Professional Documents
Culture Documents
Yüksek Entropili Alaşımlar
Yüksek Entropili Alaşımlar
ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ
MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ
METALURJİ VE MALZEME MÜHENDİSLİĞİ
Üye
(Tez Danışmanı)
Unvan, Ad Soyad
Ocak 2020
(imza)
Ferhat SAYDAM
ÖZET
SAYDAM, Ferhat
Lisans Tezi, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Anabilim Dalı
Tez Danışmanı: Prof. Dr. Burak DİKİCİ
OCAK 2020, 45 sayfa
Tez çalışmamın her safhasında bana büyük bir ilgi ve sabır gösteren her türlü
bilgi ve tecrübesi ile bana yol gösteren, beni her zaman çalışmaya teşvik eden Sayın
Prof. Dr. Burak DİKİCİ ’ye ve araştırmam süresince destek olmasından dolayı teşekkür
ederim
Çalışmalarım esnasında her daim yanımda olan sevgili Doç. Dr. Kadri Vefa
Ezirmik hocama, Atatürk Üniversitesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliğinde bulunan
diğer tüm hocalarıma destek olan tüm dostlarıma, tüm eğitim hayatım boyunca benden
maddi manevi desteklerini esirgemeyen her zaman yanımda olan sevgili aileme
teşekkürlerimi bir borç bilirim.
2020
Ferhat SAYDAM
İÇİNDEKİLER
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo Sayfa
ŞEKİLLER LİSTESİ
Şekil Sayfa
SİMGELER VE KISALTMALAR
Simgeler Açıklama
°C Celcius Derecesi
Kısaltmalar Açıklama
RF Radyo frekansı
YMK : Yüzey merkezli kübik
XRD : X-Işınları difraksiyonu
VEC : Valans elektron konsantrasyonu
δ: Atomsal boyut farkı
σ: Sigma fazı
θ: Bragg açısı
2θ : Saçılım açısı
λ: Kullanılan X-ışınının dalga boyu
Å: Angström
ΔHkrş : Karışım entalpisi
ΔSkrş : Karışım entropisi
4
1. GİRİŞ
Alaşımlar süre gelen insan yaşamının çeşitli sorunlarına ve ihtiyaçlarına göre çok yalın
bir halden zamanla daha komplike bir hale gelmiştir. Medeniyetlerin yaşamını
sürdürebilmesi veya ilerlemesi ellerindeki mevcut teknolojilerini kullanabilme yeteneği
ve gelişe bilirliği büyük bir önem arz etmektedir. Teknolojinin gelişe bilmesi için doğal
olarak kullanılan malzemenin gelişmesi ile paralellik göstermektedir. Alaşımların
kullanılabilirliği ve en iyi bir 191şekilde performans elde etmek için metallerin
keşfinden sonra günümüze kadar ihtiyaçların karşılanması adına başta paslanmaz
çelikler, yüksek hız çelikleri ve süper alaşımlar gibi birçok alaşım keşfedilmiş ve
geliştirilmiştir.
Yüksek Entropili Alaşımlar olarak nitelendirilen ve bünyesinde genel olarak 5 veya
daha fazla sayıda birbirlerine yakın oranlarda element ile birlikte eser miktarlarda minör
elementlerde ihtiva eden bir malzeme grubudur. Yüksek Entropili Alaşımlar genel
çalışma prensipleri bakımından kritik oranlarda yüksek karışım entropilerine sahip
oldukları için yüksek sıcaklarda dahi katı eriyik fazların intermetaliklere göre kararlı bir
hale gelmesidir. Bu gibi özelliklerine bağlı olarak kolay üretile bilirliği ve malzemenin
tahlil edilebilirliğini kolaylaştırmaktadır (Ye ve ak. , 2016; Miracle ve ark. , 2017).
YEA ‘lar yeni bir alaşım türü olması ve gün geçtikçe zorlaşan, karmaşık bir hale
bürünen mühendislik problemlerine ve uygulamalarına benzersiz çözüm ve dikkat
çekici özellikler sunmaktadır. YEA ‘lar genel olarak aşınmaya maruz kalan parçalarda,
radyasyon ve korozyon özellikleri ile nükleer endüstrisinde vb. birçok uygulamada
istenilen her koşula göre ayarlana bilen özellikleri ile malzeme problemini ortadan
kaldırabilecek ve mevcut birçok alaşımın yerini alabilecek bir malzeme grubudur
(Daniel, 2014; Michalel ve ark. , 2016; Ionnis ve Maria, 2016).
