Professional Documents
Culture Documents
International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 11/19 Fall 2016, p. 379-394
DOI Number: http://dx.doi.org/10.7827/TurkishStudies.11131
ISSN: 1308-2140, ANKARA-TURKEY
Hürriyet GÖKDAYI**
ÖZET
Yabancı dil öğretmek, üzerinde en çok çalışılan alanlardan birisidir.
Bir dili yabancılara öğretmek demek, o dili öğrenen kişilere okuma,
anlama, dinleme, yazma ve konuşma becerisini kazandırmak anlamına
gelmektedir. Yabancılara dil öğretiminin temel alanlarından birisi,
öğretilen dilin söz varlığının o dili öğrenen kişilere aktarılarak kullanım
becerisinin kazandırılmasıdır. Türkçenin yabancılara öğretimi de bu
hedefi gerçekleştirmeye çalışır. Bu amaçla ilk önce Türkçenin söz
varlığında bulunan sözcükler ve kalıp sözlerin yabancılara öğretilmesi
gerekmektedir. Bu birimleri öğrenen yabancılar, Türkçe karşılıklı
konuşma, okuduğunu ve duyduğunu anlama, kendilerini sözlü ve yazılı
ifade etmede başarılı olacaklardır. Dil öğretim sürecini planlamada, her
aşamanın içeriğini ve hedeflerini belirlemede yararlanılabilecek kılavuz
metinlerin olması, yabancılara Türkçe öğretenlerin işini
kolaylaştıracaktır. Bu amaçlarla Diller İçin Avrupa Ortak Başvuru
Metni’nden yararlanmak mümkündür. Bu metinde dil öğrenme düzeyleri
temel, orta ve ileri olarak üçe ayrılmıştır. Her düzeyin içeriği ve hedefleri
genel olarak belirlenmiştir. Yabancılara Türkçe öğretiminde sözcük ve
kalıp sözlerin öğretimi amacıyla Ortak Başvuru Metni’nde belirtilen
aşamalar takip edilebilir. Yabancı dil öğretenler, dil öğretim sürecinde
öncelikle neyi, ne zaman, ne kadar ve nasıl öğretecekleri sorularına cevap
vermeli, ardından öğretime başlamalıdır. Bu yazının amacı, yabancılara
Türkçe öğretiminde sözcük öğretiminin içeriğini belirginleştirmek ve kalıp
sözlerin öğretiminde kısa diyalogların kullanılabileceğini göstermektir.
Sözcük öğretiminin içeriğini belirginleştirmek amacıyla bu alanda
yapılan araştırma sonuçlarından yararlanılacak ve Diller İçin Avrupa
Ortak Metni’nin referans alınmasının sağlayabileceği kolaylık
açıklanacaktır. Ardından kalıp sözlerin öğretiminde kısa diyalogların
nasıl kullanılabileceği gösterilecektir. Bu çalışmanın sözcük öğretimi
sürecinin planlanmasına katkıda bulunması ve kalıp sözlerin
* Bu yazı, 16 Haziran 2015 tarihinde Anadolu Üniversitesinde düzenlenen “Yabancılara Türkçe Öğretimi Çalıştayı-I”de
sunulan bildirinin genişletilmiş biçimidir.
** Doç. Dr. Mersin Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, El-mek: aksu_h@yahoo.com
380 Hürriyet GÖKDAYI
ABSTRACT
Foreign language teaching is one of the most studied field. Teaching
a language to foreigners means to make them gain reading,
comprehension, listening, writing and speaking skills in the target
language. Teaching a foreign language aims at transferring vocabulary to
learners of the language and making them use that vocabulary in real
situations to communicate. Teaching Turkish to foreigners attempts to
perform this goal too. For this purpose, first it is necessary to teach words
and formulaic expressions contained in Turkish lexicon. Those foreigners
who learned these units will be successful in verbal and written
expression, interpersonal communication, reading comprehension and
understanding in Turkish. It might be useful for teachers of Turkish as a
foreign language to have a framework of reference for planning the
process of language teaching, determine its content and objectives of each
stage. Therefore, it is possible to benefit from Common European
Framework Of Reference For Languages: Learning, Teaching, Assessment.
The Framework of Reference categorizes learners into three levels as
basic, intermediate and proficient. The framework determines the content
of each level and their goals. Teachers may follow the levels of the
Framework of Reference as a guideline in teaching Turkish words and
formulaic expressions to foreigners. Teachers of foreign language at first
decide about what, when, how much and how to teach in the process of
language teaching and then they should start instruction. This paper
aims at making clear the content of teaching vocabulary in teaching
Turkish as a foreign language and demonstrating how to use short
dialogues to teach formulaic expressions. In order to achieve this goal,
the results of relevant literature will be used and potential benefits of
taking Common European Framework of Reference for Languages as a
reference will be explained. Then, the paper will include some short
dialogues using them as examples of how to teach formulaic expressions.
It’s expected that this paper will make a contribution to plan the process
of teaching vocabulary and to explain how to use short dialogues to teach
formulaic expressions in teaching Turkish as a foreign language.
