You are on page 1of 81

( https://t.

me/tarihogretmeni )
Telegram kanalımızın linkidir
DAVETLİSİNİZ

10. SINIF
TARİH DERS NOTLARI

HAZIRLAYAN
HAMZA OLUÇ
( https://t.me/tarihogretmeni )
Telegram kanalımızın linkidir
DAVETLİSİNİZ

I. ÜNİTE

YERLEŞME VE
DEVLETLEŞME SÜRECİNDE
SELÇUKLU TÜRKİYESİ

HAZIRLAYAN
HAMZA OLUÇ
YERLEŞME VE DEVLETLEŞME SÜRECİNDE SELÇUKLU TÜRKİYESİ HAMZA OLUÇ

1. ÜNİTE: YERLEŞME VE • İskit (Saka) Akınları: Anadolu’ya ilk


DEVLETLEŞME SÜRECİNDE Türk akınları İskitler tarafından yapıldı
SELÇUKLU TÜRKİYESİ (M.Ö. 650).
• Bulgar ve Vanand Akınları: Bulgarlar ve
OĞUZ GÖÇLERİ VE ANADOLU Vanandlar, İtil Nehri civarındaki
topraklarından kalkıp Azerbaycan’a,
Oğuz-Selçukluların Gelişi Sırasında oradan da Kars ve Pasin ovalarına
Anadolu’daki Devletler Selçuklular gelmişlerdir. (M.Ö. 149-127)
Anadolu’ya geldiklerinde burada Bizans • Hun Akınları: Karadeniz’in kuzeyine
İmparatorluğu, Gürcü Krallığı, Ermeni hâkim olan Batı Hunları (Avrupa Hunları),
Prensliği ve Abbasi Devleti ile Selçuklulara Kafkasları aşarak Anadolu’ya
bağlı Mervani ve Şeddadi Hanedanlıkları yönelmişlerdir. Kursık ve Basık adındaki
bulunuyordu. Anadolu’nun çok büyük kısmı iki başbuğun komutasındaki Hun atlıları
Bizans Devleti’nin hâkimiyeti altında idi. Erzurum, Malatya ve Çukurova’ya kadar
Mücadeleler de ağırlıklı olarak Bizans Devleti akınlarda bulundular. (M.S. 395-398)
ile yapılmıştır. • Sabar (Sabir, Sibir) Akınları: Komşuları
Sâsâniler ile ittifak kuran Sabarlar,
Türklerin Anadolu’ya yerleşmesini
hükümdarları Balak öncülüğünde Doğu
Kolaylaştıran Sebepler
Anadolu’ya girdiler. İleri harekâtlarına
• Anadolu’da 6 ve 7. yüzyıllarda Bizans ile devam ederek Kayseri, Konya ve
Sasani Devletleri arasındaki mücadeleler Ankara’ya akınlar düzenleyip pek çok
Anadolu coğrafyası için tam bir yıkım ganimet ele geçirdiler (M.S. 515–516).
olmuştur. • İlk Müslüman-Tük Komutanların
• Hz. Ömer zamanında başlayan ve asırlar Akınları: Abbasilerin hizmetine giren ilk
süren Bizans-Müslüman mücadeleleri Müslüman Türk komutanların Bizans’la
Anadolu’daki şehir ve kasabaları harabeye mücadelesi, Anadolu’ya yapılan akınların
çevirmesi ve bölgedeki nüfusun azalması. diğer bir devresini oluşturur. Özellikle
• Bizans Devleti’nde taht kavgaları ve Abbasiler zamanında Bizans üzerine
iktidar mücadelesi sebebiyle devlet yapılan gazalarda Türk komutanları önemli
düzeninin bozulması rol oynamışlardır. Tarsus- Malatya-
Erzurum hattı boyunca gerçekleşen
• Savaşlar, isyanlar, ağır vergiler ve zorunlu
görevleri sebebiyle Bizans halkının devlete mücadelede Sugur ve Avasım adı verilen
uç (sınır) bölgelerine yerleştirilen Türkler,
olan güveninin sarsılması
Batı Anadolu’ya kadar uzanan akınlara
• Bizans ile Ermeni ve Gürcüler arasındaki
katılmışlardır. (M.S. 8.-9. yüzyıllar)
savaşların Ermeni ve Gürcüleri
Abbasi hizmetindeki bu komutanların
zayıflatması ve Bizans’tan uzaklaştırması
akınları Selçuklu Türklerinin Anadolu
• Bizans’ın mezhep farkı sebebiyle Ermeni
akınlarına öncülük etti.
ve Süryanilere baskı yapması.
• Türklerin, Anadolu’da yaşayan halkların Anadolu’ya Yapılan Türk Akınlarının
din, dil, yaşayış ve adetlerine müdahale Amaçları
etmemesi.
• Oğuz-Selçuklu Akınlarından önce tarih
Oğuz-Selçuklulardan Önce Anadolu’ya boyunca Anadolu’ya yapılan Türk Akınları
Yapılan Türk Akınları yurt tutmak amacından uzak, ganimet
amaçlı ve sadece askeri harekâtlar şeklinde
gerçekleşmiştir.

1
YERLEŞME VE DEVLETLEŞME SÜRECİNDE SELÇUKLU TÜRKİYESİ HAMZA OLUÇ

• Selçuklu devrinde başlayan akınlar ise politikası, Anadolu’nun fethini


planlı ve yurt kurmaya yönelikti. Bu hızlandırmıştır.
sebeple Oğuz (Türkmen)-Selçuklu akınları • Büyük Selçuklu Devleti, Anadolu’nun
büyük bir öneme sahiptir.
Türkleştirilmesini bir devlet politikası
Anadolu’ya Yapılan Oğuz-Selçuklu hâline getirmiştir.
Akınlarının Sebepleri • Anadolu’da kurulan ilk Türk beylikleri de
kalıcı Türk yerleşmesini sağlamıştır.
• Henüz bir devlete sahip olmayan
Selçuklular, güçlü Karahanlı ve Gazneli Anadolu’da Kurulan İlk Türk Beylikleri
devletlerinin şiddetli baskısı ve takibi
altında kalmışlardı. Bu zor şartlar 1071 Malazgirt zaferi sonrasında
sebebiyle Selçuklular yeni bir yurt arama Büyük Selçuklu Sultanı Sultan Alparslan,
mecburiyeti duymuşlar ve bu maksatla Anadolu’nun fethinin hızlanması için
batıya keşif birlikleri göndermişlerdir. komutanlarına fethedilen yerlerin fethedenin
• Tuğrul Bey döneminde, göçebe
olacağını söylemiş ve Anadolu fetihleri
Türkmenlerin Müslümanların yaşadığı
bölgelere göç etmeleri, çevreye zarar başlamıştı. Bunun sonucunda Anadolu’nun
vermeleri ve kontrol altında çeşitli yerlerinde Türk Beylikleri kurulmuştur.
tutulamamaları, Abbasi halifesinin bu
durumdan şikâyetçi olması, Türkmenlerin Saltuklular (1072-1202)
Bizans üzerine sevk edilmesinde yol
açmıştır. • Kurucu Ebul Kasım’dır.
• Sürekli göçlerin yol açtığı ekonomik • Anadolu’da kurulan ilk Türk Beyliğidir.
sıkıntılardan ve otlak sıkıntılarından • Erzurum, Kars, Artvin, Bayburt
doğabilecek huzursuzlukları engellemek civarlarında kuruldu.
için yeni otlaklar ve verimli topraklara • Haçlılar ve Gürcülerle savaştılar.
sahip olmak. • Erzurum’daki Tepsi minare (Saat kulesi),
• Anadolu’yu coğrafi yönden ve siyasi Kale Cami ve 3 Kümbetler ile Ulu Camii
yönden tanımak için keşifler yapmak. önemli eserlerindendir.
• Bizans Devleti’ni siyasi ve askeri yönden • Anadolu Selçuklu Sultanı Rükneddin
zayıflatarak direncini kırmak. Süleyman tarafından yıkıldılar.
• Ganimet elde etmek.
Mengücekler (1080-1228)
Anadolu’ya Yapılan Oğuz-Selçuklu
Akınları • Kurucu Mengücek Gazi’dir.
• Erzincan, Kemah-Divriği bölgesinde
kuruldu.
• Selçukluların Anadolu’ya ilk akınları
• Sonraları; Erzincan ve Divriği olarak iki
Büyük Selçuklu Devleti kurulmadan önce, kola ayrıldılar
1015’ten itibaren Çağrı Bey liderliğinde • Anadolu’nun Türkleşmesinde önemli rol
gerçekleştirilmiştir. sahibi oldular.
• Anadolu’yu yurt edinme politikasının • Bizans’a ve Gürcülere karşı mücadele
temeli, Büyük Selçuklu Devleti’nin etmiş ve başarılı olmuşlardır.
kuruluşundan sonra Tuğrul Bey tarafından • Anadolu’nun en eski külliyesi Divriği
atılmıştır. Külliyesini inşa ettiler
• Mama hatun kümbeti ve Emir Saltuk
• 1048’de Pasinler Savaşı ile yaklaşık bir
kümbeti Mengücekler’den kalmıştır.
asır sürecek olan Selçuklu-Bizans • Anadolu Selçuk Sultanı Alâeddin
mücadelesi başlamıştır. Keykubad tarafından yıkıldılar.
• Malazgirt Zaferiyle Anadolu’nun kapıları
Türklere açılmıştır. Bu zafer sonrasında
Sultan Alp Arslan’ın şekillendirdiği fetih

2
YERLEŞME VE DEVLETLEŞME SÜRECİNDE SELÇUKLU TÜRKİYESİ HAMZA OLUÇ

Danişmentler (1092-1178) • Denizcilik yapan ve donanması olan ilk


Türk beyliğidir. (Daha önce olmamasının
• Melikşah’ın komutanlarından sebebi denize kıyımız yoktu)
Danişmentoğlu Ahmet Gazi tarafından • Çaka Bey ilk Türk denizcisidir
kurulmuştur. • Batı Anadolu’da ilk Türk hâkimiyeti
• Sivas merkezli, Amasya, Niksar, Tokat sağlanmıştır. (Çaka Beyliğinin
dolaylarında hâkimiyet kurmuştur. yıkılmasının ardından Türk denizciliği 150
• Sonraları; Kayseri, Malatya ve Sivas yıl gelişmeyi beklemek zorunda kalmıştır.)
olarak üç kola ayrıldılar. • Bizans ile savaştı. İstanbul’u ele geçirmek
• Anadolu kurulan ilk beyliklerin en güçlüsü için Peçenek ve Türkiye Selçukluları ile
ve en büyüğüdür. ittifak kurdular ancak engellendiler.
• Haçlılarla en çok ve başarılı bir şekilde • Bizans Devleti tarafından yıkıldılar.
mücadele eden beyliktir.
• Anadolu’da ilk medreseyi yapmışlardır Sökmenoğulları (Ahlatşahlar) (1110-
(Tokat- Yağıbasan Medresesi) 1207)
• Anadolu’daki ilk uç teşkilatıdır.
• Haçlılar ve Bizans ile yaptıkları • Ahlat ve Van Gölü havzasında kuruldu.
mücadeleler Danişmentname’ye konu • Eyyubiler tarafından ortadan kaldırıldı.
olmuştur.
Not: Kişiler ve mekânlar gerçek olduğu için Dilmaçoğulları (1085-1394)
tarihçileri ilgilendiren bir eserdir. Bu eserde
Danişment Gazi Battal Gazi’nin torunu olarak • Bitlis yöresinde kuruldu.
gösterilir. Battalname’nin devamı olarak kabul • Haçlılara karşı mücadele etti.
edilir • Akkoyunlular tarafından ortadan kaldırıldı
• Anadolu’da Türk birliğinin sağlanmasında
Anadolu Selçuklu Devleti’nin en büyük
rakibi konumundadır.
• Anadolu Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan İnal (Yinal) Oğulları (1098-1183)
tarafından yıkıldılar.
• Diyarbakır merkez olmak üzere kuruldu.
Artuklular (1102-1409) • Haçlılara karşı başarılı savaşlar yaptı.
• Eyyubiler tarafından ortadan kaldırıldı.
• Selçuklu komutanı Artuk Bey’in oğulları
tarafından kurulmuştur Çubukoğulları (1085-1213)
• Mardin, Batman, Hasankeyf civarlarına
yerleşmişlerdir.. • Harput merkez olmak üzere kuruldu.
• Devletin ilerleyen zamanlarında • Artuklular tarafından ortadan kaldırıldı.
Hasankeyf, Mardin ve Harput olmak üzere
3 kola ayrılmışlardır. Tanrıvermişoğulları (1081-1093)
• Anadolu’da ilk köprüleri yapmışlardır.
(Malabadi Köprüsü) • Efes yöresinde kuruldu.
• Haçlılarla mücadele etmiştir. • Çaka Bey’in öldürülmesinden sonra
• Mardin ve Diyarbakır Artuklu Sarayları ile Bizanslılar İzmir yöresiyle birlikte Efes ve
Hatuniye Medresesi Artuklular’dan kalma çevresini de alarak bu devlete son verdiler.
önemli eserlerdir.
• Hasankeyf kolu, Eyyubiler tarafından, Anadolu Tarihi Açısından Anadolu’da
Mardin kolu Karakoyunlular tarafından, Kurulan İlk Türk Devletlerinin Önemi;
Harput kolu Anadolu Selçukluları
tarafından yıkıldılar. • Bizanslılar, Haçlılar ve Gürcülerle
mücadele ederek Anadolu’nun Türk yurdu
Çaka Beyliği (1081-1093) olmasına büyük katkı sağlamışlardır.
• Türklerin düzenli ve güvenli bir şekilde
• Çaka Bey tarafından İzmir’de kurulmuştur. Anadolu’ya yerleşmesini sağlamışlardır.

3
YERLEŞME VE DEVLETLEŞME SÜRECİNDE SELÇUKLU TÜRKİYESİ HAMZA OLUÇ

• Anadolu’da cami, medrese, türbe, kümbet, I. Mesut (1116-1155)


kervansaray, darüşşifa gibi mimari eserler
yaparak Anadolu’yu bayındır hale ➢ II. Haçlı seferlerini durdurdu.
getirmişler ve Türk kültürünün ➢ Anadolu’ya ilk defa Türkiye denmeye
yerleşmesini sağlamışlardır. başlandı.
• Ele geçirdikleri yerlere Türkçe adlar ➢ İlk Anadolu (Türkiye) Selçuklu parasını
vererek Anadolu‘ya Türkiye denmesini (Bakır) bastırdı.
sağlamışlardır.
• Anadolu’da İslamiyet’in yayılmasını II. Kılıçarslan (1155-1192)
sağladılar.
➢ Danişmentlilere son verdi,
ANADOLU’DA SELÇUKLU-BİZANS ➢ Mengücekleri denetim altına aldı.
MÜCADELESİ ➢ Bizans’la Miryokefalon Savaşı (1176)
yapıldı. Türkleri Anadolu’dan atmak
isteyen Bizans’la yapılan bu savaşı
Türkiye (Anadolu) Selçuklu Bizanslılar kesin bir biçimde kaybetti.
Devleti (1077-1308)
Miryokefalon Savaşı’nın Sonuçları:
Kutalmışoğlu Süleyman Şah (1077-1086)
✓ Anadolu’nun Türk yurdu olduğu
➢ Türkiye Selçukluları, Anadolu’nun Türk kesinleşti
yurdu hâline gelmesinde etkili olan uzun ✓ Bizans savunmaya Türkler taarruza
ömürlü devlet olmuştur. geçti
➢ Arslan Yabgu’nun torunu Süleyman ✓ Bizans’ın Anadolu’yu alma ümidi
Şah, 1077 yılında Hıristiyanlar için sona erdi
oldukça önemli olan İznik’i ele geçirmiş ✓ Batılı kaynaklarda “Anadolu’yu
ve başkent yaparak Türkiye Selçuklu işgal eden” yerine “Türkiye”
Devleti’ni kurmuştur. denmeye başlandı.
➢ Adana, Tarsus ve Antakya’yı fethederek ➢ İlk defa altın ve gümüş paralar bastırıldı
Suriye bölgesine yönelen Süleyman Şah, ➢ Kervansaraylar ve önemli ticaret yolları
1086 yılında Antakya yolunda Suriye yapıldı.
Selçuklu Meliki Tutuş ile mücadele ➢ İlk defa ticarette sigorta sistemi
sırasında ölmüştür. uygulanmaya başlandı.
➢ Süleyman Şah’ın oğulları Kılıç Arslan ve
Davut Kulan Arslan da Melikşah I. Gıyaseddin Keyhüsrev (1196 / 1205-
tarafından İsfahan’a götürülmüştür. 1211)
➢ Süleyman Şah’ın İznik’te vekil olarak
bıraktığı Ebu’l-Kasım, Türkiye Selçuklu ➢ Antalya alındı—> ticaret ve liman şehri
Devleti’nin devamını sağlamış ve hatta haline getirildi–> Akdeniz’e önem
Bizans’a karşı mücadele ile devletin verilmeye başlandı.
sınırlarını Marmara kıyılarına kadar ➢ Antalya’da donanma kuruldu, ilk defa
genişletmiştir. denizciliğe başlandı.
➢ 1092 yılında Melikşah’ın ölümünden ➢ Venediklilerle ilk defa ticaret anlaşması
sonra Kılıç Arslan ve Davut Kulan imzalandı—> Akabinde Mısır ve Avrupa
Arslan esaretten kurtularak İznik’e ile de ticari ilişkiler geliştirildi.
gelmiş ve devleti Ebu’l-Kasım’dan ➢ Ticareti geliştirmek adına Avrupalı
devralmıştır. tüccarlara düşük gümrük vergisi
uygulaması getirildi.
I. Kılıçarslan (1092-1107)
I. İzzeddin Keykavus (1211-1220)
➢ I. Haçlı Seferiyle İznik elden çıktı,
başkent İznik’ten Konya‘ya taşındı ➢ Trabzon Rum İmparatorluğu vergiye
➢ Haçlı seferleri sonrasında bağlandı
Danişmenlilerden Malatya’yı aldı. ➢ Sinop fethedildi Karadeniz’inde önemi
arttı, ticaret gelişti.

4
YERLEŞME VE DEVLETLEŞME SÜRECİNDE SELÇUKLU TÜRKİYESİ HAMZA OLUÇ

➢ Kıbrıs krallığıyla ticari anlaşma yapıldı. ✓ Taht kavgaları başladı ve iç


karışıklıklar arttı, merkezi otorite
I. Alaeddin Keykübad (1220-1237) bozuldu.
✓ Moğollar şehirleri yağmalamaya
➢ Türkiye Selçuklularının en parlak başladı.
dönemidir ✓ Anadolu’da sosyal-ekonomik hayat
➢ Ahi teşkilatı gelişti(Osmanlıdaki loncaya büyük zarar gördü. Anadolu’daki tüm
benzer) ticari canlılık sona erdi.
➢ Alanya(Alaiye) alındı –> tersane kuruldu ✓ Türklerin batıya ilerlemesi durdu.
➢ Batı ve Akdeniz kıyılarında Türkmen ✓ Moğollar Anadolu halkına ağır
iskân siyaseti uygulandı vergiler yüklediler.–> Halk fakirleşti.
➢ Sinop’taki donanmayla Suğdak limanına ✓ Anadolu Türk siyasi birliği bozuldu.
deniz aşırı sefer yapıldı, Kırım’a Türk İkinci Beylikler Dönemi’ne bu savaşın
tüccarlar yerleştirildi. akabinde girildi.
➢ Harzemşahlarla Yassıçimen Savaşı
yapıldı. (1230) —> Bu savaşla Türkiye (Anadolu) Selçukluları
Harzemşahlar yıkılma sürecine girdi ama Devleti’nin Yıkılışı
bu Anadolu Selçuklu Devleti içinde
sonun başlangıcı oldu, bunun sebebi ➢ II. Gıyaseddin’in ölümünden sonra
Harzemşahların Moğollar ile Anadolu oğullan arasında taht kavgaları başladı.
Selçuklu Devleti arasında tampon bölge ➢ Bu karışıklıklar sırasında Moğollar
görevi görmesiydi. Türkiye Selçuklularının içişlerine
➢ Anadolu Moğol istilasına açık hale geldi. karışarak ülkeyi oğulları II. izzeddin
Keykavus, IV. Rükneddin Kılıç Arslan,
II. Gıyaseddin Keyhüsrev (1237-1246) II. Alaeddin Keykubad arasına
paylaştırdı.
➢ Anadolu Selçuklu devleti bu dönemde ➢ III. Gıyaseddin Keyhüsrev küçük yaşta
zayıflamaya başladı ve yıkılma sürecine hükümdar olduğundan, onun zamanında
girdi. Vezir Muineddin Süleyman Pervane
➢ Devlet yönetiminde iç sıkıntılar çıkmaya devlet idaresini ele aldı.
başladı.—> II. Gıyaseddin yönetimden ➢ Muineddin Süleyman Pervane, bir
uzaklaştı.—> Ülkeyi yerine vezir taraftan Moğollarla iyi geçinirken diğer
Saadeddin Köpek yönetmeye başladı. taraftan onları Anadolu’dan atma çareleri
➢ Baba İshak ayaklanması (Babailer aradı. Muineddin Süleyman Pervane,
isyanı) çıktı. (1240) Moğollar ile Memlûkluları birbirine
Baba İshak ayaklanması (Babailer isyanı) düşürerek Anadolu’yu Moğol
ile: baskısından kurtarmak istemiştir. Bu
amaçla Memlük Sultanı Baybars’tan
✓ Türkiye tarihindeki ilk dini nitelikli yardım istedi. 1277 yılında Anadolu’ya
ayaklanmadır. gelen Baybars, Moğolları Elbistan
✓ Devlet otoritesi içten içe sarsıldı. Ovası’nda mağlubiyete uğratarak
✓ Devlet ile halk ilişkisi kopma Kayseri’ye kadar geldi. Ancak kışın
noktasına geldi. yaklaşması ve Muineddin Süleyman
Pervane’nin yardıma gelmemesi üzerine
➢ Moğollar (İlhanlı Devleti) ile Kösedağ Muineddin Süleyman Pervane’nin
Savaşı yapıldı. (1243) —> Anadolu oyununu anlamış, oyuna gelmemek için
Selçuklu Devleti Moğollar karşısında Anadolu’dan ayrılmıştır.
tutunamadı. ➢ Bu olay Moğolların intikam hırsıyla
saldırılarını daha da artırmalarına neden
Kösedağ Savaşı’nın Sonuçları oldu. Anadolu tamamen Moğol
kontrolüne geçti. Selçuklu sultanlığı
✓ İtibarı sarsılan Türkiye (Anadolu) sembolik bir makam haline geldi.
Selçuklu devleti yıkılma sürecine ➢ 1281’de Moğollar Türkiye Selçuklu
girdi. Devleti topraklarını III. Gıyaseddin
Keyhüsrev ve II. Mesut arasında

5
YERLEŞME VE DEVLETLEŞME SÜRECİNDE SELÇUKLU TÜRKİYESİ HAMZA OLUÇ

paylaştırdılar. Önce III. Gıyaseddln seçilirdi.Hükümdar başkentte olmadığı


Keyhüsrev’in ölümü, ardından birçok zamanlarda devlet işlerini yürütür ve
karışıklık sonrasında II. Mesut’un hükümdara vekalet eder.
1308’de ölümü üzerine Türkiye Selçuklu
Devleti yıkıldı. Divan-ı Tuğra: Devletin her türlü
➢ Moğollar merkezden yolladıkları yazışmalarından sorumluydu.
valilerle Anadolu’yu yönetmeye
başladılar. Bu durum 1336 da ilhanlı Divan-ı Arz: Ordunun ihtiyaçlarının
Devletinin yıkılmasına kadar devam etti. karşılanmasından sorumluydu.

ANADOLU’NUN TÜRKLEŞMESİ Divan-ı İstifa: Devletin gelir ve gider


hesaplarına bakan divandı.
Boylar Birliğinden Devlete
Divan-ı İşraf: Ülkedeki askeri ve adli işler
➢ Türkler, Orta Asya’daki ilk dışındaki idari ve mali teşkilatın işleyişini
dönemlerinden itibaren boylar birliği denetlerdi.
şeklinde teşkilatlanmıştır.
➢ Bu teşkilatlanmada, Türk toplumunun en Divan-ı Pervane: Arazi defterlerinde tutulan
küçük yapısını oguş denilen aile has ve iktaların düzenlenmesinden
oluşturmuştur. sorumluydu.
➢ Oguşların birleşmesiyle urug yani sülale,
➢ Urugların birleşmesiyle de boylar Türkiye (Anadolu) Selçuklularında ülke
meydana gelmiştir. eyaletlere ayrılmıştır.
➢ Boyların bir araya gelmesiyle oluşan
topluluğa bodun yani millet; ➢ Merkeze bağlı vilayetler
➢ Milletin oluşturduğu en büyük siyasi ➢ Meliklerin yönettiği vilayetler
teşkilat olan devlete ise il veya el ➢ Uc eyaletleri
denilmiştir.
Ordu
Türkiye (Anadolu) Selçuklularında
➢ Askeri teşkilat Büyük Selçuklu askeri
Teşkilat ve Sosyokültürel Yapı
teşkilatına benzemektedir. Türkiye
Selçuklu Devleti’nde ordu şu
Devlet Yönetimi bölümlerden oluşmaktadır:
➢ Türkiye Selçuklu Devleti, Büyük
Hassa askerleri: Hükümdarın sürekli yanında
Selçuklu Devleti’nin devamı gibidir.
bulunan atlı ve yaya askerlerdi. 3 ayda bir
➢ Türk devlet geleneğinde olduğu gibi,
devletten maaş alırlardı.
Türkiye Selçuklularında da ülke,
hanedanın ortak malı kabul edilmiş ve Sipahiler/İkta askerleri: Tamamen
şehzadeler arasında paylaştırılmıştır. Türklerden oluşan askerlerdir. Maaş yerine ikta
➢ Sultanlar çocuklarını (melik) vilayetlere (dirlik)denilen tımarları alan sipahiler
göndermiş yanlarına da “atabey” denilen genellikle atlı birliklerdir.. savaş zamanında
meliklerin devlet yönetimi ve askerlik ikta sahibi ile birlikte orduya katılırlardı.
konularında deneyim kazanmalarını
sağlayan kişiler verilmiştir. Sınır boylarındaki Türkmen birlikleri: Uç
➢ Devlet işleri Büyük Divan’da bölgelerde bulunan ve her an savaşa hazır
görüşülürdü. durumda bulunan birliklerdir.
Büyük Divan’a bağlı alt divanlar ise Bağlı devlet ve beylik askerleri: İhtiyaç
şunlardır: duyulduğu zaman savaşa davet edilirlerdi.

Niyabet-i Saltanat: Bu makamı idare edene Ücretli askerler (Rum, Frank ve Ruslardan)
naib-i sultan denirdi.Devlet idaresinde
vezirden sonra gelirdi.Önde gelen devlet
adamları ve komutanlar arasından

6
YERLEŞME VE DEVLETLEŞME SÜRECİNDE SELÇUKLU TÜRKİYESİ HAMZA OLUÇ

➢ Türkiye Selçukluları gulam sistemini edilmiştir. Devlete ait bu topraklara miri arazi
güçlendirip Türk beylerinin gücünü denilirdi. Türkiye Selçukluları ve beylikler
kırmak istemişler ancak döneminde topraklar dörde ayrılmıştır:
başaramamışlardır.
✓ Has Arazi: Geliri hükümdara ayrılan
Donanma: deniz savaşlarına katılırlardı. topraklar olup hükümdar bu topraklarda
Donanma komutanlarına “Reisü’l-bahr/ istediği tasarrufu yapabilirdi.
meliküs-sevahil denirdi.
✓ İkta Arazi: Ordu mensuplarına ve devlet
➢ Sinop, Alanya, Antalya ve Samsun’da memurlarına hizmet ve maaş karşılığı
tersaneler kurdular. olarak verilen topraklardır. İktalar göreve
➢ Ordu komutanına emir’ül-ümera, bağlıydı. Görevden ayrılan kişinin iktası
donanma komutanına da meliküs- elinden alınıp başkasına verilirdi. Ordu
sevahil (sahiller meliki) veya reisül mensuplarına ayrılan bu topraklar
bahr (deniz reisi) denirdi. hizmetlerini sürdürmeleri şartıyla
Din babadan oğula geçebilirdi.

Türkiye Selçuklularında tarikat ve ✓ Mülk Arazi: Devlet adamlarına


medrese arasındaki görüş farklılıkları zaman başarılarından dolayı verilen topraklardır.
zaman siyasi boyut kazanmış, medreseye karşı
olan bazı tarikat üyeleri, medreseyi asıl eğitim ✓ Vakıf Arazi: Miri ve mülk arazilerden
kurumu sayan devletle mücadele etmişlerdir. gelirleri ilmi veya sosyal kuruluşların
masraflarına ayrılan topraklardır.
Moğol istilası sırasında Anadolu halkını
koruyup kollayan teşkilatların başlıcaları: Sosyal Hayat

✓ Abdalan-ı Rum (Anadolu dervişleri ➢ Malazgirt Zaferi’nden sonra, Orta


teşkilatı) Asya’dan gelen konar-göçerler
✓ Bacıyan-ı Rum (Anadolu kadınları Anadolu’ya yerleştirilerek Anadolu’da
teşkilatı) Rum ve Hıristiyanlara karşı nüfus
✓ Feteyan-ı Rum (Anadolu gençler teşkilatı) üstünlüğü sağlanmıştır.
✓ Gaziyan-ı Rum (Anadolu gazileri ➢ Türkler Anadolu’da yaşayan Hıristiyan
teşkilatı) unsurlarla birlikte (Rumlar, Ermeniler,
Süryaniler) yaşamlarını sürdürmüştür.
Hukuk ➢ Selçuklu sultanları Hıristiyan ahaliye
adaletli ve hoşgörülü davranmış,
➢ Türkiye Selçuklu hukuku, Büyük karşılığında onlar da Selçuklu idaresini
Selçuklu hukukunda olduğu gibi şer’i benimsemişlerdir.
hukuk ve örfi hukuk olarak ikiye
ayrılıyordu. Ekonomik Hayat
➢ Şer’i davalara kadılar, askeri davalara
kadıasker (kadı-yı leşker) bakardı. Tarım ve Hayvancılık
➢ Şer’i mahkemelere bakan kadıların başı
kadi’l-kudat, örfi yargı sisteminin ➢ *Anadolu Selçuklu Devleti, tarım ve
başında ise Emir-i dad bulunurdu. hayvancılığın gelişmesine yardımcı olmuş,
➢ Türk-İslam devletlerinde ağır siyasi bunun sonucunda Anadolu’da alınan
suçlar, sultanın başkanlığındaki Divan-ı ürünlerin ihtiyaç fazlasını (tarım ve hayvan
Mezalim adı verilen mahkemede ürünlerini) dışarıya satmıştır.
görüşülerek karar verilirdi. ➢ Anadolu Selçuklu sultanları ve beyler,
köylüleri topraklarda tutabilmek amacıyla
Toprak Yönetimi belirli zamanlarda vergi affı veya
vergilerin hafifletilmesi gibi tedbirler
Türkiye Selçuklu Devleti’nde almışlardır.
toprakların çoğunun mülkiyeti Büyük
Selçuklularda olduğu gibi devletin malı kabul Ticaret

7
YERLEŞME VE DEVLETLEŞME SÜRECİNDE SELÇUKLU TÜRKİYESİ HAMZA OLUÇ

Anadolu’da ticaretin gelişmesi için Türkiye ✓ Üretim kalitesinin artırılmasına ve


Selçukluları döneminde şu tedbirler alınmıştır: fiyatların ayarlanmasına çalışmıştır.
✓ Moğol istilasından sonra Anadolu’da
✓ Ticarette kullanılmak üzere yollar huzur ve güvenliği sağlamaya çalışmıştır.
yapılmış ve bu yollarda güvenlik
sağlanmıştır. Fikir, Dil ve Edebiyat
✓ Ticaret yolları üzerine tacirlerin
konaklaması ve ihtiyaçlarının • Türkiye Selçukluları ve Beylikler
karşılanması amacıyla kervansaraylar döneminde yaşayan başlıca fikir adamları:
yapılmıştır. II. Kılıç Arslan döneminde
başlayan Kervansaray yapımı, daha sonra ➢ Muhyiddin Arabî (İslam dünyasında
gelen Selçuklu sultanları tarafından şeyh-i ekber adıyla ün kazanmış),
devam ettirilmiş ve kervansaraylar ➢ Sadreddin Konevi,
komşu ülkelerden tüccarların Anadolu’ya ➢ Mevlana Celaleddin Rumi (Mesnevi
gelmesinde önemli rol oynamıştır. adlı eseri),
✓ Tacirlerin korsan, eşkıya ve tabii ➢ Hacı Bektaş Veli (Makâlât adlı eseri),
afetlerden dolayı uğrayacağı zararları ➢ Yunus Emre (şiirlerini Divan ve
karşılamak üzere bir çeşit devlet sigortası Risaletü’n-Nushiye adlı eserlerinde
yapılmıştır. topladı.)
✓ Büyük ticaret merkezlerinde hanlar ve
kapalı çarşılar yapılmıştır. • Türkiye Selçuklularında bilim dili Arapça,
✓ Ticareti geliştirmek amacıyla Akdeniz ve devlet ve edebiyat dili Farsçaydı. Bu
Karadeniz’de fetihler yapılmıştır durum Türkçenin gelişmesini
(Antalya, Alanya, Sinop, Suğdak). yavaşlatmıştır. Beylikler döneminde
✓ Kıbrıs Krallığı ve İtalyan Karamanoğlu Mehmet Bey, Türkçeyi
Cumhuriyetleriyle ticaret antlaşmaları resmi dil ilan etmiştir. (1277)
yapılmıştır.
✓ Gümrük vergileri hafifletilmiştir. Bilim ve Sanat
✓ Ticari önemi olan merkezlere Türk ve
Müslüman tüccarlar yerleştirilmiştir. ➢ Anadolu’da ilk medrese 1151 yılında
✓ Anadolu’nun Doğu-Batı, Güney-Kuzey Danişment Hükümdarı Yağıbasan
ticaret yollarının üzerinde bulunması ve tarafından Niksar’da kurulmuştur
kıtaları birbirine bağlaması, bölge (Yağıbasan Medresesi).
ticaretinin gelişmesine ortam ➢ Türkiye Selçuklularında ilk medrese
hazırlamıştır. Türkiye Selçukluları 1193 tarihinde açılan Kayseri Koca
döneminde Anadolu uluslar arası ticaret Hasan Medresesi’dir.
merkezi haline gelmiştir. ➢ Anadolu’da yapılan ilk kervansaray, II.
Kılıç Arslan döneminde tamamlanan
Ahilik Teşkilatı Aksaray-Kayseri yolu üzerindeki Alay
Han’dır.
Ahilik, Türkiye Selçuklu Devleti döneminde ➢ En çok gelişen sanat dalı mimaridir.
(XIII. Yüzyılda ) ortaya çıkmış, esnaf ve
zanaatkârların ticari hayatını şekillendiren Dini mimaride: Camiler, mescitler,
sosyal bir teşkilattı. medreseler, türbeler(dört duvarının üzerleri
kubbe ile örtülen mezarlara denir),
Bu teşkilat; kümbetler(silindirik, çokgen gövdeli, konik
veya piramit çatılı olan mezarlara denir),
✓ Esnaflar arasında dayanışmayı külliyeler, tekke ve zaviyeler.
sağlamıştır.
✓ Mesleki eğitim sonucunda çırak, kalfa ve Sivil mimaride: Köşkler, saraylar,
usta yetiştirerek bunlara diploma kervansaraylar(hanlar), hamamlar, köprüler,
vermiştir. darüşşifalar(hastaneler).
✓ Üyelerinin dini, ahlaki ve diğer alanlarda
bilgilerinin artırılmasına çalışmıştır. Askeri mimaride: Kaleler, surlar yapılmıştır.

