You are on page 1of 20

157

HULEFÂ- RÂ DÎN DÖNEM E T M VE Ö RET M


FAAL YETLER NE GENEL B R BAKI ( II )
(E T M-Ö RET M KURUMLARI VE METODLARI)

Dr. M. Bahaüddin VAROL*

ABSTRACT
A GENERAL VIEW ON THE EDUCATIONAL AND TEACHING
ACTIVITIES OF THE RIGHTEOUS CALIPHS’ PERIOD (II)
(Educational-Teaching Institutions and Their Methods)
The period of righteous caliphs is very important in the history of #slam
because of the reason that comes after the death of the prophet. This period
has been a resource and enlightened the following periods in terms of
educational and teaching activities. In this research, educational and teaching
activities have been evaluated from the aspect of institutions and methods, and
the issue has been explained with different examples.

Hulefâ-i Râ idîn dönemi, Hz.Peygamber önderli inde olu turulan slam


toplumunun, onun irtihalinden sonra izledi i seyir ve de i menin ba lad" "
dönem olarak büyük öneme sahiptir. Bu nedenle ilk dönemlere ait yap"lan
ara t"rmalarda hep bu dönemden örneklendirme yolu tercih edilmi tir. Bu
aç"dan slam’"n topluma sunulmas" ve yeni prensiplerin müslüman halk
aras"nda yerle tirilmesi için Hz.Peygamber döneminde uygulamaya konulan
e itim ve ö retim faaliyetlerinin bu dönemdeki seyri de oldukça önemli bir yere
sahiptir. Bu itibarla Hulefâ-i Râ idin dönemindeki e itim ve ö retim
faaliyetleriyle ilgili olarak yapt" "m"z ara t"rman"n ilk bölümü olan “E itim-
Ö retimi Yap"lan lim Dallar" ve lim Merkezleri” konusu dergimizin geçen

*
Selçuk Üniversitesi lahiyat Fakültesi slam Tarihi Anabilim Dal" Ara t"rma.Görevlisi.
158 HULEFÂ-I RÂ/#DÎN DÖNEM# E3#T#M VE Ö3RET#M FAAL#YETLER#

say"s"nda yay"nlanm" t". Konunun bütünlük arzetmesi aç"s"ndan bu


ara t"rmam"zda da ayn" döneme ait e itim-ö retim kurumlar" ile gerek bu
kurumlarda gerekse bu kurumlar d" "nda uygulanan e itim-ö retim metodlar"
üzerinde durmay" amaçlad"k. Bu konuda yapaca "m"z tespitler kanaatimizce,
e itim ve ö retim tarihine " "k tutaca " gibi o dönem ve sonras"nda ortaya
ç"kan fikrî ve siyâsî tefrikalar"n nedenleri aç"s"ndan da önemli fikirler verecektir.
1- E!itim ve ö!retim kurumlar-
a - Evler:
E itim ve ö retim sürecinde, e itim kurumlar"n"n büyük bir öneme sahip
oldu u tart" "lmaz bir gerçektir. Zira, insana bir tak"m yeni dü ünce ve davran"
kazand"rma hareketi olan e itimin, belli kurumlar eliyle ve bir plan-pro ram
dahilinde verilmesi e itimin ba ar"s" ile do ru orant"l"d"r. E itim olgusunun çok
az bulundu u Arap câhiliye toplumunda e itim kurumlar"n"n ortaya ç"kmas",
en basit ekliyle Hz.Peygamber'in slâm'" tebli i ile ba lam" t"r.
Mekke toplumunda, büyük bir de i im teklifiyle ortaya konan slâmî
tebli in, ilk y"llarda küçük çapl" olarak sürdürülmesi gerekiyordu.
Hz.Peygamber, bu çerçevede sürdürülen çal" man"n organize edilebilmesi, yeni
dine giren insanlar"n e itim ve idaresinin yap"labilmesi için bir irtibat
merkezine, bir e itim oca "na ihtiyaç oldu unu biliyordu. Bu amaçla
müslümanlar"n ibâdetlerini yapacaklar", yeni nazil olan Kur'ân âyetlerini ve
yeni emirleri ö renip, bizzat kendi uygulamalar"n" ta'lim edecekleri bir yer
olarak, ilk müslümanlardan olan Erkam b. Ebi'l-Erkam'"n evini merkez olarak
seçmi ti.1 te slâm e itim silsilesi içerisinde ortaya ç"kan ilk kurum "ev"
olmu tur. Hz.Peygamber, "Dâru'l-Erkam" ismiyle o dönemlerden ba lay"p daha
sonralar" çok önemli bir vazifeyi yerine getiren bu evde yeni inzal olan vahiyleri
müslümanlara ö retiyor, yap"lacak i ler orada görü ülüyor ve neticeye
ba lan"yordu. Mekke döneminin s"k"nt"l" ve çetin günleri göz önüne al"nacak
olursa buran"n, bir e itim ve siyâsî-idârî karar merkezi olarak sahip oldu u
fonksiyonun önemi daha iyi anla "lm" olacakt"r. leride e itim ve ö retime
aç"lacak olan mescid ve medreselerin temeli burada at"lm" ve ikisinin îfâ etti i
görevi o dönemde Dâru'l-Erkam tek ba "na îfâ etmi tir.2
slâm e itim tarihi içerisinde gerek Hz.Peygamber döneminde gerekse
Hulefâ-i Râ idîn döneminde, bir kurum olarak gördü ümüz "evler"in ç"k"
noktas" i te buras"d"r. Evlerde sürdürülen e itim ve ö retim faaliyeti, Medîne

1
bn Hacer, Muhammed b. Ali el-Askalânî, el- sâbe fî Temyîzi’s-Sahâbe, Beyrut, 1328, I / 28;
bn Sa’d, et-Tabakâtü’l-Kübrâ, Beyrut, 1957, III / 242; Ayr"ca bkz: Ahmet Önkal, Rasülullah'"n
slâm'a Davet Metodu, Konya 1983, s.79.
2
Ahmet Önkal, Rasülullah'"n slâm'a Davet Metodu, s. 80-81.
Dr. M. Bahaüddin Varol 159

döneminde ve Hz.Peygamber'in vefat"ndan sonraki dönemde de devam


etmi tir. Hz.Peygamber, Dâru'l-Erkam'a ilave olarak Mekke'deki kendi evinde
oturur ve etraf"na toplanan müslümanlara ir âd ve tebli vazifesini yerine
getirirdi.3 Habbâb b. Eret'in bir evde Saîd b. Zeyd b. Amr ve Fât"ma bintü'l-
Hattâb'a Kur'ân-" Kerim ö retti i, Hz.Ömer'in me hur müslüman olma olay" ile
ilgili oldu u için malumdur.4 Yine Hz.Peygamber Mekke'den Medîne'ye hicret
ederken u ram" oldu u Kubâ'da Külsûm b. Hidm'in evinde kalm" t"r. Halkla
olan irtibat"n" ve onlar"n e itimini ise "Beytü'l-‘Uzzâb" yani "bekarlar evi" diye
isimlendirilen Sa'd b. Heyseme'nin evinde sürdürmü tür. Gerek isminden
gerekse Hz.Peygamber'in ziyaretçileri kabul için oraya u ramas"ndan bu evin
böylesi faaliyetlere mahal oldu u anla "lmaktad"r. Ayn" ekilde Mekke
döneminde iken müslümanlar ibâdetlerini rahatça yapabilmek için baz" evlerde
hususi mescidler olu turmu lard". Mekkelilerin bask"lar" neticesinde Kabe'de
namaz k"lamayan müslümanlar, bu ekilde baz" evleri mescid haline getirerek
bu bask"lardan kurtulmaya çal" m" lard"5 Evlerin bir e itim merkezi olarak
kullan"ld" "n" Medîne’de de görmekteyiz. Muallim sahâbîlerden biri olan Mus'ab
b. Umeyr, ö retmenlik görevi için gönderildi i Medîne'ye vard" " zaman, Es'ad
b. Zürâre'nin evine indi ini önceki makalemizde ifâde etmi tik.6 te Mus'ab b.
Umeyr ö retim vazifesini bu evde yürüttü ü gibi, Ensârdan muhtelif ah"slar"n
evlerini de dola "yordu. Buralarda müslüman olanlara Kur'ân okutuyor ve
slâm'"n esaslar"n" ö retiyor, müslüman olmayanlar" ise slâm'a davet ediyordu.7
Yine, ta radan gelen heyetlerin a "rlanm" oldu u Remle bintü'l-Hâris'in evini
de burada zikredebiliriz. Hz.Peygamber bu evde, d" ar"dan gelen o insanlara
slâm'"n ilk prensiplerini ö retmi ve onlara tebli de bulunmu tur.8
slâm'"n ilk dönemlerinde büyük öneme hâiz olan evler, daha sonraki
dönemlerde fonksiyonunu büyük ölçüde kaybetmi tir. Çünkü evler, bir tak"m
zarûretler neticesinde bu ekilde e itim yeri olarak kullan"lm" t"r. Mekke
döneminin çetin ve zorlu artlar" göz önüne al"nd" "nda e itimin evlerde
yap"lma zarûreti daha iyi anla "lm" olacakt"r. Hicretten itibaren ortaya ç"kan
"Mescid", müslümanlar taraf"ndan yegâne bir e itim yeri olarak kabul
edildi inden bu konuda görev yapan evlere ra bet azalm" t"r. Burada unu
ifâde etmek yerinde olacakt"r. slâm'"n ilk ortaya ç"kt" " dönemden ba layarak
Medîne'de devlet hüviyeti kazanmas"na kadar geçen süre içerisinde evlerin icra

