Professional Documents
Culture Documents
14/5
4: İstikrar ve Süreç
1: Yaratıcılık ve Cesaret
5: Özgürlük ve Keşif
14/5 hayat yolunda olan biri olarak yaratıcı kapasiteniz ile sabır ve sebat dolu bir yol
izleyerek, içsel özgürlüğü elde etmek için burada bulunmaktasınız.
Hayat amacı beşinci çakranın niteliklerini deneyimlemek olan tüm diğer varlıklar gibi,
özgürlüğü ilk önce dış dünyada arayıp hayal kırıklığına uğrayarak, gerçek özgürlüğü
kendi iç dünyanızda keşfetmeye yönelirsiniz. Bir sonraki gelen çakra bir öncekinin
dengeleyicisi ve antitezi olduğundan dolayı, aynı anda zıt enerjilerin yayını altında
bulunur, ancak bir üst düzlemde senteze ulaşmanız sonucunda mutlu olursunuz. Eğer
başlangıçtaki çakralarınızın çukuruna düşerseniz, zorlu senaryolar ve mücadeleler
sonucunda hedeflerinize ulaşırsınız. Ne zaman lider ne zaman takip edici konumunda
olacağınızı, atılım yapma ve kabul etme arasında dengeyi nasıl kuracağınızı öğrenmek
zorundasınız. Hem disiplinli olmak hem de girişimcilik ve inisiyatif alma kapasitenizi
ortaya çıkarmak durumundasınız. Bilinçaltınızda her zaman beşinci çakranın yeni
deneyimlere açılmayı teşvik eden maceracı ve sınır tanımaz baskısını hissedersiniz.
Dolayısıyla yerleşik düzenli hayatı, karınca misali monoton çabayı, istikrarı ve düzeni
temsil eden dördüncü çakranın hakkı verilmeden beşinciye geçilmemelidir.
Pozitifte olduğunuzda güçlerinizi, cesaretle ilerleme hırsına, bağımsız irade gücüne,
olumlu ve faydalı yönlerde faaliyet göstermeye adar, negatife düştüğünüzde ise;
bencillik, güvensizlik, kavgacılık ve bağımlılıklar gibi birinci çakranın çukurlarına
düşersiniz. Pratik metotlarla hizmet etme yeteneklerinizi organizasyonlar içinde uyum
sağlayarak, planlama kapasitenizle birleştirdiğinizde, bulunduğunuz ortamın temel
direği olabilirsiniz. Dördüncü çakranın çukurunda ise sizi cimrilik, sakarlık, sabit fikirlilik
ve inatçı davranışlar beklemektedir.
Özgürlük ve disiplin, gelenekçilik ve yenilikçilik arasında dengeyi bulmaya çalışan biri
olarak, dallarınızı budaklarınızı sarmaşık misali etrafa yayıp büyümeyi ve genişlemeyi
hedefleyeceğiniz yerde, aza razı olmayı ve şartların getirdiği daralmalara uyumlanmayı
kabul ettiğinizde senteze varabilirsiniz. Aksi taktirde hayat sizi, vicdan muhasebesine
itecek olan acılı ve trajik senaryolarla, dallarınızı budayıp köklenmeye ve sadeleşmeye
mecbur edecektir. Bu konuda örnek almanız gereken sembol toprak elementidir. Aşık
Veysel’in “Benim sadık yârim kara topraktır” adlı türküsünde en güzel ifadesini bulan
toprak insanı olma niteliğinizi geliştirdiğiniz oranda, gerçek içsel özgürlüğünüzü
keşfedebilirsiniz.
Fiziksel olarak genellikle sağlam bir bünyeye sahip olur, gündelik spor aktivitelerinizin
üstüne düzenli meditasyon ve gevşeme çalışmalarını eklemeniz gerekir. Uluslararası
ticaret ve seyahat etmeyi gerektiren bürokrat benzeri kadrolarda, yani bazen hareketli,
bazen de sabit kalmanızı gerektirecek işlerde başarılı olursunuz. Başladığınız işleri yarım
bırakmak sizin enerjinizi dağıtarak moralinizi bozacaktır. Kendinizi engelleyen en büyük
gücün dışsal faktörler değil yine kendi iç motivasyon süreciniz olduğunu fark
etmelisiniz. Birinci çakranın çevikliği ile dördüncü çakranın ağırkanlılığını dengeleyerek,
deneyim çeşitliliğini dış dünyada aramak yerine, şu anda bulunduğunuz anın içinde
demirleyip, şimdide kalabilmenin iç zenginliğini tecrübe etmeden doyuma
ulaşamazsınız.
Şimdi detaylı bir şekilde sırasıyla bu üç dönemde nasıl bir hayatınız olacak bakalım.
İlk Dönem Birinci Çakra Deneyimleri
1) Yaratıcılık ve Cesaret:
Birinci çakra yaratılışın rahman boyutunu ifade eder. Bütün tezahürün üzerine
oturduğu temel olduğundan dolayı, doğası gereği yaratıcılık, orijinallikte atılımcı ve
liderlik güdüsünü temsil eder. Ayrıca birinci çakranın olumlu kavramları arasında; ben
ve benim diyebilme, alma kapıları, dünyaya köklenme, eril enerji ve hayatta kalma
güdüsü bulunur. Diğer yandan çukuru diye tanımladığımız olumsuz kavramları arasında
ise; başta bağımlılık kavramı olmak üzere aşırı bencillik, narsizm, yok olma korkusu,
agresiflik, benlik sınırlarını belirleyememe (bireyselleşememe), ben bilirimcilik gibi
nitelikler bulunur.
