Professional Documents
Culture Documents
com
___________________________________________________________________
zannı galibe dayalıdır. Eğer bu konudaki herhangi bir yorum dinin bir aslına ters
düşmüyorsa, o konuda tevakkuf edilir.
Depresyon
Depresyonun sebebi nazardır, ama güçlü bir nazardır. Depresyon bir anda
meydana gelmez. Nazarın etkileri başlangıçta katlanılabilir ve direnilebilir miktardadır.
Ama uykusuzluk ve endişe durumları baş gösterip de tedavisi yapılmazsa zamanla
hastalık kişiye galip gelir.
İnsanlardan sadece bir kısmının hastalığı depresyon aşamasına gelir. Az bile
olsa günlük zikirlerini yapan diğer bir kısım bu aşamaya gelmezler. Onlardaki stres
düzeyi düşük olur ve depresyon haline girmezler. İşte sabah ve akşam zikirleriyle
Kuran okumanın faydalarından birisi burada kendini gösterir.
Kişide hastalık belirtileri baş gösterdiğinde karîn bunu kullanır ve ruhtaki
zayıflama sahibini büyük bir çöküntüye doğru sürüklemeye başlar.
Eğer başka bir cinin musallat olması durumu yoksa, olayın seyri böyledir.
Işık parlamaları görmek, hafıza kaybı, konuşurken saçmalamak gibi durumlar
sanıldığı gibi cinden değildir. Bu gibi durumların nedeni bedenin kimyasında
meydana gelen bozukluklardır ve bu durumda sinir sistemini ilgilendiren salgıların
tekrar düzenlenebilmesi için doktor tedavisine ihtiyaç vardır.
Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta vardır ki, bu da bu gibi
kimselere rukye yapılmasının onların sıkıntılarını daha da artıracağıdır. Çünkü beden
henüz gerekli salgıların oluşmasında dengeyi sağlayacak güce sahip değildir ve
rukyeden önce bunun sağlanması gerekir. Dolayısıyla, hastalığı bu noktaya gelmiş
kimseye rukye yapılmamalı ve bu kişi öncelikle doktor tedavisi görmelidir. Tedaviden
iki ya da üç ay sonra kendisine rukye uygulandığında Allah‟ın izniyle şifaya kavuşur.
Zorlu bir hastalık olan depresyon, iyi bir tedavi uygulandığında tamamen
geçebilir.
Uyuyamama durumunda şu tedavi uygulanır:
Bir avuç dolusu sidir yaprağı bir litre zeytinyağına katılarak mikserle karıştırılır.
Bu karışıma bir çay fincanı da su katılarak tekrar iyice karıştırılır ve üzerine Bakara,
Yâ Sîn ya da bilinen diğer rukyelerden biri tekrar edilerek okunur sonra yatmadan
önce vücut kullanmadan önce tekrar çalkalanarak bu yağla yağlanır. Bunun
sonucunda kişi uzun saatler boyunca rahat uyumaya başlar. Hastanın hafızası yerine
gelip sesi asli haline dönene kadar –zira bu hastalıkla birlikte ses de değişir- bu
tedaviye devam edilir. Hasta iyi bir duruma geldiğinde artık kendisine rukye uygulanır.
Hasta günde dört-altı saat uyuyabiliyorsa sidire gerek yoktur. Bunun yerine
yatmadan önce papatya çayı içmek yeterli olur. Bu çay uykusuzluğu ve beden
yorgunluğunu giderir.
Telbîne
Nebevi bir ilaç olan telbine ruhsal hastalıklar için en iyi tedavilerden birisidir.
45
Sihir‟den Korunma Ve Rukye İle Tedavi
___________________________________________________________________
Öksürük
Göğsünüzde bir hareket hissettiğinizde yüksek sesle tekbir getirin. Öksürük
genellikle midede çözünen sihir maddesinden ya da çıkması yaklaştığı için mideye
doğru hareket eden cinin bizzat kendisinden kaynaklanır. Bu belirtiler kendisinde
oluşan hastanın kendisine yardım etmesi ve yolu kısaltması için bir rukye yapana
ihtiyacı olur.
Bu safhada en önemlisi cinle konuşmaya ve onu ikna etmeye uğraşmaksızın
rukye okumaktır. Aynı anda hastaya okunmuş gül suyu, safran ya da sade su
içirilmesidir. Hastanın yüzüne ve vücudunun bir kısmına da okunmuş su serpilir.
