Professional Documents
Culture Documents
Yazarlar
Doç.Dr. Erkan YASLIOĞLU (Ünite 1, 2, 3)
Prof.Dr. Ercan ŞİMŞEK (Ünite 2, 3)
Prof.Dr. Senih YAZGAN (Ünite 3)
Dr.Öğr.Üyesi Mehmet Ali DAYIOĞLU (Ünite 4, 5, 6)
Prof.Dr. Yüksel TÜZEL (Ünite 7)
Prof.Dr. Ayşe GÜL (Ünite 7, 8, 9, 10)
Dr.Öğr.Üyesi Raşit Zeki ELTEZ (Ünite 9)
Doç.Dr. Gölgen Bahar ÖZTEKİN (Ünite 9)
Prof.Dr. Sevgi PAYDAŞ KARGI (Ünite 10)
Prof.Dr. Semih TANGOLAR (Ünite 10)
Editörler
Prof.Dr. Ayşe GÜL
Doç.Dr. Erkan YASLIOĞLU
Dr.Öğr.Üyesi Mehmet Ali DAYIOĞLU
Bu kitabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Üniversitesine aittir.
“Uzaktan Öğretim” tekniğine uygun olarak hazırlanan bu kitabın bütün hakları saklıdır.
İlgili kuruluştan izin almadan kitabın tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıt
veya başka şekillerde çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz.
Öğretim Tasarımcısı
Doç.Dr. Evrim Genç Kumtepe
Kapak Düzeni
Prof.Dr. Halit Turgay Ünalan
Grafikerler
Nihal Sürücü
Ayşegül Dibek
Ufuk Önce
Ali Burç Açıkkan
E-ISBN
978-975-06-3462-8
İçindekiler
Önsöz .................................................................................................................... ix
Temeller.......................................................................................................................... 21
Sera İskeleti.................................................................................................................... 21
Kolonlar ve Sera Duvarı............................................................................................... 21
Çatı ve Çatı İskeleti....................................................................................................... 22
Çatı Makası.............................................................................................................. 22
Aşıklar....................................................................................................................... 22
Mertekler.................................................................................................................. 22
Rüzgârlıklar.............................................................................................................. 23
Oluklar...................................................................................................................... 23
Örtü Malzemesi............................................................................................................. 23
Kapılar............................................................................................................................. 25
Havalandırma Pencereleri............................................................................................ 25
Seraların Boyutlandırılması......................................................................................... 25
Özet................................................................................................................................. 27
Kendimizi Sınayalım..................................................................................................... 28
Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı.......................................................................... 29
Sıra Sizde Yanıt Anahtarı.............................................................................................. 29
Yararlanılan Kaynaklar................................................................................................. 29
Tohum....................................................................................................................... 188
İklim İstekleri................................................................................................................. 188
Sıcaklık..................................................................................................................... 188
Işık............................................................................................................................. 188
Oransal Nem............................................................................................................ 188
Sera İçi Hava Hareketi............................................................................................ 189
Karbondioksit (CO2) Gübrelemesi....................................................................... 189
Toprak İstekleri.............................................................................................................. 189
Üretim Takvimi............................................................................................................. 189
Çeşit Seçimi.................................................................................................................... 190
Fide Üretimi ve Dikim ................................................................................................. 190
Bakım İşlemleri............................................................................................................. 191
Askıya Alma ve Sardırma ...................................................................................... 191
Budama..................................................................................................................... 191
Gübreleme ve Sulama................................................................................................... 193
Hasat, Verim ve Muhafaza........................................................................................... 193
Fizyolojik Bozukluklar.................................................................................................. 193
Hastalık ve Zararlılar.................................................................................................... 194
Özet ................................................................................................................................ 195
Kendimizi Sınayalım .................................................................................................... 196
Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı ......................................................................... 197
Sıra Sizde Yanıt Anahtarı ............................................................................................. 197
Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar............................................................. 198
Önsöz
Marjinal alanların değerlendirilebilmesi ve etkin kaynak (arazi, su, işçilik, vb) kullanı
mı sağlaması nedeniyle örtüaltı yetiştiriciliği artış göstermektedir. Toprak veya bitkilerin
üzerine serilen örtüler, alçak plastik tüneller, yüksek tüneller ve seralar gibi farklı yapılar
söz konusu olmakla birlikte en gelişmiş örtüaltı üretimi seralarda gerçekleştirilmektedir.
Bu nedenle bu kitapta esasen seracılık ele alınmıştır.
On üniteden oluşan Örtüaltı Üretim Sistemleri kitabı uzaktan eğitim amacıyla hazır
lanmıştır. Üniteler Örtüaltı Yetiştiriciliğinin Tarihsel Gelişimi ve Sera Yeri Seçimi, Sera
Yapı Elemanları ve Sera Tipleri, Sera Tabanının Düzenlenmesi ve Sulama, Sera İklimlen
dirme Tekniği, Sera Donanımları, Seralarda Bilişim ve Otomasyon Teknolojisi, Seralarda
Üretim Teknikleri I: İyi Tarım Uygulamaları, Seralarda Üretim Teknikleri II: Topraksız
Tarım, Serada Sebze Yetiştiriciliği, Örtüaltında Bağcılık ve Meyvecilik konularında temel
bilgiler içermektedir.
Ünitelerin başlangıcında verilen Amaçlarımız öğrencilerin üniteyi okuduktan ve anla
dıktan sonra neleri bileceği ve yapabileceğini göstermektedir. Kitapta yer alan konular da
ha iyi anlaşılabilmesi için şekillerle desteklenmiş, bazı önemli kavramlar ise yana çıkmalar
ve farklı harf karakterleri ile vurgulanmıştır. Üniteler içinde Dikkat, Kitap ve İnternet gibi
uyarı bölümleri ile öğrenciler başka kaynaklardan yararlanmaya yönlendirilmiştir. Her
ünite içinde öğrencilerin düşünüp, tartışarak çözüm aramalarına yönelik Sıra Sizde ve
Kendimizi Sınayalım bölümleri yer almaktadır.
Bu kitap konularında uzman olan yazar kadrosunun çabaları sonucunda ortaya kon
muş ve kitabın basıma hazırlanması özel bir ekibin özenli çalışması sonucu gerçekleşmiş
tir. Kitabın hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür eder, tüm öğrencilere başarılar
dileriz.
Editörler
Prof.Dr. Ayşe Gül
Doç.Dr. Erkan Yaslıoğlu
Dr.Öğr.Üyesi Mehmet Ali Dayıoğlu
1
ÖRTÜALTI ÜRETİM SİSTEMLERİ
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Örtüaltı tarımının Türkiyedeki ve dünyadaki gelişimini açıklayabilecek,
Kullanılan tüm örtü tiplerini sıralayabilecek,
İşletmecilik yönünden en uygun sera yerini belirleyebilecek
bilgi ve beceriler kazanacaksınız.
Anahtar Kavramlar
• Alçak Tünel • Örtü Tipleri
• Sera • Sera Yeri Seçimi
İçindekiler
Tanımı
Örtüaltı yetiştiriciliği; bitkinin gereksinim duyduğu çevre koşullarının yapay yollar
la yaratılıp sürekli denetim altında tutulduğu, yıl boyunca üretimi olanaklı kılması
nedeniyle birim alandan yüksek verim alınmasını sağlayan bir yetiştiricilik dalıdır.
Örtüaltı tarımı; sera ve alçak plastik tüneller altındaki üretimi kapsamaktadır.
Alçak plastik tüneller; bir yetiştiricilik dönemi için inşa edilen, bitkileri düşük sı
caklık, rüzgâr, yağmur, dolu, kuş ve haşerelerden korumak amacıyla bitki sıraları
üzerine yarım daire kesitli yerleştirilmiş iskeletlerin üzerinin yumuşak plastik ör
tülerle örtülmesi sonucu elde edilen yapılardır. Alçak plastik tünel altında yapılan
bitkisel üretimde erkencilik amaçlanır. Seralar ise; iklim koşullarının açıkta bitki
yetiştirmeye elverişli olmadığı dönemlerde, kültür bitkileri ile bunların tohum, fi
de ve fidanlarının ekonomik olarak üretilmesi, yetiştirilmesi, sergilenmesi ve ko
runmasını olanaklı kılan, uygun bir bitki gelişimi için ideal koşulları yaratmayı ve
yıl boyunca üretim yapmayı amaçlayan, içinde hareket edilebilen yüksek sistemli
yapılardır. Sera yapı elemanlarının görevi, iyi bir bitkisel üretim sağlamak ama
cıyla, bütün yıl boyunca sera içi çevre koşullarının ekonomik olarak ve bitkilerin
isteğine yakın bir biçimde sağlanmasıdır.
Önemi
Dünya nüfusu giderek artmakta, buna karşın ekilebilir arazi varlığı erozyon, çöl
leşme, kentleşme vb. birçok faktörün etkisi altında giderek azalmaktadır. Bu du
rumda, artan nüfusu besleyebilmek için birim alandan elde edilen ürün miktarını
4 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Tarihsel Gelişimi
Koruma yapıları aracılığıyla bitkisel üretim için gerekli ortamı yaratma çabaları
Romalılara (MÖ 1’inci yüzyıl) kadar dayanmaktadır. Roma İmparatorluğu’nun
yıkılmasıyla birlikte, bu dönemdeki seracılık teknikleri de ortadan kaybolmuş
tur. Seralar, 15’inci yüzyılın sonları ile 18’inci yüzyıl arasında İngiltere, Fransa ve
Hollanda’da tekrar görülmüştür. Avrupa’da yapılan ilk seralar özellikle narenciye
bitkilerini kış aylarında korumak amacıyla kullanılmıştır (Fotoğraf 1.1). Özellik
le 1720 yılında seranın yanlarına duvar örülmüş, çatıya ışıktan yararlanmak için
pencereler yerleştirilmiştir.
Fotoğraf 1.1
Almanya’da 18’inci
yüzyılda yapılmış
bir narenciye serası
şap iskeletin yerini çelik iskelet almaya başlamıştır. Plastik filmlerin kullanılmaya
başlandığı 1960’lı yılların başlarına kadar cam seralar örtüaltı tarımında egemen
olmuş, bu tarihten sonra da plastik seralar yayılmaya başlamıştır. Plastiğin tarımda
kullanılmaya başlanması, örtüaltı tarımı açısından dönüm noktası olmuş ve üre
tim ılıman (Akdeniz) iklimin hüküm sürdüğü bölgelere de kaymıştır. Günümüzde
ABD, Japonya, Avrupa ve Akdeniz ülkelerinde seracılık yaygındır. Avrupa’nın gü
neyinde yer alan İspanya, İtalya, Yunanistan başta olmak üzere Almanya, İngiltere,
Fransa ve Hollanda’da sera yetiştiriciliği oldukça gelişmiştir.
Günümüzde seracılık, ısıtma ve soğutma giderlerinin düşük olduğu 30-40’ıncı
enlemler arasında kalan ülkelerde yayılmaktadır. Kırkıncı enlemin üzerine çıkıl
dığında ısıtma giderleri, 30’uncu enlemin altına inildiğinde ise soğutma giderleri
hızla yükselmektedir.
ÖRTÜ TİPLERİ
Örtüaltı yetiştiriciliğinde örtü kullanımının birincil amacı bitkiyi dış etkilerden
korumak ve bitki gelişimi için en önemli faktör olan ışığın bitkilere yeterli oranda
ulaşmasını sağlamaktır. Bu amaçla cam ve plastik örtüler kullanılmaktadır. Bun
ların yanında, bitkiyi kum, kuş, böcek vb. haşerelerden korumak, buharlaşmayı
azaltmak, yabancı ot gelişimini önlemek gibi amaçlarla da plastik örtüler kulla
nılmaktadır.
Gölge Evi
Son yıllarda, pestisit kullanımını azaltması, geleneksel seralardan daha düşük ma
liyetle inşa edilebilmesi ve bitki mikrokliması üzerine etkilerinin az olduğuna ina
nılması nedeniyle, zararlıların (böceklerin) içeri girişinin engellendiği gölge evi
üreticiler tarafından yaygın bir biçimde kullanılmaktadır. Aynı zamanda, meyve
kalitesini artırması ve su kullanımını azaltması nedeniyle meyve yetiştiriciliğinde
de kullanımı giderek artmaktadır. Gölge evinde yetiştiriciliğin yararları aşağıdaki
gibi özetlenebilir.
• Gölgelemeyle optimum değerin üzerindeki solar radyasyondan korunma
sağlaması,
• Bitkileri rüzgâr ve doludan koruma,
• Termal koşulları iyileştirme,
• Böceklerin yapı içerisine girişini engelleme.
Gölge evlerin en ilginç özelliği pasif yapılar olmasıdır. Bitki yetiştirme ortamı
nı düzenleme araçlarına sahip değildir. Bu yönüyle tam iklim kontrolüne sahip
seralardan tamamen farklıdır.
Beyazsinekler ve daha büyük böcekler tarafından bulaştırılan virüs hastalık
larının önlenmesi için 0,19-0,29 milimetre boyutunda gözlere sahip tüller kul
lanılmaktadır. Göz çaplarının bu derece küçük olması havalandırma etkinliğini,
dolayısıyla iç ortam sıcaklığını ve nem miktarını olumsuz etkilemektedir.
1. Ünite - Örtüaltı Tarımı 7
İklim Koşulları
Sera kurulacak bölgede deniz, göl, akarsu gibi bir su kütlesinin bulunması o böl
gede ılıman bir iklimin egemen olmasına yol açmaktadır. Örneğin deniz kıyısında
bulunan bölgelerde gece gündüz arasındaki sıcaklık farkı iç bölgelere oranla daha
düşüktür.
Ağaçlar, dağlar veya diğer engeller özellikle sabah ve öğleden sonraları seralar
da gölgeleme etkisi yapabilir.
Bazı bölgelerde yılın belirli zamanlarında bulut ve sis oluşumunun meydana
gelebileceği unutulmamalıdır. Örneğin, bazı dağ sıralarının rüzgâr almayan yö
nüne bakan kuytu yerler veya sahile yakın alanlar bu açıdan iyi analiz edilmelidir.
Rüzgâr hızının yüksek olması sera ısısının emme yoluyla dışarıya çıkışını artı
rır. Dolayısıyla sera içinde arzu edilen sıcaklığın oluşturulabilmesi için daha fazla
ısı enerjisi harcanmasına yol açar. Ayrıca, şiddetli rüzgâr sera yapı elemanlarına
da zarar verebilir.
8 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Rakım
Bir yerin deniz seviyesinden olan yüksekliği yaz aylarında görülen maksimum sı
caklık ile kış aylarında görülen minimum sıcaklığı etkilemektedir. Rakımı uygun
olan bir yerin seçilmesiyle kış aylarında ısıtma giderleri, yaz aylarında ise soğutma
giderleri azaltılabilir.
Su Kaynağı ve Kalitesi
Sera yetiştiriciliğinde, sulama, ısıtma, soğutma, nemlendirme, elde edilen ürün
lerin temizlenmesi ve ilaçların seyreltilmesi gibi kültürel işlemlerde kullanılmak
üzere yeterli miktarda ve kaliteli bir su kaynağının bulunması oldukça önemlidir.
Su kaynağı olarak akarsular, göller gibi yerüstü su kaynaklarının yanında açılan
artezyen ve derin kuyularla yeraltı suyundan veya içmesuyu şebekesinden yarar
lanılabilir. Gereksinim duyulan su miktarı sulanacak alanın büyüklüğüne, yetiş
tirilen bitki türüne, hava koşullarına, yılın hangi döneminde bulunulduğuna ve
havalandırma veya ısıtma sisteminin çalıştırılıp çalıştırılmama durumuna göre
değişiklik gösterir. Sulama için maksimum su gereksinimi 10-60 lt/m2 arasındadır
(Anonim, 1994). Su kaynağı ne kadar güvenilir olursa olsun mutlaka analiz edil
melilidir. Su kaynağının toplam tuz konsantrasyonunun belirli bir düzeyin altında
olması gerekir. Çözünebilir mineral elementlerin yüksek olduğu sulara kimyasal
gübre ilave edilmesi toplam tuz konsantrasyonunu artırmaktadır. Su kaynağının
tuz içeriğine ilişkin üst limitler Çizelge 1.1’de verilmiştir.
Zararlı Tehdidi
Sera yeri seçilirken arazide zararlı böceklerin konakladığı mevcut tarım alanların
dan uzakta olmasına özen gösterilmelidir. Zararlı böcekler içerisinde beyazsinek,
yaprak biti, örümcekler (akarlar) ve kirpikkanatlı (trips) sayılabilir.
Toprak ve Topoğrafya
Drenaj, fazla suyun Bitkisel üretimde verim ve kaliteyi etkileyen en önemli unsurlardan biri olma
uzaklaştırılması işlemine sı nedeniyle sera kurulacak yerin toprağının kaliteli olması gerekmektedir. Sera
verilen addır.
toprağı olarak geçirgen, besin içeriği zengin yani verimli, su tutma yeteneği iyi,
drenaj, taşlılık sorunu olmayan derin topraklar idealdir. Tınlı kumlu ve kumlu
topraklar en çok tercih edilen topraklardır.
1. Ünite - Örtüaltı Tarımı 9
Yola Bağlantı
Elde edilen ürünün bozulmadan pazara ulaştırılabilmesi için sera kurulacak yerin
mutlaka işlek bir yola bağlantısı olmalıdır. Ayrıca, sera örtü malzemesi ve yapı ele
manlarının taşınması, gübre, ilaç, yakıt, alet ekipman vb. girdilerin kolaylıkla se
raya ulaştırılabilmesi yönünden de yola bağlantı oldukça önemlidir. Ürünün zarar
görmeden ve görünümü bozulmadan taşınabilmesi için yol kalitesi iyi olmalıdır.
Ulaşımda kara yolu ve demir yolu kullanılabileceği gibi ekonomik yönden uygun
olması durumunda hava yolu da tercih edilebilir. Seranın yola çok yakın olması
durumunda, özellikle trafik nedeniyle oluşan toz örtü materyalinin kirlenmesine,
dolayısıyla ışık geçirgenliğinin azalmasına yol açmaktadır.
Özet
Örtüaltı tarımının Türkiye’deki ve dünyadaki geli İşletmecilik yönünden en uygun sera yerini belir
1 şimini açıklamak 3 lemek
Örtüaltı üretim sistemleri içerisinde alçak tünel Seracılıktan arzu edilen yararın sağlanabilme
ler ve seralar yer almaktadır. Alçak tüneller da sinde sera kurulacak yerin özellikleri oldukça
ha çok erkencilik sağlamak amacıyla bir üretim önemlidir. Bu nedenle sera yeri seçilirken belirli
dönemi için inşa edilen plastik örtülü yapılardır. faktörler dikkatle incelenmelidir. Sera yeri se
Seralar, bitkiler için uygun çevre koşullarının ya çiminde etkili olan başlıca faktörler: ışık, iklim
pay olarak yaratıldığı, yıl boyunca üretime ola koşulları, rakım, su kaynağı ve kalitesi, zararlı
nak sağlayan, bitkileri dış etkilere karşı koruyan tehdidi, toprak ve topoğrafya, yola bağlantı, kul
ve içerisinde hareket edilebilen yüksek yapılar lanılabilir işgücü varlığı, telefon, elektrik, inter
dır. net gibi çeşitli hizmetlere erişim kolaylığı, paza
Örtüaltı tarımı Romalılara kadar dayanmak ra yakınlık, enerji kaynaklarının varlığıdır.
tadır. Bunu 15’inci yüzyılın sonlarıyla 18’inci
yüzyıl arasında yapılan koruma amaçlı seralar
izlemiştir. Plastik filmlerin yaygınlaşmaya başla
dığı 1960’lı yıllara kadar örtüaltı tarımında cam
seralar egemen olmuş, bu tarihten sonra plastik
seralar giderek yaygınlaşmıştır. Sera yetiştiricili
ği, birim alandan daha kaliteli ve daha fazla ürün
alınmasını sağlaması, yıl boyunca istihdam ya
ratması, yapı elemanlarının üretimiyle ilgili yan
sanayi kollarının gelişmesini sağlaması, ihracat
yoluyla ülkeye döviz girdisi sağlaması nedeniyle
oldukça önemli bir sektördür.
Ülkemizde başlangıcı 1940’lı yıllarda kamu ku
ruluşları tarafından Antalya ve İçel’de kurulan
seralara dayanan örtüaltı tarımı, tarımda plas
tiğin kullanılmaya başlandığı 1960’lı yıllardan
itibaren iklim koşullarının uygun olduğu bölge
lere yayılmıştır. Dünyadaki gelişmelere paralel
olarak ülkemizde de önemli gelişmeler kaydedil
miş, büyük kapasiteli, iklim kontrollü modern
işletmeler yaygınlaşmaya başlamıştır.
1. Ünite - Örtüaltı Tarımı 11
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdakilerden hangisi iyi tasarlanmış bir serada 6. Aşağıdakilerden hangisi örtüaltı üretim sistemlerin
bulunması gereken özelliklerden değildir? de yetiştiriciliği yapılan sebze türlerinden değildir?
a. Bitki gelişimi için gerekli olan iklim koşullarını a. Domates
sağlaması, b. Karpuz
b. Işık geçirgenliğinin düşük olması, c. Asma
c. Yıl boyunca üretime olanak tanıması, d. Hıyar
d. Önemli iklim faktörlerini belirlenen optimum e. Fasulye
değerlere olabildiğince yakın olacak biçimde
sağlaması, 7. Sera kurulacak arazinin sahip olması gereken eğim
e. Düşük ısı tüketimine sahip olması. değeri aşağıdaki seçeneklerin hangisinde doğru veril
miştir?
2. Dünyada ticari anlamda sera yetiştiriciliği ne zaman a. % 0,5-1,0
başlamıştır? b. % 1,0-1,5
a. MÖ 1’inci yüzyıl c. % 1,0-2,0
b. 15’inci yüzyıl d. % 1,0-2,5
c. 19’uncu yüzyılın sonları e. % 0,5-1,5
d. 18’inci yüzyılın başları,
e. 17’nci yüzyıl 8. Aşağıdakilerden hangisi gölge evlerde yetiştiriciliğin
yararlarından değildir?
3. Aşağıdakilerden hangisi malç kullanılmasının ya a. Maliyetinin geleneksel seralardan daha yüksek
rarlarından değildir? olması,
a. Toprakta nem tutulmasını önler, b. Bitkileri rüzgâr ve doludan koruma,
b. Yabancı ot gelişimini engeller, c. Termal koşulları iyileştirme,
c. Toprak yüzeyinden oluşan buharlaşmayı azaltır, d. Böceklerin yapı içerisine girişini engelleme,
d. Ürün kalitesini artırır, e. Gölgelemeyle solar radyasyondan koruma sağ
e. Hastalık ve zararlılara karşı koruma sağlar. laması,
4. Aşağıdakilerden hangisi iyi bir sera toprağında bu 9. Ülkemizde en fazla sera varlığına sahip olan il aşağı
lunması gereken özelliklerdendir? dakilerden hangisidir?
a. Geçirgenliğinin düşük olması, a. Yalova
b. Besin içeriğinin düşük olması, b. Antalya
c. Su tutma yeteneğinin düşük olması, c. Muğla
d. Sığ olması, d. İzmir
e. Drenaj sorunun bulunmaması. e. Hatay
5. Kış güneşinden yararlanma ve kuzey rüzgârlarından 10. Birim sera taban alanı (m2) başına ayrılması gere
korunma yönünden arazi eğiminin hangi yöne bakma ken maksimum sulama suyu miktarı aşağıdakilerden
sı arzu edilir? hangisidir?
a. Kuzey a. 10-40 lt
b. Batı b. 5-50 lt
c. Kuzeybatı c. 10-30 lt
d. Güney d. 10-60 lt
e. Doğu e. 10-20 lt
12 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Sıra Sizde 3
Bir sera işletmesinin başarısını etkileyen yer seçim kri
terleri arasında ışık, iklim koşulları, rakım, su kaynağı
ve kalitesi, zararlı tehdidi, toprak ve topoğrafya, yola
bağlantı, kullanılabilir işgücü varlığı sayılabilir.
1. Ünite - Örtüaltı Tarımı 13
Yararlanılan Kaynaklar
Anonim (1994). Greenhouse Engineering. Northeast
Regional Agricultural Engineering Service (NRA
ES) Greenhouse Series, NRAES-33, Ithaca, NY,
USA. 212 pp.
Anonim (2007). Bitkisel Üretim. T.C. Başbakanlık
Devlet Planlama Teşkilatı Dokuzuncu Kalkınma
Planı, Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Ankara. 91 s.
Anonim (2010). Örtüaltı Sebze ve Meyve Alanları.
Türkiye İstatistik Kurumu Bitkisel Üretim İstatistik
leri Veri Tabanı, Ankara. http://tuikrapor.tuik.gov.
tr/reports/rwservlet?hayvancilik=&re port=BA
RAP OR102.RDF&p_yil1=2009&p_kod=1&p
dil=1&desformat=html&ENVID=hayvancilikEnv
Arıcı, İ. (2003). Sera Yapım Tekniği. Uludağ Üniversi
tesi Ziraat Fakültesi Yayınları No: 44, Bursa. 132 s.
Baytorun A.N. (1995). Seralar. Ç.Ü. Ziraat Fak. Yayın
No:110, Adana.
Biondo, R. J. (2004). Greenhouse Production. Pear
son Education, Inc. Prentice Hall Interstate, Upper
Saddle River, New Jersey. 371 s.
Eltez R. Z. , A. Günay (1998). Bakırçay’da Seracılık.
Bergama Ticaret Odası Yay., İmaj Reklam, Bergama.
von Elsner, B., D. Briassoulis, D. Waaijenberg, A. Mist
riotis, Chr. von Zabeltitz, J. Gratraud, G. Russo,
R. Suay-Cortes (2000). Review of Structural and
Functional Characteristics of Greenhouses in Eu-
ropean Union Countries: Part I, Design Require-
ments, J. Agric. Engng Res. 75:1-16.
Möller, M., J. Tanny, S. Cohen ve M. Teitel (2003). Mic-
rometeorological Characterisation in a Screen-
house. ISHS Acta Horticulture 614: VI. Internati
onal Symposium on Protected Cultivation in Mild
Winter Climate: Product and Process Innovation.
Olgun, M. (2009). Tarımsal Yapılar. Ankara Üniversi
tesi Ziraat Fakültesi Yayınları Yayın No: 1577, An
kara. 445 s.
Sevgican, A. (1999). Örtüaltı Sebzeciliği. Cilt I. E.Ü.
Ziraat Fakültesi Yayınları No:528. ISBN 975-483-
384-2, İzmir.
Tüzel Y., A. Gül, H.Y. Daşgan, G.B. Öztekin, S. Enginde
niz, H.F. Boyacı, A. Ersoy, A. Tepe, A. Uğur (2010).
Örtüaltı Yetiştiriciliğinin Gelişimi. TMMOB Zira
at Mühendisleri Odası VII. Teknik Kongresi, Ankara.
2
ÖRTÜALTI ÜRETİM SİSTEMLERİ
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Seraları sınıflandırıp tanımlayabilecek,
Yapı elemanlarının planlanmasında etkili yükleri açıklayabilecek,
Serayı oluşturan yapı elemanlarını tanımlayabilecek,
Sera boyutlandırma özelliklerini ayırt edebilecek
bilgi ve beceri kazanabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
• Sera tipleri • Mertek
• Sera yapı elemanı • Çatı makası
• Yapı yükleri • Rüzgârlık
• Sürekli yükler • Örtü malzemesi
• Rüzgâr yükü • Cam sera
• Bireysel sera • Plastik sera
• Blok sera • Havalandırma penceresi
• Aşık • Sera genişliği
İçindekiler
• SERALARIN SINIFLANDIRILMASI VE
SERA TİPLERİ
• SERA YAPI ELEMANLARININ
Örtüaltı Üretim Sistemleri Sera Tipleri ve Yapı Elemanları PLANLANMASI
• PLANLAMADA ETKİLİ YÜKLER
• SERA YAPI ELEMANLARI
• SERALARIN BOYUTLANDIRILMASI
Sera Tipleri ve Yapı Elemanları
Çelik Seralar: Galvanize boru ya da profil çeliği kullanılarak sera iskeleti oluştu-
rulur. En yaygın kullanı-
lan iskelet malzemesidir. Fotoğraf 2.2
Alüminyum Seralar: Plastik Örtülü Blok
Pahalı olmasına karşın, Sera
hafif ve dayanıklı oluşu,
inşa kolaylığı gibi özel-
likleriyle seralarda yapı
iskelet malzemesi olarak
kullanılmaktadır.
Sentetik Malzemeli
Seralar: İskelet malzeme-
si olarak suni elyaf mal-
zemeler kullanılmaktadır.
Hava Şişirmeli Seralar:
İskelet yapısı olmaksızın,
iki plastik örtü arasına hava
verilerek oluşturulurlar.
Sürekli Yükler
Serayı oluşturan yapı elemanlarının kendi ağırlıkları, sabit ve değişmez bir yük
olarak yapı elemanlarında etkili olmaktadır. Sera yapı elemanlarından öncelikle
ağırlıklarını taşıması beklenir. Bu nedenle, serayı kaplayan örtü malzemesinden
taşıyıcı iskelet elemanlarına kadar, birim alanda uyguladıkları yükün belirlenmesi
gerekmektedir.
Cam örtü malzemesinin 1 mm kalınlığındaki birim ağırlığı 2,5-3 kg/m2’dir.
Bir cam serada kalınlığı 3-4 mm olarak kullanılan camın ağırlığı 7,5-12 kg/m2 ka-
bul edilir. Cam örtünün üzerine oturduğu mertek ile diğer çatı ve iskelet eleman-
larının ağırlıkları, kullanılan çelik malzemenin kesitleri ile yerleştirme sıklığına
bağlı olarak değişir. Cam seralarda kullanılan macun ya da plastik tutturucuların
yükleri de hesaplanmalıdır. Ayrıca havalandırma pencerelerinin ağırlıklarını da
yapıldıkları malzemelerin kesit alanına göre belirlenen birim ağırlıklarından yola
çıkarak belirleyebiliriz.
Sera iskeleti üzerine sabit olarak bağlanan ısıtma, sulama, havalandırma gibi
sistemlerin oluşturduğu yüklerin de sürekli yükler kapsamında hesaplanması ge-
rekir. Tüm bu sistemlerin, sera çatı izdüşümü düzleminde 5-10 kg/m2’lik bir yük
oluşturdukları kabul edilir.
Hareketli Yükler
Bu yükler değişken nitelikte olup, şiddetine bağlı olarak yapıda yıkıcı ve devirme-
ye yönelik etkilerinden dolayı oldukça önemlidir. Sera kurulacak alanın özellikle-
ri dikkate alınarak bu yüklerin belirlenmesi gerekmektedir.
Rüzgâr Yükü
Seralar üzerinde en etkili yüklerden biri olan rüzgâr yükünün, yapıyı devirme,
örtü malzemesini parçalama ve yapı iskeletinin dağılmasına yol açabilecek düzey-
de zarara neden olabileceği dikkate alınmalıdır. Sera projelemede rüzgâr yükünün
hesaplanmasında, rüzgârın esiş yönü üzerinde bulunan yüzeylerde basınç, diğer
yüzeylerde emme kuvveti biçiminde etki yaptığı düşünülür. Bu kuvvetlerin bü-
yüklüğü, rüzgâr hızına, rüzgâra karşı olan yüzeyin büyüklüğüne ve bu yüzeyin dik
veya eğik oluşuna bağlıdır. Rüzgâr kuvvetinin sera yüzeyindeki etkisi daima sera
yüzeyine dik kabul edilerek hesaplamalar yapılır.
20 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Kar Yükü
Kar yağışlı bölgelerde sera çatısı üzerinde biriken kar, birikme kalınlığına göre bir
yük oluşturur. Kar yükü, yapının çökmesine veya örtü malzemesinin zarar gör-
mesine yol açar. Genellikle sera tarımının yoğun yapıldığı güney bölgelerimizde,
kar yükü önemsiz kabul edilir. Ancak, bu yük dikkate alınmadan planlanan birçok
seranın beklenmeyen kar yağışları sonucu zarar görebildiği gözlenmektedir. Kar
yükünün hesaplanmasında bölgenin meteorolojik verilerinden elde edilen kar ka-
lınlığı değerlerinden yararlanılır. TSE yapılara gelen kar yükü değerlerine ilişkin
bir standart yayınlamıştır. Sera planlamasında, kar yükü hesabı karın m2’deki kg
ağırlığı, çatı eğimi ve sera kurulacak yerin deniz seviyesinden olan yüksekliği dik-
kate alınarak yapılır.
Seranın sürekli ısıtılması durumunda kar yükü hesaplanmayabilir. Kar yükü-
nün etkisinin önlenebilmesi için sera içi sıcaklığı en az 12 °C olmalıdır. Plastik
seralarda, sera üzerinde su birikimi engellenmelidir. Aksi durumda, su kütlesinin
de serada bir yük oluşturacağı dikkate alınmalıdır.
Temeller
Sera üzerinde etkili olan, sera yapı elemanlarının kendi ağırlığını oluşturan sa-
bit yüklerle, rüzgâr, kar vd hareketli yükleri zemine ileten yapı elemanlarıdır.
Temellerin iki görevi vardır;
• Sera yapı elemanlarından gelecek tüm yükleri zemine aktarır.
• Sera temeli eğer mütemadi (sürekli) temel biçiminde ise, bir duvar görevi
de üstlenip dışarıdan gelebilecek dış çevre koşullarına karşı koruyucu özel-
lik gösterir.
Temellerin boyutlandırılması, sera iskelet yapısının şekli, zemine iletilecek
toplam yük, temel çeşidi ve zemin özelliklerine bağlı olarak yapılır. Temel duvarı
ve kolon ayaklarının oturduğu zemin, üzerine gelen yükleri çökmeye maruz kal-
mayacak biçimde emniyetle taşımalıdır.
Plastik seraların hafif örtü malzemesiyle kurulabilme olanaklarına sahip olu-
şu, iskelet malzemesinin de hafif malzemelerle oluşturulmasına olanak sağlar. Bu
durum seranın toplam ağırlığını azaltacağından, kolon altı tekil temel kullanım
olanağı sağlayacaktır. Yani ayrı bir sürekli duvar temel kurmak gerekli olmayabilir.
Cam örtülü seralarda ise camın ağırlığına bağlı olarak iskelet malzemesinin
kesit ve boyutları büyüyeceğinden, temele gelen yükün de artması söz konusu ola-
caktır. Ayrıca, seranın oturduğu zeminde oluşabilecek farklı düzeydeki oturmalar,
sera malzemesinin zarar görmesine, hatta seranın büyük ölçüde deformasyona
uğrayıp yıkımına da yol açabilir. Bu nedenle, cam örtülü seralarda genellikle sü-
rekli (mütemadi) temeller kullanılmalıdır.
Sera temeli, düşey yükleri zemine iletmenin yanında, rüzgâr yükünün devir-
me etkisine karşı serayı yerinde tutabilecek bir ağırlık oluşturmaktadır.
Sera İskeleti
Sera iskeletini oluşturan elemanlar, kendi ağırlıkları ve sera üzerine gelebilecek
yükleri taşıyıp temele kadar iletimini sağlayan ve serayı çevreleyen elemanlardır.
Bu elemanların;
• Sağlam olmaları,
• Düşük maliyetli olmaları,
• Kolaylıkla kurulabilir olmaları,
• Gölgeleme etkisinin az olması,
• Hafif olması,
• Isı iletiminin düşük olması istenir.
likte rüzgârın esiş yönüne bağlı olarak, kolonlarda burkulmalar oluşabilir. Kolon
boyutlandırmada tüm bu yükler, geliştirilen yöntemlerle hesaplanabilmektedir.
Çatı Makası
Sera üzerine gelen yükleri taşıyıp bir altındaki elemanlara aktaran yapı eleman-
larıdır. Sera çatısının temel elemanını çatı makası oluşturur. Kirişlerin bir araya
gelmesi sonucunda tek bir malzeme gibi görev yapan ve belli aralıklarla kolonlar
üzerine yerleştirilen yapı elemanlarıdır. Genellikle geniş açıklıklı seraların çatıları,
kafes kiriş adı da verilen çatı makaslarıyla oluşturulur. Kafes kirişlerin kullanıldığı
Sera açıklığı, sera genişliğini durumda sera açıklığı 9-12 m, kiriş aralıkları ise 3-4 m ve daha büyük değerlere
ifade eder. ulaşabilmektedir. Kafes kirişlerin genellikle iki mesnetli olması istenir. Böylece
Mesnet, dayanak noktası sera içerisinde daha az kolon kullanılacağından sera içi kullanım alanı artar ve
anlamında kullanılıp, daha rahat hareket etme olanağı sağlanabilir.
çatı makasları kolonlara Çatı makası elemanları, çelik iskeletli seralarda kolonlar üzerine vida ya da
mesnetlenmiş elemanlardır.
kaynakla birleştirilir veya kolon ve kirişler tek bir malzeme gibi üretilirler. Ahşap
iskeletli seralarda genellikle çivi ile bağlantı sağlanır.
Aşıklar
Bir seranın uzunluğuna da bağlı olmak üzere çatı makaslarını birleştiren elemanlar-
dır. Seralarda mahya, orta ve damlalık aşığı olmak üzere, bulunduğu konuma göre
adlandırılan 3 farklı aşık kullanılır. Seralarda çatı aşıklarının yanı sıra yan duvar
aşıkları da kolonları birbirine bağlamada kullanılır. Aşıklar yerleştirilirken, hava-
landırma açıklıklarının sera üzerindeki konumu ve boyutları dikkate alınmalıdır.
Mertekler
Mertekler, sera örtü malzemesinin sera üzerine serilmesini sağlayan yapı eleman-
larıdır. Aşıklar üzerine yerleştirilir ve örtü malzemesinin yükünü aşıklara iletirler.
Mertekler, gölgeleme etkisi yaratmaması için olanaklar ölçüsünde az sayıda kulla-
nılmalı ya da kesit kalınlıkları küçük tutulmalıdır.
2. Ünite - Sera Tipleri ve Yapı Elemanları 23
Rüzgârlıklar
Seralarda, sera yan yüzeylerinde oluşan rüzgâr kuvvetlerini alın yüzeyinde tutmak ve
serada dayanıklılık sağlamak için yan duvarlarda ve çatıda kolon ve makaslar çap-
raz bağlantılarla birbirine bağlanırlar. Bu bağlantılara rüzgârlık adı verilir. Seralarda
rüzgârlıklar kolon ve çatı elemanlarının bağlantı yerleri arasında bağlanırlar. Rüzgârlık
sayısı ve yeri, seralardaki kolon sayısına ve dolayısıyla sera uzunluğuna bağlıdır.
