Professional Documents
Culture Documents
Bir Türk Devi, Bir İngiliz Devi Ve Bir Burs Programı
Bir Türk Devi, Bir İngiliz Devi Ve Bir Burs Programı
B
irkaç ay önce Yükseköğretim Kurulu başkanı dos
tum Prof. Dr. Kemâl Gürüz aradı. Sesindeki heye
can ahizeden dışarı taşıyordu: “Sana iyi bir haber
vereyim" dedi. “Her yıl Cambridge Üniversitesi 10 Türk
öğrencisine birer burs verecek. Sistem duraylılık kazandığı
andan itibaren her yıl Cambridgede 30 öğrencimiz ola
cak."
Gerçekten haber çok güzeldi. Detaylarını sorama-
dan Kemâl heyecanla devam etti: “Sana şimdi daha da çok
hoşlanacağın bir başka şey söyliyeyim. İngilizlerle bu bur
sa bir de isim koyalım diye düşündük.” Sonra Kemâl akima
gelen isimlen sıraladı ve en yakışan diye düşündüğünü
söyledi: "Fuat Köprülü.” Bu ismin üzerimde yarattığı etkiyi
burda kelimelere dökmek çok zor. Nedenini hiç uzatma
dan tek bir cümleye sığdırayım: Kanımca Fuat Köprülü
Türklerin bu yüzyılda yetiştirdikleri en büyük bilim adamı
dır. Anadolu Türklüğünün bin yıla yaklaşan tarihine şöyle
bir dönüp bakıyorum da Köprülü’ye rakip çıkar mı diye.
Sanmıyorum. Kemâl'e "Tüm Köprülü ailesinin en büyük
üyesidir” dediğimi hatırlıyorum. Ne Köprülü Mehmet Paşa
ne de Fazıl Ahmet Paşa, Fuat Köprülü ile insanlığa etki ko
nusunda boy ölçüşebilirler.
Mehmet Fuat Köprülü 4 Aralık 1890 tarihinde Divan-
yolu’nda o zaman Mâliye Nazın Hâlid Efendi Konağı diye
bilinen binada dünyaya geldi1, Şimdi aynı yerde Köşe Han Ord. Prof. Dr. h. c. Mehmet Fuat Köprülü, Sultanahmet'deki evinde bulunan çalışma odasında (301u yılların sonu). 0. F.
adlı bina bulunmaktadır. Babası Fâiz Bey Beyoğlu 2. Ağır Köprülü Arşivi.
Ceza Mahkemesi başkâtibi idi. Bir süre de İstanbul Beledi
ye Meclisi üyeliğinde bulunmuştu. Onun babası Ahmed Zi leri yalnızca edebiyat tarihçiliğimizle sınırlı kalmamıştır. yalnız san’at ve edebiyat veya sosyal bilimleri değil, fen bi
ya Bey Bükreş büyükelçimizdi ve Divân-ı Hümayun Beylik- Köprülü’nün işaret ettiği gözleme, özellikle eleştiriye daya limlerini de ilgilendirecek kapsam ve modernliktedir. Bu
çisi (günümüzün başbakanlık müsteşan) Köprülü-zâde Afif lı varsayımlar ve çıkarımlar üzerine kurulan yöntem, edebi eserin yayımlanması üzerine doğubilimin üç büyük ismi,
Bey’in oğlu idi. Ziya Bey'in torununu “Köprülülerin azâme- yat tarihçiliğinden genel tarihe, sosyolojiden folklora kadar Barthold, Kraçkovski ve Oldenburg bir arada Köprü-
tini iade edecek oğlum" sözleriyle sevdiğini Fuat Köprü- geniş bir yelpazede etki yapmıştır. lü’yü Sovyet Bilimler Akademisi üyeliğine önermişler, ilk
lü’nün oğlu Dr. Orhan Köprülüden dinledim. Orhan Bey'in Zaten halk edebiyatım da genel bir bilimsel çerçeve Mutasavvıflar'm yayımlanmasından on yıl kadar sonra Fuat
oğlu Faiz Köprülü, bana büyük dedesi Faiz Bey’in evinde içerisine alan Köprülü’nün 1915 ’te Millî Tetebbular Mecmu Köprülü bu çok önemli bilim kurumuna üye olmuştur.
