• Sınıflandırmada esas noktalar: coğrafya, belli (düzenli ses denklikleri) • Nedir bu denklikler? • z/ş, r/l denklikleri; Çuv. Tĭhhĭr = GT tokuz, Çuv. hil = GT kış • sözbaşı t- sesi: taġlı, daġlı vb. • söziçi ve sözsonu d sesi; adak, ataḫ, azaḫ, ayak. • sözbaşı h: hadak ~ adak, ataḫ, azaḫ, ayak • ıġ ses öbeğinin gelişimi: taġlıġ, taġlık, tavlı vb. • aġ ses öbeğinin gelişimi: taġ, tav, tō, tū vb. • İsim durum ekleri, zaman ekleri • Tarihi dönemlerin sınıflandırılmasında dilsel ölçütler yetersiz, • Bu yüzden tarihi, politik, sosyal diğer olgulara başvurulur. Bu nedenle de tarihi dönemlerin tarihlendirilmesi konusu tartışmalı. • İlk Türkçe (Pre- Turkic) (Çuvaş Dil Birliği dönemi) • Türkçenin Altay dil birliğinden ayrıldığı dönemdir. Ne zaman başladığı bilinmiyor. Milat sıralarında sona erdiği kabul edilir. • Çuvaşça dahil bütün Türk dilleri bu döneme götürülüyor. • Bu döneme ait herhangi bir yazılı metin yok. • Karşılaştırmalı çalışmalar sonucunda tespit edilmiş belli ses denklikleri var. • En önemli ses denkliği, Ana Altayca /r/ ve /l/ seslerinin bu dönemin en azından başlarında korunmuş olduğudur. • Bu ses denkliğine en önemli kanıt Macarcadaki en eski Türkçe alıntı sözlerdir. • Buna göre bugün Çuvaşça dışındaki bütün Türk dillerinde Ana Altayca /r/, /l/ sesleri yerine /z/, /ş/ sesleri bulunur: • TT taş = Çuv. çul, TT kış = Çuv. hıl, TT. öz= Çuv. var • Ana Türkçe (1-6. yy. Proto-Turkic) • Kesin olmamakla birlikte milat sıralarında başlayıp Eski Türkçe dönemine kadar sürdüğü kabul edilir. • En önemli özelliklerinden biri Çuvaşça dışındaki bütün Türk Dillerin bu dönemden gelişmesidir. Yani bu dönem artık bir /z/, /ş/ dilidir. Çuvaşça ise İlk Türkçeden ayrıldıktan sonra Ana Çuvaşçaya doğru gelişim gösterir. • Bir diğer önemli özelliği ünlü uzunluklarını koruyan bir dönem olmasıdır. • Ana Türkçedeki uzun ünlülerin varlığı bugün Yakutça, Türkmence, Halaçça gibi Türk dillerinde yaşayan ünlü uzunlukların karşılaştırılmasından ve, • Türkiye Türkçesi, Çuvaş, Azerbaycan gibi Türk dillerinde ise ünlü uzunlukları olmasa da bu ünlülerin kısalırken bıraktığı izlerden anlaşılmaktadır: • Türkçe sözcüklerin sonunda ötümlü (titreşimli, tonlu) ünsüz bulunmaz. Ancak Ana Türkçede uzun ünlülü olan tek heceli bazı sözcükler günümüze bu uzunluğun etkisiyle ötümlü olarak gelmiştir: Ana t. *āt > TT. ad, Ana T. * sāç > TT sac, Ana T. * ōt > od gibi • Başka bir seslik izi; Ana Türkçede uzun ünlülü olan yine tek heceli sözcükler günümüze Türkçenin genel özelliklerinde olduğu gibi ötümsüz ünsüze değişerek gelişir. Ancak bu tek heceli sözcükler ünlüyle başlayan bir ek aldıklarında uzun ünlünün etkisinden dolayı sözcüklerin sonundaki ötümsüzler ötümlüleşir: Ana T. *āk > TT ak > ekli biçim ağar- • * Kȫk > TT. Gök > ekli biçim göğü • *tǖp > TT dip > ekli biçim dibi • Bazı sözcüklerde ise böyle bir ötümlüleşme gerçekleşmez, çünkü bu sözcüklerin Ana Türkçe şekilleri uzun ünlü barındırmaz: • Ana T kök , TT kök > ekli biçim kökü • Ana T sap, TT sap, ekli biçim sapı • Ana T üç, TT üç, ekli biçim üçü • (geniş bilgi için bk: Talat Tekin, Türk Dillerinde Birincil Uzun Ünlüler, Ankara, Simurg, 1995. • Emine Yılmaz, Nurettin Demir, Türkçe Ses Bilgisi, Anadolu Ünv,, Eskişehir, 