You are on page 1of 23

RİSK ALTINDAKİ ÇOCUKLAR

• İhmal ve istismar edilen ÇOCUK GELİŞİMİ


çocuklar
İÇİNDEKİLER

• Suça sürüklenen çocuklar


UYGULAMALARI
• Çalışan çocuklar Dr. Öğr. Üyesi Fatih
• Korunmaya muhtaç çocuklar
• Göçmen çocuklar
AYDOĞDU
• Risk altındaki çocukların
gelişimlerini destekleme

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Çocukların gelişiminde risk
HEDEFLER

faktörlerinin etkilerini
açıklayabilecek,
• Risk altındaki çocukları
sıralayabilecek,
• Risk grubundaki çocukların
özelliklerini açıklayabilecek,
• Risk altındaki çocukların
özelliklerini karşılaştırabilecek,
• Risk altında bulunan çocukların
ÜNİTE
gelişimlerini desteklemek için
öneriler sunabileceksiniz.
4
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Risk Altındaki Çocuklar

İhmal ve istismar edilen çocuklar

RİSK ALTINDAKİ ÇOCUKLAR Suça sürüklenen çocuklar

Çalışan çocuklar

Korunmaya muhtaç çocuklar

Göçmen çocuklar

Risk altındaki çocukların


gelişimlerini destekleme

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2


Risk Altındaki Çocuklar

GİRİŞ
Her toplum çocuklarının güvende ve sağlıklı yetişebilmesi için uygun aile,
çevre ve toplum koşullarının sağlanmasını öngörür. Ancak her toplumda bu
koşulların yeterli düzeyde sağlanamadığı dezavantajlı ve risk altında çocuklar
vardır. Bazen ailelerin çeşitli nedenlerle çocukları için uygun olanakları
sağlayamaması, bazen de toplumun çocukları yetiştirmede elverişli formal ve
informal kaynakları oluşturamamasından dolayı çocuklar için gerekli güvenli ortam
sağlanamaz (Taşdelen ve ark., 2016).
“Risk altındaki” kavramı, çocukları ve gençleri tanımlamak için kullanılmakta
ve güçlü bir sezgisel anlam taşır. Bununla birlikte, kavramın tutarlı bir tanımı
yoktur ve belirli grupları etiketlemek için kullanıldığı söylenebilir. Buna rağmen
yaygın olarak kullanılmaktadır.
Konu ile ilgili çalışan bilim insanları, bazı çocukların diğer çocuklardan çok
daha yüksek risklerle karşı karşıya olduğunu vurgular. Bazı bilim insanları ise,
çocukların kendilerini risk altında görmemesi gerektiğini, aksine çocukların içinde
geliştiği ortamları riskli görmesi gerektiğini ileri sürer.
Çocukların
korunmasında,
ebeveynlerden,
akrabalardan ve •Ailenin risk altında olduğu söylenebilir. Aile çocukların gelişimi
Örnek

tanıdıklardan çocuk için en kritik ortamdır.


bakımı çalışanlarına,
öğretmenlere, dernek
üyelerine, çocuk yardım
topluluklarındaki Yoksulluk, tek ebeveynlik ve ebeveynin eğitim seviyesinin düşük olması gibi
herkese kadar görev aile risk faktörleri çocukların gelişimini engelleyebilir. Ayrıca, risk altındaki bir
düşmektedir. ortam olarak topluluk, çevre veya okul da risk oluşturabilir.

•Yüksek bir suç oranına ve düşük bir eğitim oranına sahip bir
Örnek

topluluk, çocukları ve ergenleri riske sokan bir yer olarak


görülebilir.
Risk altında bulunan çocukların genel özelliklerine yönelik araştırmalar
incelendiğinde; bu çocukların zor koşullar altında yaşadıkları, okul başarılarının
düşük olduğu, sık devamsızlık yaptıkları, okul içinde disiplin olaylarına karıştıkları,
davranış bozukluklarının bulunduğu, dikkat eksikliği yaşadıkları, zor bir mizaca
sahip oldukları, çok erken dönemlerde okulu bıraktıkları, aile - okul - çocuk iş
birliğinin gerçekleştirilemediği, tutarsız ana-baba tutumuna maruz kaldıkları,
denetim eksikliği yaşadıkları, aile içi sorunlarının olduğu, ekonomik yetersizlikler
içinde oldukları ve olumlu akran grupları tarafından reddedildikleri için riskli akran
gruplarına dâhil oldukları görülür (Nalbant ve Babaoğlan, 2016).
Çocukları şiddet, istismar ve ihmalden korumak, onların hayatta kalma,
gelişme ve toplum haklarından yararlanmaları için esastır. Çocukların çoğu
karşılaştıkları koruma sorunları nedeniyle okulu bırakmakta ve genç kızlar erken

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3


Risk Altındaki Çocuklar

evlilikten dolayı zarara uğramaktadır. Çocukları koruma konusunda her


başarısızlıkta yetişkinlerin etkisi vardır. Çocuklara kötü muamelenin raporlanması,
soruşturulması ve müdahale edilmesinde, ebeveynlerden, akrabalardan ve
tanıdıklardan çocuk bakımı çalışanlarına, öğretmenlere, dernek üyelerine, çocuk
yardım topluluklarındaki gönüllülere kadar birçok farklı yaşam alanından insanlara
sorumluluk düşmektedir (Jacobi ve ark., 2010).
Çocukların korunduğu yerlerde topumun sağlık, eğitim ve refahı
Yüksek suç oranı ve yükselmekte ve çocukların topluma katkıda bulunma yetenekleri gelişmektedir.
düşük eğitim oranına Çocukların yaşamları ve gelişimleri için risk oluşturan faktörlerin bilinmesi, risk
sahip bir topluluk, gruplarının tanımlanması, risk altında bulunan çocukların özelliklerinin ve bu
çocukların yaşamını riske çocuklara yönelik uygulamaların bilinmesinin, sağlıklı bir toplumun oluşturulması
sokar.
açısından yapılacak uygulamalara farkındalık oluşturacağı düşünülmektedir. Bu
kapsamda bölümde, risk altındaki çocuklar risk grupları halinde ele alınarak
açıklanmıştır.

İHMAL VE İSTİSMAR EDİLEN ÇOCUKLAR


Çocuk istismarı ve ihmali; bir erişkin tarafından çocuğa yöneltilen, toplumsal
kurallar ve profesyonel kişilerce uygunsuz ya da hasar verici olarak nitelendirilen,
çocuğun gelişimini kısıtlayan eylem ve eylemsizliklerdir (Taner ve Gökler, 2004).
Çocukların ihmali ve istismarı karmaşık ve toplumsal bir sorundur. Çocuğa yönelik
Çocuk ihmal ve istismar ve ihmal olaylarından sadece saldırganlar değil bu olayların yaşandığı
istismarı, fiziksel toplumlardaki her bir birey sorumludur (Kılıç ve Özçetin, 2018).
istismar, cinsel
Çocuk ihmali en yaygın çocuk kötü muamelesi türü olup uzun vadeli
istismar, duygusal
istismar ve ihmal olmak sonuçları vardır. İhmal ve istismar fiziksel bulgularla teşhis edildiği gibi duygusal ve
üzere dört grupta ele davranışsal anormalliklerin incelenmesi yoluyla da tespit edilebilir (Jacobi ve ark.,
alınır. 2010).
Çocuk ihmal ve istismarı ile ilgili gruplandırma Şekil 4.1’de verilmiş ve
aşağıda açıklanmıştır.

Duygusal
Fiziksel istismar
istismar

Cinsel istismar İhmal


İhmal ve
istismar
türleri

Şekil 4.1. İhmal ve İstismar Türleri

Fiziksel istismar, zarar verme potansiyeline sahip ya da fiziksel zarar veren


biri tarafından çocuğa yöneltilen eylemlerdir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4


Risk Altındaki Çocuklar

•Tokat atma, çimdikleme, kemerle vurma, tekme atma, saç

Örnek
çekme fiziksel istismara örnek verilebilir.

