You are on page 1of 121

ŞİMDİ'nin

•• ••

BIR SPıRITUEL A Y D ı N L A N M A REHBERI

Eckhart Tolle
Çeviren:
Semra Ayanbaşı
Kitabın Orijinal Adı: The Poıcer of Nou>

Copyright <S> 1999 Eckhart Tolle


New Wortd Library
14 Pamaron Way Novato, CA 94949 USA
ISBN 1-57731-152-3 Siz evrenin ilahi amacının
Bu Kitabın Türkiye'deki Yayın Hakları
gerçekleşmesini sağlamak için buradasınız.
Akçalı Ajans Ltd. Şti. aracılığı ile Siz işte bu kadar önemlisiniz!
Akaşa Yayın ve Dağıtım Ltd. Şii. 'ne aittir
- E c k h a r t Tolle

Dizgi; Bilginler
Basım: Avcı Ofset
Kapak Basımı: Santra Ajans
Film: Güven Grafik
Cilt: Evren Ciltevi

ISBN.-978-975-6793-28- 7
Yayıncılık Sertifika No:10544

AKAŞA
Yayın Dağıtım Tanıtım Ltd. Şti.
Lamartin Cad. No:40 Asma Kat Taksim I İstanbul
Tel: (0212) 235 99 73 Faks: 235 99 70
www. akasa. com.tr

Sekizinci Basım
İstanbul, 2009
İÇİNDEKİLER

Sunuş/İl
Önsöz /15
Teşekkür / 21
Giriş / 23
B u Kitabın Kökeni / 23
İçinizdeki Gerçek / 24

BÖLÜM 1: Siz Z i h n i n i z Değilsiniz / 31


Aydınlanmanın Önündeki E n Büyük Engel / 31
K e n d i n i Zihinden K u r t a r m a k / 37
Aydınlanma: Düşüncenin Üzerine Yükselmek / 41
Duygu: Bedenin Zihninize Tepkisi / 44

BÖLÜM 2: Bilinç: Acıdan Kurtuluş Y o l u / 53


Şimdi'de D a h a F a z l a Acı Yaratmayın / 53
Geçmiş Acı: Acı-Bedenini Ortadan Kaldırmak / 56
Acı-Bedeniyle Ego Özdeşleşmesi / 61
K o r k u n u n Kökeni / 62
E g o ' n u n Bütünlük Arayışı / 64

BÖLÜM 3: Şimdi'ye D e r i n B i r Biçimde G i r m e k / 67


K e n d i n i z i Zihinde Aramayın / 68
Zaman İllüzyonunu Sona E r d i r i n / 68
Hiçbir Şey Şimdi'nin Dışında Varolamaz / 69
Spiritüel Boyutun Anahtarı / 70

7
Şirndi'nin Gücüne Erişmek / 72 Sözcüklerin Ötesine Bakın / 126
Psikolojik Zamanı Bırakmak / 75 Görünmez ve Y o k Edilemez Realitenizi B u l m a k / 1 2 8
Psikolojik Zamanın Deliliği / 77 İçsel Bedenle Bağ K u r m a k / 1 2 9
Olumsuzluğun ve Istırabın Kökleri Zamandadır / 79 Beden Y o l u y l a Değişim-Dönüşüm / 1 3 1
Yaşam-Durumunuzun Altındaki Yaşamı B u l m a k / 81 Beden Üzerine B i r Konuşma / 1 3 3
Tüm Sorunlar Z i h n i n İllüzyonlarıdır / 82 İçinizde D e r i n B i r Biçimde Köklenin / 1 3 4
Bilinç Tekâmülünde Dev B i r Hamle / 85 Bedene Girmeden Önce, Bağışlayın / 1 3 6
Var'hğın Sevinci / 86 Tezahür-Etmemiş-Olan'la Bağınız / 1 3 8
Yaşlanma Sürecini Yavaşlatmak / 1 3 9
Bağışıklık Sistemini Güçlendirmek / 1 4 0
BÖLÜM 4. Z i h n i n Şimdi'den Kaçma Stratejileri / 89 Nefesin S i z i Bedene Sokmasına İzin V e r i n / 1 4 2
Şirndi'nin Yitirilmesi: Esas Yanılgı / 89 Z i h n i n Yaratıcı Kullanımı / 1 4 3
Sıradan Bilinçsizlik ve D e r i n Bilinçsizlik / 91 Dinleme Sanatı / 1 4 3
O n l a r N e Arıyorlar? / 93
Sıradan Bilinçsizliği Ortadan Kaldırmak / 94
M u t s u z l u k t a n Kurtuluş / 95 BÖLÜM 7: Tezahür-Etmemiş-Olana Giriş Kapıları /145
H e r Neredeyseniz, Tamamen Orada O l u n / 99 Bedene Derinlemesine G i r m e k / 145
Yaşam Yolculuğunuzun İçsel Amacı / 1 0 5 C h i ' n i n Kaynağı / 1 4 7
Geçmiş H u z u r u n u z d a Varlığını Sürdüremez / 1 0 7 Rüyasız U y k u / 148
Diğer Kapılar / 1 4 9
Sessizlik / 1 5 1
BÖLÜM 5: Mevcudiyet H a l i / İ l i Uzay (Boşluk) / 1 5 2
O S i z i n Olduğunu Düşündüğünüz Şey Değildir / 111 Uzay ve Zamanın Gerçek Doğası / 1 5 5
" B e k l e m e n i n " Ezoterik Anlamı / 112 Bilinçli Ölüm / 1 5 8
Güzellik Mevcudiyetinizin Sessizliğinde Ortaya Çıkar / 114
Saf B i l i n c i İdrak E t m e k / 1 1 6
M e s i h : Tanrısal Mevcudiyetinizin Realitesi / 121 BÖLÜM 8: Aydınlanmış İlişkiler /161
Şimdi'ye Bulunduğunuz Yerden G i r i n / 161
Sevgi / Nefret İlişkileri / 1 6 3
BÖLÜM 6: İçsel B e d e n /125 Bağımlılık ve Bütünlük Arayışı / 165
Var'lık S i z i n E n D e r i n Benliğinizdir / 1 2 5 Bağımlılık İlişkilerinden Aydınlanmış İlişkilere / 169

8 9
Spiritüel U y g u l a m a Olarak İlişkiler / 1 7 2
Kadınlar Aydınlanmaya Neden Daha Yakındırlar / 179
O r t a k Dişi Acı-Bedenini Ortadan Kaldırmak / 181
Kendinizle İlişkiden Vazgeçmek / 186
YAYıNCıNıN SUNUŞU

BÖLÜM 9: Mutluluğun ve Mutsuzluğun Ötesinde Yazan: M A R C A L L E N


Vizyoner İş ve Vizyoner Bir Yaşam kitaplarının yazarı
H u z u r Vardır /191
İyi ve Kötünün Ötesindeki Yüksek İyilik / 191
B e l k i on yılda bir, hatta bir kuşakta bir Şirndi'nin Gücü gibi
Yaşam Dramınızın Sonu / 194
bir kitap gelir. O bir kitaptan daha öteye b i r şey; onda, belki
Geçicilik ve Yaşam Devreleri / 1 9 6
elinizde t u t a r k e n de hissedebileceğiniz, canlı b i r enerji var. O
Olumsuzluğu Kullanıp Bırakmak / 201 okurlarda b i r deneyim yaratacak ve yaşamlarını olumlu yönde
Şefkatin Doğası / 207 değiştirecek bir güce sahip.
Farklı B i r Realite Düzenine Doğru / 210 Şirndi'nin Gücü önce Kanada'da yayınlanmıştı ve K a n a ­
dalı yayıncı, Connie Kellough bana bu kitabı okuyan insanla­
rın yaşamlarında olumlu değişiklikler, hatta mucizeler meyda­
BÖLÜM 10: Teslimiyetin Anlamı / 217 na geldiği yolunda haberler alıp durduğunu söylemişti. " O k u r ­
Şirndi'nin Kabullenilmesi / 217 lar beni arıyorlar," diyordu o, "ve kitabın mesajını uygulama­
Z i h i n Enerjisinden Spiritüel Enerjiye / 222 ya başladıktan sonra olağanüstü şifalar, değişimler ve giderek
artan bir m u t l u l u k yaşadıklarını bildiriyorlar."
Kişisel İlişkilerde Teslimiyet / 224
B u kitap benim yaşamımın her anının b i r mucize olduğu­
Hastalığı Aydınlanmaya Dönüştürmek / 228
nu fark etmemi sağladı. B e n bunu idrak edeyim etmeyeyim,
Başınıza B i r Felaket Geldiğinde / 230
bu kesinlikle doğru. V e Şirndi'nin Gücü, tekrar tekrar bunu
Istırabı H u z u r a Dönüştürmek / 231
nasıl idrak edebileceğimi gösteriyor.
Çarmıhın Y o l u / 235
Kitabın i l k sayfasından itibaren, E c k h a r t Tolle'nin çağdaş
Seçme Gücü / 237
bir üstat olduğunu anlıyorsunuz. O herhangi b i r dine, doktrine
ya da guru'ya bağlı değil; onun öğretisi -Hıristiyanlık, H i n d u ­
i z m , B u d i z m , Müslümanlık, yerli halkların inançları gibi- tüm
diğer geleneklerin özünü kucaklıyor ve onlarla çelişmiyor. O tüm
büyük üstatların yapmış oldukları şeyi yapabiliyor: sade ve ber­
rak bir dille yolun, gerçeğin ve ışığın içimizde olduğunu göste­
riyor.

10 11
ŞIMDI'nin GUCU SUNUŞ

E c k h a r t Tolle önce bize kendi öyküsünü kısaca anlatıyor; Şirndi'nin Gücü'niı dümdüz okuyup gitmek neredeyse ola­
bu, depresyon ve umutsuzluğun yazar y i r m i dokuz yaşma gir­ naksız bir şeydir, onu ara sıra bırakıp söylenenler üzerinde dü­
dikten kısa bir süre sonra bir gece muazzam bir uyanış dene­ şünmeniz ve onları yaşamınıza uygulamanız gerekir. O t a m
yimiyle sonuçlanmasının öyküsüdür. Geçmiş y i r m i yıl boyunca, bir idrak rehberidir. O tekrar tekrar okunması gereken bir k i ­
o b u deneyim üzerinde düşünmüş, meditasyon yapmış ve a n ­ taptır ve onu okuduğunuz her seferinde, yeni bir derinlik ve
layışını derinleştirmiştir. anlam bulursunuz. O, ben dahil, birçok insanın bir ömür boyu
Son on yılda, o dünya-çapmda bir öğretmen, büyük bir me­ incelemek isteyeceği bir kitaptır.
saj veren büyük bir r u h haline gelmiştir; b u İsa'nın, B u d a ' n m Şirndi'nin Gücü'nün sadık okurlarının sayısı giderek art­
ve diğer büyük üstatların vermiş oldukları bir mesajdır: Aydın­ maktadır. O şimdiden bir başyapıt olarak k a b u l edilmiştir; a n ­
lanma haline şimdi ve burada erişebilirsiniz. Istırapsız, endişe­ cak, her nasıl tanımlanırsa tanımlansın, o yaşamları değiştir­
siz ve nevrozsuz yaşamak mümkündür. B u n u yapabilmek için, me gücüne, b i z i uyandırıp k i m olduğumuzu t a m olarak idrak
acımızın yaratıcısı olduğumuzu anlamamız gerekir; sorunları­ ettirme gücüne sahip bir kitaptır.
mızı yaratan diğer insanlar y a da "dış dünya" değil, kendi z i h -
n i m i z d i r . B u , neredeyse kesintisiz bir düşünce akışına sahip Marc Ailen
olan, sürekli geçmişi düşünüp gelecek hakkında endişelenen zih- Novato, California U . S . A .
nimizdir. B i z büyük bir hata yapıp zihnimizle özdeşleşir, onun Ağustos 1999
biz olduğumuzu düşünürüz, oysa gerçekte biz çok daha büyük
b i r varlığızdır.
Tekrar, tekrar, E c k h a r t Tolle bize Var'lığımız dediği şey­
le nasıl birleşebileceğimizi gösterir:
"Var'lık, doğuma ve Ölüme tâbi sayısız yaşam formunun
ötesindeki sonsuz ve daima-var olan B i r (Tek) Yaşam'dır. B u ­
n u n l a birlikte, Var'lık sadece her formun ötesinde değil, aynı
zamanda her formun derinliklerinde de b u l u n u r , çünkü o her
formun en içteki, görünmez ve yok edilemez özüdür. B u onun
sizin en derin benliğiniz, gerçek doğanız olduğu ve sizin ona
ulaşabileceğiniz anlamına gelir. Ancak, onu zihninizle kavra­
maya çalışmayın. O n u anlamaya çalışmayın. Siz onu ancak z i ­
h i n sessizleştiğinde bilebilirsiniz. Siz orada mevcutken, d i k k a ­
tiniz t a m ve yoğun b i r biçimde Şimdi'de bulunurken, Var'lık
hissedilebilir, ama o asla zihnen anlaşılamaz. Var'lığın farkın-
dalığını yeniden kazanmak ve o 'hissetme-idrakinde' kalabil­
mek aydınlanmadır."

12 13
ONSOZ

Yazan: R U S S E L L E . D I C A R L O
Yeni Bir Dünya Görüşüne Doğru kitabının yazarı

Batan güneşin parlak mavi bir gökyüzüyle kaplı turuncu-sarı


ışınları, özel zamanlarda, öylesine dikkat çekici bir güzellik su­
nabilir k i , biz b u görüntü karşısında b i r a n huşu içinde donup
kalabiliriz. O anın ihtişamı b i z i Öylesine hayran bırakır k i , ge­
vezeliği bitmek bilmeyen zihnimiz bir an susar, böylece bizi - z i ­
hinsel olarak- şimdi ve burada'dan başka b i r yere fırlatıp ata­
maz. O ışık dolu anda adeta, daima mevcut olan, ama nadiren
tanık olunan b i r başka realiteye bir kapı açılır.
A b r a h a m Maslow b u n l a r a -onlar yaşamın, kendimizi se­
vinçle sıradan ve dünyevi sınırların ötesine fırlatılmış buldu­
ğumuz yüksek anlarını temsil ettiklerinden- "zirve deneyimler"
adını vermiştir. B u genişletici anlarda, biz Varlığın sonsuz âle­
m i n i kısa bir a n için görürüz. Böylece kısa b i r an için Gerçek
Benliğimizin farkına varırız.
" A h , " diye b i r iç çekebilir o anda insan, "ne kadar m u h ­
teşem... keşke burada kalabilseydim. A m a , burada sürekli ola­
rak nasıl k a l a b i l i r i m k i ? "
Son on yıl boyunca, ben k e n d i m i b u sorunun yanıtını b u l ­
maya adadım. Araştırmam sırasında zamanımızın tıp, b i l i m ,
psikoloji, iş, din/spiritualite ve insan potansiyeli alanında en yü­
rekli, i l h a m verici ve içgörülü "paradigma öncülerinin" bazıla­
rıyla konuşma onurunu yaşadım. B u farklı birey grupları insan­
lığın şimdi tekâmülünde dev bir hamle yapmakta olduğu konu­
sunda görüş birliği içindeydiler. B u değişime dünya görüşünde

15
ŞIMDI'nin GUCU ONSOZ

-"genel d u r u m " l a ilgili içimizde taşıdığımız temel tabloda- b i r sında hiçbir mutlak sınır y o k t u r . "
değişiklik de eşlik ediyordu. B i r dünya görüşü i k i temel soruyu (Uygulanmakta olan E r a - 2 , zihin-beden tıbbına tezat ola­
yanıtlamaya çalışır: " B i z kimiz?" ve "İçinde yaşadığımız E v r e n ' rak) D r . L a r r y Dossey'in bir insanın düşüncelerinin, t u t u m l a ­
in doğası nedir?" B i z i m bu sorulara verdiğimiz yanıtlar ailemiz, rının ve şifa niyetlerinin b i r başka insanın fizyolojisini etkile­
arkadaşlarımız, işverenimiz ve işçilerimiz ile kişisel ilişkilerimi­ yebildiği E r a - 3 tıbbı duanın şifa verici gücü üzerinde yapılan
zin niteliğini ve tipik özelliklerini belirler. Daha büyük b i r öl­ bilimsel incelemelerle çok i y i bir biçimde desteklenmiştir. Oy­
çekte düşünüldüğünde, onlar toplumları tanımlar. sa b u , fiziğin bilinen prensiplerine ve geleneksel b i l i m i n dünya
Ortaya çıkmakta olan dünya görüşünün Batı toplumunun görüşüne göre meydana gelemez. Ancak, kanıtların sayısal üs­
doğru olarak kabul ettiği birçok m i t i sorgulaması bizi pek şa­ tünlüğü b u n u n gerçekten meydana geldiğini göstermektedir.
şırtmamalıdır:
3. M i t : Fiziksel dünya var olan tek şeydir.
1, M i t : insanlık gelişiminin en yüksek noktasına erişmiştir.
Maddeye bağlı geleneksel b i l i m ölçülemeyen, laboratuvarda test
Esalen kurucularından M i c h a e l M u r p h y dini incelemeleri, tıp edilemeyen y a da beş duyuyla veya onların teknolojik uzantıla­
b i l i m i n i , antropolojiyi ve sporları karşılaştırarak insan tekâ­ rıyla incelenemeyen herhangi bir şeyin var olamayacağını var­
mülünün daha ileri aşamaları bulunduğu şeklinde ilginç bir so­ sayar. O "gerçek değildir." Böylece, sonuçta tüm realite fizik­
nuca varmıştır. B i r insan b u ileri spiritüel olgunluk düzeyleri­ sel realitenin içine çökmüştür. Spiritüel, y a da fîziksel-olmayan
ne eriştiğinde, sevgi, canlılık, kişilik, bedensel farkındalık, sez­ realite boyutları tamamen dışlanmıştır.
gi, algı, iletişim ve irade gücüyle ilgili olağanüstü yetenekler or­ B u , " u z u n ömürlü felsefeyle;" o çağlar, dinler, gelenekler
taya çıkmaktadır. ve kültürler arasında köprü oluşturan ve farklı realite boyutla­
B i r i n c i adım; onların var olduklarını görüp kabul etmek­ rını t a r i f eden felsefi görüş birliğiyle çatışır. B u realite boyut­
tir. Çoğu insan b u n u yapmaz. Sonra, yöntemler bilinçli niyetle ları en yoğun ve en az bilinçli olandan -madde boyutundan- en
kullanılabilir. az yoğun ve en bilinçli olana, spiritüel boyuta kadar uzanır.
N e ilginçtir k i , b u genişlemiş, çok-boyutlu realite modeli
2. M i t : Bizler birbirimizden, doğadan ve Kozmos'tan tamamen süper-luminal yolculuğu tarif eden Jack Scarfetti gibi kuantum
ayrıyız. teorisyenleri tarafından ortaya atılmıştır. Diğer realite boyutla­
rı ışık hızından daha hızlı olan yolculuğu -hız sınırlarının en
B u "benden-başkası" m i t i savaşlardan, gezegenin ırzına geçil­
yükseğini- açıklamak için kullanılmıştır. Y a da efsanevi fizikçi
mesinden ve insan adaletsizliğinin tüm biçimleri ve ifadelerin­ David B o h m ' u n çalışmasını, onun fiziksel ve fiziksel-olmayan
den sorumludur. Eğer bir insan karşısındaki insanı kendisinin çok-boyutlu realite modelini düşünün.
b i r parçası olarak algılasa, ona nasıl zarar verebilir ki? Stan
B u artık sadece b i r teori değildir, 1982'de F r a n s a ' d a yapı­
Grof, sıradan-olmayan bilinç halleri araştırmasında b u n u şöy­
lan Veçhe Deneyi i k i birleşik k u a n t u m parçacığının, birbirle­
le özetler: " H e r b i r i m i z i n psişesİ ve bilinci, son analizde, T ü m -
rinden büyük mesafelerle ayrıldıklarında bile birbirlerine bağ­
Varolan'a eşittir, çünkü beden/ego ile varoluşun bütünlüğü ara-
lı kaldıklarını göstermiştir. Eğer bir parçacık değişirse, diğeri

16 17
ŞİMDİ'ninGÜCÜ ONSOZ

de anında değişiyordu. B i l i m adamları b u ışık-hızmdan-daha- me yeteneği değildir. Zekâ, tıpkı içgüdü gibi, y o l boyunca sa­
hızlı iletişimin nasıl v u k u bulabildiğini bilmemekte, ancak ba­ dece bir noktadır. B i z i m nihai kaderimiz asli Varlığımız ile ye-
zı teorisyenler b u bağlantının yüksek boyutların giriş-kapıları niden-birleşmek ve olağan fiziksel dünyada anbean olağanüstü,
y o l u y l a gerçekleştiğini ileri sürmektedirler. tanrısal realitemizi ifade etmektir. B u n u söylemek kolaydır, a n ­
Böylece, geleneksel paradigmayı destekleyenlerin düşün­ cak henüz insan tekâmülünün daha ileri erimlerine erişmiş olan
celerinin tersine, konuştuğum etkili, öncü bireyler b i z i m henüz insanların sayısı azdır.
insan tekâmülünün en yüksek noktasına erişmediğimizi, b i z i m A l l a h t a n , bize y o l boyunca yardım edecek rehberler ve öğ­
tüm yaşamdan ayrı olmadığımızı, birbirimize bağlı olduğumu­ retmenler vardır. B i r öğretmen ve rehber olarak, Eckhart'ın
z u ve tüm bilinç tayfının hem fiziksel hem de birçok fiziksel- müthiş gücü bize eğlendirici öyküler anlatma, soyut olanı so­
olmayan realite boyutunu kapsadığını düşünmektedirler. mut hale getirme, y a da yararlı yöntemler sunma ustalığında
yatmamaktadır. O n u n sihri esas kişisel deneyiminde, bilen kişi
Özünde, b u yeni dünya görüşü k e n d i n i , diğerlerini ve tüm y a ­ olmasında bulunmaktadır. Sonuç olarak, onun sözlerinin ardın­
şamı zamanda doğup zamanda yaşayan küçük, dünyevi benli­ da ancak en büyük spiritüel öğretmenlerde bulunan bir güç var­
ğimizin gözleriyle değil, ruhumuzun, Varlığımızın, Gerçek B e n ­ dır. E c k h a r t , bu Büyük Realite'nin derinliklerine nüfuz ederek,
liğimizin gözleriyle görmeyi içerir. İnsanlar birer birer daha diğerlerinin de ona katılmaları için enerjisel b i r yol açmaktadır.
yüksek yörüngeye sıçramaktadırlar. P e k i , eğer diğerleri de b u n u yaparlarsa ne olur? Kuşku­
Şirndi'nin Gücü ile E c k h a r t Tolle b u özel, dünya-çapmda suz, bildiğimiz haliyle dünya değişip daha iyiye gider. Varlığın
öğretmenler grubu arasındaki yerini haklı olarak almıştır. E c k - gücüyle k o r k u l a r ortadan k a l k a r , tüm değerler o l u m l u yönde
h a r t ' m mesajı şudur: İnsanlığın sorunu derin bir biçimde z i h i n ­ değişir. Y e n i bir uygarlık doğar.
den kaynaklanır. Y a da daha doğrusu, b i z i m zihinle yanlış-öz- " B u Büyük Realite'nin kanıtı nerede?" diye sorabilirsiniz.
deşleşmemİzden. Size sadece b i r benzetme sunacağım: B i r grup b i l i m adamı bir
B i z i m akıntıya kapılıp sürüklenen farkmdalığımız, içinde araya gelip size m u z u n acı olduğu olgusuyla ilgili tüm bilimsel
bulunduğumuz anda t a m uyanık ve mevcut olmama eğilimi­ kanıtları anlatabilir. A m a , sizin yapmanız gereken tek şey bir
m i z b i r boşluk yaratır. Ve yararlı b i r hizmetkâr olarak tasar­ kez b i r m u z u n tadına bakmaktır, o zaman m u z u n tüm diğer
lanmış zamana-bağh z i h i n b u boşluğu k e n d i n i efendi ilân ede­ veçhelerini idrak edersiniz. N i h a i olarak, kanıt a k l i tartışma­
rek doldurur. B i r çiçekten diğerine uçan b i r kelebek gibi, z i h i n larda değil, içinizdeki ve dışınızdaki kutsal-olan tarafından b i r
geçmiş deneyimlerle meşgul olur, y a da kendi ürettiği filmi pro- biçimde etkilenmekte yatar.
jekte ederek, gelecek olanı bekler. B i z nadiren şimdi'de ve b u ­ E c k h a r t Tolle b i z i ustalıkla b u olanağa açmaktadır.
rada b u l u n u r u z . Oysa fiziksel bedenimizin, değişen duyguları­
mızın ve geveze z i h n i m i z i n ardında yatan Gerçek Benliğimizi Russel E . D i C a r l o
ancak Şimdi burada bulabiliriz. E r i e , Pennsylvania U . S . A .
B i z i hayvanlardan farklı kılan o olsa da, insan tekâmülü­ Ocak 1998
nün en önemli ve değerli kazanımı düşünme ve muhakeme et-

18 19
TEŞEKKÜR

Sevgi dolu desteği ve m e t n i n b u kitaba dönüştürülüp yayın­


lanmasında oynadığı önemli rolden ötürü Connie Kellough'a
büyük b i r teşekkür borçluyum. O n u n l a çalışmak aynı zaman­
da büyük b i r keyifti.
Ayrıca bana en değerli armağanı, yazacak ve olacak bir
alan vererek b u kitaba katkıda bulunan Corea Ladner ve tüm
o harikulade insanlara teşekkür ederim: Vancou ver'deki A d r i -
enne Bradley'e, İngiltere'de, L o n d r a ' d a k i Margaret M i l l e r ' a ve
(i-Iastonbury'deki Angie Francesco'ya, California'da, Menlo P a r k '
daki R i c h a r d ' a ve Sausalito'daki Rennie F r u m k i n ' e yürekten
teşekkürler.
Ayrıca, metni i l k başta gözden geçirip görüşlerini bildiren
Shirley Spaxman ve Howard Kellough'a ve yine metni daha son­
raki aşamada gözden geçirip görüşlerini bildiren diğer kişilere
teşekkür etmek isterim. Rose Dendewich'e de metni neşeyle ve
profesyonel bir biçimde bilgisayara geçirdiği için teşekkür ede­
rim.
Son olarak anne ve babama sevgimi ve minnettarlığımı ifa­
de etmek isterim, onlar olmasaydı b u kitap da var olamazdı; ay­
rıca spiritüel öğretmenlerime ve en büyük guru olan yaşama
şükranlarımı sunarım.

21
GIRIŞ

Bu Kitabın Kökeni

Ben geçmişi çok az kullanır ve çok seyrek olarak düşünürüm;


ancak, yine de size nasıl b i r spiritüel öğretmen olduğumu ve
bu kitabın nasıl ortaya çıktığını kısaca anlatmak istiyorum.
Otuz yaşıma dek, ben neredeyse sürekli b i r endişe ve za­
man zaman da i n t i h a r a götürebilecek depresyon dönemleri y a ­
şadım. B u dönem şimdi bana sanki geçmiş bir yaşamım, y a da
bir başkasının yaşamı gibi geliyor.
Yİrmi-dokuz yaşıma girdikten kısa bir süre sonra, b i r ge­
ce geç saatlerde büyük b i r dehşet hissiyle uyandım. Daha önce
de birçok kez böyle b i r hisle uyanmıştım, ama b u kez o her za­
mankinden daha yoğundu. Gecenin sessizliği, karanlık odada­
ki eşyanın belirsiz hatları, uzaktan geçen bir trenin sesi, her şey
o kadar yabancı, o kadar düşmanca ve o kadar anlamsız gel­
mişti k i , o anda içimde dünyaya karşı derin b i r tiksinti uyan­
mıştı. Ancak, hepsinin içinde en tiksindirici şey benim kendi va-
roluşumdu. B u mutsuzluk yüküyle yaşamaya devam etmenin
anlamı ve amacı neydi? B u sürekli mücadeleyle yaşamaya ne­
den devam etmeliydim? O anda yok olma, var olmama özlemi­
min yaşamı sürdürme içgüdümden çok daha güçlü hale geldi­
ğini hissettim.
"Artık kendime dayanamıyorum." Zihnimde tekrarlanıp
duran düşünce buydu. Sonra birden b u n u n ne kadar garip b i r
düşünce olduğunu fark ettim. " B e n bir m i y i m , yoksa i k i mi?
Eğer ben kendime dayanamıyor sam, o halde ben i k i kişi olma-

23
ŞİMDİ nin CUCU GİRİŞ

lıyım: ' B e n ' ve dayanamadığını ' k e n d i m ' . " " B e l k i , " diye düşün­ uyle göründü. Hâlâ dünyada işlev yapabiliyordum, ancak yap­
düm sonra, "bunlardan sadece b i r i gerçektir." tığım hiçbir şeyin zaten sahip olduğum şeye hiçbir şey ekleye-
B u garip idrak karşısında öyle afallamıştım k i zihnim o an­ meyeceğini idrak etmiştim.
da durdu. Tamamen bilinçliydim, ama artık hiçbir şey düşün­ Elbette, başıma çok derin ve Önemli bir şeyin geldiğini b i ­
müyordum. Sonra adeta bir enerji girdabına çekildiğimi his­ liyordum, ama b u n u n ne olduğunu hiç anlamamıştım. Ancak
settim. B u i l k önce yavaş bir devinimdi ve sonra hızlandı. O za­ birkaç yıl sonra, spiritüel kitaplar okuyup spiritüel öğretmen­
m a n şiddetli bir k o r k u n u n pençesine düştüğümü hissettim ve lerle birlikte zaman geçirdikten sonra, benim başıma herkesin
tüm bedenim sarsılmaya başladı. V e o sırada, sanki göğsümün aradığı şeyin gelmiş olduğunu anladım. O gece yaşadığım yo-
içinden gelen bir sesin, "hiçbir şeye direnme" dediğini duydum. ijun ıstırabın baskısının, b i l i n c i m i -sonuçta z i h n i n bir kurgusu
B i r boşluğun içine çekildiğimi hissediyordum. Sonra bu boşlu­ olan- mutsuz ve k o r k u dolu benlikle özdeşleşmeyi bırakmaya
ğun dışımda değil, içimde olduğunu hissettim. Birden artık hiç­ zorlamış olduğunu anladım. B u özdeşleşmeyi bırakma o kadar
b i r k o r k u hissetmez oldum ve o boşluğa düşmeme i z i n verdim. tam olmalıydı k i -sanki şişirilmiş bir oyuncağın tıkacı bir anda
Ondan sonra ne olduğunu hiç hatırlamıyorum. açılmış gibi- o sahte, ıstırap çeken benlik bir anda çökmüştü.
Geriye k a l a n benim gerçek doğamdı, bu daima-var-olan Ben
Pencerenin dışından gelen bir kuş cıvıltısıyla uyandım. D a ­
idi; bilincin formla Özdeşleşmeden önceki saf haliydi. Daha son­
h a önce hiç böyle b i r ses duymamıştım. Gözlerim hâlâ kapalıy­
ra, i l k başta bir boşluk olarak algıladığım o içsel, sonsuz ve
dı ve değerli b i r elmasm görüntüsünü gördüm. Evet, eğer b i r
ölümsüz âleme girip bu sırada tamamen bilinçli kalmayı da öğ­
elmas b i r ses çıkarabilseydi, o b u n u n gibi b i r ses olurdu. Göz­
rendim. T a r i f ettiğim o i l k deneyimin büe yanında solgun k a l ­
lerimi açtım. Şafağın i l k ışığı perdelerden içeri süzülüyordu.
dığı, tarif edilemez güzellikte vecit halleri yaşadım. B i r zaman
Hiçbir şey düşünmeden, ışığın b i z i m farkında olduğumuzdan
geldi, b i r süre için fiziksel dünyada hiçbir şeysiz kaldım. Hiç­
sonsuz derecede daha fazla şey içerdiğini hissettim, b u n u b i l i ­
bir ilişkim, hiçbir işim, evim, toplumsal olarak tanımlanan hiç­
y o r d u m . Perdelerden içeri süzülen o yumuşak ışık sevginin ta
bir kimliğim kalmadı. Yaklaşık i k i yılı park sıralarında en yo­
kendisiydi. O anda gözlerim yaşlarla doldu. Kalkıp odada do­
ğun sevinç hali içinde oturarak geçirdim.
landım. Odayı tamdım, ama onu daha önce asla gerçekten gör­
memiş olduğumu biliyordum. H e r şey sanki yeni v a r olmuş A m a , en güzel deneyimler bile gelip giderler. Herhangi bir
gibi taze ve temizdi. Orada duran bir şeyleri, bir kalemi, boş b i r deneyimden belki daha asli olan şey, beni o zamandan beri hiç
şişeyi elime alıp hepsinin güzelliğine ve canlılığına hayranlık­ terk etmeyen ve sürekli alttan akan h u z u r duygusuydu. Bazen
l a baktım. o başkalarının da onu hissedebilecekleri kadar güçlü ve aşikâr
O gün kentte dolaşıp, sanki yeni doğmuşum gibi, dünya hale geliyordu. Diğer zamanlarda o, u z a k t a n gelen b i r melodi
üzerindeki yaşam mucizesine t a m b i r şaşkınlık ve hayranlıkla gibi, a r k a plânda b i r yerde bulunuyordu.
baktım. Daha sonra, insanlar zaman zaman bana gelip, "Senin sa­
Sonraki beş ay boyunca kesintisiz ve derin bir h u z u r ve hip olduğun şeye sahip olmak istiyorum. S e n onu bana verebi­
vecit hah içinde yaşadım. Sonra, bu halin yoğunluğu biraz azal­ lir m i s i n , y a da onu nasıl elde edebileceğimi gösterebilir misin?
dı, y a da belki o benim doğal h a l i m haline geldiğinden bana Demeye başladılar. V e ben de onlara, "Sen ona zaten sahipsin.

24 25
ŞİMÜİ'nin GÜCÜ GİRİŞ

Sadece z i h n i n çok fazla gürültü yaptığı için onu hissedemiyor­ buraya aldım. Bazıları ise ortak soru ve yanıtlardır, yani sık
s u n , " diyordum. B u yanıt daha sonra büyüyüp elinizde t u t t u ­ sık sorulan belli tipte soruları tek bir soru halinde birleştirdim
ğunuz kitaba dönüştü. ve farklı yanıtların özünü çıkarıp tek bir ortak yanıt oluştur­
Böylece, ben farkında olmadan yine dışsal bir kimliğe sa­ dum. Kitabın yazılma sürecinde bazen daha önce verdiklerim­
hip olmuştum. B e n b i r spiritüel Öğretmen olmuştum. den çok daha derin y a da içgorülü yeni b i r yanıt geldi. Bazı so­
m l a r ise belli noktaları aydınlatmak üzere editörüm tarafından
soruldu.
İçinizdeki Gerçek
İlk sayfadan son sayfaya dek, konuşmaların sürekli ola­
rak i k i farklı düzey arasında değiştiğini göreceksiniz.
B u kitap benim son on yıl boyunca A v r u p a ' d a ve Kuzey A m e ­
B i r düzeyde, ben d i k k a t i n i z i içinizdeki sahte olana çeke­
rika'da spiritüel arayış içindeki bireyler ve küçük gruplarla yap­
ceğim. İnsan b i l i n c i n i n doğasından ve işlev-bozukluğundan ol­
tığım çalışmanın özünü içermektedir. O olağandışı insanlara iç­
duğu gibi, onun -ilişkilerdeki çatışmadan kabileler y a da ülke­
sel değişimi kucaklama konusunda gösterdikleri isteklilik ve ce­
ler arasındaki savaşlara dek- en ortak davranış tezahürlerin-
saretten, meydan okuyucu sorularından ve yanıtları dinleme­
ı len de söz edeceğim. B u yaşamsal öneme sahip bir bilgidir, çün­
ye istekli olmalarından Ötürü teşekkür ederim. Onlar olmasay­
kü siz sahte olanı sahte olarak görüp tanımadıkça, onun siz ol­
dı bu kitap ortaya çıkamazdı. Onlar henüz bir azınlık olan, ama
madığınızı idrak etmedikçe hiçbir kalıcı değişim-dönüşüm ola­
giderek büyüyen spiritüel öncüler içinde yer alıyorlar; onlar,
maz ve siz sonunda daima illüzyona ve acıya geri düşersiniz. B u
binlerce yıldır insanları esaret altında tutmuş ortak z i h i n - k a -
düzeyde, b e n ayrıca içinizdeki o sahte olanı b i r benliğe ve k i ­
lıplarını kırabilecekleri b i r noktaya erişmekte olan öncülerdir.
şisel b i r soruna nasıl dönüştürmeyebileceğinizi de göstermeye
B u kitabın böyle kökten bir İçsel değişime hazır olan insan­ çalışacağım, çünkü sahte-olan varlığını siz bunu yapmadığınız­
lara erişeceğine ve böylece b u değişimin b i r katalizörü olacağı­ da sürdürür.
n a inanıyorum. Ayrıca bu kitabın, onu şu anda tümüyle yaşa­
B i r başka düzeyde, ben insan bilincinin çok derin b i r deği­
maya y a da uygulamaya hazır olmasalar da, içeriğini üzerinde
şi m-dönüşümünden söz edeceğim; bundan uzak gelecekteki bir
düşünmeye değer bulacak başka birçok insana da ulaşacağını
olasılık olarak değil, siz k i m olursanız olun y a da her nerede
umuyorum. Daha İleride, bu kitabı okurken ekilmiş olan tohu­
bulunuyor olursanız olun, şimdi gerçekleştirebileceğiniz bir ola­
m u n her insanın içinde taşıdığı aydınlanma tohumuyla birleş­
sılık olarak söz edeceğim. B u r a d a size k e n d i n i z i z i h n i n esare-
mesi ve o tohumun bir anda filizlenip canlanması mümkündür.
l.inden nasıl kurtarabileceğinizi, b u aydınlanmış bilinç haline
nasıl girebileceğinizi ve onu günlük yaşamınızda nasıl sürdü­
B u kitabın içeriği seminerlerde, meditasyon derslerinde ve özel rebileceğinizi göstermeye çalışacağım.
danışma seanslarında bireyler tarafından sorulan sorulara ve­
Kitabın bu düzeyinde, sözcükler daima bilgiyle ilgili olma­
r i l e n , çoğunlukla spontane yanıtlardan oluşmaktadır, b u yüz­
yacak, çoğunlukla o k u r k e n sizi bu yeni bilince çekmek üzere
den k i t a p t a da aynı soru-yanıt biçimini k o r u d u m . B e n de b u
Tasarlanmış olacaklar. T e k r a r tekrar, size aydınlanmanın tadı­
derslerde ve seanslarda soru soranlar kadar çok şey öğrendim
nı tattırmak için, sizi benimle birlikte Şimdi'de t a m bilinçli ola-
ve aldım. Bazı soru ve yanıtları neredeyse sözcüğü sözcüğüne

26 27
GİRİŞ
ŞİMDİ'nin GÜCÜ
hık," ve "bilinç" gibi sözcükleri diğer öğretilerden biraz daha
r a k mevcut olma haline, o sonsuz hale götürmeye çalışacağım. farklı b i r biçimde kullanıyorum. Herhangi b i r sözcüğe bağlı ol­
Siz benim neden söz ettiğimi deneyimleyebilene dek, bu bölüm­ mayın. O n l a r sadece, mümkün olduğunca çabuk bir biçimde
leri tekrarlamalı bulabilirsiniz. Ancak, söylediğim şeyi deneyim- geride bırakılması gereken atlama taşlarıdır.
lediğiniz anda, onların büyük bir spiritüel güç içerdiğini anla­
B e n ara sıra İsa'nın, B u d a ' m n sözlerinden, Mucizeler Kur-
yacağınıza inanıyorum ve b u durumda onlar sizin için kitabın
su'ndan y a da diğer öğretilerden alıntı yaptığımda, bunu kıyas­
en ödüllendirici bölümleri haline gelebilir. Dahası, her insan
lamak için değil, dikkatinizi birçok değişik formda gelse de dai­
içinde aydınlanmanın tohumunu taşıdığından, ben sık sık içi­
ma özde tek bir spiritüel öğreti olduğu gerçeğine çekmek için
nizdeki düşünenin ardında bulunan bilene, spiritüel gerçeği he­
yapıyorum. K a d i m dinler gibi, bu formların bazıları dıştan ge¬
men tanıyan, o n u n l a rezonansa giren ve ondan güç alan derin
len malzemeyle öyle kaplanmıştır k i spiritüel Özleri neredeyse
benliğe hitap edeceğim.
tamamen örtülmüştür. B u yüzden onların daha derin anlamla­
rı büyük ölçüde tanınmaz ve anlaşılmaz hale gelmiş ve dönüş­
Belli bölümlerden sonra yer alan ara-işareti (***) sizin o k u m a ­ türücü güçleri kaybolmuştur. B e n k a d i m dinlerden ya da diğer
yı b i r an kesip, sessizleşip, az önce söylenenlerin gerçeğini his­ 'iğretilerden alıntı yaptığımda, bunun onların -özellikle bu din­
sedip deneyimlemeniz için bir öneridir. Metinde bunu doğal bir lerin y a da Öğretilerin takipçileri olan okurlar için- daha derin
biçimde, kendiliğinden yapacağınız başka yerler de olabilir. .'iıılamlarını açığa çıkarmak ve böylece dönüştürücü güçlerini
Siz kitabı okumaya başladığınızda, "Var'lık" ya da "mev­ yeniden kazandırmak için yapıyorum. B e n onlara şunu söylü­
cudiyet" gibi belli sözcüklerin anlamını i l k başta berrak b i r b i ­ yorum: gerçeği başka b i r yerde aramanız gerekmez. Sadece s i ­
çimde anlamayabilirsiniz. Sadece okumaya devam edin. O k u r ­ ze zaten sahip olduğunuz şeye nasıl daha derin b i r biçimde
ken zihninizde a r a sıra sorular y a da itirazlar belirebilir. O n ­ /; irebileceğiniz i göstermeme i z i n verin.
lar büyük olasılıkla k i t a p t a daha sonra yanıtlanacaktır, y a da
B u n u n l a birlikte, çoğunlukla, geniş b i r insan kitlesine eri­
öğretiye -ve kendinize- daha derinlemesine girdikçe sizin için
tebilmek için mümkün olduğunca doğal b i r terminoloji k u l l a n ­
önemsiz hale gelebilirler.
maya çalıştım. B u kitap zamanımız için tek bir ebedi spiritüel
Lütfen, bu kitabı sadece zihninizle okumayın. Okurken his­ nğretinin, tüm d i n l e r i n özünün yeniden bildirilmesi olarak gö­
sedebileceğiniz herhangi bir "his-tepki si ne" ve derinlerinizden rülebilir. O dış kaynaklardan değil, içimizdeki tek gerçek K a y ­
gelen bir tanıma duygusuna dikkat edin. Ben size içinizin derin­ naktan alınmıştır, böylece o hiçbir teori, k u r g u y a da t a h m i n
liklerinde zaten bümediğiniz bir spiritüel gerçeği anlatamam. B e ­ içermemektedir. Ben içsel deneyimimden konuşuyorum ve eğer
n i m yapabileceğim tek şey size unutmuş olduğunuz şeyi hatır­ / a m a n zaman zorlayıcı b i r biçimde konuşursam, bu zihinsel
latmaktır. O zaman, k a d i m , ama aynı zamanda daima yeni olan direncin ağır tabakalarını yarıp geçerek içinizdeki o yere, tıpkı
canlı bilgi aktive olur ve bedeninizin her bir hücresinden salınır. benim bildiğim gibi bilen ve gerçeği duyduğunda tanıyan o ye­
Z i h i n daima kategorize etmek ve kıyaslamak ister, a m a re erişmek içindir. O zaman büyük b i r coşku ve yüksek b i r
eğer siz bu kitabın terminolojisini diğer öğretilerinkiyle kıyas­ canlılık hissedebilirsiniz ve içinizdeki b i r şey, " E v e t . B u n u n
lamazsanız o sizin işinize daha çok yarayacaktır; aksi t a k d i r ­ doğru olduğunu b i l i y o r u m , " diyebilir.
de, büyük olasılıkla kafanız karışabilir. B e n " z i h i n , " " m u t l u -

29
28
1

SİZ ZİHNİNİZ DEĞİLSİNİZ

Aydınlanmanın Önündeki E n Büyük Engel

Aydınlanma nedir?

Bir dilenci otuz yıldır b i r yol kenarında oturmaktadır. B i r gün


unun önünden bir yabancı geçer. Dilenci, eski şapkasım meka­
nik b i r biçimde ona da uzatarak, " A l l a h rızası için b i r sadaka,"
der. " B e n i m sana verecek hiçbir şeyim y o k , " der yabancı. Son­
ra, " S e n neyin üzerinde oturuyorsun?" diye sorar. "Hiçbir şey,"
diye yanıtlar dilenci. "Sadece eski bir sandık. K e n d i m i bildim
hileli onun üzerinde oturuyorum." " O n u n içine hiç bakmadın
mı?" diye sorar yabancı. "Hayır," der, dilenci. " N i y e bakayım
ki, onun içinde hiçbir şey y o k . " " S e n yine de b i r b a k , " diye ıs­
rar eder yabancı. Dilenci yerinden kalkar ve biraz uğraştıktan
sonra sandığın kapağını açmayı başarır. Ve o, şaşkınlık ve se­
vinç içinde, sandığın altınla dolu olduğunu görür.

B e n size verecek bir şeyi olmayan ve size içinize bakma­


nızı söyleyen o yabancıyım. B u meselde olduğu gibi herhangi
bir sandığın içine değil, çok daha yakın bir yere, kendi içinize
bakmanızı söyleyen biri...
" A m a , ben bir dilenci değilim k i , " dediğinizi işitir gibiyim.
Gerçek serveti, y a n i Var'lığın ışık saçan sevincini ve ona
i'ijük eden derin, sarsılmaz h u z u r u bulamamış olanlar, büyük

31
ŞİMDİ'nln GÜCÜ SİZ ZİHNİNİZ DEĞİLSİNİZ

bir maddi servete sahip olsalar dahi, dilencidirler. Onlar haz ve deki sonsuz ve daima-var olan B i r (Tek) Yaşam'dır. Bununla bir­
doyum kırıntılarını, onaylanmayı, güvenliği y a da sevgiyi dışa­ likte, Var'lık sadece her formun ötesinde değil, aynı zamanda
rıda aramaktadırlar, oysa onların içinde sadece bu şeyleri içe­ her formun derinliklerinde de bulunur, çünkü o her formun en
ren değil, dünyanın sunabüeceğinden sonsuz derecede daha bü­ içteki, görünmez ve yok edilemez Özüdür. B u onun sizin en de­
yük bir hazine vardır. rili benliğiniz, gerçek doğanız olduğu ve sizin ona ulaşabilece­
Aydınlanma sözcüğü insan-üstü bir başarı fikrini çağrıştı­ ğiniz anlamına gelir. Ancak, onu zihninizle kavramaya çalışma­
rır ve ego bunu böyle tutmayı sever; oysa aydınlanma sizin V a r ' yın. O n u anlamaya çalışmayın. Siz onu ancak zihin sessizleşti-
îık üe bir'liği hissetmenizden, bu doğal halinizden başka b i r şey Çjinde bilebilirsiniz. Siz orada mevcutken, dikkatiniz t a m ve yo­
değildir. O, ölçülemez ve yok edilemez bir şeyle, aslında siz olan, run bir biçimde Şimdi'de bulunurken, Var'lık hissedilebilir, ama
ama yine de sizden çok daha büyük b i r şeyle birlik halidir. O ıı asla zihnen anlaşılamaz. Var'lığın farkmdalığını yeniden k a ­
ismin ve formun ötesinde bulunan gerçek doğanızı bulmaktır. zanmak ve o "hissetme-idrakinde" kalabilmek aydınlanmadır.
B u birliği hissedememe, kendinizden ve çevrenizdeki dünya­
dan ayrı olduğunuz illüzyonuna y o l açar. O zaman siz kendi­
n i z i , bilinçli y a da bilinçsiz olarak, tecrit olmuş bir parça ola­
rak algılarsınız. B u durumda k o r k u y a kapılırsınız ve içinizde
Siz Var'lık derken, Tanrı'dan mı söz ediyorsunuz? Eğer öyley­
ve dışınızda yaşadığınız çatışma normal haliniz haline gelir.
se neden Tanrı demiyorsunuz?
B e n B u d a ' n m aydınlanmayı basitçe "ıstırabın s o n u " ola­
rak tanımlayışını severim. Bunda insan-üstü bir şey yoktur, öy­ 'Tanrı sözcüğü binlerce yıldır kötüye kullanıldığı için anlamını
le değil mi? Kuşkusuz, bu eksik bir tanımlamadır. O bize sade­ yitirmiştir. B e n onu bazen -tedbirli bir biçimde- kullanırım. Kö¬
ce aydınlanmanın ne olmadığını söyler: y a n i , ıstıraplı b i r h a l tüye k u l l a n m a k derken, ben bu sözcüğün ardındaki kutsal âle­
olmadığını. A m a , artık ıstırap yoksa geriye ne kalmıştır? B u d a mi, sonsuz enginliği bir an için bile görmemiş insanların, bu söz­
bu konuda sessiz kalmıştır ve onun sessizliği bunu b i z i m b u l ­ cüğü, sanki neden söz ettiklerini biliyorlarmış gibi, büyük bir
mak zorunda olduğumuzu i m a eder. B u d a , olumsuz b i r tanım­ inançla kullanmalarını kastediyorum. Y a da onlar -neyi yadsı­
lama kullanmıştır k i z i h i n onu inanacak b i r şey haline, y a da dıklarını biliyorlarmış gibi- Tanrı sözcüğüne karşı çıkıyorlar. B u
insan-üstü b i r başarı haline, erişmemizin olanaksız olduğu b i r IdiLüye-kullanma "Bizim Tanrımız tek gerçek Tanrıdır, sizin T a n ­
hedef haline getiremesin. O n u n bu basiretli yaklaşımına kar­ rınız sahtedir," y a da Nietzche'nin ünlü sözü "Tanrı öldü" gibi
şın, B u d i s t l e r ' i n çoğu hâlâ aydınlanmanın B u d a için olduğuna saçma inançlara, iddialara ve egonun yanılgılarına neden olur.
-en azından bu yaşamda- kendileri için olmadığına inanır.
Tanrı sözcüğü kapalı b i r kavram haline gelmiştir. B u söz­
cük, söylendiği anda zihinsel bir imaj yaratır, bu belki artık be­
Siz Var'lık sözcüğünü kullandınız. Bununla ne demek İstedi­ yaz sakallı yaşlı b i r adam imajı değildir, a m a yine de sizin dışı­
ğinizi açıklayabilir misiniz? nızdaki b i r i n i n y a da b i r şeyin zihinsel b i r temsilidir; ve evet,
bu b i r i y a da b i r şey neredeyse kaçınılmaz b i r biçimde hep er¬
Var'lık, doğuma ve ölüme tâbi sayısız yaşam formunun ötesin- kek olarak algılanır.

32 33
ŞİMDİ'rıin GÜCÜ SİZ ZİHNİNİZ DEĞİLSİNİZ

Ne Tanrı, ne Var'lık ne de başka herhangi bir sözcük, söz­ Var'lığa ve kimliği düşünmeye eşitlemişti. İstem-dışı düşünür
cüğün ardındaki tarif olunamaz realiteyi tanımİayamaz y a da ki hemen herkes bu durumdadır- aşikâr bir ayrılık hah içinde,
açıklayamaz, bu yüzden tek önemli soru kullanılan sözcüğün, sürekli sorunlardan ve çatışmadan oluşan delicesine karmaşık
işaret ettiği şeyi deneyimlemenize yardımcı mı olduğu, yoksa bir dünyada, z i h n i n sürekli-artan parçalanmasını yansıtan bir
engellediği midir. O kendisinin ötesindeki o aşkın realiteyi mi ıliınyada yaşar. Aydınlanma bir bütünlük, " b i r olma", dolayl­
işaret etmektedir, yoksa sadece inandığınız b i r fikre, zihinsel ı y l a h u z u r içinde olma halidir. O hem yaşamın tezahür etmiş
b i r puta dönüşmesine yardımcı mı olmaktadır? veçhesi ile, dünya ile b i r olmak, hem de en derin benliğinizle
Var'lık sözcüğü hiçbir şeyi açıklamaz, Tanrı sözcüğü de ve tezahür etmemiş yaşamla, Varlıkla b i r olmaktır. Aydınlan­
öyle. B u n u n l a birlikte, Var'lık sözcüğü açık b i r kavram olma ma sadece ıstırabın ve kendi içinizdeki ve dışınızdaki sürekli
avantajına sahiptir. O sonsuz ve görünmez olanı sonlu bir var­ çatışmanın sonu değil, aynı zamanda kesintisiz düşünmenin
lığa indirgemez. O n u n zihinsel bir imgesini oluşturmak olanak­ korkunç esaretinin sonudur. B u ne inanılmaz b i r özgürlüktür!
sızdır. Hiç kimse Var'lığa tek başına sahip olduğunu iddia ede­ Z i h n i n i z l e özdeşleşme tüm gerçek ilişkinin önünü kesen
mez. O sizin ta özünüzdür ve ona kendi mevcudiyetinizin hissi donuk b i r kavramlar, etiketler, imgeler, sözcükler, yargılar ve
olarak, Ben'im (I am) idraki olarak bir anda ulaşabilirsiniz. Böy­ l anımlamalar perdesi yaratır. O sizinle k e n d i n i z i n , sizinle d i ­
lece Var'lık sözcüğü Var'lık deneyiminden sadece bir adım uzak­ ğer İnsanların, sizinle doğanın, sizinle Tanrı'nm arasına girer.
tadır. Ayrılık illüzyonunu, sizin "diğerlerinden" tümüyle ayrı olduğu­
nu/. İllüzyonunu y a r a t a n b u düşünce perdesidir. O z a m a n siz
as* ll/.iksel görünümler ve ayrı formlar düzeyinin altında- olan her
:;eyie b i r olduğunuz asli gerçeğini unutursunuz. " U n u t m a k t a n "
Bu realiteyi deneyimlemenin önündeki en büyük engel nedir? kastım, sizin artık b u bir'liği aşikâr b i r realite olarak hissede-
mrmenizdir. Siz o n u n doğru olduğuna inanabilirsiniz, ama ar¬
Zihninizle özdeşleşme, k i bu düşünmenin durdurulamaz ve is- I ılı o n u n doğru olduğunu bilmezsiniz. B i r inanç rahatlatıcı ola­
tem-dışı hale gelmesine neden olur. Düşünmeyi durduramamak bilir. A n c a k , o sadece s i z i n onu deneyimlemeniz yoluyla özgür-
korkunç b i r derttir, a m a biz b u n u fark etmeyiz, çünkü hemen leştirici hale gelir.
herkes bu derdi çekmektedir, böylece o normal bir d u r u m ola­ Düşünmek b i r hastalık haline gelmiştir. Hastalık bir şey­
rak kabul edilir. B u ardı arkası kesilmez zihinsel gürültü sizin lerin dengesi bozulunca ortaya çıkar. Örneğin, bedende hücre­
Var'lığa ayrılmaz b i r biçimde bağlı olan o içsel sessizlik ve sü­ lerin bölünmesi ve çoğalmasında yanlış b i r şey yoktur, a m a b u
kûnet âlemini bulmanızı engeller. O ayrıca b i r k o r k u ve ıstırap lalem tüm organizmaya aldırmadan sürdüğünde, hücreler den­
gölgesi oluşturan sahte, zihin-ürünü b i r benlik yaratır. B u n u n gesizce çoğalır ve biz hastalanırız.
üzerinde daha sonra daha ayrıntılı bir biçimde duracağız. Not: Zihin, eğer doğru biçimde kullanılırsa, muhteşem bir
Filozof Descartes ünlü, "Düşünüyorum, o halde varım," alettir. A m a , yanlış biçimde kullanılırsa, çok yıkıcı b i r hale ge­
bildiriminde bulunduğunda, en temel gerçeği bulduğuna İna­ lir. Meseleyi daha doğru biçimde koymak gerekirse, bu sizin zih­
nıyordu. O, aslında e n temel yanlışı ifade etmişti; o düşünmeyi ninizi yanlış biçiminde kullanmanızdan değil, genelde hiç k u l -

34
35
ŞİMDİ'nir GÜCÜ SİZ ZİHNİNİZ DEĞİLSİNİZ
lanmamanızdan kaynaklanır. O sizi kullanır. Hastalık da b u ­ vr iç h u z u r u n u n - z i h n i n ötesinden kaynaklandığını da fark
dur. Siz zihin olduğunuza inanırsınız. Yanılgı budur. Böylece ödersiniz. Böylece uyanmaya başlarsınız.
alet sizi ele geçirmiştir, o sizi yönetmektedir.
***
Bu konuda sizinle tam aynı fikirde değilim. Benim de çoğu in­
san gibi bir hayli amaçsız bir biçimde düşündüğüm doğru, ama
ben yine de zihnimi bazı şeyleri elde etmekte ve başarmakta kul­ Kendini Zihinden Kurtarmak
lanabilirim ve bunu her zaman yaparım.
"Düşüneni izlemek" derken tam olarak neyi kastediyorsunuz?
Sizin sırf bir çapraz bilmeceyi çözebilmeniz ya da bir atom bom­
bası yapabilmeniz, zihninizi kullandığınız anlamına gelmez. Kö­ Birisi doktora gidip, " B e n kafamın içinde bir ses duyuyorum,"
peklerin kemik çiğnemeyi sevmeleri gibi, zihin de sorunları çiğ­ dese, doktor onu büyük olasılıkla b i r psikiyatriste gönderecek-
nemekten hoşlanır. İşte b u yüzden o çapraz bilmeceler yapar I ir. Oysa gerçek şu k i , çok benzer b i r biçimde, herkes her za­
ve atom bombaları yaratır. H e r ikisinde de sizin b i r çıkarınız man başının içinde b i r y a da birkaç ses duyar: bunlar -onları
y o k t u r . Size şunu sorayım: siz her istediğinizde zihninizden, durdurma gücüne sahip olduğunuzu fark etmediğiniz- istem-
düşüncelerden kurtulabilir misiniz? " K a p a t m a " düğmesini bul­ dt.şı düşünce süreçleridir. B u n l a r sürüp giden monologlar y a da
dunuz mu? diyaloglardır.
Siz de sokaklarda kendi kendisine durmadan konuşan y a
Siz bununla düşünmeyi tümüyle durdurmayı mı kastediyor­ da mırıldanan "kaçık" insanlarla karşılaşmışsınızdır. E h , b u s i ­
sunuz? Hayır, bunu -çok kısa bir süre dışında- yapamam. zin ve diğer " n o r m a l " insanların yaptıklarından pek farklı de­
l i l d i r , sadece siz b u n u yüksek sesle yapmazsınız, o kadar. B u
O halde zihin sizi kullanmaktadır. S i z onunla bilinçsiz b i r b i ­ ses yorumda bulunur, tartışır, yargılar, kıyaslar, yakınır, beğe­
çimde özdeşleşmışsinizdir, bu yüzden de onun kölesi olduğu­ nir, beğenmez vs. B u ses ille de o sırada içinde bulunduğunuz
n u z u n farkında bile değilsinizdir. B u siz farkında olmadan b i r durumla ilgili olmayabilir; o geçmişte olmuş şeyleri yeniden can­
varlığın size hâkim olmasına benzer, böylece siz o varlığı k e n ­ landırıyor, y a da gelecekte olabilecek şeyleri imgeliyor, onla­
diniz olarak algılarsınız. Özgürlüğün başlangıcı sizin o hükme­ rın provasını yapıyor olabilir. O, çoğunlukla, işlerin ters gitti­
den varlık -yani, düşünen- olmadığınızı idrak etmektir. B u n u ğini, yani olumsuz sonuçları imgeler; buna endişe denir. Bazen
bilmek sizin o varlığı gözlemlemenizi mümkün kılar. Siz düşü­ l>ıı sese görsel imgeler y a da "zihinsel filmler" de eşlik eder. B u
neni izlemeye başladığınız anda, daha yüksek bir bilinç düzeyi HCS o anda içinde bulunduğunuz d u r u m l a ilgili olsa bile, o b u
harekete geçer. O zaman siz düşüncenin ötesinde engin b i r ze­ d u r u m u geçmiş deneyimlere göre yorumlayacaktır. Çünkü bu
kâ âleminin bulunduğunu, o düşüncenin o zekânın sadece m i ­ Ses sizin -hem tüm geçmişinizin hem de miras aldığınız ortak
nicik bir veçhesi olduğunu fark etmeye başlarsınız. Ayrıca, ger­ kültürel düşünce biçiminin b i r sonucu olan- koşullanmış zihni­
çekten önemli olan her şeyin -güzellik, sevgi, yaratıcılık, sevinç nize aittir. Böylece, siz mevcut d u r u m u geçmişin gözleriyle gö­
rür, yargılar ve onunla ilgili tümüyle çarpıtılmış bir görüş elde

36
37
ŞİMDİ'nin GÜCÜ SİZ ZİHNİNİZ DEĞİLSİNİZ

edersiniz. B u sesin bir insanın en kötü düşmanı olması yayj_ boşluklar b e l k i birkaç saniye kadar, y a n i kısa sürecektir, ama
görülen bir durumdur. Birçok insan kafasında -sürekli kendisi­ unlar yavaş yavaş uzayacaktır. B u boşluklar ortaya çıktığında,
ne saldırıp onu cezalandıran ve yaşam enerjisini tüketen- bir »iz içinizde belirli b i r sessizlik ve h u z u r hissedersiniz. B u sizin
işkenceciyle yaşar. B u hem tarifsiz b i r ıstırap ve mutsuzluğun, V i i r ' h k ile b i r olduğunuzu hissettiğiniz doğal h a l i n i z i n -ortaya
hem de hastalıkların nedenidir. eıkması zihin tarafından engellenen o halin- başlangıcıdır. Uygu­
İyi haber şu k i siz k e n d i n i z i z i h n i n b u esaretinden kurta­ luma sonucunda, bu sessizlik ve h u z u r duygusu derinleşecek-
rabilirsiniz. B u tek gerçek özgürlüktür. Hemen şimdi b u konu­ I ir. Aslında, onun derinliğinin bir sonu yoktur. Siz ayrıca içini­
da i l k adımı atabilirsiniz. Kafanızdaki b u sesi dinleyin ve b u n u zin derinliklerinden süptil bir sevincin yükseldiğini de hissede-
elinizden geldiğince sık b i r biçimde yapın. Özellikle, tekrarla­ ı v - k s i n i z ; b u , Var'hğın sevincidir.
nıp d u r a n düşünce kalıplarına, zihninizde belki yıllardır çalıp B u transa benzer bir hal değildir. Kesinlikle değildir. B u r a ­
duran o eski plâklara dikkat edin. Benim "düşüneni izlemekten" da bilinç hiçbir biçimde yitirilmez. B u n u n t a m tersi olur. Eğer
kastettiğim şey budur, k i b u "kafanızdaki sesi dinleyin, orada bir huzurun bedeli bilincinizi zayıflatmak ise, eğer sessizliğin bedeli
tanık olarak bulunun" demenin bir başka yoludur. rnnhhğırıızı ve uyanıklığınızı yitirmek ise, o zaman onlara sahip
Siz bu sesi tarafsız b i r biçimde, y a n i yargılamadan dinle­ olmaya değmez. B u içsel birleşme hali içinde, siz zihinle-özdeş-
melisiniz, işittiğiniz şeyi yargılamayın y a da suçlamayın, çün­ lı •ştiğiniz hale kıyasla çok daha uyanık ve farkında olursunuz. Siz
kü böyle yapmak aynı sesin bu kez a r k a kapıdan gelmesine ne­ nrada tümüyle mevcut olursunuz. B u ayrıca fiziksel bedene y a ­
den olur. Çok geçmeden şunu fark edeceksiniz: ses vardır ve hnin veren enerji alanının titreşim frekansım da yükseltir.
ben burada onu d i n l i y o r u m , i z l i y o r u m . B u ben farkındalığı, b u Siz -ona Doğu'da verilen isimle- b u düşünce-sizlik âleminin
kendi mevcudiyetinizi hissetmeniz, bir düşünce değildir. O z i h ­ ilaha derinlerine dalarken, saf bilinç h a l i n i fark edersiniz. O
n i n ötesinden yükselir. hal içinde, kendi mevcudiyetinizi öyle b i r yoğunluk ve sevinçle
I ussedersiniz k i , b u n u n l a kıyaslandığında, tüm düşünceler, duy­
*** dular, fiziksel bedeniniz ve tüm dış dünya Önemsiz hale gelir.
Ancak, b u bencil değil, benlik-Ötesi b i r haldir. O sizi daha önce
Böylece, siz b i r düşünceyi dinlerken, sadece düşüncenin değil, "kendi benliğiniz" olarak düşündüğünüz şeyin Ötesine götü­
k e n d i n i z i n de -düşüncenin tanığı olarak- farkında olursunuz. r ü r . B u mevcudiyet aslında sizsinizdir, a m a o aynı zamanda
Böylece, ortaya y e n i b i r bilinç boyutu çıkar. S i z düşünceyi d i n ­ .ı/.den hayal edilemez biçimde daha büyük b i r şeydir. Benim b u ­
lerken, düşüncenin ardında bilinçli b i r mevcudiyeti -daha de­ mda anlatmaya çalıştığım şey size çelişkili, h a t t a aykırı gele­
r i n benliğinizi- hissedersiniz. O zaman düşünce üzerinizdeki gü­ lidir, a m a onu ifade etmenin başka b i r y o l u n u bulamıyorum.
cünü yitirir ve hızla batıp kaybolur, çünkü siz artık zihne -onun­
la özdeşleşerek- güç vermemektesinizdir. B u istemdışı ve kesin­ ***
tisiz biçimde düşünmenin sonunun başlangıcıdır.
B i r düşünce battığında, siz zihinsel akışta b i r k e s i n t i -bir '• I Kişüneni izlemek" yerine, siz ayrıca d i k k a t i n i z i Şimdi'ye yö­
düşünce-sizlik boşluğu- deneyimlersiniz. İlk önce b u aralıklar, nelterek de düşünce akışında b i r k e s i n t i , b i r boşluk y a r a t a b i -

38 39
ŞİMDİ nîn GÜCÜ SİZ ZİHNİNİZ DEĞİLSİNİZ

lirsiniz. Sadece içinde bulunduğunuz anın yoğun bir biçimde Aydınlanma: Düşüncenin Üzerine Yükselmek
bilincinde olun. B u derin bir doyum veren b i r şeydir. B u yolla,
bilincinizi zihinsel faaliyetten uzaklaştırıp, son derece uyanık Düşünmek bu dünyada yaşayabilmek için gerekli bir şey değil
ve farkında olduğunuz, ama düşünmediğiniz, bir düşünce-siz­ midir?
lik boşluğu yaratırsınız. B u meditasyonun özüdür.
Günlük yaşamınızda bunu, normalde bir vasıta olan r u ­ Bakın, z i h n i n i z sadece b i r alettir. O orada belirli b i r işte k u l ­
t i n bir faaliyete tüm d i k k a t i n i z i vererek, böylece onu kendi ba­ lanılmak üzere bulunmaktadır ve bu iş tamamlandığında, siz
şına bir amaç haline getirerek uygulayabilirsiniz. Örneğin, evi­ bu aleti b i r kenara bırakırsınız. Çoğu insanın düşüncelerinin
nizde y a da işyerinizde merdivenleri inip çıktığınız her seferin­ yüzde 80 i l a 90'ınm sadece yararsız, boş ve tekrarlanan düşün-
de, her adımınıza, her hareketinize, hatta soluk alıp verişini­ eeler olmakla kalmadığını, bunların çoğunlukla olumsuz do­
ze bile çok dikkat edin. Tümüyle orada olun. Y a da, ellerinizi ğasından ötürü zararlı olduğunu da söyleyebilirim. Düşüncele­
yıkarken, bu faaliyetle ilişkili tüm duyusal algılara, suyun se­ rinizi gözlemleyin, b u n u n doğru olduğunu göreceksiniz. O y a ­
sine ve verdiği hisse, ellerinizin hareketine, sabunun k o k u s u ­ sam enerjisinin ciddi b i r biçimde sızıp gitmesine neden olur.
n a vs. dikkat edin, Y a da arabanıza bindiğinizde, kapıyı kapat­ B u tür kesintisiz, adeta istemdışı düşünme aslında b i r b a ­
tıktan sonra, birkaç saniye durun ve nefesinizin akışım izleyin.
kımlılıktır. B i r bağımlılığın tipik özelliği nedir? Basitçe ifade
Sessiz ama güçlü bir mevcudiyet duygusunun farkında olun. B u
• •dersek, siz artık onu bırakma seçimine sahip olmadığınızı his­
uygulamada başarınızı tek b i r Ölçütle ölçebilirsiniz: içinizde
sedersiniz. O sizden daha güçlü görünür. O ayrıca size sahte
duyduğunuz h u z u r u n derecesiyle.
bir haz duygusu verir; b u kaçınılmaz b i r biçimde acıya dönü­
şecek b i r hazdır...
=•=**

İtiz düşünmeye neden bağımlı olalım ki?