pek çok tarih ve edebiyat kitabı bulunduğunu, küçük Meh- asında yayımlanan “Türk Edebiyatında Âşık Târzınm Men Bu kısa tanıtma yazısında Köprülü’nün 1500’e yakla
med Fuad’ın yaşıtlarıyla oynamak yerine bu kitapları oku şe ve Tekâmülü Hakkında Bir tecrübe" adlı uzun makalesi şan eserlerini tek tek tanıtmak olanaksızdır. En önemlileri
yarak vakit geçirm eği tercih ettiğini anlatmıştı. “Kitapları olmuştur2. Bu makalenin derhal R. Hartmamı tarafından ni listelemeğe bile yerimiz yok3. Yalnız kendisinin Darülfü
çevresine dizer, bunlardan belli bir konuyu kendince ince Der İslam dergisinde tanıtıldığını kaydedelim (1917, c. VÜI, nun çerçevesinde oluşturduğu Türkiyat Enstitüsü’nün
lermiş" dediydi Orhan Bey ss. 305-311). Köprülü bibliyografyalarına bakfidığında Köp 1933'de Atatürk’ün emriyle hazırlatılan Malche raporun
rülü’nün pek çok makale ve kitabının uygar dünyada ya ta da dünya standartlarında görülen tek enstitü olduğunu söy
nıtıldığım veya doğrudan tercüme edildiği görülür. Bunun lemem lâzım. O tarihe kadar Köprülü enstitüsünde ciddî
Türk edebiyatı tarih yöntemi
nedeni Fuat Köprülü’nün Türk Edebiyatı Târihi bilim dalım, bir kitaplık oluşturmuş, tüm dünya ile enstitünün bağlantıla
Fuat Köprülü önce Mercan idadisini bitirmiş, sonra
gerçek bir bilim dalı olarak kuran kişi olmasıdır. Onun ya rını kurmuş, her taraftan konferansçılar, misafir araştırıcılar
da Hukuk Mektebine gitmiş. Ama Hukuk Mektebini bitir
yınlan ikinci Dünya Savaşı'na kadar tüm dünyada bu konu çağırarak uygar alemi öğrencisinin ayağına getirmiştir.
meden ayrılmış, çünkü burada alacağı eğitimin kendisine
ya yön veren en temel kaynaklar olmuşlardır. 1928’d e misafir olarak gelen V. V Barthold’un verdiği ders
ileride seçm eğe karar verdiği yönde pak yararlı olamaya
ler bu enstitü tarafından Türkçe olarak yayımlanmış, sonra
cağım anlamış. Hukuk Mektebinden ayrıldıktan sonra Mer
can, Kabataş, Galatasaray ve İstanbul liselerinde öğretmen Uluslararası şöhretinde en önemli bunlar Türkçe'den Almanca ve Fransızca’ya çevrilmiştir.
