Professional Documents
Culture Documents
INTERNATIONAL
SYMPOSIUM ON ÇOBAN MUSTAFA PAŞA AND
HISTORY-CULTURE OF KOCAELI IV
PROCEEDINGS
Cilt 3
© 2018 Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Kültür ve Sosyal İşler Dairesi
Başkanlığı Yayınları No: 42
Tasarım
Yüksel Yücel
BASKI ve CİLT
Bilne t Matbaacılık ve Yayıncılık A.Ş.
INTERNATIONAL
SYMPOSIUM ON ÇOBAN MUSTAFA PAŞA AND
HISTORY-CULTURE OF KOCAELI IV
PROCEEDINGS
Editörler
Prof. Dr. Haluk SELVİ
Prof. Dr. İbrahim ŞİRİN
Doç. Dr. M. Bilal ÇELİK
Dr. Ali YEŞİLDAL
Resül NARİN
Kocaeli 2018
Genel Koordinatör / General Coordinator
İlhan BAYRAM
Web: http://kocaelitarihisempozyumu.com
Mail: kocaelitarihisempozyumu@kocaeli.bel.tr
The scientific responsibility of the articles, which take place in this book called
“International Symposium on Çoban Mustafa Paşa and History of Kocaeli IV
Proceedings”, belongs to the researchers.
İÇİNDEKİLER
Enver KONUKÇU
Mudarlı Menşeli Tarih Araştırmacısı Dr. Selahattin Tansel (1908-1980) 1491
Nesrin KARACA
Kocaeli’nin Yetiştirdiği Değerlerden Prof. Dr. Talât Tekin
ve Şiir Dünyası 1507
Orhan KILIÇ
Kocaili Sancağı’nın Paşalara Tevcihi Bağlamında Ortaya Çıkan İdari
Uygulamalar Üzerine
Bir Değerlendirme 1525
Zeynel ÖZLÜ
1340-41 Tarihli Türk Ticaret Salnamesi Işığında İzmit’te
Sosyo- Ekonomik Hayat ve İzmitli Aileler 1541
Enis ŞAHİN - Sinan DEMİRAĞ
Cumhuriyet Dönemi Kocaeli Vilâyeti Mülkî Yapılanma Tarihi I
(1924-1954) 1555
Kayrat BELEK
Çoban Mustafa Paşa Külliyesi ve Merkezî Asya’da Karahanlı
Külliyelerine Mukayeseli Bir Bakış 1597
Osman TAŞKIN
Gebze Gazi Çoban Mustafa Paşa Vakfı’na Ait Bir Muhasebe Bilançosu
(1669-1671) ve 1662-1682 Yılları Arası Vakıf Muhasebesi 1605
Abdullah ÇAKMAK
Gebze Çoban Mustafa Paşa Kütüphanesi 1647
Gökben AYHAN
Çoban Mustafa Paşa Külliyesi’nin Ejder Başlı Kapı ve Pencere
Halkaları Hakkında 1665
Hasan Hüseyin ADALIOĞLU- Nizamettin ARSLAN
Çoban Mustafa Paşa’nın Kurduğu Menzilhânelerdeki Tarikatlar:
Gülşenîlik ve Mevlevîlik 1691
Şükrü SÖNMEZER
Çoban Mustafa Paşa Camii Süsleme Programı Üzerine Düşünceler 1703
Muhammed ÇELEBİ - M. Yasin FAHJAN - Ferhat PAKDAMAR
Osmanlı Vakıf Medeniyeti ve Gebze Çoban Mustafa Paşa Camii
Ve İmâreti Vakfiyesi 1719
Zeynep DEMİRCAN AKSOY
Gebze Çoban Mustafa Paşa Camii Müezzin Mahfilinin Osmanlı
Sanatındaki Yeri 1737
İsmail KAHRAMAN
Gebze’nin Kentleşme Sürecin’de Çoban Mustafa Paşa Külliyesi ve
Vakfı’nın Önemi 1765
Ali CANÇELİK
Osmanlı Cami Kültüründe ve İşlevlerinde Vakfiyelerin ve Külliyelerin
Rolü: Gebze Çoban Mustafa Paşa Vakfiyesi ve Külliyesi Örneği 1795
Ayşe DUVARCI
Divanü Lügati’t Türk’teki Yeme-İçme Kültürünün Kocaeli Manav
Türkmenlerindeki Yansımaları 1809
Ersin UĞURKAN - Tülay ÜZÜMCÜ - Ömür ALYAKUT
Kocaeli ve Çevresindeki Muhacirlerin Kent Gastronomisine
Yapmış Olduğu Katkılar 1821
Ömür ALYAKUT - Tülay POLAT ÜZÜMCÜ
Gastronomi Turizmi Bağlamında Kandıra Beslenme Kültürü ve
Unutulmaya Yüz Tutmuş Lezzetleri Goncaaydın Köyü Örneği 1837
Sulayman Turduyeviç KAYIPOV
Kocaeli Yöresel Yemeği Umaç Çorbası ve Merkezî Asya
Türk Mutfağındaki Umaç (Tarihî-Karşılaştırmalı İnceleme) 1864
Ali AKTAŞ
İzmit Sancağı’nda Yaşayan Manavlarda Halk Hekimliği
ve Ocak Kültü 1875
Mine CAN
Kocaeli Peşkir İşlemelerinden Örnekler 1907
Feyzan Göher VURAL
Kocaeli ve Sakarya Türkülerinde Motifsel Nitelik Taşıyan Çiçek,
Hayvan, Renk Unsurlarının Türk Mitolojisi ve Türk Sanatındaki Yeri 1919
Nurdin USEEV
Kocaeli Ağzında Tarihî ve Çağdaş Türk Lehçelerine Özgün Kelimeler
(Köktürkçe ve Kırgız Türkçesi Örneğiyle) 1931
Negizbek ŞABDANALİYEV
Türkiye’nin Kocaeli Bölgesi ve Kırgızistan’ın Bölgeleri Örneğinde
Akrabalık Terimlerine Mukayeseli Bir Bakış 1951
Tahsin HAZIRBULAN
Anonim Bir Menazil-i Hacc’a Göre Kutsal Yolculuğun Durak Noktaları:
Menazil-i Gökbuze ve Menazil-i Hersek Ma’ Derbend-i Yeni Köy 197
Abdullah KAHRAMAN
İzmit’li Kara Davut ve Menar Şerhi 1976
Muhittin ELİAÇIK
Kocaelili Ak Ali’nin Risâle-i Câmiü’l-Ahbâr’ı 1984
Ahmet Remzi TÜLÜCE
Kahramanlık Filmlerinde Kimlik Temsilleri ve Malkoçoğlu
Filmlerinde Düşman/Öteki Olmak 1989
Ümmühan MOLO - Orhan FAİGOV
Kahramanlık Olgusu ve Bir Kahraman Olarak Malkoçoğlu’nun
Türk Sinemasındaki Temsilleri 2009
Emel ATEŞÇİ - Gözde İSLAMOĞLU
Muhteşem Yüzyıl Dizisinde Kahraman Malkoçoğlu Karakteri
ve Değişen Kültürel Bellek 2031
Levent ATALI - Sercan KARABACAK
Tarihsel Süreçte Kocaeli Kent Yaşamında Spor Yayınları 2047
Burçin SAĞLAM
Kocaeli Üniversitesi Tarafından Basılan Yayınlar 2061
Nevnihal ERDOĞAN - Türkiz ÖZBURSALI- Hikmet Temel AKARSU
2080 Kocaeli ve Yöresinde Tarihsel Sergilemeye Yönelik Mimari
Tasarım İlkeleri Başiskele İlçesinde “Servetiye Cephesi” Temalı
Planetaryum ve Bilim Merkezi Müzesi Mimari Projesi 2079
Şennur KAYA
İzmit’te Çinili Yapılar 2087
Burak Muhammet GÖKLER
Kocaeli Çeşmelerinde Batı Etkili Süslemeler 2097
Yıldırım KARADENİZ
İzmit Sırrı Paşa Konağı Bezemeleri 2129
Taner AKSOY
Gebze Tarihi ve Kültür Varlıkları 2139
Veli GÜVEN
Gebze Özelinde Türklerde Türbe Geleneği ve Bu Geleneğin
Halk İnanışına Etkileri 2155
Veysi AKIN
Cisr-i Mustafa Paşa (Mustafa Paşa Köprüsü) ve Tarihten
Günümüze Kadarki Önemi 2171
Volkan ŞENEL
Gebze Malkoçoğlu Mehmed Bey Türbesi 2189
Nurdan KUBAN - İsmail Talih GÜVEN - Deniz GERÇEK
İzmit Kentsel Sit Alanındaki Kültür Varlığı Yapıların Strüktürel
Niteliklerinin Özgünlük Durumu Üzerinden Değerlendirilmesi 2199
Haluk SELVİ
Kapanış Oturumu Konuşmaları 2215
KOCAELİ ÇEŞMELERİNDE BATI ETKİLİ
SÜSLEMELER
Giriş
Şehirlerin sokak aralarına veya bir yapı bünyesinde yapılan çeşmeler; inşa edildiği dönemde
var olan kültürel ve mimari özellikleri bünyesinde barındırması bakımından önemli bir yere
sahiptir. Osmanlı Devleti, su yapılanmasına kuruluşundan itibaren büyük ehemmiyet göster-
miştir. Ancak XVIII. yüzyılın başından itibaren inşa edilen çeşmeler üzerinde bir kabuk değiş-
tirme olmuştur. Bunun en önemli sebebi; Lale Devri olarak isimlendirdiğimiz, özellikle de III.