Rüzgârlıklar mutlaka alın duvarına yakın olmalıdır. Montaj tekniği yönünden çatıda
kalkan duvarından itibaren ikinci ve üçüncü çatı kirişleri arasına yerleştirilirler. Aynı Kalkan duvarı, bir
sırayı izleyecek biçimde kolon aralarına rüzgârlıklar yerleştirilmelidir. beşik çatıda aşıklara dik
doğrultudaki üçgen dış duvar.
Oluklar
Bireysel seralarda, çatı üzerinde biriken suların tahliyesini sağlamak amacıyla yan
duvarlarla çatının birleştiği bölüme çatı boyunca oluk yapılır. Suyun düzenli akışı-
nı sağlamak için oluk eğimi % 1 olmalıdır. Kar yağışının yoğun olduğu bölgelerde
bireysel seralar için oluk yapımı önerilmez.
Blok seralarda oluklar aynı zamanda üniteleri birbirine bağlayan yapı eleman-
larıdır. Suyun oluktan akışını kolaylaştırmak için, 30 m’den kısa seralarda sera-
ların bir ucundan diğer ucuna doğru oluk eğimi % 0,5-1,0 arasında olmalıdır.
Daha uzun seralarda bu eğim, seraların ortasından iki yöne doğru yapılmalıdır.
Olukların kesitleri U-V ve dikdörtgen şeklinde yapılıp derinliği en az 20 cm, ge-
nişliği 30 cm olmalıdır.
Örtü Malzemesi
Seraların tüm yüzeylerini kaplayan, yağmur, kar ve rüzgâr gibi dış etkilere karşı
koruyan yapı malzemeleridir. Sera içi ekolojisinin yaratılmasında en önemli pay
örtü malzemesinindir. Örtü malzemesinin ışık geçirgenliğinin (Çizelge 2.1) iyi
olmasının yanı sıra, dış koşullara karşı dayanıklılığı, ısı yalıtımı, hafif oluşu ve ört-
me kolaylığı, düşük maliyetli ve uzun ömürlü olması gibi niteliklere sahip olması
gerekir. Seralarda en yaygın kullanılan örtü malzemeleri plastik ve camdır.
Plastik sentetik olarak elde edilen ve çok amaçlı olarak kullanılan bir malzeme-
dir. Plastik örtü malzemeleri, özgül ağırlığının az, aşınma ve korozyona(paslanma)
dayanıklı, maliyetinin düşük, kaplanmasının kolay ve az işçilik istemesi nedeniyle
yaygın olarak kullanılmaktadır.
Seralarda örtü materyali olarak kullanılan plastikler, polietilen (PE), polivi-
nilklorid (PVC), poliester (Mylar), polivinilflorid (PVF, Tedlar) gibi yumuşak
plastikler ve akrilik (PMMA), polikarbonat (PC), polivinilklorid (PVC), cam el-
yaflı poliester (GFUP) gibi sert plastik olarak tanımlanan plastiklerdir.
Polietilen, düşük maliyetli ve bulunma ve serilme kolaylığından dolayı en yay-
gın kullanılan yumuşak plastik malzemedir. Bu örtü malzemesinin ışık geçirgen-
liği cama göre daha düşüktür. Ayrıca, statik elektrik yüküne sahip olduklarından,
havadaki tozları çekerek ışık geçirgenliğinin azalmasına yol açarlar. Yumuşak
plastikler, güneşten gelen ultraviyole ışınların etkisiyle kısa zamanda özellikleri-
ni kaybedeceklerinden her yıl değiştirilmesi gerekir. Plastiğin ultraviyole ışınlara
karşı dayanımını artırmak amacıyla UV katkılı polietilenler, uzun dalga boylu
ışınları daha az geçirmeleri amacıyla IR katkılı polietilenler kullanılır.
24 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Plastik örtülü seralarda karşılaşılan en önemli sorunlardan biri de, örtü üze-
rinde su buharının yoğunlaşması ve bulunduğu yüzeyden kaymasının güç olması
nedeniyle, sera içerisine ışık geçişinin azalmasıdır. Ayrıca, zamanla örtü yüzeyin-
den kayamayıp çapını büyüten su damlacıkları, taşınamayacak düzeye ulaştık-
larında bitki yüzeyine damlayacaklardır. Bu durum bitkiler için çeşitli zararlara
yol açabilmektedir. Örtü yüzeyinde yoğunlaşan su damlacıklarının oluşumunu
kısıtlamak ya da kaymasını sağlamak amacıyla çeşitli önlemler alınabilir. Bunlar;
1. Yoğunlaşma sonucu oluşan su buharının damlacıklar biçiminde değil, ince
bir film tabakasında akışını sağlayacak antifog veya antidrop olarak adlan-
dırılan plastiklerin kullanımı,
2. Örtü yüzeyine yoğunlaşmayı önleyici maddelerin püskürtülmesi,
3. Çatı eğiminin artırılmasıdır.
Diğer yumuşak plastik malzemeler polietilenin görünen kusurlarını gidermek
amacıyla geliştirilmiş malzemelerdir. Ömürlerinin daha uzun olması, dayanıklılığı,
ışık geçirgenliğinin yüksek olması gibi özellikleriyle tercih edilebilmektedir. Ancak,
maliyet unsuru polietilen malzemenin daha çok kullanımını sağlamaktadır.
Sert plastikler, düz veya oluklu yapılabileceği gibi ısı yalıtımı amacıyla iki katlı
da yapılabilmektedir. Piyasada pleksiglas adıyla bilinen akrilik malzemeler, kolay
işlenebilmesi, kesilip delinebilmesi, hafif oluşu, ışık geçirgenliği ve yalıtım özellik-
leriyle kullanımı yaygınlaşan bir sera örtü malzemesidir. Diğer sert plastikler de
benzer özellikleriyle kullanım alanı bulmaktadırlar.
Cam, ışık geçirgenliği yüksek buna karşın uzun dalga boylu ısı dalgalarını
geçirme özelliği düşük olan bir malzemedir. Bu özelliğinden dolayı sera içinde
ısınma hızlı, soğuma ise yavaş olmaktadır. Cam seralarda tozlanma ve kirlenme
nadir görülür olsa bile, kolaylıkla temizliği yapılabilir. Bünyesinde zamana bağlı
bir değişim olmadığından uzun süre kullanılabilir.
Cam örtü, polietilen plastik örtü malzemesinden sonra kullanımı en yaygın malze-
medir. Cam örtünün oluşturacağı yükü karşılamak üzere metal iskelet kullanılır. Cam
örtü malzemesinin çeşitli üstün yönleri bulunmaktadır. Bunları sıralanacak olursa;
1. Cam örtü ile bitki yetiştirme ortamını sağlamak daha kolaydır.
2. Cam, sebze üretiminde kaliteyi artırmakta, yetiştirme zamanını düzenleye-
bilmektedir.
3. Cam, örtü üretim zamanını uzatmaktadır. Böylece pazarda sürekli ürün
bulunabilmektedir.
2. Ünite - Sera Tipleri ve Yapı Elemanları 25
4. Cam örtülü seralarda, sebze çeşidine göre birim alanda üretim miktarı ar-
tabilmektedir.
5. Cam örtü altındaki yetiştiricilikte, toprakta oluşabilecek hastalıklarla daha
iyi mücadele edilebilmektedir.
6. Cam örtü üretimde ekonomi sağlayabilmektedir.
Seralarda kullanılan camlar, genellikle standart boyutlara sahiptir. Kalınlıkları
2-4 mm arasındadır. Çatı örtüsü olarak 3-4 mm, yan duvarların örtülmesinde 2-3
mm’lik camlar kullanılır. Camların boyutları farklı olmakla birlikte, dolu yağışı
olan yerlerde küçük boyutlar tercih edilir. Cam örtü kaplaması macunla ya da
plastik tutturucularla yapılmaktadır. Macunla kaplama, çelik yapı malzemesinde
olumlu, alüminyumda olumsuz sonuçlar yaratmaktadır. Macunun camı tutma
fonksiyonunun yanı sıra yalıtım özelliği de bulunmaktadır.
Havalandırma Pencereleri
Havalandırma pencereleri, sera içerisindeki ısı ve nem dengesini sağlamak amacıyla
kullanılan doğal havalandırma elemanlarıdır. Havalandırma açıklığı olarak da ifa-
de edilen bu elemanların en önemli işlevi, seranın nemli ve sıcak havasının dışarı
atılmasını sağlamaktır. Sera içerisinde biriken fazla nem, bitkiler üzerinde olumsuz
etkiler yapmakta ve güneş ışınlarının sera içerisine girişini engellemektedir.
Havalandırma açıklıklarının diğer bir yararı da, sera ortamındaki CO2 ve O2
dengesini sağlamaktır. Seralarda havalandırma pencereleri, çeşitli biçimde dü-
zenlenebilir. Hava çıkış pencerelerinin çatı mahyasının iki tarafına, hava giriş
pencerelerinin ise yan duvarlarda yapılması durumunda en etkin havalandırma
sağlanır. Pencereler gereksinime göre sera boyunca sıralanabilir. Pencerelerin sera
içine açılması, sera yararlı alanını kısıtlayacağından dışa doğru açılır olmalıdır.
Doğal havalandırma yapıldığında açıklıkların toplam alanı, sera kurulan yerin
iklim koşullarına göre, sera taban alanının 1/6 ile 1/4’ü kadar olmalıdır. Sera taban alanı, seranın
kullanılan kullanılmayan tüm
taban yüzeyidir.
Seraların Boyutlandırılması
Bir sera yapısının boyutunu, genişliği, uzunluğu ve yüksekliği belirler. Genişlik
ve uzunluk sera taban alanını, taban alanı ve yükseklik seranın hacmini gösterir.
Boyutları belirleyen özellikleri şu şekilde açıklayabiliriz.
Sera Genişliği: Sera genişliği, yetiştiriciliği yapılacak bitki türü, bitki sıra aralığı
ve sıra uzunluğu, işlerin yürütülme biçimi, sera inşasını kolaylaştırma amacı, ya-
pılacak üretim için alan gereksinimi gibi faktörlere bağlı olarak belirlenir. Sayılan
bu faktörler göz önüne alınarak, herhangi bir sera ünitesinin taban alanı 500- 600
m2 ‘den küçük olmamalıdır. Sera genişliği, bireysel cam seralarda 9-12 m, plastik
seralarda ise 6-9 m arasında alınmalıdır. Blok seralarda, genişlik artırıldığı ölçüde
daha büyük kesitli yapı elemanları kullanılacağından, hem yapı yükü artacak hem de
26 Örtüaltı Üretim Sistemleri
gölgeleme etkisine bağlı olarak daha az güneş ışığı sera içerisine girecektir. Bu
nedenle sera çatı genişliği 9 m’nin altında alınmalı ya da 5-7 m’lik çatı üniteleri
birleştirilerek sera genişliği oluşturulmalıdır.
Sera Uzunluğu: Yetiştirme ünitesi için gerekli alanın, taban genişliğine bölün-
mesiyle sera uzunluğu bulunur. Sera uzunluğu, arazi boyutları ile yetiştiricinin
isteğine bağlı olarak belirlenir. Ancak ısıtmalı seralarda, 50 m’den uzun mesa-
felerde sera içerisinde ısının düzenli dağıtılamaması gibi sorunlarla karşılaşılır.
Sera uzunluğu arttıkça, ısı kaynağına uzakta kalan bölüm ve bitkiler yeterince
ısıtılamazlar. Daha uzun boyutlu seralarda ısı ünitesinin seranın orta bölümüne
kurulması gerekir. Bununla birlikte sera uzunluğunun artması, sera içerisindeki
karşılıklı kapıların mesafesini de artıracaktır. Havalandırma sırasında açılan bir
kapıdan giren hava, çıkış noktasına ulaşıncaya kadar hızını artıracağından bit-
kilerin zarar görmesine yol açabilmektedir. Kısa seralarda ise tarım işçiliğinde
güçlüklerle karşılaşılır. Bir sera için ideal uzunluk 30-60 m olarak önerilmektedir.
Sera Yüksekliği: Serada yetiştirilmek istenen bitki boyu, işçilikteki kolaylık, böl-
genin iklim özellikleri, havalandırma etkinliği gibi faktörler sera yüksekliğini belir-
ler. Sera hacminin ortaya çıkmasında sera yüksekliği etkili olmaktadır. Sera yüksek-
liği, yan duvar yüksekliği ve çatı yüksekliği olmak üzere iki bölümde incelenmelidir.
Sera tabanı ile çatı kirişlerinin arasında kalan boyut sera yan duvar yüksekliğini be-
lirtir. Genel olarak, bitki boyu yan duvar yüksekliğinde etkili bir faktör olsa da, bölgenin
iklim özellikleri daha çok dikkate alınır. Sıcak bölgelerde yüksek seralar kurulurken, so-
ğuk bölgelerde sera çok yüksek yapılmamalıdır. Burada sera ısı kayıpları, ısıtma için ge-
reksinim duyulan enerji ve havalandırma etkinliği önemli belirleyicilerdir. Serada işçile-
rin kolaylıkla çalışabilmesi için sera yan duvarı yüksekliği, en az 1,80-1,85 m olmalıdır.
Domates, hıyar, fasulye gibi iplere asılarak yetiştirilen bitkiler için yan duvar
yüksekliği 1,90-2,00 m arasında, işçilikte makine kullanılması durumunda 2,20
m’den daha yüksek sera-
Fotoğraf 2.5
lar kurulmalıdır. Kesme
Venlo tipli yüksek çiçek yetiştirilen seralar-
sera da yan duvar yüksekliği,
2,60 m’ye çıkarılırken, raf-
larda yetiştiricilik yapı-
lacaksa 3,50-4,00 m yük-
seklikler kullanılabilir
yüksekliklerdir (Fotoğraf
2.5). Serada meyve ağacı
ya da muz yetiştirilecekse
yan duvar yüksekliği 4-5
m kadar olabilmektedir.
Sera çatı ya da mahya
yüksekliği, sera genişliği
ile sera çatı eğimine göre
belirlenir. Sera genişliği fazla olan seralarda, çatı eğimi sabit bile kalsa mahya yük-
sekliği artar.
Çatı eğimi yüksek oranda güneş ışığı geçişine olanak sağlayacak, fazla mahya
veya geniş çatı alanı yaratmayacak biçimde seçilmelidir. Eğim açısının artışı kırılma
ve yansımayla kaybolacak güneş ışığı miktarını azaltacağından güneşten yararlan-
ma artar. Ancak bu durumda mahya yüksekliği ve çatı maliyeti artar. Ayrıca çatı
yüzey alanının artması nedeniyle ısı kayıpları artar. Bu durumlar dikkate alınarak
ülkemiz koşullarında en uygun çatı eğim açısı 26°-27° olarak önerilmektedir.
Özet
Seraları sınıflandırıp tanımlamak kar, askıya alınan bitki yükü ile onarım için ça-
1
Seralar, dış ortam koşullarının denetim altına tıya çıkacak işçi ağırlığı ve depremin dinamik
alındığı bitkisel üretim yapılarıdır. Seraların çok yüküdür.
farklı alanlarda kullanımı olanaklıdır. Sera ku-
rulmasının esas amacı, bitkisel üretimde verim Serayı oluşturan yapı elemanlarını tanımlamak
3
ve kalitenin artırılması olsa da, araştırma ya da Sera yapısını oluşturan yapı elemanları, temel
hobi amaçlı da kullanılabilmektedir. Sera tipi- zemini, temel duvarı, kolonlar (dikme) ve sera
nin belirlenmesinde bu nedenle birçok faktör duvarı, çatı elemanları ve örtü malzemesi, ka-
belirleyici olmaktadır. Bunlar, kullanım amacı, pılar ve havalandırma açıklıkları biçiminde sı-
gereksinim duyulan büyüklük, bölgenin iklim ralanabilir. Bu elemanların, seranın kurulacağı
koşulları, arazi eğimi, işletmenin ekonomik bölgenin iklim koşullarına, yetiştirilecek bitki
gücü, gelecekteki büyüme ve değişiklikler, sera çeşitlerine, işletme büyüklüğüne ve sera tipine
sahibinin özel istek ve beğenisi gibi konulardır. bağlı olarak planlanması gerekir. Elemanların
Sera tipine göre sınıflandırılmada; boyutlandırılmasında, genel statik ve kesit he-
Kullanım amacı, saplamaya yönelik yöntemler kullanılır.
Kuruluş özellikleri,
Büyüklük, Sera boyutlandırma özelliklerini ayırt etmek
4
Yapı İskelet (Konstrüksiyon) Malzemeleri, Sera boyutlandırmada, genişlik, uzunluk ve yük-
Örtü malzemesi, seklik olmak üzere üç boyut önem taşımaktadır.
Çatı şekilleri, Sera boyutlandırmada; yetiştiriciliği yapılacak
Hareket özellikleri, bitki türü, bitki sıra aralığı ve sıra uzunluğu,
İklimlendirme sistemleri gibi temel başlıklar işlerin yürütülme biçimi, sera inşasını kolaylaş-
kullanılmaktadır. tırma amacı, bölgenin iklim özellikleri, havalan-
dırma etkinliği, mekanizasyon durumu, yapıla-
Yapı elemanlarının planlanmasında etkili yükleri cak üretim için alan gereksinimi gibi faktörler
2 açıklamak etkili olmaktadır.
Sera yapısının statik dengesini sağlamak, yapı-
nın her hangi bir dış etki sonucu başarısızlığa
uğramasını engellemek için yapı elemanlarının
planlanmasındaki ilk aşama, yapı üzerinde etkili
yüklerin belirlenmesidir. Yapıda etkili yükler iki
ana başlık altında toplanabilir. Bunlar, sabit ve
hareketli yüklerdir.
Serayı oluşturan yapı elemanlarının kendi ağır-
lıkları, sabit ve değişmez bir yük olarak yapıda
etkisini göstermektedir. Özellikle sera taşıyıcı
elemanları ve örtü malzemesi mutlak ve de-
ğişmez yüklerdir. Bunun yanı sıra, sera iskeleti
üzerine sabit olarak bağlanan ısıtma, sulama,
havalandırma gibi sistemlerin oluşturduğu
yüklerin de sürekli yükler kapsamında hesap-
lanması gerekir.
Hareketli yükler ise değişken nitelikte olup, şid-
detine bağlı olarak yapıda yıkıcı ve devirmeye
yönelik etkilerde bulunmaktadır. Sera kurulacak
alanın özellikleri dikkate alınarak bu yüklerin
belirlenmesi gerekmektedir. Bu yükler, rüzgâr,
28 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdakilerden hangisi kuruluş amacına göre sera 6. Aşağıdakilerden hangisi yumuşak plastiktir?
sınıflandırılmasında değerlendirilir? a. Akrilik
a. Büyük seralar b. Polikarbonat
b. Cam seralar c. Cam elyaflı poliester
c. Araştırma seraları d. Poliester
d. Beşik çatılı seralar e. Pleksiglas
e. Bireysel seralar
7. Cam örtü malzemesinin yükünü taşıyan ve örtül-
2. Tek eğimli, bir duvar veya binaya dayalı güneye ba- mesini sağlayan yapı elemanına ne ad verilir?
kacak biçimde düzenlenen seralara ne ad verilir? a. Makas
a. Beşik sera b. Klips
b. Basit sera c. Aşık
c. Yuvarlak sera d. Kolon
d. Makaslı sera e. Mertek
e. Bileşik sera
8. Aşağıdakilerden hangisi plastik örtünün cama karşı
3. Sera iskeletinde aranan özellikler arasında aşağıda- üstün olduğu yönü gösterir?
kilerden hangisi bulunmaz? a. Plastik örtü üretim zamanını uzatır
a. Sağlam olmaları b. Bitki yetiştirme ortamı daha uygundur
b. Ağır olmaları c. Çalışmalarda ekonomikliği sağlar
c. Kolaylıkla kurulabilir olmaları d. Hastalık ve zararlılarla mücadele daha kolaydır
d. Isı iletiminin düşük olması e. Plastik örtü için daha hafif yapı elemanı kullanı-
e. Gölgeleme etkisinin az olması labilir
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Farklı sera tabanı düzenlenmesine olan gereksinimi ilişkilendirebilecek,
Sera içinin düzenlenmesinde dikkate alınması gereken konuları açıklayabilecek,
Sulamanın seracılıktaki önemini tanımlayabilecek,
Seralarda kullanılan sulama yöntemlerini açıklayabilecek
bilgi ve beceri kazanabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
• Sera taban düzenlemesi • Sera içi yollar
• Alçak tava • Sulamanın temel ilkeleri
• Bank sistemi • Sulama yöntemleri
• Masa sistemi • Yağmurlama, damla ve kapilar
sulama yöntemleri
İçindekiler
Fotoğraf 3.2
Sera Tabanında
Boyuna ve Enine
Düzenleme
Fotoğraf 3.3
Serada Tabla
(Masa) Düzenleme
plastik (PE) malzemeyle kaplanır. Hendek içindeki plastik kaplamanın üzerine çapı
5-7 cm olan drenaj boruları yerleştirilir. Hendeğin tabanına belirli bir eğimde drenaj
borusunun döşenmesi hem fazla suyun atılmasını, hem de sera toprağının altından
buharla sterilizasyonunu sağlar.
Hendek içleri, üretilecek bitkinin isteklerine uygun sterilize edilmiş bir toprak
karışımıyla doldurulur. Sulama suyunun kolaylıkla süzülebilmesi için, hendeğin
alt tarafı 12,5 cm yüksekliğe kadar önce iri kum, sonra ince kumla doldurulur.
Drenaj boruları, taban düzeyinde yapılan düzenlemeye uygun olacak biçimde %1
eğimli olarak döşenir. Hendekler, genellikle 15-30 m arasında düzenlenir.
Bank Sistemi
Toprağın biraz üstünde yer alan bank sisteminde, bazı saksı ve kesme çiçeklerin
yetiştiriciliği yapılmaktadır. Banklar beton bloklar üzerine inşa edilerek toprağın
düzeyinden ayrılırlar.
Fotoğraf 3.9
Torbada
Yetiştiricilik
Bitki Yetiştirme
Sıraları Sera
Boyunca Olan
Düzenleme
Fotoğraf 3.11
Sera taban alanının bölünmesi daha öncede belirtildiği gibi enine veya boyuna
yapılabilmektedir. Bitki yetiştirme yerinin uzunluğu 10-20 m arasında ise, serada
saksı yetiştiriciliği daha uygundur. Kesme çiçekçiliği ve sebze yetiştiriciliği için
boyuna düzenleme daha uygundur. Sera genişliği 9 m’den fazla ise, bitki yetiştir
me yerlerinin enine yapılması uygun olur. Boyuna ve enine düzenlemedeki plan
lama seçenekleri aşağıda sıralanmıştır.
Bireysel Seralarda
• Ana yol ortada, yetiştirme alanları yola dik olacak biçimde çift taraflı dü
zenleme yapılabilir. Bu düzenleme 12 m’den daha geniş seralar için önerilir.
• Ana yol, yaklaşık 110 cm genişlikte duvar kenarındaki yetiştirme alanları
na paralel düzenlenir. Yetiştirme yerleri çoğunlukla ana yola dik olup, 12
m’nin altındaki seralar için uygundur.
• Ana yol sera boyuna ve yan duvara yakın olacak biçimde düzenleme
yapılabilir.
• Boyuna yetiştirme alanları ana yol olmadan düzenlenebilir. Kesme çiçekçi
liği için uygundur.
Blok Seralarda
• Yetiştirme yerleri sera uzun kenarına dik olarak düzenlenebilir. Ana yol iki
sera ünitesinin birleşme yerine (oluk altına) yapılabilir.
• Ana yol sera uzun kenarına dik, yetiştirme alanları her iki yana uzanır. Bit
ki yetiştirme yeri olarak yastık, alçak tava, bank ve masalar kullanılır.
sal özellik yönünden en sık rastlanan sorun sulama suyundaki tuz içeriğidir. Tuz
içeriği 600 ppm’den düşük suların kullanılmasına özen gösterilmeli 1200 ppm’i
geçen sular kesinlikle kullanılmamalıdır.
Bitkiler normal gelişmelerini sürdürebilmek için kökleri aracılığıyla topraktan
su alırlar. Kök ortamında bulunan besin maddeleri alınan bu su ile bitkide en uç
noktalara kadar ulaştırılır. Döngünün sürekliliği suyun bitki yapraklarından ter
leme ile atılmasıyla sağlandığından bitkinin gereksinim duyduğu nem düzeyinin
sürekli sağlanması gerekir. Kök bölgesinde bitkinin gereksinim duyduğu suyun
sürekliliğinin sağlanabilmesi ise yetiştirme ortamı olan toprak ya da diğer karı
şımların su tutma kapasitesinin iyi belirlenmesine bağlıdır. Kullanılabilir su tutma
kapasitesi olarak da tanımlanan bu ifade yetiştirme ortamında serbest drenaj ko
şullarında tutulan nem ile solma noktası arasındaki nemin değeri olarak tanım
lanır. Bu değer sera koşullarında yalnızca sulama değil bitki besin maddelerinin
etkin kullanımı ve kök havalanması yönünden de son derece önemlidir. Kullanıla
bilir su tutma kapasitesi bitki yetiştirme ortamına, yetiştirme ortamının büyüklük
ve derinliğine bağlıdır.
Seracılıkta sulamanın yetersizliği ya da veriliş biçimindeki yanlışlıklar nede
niyle verim ve kalitede kayıplar meydana gelmektedir. Optimum bitki gelişme
sinin ve denetimin sağlanabilmesi, sulama suyu kalitesinde sınırlama olmayan
suların, doğru miktarda ve zamanında verilmesine bağlıdır. Yoğun iş gereksini
minin olduğu sera yetiştiriciliğinde sulama için fazla zaman harcamak istemeyen
işletmeciler, bu nedenle otomasyon içeren sistemlerin kullanımını tercih etmeye
başlamışlardır. Teknolojik gelişmeler ve serada yetişen kültür bitkilerinin çeşitle
rindeki artışa bağlı olarak, bilinen ya da gelişmiş sulama yöntemleri sera bitkileri
nin sulanmasına uyarlanmış, mekanize ve otomatize olmuş yöntemlerin kullanı
mıyla su, zaman ve iş gücünden tasarruf sağlandığı gibi, sera içi çevre koşullarının
istenilen düzeylerde tutulması da kolaylaşmıştır.
Üstten Yağmurlama
Bu yöntemde lateraller ve yağmurlama başlıkları, tarla sulama sistemlerinde oldu
ğu gibi sulanacak alanın tamamına eş bir su dağılımı verecek biçimde düzenlenir.
Böylelikle, yüzeyde ya da yetiştirme tablalarında bulunan kesme çiçek, sebze ve
fideler kolaylıkla sulanabilir.
Yağmurlama sulama sistemleri, sera içinin serinletilmesi, nem düzeyinin be
lirli oranlarda tutulması ve dondan korumada kullanılmaktadır. Yağmurlama sis
teminde başlıklar sabit ya da hareketli olarak düzenlenebilir.
Sabit sistemlerde (Fotoğraf 3.12-a) yağmurlama başlıklarının üzerinde yer al
dığı lateral borular çatı makaslarına, bitki sıralarına paralel biçimde yerleştirilir
ler. Çatı makasında lateral sayısı sera genişliğine ve başlığın püskürtme çapına
bağlı olarak 2-6 m aralıklarla yerleştirilirler. Lateral boruların yerleştirilmesi sı
rasında, yere paralelliği sağlanmalıdır. Aksi halde, eğimin büyük olduğu yerler
40 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Seralarda
Kullanılan Sabit
ve Hareketli
Yağmurlama
Sulama Sistemleri
a) üstten sabit
b) üstten hareketli
a b
Seralarda Toprak
Üstü Yağmurla
Sulama Yöntemi
a) hareketli toprak
üstü yağmurlama
b) sabit toprak üstü
yağmurlama
Kaliteli ve bol ürün almaya olanak sağlayan damla sulama yönteminde sera içi
oransal neminin yağmurlama sisteminde olduğu gibi artması söz konusu olmadı
ğından, mantari hastalıkların ortaya çıkması ya da yayılması azalır. Sera içinin tü
mü ıslatılmadığından toprak işleme, ilaçlama, hasat ve taşıma gibi tarımsal işler su
lamaya bağımlı olmaksızın yapılabilir. Kontrol birimine konulacak bir gübre tankı
ile sıvı gübre uygulanabilmekte ve gübre verilmesi kök bölgesiyle sınırlı kaldığın
dan, gübre kullanımı ve bunun için gerekli iş gücünden tasarruf sağlanmaktadır.
Sulama suyu kalitesi düşük olan su kaynaklarının da bu yöntemle kullanılabil
mesi olasıdır. Kalitesi düşük sulama suyunun kullanılması durumunda bitki ye
tiştirme ortamının her yıl yenilenmesi, toprakta yetiştirilmesi durumunda ise iyi
bir drenaj sisteminin varlığı ve yıkama yapılması gerekmektedir. Bu durumda sera
içine konulacak taşınabilir bir yağmurlama sistemiyle yıkama yapılabilir.
Damla sulama yönteminde en önemli unsur damlatıcılardır. Bu nedenle bir
damlatıcının ucuz ve sağlam olması, üretimi, değiştirilmesi ve bakımının kolay
olması, basınç değişimlerinde önemli ölçüde değişmeyen debi değerleri sağlama
sı, tıkanma sorunlarının azaltılması yönünden akış kesit alanının görece büyük
olması istenir.
Damla sulama yönteminde çeşitli tipte damlatıcılar geliştirilmiştir. Sera taba
nında ya da yastıkta yetiştiricilik yapıldığı koşulda lateral boru üzerine yerleştiri
len damlatıcılardan yararlanılabilmektedir (Fotoğraf 3.14).
Fotoğraf 3.14
Seralarda
Damlatıcıların
Boru İçerisine
Yerleştirildiği
Damla Sulama
Sistemi
Fotoğraf 3.15
Ahtapot Tipi
Damlatıcı
Uygulamaları
Şekil 3.1
Damla sulama yöntemi seralarda yetiştirilen
başta domates, hıyar olmak üzere her türlü sı Çoklu Çıkışlı
Ahtapot Tipi
raya dikimi yapılan sebzelerin, birçok kesme ve Damlatıcı
saksı çiçeklerinin sulanmasında kolaylıkla uy
gulanabilmektedir. Başarılı bir sonuç elde edi
lebilmesi, damlatıcıların bitki kök bölgesinin
yakınına gelmeleri ya da kılcal boruların açık
ucunun bitki veya saksıya ulaşmasına bağlıdır.
Bu yöntemin uygulanması sırasında karşıla
şılan başlıca sorun; damlatıcıların tıkanmasıdır.
Damlatıcılarda tıkanma, su kaynağının niteliği ve
bitki besin maddelerinin yoğun kullanımı ile doğ
rudan ilgilidir. Bu nedenle sulama suyu içinde var
olan parçacıkların filtre sistemi girişinde tutulma
sı gerekir. Filtrelerle tutulamayan ve çökelme ile
damlatıcılarda tıkanmalara neden olan çözünmüş
maddeler, sulama suyuna düşük dozlarda karıştı
rılacak, HNO3 veya HCl çeşitleri ile giderilebilir.
Şekil 3.2
Kapilar Sulama
Yönteminde Bitki
Kök Bölgesinin
Genel Görünüşü
Fotoğraf 3.16
Kapilar Sulama
Yönteminin
Saksılarda
Uygulanışı
Özet
Farklı sera tabanı düzenlenmesine olan gereksi Sulamanın seracılıktaki önemini tanımlamak
3
1 nimi ilişkilendirmek Sulama genel anlamda bitkinin doğal yağışlarla
Sera tabanı üretim alanı olarak kullanıldığında alamadığı eksik suyun çeşitli yöntemlerle veril
mevcut toprak, gereksinimler ölçüsünde besin mesi olarak tanımlanabilir. Ancak sera yapay bir
maddeleri ve organik madde katkılarıyla iyileş ortam olduğundan bitkinin gereksinim duydu
tirilerek bitki isteklerine uygun olarak hazırla ğu suyun tamamının karşılanması gerekir. Sera
nır. Üretim şekli ve makine kullanımına bağlı bitkilerinin su isteği fazla olmakla birlikte, bitki
olarak yastık, tava ya da karık biçiminde yüzey çeşidi, büyüklüğü sera içi ortamının atmosferik
şekillendirilerek dikime hazırlanır. Tüm alan koşullarıyla büyük değişiklik gösterir. Genç bit
da tek bitkiden oluşacak sıra dikimlerde toprak kiler daha az su tüketirken, belirli bir olgunluk
yüzünün sadece düzeltilerek makine ya da el taki bitkilerde gelişime bağlı olarak stoma sayı
le dikimin yapılması sağlanır. Kesme çiçekçilik sındaki artışla su tüketimi de artar.
amacı ile kullanılacak seralarda bazı özel üretim Seralarda bitkisel yetiştiricilikte sulama yönün
ortamlarının hazırlanması zorunludur. Özellik den başarı; istenilen miktarda suyun doğru za
le, derin köklü gül dışındaki kesme çiçek türleri manda, doğru miktarda ve yetiştiricilik çeşidine
için, hendek adı verilen özel üretim yataklarının bağlı uygun yöntemle verilmesine bağlıdır. Sera
hazırlanması, kaliteli ve standart ürün elde edi larda yetiştirme ortamları, bitki çeşitleri ve bitki
lebilmesine olanak sağlamaktadır. Kesme çiçek, nin gelişme durumları farklılık göstereceğinden
saksılı bitkiler ve çelik köklendirme amacı ile sulama suyu miktar ve uygulama zamanına iliş
kullanılan diğer bir üretim şekli, tezgâh, tabla kin kesin bir bilgi verilmesi doğru olmayacağın
ya da masa olarak adlandırılan ortamlarda ger dan, bu konuda yapılması gerekenin bitkinin ve
çekleştirilir. Bu üretim şekli çalışma kolaylığı yetiştirme ortamının iyi izlenmesi gerektiğinin
yarattığı gibi çevre koşullarının kontrolü ile iyi bilinmesidir.
bir havalandırma yapılabilmekte ve hastalıklarla
mücadele kolaylaşmaktadır. Seralarda kullanılan sulama yöntemler ini
4 açıklamak
Sera içinin (tabanının) düzenlenmesinde dikkate Seralarda yaygın olarak kullanılan sulama yön
2 alınması gereken konuları açıklamak temlerini yağmurlama, damla ve kapilar sulama
Sera içinde bitki yetiştirme yerleri farklı şekiller yöntemi başlıklarında gruplandırabiliriz. Üstten
de düzenlenebilir. Bitkiler saksılar içinde, masa yağmurlama sistemleri hareketli ve sabit sistem
ve rafların üzerinde yetiştirilebildiği gibi, sera ler biçimlerinde tasarlanmakta ve yoğun olarak
tabanında hazırlanan hendeklerde (tavalar) de fide yetiştiriciliğinde kullanılmaktadır. Damla
yetiştirilebilir. Ayrıca, sera iç hacminden yarar sulama yöntemi bilinen hat içine yerleştirilmiş
lanmak amacıyla çatıya asılmış yollar üzerinde damlatıcı ve ahtapot biçiminde olup, sıraya di
hareketli saksılıklarda vardır. Sera tabanında kilen bitkilerin sulanmasında kullanılır. Kapilar
yol ve diğer yetiştirme alanlarını orantılı biçim sulama yöntemi ise saksıda yetiştiricilik dışında
de düzenlemek oldukça önemlidir. Sera taban kullanılmaz.
alanının yol için ayrılan bölümü taban alanının
%30’unu geçmemelidir. Yollar çalışma kolaylığı
sağlamalı, sera boyutuna göre taşımacılıkta araç
kullanımı gerekiyorsa, genişlikler buna göre en
az 2,5 m olacak biçimde düzenleme yapılmalıdır.
3. Ünite - Sera Tabanının Düzenlenmesi ve Sulama 47
Kendimizi Sınayalım
1. Sera tabanında en fazla hangi oranda yol bırakıl 6. Bitki su gereksinimi aşağıdakilerden hangisi ile
malıdır? doğrudan ilişkili değildir?
a. % 10 a. Bitki cinsi
b. % 20 b. Bitki yaşı
c. % 30 c. Bitkinin gelişme dönemi
d. % 40 d. Sulama yöntemi
e. % 50 e. Bitki yetiştirme ortamı
2. Genişliği 12 m’den fazla olan bireysel seralarda ana 7. Saksı sulamasında öncelikli önereceğiniz sulama
yollar nasıl düzenlenmelidir? yöntemi hangisidir?
a. Kısa kenardaki yetiştirme alanlarına paralel ol a. Üstten yağmurlama
malıdır b. Toprak üstü yağmurlama
b. Ana yol ortada, yetiştirme alanları çift taraflı ve c. Kapilar sulama
yola dik olmalıdır d. Damla sulama
c. Ana yol duvar kenarında olmalıdır e. Hepsi
d. Ana yol sera uzun kenarına dik olmalıdır
e. Oluk altında olmalıdır 8. Üstten yağmurlamada karşılaşılan en önemli sorun
aşağıdakilerden hangidir?
3. Aşağıdaki bitkilerden hangisinin alçak tavada a. Yaprakların kırılması
(hendek tavalarda) yetiştirilmesi uygun değildir? b. Yaprakların ıslanmaması
a. Gül c. Bitkilerin ıslanıp kuruması
b. Marul d. Mantari hastalık oluşması
c. Karanfil e. Çok su kullanılması
d. Domates
e. Hıyar 9. Aşağıdaki yöntemlerden hangisi ile bitki besin
maddeleri de sulama ile verilebilir?
4. Yetiştirme masalarının genişliği tek taraflı çalışıl a. Damla sulama
ması durumunda en fazla kaç cm olmalıdır? b. Alttan yağmurlama
a. 65 c. Üstten yağmurlama
b. 90 d. Ahtapot tipi damlama
c. 120 e. Hepsi
d. 150
e. 240 10. Seralarda kullanılacak sulama suyunun tuz içeriği
ne olmalıdır?