3
Ahmet Çelebi, slâm’da E itim Ö retim Tarihi, Çev: Ali Yard"m, stanbul, 1983, s.59.
4
bn Hi âm, Ebû Muhammed Abdülmelik, es-Siratü'n-Nebeviyye, M"s"r, 1936, I / 368.
5
M.Hamidullah, slâm Müesseselerine Giri , Çev: .Süreyya S"rma, st. 1992, s.51-53.
6
bn Hi am, es-Sira, II / 81.
7
bn Sa'd, III / 118.
8
brahim Canan,Kütüb-ü Sitte Muhtasar" Tercüme ve Nerhi, Ankara,1988, I / 438-439.
160 HULEFÂ-I RÂ/#DÎN DÖNEM# E3#T#M VE Ö3RET#M FAAL#YETLER#

etti i görev ve Medîne site devletinin kurulmas"ndaki pay" büyük olmu tur.
Nitekim bir e itim kurumu olarak evler, icra etti i fonksiyonunu tamamen
kaybetmemi , bu görevi kendisinden çok daha iyi yerine getirecek olan
mescidlere b"rakm" t"r.
Konu ile ilgili baz" rivâyetlerde Hz.Peygamber döneminden ba lay"p
Hulefâ-i Râ idîn döneminde de görevine devam eden Medîne'deki "Dâru'l-
Kurrâ"dan bahsedilmektedir.9 Dâru'l-Kurrâ hakk"nda direkt bilgi veren
rivayetlerin olmay" ", bu kurum hakk"ndaki sorular"m"za net ve kesin cevaplar
bulmam"z" engellemektedir. Baz" rivayetlerde dolayl" olarak Dâru’l-Kurrâ’dan
bahsedilirken, di er baz" rivayetlerin de sat"raralar"ndan birtak"m bilgiler elde
etmekteyiz. Dâru'l-Kurrâ ifadesinin geçti i rivâyetlerin birinde, Abdullah b.
Ümmü Mektûm hakk"nda bilgi verilirken: "Bedir harbinden az sonra Medîne'ye
geldi, Dâru'l-Kurrâ'ya indi..." denilmektedir.10 Di er bir rivâyette ise, "Mahreme
b. Nevfel'in evi Dâru'l-Kurrâ idi" eklinde bilgi verilmektedir.11 Bu konuda daha
aç"k bilgi veren bir di er rivâyet ise öyledir: "Sâbit b. Esleme el-Bünânî
anlat"yor. Biz Enes b. Mâlik'in yan"nda idik. Ders halkas"nda bulunanlar"n
önünde bir vesika yazarak (onlara hitaben): "Ey Kurrâ toplulu u...! Nahit olun"
dedi. Ben bu hitab" yad"rgayarak: "Ey Ebû Hamza! Ke ke bize isimlerimizle
hitap etseydiniz" dedim. Enes b. Mâlik: "Size kurrâ diye hitap etmemde bir
sak"nca yok. Ben size Hz.Peygamber'in sa l" "nda kurrâ diye isimlendirdi imiz
karde lerimizden bahsedeyim de dinleyin: Onlar yetmi kadard". Gece oldu u
vakit Medîne'deki muallimlerine gidiyorlar, sabah oluncaya kadar bütün gece
ders yaparlard". Sabah olunca da kendisinde güç ve kuvvet olanlar su ve odun
getirir, paras" olanlar da birle ip bir koyun sat"n al"rlar ve yemek üzere
haz"rlarlard". Bu da Hz.Peygamber'in hücrelerine yak"n bir yerde cereyan
ederdi” diye cevap vermi tir.12 Bütün bu rivâyetlerden anla "ld" "na göre
Dâru'l-Kurrâ, Kur'ân e itim ve ö retimine tahsis edilmi bir ev idi. Bir gece
e itimini and"ran bu müessesede, müstakil bir muallim nezaretinde e itim
yap"ld" " ve sabahlara kadar e itimin devam etti i anla "lmaktad"r. lim
sahiplerinin evlerinin birer e itim ve ö retim merkezi oldu una i aret eden
di er bir rivâyet ise Ubade b.Samit'ten gelmektedir.Rivâyetin konumuzla ilgili
bölümü öyledir: "Hz.Peygamber müslümanlar"n durumu ile me gul olurdu.
Öyle ki, Medîne'ye bir muhacir geldi i zaman onu bizden birine teslim eder, o
da kendisine Kur'ân ö retirdi. Bir gün Rasülullah bana birisini teslim etti. Ben
onu evimde misafir ederek onu evimde bar"nd"rd"m. Ak am yemeklerini

9
el-Kettânî, Abdülhayy, et-Terâtîbü’l- dâriyye, Beyrut Tarihsiz,I/56.
10
bn Sa'd, IV / 205.
11
bn Abdi’l-Berr, el- stiâb Fi Ma’rifeti’l-Ashâb, M"s"r, Tarihsiz, II / 259,260.
12
bn Hanbel, el-Müsned, Beyrut, Tarihsiz, III / 137.
Dr. M. Bahaüddin Varol 161

beraber yedikten sonra ona Kur'ân okuturdum. O ki i, Kur’an ö renme i i


bitince ailesinin yan"na dönmü tü."13
Rivâyetlerde ifâde edildi i gibi, Hz.Peygamber döneminden itibaren, bir
e itim ve ö retim merkezi olarak kullan"lan evler, di er e itim kurumlar"n"n -
mescid, suffa gibi- ortaya ç"kmas"na ra men fonksiyonunu tamamen
kaybetmemi tir. Hulefâ-i Râ idîn döneminde de devam eden bu hareket bir
çok insan"n müslüman olmas"na, müslümanlar"n ise dinlerini ö renmesine
vesile olmu tur. Bir çok sahâbî ö renme ve ö retme mesuliyeti çerçevesinde
bilmediklerini ö renmek, bildiklerini de ba kalar"na ö retmek gayreti ve arzusu
içerisinde olmu lard"r. Bu konuda onlar"n en çok kulland"klar" yer ise
muhakkak ki evler olmu tur. Daha sonraki dönemlerde ise ayn" fonksiyona
sahip de i ik e itim kurumlar"n"n ortaya ç"kmas"yla evler, yabanc"lara kar "
mahremlik özelli i nedeniyle de büyük ölçüde özelli ini kaybetmi ancak yine
de fonksiyonunu devam ettirmi tir.14
b – Mescid :
Mescid, Hz.Peygamber'in slâm'" tebli görevi çerçevesinde uygulam"
oldu u slâmî e itimin en önemli kurumlar"ndan biridir. Mekke döneminde
e itim ve ö retim bask" ve zulüm alt"nda bir çok imkans"zl"klar içerisinde
evlerde sürdürülüyordu. As"l itibariyle evler toplu halde ibâdet ve toplu halde
e itime müsait yerler de ildi. Kendilerine izin verilenler d" "ndakilerin girmesine
kapal" olmas" ve kendilerine has bir mahremiyete sahip olmalar" nedeniyle
evler sadece zarûret halinde, ibâdet ve e itim yeri olarak kullan"labilmesi uygun
görülen yerler olarak kabul edilmi tir.15
Hz.Peygamber, slâm'"n her eyden önce bir dînî-siyâsî merkeze ihtiyac"
oldu unu biliyordu. Ancak, Mekke dönemindeki bask" Hz.Peygamber'in bu
ihtiyac" kar "lamas"na f"rsat vermemi ti. slâm tebli i hicretle özgürlü üne
kavu ur kavu maz, Hz.Peygamber daha henüz Kubâ'da iken, bizzat kendi
önderli inde ve kendisi de çal" arak bir mescid in a ettirmi ti.16 te, slâm
Tarihi içerisinde çok önemli fonksiyonlara sahip olan mescidin ilk kez müstakil
bir bina olarak yap"lmas" burada olmu tur.
Hz.Peygamber’in Kuba’da kald" " k"sa süre içerisinde hemen bir mescid
in a ettirmesi, yine onun Medîne'ye vard" "nda ilk i olarak bir mescid in a