Ahmed ve Veziri Nevşehirli Damad İbrahim Paşa zamanında Batıya açılınması ve bu dönemin
üslubu olan; eğri büğrü inciler anlamına gelen, XVII. yüzyılın tamamını ve XVIII. yüzyılın ilk
çeyreğini etkileyen barok sanatı, İtalya’da başlayıp daha sonra diğer Avrupa ülkelerini ve bura-
dan da Osmanlı’yı etkilemiştir. Bu dönemin devamında ise rokoko XVIII. yüzyılda ortaya çık-
mıştır. Ancak barok ile rokoko arasında ayrım yapılmaya çalışılmışsa da kesin hatlar ile ayırmak
mümkün olamamıştır. Rokokoyu ise XIX. yüzyılda kendisini gösteren ampir dönem izlemiştir.
Klasik dönemin sonuna kadar görülen ve sadece su ihtiyacını gidermek için inşa edilen çeş-
meler, batılılaşma döneminden sonra akımların tesiriyle gelen yeniliklerin, süslemelerin ya da
modernleşmenin teşhir alanı olmuştur.
Batı etkili süslemeler sadece dönemin çeşme mimarisinde değil, aynı süslemeyi cami, mezar
şahidesi, köşk, saray ve konutların duvar resimlerinde de görmek mümkündür. Modernleşme/
yenileşme dönemi süsleme reperatuarlarının kullanıldığı bezemeler, Kocaeli’nde yer alan çeş-
melerde de görülmekte olup bu eserler çalışmamızda tanıtılmıştır.
* Arş. Gör., Atatürk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü, burak.gokler@atauni.edu.tr.
Yrd. Doç. Dr. Gül GEYİK’e ve Kocaeli Arkeoloji ve Etnografya Müzesi Çalışanlarına Yardımlarından Dolayı Te-
şekkür Ederim.
2097
Burak Muhamme t GÖKLER
Kocaeli şehir merkezinde, Orhan Mahallesi’nde, Medrese Sokak’ta bulunan Canfeda Hatun
çeşmesi; bağımsız bir çeşme olup kareye yakın bir plan şemasında, kesme taş ve mermer
malzemeden inşa edilmiştir (Foto 1). Çeşmenin inşa tarihi bilinmemekle birlikte, Canfeda
Kethüda Hatun, III. Murat zamanında (1574-1595) Osmanlı Sarayı’nda yaşamış olduğundan
XVI. yüzyıla tarihlendirilir.1 Yapının alınlığı üzerinde yer sülüs hatlı kitabesinden 1242 (1826)
yılında onarım gördüğü anlaşılmaktadır.
Kitabede;
3. Mu’ahharan menba`ından külliyen ta’mir ve çeşmelere icrâya muvaffak olan hâlâ ser lev-
ha-i
4. Şehinşâh-ı cihân hazret-i Gâzi Sultân Adlî Mahmûd Hân medde zilâl-i
6. Rütbe-i celilesiyle şerefyâb olan aliyyetü’ş-şân Su`âda Usta hazretlerinin i’mârına muvaf-
fak oldukları hayrâtdır. Sene 1242 (M.1826)
Canfeda Hatun çeşmesi, genel olarak sade bir bezeme programına sahiptir. Çeşmenin doğu
cephesinde bulunan süslemeler onarım esnasında eklenmiş olmalıdır. Yapının aynalık bölü-
münde ‘’S’’, ‘’C’’ kıvrımları ve istiridye kabuğu yer alırken alınlık üzerinde çelenk içerisine alın-
mış II. Mahmud’un tuğrası bulunmaktadır. Bugün, tuğranın üzerindeki yaldızların düşmesin-
den dolayı süsleme net olarak seçilememektedir(Çizim 1).
Kocaeli şehir merkezinde, Hacı Hasan Mahallesi, Kalkavan Sokak’ta bulunan Emine Hatun
Çeşmesi, Tüysüz Çeşme olarak da bilinmektedir(Foto 2). Dikdörtgen planlı olan, tuğla ve taş
malzeme ile inşa edilen yapının kuzey ve batı cephelerinde pasif birer çeşmeye yer verilmiştir.
Çeşmenin batı cephesinde bulunan sülüs hat yazılı kitabede Emine Hanım’ın ismi ve 1163 (H)
tarihine yer verilmiştir.
Kitabe:
1 Ayla Ödekan, “Kentiçi Çeşme Tasarımında Tipolojik Çözümleme” Semavi Eyice Armağanı, İstanbul 1992, 295-
297.
2098
Kocaeli Çeşmelerinde Batı Etkili Süslemeler
Batı cephede yer alan çeşme sivri kemer içerine alınmış olup çeşmenin dikdörtgen aynalık
bölümünde; kaş kemer içerisine alınmış iki selvi ağacı motifi ve bu bezemelerin ortasına yer-
leştirilmiş gülbezek bulunmaktadır. Kemerin üst boşluklarında ise karşılıklı zambak motifleri
alçak kabartma tekniği ile işlenmiştir (Foto 3) (Çizim 2).
Çeşmenin kuzey cephesi de sivri kemerli olup aynalık bölümünde, altlarında iki kilit beze-
mesinin bulunduğu dikdörtgen şekilli sandıklar üzerine konulmuş, kulplu ve kulpsuz vazo
motifinden çıkan bitkisel bezemeler vardır. Gövdeye volütlü olarak birleşen kulplu vazo içe-
risinden lale, zambak, karanfil ve yıldız çiçekleri, kulpsuz ve tek kaideli vazodan ise yukarı
doğru yükselen dal üzerinde nar motifleri, alta düşmüş yaprak ve bir armut motifi vardır. Bu
iki süsleme arasına gülbezek yerleştirilerek kompozisyon tamamlanmış ve süsleme programı
dışarıdan yuvarlak kemerli dikdörtgen bir kartuş içerisine alınarak sınırlandırılmıştır (Foto 4)
Çizim (3).
Kocaeli şehir merkezinde, Kozluk Mahallesi’nde, Sapanca Sokak’ta yer alan Zeliha Hanım
Çeşmesi (Foto 5) üzerinde yer alan nesih hatlı kitabeye göre 1198 (H) 1783-1784 (M) tarihin-
de Zeliha Hanım tarafından yaptırılmıştır.
Kitabe şu şekildedir;
Sene 11983
Çeşme, almaşık sistemde inşa edilmiş, bugün evin istinat duvarına gömülü durumdadır. Gü-
nümüzde aktif olan çeşmenin aynalık bölümünde sütuncelere oturan kaş kemer içerisine
2 Ahmed Nezin Galitekin, Kocaeli Su Medeniyeti Tarihinden Sayfalar, İsu Genel Müdürlüğü Kültür Yayınları, İstanbul
2006, 280.
3 Ahmed Nezih Galitekin, Kocaeli Su Medeniyeti Tarihinden Birkaç Damla, İSU Genel Müdürlüğü Kültür Yayınları,
İstanbul 2006, 179.
2099
Burak Muhamme t GÖKLER
alınmış iki selvi ağacı motifi ve ağaçların üst bitiş noktaları arasında silinmiş vaziyette bir
rozete yer verilmiştir (Çizim 4).
Kocaeli Orhan Mahallesi’nde bulunan Çakmaklı Çeşmesi, sokak duvarına bitişik olarak inşa
edilmiştir(Foto 6). Bugün pasif durumdaki çeşme üzerinde herhangi bir yapım kitabesi bulun-
mamakla birlikte, çeşmenin aynalığı üzerinde yer alan motiflerden ve Emine Hatun çeşmesi-
nin süsleme kompozisyonları göz önünde bulundurulduğunda, eserin XVIII. yüzyıldan sonra
inşa edilmiş olması muhtemeldir.
Çeşme iki bölüme ayrılmıştır. Üst bölümde tuğla malzemeden yapılmış yuvarlak kemer içeri-
sine alınmış bir niş vardır, ancak üzerinde herhangi bir bezeme veya kitabe yoktur. Altta ise
mermer malzemeden yapılmış aynalık bölümü yer almaktadır. Aynalığın üzerinde; sağ ve sol
bölümde aynı motiflerin yer aldığı ancak, sağdaki vazo içerisine yerleştirilmiş ibrikten, diğeri
ise dilimli bir vazo içerisinde çıkan karanfil ve zambak motifleri, ortada ise selvi ağacı motifi
işlenmiştir. Selvi ağaçlarının ortasında ise rozete yer verilmiştir. Bütün bu kompozisyon, üç
ayrı kaş kemer içerisine alınarak sınırlandırılmış, kemer boşluklarına rozet ve gülbezek yerleş-
tirilmiştir(Foto 7) (Çizim 5).
Kocaeli şehir merkezinde, Veli Ahmet Mahallesi’nde yer alan çeşmenin yapım tarihine işaret
eden bir yazıt bulunmamaktadır. Ancak, çeşme üzerinde yer alan selvi ağacı motifi ve benzer
örnekleri göz önüne alındığında (Emine Hatun Çeşmesi (1749-1750) Çakmaklı Çeşme, XVIII.
yy.) yapıyı XVIII. yüzyıla tarihlendirmek mümkündür. Kare plan şemasında; taş, tuğla ve çimen-
to harcıyla inşa edilen çeşme bugün pasif durumdadır ve bakıma muhtaçtır(Foto 8).
Çeşmenin bezemesi aynalık ve kemer üzerinde yoğunlaşmıştır. Çeşme bölümü; kilit taşında
gülbezek motifinin yer aldığı sivri kemer içerisindedir. Aynalık bölümünde ise kaş kemer içine
alınmış iki selvi ağacı ve ortalarında bulunan rozet ile kompozisyon bitirilmiştir (Çizim 6).