Aşırı korku hissi şifanın yakın olduğunu gösterir.
Farz namazları kıldığınızda namazdan sonra okunan zikirleri yapıncaya kadar
yerinizde kalın ve bu zikirleri Kuran okuyormuş gibi güzelce okuyun.
Kuran okuduğunuzda bunu işiteceğiniz bir sesle tertil ile ve ayetleri iyice
anlayacak biçimde tekrarlayarak okuyun.
Ruku ve secdedeki tesbihleri onar tane civarında yapın. Tesbihleri tane tane
okuyun, peş peşe birleştirerek okumayın. Ayetleri yine tane tane ve ayrı ayrı okuyun.
Rukuda başınızı kaldırmayın ve sırtınızla aynı hizada olmasına dikkat edin.
Gözleriniz secde yeri ile ayaklarınız arasındaki bölgeden ayrılmasın.
Namazdaki her vacip ve her rükün bu dönemde size yardımcıdır.
46
www.beyyine.com
___________________________________________________________________
Tedavide buruna çekilecek, içilecek ve vücuda sürülecek şeyleri rukye ile birlikte
kullanıyorlardı.
Onların tedavideki eski yöntemlerinden birisi rukyeye başlamadan önce beş cüz
kadar Kuran okumaktı.
Hastaya günlük olarak altı saat boyunca okunur, ilk devre tamamlanınca
hastanın yüzüne ezan, ayetelkursi, nas ve felak sureleri okunur ve her ayette
üflenirdi. Hastada bir belirti meydana gelirse gereken tütsü koklatılır ve tedavide
kullandıkları içecek ne ise içirilirdi.
Ayrıca onlar cinle hiçbir şekilde konuşmazlar, ona soru sormazlardı. Çünkü
ortada başka bir şey değil, her yönüyle yalnızca bir savaş vardı. Onların cine boyun
eğdirdikleri yöntemleri vardı. İnsanlar onlardan gerçekten çok faydalanırlardı. Ama ne
yazık ki, tecrübelerini anlatan eserler bırakmamışlardır. Bu konuda belki birkaç tane
kitap bulunabilir. Onların da hattı neredeyse okunamayacak hale gelmiştir.
Onlar okuma işlemini hem kendileri hem de hasta ayakta olarak yaparlardı.
İçlerinde kendilerine ulaşıp tanık olduğum bazıları son derece serttiler.
47
Sihir‟den Korunma Ve Rukye İle Tedavi
___________________________________________________________________
kazanınca da şeytan ruhu bu şekilde geri planda kalır ve hakimiyet oluşturup ortaya
çıkamaz.
Göğsü ve kalbin bulunduğu bölgeyi önden ve arkadan yağlamak her ruhsal hasta
için şarttır. Bunu yapan, cinin inanılmaz bir hızla zayıfladığını görür.
Aynı şekilde, eğer cin vücudun herhangi bir organında hastalığa sebep oluyorsa,
yapılması gereken şey bu organa uzanan sinirlerin yağlanmasıdır. Eğer bunu
yaparsan, o istese de istemese de hakkını alırsın.
Hastanın yağlama işlemine ve üzerine okunmuş herhangi bir şeyi içmeye devam
etmesi şarttır.
Üzüntü, sevinç, korku ve öfke gibi duygular mutlak anlamda yasak olan şeyler
olmasa da, bunların Allah için olmasına ve bu duygularda aşırı olmamaya özen
göstermek gerekir.
Bunlar dışında hastanın durumunun kötüleşmesine ve şeytanın güç
kazanmasına yol açabilecek başka sebepler de vardır. Birisi hastanın kendisi için
yapılan büyünün bulunduğu mekandan geçmesidir. Bu durumda hasta kendini
kaybedebilir ve rahatsızlıkları artabilir. Büyüyü yapan veya yaptıran kimseyi görmek
de aynı etkiyi yapar.
Bir başka sebep cinlerin yerleşik oldukları mekanlardan geçmektir. Buradan
geçen hasta bazen kendinden geçer ve bunun sebebinin ne olduğunu bir türlü
anlayamaz.