Böylece, aydınlanma yolculuğunuzda tek en önemli adım şu­
dur: zihninizden ayrılmayı, onunla özdeşleşmemeyi Öğrenmek. Çünkü siz onunla özdeşleşmişsinizdir, b u da benlik duygunu­
Düşünce akışınızda b i r aralık, bir boşluk yarattığınız her sefe­ z u z i h n i n i z i n içeriğinden ve faaliyetinden aldığınız anlamına
rinde b i l i n c i n i z i n ışığı güçlenir. lîclir. Çünkü siz düşünmeye son verdiğinizde s i z i n de v a r o l ­
B i r gün k e n d i n i z i , kafanızdaki sese bir çocuğun maskara­ mayacağınıza inanırsınız. Siz büyürken kendinizle, k i m oldu­
lıklarına gülümsediğiniz gibi gülümserken yakalayabilirsiniz. ğunuzla ilgili -kişisel ve kültürel koşullanmanıza dayanan- b i r
B u sizin artık z i h n i n i z i n içeriğini o kadar ciddiye almadığınız zihinsel imaj oluşturursunuz. B i z buna hayalet benlik, ego d i ­
anlamına gelir, çünkü artık benlik duygunuz ona dayanma­ yebiliriz. O z i h i n faaliyetinden oluşur ve ancak kesintisiz dü­
maktadır. şünmeyle sürdürülebilir. Ego terimi farklı insanlara farklı şey­
ler ifade eder,,ama b e n burada onu zihinle bilinçsizce özdeş­
leşme sonucunda yaratılan sahte b i r benlik anlamında k u l l a ­
nıyorum.

40 41
ŞİMDf'nin GÜCÜ SİZ ZİHNİNİZ DEĞİLSİNİZ

Ego için şimdiki a n mevcut değildir. O sadece .geçmişi ve «eri düşmek değil. Aydınlanmış halde, siz düşünen zihninizi y i ­
geleceği Önemli görür. Gerçeğin b u tam tersine çevrilişi egosal ne, gerektiğinde kullanırsınız, a m a b u n u eskisinden çok daha
z i h n i n b u kadar bozuk-işlevli oluşunun nedenini oluşturur. O odaklanmış ve etkili b i r biçimde yaparsınız. S i z onu çoğunluk­
daima geçmişi canlı t u t m a k l a ilgilenir, çünkü geçmişiniz olma­ la p r a t i k amaçlarla kullanırsınız, ama şimdi istemdışı iç diya-
dan siz kimsinizdir? O varlığının sürmesini sağlamak ve orada lı ıgdan kurtulmuşsunuzdur ve içsel b i r sessizlik ve sükûnet var­
b i r tür rahatlık, kurtuluş y a da doyum aramak için kendisini dır. Sİz z i h n i n i z i kullandığınızda ve özellikle yaratıcı b i r çözü­
sürekli geleceğe projekte eder. O der k i : " B i r gün b u y a da şu me ihtiyacınız olduğunda, h e r birkaç dakikada b i r düşünce ile
gerçekleştiğinde ben i y i , m u t l u , h u z u r l u olacağım." Ego şimdi sessizlik, düşünce ile düşünce-sizlik arasında gidip gelirsiniz.
ile, yaşanan an ile ilgileniyormuş göründüğünde bile, onun gör­ Düşünce-sizlik hali düşüncesiz bilinçtir. A n c a k b u şekilde y a ­
düğü şey şimdi değildir: O yaşanan an'ı geçmişin gözleriyle gör­ ratıcı biçimde düşünmek mümkündür, çünkü ancak b u şekilde
düğünden, onu tümüyle yanlış algılar. Y a da, yaşanan an'ı -he­ düşünce gerçek b i r güce sahip olabilir. Düşünce çok daha ge­
defe götüren- b i r vasıtaya indirger, k i b u daima zihnin-projek- niş bilinç âlemine bağlı olmadan, tek başına hızla kısır, anlam­
te-ettiği gelecekte yatan bir hedeftir. Z i h n i n i z i gözlemleyin, b u ­ sız ve yıkıcı hale gelir.
n u n böyle işlediğini göreceksiniz. Z i h i n aslında hayatta kalmanızı sağlayan b i r makinedir.
Şimdiki an özgürlüğün anahtarım barındırır. A m a , siz zih­ (), diğer zihinlere saldırı y a da onlara karşı kendini savunma,
niniz olduğunuz sürece şimdiki an'ı bulamazsınız. bilgi toplama, depolama ve analiz etme konularında iyidir, ama
kesinlikle yaratıcı değildir. T ü m gerçek sanatçılar, b u n u bilse­
Ben analiz etme ve ayırt etme yeteneğimi yitirmek istemiyorum. ler de bilmeseler de, b i r düşünce-sizlik yerinden, içsel sessiz­
Daha berrak, daha odaklanmış bir biçimde düşünmeye itira­ likten yaratırlar. Z i h i n sonra b u yaratıcı dürtüyü y a da içgö-
zım yok, ama zihnimi yitirmek istemiyorum. Düşünce armağa­ rüyfi şekillendirir, ona form verir. Büyük b i l i m adamları bile
nı bizim sahip olduğumuz en değerli şeydir. Onsuz, biz ancak yaratıcı hamlelerinin zihinsel b i r sessizlik zamanında geldiğini
bir başka hayvan türü oluruz. bildirmişlerdir. Amerika'nın, Einstein dahil olmak üzere, en seç­
k i n matematikçileri arasında yapılan b i r araştırmanın şaşırtı­
cı sonucu, o n l a n n çalışma yöntemlerinde düşünmenin "yaratı­
Zihnin hakimiyeti bilincin tekâmülünde bir aşamadan başka bir
cı eylemin kısa, sonucu belirleme aşamasında küçük b i r r o l oy­
şey değildir. B i z i m şimdi acil b i r d u r u m d a n ötürü b i r sonraki
nadığını" göstermişti.* Böylece, diyebiliriz k i b i l i m adamları­
aşamaya geçmemiz gerekiyor; aksi takdirde b i r canavara dö­
nın büyük çoğunluğunun yaratıcı olmamalarının basit nedeni
nüşmüş olan zihin tarafından yok edilebiliriz. B e n b u konu üze­
o n l a n n nasıl düşüneceklerini bilmemeleri değil, düşünmeyi n a ­
rinde daha sonra ayrıntılı b i r biçimde duracağım. Düşünmek ve
sıl durduracaklarını bilmemeleridir!
bilinç eşanlamlı değildir. Düşünmek b i l i n c i n sadece küçük b i r
veçhesidir. Düşünce bilinç olmadan var olamaz, a m a b i l i n c i n Dünya üzerindeki y a da bedeninizdeki yaşam mucizesi z i ­
düşünceye ihtiyacı yoktur. llin yoluyla, düşünme yoluyla yaratılıp sürdürülmemiştir. B u r a -
Aydınlanma, düşüncenin üzerine yükselmek demektir, dü­
şüncenin altındaki b i r düzeye, bir hayvan y a da b i t k i düzeyine
*Ai Koestler, The Ghost in the Machine (Arkana. Londra 1989), s.180.

42 43
ŞİMDİ'nin GÜCÜ SİZ ZİHNİNİZ DEĞİLSİNİZ

da açıkça zihinden çok daha büyük bir akıl ve zekâ iş başın yani izleyen bilinç olarak orada daha az mevcut oldukça, siz bu­
dadır. Nasıl olur da, bir inç'in binde b i r i büyüklükte b i r insan nun farkında olsanız da olmasanız da, duygusal enerji b i r i k i ­
hücresi, DNA'sında, her biri altı yüz sayfadan oluşan b i n kita­ mi daha güçlü olacaktır. Eğer duygularınızı hissedemezseniz,
bı dolduracak bilgi ve talimatlar içerebilir? B i z bedenin işleyişi ciğer onlarla bağlantınız kesilmişse, en sonunda onları fiziksel
hakkında daha çok şey öğrendikçe- onun içinde işleyen zekâ­ düzeyde b i r hastalık y a da hastalık belirtisi olarak deneyim­
nın ne kadar engin olduğunu ve bu konuda ne kadar az şey bil­ li 'veceksinizdir. Geçmiş yıllarda bu konu hakkında bir hayli şey
diğimizi daha çok fark ediyoruz. Zihin onunla yeniden bağlantı yazılmıştır; o yüzden burada bu konuya girmemiz gerekmiyor,
kurduğunda, olağanüstü bir alete dönüşür. O zaman o kendi­ ı rüçlü bir bilinç-dışı duygusal kalıp sizin dışınızda, b i r olay ola­
sinden daha büyük bir şeye hizmet eder. rak bile tezahür edebilir. Örneğin, ben, içlerinde b i r hayli Öfke
iıanndıran, ancak b u n u n farkında olmayan ve bu Öfkeyi ifade
Htmeyen insanların diğer öfkeli insanların -çoğunlukla, görünür¬
Duygu: Bedenin Zihninize Tepkisi de b i r neden olmadan- sözlü, hatta fiziksel saldn-danna uğra­
dıklarını gözlemlemişimdir. O n l a n n yaptıkları güçlü öfke yayı­
Peki, duygular hakkında ne diyeceksiniz? Ben zihnimden da­ nı belirli insanlar tarafından bilinçaltı olarak algılanmakta ve
ha çok duygularıma kapılıp gidiyorum. onların gizli öfkelerini harekete geçnmektedir.
Eğer siz duygularınızı hissetmekte zorlanıyorsanız, işe dik­
B e n zihin derken, bu sözcükle sadece düşünceleri kastetmiyo­ katinizi bedeninizin içsel enerji alanında odaklayarak başla­
r u m . O aynı zamanda sizin duygularınız ve tüm bilinçsiz z i h i n - yın. Bedeninizi içten-doğru hissedin. B u ayrıca sizi duyguları­
sel-duygusal tepkisel kalıplarınızı da içerir. Duygu z i h n i n ve be­ nızla temasa geçirecektir. B u n u daha sonra daha ayrıntılı bir
denin buluştuğu yerde ortaya çıkar. O bedenin zihninize gös­ biçimde araştıracağız.
terdiği tepkidir, y a da buna, z i h n i n i z i n bedendeki bir yansıma­
sı da diyebiliriz. Örneğin, bir saldırı düşüncesi ya da düşman­ ***
ca b i r düşünce bedende öfke dediğimiz bir enerji b i r i k i m i yara­
tacaktır. Beden böylece dövüşmeye hazırlanır. Fiziksel ya da psi­ SİZ bir duygunun zihnin bedendeki bir yansıması olduğunu
kolojik olarak tehdit edildiğiniz düşüncesi bedenin kasılması­
r.ovlüyorsunuz. Ama, bazen ikisinin arasında bir çatışma olur:
n a neden olur ve bu k o r k u dediğimiz şeyin fiziksel yanıdır.
zihin "hayır" derken, duygu "evet" der, ya da bunun tersi olur.
Araştırmalar güçlü duyguların bedenin biyokimyasında bile de­
ğişikliklere neden olduğunu göstermiştir. B u biyokim-yasal de­
gğer z i h n i n i z i gerçekten tanımak istiyorsanız, beden size dai­
ğişiklikler duygunun fiziksel y a da maddesel veçhesini temsil
ma doğru bir yansıma verecektir, b u yüzden duyguya bakın, y a
ederler. Kuşkusuz, siz tüm düşünce kalıplarınızın bilincinde de-
da daha iyisi, onu bedeninizde hissedin. Eğer onların arasm-
ğilsinizdir ve genelde yalnızca duygularınızı İzleme yoluyla on­
ı la belirgin bir çatışma varsa, burada düşünce yalan, duygu ger­
ları fark edebilirsiniz.
çeği söylüyor olacaktır. B u sizin k i m olduğunuzla ilgili en yük-
Düşüncelerinizle, hoşlandığınız ve hoşlanmadığınız şey­
lerle, yargılarınızla ve yorumlarınızla daha çok özdeşleştikçe,

44 45
ŞİMDİ'nin GÜCÜ SİZ ZİHNİNİZ DEĞİLSİNİZ

sek gerçek değil, o sıradaki r u h halinizle ilgili görece gerçek bunu çoğu kez başarır. Eğer siz orada mevcut olmadığınız için
olacaktır. - k i bu normal b i r şeydir- duyguyla bilinçsizce özdeşleşirseniz,
Yüzeydeki düşünceler ile bilinçsiz zihinsel süreçler arasın­ duygu geçici olarak " s i z " haline gelir. Çoğunlukla, sizin düşü­
da çatışma kesinlikle çok görülen, ortak bir durumdur. Siz bilinç­ nüşünüz ile duygu arasmda bir kısır döngü oluşur: onlar birbi­
siz zihin faaliyetinizi düşünceler olarak fark edemeyebitirsiniz, rini besler. Düşünce kalıbı kendisinin -bir duygu şeklinde- bü­
a m a o daima bedene bir duygu olarak yansıyacaktır ve siz b u ­ yütülmüş bir yansımasını yaratır ve duygunun titreşim frekan­
sı i l k düşünce kalıbını beslemeyi sürdürür. Zihnen duygunun
nu fark edebilirsiniz. B i r duyguyu bu şekilde izlemek, bir dü­
nedeni olarak algılanan d u r u m , olay y a da kişi üzerinde d u ­
şünceyi -daha önce tarif ettiğim gibi- dinlemek ya da izlemek
rarak, düşünce duyguyu enerjiyle besler, duygu da sonra dü­
ile temelde aynı şeydir. Aradaki tek fark, b i r düşünce sizin k a ­
şünce kalıbını enerjiyle besler ve bu böyle sürüp gider.
fanızda bulunurken, bir duygunun güçlü bir fiziksel u n s u r a sa­
hip olması ve böylece öncelikle bedende hissedilmesidir. O z a ­ Temelde, tüm duygular sizin i s m i n ve formun ötesinde
man siz -onun tarafından yönetilmeden- duygunun orada olma­ İsim olduğunuzla ilgili farkmdaliğinizi yitirmenizden kaynak­
sına i z i n verebilirsiniz. Siz artık duygu değilsinizdir; siz izle­ lanan b i r i l k , esas, ayırt edilmemiş duygunun biraz değişmiş
yen, gözlemleyen mevcudiyetsinizdir. Eğer b u n u uygularsanız, halleridir. O n u n ayırt edilmemiş doğasından Ötürü, bu duy-
sizde bilinçsiz bulunan her şey bilincin ışığına çıkacaktır. ı;uyu t a m olarak tarif edecek b i r isim bulmak zordur. " K o r k u "
bu duyguya yakındır, a m a sürekli bir tehdit duygusunun öte­
sinde, o ayrıca derin b i r terk edilmişlik ve eksiklik duygusu da
Öyleyse duygularımızı gözlemlemek düşüncelerimizi gözlemle­
içerir. E n iyisi, o temel duygu kadar ayırt edilmemiş bir t e r i m
mek kadar önemli, öyle mi?
kullanıp, ona basitçe "acı" demek olabilir. Zihnin başlıca görev­
lerinden biri bu duygusal acıyla savaşmak y a da onu uzaklaş-
Evet. Kendinize şunu sormayı alışkanlık haline getirin: Şu an­
l ırmaktır, k i bu onun ardı arkası kesilmez faaliyetinin neden­
da içimde ne olup bitiyor? B u soru size doğru yönü gösterecek­
lerinden biridir, ama z i h n i n yapabileceği tek şey bu acının
tir. A m a , onu analiz etmeyin, sadece İzleyin. D i k k a t i n i z i içiniz­
üzerini geçici olarak örtmektir. Aslında, zihin bu acıdan k u r -
de odaklayın. Duygunun enerjisini hissedin. Eğer bir duygu mev­
Uılmak için ne kadar uğraşırsa, acı da o kadar büyür. Zihin bu­
cut değilse, d i k k a t i n i z i daha derinlere, bedeninizin içsel enerji
nun çözümünü asla bulamaz ve sizin de bu çözümü bulmanı-
alanına yöneltin. O, Var'lığa açılan kapıdır.
/.;ı i z i n veremez, çünkü o kendisi bu " s o r u n u n " asli bir parça­
sıdır. Bİr emniyet a m i r i n i n b i r kundakçıyı bulmaya çalıştığım,
*#*
ama kendisinin o kundakçı olduğunu düşünün. Siz benlik duy­
gunuzu zihinle özdeşleşmekten, y a n i , ego'dan almaktan vaz­
B i r duygu genelde büyütülmüş ve güçlendirilmiş bir düşünce geçene dek bu acıdan kurtulamazsınız. Siz bu özdeşleşmeyi bı­
kalıbını temsil eder ve onun çoğunlukla etkileyici enerji b i r i k i ­ raktığınızda zihin i k t i d a r d a n düşer ve V a r ' h k kendisini sizin
m i yüzünden, başlangıçta onu izleyebilecek kadar yeterince ora­ gerçek doğanız olarak açığa v u r u r .
da mevcut olmak kolay değildir. O sizi teslim almak, size hâ­
k i m olmak ister ve -eğer siz orada yeterince mevcut değilseniz- Evet, şimdi ne soracağınızı b i l i y o r u m .

46 47
ŞİMDİ'nirı GÜCÜ SİZ ZİHNİNİZ DEĞİLSİNİZ

Şunu soracaktım; Sevgi ve sevinç gibi olumlu duygular için ne acı verebilir, ya da o gider ve yokluğu size acı verir. V e çoğun­
diyeceksiniz? lukla sevgi olarak görülen şey bir süre haz ve heyecan verici
olabilir, a m a o bağımlılık yaratıcı bir tutunma, bir anda zıddı­
O n l a r sizin doğal haliniz olan Var'lığa içsel bağlılık halinden na dönüşebilecek bir aşırı muhtaçlık halidir. Böylece birçok "sev­
ayrılmazlar. H e r ne zaman düşünce akışında bir kesinti, bir boş­ g i " ilişkisi, başlangıçtaki esrime hali geçtikten sonra, "sevgi"
luk meydana gelse, kısa sevgi, sevinç ya da derin huzur anları ile nefret, çekim ile saldırı arasında gider gelir.
yaşanabilir. Çoğu insan için, böyle boşluklar nadiren ve tesa­ Gerçek sevgi size ıstırap vermez. B u n u nasıl yapabilir ki?
düfen, bazen z i h n i n büyük b i r güzellik, aşırı fiziksel çaba, hat­ O birden nefrete dönüşmez, gerçek sevinç de acıya dönüşmez.
ta büyük tehlike karşısında "konuşamaz" hale geldiği anlarda Daha önce de söylediğim gibi, siz aydınlanmadan önce -kendi­
meydana gelir. B i r d e n , içsel bir sessizlik olur. Ve o sessizlik nizi z i h n i n i z i n esaretinden k u r t a r m a d a n önce- de kısa süren
içinde süptil ama yoğun bir sevinç vardır, sevgi vardır, h u z u r
gerçek b i r sevinç, gerçek sevgi y a da - b i r yanda kendinizi çok
vardır.
canlı hissederken- derin bir iç h u z u r u yaşayabilirsiniz. B u n l a r
Çoğunlukla, zihin düşünme denen gürültülü faaliyetine sizin gerçek doğanızın çoğunlukla zihin tarafından Örtülüp sak­
hızla yeniden başladığından, böyle anlar kısa sürer. Siz kendi­ lanan veçheleridir. " N o r m a l " bir ahşkanlık-bağımlıhk ilişkisi
n i z i z i h n i n hâkimiyetinden k u r t a r a n a dek sevgi, sevinç ve h u ­ içinde bile, daha gerçek, daha asli bir şeyin, daha dürüst b i r şe­
zur büyüyüp gelişemez. A m a , onlar duygu değildirler. Onlar duy­ y i n mevcudiyetinin hissedilebileceği anlar olabilir. A m a , bunlar
guların ötesinde çok daha derin b i r düzeyde bulunurlar. Böy­ çok geçmeden z i h n i n karışmasıyla yine örtülecek anlık şeyler
lece, sizin önce duygularınızın tamamen bilincinde olmanız ve olacaktır. O zaman b u size sahip olduğunuz çok değerli b i r şe­
onları hissedebilmeniz gerekir k i , onların Ötesinde bulunanı his- y i y i t i r m e n i z gibi görünebilir, y a da z i h n i n i z sizi b u n u n zaten
sedebilesiniz. Duygu (emotion) aslında "karışıklık, rahatsızlık"
bir İllüzyon, b i r yanılsama olduğuna İkna edebilir. Gerçek şu
anlamına gelir. B u sözcük Latince bir sözcük olan ve "karıştır­
İd o bir illüzyon değildir ve siz onu yitiremezsiniz. O sizin zihin
mak, rahatsız etmek" anlamına gelen emovere'den gelir.
larafından örtülebilecek, a m a asla yok edilemeyecek doğal ha­
Sevgi, sevinç ve h u z u r Var'lığm derin halleridir, y a da da­ linizin bir parçasıdır. Gökyüzü bulutlarla kaplanıp karardığın­
h a doğrusu, Var'lığa içsel bağlılık halinin üç veçhesidir. Böyle da bile, güneş aslında yok olmamıştır. O hâlâ orada, b u l u t l a ­
olduklarından, onların b i r karşıtı, zıddı yoktur. Çünkü onlar rın ardında parlamaktadır.
z i h n i n ötesinden kaynaklanırlar. Öte yandan, duygular, d u a -
listik z i h n i n bir parçası olduklarından, zıtlar yasasına tabidir­ Buda, acı ve ıstırabın arzular yüzünden ortaya çıktığını ve acı­
ler. B u basitçe, sizin kötü olmadan iyiye sahip olamayacağınız dan kurtulmak için arzu bağlarını koparmamız, yani arzular­
anlamına gelir. Böylece, aydınlanmamış, zİhinle-özdeşleşme h a ­ dan kurtulmamız gerektiğini söyler.
linde, bazen yanhş b i r biçimde sevinç olarak adlandırılan şey, ;
çoğu kez, sürekli değişen acı/haz döngüsünün kısa-süren haz
Tüm arzular z i h n i n Var'lığm sevinci yerine, dışsal şeylerde ve
bölümüdür. H a z daima sizin dışınızdaki bir şeyden alınır, oysa
gelecekte kurtuluş y a da doyum aramasıdır. B e n z i h n i m oldu­
sevinç içinizden yükselir. Bugün size haz veren bir şey yarın
ğum sürece, ben b u arzular, bu gereksinimler, istekler bağh-

48 4')
SİZ ZİHNİNİZ DEĞİLSİNİZ
ŞİMDİ'nin GÜCÜ
Acının i k i düzeyi vardır: şimdi yarattığınız acı ve geçmiş­
iıklar ve nefretlerİmdir ve onlardan ayrı -salt bir olasılık, ger­
ten gelen ve hâlâ zihninizde ve bedeninizde yaşayan acı. Şimdi
çekleşmemiş bir potansiyel, henüz filiz vermemiş bir tohum
olanın dışında- bir " B e n " yoktur. O hal içindeyken, benim öz­ aa yaratmayı bırakmak ve geçmiş acıyı ortadan kaldırmak, şim­
gürleşme y a da aydınlanma arzum bile gelecekte doyum bula­ di bundan söz etmek istiyorum.
cak ya da gerçekleşecek bir başka arzudur. B u yüzden, a r z u ­
dan kurtulmuş hale gelmeye y a da aydınlanmaya "erişmeye"
çalışmayın. A n d a mevcut olun. Orada z i h n i n gözlemcisi olarak
bulunun. Buda'dan almtı yapmak yerine, B u d a olun, "aydın­
lanmış varlık" olun, k i Buda sözcüğü bu anlama gelir.
insanlar inayet halinden düştüklerinden {mecazi olarak,
cennetten kovulduklarından), zaman ve zihin âlemine girdik­
lerinden ve Var'lığm farkındalığını y i t i r d i k l e r i n d e n beri, yani
binlerce yıldır acının pençesinde olmuşlardır. O noktada, on­
lar kendilerini yabancı b i r evrende - K a y n a k t a n ve birbirlerin­
den kopmuş bir halde- anlamsız parçalar olarak algılamaya baş­
lamışlardır.
Siz zihninizle özdeşleştiğiniz sürece, y a da spiritüel b i r
deyişle, bilinçsiz olduğunuz sürece acı kaçınılmazdır. B e n bu­
rada, aslında, fiziksel acının ve hastalığın da ana nedeni olan
duygusal acıdan söz ediyorum, içerleme, nefret, kendine-acı-
ma, suçluluk duygusu, öfke, depresyon, kıskançlık ve en hafif
sinirlenme bile b i r acı biçimidir. Ve her haz y a da duygusal
yükseklik, içinde -ayrılmaz zıddı olan ve zamanla tezahür ede­
cek olan- acının tohumunu taşır.
"Kafayı b u l m a k " için uyuşturucu kullanmış olan herkes
o sırada duyulan yüksek hazzm eninde sonunda düşük b i r ha­
le dönüşeceğini, hazzın bir biçimde acıya dönüşeceğini bilir. B i r ­
çok insan ayrıca kendi deneyiminden yakın-mahrem b i r iliş­
k i n i n nasıl kolayca ve hızla bir haz kaynağı olmaktan çıkıp b i r
acı kaynağına dönüşebileceğini bilir. D a h a yüksek b i r perspek­
tiften görüldüğünde, olumlu ve olumsuz kutuplar aynı para­
nın i k i yüzüdür, her i k i s i de altta yatan ve zihinle-özdeşleşmiş
egosal bilinç halinden ayrılmaz acının birer parçasıdır.

51
50
2

BİLİNÇLİLİK: ACIDAN KURTULUŞ YOLU

Şimdi'de Daha Fazla Acı Yaratmayın

Kimsenin yaşamı acıdan ve üzüntüden tamamen arınmış değil.


Hu durumda bu onlardan kaçınmak yerine, onlarla birlikte ya­
şamayı öğrenme meselesi değil mi-

İnsanın çektiği acının büyük bölümü gereksizdir. O gözlemlen­


meyen zihin yaşamınızı yönettiği sürece kendi-yarattığınız bir
şeydir.
Şimdi yarattığınız acı daima, olanı kabullenmemekten,
olana bilinçsiz b i r biçimde direnmekten kaynaklanır. Düşünce
düzeyinde, direnme b i r yargı biçimidir. Duygusal düzeyde, o bir
olumsuzluk biçimidir. Acının yoğunluğu şimdiki an'a karşı d i ­
renmenin derecesine bağlıdır ve bu da zihninizle ne kadar güç­
lü b i r biçimde özdeşleştiğinize bağlıdır. Z i h i n daima Şİmdi'yi
yadsımaya ve ondan kaçmaya çalışır. B i r başka deyişle, siz z i h ­
ninizle ne kadar çok özdeşleşirseniz, o kadar çok acı çekersi­
niz. Y a da onu şöyle koyabiliriz: Siz Şimdi'yi ne kadar çok onur­
landırır ve k a b u l ederseniz, acıdan, ıstıraptan -ve egosal z i h i n ­
den- o kadar çok k u r t u l u r s u n u z .
Z i h i n neden Şimdi'yi yadsıma y a da ona direnme ahşkan-
lığındadır? Çünkü o -geçmiş ve gelecek olan- zaman olmadan iş-

53
ŞİMDİ'mn GÜCÜ BİLİNÇLİLİK: ACIDAN KURTULUŞ YOLU

lev yapamaz ve kontrolü elinde tutamaz, böylece o zaman'sız- çatmayı nasıl durdurabilirsiniz? Şimdiki anın sahip olduğu­
sonsuz Şimdi'yi b i r tehdit olarak algılar. Zaman ve zihin aslın­ nuz tek şey olduğunu derin b i r biçimde idrak edin. Şimdi'yi
da birbirinden ayrılmaz. yaşamınızın asıl odağı yapın. Daha önce zamanda yaşayıp Şim-
B i r an, Dünya'nın insan yaşamından yoksun olduğunu, ıli'ye kısa ziyaretlerde b u l u n u r k e n , artık Şimdİ'de yaşayın ve
onun üzerinde sadece b i t k i l e r i n ve hayvanların bulunduğunu vaşam-durumunuzun günlük veçheleriyle başa çıkmanız gerek­
hayal edin. Sizce o hâlâ bir geçmişe ve bir geleceğe sahip olur liğinde geçmişe ve geleceğe kısa ziyaretlerde b u l u n u n . D a i m a
muydu? B u durumda zamandan yine de anlamlı bir biçimde söz şimdiki a n ' a "evet" deyin. Zaten var olan b i r şeye karşı içsel
edebilir miydik? Eğer orada, "Saat kaç?" y a da "Bugün günler­ nlarak direnmekten daha abes ve anlamsız bir şey olabilir mi?
den ne?" diye soracak biri yoksa, bu sorular gerçekten anlamsız ,Şimdi olan, daima şimdi olan yaşamın kendisine karşı çıkmak­
olacaklardı. Meşe ağacı y a da k a r t a l böyle b i r soru karşısında tan daha anlamsız b i r şey olabilir mi? Olana teslim olun. Y a ­
şaşırabilirdi. " N e zamanı?" diye soracaklardı onlar. " E h , elbet­ şama "evet" deyin ve yaşamın nasıl birden -size karşı çalışmak
te o şimdi'dir. Z a m a n şimdidir. Başka ne olabilir k i ? " yerine- sizin için çalışmaya başladığını görün.
Evet, b i z i m bu dünyada işlev yapabilmek için zamana ol­
***
duğu gibi zihne de ihtiyacımız var, ama bir an gelir, onlar b i ­
z i m yaşamımızı ele geçirirler ve o noktada işlev-bozukluğu, acı
ve ıstırap başlar. Şimdiki an bazen kabul edilemezdir, tatsız ya da berbattır.
Zihin, kontrolü elinde tutabilmek için, sürekli olarak şim­
d i k i an'ı geçmiş ve gelecekle örtüp gizlemeye çalışır ve böyle­ () olduğu gibidir. Z i h n i n onu nasıl etiketlediğini ve b u etiketle­
ce, Şimdi'den ayrılmaz olan Var'lığm canlılığı ve sonsuz y a r a ­ me sürecinin, sürekli olarak yargılayarak yaşamanın nasıl acı ve
tıcı potansiyeli zaman tarafından örtülürken, gerçek doğanız da mutsuzluk yarattığını gözlemleyin. Z i h n i n çalışma biçimini i z ­
zihin tarafından örtülür. Ağır zaman yükü gittikçe artarak i n ­ leyerek, onun direnç kalıplarının dışına çıkarsınız ve o zaman
san zihninde birikir. Tüm bireyler bu yük altında ıstırap çeker­ ŞÛndiki anın olmasına izin verebilirsiniz. B u size dış koşulla­
ler, ama onlar bu değerli an'ı görmezden geldikleri ya da yadsı­ ra bağlı olmayan b i r iç özgürlük, bir gerçek iç huzuru halini tat-
dıkları veya onu -sadece zihinde bulunan, aslında var olmayan- l.ıracaktır. O zaman ne olduğunu görün ve eğer gerekliyse y a
gelecek bir a n ' a ulaştıracak bir vasıtaya indirgedikleri her sefe­ da mümkünse eyleme geçin.
rinde bu yükü artırırlar. Z a m a m n ortak ve bireysel insan z i h ­ Önce kabul edin, sonra eyleme geçin. Şimdiki a n her ne
ninde b i r i k i m i ayrıca geçmişten büyük m i k t a r d a b i r acı kalın­ içeriyorsa, onu sanki kendiniz seçmişsiniz gibi kabul edin. D a ­
tısı da banndırır. lma onunla b i r l i k t e çalışın, ona karşı değil. O n u dostunuz ve
Eğer artık kendiniz ve başkaları için acı yaratmak i s t e m i ­ müttefikiniz kılın, düşmanınız değil. B u tüm yaşamınızı m u c i ­
yorsanız, eğer hâlâ içinizde yaşamayı sürdüren geçmiş acının zevi b i r biçimde dönüşüme uğratacaktır.
kalıntısını artırmak İstemiyorsanız, artık zaman yaratmayın,
ya da en azından yaşamınızın günlük veçheleriyle başa çıkmak ***
için gerekli olandan daha fazla zaman yaratmayın. Zaman y a -

54 55
ŞİMDİ'nir, GÜCÜ BİLİNÇLİLİK: ACIDAN KURTULUŞ VOLU

Geçmiş Acı: Acı-Bedenini Ortadan Kaldırmak yaşarsınız. Ancak, b u n u kendinizde gözlemlemeniz bir başka­
sında gözlemlemenizden daha önemlidir. Kendinizde, her ne şe­
Siz Şirndi'nin gücüne erişemediğiniz sürece, deneyimledi- kilde olursa olsun, herhangi bir mutsuzluk belirtisini gözlemle­
ğiniz her duygusal acı geride içinizde yaşamayı sürdüren bir acı y i n , o uyanan acı-bedeni olabilir. B u sinirlenme, sabırsızlık, sı­
kalıntısı bırakır. O zaten orada bulunan geçmişin acısıyla bir­ kıntılı b i r r u h hali, incitme arzusu, öfke, hiddet, depresyon,
leşir ve zihninize ve bedeninize yerleşir. B u n a , elbette, çocuk­ ilişkinizde bir dram yaratma ihtiyacı vs. olabilir. O u y k u halin­
luğunuzda çektiğiniz, içine doğduğunuz dünyanın bilinçsizliği­ den uyandığı anda onu yakalayın.
n i n neden olduğu acı da dahildir. Acı-bedeni, var olan diğer her varlık gibi, varlığını sürdür­
B u birikmiş acı, bedeninizi ve z i h n i n i z i işgal eden olum­ mek ister ve o ancak sizin onunla bilinçsizce özdeşleşmenizi
suz b i r enerji alanıdır. Eğer onu kendi başına bir varlık, görün­ sağlayabilirse varlığım sürdürebilir. O sonra ayaklanıp sizi ele
mez bir varlık olarak görürseniz, gerçeğe çok yaklaşmış olur­ geçirebilir, "siz o l u r " ve sizin vasıtanızla yaşar. O n u n sizin v a ­
sunuz. O duygusal acı-bedenidir. O i k i tarzda v a r olur: u y k u ­ sıtanızla "beslenmeye" ihtiyacı vardır. O kendi türündeki ener­
da ve aktif. B i r acı bedeni zamanın yüzde doksanında u y k u d a jiyle rezonansa giren her türlü deneyimle beslenecektir; b u da­
olabilir; ancak, o derin b i r biçimde mutsuz b i r insanda yüzde ha fazla acı yaratan herhangi b i r şey -öfke, yıkıcılık, nefret,
yüze kadar a k t i f olabilir. Bazı insanlar neredeyse tamamen üzüntü, duygusal dram, şiddet, hatta hastalık- olabilir. Böyle­
acı-bedeniyle yaşarken, diğerleri onu sadece yakın ilişkilerde, ce acı-bedeni, sizi ele geçirdiğinde, yaşamınızda kendi enerji fre­
y a da geçmişteki kayıp ve terk edilmeye, fiziksel ve duygusal ya­ kansım geri yansıtan, beslenebileceği b i r d u r u m yaratacaktır.
ralara bağlı d u r u m l a r d a deneyimleyebilirler. Özellikle eğer o Acı sadece acıyla beslenebilir. Acı sevinçle beslenemez. O sevin­
geçmişinizden kaynaklanan bir acı kalıbıyla rezonanstaysa, onu ci gerçekten sindirilemez bulur.
her şey aktive edebilir. O u y k u aşamasından uyanmaya hazır ol­ B i r kez acı-bedeni sizi ele geçirdiğinde, siz daha fazla acı
duğunda, bir düşünce, y a da size yakın b i r i tarafından söylenen istersiniz. Siz bir k u r b a n y a da kurban-eden haline gelirsiniz.
masum bir söz bile onu aktive edebilir.
Sız acı vermek, y a da acı çekmek istersiniz, veya her ikisini b i r ­
Bazı acı-bedenleri, örneğin sızlanıp duran bir çocuk gibi, se­ den istersiniz. İkisi arasında aslında çok fark yoktur. Elbette,
vimsiz ama nispeten zararsızdır. Diğerleri ise acımasız ve yıkı­ siz b u n u n farkında değilsinizdir ve acı istemediğinizi hararet­
cı canavarlardır. Bazıları fiziksel olarak, birçoğu d a duygusal le iddia edeceksinizdir. A m a , yakından baktığınızda, düşünce
olarak şiddetlidir. Bazıları çevrenizde bulunan ya da size yakın ve davranış biçiminizin acıyı -kendiniz ve başkaları için- sür­
olan insanlara saldırırken, diğerleri size, yani ev sahiplerine sal- dürecek şekilde tasarlandığım göreceksiniz. Eğer siz b u n u n ger­
dırabilirler. O zaman yaşamınızla ilgili düşünceleriniz ve niş­ çekten bilincinde olsaydınız, b u kalıp y o k olup giderdi, çünkü
leriniz derin bir biçimde olumsuz ve kendini-yıkıcı hale gelir. daha fazla acı istemek deliliktir ve hiç kimse bilinçli olarak de­
Hastalıklar ve kazalar çoğunlukla b u şekilde yaratılırlar. Bazı li değildir.
acı-bedenleri ev sahiplerini i n t i h a r a bile sürüklerler. E g o ' n u n karanlık bir gölgesi olan acı-bedeni aslında b i l i n ­
Siz b i r insanı tanıdığınızı düşünürken ve birden bu yaban­ cinizin ışığından korkar. O keşfedilmekten korkar. O n u n varlı­
cı, iğrenç yaratıkla i l k kez yüz yüze geldiğinizde, büyük bir şok ğını sürdürmesi s i z i n onunla bilinçsizce özdeşleşmenize ve içi-

56 57
ŞİMDj'nfn GÜCÜ BİLİNÇLİLİK: ACIDAN KURTULUŞ YOLU

nızde yaşayan a a y l a yüzleşme konusundaki bilinçsiz k o r k u ­ r aıılıkla savaşamazsanız, acı-bedeniyle de savaşamazsınız. B u n u


n u z a bağlıdır. A m a , eğer onunla yüzleşmezseniz, eğer bilinci­ yapmaya çalışmak içsel çatışma ve daha fazla acı yaratır. O n u
n i z i n ışığını acıya yöneltmezseniz, onu tekrar tekrar yaşamaya i/.lemek, gözlemlemek yeterlidir. O n u izlemek, onu o anda ola­
zorlanacaksmızdır. Acı-bedeni size bakmaya dayanamayacağı­ nın b i r parçası olarak kabul etmek anlamına gelir.
nız tehlikeli bir canavar gibi görünebilir, ama sizi temin ederim Acı-bedeni, zihinle doğal-olmayan b i r özdeşleşme süreci
kİ, o sizin mevcudiyetinizin gücüne galip gelemeyecek asılsız b i r Honucunda sizin genel enerji alanınızdan ayrılıp geçici olarak
hayalettir. özerk hale gelen, kapana kısılmış yaşam-enerjİsinden oluşur.
Bazı spiritüel öğretiler tüm acının aslında b i r İllüzyon o l ­ O, kendi kuyruğunu kemirmeye çatışan b i r hayvan gibi, kendi
duğunu söylerler ve bu gerçektir. B u r a d a mesele şudur: B u s i ­ Ü zerine kapanmış ve yaşam-karşıtı haline gelmiştir. Sizce uy­
z i n için gerçek midir? Salt inanç onu gerçek kılmaz. S i z yaşa­ garlığımız neden bu kadar yaşam-yıkıcı hale gelmiştir? A m a , ya-
mınızın geriye kalan kısmında acı çekip, bir yandan da o n u n ^am-yıkıcı güçler bile hâlâ yaşam-enerjisidir.
b i r illüzyon olduğunu söyleyip durmak istiyor musunuz? B u Siz özdeşleşmeyi kırmaya başlayıp, izleyici haline geldi­
sizi acıdan kurtarır mı? Burada bizi ilgilendiren şey sizin b u ğinizde, acı-bedeni bir süre daha işlemeye devam edip sizi onun­
gerçeği nasü gerçekleştirebileceğiniz, onu kendi deneyiminizde la t e k r a r özdeşleşmeniz İçin kandırmaya çalışacaktır. S i z i n a r ­
nasıl gerçek kılabileceğinizdir. tık onunla özdeşleşerek ona enerji vermemenize rağmen, o -ar­
Böylece, acı-bedeni sizin onu direkt olarak gözlemleme­ lık itilmese de b i r süre dönmeyi sürdürecek olan b i r çıkrık g i ­
n i z i ve onun ne olduğunu görmenizi istemez. S i z onu gözlem­ bi- b e l l i b i r devingenliğe sahiptir. B u aşamada, o bedenin de­
lediğiniz, içinizdeki enerji atanını hissettiğiniz ve ona d i k k a ­ ğişik yerlerinde ağrılar ve acılar da yaratabilir, ama bunlar k a -
t i n i z i yönelttiğiniz anda, b u özdeşleşme kırılır. D a h a yüksek hcı değildir. Orada mevcut otun, bilinçli kalın. İçsel alanınızın
b i r bilinç boyutu gelir. B e n ona anda mevcudiyet derim. S i z daima-tetik ve uyanık koruyucusu o l u n . S i z i n acı-bedenini d i ­
şimdi acı-bedeninin tanığı y a da izleyicisisinizdir. B u onun ar­ rekt olarak izleyebilecek ve onun enerjisini hissedebilecek k a ­
tık sizi "sizmiş gibi görünerek" kullanamayacağı ve k e n d i s i n i dar orada mevcut olmanız gerekir. O z a m a n o sizin düşünüşü­
sizin vasıtanızla tekrar dolduramayacağı anlamına gelir. Siz ken­ nüzü kontrol edemez. Düşünüşünüz acı-bedeninin enerji ala­
di en içteki gücünüzü bulmuşsunuzdur. Siz Şirndi'nin gücüne nına uyumlandığı anda, siz onunla özdeşleşir ve onu yine dü­
erişmişsinizdir. şüncelerinizle besliyor olursunuz.

Örneğin, eğer öfke acı-bedeninin hâkim enerji titreşimiy-


Biz onunla özdeşleşmemizi kıracak kadar bilinçli hale geldiği­ se ve siz öfkeli düşünceler düşünüyor, b i r i n i n size yapmış o l ­
mizde, duğu şey y a d a s i z i n ona ne yapacağınız üzerinde duruyorsa­
acı-hedenine ne olur? nız, o zaman siz bilinçsiz hale gelmişsinizdir ve acı-bedeni " s i z "
Bilinçsizlik onu yaratır; Bilinç onu kendisine, yani bilince dö­ haline gelmiştir. Öfkenin olduğu her yerde, daima altta y a t a n
nüştürür. A z i z Petrus bu evrensel prensibi çok güzel bir biçim­ b i r acı vardır. Y a da karanlık b i r r u h hali üzerinize çöküp de,
de ifade etmiştir: " H e r şey ışığa maruz kaldığında ortaya çıkar siz olumsuz b i r zihin-kalıbına girmeye ve yaşamınızın ne k a ­
ve ışığa maruz k a l a n her şey ışık haline gelir." S i z nasıl k a - dar berbat olduğunu düşünmeye başladığınızda, düşünüşünüz

58 59
ŞİMDİ'nin GÜCÜ BİLİNÇLİLİK: ACIDAN KURTULUŞ YOLU

acı-bedenine uyumlanmış ve siz bilinçsiz ve acı-bedeninin saldı­ Acı-Bedeniyle Ego Özdeşleşmesi


rısına açık hale gelmiş olursunuz. Burada ben "bilinçsiz" sözcü­
ğünü bir zihinsel y a da duygusal kalıpla özdeşleşme anlamında Az önce t a r i f ettiğim süreç, çok derin b i r biçimde güçlü, ancak
kullanıyorum. O İzleyici'nin tümüyle yokluğu anlamına gelir. basit b i r süreçtir. O b i r çocuğa bile öğretilebilir ve inşallah b i r
Sürdürülen bilinçli dikkat acı-bedeni ile düşünce süreçle­ gün çocukların okulda öğrendikleri i l k şeylerden biri olacaktır,
riniz arasındaki bağı koparır ve değişim-dönüşüm sürecini baş­ lîir kez siz içinizde olup bitenin izleyicisi olarak orada mevcut
latır. B u acının bilincinizin ateşinin yakıtı haline gelmesi gibi­ ıılma temel prensibini anladığınızda -ve onu deneyimleyerek " a n ­
dir, o zaman o daha parlak b i r biçimde yanar. B u kadim simya ladığınızda"- en etkili değişim-dönüşüm vasıtası hizmetinizde
sanatının ezoterik anlamıdır: b u , adi metalin altına, ıstırabın olur.
bilince dönüştürülmesidir. Böylece, içsel bölünme şifa b u l u r ve B u , acıyla Özdeşleşmeyi kırma sürecinde yoğun b i r içsel
siz tekrar bütün hale gelirsiniz. O zaman sizin sorumluluğu­ dirençle karşılaşabileceğinizi yadsımak değildir. Özellikle eğer
nuz daha fazla acı yaratmamaktır. yaşamınızın büyük bölümünü duygusal acı-bedeninizle özdeş-
B u süreci Özetleyeyim: D i k k a t i n i z i içinizdeki histe odak­ leşerek geçirmişseniz ve benlik duygunuzun bütünü y a da bü­
layın, O n u n acı-bedeni olduğunu bilin. O n u n orada olduğunu yük b i r bölümü ona yatırım yapmışsa böyle b i r dirençle karşı­
k a b u l edin. O n u n hakkında düşünmeyin, hissetmenin düşün­ laşabilirsiniz. B u özdeşleşme ve yatırım sizin acı-bedeninizden
meye dönüşmesine i z i n vermeyin. Yargılamayın y a da analiz et­ mutsuz b i r benlik yaratmış ve b u zihin-ürünü k u r g u n u n ger­
meyin. Ondan kendinize b i r k i m l i k yaratmayın. Orada mevcut çek siz olduğuna inanmış olduğunuz anlamına gelir. B u d u r u m ­
kalın ve içinizde olup bitenin gözlemcisi olmayı sürdürün. S a ­ da, kimliğinizi yitirme konusundaki bilinçsiz k o r k u bu özdeşleş-
dece duygusal acının değil, ama aynı zamanda "gözlemleyenin," menin-kırılmasına karşı güçlü b i r direnç yaratacaktır. B i r baş­
sessiz izleyicinin de farkında olun. B u , Şirndi'nin gücü, kendi ka deyişle, siz bilinmeyene b i r sıçrama yapıp, aşina olduğunuz
bilinçli mevcudiyetinizin gücüdür. Sonra neler olduğunu görün. mutsuz benliği y i t i r m e y i göze a l m a k t a n s a , acı içinde olmayı
-acı-bedeni olmayı- tercih edebilirsiniz.
*** Eğer b u size uyuyorsa, kendi içinizdeki direnci gözlemle­
y i n . Acınıza bağlılığınızı gözlemleyin. Çok uyanık olun. M u t s u z
Birçok kadının acı-bedeni özellikle âdet öncesi dönemde uya­ olmaktan aldığınız garip zevki gözlemleyin. O n u n hakkında ko­
nır. Ben daha sonra bunun nedeni hakkında daha ayrıntılı ola­ nuşma y a da onu düşünme dürtüsünü, içinizden gelen bu zor­
r a k konuşacağım. Şimdilik, sadece şunu söyleyeceğim: Eğer o layıcı hissi gözlemleyin. Eğer bu direnci bilinçli hale getirirse­
dönemde onun tarafından ele geçirilmek yerine, uyanık ve mev­ niz o ortadan kalkacaktır. O zaman dikkatinizi acı-bedenine yö­
cut kalıp içinizde ne hissettiğinizi izleyebilirdeniz, b u en güçlü neltebilir, orada tanık olarak mevcut olabilir ve böylece onun
spiritüel uygulama için b i r fırsat sağlar ve tüm geçmiş acının değişim-dönüşümünü başlatabilirsiniz.
hızlı bir biçimde dönüşüme uğratılması mümkün olur. B u n u sadece siz yapabilirsiniz. Hiç kimse onu sizin için
yapamaz. A m a , eğer gerçekten bilinçli b i r i n i bulabilecek kadar
şanslıysanız, eğer o insanla b i r l i k t e olabilir ve ona mevcudiyet

60 61
ŞİMDİ'nin GÜCÜ BİLİNÇLİLİK: ACIDAN KURTULUŞ YOLU

hali içinde katılabilirseniz, b u yararlı olabilir ve süreci hızlan­ eğer siz zihninizle Özdeşleşmiş ve Şirndi'nin gücü ve sadeliği ile
dırabilir. B u yolla, sizin kendi ışığınız hızla güçlenecektir. B i r temasınızı yitirmişseniz, bu endişe aralığı sizin değişmez refa­
odun hararetle yanan bir başka odunun yanına konduğunda, v katçiniz olur. Siz daima şimdiki anla başa çıkabilirsiniz, ama
bir süre sonra onlar tekrar birbirlerinden ayrıldıklarında, b i r i n ­ sadece bir zihin projeksiyonu olan şeyle başa çıkamazsınız; siz
ci odun çok daha büyük b i r hararetle yanıyor olacaktır. N e d gelecekle başa çıkamazsınız.
olsa, bu aynı ateştir. Böyle bir ateş olmak bir spiritüel öğretm- Dahası, siz zihninizle özdeşleştiğiniz sürece, ego -daha ön­
nin işlevlerinden biridir. Bazı terapistler de, eğer zihin düzeyini ce anlattığım g i b i - yaşamınızı yönetir. İncelikli savunma me­
aşmışlarsa ve sizinle çalışırken yoğun bir bilinçli mevcudiyet ha­ kanizmalarına rağmen, hayalet doğasından ötürü, ego çok sa­
l i n i yaratıp sürdürebiliyorlarsa, bu işlevi yerine getirebilirler. vunmasız ve güvensizdir ve kendisini sürekli olarak tehdit a l ­
tında görür. Ego dıştan çok güvenli görünse bile bu böyledir.
Şimdi, b i r duygunun bedeninizin z i h n i n i z e gösterdiği tepki o l ­
Korkunun Kökeni duğunu hatırlayın. Beden sürekli olarak ego'dan, sahte, z i h i n -
ürünü benlikten ne mesajı almaktadır? Tehlike, ben tehdit a l ­
Siz korkunun altta yatan temel duygusal acımızın bir parçası tındayım. V e b u sürekli mesaj tarafından üretilen duygu nedir?
olduğunu söylediniz. Peki, korku nasıl ortaya çıkar ve insanla­ Elbette, k o r k u .
rın yaşamlarında neden o kadar çok korku vardır? Ve belli Öl K o r k u n u n görünüşte birçok nedeni vardır. Kaybetme kor­
çüde korku kendimizi korumamızı sağlaması açısından sağlık kusu, başarısızlık korkusu, incinme korkusu vs., ama nihai ola­
lı bir şey değil midir? Eğer ben ateşten korkmuyorsam, elim' r a k tüm k o r k u ego'nun ölüm, yani yok olma korkusudur. E g o '
ona sokup yakabilirim. y a göre, ölüm daima köşe başında beklemektedir. B u zihinle-
özdeşleşme hali içinde, Ölüm korkusu yaşamınızın her veçhesini
S i z i n elinizi ateşe sokmamanızın nedeni k o r k u değil, e l i n i z i n etkiler. Örneğin, b i r tartışmada haklı çıkmak, özdeşleştiğiniz
yanacağım bilmenizdir. Sizin gereksiz b i r tehlikeden sakınmak zihinsel-pozisyonu savunmak gibi görünüşte önemsiz ve "nor­
için korkuya ihtiyacınız yoktur, b u n u n için asgari düzeyde b i r m a l " b i r gereksinim bile ölüm korkusundan kaynaklanır. Eğer
zekâ ve sağduyu yeterlidir. Böyle pratik meseleler için, geçmiş­ siz zihinsel bir pozisyonla özdeşleşirseniz, sonra eğer haksız çı­
te öğrenilmiş dersleri uygulamak yararlıdır. Şimdi eğer birisi karsanız, zihne-dayalı benlik duygunuz ciddi b i r biçimde yok
sizi ateşle y a d a fiziksel şiddetle tehdit etmişse, siz k o r k u gibi olma tehdidi hisseder. Böylece siz ego olarak haksız çıkmayı,
b i r şey hissedebilirsiniz. B u tehlikeden içgüdüsel bir geri çekil­ yanılıyor olmayı kaldıramazsınız. Haksız çıkmak ölmektir. B u ­
medir, ama o burada sözünü ettiğimiz psikolojik k o r k u hali de­ n u n uğruna savaşlar yapılmış ve sayısız ilişki bozulmuştur.
ğildir. Psikolojik k o r k u hali herhangi b i r somut ve gerçek a n i B i r kez siz zihninizle özdeşleşmeyi bıraktığınızda, haklı y a
tehlikeyle ilişkili değildir. O -huzursuzluk, endişe, sinirlilik, ge­ da haksız olmanız benlik duygunuz için hiçbir fark yaratmaz,
r i l i m , k o r k u , fobi vs. gibi- birçok şekilde gelir. B u tür psikolo­ böylece haklı çıkmak için duyduğunuz o çok zorlayıcı ve derin
j i k k o r k u daima, şu anda olan b i r şeyden değil, olabilecek b i r bir biçimde bilinçsiz gereksinim - k i o b i r şiddet biçimidir- a r ­
şeyden, bu düşünceden kaynaklanır. Zihniniz gelecekteyken, siz tık v a r olmayacaktır. S i z b u durumda ne hissettiğinizi y a d a
şimdi'de ve burada'sımzdır. B u b i r endişe aralığı yaratır. V e

62 63
ŞİMDİnin GÜCÜ BİLİNÇLİLİK: ACIDAN KURTULUŞ YOLU

ne düşündüğünüzü açıkça ve kararlı b i r biçimde belirtebilir­ luğu doldurmak için ego'nun-doyumunun ve özdeşleşecek şey­
siniz, ama onunla ilgili olarak saldırgan y a da savunmacı bir t u ­ lerin peşine düşerler. Böylece onlar temelde kendilerini daha
t u m a girmezsiniz. S i z o zaman benlik duygunuzu zihninizden iyi hissetmek, daha t a m a m hissetmek için mahn-mülkün, p a ­
değil, içinizdeki daha derin ve gerçek b i r yerden almaktasınız- ranın, başarının, gücün, ünün y a da özel bir ib'şkinin peşine dü­
dır. içinizdeki her türlü savunmacüığa dikkat edin. Siz neyi sa­ şer, b u n l a r için uğraşıp çabalarlar. A m a , onlar tüm bu şeylere
vunuyorsunuz? İllüzyoni bir kimliği, zihninizdeki b i r İmajı, bir ı •piştiklerinde bile, çok geçmeden boşluğun hâlâ orada olduğu­
hayali varlığı. B u kalıbı bilinçlendirerek, ona tanık olarak, siz nu, onun dipsiz bir k u y u olduğunu anlarlar. O zaman başları
onunla özdeşleşmeyi bırakırsınız. O zaman, b i l i n c i n i z i n ışığın­ gerçekten dertte olur, çünkü artık kendilerini aldatamazlar. E h ,
da, bilinçsiz kalıp hızla eriyip yok olacaktır. B u ilişkileri k e m i ­ aldatabilirler de ve b u n u yaparlar da, a m a b u n u yapmak gide­
rip aşındıran tüm tartışmaların ve güç oyunlarının sonudur. rek zorlaşır.
Başkaları üzerinde güce sahip olmaya çalışmak, kuvvet kılığı­ Egosal zihin yaşamınızı yönettiği sürece, gerçekten rahat
n a bürünmüş zayıflıktır. Gerçek güç içimizdedir ve ona şimdi ve h u z u r içinde olamazsınız; siz -istediğiniz şeyi elde ettiğiniz,
ulaşabiliriz. bir a r z u n u z u doyuma uğrattığınız o kısa zamanlar dışında- do­
Böylece k o r k u , zihniyle özdeşleşmiş, dolayısıyla Var'lık h a y u m içinde olamazsınız. E g o b i r şeyden alınan b i r benlik duy¬
linde köklenmiş gerçek gücünden, daha derin benliğinden kop­ gusu olduğundan, o dışsal şeylerle özdeşleşmeye ihtiyaç duyar.
muş bir insanın değişmez refakatçisi olacaktır. Z i h n i aşmış i n ­ O sürekli olarak h e m savunulmaya hem de beslenmeye ihtiyaç
sanların sayısı henüz çok azdır, böylece karşılaştığınız y a da t a ­ duyar. E n yaygın ego özdeşleşmeleri mal-mülk, yaptığınız iş, top­
nıdığınız hemen herkesin bir k o r k u hali içinde yaşadığını varsa­ lumsal statü ve itibar, bilgi, eğitim, fiziksel görünüm, özel y e ­
yabilirsiniz. Sadece onun yoğunluğu değişir. O ölçeğin bir ucunda tenekler, ilişkiler, kişisel ve ailesel geçmiş, inanç sistemleri ile
endişe ve k o r k u , öbür ucunda belirsiz b i r huzursuzluk ve uzak ve ayrıca siyasi, milliyetçi, ırkçı, dini ve diğer ortak özdeşleşme­
b i r tehdit duygusu arasında değişir. Çoğu insan, o ancak daha lerle ilgilidir. Bunların hiçbiri siz değildir.
ağır b i r hale geldiğinde onun bilincine varır. Siz b u n u k o r k u t u c u bulmuyor musunuz? Y a da-bunu b i l ­
mek b i r çare olabilir mi? S i z tüm bu şeyleri er y a da geç bırak­
mak zorunda kalacaksınız. B e l k i siz henüz bunu inanılması
Ego'nun Bütünlük Arayışı güç b i r şey olarak görüyorsunuz ve b e n kesinlikle sizden k i m ­
liğinizin b u şeylerde bulunamayacağına inanmanızı istemiyo­
Egosal zihnin ayrılmaz bir parçası olan duygusal acının b i r baş­ r u m . Siz b u n u n gerçeğini kendiniz bileceksiniz. Siz b u n u en
k a veçhesi de derinlere-gömülü bir yoksunluk, b i r eksiklik, bir geç ölümün yaklaştığım hissettiğinizde bileceksiniz. Ölüm siz
bütün-olmama duygusudur. Bazı insanlarda bu bilinçli, diğer­ olmayan her şeyin soyulup gitmesidir. Yaşamın sırrı "ölmeden
lerinde bilinçsizdir. Eğer o bilinçliyse, tedirginlik ve sürekli ola­ ölmek," ve ölüm diye b i r şeyin olmadığını görmektir.
rak değerli olmadığını y a da yeterince iyi olmadığını hissetmek
şeklinde tezahür eder. Eğer o bilinçsizse, sadece dolaylı olarak
şiddetli bir a r z u , istek ve ihtiyaç olarak hissedilir. H e r i k i d u ­
r u m d a da, çoğunlukla, insanlar İçlerinde hissettikleri b u boş-

64 65
3

ŞİMDİ'YE DERİN BİR BİÇİMDE GİRMEK

Kendinizi Zihinde Aramayın

Tam bilinçliliğe ya da spiritüel aydınlanmaya yaklaşabilmek


için Önce zihnimin işleyişi hakkında bir hayli şey öğrenmem ge­
rektiğini düşünüyorum.

Hayır, gerekmiyor. Z i h n i n sorunları z i h i n düzeyinde çözüle­


mez. B i r kez siz temel işlev-bozukluğunu anladığınızda, ger­
çekten, öğrenmeniz y a da anlamanız gereken başka bir şey yok­
tur. Z i h n i n karmaşıklıklarını incelemek sizi i y i bir psikolog y a ­
pabilir, ama b u n u yapmak -tıpkı deliliğin incelenmesinin akıl­
lılığı yaratmaya yeterli olmadığı gibi- sizi z i h n i n ötesine götür­
meyecektir. S i z bilinçsizlik h a l i n i n temel işleyiş biçimini zaten
anladınız: b u zihinle Özdeşleşmektir, k i o sahte benliği, ego'yu
yaratır ve onu V a r ' h k t a köklenen gerçek benliğinizin yerine ge­
çirir. Siz o zaman, İsa'nın dediği gibi, "üzüm asmasından kopa­
rılmış b i r d a l " haline gelirsiniz.
E g o ' n u n gereksinimleri bitmek bilmez. O kendini savun­
masız ve tehdit altında hisseder ve bu yüzden bir k o r k u ve is­
tek hali içinde yaşar. B i r kez siz temel işlev-bozukluğunun n a ­
sıl işlediğini bildiğinizde, artık onun tüm tezahürlerini araştır­
maya, onu karmaşık b i r kişisel sorun haline getirmeye gerek
yoktur. Ego, elbette, bunu sever. O daima, kendi illüzyoni ben-

67
ŞİMDİ'nin GÜCÜ ŞİMDİ YE DERİN BİR BİÇİMDE GİRMEK
l i k duygusunu desteklemek ve güçlendirmek için, bağlanacağı lik verdiği, gelecek de b i r kurtuluş, b i r doyum vaat ettiği için
b i r şey arar ve böylece sizin sorunlarınıza seve seve bağlana­ ortaya çıkar. Bunların her i k i s i de illüzyondur.
caktır. İşte bu yüzden, birçok insanın benlik duygusunun büyük
b i r bölümü onların sorunlarına yakından bağlıdır. B i r kez bu
Ama, bir zaman duygusu olmadan, biz bu dünyada nasıl
olduğunda, onların istedikleri son şey bu sorunlardan k u r t u l ­
işlev yapabiliriz? O zaman artık ulaşmak için çaba gösterile­
maktır; çünkü bu benliğin kaybı anlamına gelecektir. Acı ve ıs­
cek hiçbir hedef olmayacaktır. Ben o zaman kim olduğumu bi­
tıraba bir hayli bilinçsiz ego yatırımı olabilir.
le bilmeyeceğim, çünkü benim bugünkü kimliğimi oluşturan şey
Böylece b i r kez bilinçsizliğin kökenini zihinle - k i b u duy­ geçmişimdir. Bence zaman çok değerli bir şey ve bizim onu bo­
gulan da içerir- Özdeşleşme olarak görüp kabul ettiğinizde, onun şa harcamak yerine, akıllıca kullanmayı öğrenmemiz gerekiyor.
dışına çıkarsınız. S i z orada mevcut hale gelirsiniz. Orada mev­
cut olduğunuzda, zihinle karışmadan, o n u n olduğu gibi olma­
Z a m a n hiç de değerli b i r şey değildir, çünkü o b i r illüzyondur.
sına izin verebilirsiniz. Zihin kendi başına işlev-bozukluğuna
S i z i n değerli olarak algıladığınız şey zaman değil, z a m a m n dı­
sahip değildir. O olağanüstü bir alettir. İşlev-bozukluğu siz ken­
şındaki tek noktadır: Şimdi. O gerçekten değerlidir. Siz zaman
dinizi zihinde aradığınızda ve onu gerçek benliğinizle karıştır­
-geçmiş ve gelecek- üzerinde ne kadar çok odaklanırsanız, Şim­
dığınızda başlar. O zaman, o egosal zihin haline gelir ve tüm y a ­
d i ' y i , var olan en değerli şeyi de o kadar çok kaçırırsınız.
şamınızı ele geçirir.
Şimdi neden en değerli şeydir? B i r i n c i s i , çünkü o tek şey­
dir. O v a r olan her şeydir. Ebedi şimdiki a n , içinde tüm yaşa­
Zaman İllüzyonunu Sona Erdirin mınızın geliştiği yerdir, o değişmez tek etkendir. Yaşam şimdi­
dir. Yaşamınızın şimdi olmadığı bir zaman asla olmamıştır ve
Zihinle Özdeşleşmekten kurtulmak neredeyse olanaksız gibi gö­ olmayacaktır. İkincisi, Şimdi sizi zihnin smırlannın ötesine gö­
rünüyor. Biz hepimiz kendimizi ona kaptırmış durumdayız. Siz türebilecek tek noktadır. O sizin sonsuz ve form'suz Var'lık
bir balığa uçmasını nasıl öğretebilirsiniz ki ? âlemine tek giriş noktanızdır.

işte b u n u n a n a h t a n : Zaman illüzyonunu sona erdirin. Z a m a n


ve z i h i n birbirinden ayrılmaz. Zihinden zamanı ayırm, z i h i n
d u r u r ve siz onu kullanmayı seçmedikçe öyle kalır. Hiçbir Şey Şirndi'nin Dışında Varolamaz
Zihninizle özdeşleşmeniz zamanın kapanma kısılmanız an­
lamına gelir: bu neredeyse yalnızca bellek ve beklentiyle yaşa­ Geçmiş ve gelecek şimdi kadar, bazen ondan daha gerçek değil
maya zorlanmaktır. B u z i h n i n i z i n geçmiş ve gelecekle bitmek midir? Ne de olsa, geçmiş bizim şimdi kim olduğumuzu ve na­
bilmez bir biçimde meşgul olmasına ve şimdiki an'ı onurlandır­ sıl algıladığımızı ve davrandığımızı belirler. Ve gelecek hedef­
ma, kabullenme ve onun olmasına izin verme konusunda istek­ lerimiz şimdi hangi eylemlerde bulunacağımızı belirler.
sizliğe neden olur. B u zorlanma, bu dürtü geçmiş size bir k i m -
Siz b e n i m söylediğim şeyin özünü henüz kavramadınız, çünkü
68 69
ŞİMDİ'nin GUCU ŞİMDİ'VE DERİN BİR BİÇİMDE GİRMEK

onu zihinsel olarak anlamaya çalışıyorsunuz. Zihin bunu anla­ lîir geçmişe ve geleceğe sahip kişilik bir an için geri çekilir ve
yamaz. Sadece siz anlayabilirsiniz. Lütfen, sadece dinleyin. onun yerini -çok sessiz, ama aynı zamanda çok uyanık ve tetik
Sİz hiç Şirndi'nin dışında b i r şey deneyimlediniz m i , yap­ olan- yoğun bir bilinçli mevcudiyet alır. O durumda nasıl bir tep­
tınız mı, düşündünüz mü y a da hissettiniz mi? Ve b u n u yapa­ kinin gösterilmesi gerekiyorsa, bu o bilinç halinden ortaya çıkar.
bileceğinizi sanıyor musunuz? Herhangi bir şeyin Şirndi'nin dı­ Bazı insanların dağcılık, otomobil yarışı gibi tehlikeli faa­
şında v u k u bulması y a da olması mümkün mü? Yanıt aşikâr­ liyetlere katılmalarının nedeni -onlar b u n u n farkında olmasa¬
dır, Öyle değil mi? lar da- b u faaliyetlerin onları Şimdi'de -zamandan, sorunlardan,
Hiçbir şey geçmişte v u k u bulmamıştır; o Şimdi'de v u k u düşünmekten, kişiliğin yüklerinden özgür olan o yoğun b i r b i ­
bulmuştur. limde canlı halde- bulunmaya zorlamasıdır. B u faaliyetler sıra­
Hiçbir şey gelecekte v u k u bulmayacaktır; o Şimdi'de v u ­ sında şimdiki andan b i r saniye bile uzaklaşmak ölüm anlamı­
k u bulacaktır. na gelebilir. N e yazık k i , onlar bu hal içinde olabilmek için belli
S i z i n geçmiş olarak düşündüğünüz şey eski bir Şirndi'nin lıİr faaliyete bağlı ve muhtaç olurlar. A m a , sizin bunun için dağ­
zihinde depolanmış anısıdır. S i z geçmişi hatırladığınızda, b i r ların zirvelerine tırmanmanız gerekmez. S i z bu hal içine şimdi
anıyı yeniden canlandırırsınız ve bunu şimdi yaparsımz. Gele­ girebilirsiniz.
cek ise hayal edilen bir Şimdi'dir, o z i h n i n b i r projeksiyonudur.
Gelecek geldiğinde, Şimdi olarak gelir. Siz gelecek hakkında dü­ ***
şündüğünüzde, b u n u şimdi yaparsınız. Geçmiş ve gelecek, aşi­
kâr b i r biçimde, kendi başma b i r realiteye, b i r gerçekliğe sahip K a d i m zamanlardan beri, tüm geleneklerin spiritüel üstatları
değildir. Tıpkı ayın kendi başına b i r ışığa sahip olmayıp, sade­ spiritüel boyutun anahtarı olarak Şimdi'yi işaret etmişlerdir.
ce güneşin ışığını yansıtabilmesi gibi, geçmiş ve gelecek de sa­ Buna rağmen, görünüşte o bir sır olarak kalmıştır. O kesinlik­
dece ebedi şimdinin ışığının, gücünün ve realitesinin solgun yan­ le kiliselerde ve tapmaklarda öğretilmez. Eğer siz bir kiliseye
sımalarıdır. Onların realitesi Şimdi'den "ödünç alınmıştır." ^derseniz, İncil'den, "Yarını düşünmeyin, çünkü yarın kendi ba­
B e n i m burada söylediğim şeyin özü zihin tarafından anla­ şının çaresine bakacaktır," y a da " E l l e r i n i sabana koyup ge­
şılamaz. Siz onu kavradığınız anda, zihinden Var'lık haline, za­ riye bakan hiç kimse Tanrı'nın A l e m i ' n e giremez," gibi sözle­
mandan anda mevcudiyete doğru bir bilinç değişimi olur. Birden, rin okunduğunu duyabilirsiniz. Y a da, yarın için endişelenme­
her şey size canlı gelir. E n e r j i yayar, Var'lığı yayar. den sonsuz Şimdi'de rahatlık içinde yaşayan ve geçimleri T a n ­
rı tarafından bol b o l sağlanan güzel çiçekler hakkındaki parça­
**• yı dinleyebilirsiniz. B u öğretilerin derinliği ve radikal doğası an­
laşılıp k a b u l edilmemiştir. Görünüşte hiç kimse bu öğretilerin
yaşanması ve böylece derin bir içsel değişim-dönüşüm meyda­
Spiritüel Boyutun Anahtarı na getirmesi için verilmiş olduklarım idrak etmemiştir.

