Professional Documents
Culture Documents
com
___________________________________________________________________
Elbette ki tutulurlar. Bu gibi hastalıkların isabeti kalbi hastalıklı kimseler için bir
ceza, salihler içinse bir imtihan yahut başka bir hikmet sebebiyledir. Hepimiz Nebi‟ye
(sav) nasıl sihir isabet ettiğini ve yine Eyyub‟un (as) başına gelenleri biliriz.
Bitkilerle Tedavi
Cinler tarafından eziyete maruz kalan kimseler tedavinin başlangıcında ya da
tedavinin bir döneminde rahatlama hissederler ama daha sonra öyle bir duraklama
yaşarlar ki, tedavinin bir adım bile ilerlemediğini hissederler. Bu nedenle de
durumlarının değişmeyeceğini ve hep böyle kalacaklarını, zorlu bir hastalığa
tutulduklarını, faydalı olan her şeyi denediklerini ve artık hiçbir şeyin fayda
vermediğini düşünürler. Her şeyden önce şunun bilinmesi gerekir ki, sahip oldukları
güçler açısından insanlar farklılık gösterirler. Kimilerinin bir rukye yapana hiç
ihtiyaçları olmaz, zira onlar gerekli olan sabra, ruhsal ve bedensel güce sahiptirler.
Bu, Allah‟tan onlara bir nimettir. Ama bir başkası aynı güce sahip olmayabilir. Bu
noktadaki hikmeti ancak Allah bilebilir. Her şey onun elindedir. İhsan eden,
nimetlendiren, veren ve alan odur, o yaptıklarından sorulmaz.
Tedavilerinde duraksama olanlar şu öğütlere kulak versinler:
1- Küçük olsun büyük olsun her eziyet karşısında şöyle de:
ا ل ُهي َّ ا َو ِم ْل ِمًا ِمًا ُه ِم ٌ َو تِمًا َو ْل ُه ْل ِمًا َو ْلٌ ًا ا ِم ْل َوي،ِم ّد اهللِما َو ِم ّد ا ِملَو ْلٌهِما َو ِم ُه و
Bunu söylemeyi başlarda unutabilir, kaçırabilirsin. Ama sonra hiç farkında
olmadan söylediğini göreceksin. Allah‟a çok yönelmekle musibetlerin ecirleri katlanır.
2- Kaza ve kader gerçeğini hiçbir an unutma. Hakkındaki her şeyin yazılı
olduğunu, Allah‟ın her şeyi bilip takdir etmiş olduğunu unutma. Allah‟a dayan ve
korkma.
3- Kitap ve Sünnet‟teki dualardan seçeceğin sabah ve akşam zikirlerini kesinlikle
ihmal etme. Tedavideki en önemli adımlardan birini bunlar oluşturur. Her seferinde
yapacağın zikir 130‟u geçsin.
Zikir konusunda sünnet dışında gelen rakamlara itibar edilmemelidir. Ama
rakamlar ziyadeden kinayedir. Dolayısıyla, önemli olan herhangi bir rakam kadar
yapmak değil, çok yapmaktır.
Özellikle de “La ilahe illallahu vahdehu la şerike lehu lehu‟l-mulku ve lehu‟l-
hamdu ve huve ala kulli şeyin kadir” sözünü çok (bir oturuşta 400-600 arası) tekrarla.
Bu kelimeyi tevhiddir, şeytanın ve sihrin belini kırar.
Sabah ve akşam 500‟er kere ya da daha fazla tahiyyattaki gibi salat oku. Cinlerin
bir kısmı salattan çok etkilenirler ve ona uzun süre dayanamazlar. Bunu yaptığında
hasta göğsünde sıkıntı, midesinde ya da karnında şiddetli ve garip bir hareket vs.
hissederse bilsin ki doğru yoldadır, kurtuluş Allah‟ın izniyle yakındır.
Sabah ve akşam 400 defadan daha çok “subhanallahi ve bihamdihi” de.
Günde 500 defadan daha fazla “la havle ve la kuvvete illa billah” de.