STRUCTURED ABSTRACT
Foreign language teaching aims at making people speak and
understand the acquired language. In order to achieve this goal, it is
necessary to teach the vocabulary of the foreign language to people and
expect them to use it in daily life. Lexicon (vocabulary) includes words
Turkish Studies
International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 11/19 Fall 2016
Yabancılara Türkçe Öğretiminde Sözcük Öğretimi ve Kalıp Sözler 381
Turkish Studies
International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 11/19 Fall 2016
382 Hürriyet GÖKDAYI
decide what, how much and how to teach Turkish as a foreign language.
They may take CEF as the reference point to determine the content of
teaching Turkish, the number of vocabulary units to be taught and which
methods to be employed. The first step in this process is teaching basic
vocabulary of the language to foreigners (Barın 2003). Basic vocabulary
is comprised of organ names, kinship words, frequently used verbs,
numbers and words of material and spiritual culture. This type of
vocabulary includes about 2000 words and other units. The number of
vocabulary items introduced for the first time in each lesson should be
between 5 and 10 (Demirel 2010). This number might increase up to 20
and 30 depending on the levels of students. Teachers of Turkish as a
foreign language may utilize a variety of techniques for teaching
vocabulary such as showing real objects in the classroom, using gestures
to teach verbs and adjectives, speaking only the target language in the
class, etc. (Brown, 2001; Benhür 2002; Uçgun 2006; Demirel 2010;
Aykaç 2015). Foreign students of Turkish who were taught vocabulary in
the framework of CEF would become linguistically proficient in a period
of time contingent on their interests and levels.
Teachers of Turkish should focus on teaching formulaic
expressions as well as vocabulary to students to gain the ability of
language proficiency. These expressions are established phrases prior to
learning and using them as a whole rather than as individual words. They
are functional units of language to facilitate the communication. Some of
formulaic expressions are universal that could be found in many
languages such as Teşekkür ederim (Thank you), Özür dilerim (I am
sorry), Günaydın (Good morning), İyi günler (Have a nice day), and
Görüşmek üzere (See you soon). Some formulas are specific to a language
such as Eline sağlık (Health to your hands), Kolay gelsin (May it be easy),
and Ellerinizden öperim (I kiss your hands). Last three formulaic
expressions are common in Turkish but not in English or other
languages. While teaching Turkish formulaic expressions to foreigners,
teachers should consider introducing common phrases at the beginning
and specific Turkish formulas later in the upper levels (Martı 2009). In
addition, short dialogues are useful instruments to teach formulaic
expressions to foreign students. They could be employed to make
students proficient in communicating in the target language as well as
transferring cultural knowledge.
Teaching Turkish as a second language has the main goal of
achieving language proficiency for students. They need to acquire basic
vocabulary at the beginning and try to use those words in real
communication outside the classroom. In order to help foreign students
to become proficient in Turkish, teachers should plan what, how much
and how to teach in the process of language teaching and should follow
CEF as their teaching framework.
In conclusion, teaching Turkish as a foreign language aims mainly
at transferring at least the basic part of vocabulary to students and
helping them to become linguistically proficient in the target language.
The basic part of Turkish vocabulary includes frequently used words and
formulaic phrases. Teachers of Turkish as a second language should
utilize CEF as a guideline to teach vocabulary and formulas to foreigners.
Those teachers also benefit from employing short dialogues to teach
Turkish Studies
International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 11/19 Fall 2016
Yabancılara Türkçe Öğretiminde Sözcük Öğretimi ve Kalıp Sözler 383
1.Giriş
Bir dili yabancılara öğretmek, o dilde anlama ve anlatmanın gerçekleştirilmesini hedefler.
Bu amaca ulaşabilmek için dilin söz varlığının öğretilmesi ve kullanımının sağlanması gerekir. Dilin
söz varlığı sözcükler ve kalıplaşmış dil birimlerinden oluşur. Ana dili konuşurlarının zaman içinde
pek fazla çaba göstermeden edindikleri bu birikimin yabancılara aktarılması, göreceli olarak yoğun
ve uzun süren çalışmalar ve motive olmuş istekli bireylerle ulaşılabilecek bir hedeftir. Bu bağlamda
Türkçenin yabancılara öğretimi de aynı süreç ve hedefleri içerir. Yani Türkçenin söz varlığının
yabancılara aktarılması ve onların da öğrendikleri sözcükler ve kalıp birimleri kullanarak Türkçeyle
iletişim kurabilmelerinin sağlanmasını kapsar. Bu çerçevede hazırlanan yazıda, Türkçenin
yabancılara öğretiminde sözcük ve kalıplaşmış dil birimleri içinde yer alan kalıp sözlerin öğretimi
üzerinde durulacaktır. Öncelikle söz varlığı, sözcük ve kalıp sözler kısaca tanıtılacaktır. Ardından
alandan yapılan araştırma sonuçlarına dayanılarak sözcük öğretiminin içeriği (ne, ne kadar, nasıl
öğretilecek) belirginleştirilecek ve sözcük öğretiminde Diller İçin Avrupa Ortak Başvuru Metni’nin
referans alınmasının sağlayabileceği yararlar açıklanacaktır. Bundan sonra da kalıp sözlerin
öğretiminde kısa diyalogların nasıl kullanılabileceği gösterilecektir. Bulgular ve ulaşılan sonuçlar
değerlendirilip tartışıldıktan sonra sonuç bölümünde bazı önerilerde bulunulacaktır.