Yaşamı tehdit eden acil durumlarda, zamandan anda mevcudi­


***
yete doğru bilinç değişimi bazen doğal bir biçimde meydana gelir.

70 71
ŞİMDİ'nin GÜCÜ ŞİMDİ YE DERİN BİR BİÇİMDE GİRMEK

Zen'in tüm özü Şirndi'nin bıçak sırtında yürümekten -hiçbir so­ şu ağaca bakarken buldum. Daha önce de ona birkaç kez bak­
r u n u n , hiçbir ıstırabın, özde siz olmayan hiçbir şeyin içinizde mıştım, ama bu kez o farklıydı. Dışsal algılama pek değişme­
barınamayacağı ölçüde tamamen, bütünüyle Şimdi'de mevcut mişti, sadece renkler şimdi daha parlak ve canlı görünüyorlar­
olmaktan- oluşur. Şimdi'de, zamamn yokluğunda, tüm sorunla­ dı. Ama, şimdi ona bir boyut eklenmişti. Bunu açıklamak zor.
rınız ortadan kalkar. Istırabın zamana ihtiyacı vardır; o Şimdi' Nasıl olduğunu bilmiyorum, ama görünmeyen bir şeyin farkı­
de varlığını sürdüremez. na vardım, bunun o ağacın özü, içsel ruhu olduğunu hissettim.
Büyük Zen üstadı Rinzai, Öğrencilerinin dikkatini zaman­ Ve bir biçimde, ben onun bir parçasıydım. Şimdi bu ağacı da­
dan uzaklaştırabilmek için, sık sık parmağını kaldırıp yavaşça ha önce gerçekten görmemiş olduğumu anlıyorum, gördüğüm
şöyle sorardı: "Şu anda eksik olan nedir?" B u z i h i n düzeyinde sadece onun düz ve Ölü bir imgesiymiş. Ben bu ağaca şimdi bak­
bir yanıtı gerektirmeyen güçlü b i r soruydu. O sizin d i k k a t i n i z i tığımda, bu farkındahğın bir kısmı hâlâ mevcut, ama onun ka­
derin bir biçimde Şimdi'ye çekmek için tasarlanmıştı. Zen ge­ yıp gittiğini hissedebiliyorum. Evet, bu deneyim şimdiden geç­
leneğinde benzer b i r soru da şudur: "Eğer şimdi değilse ne za­ mişe doğru geri çekiliyor. Böyle bir şey geçici bir izlenimden da­
man?" ha fazla bir şey olabilir mi ?

*** Siz b i r a n için zamandan özgürleşmiştiniz. Şimdi'ye girmiş ve


dolayısıyla da ağacı zihin perdesi olmadan algılamıştınız. Var'lı­
Şimdi, ayrıca, İslam'ın mistik kolu olan Sufızm (tasavvuf) öğre­ ğm farkmdahğı s i z i n algınızın b i r parçası haline gelmişti. Z a -
tisinin de merkezini oluşturur. Sufıler'in, " S u n , şimdiki anın ço­ man'sız-sonsuz boyutla birlikte farklı türde b i r biliş, her canlı­
cuğudur," diye b i r deyişi vardır. Ve Sufizm'in büyük şairi ve öğ­ nın, her şeyin içinde yaşayan r u h u "öldürmeyen" b i r biliş gelir.
retmeni Mevlâna Celâleddin R u m i şöyle der: "Geçmiş ve gele­ B u yaşamın kutsallığım ve gizemini yok etmeyen, olan her şey
cek Tann'yı bizim gözümüzden saklar; her ikisini de ateşe atıp için derin bir sevgi ve saygı içeren b i r biliştir. B u z i h n i n , hak­
yakın." kında hiçbir şey bilmediği b i r biliştir.
O n üçüncü yüzyılın spiritüel öğretmem Üstat Eckhart tüm Z i h i n ağacı bilemez. O sadece ağaç hakkındaki olguları y a
bunları çok güzel b i r biçimde özetlemiştir: " Z a m a n ışığın bize da bilgiyi bilebilir. B e n i m z i h n i m sizi bilemez, o sadece sizinle
erişmesini engelleyen şeydir. Tanrı ile aramızda zamandan daha ilgili etiketleri, yargıları, olguları ve kanıları bilebilir. Sadece
büyük bir engel y o k t u r . " Var'lık direkt olarak bilir.
Z i h n i n ve zihin bilgisinin de b i r yeri vardır. B u yer günlük
#*« yaşamın uygulama alanındadır. A n c a k , o sizin -diğer insanlar­
l a ve doğayla ilişkileriniz de dahil olmak üzere- yaşamınızın
tüm veçhelerini ele geçirdiğinde, korkunç b i r asalak haline ge­
Şirndi'nin Gücüne Erişmek
lebilir ve eğer bu asalak kontrol edilmezse sonunda gezegen üze­
r i n d e k i tüm yaşamı -ve en sonunda ev sahibim de öldürerek,
Az önce, siz ebedi şimdiden ve geçmiş ile geleceğin gerç
kendisini- öldürebilir.
olmadığından söz ederken, ben kendimi pencerenin dışındak

72 73
ŞİMDİ'nin GÜCÜ ŞİMDİ'YE DERİN BİR BİÇİMDE GİRMEK

Siz az önce, zaman'sız-sonsuz o l a n m algınızı nasıl dönü­ İmajınızın tehdit edilmesi, yaşamınızda k o r k u yaratan bir so­
şüme uğratabileceğini -bir an için- gördünüz. A m a , ne kadar gü­ l u n l a karşılaşmanız, işlerin "kötüye gitmesi" y a da geçmişten
zel ve derin olursa olsun, b i r deneyim yetmez. Gereken ve bizi duygusal bir kompleksin ortaya çıkması gibi belli durumlar güç­
ilgilendiren şey bilinçte kalıcı bir değişimdir. lü bir duygusal b i r i k i m e sahip b i r tepkiyi tahrik ettiğinde ora­
da yoğun b i r mevcudiyete ihtiyaç vardır. B u olaylarda, sizin eği­
Öyleyse şimdiki-an'ı yadsımayı ve ona direnmeyi içeren
liminiz "bilinçsiz" hale gelmektir. O durumda, tepki y a da duy­
eski kalıbı kırın. Gerekmediği zaman, dikkatinizi geçmiş ve ge­
gu sizi ele geçirir, siz o "olursunuz." Siz onu oynarsınız. Siz ken­
lecekten çekmeyi uygulamanız haline getirin. Günlük yaşam­
dinizi haklı, karşı tarafı haksız çıkarır, saldırır, savunursu­
da, zaman boyutunun dışına mümkün olduğunca çok çıkın. Eğer
nuz... ancak bu siz değilsinizdir, bu tepkisel kalıptır, z i h n i n
Şimdi'ye direkt olarak girmeyi zor buluyorsanız, işe z i h n i n i z i n
alışılmış varoluş biçimidir.
alışkanlık haline getirdiği Şimdi'den kaçma eğilimini gözlem­
leyerek başlayın. O zaman geleceğin genelde şimdiki andan da­ Zihinle özdeşleşme ona daha fazla enerji verir, zihni göz­
h a i y i y a da daha kötü olarak hayal edildiğini gözlemleyeceksi­ lemleme ise ondan enerji çeker. Zihinle özdeşleşme daha fazla
niz. Eğer hayal edilen gelecek daha iyiyse, bu size u m u t y a da /aman yaratır; zihni gözlemleme zaman'sız-sonsuz boyutu açar.
zevkli bir beklenti verir. Eğer o daha kötüyse, endişe yaratır. Zihinden çekilen enerji mevcudiyete dönüşür. B i r kez siz mev­
H e r ikisi de illüzyondur. Kendinizi-gözlemleme, yoluyla, otoma­ cut olmanın ne anlama geldiğini hissedebildiğinizde, zamana pra­
t i k olarak yaşamınızda daha fazla mevcut olmaya başlarsınız. tik nedenlerden ötürü ihtiyaç olmadığında zaman boyutunun dı­
Mevcut olmadığınızı fark ettiğiniz anda, mevcut olursunuz. Z i h ­ şına çıkmayı seçmek ve Şimdi'ye daha derin bir biçimde girmek
n i n i z i gözlemleyebildiğinizde, artık onun kapanına kısılı değil- çok daha kolay hale gelir. B u sizin pratik nedenlerden ötürü ona
sinizdir. B u durumda bir başka etken, zihne ait olmayan bir et­ başvurmanız gerektiğinde zamanı -geçmişi y a da geleceği- k u l ­
ken devreye girmiştir: tanık-olan mevcudiyet. lanma yeteneğinizi azaltmaz. B u sizin zihninizi k u l l a n m a yete­
neğinizi zayıflatmaz. Aslında, bu onu güçlendirir. Siz zihninizi
Z i h n i n i z i n -düşüncelerinizin, duygularınızm, değişik d u ­
kullandığınızda, o daha keskin, daha odaklanmış olacaktır.
r u m l a r d a gösterdiğiniz tepkilerin- izleyicisi olarak orada mev­
cut olun. K e n d i tepkilerinizle -en azından tepki vermenize ne­
den olan d u r u m y a da kişiyle ilgilendiğiniz kadar- ilgilenin. A y ­
Psikolojik-Zamanı Bırakmak
rıca, d i k k a t i n i z i n ne kadar sık b i r biçimde geçmişte y a da gele­
cekte bulunduğuna dikkat edin. Gözlemlediğiniz şeyi yargıla­
Zamanı yaşamınızın pratik veçhelerinde kullanmayı öğrenin - k i
mayın y a da analiz etmeyin. Düşünceyi izleyin, duyguyu hisse­
biz buna "saat-zamanı" diyebiliriz- ama, b u pratik meseleleri
din, tepkiyi gözlemleyin. Onlardan kişisel bir sorun çıkarmayın.
hallettiğinizde hemen şimdiki-anm farkmdahğına dönün. B u yol­
O zaman gözlemlediğiniz bu şeylerden daha güçlü b i r şeyi his­
la, geçmişle Özdeşleşmek ve geleceğe sürekli olarak zorlayıcı bir
sedeceksiniz: z i h n i n i z i n içeriğinin ardındaki sessiz, gözlemleyen
dürtüyle projeksiyon yapmak olan "psikolojik-zamanm" bir b i ­
mevcudiyeti, sessiz izleyiciyi.
r i k i m i olmayacaktır.
Saat-zamanı sadece bir randevu vermek y a da bir gezi plân­
***
lamak değildir. O geçmişten ders almayı, böylece aym hataları

74 75
ŞİMDİ'YE DERİN BİR BİÇİMDE GİRMEK
ŞİMDİ'nin GÜCÜ
inam psikolojik-zamana dönüşür. Yaşam yolculuğunuz artık bir
sürekli olarak tekrarlamamayı da içerir. O hedefler oluşturup
serüven olmaz, o sadece b i r şeye erişme, b i r şeyi elde etme,
onlara ulaşmak için çalışmayı da içerir. O geleceği geçmişte -

öğrenilen fiziksel ve matematiksel kalıplara ve yasalara daya­ "onu y a p m a " konusunda saplantılı b i r ihtiyaç haline gelmiş­
narak tahmin etmeyi ve bu tahminlerimize dayanarak uyı tir. Artık siz ne yol kenarındaki çiçekleri görüp koklar, ne de
eylemlerde bulunmayı da içerir. Şimdi'de mevcutken tüm çevrenizde gelişen yaşamın güzelliği­
nin ve mucizesinin farkında olursunuz.
A m a orada, geçmişe ve geleceğe başvurmadan yapamaya
cağımız pratik yaşam alanında bile, şimdiki a n esas etken ola ***
rak kalır: Geçmişten herhangi b i r ders mevcut konuyla ilgi
hale gelir ve şimdi uygulanır. H e r h a n g i bir plânlama ve belli
bir hedefe ulaşmak için çalışma şimdi yapılır. Ben Şirndi'nin çok büyük bir öneme sahip olduğunu anlayabi­
liyorum, ama zamanın tümüyle bir illüzyon olduğuna, bu gö­
Aydınlanmış insanın esas d i k k a t odağı daima Şimdi'dir,
ama o hâlâ çevresel olarak zamanın farkındadır. B i r başka d rüşünüze katılmıyorum.
yişle, o saat-zamanım kullanmayı sürdürür, ama psikoîojik-za
mandan özgürdür. Ben " z a m a n b i r illüzyondur" derken, niyetim felsefi bir b i l d i ­
rimde b u l u n m a k değildir. Ben sadece size basit b i r olguyu ha¬
B u n u uygularken d i k k a t l i o l u n k i farkında olmadan saat-
l ırlatıyorum; bu o kadar aşikâr b i r olgudur k i siz onu k a v r a ­
zamanım psikolojik-zamana dönüştürmeyesiniz. Örneğin, eğer
geçmişte bir hata yaptıysanız ve ondan şimdi ders aldıysanız, makta zorlanabilir, hatta anlamsız b u l a b i l i r s i n i z ; ama o b i r
siz saat-zamanını kullanmaktasmızdır. Öte yandan, eğer zih­ kez bütünüyle idrak edildiğinde, tüm zihİn-ürünü karmaşıklık
nen hâlâ onun üzerinde duruyor, kendinizi eleştiriyor, pişman­ ve " s o r u n " tabakalarım b i r kılıç gibi kesip geçebilir. Tekrar söy­
lık ve suçluluk duyuyorsanız, o zaman onu benlik duygunuzun leyeyim: şimdiki an sizin sahip olduğunuz tüm şeydir. Yaşa­
bir parçası haline getirme hatasını işliyor olursunuz ve böyle­ mınızın " b u a n " olmadığı b i r zaman asla olmamıştır. B u bir ol­
ce o -daima yanlış bir k i m l i k duygusuyla bağlantılı olan- psiko- gu, b i r gerçek değil midir?
lojik-zaman haline gelir. Bağışlanıazlık kesinlikle ağır b i r psi-
kolojik-zaman yükünü gösterir.
I'sikolojik-Zaman Deliliği
Eğer kendinize b i r hedef belirler ve ona ulaşmak için ça­
lışırsanız, siz saat-zamanını kullanmaktasmızdır. S i z nereye Eğer onun ortak tezahürlerine bakarsanız psikolojik-zamamn
ulaşmak istediğinizin farkındasımzdır, a m a bu anda attığınız zihinsel b i r hastalık olduğu konusunda hiçbir kuşkunuz k a l ­
adımı onurlandırmakta ve tüm d i k k a t i n i z i ona vermektesiniz- 1
maz. O n l a r -en yüksek hayrın gelecekte yattığı ve dolayısıyla
dir. Eğer sonra -belki mutluluğu, doyumu y a da daha t a m bir sonucun kullanılan vasıtayı mazur gösterdiği varsayımıyla İş
benlik duygusunu onda aradığınız için- hedefiniz üzerinde aşı-1 gören, örneğin, komünizm, milliyetçi sosyalizm (faşizm) y a da
rı derecede odaklanırsanız, artık Şimdi'yi onurlandırmaz olur­
herhangi b i r milliyetçilik veya katı dini inanç sistemleri şek­
sunuz. O hiçbir asli değere sahip olmadan, sadece geleceğe doğ­
linde ortaya çıkarlar. Burada sonuç b i r fikirdir, zihnin-projek-
r u b i r atlama taşı haline indirgenmiş olur. O zaman saat-za- ]
le-ettiği gelecekte kurtuluşa herhangi b i r şekilde (mutluluk, do-

76 77
ŞİMDİ'nin GÜCÜ ŞİMDİ'YE DERİN BİR BİÇİMDE GİRMEK

y u m , eşitlik, özgürlük vs. şeklinde) erişilecek bir noktadır. V a ı »lumsuzluğun ve Istırabın Kökleri Zamandadır
çoğu kez de o noktaya erişme vasıtası insanların şimdi köle-
leştirilmeleri, işkence görmeleri ve katledilmeleridir. Ama, geleceğin şimdi'den daha iyi olacağı inancı her zaman
Örneğin, Rusya'da, Çin'de ve diğer ülkelerde komünizmir bir illüzyon değildir. Şimdi korku ve endişe yaratıcı olabilir, iş­
gelişmesini sağlamak, oralarda "daha i y i b i r dünya" yaratma in- gelecekte daha iyi olabilir ve çoğu kez de olur.
için elli milyon insanın öldürüldüğü tahmin edilmektedir.* Bı
gelecekteki b i r cennete olan inancın nasıl şimdi b i r cehenneı Çoğunlukla, gelecek geçmişin bir kopyasıdır. Yüzeysel değişik­
yarattığıyla ilgili tüyler ürpertici bir örnektir. Psikolojik-zama- likler olabilir, a m a gerçek değişim nadirdir ve o Şirndi'nin gü­
n m ağır ve tehlikeli b i r zihinsel hastalık olduğu konusunda he rüne erişerek geçmişi ortadan kaldıracak kadar yeterince mev­
hangi bir kuşku olabilir mi? r u t olabilmenize bağlıdır. S i z i n gelecek olarak algıladığınız şey
B u zihin kalıbı sizin yaşamınızda nasıl işler? Siz daima bu­ şimdiki bilinç h a l i n i z i n asli b i r parçasıdır. Eğer zihniniz geç­
lunduğunuz yerden başka bir yere ulaşmaya çalışıyor musunuz? mişin ağır bir yükünü taşıyorsa, aynı şeyi daha fazla deneyim­
Yaptığınız şeylerin çoğu sadece bir sonuca ulaşma vasıtası mı? li-yeceksinizdir. Geçmiş kendini anda mevcudiyetin yokluğu yo­
Doyumunuz daima gelecekte m i , y a da seks, yemek, içki, uyuş­ luyla sürdürür. Geleceği şekillendiren şey b u andaki bilincini­
turucu veya heyecan gibi kısa-ömürlü hazlarla mı sınırlı? zin niteliğidir, k i b u gelecek, elbette, ancak Şimdi olarak de-
daima bir şey olma, b i r şey elde etme, bîr şeye erişme üzerinde ı ıcyimlenebilir.
m i odaklanıyorsunuz y a da yeni heyecanların ve nazların peşin­ Siz on milyon dolar kazanabilirsiniz, ama bu yüzeysel, de­
den m i koşuyorsunuz? Eğer daha fazla şey elde ederseniz daha rine inmeyen b i r değişimdir. B u kez daha lüks b i r çevrede ay­
doyumlu hale geleceğinize, yeterince iyi y a da psikolojik olarak nı koşullanmış kalıpları sergilemeye devam edeceksinizdir. i n ­
tamam olacağınıza inanıyor musunuz? B i r erkeğin y a da kadı­ sanlar atomu parçalamayı Öğrenmişlerdir. Şimdi on-yirmi kişi­
nın yaşamınıza anlam kazandırmasını mı bekliyorsunuz? yi tahta b i r sopayla öldürmek yerine, b i r insan sadece bir düğ­
N o r m a l , zihinle-özdeşleşmiş y a da aydınlanmamış bilinç meye basarak bir milyon insanı öldürebilir. P e k i , b u gerçek b i r
hali içindeyken, Şimdi'de yatan güç ve sonsuz yaratıcı potan­ değişim midir?
siyel psikolojik-zaman tarafından tamamen örtülüp gizlenir. O Eğer geleceği belirleyen şey b i l i n c i n i z i n b u andaki niteliği
zaman yaşamınız canlılığını, tazeliğini, hayret ve hayranlık duy­ ise, peki, bilincinizin niteliğini belirleyen şey nedir? O anda mev-
gusunu yitirir. E s k i düşünce, duygu, davranış, tepki ve arzu ka­ eudiyet dereceniz. Böylece, gerçek değişimin meydana gelebi­
lıpları tekrar tekrar sergilenip durur, b u zihninizde bulunan ve leceği ve geçmişin ortadan kaldırılabileceği tek yer Şİmdi'dir.
size b i r tür k i m l i k veren, ama Şirndi'nin realitesini çarpıtan,
olduğundan başka gösteren ya da gizleyen b i r senaryodur. Z i ­ ***
h i n o zaman doyum vermeyen şimdiki andan b i r kaçış olarak
geleceğe saplantılı b i r biçimde bağlanır. Tüm olumsuzluğa neden olan şey psikolojik-zamanm b i r i k i m i
ve şimdiki anın yadsınmasıdır. Huzursuzluğa, endişeye, gerili­
Z.Brzezinski. The Grand Failure (Charles Scribner's Sons, New York 1989),
me, üzüntüye -tüm k o r k u hallerine- çok fazla gelecekte b u l u n -
s.239-40

78 79
ŞİMDİ'nin GÜCÜ ŞİMDİ'YE DERİN BİR BİÇİMDE GİRMEK
m a k ve yeterince anda mevcut olmamak neden olur. Suçluluk
Yaşam-Durumunuzun Altındaki Yaşamı Bulmak
duygusu, içerleme, yakınma, acı, üzüntü, b u r u k l u k ve tüm ba­
ğışlamama hallerine çok fazla geçmişte b u l u n m a k ve yeterince
Şiniği nasıl özgür olabileceğimi anlamıyorum. Ben şu anda ya­
şimdiki anda mevcut olmamak neden olur.
yımımdan son derece mutsuzum. Bu bir olgu ve kesinlikle Öyle
Çoğu insan tüm olumsuzluktan arınmış bir bilinç h a l i n i n olmadığı halde kendimi her şeyin iyi olduğuna ikna etmeye ça­
mümkün olduğuna inanmakta zorlanır. Ancak, b u tüm s p i r i ­ lışırsam kendimi aldatıyor olurum. Benim için şimdiki an çok
tüel öğretilerin işaret ettikleri özgürlük halidir. O illüzyoni bir mutsuz; ve hiç de Özgürleştirici değil. Benim devam etmemi sağ­
gelecekte değil, t a m şimdi ve burada kurtuluş vaadidir. layan şey gelecekte bir düzelme olması umudu ya da olasılığı.
Siz zamanı tüm ıstırabınızın y a da sorunlarımzm nedeni
olarak görüp kabullenmekte zorlanabilirsiniz. Siz b u ıstırapla­
Bakın, o aslında tamamen zaman tarafından zaptedildiği h a l ­
r a yaşamınızdaki belirli durumların neden olduğuna inanırsı­
de siz d i k k a t i n i z i n şimdiki anda bulunduğunu sanıyorsunuz.
nız ve geleneksel b i r görüş noktasından görüldüğünde, b u doğ­
S i z i n "yaşamım" dediğiniz şey daha doğru biçimde " y a -
r u d u r . A m a , siz z i h n i n temel sorun-yaratıcı işlev-bozukluğuy-
ijam-durumunuz" olarak isimlendirilebilir. O psikolojik-zaman-
la -onun geçmişe ve geleceğe bağlılığı ve Şimdi'yi yadsımasıy-
dır: yani, geçmiş ve gelecek. Geçmişte belli şeyler sizin istediği­
l a - başa çıkana dek, sorunlar aslında b i r b i r i ile değiştirilebilir.
Eğer tüm sorunlarınız y a da ıstırap ve mutsuzluğun algılanan niz gibi olmamıştır. Siz hâlâ geçmişte olup bitene direnmekte-
nedenleri bugün mucizevi b i r biçimde ortadan kalkmış olsa, Nİnizdir ve şimdi de, olana direnmektesinizdir. U m u t sizin de­
a m a siz yine de daha mevcut, daha bilinçli hale gelmemişseniz, vam etmenizi sağlar, a m a u m u t sizi geleceğe odaklanmış halde
çok geçmeden k e n d i n i z i -her nereye giderseniz gidin sizi izle­ tutar ve b u odaklanma Şimdi'yi yadsımanızı ve dolayısıyla da
y e n b i r gölge gibi- benzer bir dizi sorunla ya da ıstırap nede­ mutsuzluğunuzu sürdürür.
niyle birlikte b u l u r d u n u z . N i h a i olarak, tek b i r sorun vardır:
zamana-bağlı z i h n i n kendisi. Mevcut yaşam-durumumun geçmişte olup biten şeylerin bir so­
nucu olduğu doğru, ama o hâlâ benim mevcut durumum ve ona
saplanıp kalmak beni mutsuz ediyor.
Sorunlarımdan tümüyle kuıiulabüeceğim bir noktaya erişebi­
leceğime inanamıyorum.
B i r süre için yaşam-durumunuzu u n u t u n ve d i k k a t i n i z i yaşa­

Haklısınız. Siz o noktaya asla erişemezsiniz, çünkü siz şimdi o mınıza v e r i n .


noktada bulunuyorsunuz.
Zamanda bir kurtuluş yoktur. Siz gelecekte özgür olamaz­ Aradaki fark nedir?
sınız. Özgürlüğün anahtarı anda mevcut olmaktır, böylece siz
ancak şimdi özgür olabilirsiniz. Yaşam-durumunuz zamanda b u l u n u r .
Yaşamınız ise şimdi'dir.
Yaşam d u r u m u n u z zihnin-ürünüdür.
Yaşamınız ise gerçektir.

80
81
ŞİMDİ'nin GÜCÜ ŞİMDİ'YE DERİN BİR BİÇİMDE GİRMEK

"Yaşama götüren dar giriş kapısını" bulun. O n a Şimdi d lar, öyle değil mi? Onlar çözülmediler. Bu durumda ben geçici
nir. Yaşamınızı b u a n ' a daraltın. Yaşam-durumunuz sorunlar­ olarak onlardan kaçmış olmuyor muyum?
l a dolu olabilir - k i çoğu yaşam-durumu Öyledir- ama, şu and
herhangi b i r sorununuz olup olmadığına bakın. Yarın y a da on Eğer siz k e n d i n i z i cennette bulmuş olsaydınız, çok geçmeden
dakika sonra değil, şimdi. Şimdi bir sorununuz var mı? /.ilminiz "evet, a m a . . . " diyecekti. N i h a i olarak, bu sorunlarını­
Siz sorunlarla dolu olduğunuzda, yeni bir şeyin girebilme­ zı çözmenizle ilgili b i r şey değildir. B u hiçbir sorunun olmadı­
si için yer, b i r çözüm İçin yer y o k t u r . B u yüzden, yapabildiği ğını idrak etmekle ilgili bir şeydir. Sadece şimdi başa çıkılacak
niz her a n b i r yer açın, bir boşluk yaratın kî yaşam-durumu- ya da değişene veya başa çıkılabilecek hale gelene dek kendi ha­
n u z u n altındaki yaşamı bulabilesiniz. line bırakılıp şimdiki anın "oluşunun" b i r parçası olarak kabul
Duyularınızı t a m olarak kullanın. Bulunduğunuz yerde edilecek d u r u m l a r vardır. Sorunlar zihnin-ürünüdür ve onla­
o l u n . Çevrenize bakın. Sadece b a k m , yorumlamayın. Işığı, şe­ rın varlıklarını sürdürebilmek için zamana ihtiyaçları vardır.
k i l l e r i , r e n k l e r i , dokuları görün. H e r bir şeyin sessiz mevcudi­ (tnlar Şirndi'nin gerçekliğinde varlıklarını sürdüremezler.
y e t i n i n farkında o l u n . H e r şeyin olmasına i z i n veren boşluğun D i k k a t i n i z i Şimdi üzerinde odaklayın ve bana şu anda ne
farkında o l u n . Sesleri dinleyin; onları yargılamayın. Seslerin sorununuz olduğunu söyleyin.
altındaki sessizliği dinleyin. B i r şeye -herhangi b i r şeye- doku­
n u n ve onun Var'lığmı hissedin, onu k a b u l ve tasdik edin. N e ­ ***
fes alıp verişinizin r i t m i n i gözlemleyin; içinize girip çıkan ha­
vayı hissedin, bedeninizdeki yaşam enerjisini hissedin. İçiniz­ Sizlerden b i r yanıt alamadım, çünkü dikkatiniz tümüyle Şim­
de ve dışınızda, her şeyin olmasına i z i n v e r i n . H e r şeyin " o l u ­ di'de olduğunda bir sorununuzun olması mümkün değildir. B u
şuna" i z i n verin. Şimdi'ye derin bir biçimde girin.. y a başa çıkılması y a da kabullenilmesi gereken b i r d u r u m d u r ,
Siz bu durumda zihinsel soyutlamanın, zamanın zayıf dü O kadar. O n u neden b i r soruna dönüştürmeli ki? Neden her­
şürücü ve hissizleştirici dünyasını geride bırakmaktasımzdır. hangi b i r şeyi bir soruna dönüştürmeli ki? Yaşam zaten yete­
Siz, yavaş yavaş, dünya'yı zehirlediği ve y o k ettiği gibi, yaşam rince zor değil mi? S i z i n sorunlara neden ihtiyacınız vardır?
enerjinizi de tüketen deli zihnin dışına çıkmaktasımzdır. Siz za­ Zihin bilinçsiz bir biçimde sorunları sever, çünkü onlar size bir
m a n rüyasından şimdiki an'a uyanmaktasınızdır. tür k i m l i k verirler. B u normaldir ve delice b i r şeydir. " S o r u n , "
sizin şimdi b i r eylemde b u l u n m a konusunda gerçek niyetiniz ya
*** da olanağınız olmadan b i r d u r u m üzerinde zihnen durduğunuz
ve o n u bilinçsiz olarak benlik duygunuzun b i r parçası kıldığı­
nız anlamına gelir. B u d u r u m d a yaşam-durumunuz tarafın­
Tüm Sorunlar Zihnin İllüzyonlarıdır dan öyle ezilirsiniz k i yaşam duygunuzu, Var'lık duygunuzu y i ­
tirirsiniz. Y a da dildiatinizi şimdi yapabileceğiniz tek bir şey üze­
Bu sanki üzerinizden ağır bir yük kaldırılmış gibi bir duyg rinde odaklamak yerine, zihninizde gelecekte yapacağınız y a
veriyor. Bir hafiflik duygusu hissediyorsunuz. Ben kendimi ber­ da yapabileceğiniz onlarca şeyin delice yükünü taşımaktasınız dır.
rak hissediyorum... ama sorunlarım hâlâ orada beni bekliyor-

82 83
ŞİMDİ'nin GÜCÜ ŞİMDİ'YE DERİN BİR BİÇİMDE GİRMEK

Bakın, b i r sorun yarattığınızda, acı da yaratırsınız. B u n u una sizin gelecekte odaklanmanız ve Şimdi ile temasınızı y i t i r ­
yapmamak tümüyie basit b i r seçimi, basit b i r kararı gerekti­ menizle bağlantılıdır. Şimdi'de hiçbir sorun olmadığı gibi, hiç­
r i r : ne olursa olsun, artık kendim için daha fazla acı yaratma­ bir k o r k u da y o k t u r .
yacağım. Artık daha fazla sorun yaratmayacağım. B u , basit bir Şimdi başa çıkmanız gereken b i r d u r u m ortaya çıktığın­
seçim olmasına karşın, çok radikal bir seçimdir de. S i z ıstırap da, eğer o şimdiki-amn farkındalığmdan kaynaklanıyorsa, sizin
çekmekten gerçekten bıkıp usanmadıkça, gerçekten canınıza eyleminiz net, kesin ve direkt olacaktır. O ayrıca, büyük olası­
yetmedikçe bu seçimi yapmazsımz. Ve Şirndi'nin gücüne ulaş­ lıkla, etkili b i r eylem olacaktır. O z i h n i n i z i n geçmiş koşullan­
madıkça, b u n u yürütemezsiniz. Eğer kendiniz için daha fazla masından kaynaklanan b i r tepki değil, d u r u m a sezgisel bir kar­
acı yaratmazsanız, o zaman başkaları için de daha fazla acı y a ­ gılık olacaktır. Siz zamana-bağh z i h n i n tepki göstereceği diğer
ratmazsınız. O zaman, artık güzelim Dünya'yı, içsel yerinizi ve durumlarda ise hiçbir şey yapmamayı, sadece Şimdi'de merkez­
ortak insan psişesini de sorun-yaratmanm olumsuzluğuyla k i r ­ lenmiş olarak kalmayı daha etkili bulacaksmızdır.
letmezsiniz.

**+ Ililinç Tekâmülünde Dev Bir Hamle

Han tarif ettiğiniz bu zihinden ve zamandan kurtulma halini


Eğer bir ölüm-kahm durumunda, öylesine acil bir durumda k a l -
mışsamz, b u n u n b i r sorun olmadığım bilirsiniz. B u durumda kısa anlar için yaşadım, ama geçmiş ve gelecek o kadar ezici bir
z i h i n gezinip onu b i r sorun haline getirecek zamanı bulama­ biçimde güçlü ki bu anları uzun bir süre koruyamıyorum.
mıştır. Gerçek b i r acil durumda z i h i n d u r u r ; siz Şimdi'de .tü­
müyle mevcut hale gelirsiniz ve sonsuz derecede daha güçlü Zamana-bağh bilinç tarzı insan psişesine derin bir biçimde gö­
bir şey idareyi ele geçirir. îşte b u yüzden sıradan insanların bir­ mülüdür. A m a , b i z i m burada yaptığımız şey dünyanın ortak b i ­
denbire son derece cesur eylemlerde bulunabildikleri durumlar lincinde meydana gelen çok derin b i r değişim-dönüşümün b i r
yaşanır. H e r h a n g i b i r acil durumda, sîz y a sağ kalırsınız y a da parçasıdır: b u , b i l i n c i n madde, form ve ayrılık rüyasından uya­
kalamazsınız. H e r i k i durumda da, bu b i r sorun değildir. nışıdır. B u , z a m a m n sona erişidir. B i z binlerce yıldır insan y a ­
Bazı insanlar ben sorunların illüzyon olduğunu söylediğim­ şamına hükmetmiş z i h i n kalıplarını kırıyoruz. Geniş bir ölçek­
de kızarlar. B u d u r u m d a benim onları k i m l i k duygularından te akla hayale sığmaz ıstırap yaratmış zihin kalıplarım. B e n "kö­
y o k s u n bıraktığımı, böyle b i r tehdidi hissederler. O n l a r sahte tü" sözcüğünü kullanmıyorum. Onu bilinçsizlik y a da delilik ola­
b i r benlik duygusuna çok fazla zaman-yatırımı yapmışlardır. rak adlandırmak daha yararlıdır.
Yıllardır, onlar bilinçsiz bir biçimde bütün k i m l i k l e r i n i sorun­
ları y a da ıstırapları olarak tanımlamışlardır. B u sorunlar y a Eski bilinç tarzının, ya da daha doğrusu bilinçsizliğin bu par­
da ıstıraplar olmadan onlar k i m olacaklardır? çalanıp sona erişi: bu bizim yapmak zorunda olduğumuz bir
şey mi, yoksa o zaten, her halükârda olacak mı? Yani, bu kaçı­
insanların söyledikleri, düşündükleri y a da yaptıkları şey­
l e r i n çoğu aslında k o r k u tarafından yönlendirilir, k i k o r k u da- nılmaz bir değişim mi?

84 85
ŞİMDİ'nin GÜCÜ ŞİMDİ'YE DERİN BİR BİÇİMDE GİRMEK

B u b i r perspektif meselesidir. Y a p m a ve kendiliğinden meyda­ I lyleyse eyleminizin meyvesiyle, sonucuyla ilgilenmeyin, dikka­
n a gelme aslında tekil bir süreçtir; siz bilincin bütünü ile bir tinizi sadece eylemin kendisine verin. Sonuç kendiliğinden ge­
olduğunuzdan, ikisini ayıramazsınız. A m a , insanların b u n u ya­ lecektir. B u güçlü bir spiritüel uygulamadır. V a r olan en eski ve
pacaklarının mutlak bir garantisi yoktur. B u kaçınılmaz y a da güzel spiritüel Öğretilerden biri olan Bhagavad Gita'âa, eylemi­
kendiliğinden meydana gelen b i r süreç değildir. S i z i n işbirliği- nizin sonucuna bağh-olmamaya K a r m a Yoga denir. O, "kutsal
niz onun asli b i r parçasıdır. S i z ona nasıl bakarsanız bakın, o ryîem" yolu olarak tanımlanır.
i n s a n ırkı olarak varlığımızı sürdürmemizin tek şansı olduğu Şimdi'den uzaklaşma dürtüsü ortadan kalktığında, V a r '
gibi, bilinç tekâmülünde de dev bir hamledir. hk sevinci yaptığınız her şeye akar. D i k k a t i n i z Şimdi'ye dön­
düğü anda, bir mevcudiyet, b i r sessizlik, bir h u z u r hissedersi­
niz. S i z artık doyum için geleceğe bağlı olmaz, kurtuluşu onda
Var'lığın Sevinci aramazsınız. Dolayısıyla da, sonuçlara bağlı olmazsınız. B u d u ­
rumda, ne başarısızlık ne de başarı sizin içsel Var'lık halinizi
Psikolojik-zaman tarafından ele geçirilmenize i z i n verdiğiniz i leğiştirebilecek güce sahiptir. Siz yaşam-durumunuzun altın­
konusunda sizi uyarması için basit b i r ölçüt kullanabilirsiniz, daki yaşamı buimuşsunuzdur.
Kendinize şunu sorun: Yaptığım şeyde sevinç, rahatlık ve ha­
Psikolojik-zamanm yokluğunda, siz benlik duygunuzu k i ­
fiflik v a r mı? Eğer yoksa, zaman şimdiki a m örtüp karartıyor,
şisel geçmişinizden değil, Var'lıktan alırsınız. Dolayısıyla, za­
ve yaşam bir yük y a da b i r mücadele olarak algılanıyor demek­
ten olduğunuz şeyden başka b i r şey haline gelme psikolojik ge­
tir.
reksinimi artık hissedilmez. Dünyada, yaşam-durumunuz düze­
Eğer yaptığınız şeyde bir sevinç, rahatlık y a da hafiflik yinde, siz gerçekten zengin, bilgili, başardı, şundan ya da bundan
yoksa, b u ille de s i z i n yaptığınız şeyi değiştirmeniz gerektiği özgür hale gelebilirsiniz, ama Var'lığm daha derin boyutunda
anlamına gelmez. Nasıl'ı değiştirmek yeterli olabilir. "Nasıl" siz şimdi tamam ve bütünsünüzdür.
daima " n e " d e n daha önemlidir. Elde etmek istediğiniz sonuç­
tan çok, bunu nasıl yaptığınıza daha fazla dikkat verip vere­
O bütünlük hali içinde, biz hâlâ dışsal hedeflerin peşine dü­
meyeceğinize b a k m . E n büyük d i k k a t i yaşanan anın sunduğu
şebilir, ya da bunu yapmayı isteyebilir miyiz?
şeye verin. B u , olanı tamamen k a b u l ettiğiniz anlamına gelir,
çünkü siz en büyük dikkati bir şeye verip de aynı zamanda
Elbette, ama, gelecekte bir şeyin y a da b i r i s i n i n sizi k u r t a r a -
ona direnemezsiniz. S i z şimdiki an'ı onurlandırır onurlandır­
eağı veya m u t l u edeceği illüzyonİ beklentisine sahip olmazsı­
maz, tüm m u t s u z l u k ve mücadele ortadan kalkar ve yaşam se­
vinç ve h u z u r l a akmaya başlar. Şimdiki-anm farkındahğıyla nız. Yaşam-durumunuz söz konusu olduğunda erişilecek y a da
davrandığınızda, yaptığınız her şey -en basit eylem bile- b i r n i ­ elde edilecek şeyler olabilir. B u form, kazanma ve kaybetme
telik, özen ve sevgi duygusuyla dolu hale gelir. dünyasıdır. B u n u n l a birlikte, daha derin b i r düzeyde siz zaten
(.amamsmızdır ve b u n u idrak ettiğinizde, yaptığınız şeyin ar­
***
dında oyunbaz, sevinç dolu b i r enerji olur. Psikolojik-zaman-
ılan kurtulmuş olarak, artık hedeflerinizin peşine k o r k u , öfke,

86 87
ŞİMDİ'nin GÜCÜ

hoşnutsuzluk y a da " b i r i haline gelme" gereksinimi tarafından


yönetilen acımasız bir kararlılıkla düşmezsiniz. Ego için benlik
kaybı olan başarısızlık korkusu yüzünden hareketsiz ve atıl da
kalmazsınız. Daha derin benlik duygunuzu V a r ' h k t a n aldığınız­
da, " b i r şey haline gelme" psikolojik gereksiniminden kurtul­ 4
duğunuzda, ne mutluluğunuz ne de benlik duygunuz sonuca
bağlı olur ve böylece korkudan k u r t u l u r s u n u z . Siz kahcıkğı-
sürekliliği onun bulunamayacağı bir yerde, yani form, kazan- ZİHNİN ŞİMDİ'DEN KAÇMA STRATEJİLERİ
ma-kaybetme, doğum-ölüm dünyasında aramazsınız. Durumla­
rın, koşulların, yerlerin y a da insanların sizi mutlu etmelerini
talep etmez ve böylece onlar beklentilerinize uygun davranma­
dıklarında ıstırap çekmezsiniz. Şirndi'nin Yitirilmesi: Esas Yanılgı
B u durumda her şey onurlandırılır, ama hiçbir şey önem­ lien zamanın sonuçta bir illüzyon olduğunu tamamen kabul et­
li olmaz. F o r m l a r doğar ve ölürler, ancak siz formların altın­ sem bile, bu benim yaşamımda ne fark yaratacak ? Ben hâlâ ta­
daki ebedi-olanm farkındasmızdır. Siz "gerçek olan hiçbir şe­
mamen zamanın hükmettiği bir dünyada yaşamak zorundayım.
y i n tehdit edilemeyeceğini"* bilirsiniz.
B u s i z i n Var'lık haliniz olduğunda, siz nasıl olur da ba­ Bİr şeyi akli olarak kabul etmek sadece bir başka inançtır ve
şarılı olamazsınız? Siz zaten, çoktan başarmışsmızdır.
yaşamınız için büyük b i r fark yaratmayacaktır. B u gerçeği i d ­
rak etmek için, onu yaşamanız gerekir. B e d e n i n i z i n her hücre­
si yaşam dolu olduğunu hissedecek kadar anda mevcut oldu­
ğunda ve siz o yaşamı her an VarTık sevinci olarak hissedebil­
diğinizde, o zaman s i z i n zamandan özgür olduğunuz söylene­
bilir.

Ama, ben hâlâ yarın faturaları ödemek zorundayım ve ben hâ­


lâ başka herkes gibi yaşlanıp öleceğim. Öyleyse zamandan özgür
olduğumu nasıl söyleyebilirim?

S o r u n yarının faturaları değildir. S o r u n fiziksel bedenin ölü­


mü değildir. S o r u n Şirndi'nin yitirilmesidir, ziyan edilmesidir;
y a da daha doğrusu, b i r durumu, olayı veya duyguyu kişisel b i r
soruna ve ıstıraba dönüştüren esas yanılgıdır. Şimdinin y i t i r i l ­
* A Course in Miracles (Mucizeler Kursu) (Foundation for Inner Peace
mesi Var'lığın yitirilmesidir.
1990), Introduction

88 89
ŞİMDİ'nin GÜCÜ ZİHNİN ŞİMDİ'DEN KAÇMA STRATEJİLERİ

Zamandan özgürleşmek kimliğiniz için geçmiş, ve doyumu­ Sıradan Bilinçsizlik ve Derin Bilinçsizlik
nuz için gelecek psikolojik gereksiniminden özgürleşmektir. 0
hayal edebileceğiniz en derin bilinç değişim-dönüşümünü tem­ •'Bilinçsizliğin farklı düzeyleri" derken neyi kastediyorsunuz?
sil eder. Bazı nadir vakalarda, bu bilinç değişimi çarpıcı ve kök­
ten b i r biçimde, y a n i temelli olarak meydana gelir. B u , çoğun­ liildiğiniz gibi, u y u r k e n siz sürekli olarak rüyasız u y k u aşama­
l u k l a , yoğun b i r ıstırabın ortasında m u t l a k bir teslimiyet yo¬ ları ile rüya hali arasında gider gelirsiniz. Benzer şekilde, u y a ­
luyla meydana gelir. Ancak, çoğu insanın b u n u n üzerinde ça­ nık haldeyken çoğu insan sadece sıradan bilinçsizlik ile derin
lışması gerekir. bilinçsizlik arasında gider gelir. B e n i m sıradan bilinçsizlik de­
Siz zaman'sız-sonsuz bilinç halini i l k kez kısa bir süre için diğim şey sizin düşüncelerinizle, duygularınızla, tepkilerinizle,
gördüğünüzde, zaman ve anda-mevcudiyet boyutları arasında arzularınızla ve nefretlerinizle özdeşleşmenizdir. B u çoğu i n ­
gidip gelmeye başlarsınız. Önce d i k k a t i n i z i n ne kadar seyrek sanın normal halidir. O haldeyken, siz egosal z i h i n tarafından
b i r biçimde gerçekten Şimdi'de bulunduğunun farkına varırsı­ yönetilirsiniz ve Var'lığm farkında olmazsınız. B u ağır b i r acı
nız. A m a , anda mevcut olmadığınızı bilmek büyük b i r başarı­ ya da m u t s u z l u k hali değil, neredeyse sürekli bir hafif h u z u r ­
dır: b u biliş -başlangıçta sadece birkaç saniye sürse bile- mev­ suzluk, hoşnutsuzluk, can sıkıntısı y a da sinirlilik halidir, h u
cudiyettir. Sonra, giderek artan bir sıklıkla, bilincinizi geçmiş ve fonda duyulan b i r tür cızırtı gibidir. Siz b u cızırtının farkında
gelecek yerine şimdiki anda odaklamayı seçersiniz ve her ne olmayabilirsiniz, çünkü o " n o r m a l " yaşamın bir parçasıdır. B u ,
zaman Şimdi'yi yitirdiğinizi fark ederseniz, onun içinde sadece bir havalandırmanın uğultusu gibi, sürekli arkadan gelen dü­
birkaç saniye değil, çok daha u z u n bir süre kalabihrsiniz. Böy­ şük bir gürültüyü o kesilene dek fark etmemenize benzer. B u
lece, siz anda mevcudiyet haline sağlam b i r biçimde yerleşme­ gürültü birden kesildiğinde, siz bir rahatlama hissedersiniz. B i r ­
den önce, yani t a m bilinçli olmadan Önce, b i r süre bilinç ve b i ­ çok insan bu temel huzursuzluktan k u r t u l m a k için bilinçsiz b i r
linçsizlik arasında, anda mevcudiyet hali ile zihinle özdeşleşme çabayla alkolü, uyuşturucuları, seksi, yemeği, televizyonu, hat­
hali arasında gider gelirsiniz. Siz tekrar tekrar Şimdi'yi kaybe­ ta alışverişi bir anestetik (hissi iptal eden b i r uyuşturucu) ola­
der ve ona geri dönersiniz. E n sonunda, anda-mevcudiyet s i z i n rak kullanır. B u olduğunda, aşırıya kaçmadan kullanıldığında
hâkim haliniz olur. çok zevk verici olabilecek b i r faaliyet zorlayıcı y a da bağımlı
kılıcı b i r nitelikle dolar ve onun vasıtasıyla elde edilen şey son
Çoğu insan, anda-mevcudiyeti ya hiç deneyimlemez y a da derece kısa ömürlü b i r rahatlama olur.
seyrek olarak, onun ne olduğunu tanımadan, tesadüfen ve kısa
bir süre için deneyimler. Çoğu insan bilinç İle bilinçsizlik arasın­ Sıradan bilinçsizliğin huzursuzluğu, işler "ters gittiğin­
da değil, sadece bilinçsizliğin farklı düzeyleri arasında gidip gelir. de", ego tehdit edildiğinde, yaşam-durumunuzda gerçek veya
hayal edilen büyük b i r mücadele, tehdit y a da kayıp veya b i r
ilişkide çatışma olduğunda derin bilinçsizliğin acısına dönüşür;
bu daha ağır y a da aşikâr b i r ıstırap veya mutsuzluk halidir. B u
sıradan bilinçsizliğin yoğunlaşmış b i r versiyonudur; B u r a d a o
tür olarak değil, derece olarak farklıdır.

90 91
ŞİMDİ'nin GÜCÜ ZİHNİN ŞİMDİ'DEN KAÇMA STRATE|İtERİ

Sıradan bilinçsizlikte, olana alışılmış direnme y a da on ı ııtır. Nasıl karanlık ışığın mevcudiyetinde varlığım sürdüremez­
yadsıma -çoğu insanın normal yaşam olarak kabul ettiği- hu i n ; , hiçbir bilinçsizlik, olumsuzluk uyuşmazlık ve şiddet de b u
zursuzluğu ve hoşnutsuzluğu yaratır. B u direnme ego'ya bir .ilana girip varlığım sürdüremez.
meydan okuma y a da tehdit yüzünden yoğunlaştığında, bu öf­ Siz -anda mevcut olmanın asli bir parçası olan- düşünce­
ke, ağır k o r k u , saldırganlık, depresyon vs. gibi yoğun bir olum­ lerinizin ve duygularınızın tanığı olmayı öğrendiğinizde, sıra­
suzluk meydana getirir. D e r i n bilinçsizlik, çoğunlukla, acı-be­ dan bilinçsizliğin a r k a plândaki "cızırtısının" i l k kez farkına
deninin aktive edilmesi ve sizin onunla özdeşleşmeniz anlamı­ kırdığınızda ve İçinizin ne kadar nadiren rahat ve h u z u r l u ol­
n a gelir. Fiziksel şiddet ancak derin bilinçsizlik durumunda or­ duğunu fark ettiğinizde şaşırabilirsiniz. Düşünme düzeyiniz­
taya çıkar. O ayrıca b i r insan kalabalığı, hatta tüm bir ulus olum­ de, yargüama, hoşnutsuzluk ve Şimdi'den uzağa zihinsel pro­
suz bir ortak enerji alam ürettiğinde kolayca meydana gelebilir. jeksiyon şeklinde b i r hayli direnç bulacaksınız. Duygusal dü­
S i z i n bilinç düzeyinizin en i y i göstergesi yaşam mücade¬ zeyde, gizli bir h u z u r s u z l u k , gerdim, can sıkıntısı y a da sinir­
leleriyle, zorluklarıyla nasıl başa çıktığınızdır. B u mücadeleler lilik cereyanı olacaktır. H e r i k i s i de alışılmış direnme hali içİn-
yoluyla bilinçsiz b i r insan daha da derin bir biçimde bilinçsiz ı leki z i h n i n veçheleridir.
hale gelme ve bilinçli b i r insan daha yoğun b i r biçimde bilinçli
hale gelme eğilimi gösterir. Siz b i r mücadelenin sizi uyandırma­
sına da izin verebilirsiniz, daha derin bir uykuya çekmesine de < )nlar Ne Arıyorlar?
Sıradan bilinçsizlik rüyası o zaman bir kâbusa dönüşür.
Cari J u n g , kitaplarından birinde b i r Kızdderili şefle yaptığı b i r
Eğer siz b i r odada tek başınıza oturmak, ormanda yü
konuşmayı anlatır. B u konuşma sırasında, Kızılderili şef onun
mek, y a da b i r i n i dinlemek gibi normal durumlarda bile o r a
algısına göre çoğu beyaz insanın gergin b i r yüze, sabit bakış­
mevcut olamıyorsamz, o zaman b i r şey "kötüye gittiğinde," y
lara ve kaba b i r davranış tarzına sahip olduğunu belirtir ve
da zor insanlar veya d u r u m l a r l a , kayıpla y a da kayıp tehdidiy
şöyle ekler: " O n l a r daima b i r şey arıyorlar. N e arıyorlar? B e -
le karşılaştığınızda kesinlikle bilinçli kalamayacaksımzdır.
vazlar daima b i r şey istiyorlar. O n l a r daima huzursuz ve r a ­
zaman siz bir tepki tarafından ele geçirileceksinizdir, k i b u s:
hatsızlar. B i z onların ne istediklerini bilmiyoruz. Onların deli
nuçta daima bir k o r k u biçimidir ve siz derin bilinçsizliğe çeki
olduklarım düşünüyoruz."
leceksinizdir. B u mücadeleler, zorluklar sizin smavlarınızdır. S i ­
z i n gözleriniz kapalı olarak ne kadar u z u n bir süre oturabile­ Kuşkusuz, b u sürekli gizli h u z u r s u z l u k cereyanı Batı e n ­
ceğiniz y a da hangi vizyonları göreceğiniz değil, sadece b u zor­ düstriyel uygarlığının yükselişinden u z u n zaman önce başla­
l u k l a r l a başa çıkma biçiminiz size ve diğerlerine bilinciniz-'- mıştır, a m a b u şimdi Doğu'nun büyük bölümü de dahil olmak
hangi düzeyde bulunduğunu gösterecektir. üzere neredeyse tüm dünyayı kaplayan Batı uygarlığında ağır
bir biçimde tezahür etmektedir. O, İsa zamanında da vardı, on­
Böylece yaşamınıza, her şeyin nispeten daha yolunda g i dan altı yüzyd önce, B u d a zamanında da vardı, ondan u z u n za­
tiği sıradan d u r u m l a r d a daha fazla bilinç getirmek gerekir. B man önce de vardı. S i z neden daima endişelisiniz? İsa, havari­
şekilde, siz anda-mevcudiyet gücü açısından gelişirsiniz. B u siz­ lerine şöyle sormuştu: "Endişeli düşünce ömrünüzü b i r gün
de ve çevrenizde yüksek titreşim frekanslı b i r enerji alanı y a

92 93
ŞİMDİ'nin GÜCÜ ZİHNİN ŞİMDİ DEN KAÇMA STRATEIİLERİ

bile uzatabilir m i ? " Ve B u d a , ıstırabın kökünün b i z i m sürekli dar ilgilenin. Eğer içinizi yoluna koyarsanız, dışarısı da yoluna
isteyişimiz ve arzulayışımızda bulunduğunu öğretmiştir. ['.irecektir. Esas realite içinizde, ikincil realite dışımzdadır. A m a ,
Şimdi'ye ortak b i r işlev-bozukluğu olarak direnmek, özün­ bu soruları hemen yanıtlamayın. D i k k a t i n i z i içinize yöneltin.
de Var'lığm farkındalığının yitirilmesine bağlıdır ve b u bizim İçinize bir bakın. Z i h n i n i z ne tür düşünceler üretiyor? N e his­
insani özeliklerini yitirmiş endüstriyel uygarlığımızın temelini sediyorsunuz? D i k k a t i n i z i bedeninize yöneltin. Bedeninizde bir
oluşturur. B u arada Freud da bu gizli huzursuzluk cereyanının gerilim hissediyor musunuz? B i r kez düşük düzeyde b i r h u ­
varlığım saptamış ve ondan Uygarlık ve Hoşnutsuzlukları adlı zursuzluk, geri plânda bir cızırtı bulunduğunu saptadığınızda,
kitabında söz etmiştir, ama o bu huzursuzluğun gerçek köke­ Şimdi'yi yadsıyarak yaşamdan nasıl kaçtığınızı, ona nasıl d i ­
n i n i saptayamamış ve ondan kurtuluşun mümkün olduğunu rendiğinizi y a da onu nasıl yadsıdığınızı görmeye çalışın. İn­
fark edememiştir. B u ortak işlev-bozukluğu çok mutsuz ve şid­ sanların şimdiki an'a bilinçsizce mrenmelerinin birçok yolu var­
det dolu bir uygarlık yaratmıştır; ve bu uygarlık sadece kendisi dır. Sİze birkaç örnek vereceğim. Uygulamayla, sizin kendini-
için değil, gezegen üzerindeki tüm yaşam için de b i r tehdit ha­ gözlemleme, içsel halinizi İzleme gücünüz keskinleşecektir.
line gelmiştir.

Mutsuzluktan Kurtuluş
Sıradan Bilinçsizliği Ortadan Kaldırmak
Yaptığınız şeyi yaptığınız için içerliyor musunuz? B u s i z i n işi­
Öyleyse biz bu ıstırap kaynağından nasıl kurtulabiliriz? niz olabilir, y a d a siz bir şeyi yapmayı kabul etmişsinizdir ve
unu yapmaktasınızdır, a m a b i r yanınız ona içerlemekte ve d i ­
O n u bilinçli hale getirin. İçinizde ortaya çıkan huzursuzluk, renmektedir. Size yakın b i r insana karşı açığa vurulmamış b i r
hoşnutsuzluk ve g e r i l i m i n nasıl gereksiz yargılama, olana d i ­ içerleme taşıyor musunuz? B u n d a n dolayı yaydığınız enerjinin
renme ve Şimdi'yi yadsıma sonucunda ortaya çıktığını gözlem­ eok zararlı etkileri olduğunu, onunla hem kendinizi hem de çev­
leyin. Siz bilincin ışığını ona yönelttiğinizde, bilinçsiz olan her renizdekileri kirlettiğinizin farkında mısınız? İçinize iyice b i r
şey eriyip yok olur. B i r kez siz sıradan büinçsizliği nasıl orta­ bakın. İçinizde içerlemenin, gönülsüzlüğün en ufak b i r kırın­
dan kaldıracağınızı bildiğinizde, anda-mevcudiyetinizin ışığı pı­ tısı v a r mı? Eğer varsa, onu hem zihinsel hem de duygusal dü­
rıl pırıl parlayacak ve derin bilinçsizliğin aşağı çekişini hisset­ zeyde gözlemleyin. Z i h n i n i z b u d u r u m l a ilgili nasıl düşünceler
tiğiniz her seferinde onunla başa çıkmanız çok daha kolay ola­ üretiyor? Sonra duyguya bakın, bedeniniz b u düşüncelere han­
caktır. B u n u n l a birlikte, sıradan bilinçsizlik çok normal oldu­ gi duyguyla tepki gösteriyor? Duyguyu hissedin. O hoş b i r his
ğundan, başlangıçta onu fark etmeniz kolay olmayabilir. m i , yoksa nahoş bir his m i veriyor? O içinizde bulunmasını ger­
çekten seçeceğiniz b i r enerji mi? Siz b i r seçime sahip misinizi
Kendinizi gözlemleyerek zihinsel-duygusal halinizi izleme­
y i bir alışkanlık haline getirin. " B e n şu anda h u z u r l u muyum?" B e l k i siz aldatıldınız* sömürüldünüz, belki meşgul oldu­
sorusu kendinize sık sık sorabileceğiniz i y i bir sorudur. Y a da, ğunuz faaliyet sıkıcı usandırıcıdır, belki size yakın olan biri sah­
"Şu anda içimde ne oluyor?" diye sorabilirsiniz. İçinizde ne tekârdır, sinir bozucudur y a da bilinçsizdir, ama tüm bunlar
olduğuyla, en azından dışarıda ne olduğuyla ilgilendiğiniz k a - k o n u dışıdır. B u d u r u m l a ilgili düşüncelerinizin ve duyguları-

94 95
ŞİMDİ'nin GÜCÜ ZİHNİN ŞİMDİ'DEN KAÇMA STRATEJİLERİ

nızın geçerli b i r nedeninin olup olmaması, sizin haklı olup ol­ ı )ııu bırakarak. E l i n i z d e tuttuğunuz kızgın b i r kömürü nasıl
mamamız hiç fark etmez. Gerçek, sizin olana direnmenizdir. bırakırsınız? Taşıdığınız ağır ve gereksiz bir yükü nasıl b i r a ­
Siz şimdiki an'ı b i r hasım, b i r düşman haline getirmektesiniz- lı irsiniz? Artık o acıyı çekmek y a da o yükü taşımak istemedi­
dir. İçsel ile dışsal olan arasında mutsuzluk ve çatışma yarat- ğinizi görüp kabul ederek ve sonra onu bırakarak.
maktasınızdır. S i z i n mutsuzluğunuz sadece içsel varlığınızı ve D e r i n bilinçsizliğin de, acı-bedeni gibi, y a da diğer derin
çevrenizdekileri değil, aynı zamanda ayrılmaz b i r parçası oldu­ ııcı (Örneğin, sevdiğiniz b i r inşam yitirmek) gibi, d u r u m u k a ­
ğunuz ortak insan psişesini de kirletmektedir. Gezegenin k i r ­ bullenmenin mevcudiyetinizin ışığıyla -sürdürülen d i k k a t i n i z ­
lenmesi, sadece içsel psişik bir kirlenmenin -milyonlarca bilinç­ le- birleştirilmesi yoluyla dönüşüme uğratılması gerekir. Öte
siz bireyin içsel alanının sorumluluğunu üstlenmemesinin- dış­ yandan, sıradan bilinçsizlikteki birçok kalıp b i r kez siz onları
sal b i r yansımasıdır. tırtık İstemediğinizi y a da onlara ihtiyacınızın olmadığını, b i r
B u durumda, y a yaptığınız şeyi yapmayı bırakın, ilgili k i ­ seçime sahip olduğunuzu, s i z i n b i r otomatik davranış yığmı
şiyle konuşup ne hissettiğinizi t a m olarak ifade edin, y a da zih­ olmadığınızı bildiğinizde kolayca bırakdabilir. Tüm bunlar s i ­
n i n i z i n bu d u r u m çevresinde yarattığı ve sahte b i r benlik duy­ zin Şirndi'nin gücüne erişebileceğiniz anlamına gelir. Onsuz,
gusunu güçlendirmekten başka bir amaca hizmet etmeyen olum­ siz hiçbir seçime sahip değilsinizdir.
suzluğu bırakın. O n u n boşunalığım, yararsızlığını görüp kabul
etmek önemlidir. O l u m s u z l u k b i r d u r u m l a başa çıkmanın asla ICğer siz bazı duygulara olumsuz diyorsanız, bu durumda da­
en i y i , en uygun y o l u değildir. Aslında, çoğu durumda o siz$ ha önce açıkladığınız gibi bir zihinsel iyi-kötü kutbiyeti yarat-
içinde eli kolu bağlı, sıkışmış b i r halde tutar, gerçek değişimi iniyor musunuz?
engeller. O l u m s u z enerjiyle yapılan herhangi b i r şey onun t a ­
rafından kirletilecek ve zamanla daha fazla acıya, daha fazla I layır. K u t b i y e t daha önceki b i r aşamada z i h n i n i z şimdiki an'ı
mutsuzluğa neden olacaktır. Dahası, her olumsuz iç hali bula­ kötü olarak yargdadığmda yaratılmıştı; b u yargı o zaman olum­
şıcıdır: M u t s u z l u k fiziksel b i r hastalıktan daha kolayca yayılır. suz duyguyu yaratmıştı.
Rezonans yasası yoluyla, o -onlar bağışık, y a n i çok bilinçli ol­
madıkça- başkalarında gizli olumsuzluğu harekete geçirir ve Ama, siz bazı duygulara olumsuz dediğinizde, aslında onların
besler. orada bulunmamaları, bu duygulara sahip olmamamız gerek­
Siz dünyayı kirletiyor musunuz, yoksa kirliliği temizliyor tiğini söylüyor olmuyor musunuz? Benim anlayışıma göre, on­
musunuz? S i z , tıpkı gezegenden sorumlu olduğunuz gibi, içsel ları kötü diye yargılamak ya da onlara sahip olmamamız ge­
alanınızdan da sorumlusunuz; bundan, başka kimse sorumlu rektiğini söylemek yerine, ortaya çıkan her türlü duyguyu his­
değüdir. içiniz nasdsa dışarısı da öyledir: Eğer insanlar içsel setmemize izin vermeliyiz. İçerlemek pekâlâdır; öfkelenmek, si­
kirliliği temizlerlerse, dışsal k i r l i l i k yaratmayı da bırakacak­ nirlenmek, huysuzlanmak pekâlâdır; aksi takdirde biz duygu­
lardır. larımızı bastırır, içsel çatışma ya da yadsımaya düşeriz. Her
şey olduğu gibi pekâlâdır.
Sizin önerdiğiniz gibi olumsuzluğu nasıl bırakabiliriz?

96 97
ŞİMDİ'nin GÜCÜ ZİHNİN ŞİMDİ DEN KAÇMA STRATEJİLERİ

Elbette. B i r kez b i r zihin kalıbı, b i r duygu, y a da b i r tepki or­ jekte etmenizin daha az olası olduğu kesinlikle doğrudur. A m a ,
taya çıktığında, onu kabul edin. S i z o meselede b i r seçime sa­ kendinizi aldatıp aldatmadığınızı merak ediyorum. S i z kabul­
hip olacak kadar yeterince bilinçli değildiniz. B u b i r yargı de­ lenmeyi b i r süre için uyguladığınızda, b i r nokta gelir, artık b u
ğil, sadece bir olgudur. Eğer siz bir seçime sahip olsaydınız, ya olumsuz duyguların yaratılmadığı b i r sonraki aşamaya geçme­
da bir seçime sahip olduğunuzu idrak etmiş olsaydınız, ıstı­ niz gerekir. Eğer bunu yapmazsanız, "kabullenmeniz" ego'nun
rabı mı yoksa sevinci m i , rahatlığı mı yoksa rahatsızlığı mı, mutsuzluğa düşmeyi sürdürmesine i z i n veren b i r zihinsel eti­
h u z u r u m u yoksa çatışmayı mı seçerdiniz? Siz sizi doğal esen­ ket haline gelir ve böylece diğer insanlardan, çevrenizden, b u ­
l i k halinizden, yaşam sevincinizden koparan b i r düşünce y a da rada ve şimdi'nizden ayrılık duygusunu güçlendirir. Bildiğiniz
duyguyu m u seçerdiniz? Ben böyle b i r duyguya olumsuz diyo­ gibi, ayrılık ego'nun k i m l i k duygusunun temelidir. Gerçek k a ­
r u m , k i bu sadece kötü anlamına gelir. " B u n u yapmamalıy­ bullenme b u hisleri b i r anda dönüşüme uğratır. V e siz her şe­
dın," anlamında değil, ama sadece, midenizin rahatsızlanması yin dediğiniz gibi "pekâlâ" olduğunu (ki b u elbette doğrudur)
gibi, basit olgusal anlamda kötü. gerçekten derin bir biçimde biliyorsanız, o zaman b u olumsuz
İnsanların sadece y i r m i n c i yüzyılda yüz milyonu aşkın i n ­ hisleri i l k başta hissetmezdiniz. Olanı yargılamasaydmız, ona
sanı Öldürmüş olmaları nasıl mümkün olabilir?* İnsanların (.lirenmeseydiniz, b u olumsuz hisler de ortaya çıkmazlardı. S i z
birbirlerine b u büyüklükte b i r acı vermeleri hayal edilemez zihninizde " h e r şeyin pekâlâ olduğu" f i k r i n e sahipsiniz, ama
b i r şeydir. Ve b u hesaba onların birbirlerine ve diğer canlılara derinlerde b u n a gerçekten inanmıyorsunuz ve böyle eski z i -
günbegün uygulamayı sürdürdükleri zihinsel, duygusal ve fi* lıinsel-duygusal direnç kalıpları hâlâ yerindedir. S i z i n k e n d i n i ­
ziksel şiddet, işkence, acı ve zulüm dahil değildir. zi kötü hissetmenize neden olan da budur.