Kitabe:
Çeşmesi 1339
Mermerden inşa edilen çeşmenin aynalık bölümü dikdörtgen bir çerçeve içerisine alınmış ve
burada yer alan madeni musluk başı geometrik bezemeli olarak işlenmiştir. Yapının kitabesini
2100
Kocaeli Çeşmelerinde Batı Etkili Süslemeler
çevreleyen çelenk motifini; üstte istiridye kabuğu, yanlarda akant, “C” ve volütlü “S” kıvrımla-
rıyla kuşatılmıştır(Foto 9)(Çizim 7).
Çeşmenin aynalık bölümünde, iki plaster üzerine oturan, “C” kıvrımlarıyla oluşturulan ve en üst
bölümde istiridye kabuğu ile sonlandırılan çerçeveye asılı, toplanarak iki yana açılmış, üzerinde
püskül, süslemeleri bulunan ve çeşmenin lülesine kadar sarkan perde motifi bulunmaktadır. Bu
bezemenin ortasında püskül motifinin aşağı doğru sarkıtıldığı tas konsola yer verilmiştir. Ayna-
lığın üzerindeki bu kompozisyon dışta; başlıkları palmet motifinden oluşturulan, kaidelerinin
altında ise “S” kıvrımlarının işlendiği iki plaster arasına alınarak diğer bölümlerden ayrılmıştır.
Çeşmenin kitabelik bölümü; iki yanda, içerisinde püskül motiflerinin işlenildiği plasterlara
oturan yuvarlak kemer içerisine alınmıştır. Kemerin alınlığı üzerinde yer alan dikdörtgen kar-
tuş, kitabeliğin plasterleri üzerinden yükselen volütlü bitkisel bir vazodan çıkan akant yap-
rakları, istiridye kabuğu tepeliğinden çıkan akantlar ve inci dizisi ile birleşerek bir çerçeve
meydana getirmiştir (Çizim 8).
Çeşme; “C” kıvrımları ve çubuk silmelerin iç içe kademeli olarak geçirilmesiyle oluşturulan
çerçeve içerisine alınan aynalık bölümü; lale, “C” kıvrımları ve çubuk silmeler ile hareketlen-
dirilirken bu kompozisyonun hemen üstüne yerleştirilen istiridye kabuğu ile sonlandırılmıştır
(Çizim 9).
Kasr-ı Hümâyun,4 Kocaeli şehir merkezinde, Kemal Paşa Mahallesi, Saray Yokuşu Sokak’ta
etrafı yüksek duvarlar ile çevrili geniş bir avlu içerisinde körfeze hâkim bir mevki üzerindedir
(Foto 12). Köşkün avluya giriş kapısı olan ve Saltanat kapısı olarak da isimlendirilen girişin
üzerindeki yer alan kitabeye göre eser, Sultan Abdulaziz tarafından 1279 (H), 1862’de (M)
Balyan Ailesi’nin hassa mimarı Karabet Amira Balyan’a neo-klasik üslupta yaptırılmıştır.5 An-
cak, yapının mimarını bazı araştırmacılar Sarkis Balyan olduğunu söylemektedir.6
4 Av Köşkü, İzmit Sarayı, Hünkar Köşkü, Küçük Saray olarak da bilinmektedir.
5 Engin Ürkmez, İzmit’te Türk Eserleri, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, Kocaeli 2007, 225-227.
6 Savaş Yıldırım, “ İzmit Kasrı Hümayun Tavan Resimleri”, Uluslararası Karamürsel Alp ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu
Bildirileri, Kocaeli 2016, 1783.
2101
Burak Muhamme t GÖKLER
İki katlı ve kâgir malzeme ile inşa edilen yapının hem iç hem de dış mimarisinde dönemin kül-
türel özelliğini yansıtan eklektist süsleme öğelerini görmek mümkündür. Köşk’ün ikinci kata
çıkışı sağlayan iki yönlü merdivenin altına konulmuş olan çeşme, süsleme açısından oldukça
önemli bir yere sahiptir.
Çeşmenin aynalığı ve istiridye kabuğu şeklindeki kurnasını alt bölümde ‘’S’’ biçimdeki volütlü
kaide tarafından taşınmaktadır (Çizim 10-11).
Köşkün ikinci katındaki hamamda bulunan çeşmeler ise aynı bezemeye sahip olduklarından
ve kurna olarak değerlendirdiğimiz için çalışmamızda değerlendirmedik (Foto 14)(Çizim 12).
Değerlendirme ve Karşılaştırma
Kocaeli şehir merkezinde incelediğimiz dokuz çeşme üzerinde bulunan yazı, bitkisel, geo-
metrik ve figürlü süsleme programları kendi içerisinde değerlendirilerek benzer örnekleriyle
karşılaştırılmıştır.
İncelediğimiz çeşme cephelerinde; akant yaprağı, zambak, karanfil, yıldız çiçeği, nar, armut,
lale ve selvi motifleri bulunmaktadır.
Akantus Yaprağı: Akantus, acanthaceae ailesinden bir bitki olup Türkçe ismi ‘’Ayı Pençesidir.
Genel olarak akantus yaprakları kesif, kalın, silindirik ve dik çiçek durumları olan dikenli, yük-
sek ve otsu bitkilerdir. Dikenli olması sebebiyle binaları kötülük ve uğursuzluktan koruması
2102
Kocaeli Çeşmelerinde Batı Etkili Süslemeler
için ilkçağlardan itibaren Hitit, Yunan, Mısır, Roma ve Bizans medeniyetlerinin hem mimari
hem de diğer sanat alanlarında sıkça kullandıkları bitkiler arasında yer almaktadır.7
Türk süsleme sanatında yaprak motiflerine sık sık yer verilmiştir. Ancak, Anadolu öncesi Türk
sanatında akantus örneklerine çok rastlanılmamakla birlikte Selçuklu ve Beylikler dönemine
ait yapılarda devşirme malzemeye bağlı olarak az sayıda da olsa örnekleri görülmektedir.8
Özellikle, XVIII. yüzyılın başında Osmanlı’nın modernleşme dönemiyle (Barok) süsleme prog-
ramına giren akant yaprakları, iç ve dış mimariyle birlikte çeşme cephelerinde de süsleme
özelliği olarak yerini almıştır.
İncelediğimiz eserler içerisinde; Zeliha Hanım, İbrahim Paşa, Kocaeli Arkeoloji ve Etnog-
rafya Müzesi bahçesinde sergilenen I. Çeşme’de ve Av Köşkü içerisinde bulunan çeşmede
akant yaprakları bulunmaktadır. Benzer örneklerine, Manisa’da; Saruhan Parkı Selsebi-
li’nde, Sipahi Pazarı Çeşmesi’nde, Mehmet Tevfik Bey Çeşmesi’nde,9 Çanakkale’de; Yeni
Çeşme, Bayramiç Hükümet Caddesi’ndeki çeşmede, İstanbulda; III. Ahmet Çeşmesi’nde,
Mehmet Emin Ağa Sebili’nde, Saliha Sultan Çeşmesi’nde Mihrişah Kadın Çeşmesi’nde, I.
Ahmet Çeşmesi’nde, Hacı Ahmet Paşa Çeşmesi’nde, Yusuf Efendi Çeşmesi’nde,10 Bur-
dur’da; Çeşmedamı Çeşmesi’nde,11 Bursa’da; Beşir Ağa Çeşmesi’nde, Kavaklı Camii Çeş-
mesi’nde,12 İzmir’de; Mustafa Efendi Çeşmesi’nde, Kemeraltı Çeşmesi’nde, Sahlebicioğlu
Çeşmesi’nde, Hisar Cami Avlu çeşmesinde, Gaffarzade Sebili’nde, Dönertaş Sebili’nde,
Osmanoğlu Sebili’nde,13 Uşak’ta Hebil Çeşmesi’nde, Cimcim Çeşmesi’nde ve İslice Çeş-
mesi’nde14 rastlanılmaktadır.
Nar: Tarih boyunca tarımı yapılan narın Latince adı “Punica Graaeski” eski çağlardan bu yana
yetiştirilen en eski meyveler arasında önemli bir yere sahiptir ve birçok medeniyette ölümsüz-
lük, bereket, sağlık, doğurganlık ve zenginliğin sembolü olarak görülmektedir.15
Hemen hemen bütün inançlar tarafından kutsal anlamlar yüklenen nar meyvesi; en fazla
Zerdüşt ritüellerinde ve tapınma törenlerinde kullanılmış, kutsal sayılmıştır. Bu yaklaşım nar
bitkisinin İran ve Afganistan kökenli olduğunu göstermektedir. Nar; Yunan mitolojisinde Per-
sephone’nin yer altı tanrısı Hades tarafından kaçırılma hikâyesinde evlilik, yaşam ve yeniden
doğuşu yansıtırken Mısır’da ölüler nar ile gömülmekteydi, Budizm’de hayatın olumlu etkileri-
nin özü, Musevilikte doğruluğun ve güzelliğin sembolü, Hristiyanlıkta doğurganlığın ve İsa’nın
yeniden doğuşunu simgelemektedir. İslamiyet’te ise Kur’an-ı Kerim’de16 cennet ağaçlarından
biri olarak ifade edildiği için önemlidir.17
7 Yıldız Demiriz, ‘’Acanthus; Türkiye’nin Arkeoloji ve Sanat Tarihi Terminolojisine Yanlış Adla Girmiş Bir Bitki
Motifi’’, Arkeoloji ve Sanat Dergisi, S. III, 1984, 19-24.