Cinsel istismar, cinsel tatmin için çocuğun kullanıldığı eylemlerdir. Cinsel


istismar; ‘henüz cinsel gelişimini tamamlamamıș bir çocuğun ya da ergenin, bir
erişkin tarafından cinsel arzu ve gereksinimlerini karşılamak için güç kullanarak,
tehdit ya da kandırma yolu ile kullanılması olarak tanımlanır (Alpaslan, 2014).
Duygusal istismar, bakıcının uygun ve destekleyici bir ortam
sağlayamamasını ve çocuğun duygusal sağlığı ve gelişimi üzerinde olumsuz etkisi
İhmal pasif bir olgu olan davranışları içerir. Duygusal istismar davranışları arasında çocuğun
iken, istismar aktif bir hareketlerinin kısıtlanması, alay edilmesi, tehdit edilmesi, korkutulması,
olgudur. ayrımcılığa maruz bırakılması, reddedilmesi ve fiziksel olmayan düşmanca
muamele biçimleri yer almaktadır.

•Çocuğa bağırılması, duygusal istismara örnek verilebilir.


Örnek

İhmal, bir ebeveynin, bunu yapabilecek konumda olduğu durumlarda sağlık,


eğitim, duygusal gelişim, beslenme, barınma ve güvenli yaşam alanlarında
çocuğun gelişimini sağlayamaması olarak tanımlanır (Runyan ve ark., 2002).
Çocuğun bakım ve gereksinimlerinin yeterince karşılanmaması, gerekli tıbbi
müdahalelerin yapılmaması ve anne baba olarak çocuğa karşı danışmanlık
görevini yeterince yerine getirilmemesi ihmal davranışları arasında yer alır
(Durmuşoğlu Saltalı, 2014).
Çocukların yaşam boyu karşılaştıkları kendilerini değersiz hissettiren ihmal
ve istismar davranışları; bağlanma sorunu, anksiyete bozuklukları, duygu durum
bozuklukları, yıkıcı davranış bozuklukları, olumsuz akran ilişkileri, akademik
başarısızlık, büyümede duraklama ve gelişimsel gecikme gibi pek çok olumsuz
İstismar, psikiyatrik durumu ortaya çıkarabilir. Ergen ve erişkinlerde alkol ve madde bağımlılığı, kişilik
bozukluklara, madde bozuklukları, ilişki sorunları, istihdam sorunları ile kalp hastalığını ve kanseri
bağımlılığına ve karşı kapsayan kronik hastalıklara neden olabilir (Dubowitz ve ark., 2009). Bir çocuğun
cinsle ilişki kurmada istismarının uzun vadeli etkisi, daha yüksek psikiyatrik bozukluk oranlarında, artan
güçlüklere neden
madde bağımlılığı oranlarında ve karşı cinsle ilişki kurmada yaşadığı güçlüklerde
olabilir.
görülebilir (Johnson ve James, 2016).
Çocuk istismarını önleme, hükümetlerin ve çeşitli kurumların işbirliğini
gerektiren karmaşık ve hassas bir konudur. Çocuk istismarını önlemede birincil,
ikincil ve üçüncül önleme stratejilerinin çok önemli işlevleri bulunmaktadır. Birincil
önleyici hizmetler; tüm çocukların gelişimlerini iyi bir biçimde sürdürebileceği
ortamı sağlamak, kamuoyunu konu ile ilgili harekete geçirmek ve halkın

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5


Risk Altındaki Çocuklar

bilinçlendirilmesini sağlamak gibi uygulamaları barındırır.. İkincil önleyici


hizmetler; yüksek risk gruplarının belirlenmesi ve bu gruplara gerekli ek hizmetlerin
sunulmasını içerir. Üçüncül önleyici hizmetlerde ise çocuk istismarı ve ihmalinin
tekrarı ve ortaya çıkabilecek ölüm gibi durumların önlenmesi amaçlanır (Koçak ve
Büyükgönenç, 2011).

SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLAR


Suça sürüklenen çocuk sayısı gün geçtikçe artış göstermektedir. Şekil 4.2
incelendiğinde güvenlik birimine gelen ve getirilen çocukların sayısının yıllara göre
artış gösterdiği ve daha çok erkek çocukların suça sürüklendiği görülmektedir.

Çocukların suça
yöneliminde sosyal,
psikolojik ve biyolojik
faktörler etkilidir.

Şekil 4.2. 2013-2017 Yılları Arasında Güvenlik Birimine Gelen ve Getirilen Çocuk
Sayıları (TÜİK, 2017)

Suça sürüklenmiş ya da bu açıdan riskli çocukların erken dönemde tespit


edilmesi ve zamanında gerekli müdahalelerin yapılabilmesi için bu çocukların
özelliklerinin ve çocukları suça sürükleyen faktörlerin bilinmesi önemli ve
gereklidir. Çocuklar, birçok faktörün etkisi ile suç sayılabilecek davranışlara
yönelebilir. Çocuğun suça sürüklenmesinde sosyo-kültürel çevre, aile yapısı, içinde
bulunulan grup normları, değer yargıları, yaşam koşulları ve kişisel özellikler
önemli rol oynar (Baysan Arabacı ve Taş, 2017).
Çocuğun suça sürüklenmesinde, bireysel veya kalıtsal faktörlerle birlikte
içinde bulunduğu ailenin ve çevrenin özellikleri de etkili olmaktadır. Bu nedenle,
çocuğun çevresi ile bir bütün olarak ele alınarak değerlendirilmesi ve sırf çocuk
olma özelliğinden dolayı içinde olduğu bir faaliyete cezai sorumluluk
yüklenmeyerek onun öncelikle korunması gerekir (Bülbül ve Doğan, 2016).
Çocukların suça sürüklenmesinde aşağıda belirtilen faktörlerin etkili olduğu
belirtilmektedir:
Sosyal faktörler: Toplumun ahlaki değerleri bireyin davranışları üzerinde etki
ederek suça eğilimini etkileyebilir. Bununla birlikte bireyin yakın çevresini
oluşturan aile de çocuğun suça itilmesinde etkili olabilir. Aile içi çatışma, zayıf aile
bağları, yetersiz ebeveyn kontrolü gibi işlevsiz aile ortamları çocuk suçluluğuyla
yakından ilişkilidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6


Risk Altındaki Çocuklar

Suça sürüklenen çocuklarla ilgili yapılan araştırmalarda, bu çocukların aile


yaşamlarıyla ilgili olarak evin çok kalabalık olması, aşırı baskı, kıskançlık, ihmal ya
da ebeveynlerden birinin aşırı hâkimiyeti, işsizlik, ekonomik baskılar, annenin
çalışması, ebeveynlerin eğitim seviyesinin düşük olması, ailenin diğer üyelerinin
suçlu ya da alkolik olması, boşanma-ölüm veya terk nedeni ile ebeveynlerden biri
veya ikisinin yokluğu ve ebeveynin kontrolünün eksikliği olduğu ortaya
konulmuştur.
Aile dışında çocuğun sosyal çevresini oluşturan okul, arkadaş, iş, kitle
iletişim araçları, boş zamanların geçirildiği çevreler de çocuğun suça yöneliminde
etkili olabilir.
Psikolojik faktörler: Bireyin psikolojik durumu ile suça eğilimi arasında güçlü
bağ olabilir. Ego, id ve süperego arasında dengeyi sağlayamadığında ergenler suç
eğilimi gösterirler. Suça sürüklenen çocukların düşmanca, meydan okuyan, sinirli,
şüpheci, inatçı, cesur, sıra dışı, güçle bastırılmış öfke-heyecan hisleri, düşük
Suça sürüklenen kendine saygı, kişilik bozuklukları, başkaları ile empati oluşturmada yetersizlik,
çocukların biyolojik sınırlanmış kontrolsüz dürtüler, düşük eşikli üzgünlük halleri, iletişim kurmada
yapılarında, suça güçlük ve özellikle ciddi suçlarda sınırsız güce sahip oldukları duyguları olduğu
yönelmeyen çocuklara vurgulanmaktadır.
göre biyolojik farklılıklar
bulunduğu vurgulanır. Biyolojik faktörler: Biyolojik açıklamalar, bireylerin biyolojik / genetik
yapılarından etkilendiğini gösterir. Bunlar tam olarak biyolojik tasarımın esirleri
olmamasına rağmen bu bireyleri suça yöneltirler. Suçluların doğal vücut yapısının
genellikle normal insanlardan farklı olduğu vurgulanır.
Gençlerin vücudundaki hormonal değişiklikler, itici ve isyankâr
davranışlarından sorumludur. Ayrıca, beyne gelen olumsuz uyarılar, sürekli alkol
kullanımı, madde bağımlılığı, beyinsel fonksiyon bozukluğu ve nörolojik hasarlar ya
da öğrenme güçlüğü, kronik hastalıklar, beslenme yetersizliği ve zekâ geriliğinin
suça yönelmede etkili olduğu belirtilmektedir (Agarwal, 2018; Bocar ve ark,, 2012).