Onlar doğal halleriyle, içlerindeki yaşam sevinciyle temas­


t a oldukları için m i bu şeklide davranırlar? Elbette değil. S a ­ Bu da pekâlâdır.
dece derin b i r biçimde olumsuz bir halde bulunan, kendini ger­
çekten çok kötü hisseden insanlar nasıl hissettiklerinin bir Siz bilinçsiz olma hakkınızı, acı çekme hakkınızı mı savunu­
yansıması olarak böyle b i r realite yaratırlar. Şimdi onlar ken­ yorsunuz? Endişelenmeyin, hiç kimse b u n u sizden alıp götür­
dilerini yaşatan doğayı ve gezegeni yok etmekle meşguldürler meyecek. Sİz belli türde b i r yiyeceğin sizi hasta ettiğini fark
İnanılmaz, ama gerçek. İnsanlar tehlikeli bir biçimde deli ve ettiğinizde, bu yiyeceği yemeyi ve hasta olmanın pekâlâ oldu­
hasta b i r türdür. B u b i r yargı değil, bir olgudur. A m a , akıllılı­ ğunu iddia etmeyi sürdürür müsünüz?
ğın hemen orada, deliliğin altında olduğu da b i r gerçektir. Şifa
ve kurtuluş hemen şimdi mümkündür.
Sizin söylediğiniz şeye geri dönersek, içerlemenizi, huysuz­ Her Neredeyseniz, Tamamen Orada Olun
luğunuzu, öfkenizi vs. kabul ettiğinizde artık onları körleme
sine sergilemeye zorlanmayacağınız ve onları başkalarına p r Sıradan bilinçsizliğe başka örnekler de verebilir misiniz?

K e n d i n i z i konuşurken y a da düşünürken, içinde bulduğunuz


* R. L. Sivard, WoHd Milıtaıy and Social Expenditures 1996, 16. Baskı
(World Priorities, Washington D.C., 1996), s. 7. bir d u r u m , diğer insanların yaptıkları y a da söyledikleri şey-

98 99
ŞİMDİ'nin GÜCÜ ZİHNİN ŞİMDİ DEN KAÇMA STRATEJİLERİ

ler, çevreniz, yaşam-durumunuz ve hatta hava d u r u m u hak­ Böyle yapmak k o r k u ile sizin düşünüşünüz arasındaki bağı ke­
kında yakınırken yakalamaya çalışın. Yakınmak daima olanı ser. K o r k u n u n z i h n i n i z e yükselmesine İzin vermeyin. Şimdi'
k a b u l etmemektir. O, değişmez b i r biçimde, bilinçsiz b i r olum­ n i n gücünü kullanın. K o r k u ona üstün gelemez.
suz b i r i k i m taşır. Siz yakındığınızda, k e n d i n i z i b i r k u r b a n y a ­ Eğer burada ve şimdi'nizi değiştirmek için yapabileceği­
parsınız. Açıkça, çekinmeden konuştuğunuzda ise gücünüzde niz b i r şey gerçekten yoksa ve o d u r u m d a n uzaklaşamıyorsa-
olursunuz. Öyleyse eğer gerekliyse y a da mümkünse eyleme m z , o zaman tüm içsel direnci bırakarak burada ve şimdi'nizi
geçerek veya açıkça konuşarak d u r u m u değiştirin; d u r u m u bı­ bütünüyle kabul edin. O zaman mutsuzluk, içerleme hissetmek­
rakın y a da kabul edin. B u n u n dışında her şey deliliktir. ten ve kendine acımaktan hoşlanan sahte, mutsuz benlik var­
Sıradan bilinçsizlik daima Şimdİ'nİn yadsmmasıyla bağlan­ lığını sürdüremez. B u n a teslimiyet denir. Teslimiyet zayıflık de­
tılıdır. Şimdi, elbette, burada anlamına da gelir. Siz b u r a d a ve ğildir. O n u n içinde büyük bir güç vardır. Sadece teslim olmuş
şimdi'nİze direniyor musunuz? Bazı insanlar daima başka b i r b i r i n s a n r u h s a l güce sahiptir. Teslimiyet yoluyla, siz d u r u m ­
yerde olmayı tercih ederler. Onların "burada"sı asla yeterince dan içsel olarak özgür olursunuz. O zaman d u r u m u n sizin b i r
i y i değildir. K e n d i n i z i gözlemleyerek, sizin yaşamınızda da d u ­ çaba göstermenize gerek kalmadan değiştiğini görebilirsiniz.
r u m u n böyle olup olmadığını görün. H e r nerede bulunuyorsa­ H e r i k i d u r u m d a da siz özgürsünüzdür.
nız, tamamen orada olun. Eğer burada ve şimdi'nizi katlanıl­ Y a da yapmanız "gereken," a m a yapmadığınız bir şey v a r
maz buluyorsanız ve o sizi mutsuz ediyorsa, üç seçeneğe sa­ mı? Kalkın ve onu şimdi yapın. Veya, eğer seçiminiz buysa,
hipsinizdir: y a o d u r u m d a n uzaklaşm, y a onu değiştirin y a da eylemsizliğinizi, tembelliğinizi y a d a pasifliğinizi şu anda t a ­
tümüyle kabul edin. Eğer yaşamınızın sorumluluğunu üstlen­ mamen kabul edin. O n a bütünüyle girin. O n u n keyfini çıkarın.
mek istiyorsanız, bu üç seçenekten b i r i n i seçmelisiniz ve şimdi Olabildiğiniz kadar tembel y a da eylemsiz olun. Eğer onun içine
seçmelisiniz. S o n r a sonuçları kabul edin. Hiçbir bahane yarat­ bütünüyle ve bilinçli olarak girerseniz, çok geçmeden onun dı­
madan. Hiçbir olumsuzluk yaratmadan. Hiçbir psişik kirlilik ya­ şına çıkacaksımzdır. Y a da belki b u n u yapmayacaksmızdır. H e r
ratmadan. İçsel alanınızı temiz t u t u n . i k i halde de, hiçbir içsel çatışma, direnme ve olumsuzluk yok­
Eğer eyleme geçmeyi -durumdan uzaklaşmayı y a da onu tur.
değiştirmeyi- seçerseniz, önce, eğer mümkünse, olumsuzluğu Gergin misiniz? Şimdiki an'ı ona ulaşma vasıtasına i n d i r ­
bırakın. N e y i n gerektiğiyle ilgili içgörüden kaynaklanan eylem, geyecek kadar geleceğe ulaşmakla mı meşgulsünüz? G e r g i n l i ­
olumsuzluktan kaynaklanan eylemden daha etkilidir. ğe (strese) " b u r a d a " olmak, a m a " o r a d a " olmayı istemek, y a
H e r h a n g i b i r eylem, çoğunlukla, eylemsizlikten daha iyi­ da şimdi'de b u l u n m a k ama gelecekte olmayı istemek yol açar.
dir, özellikle u z u n b i r süredir mutsuz bir duruma saplanıp k a l - B u sizi içsel olarak parçalayan b i r bölünmedir. Böyle b i r içsel
mışsamz. Eğer o eylem b i r hataysa, en azından bir şey öğrenir­ bölünme y a r a t m a k ve o n u n l a yaşamak delice bir şeydir. H e r ­
siniz, k i b u d u r u m d a o artık b i r hata olmaz. Eğer öylece sapla­ kesin b u n u yapması onu daha az delice kılmaz. Eğer bunu yap­
nıp kalırsanız, hiçbir şey öğrenemezsiniz. K o r k u sizin eyleme mak zorundaysanız, k e n d i n i z i geleceğe projekte etmeden ve
geçmenizi engelliyor mu? K o r k u y u kabul ve tasdik edin, onu şimdiki a n ' a direnmeden de hızlı hareket edebilir, hızlı çalışabi­
izleyin, dikkatinizi ona verin, onunla tümüyle mevcut olun. lir, hatta koşabilirsiniz. Hareket eder, çalışır ve koşarken b u n u

100 101
ŞİMDİ'nin GÜCÜ ZİHNİN ŞİMDİ DEN KAÇMA STRATEJİLERİ

bütünüyle yapın. O anın enerji akışının, yüksek enerjinin ta­ tir. Siz sadece şimdiki an'ı kabul ve tasdik ederek b u sağlığı ve
dını çikarın. Şimdi artık gergin değilsinizdir, artık kendinizi i k i ­ yaşamı kemiren delüiği durdurabilirsiniz. Soluk alıp verişini­
ye bölmemektesinizdir. Sadece hareket etmekte, koşmakta, ça­ zin farkında olun. Havanın bedeninize girip çıkışını hissedin.
lışmakta ve bundan zevk almaktasmızdır. Y a da her şeyi bıra­ İçsel enerji alanınızı hissedin. Z i h n i n hayali projeksiyonlarının
kıp, p a r k a gidip b i r sırada oturabilirsiniz. Ancak, bunu yaptı­ tersine, gerçek yaşamda başa çıkmanız gereken tüm şey bu
ğınızda, z i h n i n i z i izleyin. O diyebilir k i : "Çalışıyor olman gere­ andır. Kendinize gelecek yıl, yarın y a da beş dakika sonra de­
k i r d i . Boşa zaman harcıyorsun." Z i h n i gözlemleyin. O n a gülüm­ ğil, şu anda hangi " s o r u n a " sahip olduğunuzu sorun. B u anda
seyin. yolunda olmayan ne vardır? S i z Şimdi ile daima başa çıkabilir­
Geçmiş, d i k k a t i n i z i n büyük bölümünü alıyor mu? Sık sık siniz, ama gelecekle asla başa çıkamazsınız, bunu yapmak zo­
onun hakkında o l u m l u y a da olumsuz biçimde konuşup düşü­ r u n d a da değilsiniz. N e önce ne de sonra, ancak ona ihtiyacı­
nüyor musunuz? Başardığınız büyük şeyler, serüvenleriniz, de­ nız olduğu anda yanıt, güç, doğru eylem y a da kaynak ortaya
neyimleriniz, y a da kurban-oîma Öykünüz ve size yapılan kor­ çıkacaktır.
kunç şeyler veya belki sizin b i r başkasına yapmış olduğunuz " B i r gün b u n u yapacağım." Hedefiniz şimdiki an'ı sonuca
şeyler hakkında... Düşünce süreçleriniz suçluluk duygusu, k i ­ götüren b i r vasıtaya indirgeyeceğiniz kadar çok dikkatinizi alı­
bir, içerleme, öfke, pişmanlık ya da kendine-acıma yaratıyor mu? yor mu? O sizin yaptığınız şeyden sevinç duymanızı engelliyor
Eğer öyleyse, o zaman siz sadece sahte b i r benlik duygusunu mu? S i z yaşamaya başlamayı mı bekliyorsunuz? Eğer böyle b i r
güçlendirmekle kalmıyor, ama psişenizde geçmişin b i r b i r i k i ­ z i h i n kalıbı geliştirirseniz, neyi başarırsanız başarın, neyi elde
m i n i yaratarak bedeninizin yaşlanma sürecini de hızlandırıyor ederseniz edin, şimdiki an asla yeterince i y i olmayacak, gele­
olursunuz. Çevrenizde geçmişe t u t u n m a konusunda güçlü bir cek daima daha i y i görünecektir. B u kalıcı bir doyumsuzluk için
eğilime sahip olanları gözlemleyerek bunu kendiniz de görebi­ mükemmel b i r reçetedir, öyle değil mi?
lirsiniz.
Siz "beklemeyi" alışkanlık haline m i getirdiniz? Yaşamı­
H e r a n geçmişi geride bırakın. S i z i n ona ihtiyacınız yok­ nızın ne kadarını bekleyerek harcıyorsunuz? B e n i m "küçük-
tur. O n a sadece şimdiki a n i mutlak şekilde ügilendirdiğinde baş­ ölçekte bekleme" dediğim şey postanede k u y r u k t a beklemek,
v u r u n . B u anın gücünü ve Var'lığın tamhğını hissedin. M e v c u ­ trafik sıkışıklığında, havaalanında beklemek, y a da birisinin
diyetinizi hissedin. gelmesini, b i r işin bitmesini vs. beklemektir. "Büyük-ölçekte
bekleme" ise b i r sonraki tatili, daha i y i b i r işi, çocukların bü­
*** yümelerini, gerçekten anlamlı bir ilişkiyi, başarıyı, para k a ­
zanmayı, önemli olmayı, aydınlanmayı beklemektir. İnsanla­
Endişeli misiniz? Sık sık, "eğer... olursa, ne olur?" diye düşü­ rın tüm yaşamlarını yaşamaya başlamayı bekleyerek geçirme­
nüyor musunuz? Eğer öyleyse siz, k e n d i n i gelecekteki hayali leri az görülen b i r şey değildir.
b i r d u r u m a projekte eden ve k o r k u yaratan zihninizle özdeş- Beklemek b i r zihinsel haldir. Temelde, bu sizin geleceği is­
leşmişsinizdir. S i z i n böyle b i r d u r u m l a başa çıkmanızın hiçbir tediğiniz, şimdi'yi istemediğiniz anlamına gelir. Siz elde etti­
yolu y o k t u r , çünkü o mevcut değildir. O zihinsel bir hayalet- ğiniz şeyi istememekte, elde etmediğiniz şeyi istemektesiniz-

102 103
ŞİMDİ'nin GÜCÜ ZİHNİN ŞİMDİ'DEN KAÇMA 5TRATEIİLERİ

dir. H e r tür bekleyişle siz, bilinçsiz olarak, burada ve şimdi, caklardır. S i z Varlıkta kalamayacak ve böylece gerçek zengin­
y a n i olmak istemediğiniz yer ile, projekte edilen gelecek, yani lik olan şimdiki yaşamın doluluğunu hissedemeyeceksiniz.
olmak istediğiniz yer arasında içsel bir çatışma yaratırsınız. B u Öyleyse bir zihin hali olarak beklemeyi bırakın. Bekleme­
s i z i n şimdi'yi yitirmenize yol açarak yaşam kalitenizi büyük ye kaydığınızı fark ettiğinizde... kendinizi o halden hemen k u r ­
Ölçüde düşürür. tarın. Şimdiki a n ' a girin. Sadece olun ve olmanın tadım çıka­
Yaşam-durumunuzu düzeltmeye, iyileştirmeye çalışmak­ rın. Eğer orada, anda mevcutsanız, sizin herhangi bir şeyi bek­
t a yanlış bir şey yoktur. S i z yaşam-durumunuzu düzeltebilir­ lemenize asla ihtiyaç yoktur. Böylece b i r dahaki sefere birisi
siniz, ama yaşamınızı düzeltemezsiniz. Yaşam asıl olandır. Y a ­ size, "Seni beklettiğim için özür d i l e r i m , " dediğinde, ona, "Özür
şam en derin içsel Var'lığınızdır. O zaten bütündür, tamamdır, dilemeııe gerek yok, ben beklemiyordum. Ben burada durmuş,
kusursuzdur. Yaşam-durumunuz sizin koşullarınızdan ve dene­ yaşadığım anın tadını çıkarıyordum," diyebilirsiniz.
yimlerinizden oluşur. Hedefler belirleyip onlara erişmeye ça- B u n l a r sıradan bilinçsizliğin b i r parçası olan, z i h n i n şim­
bşmakta yanlış bir şey yoktur. H a t a bunu yaşam hissinin, V a r ' d i k i an'ı yadsıma stratejilerinin sadece birkaçıdır. O n l a r nor­
lığın yerine geçirmekte yatar. Var'lığa tek giriş noktası Şim- mal yaşamın b i r parçası olduklarından kolayca fark edümeye-
di'dir. S i z o hatayı yaptığınızda, b i r yapının temeline hiç dik­ b i l i r l e r ; bu a r k a plânda sürekli hoşnutsuzluk şeklinde b u l u ­
kat etmeyen, üst yapı üzerinde çalışmaya bir hayli zaman har­ nan b i r cızırtıdır. A m a , siz içsel zihinsel-duygusal halinizi gi­
cayan bir m i m a r gibi olursunuz. derek daha çok izledikçe, geçmişin y a da geleceğin, y a n i büinç-
Örneğin, birçok insan zengin olmayı bekler. Zenginlik ge­ sizliğin kapanma kısıldığınızda bunu fark etmeniz ve zaman
lecekte gelemez. S i z mevcut realitenizi -şu anda bulunduğu­ rüyasından şimdiki a n ' a uyanmanız daha kolay olacaktır. A n ­
nuz yeri, kimliğinizi, ne yaptığınızı- onurlandırıp, tümüyle k a ­ cak, dikkatli olun: Zihinle özdeşleşmeye dayanan sahte, mut­
bul ve tasdik ettiğinizde, elde ettiğiniz şeyi tümüyle kabullen­ suz benlik zamanda yaşar. O şimdiki anın kendisinin ölümü
diğinizde, elde ettiğiniz şey için şükran duymakta, olan için şük­ olduğunu b i l i r ve b u yüzden onun tarafından tehdit edildiğini
r a n duymakta, Var'lık için şükran duymaktasmızdır. Şimdiki hisseder. O sizi şirndi'nin dışına çıkarmak için elinden gelen
an için ve şimdiki yaşamın bütünü için şükran duymak gerçek her şeyi yapacaktır. O sizi zamanın kapanına kısdı tutmaya
zenginliktir. O gelecekte gelemez. Sonra, zamanla, o zenginlik çalışacaktır.
s i z i n için çeşitli şekillerde tezahür eder.
Eğer elde ettiğiniz şey size doyum vermiyorsa, ya da mev­
Yaşam Yolculuğunuzun İçsel Amacı
cut yoksunluğunuz için düş kırıklığı veya öfke duyuyorsanız,
bu sizi zengin olmaya güdüleyebilir, a m a sonuçta büyük bir ser­
Söylediğiniz şeyin doğruluğunu görebiliyorum, ama hâlâ yaşam
vet kazansanız bile, içsel yoksunluğu deneyimlemeyi ve derin­
yolculuğumuzda bir amacımızın olması gerektiğini düşünüyo­
lerde k e n d i n i z i doyumsuz hissetmeyi sürdüreceksinizdir. S i z
rum; aksi takdirde öylesine sürüklenir dururuz; ve amaç gele­
paranın satın alabileceği birçok heyecan verici deneyim yaşa­
cek anlamına gelir, öyle değil mi? Bunu şimdiki anda yaşamak­
yabilirsiniz, a m a onlar gelip geçecek ve sizi daima boş bir hisle
la nasıl bağdaştırabiliriz?
ve daha fazla fiziksel y a da psikolojik doyum ihtiyacıyla bıraka-

104 105
ŞİMDİ'nin GÜCÜ ZİHNİN ŞİMDİ DEN KAÇMA STRATEIİLERİ

Siz bir yolculuğa çıktığınızda, nereye gittiğinizi y a da en azın­ Siz içsel amacınızı İdrak etmediğiniz sürece bu sizin için önem­
dan gittiğiniz yönü bilmeniz kesinlikle yararlıdır, ama u n u t ­ l i olacaktır. İdrak ettikten sonra ise dışsal amaç sizin sırf on­
mayın: yolculuğunuzla ilgili nihai olarak gerçek olan tek şey dan zevk aldığınız için oynamaya devam edebileceğiniz bir oyun
b u anda attığınız adımdır. V a r olan tek şey budur. olacaktır. Dışsal amacınızda tamamen başarısız olup, aynı za­
Yaşam yolculuğunuzun bir dışsal amacı, bir de içsel ama­ manda içsel amacınızı bütünüyle başarmak da mümkündür.
cı vardır. Dışsal amaç hedefinize y a da gideceğiniz yere eriş­ Y a da b u n u n tersi de mümkündür ve bu aslında daha sık gö­
mek, giriştiğiniz işi başarmak, şunu y a da bunu elde etmektir, rülen b i r şeydir: dışsal zenginlik ve içsel yoksulluk, y a da İsa'
k i bu elbette, gelecek anlamına gelir. A m a , eğer gideceğiniz nın dediği gibi, "dünyayı kazanıp r u h u n u y i t i r m e k . " N i h a i ola­
yer y a da gelecekte atacağınız adımlar d i k k a t i n i z i n büyük bö­ rak, kuşkusuz, her dışsal amaç er y a da geç "başarısızlığa" mah­
lümünü işgal ediyorsa, onlar sizin için şimdi attığınız adımdan kûmdur, çünkü o " h e r şeyin geçiciliği" yasasına tâbidir. Dışsal
daha önemli hale gelmişlerse, o zaman siz yolculuğun içsel ama­ amacınızın size kalıcı b i r doyum veremeyeceğini ne kadar ça­
cım tamamen kaçırmışsımzdır, k i bu amacın sizin nereye gitti­ buk idrak ederseniz, o kadar iyidir. Siz dışsal amacınızın sınır­
ğinizle y a da ne yaptığınızla hiçbir Ugisİ yoktur, ama nasıl yap­ lılığını gördüğünüzde, onun sizi m u t l u edeceği beklentisini, bu
tığınızla her türlü ilgisi vardır. O n u n gelecekle hiçbir ilgisi yok­ gerçekçi-olmayan beklentiyi bırakır ve onu içsel amacınıza t a ­
tur, ama bilincinizin şu andaki niteliğiyle her türlü ilgisi var­ bi kılarsınız.
dır. Dışsal amaç yatay uzay ve zaman boyutuna aittir; içsel
amaç ise Varlığınızın zaman'sız-sonsuz Şirndi'nin dikey boyu­
tunda derinleşmesiyle İlgilidir. Dışsal yolculuğunuz b i r milyon Geçmiş Huzurunuzda Varlığını Sürdüremez
adım içerebilir; içsel yolculuğunuz ise sadece bir adım içerir:
şu anda attığınız adım. Siz bu bir adımın daha derin b i r b i ­ Geçmiş hakkında gereksiz bir biçimde düşünme ya da konuş­
çimde farkında olurken, onun gidilecek yeri ve tüm diğer adım­ manın bizim şimdiki andan kaçma yollarımızdan biri olduğu­
ları zaten içerdiğini fark edersiniz. B u b i r adım o zaman mü­ nu söylediniz. Ama, hatırladığımız ve belki özdeşleştiğimiz geç­
kemmelliğin b i r ifadesine, büyük b i r güzellik ve nitelik eyle­ mişin dışında, geçmişin içimizde çok daha yerleşik, çok daha
mine dönüşür. O sizi Var'lığa götürecektir ve ondan Varlığın derinlere kök salmış bir başka düzeyi yok mudur? Ben, özellik­
ışığı yayılacaktır. le ilk çocukluk deneyimleri, hatta geçm.iş-yaşam deneyimleriy­
le yaşamımızı koşullandıran bilinçsiz geçmişten söz ediyorum.
B u sizin içsel yolculuğunuzun, kendi içinize yaptığınız yol­
Ve bir de coğrafi olarak nerede yaşadığımızla ve içinde yaşadı­
culuğun hem amacı hem de bu amacın gerçekleşmesidir.
ğımız tariki dönemle ilgili kültürel-toplumsal koşullanmamız
*** vardır. Tüm bu şeyler bizim dünyayı nasıl gördüğümüzü, na­
sıl tepki gösterdiğimizi, ne düşündüğümüzü, ne tür ilişkilere
sahip olduğumuzu, hayatımızı nasıl yaşadığımızı belirler. Biz
Dışsal amacımıza ulaşıp ulaşmamamız, dünyada başarılı olup
tüm bunların bilincine nasıl varabilir ya da onlardan nasıl kur­
olmamamız Önemli midir?
tulabiliriz'? Bu ne kadar bir zaman alır? Ve bunu yapsak bile,
geriye ne kalır?

106 107
ŞİMDİ'nin GÜCÜ ZİHNİN ŞİMDİ'DEN KAÇMA 5TRATE|İLERİ

İllüzyon sona erdiğinde geriye ne kalır? dram türümüzü, ilişki kalıplarımızı vs. yarattığımızı anlamak
O n u n bu anda b i r düşünce, b i r duygu, bir a r z u , b i r tepki yararlı değil midir?
y a da başınıza gelen bir olay olarak tezahür ettiği durumlar dı­
şında, içinizdeki bilinçsiz geçmişi araştırmaya gerek yoktur. İçi­ Siz şimdiki realitenizin daha çok bilincine vardıkça, birden ko­
nizdeki bilinçsiz geçmiş hakkında her neyi bilmeniz gerekiyor­ şullanmanızın neden o şekilde işlev yaptığı, örneğin, ilişkileri­
sa, şimdiki anın zorlukları, mücadeleleri onu ortaya çıkaracak­ nizin neden belli kalıplan izlediği konusunda belli içgörüler ala­
tır. Eğer siz geçmişe dalarsanız, o dipsiz bir k u y u haline gele­ bilir ve geçmişte olan şeyleri hatırlayabilir y a da onları daha
cektir. D a i m a daha fazlası vardır. S i z geçmişi anlamak y a da berrak b i r biçimde görebilirsiniz. B u iyidir ve yararlı olabilir,
ondan k u r t u l m a k için daha fazla zamana ihtiyacınızın olduğu­ ama ille de gerekli değildir. Gerekli olan şey sizin anda bilinç­
n u , b i r başka deyişle, geleceğin sizi eninde sonunda geçmişten li mevcudiyetınizdir. Bu geçmişi ortadan kaldırır. B u dönüştü­
kurtaracağını düşünebilirsiniz. B u b i r illüzyondur. Sadece şim­ rücü etkendir. B u yüzden geçmişi anlamaya çalışmayın, eliniz­
di sizi geçmişten k u r t a r a b i l i r . D a h a fazla zaman sizi zaman­ den geldiği kadar anda mevcut olun. Geçmiş sizin h u z u r u n u z ­
dan kurtaramaz. Şirndi'nin gücüne erişin. Anahtar budur. da varlığını sürdüremez. O sadece s i z i n yokluğunuzda v a r ola­
bilir.
Şirndi'nin gücü nedir?

O mevcudiyetinizin gücünden, y a n i , bilincinizin düşünce form­


larından kurtulmasından başka b i r şey değildir.
B u yüzden geçmişle şimdi başa çıkın. Siz geçmişe daha
fazla dikkat verdikçe, onu daha çok güçlendirirsiniz ve ondan
b i r " b e n l i k " y a r a t m a olasılığınız artar. Yanlış anlamayın: D i k ­
kat gereklidir, a m a geçmişe geçmiş olarak değil. D i k k a t i n i z i
şimdi'ye verin; dikkatinizi şimdi ortaya çıkan davranışınıza, tep­
kilerinize, r u h hallerinize, düşüncelerinize, duygularınıza, kor­
kularınıza ve arzularınıza verin. İçinizde geçmiş vardır. Eğer
siz tüm bu şeyleri eleştirel y a da a n a l i t i k olarak değil, yargı­
lamadan izleyecek kadar orada yeterince mevcut olabilirseniz,
o zaman siz geçmişle başa çıkıyor ve onu mevcudiyetinizin gü­
cüyle ortadan kaldırıyor olursunuz. Siz kendinizi geçmişe gide­
rek bulamazsınız. Siz kendinizi şimdi'ye gelerek bulursunuz.

Geçmişi anlayarak böylece neden belli şeyleri yaptığımızı, belli


Şekillerde tepki gösterdiğimizi, ya da neden bilinçsizce kendi

108 109
5

MEVCUDİYET HALİ

O Sizin Olduğunu Düşündüğünüz Şey Değildir

Siz anahtar olarak anda-mevcudiyet halinden söz edip duru­


yorsunuz. Ben onu aklen anladığımı düşünüyorum, ama onu
gerçekten deneyimlemiş olup olmadığımı bilmiyorum. Merak
ediyorum, o benim olduğunu düşündüğüm şey mi, yoksa tama­
men farklı bir şey mi?

O sizin olduğunu düşündüğünüz şey değildir! Siz mevcudiyet


hakkında düşünemezsiniz ve z i h i n o n u anlayamaz. M e v c u d i ­
yeti anlamak mevcut olmaktır.
Küçük b i r deney yapın. Gözlerinizi kapayıp kendi k e n d i ­
nize, " B i r sonraki düşüncemin ne olacağını merak ediyorum,"
deyin. Sonra çok dikkatli b i r biçimde bir sonraki düşünceyi bek­
leyin. B i r fare deliğini izleyen bir kedi gibi olun. O delikten han­
gi düşünce çıkacaktır? B u n u şimdi deneyin.

***

N e oldu?

Bir düşüncenin gelmesi için oldukça uzun bir süre beklemek


zorunda kaldım.

111
ŞİMDİ'nin GÜCÜ MEVCUDİYET HALI
Kesinlikle. Siz yoğun bir mevcudiyet hali içinde olduğunuz sü­ yiş türü değildir. B u dikkatinizin gelecekte bir noktada odaklan­
rece düşünceden özgürsünüz dür. Siz sessiz, hareketsiz, ama son dığı ve şirndi'nin istediğiniz şeyi elde etmenizi önleyen tatsız
derece tetiksinizdir. Bilinçli dikkatiniz belli b i r düzeyin altına bir engel olarak algılandığı bir bekleyiş değildir. N i t e l i k s e l ola­
düştüğü anda, düşünce hücum eder. Zihinsel gürültü tekrar rak farklı bir bekleyiş türü vardır, o sizin tüm d i k k a t i n i z i ge­
başlar, sessizlik y i t i r i l i r . Y i n e zamana geri dönmüşsünüzdür. rektirir. H e r an b i r şey olabilir ve eğer siz t a m anlamıyla uya­
Bazı Zen üstatlarının öğrencilerinin mevcudiyet derecele­ nık ve sessiz değilseniz, onu kaçırırsınız. İsa'mn sözünü ettiği
r i n i sınamak için onlara arkadan yavaşça sokulup birden bir bu tür b i r bekleyiştir.
sopayla vurdukları bilinir. Büyük b i r şok! Eğer öğrenci orada O haldeyken, tüm dikkatiniz Şimdi'de bulunur. H a y a l k u r ­
tümüyle mevcutsa ve tetik bir haldeyse, eğer o İsa'mn mevcu­ maya, düşünmeye, hatırlamaya, beklemeye harcanacak bir dik­
diyet için kullandığı b i r benzetmede olduğu gibi, "kalçalarını kat yoktur. O h a l içinde hiçbir gerilim ve k o r k u yoktur, sade­
sarih, lambasını yanar halde tutuyorsa," üstadın arkadan so­ ce uyanık-tetik b i r mevcudiyet vardır. Siz bütün Varlığınızla,
kulduğunu fark edecek ve y a onu durduracak y a da b i r kenara bedeninizin her hücresiyle orada mevcutsunuzdur. O hal için­
çekilecektir. A m a , eğer o arkasına b i r sopa yerse, bu onun dü­ de, bir geçmişe ve b i r geleceğe sahip olan " s i z , " bir başka de­
şünceye gömülü olduğu, yani orada bulunmadığı, bilinçsiz o l ­ yişle, kişilik varlığını sürdüremez. B u n u n l a birlikte, değerli hiç­
duğu anlamına gelecektir. b i r şey yitirilmemiştir. Siz hâlâ kendinizsiniz. Aslında, eskisi­
Günlük yaşamda mevcut kalmanıza, kendi içinizde derin ne kıyasla çok daha t a m b i r biçimde kendinizsiniz. Daha doğ­
b i r biçimde köklenmeniz yardımcı olur; aksi takdirde, İnanıl­ r u s u , siz ancak şimdi gerçekten kendiniz olabilirsiniz.
maz b i r devinirlİk ve hıza sahip olan z i h i n sizi azgın b i r nehir " E f e n d i s i n i n geri dönüşünü bekleyen b i r hizmetkâr gibi
gibi sürükleyip götürecektir. olun," der, İsa. Hizmetkâr efendinin hangi saatte geleceğini bil­
mez. Böylece o efendisinin gelişini kaçırmamak için uyanık,
"Kendi içinizde köklenmek" sözüyle neyi kastediyorsunuz? tetik, hazır ve sessiz b i r biçimde bekler. B i r başka meselde, İsa
lambalarını y a n a r halde tutacak (anda mevcut kalacak) yete­
B u tamamen bedeninizde bulunmak anlamına gelir. D i k k a t i ­ rince gaz yağına (bilince) sahip olmayan ve bu yüzden gelin ve
nizin b i r kısmının daima bedeninizin içsel enerji alanında b u ­ damadı (Şimdi'yi) kaçırıp düğün şölenine (aydınlanma) gideme­
lunması anlamına gelir. Bedeni içten doğru hissetmek anlamı­ yen beş dikkatsiz (bilinçsiz) kadından söz eder. B u beş kadın
n a gelir. Beden farkındalığı sizi mevcut tutar. O sizi Şimdi'ye yeterince gaz yağına sahip olan (bilinçli kalan) beş bilge kadı­
demirler (bkz. 6. Bölüm). nın karşıtını simgeler.
İncil'leri y a z a n adamlar bile b u mesellerin anlamını anla­
mamış, böylece onlar yazılırken i l k yanlış yorumlar ve çarpıt­
"Beklemenin" Ezoterik anlamı
malar ortaya çıkmıştır. B u n u izleyen yanlış y o r u m l a r l a b i r l i k ­
te, gerçek anlam tümüyle yitirilmiştir. B u n l a r dünyanın sonu de­
B i r anlamda, mevcudiyet hali beklemeyle kıyaslanabilir. İsa ba­
ğil, psikolojik-zamanm sonuyla i l g i l i mesellerdir. O n l a r egosal
zı mesellerinde bekleme benzetmesini kullanmıştır. B u şimdi'
z i h n i n aşılmasını ve tamamen yeni b i r bilinç hali içinde yaşa­
n i n b i r yadsınması olan alışılmış sıkıntılı y a da huzursuz bekle-
m a olanağını işaret ederler.
112 113
ŞİMDİ'nin GÜCÜ MEVCUDİYET HALİ

Güzellik Mevcudiyetinizin Sessizliğinde Siz o mevcudiyet anlarını yaşadığınızda, büyük olasılıkla, kısa
Ortaya Çıkar b i r süre için b i r düşünce-sizlik hali içine girdiğinizi fark etme-
mişsinizdİr. Çünkü o h a l ile düşünce akışı arasındaki aralık
Az önce anlattığınız şey, benim ara sıra, doğada yalnızken kısa çok dardır. Z i h i n yeniden devreye girmeden önce satori'niz sa­
anlar için deneyimlediğim bir şeydir. dece birkaç saniye sürmüş olabilir, ama o yine de yaşanmıştır;
aksi takdirde siz o güzelliği deneyimleyemezdİniz. Z i h i n güzel­
Evet. Zen üstatları ani bir içgörüyü, bir düşünce-sizlik ve t a m liği ne tanıyabilir ne de yaratabilir. Sadece birkaç saniye için,
mevcudiyet anını tanımlamak için satori sözcüğünü kullanırlar. siz orada tümüyle mevcutken, o güzellik y a da kutsallık hisse­
Satori kalıcı b i r değişim-dönüşüm olmamasına rağmen, o gel­ dilir. O aralığın darlığından ve d i k k a t i n i z i n yokluğundan ötü­
diğinde şükran duyun, çünkü o size aydınlanmanın b i r tadım, rü, siz büyük olasılıkla güzelliğin algısı, düşünce-siz farkında-
bir duyumunu verir. Siz, gerçekten de, onu, ne olduğunu bilme­ Iığı ile, onu düşünce olarak isimlendirip yorumlama arasında­
den ve önemini anlamadan birçok kez deneyimlemiş olabilir­ k i temel farkı görememişsinizdir: Zaman aralığı o kadar dardır
siniz. Doğanın güzelliğinin, ihtişamının, kutsallığının farkına k i bu tek bir süreç olarak görünmüştür. Ancak gerçek şu k i , dü­
varmak için orada mevcut olmak gerekir. S i z hiç berrak b i r ge­ şünce devreye girdiği anda, sahip olduğunuz tüm şey o güzelli­
cede uzayın sonsuzluğuna gözlerinizi dikip de, onun mutlak ses­ ğin b i r anısı olur.
sizliği ve a k l a hayale sığmaz enginliği karşısmda huşu içinde Algı ile düşünce arasındaki zaman aralığı ne kadar geniş­
kaldınız mı? Siz ormanda akan bir derenin sesini hiç gerçekten se, siz b i r insan olarak o kadar fazla derinleşir, y a n i daha b i ­
dinlediniz mi? Y a da sessiz bir yaz akşamı alacakaranlıkta öten linçli olursunuz.
bir kuşun sesini? Böyle şeylerin farkında olmak için, z i h n i n ses­ Birçok insan zihnine öylesine hapsolmuştur k i doğanın gü­
sizleşmesi gerekir. Sizin sorunlardan, geçmiş ve gelecekten, tüm zelliği onlar için gerçekten mevcut değildir. Onlar, " N e güzel
büginizden oluşan kişisel yükünüzü bir an olsun bırakmanız ge­ b i r çiçek," diyebilirler, a m a bu sadece mekanik zihinsel b i r eti­
rekir; a k s i takdirde, bakar ama görmez, duyar ama işitmezsi­ ketlemedir. O n l a r sessiz ve orada mevcut olmadıklarından -tıp­
niz. B u r a d a sizin tüm mevcudiyetiniz gerekir. kı kendüerini tanımadıkları, kendi özlerini, kutsallıklarını his­
Dışsal formların güzelliğinin ötesinde, burada daha fazla setmedikleri gibi- çiçeği de gerçekten görmezler, onun özünü,
b i r şey vardır: b u isimlendirilemez, sözle anlatılamaz olan, de­ kutsadığını hissetmezler.
rin, içsel ve kutsal b i r özdür. H e r ne zaman her nerede b i r gü­ B i z z i h n i n öylesine çok hâkimiyeti altında bulunan bir kül­
zellik varsa, b u içsel öz b i r biçimde ışık saçar. Siz ancak orada türde yaşadığımızdan, modern resim, m i m a r i , müzik ve edebi­
mevcut olduğunuzda, o kendisini gözlerinizin önüne serer. B u yatın büyük bölümü güzellikten, içsel özden yoksundur. B u n u n
isimsiz öz ve sizin mevcudiyetiniz b i r ve aynı olabilir m i ? S i z i n nedeni bu eserleri y a r a t a n insanların kendilerini -bir an bile-
mevcudiyetiniz olmadan o orada olabilir mi? O n a derinlemesi­ zihİnlerinden kurtaramamalandır. B u yüzden onlar asla, içle­
ne girin. B u n u kendiniz b u l u n . rinde b u l u n a n , gerçek yaratıcılık ve güzelliğin ortaya çıktığı o
yerle temasta değildirler. Z i h i n kendi haline bırakddığmda sa­
*** dece resim sergilerinde değil, dışarıda da hilkat garibeleri ve

114 115
ŞİMDİ'nin GÜCÜ MEVCUDİYET HALİ

Çirkinlikler yaratır. K e n t manzaralarına ve sanayi bölgelerine sa b i r süre daha b u dünyada b i l i n c i n tekâmülünden söz etmek
bir bakın. Hiçbir uygarlık bu kadar çok çirkinlik üretmemiştir. istiyorum.
V a r olan her şey Var'lığa, Tanrı-özüne, belli bir derecede
bilince sahiptir. B i r taş bile ilkel b i r bilince sahiptir; aksi tak­
Sal Bilinci İdrak Etmek dirde o varolmazdı ve onun atomları ve molekülleri dağılırdı.
H e r şey canlıdır. Güneş, dünya, bitkiler, hayvanlar, insanlar,
Mevcudiyet ile Var'lık aynı şey midir? hepsi değişik derecelerde b i l i n c i n ifadesidir, form olarak teza­
hür etmiş bilinçtir.
Siz Var'lığın bilincine vardığınızda, gerçekte olan şey Var'lığm
Büinç şeluller ve formlar -düşünce formları ve maddi form­
kendisinin bilincine varmasıdır. Var'lık kendisinin bilincinde lar- aldığında dünya ortaya çıkar. B u gezegende b u l u n a n m i l ­
olduğunda, bu mevcudiyettir. Var'lık, bilinç ve yaşam eşanlam­ yonlarca yaşam formuna bakın. Denizdeki, karadaki, havada­
lı olduğundan, biz mevcudiyetin bilincin kendisinin bilincine var­ k i formlara bakın ve bu formlar milyonlarca kez kopyalanmış,
ması, y a da yaşamın kendisinin bilincine varması anlamına gel­ üremiştir. H a n g i amaçla? B i r i s i y a da b i r şey form ile b i r oyun
diğini söyleyebiliriz. A m a , sözlere bağlanmayın ve bunu anla­ m u oynamaktadır? Hindistan'ın kadim kâhinleri de kendi ken­
mak için çaba göstermeyin. Sizin anda mevcut olabilmek için an­ dilerine bu soruyu sormuşlardır. Onlar dünyayı Ula olarak, T a n ­
lamanız gereken hiçbir şey yoktur. rı'nın oynadığı b i r tür ilahi oyun olarak görmüşlerdir. Birey­
sel yaşam formlarının bu oyunda çok önemli olmadıkları bel­
Söylediğiniz şeyi anlıyorum, ama o Var'lığın, en yüksek ve aş­ lidir. Denizde, çoğu yaşam formu doğduktan sonra ancak b i r ­
kın realitenin henüz tamam olmadığını, bir tekâmül sürecinde kaç d a k i k a hayatta kalır. İnsan formu da oldukça çabuk b i r b i ­
bulunduğunu ima eder görünüyor. Tanrı'nın kişisel tekâmül çimde toprağa dönüşür ve o gittiğinde sanki asla v a r olmamış
için zamana ihtiyacı var mıdır? gibi görünür. B u trajik y a da acımasız bir şey midir? Sadece,
eğer her b i r form için a y n b i r k i m l i k yaratırsanız, eğer onun
Evet, a m a sadece tezahür etmiş evrenin sınırlı perspektifin­ b i l i n c i n i n kendini formda ifade eden Tanrı-özü olduğunu u n u ­
den görüldüğünde. İncil'de Tanrı şöyle bildirir: " B e n A l f a ve tursanız. A m a , siz kendi Tanrı-özünüzü saf bilinç olarak idrak
Omega'yım ve B e n yaşayan Varlığım." Tanrı'nın bulunduğu edene dek b u n u gerçekten bilemezsiniz.
-sizin de yuvanız olan- zaman'sız âlemde başlangıç ve son,
Eğer a k v a r y u m u n u z d a b i r balık doğarsa ve siz ona J o h n
A l f a ve Omega b i r ' d i r ve var olan her şeyin özü ebediyen, teza­ adını verirseniz, b i r doğum belgesi yazarsanız, ona kendi aile
hür etmemiş bir b i r l i k ve mükemmellik hali içinde mevcuttur; t a r i h i n i anlatırsanız ve i k i d a k i k a sonra o b i r başka balık tara­
b u insan z i h n i n i n hayal edebileceği y a da kavrayabileceği her fından yenirse, b u trajik bir şeydir. A m a bu sadece, aslında böy­
şeyin ötesindedir. B i z i m görünüşte ayrı formlar dünyamızda, le bir şey olmadığı halde, siz ona ayrı b i r benlik projekte e t t i ­
zaman'sız-sonsuz mükemmellik kavranılamaz bir kavramdır. ğiniz için trajiktir. S i z dinamik b i r sürecin, moleküler b i r dan­
B u r a d a -ebedi K a y n a k ' t a n yayılan ışık olan- bilinç büe tekâ­ sın b i r parçasını t u t u p ondan ayrı b i r varlık yaratmışsmızdır.
mül sürecine tâbi görünür, ama bu bizim sınırlı algımızdan do­
Bilinç formlar kılığına bürünür ve b i r an gelir b u formlar
layı böyledir. B u m u t l a k koşullarda böyle değildir. Y i n e de, kı-

116 117
ŞİMDİ'nin GÜCÜ MEVCUDİYET HALİ

bilincin kendisini onların içinde tamamen yitireceği b i r kar­ Bilinç fiziksel ve zihinsel formlarla özdeşleşmekten k u r t u l d u ­
maşıklığa erişirler. Günümüz insanlarında, bilinç tamamen bü- ğunda, b i z i m saf y a da aydınlanmış bilinç veya mevcudiyet d i ­
ründüğü kılıkla özdeşleşmiştir. O kendisini sadece form olarak yebileceğimiz şey haline gelir. B u şimdiden az sayıda bireyde
bilir ve dolayısıyla fiziksel y a da psikolojik formunun yok ola­ meydana gelmiştir ve bu -olacağı konusunda hiçbir garanti b u ­
cağı korkusuyla yaşar. B u egosal z i h i n d i r ve önemli bir işlev- lunmamasına rağmen- çok yakında çok daha büyük b i r ölçekte
bozukluğu da burada başlar. Sanki tekâmül çizgisi boyunca bir meydana gelmeye yönelmiş görünmektedir. İnsanların çoğu hâ­
yerlerde b i r şeyler çok ters gitmiş gibi görünür. A m a bu bile lâ egosal bilinç tarzının pençesinde bulunmaktadır: onlar z i h i n -
lila'nm, ilahi oyunun b i r parçasıdır. E n sonunda, b u görünüş­ Ieriyle Özdeşleşmiş ve onun tarafından yönetdmektedirler. Eğer
teki işlev-bozukluğunun yarattığı ıstırabın baskısı bilinci form­ onlar k e n d i l e r i n i zamandaki zihinlerinden kurtaramazlarsa,
la özdeşleşmeyi bırakmaya zorlar ve onu form rüyasından uyan­ onun tarafından yok edileceklerdir. O n l a r giderek daha çok
dırır: O öz benlik-bilincini tekrar kazamr, ama bu bilinç şimdi karmaşa, çatışma, şiddet, hastalık, çaresizlik ve delilik yaşaya­
onu yitirdiği zamana kıyasla çok daha derin b i r düzeydedir. caklardır. Egosal z i h i n batan b i r gemi haline gelmiştir. Eğer
onun dışına çıkıp kurtulamazsamz, onunla birlikte batarsınız.
B u süreç İsa tarafından müsrif oğul meselinde açıklanır;
O r t a k egosal z i h i n b u gezegende b u l u n a n en tehlikeli biçimde
meselde oğul baba evini terk eder, servetini boş yere harcar,
deli ve yıkıcı varlıktır. Eğer insan bilinci değişmeden kalırsa bu
y o k s u l düşer ve sonra çektiği ıstırap o n u eve dönmeye zorlar,
gezegende ne olacağım samyorsunuz?
O eve döndüğünde, babası onu eskisinden de daha büyük bir
sevgiyle karşılar. Oğlun hali eskiden olduğu gibidir, a m a aynı Çoğu i n s a n için, kendi zihinlerinden k u r t u l u p soluklana-
değildir. Ona bir derinlik boyutu katılmıştır. Mesel bilinçsiz mü­ bddikleri tek ara zaman zaman düşüncenin altındaki bir bilinç
kemmellikten, görünüşte k u s u r l u l u k ve "kötülük" yoluyla b i ­ düzeyine dönmektir. Herkes bunu her gece u y k u sırasında y a ­
linçli mükemmelliğe yapdan b i r yolculuğu anlatır. par. B u ayrıca seks, a l k o l ve aşırı zihinsel faaliyeti bastıran d i ­
Şimdi z i h n i n i z i n izleyicisi olarak orada mevcut olmanın ğer uyuşturucular vasıtasıyla da b e l l i b i r dereceye kadar mey­
daha derin ve büyük önemini görebiliyor musunuz? Siz her ne dana gelir. Eğer büyük ölçülerde tüketden alkol, yatıştırıcı ilaç­
zaman z i h n i n i z i izlerseniz, bilinci z i h i n formlarından geri çe­ lar ve diğer yasadışı uyuşturucular olmasa, insan z i h n i n i n de­
ker, ona tekrar sahip çıkarsınız, k i bilinç o zaman izleyici y a liliği şimdi olduğundan daha da aşikâr hale gelirdi. Şuna i n a ­
da tanık haline gelir. Sonuçta, izleyici -formun ötesindeki saf b i ­ nıyorum k i , eğer bu uyuşturuculardan yoksun bırakdsaydı, nü­
linç- daha güçlü, zihinsel oluşumlar da daha zayıf hale gelir. fusun büyük bir bölümü kendisi ve diğer insanlar için b i r teh­
B i z zihni izlemekten söz ederken gerçekten k o z m i k öneme sa­ l i k e haline gelirdi. B u uyuşturucular, elbette, sizi sadece işlev-
hip b i r olayı kişiselleştiriyoruz: sizin vasıtanızla, bilinç formla bozukluğuna saplanmış bir halde tutarlar. Onların yaygın k u l ­
özdeşleşme rüyasından uyanıyor ye formdan geri çekiliyor. B u lanımı sadece eski z i h i n yapılarımn yıkılışım ve daha yüksek
kronolojik zamana göre büyük olasılıkla hâlâ uzak gelecekte bu­ b i l i n c i n ortaya çıkışını erteler. Bunları k u l l a n a n l a r b u uyuştu­
l u n a n b i r olayın habercisi, ama aynı zamanda şimdiden onun rucularla zihirderinin günlük işkencesinden kurtulup biraz r a ­
bir parçasıdır. B u olaya "dünyanın s o n u " denir. hatladıklarım hissetseler de, bu onlann, düşüncenin üzerine yük­
selip gerçek kurtuluşu bulmaları için gereken yeterli bilinçli

118 119
ŞİMDİ'nin GÜCÜ MEVCUDİYET HALİ

mevcudiyeti üretmelerini engeller. larmdan kurtulmuş bilinçten başka nedir ki? B u r a d a üzerinde
İlk atalarımızın, hayvanların ve bitkilerin düşünme-önce- konuştuğumuz şeyin canlı İdraki vardır.
si düzeyi olan z i h n i n altındaki b i r bilinç düzeyine geri düşmek
b i z i m için b i r seçenek değildir. Geriye dönüş yoktur. Eğer i n ­
***
san ırkı varlığını sürdürecekse, o b i r sonraki aşamaya geçmek
zorundadır. Bilinç evrenin her yanında milyarlarca formda te­ Mesih: Tanrısal Mevcudiyetinizin Realitesi
kâmül etmektedir. Böylece, biz bunu başaramasak bile, bu koz­
mik b i r ölçekte önem taşımayacaktır. Bilinçte kazanılmış hiç­ Hiçbir sözcüğe bağlanmayın. Eğer b u sizin için daha anlamhy-
bir şey kaybolmaz, böylece o sadece kendisim bir başka formla sa, mevcudiyet sözcüğünün yerine " M e s i h " sözcüğünü geçire­
ifade edecektir. B u n u n l a birlikte, benim burada konuşuyor, s i ­ bilirsiniz. M e s i h , Doğu'da denildiği gibi, sizin Tanrı-özünüz ya
z i n b u n u dinliyor y a da okuyor olmanız olgusu bile, yeni b i l i n ­ da Benliğiniz'dir. M e s i h ile mevcudiyet arasındaki tek fark, M e ­
cin gezegende ayak basacağı sağlam bir yer bulduğunun açık s i h ' i n siz o n u n bilincinde olsanız da olmasanız da içinizde b u ­
b i r işaretidir. lunan tanrısallık anlamına gelmesi, mevcudiyetin ise sizin uyan­
B u n d a kişisel hiçbir şey yoktur: B e n size bir şey öğretmi­ mış tanrısallığınız y a da Tanrı-özünüz anlamına gelmesidir.
y o r u m . Siz bilinçsiniz ve siz k e n d i n i z i dinliyorsunuz. Doğu' Siz M e s i h ' t e hiçbir geçmiş y a da gelecek olmadığını İdrak
da, "Öğretmen ve öğrenci b i r l i k t e öğretiyi yaratır" diye b i r de­ ettiğinizde, M e s i h hakkındaki birçok yanlış anlama ve yanlış
yiş vardır. H e r durumda, sözcükler kendi başlarına önemli de­ inanç temizlenecektir. M e s i h ' i n olduğunu y a da olacağını söy­
ğildir. O n l a r Gerçeğin kendisi değildir; onlar sadece onu işaret lemek bir çelişkidir. İsa vardı. O i k i b i n yıl önce yaşamış ve t a n ­
ederler. B e n mevcudiyet hali içinde konuşuyorum ve ben ko­ rısal mevcudiyetini, gerçek doğasını idrak etmiş bir adamdı. Ve
nuşurken, siz bana bu h a l içinde katılabilirsiniz. Kullandığım böylece o "İbrahim v a r olmadan önce, Ben'İm" demiştir. O,
her sözcüğün, tüm dilin olduğu gibi, b i r geçmişe sahip olma­ " B e n ferahim doğmadan önce vardım," dememiştir. B u onun hâ­
sına ve geçmişten gelmesine karşın, şimdi size söylediğim söz­ lâ zaman ve form kimliği boyutunda bulunduğu anlamına ge­
cükler, sözcükler olarak taşıdıkları anlamdan tamamen ayrı ola­ lirdi. Geçmiş-zamanda başlayan b i r cümlede kullanılan Ben'İm
rak, mevcudiyetin yüksek-enerji frekansını taşımaktadırlar. sözcüğü geçici boyutta kökten b i r değişimi b i r süreksizliği gös­
Sessizlik mevcudiyetin daha da güçlü ve etkili bir taşıyıcı- terir. O büyük derinlik içeren Zen-vari b i r bildirimdir. İsa, mev­
sıdır, öyleyse bu sözleri okurken y a da dinlerken, sözcüklerin cudiyetin, kendini-idrakin anlamını dağınık bir düşünceyle değd,
arasındaki ve altındaki sessizliğin farkında olun. Aralıkların, direkt olarak aktarmaya çalışmıştır. O zaman tarafından yöne-
boşlukların farkında olun. H e r nerede bulunursanız b u l u n u n , tden bilinç boyutunun ötesine, sonsuz olan âleme girmiştir. Ebe­
sessizliği dinlemek, orada mevcut olmanın kolay ve direkt bir diyet boyutu bu dünyaya gelmiştir. Ebediyet, elbette, sonsuz za­
yoludur. Orada gürültü olsa bile, daima seslerin altında ve ara­ man değil, zaman-sızhk, sonsuzluk anlamına gelir. Böylece, i n ­
sında b i r sessizlik vardır. Sessizliği dinlemek b i r anda içinizde san İsa, M e s i h haline, saf b i l i n c i n vasıtası haline gelmiştir. Ve
sessizlik yaratır. Sadece İçinizdeki sessizlik dışarıdaki sessizli­ Tanrı İncil'de Kendini nasd tanımlamıştır? Tanrı, " B e n daima
ği algılayabilir. Ve sessizlik anda mevcudiyetten, düşünce form- vardım ve daima v a r olacağım" mı demiştir? Elbette hayır. B u

120 121
MEVCUDİYET HALİ
ŞİMDİ'nin CUCU

geçmiş ve geleceğe realite, y a n i gerçeklik kazandırırdı. Tanrı, kimliğinizi size geri yansıtması ve kendinizi daha yoğun b i r b i ­
" B E N BEN'İM" demiştir. B u r a d a hiçbir zaman y o k t u r , sadece çimde mevcut hale getirmek için kullanın. Çok geçmeden mev­
mevcudiyet vardır. cudiyette hiçbir " b e n i m " y a da " s e n i n " olmadığını idrak edecek­
M e s i h ' i n " i k i n c i gelişi" İsa'nın geri gelişi değil, insan b i ­ siniz. Mevcudiyet b i r ' d i r .
lincinin b i r değişim-dönüşümüdür; b u , zamandan mevcudiye­ Grup çalışması da mevcudiyetinizin ışığını yoğunlaştırmak­
te, düşünmeden saf bilince b i r geçiştir. Eğer " M e s i h " yarın dış­ t a yararlı olabilir. B i r mevcudiyet hali içinde bir araya gelen
sal b i r formda geri dönecek olsaydı, o size şundan başka ne d i ­ b i r grup insan büyük yoğunlukta bir ortak enerji alanı üretir.
yebilirdi k i : " B e n Gerçeğim. B e n tanrısal mevcudiyetim. B e n O sadece g r u b u n her b i r üyesinin mevcudiyet derecesini yük­
edebi yaşamım. B e n s i z i n içinizdeyim. B e n buradayım. Ben seltmekle kalmaz, a m a ortak insan bilincinin içinde b u l u n d u ­
Şimdi'yim." ğu zibin-hâkimiyeti halinden kurtulmasına da yardımcı olur.
B u , mevcudiyet h a l i n i bireyler için giderek daha erişilebilir kı­
lacaktır. B u n u n l a birlikte, en azından grubun bir üyesi o hal
İçinde sağlam bir biçimde bulunmadıkça ve böylece o halin ener­
M e s i h ' i asla kişiselleştirmeyin. M e s i h ' i b i r form kimliği haline j i frekansım tutabilmedikçe, egosal zihin kendini yeniden ko­
getirmeyin. A v a t a r l a r , ilahi analar, aydınlanmış üstatlar - k i layca gösterip grubun çabalarını baltalayabilir. G r u p çalışması,
çok azı gerçektir- kişiler olarak özel değildirler. Destekleyecek, çok değerli olmasına karşın, yeterli değildir ve siz sadece ona
savunacak ve besleyecek sahte bir benlik olmadan, onlar sıra­ bel bağlamamalısınız. Siz, mevcudiyetin anlamım ve uygulama­
dan insandan daha sıradan ve sadedirler. Güçlü bir ego'ya sahip sını öğrenmekte olduğunuz" geçiş dönemi hariç, bir öğretmene
biri onları Önemsiz görebilir, y a da büyük olasılıkla, onları hiç y a da üstada da bel bağlamamalısınız.
görmeyebilir.
Eğer siz aydınlanmış b i r öğretmene çekilmişseniz, bu s i ­
z i n içinizde bir başkasındaki mevcudiyeti görüp tanıyacak k a ­
dar yeterince mevcudiyet olmasındandır. Sahte öğretmenlere
çekilmiş birçok i n s a n olduğu gibi, İsa ve Buda'yı da gördüğü
halde tanımamış birçok insan vardı. E g o l a r daha büyük egola­
r a çekilirler. Karanlık ışığı görüp tanıyamaz. Sadece ışık ışığı
görüp tamyabüir. Öyleyse ışığın dışınızda olduğuna y a da onun
sadece belli bir formla gelebileceğine inanmayın. Eğer sadece s i ­
z i n üstadınız Tanrı'nın b i r enkarnasyonu ise, o zaman siz k i m ­
siniz? H e r türlü dışlama form ile özdeşleşmedir ve form ile öz­
deşleşme, ne kadar i y i kılık değiştirmiş olursa olsun, ego anla­
mına gelir.
Üstadın mevcudiyetini sizin i s m i n ve formun ötesindeki

122 123
(i

İÇSEL B E D E N

Var'lık Sizin E n Derin Benliğinizdir

Siz daha önce içinizde derinlemesine köktenmenin, bedende ger­


çekten bulunmanın öneminden söz ettiniz. Bununla ne demek
istediğinizi açıklayabilir misiniz?

Beden Var'lık âlemine b i r giriş noktası olabilir. Şimdi b u k o n u ­


y a daha derinlemesine girelim.

Sizin Var'lık sözcüğüyle neyi kastettiğinizi hâlâ tam olarak an­


ladığımdan emin değilim.

"Su? B u n u n l a neyi kastediyorsunuz? B e n o n u anlamıyorum."


Eğer b i r balık i n s a n zihnine sahip olsaydı böyle söylerdi.
Lütfen Var'lığı anlamaya çalışmayı bırakın. Siz zaten V a r '
lığı kısa anlar için yaşayıp hissettiniz, a m a zihin daima onu kü­
çük b i r k u t u y a sıkıştırıp üzerine b i r etiket koymaya çalışacak­
tır. B u n u yapmak mümkün değildir. O b i r bdgi nesnesi haline
gelemez. Var'lıkta, özne ve nesne birleşip b i r olur.
Var'lık i s m i n ve formun ötesindeki daima-mevcut Ben 'im
olarak hissedilebilir. S i z i n Ben'İm olduğunuzu hissetmeniz ve
böyle bilmeniz ve o derin b i r biçimde köklenmiş halde k a l m a ­
nız aydınlanmadır ve o sizi k u r t a r a c a k gerçektir.

125
ŞİMDİ'nin GÜCÜ İÇSEL BEDEN

Ne'den kurtaracak? t a kısa bir an için yaşadığınız anlamına gelir mi? B u gerçekte
bir işaret direğine, zihinsel bir puta saplantılı bir bağlılıktan baş­
S i z i n fiziksel bedenden ve zihinden daha fazla bir şey olmadı­ k a bir şey değildir.
ğınız illüzyonundan. E u d a ' n m dediği gibi, bu "benlik illüzyonu" B u n u n tersi de geçerlidir. Eğer herhangi bir nedenden Ötü­
esas yanılgıdır. E v e t , o sizi bu illüzyonun kaçmdmaz sonucu rü bal sözcüğünden hoşlanmadıysanız, b u sizin onu bir kez ol­
olarak büründüğü sayısız kılıkla birlikte korkudan, siz benlik sun tatmanızı önleyebilir. Eğer Tanrı sözcüğünden nefret edi­
duygunuzu sadece bu kısa ömürlü ve incinmeye açık formdan yorsanız, k i bu olumsuz bir bağlılık biçimidir, siz sadece sözcü­
aldığınız sürece sürekli işkenceciniz olan korkudan kurtaracak­ ğü değil, onun işaret ettiği realiteyi de yadsıyor olabilirsiniz. B u
tır. V e o sizi, b u ülüzyoni benlik duygusu düşündüğünüz, söy­ durumda da kendinizi o realiteyi deneyimleme olanağından ko­
lediğiniz ve yaptığınız şeyleri yönettiği sürece bilinçsiz olarak parıyor olursunuz. Tüm bunlar, kuşkusuz aslında zihninizle öz­
kendinize ve başkalarına verdiğiniz ıstırap olan günahtan kur­ deşleşmiş olmanızla bağlantılıdır.
taracaktır. Öyleyse, eğer b i r sözcük artık sizin işinize yaramıyorsa, o
zaman onu bırakın ve o n u n yerine işinize yarayan bir başka
sözcüğü geçirin. Eğer günah sözcüğünden hoşlanmıyorsanız, o
Sözcüklerin Ötesine Bakın zaman onun yerine bUinçsizlik y a da delilik sözcüğünü k u l l a ­
nın. B u , günah gibi u z u n zamandır kötüye-kullanılmış b i r söz­
Ben günah sözcüğünden hoşlanmıyorum. O benim yargılandı­ cüğe kıyasla sizi gerçeğe, sözcüğün ötesindeki realiteye daha
ğımı ve suçlu bulunduğumu İma ediyor. çok yaklaştırabilir ve suçluluk duygusuna pek yer bırakmaz.