2011. • Eski Türkçe (6-9, 6-10 yy.) • Türkçenin yazılı metinlerle bilinen ilk dönemidir. • Orhon ve Uygur olmak üzere iki dönemden oluşur. • Bazı araştırmacılar bu döneme Karahanlı dönemini yani İslamiyetin kabulünden sonraki dönemi de dahil ederler. • Ancak İslamiyetin kabulünden sonra Arapça-Farsça sözcüklerin yoğun olduğu Arap harfli metinler ile aynı tarihlerde yazılmış Budist metinler söz varlığı, bazı ses ve şekil özellikleri bakımından birbirinden ayrılır. • Bu nedenle İslami çevrede yazılmış metinler ile Budist çevrede yazılmış metinler ayrı tarihi dönemler içinde değerlendirilir. • Türk dilinin işlek bir yazı dili olarak kullanıldığı, belgelenen ilk dönemdir. • Bu işlekliğe bakıldığında aslında Türk dilinin bu tarihten önce de edebi bir geleneğe, yazı dili geleneğine sahip olduğu sonucu çıkar. • Moğolistanın Ötüken bölgesinden Altay dağları bölgesine ve Çinin kuzeyinde Köktürkler(Göktürkler) (552-630, 680-745), Uygurlar, (-Ötüken-745-840; -kansu-911- 1256; -hoço-850-1250) • Karahanlı Türkçesi (Orta Türkçe, Hakaniye Türkçesi; 11-13. yy) • İslami Orta Asya Türk yazı dilinin ilk evresidir. • Merkezi Doğu Türkistanda, Tarım havzasının batısında, bugün Şincan Uygur Özerk Cumhuriyetinde, bulunan Kaşgar’dır. • Karahanlılar, Karluk, Yağma, Çigil, Tohsı gibi Türk boylarından oluşmuştur. Asıl çoğunluğu ise Karluk boyu oluşturmuştur. • Satuk Buğra Han’ın 950 tarihinde İslamiyet’i kabulüyle ilk İslam-Türk devletini kurmuşlardır. • İslamiyet’i kabul etmeleriyle birlikte Arap alfabesini kullanmaya başlamışlardır. • Kaşgar, Balasagun, Semerkand, Buhara, Taşkent önemli kültür merkezleridir. • Kutadgu Bilig, Dîvânu Lugati’t-Türk, Atebetü’l-Hakayık, Kur’ân tercümeleri bu döneme ait önemli eserlerdir. • Karahanlı Türkçesinin Başlıca Ses ve Biçim Özellikleri
1. Eski Türkçe söz içi ve söz sonu b sesinin w’ye degisir:
ET seb- “sevmek”>sew-, ET ab “av”> aw, ET yabız “kötü”> yawuz vb. 2. Eski Türkçe söz içi ve söz sonu d sesinin ḏ’ye degisir: ET tod- “doymak”>toḏ-, ET edgü “iyi”>eḏgü, ET eder “eyer”>eḏer vb. 3. E.T. söz başı /k-/ sesi korunur: K.T. küç, kars, kün 4. E.T. söz başı /t-/ sesi korunur: K.T. tün, tag, ton 5. E.T. söz başı /b-/ sesi korunur (üç sözcükte) K.T. bar, bar- ber- 6. Durum ekleri şu şekilde: İlgi durum eki: +nXŋ: iller +niŋ, bu+nıŋ Yükleme durum eki: +g; +nI; +n; +I: baş+ ı+ g, tilekim+ni, közi+n, atım+ı Yönelme durum eki: +GA, +A, +ŋA: tapug + ka, eviŋe, beg+e Bulunma durum eki: +DA, öd+te, çeri+de Ayrılma durum eki: +DIn, +Dun: kamud+dın, bilig+din Araç durum eki: +n, +lA: adak+ı+n, yaz+ı+n 3. Düzlük yuvarlaklık uyumunun bozulmaya baslar: tap-u-g “hizmet”, yapu-s- “yapısmak”, sew-ü-p “sevip” vb. 4. Olumsuz genis zaman ekinde degisme: ET -mAz > K.T. -mAs: ET bol-maz > bolmas, ET kör-mez > kör-mes vb. 5. Emir kipinin çekiminde -sun/-sün yanında -su/-sü ve -sunı/-süni biçimlerinin de ortaya çıkısı: yazıl-su “açılsın”, kel-süni “gelsin” vb. 6. Eski Türkçe şart eki -sAr’ın son ünsüzünün düsmesi: ET kel-ser > K.T.kel-se, ET bol-sar > bol-sa vb. 7. Yetersizlik bildiren u-ma- eyleminin ana eylemle birleserek -u-ma->-ü-me biçimini alması: ET tapın-u u-ma- “tapınamamak”> K.T. tapunuma-, ET kör-ü u-ma- “görememek” > körüme- vb.