Hayat amacı gerçekleştirme yolu içerisinde birinci çakranın durağına uğrayan biri olarak
dünyaya olumlu yaratıcı enerji sunmak için buradasınız. Enerjinin dinamik doğası ifade
edilmeyi ve serbest bırakılmayı talep eder ve siz de bu dinamik enerjiyi doğru kanalize
edip potansiyelinizi açığa çıkarmak için buradasınız.
Tüm evren, çeşitli yaradılış formlarının içinde tezahür eden ve onların içinden akan
enerjiden oluşmaktadır. Taşların içinde bile enerji depolanmış haldedir. Ancak sadece
bitkilerden insanlara dek canlı yaratıklar, onların hareket etmelerini, üremelerini,
karşılık vermelerini ve gelişmelerini sağlayan gizemli yaşam enerjisi kıvılcımına
sahiptirler.
Doğumdan gelen isim ve soy isim ile birinci çakrada “çok güçlü” harf desteği olan biri
olarak gücü doğru kanalize edip pozitifine geçtiğinizde, içinizde bulunan ve çoğu
zaman kullanılmadan kalan potansiyelleri aktifleştirirsiniz; bir yeraltı ırmağı gibi akarak
keşfedilmeyi bekleyen enerjiler, projeler ve yaratıcı fikirler… Başkalarının onayına
dayanan değil, kendi kendinize yeten bir güven geliştirir ve içinizdeki enerjinin
kapaklarını açarsınız; ondan sonra kabararak akan bu yaratıcılık ve ilham nehrini hiçbir
şey durduramaz. Kendinize güvenir ve yaptığınız işe ilgi duymaya başlar ve çoğu
insandan daha az uykuya ihtiyaç duyarsınız. Fiziksel endamınız ne olursa olsun,
olağandışı genişlikte bir enerji alanına sahip olur ve yaratıcı enerji ile direkt bağlantıya
geçersiniz.
Zirvede ise, kişisel çekiciliğin sevinçli, tutkulu, güvenli bir ifadesi ve sihrin sınırlarına
dayanan bir üretkenliğe erişirsiniz. Klasik güzel sanatlarda yüksek başarı kazanmanın
yanı sıra, siz, en geniş anlamda bir şifa ya da yaratıcılık biçimi içeren her işte
sivrilebilirsiniz. Bu ister bir ev döşeme, bir öykü anlatma, ister bir pasta yapma ya da bir
senfoni besteleme olsun, güvenli biri olarak özgün algılara ve tarzlara sahip olursunuz.
Aynı zamanda, başkalarını çeken bir canlılık duygusuna da sahip olursunuz; çekiciliğiniz
bedeninizin ve yüzünüzün şeklini aşar. Sınırsız yaratıcılığın dünyaya aktığı saf ve açık bir
kanal haline gelirsiniz.
Ancak buradaki titreşimi kaldıramayıp negatifine düştüğünüzde ise,
durdurulamayacak kadar zorlu enerji nehrinin karşısında yıkılır, düş kırıklığına uğrar ve
kendinize güveninizi kaybedersiniz. Bu güvensizlik duygusu sebebi ile enerjinizin önünü
keser, enerjinizi kısıtlama ya da bağımlılıklar yoluyla boşaltma eğilimine yönelirsiniz.
Yaratıcılık ve güvenlik sorunlarınızı çözene dek, kendinizi uyuşuk, hasta, hüsrana
uğramış ya da engellenmiş hisseder; sadece iş yapıyormuş gibi görünürsünüz. Başkaları
tarafından onaylanma ihtiyacı duyar ve yaratıcı enerjinizi bastırırsınız. İşi yıkıma
götürdüğünüzde, kendinizi diğer insanlardan daha aşağı görür ve değer duygularınız
tehlikede göründüğünden, kendinizi kanıtlama dürtüsü hisseder, birçok uğraşı
gereğinden daha stresli bir hale dönüştürürsünüz. Bunun sonucunda da aşırı baskı hali
ile ket vurulmuş enerji, kendini aşırı alkol, sigara, uyuşturucu kullanımı, aşırı yemek
yeme ya da aşırı cinsel ilişki kurma yoluyla atılır. Bu noktada gerçekleştirmeniz gereken
ilk görev, “kendinizi güvende hissetmek değil, güvensizliğe tahammül etmektir.”
Ayrıca farklı bir başarıya imza atmadan, kendinize olan güvenin tesisi zordur. Bu
nedenle buradaki ikinci göreviniz ise “ortaya ben yaptım diyebileceğiniz” bir eser
çıkartmaktır. Soyut ya da somut fark etmez.
Hayat yolu birinci çakradan geçen sizin gibi varlıklar rekabetten hoşlanır ve
tartışmalarda agresifleşebilirler. Sürüye dahil olmaktan ve normalleşmekten
korkarsınız. Burada eylem yasasına (Yapmamız gereken şeyi yapmamız, onu yapmayıp
iyi bir neden bulmaktan daha iyidir) uyumlanmanın büyük faydasını göreceğiniz
aşikardır. Arzularınız konusunda ısrarcı olan yönünüz sebebi ile yeni başladığınız ve
daha önce tecrübenizin olmadığı herhangi bir işi deneyimlerken bir an önce ustaca bir
sonuca varma heyecanına kapılırsınız. Fakat ustalık zaman ve beceri gerektirdiğinden
kendinize olan güveniniz hemencecik sarsılabilir ve hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz.