B u n u anlayabilirim. Yüzyıllar boyunca cehaletten, yanlış anla­ Ben öteki sözcüklerden de hoşlanmıyorum. Onlar da bende yan­
madan y a da yönetme arzusundan dolayı günah gibi sözcükler
lış bir şeylerin olduğunu ima ediyorlar. Ben yargılandığımı his­
çevresinde birçok yanlış görüş ve y o r u m birikmiştir, ama bu
sediyorum.
sözcükler asli b i r gerçek çekirdeğini içerirler. Eğer siz böyle yo­
rumların ötesine bakamıyor ve böylece sözcüğün işaret ettiği
Elbette sizde yanlış b i r şey v a r ve siz yargılanmıyorsunuz.
realiteyi görüp tamyamıyorsanız, o zaman onu kullanmayın.
B e n kişisel olarak sizi suçlamıyorum, ama siz de sadece
Sözcükler düzeyine saplanıp kalmayın. B i r sözcük sonuca götü­
y i r m i n c i yüzyılda k e n d i türünün yüz m i l y o n u aşkın üyesini öl­
r e n b i r vasıtadan başka b i r şey değildir. O bir soyutlamadır. O
dürmüş insan ırkına dahil değil misiniz?
b i r işaret direği gibi, kendi ötesinde bulunanı işaret eder. Bal
sözcüğü bal değildir. Siz istediğiniz kadar balı inceleyip onun
hakkında konuşabilirsiniz, ama onu tadana dek balı gerçekten Yani, suçla ilişkili mi bulunuyoruz?
bilemezsiniz. O n u tattıktan sonra ise, sözcük sizin için daha az
önemli hale gelir. Artık siz ona bağlı olmazsınız. Aynı şekilde, B u bir suç meselesi değil, A m a , egosal zihin tarafından yöne­
yaşamınız boyunca Tanrı hakkında konuşabilir ve düşünebilir­ tildiğiniz sürece, siz de ortak deliliğin b i r parçası olursunuz.
siniz, ama bu sizin sözcüğün işaret ettiği realiteyi bddiğiniz, hat- B e l k i siz insanın b u , egosal z i h i n tarafından yönetdme

126 127
ŞİMDİ'nin GÜCÜ İÇSEL BEDEN

d u r u m u n a çok derin bir biçimde bakmadınız. Gözlerinizi açın cak, anlatılamayacak kadar engin, ölçüye sığmaz ve kutsal b i r
ve her tarafa yayılma eğilimi gösteren k o r k u y u , umutsuzluğu, şeye bağlısmızdır. O anlatdamaz, ama ben şimdi ondan söz edi­
açgözlülüğü ve şiddeti görün. İnsanların utanç verici acımasız­ yorum. B e n ondan sizi ona inandırmak için değil, onu bizzat ken­
lığını ve birbirlerine ve gezegendeki diğer canlılara verdikleri diniz nasıl bilebdeceğinizi göstermek için söz ediyorum.
hayal edilemez ölçekteki ıstırabı görün. Sizin kimseyi suçlama­ Tüm dikkatinizi zihniniz aldığı sürece sizin Varlıkla bağı­
nız gerekmez. Sadece gözlemleyin. B u günahtır. B u deliliktir. nız kesilir. B u olduğunda -ve b u çoğu insan için sürekli olarak
B u bilinçsizliktir. Her şeyin üzerinde, kendi zihninizi gözlemle­ olur- siz bedeninizde değilsinizdir. Z i h i n tüm bilincinizi emer
meyi unutmayın. Deldiğin kökünü orada arayıp b u l u n . ve onu zihin malzemesine dönüştürür. Böylece siz düşünmeyi
durduramazsınız. Kesintisiz bir biçimde düşünme ortak bir has­
talık haline gelmiştir. O zaman siz tüm k i m l i k duygunuzu z i ­
Görünmez ve Yok Edilemez Realitenizi Bulmak h i n faaliyetinden alırsınız. Kimliğiniz, artık Varlıkta köklen-
mediğinden, incinmeye açık ve daima muhtaç -ve altta yatan
Siz fiziksel bedenimizle özdeşleşmemizin illüzyonun bir parça­ hâkim duygu olarak k o r k u yaratan- b i r zihinsel yapı haline ge­
sı olduğunu söylediniz, öyleyse beden, fiziksel form nasıl olur lir. B u durumda yaşamınızda gerçekten önemli olan b i r şey ek­
da sizi Var'lığm idrakine götürebilir? siktir: daha derin benliğinizin -görünmez ve yok edilemez rea­
litenizin- farkmdalığı.
Görüp dokunabildiğiniz beden sizi Var'lığa götüremez. A m a , o Var'lığm bdincine varmak için, bilinci zihinden geri iste­
elle t u t u l u r gözle görülür beden sadece b i r dış k a b u k t u r , y a da meniz, ona yeniden sahip çıkmanız gerekir. B u sizin spiritüel
daha doğrusu, daha derin b i r realitenin sınırlı ve çarpıtılmış bir yolculuğunuzdaki en asli, en gerekli görevlerden biridir. O da­
algısıdır. Sizin doğal halinizde, Var'lığa bağh olma hali içinde, h a önce yararsız, boş ve kesintisiz düşünme kapanına kısdmış
bu daha derin realite her a n , görünmez içsel beden, içinizdeki büyük m i k t a r l a r d a bilinci serbest bırakacaktır. B u n u yapma­
yaşam verici mevcudiyet olarak hissedilebilir. Böylece "beden­ nın çok etkili b i r yolu d i k k a t i n i z i n odağını düşünmekten alıp,
de b u l u n m a k " bedeni içten doğru hissetmek, bedenin içindeki bedene -Varlığın hemen, fiziksel bedene yaşam veren görün­
yaşamı hissetmek ve böylece dışsal formun ötesinde olduğunu­ mez enerji alanı olarak hissedilebileceği yere- yöneltmektir.
zu bilmektir.
A n c a k , b u sizi büyük bir sessizlik ve huzur, ama aym za­
manda büyük b i r güç ve canlı b i r yaşam âlemine daha da derin İçsel Bedenle Bağ Kurmak
b i r biçimde ulaştıracak içsel b i r yolculuğun sadece başlangıcı­
dır. İlk başta, o n u sadece geçici olarak, kısa süreler için yaşa­ Lütfen bunu şimdi deneyin. B u uygulama için gözlerinizi k a ­
yabilirsiniz, ama onlar vasıtasıyla siz yabancı bir evrende -do­ pamanız yararlı olabilir. D a h a sonra, "bedende o l m a " doğal ve
ğum ile Ölüm arasında kısa b i r süre k a l a n , kısa ömürlü hazlar kolay hale geldiğinde, bu artık gerekli olmayacaktır. D i k k a t i n i ­
yaşamasına i z i n verilip, b u n u acının ve n i h a i yok oluşun izle­ zi bedeninize yöneltin. O n u içten doğru hissedin. O canlı mı?
diği- öylesine anlamsız bir parça olmadığınızı idrak etmeye baş­ Ellerinizde, kollarınızda, bacaklarınızda, ayaklarınızda, karnı­
nızda, göğsünüzde yaşam v a r mı? Tüm bedeni kaplayan ve her
larsınız. Dışsal f o r m u n u z u n altında, siz a k l a hayale sığmaya-

128 129
ŞİMDİ'nin GUCU İÇSEL BEDEN

organa ve her hücreye canlı b i r yaşam veren süptil enerji ala­ Beden Yoluyla Değişim-Dönüşüm
nını hissedebiliyor musunuz? O n u aynı anda bedeninizin her bö­
lümünde tek b i r enerji alanı olarak hissedebiliyor musunuz? Neden dinlerin çoğu bedeni suçlamış ya da yadsımıştır? Öyle
Birkaç dakika kadar İçsel bedeninizin verdiği his üzerinde odak­ görünüyor ki spiritüel arayışçılar bedeni bir engel, hatta gü­
lanın. O n u n hakkında düşünmeye başlamayın. O n u hissedin. nahkâr bir şey olarak görmüşlerdir.
O n a ne kadar çok d i k k a t verirseniz, bu his o kadar berrak ve
güçlü hale gelecektir. B u her hücrenin sanki daha canlı bir ha­ N e d e n " a r a y a n " l a r m içinde çok azı " b u l a n " olmuştur?
le gelmesi gibi b i r his verecektir ve eğer siz güçlü b i r görme Beden düzeyinde, insanlar hayvanlara çok yakındır. Tüm
duyusuna sahipseniz, bedeninizin ışıldamaya başladığını göre- bedensel işlevlerimiz -haz, acı, solunum, yeme, içme, dışkıla-
bdirsiniz. Böyle bir görüntünün size geçici olarak yardımcı ol­ ma, u y u m a , b i r eş bulup çiftleşme dürtüsü ve elbette doğum
masına karşın, b u süreçte görüntüden çok hisse dikkat edin. ve ölüm- hayvanlarla ortaktır. İnayet ve b i r ' l i k halinden illüz­
B i r görüntü, ne kadar güzel y a da güçlü olursa olsun, çoktan y o n a düştükten (mecazi olarak cennetten kovulduktan) u z u n
form olarak tanımlanmıştır, dolayısıyla daha derin b i r biçimde b i r zaman sonra, insanlar birden b i r hayvan bedeni gibi görü­
nüfuz edecek daha az alan vardır. nen b i r bedende uyandılar ve bunu çok rahatsız edici buldular.
" K e n d i n i aldatma. Sen bir hayvandan başka b i r şey değilsin. "
***
B u çok aşikâr b i r gerçek gibi görünüyordu. A m a , b u katlanıl­
ması çok zor, çok rahatsız edici bîr gerçekti. A d e m ve H a v v a
İçsel bedeniniz form'suz, sınırsız ve derinliğine erişilmez bir çıplak olduklarını görmüşlerdi ve korkmuşlardı. Hayvani doğa­
his verir. Siz daima onun daha derinlerine inebilirsiniz. Eğer larının bilinçsiz yadsınması hemen başlamıştı. Güçlü içgüdü­
b u aşamada çok şey hissedemiyorsamz, hissedebildiğiniz şeye sel dürtüler tarafından ele geçirilip t a m bilinçsizliğe geri dön­
dikkat edin. B e l k i sadece ellerinizde y a da ayaklarınızda hafif me tehlikesi çok gerçek b i r tehlikeydi. Sonra, bedenin belli bö­
b i r karıncalanma vardır. Şu an için b u yeterlidir. Sadece his lümleri ve bedensel işlevlerle, özellikle cinsedikle ilgili ayıp ve
üzerinde odaklanın. Bedeniniz canlanmaktadır. Daha sonra, b i ­ yasaklar ortaya çıktı. Onların bilinçlerinin ışığı henüz -hayva­
raz daha uygulama yapacağız. Lütfen şimdi gözlerinizi açın, n i doğalarının içinde saklı olan tanrısalı, İllüzyonun içindeki re­
ama çevrenize b a k a r k e n bile d i k k a t i n i z i n b i r kısmını bedenin aliteyi bulmak İçin ona derinlemesine girmeyi b i r y a n a bıra­
içsel enerji alanında t u t u n . İçsel beden form kimliğiniz ile öz kın- b u doğalarıyla dost olacak, onun olmasına izin verecek,
kimliğiniz, y a n i gerçek doğanız arasındaki eşikte yatar. O n u n ­ hatta b u veçhelerinden zevk alacak kadar bde güçlü değildi. Böy­
la temasınızı asla y i t i r m e y i n . lece onlar yapmak zorunda oldukları şeyi yaptdar. K e n d i l e r i n i
bedenlerinden ayırmaya başladılar. Böylece, kendilerini sade­
ce o, yani b i r beden olmak yerine, b i r bedene sahip olarak gör­
düler.
D i n l e r ortaya çıktıklarında, b u ayrılık "siz bedeniniz de­
ğilsiniz" inancı olarak daha da çok vurgulandı. Çağlar boyun-

130 131
ŞİMDİ'nin GUCU İÇSEL BEDEN

ca Doğu'da ve Batı'da sayısız insan kurtuluşu y a da aydınlan­ Peki, bedenin önemiyle ilgili kayıp öğretileri yeniden bulmak
mayı bedeni yadsıyarak bulmaya çalıştı. B u duyusal hazları ve ya da onları var olan bölümlerden yeniden oluşturmak müm­
özellikle cinselliği yadsıma, oruç tutma ve diğer soruluk (beden­ kün müdür?
sel zevklerden sakınma) uygulamaları şeklini aldı. O n l a r bede­
ni günahkâr olarak gördüklerinden onu zayıf düşürmek ya da B u n a hiç gerek yoktur. Çünkü tüm spiritüel öğretiler aynı K a y ­
cezalandırmak için bedene acı bile verdiler. Hıristiyanlık'ta, naktan çıkarlar. B u anlamda, birçok farklı formda tezahür eden
buna "nefsi köreltme" (bedensel istekleri bastırma) denirdi. D i ­ tek b i r üstat vardır ve b u daima böyle olmuştur. B i r kez içi­
ğerleri trans hallerine girerek ya da beden-dışı deneyimlerin mizdeki o Kaynağa eriştiğimizde, biz b u üstat oluruz. V e ona
peşine düşerek bedenden kaçmaya çalıştılar. Birçokları bunu içsel beden yoluyla ulaşırız. Tüm spiritüel öğretiler aynı K a y ­
hâlâ yapıyorlar. B u d a ' n m bile altı yıl boyunca oruç t u t m a ve n a k t a n gelir ama, onlar b i r kez söze ve yazıya döküldüklerin­
aşırı sofuca uygulamalar yoluyla bedeni yadsıdığı, ama b u u y ­ de bir sözcükler topluluğundan başka bir şey olmazlar. V e b i r
gulamadan vazgeçene dek aydınlanamadığı söylenir. sözcük -daha önce de söylediğim gibi- bir işaret direğinden baş­
Gerçek şu k i şimdiye dek hiç kimse bedeni yadsıyarak ya k a b i r şey değildir. Tüm böyle öğretiler Kaynağa dönüş y o l u n u
d a ona karşı çıkarak veya beden-dışı b i r deneyimle aydmlan- gösteren işaret direkleridir.
mamıştır. Beden-dışı b i r deneyim çok çekici olabilir ve size f i ­ B e n daha önce bedeninizin içinde saklı Gerçek'ten söz et­
ziksel formdan kurtuluş halini kısa b i r süre için hissettirebi- miştim, a m a şimdi üstatların kayıp öğretilerini sizin için tek­
l i r , ama sonunda daima esas değişim-dönüşüm işinin yer aldı­ rar özetleyeceğim -böylece işte size b i r başka işaret direği. Lüt­
ğı bedene dönmek zorundasmızdır. Değişim-dönüşüm beden yo­ fen b u sözleri o k u r k e n y a da dinlerken İçsel bedeninizi hisset­
luyla olur. Onsuz değil. İşte bu yüzden hiçbir gerçek üstat -zih- meye çalışın.
ne-bağh takipçileri çoğunlukla böyle yapsalar da- asla bedenle
savaşmayı y a da onu terk etmeyi savunmamıştır.
Bedenle dgdi kadim öğretilerin sadece belli b i r bölümü var­
Beden Üzerine Bir Konuşma
lığını sürdürmüştür, örneğin İsa'nın "tüm bedeniniz ışıkla do­
lacak" b i l d i r i m i gibi; y a da onlar efsaneler olarak varlıklarını S i z i n yoğun fiziksel b i r yapı olarak algıladığınız, beden denen
sürdürmüşlerdir, örneğin, İsa'nın bedenini asla bırakmadığı, ve hastalığa, yaşlanmaya ve ölüme maruz olan şey n i h a i ola­
"cennete" onunla birlikte yükseldiği inancı gibi. Bugüne dek rak gerçek değildir; o siz değildir. O doğumun ve ölümün Öte­
hemen hiç kimse b u bölümü ya da belli efsanelerin gizli a n ­ sinde b u l u n a n asli realitenizin yanlış b i r algılanışıdır, b u algı­
lamlarım anlamamıştır ve "siz bedeniniz değilsiniz" inancı dün­ lama z i h n i n i z i n sınırlamalarından kaynaklanır; zihin Var'lık
yaya hâkim olarak bedenin yadsınmasına ve bedenden kaçma ile teması yitirdiğinden, ayrılığa olan illüzyoni inancının b i r
Çabalarına götürmüştür. Böylece, arayış İçindeki sayısız insa­ kanıtı olarak ve k o r k u halini m a z u r göstermek için bedeni y a ­
nın spiritüel idrake erişmesi, aydınlanması ve " b u l a n " haline ratır. A m a , bedeninize sırt çevirmeyin, çünkü -zihninizin idüz-
gelmesi engellenmiştir. y o n i yaratımı olarak algıladığınız- o geçicilik, sınırlılık ve ölüm
simgesi içinde asli ve ölümsüz realitenizin ihtişamı gizlidir. Ger­
çeği ararken d i k k a t i n i z i başka yere yöneltmeyin, çünkü o be-

132 133
ŞİMDİ'nin GUCU İÇSEL BEDEN

derimizden başka bir yerde bulunamaz. b i r zihinsel faaliyet, b i r zihinsel y o r u m da olabilir. A n c a k , tüm
Bedenle savaşmayın, çünkü böyle yaptığınızda kendi rea­ bunların tüm d i k k a t i n i z i massetmesine gerek yoktur. Aynı za­
litenizle savaşıyorsunuz demektir. Siz bedeninizsiniz. Sizin gö­ manda içsel bedeninizle temasta olup olamayacağınızı görün.
rüp dokunabildiğiniz beden sadece ince b i r dlüzyoni perdedir. D i k k a t i n i z i n b i r bölümünü içinizde t u t u n . O n u n tümüyle dı­
O n u n altında görünmez içsel beden b u l u n u r , k i o Var'lığa, T e - şarı akmasına i z i n vermeyin. Tüm bedeninizi, tek b i r enerji
zahür-Etmemiş Yaşama bir giriş-kapısıdır. İçsel beden vasıta­ alanı olarak, içten doğru hissedin. B u tüm bedeninizle dinliyor
sıyla siz ayrılmaz b i r biçimde b u tezahür-etmemiş, doğumsuz, y a da okuyor olmanız gibidir. Lütfen, gelecek günlerde ve haf­
ölümsüz, ebediyen var olan B i r Yaşam'a bağlısmızdır. İçsel be­ talarda bunu uygulayın.
den yoluyla, siz ebediyen Tanrı ile b i r ' s i n i z d i r . Tüm d i k k a t i n i z i zihne ve dış dünyaya vermeyin. Elbette
yaptığınız şey üzerinde odaklanın, a m a aynı zamanda müm­
*«• kün olan her an içsel bedeni de hissedin. İçinizde köklenmiş hal­
de kalın. Sonra b u n u n bilinç h a l i n i z i ve yaptığınız şeyin nite­
liğini, kalitesini nasıl değiştirdiğini gözlemleyin.
İçinizde Derin Bir Biçimde Köklenin
H e r h a n g i b i r yerde herhangi b i r şeyi beklerken, b u zama­
nı içsel bedeni hissetmek için kullanın. B u şekilde, trafik sıkı­
B u n u n anahtarı içsel bedeninizle kalıcı b i r bağlantı içinde b u ­
şıklığında, k u y r u k l a r d a beklemek çok zevkli hale gelebüir. K e n ­
lunmak, onu her zaman hissetmektir. B u hızla derinleşecek ve
d i n i z i Şimdi'den zihinsel olarak uzaklaştırmak, uzağa projek-
yaşamınızı dönüşüme uğratacaktır. S i z bilincinizi içsel bedene
te etmek yerine, bedene daha derin b i r biçimde girerek Şimdi'
daha fazla yönelttiğinizde, onun titreşim frekansı daha çok yük­
ye daha derinlemesine girin.
selecektir, b u bir elektrik düğmesini çevirip akımı arttırdığmız-
da loş b i r ışığın daha parlak hale gelmesine benzer. B u yüksek Böylece, b u içsel-beden farkındalığı sanatı tamamen yeni
enerji düzeyinde, olumsuzluk artık sizi etkileyemez ve böylece b i r yaşam biçimine, Var'lık ile kalıcı b i r birleşme haline dönü­
siz yaşamınıza b u daha yüksek frekansı yansıtan yeni koşul­ şecek ve b u yaşamınıza daha önce asla bilmediğiniz bir derin­
ları çekersiniz. l i k katacaktır.
Bedeninizde derin b i r biçimde köklendiğinizde z i h n i n i z i n
Eğer dikkatinizi bedende mümkün olduğunca çok tutarsa­
gözlemcisi olarak orada mevcut olmak kolaydır. B u şekilde, dı­
nız, Şimdi'de demirlemiş olursunuz. Böylece kendinizi dış dün­
şarıda her ne olursa olsun, sizi hiçbir şey sarsamaz.
yada kaybetmezsiniz, kendinizi zihninizde kaybetmezsiniz. Dü­
Siz orada mevcut kalmadıkça - k i bedeninizde b u l u n m a k
şünceler ve duygular, korkular ve arzular hâlâ belli b i r dereceye
daima b u n u n asli b i r veçhesidir- z i h n i n i z tarafından yönetil­
kadar orada bulunabdirler, ama sizi ele geçirip yönetemezler.
meye devam edersiniz. Kafanızda bulunan, u z u n bir zaman ön­
Lütfen, şu anda d i k k a t i n i z i n nerede bulunduğunu incele­
ce öğrendiğiniz o m e t i n , z i h n i n i z i n o koşullanması s i z i n ne dü­
y i n . Siz şu anda y a beni dinliyor, y a da b i r kitapta b u sözleri
şüneceğinizi ve nasıl davranacağınızı belirleyecektir. Siz kısa
okuyorsunuz. D i k k a t i n i z i n odağı budur. Siz ayrıca çevreniz­
süreler için ondan k u r t u l a b i l i r s i n i z , a m a bu nadiren u z u n b i r
deki şeylerin, diğer insanların vs. de göreceli olarak farkında­
süre olabilir. B u Özellikle b i r şey "kötüye gittiğinde" y a da b i r
sınız. Dahası, burada işittiğiniz y a da okuduğunuz şeyle ilgili

134 135
ŞİMDİ'nin GÜCÜ İÇSEL BEDEN

kayıpla veya can sıkıcı bir d u r u m l a karşılaştığınızda geçerli­ Hissettiğiniz şey, büyük olasılıkla, bedene dikkatinizi vermeye
dir. O zaman -zihinle-özdeşleşmiş bilinç halinin altında yatan başlayana dek farkında olmadığınız, öteden beri var olan b i r
tek temel duygu olan- k o r k u tarafından harekete geçirilen ko­ duyguydu. Siz önce ona dikkatinizi vermedikçe, bu duygu onun
şullu tepkiniz istemdışı, otomatik ve tahmin edilebilir olacaktır. altında daha derin b i r düzeyde yatan içsel bedene girmenizi
Öyleyse, bu tür meydan okumalarla karşdaştığmızda, k i engelleyecektir. D i k k a t sizin onun hakkında düşünmeye başla­
daima karşılaşırsınız, hemen içinize dönüp elinizden geldiği k a ­ manız anlamına gelmez. O sadece, duyguyu gözlemlemek, onu
dar bedeninizin içsel enerji alam üzerinde odaklanmayı b i r alış­ tam olarak hissetmek ve böylece onu olduğu gibi tanıyıp kabul
kanlık haline getirin. B u n u n u z u n bir zaman alması gerekmez, etmek anlamına gelir. Bazı duygular öfke, korku, üzüntü vs. ola­
sadece birkaç saniye yeter. A m a , b u n u o meydan okumayla kar­ rak kolayca tanımlanırlar. Bazı duygulan t a n ı m l a m a k ise çok da­
şılaştığınız anda yapmanız gerekir. H e r hangi bir erteleme ko­ h a zor olabilir. B u n l a r belirsiz bir huzursuzluk, ağırlık ya da da­
şullanmış bir zihinsel-duygusal tepkinin ortaya çıkıp, sizi ele r a l m a hissi, y a n i b i r duygu ile fiziksel b i r duyum arasında bir
geçirmesine izin verecektir. Siz bilincinizi zihninizden çekip, içi­ şey olabilirler. H e r durumda, önemli olan sizin onu zihinsel ola­
nizde odaklanarak içsel bedeni hissettiğinizde anında sakinle­ r a k tanımlayıp etiketleyebilmeniz değil, onun hissini mümkün
şir ve orada mevcut hale gelirsiniz. B u durumda bir karşılık ver­ olduğunca çok fark edebilmenizdir. Dikkat değişim-dönüşümün
meniz gerekiyorsa, bu karşılık o derin düzeyden gelecektir. Gü­ anahtarıdır ve t a m dikkat ayrıca k a b u l etmeyi de içerir. D i k ­
neşin bir m u m ışığından son derece daha parlak olması gibi, V a r ' kat b i r ışık huzmesi gibidir, o bilincinizin odaklanmış gücüdür
lıkta zihninizde olandan son derece fazla akd ve zekâ vardır. • ve bu güç her şeyi kendisine -yani, bilince- dönüştürür.

İçsel bedeninizle bilinçli bir temas içinde olduğunuz süre­ T a m olarak işlev yapan b i r organizmada, bir duygu çok
ce, toprağa derinlemesine kök salmış b i r ağaç, y a da derin ve kısa bir ömre sahiptir. O, Var'hğmızm yüzeyindeki geçici b i r dal­
sağlam temelli b i r yapı gibi olursunuz. Yapı benzetmesi İsa ta­ gacık gibidir. Ancak, siz bedeninizde bulunmadığınızda, bir duy­
rafından -genelde yanlış anlaşılan- b i r meselde kullanılmıştır. gu sizin içinizde günler, haftalar boyunca varlığım sürdürebilir,
B u meselde i k i adam i k i ev inşa eder. Adamlardan biri evini k u ­ y a da birleşip acı-bedenini -içinizde yıllarca yaşayıp enerjiniz­
m u n üzerine, temelsiz b i r biçimde k u r a r ve daha sonra gelen den beslenen, sizi hasta ve mutsuz eden o asalağı- oluşturmuş
fırtına ve sel evi yıkıp götürür. Diğer adam ise toprağı derin bir benzer frekanstaki diğer duygulara k a t d a b i l i r (bkz 2. Bölüm).
biçimde kazıp kaya tabakasına ulaşır, evini bu temel üzerine k u ­ Öyleyse d i k k a t i n i z i duyguyu hissetmeye verin ve z i h n i n i ­
r a r ve fırtına ve sel sırasında bu ev sapasağlam yerinde kalır. z i n duyguyu besleyen suçlama, kendine-acıma ya da içerleme
gibi b i r yakınma kalıbına t u t u n u p tutunmadığını kontrol edin.
Eğer d u r u m böyleyse, bu sizin bağışlamadığınız anlamına ge­
Bedene Girmeden Önce, Bağışlayın l i r . Bağışlamama, çoğunlukla, başka b i r insana y a da k e n d i n i ­
ze karşıdır, a m a o z i h n i n i z i n kabullenmeyi reddettiği herhan­
Ben dikkatimi içsel bedende odaklamaya çalıştığımda kendimi gi b i r -geçmiş, şimdiki y a da gelecekteki- d u r u m a karşı da ola­
çok rahatsız hissettim. Bir heyecan, huzursuzluk ve mide bu­ bilir. Evet, geleceğe yönelik bir bağışlamama bile olabilir. B u
lantısı hissettim. Böylece sizin sözünü ettiğiniz şeyi deneyimle- zihnin belirsizliği kabudenmeyi, geleceğin nihai olarak onun kon-
yemedim.

136 137
ŞİMDİ'nin GUCU İÇSEL BEDEN

trolünün ötesinde bulunduğunu kabullenmeyi reddetmesidir. söylenemez, düşünülemez y a da hayal edilemez. Olanı ifade et­
Bağışlama yakınmayı bırakmak ve böylece üzüntüyü bırakmak­ meye çalışır. O o n u n ne olmadığını söyleyerek, onun ne oldu¬
tır. B u , b i r kez siz yakınmanızın sahte b i r benlik duygusunu ğunu işaret eder. Öte yandan, Var'lık olumlu bir terimdir. Lüt­
güçlendirmekten başka b i r işe yaramadığım idrak ettiğinizde fen b u sözcüklere de bağlanmayın y a da onlara inanç bağla­
doğal b i r biçimde gerçekleşir. Bağışlama yaşama direnmemek, mayın. O n l a r işaret-direklerinden başka b i r şey değildir.
yaşamın içinizden akmasına i z i n vermektir. B u n u n alternatif­
leri ise acı ve ıstırap, yaşam enerjisinin akışının büyük ölçüde Siz mevcudiyetin zihinden geri çekilip yeniden sahip çıkılmış
kısıtlanması ve birçok d u r u m d a da fiziksel hastalıktır. bilinç olduğunu söylediniz. Kim yeniden sahip çıkmaktadır?
Siz gerçekten bağışladığınız anda, z i h n i n i z i n ele geçirmiş
olduğu gücünüze yeniden sahip çıkmış olursunuz. Nasıl zihin- Siz. A m a , özünüzde siz bilinç olduğunuzdan, biz b u n u n " b i l i n ­
ürünü sahte benlik, ego, çekişme ve çatışma olmadan varlığını cin form rüyasından uyanışı" olduğunu da söyleyebiliriz. B u s i ­
sürdüremezse, bağışlamama da zihnin tipik özelliğidir. Zihin ba­ z i n formunuzun b i r anda b i r ışık patlamasıyla ortadan kaybo­
ğışlayamaz. B u n u sadece siz yapabilirsiniz. Siz orada mevcut lacağı anlamına gelmez. Siz mevcut formunuz içinde devam
hale gelir, siz bedeninize girer, Var'lıktan yayılan güçle huzur edebilir, ancak içinizin derinliklerindeki form'suz ve ölümsüz
ve sessizliği hissedersiniz. İşte b u yüzden İsa, "Tapmağa gir­ olanın farkında olabilirsiniz.
meden önce, bağışlayın," demiştir.
Bunun benim kavrayışımın çok ötesinde olduğunu itiraf etme­
*** liyim, ancak daha derin bir düzeyde sizin neden söz ettiğinizi
bilir gibiyim. Bu daha çok bir his gibi bir şey. Yoksa ben kendi
kendimi aldatıyor muyum?
Tezahür-Etmemiş-Olan'la Bağınız
Hayır. Hissetme sizi gerçek kimliğinize düşünme'den daha çok
Mevcudiyet ile içsel beden arasında nasıl bir ilişki vardır? yaklaştıracaktır. B e n size içinizin derinliklerinde zaten bilme­
diğiniz b i r şeyi söyleyemem. Siz belli b i r içsel bağlantı aşama­
Mevcudiyet saf bilinçtir, o zihinden, form dünyasından geri çe- sına eriştiğinizde, gerçeği işittiğinizde o n u hemen tanırsınız.
k d i p yeniden sahip çıkılmış bilinçtir. İçsel beden sizin Teza­ Eğer b u aşamaya henüz erişmemişseniz, beden-farkındalığı uy­
hür-Etmemiş-Olan'la bağınızdır ve e n derin veçhesinde o Te- gulaması gerekli olan derinleşmeyi meydana getirecektir.
zahür-Etmemiş-Olan'dır: ışığın güneşten yayıldığı gibi, b i l i n ­
c i n ondan yayıldığı K a y n a k . İçsel bedenin farkmdalığı bdincin
kökenini hatırlaması ve Kaynağa geri dönmesidir. Yaşlanma Sürecini Yavaşlatmak
Tezahür-Etmemiş-Olan, Var'lık ile aynı şey midir? B u arada, içsel bedenin farkmdakğmın fiziksel âlemde başka
y a r a r l a n da vardır. B u n l a r d a n b i r i , fiziksel bedenin yaşlanma-
Evet. Tezahür-Etmemiş-Olan sözcüğü, olumsuzlama yoluyla,

138 139
ŞİMDİ'nin GÜCÜ İÇSEL BEDEN

sının önemli ölçüde yavaşlamasıdır. mesidir. Bedeninize ne kadar çok bilinç getirirseniz, bağışıklık
Dışsal beden normal olarak oldukça hızb bir biçimde yaş­ sisteminiz de o kadar güçlenir. B u her hücrenin uyanıp sevinç­
lanır görünürken, içsel beden zamanla değişmez, sadece siz onu ten bayram yapmasına benzer. Beden sizin dikkatinizi ona ver­
daha derin b i r biçimde hissedebilir ve daha t a m bir biçimde o menize bayılır. B u ayrıca güçlü b i r kendini-iyileştirme biçimi­
olabilirsiniz. Eğer şu anda y i r m i yaşmdaysamz, içsel bedenini­ dir. Çoğu hastalık siz bedeninizde mevcut değilken içeri sızar.
z i n enerji alanı siz seksen yaşma geldiğinizde de aynı hissi ve­ Eğer efendi evde değilse, her türlü kuşkulu kişi orayı mekân
recektir. O aynı şekilde güçlü ve canlı olacaktır. S i z i n alışılmış tutacaktır. Siz bedeninizde bulunduğunuzda, istenmeyen konuk­
haliniz beden-dışmda olmaktan ve zihninizde kapana kasılmış ların içeri girmeleri zor olacaktır.
olmaktan çıkıp, bedende-olmaya ve Şimdi'de mevcut olmaya B u durumda sadece fiziksel bağışıklık sisteminiz güçlen­
dönüştüğünde, fiziksel bedeniniz de kendini daha hafif, berrak mekle kalmaz, psişik bağışıklık sisteminiz de büyük ölçüde güç­
ve canlı hissedecektir. B u d u r u m d a bedende daha fazla bilinç lenir. Psişik bağışıklık sisteminiz sizi başkalarının son derece
olduğundan, onun moleküler yapısının yoğunluğu da gerçek­ bulaşıcı olan olumsuz zihinsel-duygusal güç alanlarından ko­
ten azalacaktır. D a h a fazla bilinç, maddesellik-fıziksellik illüz­ rur. Bedende bulunmak sizi bir kalkan oluşturarak değil, tüm
y o n u n u n azalması anlamına gelir. enerji alanınızın titreşim frekansım yükselterek korur; böylece
Siz dışsal bedenden daha çok ebedi içsel bedenle özdeş­ k o r k u , öfke, depresyon vs. gibi daha düşük b i r frekansta t i t r e ­
leştiğinizde, anda-mevcudiyet sizin normal bilinç haliniz oldu­ şen her şey şimdi neredeyse farklı b i r realite düzeninde kalır.
ğunda ve geçmiş ile gelecek artık s i z i n dikkatinize hâkim o l ­ O artık bilinç alanınıza girmez, y a da eğer girerse, s i z i n artık
madığında, artık psişenizde ve bedenin hücrelerinde zaman b i ­ ona direnmeniz gerekmez, çünkü o sizin içinizden geçip gider.
riktirmezsiniz. Geçmişin ve geleceğin psikolojik yükü olarak za­ Lütfen söylediğim şeyi öylesine kabul y a da ret etmeyin. B u n u
manın b i r i k i m i hücrelerin k e n d i n i yenileme kapasitesini bü­ bizzat kendiniz sınayın.
yük ölçüde zayıflatır. Böylece eğer içsel bedende bulunuyor­ Bağışıklık sisteminizi güçlendirme ihtiyacı duyduğunuz­
sanız, dışsal beden çok daha yavaş b i r biçimde yaşlanacak ve o da yapabileceğiniz basit ama güçlü b i r şifa meditasyonu vardır.
yaşlanırken bile ebedi özünüzün ışığı dışsal formunuzdan yayı­ O özellikle bir hastalığın i l k belirtilerini hissettiğinizde yapılır­
lacaktır, ve siz yaşlı b i r insan gibi görünmeyeceksinizdir. sa etkili olur, a m a eğer onu sık aralıklarla ve yoğun b i r odak­
lanmayla yaparsanız ilerlemiş hastalıklarda da işe yarar. O ay­
Bunun bilimsel bir kanıtı uar mı ? rıca enerji alanınızı karıştıran herhangi b i r olumsuzluk for­
m u n u da etkisiz kılabilir. Ancak, o anbean bedende b u l u n m a
B u n u deneyin, o zaman bu kanıt siz olacaksınız. uygulamasının yerine geçirilebilecek b i r şey değildir; aksi tak­
dirde, onun etkisi geçici olacaktır. İşte bu meditasyon:
Birkaç d a k i k a boş kaldığınızda ve özellikle gece u y k u y a
Bağışıklık Sistemini Güçlendirmek dalmadan önce son şey, ve sabah y a t a k t a n k a l k m a d a n önce i l k
şey olarak, bedeninizi bilinçle "doldurun." Gözlerinizi kapayın.
B u uygulamanın fiziksel âlemdeki b i r başka yararı da siz be­ Sırt üstü uzanın. Önce d i k k a t i n i z i bedeninizin değişik bölüm-
deninizde bulunduğunuzda bağışıklık sisteminizin çok güçlen-

140 141
ŞİMDİ'nin GÜCÜ İÇSEL BEDEN

yavaş b u his üzerinde daha çok odaklanın. Şimdi siz artık be-
terinde, ellerinizde, ayaklarınızda, kollarınızda, bacaklarınız­
da, karnınızda, göğsünüzde, başınızda vs. odaklayın. Yaşam ener­ deninizdesiniz. B u sırada hiçbir görsel imgeye bağlanmayın.
jisini bu bölümlerin içinde mümkün olduğunca yoğun bir biçim­
***
de hissedin. H e r bolüm üzerinde en az on-beş saniye kadar
odaklanın. Sonra dikkatinizi bedeninizde, ayaklardan başa baş­
tan ayaklara birkaç kez b i r dalga gibi dolaştırın. B u n u n sadece
Zihnin Yaratıcı Kullanımı
bir dakikanızı alması gerekir. Bundan sonra, içsel bedeninizi bir
bütün olarak, tek bir enerji alam olarak hissedin. Birkaç d a k i ­
Eğer z i h n i n i z i belli b i r amaçla kullanmanız gerekiyorsa, onu
k a kadar b u hissi sürdürün. B u zaman esnasında yoğun b i r b i ­
içsel bedeninizle b i r l i k t e kullanın. A n c a k düşünce olmadan b i ­
çimde mevcut olun, bedeninizin her hücresinde mevcut olun.
linçli olabiliyorsanız zihninizi yaratıcı bir biçimde kullanabilir­
Eğer zihin ara sıra dikkatinizi bedenden çekmeyi başarır ve siz
siniz ve bu hal İçine en kolay bedeniniz vasıtasıyla girebdir-
kendinizi bir düşüncede kaybederseniz aldırmayın. B u n u n oldu­
siniz. H e r ne zaman b i r yamta, bir çözüme, y a da yaratıcı b i r
ğunu fark eder etmez, dikkatinizi yine içsel bedene yöneltin.
fikre ihtiyaç duyarsanız, dikkatinizi içsel enerji alanınızda odak­
layarak b i r süre için düşünmeyi bırakın. Sessizliğin farkında
Nefesin Sizi Bedene Sokmasına İzin Verin olun. Yeniden düşünmeye başladığınızda, bu taze ve yaratıcı
b i r düşünme olacaktır. Herhangi bir düşünce faaliyeti içindey­
Zaman zaman, zihnim çok aktif olduğunda, o öyle bir devin­ ken, birkaç dakikada b i r düşünme ile içsel dinleme, içsel ses­
genlik kazanıyor ki dikkatimi ondan uzaklaştırıp içsel bedeni sizlik arasında gidip gelmeyi bir alışkanlık haline getirin. Y a n i ,
hissetmem mümkün olmuyor. Bu özellikle bir endişe kalıbına sadece kafanızla değil, tüm bedeninizle düşünün.
girdiğimde vuku buluyor. Bu konuda neyapmamı önerirsiniz?

İçsel bedenle temas k u r m a k t a zorlandığınız anlarda, önce ne­


fes alıp verişiniz üzerinde odaklanmanız genelde daha kolay Dinleme Sanatı
olur. K e n d i başına güçlü bir meditasyon olan bilinçli nefes alıp
verme sizi yavaş yavaş bedenle temasa sokacaktır. O bedeni­ B i r başka insanı dinlerken, onu sadece zihninizle değil, tüm be­
nize girip çıkarken, nefesi dikkatinizle takip edin. H e r nefes deninizle dinleyin. Dinlerken içsel bedeninizin enerji alanım his­
alıp verişte karnınızın hafifçe genişleyip büzüldüğünü hissedin. sedin. B u d i k k a t i düşünmeden uzaklaştırır ve sizin z i h n i n mü­
Eğer gözünüzde canlandırmayı kolay buluyorsanız, gözlerinizi dahalesi olmadan gerçekten dinlemenizi mümkün lalan sessiz
kapayın, ışıkla kuşatddığınızı y a da ışıldayan bir maddeye, bir b i r yer, bir boşluk yaratır. Siz bu durumda diğer kişiye var ola-
bdinç denizine gömüldüğünüzü görün. Sonra bu ışığı nefes alır­ bdeceği bir boşluk vermektesinizdir. B u sizin verebdeceğiniz en
ken içinize çekin. B u ışıldayan maddenin bedeninizi doldurdu­ değerli armağandır. Çoğu kişi nasıl dinleyeceğini bilmez, çün­
ğunu ve onu da ışıldar hale getirdiğini hissedin. Sonra yavaş kü onların d i k k a t i n i n büyük bir bölümü düşünme tarafından
tutulmuştur. Onlar diğer kişinin söylediklerinden daha çok buna

142 143
ŞİMDİ'nin GÜCÜ

dikkat verirler ve gerçekten önemli olan şeye, diğer kişinin söz


d i k l e r i n ve zihnin altındaki Var'lığına hemen hiç dikkat ver­
mezler. Kuşkusuz, siz bir başkasının Var'hğını ancak kendi Var'
lığınız vasıtasıyla hissedebilirsiniz. B u sevgi olan bir'liğin idra­
k i n i n başlangıcıdır. Var'lığın en derin düzeyinde, siz var olan 7
her şeyle bir'sinizdir.
Çoğu insan İlişkisi esasen insanların birbirleriyle iletişi­
minden değil, zihinlerin birbiriyle ilişki ve etkileşiminden olu­
TEZAHÜR-ETMEMİŞ-OLANA
şur. Hiçbir ilişki b u şekilde gelişemez ve işte bu yüzden ilişki­
lerde bu kadar çok çatışma yaşanır. Z i h i n yaşamınızı yönetti­ GİRİŞ KAPILARI
ğinde çatışma, mücadele ve sorunlar kaçınılmazdır. İçsel be­
deninizle temasta olmak ise içinde ilişkinin gelişip çiçek aça­
bileceği berrak b i r düşünce-sizlik alanı yaratır. Bedene Derinlemesine Girmek

Bedenimin içindeki, özellikle kollarımdaki ve bacaklarımdaki


enerjiyi hissedebiliyorum, ama sizin daha önce önerdiğiniz gibi
bedenime daha derinlemesine giremiyorum.

O n u b i r meditasyona dönüştürün. B u n u n u z u n sürmesi gerek­


mez. On-onbeş dakika yeter. Önce gelen telefonların y a da baş­
k a insanların sizi rahatsız edemeyeceği bir yere çekilin. Bİr san­
dalyeye o t u r u n , ama geriye yaslanmayın. Omurganızı dik t u ­
t u n . B u sizin uyanık kalmanıza yardımcı olacaktır. Y a da ken­
di sevdiğiniz meditasyon oturuşunu seçin.
Bedeninizin gevşemiş olduğundan emin olun. Gözlerinizi
kapayın. Birkaç derin nefes alın. Karmnızdan doğru nefes alıp
verin. O n u n her nefes alıp verişte nasıl hafifçe genişleyip bü-
züldüğünü gözlemleyin. Sonra bedenin tüm içsel enerji alanı­
nın farkında olun. O n u n hakkında düşünmeyin, onu hissedin.
B u n u yaparak, b i l i n c i zihinden geri çekmiş, ona yeniden sahip
çıkmış olursunuz. Eğer onu yararlı buluyorsanız, daha önce
tarif ettiğim "ışık" imgelemesini k u l l a m n .
İçsel bedeni berrak b i r biçimde tek b i r enerji alanı olarak

144 145
ŞİMDİ'nin GÜCÜ
TEZAHÜR-ETMEMİŞ-OLANA GİRİŞ KAPILARI
hissedebildiğinizde, eğer mümkünse, her türlü görsel imgeyi bı­
Chi'nin Kaynağı
rakın ve sadece his üzerinde odaklanın. Eğer yapabilirseniz,
ayrıca fiziksel bedenle ilgili hâlâ sahip olabileceğiniz her türlü
Tezahür-Etmemiş-olan, Doğu'da chi, yani evrensel yaşam ener­
görsel imajı da bırakın. B u durumda geriye k a l a n tek şey her-
jisi denen şey midir?
şeyi-kapsayan b i r mevcudiyet y a da "var'lık" duygusudur ve
içsel beden sınırsız olarak hissedilir. S o n r a d i k k a t i n i z i b u his­
se daha da derin bir biçimde verin. O n u n l a bir olun. E n e r j i ala­ Hayır, değildir. Tezahür-Etmemiş-Olan, chi'nin kaynağıdır. C h i
nı ile birleşin, öyle k i artık gözleyen ile gözlemlenen, siz ve be­ bedeninizin içsel enerji alanıdır. O dışsal siz de Kaynak arasın­
den arasında b i r ayrılık kalmasın, böyle bir dualite algılanma­ daki köprüdür. O tezahür etmiş olan, form dünyası ile K a y ­
sın. B u durumda içsel ile dışsal olan arasındaki ayrım ve fark n a k arasında b u l u n u r . C h i b i r nehre y a da bir enerji akımına
da ortadan k a l k a r , böylece artık ayrı b i r içsel beden kalmaz. benzetilebilir. Eğer bilincinizi derin b i r biçimde içsel bedende
Siz bedene derinlemesine girerek, bedeni aşarsınız. odaklarsanız, bu n e h r i Kaynağına dek izliyor olursunuz. C h i
devinimdir; Tezahür-Etmemiş-Olan devinimsizliktir. S i z mut­
B u saf Var'lık âleminde rahat ettiğiniz, istediğiniz kadar lak b i r devinimsizlik noktasına eriştiğinizde - k i o aslında y a ­
kalın; sonra yine fiziksel bedenin, nefes alıp verişinizin ve fizik­ şamla titreşmektedir- içsel bedenin ötesine, chi'nin ötesine, K a y ­
sel duyumların farkına varın ve gözlerinizi açın. Birkaç d a k i k a nağın kendisine erişmiş olursunuz: B u Tezahür-Etmemiş-Olan'
kadar çevrenizdeki şeylere meditatif b i r biçimde, yani onları dır. C h i , Tezahür-Etmemiş-Olan ile fiziksel evren arasındaki
zihnen etiketlemeden bakın ve bu sırada içsel bedeni hisset­ bağdır.
meye devam edin.
Böylece, eğer siz dikkatinizi derin b i r biçimde içse! beden­
*** de odaklarsanız, dünyanın Tezahür-Etmemiş-Olan'da eriyip kay­
bolduğu ve Tezahür-Etmeraiş-Olan'ın -daha sonra dünya h a l i ­
ne gelen- C h i enerji akımına dönüştüğü bu noktaya, b u t e k i l ­
B u formsuz âleme girmek gerçekten özgür leş tir içidir. O sizi
liğe erişebilirsiniz. B u doğum ve ölüm noktasıdır. B i l i n c i n i z dı­
formun ve formla özdeşleşmenin esaretinden kurtarır. O par­ şa doğru yöneldiğinde, z i h i n ve dünya ortaya çıkar. O içe doğ­
çalara, çokluğa ayrılmadan Önceki, ayrılıp farklılaşmamış hali r u yöneldiğinde, kendi Kaynağını idrak eder ve yuvaya, Teza-
içindeki yaşamdır. B i z ona Tezahür-Etmemiş-Olan, her şeyin hür-Etmemiş-Olana geri döner. Sonra, bilinciniz tezahür et­
görünmez Kaynağı, tüm varlıkların içindeki Var'lık diyebiliriz. miş dünyaya geri döndüğünde, siz geçici olarak bıraktığınız
O derin b i r sessizlik ve huzur, a m a aynı zamanda derin b i r se­ form kimliğini yeniden üstlenirsiniz. Sizin bir isminiz, b i r geç­
vinç ve yoğun b i r canlılık âlemidir. S i z orada mevcut olduğu­ mişiniz, bir yaşam-durumunuz, b i r geleceğiniz vardır. A m a , asli
nuz her a n bu K a y n a k t a n yayılan ışığa, saf bilince b i r dere­ bakımdan siz eskiden olduğunuz kişi değdsinizdir: S i z içiniz­
ceye kadar "geçirgen" hale gelirsiniz. Ayrıca, ışığın gerçek siz­ de, " b u dünyaya ait olmayan" (aslında sizden ayrı olmadığı gibi,
den ayrı olmadığım, onun sizin ta özünüzü oluşturduğunu da bu dünyadan da ayrı olmayan) b i r realiteyi kısa bir süre için
fark edersiniz. görmüşsünüzdür.

Şimdi bırakın spiritüel uygulamanız bu olsun: Yaşamını-

146
147
ŞİMDİ'nin GÜCÜ TEZAHÜR-ETMEMİŞ-OLANA GİRİŞ KAPILARI

zı sürdürürken, dikkatinizin yüzde yüzünü dış dünyaya ve z i h ­ recek," dememiş, onun yerine: " S i z gerçeği bileceksiniz ve ger­
ninize vermeyin. D i k k a t i n i z i n b i r kısmını içinizde t u t u n . B e n çek sizi özgürleştirecek," demiştir. B u kavramsal bir gerçek de­
bundan zaten söz ettim. Günlük faaliyetlerle meşgulken bile, ğildir. B u formun ötesinde bulunan ebedi yaşamın gerçeğidir ve
özellikle insanlarla ilişkileriniz sırasında ya da doğayla ilişki bu gerçek y a direkt olarak bilinebilir ya da hiç bilinemez. A m a ,
k u r a r k e n içsel bedeni hissedin. O n u n derinlerindeki sessizliği rüyasız u y k u d a bilinçli kalmaya çalışmayın. B u n u başarmanız
ve devinimsizliği hissedin. Kapıyı açık t u t u n . Yaşamınız boyun­ pek mümkün değildir. Olsa olsa, rüya aşaması sırasında bilinç­
l i kalabilirsiniz, onun ötesinde değil. B u n a "aklı başında rüya
ca Tezahür-Etmemiş-Olan'm bdincinde olmak gerçekten müm­
görme" denir; b u ilginç, hatta büyüleyici b i r şey olabilir, ama
kündür. O n u geri plânda b i r yerde derin b i r h u z u r duygusu,
özgürleştirici değildir.
dışarıda her ne olursa olsun sizi asla terk etmeyen b i r sessizlik
ve devinimsizlik olarak hissedersiniz. Siz Tezahür-Etmemiş-Olan Öyleyse içsel bedeninizi Tezahür-Etmemiş-Olana girebile­
ile tezahür etmiş olan arasında, Tanrı ile dünya arasında bir ceğiniz bir kapı olarak kullanın ve b u kapıyı her zaman K a y n a ­
köprü haline gelirsiniz. B u b i z i m aydınlanma dediğimiz, K a y ­ ğa bağlı kalabilmeniz için açık t u t u n . İçsel beden söz konusu ol­
nağa bağlanma halidir. duğunda, fiziksel bedeninizin genç m i yaşlı mı, zayıf mı güçlü
B u sözlerden Tezahür-Etmemiş-Olan'm tezahür etmiş olan­ mü olduğu hiç fark etmez. İçsel beden zamana bağlı değildir, o
ebedidir. Eğer siz henüz içsel bedeni hissedemiyorsanız, diğer
dan ayrı olduğu i z l e n i m i n i edinmeyin. B u nasıl olabilir ki? O
kapılardan b i r i n i kullanın (aslında, n i h a i olarak tüm kapılar
her formun İçindeki yaşamdır, var olan her şeyin içsel özüdür.
bir'dir). B u kapıların bazılarından daha Önce söz etmiştim, ama
O b u dünyayı kaplar. B u n u açıklayayım.
burada yine kısaca değineceğim.

Rüyası z Uyku
Diğer Kapılar
Siz her gece derin rüyasız u y k u aşamasına geçtiğinizde T e z a -
hür-Etmemiş-Olana bir yolculuk yaparsınız. O aşamada K a y ­ "Şimdi" ana kapı olarak görülebilir. O içsel beden de dahil, d i ­
n a k l a birleşirsiniz. O n d a n , tezahür etmiş dünyaya, ayrı form­ ğer her kapının asli b i r veçhesidir. S i z yoğun b i r biçimde Şim­
lar dünyasına döndüğünüzde b i r süre size güç verecek olan ya­ di'de mevcut olmadan bedeninizde bulunamazsınız.
şam enerjisini alırsınız. B u enerji yemekten çok daha yaşam­ Zaman ve tezahür-etmiş-olan, zaman'sız-sonsuz Şimdi ve
sal bir öneme sahiptir: "İnsan sadece ekmekle yaşamaz." A m a , Tezahür-Etmemiş-Olan kadar, birbirine ayrdmaz biçimde bağ­
rüyasız uykuda, siz ona bilinçli olarak girmezsiniz. Bedensel lıdır. Siz yoğun şimdiki-an farkındalığıyla psikolojik-zamanı
işlevlerin hâlâ sürüyor olmasına karşın " s i z " artık o h a l içinde ortadan kaldırdığınızda, Tezahür-Etmemiş-Olan'm hem direkt
mevcut değilsinizdir. Rüyasız u y k u y a t a m bir bilinçle girme­ hem de dolaylı olarak bilincine varırsınız. Direkt olarak onu
n i n nasıl b i r şey olacağını hayal edebilir misiniz? B u n u hayal bilinçli mevcudiyetinizin -içeriksiz, sadece mevcudiyetin- par­
etmek olanaksızdır, çünkü o hal hiçbir içeriğe sahip değildir. laklığı ve gücü olarak hissedersiniz. Dolaylı olarak, onu duyu­
sal âlemde ve duyusal âlem vasıtasıyla hissedersiniz. B i r başka
Tezahür-Etmemiş-Olan, siz ona bilinçli olarak girene dek
deyişle, siz Tanrı-özünü her yaratıkta, her çiçekte, her taşta
sizi özgürleştirmez. İşte bu yüzden İsa, "gerçek sizi özgürleşti-

148 149
ŞİMDİ'nin GÜCÜ TEZAHÜR-ETMEMİŞ-OLANA GİRİŞ KAPILARI

hisseder ve " v a r olan h e r şeyin kutsal olduğunu" idrak eder­ bedenin enerji alanıyla temasa geçin, yoğun bir biçimde mev­
siniz. İşte b u yüzden İsa, tamamen özünden y a da M e s i h k i m ­ cut olun, zihinle Özdeşleşmeyi bırakın, olana teslim o l u n ; bun­
liğinden konuşarak, " B i r odunu parçaladığında, ben oradayım. ların hepsi kullanabileceğiniz kapılardır, ama sizin içlerinden
B i r taşı kaldırdığında beni orada bulacaksın," demiştir. b i r i n i kullanmanız gerekir.
Tezahür-Etmemiş-Olana açılan bir başka kapı da düşün­
menin kesilmesiyle yaratılır. B u bdinçli b i r nefes almak y a da Kuşkusuz, sevgi de bu kapılardan biri olmalı, öyle değil mi?
b i r çiçeğe -zihinsel b i r y o r u m u n devreye girmeyeceği şekİlde-
yoğun bir uyanıklık hali içinde bakmak gibi çok basit b i r şeyle Hayır, değil. Kapılardan biri açılır açılmaz, sevgi içinizde b i r '
başlayabilir. Kesintisiz düşünce akışında b i r aralık y a r a t m a ­ liğin " h i s - i d r a k i " olarak mevcut olur. Sevgi b i r kapı değil, bir
nın birçok yolu vardır. Meditasyon da tümüyle bununla ilgilidir. kapı yoluyla b u dünyaya gelen şeydir. S i z tamamen form k i m ­
Düşünce tezahür etmiş olan âlemin bir parçasıdır. Sürekli z i ­ liğinizin k a p a m n a kısılı kaldığınız sürece, sevgi ortaya çıka­
h i n faaliyeti sizi form dünyasında hapis tutar ve Tezahür-Et­ maz. Size düşen şey sevgiyi aramak değil, onun girebileceği b i r
memiş-Olan'm bilincine varmanızı, kendinizdeki, her şeydeki ve kapı bulmaktır.
tüm yaratı kî ardaki formsuz ve sonsuz Tanrı-özünün bilincine
varmamzı önleyen donuk b i r perde haline gelir. S i z yoğun b i r
biçimde mevcut olduğunuzda, elbette düşünmenin kesilmesiy­ Sessizlik
le ilgilenmeniz gerekmez, çünkü z i h i n o zaman kendiliğinden
durur. İşte b u yüzden ben Şirndi'nin diğer her kapının asli b i r Sözünü ettiklerinizden başka kapılar var mıdır?
veçhesi olduğunu söyledim.

Teslimiyet -yani, olana gösterdiğimiz zihinsel-duygusal Vardır. Tezahür-Etmemiş-Olan, tezahür etmiş olandan ayrı de-
direnci bırakmak- da Tezahür-Etmemiş-Olan'a açılan bir kapı­ ğüdir. O b u dünyayı kaplar, ama o kadar i y i kılık değiştirmiş­
dır. B u n u n nedeni basittir: içsel direnme sizi diğer insanlardan, t i r k i hemen herkes onu gözden kaçırır. Eğer siz nereye b a ­
kendinizden, çevrenizdeki dünyadan ayırır. O ego'nun varlığı­ kacağınızı bilirseniz, o n u her yerde bulabilirsiniz. H e r a n b i r
nı sürdürmesini sağlayan ayrılık hissini güçlendirir. Ayrılık his­ kapı açılır.
si ne kadar güçlüyse, siz tezahür etmiş olana, ayrı formlar dün­ U z a k t a havlayan şu köpeği işitiyor musunuz? Y a da yanı­
yasına o kadar çok bağlı olursunuz. S i z form dünyasına ne k a ­ nızdan geçip giden kediyi? D i k k a t l e dinleyin. Onda Tezahür-
dar çok bağhysanız, form kimliğiniz de o kadar katı ve nüfuz Etmemiş-Olan'ın mevcudiyetini hissedebiliyor musunuz? H i s ­
edilemez hale gelir. Kapı kapalıdır ve siz içsel boyuttan, d e r i n ­ sedemiyor musunuz? B u n u seslerin ondan çıkıp yine ona dön­
l i k boyutundan ayrı düşmüşsünüzdür. Teslimiyet halinde, s i ­ düğü sessizlikte arayın. Seslerden daha çok sessizliğe dikkat
z i n form kimliğiniz yumuşar ve Tezahür-Etmemiş-Olan'm içi­ edin. Dışarıdaki sessizliğe dikkat etmek içsel sessizlik yaratır:
nizden parlayabileceği şekilde "geçirgen" hale gelir. z i h i n sessizleşir. B i r kapı açılmaktadır.

Yaşamınızda Tezahür-Etmemiş-Olana bilinçli olarak gir­ H e r ses sessizlikten doğar, sonra yine sessizlikte kaybo­
menizi sağlayacak b i r kapı açmak size bağlı bir şeydir. İçsel l u r ve varlığını sürdürdüğü sürece sessizlik tarafından kuşatı­
lır. Sessizlik sesin v a r olmasını sağlar. O h e r sesin, her müzik

150 151
ŞİMDİ'nin GÜCÜ TEZAHÜR-ETMEMİŞ-OLANA GİRİŞ KAPILARI

notasının, her şarkının, her sözcüğün aslında var olan, ama te­ Siz "boşluk"ya da "hiçbir-şey "in sadece hiçbir şey olmadığını,
zahür etmemiş bir parçasıdır. Tezahür-Etmemiş-Olan b u dünya­ onun gizemli bir niteliğe sahip olduğunu ima eder görünüyor­
da sessizlik olarak bulunur. İşte b u yüzden b u dünyada en çok sunuz. Bu hiçbir-şey nedir?
sessizliğin Tanrı'ya benzediği söylenmiştir. Sizin yapmanız ge­
reken tek şey ona d i k k a t i n i z i vermektir. B i r sohbet sırasında Siz böyle bir soru soramazsınız. Zihniniz hiçbir-şeyi bir şeye dö­
bile sözcüklerin arasındaki boşlukların, cümlelerin arasındaki nüştürmeye çalışıyor. Siz onu b i r şeye dönüştürdüğünüz anda
kısa sessizliklerin bilincinde olun. Siz bunu yaparken, sessizlik gözden de kaçırmış olursunuz. Hiçbir-şey -yani, boşluk- Teza­
boyutu içinizde büyür. Aynı anda kendi içinizde sessizleşmeden hür-Etmemiş-Olan'm bir duyusal-algdama dünyasında dışsal b i r
dışarıdaki sessizliğe dikkatinizi veremezsiniz. Dışarıda sessizlik, fenomen olarak belirmesidir. O n u n hakkında ancak bunu söy­
içte sessizlik. Böylece Tezahür-Etmemiş-Olana girersiniz. leyebiliriz ve b u bile bir tür paradokstur. O bir bilgi nesnesi ha­
line gelemez. S i z "hiçbir-şey" üzerine b i r doktora yapamazsı­
nız. B i l i m adamları uzayı incelediklerinde, çoğunlukla o n u b i r
Uzay (Boşluk) şeye dönüştürür ve b u yüzden onun özünü tamamen gözden
kaçırırlar. Hiç de şaşırtıcı olmayan b i r biçimde, son teori uza­
Nasıl hiçbir ses sessizlik olmadan var olamazsa, hiçbir şey de yın hiç de boş olmadığı, onun bir maddeyle dolu olduğudur. B i r
onun olmasına olanak veren uzay (boşluk) olmadan var olamaz. kez siz b i r teori bulduğunuzda, en azından bir başka teori or­
H e r fiziksel nesne y a da beden hiçbir-şeyden gelmiştir, hiçbir- taya çıkana dek, b u i l k teorinin doğruluğunu kanıtlayacak b i r
şey tarafından kuşatılır ve en sonunda hiçbir-şeye geri döne­ kanıt bulmak çok zor değildir.
cektir. Sadece bu değil, her fiziksel bedenin içinde bile " b i r şey­
lerden" çok daha fazla "hiçbir-şey" vardır. Fizikçiler bize madde­ "Hiçbir-şey," ancak onu kavramaya y a da anlamaya çalış­
n i n katılığının b i r illüzyon olduğunu söylerler. Fiziksel bedeni­ mazsanız sizin için Tezahür-Etmemiş-Olana açılan bir kapı ola­
niz de dahil olmak üzere, görünüşte katı madde bile neredey­ bilir.
se yüzde yüz boşluktur, büyüklükleriyle kıyaslandığında atom­
ların arasındaki mesafeler çok geniştir. Dahası, her atomun Bizim burada yaptığımız onu anlamaya çalışmak değil mi?
içinde bile çoğunlukla boşluk vardır. Geriye kalan şey katı mad­
de parçacıklarından çok, müzikal b i r nota gibi b i r titreşim Kesinlikle değil. B e n size Tezahür-Etmemiş-Olan'm boyutunu
frekansıdır. Budistler b u n u 2500 yılı aşkın bir süredir bilirler. yaşamınıza nasıl getirebileceğinizi gösterecek işaret direkleri
" F o r m boşluktur, boşluk formdur," der ünlü kadim Budist me­ sunuyorum. B i z o n u anlamaya çalışmıyoruz. Ortada anlaya­
tinlerinden biri olan Kalp safrası. H e r şeyin Özü boşluktur. cak b i r şey yok.
Boşluk hiçbir "mevcudiyete" sahip değildir. "Mevcut ol­
Tezahür-Etmemiş-Olan b u dünyada sadece sessizlik ola­
m a k " aslında "görülmek" anlamına gelir. Siz boşluğu anlaya­
r a k bulunmaz; o aynı zamanda tüm fiziksel evreni -içten ve
mazsınız, çünkü o görülmez. O kendi başına b i r mevcudiyete
dıştan- uzay (boşluk) olarak kaplar. B u da sessizlik kadar ko­
layca gözden kaçırılır. Herkes boşlukta yer alan şeylere d i k k a ­ sahip olmamasına rağmen, başka her şeyin mevcut olmasına
t i n i verir, ama boşluğun kendisine k i m dikkat eder? olanak verir. Aynı şekilde, sessizlik de b i r mevcudiyete sahip

152 [53
ŞİMDİ'nin GÜCÜ TEZAHÜR-ETMEMİŞ-OLANA GİRİŞ KAPİLARİ

değildir, Tezahür-Etmemiş-Olan da. derece değişken ve gelgeç olduğundan, onlar k o r k u içinde y a ­


Öyleyse eğer dikkatinizi boşluktaki nesnelerden çekip boş­ şarlar. B u k o r k u onların kendilerini ve diğer insanları derin
luğun kendisinin farkında olursanız ne olur? B u odanın özü b i r biçimde yanlış algılamalarına, dünyayı çarpık b i r biçimde
nedir? M o b i l y a , resimler vs. odamn içindedir, ama onlar oda görmelerine neden olur.
değildir. Yer, duvarlar ve tavan odanın sınırlarım belirler, ama Eğer k o z m i k b i r sarsıntı dünyanın sonunu getirseydi, Te­
onlar da oda değildir. Öyleyse odanın özü nedir? Boşluk elbet­ zahür-Etmemiş-Olan bundan hiç etkilenmezdi. Mucizeler Kur­
te. Onsuz b i r " o d a " olmazdı. Boşluk "hiçbir-şey" olduğundan, su b u gerçeği güçlü b i r biçimde ifade eder. "Gerçek olan hiçbir
biz burada olmayanın olandan daha önemli olduğunu söyleye­ şey tehdit edilemez. Gerçek-olmayan hiçbir şey zaten mevcut
biliriz. Öyleyse tüm çevrenizde bulunan boşluğun farkında olun. değildir. Tanrı'nın h u z u r u da burada y a t a r . "
O n u n hakkında düşünmeyin. O n u olduğu gibi hissedin. D i k k a ­ Eğer siz Tezahür-Etmemiş-Olan ile bilinçli bir bağlantı için­
t i n i z i "hiçbir-şeye" verin. de kalırsanız, tezahür etmiş olana ve onun içindeki her yaşam
formuna formun Ötesindeki B i r (Tek) Yaşam'm bir ifadesi ola­
Siz b u n u yaparken, içinizde b i r bilinç değişimi meydana
r a k değer verir, sever ve derin bir biçimde sayarsınız. Siz ayrı­
gelir. B u n u n nedeni şudur: Boşluktaki mobilya, duvarlar vs. g i ­
ca her formun b i r gün yok olacağını ve dışarıdaki hiçbir şeyin
bi nesnelerin içsel dengi (eşdeğeri) s i z i n zihin nesnelerinizdir:
sonuçta o kadar önemli olmadığım bilirsiniz. Siz İsa'nın deyi­
y a n i , düşünceler, duygular ve duyular. Ve boşluğun içsel dengi
şiyle, "dünyayı yenmiş," y a da Buda'nın deyişiyle, "diğer kıyı­
-tıpkı boşluğun her şeyin var olmasını sağlaması gibi- zihin nes­
y a geçmişsinizdir."
nelerinizin v a r olmalarını sağlayan bilinçtir. Böylece, eğer siz
d i k k a t i n i z i şeylerden -boşluktaki nesnelerden- geri çekerseniz,
d i k k a t i n i z i otomatik olarak zihin nesnelerinizden de çekmiş
Uzay ve Zamanın Gerçek Doğası
olursunuz. B i r başka deyişle, siz bu yüzden boşluğu y a da ses­
sizliği hem düşünüp hem de onun farkında olamazsınız. Çev­
Şimdi şunun üzerinde düşünün: Eğer sessizlikten başka bir şey
renizdeki boşluğun farkında olarak, aynı zamanda düşüncesiz­
var olmasaydı, sessizlik sizin için mevcut olmayacaktı; siz onun
lik boşluğunun, saf bilincin: Tezahür-Etmemiş-Olan i n da farkın­
ne olduğunu bilmeyecektiniz. Sadece ses ortaya çıktığında ses­
da olursunuz. İşte boşluk üzerinde derin düşünceye dalmak s i ­
sizlik de ortaya çıkar. Aynı şekilde, uzayda hiçbir nesne olma­
zin için böylece bir kapı olabilir.
dan, sadece uzay v a r olsaydı, b u uzay da sizin için mevcut ol­
Boşluk ve sessizlik aynı şeyin, aynı hiçbir-şeyin i k i veçhe- mayacaktı. K e n d i n i z i uzayın enginliğinde, çevrenizde hiçbir yıl­
sidir. O n l a r içsel boşluğun ve içsel sessizliğin: tüm varoluşun dız, hiçbir galaksi olmadan, sadece boşlukta süzülen bir bilinç 1

sonsuz derecede yaratıcı r a h m i n i n b i r dışsallaşmasıdır. Çoğu noktası olarak hayal edin. B i r d e n , uzay artık engin bir genişli­
insan bu boyutun hiç bilincinde değildir. O n l a r için hiçbir içsel ğe sahip olmayacaktı; o v a r bile olmayacaktı. B u r a d a n oraya
boşluk, hiçbir sessizlik yoktur. O n l a r dengesizdir. B i r başka de­ (bir nesne ile b i r başka nesne arasında) hiçbir hız, hiçbir hare­
yişle, onlar dünyayı bilir, y a da b i l d i k l e r i n i düşünür, ama T a n - ket olmayacaktı. Mesafe ve uzayın v a r olabilmesi için en azın­
rı'yı bilmezler. O n l a r özlerinin bilincinde olmadan, sadece f i ­ dan i k i başvuru noktasının bulunması gerekir. B i r i k i olduğu
ziksel ve psikolojik formları de özdeşieşirler. Ve her form son anda ve Lao T s e ' n i n tezahür etmiş dünyayı adlandırdığı gibi,

154 155
ŞİMDİ'nin GÜCÜ TEZAHÜR-ETMEMİŞ-OLANA GİRİŞ KAPILARI
" i k i , on-bin şey olduğunda," uzay giderek daha engin hale gelir. ten anlamıyorum, ama sanırım o zamanın uzayın dördüncü bo­
Böylece dünya ve uzay aynı anda ortaya çıkar. yutu olduğunu söylüyor. O buna, "uzay-zaman sürekliliği" diyor.
Hiçbir şey uzay olmadan var olamazdı, bununla birlikte
uzay hiçbir-şey'dir. E v r e n oluşmadan önce, "büyük patlama­ Evet. S i z i n dışsal olarak uzay ve zaman diye algıladığınız şey
d a n " önce doldurulmayı bekleyen boş bir yer (uzay) yoktu. Hiç­ n i h a i olarak illüzyonidir, ama onlar b i r gerçek çekirdeği içerir­
bir şey olmadığı gibi, hiçbir uzay-boşluk da yoktu. Sadece T e ­ ler. Onlar Tanrı'nın -sizin dışınızda, dışsal b i r mevcudiyete sa-
zahür-Etmemiş-Olan, y a n i Bİr vardı. B i r "on-bin şey" olduğun­ hiplermiş gibi algdadığınız- i k i asli niteliği, sonsuzluk ve ebe­
da, birden Uzay ortaya çıktı ve birçok şeyin var olmasına ola­ diyettir. H e m uzay hem de zaman, sizin içinizde, s i z i n k i n i ol­
nak verdi. 0 nereden gelmişti? O evrene yer sağlamak için T a n ­ duğu gibi kendi gerçek doğalarım d a açığa v u r a n içsel bir eş­
rı tarafindan mı yaratılmıştı? Elbette değil. U z a y hiçbir-şey' değere sahiptir. U z a y sizin içinizde sessiz, sonsuz derinlikte dü­
dir, öyleyse asla yaratılmamıştır.
D
şünce-sizlik âlemiyken, zamanın içsel eşdeğeri de mevcudiyet­
Berrak b i r gecede dışarı çıkıp gökyüzüne bakın. Çıplak tir, ebedi Şirndi'nin farkındalığıdır. Onların arasında hiçbir ay­
gözle görebileceğiniz binlerce yıldız orada bulunanın son dere­ rım ve fark olmadığını da hatırlayın. Uzay ve zaman içinizde
ce küçük bir bölümüdür. B i r m i l y a r galaksinin varlığı çoktan Tezahür-Etmemiş-Olan, y a n i düşünce-sizlik ve mevcudiyet ola­
en güçlü teleskoplarla saptanmıştır, her bir galaksi milyarlar­ rak idrak edildiğinde, dışsal uzay ve zaman sizin için mevcut
ca yıldız içeren b i r "ada evren"dir. Ancak, daha da huşu verici olmayı sürdürse de, çok daha az önemli hale gelir. Dünya da
olan şey uzayın kendisinin sonsuzluğu, tüm b u ihtişamın v a r sizin için mevcut olmayı sürdürür, ama artık sizi bağlayıp sı-
olmasını sağlayan derinlik, sessizlik ve devinimsizliktir. Hiçbir mrlayamaz.
şey uzayın akla hayale sığmaz genişliğinden ve sessizliğinden
B u yüzden, dünyanın nihai amacı dünyada değil, dünyayı
daha huşu verici ve görkemli olamaz; peki ama, o nedir ki?
aşmakta yatar. Tıpkı uzayda hiçbir nesne bulunmasaydı uza­
Boşluk, engin b i r boşluk.
yın bilincinde olamayacağınız gibi, Tezahür-Etmemiş-Olan'm
Evrenimizde zihin ve duyularımızla uzay olarak algıladı­ idrak edilmesi için de dünyaya ihtiyaç vardır. Şu Budist deyişi­
ğımız, bize uzay gibi görünen şey bizzat Tezahür-Etmemiş- n i duymuş olabilirsiniz: "Eğer illüzyon olmasaydı, aydınlanma
O l a n ' m dışsailaşmış hahdir. O Tanrı'nın "bedenidir." Ve en bü­ da olmazdı." Tezahür-Etmemiş-Olan kendini dünya ve nihai
yük mucize şudur: E v r e n i n var olmasını sağlayan o sessizlik ve olarak da sizin vasıtanızla tanıyıp bilir. Siz evrenin İlahi ama­
enginlik sadece orada, uzayda değil, aynı zamanda sizin içiniz- cının gerçekleşmesini sağlamak için buradasınız. İşte siz bu ka­
dedir de. Siz bütünüyle, tamamen mevcut olduğunuzda, onun­ dar önemlisiniz!
la düşüncesizliğin sessiz içsel boşluğu olarak karşılaşırsımz.
içinizde, o genişlik olarak değil, derinlik olarak engindir. Uzay-
sal genişlik n i h a i olarak sonsuz derinliğin b i r yanlış algılanı­ Bilinçli Ölüm
şıdır, k i sonsuz derinlik bir (tek) aşkın realitenin niteliğidir.
Daha önce sözünü ettiğim rüyasız u y k u d a n başka, istemdışı
Einstein 'a göre, uzay ve zaman ayrı değildir. Ben bunu gerçek- açılan b i r başka kapı daha vardır. O fiziksel ölüm sırasında kı­
sa b i r süre için açılır. Yaşamınız sırasında spiritüel idrak için
156 157
ŞİMDİ'nin GÜCÜ TEZAHÜR-ETMEMİŞ-OLANA GİRİŞ KAPILARI

tüm diğer fırsatları kaçırmış olsanız bile, beden öldükten he­ ölümü. Siz o kapıdan geçtiğinizde, kimliğinizi psikolojik, zihin-
men sonra sizin için son bir kapı açılacaktır. ürünü formunuzdan almayı da bırakırsınız. O zaman, tıpkı
formla Özdeşleşmenizin bir illüzyon olduğu gibi, ölümün de bir
Ölümün eşiğinden dönen insanların çoğu, bu deneyim sı­
illüzyon olduğunu idrak edersiniz. İllüzyonun sonu: ölüm tü­
rasında b u kapıyı parlak bir ışık olarak gördüğünü bildirmiş­
müyle budur. O sadece siz illüzyona sımsıkı sarıldığınız sü­
tir. B u İnsanların birçoğu, o sırada vecit dolu b i r dinginlik ve
rece acı vericidir.
derin b i r huzur hissettiğini de söylemiştir. Tibet'in Ölüler Ki-
tabı'nda bu, "Boşluğun renksiz ışığının parlak ihtişamı" ola­
rak t a r i f edilir ve bunun " s i z i n gerçek benliğiniz" olduğu b i l d i ­
r i l i r . B u kapı çok kısa b i r süre için açılır ve eğer siz yaşarken
Tezahür-Etmemiş-Olan'ın boyutuyla karşılaşmamışsanız, bü­
yük b i r olasılıkla onu gözden kaçırabilirsiniz. Çoğu insan çok
fazla direnç kalıntısı, çok fazla k o r k u , duyusal deneyime çok
fazla bağlılık, tezahür etmiş dünya ile çok fazla özdeşleşme t a ­
şır. B u yüzden onlar kapıyı gördüklerinde, korkuyla geri dö­
ner ve sonra bilinçlerini yitirirler. B u n d a n sonra olup b i t e n i n
çoğu istemdışı ve otomatik olarak v u k u bulur. E n i n d e sonun­
da, b i r başka doğum ve ölüm devresi olacaktır. Onların mev­
cudiyetleri henüz bilinçli ölümsüzlük için yeterince güçlü de­
ğildir.