ÇALIŞAN ÇOCUKLAR
Hayatını kazanmak ya da aile bütçesine katkıda bulunmak amacıyla on beş
yaş altında çalışma hayatına atılan çocuklara “çalışan çocuk” denilmektedir.
Dünyada milyonlarca çocuk sağlık, güvenlik ve refahları açısından tehlike oluşturan
olumsuz koşullar altında çalışır. Çocuk işçiliği; çocukların zihinsel, fiziksel, sosyal
veya ahlaki gelişimleri açısından tehlikeli ve zararlı, okula düzenli bir şekilde
15 yaşından küçük devam etmelerini ve potansiyellerini ortaya koymayı engelleyen ve onları
çocuklar “çalışan çocukluklarından mahrum bırakan bir durumu ifade eder (Khakshour ve ark.,
çocuk” kapsamında
2015).
değerlendirilir.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün yaptığı araştırmada, 2016 yılında 5-17 yaş
arasındaki çalışan çocuklarla ilgili istatistikler Tablo 4.1’de verilmiştir (Uluslararası
Çalışma Örgütü, 2017).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7


Risk Altındaki Çocuklar

Tablo 4.1. Uluslararası Çalışma Örgütüne Göre Çalışan Çocuklar

Tablodaki veriler incelendiğinde, 5-17 yaş grubundaki toplam 152 milyon


çocuğun % 48’inin 5-11 yaş aralığında olduğu, % 58’inin erkek olduğu ve % 70’inin
tarım alanında çalıştığı görülmektedir.
Çocukların çalışma nedenleri incelendiğinde aileye katkı, ailenin bilinçsizliği,
En çok erkek ve 5-11 yoksulluk ve kendini gerçekleştirmenin etkili olduğu belirlenmiştir.
yaş aralığındaki
Aileye katkı: Çocuklar kendilerini ailenin bir parçası olarak gördüğünden
çocuklar çalışmaya
itilmektedir. ailenin hayatta kalması gerektiği durumlarda hem aile gelirine katkıda bulunmak
için çalışmakta hem de ev işlerine yardımcı olmaktadır. Bazı durumlarda da aile
tarafından çocuk çalışmaya zorlanmaktadır.
Ailenin bilinçsizliği: Aile koruyucu işlevini yerine getiremediğinde çocuk
işçiliği ortaya çıkabilir. Çocuk işçiliği, bilgisiz ve sorumsuz ebeveynlerden
kaynaklanabilir. Bu tür ebeveynler, eğitimin önemli sonuçları olduğunu
bilmemekte, okuldaki eğitim yerine çalışmanın daha önemli olduğunu
düşünmektedir.
Yoksulluk: Yoksul ailelerin çocukları, temel ihtiyaçların karşılanması amacıyla
daha çok çalışabilmektedir (Johanson, 2009).

• Çocukların 15 yaşından sonra çalışmasını nasıl


Bireysel
Etkinlik

değerlendiriyorsunuz? Düşününüz. Tartışınız.

Kendini gerçekleştirme: Bazı çocuklar, yoksulluk yaşamasa ya da herhangi


Çocuklar ailenin maddi bir yerde çalışmaya mecbur olmasa da, üretken olmak için çalışmak ister. Birçok
durumuna katkı, orta sınıf çocuğu sanayileşmiş ülkelerde yarı zamanlı çalışmakta, hatta gelişmekte
kendini gerçekleştirme, olan ülkelerdeki çocuklar bile çalışmak istemektedir. Bu çocuklar, sömürü dışı
ailenin eğitimsizliği ve çalışmanın, kendilerini daha olgun, bağımsız ve topluma dâhil ettiklerine
yoksulluk nedeniyle inanmakta, sevdikleri işi yapmanın kendilerini geliştirdiklerini düşünmekte ve
çalışmaya itilmektedir. çalışmayı gelecek için ön hazırlık olarak görmektedir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8


Risk Altındaki Çocuklar

KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLAR


Kimli veya kimsesiz, yoksul veya zengin, suçlu veya suçsuz, bedensel veya
ruhsal ya da zihinsel yetersizliğinin olması veya olmaması gibi ayrımlara
girilmeksizin çocuğun bütün olarak korunması gerekir. Ancak, normal hayatlarında
herhangi bir unsur eksik olduğu için özel bir ilgiye muhtaç olan küçüklerin
oluşturduğu bir grup vardır ki öğretide ve kanuni düzenlemelerde bunlara
“korunmaya muhtaç çocuklar” denir (Şenocak, 2006).
Korunma kararını ilgili
Korunmaya muhtaç çocuk, beden, ruh ve ahlâk gelişimleri veya kişisel
birimlerin yaptığı
incelemeler sonucu güvenlikleri tehlikede olup; ana veya babasız, ana ve babasız, ana veya babası
mahkeme alır. veya her ikisi de belli olmayan; ana veya babası veya her ikisi tarafından terk
edilen; ana veya babası tarafından ihmal edilip fuhuş, dilencilik, alkollü içkileri
veya uyuşturucu maddeleri kullanma gibi her türlü sosyal tehlikelere ve kötü
alışkanlıklara karşı savunmasız ve başıboşluğa sürüklenen çocuk olarak tanımlanır
(2828 sayılı SHÇEK Kanunu, 1983).
Örnek

• Anne-babası olan ya da anne babasıyla birlikte yaşayan çocuklar


koruma altına alınabilir.

Korunma kararını ilgili birimlerin yaptığı incelemeler sonucu mahkeme alır.


Korunma kararı alınan çocukların, öz aile, koruyucu aile ve evlat edindirme
yöntemleriyle aile ortamı içinde ya da çocuk yuvaları, yetiştirme yurtları, sevgi
evleri ve çocuk evleriyle kurum bakımı altında bakımları sağlanabilir. Korunmaya
muhtaç çocuklara sunulan bakım yöntemleri Şekil 4.3’te sunulmuştur ve aşağıda
açıklanmıştır.

Öz aile
yanında
bakım

Kurum bakımı
•Çocuk yuvası Bakım
Koruyucu
•Yetiştirme yurdu Yönteml
aile
•Çocuk evi eri
Öz aile yanında bakım, •Çocuk evleri sitesi

çocuklara sunulan
bakım yöntemleri
Evlat
içinde çocukların
edindirme
gelişimleri açısından en
önemli bakım
yöntemidir. Şekil 4.3. Korunmaya Muhtaç Çocuklara Sunulan Bakım Yöntemleri

Öz aile yanında bakım, çocukların ailelerine ayni ve nakdi yardım yapılarak


ailesi yanında bakılması durumudur. Bu bakım yöntemi, korunmaya muhtaç
çocuklara sunulan bakım yöntemleri içinde çocukların gelişimini en iyi destekleyen

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9


Risk Altındaki Çocuklar

bakım yöntemidir. Bu hizmetten, ailesi veya yakın akrabaları olan ancak belli bir
süre korunması gereken çocuklar yararlanabilir. Çocuğun kendi ailesi yanında
kalmasının mümkün olmadığı durumlarda diğer bakım yöntemleriyle çocuğun
bakımı sağlanır.