2. Kavramsal Çerçeve
Söz varlığı, bir dilde bulunan ve anlam aktarımında kullanılan bütün birimleri kapsayan bir
bütünce olarak görülebilir. Bu bütünce sözcükler ve kalıplaşmış dil birimlerini içerir. İmer vd.
(2011:228) söz varlığını “bir dilin sözlüksel birimlerinin ve sözlükçesinin tümü; sözlüksel birimlerin
oluşturduğu açık dizge” olarak tanımlamaktadır. Bir dilin söz varlığında sadece sözcükler değil aynı
zamanda deyimler, terimler, kalıp sözler, kalıplaşmış sözler, atasözleri ve çeşitli anlatım kalıpları da
bulunmakta, bu birimler güçlü ve zengin bir anlam dünyası yaratmaktadır (Aksan 1996; Karadüz
2009). Böylece söz varlığı, bir dildeki sözcükler ve kalıplaşmış dil birimlerinin toplamı olmakla
birlikte, o dili konuşan toplumun kültürünün görünümü, gereksinim duyduğu ve önem verdiği
kavramların yansıması ve dünya görüşünün bir kesiti olarak da anlaşılabilir. Bu içerikten hareket
ederek söz varlığının yabancı dil öğrenen kişilerin öğrendikleri dilde iletişim kurabilmek için tam da
öğrenip içselleştirmeleri gereken birimleri barındırdığı iddia edilebilir.
Dilden ve söz varlığından bahsedildiğinde akla ilk gelen şeylerden birisi sözcüktür. Söz
gelimi, Türkçe konuşan kişiler, kalem, çiçek, sevgi, toz, zarar, mutluluk, bil-, uç-, hanım, vb.
birimlerin sözcük olduğunu hemen söyleyebilir, onları tanır ve anlamlandırır. Ayrıca, bu birimleri
anlam aktarımını gerçekleştirmek ve iletişim kurmak amacıyla kullanabilirler. Böyle bir tanınırlığa
ve kullanım sıklığına rağmen sözcük terimini tanımlamak pek de kolay değildir. Genel bir tanım
yapmak gerekirse sözcük, bir ya da birden çok sesten oluşan, yazıda iki boşluk arasında yer alan, söz
Turkish Studies
International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 11/19 Fall 2016
384 Hürriyet GÖKDAYI
diziminde bir işlevi olan ve anlam taşıyan birimler olarak düşünülebilir. Vardar (1998:190), “bir ya
da birden çok sesbirimin oluşturduğu, yazıda iki boşluk arasında yer alan, çoğu kez anlamsal bir
birim oluşturan, söylemde belli bir biçimsel birlik sunan, çeşitli dizimsel kullanımlarında biçim
olarak hiç değişmeyen ya da bir bölümüyle değişim gösteren eklemli ses ya da sesler öbeğidir”
diyerek ayrıntılı bir sözcük tanımı yapmıştır. Sözcüğün çeşitli özelliklerini bir araya getiren bu
tanım, terimin çeşitli alanlarla ilişkisi ve anlamsal içeriği hakkında bir fikir de vermektedir.
Bir dil birimi olarak sözcük hakkında konuşurken onun özelliklerini de kısaca hatırlatmak
yararlı olacaktır. Sözcükler, yapı (biçim), işlev (tür), anlam ve köken yönünden çeşitli gruplara
ayrılır. Yapılarına göre basit (sarp, tok, galip, vb.), türemiş (yağmur, gözlük, yazı, vb.), bileşik
(vurdumduymaz, yardım et-, gecekondu, vb.); işlevlerine göre ad (kar, ırmak, tahıl, vb.), adıl (ben,
siz, biz, vb.), sıfat (bir, ince, güzel, vb.) , zarf (koşarak, gelip, yavaşça, vb.), ilgeç (gibi, kadar, için,
vb.), bağlaç (ve, fakat, ama, vb.), ünlem (ah, vah, of, vb.), eylem (gel-, aç-, yat-, vb.); anlamlarına
göre gerçek (tatlı elma, ince dal, vb.) ve değişmece (tatlı çocuk, ince hesap, vb.) anlamlı ve kökenine
göre Türkçe (oda, yağmur, bıçak, vb.) ve yabancı (enflasyon, girdap, nefret, vb.) kökenli olmak üzere
gruplandırılabilir. Böyle gruplara ayırmak, sözcüğün araştırılması, incelenmesi ve öğretilmesinde
kolaylık sağlamaktadır.
Söz varlığında sözcüklerin yanında kalıplaşmış dil birimleri de bulunmaktadır. Bu birimler
ile atasözleri, deyimler, ikilemeler, birleşikler ve kalıp sözleri içine alan bütün kastedilmektedir. Bu
birimlerin en önemli ayırıcı özelliği olan kalıplaşmış olmak, genel anlamda sözcüklerin çeşitli dil
kurallarına göre bir araya gelip bir bütün oluşturması, bu bütünün hiç değişmeden tek bir birim gibi
veya sınırlı değişikliklere izin verecek biçimde kullanılması ve bu kullanımın tekrarlanması
sonucunda dil kullanıcıları arasında yaygınlaşmasını içermektedir (Gökdayı 2011:25-26). Yazının
konusu sözcükler ve kalıp sözlerin öğretimi olduğundan diğer kalıplaşmış dil birimleri üzerinde
durulmayacak, kalıp sözler kısaca tanıtılacaktır.