Çok önemli bir şey daha:
15
Sihir‟den Korunma Ve Rukye İle Tedavi
___________________________________________________________________
Buruc suresi gibi kısa surelerden birinin seçilerek evde, arabada, büroda sürekli
tekrarlanması. Ta ki, kalp kendini buna bırakarak kişi farkında bile olmadan bunu
söylüyor hale gelsin.
Tüm bunlardan amaç dilinde daima Allah‟ın zikri olmasıdır. Ancak bu takdirde
Allah‟ın nuru kalbe girer ve şeytan Allah‟ın izniyle, küçülmüş olarak oradan çıkar.
Tüm bu zikirleri işitilir bir sesle yap ve mümkün olduğunca tek başına kal ki,
kimse araya girerek sana engel olmasın. Şurası muhakkak ki, birileri seninle
konuşmak isteyecek, sana unuttuğun bir şeyi hatırlatacak yahut herhangi bir dünya
işiyle seni meşgul etmek isteyecektir. Bu vesveselere hiç iltifat etme ve zikretmeye
devam et. Bu şekilde devam ettiğinde öfke ve asabiyet hali yaşayabilirsin. Hatta bu
durumda baygınlık geçirenler bile olmuştur. Ama sen asla vazgeçme ve yaptığına
devam et. Cin uzun süre dayanamayacak ve belki de sihir bu esnalarda vücuttan
atılacaktır. Bu zikirleri yapmak için en hayırlı vakitler güneş doğmadan ve batmadan
önceki vakitlerdir. Herhangi zorlayıcı bir nedenden ötürü bu zikirleri zamanında
yapamazsan sakın tamamen terk etme ve bir iki saat sonra da olsa yap.
Bunlara devam ettiğin takdirde hiç kuşkusuz zayıflık, yorgunluk, baş dönmesi, iç
sıkıntısı gibi şeyler hissedersin. Bunların şeytandan olduğundan şüphen olmasın.
Sen onu kalbinden vurduğun ve kaçamadığı için bunları hisseden odur. Bu arazlar
kalıcı değildir, bir süre sonra geçecektir. Bunlar şeytan ruhuyla insan ruhu arasında
açık bir meydan okuyuştur. Eğer bu aşamada ona galip gelebilirsen, Allah‟ın izniyle
sonraki aşamalarda er ya da geç galip geleceksin demektir.
4- Hasta aklını kaybedecek ve delirecekmiş gibi hisseder, kalbi hızla ve şiddetle
ya da çok yavaş atar, öyle ki, hasta kalbinin duracağını sanır. Uykuya dalmakta
güçlük çeker (özellikle de sol tarafına yattığında). Vesveseler ve şüpheler duyar.
Etrafındakilerden kuşkulanır. Hiçbir yerde rahat edemez. Çok yakında ölecekmiş ya
da öldürücü bir hastalığa yakalanacakmış gibi hisseder. Şiddetli unutkanlık baş
gösterir. Bir yerde duramaz ve oradan oraya dolaşır. Bir bakarsınız evdedir, bir
bakarsınız sokakta, bir bakarsınız bir arkadaşının yanında… Bir yere gitmek için yola
çıkar ama oraya varmadan geri döner. Kendini rahatlatacak bir şeyler arar ama
bulamaz. Doktora görünmek için hastaneye gider ama ona ne diyeceğini bilemediği
için doktoru görmeden geri döner. Göğsünden bir şeyin başına yükseldiğini hisseder
ve ardından kendinden geçecek gibi hisseder. Bayılmamak için kendini tutmaya
çalışır. Yattığında uyuyamaz ve vesveselerle boğuşur. Uyumak üzereyken yahut
yaslanıp rahatladığında kendisine bir şey çarpmış gibi hisseder ve sıçrar. Böylece
uykuya dalamaz. Bazen yanı başında biri nefes alıyormuş gibi hisseder. Bazen
uyanık halde garip şekiller görür. Daha buna benzer hastanın tarif edemediği pek çok
şey…
Değerli kardeşim, tüm bunlara rağmen kesinlikle korkma! Allah‟ın düşmanından
korkma ve kendinden emin bir biçimde „Allahu Ekber‟ de. İyi bir donanımla savaşını
ilan et.
