A) SSCB’nin Dağılması 1991'de üye devlet temsilcilerinin Budapeşte'de topla-
nıp kuruluşun feshine ilişkin protokolü imzalamalarıyla 1) Glasnost ve Perestroyka sona erdi. COMECON'un feshi kararını, NATO'ya kar- ● Perestroyka( Yeniden Yapılanma) : 1980’li yıllardan şı kurulmuş olan Varşova Paktı'nın 1 Temmuz sosyalizmin artık işleyemez hale gelmesi üzerine eko- 1991'de son verilmesi kararı takip etti. Böylece, Sov- nomiyi biraz serbestleştirerek devletin bütünlüğünü ko- yetler Birliği'nin dağılmasını Doğu Bloku'nun dağılması rumaya çalışan SSCB Devlet Başkanı Gorbaçov tara- olayı takip etmiş oldu. fından uygulanan politikadır. Genel olarak yaptığı re- 3) Doğu Bloğu’nun Dağılmasının Sonuçları formlar devlet mekanizmasını hantallığından kurtar- mak üzeredir. Verimsiz işleyen devlet kurumları ve iş- ● Yakın Çağ'ın iki süper gücünden biri olan Doğu Bloku letmelerine özerklik, tek bir merkezden planlama yeri- 1991 yılında tam bir çöküntü içine girdi. Bu olay 21. ne kendi üretim planlarını yapabilme, bütçe açıklarını yüzyılın başında tarihin yeni bir döneminin de başlan- merkezden kapatma yerine kapitalist sistemdeki gibi gıcını teşkil etti. Kısacası, Avrupa ve Asya'nın siyasi kar amaçlı üretime odaklanma, kaynakların silahlanma haritası değişti. yarışı yerine ekonomik refahı arttırma üzerine kulla- ● Sovyetler Birliği'nde ilk kopmalar Baltık ülkelerinde nılması ve bu nedenle ABD ile silahsızlanma anlaşma- (Estonya, Letonya ve Litvanya) meydana geldi ve bu- ları yapılması perestroyka ilkesinin getirdiği başlıca nu diğerleri takip etti. gelişmelerdendir. ● Asıl Rusya'yı oluşturan üç cumhuriyetten (Moskova ● Glasnost( Açıklık): 1985’ten itibaren Gorbaçov tarafın- Rusyası, Ukrayna Rusyası ve Beyaz Rusya) özellikle dan SSCB’nin demokratikleşmesine doğru değişim Ukrayna Rusyası'nın bağımsızlığını ilan etmesi, amacıyla uygulanmış politikaların tümüne verilen ad- Sovyetler'in sonunu getiren en önemli gelişme oldu. dır. Gorbaçov’un amacı halkın devlete güvenini artır- ● Eski Sovyetler'in dağılması, Türkiye'ye ek olarak beş mak için toplumun her düzeyinin katılabileceği, herke- Türk Cumhuriyeti'nin daha tarih sahnesine çıkmasını se söz hakkı tanınacak olan bir tartışma ortamını sağladı. Bunlar; Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekis- mümkün kılmaktı. tan, Kırgızistan ve Kazakistan olup, ayrıca Azerbay- ● Perestroyka ve Glasnost politikalarında amaçlanan can'a bağlı özerk bir cumhuriyet olan Nahçıvan ile düşünce siyasi ve sosyal özgürlüklerin ekonomideki Türkiye'nin ilişkileri yeni bir ivme kazandı. refahı artırmasıydı. Ancak bunun gerçekleşmemesi ● Avrupa ve Asya haritası 1991'de yeniden değişirken, üzerine başta Balık Ülkeleri ( Litvanya, Letonya, değişiklik Sovyetler'in dağılmasıyla sınırlı kalmadı. Estonya) olmak üzere SSCB’ye bağlı ülkelerin bağım- 1989'da Almanya birleşmesini tamamlarken, Yugos- sızlık ilanları başladı. lavya parçalanmaya başladı. 2) Doğu Bloğu’nun Dağılması ● 1991 Haziran'ında Slovenya ile Hırvatistan bağımsız- ● Macaristan Komünist Partisi, 9 Ekim 1989'da Mark- lıklarını ilan ederken, Sırbistan ağırlıklı Federal Ordu sizm'i terketti ve Macaristan Sosyalist Partisi adını al- ile Hırvatlar arasında iç savaş başladı. dı. 23 Ekim 1989'da Macaristan'ın resmi adı Macaris- ● Bosna-Hersek ile Makedonya Avrupa Topluluğu'na tan Cumhuriyeti olarak değiştirildi ve çok partili siste- başvurarak bağımsızlıklarının garanti edilmesini istedi- me geçildi. ler. Bu gelişmeler Yugoslavya'yı parçalanmaya götü- ● Polonya'da, Polonya Komünist Partisi Merkez Komite- ren gelişmelerin başlangıcını teşkil etti. si 6 Ocak 1990'da kendisini feshetti ve Sosyal Demok- ● Kafkaslar'da ise, Ermenistan'ın bir Azerbaycan toprağı rasi Partisi adını aldı. olan Karabağ'a saldırması, Kafkasları önemli bir prob- ● Bağımsızlık konusunda örnek mücadelelere sahne lem sahası durumuna getirdi. olan Çekoslavakya'da devletin adı, 29 Mart 1990'da ● Doğu Bloku'nun dağılması ile tam bir kaos ve istikrar- Çekoslavakya Federal Cumhuriyeti olarak değiştirildi sızlık dönemine girdi. Bozulan güç dengeleri, yerini, ve 26 Kasım 1990'da ülkede Komünist Partisinin ön- başlangıçta belirsizliğe bıraktı. Ancak, geçen zaman cülüğüne son verildi. içinde dünyanın yeniden yapılanması " Globalleşme " ● Bulgaristan'da, 15 Ocak 1990'da Komünist Partisi'nin kavramı içinde ve ABD'nin liderliğinde yeniden şekil- hakimiyetini öngören anayasa maddesi değiştirildi ve lendirilmeye başlandı. parti Bulgaristan Sosyalist Partisi adını aldı. B. TÜRK CUMHURİYETLERİNİN BAĞIMSIZLIĞINI ● Romanya'da, 20 Mayıs 1990'da ilk defa demokratik ve KAZANMASI serbest seçimler yapıldı. 1) Alma Ata Zirvesi (21 Aralık 1991) ● Doğu Almanya, 3 Ekim 1990'da Batı Almanya ile ● 21 Aralık 1991'de Kazakistan'ın o zamanki başkenti birleşti. Alma-Ata'da Rusya, Ukrayna, Beyaz Rusya, Kazakis- ● 12 Aralık 1990'da Arnavutluk'ta yeni partilerin kurul- tan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan, Azerbay- masına izin verildi. can, Tacikistan, Ermenistan ve Moldovya katılılıyla ● 21 Mart 1990'da bir Uzakdoğu ülkesi olan Moğolis- toplanan zirvedir. Gürcistan ise zirveye gözlemci ola- tan'da Komünist Partisi'nin etkinliğine ve öncülüğüne rak iştirak etmiştir. son verildi. Ülkede çok partili siyasi hayata geçildi. ● Alma-Ata Zirvesi ile Sovyetler Birliği'ni oluşturan 15 ● Doğu Bloku'nu oluşturan bu devletlerde başlayan Cumhuriyet, 21 Aralık 1991'de Sovyetler Birliği'ne fii- sistem değişikliği, çok partili hayatın başlaması ve pa- len son vermiş oldu. Bunlardan 11 Cumhuriyet, her zar ekonomisine geçiş uygulamaları; Gorbaçov'un cumhuriyetin bağımsızlığı ve eşitliği ilkesi saklı kalmak beklediği bütünleşme ve güçlenme çabalarını dağıl- kaydıyla, aralarında yeni bir yapılanma yoluna gittiler. maya götürdü. Bu dağılma, ülkelere bağımsızlığı ve 2) Azerbaycan Blok'tan kopmaları getirdi. ● SSCB’nin uyguladığı Glasnost ve Perestroyka politika- ● Ancak, bağımsızlık ilanları Sovyetler'in dağılmasını larının etkisiyle 19 Haziran 1989 tarihinde istemeyen Gorbaçov başta olmak üzere Rus yönetici- Ebulfeyz Elçibey önderliğinde kurulan Halk Cephesi leri tarafından tepki ile karşılandı. SSCB’den Azerbaycan’a bağımsızlık vermesini iste- ● Nitekim bu gelişmeler üzerine, Doğu Bloku ülkelerini mesi üzerine Rus Kızıl Ordusu Bakü’ye girdi. ekonomik yönden birbirine bağlayan COMECON ● Mart 1990’da yapılan seçimlerin ardından 30 Ağustos (Karşılıklı Ekonomik Yardım Konseyi), 28 Haziran 1991’de Azerbaycan bağımsızlığını ilan etti. 18 Ekim’de yapılan halk oylaması ile bağımsızlık kararı ● Asker Akayev, merkeziyetçi ekonomiden, liberal eko- bir kez daha teyit edildi. nomiye geçişi sağlayacak yasal düzenlemeler yaptı. ● Atatürk “Azerbaycan'ın sevinci bizim sevincimiz, kede- Eğitim dilini Kırgızcaya çevirerek Kırgızların ulusal dil- ri bizim kederimizdir." Ebulfez Elçibey, "İki kardeşin lerini kullanmalarına, ulusal kültürlerini geliştirmelerine yan yana ayrı devletler kurduğu nerede görülmüştür. ve ulusal kimliklerini tanımalarına yardımcı oldu. Azerbaycan ve Türkiye olarak en kısa zamanda bir- 6) Türkmenistan leşmeliyiz." ve "Biz bir millet, iki devletiz." diyerek ülke- ● Sapar Murat Niyazov önderliğindeki Türkmenler kabi- ler arasındaki bağı bu sözlerle anlatmışlardır."Ancak leciliğe dayanan ayrılıklara son vererek 27 Ekim son zamanlarda ortaya çıkan Ermenistan Meselesi iki 1991’de Türkmenistan Parlamentosu’nun aldığı karar- ülke arasındaki ilişkilerde belirleyici rol oynayamaya la bağımsızlığını ilan etmiştir. başlamıştır. ● Türkmenbaşı Ulusal kimliğin simgesi olan Türkmen 3) Kazakistan diline sahip çıktı ve Rusçanın yanında resmi dil olma- ● 22 Haziran 1989’da Kazakistan Komünist Partisi baş- sını sağladı. Türkmenistan'da 12 Nisan 1993 tarihin- kanlığına getirilen Nazarbayev Mikhail Gorbaçov’un den itibaren Kiril harflerinin bırakılması, belli bir süre Glasnost-Perestroyka politikasına destek verdi. Bunun sonra da Latin harflerine (alfabesine) geçilmesi karar- karşılığı olarak Kazakistan’ın haklarının korunmasını laştırılmıştır. sağladı. Kazakistan petrolünün, doğalgazının ve ma- ● BM, İKÖ ve BDT örgütlerine üye oldu. denlerinin dış piyasada uygun fiyatla satılmasını istedi. İzlediği tutarlı ve akılcı politika ona büyük saygınlık ● Orta Asya Cumhuriyetleri arasında en büyük doğalgaz kazandırdı. 1989 yılı Eylül’ünde resmi dilin Kazak rezervlerine ve yıllık üretim kapasitesine sahip olan ül- Türkçesi olduğunu ilân etmesi halkın güvenini daha da ke Türkmenistan’dır. Türkmenistan’daki doğalgaz re- arttırdı. zervleri, bölgedeki toplam rezervlerin %5’ini oluştur- makta olup, tespit edilen toplam doğalgaz rezervleri ● Nazarbayev ülkesini demokrasi ve serbest pazar yaklaşık 2,86-4,4 trilyon m3 civarındadır. Ancak ba- ekonomisine geçirmek için önlemler aldı, düzenleme- ğımsızlıktan sonra üretim, ihracat imkanlarının da da- ler yaptı. Siyasal partilerin kurulmasına izin verdi. Azat ralmasıyla yarı yarıya azalmıştır. Üretilen doğalgazın (Hürriyet) Partisi Kazakistan’ın egemenliğini kazan- %84’ü ihraç edilmektedir. Bağımsızlıktan bu yana gaz masında önemli rol oynadı. 26 Mart 1990’da seçilen üretimi 100 milyar m3’lerden, 15 milyar m3’e gerileyen parlamento 24 Nisan 1990’da Nazarbayev’i cumhur- Türkmenistan, 1999 yılında 22,9 milyar m3 gaz üret- başkanı seçti. 16 Aralık 1991’de Kazakistan’ın bağım- meyi başarmıştır. Ülkede bulunan petrol rezervlerinin sızlığını ilân etmesiyle Kazakistan Cumhuriyet Partisi 1.1 milyar ton (1.7 milyar varil) olduğu tahmin edilmek- kuruldu. tedir. ● Nazarbayev’in öncülüğünde devlet bürokrasisinin yanı 7) Diğer devletler sıra dil, edebiyat, kültür alanlarında ulusalcılık hız ka- zandı. Kruşçev zamanında kapatılan Kazak okulları ● Tataristan SSCB'nin dağılmasıyla Tataristan'da da yeniden açıldı. Kazak milliyetçiliğinin temel kaynakları geniş çapta bir milli kurtuluş hareketi başladı. 1992'de yeniden incelenmeye başlandı. Kazakistan tarihi, sos- Tataristan tam siyasi bağımsızlığını ilan etmiş ve Rus- yalist ideolojiden arındırılarak incelenmeye ve öğre- ya'dan ayrılma niyetini bildirmiştir. Ancak Rusya Par- nilmeye başlandı. lamentosu buna ret cevabı vermiştir. Bugün Tataristan Rusya Fedarasyonu'na bağlı özerk bir Türk cumhuri- yetidir. 