13
bn Sa'd, III / 621.
14
Ahmet Çelebi, s.58,59.
15
Ahmet Çelebi, s.59.
16
bn Hi âm, II/138; bn Kesîr, es-Sîratü'n-Nebeviyye, M"s"r, 1964, II/250; el-Belâzürî, Ahmed b.
Yahya, Fütûhu’l-Büldân, Beyrut, 1957, s.8,9.
162 HULEFÂ-I RÂ/#DÎN DÖNEM# E3#T#M VE Ö3RET#M FAAL#YETLER#

ettirmesi, 17 onun mescide ne kadar büyük önem verdi ini ve bu noktadaki


hassasiyetini ortaya koymas" aç"s"ndan önemlidir. "Mescidü’n-Nebî" ad"yla
maruf olan bu mescid, slâm e itim tarihinde çok önemli bir kurum olarak
fonksiyonunu bu güne kadar devam ettirmi tir. Mescid-i Nebî yap" itibariyle,
ibâdetlerin yap"ld" " bölüm, suffa bölümü ve Hz.Peygamber'in han"mlar"n"n
kalaca " küçük odac"klardan olu an üç bölümden meydana gelmekteydi.18
Hz.Peygamber'in sa l" "nda, Mescid-i Nebî'den ayr" olarak Medine’de dokuz
mescidin daha bulundu u rivâyet edilmektedir.19 Bunlardan ayr" olarak -
Medine’ye uzak bir mesafede bulunmakla birlikte- cuma namazlar"n"n da
k"l"nd" " bir mescid olan "Cuvâsâ" mescidinden bahsedilmesi, mescid say"s"n"n
o günkü ihtiyaca cevap verecek say"da oldu unu ortaya koymaktad"r.20
Hz.Peygamber taraf"ndan yap"lmalar" te vik edilen ve k"sa sürede say"lar"
ço alan mescidler, müslümanlar için sadece bir ibâdet mahalli de ildi. O
dönemden ba l"yarak çok daha sonraki dönemlere kadar mescidin ibâdet
mahalli olman"n yan"nda, di er bir çok görevleri îfa etti ini görmekteyiz. Bu
konudaki rivâyetlere dayanarak, mescidin o dönemde yerine getirdi i görevleri
özetleyecek olursak, 1- Müslümanlar"n toplant" yeri, 2- Kültür merkezi, 3-
Devlet idare merkezi, 4-Mahkeme salonu, 5-Ordu karargah", 6-Hastahane, 7-
Hapishane, 8- Misafirhane, 9- Merasim ve spor salonu ve en önemli olarak da
e itim ve ö retim müessesesi görevidir.21
Hz.Peygamber zaman"nda ve ondan sonraki dönemlerde mescidin bir
e itim ve ö retim müessesesi olarak kullan"ld" "n" gösteren bir çok örnek
mevcuttur. Yukar"da bahsetmi oldu umuz Kubâ mescidi, Hz.Peygamber'in
zaman zaman gidip e itime i tirak etti i bir yerdir.22 Medîne'de Mescid-i
Nebî'nin bir bölümü olan "Suffa" e itim ve ö retim konusunda daha büyük
hizmetler îfâ etmesi yönüyle dikkat çekicidir.23 Ancak Suffan"n bu durumu
mescidlerin e itime ait fonksiyonunu ortadan kald"rmam" t"r. Hz.Peygamber
mescidde oturur, Ashâb'" da onun etraf"n" çepeçevre sararak ondan istifâde
etmenin yollar"n" ararlard". Bu konudaki bir rivâyet öyledir: "Bir gün

17
bn Sa'd, I/239.
18
bn Kesîr, II/292 vd; M.Hamidullah, slâm Peygamberi, Çev: M.Saîd Mutlu, SalihTu ,
stanbul, 1969, I / 75.
19
M.Hamidullah, slâm Peygamberi, I / 77.
20
M.Hamidullah, slâm Müesseselerine Giri , s. 61-62.
21
Geni bilgi için bkz.: Ahmet Önkal, Asr-" Saâdette Mescidin Önemi ve Yapt" " Görevler,
Diyanet Dergisi, 1983, XIX-3/49-50; A.Önkal, Rasûlüllah'"n slâm'a Davet Metodu, s.245-249;
Cahit Baltac", slâm Medeniyetinde Cami, M.Ü. .F.D., say": 3, 1985, s. 225 vd.; Abdurrahman
en-Nehelâvî, et-Terbiyetü'l- slâmiyye ve Esâlibihâ, Nam 1979, s. 119 vd.
22
Ahmet Çelebi, s. 98.
23
bn Kesîr, II/313,314.
Dr. M. Bahaüddin Varol 163

Hz.Peygamber Mescid-i Nebî'de oturuyor idi. Sahâbîler de etraf"nda idiler. Üç


ki i ç"kageldi. kisi Hz.Peygamber'e yakla arak selam verdi ve durdu. Biri
dönüp gitti. Ayakta duran iki ki iden biri, orada gördü ü bir bo lu a, di eri ise
arka tarafa oturdu. Hz.Peygamber söyleyeceklerini bitirdikten sonra, bu üç
adam"n durumunu oradakilere izah etmi ti.24
Hz.Peygamber'in ö retiminden sonra, sahâbenin kendi aras"nda oturup,
ilimleri müzakere ettiklerini, Enes b. Mâlik öyle ifâde eder: "Sabah namaz"n"
k"ld"ktan sonra sahâbe, kendi aralar"nda otururlar, Kur'ân-" Kerim okur ve
Hz.Peygamber'in sünnetlerini takrir ederlerdi.25 Câbir b. Semûre'nin u
haberinde ise, Hz.Peygamber'in mescidde olu turdu u ilim meclislerinde
sahâbenin de konu ma hakk" oldu unu anl"yoruz: "Allah Rasûlünün meclisinde
yüz defadan fazla bulundum. Ashâb onun huzurunda iir okurlar, birbirlerine
câhiliye i lerini anlat"rlard". O susar, bazen de onlarla birlikte gülümserdi.26
Hz.Peygamber'in bu ekilde mescidlerde uygulad" " e itimden ayr",
ta radaki e itim faaliyetlerini de yönetmesi söz konusudur. Zira, etrafa
gönderilen muallimler oradaki insanlar"n e itim ve ö retimleriyle me gul
olmu lard"r. Bulunduklar" yerin mescidinde, halka dînî ilimleri ö retmi ler ve
uygulamalar"na da yard"mc" olmu lard"r.27 Hz.Peygamber'den sonra,
Hz.Ebûbekir'le ba layan Hulefâ-i Râ idîn döneminde, di er bir çok konuda
oldu u gibi mescidlerdeki e itim uygulamas" da aynen devam etmi tir. Ba ta,
Hz.Peygamber'in Medîne'deki ilim merkezi haline getirdi i mescid olmak üzere,
fethedilen yerler dahil kurulan bütün mescid ve câmiler e itim ve ö retimle
ilgili rollerini canl" bir ekilde devam ettirmi lerdir.28 Mescidler, hicrî 4. as"rda
medreselerin kurulmaya ba lamas"ndan sonra bile ayn" hizmeti sürdürmü ler
ve bu yönü ile de de erlerini korumu lard"r. Hulefâ-i Râ idîn’in hepsi
Hz.Peygamber'in sünnetine uyarak fethettikleri beldelere ilk i olarak bir câmi
in a etmi lerdir. Nitekim, Hz.Ömer'in fethedilen memleketlerin valilerine,
meselâ Basra Valisi Ebû Mûsâ el-E 'arî'ye: "Cuma namaz" için bir mescid,
kabileler için de ayr" ayr" mescidler yapt"rmas"n" ve cuma günü herkesin cuma
mescidinde toplanmalar"n" istemesini" bildirdi i, ayn" emrin benzerlerini Kûfe
Valisi Sa'd b. Ebî Vakkâs'a ve M"s"r Valisi Amr b. el-As'a da gönderdi i rivâyet
edilmi tir.29 Hicretin 13. senesinde Nam'"n kalesi olan D"me k, Amr b. el-As,

24
Buhârî, Salât, 84.
25
Kettânî, II / 221.
26
Tirmizî, Edeb, 70; bn Hanbel, V / 91.
27
Ra it Öymen -Mehmet Da , slâm E itim Tarihi, Ankara 1974, s.73.
28
Hz.Peygamber Mescid-i Nebî'nin ilim merkezi haline gelmesini tavsiye ve te vik ederek öyle
buyurmu tur: "Bir kimse benim u mescidime hayr" ö renmek veya ö retmek için gelirse, o
Allah yolunda cihad eden kimse derecesindedir." bn Mâce, Mukaddime, 82.
29
Ahmet Çelebi, s. 98.
164 HULEFÂ-I RÂ/#DÎN DÖNEM# E3#T#M VE Ö3RET#M FAAL#YETLER#