Pratik uygulamaları yapmayı sürdürdüğünüzde ise ortaya çıkan sonuçların takdir
edildiğini gördükçe, güveniniz tazelenecektir. Reddettiğiniz her yeni başlangıç, size aşırı
kilo olarak geri dönecektir. Ortalama insana göre daha çok spor yapmanız gerekli. Ve
bunu sadece sağlıklı olmak veya forma girmek için değil, üreme ve boşaltım
organınızdaki atık durumda olan aşırı enerji birikimini sirkülasyona dahil edebilmek için
her gün düzenli spor yapmalısınız.
İkinci Dönem Dördüncü Çakra Deneyimleri
4) İstikrar ve Süreç:
Dördüncü çakra üzerinde çalışırken hedeflerinize doğru sabır ve sebatla, aşamalı bir
süreç izleyerek, sabit yapılar inşa etmek üzere içsel bir itilim hissedersiniz. Bir işi hakkını
vererek ve özenle yerine getirmiş olmanın vereceği keyif ve tatminin yeri başka bir şeyle
doldurulamayacağından, hedefleriniz için gereken enerji ve gücü kullanırken,
sadeleşme ihtiyacınız kaçınılmaz bir aciliyet oluşturur.
Başarıya, kesin bir niyetle zaman içerisinde gösterilen odaklanmış çabayla ulaşılır.
Başarıya ulaşmak için, bulunduğunuz yerden başlamanız, neye ihtiyacınız olduğunu
keşfetmeniz, bir plan yapmanız, onu adım adım gerçekleştirmeniz ve hedefinize
ulaşıncaya dek zorluklar karşısında sabır ve sebat göstermeniz gerekir. Yapılmakta olan
bir ev imgesi, sizin hedeflerinize ulaşmak için bilmeniz gereken tüm sırları gözler önüne
serer. Bir ev inşa etmek için, önce hazırlık ve plan yapmamız gerekir. Sonra derin bir
hafriyat yapmanız ve güçlü bir temel atmanız gerekir, ancak bu tamamlandığında evi
inşa etmeye başlayabiliriz. Sonra, kendimizi ne kadar hırslı ya da sabırsız hissedersek
hissedelim, eğer evin ayakta kalmasını istiyorsak, onu düzgün bir şekilde inşa etmemiz
gerekir.
Doğumdan gelen isim ve soy isim ile bu çakrada dengeli harf desteğine sahip biri
olarak pozitifte olduğunuzda, doğuştan gelen ihtiraslarınız, kuvvet ve metanetleriniz
gideceğiniz yere ulaşmanıza yardımcı olur. Bir kez net bir plan oluşturduğunuzda ve
kendinizi bir sürece adadığınızda, her türlü hedefe ulaşabilirsiniz. Mütevazı hedefler
daha az adımı ve basit bir süreci gerektirir; daha büyük, daha geniş kapsamlı hedefler
ise uzun ve bazen zor bir süreci gerektirir. Her iki durumda da bu çakranın pozitifinde
olduğunuzda, bulunduğunuz yerden, ulaşmak istediğiniz yere giden yolu analiz etme,
hedeflerinize ulaşmak için o yolu küçük, başa çıkılabilir adımlara bölme ve başladığınız
işi tamamlama kapasitesine sahip olursunuz. Bir kez net hedefler oluşturup onları
gerçekleştirdiğinizde, başkalarına, aynı şeyi yapmaları için yardım etme konusunda
uzman olursunuz. Güçlü bir dördüncü çakraya sahip kişiler birçok kişiyi çalıştıran dev
şirketlerin kurucuları, emlak satıcıları, mal ve hizmet üreticileri olarak iş dünyasında
başarı olurlar.
En yüksek düzeyde ise, Öz'ün (Spirit), sorumluluğu üstlenmesine izin verir ve kendi
hayatınızı idare etmekten, elinizden gelenin en iyisini yapmaktan, sürece güvenmekten
ve başarının zaman çerçevesinden sorumlu olmadığınızın farkında olur ve bundan
hoşnutluk duyarsınız. Hayatınızı, berraklık ve sabrın ondan kaynaklandığını, dikkatli
süreç ve inanç temeline, o sağlam temele dayandırırsınız.
Negatifine düştüğünüzde ise, bazen adımları atlama (adım adım ilerlememe) bazen de
tek bir adıma saplanıp kalarak devingenliğinizi yitirme şeklinde zıt eğilimler yaşarsınız.
Eğer dersinizi çabuk öğrenmezseniz, aynı deneyimler daha çarpıcı şekillerde karşınıza
çıkacaktır. En sağlam temeller, sadece güçlü değil, aynı zamanda esnektir; tıpkı sallanan
ama çökmeyen, depreme dayanıklı binalar gibi. İçinizde güçlü bir şekilde potansiyelini
bulundurduğunuz fiziksel esnekliği kullanmayıp bundan yoksun olduğunuzda,
psikolojik olarak da katılaşırsınız. Bu katılık, kendini aldatma veya başka her şeyi
dışlayarak tek bir şeye odaklanma şeklinde inatçılık olarak tezahür eder. Bu durumda
at gözlüklerinizi takar, başkalarının eleştiri ve düşüncelerini dinleseniz de işitmez ve her
şeyin, gerekli adımları atmasanız bile kendiliğinden gerçekleşeceğine dair kör bir inanca
sıkıca sarılırsınız. Sonunda da pişmanlık duyar, kim olduğunuzu yeniden değerlendirir
ve çoğunlukla yüksek olan ihtiraslarınıza uygun yeni ve daha büyük bir kimlik aramaya
başlarsınız.
5) Özgürlük ve Keşif:
Beşinci çakra varoluşun deneyim çeşitliliği boyutunu oluşturur. İnsanın (bir rakamının)
dünya (dört rakamı) ile etkileşime girmesi sonucu ortaya çıkan deneyimi barındırır.