Evlat edindirmeden, Aile ortamına ulaşmanın yollarından biri de, bakıma ve korunmaya muhtaç
genellikle ailesi bir çocuğun geçici olarak veya ailelerinin ilgilenebilecekleri süreye kadar bir aileye
olmayan ya da aile yerleştirilmesidir. Koruyucu bakım, en azından özellikle aileleri olmayan ya da aile
yanında yaşama imkânı yaşamlarında sorun yaşayan çocuklar için aile yaşamı deneyimi sunmaktadır
olmayan çocuklar (Lawrence ve ark., 2006; Mohd ve Kadir, 2012).
yararlandırılır.
Koruyucu aileler, aileye benzeyen bir çevre oluşturmak amacıyla kendi
biyolojik ana-babalarıyla aynı evde kalamayan çocuklara kendi evleri dışında tam
günlük aile bakımı sağlamaktadırlar (Çiftçi, 2019). Koruyucu ailelik evlat
edinmenin ön koşulu olduğundan, koruyucu aile adayları daha çok evlat edinmek
istedikleri çocuklara koruyucu ailelik yaparlar (Yıldırım Doğru ve Durmuşoğlu
Saltalı, 2014).
Evlat edindirme ise, biyolojik ebeveynleri kendileri için bakım sağlayamayan
Günümüzde kurum
ya da sağlayamayacak olan çocukların karşı karşıya kaldığı sorunlar için oldukça
bakımında çocuk yuvası
ve yetiştirme yurtlarının başarılı bir toplumsal çözümdür (Brodzinsky, 1993). Evlat edindirmeden, genellikle
yerini çocuk evleri ve ailesi olmayan ya da aile yanında yaşama imkânı olmayan çocuklar yararlandırılır.
çocuk evleri sitesi Evlat edindirmede evlat edinen ile çocuk arasında yapay bir soy bağı kurulur ve
almıştır. çocuğun velayeti evlat edinene geçer. Evlat edindirme ile koruyucu aile arasındaki
farklar ise şu şekildedir:

 Evlat edindirmede çocuk ile yapay bir soy bağı kurulurken, koruyucu aile
uygulamasında böyle bir durum söz konusu değildir.
 Evlat edindirme nispeten kalıcı, koruyucu aile çocuk reşit oluncaya kadar
devam eder.
 Evlat edindirmede evlat edinen çocuğun ihtiyaçlarını kendisi karşılarken,
koruyucu aileler isterlerse çocuğun bakımı için ücret alabilir.

 Evlat edindirme ilgili kurum aracılığıyla yapılabildiği gibi, mahkeme kararı


ile anne babası tarafından rıza alınarak yapılabilirken, koruyucu aile
sadece ilgili kurum aracılığıyla olabilir.
Evlat edindirme, çocuğun nispeten kalıcı olarak bir aile yanında yaşamasına
Çocuk yuvaları büyük olanak tanımasının yanında, evlat edinen ailelerin de soyunu devam ettirebilecek
binalar içinde çocuklara bir çocuğa sahip olmaları, istediği cinsiyette çocuğa sahip olma arzusunun yerine
bakım hizmeti verirken getirilmesi, yalnızlıklarına çözüm olması, mirasını bırakabilecek bir çocuğa sahip
çocuk evleri sitesi aynı
olmaları gibi yönleriyle karşılıklı fayda sağlayan bir bakım yöntemidir.
yerde bulunan birden
fazla küçük binadan Tablo 4.2’de evlat edindirilen ve koruyucu aileye verilen çocuk sayıları
oluşur. yıllara göre verilmiştir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10


Risk Altındaki Çocuklar

Tablo 4.2. Evlat Edindirilen ve Koruyucu Aileye Verilen Çocuk Sayılarının Yıllara Göre
Dağılımı

Yıl Koruyucu aile Evlat edindirilen


yanında bakımı
sağlanan
2014 4,008 13,646
2015 4,615 14,515
2016 5,004 15,007
2017 5,642 16,171
2018 6,468 16,809

Tablo incelendiğinde koruyucu yanında bakımı sağlanan ve evlat edindirilen


çocuk sayısının yıllara göre artış gösterdiği görülmektedir.
Kurum bakımı ise, çocuk yuvası, yetiştirme yurtları, çocuk evleri, sevgi evleri
(çocuk evleri sitesi) olarak gruplandırılabilir. Çocuk yuvası 0-12 yaş grubundaki
çocukların bakımının sağlandığı kurumlarken, yetiştirme yurtları 13-18 yaş
arasındaki çocuklara bakım verilen kurumlardır. Çocuk Hizmetleri Genel
Müdürlüğünün 2016 yılı verilerine göre Türkiye’de altı çocuk yuvası ve sekiz
yetiştirme yurdu olduğu görülürken 2018 yılı verilerinde çocuk yuvası ve
yetiştirme yurdunun olmadığı yansımaktadır (www.ailevecalisma.gov.tr, 2019).
Çocuk yuvası ve yetiştirme yurtları, birçok çocuğun birlikte kalması, birebir
ilgilenme olanağının bulunmaması, ev ortamına benzer yapılar olmaması,
çocukların farklı yaş grubunda bulunan çocuklarla bir arada bulunma
zorunluluğunun olması gibi nedenlerden dolayı terk edilmeye yüz tutmuş ve yerini
çocukların gelişimi açısından daha uygun olan çocuk evleri ve çocuk evleri sitesine
bırakmıştır.
Çocuk evleri, her ilin sosyo-kültürel ve fiziksel yapısı, çocuk yetiştirmeye
uygun bölgelerinde, tercihen il merkezinde, okullara ve hastanelere yakın
apartman dairesi veya müstakil evlerde 0-18 yaş grubunda beş-sekiz çocuğun
Çocuk evleri, az sayıda
yaşadığı bir kurum bakım modelidir (Başer, 2013). Bu bakım modeli az sayıda
çocuğun bir ev
ortamında birlikte çocuğun bir ev ortamında yaşamasına olanak sağlamasıyla birlikte, bakım
kalmasına olanak elemanlılarının kadınlardan oluşmasından dolayı baba rolüne geçen bir modelin
sağlar. bulunmaması, farklı cinsiyette bulunan kardeşlerin birlikte aynı evde kalamaması,
komşuluk ilişkilerine yönelik uygulamaların yetersiz olması ve akrabalık ilişkilerinin
olmaması gibi olumsuz durumları da barındırmaktadır (Gürsoy ve Aydoğdu, 2016).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11


Risk Altındaki Çocuklar

Bireysel
Etkinlik
• Korunmaya muhtaç çocuklar için yeni bir bakım yöntemi
geliştirmeniz istense, ne gibi uygulamalara yer verirsiniz.
Açıklayınız.
Çocuk evleri sitesi (sevgi evi), aile ortamına benzer yapılardır ve ilişki sistemi
içerisinde çocukların yetiştirilebileceği küçük müstakil binalardan oluşturulan site
içerisinde hizmetin verildiği kurum bakımı modelidir (Başer, 2013). Çocuk evleri
sitesi çocuk yuvalarına benzer kuruluşlardır. Ancak çocuk yuvaları büyük binalar
içinde çocuklara bakım hizmeti verirken bu site aynı yerde bulunan birden fazla
küçük binadan oluşturulmuştur (Yıldırım, 2017).