Nurahbil b. Hasene, Kays b. Hubeyre, Ubeyde b. el-Cerrâh ve Hâlid b. Velîd


gibi me hur komutanlar taraf"ndan fethedilince ilk i bir mescid yeri tesbit
etmek olmu tu. Ancak mescidin binas" daha sonra yap"lm" ve halen "Umeyye
Câmii" olarak maruf ve mevcuttur.30 Ayn" ekilde yeni kurulan ve birer ilim
merkezleri haline gelen Basra ve Kûfe'de yap"lan câmiler de ayn" amaca
yönelik olarak faaliyetlerini uzun y"llar devam ettirmi lerdir. M"s"r'"n fethinden
sonra Amr b. el-As taraf"ndan in a edilen "el-Câmiu'l-Atîk"de uzun y"llar e itim
ve ö retimin merkezi olmu tur.31 Yeni in a edilen mescidlerin yan"s"ra, mevcut
mescidlerin geni letilmesi ve fethedilen topraklarda kullan"lmaz hale gelen
kiliselerin de mescidlere çevrilmesi eklinde mescid yap"m" devam etmi ve tüm
slâm topraklar"na âmil olmak üzere mescidsiz bir mahal b"rak"lmam" t"r.32
Hulefâ-i Râ idîn döneminde fetihlerin artmas"na paralel olarak, her
beldede yap"lan câmiler ta radaki slâm e itiminin en önemli kurumu
durumundad"r. Zira, yeni fethedilen bu bölgelere gönderilen muallim sahâbîler,
Mekke ve Medîne’de oldu u gibi, mescidleri birer e itim oca " haline
getirmi ler ve halk"n ö retimiyle burada me gul olmu lard"r. Bu konudaki bir
çok örnekleri bir önceki makalemizde zikretti imiz için burada tekrar
etmeyece iz. Ancak u kadar var ki, hicrî III. as"rda Ba dat'ta otuzbin, daha
sonralar" ise, M"s"r'da onikibin veya sekizbin kadar mescid bulundu u33
eklindeki rivâyetler göz önüne al"nacak olursa ve her mescidin bir mektep
özelli ine sahip oldu u dü ünülürse, e itim ve ö retimin ne derece yayg"n bir
hal ald" " çok aç"k bir ekilde görülecektir.
c – Suffa :
Hz.Peygamber'in hicretten hemen sonra Medîne'de in a etti i Mescid-i
Nebî, namazlar"n k"l"nmas" için bir salon, mektep vazifesi gören kapal" bir
mahal ve Hz.Peygamber'in han"mlar"n"n kalaca " bir kaç küçük odadan
meydana gelen üç bölümden olu maktayd".34 te, Mescid-i Nebî'nin kuzeyinde
yer alan ve mektep vazifesi görmek üzere yap"lan bu yere "Suffa"35 burada
kalan sahâbîlere de "Ehlü's-Suffa" veya "Ashâbu's-Suffa" denilmi tir.36
Hulefâ-i Râ idîn dönemindeki e itim ve ö retim kurumlar"n"
inceledi imiz bu bölümde, üçüncü olarak ele ald" "m"z Suffa da büyük öneme

30
Hasen brahim Hasen, Tarîhu’l- slâm, Kahire,1964, I / 525.
31
H. brahim Hasen, I / 524.
32
Geni bilgi için bkz.: Ahmet Önkal-Nebi Bozkurt, "Mescid", T.D.V. .A., st. 1993, VII / 49-50.
33
Ahmet Çelebi, s. 98 ; R.Öymen, slâm E itim Tarihi, s. 73-74.
34
M.Hamidullah, slâm Peygamberi, II / 75.
35
Yâkût el-Hamevî, Mu'cemü'l-Büldân, Beyrut,Tarihsiz, III / 402; Buraya kapal" bir mahal
oldu u için gölgelik anlam"na gelen "zulle" de denmi tir. bn Sa'd, I / 305.
36
Kettânî, I / 40-45; Bunlara "Edyâfu'l- slâm" da denilmi tir. bn Hanbel, II/515.
Dr. M. Bahaüddin Varol 165

sahiptir. Zira, önceki kurumlar"n aksine, sadece ve sadece e itim ve ö retim


amc"yla aç"lan bu kurum, sahip oldu u özellik itibariyle slâm'"n ilk üniversitesi
durumundad"r.37 Ayr"ca yat"l" ve gündüzlü olmas"n"n yan"s"ra, paras"z olmas" ve
burada kalanlar"n umumiyetle fakir ve yoksul kimseler olmalar" da dikkati
çekmektedir.38
Suffa ö rencileri kendilerini ilme adam" ki ilerdi. slâm'" iyi anlay"p di er
insanlara anlatmaya haz"rlanan bu kimseler Hz.Peygamber'in hususi iltifat"na
mazhar olmu lard". Suffa'da kalan sahâbîlerin bütün yeme, içme ve di er
ihtiyaçlar" Hz.Peygamber taraf"ndan kar "lan"rd".39 Kendisine gelen sadaka ve
hediyeleri buradaki insanlara sarfeder, kendisi bir ey almaz, ancak hediye ise
bir miktar al"r ve yerdi.40 Bazen Hz.Peygamber ak am oldu u zaman onlar"
ça "r"r, sahâbeden durumu müsait olanlara muhtelif gruplar halinde taksim
eder, bir k"sm"n" da kendi yan"nda al"kor41 ve ev sahibi sahâbîlere öyle derdi:
" ki ki ilik yeme i olan, Suffa'da bulunanlardan bir üçüncüyü, dört ki ilik
yiyece i bulunan bir be incisini, be ki ilik yiyece i olan ise bir alt"nc"s"n"
götürsün"42
Hz.Peygamber, müslümanlar"n ilk e itim ve ö retim müessesesi olan
Suffa'da bizzat görev yap"yordu. Buradaki sahâbîler, Kur'ân okur ve onu
aralar"nda müzakere ederlerdi. Zaman zaman bütün bir geceyi ilim tahsili ile
geçirdikleri de olurdu. Buhârî'de kaydedilen bir rivâyete göre Hz.Peygamber,
ashâb"n"n Kur'ân’", Abdullah b. Mes'ûd, Sâlim, Muâz b. Cebel ve Übey b.
Kâ'b'dan ö renmelerini istemi ve bu sahâbîleri de hoca olarak
43
görevlendirmi ti. Ubade b. Sâmit de Suffa'ya Kur'ân ve yaz" ö reten bir
muallim idi. O bu derslerle ilgili bir hat"ras"n" öyle nakleder. "Ben Ehl-i
Suffa'dan baz"lar"na Kur'ân ve okuma-yazma ö retirdim. Onlardan birisi bana
bir yay hediye etmi ti. Kendi kendime, k"ymetli bir mal de ildir, ben bununla
Allah yolunda ok atar"m dedim. Fakat yine de Rasûlüllah'a gidip durumu
arzetmek istedim. Ona: "Ya Rasûlallah, yaz" ve Kur'ân ö retti im kimselerden
birisi bana bir yay hediye etti. Bu k"ymetli bir mal de ildir. Ben onunla Allah