4) Özbekistan ● Başkurdistan Saha-Yakutistan Cumhuriyeti, ● 1989 yılı Haziranında Özbekistan Komünist Partisi Çuvaşistan, Hakasya, Tuva Cumhuriyeti gibi Rusya Birinci Sekreterliğine İslam Kerimov’un getirilmesinden Federasyonu’na bağlı federe bir devlet olma durumla- ve Sovyetler Birliği'nin dağılmaya başlaması üzerine rını devam ettirmektedir. bağımsızlığa doğru giden yol açıldı. Zira Mart 1990’da 8) TİKA ( Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı) başkan seçilen Kerimov, Sovyetlere karşı bir politika izledi. Rusya’nın Özbekistan’ı hammadde deposu ola- ● Türkiye’nin başta Türk dilinin konuşulduğu ülkeler ve rak gördüğünü bunun da Özbek halkını geri bıraktığını Türkiye’ye komşu ülkeler olmak üzere, gelişme yolun- belirtti. daki ülkelerin kalkınmalarına yardımcı olmak, bu ülke- lerle; ekonomik, ticari, teknik, sosyal, kültürel, eğitim ● Kerimov, Özbekçeyi resmi dil ilan etti. Özbekistan alanlarında işbirliğini projeler ve programlar aracılığı anayasasında hiçbir etnik gruba ve azınlığa anayasa- ile geliştirmek amacıyla 24 Ocak 1992’de kurulmuştur. daki yurttaşlık hakları dışında bir hakkın verilmesine izin vermedi. Özbek ulusçuluğunun geliştirilmesine TİKA’nın Görevleri önem verdi. Rusçanın çeşitli alanlardaki etkinliğini ● Gelişme yolundaki ülkelerle ekonomik, ticari, teknik, azaltmaya başladı. sosyal, kültürel ve eğitim işbirliğini, bu ülkelerin kal- ● Halkından güç alan Kerimov, 31 Ağustos 1991’de kınmalarına katkıda bulunacak projelerle geliştirmek, Özbekistan’ın bağımsızlığını ilân etti. 29 Aralık ● Gelişme yolundaki ülkelerin kalkınma hedefleri ve 1991’de de Cumhurbaşkanlığı‘na seçildi. ihtiyaçlarını da göz önüne alarak, ekonomik, ticari, ● Ekonomiyi liberalleştirdi, demokratikleşmeyi hızlandır- teknik, sosyal, kültürel ve eğitim işbirliği ve yardım ko- dı. Rusya Federasyonu ile çatışmaya girmedi. Birleş- nularını belirlemek ve bu amaçla gerekli proje ve prog- miş Milletlere, Avrupa Güvenlik ve İnsan Haklarına ramları hazırlamak veya özel kuruluşlara hazırlatmak, üye oldu. ● Gelişme yolundaki ülkelerin bağımsız devlet yapıları- 5) Kırgızistan nın geliştirilmesi, mevzuatın hazırlanması, kamu gö- revlilerinin yetiştirilmesi, serbest piyasa ekonomisine ● Kırgızistan Demokrasi Hareketi lideri Asker Akayef, geçiş sürecinde bankacılık, sigorta, dış ticaret, bütçe Komünist Kırgız Partisi’nin muhalefetine rağmen 31 ve vergi sistemi gibi alanlarda ihtiyaç duyacakları yar- Ağustos 1991’de Kırgızistan’ın bağımsızlığını ilan et- dımları sağlamak, bu ülkelere uzmanlar gönderilmesi, miştir. bu ülkelerden gelecek eleman ve öğrencilerin eğitim ve staj görmesi, bu kişilere burs tahsis edilmesi ama- cıyla gerekli düzenlemeleri ve koordinasyonu yapmak, KÜRESELLEŞEN DÜNYA ● Eğitim ve kültür alanlarındaki işbirliği programlarının, imzalanması sonucu var olan Avrupa Ekonomik Top- yurtdışında, Türk Kültür Merkezleri aracılığıyla yürü- luluğu'na yeni görev ve sorumluluk alanları yüklenme- tülmesi için gerekli düzenlemeleri yapmak. siyle Avrupa Birliği kurulmuştur. ● Ana hizmet ve görevleriyle ilgili konularda diğer kamu ● Kopenhag Kriterleri: 22 Haziran 1993 tarihinde yapılan kurum ve kuruluşları ile gerekli işbirliği ve koordinas- Kopenhag Zirvesi'nde , Avrupa Konseyi , Avrupa Birli- yonu sağlamak. ği'nin genişlemesinin Merkezi Doğu Avrupa Ülkelerini ● TİKA’nın proje ve programlarının koordinasyonunu kapsayacağını kabul etmiş ve aynı zamanda adaylık sağlamak üzere 20 ülkede 22 Program Koordinasyon için başvuruda bulunan ülkelerin tam üyeliğe kabul Ofisi bulunmaktadır. Koordinasyon Ofisi bulunmayan edilmeden önce karşılaması gereken kriterleri de be- ülkelere ait kalkınma yardımı çalışmaları bölgedeki en lirtmiştir. Bu kriterler siyasi, ekonomik ve topluluk yakın Ofis tarafından gerçekleştirilmektedir. TİKA mevzuatının benimsenmesi olmak üzere üç grupta 2006 yılında da yapılanmasını geliştirecektir. toplanmıştır. Afganistan, Arnavutluk, Azerbaycan, Bosna-Hersek, ● Siyasi Kriterler: İstikrarlı ve kurumsallaşmış bir demok- Etyopya, Filistin Ulusal Yönetimi, Gürcistan, Karadağ, rasinin var olması, Hukuk devleti ve hukukun üstünlü- Kazakistan, Kırgızistan, Kosova, Makedonya, Moğolis- ğü, İnsan haklarına saygı, Azınlıkların korunması tan, Moldova, Özbekistan, Senegal, Sudan, Tacikis- ● Ekonomik Kriterler: Arz - talep dengesinin piyasa tan, Türkmenistan ve Ukrayna(Kırım)'da Program Ko- güçlerinin bağımsız bir şekilde karşılıklı etkileşimi ile ordinatörleri görev yapmaktadır. kurulmuş olması, Ticaret kadar fiyatların da liberal ol- ● Bu çerçevede: Bütün kesimleri kucaklayan, “Bölgesel ması, piyasaya giriş (yeni firma açılması) ve çıkış (if- İşbirliklerini Geliştiren” projeler uygulayarak, barışa ve laslar) için engellerin bulunmaması, Mülkiyet haklarını işbirliğine uygun ortamları oluşturmayı, (fikri ve sınai mülkiyet) içeren düzenlemeleri kapsayan Az gelişmiş bölgelerde (Afrika, Orta Doğu v.b.), önce- yasal bir sistemin olması ve bu yasalar ile düzenleme- likli insani problemlerin çözümüne yönelik projeler uy- lerin icra edilebilmesi, Fiyat istikrarını içeren bir eko- gulayarak, yaraların kısmen sarılmasını, “Kalkınma nomik istikrara ulaşılmış olması ve sürdürülebilir dış Desteği” sağlayarak bu bölgelerde yeni işbirliği alanla- dengenin varlığı… rı oluşturmayı, ● Topluluk Müktesebatına Uyum Kriterleri: AB'nin siyasi Nispeten gelişmiş bölgelerde, (Doğu Avrupa, Orta birlik ile ekonomik ve parasal birlik hedeflerini kabul Asya) Makro Projeler uygulayarak, işbirliği imkanlarını etmek ve AB'nin aldığı kararlara ve uyguladığı yasala- maksimize etmeyi ve “Kalkınma İçin Küresel Ortaklık ra uyum sağlamak Anlayışı” ile sistemleri uyumlu hale getirmeyi, ● Maastricht Antlaşması’yla; üye devletler Kopenhag Kültür coğrafyasının kültürel unsurlarını ve değerlerini Kriterlerine bağlı olarak: Ekonomik ve Parasal Birlik, evrensel boyuta taşıyarak, “Küresel İşbirliğini” kolay- Ortak Dış İşleri ve Güvenlik Politikası, Avrupa Vatan- laştırmayı benimsemiştir. daşlığı, Adalet ve İçişlerinde konularında anlaşmışlar- dır. C) DOĞU BLOKU’NUN YIKILMASIYLA AVRUPA’DA ORTAYA ÇIKAN GELİŞMELER c) Avrupa Birliği ve Uluslararası Politika a) Almanya’nın Birleşmesi ● Maastricht Antlaşması, Ortak Dışişleri ve Güvenlik ● 1961 yılında inşa edilen Berlin Duvarı, 1989 yılı başla- Politikası'na hem Avrupa Birliği'nin kendi ilgi alanlarını rında Alman Demokratik Cumhuriyeti Hükümeti, iste- hem de uluslararası topluluğun çıkarlarını gözetmesi yen Doğu Almanya vatandaşlarının Sovyetler Birliği amacını yükler. Bu amaç, uluslararası iş birliğini des- dâhilindeki diğer Doğu Bloğu ülkelerine geçiş yapa- teklemek, insan haklarına saygı duymak ve bunları bilmesine izin vermesiyle önemini kaybetti. 13 Haziran geliştirmek, demokrasi ve hukukun üstünlüğünden 1990'da Berlin Duvarı’nın resmen yıkılmaya başlama- ödün vermemek gibi ilkeleri kapsar. sıyla beraber Alman Demokratik Cumhuriyeti 13 Ekim ● Avrupa Birliği'nin uluslararası etkisi, dış politikasının 1990 tarihinde yıkılmıştır. yanı sıra genişleme süreci sayesinde de hissedilmek- ● Alman halkının yeniden birleşmeyi destekleyen partile- tedir. Avrupa Birliği üyesi olmanın getirdiği görünürde- ri yönetime getirmesi üzerine Federal Almanya ve ki yararlar, politik ya da ekonomik konularda Avrupa Demokratik Almanya devletleri, bütün Berlin’in ve bü- Birliği'ne katılım koşulu olan kriterleri yerine getirmek tün Almanya’nın sorumluluğunu ellerinde bulunduran isteyen ülkeler için özendirici bir etmen olmaktadır. Bu dört işgal gücüyle (ABD, Sovyetler Birliği, Büyük Bri- koşullar ayrıca, Doğu Avrupa'nın eski komünist hükü- tanya ve Fransa’yla) Almanya’nın birliğinin dış ve gü- metlerinin etkilerinin kaldırılmasında önemli rol oynar. venlik politikalarının koşullarını görüşerek İki Artı Dört Dış ülkelerin iç işlerinde böylesi bir etkiye sahip olun- Anlaşması’nı imzaladılar. ması "yumuşak güç" olarak tanımlanmaktadır. ● Yeniden birleşmiş Almanya, Avrupa Topluluğu'nun ● Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası başkanının yanı (sonra Avrupa Birliği) ve NATO'nun bir üyesi olarak sıra, Avrupa Komisyonu da uluslararası düzeyde gö- kalmaya devam etmiştir. rüşmelere kendi temsilcisini gönderir. Birleşmiş Millet- ler içinde Avrupa Birliği yardım gibi konularda yaptığı büyük katkılardan dolayı büyük önem kazanmıştır. G8 b) Avrupa Birliği’nin Genişlemesi zirvelerinde, Avrupa Birliği üyelik haklarına sahiptir ve ● Avrupa Birliği'nin temelleri 1951 yılında, 6 ülkenin toplantıları yönetmek, toplantılara ev sahipliği yapmak katılımıyla oluşturulan Avrupa Kömür ve Çelik Toplu- gibi görevlerin yanında, toplantılarda Avrupa Komis- luğu'na ve 1957 Roma Antlaşması'na dayanmaktadır. yonu başkanı ve dönem başkanı ülke temsilcisi tara- O dönemden bu yana, birlik yeni üyelerin katılımlarıyla fından da temsil edilir. Birliğin yirmi yedi üyesinin de boyut olarak büyümüş; var olan yetkilerine yeni görev temsil edildiği Dünya Ticaret Örgütü'nde, Avrupa Birliği ve sorumluluk alanları ekleyerek de gücünü arttırmış- de resmî olarak Avrupa Komisyonu'nun dış ticaretten tır. sorumlu üyesi tarafından temsil edilir. ● AET, üye devletlerarasında ekonomik işbirliği ve da- yanışmayı hedefleyen bir örgütken 1993 yılında, Ko- penhag Kriterlerinin belirlenmesi ve Maastricht Ant- laşması olarak da bilinen Avrupa Birliği Antlaşması'nın d) NATO’nun Genişlemesi ● Doğu Bloku’nun dağılmasıyla Rusya’yı kendilerine güçlü bir tehdit olarak gören Doğu Bloku ülkeleri Batı Avrupa’ya ilişkilerini güçlendirmeye müteakip NATO’ya üye olma çabasına girmişlerdir. ● Bu çerçevede Doğu Avrupa ülkeleriyle NATO arasın- da "Barış İçin Ortaklık" ilişkisi kurulmuştur. 1997 yılın- da Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Polonya'nın NA- TO'nun 50. kuruluş yıldönümü olan 1999'a kadar İtti- fak'a üye olmaları kabul edilmiştir. ● NATO’nun genişlemesi bu ülkelerinden katılımından sonra devam etmiş, 29 Mart 2004 tarihinde Bulgaris- tan, Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya, Slovenya ve Slovakya NATO’ya üye kabul edilmişlerdir. D) TÜRKİYE VE AVRUPA BİRLİĞİ ● Türkiye'nin 1963 yılında Avrupa Ekonomik Topluluğuy- la ortaklık anlaşması imzalamasıyla başlayan ilişkiler Türkiye'nin 1987 yılında tam üyeliğe başvurmasıyla ivme kazandı. 