GÖÇMEN ÇOCUKLAR
Göç, bireyin yaşadığı sosyo-kültürel çevreden ayrılıp başka bir çevreye
yerleşmesi ve yaşamını bu coğrafi bölgede devam ettirmesi şeklinde tanımlanabilir
(Nyberg Sorensen ve ark., 2012).
“Göçmen” terimi ise, başta ekonomik nedenler ve yaşadığı toplumda ortaya
çıkan sosyal sorunlar olmak üzere çeşitli nedenlerle yaşadığı yeri terk ederek başka
bir yerleşim yerine göç eden kişiler için kullanılır (Olcay, 2012).
Göçmenler kendi Göçmen statüsünde göç eden kişiler, göç kararını kendi özgür iradesi ile
iradeleri ile göç almakta, göçe zorlanmamaktadır. Bu yönüyle göçmenler mülteci ve sığınmacı
ederken, mülteci ve statüsünde olan kişilerden farklılık gösterir.
sığınmacılar, zorunlu
nedenlerle göç ederler. Mülteciler hayatlarını kurtarmak ya da özgürlüğünü korumak için kaçmak
zorunda kalırken; göçmenler, uluslararası bir sınır boyunca hareket eden, yurt
dışında bulunan aile bireylerine katılmak, geçimini sağlamak ve doğal bir
felaketten kaçmak için göç ederler. Göç ettikleri ülkede yaptıkları sığınma
talepleri, ilgili devlet tarafından kabul edilinceye kadar geçen sürede bireyler o
ülkede sığınmacı statüsünde bulunurlar.
Sığınmacı, mülteci olarak bir ülkeye kabul edilmek için başvuran kişilerdir
(Aydoğdu, 2019). Hangi statüde göç edilirse edilsin göç olayı birçok sorunu
beraberinde getirir (Gürsoy ve ark, 2017).
Göçler; iç-dış göçler, geçici-sürekli göçler, bireysel-kitlesel göçler olarak
farklı şekillerde yaşanmaktadır. Göçe neden olan etmenler incelendiğinde ise, göç
olayında yoksulluk, işsizlik, kıtlık, kuraklık, doğal afetler, savaş, siyasi baskılar,
Sığınmacı, mülteci sosyal eşitsizlikler, ekonomik krizler, eğitim yetersizliği, altyapı eksikliği, tarımda
olarak bir ülkeye kabul sanayileşme, kentleşme, hızlı nüfus artışı, iş olanakları, kaliteli eğitim ve sağlık
edilmek için başvuran hizmetlerine kavuşma isteği, haberleşme ve ulaşım imkânlarındaki gelişmeler,
kişilerdir.
sosyal ve kültürel olanaklardan yararlanma isteği gibi hem çekici hem de itici
faktörlerin etkili olduğu söylenebilir.
Göçmen ailelerin eğitim, sağlık, barınma, istihdam, kültürler arası
uyuşmazlık ve güvenlik gibi baş etmek zorunda oldukları sorunlar, göç olayından

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12


Risk Altındaki Çocuklar

en çok etkilenen gruplardan biri olan çocukları da derinden etkilemektedir


(Aydoğdu, 2019).
Göçmen ebeveynler, göç sürecinde uzun çalışma saatleri, düşük ücret ve
kalabalık kiralık odalarda yaşama gibi zor durumlarla karşı karşıya kalır ve bu
durumlar onların çocuklarının bakım ihtiyaçlarını karşılamalarını engeller (Wang,
Göç olayından en çok 2017). Göçle birlikte çocuklar, bulaşıcı hastalıklara yakalanma, çocuk işçiliği, yeterli
etkilenen grup
barınma, sağlık ve beslenme olanaklarına sahip olamama, eğitim haklarından
çocuklardır.
mahrum kalma ve sosyal dışlanma gibi sorunlarla karşılaşmaktadır (Baş ve ark.,
2017).

Resim 4.1. Mülteci kampından bir görüntü.

Göçmen çocukların yaşadıkları sorunlar aşağıda sıralanmıştır:


Eğitim sorunları: Göçmen çocukların okuldaki aidiyet duygularının düşük
olması, göçmen ailelerin ekonomik yetersizliklerinden dolayı çocuğun ihtiyaçlarını
karşılayamaması ve çocuğu çalışmaya itmesi, ailelerin eğitim düzeylerinin düşük
olması, dil sorunları, ebeveyn ve öğretmenlerin beklentilerinin düşük olması,
Göç, çocukların eğitim, yetersiz toplum desteği, yetkilerinin göçmen çocukların eğitim ihtiyaçlarını
sağlık, sosyal ve kültürel karşılayamaması, çocukların düşük performans gösteren okullarda eğitim almak
ve uyum alanında sorun zorunda kalmaları, göçmen çocukların kültürüne uygun müfredatların
yaşamalarına neden
oluşturulmaması gibi nedenler onların eğitim sorunları yaşamalarına neden
olur.
olmaktadır.
Sağlık sorunları: Göçmen çocukların travmatik sorunlarla göç sürecine
katılmaları ve göçmen yaşantısı sürmeleri, ruhsal problemler, beslenme sorunları,
evde yeterli fiziksel aktivite bulunmamasından dolayı obezite, bulaşıcı hastalıklara
yakalanma, zorla evlendirme ve cinsel şiddete maruz kalmaktan dolayı çeşitli
rahatsızlıklar, doğum komplikasyonları nedeniyle ölüm ve engelli olma gibi
durumlarla karşı karşıya kalmaktadırlar.
Sosyal ve kültürel sorunlar: Göçmen çocukların yoksulluk, etnik, ideolojik ve
dinsel baskılar nedeniyle yaşadıkları ayrımcılıklar, onların bilmedikleri bir ortamda

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13


Risk Altındaki Çocuklar

kendilerini yalnız hissetmelerine, sosyal ve kültürel faaliyetlere katılamamalarına,


toplumdan uzaklaşmalarına neden olabilmektedir.
Uyum sorunları: Göç edilen toplumun yaşantılarına uyumayan yaşam
tarzlarına sahip olunması, dil sorunları, ayrımcılık, yerli toplumla bütünleştirici
çalışmaların olmaması, göçmen çocukların yaşadıkları çevrede uyum sorunları
yaşamalarına neden olmaktadır.
Göç olgusundan sadece göç edenler etkilenmemekte, göç edilen bölgedeki
toplumdaki insanlar da etkilenmektedir. Göç süreci içerisinde sosyal, kültürel,
Ailelerin göç öncesi, ekonomik ve siyasi birçok unsuru barındırdığından, göçmen çocukların yaşadıkları
sırası ve sonrası sorunları ortadan kaldırmak için devlet yetkilerinin yanında sivil toplum
yaşadıkları sorunlar, kuruluşları, okullar, hastaneler, eğitmenler ve yerli halktan insanlara ayrı ayrı
çocukların uyum sorunu sorumluluklar düşmektedir. Bu sorumlulukların yerine getirilmesi, göçmen
yaşamalarına neden çocukların yaşadıkları sorunların ortadan kaldırılmasına olanak tanıdığı gibi, yerli
olmaktadır. çocukların ve toplumun göçmen çocukların niteliklerinden (yeni bir dil, kültürel
özellikler vs.) yararlanmalarına imkân verecektir.
Bireysel
Etkinlik

• Göçmen çocukların göç olayından dolayı yaşadıkları


sorunların etkisini azaltmak için ne gibi uygulamalar
yapılmalıdır? Tartışınız.

RİSK ALTINDAKİ ÇOCUKLARIN GELİŞİMLERİNİ


DESTEKLEME
Toplumun geleceğinin teminatı olan çocukların gelişimlerinin desteklenmesi
ve risklerden korunması, toplumun gelişmesini ve refahını sağlar. Çocukların
korunmasında ve gelişimlerinin desteklenmesinde öncelikle aile ve eğitim
kurumları olmak üzere birçok kurum ve sivil toplum kuruluşlarına önemli
sorumluluklar düşmektedir. Günümüzde aile yapılarındaki değişiklikler, sosyal
medyanın yaygın şekilde kullanılması, toplumsal değerlerin kaybedilmesi, gelir
dağılımındaki dengesizlikler, boşanma sayısındaki artışlar, hızlı kentleşme, alt yapı
sorunları, her iki ebeveynin çalışma hayatında yer alması, göç, hukuki mevzuat
eksiklikleri, siyasi çatışmalar ve ekonomik sorunlar çocukların temel
Çocuğun korunması ve gereksinimlerinin karşılanmasını, korunmasını ve gelişimlerinin desteklenmesini
gelişiminin riske sokmaktadır. Bu nedenle risk altındaki çocuklara yönelik destek hizmetlerin
desteklenmesinde en verilmesi gerekmektedir.
önemli sorumluluk
aileye düşmektedir. Çocuğun yaşadığı ailenin özellikleri, çocuğun korunması ve gelişiminin
desteklenmesi açısından belirleyicidir. Aile içindeki çatışmalar, yoksunluklar, anne
babanın ebeveyn yeterliğinin düşük olması, baskı ve şiddet gibi birçok faktör
çocukları olumsuz yönde etkiler. Ailede yaşanan sorunlar ve ebeveyn desteğinin
yetersizliği, çocukları farklı alanlarda doyum sağlamaya iter. Ailede yaşanan
sorunların sağlıklı bir şekilde çözümlenmesi, çocukların gelişimini olumlu yönde