lik yapan Köprülü bu arada hem şiirler yayımlamış, hem de yapıt
Hayat-ı Fikriye (1909) kitabı gibi 1919 yılında, yani Bilimsel tarihçilik
genel fikir hareketleri, tarih ve Köprülü henüz 29 Enstitüde Köprülü, herşeyden önce romantik ve mil-
felsefe üzerine yazılar yazmağa Cambridge Üniversitesi ile YÖK yaşmdayken ya liyetçi/ırkçı tarihçilik akanlarıyla mücadele etmiş, bilimsel
başlamıştı. Köprülü’nün ilk ya yımlanan "Türk tarihçiliğin temellerini atmağa çabalamıştır. Bunu en güzel
yımlarım Fevziye Abdullah arasında yapılan anlaşmaya Edebiyatında Dk gene kendisi, Barthold’un Islâm Medeniyeti Târihi adlı kita
Tansel Hanım 1905’e kadar in M u ta sa v v ıfla r” bının Türkçe çevirisine (1942) yazdığı uzun girişte dile ge
dirmeyi başarmıştır. 1905-1913 göre, her yıl 30 öğrencimize onun uluslararası tirmiştir. Bu dönem, Köprülü’nün zaman zaman Atatürk ile
yıllan arasında yayımladıklan o şöhretinin en de anlaşmazlığa düştüğü dönemdir. Köprülü, katı bilim
derece dikkat çekmiş ki, 23 ya Fuat Köprülü bursu verilecek... önemli yapı taşı süzgecinden geçmeyen hiçbir görüşü, hiçbir hareketi, hiç
şındaki genç öğretmen 20 Aralık olmuştur. Mat- bir hedefi kabul etmek niyetinde değildi. Bu nedenle
1913’te Hâlid Ziya (Uşaklıgil) Bey’in bir başka göreve atan baa-i Amire’d e yayımlanan 446 sahifelik bu eser, Anado 1926’d a kendisine teklif edilen yeni harfler komisyonu baş
ması sonucu boş kalan Darülfünun Türk Edebiyatı tarihi lu'da Yunus Emre yı ve Orta Asya'da Hoca Ahmed Yese- kanlığım reddetti. 1933 Üniversite reformuna—kendi ensti
müderrisliğine getirilmiş. Bu tayinde kuşkusuz o yıl Bilgi vî'yi inceleyerek, hem Anadolu hem de Orta Asya’d a mis tüsü iyi not almış olduğu halde— cam gönülden taraftardı,
Dergisinde çıkan “Türk Edebiyatı Târihinde Usul" adlı tiklerin gelişmesini ele almanın da ötesinde, iki büyük kül ama bu reform sonunda ehil olmayan kişilerin kürsülerin
önemli makalesinin rolü olmuştur. Bu makalede Köprülü tür alanı arasındaki halk ilişkilerini ortaya dökmüş, edebiyat başlarına getirilmesini pek acı bir dille eleştirmiştir. Türk
Fransız edebiyat tarihçisi Gustave Lanson'un fikirleri teme tarihi çerçevesine hem sosyolojiyi hem de kültürel antropo dilinin disipline edilmesi, Osmanlıca bataklığından kurtarıl
linde bir Türk edebiyatı tarihi yöntemi geliştirmiş, burada lojiyi sığdırmıştır. ması konusunda Atatürk ile hemfikirdi. Ama başta izlenilen
özellikle bilimselliği vurgulmııştır. Fakat bu makalenin etki Giriş kısmındaki bilim felsefesi ile ilgili paragraflar, tasfiyeci yolu şiddetle reddetti ve yapılanları eleştirmekten
683/4
çekinmedi. Ama hiçbir zaman Ahmet Refik (Al- bir fayda olmamacasına. Yalnızca idealleri uğ
tunay)’m düştüğü duruma düşmedi. Harf devrı- runa.
mine koyduğu çekince hariç, diğerlerinde za
man Köprülü’ya hak verdi. Son 10 yılı
Fikir ve devrimlerinin bazılarını eleştirdi 1956-1966 Fuat Köprülünün son on yılı
ği Atatürk ise bizzat onun Kars ve Ardahan üze dır. Fuat Hoca bu yıllarda politikanın dağıttığı
rinde artan Sovyet tehdidine karşı milletvekili hayatım toplamaya çalıştı. 1959’d a Harvard'a
olmasını istedi. Köprülü kabul etti ve Atatürk’ün gitti, çalışmaları esnasında, o güne değin bir
1935’d e gördüğü tehlike ikinci Dünya Sava- türlü ulaşamadığı Farsça kitapların bir listesini
şı’nda karşımıza dikilince Büyük Önder’in ken yaptı, dostu Tâhran elçimiz izzettin Aksalur'a bu
dinden beklediği rolü, bilim adamlığından tek listeyi yollayarak onlann Türkiye'ye gelmesini
kuruş tâviz vermeden oynadı ve Stalin'in öne temin etti. Journal Asiatique’in Türkiye'deki ek
sürdürdüğü düzmece bilimsel delilleri tek tek sik sayılarının fotoğraflarım elde etti. Bu arada
çürüttü. Bu Sovyet diktatörünü o kadar kızdır İslâm Ansiklopedisi başta olma üzere bir çok
mıştı ki, Köprülü onun emriyle Sovyet Bilimler bilimsel yayma makale yetiştirdi. Bu arada Na
Akademisinden atıldı. dir Nadi’nin arzusu üzerine Cumhuriyet Gaze
Köprülü 1935 yılında Sorbonne’d a Os tesine Türkiye'de demokrasinin geleceğinden
manlI Devletinin Kuruluşu başlıklı üç önemli herşeye rağmen çok umutlu olduğunu anlatan
deıs verdi ve menkıbe ve efsanelere sarılmış bir de makale yazdı. Oğlu Orhan Köprülü alt
olan bu tarihi bilimsel temeller üzerine oturt mışlı yıllarm başında Fuat Hoca'nın kitaplarına
mağa çalıştı. Bugünkü Osmanlı tarihçiliğinin en gömüldüğünü, bol bol not tuttuğunu söylüyor.