Nazarda da durum aynıdır. Nazarı değen kişiyi görmek, kendisine nazarın
değdiği yerden geçmek, kendisine nazar değme sebebinin anılması, kendisine nazar
değen yerin ya da nazarı değen kişilerin adlarının anılması hastanın kötüleşmesine
neden olabilir. Bu nedenle hastanın –bildiği taktirde- bunlardan kaçınması gerekir.
Rukye yapan kimsenin de hastayı bu konuda uyarması gerekir. Belirtilen sebeplerden
dolayı herhangi bir olumsuzluk meydana gelmiş olsa bile bunlar rukye sonucunda
gitgide hafifler.
Burada önemli bir nokta var ki, o da şeytanın bu gibi durumları kullanarak
insanların arasını açmasından sakınmaktır. Hasta eğer kendisine kimin nazarının
değdiğini biliyorsa en doğru davranış ona iyi muamelede bulunarak eziyet etmemek
olacaktır. Bu tutum başkalarına ihsan kapsamına girer.
Hastanın kendisini kötü hissettiği yerlere ve toplantılara onu götürmemek gerekir.
Zira hasta her yerde kendini kötü hissetmez. Yalnızca nazarı değen ya da kendisine
büyü yapan kimselerin bulundukları yerlerde yahut benzer biçimde nazar değmesine
maruz kaldığı ortamlarda rahatsızlık hisseder. Dolayısıyla onun bu gibi yerlerde
bulunması hastalığının kötüleşmesine ve iyileşme sürecinin uzamasına neden olur.
Büyü malzemesinin bulunduğundan şüphe edilen yerlere okunmuş su
dökülmelidir. Suyun tuzlu olması daha da iyidir.
48
www.beyyine.com
___________________________________________________________________
Elbette ki, şeytanın verdiği haber dikkate alınmaz, çünkü şeytanlar akrabalık ve
arkadaşlık ilişkilerini koparmayı görev bilirler.
Bir büyü görevlisi şeytanın, büyücünün, herhangi bir hocanın, rukyecinin, nazarı
değenin ya da herhangi bir şeytanın adının zikredilmesi, cinin korkutulması ve tehdit
edilmesi ya da buna benzer rukye kapsamına girmeyen bir şey yapılması, her ne
kadar etkili olduğu iddia edilse de doğru değildir. Şeytanın da bir aklı vardır ve
bununla hileler düşünüp aldatabilir. Onun aldatmalarına engel olmanın tek yolu,
üzerine hiçbir şey eklemeksizin ve kendisinden bir şey eksiltmeksizin rukyeye devam
etmektir.
Şeytana galip gelmek isteyen onunla mücadelede bu tür yollara başvurmak
yerine, o şeytanın rabbine ve yaratıcısına yönelerek, meşru bir vesile olarak rukyeye
ve diğer mübah ilaçlara başvurmalıdır.
Nefes/Üfürmek
Nefes etmekten ya da üfürmekten amaç, belli bir usulle ruhu tedavi etmeye
çalışırken etkiyi artırmaktır. Bu salih insanların ve başkalarının –herkesin kendi
kastına göre- başvurdukları bir tutumdur. İman ehli öncelikle Allah‟a ve ardından
kalbinde yerleşik yakine ve takvaya dayanır.
Ruh salih amellerden beslenir. Ruhu temiz olan kimseyi insanlar “psikolojisi
güçlü” diye tanımlarlar. Bu yüzden güçlü bir ruhla Allah‟a yönelmek, pis ruhlar
karşısında iman ehlinin taşıdığı en büyük silahtır.
Pis/habis ruhlara gelince, konumuz tedavi olduğu için bizim bahsettiğimiz pis
ruhlar büyücünün, hasetçinin ve şeytanın ruhlarıdır. Bunlar tek bir mecrada akarlar ve
bunların bir araya gelmesi bir güç meydana getirir. Onların bir araya gelmelerinde asıl
olan haset ve nefrettir. Bunu ister büyü olarak adlandıralım ister nazar olarak… İşte
bu kimselerin de habis durumun gücüne göre etkisi artan nefesleri vardır ve bu
nefesler Allah‟ın izninden sonra başkaları üzerinde etkili olur.