5. Saksı yetiştiriciliği daha çok hangi taban düzenle a. 600 ppm’den küçük
me şeklinde kullanılmaktadır? b. 1200 ppm’den büyük
a. Alçak tava sistemi c. 1200-1400 ppm arası
b. Bank sistemi d. 1400-1600 ppm arası
c. Sera doğal zemininde e. Hiçbiri
d. Bireysel sera sistemi
e. Masa sistemi
48 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Sıra Sizde 3
Bu yöntem çiçeksiz bitkiler ve başlıklar altında 50 cm
uzunluğu aşmayan alçak sebzeler, çiçeklenme döne
mine kadar süs bitkileri, fide ve genç bitkiler için uy
gundur. Bu sistemler aynı zamanda kimyasal gübre ve
ilaçların verilmesinde de kullanılır.
3. Ünite - Sera Tabanının Düzenlenmesi ve Sulama 49
Yararlanılan Kaynaklar
Arıcı, İ. (2003). Sera Yapım Tekniği. Uludağ Üniversi
tesi Ziraat Fakültesi Yayınları No: 44, Bursa. 132 s.
Baytorun A.N. (1995). Seralar. Ç.Ü. Ziraat Fak. Yayın
No:110, Adana.
Filiz, M. (2001). Sera İnşası ve Kliması. Akademi Ki
tapevi. İzmir
Güngör,Y., A.Z. Erözel ve O. Yıldırım (1996). Sulama.
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları. Ya
yın No:1443, Ankara.
Nelson, P.V. (1991). Greenhouse Operation and Ma
nagement. Prentice Hall, Englewood Cliffs, New
Jersey.
Olgun, M. (2009). Tarımsal Yapılar. Ankara Üniversi
tesi Ziraat Fakültesi Yayınları Yayın No: 1577, An
kara. 445 s.
Şimşek, E. ve S. Yazgan (2002). Sera Tabanının Dü
zenlenmesi ve Seralarda Sulama Sistemleri. Ana
dolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Önlisans
Programı Seracılık Ders Kitabı, Ünite 3, Anadolu
Üniversitesi Yayın No: 865, Açıköğretim Fakültesi
Yayın No: 459, ESKİŞEHİR. S. 39-49.
Yüksel, A.N. (1989). Sera Yapım Tekniği. Hasad Ya
yıncılık, İstanbul.
Za beltitz, V. Ehr. (1978). Gewächshäuser, Planung
und Bau. Verlag Eugen Ulmer, Stutgart.
4
ÖRTÜALTI ÜRETİM SİSTEMLERİ
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Bitki gelişimi ve büyümesinde etkili olan çevresel koşulları tanımlayabilecek,
Sera ikliminde duyulur ve gizli ısı kavramlarını tanımlayabilecek,
Enerji ve kütle dengeleri ile sera ikliminin nasıl oluştuğunu açıklayabilecek,
Fotosentez, transpirasyon, ışık, sıcaklık, nem, CO2 seviyelerini belirleyebilecek,
Psikrometrik diyagramı kullanarak iklimlendirme yöntemlerini açıklayabilecek
bilgi ve beceri kazanabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
• Sera iklimi • Duyulur ve gizli ısı
• Işık • Fotosentez
• Sıcaklık • Transpirasyon
• Enerji ve kütle dengesi • Psikrometrik diyagram
İçindekiler
Sera içinde çevresel koşullar günün saatlerine, bitki büyümesi ile birlikte mev-
sime göre, hem yatay hem de dikey olarak değişir. Güneş ışınımı örtüden kolayca
geçer, ancak bitkiden ve diğer yüzeylerden yansıyan ısıl ışınım saydam örtüden
geçemez. Sera içinde güneş enerjisini alan bitki, toprak ve diğer tüm nesnelerin
sıcaklıkları artar. Sera içindeki yüzeylerde soğurulan enerji ve bitkiden buharla-
şan su sera içinde tutulur. Yani, bitkiler tarafından soğurulan enerjinin bir kısmı
yaprak yüzeyini soğutmak için buharlaşır. Transpirasyon sırasında yaprak göze-
neklerinden sera havasına su buharı verilirken bağıl nem artar. Açık olan göze-
neklerden havadaki CO2 bitki iç hücrelerine difüzyonla girer. Serada iç hava or-
tamı sıcak ve nemlidir.
Serada bitkinin çimlenme, fide ve gelişim süreçlerinde etkili olan iklim bile-
şenleri şunlardır:
1. Güneş ışınımı,
2. Sıcaklık,
3. Bağıl nem,
4. Karbondioksit konsantrasyonu,
5. Hava hareketi
Tamamen kapalı bir serada bitki yoksa sıcak ve kuru çöl iklimi; bitki varsa,
nemli-ılık yarı tropikal iklim koşulları oluşur. Bu kadar farklı iklim koşulları aynı
serada nasıl oluşur?
Sera içinde sıcak ve nemli iklimin oluşumunu ısının iki formu ile açıklayabiliriz:
• Duyulur ısı,
• Gizli ısı.
Bir nesne ısıtıldığı zaman ya da sisteme ısı eklendiği sürece onun sıcaklığı ar-
tar. Benzer şekilde, bir cisimden ısı uzaklaştırıldığı zaman onun sıcaklığı düşer.
Bir nesnenin sıcaklığında değişime neden olan ısıya duyulur ısı adı verilir.
Suyun katı sıvı ve gaz hali olduğunu biliyoruz. Buzu su ve suyu da buhar ha-
line dönüştürebiliriz. Ancak bu dönüşümleri yapabilmek için yeteri kadar ısının
eklenmesi yada uzaklaştırılması gerekir. Bir maddenin sıcaklığını değiştirmeden
durum değişimine neden olan ısıya gizli ısı adı verilir.
Sera çevresinde örtü, bitki ve toprak arasında üç ısı transfer işlemi oluşur: Işı-
ma, Kondüksiyon, Konveksiyon.
Işıma elektromanyetik dalgalar formunda tüm cisimlerden yayılan enerjidir.
Bir nesne iç enerjisini elektromanyetik dalgalara dönüştürdüğü zaman ışınım ya-
yar. Dalgalar başka bir cisimle karşılaştığı zaman elektromanyetik enerjinin bir
kısmı soğurulur; cismin iç enerjisi ve sıcaklığı artar.
Kondüksiyon, sera yapı elemanları, saydam örtü ve toprak gibi katı ortamların
içinde molekülden moleküle ısının iletilmesi yoluyla oluşur. Isı yüksek sıcaklıktan
düşük sıcaklığa doğru akar.
Konveksiyon sera çevresinde saydam örtü, yapraklar, ısıtma boruları, toprak
gibi farklı yüzeylerde hava hareketiyle olan enerjinin taşınımı işlemidir. Konvek-
siyon işlemi yüzey geometrisi, akış hızı, akış şekli, akışkanın özellikleri ve sıcaklık
farkına bağlıdır.
Şekil 4.2
Enerji ve kütle
dengesi: sisteme
giren, çıkan ve
üretilen enerji;
sisteme giren, çıkan
ve üretilen kütle: su
buharı ve CO2.
Şekil 4.3
Sera çevresinde
ışıma, kondüksiyon
ve konveksiyon
yoluyla oluşan ısı
taşınımı işlemleri ve
enerji dengesi.
Seraya ulaşan güneş ışınımının bir bölümü örtü malzemesi ve sera iskeleti ta-
rafından soğurulur, bir bölümü örtü malzemesinden gökyüzüne geri yansır; kalan
kısmı sera içine girer. Sera içine giren güneş ışınımının bitki yüzeyleri tarafından
geri yansıtılan kısmından sonra kalan miktarı, bitkiler ve sera içindeki diğer ci-
simler tarafından soğurulur. Bu ışınımın soğurulan kısmı transpirasyon için gizli
ısı olarak kullanılırken, geri kalan bölümü de güneş enerjisini alan bu ortamların
sıcaklığını artırır.
Uzun dalgalı ışınım, ısıl ışınım olarak da tanımlanmaktadır. Isıl ışınım şiddeti
cismin yüzey özellikleri ve yüzey sıcaklığına bağlıdır. Sera içine giren güneş ışınımı
yüzeylerden yansıdıktan sonra uzun dalgalı ışınıma dönüşmektedir. Serada bitkisel
üretimde etkili olan ışınımı dalga uzunluklarına göre iki genel gruba ayırabiliriz:
• Kısa dalgalı ışınım (KR),
• Uzun dalgalı ışınım (UR),
GÜNEŞ IŞINIMI
Güneşten seraya ulaşan ışınım enlem derecesine, mevsimlere, hava koşullarına,
PAR (Photosynthetically gün içinde saatlere göre değişmektedir. Ayrıca, sera içinde bitkiye ulaşan güneş
Active Radiation): Görünür ışınımı sera konstrüksiyonu ve örtü malzemesinin ışık geçirgenliğine bağlıdır.
spektrumun 400 - 700 nm Kısa dalgalı ışınım yer yüzeyine ulaşan güneş ışınımının 300 ve 3000 nm dal-
dalga boyundaki kısmı
fotosentezle doğrudan
ga uzunluklarında alınan enerji olup, güneş ışınımı olarak da tanımlanmaktadır.
ilişkilidir. Fotosentez etkili Güneşten gelen ışınımın % 98’i 300 - 3000 nm aralığındadır. Ayrıca, toplam güneş
ışınım foton sayısına karşılık ışınımı direkt ve difüz ışınımdan oluşur. Direkt ışınım güneşten doğrudan yer-
gelir. Fotonun 1 molü yüzüne ulaşan ışınımdır. Difüz ışınım atmosferde ve bulut tarafından dağıtılan
Avagadro (6.023x1023)
sayısına eşittir. PAR µmol/m2s ışınımdır. Toplam güneş ışınımı içinde spektral üç bölge vardır (Lambers ve ark.
birimiyle ölçüldüğünden, 1 2008):
mmol foton/m2s 6.023x1017 • Morötesi ışınım (UVR: 300 - 380 nm),
foton/m2s olarak tanımlanır.
Yazın öğle saatinde bulutsuz • Görünür ışınım (VR: 380 - 760 nm),
2
bir günde 1000 W/m olarak • Kızıl ötesi ışınım (IR: 760 - 3000 nm).
ölçülen toplam güneş ışınımı Güneş ışınımının 400 - 700 nm aralığındaki görünür ışık bölgesi bitkilerin fiz-
2020 µmol/m2s foton akı
yoğunluğuna (PAR) sahiptir
yolojik işlemlerini önemli oranda etkilemektedir. Bu nedenle, 400 - 700 nm ara-
(Mavi ve Tupper, 2004). lığındaki ışınım fotosentez etkili ışınım (PAR) olarak tanımlanmıştır (Şekil 4.4).
4. Ünite - Sera İklimlendirme Tekniği 55
Mavi: 400-500nm
Yeşil: 500-600nm
Kırmızı: 600-700nm
Yaprak ışığın bir kısmını soğurur, bir kısmını yansıtır, kalanını geçirir. Orta-
lama değerlere göre, bitki örtüsü gelen güneş ışınımının %75’ni soğurur; % 15’ni
yansıtır; % 10’nu geçirir (Şekil 4.5, Mavi ve Tupper, 2004).
Şekil 4.5
Kısa dalgalı
güneş ışınımı
spektrumunda
yeşil yaprağın
geçirme, soğurma
ve yansıtma
karakteristikleri
(Mavi ve Tupper,
2004).
Yaprakların klorofili gelen yeşil ışığı yansıtır; mavi ve kırmızı ışığı fotosentezde
kullanmak için soğurur. Bitki yapraklarının yeşil görünmesinin nedeni yeşil ışığı
yansıtmasından kaynaklanır. Klorofilin soğurma özelliği 450 nm dalga boyun-
daki mavi ve 650 nm dalga boyundaki kırmızı bölgelerde en yüksek seviyededir.
Bitkilerin yüksek enerjili yakın kızılötesi ışınımı (NIR: 780 - 1200 nm) yansıtma
özelliği, onların aşırı ısınmasını engelleyerek doğal koruma sağlar.
Çizelge 4.2 Işınım tipi Spektral bölge Güneş ışınımı Bitki üstünde ışınım etkileri
Farklı spektral (nm) (%)
bölgelerdeki ışınımın Isıtma Fotosentez Büyüme
bitki büyümesinde
etkileri, UVR: Morötesi UVR 300 - 380 0,4 Önemsiz Önemsiz Hafif
ışınım, PAR: Fotosentez PAR 400 - 700 21 - 46 Önemli Önemli Önemli
etkili ışınım, IR:
Kızılötesi ışınım, UR: IR 710- 3000 50 - 79 Önemli Önemsiz Önemli
Uzun dalgalı ışınım. UR 3000 - 100.000 - Önemli Önemsiz Önemsiz
Fotosentez
Görünür ışık bitkiler için temel enerji kaynağıdır. Bitkinin ışık enerjisini, kar-
bondioksit ve suyu kullanarak, karbonhidrat (şeker) ve oksijen üretim sürecine
fotosentez adı verilir:
4. Ünite - Sera İklimlendirme Tekniği 57
çeşit, büyüme dönemi, mevsim, toplam ışık seviyesi gibi birçok faktöre bağlıdır.
Serada yetiştirilen bitkilerin çoğunluğu sıcak mevsim türleri olup, 10-35°C ara-
sında, 17-27 °C seviyelerindeki ortalama sıcaklıklara uyum sağlamışlardır (Bailey,
2006).
Domates, hıyar, karanfil gibi bitkilerin gece sıcaklıkları gündüz sıcaklıkların-
dan düşük olduğu zaman ürün verimliliği artmaktadır. Gece sıcaklığının daha
az olması hem enerji tasarrufu sağlar, hem de bitki gelişim hızı yavaşladığı için
solunum kayıpları oluşmaz. Bitkinin ürün bağlama verimliliği artar. Çizelge 4.3’de
bazı türler için en uygun gece ve gündüz sıcaklık seviyeleri verilmiştir (Hanan,
1998). Bitki için uygun sıcaklık aralığında, yüksek PAR seviyelerinde fotosentez
etkinliği artar. Seradaki hava sıcaklığının optimum seviyesi bitkinin fotosentez
etkinliğine bağlıdır. Fotosentez hızı maksimuma ulaşana kadar sıcaklığın yüksel-
mesiyle artar; sonra düşer. Bazı bitkiler için sıcaklığa göre fotosentez hızındaki
değişim şekil 4.6’da verilmiştir (Mavi, Tupper, 2004).
Sıcaklık gelişme, çiçeklenme, meyve bağlama, meyve büyüme ve meyve ol-
gunlaşma hızlarını belirler. Meyve bağlama hariç, tüm süreçler yüksek sıcaklıkta
oluşur. Bitki fizyolojisi açısından meyve bağlama için düşük gece sıcaklığı tercih
edilir. Örneğin domates ve biberin optimum meyve bağlama sıcaklıkları sırasıy-
la 19°C ve 18°C’dir (Nederhoff ve Schreuder, 2004). Yüksek sıcaklıkların birçok
sakıncalı sonuçları vardır. Yüksek sıcaklıkta solunum işlemi hızlanır. Daha faz-
la şeker yakılacağından daha düşük meyve gelişimi ve büyümesi oluşur. Sıcaklık
meyve oluşumu ve olgunlaşma süreçlerinde etki olan bir faktördür.
Şekil 4.6
Bitkilere göre
optimum sıcaklıklar
ve fotosentez hızı
(Mavi, Tupper,
2004).
4. Ünite - Sera İklimlendirme Tekniği 59
Normal koşullar altında, yaprak sıcaklığı ortam sıcaklığı ile denge halindedir.
Ancak, güneş ışınımı arttıkça denge bozulur. Denge halinde, yaklaşık 33 °C’de
yaprak ve hava sıcaklığı eşittir. Bu sıcaklığın altında, yapraklar havadan daha sıcak
olma eğilimindedir. Bu sıcaklığın üstünde, transpirasyonla serinleme işlemi nede-
niyle, yapraklar havadan daha soğuktur. Sıcaklık 33 °C’yi aştığı zaman yaprakların
su stresinden olumsuz yönde etkilendiği görülür. Direkt güneş ışınımına maruz
kalan bitkilerin yaprakları ile hava arasında sıcaklık farkı oluşur. Durgun hava-
da transpirasyon yapmayan kalın yapraklı bitkiler havadan birkaç derece daha
sıcaktır. Yoğun güneş ışınımı ve yüksek nem altındaki bitkilerin bazı yaprakları
havadan 10 °C daha sıcak olabilir. Bu durum yapraktan transpirasyon olmadığını
gösterir. Bitkiler susuzluktan olumsuz etkilenmediği sürece, yaprak ve hava ara-
sındaki sıcaklık farkı çok düşüktür (Mavi ve Tupper, 2004).
FOTOSENTEZ VE KARBONDİOKSİT
Sera dışındaki havanın CO2 konsantrasyonu 340 ppm’dir. Ancak, tamamen ka-
palı bir serada, CO2 bitkiler tarafından tüketildiği için 200 ppm seviyesine kadar
düşebilir (Bailey, 2006). CO2 konsantrasyonu arttıkça, fotosentez hızı artar. Bi-
yokimyasal işlemler sıcaklık ve CO2 seviyesi ile doğrudan ilişkilidir. Fotosentez
genellikle 18 - 28 °C sıcaklık bandında iyi sonuç verir. Fotokimyasal işlemlerde
kullanılacak enerji için CO2 emilim hızı yeterli olmalıdır. Bitki susuz kalırsa,
savunma mekanizması gözenekleri kapatacağından CO2 girişi sınırlanır. Bu da
meyve kaybına yol açar.
4. Ünite - Sera İklimlendirme Tekniği 61
Modern seralarda çok miktarda kaliteli ürünü erken hasat etmek için, CO2 ba-
kımından zenginleştirme işlemi yapılabilir. CO2 pahalı olduğu için, zenginleştir-
me ürünün piyasada bulduğu fiyata göre yapılabilir. Serada fotosentez açısından
daha etkin bir üretim için gündüz ışık şiddeti arttıkça CO2 seviyesi orantılı olarak
yükseltilebilir. Örneğin, ışık seviyesinin 500 µmol/m2s olduğu koşullarda CO2
konsantrasyonu 340 ppm’den 1000 ppm’e arttırıldığında net fotosentezin % 24,
1500 µmol/m2s PAR seviyesinde ise % 32 oranında arttığı tespit edilmiştir (Şekil
4.7, Heuvelink, 2005). Karbondioksit zenginleştirme; daha hızlı büyüme, erken
hasat, daha iyi kalite, mantar hastalıklarında azalma, daha hızlı kök büyümesi,
çiçek oluşum hızında artış sağlar.
Şekil 4.7
Domates bitki
standında 1500
µmol/m2s PAR
koşullarında (a)
LAI, (b) CO2 ve (c)
sıcaklığın fotosentez
üzerine etkileri
(Heuvelink, 2005).
Işık seviyesinin 1500 µmol/m2s, CO2 seviyesinin 340 ppm olduğu koşullarda,
20 ve 30°C sıcaklık olduğunda fotosentez hızı sabit kalıyorsa, sınırlayıcı faktör
CO2 konsantrasyonudur. Sıcaklığın 20°C ve CO2 konsantrasyonunun 1000 ppm’e
yükseltildiği koşullarda, fotosentez hızı artıyorsa, sınırlayıcı faktör sıcaklık sevi-
yesidir. Gerekli CO2 miktarı; bitkinin gelişme aşamasına, yaprak alanına, ışınım
düzeyine, hava sıcaklığına, hava hızına göre tespit edilir.
Şekil 4.8
Bitkinin H2O, CO2
ve besin taşınımı.
Yaprağın içi ve hava
arasındaki difüzyon
stoma tarafından
ayarlanır.
Hava Hareketi
Serada bitki yaprakları ve diğer yüzeyler üzerindeki hava akışı dış koşullara göre
daha sınırlıdır. Yüzeyler ile hava arasındaki bu etkileşim ısı, su buharı ve CO2
difüzyon hızını etkiler. Serada, optimum bitki büyümesi için 0,5-0,7 m/s’lik hava
hızı genellikle uygun olarak kabul edilir. Bitkinin yeterli transpirasyon ve CO2
alımını kolaylaştırmak için, sera içindeki hava hızı 1 m/s’nin üzerine çıkmamalı-
dır. Bitki çevresindeki yapay hava hareketi yaprakları serinletmek ve yüksek bağıl
nemli koşullarda durgun havayı karıştırmak için kullanılabilir.
PSİKROMETRİ
Nemli havada bulunan su buharı karışımlarının fiziksel ve termodinamik özel-
likleri ile ilgilenen bilim dalına psikrometri denir. Nemli hava kuru hava ve su
buharı karışımından oluşur. Hava içindeki su buharı miktarı, havanın sıcaklığına
bağlıdır. Havanın psikrometrik özellikleri matematiksel olarak ya da psikromet-
rik diyagram yardımıyla saptanabilir. Nemli havanın temel özellikleri bilinirse,
psikrometrik parametreler belirlenebilir. Diyagram üzerinde bulunan parametre-
ler aşağıda tanımlanmıştır (Şekil 4. 9):
1. Kuru termometre sıcaklığı (Tdb)
Nemli hava ortamında bulunan termometrenin ölçtüğü sıcaklık, kuru termomet-
re sıcaklığıdır. Hava sıcaklığından söz edildiğinde kuru termometre sıcaklığı anlaşılır.
2. Nem oranı (W)
Hava-su buharı karışımındaki su buharı kütlesinin kuru hava kütlesine oranı-
na nem oranı (kg/kg ya da g/kg) denir.
3. Mutlak nem (Y)
Hava-su buharı karışımındaki su buharı kütlesinin kuru hava hacmine oranı-
na mutlak nem (g/m3) denir.
4. Buhar basıncı (e)
Suyun buhar basıncı 1 ile 5 kPa arasında değişir. Sıcaklığın her değerine kar-
şılık gelen tek bir doygun buhar basıncı vardır. Doygun buhar basıncı sıcaklık
ve atmosfer basıncına bağlı olarak değişir. Nemli hava buhar basıncı (e) doygun
havanın buhar basıncından(es) daha düşüktür.
5. Islak termometre sıcaklığı (Twb)
Nemli hava ortamında haznesi sürekli ıslak kalacak şekilde fitil ile sarılı bulu-
nan termometrenin üzerinden 1,5 m/s hava akımı geçirilerek standart koşullarda
ölçülen sıcaklığa ıslak termometre sıcaklığı denir.
6. Çiğlenme noktası sıcaklığı (Tdp)
Nemli havanın içerdiği su buharı miktarı değişmeksizin doymuş duruma geldi-
ği sıcaklığa, ya da yoğuşmanın oluştuğu sıcaklığa çiğlenme noktası sıcaklığı denir.
7. Bağıl nem (RH)
Nemli havada bulunan su buharı kısmi basıncının, doymuş durumdaki hava-
nın kısmi buhar basıncına oranıdır.
8. Entalpi
Kuru hava-su buharı karışımının içerdiği toplam ısı miktarıdır.
9. Özgül hacim
Hava-su buharı karışımında m3/kg olarak nemli hava hacminin kuru hava
kütlesine oranıdır.
Psikrometrik diyagramı nasıl kullanırız?
Şekil 4.9’da entalpi ve özgül hacim değerleri olmayan, sadeleştirilmiş psikromet-
rik diyagram verilmiştir. Diyagramın yatay eksenine kuru termometre sıcaklığı,
64 Örtüaltı Üretim Sistemleri
sol dikey eksenine nem oranı, sağ dikey eksenine buhar basıncı yerleştirilmiştir.
Örnek olarak, T noktasında sıcaklığı 25°C olan nemli havanın bazı psikrometrik
özelliklerini belirleyelim:
1. Islak termometre sıcaklığı T-W-B’den Twb = 17,8 °C,
2. Çiğlenme noktası sıcaklığı T-D-P’den Tdp = 13,9 °C,
3. Buhar basıncı sağ dikey ölçekten: e =1,6 kPa,
4. Doygun buhar basıncını T - C ve sağ dikey ölçekten eS = 3,2 kPa,
5. Nem oranını sol dikey ölçekten W=10 g/kg,
6. Doygun nem oranını T - C ve sol dikey ölçekten WS=20 g/kg,
7. Bağıl nemi diyagramdan RH=%50 olarak okuyabiliriz.
8. Bağıl nem % olarak hesaplanabilir: RH=e/eS ya da RH=W/WS.
Şekil 4.9
Sadeleştirilmiş
psikrometrik
diyagram
Baramotrik basınç:
101,325 kPa
4. Ünite - Sera İklimlendirme Tekniği 65
Nemlendirme İşlemi
Kuru termometre sıcaklığı değişmeksizin ortama su buharı eklenmesi işlemidir.
Nemlendirme işlemi, psikrometrik diyagram üzerinde T noktasından yukarı doğ-
ru sabit kuru termometre sıcaklığında gerçekleşir. Nemlendirmede ıslak termo-
metre sıcaklığı, bağıl nem ve nem oranı artar.
Ara İşlemler
1. Nemlendirme + Soğutma: Doymamış havaya su buharı eklenirse, hava ve
su buharı arasında ısı ve kütle taşınımı meydana gelir. Isı kaybı ve kazancı
olmayan bir doyma işlemi olup, buna buharlaştırarak serinletme denir.
2. Nemlendirme + Isıtma: Genellikle, hayvan barınaklarında kullanılır.
3. Isıtma + Nem alma,
4. Soğutma + Nem alma.
66 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Çözüm 4.1: Psikrometrik diyagramda 25 °C’den dik çık, C noktası ve Tdb= 30 °C:
a. Nem oranı W= 18 g/kg,
b. Doygun nem oranı Ws= 27 g/kg,
c. Buhar basıncı e= 2,9 kPa,
d. Doygun buhar basıncı es= 4,3 kPa,
e. Bağıl nem RH= % 67 olarak belirlenir.
Problem 4.4: Bağıl nemi % 80 olan bir serada duyulur ısıtma işlemi sonucunda
sıcaklık 15 °C ‘den 25 °C yükseldiğinde;
a. Bağıl nem ne olur?
b. Nem oranı değişir mi?
Problem 4.5: Serada nemli havanın nem oranı 15 g/kg ve doygun nem oranı 20
g/kg olduğuna göre bağıl nemi hesaplayınız. Bu koşullarda nemli havanın buhar
basıncı ve doygun buhar basıncı değerlerini irdeleyiniz.
Özet
Bitki gelişimi ve büyümesinde etkili olan çevresel zandığı ve kaybettiği ısı miktarı eşit ise, yaprak
1 koşulları tanımlamak sıcaklığı hava sıcaklığına eşittir. Bitki çevresiy-
Sera içinde çevresel koşullar günün saatlerine, le denge halinde değilse, yaprak havadan daha
bitki büyümesi ile birlikte mevsime göre hem sıcak ya da daha soğuktur. Yapraktaki fazla ısı
yatay hem de dikey olarak değişir. Güneş ışınımı duyulur ısı ve gizli ısı yoluyla uzaklaştırılır. Bu-
örtüden kolayca geçer, ancak bitkiden ve diğer harlaşma sürecinde bitki ısı kaybettiği için soğu-
yüzeylerden yansıyan ısıl ışınım saydam örtü- ma oluşur. Duyulur ısı buharlaşma yoluyla gizli
den geçemez. Sera içinde güneş enerjisini alan ısıya dönüştürülür. Gizli ısı yoğuşma yoluyla du-
bitki, toprak ve diğer tüm nesnelerin sıcaklıkları yulur ısıya dönüştürülür. Yapraktan ısı ve kütle
artar. Bitkiler tarafından soğurulan enerjinin bir transferi eş zamanlı oluşur. Yaprak yüzeyinden
kısmı yaprak yüzeyini soğutmak için buharlaşır. suyun sera havasına taşınması yaprakları soğu-
Sera içindeki yüzeylerde soğurulan enerji ve bit- tur. Transpirasyon sırasında yaprak gözenekle-
kiden buharlaşan su sera içinde tutulur. Serada rinden sera havasına su buharı verilirken bağıl
iç hava ortamı sıcak ve nemlidir. Sera çevresinde nem artar. Açık olan gözeneklerden havadaki
güneş ışınımı, sıcaklık, bağıl nem, karbondioksit CO2 bitki iç hücrelerine difüzyonla girer. Yaprak
konsantrasyonu ve hava hareketi gibi iklim bile- ve sera havası arasındaki su ve CO2 taşınımına
şenleri etkilidir. kütle taşınımı denir. Sera havasında su buharı
ve CO2 seviyeleri kendi aralarında denge ha-
Sera ikliminde duyulur ve gizli ısı kavramlarını linde olmalıdır. Bitki için uygun olan iklim ko-
2 tanımlamak şullarının oluşturulması enerji ve kütle dengesi
Sera havasının sıcak ve nemli olması duyulur kavramı kullanılır. Serada hava sıcaklığı enerji
ısı ve gizli ısının sonucudur. Bitki olmayan sera seviyesine, bağıl nem su buharı miktarına, CO2
çöl iklimi, bitki olan sera nemli yarı tropik ik- konsantrasyonu CO2 difüzyonuna bağlıdır.
lim özelliği gösterir. Sera içindeki bitki ve diğer
yüzeyler ısıtıldığı zaman sıcaklığı artar. Benzer Fotosentez, transpirasyon, ışık, sıcaklık, nem, CO2
şekilde, bu cisimlerden ısı uzaklaştırıldığında 4 seviyelerini belirlemek
sıcaklığı düşer. Bir nesnenin sıcaklığında değişi- Serada yetiştirilen bitkilerin farklı üretim dö-
me neden olan ısıya duyulur ısı adı verilir. Sera nemlerinde gereksinim duyduğu ışık, sıcaklık,
çevresinde gelişen ışıma, konveksiyon ve kon- nem ve CO2 seviyeleri önemli olmaktadır. Bit-
düksiyon mekanizmaları duyulur ısı ve duyulur kilerin gelişiminde güneş ışınımının şiddeti,
soğuma işlemlerini oluşturur. Suyu buhar haline spektral dağılımı ve güneşlenme süresi etkilidir.
dönüştürmek için yeteri kadar ısının eklenmesi Işınımın kalitesi, yani dalga uzunluğu, çiçeklen-
gerekir. Bir maddenin sıcaklığını değiştirmeden meyi, çimlenmeyi ve büyümeyi etkiler. Sıcaklık
durum değişimine neden olan ısıya gizli ısı adı bitki gelişme hızını, çiçeklenme hızını, meyve
verilir. Serada iklimi kontrol altında tutmak için bağlama, meyve büyüme ve meyve olgunlaşma
duyulur ve gizli ısı işlemleri stratejik olarak uy- hızlarını belirler. Bitkinin vejetatif ve jeneratif
gulanır. büyüme dönemleri gece - gündüz farklı sıcak-
lık uygulanarak kontrol altında tutulabilir. Fo-
Enerji ve kütle dengeleri ile sera ikliminin nasıl tosentez genellikle 18 - 28 °C sıcaklık bandında
3 oluştuğunu açıklamak iyi sonuç verir. Modern seralarda çok miktarda
Bitkiler ve sera bileşenleri aralarında enerji kaliteli ürünü erken hasat etmek için, CO2 bakı-
alış-verişi yoluyla etkileşim halindedir. Bitki ve mından zenginleştirme yapılabilir. Normal bitki
çevresi arasındaki enerji dengesi ışıma, kon- gelişmesi için en uygun bağıl nem değerleri ge-
düksiyon ve konveksiyonla olan ısı transferine nellikle %70-85 arasındadır. Transpirasyon bit-
göre kurulur; fazla enerji depolanır. Bitkinin ısı kinin suyu buharlaştırma potansiyelini gösterir.
kapasitesi, yani depolanan kısmı, yaprak sıcaklı-
ğının fonksiyonudur. Bitki enerji dengesinde ka-
68 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Bitki büyümesine ve gelişimine etkili olan temel Psikrometrik diyagramı kullanarak iklimlendirme
faktörler aşağıda özetlenmiştir 5 yöntemlerini açıklamak
(1: zayıf etki, 2: orta etki, 3: kuvvetli etki): Nemli havanın fiziksel ve termodinamik özel-
liklerini pratik şekilde tespit etmemiz için ha-
Bitkinin gelişim zırlanmış grafiğe psikrometrik diyagram denir.
Sıcaklık Işık Nem CO2 Su + besin
süreci Nemli hava kuru hava ve su buharı karışımından
Fotosentez 1 3 1 3 - oluşur. Hava içindeki su buharı miktarı havanın
Solunum 3 - - - - sıcaklığına bağlıdır. Nemli havanın kuru termo-
Su+besin emilimi 1 3 3 1 3 metre sıcaklığı ve bağıl nemi bilinirse, buhar
Transpirasyon 1 3 3 1 2
basıncı, nem oranı, çiğlenme noktası sıcaklığı ve
diğer parametreler belirlenebilir.
Büyüme 3 - - - -
Duyulur ısıtma, havanın nem içeriği değiştiril-
Çiçeklenme 2 2 - 1 -
meden ısı eklenmesi işlemidir. Nemli hava ısı-
Meyve bağlama 2 2 2 1 -
tılınca, kuru termometre sıcaklığı, ıslak termo-
Şeker dağıtımı 3 - - - -
metre sıcaklığı artar. Çiğlenme noktası sıcaklığı
Gövde oluşumu 2 - 1 - 2 ve buhar basıncı değişmez; bağıl nem azalır.
Genişleme 3 2 1 - 1 Duyulur soğutma sabit nem oranında ısının çe-
Meyve
3 2 - - -
kilmesi işlemidir. Nemli hava soğutulunca, kuru
olgunlaşması termometre sıcaklığı ve ıslak termometre sıcak-
lığı azalır. Çiğlenme noktası sıcaklığı ve nem
oranı değişmez; bağıl nem artar.
Nemlendirme, kuru termometre sıcaklığı değiş-
meksizin ortama su buharı eklenmesi işlemidir.
Nemlendirme yapılırken, kuru termometre sı-
caklığı sabit kalır; ıslak termometre sıcaklığı ar-
tar; bağıl nem artar; nem oranı artar.
4. Ünite - Sera İklimlendirme Tekniği 69
Kendimizi Sınayalım
1. Fotosentez etkili ışınım dalga boyu olarak hangi I. Sıcaklık,
aralıkta yer alır? II. Işık
a. 200 - 1000 nm III. Nem
b. 400 - 700 nm IV. CO2
c. 300 - 3000 nm V. Su + besin
d. 700 - 1000 nm 6. Bitki üretiminde yukarıdaki faktörlerden hangisi
e. 1000 - 3000 nm fotosentez hızını en fazla etkiler?
a. I ve III
2. Sera koşullarında gündüz fotosentez hızını hangi b. I ve V
faktör yavaşlatabilir? c. II ve IV
a. Bağıl nemin %70-80 aralığında değişmesi d. II ve V
b. Hava hızının 0,2-0,4 m/s aralığında değişmesi e. IV ve V
c. CO2 konsatrasyonunun 500 ppm seviyesinde
olması I. Sıcaklık,
d. Fotosentez etkili ışınımın 1000 µmol/m2s sevi- II. Işık
yesinde olması III. Nem
e. Havanın bulutlu olması IV. CO2
V. Su + besin
3. Solunum sürecinde etkili olan faktör aşağıdakiler- 7. Bitki üretiminde transpirasyon hızını etkileyen
den hangisidir? faktörleri büyükten küçüğe doğru sıralaması aşağıda-
a. Işık seviyesi kilerden hangisidir?
b. Sıcaklık a. III - II - IV - V - I
c. Karbondioksit konsantrasyonu b. I - II - III - IV - V
d. Nem seviyesi c. I - IV - II - III - V
e. Su ve besin d. II - III - V - I - IV
e. II - V - IV - I - III
4. Ortalama yeşil bir yaprak için güneş ışınımı ile ilgi-
li olarak aşağıdakilerden hangisi doğrudur? 8. Kuru termometre sıcaklığı 30°C ve ıslak termomet-
a. %90’ nını soğurur, %10’ unu geçirir, %10’unu re sıcaklığı 20 °C olan nemli havanın bağıl nemi (psik-
yansıtır. rometrik diyagramda) kaçtır?
b. %50’ sini soğurur, %30’ unu geçirir, %20’ sini a. %40
yansıtır. b. %60
c. %75’ ini soğurur, %10’ unu geçirir, %15’ ini yansıtır. c. %75
d. %50’ sini soğurur, %50’ sini yansıtır. d. %80
e. %40’ ını soğurur, %40’ ını geçirir, %20’ sini yansıtır. e. %100
5. Aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? 9. Kuru termometre sıcaklığı 25 °C olan serada bağıl
a. Gizli ısı yoğuşma yoluyla buharlaşma ısısına nem %40, buhar basıncı e ve nem oranı W kadardır.
dönüştürülür. Bağıl nem %80 seviyesine yükseltildiğinde buhar ba-
b. Duyulur ısı kondüksiyon yoluyla gizli ısıya dö- sıncı ve nem oranına ilişkin aşağıdaki ifadelerden han-
nüştürülür. gisi doğrudur?
c. Konveksiyon katı ortamda gelişen ısı transfer a. Buhar basıncı değişmez, nem oranı 2W olur.
işlemidir. b. Buhar basıncı 2e, nem oranı 2W olur.
d. Güneş ışınımı uzun dalgalı ışınım olarak etkilidir. c. Nem oranı değişmez, buhar basıncı 2e olur.
e. Duyulur ısı buharlaşma yoluyla gizli ısıya dö- d. Buhar basıncı ve nem oranı aynı kalır.
nüştürülür. e. Buhar basıncı ve nem oranına bakarak bir şey
söyleyemeyiz.
Sıra Sizde 4
Fotosentez Solunum
Enerjiden şeker üretir. Enerji için şeker yakar.
Enerji depolanır. Enerji açığa çıkar
Sadece kloroplastlı hücrelerde Çoğu hücrelerde oluşur.
oluşur.
Oksijen üretilir. Oksijen kullanır.
Su kullanılır. Su üretilir.
Karbondioksit kullanılır. Karbondioksit üretilir.
Işığa gereksinim duyar. Karanlık ve ışıkta oluşur.
Sıra Sizde 5
Bitkinin dengeli gelişimi için iki büyüme aşaması var-
dır: 1. Vejetatif dönem, 2. Jeneratif dönem. Bitki dengesi
özümlenen sekerlerin bitkinin farklı organlarına dağı-
tılmasına göre değişir. Bitki aşırı uzama yönündeyse,
meyve kaybı oluşur. Vejetatif yönde çalışan bitkiler çok
uzarlar, gövde kalınlaşır ve meyve içinde yeterli şeker
depolayamazlar. Tersi olarak, jeneratif çalışan bitkiler
çok uzamazlar, ince gövde ve küçük yaprak alanı ile ka-
rakterize edilir; özümlenen şeker meyve içine gönderilir.