1999 yılında AB üyeleri tarafından aday olarak kabul edilen Türkiye 2005 yılında tam üyelik müzakerelerine başladı. ● Türkiye ile Avrupa Birliği'nin ilişkileri 31 Temmuz 1959'da Türkiye'nin Avrupa Ekonomik Topluluğu'na yaptığı ortaklık başvurusu ile başlar. AET Bakanlar I. Avrupa Konseyi Konseyi'nin başvuruyu kabul etmesi sonrasında 12 Eylül 1963 tarihinde Ankara Anlaşması imzalanmıştır. ● Konsey Topluluğun yasama organıdır; Toplulukla ilgili pek çok konuda yasama gücünü Avrupa Parlamento- su ile beraber kullanmaktadır. Ayrıca üye devletlerin ● Ankara Anlaşması ortaklık yaratan bir anlaşmadır. genel ekonomik politikalarını koordine etmekte ve Bunu 1970 yılında imzalanan Karma Protokol izlemiş- Topluluk adına bir veya birden çok ülke ile, uluslarara- tir. Türkiye'nin, sonradan Topluluk üyesi olan birçok sı kurumlar ile uluslararası anlaşmaları gerçekleştir- ülkeden daha önce Topluluk ile ilişkilerini başlatmış mektedir. olan bu iki önemli belge, o tarihlerden sonra ve 17 ● Avrupa Birliği Anlaşmasına göre, Konsey ortak güven- Aralık 2004 tarihli Avrupa Konseyi Sonuç Bildirgesi lik ve dış politikaların belirlenmesi ve uygulanmasına sonrasında halen devam etmekte olan süreçte Türki- ilişkin kararlar alıp üye devletlerin faaliyetlerini koordi- ye-AB ilişkilerinin hukuki dayanaklarındandır[ ne etmekte ve suç teşkil eden konularda Polis ve İçiş- ● 14 Nisan 1987 tarihinde Türkiye resmen tam üyelik leri ile eşgüdüm içinde çeşitli tedbirleri uygulamaya başvurusunda bulundu. Avrupa Birliği'yle bütünleşme- koyabilmektedir. nin ilk aşaması olarak Türkiye 1 Ocak 1996 tarihinde ● Konsey her üye devletten bakan seviyesinde bir tem- Avrupa Birliği'yle Gümrük Birliği'ne girdi. silciden oluşmakta olup bu kişi kendi hükümetini temsil ● Türkiye, 10-11 Aralık 1999 tarihlerinde Helsinki'de yetkisine sahiptir. Konsey üyeleri siyasi olarak kendi yapılan AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nde ulusal parlamentolarına karşı sorumlu bulunmaktadır- oybirliği ile Avrupa Birliği'ne aday ülke olarak kabul ve lar. ilan edilmiş, diğer aday ülkelerle eşit konumda olacağı II. Avrupa Parlamentosu açık ve kesin bir dille ifade edilmiştir. ● Avrupa Parlamentosu (AP) Topluluğa üye devletlerin ● Türkiye, Avrupa Birliğine tam üyelik için müzakerelere halklarını bir araya getirmektedir. Avrupa Birliği halkla- 2005 yılında başladı. Tüm başlıklarda tarama süreci rının siyasal talepleri doğrudan seçilmiş AP üyeleri ta- tamamlandı. rafından yerine getirilmektedir. Avrupa Parlamentosu, Avrupa vatandaşlarının temsilcilerinden oluşur. 1979 a) Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi ve Avrupa Parla- yılından beri beş yılda bir doğrudan oyla seçilen Avru- mentosu’nun İşleyişi pa Parlamentosu üyelerinin sayısı 6. dönemde (2004- 2009) 732’dir. ● Avrupa Birliği üye ülkelerin oluşturduğu siyasi çatıdır. Bu çatı içerisinde çeşitli faaliyet alanları için kurumlar ● Üye ülkeler, AP’ de nüfusları oranında sandalye sayı- oluşturulmuştur. Bu kurumlar: Avrupa Birliği Konseyi, sına sahiptirler. Ancak, AP milletvekilleri, mensubu ol- Avrupa Adalet Divanı, Avrupa Sayıştayı, Ekonomik ve dukları ülkeden bağımsız olarak, AP’ deki siyasi grup- Sosyal Komite, Bölgeler Komitesi, Avrupa Yatırım ların içinde faaliyet gösterirler. Günümüzde AP’ de 7 Bankası, Avrupa Merkez Bankası, Avrupa Yatırım Fo- siyasi grubun yanı sıra herhangi bir siyasi gruba bağlı nu, Avrupa Ombudsmanı, Avrupa Ajansları olmayan bağımsız milletvekilleri de yer almaktadır. ● 1992 Maastricht ve 1997 Amsterdam Anlaşmaları Avrupa Parlamentosu’nu danışma organı kimliğinden yasama parlamentosu kimliğine taşımış ve ulusal par- lamentolara benzer yetkilerle donatmıştır. Tüm Parla- mentolar gibi Avrupa Parlamentosu’nun üç temel yet- kisi vardır: yasama, denetim ve bütçe. ● Avrupa Parlamentosu AT hukukunun ve Topluluk bütçesinin oluşturulması ve Avrupa Komisyonu ve Ba- kanlar Konseyinin faaliyetlerinin denetlenmesi sorum- luluklarına sahiptir. Bu çerçevede AP, Komisyon’un önerilerini inceler ve Konsey ile birlikte yasama süre- cine katılır; yönelttiği yazılı veya sözlü sorularla başata KÜRESELLEŞEN DÜNYA komisyon olmak üzere tüm AB kurumlarını denetleme Slobodan Miloşeviç ve Franyo Tucman tarafından yetkisine sahiptir. AB’nin yıllık bütçesini onaylamak ve Dayton Barış Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşma- uygulanmasını denetlemek suretiyle Konsey ile birlikte nın bir eki olan ülke anayasası gereğince, Bosna- bütçe yetkisini paylaşır. Toplantıları ve tartışmaları Hersek iki birimden oluşan bir devlet haline gelmiştir. kamuya açık olan AP’ nin kararları, tutum belgeleri ve Bunlardan biri on kantona bölünen Boşnaklar ile Hır- toplantı tutanakları AB Resmi Gazetesi’nde yayınlanır. vatların kontrolündeki “Bosna ve Hersek Federasyo- E) DOĞU BLOKUNUN YIKILMASINDAN SONRA nu” diğeri ise Sırpların kontrolündeki “Sırp Cumhuriye- BALKANLARDA ORTAYA ÇIKAN GELİŞMELER ti”dir. a) Yugoslavya’nın Dağılması ● Bu gelişmelerin bir sonucu olarak Bosna Hersek hal- kının üçte biri ülkesini terk ederek mülteci durumuna ● Yugoslavya’nın dağılma sürecine gireceğine ilişkin ilk düşmüştür. olumsuz işaret, 1989’da alındı. Bu, Sırbistan’ın zorla- masıyla, 1974 Anayasası’na, “Kosova” ile ilgili getirilen c) Kosova ve Arnavutluk Sorunu “yeni düzenleme” idi. Sırbistan, bu düzenleme saye- ● 1974 Yugoslavya Anayasası’nda özerk bölge statü- sinde, Kosova Arnavutları’nın öteden beri devam eden sünde olduğu kabul edilen Kosova’da devlet içindeki “cumhuriyet olma” taleplerine karşı, Kosova ve etnik parçalanmaya paralel olarak 2 Temmuz 1990’da, Voyvodina özerk bölgelerinin özerkliklerini sınırlandır- Kosova Meclisi’nde bulunan toplam 123 üyeden mayı başardı ve Sırbistan içinde “de facto” (fiili) cum- 114’ü, kilitli meclis binasının önünde bir araya gelerek huriyetler haline getirdi. yaptıkları toplantıda, Kosova’yı “Yugoslavya Federas- ● Sırp egemenliğinin ve baskının artmasıyla milliyetçili- yonu çerçevesinde eşit ve bağımsız bir bütün” ilan ğin güçlenmesi üzerine Slovenya Meclisi, 27 Eylül eden kararı çıkardılar. 1989 tarihinde Cumhuriyet Anayasası’nda yapılan ve ● Sırbistan Meclisi yeni anayasal değişikliklerle birlikte özellikle Cumhuriyet’in ayrılmasına izin veren değişik- Kosova’nın özerkliğine tamamen son vermesi üzerine liği oyçokluğuyla onayladı, 2 Temmuz 1990’da da 1991 yılının Eylül ayında Kosova Arnavutları bir refe- cumhuriyetler arasında bağımsızlık ilan eden ilk cum- randum yapmayı başardılar. Seçmenlerin %87’sinin huriyet meclisi oldu. katıldığı referandumda %99 oranında lehte oy kulla- ● Slovenya’nın bu hareketini, çok geçmeden diğer cum- nıldı. huriyetler de izledi ve birliği oluşturan cumhuriyetler, ● Sırbistan ve Karadağ’ın oluşturduğu yeni Yugoslav- uluslararası sahnede “bağımsız birer devlet” olarak or- ya’da Kosova’nın devlet sınırları içerisine dâhil edil- taya çıktı. ( Sırbistan-Karadağ, Bosna Hersek, Hırva- mesi üzerine Kosova’nın statüsüyle ilgili tartışmalar tistan ve Makedonya) Sonuçta, Yugoslavya (Güney- başlamış Sırplarla Arnavutlar arasında çatışmalar baş- Slav) birliği ortadan kalktı. lamıştır. b) Bosna - Hersek Sorunu ● Kosova’da 1998 yılı sonlarında Sırp baskısının sonu- ● Yugoslavya’nın dağılma süreci beklenen çok daha cunda yaşanan “Arnavut Göç Dalgası” bütün dünyanın gergin ve kanlı bir süreç halinde gerçekleşti. Egemen- büyük tepkisine yol açmıştır. NATO öncülüğünde 1999 liğini devam ettirmek isteyen Sırpların Katolik Hırvat- yılı bahar aylarında başlayan operasyon sonucunda larla Müslüman Bosna Hersek üzerinde çıkarlarını de- Kosova BM denetimine alındı ve Sırp güçleri bölgeyi vam ettirmek ve Büyük Sırp Krallığını kurmak istemesi terk etmek zorunda kaldı. Fakat bu aşamadan sonra birçok sivil insanın ölümüyle sonuçlandı. Kosova’nın nihai statüsünün ne olacağı konusunda bir karara henüz varılamaması sorunun siyasi çözümü- ● Bosna Hersek’te seçimleri kazanan Demokratik Hare- nün askeri çözüm kadar kolay olmayacağını göster- ket Partisi’nin bağımsızlık kararı yapılan refarendumla mektedir. Kosova Arnavutları, 2005 yılı içinde kendile- Sırpların boykotuna rağmen Boşnak ve Hırvatların bü- rinin daha önce ilan ettikleri cumhuriyetin tanınmasını yük desteğiyle kabul edildi. beklemektedirler. ● 7 Nisan 1992’de Avrupa Topluluğu’nun ve ABD’nin d) Avrupa Birliği, ABD ve Rusya’nın Balkan Politikası bağımsızlık kararını tanıması beklenen barış ortamını sağlayamadı. Sırplarla - Hırvat ve Boşnaklar arasında a) Rusya’nın Balkan Politikası başlayan çatışmalar 1320 kişi hayatını kaybetmiş, ● Rusya’nın “Slavları Birleştirme” ve Boğazlardan geç- yüzbinlerce Boşnak yaşadığı yerleri terk ederek başka me amacı Balkanlar üzerinde etkinlik kurma çabası bölgelere ve ülkelere göç etmek zorunda kalmıştır. içerisine girmesini yol açmıştır. Bu dönemde de eskisi ● Bölgedeki çatışmaların dinsel bir nitelik kazanarak kadar olmasa da Balkanların Rusya için önemi devam Müslüman Boşnak halkına karşı yapılan soykırıma etmektedir.Bununla birlikte SSCB’nin dağılışını kolay karşı Türkiye aktif bir siyaset izleyerek hem BM nez- atlatamayan ve siyasi krizin yanı sıra uzun süre eko- dinde hem de NATO çerçevesinde bölgeye acilen bir nomik sorunlarla da boğuşan Rusya, Balkanlar’daki askeri müdahalenin yapılmasını savunmuştur. eski etkinliğini yitirmiştir. ● 11 Temmuz 1995 Srebrenitsa “güvenli bölge” olarak ● Rusya, gerek eski Yugoslavya olaylarına, gerek genel ilan edilmiş olmasına rağmen, UNPROFOR’un bünye- olarak Balkanlardaki gelişmelere fazlasıyla önem ver- sinde Srebrenitsa bölgesinde görev yapan Hollandalı miştir. Bunun nedeni olarak Ruslar ile Yugoslavya askerlerin geri çekilmesiyle, kent Ratko Mladiç’in silah- halkları arasındaki kültürel ve tarihî bağlar ileri sürül- lı kuvvetlerinin eline geçmiş bunun sonucunda yakla- mektedir. şık iki hafta içinde 8 bin üzerinde sivil Boşnak öldürül- ● Bununla beraber Rusya, Yugoslavya sorununun orta- müş ve İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’da ya çıkışından itibaren Yugoslavya’nın kendi kaderini görülmeyen bir soykırım işlenmiştir. kendisinin belirleme hakkı olduğunu ve Batı’nın karış- ● Bu katliamın etkisiyle dünya kamuoyu ortaya çıkan bu maması görüşünü savunduğu halde Balkanlar’da Sırp- vahşete son vermek amacıyla 29 Ağustos 1995 ları desteklemesi, diğer Balkan ülkelerini Rusya’dan Sırp mevzilerini hedef alan ve birkaç gün sürecek olan uzaklaştırmıştır. esaslı NATO müdahalesi başlatılmıştır. Radar ve ha- ● Günümüzde Rusya’nın hedeflediği “Slav Birliği” içinde berleşme sistemleri, silah depoları, bazı askeri üsler olan Slovenya AB üyesi olmuş, Hırvatistan ise üyeliğe gibi askeri unsurlar, temel