Professional Documents
Culture Documents
Her insan fark etse de fark etmese de hayatta tekamül eder. Ama ruhsal
konularla ilgilenen bir insanın en büyük avantajı tekamülünü hızlandırabilme
olanağıdır. Bu çalışma bilhassa bilinçaltımız ile evren arasındaki iletişimi
sağlar; bu süreçte ruhsal enerjimiz artar, aura güçlenir amacımıza göre
enerjiyi yönlendirmeyi öğreniriz. Bu yüzden mistik sembollerle, reikiyle, tai
chi veya çigong gibi enerji yükseltme çalışmalarına ihtiyaç duyarız.
Bunun yanı sıra bilinçaltınızdan kopan sembolün taşıdığı “enerji” sizin kendi iç
dünyanızdaki enerjiyle uyumludur. Bu yüzden görsel imajinasyon dışında
bunu bir kağıda çizip yanınızda taşımanızda, kendi enerji alanınızda rezonans
yaratarak, istenen enerjiyi yaymanıza olanak sağlayacaktır.
Ama bilinçaltı sadece beyin ile ruh arasındaki bir iletişim noktasıdır. Evrensel
düzey bilinçaltımızdan bağımsızdır. Daha yüksek titreşimli bedensiz formlarla
iletişime geçtiğinizde (bilgeler, melekler, erenler veya eskiler bu formlara
tanrılar tanrıçalar demişlerdir), bu formların sizin bilinçaltınızdaki terimleri
kullandığını fark edersiniz. Karşınızda, ruhsal olarak farklı bir enerji
boyutunda var olduğuna emin olduğunuz kozmik bir varlık olduğunu bilirsiniz,
ama o sizinle iletişime geçmek için tabiri caizse sizin işletim sisteminizi
kullanır. Yani bilinçaltınızı…
Burada bilinçaltı sadece bir araçtır. Beyin ve ruh arasında bir iletişim olması
bedensel olarak şarttır. Bu noktada bilinçaltı devreye girerek ruhun
tesirlerinin bilinçli düşünceye aktarılmasını sağlar. Aynı şekilde bilinçte
bilinçaltını etkiler (Böylelikle bilincin tesirlerini ruhunuzun tesirlerine
aktarabilirsiniz) Ruh ve bilinç arasındaki iletişim güçlendikçe bilinçaltı faktörü
ortadan kalkmaya başlar. Bilinçaltı faktörü tamamen ortadan kalktığında artık
bilinciniz tamamen ruhun tesiri altına girer, ki buna “aydınlanma” denir. Aynı
şey bilinçaltından evrene sinyal gönderme içinde geçerlidir. Burada da
bilinçaltına yüklenen semboller kullanılarak evrenle iletişim sağlanır ve bu da
enerjileri tezahür ettirme olanağı sağlar.
İvan Pavlov, 1849 yılında doğmuş ve 1936 yılında vefat etmiş önemli bir bilim
adamıdır. Fizyolog, psikolog ve hekim olması, deneylerini çoklu bir bakış
açısıyla yorumlamasını sağlamıştır. Meşhur deneyini köpekler üzerinde
yapmıştır. Pavlov’un yaptığı bu deneylere “klasik koşullanma” adı verilir.
Köpeklerin, öncelikle zil çalarak tepkilerini ölçer. İlk olarak köpeklerin bu zil
sesine tepki vermediklerini not eder. Ardından köpeklere et verir ve bu eti
verdiği sırada zil çalar. Bunu çeşitli şekillerde tekrarlar. Her et verdiğinde zili
çalarak, köpeğin bilinçaltında bir “koşullanma” meydana getirir. Yeterli deney
süresi sonunda, köpeğe et vermeksizin zili çaldığında köpekteki hormonların
kendiliğinden çalıştığını ve sanki et gelecekmiş gibi salyalarının aktığını görür.
Yani köpek üzerinde şartlı bir refleks oluşturmuştur. Burada refleks, yemek
yeme isteği ve buna bağlı olarak salya salınımı, şartlandırılan olgu ise zil
sesidir. Zil sesi duyulduğu anda bilinçaltı koşullanmadan dolayı yemek
geleceği yanılgısına düşer ve buna bağlı olarak bedensel hormonlar aktif hale
gelerek köpeğin salyasının akmasına neden olur.
İkinci kabalistik yöntem vakti zamanında daha çok Allah’ın İbranice adlarının
ve çeşitli meleklerin mühürlerini oluşturmak için kullanılmıştır. Aynı
diyagrama benzer çalışmalar Havassta (İslam mistizmi ve dua-enerji ilimi) da
geçmektedir. Haliyle sadece kabalist çalışma yapanlar tarafından değil birçok
enerji çalışması yapan insan tarafından da kullanılagelen bir yöntem
olmuştur. Sigil yaratırken aynı zamanda kendi isminiz içinde bir sigil
oluşturabilirsiniz. Veya burada seçtiğiniz özel bir kelimenin mesela “bilgelik”
kelimesinin, bir sigilini yapabilirsiniz.
Üçüncü yöntem ise batıda “sihirli kare” olarak isimlendirilir. Havassta ise vefk
ilmi denir. Bu özellikle kabalada ve havassta bolca geçmektedir. Yöntemde
kelimenin sayısal karşılığı bulunur. Karşılık havassta ebced değerleri ile
hesaplanır. Ebced ilmine göre her Arapça harfin bir rakamsal karşılığı vardır.