8
YERLEŞME VE DEVLETLEŞME SÜRECİNDE SELÇUKLU TÜRKİYESİ HAMZA OLUÇ

• Selçukluların sembolü olan “çift başlı Haçlı Seferine krallar katılmamıştır. İlk dört
kartal” ve başka hayvan figürleri Haçlı Seferi diğerlerine göre daha büyük çaplı
surlarda ve diğer yapılarda kullanılmıştır. ve etkilidir.
• Mimari dışında çinicilik, hat (yazı) sanatı,
tezhip (kitapları yaldız ve boya ile 1. Haçlı Seferi (1096-1099)
süsleme) ve cilt sanatı, halı ve kilim
dokumacılığı, ağaç, taş ve maden ➢ Karadan İstanbul önlerine gelen
işlemeciliği, musiki gelişmiştir. Haçlılarla Bizans arasında bir antlaşma
yapıldı.
Haçlı Seferleri (1096-1270) ➢ Antlaşmaya göre; Haçlılar Anadolu’da
ele geçirdikleri yerleri Bizans’a
Hıristiyan Avrupalıların birleşerek XI. verecekler, Bizanslılar da Haçlılara
Yüzyılın sonlarından itibaren Anadolu, Suriye yardım edeceklerdi.
ve Filistin’e düzenledikleri seferlere “Haçlı Sonuçları:
Seferleri” denir. ➢ Bizans’ın yardımıyla Anadolu’ya
geçirilen Haçlılar, İznik, Batı Anadolu,
HAÇLI SEFERLERİNİN SEBEPLERİ Urfa, Antakya ve Kudüs’ü aldılar.
➢ Kudüs’te bire krallık, Urfa, Antakya,
Dini Sebepler Yafa ve Trablusşam’da birer kontluk
kurdular.
➢ Hıristiyanların, Müslümanların elinde ➢ Türkiye Selçuklu Devleti başkenti
bulunan kutsal yerleri (Kudüs) geri almak İznik’ten Konya’ya taşıdı.
istemeleri
➢ X. Yüzyılda Fransa’da ortaya çıkan Kluni 2. Haçlı Seferi (1147-1149)
tarikatının Hıristiyanları Müslümanlarla
savaşmak için kışkırtması Sebebi:
➢ Katolik Kilisesi’nin Ortodoks Kilisesi’ne ➢ Musul Atabeyi İmamedettin Mahmut
hâkim olmak istemesi Zengi’nin Urfa’yı Haçlılardan geri
alması.
Ekonomik Sebepler ➢ Bu sefere Alman İmparatoru III. Konrad
ve Fransa Kralı VII. Lui katılmıştır.
➢ Açlık ve yoksulluk içinde bulunan ➢ III. Konrad, Konya ovasında I. Mesut’a
Avrupalıların, ekonomik düzeyi yüksek yenilir ve İstanbul’dan deniz yoluyla
olan Türk ve İslam ülkelerini ele geçirerek Suriye’ye gider. VII. Lui de Antalya’ya
zengin olmak istemeleri. gelir ve deniz yoluyla Suriye’ye gider.
➢ Avrupalıların doğudan gelen ticaret
yollarına hâkim olmak istemesi. Sonucu: III. Konrad ve VII. Lui Şam’ı
➢ Toprak sahibi olamayan soyluların toprak kuşattılarsa da bir sonuç alamadılar.
kazanmak için yaptığı çalışmalar.
➢ 2. Haçlı Seferinin en önemli özelliği,
Siyasal Sebepler kralların ve imparatorların ilk kez
seferlere katılmış olmalarıdır.
➢ Malazgirt Savaşı’ndan sonra kısa zamanda
Anadolu’yu ele geçiren Türkleri 3. Haçlı Seferi (1189-1192)
durduramayan Bizans İmparatorluğu’nun
Avrupalılardan yardım istemesi. Sebebi:
➢ Selahattin Eyyubi’nin Kudüs Kralını
➢ Avrupalıların doğu ülkelerinde derebeylik
sistemini kurmak istemeleri. Hıttin Savaşı’nda yenilgiye uğratarak
Kudüs’ü Haçlılardan alması.
➢ Avrupalıların Türkleri denizlerden ve Ön
➢ Bu sefere Alman İmparatoru Frederik
Asya’dan uzaklaştırmak istemeleri.
Barbaros, Fransa Kralı Filip Ogüst,
İngiltere Kralı Arslan Yürekli Richard
Haçlı Seferlerinin Gelişimi
katılmıştır.
➢ Frederik Barbaros, Konya’yı aldıktan
1296-1270 tarihleri arasında 8 Haçlı sonra Silifke Çayında boğuldu.
Seferi düzenlenmiştir. Birinci ve Dördüncü
9
YERLEŞME VE DEVLETLEŞME SÜRECİNDE SELÇUKLU TÜRKİYESİ HAMZA OLUÇ

Sonuçları: ➢ Doğu-Batı arasındaki ticaret


➢ Filip Ogüst ve Arslan Yürekli Richard faaliyetleri gelişmiş ve Akdeniz
Akka Kalesini ele geçirdiler. limanlarının önemi artmıştır.
➢ Kudüs’ü kuşattılarsa da başarılı ➢ Seferler sırasında gerekli mali desteğin
olamadılar. sağlanması için krallıkların İtalya
bankerlerinden borç para almaları,
4. Haçlı Seferi (1202-1204) bankacılığın gelişmesine ortam
hazırlamıştır.
Sebebi: ➢ Haçlıların deniz yoluyla taşınması
gereği gemiciliğin gelişmesinde etkili
➢ Eyyubilerin Haçlıların elinde olmuştur. Ayrıca Avrupalılar kâğıt,
bulunan Yafa’yı almaları. cam, deri işleme ve dokuma sanayisini
➢ Bizans’a imparator olmak isteyen öğrenmişlerdir.
Aleksios, Haçlıları İstanbul’a ➢ Anadolu, Suriye ve Filistin’deki
davet etti. şehirler zarara uğramış ve bölgedeki
Sonuçları: Türk devletleri ekonomik yönden
➢ Haçlılar, İstanbul’da bir Latin Krallığı olumsuz etkilenmişlerdir.
kurdular.
➢ İstanbul’dan kaçan Rumlar, İznik ve Siyasal Sonuçlar
Trabzon’da Rum imparatorlukları
kurdular. ➢ Seferlere katılan derebeylerin bir kısmı
➢ İznik Rum İmparatorluğu 1261’de öldü, bir kısmı da ordularını ve eski
İstanbul’u geri alarak Bizans topraklarını kaybettiler. Bu durum
İmparatorluğu’nu tekrar kurdular. derebeylerinin zayıflamasına, mutlak
➢ Trabzon Rum İmparatorluğu ise Fatih krallıkların güçlenmesine yol açmıştır.
tarafından 1461’de yıkılmıştır. ➢ Türklerin batı yönündeki ilerleyişleri
bir süre durmuştur. Dolayısıyla Haçlı
5. Haçlı Seferi, Akka’ya (1217), Seferleri Türklerin Balkanlara geçişini
geciktirmiştir.
6. Haçlı Seferi, Akka’ya (1228), ➢ Türklerin elinde bulunan toprakların
bir kısmı istilaya uğramış, Batı
7. Haçlı Seferi, Mısır’a (1270) Anadolu Bizans’ın eline geçmiştir.
Türkiye Selçukluları Orta Anadolu’ya
8. Haçlı Seferi, Tunus’a (1270) yapılmıştır. çekilmiştir.
➢ Türkler, Haçlı saldırılarına karşı İslam
Türklerin Balkanlara geçmesiyle Haçlı dünyasını korumuşlar, bu durum
Seferleri yeniden başlamıştır. Türklerin Müslümanların yaşadığı
bölgelerde önemini artırmıştır.
HAÇLI SEFERLERİNİN SONUÇLARI
Sosyal Alandaki Sonuçları
Dini Sonuçlar
➢ Feodalite rejiminin zayıflaması
➢ Katolik Kilisesi zayıflamış ve din sonucunda Avrupa’da köylüler yeni
adamlarına olan güven sarsılmıştır. haklar elde etmiş, çiftçilerin sosyal
➢ Papa ve kilisenin baskısı kalkınca etkinliği artmıştır.
bilim, edebiyat ve sanat alanlarındaki ➢ Ticaret ve sanatla uğraşan burjuva
gelişmeleri hızlanmış, skolâstik sınıfı zenginleşmiş ve önem
düşünce zayıflamıştır. kazanmıştır.
➢ Avrupa dışında misyonerlikler
kurularak Hıristiyanlık dini Asya ve Bilim ve Teknik Alandaki Sonuçlar
Afrika’da yayılmaya çalışılmıştır.
➢ Avrupalılar Türk ve İslam dünyasını
Ekonomik Sonuçlar daha yakından tanıma olanağı
bulmuşlardır.

10
YERLEŞME VE DEVLETLEŞME SÜRECİNDE SELÇUKLU TÜRKİYESİ HAMZA OLUÇ

➢ Avrupalılar, Müslümanlardan kâğıt, • I. Alâeddin Keykubad, Celaleddin


matbaa, barut, pusula, şeker, tarçın ve Harzemşah’a bir elçi gönderdi ve Moğol
ipek işlemeciliğini öğrenmişlerdir. tehlikesine karşı birlikte hareket etmeleri
Avrupalıların bu teknolojik buluşları gerektiğini bildirdi. Ancak Celaleddin
öğrenmeleri, hayatlarında önemli Harzemşah, I. Alâeddin Keykubad’ın
değişikliklere neden olmuş, Yeni uyarılarına aldırmadı.
Çağ’da Avrupa’nın her alanda • Celaleddin Harzemşah’ın Ahlât’a
ilerlemesine ortam hazırlamıştır. saldırması üzerine savaş çıktı. Selçuklular
➢ Skolâstik düşüncenin yerini özgür 1230 yılında Harzemşahlar’la yaptıkları
düşünce almaya başlamış, halk Yassıçemen Savaşı’nda kazandılar. Bir yıl
okulları açılmış, Müslüman bilginlerin sonra Celaleddin’in ölmesiyle de
eserleri tercüme edilmiştir. Dolayısıyla Moğolların önündeki en güçlü engel
Avrupa’da kültürel ve bilimsel hayat ortadan kalkmış oldu.
canlanmıştır. • Celaleddin’in ordusu dağıldı ve binlerce
Harezmli başsız kaldı. Anadolu’ya gelen
ANADOLU’DA MOĞOL İSTİLASI Harezm Türkmen aşiretleri Alâeddin
Keykubad tarafından sınırlarda
• Moğollar Anadolu’nun doğu sınırlarına ilk yerleştirilmişlerken daha sonra Gıyaseddin
dayandığı zaman tarihler 1230 yılını Keyhüsrev’in bunlarla mücadele etmesi,
gösteriyordu ve bu tarihler Cengiz Han bu savaşçı kitlenin sınırları boşaltmasına
daha yeni ölmüştü. Anadolu’ya ilk gelen sebep oldu. Moğollarla savaşmak şöyle
Moğollar; Cengiz Han’ın oğlu Ögeday dursun gittikleri yerlerde önemli sorunlar
Han’a bağlıydılar. yarattılar. Bu durum, Moğol istilasına
• 1256 yılından sonra Anadolu’ya hâkim davetiye çıkarmış oldu.
olan Moğollar ise bu tarihte İran ve • Alaeddin Keykubad, Anadolu’yu Moğol
batısındaki bölgelerde kurulan İlhanlı istilasından korumak için Ogeday’a ağır
Devleti’ne bağlı Moğollar oldular. hediyelerle birlikte elçiler gönderip bir
• Bu dönemde Anadolu’da Türkiye sulh akdine muvaffak olmuştu. Böylece bir
(Anadolu) Selçukluları, bölgeye egemen süreliğine de olsa Moğolların Anadolu’ya
bir güç haline gelmişlerdi. saldırısını engellemiş oldu.
• Doğudan Moğol tehlikesinin belirdiği ve • Sultan Alaeddin Keykubad’ın kendilerine
önlerinden kaçan Celaleddin Harzemşah’ın çok iyi davrandığı Türkmenler, II.
ordusuyla Anadolu’ya girdiği yıllarda Gıyaseddin Keyhüsrev’in kötü idaresi
Anadolu Selçuklu Devleti’nin başında sebebiyle 1240 yılında ayaklandılar. Babai
Uluğ Sultan lakaplı I. Alâeddin Keykubad İsyanları olarak bilinen bu ayaklanma
bulunuyordu. zorlukla bastırılabildi.
• Uluğ Sultan Alaeddin Keykubad (1220- • Moğollar, Selçuklu ordusunun acziyetini
1237) dirayetli ve ileri görüşlü bir görünce ve isyanın güçlükle bastırılıp
hükümdardı. Yaklaşan Moğol tehlikesinin devletin zayıf düştüğünü anlayınca fırsatı
farkındaydı. değerlendirip Anadolu’yu istilaya
• Kayseri, Sivas, Erzurum gibi önemli başladılar.
şehirlerin etrafına yeniden surlar çektirip • Bu isyandan kurtulabilen Babaî
sınırları tahkim etmişti. Türkmenler Anadolu’nun uçlarına doğru
• Müslüman ülkelerle dostça geçinip göç ettiklerinden Selçuklu ordusu büyük
Moğollara karşı ittifaklar kurmaya bir güçten mahrum bırakmıştı. Zira
çabaladı. Selçuklu ordusunun önemli bir gücü
• Ancak bu sırada Moğollar ile İslam Türkmenlerden oluşuyordu.
dünyası arasında büyük bir set teşkil eden • Türkmenlerden mahrum olarak Moğolların
Harzemşahlar’la hâkimiyet mücadelesi karşısına çıkan Selçuklu ordusu,
çıktı. Aslında Selçuklular ile Celaleddin Kösedağ’da doğru dürüst savaşmadan ağır
Harzemşah’ın savaşmaması gerekiyordu. bir hezimete uğrayacaktır.
Harzemşahların yıkılması demek • Kösedağ Savaşı yenilgisinden sonra
Selçukluların doğrudan Moğollarla komşu Anadolu’da her şey bir anda tersine döndü.
olması demekti. Daha birkaç yıl öncesine kadar, Sultan I.

11
YERLEŞME VE DEVLETLEŞME SÜRECİNDE SELÇUKLU TÜRKİYESİ HAMZA OLUÇ

Alâeddin Keykubad zamanında en parlak mücadelede çok önemli vazifeler


ve refah dönemini yaşayan Anadolu 1243 üslenmiştir.
yılından sonra bir anda Moğol • Yarı göçebe bir hayat süren bu
boyunduruğu altına girmişti. grupları, iç düzenlerinde sorun
• Artık Moğollara yıllık vergi ödeniyor, çıkarma ihtimali sebebiyle Selçuklular
askerlerinin masrafları karşılanıyor ve sınır boylarına göndermiştir.
onların seçtiği sultanlar ve vezirler ile ülke • Böylece uçlarda gaza ideolojisi
yönetiliyordu. Duruma başkaldıranlar, dâhilinde Bizans’a karşı akınlar
Moğollara karşı mücadeleye girişse de düzenleyen yeni siyasî gruplar ortaya
başarılı olamıyorlardı. çıkmıştır.
• Devlet adamlarının kendi arzuları için • Kösedağ Savaşı sonrası Türkiye
giriştikleri mücadeleler, Moğollar’ın Selçukluları yıkılış sürecine girmiş ve
ülkedeki faaliyetleriyle ortaya çıkan askerî Anadolu’da Moğollar etkili olmaya
ve malî baskılar ve Moğollara karşı çeşitli başlamıştır.
bölgelerde gelişen isyanlar, Türkiye • Anadolu’da Selçuklu hâkimiyetini
Selçuklu Devleti’nin düzenini alt üst yıkmakta başarılı olan Moğollar,
etmiştir. bölgeyi bütünüyle kendi hâkimiyetleri
• Bu dönemde ticaret yolları üzerinde altına alma konusunda aynı ölçüde
bulunan Anadolu’da ekonomik yapı da başarılı olamamıştır.
bozuldu. • Çünkü bu defa Moğollar, karşılarında
• Baskı altındaki Türkmenler Doğu ve Orta çoğunluğu Fars kökenli olan Selçuklu
Anadolu’dan batı ve uç bölgelerine göç devlet adamlarının yerine
ettiler. Anadolu’nun en dinamik ve en savaşçı
• 1277 yılında Memlük Sultanı Baybars’ın unsuru olan Türkmenleri bulmuştur.
Anadolu seferi ve İlhanlılara karşı • XIII. yüzyılın sonlarına doğru bu
kazandığı Elbistan savaşı geçici bir süre etkinliklerini kaybeden Moğollar,
Anadolu’da Moğol egemenliğini sekteye Anadolu’da hâkimiyet kurmakta
uğratmıştır. Ancak Baybars’ın ölümü başarılı olamamıştır.
sonrasında Moğol baskısı artarak devam • Moğol zulmünden kaçarak Anadolu’ya
etmiştir. gelen savaşçı Türkmenler, daha önceki
• Moğol valisi kadar bile ehemmiyeti teşkilatlanma gelenekleri
kalmayan Türkiye Selçuklu sultanları, doğrultusunda çalışmıştır.
yıkılışlarına kadar Moğollar’ın himayeleri • Miryokefalon Zaferi’yle Anadolu’nun
altında sultanlık yapmaya başlamışlardır. Türkleşmesi kesinleşmiş ve bölgenin
• 1308’de II. Gıyaseddin Mesud’un sosyal yapısı değişmeye başlamıştır.
ölümünden İlhanlı Devleti’nin yıkılışına • Yerleşik yaşam tarzının, devlet
kadar geçen sürede Moğollar Anadolu’yu teşkilatlanmasındaki önemi kabul
gönderdikleri valiler aracılığıyla edilmiş ve Türkmenlerin yerleşik
yönetmişlerdir. hayata geçmeleri için çalışılmıştır.
• Boy yapısı içerisinde nüfuzlarını
İkinci Beylikler Dönemi korumak için yerleşik hayata geçmek
istemeyen Türkmenler, batıdaki uçlara
• Moğol İstilası sonrasında doğru yönlendirilmiştir
Türkmenlerin Anadolu’ya göçleri daha • Malazgirt Savaşı sonrasında
da yoğunlaşmıştır. Anadolu’da ilk Türk beylikleri ortaya
• Bölgenin sosyal, iktisadi, dinî ve idari çıkmış, benzer şekilde Kösedağ Savaşı
yapısında önemli değişiklere neden sonrasında da İkinci Beylikler Dönemi
olan Türkmen göçleri, Anadolu’daki yaşanmaya başlanmıştır.
sosyal ve politik hayatı derinden • Bu dönem XIII. yüzyılın ikinci
etkilemiştir. yarısında Karamanoğullarının
• Batı yönünde ve dalgalar hâlinde faaliyetleri ile başlamış ve XVII.
ilerleyerek Anadolu’ya giren yüzyılın başlarına yani
Türkmenler, Anadolu’nun batısında Ramazanoğulları topraklarının
Bizans ve doğusunda da Moğollarla

12
YERLEŞME VE DEVLETLEŞME SÜRECİNDE SELÇUKLU TÜRKİYESİ HAMZA OLUÇ

Osmanlı Devleti’ne dâhil edilmesine Menteşeoğulları (1261-1424): Muğla ve


kadar devam etmiştir. çevresinde kuruldu. II. Murat döneminde
• Türkiye Selçuklu Devleti’nde siyasi Osmanlı’ya katıldı.
bütünlüğün parçalanmasına sebep olan
Moğol İstilası, parçalanmayı ve bu Candaroğulları (1292-1461): Bir diğer adı da
beyliklerin kuruluşunu sağlayan İsfendiyaroğulları olan bu beylik, Kastamonu,
başlıca sebep olmuştur. Sinop ve çevresinde kurulmuştur. Fatih
• Türkiye Selçuklu Devleti’nin yıkılma tarafından yıkıldı.
sürecine girmesiyle birlikte, Türkmen
beyleri, Selçuklu otoritesinin Eretnaoğulları (1335-1381): Sivas sonra
kaybolduğu bölgelerde merkezî Kayseri civarında kuruldu. Eretna valisi Kadı
otoritesi zayıflayan Bizans’ın da Burhaneddin tarafından yıkıldı.
durumundan faydalanarak müstakil ya
da yarı müstakil hâlde devletçikler Kadı Burhaneddinoğulları (1381-
şeklinde teşkilatlanmıştır. 1398): Kadı Burhanaddin Ahmet tarafından
• Anadolu’nun siyasi bütünlüğü Sivas ve çevresinde Eretna Beyliği yerine
parçalanmış olsa da Selçuklu kuruldu. Yıldırım Bâyezid döneminde Osmanlı
iktidarının çözülmesi sonrası doğan topraklarına katıldı.
boşluk, İkinci Türk beylikleri
tarafından doldurulmuştur. Dulkadiroğulları (1337-1515): Elbistan
civarında kuruldu. Yavuz Sultan Selim,
Anadolu’da Kurulan İkinci Türk Turnadağ Savaşı‘yla beyliğe son verdi.
Beylikleri Ramazanoğulları (1353-1608): Adana ve
çevresinde kuruldu. Yavuz Sultan Selim
Karamanoğulları (1259-1487): Konya ve
döneminde Osmanlı’ya bağlandı. Osmanlı
Karaman yöresinde kuruldu. Kendilerini
Devleti’ne katılan son beyliktir.
Türkiye Selçuklularının devamı sayarak
Osmanlılarla rekabete giriştiler. Osmanlı’yı en Sahipataoğulları (1275-1342): Anadolu
fazla uğraştıran beylik haline geldiler. Selçuklu veziri Sahipata’nın torunları
Karaman ülkesi Fatih tarafından Osmanlı tarafından Afyon ve Karahisar tarafından
topraklarına katıldı. kuruldu. Germiyanoğullarına katıldı.
Germiyanoğulları (1299-1429): Kütahya ve İnançoğulları (1277-1368): Denizli ve
Eskişehir yöresinde kuruldu. II. Murat çevresinde kurulmuş bir beyliktir.
döneminde vasiyet yoluyla Osmanlı’ya kaldı.
Eşrefoğulları (1288-1326): Seyfeddin
Karesioğulları (1304-1345): Balıkesir Süleyman tarafından Beyşehir ve çevresinde
dolaylarında kuruldu. Bizans’a karşı bir kuruldu. Moğollar tarafından yıkıldı.
donanma Orhan Bey tarafından Osmanlı
topraklarına katıldı. Çobanoğulları (1227-1309): Kayı boyuna
mensup Hüsamettin Çoban Bey tarafından
Hamidoğulları (1300-1423): Borlu ve Eğridir Kastamonu ve çevresinde kuruldu. 1309
dolaylarında kuruldu. II. Murat döneminde senesinde Candaroğlu Süleyman Paşa bir
Osmanlı’ya katıldı. baskın ile Kastamonu’yu fethederek
Çobanoğulları Beyliği’ne son verdi.
Aydınoğulları (1308-1426): Aydın ve İzmir
yöresinde kuruldu. Donanma kurarak Ege Taceddinoğulları (Canik Beyleri)(1348-
Adaları’na sefer düzenledi. II. Murat 1428): Taceddin Bey tarafından Bafra,
döneminde Osmanlı’ya katıldı. Samsun, Terme ve Ordu (Canik bölgesi) da
kuruldu. Oğuzların Çepni boyuna mensup çok
Saruhanoğulları (1313-1410): Manisa ve
sayı da bey bölgede devlet otoritesi oluşturdu.
çevresinde kuruldu. I. Mehmet döneminde
(Bayramoğulları-Hacıemiroğulları,
Osmanlı’ya katıldı.
Kubadoğulları, Taşanoğulları,

13
YERLEŞME VE DEVLETLEŞME SÜRECİNDE SELÇUKLU TÜRKİYESİ HAMZA OLUÇ

Taceddinoğulları). 2. Murat döneminde ➢ Anadolu’yu toplumsal, dini, askeri ve


Osmanlı Devleti’ne katıldılar. kültürel eserlerle donatıp bayındır hale
getirdiler.
Alaiye Beyleri (1293-1471): Alaiyede ➢ Türkçeyi resmi dil olarak kullandılar. Bu
kuruldu. Fatih zamanında Osmanlı devletine durum Türkçenin gelişmesini sağladı.
katıldı.
Pervaneoğulları (1277-1322): Anadolu Moğollar Sonrası Anadolu’da
Selçuklu veziri Pervane Muiddin Süleyan’ın Mutasavvıflar
oğlu Mehmet tarafından Sinop ve Samsun
çevresinde kuruldu. Candaroğulları tarafından ➢ Moğol baskısının artmasıyla birlikte
alındı. Türkiye Selçuklularının Anadolu’da
Ankara Ahi Yönetimi (1290-1360): Ankara’da kurduğu siyasi, sosyal ve ekonomik
Ahiler tarafından kurulmuştur. I. Murat düzen bir kargaşaya dönüşmüş ve huzur
döneminde Osmanlılar Bu yönetime son ortamı bozulmuştur.
verdiler. ➢ Siyasi otoritenin zaafa uğradığı bu
dönemde halk, tasavvuf ehli manevi
Tekeoğulları Beyliği (1321-1421): Merkezi otoritelere sığınmaya başlamıştır.
Antalya olan Teke-elinde, Hamidoğulları ➢ Anadolu coğrafyasında tarikatlar halk
beyliğinin bir kolu olarak kurulmuştur. 2. üzerinde büyük etkiye sahip olmuştur.
Murat döneminde Osmanlı Devleti’ne katıldı. ➢ Mevlânâ Celâleddîn-î Rûmî, Hacı
Karakoyunlular Devleti (1365-1469): Oğuz Bektâş-ı Velî ve Yunus Emre gibi
boylarından olan Karakoyunlular, Moğol âlimler, açtıkları tekke ve zaviyeler ile
istilasından sonra Doğu Anadolu’ya gelerek kurdukları vakıflarla geniş halk kitleleri
Erzurum, Erciş ve Musul dolaylarına hâkim üzerinde etkili olmaya başlamıştır.
oldular. Daha sonra Tebriz merkez olmak ➢ Anadolu’da yayılan tasavvufi akımlar,
üzere bağımsız bir devlet kurdular. Akkoyunlu zamanla birbiriyle etkileşime girmiş ve
hükümdarı Uzun Hasan bu devlete son verdi bazıları güçlenerek geniş halk kitleleri
(1469). arasında yayılırken bazıları da zamanla
kaybolmuştur.
Akkoyunlular Devleti (1350-1502): ➢ Bu bağlamda Anadolu’da sosyal huzurun
Timur’un, kendi hizmetinde olan Kara Yülük sağlanmasında Mevlevîlik çok önemli bir
Osman’a Diyarbakır ve yöresini ikta olarak yer tutmuştur.
vermesiyle devletin temeli atıldı. Uzun Hasan ➢ Mevleviliği, XIII. yüzyıl sonlarında
döneminde Osmanlılarla yapılan Otlukbeli Konya’da Mevlânâ’dan sonra, oğlu
Savaşı’nın kaybedilmesi devletin yıkılma Sultan Veled teşkilatlandırmıştır.
sürecini başlattı. Safevi hükümdarı Şah İsmail ➢ Anadolu’nun çeşitli şehirlerine
bu devlete son verdi (1502). gönderilen halifeler sayesinde
Anadolu’da yayılan Mevlevilik, kurulan
Osmanoğulları (1299-1922): Ertuğrul mevlevihanelerle Bağdat’tan Rumeli’ye
Gazi’nin oğlu Osman Gazi tarafından Söğüt, kadar geniş bir alana etki etmiştir.
Domaniç ve çevresinde kurulmuş olan ➢ Mevlevilik, Türkiye Selçukluları
beyliktir. Dönemi’nde ortaya çıkmış, İkinci
Beylikler ve Osmanlı Devleti dönemleri
İkinci Türk Beyliklerin Özellikleri boyunca, Anadolu’da Türk toplumunu en
çok etkileyen tarikatlardan olmuştur.
➢ Moğol baskısı nedeniyle, sınır boylarına ➢ Moğol İstilası’yla Horasan ve civarındaki
giden Türkmenlerin yerleşik hayata unsurlar, Anadolu’daki merkezlere
geçmesinde etkili oldular. Böylece Batı gelerek buraların ilmî gelişiminde etkili
Anadolu’da Türkmen nüfusun olmuştur.
artmasında rol oynadılar. ➢ Horasan’ın Nişabur şehrinde doğup
➢ Anadolu Selçuklu Devletinin yetişen ve daha sonra Anadolu’ya gelen
yıkılmasından sonra halkın dirlik ve Hacı Bektâş-ı Velî, Anadolu’da Suluca
düzenin sağlanmasında etkili oldular. Karahöyük’e yerleşmiştir.
➢ XIII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren
Ankara, Kırşehir, Konya, Kayseri gibi

14
YERLEŞME VE DEVLETLEŞME SÜRECİNDE SELÇUKLU TÜRKİYESİ HAMZA OLUÇ

Anadolu’nun kültür merkezleri, aynı


zamanda Bektâşiliğin de ilk merkezleri
olmuştur.
➢ Anadolu’nun İslamlaşması ve
Türkleşmesi sürecinde özellikle Moğol
İstilası sonrasında önemli bir rolü olan
Hacı Bektâş-ı Velî kalıcı izler bırakmış
ve etkileri yüzyıllar boyunca geniş
toplum kesimleri üzerinde hissedilmiştir.
➢ Millî ve İslami değerleri birlikte yansıtan
şiirleriyle Yunus Emre, XIII. yüzyılın
karışıklıklar içerisindeki Anadolu
insanında hayranlık uyandırmış ve sosyal
huzurun sağlanmasına hizmet etmiştir.
➢ Yunus Emre ile birlikte Anadolu’da
Türkçe, Türk edebiyatı ve tasavvufi Türk
şiiri daha XIV. yüzyılda zirveye
ulaşmıştır. Yunus Emre’nin farkı, şehir
merkezlerinde yaşayan ve Farsça bilen
zümrelere hitap eden eserler yanında,
Türkçe konuşan halk tabakasına
tasavvufu sevdirmiştir.

15
( https://t.me/tarihogretmeni )
Telegram kanalımızın linkidir
DAVETLİSİNİZ

II. ÜNİTE

BEYLİKTEN DEVLETE
OSMANLI SİYASETİ
(1302-1453)

HAZIRLAYAN
HAMZA OLUÇ
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI SİYASETİ (1302-1453) HAMZA OLUÇ

2. ÜNİTE: BEYLİKTEN DEVLETE • Sürekli doğudan gelen Türkmen göçleriyle


nüfusunun ve askeri gücünün artması
OSMANLI SİYASETİ (1302-1453)
• Osmanlı Devlet adamlarının yetenekli olması
Osmanlı Devleti’nin Genel Özellikleri (ehliyet ve liyâkat prensibi)

➢ Tek bir hanedanın hüküm sürdüğü en uzun ömürlü • Fethedilen yerlerde Türkleştirme politikasının
devlettir. izlenmesi

➢ Türk devletleri içinde en uzun süre yaşayan ve en • Başlangıçta Anadolu beylikleri ile mücadele
geniş sınırlara ulaşanıdır. etmemeleri
➢ Türk devletleri içinde merkezi otoritesi en güçlü • Ahilerin, şeyhlerin, erenlerin desteğini almaları
olanıdır.
• Takip ettikleri mükemmel iskân siyaseti (istimalet
➢ Kültür ve uygarlık alanında en ileri olan Türk politikası-yerleştirme siyaseti)
devletidir.
• İngiltere ile Fransa arasında yapılan Yüzyıl
➢ Mutlak egemenlik haklarını hükümdar kullanır. Savaşları’nın (1337-1453) etkisi,
Ancak, I. Ahmet dönemine kadar veraset yasası
belirgin değildir.
Anadolu’nun Jeopolitiği
➢ Şeriat hukuku ile yönetildiğinden teokratik, mutlak ➢ Jeopolitik; bir yerin bulunduğu coğrafyanın o
egemenlik haklarını hükümdar kullandığından bölgeye kazandırdığı önem doğrultusunda
monarşik devlet yapısı görülür. devletlerin ürettiği politikadır. Örneğin
Anadolu’nun üç kıtanın kesiştiği bir noktada
➢ Fetih temeline dayandığından askeri; etnik yapı bulunması, burada kurulan devletlerin, bölge ticaret
çeşitli olduğundan çok uluslu bir imparatorluktur. yollarını hâkimiyet altına alma politikası
Ancak sömürgeci olmamıştır. uygulamalarına sebep olmuştur. Buradan hareketle
coğrafyanın, devletlerin siyasi politikalarında
Osmanlı Devleti’nin Devlet belirleyici olduğu söylenebilir.
Teşkilatlanması Açısından Kuruluş
➢ Anadolu; coğrafi konumu, geçiş yolları üzerinde
Döneminde İzlediği Seyir: bulunması, iklimi, su kaynakları ve yarımada
✓ Ertuğrul Gazi Aşiret yapısı şeklinde olması gibi özellikleri sayesinde tarihin ilk
dönemlerinden itibaren yerleşim için ideal bir bölge
✓ Osman Gazi Aşiret’ten Beyliğe geçiş dönemi olmuştur. Anadolu’nun bu özelliklerinin de
etkisiyle XI. yüzyılın ikinci yarısından itibaren
✓ Orhan Gazi Beylikten Devlet’e geçiş dönemi bölgeye, Oğuz göçleri artarak devam etmiş ve buna
bağlı olarak Anadolu’nun Türkleşmesi hızlanmıştır.
✓ I. Murat Devlet teşkilatlanmasının tamamlanması
➢ Anadolu’nun Türkleşmesi, dünya tarihi bakımından
✓ Fatih S. Mehmet Mutlak Merkeziyetçi önemli bir olgudur. Anadolu, Türklerin fethinden
İmparatorluk halini alış dönemi. önce Bizans-Sasani ve Bizans-Arap mücadeleleri
nedeniyle savaş alanı hâline gelmiş ve bölgede
Osmanlı Devleti'nin Kısa Zamanda nüfus oldukça seyrekleşmiştir.
Büyümesinin Sebepleri
➢ Anadolu’da Türk hâkimiyetinin sağlanmasıyla
• Merkeziyetçi bir devlet anlayışına sahip olması birlikte bölgeye kitleler hâlinde Türkmen göçleri
(Ülke diğer Türk devletlerinden farklı olarak başlamış ve bölgenin etnik yapısında Türkler
hanedan üyeleri arasında bölünmemiştir.) çoğunluğu oluşturmuştur. Ancak Anadolu’ya giren
Türkler Batı Anadolu kıyılarına kadar ilerleme
• Bir Uc Beyliği olması (Gaza sebebiyle diğer fırsatı bulsa da Haçlı Seferleri sonrasında iç
beyliklerden destek görmüştür, beylikler arasındaki bölgelere çekilmek zorunda kalmıştır.
mücadeleye başlangıçta katılmamıştır.)
➢ Türk göçleri sırasında Bizans egemenliğinde
• Bizans’ın (tahta kavgaları vb.), Balkanların bulunan Anadolu’daki gayrimüslimler; Bizans’taki
(mezhep çatışmaları vb.) ve Anadolu’nun
taht kavgalarından, idarecilerin keyfî
(beyliklerin mücadelesi vb.) karışıklık içinde
uygulamalarından, kargaşa ortamından ve alınan
bulunması.
1
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI SİYASETİ (1302-1453) HAMZA OLUÇ

ağır vergilerden bunalarak Bizans’a karşı cephe ✓ Osmanlılarda tarih yazıcılığında temel amaç,
almıştı. devletin ve hükümdarların başarılarını gelecek
nesillere aktarmaktır.
➢ Bu nedenle Anadolu’da Bizans hâkimiyetinde
yaşayan halk, Türk egemenliğini direnmeden kabul ✓ XVIII. yüzyıla kadar olayları devlet tarafından
etmiştir. görevlendirilen şehnameci denilen görevliler
yazardı.
➢ Bu durumun gerçekleşmesinde, Bizans’ın
Anadolu’daki pek çok kavmi Ortodoks olmaya ✓ XVIII. yüzyıldan itibaren kurumsal tarihçilik
zorlaması da etkili olmuştur. diyebileceğimiz vakanüvislik ortaya çıkmıştır.

➢ Anadolu coğrafyasında XIII. yüzyıl boyunca Osmanlı Devleti’nin Kuruluşuyla İlgili


yaşanan siyasi ve sosyal gelişmeler, Osmanlı
Görüşler
Beyliği’nin kuruluşuna giden sürecin
açıklanmasında önemli rol oynamıştır. • Osmanlı Beyliği’nin kurucularının; menşei, hangi
boya mensup oldukları, Anadolu’ya ilk ne zaman
➢ 1335’e kadar Anadolu’da Moğol baskısı altında geldikleri, hangi yörelerde yaşadıkları ve hatta
olan Türk boyları, batı yönünde genişlemeye beyliğin tam olarak ne zaman ve nerede kurulduğu
devam etmiştir. Fırsat buldukça dengeleri de hâlâ tartışma konusudur. Bunun en büyük nedeni
gözeterek siyasileşme yoluna giden boylar, Kuruluş Dönemi kaynaklarının yetersizliğidir.
bağımsızlıklarını ilan ederek birer birer beyliklerini
kurmaya başlamıştır. • Osmanlı Beyliği’nin kuruluşu üzerine çalışmalar
yapan tarihçileri kuruluş ile ilgili olarak farklı
Osmanlı Döneminde Tarih Yazıcılığı görüşler ortaya koymuşlardır. Özellikle Paul
Wittek (Vitek), Mehmet Fuat Köprülü ve Halil
✓ Osmanlılarda tarih yazıcılığı Osmanlı Beyliği'nin İnalcık, beyliğin kuruluşu ile ilgili önemli teoriler
kuruluşundan 100-150 yıl sonra başlamıştır. ortaya atmışlardır. Bu teorilerin karşılaştırılması
önemlidir çünkü konu ile ilgili kaynakların
✓ Osmanlı tarih yazıcılığının geç başlaması yetersizliği, tarihçileri mevcut kaynakları
Anadolu’da Osmanlılardan önce tarih yazıcılığının karşılaştırarak çıkarımlarda bulunmaya
gelişmemesi ile bağlantılıdır. yönlendirmiştir.

✓ Osmanlı tarihinin kaynakları, kütüphane ve arşiv • Paul Wittek nazariyesinde; Osmanlı Beyliği’nin
kaynakları olmak üzere iki temel kaynak kuruluşunu “Gaza Tezi” ile açıklamıştır. Wittek’in
grubundan oluşur. 1937’de Londra Üniversitesi’nde açıkladığı bu teze
göre Osmanlı Devleti’nin görkemli yükselişinin
✓ İlk iki yüzyıl yani XIV ve XV. yüzyıllar için her iki gerçek sebebi gazadır. İslam’ın sınırlarını
kaynak grubu da oldukça yetersizdir. genişletmek çabası olan gaza ile devlet askerî
fetihlerle ganimet elde etmeyi amaçlamıştır. Ayrıca
✓ Osmanlılarda tarih yazıcılığı devletin siyasi, askerî, Wittek, Osman Bey’i Oğuz Kağan’a bağlayan
coğrafî ve benzeri gelişmeleriyle eş zamanlılık şecerenin, II. Murad zamanında hanedan siyaseti
göstermez. doğrultusunda oluşturulduğunu ve Osmanlıların,
Kayı Aşireti ile de alakası bulunmadığını iddia
✓ Kuruluş döneminde tarihçiliğin tam bir kronolojik etmiştir.
tarih yazmaktan ziyade, okuyanları eğlendirmeye
ve eğitime yöneliktir. • Fuat Köprülü nazariyesinde; Osmanlı Devleti’nin
doğuşunu XIII. yüzyıl Anadolu tarihinin bir parçası
✓ 13. yüzyılın sonunda kurulmuş olan Osmanlı olarak ele alan Mehmet Fuat Köprülü, “uç”-lara
Devleti hakkında bilgi veren tarih kaynakları ancak özgü yapı üzerinde durmuştur. “Bir aşiretten
15. yüzyılın başlarından itibaren yazılmaya cihangirane bir devlet çıkardık” anlayışına karşı
başlanmıştır. çıkan Köprülü’ye göre Osmanlı Beyliği’nin
kuruluşunda sadece fetih ve ganimet elde etme
✓ Bu bakımdan 15. yüzyılın ilk yarısı özellikle II. amaçlı seferler etkili olmamıştır. Ona göre beyliğin
Murat devri Osmanlı tarih yazıcılığının başlangıcı kuruluşu basit bir şekilde ortaya
olarak kabul edilmektedir. koyulamayacak kadar karışıktır ve farklı
etkenlerin açıklanması ile ortaya konabilecek
tarihî bir gelişmedir.