Kalıp sözler, “önceden belirli bir biçime girip hafızada öylece saklanan, söyleneceği sırada
yeniden üretilmeyip olduğu gibi hatırlanarak, gerekiyorsa bazı ekleme ve/veya çıkarmalar yapılarak
kullanılan, tek bir sözcükten, ardışık veya aralı sözcükler içeren sözcük öbeği ya da tümceden
oluşabilen, belirli durumlarda söylenmesi toplumca benimsenmiş ve görece bir sıklığa sahip sözler
olarak iletişimin kurulmasına, devamına veya sonlandırılmasına yardım eden ve kullanım yerleri çok
sınırlı olan kalıplaşmış dil birimleri” (Gökdayı 2008:106) olarak tanımlanmıştır. Söz gelimi,
Affedersiniz, Kolay gelsin, Eksik olmayın, Kısmetse, Zahmet olacak, Ağzını hayra aç, Allah aşkına,
Estağfurullah, Şerefe, Aferin, Çok yaşa, Afiyet olsun, Güle güle, vb. kalıp söz olarak günlük hayatta
en çok karşılaşılan sözler arasında yer almaktadır. Bu sözler, günlük dilde başkalarıyla iletişim
kurabilmek için en gerekli unsurlar olarak düşünülebilir. Bu birimlerin iletişimi kolaylaştırma,
toplumun kültürünü yansıtma, çabucak anlatma, herhangi bir bağlamda uygun sözü söyleme gibi çok
çeşitli işlevleri yerine getirdiği bildirilmektedir (Gökdayı 2011:85). Ayrıca Türkçenin kalıp söz
açısından zengin olduğu ve bu sözlerin göreceli olarak daha sık kullanıldığı iddia edilmektedir
(Doğançay 1990; Aksan 1996; Toklu 2003). Bu nedenle bir dili öğrenen yabancıların başlangıçta ve
sonrasında en çok ihtiyaç duyduğu birimler arasında kalıp sözlerin de yer aldığı söylenebilir.
Sözcükler ve kalıp sözler hakkındaki bu açıklamalar, söz varlığı ve onun içinde yer alan
birimlerin büyük bir bölümü hakkında bir fikir vermektedir. Yabancılara dil öğretimi sürecinde bu
söz varlığının en azından bir bölümünün öğrencilere kazandırılması hedeflenmektedir. Öğrencilerin
de öğrendikleri söz varlığı birimlerini içselleştirerek hedef dilde iletişim kurabilmeleri
beklenmektedir. Bu aşamada Diller İçin Avrupa Ortak Başvuru Metninde belirtilen ortak başvuru
düzeylerinden söz edilmelidir. Dil öğretim sistemleri ve dil öğretiminin hedeflediği beceriler için
dayanak oluşturması amacıyla Diller İçin Avrupa Ortak Başvuru Metni (The Common European
Framework of Reference for Languages) geliştirilmiştir (CEF, 2001: 1). Bu metinde temel, orta ve
Turkish Studies
International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 11/19 Fall 2016
Yabancılara Türkçe Öğretiminde Sözcük Öğretimi ve Kalıp Sözler 385
ileri düzey dil kullanıcısı konumuna gelen öğrencilerin kazanmaları gereken dil becerileri
sıralanmıştır. Söz gelimi, temel düzey ikinci basamağı olan A2 düzeyindeki bir dil kullanıcısının
“Tek tümceleri ve doğrudan öncelik alanlarıyla (söz gelimi yalın ve kişisel ve aile bilgileri,
alışverişler, yakın çevre, iş) ilişkili olarak sıklıkla kullanılan deyimleri anlayabilir. Bildik ve
alışılagelen konular üzerinde yalnızca yalın ve dolaysız bilgi alışverişini gerektiren basit ve bildik
etkinlikler çerçevesinde iletişim kurabilir. Eğitimini, dolaysız çevresini yalın yollardan
betimleyebilir ve dolaysız gereksinimlerine denk düşen konuları anlatabilir” olması beklenmektedir
(CEF 2001:24). Yabancılara Türkçe öğretimi sırasında da öğrencilerin bu düzeylerde belirtilen
becerileri kazanabilmesi sözcüklerin ve kalıp sözlerin öğretimiyle mümkündür. Bu amaçla, söz
varlığı birimlerinin yabancılara aktarımının nasıl daha kolay, kalıcı ve etkili biçimde yapılabileceği
üzerinde durulmalıdır. Bunun için sözcük ve kalıp sözlerin yabancılara öğretim yöntemi ve içeriği
açıklanmaya çalışılacaktır.