8 Yıldıray Özbek, Osmanlı Beyliği Mimarisinde Taş Süsleme, Kültür Sanat Edebiyatı Yayınları, Ankara 2002, 25.
9 Hasan Uçar, Manisa Çeşmeler, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi, İzmir 2009, 127-144.
10 Sinem Sevinçtay Kanlıçay, Barok-Rokoko Yorumlu 18. Yy. İstanbul Çeşmelerinde Kompozisyon, Motif ve
Terimler(1740-1797), Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İTÜ, İstanbul 2010, 35.
11 Mustafa Ekmekci, Burdur Merkezdeki Osmanlı Dönemi Çeşmeleri, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Pamukkale Üniversitesi, Denizli 2012, 102.
12 Ebru Çetinkaya, Bursa Çeşmeleri, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi, Erzurum 2012, 93.
13 Gül Geyik, İzmir Su Yapıları, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi, Erzurum 2007, 309-372.
14 Ahmet Durman, Uşak Çeşmeleri, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Van 2014, 93.
15 Sibel Arık, “Türk Dokumacılık Sanatında Nar Motifi”, Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, 6(1), 2009, 585.
16 En’am Suresi 99, 141.
17 http://www.izinsizgosteri.net/asalsayi07/deniz.karabacak_07.html (Erişim Tarihi: 10.02.2017)
2103
Burak Muhamme t GÖKLER
Bitkisel süslemeler arasında önemli bir yere sahip olan nar motifinin sanattaki ilk yansımasını
Uygur fresklerinde, daha sonra İran ve Suriye’deki Selçuklu sanatında, Anadolu Selçuklu ’da,
Beylikler döneminde ve Osmanlı sanatında, fresk, taş, çini, alçı, minyatür ve kumaş üzerinde
görmek mümkündür.18
İncelediğimiz çeşme cephelerinde sadece Emine Hanım çeşmesinde vazodan çıkan dal üze-
rinde nar bezemesine yer verilmiştir. Benzer örneklerine, İstanbul’da; III. Ahmet Meydan Çeş-
mesi’nde, Azaplı Kapı Saliha Sultan Çeşmesi’nde, Afyon Büyük Olucak Çeşmesi’nde19 ve Edir-
ne İbrahim Çeşmelerinde20 rastlanılmaktadır.
Karanfil: Hüznü temsil eden karanfil çiçeği, süsleme sanatımızda önemli bir yere sahiptir.
Süheyl Ünver, karanfil çiçeğinin menşeinin Asya ve Anadolu olduğunu, erken örneklerinin
Anadolu’da Selçuklu taş ve çini işlemelerinde görüldüğünü, özellikle Kanuni Sultan Süleyman
döneminde lâle gibi rağbet gördüğü ifade etmektedir.21
XVI. yy’ın ikinci yarısından itibaren süsleme sanatında görülmeye başlanan karanfil; taş, kumaş
ve kitap süsleme programlarında karşımıza çıkmaktadır.22 Batılılaşma dönemiyle birlikte, özel-
liklede XVIII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren karanfil motifi; girlandlar, kıvrak hatlar ile çizil-
meye başlanılmış ve gül, yıldız çiçeği, zambak, lale gibi süslemeler ile birlikte aynı dal üzerinde
verilmiş yada bütün bu kompozisyon bir vazo içerisine yerleştirilmiştir. Osmanlı sanatında
vazodan çıkan çiçekler modernleşmenin örneği olarak kabul edilmektedir.
İncelediğimiz çeşmeler içerisinde Emine Hanım ve Çakmaklı çeşmelerinin ayna taşları üzerin-
de vazo içerisine yerleştirilmiş karanfil motifleri bulunmaktadır. Benzer örnekleri, Edirne’de
Saraçhane Sinan Ağa Çeşmesi, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Çeşmesi, İbrahim Çeşmelerin-
de23 , İzmir’de; Mühürdar Ahmet Ağa Çeşmesi, Kızlarağası Hanı Çeşmesi, Bergama Çizmeci
Esnafı Çeşmesi’nde,24 Manisa’da Üç oluklu Çeşme’de, İstanbul’da, III. Ahmet Han Kütüpha-
nesi Çeşmesi, Çeşmesi, Damad İbrahim Paşa Çeşmesi ve Azapkapı Saliha Sultan Çeşmesi’nde
rastlanılmıştır.25
Selvi: Anadolu coğrafyasında selvi ismi ile bilinen servi ağacı; uzun boyu, güzelliği ve daima
yeşil olarak kalması, güzel kokusu ve uzun ömürlülük gibi nitelikleri ile güzelliğin sembolü
haline gelmiş, günümüze kadar insanlar tarafından uğur getirdiğine ve koruyucu olduğuna
18 Ersel Çağlıtütüncigil, “ Türk Süsleme Sanatında Nar: Form, Köken ve İkonografik Anlamı”, Türklük Bilimi
Araştırmaları Dergisi, (33), İstanbul 2013, 62-72.
19 Gülay Karasu, Afyon Çeşmeleri, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, Ankara 2006, 92.
20 Murat Karademir, Edirne Çeşmeleri, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi, Konya 2007, 211.
21 Halit Çal, Gazanfer İltar, Giresun İli Osmanlı Mezar Taşları, Giresun Valiliği Yayınları, Ankara 2011, 49.
22 Yıldız Demiriz, Osmanlı Kitap Sanatında Natüralist Üslupta Çiçekler, Acar Matbaacılık, İstanbul 1986, 353.
23 Karademir, Edirne Çeşmeleri, 210.
24 Geyik, İzmir Su Yapıları, 298-329.
25 Fazilet Koçyiğit, Lale Devri İstanbul Çeşmeleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Erciyes Üniversitesi, Kayseri 2013,
476-485.
2104
Kocaeli Çeşmelerinde Batı Etkili Süslemeler
inanılmakla26 birlikte ölümsüzlük, hayat ve ölüm arasında sonsuzluğu; dik duruşu, dayanıklılı-
ğı, rüzgârdan sağa sola eğilmeyişi; ağır başlılığı ve sabrı temsil ederken ilahi kudretin büyüklü-
ğünün yansıtması açısından da bir süsleme aracı olarak kullanılmıştır.27
Tarihte ilk İran’da “Ateş” mihraplarında gördüğümüz servi, Zerdüşt dininde yerden göğe doğ-
ru yükselişi ilahi bir sembol olarak görülmüş ve tarihi “Hayat Ağacı” motifine kadar dayandı-
rılmıştır.28
Tevrat’ta Cypre’s olarak ismi geçen servi ağacından Hz. Nuh’un gemisini inşa ettiği yazılıdır.
Bununla birlikte; Yunan’da, Roma’da, Asurlar ’da, İskitler ’de, Mısır’da, Bizans’ta ve Osmanlı’da
servi ağacı kutsal sayılmış, hem mimari yapılarında hem de diğer kültürel eserleri üzerinde
motif olarak kullanmışlardır.29
Yukarıda belirttiğimiz gibi tarih boyunca birçok medeniyet tarafından kullanılan servi ağacı,
Osmanlı’nın modernleşme dönemi içerisinde kullanımı artmış ve süsleme programı içerisinde,
tek veya karşılıklı diğer süsleme programlarıyla bir araya getirilerek yeni bir sentez oluşturulup
çeşme cephelerinde, mezar taşlarında, duvar resimlerinde ve tuvalde sıkça yer verilmiştir.
İncelediğimiz eserlerden; Emine Hanım, Zeliha Hanım, Çakmaklı ve Veli Ahmet Mahallesi
Çeşmelerinde selvi ağacı motifi tespit edilmiştir. Benzer örnekleri, Afyon’da; Büyük Olucak
Çeşmesi, Bursa’da; Darüssaade Ağası Çeşmesi,30 Çanakkale’de; Bayramiç Ankara Caddesi
Çeşmesi, Babakale Liman Çeşmesi, Eken Çeşmesi,31 Edirne’de; Saraçhane Sinan Ağa Çeşmesi,
Musalla Çeşmesi, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Çeşmesi, Atlar Çeşmesi, Amcazade Hüseyin
Paşa Çeşmesi,32 İstanbul’da; Ayşe Hanım Çeşmesi, Damad İbrahim Paşa Çeşmesi, Hibetullah
Hanım Çeşmesi, Fındıklı Mehmed Ağa Çeşmesi, Feyzullah Efendi Çeşmesi, Hacı Süleyman
Efendi Çeşmesi, Halil Ağa Çeşmesi,33 Ebubekir Ağa Çeşmesi,34 Uşak’da; İlyas Çeşmesi’nde35
bulunmaktadır.
Zambak: Dilimize Arapçadan geçen zambak, Latince’de “Lilium” olarak bilinmektedir.36 M.Ö.
1580’lerde Girit’te bir villada keşfedilen ve 80’nin üzerinde türü olan zambağın, “Lilium Mar-
tagon” adlı olanı Türk Zambak’ı olarak bilinmektedir. Dayanıklı oluşu, renk ve farklı çeşitle-
riyle süsleme sanatının vazgeçilmezleri arasında bulunan zambak, Yunan mitolojisinde He-
ra’nın göğsünden dökülen sütten oluştuğuna inanıldığı için Hera’nın sembolü olarak kabul
26 Cevdet Çulpan, Serviler I, İstanbul 1961, 11, Gül Mengeş, Ağaç Sembolünün Tarihsel Gelişim İçerisinde Türk
Resim Sanatına Yansıması ve Cumhuriyet Dönemi Türk Resminin Ağaç Sembolü Üzerinden İrdelenişi, Yüzüncü
Yıl Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı, Van 2012, 69.
