You are on page 1of 2

Betül Özcan 9/A No:5 

Sözcük sayımı: 612

Çehov Hikayelerinde Mekanın Temayı Aktarmadaki Rolü


Çehov hikayelerinde, temayı aktarmada mekan önemli bir rol oynar.
Hikayelerde mekan seçiminin geniş bir yelpazede olmasına karşın Çehov'un
sıkça kullandığı bazı mekanlar vardır. Örneğin toplumun üst tabakasındaki
kişilerin evleri, iç mekan olarak hikayelerde sıkça gözlemlenir. Aristokratların
evlerinin içinde yaşanan hikayeler, sosyolojik yapıyı güçlü bir şekilde aktarırlar.

"Telaş" hikayesinde mekan aristokrat bir çiftin evdir. Evin hanımı,


broşunun kaybolması üzerine evin çalışanlarının mahremiyet hakkını göz ardı
ederek herkesin odasını arar. Alt tabakadan olmasına rağmen iyi bir eğitim almış
olan evin mürebbiyesi genç kız Maşenka, özel hayatın gizliliği hakkının
çiğnenmesi üzerine kendini aşağılanmış hisseder. Bu hissettikleri

         "Daha önce hiç böyle bir şiddetle karşılaşmamış, asla bu şekilde
aşağılanmamıştı... Onun gibi iyi eğitim almış, hassas bir genç kızı, bir öğretmen
kızını hırsızlıkla suçlamış, bir sokak kadınını arar gibi aramışlardı! Bundan
daha büyük bir hakaret düşünülemezdi herhalde"

satırları ile anlatılır. Onurunun bu şekilde kırılmasını kaldıramayan Maşenka,


asilzadelerin evini sokakta kalma pahasına terk eder. Dönemin sınıf ayrımcılığı
bu hikayede gözlemlenir.

         Aynı şekilde aristokratların evinde geçen bir başka hikaye "Çocuklar" dır.
Bu hikayede yetişkinler evde yoktur. Birbirinden farklı kişiliklere sahip çeşitli
yaşlardaki çocuklar hikayenin karakterleridirler. Aralarında sınıf farkları da
vardır, aşçının oğlu Audrey de çocuklarla beraber tombala oynamaktadır.
Yetişkinlerden gördükleri ayrımcılığın izleri çocuklarda da gözlemlenir. Biri
oyunu kazandığında çocuklar müdahale etmezler. Ancak Audrey'in kazanması
üzerine çocuklar onu hile yapmakla suçlar ve bir kavga çıkar. Çocuklar
aralarındaki anlaşmazlıklara rağmen günün sonunda hep beraber aynı yatakta
uyuyakalırlar. Hikayede gördüğümüz üzere aristokrat bir aile evinde büyümüş
bu çocuklar aralarındaki sınıf farkının farkındadırlar, fakat bu değerler onlara
yetişkinler tarafından aşılanmıştır. Çocuklar için ayrımcılık gibi değerler günün
sonunda pek de bir anlam ifade etmez.

         "Oğlanlar" hikayesi de varlıklı bir ailenin evinde geçer. İki genc,
Amerika'ya altın aramaya gitmeye karar verir ve bir yolculuk planlarlar. Bu
plana göre onları pek çok macera ve tehlike beklemektedir fakat sonunda
Amerika’da istedikleri hayata kavuşacaklardır. Vakit kaçma vaktine gelince
Çeçevitsın'ın aksine varlıklı bir aileden gelen Volodya kaçmaktan vazgeçer.
Çeçevitsın onu bir şekilde ikna eder fakat yolda yakalanarak eve geri getirilirler.
İki gencin Amerika'ya giderek büyük bir macera yaşayacaklarını ve zengin
olacaklarını düşlemeleri "Amerikan Rüyası" dediğimiz olgunun 19. yüzyıldaki
örneklerinden biridir. Şayet Amerika'ya kaçmayı başarabilselerdi sadece hayal
kırıklığına uğrayacak, hayal ettikleri gibi maceralar yaşayamayacak ve
umdukları gibi kısa yoldan zengin olamayacaklardı. Bu hikayede mekan, iki
gencin planlarını doğrudan etkiler. Evinin rahatına ve lüksüne kavuşan Volodya
plandan cayar, kendisi gibi üst tabakadan olmayan arkadaşı ise kaybedecek
hiçbir şeyi olmadığı için cesurca hayallerinin arkasında durur.

          Çehov'un hikayelerinde işlediği bir diğer tema, 19. yüzyılda yaşanan
bürokratik yozlaşmalardır. Hikayelerdeki iç ve dış mekanlar da bu temanın
işlenmesinde önemli bir ortam oluşturmuştur.

         "Bukalemun" hikayesinde olay halkın içinde bir ortamda, pazar


meydanında geçer. Meydanda dolaşan bir komiser, bir köpek tarafından
ısıtılarak parmağını kaybeden bir köylüye rastlar. Komiser olaya hemen
müdahale eder, köpeğin sahibini mutlaka cezalandıracağını hiddetle anlatmaya
başlar. Sonradan ortaya çıkar ki köpek, generalin kardeşine aittir. Bunun üzerine
komiser olay hakkındaki tüm tutumunu değiştirir ve köpeği korumaya başlar.
Olayı görmezden gelerek köpekle beraber uzaklaşır. Parmağı ısırılan madur
köylü ise alay konusu olur. Komiser; halkın içinde bir mekanda, işlenen suça
üstlerinin sebep olduğunu öğrendiğinde suçu cezasız bırakarak dönemin
bürokratik yozlaşmasını göstermiştir.

         Aynı tema, "Suikastçı" hikayesinde de işlenmiştir. Fakat bu sefer mekan,


bir duruşma salonudur. Hikayede bir köylü, cahilliği sebebiyle farkında
olmayarak işlediği bir suçla yargılanır. Köylü ,

         “Siz daha iyi bilirsiniz tabii... Biz cahil kimseleriz... ne anlarız ki?”

şeklinde kendini savunurken, yargı memuru onu yalan söylemek ile cezalandırır.
Olay bir adalet kurumunda gerçekleşmesine rağmen, köylünün alt sınıflardan
birisi olması sebebiyle işlediği suçu inkar edişi görmezden gelinir ve cezaya
çarptırılır.

         19. yüzyılın Çarlık Rusya'sında yaşayan Çehov, yaşadığı dönemin tarihsel,
kültürel ve toplumsal konularına değinmiş, sosyolojik yapısını hikayeleriyle
aktarmıştır. Bu temaları aktarırken mekan unsurundan sıkça yararlanmış ve
yarattığı atmosfer ile okuyuculara yaşadığı dönemi yaşatmıştır.

Kaynak;

Anton Çehov, Seçme Hikayeler, Bordo Siyah Yayınevi, Kasım 2006

You might also like