2
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI SİYASETİ (1302-1453) HAMZA OLUÇ

• Halil İnalcık, Paul Wittek’in tezini kabul etmekle ➢ Osman Gazi’nin, Ahi şeyhlerinden Edebali’nin
birlikte yetersiz bulmuştur. İnalcık’a göre gaza kızıyla evlenmesi Anadolu halkı tarafından
Osmanlı Beyliği’nin kuruluşunda önemli bir yer kabullenilmesini ve desteklenmesini sağlamıştır.
tutar, fakat beyliğin kuruluşunu sadece gazaya
bağlamak konuya tek boyutlu bakmaktır. İnalcık, ➢ Söğüt'ü kışlak, Domaniç'i de yaylak olarak
uçlardaki sosyal değişime dikkat çekmiştir. XIII kullandılar.
ve XIV. yüzyılda meydana gelen bu köklü sosyal
değişimin temel sebebi Moğolların yönetimine Osmanlı-Bizans İlişkileri
girmek istemeyen Türkmenlerin göçleri ve bölgede
✓ Osmanlı beyleri, beyliğin Bizans sınırında
buna bağlı oluşan nüfus baskısıdır. Bizans
kurulmasının getirdiği siyasi ve sosyal avantajları
sınırında gaza ideolojisiyle donanmış bu nüfus
iyi değerlendirmiştir.
potansiyeli, iyi yönlendirilmiş ve yeni bir Türk
Beyliği’nin doğuşunu sağlamıştır.
✓ Osman Bey, ilk zamanlarda Ertuğrul Gazi’nin Rum
tekfurlarıyla iyi geçinme siyasetine devam etmiş ve
Osmanoğulları Ailesinin Kökeni, bu sayede beyliği güçlendirmeyi amaçlamıştır.
Anadolu’ya Gelişi ve Osmanlı Devleti’nin
Kuruluşu ✓ Osmanlıların kurulduğu Bitinya Bölgesi’nde,
Bilecik ve İnegöl tekfurları ön plana çıkmıştır.
➢ Osmanlılar; Oğuzların, Bozok kolunun, Günhan Osmanlılar, sorun yaşadıkları İnegöl tekfuruna
soyunun, Kayı boyunun, Karakeçili aşiretine karşı Bilecik tekfuru ile iyi geçinmeye çalışmıştır.
mensuptur. Harmankaya Tekfuru Köse Mihal ile dostluk
ilişkileri geliştirmiştir.
➢ Kayılar (Kayıhanlar), 1071 Malazgirt Zaferi'nin
ardından Anadolu'ya gelerek ilk öce Bitlis-Ahlat ✓ İnegöl tekfurunun düşmanca hareketleri nedeniyle
çevresine yerleşmişlerdir. Osman Bey, bir gece baskını ile İnegöl tekfuruna
ait Kulacahisar’ı ele geçirmiştir.
➢ Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaaddin Keykubad
tarafından 1230’da Yassıçemen Savaşı’nda ✓ Karacahisar fethinden sonra burayı merkez yapan
gösterdikleri gayret üzerine kendilerine yurtluk Osmanlılar, aşiret yapısından devlet olma yolunda
olarak verilen Ankara yakınlarındaki Karacadağ önemli bir adım atmıştır.
yöresine yerleşmişlerdir. (1231)

➢ Sultan Alaaddin Keykubad’ın emriyle UC’a ✓ Şehirdeki kilise, camiye çevrilmiş ve ulemadan
yerleştirilmiş ve bugünkü Eskişehir-Bilecik- Dursun Fakih buraya ilk Osmanlı kadısı olarak
Kütahya vilayetlerinin sınırlarının birleştiği tayin edilmiştir.
topraklar, kendilerine yurt olarak verilmiştir.
(Yurtluk: Sınırı koruma hizmetine ayrılan ✓ Ayrıca şehirde bir pazar kurularak vergi alınmaya
topraklardır.) başlanmıştır.

➢ Burada bir süre kalan Kayılar, reisleri Ertuğrul ✓ Karacahisar’ın fethinden sonra Osman Gazi,
Gazi (Osmanoğulları’nın atası-babası) yönetiminde başlangıçta takip ettiği barışçıl ilişkiler kurma
Söğüt ve Domaniç yöresine yerleşmiş, devletin politikasından vazgeçerek sistemli bir şekilde fetih
merkezi Söğüt olmuştur. hareketlerine girişmiştir.

➢ 1231’den 1281’e kadar Kayıların reisliğini yapan ✓ Osman Bey, gelişigüzel bir fetih yolu takip
Ertuğrul Gazi,1281’de vefat edince aşiretin başına etmemiş ve fetihlerini iki aşamada
oğlu Osman Bey geçmiştir. gerçekleştirmiştir. Öncelikle fethetmek istediği
bölgenin yollarını ve çevresini kontrol altına almış
➢ Osmanlı Devleti, 1302 yılında Osman Bey ve tepki çekmeden hedefini çevrelemeye
tarafından kurulmuştur. çalışmıştır. İkinci aşamada ise asıl hedef, üzerine
gitmiş ve bölgenin fethedilmesini sağlamıştır.
➢ Osman Bey’in 1299’da bağımsızlığını ilan
etmesine zemin hazırlayan gelişme; Moğol- ✓ Fetihlerden önce bölge halkı ile doğrudan irtibata
İlhanlıların, Anadolu Selçuklu Sultanı III. geçmiş ve onlara Osmanlı yönetimini
Alâeddin Keykubad’ı İran’a götürmeleri benimsetmeye çalışmıştır.
üzerine Anadolu’da ortaya çıkan otorite
boşluğudur. ✓ 14. yüzyılın başlarından itibaren Bizans sürekli güç
kaybetmiş, sınırında kurulan Osmanlı Beyliği ise
gün geçtikçe kuvvetlenmiştir.
3
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI SİYASETİ (1302-1453) HAMZA OLUÇ

✓ Bizans’ın Anadolu’daki siyasi gücü zayıflasa da Bursa’nın Fethi (1326)


bölgedeki Rum varlığı devam etmiştir. Fethettikleri
bölgelerdeki yerli halka karşı iyi davranan ✓ Osman Gazi ile başlayan Bursa kuşatması, tekfurun
Osmanlılar; gayrimüslimleri yerlerinden şehri teslimiyle son buldu (1326).
çıkarmamış, onların bölgelerine zarar vermemiş,
onları himaye ederek vergiye bağlama yoluna ✓ Kuşatma sırasında vefat eden Osman Bey'in yerine
gitmiştir. oğlu Orhan Bey geçti.

✓ Bununla birlikte Anadolu’nun içlerinden gelen ✓ Daha sonra Bursa, başkent yapıldı.
Türkmenler de yeni fethedilen yerlere
yerleştirilmiştir. Böylece bölgenin Türkleşmesi ve ✓ Bursa'nın fethi ile Akça Koca, Kara Mürsel, Gazi
Müslümanlaşması sağlanmıştır. Abdurrahman gibi akıncı beyleri, Kandıra, Gebze,
Samandıra ve Aydos kalelerini ele geçirdiler.
İlk Osmanlı Fetihleri
Maltepe (Palekanon) Savaşı (1329)
• Osman Bey’in giderek güçlenmesi Bizans
• Osmanlıların Kocaeli Yarımadası'ndaki fetihleri ve
tekfurlarını rahatsız etmeye başladı. İznik'i kuşatmaları üzerine Bizans imparatoru III.
• Tekfurlar, Osman Bey'i ortadan kaldırmak Andronikos karşı saldırıya geçti.

istiyorlardı. • Osmanlılar, Bizans ordusunu büyük bir yenilgiye


• Durumu öğrenen Osman Bey, 1298'de Yarhisar ve uğrattı.

Bilecik'i fethetti. • İmparator, İstanbul'a kaçmak zorunda kaldı.


• Bilecik, beyliğin yeni merkezi oldu.
• Bilecik'teki demir madeni sayesinde ordusunun İznik (1331) ve İzmit'in (1337) Fethi
silah ihtiyacını karşıladı. ➢ Maltepe Zaferi'nden sonra İznik teslim oldu (1331).
• Osmanlılar, bu fetihlerin gerçekleştiği dönemde ➢ Şehri teslim alan Orhan Bey, isteyenlerin şehirden
Türkiye Selçuklularına bağlı bir beylikti. ayrılabileceğini, isteyenlerin ise cizye (baş vergisi)
ödeyerek şehirde kalabileceğini ve kendi din ve
• Ancak; III. Alâeddin Keykubat'ın İlhanlılar gelenekleriyle özgürce yaşayabileceğini bildirdi.
tarafından tahttan indirilerek İran'a götürülmesi
➢ İznik, Bizans'a karşı yapılacak fetihlerde üs olarak
Anadolu'da iktidar boşluğu meydana getirdi. kullanılmak amacıyla merkez yapıldı.
• Bu durumdan faydalanan Osman Bey, 1299'da
➢ Daha sonra İzmit fethedildi (1337).
bağımsızlığını ilan etti.
• Osman Bey, Türk töresinde olan "fetheden Balkanlardaki Gelişmeler Türklerin
fethettiği yerin sahibidir" anlayışına dayanarak Rumeli’ye Geçişi
elde edilen yerleri kardeşi, oğulları ve arkadaşlarına
dirlik olarak verdi. Bizans İmparatoru, Osmanlı Devleti’nden
aldığı yardımlara karşılık Osmanlı Devleti’ne
Koyunhisar Savaşı (1302) Gelibolu’daki Çimpe Kalesi’ni verdi. Böylece Türkler
Rumeli’de toprak sahibi olmuşlar ve Balkan fetihlerinde
➢ Bursa tekfurunun öncülüğünde birleşen Rum bu kaleyi üs olarak kullanmışlardır.
tekfurları, Bizans'tan aldıkları yardımla harekete
geçtiler. Osmanlı Devleti’nin Rumeli’de Uyguladığı
➢ Yapılan ilk Osmanlı-Bizans savaşını Osmanlılar İskân ve İstimalet Siyaseti
kazandı.
Osmanlıların Balkanlarda takip ettikleri
➢ Koyunhisar Savaşı'nın kazanılmasıyla Bursa'nın üç
tarafı Osmanlı topraklarıyla çevrildi. iskân politikasının temel amacı;
✓ Fethedilen yerlerin İslamlaşmasını-Türkleşmesini
➢ İzmit yolu Türklere açıldı. sağlamak.

4
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI SİYASETİ (1302-1453) HAMZA OLUÇ

✓ Göçmenleri yerleşik hayata zorlamak. ➢ Osmanlı Devleti’nin bu şekilde davranması


Balkanlara yerleşmesini ve ele geçirdiği
✓ Fethedilen yerdeki yerli halkın ayaklanma topraklarda tutunmasını kolaylaştırmıştır.
çıkarmasını önlemek.
Osmanlı Devleti’nin Balkanlarda
Osmanlılar yeni fethedilen topraklarda Genişlemesi ve Haçlı Seferleri’nin
iskân yaparken şunlara dikkat ederdi. Başlaması
• Anadolu’dan getirilen Müslüman-Türk halkı XIV. yüzyılın ikinci yarısından itibaren
yerleştirir, bunun için özellikle konar-göçerleri Türklerin Balkanlara yerleşmeye başlaması üzerine
tercih ederdi. Balkan uluslarının birleşerek Osmanlı Devleti’yle
yaptığı savaşlara Haçlı Savaşları denilmiştir.
• Anadolu’dan Rumeli’ye götürülen halk, büyük
yollar üzerinde bulunan ve askeri yönden önemli XIV. ve XV. yüzyıllarda Haçlı Seferlerinin
şehir ve kasabalara yerleştirilmiştir. düzenlenmesinde;

• Göçmenler, iskân yerlerine yakın bölgelerden ✓ Türklerin Balkan topraklarından atılmak


seçilirdi. istenmesi.
✓ Papa’nın Hristiyan dünyasını Türkler üzerine
• İklim şartlarının aynı olmasına dikkat edilirdi. kışkırtması.
✓ Türkler karşısında başarısız olan Bizans
• Göçmen aileler seçilirken özellikle anlaşmazlık İmparatorluğu’nun Hristiyan dünyasından yardım
içinde olan ailelerden birisi seçilirdi. Bundaki istemesi gibi sebepler etkili olmuştur.
amaç kan davalarını engellemekti. Osmanlılarla yapılan Haçlı Savaşlarına
Macarlar, Sırplar, Bulgarlar, Eflaklılar, Bosnalılar
• Göç eden ailelere toprak verilir ve bir süre vergi gibi uluslar katılmıştır.
alınmazdı.
Çimpe Kalesi'nin Alınması (1353)
• Göç edenler yeni yerleşim yerlerini terk
• 1341'de Bizans'taki karışıklıklar sırasında tahta
edemezlerdi.
geçmek isteyen Kantakuzen, Orhan Bey'den yardım
• Fethedilen yerlerdeki yerli halktan ayaklanma istedi.
çıkarma ihtimali olanlar başka yerlere göç
ettirilirdi. • Orhan Bey, bu durumun Osmanlıların Rumeli'ye
geçişlerini kolaylaştıracağını düşünerek
• Bir yerden göçmen alınırken o yerin üretim ve
düzeninin bozulmamasına dikkat edilirdi. Kantakuzen'e yardım gönderdi.
• İmparator Kantakuzen, Balkanlarda çıkan
• Bu sistemin amacı; fethedilen yerlerde Türk
nüfusunu arttırmak ve Türk kültürünü yaymaktı. ayaklanmalarda Sırp ve Bulgarlara karşı
Osmanlılardan tekrar yardım istedi.
İskân politikasının sonucunda;
• Orhan Bey, oğlu Süleyman Paşa'yı yardıma
➢ Balkanların Türkleşmesi ve bölgede Türk
kültürünün yerleşmesi sağlanmıştır. gönderdi.
• İmparator, bu yardımın karşılığı olarak Çimpe
➢ Geride düşman kuvveti bırakılmadığı için
Osmanlıların Rumeli’de güvenle ilerlemesi Kalesi'ni Osmanlılara verdi (1353).
sağlanmıştır.
• Çimpe Kalesi, Osmanlılar için Balkan fetihlerinde
➢ Anadolu’daki yurtsuz Türkmenlere yeni yurtlar üs olarak kullanıldı.
bulunmuştur.
• 20.000 kişilik bir kuvvetle Rumeli'ye geçen
➢ Osmanlılar Balkanlarda ele geçirdikleri yerlerde Süleyman Paşa, Gelibolu, Tekirdağ, Bolayır,
halka hoşgörülü ve adaletli davranmışlar, halkın
Malkara, Çorlu ve Lüleburgaz'ı fethetti.
inançlarına, geleneklerine, dillerine ve kutsal
saydıkları değerlere dokunmamışlardır. • Osmanlılar, bu fetihlerle Bizans'ın Balkanlarla olan
bağlantısını kesmeye çalışmıştır.
5
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI SİYASETİ (1302-1453) HAMZA OLUÇ

Edirne'nin Fethi (1362) Çirmen Savaşı (1371)


➢ Osmanlı Devleti'nin Balkanlarda ilerleyebilmesi • Sırpsındığı yenilgisini telafi etmek isteyen Sırplar,
için öncelikle Edirne'nin alınması gerekiyordu. Osmanlı kuvvetlerine karşı harekete geçti.

➢ Orhan Bey, Edirne'nin fethi için hazırlıklar • Çirmen'de yapılan savaşı, Osmanlı ordusu kazandı.
yaparken vefat etti (1362).
• Rumeli'nin büyük kısmı Türklerin eline geçti.
➢ Orhan Bey'in ölümüyle yerine oğlu Şehzade Murat
geçti. • Makedonya'nın fethi kolaylaştı.

➢ Orhan Bey'den sonra padişah olan I. Murat, ilk iş • Sırp ve Bulgar krallıkları Osmanlı üstünlüğünü
olarak Bizans'a Balkanlardan gelebilecek tanıdı.
yardımları engellemek için önemli yolları ele
geçirdi. Ploşnik Bozgunu (1387)
➢ Daha sonra Osmanlılar tarafından Sazlıdere Savaşı ➢ Balkanlarda yeni fetihler yapan Lala Şahin Paşa
ile Edirne fethedildi (1363). komutasındaki Osmanlı akıncıları, Sırp ve Bosna
ordusu tarafından pusuya düşürüldü, büyük
➢ Edirne, başkent yapıldı. kayıplar verildi.
➢ Edirne, Filibe ve Gümülcine'nin alınmasıyla ➢ Bu olaydan sonra Balkanlarda Haçlı ittifakı
Bizans'ın Sırp ve Bulgar Devletleriyle karadan güçlendi.
bağlantısı kesildi.
➢ Çandarlı Halil Hayrettin Paşa komutasındaki
➢ Ayrıca; Balkanların kapısı Osmanlılara açılmış Osmanlı ordusu Şumnu, Tırnova ve Silistre'yi aldı.
oldu.
Kosova Savaşı (1389)
➢ Bu durum, Osmanlılara karşı Haçlı ittifaklarının
kurulmasına sebep oldu. ✓ Osmanlıların Balkanlarda ilerleyişini durdurmak
için Sırp Kralı Lazar'ın öncülüğünde Haçlı
➢ Rumeli'de daha önce fethedilen yerlerin Bizans ittifakının kuruldu.
tarafından geri alınması üzerine, I. Murat, Lala
Şahin Paşa ile sefere çıkarak; Lüleburgaz, ✓ Savaş, Osmanlı ordusunun zaferiyle sonuçlandı.
Dimetoka, Kırklareli ve Çorlu'yu fethetti.
✓ Murat, savaş alanını gezerken bir Sırp askeri
➢ Osmanlı Devleti, fethedilen toprakların sadece tarafından şehit edildi.
askerî önlemlerle elde tutulamayacağını düşünerek,
imar ve iskân faaliyetlerini başlattı. ✓ Bu zaferle, Balkanların Türk yurdu olduğu
kanıtlandı.
➢ Fethedilen yerlere Türk-İslam kimliği kazandırmak
için buralarda Türk nüfusu artırmaya önem verildi. ✓ Sırplar, Osmanlı egemenliğine girdiler.

➢ Anadolu'dan göç ettirilen Türkler Balkanlara ✓ Murat'ın şehit olmasıyla yerine oğlu Bayezid geçti.
yerleştirildi.
✓ Savaşlardaki ustalığından ötürü ona "Yıldırım"
Sırpsındığı Savaşı (1364) dendi.

✓ Edirne ve Filibe'nin Osmanlıların eline geçmesiyle, ✓ Yıldırım Bayezid, Eflak'ı Osmanlı Devleti'ne
Papa V. Urban'ın teşvikiyle Avrupa'da bir Haçlı bağladı.
ordusu oluşturuldu.
✓ Osmanlı akıncıları, Macar Kralı Sigismund'u
✓ Macar Kralı Layoş komutasındaki Haçlı ordusunu, mağlup ederek; Arnavutluk ve Karadağ'ın Osmanlı
Hacı İlbey liderliğindeki bir akıncı birliği ani bir üstünlüğünü kabul etmesini sağladılar.
baskın sonucu yok etmiştir.
İstanbul’un Kuşatılması
✓ Bu zaferle, Balkan Devletleri üzerindeki Macarların
etkisi kırılmış, Türklerin Balkanlardaki ilerlemeleri ➢ Bizans'ın Osmanlı Devleti'ne karşı Avrupalı
hız kazanmıştır. devletleri kışkırtması ve Karamanoğulları Beyliği
ile ittifak halinde olması üzerine Yıldırım Bayezid,
İstanbul'u kuşattı.

6
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI SİYASETİ (1302-1453) HAMZA OLUÇ

➢ Niğbolu Savaşı sebebiyle kuşatmaya kaldırıldıysa ➢ Balkanların güvenliğini sağlayan Yıldırım Bayezid,
da savaş sonrası tekrar İstanbul tekrar kuşatıldı. Anadolu Türk birliğini sağlamak için Anadolu'ya
yöneldi.
➢ Bizans'a Karadeniz'den gelebilecek yardımları
engellemek amacıyla Anadolu Hisarı yaptırıldı. Osmanlı Devleti’nin Anadolu’da Türk
Siyasi Birliğini Sağlama Faaliyetleri
➢ Ancak, Osmanlı toplarının Bizans surlarını yıkması
mümkün değildi. • Bizans sınırında küçük bir uç beyliği olarak ortaya
çıkan Osmanlılar, ilk dönemlerinde Anadolu’daki
➢ Ayrıca, Anadolu'da ve Rumeli'de karışıklıklar diğer beylikler ile iyi geçinme siyaseti
çıkmıştı. benimsemiştir.

➢ Bu sebepler üzerine kuşatma kaldırıldı. • Osmanlılar gerek izledikleri bu siyasetle gerekse


Bizans’a karşı girişilen gaza mücadelesiyle diğer
➢ Yıldırım Bayezid, İstanbul'u 1400 yılında ikinci kez beyliklerden farklı bir yerde olmuştur.
kuşattı.
• Batı Anadolu’da, Germiyanoğlularının üstünlüğü-
➢ Bu kuşatma, doğuda Timur tehlikesinin görülmesi nü kaybetmeye başlamasıyla birlikte Karaman-
üzerine kaldırıldı. oğulları kendilerini Türkiye Selçuklularının vârisi
olarak görmüştür. Fakat Osmanlılar, gaza siyaseti
➢ Buna rağmen, Bizans'la şartları iyi olan bir sayesinde, diğer beyliklerin ve Türkmenlerin
antlaşma imzalandı. takdirini toplamıştır.

Bu antlaşmaya göre; • Bizans’a karşı kazanılan zaferler, Osmanlıların


itibarını yükseltmiştir.
✓ İstanbul'da bir Türk Mahallesi kurulacak ve bir
cami yaptırılacak. • Anadolu'da Türk birliğinin sağlama çabaları Orhan
✓ İstanbul'da Türklerin davalarına bakmak için bir Bey zamanında başlatılmıştır.
kadı görevlendirilecek.
✓ Bizans, her yıl Osmanlı Devleti'ne vergi • Bu amaçla; ilk olarak Karesioğulları Beyliği
verecek. Osmanlı topraklarına katıldı.

Niğbolu Savaşı (1396) • Murat döneminde, Anadolu Türk birliğini


• Yıldırım Bayezid’in 1393'te Bulgar Krallığı'nı ele sağlamada barışçı bir politika izlendi. Diğer
geçirmesi ve İstanbul'u kuşatması üzerine beyliklerle siyasette ilk aşama, I. Murad zamanında
Avrupa'da yeni bir Haçlı ittifakı oluşturuldu. “vassallık” şeklinde Batı Anadolu beyliklerini
Osmanlı himayesine almak olmuştur.
• Macar, Fransız, Alman, İngiliz, Polonya ve
Venedik ordularından oluşan Haçlıların, Niğbolu • I. Murat'ın oğlu Bayezid'le Germiyanoğlu
Kalesi'ni kuşatması üzerine, Yıldırım Bayezid, Süleyman Şah’ın kızını evlendirdi. Kütahya,
İstanbul kuşatmasını kaldırarak, Niğbolu önlerine Tavşanlı, Emet ve Simav'ı çeyiz olarak
geldi ve Haçlı ordusunu yendi. Osmanlılara verildi.

Niğbolu Zaferi sonucunda; • Hamitoğulları'ndan Akşehir, Isparta, Yalvaç,


Beyşehir ve Seydişehir para karşılığı satın alındı.
➢ İslâm halifesi, Yıldırım Bayezid’e Sultân-ı İklim-i
Rûm unvanını verdi. Böylece, Osmanlıların İslâm • Anadolu Türk birliğini sağlamak için Yıldırım
dünyasındaki etkinliği ve saygınlığı arttı. Bayezid zamanında başlayan ikinci aşamada ise
Batı Anadolu beylikleri doğrudan merkeze
➢ Osmanlı Devleti'nin Avrupa üzerindeki baskısı bağlanmış ve eski beyler tasfiye edilmiştir.
arttı.
• Vassallık statüsü ile Osmanlı’ya bağlı beyler, I.
➢ Macarlar, etkisiz hale getirildi. Kosova Savaşı’nda yardımcı kuvvetler
göndermişse de I. Murad’ın şehadeti sonrası
➢ Eflak ve Boğdan prensleri, Osmanlı üstünlüğünü Karamanoğulları’nın harekete geçmesi, beyliklere
tanıdı. yönelik bu politikada köklü değişikliğe neden
olmuştur.

7
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI SİYASETİ (1302-1453) HAMZA OLUÇ

• Sonuçta, 1389-1390 yıllarında Saruhan, Aydın, Osmanlı Devleti tarafından ileri seviyeye
Menteşe, Hamit, Germiyan beylikleri doğrudan taşınmıştır.
Osmanlı hâkimiyetine girmiştir.
✓ Türklerde hiçbir devirde önemini yitirmeyen bu
• Karamanoğulları ve Candaroğulları ile Kadı ideal, Osmanlı Devleti’nin Kuruluş Devri’nde
Burhaneddin Devleti baskı altına alınmış ve Yıldırım Bayezid ile Timur’u karşı karşıya
Yeşilırmak Vadisi’nde mahallî beyler de Osmanlı getirmiştir.
hâkimiyetini tanımıştır.
✓ Timur, Anadolu’ya gelmeden önce Karadeniz’in
kuzeyine seferler düzenleyerek Altın Orda
• Beylik topraklarını birer birer Osmanlı sancağı
Devleti’nin parçalanmasına neden olmuştur.
hâline getirmeye başlayan Yıldırım Bayezid, eski
beylere Osmanlı tımar sistemi içerisinde ✓ Cengiz Han’ın torunu Batuhan tarafından kurulan
geçinebilecekleri mülk topraklar da vererek Altın Orda Devleti, Rus Knezlikleri’nin
tepkileri azaltmayı ve bir denge unsuru oluşturmayı Karadeniz’e inmesini engelliyordu.
da ihmal etmemiştir.
✓ Altın Orda Devleti’nin yıkılmasıyla Rusların,
• Yıldırım Bayezid, 1399'da Memluklere bağlı olan güney ve doğuya yayılmasının önü açılmış ve
Dulkadiroğulları Beyliği'nden Malatya, Besni, zamanla Moskova Knezliği güçlenerek Rus Çarlığı
Darende ve Elbistan'ı aldı. hâline gelmiştir.

• Sınırlar, Orta Fırat'a kadar genişledi. Bunun Ankara Savaşı (1402)


üzerine, Osmanlıların Memluklerle arası açıldı.
Ankara Savaşı’nın yapılmasında;
• Anadolu'da Timur tehlikesinin başladığı sırada • Topraklarını kaybeden Anadolu beylerinin Timur’a
yaşanan bu gerginlik, Osmanlıların aleyhine oldu. sığınarak Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırtmaları.

• Ankara Savaşı'nda Memlukler, Osmanlı Devleti'ne • Yıldırım Bayezid’in Timur’dan kaçan Bağdat ve
destek vermedi. Karakoyunlu hükümdarlarını himaye etmesi.

Anadolu beyliklerinin Osmanlı Devleti’ne • Çin üzerine sefere çıkmaya hazırlanan Timur’un
katılmasıyla; arkasında güçlü bir Osmanlı Devleti’nin kalmasını
➢ Anadolu’da Türk siyasal birliği kurulmuştur. istememesi.

➢ Marmara, Ege, Akdeniz ve Karadeniz sahillerinin • Doğu-Batı ticaret yollarını ele geçirmek isteyen
bir bölümü Osmanlıların eline geçmiş, Osmanlı Timur’un Anadolu’ya girerek Erzincan ve Sivas’ta
denizciliği güçlenmiştir. katliam yapması gibi sebepler etkili olmuştur.

➢ Adalar Denizi’ndeki gaza faaliyetlerini Osmanlılar • 1402 yılında Ankara yakınlarında yapılan savaşı
üstlenmiştir. Timur kazanmıştır.

Türk Devletlerinin Liderlik Mücadelesi Ankara Savaşı’nın Sonuçları


✓ Türk hükümdarlarının, dünyadaki diğer devlet ve ➢ Savaşı kazanan Timur, Anadolu beyliklerinin
milletleri hâkimiyeti altına alarak yönetmesi fikrine topraklarını tekrar eski sahiplerine geri vermiştir.
“Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkûresi” denmiştir. Böylece, Yıldırım Bayezid’in Anadolu’da önemli
ölçüde kurduğu siyasal birlik Timur tarafından
✓ Türk tarihinde, devlet kurma ve yönetme yetkisinin bozulmuştur. Timur bu davranışıyla Anadolu’da
ilahi olarak hükümdara verildiğine inanılmış ve güçlü bir devletin bulunmasını engellemeyi
buna kut inancı denmiştir. amaçlamıştır.

✓ Oğuz Kağan Destanı ve Kök Türk Kitabelerinde de ➢ Osmanlı Devleti’nin batı yönündeki ilerleyişi bir
geçen kut inancı gereği, Türk kağanının sadece süre durmuştur. Dolayısıyla Bizans
Türklerin değil tüm dünyanın hükümdarı olduğuna İmparatorluğu’nun yıkılması gecikmiş ve
inanılmış ve fetihler de bunun için Balkanlarda Osmanlı hâkimiyeti sarsılmıştır.
gerçekleştirilmiştir.
➢ Timur’un Anadolu’dan çekilmesinden sonra
✓ Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkûresi, İslamiyet’in Osmanlı Devleti’nde Yıldırım Bayezid’in oğulları
kabulünden sonra Nizam-ı Âlem fikri ile birleşerek arasında taht kavgaları başlamıştır. Osmanlı
8
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI SİYASETİ (1302-1453) HAMZA OLUÇ

tarihinde “Fetret Devri” olarak bilinen ve 11 yıl Bedrettin, Rumeli'ye geçmiş; ortak mülkiyet ve
süren bu dönemde Osmanlı Devleti dağılmakla eşitliği savunma iddiasıyla isyan etmiştir.
karşı karşıya kalmıştır.
✓ İsyan bastırılmış, Şeyh Bedrettin öldürülmüştür
Fetret Devri (1402 – 1413) (1420).
✓ Osmanlı tarihinde Ankara Savaşı’ndan sonra
padişahsız geçen 11 yıla (1402 – 1413) Fetret Devri ✓ Dinî olmaktan öte, daha çok sosyal içerikli bir
denilmiştir. ayaklanmadır.

✓ Fetret Devri’nde yaşanan taht kavgaları Osmanlı Şehzade Mustafa İsyanı


Devleti’ni maddi-manevi zarara uğratmıştır. Ancak, • Timur'un beraberinde Semerkant'a götürdüğü
Osmanlı Devleti kurmuş olduğu sağlam devlet Şehzade Mustafa, Timur'un ölümünden sonra
örgütü ve güçlü sosyal kurumlar sayesinde Anadolu'ya dönerek Bizans'ın desteğiyle isyan
tamamen parçalanıp dağılmaktan kurtulabilmiştir. etmişse de mağlup olarak Bizans'a sığınmıştır.

Osmanlı Devleti’nin Fetret Devri'nde taht • Mehmet Çelebi'nin ölümünden sonra tekrar isyan
kavgalarına ve zayıflamasına rağmen eden Mustafa Çelebi'nin isyanını II. Murat
bastırmıştır.
Balkanlarda tutunabilmesinde;
• Tımar sisteminin ve planlı şekilde iskân
politikasının uygulanması. Balkanlarda Osmanlı Hâkimiyetinin
Güçlenmesi
• Timur’un Osmanlı ordusunu tamamen imha ➢ Mehmet Çelebi, Anadolu'da Türk birliğini büyük
edememesi. ölçüde sağladıktan sonra, Balkanlarda Osmanlı
otoritesini güçlendirmek için harekete geçti.
• Avrupa'daki “Yüzyıl Savaşları”.
➢ Erdel, Macaristan ve Mora'ya akınlar yapıldı.
• Osmanlıların Balkanlarda takip ettiği hoşgörülü ve
adaletli politikanın Balkan halkını memnun etmesi ➢ Eflâk ve Bosna'da Osmanlı egemenliği kuruldu.
gibi sebepler etkili olmuştur.
➢ Osmanlı'daki taht kavgalarından faydalanan
Venedik, Dalmaçya kıyılarına yayılmıştı.
Anadolu’da Siyasi Birliğin Yeniden
➢ Venediklilerle ilk deniz savaşı yapıldı (1416).
Sağlanması
➢ Çelebi Mehmet, ikinci kez Anadolu Türk birliğini ➢ Bu tarihten itibaren denizlerde Osmanlı-Venedik
kurma çalışmalarını başlattı ve Saruhanoğulları'nı rekabeti arttı.
ortadan kaldırdı.
➢ Bu mücadele, 1430 yılına kadar sürdü.
➢ Aydınoğlularından İzmir'i aldı.
➢ Sonuçta, Selanik, Yanya ve Serez Osmanlı
➢ Karamanoğullarıyla mücadele etti; Akşehir, topraklarına katıldı.
Beyşehir ve Seydişehir'i alarak onları barışa
zorladı. ➢ Arnavutluk'ta Osmanlı yönetimi oluşturuldu.
➢ Menteşeoğulları ve Tekeoğulları da Osmanlılara ➢ Venedik’le barış yapıldı.
bağlılık bildirdiler.
➢ Osmanlı Devleti'nin Balkanlardaki ilerlemesinden
➢ Osmanlılar, doğuda Akkoyunlu ve Karakoyunlu rahatsız olan Bosna Krallığı, Sırp Krallığı, Macar
devletleriyle komşu oldular. Krallığı ve Eflak Prensliği Osmanlı'ya karşı birlik
oluşturdular.
Şeyh Bedrettin İsyanı
✓ Çelebi Mehmet döneminde meydana gelen bir ➢ Bu arada Macar Kralı'nın ölmesini fırsat bilen II.
isyandır. Murat, bazı kaleleri ele geçirdi.

✓ Şehzade Musa'nın kazaskerliğini yapan daha sonra ➢ Bu kalelerden biri de Sırplara ait Semendire
İznik'te göz hapsinde tutulan medrese âlimi Şeyh Kalesi'ydi.

9
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI SİYASETİ (1302-1453) HAMZA OLUÇ

➢ Daha sonra Anadolu'ya dönen II. Murat, Balkan Kosova Savaşı (1448)
devletleriyle ittifak kuran Karamanoğulları isyanını
bastırdı. ✓ II. Murat Varna Zaferi sonrası, Rumeli'deki
ilerleyişini sürdürürken Arnavutluk'ta İskender Bey
isyan etti.
Edirne-Segedin Antlaşması (1444)
✓ Karamanoğulları isyanını bastıran II. Murat, tekrar ✓ Osmanlıların bu isyan ile uğraşmalarını fırsat bilen
Balkanlar üzerine sefere çıktı. Avrupalılar, Varna yenilgisinin intikamını almak ve
Osmanlıların Balkanlardaki ilerleyişini engellemek
✓ Belgrat hariç tüm Sırbistan'ı ele geçirdi. için yeni bir Haçlı ittifakı oluşturdular.

✓ Osmanlı akıncılarının Erdel voyvodası Hunyadi ✓ Hunyadi Yanoş komutasındaki Haçlı ordusu,
Yanoş'a yenilmesi Avrupalıları cesaretlendirdi. Kosova'da yapılan savaşta Osmanlılara mağlup
oldu.
✓ Osmanlılar karşı yeni Haçlı ittifakı kuruldu.
✓ Osmanlılar bu zaferle; Balkanlardaki hâkimiyetini
✓ Murat, Haçlılarla yapılan savaşı kaybedilmesi ve pekiştirdi.
aynı anda Karamanoğulları sorunuyla
uğraşılmasından dolayı barış istedi. ✓ Balkanlarda Osmanlı hâkimiyetini engelleyebilecek
bir güç kalmadı.
✓ 1444'te Edirne Segedin Antlaşması imzalanmıştır.
✓ Haçlılar uzun yıllar Osmanlı Devleti’ne saldırmaya
Buna göre; cesaret edememişler ve Türklerin Avrupa’daki
• İki taraf arasında 10 yıl savaş yapılmayacak. hâkimiyet alanları sürekli genişlemiştir.

• Tuna nehri sınır kabul edilecek.

• Sırbistan yeniden kurulacak, fakat Osmanlı'ya vergi


verecek.

• Eflak Macaristan'a bırakılacak, fakat Osmanlı'ya


vergi verecektir.

• Balkanlarda Osmanlı aleyhine imzalanan ilk


antlaşmadır.

• Balkanlarda güvenliği sağlayan ve


Karamanoğulları ile arasındaki sorunu barış yoluyla
halleden II. Murat, tahttan kendi isteğiyle çekilerek
12 yaşındaki oğlu II. Mehmet'i tahta geçirmiştir.

Varna Savaşı (1444)


➢ Osmanlı tahtında küçük bir çocuğun bulunmasını
fırsat bilen Haçlılar, Edirne-Segedin Antlaşması'nı
bozarak harekete geçtiler.

➢ Yaklaşan tehlike üzerine II. Murat tekrar tahta


geçti.

➢ 1444'te Osmanlı ordusu, Haçlı ordusunu büyük bir


yenilgiye uğrattı.