Öyleyse bu kapıdan geçmek yok olmak anlamına gelmez...

Tüm diğer kapılarda olduğu gibi, sizin parlak gerçek doğamz


kalır, kişilik değil. H e r durumda, kişiliğinizde gerçek olan y a
da gerçek değere sahip olan her şey gerçek doğanızın içinizden
yansımasıdır. B u asla kaybolmaz. Değere sahip olan, gerçek
olan hiçbir şey, asla kaybolmaz.
Ölüme yaklaşmak ve ölüm, y a n i , fiziksel formun çözül­
mesi daima spiritüel idrak için büyük bir fırsattır. B u fırsat ço­
ğunlukla trajik bir biçimde kaçırılır, çünkü biz gerçekten önem­
l i olan her konuda olduğu gibi, ölüm konusunda da hemen
hemen cahil olan b i r toplumda yaşamaktayız.
Bakın, her kapı aslında b i r ölüm kapısıdır: sahte benliğin

158 159
8

AYDINLANMIŞ İLİŞKİLER

Şimdi'ye Bulunduğunuz Yerden Girin

Ben daima gerçek aydınlanmanın bir erkekle kadın arasında­


ki sevgi ilişkisi dışında mümkün olmadığını düşünmüşümdür.
Bizi yeniden bütün kılan şey bu değil midir? Bu gerçekleşene
dek bir insanın yaşamı nasıl doyum verici olabilir ki ?

S i z i n deneyiminizde b u doğru mu? B u s i z i n başımza geldi mi?

Henüz değil, ama bu başka türlü nasıl olabilir ki? Bunun böy­
le olacağını biliyorum.

B i r başka deyişle, siz zamanla gerçekleşecek b i r olayın sizi kur­


tarmasını bekliyorsunuz. B u üzerinde konuşup durduğumuz
esas yanılgı değil midir? Kurtuluş b i r başka yerde y a da zaman­
da değildir. O şimdi ve burada'dır.

"Kurtuluş şimdi ve burada'dır" sözü ne anlama gelmekte? Ben


bunu anlamıyorum. Ben kurtuluşun ne anlama geldiğini bile
bilmiyorum.

İnsanların çoğu fiziksel h a z l a n n y a da değişik psikolojik do-

161
ŞİMDİ'nin GÜCÜ AYDINLANMIŞ İLİŞKİLER

yumların peşinden koşar, çünkü bunların onları m u t l u edece­ yacınız olduğunu, özgür ya da tamam olabilmek için önce b i r
ğine y a da k o r k u ve yoksunluk hissinden kurtaracağına ina­ şeyleri bulmanız, yapmanız, başarmanız, kazanmanız, b i r şey
nırlar. M u t l u l u k fiziksel haz yoluyla erişilen yüksek b i r canlı­ olmamz gerektiğini söylüyor. Siz zamanı kurtuluşa götüren bir
lık duygusu, y a da psikolojik b i r doyum yoluyla erişilen daha vasıta olarak görüyorsunuz, oysa gerçekte o kurtuluşla aranız­
güvenli ve daha t a m b i r benlik duygusu olarak algılanabilir. daki e n büyük engeldir. Siz oraya şu anda bulunduğunuz yer­
B u b i r doyumsuzluk y a da yetersizlik halinden kurtuluş arayı­ den ve şu anki kimliğinizle ulaşamayacağınızı, çünkü henüz t a ­
şıdır. Değişmez biçimde, onların elde e t t i k l e r i her türlü doyum m a m y a da yeterince i y i olmadığınızı düşünüyorsunuz, a m a
kısa ömürlüdür, böylece doyum koşulu b i r kez daha şimdi ve gerçek şu k i şimdi ve burada sizin oraya ulaşabileceğiniz tek
burada'dan u z a k t a k i hayali b i r noktaya projekte edilir. " B e n noktadır. Siz oraya zaten orada olduğunuzu idrak ederek " u l a ­
şunu elde ettiğimde y a da bundan kurtulduğumda mutlu olaca­ şırsınız." Sİz Tanrı'yı, O ' n u aramanız gerekmediğini idrak etti­
ğım." B u , gelecekte kurtuluş illüzyonunu yaratan bilinçsiz z i - ğiniz anda bulursunuz. Öyleyse kurtuluşa giden tek bir yol yok­
hin-durumudur. tur: H e r türlü koşul kullanılabilir, ama hiçbir belirli koşula i h ­
tiyaç yoktur. Ancak, tek bir giriş noktası vardır: Şimdi. B u anın
Gerçek kurtuluş t a m ve gerçek b i r doyum, h u z u r ve y a ­ dışında b i r kurtuluş olamaz. Siz yalnız mısınız, yaşamınızda
şamdır. B u gerçek kimliğiniz haline gelmektir, içinizde karşıtı sevdiğiniz biri yok mu? Şimdi'ye oradan girin. B i r ilişki içinde
olmayan bir iydik, kendi dışındaki hiçbir şeye bağlı olmayan bir misiniz? Şimdi'ye oradan girin.
Var'lık sevinci hissetmektir. O geçici bir deneyim olarak değd, k a ­
lıcı bir mevcudiyet olarak hissedihr. T e i s t i k * dilde, buna " T a n - Yapabdeceğiniz y a da erişebileceğiniz ve sizi kurtuluşa bu
rı'yı bilmek" denir ve Tanrı burada kendi dışınızda bir şey ola­ andan daha çok yaklaştıracak hiçbir şey yoktur. Değerli her şe­
rak değil, en içteki özünüz olarak bilinir. Gerçek kurtuluş ken­ y i n gelecekte bulunduğunu düşünmeye alışmış bir z i h n i n bunu
dinizi var olan her şeyin varlığını ondan aldığı zaman'sız-son­ kavraması güç olabilir. Geçmişte yaptığınız y a da size yapılan
suz ve formsuz B i r Yaşam'ın ayrılmaz bir parçası olarak b d - hiçbir şey de sizin olana evet demenizi ve dikkatinizi derin b i r b i ­
mektir. çimde Şimdi'ye vermenizi engelleyemez. Siz bunu gelecekte yapa­
mazsınız. Siz bunu ya şimdi yaparsınız y a da hiç yapamazsınız.
Gerçek kurtuluş b i r özgürlük halidir; o korkudan, ıstırap­
tan, yoksunluk ve yetersizlik algılamasından, dolayısıyla da iste­
mekten, ihtiyaç duymaktan, yakalamaktan, sıkıca tutunmaktan,
yapışmaktan kurtuluştur. O kesintisiz bir biçimde düşünmek­
ten, o l u m s u z l u k t a n ve hepsinin üzerinde psikolojik b i r ihtiyaç Sevgi / Nefret İlişkileri
olarak geçmiş ve gelecekten kurtuluştur. Zihniniz size oraya bu­
radan ulaşamayacağınızı söylüyor. O, özgür ve doyumlu olabil­ Siz mevcudiyet bilinç frekansına girmedikçe, tüm ilişkiler, özel­
meniz için b i r şeylerin v u k u bulması, y a da sizin şu y a da bu likle yakın ilişkiler d e r i n b i r biçimde k u s u r l u ve n i h a i olarak
hale gelmeniz gerektiğini söylüyor. O aslında sizin zamana i h t i - bozuk-işlevli olur. O n l a r -örneğin, "aşık olduğunuzda"- b i r sü­
re kusursuz görünebilirler ama, değişmez b i r biçimde, tartış­
teistik İnanç: bir Tanrı'nın varlığı inancı, evreni yaratan ve yöneten bir malar, çatışmalar, doyumsuzluk ve duygusal, hatta fiziksel şid-
Tanrı'nın varlığına İnanma. (Ç.N.)

162 163
ŞİMDİ'nin GUCU AYDINLANMIŞ İLİŞKİLER
det giderek artan b i r sıklıkta meydana geldiğinde b u görünüş­ yönlendirme, tartışma dürtüsü, eleştirme, yargılama, suçlama
teki k u s u r s u z l u k bozulur. Öyle görünüyor k i , "sevgi ilişkileri­ y a da saldırma, öfke, ana-baba tarafından çektirilen geçmiş acı­
n i n " çoğu çok geçmeden sevgi/nefret ilişkderine dönüşür. O za­ nın bilinçsiz intikamı, hiddet ve fiziksel şiddet.
man sevgi en ufak b i r darbede vahşi b i r saldırıya, düşmanlık
O l u m l u yanda, siz partnerinize "aşıksınızdır." B u başlan­
hissine y a da sevgisizliğe dönüşebdir. B u normal bir durum ola­
gıçta çok derin b i r doyum veren bir aşamadır. Siz k e n d i n i z i bu
r a k görülür. İlişki o zaman bir süre, birkaç ay y a da birkaç y d
aşamada son derece cardı, yaşam dolu hissedersiniz. Varoluşu­
boyunca "sevgi" ve nefret kutupları arasında gidip gelir ve b u
nuz birden anlam kazanmıştır, çünkü birisi size ihtiyaç duy­
size acı verdiği kadar haz da verir. Çiftlerin bu sevgi/nefret dev­
makta, sizi istemekte ve sizin k e n d i n i z i özel hissetmenizi sağ­
relerine bağımlı hale gelmeleri seyrek görülen bir şey değildir.
lamaktadır ve siz de onun için aynı şeyi yapmaktasımzdır. İki­
Onların dramları k e n d i l e r i n i canlı hissetmelerini sağlar. A n ­
niz b i r l i k t e y k e n , kendinizi bütün hissedersiniz. B u his öyle yo­
cak olumlu/olumsuz kutuplar arasındaki denge yitirildiğinde
ğunlaşabilir k i dünyanın geriye k a l a n kısmı sizin için önemini
ve olumsuz, yıkıcı devreler giderek artan b i r sıklıkta ve şiddet­
yitirebilir.
te meydana geldiğinde, k i bu er y a da geç olacaktır, o zaman
çok geçmeden ilişki çöker. Ancak, siz b u yoğunluğun bir muhtaçlık ve bir tutunup y a ­
pışma niteliğine sahip olduğunu da fark etmiş olabilirsiniz. Sİz
Siz eğer olumsuz y a da yıkıcı devreleri ortadan kaldırabi- diğer kişiye bağımlı hale gelmiş siniz dir. O insan sizin üzeriniz­
lirseniz, o zaman her şeyin i y i olacağını ve ilişkinin güzel b i r de b i r uyuşturucu etkisi yapmaktadır. Siz b u uyuşturucuyu
biçimde gelişeceğini düşüneb dır siniz, ama ne yazık k i b u müm­ bulduğunuzda yükseklerde uçarsınız, ama onu bulamayacağı­
kün değildir. K u t u p l a r karşılıklı olarak birbirine bağlıdır. S i z nız olasılığı y a da düşüncesi bile sizi kıskançlığa, tahakküm et­
b i r i olmadan diğerine sahip olamazsınız. O l u m l u , içinde henüz meye, duygusal şantaj yaparak k u r n a z c a yönlendirme girişim­
ortaya çıkmamış olumsuzu taşır. H e r i k i s i de aslında aynı iş- lerine, suçlamaya götürebilir; tüm bunlar onu kaybetme kor­
lev-bozukluğunun farklı veçheleridir. B e n burada z i h n i n öte­ k u s u n d a n kaynaklanır. Eğer bu İnsan sizi terk ederse, bu çok
sinden kaynaklandığından karşıtı olmayan gerçek sevgiden de- şiddetli bir düşmanlığa y a da çok derin bir üzüntü ve çaresiz­
ğd, romantik ilişkilerden söz ediyorum. Sürekli b i r hal olarak liğe neden olabilir. B i r anda, sevecen şefkat ve duyarlılık vahşi
sevgi henüz -bilinçli insanlar kadar- narin görülen bir şeydir. A n ­ bir saldırıya y a da korkunç bir üzüntüye dönüşebilir. Sevgi şim­
cak, düşünce akışında b i r kesinti, bir boşluk olduğunda kısa ve di nerededir? Sevgi b i r anda kendi zıddına dönüşebilir mi? O
geçici sevgi anları yaşamak mümkündür. aslında sevgi miydi, yoksa sadece bağımlı b i r biçimde tutunup
B i r ilişkinin olumsuz yanı, elbette işlev-bozukluğu olarak, yapışma mıydı?
olumlu yandan daha kolayca görülüp tanınabilir. Ayrıca o l u m ­
suzluk kaynağını partnerinizde görüp tanımak kendinizde gör­
mekten daha kolaydır. O birçok şekilde tezahür edebilir: sahip­ Bağımlılık ve Bütünlük Arayışı
lenme, hükmetme, kıskançlık, kontrol etme, kendini geri çek­
me ve açığa vurulmamış içerleme, haklı olma ihtiyacı, duyar­ Biz neden bir başka insana bağımlı hale geliriz?
sızlık ve kendi İçine gömülme, duygusal talepler ve kurnazca
Romantik aşk ilişkisinin öylesine yoğun ve peşinden-koşuian bir
164
165
ŞİMDİ'nin GÜCÜ AYDINLANMIŞ İLİŞKİLER

deneyim olmasının nedeni onun özgürleşmemiş ve aydınlan­ A m a sonra o özel ilişki gelip çatar. O ego'nun tüm sorun-
mamış hal içindeki insan durumunun bir parçası olan derin kor­ lannı yanıtlar ve tüm ihtiyaçlarını karşılar görünür. E n azın­
k u , ihtiyaç, yoksunluk ve eksiklik halinden bir kurtuluş sunar dan başlangıçta böyle görünür. Daha önce benlik duygunuzu
görünmesidir. B u h a l i n psikolojik olduğu gibi fiziksel b i r boyu­ aldığınız tüm diğer şeyler şimdi nispeten önemsiz hale gelir.
tu da vardır. Siz şimdi hepsinin yerine geçen, yaşamınıza anlam veren ve
Fiziksel düzeyde, siz besbelli k i bütün değilsinizdir ve as­ onun vasıtasıyla kimliğinizi tanımladığınız tek bir odak nokta­
la olamazsınız: Siz y a b i r erkek ya da bir kadınsınız, y a n i bü­ sına sahipsinizdir: b u , "aşık olduğunuz" kişidir. Artık u m u r s a ­
tünün yansısınız. B u düzeyde, bütünlük özlemi -yani, bir'liğe maz bir evrendeki kopuk b i r parça değilsinizdir, y a da bu size
dönüş özlemi- erkek-dişi çekimi, erkeğin b i r kadına, kadının böyle görünmektedir. Sizin dünyanız şimdi bir merkeze sahip­
b i r erkeğe ihtiyaç duyması olarak tezahür eder. B u zıt enerji tir: sevdiğiniz insan. B u merkezin sizin dışınızda olduğu ve do­
k u t b u y l a neredeyse karşı konulmaz b i r birleşme dürtüşüdür. layısıyla benlik duygunuzu hâla dışarıdan almakta olduğunuz
B u fiziksel dürtünün kökeni spiritüeldir: o, dualitenin son b u l ­ gerçeği i l k başta önemli görünmez. Önemli olan egosal halin
ması bütünlük haline geri dönüş özlemidir. Siz fiziksel düzey­ tipik özellikleri olan, altta yatan eksiklik, k o r k u , y o k s u n l u k ve
de b u hale en çok cinsel birleşme yoluyla yaklaşabilirsiniz. İşte doyumsuzluk h i s l e r i n i n artık olmamasıdır -yoksa bunlar hâlâ
bu yüzden o fiziksel âlemin sunabileceği en derin biçimde do­ var mıdır? O n l a r ortadan kalkmış mıdır, yoksa m u t l u yüzeysel
y u m verici deneyimdir. A m a , cinsel birleşme bütünlüğün geçi­ realitenin altında varlığını sürdürmekte midir?
ci bir an İçin görülmesinden, b i r vecit anından daha fazla b i r Eğer ilişkilerinizde h e m "sevgiyi," hem de sevginin zıddı-
şey değildir. O n u , bilinçsiz olarak, bir kurtuluş vasıtası olarak nı -saldırıyı, duygusal şiddeti vs.- yaşıyorsanız, o zaman büyük
aradığınız sürece, dualitenin bitişini onun bulunamayacağı form olasılıkla siz ego bağlılığım ve bağımlılık yaratan yapışmayı sev­
düzeyinde aramaktasınız dır. Cennet size kısa b i r an için gös­ giyle karıştırıyorsunuz dur. Siz p a r t n e r i n i z i b i r an sevip de bir
terilmiş, ama orada kalmanıza i z i n verilmemiştir ve siz kendi­ sonraki a n ona saldıramazsmız. Gerçek sevginin b i r zıddı, b i r
n i z i yine ayrı b i r bedende bulmuşsunuzdur. karşıtı yoktur. Eğer s i z i n " s e v g i n i z i n " b i r karşıtı varsa, o z a ­
Psikolojik düzeyde, yoksunluk ve eksiklik duygusu fizik­ m a n o sevgi değil, ego'nun daha t a m ve daha derin b i r benlik
sel düzeydekinden de büyüktür. Zihinle özdeşleştiğiniz sürece, duygusu için duyduğu güçlü ihtiyaçtır ve diğer insan b u i h t i ­
benlik duygunuzu dışarıdan alırsınız. Y a n i , k i m l i k duygunuzu yacı geçici bir süre için karşılar. O ego'nun kurtuluşun yerine
nihai olarak gerçek kimliğinizle hiçbir ilgisi olmayan şeylerden: geçirdiği şeydir ve kısa b i r süre için kurtuluş duygusu verir.
toplumsal rolünüzden, malınızdan-mülkünüzden, dış görünümü­ A n c a k b i r nokta gelir, partneriniz sizin (daha doğrusu,
nüzden, başarılarınızdan, b aşan sızaklarınızdan, inanç sistemle­ egonuz'un) ihtiyaçlarınızı karşılamayacak şekilde davranır. Ego­
rinizden vs. alırsınız. B u sahte, zihin-ürünü benlik, yani ego ken­ sal bilincin asli b i r parçası olan, ama "sevgi ilişkisi" tarafından
dini savunmasız ve güvensiz hisseder ve daima özdeşleşeceği, örtülmüş olan k o r k u , acı ve y o k s u n l u k hisleri böylece tekrar
kendisine var olduğu hissini verecek yeni şeyler arar. A m a , hiç­ ortaya çıkar. Diğer her bağımlılıkta olduğu gibi, uyuşturucu
b i r şey ona kalıcı b i r doyum verecek kadar yeterli değildir. Böy­ bulduğunuzda siz yükseklerde uçarsınız, ama değişmez b i r b i ­
lece, onun korkusu, yoksunluk ve muhtaçlık duygusu sürer. çimde, bir zaman gelir, artık uyuşturucu işe yaramaz olur. O

166 167
ŞİMDİ'nin GÜCÜ AYDINLANMIŞ İLİŞKİLER

acı verici hisler yeniden ortaya çıktıklarında, onları eskisinden değildir. Acı yine de oradadır. Üç yıl boyunca ıssız b i r adada
de daha güçlü b i r biçimde hissedersiniz ve dahası, şimdi part­ yaşamak y a da odanıza kapanmak yerine, aynı süre içinde üç
nerinizi b u h i s l e r i n nedeni olarak algılarsınız. B u sizin bu his­ başarısız ilişki yaşamak sizi uyanmaya daha çok zorlayabilir.
leri dışa projekte ettiğiniz ve diğer kişiye acınızın bir parçası A m a , yalnızlığınıza yoğun b i r mevcudiyet getirebilir seniz, bu
olan vahşi b i r şiddetle saldırdığınız anlamına gelir. B u saldın da işe yarayacaktır.
partnerinizin kendi acısını uyandırabilir ve o da size karşı sal­
dırıda bulunabilir. B u noktada ego hâlâ, bilinçsiz b i r biçimde, ***
saldırısının y a da kurnazca yönlendirme girişimlerinin partne­
rinizin davranışım değiştirmesini sağlayacak yeterli bir ceza ola­
cağım ummaktadır, böylece o b u insanı yine acınızı örtmek Bağımlılık İlişkilerinden Aydınlanmış İlişkilere
için kullanabilecektir.
Biz bir bağımlılık ilişkisini gerçek bir ilişkiye dönüştürebilir
H e r bağımlılık kendi acınızla yüzleşip onu aşmayı bilinç­
siz olarak reddetmekten kaynaklanır. H e r bağımlılık acıyla baş­ miyiz?
layıp acıyla biter. Bağımlı olduğunuz madde her ne ise - b u a l ­
E v e t . Mevcut olarak ve - d i k k a t i n i z i daha da derin b i r biçimde
kol, yemek, yasal y a da yasadışı uyuşturucular veya bir kişi ola­
Şimdi'ye verme yoluyla- bu mevcudiyeti yoğunlaştırarak: İster
b i l i r - siz acınızı örtmek için bir şeyi y a da b i r i n i k u l l a n m a k t a ­
yalnız, ister b i r partnerle birlikte yaşıyor olun, anahtar budur.
smızdır. İşte bu yüzden, başlangıçtaki m u t l u l u k ve esrime duy­
Sevginin gelişebilmesi için, mevcudiyetinizin ışığının yeterince
gusu geçtikten sonra aşk ilişkilerinde b u kadar çok mutsuzluk
güçlü olması gerekir k i artık "düşünen" y a da acı-bedeni tara­
ve acı yaşanır. Acı ve mutsuzluğa neden olan bu ilişkiler değil­
fından ele geçirilmeyin ve onları kendiniz sanmayın. K e n d i n i ­
dir. O n l a r s i z i n içinizde zaten b u l u n a n acı ve mutsuzluğu or­
zi düşünen'in altındaki Var'lık, zihinsel gürültünün altındaki
taya çıkarırlar. H e r bağımldık b u n u yapar. H e r bağımlılık ar­
sessizlik, acının altındaki sevgi ve sevinç olarak tanıyıp bilmek
tık sizin işinize yaramadığı bir noktaya erişir; o zaman siz acı­
özgürlüktür, kurtuluştur, aydınlanmadır. Acı-bedeni ile özdeş­
yı her zamankinden daha yoğun b i r biçimde hissedersiniz.
leşmeyi bırakmak, acıya mevcudiyet getirmek ve böylece onu
Çoğu insanın daima şimdiki andan kaçmaya çalışıp k u r ­ dönüşüme uğratmaktır. Düşünme ile Özdeşleşmeyi bırakmak,
tuluşu gelecekte aramasının b i r nedeni budur. Eğer onlar d i k ­ düşüncelerinizin ve davranışınızın, özellikle de z i h n i n i z i n tek­
katlerini Şimdi'de odaklasalardı karşılaşabilecekleri i l k şey ken­ rarlanan kalıplarının ve ego'nun oynadığı rollerin sessiz izleyi­
di acılarıdır ve onların k o r k t u k t a n şey de budur. A h , onlar cisi olmaktır.
Şimdi'de geçmişi ve onun acısını ortadan kaldıran mevcudiyet
gücüne, illüzyonu yok eden realiteye erişmenin ne kadar kolay Eğer siz o n a " b e n l i k " yatırımı yapmayı, onu "benliğiniz"
olduğunu bir bilebilselerdi. O n l a r kendi realitelerine ne kadar sanmayı bırakırsanız, zihin zorlayıcı niteliğini yitirir, k i b u zor­
yakın olduklarım, Tanrı'ya ne kadar yakın olduklarını b i r b i ­ layıcı nitelik temelde yargılamaya zorlanma ve böylece olana
lebilselerdi... direnmedir, ve b u da çatışma, dram ve yeni acı yaratır. Aslın­
da, b u yargılama olanı kabullenme yoluyla bırakıldığı anda, siz
Acıdan kaçınmak için ilişkilerden kaçınmak da bir çözüm
zihninizden özgürleşirsiniz. Böylece sevgiye, sevince, huzura yer

168 169
ŞİMDİ'nin GÜCÜ AYDINLANMIŞ İLİŞKİLER

açarsınız. Önce kendinizi yargılamayı bırakırsınız, soma da part­ çimde geri yansıtan biri olabilir ve eğer bu insan da size karşı
n e r i n i z i . B i r ilişkide değişim için en büyük katalizör, partneri­ aynı şeyi hissediyorsa, sizin onunla b i r sevgi ilişkisi içinde bu­
nizi, yargılama ve herhangi bir biçimde değiştirme ihtiyacı duy­ lunduğunuz söylenebilir. Sizi bu insana bağlayan bağ, sizi bir
madan, olduğu gibi kabul etmektir. B u sizi hemen ego'nun öte­ otobüste yanınızda oturan insana, y a da bir kuşa, b i r ağaca,
sine götürür. Tüm zihin oyunları ve bağımlılıktan kaynaklanan b i r çiçeğe bağlayan aynı bağdır. Sadece onun hangi yoğunluk
tüm yapışma o zaman sona erer. Artık ortada hiçbir k u r b a n ya derecesinde hissedildiği değişir.
da k u r b a n edilen, hiçbir suçlayan y a da suçlanan yoktur. B u B i r bağımlılık ilişkisinde bile, daha gerçek bir şeyin, k a r ­
ayrıca tüm karşılıklı-bağımlılığın, bir başkasının bilinçsiz kalı­ şılıklı bağımlılık yaratan ihtiyaçlarınızın ötesindeki bir şeyin par-
bına çekdip böylece onun sürdürülmesini sağlamanın da sonu­ iadığı anlar yaşanabilir. B u n l a r sizin ve partnerinizin z i h n i n i n
dur. O zaman siz y a -sevgiyle- ayrılırsınız, ya da birlikte Şim­ kısa b i r süre için yatıştığı ve acı-bedeninin geçici olarak u y k u
di'ye -Var'lığa- giderek daha derin b i r biçimde girersiniz. B u , halinde bulunduğu anlardır. B u bazen fiziksel yakınlık sırasın­
bu kadar basit olabilir mi? Evet, bu, bu kadar basittir.
da, y a da her i k i n i z de bir bebeğin doğum mucizesine veya b i r
Sevgi b i r Var'lık halidir. Sevginiz dışarıda değil, içinizin Ölüme tanık olurken y a da i k i n i z d e n b i r i ciddi bir biçimde has­
derinliklerindedir. S i z onu asla yitiremezsiniz ve o sizi terk ta olduğunda, yani zihni güçsüzleştiren b i r durumda meydana
edemez. O b i r başka bedene, bir dışsal forma bağlı değildir. gelebilir. B u meydana geldiğinde, çoğunlukla zihnin altında gö­
Mevcudiyetinizin sessizliği içinde, siz kendi formsuz ve sonsuz mülü bulunan Varlığınız ortaya çıkar ve gerçek iletişimi müm­
realitenizi fiziksel formunuza yaşam veren tezahür-etmemiş- kün kılan da budur.
yaşam olarak hissedebilirsiniz. O zaman aynı yaşamı diğer her Gerçek iletişim birleşmedir, birliğin idrak edilmesidir, k i
insanın ve yaratığın içinin derinliklerinde hissedebilirsiniz. Siz bu da sevgidir. Çoğu kez b u , zihni ve onun eski kalıplarını dı­
form ve ayrılık perdesinin Ötesine bakarsınız. B u birliğin i d ­ şarıda tutacak kadar mevcut kalabilmedikçe, hızla tekrar y i t i -
rakidir. B u sevgidir. rilir. Z i h i n ve zihinle-özdeşleşme geri döner dönmez, siz yine
Tanrı nedir? Tüm yaşam formlarının altındaki ebedi B i r kendiniz değil, kendinizin zihinsel b i r imajı olursunuz ve yine
Yaşam. Sevgi nedir? B u B i r Yaşamin mevcudiyetini kendi içi­ ego ihtiyaçlarınızın karşılanmasını sağlamak için oyunlar ve
nizde ve tüm yaratıkların içinde derin b i r biçimde hissetmek. roller oynamaya başlarsınız. Siz yine -bir insan gibi görünen,
O olmak. Dolayısıyla, tüm sevgi Tanrı sevgisidir. bir başka zihinle ilişki ve etkileşimde bulunan, "sevgi" denen
b i r oyunu oynayan- b i r insan zihni olmuşsunuzdur.
*** Kısa sevgi anlarının yaşanması mümkün olsa da, siz zihin­
le özdeşleşmekten kalıcı bir biçimde kurtulmadıkça ve mev­
N a s d güneş ışığı seçici değilse, sevgi de seçici değddir. O tek b i r cudiyetiniz acı-bedenini ortadan kaldıracak kadar yeterince yo­
insanı özel hale getirmez. O b i r insanı seçip de diğerlerini dış­ ğun olmadıkça, y a da siz en azından izleyici olarak orada mev­
lamaz. Dışlayıcı sevgi Tanrı sevgisi değil, ego "sevgisidir." A n ­ cut olmadıkça sevgi gelişip çiçek açamaz. Siz ancak bunları y a ­
cak, gerçek sevgiyi hissetmenin yoğunluğu değişebilir. Yaşamı­ pabildiğinizde acı-bedeni sizi ele geçirip sevgiyi yok edemez.
nızda sevginizi size diğerlerinden daha berrak ve yoğun b i r b i -

170 171
AYDINLANMIŞ İLİŞKİLER
ŞİMDİ'nin GUCU
Olguların kabul ve tasdik edilmesiyle birlikte onlardan b i r
Spiritüel Uygulama Olarak İlişkiler
dereceye kadar özgürleşme de gelir. Örneğin, siz uyumsuzluk
bulunduğunu bildiğinizde ve bu "bilişi" barındırdığınızda, bili­
Egosal bilinç ve onun yarattığı tüm toplumsal, siyasi ve ekono­
şiniz yoluyla yeni bir etken devreye girer ve bu durumda uyum­
mik yapılar çöküşün son aşamasına girerken, erkekler ile kadın­
lar arasındaki ilişkiler insanlığın şimdi kendisini içinde buldu­ suzluk değişmeden kalamaz. S i z h u z u r içinde olmadığınızı b i l ­
ğu derin kriz halini yansıtmaktadır. İnsanlar giderek zihinleriy- diğinizde, bilişiniz huzursuzluğunuzu sevecen ve yumuşak b i r
le daha çok özdeşleşirken, çoğu ilişki Var'lıkta köklenmediğin­ kucaklayışla saran sessiz b i r alan yaratır ve sonra bu huzur­
den b i r acı kaynağına dönüşmekte ve onlara sorunlar ve çatış­ suzluğu huzura dönüştürür. İçsel değişim-dönüşüm söz konu­
ma hâkim olmaktadır. su olduğunda, s i z i n onunla ilgili olarak yapabileceğiniz b i r şey
yoktur. Siz k e n d i n i z i dönüşüme uğratamazsmız ve siz kesin­
M i l y o n l a r c a insan şu anda yalnız y a da eşleri olmadan ço­
cuklarıyla birlikte yaşamakta, yakın bir ilişki k u r a m a m a k t a likle partnerinizi y a da bir başka insanı dönüşüme uğratamaz­
y a da geçmiş dişkilerin delice dramını tekrarlamak istememek­ smız. Sizin yapabileceğiniz tek şey değişim-dönüşümün meyda­
tedir. Bazıları da zıt enerji kutbuyla birleşerek doyum bulma na gelebileceği, inayet ve sevginin girebileceği bir alan, b i r boş­
arayışıyla bir ilişkiden Ötekine gitmekte, bir haz-ve-acı devre­ luk yaratmaktır.
sinden bir diğerine geçmektedir. Bazıları ise eşleriyle uzlaşmak­
***
ta ve -çocukları y a da güvence uğruna, alışkanlığın zorlamasıy­
la, yalnız kalma korkusuyla, y a da bir başka karşılıklı "yarar­
lı" anlaşmayla, hatta duygusal d r a m m heyecanına ve acıya b i ­ Öyleyse ilişkiniz yürümediğinde, o sizin ve partnerinizin için­
linçsiz bağımldıkla- olumsuzluğun hâkim olduğu bozuk-işlevli deki "deliliği" ortaya çıkardığında, b u n a memnun olun. Bilinç­
b i r ilişkiyi sürdürmektedir. siz olan ışığa çıkarılmıştır. B u b i r kurtuluş fırsatıdır. H e r an o
a m n , özellikle içsel halinizin bilişini barındırın. Eğer Öfke var­
Ancak, her kriz sadece tehlikeyi değd, fırsatı da temsil eder.
sa öfkenin olduğunu bilin. Eğer kıskançlık, savunmacılık, tar­
Eğer ilişkder -bu zamanda yaptıkları gibi- egosal zihin kalıpla­
tışma dürtüsü, haklı olma ihtiyacı, sevgi ve ilgi talep eden b i r
rını güçlendirip büyütüyor ve acı-bedenini aktive ediyorlarsa,
içsel çocuk, y a da herhangi bir duygusal acı varsa, o her neyse,
neden bu olgudan kaçmaya çahşmaktansa onu kabul etmeye­
o anın realitesini bilin ve b u bilişi t u t u n . İlişki o zaman sizin
lim? İlişkilerden kaçınmak y a da -sorunlarımıza b i r çözüm ve­
sadhand'mz, yani spiritüel uygulamanız haline gelir. Eğer part­
y a doyum bulma vasıtası olarak- ideal bir eşin hayaletinin pe­
nerinizde bilinçsiz davranış gözlemlerseniz, onu bilişinizin se­
şinden koşmak yerine, neden bu olguyla işbirliği yapmayalım?
vecen kucaklayışı içinde tutun k i tepki göstermeyesiniz. BUinç-
H e r k r i z i n içinde saklı fırsat, içinde bulunulan d u r u m u n tüm
sizlik ve biliş u z u n süre birlikte var olamaz; biliş bilinçsizliği
olguları t a m olarak kabul ve tasdik edilene dek ortaya çıkmaz.
sergileyen kişide değil de sadece diğer kişide bulunsa bile bu
Siz o olguları yadsıdığınız sürece, onlardan kaçmaya çalıştığı­
böyledir. Düşmanlığın ve saldırının ardında yatan enerji formu
nız y a da her şeyin farklı olmuş olmasını dilediğiniz sürece, fır­
sevginin mevcudiyetini kesinlikle dayandmaz bulur. Siz sadece
sat penceresi açdmaz ve siz o durumun İçinde kapana kısılı k a ­
partnerinizin bilinçsizliğine tepki gösterdiğinizde bile, kendiniz
lırsınız, ve bu d u r u m y a aynı kalır y a da daha da kötüye gider.

172 173
ŞİMDİ'nin GÜCÜ AYDINLANMIŞ İLİŞKİLER

bilinçsiz hale gelirsiniz. A m a sonra tepkinizi bilmeyi hatırladı­ mevcut iseniz, bunu ego işe karışmadan, yani suçlamadan ya
ğınızda, hiçbir şey kaybedilmemiş olur. da karşı tarafı haksız çıkarmadan yapabilirsiniz.
İnsanlık büyük b i r tekâmül baskısı altında b u l u n m a k t a ­ Eşiniz bilinçsiz b i r biçimde davrandığında, tüm yargıyı
dır, çünkü b u insan ırkı olarak varlığımızı sürdürebilmemizin b i r kenara bırakın. Yargılamak y a bir insanın bilinçsiz davra­
tek yoludur, bu bizim tek şansımızdır. B u durum yaşamınızın nışını onun gerçek kimliğiyle karıştırmak, y a da kendi bilinç­
her veçhesini ve özellikle yakın ilişkilerinizi etkileyecektir. D a ­ sizliğinizi bir başka insana projekte edip bunu onun gerçek k i m ­
h a önce ilişkiler asla şimdi olduğu kadar sorunlu ve çatışmalı liğiyle karıştırmaktır. Yargıyı bırakmak sizin işlev bozukluğu­
olmamıştır. F a r k edebileceğiniz gibi, ilişkiler sizi m u t l u etmek nu ve bilinçsizliği gördüğünüzde tanımayacağınız anlamına gel­
y a da size doyum vermek için yaşanmamaktadır. Eğer b i r iliş­ mez. O, "tepki ve yargı olmak" yerine, "biliş olmak" anlamına
k i yoluyla kurtuluşa erişmenin peşinden koşmayı sürdürürse- gelir. Siz o zaman y a tepkiden tümüyle kurtulmuş olursunuz
niz, tekrar tekrar düş kırıklığına uğrayacaksınız. A m a , eğer iliş­ y a da tepki gösterebilir ama yine de biliş olabilirsiniz, b u tep­
k i n i n sizi m u t l u etmek yerine, bilinçlendirmek için var olduğu­ k i n i n izlendiği ve olmasına i z i n verildiği alandır. Böylece, k a ­
n u kabul ederseniz, o zaman siz bu dünyaya doğmak isteyen yük­ ranlıkla savaşmak yerine, ışığı getirirsiniz. İllüzyona tepki gös­
termek yerine, illüzyonu görür, ama aynı zamanda onun öte­
sek bilince uyumlanacaksımz. E s k i kalıplara tutunanlar ise gi­
sini de görürsünüz. Biliş olmak her şeyin ve herkesin nasılsa
derek artan bir acı, şiddet, karmaşa ve delilik yaşayacaklardır.
öyle olmasına i z i n veren sevecen b i r mevcudiyet alanı yaratır.
Değişi m-dönüşümün bundan daha büyük bir katalizörü yok­
Sanırım, sizin önerdiğiniz gibi bir ilişkiyi spiritüel bir uygu­
tur. Eğer bunu uygularsanız, eşiniz hem sizinle hem de bilinç­
lamaya dönüştürmek için iki kişi gerekir. Örneğin, benim ko­
siz kalamaz.
cam hâlâ eski kıskançlık ve kontrol kalıplarını sergiliyor. Ben
bunu kendisine defalarca söyledim, ama o bunu göremiyor. Eğer her i k i n i z de ilişkinin spiritüel uygulamanız olması
konusunda anlaşırsanız, bu çok daha iyidir. O zaman düşün­
Yaşamınızı spiritüel b i r uygulamaya dönüştürmek için kaç k i ­ celerinizi ve hİslerinizi birbirinize, onlar ortaya çıkar çıkmaz,
şi gerekir? Eğer eşiniz sizinle işbirliği yapmazsa b u n a aldırma­ b i r tepki ortaya çıkar çıkmaz İfade edebilirsiniz, k i böylece ifa­
yın. B u sandığınız kadar Önemli değildir. Akıllılık, bilinç bu de edilmemiş y a da k a b u l ve tasdik edilmemiş bir duygu veya
dünyaya sadece sizin vasıtanızla gelebdir. Sizin aydınlanmak İçin yakınmanın güçlenip büyüyebileceği bir zaman aralığı yaratma­
dünyanın akdh hale gelmesini, y a da bir başkasının bilinçlen­ mış olursunuz. Hissettiğiniz şeyi suçlamadan ifade etmeyi öğ­
mesini beklemeniz gerekmez. A k s i takdirde sonsuza dek bekle­ renin. Eşinizi açık, savunmasız b i r biçimde dinlemeyi öğrenin.
yebilirsiniz. B i r b i r i n i z i bilinçsiz olmakla suçlamayın. Siz tar­ O n a kendisini ifade etme fırsatı, alanı verin. Orada mevcut
tışmaya başladığınız anda, zihinsel b i r pozisyonla özdeşleşmiş, olun. Suçlama, savunma, saldırma -ego'yu güçlendirmek y a da
ve şimdi sadece o pozisyonu değil, aynı zamanda benlik duygu­ korumak veya ego'nun ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlamak
n u z u da savunuyor olursunuz. Ego devreye girmiştir. Siz bilinç­ için tasarlanmış tüm o kalıplar- o zaman gereksiz hale gelecek­
tir. Başkalarına -ve kendinize- fırsat ve alan tanımak çok önem­
siz hale gelmişsinizdir. Zaman zaman, eşinize davranışının bel­
lidir. Onsuz sevgi gelişip çiçek açamaz. İlişkileri yıkan i k i et-
li veçhelerini göstermeniz uygun olabilir. Eğer çok ııyanık, çok

174 175
ŞİMDİ'nin GÜCÜ AYDINLANMIŞ İLİŞKİLER

keni ortadan kaldırdığınızda, yani acı-bedeni dönüşüme uğra­ bilincinizi duygusal bedene yöneltmeniz gerekir.
tıldığında ve artık zihinle ve zihinsel-pozisyonlarîa özdeşleşme- Eğer bir sevgi ve sevinç yayını, tam bir mevcudiyet ve tüm
diğinizde ve eğer eşiniz de aynı şeyi yaparsa, siz ilişkinin çiçek varlıklara karşı b i r açıklık yoksa, o zaman bu aydınlanma de­
açışının mutluluğunu yaşarsınız. B i r b i r i n i z e kendi acınızı ve ğildir. B i r başka gösterge de bir insanın zor y a da meydan oku­
bilinçsizliğinizi yansıtmak yerine, karşılıklı bağımlılık yaratan yucu durumlarda veya işler "kötüye gittiğinde" nasıl davrandı­
ego ihtiyaçlarınızı doyuma uğratmak yerine, birbirinize içini­ ğıdır. Eğer sizin "aydınlanmamz" egosal bir kendini-aldatma ise,
zin derinliklerinde hissettiğiniz sevgiyi, v a r olan her şeyle b i r ' o zaman yaşam çok geçmeden size bilinçsizliğinizi - k o r k u , öf­
liginizi idrak ettiğinizde gelen sevgiyi yansıtırsınız. B u zıddı, kar­ ke, savunmacılık, yargılama, depresyon vs. şeklinde- ortaya çı­
şıtı olmayan sevgidir. karacak b i r meydan okuma sunacaktır. Eğer siz bir ilişki için­
Eğer siz özgürleştiğiniz halde eşiniz hâlâ zihni ve acı-be- deyseniz, meydan okumalarınızın birçoğu partneriniz kanalıy­
deniyle özdeşleşiyorsa, bu -sizin için değil, ama eşiniz için- bü­ l a gelecektir. Örneğin, b i r kadına neredeyse tümüyle zihninde
yük b i r meydan o k u m a olacaktır. Aydınlanmış bir insanla bir­ yaşayan duyarsız, karşıhk-vermeyen erkek partneri tarafından
likte yaşamak kolay değildir, y a da daha doğrusu ego'nun b u ­ meydan okunabilir. E r k e k kadına -orada mevcut olmadığı için-
n u son derece tehdit edici bulması çok kolaydır. Unutmayın k i onu işitemeyişiyle, ona dikkatini ve kendisini ifade etme fırsa­
ego, kimliğinin dayalı olduğu ayrılık duygusunu güçlendirmek tını vermeyişiyle meydan okuyacak, onu böyle zorlayacaktır.
için sorunlara, çatışmaya ve "düşmanlara" ihtiyaç duyar. Aydın­ İlişkide sevginin yokluğu - k i bu çoğunlukla kadınlar tarafın­
lanmamış eşin zihni, sabit pozisyonlarına direnilmediği için de­ dan daha keskin bir biçimde hissedilir- kadının acı-bedenini ak­
r i n b i r biçimde bozguna uğrayacaktır, bu da o n l a n n kolayca tive edecek ve böylece kadın partnerine saldıracak, onu eleşti­
sarsılabilir ve zayıf hale gelmeleri, hatta tümüyle çökme " t e h ­ rip suçlayacak, haksız çıkaracaktır. B u da bu kez erkeğe yapı­
likesiyle" karşı karşıya bulunmalan, b u n u n da benliğin kaybıy­ lan bir meydan o k u m a olacaktır. E r k e k kendisini kadının acı-
l a sonuçlanması anlamına gebr. Acı-bedeni geri-besleme, tepki bedeninin -tümüyle haksız ve yersiz gördüğü- saldırısına karşı
talep etmekte ve onu alamamaktadır. Tartışma, dram ve çatış­ savunmak İçin, zihinsel-pozisyonlarında daha da derin b i r b i ­
m a ihtiyacı karşılanmamaktadır. A m a , d i k k a t l i olun: Karşdık çimde siper alarak kendini haklı çıkarmaya, savunmaya y a da
vermeyen, geriye çekilmiş, duyarsız y a da hislerinden kopmuş karşı saldmda bulunmaya çalışacaktır. E n sonunda bu erkeğin
bazı insanlar kendüerinin aydınlanmış olduklanm y a da en azın­ acı-bedenini de aktive edebilir. H e r i k i partner de böylece ele
dan kendilerinde "hiçbir yanlışın bulunmadığım," tüm yanlı­ geçirildiğinde, d e r i n b i r bilinçsizlik, duygusal şiddet, vahşi sal­
şın partnerlerinde bulunduğunu düşünebilir ve diğerlerini de dırı ve karşı saldırı düzeyine erişilmiş olur. B u d u r u m her İki
buna i k n a etmeye çalışabilirler. E r k e k l e r bunu kadınlardan da­ acı-bedeni de doyuma ulaşıp yeniden u y k u haline girene dek y a ­
h a fazla yapma eğilimindedirler. Onlar partnerlerim mantıksız tışmayacaktır. Yatıştığı zaman da, ancak b i r dahaki sefere dek
y a da duygusal olarak görebilirler. A m a , eğer siz duygularınızı yatışmış olacaktır.
hissedebdiyorsamz, hemen altta yatan parlak içsel bedenden çok
uzakta değilsinizdir. Eğer esasen zihninizde yaşıyorsanız, ara­ B u birçok olası senaryodan sadece birisidir. E r k e k - k a d m
daki mesafe çok daha büyüktür ve İçsel bedene erişebilmek için ilişkilerinde bilinçsizliğin ortaya çıkış biçimlerine dair birçok k i ­
tap yazılmıştır ve daha birçoğu da yazılabilirdi. A m a , daha Önce

176 177
ŞİMDİ'nin GÜCÜ AYDINLANMIŞ İLİŞKİLER

de söylediğim gibi, bir kez siz bu işlev-bozukluğunun kökenini su ve yağ gibi birbirinizden ayrılacaksınızdır. Işık karanlıkta
anladığınızda, onun sayısız tezahürünü araştırmanız gerekmez. kalmak isteyen b i r insan için çok acı vericidir.
A z önce tarif ettiğim senaryoya kısaca yeniden bakalım.
B u senaryonun İçerdiği her meydan o k u m a aslında kılık değiş­
tirmiş bir kurtuluş fırsatıdır. Gelişen işlev-bozukluğu sürecinin Kadınlar Aydınlanmaya Neden Daha Yakındırlar
her aşamasında, bilinçsizdkten kurtuluş mümkündür. Örneğin,
kadının saldırısı erkek için -zihniyle daha fazla özdeşleşmek, da­ Aydınlanmanın önündeki engeller erkek ve kadın için aynı
h a bilinçsiz hale gelmek yerine- zihinle Özdeşleşme halinden mıdır?
çıkması, Şimdi'ye uyanması, mevcut olması için bir işaret ola­
bilirdi. Kadın da, acı-bedeni " o l m a k " yerine, kendisindeki duy­ Evet, ama vurgulama farklıdır. G e n e l olarak konuşursak, bir
gusal acıyı izleyen biliş olabilir, böylece Şimdi'nin gücüne eri­ kadın için bedenini hissetmek ve bedeninde bulunmak daha ko­
şerek acının dönüşüme uğratdmasım başlatabilirdi. B u acının laydır, böylece o Var'lığa doğal olarak daha yakındır ve aydın­
zorlayıcı ve otomatik b i r biçimde dışa projeksiyonunu önlerdi. lanmaya, potansiyel olarak, bir erkekten daha yakındır. İşte bu
Kadın o zaman hislerini partnerine ifade edebilirdi. Erkeğin yüzden birçok k a d i m kültür (toplum) formsuz ve aşkın realite­
onu dinleyeceğinin hiçbir garantisi yoktu elbette, ama bu erke­ yi temsil y a da tarif etmesi için, içgüdüsel olarak, dişi figürleri
ğe mevcut olması için i y i bir fırsat verecekti ve istemdışı b i r b i ­ y a da benzetmeleri seçmiştir. O, çoğunlukla, yaradılıştaki her
çimde eski zihin kalıplarıyla davranmayı içeren sağlıksız devre­ şeyi doğuran bir r a h i m ve form yaşamı sırasında onu yaşatıp
y i kıracaktı. Eğer kadın bu fırsatı kaçırmışsa, erkek -tepki ol­ besleyen şey olarak görülmüştür. Yazdmış en kadim ve derin
mak yerine- kadının acısına gösterdiği kendi zihinsel-duygusal kitaplardan biri olan Tao Te Ching'de, Var'lık olarak çevrilebi­
tepkisini, kendi savunmacılığmı izleyebilirdi. O sonra kendi lecek Tao sözcüğü "evrenin sonsuz, ebediyen var olan anası" ola­
acı-bedeninin aktive oluşunu izleyebilir, böylece duygularına rak tarif edilir. Doğal olarak, kadınlar gerçekte Tezahür-Et-
bilinç getirebdirdi. B u şekilde, berrak ve sessiz bir saf f a r k m - memiş-Olam "bedenlediklerinden," ona erkeklerden daha yakın­
dalık alanı -biliş, sessiz tanık, izleyici- meydana gelirdi. B u far-
dırlar. Dahası, tüm yaratıklar ve her şey eninde sonunda K a y ­
kındalık acıyı yadsımaz, ancak onun ötesindedir. O acının var
nağa geri dönmelidir. " H e r şey T a o ' y a karışıp kaybolur. Sadece
olmasına i z i n verir, a m a aynı zamanda onu dönüşüme uğra­
Tao varbğmı sürdürür." Kaynak dişi olarak görüldüğünden, bu
tır. O her şeyi kabul eder ve her şeyi dönüşüme uğratır. Böy­
psikolojide ve mitolojide arşetipsel dişinin (dişi temel modelinin)
lece kadın için b i r kapı açılmış olurdu ve kadın oradan geçip
aydınlık ve karanlık yanları olarak temsd edilir. Tanrıça y a da
erkeğe o alanda kolayca katılabilirdi.
dahi A n a i k i veçheye sahiptir: O yaşam verir ve yaşamı geri alır.
Eğer siz ilişkinizde sürekli olarak y a da en azından ço­ Z i h i n devreye girip insanları ele geçirdiğinde, böylece on­
ğunlukla mevcutsamz, bu partneriniz için en büyük meydan lar tanrısal özlerinin realitesiyle teması yitirdiklerinde, Tanrı'
okuma olacaktır. O u z u n b i r süre sizin mevcudiyetinize daya­ yı bir erkek figür olarak düşünmeye başladılar. Topluma erkek
nıp bilinçsiz kalamaz. Eğer o hazırsa, onun için açtığınız kapı­ hükmetmeye başladı ve dişi erkekten aşağı ve küçük görüldü.
dan geçip size o h a l içinde katılacaktır. Eğer hazır değilse, siz Ben tanrısal-olanın daha Önce olduğu gibi dişi olarak tem­
sil edilmesini, o temsil edilişe geri dönmeyi önermiyorum. B a -

178 179
ŞİMDİ'nin GÜCÜ AYDINLANMIŞ İLİŞKİLER
zıları şimdi Tanrı yerine Tanrıça t e r i m i n i kullanıyorlar. O n ­ önündeki büyük engel düşünen zihin, kadınların önündeki bü­
lar erkek ve dişi arasında u z u n b i r zaman önce kaybolmuş bir yük engel ise acı-bedenidir.
dengeyi yeniden sağlamaya çalışıyorlar ve bu iyidir. A m a , bu
hâlâ b i r temsil-etme, b i r tasvir ve bir kavramdır, bu belki -tıp­
kı b i r haritanın y a da bir işaret direğinin geçici olarak yararlı Ortak Dişi Acı-Bedenini Ortadan Kaldırmak
olması gibi- geçici olarak yararlı olabilir, ama siz tüm k a v r a m ­
ların ve imgelerin ötesindeki realiteyi idrak etmeye hazır oldu­ Neden acı-bedeni kadınlar için daha büyük bir engeldir?
ğunuzda bu b i r yardımdan çok b i r engel haline gelir. B u n u n l a
birlikte, şu da doğrudur k i , z i h n i n enerji frekansı esasen erkek Acı-bedeni, çoğunlukla, kişisel olduğu gibi ortak bir veçheye de
olarak görünür. Z i h i n direnir, kontrolü ele geçirmek için sava­ sahiptir. Kişisel veçhe bir insamn geçmişte çektiği duygusal acı­
şır, kullanır, k u r n a z c a yönlendirir, saldırır, ele geçirmeye ve nın birikmiş katmtısıdır. Ortak veçhe ise binlerce yıl boyunca
sahip olmaya çalışır. İşte bu yüzden geleneksel Tanrı ataerkil, hastalık, İşkence, savaş, katliam, acımasızlık, çdgınlık vs. sonu­
kontrol eden bir otorite figürüdür; bu çoğunlukla, E s k i A h i t ' i n cunda ortak insan psişesinde birikmiş acıdır. H e r i n s a m n kişi­
önerdiği gibi, kendisinden korkmanız gereken öfkeli b i r adam­ sel acı-bedeni ayrıca bu ortak acı-bedenine katılır ve onu taşır.
dır. B u Tanrı insan z i h n i n i n b i r projeksiyonudur. Ortak acı-bedeninde farklı iplikler vardır. Örneğin, aşırı dere­
Zihni aşıp Var'lığın daha derin realitesine yeniden bağlan­ cede çatışma ve şiddet yaşamış belli ırklar y a da ülkeler diğer­
mak için çok farklı niteliklere ihtiyaç vardır: teslimiyet, yargı­ lerinden daha ağır b i r ortak acı-bedenine sahiptirler. Güçlü bir
lamama, yaşama direnmek yerine ona i z i n veren b i r açıklık, acı-bedenine sahip olan ve onunla özdeşleşmeyecek kadar b i ­
her şeyi bitişinizle sevecen b i r biçimde kucaklama kapasitesi. linçli olmayan her insan sadece, sürekli y a da belli aralıklarla
Tüm b u nitelikler dişi prensiple çok daha yakından ilişkilidir. duygusal acısını yeniden canlandırmaya zorlanmakla kalmaz,
Zihin-enerjisi sert ve katıdır, oysa Var'lık-enerjisi yumuşak ve acı-bedeninin o sırada aktif y a da pasif olmasına bağlı olarak,
uysaldır, ama zihinden sonsuz derecede daha güçlüdür. Z i h i n kolayca şiddetin uygulayıcısı y a da kurbanı da olabdir. Öte yan­
uygarlığımızı yönetir, oysa Var'lık gezegenimizdeki ve onun dan, onlar potansiyel olarak aydınlanmaya daha yakın da ola­
ötesindeki tüm yaşamdan sorumludur. Var'lık görünür tezahü­ bilirler. Kuşkusuz, b u potansiyel ille de gerçekleşecek değildir,
rü fiziksel evren olan Zekânın ta kendisidir. Kadınların potan­ ama eğer siz b i r kabus görüyorsanız, sıradan bir rüyanın İniş
siyel olarak ona daha yakın olmalarına rağmen, erkekler de çıkışlarını yaşayan b i r insana kıyasla u y a n m a güdüsünü daha
ona kendi İçlerinde ulaşabilirler. güçlü bir biçimde hissedeceksinizdir.

B u zamanda, kadınların olduğu gibi erkeklerin de büyük H e r kadın, eğer t a m bilinçli değilse, kendi acı-bedeninden
çoğunluğu zihnin pençesinde bulunmaktadır: onlar "düşünen" başka, ortak dişi acı-bedeninden de payını alır. B u , kısmen,
ile ve acı-bedeniyle özdeşleşmişlerdir. B u , kuşkusuz, aydınlan­ kadınların binlerce yıl boyunca erkeklere boyun eğdirilmeleri,
mayı ve sevginin gelişip çiçek açmasını engedeyen şeydir. Bazı kölelik, sömürü, tecavüz, çocuk-doğurma, çocuğunu yitirme vs.
bireysel durumlarda b u n u n tersi geçerli olsa ve bazı durumlar­ sonucunda birikmiş b i r acıdan oluşur. O r t a k acı-bedeni başka
da i k i etken eşit olabilse de, genel b i r k u r a l olarak, erkeklerin zamanlarda da aktive olabilse de, birçok kadında b u duygusal
y a da fiziksel acı âdet görmeden önce ve o dönem sırasında uy-

180
181
ŞİMDİ'nin GÜCÜ AYDINLANMIŞ İLİŞKİLER

k u halinden uyanır. O yaşam enerjisinin bedenden özgürce akı­ siz o acıyı şifalandırmak için yaptığınız her girişime bilinçsiz
şını kısıtlar, k i âdet görme bunun fiziksel bir ifadesidir. Kısa b i r olarak direnecek y a da onu baltalayacaksınızdır. Neden? Nede­
süre b u n u n üzerinde durup, onun nasıl aydınlanma için b i r n i çok basittir, acı sizin asli bir parçanız haline geldiğinden,
fırsat haline gelebileceğini görelim. kendinizi eksiksiz b i r biçimde korumak istersiniz. B u bilinçsiz
B i r kadın, çoğunlukla, âdet döneminde acı-bedeni tara­ b i r süreçtir ve onun üstesinden gelmenin tek yolu onu bilinçli
fından "ele geçirilir." O sizi kendisiyle bilinçsizce Özdeşleşme­ hale getirmektir.
ye kolayca çekebilecek son derece güçlü bir enerji birikimine sa­ Acınıza bağlı olduğunuzu y a da daha önce öyle olduğunu­
hiptir. O zaman siz içsel alanınızı işgal eden ve siz gibi görü­ z u birden görmek gerçekten şok edici bir idrak olabilir. Siz bu­
nen -ama, elbette kesinlikle siz olmayan, b i r enerji alanı tara­ n u idrak ettiğiniz anda, bu bağı da koparırsınız. Acı-bedeni b i r
fından ele geçirilmiş olursunuz. O sizin kanalınızla düşünür, varlık gibi sizin içinize geçici olarak yerleşmiş bir enerji ala­
konuşur ve eylemde bulunur. B u acı-bedeni ortaya çıkabilecek nıdır. O kapana kısılmış yaşam enerjisidir, o artık akmayan
enerjiden beslenebilmek için yaşamınızda olumsuz durumlar enerjidir. Kuşkusuz, acı-bedeni geçmişte vuku bulmuş belli şey­
yaratır. O, ne şekilde olursa olsun, daha fazla acı ister. B e n bu lerden ötürü oradadır. O sizin içinizde yaşayan geçmiştir ve
süreci daha Önce anlatmıştım. O acımasız ve yıkıcı olabilir. O eğer siz onunla özdeşleşirsenİz, geçmişle özdeşleşmiş olursu­
saf acıdır, geçmiş acıdır ve o siz değildir. nuz. B i r kurban kimliği geçmişin şimdi'den daha güçlü olduğu
inancıdır, k i bu gerçeğin t a m tersidir. O, diğer i n s a n l a n n ve on­
Şimdi t a m bilinçli hale yaklaşan kadınların sayısı çoktan
ların size yapmış o l d u k l a n şeylerin, sizin şimdi k i m olduğunuz­
erkeklerin sayısını geçmiştir ve gelecek yıllarda bu sayı daha da
dan, duygusal acımzdan y a da gerçek benliğiniz olamamanız­
hızla büyüyecektir. E r k e k l e r sonunda onlara yetişebilirler, ama
dan sorumlu oldukları inancıdır. Gerçek şu k i , var olan tek güç
uzun bir süre erkeklerin ve kadınların bilinçleri arasında bir uçu­
b u anda bulunur: O s i z i n mevcudiyetinizin gücüdür. B i r kez
r u m olacaktır. Kadınlar doğuştan h a k l a n olan ve dolayısıyla,
b u n u bildiğinizde, şimdi içsel alanınızdan -başka kimsenin de­
onlara erkeklere olduğundan daha doğal biçimde gelen işlevi ye­
ğil- sizin sorumlu olduğunuzu ve geçmişin Şirndi'nin gücüne
niden kazanmaktadırlar: bu işlev tezahür etmiş dünya de Teza­
üstün gelemeyeceğini de idrak edersiniz.
hür-Etmemiş-Olan arasında, fiziksellik ile r u h arasında bir köp­
rü olmaktır. Şimdi s i z i n bir kadın olarak başlıca göreviniz acı-
bedenini dönüşüme uğratmaktır k i o artık sizinle gerçek benli­ #**
ğiniz, özünüz arasına giremesin. Kuşkusuz, siz ayrıca aydın­
lanmanın önündeki diğer engel olan düşünen zihinle de başa Öyleyse özdeşleşme s i z i n acı-bedeniyle başa çıkmanızı engel­
çıkmak zorundasınız, a m a acı-bedeniyle başa çıkarken üretti­ ler. K u r b a n kimliğini kişisel düzeyde bırakacak kadar yeterince
ğiniz yoğun mevcudiyet sizi zihinle özdeşleşmekten de k u r t a ­ bilinçli bazı kadınlar hâlâ ortak bir k u r b a n kimliğine: "erkek­
racaktır. lerin kadınlara yapmış olduklan şeylere" tutunmaktadırlar. O n ­
Hatırlanacak i l k şey şudur: Siz kendinize acıdan b i r k i m ­ lar haklı, aynı zamanda haksızdırlar. Ortak dişi acı-bedeninin
lik oluşturduğunuz sürece, ondan kurtulamazsınız. Benlik duy­ büyük ölçüde e r k e k l e r i n kadınlara uyguladıkları şiddetten ve
gunuzun b i r bölümü duygusal acımza yatırım yaptığı sürece, bin yılı aşkın süredir tüm dünyada dişi prensibin bastırılmış 63-

182 183
ŞİMDİ'nin GÜCÜ AYDIN LANMIŞ İLİŞKİLER

masından kaynaklandığı göz önüne alındığında, onlar haklı­ l i r . Eğer o bir duygu ise, onun ardındaki güçlü enerji b i r i k i m i ­
dırlar. A m a , eğer onlar kindik duygularını bu olgudan alıyor, ni hissedin. O n u n acı-bedeni olduğunu bdin. Aynı zamanda, b i ­
böylece kendilerini ortak b i r kurban kimliğinde hapis tutuyor­ liş olun; yani bilinçli mevcudiyetinizin farkında olun ve onun
larsa, haksızdırlar. Eğer bir kadın hâlâ öfkeye, içerlemeye y a gücünü hissedin. Mevcudiyetinizi içine soktuğunuz her türlü
da suçlamaya tutunuyorsa, acı-bedenine tutunuyor demektir. duygu hızla yatışıp dönüşüme uğrayacaktır. Eğer o tamamen
B u ona rahatlatıcı b i r k i m l i k duygusu, diğer kadınlarla bir da­ fiziksel b i r b e l i r t i ise, ona verdiğiniz dikkat onun b i r duygu y a
yanışma duygusu verebilir, ama bu aynı zamanda onu geçmi­ da düşünceye dönüşmesini önleyecektir. Sonra uyanık olmaya
şin esaretinde tutar ve özüne ve gerçek gücüne tam olarak eriş­ devam edin ve acı-bedeninin b i r sonraki işaretini bekleyin. O
mesini engeder. Eğer kadınlar erkekleri dışlarlarsa, bu ayrılık ortaya çıkar çıkmaz onu aynı şekilde yakalayın.
duygusunu besler ve teşvik eder, dolayısıyla da ego'yu güçlen­ D a h a sonra, acı-bedeni u y k u halinden tamamen uyandı­
dirir. V e ego ne kadar güçlenirse, siz gerçek doğanızdan o k a ­ ğında, bir süre, belki birkaç gün içinizde dikkate değer b i r k a ­
dar uzak kalırsınız. rışıklık, b i r çalkantı hissedebilirsiniz. B u her ne şekil alırsa a l ­
Öyleyse acı-bedenini size b i r k i m l i k vermesi için k u l l a n ­ sın, orada mevcut k a i m . O n a tüm d i k k a t i n i z i verin. İçinizdeki
mayın. O n u aydınlanma için kullanın. O n u bilince dönüştü­ çalkantıyı izleyin. O n u n orada olduğunu bilin. Bilişi t u t u n ve
rün. B u n u n için en i y i zamanlardan biri âdet dönemidir. İna­ biliş olun. Unutmayın: acı-bedeninin z i h n i n i z i kullanmasına
nıyorum k i , gelecek yıllarda birçok kadın bu dönem esnasında ve düşünüşünüze hâkim olmasına i z i n vermeyin. O n u izleyin.
t a m bilinçli hale girecektir. Genelde, b u birçok kadın için b i r O n u n enerjisini direkt olarak, bedeninizin içinde hissedin. B i l ­
bdinçsizlik dönemidir, çünkü o dönemde onlar ortak dişi acı- diğiniz gibi, t a m dikkat t a m kabullenme anlamına gelir.
bedeni tarafından ele geçirilirler. Ancak, bir kez siz bedi b i r b i ­ Sürdürülen dikkat ve kabude, değişim-dönüşüm gelir. Tıp­
linç düzeyine eriştiğinizde, b u n u tersine çevirebilir, bu dönem­ kı ateşe atıldığında ateşe dönüşen b i r odun parçası gibi, acı-be­
de bilinçsiz olmak yerine daha bilinçli olabilirsiniz. B e n b u n u n deni parlak bilince dönüşür. "Adet dönemi o zaman sadece k a ­
için gerekli temel işlemi daha önce t a r i f etmiştim, a m a şimdi dınlığınızın zevk ve doyum verici b i r ifadesi olmakla kalmaz,
b u n u tekrar, b u kez ortak dişi acı-bedenine göndermede b u l u ­ aynı zamanda yeni b i r bilinç doğurduğunuz kutsal bir değişim-
narak ele alacağım. dönüşüm zamanı olur. Gerçek doğanız o zaman hem dişi veç­
Adet dönemi yaklaşırken, "âdet-öncesi g e r i l i m i n " i l k be- hesi içinde Tanrıça olarak, hem de erkek ve dişi dualitesinin
l i r t d e r i n i , ortak dişi acı-bedeninin uyanışını hissetmeden Önce Ötesinde, aşkın veçhesi içindeki tanrısal Var'lık olarak parlar.
çok uyanık olun ve bedeninizde mümkün olduğunca t a m ola­ Eğer erkek partneriniz yeterince bilinçliyse, özellikle b u
r a k bulunun. İlk belirti ortaya çıktığında, sizin onu, o sizi ele dönemde yoğun mevcudiyet frekansım barındırarak az önce t a ­
geçirmeden "yakalayacak" kadar uyanık olmamz gerekir. Ör­ r i f ettiğim uygulamada size yardımcı olabilir. Eğer siz acı-be­
neğin, i l k belirti ani bir sinirlenme y a da bir öfke patlaması, ve­ deniyle bilinçsiz özdeşleşmeye düştüğünüzde, k i başlangıçta bu
y a tamamen fiziksel b i r belirti olabilir. O her neyse, onu dü­ olabilir ve olacaktır, partneriniz mevcut kalabilirse, siz onun
şünüş ve davranışınıza hâkim olmadan önce yakalayın. B u b a ­ mevcudiyet haline çabucak tekrar katılabilirsiniz. B u âdet dö­
sitçe, dikkatinizin projektör ışığım ona yöneltmek anlamına ge- nemi sırasında y a da diğer zamanlarda, acı-bedeni geçici olarak

185
ŞİMDİ'nin GÜCÜ AYDINLANMIŞ İLİŞKİLER

sizi ele geçirdiğinde, partnerinizin onu gerçek sizle karıştırma­ y a n u s u n yüzeyindeki dalgacıklar gibi görünür. Siz o okyanus-
yacağı anlamına gelir. Acı-bedeni ona saldırsa bile, k i o büyük s u n u z d u r ve elbette, siz aynı zamanda o dalgacıksımzdır, ama
olasılıkla bunu yapacaktır, partneriniz ona o sanki "sizmişsi- gerçek kimliğini okyanus olarak idrak etmiş b i r dalgacıksımz­
n i z " gibi tepki göstermeyecek, kendi içine çekilmeyecek y a da dır ve bu enginlik ve derinlikle kıyaslandığında, dalgacıklar dün­
savunmaya geçmeyecektir. Partneriniz yoğun mevcudiyet ala­ yası o kadar önemli değildir.
nını barındıracaktır. Değişim-dönüşüm için bundan başka b i r B u sizin diğer insanlarla y a da partnerinizle derin bir iliş­
şeye ihtiyaç yoktur. Başka zamanlarda, siz onun için aynı şeyi k i kurmamanız anlamına gelmez. Aslında, siz ancak Var'lığm
yapabilecek y a da onun düşünüşüyle özdeşleştiği zamanlarda bilincinde olduğunuzda derin b i r ilişki kurabilirsiniz. Varlık­
dikkatini burada ve şimdi'ye vererek bilincini zihninden geri tan yola çıktığınızda, form perdesinin ötesine odaklanabilirsi­
çekmesine yardım edebileceksiniz. niz. Varlıkta erkek ve dişi bir'dir. F o r m u n u z belli ihtiyaçlara
B u yolla, aranızda saf, yüksek frekanslı ve kalıcı bir ener­ sahip olmayı sürdürebilir, ama Varlığın hiçbir ihtiyacı yoktur.
j i alanı ortaya çıkacaktır. O alanda hiçbir illüzyon, hiçbir ça­ O zaten tamam ve bütündür. Eğer b u ihtiyaçlar karşıianmış-
tışma, siz olmayan, sevgi olmayan hiçbir şey varlığını sürdüre­ sa, b u güzel b i r şeydir, a m a o n l a n n karşdanıp karşılanmama-
mez. B u sizin ilişkinizin tanrısal, kişilik-ötesi amacının gerçek­ l a n s i z i n derin içsel haliniz için hiçbir fark yaratmaz. Böylece,
leşmesidir. V e o diğer birçok inşam da içine çekecek b i r bilinç aydınlanmış b i r insanın, eğer erkek y a da dişi k u t b u n ihtiyacı
vorteksi haline gelecektir. karşılanmamışsa, varlığının dışsal düzeyinde bir eksiklik hisset­
mesi, ama a y m zamanda kendini içsel olarak tümüyle tamam,
*** doyumlu ve h u z u r l u hissetmesi mümkündür.