27 Canan Cimilli, Osmanlı’da Servi Motifinin İnançla Bağlantısı, Sanat ve İnanç I, İstanbul 2004, 225-235.
28 Çulpan, Serviler, 25.
29 Ayla Ersoy“Geleneksel Süsleme Sanatlarında Kullanılan Bazı Çiçek Motiflerinin İslam İnancı İle İlgisi’’, Sanat ve
İnanç II, İstanbul 2004, 245-249.
30 Çetinkaya, Bursa Çeşmeleri, 94.
31 Ayşe Çaylak, Çanakkale Çeşmeleri, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, Ankara 1997, 170-173.
32 Karademir, Edirne Çeşmeleri, 209.
33 Koçyiğit, Lale Devri İstanbul Çeşmeleri, 485-728.
34 Sinem Sevinçtay Kanlıçay, Barok-Rokoko Yorumlu 18. Yüzyıl İstanbul Çeşmelerinde Kompozisyon, Motif ve
Terimler (1740-1497),Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 2010, 74.
35 Durman, Uşak Çeşmeleri, 93.
36 Hilmi Özden, Ömür Şaylıgil, “Türk Kültür Tarihinde ve Hastanelerimizde Zambak Motifi”, Hakim Yayıncılık,
Ankara 2015, 249-292
2105
Burak Muhamme t GÖKLER
İncelediğimiz eserler içerisinde Emine Hanım ve Çakmaklı çeşmelerinde zambak motifi bu-
lunmaktadır. Benzer örneklerine, İstanbul’da; Damad İbrahim Paşa Çeşmesi, Fındıklı Meh-
med Ağa Çeşmesi, III. Ahmed Han Kütüphanesi Çeşmesi39 Azapkapı Saliha Sultan Çeşmesi
İzmir’de; Mühürdar Ahmet Ağa Çeşmesi’nde40 yer verilmiştir.
Palmet: Menşei tam olarak bilinmeyen palmet, bir sapın sağ ve sol tarafından simetrik bir bi-
çimde kıvrılan iki yaprağın veya ruminin birleşerek ortasından sivri bir yaprağın meydana gel-
mesiyle oluşan motif olarak tanımlanmaktadır.41 Palmet motifini, Mezapotamya uygarlıkların-
dan başlayarak Sümer, Hitit, Mısır, Yunan, Roma, Bizans ve Osmanlı gibi birçok medeniyette
görülmektedir.42 Palmetin en yaygın olduğu medeniyet Yunan’dır. İon ve dor üslubundaki
mimari süslemede olduğu gibi, kırmızı figürlü seramikte de bordürler şeklinde kullanılmıştır.
Doğu sanatına da Helenistik akım yoluyla girmiş olması muhtemeldir.43
Palmet motifi Türk sanatında, kendi zevkine göre tasarlanmış, bazen yalnız, bazen de rumi ve
lotus motifleriyle ya birincil olarak ya da ikincil yani tamamlayıcı bezeme olarak mimari ve el
sanatlarında kullanılmıştır.44
Palmet motifi, Osmanlı’nın erken döneminden beri süsleme öğesi olarak kullanıldığı görül-
mektedir. Ancak, modernleşme ile birlikte palmet motifi birincil bezeme olarak değil, daha
çok ana kompozisyonu tamamlayan ikincil süsleme konumundadır.
2106
Kocaeli Çeşmelerinde Batı Etkili Süslemeler
Kızlarağası Hanı Çeşmesi, Merkez Saat Kule Çeşmesi, Bergama Osmanoğlu Sebili,49 Mani-
sa’da; Zahide Hanım Çeşmesi’nde50 görülmektedir.
Lale: Türk süsleme sanatının vazgeçilmez motifleri arasında karşımıza çıkan lâle, Latince ’de
“Tulipa” anlamında olup yüzden fazla çeşidiyle laleye benzeyen yabani çiçeklere verilen genel
bir isimdir.51
İran mitolojisinde lalenin oluşumu şu şekilde ifade edilmektedir; bir yaprak tanesi üzerindeki
çiy tanesine yıldırım düşmüş ve alev alan yaprak o haliyle kalıp laleye dönüşmüştür. Lâlenin
göbeğinin yani sapına bağlandığı kısmın siyah kalması ise yıldırımdan kalan yanık izleridir. O
zamandan itibaren lâle, rengi, şekli ve cezbedici görüntüsü ile şairlerin ilgisini çekmiştir.52
Lâle ve lâle kültürünün Anadolu’ya Türkler ile geldiği ve XII. yüzyıldan itibaren süsleme sana-
tında kullanılmaya başlanıldığı bilinmektedir.53 Roma ve Bizans döneminde lâlenin tanınmadı-
ğını bu dönemde ortaya konulan eserlerde bulunmamasından yola çıkılarak ortaya konulmak-
tadır. Lâlenin Avrupa’ya 1559’da götürüldüğü bilinmektedir.54
Osmanlı’da lâleye olan aşırı sevgi sebebiyle 1703 yılından itibaren başlayan dönemi “Lâle
Devri” olarak isimlendirmişlerdir. Bu dönemden itibaren lâle motifleri büyük önem kazanarak
uzun ve kıvrımlı çizilmeye başlanılmış, ayrıca diğer bezeme motifleriyle bir arada vazo içeri-
sinde işlenmiştir.
Yıldız Çiçeği: 1791 yılında Andreas Dalh’in adına Cavanilles tarafından ismi verilmiş ve bo-
tanikte süs bitkisi olarak kullanılmaya başlanmıştır.59 İlk olarak Meksika’da ve Amerika’nın
kuzey yerleşkelerinde görülen bu bitki, kraliyet botanikçisi Vicente Cervantes’in 1786 yılında
keşfetmesiyle İspanya bahçelerine kazandırmıştır.60
2107
Burak Muhamme t GÖKLER
XVIII. yüzyılda Avrupalılar bu bitkiye yoğun bir ilgi göstermesinden dolayı İngiltere, Almanya,
Fransa, İtalya ve Fransa’daki botanik bahçelerinde, daha sonra ise bütün dünyaya yayılarak
süsleme literatüründe yerini almıştır.61
En az dört yaprağı olan Yıldız Çiçeğinin, gökteki yıldıza benzetilmesinden dolayı bu ismin
verildiğini, şans ve yardımseverlik anlamlarını taşıdığını düşünmekteyiz.
Osmanlı sanatına XVIII. yüzyılda girmiş olan bu çiçek, yalnız veya diğer çiçek türleriyle bir
arada kullanılarak natürmort oluşturulmuştur.
Gülbezek/Rozet
Genellikle birbirleri yerine kullanılan fakat ayrı iki bezeme olan gülbezek ve rozet motiflerini
bizde bir başlık altında değerlendirdik. Osmanlı Devleti, modernleşme dönemiyle birlikte süs-
leme alanında reperatuarına birçok yeni bezeme eklemiştir. Ancak, kendi içerisinde barındığı
ve kullanmaktan vazgeçmediği bezemeler arasında gülbezek ve rozet motifleri bulunmakta-
dır. Bu iki bezemeyi her dönem Osmanlı mimarisinde görmek mümkündür.
İncelediğimiz eserler içerisinde gülbezek motifi; Emine Hanım ve Veli Ahmet Mahallesi Çeş-
mesi’nde görülürken rozet motifi; Zeliha Hanım ve Çakmaklı Çeşmelerinde bulunmaktadır.
Gülbezeğin benzer örnekleri, Edirne’de Meşalecibaşı Çeşmesi, Hacı Adil Bey, Çeşmesi, Hadım
Ağa Çeşmesi, Karanfiloğlu Çeşmesi,62 İstanbul’da Saliha Sultan Çeşmesi, Mehmed Paşa Genç
Çeşmesi, Ayşe Hanım Çeşmesi, Damad İbrahim Paşa Çeşmesi, Şehremini Çeşmesi, Ahmediye
Çeşmesi, Ahmed Ağa Çeşmes, Hacı Halil Efendi Çeşmesi, Hibetullah Hanım Çeşmesi, İbnül
Emin Ahmed Ağa Çeşmesi, III. Ahmed Çeşmesi, Emetullah Kadın Çeşmesi, Emetullah Gül-
nuş Çeşmesi, Valide Sultan Çeşmesi, Hacı Süleyman Efendi Çeşmesi, Halil Efendi Çeşmesi,
Şehzade Mustafa Çeşmesi,63 Manisa’da Mehmet Tevfik Bey Çeşmesi’nde64 görülmektedir.
Rozetin benzer örnekleri ise Afyon, Bursa, Çanakkale, İzmir, İstanbul ve Uşak’ta bulunan pek
çok çeşmede bulunmaktadır.
Geometrik Bezemeler: Türk-İslam eserlerinin vazgeçilmez bezemeleri arasında yer alan geo-
metrik süsleme, sanatsal eserlerin ilk ortaya konulduğu günden itibaren insanoğlunun rahat
bir şekilde objeye, mimariye, halıya, duvara ve günlük kullanım eşyaları üzerine kolay bir şe-
kilde işleyebildiği, ilk örneklerinin düz, yatay veya zikzak çizgileriyle başlanıldığı, daha sonra
ise sürekli geliştirilerek ve çeşitlendirilerek sonsuzluk prensibi içerisinde sanatsal nesnelere
nakşedildiği bir kompozisyon halini almıştır.