➢ Varna Zaferi'yle, Osmanlı Devleti'nin Balkanlarda


daha önce aldığı yenilgilerin etkisi ortadan kalktı ve
Balkanlarda Osmanlı etkisi daha da arttı.

10
( https://t.me/tarihogretmeni )
Telegram kanalımızın linkidir
DAVETLİSİNİZ

III. ÜNİTE
SAVAŞÇILAR VE
ASKERLER

HAZIRLAYAN
HAMZA OLUÇ
SAVAŞÇILAR VE ASKERLER HAMZA OLUÇ

3. ÜNİTE: SAVAŞÇILAR VE
ASKERLER

BEYLİK DÖNEMİ’NDE OSMANLI’NIN


ASKERİ GÜCÜ
➢ Osmanlı Devleti’nin kuruluş aşamasında düzenli bir
ordusu yoktu.

➢ Osmanlı Beyliği, sefere çıkmadan önce birçok


Türkmen aşiretine duyuruda bulunur ve sefer için
asker toplardı.

➢ Osmanlı Beyliği’nin ilk savaşçı sınıfını, Osman


Gazi’nin etrafında gaza ve ganimet amaçlı toplanan İLK DÜZENLİ OSMANLI ORDUSUNUN
alplar ve gaziler oluşturur. Karamürsel Alp, Konur KURULMASI
Alp, Gündüz Alp, Akçakoca, Samsa Çavuş gibi alplar Nedenleri:
bu silsilenin en tanınmışlarındandır.
➢ Devlete bağlı olmayan aşiret kuvvetleri arasında
➢ Genelde gazilerden oluşan ve tamamı atlı olan belli bir düzen ve koordinasyon yoktu.
aşiret kuvvetleri yanında cihat amacıyla İslam dini Savaşa karar verdiği zaman, bu grupların
uğruna, Gaziyân-ı Rûm, Ahiyânı Rûm ve Abdalân-ı toplanması ve sevkiyatı oldukça sorun yaratıyordu.
Rûm ve Baciyanı Rum adları altında teşkilatlanmış Ayrıca savaş öncesi ve sırasında disipline edilmeleri
zümreler de savaşa katıldılar. oldukça zordu.

➢ Abdal Murad, Abdal Musa, Alaca Hırkalı, Geyikli Kuruluşları, teşkilatlanmaları ve zamanla
Baba Barak Baba, Karaca Ahmet, Selahaddin Buharî teşkilatlanmalarındaki değişim hakkında
gibi dervişler bu fetihlerde başrolü oynayanlar kısa bilgi
arasındaydı. Dervişler, fetih ve iskândan başka,
fethedilen bölgelerin İslamlaşmasında da oldukça ➢ İlk düzenli birlikler Orhan Gazi zamanında,
etkili oldu. Bursa’nın fethinden sonra oluşturuldu.

➢ Osmanlı, fetih hareketleri içinde “alplık ve gazilik” ➢ Yaya ve Müsellemler Orhan Bey zamanında Vezir
son derece önemli bir yere sahipti. Alâeddin Paşa ve Bursa Kadısı Çandarlı Kara
Halil’in teklifleri doğrultusunda Bursa’nın
➢ Alp; cesur, yiğit, kahraman demekti. Alpler, Türk fethinden sonra oluşturuldu.
milletinin içinden çıkmış yiğitlik ve cesaretleri ile
tanınmış gönüllü askerlerdi. ➢ Düzenli birliklerin atsız askerine “yaya”, atlı
askerine de “müsellem” adı verildi.
➢ Eski Türk devletlerinde bilinen en eski unvan ismin
önüne sıfat olarak getirilen “Alp” unvanıydı (Alp Er ➢ Askerî sınıfa mensup olan kimseler ve vezirler, özel
Tunga, Alp Tigin, Alp Arslan gibi.). Eski Türk bir kıyafet giyerek halktan ayırt edildi askerlerin
devletlerinin kuruluşunda etkili olan Alplar, İslami “ak börk” giymeleri kararlaştırıldı.
devir Türk devletlerinde Alp Gaziler olarak
➢ Biner kişilik gruplar hâlinde teşkilatlanan yaya ve
misyonlarını devam ettirdiler.
müsellemlere alınacak askerler, Vezir Çandarlı Kara
➢ Osmanlı Devleti’nin kuruluşu aşamasında Turgut Halil tarafından Türk gençleri arasından seçilmiştir.
Alp, Konur Alp, Saltuk Alp, Hasan Alp gibi alplar
➢ Yaya denilen piyade sınıfında her on kişiye bir
önemli görevler üstlendiler. Bunlar bazen tek
onbaşı, her yüz kişiye bir yüzbaşı tayin edilmiştir.
bazen de hep birlikte meydan savaşlarına, büyük
bir hisarın zaptına, bazen bir kalenin muhasarasına ➢ Müsellem adı verilen atlı birliklerde ise her otuz kişi
katıldılar. bir ocağı meydana getirmiştir.

➢ Savaş zamanında bu gençlere önce birer, daha


sonra da ikişer akçe gündelik verilmiştir.
1
SAVAŞÇILAR VE ASKERLER HAMZA OLUÇ

➢ Savaşın olmadığı zamanlarda ise ziraat yapmak karşılamak için bırakılmış ve kalan kısmı hazineye
üzere kendilerine toprak tahsis edilen yaya ve aktarılmıştır.
müsellemler, vergilerden muaf tutulmuştur.
✓ Osmanlı köylüsünün devlete ödediği en önemli ve
➢ Osmanlı Devleti’nin ilk düzenli askerî birliği olan en yaygın vergi, ürettiği tahıldan alınan öşür
yaya ve müsellem teşkilatı ile fetihler hızlanmıştır. vergisidir. Köylü bu vergiyi ürün olarak ödemiştir.

➢ Yaya ve müsellemler, Orhan Bey zamanında Hassa ✓ Tımar sisteminin uygulanmasında ilk aşama,
Ordusu sayılmıştır. fethedilen herhangi bir bölgenin tahririnin
yapılarak vergi gelirlerinin belirlenmesidir (Tahrir
➢ XV. yüzyılın ortalarına kadar fiilen silahlı hizmette Defterlerine kaydedilirdi).
bulunmuş olan yaya ve müsellemler, Kapıkulu
Ocaklarının gelişmesiyle yerlerini onlara ✓ Bu gelirler, farklı büyüklükte parçalara ayrılarak
bırakmıştır. ilgili şahısların rütbe ve mevkilerine göre dirlik
olarak verilmiştir. (Dirlik kelime anlamı olarak
➢ Sonraki dönemlerde Osmanlı askerî teşkilatının geçimlik anlamına gelmektedir.)
geri hizmetinde yer alan yaya ve müsellemler;
askerî amaçlı köprü ve yol yapımı, kale tamir ve ✓ Tımar sistemi içerisinde yer alan bu dirlikler gelir
inşası, hendek kazımı gibi işlerde kullanılmıştır. durumuna göre has, zeamet ve tımar olarak üçe
ayrılmıştır.
➢ Orhan Gazi’nin kurmuş olduğu, yaya ve
müsellemlerden sonra mesleği tamamen askerlik ✓ Tımarlı Sipahi, toprak üzerinde yaşayan reayadan,
olan Azeb teşkilatı kurulmuştur. devletin belirlediği vergiyi toplama yetkisine
sahiptir. Toprağın mülkiyeti devlete aittir (Miri
➢ Azebler, gönüllü Türk gençleri arasından seçilerek Toprak).
beylerbeyi komutası altında seferlere katılmıştır.
✓ Tımarlı Sipahiler, padişahın taşradaki temsilcileri
➢ Yeniçeri Ocağının kurulmasından sonra Azebler, olarak idari yöneticilik görev de yapmıştır.
öncü birlikler olarak kullanılmaya başlanmıştır.
✓ Özürsüz olarak sefere katılmayan sipahinin dirliği
TIMAR SİSTEMİ elinden alınır, savaşlarda yararlık gösterenlerin
✓ Osmanlı Devleti; fetih siyaseti sayesinde farklı dirliklerine ise zam yapılırdı.
ekonomik sistem ve çeşitli kültürlere sahip
✓ Tımarlı sipahilerin onda biri, sefer esnasında
toplulukları da bünyesine katmıştır.
bulundukları bölgenin asayiş ve güvenliğini sağlar,
✓ Feth edilen yerlerin idaresi ve merkezî otoritenin sefere giden arkadaşlarının işlerini üstlenirlerdi.
bu bölgelerde de sağlanması için yeni bir sistem
✓ Sefere çıkan sipahiler o kışı savaş bölgesinde
oluşturmuştur.
geçirecekse, aralarından bazıları bölgelerine
✓ Oluşturulan bu sistem hem merkezden uzak giderek arkadaşlarının tımar gelirlerini alıp
toprakların idaresini hem de toprağın işlenmesini getirirdi. Bunlara “harçlıkçı” denirdi.
sağlamıştır.
✓ Vefat eden tımarlı sipahinin dirliğinin bir kısmı,
✓ Osmanlı Devleti daha önce de Büyük Selçuklu ve varsa oğluna; oğlu olmayanın tımarı ise alay beyi
Memlûklüler gibi devletler tarafından kullanılan tarafından uygun birine verilirdi.
toprak sistemini geliştirip tımar sistemini ortaya
✓ Osmanlı köylüsünün devlete ve sipahiye karşı
çıkarmıştır.
görevlerinin sınırları kanunlarla belirlenmişti.
✓ Tımar; devlet görevlilerine hizmetleri karşılığında
✓ Görevleri dışında reayanın karşılıksız çalıştırılması
belli bir bölgenin vergi toplama yetkisinin
yasaktı.
devredilmesi anlamına gelmektedir.
✓ Köylü, kendisine tahsis edilen toprağı işlemek ve
✓ Tımar sahiplerine ise “ehli tımar veya Tımarlı
vergisini sipahiye ödemekle yükümlüydü. Köylü,
Sipahi” denilmektedir.
keyfî olarak tarlasını boş bırakamaz, çiftini,
✓ Tımar sisteminin uygulanması ile vergilerin bir çubuğunu terk edip bir başka memlekete
kısmı bölgedeki devlet görevlilerinin maaşlarını gidemezdi.

2
SAVAŞÇILAR VE ASKERLER HAMZA OLUÇ

✓ Tımarlı Sipahi; reayadan kanunnamelerde belirtilen ❖ Tarım arazilerinin sürekli işlenmesini sağlayarak üretime
süreklilik kazandırdı.
oranlardan fazla vergi talep edemezdi.
❖ Tımarlı Sipahilerin merkezî otoritenin aleyhine toprak ve mevki
kazanmaları ve ayrı bir toprak aristokrasisi oluşturmaları
✓ Ürün olarak ödemesi gereken vergiyi nakit olarak önlenmişti.
alamaz veya ürünü daha uzak pazarlara ❖ Toprak gelirleriyle memur maaşları karşılanmış, vergiler düzenli
götürmesini köylüden isteyemezdi. toplanmıştır.
❖ Tımar sistemi ile savaşa hazır askerler (tımarlı sipahiler)
yetiştirildi.
✓ Bu sistemin denetlenmesi kadıya aitti. ❖ Tımar sahipleri bulundukları yerlerde güvenliği sağlayarak
devlet otoritesini güçlendirdi.
✓ Sipahi ile köylünün hak ve görevleri ❖ Bütün bunların yanında konar-göçer Türkmenlerin, büyük
kanunnamelerle tespit edilmişti. ölçüde yerleşik hayata geçmesi sağlandı ve yerli halka zarar
vermeleri de önlendi.
✓ Köylünün sipahiden gelebilecek bir haksızlığa karşı Tımarlı Sipahiler Hakkında Kısa özet:
direnme hatta kuvvetle karşı koyma hakkı meşru ❖ Tımarlı sipahiler, Osmanlı ordusunun en önemli ve en kalabalık
kabul edilmişti. atlı kuvvetleri idi.
❖ Tımar sahiplerinin vergi gelirine göre beslemek zorunda
✓ Sipahiler, üretimin yükselmesi için tedbirler alırdı. oldukları bu atlı askerlere “cebelü” de denirdi.
❖ Tımarlı sipahileri, has, zeamet ve tımar sahipleri besledikleri için
devlete ekonomik yönden yük olmazlardı.
✓ Tımar topraklarının devlet mülkü olması ❖ Devletten maaş almaz, ganimet elde etmezlerdi.
nedeniyle miras bırakılması, satılması, kiraya ❖ Tımarlı sipahiler bağlı bulunduğu bölgede reayadan vergileri
verilmesi, vakfedilmesi ve bağışlanması yasaktı. toplarlardı.
Tımar toprakları, sipahinin ve köylünün elinden ❖ Tımarlı sipahilerin yıllık gelirleri, hizmet kıdemlerine göre bin ile
yirmi bin akçe arasında olurdu.
keyfî olarak alınamazdı. ❖ Tımarlı sipahiler, Türk ve Müslümanlardan oluşurdu.

✓ Tımarlı Sipahi, vergi toplayarak hem kendini


geçindirmek hem de tımarın büyüklüğüne göre Osmanlı Toplumunda Askerîler ve Reaya
cebelü adı verilen askeri yetiştirmek zorundaydı. ➢ Osmanlı Devleti’nde idari sisteme bağlı olarak hem
askerlik hizmeti yapan hem de memur statüsünde
✓ Tımar sahipleri, savaş zamanında hazırladıkları bulunan askerî sınıfı oluşmuştur.
cebelülerle birlikte sefere katılırdı. ➢ Askeri sınıfa mensup olan beylerbeyi, sancakbeyi,
Tımarlı Sipahi gibi kişiler vergi vermez ve yaptıkları
✓ Osmanlı Devleti’nde Tımarlı Sipahilerden başka askerlik hizmetleri karşılığı bir yerin veya köyün
yine eyalet askeri statüsünde Akıncılar, Deliler, vergisini toplama yetkisine sahip olurlardı.
Yörükler, Beşliler, Yayalar ve Müsellemler gibi ➢ Vergi veren şehir, kasaba ve köy ahalisi ile konar-
yardımcı kuvvetler kullanılmıştır. göçerlere ise “reaya” denirdi.
➢ Osmanlı Devleti’nde, askerî ve reaya ayrımı, tımar
✓ Tımarlı sipahiler, işlevsel ve hızlı olduklarından
sisteminin siyasi ve ekonomik temellerine
Osmanlı Devleti için oldukça önemli bir yere
dayanmaktadır.
sahipti. Bazı dönemlerde tımarlı sipahileri
Yeniçerilere karşı denge sağlayan bir faktör olarak
kullandı. PENÇİK - DEVŞİRME SİSTEMİ VE
YENİÇERİLER
➢ Rumeli’deki toprakları genişlemeye başlayan
Osmanlı Devleti, daha fazla askere ihtiyaç duydu.

➢ Batı yönünde süratle ilerleyen fetihlerin devamı


için Anadolu’nun Türk ve Müslüman unsurlarının
yanında hem Osmanlı saltanatını koruyacak hem
de daima silah altında bulunacak bir asker
(C ocağının kurulmasına karar verildi.
ebelü Askeri)
➢ Bu amaçla savaşlarda elde edilen erkek esirlerin
Tımar Sisteminin Faydaları Nelerdir? beşte biri (pencik) ile Hristiyan tebaasından
devşirme sistemiyle oluşturulan yeni bir ordu
❖ Osmanlı Devleti, tımar sistemi ile devlet hazinesinden para
ayırmadan Osmanlı ordusunun taşradaki en kalabalık grubu kuruldu.
olan eyalet askerlerini oluşturmuştur.
3
SAVAŞÇILAR VE ASKERLER HAMZA OLUÇ

➢ I. Murad Dönemi’nde, Kazasker Çandarlı Halil ❖ Tek erkek çocuğu olan ailelerden devşirme
Paşa’nın tavsiyesi ile kurulan kapıkulu askerleri, yapılmazdı.
piyadeler ve süvariler şeklinde iki kısma ayrılırdı.
❖ 8 yaş altı ve 20 yaş üstü devşirilemez.
1. KAPIKULU PİYADELERİ
❖ Devşirme olarak alınan çocuğun köyü, kazası,
sancağı, baba ve anasının isimleri, doğum tarihi,
a) Acemi Ocağı
eşkali bir deftere yazılırdı.
❖ Acemi Ocağı, yeniçeri Ocağına asker yetiştirmek
için ilk olarak Gelibolu’da kuruldu. ❖ En az üç, en fazla sekiz sene eğitilen çocuklar
Acemi Ocağına gönderilirdi.
❖ Acemi Ocağına iki şekilde asker alınırdı. Bunlardan
biri savaşlarda esir edilen, genelde on sekiz ❖ Acemi Ocağında dinî, ilmî ve askerî eğitimden
yaşından küçük, ruhen ve bedenen sağlıklı geçirilen devşirmeler ‘’çıkma’’ veya ‘’kapıya
gençlerin beşte birinin (pencik) vergi karşılığı devlet çıkma’’ adıyla yeniçeri ocağına alınırlardı.
hizmetine alınması şeklinde oluşturulan “pencik
sistemi”, diğeri ise “devşirme sistemi” dir. b) Yeniçeri Ocağı
❖ I. Murad Dönemi’nde bizzat padişahın hizmetinde
❖ Pencik, Farsçada 1/5 anlamına gelir.
bulunacak daimî ve profesyonel bir ordu kuruldu
❖ Pencik Kanunu’na göre Osmanlı Devleti’nin (1362).
fethettiği bölgelerden alınan esirlerin 1/5’i
❖ Yeniçeri Ocağı, barış zamanlarında Edirne’de ve
padişahın olurdu.
saray çevresinde dururdu.
❖ Devlet, esir başına 125 akçe paha biçerdi. Devletin,
❖ İstanbul’un fethinden sonra İstanbul’da iki yeniçeri
Pencik Kanunu’yla komutan ve gazilerden topladığı
kışlası yapıldı. (İstanbul’daki kışlalardan biri
köle başına düşen 25 akçe vergiye ise “pencik
Şehzade Camisi civarında, diğeri Aksaray
resmi” denirdi.
tarafındaydı.).
❖ Pencik resmi altında toplanan esirlerden önce
❖ Yeniçeriler başlarına börk denilen özel bir serpuş
erkek olanları ayrılırdı.
giyer; silah olarak da ok, yay, kılıç, hançer, balta;
❖ Sonra fiziksel durumlarına göre herhangi bir ateşli silahların yayılmasından sonra ise tüfek
sakatlığı olmayan ve ileride Yeniçeri olması kullanırlardı.
hedeflenenler “pencik oğlanı” olarak altı sınıfa
❖ Yeniçeriler savaşta padişahın yanında ve merkezde
alınırdı.
savaşırlar, üç ayda bir “ulufe” denilen maaş alırlar
❖ Pencik oğlanlarından eli yüzü ve karakteri düzgün ve askerlikten başka bir işte çalışmazlardı.
olanlardan bazıları sarayda “iç oğlanı” olarak
❖ Yeniçeri Ocağının en büyük komutanı “Yeniçeri
alınarak saray eğitimine tabi tutulurlardı.
Ağası”ydı.
❖ Geriye kalanlar ise Anadolu’da belli Türk
❖ Yeniçeri ağası ocakla ilgili işleri görmek üzere “Ağa
çiftçilerinin yanına verilerek Yeniçeri olmadan önce
Divânı” adı verilen bir divan kurar ve ocakla ilgili
Türk ve İslam kültürünü öğrenirlerdi.
davaları dinlerdi.
❖ Acemi Ocağına asker alınmasının diğer bir yolu da
devşirme sistemidir.

❖ Genelde Rumeli’de Hristiyan tebaadan yapılan bu


uygulamada öncelikle gönüllü olarak devşirilmek
istenenlerin çocukları alınırdı.
(Yeniçeriler)

4
SAVAŞÇILAR VE ASKERLER HAMZA OLUÇ

❖ Osmanlı Devleti’nin uygulamış olduğu devşirme 2. KAPIKULU SÜVARİLERİ


sistemine benzer bir uygulama önceki dönemlerde
❖ Kapıkulu süvarileri, merkez ordusunun en itibarlı
Abbasiler ve Selçuklular tarafından uygulanmıştı.
atlı birlikleriydi.
❖ “Gulam sistemi” adı verilen bu uygulamada, savaş ❖ İlk zamanlarda buraya nüfuzlu devlet adamlarının
esirleri arasından seçilenler ile bazı bölgelerden
ve kumandanlarının çocukları alınırdı.
toplanan küçük yaştaki çocuklar, yeteneklerine
göre yetiştirilecekleri “gulamhane” denilen ❖ I. Murad Dönemi’nde Kapıkulu Süvarileri, devşirme
merkezlere getirilirlerdi. sistemine dâhil olarak “sipahi” ve “silahtar” adıyla
iki bölük şeklinde yeniden düzenlendi.
❖ En önemli gulam yetiştirme merkezi ise saraydı.
❖ Daha sonraları sağ ve sol ulufeciler ile sağ ve sol
❖ Burada askerî konuların yanında yönetim ve
gariplerin de ilavesiyle Kapıkulu süvari bölüklerinin
protokol kuralları ile ilgili eğitim de verilirdi.
sayısı altıya çıktı bu yüzden bunlara “Altı Bölük” de
❖ Gulamların çoğunluğunu Türkler oluştururdu. denildi.

❖ Halifenin veya Selçuklu sultanlarının özel muhafız ❖ Kapıkulu süvarileri, savaş ve seferlerde padişahı
ordusu olan gulamlar aynı zamanda hükümdarla korur; padişahın silahlarını, Osmanlı sancağını ve
birlikte savaşa katılır ve olası ayaklanmaların hazinesini taşırlardı.
bastırılmasında aktif rol oynarlardı.
❖ Yeniçerilere göre daha itibarlı bir konuma
sahiplerdi.
Gulam Sistemi’nden Yeniçeri Ocağı’na
Geçiş
❖ Osmanlı Devleti, yeniçeri olacak adayların
belirlenmesi gulam sistemine göre daha planlı bir
şekilde yapıldı.

❖ Öyle ki devşirilen çocukların her türlü özellikleri ve


kişisel bilgilerini en ince ayrıntısına kadar devletin
resmî kayıtlarına geçirildi.

❖ Dönemin şartlarına göre profesyonel bir askerî


yapıya kavuşturulan Yeniçeriler, Osmanlı merkezî
devlet yapısını ve dolayısıyla da saltanatın
devamlılığını güçlendirdi.

❖ Osmanlı Devleti, Yeniçeriler sayesinde profesyonel


ve daimî bir ordu kurdu.
Kapıkulu Piyadeleri
a) Acemi Ocağı
❖ Nitekim Yeniçeriler aldıkları eğitim ve disiplin Acemi Ocağı diğer bir ismiyle Acemioğlanlar Ocağı Osmanlı
sayesinde, dönemin Türk devletleri ile Avrupa İmparatorluğunda Enderun için öğrencileri ve başta piyade kısmı
ordularından askerî güç ve teşkilat açısından büyük olmak üzere kapıkulu ordusunun ihtiyaç duyduğu askerleri eğitmek
ölçüde ayrıştı. için kurulmuştu. Osmanlı devletinin tebası olan halkların gayrimüslim
olanlarının ve özellikle Balkanlar'dan 8-18 yaş arasında çocuk ve
gençlerin toplanması ile uygulanan devşirme sistemiyle kaynak
❖ Osmanlı Devleti, aynı zamanda yeniçeriler
sağlanan Acemi Ocağı'nda çoğunlukla asker bazen de saraya bürokrat
sayesinde diğer Türk devletlerine ve Avrupa’ya yetiştirilirdi.
karşı askerî ve siyasi üstünlük sağladı.
b) Yeniçeri Ocağı
Yeniçeri, Osmanlı Devleti'nde askeri bir sınıftır. Yeniçeriler,
Padişah'a bağlı Kapıkulu Ocakları'nın piyade kısmıdır. Yeniçeriler,

5
SAVAŞÇILAR VE ASKERLER HAMZA OLUÇ

Osmanlı Devleti'nin sınırlarında yaşayan Yunan, Sırp, Arnavut gibi Hassa Ordusu'nun Süvariler kısmında yer alırdı. Bu bölüğe Yeşil
Hristiyan topluluklardan toplanan yetim çocuklardan oluşmuştur. Bayrak da denilirdi. Sağ ulufeciler 120 bölükten oluşurdu. Sağ
ulufeciler, seferde padişahın ve sipahi bölüğünün sağında yürürlerdi.
c) Cebeci Ocağı Savaş meydanında ve ordunun konak yerinde ise, padişah sancağının
Ordunun silahlarını hazırlayan ve savaş alanına taşıyan sınıftır. Fatih sağında dururlardı. Hazineyi korumak bunların görevleri arasındaydı.
Sultan Mehmed zamanında kurulmuştur. Yeniçeriler gibi, acemi Ulufecilerden toplam 7 kişi tayin edilen bölük subaşılığına Subaşı
oğlanları arasından seçilen Cebeciler, 59 bölük ve 37 orta bölük olmak sıfatıyla sağ Ulufecilerden 4 kişi tayin edilirdi. Ayrıca ordumuz için de
üzere 96 odaya ayrılmıştı. Cebeciler, silah yapımı, tamiri, barut büyük bir önemi vardı. Bu yüzden sağ ulufeciler Osmanlı
hazırlanması ve savaş araç-gereçlerinin hazırlanmasını sağlayan donanmasında yer almaktadır.
sınıflardan oluşmakta idi.
d) Sol Ulufeciler
d) Topçu Ocağı Sol ulufeciler, seferde padişahın sağında yürüyen sipah bölüğünün
Top döken, topçulukla ilgili malzemeleri hazırlayan ve savaşlarda solunda yürürlerdi. Savaş meydanında ve ordunun konak yerinde ise,
topları kullanan sınıftır. Topçu ocağının en büyük zabitine (subayına) padişah sancağının solunda dururlardı. Hazineyi korumak bunların
"Sertopî" veya "Topçubaşı" denirdi. görevleri arasındaydı. Ulufecilerden toplam 7 kişi tayin edilen bölük
subaşılığına Subaşı sıfatıyla sol Ulufecilerden 3 kişi tayin edilirdi.
Ayrıca Osmanlı ordusu için de büyük bir önemi vardı. Bu yüzden sol
e) Top Arabacılar Ocağı
Osmanlılarda kapıkulu ocaklarının yaya kısmından büyük topları ulufeciler Osmanlı donanmasında yer almaktadır.
cepheye taşımak için kurulan teşkilât. Muhtemelen 15. yüzyılın
sonlarında kurulmuştur. Önceleri acemi ocağından neferler alınırken, e) Sağ Garipler
17. asırdan îtibâren ocak arabacılarının evlâtlarından ve kul Sağ garipler savaşta ordunun ağırlıklarını ve hazineyi korurlardı .
kardeşlerinden alınmaya başlanmıştır. İstanbul’da ikâmet ettikleri gibi
nöbetleşe kalelere de giderlerdi. f) Sol Garipler
Sol garipler savaşta saltanat sancaklarını korurlardı.
f) Humbaracı Ocağı
Humbaracı Ocağı, Fabrika ve kışlaları Üsküdar'da bulunan
humbaracılar, devlet askerî teşkilâtı bakımından önemli bir yere
sahiptiler.

g) Lağımcılar
Kuşatma altındaki surlarının altından tünel kazarak surları yıkan veya
düşmanın açtığı tünelleri kapatan ocaktır. İlk kez Fatih Sultan
Mehmed tarafından kullanılmıştır.

h) Sakalar
Osmanlı ordusunun yardımcı kuvvetlerindendir. Görevleri savaşta
askerlere içecek dağıtmaktır.

Kapıkulu Süvarileri
Kapıkulu Süvarileri İstanbul dışında oturan süvari (atlı) birliklerdir.
Savaşta hükümdar çadırını, sancakları ve hazineyi korurlardı. Kapıkulu
süvarileri Sipahi, silahtar, sağ ulufeciler, sol ulufeciler, sağ garipler ve
sol garipler olarak bölümlere ayrılırdı.

a) Silahtar
Silahtar savaşta padişahın yanında durup padişahı korurlardı.

b) Sipahi
Sipahi eskiden Osmanlı ordusunda, tımar adıyla aldıkları vergiye
karşılık seferlere katılmak zorunda olan bir sınıf süvari asker
bulunurdu. Bunlar âkıncılık çapulculuk, karakol hizmetleri görürler ve
düşman karşısında yaya askerlerin korunmasını sağlarlardı. Bunlar
hafif süvari birlikleri olup ok-yay kullanıp düşman birliklerini yıpratır.
Hafif zırh, kalkan ve kılıçlarıyla süratli olup stratejik kullanıldığı zaman
çok yararlı olan birliklerdi.

c) Sağ Ulufeciler
Savaşta ordunun ağırlıklarını ve hazineyi korurlardı. Ayrıca saltanat
sancaklarını korurlardı. Sağ Ulufeciler, Osmanlı Devleti askeriyesinin

6
( https://t.me/tarihogretmeni )
Telegram kanalımızın linkidir
DAVETLİSİNİZ

IV. ÜNİTE
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI
MEDENİYETİ

HAZIRLAYAN
HAMZA OLUÇ
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI MEDENİYETİ HAMZA OLUÇ

IV. ÜNİTE
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI MEDENİYETİ
1. ANADOLU’NUN İSLAMLAŞMASI Türklerin İslamiyet’i kabulüyle başlayan ve
12. yüzyılda gelişimini tamamlayan tasavvuf
Anadolu’nun İslamlaşmasında Tasavvufun düşüncesi ve bu düşüncenin mirasçıları
Rolü Nedir? Anadolu’nun İslamlaşmasında büyük bir rol
üstlendiler. Özellikle Sultan Alaaddin Keykubat
Dönemi’nde Anadolu, Horasan alimlerine ev
sahipliği yaptı.

Anadolu kısa sürede adeta dini ve


tasavvufi terbiye ile donandı. 13. yüzyıl
başlarından itibaren ise Orta Asya’nın maruz
kaldığı Moğol İstilası’nın ardından kaçan birçok
Türk boyu Anadolu’ya sığındı. Bunun neticesinde
Anadolu tam bir kültür merkezi halini aldı. Hoca
Ahmet Yesevî, Mevlâna Celaleddin-i Rumi, Hacı
Bektaş-ı Veli, Ahi Evran, Yunus Emre ve Hacı
Bayram-ı Veli gibi pek çok sufi ve alim bu devirde
yetişmiş ve öğretileriyle halkın yaşamına ışık
tutmuşlardır. Bu sufi ve öğretileri özetle şunlardır:

Sufiler ve Alimlerin Öğretilerinin Anado-


lu’nun İslamlaşmasına Etkileri

Tasavvuf: İslam’ın temel prensiplerine dayanarak Ahmet Yesevî


nefsi arındırma, ahlakı güzelleştirerek dini yaşama,
ruhun yücelmesine ve kemale ermesine çalışarak
Allah’a ulaşma ilmidir.
Tasavvuf yolunda giden kişiye
“mutasavvıf” veya “sufi” denir.
Tarikat: Aynı dinin içinde birtakım yorum ve
uygulama farklılıklarına dayanan, bazı ilkelerde
birbirinden ayrılan Allah’a ulaşma ve onu tanıma
yollarından her biridir. Mevlevi ve Bektaşi tarikatı
gibi.
Türk İslam devletleri Büyük Selçuklular
Dönemi’nden itibaren, İslam dünyasını iç
buhranlardan ve dış tehlikelerden korumak için
sadece siyasi ve askeri kuvvetin yeterli
gelmeyeceği, tebaanın dini ve siyasi saldırılara
karşı bilinçlendirilmesi düşüncesindeydi. Bu Piri Türkistan olarak anılan Hoca Ahmet
sebeple kurulan Nizamiye medreselerinde ilim ve Yesevî, Divan-ı Hikmet adlı eseriyle İslamiyet
irfan orduları yetiştirildi. Aynı fikir ve uygulama öğretisinde söz sahibi oldu. O, İslam medeniyetine
gerek Anadolu Selçukluları girmeye başlayan Türk boylarına İslami bilgileri
gerekse Osmanlı Anadolu’sunda da gelişerek öğretti. Birçok derviş yetiştirerek onları manevi
devam etti.

1
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI MEDENİYETİ HAMZA OLUÇ

fetihler için Anadolu’ya gönderdi, Anadolu’nun Hacı Bektaş-ı Veli;


İslamlaşmasında büyük rol oynadı. Abdal, Hak’ka hayran olandır.
Adalet her işte, Hakk’ı bilmektir.
✓ Öğretisinin özü, ahlaki hürriyettir. Âdem suretinde olan herkes, Âdem değildir.
✓ Ahlaki hürriyete, “Hakkı bilmek için ilk önce Adem’in Ademliği; akıl, haya ve ilim iledir.
kendini bilmek” ve “Ölmeden önce ölmek” Alimlere ve kendini bilenlere, alçak gönüllülük
anlayışıyla ulaşılır. yaraşır.
✓ Bu öğretinin temeli hikmet, sohbet ve ahlak Allah ile gönül arasında perde yoktur.
esaslarına dayanır.
✓ Ahmet Yesevî, bunu kâmil insan öğretisiyle Dizeleri ile Allah’a yakın olmaya, güzel
sistemleştirir. ahlaka ve ilmin önemine vurgu yaptı.
✓ Bu üç esas insanı, nefsin esaretinden ve
Mevlâna Celaleddin-i Rumi
kendine yabancılaşmaktan kurtararak ahlaki
olgunluğa kavuşturur.
✓ Eserlerine kaynak olarak Kur’an ve hadisi esas
almış ve onların özünü dile getirmeye
çalışmıştır.

Ahmet Yesevî: Sözü didar isteyen herkes


için söyleyip, “Canı, cana bağlayarak damarları
ekleyip, Garip, fakir, yetimlerin gönlünü avlayıp,
Gönlü bütün kimselerden eyledim” dizeleri ile
insanları eğitme, onlara erdemli davranışlar
kazandırma yanında yardımlaşma ve dayanışma
duygularını yaymayı ilke edindi.

Hacı Bektâş–ı Velî


12. yüzyıldan itibaren Anadolu
şehirlerinde Müslümanlarla Hristiyanlar bir arada
yaşamaya başladı. Mevlâna Celaleddin-i Rumi ise
öğretileri ile tüm insanlığa kucak açmıştır. Nitekim
Mevlâna, vefat ettiği zaman, Konya’nın yalnız
Müslümanları değil Hristiyan, Yahudileri de cenaze
merasimine iştirak etti. Zira Mevlana’nın: “Yine
gel, yine gel, her ne olursan ol yine gel. İster
kafir, ateşe tapan, putperest ol yine gel. Bizim bu
dergahımız ümitsiz dergâhı değildir Yüz defa
tövbeni bozmuş olsun da yine gel.” Sözleri onun
her kesim tarafından sevilmesine, kendisine saygı
duyulmasına vesile oldu.

Hoca Ahmet Yesevi’nin kurmuş olduğu ✓ Öğretisinde insanlara iyiliği, alçak gönüllüğü,
Yesevilik Tarikatı’nın Anadolu’daki en büyük cömertliği, merhametli ve doğru olmayı
uygulayıcılarından olan Hacı Bektaş-ı Veli, öğütlemiştir.
Anadolu’da bir zaviye kurarak halkı aydınlatmaya ✓ Mevlânâ’ya göre insan, kendi kendini eğiterek
çalıştı. Fikirlerini “Makâlât” adlı eserinde topladı. hayvani ve şeytani yönlerinden sıyrılır.
Halifelerini Balkanlara, Rumeli’ye göndererek, ✓ Mevlânâ öğretilerinde, dinî-tasavvufi
buradaki halkın İslamlaşmasına katkı sağladı. Bu düşüncesinin kaynağının Kur’an ve sünnet
dervişler geçtikleri yollar üzerinde rastladıkları olduğunu vurgulamıştır.
dağlara, nehirlere Orta Asya’da bıraktıkları coğrafi
yer isimlerini vererek bu toprak parçalarına Türk
damgasını vurdu.

2
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI MEDENİYETİ HAMZA OLUÇ

Ahî Evran Yunus Emre

Ahiliğin kurucusu ve aynı zamanda esnaf Anadolu’da yetişen ve engin


ve sanatkarın lideri olan Ahi Evran Türk ve İslam hoşgörülülüğü ile bulunduğu bölgede insanlara
dünyasının önemli sofilerindendir. etki eden Yunus Emre, 13. yüzyılın ikinci yarısında,
Türkiye Selçuklularının son dönemlerinde yaşamış
Türkiye Selçuklu Devleti’nden de destek bir sufi idi.
gören Ahi Evran, Kayseri’de Fütüvvet teşkilatından
Farsça ve Arapçanın genel kabul gördüğü
esinlenerek ilk Ahi teşkilatını burada kurdu.
bir dönemde, duygu ve düşüncelerini sade bir
13.yüzyıldan itibaren Ankara ve Türkçe ile yazan Yunus Emre’nin “Yaratılanı
Kırşehir’de toplanan Ahiler, kısa sürede Selçuklu severim Yaratan’dan ötürü” düşüncesi, “Sevelim
şehirlerine yayıldılar. Aynı zamanda Osmanlı sevilelim, dünya kimseye kalmaz.” öğretisi,
Devleti’nin kuruluşunda etkili oldular. Nitekim insanlar arasında çok sevilip kabul gördü.
Osman Bey, dönemin Ahi teşkilatı lideri Şeyh Yunus Emre’nin;
Edebali’nin kızıyla evlenerek, Ahilik teşkilatının
desteğini almıştı. Yine Bursa’nın fethi sırasında “Benim bunda kararım yok, ben bunda gitmeye
Şeyh Edebali’nin yeğeni Ahi Hüseyin’i yanına alan geldim. Bezirganım malım çok, alana satmaya
Orhan Gazi, Ahi teşkilatıyla irtibatını geliştirmiştir. geldim. Ben gelmedim dava için, benim işim sevi
Dolayısıyla ahiler, Osmanlı Devleti’ne hem askeri için. Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya
hem de manevi açıdan büyük destek vermişlerdir. geldim” dizeleri, iyilik ve dostluğa yönelik temel
öğretilerinden bazılarıdır. Bu öğretiler, Yunus
✓ Toplumun mutluluk ve refahı için bütün sanat Emre’nin halk arasında “Bizim Yunus” olarak
dallarının gerekliliğini savunmuş, sanat tanınmasına neden oldu. Öyle ki halkın, birçok
erbaplarının belli işyerlerinde toplanarak şehirde ona ait mezar olduğunu iddia ederek
oralarda sanatlarını icra etmelerini yani bir Yunus Emre’nin kendi şehirlerinden olduğunu
araya gelmelerini tavsiye etmiştir. söylemeleri, Yunus’un ne kadar sevilip
✓ Ahi teşkilatının kurucusu olan Ahî Evran sahiplenildiğinin en büyük kanıtıdır.
kişinin, kötü huylardan arınıp iyi huylar ✓ Irk, din ve dil ayrımı yapmadan tüm insanlığa
kazanmasını hedeflemiştir. yönelik öğretiler geliştirmiştir.
✓ İnsan her yerde aynı değeri taşıyan yüce bir
Ahilik; dürüstlüğün, sevginin, dostluğun, yar-
varlıktır.
dımlaşmanın, hoşgörünün, bilginin ve dayanış-
✓ İlimden asıl amaç, insanın kendini tanıması ve
manın sanat ile birleşimidir.
olgunlaşmasıdır.
Bu anlamda Ahilik, işçinin, çalışanın, üretenin, ✓ Yunus, öğretilerinde bütün insanlığı ilahi aşka,
namuslu kazancın, namuslu ticaretin ve adaletli kardeşliğe, merhamet ve şefkate davet etmiş;
yönetimin simgesi oldu. Ahilik geleneğine göre bir insan olmanın, kendini
ahinin; eli açık, cömert, yardımsever olmalı, dilini bilmenin, Allah’a ulaşmanın şartlarını ve
yalandan, gıybetten, iftiradan bağlamalı, gözünü yollarını anlatmıştır.
ayıp aramaktan, elini haramdan bağlamalıydı.