5- Hasta direnemediği korku nöbetleri geçirir. Böyle bir durumda “Hasbiyallahu la
ilahe illa huve aleyhi tevekkeltu ve huve rabbu‟l-arşi‟l-azim” veya “Hasbiyallahu ve
nime‟l-vekil” de ve bunu 100 defa ile 300 defa arasında tekrarla. Bu esnada sesini
yükselt. Allah‟ın izniyle korku geçecektir. Korkunun sebebi musallat olmuş cinin kendi
grubu dışında başka bir cin görüp onun tarafından tehdit edilmesi vs. bir sebepten
dolayı olabilir. Zira onların arasında insanlarda olduğu gibi merhamet duygusu yoktur.
Bu tip nöbetler genellikle aniden ve hiçbir sebep yokken olur.
16
www.beyyine.com
___________________________________________________________________
Meyankökü
Herhangi bir aktara giderek 1kg. yeni çekilmiş meyankökü al. Bunu 5 litre suda
15 dk. Kaynat ve dört saat dinlenmeye bırak. Meyankökü dibe çökene kadar yerinden
hiç oynatma. Dört saat sonra süz. Süzüldükten sonra çıkan su iki litreyi geçmez ve
rengi de siyah olur. Bu su ağzı kapanabilen cam bir kaba boşaltılır. Yukarıda
verdiğimiz sureler üzerine okunarak buzdolabında saklanır. Bu sudan her gün sabah
aç karnına, ikindiden sonra ve yatmadan önce orta boy bir çay fincanı içilir.
Hazırlanan miktar bu şekilde on gün kadar yeter.
Tansiyonu 150/90‟ın üzerinde olanlar aynı miktar suya meyankökünü 250 gr.
katsınlar ve içtikten sonra bir saat boyunca başka bir şey yemesinler. Meyankökü
17
Sihir‟den Korunma Ve Rukye İle Tedavi
___________________________________________________________________
içemeyenler onun yerine 2 litre suda beş gram safranı eriterek aynı şekilde bunu
içsinler.
Hastalara ve tedavicilere benim tavsiyem zeytinyağını başka hiçbir şeyle
karıştırmadan olduğu gibi kullanmalarıdır. Onun sırrı hiçbir şeyle karışmamasındadır.
Aynı şekilde verdiğim rukyeler de başka bir şey katılmadan okunmalıdır. Zira
tecrübeler bunu göstermiştir. Zeytinyağı çocuklar ve hamileler için çok faydalıdır.
Safrakesesi, idraryolları ve mesanedeki taşlar için çok iyidir. Özellikle de limonla
karıştırılırsa.
Başka bir şeyle karıştırılmaya ve onun özelliğini almaya en uygun yağ
susamyağıdır. İçinde ilaçların en iyi çözündükleri yağdır susamyağı.
Hasta kardeşler tedavinin son günlerinde kendilerine yardım edecek birine
ihtiyaç duyacaklardır. Onlar alçalmış olarak bedeninizden çıkana dek tedaviden
vazgeçmeyin. Bilin ki, canınız boğazınıza dayanmadan zafere ulaşamazsınız. Nice
mü‟minler sınandılar ve şiddetli biçimde sarsıldılar.
“Sizden öncekilerin başına gelenler sizin de başınıza gelmeden cennete
girebileceğinizi mi sandınız? Onlara belalar ve sıkıntılar dokunmuş ve öylesine
sarsılmışlardı ki, sonunda Rasul ve onun beraberindeki müminler „Allah‟ın yardımı ne
zaman?‟ demişlerdi. Bilin ki, Allah‟ın yardımı yakındır.”
Mümin böyle olmalıdır. Onun sebatla mücadele etmesi, silahla savaşması ve
Allah‟ın kendisine yardım edeceği inancını taşıması, onun vadini tasdiklemesi gerekir.