2108
Kocaeli Çeşmelerinde Batı Etkili Süslemeler
“S-C” Kıvrımları: “C” kıvrımları, Barok döneminde Türk sanatına girmiş, yabancı motif olarak
isimlendirilmektedir. Bu motif, XIII. yy. Osmanlı çeşme mimarisini konu alan araştırmalarda
adeta bir milat olarak kabul edilmektedir. “C” kıvrımları ve bağlantılı çubuklar ile yapılan do-
lamadallar ise Fransız rokokosunun en çok benimsenen örneğidir.65
Barok dönemde süsleme programımıza giren “S” kıvrımları da akıcı ve hareketli bir siluete
sahiptir. Kesintisiz tasarlanabildiği gibi “C” kıvrımlarıyla birleştirilerek de uygulanabilir. Her iki
motifin sırt bölümlerinde yaprak motifleriyle doldurulmuştur.
İstiridye: İstiridye kelimesi Yunanca ‘’Ostreidi’’ den türetilmiştir. Denizde yaşayan iki çenetli
yumuşakça olan deniz kabuğudur. İstiridye kabuğu, sembol olarak kullanımı eski dönemlere
kadar uzanmaktadır. Yunan medeniyetinde istiridye evliliği sembol etmekte, bir istiridye ka-
buğundan doğan tanrıça Afrodit’e deniz kabukları adanmaktaydı.70 Bununla birlikte yeniden
doğuş anlamına gelen istiridyenin Batı’da kartuş, kapı üstleri ve köşe bezemelerine yerleştiri-
lerek kullanılan bu motifin yalın görünümlü frontal içbükey hali doğrudan Osmanlı tarafın-
dan benimsenmiştir.
İstiridye kabuğu, 1740’tan başlayarak 30 sene kadar çeşmelerde doğal görünümüne yakın
haliyle kilit taşlarında veya kilit taşına yakın mesafelerde ve çeşme aynalarının tepe bölümle-
rinde kullanıldığı bilinmektedir.
65 Sinem Sevinçtay Kanlıçay, Barok-Rokoko Yorumlu 18. Yüzyıl İstanbul Çeşmelerinde Kompozisyon, Motif ve
Terimler (1740-1497),(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 2010, 45.
66 Ekmekci, Burdur Çeşmeleri, 102.
67 Çetinkaya, Bursa Çeşmeleri, 98.
68 Geyik, İzmir Su Yapıları, 313-373.
69 Sevinçtay Kanlıçay, Barok-Rokoko Yorumlu 18. Yüzyıl İstanbul Çeşmeleri, 45-51.
70 Bedrettin Cömert, Mitoloji ve İkonografi, Ayraç Yayınları, Ankara 1999, 165.
71 Karasu, Afyon Çeşmeleri, 210.
72 Ekmekci, Burdur Çeçmeleri,118-125.
73 Çetinkaya, Bursa Çeşmeleri, 96.
74 Çaylak, Çanakkale Çeşmeleri, 195.
2109
Burak Muhamme t GÖKLER
Sultan Çeşmesi, Kethüda Çeşmesi, Ahmediye Çeşmesi,75 Mehmet Emin Ağa Sebili, Hacı Ah-
met Paşa Çeşmesi, Seyyid Hasan Paşa Sebili Çeşmesi, Zevki Kadın Çeşmesi, Recai Mehmet
Efendi Çeşmesi, Kaptan Gazi Hasan Paşa Çeşmesi,76 Kocataş Suyu Çeşmesi, Mihrişah Valide
Sultan Sebili ve Çeşmesi, İzmir’de; Kemeraltı Çeşmesi, Kızlarağası Hanı Çeşmesi, Dönertaş
Sebili, Mühürdar Ahmet Ağa Çeşmesi’nde77 vardır.
Çubuk Silmeler: Rokokonun en dikkat çekici özelliklerinden birisi olan çubuk silmeler, cephe-
ye yüzeysel ve çizgisel hareketlilik veren önemli bir süsleme öğesidir. Düz ve eğri çubuklar,
çeşme tasarımında hem çerçeveleme hem de motifler arası geçişi ve birleştirmeyi sağlayarak
kompozisyonda bütünlük anlayışına etki eden en büyük unsurdur.78
Kartuş: Kartuş motifi, Osmanlı sanatının başlangıcında geleneksel rozetin yerini almaya başla-
mış, daha sonra ise kullanım alanları çeşitlendirilmiştir. 1740’larda küçük boyutlu ve yassı olan
kartuşlar rokokonun özelliğini yansıtırken mimaride barok esinlenmelerin giderek artmasıyla
bu motif daha plastik bir görünüme kavuşarak adeta üç boyutlu bir görünüm halini almıştır.82
İncelediğimiz eserler içerisinde sadece müzede sergilenen 2. Çeşme’de kartuş motifi görül-
mektedir. Benzer örnekleri, Bursa’da; Fatma Hanım Çeşmesi, Darüssaade Ağası Çeşmesi, Ki-
remitçi Sinan Bey Çeşmesi, Kurtbasan Çeşmesi,83 Çanakkale’de; Gelibolu Yeni Çeşme, Telli
Çeşmesi,84 İstanbul’da; Mehmet Emin Ağa Sebili Çeşmesi, Hacı Ahmet Paşa Çeşmesi, Hami-
diye Sebili,85 İzmir’de; Kızlarağası Çeşmesi, Kabadayı Çeşmesi, Osmanoğlu Sebilinde86 örnek-
lerine rastlanılmıştır.
Volüt: Volüt bilindiği üzere İyon düzenine ait sütunların tepesindeki koçbaşına benzer spiralli
bölümdür. Yunan ve Roma sanatında yoğun bir biçimde kullanılmıştır. Barok dönemde ise
volütler alt bölüm ile üst bölüm arasındaki geçişi görsel yönden artıran ve hareketlendiren bü-
yük boyutlu kıvrımlı helezonlardır. Bu süsleme biçimi Osmanlı’nın modernleşme döneminde
benimsenmiş ve daha küçük boyutlarda mimari cephelerde kullanılmıştır.
İncelediğimiz eserlerde; Emine Hanım, İbrahim Paşa, Av Köşkü’nde ve müze bahçesinde ser-
gilenen 1. Çeşme’de görülmektedir. Benzer örnekleri, Bursa’da; Hacılar Çeşmesi, Münir Paşa
75 Koçyiğit, Lale Devri İstanbul Çeşmeleri, 480-687.
76 Sevinçtay Kanlıçay, Barok-Rokoko Yorumlu 18. Yüzyıl İstanbul Çeşmeleri, 60.
77 Geyik, İzmir Su Yapıları, 313-368.
78 Elif Gürsoy, “Uşak’ta Perde Motifli Mihraplar” Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2015, 146-157, Sevinçtay
Kanlıçay, 54.
79 Karasu, Afyon Çeşmeleri, 205.
80 Koçyiğit, Lale Devri İstanbul Çeşmeleri, 504-725.
81 Sevinçtay Kanlıçay, Barok-Rokoko Yorumlu 18. Yüzyıl İstanbul Çeşmeleri, 55.
82 Sevinçtay Kanlıçay, Barok-Rokoko Yorumlu 18. Yüzyıl İstanbul Çeşmeleri, 65.
83 Çetinkaya, Bursa Çeşmeleri, 99.
84 Çaylak, Çanakkale Çeşmeleri, 181.
85 Sevinçtay Kanlıçay, Barok-Rokoko Yorumlu 18. Yüzyıl İstanbul Çeşmeleri, 65.
86 Geyik, İzmir Su Yapıları, 314-372.
2110
Kocaeli Çeşmelerinde Batı Etkili Süslemeler
Çeşmesi,87 İstanbul’da; Sadettin Efendi Çeşmesi, Hacılar Ahmet Paşa Çeşmesi, Zevki Kadın
Çeşmesi, Koca Ragıp Paşa Sebili Çeşmesi, I. Abdülhamit Çeşmesi’nde88 görülmektedir.
Nesnesel Motifler:
Perde: Tamamen batı kaynaklı olan perde motifi, modernleşme dönemi süsleme programında
en çok tercih edilip uygulanan bezemeler arasındadır ve genellikle iki yana çekilmiş formda
mimari cepheler üzerine işlenmektedir.
İncelediğimiz eserler içerisinde sadece müze bahçesinde sergilenen 1. Çeşme’de yer verilmiş-
tir. Benzer örnekleri, Bursa’da Hocaalizade Çeşmesi,89 İzmir’de; Mirkelamoğlu Hanı Çeşmesi,
Gaffarzade Sebili, Dönertaş Sebili, Osmanoğlu Sebilinde90 vardır.
Vazo: İçine süsleme amacıyla çiçek veya meyve konulan seramik, metal ya da cam kaplara
verilen genel bir isimdir.91 Muhtemelen vazo kelimesi XVIII. yy’ın sonlarına doğru Türkçe ’ye
girmiştir. Ancak, bundan önce bu kelimenin yerine şükufedan, laledan, kûze, kavonoz, küp,
saksı, tombak, farûri ve çiçeklik birçok ifade şekli kullanıldığı bilinmektedir.92
İbrik
İbrik motifi; temizliği, ibadetin, tutumluluğun ve büyüklere saygının sembolü olarak görül-
müştür.97 Anadolu’da birçok mimari eleman üzerinde kullanılan ibrik motifi genellikle yalnız
başlına kullanılmıştır. Su ve temizlik ile ilgili olan ibrik, Batılılaşma döneminde çeşme cepheleri
2111
Burak Muhamme t GÖKLER
üzerinde, içerisinden çıkan natüralist çiçeklerin konulduğu bir vazo biçiminde kullanılarak
geçmişteki gelenek ve suyun ehemmiyeti bu şekilde vurgulanmaya çalışılmıştır.