Beşgen yıldız formuyla sembolize edilen bu çakra kişiye hem zihinsel hem de fiziksel
olarak sürekli her yöne doğru hareket etme gibi etkilerde bulunur.
Hayat amacı olarak beşinci çakra üzerinde çalışan biri olarak deneyim çeşitliliği
aracılığıyla mutlak özgürlüğün keşfine varmak için buradasınız. Olaylar, insanlar ve
kültürler arası köprü vazifesi görmek üzere yaşayan bir varlık olarak, yatay
genişlemelerinizi dikey boyuta çevirip, bu ve öteki dünya arasında köprü olmayı
başardığınızda tam doyuma ulaşırsınız.
Doğumdan gelen isim ve soy isim ile bu çakrada dengeli harf desteğine sahip biri
olarak bu çakranın gücünü kaldırıp pozitifinde olduğunuzda, Çingene ve Şaman
arketipiyle rezonansta olursunuz. Olaylar, insanlar ve kültürler arası köprü vazifesi
görürsünüz. Tanımlanmış klasik bir ruhsallık anlayışının dışına çıkarak Kızılderililere has
bir bilgeliği ortaya çıkarmaya çalışırsınız. Normal insanların cesaret edemeyeceği savaş
muhabirliği, dağcılık, yamaç paraşütü, kutup kaşifliği, tavan arası mucitliği gibi zekanıza
ya da cesaretinize meydan okuyan alanlara yönelirsiniz. Gezgin, asi, sabırsız, devrimci
ve keşfetme heveslisi olur, söz konusu olan şeyler bir yenilik içerdiğinde hemen
heyecanlanır ve motive olursunuz. Buradaki yoğun enerjiyi doğru kanallara
aktaramazsanız da negatifine düşmeye başlarsınız.
Enerjiyi kaldıramayıp negatife düştüğünüzde ise, başkalarını eleştirmede ve hata
aramada en önde yürürsünüz. Elinizde bulunanla yetinmeyi bilmez, maymun iştahlı
olur, “Daha farklı ne olabilir?” düşüncesiyle sürekli bir elemeden geçirme haline
bürünürsünüz. Deneyimlemek ve deneyim konusunda sınırsız olmak iyidir ancak, bu
durumda, her şeyi biraz bilip hiçbir şeyde uzmanlaşmamak en büyük düşmanınız olur.
Çünkü bu durumlarda durmadan bilgi toplamaya çalışır, fakat bilginiz genelde yüzeysel
ve kulaktan dolmadır. Hareket etmeden duramayan enerjiniz bloke olup hayat
içerisinde akacak bir yol bulamazsa, bağımlılıkların çukuruna düşmeniz kaçınılmazdır.
Meditasyon yaparak rezonansa girmek yerine, bunu yapay yollarla uyuşturucu, esrar
vb. kimyasal dopinglerle sağlamaya çalışırsanız, auranızı yırtarak açacağınızdan dolayı
astral alemdeki bedensiz tesirlerin (obsesyon) psişik saldırılarına maruz kalırsınız.
Sürekli bir şeyleri kaçırıyormuşçasına bir telaşla oradan oraya koşuşturur ve bu yolla
tatmin olamayacağınız için eninde sonunda canınız sıkılır.
Bu çakra için tavsiyelere bakacak olursak, genellikle aşırı zihin faaliyetinden mustarip
ve stresli bir ruhsa sahip olmanızdan ve astral bedeniniz hassas olduğundan dolayı
gevşemeye ve sakinleşmeye ihtiyaç duyarsınız. Doğa sporları veya tai-chi benzeri
hareketli meditasyonlarla gevşemeye çalışmalısınız. Yeni yerler görmeyi, yeni
insanlarla tanışmayı ve akla gelebilecek tüm yenilikleri denemelisiniz. Çok değişik ilgi
alanlarına sahip olduğunuzdan, birbiriyle bağlantısız zihinsel merakınızı kulaktan
dolma bilgi ile değil derinlemesine araştırarak gidermelisiniz. Kalabalıklara karışıp,
güneş ışığında yıkandığınızda mutlu olursunuz.
Evet, bu şekilde Hayat Kulvarı bölümünü tamamlamış olduk.
KİŞİLİK ANALİZİ
• En ön plandaki kişilik: 3
3 rakamı, ilk bakışta dikkat çeken, dışa dönük, askeri bir tarza sahip, sorumluluk sahibi
ve disiplinli bir kişiliği anlatmaktadır. Güç, öz denetim ve disiplin sergileyen bir
görünümüz vardır. Yüz hatlarınız insanlarda saygı uyandırır. Diğerlerinden hemen ayırt
edilirsiniz. Keskin hatlarınız, topluluklarda dikkat çekmenize neden olur. Gözleriniz, var
olan durumu herhangi bir akıl karışıklığına yer bırakmadan değerlendirir. Zaman zaman
yüzünüzdeki ifade tedirgin edici olabilir. Sakin, kararlı ve sert ifadeniz insanların size
yaklaşmadan önce ikinci bir kez düşünmelerine neden olur. İnsanlarla konuşurken son
derece ciddisinizdir. Bazen, insanlar sizinle konuşurken kendilerini bir generalin
karşısındaymış gibi, bazen de kendilerini sorgu masasındaymış gibi hissedebilirler. Üç
rakamı askeri ve disiplinli bir rakam olduğundan insanlar sizin huzurunuzda
bulunduklarında dikkatlerini size yönlendirirler. Yürürken bile adeta uygun adımda
ilerlersiniz. Ünlü öfke patlamalarınız dillere destandır. Öfkelendiğinizde insanlar
yolunuzdan kaçışırlar Dikkatli olun belli bir görüş ya da inançlarınız konusunda fanatik
bir hale gelebilirsiniz. Karmaşadan düzen yaratmak için varsınız ve size göre böyle bir
şeyi ancak bir 3 insanı başarabilir. Sizinle rekabete kalkışan insanın doğrudan gözlerinin
içine bakar, adeta ona meydan okursunuz. Herkes sizin için bir meydan okuma olabilir
ve siz, bu meydan okumaya karşılık vermeye hazırsınızdır. Buna karşın gözlerinizde
herhangi bir endişe ifadesi bulunmaz, aksine doğrudan karşınızdakinin gözlerinin içine
bakarsınız. Sıcağa dayanamayan mutfaktan çıkabilir diye düşünürsünüz. Size göre zayıf
olan bu insanlar, sizi takıntılı ve talepkâr bulsalar da bu pek umurunuzda olmaz. Bir
hedefiniz vardır ve ona giden yol ne kadar acı olsa da sonuca ulaşırsınız. Bu kelimeleri
kullanmasanız da sık sık "Ben demiştim " duygusu yaşayan bir insansınızdır. Genellikle
bir işe baktığınız an da onun tüm adımlarını başından sonuna görürsünüz. Bu özelliğiniz
sizi, herhangi bir işi yapmak ve organize etmek için en uygun adaya dönüştürmektedir.