3
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI MEDENİYETİ HAMZA OLUÇ

✓ Sevgi temeli üzerine kurulu düşünce 2. OSMANLI DEVLET İDARESİ


dünyasında insanı sevme noktasında
kalmayıp, Allah sevgisine uzanır. OSMANLI DEVLET İDARESİNİ OLUŞTURAN
Hacı Bayram-ı Veli UNSURLAR

Anadolu’nun İslamlaşmasında rol oynayan


sofilerden biri de Hacı Bayram-ı Veli’dir. O, bilim
ve tasavvufu birleştirmeyi başardı.
İslamiyet’i iyice anlayarak, önce müderris
oldu, medreselerde birçok öğrenci yetiştirdi. ❖ Osmanlı Devleti’nde toplum, sosyal hayatın
Sonra da tasavvuf yolunda ilerledi. O, sevenlerini sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi için iki
el emeği ile geçinmeye ve el sanatlarını büyük sınıfa ayrılmıştır.
öğrenmeye yönlendirdi. Herkese çalışma ❖ Birincisi: saltanat beratı ile padişahın dinî ya
tavsiyesinde bulundu. İnsanları birlik ve beraberlik da idari yetki tanıdığı kişilerden oluşan
yolunda eğiterek, dayanışma ve yardımlaşma yönetenler yani askerî sınıftır.
duygularının yeşermesi için büyük çaba harcadı. ❖ İkincisi, idareye katılmayan muhtelif din ve
Anadolu’ya gelen konar-göçer soylara mensup zümrelerden oluşan
Türkmenlerin yerleşik hayata geçmelerine büyük yönetilenler yani reayadır.
katkı sağladığı gibi; fikirleriyle Anadolu’da Türk ve Reaya Hakkında Kısa Bilgi:
İslam birliğinin sağlanmasında büyük rol oynadı.
Osmanlı Devleti'nde yönetilenlere "reaya"
✓ Nefsin olgunluğunu önemli saymış, olgunluğa denirdi. XIX. yüzyıl­dan sonra reaya, daha çok
erişmek ve kendini tanımak gibi öğretileri dile Müslüman olmayanlar için kullanılırdı. Reaya ile
getirmiştir. askeri sınıfın farkı, reayanın vergi ödemesi,
✓ Hacı Bayrâm-ı Velî’ye göre insan ancak kendini askerlerin ise vergi vermemesiydi.
tanıyarak ve bu düzenin asıl sahibinin emrine
kendini adayarak gerçek varlığının şuuruna Yönetilenler dini yönden de üçe ayrılmıştı:
erer. Müslümanlar:
✓ Hacı Bayrâm-ı Velî’nin öğretisi, önce Allah’a Müslümanlar yönetici olurlar, askerlik
sonra canlı cansız tüm varlıklara derin bir sevgi yaparlar ve öşür verirlerdi. Müslümanlar
duymanın yanı sıra onların hizmetine kendini genellikle, tarım ve sanatla uğraşırlardı.
adamak şeklindedir.
Hristiyanlar ve Museviler: Hristiyan ve
Museviler askerlik yapmazlar, buna karşılık "Cizye"
denilen vergiyi verirlerdi. Cizye yetişkin ve sağlıklı
erkeklerden alınırdı. Genellikle ticaret ve tarımla
uğraşıyorlardı. Islahat Fermanı ile devlet memuru
olma hakkını elde ettiler.

4
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI MEDENİYETİ HAMZA OLUÇ

Reayanın görevi, üretim yapmak ve vergi 3. İlmiye


vermek suretiyle askerî sınıfı desteklemektir.
• İlmiye, yargıçlık, noterlik ve mahalli yönetim
❖ Padişah başta olmak üzere askerî sınıfın
işlerini yürüten kadılardan, tıp ve müneccimlik
görevi ise Osmanlı hukukunu uygulayarak
yani astroloji alanındaki uzmanlar ile her
ülkede adaletin hüküm sürmesini ve halkın
seviyedeki eğitim ve öğretim elemanlarından
refahını sağlamaktır.
meydana geliyordu.
❖ Osmanlı toplumunda yönetenler sınıfı kendi
• Ayrıca imam, müezzin gibi din görevlileri,
arasında seyfiye, kalemiye ve ilmiye olmak
tarikat şeyhleri ve Hz. Peygamber'in soyundan
üzere üç sınıfa ayrılırdı.
gelen seyyid ve şerifler de ilmiyeye dahildi.
1. Seyfiye: • İlmiye mensuplarının büyük çoğunluğu Türk
asıllıdır.
• Osmanlı toplumunda, yönetim görevi de • Eğitimle ilgili ilmiye mensupları ücretlerini,
bulunan askeri grup “seyfiye” olarak hazineden veya vakıftan nakit olarak alırlardı.
adlandırılmıştır. Seyfiye ehl-i örf veya ümera • Kadılar devletten maaş almazlar, gördükleri
olarak da isimlendirilmiştir. Seyfıye kapıkulu dava ve yaptıkları işlemlerden aldıkları
ve tımar sistemleri içinde yetişen ve görev harçlarla geçimlerini sağlarlardı.
yapan kişilerden meydana geliyordu. • İlmiyenin bir diğer üyesi de kazaskerlerdi.
• Vezirler, beylerbeyi, sancakbeyleri, kapıkulu Divan'da büyük davalara bakarlar, kadı ve
askerleri tımarlı sipahiler seyfiye sınıfına müderrisleri tayin ederlerdi.
dahildi. • İlmiye teşkilatının başı Şeyhülislâm'dır. Din
• Seyfiye sınıfı yaptıkları görev karşılığında işleri, vakıflar, eğtim ve kültür müesseseleri,
devletten ulufe veya dirlik alırlardı. mahkemeler Şeyhülislâm'ın kontrol ve
• Kapıkulları, enderun görevlileri, kale denetimindedir. Şeyhülislâm'ın en önemli
muhafızları, subaşılar ve asesler maaşlarını görevi fetva vermekti.
hazineden nakit olarak (ulufe) alırlardı. • İlmiye sınıfının başlıca görevleri fetva (ifta),
• Tımarlı sipahiler, sancakbeyleri, beylerbeyleri eğitim (tedrisat) ve adaletti.
ve vezirler ise hizmet karşılığında dirlik (tımar)
alırlardı. Kazasker Kimdir? Görevleri Ve Özellikleri
Nelerdir?
2. Kalemiye:
➢ Kazasker, diğer adı “Kadı Askerdir.”
• Osmanlı idari ve mali bürokrasisinin ➢ Kazasker, isminden dolayı sürekli hangi sınıfa
mensuplarından oluşuyordu. ait olduğu karıştırılmaktadır. Genelde seyfiye
• Divan'daki temsilcileri Nişancı ve Defterdar- sınıfı olarak bilinir ama aslında ilmiye sınıfına
lardı. ait bir görevlidir.
• Nişancı, tımar sistemini uygulayan organizas- ➢ Kazasker, Eğitim ve Adalet bakanlığı
yonun başında bulunuyordu. Ayrıca Divan görevlerini üstlenmiştir.
yazışmaları başta olmak üzere devlet ➢ Kazasker, Askeri davalara bakar.
merkezindeki bütün resmi işlemleri emrindeki ➢ Kazasker, Ordu ve yöneticiler arasındaki
katiplerle yürütüyordu. uyuşmazlıkları çözen bir yargı organı idi.
• Defterdarlar da maliye ile ilgili olarak aynı ➢ Kazasker, Kadı ve müdderislerin tayin, terfi, ve
işleri yapıyorlardı. Küttab sınıfı bu görevlerden alınmasına karar verir idi.
fonksiyonlarıyla örf alanındaki kuralları ➢ Kazasker, Kadıların vermiş olduğu kararların
uygulayan gruptu. Bunlar hem kural koyarlar, temyiz edildiği merci idi. Kadıların vermiş
hem de uygularlardı. Bu açıdan devletin olduğu kararları yeniden düzenleyebilir, red
işleyişinde önemli bir rol üstlenmişlerdi. edebilir veya düzeltebilirdi.
➢ Kazasker olmanın şartı, Müslüman ve Türk
olmaktı. Bunun yanında Medrese çıkışlı olmak
zorunda idi. Tıpkı Şeyhulislam gibi.

5
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI MEDENİYETİ HAMZA OLUÇ

➢ Kazasker sayısı, sınırların genişlemesine Osmanlı eğitim sisteminin en önemli


paralel olarak Kazaskerlerinden sayısı özelliği hem İslami ilimlerin hem de astroloji ve
artmıştır. matematik gibi diğer müspet ilim türlerinin
➢ Rumeli Kazaskeri ve Anadolu Kazaskeri diye beraber öğretilmesidir. Ancak teknik ve mesleki
2'ye ayrılmıştır. eğitimlerle ilgilenen kurumlar Lonca ve Ahi
➢ Rumeli Kazaskeri, baş kazasker olmasından teşkilatları tarafından takip edilir ve yürütülürdü.
dolayı sadece bu divana katılır idi.
Ahilik Eğitimi
➢ İlk Kazasker makamı, I.Murat zamanında
oluşturulmuştur.
Kadı’lık Makamı ve Görevleri
Kadı, Osmanlı Devleti'nde kaza adı verilen
yerleşim yerlerine belli bir süre için merkezi
yönetim tarafından atamış, görev bölgesindeki
şer'i ve idari yargıdan tek başına sorumlu olan
ayrıca mülki idare amiri, yerel yönetici ve emniyet
müdürlüğü görevlerini yerine getiren bir kamu
görevlisidir. Görevleri şu şekilde sıralanabilir.
➢ Halk arasındaki çıkan anlaşmazlıkları ve
davaları çözme,
➢ Miras, ticaret, nikâh, vasiyet gibi davalara
bakma ve bunları karara bağlama, Anadolu’da 13. yüzyılda kurulmuş esnaf ve
➢ Noter görevini yerine getirme, sanatkârlar birliğine “Ahilik” denir. Şehirlerde
➢ Askeri sınıf hakkında raporlar düzenleme, oturan esnafın aralarında birleşerek kurdukları
➢ Bulunduğu bölgenin vergilerini toplayıp dini ve ekonomik özellikte bir teşkilattır. “ahi”
hazineye aktarılmasını sağlama, kelimesi “kardeş” anlamına gelir.
➢ Vakıfları denetleme, Ahiler, esnaf, tüccar ve diğer sahalardaki
➢ Yeni işletme (şirket) kurulmasını onaylama, meslek grupları örgütlenmelerini sağlamış,
➢ Kazalarda belediye işlerini yürütme, böylece yerleşim merkezlerinde sosyal ve
➢ Merkezden gelen tüm emirleri halka duyurma, ekonomik düzenin kurulması yanında kültürün de
halkın dertleriyle ilgilenme, gelişmesini sağlamıştır.
➢ Kanun kaçaklarını takip etme ve
cezalandırılmalarını sağlama. Ustalığı tamamlayan kişiye Şet Töreni
düzenlenir. Ahi babadan aldığı izine Destur denir.
Daha küçük yönetim birimlerinde Ahilik eğitimde çırağın ahlâki eğitimine de çok
(nahiyelerde) yani Kadı’nın kendisinin gidemediği önem verilirdi.
küçük yerleşim birimlerinde kadı adına hüküm
verenlere “Naib” (Kadı Naibi) denirdi. Ahilik teşkilatının kurucusu, Ahi Evran’dır.
Mahkemelerde görülen davalar “Şeriyye Sicilleri” Asıl adı Şeyh Mahmut Nasuriddin’dir.
denilen defterlere kaydedilirdi. Ahi Teşkilatının Görevleri
İlk Osmanlı kadısı Karaman doğumlu ➢ Üye sayısını, malların kalitesini ve fiyatları
Dursun Fakih’tir. belirlemek.
OSMANLI’DA EĞİTİM KURUMLARI ➢ Arz-talep dengesine dikkat etmek.
➢ Müşterilerin haklarını korumak.
Devleti Ali Osman eğitim sistemi ile ilgili ➢ Üretimi ihtiyaca göre belirlemek.
temeller Selçuklu Devleti’ne kadar dayanır. Ancak ➢ Mesleğe yeni eleman kazandırmak, yani
Osmanlı Devleti’nin resmi kuruluşu baz alındığı yetiştirmek.
zaman ilk resmi medreselerin İznik’te kurulduğunu ➢ Sanatkârlara sanat ahlakını yerleştirmek.
not etmemiz gerekir. ➢ Esnaf ile hükümetin ilişkilerini düzenlemek.

6
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI MEDENİYETİ HAMZA OLUÇ

➢ Üyelerin zararlarını karşılamak ve kredi • Mezun olanlar hukuk, dini, eğitim ve yönetim
vermek. alanlarında çalışırlardı.
➢ Çalışamayacak durumdaki üyelerini korumak, • Eğitimi tamamlayanlar İcazetname adlı belge
esnaflar arasında haksız rekabeti önlemek. alırdı.
➢ Şehirlerde güvenliği sağlamak. • Osmanlı Devleti’nde medreseler, İslami
ilimleri üst düzeyde öğreterek insanların
NOT: Her esnaf ve sanatkâr (derici, kuyumcu,
yararına sunmayı amaçlamıştır.
ayakkabıcı, aşçı vs.) teşkilata girebilirdi. Sadece
avcılar, cellatlar (can aldıkları için) giremezdi. • Medreselerde tefsir, hadis, kelam ve fıkıh gibi
temel İslami ilimlerin yanında matematik,
NOT: Ahilikte çok önemli kurallar vardı (yalan astronomi, fizik, mantık ve felsefe gibi akli
söylememek, saygısızlık yapmamak vs.) Bu ilimler de okutulmuştur.
kurallara uymayanlar teşkilattan atılırdı. • Medreseler; Osmanlı Devleti’nde âlimlerin
Osmanlı Devleti kurulduktan sonra Ahi yetiştirildiği, bilginin üretildiği yerdir.
Teşkilatı’nın adı Lonca Teşkilatı olmuştur. • Fatih’in yaptırdığı Sahn-ı Seman Medreseleri
Dokumacılık, demircilik, bakırcılık, saraçlık, ve Kanuni Sultan Süleyman döneminin
marangozluk gibi işler yapan zanaatkârlar kendi Süleymaniye Medreseleri önemli kurumlardır.
aralarında loncalar oluştururlardı. Tekke ve Zaviyeler
Loncaların Görevleri
• Ürünün kalitesini ve fiyatlarını belirlemek.
• Üyelerin birbirleriyle müşteriyle olan
anlaşmazlıklarını çözmek.
• İdarenin taşra temsilcilerine yardımcı olmak.
• Hükümet emirlerini halka, halkın isteklerini
idarecilere aktarmak.
NOT: Ülkemizde, Rekabet Kurulu, Patent
Enstitüsü, Reklâm Kurulu, Ticaret ve Sanayi
Odaları, İşçi ve İşveren Sendikaları, Kooperatifler,
Esnaf Odaları, Belediye, Bağ-Kur gibi sosyal hizmet
veren kurumlar Ahilik sisteminden günümüze
yansıyan kuruluşlardır. İslam ahlakının, tasavvuf ilminin öğretildiği
ve tatbik edildiği yerlere tekke ve zaviye denir.
Sıbyan Mektebi:
Osmanlı kuruluş döneminde tekkeler,
Şimdiki İlköğretim kurumlarıdır. Hemen genelde belli bir tarikattan olanların barındıkları,
her mahallede bulunurdu. Okuma-yazma ibadet ve tören yaptıkları yer, dergâh gibi
öğretilen okullardır. Günümüzdeki ilkokul yapılardı.
seviyesinde eğitim verirdi.
Tekkelerde tasavvufta yetişip, kemale
Medrese Eğitimi: ermiş kişiler (arifler) halka dini ve ilmi konularda
eğitim verirlerdi. Bu sayede tekke ve zaviyeler,
• Medrese kelime olarak ders okunan yer
Osmanlı Devleti’nin kuruluş, yayılma ve iskân
anlamına gelir.
politikası çerçevesinde dönemin hükümdarların-
• İlk Osmanlı Medresesi İznik’te Orhan Bey dan himaye ve teşvik görerek büyük imkanlara
tarafından açıldı. sahip olmuşlardır.
• Medrese hocalarına Müderris denir.
• İlk Osmanlı Müderrisi “Davud-i Kayserî” dir. Enderun Mektebi (Saray Okulu):
• Müderrisler öğrencilerini yaptıkları sınavla Fatih Sultan Mehmet zamanında
seçer. Bir müderris en fazla 20 öğrenci kurulmuştur. Daha çok Devşirme çocuklar alınırdı.
okutabilirdi. Yaş sınırı yoktu.

7
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI MEDENİYETİ HAMZA OLUÇ

Daha sonra zeki Müslüman çocuklarda alınıp • Avrupa’daki Louis Pasteur (Pastör) ve Robert
eğitildi. Koch (Rabırt Koh) gibi bilginlerin öncüsü
Bu okulu bitirenler devlet adamlığında olmuştur.
önemli yerlere gelirlerdi. (Örnek: Sokullu Mehmet • Akşemseddin bedensel hastalıkların yanında,
Paşa) Sanatta yatkın olanlar şair, hat sanatçısı gibi ruh hastalıklarının da tedavisiyle uğraştı ve
alanlarda kendini geliştirirdi. başarılı sonuçlar elde etti.

TÜRK DÜNYASINDA YETİŞMİŞ BAZI BİLİM Uluğ Bey (1394-1449)


İNSANLARI

Akşemseddin (1390-1459)

• Asıl adı Muhammed Turğay olan Uluğ Bey


Timur’un Torunudur.
• Devlet insanlığından ziyade, bilimsel
çalışmalarıyla tanınmıştır.
• Matematik ve gök bilimine ilgi gösteren Uluğ
Bey, Semerkant Medresesi’ni kurmuş; devrin
en büyük rasathanesi olan Semerkant
Gözlemevi’ni de yaptırmıştır.
• “Zîc-i Uluğ Bey” adlı eseri, günümüze kadar
konumsal gök biliminin temel kitabı olarak
kullanılmıştır.
• Hacı Bayram-ı Veli’nin müritlerinden olan
• İngiltere’de Greenwich Gözlemevi’ni kuran
Akşemseddin aynı zaman da Fatih Sultan
John Flamsteed (Con Fileymstid) “Britanya
Mehmet’in lalasıdır.
Gök Tarihi” adlı eserini hazırlarken, Zîc-i Uluğ
• II. Mehmet’in İstanbul’u kuşatması sırasında,
Bey’den yararlanmıştır.
padişahın ve ordunun manevi gücünün
• 1836’da yayınlanan 4 ciltlik Ay haritasındaki
yükseltilmesini sağlamıştır.
kraterlerden birine Uluğ Bey ismi verilmiştir.
• Fetihten sonra camiye çevrilen Ayasofya’da
kılınan ilk cuma namazında hutbeyi
okumuştur.
• Akşemseddin, Amasya ve Osmancık
medreselerinde tıp, eczacılık ve tasavvuf
alanlarında çalışmalar yapmıştır.
• “maddetü’l Hayat” adlı eserinde ilk defa bazı
hastalıkların, tohum adını verdiği mikroplar-
dan kaynaklandığını öne sürmüştür. (bu
açıdan Mikrobiyolojinin kurucusu sayılır).
• Yine Akşemseddin aynı eserinde hastalıkları
kalıtımsal olan ve mikrop yoluyla geçen
şeklinde ikiye ayrılmıştır. (Bu şekilde
kalıtımdan söz eden ilk kişi olmuştur.)

8
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI MEDENİYETİ HAMZA OLUÇ

Ali Kuşçu (1403-1474) • Ünlü Türk sultanı ve bilim İnsanı Uluğ Bey’in
“Doğancı Başısı” olduğu için ailesi “Kuşçu”
lakabıyla tanınıyordu.
• Ali Kuşçu, ilk öğrenimini Semerkant’ta yaptı.
Sonra Bursalı Kadızade Rumi ile Uluğ
Bey’den matematik ve astronomi dersleri
aldı.
• Hazırladığı bir eseri Uluğ Bey’e sundu. Bu
eser “Ay’ın Toprak Şekillerine Dair
Risaleler” adını taşıyordu.
• Ünlü Semerkant Rasathanesinde müdürlük
yaptı. Ancak Doğu Türkistan Hakanı Uluğ
Bey’in bir suikast sonucu öldürülmesine çok
üzülen Ali Kuşçu, Hac bahanesi ile
Semerkant’tan ayrıldı.
• Tebriz’e gelip Akkoyunlu Hükümdarı Uzun
Hasan’ın hizmetine girdi.
• Daha sonra Fatih Sultan Mehmet’in daveti
üzerine İstanbul’a yerleşti.
• 200 akçe maaşla Ayasofya Medresesi
müdürlüğüne getirildi.
• Ali Kuşçu, İstanbul’a gelirken yolda hazırladığı
“Muhammediye” adlı matematik konulu bir
eseri Fatih’e sundu.
• Otlukbeli Savaşı sırasında yazdığı astronomiyle
ilgili bir risalesine ise uğur niyetine “Fethiye”
adını koydu.
• 1474 yılında ölen bu büyük bilgin,
Türkiye’deki ilk ve gerçek astronomi
hocasıdır.

3. OSMANLI’DA SÖZLÜ VE YAZILI


KÜLTÜR
Osmanlıda Sözlü ve Yazılı Kültürün Toplum
Hayatına Etkileri

Sözlü kültür

• Türklerin İslamiyet’i kabulünden önce dinî


törenlerde ve bazı sosyal etkinliklerde
söylenen destanlar, okunan şiirler, sözlü
edebiyat ürünlerini oluşturmaktaydı.
• Eski Türk destanlarında, şiirlerinde yer alan
vatan sevgisi, kahramanlık gibi temalar
Anadolu sözlü kültüründe yeniden
şekillenmiştir.

9
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI MEDENİYETİ HAMZA OLUÇ

• Bu durum Osmanlıların kuruluş döneminde Battalname: Abdullah adında bir kişi 8. yüzyılda
Rumeli’ye gerçekleştirdiği fetih hareketlerine Emevilerin Anadolu'da Bizanslılara karşı açtıkları
de yansımıştır. savaşlarda "Battal (kahraman)" lakabıyla ün
• Osmanlı esnaf teşkilatı içinde yetişen saz kazanmıştır. Seyyid Battal Gazi' ye ait hikayelerin
şairleri sözlü edebî geleneği koruyarak âşıklar anlatıldığı eserin adı "Battalname" dir. Seyyid
zümresinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Battal Gazi Müslüman bir Arap kumandanıdır.
• Özellikle koçaklamalarıyla tanınan Köroğlu Saltukname: 13. yüzyılda yaşadığı varsayılan
aynı zamanda en önemli saz şairidir. savaşçı sarı Saltuk Dede’nin yaşamanı ve
Köroğlu’nun Bolu Beyi’ne karşı yapmış olduğu savaşlarını halkın ağzından anlatan bir yapıttır. Sarı
mücadele; yiğitlik ve kavganın, haksızlığa karşı Saltuk öldükten sonraki olaylara da yer verilmiştir.
duruşun simgesi hâline gelerek şiirlere, Yapıtın bulunan nüshalarının en ayrıntılısı Topkapı
türkülere konu olmuştur. sarayı müzesi kütüphanesinde olan 1591 tarihli
• XV. yüzyıldan itibaren en çok görülen sözlü yazmadır. Dinsel olaylarla destansı öykülerin bir
edebiyat ürünü halk hikâyeleridir. arada anlatıldığı Saltukname halk edebiyatı,
Ferhat ile Şirin, Arzu ile Kamber gibi çok folklor, tarih, antropoloji, dil araştırmaları için
bilinen aşk hikâyeleri halk arasında çok önemli bir kaynaktır.
tutulmuştur.
• Yazıcıoğlu Mehmed’in Hz. Muhammed’in • İslam dininin kavramlarını, düşünce sistemini
özelliklerini, yüce ahlakını, örnek kişiliğini yansıtan, belli bir tarikata bağlı olan şairler
anlattığı manzum bir eser olan tekke ve tasavvuf edebiyatını oluşturmuştur.
Muhammediye, halk arasında Kur’an-ı • Hoca Ahmet Yesevi’nin “hikmet” adını verdiği
Kerim’den sonra en çok okunan kitap olma şiirleri bu edebî geleneğin temelini atmıştır.
özelliğini yüzyıllarca korumuştur. • Yesevi’nin hikmetleri Anadolu coğrafyasında
• Köy seyirlik oyunları, kukla, karagöz, meddah “ilahi, nefes, methiye, deme, nutuk, devriye,
ve orta oyunu, sözlü kültürel geleneğin en şathiye” gibi türlerle karşımıza çıkmaktadır.
zengin unsurlarını taşıyan tiyatro örnekleridir. • Alevi-Bektaşi halk şiirinin kurucusu olan
• Edirne ve Topkapı saraylarında başlatılan Kaygusuz Abdal ise nefes ve şathiyeleriyle
helva sohbetleri de bir başka sözlü kültür ünlüdür.
geleneği olarak Osmanlı’daki üst ve orta sınıfı • Yine Seyyid Nesimi, tasavvuf inançlarıyla
bir araya getirmiştir. Yunus Emre ile benzerlik gösterir.
• Türkülerin, ilahilerin, marşların söylendiği, Divan Edebiyatı
oyunların oynandığı bu toplantılar XX. yüzyılın
ilk yarısına kadar sürmüştür. • Divan edebiyatı, Oğuz Türklerinin Anadolu’da
oluşturdukları Türk İslam kültürünü anlatan,
Yazılı Kültür Fars ve Arap edebiyatlarının yazım
özellikleriyle gelişmiş klasik Türk
• Osmanlı’da yazılı kültür ürünleri Eski Anadolu
edebiyatıdır.
Türkçesiyle XIII. yüzyıldan itibaren verilmeye
• Daha çok medrese eğitimi alan, şeriat
başlanmıştır.
bilgisine hâkim, yüksek eğitimli kişilerce
• Yazılı edebiyatta da varlığını sürdüren destan
okunup yazılan bu edebiyata “saray
geleneği, bu dönemde Battalnameler,
edebiyatı, yüksek zümre edebiyatı” gibi
Danişmendnameler ve Saltuknameler gibi
isimler de verilmiştir.
eserlerle karşımıza çıkmaktadır.
• Divan edebiyatında Arapça ve Farsça kelimeler
Danişmendname: Danişmendname'nin diğer adı fazlaca kullanıldığından dili oldukça ağırdır.
Danişment Gazi Destanı’dır. Danişmendname; • Divan edebiyatında genellikle ilahi aşk, dinî ve
Türklerin Anadolu’yu fethi sırasında vermiş tasavvufi konular işlenmekle birlikte toplumsal
oldukları mücadeleyi ve kahramanlıkları anlatan hiciv ve mizah türlerinde de önemli eserler
13. yüzyılda yazıya geçirilmiş bir Türk destanıdır. verilmiştir.
• Osmanlı padişahları içinden de pek çok divan
şairi çıkmıştır: II. Murat, II. Mehmet, II.

10
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI MEDENİYETİ HAMZA OLUÇ

Bayezid, Cem Sultan, Yavuz Sultan Selim ve • İyi bir eğitimden geçen Osmanlı şehzadeleri ve
Kanuni Sultan Süleyman bunlardan sadece sultanları, genelde musikiye ve şiire ilgi
birkaçıdır. gösterdiler.
• Fatih Sultan Mehmet, güzel sanatların çeşitli
II. Murad Dönemi’ndeki Kültürel Gelişmeler
dallarıyla ilgilendi. Özellikle resme, şiire ve
• Osmanlı padişahları içerisinde asıl kültür müziğe büyük önem verdi. Fatih, genelde Avnî
hareketlerini başlatan, koruyup geliştiren II. mahlasıyla şiirler yazdı.
Murad, bilinçli bir Türkçeciliğe sahip olup, • II. Bayezid, büyük bir âlim ve sanatkâr bir
Türkçenin yozlaşmasına karşı tedbirler padişah idi. Adlî mahlasıyla şiirler yazan ve bir
almıştır. “Divân” tertip eden II. Bayezid, Türkçenin
• II. Murad Dönemi’nde, âlim ve şairlerin çoğu, Çağatay lehçesini ve Uygur harflerini de bilirdi.
eserlerini Türkçe yazmışlardır. • Yavuz Sultan Selim, Arapça ve Farsçayı çok iyi
• Danişmendnâme (Türklerin Anadolu’yu bilen ve bir Farsça divan tertip edecek
fethini anlatan destan) ve Kâbûsnâme derecede şiirler yazabilen büyük bir şairdi.
(Mercimek Ahmet’e ait nasihatname) gibi “Selimi” mahlası ile yazdığı şiirlerinde coşku
eserler II. Murad’ın gayreti ile yeniden ön plandadır.
Türkçeye tercüme ettirildi. • Osmanlı padişahları arasında en çok şiir yazan
• Yine Osmanlı şiir mecmularından olan Kanuni Sultan Süleyman olmuştur. Kanuni,
Mecmûatü’n-Nezâir de II. Sultan Murad’a şiirlerinde genelde “Muhibbi” mahlasını
adandı. kullanmıştır. Biri Farsça olmak üzere iki divan
sahibidir.
• II. Murad Dönemi’nde bilimsel ve kültürel
çalışmalara verilen destek sayesinde
Azerbaycan, Türkistan ve Arap
Yarımadasından tanınmış birçok bilim insanı
Edirne ve Bursa’ya gelerek yerleşti.
• Döneminde birçok eserin yapılmasına öncülük
ettiği için Ebü’l-Hayrat diye anıldı.
• Bursa Muradiye Cami ve Edirne Muradiye
Cami kendi adını verdiği en büyük eserlerdir.
• Sultan İkinci Murad, Ankara civarında
Basıkhisar nahiyesinin yakınında yaptırdığı
büyük köprünün geçiş ücretini Mekke ve
Medine’deki yoksullara gönderilmek üzere
ayırmıştır.
• Yine her yıl Surre-i Hümayun denen özel
memurlar ve hacılardan meydana gelen bir
alayı Kâbe’ye göndererek, mukaddes yerlerin
bakım ve tamirini yaptırmıştır.
Şair Sultanlar

11
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI MEDENİYETİ HAMZA OLUÇ

4. OSMANLI’DA ZANAAT, SANAT VE bulunan büyük camiler genelde külliye ile


bağlantılıydı.
KÜLTÜR FAALİYETLERİ ➢ Osmanlı şehirlerinin önemli yapılarından biri
de imarethanelerdi. Yoksullara, medrese
Osmanlıda Şehir Planlaması
öğrencilerine, tekkelerde kalanlara, yolculara
yemek dağıtmak üzere kurulmuş olan
imarethaneler, kamu hizmeti gören önemli
hayır kurumlan niteliğindeydi.
Osmanlı şehirlerinin fiziki yapısının ikinci kısmını
ise mahalleler meydana getirirdi;
➢ Türk evleri genelde çok katlı değildi. Bu evlerin
birinci katı taştan yapılmış olup, hizmet katı
konumundaydı. Bu katta; depo, çamaşır
yıkama yeri, tuvalet ve mutfak yer alırdı.
➢ Evin üst katı ise oturma alanı olarak kullanılan
odalardan ibaretti. Odalar arasında eyvan
denilen bir bölüm yer almaktaydı. Eyvan ve
odalar sofaya veya hayata (avluya)
açılmaktaydı.
➢ Konut alanlarının ötesinde şehir halkına
rahatsızlık veren endüstriyel faaliyetler ile
➢ Osmanlı şehir kültürü, birbirinden çok farklı, kırsal kesimle bağlantısı olan zanaatkârlar yer
etnik, dinî ve ekonomik yapılar üzerine tesis alırdı.
edildi. ➢ Bunları; dericiler, boyacılar, kesimhaneler,
➢ Osmanlı Devleti’nde, şehirler ticari kasaplar, demirciler, çilingirler, bakırcılar,
faaliyetlerinin yoğunlaştığı güzergâhlar çömlekçiler, saraçlar, gıda maddesi satıcıları
üzerinde kuruldu. şeklinde sıralamak mümkündü.
➢ Osmanlı şehirleri genelde iki parçalı işlevsel
alana sahipti. Bunlardan ilki Osmanlı merkezi Bedesten: Farsçadan gelen ve aslında “Bedestan”
iş sahası, diğeri ise konut alanları idi. olan bu kelime değerli, kıymetli kumaşlar,
➢ Merkezde, çarşı denilen bölgelerde ekonomik, mücevherler ve buna benzer eşyanın satımına
dinî, kültürel çeşitli faaliyetler yapılmaktaydı. mahsus üstü kapalı, mahfuz çarşıların bütününe
Çarşı konumunun belirlenmesinde kale veya verilen addır. Osmanlıda, kumaş, mücevher ve
şehir surları, önemli yollar ve önemli kültürel çeşitli kıymetli eşyaların alım satımının yapıldığı,
alanlara yakınlık belirleyici rol oynardı. eşit büyüklükte kubbelerle örtülü, bir çeşit kapalı
➢ Cami, bedesten (kapalı çarşı) ve imaret çarşı olup bu yapıların ilk örneklerine 13. yüzyıl
(yemek dağıtılan yer) klasik dönem Osmanlı başlarında Anadolu’da rastlanmıştır.
şehir planına hâkim unsurlardı. Şehrin asıl İmaret: Çoğunlukla bir cami bünyesinde yapılan,
merkezini bedestenler oluşturmaktaydı. bazen bir camiden ayrı olarakta oluşturulan ve
➢ Bedestenlerin etrafında ise hanlar fakirlere özellikle yemek yardımı yapmak amacı ile
bulunmaktaydı. Hanlar sadece geceleme kurulan ve vakıf niteliğinde olan kuruluş.
ihtiyacını karşılayan yerler değil, aynı zamanda
ticari işlevi de olan yapılardı. Arasta: Arasta, çarşılarda aynı ürünü satan
➢ Şehrin kalbi durumunda olan bu mekânlarda dükkânların bulunduğu bölüme verilen ad.
kâr getiren faaliyetler dışında; eğitim, sağlık, Han: Genellikle uzun yollarda yol üzerinde,
yardımlaşma ve diğer faaliyetleri bünyesinde kentlerde, kasabalarda yolcuların hayvanlarıyla
bulundurmaktaydı. birlikte konaklamalarına yarayan yapı.
➢ Şehir merkezinde bulunan diğer bir unsur ise
Külliye: Külliye, cami ile birlikte hamam, medrese,
sağlık, eğitim, kültürel hizmetleri sunan
mektep, imaret, türbe, kütüphane, aşevi,
külliyeler idi. Osmanlı şehir merkezlerinde

12
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI MEDENİYETİ HAMZA OLUÇ

darüşşifa, kervansaray, çarşı, tekke, zaviye Mimar Sinan


binalarından oluşan yapılar topluluğu
Osmanlı Mimari Anlayışı

➢ Osmanlı Devleti’nde, XVI. yüzyılda yetişmiş en


büyük mimari ustası Mimar Sinan’dır.
➢ Mimar Sinan ilk olarak Yavuz Dönemi’nde
Osmanlı ordusuna katıldı.
➢ Kanuni Dönemi’nde, devletin tüm inşaat
işlerinden sorumlu mimarbaşı olarak
görevlendirildi. Bu görevini II. Selim ve III.
Murad dönemlerinde de devam ettirdi. Dört
yüzden fazla eseri mevcuttur.
➢ Mimar Sinan, birbirinden güzel eserlerden
➢ Erken Dönem diye bilinen Osmanlı sonra çıraklık eserim dediği “Şehzade
mimarisinin temel öğesini külliyeler, Camisini” inşa edince ünü, imparatorluk
külliyelerin ana unsurunu ise camiler sınırları dışına çıktı.
oluşturmaktaydı. ➢ Mimar Sinan kalfalık eseri olan “Süleymaniye
➢ İznik’teki Hacı Özbek Cami, Süleyman Paşa Camisinin” ardından; ustalık eseri olan Edirne
Medresesi, Bursa’da Yıldırım Bayezid “Selimiye Camisini” inşa ederek sanatının
Döneminde inşa edilen Ulu Cami, Yıldırım zirvesine ulaştı.
Bayezid Bedesteni, Osmanlı Devleti’nin ilk ➢ Ayasofya’yı yeniden inşa edercesine onaran ve
hastanesi niteliğinde olan Yıldırım Darüşşifası ayakta durmasını sağlayan da odur.
bu dönemin mimari eserleri arasında
gösterilebilir.
➢ Osmanlı Devleti’nin kendine has üslubunu
oluşturduğu Klasik Dönem’e geçiş İstanbul’un
Fethi’yle başladı.
➢ İlk kez merkezî kubbeli camilere yarım
kubbeler eklenerek yeni camiler yapıldı. Bu
camilerin yanına dinî, ekonomik ve sosyal
ihtiyaçları karşılayacak alt yapı kuruluşlarını
barındıran tesisler inşa edilerek “külliyeler”
oluşturuldu. Bu nedenle bu döneme aynı
zamanda “Büyük Külliyeler Devri” de
denilmektedir.
➢ Fatih, II. Bayezid ve Süleymaniye külliyeleri ile
başkent İstanbul adeta yeni bir kimliğe
büründü.