3.Yabancılara Türkçe Öğretiminde Sözcük Öğretimi
Sözcükler, söz varlığının büyük bir bölümünü oluşturur. Bir dilin genel söz varlığı yanında
kişilerin bireysel söz varlığı da bulunmaktadır. Kişisel söz varlığında veya sözcük dağarcığında
bulunan birim sayısı, o kişinin anlama ve anlatma yeteneğini geliştirir. Sözcük dağarcığının genişliği,
kişinin akıcı ve kolay bir biçimde konuşmasına yardım ederek diğer dil becerilerinin gelişimini de
olumlu yönde etkiler. Çünkü sözcük dağarcığındaki birim sayısı arttıkça, insanların söylenenleri
anlaması ve duygularını, düşüncelerini ifade etmesi kolaylaşmaktadır. Bu hedefe ulaşmak için de
etkili bir sözcük öğretimi gerekmektedir.
Sözcüklerin öğretilmesiyle dili öğrenen yabancıların “sözcük yeteneği” kazanması
amaçlanmaktadır. Sözcük yeteneği, Avrupa Ortak Çerçeve Programında belirtildiği şekliyle, bir dilin
söz varlığı ve dil bilgisi ögelerini içeren sözcük bilgisini öğrenip bunları kullanma becerisini
içermektedir (Uzdu Yıldız 2013:358). Türkçeyi yabancılara öğretirken de onlara sözcük yeteneği
kazandırmak amaçlanmaktadır. Bu amaca ulaşabilmek için yapılması gereken ilk iş, hedef kitleye
öğretilecek konunun içeriğini, miktarını ve yöntemini belirlemeyi amaçlayan neyin, ne kadar ve nasıl
öğretileceğine karar vermek olmalıdır. Yabancılara Türkçe öğretiminde sözcük öğretimi süreci bu
sorular çerçevesinde açıklanırsa daha kolay anlaşılabilecektir.
Yabancılara Türkçe öğretiminin içeriği, elbette Türkçenin söz varlığı olmalıdır. Bu amaçla
öğrencilerin iletişim becerisini geliştirmek için ilk aşamada öğretilmesi gereken Türkçenin temel söz
varlığıdır. Temel söz varlığında, insan organları, insanın en doğal gereksinimlerini karşılayan
eylemler, akrabalık adları, sayılar, maddi ve manevi kültür içine giren çeşitli kavramlar yer alır. Barın
(2003:311) yabancılara öğretilecek Türkçe temel söz varlığına sıkça kullanılan ve iletişimde önemli
bir yeri olan kalıplaşmış sözlerin de eklenmesi gerektiğini belirtir. Buna göre, el, ayak, baş, yüz, diz
gibi organ adları; aç-, al-, başla-, bil-, geç-, öl-, dik-, ye- vb. eylemler; ana, baba, kardeş, oğul, kız
gibi akrabalık adları; bir, iki, üç, dört, on, yüz, bin gibi sayı adları; ekmek, su, elma, kapı, giriş, ev,
yol, giysi, ağaç, taş, kar, göl, vb. maddi kültür; Tanrı, gönül gibi manevi kültür sözcükleri ile
Günaydın, İyi günler, Allaha ısmarladık, Güle güle, Hayırlı işler, vb. kalıp sözler temel söz varlığı
içindedir. Temel söz varlığında 2000 civarında sözcük bulunduğu belirtilmektedir (Hengirmen
2007:398). Bunların öğrencilerin iletişim kurmak için en çok ihtiyaç duydukları sözcükler olduğu
rahatlıkla söylenebilir. Yabancılara bu sözcükler öncelikle ilk anlamları ve gerçek anlamlarıyla
öğretilmelidir. Çünkü yan veya değişmece anlamın kavranabilmesi için orta veya üst düzey dil
kullanıcısı olmak gerekmektedir.
Temel söz varlığı yanında öğrencinin dil öğrenme amacına uygun sözcüklerin de öğretilmesi
gerekmektedir. Söz gelimi, yükseköğretim yapmak amacıyla Türkçe öğrenen yabancılara
Turkish Studies
International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 11/19 Fall 2016
386 Hürriyet GÖKDAYI
ilgilendikleri alanlarla ilgili bazı terimlerin öğretilmesi hem onların motivasyonunu artırmada hem
de dil becerileri kazanmalarında yararlı olacaktır.
Yabancılara dil öğretimi kapsamında sözcük öğretimi, özellikle öğrencilerin düzey, ilgi ve
ihtiyaçları dikkate alınarak yapılmalıdır. Bu şekilde etkili ve iletişime yönelik bir sözcük öğretimi
gerçekleşecektir. Temel, orta ve ileri düzey ile bunların ara düzeyleri için hangi tür sözcüklerin
öğretileceği esnek bir biçimde önceden belirlenirse hem sözcük öğretiminin içeriğinin
belirlenmesinde hem de amaçlarının gerçekleşmesinde kolaylık yaşanacaktır. Bu amaçla yapılan bir
çalışmada, yabancı dil olarak Türkçe öğrenen B1 düzeyindeki bir öğrencinin okuma, anlama,
konuşma ve yazma ile ilgili olarak bilmesi gereken kültürel hususlar ve karşılaşabileceği durumlarda
anlayıp kullanması beklenen sözcükler Diller İçin Avrupa Ortak Başvuru Metni ölçütlerine göre
belirlenmiştir (Özdemir 2012). Böyle bir çerçeve belirlemenin yabancılara Türkçe öğretimini
kolaylaştıracağı düşünülebilir.