Sorumluluklarınızı asla bırakmaz, elinize aldığınız işi mutlaka sonuca ulaştırırsınız. Fakat
sonuca doğru kesin bir irade ile hareket ederken, iş yaptığınız insanların duygularına
aldırmaz, işin tamamlanıp hedefe ulaşılmasını her şeyin üzerinde görürsünüz. Boş işlere
zaman ayıramayacak bir insan gibi görünürsünüz. Disiplinli tavrınız, yönetiminiz altında
çalışan insanların, yapacakları bir iş yokken bile meşgul görünmelerine neden olur.
Düzen ve disipline çok önem verirsiniz. Karşınızdaki kişi üzerinde, disiplinli ve eline
aldığı işi iyi organize edebilecek bir insan izlenimi bıraktığınız için insanlar, sizin
yönlendirmeniz altında çalışmak isterler. Bir parça daha nazik, yumuşak ve çekici olmayı
başarırsanız, insanlarla olan ilişkilerinizi çok daha başarılı yönetebilirsiniz.
Tam bu noktada üçüncü çakrayı derinlemesine bir anlatmak istiyorum çünkü sizin
tasarımınızda en etkili çakralardan birisi.
Üç sayısı yaratılışın teslis boyutunu ifade eder. İlahi organizasyonun ve varlıkların
oluşturduğu kozmik piramidin, kelimelerle ifade edilmiş büyük kalıplarını tasarlayan
vahiy öğretilerini temsil eder.
Üçüncü çakra bireysel ifade ve duyarlılığın, kelimelerin ve askeri emir komuta zincirinin
merkezidir. Varlığın bu hayatta büründüğü kişiliğinin rol tanımının yapıldığı, yani
egonun tasarlandığı yerdir.
Doğumdan gelen isim ve soy isim ile bu çakrada dengeli harf desteğine sahip biri
olarak bu çakranın enerjisini doğru kanalize edip pozitife geçtiğinizde, iyimser ve
oyuncu, inançlarında tutkulu ve konuşkan, mert ve açık sözlü olup, ifadelerinizi
yumuşatmadan direkt olarak aktarırsınız. Sözcükleri dikkatle seçer ve kalpten
konuşmayı gerektiren duyarlı ifade, insanları gözyaşlarına ya da kahkahalara boğacak
bir güce, dünyayı az veya çok değiştirebilecek eylemler ilham etme gücüne sahip
olursunuz.
Her büyük kültürde, ifade gücüne ve sözcüklere en büyük etkiyi sağlamak için ne zaman
ve nasıl kullanacaklarını hissedecek duyarlılığa sahip liderler ortaya çıkmıştır. Hiçbir
savaşçı ya da dünya lideri, ifade gücüne sahip değilse, uzun süre dayanamaz; kalem
gerçekten de kılıçtan daha keskin olabilir. Musevi-Hristiyan incili'ne göre, Söz (ses ya da
titreşim) ışıktan bile önce gelmiştir.
Bu çakranın zirvesinde duyarlılıktan kaynaklanan bir şefkatle birleşen ifade gücüne
sahip olursunuz. Yolculuklarınızın sonuna doğru, tüm duygularınızı açar; tutku ve
sevgiyle dolu bir halde ve tüm duygusal renk paletini kullanarak, geniş duygusal
alanınızla uzanıp başkalarını kucaklarsınız. Böylece siz bize insanlığımızın özünü,
özümüzün (spirit) potansiyelini ve kendi his boyutumuza uyanma özlemimizi
hatırlatırsınız, çünkü ancak bu şekilde bizler tam insanlığımıza uyanabiliriz. Ve sizin
hayata ve başkalarına karşı hissedebileceğiniz duygusal bağ, yükselen bir enerji üretir
ve bu enerji bir kez ifade edildiğinde çevrenizdeki herkesi manen yükseltebilirsiniz.
Tıpkı yunusların denizde yaptıkları gibi, duygular içinde eğlenme potansiyeline sahip
olursunuz. En yüksek düzeylerde sevgi enerjisinin ağır bir kanalı olur, başkalarını sevinç
ve ilhama yönlendirerek, dünyada bir iyilik kuvveti haline gelirsiniz.