Bir eşcinsel olmak, aydınlanma konusunda bir yardım mı yok­


Kendinizle İlişkiden Vazgeçmek
sa bir engel midir, ya da bu herhangi bir fark yaratır mı?

Bir insan tam bilinçli olduğunda, hâlâ bir ilişkiye ihtiyaç du­
Erişkin yaşa yaklaşırken, cinselliğiniz hakkında kuşkuya düş­
yar mı? Bir erkek hâlâ bir kadına çekilir mi? Bir kadın hâlâ
meniz ve sonra diğerlerinden "farklı" olduğunuzu keşfetmeniz
kendini bir erkek olmadan eksik hisseder mi?
sizi toplumsal olarak koşullanmış düşünce ve davranış kalıp­
larıyla özdeşleşmemeye zorlayabilir. B u , bilinç düzeyinizi oto­
Aydınlanmış olun y a da olmayın, siz y a b i r erkeksinizdir y a da
matik olarak -üyeleri tüm miras alınmış kalıpları sorgulama­
b i r kadın; y a n i , form kimliğiniz düzeyinde siz tamam değilsi­
dan benimseyen- bilinçsiz çoğunluğun üzerine yükseltecektir.
nizdir. S i z bütünün b i r yansısınız. B u tamam-olmayış erkek-
B u bakımdan, eşcinsel olmanın yardımı olabilir. H e r ne neden­
dişi çekimi olarak, ne kadar bilinçli olursanız olun zıt enerji
le olursa olsun, belli b i r dereceye kadar bir grubun dışında k a ­
k u t b u n a çekilme şeklinde hissedilir. A m a , o içsel bağlılık hali
lan b i r i , diğerlerine " u y m a y a n " biri y a da onlar tarafından red­
içindeyken, siz bu çekimi yaşamınızın yüzeyinde y a da çevresin­
dedilen biri olmak yaşamınızı güçleştirir, ama aydınlanma söz
de b i r yerde hissedersiniz. O h a l içindeyken size olan her şey
konusu olduğunda, b u sizi avantajlı b i r d u r u m a sokar. B u d u -
b i r biçimde böyle hissedilir. Tüm dünya engin ve derin bir ok-

186 187
ŞİMDİ'nin GÜCÜ AYDINLANMIŞ İLİŞKİLER

m m sizi neredeyse zorla bilinçsizliğin dışına iter. ortada sizin korumanız, savunmanız y a da beslemeniz gere­
Öte yandan, eğer siz eşcinsediğinize dayah bir kimlik duy­ ken bir "benlik," b i r " k e n d i m " yoktur. Siz aydınlandığınızda, ar­
gusu geliştir ir seniz, b i r tuzaktan kaçıp diğerine düşmüş olur­ tık b i r ilişkiye sahip olmazsımz: bu kendinizle, kendi-benli-
sunuz. B u durumda kendinizi eşcinsel olarak gördüğünüz z i ­ ğinizle ilişkidir. B i r kez siz bunu bıraktığınızda, tüm diğer diş-
hinsel bir imajın buyurduğu rolleri ve oyunları oynayacaksmız- kileriniz sevgi ilişkileri olacaktır.
dır. Ve böylece bilinçsiz olursunuz. Gerçek-dışı olursunuz. Ego
maskenizin altında, çok mutsuz olursunuz. Eğer bu sizin başı­
nıza gelirse, eşcinsel olmak bir engel haline gelecektir. A m a , e l ­
bette, daima bir başka şans elde edersiniz. Ağır mutsuzluk bü­
yük bir uyandırıcı olabilir.

Bir başka insanla doyum verici bir ilişki kurabilmek için Önce
kendinizle iyi bir ilişki kurmanız ve kendinizi sevmeniz gerek­
mez mi?

Eğer yalnızken kendinizle huzur içinde değilseniz, bu h u z u r ­


suzluğu örtmek için bir idşki arayacaksınızdır. Huzursuzluğun
o zaman bu ilişki içinde b i r başka biçimde yeniden ortaya çıka­
cağından emin olabilirsiniz ve siz büyük olasılıkla bundan part­
n e r i n i z i sorumlu tutacaksınız dır.
Gerçekten yapmanız gereken tek şey, içinde bulunduğu­
nuz an'ı bütünüyle k a b u l etmektir. O zaman şimdi ve burada
h u z u r içinde ve kendinizle h u z u r içinde olursunuz.
A m a , sizin aslında kendinizle b i r ilişkiye ihtiyacınız v a r
mıdır? Neden sadece kendiniz olamıyorsunuz ! Kendinizle b i r
1

ilişkiniz olduğunda, k e n d i n i z i " b e n " ve " k e n d i m " , özne ve nes­


ne olarak ikiye bölmüş olursunuz. Zihnin-yarattığı dualite y a -
şamınızdaki tüm gereksiz karmaşıklığın, tüm sorunların ve ça­
tışmanın asıl nedenidir. Aydınlanma hali içinde, siz kendiniz-
sinizdir, " s i z " ve " k e n d i n i z " birleşip bir olursunuz. Siz kendi­
n i z i yargdamaz, kendiniz için üzülmez, kendinizle gurur duy­
maz, kendinizi sevmez, kendinizden nefret etmezsiniz. K e n d i -
ni-düşünen bilincin neden olduğu bölünme şifa bulmuştur. Artık

i 88 189
9

MUTLULUĞUN V E MUTSUZLUĞUN
ÖTESİNDE HUZUR VARDIR

İyi ve Kötünün Ötesindeki Yüksek İyilik

Mutluluk ile iç huzuru arasında bir fark var mıdır?

Evet. M u t l u l u k o l u m l u olarak algılanan koşullara dayanır; iç


h u z u r u buna dayanmaz.

Yaşamımıza sadece olumlu koşullan çekmek mümkün değil mi­


dir? Eğer tutumumuz ve düşüncelerimiz daima olumlu ise, da­
ima olumlu olaylar ve durumlar yaratırız, öyle değil mi?

N e y i n olumlu neyin olumsuz olduğunu gerçekten biliyor musu­


nuz? T a m tabloyu görebiliyor musunuz? Birçok insan İçin sınır­
lanma, başarısızlık, kayıp, hastalık y a da her türlü acı en bü­
yük öğretmen olmuştur. O onlara sahte benlik-imajlarmı ve yü­
zeysel, ego'nun-buyurduğu hedefleri ve arzuları bırakmayı öğ­
retmiştir. O onlara derinlik, alçak gönüllülük ve şefkat kazan­
dırmıştır. O onları daha gerçek hale getirmiştir.
H e r ne zaman başınıza olumsuz b i r şey gelse, o sırada bu­
n u göremeseniz de, o n u n içinde saklı derin bir ders vardır. Kı­
sa süren b i r hastalık y a da b i r k a z a bile size yaşamınızda ne-

191
ŞİMDİ'nin GÜCÜ MUTLULUĞUN VE MUTSUZLUĞUN ÖTESİNDE HUZUR VARDIR

y i n gerçek olduğunu, neyin olmadığını, nihai olarak neyin önem­ bir dinginlik, sessizlik, kutsal bir mevcudiyet hissedeceksiniz-
li neyin önemsiz olduğunu gösterebilir. dir. B u Var'lığın yayınıdır, bu iç h u z u r u d u r , karşıtı olmayan
Daha yüksek bir perspektiften görüldüğünde, koşullar da­ iyiliktir.
ima olumludur. Daha kesin konuşmak gerekirse, onlar ne olum­
lu ne de olumsuzdur. O n l a r o l d u k l a n gibidir. Ve siz olanı tü­ Ya eğer bu bir şeyler yapabileceğim bir durumsa? Ben hem onun
müyle kabul ederek yaşadığınızda - k i b u alollıca yaşamanın tek olmasına izin verip, hem de onu nasıl değiştirebilirim?
yoludur- artık yaşamınızda " i y i " y a da "kötü" diye bir şey o l ­
maz. Sadece -"kötüyü" de içeren- yüksek bir iyilik (en yüksek Yapmanız gereken şeyi yapın. B u arada, olanı kabul edin. Z i ­
hayır) vardır. A n c a k , z i h n i n perspektifinden görüldüğünde, i y i h i n ve direnme eşanlamlı olduklarından, kabullenme sizi he­
-kötü, hoşlanma-hoşlanmama, sevgi-nefret vardır. Böylece, K u t ­ men z i h n i n hakimiyetinden k u r t a n r ve Var'lığa yeniden bağlar.
sal Kitabın Yaratılış (Tekvin) bölümünde, A d e m ve Havva'nın Sonuç olarak, sizi b i r şeyler "yapmaya" yönlendiren alışılmış
" i y i ve kötü bilgisinin ağacının meyvesini yediklerinde cen­ ego güdülemeleri - k o r k u , hırs, kontrol, sahte benlik duygusu­
netten kovuldukları" bildirilir. n u savunma y a da besleme- işe yaramayacaktır. Şimdi z i h i n ­
den çok daha büyük b i r zekâ iş başındadır ve böylece s i z i n
Bu bana yadsıma ve kendini-aldatma gibi geliyor. Benim ya "yapışınıza" farklı b i r bilinç niteliği akacaktır.
da bir yakınımın başına korkunç bir şey -bir kaza, hastalık, bir " K a d e r kalıbınıza örülü gelen her şeyi kabul edin, çünkü
acı ya da ölüm- geldiğinde, ben o kötü bir şey değilmiş gibi ihtiyaçlarınıza ondan daha çok ne uyabilir k i ? " B u söz i k i b i n
davranabilirim, ama bu onun kötü bir şey olduğu olgusunu de­ yıl önce, bilgeliğe olduğu gibi, dünyevi güce de sahip olan son
ğiştirmez, öyleyse onu neden yadsımalı ki ? derece nadir insanlardan biri, Marcus Aurelius tarafından y a ­
zılmıştı.
Siz o kötü b i r şey değilmiş gibi davranmazsınız. S i z onun o l ­ Öyle görünüyor k i çoğu i n s a m n direnmeyi bırakıp k a b u l ­
duğu gibi olmasına i z i n verirsiniz, o kadar. B u "olmasına i z i n lenmesi, bağışlayabilmesİ için önce bir hayli ıstırap çekmesi ge­
verme" s i z i n z i h n i , onun olumlu-olumsuz kutuplarını yaratan rekmektedir. O n l a r kabullenip bağışladıklan anda en büyük
direnme kalıplanyla birlikte aşmanızı sağlar. B u bağışlamanın mucizelerden b i r i meydana gelir: kötü olarak görünen şey yo­
asli veçhesidir. Şimdiyi bağışlamak geçmişi bağışlamaktan da­ luyla Var'lık-bilinci uyanır, ıstırap iç h u z u r u n a dönüşür. Dün­
h a da önemlidir. Eğer siz her an'ı bağışlarsanız -onun olduğu yadaki tüm kötülüğün ve ıstırabın nihai etkisi onun insanla-
gibi olmasına i z i n verirseniz- o zaman daha deride bağışlanma­ n n i s m i n ve formun ötesinde k i m olduklarını idrake zorlaya­
sı gereken b i r içerleme b i r i k i m i olmayacaktır. cak olmasıdır. Böylece, sınırlı perspektifimizden kötü olarak
Unutmayın k i biz burada m u t l u l u k t a n söz etmiyoruz. Ör­ algıladığımız şey aslında zıddı olmayan yüksek iyiliğin, hayrın
neğin, sevdiğiniz b i r insan Öldüğünde, y a da siz ölümünüzün bir parçasıdır. A m a , bu s i z i n için ancak bağışlama yoluyla ger­
yaklaştığını hissettiğinizde, m u t l u olamazsınız. B u olanaksız bir çekleşebilir. B u olana dek, kötü kötü olarak kalır.
şeydir. A m a , h u z u r l u olabilirsiniz. Üzüntü ve göz yaşları ola­ Bağışlama y o l u y l a , k i bu aslında geçmişin gerçek olmadı­
b i l i r , ama direnmeyi bırakmışsanız, üzüntünün altında derin ğını görüp k a b u l etmek ve şimdiki anın olduğu gibi olmasına

192 193
ŞİMDİ'nin CUCU MUTLULUĞUN VE MUTSUZLUĞUN ÖTESİNDE HUZUR VARDIR

i z i n vermektir, değişim-dönüşüm mucizesi hem içinizde hem aç gözlülük, savunma ve saldırıdır. E g o ' n u n bazı stratejileri son
de dışınızda meydana gelir. B u durumda, hem içinizde hem de derece kurnazcadır, ancak onlar onun hiçbir sorununu gerçek­
çevrenizde sessiz ve yoğun b i r mevcudiyet alanı ortaya çıkar. ten çözemez, çünkü ego'nun kendisi sorundur.
B u bilinç alanına giren herkes ve her şey etkilenecektir; bu ba­ İster kişisel ilişkderde, ister örgütlerde ve kurumlarda ego'
zen görünür bir biçimde ve hemen olacak, bazen de daha derin lar bir araya geldiklerinde, er y a da geç "kötü" şeyler olur: ora­
düzeylerde olacak ve görünür değişiklikler daha sonra ortaya da çatışma, sorunlar, güç mücadeleleri, duygusal y a da fiziksel
çıkacaktır. Böylece siz -hiçbir şey yapmadan- sadece olarak ve şiddet vs. şeklinde şu y a da bu tür b i r dram v u k u bulur. B u n a
bu yoğun mevcudiyet frekansım barındırarak uyumsuzluğu or­ savaş, soykırım ve sömürü gibi ortak kötülükler de dahildir,
tadan kaldırır, acıyı şifalandırır, bilinçsizliği yok edersiniz. bunların hepsi kitlesel bdinçsizlikten kaynaklanır. Dahası ego'
n u n sürekli direnmesi bedendeki enerji akışında kısıtlamalar
**• ve tıkanıklıklar yaratarak birçok hastalığa neden olur. Siz V a r '
lığa yeniden bağlandığınızda ve artık z i h n i n i z tarafından yö­
netilmediğinizde, b u şeyleri de yaratmaz olursunuz. Artık dram
Yaşam Dramınızın Sonu yaratmaz ve drama katdmazsımz.
H e r ne zaman i k i y a da daha fazla ego b i r araya gelse, şu
Bu kabullenme ve içsel huzur hali içinde, siz ona "kötü" deme-
y a da bu tür bir dram ortaya çıkar. A m a , siz tamamen yalnız
seniz de, yaşamınıza yine de, sıradan bilincin perspektifinden
yaşasanız bile, yine de kendi dramınızı yaratırsınız. Siz kendi
"kötü " denebilecek bir şey gelebilir mi ?
halinize üzüldüğünüzde, bu dramdır. S i z suçluluk y a da endi­
şe duyduğunuzda, b u dramdır. Geçmiş y a da geleceğin şimdiyi
İnsanların yaşamlarında v u k u bulan ve "kötü" diye n i t e l e n "
örtüp karartmasına i z i n verdiğinizde, psikolojik-zaman yaratı­
rilen şeylerin çoğu bidnçsizlikten dolayı meydana gelmiştir. O
yor olursunuz, k i o dramı oluşturan malzemedir. Siz şimdiki
lar bizzat insanların, daha doğrusu ego'Iarının yarattığı şeyle
anın olmasına i z i n vererek onu onurlandırmadığınızda, dram
dir. B e n bazen b u şeylere " d r a m " derim. Siz t a m bilinçli oldu­
yaratıyor olursunuz.
ğunuzda, artık yaşamınıza dram girmez. Şimdi size ego'nun
Çoğu insan kendi belli yaşam dramına aşıktır. Öyküleri
nasıl iş gördüğünü ve nasıl dram yarattığım kısaca hatırlata­
onların k i m l i k l e r i d i r . Onların yaşamlarını ego yönetir. O n l a r
yım.
tüm benlik duygularım ona yatırmışlardır. Onların -çoğunluk­
Ego, siz orada tanık olan bilinç, yani izleyici olarak mev­
la başarısız olan- b i r yanıt, b i r çözüm y a da bir şifa arayışları
cut değilken yaşamınızı yöneten gözlemlenmeyen zihindir. Ego
bile b u n u n b i r parçası haline gelir. O n l a n n en çok korktukları
kendisini düşman bir evrende ayrı b i r parça olarak algılar, onun
y a da direndikleri şey dramlarının son bulmasıdır. Onlar zihin­
başka hiçbir varlıkla gerçek bir İçsel bağı yoktur, o potansiyel
l e r i oldukları sürece, en çok korktukları y a da direndikleri şey
tehdit olarak gördüğü y a da kendi amaçları doğrultusunda k u l ­ kendi u y a m şiarıdır.
lanmaya çalışacağı diğer egolar tarafından kuşatılmıştır. T e m e l
Siz olanı t a m olarak kabullenerek yaşadığınızda, bu yaşa-
ego kalıpları kendi yerleşik k o r k u s u ve yoksunluk duygusuyla
mınızdaki tüm dramın sonu olur. B u durumda ne kadar uğra-
savaşacak şekilde tasarlanmıştır. O n l a r direnme, kontrol, güç,

194 195
ŞİMDİ'nin GÜCÜ MUTLULUĞUN VE MUTSUZLUĞUN ÖTESİNDE HUZUR VARDIR

şırsa uğraşsın kimse sizinle b i r tartışmaya giremez. S i z t a m sel bedenin, bir ağacın, bir çiçeğin yaşam devresinde; ulusların,
siyası sistemlerin, uygarlıkların yükselişi ve çöküşünde; ve bir
bilinçli b i r insanla tartışamazsınız. B i r tartışma zihninizle ve
bireyin yaşamındaki kaçınılmaz kazanç ve kayıp devrelerinde.
zihinsel bir pozisyonla özdeşleşmeyi ve diğer insanın pozisyo­
H e r şeyin size geldiği ve s i z i n gelişip iyiye gittiğiniz başa­
n u n a direnmeyi ve tepki göstermeyi i m a eder. Sonuç zıt k u ­
rı devreleri vardır ve onların k u r u y u p dağıldıkları başarısızlık
tupların karşılıklı olarak güçlenmesidir. B u n l a r bilinçsizliğin
devreleri vardır, ve s i z i n yeni şeylerin ortaya çıkabilmesi y a da
mekanikleridir, çalışma biçimidir. Siz hâlâ fikrinizi açık ve ke­
değişim-dönüşümün gerçekleşmesi için onları bırakmanız gere­
sin b i r biçimde söyleyebilirsiniz, ama onun ardında hiçbir tep­
kir. Eğer siz o noktada onlara yapışıp direnirseniz, yaşam akı­
kisel kuvvet, hiçbir savunma y a da saldırı olmayacaktır. Böy­
şına uymayı reddediyorsunuz demektir ve bu durumda ıstırap
lece o b i r drama dönüşmeyecektir. S i z t a m bilinçli olduğunuz­
çekersiniz.
da, artık çatışma içine girmezsiniz. "Kendisiyle bir olan hiç k i m ­
Yukarı doğru yükseliş devresinin i y i , aşağı doğru iniş dev­
se çatışmayı hayal bile edemez," der Mucizeler Kursu. B u r a d a
resinin kötü olduğu doğru değildir, b u n u sadece zihin böyle yar­
kastedilen sadece diğer insanlarla çatışma değil, daha temel b i r
gılar. Gedşme-büyüme genelde olumlu k a b u l edilir, ama hiçbir
biçimde kendi içinizdeki çatışmadır, artık z i h n i n i z i n talepleri
şey sonsuza dek büyüyemez. Eğer her ne türde olursa olsun bü­
ve beklentileri ile, olan arasında b i r çatışma olmadığında içi­
yüme sürüp dursaydı, o en sonunda azman ve yıkıcı bir hale ge­
nizde de çatışma olmaz.
l i r d i . Y e n i büyüme-gelişmenin meydana gelebilmesi için çözü­
lüp dağılmaya ihtiyaç vardır. B i r i olmadan diğeri de var olamaz.
Geçicilik ve Yaşam Devreleri Aşağı doğru iniş, yani başarısızlık devresi spiritüel idrak
için kesinlikle gereklidir. Sizin spiritüel boyuta çekilebilmenİz
A n c a k , siz fiziksel boyutta bulunduğunuz ve ortak insan p s i - için bir düzeyde derin b i r biçimde başarısız olmanız y a d a de­
şesine bağli bulunduğunuz sürece, fiziksel acı -nadir olsa da- r i n b i r kayıp veya acıyı deneyimlemiş olmamz gerekir. Y a da
yaşanabİlir. B u n u ıstırapla, zihînsel-duygusal acıyla karıştırma­ belki bizzat başarınız boş ve anlamsız hale gelir ve böylece b a ­
yın. T ü m ıstırap ego-yaratımıdır ve direnmeden k a y n a k l a m r . şarısızlığa dönüşür. H e r başarıda b i r başarısızlık ve her başa­
Ayrıca, siz bu boyutta bulunduğunuz sürece, hâlâ onun devre- rısızlıkta b i r başarı gizlidir. B u dünyada, form düzeyinde her­
sel doğasına ve her şeyin geçiciliği yasasına tâbisinizdir, a m a kes er y a da geç "başarısızlığa uğrar," ve elbette, her başarı
artık b u n u "kötü" olarak algılamazsınız, o sadece olandır. eninde sonunda başarısız olur. Tüm formlar geçicidir.
H e r şeyin "oluşuna" i z i n verdiğinizde, zıtlar oyununun a l ­ Siz hâlâ a k t i f olup yeni formlar ve d u r u m l a r yaratıp teza­
tındaki daha derin b i r boyut kendini size sürekli b i r mevcudi­ hür ettirmenin tadını çıkarabilirsiniz, a m a onlarla özdeşleşmez-
yet, değişmez derin b i r sessizlik, i y i ve kötünün ötesinde ne­ sİniz. Sizin onlarda b i r benlik duygusu bulmaya ihtiyacınız yok­
densiz b i r sevinç olarak gösterir. B u Var'lık sevincidir, Tanrı' tur. O n l a r sizin yaşamınız değil, sadece yaşam-durumunuzdur.
mn huzurudur. F i z i k s e l enerjiniz de devrelere tâbidir. O daima zirvede
F o r m düzeyinde, görünüşte ayrı formların doğumu ve ölü­ olamaz. Yüksek enerjili olduğu gibi, düşük enerjili zamanlar da
mü, yaratılışı ve yok oluşu, gelişmesi ve çözülüp dağılması var­ olacaktır. Son derece a k t i f ve yaratıcı olduğunuz dönemler ola-
dır. B u her yerde görülür: b i r yıldızın y a da gezegenin, b i r fizik-

196 197
ŞİMDİ'nin GUCU MUTLULUĞUN VE MUTSUZLUĞUN ÖTESİNDE HUZUR VARDIR

çaktır, a m a her şeyin durağan göründüğü, hiçbir yere ulaşmaz, timciliğe dönüşür. M u t l u evlilik ve balayı mutsuz boşanma y a
hiçbir şey başaramaz göründüğünüz zamanlar da olabilir. B i r da mutsuz birlikteliğe dönüşür. Y a da bir koşul ortadan kaybo­
devre birkaç saat de sürebilir, birkaç y d da. B u büyük devreler lur, onun yokluğu sizi mutsuz eder. Z i h n i n bağlandığı ve öz­
içinde büyük ve küçük devreler vardır. Birçok hastalık, yenilen­ deşleştiği b i r koşul y a da d u r u m değiştiğinde y a da yok oldu­
me için yaşamsal önem taşıyan düşük enerjili devrelere karşı ğunda, zihin bunu kabullenemez. O yok olan o koşula yapışa­
koymaktan kaynaklanır. B u n u yapma dürtüsü ve benlik-değe- cak ve değişime direnecektir. B u adeta b i r k o l u n u z u n , bacağı­
r i n i z i ve k i m l i k duygunuzu başarı gibi dış etkenlerden a l m a nızın bedeninizden koparılması gibi b i r şeydir.
eğilimi siz zihinle özdeşleştiğiniz sürece kaçınılmaz b i r illüz­ Bazen, servetini y a da itibarını yitirmiş insanların intihar
yondur. B u illüzyon sizin düşük devreleri kabul edip onların ol­ ettiklerini duyarız. B u n l a r uç noktada vakalardır. Diğerleri, bü­
malarına i z i n vermenizi güçleştirir, hatta olanaksız kılar. Böy­ yük b i r kayıp yaşadıklarında sadece derin b i r biçimde mutsuz
lece, organizmanın zekâsı kendini-korumak için devreye gire­ olur y a da kendi k e n d i l e r i n i hasta ederler. O n l a r yaşamları ile
b i l i r ve sizi durmaya zorlamak için b i r hastalık yaratabilir, k i yaşam-durumları arasında b i r ayrım yapamazlar. Geçenlerde
gerekli yenilenme gerçekleşebüsin. seksen yaşlarında ölen ünlü b i r kadın oyuncu hakkında b i r y a ­
E v r e n i n devresel doğası her şeyin ve her d u r u m u n geçici­ zı okudum. B u kadın yaşlanıp güzelliğini yitirince umarsız b i r
liğine yakından bağlıdır. B u d a , bunu öğretisinin merkezi yap­ biçimde mutsuz olmuş ve dünyadan elini eteğini çekip b i r mün­
mıştır. Tüm koşudar son derece istikrarsız ve sürekli akış h a ­ zevi haline gelmişti. O da b i r koşulla, dış görünümüyle özdeş­
lindedir, y a da B u d a ' m n deyişiyle, geçicilik yaşamınızda karşı­ leşmişti. Önce, b u koşul ona m u t l u , sonra da mutsuz b i r ben­
laşacağınız her koşulun, her d u r u m u n tipik b i r özelliğidir. O l i k duygusu vermişti. Eğer o içindeki formsuz ve sonsuz yaşa­
değişecek, ortadan kaybolacak y a da size artık doyum verme­ ma bağlanabüseydi, dış formunun sararıp soluşunu dingin ve
yecektir. Geçicilik aynı zamanda İsa'nın öğretisinin merkezini huzurlu bir biçimde izleyebilir ve bu duruma izin verebilirdi. D a ­
de oluşturur: "Dünyada kendiniz için hazineler b i r i k t i r m e y i n , hası, b u durumda dış formu onun ebedi gerçek doğasından y a ­
güve ve pas onları tüketip bitirir, hırsızlar gelip o n u çalar­ yılan ışığa giderek daha geçirgen hale gelir, böylece onun gü­
lar..." zelliği gerçekten kaybolmamış, sadece spiritüel güzelUğe dönüş­
müş olurdu. Ancak, kimse ona b u n u n mümkün olduğunu söy­
B i r koşul z i h n i n i z tarafından " i y i " olarak yargdandığı sü­ lememişti. E n asli ve gerekli bilgiye henüz yaygın b i r biçimde
rece, b u ister b i r ilişki, ister bir mal, ister toplumsal bir rol, b i r erişilememektedir.
yer y a da fiziksel bedeniniz olsun, zihin ona bağlamr ve o n u n ­
l a özdeşleşir. O sizi m u t l u eder, k e n d i n i z i iyi hissetmenizi sağ­
lar ve kimliğinizin b i r parçası haline gelebilir. A m a , güve ve ***
pasın her şeyi tüketip bitirdiği b u boyutta hiçbir şey kalıcı de­
ğildir. O y a son b u l u r y a değişir, y a da bir k u t u p değişimi geçi­ Buda, mutluluğunuzun bile dukka olduğunu söylenüştir; dukka
rebilir: Dün y a da geçen y d i y i olan aynı koşul birden veya y a ­ "ıstırap" y a da "doyumsuzluk" anlamına gelen b i r P a l i sözcü­
vaş yavaş kötü olur. S i z i m u t l u kılmış olan aynı koşul o zaman ğüdür. M u t l u l u k zıddından ayrdamaz. B u sizin mutluluğunu­
sizi mutsuz kılar. Bugünün refah ve bolluğu yarın boş tüke- z u n ve mutsuzluğunuzun aslında b i r olduğu anlamına gelir.

198 199
ŞİMDİ'nin GÜCÜ MUTLULUĞUN VE MUTSUZLUĞUN ÖTESİNDE HUZUR VARDIR

Sadece zaman illüzyonu onları ayırır. y i b i r cümleyle özetleyebilirim: O r t a y a çıkan her şey kaybolur.
B u olumsuz olmak değildir. B u sadece şeylerin doğasını gö­ Bildiğim budür." O n u n kastettiği şey, kuşkusuz, şuydu: B e n
rüp tanımaktır, k i yaşamınız boyunca b i r illüzyonun peşinden olana hiç direnmemeyi Öğrendim; şimdiki anın olmasına izin
koşmayasımz. B u artık hoş ve güzel şeyleri y a da koşulları tak­ vermeyi ve her şeyin ve her koşulun geçici doğasını kabullen­
dir etmemeniz, onlardan zevk almamanız gerektiği anlamına da meyi öğrendim. Böylece h u z u r u buldum.
gelmez. A m a , onlar vasıtasıyla onların veremeyecekleri b i r şe­ Yaşama hiç direnmemek bir inayet, kolaylık ve hafiflik ha­
y i n - b i r kimliğin, b i r kalıcılık ve doyum duygusunun- peşine l i içinde bulunmaktır. B u hal artık şeylerin, işlerin belli bir şe­
düşmek düş kırıklığı ve ıstırabın reçetesidir. Eğer insanlar ay- kilde olmasına, i y i y a da kötü olmasına bağlı olmaz. B u nere­
dırdansaîar ve artık kimliklerim şeyler vasıtasıyla bulmaya çahş- deyse paradokslu b i r şey gibi görünür, bununla birlikte siz for­
masalardı, tüm reklamcılık endüstrisi ve tüketim toplumu çö­ ma içsel bağlılıktan kurtulduğunuzda, yaşamınızın genel koşul­
kerdi. Siz mutluluğu bu şekilde daha çok aradıkça, o sizden da­ l a n , dışsal formlar büyük Ölçüde düzelme eğilimi gösterir. M u t ­
h a fazla kaçacaktır. Dışarıdaki hiçbir şey size kalıcı b i r doyum l u olmak için ihtiyaç duyduğunuzu düşündüğünüz şeyler, i n ­
veremez, onlar size ancak geçici bir süre yüzeysel b i r doyum sanlar y a da koşullar şimdi size mücadelesiz, çabasız b i r biçim­
verebilir, ama gerçeği idrak etmek için önce birçok düş kırıklı­ de gelirler ve siz -sürdükleri sürece- o n l a n n tadım çıkarmakta,
ğı yaşamanız gerekebilir. Şeyler ve koşudar size zevk verebdir, o n l a n takdir etmekte özgür olursunuz. Tüm bu şeyler, kuşkusuz,
ama onlar size acı da vereceklerdir. Şeyler ve koşudar size zevk geçicidir, devreler gelip gidecektir, a m a bağımlılıktan k u r t u l ­
verebilir, ama sevinç veremezler. Hiçbir şey size sevinç veremez. duğunuzda artık onları kaybetmekten de korkmazsınız. O za­
Sevinç nedensizdir ve Var'lık sevinci olarak içinizden yükselir. m a n yaşam kolayca akar.
O içsel huzur halinin, Tanrı'nın huzuru denen halin asli bir par­
H e r h a n g i b i r i k i n c i l kaynaktan alınan m u t l u l u k asla çok
çasıdır. O erişmek için çalışıp çabalamanız gereken bir şey de
d e r i n değildir. O Var'lık sevincinin, direnmeme haline-girdiği-
ğil, s i z i n doğal halinizdir.
nizde içinizde bulduğunuz güçlü h u z u r u n solgun bir yansıma­
Birçok insan yaptığı, sahip olduğu y a da eriştiği hiçbir şey sıdır sadece. Var'lık sizi z i h n i n zıt kutuplarının ötesine götü­
de b i r "kurtuluş" olamayacağını asla idrak etmez. B u n u idrak rür ve forma bağımlılıktan k u r t a n r . Çevrenizdeki her şey çö­
edenler çoğunlukla dünyadan bıkıp usanır ve depresyona girer­ küp dağılsa bile, siz hâlâ derin b i r iç h u z u r u hissedersiniz. S i z
ler: eğer hiçbir şey size gerçek bir doyum veremezse, geriye uğ­ m u t l u olmayabilirsiniz, ama h u z u r içinde olursunuz.
r u n d a uğraşacak ne kalmıştır, ne amaç kalmıştır? E s k i A h i t
peygamberi şu sözleri yazdığında böyle bir İdrake ulaşmış olma­ ***
lıdır: "Güneşin altında yapılan her şeyi gördüm; heyhat, hepsi
boştu ve rüzgârın peşinden koşmaktan başka b i r şey değildi."
Olumsuzluğu Kullanıp Bırakmak
Siz bu noktaya eriştiğinizde, u m u t s u z l u k t a n bir adım u z a k t a -
sınızdır... ve aydınlanmadan b i r adım uzaktasmızdır.
Tüm içsel direnme şu y a da b u biçimde b i r olumsuzluk olarak
B i r Budist keşiş b i r zamanlar bana şöyle söylemişti: " K e ­ hissedilir. Tüm olumsuzluk dirençtir. B u bağlamda, b u i k i söz­
şiş olduğumdan beri geçen y i r m i y d içinde öğrendiğim tüm şe- cük hemen hemen eşanlamlıdır. O l u m s u z l u k sinirlenme y a da

200 201
MUTLULUĞUN VE MUTSUZLUĞUN ÖTESİNDE HUZUR VARDIR
ŞİMDİ'nin GÜCÜ
beğenmeyen b i r kurbağayla, gevşeyemeyen bir kediyle, y a da
sabırsızlık ile şiddetli öfke arasında, moral bozukluğu y a da
nefret ve içerleme taşıyan b i r kuşla karşılaştınız mı? A r a sıra
küskün bir içerleme ile intihara götüren b i r umutsuzluk arasın­
olumsuzluğa benzer b i r şey hissedebilen y a da sinirli davranış
da değişir. Bazen direnme duygusal acı-bedenini aktive eder, b u
belirtileri gösteren hayvanlar, sadece insanlarla yakın temas
durumda küçücük bir d u r u m bile öfke, depresyon y a da derin
içinde yaşayan ve böylece insan zihnine ve onun deliliğine bağ­
üzüntü gibi yoğun b i r olumsuzluğa yol açabilir.
lanan hayvanlardır.
Ego olumsuzluk yoluyla realiteyi kurnazca yönlendirip so­
nuçta istediği şeyi elde edebileceğine inanır. O, olumsuzluk yo­ H e r h a n g i b i r b i t k i y i y a da hayvanı izleyin ve onun size
luyla arzu ettiği bir koşulu kendisine çekebileceğine y a da is­ olanı kabullenmeyi, Şimdi'ye teslim olmayı öğretmesine İzin
temediği b i r koşulu ortadan kaldırabileceğine inanır. Mucize­ verin. O n u n size Var'hğı öğretmesine i z i n verin. O n u n size bü­
ler Kursu doğru biçimde, siz her ne zaman mutsuzsanız, b i ­ tünlüğü, bir olmayı, kendiniz olmayı, gerçek olmayı öğretme­
linçaltında, mutsuzluğun istediğiniz şeyi "elde etmenizi sağla­ sine i z i n verin. O n u n size yaşamayı ve ölmeyi, ve yaşamayı ve
yacağı" inancına sahip olduğunuzu işaret eder. Eğer " s i z " (ya­ ölmeyi b i r soruna dönüştürmemeyi öğretmesine i z i n v e r i n .
n i , zihin) mutsuzluğun işe yaradığına inanmasaydınız, onu ne­ B e n birkaç Zen üstadıyla birlikte yaşadım, hepsi de ke­
den yaratacaktınız ki? Gerçek şu k i , olumsuzluk kesinlikle işe diydi. Ördekler bile bana önemli spiritüel dersler Öğrettder. O n ­
yaramaz. O, arzu edilen koşulu çekmek yerine, onun ortaya çık­ ları izlemek bile bir meditasyondur. O n l a r suda ne kadar h u ­
masını engeller. O, istenmeyen bir koşulu ortadan kaldırmak ye­ z u r l u b i r biçimde, tümüyle Şimdi'de mevcut b i r halde, sadece
rine, o koşulu yerinde tutar. O n u n tek "yararlı" işlevi ego'yu zihin tarafından yönetilmeyen b i r yaratığın olabileceği şekilde
güçlendirmesidir ve işte b u yüzden ego onu sever. vakur ve mükemmel b i r biçimde süzülürler. Ancak, ara sıra i k i
ördek -bazen görünürde bir neden olmadan, bazen de b i r ör­
Bîr kez herhangi b i r olumsuzluk biçimiyle özdeşleştiğiniz­
dek diğerinin özel alanına girdiğinde- b i r kavgaya tutuşurlar.
de, onu bırakmak istemezsiniz ve derin bilinçaltı düzeyde, siz
B u kavga, çoğu kez, sadece birkaç saniye sürer ve sonra ör­
o l u m l u değişimi istemezsiniz. O sizin üzgün, öfkeli y a da hak­
dekler ayrılır, ters yönlere yüzerek birbirlerinden uzaklaşır ve
sızlığa uğramış kişi kimliğinizi tehdit edecektir. Siz o zaman
kanatlarını birkaç kez güçlü b i r biçimde çırparlar. Onlar sonra
yaşamınızdaki olumluyu görmezden gelir, yadsır (inkâr eder) y a
sanki b u kavga hiç olmamış gibi sakin bir biçimde yüzmeyi sür­
da baltalarsınız. B u yaygın b i r fenomendir. O aynı zamanda de­
dürürler. B u n u i l k kez gözlemlediğimde, birden onların kanat­
licedir.
larını çırparak fazla enerjiyi boşalttıklarım, böylece onun be­
O l u m s u z l u k tümüyle doğal-olmayan b i r şeydir. O psişik denlerinde kalıp olumsuzluğa dönüşmesini önlediklerini fark
b i r kirleticidir ve doğanın kirletilip tahrip edilmesi ile ortak ettim. B u doğal b i l g e l i k t i r ve b u onlar için kolaydır, çünkü on­
insan psişesinde birikmiş yoğun olumsuzluk arasında derin lar geçmişi gereksiz b i r biçimde canlı t u t a n ve sonra onun çev­
b i r bağ vardır. Gezegen üzerinde, insanlardan başka hiçbir y a ­ resinde b i r k i m l i k oluşturan b i r zihne sahip değildirler.
şam formu olumsuzluğu bilmez, aynı şekilde insanlardan baş­
k a hiçbir yaşam formu kendisini besleyip yaşatan Yerküre'yi
kirletip zehirlemez. Siz hiç mutsuz b i r çiçek y a da stresli b i r Olumsuz bir duygu da önemli bir mesaj içermez mi? Örneğin,
meşe ağacı gördünüz mü? Sİz hiç üzgün b i r yunusla, k e n d i n i eğer ben sık sık üzülüyorsam, bu benim yaşamımda yanlış bir

202 203
ŞİMDİ'nin GÜCÜ MUTLULUĞUN VE MUTSUZLUĞUN ÖTESİNDE HUZUR VARDIR

şeyin bulunduğunun bir işareti olabilir ve beni yaşam durumu­ adada benzersiz b i r uygarlık vardır. Burada olağanüstü olan şey
ma bakıp bazı değişiklikler yapmaya zorlayabilir. Böylece, be­ ada halkının, dünyamn geriye kalan kısmına hiç benzemez bir
nim duyguyu hemen olumsuz diye reddetmemem, onun bana biçimde, gerçekten akıllı olmasıdır. Adamın dikkatini çeken i l k
ne dediğini dinlemem gerekir. şey, ağaçlara tünemiş rengarenk papağanların sürekli olarak,
" D i k k a t . Şimdi ve B u r a d a . D i k k a t . Şimdi ve B u r a d a , " demele­
Evet, tekrarlanan olumsuz duygular bazen, hastalıkların da ridir. Daha sonra adalıların sürekli olarak mevcut kalmayı h a ­
içerdikleri gibi, b i r mesaj içerirler. A m a , yaptığınız herhangi tırlamak için papağanlara bu sözleri öğrettiklerini öğreniriz.
b i r değişiklik, bu ister işinizle, ister ilişkilerinizle y a da çevre­ Öyleyse her ne zaman içinizde olumsuzluğun yükseldiği­
nizle ilgili olsun, bilinç düzeyinizdeki b i r değişimden kaynak­ n i hissederseniz, b u n a ister b i r dış etken, ister b i r düşünce ne­
lanmadıkça, sonuçta sadece göz boyayıcı, yani işin yalnızca gö­ den olsun, onu, " D i k k a t . Şimdi ve Burada. U y a n , " diyen b i r ses
ze çarpan yönünü ele a l a n bir değişikliktir. Bilinç düzeyinizde olarak görün. E n hafif bir sinirlenme bile önemlidir, o n u n k a ­
b i r değişim söz konusu olduğunda ise, o sadece tek b i r şey ifa­ b u l ve tasdik edilmesi ve ona dikkat edilmesi gerekir; a k s i tak­
de edebilir: daha mevcut hale gelmeyi. S i z belli b i r mevcudiy dirde, gözlemlenmeyen tepkilerin giderek artan bir b i r i k i m i ola­
derecesine eriştiğinizde, artık olumsuzluğun size yaşam-duru- caktır. Daha önce de söylediğim gibi, b i r kez siz b u enerji ala­
munuzda neye ihtiyaç olduğunu söylemesine gereksiniminiz k a l ­ nını içinizde t u t m a k istemediğinizi ve onun hiçbir amaca h i z ­
maz. A m a , olumsuzluk orada olduğu sürece, onu kullanın. O n u met etmediğini i d r a k ettiğinizde, onu hemen bırakabilirsiniz.
size daha mevcut olmayı hatırlatan bir tür işaret olarak kullanın. A m a , o zaman onu tamamen bıraktığınızdan emin olun. Eğer
bırakamazsanız, sadece onun orada olduğunu kabul edin ve daha
Biz olumsuzluğun ortaya çıkışını nasıl önleriz ve o bir kez o Önce de işaret ettiğim gibi, dikkatinizi duyduğunuz hisse verin.
taya çıktıktan sonra ondan nasıl kurtulabiliriz? Olumsuz b i r tepkiyi bırakmaya b i r alternatif olarak, siz
tepkinin dış nedenine geçirgen hale geldiğinizi imgeleyerek de
Dediğim gibi, t a m mevcut olarak onun ortaya çıkmasını ön­ onu ortadan kaldırabilirsiniz. B u n u önce küçük, hatta önem­
lersiniz. A m a , cesaretiniz kırılmasın. Bazıları ona yaklaşsa da, siz şeylerde uygulamanızı tavsiye ederim. D i y e l i m k i evde ses­
henüz dünyada sürekli b i r mevcudiyet h a l i n i sürdürebilen çok sizce oturuyorsunuz. B i r d e n , sokakta b i r arabanın alarmı çal­
az insan vardır. Yakında, daha birçok kişinin bunu yapabilece­ maya başlıyor. S i z sinirleniyorsunuz. B u sinirlenmenin amacı
ğine inanıyorum. nedir? Hiçbir amacı y o k t u r . O n u neden yarattınız? Siz yarat­
H e r ne zaman içinizde b i r olumsuzluğun ortaya çıktığım madınız. Z i h i n yarattı. B u tamamen otomatik, tamamen bilinç­
fark ederseniz, onu bir başarısızlık olarak değd, size, " U y a n . Z i h ­ siz b i r şeydi. Z i h i n o n u neden yarattı? Çünkü o bilinçaltında
ninin dışına çık. Mevcut ol," diyen yararlı bir işaret olarak görün. -sizin b i r olumsuzluk ya da m u t s u z l u k olarak hissettiğiniz- d i ­
Aldous H u x l e y ' i n son yıllarında, spiritüel öğretilerle çok rencinin istenmeyen koşulu b i r biçimde ortadan kaldıracağına
ilgilenmeye başladıktan sonra yazdığı Ada adlı bir roman var­ inanır. B u , elbette, bir yamlgıdır. O n u n yarattığı direnç -bu vak­
dır. O, okyanusta gemisi battıktan sonra yakındaki b i r adaya ada sinirlenme y a da öfkelenme- onun ortadan kaldırmaya ça­
sığınarak dünyadan kopan bir adamın öyküsünü anlatır. B u lıştığı i l k nedenden çok daha rahatsız edicidir.

204 205
ŞİMDİ'nin GÜCÜ MUTLULUĞUN VE MUTSUZLUĞUN ÖTESİNDE HUZUR VARDIR

Tüm bunlar spiritüel uygulamaya dönüştürülebilir. B u d u ­ işe yarayacaktır diye düşünüyorsunuz. Size şunu söyleyebili­
rumda maddesel bir bedenin katıhğı olmadan, geçirgen hale gel­ r i m : H u z u r u aramayın. Şu anda içinde bulunduğunuzdan baş­
diğinizi hissedin. Son r a o gürültünün, y a da o olumsuz tepki­ k a b i r h a l aramayın; aksi takdirde, içsel çatışma ve bilinçsiz
ye her ne neden olmuşsa onun, içinizden geçmesine i z i n verin. direnç yaratırsınız. K e n d i n i z i h u z u r içinde olmadığınız için ba­
O artık sizin içinizdeki katı bir " d u v a r a " çarpmayacaktır. Dedi­ ğışlayın. Siz huzursuzluğunuzu tamamen kabudendiğiniz anda,
ğim gibi, önce küçük şeylerle uygulama yapın. A r a b a alarmı, huzursuzluğunuz h u z u r a dönüşür. Tamamen kabul ettiğiniz
köpek havlaması, çocuklann çığlıkları, trafik sıkışıklığı gibi kü­ herhangi bir şey sizi ona, h u z u r a kavuşturacaktır. B u teslimi­
çük şeylerle. İçinizde, "olmaması gereken" şeylerin sürekli ve yet mucizesidir.
acı verici bir biçimde gelip çarptıkları b i r direnç duvarı barın­
dırmak yerine, bırakın her şey içinizden geçip gitsin. ***
B i r i s i size kaba, incitici bir şey söyler. Hemen saldırmak,
savunmak y a da içine çekdmek gibi bilinçsiz b i r tepkiye y a da Siz i k i b i n yıl önce büyük b i r aydınlanma öğretmeninin söyle­
olumsuzluğa girmek yerine, onun içinizden geçmesine i z i n ve­ diği, " B i r i s i yanağınıza v u r u r s a , ona Öbür yanağınızı da çevi­
r i n . Hiçbir direnç göstermeyin. B u sanki artık orada incinecek rin," sözünü işitmiş olabilirsiniz. O, simgesel olarak, dirençsiz-
b i r i n i n bulunmaması gibidir. Bu bağışlamadır. B u şekilde, siz l i k ve tepkisizlik sırrını aktarmaya çalışıyordu. O, tüm diğer b i l ­
incinmez hale gelirsiniz. Eğer isterseniz, yine de bu insana dav­ dirimlerinde olduğu gibi, bu bildirimde de yaşamınızın dışsal
ranışının kabul edilemez olduğunu söyleyebilirsiniz. A m a , bu gidişatıyla değil, sadece içsel realitenizle ilgileniyordu.
insan artık sizin içsel halinizi kontrol etme gücüne sahip de­ Siz Banzan'ın öyküsünü biliyor musunuz? Banzan, büyük
ğildir. O zaman bu güç b i r başkasında değil, sizde olur ve siz b i r Z e n üstadı olmadan önce yıllar boyunca aydınlanmanın pe­
artık zihniniz tarafından da yönetilmezsiniz. B u ister bir araba şinden koşmuş, ama ona bir türlü erişememişti. Sonra b i r gün,
alarmı, ister kaba b i r insan, ister b i r sel y a da deprem felake­ çarşıda yürürken, b i r kasapla müşterisi arasında geçen b i r ko­
t i , ister tüm malınızı mülkünüzü yitirmek olsun, direnme me­ nuşmaya k u l a k misafiri oldu. " B a n a e n i y i etini ver," diyordu
kanizması aynıdır. müşteri. V e kasap onu şöyle yanıtlamıştı. " B e n i m tüm etlerim
iyidir. B u r a d a en İyi olmayan hiçbir et parçası y o k t u r . " B u n u
Ben meditasyon yapıyor, seminerlere katılıyor, spiritualite üze­ işiten B a n z a n o anda aydınlandı.
rine birçok kitap okuyorum. Bir direnmeme hali içinde bulun­ Benden b i r açıklama beklediğinizi biliyorum. Siz olanı
maya çalışıyorum, ama eğer siz bana gerçek ve kalıcı bir iç kabullendiğinizde, her et parçası -yani, her a n - en iyisidir. İşte
huzuru bulup bulmadığımı sorarsanız, sizi dürüstçe "hayır" di­ bu aydınlanmadır.
ye yanıtlarım. Ben onu neden bulamadım ? Başka ne yapabili­
rim?
Şefkatin Doğası
Siz h u z u r u hâlâ dışarıda arıyor ve bu arayış halinden k u r t u ­
Zihin-ürünü zıtlıkların ötesine geçtiğinizde, siz derin bir göl gi­
lamıyorsunuz. Belki b i r sonraki seminer, belki şu yeni yöntem
bi olursunuz. Yaşamınızın dışsal d u r u m u ve orada olup biten-

206 207
ŞİMDİ'nin GUCU MUTLULUĞUN VE MUTSUZLUĞUN ÖTESİNDE HUZUR VARDIR

ler b u gölün yüzeyidir. B u yüzey devrelere ve mevsimlere gö­ Şeflıat bu mudur?


re, bazen sakin, bazen de fırtınalı olur. A n c a k , derinlerde göl
daima sakindir. Siz z i h n i n ötesine geçtiğinizde, sadece yüzey Evet. Şefkat sizinle tüm yaratıklar arasındaki derin b i r bağın
değil, bütün göl olursunuz ve mutlak şekilde sessiz ve devi- farkın dal iğidir. A m a , şefkatin, bu bağın i k i yanı vardır. B i r yan­
nimsiz olan kendi derinliğinizle temasta olursunuz. H e r h a n g i da, siz hâlâ burada fiziksel bir beden olarak bulunduğunuzdan,
b i r d u r u m a zihinsel olarak tutunup yapışarak değişime diren­ fiziksel formunuzun incinmeye açıklığım ve faniliğini diğer her
mezsiniz. İç huzurunuz herhangi bir koşula y a da duruma bağ­ insan ve canlıyla paylaşırsınız. B i r dahaki sefere, " B e n i m b u
lı olmaz. Siz -değişmez, sonsuz, ölümsüz- Var'lıkta kalırsınız insanla hiçbir ortak yanım yok," dediğinizde, ortak bir hayli şe­
ve doyumunuz, mutluluğunuz artık değişen formlar dünyası­ y i n i z i n bulunduğunu hatırlayın: B u n d a n kısa y a da u z u n b i r
n a bağlı olmaz. Sİz o formların tadını çıkarabilir, onlarla oyna­ zaman sonra her ikinizin bedeni de bir kadavraya, sonra b i r toz
yabilir, yeni formlar yaratabdir, hepsinin güzediğini takdir ede­ yığınına, sonra d a b i r hiçe dönüşmüş olacak. B u insanın aklım
bilirsiniz. A m a , artık o n l a n n hiçbirine bağlanma ihtiyacı duy­ başma getiren ve k i b r i n i kıran bir idraktir. B u olumsuz bir dü­
mazsınız. şünce midir? Hayır, sadece b i r olgudur. O n a neden gözlerimizi
kapamalı k i ? B u anlamda, sizinle diğer her yaratık arasında
t a m b i r eşitlik vardır.
Siz bu kadar bağımsız hale geldiğinizde, bu sizin diğer insan­
lardan da uzaklaşmanız anlamına gelmez mi? E n güçlü spiritüel uygulamalardan biri, kendinizinki de da­
hil olmak üzere, fiziksel formların fandiği üzerinde derin bir me-
T a m tersine. Siz Var'lığın farkında olmadığınız sürece, kendi ditasyon yapmaktır. B u n a , ölmeden ölmek denir. B u n a derin­
realitenizi bulamadığınız için, diğer insanların realitesini de gö­ lemesine girin. F i z i k s e l bedeninizin çözülüp dağıldığını ve a r ­
remezsiniz. Zihniniz onların formundan y a hoşlanacak y a da tık olmadığını düşünün. S o n r a bir a n gelir tüm zihin-formları
hoşlanmayacaktır, k i b u form onların sadece bedenlerini değil, y a da düşünceler de ölür. Ancak, siz hâlâ oradasmızdır. B u s i ­
z i h i n l e r i n i de içerir. Gerçek ilişki ancak Var'lığm farkmdalığı zin tanrısal mevcudiyetinizdir. B u parlak, tamamen uyanık bir
olduğunda mümkün olur. V a r ' h k t a n gelerek, siz b i r başka i n ­ mevcudiyettir. Gerçek olan hiçbir şey ölmemiştir, sadece i s i m ­
sanın bedenini ve z i h n i n i sadece b i r perde olarak algılar, onun ler, formlar ve illüzyonlar ortadan kalkmıştır.
ardında - k e n d i n i z i n k i n i hissettiğiniz gibi- onun gerçek realite­
sini hissedebilirsiniz. Böylece, b i r başkasının ıstırabı ya da b i ­
linçsiz davranışıyla karşılaştığınızda, siz mevcut halde ve V a r ' *«*
lıkla temasta kalır ve böylece kendi Varlığınızla formun ötesi­
ne bakıp diğer insanın parlak ve saf Varlığını hissedebilirsiniz.
B u ölümsüz boyutun, gerçek doğanızın idraki şefkatin öbür y a ­
V a r l ı k düzeyinde, tüm ıstırap b i r illüzyon olarak görülüp t a ­
nıdır. Derin bir hissediş-düzeyinde, siz şimdi sadece kendi ölüm­
nınır. Istırap, formla özdeşleşmekten kaynaklanır. Şifa m u c i ­
süzlüğünüzü değil, diğer her yaratığın ölümsüzlüğünü de gö­
zeleri bazen b u idrakle, eğer hazırsalar, başkalarmdaki V a r ' -
rüp kabul edersiniz. F o r m düzeyinde, siz faniliği ve varoluşun
Iık-bi linçin i uyandırarak gerçekleştirilir.
geçiciliğini paylaşırsınız. Var'lık düzeyinde, siz ebedi, parlak

208 209
ŞİMDİ'nin GÜCÜ MUTLULUĞUN VE MUTSUZLUĞUN ÖTESİNDE HUZUR VARDIR

yaşamı paylaşırsınız. B u n l a r şefkatin i k i veçhesidir. Şefkatte, B u n u n l a birlikte, siz bedenden kaçamazsınız, b u n u yap­
görünüşte zıt olan hisler, üzüntü ve sevinç birleşip b i r olur ve manız da gerekmez. Beden gerçek doğanızın inandmaz b i r yan­
derin bir iç huzuruna dönüşür. B u , Tanrı'nın huzurudur. O i n ­ lış algılanışıdır. A m a , gerçek doğanız o İllüzyonun b i r yerinde
sanların hissetmeye muktedir oldukları en asil hislerden b i r i ­ gizlidir, o n u n dışında değd, böylece beden hâlâ ona tek giriş
dir ve büyük b i r şifa ve dönüştürme gücüne sahiptir. A m a , az noktasıdır.
önce tarif ettiğim şekliyle gerçek şefkate henüz çok az rast­ Eğer siz b i r melek görüp de onu bir taş heykelle karıştı­
lanır. B i r başka varlığın ıstırabım derin bir biçimde anlayıp rırsanız, y a p m a m z gereken tek şey görüşünüzü uyumlayıp o
paylaşmak kesinlikle yüksek derecede bir bilinci gerektirir, ama
"heykele" daha yakından bakmaktır, başka bir yere bakmak de­
bu şefkatin sadece b i r yanını temsil eder. B u tamam değddir.
ğil, O zaman ortada b i r taş heykelin asla bulunmadığım keşfeder­
Gerçek şefkat, duyguları anlayıp paylaşabilme yeteneğini aşar.
siniz.
B u şefkat üzüntü sevinçle, formun ötesindeki Var'lık sevinciy­
le, ebedi yaşam sevinciyle birleşene dek gerçekleşmez.
Eğer ölüme inanmak bedeni yaratıyorsa, bir hayvanın neden
bedeni var? Bir hayvan ego'ya sahip değildir ve Ölüme inan­
maz...
Farklı Bir Realite Düzenine Doğru
A m a , o yine de ölür, y a da öyle görünür.
Ben bedenin ölmesi gerektiğini kabul etmiyorum. Bizim fizik­
Sizin dünyayı algılayışınızın bilinç halinizin b i r yansıma­
sel ölümsüzlüğe erişebileceğimize inanıyorum. Biz ölüme inan­
sı olduğunu hatırlayın. S i z ondan ayrı değilsinizdir ve dışarıda
dığımız için beden ölüyor.
nesnel bir dünya yoktur. H e r an, bilinciniz içinde bulunduğu­
n u z dünyayı yaratır. Modern fizikten gelmiş en büyük içgörü-
Beden siz ölüme inandığınız için ölmez. Beden siz ölüme i n a n ­
lerden biri gözlemleyen ve gözlemlenen arasındaki birliktir: de­
dığınız için vardır y a da v a r gibi görünür. Beden ve ölüm ego­
neyi yürüten kişi -gözlemleyen bilinç- gözlemlenen fenomenden
sal bihnç tarafından yaratılmış aynı illüzyonun b i r parçasıdır;
ayırdamaz ve farklı bir bakış biçimi gözlemlenen fenomenin
bu bilinç yaşam Kaynağının hiç farkında değildir ve kendisini farklı davranmasına neden olur. Eğer siz, daha derin bir düzey­
ayrı ve sürekli tehdit altında görür. Böylece o sizin bir beden, de, ayrılığa ve varlığını sürdürme mücadelesine inanıyorsanız,
sürekli tehdit altında b u l u n a n katı, fiziksel bir vasıta olduğu­ o zaman bu inancın tüm çevrenize yansıdığını ve algdarımzı
nuz illüzyonunu yaratır. k o r k u n u n yönettiğini görürsünüz. Siz bir ölüm ve birbiriyle sa­
Kendinizi doğmuş ve bir süre sonra ölecek incinmeye açık vaşan, b i r b i r i n i öldüren ve esir eden bedenler dünyasında b u ­
bir beden olarak algılamak, işte illüzyon budur. Beden ve ölüm: lunursunuz.
b i r illüzyondur. S i z b i r i olmadan diğerine de sahip olamazsı­
Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Sizin yarattığınız ve
nız. Siz illüzyonun b i r yanını koruyup diğerinden k u r t u l m a k
egosal zihinle gördüğünüz dünya çok k u s u r l u b i r yer, hatta
istiyorsunuz, a m a bu mümkün değildir. S i z ya onun i k i yanım
b i r üzüntü dünyası gibi görünebilir. A m a , algıladığınız her şey
da tutar, y a da i k i yanını da bırakırsınız.
sadece bir tür simgedir, bu bir rüyadaki bir görüntü gibidir. S i -

210 211
ŞİMDİ'nin CUCU MUTLULUĞUN VE MUTSUZLUĞUN ÖTESİNDE HUZUR VARDIR

z i n bilinciniz evrenin moleküler enerji dansını bu şekilde yo­ dan kurtulduğunda, bu içsel değişim tüm yaradılışı etkileyecek­
r u m l a m a k t a ve onunla öyle ilişki ve etkileşime girmektedir. tir. O zaman siz gerçekten yeni bir dünyada bulunacaksınız. B u ,
B u enerji fiziksel realite denen şeyin ham maddesidir. S i z onu gezegensel biünçte bir değişim olacaktır. H e r ağacın ve her otun
bedenler ve doğum ve ölüm olarak, y a da hayatta kalma mü­ en sonunda aydınlanacağım söyleyen Budist deyişi aynı gerçeği
cadelesi olarak görmektesinizdİr. Sonsuz sayıda ve tamamen işaret etmektedir. A z i z P e t r u s ' a göre, yaradılışın tümü insan­
farklı yorumların, tamamen farklı dünyaların olması mümkün­ ların aydınlanmalarım beklemektedir. B e n onun, 'Taratılmış ev­
dür ve aslında, vardır; hepsi algılayan bilince bağlıdır. H e r var­ r e n heyecanla Tanrı'nın çocuklarının ortaya çıkmalarım bek­
lık b i r bilinç odak noktasıdır ve her odak noktası -tüm bu dün­ lemektedir," sözünü böyle yorumluyorum. Ve sonra A z i z Pet-
yalar birbirine bağh olsa da- kendi dünyasını yaratır. B i r insan rus tüm yaradılışın bu yoda kurtulacağım söyler: "Şimdi... tüm
dünyası, bir karınca dünyası, bir yunus dünyası vs. vardır. B i ­ yaratılmış evren şiddetli bir doğum sancısı çekercesine inle­
linç frekanslarınız çok farklı olduğu için büyük olasılıkla birbi­ mektedir. "
rinizin varlığının farkında olmadığınız sayısız varlık vardır. K a y ­ Doğan şey yeni b i r bilinçtir ve onun kaçınılmaz yansıma­
nağa ve birbirlerine bağlı olduklarının farkında olan son dere­ sı yeni bir dünya olacaktır. B u Yeni A h i t ' i n Vahiy Kitabı'nda da
ce bilinçli varlıklar size semavi bir âlem olarak görünebilecek kehanet edilmiştir: " S o n r a yeni bir gökyüzü ve yeni b i r yeryü­
bir dünyada bulunurlar, b u n u n l a birlikte, tüm dünyalar nihai zü gördüm, i l k gökyüzü ve i l k yeryüzü yok olmuştu..."
olarak b i r ' d i r .
A m a , neden ve sonucu birbirine karıştırmayın. S i z i n asıl
O r t a k insan dünyamız, büyük ölçüde, zihin dediğimiz b i ­ göreviniz kurtuluşu daha i y i b i r dünya yaratarak aramak de­
linç düzeyi tarafından yaratılır. Ortak insan dünyası içinde b i ­ ğil, formla özdeşleşmekten k u r t u l a r a k uyanmaktır. O zaman
le, kendi dünyalarının algılayıcılarına y a da yaratıcılarına bağ­ b u dünyaya, bu realite düzeyine bağlı olmazsınız. Siz kökle­
lı olarak, büyük farklılıklar, birçok farklı "alt-dünya" vardır. r i n i z i n Tezahür-Etmemiş-Olan'da bulunduğunu hissedebilir ve
Bütün dünyalar birbirlerine bağh olduklarından, ortak insan b i ­ böylece tezahür etmiş dünyaya bağımlı olmaktan k u r t u l u r s u ­
linci dönüşüme uğradığında, doğa ve hayvanlar âlemi de b u nuz. Hâlâ bu dünyanın geçici h a z l a r m m tadını çıkarabilirsi­
dönüşümü yansıtacaktır. Böylece İncil'de bildirildiği gibi, gele­ n i z , ama artık kaybetme korkusu olmadığından, onlara t u t u ­
cek çağda, " A s l a n k u z u y l a birlikte yatacaktır." B u tamamen nup yapışmanız da gerekmez. Siz duyusal hazlardan zevk a l a -
farklı b i r realite düzeni olasılığını işaret etmektedir. bilseniz de, duyusal deneyim için duyulan şiddetli a r z u ve aç­
lık ortadan kakmıştır, aynı şekilde sürekli olarak psikolojik do­
Şu anda bize göründüğü şekliyle dünya, dediğim gibi, bü­
y u m yoluyla, ego'yu besleyerek doyum arama da bitmiştir. Siz
yük ölçüde egosal z i h n i n bir yansımasıdır. K o r k u egosal illüz­
herhangi bir nazdan, herhangi bir tezahür etmiş şeyden son­
y o n u n kaçınılmaz b i r sonucudur, bu k o r k u n u n hükmettiği b i r
suz derecede daha büyük b i r şeyle temastasmızdır.
dünyadır. Tıpkı bir rüyadaki görüntülerin kişinin içsel halle­
r i n i n ve h i s l e r i n i n simgeleri olmaları gibi, ortak realitemiz de, B i r anlamda, siz bu durumda artık dünyaya ihtiyaç duy­
büyük ölçüde, k o r k u n u n ve ortak insan psişesinde birikmiş ağır mazsınız. O n u n olduğundan farklı olmasına bde ihtiyaç duy­
olumsuzluk tabakalarının simgesel ifadesidir. Biz dünyamızdan mazsınız.
ayrı değiliz, böylece insanların büyük çoğunluğu egosal dlüzyon- A n c a k bu noktada siz daha i y i b i r dünyanın yaratılması-

212 213
ŞİMDİ'nin GÜCÜ MUTLULUĞUN VE MUTSUZLUĞUN ÖTESİNDE HUZUR VARDIR

na, farklı bir realite düzeninin yaratılmasına gerçekten katkı­ nizin aynı zamanda -karşılaştığınız ıstırapları hafifleterek- yap­
da bulunmaya başlarsınız. Ancak bu noktada gerçek şefkati his­ ma ve sonuç düzeyinde tezahür etme olasılığını da dışlamaz.
sedebilir ve diğerlerine neden düzeyinde yardım edebilirsiniz. Aç b i r insan sizden ekmek istediğinde, eğer ekmeğiniz varsa
Sadece dünyayı aşmış olanlar daha i y i bir dünya yaratabilirler. ona verirsiniz. A m a , o ekmeği verirken, ilişkiniz çok kısa sürse
Gerçek şefkatin i k i l i doğasından söz etmiştik, bu paylaşı­ bile, gerçekten önemli olan o paylaşılan Var'lık anıdır, ekmek
lan ölümlülük ve ölümsüzlüğün, bu ortak bağın farkmdahğıy- onun sadece b i r simgesidir. O n u n İçinde derin b i r şifa meyda­
dı. B u derin düzeyde, şefkat en geniş anlamda şifa haline gelir. n a gelir. O anda, bir veren y a da alan y o k t u r .
O hal içinde, sizin şifa verici etkiniz esasen yapmaya değil, ol­
maya dayamr. Temas kurduğunuz herkes -siz b u n u n b i l i n c i n ­ Am.a, her şeyden önce bir açlığın olmaması gerekir. Önce açlık
de olsanız da, olmasanız da- sizin mevcudiyetiniz ve yaydığınız ve şiddet gibi kötü şeyleri halletmeden daha iyi bir dünya nasıl
h u z u r tarafından etkilenir. Siz tümüyle mevcut olduğunuzda yaratabiliriz ki?
ve çevrenizdeki insanlar bilinçsiz davranışta bulunduğunda, siz
buna tepki gösterme ihtiyacı duymaz, böylece ona herhangi b i r
Tüm kötü şeyler bilinçsizliğin sonucudur. Siz bilinçsizliğin so­
realite, b i r gerçeklik vermezsiniz. O h a l içinde sizin h u z u r u ­
nuçlarını hafifletebilirsiniz, ama onların nedenini ortadan k a l ­
nuz o kadar engin ve derindir k i huzur olmayan her şey sanki
dırmadan onları ortadan kaldıramazsınız. Gerçek değişim içi­
asla v a r olmamış gibi onun içinde kaybolur. B u , aksiyon-reak-
nizde meydana gelir, dışınızda değil.
siyon k a r m i k devresini kırar. Hayvanlar, ağaçlar, bitkiler sizin
Eğer dünyadaki ıstırabı hafifletme arzusu duyuyorsanız,
h u z u r u n u z u hissedip ona karşılık vereceklerdir. Böylece siz
bu çok asil bir şeydir, ama sadece dışsal şey üzerinde odaklan-
olarak, Tanrı'nın h u z u r u n u sergdeyerek öğretirsiniz. Siz "dün­
mamayı unutmayın; aksi takdirde, düş kırıklığı ve umutsuz­
yanın ışığı", yani saf bilinç yayını haline gelir ve böylece ıstı­
luk yaşarsınız. İnsan bilincinde çok derin bir değişim olmadan,
rabı neden düzeyinde ortadan kaldırırsınız. Böylece, dünyadaki
dünyanın ıstırabı dipsiz bir kuyudur. Öyleyse şefkatinizin tek-
bidnçsizliği ortadan kaldırırsınız.
yanlı olmasına i z i n vermeyin. B i r başka insamn acısını y a da
yoksunluğunu anlayıp paylaşmanın veya ona yardım etme a r ­
*** zusunun, tüm yaşamın ebedi doğasının ve tüm acmın nihai iflüz-
y o n u n u n daha derin b i r idrakiyle dengelenmesi gerekir. O za­
B u sizin aynı zamanda yaparak -örneğin, zihinle özdeşleşme­ man huzurunuzun yaptığınız her şeye akmasına i z i n verin ve o
n i n nasıl bırakılabileceğini göstererek, insanların kendi İçle­ zaman siz aynı anda neden ve sonuç düzeyinde çalışıyor olur­
rindeki bilinçsiz kalıpları görüp tanımalarına yardımcı olarak sunuz.
vs.- öğretemeyeceğiniz anlamına gelmez. A m a , sizin k i m oldu­ B u ayrıca, eğer siz derin b i r biçimde bilinçsiz insanların
ğunuz, daima, söylediğiniz ve yaptığınız şeyden çok daha y a ­ kendilerini, birbirlerini ve gezegeni yok etmelerini, y a da diğer
şamsal öneme sahip b i r öğreti ve dünyanın daha güçlü b i r dö- canlılara korkunç acılar çektirmeyi sürdürmelerini önlemek
nüştürücüsüdür. Dahası, Var'lığın önceliğini ve üstünlüğünü üzere tasarlanmış b i r hareketi destekliyorsanız da geçerlidir.
görüp tanımak ve böylece neden düzeyinde çalışmak, şefkati- Unutmayın: Siz karanlıkla savaşamayacağmız gibi, bilinçsizlik-

214 215
ŞİMDİ'nin GÜCÜ

le de savaşamazsmız. Eğer bunu yapmaya çalışırsanız, zıt k u ­


tuplar daha da güçlenecek ve kemikleşecektir. Siz kutuplardan
biriyle özdeşleşecek, b i r "düşman" yaratacak ve böylece kendi­
niz bilinçsizliğe çekileceksinizdir. Bilgiyi yayarak farkındalığı
yükseltin, ya da en fazla, pasif direniş yapm. A m a , içinizde hiç­ 10
b i r direniş, hiçbir nefret, hiçbir olumsuzluk taşımadığınızdan
emin olun. "Düşmanlarınızı sevin," demişti İsa, k i bu elbette,
"hiçbir düşmana sahip olmayın," anlamına gelir.
TESLİMİYETİN ANLAMI
Siz bir kez sonuç düzeyinde çalışmaya başladığınızda, ken­
dinizi onun içinde yitirmeniz çok kolaydır. Uyanık ve çok, çok
mevcut kalın. Nedensel düzeyin esas odağınız olarak kalması,
aydınlanma öğretisinin esas amacınız olması ve h u z u r u n sizin Şirndi'nin Kabullenilmesi
dünyaya en değerli armağanınız olması gerekir.
Siz birkaç kez "teslimiyetten " söz ettiniz. Ben bu kavramdan hoş­
lanmıyorum. O bana biraz kaderci bir kavram gibi geliyor. Eğer
biz daima içinde bulunduğumuz durumu kabullenirsek, onu dü­
zeltmek için hiçbir çaba göstermeyiz. Oysa ilerleme bana, hem
kişisel hem de toplumsal yaşamımızda, mevcut sınırlamaları­
mızı kabullenmeyip, onları aşmaya ve daha iyi bir şey yarat­
maya çalışmak gibi görünüyor. Eğer biz böyle yapmamış olsay­
dık, hâlâ mağaralarda yaşıyor olurduk. Siz teslimiyeti içinde
bulunduğumuz durumu değiştirmekle ve bir şeyler yapmakla
nasıl bağdaştırıyorsunuz?