Avrupa Ortak Başvuru Metninde B1 düzeyinde bir yabancı dil öğrencisinin sahip olması
gereken beceriler “açık ve standart bir dil kullanıldığında iş, okul, eğlence, vb. gibi bildik şeyler
hakkındaki ana konuları anlayabilir. Dilin konuşulduğu ülkede seyahat ederken ortaya çıkabilecek
sorunların üstesinden gelebilir. Bildik ya da ilgi alanına giren konularla bağlantılı metin üretebilir.
Tecrübelerini, olayları, hayallerini, umutlarını ve hedeflerini anlatabilir, görüşlerinin ve planlarının
sebeplerini kısaca açıklayabilir” biçiminde belirtilmiştir. Özdemir’in (2012) çalışmasında bu
düzeydeki dil öğrenicisinin sahip olması beklenen bilgi ve kullanım becerileri sıralanmıştır. Söz
gelimi, B1 düzeyindeki bir öğrencinin genel olarak okuduğunu anlama açısından “Kendi alanı ve
ilgisiyle ilgili konulardaki açık gerçekçi metinleri yeterli derecedeki bir anlama ile okuyabilir” olması
beklenmektedir. Bu amaçla, Türkiye’nin tarihi ya da kültürel bir değerini tanıtan (Örneğin, Piri
Reis’in Hayatı, Bergama Kütüphanesi, Horon Oyunu), öğrencilerin eğitim gördüğü ya da çalıştığı
alanlarla (Örneğin mühendislik ile alakalı metinler, bir mucidin hayatı, bir buluşun ya da keşfin
hikâyesi) veya hobilerle ilgili metinleri (yelkencilik, tenis, doğa yürüyüşü, müzik enstrümanı çalmak,
balık tutmak, vb.) okuyup anlaması ve bu tür metinlerde yer alabilecek olası sözcükleri bilip
kullanması beklenmektedir. Bu tür metinlerdeki söz varlığına “bir zamanlar, eskiden, o dönemlerde,
çağ, zaman dilimi, uzunca bir süre, yüzyıllarca, asırlardır; mucit, icat, buluş, deney, kobay, keşif,
kâşif, uçsuz bucaksız, balta girmemiş, patent, nükleer, mikroçip, elektronik; hobi, boş zamanı
değerlendirmek, sağlıklı yaşam, ilgi, yetenek, yelkenli, raket, kort, file, set, ova, kır, keman, bağlama,
kabak kemane, kemençe, def, zurna, ud, kanun, olta, misina, virtüöz; rast gele!, işi kıvırmak, galip
gelmek, ezici üstünlük” gibi sözcükler dahil edilmektedir. Dolayısıyla B1 düzeyindeki bir öğrencinin
bu tür metinleri yukarıdaki sözcüklerin anlamlarını kavrayarak okuyup anlaması beklenmektedir.
Özdemir’in (2012) bu çalışması yabancılara Türkçe öğretirken düzeylere göre öğretilmesi
gereken konu, içerik, sözcük bilgisi gibi hususlarda örnek oluşturmakta, öğrencilere neyin
öğretileceği sorusuna ayrıntılı bir cevap vermede yardımcı olmaktadır. Öğretilecek söz varlığının
düzeylere göre sınıflandırılıp belirlenmesine katkıda bulunmaktadır. Buna benzer çalışmalarla her
bir düzeydeki öğrencilere en azından veya ortalama olarak hangi sözcüklerin ve ne kadar sözcüğün
öğretilmesi gerektiği de ortaya çıkarılabilir.
Yabancılara öğretilecek Türkçe sözcük dağarcığının kapsamı belirlendikten sonra
öğretilecek sözcük sayısı üzerinde durulmalıdır. Bu açıdan bakınca 2011’de yayımlanan Türkçe
Sözlük’e göre Türkçenin söz varlığında bulunan 122.423 sözün hepsinin öğretilmesi elbette mümkün
değildir. Öğrencilerin öğrendikleri dilde en temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzeyde iletişim
kurabilmeleri amacıyla öncelikle temel söz varlığında bulunduğu varsayılan 2000 civarındaki
sözcüğün öğretilmesi gerekmektedir. Bunun yanında bir derste öğretilebilecek sözcük sayısı önceden
belirlenmeli ve sınırlı olmalıdır. 40-50 dakikalık bir derste 5-10 sözcük öğretimi uygun
görünmektedir. Öğrencilerin seviyesi ve alanlarına göre bu sayı 20-30’a kadar çıkabilir. Öğretilecek
Turkish Studies
International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 11/19 Fall 2016
Yabancılara Türkçe Öğretiminde Sözcük Öğretimi ve Kalıp Sözler 387
Turkish Studies
International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 11/19 Fall 2016
388 Hürriyet GÖKDAYI
özelliklerini, sözlük anlamını ve kullanım bilgisini biliyor olmasını içerdiğini her zaman
hatırlamaları ve öğretim etkinliklerini bu hedeflere ulaşmayı sağlayacak biçimde planlayıp
uygulamaları beklenmektedir. Böyle bir yaklaşım sonucunda öğrenciler sözcükleri “bilecek” ve
cümle içinde doğru olarak kullanıp düzgün telaffuz ederek diğer anlamlarını da söyleyebileceklerdir.