müdahale hedefleri oldu. çok yakındır. Bosna Hersek ve Bulgaristan ile ilişkiler ● 21 Kasım 1995’te Bosna-Hersek, YFC ve Hırvatistan eski yoğunluğu kaybetmiştir. cumhurbaşkanları, sırasıyla Aliya İzetbegoviç, ● Kosova Sorununda ise Rusya her ne kadar Koso- sinde Temmuz 1995’te işlenen Srebrenitsa Katliamı va’nın bağımsızlığına tam olarak karşı çıkmasa da etkili olmuştur. Sırbistan’ın toprak bütünlüğünün korunmasına önem ● Balkanlar’da yaşanan savaşların Kosova, Arnavutluk verdiğini dile getirmektedir. Çünkü Rusya, Kosova’nın ve Makedonya’ya yayılabilmesi ihtimali, Türkiye’yi, bağımsızlığını destekleyici bir tutum izlediği takdirde Yunanistan’ı ve belli ölçüde Bulgaristan’ı da savaşa Çeçenistan, Dağıstan ve Tataristan için de dünya ka- sokmakla tehdit etmesi üzerine ABD, HEM Türkiye’nin muoyunun kendisine baskı yapacağını düşünmektedir. temel endişelerini gidermek hem de savaşın bölgenin b) AB’nin Balkan Politikası geri kalanına yayılmasını engellemek için savaşın ● Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra Avrupa Birliği içinde olmayan Makedonya’ya 1993 yılında BM barış (AB)’nin Doğu Avrupa politikasında köklü bir değişim gücü askerlerinin yerleştirilmesini sağlamıştır. yaşandı. AB, Doğu Bloğunun eski ülkelerini bünyesine ● ABD’nin bölgeye yönelik müdahalesi Kosova Savaşı katma kararı aldı. Aslında bu ülkeler ne demokrasi ne yüzünden 1999’da Yugoslavya Federal Cumhuriye- de ekonomi yönünden tam üyeliğe ehil değildiler. An- ti’ne (YFC) karşı düzenlenen NATO müdahalesiyle cak, bir yandan İkinci Dünya Savaşı’ndaki hatasını te- devam etmiştir. lafi etmek, diğer yandan Rusya ile arasında tampon ● ABD Makedonya’da yaşanan çatışmaları sona erdir- bölge oluşturmayı sağlamak amacıyla, hazır olmasalar mek amacıyla özel temsilci olarak James Pardew’i da, AB bu ülkeleri, esas itibariyle siyasi bir kararla tam arabulucu olarak atamış, ve bölgede barışı sağlayan üye yapmayı benimsedi. Ohri Barış Antlaşması’nın ( 13 Ağustos 2001) imza- ● Buna karşılık, aynı tarihlerde tam bir kaos içindeki lanmasına önemli bir katkı sağlamıştır. Yugoslavya’yı bu kapsama dahil etmedi. Hatta kıtasal ● Ancak 2001 İkiz Kule saldırısından sonra ABD2nin sorumluluğuna karşın, siyasi ve askeri bağlamda he- Balkan politikası eski aktifliğini kaybetmiş, ABD’nin nüz olgunluğa ulaşamamış olması, bir başka deyişle gözü Ortadoğu coğrafyasına yoğunlaşmıştır. güçsüzlüğü nedeniyle, Sırp milliyetçiliğinin yol açtığı ve Yugoslavya’nın parçalanmasına kadar giden süre- ce ABD’nin etkinliğini kabul etti. NATO’nun ortak hare- F) ORTADOĞU VE AFGANİSTAN’DA MEYDANA kâtı sonrasında Yugoslavya bölündüğünde ise, GELEN GELİŞMELER ABD’nin de ısrarıyla, AB bölgeye yeni bir politika ile a) Körfez Savaşları girdi. ● Birinci Körfez Savaşı (1990-1991), 2 Ağustos ● Slovenya, Bulgaristan ve Romanya’nın AB üyeliğine 1990'da Irak'ın Kuveyt'i işgal etmesiyle başlayan kör- Hırvatistan’da dahil edildi. Üyelik için ne siyasi ne de fez krizinin sonucunda gerçekleşen, ABD öncülüğün- ekonomik açıdan hazır olmayan diğer Balkan ülkeleri de, İngiltere, Fransa, Suudi Arabistan, Suriye, Mısır yönünden, Bölgeye istikrar ve barışın olabildiğince sü- gibi 28 devletin askeri koalisyonuyla Irak Devleti ara- ratle geri getirilmesi yolunda, AB üyeliği perspektifi bir sında meydana gelmiştir. teşvik olarak kullanıldı. Bu kapsamda Makedonya ve ● İran-Irak Savaşı'nın 1988'de sona ermesinden sonra Arnavutluk ile daha sıkı bağlar kuruldu. Saddam rejimi Kuveyt'in kendisine ait petrolü çaldığını ● Kosova konusunda Ahtisaari Planı çerçevesinde ve üretimi yüksek tutarak petrol fiyatlarının düşmesine kaydedilen gelişmelerden sonra AB bu ülkeye de kapı- neden olarak Irak'ı zarara uğrattığını ileri sürmüş ve larını açtı. Sırbistan’da yaşanan olumlu gelişmeler, bu bu ülkeye 50-80 milyar ABD Doları civarında tahmin ülkenin de uzak olmayan bir gelecekte AB ile daha sı- edilen borcunun silinmesini istemişti. kı ilişki içine gireceğini düşündürüyor. ● Bu konuda yapılan görüşmelerden sonuç alınamayın- ● Son dönemde AB, bölgenin adını “Güney Doğu Avru- ca Irak 2 Ağustos 1990'da Kuveyt'i işgal etti. Irak lideri pa” olarak değiştirerek, tanımlamada da bütünlük an- Saddam Hüseyin'in Kuveyt'e karşı giriştiği saldırı ve lamında yeni bir adım atmış ve son tahlilde, Balkanlar, işgal hareketinin açık hedefi bu ülkenin zengin petrol AB’nin parçası haline gelmesine önem verdiğini ortaya rezervlerini ele geçirmekti. koymuştur. ● Saddam Hüseyin yönetimi 8 Ağustos 1990'da ulusla- c) ABD’nin Balkan Politikası rarası çağrılara rağmen ısrarlı bir tutumla Kuveyt'teki ● II. Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye’yle paralel bir kuvvetlerini çekmeyi reddetti ve Kuveyt'i Irak'ın 19. ili Balkan politikası izleyen ABD, SSCB’nin dağılmasın- olarak ilhak ettiğini açıkladı. dan sonra bölgede aktif bir siyaset izlemeye önem ● Kuveyt'in işgalinden sonra Irak'ın bu kez Suudi Arabis- vermiştir. tan için potansiyel bir tehdit oluşturması, ABD ile Batı ● Ancak Yugoslavya’nın dağılma sürecinde ABD, Avrupa'daki NATO müttefiklerini olası bir saldırıyı cay- SSCB’ye karşı tampon devlet ihtiyacının kalmamasını dırmak üzere hemen Suudi Arabistan'a asker sevk da gözeterek sorunun hemen çözümüne yönelik bir etmeye yöneltti. Mısır ve öteki bazı Arap ülkeleri de politika izlemekten kaçınmıştır. Irak karşıtı koalisyona katıldı ve bölgeye kuvvet gön- ● Çatışmaların Bosna Hersek’e sıçraması üzerine ABD, dererek askeri yığınağa katkıda bulundu. Türkiye’nin de çabalarıyla bölgeye barış gücü gönde- ● BM Güvenlik Konseyi 29 Kasım 1990'da Irak'ın 15 rilmesini kabul etmiştir. Ocak 1991'e değin Kuveyt'ten çekilmemesi halinde ● Bosna Hersek’teki Boşnaklara karşı yürütülen etnik kuvvete başvurulmasını öngören bir karar aldı. Ocak temizlik ve haksız savaşa karşı BM’nin müdahale ka- 1991’e gelindiğinde Irak’a karşı oluşturulan Barış Gü- rarı alamaması üzerine ABD, BM onayı olmadan böl- cünün asker sayısı 700.000’e ulaşmıştı. geye NATO müdahalesi yapılmasını istemiş 9 Mayıs ● Savaş, 16-17 Ocak 1991 geceyarısı ABD öncülüğün- 1994’ten itibaren Sırplara yönelik hava saldırısını baş- de Irak'a karşı girişilen geniş çaplı hava akımıyla baş- latmıştır. ladı.Savaş boyunca kesilmeden süren hava bombar- ● Bu müdahalenin sonucu olarak ABD’nin girişimiyle 21 dımanı, izleyen birkaç hafta içinde Irak'ın komuta ve Kasım 1995’te savaşı sona erdiren Dayton Barış Ant- iletişim altyapısını, elektrik üretim kapasitesini, havaa- laşması imzalanmıştır. lanlarını ve hava savunma sistemini, kimyasal silah ve nükleer araştırma tesislerini büyük ölçüde yok etti. ● ABD’nin uzun bir süre sessiz kaldığı halde Sırpların Boşnaklara karşı uyguladığı katliama müdahale etme- ● 23 Ocak 1991'de, kara harekatını deniz yönünden bekleyen Irak, petrol vanalarını açarak Basra Körfe- zi'nin kuzeyini petrol kuyusu haline getirdi. KÜRESELLEŞEN DÜNYA ● 100 Saatlik Kara Harekatı: 24 Şubat'ta Suudi Arabis- Ebu Garib Cezaevindeki tutuklulara karşı yaptığı iş- tan'ın kuzeydoğusundan Kuveyt içlerine ve Irak'ın gü- kencenin ortaya çıkması ABD’nin dünyadaki imajına neyine doğru geniş çaplı bir müttefik kara saldırısı zarar vermiştir. başladı.Müttefikler üç gün içinde Irak direnişini çöker- terek Kuveyt kentini geri aldı.Bu arada Kuveyt'in batı kesiminde zırhlı birliklerle bir yarma hareketine girişen b) Filistin Devleti’nin Kuruluşu asıl kuvvetler hızla Irak içlerine yöneldi ve Basra'nın ● FKÖ’nün 12-20 Mart 1977’de Kahire’de 13. Filistin güneyinde tutunmaya çalışan Cumhuriyet Muhafızları Ulusal Kongresi toplanmıştır. Bu kongrede eski Filis- adlı seçkin Irak birliklerinin çoğunu 27 Şubat'ta saf dışı tin’in bir kısım topraklarında bağımsız bir Filistin devle- bıraktı.ABD başkanı George Bush 28 Şubat'ta ateşkes tinin kurulması kararı benimsenmiştir. ilan ettiğinde, Irak direnişi bütünüyle kırılmış bulunu- ● 1979 İsrail’le Mısır arasında imzalanan Camp David yordu. Antlaşması’ndan sonra İsrail 1980 yılında Batı Ku- ● Ateşkes görüşmeleri, Körfez Savaşı'na katılan Koalis- düs’ü topraklarına kattığını açıkladı. yon Kuvvetleri ve Irak askeri heyetleri arasında 3 Mart ● 1987 yılında Filistinliler işgal bölgelerinde “İntifada” ( 1991 günü yapıldı. Bu ateşkesin şartları: Irak'ın, Ku- Harekete Geçme)hareketini başlattılar. veyt'i ilhak ettiğine dair kararı kaldırması, Irak'ın, Ku- ● 1993 yılında FKÖ ( Filistin Kurtuluş Örgütü) lideri veyt'ten elde ettiği tüm mülkleri ve esirleri iade etmesi, Yaser Arafat’la İsrail Başbakanı İzak Rabin arasında Kuveyt'e yönelik askeri harekata son verilmesi, Irak, geçici Otonomi Antlaşması ( Oslo – I) imzalanmıştır. bundan böyle tüm Birleşmiş Milletler üye ülkelerine yönelik, füze saldırıları ve savaş uçağı uçuşları dahil, ● Bu antlaşmayla FKÖ ve İsrail, birbirlerini karşılıklı şiddete ve provokasyona dayalı hareketlerden kaçın- olarak tanıyorlardı. FKÖ, “İsrail devletinin barış ve gü- ması. venlik içinde yaşama hakkını tanıyor” ve İsrail adına Rabin de “İsrail hükümetinin FKÖ’yü Filistin halkının ● Irak, Kuveyt'i ilhak kararını kaldırmak ve tazminat temsilcisi olarak tanımaya ve FKÖ ile görüşmeler sür- ödemek başta olmak üzere bütün şartları kabul etmek dürmeye karar verdiğini” açıklıyordu. zorunda kaldı. Bu şekilde Körfez Savaşı fiilen sona ermiş oldu. ● 29 Şubat 1994’te İsrail ile Filistin temsilcileri Paris’te ● Savaş başlamadan önce Irak, dünyanın beşinci büyük iktisadi işbirliği anlaşmasını imzalanmıştır. kara ordusuna sahipti. Fakat bu durum Irak'ın çok kısa ● 4 Mayıs 1994’te ise Y. Arafat ve İ. Rabin, Kahire’de bir sürede yenilmesine engel olmadı. Bu yenilginin en barış anlaşmasını imzalarlar.