49
Sihir‟den Korunma Ve Rukye İle Tedavi
___________________________________________________________________
Bir hadiste Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) “Ancak Allah ona karşı bana yardım
etti ve o bana boyun eğdi”1 derken bir diğerinde de “O bana sadece hayır emreder”
demekte. Enes ibn Malik‟ten rivayet edilen hadiste de Cibril‟in (aleyhisselam) o henüz
bir çocukken Nebi‟nin kalbini yarıp içinden bir kan pıhtısı çıkardığı ve “İşte bu
şeytanın sendeki payıdır” dediği geçer.
Dolayısıyla şeytanın Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) üzerinde ne ona vesvese
verme ne de onun ruhuyla karışıp onu kontrol edebilme gibi bir gücü vardır.
Nitekim iman ehli üzerinde de onun mutlak bir otoritesi yoktur. Sadece onlara
vesvese verir, aralarını bozar, unutturur, çok yeme ve içme gibi yollarla onları itaatte
tembelliğe sevk eder.
50
www.beyyine.com
___________________________________________________________________
Şeytani ruhların gücü insani ruhların gücünden fazladır. Bunun nedeni şeytanda
hiçbir hayrın bulunmayışıdır. İnsan ise böyle değildir. Onlarda sevgi, merhamet, güzel
davranışlar bulunur. İnsanlar kendilerinde bulunan imanın ve hayrın miktarı
bakımından farklılık gösterirler. Şeytanın onlardan payı ise işte bu hayrın nispetince
değişiklik gösterir. İnsan Allah‟a sıdkla yöneldiğinde şeytanın kendisinden elde ettiği
payın çoğu ortadan kalkar.
Temelde büyü de haset de aynı tür şeylerdir; aynı öfkeyi ve aynı kini taşıyan
ruhtan çıkarlar. Aralarındaki tek fark büyünün açıkça şeytanla işbirliği içinde
yapılması, hasedin ise yine şeytan yoluyla gerçekleşmesiyle birlikte, haset edenin
çoğu kez bunun farkında olmamasıdır. Haset eden kimse bilmeden onları razı
edecek şeyi yaparak, onları kendine yardım etmeye sevk eder.
Dolayısıyla, hasetçi ve büyücü pis ruhların keyfiyetinde ortaktırlar ve bu keyfiyet
fıtratla gelmez ama çabayla kazanılır.
Hasetçinin bu hali bazen küçük bir yaşta iken başlar. Şeytan onun kalbinde kin
ve haset oluşması işini üstlenir. Sonunda o kendini bu işte uzmanlaşmış bulur. Ama
çoğu hasetçiler büyük bir olay meydana gelene kadar, başkaları üzerinde böyle bir
etkilerinin olduğunun farkında olmazlar.
Bazen bir ailenin bu habis özelliği nesilden nesile taşıdığı görülür. Bunun sebebi
ise İslam terbiyesinden ve Müslümanların yaşadıkları ortamlardan uzak olmaktır.
Temelde insanoğlunun kalbi tüm kötülüklerden arıdır ve bu kalbin sahibi şeytanın
onaylayacağı şeylere meyledene kadar da öyle kalır. Bu meyil oluştuktan sonra, artık
zaman içerisinde bu yönde eğitimini alır.
Büyücüye gelince, o şeytanın kapısını kendi rızasıyla çalar ve kendi rızasıyla ona
kul olmak istediğini belirtir.
O ise başlangıçta onu hemen kabul etmez. Önce onun gerçekten bunu
istediğinden emin olmak ister. Bu yüzden de şeytanlarla açıkça ve rahatça karşı
karşıya gelebilmesi için onu riyazetle yükümlü tutar ve ağır, bağlayıcı sözler alır.
Alacağı şeylerin karşılığında ödeyeceği bedel ise bizzat kendi ruhudur. Bunun
dışında çoğu kez evlatlarının ve yakınlarının ruhlarını da şeytana kurban eder ve
çocukları yaşamaz.
Sihir öğrenme riyazetleri (alıştırmaları) gerçekte kalpte olan fıtratın harabından
ve çekip alınmasından ibarettir.
Büyücülerin ve hasetçilerin içinde bulundukları durum bir tür amansız hastalıktır.
Tedavisi imkansız gibidir. Bu hastalığı ancak içten bir arzu ve uzun seneler boyunca
çekilen çileler, mücadeleler tedavi edebilir. Ancak bu şekilde kötülük kalpten
dağılmaya başlar.