4. Ünite - Sera İklimlendirme Tekniği 71
Yararlanılan Kaynaklar
Bitkinin vejetatif ya da jeneratif yönde olup olmadığını Bailey, B. (2006). Natural and Mechanical Greenhouse
görmek için iyi bir çift göz ve deneyim gerekir. Climate Control, Acta Hort. 710, Proc. IS on
Greenhouses, Environmental Controls & In-house
Sıra Sizde 6 Mechanization for Crop Production in the Tropics
1. Gelişme, and Sub-tropics, 43-54.
2. Karbonhidratın diğer organlara taşınması, Dayıoğlu, M. A. (1997). Sera içi bitki topluluklarının
3. Meyvenin olgunlaşması, mikroklimatolojik modelle ısı ve kütle transfer karak-
4. Solunum. teristiklerinin saptanması, A.Ü. Fen Bilimleri Ensti-
tüsü, Doktora Tezi, Ankara.
Sıra Sizde 7 Hanan, J. J. (1998). Greenhouses: Advanced
Normal koşullar altında, yaprak sıcaklığı ortam sıcak- Technology for Protected Horticulture, CRC
lığı ile denge halindedir. Ancak, güneş ışınımı arttıkça Press, New York.
denge bozulur. Bitkinin transpirasyon mekanizması Heuvelink, E. (2005). Tomatoes. CABI Publishing,
yaprağı soğutmak için devreye girer. Denge sıcaklığı- Cambridge.
nın altında, yapraklar havadan daha sıcak olma eğili- Houter, B. ve Nederhoff, E. (2006). Using greenhouse
mindedir. Denge sıcaklığının üstünde, transpirasyonla temperature for plant control. Grower, 61(10),
serinleme işlemi nedeniyle, yapraklar havadan daha p:49 - 52, New Zelland.
soğuktur. Yaprakların gözeneklerinden su buharı çıkı- Lambers, H., Chapin, F. S., Pons, Thijs L. (2008). Plant
şı ve CO2 difüzyonu uygun ışık, nem, sıcaklık ve CO2 Physiological Ecology, Springer, NewYork.
konsantrasyonuna bağlıdır. Bağıl nem aşırı yükselirse, Mavi, H.S., Tupper, G.J. ( 2004). Agrometeorology :
stomalar kapanır ve CO2 girişi olmaz. Bitkinin susuz principles and applications of climate studies in
kalması da benzer sonuçlara neden olur; savunma me- agriculture, Food Products Press Inc., New York.
kanizması CO2 girişini sınırlar. Bu gibi uygun olmayan Nederhoff, E. ve Houter, B. (2009). Optimal
çevre koşulları meyve kaybına yol açar. temperature control, Practical Hydroponics &
Greenhouses . 49-55, New Zelland.
Sıra Sizde 8 Nederhoff, E. ve Schreuder, R. (2004). Temperature
Tdb=25 °C ve RH=%50 ise, W=10 g/kg ve e=1,6 kPa control, Grower, 59(8), CropHouse Ltd., New
olur. Zelland.
Tdb=25 °C ve RH=%75 ise, W=15 g/kg ve e=2,4 kPa Nelson, P. V. (2003). Greenhouse Operation and
olur. Management. Prentice Hall, New Jersey.
Kuru termometre sıcaklığı değişmeden nem oranı 10 Schulze, E.D, Beck, E., Hohenstein, K.M. (2005). Plant
g/kg’dan 15 g/kg’a, buhar basıncı 1,6 kPa’dan 2,4 kPa’a ecology, Berlin.
yükseltilerek nemlendirme işlemi yapılmış olur.
5
ÖRTÜALTI ÜRETİM SİSTEMLERİ
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Havalandırma kavramını ve sistemlerini tanımlayabilecek,
Serinletme ve gölgelendirme sisteminin çalışmasını açıklayabilecek,
Nemlendirme sisteminin işlevlerini açıklayabilecek,
Isıtma sisteminin çalışmasını açıklayabilecek,
CO2 enjeksiyonu ile birlikte yapay aydınlatmanın işlevlerini özetleyebilecek,
Sulama ve gübreleme dozaj sistemlerini açıklayabilecek
bilgi ve beceri kazanabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
• Havalandırma • Karbondioksit
• Soğutma • Yapay aydınlatma
• Isıtma • Fertigasyon
•
Gölgeleme
• Sisleme
İçindekiler
• HAVALANDIRMA SİSTEMİ
• SERİNLETME SİSTEMİ
• PERDELEME SİSTEMİ
• NEMLENDİRME SİSTEMİ
Örtüaltı Üretim Sistemleri Sera Donanımları
• ISITMA SİSTEMİ
• CO2 ENJEKSİYON SİSTEMİ
• YAPAY AYDINLATMA SİSTEMİ
• SULAMA VE GÜBRE DOZAJ SİSTEMİ
Sera Donanımları
HAVALANDIRMA SİSTEMİ
Havalandırma iç ve dış ortamlar arasında hava alış-veriş işlemidir. Bitkiler, serada
30-35°C’yi aşan sıcaklıklarda uzun süreli tutulmamalıdır. Bağıl nem %70-85 ara-
lığında olmalıdır. Serada hava girişi sınırlanırsa, serada bitkiler CO2’i kullandığı
için konsantrasyon 200 ppm’in altına düşer. CO2 eksikliği fotosentezi olumsuz
etkiler ve ürün kaybı oluşabilir.
Serada havalandırmanın amaçlarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
• Fazla ısıyı uzaklaştırmak ve sıcaklığı kontrol etmek,
• Nem kontrolünü sağlamak,
• Karbondioksit ve oksijen alış-verişi yapmak.
Havalandırmada genellikle iki yöntem kullanılır:
1. Doğal havalandırma,
2. Zorlanmış havalandırma.
Havalandırma sistemlerinde dikkate alınacak ölçütler şunlardır:
• Hava değişim sayısı [N(1/h)=Vf/Vg],
• Havalandırma oranı [Vr(m3/m2h)=Vf/Ag],
• Havalandırma kapasitesi [Vf(m3/h)],
• İç hava ve dış hava arasındaki sıcaklık farkı, ∆T
• Sera içindeki sıcaklık dağılımının homojen olması,
• Bitki örtüsü içinde ve çevresindeki hava hızı.
Hava değişim sayısı bir saatte sera hacminin (Vg) kaç kere değiştirildiğini ta-
nımlar. Havalandırma oranı havalandırma kapasitesinin sera taban alanına(Ag)
oranıdır. Havalandırma kapasitesi bir saatte değiştirilen hava hacmini tanımlar.
Bitki büyüme ve gelişmesi açısından sera ortamındaki en uygun hava hızı 0,5-
0,7 m/s olmalıdır. Hava hızının 1 m/s’den daha yüksek olması durumunda, bitki
büyümesi yavaşlar.
Doğal Havalandırma
Doğal havalandırma çatı ve/veya yan pencereler açıkken sera içi ve dışı arasın-
daki hava değişimi olarak tanımlanır. Doğal havalandırma sırasında pencereler
üzerinde basınç farklılıkları oluşur. Bu basınç farklılıkları iç-dış hava arasındaki
sıcaklık farkından ve rüzgârın basınç etkisinden kaynaklanır.
Şekil 5.1’de gösterildiği gibi ısınan hava yükselir. Serada ısınan sıcak hava sera
çatı pencerelerinden dışarı çıkarken daha serin hava yan pencerelerinden sera
74 Örtüaltı Üretim Sistemleri
içine girer. Hava değişim hızı çatı ve yan pencereler arasındaki yükseklik farkıy-
la orantılı olarak artar; buna baca etkisi denir. Ayrıca, nemli hava kuru havadan
daha hafiftir. Sera havasının bağıl nemi arttıkça, sera içinde aşağıdan yukarı doğ-
ru oluşan hava hareketi baca etkisini arttırır. Çatı ve yan pencerelerin açılması ile
sera içinden dışarıya doğru ısı ve kütle taşınımı başlar. Dışarıya doğru duyulur ısı
transferi sayesinde sıcaklık, gizli ısı transferi ile bağıl nem seviyeleri azaltılabilir.
Rüzgâr hızı sera üzerinde farklı basınçların oluşmasına neden olur. Rüzgar ba-
sınçları rüzgar yönüne göre pencerenin pozisyonuna bağlı olarak pozitif yada ne-
gatif olabilir. Rüzgâr yönündeki pencereler üzerinde basma etkisi (pozitif basınç),
ters taraftaki pencerelerde emme etkisi (negatif basınç) oluşur. Seranın doğal yol-
larla havalandırılmasında hem sıcaklık farkı, hem de rüzgâr birlikte etkili olur.
Ancak, rüzgâr hızı 2 m/s ‘nin üstünde ise rüzgâr baskın rol oynar. Rüzgâr hızı
arttıkça havalandırma oranı da doğrusal olarak artar. Rüzgâr tarafı ve ters yöndeki
pencere açıklıkları farklı şekillerde kontrol edilerek en uygun hava değişim rejimi
oluşturulabilir. Burada rüzgâr hızı ve yönü bilgileri kullanılarak sera içinde daha
homojen sıcaklık ve nem sağlanabilir. Hava hızının 4,5 m/s’den daha yüksek olan
hızlarda, bitkiler fiziksel olarak zarar görür. Bu nedenle rüzgârlı ve fırtınalı hava
koşullarında bitkinin ve seranın zarar görmemesi için pencereler kapatılır.
Pencereleri açmak için genellikle iki tip mekanizma kullanılır(Şekil 5.2):
a. Kremayer dişli mekanizması,
b. Makas üstü yataklı ray mekanizması
Şekil 5.1
Serada doğal
havalandırma:
Rüzgâr ve baca
etkileri, duyulur ve
gizli ısı hareketi.
Şekil 5.2
Pencere açma
yöntemleri:
a) Kremayer,
b) yataklı ray
mekanizması
Kremayer dişli mekanizması Venlo tipi cam ve polietilen (PE) örtülü seralarda
yaygın şekilde kullanılmaktadır. Makas üstü ray mekanizması daha çok Venlo tipi
cam seralarda tercih edilmektedir. Mil üzerindeki pinyon dişli, kremayeri ileri-geri
5. Ünite - Sera Donanımları 75
hareket ettirir. Kremayerin bir ucu pencere kanadının açılma kenarına oynak bir maf-
salla bağlı olduğundan, pencere kremayerin hareket yönüne göre açılır ya da kapanır.
Yan havalandırma şekli kanat tipi ya da rulo tipi olabilir. Yan pencerelerde kre-
mayer dişli ve rulo pencere açma-kapama sistemi kullanılabilir (Şekil 5.3).
Şekil 5.3
Yan pencere
a) kremayer dişli
mekanizması,
b) rulo perde
mekanizması
Sera içinde bitki örtüsünün varlığı ve kapladığı hacim, şekil 5.5’de gösterilen
grafikteki gibi, aynı havalandırma oranında farklı sıcaklık farkı olmasına neden
olabilir. Havalandırma oranı 200 m3/m2h olan koşullarda, bitki durumuna göre,
sıcaklık farkı 2 - 5 °C arasında değişebilir (von Zabeltitz, 2011).
Şekil 5.5
Bitki örtüsü
durumuna göre
havalandırma oranı
ve sıcaklık farkı
etkisi
basınçla dışarıdan temiz havayı alır. Her iki yöntemde de, hava giriş/çıkış nokta-
larında sıcaklık ve nem farklılıkları oluşur. Hava girişi ve çıkışı arasındaki mesafe
40 metreyi geçmemelidir.
Şekil 5.6
Zorlanmış
havalandırmada
fan kullanımı:
a) Aspiratör,
b) Vantilatör.
Şekil 5.7
Kuru ve nemli iklim
koşullarında hava
değişim sayısının
hava ve yaprak
sıcaklıklarına etkisi
(Hanan 1998).
Serada farklı hava hızları ve havalandırma oranları hız kademeli fanlar kulla-
nılarak sağlanabilir. Ayrıca, soğuk dönemlerde daha az sayıda fan çalıştırılarak da
havalandırma oranı azaltılabilir. Seralara fanlar ile hava giriş ve çıkış açıklıkları
arasında, çok az basınç farkı yaratarak fazla miktarda hava akışı sağlayabilir. Ge-
nellikle, seralarda hava akış kapasitesi 12.000 ve 44.000 m3/h olan aksiyal negatif
basınçlı fanlar kullanılır (Şekil 5.8). Zorlamalı havalandırmada havalandırma et-
kinliği daha fazladır. Ancak, ilk yatırım maliyeleri ve işletme maliyetleri yükselir.
Şekil 5.8
Aksiyal aspiratör
(Munters), negatif
basınç üretir. Kanat
çapı: 1270 mm,
devir sayısı: 437
min-1, hava akış
kapasitesi: 42.125
m3/h @0 Pa, özgül
performans: 28 m3/
Wh, güç: 1,1 kW
(380 V).
Sera içerisinde sıcaklık, bağıl nem ve CO2 seviyelerinin her yerde aynı olması-
nı sağlamak için hava karıştırılmalıdır. Serada yeterli hava hareketinin sağlanma-
sında iki yöntem uygulanılır:
5. Ünite - Sera Donanımları 79
Fotoğraf 5.1
Sirkülasyon fanı:
Kanat çapı: 650mm,
devir sayısı: 900
min-1, hava akış
kapasitesi: 10.300
m3/h, özgül
performans: 10.5
m3/Wh, güç: 0,37
kW (220 yada 380
V).
80 Örtüaltı Üretim Sistemleri
SERİNLETME SİSTEMİ
Yaz mevsiminde yoğun güneş ışınımı nedeniyle serada sıcaklığın aşırı yükselme-
si ve buhar basıncı açığının artması bitkinin stresini arttırır. Sonuç olarak, ürün
miktarı azalır, meyve kalitesi düşer. İyi havalandırılan seralarda bile, yazın güneşli
sıcak günlerde bitki sıcaklığı hava sıcaklığından 5-10°C daha yüksek olabilir. Se-
rada ortalama en büyük sıcaklık 28°C’yi aşarsa, yapay soğutma sistemleri kullanı-
lır. Serada sıcaklık kontrolü buharlaştırmalı (evaporatif) serinletme sistemleriyle
sağlanabilir. Hava ve su buharı arasında ısı ve kütle taşınımı meydana gelir. 1 kg su
buharlaşırken, havadan yaklaşık 2,4 MJ duyulur ısı alınır ve ortama gizli ısı verilir.
Buharlaştırarak serinletme, esas olarak ısı kaybı ve kazancı olmayan (adyabatik)
bir doyma işlemidir. Buna buharlaştırarak serinletme adı verilir ve üç yöntem kul-
lanılır: 1. Islak yastık, 2.Yüksek basınçlı sisleme, 3. Düşük basınçlı sisleme.
Yüksek ve düşük basınçlı sistemlerin soğutma etkinliği düşük olup, bunların
nemlendirme etkinliği daha fazladır.
Şekil 5.11’de gösterildiği gibi, fan ve petek karşılıklı yan duvarlara yerleştirilir.
Fan petek sistemi çalıştırılırken tüm pencereler kapatılır. Petek içinden kuru hava
1,5 m/s hızda emilebilirse, hava ıslak termometre sıcaklığına kadar soğutulabilir.
Peteklerin tüm yüzeyleri eşit şekilde ıslatılırsa soğutma etkinliği artar. Ancak, pe-
tek ile fan arasında sıcaklık gradyenti oluşur, yani peteğe yakın hava daha soğuk,
fana yakın bölge daha sıcaktır.
Şekil 5.11
Seraya fan-petek
buharlaştırmalı
serinletme
sisteminin yerleşimi.
Bu eşitlikte, To dış hava sıcaklığı, Twb dış havanın ıslak termometre sıcaklığı,
Tp petek’den çıkan havanın sıcaklığıdır. Bu eşitliğe göre petek çıkış sıcaklığı ne
kadar ıslak termometre sıcaklığına yaklaşırsa, petek verimliliği artar.
Sera dışındaki kuru havanın peteğe giriş sıcaklığı 36°C, petek çıkış sıcaklığı 25°C’dir.
Dış havanın ıslak termometre sıcaklığı 22°C olduğuna göre, serinletme sisteminin 3
petek soğutma etkinliğini bulunuz.
PERDELEME SİSTEMİ
Değişen dış koşullara bağlı olarak, serada bitki için uygun ışık, sıcaklık ve nem
koşullarını yaratmak için perdeleme sistemi kullanılır. Perde kullanımının dört
nedeni vardır: 1. Karartma, 2. Gölgeleme, 3. Enerji tasarrufu, 4. Çevresel kontrol.
Şekilde 5.12’de şematik olarak gösterildiği gibi, gölgeleme perdesi kısa dalgalı
ışınımı belirli oranlarda geçmesine izin vermesine karşın, ısı perdesi uzun dalgalı
ışınımı geri yansıtarak ısı tasarrufu sağlar.
82 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Gölgeleme Perdesi
Gündüz saydam örtüyü geçerek sera içine giren güneş ışınımı bitki ve diğer çevre
bileşenlerinin ısınmasına neden olur. Gölgeleme perdesinin şekil 5.13’deki gra-
fikte görüldüğü gibi, sera hava sıcaklığının azaltılmasında önemli katkısı vardır.
Seranın serinletilmesi için kullanılan fan-petek sisteminin etkin çalışması için
mutlaka gölgeleme sistemi olmalıdır. Gölgelendirmede direkt ve difüz ışınımın
geçişi oransal olarak azalır. Ancak toplam güneş ışınımıyla birlikte PAR da azalır.
Bitkinin iklim ve fotosentez dengesi gözetilerek gölgeleme yapılmalıdır.
Şekil 5.12
Gölgeleme ve ısı
perdelerinin işlevleri
Şekil 5.14
Perdenin
a) gölgeleme,
b) ısı koruma ve
c) nem geçirme
özellikleri.
Isı Perdesi
Gündüz güneşten alınan enerji depolanır ve gece boyunca bu enerji uzun dalgalı
ışınım şeklinde yukarıya doğru transfer edilir. Uzun dalgalı ışınım, şekil 5.14.b’de
şematik olarak gösterildiği gibi, ısı perdesini geçemez; aşağıya bitkiye ve toprak
yüzeyine doğru geri yansıtır. Isı perdesi, gece uzun dalgalı ışınımını yansıtarak ve
seranın hacmini küçülterek ısı tasarrufu sağlar. Isı perdelerinin özelliklerine göre
%20-%70 oranında enerji tasarrufu sağlanabilir.
Gerek gölgeleme, gerekse ısı tasarrufu açısından esas amaç iklimin kontrol
altında tutulmasıdır. Perdeler nem geçişine uygun yapıda olup (şekil 5.14.c), yo-
ğuşma nedeniyle oluşan suyun bitki üstüne damlaması engellenmiştir. Pencere
ve serinletme sistemleri dışında, perde kullanarak sera içinde daha iyi sıcaklık
ve nem dağılımı sağlanabilir. Günümüzün örme ve alüminyum şeritli polyester
teknolojisi gölgeleme, ısı koruma ve nem geçirme özelliklerini tek perdede birleş-
tirerek pratik çözümlerin üretilmesini sağlamıştır. Ancak, bu perdeler pahalıdır.
Perdeler kullanım tarzına göre sabit, yarı sabit ve hareketli sistem olarak ku-
rulabilir. Modern seralarda hareketli tip perdeler tercih edilmektedir. Hareketli
perdeler sera içine yada sera dışına kurulabilir. Hareketli tam otomatik sistem-
lerde perdenin serilmesi ve toplanmasında genellikle iki mekanizma kullanılır: 1.
Çelik halatlı makara mekanizması (şekil 5.15.a), 2. Kremayer mekanizması (şekil
5.15.b). Her iki mekanizma hem gölgeleme hem de ısı perdesinin kontrol edilme-
sinde kullanılabilir.
Şekil 5.15
Perde
mekanizmaları:
a) Çelik balat-
makara
mekanizması,
b) Kremayer
mekanizması.
NEMLENDİRME SİSTEMİ
Bitki yapraklarından suyun buharlaşması nedeniyle, seranın iç ortam havası dış
ortamdan daha nemlidir. Ancak, güneş ışınımının yüksek olduğu koşullarda, sera
ortamında da nem seviyesi düşer. Bağıl nemin düşük olması transpirasyonu ve
su tüketimini artırır. Ayrıca, seradaki hava çok kuru ise, stoma transpirasyonu
azaltmak, nemi korumak için kapanacaktır. Stomanın kapanması CO2 girişini de
engellediği için bitki büyümesi geriler ve ürün kaybı oluşur. Strese giren bitkilerin
üretim miktarı ve kalitesi azalabilir. Bitki türüne göre değişmekle birlikte, nor-
mal bitki gelişmesi için en uygun bağıl nem değerleri % 70-85 arasında olmalı-
dır. Gerekli olan nem seviyesi yapay nemlendirme sistemleri ile sağlanabilir. Sera
bitkiden olan su kaybının önlenmesi, yetişme koşullarını iyileştirilme, kalitenin
arttırılması için nemlendirilir.
Yapay nemlendirme için 4 yöntem kullanılır:
1. Islak yastık ile nemlendirme,
2. Çift akış memeli sisleme,
3. Düşük basınç memeli sisleme (Fotoğraf 5.2),
4. Yüksek basınç memeli sisleme (Fotoğraf 5.3).
Fotoğraf 5.2
Düşük basınç
memeli sisleme.
Fotoğraf 5.3
Yüksek basınç
memeli sisleme.
5. Ünite - Sera Donanımları 85
Şekil 5.18
Serada yüksek
basınçlı sisleme
sisteminin sıcaklık
ve bağıl nem
değişimi (Li ve ark.
2006).
ISITMA SİSTEMİ
Üreticiler sağlıklı, kaliteli ve çok miktarda ürün yetiştirmek istiyorlarsa, sera
içindeki uygun iklim koşullarını sağlamalıdırlar. Sıcaklığın bitki için düşük ol-
duğu tüm çevresel koşullarda sera ısıtılmalıdır. Ortalama en düşük dış sıcaklığı
10°C’nin altındaysa ısıtmaya gereksinim duyulur. Isıtma daha hızlı büyüme ve
erken hasat sağmasına karşın, enerji pahalı bir girdidir. Isıtmayla, sera içi nem
artışı ve hastalığın ortaya çıkma tehlikesi daha kolay kontrol altında tutulabilir.
Hastalık nedeniyle kimyasal ilaç kullanımı azaltılabilir. Üretilen ürünler daha sağ-
lıklı ve çevreci olur. Isıtma sisteminin seçimi enerji gereksinimi üzerinde önemli
bir etkiye sahiptir.
Seranın ısıtılmasında aşağıdaki enerji kaynakları kullanılabilir:
• Fosil yakıtlar (gaz, fueloil, kömür, vd.)
• Biyokütle (biyogaz, tarımsal atıklar, odun, vd.)
• Jeotermal enerji,
• Sanayiden atık ısı,
• Güneş enerjisi.
88 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Seranın ısı gereksinimini, diğer bir ifadeyle, ısıtma sistemi kapasitesini belirle-
mek için seranın enerji dengesini dikkate almak gerekir. Isıtma kapasitesi, enerji
dengesinde tanımlanan ışınım, konveksiyon ve kondüksiyon ısı kayıplarını karşıla-
yacak seviyede olmalıdır. Seranın ihtiyaç duyduğu ısıtma kapasitesine ısıtma yükü
adı verilir. Isıtma yükü ısı kaybına göre hesaplanır. Isı kaybı örtü özelliklerine, hava
değişim oranı, sera yapısı ve şekli, iç-dış sıcaklık farkı ve rüzgâr hızına bağlıdır:
Q = AcU(Ti - T0) - (ta) I0Ag
Bu eşitlikte, Ac toplam saydam örtü yüzey alanı, Ag sera taban alanı, U toplam
ısı kayıp katsayısı (W/m2°C), Ti gerekli sera iç sıcaklığı, To sera dışı en düşük or-
talama sıcaklığı, (ta) ışık geçirgenlik faktörü, Io (W/m2) sera dışında yatay yüzeye
gelen toplam güneş ışınımıdır.
Seralarda gerekli ısı dört sistemle sağlanabilir: 1. Merkezi buhar kazanı, 2.
Merkezi sıcak su kazanı, 3. Sera içi sıvı/gaz yakıtlı hava ısıtıcı, 4. Radyant ısıtıcı.
Buharlı ısıtma sistemleri bir pompaya gerek duymadan buhar akışı sağlayabi-
lirler. Sistem bileşenleri boşaltma ya da doldurma olmadan değiştirilebilmesine,
onarılabilmesine karşın, bazı sakıncalı yönleri nedeniyle seralarda sıcak sulu ve
hava ısıtmalı sistemler daha fazla yaygınlaşmıştır.
Isıtma sistemi aşağıdaki bileşenlerden oluşur:
• Sıcak su kazanı,
• Sirkülasyon pompası,
• Genleşme tankı
• Dağıtım boruları,
• Radyatörler,
• Sıcaklık ve basınç sensörleri,
• Vana ve kontrol cihazları
Seracılığın endüstri olarak gelişmesiyle birlikte en fazla kullanılan ısıtma sis-
temleri şekil 5.19’da gösterilmiştir. Sera içinde ısıtılan sıcak su ve havanın dağıtımı
borularla yapılır.
Şekil 5.19
Seraya uygun olan
ısıtma sistemleri
(von Zabeltitz
2011).
5. Ünite - Sera Donanımları 89
Sıcak sulu ısıtma sistemlerinde, Fotoğraf 5.4’de görüldüğü gibi, genellikle çapı
51 mm olan çelik borular kullanılır. Borular sera çevresi boyunca yan duvarlara,
yağmur oluk altına ve bitki sıra aralarına zemine 100 mm kalacak şekilde yerleş-
tirilir. Bitki sıra arasına yerleştirilen borular iki sıra halinde olup, kasaların taşın-
masında ray olarak işlev görür. Domates, hıyar ve biber sıra aralarında 9,6 m bir
blok için 51 mm çapında toplam 12 adet boru kullanılır. Ayrıca, çiçek ve marul
gibi zemine yayılı bitkiler üste asılan ısıtma borularıyla ısıtılır. Masada yetiştirilen
bitkiler için masa altı ısıtma boruları kullanılır. Sıcak su sistemlerinde su en az 0,9
m/s hızda sürekli dolaşımda tutulur.
Fotoğraf 5.4
Sıcak sulu ısıtma
borularının sıra
aralarına yerleşimi.
Sera içinde homojen sıcaklık dağılımı ve enerji ekonomisi için motorlu 3-yollu
yada 4-yollu karışım vanaları kullanılır. Üç yollu karışım vanası üç yönlüdür: 1. Sıcak
su girişi, 2. Soğuyan su girişi, 3. Karışmış su çıkışı. Soğuk akışkanın giriş ucu kapalıy-
ken sirkülasyon yapılmaz; ısıtma işlemi yapılır. Sıcak akışkan giriş ucu kapalıyken ısıt-
ma yapılmaz; sirkülasyon yapılır. Her iki giriş açıksa, ısıtma ve sirkülasyon bir arada
yapılır. Üç yollu karışım vanaları kazandan ısıtılacak bölgeye sıcak su akışını kontrol
ederek, farklı hatlardaki ısıtma borularının sıcaklığını ayarlar (Şekil 5.20).
Şekil 5.20
Serada 3-yollu motorlu
karışım vanasının
çalışması. Hat-1
(Sirkülasyon yok+ısıtma
var):Vananın sıcak
su girişi ve çıkışı açık,
soğuyan su girişi kapalı,
Hat-2(Sirkülasyon
var+ısıtma yok):Vananın
sıcak su girişi kapalı,
soğuyan su girişi ve çıkışı
açık, Hat-3 (Sirkülasyon
var+ısıtma var):Vananın
giriş ve çıkış noktaları
açık.
90 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Isı transferi bir sıcak yüzeyden geçen hava hızının artışına bağlı olarak artar.
Hava ısıtma sistemlerinde fan aracılığıyla ısının yer değiştirmesi sağlanabilir. Isın-
mış hava, sera iç ortamına iki şekilde verilebilir: 1. Fanla doğrudan hava dağıtımı,
2. Hava dağıtım kanalları. Havalı sistemlerde serada homojen ısı dağılımı için
delikli PE kanalların kullanımı daha uygundur. Şekil 5.22’de sıvı/gaz yakıtlı hava
ısıtıcı ve plastik delikli boru dağıtım sistemi verilmiştir. Dağıtım kanalları sera ze-
minine yada sera üst seviyesine yerleştirilebilir. Delikli plastik PE kanallar ile hem
havalandırma hem de ısıtma yapılabilir. Bitki sıra araları veya yetiştirme masaları
altında hava dağıtma şebekesi bulunan merkezi iklimlendirme ünitelerinden ya-
rarlanılabilir. Hava ısıtma sisteminin en önemli üstünlüğü, otomatik kontrol için
tepkisinin hızlı olmasıdır.
Şekil 5.22
a) Sıvı/gaz yakıtlı
hava ısıtıcı,
b) plastik delikli
boru dağıtım
sistemi.
5. Ünite - Sera Donanımları 91
Radyant ısıtıcılar kızıl ötesi ışınımın ısıtma etkisinden yararlanır. Radyant ısı-
tıcılar seranın üst bölümüne yerleştirilir. Doğal gaz yada LPG ile ısıtıcıdaki çelik
boru ısıtılarak, yayılan kızılötesi ışınım, borunun üst kısmına tutturulan bir yansı-
taç aracılığıyla ürün üzerine doğru yönlendirilir. Soğurulan ışınım ısıya dönüşür.
Bu yöntemle, serada yetiştirilen bitki ve toprak yüzeyi doğrudan ısınır. Isıtıcının
bitki örtüsüne uzaklığı en az 2.5m olmalıdır.
Seralarda enerji dönüşüm etkinliği ısı pompası kullanılarak arttırılabilir. Dışa-
rıdan enerji verilerek, düşük sıcaklıktaki kaynaktan çektiği ısıyı yüksek sıcaklıktaki
kaynağa aktaran makinaya ısı pompası adı verilir. Bu işlem sırasında, transfer edi-
len enerjiden daha az enerji tüketilir. Doğal koşullarda ısı geçişi her zaman yüksek
sıcaklıktan düşük sıcaklığa doğru olur. Bu işlemin tersi kendiliğinden gerçekleşe-
mez. Düşük sıcaklıktaki bir ortamdan yüksek sıcaklıktaki bir ortama ısı geçişi ısı
pompası ile sağlanır. Şekil 5.23’de gösterildiği gibi, kışın ısıtma maksadı ile kulla-
nılan ısı pompası, yazın da soğutma için kullanılabilir. Isı pompası genel olarak
kompresör, yoğuşturucu, genleşme vanası, buharlaştırıcı gibi bileşenlerden oluşur.
Şekil 5.23
Isı pompasının
ısıtma ve soğutma
çevrimi
gün uzunluğu, güneş ışınımının gelme açısı, atmosferin bulutlu olması, bitki yo-
ğunluğu, sera yapısı ve örtü malzemesinin kombine etkisi söz konusudur. Yapay
aydınlatma iki amaca ulaşmak için yapılır: 1. Fotosentez, 2. Foto-periyot.
Yapay aydınlatmanın şiddeti ve kalitesi için aşağıdaki faktörler göz önüne alınır:
• Serada yetiştirilen türlerin ışık gereksinimi,
• Gün uzunluğu,
• Güneşlenme süresi,
• Güneş açısı ve ışınım yoğunluğu (Enlem ve hava koşulları),
• Yapısal gölgeleme seviyesi.
Ortalama güneşlenme süresi 4,5 saatten daha kısa olan bölgelerde yapay ay-
dınlatma uygulaması pozitif sonuçlar vermektedir. Seraya giren güneş ışınımı
oranı konstrüksiyona, kullanılan örtüye ve kirlilik durumuna göre %35-75 ara-
sında değişmektedir.
Işık kaynakları üç kategoride sınıflandırılabilir: 1. Akkor-telli lamba, 2. Flüorı-
şıl lamba, 3. Deşarj lambası. İlk ikisi sera için verimli değildir. Seralarda kullanıla-
bilecek deşarj lambalarının üç tipi vardır: 1.Civa buharlı lamba, 2. Metal halojen
lamba, 3. Sodyum buharlı lambalar.
Seralarda kullanılacak fotosentez lambaları için aşağıdaki faktörler dikkate
alınmalıdır:
1. Işık kalitesi,
2. Işık yoğunluğu,
3. Aydınlatma süresi.
Elektrik enerjisini kullanarak güneş ışınımına tamamen uyumlu bir aydınlat-
ma kaynağı oluşturmak olanaksızdır. Bu nedenle, sera için yapay aydınlatma sis-
temleri için bazı noktaların dikkate alınması gerekir: Lamba etkinliği, kullanım
ömrü, ışık yoğunluğu, spektral kalitesi, fiyatı ve elektrik tüketimi. Işık kalitesi ve
lamba etkinliği dikkate alındığında yüksek basınçlı sodyum buharlı (HPS) ve se-
ramik metal halojen (CMH) lambaların uygun olduğu saptanmıştır. Seralar için
özel olarak geliştirilen fotosentez armatürleri elektromanyetik yada elektronik ba-
lastlı olup; besleme gerilimlerine göre 230V ve 400V, farklı güçlere göre 400W,
600W, 750W ve 1000W olarak sınıflandırılmıştır. Lamba armatürü optimum ışık
dağılımı sağlayabilmesi için reflektörle donatılmıştır (Fotoğraf 5.5).
Fotoğraf 5.5
Yüksek basınç
sodyum buharlı
(HPS) fotosentez
armatürü.
94 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Bitkisel üretimde ışık yoğunluğu lamba tipi belirtilmeksizin foot-candle yada lux
değerleri kullanılarak yanlış tanımlanmaktadır. Doğal ışık ve farklı lamba tipleri-
nin karşılaştırılmasında µmol/m2s olarak ölçülen fotosentez akı yoğunluğu (PAR)
kullanılmalıdır. Sera içinde yıl boyunca başarılı bir üretim yapabilmek için 100-250
µmol/m2s seviyesindeki ışık yoğunluğunun yeterli olacağı tespit edilmiştir.
Bitkisel üretimde kullanılan diğer bir kavram da günlük ışık integralidir. Gün-
lük ışık integrali bir gün boyunca 400-700 nm dalga uzunluğu arasında alınan
fotonların sayısıdır. Bitkilere ulaşan günlük fotosentez etkili ışınımın integrali
günlük üretilen kuru madde miktarıyla ilişkilendirildiği zaman iyi bir yaklaşım
sağlamaktadır:
Şekil 5.26
Enjektör yöntemiyle
stok çözeltinin
dozajı: Venturi
enjektör(1”, 300
l/h), Hidrolik
enjektör: 100 l/h-to
4.5 m3/h, Çalışma
basıncı: 0.5-5.0 bar,
dozaj oranı: 1:200 -
1:33, dozaj oranı=
%0.5 - 3.0.
Fotoğraf 5.6
Hidrolik dozaj
pompası: 1-12 bar,
0-500 l/h (sol),
Pistonlu mekanik
pompa: 0.37kW,
1-8 bar, 200-750 l/h
(sağ).
Çizelge 5.1 Fertigasyon Q (m3/h) Basınç (bar) Venturi (l/h) EC/pH ölçer
Fertigasyon 1 9-35 2,5-3 30-300 (3 adet) var
makinalarının teknik
özellikleri 2 0,5-20 3-6 30-300 (3 adet) var
3 20-120 3-6 350 (6 adet) var
pH: (asit) pH=0 < pH = 7 pH sudaki hidrojen iyon konsantrasyonunun göstergesidir. pH 1 birim düşürül-
(nötr) < pH =14 (bazik)
düğünde çözeltideki H konsantrasyonu 10 kat artar. Topraksız üretimde bitkilerin
kök bölgesinden besin emilimini artırmak için pH 5,4-6,2 aralığında olmalıdır.
Bitkisel üretimde temelde iki besin grubu vardır:
1. Makro-besinler: Azot, Fosfor, Potasyum, Kalsiyum, Magnezyum, Kükürt.
2. Mikro-besinler: Demir, Manganez, Çinko, Bakır, Molibden, Klor, Bor, Sod-
yum, Kobalt.
Besin eksikliği durumunda eksikliği tamamlamak yerine eksikliğin nedenini
aşağıdaki gibi araştırmalıyız:
1. Sulama planı: Aşırı sulama (oksijen eksikliği - Fe eksikliği),
Yetersiz sulama (tüm besinlerin eksikliği),
2. Besinler arasında karşıt (antagonizm) etkileşimler (Çizelge 5.3).
3. pH: Besinlerin varlığı üzerinde önemli rol oynar.
4. Anyon - katyon dengesi.
Bitkiler anyon-katyon dengesinin ve kök bölgesindeki pH’nın fonksiyonu ola-
rak besin maddelerini alırlar. Katyon-anyon dengesi bir bitkiye alınan besinler-
deki pozitif yüklü iyonların toplam sayısının negatif yüklü iyonların sayısıyla eşit
olmasıdır. Denge olmaz ise, bitki elektriksel olarak yüklenecektir. Bu durum bir
besin maddesi alınırken diğerinin emilimine engel olabilecektir.
Özet
Havalandırma kavramını ve sistemlerini tanım- CO2 enjeksiyonu ile birlikte yapay aydınlatmanın
1 lamak 5 işlevlerini özetlemek
Havalandırma iç ve dış ortamlar arasında hava CO2 enjeksiyonuna CO2 gübrelemesi adı da
alış-veriş işlemidir. Serada havalandırma fazla verilir. Bitki büyümesi ve üretiminde optimum
ısıyı uzaklaştırmak ve sıcaklığı kontrol etmek, CO2 konsantrasyonunun 700-900 ppm arasında
nem kontrolünü sağlamak, karbondioksit ve olduğu belirlenmiştir. Karbondioksit zenginleş-
oksijen alış-verişi yapmak amacıyla yapılır. Ha- tirme işlemi için sıvı CO2, doğal gaz ve LPG yan-
valandırmada genellikle iki yöntem kullanılır: 1. ma ürünü CO2 kullanılabilir. CO2 enjeksiyonu
Doğal havalandırma, 2. Zorlanmış havalandır- doğal ışıkta yada gündüz yapay aydınlatma ya-
ma. Doğal havalandırmada çatı ve yan pencere- pılırken uygulanır. Aydınlatma fotosentezi art-
ler, zorlanmış havalandırmada fanlar kullanılır. tırmak ve bitkilere foto-periyot uygulamak için
yapılır.