13
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI MEDENİYETİ HAMZA OLUÇ

Osmanlı El Sanatları Dokumacılık

Ahşap ve Taş İşlemeciliği

➢ Ahşap işçiliğiyle uğraşan sanatkârlara “neccar”


denilirdi.
➢ Ağaç üzerinde veya diğer ahşap bir
➢ Dokumacılık; pamuk, keten, kadife, ipek, yün
malzemede, mobilyada belirlenmiş desen ve
vb. malzemenin elde edilmesinden kullanıma
çizimlere göre oyulmuş yuvalara gümüş sedef
hazır hâle gelene kadar (kumaş, halı, kilim vs.)
vb. süs maddeleri yerleştirilerek yapılan
geçirdiği sürecin tamamına verilen addır.
süsleme sanatına ise “kakmacılık” denir.
➢ Özellikle ipek kumaşlar, Osmanlı törenlerinde
➢ Taş işçiliğinin en yaygın biçimini oyma ve
ve yüksek sınıf kültüründe, sosyal konum
kabartmalar teşkil eder. Bu uygulama, taş
belirleyicisi olarak önemli bir yere sahipti.
üzerine nakkaşın hazırladığı resim iğneleme
➢ Türk tarihinin en eski dönemlerinden itibaren
işleminin ardından kömür tozuyla ve silkme
dokumacılık sektörünün en önemli kolu ise
usulüyle zemine aktarılır, fırça veya kalemle
kilim ve halıcılıktı.
tespit edildikten sonra taşçılar tarafından
➢ Gördes düğümü ile yünden dokunmuş olan
işlenerek yapılırdı.
Uşak halıları madalyonlu ve yıldızlı halıların en
güzel örneklerini teşkil etmiştir.
Çinicilik

➢ Çinicilik, kil topraktan yapılan levhaların


genellikle çiçek resimleriyle bezenip fırında
pişirilmesi sanatıdır. Çini sanatında, İznik ve
Kütahya, Osmanlı Devleti’nin en önemli çini ve
seramik merkezleri idi.

14
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI MEDENİYETİ HAMZA OLUÇ

➢ Osmanlı eserlerinde kullanılan çinilerde


genelde Türk mavisi, domates kırmızısı, mor,
sarı ve yeşil gibi renkler kullanıldı.
➢ Çinilerle bezenmiş Osmanlı eserleri arasında
Bursa’daki Yeşil Cami ve Yeşil Türbe; Topkapı
Sarayı ve İstanbul’un birçok camileri -özellikle
Sultan Ahmet Cami- Osmanlı çiniciliğinin en
güzel örnekleri arasında gösterilebilir
Hat Sanatı

➢ Yazı veya çizgi anlamına gelen “hat”, güzel


yazı yazma sanatıdır. Hat sanatı ile uğraşanlara
ise “hattat” denilir.
➢ İstanbul’un fethinden önce hat sanatı, Amasya
ve Edirne’de gelişmeye başladı. Bu şehirlerde
önemli hattatları yetişti.
➢ XVI. yüzyılda yetişen en önemli hattatlardan
biri olan Amasyalı Şeyh Hamdullah (Öl.1520),
Osmanlı hat sanatının gelişmesine önemli
katkıda bulundu.
➢ XVI. yüzyılın ünlü hattatı ise Ahmet
Karahisari’dir (öl. 1556). Hat sanatına farklı bir
üslup getiren Ahmet Karahisari’nin en önemli
eseri, Kanuni Sultan Süleyman’ın isteği üzerine
yazmış olduğu ve hâlen Topkapı Müzesi’nde
muhafaza edilen büyük ebattaki Kur’an-ı
Kerim’dir.

15
( https://t.me/tarihogretmeni )
Telegram kanalımızın linkidir
DAVETLİSİNİZ

V. ÜNİTE
DÜNYA GÜCÜ OSMANLI DEVLETİ

HAZIRLAYAN
HAMZA OLUÇ
DÜNYA GÜCÜ OSMANLI HAMZA OLUÇ

V. ÜNİTE
DÜNYA GÜCÜ OSMANLI

II. MEHMET DÖNEMİ (1451-1481) ➢ Muslihiddin, Saruca Sekban ve Macar asıllı


Urban’a Şahî topları1 döktürdü.
➢ Silivri ve Vize kaleleri alındı.
➢ Venedik ve Macarlarla anlaşıldı.
➢ Karamanoğulları ile barış yapıldı.
➢ Sırp despotu ve Bosna kralının Osmanlı
tarafında yer alması sağlandı.
➢ Mora ve Arnavutluk üzerine kuvvet
göndererek gelecek yardımlar engellendi.
➢ Ok ve mermi atışlarına dayanıklı olan Rumların
“şehirler alan” ismini verdikleri tekerlekler
üzerinde yürüyen kuşatma kuleleri yapıldı.
➢ İstanbul’un yardım yolları kesildi.
➢ Karadan Haliç’e inecek plan yapıldı.
1. İSTANBULUN FETHİ VE SONUÇLARI Bizans’ın Muhasaraya Karşı Aldığı Tedbirler
➢ Bizans surları onarttı.
İstanbul, stratejik ve jeopolitik önemi
➢ Papadan Haçlı birliği için yardım istedi.
nedeniyle tarih boyunca hemen hemen her
➢ Haliç’e zincirler çekildi.
milletin ilgisini çekmiştir. Coğrafi konumu, ticaret
yollarının kesiştiği bir merkez olması ve Karadeniz
ile Akdeniz kültürlerini birleştirmesi özellikleri
nedeniyle bütün milletlerin dikkatini çekmiştir.
Osmanlı Devleti’ni bir dünya devleti yapmak
isteyen II. Mehmet İstanbul fethinin gerekli
görmekteydi.

İstanbul’un Fethi’nin Sebepleri


➢ İstanbul’un Ortodoks mezhebinin merkezi
olması (siyasi).
➢ Bizans İmparatorluğunun, Osmanlı devletini
tehdit eden politikalar uygulaması (siyasi).
➢ İstanbul’un Asya ve Avrupa’yı birbirine
bağlayan ticaret merkezi olması (ekonomik). Muhasaranın Başlaması
➢ İstanbul’un, İpek Yolunun bitiş noktasında ✓ II. Mehmet, 23 Mart 1453 Cuma günü
bulunması (ekonomik). Edirne’den İstanbul’a hareket etmiştir.
➢ Bizans’ın varlığının, Osmanlı Devleti’nin toprak ✓ II. Mehmet, 5 Nisan’da 80 bin kişilik ordusuyla
bütünlüğünü bozması (jeopolitik). Topkapı önlerine gelerek otağını
➢ İstanbul’un kıtaları birbirine bağlayan kavşak kurdurmuştur.
konumunda olmasıdır (jeopolitik).

Fatih’in Fetih İçin Yaptığı Hazırlıklar


➢ İyi bir kuşatma planı hazırladı.
1
➢ Anadolu Hisarı’nı tamir ettirdi ve tam Fatih Sultan Mehmed çizimlerini bizzat kendisinin yaptığı devrin en
büyük topunu evvelce Bizans hizmetinde bulunan Urbain isimli bir
karşısına Rumeli Hisarı’nı yaptırdı. Macar yahut Ulah mühendisine, döktürmüştü. Bu topun Edirne’de
➢ 400 gemilik donanma oluşturdu. dökülmesinde Mimar Muslihiddin Ağa, Saruca Paşa ve Urbain
beraber çalışmışlardı.

1
DÜNYA GÜCÜ OSMANLI HAMZA OLUÇ

✓ İslami geleneklere uygun olarak kan ➢ Osmanlı Devleti İslam dünyasında haklı bir
dökülmeden şehrin teslim edilmesini şöhret ve itibara kavuşmuştur.
istemiştir.
✓ 6 Nisan’da büyük topun ateşlenmesiyle 54 gün Fetih ile Gelen Teşkilatlanma
sürecek olan İstanbul muhasarası başlamıştır. ➢ Osmanlı Devleti, İstanbul’un fethi ile Doğu
✓ 12-18 Nisan’da 150 parçadan oluşan Türk Roma İmparatorluğu’nun merkeziyetçi
donanması Haliç’e indirilmiştir. yapısına ve kurumsallaşmış devlet yapısına
✓ İstanbul’un kuşatılmasına baştan beri karşı varis olarak şehrin siyasi ve dinî bir metropol
olan Çandarlı Halil Paşa, Bizans’la antlaşma olmasına çalışmıştır.
yapılmasını savunmuştur. ➢ Hahambaşı, Ortodoks ve Ermeni patriklerini
✓ Molla Gürani, Akşemseddin ve Zağnos Paşa bu İstanbul’a getirtmiştir.
fikre karşı çıkarak muhasaranın devamına ➢ Devletin idari ve bürokratik yapılanmasında
destek vermiştir. Rum soyluların ve Hristiyan vasalların
✓ Bizanslılar, İstanbul’un Türklerin eline çocuklarına da idari görevler verilmiştir.
geçmemesi için Ayasofya’da ayin ➢ Fatih, devletin merkezini İstanbul’a taşıyarak
düzenlemiştir. buranın Türk İslam şehri görüntüsü
kazanabilmesi için dinî ve sosyal kurumlar ile
Fetih Gerçekleşiyor;
eğitim kurumları inşa ettirmiştir.
Çağının ulaştığı son teknolojileri kullanan
➢ Anadolu’da Amasra, Sinop, Trabzon ve Kırım
Osmanlı ordusu, 29 Mayıs 1453 günü karadan ve
fethedilerek Karadeniz, Türk gölü hâline
denizden hücuma geçen Osmanlı askerleri,
getirilmiştir.
Topkapı tarafından surlara ulaşarak sancağı
➢ Karamanoğulları, Osmanlı topraklarına
dikmeyi başarmıştır.
katılmıştır.
Ayasofya cami yapılarak, fethin ilk cuma
➢ Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan, 1473
namazı da Ayasofya Camisi’nde kılındı.
Otlukbeli Savaşı ile mağlup edilmiştir.
➢ Batı’da ise Sırbistan, Mora Yarımadası, Eflak,
İstanbul’un Fethinin Dünya Tarihi Bakımından
Bosna, Boğdan, Arnavutluk ve Otranto’da
Sonuçları
Osmanlı hâkimiyeti sağlanmıştır.
➢ Venedik ve Ceneviz ticareti olumsuz yönde
etkilenmiştir.
➢ Bin yıllık Bizans imparatorluğu tarihe II. BAYEZİD DÖNEMİ (1481-1512)
karışmıştır.
➢ Orta çağ kapanmış, Yeniçağ başlamıştır.
➢ İstanbul’dan kaçan Bizanslı bilim adamları
Avrupa’da Rönesans ve Reform
hareketlerinin başlamasında etkili olmuş-
lardır.
➢ Feodalite (derebeylik) sistemi çözülmeye
başlamıştır.

İstanbul’un Fethinin Türk Tarihi Bakımından


Sonuçları
➢ Osmanlı Devleti Yükselme dönemine girmiştir. ➢ Fatih’in, 1481’de vefat etmesi üzerine II.
➢ Başkent Edirne’den İstanbul’a taşınmıştır. Bayezid tahta çıktı.
➢ Osmanlı toprak bütünlüğü sağlanmıştır. ➢ II. Bayezid’e karşı kardeşi Cem Sultan taht
➢ Osmanlı’nın Anadolu-Rumeli geçişi mücadelesine girişti.
kolaylaşmıştır. ➢ Cem Sultan, ağabeyi ile girdiği taht
➢ Osmanlı toprakları arasında sürekli sorun mücadelesini kaybederek Mumluklulara
çıkaran bir fitne yuvası ortadan kaldırılmıştır. sığındı.
➢ Karadeniz-Akdeniz deniz ticaret yolunun ➢ Cem Sultan, Karamanoğullarının desteği ile
denetimi Osmanlılara geçmiştir. tekrar II. Bayezid’e karşı giriştiği mücadeleyi
kaybetti.

2
DÜNYA GÜCÜ OSMANLI HAMZA OLUÇ

➢ Rumeli’ye geçerek Rodos Şövalyeleri’ne ➢ II. Bayezid’in sağlık durumunun bozulmasının


sığındı. yanında, vezirlerin yönetimde etkinliklerini
➢ Rodos Şövalyeleri tarafından Fransa’ya artırmaları ve şehzadelerin birbirleriyle olan
nakledilen Cem Sultan, Hristiyan hükümdarlar mücadeleleri siyasi ve sosyal yapının
tarafından bir Haçlı Seferi’nde kullanılmak bozulmasına neden oldu.
üzere 1489’da Roma’ya getirildi. ➢ Antalya bölgesinden yayılan mehdilik hatta
➢ Cem Sultan Olayı, devletin iç sorunu iken peygamberlik iddiasında bulunan Şahkulu
devletlerarası bir sorun hâline geldi. isyanı meydana geldi.
➢ On üç yıl süren sürgün hayatının ardından ➢ Sivas yakınlarında yapılan savaşta Osmanlı
Cem Sultan, 1495’te Napoli’de ölmüştür. kuvvetleri Şahkulu’yu ortadan kaldırmıştır.
➢ Hersek’te kalıcı egemenlik kurulması adına
tekrardan burada fetihler yapılmıştır (1483). YAVUZ SULTAN SELİM DÖNEMİ
➢ Kırım ile karadan bağlantı kurulması için (1512-1520)
Boğdan fethedilmiştir (1484).
➢ Osmanlı ile Venedik arasında denizde
yaşanan savaşlar sonucunda Venedik vergiye
bağlanmış ve Osmanlı Ege Denizi egemenliği
pekişmiştir.
➢ İspanya ile olan ilişkiler kapsamında Osmanlı
devleti İspanya’da bulunan Yahudi ve
Müslümanları zulümden kurtarmak için
gemiler göndermiş ve oradan getirilen
Müslümanlar Kuzey Afrika’ya, Yahudiler ise
Selanik ve İstanbul’a yerleştirilmiştir.
➢ Karamanoğulları beyliği alınarak Anadolu
Türk siyasi birliği adına büyük bir ilerleme kat OSMANLI-SAFEVİ İLİŞKİLERİ
edilmiştir.
➢ Şah İsmail, 1502’de Akkoyunlu Devleti’ni
yıkarak Safevi Devleti’ni kurmuştu.
İSLAM DÜNYASI LİDERLİĞİ
➢ Devlet, Şii mezhebine bağlıydı.
➢ Türkler; XIV-XVI. yüzyıllarda Anadolu ve İran ➢ Şah İsmail, Anadolu’ya gönderdiği adamlar ile
coğrafyasında Akkoyunlular, Karakoyunlular Şiiliği yaymak ve Anadolu’da Osmanlı
ve Safeviler gibi devletler2 kurmuştur. hâkimiyetini yıkmak için isyanlar
➢ Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan, 1469’da çıkartmaktaydı. Bu isyanlardan Şahkulu isyanı
Karakoyunlu Devleti’ne son vermiştir. uzun süre bastırılamamıştır (1511).
➢ Fatih Sultan Mehmet, 1473 Otlukbeli Savaşı ile ➢ Şahkulu İsyanını bastırmada II. Bayezid’in
Akkoyunlulara büyük bir darbe vurmuştur. yetersizliği ortaya çıkmış, bu da taht
➢ 1514’te Safevi hükümdarı Şah İsmail ise iktidar değişikliğine zemin hazırlamıştır.
kavgalarından faydalanarak Akkoyunlu ➢ II. Bayezid, tahtı büyük oğlu Ahmet’e bırakmak
Devleti’ne son vermiştir. istediyse de yeniçerilerin baskısı sonucu
➢ Anadolu ve İran coğrafyasına hâkimiyet padişahlığı, Yavuz Sultan Selim’e devretmek
mücadelesinde Osmanlı Devleti ile Safeviler zorunda kaldı.
karşı karşıya gelmiştir. ➢ Taht mücadelesinin bitmemesi üzerine
➢ XVI. yüzyılın başında Anadolu’daki bazı kardeşleri Korkut ve Ahmet öldürüldüler.
Türkmen aşiretleri Şah İsmail’in Anadolu’daki
Doğu Seferinin Amaçları:
politikalarına destek verdi.
➢ Türk-İslam dünyasını bir yönetim altında
➢ II. Bayezid, Anadolu’daki Türkmenlerin Şah
birleştirmek.
İsmail’le olan irtibatını kesmeye çalıştı.
➢ Safevi Devleti’ni ortadan kaldırarak doğuda
tek güç haline gelmek.
2
➢ Memlük devletini ele geçirmek.
Bu devletler arasında Anadolu ve İran’da hâkimiyet
➢ Baharat yolunu ortadan kaldırmaktır.
kurmak için mücadeleler yaşanmıştır.

3
DÜNYA GÜCÜ OSMANLI HAMZA OLUÇ

Çaldıran Savaşı (1514) ✓ Baharat yolu Osmanlıların eline geçmiştir.


Osmanlı Devleti İle Safevi Devleti’ni Savaşa İten ✓ Abbasî halifesi ve kutsal emanetler Osmanlı
Nedenler: koruyuculuğuna geçmiş ve İstanbul’a
➢ Şah İsmail’in Anadolu’da Şiilik politikası getirilmiştir.
uygulaması. ✓ İslam dünyasında birlik sağlanmıştır.
➢ Yavuz Sultan Selim’in Türk-İslam dünyasını ✓ Venedikliler, Kıbrıs için Memlûkler’e ödediği
birleştirmek istemesi. vergiyi Osmanlı’ya ödemeye başlamışlardır.
➢ Safevi Devleti’nin Osmanlı Devleti’ne karşı ✓ Kıbrıs, Girit ve Rodos hariç Doğu Akdeniz
Memlûklüler ve Venedik ile ittifak Osmanlı egemenliğine geçti.
kurmasıdır.
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN
İran üzerine bir sefer düzenleyen Yavuz,
Çaldıran’da teknik üstünlüğünün de etkisiyle DÖNEMİ (1520-1566)
büyük bir zafer kazanmıştır (1514).

Sonuçları
➢ Şah İsmail ailesini ve hazinesini bırakarak
canını zor kurtarmıştır.
➢ Belli bir süre için Safevi tehdidi ve Şii tehlikesi
önlenmiştir.
➢ 1515 Turnadağ Savaşı’yla Dulkadiroğlularına
son verilmiştir.
➢ Anadolu Türk birliği kesin olarak sağlan-
mıştır.
➢ Memlûklerle sınır komşusu olunmuştur. ✓ Yavuz Sultan Selim’in oğlu ve onuncu Osmanlı
padişahı olan Kanuni Sultan Süleyman,
OSMANLI-MEMLUK İLİŞKİLERİ Osmanlı Devleti’nde en uzun süre tahtta kalan
padişahtır.
Mısır Seferinin Nedenleri ✓ Avrupa’da Sultan Süleyman; “Muhteşem”
✓ Fatih zamanından beri devam eden Hicaz olarak isimlendirilmiştir.
suyolları sorunu, ✓ I. Süleyman için adalet alanında taviz
✓ Türk-İslam birliğini sağlamak, vermeyen ve devletle toplum yapısına dair
✓ İslamiyet için kutsal olan toprakları ele kanunları uygulamaya koyan anlamında
geçirmek, “Kanuni” unvanı kullanılmıştır.
✓ Baharat Yoluna (Mısır ve Suriye Limanları)
hâkim olmak, İÇ İSYANLAR
✓ Halifeliği ele geçirmek.
✓ Memlûkler’in Safeviler ile iş birliği yapması, İç İsyanlar:
✓ Ramazanoğulları üzerinde Hâkimiyet mücade- Kanuni, hükümdarlığının ilk yıllarında bazı
lesi. olumsuzluklarla karşılaştı. Anadolu, Suriye ve
Mısır’da bazı isyanlar çıktı.
Sonuçları a) Baba Zünnun
✓ 1516 Mercidabık Savaşı’nda Kansu Gayri Vergi sorununu bahane eden Türkmenler
mağlup edilerek Suriye, Filistin ve Kudüs, 1517 isyan ederek Bozok (Yozgat) çevresinde
Ridaniye Savaşı’nda Tomanbay mağlup ayaklandılar. (1526) Adana valisi Piri Bey
edilerek Mısır ve savaşılmadan Hicaz ele tarafından isyan bastırıldı ve Baba Zünnun
geçirilmiştir. öldürüldü.
✓ Memlûklüler yıkılmıştır. b) Kalenderoğlu
✓ Halifelik Osmanlılara geçmiştir. Hacı Bektaş soyundan olduğunu iddia
✓ Osmanlı devlet yönetiminde dini özellik önem eden Kalender Çelebi, tımarları elinden alındığı
kazanmış, teokratik bir yapıya kavuşmuştur. için Mohaç seferini fırsat bilerek isyan etti.
✓ Çok büyük ganimetler elde edilmiş ve hazine Saltanat iddiasında bulundu. Şiilerin desteğini
altınla dolmuştur.

4
DÜNYA GÜCÜ OSMANLI HAMZA OLUÇ

almayı başardı. Fakat tımarların geri verileceği ➢ Şarlken’e esir düşen Fransa Kralının Osmanlı
söylenerek isyan dağıtıldı (1527). Devletinden yardım istemesi.
c) Canberdi Gazali: ➢ Kanuni’nin Macar topraklarını alarak
Memluk komutanlarından olan Gazali, Şarlken’in oluşturmaya çalıştığı Hristiyan
Mısır seferinden sonra Osmanlı himayesine girmiş, ittifakı parçalama düşüncesi.
Şam valiliğine atanmıştı. Gazali Osmanlıdaki taht ➢ Kanuni’nin Tuna Nehrinin kuzeyindeki ülkeleri
değişikliğinden faydalanarak, Memluk Devletini fethetme düşüncesi.
yeniden kurmak üzere “siyasi” nitelikli bir isyan Mohaç Meydan Savaşında Macar ordusu
çıkardı. Dulkadir Beyi Şehsuvaroğlu Ali Bey Halep’e yenilgiye uğratıldı. Macar Kralı II. Layoş savaş
giderek isyanı bastırdı (1521) meydanında öldü.
d) Ahmet Paşa: Sonuçlar:
Devlet geleneğine göre sadrazamlık sırası ➢ Macaristan Osmanlı himayesine alındı.
kendine gelmişti. Fakat, yerine İbrahim Ağa Macaristan Osmanlı Devleti’ne bağlı bir krallık
sadrazamlığa atandı. Ahmet Paşa ise Mısır haline geldi. Jan Zapolya (Yanoş) Macaristan
valiliğine atandı. Bu duruma kızan paşa, Memluk tahtına kral olarak getirildi.
ileri gelenlerini de yanına alarak isyan başlattı. ➢ Osmanlı’nın Orta Avrupa’daki hakimiyeti
Ahmet Paşa’nın kendisine vezir seçtiği Kadızade güçlendi.
Mehmet Bey Osmanlı Devleti’ne sadık kalıp ➢ Osmanlı Avusturya ile komşu oldu, Osmanlı–
ayaklanmayı bastırdı (1524). Avusturya mücadelesi başladı.
➢ Fransa Şarlken’in baskısından kurtularak,
BATIDAKİ GELİŞMELER serbest kaldı. Bu durum Osmanlı-Fransa
ilişkilerinin gelişmesine ortam hazırladı.
OSMANLI MACAR İLİŞKİLERİ
OSMANLI AVUSTURYA İLİŞKİLERİ
Kanuni Sultan Süleyman’ın tahta çıktığı
sırada Osmanlı Devleti’nin batıdaki en büyük I. Viyana Kuşatması (1529):
rakibi Roma Germen İmparatorluğu idi. Roma Macaristan’ın Osmanlı egemenliğine
Germen İmparatoru Şarlken Avusturya Kralı girmesi üzerine Şarlken’in kardeşi olan Avusturya
Ferdinand ile kardeşti. Şarlken’in kız kardeşi, Kralı Ferdinand, akrabalık nedeniyle Macar
Macar Kralı II. Layoş ile evli idi. II. Layoş’un kız tahtının kendisine ait olduğunu ileri sürerek
kardeşi de Avusturya Kralı Ferdinand ile evliydi. Yanoş’un krallığını tanımadı. Avusturya’nın
Böylece bu ülkeler arasında akrabalık ilişkileri Budin’e girmesi üzerine sefere çıkan Kanuni
kurulmuştu. Macar Kralı II. Layoş, Osmanlılara Budin’i işgalden kurtardı. Şarlken ve Ferdinand
karşı düşmanca siyaset izlerken Şarlken ve ortaya çıkmadıkları için, onları savaşa zorlamak
Ferdinand’a güveniyordu. amacıyla Viyana kuşatıldı (1529). Ancak amaç
Viyana’yı almak olmadığı için gerekli donanım
Belgrat’ın Alınması (1521) getirilmemişti. Kışında yaklaşması üzerine
Neden: kuşatma kaldırıldı.
Macar Kralı Osmanlıya ödemesi gereken NOT: Kanuni döneminde karada sonuç alınamayan
vergilerini ödememiş, kendisine gönderilen tek sefer I. Viyana kuşatmasıdır.
Osmanlı elçisini öldürmüştü. Bu nedenle, Kanuni
Batı’ya ilk seferini düzenledi. Almanya Seferi (1532):
Sonuç: Ferdinand’ın ikinci kez Budin’i kuşatması
Balkanların en stratejik kentlerinden olan üzerine, yeniden sefere çıkıldı. Fakat yine ne
Belgrat karadan ve Tuna nehrinden gönderilen Ferdinand ne de Şarlken Osmanlı ordusu önüne
güçlerle fethedilmiştir. Batı seferlerinde (Orta çıkmadı. Osmanlı akıncıları Almanya içlerine kadar
Avrupa’nın Fethi için) önemli bir üs haline getirildi. girdiler. Avusturya barış istedi. Doğuda Safevi
sorunu başladığı için barış teklifi kabul edildi.
Mohaç Meydan Savaşı (1526):
Kanuni’nin Ferdinand’a Gönderdiği Mektup
Nedenler: “Bu zaman kadar erlik davası edersin. Meydana çık da savaşalım.
➢ Belgrat’ın alınması ile Osmanlı-Macar Şimdiye kadar kaç defa topraklarına gelip istediğimi yapıyorum.
ilişkilerinin bozulması. Fakat ne senden ne de yandaşlarından ne bir haber ne de bir iz

5
DÜNYA GÜCÜ OSMANLI HAMZA OLUÇ

var. Size hükümdarlık haramdır. Askerlerinden utanmaz mısın? kayıtlarında ise “ahidname” ya da “İmtiyazat-ı
Eğer cesaretin varsa çık meydana seninle kozlarımızı paylaşalım.
Mahsusa” denilen bazı ticari ayrıcalıklar verildi
Eğer bu kez de savaş meydanına çıkmazsan yiğit& namını ağzına
almayasın.” (Peçevi Tarihi, s. 126) (1535).
Bu Ayrıcalıkları Vermedeki Amaç Nedir?
İstanbul Antlaşması (İbrahim Paşa Ant.) (1533): ✓ Avrupa Hristiyan birliğini bozmak, Avrupa
1. Avusturya arşidükü, protokol bakımından siyasetinde etkinlik kazanmak.
Osmanlı sadrazamına denk sayılacak, ✓ Almanya’ya karşı Fransa’nın desteğini
2. Avusturya Osmanlı Devleti’ne yıllık vergi sağlamak.
verecek, ✓ Coğrafi Keşifler ile önemi azalan Akdeniz
3. Avusturya, Yanoş’un Macar krallığını ticaretini canlandırmak, Gümrük gelirlerini
tanıyacak, arttırmak. Üretimi yapılmayan ürünleri ucuza
4. Macaristan ve Avusturya arasındaki temin etmek.
anlaşmaları Osmanlı padişahı onaylayacak,
5. Avusturya Macar topraklarına saldırmayacak, Verilen Kapitülasyonlar (1535):
✓ Her iki ülkenin ticaret gemileri serbestçe
Sonuç ve Önemi: ticaret yapabilecek.
✓ Avusturya Osmanlının üstünlüğünü kabul etti. ✓ Fransa’dan diğer devletlere oranla daha az
✓ Osmanlı, Avusturya üzerinde yaptırım gücüne vergi alınacak.
sahip oldu. ✓ Osmanlı topraklarında yaşayan Fransızlar din
✓ Osmanlı’nın Avrupa’nın en güçlü devleti ve mezheplerinde serbest olacak.
olduğu anlaşıldı. ✓ Fransız tüccarlar ile Türkler arasındaki
✓ Almanya’nın Avrupa üzerindeki üstünlüğüne davalara Türk mahkemeleri bakacak,
son verildi. mahkemede bir Fransız tercüman bulunacak.
İLK: Avusturya ile yapılan ilk antlaşma. ✓ Fransız tüccarların kendi aralarındaki davalara
Fransız hâkim bakacak.
Zigetvar Seferi (1566): ✓ Türk tüccarlarda Fransa’da aynı haklardan
Kanuni Sultan Süleyman Avusturya’nın yararlanacaktı.
barışı bozarak Erdel’e saldırması üzerine Sadrazam ✓ Antlaşma, iki hükümdarın sağlığında geçerli
Sokulu Mehmet Paşa ile yaşının ilerlemiş olmasına olacaktı.
rağmen sefere çıktı. Zigetvar Kalesi kuşatıldı. Uyarı: Antlaşmanın hükümdarların ömrü ile sınırlı
Kuşatma sırasında padişah öldü (1566). Padişahın tutulması Kanuninin ileri görüşlülüğünü
ölümü askerden gizlendi. Kuşatmaya devam yansıtmaktadır.
edilerek kale alındı.
Uyarı: Zigetvar Seferi, Kanuni’nin son seferi oldu. Sonuç:
✓ Akdeniz ticareti yeniden canlandı. Gümrük
gelirleri arttı.
OSMANLI-FRANSIZ İLİŞKİLERİ: ✓ Alman tehlikesi karşısında Fransa’nın desteği
sağlandı.
Osmanlı ile Fransa arasındaki ilk ilişkiler I.
✓ Daha önce Venedik’e verilen imtiyazlar
Fransuva’nın, Alman İmparatoru Şarlken’e esir
ekonomik nitelikliydi. Fransa’ya bunun
düştükten sonra Osmanlıdan yardım istemesiyle
yanında dini ve hukuki bazı ayrıcalıklar
başlamıştı. Mohaç Savaşı Fransa’ya yardım
verilmiştir.
amacıyla yapılmış, Fransuva kurtulmuştu. Kanuni
✓ Kapitülasyonlar I. Mahmut döneminde sürekli
Avrupa devletleri arasındaki anlaşmazlıklardan
hale getirildi.
yararlanarak Avrupa siyasetinde söz sahibi oldu.
✓ Kapitülasyonlar önceleri bir bağış niteliğinde
Osmanlı, Orta Avrupa seferleriyle Fransa idi. Fakat sanayi devrimi ile birlikte Osmanlı
ve Protestanların yükünü azalttı. Protestanlığın ekonomisinin bozulmasına etki eden temel
yayılmasına zemin hazırladı. Avrupa’da dini birlik faktörlerden biri haline geldi.
iyice zayıfladı. Fransa Osmanlı Devleti’ni Avrupa’yı ✓ Batılıların, Osmanlı topraklarında yaşayan
koruyan tek güç olarak gördüğünü ilan etti. Bu Hristiyanların sorunlarıyla ilgilenmelerine ve
yakınlaşma zamanla ticari alanda kaydı. Fransa’ya bu vesileyle Osmanlının iç işlerine
Avrupa tarihlerinde “kapitülasyon” Osmanlı karışmalarına zemin hazırladı.

6
DÜNYA GÜCÜ OSMANLI HAMZA OLUÇ

➢ II. Bayezid döneminde, Karadeniz’deki önemli


DOĞUDAKİ GELİŞMELER
ticaret limanları olan Kili ve Akkerman alındı.
➢ Akdeniz’de ise Mora’daki İnebahtı, Modon,
OSMANLI-İRAN İLİŞKİLERİ Koron ve Navarin fethedildi.
➢ Osmanlı donanması, Kanuni döneminde
Safevi Devleti Şiilik Propagandası yapıp
dünyanın en güçlü deniz gücü durumuna
Anadolu’ya egemen olmak isteyince Osmanlı-İran
geldi.
ilişkileri bozulmuştu. Yavuz döneminde Çaldıran
➢ Zamanla Akdeniz, Ege ve Karadeniz bir Türk
zaferi ile İran sorunu geçici de olsa çözüme
gölü haline geldi.
kavuşturulmuştu. Şah İsmail ölünce yerine geçen
➢ Yüzlerce yıl, Kızıldeniz ve Basra Körfezi’nin
oğlu Tahsmab döneminde de Safevilerin Osmanlı
kontrolünü sağladı.
politikası değişmedi.
➢ Yüzyılın sonlarına doğru Akdeniz’de Osmanlı
Şah Tahsmab’ın; Devleti ve İspanya gibi iki yeni güç vardı.
✓ Şiileri kışkırtmaya devam etmesi. ➢ Osmanlılar, Akdeniz’de İspanyollarla, Hint
✓ Macaristan’a elçiler göndererek Şarlken’le denizine ulaşarak İslam beldelerini ve
ittifak kurmaya çalışması. Müslümanları tehdit eden Portekizlilerle
✓ Osmanlı’ya bağlılığını bildiren Bağdat valisini mücadele etti.
öldürmesi üzerine Kanuni İran seferine ➢ Osmanlılar, 1516 ve 1517 yılında Suriye ve
çıkmaya karar verdi. Mısır limanlarını ele geçirerek, Doğu Akdeniz
Kanuni İstanbul Antlaşmasıyla batıdaki kıyılarını hakimiyet altına aldılar.
sınırlarını güven altına aldıktan sonra İran üzerine ➢ Osmanlılar, kara ve denizlerdeki
dört sefer düzenledi. hâkimiyetlerini pekiştirmek için projeler
Bu seferler sonucu Bağdat, Karabağ, geliştirmişlerdir.
Revan ve Nahcivan Osmanlı topraklarına Don-Volga Kanalı Projesi:
katılmıştır. Don ve Volga nehirlerinin bir kanalla
birleştirilerek, Karadeniz'le Hazar Denizi'nin birbi-
Amasya Antlaşması (1555): rine bağlanması ile gittikçe güçlenen Rusların
Kanuni, İstanbul’a dönüşü sırasında Amasya’ya güneye doğru inmelerini engellemeyi amaç-
gelen İran elçilerinin barış teklifini kabul etti. lanmıştır.
İLK: Osmanlı Devleti’nin İran’la imzaladığı ilk resmi Süveyş Kanalı Projesi:
antlaşmadır. Hindistan kıyıları ve Endonezya'daki Açe
Bu antlaşmayla İran; Bağdat, Karabağ, Revan ve Müslümanları ile Baharat Yolu tüccarlarını
Nahcivan’ın Osmanlıya ait olduğunu kabul Portekizlilerin baskısından kurtarmak. Okyanuslara
etmiştir. kayan Baharat Yolu'nu Akdeniz'e tekrar yöneltip,
Uyarı: Osmanlı-İran savaşları, Osmanlının batıdaki ticareti canlandırmak. 1568'de gündeme
ilerleyişini yavaşlatmıştır. Amasya antlaşmasıyla gelen proje gerçekleşmemiştir
İran sorunu bir süre için çözümlenmişse de III. Marmara-Karadeniz Projesi
Murat döneminde savaşlar yeniden başlamıştır. Sokullu Mehmet Paşa Sakarya Nehri,
Sapanca Gölü ve İzmit Körfezi'ni birleştirerek
KANUNİ DÖNEMİ DENİZLERDEKİ Karadeniz ve Marmara'yı bağlamayı hedefliyordu
GELİŞMELER Rodos’un Fethi (1522):
Stratejik önemi olan Rodos’un Sen-Jan
Osmanlı Deniz Gücü (kısa bir tarihçesi)
şövalyelerinden alınmasıyla Suriye ve Mısır deniz
➢ Osmanlı Devleti, görünüş itibarıyla bir kara
yolunun güvenliği büyük ölçüde sağlandı.
devleti görümünde olsa da özellikle batı
yönünde genişleyebilmek için deniz gücüne
Cezayir’in Alınması (1533):
ihtiyaç duymuştur.
Barbaros’un Kaptan-ı Derya olması ile
➢ Bu dönemde denizlerde Osmanlı Devleti’nin
savaşılmadan Osmanlı topraklarına katılmıştır.
karşısında, Venedik, Ceneviz, İspanya ve
Portekiz gibi güçlü devletler vardı.