Bazı insanlar için teslimiyet olumsuz çağrışımlar yapabilir; ye-


ndgiyi, vazgeçmeyi, yaşamın zorluklarıyla başa çıkamamayı, uyu­
şuk hale gelmeyi vs. i m a edebilir. A n c a k , gerçek teslimiyet t a ­
mamen farklı b i r şeydir. O içinde bulunduğunuz d u r u m a pasif
bir biçimde k a t l a n m a k ve o konuda hiçbir şey yapmamak anla­
mına gelmez. O plânlar yapmayı y a da olumlu eylemde b u l u n ­
mayı bırakmak anlamına da gelmez.
Teslimiyet, yaşam akışına karşı koymak yerine ona izin
vermeyi içeren basit, ama çok derin b i r bilgeliktir. S i z i n yaşam

216 217
ŞİMDİ'nin GÜCÜ TESLİMİYETİN ANLAMI

akışını deneyimleyebileceğiniz tek yer Şimdi'dir, öyleyse tes­ Burada, ne demek istediğimi tasvir etmek için görsel b i r
lim olmak şimdiki an'ı koşulsuz ve çekincesiz bir biçimde k a ­ benzetme yapacağım. Diyelim k i geceleyin b i r yolda, yoğun b i r
bul etmektir. O, olana içsel olarak direnmeyi bırakmaktır. İçsel sis tarafından kuşatılmış b i r halde yürüyorsunuz. A m a , eli­
direnme, olana zihinsel yargılama ve duygusal olumsuzluk yo­ nizde sisi yarıp Önünüzü dar b i r aralıktan berrak b i r biçimde
luyla "hayır" demektir. O, özellikle işler "ters gittiğinde," y a n i görmenizi sağlayan b i r el feneri var. Sis sizin geçmişi ve gele­
z i h n i n i z i n talepleri y a da katı beklentileri ile olan arasında b i r ceği içeren yaşam-durumunuzdur; el feneri bilinçli mevcudiye-
uçurum ortaya çıktığında güçlü ve bariz hale gelir. B u acı uçu­ tinizdir; Önünüzdeki berrak yer ise Şimdi'dir.
rumudur. Eğer yeterince uzun yaşamışsanız, işlerin oldukça sık Teslim-olmama ise psikolojik formunuzu, ego'nun k a b u ­
bir biçimde "ters gittiğini" de bdirsiniz. Eğer yaşamımzdaki acı ğunu katılaştırıp sertleştirir ve böylece güçlü b i r ayrılık duy­
ve ıstırabı ortadan kaldırmak İstiyorsanız, t a m da o zamanlar­ gusu yaratır. B u d u r u m d a çevrenizdeki dünya ve özellikle i n ­
da teslimiyeti uygulamanız gerekir. Olanı kabullenme sizi he­ sanlar tehdit edici olarak algılanır. Ve bu durumda, bilinçsiz
men zihinle özdeşleşmekten kurtarır ve böylece sizi Var'lığa ye­ b i r biçimde, diğerlerini yargdayarak y o k etme dürtüsü ve on­
niden bağlar. Direnç z i h n i n ta kendisidir. larla rekabet etme, onlara hükmetme ihtiyacı ortaya çıkar. B u
Teslimiyet tamamen içsel b i r fenomendir. B u sizin dışsal d u r u m d a doğa bile sizin düşmanınız haline gelir ve algıları­
düzeyde eyleme geçip d u r u m u değiştiremeyeceğiniz anlamına nızı, yorumlarınızı k o r k u yönetir. Paranoya denen zihinsel has­
gelmez. Aslında, teslim olduğunuzda k a b u l etmeniz gereken talık bu normal, ama bozuk-işlevli bilinç halinin sadece biraz
şey genel durum değil, Şimdi denen küçük parçadır. daha ağır b i r biçimidir.
Örneğin, eğer siz b i r yerlerde çamura saplanrmşsanız, " T a - Sadece psikolojik formunuz değil, fiziksel formunuz, bede­
m a n , çamura saplanmaya sabırla katlanacağım," demezsiniz. n i n i z de direnme sonucunda katılaşır ve sertleşir. Bedenin fark­
K a t l a n m a k , razı olmak teslimiyet değildir. S i z i n arzu eddmez lı bölümlerinde gerilim ortaya çıkar ve beden b i r bütün olarak
ya da tatsız b i r yaşam-durumunu kabullenmeniz gerekmez. Y a kasılır. B u d u r u m d a bedenin sağlıklı işlev görmesi için gerekli
da kendinizi aldatıp çamura saplanmakta yanlış bir şey olmadı­ olan yaşam enerjisinin özgürce akışı büyük ölçüde kısıtlanır.
ğını söylemeniz de gerekmez. Hayır. Siz ondan neyi elde et­ Masaj ve bazı fiziksel terapiler bu akışın düzelmesine yardımcı
mek istediğinizi t a m olarak görüp anlarsınız. Sonra dikkatini­ olabilir, ama siz günlük yaşamınızda teslimiyeti uygulamadık­
zi, onu zihinsel olarak hiç etiketlemeden, şimdiki an'a daraltır­ ça, neden -yani, direnç kalıbı- ortadan kalkmadığından, bu tür
sınız. B u Şimdi'yi hiç yargılamamak anlamına gelir. Dolayısıy­ terapiler sizi ancak geçici olarak rahatlatırlar.
la, hiçbir direnç, hiçbir duygusal olumsuzluk yoktur. Siz bu anın Sizin içinizde, yaşam-durumunuzu oluşturan geçici koşul­
"oluşunu" kabul edersiniz. Sonra eyleme geçer ve o çamurdan lardan etkilenmeden k a l a n b i r şey vardır ve ona ancak teslimi­
çıkmak için elinizden gelen her şeyi yaparsınız. B e n böyle b i r yet yoluyla ulaşabilirsiniz. B u sizin yaşamınızdır, şimdinin za­
eyleme olumlu eylem diyorum. O öfke, umutsuzluk ya da düş kı­
man'sız-sonsuz âleminde bulunan Var'hğımzdır. B u yaşamı bul­
rıklığından kaynaklanan olumsuz eylemden çok daha etkilidir.
mak, İsa'nın deyişiyle, "gereken tek şeydir."
Böylece, arzu edilen sonucu elde edene dek, Şimdi'yi etiketle­
mekten kaçınarak teslimiyeti uygulamayı sürdürürsünüz.

218 219
ŞİMDİ'nin GUCU TESLİMİYETİN ANLAMI

Eğer yaşam-durumunuzu doyum-vermez, hatta katlanılmaz bu­ yapar, tek b i r şey üzerinde odaklanırsınız. Doğadan öğrenin:
luyorsanız, ancak önce teslim olarak bu d u r u m u sürdüren b i ­ H e r şeyin hiçbir doyumsuzluk y a da mutsuzluk olmadan nasıl
linçsiz direnme kalıbını kırabilirsiniz. başarıldığım, yaşam mucizesinin nasıl geliştiğini görün. İşte b u
Teslimiyet eyleme geçmekle, değişimi başlatmakla y a da yüzden İsa demiştir k i : "Zambaklara, onların nasıl geliştikleri­
hedeflere ulaşmakla mükemmel bir biçimde bağdaşır. A m a , tes­ ne bakın; onlar ne çırpınıp didinir, ne de fird fırd dönerler."
limiyet hali İçindeyken sizin yaptığınız şeye tamamen farklı bir Eğer genel durumunuz doyum vermez y a da tatsızsa, bu
enerji, farklı b i r nitelik akar. Teslimiyet sizi Var'lığın kaynak- an'ı ayırın ve olana teslim olun. O sisi yarıp geçen el feneridir.
enerjisine yeniden bağlar ve eğer yapışınız Var'lıkla doluysa, o Bilinç haliniz o zaman dış koşullar tarafından kontrol edile­
yaşam enerjisinin sevinçli bir kutlaması haline gelir ve sizi Şim­ mez olur. Siz artık tepkiden ve dirençten yola çıkmazsınız.
di'ye daha derin bir biçimde sokar. Direnmeme yoluyla, b i l i n ­ Sonra d u r u m u n özelliklerine bakın. Kendinize, " B u d u r u ­
c i n i z i n niteliği ve dolayısıyla, yaptığınız y a da yarattığınız şe­ m u değiştirmek, onu düzeltmek, y a da ondan uzaklaşmak için
y i n niteliği ölçüsüz b i r biçimde artar. V e ortaya çıkan sonuç­ yapabileceğim bir şey var mı?" diye sorun. Eğer varsa, uygun ey­
lar b u niteliği yansıtırlar. B i z buna "teslim olmuş eylem" diye­ lemde b u l u n u n . Gelecekte b i r zamanda yapmanız gereken y a
biliriz. O bizim binlerce yıldır bildiğimiz şekliyle çalışma değil­ da yapabileceğiniz yüz şey üzerinde değil, şu anda yapabilece­
dir. Giderek daha çok insan uyandıkça, çalışma sözcüğü de söz­ ğiniz tek bir şey üzerinde odaklanın. B u sizin hiçbir plân yapma­
lüğümüzden kalkacak ve belki onun yerini alacak yeni bir söz­ manız gerektiği anlamına gelmez. Plânlama şu anda yapabile­
cük yaratılacaktır. ceğiniz tek şey de olabilir. A m a , b u sırada "zihinsel filmler" oy­
N e tür b i r gelecek deneyimleyeceğinizi belirleyecek olan natmaya başlamadığı m zdan, k e n d i n i z i geleceğe projekte etme­
asıl şey bilincinizin b u andaki niteliğidir, böylece teslim olmak diğinizden, böylece Şimdi'yi yitirmediğinizden emin olun. Giriş­
olumlu bir değişim yaratmak için yapabileceğiniz en önemli şey­ tiğiniz herhangi b i r eylem hemen meyve vermeyebilir. O mey­
dir. Giriştiğiniz her eylem ikincil bir öneme sahiptir. Teslim o l ­ ve verene dek olana direnmeyin. Eğer girişebileceğiniz b i r ey­
mamış bilinç halinden hiçbir gerçekten olumlu eylem kaynak­ lem yoksa ve k e n d i n i z i o d u r u m d a n uzaklaştıramıyorsanız, o
lananı az. zaman o d u r u m u teslimiyete daha d e r i n b i r biçimde girmenizi,
Şimdi'ye daha derin b i r biçimde, Var'lığa daha derin b i r biçim­
de girmenizi sağlaması için kullanın. Siz şimdinin b u zaman'sız
Eğer ben tatsız ya da doyum vermeyen bir durum içindeysem
-sonsuz boyutuna girdiğinizde, değişim çoğu kez garip biçim­
ve içinde bulunduğum an'ı tamamen kabullendiğimde, ortada
lerde, sizin çok şey yapmanıza gerek kalmadan meydana gelir.
hiçbir ıstırabın ya da mutsuzluğun kalmayacağını görebiliyorum.
Yaşam yardımcı ve işbirlikçi hale gelir. Eğer korku, suçluluk duy­
Ben onun üzerine yükselmiş olacağım. Ama hâlâ, eğer belli bir
gusu y a da atalet gibi içsel etkenler eyleme geçmenizi önlemiş­
ölçüde doyumsuzluk yoksa, eyleme geçip değişim yaratma güdü­
se, onlar da bilinçli mevcudiyetinizin ışığında eriyip kaybola­
sünün ya da enerjisinin nereden geleceğini anlayamıyorum.
caktır.

O teslimiyet hali içinde, yapılması gereken şeyi çok berrak b i r Teslimiyeti, "Artık hiçbir şey b e n i m canımı sıkamaz," y a
biçimde görürsünüz ve eyleme geçer, her seferinde tek b i r şey da "Artık hiçbir şey u m u r u m d a değil," t u t u m u y l a da karıştır-

220 221
ŞİMDİ'nin GÜCÜ TESLİMİYETİN ANLAMI

mayın. Eğer ona yakından bakarsanız, böyle b i r t u t u m u n gizli sunuz, ama gerçek şu k i siz onlarla özdeşleşmiş ve zorlayıcı bir
içerleme şeklinde b i r olumsuzluk içerdiğini de görürsünüz, böy­ düşünmeyle bu süreci canlı tutmaktasınızdır. Tüm bunlar b i ­
lece o kesinlikle teslimiyet değil, maskeli dirençtir. Teslim olur­ linçsizdir. Eğer siz bilinçli olsaydınız, y a n i tümüyle Şimdi'de
ken, içinizde herhangi b i r içerleme kalıntısı kalıp kalmadığını mevcut bulunsaydmız, tüm olumsuzluk neredeyse anında yok
görmek için dikkatinizi içinize yöneltin. B u n u yaparken çok uya­ olurdu. O sizin mevcudiyetinizde, sizin huzurunuzda varlığını
nık olun; aksi takdirde, b i r direnç kalıntısı karanlık b i r köşe­ sürdüremez. O ancak siz yokken var olabdir. Acı-bedeni bile s i ­
de b i r düşünce y a da kabul edilmemiş bir duygu olarak saklan­ zin h u z u r u n u z d a u z u n süre varlığını sürdüremez. Siz ona z a ­
mayı sürdürebilir. m a n vererek mutsuzluğunuzu canlı tutarsınız. O n u n yaşam kay­
nağı budur. Zamanı yoğun şimdiki-an farkındalığıyla uzaklaş­
tırdığınızda, m u t s u z l u k da ölür. A m a , siz onun Ölmesini i s t i ­
Zihin Enerjisinden Spiritüel Enerjiye yor musunuz? B u mutsuzluk gerçekten canınıza yetti mi? P e ­
k i , siz onsuz k i m olacaksınız?
Direnmeyi bırakmak söylendiği kadar kolay bir şey değil. Hâlâ Siz teslimiyeti uygulayana dek, spiritüel boyut sizin hak­
onu nasıl bırakacağımı berrak bir biçimde göremiyorum. Eğer kında b i r şeyler okuduğunuz, düşündüğünüz, konuştuğunuz,
siz, "teslim olarak bırakabilirsin" derseniz, ben yine "Nasıl?" di­ heyecan duyduğunuz, kitaplar yazdığınız, inandığınız y a da
ye sorarım. inanmadığınız b i r şey olarak kalır. O n a inanıp inanmamanız
hiç fark etmez. S i z teslim olana dek, o s i z i n yaşamınızda canlı
İşe, direncin olduğunu k a b u l ve tasdik ederek başlayın. Direnç b i r realite olmaz. S i z teslim olduğunuzda, yaydığınız ve yaşa­
ortaya çıktığında, siz de orada olun. Z i h n i n i z i n onu nasd y a ­ mınızı yöneten enerji hâlâ dünyayı yöneten z i h i n enerjisinden
rattığını, durumu, sizi y a da diğerlerini nasd etiketlediğini göz­ -uygarlığımızın mevcut toplumsal, siyasi ve ekonomik yapda-
lemleyin. D u r u m u n içerdiği düşünce sürecine bakın. Duygunun rını yaratmış olan ve varlığını eğitim sistemlerimiz ve medya
enerjisini hissedin. Dirence tanık olarak, onun hiçbir amaca kanalıyla sürdüren enerjiden- çok daha yüksek bir titreşim fre­
hizmet etmediğini göreceksiniz. Tüm dikkatinizi Şimdi üzerin­ kansına sahiptir. Spiritüel enerji teslimiyet yoluyla bu dünya­
de odaklayarak, bilinçsiz direnci bilinçli hale getirirsiniz ve b u y a girer. O s i z i n için, diğer insanlar için, y a da gezegendeki d i ­
onun sonu olur. S i z hem bilinçli hem de mutsuz, hem bilinçli ğer yaşam formları için hiçbir ıstırap yaratmaz. Z i h i n enerji­
hem de olumsuzluk içinde olamazsınız. H e r ne şekilde olursa sinden farklı b i r biçimde, o yeryüzünü kirletmez ve o her şe­
olsun, olumsuzluk, mutsuzluk, y a da ıstırap direncin bulundu­ y i n ancak zıddıyla b i r l i k t e var olabileceğini, kötü olmadan i y i ­
ğunu gösterir ve direnç daima bilinçsizdir. n i n de olamayacağını bildiren k u t u p l a r yasasına tâbi değildir.
Z i h i n enerjisi tarafından yönetilenler, k i hâlâ Dünya nüfusu­
n u n büyük çoğunluğu öyledir, spiritüel enerjinin varlığının far­
Ama, ben mutsuz hislerimin de bilincinde olabilirim.
kında değildirler. O farklı b i r realite düzenine aittir ve -yeter­
l i sayıda insan teslimiyet haline girip böylece olumsuzluktan
Siz mutsuzluğu seçer miydiniz? Eğer siz seçmediyseniz, o n a ­
tümüyle kurtulduğunda- farklı b i r dünya yaratacaktır. Eğer
sıl ortaya çıktı? O n u n amacı nedir? O n u k i m canlı t u t m a k t a ­
dır? S i z mutsuz nişlerinizin bilincinde olduğunuzu söylüyor-

222 223
ŞİMDİ'nin G Ü C Ü TESLİMİYETİN ANLAMI

Dünya varlığını sürdürecekse, onun üzerinde yaşayanların ener­ duğu neyin olmadığı berrak idrakinden gelsin. Bırakın, bu tep-
j i s i bu olacaktır. kisel-olmayan b i r "hayır," yüksek-nitelikli bir "hayır," tüm olum­
İsa, Dağdaki V a a z ' m d a şu ünlü kehanette bulunurken bu s u z l u k t a n arınmış ve böylece daha fazla ıstırap yaratmayan
enerjiden söz ediyordu: " H a l i m (yumuşak huylu, şefkatli) olan­ b i r "hayır" olsun.
lara ne m u t l u ; dünya onlara miras kalacaktır." B u z i h n i n b i ­
linçsiz kalıplarını ortadan kaldıran sessiz fakat yoğun b i r mev­ Ben işyerimde tatsız bir durum içindeyim. Bu duruma teslim
cudiyettir. B u kalıplar b i r süre daha aktif kalabilirler, a m a ar­ olmaya çalıştım, ama bunun olanaksız olduğunu gördüm. Bir
tık yaşamınızı yönetemezler. Daha önce direnden dış koşullar hayli direnç ortaya çıkmayı sürdürüyor.
da teslimiyet yoluyla değişme y a da ortadan kalkma eğilimi gös­
terirler. O, durumların ve insanların güçlü bir değiştirici-dönüş- Eğer teslim olamıyorsamz, hemen eyleme geçin: D u r u m u de­
türücüsüdür. Eğer koşullar hemen değişmezse, Şimdi'yi kabul­ ğiştirmek için açıkça konuşun y a da b i r şeyler yapın veya o d u ­
lenmeniz sizin onlann üzerine yükselmenizi mürııkün kdar. H e r rumdan uzaklaşm. Yaşamınızın sorumluluğunu üstlenin. Güze­
i k i halde de siz Özgür olursunuz. l i m , parlak iç Var'lığmızı ve Dünya'yı olumsuzlukla kirletme­
y i n . Mutsuzluğa içinizde hiçbir biçimde yer vermeyin.
Eğer herhangi bir eylemde bulunamıyorsanız, örneğin eğer
Kişisel İlişkilerde Teslimiyet hapisteyseniz, o zaman geriye i k i seçim kalmıştır: direnme y a
da teslim olma. Dış koşullara esaret y a da onlardan içsel ola­
Peki, beni kullanmak, kurnazca yönlendirmek ya da kontrol et­ r a k özgürleşme. Istırap y a da iç h u z u r u .
mek isteyen insanlarla ilgili olarak ne yapmalıyım? Onlara da
teslim mi olacağım? Dirençsizliğin yaşamımızın dışsal gidişatında da uygulanma­
sı gerekir mi, örneğin şiddete direnmemek gibi, yoksa bu sade­
O n l a r Var'lıktan koptukları için, bilinçsiz b i r biçimde, sizden ce içsel yaşamımızı ilgilendiren bir şey midir?
enerji ve güç almaya çalışırlar. Ancak bilinçsiz bir insanın baş­
kalarını kullanmaya y a da kurnazca yönlendirmeye çalışacağı Sizin sadece içsel veçheyle ilgilenmeniz gerekir. B u en önce ge­
doğrudur, ama ancak bilinçsiz bir insanın kullanılabileceği ve l i r . Kuşkusuz, bu a y m zamanda dış yaşamınızın, ilişkilerinizin
kurnazca yönlendirilebileceği de eşit ölçüde doğrudur. Eğer baş- vs. gidişatını da dönüşüme uğratacaktır.
k a l a n n d a k i bilinçsiz davranışa direnir y a da onunla savaşır­ İlişkileriniz teslimiyetle çok derin b i r biçimde değişir. Eğer
sanız, siz kendiniz bilinçsiz hale gelirsiniz. A m a , teslimiyet s i ­
siz olanı asla k a b u l edemiyorsanız, b u insanları da o l d u k l a n
zin bilinçsiz insanlar tarafından kullanılmanıza i z i n vermeniz
gibi k a b u l edemeyeceğiniz anlamına gelir. Siz i n s a n l a n yargı­
anlamına gelmez. A s l a . B i r insana kararlı ve açık b i r biçimde
layacak, eleştirecek, etiketleyecek, reddedecek y a da onları de­
"hayır" demek y a da b i r durumdan uzaklaşmak ve bu sırada iç­
ğiştirmeye çalışacaksınızdır. Dahası, eğer siz sürekli olarak Şim­
sel olarak t a m b i r dirençsizlik hali içinde bulunmak mümkün­
d i ' y i geleceğe götüren bir vasıtaya dönüştürüyorsamz, karşılaş­
dür. Siz b i r insana y a da b i r d u r u m a "hayır" derken, bırakın
tığınız y a da İlişkide olduğunuz her inşam da hedefinize götü-
b u tepkiden değil, içgörüden, sizin için o anda neyin doğru ol-

224 225
ŞİMDİ'nin G Ü C Ü TESLİMİYETİN ANLAMI

ren b i r vasıtaya donüştüreceksinizdir. İlişkiniz, y a n i , o insan o lemleyin. Zihinsel pozisyonlarla özdeşleşme ortadan kalktığında,
zaman sizin İçin y a ikincil derecede önemli olacak ya da hiç önem gerçek iletişim başlar.
taşımayacaktır. Sizin için birinci derecede önemli olan şey o iliş­
kiden elde edebileceğiniz şeydir, k i bu maddi kazanç, güç duy­ Peki, şiddet, saldırı ve benzeri şeyler karşısında direnmeme ko­
gusu, fiziksel haz y a da ego'nun bir biçimde doyumu olabilir. nusunda ne diyeceksiniz?
Size teslimiyetin ilişkilerde nasıl işe yarayabileceğini tas­
v i r edeyim. Sİz partnerinizle ya da b i r yakınınızla b i r tartış­ Direnmeme ille de hiçbir şey yapmama anlamına gelmez. O
maya veya bir çatışma d u r u m u n a girdiğinizde, işe pozisyonu­ sadece herhangi b i r "yapmanın" tepkisel-olmayan hale gelme­
n u z a saldırıldığmda ne kadar savunmacı hale geldiğinizi göz­ si demektir. Doğu'nun dövüş sanatlarının altında y a t a n derin
lemleyerek, ya da diğer insanın pozisyonuna saldırırken kendi bdgeliği hatırlayın: Rakibinizin kuwetine direnmeyin. O n u yen­
saldırganlığınızın gücünü hissederek başlayın. K e n d i görüşle­ menize i z i n verin.
rinize ve kanılarınıza bağlılığınızı gözlemleyin. Haklı olma ve
B u n u söylemişken, siz yoğun b i r mevcudiyet hali içindey­
diğer inşam haksız çıkarma ihtiyacınızın ardındaki zihinsel-duy-
ken "hiçbir şey y a p m a m a k " durumların ve insanların çok güç­
gusal enerjiyi hissedin. B u egosal zihnin enerjisidir. S i z onu,
lü bir değiştirici-dönüştürücüsü ve şifalandırıcısıdır. Taoculuk'
kabul ve tasdik ederek, mümkün olduğunca çok hissederek b i ­
ta, wu wei denen bir t e r i m vardır, k i bu "eylemsiz faaliyet" y a
linçli hale getirirsiniz. S o n r a b i r gün, bir tartışmanın ortasın­
da "hiçbir şey yapmadan sessizce o t u r m a k " şeklinde çevrilebi­
da, birden b i r seçime sahip olduğunuzu idrak edebilir ve sırf
lir. K a d i m Çin'de, b u en yüksek başarı y a da erdemlerden b i r i
ne olacağını görmek için kendi t e p k i n i z i bırakmaya karar ve­
olarak kabul edilirdi. O, sıradan bilinç halindeki, daha doğru­
rebilirsiniz. Teslim olursunuz. B e n tepkiyi bırakmak derken,
yüzünüzde, " B e n tüm b u çocuksu bilinçsizliğin üzerindeyim," su, k o r k u , atalet y a da kararsızlıktan kaynaklanan bilinçsizlik
diyen b i r ifadeyle sadece sözel olarak, " T a m a n , sen haklısın," halindeki eylemsizlikten son derece farklıdır. Gerçek "hiçbir şey
demeyi kastetmiyorum. B u sadece, direnci -hâlâ egosal z i h n i n yapmama," içsel olarak direnmemeyi ve yoğun uyanıkhğı-tetik-
yönettiği ve üstünlüğünü iddia ettiği- bir başka düzeye çıkar­ liği i m a eder.
maktır. B e n içinizdeki, güç için savaşan tüm zihinsel-duygusa! Öte yandan, eğer eylem gerekiyorsa, siz artık koşullu z i h ­
enerji alanım bırakmaktan söz ediyorum. ninizle tepki göstermez, d u r u m a bilinçli mevcudiyetinizle k a r -
şdık verirsiniz. O hal içinde, z i h n i n i z şiddet-uygulamama kav­
Ego kurnazdır, b u yüzden siz zihinsel b i r pozisyonla öz­ ramı da dahil olmak üzere, tüm kavramlardan arınmıştır. Öy­
deşleşmeyi gerçekten bırakıp bırakmadığınızı, böylece zihniniz­ leyse s i z i n ne yapacağınızı k i m t a h m i n edebilir ki?
den özgürleşip özgürleşmediğinizi anlamak için çok uyanık, çok Ego, gücünüzün direncinizde yattığına inanır, oysa gerçek­
mevcut ve kendinize karşı çok dürüst olmak zorundasınız. Eğer te direnmek sizi V a r ' h k t a n , tek gerçek güç yerinden koparır.
kendinizi birden çok hafif, berrak ve derin b i r biçimde h u z u r ­ D i r e n m e k zayıflıktır ve güç kılığına bürünmüş korkudur. E g o '
l u hissederseniz, bu s i z i n gerçekten teslim olduğunuzu göste­ n u n zayıflık olarak gördüğü şey sizin tüm saflığı, masumiyeti
r e n açık b i r işarettir. Sonra, siz artık onu direnerek güçlendir-
ve gücü içindeki Var'hğınızdır. O n u n güç olarak gördüğü şey
mezken, diğer i n s a m n zihinsel pozisyonuna ne olduğunu göz-
zayıflıktır. Böylece ego sürekli b i r direnme-hali içinde b u l u n u r

226 227
ŞİMDİ'nin GÜCÜ TESLİMİYETİN ANLAMI
ve -gerçekte gücünüz olan- "zayıflığınızı" örtmek için sahte rol­
geçici b i r dengesizlikten görünüşte somut bir gerçeklik y a r a ­
ler oynar. tır. O ona sadece gerçeklik ve somutluk vermekle kalmaz, a m a
Teslimiyet olana dek, bilinçsizce rol-oynama insan ilişki zamanda -daha önce sahip olmadığı- b i r süreklilik de verir. B u
ve etkileşiminin büyük b i r bölümünü oluşturur. Teslimiyette, anda odaklanarak ve onu zihinsel olarak etiketlemekten kaçı­
siz artık ego savunmalarına ve sahte maskelere ihtiyaç duymaz­ narak, hastalık bu etkenlerin (fiziksel acı, zayıflık, rahatsızlık
sınız. Çok sade, çok gerçek hale gelirsiniz. " B u tehlikeli," der y a da yetersizlik) birine indirgenir. Siz buna, şimdi'ye teslim
ego. " S e n incineceksin. İncinmeye açık hale geleceksin." E g o ' olursunuz. Siz "hastalık" fikrine teslim olmazsınız. Istırabın
n u n bilmediği, elbette, sizin ancak direnmeyi bırakarak, " i n c i n ­ sizi şimdiki an'a, yoğun b i r bilinçli mevcudiyet haline girmeye
meye açık" hale gelerek, gerçek ve asli incinmezliğinizi keşfe­ zorlamasına i z i n verin. O n u aydınlanmak için kullanın.
debileceği n izdir. Teslimiyet, olanı, en azından direkt olarak, dönüşüme uğ­
ratmaz. Teslimiyet sizi dönüşüme uğratır. Siz dönüşüme uğ­
Hastalığı Aydınlanmaya Dönüştürmek radığınızda, bütün dünyanız da dönüşüme uğrar, çünkü dün­
y a sadece b i r yansımadır. B i z bundan daha önce söz etmiştik.
Eğer bir insan ağır hastaysa ve durumunu tamamen kabulle­ Eğer siz aynaya bakıp gördüğünüz şeyden hoşlanmamış-
nip hastalığa teslim olursa, iyileşme isteğinden ve iradesinden sanız, aynadaki görüntüye saldırmak için deli olmanız gerekir.
vazgeçmiş olmaz mı? Bu durumda artık o hastalığıyla savaş­ Siz b i r kabudenmeme halindeyken yaptığınız şey t a m olarak
ma azmi duymaz, öyle değil mi? budur. Ve, kuşkusuz, eğer siz aynadaki görüntüye saldırırsa-
m z , o da size saldıracaktır. Eğer siz, o her ne olursa olsun, o
görüntüyü kabul ederseniz, eğer ona dostça davranırsanız, o
Teslimiyet, olanı, hiçbir çekince olmadan içsel olarak kabullen­
da size dostça davranacaktır, o b u n u n tersini yapamaz. İşte, siz
mektir. B i z sizin yaşamınızdan -bu andan- söz ediyoruz, yaşa­
dünyayı böyle değiştirirsiniz.
mınızın koşullarından y a da durumundan, yaşam-durumunuz-
dan değil. B i z b u n u n hakkında zaten konuşmuştuk. Hastalık sorun değddir. Egosal z i h i n sizi yönettiği süre­
Hastalık konusunda da aynı şey geçerlidir. Hastalık sizin ce, sorun sizsiniz. S i z hasta y a da sakat olduğunuzda, b i r b i ­
yaşam-durumunuzun b i r parçasıdır. Böylece, o bir geçmişe ve çimde başarısızlığa uğradığınızı düşünmeyin, suçluluk duyma­
b i r geleceğe sahiptir. Şirndi'nin özgürleştirici gücü bilinçli mev­ yın. Yaşamı size adaletsiz davranmakla suçlamayın, a m a k e n ­
dinizi de suçlamayın. Tüm bunlar direnmektir. Eğer siz büyük
cudiyetiniz yoluyla aktive edilmedikçe, geçmiş ve gelecek ke­
b i r hastalığa yakalanmışsanız, onu aydınlanmak için kullanın.
sintisiz b i r sürekliliği oluşturur. Bildiğiniz gibi, zamanda b u l u ­
Yaşamınızda v u k u bulan her "kötü" şeyi aydınlanmak için k u l ­
nan yaşam-durumunuzu oluşturan çeşitli koşulların altında
lanın. Hastalıktan zamanı geri çekin. O n a bir geçmiş y a da ge­
daha derin, daha asli b i r şey vardır: Yaşamınız, zaman'sız-son­
lecek vermeyin. O n u n sizi yoğun b i r şimdiki-an farkındahğına
suz Şimdi'deki Var'lığınız.
girmeye zorlamasına i z i n verin ve sonra neler olacağını görün.
Şimdi'de hiçbir sorun bulunmadığı gibi, hiçbir hastalık da
yoktur. B i r i n i n sizin durumunuza yapıştırdığı bir etikete i n a n ­ B i r simyacı haline gelin. A d i metali altına, ıstırabı b i l i n ­
mak, o d u r u m u (hastalığı) yerinde tutar, onu güçlendirir ve ce, hastalığı aydınlanmaya dönüştürün.

228
229
ŞİMDİ'nin GUCU TESLİMİYETİN ANLAMI

Siz ağır hasta mısınız ve şimdi söylediğim şey sizi öfkelen­ cek bde yoktur. Bnvlece, onlar kabullenilemez olanı tamamen
diriyor mu? Eğer öyleyse b u , hastalığın benlik duygunuzun b i r kabullenmeye zorlanmışlardır. Onlar teslimiyete zorlanmışlar­
parçası haline geldiğinin ve sizin şimdi -hastalığı olduğu gibi- dır. B u yolla, kurtuluşun eşlik ettiği inayet haline girebilmiş­
kimliğinizi de korumakta olduğunuzun açık bir işaretidir. " H a s ­ lerdir: b u geçmişten tümüyle kurtulmaktır. Kuşkusuz, inayet
talık" denen durumun sizin gerçek kimliğinizle hiçbir dgisi yok­ ve kurtuluş mucizesine yer açan şey gerçekte o sınır-durum de­
tur. ğil, teslim olmaktır.
Öyleyse başınıza b i r felaket geldiğinde y a da bir şey ciddi
b i r biçimde "kötüye" gittiğinde - k i b u b i r hastalık, sakatlık,
Başınıza Bir Felaket Geldiğinde evinizi, servetinizi y a da toplumsal kimliğinizi yitirmek, yakın
b i r ilişkinin bozulması, sevdiğiniz i n s a m n ölümü y a da ıstırap
Nüfusun hâlâ bilinçsiz olan büyük çoğunluğu için, ancak k r i ­ çekmesi veya sizin ölümünüzün yaklaşması olabilir- onun b i r
tik b i r sınır-durum ego'nun sert kabuğunu kırıp onları teslim başka yanı da olduğunu, muhteşem bir şeyden sadece b i r adım
olmaya ve böylece uyanmaya zorlama potansiyeline sahiptir. uzakta bulunduğunuzu b d i n : b u acı ve ıstırap adi metalinin
B i r sınır-durum ancak, dünyanız -bir felaket, şiddetli bir kar­ simyasal b i r biçimde altına dönüşmesidir. O aradaki tek adı­
gaşa, derin bir kayıp y a da ıstırap sonucunda- paramparça olup m a teslimiyet denir.
artık b i r anlam ifade etmediğinde ortaya çıkar. O -bu ister f i ­
Sizin böyle b i r durumda m u t l u olacağınızı söylemeye çalış­
ziksel, ister psikolojik olsun- ölümle karşdaşmaktır. B u durum­
mıyorum. M u t l u olmazsınız. A m a , k o r k u ve acı, çok derin b i r
da, b u dünyamn yaratıcısı olan egosal zihin çöker. E s k i dünya­
yerden, Tezahür-Etmemiş-Olan'dan gelen bir iç huzuru ve din­
nın küllerinden, o zaman yeni b i r dünya meydana gelebilir.
ginliğe dönüşmüş olacaktır. O, "Tanrı'nın, tüm anlayışı aşan
Kuşkusuz, bir sırur-durumun bde bunu yapacağının bir ga­ h u z u r u d u r . " B u n u n l a kıyaslandığında, m u t l u l u k gerçekten sığ
rantisi yoktur, ama potansiyel daima vardır. Bazı insanlar ola­ bir şeydir. B u parlak huzurla birlikte sizin yok edilemez, Ölüm­
na böyle b i r durumda daha da şiddetli b i r biçimde direnirler süz olduğunuz idrak' gelir; b u zihin düzeyinde değil, Varlığı­
ve böylece o cehenneme b i r düşüş haline gelir. Bazıları ise nızın derinliklerinde ortaya çıkan bir idraktir. B u bir inanç de­
böyle b i r durumda ancak kısmen teslim olabilirler, ama b u b i ­ ğildir. O i k i n c i l b i r kaynaktan gelecek hiçbir dışsal kanıta i h t i ­
le onlara daha önce sahip olmadıkları bir derinlik ve dinginlik yaç duymadan, m u t l a k şekilde emin olmaktır.
verecektir. B u durumda ego kabuğunun bazı bölümleri kırılır,
ve b u z i h n i n ötesinde b u l u n a n parlaklık ve h u z u r u n küçük Öl­
çülerde içeri girmesini sağlar. Istırabı Huzura Dönüştürmek
Sımr-durumlar birçok mucize üretmiştir. İdam edilmeyi
beklerken, yaşamının son birkaç saatinde ego'suz hali ve ona Kadim Yunanistan'da, oğlunun bir kazada Öldüğünü öğrenin­
eşlik eden derin sevinç ve h u z u r u deneyimleyen katiller olmuş­ ce, "Onun ölümsüz olmadığını biliyordum," diyen stoik bir filo­
tur. Onların içinde bulundukları duruma içsel dirençleri çok yo­ zof hakkında bir yazı okumuştum. Bu teslimiyet midir? Eğer
ğunlaşıp dayanılmaz b i r ıstırap yaratmıştır ve onların b u d u ­ öyleyse, ben onu istemiyorum. Teslimiyetin gayri-doğal ue gay-
r u m d a n kaçabilecekleri b i r yer, zihnin-projekte-ettiği bir gele- ri-insani göründüğü bazı durumlar vardır.

230 231
ŞİMDİ'nin G Ü C Ü TESLİMİYETİN ANLAMI

Hislerinizden kopmuş olmak, duygusuzluk teslimiyet değildir, Ben bir insanın ıstıraba nasıl teslim olabileceğini anlamıyo­
A m a , babanın bu sözleri söylediği sıradaki içsel halini bilmiyo­ rum. Sizin de işaret ettiğiniz gibi, ıstırap teslim-olmamaktır.
ruz. B e l l i uç noktada durumlarda, sizin için Şimdi'yi kabullen­ Siz teslim-olmayışa nasıl teslim olabilirsiniz ki?
mek hâlâ olanaksız olabilir. A m a , daima teslimiyet konusunda
i k i n c i b i r şans elde edersiniz. B i r an için teslimiyeti unutun. Siz derin b i r acı içindeyken, tes­
S i z i n birinci şansınız, her b i r an o anın realitesine teslim limiyet hakkında söylenen tüm sözler size zaten, büyük olası­
olmaktır. Siz, olanın olmamış kılınamayacağım, onun zaten ol­ lıkla, boş ve anlamsız gelecektir. Sizin acınız derin olduğunda,
duğunu bilerek, olana evet der, ya da olmayanı kabul edersi­ büyük olasılıkla, ona teslim olmak yerine ondan kaçmak için
niz. S o n r a yapmanız gereken şeyi, d u r u m her neyi gerektiri­ güçlü bir dürtü duyacaksınızdır. Siz hissettiğiniz şeyi hissetmek
yorsa onu yaparsınız. Eğer bu kabullenme hali içinde kalırsa­ istemeyeceksinizdir. B u n d a n daha normal b i r şey ne olabilir?
nız, daha fazla olumsuzluk, daha fazla ıstırap, daha fazla mut­ A m a , ondan hiçbir kaçış, hiçbir çıkış yolu yoktur. Çalışma, içki
suzluk yaratmazsınız. S i z o zaman b i r dirençsizlik, mücadele­ içme, uyuşturucu kudanma, öfkelenme, projeksiyon-yapma, bas­
den u z a k bir inayet ve hafiflik hali içinde yaşarsınız. tırma vs. gibi birçok uydurma kaçış yolu vardır, ama onlar sizi
acıdan kurtaramazlar. Siz onu bilinçsiz kıldığınızda ıstırabın
Siz bunu yapamadığınızda, bu şansı kaçırdığınızda - k i b u
şiddeti azalmaz. Siz duygusal acıyı yadsıdığınızda, yaptığınız ve
alışkanlık haline gelmiş bilinçsiz direnme kalıbının ortaya çık­
düşündüğünüz her şey ve ilişkileriniz onun tarafından k i r l e t i ­
masını önleyecek kadar yeterince bilinçli mevcudiyet üretme­
l i r . Siz onu enerji olarak yayarsınız ve diğerleri onu bdinçaltı
diğinizden, y a da d u r u m u n sizin için kesinlikle kabul edileme­
algılarlar. Eğer onlar bilinçsizseler, size saldırma y a da sizi bir
yecek kadar aşırı uçta olmasındandır- o zaman siz b i r biçimde
biçimde incitme dürtüsü bde duyabilirler veya siz acınızın b i ­
acı, ıstırap yaratırsınız. Burada bu ıstırabı o d u r u m yaratıyor­
linçsiz projeksiyonuyla onları incitebilirsiniz. Siz içsel halinize
muş gibi görünebilir, a m a nihai olarak b u böyle değddir, onu
karşılık gelen şeyi kendinize çeker ve tezahür ettirirsiniz.
yaratan sizin direncinizdir.
İşte sizin teslimiyet konusundaki i k i n c i şansınız: Eğer siz Hiçbir çıkış yolu olmadığında, yine de, daima onun için­
dışarıda olanı kabul edemiyorsanız, o zaman içinizde olanı k a ­ den bir geçiş yolu vardır. O yüzden acıya sırt çevirmeyin. O n u n ­
b u l edin. Eğer dışsal koşulu kabul edemiyorsanız, içsel koşulu l a yüzleşin. O n u bütünüyle hissedin. O n u hissedin, onun hak­
kabullenin. B u , acıya direnmemek anlamına gelir. O n u n orada kında düşünmeyin . Eğer gerekiyorsa onu ifade edin, ama zihni­
1

olmasına i z i n verin. Üzüntüye, umutsuzluğa, korkuya, yalnız­ nizde onunla dgdi bir metin yaratmayın. Tüm dikkatinizi b u his­
lığa y a da bu ıstırap hangi şekli alıyorsa ona teslim olun. O n a , se verin, ona neden olmuş görünen kişiye, olaya y a da d u r u m a
onu zihinsel olarak etiketlemeden tanık olun. O n u kucaklayın. değil. Z i h n i n acıyı sizin için b i r k u r b a n kimliği yaratmak için
S o n r a teslimiyet mucizesinin nasıl derin ıstırabı derin h u z u r a kullanmasına i z i n vermeyin. Kendiniz için üzülmek ve başkala­
dönüştürdüğünü görün. B u sizin çarmıha gerüişinizdir. Bıra­ rına öykünüzü anlatmak sizi ıstıraba saplanmış halde tutacak­
kın o sizin yeniden dirilişiniz ve yükselişiniz haline gelsin. tır. H i s t e n kaçmak olanaksız olduğundan, tek değişim olanağı
onun içine girmektir; aksi takdirde, hiçbir şey değişmeyecek­
tir. Öyleyse tüm d i k k a t i n i z i hissettiğiniz şeye verin ve onu

232 233
ŞİMDİ'nin G Ü C Ü TESLİMİYETİN ANLAMI

zihinsel olarak etiketlemekten kaçının. H i s s i n içine girerken, Çarmıhın Yolu


son derece uyanık olun. İlk başta, o karanlık ve korkutucu bir
yer gibi görünebilir ve ondan kaçma dürtüsü duyduğunuzda, o Birçok insanın derin ıstırap sonucunda Tanrı'yı bulduğu söy­
dürtüyü gözlemleyin, a m a ona uymayın. D i k k a t i n i z i acıya ver­ lenir ve sanırım, "çarmıhın yolu" denen Hıristiyan ifadesi de
meyi sürdürün; üzüntüyü, korkuyu, dehşeti, yalnızlığı, o her aynı şeyi işaret eder.
neyse onu hissetmeyi sürdürün. U y a m k kalın, mevcut kalın;
tüm Var'hğınızla, bedeninizin her hücresiyle mevcut kalın. S i z Doğrusunu söylemek gerekirse, onlar Tanrı'yı çektikleri ıstı­
böyle yaparken, bu karanlığa b i r ışık getiriyor olursunuz. B u rap sonucunda bulmamışlardır, çünkü ıstırap direnmeyi i m a
sizin bilincinizin ışığıdır.
eder. O n l a r Tanrı'yı teslimiyet yoluyla, olanı t a m kabullenme
B u aşamada, artık teslimiyetle ilgilenmeniz gerekmez. O yoluyla bulmuşlardır ve onları buna zorlayan şey çektikleri şid­
zaten meydana gelmiştir. Nasıl mı? Tüm dikkat t a m kabullen­ detli ıstıraptır. Onlar, b i r düzeyde, acdarını kendilerinin yarat­
medir ve bu teslim olmaktır. Tüm d i k k a t i n i z i vererek, Şimdi' tıklarım idrak etmiş olmalıdırlar.
n i n gücünü kullanırsınız, İti o sizin mevcudiyetinizin gücüdür.
O n u n içinde hiçbir direnç saklanıp varlığını sürdüremez. Mev­ Siz teslimiyeti Tanrı'yı bulmaya nasıl eşit sayıyorsunuz?
cudiyet zamanı uzaklaştırır. Zaman olmadan hiçbir ıstırap,
hiçbir olumsuzluk varlığını sürdüremez.
Direnme zihinden ayrılamaz olduğundan, direnmeyi bırakmak,
Istırabın kabudenilmesi ölüme bir yolculuktur. Derin acıy­ teslim olmak, z i h n i n -sizin efendiniz, " s i z " gibi görünen sahte­
l a yüzleşmek, onun olmasına İzin vermek, dikkatinizi ona ver­ kâr, sahte tanrı olarak- sonudur. B u durumda tüm yargılama
mek ölüme bibnçle girmektir. Sİz bu ölümü geçirdiğinizde, Ölüm ve tüm olumsuzluk ortadan k a l k a r . Z i h i n tarafından örtülmüş
diye b i r şeyin olmadığını -ve korkacak hiçbir şeyin bulunmadı­ olan Var'lık âlemi o zaman açığa çıkar. B i r d e n , içinizde büyük
ğını- idrak edersiniz. Sadece ego ölür. Kendisinin güneşin ayrıl­ bir sessizlik ve çok derin b i r h u z u r duygusu ortaya çıkar. V e o
maz b i r parçası olduğunu unutmuş olan ve varlığını sürdürmek h u z u r u n içinde büyük b i r sevinç vardır. V e o sevincin içinde
için savaşması gerektiğine inanan ve güneşten başka bir k i m ­ sevgi vardır. V e en içteki çekirdekte k u t s a l , sınırsız, sonsuz,
l i k yaratıp ona yapışan b i r güneş ışınını düşünün. B u illüzyo­ isimlendirilemez O l a n vardır.
n u n ölümü inanılmaz derecede özgürleştirici bir şey olmaz mı?
Ben buna Tanrı'yı bulmak demiyorum, çünkü siz asla kay­
Siz kolay b i r ölüm istiyor musunuz? Acısız, ıstırapsız b i r bolmamış olanı, siz olan o yaşamı nasıl bulabilirsiniz ki? Tanrı
ölümü tercih eder miydiniz? O zaman geçen her an'a ölün ve sözcüğü sadece binlerce yıldır yanlış algılandığı ve yanlış k u l ­
mevcudiyetinizin ışığının " s i z " olduğunu sandığınız ağır, za- lanıldığı için değil, ama sizden başka b i r varlığı i m a ettiği için
mana-bağlı benliği ortadan kaldırmasına i z i n verin. de sınırlayıcıdır. Tanrı b i r varlık değil, Var'lığın ta kendisidir.
B u r a d a b i r özne-nesne ilişkisi, b i r dualite, b i r siz ve Tanrı ola­
*** maz. Tanrı'yı-idrak v a r olan en doğal şeydir. Şaşırtıcı ve akd
ermez olan olgu sizin Tanrı'nın bilincinde olabilmeniz değil,
Tanrı'nın bilincinde olmamanızdır.

234 235
TESLİMİYETİN ANLAMI
ŞİMDİ'nin G Ü C Ü
tur. "Artık daha fazla acı, daha fazla ıstırap yaratmayacağım"
Sözünü ettiğiniz çarmıhın yolu aydınlanmaya götüren eski
diyebilmek için daha ne kadar zamana ihtiyacınız olacağım dü­
yoldur ve yakın zamana dek o tek yoldu. A m a , onu reddetme­
şünüyorsunuz? B u seçimi yapabilmek için daha ne kadar fazla
y i n y a da etkisini küçümsemeyin. O hâlâ işe yarar.
acıya ihtiyacınız var?
Çarmıhın yolu t a m bir tersine dönüştür. B u yaşammızda-
Eğer daha fazla zamana ihtiyacınız olduğunu düşünüyor­
k i en kötü şeyin, çarmıhınızın sizi teslimiyete, "ölüme" zorla­
yarak, sizi hiçbir şey olmaya, Tanrı olmaya (çünkü Tanrı da sanız, daha fazla zamanı -ve daha fazla acıyı- elde edeceksiniz.
/iiç&ir-şeydir) zorlayarak, başınıza gelen en i y i şeye dönüşmesi Z a m a n ve acı b i r b i r i n d e n ayrılmaz.
anlamına gelir.
B u zamanda, insanların bilinçsiz çoğunluğu için, çarmı­ Seçme Gücü
hın yolu hâlâ tek yoldur. Onlar ancak daha fazla ıstırap yoluy­
l a uyanacaklardır ve ortak b i r fenomen olarak aydınlanmaya Aslında ıstırap çekmek ister görünen tüm o insanlar için ne
da büyük kargaşaların neden olması beklenebilir. B u süreç b i ­ diyeceksiniz? Benim bir kız arkadaşım var, sevgilisi ona karşı
lincin tekâmülünü yöneten belli evrensel yasaların işleyişini yan­ fiziksel olarak kaba ve acımasız davranıyor ve arkadaşımın ön­
sıtır ve böylece bazı kâhinler tarafından önceden görülmüştür. ceki ilişkisi de böyleydi. O neden böyle erkekleri seçiyor ve ne­
B u , diğer kaynakların yanı sıra, Vahiy Kitabı'nda da, anlaşılma­
den bu durumdan kurtulmayı reddediyor? Neden bu kadar çok
sı güç b i r sembolojiyle tarif edilmiştir. B u ıstırabı yaşatan T a n ­
insan gerçekte acıyı seçiyor?
rı değildir, bu ıstırabı İnsanlar kendi kendilerine ve birbirleri­
ne vermektedirler ve bu ıstırabın bir bölümü de cardı, zeki bir
Seçme sözcüğünün gözde b i r Y e n i Çağ t e r i m i olduğunu biliyo­
organizma olan Yerküre'nin kendini insan deliliğinin şiddetli
r u m , a m a o bu bağlamda t a m doğru değildir. B i r i n i n bozuk-iş-
saldırısından korumak için alacağı belli savunma önlemlerin­
levli b i r ilişkiyi y a da yaşamındaki herhangi bir olumsuz duru­
den kaynaklanacaktır.
m u "seçtiğini" söylemek yanıltıcı olur. Seçim, bilinci, yüksek de­
A n c a k , bugün, bilinci aydınlanmak için daha fazla ıstıra­ recede b i r bilinci i m a eder. Onsuz, siz hiçbir seçime sahip değil­
ba ihtiyaç duymayacak kadar yeterince tekâmül etmiş insan­ sinizdir. Seçim siz zihinle ve onun koşullanmış kalıplarıyla öz­
ların sayısı giderek artmaktadır. Siz onlardan biri olabilirsiniz. deşleşmeyi bıraktığınız anda, mevcut hale geldiğiniz anda başlar.
Istırap yoluyla aydınlanma -çarmıhın y o l u - semavi âleme O noktaya erişene dek, siz spiritüel açıdan bilinçsizsinizdir. B u
tekmeler ve çığlıklar atarak girmeye zorlanmak anlamına gelir. sizin zihninizin koşuUanmasına göre belli şekilde düşünmeye,
Siz artık acıya dayanamadığınız için en sonunda teslim olur­ hissetmeye ve davranmaya zorlandığınız anlamına gelir. İşte bu
sunuz, ama bu gerçekleşene kadar u z u n bir süre acı çekmek zo­ yüzden İsa, "Onları bağışla, çünkü onlar ne yaptıklarım b d m i -
runda kalabdirsiniz. Aydınlanmayı bidnçli olarak seçmek geç­ yorlar," demiştir. B u , sözcüğün geleneksel anlamında, zekâ ile
mişe ve geleceğe bağlılığınızı bırakarak Şimdi'yi yaşamınızın ilişkili değildir. B e n son derece z e k i ve İyi eğitim görmüş, ama
asıl odağı yapmak anlamına gelir. O zaman yerine, mevcudiyet aynı zamanda tamamen bdinçsiz, yani tamamen zihniyle özdeş­
hah içinde bulunmayı seçmek anlamına gelir. O, olana evet leşmiş birçok insan gördüm. Aslında, eğer zihinsel gelişim ve
demek anlamına geUr. O zaman artık sizin acıya ihtiyacınız yok- artan bilgi ona karşılık gelen b i r bidnç tekâmülüyle dengelen-

236 237
ŞİMDİ'nin G Ü C Ü TESLİMİYETİN ANLAMI

mezse, mutsuzluk ve felaket potansiyeli çok büyüktür. beden farkmdalığı sanatını Öğretin. O n a mevcudiyetin anlamı­
Arkadaşınız kendisine kaba davranan bir erkekle b i r iliş­ nı gösterin. Arkadaşınız Şirndi'nin gücüne erişebddiği ve böylece
kiye saplanmış durumda ve bu i l k kez olmuyor. Neden? Hiçbir koşudu geçmişini yarıp geçebildiği an, ancak o zaman bir seçi­
seçim yok. Geçmiş tarafından koşullanan zihin daima bildiği me sahip olacaktır.
ve aşina olduğu şeyi yeniden-yaratmaya çalışır. O acı verici ol­ Hiç kimse işlev-bozukluğunu, çatışmayı, acıyı seçmez. Hiç
sa bile, en azından aşina b i r şeydir. Z i h i n daima bilinene t u ­ kimse deliliği seçmez. Onlar sizde geçmişi ortadan kaldıracak ka­
t u n u p yapışır. B i l i n m e y e n tehlikelidir, çünkü zihin onun üze­ dar mevcudiyet, karanlığı dağıtacak kadar ışık bulunmadığı İçin
rinde hiçbir kontrole sahip değildir. İşte bu yüzden z i h i n şim- meydana gelirler. S i z tamamen burada değilsiniz. Henüz t a m
dİki-andan hoşlanmaz ve onu görmezden gelir. Şimdiki-an far- uyanmadınız. B u arada, koşullanmış zihin yaşamınızı yönetmek­
kmdalığı sadece düşünce akışında değil, geçmiş-gelecek sürek­ tedir.
liliğinde de bir aralık yaratır. Gerçekten yeni ve yaratıcı hiçbir Benzer şekilde, eğer siz de ana-babasıyla sorunu olan b i r ­
şey o aralık, o berrak sonsuz olanak alam dışında bu dünyaya çok insandan biriyseniz, eğer hâlâ o n l a n n yaptıklan y a da yap­
giremez. O bu dünyaya ancak o aralık yoluyla girebilir. madıktan bir şeyden ötürü içerliyorsanız, o zaman siz hâlâ on­
Böylece zihniyle özdeşleşmiş bulunan arkadaşınız, geçmiş­ l a n n b i r seçime sahip o l d u k l a n n a , farklı şekilde davranabile­
te öğrenilmiş b i r kalıbı, yakın ilişki ve kabalığın birbirine ay­ ceklerine inanmaktasmızdır. İnsanlar b i r seçime sahipmiş gibi
rılmaz b i r biçimde bağh olduğu bir kalıbı yeniden-yaratıyor görünürler, ama bu b i r illüzyondur. Z i h n i n i z koşullanmış k a -
olabilir. B u n a alternatif olarak, o i l k çocukluğunda öğrenilmiş hplanyla yaşamınızı yönettiği sürece, siz zihniniz olduğunuz sü­
b i r zihin kalıbına, onun değersiz ve cezalandırdmayı hak eden rece, hangi seçime sahip olabilirsiniz? Hiçbir seçime. Siz orada
biri olduğu kalıbına göre davranıyor olabilir. Ayrıca, onun y a ­ bde değilsinizdir. Zihinle-özdeşleşme hali ciddi bir işlev-bozuk­
şamının büyük bölümünü acı-bedeniyle yaşıyor olması da müm­ luğu içerir. O bir delilik birimidir. H e m e n herkes çeşitli derece­
kündür, acı-bedeni daima beslenmek için daha fazla acı arar. A r ­ lerde bu hastalığı çekmektedir. Siz bunu idrak ettiğiniz anda, ar­
kadaşınızın partneri de -arkadaşınızın kalıplarını tamamlayan- tık b i r içerleme hissetmezsiniz. S i z bir insanın hastalığına n a ­
kendi bidnçsiz kalıplarına sahiptir. Elbette, arkadaşınızın duru­ sd içerleyebidrsiniz ki? Burada tek uygun karşılık şefkat olabilir.
m u kendisinin-yarattığı bir şeydir, ama "kendisi," o "benlik" k i m
y a da nedir? Geçmişten kaynaklanan zihinsel-duygusal bir kalıp, Öyleyse bu insanların yaptıkları şeyden sorumlu olmadıkları an­
başka b i r şey değil. Neden ondan bir benlik yaratmalı ki? Eğer lamına gelir. Ben bu fikirden hoşlanmadım.
arkadaşınıza içinde bulunduğu durumu kendisinin seçtiğini söy­
lerseniz, onun zihinle-özdeşleşme halini daha da güçlendirmiş
Eğer siz zihniniz tarafından yönetiliyorsanız, hiçbir seçime sa­
olursunuz. A m a , onun zihin kalıbı o mudur? O onun benliği m i ­
hip olmasanız da bilinçsizliğinizin ıstırabını çekecek ve daha da
dir? O n u n gerçek kimliği geçmişten m i kaynaklanır? A r k a d a ­
fazla ıstırap yaratacaksmızdır. Siz k o r k u , çatışma, sorunlar ve
şınıza düşüncelerinin ve duygularının ardındaki gözlemleyen
acının yükünü taşıyacaksınızdır. Böylece, yaratılan ıstırap enin­
mevcudiyet olmanın yolunu gösterin. O n a acı-bedeninden ve
de sonunda sizi bilinçsizlik halinden çıkmaya zorlayacaktır.
kendisini ondan nasıl kurtarabdeceğinden söz edin. O n a içsel-

238 239
ŞİMDİ'nin GÜCÜ

Seçim hakkında söylediğiniz şey, sanırım, bağışlama için de


geçerlidir. Bağışlayabilmek için de sizin tam bilinçli olmanız
ve teslim olmanız gerekir.

"Bağışlama" i k i b i n yıldır kullanılan b i r terimdir, ama çoğu


insan onun ne anlama geldiği konusunda çok sınırb b i r görüşe
sahiptir. Siz benbk duygunuzu geçmişten aldığınız sürece ken­
dinizi y a da başkalarını gerçekten bağışlayamazsınız. Ancak
Şirndi'nin gücüne erişerek - k i o sizin kendi gücünüzdür- gerçek
bağışlama olabilir. B u geçmişi güçsüzleştirir ve siz yaptığınız
y a da size yapılan b i r şeyin sizin parlak özünüzü en hafif şe­
kilde bde etkİleyemeyeceğini derin bir biçimde idrak edersiniz.
Bütün bağışlama kavramı o zaman gereksiz hale gelir.

Peki, ben o idrak noktasına nasıl erişebilirim?

Eckhart Tolle Almanya'da doğdu ve on üç yaşına dek orada


Siz olana teslim olduğunuzda ve böylece tümüyle mevcut o l ­
yaşadı. Londra Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra, C a m -
duğunuzda, geçmiş artık herhangi b i r güce sahip olamaz. S i ­
bridge Üniversitesi'nde araştırmacı ve denetçi olarak çalıştı.
zin artık ona ihtiyacınız kalmaz. B u n u n anahtarı mevcudiyet­
Y i r m i dokuz yaşında geçirdiği çok derin b i r spiritüel değişim-
tir. B u n u n anahtarı Şimdi'dir.
dönüşüm onun eski kimliğim hemen hemen yok ederek, yaşa­
mının seyrini kökten değiştirdi.
Teslim olup olmadığımı nasıl bileceğim?
Tolle, sonraki birkaç yılı, yoğun bir içsel yolculuğun baş­
langıcı olan b u değişi m-dönüşümü anlamaya, özümsemeye ve
B u soruyu sormaya artık ihtiyaç duymadığınızda...
derinleştirmeye adadı.
E c k h a r t Tolle, son on yıldır A v r u p a ve Kuzey A m e r i k a ' d a
bireyler ve küçük gruplarla çalışan b i r danışman ve spiritüel
öğretmen oldu. 0,1996"dan beri Vancouver, British Columbia'da
yaşamaktadır. B u kitapla, onun öğretileri i l k kez geniş bir k i t ­
leye ulaşmıştır.

241
240

You might also like