Bu tez çalışmasında genel olarak literatür taraması yaparak alaşım tanım ve
çeşitlerinden başlayarak Yüksek Entropili Alaşımların genel özelliklerini ve başlıca
üretim yöntemlerini, kullanılan elementlerin etkileri gibi özellikleri ve Yüksek Entropili
Alaşımlardan beklenen gelecek vadeden bir malzeme grubu olabilirliğinin üzerine bir
araştırmadır.
5
Alaşım tanımlanırken en az birinin metal olması şartıyla iki veya daha fazla kimyasal
elementten oluşan, homojen yapıya sahip olan ve metal özelliği sergileyen maddeye
alaşım denir. Alaşımlar çeşitli yapısal özelliklerine, alaşım sistemlerine, denge veya faz
diyagramlarına göre sınıflandırmak mümkündür (Savaşkan, 2009).
Endüstride alaşımlar elde etmek için kullanılan metaller genellikle yüksek oranda saf
değildirler. Bir alaşımın yapısal özelliklerini belirleyebilmek için yapı içerisindeki
fazların çeşidini, dağılış şekillerini, miktarlarını, bileşen oranlarını, fazların özelliklerini
ve alaşım içindeki geometrik dağılımlarının iyi bir şekilde analiz edilmesi gerekir
(Savaşkan, 2009; Karaaslan, 2010).
Alaşımlar arı kristalli alaşımlar ve karışık kristalli alaşımlar olmak üzere başlıca iki tür
kristal yapıya sahiptirler. Alaşımlar homojen oldukları durumlar sadece eriyik halde
iken yani sıvı çözeltide oluşurlar ve katı durumda ise bir katı çözelti içeren veya çok
sayıda katı çözelti, ara bileşikler ve saf metal kristali içerecek heterojen morfolojiye
sahip olabilirler (Karaaslan, 2010).
Demir esaslı malzemeler piyasada üretimi ve kullanımı yüksek oranda üretilen metalik
malzeme çeşididir. Demirin bu kadar kullanılmasında başlıca sebepler, demir cevherinin
doğada yüksek tenörlerde olması ekonomik açıdan çıkarılıp, işlenebilmesi, kolay
şekillendirilip ve çeşitli oranlarda alaşımlandırılması istenilen mekanik ve fiziksel
özellikleri karşılayabilmesi sıralanabilir. Demirin korozyon direnci ve elektriksel
iletkenliğinin az olması demirin zayıf özelikleri arasında gösterilebilir(Satish, 2004).
2.1.1. Çelikler
İçerisinde yaklaşık %2,14 civarında içerisinde karbon barındıran demir esaslı malzeme
çeşidine çelik denir. Çelikler içerisine katılan karbon dışında istenilen özellikleri
karşılayabilmek için eser miktarlarda mangan, silisyum, kükürt ve fosfor gibi elementler
içerebilirler. Çeliklerin sınıflandırılması kimyasal içeriklerine, kaliteler, kullanım
alanları ve şekillendirilme yöntemlerine göre sınıflandırılabilir ve kısaca içerdikleri
karbon miktarı ile bağlantılı olarak (%ağ C < 0,3) düşük, (0,3 < %ağ C <0,6) orta ve
(%ağ C >0,6) yüksek karbonlu çelik olarak gruplandırılabilir (Gürü ve Yalçın, 2006).
7
Çeliklerden farklı olarak içerisinde %2 den fazla karbon, %1-3 arasında silisyum
yanında kükürt ve fosfor barındıran demir alaşımlarına dökme demir denir. Dökme
demirler şekillendirile bilirlik açısından döküm işlemi kullanılarak şekillendirilir. Krom,
molibden, bakır ve nikel gibi alaşım elementlerinden faydalanarak korozyon, sertlik ve
dayanım gibi özelliklerini artırma amacıyla alaşımlamak mümkündür. Dökme demirler,
mikro yapısından kaynaklanan homojenlik ve döküm kolaylığı nedeniyle genellikle
ötektik bileşime yakın noktadadır ve silisyum, ötektik noktayı sola kaydırır. Dökme
demirler, yüzey görünümlerine ve mikro yapılarına göre sınıflandırılır. Beyaz dökme
demir ve kır dökme demir yüzey görünümleri sınıfına girerken lamel grafitli, küresel
grafitli, vermiküler grafitli ve temper grafitli dökme demirler mikro yapılarına göre
dökme demir sınıfı içerisinde sınıflandırılır(Cavcar, 1996; Can, 2006).