Kuşkusuz Allah da onu tasdikleyecektir.
Allah‟ım, bedenlerimizden önce kalplerimize şifa ver. Rabbimiz, her bir şeytanla
aramızdaki hükmünü ver. Allah‟ım, ey kavî, ey hâlık, ey bârî, ey musavvir… onları
sana havale ediyor ve onların şerlerinden sana sığınıyoruz.
18
www.beyyine.com
___________________________________________________________________
Örneğin, her buhurun kendine has bir kokusu vardır ve her büyüsel işlemde
kullanılan bir koku vardır. Ayrılık büyüsü için kullanılan koku ile bağlamak maksadıyla
yapılan büyü için kullanılan koku aynı değildir. Kimilerinin söyledikleri gibi kokular
şeytanların gıdaları değildir. Bunlar onlar için anlayacakları bir tür dildir. Onların
bizlerden farklı varlıklar olduklarını göz önünde bulundurduğumuzda bu durum bize
garip gelmeyecektir.
İnsanların sevdikleri yiyecekleri onlar da severler. Bu durumu dikkatten
kaçırmamamız gerekir. Zira üzerine Allah‟ın adının anılmadığı her yiyecekte onların
da nasibi vardır.
19
Sihir‟den Korunma Ve Rukye İle Tedavi
___________________________________________________________________
Bildiğimiz gibi cesetler yemeyle ve içmeyle beslenirler fakat ruhlar bundan bir
fayda elde etmezler. Aksine çok yemek ruha zarar bile verebilir. İslam kaynaklarının
bize öğrettiği gibi ruhlar Allah‟ın zikriyle ve bunun beraberindeki şeylerle beslenir ve
güzel kokarlar bunun terkiyle zayıflar ve kötü kokarlar.
Misk ve reyhan gibi kokulara dönecek olursak, bunlar ruhu besler ve
güçlendirirken şeytana da zarar verirler. Onların zararları güzel kokuları sebebiyle
değil içerdikleri ve şeytanlar üzerinde etkili olan zehirli maddeler nedeniyledir.
Şeytanları bunların güzel kokularından faydalanmaktan alıkoyan şey işte bu zehirli
maddelerdir.
Yiyecek ve içecek türü şeyler de kokular gibidir. Şeytanları bunlardan
faydalanmaktan alıkoyan şey üzerlerine besmele çekilmesidir.
Ûduhindî‟yi cinler de sever insanlar da.
Meyve özünden elde edilen kokuları cinler de çok sever insanlar da. Bunun
nedeni bunlarda zehirli maddelerin ya çok az bulunması ya da hiç bulunmamasıdır.
Kimyasal bazı güzel kokular öldürücü düzeyde zehirlidirler. Örneğin, kurşundan elde
edilip de elma kokusu veren bir madde vardır. Bunu koklayan ölümden kurtulamaz.
Bunun gibi daha pek çok kimyasal koku vardır.
Büyücülerin kullandıkları buhurlar cinleri beslemek için midir, onları
güçlendirmek için midir, yoksa onlar bu kokuları sevdikleri için mi kullanılırlar?
Şeytanlar çeşitli türlere ayrılırlar. Dolayısıyla büyücülerin de onlarla ilişki kurmak
için kullandıkları çeşitli yollar vardır.
Buhurlar iki yolla kullanılırlar:
1- Güzel kokulu buhurların kullanımı.
2- Kötü kokulu buhurların büyü ayini esnasında kullanımı.
Cinlerin büyücülerle olan muameleleri şirk içerdiği gibi bir takım garip şeyler de
içerir ki, onların sırları ve gerçek yönleri ortaya çıkmasın. Bu yüzden de insanların
şeytanlarıyla iletişim kurarken semboller kullanırlar.
Onlar için buhurlar bir anlaşma dilidir. Kötü kokulu olanlar kötü amaçlı büyüler
için kullanılırken, güzel kokulu olanlar kötü büyüyü bozmak için tekrar büyü yapmak
gibi yahut tılsımlar yapmak gibi amaçlarla kullanılır ki, aslında bunların tamamı
kötüdür.