önemli temellerinden biri hiç kuşkusuz Fuat Ve sonunda o m eş’um 15 Ekim 1965 gel
Hoca'nın bu derslerden türeyen ufak kitabıdır. di. Türk Târih Kurumu’nda bir çalışmasından
Bizans kuramlarının Osmanlı kurumlan dönerken bir serseri taksi büyük adamı devir
üzerine yapüğı etki hakkında yazdığı incele di. Dünya bilim çevrelerinde en çok anılan
mesi (1931) bugün artık esas tezi açısından ba Türk, Mehmed Fuad Köprülü, önce bacağı kı
yatlamış olmakla beraber, konusunun ilk önem rıldığından hastaneye düştü— ama oradan bir
li kaynaklarından biri olma görevini sürdür daha çıkamadı. 28 Haziran 1966 günü Türkiye
mektedir. Selçuklu Târihinin yerli kaynaklan büyük bir evlâdım, dünya büyük bir bilim ada
üzerine yazdığı monografisi (1943) ise hâlâ mım, Köprülü ailesi de kuşkusuz tarihteki en
önemli bir kaynaktır. büyük üyesini kaybetti.
Halkı, yaptıklarının pek çoğunun gerçek
Dış İşleri Bakanlığı dönemi değerim anlayacak düzeyde olmayan, ama onu
Her büyük ve gerçek bilimci gibi, Köp o düzeye çıkarmak için ömrünü verdiği halkı
rülü de içten demokrat bir insandı. 1946 yılında Divanyolu’nu, tüm Beyazıt Meydanım doldurdu
Demokrat Parti kuraculan arasında bu inanç ve Fuat Hoca'yı son yolculuğuna uğurlarken. Fuat
şevkle katıldı. Bilimsel çalışmalarından—’tama Hoca bugün, atalarının yakınında, adım taşıyan
men olmamakla beraber— fedâkârlık eden kütüphaneye iki adım mesafede, Divanyo-
Köprülü, 1946-1950 yıllan arasında hızlı bir ga lu’ndaki mezarlıkta son uykusunu uyumaktadır.
zete makalesi yazan oldu, yeni hareketin ne O mütevâzı mezar, Türk bilim dünyası geliştik
den ve hedeflerini halkına anlattı ve savundu4. çe şenlenecektir. Yeni Köprülüler türedikçe,
1950de gelen iktidar onu dışişleri bakanlığına Fuat Hoca'nın asil ruhu şâd olacaktır. Kimbilir
getirdi. Burada
Köprülü ağırlığı
nı açıkça hür
dünyadan yana
koydu, Türki
ye’yi önce Kore
Savaşı'na soktu,
arkadan da NA-
TO'ya.