Bakır diğer alaşım gruplarına nazaran hem alaşımlı hem de alaşımsız olarak
kullanılabilmesi başta elektrik endüstrisinde ve birçok alanda kullanılabilmesi önemli
bir metaldir. Genel olarak elektriksel özellikleri, korozyon direnci, yeterli çekme
dayanımı, lehimlene bilir olması bakırı mühendislik uygulamaları açısından
vazgeçilmez kılmaktadır. Bakırın bilindik alaşımları başta bakır çinko alaşımı olan
pirinç ve diğer bir bakır alaşımı olan, içeresine pirinçten farklı olarak katılan Sn, Al, Si
ve Ni katkıları içeren bronz alaşımıdır(Erdoğan, 2001).
Çok komponentli alaşımlar diğer bir ifadeyle yüksek entropili alaşımlar, en az 5 temel
elementin veya bu orana yakın atomik oranlarda katı eriyik şeklinde oluşturduğu
alaşımlar olarak tanımlanmaktadır. Bu karışım oranı, yüksek karışım entropisini
meydana getirmekle beraber intermetalik fazların oluşumuna engel olmakta, bu
mekanizma sayesinde basit yüzey merkezli kübik (YMK), hacim merkezli kübik
(HMK) veya katı eriyiklerin oluşumuna neden olmaktadır (Young ve ark. ,2014; Nayan
ve ark. , 2014).
YEA birden fazla ana alaşım elementine sahiptirler ve ana alaşım element oranı %5-
%35 arasında bileşim oranına sahiptir. Bu oran yanında minimal oranlarda (%5 altında)
diğer elementleri barındırabilir. Birden fazla ana alaşım elementlerine sahip olmalarının
büyük avantaj sağlamaktadır. Bu avantajlar yüksek sertlik ve dayanım, üstün aşınma
direnci, yüksek sıcaklık dayanımı, iyi korozyon ve oksidasyon dayanımı ile yüksek yapı
kararlılığı olarak sıralanabilir ve ek olarak YEA üretimi için ileri teknoloji veya çok
özel donanıma ihtiyaç duyulmadan birçok YEA seri üretilebilir. Rapor edilmiş hali
hazırda 30’dan fazla elementten 300 den fazla YEA hazırlanmıştır (Dolique ve ark.,
2009; Cheng ve ark., 2013; Chuang ve ark., 2013; Tsai ve Yeh, 2014; Cheng ve ark.,
2014).
Şekil 3.2 YEA ile ilgili yayınlanan yıllara göre sayısı (Murty vd., 2014).
Yüksek entropili alaşımlar birbirlerine yakın oranlarda 5 veya daha fazla elementten
oluşur. YEA’ların genel prensibi özellikle metaller arası bileşikler ile
karşılaştırıldığında yüksek sıcaklıklardan kaynaklı YEA yapısında bulunan katı çözelti
fazın gibbs serbest enerji kaynaklı olarak yüksek karışım entropisi kararlılık
göstermektedir(Yeh vd., 2004). Termodinamikte gibbs serbest enerjisi; alaşım sistemi
içeresinde bir fazın kararlılığı olarak ifade edilir(denklem 3.1).
∆Gkrş karışımın gibbs serbest enerjisi, ∆Hkrş karışımın entalpisi, ∆Skrş karışımın entropisi
ve T mutlak sıcaklıktır. Denklemde entropi kısmında anlaşılacağı üzere yüksek
entropiye sahip düzensiz fazlar, düşük entropiye sahip düzenli fazlara göre üstünlük
sağlamaktadır. Bu avantaj genellikle yüksek sıcaklıklarda zaman zaman düzenli fazların
giderilmesini sağlamaktadır.