Serinletme ve gölgelendirme sistemlerinin çalış-
2 masını açıklamak Sulama ve gübreleme dozaj sistemlerini açıklamak
Yaz mevsiminde yoğun güneş ışınımı nedeniyle 6 Su ve bitki besin maddelerinin aynı anda topra-
serada sıcaklığın aşırı yükselmesi ve buhar ba- ğa yada bitki kök bölgesine iletilmesi işlemine
sıncı açığının artması bitkinin stresini arttırır. fertigasyon adı verilir. Bitki besin maddeleri-
Bitkiler, serada 30-35°C’yi aşan sıcaklıklarda nin sulama suyuna karıştırılmasında hat üstüne
uzun süreli tutulmamalıdır. Serada ortalama en yada depoya karışım yapan fertigasyon maki-
büyük sıcaklık 28°C’yi aşarsa, yapay soğutma naları kullanılır. Sulama suyu ve gübreli suyun
sistemleri kullanılır. Serada sıcaklık kontrolü çevriminde elektriksel iletkenlik, pH, alkalilik,
gölgeleme perdeleri ile birlikte buharlaştırmalı besin akış hızı ve süresi önemli olmaktadır. Ma-
(evaporatif) serinletme sistemleriyle sağlanabi- kinanın çalışmasında sulama planı, besinler ara-
lir. Yazın nem seviyesi yüksek olmayan bölgeler- sında karşıt etkileşim, pH, EC ve anyon/katyon
de (RH<%40) fan-petek sistemi etkili soğutma dengesi gözetilir.
sağlar.
Kendimizi Sınayalım
1. Güneşli-sıcak bir günde aşağıdakilerden hangisi sı- 6. Dış hava sıcaklığı 30°C’deyken, sisleme yapılma-
caklığın düşürülmesinde en etkili uygulamadır? dığında sera hava sıcaklığı 32°C yükselirken, sisleme
a. Çatı pencerelerini açmak sırasında kuru termometre sıcaklığı 28°C ‘ye düşüyor.
b. Nemlendirme sistemini çalıştırmak Bu sırada ıslak termometre sıcaklığı 25°C ise sisleme-
c. Gölgeleme perdelerini sermek nin serinletme etkinliği aşağıdakilerden hangisidir?
d. Isı perdelerini toplamak a. %32
e. Gölgeleme+sisleme yapmak b. %45
c. %57
2. Havalandırma ile ilgili olarak aşağıdakilerden han- d. %78
gisi doğrudur? e. %87
a. Rüzgar hızı ve yönü havalandırma rejimini etki-
lemez. 7. Hat üstü fertigasyon makinasında venturinin işlevi
b. Hava değişim sayısı sera hacminin bir saatte kaç aşağıdakilerden hangisidir?
kere değiştirildiğini tanımlar. a. Basınç ayarı yapar.
c. Havalandırma oranında çatı pencereleri önemli b. Su debisini ayarlar.
bir rol oynamaz. c. Stok çözeltiyi karıştırır.
d. Nemli hava kuru havadan daha ağırdır. d. Stok çözeltiyi depolar.
e. Isı geçişi her zaman yüksek sıcaklıktan düşük e. Gübre enjeksiyonu yapar.
sıcaklığa doğru olur.
8. Besin eksikliği durumunda aşağıdakilerden hangisi
3. Yazın sıcak bir günde seranın hava değişim sayısı yanlış bir çözüm sağlar?
en az kaç olmalıdır? a. Fertigasyon makinasında elektriksel iletkenlik
a. 10 ve pH yeniden ayarlanır.
b. 30 b. Sulama planına bakarız.
c. 60 c. Besin etkileşimine bakarız.
d. 150 d. Hat üstünde ve kök bölgesinde besin çözeltisi-
e. 200 nin pH seviyesine bakarız.
e. Anyon-katyon dengesine bakarız.
4. Fan-petek sisteminde peteğin soğutma verimini et-
kilemeyen faktör aşağıdakilerden hangisidir? 9. Fotosentez amaçlı yapay aydınlatma ne zaman ça-
a. Kuru termometre sıcaklığı lıştırılır?
b. Dış havanın bağıl nemi a. Güneş battıktan sonra - gece boyunca açık kalır.
c. Rüzgar hızı b. Gece açılır, sabah kapatılır.
d. Islak termometre sıcaklığı c. Sabah erken saatlerde açılır, ışık eksiği tamam-
e. Nem oranı. lanınca kapatılır.
d. Öğleden sonra açılır, akşam kapatılır.
5. Sera ısıtma yükünün tespitinde aşağıdakilerden e. Akşam açılır, gece yarısı kapatılır.
hangisi etkili rol oynar?
a. CO2 konsantrasyonu, 10. 10 dönüm sera için 30 m3/h doğal gaz yakılarak
b. Bağıl nem CO2 üretilmiştir. Seraya enjekte edilen CO2 g/m2h ola-
c. Sera iç-dış sıcaklık farkı rak ne kadardır?
d. Çiğlenme noktası sıcaklığı a. %3,8
e. Islak termometre sıcaklığı b. %4,2
c. %5,4
d. %6,4
e. %9,5
5. Ünite - Sera Donanımları 101
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Mekanizasyon ve otomasyon kavramlarını tanımlayabilecek,
Elektronik ölçme tekniği, analog ve dijital sinyal kavramlarını açıklayabilecek,
Ölçüm sistemi ve karakteristikleri ile sensör teknolojisi konularını açıklayabilecek,
Otomatik kontrol, kontrol yöntemleri ve kumanda cihazlarını tanımlayabilecek,
Endüstriyel kontrol sistemlerini açıklayabilecek,
Modern seralarda tümleşik sistem yönetimi ve hiyerarşik yapıyı özetleyebilecek
bilgi ve beceri kazanabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
• Otomasyon • SCADA
• Bilişim • PLC
• Sensör • Gerçek Zamanlı Kontrol
• Analog-Dijital Sinyal • Dağıtılmış Gömülü Kontrol
• Veri Yolu
İçindekiler
• MEKANİZASYON VE OTOMASYON
• ELEKTRONİK ÖLÇME TEKNİĞİ
• SENSÖRLER
Seralarda Bilişim ve • OTOMATİK KONTROL
Örtüaltı Üretim Sistemleri
Otomasyon Teknolojisi • ENDÜSTRİYEL KONTROL SİSTEMLERİ
• MODERN SERALARDA TÜMLEŞİK
SİSTEM YÖNETİMİ
Seralarda Bilişim ve
Otomasyon Teknolojisi
MEKANİZASYON VE OTOMASYON
19. yüzyılda, Büyük Britanya’daki endüstri devrimi sırasında birçok parçanın üre
timini hızlandırmak için makinalar geliştirildi. Üretim ve iletim proseslerinde in
sanın yaptığı birçok işi aşamalı olarak makinalar yapmaya başladı; mekanizasyon Mekanizasyon:
kavramı ortaya çıktı. Mekanizasyon insan kas gücünün makine gücüyle yer de Kısa zamanda işlerin
tamamlanması ve yüksek
ğiştirmesine olanak sağladı. Böylece, sanayi dünyanın önemli bir sektörü haline kapasiteli mekanik gücün
geldi. İnsanın yaptığı işleri makinalar yapmaya başlayınca, endüstriyel kontrol ve üretilmesi için operatörün
otomasyon teknolojisi her geçen gün gelişti. ile makinanın aktif olarak
Endüstriyel otomasyon mekanizasyondan farklıdır. Mekanizasyonda opera katıldığı işlemlerin tümüne
mekanizasyon adı verilir.
törler makinayı çalıştırır. Ancak, otomasyonda, işin çoğunu bilgisayarlar, kontrol
cihazları yada robotlar yapar. Otomasyon mekanizasyonun bir ileri aşamasıdır.
Otomasyonda yeterli bilgi birikimine sahip olmayan işgücü yerine, kalifiye iş
gücüne gereksinim duyulur. Mekanizasyonda insan önemli bir faktör olmasına Otomasyon: Otomasyon
karşın, otomasyon tüm üretim sürecinde insanın duyu ve zihinsel katkısını bü (automation) kelimesi
yük oranda azaltır. Sistemde yer alan donanım ve makinaları kullanarak, önceden Yunanca “automatos”
kelimesinde türetilmiş olup,
tanımlanmış bir dizi işlemi insan müdahalesi olmadan kontrol altında tutma iş kendi kendine (otomatik)
lemlerine otomasyon denir. Otomasyona otomatik kontrol adı da verilmektedir. çalıştırma anlamına gelir.
Otomasyon endüstriyel tesislerde aşağıda sıralanan faydaları sağlayabilir:
1. Üretkenliği arttırma, üretim zamanını kısaltma,
2. Üretim maliyetlerini azaltma,
3. Ürün kalitesini ve hassasiyetini iyileştirme,
4. Üretim planları ve esnek üretimde performansı arttırma,
5. Üretim güvenliğini arttırma,
6. Üretimden kaynaklanan sera gazı salınımını, çevre kirliliğini kontrol etme,
7. Enerjinin daha etkin kullanımı ile enerji tasarrufu sağlama.
Endüstriyel üretimde otomasyonun temel amacı bilgi akışını tanımlamak, be
lirli bir üretime ilişkin optimum materyal ve enerji akışını kontrol etmektir.
Endüstriyel üretim sistemlerinde otomasyon üç temel faktör üzerine kurulur:
1. Materyal akışı,
2. Enerji akışı,
3. Bilgi akışı.
Modern teknolojili seralar, yılın hemen her mevsiminde, çok miktarda kaliteli
ürünü yetiştirebilmesi için geniş alana kurulmuş endüstriyel tesislerdir. Bu tesisler
de bitkiler için uygun iklim ve yetiştirme koşullarını sağlayacak şekilde otomasyo
na uygun birçok makine ve teçhizat kullanılır. Üretim dönemi boyunca seradaki
104 Örtüaltı Üretim Sistemleri
bitki ihtiyaçları (ışık, sıcaklık, nem, CO2, su, gübre, diğer besin maddeleri) değiş
kenlik gösterir. Seralar da bir endüstriyel tesis gibi değişken materyal, enerji ve bilgi
akışına göre yönetilmelidir. Sera, bitkisel üretimin endüstriyel olarak yapıldığı fab
rikalardır. Çoğunlukla tüm proseslerinde teknolojiyi kullandığı için sera endüstrisi
olarak ifade edilmektedir. Sera otomasyon sisteminin aşağıda sıralanan fonksiyon
ları yerine getirmesi gerekir:
1. Ölçme,
2. Kumanda,
3. Denetleme,
4. Veri depolama,
5. Veri alışverişi,
6. Görüntüleme,
7. Alarm.
Şekil 6.1’de verilen devre ile ilgili olarak aşağıdaki tanımlamalar yapılabilir:
• Elektik akımı: Bir elektrik devresinde bir saniyede akan elektrik yük miktarıdır.
• Akım şiddeti (I): İletkenin kesitinden bir saniyede 1 Coulomb elektrik yü
kü (6,25x1018 elektron) geçiyorsa bu akımın şiddetine 1 Amper (A) denir.
Akım şiddeti birimleri: Amper (A), miliamper (mA) ve mikroamper (µA).
• Doğru akım (DC): Zamana bağlı olarak yönü ve şiddeti değişmez.
6. Ünite - Seralarda Bilişim ve Otomasyon Teknolojisi 105
Şekil 6.1’deki devreye göre, R=100 W (ohm), gerilim kaynağı V=5 Volt ise, dirençten ÖRNEK 1
geçen akım şiddetini ve direncin tükettiği gücü hesaplayınız?
Çözüm: Akım şiddeti: I=0,05 A = 50 mA, Güç: P=5x0,05=0,25 W=250 mW.
Doğada bulunan ölçülebilir büyüklükler (zaman, sıcaklık, yön vd.) analog
özellik taşımaktadır. Bu büyüklüklerin değerlerini öğrenmek isteriz. Örneğin, za
manı ölçmek için 24 saatlik zaman ölçeğini kullanırız. Akrep ve yelkovanın ko
numu, bize saati analog olarak gösterir. Dijital saat analog bilgiyi dijital bilgiye
dönüştüren elektronik bir cihazdır. Ölçüm devrelerinde algılanan büyüklükler
gerilim veya akım olarak elektriksel sinyallere dönüştürülür (Şekil 6.2).
Elektronik devrelerde ve bilgi iletişiminde iki tip sinyal kullanılır (Şekil 6.3):
Analog sinyaller, 2. Dijital sinyaller (Dunn 2005).
Şekil 6.2
Analog ve dijital
bilgi.
Şekil 6.3
Analog ve dijital
bilginin zamanla
değişimi
106 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Analog Devreler
Yönü ve genliği zamanla değişen sinyallere analog sinyaller denir (Şekil 6.3). Ana
log sinyaller 4-20 mA DC, 1-5V DC, 0-5 V DC ve 0-10 V DC yada AC aralıkla
rında tanımlanır. Sinyal girişi ve çıkışı sürekli değişen devreler analog devre ola
rak tanımlanır. Analog sinyaller amaca uygun şekilde kuvvetlendirme, filtreleme,
doğrusallaştırma, dijitale çevirme işleminden geçirilebilir.
Dijital Devreler
Dijital elektronik devrelerin girişi ve çıkışı iki mantık seviyesine göre sınırlanmış
tır. Yüksek (high) yada düşük (low) sinyal seviyelerine göre kesikli olarak değişen
sinyallere dijital sinyaller denir (Şekil 6.3). İkili sayı sisteminde kullanılan mantık
0 (low) ve 1 (high) tanımlamaları kullanılır. Mantık 1 seviyesi 2-5 V arasıdır. 1-2 V
arası tanımlanmamış bölgedir. Yani, 1 V altındaki herhangi bir gerilim 0 (low), 2 V
üstündeki bir gerilim 1(high) olarak alınır. Dijital bilgiyi arka arkaya dizilmiş tren
vagonu gibi düşünebiliriz.
Ölçme tekniğinde analog ve dijital devreler genellikle birlikte kullanılır. Analog
sinyaller için analog-dijital çevirici (A/D Converter), dijital sinyaller için dijital-
analog çevirici (D/A Converter) kullanılır. Elektronik cihazlar, mikroişlemciler ve
bilgisayarlar hesaplamada “1” ve “0” olan ikili (binary) sayı sistemini kullanır. Her
“1” ya da “0” dan oluşan bilgiye 1 bit, 8 bit’lik bilgiye 1 bayt (byte) adı verilir. 2 byte
16 bit’lik bilgidir. Ayrıca,16 bit 1 word olarak adlandırılır. İki tabanlı sayılar onda
lık sayılara 2n ile dönüştürülür. Örneğin, ikilik tabanda “11111111” olan 8 bitlik
bir bilgi 255 (= 27+26+25+24+23+22+21+20) sayısına eşittir. Örneğin, “10000001”
olan bilgi 129 sayısına eşittir. Analog bir sinyalin büyüklüğü dijital bir sayı ile gös
terilebilir. 8, 10, 12 bitlik dijital bilgiler sırasıyla 0-255, 0-1023, 0-4095 arasında ta
nımlı sayılarla gösterilebilir. Analog gerilim yada akım 1/255 (0,4%) hassasiyetle
gösterilebilir. Dijital gösterimde bit sayısının artması hassasiyeti arttırır.
Gözlemlenebilir bir X fiziksel büyüklüğü sensörün giriş sinyalidir. Sensör bu gi Ölçüm: Seviyesi bilinmeyen
riş sinyaliyle orantılı olarak değişen işlenebilir bir çıkış sinyali üretir. Bu çıkış sinyali bir nicel büyüklüğü standart
bir ölçekle karşılaştırma
amaca uygun şekilde elektronik olarak işlenebilir ve göstergeye aktarılabilir. Ölçüm işlemine ölçüm adı verilir.
sisteminde X sensöre giriş sinyali, V sensörün elektriksel çıkış sinyali, P işlenmiş
sinyal ve M göstergeden okunan ölçüm büyüklüğüdür. X fiziksel büyüklüğüne kar Kalibrasyon: Ölçülecek X
değişkeni ve sensörün V çıkış
şılık gelen M ölçüm büyüklüğü belirlenmiş olur. Ölçüm sistemine büyüklüğü bili sinyali arasında matematiksel
nen fiziksel sinyaller uygulanarak kalibrasyon işlemi yapılır. Sensörün giriş ve çıkış ilişkinin belirlenmesi işlemine
sinyali arasında V=f(X) fonksiyonu bulunur (Şekil 6.5). Her sensör için imalatçı kalibrasyon denir.
firma tarafından belirtilen periyotlarda kalibrasyon işlemi yapılmalıdır.
Şekil 6.5
Sensörün giriş
ve çıkış sinyali
arasında
kalibrasyon
fonksiyonu: V=f(X)
Sensör Karakteristikleri
1. Giriş aralığı: Ölçülecek fiziksel büyüklüğün en küçük ve en büyük aralığıdır.
2. Hassasiyet: Ölçüm sistemi tarafından ölçülen büyüklüğün doğru değe
re yakın sonuç verme yeteneğidir. Hassasiyet ölçeğin yüzdesi olarak yada
mutlak değer olarak tanımlanabilir. Mutlak hassasiyet sayısal olarak ölçtü
ğü değerin doğru değerden sapması olarak ifade edilir (Şekil 6.6).
3. Çözünürlük: Çıkışta algılanabilir bir değişim elde etmek için girişte gerekli
olan en küçük değişim miktarıdır.
4. Kararlılık: Ölçüm sisteminin eşit koşullarda aynı büyüklüğü ölçerken aynı
sonucu verme yeteneğini gösterir.
5. Duyarlılık: Kalibrasyon eğrisinin eğimidir.
6. Histerizis: Sensörün izlendiği sinyal çıkış yörüngesinde aynı giriş sinyaline
karşılık gelen iki çıkış değeri arasındaki farktır (Şekil 6.7).
7. Doğrusallık: Ölçülen değişkenin gerçek değeri ile cihazın çıkış sinyalinin
orantılı değişme ölçüsünü gösterir.
8. Hata: Hassasiyet terminolojisinde sistematik hata, rastgele hata, toplam ha
ta terimleri kullanılır (Şekil 6.6.c)
Örneğin iki kişinin dart tahtasına okları atışını yorumlayabiliriz (Şekil 6.6.a,b):
• Hangisi daha hassas atış yapmıştır (a, b ?).
• Hangisi daha kararlı atış yapmıştır (a, b ?).
• Dart okunun tahta üzerinde bıraktığı iz çözünürlüğe karşılık gelir.
108 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Şekil 6.6
Sensör ölçümünde hassasiyet kavramı.
Şekil 6.7
Histerizis.
ÖRNEK 2 Bir sıcaklık ölçüm cihazı 0 ile 50 °C arasında ±0,5 °C hassasiyetle ölçüm yapabiliyor.
Tam skalada (FSD) hassasiyeti yüzde olarak belirleyiniz?
Çözüm:
Bir terazi %±1 hassasiyetle 200 kg kadar ölçüm yapabiliyor. 50 ve 100 kg ölçümlerin
2 deki sapma ne kadardır. Tam ölçekte (FSD) mutlak hassasiyet ne kadardır?
Bir prosesin kontrol edilebilmesi için gerekli bilgi akışı birçok değişkenin öl
çülmesiyle sağlanır. Ölçüm yada bilgi işleme sisteminin temel fonksiyonları şun
lardır (Şekil 6.8):
1. Algılama,
2. Sinyal işleme,
3. İşlenmiş bilgiyi gösterme,
4. Bilgi kaydetme/saklama,
5. Bilgi iletme.
6. Ünite - Seralarda Bilişim ve Otomasyon Teknolojisi 109
Şekil 6.8
Ölçüm ve bilgi işleme sistemin genel yapısı.
Sıcaklık Sensörleri
Sıcaklık ölçümü proses içinde ısı transferi sonucu oluşan yeni koşulların algılana
bilmesi esasına dayanır. Bu nedenle, prosese özgü uygun sensörlerin kullanılması
gerekir. Endüstride iki tip sıcaklık sensörü vardır: 1. Temaslı, 2. Temassız.
Temas tipi sensörler daha yaygın olup; beş çeşidi vardır (Fotoğraf 6.1):
1. Direnç tipi sıcaklık detektörü (RTD),
2. Termistör,
3. Isıl-çift (thermocouple).
4. Analog sensör,
5. Dijital sensör.
Fotoğraf 6.1
a) Isıl-çift,
b) NTC termistör,
c) Pt500,
d) PTC termistör,
e) Pt1000,
f) LM35 analog
sensör,
g) Paslanmaz çelik
sensör kılıfı,
h) DS18B20 dijital
sensör.
110 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Saf metallerin elektriksel direnci sıcaklıkla orantılı olarak arttığı için elektrik
sel direnç tipi sensörler sıcaklık ölçümünde yaygın şekilde kullanılmaktadır. RTD
tipi sensörlerde direnç ve sıcaklık değişimi aşağıdaki eşitlikle tanımlanmıştır:
R2 = R1 [1 + b (T2 - T1)]
Bu eşitlikte, R1ve R2 sırasıyla T1 ve T2 sıcaklıklarındaki dirençlerdir. b metal
direncin sıcaklık katsayısıdır. Uygulamada genellikle platin tipi RTD kullanılır:
Pt100, Pt500, Pt1000. Örneğin, platin RTD için b = 0,00385 W/°C’dir. 0°C’de 100
W olan Pt100 ‘ün direnci R(T) = 100 + 0,385 T eşitliğinden hesaplanabilir (Şekil
6.9.a). Bu sensörlerle -100 ile +650°C arasındaki sıcaklıklar ölçülebilir.
Termistör yarıiletken metal oksit malzemeden imal edilmiş direnç tipi sıcaklık
sensörüdür. İki tip termistör vardır: 1. Negatif sıcaklık katsayılı (NTC) ve 2. Pozi
tif sıcaklık katsayılı (PTC). Termistörler -50 ile +300°C sıcaklık aralığında kulla
nılabilmektedir. Şekil 6.9.b’de görüldüğü gibi, NTC termistörün sıcaklığı arttıkça,
direnci üstel olarak düşer.
Şekil 6.9
a) Pt100 sıcaklık direnç değişimi, b) NTC termistörün sıcaklık direnç değişimi.
Isıl-çift, iki farklı metal telin uçları bir elektriksel devresi oluşturacak şekilde
bağlanmasıyla elde edilir. Şekil 6.10’da gösterilen elektriksel devrenin ölçüm ucu
ve referans ucu farklı sıcaklıklarda tutulursa, ikisinin arasında küçük bir gerilim
üretilir. Sıcaklıkla orantılı olan, bu gerilime elektromotor kuvveti (emf) adı verilir.
Şekil 6.10
Isıl-çift
(thermocouple) ile
sıcaklık ölçüm devresi,
J tipi ısıl-çift (0-1000
°C), Constantan:
bakır-nikel alaşımı
(%60 Cu-%40 Ni).
Nem Sensörleri
Hava nem içeriği bağıl nem, mutlak nem ve çiğlenme noktası ile ifade edilir. Bağıl
nemin ölçümünde kullanılan yöntemler şunlardır:
• Higrometre,
• Islak ve kuru termometre (psychrometer),
• Direnç tipi sensörler,
• Kapasitif sensörler.
Nem içeriğinden dolayı
Şekil 6.11
materyallerin fiziksel ya da
elektriksel özelliklerindeki Higrometre:
değişimleri algılayan cihaza a) Helis şeklinde
higrometre adı verilir. Eski kıvrılmış ağaç talaşı,
b) saç teli
den nem seviyesini algılamak
için saç teli, ince membran,
ince tabaka helis şeklinde
kıvrılmış ağaç talaşı gibi ne
mi soğurabilen materyaller
kullanılırdı (Şekil 6.11). Bu
cihazlarla %20-90 bağıl nem
aralığında %±5 hassasiyetle
ölçüm yapılabiliyordu.
Şekil 6.12
Psikrometre:
a) Elle çevirmeli tip,
b) Zemberekli yada
motorlu tip
112 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Psikrometre bağıl nemi ölçmek için buharlaşma gizli ısısını kullanır. Eğer kuru
ve ıslak termometre sıcaklıkları ölçülebilirse, psikrometrik diyagram kullanılarak
bağıl nem, su buhar basıncı, ısı içeriği, havadaki su buharı miktarı saptanabilir.
Buharlaşma hızı arttıkça, ıslak termometre sıcaklığı denge noktasına kadar düşer.
Bu denge noktası bağıl nem seviyesine bağlıdır. Islak termometrenin ucuna fitil
takılır ve ıslatılır. Termometre üzerinde hava hareketi sağlanarak fitildeki suyun
buharlaşması sonucu termometre sıcaklığı düşer.
İki tip psikrometre kullanılır: 1. Elle çevirmeli psikrometre (Şekil 6.12.a), 2.
Fanlı psikrometre (Şeki 6.12.b).
Günümüzde, elektronik ve sensör teknolojisi sayesinde analog ve dijital sensör
ler geliştirilmiştir. Direnç tipi nem sensörü şekil 6.13.a’da gösterildiği gibi epoksi
levha üzerine yerleştirilmiş tarak şeklinde birbirine girişim yapan iki elektrottan
oluşur. Bu elektrotlar higroskopik (Lityum Klorit) bir materyalle kaplanmıştır.
Elektrotlar arasındaki higroskopik materyal nem seviyesine göre iletkenlik sağ
lar. Elektriksel olarak, nem direncin fonksiyonudur. Alternatif olarak, elektrotlar
polimer film tabakasıyla kaplanabilir. Bu sensöre 1 kHz alternatif akım uygulan
dığında, % 2- 98 arasındaki bağıl nem, direnç 10 MW’dan 1kW’a değiştirir. Nem
sıcaklık değişiminden etkilenir (Şekil 6.13.b).
Şekil 6.13
a) Direnç tipi nem
sensörü,
b) Nem ve direnç
değişimi.
Bağıl nem ölçümünde kullanılan diğer sensör tipi kapasitif nem sensörüdür.
Silikon taban üzerine yerleştirilen üst tarafı gözenekli platin elektrotlar arasına
polimer kullanılarak imal edilmiştir (Şekil 6.14.a). Üst tabaka ısıyla sertleştiril
miş polimer olduğu için toz, kir ve yağdan etkilenmez. Platin iki elektrot arasına
yerleştirilen ince film polimerin dielektrik sabiti nem seviyesiyle orantılı olarak
değişir. Örnek olarak, Honeywell firmasının HIH3610 serisi nem sensöründe, ka
pasitif algılama elemanı ve tümleşik sinyal işleme birimi vardır. Bu sensörün farklı
sıcaklıklardaki sinyal çıkışı şekil 6.14.b’de verilmiştir.
Şekil 6.14
a) Kapasitif nem
sensörü,
b) HIH 3610
sensörü çıkış grafiği.
6. Ünite - Seralarda Bilişim ve Otomasyon Teknolojisi 113
Sıcaklık ve bağıl nemi tek modül içerisinde dijital olarak ölçebilen sensörler de
vardır (Şekil 6.15). Örneğin, SHT15 modülünün içinde sıcaklık ve nem sensörü,
analog dijital çevirici (ADC), kalibrasyon hafızası, dijital çıkış birimi bulunur. Bu
tümleşik sensör modülünde sıcaklık sensörü 14 bit ve nem sensörü 12 bit üzerin
den ölçüm yapabilir; dijital çıkış birimi ile veriler bir mikroişlemciye aktarılabilir.
Şekil 6.15
a) SHT15 dijital
sıcaklık-nem
sensörü,
b) 25°C’de SHT15
dijtal çıkış sinyali.
Karbondioksit Sensörü
Bazı kimyasal maddeler belirli dalga uzunluklarındaki kızılötesi ışınımı soğurma
özelliğine sahiptir. Lambert-Beer yasası ile tanımlanan bu özellik hava içindeki
CO2 gazı için uygulanabilir (Şekil 6.16). CO2 gazı dalga uzunluğu 4,26 µm olan
kızılötesi ışını soğurma özelliğine sahiptir. Örneklenen gazın içinden geçirilen ışı
nın geçirgenliği CO2 konsantrasyonu arttıkça azalır. Gazın konsantrasyonu soğu
rulan ışın miktarıyla doğru orantılıdır.
Gaz konsantrasyonunun ölçümünde genellikle üç yöntem kullanılır:
1. Optik dalga yönlendirmesiz kızılötesi ışın analizörü (DIR),
2. Optik dalga yönlendirmeli kızılötesi ışını soğurma (NDIR, Şekil 6.17),
3. Fiber optik ışın yönlendirme.
Şekil 6.16
CO2 gazı dalga
uzunluğu 4,26
µm olan kızılötesi
ışını ayırtedilebilir
seviyede soğurur.
114 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Şekil 6.17
b) Optik dalga
yönlendirmeli
kızılötesi ışın
yöntemiyle CO2
konsantrasyon
ölçümü (NDIR).
Işınım Sensörleri
Güneş ışınımının ölçümünde üç farklı ölçüm cihazı kullanılabilir (Fotoğraf 6.3):
a. Toplam ışınım ölçer (310-2800 nm, 0-2000 W/m2±5%, 10 µV/ Wm-2),
b. Toplam ışınım ölçer (400-1100 nm, 0-1750 W/m2±5%, 1 mV/ Wm-2),
c. PAR ölçer (Quantum sensor: 400-700 nm, 0-2000±5%, 1mV/µmolm-2s-1).
6. Ünite - Seralarda Bilişim ve Otomasyon Teknolojisi 115
Fotoğraf 6.3
Farklı güneş ışınımı
ölçüm cihazları.
Basınç Sensörleri
Basınç birim alandaki kuvvet olarak tanımlanır ve psi (pounds per square inch),
pascal (Pa=N/m2) yada bar (kg/cm2) olarak ölçülebilir. 1 bar 100.000 Pa (=100
kPa) değerine eşittir. Basınç seviyesi mekanik, elektriksel yada her ikisinin de kul
lanıldığı farklı yöntemlerle ölçülebilmektedir. Atmosfer basıncının ölçümünde
barometre, sıvı basıncının ölçümünde manometre en yaygın kullanılan cihazlar
dır. Elektriksel basınç ölçümü uzama pulu (strain gauge), piezoelektrik, kapasi
tans, doğrusal mesafe ölçer (LVDT), optik olmak üzere farklı yöntemlerle yapıla
bilmektedir. (Fotoğraf 6.4). Sensörlerin elektriksel sinyal çıkışı, 0-10 V, 1-5 V yada
4-20 mA endüstriyel standartlara uygundur.
Fotoğraf 6.4
Farklı tip basınç
sensörleri:
Manometre, Analog
sensör, Dijital
sensör.
Seviye Sensörleri
Seviye ölçümü iki şekilde yapılabilir: 1. Sürekli ölçüm, 2. Referans noktası tespi
ti. Sürekli ölçüm yönteminde genellikle metre birimi kullanılır. Ancak, teknoloji
düzeyine ve ölçülen büyüklüğe göre değişen birçok yöntem vardır (Fotoğraf 6.5):
Ultrasonik, Radar, Basınç (hidrostatik), Ağırlık (uzama pulu), İletkenlik, Kapa
sitif. Seviye algılanır ve orantılı uygun bir sinyale dönüştürülür. Referans noktası
tespitinde iletkenlik ve kapasitif yöntemler daha yaygın kullanılır.
Fotoğraf 6.5
Seviye sensörleri:
a) Hidrostatik
b) Ultrasonik,
c) Şamandıra,
d) Basınç farkı.
Şekil 6.19
Topraksız yetiştirme
ortamında makro
ve mikro besinlerin
pH ya etkileri
Gübreli su akış debisi hat üstünde hacimsel akış, toplam akış ve kütlesel akış
olarak ölçülebilir. Ölçüm cihazının seçimi akışkan özelliklerine göre (gaz, sıvı, sı
caklık, viskozite) yapılmalıdır.
Fotoğraf 6.7
El tipi pH ve EC
ölçüm cihazları, hat
üstü pH/EC kontrol
cihazı.
Fotoğraf 6.8
Boruya takılan hat üstü
sensörler:
a) pH, b) EC,
c) Akış sensörü,
d) Substrat ve toprak
tipi Nem-Sıcaklık-EC
sensörü,
e) Manyetik akış sensörü.
Sera iklim kontrolü için örnek bir ölçüm sistemi tanımlayınız. ÖRNEK 3
Çözüm:
OTOMATİK KONTROL
Eskiden sistemlerin kontrolünde insan önemli işlevlere sahipti (şekil 6.20.a). Bu
sistemlerin kontrol fonksiyonları bir operatör tarafından manüel olarak icra edili
yordu. Prosesin ayarlanan sınırlar içinde tutulması için, manüel ayar vanası kulla
nılırdı. Bugünün standartlarına göre otomasyonun başarısı çok zayıftı ve operatö
rün deneyimine, tepkisine ve yeteneklerine bağlıydı. Operatör prosesin işleyişini
ölçmek için görme, işitme, koklama, dokunma duyularını kullanırdı.
120 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Proses çıkışı sensörle ölçüldükten sonra bilgiyi geri besleyerek prosesin den
gede kalmasını sağlayacak şekilde kumanda cihazının çalıştırılmasına otomatik
kontrol denir. Denetleyici geri beslenen bilgiyi alır; ayar değeriyle karşılaştırır;
dengeyi kurmak için kontrol sinyali üretir. Kontrol sinyali prosesin giriş sinyali
dir. Prosesin çıkışında kontrol edilen büyüklük ölçülür. Bu işlem denge kurulana
kadar otomatik olarak tekrarlanır.
Açık ve kapalı çevrim arasındaki fark geri besleme etkisidir. Açık çevrim ile
kapalı çevrimi bir örnekle karşılaştırırsak, konu daha iyi anlaşılabilir. Gözle
ri bez bantla kapatılmış ve gözleri açık iki kişinin otomobil kullandığını düşü
nelim. Gözleri görmeyenin otomobili kullanması açık çevrime örnektir. Çünkü
herhangi çevresel algılama olmadan, otomobili sezgilerine göre kullanır. Gözleri
açık olanın otomobili kullanması kapalı çevrime örnektir. Çünkü görsel algılama
yeteneğini kullanır. Bilgiyi geri beslemeli olarak işleyerek otomobili en doğru şe
kilde yönetebilir. Geri beslemeli çevrim daha hassas olduğu için otomatik kontrol
proseslerinde yaygın şekilde kullanılmaktadır.
Şekil 6.22
Kapalı çevrim kontrol sistemi blok diyagramı. a) Sera ısıtma sistemi blok diyagramı.
122 Örtüaltı Üretim Sistemleri
ÖRNEK 4 Sera sıcak su ısıtma sisteminde borudan geçen sıcak su miktarını ayarlayarak boru
sıcaklığını kontrol eden kapalı çevrim blok diyagramı oluşturunuz.
Çözüm: Isıtma prosesinin giriş değişkeni sıcak su akız hızı, çıkış değişkeni boru
sıcaklığıdır. Bozucu sinyal dış hava sıcaklığı ve güneş ışınımıdır. Denetleyici hata de
ğerine göre kumanda cihazına kontrol sinyali gönderir. Motorlu vana oransal olarak
sıcak su akışını kontrol eder. Prosese ilişkin blok diyagramı şekil 22.a’da verilmiştir.
Akışın kontrol edilmesinde kullanılan pnömatik valfin kapalı döngü blok di
yagramı şekil 6.23’de verilmiş; tanımlamaları aşağıda sıralanmıştır (Dunn 2005):
Şekil 6.23
Kapalı çevrim
akış ayarlı kontrol
sistemi. PLC:
Programmable
Logic Controller,
Kumanda cihazı:
Pnömatik valf.
Pnömatik kumanda
cihazını çalıştırmak
için havaya
gereksinim duyulur.
• Sensör: Proseste kontrol edilecek sıcaklık, ışık, nem, basınç, akış, hareket
gibi fiziksel büyüklükleri ölçebilen elektriksel sinyal çıkışlı elemanlardır.
• Transdüser: Bir enerji formundan diğerine dönüşüm sağlayabilen cihaz
lardır. Sensör algılama ve dönüştürme işlemini yapan bir transdüserdir.
• Transmiter: Ölçülen bilginin uzun mesafelerde iletilmesini sağlayacak şe
kilde sinyali işleyen ya da kuvvetlendiren cihazlardır. İletilen sinyaller ana
log akım-gerilim, dijital gerilim gibi farklı formatlarda olabilir.
• Kumanda cihazı (Actuator): Prosesin giriş değişkenini alarak, denetleyi
ciden gelen sinyale göre kontrol işlemini yapan cihazlardır. Denetleyiciden
alınan elektriksel sinyalin büyüklüğüne göre basıncı ya da akışı kontrol
edebilir. Kumanda cihazlarına bazı örnekler verilebilir: Pnömatik valf, so
lenoid valf, manyetik röleler, motorlu vanalar.
• Denetleyici (Controller): Prosesde önceden tanımlanmış programa gö
re kumanda cihazını çalıştırma ve kontrol etme işlevini sağlar. Denetleyici
bir hafızaya ve ayar değeri ile ölçülen değeri karşılaştırma özelliği bulunan
bir mikroişlemciye sahiptir. İşlemci ayar değerine göre hata sinyalini tespit
eder; kumanda cihazının çalışmasını düzenler. Denetleyici olarak mikroiş
lemcili, bilgisayarlı yada programlanabilir mantıksal denetleyiciler (PLC:
Programmable Logic Controllers) kullanılabilir.
• Ayarlanan değişken: İşlemciden kumanda cihazına gönderilen kontrol
sinyali ile müdahale edilen prosesin giriş değişkenidir. Giriş değerinin de
ğişmesiyle, ölçülen değer kontrol edilebilir.
6. Ünite - Seralarda Bilişim ve Otomasyon Teknolojisi 123
Kontrol Yöntemleri
Endüstriyel bir prosesi ayar değeri çevresinde kontrol altında tutmak için hata
değerini (proses değişkeni-ayar değeri) azaltmaya yönelik basitten karmaşığa bazı
kontrol yöntemleri kullanılır (Dunn 2005):
1. On/Off kontrol: İki pozisyonlu kontrol adı verilir (şekil 6.24),
2. Oransal kontrol (P): Kontrol değişkeni çıkıştaki sinyal ile orantılı olarak
değiştirilir.