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14


Risk Altındaki Çocuklar

etkiler. Bu sorunların çözülmesi için risk altında bulunan çocukların ailelerine


yönelik desteklerin verilmesi gereklidir.
Çocukların eğitimine destek olunması için ekonomik ve sosyal politikaların
uygulanması, ailelerin parçalanmasına yol açan nedenlerin en aza indirgenmesi,
boşanmış ebeveynlerin çocukların yetiştirilmesi ve desteklenmesi konusunda
eğitilmesi, gençlerin madde bağımlısı olmalarını önleyecek projelerin hayata
geçirilmesi gereklidir.
Risk altındaki çocukların içinde yaşadıkları yerleşim alanlarında kurulacak
toplum ya da gençlik merkezleri, çocukların/gençlerin kamusal alanda yerini alma,
Risk altındaki çocukların topluma katılım sağlama ve sosyal dışlanma ile mücadele süreçlerinde önemli
desteklenmesi, hem katkılar sunabilir. Bununla birlikte, Çocuk ve Gençlik Merkezleri (ÇOGEM), Çocuk
ailelere destek hizmet İzlem Merkezi (ÇİM), Toplum Merkezleri ve Aile Danışma Merkezleri, dernekler,
verilmesi hem de diğer vakıflar, belediyeler, üniversiteler, sağlık kuruluşları ve eğitim kurumları risk
çocukların da risklerden altında bulunan çocukların gelişimlerinin desteklenmesinde projeler geliştirerek
korunmasını sağlar. alana katkı sunabilirler.
Risk altındaki ihmal ve istismar edilen, suça sürüklenen, çalışan, korunmaya
muhtaç ve göçmen çocuklara yönelik risk değerlendirmesi, kendi risk özelliklerine
göre kapsamlı bir şekilde yapılmalıdır. Risk değerlendirmesinden sonra, öncelikle
bu çocukların riskli durumlarını ortadan kaldıracak ya da azaltacak uygulamalara
yer verilmeli ve sürekli olarak risk altındaki çocuklar gözetim ve denetim altında
tutulmalıdır. Bu uygulamalar ekip çalışmasıyla gerçekleştirilmeli, riske neden olan
tüm sosyal çevre yapılacak çalışmaların içinde yer almalıdır. Böylece risk altındaki
çocukların korunması sağlandığı gibi, hem ailelere yönelik destek hizmetler
sağlanmış olacak hem de diğer çocukların risk altına girmesi önlenebilecektir.
Bireysel
Etkinlik

• Risk altındaki çocukların desteklenmesine yönelik ne gibi


çalışmalar yapılabilir? Düşününüz. Tartışınız.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15


Risk Altındaki Çocuklar

•RİSK ALTINDAKİ ÇOCUKLAR


•Risk altındaki çocuklar, ihmal ve istismar edilen çocuklar, suça sürüklenen
çocuklar, çalışan çocuklar, korunmaya muhtaç çocuklar, engelli çocuklar ve
göçmen çocuklar olarak gruplandırılabilir.
•İHMAL VE İSTİSMAR EDİLEN ÇOCUKLAR
•İhmal ve istismar; fiziksel istismar, cinsel istismar, duygusal istismar ve ihmal
olmak üzere dört grupta ele alınır. Fiziksel istismar, zarar verme
potansiyeline sahip ya da fiziksel zarar veren biri tarafından çocuğa
yöneltilen eylemlerdir. Cinsel istismar, cinsel tatmin için çocuğun kullanıldığı
eylemlerdir. Duygusal istismar, bakıcının uygun ve destekleyici bir ortam
sağlayamamasını ve çocuğun duygusal sağlığı ve gelişimi üzerinde olumsuz
etkisi olan davranışları içerir. İhmal, bir ebeveynin, bunu yapabilecek
konumda olduğu durumlarda sağlık, eğitim, duygusal gelişim, beslenme,
barınma ve güvenli yaşam koşullar alanlarında çocuğun gelişimini
sağlayamamasıdır.
•SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLAR
•Suça sürüklenen çocuklar incelendiğinde, sayının gün geçtikçe arttığı ve bu
artışta toplumsal, psikolojik ve biyolojik birçok faktörün etkili olduğu
Özet

görülmektedir. Suça sürüklenen çocukların aile yaşamlarıyla ilgili olarak evin


çok kalabalık olması, aşırı baskı, kıskançlık, ihmal ya da ebeveynlerden birinin
aşırı hâkimiyeti, işsizlik, ekonomik baskılar, annenin çalışması, ebeveynlerin
eğitim seviyesinin düşük olması, ailenin diğer üyelerinin suçlu ya da alkolik
olması, boşanma-ölüm veya terk nedeni ile ebeveynlerden biri veya ikisinin
yokluğu, fiziksel engel veya ihmal ya da hastalık nedeniyle ebeveynin
kontrolünün eksikliği olduğu belirtilmektedir. Bu çocuklarda düşmanca,
meydan okuyan, sinirli, şüpheci, inatçı, cesur, sıra dışı, güçle bastırılmış öfke-
heyecan hisleri, düşük kendine saygı, kişilik bozuklukları, başkaları ile empati
oluşturmada yetersizlik, sınırlanmış kontrolsüz dürtüler, düşük eşikli
üzgünlük halleri, sözlü iletişimde zorlanma ve özellikle ciddi suçlarda sınırsız
güce sahip oldukları duyguları olduğu; beyin yapılarında farklılıklar olduğu,
vücütlarında hormonal değişikliklerin olduğu, alkol kullanımı, madde
bağımlılığı, minimal beyinsel fonksiyon bozukluğu ve küçük çaplı nörolojik
hasarlar ya da öğrenme güçlüğü, kronik hastalıklar, beslenme yetersizliği ve
zeka geriliğinin suça yönelmede etkili olduğu vurgulanmaktadır.
•ÇALIŞAN ÇOCUKLAR
•Çalışan çocuklar, 15 yaşın altında hayatını kazanmak, aile bütçesine katkıda
bulunmak amacıyla çalışma hayatına atılan çocuklara denilmektedir. Çalışan
çocukların, kendilerini ailenin bir parçası olarak gördüğünden ailenin hayatta
kalması gerektiği durumlarda aile gelirine katkıda bulunmak ve ev işlerine
yardımcı olmak, çalışmaya mecbur kalmasalar dahi kendilerini
gerçekleştirmek amacıyla çalıştıkları, bununla beraber okulun faydalı
olmayacağını düşünen eğitimsiz ebeveynlerin çalışmaya önem
vermelerinden dolayı çocuklarını çalışmaya ittikleri söylenebilir.
•KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLAR
•Korunmaya muhtaç çocuklar, beden, ruh ve ahlâk gelişimleri veya kişisel
güvenlikleri tehlikede olup; ana veya babasız, ana ve babasız, ana veya
babası veya her ikisi de belli olmayan; ana veya babası veya her ikisi
tarafından terk edilen; ana veya babası tarafından ihmal edilip fuhuş,
dilencilik, alkollü içkileri veya uyuşturucu maddeleri kullanma gibi her türlü
sosyal tehlikelere ve kötü alışkanlıklara karşı savunmasız ve başıboşluğa
sürüklenen çocuk olarak tanımlanmaktadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16