Kuran‟ı aşağılamak için onu bir anlaşma dili olarak kullanırlar. Ayetlerin manasını
çarpıtırlar yahut onun zahir anlamını alarak kuran ifadeleriyle hitap eder, emreder,
nehyederler.
Ölü kemiklerini bir dil ve sembol olarak kullanırlar ve bununla bir şeyin ebedi
olmasını kastederler.
Bazı hayvanları ve haşeratları yahut onların organlarını kullanırlar ve bununla
zehirlenme veya eziyeti amaçlarlar
Bazı doğal olayları yine bir dil ve sembol olarak kullanırlar.
Şeytanlar için de buhurlar –insanlarda olduğu gibi- besin değildir. Ama bu
kokular ruhu güçlendirir ve ferahaltır.
Buhurlar Tedavide Tek Başlarına Yeterli Olurlar mı?
20
www.beyyine.com
___________________________________________________________________
21
Sihir‟den Korunma Ve Rukye İle Tedavi
___________________________________________________________________
Safranın Hazırlanışı
Safran su içinde altı saat beklemekle kendiliğinden çözülür. Ardından süzülerek
içine gül suyu katılır ve üzerine rukye okunur. Bu bitki içilmeye devam edildiğinde
sindirim sistemindeki ve rahimdeki sihri çözer ve aynı şekilde nazarı, yüksek
tansiyonu, kabusları ortadan kaldırır.
Cinin Vücutta Uzun Süre Kalmasının Çıkış Süresiyle İlgisi Var mıdır?
Tedavinin süresinde hastanın dinine bağlılığı, gerekli zikirleri ve rukyeyi düzenli
okuyup okumaması etkilidir. Bunun yanı sıra yine hastanın durumuna göre, nazarın
22
www.beyyine.com
___________________________________________________________________
veya büyünün şiddetine göre cin güçlü ya da zayıf olabilir. Ayrıca cinlerin de kendi
aralarında güçlüleri ve zayıfları vardır. Onların güçlü olmaları yenilemeyecekleri
anlamına gelmez, ama şifanın gecikmesinde önemli bir etken oluşturur. Bu noktada
hastanın bilmesi gereken şey musibetlerin derece derece olduğu ve Allah‟ın bir işi
dilediği bir hikmetten dolayı geciktirebileceğidir. Ve kuşkusuz bu hikmet kulun
maslahatına yöneliktir. Bu nedenle –gerekli sebepleri yerine getirmekle birlikte- her
zaman ve her durumda onun takdirine teslimiyet ve rıza gerekir. Cinin bedende uzun
süre kalması onun çıkmasını sadece bir açıdan zorlaştırır. O da, hastanın tabiatını ve
düşüncelerini tanıması, onun zaaf noktalarını ve kalbi hastalıklarını öğrenmesidir.
23
Sihir‟den Korunma Ve Rukye İle Tedavi
___________________________________________________________________
Bundan rukyede asıl olanın bitkiler olduğu anlaşılmamalıdır. Bilakis, rukyede asıl
olan Kuran‟dır. Şu var ki, rukyenin vakti sınırlı olduğu halde, üzerine rukye okunmuş
ilaçlar bedende uzun süre kalırlar. Bu nedenle biz bu ilaçların üzerine okunan
rukyenin kısa aralıklarla tekrarlanması gerektiğini söylüyoruz. Böylece rukyenin etkisi
güçlü olacaktır. Sonuçta ise hasta rahatlayabilecektir. Nitekim hastalık belirtilerinden
çoğu ilaç tedavisiyle birlikte ortadan kalkar. Ama iyileşmeye yakın son dönemi
bundan istisna etmeliyiz. Çünkü bu günlerde iş aksine döner. Şeytan daha çok ağlar
ve ağıt yakar. Özellikle de son haftalarda. Rukye okumakla da onu susturamazsınız
okumamakla da. Bunun nedeni sürülen yağlar, içilen içecekler ve tozlardır. Bunu size
sayamayacağım kadar çok yaşadığım tecrübelere dayanarak söylüyorum. Şunu
belirteyim ki, şeytanın rukye esnasında arada bir ağlaması yeterli değildir. Bilakis
yukarıda belirttiğim gibi sıkı bir tedavinin olması gerekir.