Ancak buradaki enerjiyi hayatta akıtacak bir kanal bulamayıp negatife düştüğünüzde
ise fanatik, ukala, züppe ve kibirli tavırlara eğilimli, son derece kıskanç ve dedikoducu
olursunuz. Engellenmiş veya bozuk (düzgün olmayan) ifade, duygusal aşırı duyarlılık ve
onunla ilişkili olarak kendinizde kuşku konularıyla karşı karşıya gelmek zorunda
kalırsınız. Bu durumda da kendinizden kuşku, ifade etme korkusu ve hislerinizi direkt
olarak belirtmek yerine, manipüle etmek gibi belirgin sorunlar yaşarsınız.
Negatifte bulunmanız sebebi ile üçüncü çakrada henüz tam bir ustalık ve rahatlık
düzeyine erişmemiş olduğunuzdan, toplum önünde konuşma ya da hassas
duygularınızı ifade etme fikrini rahatsız edici, hatta korkutucu bulabilirsiniz. Kendinizi
ifade etme konusundaki zorluklar konuşma bozuklukları, (kekemelik, pelteklik) ile
kronik çekingenlik, ana diliyle yabancı bir dilmiş gibi boğuşmak ile duygusuz bir biçimde
konuşma arasında değişir.
Kendinizi ister konuşarak, resim yaparak, şarkı söyleyerek, ister rol yaparak, yazarak ya
diğer vasıtalarla ifade edin, kendinize güveniniz arttıkça, dışarı uzanıp, kendinizi insan
gruplarına, ailenize, arkadaşlarınıza ya da genel olarak halka ifade etmenin doyumuna
ulaşmalısınız.
Bu noktada olumsuz potansiyeller sizin hayatınızda aktif bir durumda ise vereceğim
tavsiyeler, gevşeyebilmek ve sakinleşebilmek için kariyeriniz ne olursa olsun şarkı
söyleme, dans etme, topluluk önünde konuşmacılık yapma, enstrüman çalma, evcil
hayvan besleme veya elişleri ve zanaatkarlık gibi benzeri hobilere ya da takım
sporlarına ihtiyacınız vardır. İlk kısımda anlattığım birinci çakradan yana “ortaya ben
yaptım diyebileceğiniz bir eser çıkartma” konusunda da tür olarak bu alanları
seçmeniz tasarımınıza oldukça güzel bir dokunuşta bulunacaktır.
Evet bu şekilde kişiliğinizin özünde ortaya çıkan üçüncü çakranızı tamamlamış olduk.
Olumsuz Potansiyeller: Duygusallık, kolay âşık olma, ben merkezci olma, dış faktörlere
karşı aşırı hassasiyet, dağınık güçlere sahip olma, fanatiklik, yaranma çabası, amaçsız
hayal kurma.
Yıkıcı Potansiyeller: Zihin dağınıklığı, ahlaksızlık, kaba sabalık, acı konuşmak, suratsızlık,
küskünlük ve duvar örme.
• Varoluş Amacınız: 9
Öz olarak adlandırdığımız bu rakam, varoluş amacınızı anlatmaktadır. Yaşam Duyunuz,
tasarımınızı oluşturan özelliklerin toplamından meydana gelir. Bu duyunuz, bu dünyada
hangi amaçla bulunduğunuzu ve ne yapmak için tasarlandığınızı anlatır. Yaşam Duyusu,
sizin varoluş amacınızdır ve Numeroloji analiziniz size bu amacınıza ulaşmak için hangi
araçları kullanacağınızı anlatır. Bu nedenle aynı yaşam amacına ve görevine sahip olan
insanlar bu görevlerini, kendi özel tasarımlarında sahip oldukları potansiyeller
aracılığıyla farklı şekillerde yapacaklardır.
Yaşam Duyusu, doğru bir şekilde anlaşıldığında, toplum içindeki yerinizi, gücünüzün
sınırlarını ve dünya sahnesindeki konumunuzu daha iyi anlamanıza yardımcı olacaktır.
İnsanlar, başlarına kötü bir şey geldiğinde bunun sorumlusu olarak kaderi suçlama, iyi
bir şey olduğunda ise şansı övme eğilimindedirler. Oysa kaderimiz bizi mutsuz etmek
için var olan bir "olgu" değildir. Kaderimiz bize, sahip olduğumuz yeteneklerle, neyi, ne
şekilde yaparsak mutlu olacağımızı açıklar. Eğer toplumsal şartlanmalar, hatalı eğitim,
çocukluk yaralanmaları gibi nedenlerle gerçek kaderimizi ve görevimizi anlayamazsak
kendi "gerçek yolumuzdan" saparız. İşte bu durumda mutsuzluk ve sorunlarla
karşılaşmaya başlarız. Mutsuzluklar ve sorunlar bizim için, kendi gerçekliğimizden,
"gerçek yolumuzdan" saptığımızı haber veren birer uyarıcıdan başka bir şey değillerdir.
Eğer bu uyarıları anlayıp kendi gerçekliğimize geri döner ve kaderimizi gerçekleştirirsek
o zaman mutlu, sağlıklı ve başarılı olmamız da kaçınılmazdır. Bu nedenle Numeroloji
analizi aracılığıyla kendi varoluş amacımızı anlamak, gücümüzün ve zayıflıklarımızın
neler olduğunu öğrenmek, hayat yolculuğunda zahmetsiz ilerlememize yardımcı
olabilir.
9 rakamı, bu dünyada, öğrenmek, öğretmek, iyileştirmek ve bilgeleşip insanlara da
kendi yeteneklerini kullanarak nasıl bilgeleşebileceklerini aktarmak için bulunur.