7
DÜNYA GÜCÜ OSMANLI HAMZA OLUÇ

Preveze Deniz Zaferi (1538): KANUNİ DÖNEMİNDEKİ HİNT DENİZ


Osmanlı Kaptanıderyalığına getirilen
Barbaros Hayrettin Paşa’nın, Akdeniz’de seferler
SEFERLERİ
düzenlemesi Avrupalı Devletleri rahatsız etmiştir.
Osmanlı Devleti’ne karşı Haçlı donanması
oluşturulmuştur. Osmanlı Devleti bu savaşı
kazanmış ve bunun sonucunda:
✓ Akdeniz’de Osmanlı üstünlüğü kabul
edilmiştir.
✓ Venedik ile antlaşma yapılmış, Mora ve
Dalmaçya kıyıları Osmanlıya bırakılmıştır.
UYARI: Preveze Savaşı’nda zafer kazanılan gün,
günümüzde donanma günü olarak kutlanmakta-
dır.

Trablusgarp’ın Fethi (1551): ➢ Kanuni döneminde Osmanlı donanmasının


Şarlken’in kontrolündeki Sen Jan diğer bir mücadele alanı da Hint Okyanusu
Şövalyeleri’nden Kuzey Afrika’nın hakimiyetini olmuştur.
güçlendirmek amacıyla Turgut Reis tarafından ➢ Coğrafi keşiflerde öncü rol oynayan Portekiz,
alınmıştır. Afrika’yı güneyden dolaşarak Hint
Okyanusu’na ulaşmıştı.
Cerbe Deniz Savaşı (1559):
Osmanlı Devleti’nin Akdeniz’de hâkimi- Hint Deniz Seferleri’nin Sebepleri
➢ Portekiz’in Baharat Yolu’nu denetim altına
yetini güçlendirmesini istemeyen Haçlı donan-
ması ile Cerbe Deniz Savaşını yapmıştır. Osmanlı almak istemesi.
➢ Hintli Müslümanlara yapılan baskı.
devleti bu savaşı kazanmış ve böylece Akdeniz
➢ Portekiz’in Basra Körfezi ve Kızıldeniz’e yapılan
hakimiyeti güçlenmiştir.
giriş ve çıkışları engellemesi.
Malta Kuşatması (1565): ➢ Gücerat sultanının yardım isteği.
Osmanlı Devleti, Akdeniz hakimiyetini ➢ Portekiz’in Kızıldeniz’de hacca giden
güçlendirmek için Malta Adası’nı kuşatmış ancak Müslümanlara saldırması.
alamamıştır (Turgut Reis’in ölümü üzerine 4 sefer düzenlenmiştir.
kuşatma kaldırıldı). 1538> Hadım Süleyman Paşa,
1551> Piri Reis,
Sakız Adası’nın Fethi (1566): 1552> Murat Reis,
Cenevizlilerden Kaptan-ı Derya Piyale 1553> Seydi Ali Reis seferleri gerçekleştiren kap-
Paşa tarafından alınmıştır. tanlardır.
Not: Ege’deki Türk hâkimiyeti pekişmiştir. Bu seferlerde, istenilen başarıya
Akdeniz’de Kanuni döneminde tam bir üstünlük ulaşılamamıştır.
sağlanamadı. Ancak, Kanuni’den sonra Kıbrıs’ın Sonuçları:
fethiyle Doğu Akdeniz’de tam bir üstünlük ➢ Piri Reis, Kitab-ı Bahriye ve Seydi Ali Reis,
sağlandı. Miratül Memalik adlı coğrafya kitaplarını
yazmıştır (Piri Reis bu kitabına ilk dünya
haritasını yerleştirmiştir).
➢ Hint Deniz yolu Osmanlı egemenliğine
geçmemiştir, seferler Osmanlı ekonomisine
zarar vermiştir.
➢ Yemen, Aden ve Habeşistan’ın bir kısmı
Osmanlı egemenliğine girmiştir.
➢ Kızıldeniz bir iç deniz olmuştur.

8
DÜNYA GÜCÜ OSMANLI HAMZA OLUÇ

Hint Deniz Seferlerinin Başarısız Olmasının karşılanması içinde yeni yerlere göz dikmeye
Sebepleri başlamışlardır.
➢ Hint deniz seferlerine gereken önemin
verilmemesi. Sonuçlar
➢ Osmanlı gemilerinin okyanus sularına Coğrafi Keşiflerin Siyasi Sonuçları
dayanıklı olmaması. 1. Osmanlı Devleti Hint ticaret yolunun
➢ Portekiz donanmasının güçlü olması. hakimiyeti için Portekizliler ile, Akdeniz
➢ Hint Denizi’nin Osmanlı gemicileri tarafından hakimiyeti için ise İspanyollar ile mücadele
iyi tanınmaması. etti.
➢ Gücerat sultanlarının Osmanlı donanmasına 2. Yeni ada ve kıtaların keşfi gerçekleşti.
yardım etmemesi. 3. İspanyol ve Portekizliler geniş ülkeler elde
ederek ilk sömürge imparatorluklarını kurdu-
COĞRAFİ KEŞİFLER lar.
Coğrafi Keşiflerin Ekonomik Sonuçları
Nedenleri 1. Yeni ticaret yolları bulundu, Baharat ve İpek
1. Avrupalılar Hıristiyanlık dinini dünyaya Yolları önemini kaybetti.
yaymak ve dünyayı tanımak istemişlerdir. 2. Akdeniz kıyısındaki limanlar önemini kay-
2. Siyasal ve dinsel mücadelelerde başarısız olan betti. Buna karşılık Atlas Okyanusu kıyısındaki
Avrupalılar, daha düzgün şartlarda yaşamak limanlar önem kazandı.
istemişlerdir. Yerleşebilecekleri yeni toprakları 3. Keşfedilen bölgelerdeki değerli eşya ve
aramaya başlamışlardır. madenler Avrupa’ya taşındı. 0 zamana kadar
3. İstanbul’un fethinden sonra Türkler Doğu “toprak” temel zenginlik kaynağı iken, bundan
ticaret yolun hâkim olmuşlardır. Avrupalılar sonra “altın ve gümüş” temel zenginlik
doğu ülkeleri ile ticaretin devamını sağlamak kaynağı oldu.
maksadıyla yeni yollar arayışı içine 4. Burjuva sınıfı güçlendi. Bu durum, Avrupa’nın
girmişlerdir. siyasi ve sosyal yapısında değişikliklere neden
4. Avrupalıların pusulayı öğrenmeleri neticesin- oldu.
de coğrafya bilgileri ve gemicilik faaliyetleri 3 5. İslam ülkeleri yoksullaştı.
gelişmeye başlamıştır. 6. İpek yolu ticaretinin önemini kaybetmesi
5. Krallar coğrafi keşifler sonucunda yeni sonucunda Türkistan hanlıkları zayıfladı.
yerlerden gelen malların kontrolünü ele
Coğrafi Keşiflerin Bilimsel Sonuçlar
geçirmek istemişler ve zenginliklerini
1. Yeni ırklar, kültürler, hayvanlar, bitkiler
arttırmaya çalışmışlardır. Bu sebeple de
keşfedildi.
kaşifleri desteklemişler, onlar için uygun
2. İnsanlarda merak ve araştırma isteği uyandı.
ortam sağlamaya çalışmışlardır.
3. Düşünce dünyasında önemli gelişmeler
6. Avrupalılar, ekonomik sıkıntıları aşmak için
meydana geldi.
atın ve gümüş gibi değerli madenlere ihtiyaç
4. Rönesans ve Reform Hareketlerine zemin
duymaya başlamışlar ve bu ihtiyaçların
hazırlandı,
5. Avrupa’da sanattan zevk alan ve sanatçıları
koruyan “Mesen” sınıfı ortaya çıktı.
3
Karavela gemileri: 15. yüzyılda ortaya çıkan iki ya da
üç Latin yelkenine sahip olan yelkenli bir gemi türüdür. Coğrafi Keşiflerin Dini Sonuçları
Sonraki dönemlerde Latin ve kare yelkenlerin birleşimi 1. Dünyanın yuvarlak olduğunun kanıtlanması ile
ile hareket edenleri de üretilmiştir. Sığ sularda dünyanın düz olduğunu iddia eden Katolik
seyredebilme yetenekleri ve görece üstün manevra Kilisesi’ne güven azalmıştır.
yetenekleri ile Orta Çağ denizciliğinde en önemli gemi 2. Hıristiyanlığa ait inançlar temelinden sarsıldı.
türlerinden biridir. Araştırma amaçları için uygun 3. Avrupa’da dine dayalı dünya görüşü değişti.
niteliklere sahip olan bu gemiler, küçük olduklarından 4. Coğrafi Keşifler bütün insanlığı etkilemiştir. Bu
az sayıda asker veya ticari mal taşıyabilmekteydiler.
yönüyle “evrensel” bir özelliğe sahiptir.
Orta Çağ sonlarında artan ihtiyaçlar ile bu gemiler
yerine daha fazla yük taşıyabilen kalyon tipi gemiler
Avrupa’da daha sonra ortaya çıkacak olan
kullanılmaya başlamıştır. gelişmelere neden olmuştur.

9
DÜNYA GÜCÜ OSMANLI HAMZA OLUÇ

Coğrafi Keşiflerin Osmanlı Devleti Üzerindeki Etkileri Maddeler Halinde


1. Avrupa’nın Osmanlı Devleti’ne bağımlılığı azaldı.
2. Akdeniz limanlarının önem kaybetmesi, Osmanlı Devleti’nin ticari gelirlerini azalttı.
3. Osmanlı topraklarında ticaret ile uğraşan köy ve kasabalarda ekonomik durum zayıfladı.
Osmanlı Devleti, Coğrafi Keşiflerin olumsuz etkilerini önlemek için Almaya Çalıştığı Tedbirler;
➢ Süveyş Kanalı Projesi’ni gerçekleştirmek istedi. Fakat bunu ancak 1869’da gerçekleştirebildi.
➢ Hint Okyanusunda Portekizliler ile savaştı fakat üstünlük kuramadı.
➢ Don – Volga Kanalı Projesi’ni gerçekleştirerek ipek Yolu’nu tekrar canlandırmak istedi. Fakat bunda da
başarılı olamadı.
➢ Akdeniz limanlarını yeniden canlandırarak gümrük gelirlerini artırmak için Avrupalı devletlere
kapitülasyonlar verdi.

10
( https://t.me/tarihogretmeni )
Telegram kanalımızın linkidir
DAVETLİSİNİZ

VI. ÜNİTE
SULTAN VE OSMANLI MERKEZ
TEŞKİLATI

HAZIRLAYAN
HAMZA OLUÇ
SULTAN VE OSMANLI MERKEZ TEŞKİLATI HAMZA OLUÇ

VI. ÜNİTE

SULTAN VE OSMANLI MERKEZ TEŞKİLATI

OSMANLI’NIN KALBİ: TOPKAPI SARAYI ➢ İstanbul’un Fethi’nden sonra da bugün


İstanbul Üniversitesi yakınlarında Eski Saray
olarak bilinen saray inşa edilmiştir.
➢ Topkapı Sarayı, 1465-1478 yılları arasında
Fatih Sultan Mehmet tarafından bugün
Sarayburnu denilen mevkide yaptırılmıştır.
➢ Topkapı Sarayı’nda padişah, ailesi ile birlikte
ikamet etmiş ve devleti buradan yönetmiştir.
➢ Padişahların sünnet merasimlerinden, defin
işlemlerine kadar birçok faaliyet burada
yaşanmıştır.
➢ Ayrıca saray, devlet kademesinde görev alacak
devlet adamlarının yetiştirildiği en önemli
eğitim merkezidir.
➢ Osmanlı Devleti’nde bilinen ilk sarayı Orhan ➢ Topkapı sarayı: Birun, Enderun, Harem olmak
Gazi Bursa’da1 yaptırmıştır. üzere 3 bölüme ayrılmaktadır. Aşağıda bu
➢ I. Murad Devri’nde Edirne Sarayı2 yapılmıştır. bölümleri açıklamaya ve bu bölümlerde görev
alan görevlileri kısaca açıklamaya çalışacağız.
1
Bursa yakınlarındaki Yenişehir’de bulunan bu yapı ilk
örnektir. Osman Gazi dönemine tarihlendirilen bu yapıdan NOT: Osmanlı saraylarından hiçbiri, Avrupa saray
günümüze yalnızca hamam kalıntıları ulaşabilmiştir. Orhan mimarisinde olduğu gibi ölçüleri açısından anıtsal
Gazi dönemine tarihlendirilen ve Bursa Sarayı adıyla bilinen değildir. Yapılara insani ölçüler egemendir. Yalın bir
bu yapı Hisar’daki İçkale’de yer almaktaydı. Daha sonra Murat mimari içinde belirli oranlarla oluşturulan güzellik; iç
Hüdavendigar ve özellikle de IV. Mehmet tarafından
süslemeyi ve eşyaların inceliğini ezmez, tam tersine bu
yaptırılan eklemelerle genişletilen sarayda has oda, arz odası,
eşyalarla olgun bir uyum içindedir.
divanhane, ahırlar, hamam gibi çeşitli birimler bulunuyordu.
Ancak önemi Fatih Sultan Mehmet dönemiyle birlikte giderek
azalmıştır. Bir süre acemi oğlanlar ve ardından da bostancılar
Birun
tarafından kullanıldıktan sonra kendi haline bırakılmış ve 19.
yüzyılda iyice harap duruma gelerek nihayet tamamen
ortadan kalkmıştır.
2
Osmanlı Devleti’ne İstanbul’dan önce başkentlik yapan
Edirne, saray mimarisi açısından son derece önemli bir kent
olmuştur. Şehrin fethinden sonra ilk saray yapısı 1365’te I.
Murat tarafından inşa ettirilmiştir. Eski Saray olarak
adlandırılan bu yapıda; büyük salonlar, kilerciler, doğancılar
ve seferliler odaları, has oda, hazine, hamam gibi yapılar
bulunuyordu. Padişahlar tarafından kısa bir süre kullanılmış
olan bu saray daha sonra başkentte padişahın hizmetine
girecek iç oğlanların eğitimi için okul olarak hizmet vermeye
başlamıştır.
Yeni Saray olarak da anılan Edirne Sarayı II. Murat
tarafından inşa ettirilmiştir. Eski Sarayın şehir içinde dar bir
alanda sıkışıp kalması ve genişlemeye müsait olmaması
nedeniyle ortaya çıkan gereksinimi karşılamak amacıyla Tunca Farsça ’da “dış” anlamına gelir ve sarayın
Nehri kıyısında çok geniş bir alan seçilmiştir. Yapımına 1450
en geniş bölümüdür. Saray muhafızları ve
tarihinde başlanmış ve Topkapı Sarayı’nda olduğu gibi,
yüzyıllar boyunca ortaya çıkan gereksinimler doğrultusunda çalışanları burada yer alırdı.
yeni binalar eklenerek genişletilmiştir. Günümüzde Sarayiçi
Birunda; adalet kasrı, hastane, mutfaklar,
olarak anılan bölgede kalan Edirne Sarayı, yerleşim şeması
açısından Topkapı Sarayı için bir prototip oluşturacak kadar ahırlar, erzak odaları, odun ambarları, çalışanların
önemlidir. koğuşları, kayıkhaneler, bostanlar, bahçeler, cirit

1
SULTAN VE OSMANLI MERKEZ TEŞKİLATI HAMZA OLUÇ

oyunu ve ok atış talimleri için alanlar ve küçük yönetiminde görev alacak nitelikli insanlar
meydanlar bulunurdu. yetiştirmekti.
Osmanlı kendine has saray protokolü ile Enderun’da yetişenler arasında Vezir-i
tarihteki yerini almıştır. Bu protokolü sağlamakla azamlığa kadar yükselenler olurdu. Padişahın
görevli saray görevlileri Birunda bulunurlardı. İşte güvenilir hizmetkarlarının yetiştirildiği Enderun;
bu görevlilere bir göz atacak olursak şöyle bir büyük oda, küçük oda, seferli odası, doğancılar
tablo karşımıza çıkar. odası, kiler odası, hazine odası ve has oda olmak
üzere yedi odadan oluşurdu.
Enderun-ı Hümâyun bölümünde hizmet
edenlere genel olarak Enderun halkı veya Enderun
hademeleri adı verilirdi.

Enderun

Harem

Enderun, Farsça “iç” anlamına gelir. En


seçkin devşirme çocuklarının eğitildiği ve Osmanlı
devlet sisteminin üst düzey yöneticilerinin
yetiştirildiği bir okul niteliğindeki Enderun
Mektebi bu bölümde yer alırdı.
Padişahın özel hizmetlerini gören
Harem, Arapça “yasak” anlamına gelir.
devşirmeler yani iç oğlanlar burada eğitilirdi.
Padişahın özel hayatını sürdürdüğü bölümdür.
Özel olarak seçilen ve eğitilen bu gençlere Padişahın evi olan haremde, padişahın ailesi ve
Türkçe, Arapça, Farsça, matematik, tarih, cariyeler bulunurdu.
edebiyat, müzik ve güzel sanatlar dersleri verilir;
Hanedan üyeleri ve Darussade ağası
cirit ve ok atma, ata binme, kılıç kullanma ve güreş
dışında hiç kimse buraya giremezdi.
en iyi şekilde öğretilirdi. Asıl amaç devlet

2
SULTAN VE OSMANLI MERKEZ TEŞKİLATI HAMZA OLUÇ

Haremde Enderun’dakine benzer bir


eğitim ve teşkilat sistemi vardı. Disiplin ve
protokol kurallarının geçerli olduğu Haremde
cariyeler; edebiyat, müzik, güzel sanatlar, el işleri,
güzel konuşma, zarafet öğrenirler ve beylerbeyi,
sancakbeyi, vezir gibi üst rütbeli devlet
adamlarıyla evlenirlerdi. Bu sayede saray kültürü,
şehir kültürüne katkı sağlamaktaydı.
Darussade dairesi, şehzade mektebi,
padişah için yemek yapılan Kuşhane mutfağı,
Kadın Efendiler Dairesi ve hazine Haremde yer
alırdı.
Kuruluşu:
Padişahın evi olan Harem-i Hümâyun
bölümünün genel sorumlusu Darüssade ağasıydı. ➢ Osmanlı Devleti’nde merkezi teşkilatın en
Derece olarak Vezir-i azam ve şeyhülislamdan önemli kurumu Divan-ı Hümayun ’dur.
sonra gelen Darüssade ağasının en önemli görevi, ➢ Devletin en önemli askeri, siyasi, ekonomik ve
padişahın haremini korumaktı. Ayrıca haremde sosyal meselelerinin görüşüldüğü en yüksek
bulunan görevlilerin terfi ve ceza işlemlerini karar ve yönetim kuruludur.
padişaha arz eder ve tayinlerini yapardı. ➢ Divan-ı Hümâyun, Orhan Bey döneminde
Haremeyn-i Şerifeyn vakıflarının sorumlusu, sürre kurulmuş, son şeklini ise Fatih döneminde
alaylarının düzenleyicisiydi. almıştır.
➢ Padişah başkanlığında, o bulunmadığı zaman
veziriazam başkanlığında devlet merkezi
(başkent) veya hükümdarın bulunduğu yerde
toplanırdı. Devlet işlerinin en son karar organı
burası idi.
➢ Her ne kadar divan kararları uygulanmışsa da
yine de son söz padişahındır. Bu yönüyle divan
bir danışma organı durumuna gelmiştir.
DİVAN-I HÜMAYUN ➢ Divanda devletlerarası ilişkiler görüşülür.
Halkın şikayetleri dinlenir ve bazı davalara
bakılarak onlar karara bağlanırdı.
➢ Divanda görüşülen ve alınan kararlara
“Hüküm” denilir ve bu hükümler “Mühimme
Defterleri ’ne” sıra ile yazılırdı.
➢ Divân-ı Hümâyundan çıkan kararlara "hüküm"
adı verilirdi. Hükümler ahkâm defterlerine sıra
ile yazılırlardı.

3
SULTAN VE OSMANLI MERKEZ TEŞKİLATI HAMZA OLUÇ

➢ Divan haftanın her günü3 sabah erkenden ✓ Padişah adına mutlak vekil sayılırdı.
toplanmakta ve Padişah başkanlık etmekte idi. Sadrazamın sözü ve yazısı padişahın fermanı
Divan görüşmeleri öğle vaktine kadar devam ve iradesi kabul edilirdi. Padişah olmadığı
ederdi. zamanlarda divana başkanlık yaparlardı.
➢ Fatih, divan başkanlığını Vezir-i azam’a ✓ Osmanlı Devleti’ndeki tayinler ve görevden
bırakarak görüşmeleri kafes (Kasr-ı Adl.) almalarla, terfi ve ilerlemelerde birinci
arkasından izlemeye başladı. Böylece divan derecede sorumlu idi.
üyeleri görüşlerini serbestçe söyleyebilmeye ✓ Padişahlar sefere çıkmadığı zamanlarda,
başlamışlardır. Bu uygulama ile sadrazamlık veziriazamlar başkomutan vekili olarak sefere
mevkiinin önemi artmış ve güçlenmesine çıkarlar kendilerine Serdar–ı Ekrem unvanı
sebep olmuştur. verilirdi.
➢ Veziriazamlar, görüşmelerini kendi
✓ Veziriazam padişahın mührünü de taşırdı. Çok
konaklarında ikindi namazından sonra
önemli bir özrü olduğunda veya sefere
toplanan ikindi divanında görüşürlerdi.
çıktığında yerine Sadaret Kaymakamı denilen
➢ Divanda halkın din, dil, mezhep, cins ve
vekili bakar ve divana başkanlık ederdi.
statüsüne bakılmaksızın Osmanlı ülkesinde
yaşayan herkesin başvurusu dikkatle Vezirler
görüşülürdü. Divan kararlan kesindi ve
✓ Vezir sayısı ikiye çıkınca bunlardan biri
değiştirilmesi mümkün değildi.
veziriazam yapıldı. Diğer vezirde divana katıldı
fakat yetkisi geniş değildi.
Divan Üyeleri
✓ Zamanla vezir sayısı arttı. Fatih döneminde
dört kişi oldu.
Daha önceden de bildiğimiz üzere divan
✓ Vezirler yalnız merkezde değil taşra örgütünde
üyeleri 3 gruba ayrılmaktadır. Bunlar Seyfiye,
de görevlendiriliyordu. Bu günkü devlet
Kalemiye ve İlmiye’dir. Şimdi bu gruplar dahilinde
bakanlarına benzetebiliriz.
bulunan Divan üyelerimizi kısaca tanımaya
✓ Veziriazamdan sonra gelen diğer vezirler;
çalışalım.
ikinci vezir, üçüncü vezir, dördüncü vezir vb.
Padişah şekilde adlandırılırdı ve sayıları yediye kadar
çıkabilirdi. Yeni sadrazam, bazı istisnalar
✓ Padişahlar İstanbul’un fethine kadar divanın
dışında padişah tarafından bu vezirler
tabii üyesi ve başkanıdır.
arasından seçilmiştir.
✓ Fatih devrinde, divanda üyelerin görüşlerini
daha rahat söyleyebilmesi amacıyla “kafes NOT: Bu makamı diğer hükümdar yardımcılarından
sistemi” getirilmiştir (Divan-ı Hümayun’un ayıran en temel özellik, makamın hem Osmanlı hem de
kuruluşu başlığı altında buna değinmiştik İslam devletlerindeki çıkışının padişaha yardım
zaten). etmekten öte bürokrasinin başı olması ile ilgilidir.
Nitekim ilk Osmanlı vezirleri de ulema içerisinden
✓ Yeni sistemle padişahlar divan toplantılarına seçilmişlerdir. Ancak zamanla Osmanlı Devleti'nde
katılmamış, ancak dilediklerinde kafes sadrazam makamı oluştuktan sonradır ki Kubbealtı
arkasından toplantıyı takip etmişlerdir. vezirleri, sadece askeri danışman vasfına düşeceklerdir.
Fakat herhangi bir vezir sadrazam olduktan sonra yeni
Vezir–i Azam ana vazifeleri tekrardan bürokrasinin yani katipler
sınıfının yöneticiliği olmaktadır. Bu durum gerek
✓ Devlet işlerini padişah adına yöneten hükümet kabilelerde gerekse de birçok feodal Avrupa
başkanına veziriazam veya sadrazam denilirdi. ülkesindeki hükümdar yardımcısı olan yetkililerden bu
✓ Devletin en yüksek rütbeli memurudur. makamı farklılaştırmaktadır.

Kazasker
3
Divan Orhan Bey zamanından Fatih’in ilk devirlerine kadar
✓ Divanda büyük davalara bakardı. Şer’i ve örfi
her gün toplanırdı. Toplantılar sabah namazından sonra
başlar ve öğleye kadar devam ederdi. XV. asrın ortalarından konularda görüşü alınırdı.
sonra (Fâtih dönemi) toplantılar haftada dört güne
(Cumartesi Pazar Pazartesi Salı) inmiş Pazar ve Salı günleri de
arz günleri olarak tespit edilmişti.

4
SULTAN VE OSMANLI MERKEZ TEŞKİLATI HAMZA OLUÇ

✓ Kendi bölgelerinde kadı ve müderrisleri atama Yeniçeri Ağası


veya görevden alma işlerine bakardı. (İstanbul,
✓ Vezir olan Yeniçeri Ağaları divanın daimî
Bursa ve Edirne kadılarını sadrazam atardı.)
üyesiydi. Ancak vezir olmayan Yeniçeri Ağaları
✓ Adalet, eğitim, kültür ve diyanet işlerine
ise ihtiyaç duyulduğunda görüşmelere
bakarlardı.
katılarak gerekli bilgi ve görüşünü divana arz
✓ I. Murat döneminde kurulmuştur.
ederdi.
✓ Fatih döneminde ise Anadolu ve Rumeli
kazaskeri olarak sayısı ikiye çıkarıldı. Şeyhülislâm (Müftü)
✓ Rumeli kazaskeri protokol bakımından daha ✓ 15. yüzyılda Divan’ın doğal üyesi değildi.
önce gelirdi. Divanda rütbe bakımından Ancak yaptığı işler bakımından padişahın en
vezirlerden sonra gelirdi. önemli yardımcılarından biriydi Şeyhülislam.
✓ Divan’da alınan kararların İslam dinine uygun
olup olmadığı konusunda fetva verirdi.
Defterdar ✓ Fatih Dönemi’nde rütbe ve makam olarak
✓ Devletin gelir ve giderleri ile bütçelerini kazaskerden sonra gelen müftünün önemi I.
hazırlardı. Selim Dönemi’nde halifeliğin Osmanlılara
✓ Divanda mali işlere dair görüşünü belirtirdi. geçmesiyle arttı.
✓ Fatih’ten sonra sayıları giderek artmıştır. ✓ Kanuni Dönemi’nde Vezir-i Âzam’a eşit hale
Rumeli defterdarı baş defterdar olarak anılırdı. geldi. Şeyhülislam ismi için 18. yüzyıldan sonra
Müftü kelimesi kullanılmaya başlanmıştır.
Nişancı
✓ Padişahın, sancak beylerine, beylerbeyine ve OSMANLI DEVLET ANLAYIŞI
hükümdarlara gönderdiği ferman ve beratlara
padişahın imzası olan tuğra çekerdi. Osmanlı Merkeziyetçi Yapısının Güçlen-
✓ Devletinin kanunlarını çok iyi bilirdi. Yeni dirilmesi ve Bu Kapsamdaki Uygulamaları
çıkartılan kanunların usulüne uygun olarak
tertip ve tanzimini yapardı. ➢ Orta Doğu devlet geleneğini benimseyen
✓ Divanda alınan kararları usulüne uygun olarak Osmanlılarda devlet düzeni, otoritenin karar
yazmak, padişaha ve sadrazama gelen birliğine ve saltanatın dokunulmazlık inancına
mektupları tercüme ettirerek bunlara cevap dayanırdı.
hazırlamak görevleri arasında idi. ➢ Padişahı, mührünü taşıyan Veziri azam temsil
✓ Divandaki görevleri dışında toprakların ederdi.
dirliklere (Has, Zeamet, Tımar) dağıtılmasını ➢ Devlet Hanedanın Ortak malıdır ve bu
sağlardı. hanedan Osmanoğulları’dır.
✓ Ülkenin tapu ve kadastro işlerini düzenlerdi. ➢ Tahta geçme konusunda kesin bir kural
bulunmamaktadır.
Reisülküttap ➢ Osmanlıda Merkezi otoriteyi güçlendirmek
✓ Divandaki kâtiplerin şefi olan reisülküttap için çeşitli uygulamalar yapılmıştır.
nişancıya bağlıydı. ➢ Bunlardan ilki, veraset sisteminde yapılan
düzenlemelerdir.
Kaptan-ı Derya 1. Murad Dönemi’nde kabul edilen “Devletin
✓ Osmanlı devletini ilgilendiren denizlerdeki toprakları padişah ve oğullarınındır.” İlkesinin
bütün işlerin sorumlusu ve Donanmay-ı yerine Fatih Devri’nde “Devletin toprakları
Hümayun’un başkomutanıdır. padişahındır.” anlayışı getirilmiştir.
2. Fatih Devrinde Çıkarılan Kanunname-i Ali
✓ Kendi sorumluluğuna giren davalara da Osman ile padişahlara kardeşlerini öldürme
bakardı. İstanbul’da bulunduğu zamanlarda izni verilmiştir.
kendisini ilgilendiren konularda divan 3. Divan-ı Hümayuna Vezir-i Azamın başkanlık
toplantılarına katılırdı. etme uygulamasını getirilmiştir.

5
SULTAN VE OSMANLI MERKEZ TEŞKİLATI HAMZA OLUÇ

4. Haremden evlenme usulünün uygulanmaya ➢ İdare altında bulunanları kendi evladı gibi
başlanmıştır. Bu usul sayesinde padişahın aile görme ve hakkını gözetme,
sırları dışarıya yayılmamış, akraba ilişkileri ile ➢ İyilik ve lütufta bulunma,
padişahın yıpratılması engellenmiştir. ➢ Düşmanlara karşı ferasetli olma
Fatih’ten itibaren Osmanlı padişahları ➢ Padişah ve idarecilerin bilim insanlarına
genellikle haremden evlenmiştir. destek olmaları,
5. Merkezî otoriteyi güçlü kılmak için yapılan ➢ Bilim insanlarının bilimsel faaliyetleri için
diğer uygulama ise müsadere usulüdür. gerekli ortamı hazırlamaları ve onları
Müsadere sistemi, kanuni sınırlamalarla kişisel ödüllendirmeleri.
mülk ve servetin veraset yoluyla ailelerin
elinde toplanmasını engellemiştir. Böylece
devşirmeler arasında aristokratik bir sınıf
oluşmamıştır. Padişahlarda Bulunması İstenilen Özellikler
Kısaca
Devlet İdarecilerinde Bulunması Gereken
Vasıflar ➢ Padişah adaletli olmalı,
➢ Ülkeyi şeriata uygun olarak yönetmeli,
✓ Osmanlı Devleti’nde ilk siyasetname Şeyhoğlu ➢ Ordunun başında cihat ve gaza amaçlı
Mustafa tarafından kaleme alınan “Kenzü’l- fetihlerde bulunmalı askerini koruyup
Küberâ” ve “Mehekkül Ulemâ”dır. gözetmelidir.
✓ Sultan II. Murad’ın oğluna nasihati “Nasıhat-ı ➢ Devleti idare edecek kişileri liyakat esasına
Sultan Murad” padişahlar tarafından yazılan göre belirlemeli,
nasihatname geleneğine ait önemli ➢ İltimas ve haksızlığa göz yummamalı,
örneklerden biridir. ➢ Halkın huzuru ve refahını göz ardı ederek
✓ Osmanlı Devleti’nde tahta çıkan padişahların bolluk içinde yaşamalarına ve ülke hazinesini
ve idarecilerin sahip olması gereken vasıflar savurganca kullanmalarına müsaade
gerek padişahların gerekse bazı Devlet etmemelidir.
adamlarının yazmış oldukları nasihatname ve ➢ Kendi çıkarları için çalışan, devletin ve halkın
siyasetnamelerde belirtilmiştir. Nasihatname çıkarlarını gözetmeyen idarecileri
ve siyasetnameler, Devlet yönetimiyle ilgili, görevlerinden alarak cezalandırmalıdır.
Devlet idarecilerine ve Devlet adamlarına ➢ Reayaya karşı hoşgörülü olmalı,
idarecilik ilim ve sanatına dair bilgiler veren, ➢ Din ve ırk farkı gözetmeksizin kanunları
onlara pratik tavsiyelerde bulunan ve onların herkese eşit olarak uygulamalı,
adaletli bir yönetim oluşturmalarını sağlamak ➢ Herkesin gelirine göre vergi almalı ve halkın
ve istemek amacıyla yazılan siyasi ve ahlaki inanç, gelenek, örf ve adetleri gibi önem
içerikli eserlerdir. verdiği manevi unsurlara karşı saygılı
✓ Siyasetnamelere göre devlet idaresinde adalet olmalıdırlar.
anlayışı en başta gelen erdemdir. Osmanlı
Devleti’nde adaleti sağlamak padişahın yerine
Şehzadeler ve Sancağa Çıkma Usulü
getirmesi gereken en önemli görevdir.
Adaletle korunan reaya sayesinde güçlü ➢ Padişahın erkek çocukları olan şehzadelerin
devletler ortaya çıkmıştır. doğum haberi bir Hatt-ı Hümâyunla Vezir-i
Nasihatname ve Siyasetnamelerde Verilen Azama bildirilirdi.
Öğütler ➢ Şehzadelerin hizmetlerinin karşılanması için
annesi tarafından “usta” denilen genç kızlar
➢ Adaletli olma, seçilirdi.
➢ İhsan kapılarını açık tutma, ➢ Saray geleneğine göre dört yaşına gelen
➢ Emanete riayet etme, şehzade, haremdeki Şehzadegân Mektebinde
➢ Reayaya karşı şefkat ve merhametli olma, ilk eğitimine başlardı. “Bed-i Besmele
➢ Görevi ehil ve hakkı olanlara verme, Merasimi” denen ve bütün devlet adamlarının
katıldığı büyük bir törende şehzadeye, konusu

6
SULTAN VE OSMANLI MERKEZ TEŞKİLATI HAMZA OLUÇ

besmele öğretimi olan ilk dersi şeyhülislam ➢ II. Selim Dönemi’nden itibaren şehzadelerin
verirdi. sancağa çıkma yönteminde sadece büyük ve
➢ Şehzadeler eğitim hayatı boyunca Kur’an-ı hükümdar adayı olan şehzadenin sancağa
Kerim, tarih, coğrafya, Arapça, Farsça dersler çıkmasına karar verildi ve sadece Manisa
alır; ok ve yay yapmayı, güzel yazı yazmayı şehri şehzade sancağı olarak belirlendi.
öğrenirdi. Ayrıca spor dersleri olarak ok atma, ➢ 17. Yy.’dan itibaren ise büyük şehzadenin de
ata binme, avcılık, cirit atma, gürz kullanma ve sancağa çıkma usulü tamamen kaldırılarak
güreş eğitimi alırdı. şehzadelerin sarayda eğitim almalarına karar
➢ On dört on beş yaşına geldiklerinde, verildi. Sancağa çıkma yerine şehzadelere
Sancakbeyi olarak görevlendirilmeye ismen sancak verilerek yerine mütesellim
başlanırdı. Sancaklara vali olarak atanan (vekil) gönderildi.
şehzadelere “Çelebi Sultan” denirdi.
➢ Sancağa çıkan şehzadenin yanında “Lala”
denilen tecrübeli bir devlet adamı bulunurdu.
NOT: Sancağa çıkma usulünün temel amacı, ileride
padişah olacak olan şehzadelerin devlet yönetiminde
tecrübe kazanmasını sağlamaktı.

NOT: Bütün bunlar, şehzadelerin devlet yönetimi


açısından çok önemli bir rol oynadıklarının kanıtıdır.
Sancağa çıkma usulüyle yetişen şehzadeler, Osmanlı
Devleti’nin en ihtişamlı padişahları olarak karşımıza
çıkmıştır. Sancağa çıkma usulüyle yetişen son padişah
III. Mehmet’tir. XVII. yüzyıldan itibaren şehzadeler
eğitimlerini sarayda almaya başlamış fakat bu durum, (Topkapı Sarayındaki Çifte Kasırlar veya Veliaht Dairesi olarak
şehzadelerin devlet idaresinde tecrübesiz olmalarına bilinen yapı şehzadeler için kafes olarak kullanılmıştır)
neden olmuştur.

➢ Şehzadeler yanlarında annesi, lalaları ve


askerleri dışında; Defterdar, Nişancı, Divan
Kâtibi, Kapıağası, Tabib, Bahçıvan vb.
görevlilerle birlikte sancağa gönderilirlerdi.
➢ Sancağa çıkarılan şehzadelerden yaşları
müsait olanlar, tıpkı başkent İstanbul’daki
Divana benzer bir Divan teşkilatı kurar,
sancaklardaki idari işleri yürütürlerdi.
Dolayısıyla sancaklar adeta küçük bir devlet
teşkilatlanmasının örneğini gösterir ki bu
sayede şehzadeler devlet yönetimini
yaşayarak öğrenmiş olurlardı.
(Şehzade Sancağı Amasya)
➢ Şehzadeler görev yaptıkları sancaklarında
zeamet ve tımar dirlikleri dağıtabilir, resmî
belge ve yazışmalara kendi tuğralarını
çekebilirlerdi. Ancak unutmamak gerekir ki
tüm bu işleri merkeze yani başkente bildirmek
ve kayıt altına almak zorundadırlar.
➢ Sancaklarda halkla iç içe olan şehzadeler,
halkın tüm dertleriyle ilgilenirken idari
kadrolarını da buna göre yönlendirmişlerdir.
➢ Osmanlı Devleti’nde 16. Yy. sonlarına doğru
Şehzadelerin sancağa çıkma yöntemlerinde
birtakım değişiklikler yapıldı.