Ancak iş
ler istediği gibi
gitmedi. Arka
daşları Demok
rat Parti'nin onun
anladığı kuruluş
ideallerinden
uzaklaşmağa
başladılar. Önce
aydınlanma ide
allerinden taviz
Ord. Prof. Dr. h. c. Mehmet Fuat Köprülü ellili yılların başında Dışişleri Ba
ler verildi, arka
kanı olarak yaptığı bir Londra gezisinde Institute o f African and Oriental
dan yolsuzluklar
Studies'de kütüphanede öğrencileri ziyaret ederken. Kitaba bakışı, zoraki
başladı. Fuat Ho
politikacının kitaplarını özlediğini gösteriyor. Köprülü bu resmin çekilişin
ca arkadaşlarım
den birkaç yıl sonra politikadan bir daha dönmemek üzere kaçacaktır.
uyarmayı dene
di. Bu işe yara
mayınca önce
bakanlıktan 1956’d a istifa etti. Kötüye gidiş de belki günün birinde birisi çıkar da İstanbul Üni-
ğişmeyince 1957’d e kendi kurduğu partiden versitesi’nin önüne, o üniversitenin gelmiş geç
ayrıldı, ismet İnönü kendisini derhal CHP’ye miş bu en büyük hocasının bir de heykelim di
davet etti, istediği yerden milletvekilliği önerdi. ker, Edebiyat Fakültesine onun adım verir. O
Sütten ağzı yanan Fuat Hoca bunu istemedi, üniversitede okuyan gençler o isimden, o hey
ama CHP mitinglerinde Demokrat Parti’ye kar kelden şevk ve cesaret alırlar5.
şı konuşmayı kabul etti, hem de kendisine hiç Yazının devam ı 2 1 . sayfa d a
Bir Türk devi...
B aştarafı: S, sayfada
8 Nisan 2000 Pazartesi günü Ankara’d a İngiliz Büyükel
çiliğinde Sayın Büyükelçi Sir David Logan’m misafirperverli
ğinde imzalanan antlaşma, yeni Köprülüler yetiştirmek amacı
na yönelik bir antlaşmaydı. Cambridge Overseas Trust başka
nı Prof. Dr. Anil Seal ve Prof. Dr. Nicholas Postgate Yükseköğ
retim Kurulu'na gelerek antlaşmayı başkan Prof. Dr. Kemâl Gü
rüz ile gözden geçirerek son şeklini vermişlerdi. Sabah saat
11:00’d e yapılan törende Gürüz önce Sayın Dr. Orhan E Köp
rülünün kaleme aldığı Mehmed Fuad Köprülümün kısa yaşam
öyküsünü okudu. Sonra ben bilim adamı Köprülüyü özetleyen
bir konuşma yaptım6. Arkasından antlaşma imzalandı ve
YÖK’e gidilerek öğle yemeği yenildi. Akşam Birleşik Krallık
Büyükelçisi Sir David Logan bir yemek daveti verdi. Tüm bu
tören ve davetlerde Köprülü ailesi, Orhan Köprülü nür: oğlu Sa
yın Faiz Köprülü tarafından temsil edildi.
Yapılan antlaşmaya göre, Cambridge Overseas Trust,
YÖK'ün verdiği burslara yılda on doktora öğrencisi için £3.000
katkı yapacak. Bu burs— Fuat Hoca’nın geniş ilgi alanını yansı
tacak şekilde—istenilen herhangi bir alanda olabilecek. Üç yıl
sonra duraylı hale gelecek olan burs programında her yıl 30
öğrencimiz bulunacak.
Bu program, hele Cambridge'in geniş imkânları göz
önünde bulundurulursa önemli bir firsat. Meselâ, BP daha g e
çen yıl yerbilimlerine yalnızca bir Akışkanlar Enstitüsü kurul
ması için 30 milyon sterlin bağışladı! Törende yaptığı konuş
mada Anil Seal, Cambridge’in de bu tür programlara olan ihti
yacını dile getirdi, “Biz uluslararası öğrencilerle beslenmez
sek, batı Anglia politekniği haline döneriz" dedi. Umalım ki
program iyi yürüsün, bundan gerçekten yeni Köprülüler türe
sin, Türkiye de bu şekilde uygar âlemde büyük Atatürk’ün
gönlünde yatan yerini alsın.
683/21
* 0 0 1 5 8 2 6 T ' 8 0 1 0 *