4.Yabancılara Türkçe Öğretiminde Kalıp Sözlerin Öğretimi
Yabancılara Türkçe öğretimi sürecinde sadece söz varlığındaki sözcüklerin öğretimiyle
yetinilmez. Sözcüklerin yanında söz varlığında bulunan kalıplaşmış dil birimleri de öğretilir. Bu
birimler arasında yabancı dil öğrenenlerin başlangıçta ve daha sonrasında en çok ihtiyaç duydukları
birimler olan kalıp sözlerin öğretimine özel bir önem verilmektedir. İletişim sırasında hatırlanması,
söylenmesi ve algılanması kolayca gerçekleşen, dil kullanıcılarını her an orijinal sözler bulma
çabasından kurtaran, toplum içinde karmaşık durumlarda kişilere kolaylık sağlayan, mesajın daha
açık bir biçimde iletilmesine yardımcı olan, yanlış anlama olasılığını en aza indirgeyen, toplum
içinde davranışları düzene sokmayı ve nezaket kurallarına uymayı sağlayan, iletişim kanallarının
açık kalmasına yardımcı olarak insanlar arasında ilişki kurulmasına yardımcı olan ve kültürel aidiyeti
güçlendiren kalıp sözlerin yabancılara öğretilmesi, en azından sözcüklerin öğretilmesi kadar
önemlidir. Dil kullanıcılarına hazır kalıplar sunan bu birimlerin, sözcükler kadar gerekli olduğunu
söyleyebiliriz. Türkçede 1200 dolayında kalıp söz bulunduğu bildirilmiş (Gökdayı 2011), ayrıca bu
sözlerin kullanım sıklığına dikkat çekilmiştir (Tannen ve Öztek 1981; Doğançay 1990; Gökdayı
2011).
Bazı kalıp sözler, evrensel olarak hemen bütün dillerde bulunmaktadır. Merhaba, Hoş
geldin(iz), Teşekkür ederim, Özür dilerim, Günaydın, İyi günler, Hoşça kal(ın), Görüşmek üzere,
Mutlu yıllar (bayramlar, Noeller, vb.), İyi ki doğdun gibi kalıp sözlerin birçok dilde aynen yer aldığı
söylenebilir. Söz gelimi, birisi hapşırdığında Türkçede söylenen Çok yaşa/İyi yaşa ve karşılık olarak
söylenen Sen de gör/Hep beraber ardışık çiftinin başka dillerde de yer aldığı bilinmektedir. Bu söz
çiftinin karşılığı İngilizcede “God bless you/Bless you” ve “Thank you”; Almancada “Gesundheit”
ve “Danke” olarak bulunmaktadır. Yabancılara Türkçe öğretirken hemen her dilde bulunan bu tür
kalıp sözlerin öğretimi doğrudan çeviri yoluyla kolayca gerçekleştirilebilir. Bu tür kalıp sözlerin
içinde yer aldığı kısa konuşma metinleri hazırlanarak öğrencilerin bunları bağlam içinde görmeleri
sağlanmalıdır. Bu amaçla hazırlanmış bazı diyaloglara aşağıda yer verilmektedir. Bu diyaloglar iki
kişinin okuması, konuşanların ve nerede olduklarının bulunmaya çalışılması, kişi ve yer bilgilerinin
tespit edilmesiyle yeniden okunması etkinliğinin bir parçası olarak kullanılabilir.
1 A: Merhaba, nasılsın?
B: İyiyim, teşekkür ederim. Sen nasılsın?
A: Ben de iyiyim.
B: Peki, görüşmek üzere.
A: Görüşürüz, iyi günler.
Turkish Studies
International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 11/19 Fall 2016
Yabancılara Türkçe Öğretiminde Sözcük Öğretimi ve Kalıp Sözler 389
Turkish Studies
International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 11/19 Fall 2016
390 Hürriyet GÖKDAYI
Turkish Studies
International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 11/19 Fall 2016
Yabancılara Türkçe Öğretiminde Sözcük Öğretimi ve Kalıp Sözler 391
Kalıp sözler, anlamsal olarak selamlaşma, vedalaşma, minnet bildirme, özür dileme, baş
sağlığı, kutlama, dua, beddua, çeşitli ruh durumları, batıl inançlar gibi gruplar altında
sınıflandırılabilmektedir. Bu sözlerin yabancılara öğretimi sırasında bu geniş yelpaze göz önünde
bulundurulmalı, diyaloglarla birlikte başka etkinliklerle öğrencilerin düzeylerine göre kalıp sözler
öğretilmeli ve bu sözleri kullanmaları sağlanmalıdır. Söz gelimi, kullanılan diyalogların bağlam
bilgileri eklenerek kalıp sözlerin çıkarıldığı diyalogların tamamlanması ve sadece bağlam bilgilerinin
verilmesiyle diyalog oluşturulmasının istenmesi gibi etkinliklerle bu sözler öğretilmelidir. Bu amaçla
oluşturulmuş diyalog örnekleri aşağıda görülebilir.