Aşağıda verilen denklem 3.2’ de uygun düzensiz çözeltide mol başına düzenlenme
entropisi verilmiştir.
R gaz sabiti 8,314 J/K mol, n farklı bileşikten oluşan eşmolar alaşımda düzenlenme
entropisi olarak ifade edilir.
S = R ln n (3.3)
Denklemde n=5 değeri verilince 1,6094 R sonucu elde edilmektedir. Miracle vd.
kullandıkları bu formül ile yüksek entropili alaşımları ∆Skrş ≥ 1.5𝑅 olarak
bildirmişlerdir(Miracle vd., 2014). Eşmolar alaşımların element sayısıyla ilişkili olarak
yerleşim düzenine ait grafik şekil 3.3’de verilmiştir.
13
Şekil 3. 3 Eşmolar alaşımların element sayısıyla ilişkili olarak yerleşim düzeni (Miracle
vd., 2014).
Farklı atomik oranlardaki YEA’lar için karışımın entropisi eşit atomik olanlara oranla
daha düşük olabilir. Konun daha iyi anlaşılması için Al1.5CoCr0.5FeNi0.5 alaşımı ele
alınacak olursa alaşımın entropisi 1.523 R değerinde ve AlCoCrFeNi alaşımı 1,61R
değerinde olması düzenlenme entropisinden düşük olduğunu göstermektedir (Murty vd.,
2014).
14
Şekil 3. 4 (a) karıştırmadan önce (b) karıştırma, atom çapları eşit kabul edilen 5 bileşenli
eşatomik alaşım element (Murty vd., 2014).
YEA’ların genel özelliklerine ve mikroyapısına etki eden birçok etken olmasına karşın
temelde dört tane çekirdek etkisi üzerine durulmaktadır. Bunlar yüksek entropi etkisi,
kafes distorsiyon etkisi, yavaş difüzyon etkisi, kokteyl (karışım) etkisidir.
İntermetalik bileşiklerin ve fazların oluşmasının kısıtlanmasında yüksek karışım
entropisi karşılıklı çözünmeyi geliştirilerek sağlanmaktadır (Yeh., 2006; Zhang vd.,
2014).
atladığı zaman atomun kendi orijinal noktasına atlama olasılığı yükselecektir. Bu iki
olayda difüzyon olayını yavaşlatacaktır. (Tsai ve Yeh, 2014).
İkinci açıyı ele alacak olursak elementlerin farklı difüzyon seviyelerine sahip oldukları
için bazı elementler düşük enerji seviyesi ve boşluklara sıçrama başarı seviyelerinin
daha düşük olacaktır. Örnek olarak yeni bir fazın gerçekleşe bilmesi için yeniden
çekirdeklenmesi ve büyümesi gibi istenilen kompozisyonların oluşması için yeniden
dağılımı gerekmektedir. Her iki açıyı irdeleyecek olursak elementlerin yavaş hareket
etmesi sınırlayıcı bir özellik olarak karşımıza çıkmaktadır. Tablo 3.2’de nikel elementi
için difüzyon parametresi verilmiştir (Tsai ve Yeh, 2014).
Element sayısının fazla oluşu oluşturulacak alaşım sistemlerinde karışık ve kırılgan bir
mikro yapı oluşturacağı fikri ile bu alaşım sisteminin sınırlı olarak çalışılmasına neden
olmuştur. Düşünülenin tam tersine YEA’larda az sayıda hatta tek fazlı olarak oluşmaları
yanında kimyasal olarak birbirleriyle uyumlu elementlerde meydana gelmektedirler.
Yüksek karışım entropisi birbirleri ile çözünmeyi artırırken, fazların ayrılması ve
intermetalik oluşumuna da engel olmaktadır. Bu nedenle yüksek karışım entropisi eriyik
durumlarda intermetalik eriyikler ve terminal eriyiklerinin çözünürlüklerini artırmakla
beraber yüksek sıcaklıklarda çoklu eriyik fazların oluşumuna katkı sağlamaktadır (Yeh,
2006; Zhang vd., 2014).
Yüksek Entropi etkisi kavramı ilk olarak Yeh tarafından katı eriyiklerin kararlı bir yapı
haline getirilmesi için ortaya atılmıştır (Yeh, 2011). Şekil 3.5’de klasik alaşımların ve
malzemelerin sınıflandırılması verilmiştir (Murty vd., 2014; Michael vd., 2016).
