Notları, İTÜ İnşaat Fakültesi
Özkılıç , Ö.(2005) İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemleri ve Risk Değerlendirme Me-
todolojileri, TİSK Yayın No: 246, Mart 2005
İş Güvenliği Mevzuatı(2011),https://www.csgb.gov.tr/csgbPortal/csgb.portal/. Erişim
Tarihi: 18.05.2011
Sosyal Güvenlik Kurumu, https://www.sgk.gov.tr/. Erişim Tarihi: 02.06.2011

- 319 -

You might also like