37
M.Hamidullah, slâm Peygamberi, II / 75.
38
Kettânî, I/40-48. Rivâyetlere göre içlerinde bir gömlek veya düzgün bir elbiseye sahip olan pek
yoktu. Bir k"sm" bacaklar"n" yar"s"na kadar, bir k"sm" da topuklar"na kadar örten pe temala
benzer bir örtü ba larlard". Buhârî, Salât, 58.
39
bn Kesîr, Ebu’l-Fida’ smail, el-Bidaye ve’n-Nihaye, Beyrut, Tarihsiz., VI / 120-121.
40
bn Sa'd, I / 388.
41
bn Sa'd, I / 255.
42
Buhârî, Mevâkîtü's-Salât, 42; "O gün, Hz.Ebûbekir üç, Hz.Peygamber kendisi ise on ki i
misafir etmi ti". Di er örnekler için bkz: bn Abdi'l-Berr,el- stiab, IV/588; bn Hanbel,
I/429,430; bn Hacer, Tezîbü’t-Tehzîb, Beyrut, 1325, III/475.
43
Buhârî, Fedâilü'l-Kur'ân, 8.
166 HULEFÂ-I RÂ/#DÎN DÖNEM# E3#T#M VE Ö3RET#M FAAL#YETLER#

yolunda ok atar"m...(Buna ne dersiniz?)" diye sordum. Rasûlüllah: "E er


boynuna ate ten bir halka takmay" arzu edersen kabul et" buyurdular."44 Ayn"
ekilde Übey b. Kâ'b ve Abdullah b. Haris'in kendilerine sunulan hediyeleri
reddedip almamalar", Hz.Peygamber'in bu konudaki tenbihlerinin bir
sonucuydu.45
Yukar"da isimlerini zikretti imiz sahâbîlerin yan"nda, Suffa'da ö retmenlik
yapan baz" âlim sahâbîleri de öylece s"ralayabiliriz.Abdullah b. Saîd b. As,
Muallim Mirdas, Cübeyr b. Hayyeti's-Sakafî, Ebû Mûsâ el-E 'arî, Ebu'd-Derdâ,
Ebû Ubeyde b. Cerrâh, Halid b. Saîd b. As, Amr b. Saîd b. As, Sa'd b. Ubâde,
Hz. Osman, Ebân b. Saîd b. As, Amr b. Hazm, A'la b. Hadramî, Üseyd b.
Hudayr, Râfi' b. Mâlik, Mus'ab b. Umeyr ve Münzir b. Amr.46
Suffa Mektebinde muallim sahâbîler nezaretinde genel olarak slâmî
ilimler ö retiliyordu. Bunun d" "nda müslümanlara okuma ve yazma, hesap,
miras taksimi, beden sa l" ", astronomi, ilm-i neseb ve lügat ö renmelerini de
tavsiye eden Hz.Peygamber, spor olarak da, ata binmelerini, yüzmelerini ve
ni an ta'limini yapmalar"n" istemi tir.47
Suffa'da yeti en âlim sahâbîler, slâm toplumunda çok önemli bir yere
sahip olmu lar, slâm'"n e itim ve ö retimi konusunda çok önemli vazifeler îfâ
etmi lerdir. Hz.Peygamber burada e itim gören sahâbenin zaman zaman
sorularla seviyesini tesbit eder ve ta ra kabilelerinden gelen istekler
do rultusunda slâmî e itimi yapmak üzere bunlar aras"ndan liyakatli olanlar"
gönderirdi. Bunun yan"nda, Medînedeki insanlar"n ve misafirlerin e itiminde
de bizzat Suffa'da yeti en âlimler görev al"yorlard".48 Burada yeti en bütün
sahâbenin hayatlar"na bak"ld" " zaman görülece i gibi, bu insanlar gerek
Hz.Peygamber'in sa l" "nda gerekse onun irtihalinden sonra, çe itli bölgelere
gitmi ler oralara yerle mi ler ve hayatlar"n"n sonlar"na kadar slâm"n
ö retilmesine çal" m" lard"r. Hulefâ-i Râ idîn döneminde slâm topraklar"n"n
çok geni lemi olmas" ve buna paralel olarak, ço alan slâm toplumuyla birlikte
yeni müslüman olan insanlar" e itim ve ö retimi konusu kar "s"nda, Suffa'da
yeti en âlim sahâbîlerin görmü olduklar" hizmet ve sahip olduklar" fonksiyon
göz önüne al"nacak olursa , Suffa'n"n önemi Hz.Peygamber'in buran"n

44
Ebû Dâvûd, Buyû', 37; bn Hanbel, V / 315.
45
bn Mâce, Ticâret, 8; bn Sa'd, VI / 305.
46
Geni bilgi için bkz: Mustafa Bakt"r, Suffa Ashab", stanbul,1984, s:50 vd.; brahim
Canan,Kütüb-ü Sitte Muhtasar", I/450.vd; Do u tan Günümüze Büyük slâm Tarihi,
stanbul,1986, I / 293 vd.
47
M. Hamidullah, slâm Peygamberi, II / 81.
48
Mustafa Bakt"r, s.43-46.
Dr. M. Bahaüddin Varol 167

desteklenmesi konusunda kar "la t"g" zorluklar ve çekti i s"k"nt"lar"n bo a


gitmedi inin çok aç"k bir ifâdesi oldu u görülecektir.
Suffa Mektebinin Hz.Peygamber'den sonraki dönemine ait seyri
hakk"nda tarih ve hadis kaynaklar"nda herhangi bir rivâyete rastl"yamad"k.
Suffa'n"n Hulefâ-i Râ idîn döneminde sahip oldu u fonksiyon hakk"nda bilgi
bulamam" olmam"z, bu konuyu burada ele almam"za bir engel te kil
etmemi tir. Zira, Hz.Peygamber'in sa l" "nda iken çok önemle üzerinde
durdu u, ashâb"n"n da ona i tirak ederek ilgilendi i ve slâm toplumunda çok
önemli bir yere sahip olan Suffa'n"n, Hulefâ-i Râ idîn döneminde de
fonksiyonuna devam etti i tahmin edilebilir. Hulefâ-i Râ idîn döneminde Suffa
ile ilgili rivâyetlerin olmamas"n"n bizce baz" sebepleri vard"r. lk olarak, Suffa' da
e itim gören sahâbenin orada bulunmas"n"n en önemli sebeplerinden birisi
Hz.Peygamber'le beraber olmalar" idi. Zira, Onunla beraber ya "yorlar, Kur'ân-"
ve hadisi ondan dinliyorlard". Hz.Peygamber'in vefat"yla bu insanlar" oraya
ba layan en önemli ey ortadan kalkm" t". Bununla beraber fethedilen
bölgelerdeki yeni müslüman olan insanlar"n e itimi nedeniyle, sahip olduklar"
ilmi onlara aktarma zarûreti kar "s"nda, orada yeti en bütün sahâbîler çevre
merkezler da "lm" lard". Bu nedenle, Medîne'de sahâbe say"s" azalm" ,
dolay"s"yla Suffa' da kalan insanlar"n say"s" da azalm" , hatta bitmi , buna
paralel olarak da Suffa da varl" "n" ve fonksiyonunu büyük ölçüde yitirmi tir.
Bundan ayr" olarak, zikredebilece imiz bir di er sebep de udur. Hz Ebûbekir'le
ba layan Hulefâ-i Râ idîn döneminde fetihler ve s"n"rlar"n geni lemesinin tabii
bir sonucu olarak sosyal hayat seviyesi yükselmi , insanlar maddi bak"mdan
daha iyi konumlara gelmi lerdir. Medîne'de nüfusun azalmas"n" da buna
katarsak, Suffa'da kalacak fakir ve evsiz insan kalmam" , dolay"s"yla buras" da
bir misafirhane gibi bir vazife görerek as"l görevini bitirmi tir.
Ayr"ca, fonksiyonunu kaybetmi olmas" ve özelli ini yitirmi olmas"
nedeniyle, Hz.Ömer ve Hz.Osman zaman"nda, Mescid-i Nebi'de yap"lan
geni letme çal" malar"nda Suffa'n"n y"k"l"p mescide dahil edilmesi de
muhtemeldir.49 Ancak, Hz. Ömer'in Ümmü Gülsüm'le evlenme meselesi ortaya
ç"k"nca, Hz. Ali’nin meseleyi, Abbâs, Akîl ve Hz.Hasan'la, burada isti are
etti ini bildiren rivayet dikkate al"n"nca suffa’n"n varl" "n" daha sonralar" da
devam ettirdi i anla "lmaktad"r.50

49
Mescidin Geni letilmesi Konusunda bkz: Said Ramazan el-Butî, F"khu's-Sire, Beyrut, 1972,
s.202,203.
50
Mustafa Bakt"r, s. 47 (Yazar bu rivayeti Ebû Nuaym, Hilye, II/34'den nakletmektedir.)
168 HULEFÂ-I RÂ/#DÎN DÖNEM# E3#T#M VE Ö3RET#M FAAL#YETLER#