3. Oransal Integral kontrol (PI): Kontrol değişkeni belirli bir zaman dilimi ara
lığında toplam hata değeri ve çıkıştaki sinyalle orantılı olarak değiştirilir.
4. Oransal-Integral-Türev kontrol (PID): Kontrol değişkeni belirli bir zaman
dilimi aralığında toplam hata, hata değişim hızı ve çıkıştaki sinyalle orantılı
olarak değiştirilir.
Şekil 6.24
On/Off kontrol:
Ayarlama için
ayar değeri ve
kontrol bant aralığı
tanımlanır.
Kumanda Cihazları
Kumanda cihazları enerji kaynağına göre sınıflandırılır: Elektrikli, manyetik,
pnömatik, hidrolik kumanda cihazları. Bunlar motor, vana, pompa, fanın çalışma
rejimlerini (start/stop) kontrol eder. Kumanda cihazları açık (NO) pozisyondan
kapalı (NC) pozisyona getirilmesinde kullanılır. Kumanda cihazının tepki hızı ve
elektriksel özellikleri uygun olmalıdır.
124 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Kontrol valfleri kimyasal akışkan, su yada gaz geçişine uygun, yapısal, işlevsel ve
boyut özelliklerine göre seçilmektedir. Vanalar on/off, akış kontrol, yön kontrol, ol
mak üzere farklı işlevlerde kullanılabilir. Şekil 6.25’de farklı valf örnekleri verilmiştir:
a. Üç yollu karışım valfi,
b. Tek geçişli sürgülü valf,
c. Çift geçişli sürgülü valf,
d. Döner tip kelebek valfi.
Şekil 6.25
Farklı valf örnekleri:
Üç yollu karışım
valfi (a),
Tek geçişli sürgülü
valf (b),
Çift geçişli sürgülü
valf (c).
Döner tip kelebek
valfi (d).
Elektrik Motorları
Elektrik enerjisini mekanik enerjiye dönüştüren makinalara elektrik motoru adı
verilir. Elektrik motorları kullanılan enerji kaynağına göre doğru akım (DC) ve al
ternatif akım (AC) motorları olarak sınıflandırılır. Fotoğraf 6.10’da üç fazlı asen
kron motor, servo-motor ve adım motoru örnek olarak gösterilmiştir. Seraların ha
valandırma pencere ve gölgeleme sistemlerinde redüktörlü üç fazlı (RST) asenkron
motor kullanılır. Asenkron motorun dönen kısmına rotor, sabit kısmına stator adı
verilir. Üç fazlı asenkron motorlarda faz sargıları (U-W-V), aralarında 120°’lik açıy
la statora yerleştirildiğinden döner manyetik alan meydana gelir. Bu döner alanın
etkisi altında kalan rotor sargıları üzerinde alternatif gerilim üretilir. Rotor döner
alanı ile stator döner alanının karşılıklı etkileşimi sonucunda rotor dönmeye başlar.
Sera için redüktörlü üç fazlı asenkron motor özellikleri çizelge 6.1’de verilmiştir.
6. Ünite - Seralarda Bilişim ve Otomasyon Teknolojisi 125
Dağıtılmış kontrol sisteminin (DCS) temel alt yapısı veri yoluna (Fieldbus) da
yanır. Şekil 6.27’de gösterildiği gibi, veri yolu, operatör panelinden verilerin mo
nitöre iletilmesi, saklanması ile ana bilgisayar ve diğer ağ bileşenleri arasında ha
berleşmeyi sağlar. Bu sistemde hiyerarşik yapı sunucu bilgisayar üzerine kurulur.
Dağıtılmış kontrol sistemi ağ yapısına uygundur. Bu kontrol sistemi içinde LAN
(Local Area Network), SCADA (Supervisory Control and Data Acquisition) ve
PLC (Programmable Logic Controller) ağları bulunur (Zhang 2010).
Şekil 6.27
Dağıtılmış kontrol
sistemi: Protokol:
TCP/IP, Modbus,
OPC, DDE,
Bağlantı: VAST,
LAN, WAN,
Kablosuz Radyo.
Şekil 6.28
PLC kontrol ağının
şematik gösterimi.
üretiminde fiziksel sistem hızlı tepki vermesine karşın, biyolojik sistem daha yavaş
tepki verir. Sera içinde çevresel koşullar günün saatlerine, bitki büyümesi ile birlik
te mevsime göre, hem yatay hem de dikey yönde dinamik olarak değişir.
Yetiştiricinin temel amacı kâr etmektir. Eskiden, piyasada bir malın fiyatı;
maliyet artı kâr olarak belirleniyordu. Ancak bugün, kâr eşittir malın piyasada
ki fiyatı eksi maliyettir. Bugünün rekabet ortamında her işletmenin sürdürüle
bilir, esnek ve piyasa dinamiklerinden olumsuz etkilenmeyen tarzda yönetilmesi
gerekmektedir. Serada optimum enerji, su, gübre, işgücü kullanımı ile kaliteli ve
çok miktarda ürün alınması hedeflenmektedir. Serada girdileri etkin kullanarak,
maliyetleri azaltmak, zaman ve paradan tasarruf etmek için otomasyon gereklidir.
Büyük ölçekli modern seralarda çok miktarda enerji, su-gübre, işgücü kullanı
larak çok miktarda ürün elde edilmektedir. Bu girdi akışının piyasa dinamiklerine
göre yönetilmesi karlılık açısından önemlidir. Bu nedenle sera endüstriyel bir tesis
olarak yönetilmelidir. Bu amaçla serada tümleşik sistem yönetim kavramı ve ku
ralları uygulanabilir (Şekil 6.29).
Şekil 6.29
Serada tümleşik
sistem yönetimi
kavramı.
Hiyerarşik kontrol modeli iki katmandan oluşur ve iki kontrol bileşenine ayrılır:
• Katman 1: İklim kontrolü,
• Katman 2: Bitki büyüme ve kalite kontrolü.
Hiyerarşik kontrol modelinde iki farklı zaman ölçeği kullanılır (çizelge 6.2):
1. Kısa dönem zaman ölçeği (saniye/dakika)
2. Uzun dönem zaman ölçeği (saat/gün/hafta/ay/yıl).
Hiyerarşik kontrol modeli ekonomik ölçütlere dayalı olarak optimum bitki bü
yümesi üzerine kurulur. İkinci katmanda, beklenen hasat zamanına göre ürünün
satış fiyatı ve üretim maliyetlerini kapsayan bir optimizasyon modeli tanımlanır.
Bu optimizasyon problemi iklimsel değişkenlere göre tanımlanan amaç fonksiyo
nunda kârı maksimize edecek şekilde çözülür. Bu, ancak üretim dönemi boyunca
iklim çıktıları ayar değerlerine yakın seyrederse sağlanır. Birinci katmandaki de
netleyici, ikinci katmanın hesapladığı ayar değerlerine göre hata değerlerini azalt
maya çalışır. Ayarlamada gece gündüz geçişleri, mevsim geçişleri, enerji fiyatları
(elektrik, yakıt), ürünün piyasada bulduğu fiyat, piyasa dinamiklerine göre hasat
edilecek ürün miktarı belirleyici faktörlerdir.
Şekil 6.31
Endüstriyel sera
otomasyon sistemi.
Akıllı sera teknolojisi için sisteme özel sensör, iletişim ve yazılım teknolojileri ile
sera donanımlarının gömülü ağ yapısıyla birleştirildiği dağıtılmış kontrol sistemi
tercih edilebilir. Uzman sistem yönetimi daha az sera gazı salınımını, daha az ilaç
kullanımını, daha az çevresel atığı, atık su kaynaklarını değerlendirmeyi amaçlar.
Akıllı sera teknolojisi aşağıdaki özelliklere sahiptir (Şekil 6.32):
• Uzman sistem yönetimi,
• Enerji yönetimi,
• Sera iklim bilgisayarı,
• Fertigasyon bilgisayarı,
• Atık yönetimi,
• Alternatif enerji kaynakları kullanımı,
• Isı enerjisi depolama,
• Farklı üretim sistemlerine entegrasyon,
• Gelişmiş otomasyon sistemi,
• Gelişmiş sensör ağı,
• Kablolu - kablosuz iletişim sistemi
• Hastalık belirtilerini monitörleme,
• Alarm sistemi.
6. Ünite - Seralarda Bilişim ve Otomasyon Teknolojisi 131
Şekil 6.32
Akıllı sera teknolojisi.
Özet
Mekanizasyon ve otomasyon kavramlarını ta Otomatik kontrol, kontrol yöntemleri ve kumanda
1 nımlamak 4 cihazlarını tanımlamak
Kısa zamanda işlerin tamamlanması ve yüksek Prosesin önceden tanımlanmış bir işi yapabil
kapasiteli mekanik gücün üretilmesi için opera mesi için bir girişinin ve bir çıkışının olması
törün ile makinanın aktif olarak katıldığı işlem gerekir. Prosesin giriş değişkenini denetleyecek
lerin tümüne mekanizasyon adı verilir. Sistem şekilde çıkış sinyalinin ölçülmesi, ayar değeriyle
de yer alan donanım ve makinaları kullanarak, karşılaştırılması ve geri beslenme sinyaline gö
önceden tanımlanmış bir dizi işlemi insan mü re kumanda cihazının çalıştırılmasına otomatik
dahalesi olmadan kontrol altında tutma işlemle kontrol denir. Denetleyiciden kumanda cihazı
rine otomasyon denir. Endüstriyel üretimde oto na gönderilen bir sinyal ile ayarlanan değişken,
masyonun temel amacı bilgi akışını tanımlamak, kontrol edilen prosesin giriş değişkenidir. En
belirli bir üretime ilişkin optimum materyal ve düstriyel proses için On/Off, oransal (P), PI ve
enerji akışını kontrol ederek maliyetleri azalt PID bazı kontrol yöntemleri kullanılır. Kuman
mak ve kaliteyi arttırmaktır. da cihazları enerji kaynağına göre sınıflandırılır:
Elektrikli, manyetik, pnömatik, hidrolik kuman
Elektronik ölçme tekniği, analog ve dijital sinyal da cihazları ile motor, vana, pompa, fanın çalış
2 kavramlarını açıklamak ma rejimleri (start/stop) kontrol edilir.
Elektronik devrelerde ve bilgi iletişiminde ka
rakteristiği analog ve dijital olan iki tip sinyal Endüstriyel kontrol sistemlerini açıklamak
5
kullanılır. Yönü ve genliği zamanla değişen sin Elektronik, iletişim ve yazılım teknolojilerindeki
yale analog sinyal denir. Analog sinyaller genel gelişmelerin sonucu olarak gerçek zamanlı ve da
likle 4-20 mA DC akım ve 0-5 V DC gerilim ğıtılmış olmak üzere iki tip gömülü kontrol siste
aralıklarında tanımlanır. İki seviyeli (low-high) mi kullanılmaktadır. Bu tip kontrol sistemlerin
sinyal seviyelerine göre kesikli olarak değişen de özel amaçlı sayısal denetleyici ve bilgisayarlar
sinyale dijital sinyal denir. İkili sayı sisteminde gömülü ağlar üzerinden çalışır. Sunucu bilgisayar
kullanılan mantık 0 (low) ve 1 (high) tanımla çok sayıda sensör ve kumanda cihazıyla etkileşim
maları kullanılır. Elektronik cihazlar, mikroiş halinde olup; işlemler dağınık noktalar arasında
lemciler ve bilgisayarlar hesaplamada “1” ve “0” kurulan iletişimle denetleyiciler ve bilgisayarlar
olan ikili (binary) sayı sistemini kullanır. tarafından yürütülür. Gömülü ağ yapısına göre
CAN (Controller Area Netwok), SCADA (Super
Ölçüm sistemi ve karakteristikleri ile sensör tek visory Control and Data Acquisition), Endüstri
3 nolojisi konularını açıklamak yel Ethernet, DeviceNet, HART Field (Highway
Elektriksel olmayan fiziksel yada kimyasal bir Addressable Remote Transducer), LAN (Local
büyüklüğü elektriksel sinyale dönüştüren elek Area Network) gibi ağlar seralarda kullanılabilir.
tronik elemana sensör adı verilir. Sensörden
alınan sinyaller filtreleme, kuvvetlendirme, di Modern seralarda tümleşik sistem yönetimi ve hi
jitale çevirme şeklinde işlenebilir. Devrenin ana 6 yerarşik yapıyı özetlemek
işlemcisi çevrilen sinyalin görüntülenmesini ve Modern seralarda sürdürülebilir işletme yapısı
iletilmesini sağlar. Ölçüm yada bilgi işleme sis için endüstriyel tesislerde kullanılan hiyerarşik
temi algılama, sinyal işleme, işlenmiş bilgiyi kontrol mimarisini kullanabilir. Hiyerarşik kon
gösterme, bilgi kaydetme/saklama, bilgi iletme trol modeli iklim kontolü ve bitki büyüme kon
işlevlerine sahiptir trolü üzerine kurulur. Hiyerarşik kontrol mode
linde ekonomik ölçütlere dayalı olarak optimum
bitki büyümesi tanımlanır. İki katmanda bek
lenen hasat zamanına göre ürünün satış fiyatı
ve üretim maliyetlerini kapsayan optimizasyon
modeli çözülür.
6. Ünite - Seralarda Bilişim ve Otomasyon Teknolojisi 133
Kendimizi Sınayalım
1. Bir sıcaklık sensörü 0 ile 100°C arasındaki sıcaklık 6. Aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
ları ölçebiliyor. Mutlak hassasiyet ±1°C olduğuna göre a. Açık çevrim kontrol sistemlerinde geri besleme
tam skalada (FSD) yüzde hassasiyet ne olur? yapılarak hassasiyet arttırılır.
a. ±0,5 % b. Gömülü kontrol sistemlerinde prosese özel do
b. ±1,5 % nanım ve yazılım birleştirilir.
c. ±1,0 % c. Denetleyici prosesin çıkışına kontrol sinyali
d. ±2,0 % gönderir.
e. ±0,75 % d. Otomatik kontrolde prosesin girişi ölçülerek
geri beslemeli çevrim uygulanır.
2. Bir basınç sensörü 25-125 kPa aralığında ±2 % has e. Sera iklim prosesinde açık çevrim kontrol stra
sasiyetle ölçüm yapabiliyor. Ölçüm skalasına göre mut tejisi kullanılır.
lak hassasiyeti belirleyiniz.
a. ±2.0 kPa 7. Kapalı çevrim kontrol için doğru blok diyagram di
b. ±1,5 kPa zilişi oluşturunuz?
c. ±1,0 kPa I. Sisleme prosesi,
d. ±0,5 kPa II. RH sensör,
e. ±2,5kPa III. Kumanda cihazı,
IV. Denetleyici
3. Sıcaklık sensörü 10°C’de 100 mV çıkış veriyorsa, bu a. IV-II-I-III
sensörün duyarlılığı nedir? b. I-II-III-IV
a. 15,0 c. II-III-IV-I
b. 12,5 d. III-I-IV-II
c. 17,5 e. IV-III-I-II
d. 20,0
e. 10,0 8. Ölçülen bilgiyi geri besleyerek prosesin dengede
kalmasını sağlayacak şekilde kumanda cihazının çalış
tırılmasına ne ad verilir.
4. Aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a. proses
a. Elektronlar negatiften pozitife doğru hareket
b. ölçme
eder.
c. kapalı çevrim
b. Elektrik akımının yönü pozitif yüklü uçtan ne
d. otomatik kontrol
gatif yüklü uca doğrudur.
e. açık çevrim
c. Analog sinyaller 0-5 V arasında sürekli değişen
lik gösterir.
9. Bir otomasyon sisteminde kumanda cihazı,
d. Mutlak hassasiyet tam skalada yüzde olarak ve
a. ölçüm cihazının girişine bağlanır.
rilir.
b. denetleyicinin girişine bağlanır.
e. Dijital sinyaller 0-5 V genlikte kesikli olarak de
c. prosesin girişine bağlanır.
ğişir.
d. ölçüm cihazının çıkışına bağlanır.
e. prosesin çıkışına bağlanır.
5. Değeri “101100101” olan 9 bit’lik dijital bilginin sa
yısal değerini bulunuz. 10. Sera nemlendirme prosesinde ayar değeri 75% ve
a. 255 On/Off bandı = ±10 %’dur. Bağıl nem RH=80% olarak
b. 357 ölçüldüğüne göre,
c. 222 a. sisleyici %85 olana kadar çalışır.
d. 1023 b. sisleyici %65 olunca kapanır.
e. 555 c. sisleyici %75 olunca kapanır.
d. sisleyici ortam doygun olana kadar çalışır.
e. sisleyici %90 kadar çalışır.
134 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Sıra Sizde 2
50 kg’daki sapma: ±(50x1/100)kg= ±0,5 kg
100 kg’daki sapma: ±(100x1/100)kg= ±1 kg.
200 kg FSD mutlak hassasiyet= ±(200x1/100)kg= ±2 kg.
Sıra Sizde 3
Ayar sınırları içinde kontrol edilmesi gereken bir pro
seste kontrol edilen değişken, ölçülen çıkış değişkeni
dir. Denetleyiciden kumanda cihazına gönderilen bir
sinyalle ayarlanan değişken, kontrol edilen prosesin gi
riş değişkenidir. Giriş değişkeni kontrol edilerek çıkış
değişkeni ayar sınırları içinde tutulur.
7
ÖRTÜALTI ÜRETİM SİSTEMLERİ
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Seracılığın Dünya’da ve Türkiye’de gelişimini açıklayabilecek,
Türkiye’de seracılığın önemli sorunlarını açıklayabilecek,
Sertifikalı üretimin ortaya çıkışını ve nasıl yapıldığını açıklayabilecek,
İyi tarım uygulamalarını ve kullanım amaçlarını tanımlayabilecek,
İyi tarım uygulamalarına göre serada sebze üretiminde dikkat edilecek konuları
açıklayabilecek
bilgi ve beceriler kazanabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
• Seracılık • Hazır fide
• Sertifikalı üretim • Aşılı fide
• İyi tarım uygulamaları • Askıya alma
• Entegre ürün yönetimi • Budama
• Yeşil gübreleme • Tozlaşma
• Tuzluluk • Döllenme
• Toprak dezenfeksiyonu • Bombus arısı
İçindekiler
• SERACILIĞIN GELİŞİMİ
• TÜRKİYE’DE SERACILIK
Seralarda Üretim
Örtüaltı Üretim Sistemleri • SERTİFİKALI ÜRETİM
Teknikleri I • İYİ TARIM UYGULAMALARI (İTU)
• SERALARDA İYİ TARIM UYGULAMALARI
Seralarda Üretim
Teknikleri I
SERACILIĞIN GELİŞİMİ
Örtüaltı tarımı içinde “seracılık” üretici açısından en kârlı olan yetiştiricilik şekli Seracılık: Seralar, bitkilerin
mevsimleri dışında
dir. Gelişimi iklim koşullarına göre farklılık göstermiştir. Özellikle enerji maliyet yetiştirilmesine olanak
lerindeki artışlar seracılığın gelişimini etkilemiş ve ticari seracılığın ortaya çıktığı sağlayan yapılardır; seracılık
soğuk iklim kuşağı ülkeleri olan Kuzey Avrupa ülkelerinde farklı, iklim koşulları seralarda yapılan tarımsal
üretim faaliyetleridir.
bakımından avantajlı ülkelerde (ılıman iklim kuşağı ülkeleri: Akdeniz Havzası)
farklı gelişme göstermiştir.
Soğuk iklim kuşağındaki ülkelerde, ki bu ülkeler arasında en önemli ve tipik
örnek ülke Hollanda’dır, seralar yüksek yatırım gerektiren, yüksek teknoloji ve
enerji girdilerinin kullanıldığı iklim kontrollü yapılardır. Sıcak iklim kuşağındaki
ülkelerle karşılaştırıldığında, verim ve kalite bakımından ürün performansı çok
Pestisit: Tarım ilacı.
daha yüksek olup, üretim çevre dostu üretim teknikleri ile gerçekleştilir yani güb
re, pestisit gibi girdilerin kullanımı çok daha kontrollü ve azdır.
Ülkemizinde içinde bulunduğu ılıman iklim kuşağı ülkelerinde bitkisel üretim
basit yapılar altında, iklim koşullarına bağımlı olarak ve düşük teknoloji kullanı
mı ile yaygınlaşmıştır. Bu nedenle üretim planlaması yapılamaz, verim ve meyve
kalitesi daha düşüktür ve özellikle bitki büyüme maddeleri, gübre, tarım ilacı gibi
kimyasalların kullanımı fazladır.
Soğuk iklim kuşağı ülkelerinde seracılığın gelişiminde önemli kilometre taşları:
• Kuzey Avrupa ülkelerinde ortaya çıkışı, 20. yüzyılın başlangıcı.
• Venlo tipi cam seralar, 1935.
• CO2 gübrelemesi, 1960.
• Enerji krizinden sonra tasarruf önlemleri, 1970’li yıllar.
• Bilgisayarlı iklim kontrolu, 1980’li yıllar.
TÜRKİYE’DE SERACILIK
SERTİFİKALI ÜRETİM
Yoğun ve bilinçsiz girdi kullanımı ürünlerde kalıntı sorunu, toprağın fiziksel ya
pısının bozulması, tuzlanma, çoraklaşma gibi önemli çevre sorunlarını da berabe
rinde getirmekte; toprak ve yer altı sularında kirlilik ortaya çıkmaktadır. Nitekim
ülkemizde de ürünlerde kalıntı sorunlarına, tuzluluk, toprak ve su kirliliği ile ilgili
sorunlara sıklıkla rastlanmaktadır.
2001’de Fransa’ya gönderilen biberlerde tarımsal ilaç kalıntısı bulunması; Al Nitrat kalıntısı: Vücut
ağırlığının her bir kg’ı için
manya’ya 2002 yılında ihraç edilen biberlerin geri dönmesi; Rusya’nın 2008 yılında 20 mg nitrit azotu bünyede
domates, patates, patlıcan, üzüm ve limon ithalatını, pestisit ve nitrat kalıntısı ge zehir etkisi göstermektedir.
rekçesiyle durdurması; Antalya-Kumluca’da yürütülen bir çalışmada suları analiz Bu nedenle bitkilerin nitrat
dolayısıyla nitrit kapsamının
edilen kuyuların %50’sinin nitrat içeriğinin Dünya Sağlık Örgütü sınırının üzerin yüksek oluşu sonucu bazı
de bulunması ve sera topraklarındaki tuzluluğun artışı mevcut üretim sisteminin ülkelerde hayvanlarda
nitrit zehirlenmesinden
olumsuzlukları ile ilgili ülkemizden verilebilecek örneklerdir. sık sık söz edilmektedir.
Gıda güvenliği ve çevre ile ilgili olarak ortaya çıkan sorunlar tüketici bilincini İnsanlarda görülen ve
methemoglobinemia adı
artırmış, piyasadaki ürünlerin kalitesi ve güvenliği sorgulanır hale gelmiştir. Tü verilen hastalığın da nitritin
ketici satın aldığı ürünün güvenliğinden ve kendi sağlığı ve çevre açısından risk kandaki hemoglobin ile
birleşmesi sonucu meydana
taşımadığından emin olmak istemektedir. geldiği bildirilmektedir.
Ulusal ve uluslararası platformda, tüketici endişelerine cevap vermek, ürün
kalitesini ve ürüne karşı güveni artırmak, ürünlerin izlenebilirliğini sağlamak,
çevreyi korumak, çalışma şartlarını sorgulamak amacıyla “İyi Uygulama”lara
dayalı çeşitli standartlar ve sertifikasyon sistemleri ortaya çıkarılmıştır. Her ne
kadar üreticiler için denetim ve sertifikasyon zorunlu değilse de, üreticiler ürün
lerini ulusal ve/veya uluslararası yönetmelik ve standartlar çerçevesinde sertifika
landırmayı tercih etmektedir, çünkü sertifikalı ürünler tüketici tarafından talep
edilmektedir. Sertifikası olan bir ürünün; insan sağlığı açısından zararlı kimyasal,
mikrobiyolojik, fiziksel kalıntılar içermediği; çevreyi kirletmeden veya doğal den
geye zarar vermeden üretildiği, üretimi sırasında üretimle ilgili insanların veya
diğer canlıların olumsuz olarak etkilenmediği, üretimi sırasında tüketicinin bu
lunduğu ülkenin tarımsal mevzuatı ve ürünün yetiştirildiği ülkenin tarımsal mev
zuatına uygun işlemler yapıldığı anlaşılır.
140 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Tarımsal üretimle ilgili olan dünyada en yaygın kullanım alanı bulan sertifikas
yon standardı GlobalGAP’tir. Avrupa’da tarımsal gıda endüstrisi sektöründeki lider
perakendecilerin bir araya gelerek oluşturdukları kâr amacı gütmeyen bir oluşum
olan EUREP, Avrupa Perakendecileri Ürün Çalışma Grubu (Euro Retailer Produ
ce Working Group), tarım ve bahçe ürünleri sektöründeki uygulamalarının sertifi
kasyonu için İyi Tarım Uygulamaları’nı (Good Agricultural Practices, GAP) 2001
yılında bir üretim standardı (EUREPGAP Protokolü) olarak yürürlüğe sokmuştur.
2002 yılında iyi tarım uygulamaları, Dünya Gıda Teşkilatı FAO tarafından Dünya
GlobalGAP ve İTU:
Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesinde Tarım ve Kırsal Kalkınma prensibi olarak be
Ürünün geriye dönük nimsenmiş, ardından Dünya Ticaret Örgütü, Eurep-GAP standartlarını tüm üyesi
olarak izlenebilmesine ve olan ülkeler için referans ilke olarak ortaya koymuştur. 2007 yılında EurepGAP pro
tüketiciye ulaşım sürecinin
takip edilebilmesine olanak tokolunun adı GlobalGAP olarak değiştirilmiştir. AB ülkeleri iyi tarım uygulama
sağlayan belgelendirilmiş larını içeren EurepGAP/GlobalGAP protokolü çerçevesinde, dışalımını yaptıkları
bir takip sistemidir. Tarladaki
üretime odaklanan, sebzelerin kontrollü ve sertifikalı olarak üretilmesi şartını getirmiştir. GlobalGAP
entegre tarım prensiplerini uluslararası ticarette aranan bir belge iken, İyi Tarım Uygulamaları (İTU) iç pazar
benimseyen, gıda güvenliği
ve kalite açısından HACCP da sağlanması gereken bir belge olarak karşımıza çıkmaktadır. İTU ve GLOBAL
ve ISO 9001; çevre yönetimi GAP belgelendirme faaliyetleri birbirlerine paralel olarak gerçekleştirilebilir. İTU
açısından ISO 14001 ve iş ve/veya GLOBALGAP sertifikası talep eden bir üretici, Gıda, Tarım ve Hayvancılık
sağlığı ve güvenliği açısından
OHSAS 18001 standartları Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş bir sertifikasyon kuruluşuna başvuruda bulu
ile de paralellik gösteren nur. Bunun dışında özellikle büyük market zincirlerinin geliştirdikleri kendilerine
sistemlerdir.
özel standartlar da bulunmaktadır.
Şekil 7.1
Entegre ürün
yönetiminde
bütünsel yaklaşım.
Toprak Hazırlığı
Topraksız tarım son yıllarda modern seralarda uygulama alanı bulmuşsa da, ge
nelde seralarımızda üretim geleneksel şekilde toprakta gerçekleştirilmektedir.
Yüksek verim ve kalite için toprak yönetimi, özellikle sera topraklarının organik
madde içeriğinin artırılması, tuzluluk ve/veya alkaliliğin düzeltilmesi, dengeli
gübreleme ve dezenfeksiyon özen gerektirir.
Tuzluluğun Giderilmesi
Yoğun gübre kullanımı, drenaj sisteminin yetersizliği, sahil şeridinde yer altı suyu
na aşırı yüklenme, sulama suyu kalitesinin düşük olması ve deniz suyunun yer altı
suyuna nüfuz etmesi gibi nedenlerle sera topraklarında tuzluluk sorunu ortaya çı
kar. Ayrıca, sera topraklarının yağışlarla yıkanamaması ve seralarda yüksek sera sı
caklıkları nedeniyle toprak yüzeyinden buharlaşma ile su kaybının fazla olması da
sera topraklarında tuz konsantrasyonunun artışına neden olan diğer faktörlerdir.
Sera toprakları tuzlanmış ise (>%0.35) yaz aylarında bol su uygulanarak yı
kanır. Suyun az olduğu yerlerde sulamanın küçük hacimlerde yapılması, toprak
işleme ve malçlama ile tuz birikimi önlenebilir.
Toprak Dezenfeksiyonu
Sera topraklarının iklim olaylarına (yağış, don gibi) açık olmayışı, ardı ardına ay
nı veya akraba türlerin yetiştirilmesi (monokültür) sonucunda toprak kaynak
lı hastalıklar ve nematodlar hızlı bir şekilde çoğalmaktadır. Bu nedenle toprağın
dezenfekte edilmesi gerekmektedir. Toprak dezenfeksiyonu fiziksel veya kimyasal
yolla yapılabilir. Kimyasal dezenfeksiyondan olabildiğince kaçınılmalıdır. Fiziksel
dezenfeksiyon, toprak sıcaklığının yükseltilmesi esasına dayanır. Sera toprakları
nın fiziksel dezenfeksiyonu buharla veya güneş enerjisi ile (solarizasyon) yada bi
ofumigasyon şeklinde gerçekleştirilmektedir. Buharla toprak dezenfeksiyonunun,
masraflı olması ve özel düzenler gerektirmesi nedeniyle, kullanımı sınırlıdır. Biofu
migasyon, toprağa uygulanan organik maddenin, toprakta parçalanması sırasında
toprak sıcaklığını yükseltmesi ve ayrışma esnasında gaz haline geçerek toprak pa
tojenlerine toksik etki yapması işlemidir. Bu amaçla genelde yanmamış sığır gübre
si (5-7 ton/da), tavuk gübresi (2 ton/da) veya bitkisel atıklar (6-8 ton/da) kullanılır.
Akdeniz havzasında yaygın bir şekilde kullanılan solarizasyon, PE örtü altın
daki nemli toprakta güneş radyasyonunun oluşturduğu ısısal, kimyasal ve biyolo
jik değişim olarak tanımlanabilir (Fotoğraf 7.1). Solarizasyon ile pek çok patojen
fungusun ve nematodların kontrol altına alınabildiği bildirilmektedir. Ayrıca so
larizasyon toprakta bazı mineral maddelerin alınabilir miktarlarını artırmaktadır.
Solarizasyon uygulaması yılın en sıcak dönemine (Temmuz, Ağustos) denk
getirilmelidir ve uygulama süresi 4-6 (en az 4) hafta olmalıdır. Solarizasyon ön
cesi toprak iyice işlenmiş ve suyla doyurulmuş olmalıdır. Toprak yüzeyi çok ince
(25-30 μ) şeffaf PE ile örtülmelidir. PE örtü ile toprak arasında boşluk kalmamalı,
örtünün etekleri sıkıca kapatılmalıdır. Uygulama esnasında gerekli ise toprağa su
verilmelidir, bunun için PE örtünün altına damla sulama sistemi kurulur ise su
uygulaması kolayca yapılabilir.
7. Ünite - Seralarda Üretim Teknikleri I 143
Fotoğraf 7.1
Solarizasyon
Üretim Materyali
Bitkisel üretime temiz tohum ve sağlıklı bitkisel materyal ile başlamak esastır. Bazı
hastalık etmenleri tohumla taşınabileceğinden, tohum güvenilir bir kaynaktan temin
edilmelidir. Hastalık-zararlı kontrolü amaçlı tohum ilaçlaması yapılabilir. İyi Tarım Uy
gulamalarının genel ilkeleri gereğince tohum sertifikasının saklanması tavsiye edilir.
Çeşit seçiminde hedeflenen pazar -iç veya dış- ve bu pazarın tercihi, çeşitlerin örtü
altındaki performansları ve hastalık ve zararlılara dayanımları dikkate alınmalıdır.
Serada sebze yetiştiriciliğinde, doğrudan tohum ekimi yerine seraya fide diki
mi ile üretime başlandığından kaliteli fide üretimi yetiştiricilikte başarı sağlamak
için çok önemlidir. Fideler, üreticinin kendisi tarafından üretilebilir ya da hazır
fide firmalarından temin edilmelidir.
Fide üretici tarafından üretilecekse şu hususlara dikkat edilmelidir:
• Bir önceki üretim döneminin hastalıklı ve/veya zararlı bulaşmış bitkileri
bir sonraki döneme yetiştirilen fideler için önemli bir enfeksiyon kaynağı
olacağından, fide üretimi ayrı seralarda yapılmalıdır.
• Fide harcı olarak torf kullanılmalıdır. Fide yetiştirme kabı olarak kolay ta
şınabilmesi ve az miktarda harç kullanılması nedeniyle çok gözlü plastik
saksılar tercih edilmelidir. Tohum ekimi çok gözlü saksıların her bir gözüne
bir tohum gelecek şekilde yapılır, şaşırtma yapılması önerilmez.
• Fide kapları serada 1m yükseklikteki tezgâhlara veya yoksa zemine serilen
temiz polietilen örtülerin üzerine yerleştirilmelidir.
• Fide gelişim döneminde aşırı sulamalardan kaçınılmalı, kök bölgesinde
fazla suyun birikimi mutlaka engellenmelidir.
• Fide yetiştirilen seranın havalandırma açıklıkları, zararlıların girişini engelle Agryl Örtü: Bitki etrafında
mek üzere böcek neti (50 mesh) ile kapatılmalı veya fidelerin üzeri Agryl ile mikroklima yaratmak ve
bitkileri zararlı saldırısından
örtülmelidir. korumak amacıyla doğrudan
Üretici koşullarında fide üretiminin zorluğu nedeniyle, kontrollü koşullarda bitki üzerine serilen, kimyasal
üretilen fidelerin (hazır fide) kullanımı tavsiye edilir. Hazır fide üretiminin başlı kullanımını azaltarak çevreye
duyarlı; geri dönüşümlü, hafif,
ca avantajları şunlardır: %100 polipropilenden üretilen
• İklim koşullarının kontrol edilebilmesi, örtülerdir.
• Hastalık ve zararlılardan ari, temiz fide elde edilmesi,
• Homojen bitki gelişimi sağlanması,
144 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Aşılı fide üretiminde bugün en çok kullanılan yöntem “Tek Taraflı Yanaştırma
Aşı (Eğimli Kesik Aşı)” olarak adlandırılan tek gövdeli aşılama şeklidir. Domates,
biber, patlıcan aşılamasında bu aşı yöntemi “Tüp Aşı” yöntemi olarak da adlandı
rılmaktadır. Aşı tutma oranının yüksek olduğu bu aşılama tekniğinde kalem ve
anaçların tohumları 5-7 gün arayla ekilirler, anacın gelişme hızına göre anaç to
humları kalem tohumlarından önce (örn. domates) yada sonra (örn. karpuz) eki
lebilir. Tohum ekiminden 15-20 gün sonra aşılama için anacın tepesi aşı yapılacak
yerin altında yaklaşık 3-3.5 cm gövde kalacak şekilde, aşağı doğru yaklaşık 45°
açıyla eğimli bir şekilde kesilir. Kalemde ise aşı yapılacak yerin üstünde 1-1.5 cm
gövde kısmı kalacak şekilde anaçtaki eğime ters yönde aynı kesit ve açıyla kesim
yapılır. Aşılama için kesme işlemi bittikten sonra, gövde kalınlığına bağlı olarak
çapları ve büyüklükleri değişebilen klipslere önce anaç, sonra da kalem yerleştirilir.
Birleşme yeri ve kesiti klips açıklığından görülmelidir. Klipsin yuvarlak olan boşlu
ğuna ise aşı çubuğu takılarak, aşılı fidenin dik durması desteklenmiş olur. Aşılanan
bitkiler su kaybını önlemek için su ile nemlendirilerek, hemen kaynaştırma ünitesi
altına konulur. Sıcaklığı, oransal nemi ve ışıklanması kontrol altında olan bu üni
telerde aşılı fideler yaklaşık 10 gün tutulur. Bu süre içinde 3 gün kapalı tutulan fi
deler, 4. ve 5. gün 40 dakika havalandırılır, 6. günden itibaren her gün 10 cm açılan
yan PE örtüler 10. gün sonunda 50 cm açıklığa ulaşır, 10. günden sonra adaptasyon
serasına alınan fideler aşılamadan yaklaşık 20-25 gün sonra satılmaktadır.
Aşılı fideler anacın genotipine bağlı olarak Fusarium, Verticillium ve kök man
tarlaşması, nematod gibi biyotik stres koşullarına ve düşük sıcaklık, yüksek sıcak
lık, kuraklık, su fazlalığı ve tuzluluk gibi abiyotik stres koşullarına dayanıklılık
sağlayarak; güçlü ve yoğun kök yapıları ile topraktan daha fazla su ve besin mad
deleri alarak bitki verimini, kalitesini, gelişmesini, su kullanım etkinliğini, hasat
süresini arttırırlar; erkencilik sağlarlar. Aşılı fide kullanımıyla, toprak dezenfeksi
yonu ve bitki korumada kullanılan kimyasalların azalması, topraktaki bitki besin
maddelerinin daha iyi alınması sonucu gübre kullanımının azalması ile çevreye
verilebilecek zarar da azaltılmaktadır.
Dikim
Dikim sıklığı yetiştirilecek olan tür ve çeşide, yetiştirme döneminin uzunluğuna, ikli
min mevsimsel değişimine, bitkiye verilen terbiye şekline ve budamasına bağlı olarak
değişir. Sık dikim toplam verimi artırsada kaliteyi ve bitki başına verimi azaltmasının
yanısıra yetersiz havalandırma nedeniyle hastalık ve zararlı çıkışını teşvik eder. Özel
likle uzun dönem yetiştiriciliklerde sık dikim yapılmamalıdır (Çizelge 7.1).
boyunca aktiftir, daha ağırdır, dilleri daha uzundur, daha fazla sayıda çiçeği düzen
li olarak ziyaret eder, tozlanma açısından daha iyidir, verim ve kalite artışı sağlar.
Bombus arıları üreticiye sertleştirilmiş karton izolasyonlu kovanlarla pazar
lanmaktadır. Standart kovanların aktif ömrü 6-8 hafta olup, domates yetiştiricili
ğinde 1-3 dekar, biber yetiştiriciliğinde 5 dekar için 1 adet standart kovan konulur.