Risk Altındaki Çocuklar

•Korunma kararı alınan çocukların, öz aile, koruyucu aile ve evlat edindirme


yöntemleriyle aile ortamı içinde ya da çocuk yuvaları, yetiştirme yurtları,
sevgi evleri ve çocuk evleriyle kurum bakımı altında bakımları
sağlanmaktadır.Öz aile yanında bakım, çocukların ailelerine ayni ve nakdi
yardım yapılarak ailesi yanında bakılması durumudur. Koruyucu aile bakımı,
aileye benzeyen bir çevre oluşturmak amacıyla kendi biyolojik ana-
babalarıyla aynı evde kalamayan çocukların kendi evleri dışında tam günlük
Özet (devamı)
aile bakımıdır. Evlat edindirme, biyolojik ebeveynleri kendileri için bakım
sağlayamayan ya da sağlayamayacak olan çocukların karşı karşıya kaldığı
sorunlar için oldukça başarılı bir toplumsal çözümdür. Evlat edindirmede
evlat edinen ile çocuk arasında yapay bir soy bağı kurulur ve çocuğun
velayeti evlat edinene geçer. Kurum bakımı ise, çocuk yuvası, yetiştirme
yurtları, çocuk evleri, sevgi evleri (çocuk evleri sitesi) olarak gruplandırılabilir.
•GÖÇMEN ÇOCUKLAR
•Göçmen çocuklar, ailelerinin göç öncesi, göç sırası ve sonrası baş etmek
zorunda oldukları sorunlar nedeniyle eğitim, sağlık, sosyal ve kültürel ve
uyum konularında sorunlar yaşamaktadır. Bu sorunlar bir yandan göçmen
çocukların okul başarılarını, yaşam kalitelerini ve geleceğe yönelik
beklentilerini düşürürken, göç edilen toplumdaki çocuklar ve aileleri
üzerinde olumsuz etkiler bırakabilmektedir.
•RİSK ALTINDAKİ ÇOCUKLARIN GELİŞİMLERİNİ DESTEKLEME
•Günümüzde aile yapılarındaki değişiklikler, sosyal medyanın yaygın şekilde
kullanılması, toplumsal değerlerin kaybedilmesi, gelir dağılımındaki
dengesizlikler, boşanma sayısındaki artışlar, hızlı kentleşme, alt yapı
sorunları, her iki ebeveynin çalışma hayatında yer alması, göç, hukuki
mevzuat eksiklikleri, siyasi çatışmalar ve ekonomik sorunlar çocukların temel
gereksinimlerinin karşılanmasını, korunmasını ve gelişimlerinin
desteklenmesini riske sokmaktadır. Bu çocukların desteklenmesinde birçok
sosyal yapıya sorumluluk düşmektedir. Yapılacak çalışmaların iş birliği içinde
gerçekleşmesi çocukların riskli yaşamının ortadan kaldırılmasını kolaylaştırır.
Risk altındaki çocuklara yönelik uygulamalar çocukların korunması sağlandığı
gibi, hem ailelere yönelik destek hizmetler sağlanmış olacak hem de diğer
çocukların risk altına girmesi önlenebilecektir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17


Risk Altındaki Çocuklar

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi risk gruplarından biri değildir?
a) Göçmen çocuklar
b) Başarısız çocuklar
c) Korunmaya muhtaç çocuklar
d) İhmal ve istismara uğrayan çocuklar
e) Çalışan çocuklar
2. Evlat edindirme yönteminde aşağıdakilerden hangisi evlat edinen
açısından bir fayda olamaz?
a) Ailesinin soyunun devam etmesine olanak tanıması
b) Çocuğun aile ortamında yaşamasına imkân vermesi
c) İstenilen cinsiyette çocuğa sahip olma
d) Yalnızlığa çözüm bulma
e) Mirası bırakabilecek bir çocuğa sahip olma
3. Aşağıdakilerden hangisi fiziksel istismara örnek olarak verilebilir?
a) Korkutma
b) Tehdit etme
c) Saç çekme
d) Lakap takma
e) Reddetme
4. Risk altında bulunan çocuklar için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
a) Dikkat düzeyleri yüksektir.
b) Davranış bozuklukları vardır.
c) Aile içi sorunları vardır.
d) Ekonomik yoksunluk çekmektedirler.
e) Akran grupları tarafından reddedilmektedirler.

I. Tüm çocukların ihmal ve istismara maruz kalmamaları için halkın


bilinçlendirilmesi
II. İhmal ve istismara uğramış çocukların, ihmal ve istismara tekrar
uğramamaları için çalışmalar yapılması
III. İhmal ve istismara uğrama konusunda yüksek risk grubunda bulunan
çocuklara yönelik ek hizmetlerin sunulması
5. Yukarıda verilen ihmal ve istismar önleme stratejileri aşağıdakilerden
hangisinde sırasıyla doğru olarak verilmiştir?
a) Birincil önleyici, ikincil önleyici, üçüncül önleyici
b) Üçüncül önleyici, ikincil önleyici, ikincil önleyici
c) İkincil önleyici, birincil önleyici, üçüncül önleyici
d) İkincil önleyici, üçüncül önleyici, birincil önleyici
e) Birincil önleyici, üçüncül önleyici, ikincil önleyici

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18


Risk Altındaki Çocuklar

6. Risk altındaki çocukların desteklenmesinde yapılacak çalışmalar öncelikle


hangi sosyal çevrede başlatılmalıdır?
a) Okul
b) Akraba
c) Aile
d) Arkadaş çevresi
e) Sağlık kuruluşları
7. Suça sürüklenen çocukların aile yaşamlarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
a) Ailede çocuğun ihmali söz konusudur.
b) Ailedeki diğer üyelerden suça karışan olabilir.
c) Ailedeki birey sayısı azdır.
d) Ebeveynlerin eğitim seviyesi düşüktür.
e) Ebeveynlerden biri ya da ikisinin yokluğu söz konusu olabilir.
8. Kaç yaşından küçük çocukların çalıştırılması yasaktır?
a) 12
b) 13
c) 14
d) 15
e) 18
9. Aşağıdakilerden hangisi göçmen çocukların eğitimleriyle ilgili yaşanan
sorunlardan biri değildir?
a) Göçmen ailelerin çocukların eğitimleriyle ilgili beklentilerinin yüksek
olması
b) Göçmen ailelerin çocukların eğitim ihtiyaçlarını karşılayamamaları
c) Göçmen çocukların düşük performans gösteren okullarda eğitim
görmeleri
d) Göçmen çocukların seviyelerine uygun müfredatların olmaması
e) Göçmen çocukların dil sorunlarının olması
10. Aşağıdakilerden hangisi çocukların korunma altına alınmasında dikkate
alınan bir özellik değildir?
a) Anne veya babası tarafından ihmal edilen
b) Anne veya babası belli olmayan
c) Anne veya babası tarafından terkedilen
d) Üvey anne veya babaya sahip olan
e) Anne ve babası olmayan

Cevap Anahtarı
1.b, 2.b, 3.c, 4.a, 5.e, 6.c, 7.c, 8.d, 9.a, 10.d

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19


Risk Altındaki Çocuklar

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Agarwal, D. (2018). Juvenile delinquency in India-latest trends and entailing
amendments in juvenile justice act. PEOPLE: International Journal of Social
Sciences, 3 (3), 1364-1383.
Akduman, G., Akduman, B., & Cantürk, G. (2007). Ergen suçluluğunda bazı kişisel
ve ailesel özelliklerin incelenmesi. Orijinal Araştırma. Türk Pediatri
Arşivi, 42 (4), 156-161.
Akkuş, P. (2017). Sosyal Risk Altındaki Çocuklar İçin Sosyal Hizmetler: 2000
Sonrasına İlişkin Bir Değerlendirme. Çocuk ve Medeniyet Dergisi, 1(2), 57-
79.
Alpaslan, A. H. (2014). Çocukluk döneminde cinsel istismar. Kocatepe tıp
dergisi, 15 (2), 194-201.
Anderson Moore, K. (2006). Defining the term “at risk”. Child Trends: Washington
D.C. (Research-to-Results).
Aral, N.(1997). Fiziksel İstismar ve Çocuk. Ankara:Tekışık Veb Ofset Tesisleri.
Aral, N. ve F. Gürsoy. (2001). Çocuk Hakları Çerçevesinde Çocuk Hakları ve
İstismarı,” Milli Eğitim Dergisi, 151, 36-40.
Aydoğdu, F. (2019). Göçmen aile çocuklarının uyum düzeylerine sosyal uyum
eğitim programının etkisinin incelenmesi. Yayınlanmamış Doktora Tezi.
Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Aydoğdu, F., & Gürsoy, F. (2018). Çocuk Evi ve Ailesi Yanında Kalan Ergenlerin
İhtiyaç Doyum Düzeylerinin İncelenmesi. Türkiye Sosyal Araştırmalar
Dergisi, 22(1), 59-84.
Baş, M., Molu, B., Tuna, H.İ., Baş, İ. (2017). Göç eden ailelerin sosyo-kültürel ve
ekonomik değişiminin kadın ve çocuk yaşamına etkisi. Itobiad: Journal of
the Human & Social Science Researches, 6 (3): 1680-1693.
Başer, H. (2013). Çocuk Refahı Alanında Yeni Hizmet Modeli "Çocuk Evleri". Yüksek
Lisans Tezi. Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Konya.
Baykoç Dönmez, N. (2014). Özel gereksinimli çocuklar ve özel eğitim. (Editör
Necate BAYKOÇ DÖNME). Özel gereksinimli çocuklar ve özel eğitim (s.19-
27): Ankara: Eğiten Kitap.
Baysan Arabacı, L., & Taş, G. (2017). Çocuklarda Suça Sürükleyen Faktörler, Ruhsal
Problemler ve Hemşirelik Bakımı. Journal of Psychiatric Nursing, 8 (2), 110-
117.
Bocar, A. C., Mercado, M., Macahis, J., & Serad, N. (2012). Common factors of
juvenile delinquent acts. Available at SSRN 2191280.
Brodzinsky, D. M. (1993). Long-term outcomes in adoption. The future of
children, 3(1), 153-166.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20