Hasta genellikle şeytanın ağlamasının ya bedeninin herhangi bir yerinden
geldiğini işitir –bu bölge genellikle midenin baş kısmı olur- ya da şeytan bizzat
hastanın diliyle ağlar. Cinler bu şekilde ağlayıp bağırmayı severler. Çünkü böylece
nefes aldıklarını hissederler. Ama bu nefes alış uzun sürmez ve umulur ki, Allah sizi
bildiğiniz ya da bilmediğiniz herhangi bir sebeple onlara galip kılar. Her muhsin
mü‟min için kurtuluş ve zafer Allah‟ın izniyle yakındır. Başa gelen musibetlerde
Allah‟ın hikmetleri gizlidir. O kendisine dua edilmesini, kendisinden yardım
istenilmesini sever ve herkese imtihanı derecesinde sabır verir. İmtihan içerisindeki
kimse ise ona yakarmaktan, ona boyun eğmekten, bir başkasının anlayamayacağı ve
kavrayamayacağı biçimde zevk duyar. Belalar Allah‟ın bazı kullarının derecelerini
yükseltmek ve onlara hayırlar ihsan etmek istemesindendir. Allah‟ın, hiçbirimizden
fazlını esirgememesini ümit ediyoruz. Ruhun gerçek gıdası devam edilen zikirlerdir.
Bunlar yoluyla Allah‟ın rahmeti iner, bunlar yoluyla hatalar silinir ve bunlar yoluyla pis
ruhlar kovulur.
24
www.beyyine.com
___________________________________________________________________
büyüklüğünde sünger gibi bir şeyin çıktığı hissedilir. Sonra da bir uyku ve rahatlama
hali. Hasta böyle bir rahatlığı daha önce tatmadığını düşünür. Cin kendisine eziyet
edilmemesini garantilemek için uyku esnasında hasta habersizken de çıkabilir. O
çıktıktan sonra hasta uyanır ve büyük bir rahatlama hisseder. Bağırsaklar veya idrar
yolu kanalıyla çıkabileceği gibi el ve ayaklar gibi uç noktalardan da çıkabilir. Aslında
pek çok kanaldan çıkabilir ama çoğunlukla çıktığı yol ağız yoludur.
Şeytanın çıkacağının en büyük alameti ağlamasıdır. Bu durumda hastanın
yapması gereken şey içilecek ve sürülecek ilaçlar üzerine en fazla iki günde bir Yâ
Sîn suresini okumaktır. Kendisi için bunu yapacak birini bulabiliyorsa bu daha iyidir
tabi ki.
Hasta çoğunlukla tedavinin ilk zamanlarında rahatlar ve iyileştiğini hisseder. Ama
sona yaklaştıkça, tedaviden önceki durumundan daha farklı belirtiler ortaya çıkmaya
başlar. Hasta okudukça ve ilaçlarını kullandıkça belirtiler şiddetlenir. Bundan dolayı
da çoğu hasta korkar ve tedaviyi keser. Halbuki bu belirtiler son haftaların başladığını
göstermektedir.
Hasta özellikle de korktuğu için kendisi düzenli okumuyorsa, bu zor safhayı
atlatabilmesi için kullandığı ilaçlar üzerine ve hasta üzerine düzenli biçimde tekrar
tekrar okumak gerekir.
İlaçlar üzerine yapılan rukyenin etki süresi ilaçtan ilaca değişir.
Hemen hemen tüm içeceklerde dört ya da beş gün sonra kıraatin etkisi zayıflar.