A B
Başta belirtildiği gibi yüksek entropi etkisi çoklu ana elemente sahip katı eriyikleri ifade
etmek için kullanılmaktadır. Stokiyometrik olarak intermetalikler genellikle düşük
karışım entropili hatta karışım entropileri sıfır olarak kabul edilmektedir. Yüksek
entropili katı eriyikler ve benzeri fazları intermetalikler gibi kararlı fazlar haline
getirmeye yöneliktir (Zhang vd., 2014).
18
Karışım etkisi metalik alaşımlarda herhangi bir elemente bağlı olarak elde edilemeyen
özelliklerin birçok elementin karıştırılmasıyla elde edilebilirliği olarak
tanımlanmaktadır. Kokteyl etkisi de olarak isimlendirilir ve alaşımların içeriği ve
özelliklerinin önemli oranlarda ayarlana bileceğini belirtir. Örnek olarak alüminyum
elementi yumuşak ve düşük ergime sıcaklığına sahiptir fakat alüminyum YEA’larda
sertliği artırabilir. Şekil 3.6’da verilen CoCrCuNiFeAlx alaşımı Alüminyum seviyesine
bağlı olarak sertliği önemli oranlarda etkilemektedir. Başlangıçta YMK yapılı sistem Al
miktarının artmasıyla YMK+HMK yapıya ve daha sonra HMK yapıya dönüşmektedir.
Sonuç olarak hem YMK hem de HMK yapı için sertlik artışı olduğu göstermektedir
(Zhang vd., 2014; Miracle vd., 2014).
Şekil 3.7’de verilen bazı YEA’ların paslanmaz çeliği temel alarak sertlik değerleri
karşılaştırılmıştır.
Şekil 3. 8 (a) HMK yapı (b) YMK elementlerin kafes içerisindeki dağılımı (Yeh, 2006).
Kafes distorsiyon etkisi oluşumun temel nedeni farklı atomik boyuttaki elementlerin
eklenmesi ile oluşur. Analizlerde XRD piklerinin yoğunluklarında büyük oranlarda
kayba neden olmaktadır. Şekil 3.9’da distorsiyondan kaynaklanan XRD yapısı
gösterilmiştir ve yüksek oranda atom düzleminde bulunan yüzey pürüzlülüğü
YEA’larda XRD piklerinde yüksek oranlarda düşüşe sebebiyet vermektedir (Yeh vd.,
2007).
Kafes distorsiyon etkisi özellikle HMK yapılarda yüksek dayanımı açıklamakta
kullanılmakta ve YMK yapılı YEA’larda düşük sevide dayanım gösterdiği
araştırmacılar tarafından belirtilmektedir (Zhang vd., 2014).
21
Şekil 3. 9 Kafes distorsiyon etkisi (Bragg difraksiyonu) (a) mükemmel kafes (aynı
atomlar), (b) farklı atomlardan meydana gelmiş katı eriyiğin kafes
distorsiyonu, (c) XRD piklerine etki eden sıcaklık ve kafes distorsiyonu
(Yeh vd., 2007).
22
Yüksek entropili alaşımlar ilk olarak 2004 yılında literatüre Yeh ve arkadaşlar sayesinde
kazandırılmış bir kavramdır (Yeh vd., 2004). Çok sayıda elementin bir arada
harmanlanması ile karışım entropisi (S) sayesinde tek fazlı katı eriyikler
oluşturulabilmesi ve makul mikro yapıları sayesinde özel performans gerektiren
mühendislik uygulamaları ve malzemelerinde basit katı eriyiklerin dengeli bir hale
getirilmesi büyük önem arz etmektedir (Tian vd., 2015).
Geleneksel olarak alaşımlama yapılırken Hume-Rothery kurallarına uygunluğu göz
önünde bulundurulurken YEA’lar tasarlanırken bunlara ek olarak faz oluşumunda
karışım entalpisi ve karışım entropisi de önemli parametreler olarak kabul edilir.