d – Küttâb:
Hz.Peygamber döneminden ba lay"p daha sonraki dönemlerde de
devam eden di er bir e itim kurumu da "Küttâb" d"r. Küttâb'lar daha çok
çocuklar için bir yaz" ö retim müessesesi olarak kendisini göstermektedir.51
Hz.Peygamber zaman"nda Küttâb'lar"n varl" "n" bize haber veren aç"k bir
rivâyet yoktur. Ancak, baz" rivâyetler vard"r ki, dolayl" olarak Küttâb'lar"n
varl" "na i aret etmektedir.
Muhammed Hamidullah bu konuda: "Hz.Peygamber Suffa''n"n yetersiz
oldu unu görünce, Medîne'nin çe itli mahallelerinde ilk veya haz"rl"k okullar"
diyebilece imiz mektepler açt"."52 diyerek, Küttâb'lar"n bizzat Hz.Peygamber
taraf"ndan aç"ld" "n" ifâde etmektedir. Ahmet Çelebi ise, okuma yazma
ö renimi yapan bu Küttâb'lar"n çok az yay"lm" olmas"na ra men slâm'"n
ortaya ç"kmas"ndan önce de var oldu unu ileri sürmektedir.53 Küttâb'lar"n
varl" "na delil sayd" "m"z rivâyetlerden birisi, Anbese b. Enbâr'dan gelmektedir.
O öyle demektedir: "Abdullah b. Ömer biz Küttâb'da talebe iken bize u rar
selam verirdi.”54 Di er bir rivâyette ise, Hz. Âi e: "Biz Ramazan ay"n" bize ihya
etmeleri için Küttâb'tan çocuklar al"rd"k" demektedir.55 Yine Hz.Peygamber'in
zevcelerinden biri olan Ümmü Seleme, bir defas"nda, Küttâb muallimlerinin
birisine haber salarak ondan, mektebinin ö rencilerinden bir kaç"n" yün atmak
ve bükmek için kendisine yard"mc" göndermesini istemi tir.56
Bu rivâyetler, asl"nda Küttâb'lar"n Hz.Peygamber zaman"nda aç"ld" "na
veya e itim yapt" "na aç"k bir delil de ildir. Ancak Küttâb'lar Hulefâ-i Râ idîn
dönemi boyunca e itim ve ö retime devam eden bir kurumdur. Bu fikrimizi
destekleyen bir rivâyet öyledir: "Ebûbekir, Ömer, Osman ve Ali devrinde
muallimler yaz" silme hususunda nas"l yaparlard" sorusuna Enes öyle cevap
vermi ti: "Her terbiyecinin, içinde bez ve kaftan y"kanan bir kab" vard". Her
çocuk s"ra ile bir gün temiz su getirir, o kaba dökerdi. Tahtalar"n" onunla
silerlerdi. Sonra yere bir çukur açarlar, o suyu oraya dökerlerdi"57
Ahmet Çelebi Küttâb'lar"n, Okuma yazma ö retimi yapan Küttâb'lar ve
Kur'ân ve slâm dini esaslar" e itimi yapan Küttâb'lar olmak üzere iki ayr"

51
R.Öymen, slâm E itim Tarihi,s.65.
52
M.Hamidullah, slâm Peygamberi, II / 77; kr .: A.Önkal,Rasûlüllah'"n slâm'a Davet
Metodu,s.251
53
Ahmet Çelebi, s.33.
54
brahim Canan, I / 440-441.
55
brahim Canan, I / 441.
56
Ahmet Çelebi,s.39.
57
Kettânî, II/294,295.
Dr. M. Bahaüddin Varol 169

mektep olarak hizmet gördüklerini ifade etmektedir.58 ki Küttâb'"n aras"n"


ay"rmadan, yaz" ö retilen ve Kur'ân tedrîs edilen Küttâb olarak ifade eden
Ahmet Emin ve Philip K.Hitti'yi tenkit eden Ahmet Çelebi, bu iki Küttâb'"n ayr"
ayr" mektepler oldu unu delilleriyle ortaya koymaya çal" m" t"r.59
slâm'"n ilk dönemlerinde okuma ve yazma ö retimi ile müslüman
olmayanlar"n u ra t" " ve bu uygulaman"n askerî fetihler sona erinceye ve
müslümanlar ö retim i lerini kendileri yap"ncaya kadar devam etti i ifade
edilmektedir.60 Bu tezin do ru olma ihtimali göz önüne al"nacak olursa
yukar"da ifâde etti imiz Ahmet Çelebi'nin iki Küttâb'"n aras"n" ay"rmas"n"n
sebebi daha aç"k bir ekilde ortaya ç"kmaktad"r. Zira bu durum hem okuma ve
yazma, hem de Kur'ân ve slâm dini esaslar"n"n ö retildi i Küttâb'lar"n ayn"
yerler oldu unu ortaya ç"karacak ve ilk devirlerde Kur'ân ve slâm'"n,
müslüman olmayan mevlâ ve zimmîler taraf"ndan ö retildi i eklinde bir
iddiay" da pe inde getirecektir ki, bu mümkün de ildir. Kanaatimizce yaz"
ö retilen yer anlam"na gelen Küttâb yada mektep kelimesinin anlam" daha
sonralar" bu anlam"n" kaybederek daha geni bir uygulama alan" bulmu ,
Kur'ân ve slâm dini esaslar"n"n ö retildi i kurulu lara da Küttâb yada mektep
denmi olmas" ihtimali daha tutarl" bir görü olarak görünmektedir.
Goldziher, Dinler ve Ahlak Ansiklopedisi'nde kaleme ald" ",
"Müslümanlarda lk Ö retim" konulu makalesinde, bu Küttâb'lar"n çok erken
devirlerde, yani slâm'"n ilk y"llar"nda ortaya ç"kt" "n" savunmu tur.61 Ancak,
Kur'ân e itiminin belli bir birikimle olabilece ini ve herkesin bu e itimi
vermesinin mümkün olamayaca "n" ileri süren Ahmet Çelebi ise bu Küttâb'lar"n
slâm'"n ilk y"llar"nda de il de daha sonra yani Hulefâ-i Râ idîn döneminde
ortaya ç"kt" "n" ileri sürmü tür.62
Ortaya ç"k" " gerek Hz.Peygamber döneminde gerekse Hulefâ-i Râ idin
döneminde olsun Küttâb'lar, çocuklara Kur'ân e itimi ve slâm dini esaslar"n"n
ö retilmesi konusunda önemli görevler îfâ etmi tir. Hatta bu mektepler sadece
çocuklar için de il büyükler için de hizmet görmü tür. Bu konuda hikaye türü
bir rivâyet öyledir: "Hz.Ömer çölde yapt" " bir gezi s"ras"nda rasgeldi i bir
bedevîye: "Kur'ân'" iyi okuyabiliyor musun ?" diye sorar. Bedevî: "Evet" der.
Hz.Ömer: "Öyleyse Ümmü'l-Kur'ân'" Oku!" der. Bedevî ise: "Ben k"zlar"na
yeti emiyorum, anas" ile nas"l ba edeyim" der. Bu cevap üzerine Fatiha

58
Ahmet Çelebi, s.38.
59
Ahmet Çelebi, s.35-38.
60
R.Öymen, s.67.
61
Ahmet Çelebi, s.39 (Yazar bu bilgiyi Ancyclopedia of Religions and Ethics, V/199 'dan naklen
vermektedir.)
62
Ahmet Çelebi, s.40.
170 HULEFÂ-I RÂ/#DÎN DÖNEM# E3#T#M VE Ö3RET#M FAAL#YETLER#

suresini ana zanneden bedevînin hiç bir ey bilmedi ini gören Hz.Ömer onu
bir Küttâb'a teslim eder."63
Sonuç olarak ifâde etmek gerekirse, Kur'ân ve temel slâmî bilgilerin
ö retildi i Küttâb'lar, okuma ve yazma e itimi yapan Küttâb'lardan daha sonra
ortaya ç"km" t"r. lk dönemlerde çocuklara dînî bilgiler, çe itli yerlerde
olu turulan meclisler ve özellikle de ana baba taraf"ndan verilirdi. O dönemde
çocuklar"n, sükûnet ve temizli ini bozar endi esi ile câmilerde e itimi uygun
görülmemi ti. Ancak buna ra men Küttâb, özel yerlerde oldu u kadar câmi
veya ona biti ik yerlerde de hizmet vermeye devam etmi tir. slâm topraklar"n"n
geli mesine paralel olarak, Küttâb'lar"n say"lar"n"n da artt" " muhakkakt"r. Öyle
ki, her köyde dahi bir mektep bulunmu , e itim ve ö retim burada devam
etmi tir.64
2- E!itim ve Ö!retim Metodlar-
Hulefâ-i Râ idîn döneminde uygulanan e itim ve ö retim metodlar"n" ele
al"rken -önceki konularda oldu u gibi- uygulamay" Hz.Peygamber döneminden
ba latmak durumunday"z. Zira, bir çok konuda oldu u gibi o dönemde
uygulanan metodlar genellikle Hz.Peygamber döneminin bir uzant"s"
görünümündedir. Ortaya ç"k" itibariyle, bu dönemde e itim ve ö retimde
uygulanan metodlar", ferdî e itim, ilim meclisleri ve ilim halkalar" olarak üç
bölümde ele almam"z mümkündür.
Ferdî e itim, özellikle Hz.Peygamber taraf"ndan uygulanm" olan bir
metoddur. Zira, bir problemle kar "la an müslümanlar, meseleyi
Hz.Peygamber'e arzetmi ve onun cevab"yla problemini halletmi tir.
Hz.Peygamber çar "da, pazarda, evde, mescidde, her nerede olursa olsun
gerek müslümanlar"n gerekse slâm'" ö renmek isteyen mü riklerin ferdî ihtiyaç
ve sorular"na cevap vermi ve onlara gerekli e itimi uygulam" t"r. Bu konudaki
bir çok örne i hem slâm Tarihi kaynaklar"nda, hem de hadis kaynaklar"nda
görmemiz mümkündür.65
a- lim Meclisleri:
Hz.Muhammed'in peygamberli inden itibaren söz konusu ilim
meclislerini görmemiz mümkündür. Dâru'l-Erkam'da devam eden e itim ve ilk
müslümanlar"n Hz.Peygamber'in etraf"nda toplan"p yeni nazil olan Kur'ân