( Gaze - Eriha Anlaşma- büyük sebebi, Amerika Birleşik Devletleri ve müttefik sı) Bu anlaşmayla Filistin otonomi dönemi başlamış- ordularının nitelik (eğitim ve donanım) bakımından tır. Irak ordularına kıyasla çok üstün olmasıdır. Müttefik ● Bu anlaşmayla İsrail Yahudi yerleşim birimlerinin orduları, hızla hareket edebilen ve yüksek teknolojiyi güvenliğini sağlamayı, bütün Filistin topraklarını hava, etkin biçimde kullanabilen ordulardı. Buna karşılık Irak kara ve denizden kontrol altına almayı Filistin yöneti- orduları, 8 yıl süren Irak-İran Savaşı'ndan yorgun çık- mine kabul ettirmiştir. Bunun karşılığında ise Filistinli mış, savaşma iradesi düşük ve klasik piyade savaşına tutukluları ve 9 bin kişilik bir Filistin Polis Gücünün ku- göre eğitilmiş ordulardı. rulmasını kabul etmiştir. ● Savaş sonrasında Irak’ta ise Saddam yönetimine karşı ● 29 Eylül 1995’te Washington’da Arafat ve Rabin, Batı yapılan halk ayaklanmaları yoğunlaştı. Özellikle Şiile- Şeria anlaşmasını imzaladılar. (Oslo II) Bu anlaşma rin ve Kürtlerin ayaklanmaları sert bir şekilde bastırıldı. ise Batı Şeria’da Filistin otonomi bölgesinin genişletil- ● Ayaklanmalara karşı Saddam Hüseyin yönetiminin mesine yöneliktir. giriştiği sindirme hareketinin vardığı boyutlar yeni bir uluslararası bunalım yarattı. Toplu katliam korkusuyla ● 4 Mayıs 1999’da, Oslo (I)-Kahire anlaşmasına göre Türkiye ve İran sınırlarına yığılan yaklaşık 1.5 milyon beş yıllık Filistin otonomi dönemi sona ermiştir. Ancak Kürt mülteci için Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında anlaşma şartlarına Filistin yönetiminin uymasına rağ- bir kurtarma harekatı başlatıldı.Nisan 1991'de, ABD men İsrail üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmekten yönetimi, Irak'a, Kürtlerin bulunduğu bölgede 36. para- kaçınmış, bağımsız Filistin devletinin kurulmasını ve lelin kuzeyinde karada ve havada faaliyet gösterme- ilanını engellemiştir. mesi uyarısında bulundu.Bu çerçevede 36. paralelin kuzeyinin Irak uçuşlarına yasaklanmış ve Çekiç Güç c) Afganistan Müdahalesi adında uluslararası bir askeri güç bölgeye yerleştiril- miştir. ● ABD ve Koalisyon Göçleri 11 Eylül saldırılarının so- rumlusu olarak ilan edilen El-kaide'nin bu bölgede yer- ● II. Körfez Savaşı: 11 Eylül 2001 tarihindeki İkiz Kule leşmesi Taliban rejiminin bu olaya müdahale etmeme- saldırısından sonra yeni dış politika siyaseti çerçeve- si ve kaynak sağlaması nedeniyle Afganistan’a askeri sinde dünyadaki terör eylemlerine son vermeye yöne- müdahale de bulunmuştur. lik olarak 20 Mart 2003’te Irak’ı işgaliyle başlayan sa- vaştır. ABD bu işgaline gerekçe olarak BM Genel Ku- ● Bu müdahale sonucunda radikal İslamcı Taliban rejimi ruluna Irak’ın hala kitle imha silahlarına sahip olduğu- yıkılmıştır. Yerine Hamid Karzai liderliğinde hükümet nu ileri sürmüş ve Saddam yönetiminin El Kaide terör iktidara gelmiştir. örgütünü desteklemesini göstermiştir. ● ABD’nin bu müdahalesi Ortadoğu ve Asya üzerindeki ● 1 Mayıs 2003’te ABD Birlikleri Irak’ın büyük bir bölü- etkinliğini artırıcı bir nitelik taşımaktadır. münü kontrol altına almış, Saddam Hüseyin yönetimini devirmiştir. d) Ortadoğu’da Su Sorunu ● ABD, 16 Aralık 2005’te yapılan seçimlerin ardından ● Su, doğal yaşam için en temel ihtiyaçlardan biridir. ülke yönetimini Iraklılara devretmiştir. II. Körfez Sava- Ancak, su kaynaklarının artan nüfusla ve küresel şı’nın ardından Irak’ta iç çatışmalar devam etmesine ısınmayla birlikte tükenmeye başlaması, kullanılabilir, rağmen etnik ve dini gruplar arasında anlaşmanın içilebilir, temiz suya erişimde yaşanan sorunlar, su sağlanarak yeni bir anayasanın kabul edilmesi çalış- yoksulluğu olarak tarif edilen bir olgunun ortaya çık- maları devam etmektedir. ması, suyun “ticari bir madde” olarak görülmeye baş- Not: ABD’nin Körfez Savaşı’nı Irak’a demokrasi götürme laması, uluslararası su politikalarının ülkemiz dahil pek parolasıyla başlatmasına rağmen ABD askerlerinin çok ülkeyi ilgilendiren yansımaları, su konusunun ● Küreselleşme olgusu tv yayınları, sinema, internet, önemini attırmıştır. kitle iletişim araçları, spor müsabakaları ve turizmin ● Su Meselesi küresel niteliklerine rağmen, su sorunla- gelişmesi gibi gelişmelerin etkisiyle önem kazandı. rının sürekli olarak ön plana çıkarıldığı ve üzerinde Dünya üzerinde yaşayan birçok farklı millet arasında savaş senaryoları yazılan bölge, karmaşık bir politik, ortak kültürel özellikler oluşmaya başladı. ekonomik ve sosyal coğrafyaya sahip olan Ortadoğu'- ● Uzay Çağı kavramı önem kazanmış, uzaya gönderilen dur. uydu sayısının artması, uzay istasyonlarının kurulma- ● Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin ekonomik ve sosyal sı, Mars’a insansız araç gönderilmesi, Habl Teleskobu bakımdan kalkındırılmasına yönelik çabalar Suriye, gibi gelişmeler insanoğlunun uzay çalışmalarını daha Irak ve bazı Batılı kaynaklarca amacından saptırılarak, da yoğunlaştırdı. Türkiye'nin Ortadoğu'da bir hakimiyet kurma isteği şeklinde diğer bölge ülkelerine ve dünya kamu oyuna H) SON DÖNEMDE TÜRK DIŞ POLİTİKASI yansıtılmaya çalışılmıştır. a) Türkiye ve Orta Asya ● Ortadoğu'da yaşanan olayların göründüklerinden çok farklı olduğunu ortaya koyan çeşitli örneklerle her an ● Türkiye'nin Orta Asya'da bağımsızlıklarını kazanan karşılaşmak mümkündür. Mısır, Gazze Şeridi'nde bü- Cumhuriyetlere yaklaşımı, hükümranlıklarına ve top- yük bir su sıkıntısı içinde yaşayan Filistinlilere, Nil rak bütünlüklerine saygı ve karşılıklı kazanım temelin- Nehri'nin yıllık akımlarının yüzde biri oranında su ver- de, hepsiyle dostane münasebetler geliştirme temeline meye rıza göstermezken, Suriye Yarmuk'ta suyu tüke- dayanmaktadır. Türkiye, bu anlayıştan hareketle, her- terek Ürdün'ü sıkıntıya sokmakta, Suudi Arabistan ise hangi bir ayrımcılık yapmaksızın bu bağımsız devletle- Ürdün sınırındaki yeraltı suyu ile buğday sulaması ya- ri tanıyan ilk devlet olmuştur. Türkiye ile Orta Asya parak, Ürdünlülerin Amman'ın içme suyu ihtiyacı için Cumhuriyetleri arasındaki ilişkiler 1991 yılında başla- kullanmayı planladığı suyu yok etmektedir. yarak süratle gelişmiştir. ● Böyle bir tablo içersinde, Fırat Nehri sularının % 90'nı ● 1992 yılının başlarında Türkiye, Orta Asya Cumhuri- Türkiye'de oluştuğu ve bu suyun yarısı Suriye ve Irak- yetleri’nin hepsinde büyükelçilikler açmıştır. Türkiye'- 'a verildiği halde, başta Suriye olmak üzere bazı Arab nin Orta Asya Cumhuriyetleri’ne sağladığı doğrudan ülkeleri, Türkiye aleyhinde haksız bir kampanya yü- yardımın daha etkin bir şekilde koordine edilmesini rütmektedirler. teminen 1992 yılı Ocak ayında Türk İşbirliği ve Kal- kınma Ajansı (TİKA) adında ekonomik, kültürel ve tek- ● Diğer taraftan, su kaynaklarına ilişkin gerçek dışı nik işbirliği ajansı kurulmuştur. rakamlar verilerek, sayılar sık sık politik amaçlara alet edilmektedir. Örneğin Türkiye'nin kullanılabilir su varlı- ● Türkiye'nin Orta Asya Cumhuriyetleri’ne yönelik politi- ğı, Fırat Nehri'nden Suriye ve Irak'a bir yıl içinde bıra- kaları, bu devletlerin ağır ekonomik sorunlarını aşa- kılan 16 milyar m3 düşüldükten sonra, ortalama 91 bilmeleri ile demokrasiye ve pazar ekonomisine geçiş- milyar m3 iken (sayfa 73), bazı yayınlarda 250 milyar lerine destek vermeyi amaçlamaktadır. Bu politikaları m3 olarak gösterilmektedir (Shuval, H., 1994, s. 295). doğrultusunda Türkiye, imkanları dahilinde, Orta Asya Lübnanlı su uzmanı Bahzad Hakim tarafından, ülkesi- Cumhuriyetleri’nin ekonomilerini güçlendirme yönün- nin su potansiyeli yılda ortalama 3.4 milyar m3 olarak deki çabalarını cesaretlendirmiş ve desteklemiş, bu verilirken (Hakim,B., 1994, s.57), aynı kitapta Profesör devletlerin demokratik ve çoğulcu toplumlar oluştur- H.Shuval tarafından 9 milyar m3 gösterilmekte, Türkiye maları yönünde süregelen çabalarına da katkılarda ve Lübnan su zengini ülkeler sınıfına dahil edilmek is- bulunmuştur. tenmektedir (Shuval, H., 1994, s.295). ● Bu bağlamda Türkiye, bu devletlerin BM ve AGİT gibi ● Bu sorunun çözümüne yönelik olarak Amerika uluslararası örgütlere üye olmaları konusunda gere- Birleşik Devletleri, Japonya, Kanada ve çeşitli Avrupa ken desteği vermiştir. Türkiye ayrıca, bu devletlerin devletlerinin girişimiyle Su Çalışma Grubu kurulmuş- NATO'nun Barış İçin Ortaklık (BİO) programında Ortak tur.Su Çalışma Grubu ilk toplantısını Mayıs 1992 tari- Üye Ülkeler olmaları yönünde de olumlu bir rol oyna- hinde Viyana'da yapmıştır. Bu toplantıdan sonra sıra- mıştır. sıyla; Washington (Eylül 1992), Cenevre (Nisan 1993), ● Türkiye, Orta Asya Türk devletleriyle 400’ün üzerinde Pekin (Ekim 1993), Umman (Nisan 1994), Atina'da anlaşma imzalayarak yaklaşık 6 milyar dolarlık yatırım (Aralık 1994) olmak üzere 6 toplantı düzenlenmiştir. yapmış, böylece bölgeyle olan kültürel ve tarihi bağla- Türkiye söz konusu toplantılara gözlemci olarak katıl- rının devamına ne kadar önem verdiğini ortaya koy- mıştır. muştur. b) Türkiye ve Kafkaslar G) Dünyada Ortaya Çıkan Önemli Gelişmeler ● Türkiye yüzyıllar boyu sürekli mücadelelere sahne ● 1990 yılında internet uluslar arası alanda kullanıma olan Kafkasya’nın istikrarlı, güvenli ve müreffeh bir açıldı. İnternetin kullanımı her türlü bilgi, belge ve en- bölge olması için her zaman çaba harcamıştır. vanterin çok kısa bir süre içinde tüm dünyaya yayıl- ● Türkiye’nin bölgeye yönelik bir biriyle ilintili üç temel masına ve insanların kısa süre içinde bu unsurlara dış politika önceliği vardır. Bunlar; Güney Kafkasya erişimini kolaylaştırdı. cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını güçlendirmek, top- ● Başta Hollywood olmak üzere film ve TV sektörü rak bütünlüğünü desteklemek, Hazar havzası enerji büyük bir hızla büyüyerek tüm dünya toplumları üze- kaynaklarının üretiminde ve taşınmasında rol almak. rinde etkili oldu. ( İnsanlar için evde oturup tv izlemek ● Kafkasya’da Türkiye’nin politikasının temelini Rusya sosyal hayatın vazgeçilmez bir parçası haline geldi.) Federasyonu sınırları içerisinde bulunan Kuzey Kaf- Oscar Törenleri, Grammy Ödülleri, Cannes Film Festi- kasya’da barışın ve istikrarın korunmasını destekle- vali dünya milletlerinin takip ettiği kültürel etkinlikler mek, Kuzey Kafkasya’nın Türkiye ile Rusya Federas- haline geldi. yonu arasında dostluk ve işbirliği köprüsü olmasını ● Spor özellikle futbol, olimpiyat oyunları tüm dünya sağlamak; Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan’ın tarafından izlenen önemli bir etkinlik ve ekonomik sek- oluşturduğu Güney Kafkasya’da ise söz konusu ülke- tör haline geldi. Spor etkinlikleri ve müsabakalar top- lerin bağımsızlıklarının güçlenmesini ve barışın ko- lumlar arası etkileşime, diyaloga ve birlikteliğe yol runmasını sağlamak, ekonomik ve siyasi istikrarın açan önemli bir olguya dönüştü. güçlenmesini desteklemektir. KÜRESELLEŞEN DÜNYA ● Söz konusu politika doğrultusunda Türkiye, 1991’de rına rağmen, işgal altında tuttuğu Azerbaycan toprak- Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Güney Kaf- larından geri çekilmemesidir. kasya ülkelerinin bağımsızlıklarını ayrım gözetmeksi- ● Türkiye, Ermenistan ile ilişkilerinin normalleşmesine zin tanımıştır. Sivil bürokrasinin yeniden