16. Belirli durumlarda kalıp sözlerle oluşturulabilecek diyaloglar hazırlamak için kullanılabilecek
bazı bağlam örnekleri aşağıda verilmiştir.
Ahmet’in annesi tatlı yapmış. Ahmet de Berna’yı eve davet etmiş. Ona tatlı ikram etmiş.
Berna tatlısını yemiş. Ahmet’in annesi bir tabak daha ikram etmek istemiş.
Berna’nın bir kızı olmuş. Ahmet Berna’yı kızıyla birlikte gördüğünde onu kutluyor.
Ahmet ile Berna alışveriş yaparken karşılaşıyor ve konuşuyorlar.
Turkish Studies
International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 11/19 Fall 2016
392 Hürriyet GÖKDAYI
Turkish Studies
International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 11/19 Fall 2016
Yabancılara Türkçe Öğretiminde Sözcük Öğretimi ve Kalıp Sözler 393
6. Sonuç ve Öneriler
Yabancılara Türkçe öğretiminde sözcük ve kalıp söz öğretimi, Türkçenin söz varlığının bir bölümü
ile ilgili bilgileri öğrencilere aktarmayı, onların sözcükleri ve kalıp sözleri “bilmelerini” sağlamayı
hedeflemektedir. Yabancı öğrencilerin Türkçe sözcük ve kalıp sözleri bilmeleri, bu birimlerin
telaffuzunu, biçimlenmesini, anlamını ve kullanımıyla ilgili özellikleri bilmesini ve başkalarıyla
iletişim kurarken bu bildiklerini kullanma becerisini kazanmasını içermektedir. Söz konusu bilgi ve
beceri, Diller İçin Avrupa Ortak Başvuru Metni’nde belirtilen sözcük yeteneğinin içeriğiyle
uyumludur. Yabancıların Türkçe öğrenme sürecinde sözcük yeteneği kazanmaları, onların temel dil
becerilerini geliştirmelerini desteklemektedir. Yabancılara Türkçe öğretenler, öğrencilerin düzey,
ilgi ve ihtiyaçları doğrultusunda önceden planlama yaparak ve çeşitli yöntem ve teknikleri kullanarak
sözcük ve kalıp söz öğretimini gerçekleştirmeye çalışmalıdır. Yabancılara Türkçe öğretiminde
sözcük ve kalıp söz öğretimine odaklanan bu araştırmanın sınıf içinde yapılacak uygulamalı
çalışmalarla da desteklenmesi gerekmektedir. Yapılacak uygulamalar, yabancılara Türkçe öğretimi
sürecinde önerilen hususları öğretenler için somutlaştıracak, öğrencilerin düzeyi ve isteklerine göre
bu sürecin yürütülmesine katkıda bulunacaktır.
KAYNAKÇA
Aksan, D. (1996). Türkçenin Sözvarlığı. Ankara: Engin.
Aykaç, N. (2015) Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretiminin Genel Tarihçesi ve Bu Alanda Kullanılan
Yöntemler, Turkish Studies - International Periodical for the Languages, Literature and
History of Turkish or Turkic Volume 10/3 Winter, p. 161-174, ISSN: 1308-2140,
www.turkishstudies.net, DOI Number: http://dx.doi.org/10.7827/TurkishStudies.7842,
ANKARA-TURKEY
Barın, E. (2003). “Yabancılara Türkçenin Öğretiminde Temel Söz Varlığının Önemi”. Tübar, (13),
311- 317.
Benhür, M.H. (2002). Türkçenin Yabancılara Öğretiminde Tartışılmayan Ana Kavramlar.
Yayımlanmamış Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi, Ankara.
Brown, H.D. (2001). Teaching by Principles An Interactive Approach to Language Pedagogy.
Addison Wesley Longman.
Büyükikiz, K. ve Hasırcı, S. (2013). “Yabancı Dil Olarak Türkçenin Öğretiminde Sözcük Öğretimi
Üzerine Bir Değerlendirme,” Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi,
10 (21), 145-155.
CEF.(2001). Common European Framework Of Reference For Language, Learning, Teaching,
Assesment. Cambridge: Cambridge University Press.
Demirel, Ö. (2010). Yabancı Dil Öğretimi, 5. bs. Ankara: Pegem A Yayıncılık.
Doğançay, S. (1990). “Your Eye Is Sparkling: Formulaic Expressions & Routines in Turkish,” Penn
Working Papers in Educational Linguistics, 6 (2) 49-65.
Erdem, B. (2009). “Yabancı Dil Olarak Türkçenin Öğretiminde İletişim Yeteneklerinin
Geliştirlimesine Etkileşimsel Toplumdilbilimsel Bir Yaklaşım,” Yaylı, D. ve Bayyurt, Y.
(ed.), Yabancılara Türkçe Öğretimi Politika Yöntem ve Beceriler içinde, Ankara: Anı
Yayıncılık, 115-142.
Gökdayı, H. (2008). “Türkçede Kalıp Sözler,” bilig, 44, 89-110.
Turkish Studies
International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 11/19 Fall 2016
394 Hürriyet GÖKDAYI
Turkish Studies
International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 11/19 Fall 2016