Kovanlar çiçeklenme başlangıcında, ısıtıcılardan en az 3-5 m uzaklıkta; serin, göl
ge, sakin ve doğrudan güneş almayan 50-60 cm yükseklikte bir yere yerleştirilme
lidir. Kovanda 1 kraliçe arı, 50-60 işçi arı ve aynı sayıda larva bulunur. Bir uçuşta,
bir işçi arı 400 çiçeğe konarak ve 1 dakikada 8-20 çiçeği ziyaret ederek çiçek toz
larını taşır. Arıların başarısı serada yeterli çiçek tozu üretiminin varlığıyla, yani
çiçek tozu canlılığı ve sayısını etkileyen sera içi sıcaklık dereceleri ile yakından
ilişkilidir. Aktif ömrü biten kovanlar yenileri ile değiştirilmelidir.
Arı kullanılan seralarda pestisit kullanımında dikkatli olunmalıdır. Bu açıdan
pestisitler; kullanımında sakınca bulunmayanlar, koşullu olarak kullanılanlar,
kullanılması sakıncalı olanlar olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Arıların temin
edildiği firmadan pestisit kullanımı ile ilgili bilgi talep edilmelidir.
Bitki Besleme
Yetiştiricilik esnasında toprak/yaprak analizleri esas alınarak yapılacak bir gübre
leme hem kullanılan kimyasal gübre miktarının aşırı olmasını önleyecek, hem de
gereksinim duyduğu bitki besin maddeleri sağlanmış bitki daha sağlıklı olacaktır.
Yaprak analizi yapılarak bitkilerin yeterli beslenip beslenmediğine karar veri
lebilir. Analizde kullanılacak yaprakların büyüme ucuna yakın olgun yapraklar
olması gerekir. Domateste büyüme ucundan itibaren 4.-5., hıyarda 3. yapraklar
(yaklaşık 10 cm çaptaki yapraklar) örnek olarak kullanılabilir.
Analiz öncesi, yaprak yüzeyindeki toz vb. yi uzaklaştırmak için yapraklar akan
su altında yıkanır ve silkelenerek fazla suları alınır. Kurutularak analize gönderi
lir veya taze yaprak örnekleri alındıkları gün laboratuara götürülür. Sağlıklı bir
yorumlama yapabilmek için normal gelişim gösteren bitkilerden ayrı, beslenme
sorunu olduğundan şüphe edilen bitkilerden ayrı örnek alınmalıdır.
Sulama
Sulamanın amacı, varolan koşullara göre bitkide verim ve kalite azalması olmaksı
zın uygun zaman ve miktarlarda sulama suyunu bitki kök bölgesine depolamaktır.
Bunun yanı sıra, kontrolsüz ve aşırı sulama uygulamalarının bitkiye ve toprağa za
rarlı olduğu, sulama ile bitkiye verilen suyun bitki tarafından tüketilmeyen bölü
münün yetersiz drenaj koşullarında bitki köklerinin oksijensiz kalmasına, yeterli
drenaj koşullarında ise yeraltına suyuna karışarak çeşitli kirlilik sorunlarına yol
açacağı unutulmamalıdır.
Sera sebze yetiştiriciliğinde damla sulama yöntemi tercih edilmelidir. Bu yön
temde bitki gelişimi için gerekli olan sulama suyu bitki kök bölgesine diğer yön
temlere göre daha kontrollü ve homojen uygulanır, başta su olmak üzere işgücü
ve enerji tasarrufu sağlanır. Ayrıca, isteğe bağlı olarak kolaylıkla ve az bir yatırımla
otomasyonu da yapılabilir.
Sulama zamanının saptanmasında ve bir sulamada uygulanacak sulama su
yunun belirlenmesinde sistematik olarak ürünün su gereksinimini belirleyecek
yöntemlerin kullanılması tavsiye edilmektedir.
Sulama zamanının saptanmasında bitkiye, toprağa ve sera içi iklimine bağlı
olarak çok sayıda yöntem kullanılabilir. Bunlar, bitki ve toprak izleme teknikleri
ile su bütçesi hesaplamaları olarak sayılabilir. Bitkilerin izlenmesi bunların ara
148 Örtüaltı Üretim Sistemleri
sında en doğru yaklaşım olarak kabul edilmesine karşın bitki görünüşüne göre
yapılan sulamaların kişisel beceri ve deneyim gerektirmesi, diğer gözlemler için
kullanılan yöntem veya gerekli cihazların sera sulaması yönünden çiftçi koşulla
rında sınırlılıkları bulunması nedeniyle toprağa dayalı izleme teknikleri (tansiyo
metre, kap buharlaşması, vb) önem kazanmıştır.
Damlatıcıların tıkanmasını engellemek için, dönem sonunda damlatıcılar asit
li su ile yıkanır. Bu amaçla nitrik asit, fosforik asit, sülfürik asit kullanılabilir. Asit
ilavesi suyun pH’sı 2-4 arasında olacak şekilde yapılır. Asitli su uygulama süresi
30-60 dakika arasındadır. Asitli su ile yıkamadan sonra sistem 24 saat kapatılmalı,
daha sonra bol su ile yıkama yapılmalıdır.
İyi Tarım Uygulamalarında sulama suyu kullanımı ile ilgili kayıt tutulması,
sulama suyu kaynağının yılda en az bir kez mikrobiyal, kimyasal ve mineral kirle
ticiler bakımından analiz edilmesi tavsiye edilmektedir.
Malçlama
Toprak yüzeyinin organik (sap, saman gibi) ya da inorganik (plastik örtüler gibi)
materyallerle örtülmesidir. Başlıca önemli avantajları toprağın fiziksel özelliklerini
iyileştirmesi, toprak sıcaklığını artırması, toprak nemini muhafaza etmesi, yabancı
ot kontrolü, erkencilik, verim ve kalite artışı, meyvelerin toprağa temasını önleme
si olarak sayılabilir. Bu etkiler kullanılan materyale bağlı olarak değişiklik gösterir.
Özet
Seracılığın dünyada ve Türkiye’de gelişimini İyi tarım uygulamalarını ve kullanım amaçlarını
1 açıklamak 4 tanımlamak
Seracılık her ne kadar 2. Dünya Savaşı’ndan son Tarımsal üretimin çevreye, insan ve hayvan sağ
ra gelişmeye başlamışsa da, yaygınlaşması plas lığına zarar vermeden yapıldığı, doğal kaynakla
tiğin tarımda kullanılmaya başlamasıyla olmuş rın korunduğu, gıda güvenliğinin sağlandığı, iz
tur. 1970’li yıllarda yaşanan enerji krizleri ısıtma lenebilir ve sürdürebilir tarımsal üretim şeklidir.
masraflarını yükseltince, farklı iklim koşulla Başlıca amaçları, tüketici için güvenli ve kaliteli,
rındaki ülkelerde seraların gelişmeleri de farklı çevreye duyarlı ve sorumlu bir üretimin sağlan
lık göstermiştir. Soğuk iklim kuşağındaki kuzey masıdır.
Avrupa ülkelerinde iklim kontrollü, teknolojinin
kullanıldığı seracılık gelişirken, ülkemizin de İyi tarım uygulamalarına göre serada sebze üreti
içinde bulunduğu ılıman iklim kuşağında seracı 5 minde dikkat edilecek konuları açıklamak
lık iklime bağımlı olarak gelişme göstermiştir. Bu
• Toprak hazırlığı: Mümkün olabildiğince az top
nedenle üretim basit yapılar altında, sadece don
rak işleme, toprak organik maddesinin artırıl
zararını önlemek amacıyla önlem alınmak sure
ması, dengeli ve uygun dozlarda analiz sonuç
tiyle gerçekleştirilmektedir. Ancak son yıllarda
larına dayalı gübreleme, tuzluluğun kontrolü,
gerek sera, gerekse de üretim teknolojilerinde
toprak dezenfeksiyonu.
iyileştirmeler olmaktadır.
• Çeşit seçimi ve fide üretimi,
• Sık dikimden kaçınmak,
Türkiye’de seracılığ ın önemli sor unlar ını açık
• Bitkilerin askıya alınması ve düzenli budama,
2 layamak
• Meyve tutumuna yardım amacıyla tozlaşmada
Başlıca sorunlar, seraların yapısal özellikle
arı kullanımı.
ri (örn. yetersiz havalandırma), seralarda iklim
• Entegre hastalık ve zararlı yönetimi.
kontrolunun olmaması nedeniyle sıcaklık ve
nem dalgalanmaları, aynı türlerin yetiştiricili
ği, aşırı kimyasal gübre ve tarım ilacı kullanımı,
çiftçilerin alışkanlıkları ve ekonomik güçlükler
olarak sayılabilir.
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdakilerden hangisi ılıman iklim kuşağı seracı 6. Aşağıdakilerden hangisi hazır fide kullanımının
lığının özelliği değildir? avantajlarından değildir?
a. Seracılık ekolojik koşullara bağlı olarak gelişmiştir. a. Temiz fide
b. Üretim basit yapılar altında sürd ürülmektedir. b. Homojen gelişim
c. Havalandırma yeterli değildir. c. Enerji tasarrufu
d. En yaygın mücadele entegre savaştır. d. Çeşit seçimi
e. Verim, soğuk iklim kuşağı ülkelerinden azdır. e. Üretim planlaması
2. Türkiye’de seracılığın en yoğun olduğu bölge 7. Aşağıdakilerden hangisi serada bitkilerin askıya
hangisidir? alınma nedeni değildir?
a. Ege a. Üreticinin tercihi
b. Akdeniz b. Topraktan daha etkili yararlanma
c. Marmara c. Bitkiler arasında etkin hava geçişi
d. Güney-Doğu Anadolu d. Bakım işleri
e. Karadeniz e. Bitkilerin izlenme kolaylığı
3. Sertifikalı tarımın ortaya çıkışında aşağıdakilerden 8. Tek ürün domates yetiştiriciliğinde 30 da serada
hangisi daha önemli rol oynamıştır? üretim süresince kaç kovana gereksinim vardır?
a. Toprak kirliliği a. 10
b. Su kirliliği b. 20
c. Tüketici bilincindeki artış c. 30
d. Yoğun girdi kullanımı d. 40
e. Çoraklaşma e. 50
4. Aşağıdakilerden hangisi sera topraklarında tuz 9. Aşağıdakilerden hangisi serada hastalıkların ortaya
konsantrasyonunun artışına neden olmaz? çıkışını önlemek amacıyla yapılacaklar arasında değildir?
a. Bilinçsiz gübre kullanımı a. Dayanıklı çeşit seçimi
b. Sulama suyu kalitesinin düşük olması b. Aşılı fide kullanımı
c. Drenaj yetersizliği c. Birim alandaki bitki sayısının azaltılması
d. Toprak yüzeyinden su kaybı d. Doğal düşmanların salınması
e. Solarizasyon e. Havalandırmaların net ile kapatılması
5. Akdeniz Havzasında sera toprak dezenfeksiyonu 10. 20 da serada üretime başlarken asılacak sarı yapış
için en uygun yöntem aşağıdakilerden hangisidir? kan tuzak sayısı nedir?
a. Buharla dezenfeksiyon a. 500
b. Kimyasal dezenfeksiyon b. 1000
c. Solarizasyon c. 1500
d. Biyofumigasyon d. 2000
e. Kimyasal dezenfeksiyon + Biyofumigasyon e. 2500
7. Ünite - Seralarda Üretim Teknikleri I 153
Yararlanılan Kaynaklar
Gül, A., Tuncay, Ö., Tüzel, Y., Okur, B., Tüzel, İ.H., Gü Tüzel, Y., Gül, A. (2008). Seralarda İyi Tarım Uygula
müş, M., Madanlar, N., Onoğur, E., Örümlü, E.A., maları. Tibyan Yayıncılık, İzmir.
Türküsay, H., Yoldaş, Z., Engindeniz, S. (2000). Se Tüzel, Y., Gül, A., Daşgan, H.Y., Öztekin, G.B., Engin
rada Organik Domates Yetiştiriciliği. (Editör: Y. deniz, S., Boyacı, H.F., Ersoy, A., Tepe, A., Uğur, A.
Tüzel & E. Onoğur). TÜBİTAK TARP Yayınları. (2010). Örtüaltı Yetiştiriciliğinin Gelişimi, VII.
FAO (1990). Protected Cultivation in the Mediterra Türkiye Ziraat Mühendisliği Teknik Kongresi Bil
nean Climate. FAO Plant Production and Protecti diriler Kitabı, Cilt 1: 559-578, Ankara.
on, Paper 90.
FAO (2003). Development of a Framework for Good
Agricultural Practices. COAG paper. 31 March-4
April, Rome.
Hanafi, A., Papasolomontos, A. (1999). Integrated
Production and Protection under Protected Cul
tivation in the Mediterranean Region. Biotechno
logy Advances 17: 183-203.
Kaplan, M., Sönmez, S., Tokmak, S. (1999). Antalya-
Kumluca Yöresi Kuyu Sularının Nitrat Içerikleri.
Tr. J. of Agriculture and Forestry 23:309-313.
Kijchavengkul, T., Auras, R., Rubino, M., Ngouajio, M.,
Fernandez, R.T. (2008). Assessment of aliphatic-
aromatic copolyester biodegradable mulch films.
Part II: Laboratory simulated conditions. Che
mosphere Vol. 71, Issue 9: 1607-1616.
Morra, L., Pagano, L., Iovieno, P., Baldantoni, D., Al
fani, A. (2010). Soil and vegetable crop response
to addition of different levels of municipal waste
compost under Mediterranean greenhouse con
ditions. Agronomy for Sustainable Development.
Vol. 30; No:3:701-709.
Sevgican, A. (2002). Örtüaltı Sebzeciliği (Topraklı
Tarım). Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları
No:525, Bornova, İzmir.
Sönmez, İ., Kaplan, M. (2004). Demre Yöresi Serala
rında Toprak ve Sulama Sularının Tuz İçeriğinin
Belirlenmesi. Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakülte
si Dergisi, 17(2),155-160, Antalya.
Titiz, S. (2004). Modern Seracılık: Yatırımcıya Yol
Haritası. Ansiad, Antalya.
Torrento, M.S., Oriol, T.F. (2002). Organic Wastes As
a Resource for Mediterranean Soils. Workshop
Biological Treatment of Biodegradable Waste. 8-10
April, 2002. Brussels.
Tüzel, Y., Gül, A., Eltez, R.Z. (2005). Seracılıkta Çev
re Dostu Üretim Teknikleri. Bahçe Bitkileri Tarı
mında Çevre Dostu Üretim Teknikleri (Ed. A. Gül),
Meta Basım, 111-140. Bornova-İzmir.
8
ÖRTÜALTI ÜRETİM SİSTEMLERİ
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Topraksız tarımı ve kullanım amaçlarını tanımlayabilecek,
Farklı topraksız tarım tekniklerinin temel prensiplerini açıklayabilecek,
Topraksız tarımda bitki beslemenin nasıl gerçekleştirildiğini ifade edebilecek,
Besin çözeltisi hazırlığı ve uygulamasında dikkat edilecek konuları açıklayabilecek,
Topraksız tarımın çevreye etkilerini belirtebilecek
bilgi ve beceriler kazanabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
• Topraksız tarım • Besin çözeltisi
• Su kültürü • Açık sistem
• Substrat kültürü • Kapalı sistem
İçindekiler
• TOPRAKSIZ TARIMIN GELİŞİMİ
• TOPRAKSIZ TARIM TEKNİKLERİ
Örtüaltı Üretim Sistemleri Seralarda Üretim Teknikleri II • BESİN ÇÖZELTİSİ HAZIRLIĞI VE
UYGULAMASI
• TOPRAKSIZ TARIMIN ÇEVREYE ETKİLERİ
Seralarda Üretim Teknikleri II
Su Kültürü
Durgun Su Kültürü
Bu teknikte besin çözeltisi ışık geçirmeyen, yaklaşık 15 cm derinliğe sahip kapların
içine konur. Kapların üzeri hem ışık geçirmeyecek hem de bitkileri ayakta tutmaya
Şekil 8.1
yarayacak bir malzemeyle kapatılır
(Şekil 8.1). Besin çözeltisi seviyesi
Durgun su kültürü belli aralarla kontrol edilerek eksilen
miktar tamamlanır ve bitkinin gelişme
dönemine bağlı olarak çözeltinin belli
aralarla (7-14 gün) değiştirilmesi
gerekir. İyi bir bitki gelişimi için
çözelti havalandırılmalıdır.
o
Ticari üretimde kullanımı yetiştirme
dönemi kısa olan türler (salata-marul,
yeşillikler) ile sınırlıdır. Bu amaçla
bitkiler derinliği yaklaşık 30 cm olan
havuzlar içindeki besin çözeltisinde
serbest olarak bırakılan hafif bir
materyalin (köpük levhalar) üzerinde
yetiştirilmektedir ve bu yöntem “yüzen
su kültürü” olarak adlandırılmaktadır.
8. Ünite - Seralarda Üretim Teknikleri II 159
Akan Su Kültürü
Bu tekniğin temel prensibi; yeterli su, besin maddeleri ve havalanmayı sağlamak
üzere bitkilerin kökleri boyunca besin çözeltisinin ince bir tabaka halinde (1
cm’den az) dolaştırılmasıdır (Şekil 8.2).
Bu yetiştirme tekniği;
(1) İçinde bitki köklerinin geliştiği kanalların ve besin çözeltisinin sisteme
verildiği ve tekrar döndüğü besin çözeltisi tanklarının kullanımına,
(2) Kullanılan besin çözeltisinin gerektiğinde değiştirilmesine dayalıdır.
Şekil 8.2
Akan su kültürü
Kanallar besin çözeltisinin yerçekimine bağlı olarak akabilmesi için eğimli (en
az 1/100) olarak hazırlanır. Kanallar doğrudan sera zeminine yerleştirilebileceği
gibi iskelet üzerine de yerleştirilebilir. Kanal uzunluğu 20-30 metreyi geçmemelidir.
Meyvesi tüketilen sebze türlerinin yetiştiriciliğinde, taban genişliği 25-30 cm olan
kanallar kullanılmaktadır. Salata-marul yetiştiriciliği için ise kanal genişliğinin
10 cm olması yeterlidir. Fideler kanallara dibi ve yanları kafes şeklinde olan
saksılarla veya kayayünü bloklarıyla yerleştirilir. Tanktan pompalanan besin
çözeltisi kanalların üst ucundan 2-4 litre/dakika akış oranı ile verilir, eğime bağlı
olarak kök bölgesi boyunca akarak alt uçtan tanka geriye döner. Besin çözeltisi
uygulaması sürekli veya kesintili olarak gerçekleştirilir. Kesintili uygulamada
çözelti akışı zamanlayıcı kullanılarak veya solar radyasyon değeri esas alınarak
programlanmaktadır. Zamanlayıcı kullanımı basit ve ucuz bir yöntemdir, girilen
zaman aralığına göre pompa belli süre ile çalışır ve durur.
Birim alandaki bitki sayısını artırmaya yönelik olarak katlı akan su kültürü
sistemleri kurulabilir. Bu sistemler salata-marul ve çilek gibi türlerin ticari
üretiminde, evlerde ve ofislerde hobi amaçlı sebze veya süs bitkileri yetiştiriciliğinde
kullanılabilmektedir.
Aeroponik
Bu yöntemde besin çözeltisi çıplak bitki köklerine sis halinde uygulanmaktadır,
bu nedenle çözeltinin oksijen içeriğinin azalması sorunu ile karşılaşılmamaktadır
(Şekil 8.3). Tekniğin uygulanabilmesi için ışık geçirmeyen bir kaba, besin çözeltisi
tankına ve sisleme düzenine gereksinim vardır. Aeroponik tekniği birim alandaki
bitki sayısını artırmaya yönelik olarak da kullanılabilmektedir.
160 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Şekil 8.3
Aeroponik
Substrat Kültürü
Ticari bitki yetiştiriciliğinde substrat kültürü daha yaygın olarak kullanılmaktadır.
Bunun nedeni:
1. Su kültürü sistemleri daha ayrıntılı teknik donanım ve kesintisiz elektrik
enerjisi gerektirmektedirler.
2. Sıcak bölgelerde yaz aylarında besin çözeltisi sıcaklığının 35°C’nin üzerine
çıkması bazı hastalık etmenlerinin çözeltide çoğalmasına ve sonuçta
köklerin ölümüne yol açmaktadır.
Topraksız tarımda kullanılan substratlar (yetiştirme ortamları) organik,
inorganik ve sentetik olarak gruplandırılmaktadır (Çizelge 8.1).
Fotoğraf 8.1
Substrat kültürü
Yataklarda Yetiştiricilik
Yataklar genelde domates, biber, hıyar gibi meyvesi tüketilen sera sebzelerinde çift
sıralı dikim için genişliği 30-40 cm, derinliği 15 cm ve uzunluğu 30 m olacak şekilde
hazırlanır ve yataklar arasında 100 cm mesafe bırakılır. Salata-marul, taze soğan gibi
sık dikilen türlerin yetiştirilmesi düşünülüyor ise, yukarıda verilen ölçülere kıyasla,
yatak genişliği arttırılır, yataklar arasında bırakılan mesafeler ise azaltılır.
Yataklar farklı şekillerde ve farklı malzemeler kullanılarak hazırlanabilir.
Genelde sera zeminine %0.5 eğim verildikten sonra, yataklar yerden yüksekte
olacak tarzda bir iskeletin üzerine veya doğrudan sera zemininin üzerine
yerleştirilir. Ortamdan drene olan çözelti eğimin alt ucundan toplanmaktadır.
Yataklarda yetiştirilen bitkilere besin çözeltisi iki bitki sırasının arasından
geçirilen bir damla sulama borusu ile verilebilir veya bir yatağa bitki sıralarına
paralel olarak iki sıra damla sulama borusu yerleştirilir.
Bu tekniğin olumlu ve olumsuz yönleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Olumlu yönleri
• Geleneksel tarzda toprakta yapılan yetiştiriciliğe benzerliği en fazla olan
topraksız tarım yöntemidir.
• Yataklarda yapılan yetiştiricilikte torba veya saksılarda olduğu gibi özel
damlatıcıların kullanılması gerekli değildir.
• Taze soğan, salata-marul ve yeşillikler gibi sık ekilen/dikilen bitkilerin
yetiştiriciliğine uygundur.
• Topraksız tarıma yeni başlayan küçük üreticiler için daha uygun bir
sistemdir.
• Tuğla veya gazbeton benzeri malzeme kullanılarak sabit yataklar
hazırlandığında, torba kullanımına kıyasla atılan plastik miktarı azalmaktadır.
Olumsuz yönleri
• Üretim dönemi sonunda kullanılan substratın değiştirilmesi ve yatakların
yeni substratla doldurulması güç ve zaman alıcıdır.
• Torba veya saksılarda yetiştiriciliğe göre bitki başına kullanılan ortam
hacmi genelde daha fazladır.
8. Ünite - Seralarda Üretim Teknikleri II 163
Saksılarda Yetiştiricilik
Substratlar saksılara yerleştirilerek de bitki yetiştiriciliğinde kullanılabilir. Bu
durumda da yetiştirme ortamından drene olacak çözeltinin nasıl toplanacağı
planlanmalıdır. Bu amaçla genelde ayaklı saksılar kullanılmakta olup bu saksıların
tabanında drenaj açıklıkları bulunmaktadır. Sera zeminine yaklaşık %0.5 eğim
verilir ve plastik örtü ile kaplanır. Saksı sıralarının altına drenaj çözeltisini
toplamak üzere plastik borular (saksılardan drene olacak çözeltinin toplanabileceği
şekilde üzerlerinde delikler bulunan) ve üzerlerine saksılar yerleştirilir. Saksılarda
yetiştirilen bitkilere de besin çözeltisi her bitkiye bir kılcal boru ile verilir.
Dikkat ettiyseniz torbalarda veya saksılarda yapılan substrat kültüründe “Besin çö-
zeltisi her bitkiye bir kılcal boru ile verilmelidir” uyarısı yapıldı. Bunun nedenini 2
açıklayınız.
Besin çözeltisi hazırlığı konusunda ayrıntılı bilgiler için Topraksız Tarım (Ayşe Gül,
Hasad Yayıncılık, 2008) adlı kitaba bakabilirsiniz.
• Toprakta bitki kökleri geniş bir alana yayılmakla birlikte kök bölgesinde
yarayışlı element miktarı topraksız ortamlardaki kadar yüksek değildir.
• Topraksız tarımda kaliteli gübrelerin kullanılması gerekir.
• Topraksız tarımda bitkilerin gübrelemeye tepkileri çok hızlıdır. Doğru veya
hatalı uygulamaların sonuçları hızlı bir şekilde ortaya çıkar.
• Topraksız tarımda kök bölgesinin kontrolü mümkündür.
• Topraksız tarımda bitki beslemenin doğru bir şekilde yönetimi bilgi ve
tecrübe gerektirir.
Su Varlığı ve Kalitesi
İşletmenin günlük su gereksinimi bitkilerin su tüketimi dikkate alınarak
hesaplanmalıdır. Su tüketimi bitki türüne, bitkinin büyüklüğüne ve iklim
koşullarına (solar radyasyon, oransal nem, hava hareketi) bağlı olarak değişecektir.
Ülkemiz koşullarında topraksız tarım işletmelerinin su gereksiniminin 9 L/m2/
gün’e ulaşabileceği hesaplanmaktadır.
Topraksız tarımda su kaynağının kalitesi önemlidir. Suyun EC (Elektriki
geçirgenlik) ve pH değeri ile sodyum (Na+), klor (Cl-), kalsiyum (Ca+2),
magnezyum (Mg+2), sülfat (SO4-2), bikarbonat (HCO3-) ve bor (B) içeriğinin
bilinmesi gerekir. EC değerinin 0.5 mS/cm, sodyumun 35, klorun 50, sülfatın 50,
bikarbonatın 250, borun 0.5 mg/L’yi geçmemesi istenir. 5.0-7.0 pH değerine sahip
sular besin çözeltisi hazırlamada rahatlıkla kullanılabilir. Bazı durumlarda suyun
kalsiyum ve magnezyum içeriği yüksek olabilir, besin çözeltisini hazırlarken suyun
kalsiyum ve magnezyum içeriği dikkate alınarak eksik kalan miktarı karşılayacak
kadar gübre ilave edilir.
Çizelge 8.2 Element Sembolü İyon formu Doz (mg/L) Kimyasal kaynak
Topraksız tarımda
Kalsiyum nitrat
besin çözeltisinde
Potasyum nitrat
bulunması gereken
elementler. Azot1 N NO3-, NH4+ 150-250 Nitrik asit
Amonyum nitrat
Monoamonyum fosfat
Monoamonyum fosfat
Diamonyum fosfat
Fosfor P H2PO4-, HPO4-2 30-50 Monopotasyum fosfat
Dipotasyum fosfat
Fosforik asit
Potasyum nitrat
Potasyum sülfat
Potasyum K K+ 250-350
Monopotasyum fosfat
Dipotasyum fosfat
Kalsiyum Ca Ca+2 150-200 Kalsiyum nitrat
Magnezyum sülfat
Magnezyum Mg Mg+2 50
Magnezyum nitrat
Kükürt2 S SO4-2 50
Fe-EDTA
Demir Fe Fe+2, Fe+3 2-3 Fe-DTPA
Fe-EDDHA
Mangan Mn Mn+2 0.5 Mangan sülfat
Çinko Zn Zn+2 0.05-0.1 Çinko sülfat
Bakır Cu Cu+2 0.01-0.10 Bakır sülfat
Bor B BO3-3 0.3 Borik asit
Molibden Mo MoO- 0.05 Amonyum molibdat
1Besin çözeltisinde ideal NH
4-N’u oranı toplam N’un %10-15’idir. NH4-N’u oranının yüksek
olması amonyum zehirlenmesine yol açar.
2Potasyum, magnezyum veya azot kaynağı olarak sülfat içeren gübreler kullanıldığından
besin çözeltisine ayrıca kükürt ilavesi gerekli olmamaktadır.
Çözeltinin Hazırlanışı
Besin çözeltisinin hazırlanmasına yönelik olarak gübre miktarlarının
hesaplanmasında aşağıdaki hususlar dikkate alınmalıdır:
• Besin elementlerinin uygulanma dozları,
• Kullanılacak kimyasal kaynaklar,
• Kullanılacak suyun element içeriği,
• Çözeltinin pH’sını ayarlamak üzere kullanılacak asit ve miktarı.
Bitkilere uygulanacak çözeltinin, besin elementlerini istenen dozlarda
içermesi için kullanılması gereken gübre miktarları aşağıda belirtilen şekilde
hesaplanabilir:
Kullanılacak gübrenin % olarak element içeriği biliniyorsa:
1 mg/L = 1 g/1000 L olduğu dikkate alınır ise yukarıdaki formüle göre belirlenecek
gübre miktarları (mg/L), 1000 L hacmindeki çözeltinin g olarak içermesi gereken
miktarlara (g/1000 L) eşdeğerdir.
Bitkilere uygulanacak çözeltinin 300 mg/L potasyum (K) içermesi için, aşağıdaki
3 bilgileri kullanarak stok çözelti tankına ilave edilmesi gereken potasyum nitrat
(%13 N, % 46 K2O) miktarını hesaplayınız. Bu durumda çözeltiye ne kadar azot
(mg/L) ilave edilmektedir, belirtiniz.
Stok çözelti tankının hacmi: 200 L
Seyreltme oranı: 1:100
Atom ağırlığı: K: 39, O:16, N: 14.
8. Ünite - Seralarda Üretim Teknikleri II 169
Çözeltinin Uygulanışı
Kullanılan topraksız tarım tekniğine bağlı olarak besin çözeltisi uygulaması
değişmektedir. Su kültüründe bitkiler uygulanan besin çözeltisinden belli bir süre
faydalanmaktadırlar (kapalı sistem). Durgun su kültüründe bitki kökleri besin
çözeltisinin içinde gelişir iken akan su kültüründe besin çözeltisi bitki kökleri boyunca
akıtılmakta ya da aeroponik tekniğinde bitki köklerine sis şeklinde uygulanmaktadır.
Çözelti seviyesi kontrol edilerek eksilen miktar su ve stok çözelti ilavesi ile
tamamlanmakta belli bir süre sonra çözelti yenilenerek üretime devam edilmektedir.
Substrat kültüründe bitkilerin su ve besin gereksinimlerini karşılamada en
fazla benimsenen uygulama bitki gelişimi için gerekli besin elementlerini içeren
besin çözeltilerinin kullanımıdır. Besin çözeltisinin uygulanışına göre, substrat
kültürü açık ve kapalı sistemler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Açık sistemde
bitki kök bölgesinden drene olan çözelti atılır, kapalı sistemde ise drene olan
çözelti toplanarak sistemde tekrar dolaştırılmaktadır. Açık sistemde, sürekli yeni
hazırlanan besin çözeltisi kullanıldığından bitkilere uygulanan besin çözeltisinin
element içeriği istenen düzeylerde olacaktır. Kapalı sistemde ise çözeltinin
element içeriğinde hedeflenen dozlara kıyasla farklılıklar ortaya çıkabilmektedir.
Bu nedenle kapalı sistemlerde, besin çözeltisinin ve yetiştirme ortamının dikkatli
bir şekilde izlenmesi ve gerekli düzeltmelerin yapılması şarttır.
Kapalı sistemlerin, açık sistemlere göre, olumlu ve olumsuz yönleri aşağıdaki
gibidir:
Olumlu yönleri:
• Su ve gübre tasarrufu sağlar
• Atılan çözelti miktarı azaldığından bu yolla çevreyi kirletme riski de azalmaktadır.
Olumsuz yönleri:
• Besin çözeltisinde element dengesini korumak güçleşir. Besin çözeltisindeki
değişimler nedeniyle verim ve meyve kalitesi azalabilir.
170 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Dipten sulama yöntemi neden hobi amaçlı kullanım için daha uygundur, araştırınız.
4
Fotoğraf 8.3
Damla sulama
8. Ünite - Seralarda Üretim Teknikleri II 171
Şekil 8.5
› Kapilar sistem.
Özet
Topraksız tarımı ve kullanım amaçlarını tanım- süre sonra çözelti yenilerek üretime devam edil-
1 lamak mektedir.
Topraksız tarım, bitki yaşamı için gerekli su ve Besin çözeltisinin uygulanışına göre, substrat
besin elementlerinin gereken miktarlarda kök or- kültürü açık ve kapalı sistemler olmak üzere
tamına verilmesi esasına dayalı bir yetiştiricilik ikiye ayrılmaktadır. Açık sistemde bitki kök böl-
şeklidir. Bitki besleme ile ilgili denemelerde, sera- gesinden drene olan çözelti atılır, kapalı sistem-
larda ticari amaçlı sebze ve süs bitkileri üretimin- de ise drene olan çözelti toplanarak su ve stok
de, evlerde veya ofislerde hobi amaçlı bitki yetiş- çözeltilerin ilavesinden sonra sistemde tekrar
tiriciliğinde kullanılmaktadır. Topraksız tarımın dolaştırılmaktadır. Kapalı sistemler su ve gübre
seralarda yaygınlaşmasının en önemli nedeni top- tasarrufu sağlar, atılan çözelti miktarı azaldığın-
rak kökenli hastalık etmenleri ve nematodlardır. dan çevreyi kirletme riski daha azdır. Substrat
Topraksız tarım sayesinde, seralarda toprak dezen- kültüründe besin çözeltisi genelde damla sulama
feksiyonuna gerek olmadan bitki yetiştiriciliği ya- sistemi ile uygulanır.
pılabilmektedir. Ülkemizde ilk topraksız tarım iş-
letmeleri seracılığın merkezi olan Antalya’da 1995 Besin çözeltisi hazırlığı ve uygulamasında dikkat
yılında kurulmuştur; bununla birlikte daha sonra- 4 edilecek konuları açıklamak
ki yıllarda ısıtma harcamalarını azaltmak amacıyla Besin çözeltisi hazırlığı ve uygulamasında su var-
topraksız tarım işletmeleri jeotermal alanlara yö- lığı ve kalitesi, besin elementlerinin uygulanma
nelmiştir. dozları, kullanılacak kimyasal kaynaklar, stok
çözeltilerin hazırlanması ve seyreltme oranları,
Farklı topraksız tarım tekniklerinin temel pren- bitkilere uygulanacak çözeltinin elektriksel geçir-
2 siplerini açıklamak genliği, pH’sı ve sıcaklığı dikkate alınmalıdır. Besin
Topraksız tarım su kültürü ve substrat kültürü ol- elementlerinin uygulanma dozlarına yetiştirilecek
mak üzere ikiye ayrılmaktadır. Su kültürü besin bitki türüne göre karar verilir, ayrıca bitkinin ge-
çözeltisinin uygulanışına dayalı olarak sınıflandı- lişme dönemi, iklim koşulları ve kullanılan top-
rılmaktadır. Bitki kökleri besin çözeltisinin içinde raksız tarım tekniğine göre düzeltmeler yapılabilir.
gelişir (durgun su kültürü) veya besin çözeltisi Kullanılacak gübre miktarlarının hesaplanmasın-
bitki kökleri boyunca akıtılır (akan su kültürü) ya da sulama suyunun element içeriği ile çözeltinin
da besin çözeltisi bitki köklerine sis şeklinde uy- pH’sını ayarlamak üzere kullanılacak asit ve mik-
gulanır (aeroponik). Substrat kültüründe ise bit- tarı dikkate alınmalıdır. Stok çözeltilerin hazırlığı
kiler organik, inorganik veya sentetik materyaller için en az iki tank kullanılmalı, kalsiyum içeren
içerisinde yetiştirilmekte; bitkilerin su ve besin gübre ile sülfat ve fosfat içeren gübreler aynı tanka
gereksinimlerini karşılamak için genelde besin konmamalıdır.
çözeltisi kullanılmaktadır.
Topraksız tarımın çevreye etkilerini açıklamak
5
Topraksız tarımda bitki beslemenin nasıl gerçek- Topraksız tarımda toprak dezenfeksiyonu ge-
3 leştirildiğini açıklamak rekmediğinden, bu yolla çevrenin olumsuz et-
Topraksız tarımda bitkilerin su ve besin gereksi- kilenme riski ortadan kalkmaktadır. Bununla
nimleri, bitki gelişimi için mutlaka gerekli besin birlikte, dikkat edilmediği takdirde topraksız
elementlerinin tümünü içeren besin çözeltisinin tarımın da çevreye olumsuz etkileri olabilir.
uygulanması ile karşılanır. Besin çözeltisi bitki Topraksız tarımda atılan besin çözeltileri, atılan
gelişimi için mutlaka gerekli olan 16 elementten plastikler (yer örtüsü olarak kullanılan, yetiştir-
CO2 ve sudan sağlanan karbon, hidrojen ve oksi- me yerlerinin hazırlığında kullanılan plastikler
jen dışındaki 13’ünü içermelidir. Bununla birlikte vb.) ve atılan yetiştirme ortamları (kayayünü)
çözeltiye klor ve kükürt ilavesi gerekli değildir. çevre kirliliğine yol açmaktadır. Topraksız tarı-
Kullanılan topraksız tarım tekniğine bağlı olarak mın çevreye olumsuz etkilerini en aza indirmek
besin çözeltisi uygulaması değişmektedir. Su kül- için kapalı sistem kullanılmalı, atık substrat ve
türünde bitkiler uygulanan besin çözeltisinden plastiklerin geri dönüşümü sağlanmalı, atılan
belli bir süre faydalanmaktadırlar (kapalı sistem), substrat miktarını azaltmak üzere substratların
çözelti seviyesi kontrol edilerek eksilen miktar su bir üretim döneminden fazla kullanılması tercih
ve stok çözelti ilavesi ile tamamlanmakta belli bir edilmelidir.
8. Ünite - Seralarda Üretim Teknikleri II 173
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdakilerden hangisi topraksız tarımın seralarda 6. Aşağıdakilerden hangisi perlit ortamına uygundur?
ticari üretimde yaygınlaşmasının en önemli nedenidir? a. Kimyasal olarak aktif
a. Kolay uygulanabilmesi. b. Organik
b. Ucuz olması. c. Isıl işlem sonucu elde edilir
c. Toprak dezenfeksiyonu gereğini ortadan kaldırması. d. Ağır
d. Aşılı fide kullanımına olanak tanıması. e. Atık sorunu var
e. Yaprak hastalıkları ve zararlıları ile mücadeleyi
kolaylaştırması. 7. Katlı veya dikey topraksız tarım sistemleri aşağıdaki
bitki türlerinden hangisinin yetiştiriciliğine uygundur?