İnci Dizisi: Boncuk dizisi olarak da isimlendirilen inci dizisi, Barok dönemden başlayarak özel-
likle rokoko döneminde sıkça kullanılan motifler arasında yer almaktadır. Genellikle akant
yapraklarıyla ve “S-C” kıvrımlarının iç bölümlerini hareketlendirip daha estetik bir görünüm
sağlamak amacıyla işlendiği görülmektedir.
İncelediğimiz eserler içerisinde sadece müze bahçesinde sergilenen 1. Çeşme’de yer veril-
miştir. Benzer örnekleri İstanbul’da; Hacı Ahmet Paşa Çeşmesi ve Laleli Cami Çeşmesi’nde
bulunmaktadır.102
Tuğra: Osmanlı İmparatorluğu’nda tuğra ve arma, devletin egemenliği, maddi ve manevi şah-
siyetini sembolize eden, dünyada yaygınlık ve bilinirlik açısından eşi benzeri olmayan bir işa-
rettir.103 Türkçe bir kelime olan tuğra, Selçuklu ve Osmanlı hükümdarlarının işaret ve yazılı
bir alâmetidir. Zamanla bu motif; sancak, sikke, resmi abideler, savaş gemileri ve daha yakın
dönemde hüviyetlere, pasaportlara, posta pullarına ve damgalı resmi evraklara işlenmiştir.104
Osmanlı devletinde tuğra ilk olarak Orhan Gazi döneminde görülmüştür; Orhan bin Osman
şeklindeki bir ifadeden ibaret olan tuğraya II. Murad döneminde muzaffer ve daima kelimesi
eklenmiş, Fatih döneminde ise standart şekline ulaşmıştır.105
İlk örneklerine XVIII. rastlanan daha sonra ise XIX. Yüzyılda yaygınlaşarak moda haline gelen
tuğra motifi, batılılaşmanın Osmanlı’ya getirdiği bir yeniliktir.106 Sinai mülkiyetin, fermanların,
mühürlerinin dışında mimari cephe süslemelerinde, özelliklede oval çelenk içerinde veya doğ-
rudan yalnız başına verilmesi ampir dönem özelliklerini yansıtmaktadır.
2112
Kocaeli Çeşmelerinde Batı Etkili Süslemeler
Sandık: Ortaçağ Avrupa’sında sıklıkla kullanılan ve işlevsel bir mobilya olan sandık, baskın ve
yağmalayama karşı kaçmak zorunda kalan halkın, eşyalarını saklayıp taşıması için önemli bir
kullanım aracıydı. Genellikle ahşaptan yapılan sandıklar içerisinde değerli/kıymetli eşyaların
da saklanıldığı için kilitli olarak yapılırdı ve bazen güvenlik için odanın bir yerine sabitlenirdi.
Bununla birlikte zamanla üzerinde oturulabileceği ve yemek yenilenebileceği ebatlara ulaş-
mıştır. Türklerde ise genellikle değerli eşyalar bohça içerisinde saklanır ve taşınırdı.109
Sandığın Türklerde yaygın kullanımı Osmanlı’nın Avrupa ile ilişkilerinin arttığı, yani Batı’nın
yaşam tarzının benimsendiği 1800’lere denk gelmektedir. 1851’de Uluslararası Londra Ser-
gisi’nde Osmanlı İmparatorluğu tarafından sergilenen ürünler arasında sandığında yer alması
bunun önemli göstergeleri arasındadır.110
Çelenk: Çelenk motifi, Antik Yunan ve Roma mimarlığında, Rönesans’ta, Barok ’ta ve XIX. yüz-
yılın ampir ve eklektist üsluplarında görülmektedir, Türk mimarisine batılılaşma sonrası girmiş
ve bereketi temsil ettiğine inanılmaktadır.111 Kocaeli çeşmelerinde; Canfeda ve İbrahim Paşa
Çeşmesi’nde bulunmaktadır. Benzer örneklerine, İzmir’de Merkez Hisar Camii avlu çeşmesin-
de,112 İstanbul’da ise Hacı Beşir Ağa Çeşmesi’nde rastlanılmıştır.113
Mimari Elemanlar
Sütunce: Taşıyıcı özelliği bulunmayan ve sadece süsleme amacıyla cephe üzerine alçak ka-
bartma tekniğiyle işlenen mimari formlardır. Genellikle çeşmelerin ayna taşları üzerinde süs-
leme programını çerçeve içerisine alan kemer formlarını taşır vaziyette verilmektedir. Barok
kompozisyonlarda egemen olarak kullanılmaktadır. Kocaeli’ndeki çeşmelerde Zeliha Hanım
Çeşmesi’nde bulunmaktadır. Anadolu’da bulunan birçok çeşmede benzer örneğe rastlanıl-
maktadır.
Plaster: Rokoko döneminin en önemli süsleme programı arasında bulunan plasterler, genel-
likle yüzey üzerinde kabartma tekniği ile verilmiştir. Kocaeli çeşmelerinde sadece müze bah-
çesinde sergilenen 1. Çeşme’de görülmektedir. Benzer örnekleri, İzmir’de; Kemeraltı Camii
Çeşmesi, Fatih Yusuf Efendi Çeşmesi, Kızlarağası Hanı Çeşmesi, Mirkelamoğlu Hanı Çeşmesi,
Üsküdar Sadettin Efendi Sebili, Fatih Hacı Ahmet Paşa Sebili, Babıali Hacı Beşir Ağa Sebili
2113
Burak Muhamme t GÖKLER
Çeşmesi, Gülhane Hamidiye Sebili Çeşmesi,114 Bursa’da; Beşir Ağa Çeşmesi, Bursa Kız Lisesi
Çeşmesi, Fatma Hanım Çeşmesi, Hacılar Çeşmesi, Avlu Çeşme, Münir Paşa Çeşmesi, Zeyniler
Çeşmesi,115 Edirne’de; Sinan Ağa Çeşmesi, Hadım Ağa Çeşmesi,116 İstanbul’da III. Ahmed Çeş-
mesi, Emirgan Çeşmesi,117 Manisa’da; Süleyman Paşa Çeşmesi, Saruhan Parkı Selsebili, Kaval
Çeşme’de görülmektedir.118
Figürlü Süslemeler:
Balık: Osmanlı sanatının süsleme programına baktığımızda minyatürler dışında figürlü süs-
lemelere yer verilmediği bilinmektedir. Modernleşme dönemiyle birlikte öncelikle duvar re-
simlerinde figürlü süslemeyi benimsemeye başlayan Osmanlı devleti, daha sonra inşa etmiş
olduğu mimari cephelerde de figürlü bezeme kullanmaya başlamıştır. Bereket anlamına gelen
balık motifi sadece Av Köşkü’nde bulunan çeşme üzerinde yer almaktadır.
Sonuç
Kocaeli şehir merkezinde yer alan onlarca çeşmenin arasında cepheleri üzerlerinde bulunan
Batı etkili süslemeleriyle öne çıkan dokuz yapıyı değerlendirdik. Üzerinde kitabesi bulunan
veya herhangi bir yazıt bulunmayan çeşmelerle birlikte, eserlerin süsleme programları; ön-
celikle kendi içerisinde değerlendirildikten sonra gerek İstanbul, gerekse de yakın illerdeki
çeşme yapılarında bulunan süsleme kompozisyonlarıyla karşılaştırılarak başkentteki ve yakın
illerdeki çeşmelerde görülen süsleme özelliklerinin bazılarının bu bölgedeki eserlerde de taş
ve mermer üzerine işlenildiği gözlenmiş ve Sanat Tarihi içerisindeki yeri ortaya konulmuştur.
Tarihi belirsiz olan çeşmelerinde XVIII. yüzyıldan sonra inşa edilmiş olduğu, üzerinde bulunan
süslemelerden yola çıkılarak ifade edilmiştir.
Özellikle Osmanlı Devleti’nin 1740 yıllarından sonra Batı’nın; barok, rokoko, ampir ve ek-
lektist dönemlerinden etkilenmiş, bu etkiler hem kültürel hem de edebi unsurlarda olduğu
gibi mimaride de kendisini göstermiştir. Bu etkilerin sonucunda, hem Osmanlı mimarisinde
görülmeyen bezemeler çeşme cepheleri üzerinde yerini almış, hem de daha önce yabancı
olmadığımız motiflere yer verilmiştir. Bunun nedeni ise Osmanlı’nın genellikle her dönem
kendi içerisinde barındırdığı (Gül, lale, karanfil, zambak vb.) öncelik vermesi ve bu motifleri,
dönemin etkisiyle yeni bir anlayış içerisinde işleyerek diğer bezeme türleriyle birleştirerek
yeni bir sentez içerisinde vermiş olmasıdır. Bu sentezi Kocaeli çeşmelerinde de görmekteyiz.
Süsleme programları içerisinde; Batı etkili olarak en çok dikkat çeken motifler arasında, per-
de, s-c kıvrımları, akantlar, sandık, istiridye, çelenk içerisinde tuğra, püskül, plaster, yıldız çiçe-
ği, inci dizisiz, volüt, çubuk silmeler, kartuşlar, vazo içerisinde çıkan nar veya karanfil, zambak,
lale motifleri sayılabilir.
114 Türkan Acar, “Kemeraltı Çarşısı’ndaki Duvar Çeşmelerinin Bezeme Öğeleri Açısından İrdelenmesi”, Hacettepe
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 30(1), Ankara 2013, 12.
115 Çetinkaya, Bursa Çeşmeleri, 100.