63
R.Öymen, slâmiyette Ö retim ve E itim Hareketleri,A.Ü. .F.D.,XI 1963,s.67,(Yazar bu bilgiyi
el-Ehvânî, et-Terbiye fi'l- slâm'dan naklen vermektedir.)
64
Ziya Kaz"c", Ana Hatlar" le slâm E itim Tarihi, st. 1983, s.22-23.
65
Geni bilgi için bkz.: Abdullah Özbek, Bir E itimci Olarak Hz.Muhammed, Konya , 1991,
s.123 vd.
Dr. M. Bahaüddin Varol 171

âyetlerini ö renmeleri ile vahiy katiplerinin bu yeni âyetleri yazmalar" ilk


dönemlerdeki ilim meclislerine verebilece imiz örneklerdendir.66
Medîne döneminde ise, yer ve zamana ba l" olmaks"z"n, müslümanlar s"k
s"k bir araya gelerek Kur'ân ve Hadis ö renimini devam ettirmi lerdir. Burada
dikkatimizi çeken bir husus, mescidlerin in as"ndan sonra, bu tür meclislerin
daha çok, namazdan önce ve sonra olmak üzere mescidlerde olu turulmu
olmas"d"r. Bir defas"nda Hz.Peygamber mescide girdi ve burada iki ayr" grubun
oldu unu gördü. Grubun biri ibâdetle, di eri ise ilimle me gul idi.
Hz.Peygamber bunu görünce: "Her ikisi de iyi yap"yorlar, u kadar" var ki,
Allah'a dua eden kimselerin isteklerinin kabul edilmesi tamamen Allah'a aittir.
Halbuki di erleri ilim sahibi olurlar ve cehaleti kovarlar. Bana gelince, ben
ancak bir muallim olarak gönderildim" diyerek ilimle me gul olan kimselerin
aras"na girip oturmu tur.67
Di er bir rivâyette Muâviye b. Ebî Sufyân bir gün mescide girdi inde
orada bir grubun toplanm" oldu unu görür. Sebebini sordu unda ise onlar"n
farz namaz"n" k"ld"klar"n", arkas"ndan bir k"ssac"n"n hikayeler anlatt" "n", o
bitince Hz.Peygamber'in sünnetini müzakere ettiklerini ö renir. Bunun üzerine
Muâviye: "Hz.Peygamber'le sohbeti olanlardan benim kadar az rivâyeti olan
yoktur" diye ba lay"p öyle devam eder : "Bir gün Hz.Peygamber'le beraber
idim. Mescide girdi. Orada oturmu bir grup vard". Niçin oturuyorsunuz diye
sordu. "Farz namaz" k"ld"ktan sonra Allah'"n kitab"n" ve Rasûlünün sünnetini
müzakere için oturduk dediler.68
Genel olarak ifâde etmek gerekirse, ilk slâm toplumunun fertleri olan
ashâb, ço u zaman namazdan sonra Hz.Peygamber'in etraf"nda halka eklinde
oturarak onun sözlerini ve ö ütlerini dikkatle dinlemi ler, onun ilminden
istifâde etmenin yollar"n" aram" lard"r. Kur'ân-" Kerim'i ve slâmî esaslar"
genellikle bu ekilde ö renmi lerdir. Enes b. Mâlik'in: "Sahâbe sabah namaz"n"
k"ld"ktan sonra halkalar eklinde oturur, Kur'ân okur, dînî farîzalar" ve
sünnetleri ö renirlerdi...” eklindeki ifadesi bu meclislerin usül ve fonksiyonunu
ifade etmektedir.69 Câbir b. Semure'nin daha önce zikretmi oldu umuz
rivâyetinden de, Hz.Peygamber'in meclislerinde Kur'ân ve slâm dini esaslar"
d" "nda konulara da yer verildi i ve bu meclislerde sahâbenin de konu ma
hakk"na sahip oldu u anla "lmaktad"r.70

66
Hüseyin Algül, slâm Tarihi, II/180 vd.
67
Kettânî, II/219,220; M.Hamidullah, slâm Peygamberi, II / 78.
68
Neysâbûrî, el-Müstedrek, Beyrut, Tarihsiz, I/94.
69
Kettânî, II/217,218.
70
bn Hanbel, V / 91; Tirmizî, Edeb 70.
172 HULEFÂ-I RÂ/#DÎN DÖNEM# E3#T#M VE Ö3RET#M FAAL#YETLER#

Hz.Peygamber'in meclislerinde dikkati çeken di er bir konu da edeb


e itimidir. Ashâb bu meclislerde sadece temel slâmî bilgileri de il ayn"
zamanda konu ma adâb"n" da ö renmi lerdir. Ayr"ca, Hz.Peygamber'in tatbike
koydu u bu tür bir e itim ve ö retime de ilk defa ahit olmu lard"r. Bu
konudaki rivâyetlere göre, Hz.Peygamber liderli inde olu an bu tür ilim
meclislerinde vakar ve ciddiyet hakimdi. Hz.Peygamber kendisi konu uyorken
sahâbe dinler, di er birisi konu uyorken ise sözünü kesmezdi. Konu urken
yava yava konu ur ve önemli konular" üç kez tekrar ederdi.71 Kar "s"ndaki
insanlar"n durumlar"n" dikkate alarak, onlar"n anlayabilece i bir ekilde
konu urdu.72 Bazen kendisi ortaya bir konu açar, sahâbîlerin o konudaki
bilgisini ölçerdi. Böylece ayn" zamanda konu üzerine dikkatlerini çekerek
söylediklerini iyice anlamalar"na zemin haz"rlam" olurdu.73 Hz.Peygamber'i
iyice görmek ve konu malar"n" anlamak için sahâbe, kendisine bir kürsî
yapm" lar, o da bu kürsîden onlara hitap etmi tir. Daha sonraki dönemlerde de
bu âdet devam etmi ve konu mac" devaml" olarak kürsî üzerinden hitap
etmi tir.74 Bu ilim meclislerinde haz"r bulunan sahâbîler, söylenenleri sadece
dinlemekle kalmazlar, meclisin hemen akabinde dinledikleri konular" iyice
ö reninceye kadar müzakere ederlerdi.75
te, bizzat Hz.Peygamber taraf"ndan uygulamaya konulan bu metod, o
dönem insan"n"n, yani sahâbenin yeti mesinde büyük rol oynam" t"r. Bu
metod alt"nda yeti en sahâbe de ö retiminde ayn" metodu takip etmi tir.
Hz.Peygamber'in irtihalinden sonra, Hulefâ-i Râ idîn döneminde de ilim
meclisleri özellik ve muhtevâ olarak aynen devam etmi ve müslümanlar"n
e itiminde büyük rol oynam" t"r.
Hulefâ-i Râ idîn dönemindeki ilim meclislerinde de daha önceki
dönemde oldu u gibi tayin edilen kesin bir gün veya belli bir zaman yoktur.
Ancak, sahâbîler Hz.Peygamber'in tavsiye ve emrine uyarak özellikle sabah
namaz"ndan sonra bu meclisleri olu turmu ve devam ettirmi lerdir.76 Daha
önce bir çok örne ini zikretti imiz âlim sahâbîler, slâm topraklar"n"n çe itli
bölgelerinde görev alarak bizzat e itim ve ö retime i tirak etmi lerdir. Bu
merkezlerde yürütülen e itim, genellikle mescidlerde olu turulan ilim
meclislerinde olmu tur. Cabir b. Abdillah Medîne mescidinde muntazam
dersler vermi tir. Ayn" ekilde Übey b. Kâ'b, Ebû Hureyre, Muâz b. Cebel tefsir