inşasında karşı değildir. Ermenistan, iyi komşuluk ilişkileri ve kendi deneyimlerini aktardığı gibi, bu cumhuriyetlerin uluslararası hukuk ilkeleri çerçevesinde, geçmişiyle özellikle ihtiyaç duydukları ordularının kurulmasında barışma yönünde nihai seçimini yaparak tarihin yargı- ve NATO standartlarında örgütlenmesinde de önemli lanmasını tarihe bıraktığında ve Azerbaycan ile sorun- rol oynamıştır. Hem Gürcistan hem de Azerbaycan larının çözümü yönünde somut adımlar attığında, Tür- subaylarına Türk askeri okullarında eğitim alma fırsatı kiye ile Ermenistan ilişkileri normalleşme sürecine gi- tanındığı gibi, Türkiye’nin katkıları ile her iki ülkede de rebilecektir. Yukarı Karabağ sorunu, Ermenistan’ın müşterek Harp Okulu kurulmuştur. uluslararası hukukun sınırların kuvvet yoluyla değişti- ● Türkiye, Azerbaycan’ın bağımsızlığının ve egemenli- rilmezliği ve toprak bütünlüğüne saygı ilkelerini ihlalin- ğinin kuvvetlenmesi, toprak bütünlüğünün korunması, den kaynaklanan ve bütün uluslararası toplumu ilgi- uluslararası toplumda hak ettiği yeri alabilmesi için lendiren bir sorundur. gayret sarf etmektedir. Türkiye bu çerçevede Azer- c) Türkiye ve Ortadoğu baycan’a yönelik insani, mali, teknik ve eğitim alanla- rındaki katkılarını sürdürmektedir. İkili dış ticaret hacmi ● Türkiye 1980’den sonra da Filistin Sorununa verdiği 2007 yılında 1 milyar doları bulmuştur. Türkiye, Azer- desteği sürdürmüş, Arap Ülkelerinin bu konudaki fikir- baycan’ın ithalatında dördüncü, ihracatında ise altıncı lerini uluslararası platformlarda desteklemiştir. sıradadır. Ayrıca Türkiye, Azerbaycan’da petrol dışı ● Türkiye, 1980-88 İran – Irak Savaşı’nda dengeli bir sektörlerde en fazla yatırım yapan ülkedir. Türk yatı- politika izleyerek hem sorunlarla aktif olarak ilgilenmiş rımlarının toplam değeri 5 milyar dolar civarındadır. hem de iki ülkeyle de dengeli bir ilişki kurabilmiştir. Zi- Türk müteahhitlerince üstlenilen projelerin toplam de- ra Türkiye her iki ülke ile de gelişen bir ekonomik ilişki ğeri 1,6 milyar dolar civarındadır. Türkiye ile Azerbay- içinde bulunmaktaydı. Türkiye arabulucu rolü oyna- can arasında kültür ve eğitim alanlarında da ilişkiler maya çalıştığı iki ülke arasındaki çatışma boyunca bu giderek gelişmektedir. ülkelerin dış dünya ile ilişkilerini sağlayan bir ülke ol- ● Türkiye ile Gürcistan arasındaki siyasi ilişkiler, bağım- muştur. Türkiye’nin bu dengeli politikası hem İsrail sızlığını kazanmasından itibaren bu ülkeye verilen hem de Arap ülkeleri tarafından olumlu bulunmuştur. destek ve yardımlar nedeniyle dostluk ve işbirliği te- ● I. Körfez Savaşı’nda ise Türkiye, Saddam’a karşı diğer melinde gelişmiştir. Türkiye açısından Gürcistan enerji Orta Doğu ülkelerinin de katıldığı Batılı ülkelerin oluş- ve ulaşım yollarının güvenliği eksenindeyken, Gürcis- turdukları koalisyona destek vermiş ve Çöl Fırtınası tan açısından Türkiye, çok daha stratejik önem taşı- (Desert Storm) Operasyonu sırasında topraklarını maktadır. Türkiye, Gürcistan’ın karşı karşıya bulundu- ABD’nin kullanımına açmıştır. ğu siyasi sorunların ülkenin toprak bütünlüğü çerçeve- ● Türkiye 2,5 milyar dolarlık bir ticaret hacmine sahip sinde, barışçı yollarla çözümlenmesini istemektedir. olduğu Irak’a karşı BM’nin ambargo kararına katılmış Türkiye, bu çerçevede, özellikle Abhazya’daki gergin- ve bu doğrultuda Kerkük-Yumurtalık boru hattının faa- liğe diyalog yoluyla barışçı bir çözüm bulunması için liyetleri durdurulmuştur. Ayrıca Türkiye, üs ve tesisle- katkı sağlamaya hazırdır. rini ABD ve NATO’nun kullanımına tahsis etmiştir. ● 1944 yılında Gürcistan’dan zorla göç ettirilen Ahıska Türkiye’nin bu tutumunun nedeni Irak’ın Kuveyt’i işgal Türkleri, Stalin döneminde benzer uygulamalara ma- etmesiyle bölgede hegemonik bir konuma yükselerek ruz kalan ve anavatanlarına dönme hakkını hâlen elde başka sorunlarını da güç yoluyla çözme eğiliminde edememiş tek etnik gruptur. Nisan 1999’da Avrupa olacağından kaynaklanmaktaydı. ABD ve Batılı ülkele- Konseyi’ne üye olan Gürcistan’ın, bu üyelik dolayısıyla rin tutumunda, bölgedeki petrol kaynaklarının Irak’ın üstlendiği yükümlülüklerden biri Ahıska Türklerinin eline geçmesi ve petrolün Batıya güvenli ve sürekli bir anavatanlarına dönüşlerini sağlamaktır. Gürcistan yö- şekilde transferinin aksayacağı endişesi önemli rol oy- netimi, Ahıska Türklerinin anavatanlarına dönüşüne narken, Türkiye’nin endişeleri bölgedeki dengenin imkân sağlayacak yasal çerçevenin en önemli ayağını Türkiye aleyhine bozulacağıydı. oluşturan dönüş yasasını çıkartmıştır. Ancak, dönüş ● Türkiye savaş sonrasında Irak’ın toprak bütünlüğünü ile ilgili sorunlar bitmemiştir. engelleyici tutumlara karşı tavır almış, Saddam tara- ● Türkiye ile Gürcistan arasındaki ekonomik ilişkilerde fından yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya kalan Kürt son yıllarda yaşanan yabancı yatırım ortamının ülkede halkına topraklarını açarken, BM tarafından güvenli iyileştirilmesi ve ekonominin düzelmesi ile hızlı bir ge- bölge oluşturulmasını öngören 688 sayılı kararın alın- lişim içine girmiştir. 2002’de 241 milyon dolar olan dış masında da önemli rol oynamıştır. ticaret hacmimiz, 2007’de 700 milyon doları aşmıştır. ● Irak’ın işgaliyle sonuçlanan 2003 Martındaki işgal 2007 itibariyle Türk müteahhitlerince üstlenilen proje- öncesinde Türkiye’nin Irak politikası öncelikle sorunun lerin toplam değeri 400 milyon dolar civarındadır. Tür- barışçıl yollardan çözülmesi, Irak’ın BM kararlarına kiye, Gürcistan’da dördüncü büyük yatırımcı ülke ko- uyması ve BM kararı olmaksızın Irak’a güç kullanıl- numuna gelmiştir. maması doğrultusundaydı. ● Türkiye, Ermenistan’ın da bağımsızlığını tanıyan ve ● Bu doğrultuda Türkiye bir taraftan, Irak hükümeti ile ekonomik güçlükler içerisindeki bu ülkeye insani yar- diyalog içinde olmaya ve onu BM ile işbirliği yapmaya dımda bulunan ilk ülkelerden biridir. Bununla birlikte ikna etmeye çalışırken bir taraftan da bölge ülkeleri Ermenistan’ın Türkiye’ye yönelik olumsuz ve önyargılı nezdinde yaptığı girişimlerle sorunun güç kullanımına tavrı iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasını varmadan çözülmesi için işbirliği olanaklarını araştır- engellemektedir. Bu olumsuz ve ön yargılı tutumun maktaydı. örnekleri ise; Ermenistan’ın Bağımsızlık Bildirisi’nde ● Bu arada 1 Mart 2003 yılında yapılan Irak’a ABD ve Ermenistan Anayasası’nda Türkiye’nin toprak bü- gidecek ABD askerlerinin Türkiye üzerinden gönderil- tünlüğüne karşı ifadelerin yer alması, Ermenistan’ın mesiyle ilgili tezkere TBMM tarafından kabul edilmedi. Türkiye ile Sovyetler Birliği arasındaki sınırı belirleyen 1921 tarihli Kars Antlaşması’nın yürürlükte olduğunu ● Türkiye, ABD ile ilişkilerini bütünüyle bozmak isteme- resmen tanımaktan kaçınması, sözde soykırımın ulus- diği için Irak’a yönelik operasyonun başlamasıyla be- lararası alanda tanınmasını öncelikli dış politika hedefi raber, 20 Mart 2003’te, aldığı karar uyarınca Türk ha- olarak benimsemesi ve BM Güvenlik Konseyi kararla- va sahasını Amerikan ve İngiliz uçaklarına açmış ve bu doğrultuda tahsis edeceği koridorları taraflara bil- lahsızlanma” hükmüne rağmen, bu adalar 1974 Kıbrıs dirmiştir. olaylarından sonra silahlandırılmıştır. Karasuları soru- ● Ayrıca Türkiye, işgalin henüz sona erdiği Nisanın sonu nuyla ilgili olarak 6 millik karasularının üzerinde 10 mil- ve Mayısın başında söz konusu olan İran ve Suriye’ye lik "ulusal hava sahası" olduğu iddia edilmektedir. Yu- yönelik olası Amerikan müdahalelerine karşı oldukça nanistan, Türk devlet uçaklarından uçuş planlarını is- kararlı bir tutum sergilemiş ve bölgede yeni karışıklık- temekte ve Atina FIR (Flight Information Region) hat- lara yol açacak güç kullanımına karşı olduğunu ortaya tının ihlal edildiğini öne sürmektedir. Türkiye ise, Yu- koymuştur. nanistan’ın FIR sorumluluğunu “kötüye kullanmasın- dan ve bu sorumluluğu egemen hakları içeriyormuş ● Türkiye’nin Irak’la ilgili çekincelerinin başında gibi kullanmaya çalışmasından” şikayet etmektedir. PKK/Kongragel terör örgütünün Irak’ta faaliyet gös- termesi, Musul ve Kerkük’te bulunan Türkmenlerin ● Türkiye ile Yunanistan arasında diğer bir anlaşmazlık peşmergelerce baskı altında tutulması bulunmaktadır. konusu ise sistemli bir şekilde temel insani hak ve öz- Türkiye bu konularda Irak ve ABD yönetiminden daha gürlüklerden yoksun bırakılan Batı Trakya'daki Müs- kalıcı çözüm yolları beklemektedir. lüman Türk azınlığın durumudur. Bugün Batı Trak- ya’da 120-130 bin Türk yaşamaktadır. Türk azınlığın hakları; 1923 yılında imzalanan Lozan Antlaşması, d) Türkiye ve Balkanlar muhtelif uluslararası sözleşme ve belgeler, hatta Yu- ● Soğuk Savaş sonrası dönemde Türk dış politikası nanistan'ın kendi anayasası tarafından güvence altına açısından öncelikli konulardan bir tanesi, bölgede bu- alınmıştır. Ancak uluslararası sorumluluklarının aksine lunan Türk ve Müslüman azınlığın durumu ve statüsü Yunanistan, Türk azınlığa karşı, hayatlarının her ala- olmuştur. Bunun öncelikli bir duruma gelmesi Bulgar nında ayırımcı politikalar yürütmektedir. Türkler gü- yönetiminin Türk azınlığa uyguladığı politikadan kay- venliklerinden emin değildirler. Kültürel varlıkları yok naklanmıştır. Bu, Türkiye’nin Soğuk Savaş sonrası edilmektedir. Eğitim ve din alanlarında gördükleri bas- dönemde karşılaştığı ilk ciddi sorundur. Bulgaristan’da kılar azınlık üyelerinin hayatlarını büyük ölçüde etki- 1985 yılında Bulgar yönetimi tarafından başlatılan lemektedir. Azınlık üyeleri çocuklarını istedikleri gibi “yeniden doğuş” hareketi, yani azınlıkların asimile eğitme fırsatından mahrumdurlar ve tam bir din özgür- edilmesi, aksi hâlde topluca göçe zorlanması stratejisi, lüğüne sahip değildirler. Yunan mahkemeleri "Türk" 1989’da doruk noktasına ulaşmıştır. Yaklaşık 350 bin kelimesinin kullanılmasını yasaklamışlardır. kişi Türkiye’ye sığınmak zorunda bırakılmıştır. ● Türkiye, Yunanistan ile ortak bir anlayışa varabilmek ● Türkiye buna karşı Bulgaristan’a karşı sert bir tavır için her türlü gayreti göstermektedir. Nitekim AB öncü- almaktan kaçınmış, Bulgaristan’ı bu politikasını değiş- lüğünde oluşturulan ve her iki ülkenin sivil uzmanları tirmek zorunda bırakmıştır. Böylece Bulgaristan’da bu- tarafından tüm sorunlara eğilinmesini öngören "Akil lunan Türk ve Müslüman azınlığın, gecikmeli de olsa Adamlar" heyetine verdiği destek, Temmuz 