Dünyanın en iyi öğrencisi ve en iyi öğretmeni olabilirsiniz. Hem genç hem de yaşlı
olabildiğiniz için, gençken bile "olgun ve bilge bir ruh" olarak algılanırsınız. Alkış
beklemeden yapılacak şeyi yapar ve kendinizi uğraştığınız konu içinde kaybedebilirsiniz.
Görevleriniz arasında aynı zamanda insanların birbirlerine güvenmelerini ve
hayallerinin peşinden koşmalarını öğretmek de vardır. İnsanların, dünyanın gizemine
olan inançlarını yitirmemeleri gerektiğine, her şeyin mümkün olduğuna ve mucizelere
inanırsınız. Eğer sahip olduğunuz yetenekleri doğru bir şekilde kullanabilirseniz gerçek
bir bilgeye ve şifacıya dönüşebilirsiniz. Bütün bu yeteneklerinizi kullanırken kendinizi
hayal dünyasında kaybetmemeyi öğrenmelisiniz. Aynı zamanda aşırı inatçı ve sabit
fikirli olmamaya dikkat etmelisiniz. İş ile oyunu birbirine karıştırma eğiliminizi
dizginleyebilirseniz daha başarılı olabilirsiniz. Saf bir insansınız ve insanlara aşırı
güvenme nedeniyle sık sık birileri tarafından zarara uğratılabilirsiniz. Eğer bilgeliğinizi
kendi meselelerinizde de kullanmayı öğrenirseniz yaşam yolunuzda çok daha zahmetsiz
bir şekilde ilerleyebilirsiniz.
Evet 9 rakamı ve onun varoluş amacınızdaki yeri buraya kadar tam olarak anlaşıldıysa,
bu çakradan biraz da terimsel olarak bahsedip bu konuda yapılması gerekenlere
bakalım.
Dokuzuncu çakra evrendeki şifa boyutunu oluşturur. İlk sekiz çakranın sentezinin
yapıldığı dokuzuncu çakranın pozitifinde; bütünlük, bilgelik ve sezgiler, psişik enerji,
evrensel kardeşlik, medyumik sezgiler, yardımseverlik gibi kavramlar bulunur.
Negatifinde ise; hassaslık, enayilik derecesinde saflık, kalabalıkta nazar yeme ve negatif
enerjiye maruz kalma, onaylanma ihtiyacı ve reddedilme korkusu gibi kavramlar
bulunur.
Dokuzuncu çakra, ilk sekiz çakrada ne olup bittiğinin büyük sentezinin yapılacağı aşama
olduğundan duyguların, düşüncelerin ve sezgilerin harmanlandığı yerdir. Doğumdan
gelen isim ve soy isim ile bu çakrada “yüksek görev bilincine” sahip biri olarak bu
çakrada çalışırken ruh, zihin ve beden bütünlüğünü sağlayıp, sezgiye dayalı
bilgeliklerinizle başkalarına ilham olacak örnek bir yaşamı ortaya koymalısınız. Tanrısal
ilhamlarınızın elçisi olmanız deniz feneri misali yolunu kaybetmişlere ışık tutarak, özü
sözü bir olan duruş sergilemelisiniz. Doğuştan getirdiğiniz karizmayla spiritüel yasaların
şubesini açmışçasına, evrenin fondaki yücelten yayınını kalbinizde hissetmelisiniz.
Bu şekilde her nefes alışınızda, bağışlayıcılığı ve şifa veren ışığı içinize çekersiniz. Açıklık
alanlarında, Öz ile bağlantının hayatınızda bir an için bile yok olmadığını keşfedersiniz.
İnanç Yasası, hepimize hatırlattığı gibi, size de Öz’ün gizemi ve bilgeliği ile direkt ve çok
yakın bir bağlantıya sahip olduğunuzu hatırlatır.
Bu şekilde dokuzuncu çakrayı da tamamlamış olduk.
• En Büyük Sınavınız: 8
En büyük sınavınıza gelmeden önce, bu başlığı daha iyi anlamanız için belirtmem
gereken bir nokta var. Her birimizin kendi tasarımımıza özel bir takım dönüşüm yılları
vardır ve bu yıllarda önemli bir olay veya süreç yaşayarak bir değişim geçiririz. Çünkü
Numeroloji’de en büyük sınav diye adlandırdığımız bu bölüm, aslında “Karmanızı
dönüştüreceğiniz” çakradır. Kozmik sistem bizleri akışta tutmak ve dönüşümü
tamamlamak adına, bizlerin belirli döngülerde bir deneyim yaşamasını sağlar. Sizin bu
dönüşüm yaşlarınız ise; 7 yaşınızda ilki olmak üzere 12, 22, 33, 46, 54, 70… diyerek
ilerliyor. Şimdi gelelim bu hayattaki en büyük sınavınızı anlatan rakama.