Bunun en büyük ilacı ilim öğrenmek, özellikle tevhid ilmini ve imanın kısımlarını
öğrenmektir. Kadere iman konusu ise bunlar arasında özel bir yer tutar. Ayrıca çok
salih amel işlemek ve nefsi şer‟î yöntemlerle batıldan alıkoymak gerekir.
Büyücülerin ve hasetçilerin yaptığı şey aslında Allah‟ın paylaştırmasına,
kazasına ve hikmetine başkaldırıdır. Onlar eğer Allah‟ın takdirlerine razı olsalardı en
mutlu insanlar olurlardı. Ama ne yazık ki, şeytan onları korkaklık, düşmanlık, kin ve
haset barındıran bu yolla zehirlerini saçmaya sevk etmektedir.
51
Sihir‟den Korunma Ve Rukye İle Tedavi
___________________________________________________________________
Nazar bazen salih kimselerden, herhangi bir eziyet kastı olmaksızın meydana
gelebilir.
Şeytan bu şekilde, kulun kalbindeki en küçük bir kaymayı kullanarak onu acıya
ve sıkıntıya dönüştürmeye çalışır. Bu nedenle her müminin, kalbine düşen her
mahzurlu şeye karşı kendisini savunması ve hiçbir vesveseye icabet etmemesi
gerekir. Kimi insanlar vesveselere icabet ederek kendilerini onlara teslim ederler. Bu
büyük bir hatadır. Çünkü kalbe gelip giden bu şeyler temelde şeytandandır ve onlara
kulak asmayıp bir şekilde bertaraf etmek gerekir.
Kısacası, büyücüler ve hasetçiler kalpleri hasta varlıklardır ve onlara ne rukye ne
de başka şey fayda eder. Ta ki, onlar sadık biçimde tevbe edene kadar. Onlar Allaha
yöneldikleri, sabrettikleri, üzerlerine geçen hakları iade ettikleri ve tarafından
bağışlanmadıkları kişilere dua ettikleri takdirde, Allah‟ın rahmetine ve affına yine onun
izniyle kavuşabilirler.
52
www.beyyine.com
___________________________________________________________________
53
Sihir‟den Korunma Ve Rukye İle Tedavi
___________________________________________________________________
54
www.beyyine.com
___________________________________________________________________
mevsimi geldiğinde ben borçluyum bahanesini ileri sürer vs. Bu şekilde taatlerden
kendilerini alıkoyarlar.
Şahsi deneyimlerim çerçevesinde, kadınların erkeklerden daha güçlü ve daha
sebatkar olduklarını gördüm. Cinlerin azgınlarından olanları yenilgiye uğratan nice
kadınlara tanık oldum.
Her halükarda, eğer evde birden fazla hasta varsa, en doğrusu hepsinin birden
tedavisine başlamamaktır. Önce ev reisinden başlanır, o esnada eşi ona yardımcı rol
oynar. Ama o da tedaviden –özellikle de sona yaklaşıldığında- etkilenecek, sorunları
artacaktır. Evin reisi olan erkeğin sabır göstermesi ve çocuklarına da günlük zikirleri
ve sığınmaları öğretmesi gerekir.
Hastalık bir imtihandır. İmtihan için hükümler ve kurtuluşun yakın olduğuna dair
göstergeler vardır. Bunlar, musibetin şiddetlenmesi, başka olayların bunun üstüne
gelmesi, yakınlar tarafından terk edilmek, insanlardan ve cinlerden şeytanların kişinin
üzerine saldırmaları gibi şeylerdir. Böylece kişi tamamen Allah‟a yönelir ve başka
şeyleri terk eder. Ardından da doğan bir fecr gibi, ezici bir zafer gibi kurtuluş gelir.
Allah‟tan hepimiz için af ve afiyet ister, faydalı olan şeyi bize öğretmesini ve her
imtihan içinde olan kişiyi kendisinin salahına olan şeye yöneltmesini dileriz. O buna
vekil ve buna kadirdir.
***
Bazı Sorular ve Cevapları
55
Sihir‟den Korunma Ve Rukye İle Tedavi
___________________________________________________________________
Evet, her tür zikir, Kuran ve kullanılan maddi ilaçlar, hem mevcut hastalığın
tedavisi için hem de büyünün yenilenmesine karşı faydalıdır.