116 Karademir, Edirne Çeşmeleri, 207.
117 Koçyiğit, Lale Devri İstanbul Çeşmeleri, 603.
118 Uçar, Manisa Çeşmeleri, 110-127.
2114
Kocaeli Çeşmelerinde Batı Etkili Süslemeler
Kaynakça
Acar, Türkan, “Kemeraltı Çarşısı’ndaki Duvar Çeşmelerinin Bezeme Öğeleri Açısından İrde-
lenmesi”, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 30(1), Ankara 2013, 1-18.
Akar, Azade, ‘’Tezyini Sanatlarımızda Vazo Motifleri’’, Vakıflar Dergisi, 8, Ankara 1969, 267-
272.
Akay, Tolga, “Osmanlı Devleti’nde Arma-İ Osmânî Ve Tuğrâ-Yi Hümâyûn’un Alâmet-İ Farika
Olarak Kullanımı”, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2012, 1-15.
Akpınarlı, H. Feriha, Balkanal, Zeynep, “16-18. Yüzyıllarda İstanbul’da Üretilen Kumaşlarda
Bitkisel Bezemelerin İncelenmesi” Motif Akademi Halkbilim Dergisi, İstanbul 2012, 179-
209.
Arık, Sibel, “Türk Dokumacılık Sanatında Nar Motifi”, Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, 6(1),
2009, 583-593.
Ayvazoğlu, Beşir, Güller Kitabı Türk Çiçek Kültürü Üzerine Bir Deneme, Ötüken Yayınları, İstan-
bul, 1997.
Baytop, Turhan, İstanbul Lalesi, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1992.
Cevdet Çulpan, Serviler I, İstanbul 1961.
Cimilli, Canan, “Osmanlı’da Servi Motifinin İnançla Bağlantısı”, Sanat ve İnanç I, İstanbul 2004,
225-235.
Cömert, Bedrettin, Mitoloji ve İkonografi, Ayraç Yayınları, Ankara 1999.
Çağlıtütüncigil, Ersel, “Türk Süsleme Sanatında Nar: Form, Köken ve İkonografik Anlamı”,
Türklük Bilimi Araştırmaları Dergisi, (33), İstanbul 2013, 62-72.
Çal, Halit, Gazanfer İltar, Giresun İli Osmanlı Mezar Taşları, Giresun Valiliği Yayınları, Ankara
2011.
Çaylak, Ayşe, Çanakkale Çeşmeleri, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi,
Ankara 1997.
Çetinkaya, Ebru, Bursa Çeşmeleri, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi,
Erzurum 2012.
Demiriz, Yıldız, “Acanthus; Türkiye’nin Arkeoloji ve Sanat Tarihi Terminolojisine Yanlış Adla
Girmiş Bir Bitki Motifi’’, Arkeoloji ve Sanat Dergisi, S. III, 1984, 19-24.
Demiriz, Yıldız, Osmanlı Kitap Sanatında Natüralist Üslupta Çiçekler, Acar Matbaacılık, İstanbul
1986.
Demiriz, Yıldız, Osmanlı Mimarisinde Süsleme I Erken Devir (1300-1453), Kültür Bakanlığı Ya-
yınları, İstanbul 1979.
Deny, J., “Tuğra”, MEBİA, C. XII, İstanbul 1988, 5-12.
Durman, Ahmet, Uşak Çeşmeleri, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Yüzüncü Yıl Üniversi-
tesi, Van 2014.
Ekmekci, Mustafa, Burdur Merkezdeki Osmanlı Dönemi Çeşmeleri, Yayımlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Pamukkale Üniversitesi, Denizli 2012.
2115
Burak Muhamme t GÖKLER
Ersoy, Ayla, “Geleneksel Süsleme Sanatlarında Kullanılan Bazı Çiçek Motiflerinin İslam İnancı
İle İlgisi’’, Sanat ve İnanç II, İstanbul 2004, 245-249.
Galitekin, Ahmed Nezih, Kocaeli Su Medeniyeti Tarihinden Birkaç Damla, İSU Genel Müdürlüğü
Kültür Yayınları, İstanbul 2006.
Galitekin, Ahmed Nezin, Kocaeli Su Medeniyeti Tarihinden Sayfalar, İSU Genel Müdürlüğü Kül-
tür Yayınları, İstanbul 2006.
Geyik, Gül, İzmir Su Yapıları, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi, Erzu-
rum 2007.
Gürsoy, Elif , “Uşak’ta Perde Motifli Mihraplar”, Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2015,
146-157.
http://www.izinsizgosteri.net/asalsayi07/deniz.karabacak_07.html (Erişim Tarihi: 10.02.2017)
http://www.sfheart.com/lily.html (Erişim Tarihi: 10.02.2017)
Karaçay, Demet, Bursa’daki 14.-15. Yüzyıl Mezar Taşları, Ankara 1994.
Karademir, Murat, Edirne Çeşmeleri, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi,
Konya 2007.
Karasu, Gülay, Afyon Çeşmeleri, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, An-
kara 2006.
Kırbıyık, Mehmet, “Klasik Edebiyatımızda Lâleye Dair Birkaç Örnek”, Nevşehir Kültür ve Tarih
Araştırmaları, (2), Nevşehir 2005, 25-30,
Koçyiğit, Fazilet, Lale Devri İstanbul Çeşmeleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Erciyes Üni-
versitesi, Kayseri 2013.
Kral, Martin, “Of Dahlia Myts and Aztec Mythology, The Dahlia in History” (Mitolojide ve
Aztec Mitolojisinde Yıldız Çiçeği ve Yıldız Çiçeğinin Tarihi) National Science Founda-
tion, Washington 2014, 2-28.
Küçükerman, Önder, “1851 Londra Sergisi ve Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Yansımaları”, An-
tik Dekor Dergisi, 2001, 74-84.
Mengeş, Gül, Ağaç Sembolünün Tarihsel Gelişim İçerisinde Türk Resim Sanatına Yansıması ve
Cumhuriyet Dönemi Türk Resminin Ağaç Sembolü Üzerinden İrdelenişi, Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Güzel Sanatlar
Eğitimi Anabilim Dalı, Van 2012.
Okumuş, Asiye, Türk Süsleme Sanatlarında Barok ve Rokoko, İlke Kitap, İstanbul 2016.
Ödekan, Ayla, “Kentiçi Çeşme Tasarımında Tipolojik Çözümleme” Semavi Eyice Armağanı,
İstanbul 1992, 281-297.
Özbek, Yıldıray, Osmanlı Beyliği Mimarisinde Taş Süsleme, Kültür Sanat Edebiyatı Yayınları, An-
kara 2002, 25.
Özden, Hilmi, Şaylıgil, Ömür, “Türk Kültür Tarihinde ve Hastanelerimizde Zambak Motifi”,
Hakim Yayıncılık, Ankara 2015, 249-292
Özkan, Haldun, “Bayburt/Aydıntepe Gümüşdamla Köyü Camii Vaaz Kürsüsü”, Atatürk Üni-
versitesi Güzel Sanatlar Ensitütüs Dergisi, Erzurum, 2014, 25-38.
2116
Kocaeli Çeşmelerinde Batı Etkili Süslemeler
Sevinçtay Kanlıçay, Sinem, Barok-Rokoko Yorumlu 18. Yüzyıl İstanbul Çeşmelerinde Kompo-
zisyon, Motif ve Terimler (1740-1797),Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İTÜ Sosyal
Bilimler Enstitüsü, İstanbul 2010.
Sorenson, Paul D, “ Revision of The Genus Dahlia”(Yıldız Çiçeğinin Yeniden İncelenmesi),
New England Botanic Club, England 1969, 309-365.
Sözen, Metin, Tanyeli, Uğur, Sanat Kavram ve Terimler Sözlüğü, Remzi Kitapevi, İstanbul 2010.
Turani, Adnan, Sanat Tarihi Terimler Sözlüğü, Remzi Kitabevi, İstanbul 1993.
Uçar, Hasan, Manisa Çeşmeler, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi, İzmir
2009.
Ürkmez, Engin, İzmit’te Türk Eserleri, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, Kocaeli
2007.
Yalçın Usal, S. Selhan, “Türklerde Çeyiz Sandığının Kullanımı ve Geleneksel Süslemeleri”, Odü
Sosyal Bilimler Enstitüsü Araştırma Dergisi, 1(1), İstanbul 2010, 158-166.
Yalçın Usal, S. Selhan, “Türklerde Çeyiz Sandığının Kullanımı Ve Geleneksel Süslemeleri”,
ODÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Araştırma Dergisi, 1(1), İstanbul 2010, 158-166.
Yıldırım, Savaş, “ İzmit Kasrı Hümayun Tavan Resimleri”, Uluslararası Karamürsel Alp ve Kocaeli
Tarihi Sempozyumu Bildirileri, Kocaeli 2016, 1783.
2117
Burak Muhamme t GÖKLER
Çizim Listesi
2118
Kocaeli Çeşmelerinde Batı Etkili Süslemeler
2119
Burak Muhamme t GÖKLER
2120
Kocaeli Çeşmelerinde Batı Etkili Süslemeler
Çizim 11: Kasr-ı Hümâyun’da Bulunan Çeşme Genel; “S” Formdaki Kaidesi, Kurnası ve Aynalığı
2121
Burak Muhamme t GÖKLER
Fotoğraf Listesi
2122
Kocaeli Çeşmelerinde Batı Etkili Süslemeler
2123
Burak Muhamme t GÖKLER
2124
Kocaeli Çeşmelerinde Batı Etkili Süslemeler
2125
Burak Muhamme t GÖKLER
2126
Kocaeli Çeşmelerinde Batı Etkili Süslemeler
2127