8 rakamının dersi, hayır demeyi öğrenmektir. Hayır diyemediğiniz için sınır çizmekte
zorlanabilir, çoğu zaman kendinizi altından kalkamadığınız sorumlulukların ve yüklerin
altında bulabilir, hatta para kaybedebilirsiniz. Öğrenmeniz gereken dersi anlatan bu
rakam, aynı zamanda kendinizi sürekli bir suçluluk duygusu içinde bulmanıza ve
bunalıma girmenize neden olabilir. Hayır demenin ilişkilerinizi bozmayacağını
anlamalısınız. Sizden yapamayacağınız şeyleri bekleyen ya da durumunuzu
anlayamayan insanlar söz konusu ise belki bu ilişkilerinizi bir kez daha gözden
geçirmelisiniz. Aşırı derecede verici bir yapınız vardır. Ne kadar denerseniz deneyin
insanların isteklerine karşılık vermeye ve talep edilmeden yardımcı olmaya
eğilimlisinizdir. Gücünüzü kendiniz için kullanmayı ve biraz daha bağımsız olmayı
öğrenmelisiniz. Her zaman herkes için ulaşılabilir olmaktan vazgeçin. Bu, elbette sizin
için söylemesi yapmasın dan daha kolay bir şeydir çünkü hayır demek kendinizi yetersiz
hissetmenize neden olur. Adeta sorumluluklarınızı terk etmişsiniz gibi bir duyguya
kapılırsınız. Bu durumda da suçluluk duygusu devreye girer ve kendinizi eski
alışkanlıklarınızın pençesinde bulursunuz. Özellikle dönüşüm yıllarında uzun süredir
üzerinde uğraşıp geliştirdiğiniz ve sahip olduğunuz şeyleri yitirme tehlikesi ile karşı
karşıya kalabilirsiniz. Bu sizin için çok zor bir durum olabilir. İşinizi ya da ilişkinizi
sonlandırabilirsiniz. Bu dönemlerde çok dikkatli olmalısınız. Durumun bilincinde olarak,
bir şeyleri sonlandırıp sahip olduklarınızı yitirmek yerine, onları dönüştürmeli ve başka
bir biçime sokmalısınız. Örneğin kendi işinizi yapıyorsanız, işinizi bırakmak yerine onun
biçimini değiştirmelisiniz. Bu dönemleri bir nokta olarak değil, noktalı virgül olarak
görmelisiniz. Aşırı sorumluluk sizin için bir yüke dönüşüp kaçmak istemenize neden
olabileceğinden sınırlarınızı iyi belirleyin ve hayır demeyi öğrenin.
Şimdi gelin sekizinci çakrayı yine terimsel olarak bir tanıyalım ve bu konuda neler
yapmanız gerektiğini inceleyelim.
Sekizinci çakra evrendeki aura boyutunu oluşturur. Maddenin ötesinde konuşlanan ilk
çakra olduğundan maddeye hakimiyeti temsil eder. Sekizinci çakrada mal mülk, bolluk
bereket, dünya hakimiyeti, yöneticilik ve siyaset gibi kavramlar bulunur. Yani her tür
maddesel konuda başarıyı, büyük işler yapma güdüsünü, mali güç ve büyük
organizasyonları temsil eder. Devamlı başarıya, gelişmeye ve yayılmaya odaklıdır.
Bu çakranın sınavlarını verip pozitifte olduğunuzda, cesur, dayanıklı, zaferinden emin
bir şekilde mücadele eden tahakkümcü birey olursunuz. Organizasyonlar içerisinde
idarecilik yeteneğiniz, liderlik, olayları bütünüyle ele alma, kendinize güven ve kontrol
güçleriniz öne çıkar ve paraya, güce kavuşursunuz. Ancak burada sınavınız hala devam
eder çünkü bu kez de kaynakların adaletli ve akıllıca dağılımını yönlendirmekle yükümlü
olursunuz. Tabi bolluk bereketin sahip olduğunuz mallarla değil auranızda biriktirdiğiniz
yaşam enerjisi miktarıyla ölçüldüğünü de unutmamalısınız. Sizin kadar güçlü olmayan
daha yavaş kavrayan insanlara karşı adaletli ve hoşgörülü olmalısınız.
Doğumdan gelen isim ve soy isim ile bu çakrada harf desteği olmayan biri olarak
negatife düştüğünüzde ise, hırslı, talepkar, zorba, güç tutkunu, sabırsızca boşa
harcanan zihin enerjinizle başkalarını vicdansızca sömürebilirsiniz. Dini görüşlerinizde
fanatikleşme ve yoğun bir kendini adama eğilimleriniz ortaya çıkar. Sembolik olarak
sekiz sayısı üst üste konarak dikine dengede durmaya çalışan iki adet kareden oluşur.
Cambaz dengesiyle kareleri dikine üst üste bindirip düşürmemek oldukça zordur.
Herhangi bir ortamda kabul görmeyip reddedilirseniz komutanlık güdüleriniz baskın
çıkar ve kararlı düşmanlar haline gelirsiniz. Dolayısıyla ağustos böcekliğine soyunup
öncelikle karıncalığı öğrenip sabır ve sebatınızı sadakatle açmanız gerekir. Dördüncü
çakrada sağlam bir kökleniş sizin sekizin çukurlarına düşmenizi önleyecektir. Bu
durumda tutkularınızda zirveyi hedeflemek yerine aşırı zihinsel faaliyetinizi dengeleyici
kalp çakrası meditasyonlarına ve ibadete ağırlık vermelisiniz.
İyi, yararlı, iç görü dolu niteliklerinizi tam olarak tezahür etmesini sağlamanız için,
başkaları hatta kendiniz tarafından ihanete uğrama korkusundan kurtulmanız gerekir.
Altta yatan bu korkular yüzünden, hafif paranoyalı çok mahrem birey olma eğiliminde
olduğunuzda zamanınızın çoğunu ya rahat olabileceğiniz, tek başına bir çalışmayla
geçirir ya da başka insanlarla birlikte zaman geçirirsiniz. Ancak kendinizi başkaları
tarafından utandırılmaktan korumak için oluşturduğunuz görünmez bir zihinsel veya
sözsel kalkandan dolayı kendinizi yalnız hissedersiniz. Bu durumda da inançsızlık, ruhsal
çalkantı, kasıtlı ve planlanmış kötülük, hilekarlık ve baskı, kurnazlık ve sahtekarlık,
alkolizm ve hırsızlık, mafyatik yollar ve şiddetle iş halletme güdüsü sizin sonunuz olur.