Risk Altındaki Çocuklar

Bülbül, S., & Doğan, S. (2016). Suça sürüklenen çocukların durumu ve çözüm
önerileri. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi, 59, 31-36.
Çam Köker, E. (2010). Sosyal inceleme ve mesleki raporlarda suça itilen çocuklar:
koruma bakım ve rehabilitasyon merkezleri örneği. Yüksek Lisans Tezi.
Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Çiftçi, M. (2019). Korunmaya Muhtaç Çocuk Dostu Kentler Sıralama
Çalışması. Cataloging-In-Publication Data, 532-537.
Dağlıoğlu, A. (2009). Çalışan Çocukların Yaşam Koşulları Ve Örgün Eğitim Yoluyla
Topluma Kazandırılması (Ankara İli Şereflikoçhisar Yatılı İlköğretim Bölge
Okulu Örneği). Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Enstitüsü, Ankara.
Dubowitz, H., Feigelman, S., Lane, W., & Kim, J. (2009). Pediatric primary care to
help prevent child maltreatment: the Safe Environment for Every Kid
(SEEK) Model. Pediatrics, 123(3), 858-864.
Durmuşoğlu Saltalı, N. (2014). Çocuk İstismarı ve İhmali. Çocuk Hakları ve Koruma
(Ed. Sunay Yıldırım Doğru).2. Baskı. Ankara: Eğiten Kitap.
Gürsoy, F. ve Aydoğdu, F. (2016). The Situation of the Children's Home in Turkey
(Ed. Çamlı, A.A, Ak, B., Arabacı, R. ve Efe, R.) Recent advances in health
sciences. St. Kliment Ohridski University Press Sofia. ISBN 978-954-07-
4136-9.
Gürsoy, F., Aydoğdu, F., Aysu, B., Aral, N. (2017). Göçmen Çocukların Kaygı
Düzeylerinin Karşılaştırılmalı İncelenmesi. Journal of Research in Education
and Teaching, 6(3): 113-127.
Jacobi, G., Dettmeyer, R., Banaschak, S., Brosig, B., & Herrmann, B. (2010). Child
abuse and neglect: diagnosis and management. Deutsches Arzteblatt
International, 107(13), 231.
Johansson, J. (2009). Causes of Child Labour: A case study in Babati town,
Tanzania.
Johnson, E. J., & James, C. (2016). Effects of child abuse and neglect on adult
survivors. Early child development and care, 186 (11), 1836-1845.
Khakshour, A., Ajilian Abbasi, M., Sayedi, S. J., Saeidi, M., & Khodaee, G. H. (2015).
Child labor facts in the worldwide: A review article. International Journal
of Pediatrics, 3(1.2), 467-473.
Kılıç, A., & Özçetin, M. (2018). Çocuk İstismarı ve İhmalini Önlemede Kanıta Dayalı
Yaklaşımlar. Fırat Tıp Dergisi, 23 (3), 107-112.
Koçak, C., & Büyükgönenç, L. (2011). Toplumdaki bireylerin çocuk istismarı ve
ihmaline yönelik bilgi ve görüşleri. Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Dergisi, 4(1), 89-104.
Konuk Er, R. (2014). Suça İtilen Çocuklar. Çocuk Hakları ve Koruma (Ed. Sunay
Yıldırım Doğru).2. Baskı. Ankara: Eğiten Kitap.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21


Risk Altındaki Çocuklar

Lawrence, C. R., Carlson, E. A., & Egeland, B. (2006). The impact of foster care on
development. Development and psychopathology, 18(1), 57-76.
Metin, N. (2012). Özel Gereksinimli Çocuklar. (Editör Nilgün METİN). Özel
Gereksinimli Çocuklar (s.1-10).Ankara: Maya Akademi.
Mohd, A., & Kadir, N. A. (2012). Protection of children in Malaysia through foster
care legislation and policy. International Journal of Social Sciences and
Humanity Studies, 4(1), 63-72.
Nalbant, A., & Babaoğlan, E. (2016). Risk Altındaki Öğrenciler: Yozgat Örneği. E-
Uluslararası Eğitim Araştırmaları Dergisi, 7(3), 11-30.
Nyberg–Sørensen, N., Hear, N. V., & Engberg–Pedersen, P. (2002). The migration–
development nexus evidence and policy options state–of–the–art
overview. International migration, 40(5), 3-47.
Olcay, Z. (2012). Mülteci-göçmen belirsizliğinde iklim mültecileri. Türkiye Barolar
Birliği Dergisi, 99, 229-240.
Özpak, A. M., Tekin, O., Arslan, İ., Gürhan, B., Özdaş, M. S., Çelik, M., ... & Fidancı,
İ. (2017). Engelli Çocuk Sahibi Olan Ebeveynlerin Sağlıklı Yaşam Biçimi
Davranışlarının İncelenmesi. Konuralp Tıp Dergisi, 9(3), 188-195.
Runyan, D., Wattam, C., Ikeda, R., Hassan, F., & Ramiro, L. (2002). Child abuse and
neglect by parents and other caregivers.
Seydel, E. H., Yıkılkan, H., & Görpelioğlu, S. (2016). Engelli çocuk yakınlarının
gereksinimleri ve mevcut hak ve hizmetlerden yararlanma durumları [The
Needs of the relatives of children with disabilities and situations of
benefiting from the existing rights and services]. Smyrna Tıp Dergisi, 47-
52.
Şenocak, H. (2006). Korunmaya Muhtaç Çocuklara Sağlanan Bakım
Yöntemleri. Sosyal Siyaset Konferansları Dergisi, (51), 177-228.
Taner, Y., & Gökler, B. (2004). Çocuk istismarı ve ihmali: Psikiyatrik yönleri. Acta
Medica, 35(2), 82-86.
Taşdelen, H., Turhan, M., Erikci, M., & Özkan, S. (2016). Okullardaki Dezavantajlı
ve Risk Altındaki Çocuklar, MEB Projesi, Konya.
Top, K. (2010). Suça İtilen Çocuklarda Akıl ve Ruh Sağlığı Problemlerinin Yaygınlığı
ve Çeşitliliği. Yüksek Lisans Tezi. Maltepe Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, İstanbul.
Türkiye İstatistik Kurumu. (2017). Güvenlik Birimine Gelen ve Getirilen Çocuklar.
http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=27609.
Wang, X. (2017). Parental Migration And Children’s Emotional Well-Being: A Study
Of Migrant Children In China’s Urban Areas (Doctoral dissertation,
Georgetown University).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22


Risk Altındaki Çocuklar

Yıldırım, Ş. (2017). 2000’li Yıllarda Çocuk Koruma Sistemi İçinde Bakim


Hizmetlerinin Genel Görünümü. Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler
Dergisi, 15 (1), 87-110.
Yıldırım Doğru, S. Ve Durmuşoğlu Saltalı, N. (2014). Korunmaya Muhtaç Çocuklar.
Çocuk Hakları ve Koruma (Ed. Sunay Yıldırım Doğru).2. Baskı. Ankara:
Eğiten Kitap.
Engelliler Hakkında Kanun, 2005, Resmi Gazete, 25866, Tertip:5, cilt:44, madde:3
http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5378.pdf Erişim Tarihi:
15.07.2019
2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu, 27.05.1983 tarih
ve 18059 sayılı Resmi Gazete.
Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü. https://www.ailevecalisma.gov.tr/uploads/
chgm/ uploads/ pages/istatistikler/2016.pdf Erişim Tarihi: 12.07.2019

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23

You might also like