1997 tarih- Türk ve Müslüman isimlerini geri almalarına ve tekrar li Madrid Deklarasyonu'nun hayata geçirilmesi için sarf ülkeye dönmelerine imkân sağlanmıştır. ettiği çabalar, iki ülke arasındaki Ege sorunlarının ba- rışçıl yollarla çözümünü öngören 12 Şubat ve 11 Mart ● 1989 – 91 yılları arasındaki Doğu Bloğunun dağılma- 1998 tarihli öneriler ve son olarak Ege'de güven artırı- sıyla Balkanlarda başlayan değişim sürecinde Türkiye, cı önlemler ile ilgili "Mutabakat Muhtırası"nı uygulama her Balkan devleti ile ayrı fakat tutarlılık içinde ikili ve kararı, Türkiye'nin iyi niyetli ve yapıcı gayretlerinin ör- çoklu ilişkiler ağı kurmaya çalışmıştır. nekleridir. ● Bu çerçevede Türkiye, Yugoslavya’nın dağılma süre- ● Bölücü terör örgütü PKK’nın lideri Abdullah Öcalan’ın, cine katkıda bulunmaktan özenle kaçınmakla birlikte, Şubat 1999’da Kenya’nın başkenti Nayrobi’deki Yunan dağılma sürecinin fiilen gerçekleşmeye başlaması hâ- Büyükelçiliği’nden ayrıldıktan sonra, hava alanında linde, Yugoslavya’dan ayrılıp bağımsızlığını ilan eden Türk yetkililer tarafından yakalanarak Türkiye’ye geti- cumhuriyetlerin bağımsızlıklarını tanımakta gecikme- rilmesi, Ankara-Atina ilişkilerinde yeni bir dönemin miştir. başlangıcı olmuştur. İki ülke ilişkilerinde son zaman- ● Türkiye Bosna Hersek Sorununda ise soruna tek larda başlayan yumuşama süreci çerçevesinde, Türk başına müdahale etmekten kaçınarak “BM şemsiyesi Dışişleri Bakanı Yunan meslektaşına 24 Mayıs 1999 altında çok taraflı askerî müdahale” seçeneğini hayata tarihinde, mevcut sorunların birlikte çözümü amacıyla geçirmeye çalışmıştır. bir çağrıda bulunmuş, 30 Haziran 1999'da New York- ● Sorunun çözümünü sağlayan Dayton Antlaşmasının 'ta bir araya gelen iki ülke dışişleri bakanları, turizm, imzalanmasında da Türkiye önemli bir katkıda bulun- çevre, kültür, ticaret, organize suçlar, uyuşturucu ka- muştur. çakçılığı, yasadışı göç ve terörizm gibi konularda ikili anlaşmalar yapılması hususunda görüş birliğine var- ● Türkiye ve Yunanistan arasında 1974 yılından itibaren mışlardır. Her iki ülke Dışişleri Bakanlıkları arasında, iki temel sorun yaşanmaktadır. Bunlar Kıbrıs ve Ege sözü edilen konulardaki görüşmelerin ilk turu Temmuz olarak sıralanabilir. Ege sorununun nedeni Yunanis- ayı içerisinde tamamlanmış, ikinci tur görüşmeler ise tan’ın yayılmacı bir politika izlemesi ve kıyı ülkelerin- 9-10 Eylül 1999'da Atina'da ve 15-16 Eylül 1999'da den biri olan Türkiye'nin hak ve çıkarlarını dikkate al- Ankara'da gerçekleştirilmiştir. Aynı yıl meydana gelen mayarak, Ege Denizi'nin tamamını bir Yunan denizi Marmara ve Atina depremleri sonrasındaki işbirliği ve olarak görmesidir. Yunanistan, 1923 yılında Lozan dayanışma, iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da yu- Antlaşması ile kurulmuş olan haklar ve sorumluluklar muşamasına neden olmuş ve bu sıcak atmosfer ikinci dengesini değiştirme girişiminde bulunmuş ve BM De- tur görüşmelerine de yansımıştır. niz Hukuku Sözleşmesi çerçevesinde, halen 6 mil olan karasuları genişliğini hem anakarası hem de Ege’deki ● Üçüncü tur görüşmeler, uzman kuruluş temsilcilerinin adalar için 12 deniz miline çıkarmaya hakkı olduğunu de katılımlarıyla, turizm, çevre ve ticaret konularında iddia etmektedir. Bu Türkiye tarafından kabul edilebilir 21-22 Ekim 1999 tarihlerinde Ankara'da; kültür, bölge- bir tutum olmadığından Türk hükümetleri Yunanis- sel işbirliği, organize suç, yasadışı göç, uyuşturucu tan’ın Ege’de karasularını tek taraflı olarak 12 mile çı- kaçakçılığı ve terörizm konularında 25-26 Ekim 1999 karmasının Türkiye tarafından casus belli (savaş ne- tarihlerinde Atina'da yapılmıştır. 8 Aralık 1999 günü deni) sayılacağını açıklamıştır. Atina'da toplanan Steering Komitesi'nde ise üzerinde görüş birliğine varılan anlaşma taslaklarının müzake- ● Yunanistan’a bırakılan Doğu Ege adalarını imzalamış resi tamamlanarak, nihai anlaşma metinleri oluşturul- olduğu uluslararası anlaşmalarda belirlenmiş olan “si- KÜRESELLEŞEN DÜNYA muştur. Yunanistan Dışişleri Bakanı'nın 19-22 Ocak ● Kızılay bu amaçlar çerçevesinde Türkiye’de ve dün- 2000'de Türkiye'ye yaptığı resmi ziyaret ile Türk Dışiş- yanın birçok bölgesinde doğal afetlere ve kazalara leri Bakanı'nın 3-5 Şubat 2000'de Yunanistan’a yaptığı Türk insanının yardım severliğinin bir göstergesi ola- resmi ziyaretler sırasında, sözü edilen konularda 9 iş- rak hizmetlerde bulunmuştur. birliği antlaşması imzalanmış; ayrıca ikili ilişkiler ile I) Türkiye’de Meydana Gelen Önemli Gelişmeler bazı bölgesel ve uluslararası konular ele alınmıştır. Yunan ve Türk askerî birliklerinin Haziran 2000’de Yu- a) Terör nanistan’da birlikte gerçekleştirdikleri NATO tatbikatı ● Jeopolitiği ve coğrafi konumu Türkiye’nin birçok dış ise, askerî alanda da işbirliği gerçekleştirildiğini gös- güçler bakımından ihmal edilemeyecek bir bölgede termesi açısından önem taşımaktadır. bulunduğunu göstermektedir. Komşu ülkelerin istikrar- ● 2002 yılı başından itibaren Türk ve Yunan tarafları sız siyasi yapıları; niyet ve araçları yönündeki güvenli- “düşük politika” konularından “yüksek politika” konula- ğimizi tehdit edici politikaları; Türkiye’nin güçlenmesi rını düzenli olarak tartışmaya geçmiş, böylece yumu- karşısında duydukları korku sıcak savaşa başvurama- şama yeni bir boyut kazanmıştır. New York’ta yapılan dıkları için terörü desteklemelerini gündeme getirmek- Dünya Ekonomik Forumu’nda bir araya gelen Türk ve tedir. Yunan dışişleri bakanları, iki ülke arasındaki en önemli ● Bu gün Türkiye ile bir “sıcak savaş “a girmeyi kendi anlaşmazlık konularından birini oluşturan Ege sorunla- açılarından faydalı görmeyen bu ülkeler Türkiye’de yı- rı konusunda geniş bir diyalog başlatma kararı almış- kıcı unsurları bularak onları eğiterek perde arkasından tır. Yunanistan’ın 2003 Ocak ayında AB Dönem Baş- “Soğuk Savaş “yolu ile Türkiye yurdunu bölmek ve kanı olması ile Ege konusu yeniden gündeme taşın- Türk milletini içten çökertmek hedefini gütmektedirler. mış ve bu sorun AB platformunda daha yoğun bir tar- ● Terörle mücadelede başarılı olunabilmesi için sadece tışmaya açılmıştır. Ege sorunu sadece Türkiye- güvenlik güçlerinin önlem ve çalışmalarının yeterli ol- Yunanistan ilişkilerini değil, Türkiye-AB ilişkilerini de mayacağı açıktır. Çünkü terörizm, sadece bir güvenlik etkileyecek bir unsur olarak değerlendirilmektedir. sorunu değildir. Aynı zamanda ekonomik, sosyal, kül- e) Türk Ordusu’nun Barış Gücü Görevleri türel ve siyasi nedenlere de bağlı bir olgudur. Bu ne- denle terörle mücadele de bütün kurum ve kuruluşla- rın ortak tavır takınmaları ve bu konuda üstlerine dü- ● 1988’den bu yana TSK, 5 BM, 1 AGİT, 1 Bölgesel şen görevleri en iyi şekilde yapmaları gerekmektedir. Gözlem Misyonu ve 8 BM Öncülüğünde Barışı Des- tekleme Harekâtı’na katılmıştır. ● Türkiye’de terörizm tehdidinin ortadan kaldırılabilmesi için; ● 1993 yılında Türk ordusu 300 kişilik bir kuvvetle BM Barış Gücüne bağlı olarak Somali’ye gitmiştir. Somali ● Terör örgütlerinin hedef kitlesi durumunda bulunan Kore Savaşı’ndan sonra yurt dışındaki ilk görevi ol- gençleri terör örgütlerinin propagandalarından koru- muştur. mak için eğitim seviyelerinin yükseltilmesi ve terör ör- gütlerinin zararlı faaliyetlerine karşı gençlerin bilinç- ● Balkanlarda Bosna Hersek Sorununun çözümü çerçe- lendirilmesi, vesinde 1.400 kişilik Türk Barış Gücüyle destek ol- muş, bölge halkıyla kurulan diyalog ve kültürel ilişkile- ● Terör örgütlerinin istismar ettiği işsizlik oranının düşük- rin etkisi ve bölge halkının da isteğiyle bu güç 1 tuga- lüğünü gidermek için üniversite mezunu olan çalışma ya çıkarılmıştır. Yine Zenica bölgesinde bir mekanize çağındaki gençlerin yeni istihdam alanları yaratılması, piyade tugayı görevlendirilmiştir. ● Ülkedeki sanayi yatırımlarının geliştirilmesi, yan sana- ● 1997’ de başlayan Arnavutluk Çatışmaları sırasında yi dallarının açılmasıyla beraber insanların gelir sevi- yaklaşık 1500 kişilik bir kuvvet bölgedeki Türk halkını yelerinin yükseltilmesi ve yaşam şartlarının yükseltil- korumak ve Çok Uluslu Güce yardım için görevlendi- mesi, rildi. 1999’da Kosova Sorununun çözümüne yönelik ● Ülkedeki gelir dağılımındaki adaletsizliğin giderilmesi, olarak 10 adet F15 Savaş Uçağı görevlendirildi. büyük şehirlerdeki gecekondulaşmanın ve çarpık kent- ● Afganistan’a ise 11 Eylül İkiz Kule Saldırısından sonra leşmenin önlenmesi, başlatılan operasyon çerçevesinde önemli bir destek ● eğitim ve sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması, birey- sağlanmış, Türk ordusu Kabil Bölge Komutanlığı dahil lerin insan haklarının ve özgürlüklerinden tam olarak birçok görev ifa etmiştir. yararlanılmasını sağlamak, f) Kızılay gibi uygulamalara başvurulabilir. ● 28 Haziran 1868’de Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım b) 1999 Depremi ve Destek Cemiyeti" daha sonra Hilal-i Ahmer adıyla ● 1999 Gölcük Depremi, İzmit Depremi, Marmara Dep- kurulan cemiyet insaniyetçilik, ayrım gözetmemek, ta- remi ya da 17 Ağustos 1999 depremi, 17 Ağustos rafsızlık, bağımsızlık çerçevesinde çalışan kamu yara- 1999 sabahı, yerel saatle 03.02’de gerçekleşen, Ko- rına yarı-gönüllü sosyal hizmet kuruluşudur. caeli Gölcük merkezli depremdir. Aletsel büyüklüğe Kızılay’ın Amaçları: göre 7,5 büyüklüğünde gerçekleşen deprem, büyük ● Kızılay savaşta felâkete uğrayanları koruyan 12 Ağus- çapta can ve mal kaybına neden olmuştur. tos 1949 tarihli Cenevre Sözleşmeleriyle Türkiye ● 17 Ağustos depremi, tüm Marmara Bölgesi'nde, Anka- Cumhuriyeti Devleti'nin taraf bulunduğu uluslararası ra'dan İzmir'e kadar geniş bir alanda hissedildi. Resmi anlaşmaların kendisine yüklediği hizmetleri görür veya raporlara göre, 57.840 ölüm, 143.953 yaralı oldu. 505 yerine getirilmesine yardımcı olur, kişi sakat kaldı. 