Kuran okuma, özellikle de Bakara suresi kişi için önemli bir kaledir. Bunun için iki
ayrı rukye uygulaması olması gerekir desek bile, bunların birer hafta dönüşümlü
okunması yeterlidir.
Gün boyu devam ettirilen zikir bir korunmadır, abdest üzere olmak bir
korunmadır, sünnetten okuduğumuz günlük dualar birer korunmadır, gece yatmadan
önce yapılan korunma duaları ve zikirler en önemli korunmalardır. Zira büyünün
yenilenmesi çoğunlukla uyku esnasında olur. Yine yatmadan önce Mülk ve Secde
surelerini okumak korunmadır.
Kullanabileceğimiz çeşitli ilaçlar birer korunmadırlar. Örneğin Acve hurması
kullanmak cinin vücuttaki faaliyetlerini büyük oranda iptal eder. Vücutta büyü olmasa
bile bunu yemeğe devam etmek gerekir.
Meyankökü içmek korunmadır ve hatta büyüyü ortadan kaldırır. Çok uzun zaman
alsa bile buna devam etmek gerekir. Vücudu yağlamak vücuttaki cini mahveder.
Bundan dolayı bu hem hücum hem de savunma hattı sayılır.
Önemli bir nokta
Şeytanlar büyü maddesini karında olduğu gibi tutmazlar. Aksine, onu meyankökü
ve acve gibi yok edici ilaçlardan koruyacak bir kılıf oluştururlar. Bu ilaçlar karına
girince bu kılıf etkilenmeye ve tahrip olmaya başlar. Sonunda ilaç büyü maddesine
ulaşır ve eğer hasta ilacı kullanmaya devam ederse, şeytanlar hastaya yaptıkları
eziyetleri keserler. O da büyük bir rahatlama hisseder. Bazen kusma ya da dışkı
yoluyla karından garip şeyler de çıkar. Bunun üzerine hasta ilacın büyüye ulaştığını
ve onu yok ettiğini düşünerek ilaca devam etmez ya da kullanımında gevşeklik
gösterir. Bunu fırsat bilen şeytan vücuda tekrar büyüyü koruyacak maddeler sokarak
tekrar hastaya eziyet etmeye başlar. O zaman ne yazık ki, tedavi başladığı noktaya
döner.
Bu nedenle, unutmayalım ki, rahatlama olayı büyünün bozulduğunu göstermez.
Doğru olan bunun tam tersidir. Büyünün bozulmak üzere olduğunun ve cinin artık
yenik düştüğünün asıl göstergesi, vücuttaki yorgunluk ve ağırlık hissinin ve diğer
şikayetlerin artmasıdır.
Rahatlama hissedince tedaviyi bırakmamak önemlidir. Şeytan hastayı çok iyi
tanır. Onun azminin düzeyini, psikolojik durumunu bilir. O yüzden onu ancak tedaviyi
sonuna kadar götürecek güçlü bir kararlılık alt eder.
Soru: Yasin suresinin günde üç kez belirtildiği gibi okunması yalnızca
tedavinin sonuna yaklaşınca mı gereklidir. Yoksa başlangıçta da okunabilir mi?
Kuran okuma programının şu şekilde olması gerekir:
a) Fatiha, Bakara, nas ve felak sureleri (son ikisi yedişer kez tekrarlanarak) iki
hafta ya da duruma göre bir ay süresince okunur.
b) Sonra Kehf, Ta Ha, Ya Sin, Duhan, Vakıa, Hadid, Haşr, Mülk, Fatiha, nas ve
felak sureleri iki hafta boyunca ya da bir ay boyunca okunur.
Bu iki şıktaki sureler bu şekilde dönüşümlü olarak okunurlar. Biri diğerinden daha
etkilidir denilemez, ancak birbirlerine karıştırılmazlar ve her biri müstakil olarak
56
www.beyyine.com
___________________________________________________________________
okunur. Bunlar aynı zamanda yağ üzerine, su üzerine ve kullanılacak olan diğer
ilaçlar üzerine de okunurlar.
Hastanın rahatsızlıklarının şiddetlendiği nihai döneme ulaşınca Ya Sin suresine
geçilir ve bu sure belirtilen tekrarlar yapılarak, günde üç kez ve en iyisi yedi kez
okunur. Önemli olan bu sureyi belirtilen usule göre okumaktır.