Yapılan çeşitli araştırmalar sonrasında benzer bir düşünce ile intermetalik oluşumu
yerine katı eriyiklerin oluşumunda kısaca karışım entalpisi (ΔHkrş), karışım entropisi
(ΔSkrş) ve atom boyut faktörü (δ) değerleri faz oluşumunda etkin rol oynamaktadır
(Zhang vd., 2008; Gua ve Liu, 2011). Örnek olarak Şekil 3.10’ü irdelediğimiz zaman
görüldüğü üzere atomik boyut farklılığı ile sertlik arasında doğru orantılı olarak bir artış
söz konusudur (Tian vd., 2015).
Şekil 3. 10 Atomik boyut faktörün sertlik değişim ilişkisi (Tian vd., 2015).
23
Katı eriyikler için; Al, Cr, Fe, Ti, Nb, Mo, Ta, W ve V elementleri HMK yapıcı olarak
bilinirler. Burada Al diğerleri arasında farklılık gösterir çünkü YMK yapılıdır. Aynı
zamanda Al içerisinde bulunduğu yüksek konsantrasyon da HMK yapıyı kararlı hale
getirirken düşük konsantrasyonlarda içerisinde bulunduğu YMK yapıyı kararlı hale
getirmektedir. Al miktarının çok olduğu yapılar örnek olarak AlNi, AlFe, AlCo gibi
HMK yapılı bileşiklere isnat edilmektedir. Ni, Co ve Cu elementleri YMK yapıdadır ve
YMK yapıyı dengeleyici yönde hareket sergilemektedirler.
Pozitif karışım entalpisi yüksek olan bakır elementi dendritler arası bölgelerde
segregasyona uğramaktadır. Bakır belirtildiği üzere düşük miktarlarda yapıda
bulunduğu zaman segregasyona uğrarken yüksek miktarlarda bulunması yapıyı bakırca
zengin bir faz olarak göstermektedir (Mishra vd., 2012; Mridha vd., 2013).
Cr ve Mo HMK fazdaki yapıyı kararlı hale getirirken Mo, Fe, Ni, Co ayrıca sigma faz
oluşumuna destek olur. HSP yapıda bulunan Ti yüksek sıcaklıklarda HMK yapıya
dönüşür. Ti alaşımın HMK yapıda kalmasını desteklemesi, alaşımda korozyon
direncinin artırılması ve katı eriklerin sertleşmesini artırmak için kullanılan bir
elementtir (Murty vd., 2014).
24
YEA’lar üzerine yapılan çalışmalar atomik boyut farkı, elementler arası atomik ilgi ve
karışım entropisi gibi parametreler YEA’larda katı eriyiklerin oluşumunu açıklamak
için yeterli olmadığını anlaşılmıştır. Böylesi durumlarda İntermetalik süreç veya faz
koşullarının neden olduğu amorf fazlar izlenebilmekte. Bu fazlar B2, Sigma (ϭ), Laves
ve L12 fazları olarak örneklenebilir (Murty vd., 2014).
3.6.1. B2 fazı
B2 fazı YEA’larda düzenli halde bulunan HMK bazlı bir fazdır. Kafes sistemi içerisinde
merkezde bir çeşit atom bulunurken köşelerde ise başka bir çeşit atom bulunur. Isıl
işlem sırasında HMK fazda çökelme şeklinde B2 fazı kendini gösterebilmektedir.
CsCl, CuZn ve NiAl bu yapı çeşidine verilebilecek örneklerdir (Murty vd., 2014).
Sigma fazının oluşması için YEA’larda yalnızca karışım entropisine bağlı değildir
bunun yanı sıra atomik boyut faktörüne ve elementlerin birbirleri ile olan afinitelerine
bağlı olarak farklı çeşitlerde katı eriyiklerin meydana gelebileceğinin bir göstergesidir.
Sigma fazı YEA’larda çok komponentli bir katı eriyiktir. Bu faz genelde Cr tabanlı
çeliklerde görünür ve FeCr eşit atomlu tetragonal yapıdadır. Cr YEA’larda HMK fazı
kararlı hale getirmekle birlikte Fe, Ni ve Co sigma faz oluşumunu kolaylaştırır (Murt
vd., 2014).
Bu faz atomik boyut farklılığının 1,05 ile 1,67 arasında ve AB2 stokiyometrik oranda
oluşan Laves intermetalik bir fazdır (Murt vd., 2014).