7
( https://t.me/tarihogretmeni )
Telegram kanalımızın linkidir
DAVETLİSİNİZ

VII. ÜNİTE
KLASİK ÇAĞDA OSMANLI TOPLUM
DÜZENİ

HAZIRLAYAN
HAMZA OLUÇ
KLASİK ÇAĞDA OSMANLI TOPLUM DÜZENİ HAMZA OLUÇ

VII. ÜNİTE
KLASİK ÇAĞDA OSMANLI TOPLUM DÜZENİ

A) OSMANLI MİLLET SİSTEMİ OSMANLI MİLLET SİSTEMİ


OSMANLI TOPLUM YAPISI ➢ Osmanlı Devleti’nde, toplumu oluşturan
kesimlerin belirlenmesinde “millet sistemi”
➢ Osmanlı Devleti’nde toplum; dinleri, dilleri ve uygulanmıştır.
ırkları bakımından farklı kökenlerden gelen ➢ “Millet Sistemi” Osmanlı Devleti’nde yaşayan
insanlardan oluşmuştur. Müslüman olmayan toplulukların, din ya da
➢ Daha önceki ünitelerde de gördüğümüz üzere mezhep esasına göre örgütlenip yönetilmesi
biçimidir.
➢ Diğer bir şekilde ifade edecek olursak
Osmanlı’da yasal statüleri belirlenmiş dinî
cemaatlere millet adı verilmiştir.
➢ Osmanlı Devleti’nde görülen millet sisteminde
alınan temel ölçüt “dini inanç” tır. Yani
Osmanlı millet sistemi günümüz millet
olgusundan farklıdır.
➢ Millet sisteminin varlığı Osmanlı Devleti’nde
toplumu oluşturan grupların milli benliklerini
korumasını sağlamıştır.
➢ Osmanlı Devleti egemen olduğu topraklar
üzerinde yaşayan dili, dini, gelenekleri
Osmanlı toplumu genel olarak yönetenler birbirinden farklı milletlerin ulusal niteliklerini
(Askeri) ve yönetilenler (Reaya) olmak üzere değiştiren (asimile/asimilasyon) bir politika
2 gruptan meydana gelirdi. izlememiştir. Buda Osmanlı hoşgörü ve adalet
➢ Müslümanlar, Ümmet-i Muhammed olarak anlayışının bir göstergesidir.
anılmıştır. ➢ Osmanlı Devleti’nin bu tutumu, XIX. yüzyıla
➢ Gayrimüslim tabiri ise ehli kitap olarak gelindiğinde, Osmanlı Devleti’ni yıkmak
tanımlanan Hristiyan ve Yahudileri ifade eden isteyen devletlerin, Osmanlının iç işlerine
ve İslamiyet’i din olarak kabul etmeyenler için karışmasına, Osmanlı ülkesinde yaşayan
kullanılmıştır. azınlıkların bağımsızlık için ayaklanmalarına ve
➢ Osmanlı toplumu töre ve İslam hukukuna göre sonunda bağımsız olmalarına neden olmuştur.
düzenlenmiştir. Osmanlı toplumu farklı din, dil
ve ırktan insan topluluklarından oluşuyordu. NOT: Yani Osmanlı İmparatorluğu’nun toplumsal
Ancak devlet içinde herkes eşit statüde yer yapısının çeşitli etnik gruplardan oluşması, Osmanlı
Devleti’nin bu halkları asimile etmemesi, din ve
alırdı.
kültürlerinde özgür bırakması Osmanlı Devleti’nde bir
➢ Öyle ki Osmanlı toplumu Osmanlı devletinin
“Osmanlı Milleti” bilincinin oluşmasını ve Osmanlı
adaletli politikası sayesinde paylaşımcı, toplumunun kaynaşmasını engellemiş, XIX. yüzyılda
bencillikten uzak, birbiriyle iyi ilişkiler içinde devletin dış müdahalelerle dağılmasına ortam
ve mutlu yaşayan insanlardan oluşan bir hazırlamıştır.
toplum niteliğindeydi.
➢ Sınıf ayrımı Osmanlı toplum yapısında kesinle ➢ Osmanlı devletinin etnik yapısındaki gelişim
görülmez. Bir kişi devlete hizmet şartı özellikle 16 yy. Osmanlı Devleti’nin fetihlerle
karşılığında reayadan askeri sınıfına geçebilir. genişlemeye başlaması ile meydana gelmiştir.
Zamanla birçok millet Osmanlı toplumu
bünyesine girmeye başlayacaktır.
➢ Osmanlı Devleti’nde egemen güç Türkler
olmakla beraber ülkede Rumlar, Ermeniler,

1
KLASİK ÇAĞDA OSMANLI TOPLUM DÜZENİ HAMZA OLUÇ

Bulgarlar, Slavlar ve Araplar gibi birçok ulus Kafkasya’dan birçok Ermeni akın akın
beraber yaşamaya başlayacaktır. İstanbul’a taşınmaya başlayacaktır.
NOT: Asya steplerinden gelip, 3 kıtaya hâkim olan
Osmanlı, 6 asır boyunca ayakta kaldı. Osmanlı
Devleti, enerji ve gücünü üç temel unsura bina
etmişti: manevi terbiye, askeri disiplin ve ilim. Bu
değerler, toplumun diğer özellikleriyle birleşince
ortaya muazzam bir yapı çıktı.

Millet-i Sadıka: Osmanlı İmparatorluğu`nda


Ermenilere uygun görülen unvandır. Sadık Millet
anlamını taşır ve Osmanlı yönetimi ile uyum içinde
yaşadıkları için bu unvan uygun görülmüştür.
➢ Osmanlı Devleti’nde yaşayan gayrimüslim
➢ Osmanlı Devleti, hâkim olduğu bölgelerdeki topluluklardan biride Süryaniler idi. Yine aynı
gayrimüslimlere büyük bir tolerans Ermeniler gibi Osmanlı Devleti’nin adil ve
uygulayarak onları dillerinde, inançlarında ve hoşgörü politikası sayesinde Süryanilerde
kendi aralarındaki ilişkilerde serbest bıraktı. Osmanlı toprakları içinde benliklerini
Nitekim Fatih Sultan Mehmed İstanbul’u koruyarak rahat ve huzur içinde yaşama fırsatı
fethettiğinde Rum patriğini, Hristiyan bulmuşlardır.
cemaatinin lideri olarak tanıdı ve ona geniş
yetkiler verdi. Fatih, Rum cemaatine tanıdığı
hak ve yetkileri Ermeni ve Yahudilere de
tanıdı.
➢ II. Bayezid Dönemi’nde İspanya’daki baskı ve
katliamdan kurtarılan Yahudiler, Osmanlı
Devleti’ne mülteci olarak getirildiler (1492).
Osmanlı Devleti’nin adaletli ve hoşgörülü
yönetimi sayesinde rahat bir yaşama kavuşan
Yahudiler ticaret, bankacılık ve sarraflık gibi
işlerle uğraşarak kısa zamanda zenginleştiler.
➢ İspanya’dan getirilen Yahudiler Selanik ve
Şam ve İstanbul topraklarına yerleştirilmiştir.
➢ Osmanlı yönetiminde bulunan topluluklardan
Türklerle en fazla kaynaşan topluluk Ermeniler
olmuştur.
➢ Fatih, Ermenilerin hem yönetim işlerini hem
de dinî işlerini kolaylaştıracak örgütlenmeleri
için İstanbul’da Gregoryan Ermeni
Patrikhanesini kurdu.
➢ Bu sebepten olacak ki; balkanlardan,
Kırım’dan, Orta ve Doğu Anadoludan,
(Osmanlı’da Süryaniler)

2
KLASİK ÇAĞDA OSMANLI TOPLUM DÜZENİ HAMZA OLUÇ

B) OSMANLI DEVLETİNDE GÜNLÜK günümüze kadar gelebildiğini kısmen de olsa


görmekteyiz.
YAŞAM ❖ Bu bölgelerdeki Osmanlı yapıları, Anadolu’da
Bursa, Edirne, Amasya, İznik ve Manisa gibi
Fethedilen Bölgelerde Toplumsal ve Kültürel
şehirlerdeki anıtsal yapılarla benzer özelliklere
Değişimler sahiptir.
❖ Osmanlı Devleti’nin fethettiği bölgelerde Balkanlar’da Anadolu Kültürü
birtakım toplumsal ve kültürel değişimler
❖ Osmanlı ve Balkan halkları yüzyıllar boyunca
yaşandı.
birlikte yaşadılar.
❖ Osmanlılar, ilk olarak fethedilen ve nüfusça az
❖ Osmanlılar, fetihler neticesinde Orta Asya ve
oldukları bölgelere yönelik iskân politikası
Anadolu kültürünü Balkanlara taşıdılar.
uyguladılar. Özellikle Balkanlara, Anadolu’dan
❖ Bilindiği üzere savaşların ve fetihlerin doğal bir
Yörük ve Türkmenleri getirip yerleştirdiler.
sonucu da kültürlerin birbirinden etkilenme-
❖ Yapılan göçler sonucunda Balkanlarda Türk
sidir. Bu açıdan baktığımızda Türklerinde Bal-
nüfusu arttı ve Türk İslam kültürü yayıldı.
kanlardaki yerli topluluklardan etkilenmesi
Fethedilen Yerlerde İslam Kültürünün Etkisi kaçınılmaz olacaktır.
❖ Ancak Osmanlıların yönetici kesim
❖ Osmanlı Devleti, fethedilen bölgelerde adaletli
olmalarından dolayı Türk İslam kültürünün
bir politika izleyecektir.
Balkanlardaki etkileri daha büyük olacaktır.
❖ Osmanlı hakimiyeti ile birlikte bölgede
❖ Nitekim bölgede Türkçe, yer adı olarak
güvenlik sağlanacak, yerli halktan angarya
kullanıldığı gibi toplumsal hayatta da
kalkacak ve halkın üzerindeki ağır vergiler
kullanıldı.
azaltılacaktır.
❖ Anadolu’dan Balkanlara gelen birçok aşık
❖ Osmanlı Devleti’nin Balkanlarda sağladığı bu
sazını ve bağlı bulunduğu açıklık geleneğini
asayiş ve güven ortamı sayesinde ekonomik ve
buralara yaydı. Aşıklık geleneği Balkan
sosyal hayat kısa sürede canlanacaktır.
kültürüyle yeniden yapılandı.
❖ Balkanlar tarihin hiçbir döneminde
❖ Balkan ezgileri arasında birçok türkü, mani vs.
Osmanlılarda olduğu kadar huzur ve güven
Türkçe yazılıp söylendi. Yine çeşitli tarikatlara
içerisinde olmadı. Bu sayede Balkanlarda,
bağlı dervişler, şeyhler Balkanlara gelerek
Arnavut, Bosna, Hersek, Kosova gibi
tekke, zaviye ve medrese kurdu.
bölgelerde gayrimüslim köylüler arasında
❖ Medreselerde, tekkelerde yetişenler; Balkan
İslamlaşma hareketi hızla artmıştır.
divan edebiyatının ve Balkan Türk tekke
❖ Osmanlı fetihleri sonucu birçok bölgede
edebiyatının temellerini attı.
özellikle Balkanlarda yoğun bir imar
❖ Türk İslam kültürünün yayılması toplum
faaliyetine girişildi.
hayatında önemli gelişmeleri de beraberinde
❖ Yeni şehirler ve yerleşim yerleri kuruldu. İmar
getirdi.
faaliyetleri ile başlangıçta, bir cami ve onun
❖ Balkan halklarının başta giyim, yemek, eğlence
etrafında kümelenen kültürel, sosyal ve
gibi gelenek ve göreneklerinde önemli
iktisadi kuruluşların oluşturduğu külliyeler
değişimler oldu.
kuruldu.
❖ O dönemin seyyahlarının verdikleri bilgilere
❖ Külliyeler mahalleleri, mahalleler de şehirleri
göre, Balkan kentlerinde hatta Hristiyan
meydana getirdi.
nüfusun çoğunlukta olduğu yerlerde bile
❖ Bu şehir merkezlerinde; dini, ticari, sosyal,
günlük yaşamda Türk halklarının karakterinin
eğitim ve askeri yapılar inşa etmek suretiyle,
etkin olduğunu belirtirler.
Türk şehir dokusu anlayışı bölgede etkin hale
❖ Örneğin; Selanik, Belgrad, Sofya gibi Balkan
getirilecektir.
şehirlerinde birçok kadın çarşaf giyiyordu ve
❖ Bu suretle bölgeye yeni bir yaşama tarzı, hayat
pek çok kilisede kadın ve erkekleri ayıran
ve medeniyet getirildi.
tahta parmaklıklar vardı.
❖ Tüm bunların sonucunda günümüzde hala
Osmanlının hüküm sürdüğü bu bölgelere
baktığımızda Türk şehir dokusunun,

3
KLASİK ÇAĞDA OSMANLI TOPLUM DÜZENİ HAMZA OLUÇ

Şehir ve Mahallerde Çok Kültürlü Sosyal kitaplar önce cami ve tekkelerde daha sonra
Hayat da kahvehanelerde okunmuş ve çoğunluğu
okuryazar olmayan topluluklar tarafından
❖ Şehirlerdeki mahalle halkı; cami ve mescitlerin dinlenmiştir.
dışında kahvehane, bozahane gibi mekânlarda
NOT: Kıraathane kahvehaneden daha sonra ortaya
veya düzenlenen panayır ve şenliklerde bir çıkan bir kavramdır. İsminin kıraathane olması bu
araya gelmiştir. mekanların “okuma salonu” olarak kullanılmasıyla
❖ Düzenlenen şenlikler içerisinde en bağlantılıdır.
görkemlisinin şehzade sünnet törenleri
olduğunu söyleyebiliriz. Osmanlı’da Giyim Kuşam
❖ Düğünler, insanların güzel zaman geçirdikleri ❖ Osmanlı Devleti, halkın giyim ve kuşamına
şenliklere dönüşmüştür. önem verirdi.
❖ Düğün, şenlik, ziyafet ve benzeri konularda ❖ Bunun sebebi; rütbeye, statüye, mesleğe ve
“Surname”1 adı verilen eserler yazılmıştır. dini inanca göre farklı kıyafetler giyilmesi
❖ Osmanlı toplumu için dinî törenler de, suretiyle kıyafet konusunda belli bir düzen
insanların kaynaştığı bir etkinlik türüdür. sağlamaktı.
❖ Özellikle Ramazan ayı içinde yapılan ❖ Zaman zaman bu konuyla ilgili kanun ve
eğlenceler, İstanbul’dan yola çıkan “Surre fermanlar bile hazırlardı. Örneğin, İstanbul
Alayı” Hac münasebetiyle kutsal topraklara halkının önemli gün ve şenliklerde herkesin
gönderilen hediyelerin bulunduğu bu alayın kendi sınıfına tahsis edilen kıyafetle dolaşması
yola çıkışı, Ramazan ayını müjdeleyen önemli talep edilmişti.
bir törendir. ❖ Osmanlı Devleti’nde, erkek kıyafetleri genelde
Surre-i Hümâyûn Alayı veya Surre Alayı, çakşır (şalvar), gömlek, entari, dolama, kaftan,
Osmanlı İmparatorluğu'nda Surre Emini adıyla bilinen kürk ve başlıktan oluşurdu.
bir kurum, İstanbul'dan Mekke ve Medine'ye yardımları ❖ Kadın erkek kıyafetleri genelde ana hatlarıyla
ve armağanları götürmüş olan topluluktur. Surre-i aynı olup kullanılan aksesuar, kesim şekli ve
Hümâyûn Alayı, İstanbul'dan törenle uğurlanılırdı. başlıkları ile birbirlerinden ayırt edilirdi.
Arapça surre hükümdar tarafından Mekke’ye Kadınların giyim ve kuşamlarının en önemli
gönderilen paralar ve armağanlar ve Farsça Homāyūn ögeleri ise şalvar, bürüncük gömlek, entari,
kutlu veya padişah ile ilgili anlamına gelen iki kelimenin dolama, hırka, kaftan, gömlek, kürk ve
birleşmesidir. dışarıda giydikleri ferace, peçe ve yaşmak idi.
❖ Şalvar, ferace ve kaftan kadın erkek giyiminin
❖ “Hırka-i Saadet” merasimi, Osmanlı sarayının
önemli bir unsuru idi.
Ramazan ayına mahsus önemli
etkinliklerindendir.
❖ Hacivat ve Karagöz oyunları gibi etkinlikler
Ramazan ayı eğlencelerindendi.
❖ İstanbul’da ilk kahvehaneler2 Tahtakale’de
açılmıştır.
❖ Her mahallede açılan kahvehaneler, mahalle
ile ilgili kararların alındığı merkezler hâline
gelmiştir.
❖ Mevlânâ’nın Mesnevi’si, Yunus Emre Divanı,
Taberi Tarihi gibi edebiyat, tarih ve din konulu

(Osmanlıda kültürel bir mozaik)


1 Surname, Osmanlı dönemi Türk edebiyatında şenlikler
hakkında yazılan edebî metinlerin genel adıdır. Osmanlı ❖ Osmanlı toplumunda Müslümanlar genelde
döneminde padişah çocuklarının doğum ve sünnet sarı, ulema mavi ayakkabı giyerken, askerlerin
törenleriyle padişah kızlarının düğün törenlerini anlatan bazıları ise kırmızı renk çizme giyerlerdi.
manzum, mensur ya da manzum-mensur karışık yazılan
❖ Bunun yanında erkekler; sosyal, ekonomik,
eserler genellikle Surnâme adını taşır.
2 İstanbul’da ilk kahvehaneler 1554 yılında Tahtakale’de kültürel, mesleki ve dini statülerine göre
açılmış daha sonra insanların gittiği her yere yayılmıştır “kavuk” denilen başlıklar giyerlerdi.

4
KLASİK ÇAĞDA OSMANLI TOPLUM DÜZENİ HAMZA OLUÇ

(Kavuk çeşitlerinden)

Osmanlı Mutfağı C) OSMANLI ÜRETİM VE EKONOMİK


❖ Türk mutfağı çeşit ve lezzet açısından olduğu YAPISI
kadar yiyecek hazırlama ve pişirme teknikleri,
özel gün yemekleri, mutfak araç ve gereçleri Tarımsal Üretim ve Çifthane Sistemi
açısından da çok zengindir
❖ Ekmekler genelde evde ve şehir Çifthane Sistemi
merkezlerindeki çeşitli fırınlarda pişirilirdi.
Çifthane sistemi üç unsurdan oluşurdu.
❖ Turşu, erişte, kavurma, reçel gibi gıda
Bunlar:
maddeleri de evde hazırlanırdı.
❖ Osmanlı Devleti’nde düzenlenen panayır ve 1. Devletin işlenmesi için verdiği mirî arazi,
şenlikler aynı zamanda yemek kültüründeki 2. Araziyi işleten hane halkı,
çeşitliliği de gözler önüne sererdi. 3. Arazinin koşum gücü olan bir çift öküz.
Bir çift öküzün işleyebildiği arazilerin
tümüne çiftlik, köylü ailesine ise hane denmiştir.
Çifthane sisteminde; ailenin emeği, bir çift öküz ve
işlenen arazi bir üretim birimini ve dolayısıyla
vergiye tabi bir üretim ünitesini oluşturmuştur.

İşlenen toprağın mülkiyeti devlete ait


olduğundan çiftçi ailenin elindeki araziyi satması,

5
KLASİK ÇAĞDA OSMANLI TOPLUM DÜZENİ HAMZA OLUÇ

hibe veya vakfetmesi yasaktır. Tahrir defterleriyle ❖ Osmanlı toprak sisteminde arazi genel olarak
kayıt altına alınan bu arazileri işleyenlerden “çift • Mirî,
resmi” adı altında vergi alınmıştır. • Vakıf,
Çifthane Sisteminin Amaçları • Mülk olmak üzere üçe ayrılmıştır.
❖ Osmanlı Devleti’nde ekilebilen toprakların
1. Devletin, toprak ve reaya üzerinde kontrolünü çoğu devletin malıydı. Miri arazi denilen bu
sürdürmek, toprakları kullanma hakkı reayanındı. Toprağı
2. Zirai üretimin sürdürülmesini garanti altına işleyen reaya, elde ettiği ürün üzerinden vergi
almak, öderdi.
3. Çiftliklerin dağılmasını, tarlaların bağ bahçe
hâline gelmesini engellemek, Mirî Arazinin Bölümleri:
4. Ekonominin temeli olan tarımın belirli ellerde Dirlik: Gelirleri devlet memurlarına maaş karşılığı
toplanmasının önüne geçerek büyük çiftlik olarak verilen topraklardır. Dirlik toprakları
sahiplerinin ortaya çıkmasını engellemek. gelirine göre;
Osmanlı Devleti tarımsal üretim • Has (yıllık geliri yüz bin akçeden fazla olan
faaliyetlerinin sürekliliğini sağlamaya yönelik topraklar),
önlemler almıştır. İşlediği toprağını haklı bir neden • Zeamet (yıllık geliri yirmi bin ila yüz bin akçe
olmaksızın terk ederek başka yerlere göç eden arasında olan topraklar)
veya başka işlerle uğraşmaya başlayan dolayısıyla • Tımar (yıllık geliri yirmi bin akçeye kadar olan
arazisini üç yıl boş bırakan kimselerden “Çiftbozan topraklar) şeklinde üçe ayrılırdı.
Resmi (Vergisi)” adı altında bir vergi alınması bu
önlemlerdendir. Dirlik sahipleri gelirlerinin bir bölümüyle
cebelü adı verilen asker beslemek zorundaydı.
Osmanlı’da Toprak Mülkiyeti ve Toprak
Paşmaklık: Gelirleri saray kadınlarına (padişah
Yapısı
anneleri, kızları ve eşleri) ayrılan topraklardır.
Arpalık: Saray adamlarına ve ilmiye sınıfından bazı
yüksek rütbeli kişilere çalıştıkları süre içinde
maaşlarına ek olarak verilen arazilerdir.
Yurtluk ve Ocaklık: Bir bölgenin Osmanlı
Devleti’ne katılmasında etkili olan ve devlete
bağlılıklarını bildiren mahalli beylere, kale
muhafızlarına, sınırları koruyanlara verilen,
tersanelerin ihtiyaçlarına ayrılan arazilerdir.
Malikane: Osmanlı Devleti’nin; fetihleri
kolaylaştırmak ve teşvik etmek için seferlere
katılan önemli komutanlara, dervişlere ve ahilere
fethedilen ülkelerde verilen topraklardır.
❖ Osmanlı toprak sisteminin temeli İslam toprak
hukukuna dayanmaktadır. Mukataa: Gelirleri doğrudan devlet hazinesine
❖ Osmanlı Devleti, toprak sistemini oluştururken gitmek üzere ayrılmış topraklardır.
kendinden önceki Türk İslam devletlerinin Vakıf Arazi:
toprak sisteminden yararlanmakla birlikte
toprağın kullanımı konusunda Roma, Bizans ve Hayırsever mülk sahiplerinin gelirleriyle
İran medeniyetlerinde uygulanan sistemi sosyal amaçlı kurumların giderlerinin karşılanması
kendi döneminin şartlarına uyarlayarak için vakfettikleri arazilerdir. Bu arazileri reaya
faydalanmıştır. işlemekte, reayanın vermesi gereken vergiler
❖ Fethettikleri yerlerde önceden uygulanan örf sadece vakıf giderleri için harcanmaktadır.
ve âdetler ile hukuki durumu dikkate alan
Osmanlılar, her bölgenin özelliğine göre
düzgün bir sistem oluşturmaya çalışmıştır.

6
KLASİK ÇAĞDA OSMANLI TOPLUM DÜZENİ HAMZA OLUÇ

Mülk Arazi: ❖ Her loncanın reisi olarak “Esnaf Şeyhi (pir)’i,


ustalar arasındaki disiplin ve organizasyondan
Mülkiyeti kişilere ait olan topraklardır. Bu
sorumlu “Yiğitbaşı“sı vardı. Loncanın
toprakların sahipleri arazilerini satma, vakfetme
hükümetle ilişkisi “Kâhya Kethüdası”
ve hibe etme hakkına sahiptir.
tarafından sağlanırdı.
Öşrî Topraklar: Fetihlerden önce sahipleri ❖ Osmanlılarda loncaların kurmuş olduğu orta
Müslüman olan veya fetih sırasında İslam’ı kabul sandığı ve teavün (yardımlaşma) sandığı gibi
eden kişilere ait topraklara öşrî topraklar sandıklarla üyeler arasında bir yardım düzeni
denilmektedir. Bu tür toprak sahipleri ürettikleri oluşturulması, esnaf ve zanaatkarlar için
üründen belirli bir miktarı “öşür” olarak devlete sosyal güvenceyi (sigorta) sağlamıştır.
öderlerdi. ❖ Esnaf ahlakına uymayan veya standartlar
dışında mal üreten esnaf, kendi şeyh ve
Haracî Topraklar: Mülkiyeti gayrimüslimlere ait
ihtiyarlarından oluşan loncada cezalandırılırdı.
topraklardır. Bu tür topraklara sahip olan kişiler,
Ancak verilen cezaların uzlaştırıcı ve eğitici
ürettikleri üründen belirli bir miktarını “haraç”
olmasına dikkat edilmiş, kişilik haysiyetini
olarak devlete öderlerdi.
aşağılayacak cezalardan kaçınılmıştır.
Lonca Sistemi ve Narh Uygulanması Osmanlı Devleti’nde loncaların görevlerinden
başlıcaları şunlardı:
Lonca Sistemi
• Mesleki eğitim vermek,
• Esnaf ile hükûmet arasındaki ilişkileri
düzenlemek,
• Bir beldede üretilen malın miktarını, kalitesini
ve fiyatını belirlemek,
• Esnaf ve zanaatkarlar arasında haksız rekabet
yaşanmasını engellemek.
Narh Sistemi

❖ Osmanlı ekonomisinin temelinde, toplumun


ve devletin ihtiyaçlarını karşılamak vardır. Bu
anlayışla devleti yönetenler iktisadi hayatı
düzenlerken belirli ilkelere göre hareket
etmişlerdir.
❖ Bunların en önemlisi olan iaşecilik ilkesine
göre ekonomik faaliyetlerin amacı, ülke
içinde mal ve hizmet arzının mümkün olduğu
kadar bol, kaliteli ve ucuz olmasını
sağlamaktır.
❖ Osmanlı Devleti, ziraat dışındaki üretimin
Lonca Teşkilatı gözetiminde yapılmasını
benimsemiştir.
❖ Loncalar, İslam toplumlarında uzun bir ❖ Narh, temel ihtiyaç maddelerinin belirlenen
geçmişe sahip olan fütüvvet ve Ahilik fiyattan satılmasını ifade eden bir kavramdır.
teşkilatlarının devamıdır. ❖ Osmanlı Devleti’nde çarşı ve pazarlarda
❖ Osmanlı şehirlerinde üretim ve hizmet satılan malların fiyatlarını denetim altında
sektörlerinde görev yapan esnafların hemen tutmak amacıyla narh uygulaması
hepsi loncalara üyeydi. yapılmıştır.

7
KLASİK ÇAĞDA OSMANLI TOPLUM DÜZENİ HAMZA OLUÇ

❖ Narh malın kalitesine göre tespit edilirdi. Ticari Mekanlar


Dolayısıyla narh, kaliteyi düşüren bir unsur
❖ Osmanlı Devleti’nde ticaret faaliyetlerinin
değil tersine malın kalitesini belli bir düzeyde
kolay ve güven içerisinde yapılmasına önem
tutan bir uygulamaydı.
verilmiş, tacirler korunmuştur. Yollar üzerinde
❖ Narh uygulaması ile maddi imkânları sınırlı
köprüler, çeşmeler inşa edilmiştir.
olan halk korunmaya çalışılmış, esnaflar
❖ Çarşılar, kervansaraylar, hanlar, bedesten,
arasındaki haksız rekabetin önlenmesi
arasta, kapan gibi ticari mekanların açılması,
amaçlanmıştır.
ticaret yollarının güvenliğinin sağlanması, İpek
ve Baharat Yollarının denetim altına alınması
Osmanlı’da Ticaret ve Ticari Mekanlar
gibi faaliyetler Osmanlı Devleti’nin ekonomik
yönden güçlenmesinde etkili olmuştur.
Osmanlı’da Mesleki Eğitim
Çarşı: Halkın ahşap yapılarda oturduğu; ancak
❖ Osmanlı Devleti’nde çeşitli alanlarda ihtiyaç
külliyeler ve kapalı çarşılar gibi, kamu hizmeti
duyulan vasıflı eleman ihtiyacı, küçük yaşta
veren, vakıflara bağlı, çoğu taş, kalıcı yapıların da
alınan çocukların Lonca Teşkilatı içerisinde
yer aldığı yerleşim alanlarıdır
yetiştirilmesiyle karşılanmıştır.
❖ Dükkân açma hakkı ustalık payesi alan Kervansaray: Yolcu ve tüccarların konaklaması için
zanaatkarlara “berat” ile verilmiştir. ticaret yollarına yapılırdı. Tüccarlar için yatakhane,
❖ Ancak bir ustanın mesleğini icra edecek yemekhane, malları için depo, hayvanları için ahır
dükkân açabilmesi için gedik sahibi olması bulunurdu. Konaklayanlar 3 gün ücret ödemeden
gerekirdi. kalabilirdi.
Gedik: Osmanlılarda esnafın bir mesleği
yapabilme yetkisidir.
❖ Gediğe sahip olmak için çıraklık, kalfalık yapıp
ustalık belgesi almak gerekirdi.
XVI. yüzyılın sonlarında faaliyet gösteren esnaf gruplarından
bazıları şunlardır:
Kazzazlar: İpek işleyen ipek satan kişiler
Hallaçlar: Yünü veya pamuğu yay veya tokmak gibi bir araçla
kabartma, ditme işini yapan kişiler.
Nalçacılar: Ayakkabının altına nal çakan kimse.
Nalbantlar: Hayvanların ayağına nal çakan kimse. (Kervansaray)
Muytablar: Kıl dokuyan kıldan eşya yapan kimseler. Han: Genellikle uzun yollarda yol üzerinde,
Palanduzlar: Palan, bir çeşit semer diken kimseler. kentlerde, kasabalarda yolcuların hayvanlarıyla
birlikte konaklamalarına yarayan yapı. Hanların
Neccarlar: Kaba ağaç işi yapan bir çeşit marangoz
mescidi, şadırvanı, tuvaleti, hamamı, üst katlarda
Bennalar: Bina yapan kimse inşaatçı. konaklama odaları ve dükkanlar bulunurdu.
Kahhaller: Göz hekimleri
Debbağlar: Deriyi terbiye eden tabaklayan kullanıma
hazırlayan kişiler.
Kebeciler: Yünden veya kaba kumaştan kalın kilim, ceket,
palto, aba yapan kişiler.
Simkeşler: Gümüş tel, sim işleyen zanaatkarlar.
Bezzazlar: Pamuk, Yün, ipek bez imal eden kumaş işi yapan
kişi.
Dülbentçiler: Pamuklu, ince ve seyrek dokunmuş hafif ve
yumuşak bez işi yapanlar.
(Han)

8
KLASİK ÇAĞDA OSMANLI TOPLUM DÜZENİ HAMZA OLUÇ

Kapan: Osmanlı topraklarında yiyecek ve giyecek


gibi ticari malların toptan bir biçimde satıldığı yer
Kervansaray ve Hanlar arasındaki fark:
anlamına gelmektedir. Karaborsa, aşırı fiyat artışı
Kervansaray: Genelde tüccarların kaldığı içinde ve tekelleşmenin önüne geçmek için kurulan
dinlenip alışveriş yaptıkları yerlerdir. kapanlarda mallar devlet görevlilerince
Han: Genelde uzun yol, yolcularının dinlenip istirahat perakendeci esnaf ve zanaatkarlara paylaştırılırdı.
ettikleri konak veya odalardır. Bir nevi otel gibi
Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nde yaptırılan “Un
Başka bir ifade ile; Kervansaraylar büyük hanlar ise Kapanı” bir semt olarak hala varlığını
küçüktür. Kervansaraylarda ilk 3 gün bedava kalabilirsin sürdürmektedir.
ancak hanlarda her şey paralıdır.
Liman: Limanlar ihracat ve ithalatın giriş çıkış
Bedesten: Kumaş, mücevher ve çeşitli kıymetli noktası idi. Mallar depolanır, pazarlama ve dağıtım
eşyaların alım satımının yapıldığı, eşit büyüklükte faaliyetleri yapılırdı. Liman bölgelerinde ambarlar,
kubbelerle örtülü, bir çeşit kapalı çarşıdır. hanlar, şirketler, ibadethaneler ve mahkemeler
Bedestenlerde mahsen/kasalar bulunurdu. bulunurdu. Limanlar kule, burç ve surlar ile
Kıymetli mallar buralarda saklanırdı. Taş duvarları güvenlik altına alınırdı. Liman kentleri, dünya
ve kurşun kaplı çatısıyla bedestenler kale ekonomisinin en önemli birimleridir. İstanbul,
görünümündeydi. İzmir, Trabzon, İskenderun, Mersin, Beyrut ve
Bedestenler içinde en meşhuru Fatih Dönemi’nde Selanik gibi kentler; XIX. Yüzyılda Osmanlı’nın
yapılan İstanbul’daki Kapalı Çarşıdır. önemli liman kentleridir.
❖ Kervanların geçtiği yollar üzerinde güvenlik
derbentçiler tarafından sağlanırdı. Taşımacılık
faaliyetleri mekkâreciler tarafından yerine
getirilirdi. Posta ve haberleşme hizmetleri
Menzil Teşkilatı tarafından sağlanırdı.

Osmanlı’da Vakıf Geleneği

Vakıf: Bir kimsenin malının bir kısmını veya


tamamını hayır işine, dini veya sosyal bir hizmete
ebediyen tahsis etmesidir.

(Bedesten) Vâkıf: Vakıf yapan kimseye denir.

Arasta: üstü genellikle tonoz veya çatıyla örtülü Mevkûf : Vakfedilen mala denir.
bir sokağın iki yanında karşılıklı sıralanan ve aynı Mütevelli: Vakıf yöneticisine denir.
cins malları satan dükkânların meydana getirdiği
çarşı anlamına gelmektedir. Arastalarda dua Vakfiye: Kadı huzurunda düzenlenen, vakıf
meydanları bulunurdu. Her sabah dua eden şartlarını belirten sözleşmeye denir.
esnaflar, dürüst iş yapmaya niyet ederlerdi. ❖ Osmanlı Devleti’nde toplumun bazı
ihtiyaçlarının karşılanması zenginlerin
kurdukları vakıflara bırakılmıştır.
❖ Tarihin seyri içinde vakıflar sosyal, ekonomik,
eğitim, sağlık, sanat, mimari, ulaşım ve
bayındırlık alanlarında önemli roller
oynamıştır.
❖ Osmanlı Devleti’nde başta padişah olmak
üzere, hanedan üyeleri, yüksek dereceli devlet
görevlileri, toplumun seçkin kişileri vakıflar
kurmuşlardır.
❖ Vakfın temelini insanlığa karşı şahsi ve vicdani
sorumluluk hissi, iyilik, şefkat, yardımlaşma ve
(Sultan Ahmet Arasta Pazarı)

9
KLASİK ÇAĞDA OSMANLI TOPLUM DÜZENİ HAMZA OLUÇ

dayanışma duygusu gibi değerler Vakfı’ndan, Ölçü ile Ekmek Dağıtan Vakıf’a
oluşturmuştur. kadar pek çok vakıf kurulmuştur.
Osmanlı’da Vakıf Geleneği Sayesinde
➢ Kasaba ve şehirlerin sosyal ihtiyaçlarının
karşılanması ve belediye hizmetlerinin
sağlanması kolaylaşmıştır.
➢ Ulaşım için gerekli yolların ve bu yollar
üzerindeki köprü, han ve kervansarayların
işletilmesi, yolların güvenliği sağlanmıştır.
➢ Sağlık, eğitim ve öğretim alanlarındaki
hizmetlerin giderleri karşılanmıştır.
➢ Vakıflarda biriken paralar, tüccarlara kredi
olarak verilmiş, böylece ticaretin gelişmesinde
etkili olunmuştur.
➢ İmarethaneler, bakım evleri, medreseler ve
olabilecek sorunlara karşı halka yardım edecek
sivil kurumların giderleri vakıflar tarafından
sağlanmış, kişinin kendine ve devlete olan
saygısı artmıştır.
➢ Yeni fethedilen yerlere Türk kültürünün
yerleşmesini sağlamışlardır.
➢ Medreseler, kütüphaneler, mektepler,
hastaneler, kervansaraylar, hamamlar, yollar,
köprüler, kanallar, çeşmeler, camiler ve
mescitler yapılmış, ülke bayındır hale
getirilmiştir.
➢ Fethedilen bölgelere Türkler yerleştirilerek bu
bölgelerin Türkleştirilmesine ve elde
tutulmasına katkıda bulunulmuştur.
➢ Yoksulların ihtiyaçları karşılanarak toplumsal
alanda dengeler korunmaya çalışılmıştır.
➢ İhtiyacı olan tüccarlara kredi kullandırarak
ticaretin desteklenmesini sağlamışlardır.
➢ Orduya yardımcı olabilecek bazı çalışmalar
yapılmıştır.
Vakıf Geleneği
❖ Osmanlılarda bir külliyenin bittiği yerde
diğerinin birimleri başlıyor, böylece büyük bir
şehir dokusu ortaya çıkıyordu.
❖ İstanbul, hayrat külliyelerinden oluşan bir
şehirdi.
❖ Osmanlı külliyeleri sadece ibadet yeri, öğretim
merkezi veya fakir barınağı değildi.
❖ Osmanlı Devleti’nde sosyal hayatta bilinen
vakıfların yanında ayrıntı gibi görünen pek çok
alanda hizmet veren vakıflarda vardır.
❖ Öksüz ve Yetim Çocukları Barındıran Vakıf’tan,
Âmâlara Hizmet Eden Vakıf’a; Sokak
Hayvanlarına Ekmek Veren Vakıf’tan, Kadın
Sığınma Evi Vakfı’na; Sosyal Güvenlik

10

You might also like