71
Buhârî, lim 32; Buhârî, Menâk"b 168.
72
Abdullah Özbek, Bir E itimci Olarak Hz.Muhammed, s.131.
73
Buhârî, lim 12.
74
Kettânî, I/97-99.
75
Kettânî, II / 221.
76
bn Hanbel, I / 154; Kettânî, II/222,236.
Dr. M. Bahaüddin Varol 173

ve hadis dersleri veren sahâbîlerdendir. yukar"daki sat"rlarda mescidlerde


olu turulan ilim meclisleri ve ders veren âlim sahâbîler hakk"nda bir çok örnek
zikretti imiz için burada ayn" örnekleri tekrar etmeyece iz. Sonuç olarak ifade
etmek gerekirse, Hulefâ-i Râ idîn döneminde müslümanlar, Hz.Peygamber
döneminde uygulanan metodu aynen devam ettirmi ler, kendileri nas"l
yeti mi ise o ekilde yeti tirmeye gayret göstermi lerdir. E itim olarak dînî
ilimlerin ö renilmesi yan"nda, metod olarak da bu usulü yerle tirmi ler ve o
ekilde devam ettirmi lerdir. Hatta günümüzde bile ayn" metod câmilerimizde
devam etmektedir. Bu da bize gösteriyor ki, Hz.Peygamber'le ba layan
müslümanlar"n bilgilendirilmesi, e itilmesi olay"nda ilim meclisleri, o günden bu
güne kadar varl" "n" sürdürmü ve müslümanlara slâm'"n esaslar"n"n
ö retilmesindeki büyük rolünü devam ettirmi tir.
b – lim Halkalar-:
lim halkalar"n" asl"nda, bir tür ilim meclisi olarak kabul edebiliriz. Çünkü,
ilim halkalar" ba l" " alt"nda zikredece imiz konu da, e itim ve ö retimin
sürdürüldü ü meclisler olacakt"r. Ancak, bizi, ilim meclisleriyle ilim halkalar"n"
ayr" ayr" incelemeye iten baz" önemli farkl"l"klar vard"r. Önceki konuda ifâde
etti imiz gibi, ilim meclislerinin belli yer ve zaman" yoktur. Müslümanlar gecede
gündüzde, nerede ve ne zaman olursa olsun biraraya geldiklerinde ilmî
konular" konu mu lar ve birbirlerinin bilgilerinden istifâde ederek müzakerede
bulunmu lard"r. Di er taraftan ilim meclislerinde belli bir muallim de yoktur. O
anda meclisde bulunanlar"n içerisinde en âlim olan kimseler muallim olarak
görev yapm" lard"r. Belli bir plan ve pro rama tabi olmayan bu meclisler, ç"k"
itibariyle Hz.Peygamber zaman"nda ve onun gözetiminde ba lay"p devam
etmi tir.
lim halkalar" için ise, daha sistemli, planl" ve pro raml", belli bir
muallimin idaresinde olu turulan ilim meclisleridir diyebiliriz. Bu özelliklere
sahip olan ilim halkalar" daha çok Hulefâ-i Râ idîn döneminde görülmektedir.
Bu itibarla Hulefâ-i Râ idîn döneminde, Hz.Peygamber dönemindeki ilim
meclislerinin yan"s"ra, ilim halkalar" da müslümanlar"n e itiminde önemli bir
görev îfâ etmi tir.
lim halkalar", ekil itibariyle s"ra s"ra oturulan meclislerdir.
Hz.Peygamber'in meclislerinde de sahâbe, halka eklinde s"rayla otururdu. Ebû
Hureyre'den nakledilen bir habere göre, "Hz.Peygamber döneminde insanlar,
ilim için topland"klar" zaman, câhiliye döneminde oldu u gibi kar" "k bir ekilde
de il de, düzenli ve arka arkaya otururlard".77 Yine ayn" ekilde, bu meclislerde
halka halka oturulup Hz.Peygamber'in ilminden istifâde edildi i rivâyet

77
Kettânî, II / 217.
174 HULEFÂ-I RÂ/#DÎN DÖNEM# E3#T#M VE Ö3RET#M FAAL#YETLER#

edilmektedir.78 lim halkalar"nda belli bir muallim, belli ö rencilere ders verirdi.
Muhtelif câmilerde ve muhtelif merkezlerde ilim halkalar" olu turulmu , dînî
ilimlerin e itimi bu ekilde önemli bir yay"lma göstermi tir.
Süveyd b. Abdülazîz, Ebu'd-Derdâ’n"n D"me k mescidinde her gün
sabah namaz"ndan sonra ba lay"p ö le namaz"na kadar devam eden ders
halkas"ndaki ö rencilere Kur'ân ö retti ine dair verdi i bilgi öyledir: "D"me k
câmiinde sabah namaz"ndan sonra, kendisinden Kur'ân ö renmek için
talebeler Ebu'd-Derdâ'n"n etraf"nda tolan"rd". O, bunlar" onar ki ilik gruplar
halinde ay"r"r ve ba lar"na birer ba kan tayin ederdi. Bu ekilde ders verdi i
ö rencilerin say"s" 1600'lere kadar ula m" t".79 Ayn" ekilde bn Abbâs
Mekke'de, bn Mes'ûd Kûfe'de, Ebû Mûsâ el-E 'arî Basra câmiinde Kur'ân ve
tefsir e itimiyle me gul olmu lard"r.80
Hulefâ-i Râ idîn döneminde ilim halkalar"n"n çok yayg"n bir ekilde
oldu unu, daha sonraki dönemlerde de ilim halkalar"n"n devam etmesinden
ç"karabiliriz. Ba dat'taki Mansur Câmii ilim halkalar"yla bir medrese gibi vazife
görmü tür. Hatîb el-Ba dâdî ve el-Kisâî burada ders veren âlimlerdendir. Ayn"
ekilde air Ebu'l-Atahiyye de burada iirlerini yazd"rm" t"r.81 Nam Câmii de
ayn" ekilde ders halkalar"yla dolu idi. H. 21. y"lda in a edilen Amr Câmii ise
geni letilmi ve ilim halkalar" için uygun duruma getirilmi tir. Bu câmiide
devaml" olarak k"rk ders halkas"ndan bahsedilmi tir.82 Amr Câmiine ba l"
olarak sekiz zaviyeden bahsedilmektedir ki, mam-" Nafii'nin zaviyesi bunlar"n
en önemlisidir. Burada mâm-" Nafii bizzat ders verdi i için onun ismiyle
an"lm" t"r. Ayr"ca Mecdiyye ve Sahibiyye zaviyeleri de y"llarca çe itli âlimlerin
ders okuttu u yer olarak önemlerini muhafaza etmi lerdir.83
Görülüyor ki, genellikle mescidlerde olu turulan bu ilim halkalar" slâm'"n
ilk devirlerinden itibaren, slâm e itiminin önemli bir metodu olmu tur. Ç"k"
itibariyle Hz.Peygamber dönemine kadar sarkan bu metod, Küttâb'lardaki
çocuk e itiminin aksine, yüksek seviyede ders verilen yerler olarak kendisini
göstermi tir. Buralarda dînî ilimlerin yan"nda edebî bilimler, astronomi ve hatta
t"p dahi okutuldu u olmu tur.84
Sonuç olarak ifade etmek gerekirse, insanlar"n dünya va ahiret huzurunu
yakalamalar" ve insana yara "r bir hayat" ya amalar"n" sa lamay" amaçlayan

78
Kettânî, II / 217-218.
79
Ahmed Emin, Duha’l- slâm, Kahire, 1964, II / 96.
80
Kettânî, II / 280.
81
R.Öymen, slâm E itim Tarihi,s.75.
82
R.Öymen, slâm E itim Tarihi,s.76.
83
Ahmet Çelebi, s.104-105.
84
Ahmet Çelebi, s.107.
Dr. M. Bahaüddin Varol 175

slam, Hz.Peygamber’in e itim ve ö retimiyle topluma yerle tirilmi tir. Bu


sürecin devam" olan Hulefâ-i Râ idîn dönemi ise bu e itim ve ö retim
uygulamalar"n aynen devam ettirildi i bir dönem özelli ine sahiptir. Her ne
kadar bu dönemdeki baz" fitne olaylar" nedeniyle e itim ve ö retim konusu
tarih kaynaklar"nda yeteri kadar yer almam" sa da bu uygulamalar"n devam
etti ini baz" rivayetlerin sat"r aralar"ndan ç"karmaktay"z. Biz bu ara t"rmam"zda
az da olsa bu rivayetlerden yola ç"karak Hulefâ-i Râ idîn dönemindeki e itim-
ö retim kurumlar" ile e itim-ö retim metodlar" hakk"nda bir fikir vermeyi
amaçlad"k. Bu vesile ile bu konulardaki ara t"rmalar"n daha çapl" ve
derinlemesine yap"lmas"n"n gerekti i kanaatimizi de belirtmemiz yerinde
olacakt"r. Bu noktada yap"lacak tespitler Hz.Peygamber’in terbiyesi alt"nda
yeti en ashâb"n ortaya koydu u uygulama ve faaliyetlerin belirlenmesine
yard"mc" olacakt"r.

You might also like