285.211 konut, 42.902 işyeri hasar ● Kızılay barışta yurt içinde ve yurt dışında vukua gelen gördü. her türlü afet ve felâketlere karşı Tüzüğü dahilinde ● Ayrıca 133.683 çöken bina ile yaklaşık 600.000 kişiyi üzerine düşen hizmetleri yerine getirir, evsiz bırakmıştır. Yaklaşık 16 milyon insan, deprem- ● Kızılay insaniyetçi hukuk ilkelerine bağlı kalır, sağlık den değişik düzeylerde etkilenmiştir. Bu nedenle Tür- ve sosyal dayanışmayı destekler, sosyal refahın geliş- kiye'nin yakın tarihini derinden etkileyen en önemli tirilmesine yardımcı olur, olaylardan biridir. Deprem gerek büyüklük, gerek etki- lediği alanın genişliği, gerekse sebep olduğu maddi ● Kızılay Uluslararası Kızılhaç Komitesi, Kızılay-Kızılhaç kayıplar açısından son yüzyılın en büyük depremlerin- Dernekleri Federasyonu ve bu federasyona dahil ulu- den biridir. sal kuruluşlarla amaç ve işbirliği yapar. ● 1999 Düzce Depremi merkez üssü 12 Kasım 1999 İ) Küresel Sorunlar Cuma günü saat 18.57'de aletsel büyüklüğü 7.2 şidde- a) Çevre Kirliliği tindedir. Deprem merkez üssü Düzce ve çevresinde yıkıma yol açtı. 30 saniye süreyle etkili olan deprem, ● Doğal dengenin, tüm canlıların yaşamını tehdit edecek pek çok ilin yanı sıra Ukrayna'dan da hissedildi. derecede ve büyük oranda insan faaliyetleri sonucun- da kirlenerek bozulmasıdır. ● Depremde ölü sayısı 845, yaralı sayısı 4948, hasar gören ve derhal yıkılması gereken bina sayısı 3395, ● Çevre Kirliliğine: Filtre edilmeden atmosfere zehirli yıkık ya da ağır hasarlı ev sayısı 12939, iş yeri sayısı gazlar bırakılması, Asit yağmurları sonucu “Orman ise 2450'dir. Ekosistemi”nin yok olması, Aşırı tarımsal ilaç kullanıl- masıyla “Kimyasal Kireçlenme” oluşması, Sularda, ta- ● Körfez depremi ülkemizin gerek nüfus gerekse eko- rım topraklarında “Kurşun” vb. ağır metallerin birikme- nomik aktivite bakımından en ağırlıklı bölgesinde etkili si, Teknoloji kazaları ve doğal afetler, gibi etkenler yol olmuştur. Deprem, Kocaeli, Sakarya, Yalova, İstanbul, açmaktadır. Bolu, Bursa ve Eskişehir illerini kapsamış, ancak Ko- caeli, Sakarya ve Yalova'da ağır can ve mal kaybına ● Çevre Kirliliğinin önlenmesi için: Toplumun, çevre yol açmıştır. sorunlarına karşı duyarlılığı arttırılmalı, Kimyasal atık- ların etkileri ve petrol sızıntıları uydulardan izlenmeli, ● Deprem nedeniyle konut, ticari ve sınai yapı, yol- Kirlilik temizleme çalışmalarında ileri teknolojiler kulla- otoyol, köprü, diğer altyapı, ulaşım aracı, makine- nılmalıdır. teçhizat ve mamul-yarı mamul mal stoklarında önemli kayıplar ortaya çıkmıştır. Deprem sonrasında gerek bir b) Küresel Isınma süre için üretimin durması gerekse belirli bir dönem ● Atmosferdeki doğal sera etkisinin, insan faaliyetleri düşük kapasite ile çalışılması nedeniyle milli hâsılada sonucunda daha da artarak küresel boyutta aşırı da kayıp oluşacaktır. ısınmaya neden olmasıdır. ● 7 Eylül 1999 tarihi itibariyle çeşitli kaynaklardan ka- ● Fosil yakıtların dumanı ve endüstri gazlarının atmosfer muoyuna açıklanan bilgilere ve çeşitli varsayımlara dengesini bozması,CO2, metan gibi sera gazlarının dayanan ilk tahminlere göre, depremin sermaye biri- kontrolsüz olarak atmosfere salınması, yer ve atmos- kimi ve milli hâsıla üzerindeki etkisinin 9-13 milyar do- fer arasında, doğal “Karbon Döngüsü” denk kapan- lar aralığında olması beklenmektedir. maması, Sanayi devrimiyle başlayan aşırı kirlenmenin ● 1999 Depremleri Türkiye’de önemli ekonomik, psikolo- artarak devam etmesi, maliyet artışları getireceği için jik ve sosyal sarsıntılara yol açmıştır. Bu büyük afetle- yeterli derecede önlem alınmaması, her yıl milyonlar- rin verdiği zararı en aza indirmek için yurt çapında top- ca ton “Karbon”un atmosferde birikmesi, Atmosferdeki lumsal dayanışma ve işbirliğinin ne kadar gerekli ol- ısınmanın hızlı bir KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİMİ yarat- duğu ortaya çıkmıştır. ması, kutupların ve dağ buzulların erimesine sebep olması ve deniz seviyesinin yükselmesi küresel ısın- ● Bu durum Türkiye’de zayıfladığı düşünülen yardımse- manın gerekçeleridir. Okyanus akıntısı değişiklikleri- verlik, dostluk, komşuluk ve insan sevgisi gibi değerle- nin, “El Nino” gibi kasırgalara yol açması bunun bir rin hala önemli olduğunu göstermiştir. göstergesidir. ● Deprem Türkiye’nin komşu Yunanistan gibi dostluk ● Küresel ısınmaya alınabilecek önlemler: Enerji dostu ilişkilerinin zayıf olduğu devletlerle olan münasebetle- ampuller kullanılmalı, Televizyonlar bekleme konu- rin iyileşmesi için fırsat doğurmuştur. Aynı yıl Atina’da munda bırakılmamalı, Doğru ışıklandırma kullanılmalı, meydana gelen deprem de Türkiye, Yunanistan iyi Klima yerine vantilatör kullanılmalı, Evler ısı kaybına komşuluk elini uzatmış bu gelişmeler iki taraf arasın- karşı yalıtılmalı ve Eşyalar, radyatörleri kapatmayacak daki ilişkilerin normalleşmesi için önemli olmuştur. şekilde yerleştirilmeli, Atmosfere salınan sera gazlar c) GAP ( Güneydoğu Anadolu Projesi) kontrol altına alınıp azaltılması, “Kyoto Protokolü” hü- ● Aşağı Fırat ve Dicle havzalarındaki geniş ovalardan kümleri istisnasız uygulanmalı. oluşan Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde: Adıyaman, c) Kyoto Protokolü ( 11 Aralık 1997) Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, ● Kyoto Protokolü, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Şanlıurfa ve Şırnak illerini kapsayan "Güneydoğu Çerçeve Sözleşmesine (BMİDÇS) bir ek niteliğindeki Anadolu Projesi" kavramı, Fırat ve Dicle nehirleri üze- uluslararası bir çevre anlaşmasıdır. Kyoto Protokolü, rinde yapımı öngörülen barajlar, hidro elektrik santral- küresel ısınma ve iklim değişikliği konusunda mücade- ler ile sulama tesislerinin yanı sıra kentsel ve kırsal alt leyi sağlamaya yönelik uluslararası tek çerçeve an- yapı, ulaştırma, sanayi, eğitim, sağlık, konut, turizm ve laşmasıdır. diğer sektörlerdeki yatırımları da içine alan ve yörenin topyekun sosyo-ekonomik kalkınmasını hedefleyen, ● Bu protokolü imzalayan ülkeler, karbon dioksit ve sera çok sektörlü, entegre ve sürdürülebilir bir kalkınma an- etkisine neden olan diğer beş gazın salınımını azalt- layışı ile ele alınan bir bölgesel kalkınma projesi olarak maya veya bunu yapamıyorlarsa salınım ticareti yoluy- anlaşılmaktadır. la haklarını arttırmaya söz vermişlerdir. Protokol, ülke- lerin atmosfere saldıkları karbon miktarını 1990 yılın- ● Proje tamamlandığında, yılda 50 milyar metreküp'ten daki düzeylere düşürmelerini gerekli kılmaktadır. fazla su akıtan Fırat ve Dicle nehirleri üzerinde kurulan tesislerle, Türkiye toplam su potansiyelinin %28'i kont- ● Kyoto Protokolündeki amaç, “atmosferdeki sera gazı rol altına alınacak, 1,7 milyon hektarın üzerinde arazi- yoğunluğunun, iklime tehlikeli etki yapmayacak sevi- nin sulanması ve 7476 megavatın üzerinde kurulu bir yelerde dengede kalmasını sağlamak”tır. kapasiteyle, yılda 27 milyar kilovat saatlik elektrik ● Bu anlaşmayla: Atmosfere salınan sera gazı miktarı enerjisi üretilmesi sağlanacaktır. %5'e çekilecek, Endüstriden, motorlu taşıtlardan, ısıt- ● GAP'ın meydana getireceği yüksek tarım ve sanayi madan kaynaklanan sera gazı miktarını azaltmaya potansiyeli Bölgede gelir düzeyini 5 kat artıracak, Böl- yönelik mevzuat yeniden düzenlenecek, Daha az ge nüfusunun yaklaşık 3,8 milyonuna iş imkânı yaratı- enerji ile ısınma, daha az enerji tüketen araçlarla uzun lacaktır. yol alma, daha az enerji tüketen teknoloji sistemlerini endüstriye yerleştirme sağlanacak, ulaşımda, çöp de- polamada çevrecilik temel ilke olacak, Atmosfere bıra- kılan metan ve karbon dioksit oranının düşürülmesi için alternatif enerji kaynaklarına yönelinilecek, Fosil KÜRESELLEŞEN DÜNYA yakıtlar yerine örneğin bio dizel yakıt kullanılacak, Çi- ma koşullarının ve çevre sağlığı ile ilgili diğer bütün mento, demir-çelik ve kireç fabrikaları gibi yüksek unsurların iyileştirilmesini kolaylaştırmak. enerji tüketen işletmelerde atık işlemleri yeniden dü- ● Sağlığın geliştirilmesine katkıda bulunan bilim ve zenlenecek, Termik santrallerde daha az karbon çıkar- meslek grupları arasında işbirliğini kolaylaştırmak. tan sistemler, teknolojiler devreye sokulacak, Güneş enerjisinin önü açılacak, nükleer enerjide karbon sıfır olduğu için dünyada bu enerji ön plana çıkarılacak ve Fazla yakıt tüketen ve fazla karbon üretenden daha fazla vergi alınacaktır.
d) Çernobil Nükleer Kazası
● Çernobil reaktör kazası, 20. yüzyılın ilk büyük nükleer kazasıdır. Ukrayna’daki Çernobil Nükleer Güç Reaktö- rü’nün 4. ünitesinde meydana gelen kazayla büyük miktarda fisyon ürünleri salındığı ortaya çıkmış, rad- yoaktif serpinti tüm Avrupa’ya ve Türkiye’ye yayılmış- tır. ● Çernobil nükleer reaktöründeki patlama sonucunda çevre ülkelere yayılan radyoaktif parçacıkların büyük- lüğü ve etkileri üzerine kazanın üzerinden geçen yıl- larda ciddi bilimsel araştırmaların yapılmamış ve rad- yasyon seviyesini gösteren sayısal değerlerin açık- lanmamış olması kazanın olumsuz etkilerinin ortaya çıkarılmasını engellemiştir. ● Çernobil kazasının Türkiye üzerinde önemli bir etkisi- nin olmadığı şeklindeki açıklamalarına karşın, radyo- aktif değeri 600 Bq/kg’ın altında olduğu belirtilen ve İngiltere’ye ihraç edilen fındık İngiltere tarafından iade edilmiştir. Bu durum Karadeniz’deki radyoaktif kirliliği- nin etkilerini göstermesi açısından önemli bir veridir. e) Dünya Sağlık Örgütü ( WHO) ● Dünya Sağlık Örgütü (İng.: World Health Organization - WHO), Birleşmiş Milletler'e bağlı olan ve toplum sağlığıyla ilgili uluslararası çalışmalar yapan bir örgüttür. ● 19-22 Temmuz 1946 tarihlerinde New York’da düzen- lenen Uluslararası Sağlık Konferansı’nda BM’e üye 51 ülkenin temsilcisi ile Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), OIHP (Mer- kezi Paris’te bulunan Uluslararası Halk Sağlığı Büro- su), PAHO, Kızılhaç, Dünya İşçi Sendikaları Federas- yonu ve Rockefeller Vakfı temsilcileri Dünya Sağlık Örgütü anayasasını oluşturmuşlardır. ● Örgütün Görevleri: ● Sağlık alanında uluslararası nitelik taşıyan çalışmalar- da yönetici ve koordinatör makam sıfatıyla hareket etmek. ● BM, İhtisas Kuruluşları, sağlık idareleri, meslek grupla- rı ve keza uygun görülecek diğer örgütlerle fiili bir iş- birliği kurmak ve sürdürmek. ● Hükümetlere, istek üzerine, sağlık hizmetlerinin güç- lendirilmesi için yardım yapmak. ● Uygun teknik yardım yapmak ve acil durumlarda, hükümetlerin istekleri ya da kabulleri ile gereken yar- dımı yapmak. ● BM’in isteği üzerine, manda altındaki ülkeler halkı gibi özelliği olan topluluklara sağlık hizmetleri götürmek ve acil yardımlar yapmak ya da bunların sağlanmasına yardım etmek. ● Epidemik, andemik vb. hastalıkların ortadan kaldırıl- ması yolundaki çalışmaları teşvik etmek ve geliştir- mek. ● Gerektiğinde diğer İhtisas Kuruluşları ile işbirliği yapa- rak kazalardan doğan zararları önleyebilecek önlemle- rin alınmasını teşvik etmek. ● Gerektiğinde diğer İhtisas Kuruluşları ile işbirliği yapa- rak, beslenme, mesken, eğlence, ekonomik ve çalış-