İsimlerin harflerinin rakamsal karşılıklarının toplanması, isminizin ebced
değerini verir. Daha sonra bu sayıdan üretilen karede, sağdan sola, yukarıdan
aşağıya ve çapraz olarak sayıların toplamı, sizin hesapladığınız ebced değerini
verir.
3- Harfleri birer şekil olarak görün ve bundan içinizden geldiği gibi bir tılsım
oluşturun.
5- Tılsımınızı tamamlayın.
Bunu örnekle açıklamak daha rahat olacaktır (Örnek yabancı bir kaynaktan
alınmıştır);
“I will see a woman with pink hair” (Pembe saçlı bir kadın görmek istiyorum)
cümlesinin tılsımını çıkaracaksınız. Öncelikle bu örnekte kişi tekrarlayan ve
sesli harfleri atmış. Bu sizin tercihinize kalmış bir durumdur, normalde birkaç
sesli harf kalabilir. Bunları atınca elimizde şu harfler kalıyor: W L S M N T H P
KR
Bu şekilde devam ettirilerek tılsım sadeleştirebilir. Bir de Türkçe bir örneği
adım adım vermek gerekirse:
1- Aşağıdaki diyagramın bir çıktısını alın. Üzerine bir kağıt yerleştirin. (Ya da
paintte açın)
2- Kelimenin ilk harfi üzerinden hareket ederek dik bir şekilde ikinci harfe düz
çizgi çizin. (Paintte yapacaksanız çizgi butonu ile rahatça çizebilirsiniz).
3- İkinci harften üçüncü harfe de düz bir çizgi çizin. Tek tek bu çizgiyi son
harfe kadar devam ettirin.
4- İlk harfe başladığınız yere bir yuvarlak, son harfte biten noktaya da bir
çizgi çizin. Daire başladığınız noktayı, çizgi bitirdiğiniz noktayı temsil eder.
Böylece sigiliniz hazır. Aşağıda çizime dair bazı örnekleri inceleyebilrsiniz:
Happy okunurken “a” daha çok “ae” olarak telaffuz edildiği için “A(E)”
bölümüne gidilmiştir. Buna nazaran daha tok bir a okunsaydı A,O kısmına
gidecekti. (Bu diyagram İngilizce telaffuz baz alınarak yapılmıştır)
Batıda ise sihirli kare bu kadar detaylı bir şekilde incelenmez. Genelde
İbranice veya Arapça ebced (sayısal) değerler yerine kullanılan Latin
alfabesinde A’ya 1 sayısı verilerek sırayla harfler numaralandırılır. En
nihayetinde isimdeki harflerin sayısal karşılıkları ve istenilen kelimenin de
benzer sayısal değeri toplanarak, sihirli kare oluşturulur. Batıda uygulanan
yöntem havas veya kabalada uygulanan yöntemin çok daha modern ve
basitleştirilmiş halidir. Tek tek gezegen saatleri yerine gezegen günleri
hesaplanır.
Ş+İ+F+A = 23+12+7+1 = 43
2- En çok kullanılanı 4×4 olduğu için dörtlük kare üzerinden anlamak daha
önemli. Karelere sayıların yerleştirilmesi belli bir sırayla olur. Sırasıyla
karelereyandaki gibi yazılacaktır.
———————-►
62-30=32 32/4=8
8 sayısını yukarıdaki karedeki ilk sıraya yerleştiriyoruz. Sonra sırasıyla bir sayı
arttırarak karelere yerleştiriyoruz:
4- sayınız tam olarak dörde bölünmezse ve artık sayı kalırsa;
2 kalırsa; 9. Haneye
Örneklemek gerekirse;
Bunun yanı sıra bir diğer yöntemde yine meditatif konuma geçip rastgele
kâğıda bir şeyler karalamaktır. (Aynı çocukken yaptığımız gibi) Bu karalama
sonucunda, o çizgi kalabalığına odaklanın ve içerisinde bir sembol görmeye
odaklanın. Bilinçaltınız o karmaşa içerisinden bir şekli ayıracaktır. Onun
üstünden geçin ve böylece kendi sembolünüzü yaratmış olacaksınız.
Sembolün çizimi
Elle havaya çizme ve kâğıda aktarma dışında bir diğer yöntem ise metal
üzerine kazıma yöntemidir. Özellikle eskiden gümüş ve altın metalleri,
enerjiyi en iyi taşıyan metaller olduğu için tercih edilirdi. Bunun dışında, kare
bir kaba kurşunu eritip döktükten sonra üzerine kazımakta, hem daha ucuz
hem daha basit olduğu için kullanılan yöntemlerden biriydi. Daha eski
geleneklerde ise taşlara veya ağaç kabuklarına, tahtalara kazımayı görüyoruz.
Sembolün Yüklenmesi
Elementlerle kutsadıktan sonra, ellerinizi havaya kaldırın. Taç çakranızdan
içeri altın parıltılarla kaplı beyaz bir ışığın girdiğini imgeleyin. Işığı, taç
çakranızdan alın çakranıza oradan kalp çakranıza doğru indirin. Sonra tüm
enerjiyi kollarınızdan ellerinize doğru aktarın. Şimdi elleriniz altın parıltılı
beyaz bir ışıkla parlıyor.
İşte bu yüzden bu tür mistik sembollerle, reikiyle, tai chi veya çigong gibi
enerji yükseltme çalışmalarıyla içli dışlı olmamız şarttır. Enerji ilminde
derinleşmek Spiritüel yükselişte önemli bir aşamadır. Böylece asıl ruhsal
görevimizi hatırlamamızı da sağlar.
Kaynaklar:
ALINTIDIR.