25
L12 fazı B2 fazından farklı YEA’larda düzenli halde bulunan YMK tabanlı bir fazdır.
Kafes sistemi içerisinde merkezde bir çeşit atom bulunurken köşelerde ise başka bir
çeşit atom bulunur. Bu tür alaşımların hepsi L1 2 fazı matriste, Al ve Ni içermekte ve
YMK yapıda görünür. Burada Al içeriğinin yüksek olmaması gerekmektedir aksi
taktirde B2 fazı ve HMK bir yapı meydana gelebilir (Murty vd., 2014).
Hӓgg Fazları da olarak isimlendirilen Arayer bileşikleri boyutları küçük boyutlu olan
atomların kafes içerisinde bulunan arayer boşluklarını doldurması ile oluşur. YEA’larda
arayer bileşikleri reaktif püskürtme ile çok bileşenli kafeslerde kullanılan bir yöntemdir
ve ilk olarak 2004 yılında FeCoNiCrCuAl0.5 YEA üzerine magnetron püskürtme
yöntemi ile nitrür filmi biriktirilmiştir (Chen vd., 2004).
26
YEA’larda özelliklerin bileşen veya herhangi bir özelliği örneğin sertlik ve dayanım
özelliği yapı türü tarafından belirlenmektedir. HMK yapıda ki YEA’lar sertlik ve
yüksek akma mukavemeti gösterirken, YMK yapıda YEA’lar yüksek plastiklik ve
düşük akma mukavemeti göstermektedir (Zhang vd., 2014; Michael vd., 2016).
YEA’ların üretmek için birçok farklı yöntem mevcuttur. Bunlar başta döküm, toz
metalürjisi ve film şeklinde değişik formlarda sentezlenebilmektedir. Burada tüm proses
süresince 3 ana mekanizma iş yapmaktadır sırasıyla; ergitme ve döküm, toz metalürjik
yöntem ve biriktirme teknikleri kullanılmaktadır (Murty vd., 2014; Zhang vd., 2014;
Michael vd., 2016).
Bazı teknik ve yöntemler, dengeli ve dengesiz soğutma şartları altında değişik YEA’lar
üretmek için kullanılırlar. Örnek olarak ergitme ve döküm teknikleri verilebilir. Ayrıca
ergitme prosesleri arasında vakum ark ergitme ve vakum indüksiyon ergitme en
bilimdik yöntemlerdir. Püskürtme, kaplama ve plazma nitrürleme teknikleri ise YEA
ince filmler üretebilmek için kullanılan yüzey modifikasyon teknikleridir (Murty vd.,
2014)
Başka bir üretim yöntemi olan sıvı hal üretim tekniğidir ve Bridgman-Stockbarger
olarak da bilinir. Şekil 3.11’de bu yöntem şematik olarak gösterilmiştir
28
Bu yöntem kısaca bilgisayar destekli ve oksidasyon önlemek amacıyla koruyucu bir gaz
ortamında metalik tozlara odaklanmış olan yüksek güce sahip olan lazer ışını yardımıyla
yüzeye metal biriktirme işlemidir. Bu yöntem ile değişen katmanlı YEA’ların üretilmesi
için de kullanılmaktadır (Kunce vd., 2013; Michael vd., 2014; Zhang vd., 2014).
30
Bu yöntem ile üretilen ve rapor edilen çalışmalarda yaklaşık %20 civarında çalışma
vardır. Magnetron püskürtme ve plazma nitrürleme yöntemleri gaz hal yüzey
modifikasyon türünde kullanılan en bilindik yöntemlerdir. Standart bir yöntem olan
püskürtme yönteminde biriktirilmiş ince film altlıkları üzerine atom püskürtülerek
uygulanan bir yöntemdir. Burada uygulanan ve kolay bir yöntem olan Doğru Akım
(DC) püskürtme yöntemidir. DC püskürtme yönteminde biriktirme seviyesi kontrollü
güç, argon basıncı ve polarlama voltajı kontrolü ile gerçekleştirilir. Ayrıca kullanılan
Radyo Frekansı (RF) püskürtme yöntemiyle yalıtkan malzemelere biriktirme işlemi
gerçekleştirilir. Şekil 3.14’de DC ve RF püskürtme işlemi şematize edilerek
gösterilmiştir. YEA’ların kaplamalarında en bilindik yöntem magnetron yöntemidir.