Ama Zaferan, meyankökü ve çörekotu gibi kaynatılıp hazırlanan ve kendisi bizzat ilaç
olan şeyler diğerlerinden farklı olarak etkili olmaya devam ederler, fakat bu etki
rukyeden dolayı değil kendi özelliklerinden dolayıdır.
Yağlarda rukyenin etkisi on güne kadar uzayabilir. On günden sonra etki
azalmaya başlar.
Tozlarda ise bu etki daha uzundur. Özellikle de –okunup karıştırıldıktan sonra-
sağlam kapalı bir kabın içerisine konulduklarında ya da bal ile karıştırıldıklarında bir
ay boyunca özelliklerini korurlar.
Bu bilgiler hastalar için önemlidir. Tedavilerinin duraksamaması için ilaçlar
üzerine rukye işlemini zamanında tekrarlamaları ya da bir başkasına tekrarlatmaları
gerekir.
Aslında hasta da bu vakitleri kendisi belirleyebilir. İlaçların etkisiz olduklarını fark
ettiğinde okumayı yeniler. İlaçların etkili olduklarının en önemli göstergesi
kullanıldıktan sonra vücutta ağırlık oluşmasıdır. Bu konuda şeytanın bağırıp
çağırmasına ya da hareketlerine güvenilmez. Çünkü numara yapıyor olabilir.
Bahsettiğimiz ağırlıkla birlikte şiddetli sıkıntı ve huzursuzluk da olur. Hasta bir
mekanda duramaz. Ama bunlar sayılı günler için geçerlidir Allah‟ın izniyle.
Burada önemli bir şey daha ekleyelim: Bazı hastalarda daha tedavinin
başlangıcında sanki sona yaklaşılmış gibi sıkıntı ve ağırlık hissedilir. Bu belirtiler
geçicidir ve birkaç haftada yok olurlar. Ardından hasta rahatlama hisseder. Şu var ki,
ilaçların kullanımı ve çokça okuma yoluyla baş edebilecekleri bir kısım belirtiler
devam eder. Bunun ardından da, süresi hastadan hastaya değişen ve hastadan ya
da tedavi edenden kaynaklana bir takım engeller nedeniyle uzayabilen son aşama
gelir.
25
Sihir‟den Korunma Ve Rukye İle Tedavi
___________________________________________________________________
26
www.beyyine.com
___________________________________________________________________
geçerli bir gerekçe olmaksızın -örneğin, ondan hoşlanmadığı gibi bir gerekçeyle-
kaçtığı görülür. Şeytanın hasta üzerinde buna benzer daha nice oyunları vardır.
27
Sihir‟den Korunma Ve Rukye İle Tedavi
___________________________________________________________________
vakti kalmaz. İlim öğrenmek için veya diğer hayır olan ameller için bir araya
gelmek bunların dışındadır.
2- Temenni
Temenni ve hayal sahili olmayan bir denizdir. “Temenni müflislerin sermayesidir”
denilmiştir. Hayal dünyasında yaşayan kimse gerçek dünyada ulaşılacak yüce
hedeflere sahip olmayan kimsedir. Bu durumdaki kimselerin kalpleri büyük bir
aldanış ve oyalanma halindedir.
3- Kalbi Allah‟tan başkasına bağlamak.
Bu kalbi ifsat eden şeylerin en kötüsüdür. Zira kalbini Allah‟tan başkasına
bağlayanı Allah o bağlandığı kişiye terk eder.
4- Tokluk.
Sürekli tokluk vücudun ve beynin enerjisini tüketen, vücudu hantallaştıran kişiyi
ibadetten ve ilimden alıkoyan bir etkendir.
5- Uyku.
Çok uyumak kalbi öldürür, bedeni ağırlaştırır, vakti boşa geçirtir, gaflet ve
tembellik doğurur.
Bu beş şey kalbi ifsat eden şeylerin en önemlileridir.
28
www.beyyine.com
___________________________________________________________________
1
Bundan amaç şeytanın hastaya sıkıntı, eziyet ve vesvese vermesinin dışında onun vücudunu kontrol edebilir,
onun diliyle konuşabilir hale gelmesidir.
29