Soru: Rahatsızlığın büyüden mi, nazardan mı kaynaklandığını anlayabilir
miyiz?
Bu her zaman mümkün olmayabilir. Zira bazı nazar durumları felce ya da ölüme
bile sebep olabilecek kadar etkilidir. Sihir de bazen hafif bazen daha güçlü olur.
Soru: Bazı kişiler kendilerinde olağan dışı bir durum olduğundan emin
oldukları halde rukyeden etkilenmemekteler. Bunu nasıl açıklayabiliriz?
Bu durum şu sebeplerden birine dayanır:
1- Vücutta görev alan cin güçlü cinlerdendir. Benim şahsi tecrübelerimden
edindiğim sonuç bu tür cinlerin daha ziyade kadınlara musallat olduğudur. Yani
kadınlara gönderilen cinler güçlü cinlerden seçilmektedir. Nitekim çoğu kez kadınların
rukyeden çok az etkilendikleri görülür. Bu nedenle de sorunun psikolojik olduğu
zannedilir.
2- Tedavinin zayıf oluşu ve gerekli temellere sahip olmayışı. Yani, bilinen ve
bizim de yazıda sıraladığımız özellikleri taşımayışı, aynı anda duaları, zikirleri,
okumayı, tevekkülü, tevhidi ve maddi ilaçların kullanımını içermeyişi.
3- Tedavi üzerine yoğunlaşmamak. Bazen hasta senelerce tedaviyle uğraşır ama
tek bir tedavi üzerine yoğunlaşmadan yapar bunu. Başladığı tedaviyi devam ettirmez,
bir rukyeciyi bırakıp diğerine gider vs. Bazen hastalar rukye yapan birini duydukları
için kilometrelerce yol kat ederler. Yirmi dört saatten fazla kalamayacakları
uzaklıklara giderek, bir celsede cinin vücutlarından çıkarılacağını beklerler. Bu gibi
şeyler şeytanların insanlarla oynamasından başka bir şey değildir.
Bir ya da iki celsede cini vücuttan çıkaracağını iddia eden bir rukyeciye inanan
hata eder. Eğer böyle olsaydı, tüm hastaların çileleri kısa zamanda son bulurdu. Bu
gibi hayallerden sıyrılıp Allaha tevekkülle birlikte çaba harcamaya girişmek gerekir.
Soru: Kendisine nazar değmiş bir insan, bunun sonrasında nazara açık bir
hale gelir mi?
Evet, kendisine nazar değmiş birinin bedeni zayıftır ve buna açıktır. Özellikle de
olayın farkında değilse ve sığınma dualarını okumuyorsa.
Soru: Bir kimsenin sihirle ilgili ayetlerden etkilenmesi onun üzerinde büyü
olduğunu mu gösterir?
Hayır, bu ille de büyünün göstergesi değildir. Çünkü şeytan hilebazdır. O her
telden çalar ve karşıdakini aldatır. Ayrıca, Allah kelamının tümü onlar üzerinde
etkilidir. Bu yüzden en iyisi, benim durumun büyü mü, nazar mı diye düşünmek yerine
şu gerçek üzerinde düşünmeliyiz: Bu bedende iki ruh bulunmaktadır: Hastanın ruhu
ve şeytanın ruhu. Bunlardan şeytana ait olan ikinci ruhun gitmesi ve bedende tek bir
ruhun kalması gerekir. Bu da ancak Allah‟ın yardımıyla ve ona tevekkülle gerçekleşir.
Bu yüzden her zaman, her tadavide ve her ilaç içtiğinizde Allah‟tan yardım ve şifa
istemeyi unutmayın. Şu üç şeyi her zaman bir arada bulundurun: İnanç, tevekkül ve
sebepleri yerine getirme. Bunlardan birisi eksik olduğunda tedavi eksik kalır. Her
57
Sihir‟den Korunma Ve Rukye İle Tedavi
___________________________________________________________________
zaman şunu tekrarlayın: La havle ve la kuvvete illa billah aleyhi tevekkeltu ve huve
rabbu‟l-arşi‟l-azîm.
58
www.beyyine.com
___________________________________________________________________
***
59