(Lai vd., 2006; Feng vd., 2013; Murty vd., 2014).
Gün geçtikçe artan ihtiyaçlar nedeniyle kullanılan geleneksel alaşımlar yerine daha
yüksek performansa sahip yüksek teknolojik malzemelere ihtiyaç duyulmaktadır. Yarış,
malzemede küçülme, çevresel faktörler, pazarlama ve ürün sorumluluğu gibi nedenleri
malzemelerin gelişmesini etkilemektedir. Örneğin malzemede küçülme ihtiyaçların
pratikliği ve kullanımı açısından daha cazip görülen faktörler rekabet ortamında birçok
fayda sağlayacaktır ( Murty vd., 2014).
YEA’lar sağladığı mekanik özellikler; yüksek sertlik, aşınma direnci, yüksek sıcaklıkta
yumuşama direnci ve anti korozyon gibi özelliklerinden dolayı makine ekipman ve
yüzeylerini korumak amacıyla kullanılabilir. YEA’lar bilindik diğer özellikleride
yüksek radyasyon dirençleri ve yüksek korozyon dirençleri ile tankların giydirilmesinde
kullanılacak bir malzeme sınıfı olarak ifade edilmektedir (Zhang vd., 2014; Steadyman
ve Rao, 2015).
YEA’lar bir diğer potansiyel kullanım alanı da refrakter metal olarak termal bariyer
giydirilmesi uygulamalarında kullanılabilir (Zhang vd., 2014; Steadyman ve Rao,
2015).
33
KAYNAKLAR
23. Miracle Daniel B., Miller Jonathan D., Senkov Oleg N., 2014. Christopher
Woodward, Michael D. Uchic and Jaimie Tiley, Exploration and development of
high entropy alloys for structural applications, Entropy 16, 494-525.
24. Michael C. Gao, Jien-Wei Yeh, Peter K. Liaw, Yong Zhang, 2016. High-
Entropy Alloys: Fundamentals and Applications, Springer, 1-516.
25. Mridha, S., Samal, S., Khan, P.Y., Biswas, K., Govind, 2013. Processing and
consolidation of nanocrystalline CuaZnaTiaFeaCr high-entropy alloys via
mechanical alloying. Metall. Mater. Trans. A 44, 4532-4541.
26. Mishra, A.K., Samal, S., Biswas, K., 2012. Solidification behaviour of
TiaCuaFeaCoaNi high entropy alloys. Trans. Indian Inst. Met., 725_730.
27. Murty B.S., Yeh J.W., Ranganathan S., 2014. High Entropy Alloys, Elsevier, 1-
190.
28. Niraj Nayan, Gaurav Singh, S.V.S.N. Murty, Abhay K. Jha, Bhanu Pant, Koshy
M. George, Upadrasta Ramamurty, 2014. Hot deformation behaviour and
microstructure control in AlCrCuNiFeCo high entropy alloy, Intermetallics 55
145-153.
29. Satish V. Kailas, 2004. Material Science, Dept. of Mechanical Engineering,
Indian Institute of Science, Bangalore, 402-426.
30. Savaşkan T. 2009. Malzeme Bilimi ve Muayenesi, Genişletilmiş 5. Baskı, Derya
Kitapevi, Trabzon, 1-376.
31. Smith, C.S., 1963, Four Outstanding Researchers in Metallurgical History.
American
32. Society for Testing and Materials, Baltimore MD.
33. Suryanarayana C. 2001. Mechanical alloying and milling. Prog Mater Sci;46:1–
184.
34. Tian Fuyang, Varga Lajos K., Chen Nanxian, Shen Jiang, Vitos Levente, 2015.
Empirical design of single phase high-entropy alloys with high hardness,
Intermetallics 58 1-6.
35. Tsai Ming-Hung, Yeh Jien-Wei, 2014. High-Entropy Alloys: A Critical Review,
Mater. Res. Lett., Vol. 2, No. 3, 107–123.
36. Ye Y.F., Wang Q., Lu J., Liu C.T. and Yang Y., 2016. High-entropy alloy:
challenges and prospects, Materials Today, Volume 19, Number 6, 349-361.
36