2. Besin çözeltisinin bitki köklerine sis şeklinde uygu- a. Domates
lanmasının en önemli katkısı nedir? b. Hıyar
a. Sulama kolaylaşır. c. Çilek
b. Çözelti uygulaması için elektrik enerjisi gerekli d. Biber
değildir. e. Patlıcan
c. Çözeltinin oksijen içeriği azalmaz.
d. Ucuzdur. 8. Topraksız tarımda besin çözeltisinin pH değeri
e. Besin çözeltisinin element içeriğini istenen dü- hangi sınırlarda tutulur?
zeylerde tutmak kolaydır. a. 4.5-5.0
b. 7.0-7.5
3. Aşağıdakilerden hangisi ticari bitki yetiştiriciliğin- c. 4.0-4.5
de substrat kültürünün daha fazla kullanılmasının ne- d. 5.5-6.0
denidir? e. 6.5-7.5
a. Substrat kültüründe atık sorununun az olması.
b. Substrat kültüründe sulamanın kolay olması. 9. Aşağıdakilerden hangisi açık sistem tanımına uy-
c. Substrat kültüründe birim alanda yetiştirilen gundur?
bitki sayısının fazla olması. a. Bitkilere sürekli yeni çözelti uygulanır.
d. Su kültüründe çözeltide bazı hastalık etmenleri- b. Bitkiler açıkta yetiştirilir.
nin çoğalma riski. c. Besin çözeltisinin element içeriğini istenen dü-
e. Seranın su kültürüne hazırlanmasının daha zor zeylerde tutmak zordur.
olması. d. Daha az su kullanılır.
e. Atılan çözelti miktarı azalır.
4. Türkiye’de seracıların en fazla tercih ettiği substrat-
lar hangileridir? 10. Aşağıdakilerden hangisi çevreye olumsuz etkileri
a. Perlit / Kayayünü / Torf azaltmaya yönelik olarak topraksız tarıma özel bir ön-
b. Perlit / Kum / Torf lem değildir?
c. Perlit / Ağaç kabuğu / Kayayünü a. Substratların bir üretim döneminden uzun süre
d. Perlit / Hindistan cevizi torfu / Kum kullanılması
e. Perlit / Kayayünü / Hindistan cevizi torfu b. Geri dönüşümü kolay olan substratların tercih
edilmesi
5. Aşağıdakilerden hangisi kayayününün özelliklerin- c. Besin çözeltisinin kapalı sistemde uygulanması
den değildir? d. Boşalan tarım ilacı ambalajlarının toplanması
a. Steril olması e. Substrat ambalajı olarak kullanılan plastik atık-
b. Sentetik olması ların geri dönüşümü
c. Atık sorunu olması
d. İnert olması
e. Hafif olması
174 Örtüaltı Üretim Sistemleri
K2O
Atom ağırlığı Moleküler ağırlığı
K=39 2 K= 78
O=16 O =16
+________
94
94 K2O = 78 K
X = 300 K
X=361.5 mg/L K2O gerekmektedir.
Yararlanılan Kaynaklar
SONUÇ: Belirtilen stok çözelti tankına 15717 g Gül, A. (2008). Topraksız Tarım, İstanbul: Hasad Ya-
(=15.717 kg) potasyum nitrat ilave edilmelidir. Bu du- yıncılık.
rumda çözeltiye 300 mg/L potasyumun yanı sıra yak- Gül, A., Tüzel, İ.H., Okur, B.,Tuncay, Ö., Aykut, N.,
laşık 102 mg/L azot ilave edilmektedir. Engindeniz, S. (2000). Serada Topraksız Tarım
Tekniği ile Hıyar Yetiştiriciliği. TÜBİTAK TARP
Sıra Sizde 4 Yayınları.
Bu yöntemde yetiştiricinin besin çözeltisi uygulama- Jones, Jr.J.B. (1983). A Guide for the Hydroponic &
sını programlamasına (çözelti uygulama zamanı ve Soilless Culture Grower. Oregon: Timber Press.
uygulama miktarını belirlemesine) ve çözelti dağıtımı Papadopoulos, A.P. (1991). Growing Greenhouse To-
için pompaya gerek yoktur. Ancak besin çözeltisi or- matoes in Soil and in Soilless Media. Agriculture
tamdan drene olmamaktadır, buna bağlı olarak ılıman Canada Publication 1865/E.
bölgelerde zamanla bitki tarafından alınmayan ele- Papadopoulos, A.P. (1994). Growing Greenhouse Se-
mentlerin substratta birikerek tuz etkisi yaratması ve edless Cucumbers in Soil and in Soilless Media.
sonuçta verimi olumsuz etkileme riski bulunmaktadır. Agriculture and Agri-Food Canada Publication
Kullanımının kolay olması ve amatörler için verim dü- 1902/E.
şüklüğünün çok önemli olmayışı nedeniyle bu yöntem Resh, H.M. (1991). Hydroponic Food Production.
amatörler için daha uygundur. California: Woodbridge Press Publication.
Savvas, D., Passam, H. (Editörler) (2002). Hydroponic
Production of Vegetables and Ornamentals. At-
hens: Embryo Publications.
9
ÖRTÜALTI ÜRETİM SİSTEMLERİ
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Domates bitkilerinin botanik özelliklerini tanımlayabilecek,
Serada domates yetiştiriciliğinin temel prensiplerini açıklayabilecek,
Hıyar bitkilerinin botanik özelliklerini tanımlayabilecek,
Serada hıyar yetiştiriciliğinin temel prensiplerini sıralayabilecek
bilgi ve beceriler kazanabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
• Tek ürün yetiştiriciliği • Ginoik
• Çift ürün yetiştiriciliği • Partenokarp
• Tek sıralı dikim • Askıya alma
• Çift sıralı dikim • Budama
• Domates • Fizyolojik bozukluk
• Hıyar • Tozlaşma
• Hazır fide • Döllenme
• Aşılı fide • Bitki büyüme düzenleyicileri
• Erselik • Bombus arısı
İçindekiler
• GİRİŞ
Örtüaltı Üretim Sistemleri Serada Sebze Yetiştiriciliği • SERADA DOMATES YETİŞTİRİCİLİĞİ
• SERADA HIYAR YETİŞTİRİCİLİĞİ
Serada Sebze Yetiştiriciliği
GİRİŞ
Dünyada olduğu gibi, ülkemizde de sera sebze yetiştiriciliği giderek büyüyen
önemli bir sektör haline gelmiştir. Bunun nedeni tüketicilerin sebzeleri mevsim-
leri dışında da sofralarında görmek istemeleridir. Gerek yurtiçi ve gerekse yurtdışı
talepler nedeniyle sera alanlarımızın büyük bir kısmında sebze üretimi yapılmak-
tadır. 2008 yılı verilerine göre 360893 dekar olan sera alanlarımızın %96’sında
sebze yetiştiriciliği gerçekleştirilmektedir. Toplam sebze sera alanının %61.2’sinde
domates, %23.4’ünde hıyar, %8.4’ünde biber ve %3.5’inde patlıcan yetiştirilirken
geriye kalan %3.5’lik dilimde ise kabak, kavun, fasulye ve marul-salata yetiştirici-
liği yapılmaktadır.
Ülkemizde seracılık, iklimin uygun olduğu sahil kuşağında sadece dona karşı
ısıtılan küçük ölçekli ve basit yapılar şeklinde yaygınlaşmıştır. Ancak son yıllarda
ülkemizde de iklim kontrollü büyük sera işletmeleri kurulmakta olup, bu işletme-
ler için jeotermal alanlar tercih edilmektedir.
Seralarda sebze üretimi tek ürün yetiştiriciliği yada çift ürün yetiştiriciliği şek-
linde gerçekleştirilir. Tek ürün (uzun dönem) yetiştiriciliği, üretim yılı içersin-
de tek bir üretim anlamına gelir, bu üretim şeklinde ısıtma yapmak gerekir. Çift
ürün (kısa dönem) yetiştiriciliği ise bir üretim yılında sonbahar ve ilkbahar olmak
üzere iki kez yetiştiricilik yapılması anlamına gelir. Isıtma giderlerinden tasar-
ruf sağlamak amacıyla tercih edilen bu yetiştiricilik şeklinde çok soğuk aylarda
sera boş bırakılmakta; sonbahar üretiminde üretimin sonlarına doğru, ilkbahar
üretiminde ise üretimin başlarında seradaki bitkileri dona karşı korumak gerekli
olabilmektedir.
Sera sebzeleri tek yada çift sıralı olarak yetiştirilmekte ve dikim mesafeleri
buna göre değişmektedir. Tek sıralı dikimde sıra araları eşit mesafede tutulmakta-
dır. Çift sıralı dikimde ise dar ve geniş sıra arası mesafeler söz konusudur, bitkiler
güneş ışınımından daha iyi faydalanabilmektedir. Bu yöntemde bitki bakım iş-
lemleri için işçiler sadece geniş aralarında dolaşabilmektedir (Şekil 9.1).
Şekil 9.1
Tek (A) ve çift sıralı
(B) dikim şekli.
178 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Botanik Özellikleri
Kök
Çimlenme sonucu ilk çıkan kökler uzayarak kazık kökü meydana getirir ve bu
kökler etrafında derine giden saçak kökler oluşmaya başlar. Sera topraklarında
düzenli sulama ve gübrelemenin de etkisiyle bitki köklerinin büyük bir kısmı top-
rağın ilk 30 cm’lik kısmında dağılır. Toprak özelliğine, sıcaklığa ve yetiştirme za-
manına bağlı olarak saçak köklerin 40-100 cm derine indikleri ve 40-60 cm etrafa
yayıldıkları görülmektedir.
Yaprak
Tek tepeli bileşik yaprak formundadır, 7-9 yaprakçıktan oluşur. Sarmal diziliş gös-
terirler. Yaprak orta damardan kenarlara doğru hafif aşağı, dışa doğru kıvrılır.
Yapraklar tüylüdür. Bu tüyler domatese özgü kokuyu verirler ve sıvı içerdikleri
için dokunulduğunda ellerin yeşile boyanmasına neden olurlar.
Gövde
Otsu gövde yapısına sahip olan bitkinin, başlangıçta yani fide devresinde yuvar-
lak, tüylü ve yumuşak olduğu; gelişme ilerledikçe gövdenin sert ve köşeli bir şekil
aldığı görülmektedir. Gövde üzeri yeşil rengi veren tüylerle kaplıdır. Her yaprağın
gövdeye bağlandığı yerden yani yaprak koltuklarından “koltuk sürgünü” olarak
adlandırılan yan sürgünler meydana gelir.
Domates bitkisi gövde büyümesine göre “Sınırlı büyüme gösteren (Bodur)” ve
“Sınırlı büyüme göstermeyen (Sırık)” olmak üzere ikiye ayrılır. Bodur domates çe-
şitlerinde bitki büyüme ucu çiçek salkımına döner ve büyüme durur. Seralarda
sırık domates çeşitlerinin yetiştirilmesi tercih edilir. Sırık çeşitlerde büyüme ucu
alınmadığı takdirde bitki büyümeye devam eder ve bitki gövdesi kendi başına dik
duramadığından askıya alınması gerekir.
Çiçek
Çiçekleri salkım şeklinde oluşur. İlk çiçek salkımları, çeşide bağlı olarak 5. veya
Erselik çiçek (Erdişi çiçek): 6. yapraktan sonra, diğerleri ise genelde gövde üzerinde 3 yaprakta bir ve üst yap-
Erkek ve dişi organın aynı
çiçekte bulunması durumudur. rağa yakın bir yerde oluşur. Salkımlardaki çiçek sayısı çeşitlere göre değişmekle
birlikte genelde 4-16 arasında değişir ve 30’a kadar çıkabilir. Domates çiçeği, biyo-
lojik bakımdan “erselik” çiçek yapısına sahiptir. Çiçeklerde 5 parçalı yeşil renkli
çanak yaprak, 5 parçalı sarı renkli taç yaprak, 5 adet sarı renkli erkek organ ve 1
adet dişi organ bulunur. Çiçekler açık olarak 1-2 gün kalırlar.
Meyve
Üzümsü meyve yapısına sahiptir. Başlangıçta renk yeşildir ve bu dönemde zehirli
bir alkoloid olan solanin içerir. Meyve irileşip normal büyüklüğünü alınca yeşil
renk açılır, karotenoidler likopene dönüşerek meyve esas rengi olan kırmızıya dö-
9. Ünite - Örtüaltı Üretim Sistemleri 179
ner. Domates meyvesi kırmızı yanında, turuncu, pembe, sarı, siyahımsı kırmızı,
kırmızı üstüne siyah çizgili renklerde olabilmektedir. Meyvenin rengini, kabuk
ve et renkleri birlikte oluşturur. Kabuk şeffaf yada sarı renkli olabilir. Döllenme
ve meyve bağlamadan sonra, meyve olgunlaşıncaya kadar 45-70 günlük bir süre
gerekir. Domates meyvelerinde büyüklük, çeşit ve tohum sayısı ile ilgilidir ve or-
talama meyve ağırlığı 2-3 g’dan 800-1000 g’a kadar değişir.
Tohum
Domateste tohumlar, meyve içinde karpel loplarında ve çimlenmesini engelle-
yen peltemsi bir sıvı içindedir. Tohumlar 1 mm kalınlığında, 2-4 mm çapında
bir disk şeklindedir ve üzerleri tüylerle (hav) örtülüdür. Seracılıkta yaygın olarak
kullanılan hibrit çeşitlerin büyük bir kısmı havsızdır. Domates tohumlarının 1000
dane ağırlığı 2.7-3.3 gram, 1 gramda bulunan tohum sayısı 250-430 adet arasında
değişir. Tohumlar uygun saklama koşullarında çimlenme güçlerini 4-5 yıl korur.
İklim İstekleri
Sıcak iklim sebzesi olan domatesin mevsimi dışında seralarda başarılı bir şekilde
yetiştirilmesi için birbirleri ile ilişkili olan sıcaklık, nem, ışık, hava hareketi ve sera
atmosferinin karbondioksit düzeyi gibi iklim faktörlerinin düzenlenmesi önem
taşır.
Sıcaklık
Domates sıcaktan hoşlanan ancak aşırı sıcağı sevmeyen bir bitkidir. Gelişmesinin
farklı evrelerinde farklı sıcaklıklara ihtiyaç duyar. Domates tohumlarının çim-
lenmesi için en uygun sıcaklık 16-29°C’dir. Fide döneminde hava sıcaklığı ışık
yoğunluğuna bağlı olarak gece 12-15°C, gündüz 18-20°C arasında olmalıdır. Bu
devrede düşük sıcaklıklar gelişmeyi yavaşlatır, ilk çiçek salkımı oluşumu da geci-
kir; yüksek sıcaklıklar ise az ışık varsa boya kaçmış, kuvvetsiz fide elde edilmesi-
ne yol açar. Domates yetiştiriciliğinde özellikle tozlaşma ve döllenme olaylarının
yani meyve tutumunun meydana gelebilmesi için sıcaklık kritik bir faktördür ve
yeterli sayıda ve canlılıkta çiçek tozunun oluşması için sıcaklık 10°C’nin altına
düşmemelidir. Ayrıca bu dönemde sera içi gece ve gündüz sıcaklıkları arasında
6-7°C’den fazla olmamak şartıyla sıcaklık farkı istenir. Sera domates yetiştirici-
liğinde meyve tutumu aşamasında ideal gece sıcaklığı 13-18°C, gündüz sıcaklı-
ğı 19-24°C olmalıdır. Sıcaklığın alt ve üst sınırı gece 10-20, gündüz 18-30°C’dir.
Meyvede rengi oluşturan likopen 21-24°C’de oluşur. Likopen 10°C’nin altında ve
30°C’nin üzerinde sentezlenmediği için meyvelerde homojen bir kızarma görül-
mez, meyveler sarı renkte kalırlar.
Oransal Nem
Sera içersindeki oransal nem domates bitkisinin gelişmesi, meyve bağlama ve
meyve kalitesi, su ihtiyacı, hastalık ve zararlı çıkışı ile kontrolü üzerinde etkili bir
faktördür. Sera oransal neminin domates yetiştiriciliğinde %50-60 olması istenir.
Oransal nemin istenilen seviyenin altında veya üstünde olması pek çok sorunu
da beraberinde getirir: Sera içi oransal nemi % 50’nin altında ise; çiçek tozları ve
çiçeğin dişicik tepesi kurur, çiçek tozları çimlenemez, sonuçta tozlaşma-meyve
bağlama arzu edilen seviyede olmaz. Bitkiler gün içersinde çok su kaybeder. Bunu
sulama ile telafi etmeye çalışmak bitkiyi strese sokar. Oransal nemin düşük olması
özellikle sıcak zamanlarda kırmızı örümcek zararlısının ortaya çıkmasına ve ya-
yılmasına neden olur.
Oransal nem istenilen seviyenin üstünde ise; çiçek tozları fazla nem nedeniy-
le topaklaşır ve dağılamaz. Bunun sonucunda tozlaşma-meyve bağlama istenilen
seviyede olmaz. Oransal nemin yüksek olması durumunda, hastalık etmenleri ge-
nelde yüksek nemde geliştiğinden çeşitli hastalıklar ortaya çıkar ve ciddi zararlara
neden olur. Oransal nem istenilen seviyenin üstünde seyrediyorsa ısıtma ve hava-
landırma yardımıyla nem düşürülmelidir.
Toprak İstekleri
Domates toprak istekleri açısından seçici değildir, her türlü toprakta yetişebilmek-
tedir. Bununla beraber en iyi sonucu organik maddelerce zengin, su tutma gücü
yüksek ve besin maddelerince zengin tınlı topraklarda verir. Toprak pH’sı 5.5-7
arasında olmalıdır. Ayrıca toprakta iyi bir drenaj sağlanmalı ve toprağın hastalık
ve zararlılarla bulaşık olmamasına dikkat edilmelidir. Kuvvetli bir bitki gelişimi
için ideal toprak sıcaklığı 20°C’dir.
Üretim Takvimi
Sera domates yetiştiriciliğinde üretim takvimi; üretimin tek ürün veya çift ürün
olmasına göre değişir (Çizelge 9.1).
9. Ünite - Örtüaltı Üretim Sistemleri 181
Üretim dönemi Tohum ekimi Dikim İlk hasat Son hasat Çizelge 9.1
Sera domates
15 Temmuz 1 Eylül 15 Kasım 30 Haziran yetiştiriciliğinde
Tek ürün
15 Ağustos 15 Eylül 15 Aralık 15 Temmuz üretim tarihleri.
15 Temmuz 15 Ağustos 15 Kasım 1 Ocak
Sonbahar
15 Ağustos 1 Eylül 30 Kasım 1 Şubat
Çift ürün
1 Aralık 15 Şubat 1 Nisan 30 Haziran
İlkbahar
1 Ocak 1 Mart 15 Nisan 15 Temmuz
Çeşit Seçimi
Domates yetiştiriciliğinde çeşit seçerken özellikle pazar talebi ve yetiştirme dö-
nemi dikkate alınmalıdır. Bunların yanında kullanacağımız çeşidin hastalık ve
zararlılara karşı dayanıklılığı/toleransı da önem taşımaktadır.
Meyve özellikleri (renk, şekil, irilik) bakımından piyasada değişik özelliğe sahip
çok sayıda domates çeşidi bulunmaktadır. Meyve hasadı iki farklı şekilde gerçek-
leştirilir. Olgunlaşan meyveler tek tek toplanır veya bazı çeşitlerde salkım şeklinde
hasat yapılır. Meyve iriliği bakımından da farklılıklar mevcuttur (Çizelge 9.2).
Fide Üretimi
Sera domates yetiştiriciliğinde üretime fide dikimi ile başlanır. Üreticiler kendi
fidelerini kendileri yetiştirebilirler ya da özel fide firmalarından kontrollü koşul-
larda üretilmiş “hazır fide” alabilirler. Eğer üreticinin serasında özellikle toprak
kökenli hastalık veya nematod sorunu varsa fide firmalarından aşılı fide temin
etme şansı da vardır.
Tohum ekiminden 30-45 gün sonra fideler dikime hazır hale gelir. Dikime ha-
zır bir fidede ilk çiçek salkım tomurcuğu belirmiş durumdadır, 4-5 gerçek yaprak-
lıdır, yaprak renkleri koyu yeşil ve parlaktır, gövde esnektir.
Dikim
Serada toprak hazırlama işlemi tamamlandıktan sonra toprak son bir kez sulanır,
tava geldiğinde işlenir ve dikim yerlerinin hazırlanması işlemine geçilir. Dikim
aralıkları tek veya çift sıralı dikim uygulamalarına; bırakılmak istenen gövde sayı-
182 Örtüaltı Üretim Sistemleri
sına, üretim şekline ve bitkilerde bırakılmak istenen salkım sayısına göre düzen-
lenir. Dikim mesafesi olarak tek sıralı “dikimlerde sıra arası x sıra üzeri 100x50
cm, 80x40 cm veya 70x40 cm; çift sıra dikimlerde geniş sıra arası x dar sıra arası
x sıra üzeri 100x50x50 cm, 90x50x40 veya 80x40x40 cm mesafeler önerilir. Tek
gövdeli yetiştiricilikte m2’deki bitki sayısı 3-3.5; aşılı fideler ile yapılan çift gövdeli
yetiştiricilikte m2’deki bitki sayısı 2-2.5 arasında değişir. Eğer tek ürün yetiştirici-
liği yapılıyorsa m2’deki bitki sayısı 2-2.5; çift ürün yetiştiriciliği yapılıyorsa 3-3.5
olmalıdır. Bitkide bırakılmak istenen ortalama salkım sayısı ise çift ürün yetişti-
riciliğinde 7-8; tek ürün yetiştiriciliğinde küçük aile işletmelerinde 12, topraksız
tarım yapan modern işletmelerde 20-24’dür.
Bakım İşlemleri
Şekil 9.2
Bitkilerin
sardırılması
(solda), masura ile
üstten askıya alma
(ortada) ve değişik
masura tipleri
(sağda)
9. Ünite - Örtüaltı Üretim Sistemleri 183
Budama
Sera domateslerinde yapılan budamalar şöyledir:
Sürgün Budaması: Bitki üzerinde ana gövdeden başka sürgün olmamalıdır. Koltuk sürgünü: Yaprakların
Vegetatif ve generatif gelişmenin dengeli olması amacıyla yaprak koltuklarından, gövdeye birleştiği yerden
çıkan sürgünler.
çiçek salkımlarından, yaprak ayalarından ve kök boğazından çıkmış sürgünler
temizlenmedir. Bu sürgünler içersinde en çok görüneni koltuk sürgünleridir
(Şekil 9.4). Eğer bitkinin koltuk sürgünleri alınmadan büyütülürse bitkiler çalı
görünümü alır, besin maddeleri yan sürgünler tarafından kullanıldığı için gene-
ratif gelişme yavaşlar, ışıklanma ve hava hareketi azalır, hastalık ve zararlı üremesi
kolaylaşır ve kültürel işlemler güçleşir. Koltuk alma işlemi sabah saatlerinde bitki-
nin turgor kapasitesi yüksek iken (kırma işlemi kolay olur) ve 4-5 cm boyda iken
yapılmalıdır. Koltuk alma sürgünü elle sağa sola devirerek kopartmak şeklinde
yapılır. Haftada en az bir kez bitkiler dolaşılıp koltuklar alınmalıdır.
Domates bitkilerinde koltuk adıverilen yan sürgünlerden başka dip sürgün-
leri de çıkabilir. Bazen nemli şartlarda, kuvvetli gelişen bitkilerde salkım ucunda
sürgünler gözükür (Fotoğraf 9.2). Bu sürgünlerin de uzamasına fırsat verilmeden
temizlenmesi gerekir.
Fotoğraf 9.2
Koltuk sürgünü
(solda), dip sürgünü
(ortada), salkım ucu
sürgünü (sağda).
Gübreleme ve Sulama
Uygulanacak gübre miktarları toprak analiz sonuçlarına göre belirlenmelidir. Se-
rada 20 ton/da verim için domatesin topraktan 68 kg N, 17 kg P2O5, 140 kg K2O,
90 kg CaO ve 19 kg MgO kaldırdığı bilinmektedir. Üretim döneminin uzunluğu-
na göre hedeflenen verim düzeyi dikkate alınarak gübreleme programı oluşturul-
malıdır. Sulama yöntemi olarak damla sulama yöntemi kullanılmalıdır. Böylece
bitkinin su gereksiniminin karşılanmasının yanı sıra üretim dönemi boyunca
gübreler de suda erimiş halde uygulanabilir.
Fizyolojik Bozukluklar
Sera domates yetiştiriciliğinde karşılaşılan ve meyve kalitesini düşüren en önemli Fizyolojik Bozukluk: Bitki
gelişimi sırasında görülen,
sorunlardan biri de fizyolojik bozuklukların görülmesidir. hastalık ve zararlıların neden
Çiçek Burnu Çürüklüğü: Çiçek burnu çürüklüğü meyvenin uç kısmında mey- olduğu bozukluklar dışında,
kültürel işlemler ve çevre
dana gelen başlangıçta beyazımsı sarı renkte köşeli halka biçiminde, daha sonra şartlarının etkisiyle meydana
kahverengi-siyah renginde görülen kuru ve basık çürümedir. Belirtiler bazen sa- gelen; pazarlanabilir meyve
verimi ve kalitesini azaltan
dece meyve içersinde olabilir, dışta herhangi bir belirti olmayabilir. Çiçek burnu problemlerdir.
çürüklüğünün meyvede kalsiyum noksanlığından kaynaklandığı bildirilmektedir.
Meyvedeki bu eksikliğin sebebi yetiştirme ortamındaki kalsiyum noksanlığı ola-
bilir, ya da serada yüksek nem şartlarından bitki transpirasyonunun yavaş olması
meyvelere kalsiyum taşınmasının yetersiz olmasıdır. Yetiştirme ortamında veya
sulama suyundaki aşırı tuz seviyesinden, düzensiz sulamadan kaynaklanan su
stresinden, yüksek amonyum azotu, magnezyum ve potasyum seviyesinden, kök-
lerin zarar görmesinden de kaynaklanabilir. Acil önlem olarak meyvelere %0.75-
1.00 oranında kalsiyumnitrat çözeltisi püskürtülebilir.
Kedi Yüzü: Özelikle iri meyveli domates çeşitlerinde, meyve tutumu sırasında
sıcaklıkta meydana gelen ani değişiklikler, özellikle düşük sıcaklıklar nedeniyle
meyvelerin çiçek burnu kısmında yara dokuları ve mantarımsı yapıda delikler
oluşur. Meyve irileşmeye devam ettiğinde, bozuk şekilli olduğu görülür.
Lekeli Olgunlaşma: Gelişen yeşil meyvede lekeli, kahverengimsi gri, yassılaşmış
alanlar görülür. Meyve olgunlaştıkça bu alanlar gri kalır veya sararır, ancak olgun-
186 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Hastalık ve Zararlılar
Sera domates yetiştiriciliğinde görülen en önemli hastalıklar kurşuni küf (Botrytis
cinerea), solgunluk (Fusarium oxysporium f.sp. lycopersici), kök çürüklüğü (Fusa-
rium oxysporium f.sp.radicis-lycopersici), bakteriyel solgunluk (Ralstonia solanace-
arum), bakteriyel kanser (Clavibacter michiganensis), mildiyö (Phytophthora in-
festans), külleme (Leveillula taurica), yaprak küfü (Cladosporium fulvum) ve erken
yaprak yanıklığı (Alternaria solani); zararlılar ise kırmızı örümcek (Tetranychus
urticae, Tetranychus cinnabarinus), beyazsinek (Trialeurodes vaporariorum, Bemi-
sia tabaci), yaprak bitleri (Macrosiphum euphorbiae, Myzus persicae) ve ülkemizde
son 1-2 yıldır görülen domates güvesi (Tuta absoluta)’dir; ayrıca kök ur nematod-
ları (Melodoigyne spp.) da önemli bitki kayıplarına neden olmaktadır.
Botanik Özellikleri
Kök
Hıyar küçük ve yüzeysel bir kök yapısına sahiptir. 5-10 cm civarında kazık köke
sahip olan hıyar bitkisinin normalde 30-50 cm kadar derinliğe ve 20-50 cm yan-
lara giden saçak kökleri vardır. Seralarda köklerin %60-70’i 10-20 cm derinlikte
bulunur.
Gövde
Toprak üzerinde yayılıcı, tırmanıcı veya sarılıcı özellik gösteren hıyar gövdesi
kendi haline bırakıldığında dik duramaz. Gövde boğum ve boğum aralarından
oluşur. Boğum sayısı 50-60’a, gövde uzunluğu 5-6 metreye kadar çıkabilir. Gövde
üzerinde yaprak koltuklarından çıkan “sülükler” bitkinin bir yere tutunmasını ve
böylece tırmanıcı özellik kazanmasını sağlar. Gövde üzerindeki ikinci sürgünler
yaprakların gövdeye birleştiği yerden çıkan yan sürgünlerdir. Bu yan sürgünler
üzerinden üçüncü yan sürgünler gelişir. Yan sürgün verme özelliği çeşitlere bağlı
olarak değişir. Ana gövde üzerinde çıkan yan sürgünler ışıklanma ve havalanmayı
engellediğinden ve budama işçiliği gerektirdiğinden çok az yan sürgün oluşturan
veya hiç yan sürgün oluşturmayan multi çeşitler geliştirilmiştir.
Yaprak
Yapraklar basit yaprak formundadır, 3-5 lobludur. Yaprak kenarları düz veya dişli-
dir. Sülükler de botanik bakımdan dumura uğramış (körelmiş) yapraklardır.
Çiçek
Günümüzde seralarda yetiştirilen hıyar çeşitleri ginoik veya yoğun dişi çiçekli çe-
şitlerdir. Ginoik çeşitlerde bitkinin üzerinde sadece dişi çiçekler bulunur, yoğun
dişi çiçekli çeşitlerde ise bitkinin üzerinde genelde dişi çiçekler ancak az sayıda
erkek çiçek bulunur. Erkek çiçek oluşumu bakımından ginoik çeşitler çevre koşul-
larından etkilenmez. Ancak yoğun dişi çiçekli çeşitlerde çevre koşullarının etkisi
görülür ve yüksek sıcaklık (>27°C ), uzun gün (>14saat), aşırı azot gübrelemesi ve
sulama erkek çiçek oluşumunu teşvik eder.
Dişi çiçeklerde çiçeğin dip kısmında minyatür hıyar meyvesi görülür. (Fotoğraf 9.3).
Fotoğraf 9.3
Hıyar bitkisinde
dişi (solda) ve erkek
(sağda) çiçekler.
188 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Meyve
Partenokarpi: Döllenme Hıyar meyvesi üzümsü meyve yapısındadır. Meyve büyüklüğü çeşitlere göre fark-
olmadan tohumsuz meyve lılık gösterir. Meyve rengi koyu yeşil, yeşil, açık yeşil veya sarı olabilir. Kabuk ya-
oluşumunun gerçekleşmesidir. pısı çeşitlere göre değişir, düz veya hafif olukludur. Meyve üzerinde diken veya
siğiller de olabilir. Partenokarp çeşitlerde meyve tohumsuzdur. Serada yetiştirilen
çeşitler partenokarp çeşitlerdir. Arızi olarak erkek çiçek oluşmuş ise, bunlar gö-
rülür görülmez toplanmalıdır. Aksi takdirde döllenme sonucu pazar değeri olma-
yan şekli bozuk meyveler oluşur.
Tohum
Bir gramdaki tohum sayısı 25-38 arasında değişir. 1000 dane ağırlığı ortalama 28
gram civarındadır. Tohumlar uygun saklanma koşullarında çimlenme güçlerini 4
yıl süreyle korurlar, ama geçen her sene çimlenme oranını düşürmektedir. Sera-
larda kullanılan hıyar tohumları hibrit çeşitler olduğu için oldukça pahalıdırlar.
İklim İstekleri
Sıcaklık
Hıyar yetiştiriciliğinde hava sıcaklığı vejetatif gelişmeyi, çiçek oluşumunu, meyve
gelişmesi ve kalitesini etkileyen çevresel faktörlerin en önemlisidir. Sıcağı seven
bir bitki olan hıyar, 0.5°C ile 5°C arasında üşür, -2°C’de donar. Hıyar tohumları-
nın çimlenmesi 12°C’de başlasa da optimal çimlenme için sıcaklık 27°C olmalıdır.
Düşük sıcaklıklarda çimlenme süresi uzamaktadır, 35°C’den yüksek sıcaklıklar da
çimlenmeyi olumsuz etkilemektedir (Çizelge 9.3).
Işık
Optimal ışık gereksinimi 15000 lux’dur ve ışıklanma ihtiyacı 14 saattir. Tüm sera
ürünlerinde olduğu gibi hıyar yetiştiriciliğinde ışık sıcaklık ilişkisi önemsenmeli,
ışık az olduğu dönemlerde sıcaklık düşürülmeli, ışığın fazla olduğu dönemlerde
yükseltilmelidir.
Oransal Nem
Hıyar bitkileri geniş yaprak alanına ve bunun tersi küçük kök yapısına sahip ol-
dukları için oransal nem ihtiyaçları fazladır. Yetiştirme esnasında %70-90 oransal
9. Ünite - Örtüaltı Üretim Sistemleri 189
nem olması idealdir. Hıyar yetiştiriciliğinde hiçbir zaman oransal nemin %50’nin
altına düşmesine izin vermemek gerekir. Eğer oransal nem düşük seviyelerde ise
bitkiler geniş yaprakları ile çok su kaybeder. Bu kayıp su, yetiştirme ortamına su-
lama yoluyla verilmek istense bile bitki bu sudan küçük kök yapısı ile yeterince
faydalanamaz. Ayrıca çok kuru hava bitkilerin zayıflamasına, solmasına, mey-
velerin kıvrılmasına ve kırmızı örümcek salgınına neden olur. Suyun yapraklar
üzerinde yoğunlaşmasına neden olan çok yüksek hava nemi de mildiyö gibi has-
talıkların gelişimini artırdığından tehlikelidir.
Toprak İstekleri
Hıyar bitkisi organik maddece zengin, iyi drene edilmiş, su tutma kapasitesi yük-
sek sıcak ve havadar toprakları sever. Asitliğe duyarlı olan hıyar bitkisi nötr ya
da hafif alkali yapıdaki topraklardan hoşlanır. Optimum toprak pH’sı isteği 6.0-
6.5’tur. Tuzluluğa çok hassastır.
Üretim Takvimi
Hıyar yetiştiriciliği ülkemiz seracılığında; sonbahar, ilkbahar, tek ürün, geç son-
bahar, erken ilkbahar veya yaz yetiştiriciliği şeklinde seranın bulunduğu bölgenin
iklim yapısına, seranın yapısına ve ısıtılmasına göre değişik dönemlerde yapıl-
maktadır (Çizelge 9.4). Genellikle serada hıyar yetiştiriciliği uzun (tek ürün) veya
kısa dönem (sonbahar/ilkbahar) üretimi şeklinde gerçekleştirilir. Uzun dönem
yetiştiriciliği çok yaygın değildir.
Üretim Dönemi Tohum ekimi Dikim İlk hasat Son hasat Çizelge 9.4
Ülkemiz sera hıyar
Tek Ürün* 1 Ekim-15 Ekim 1 Kasım-15 Kasım 15 Aralık-1 Ocak 30 Haziran-15 Temmuz yetiştiriciliğinde
Sonbahar 1 Ağustos-1 Eylül 1 Eylül-1 Ekim 1 Ekim-1 Kasım 1 Ocak-1 Şubat üretim periyotları.
İlkbahar 1 Ocak-15 Ocak 15 Şubat-1 Mart 1 Nisan-15 Nisan 1 Temmuz- **
* Akdeniz sahil şeridindeki mikroklima bölgeleri ve ısıtılan seralar için uygundur.
** Ege bölgesi gibi yaz sıcaklığının sorun olmadığı yerlerde çeşitte uygun ise üretim devam edebilir.
Ülkemiz seracılığında son yıllarda yazları çok sıcak olmayan bölgelerde, gölge-
leme önlemleri de alınarak yaz yetiştiriciliği de gündeme girmiştir. Bu yöntemde
erken ilkbahar dikimi yapılır, sıcakların aşırı yükselmesiyle bitki ve meyve şekilleri
bozulmaya başlandığında (Temmuz sonu-Ağustos başı) bitkiler sökülür, arkasın-
dan tekrar ikinci bir dikim yapılarak üretim Aralık ayına kadar sürdürülmektedir.
190 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Çeşit Seçimi
Serada hıyar yetiştiriciliğinde çeşit seçerken yetiştirme dönemi yanında çeşitlerin
verimlilik, erkencilik, hastalık ve zararlılara dayanıklılık durumları ve pazar istek-
leri de etkili olur.
Sera hıyar yetiştiriciliğinde sadece dişi çiçek oluşturan partenokarp çeşitlerin kul-
lanımı uygundur.
Tekli meyve veren çeşitler uzun dönem, multi çeşitler ise kısa dönem yetiştiriciliği-
ne daha uygundur.
Bakım İşlemleri
Budama
Budama yetiştirme mevsimi ve çeşitlere bağlı olarak yürütülür. Budama işlemle-
rinde dikkat edilecek noktalar ve işlemlerin yapılışı şöyledir:
• Hıyar yetiştiriciliğinde sürgün ve meyve budamasında amaç kuvvetli bir bit-
ki gelişimi, dolayısı ile çok, kaliteli ve düzenli meyve almaktır. Ana gövde
üzerinde toprak seviyesinden itibaren 30 cm’ye kadar tüm meyve ve yan sür-
günler temizlenir. Bu şekilde bitkinin başlangıçta verime yatmadan kuvvetli
bir şekilde büyümesi sağlanır. Eğer bu budamalar yapılmayıp erken meyve
alınmaya kalkılırsa ileriki dönemlerde meyve silkmesi denilen beslenemeyip,
büyüyemeyen meyvelere rastlamak kuvvetle muhtemeldir (Şekil 9.6).
İlk 30 cm’de yapılan budamada yan sürgünler, çiçekler ve meyveler alınırken yap-
raklar bitkinin üzerinde bırakılmalıdır.
192 Örtüaltı Üretim Sistemleri
• Eğer kullanılan çeşit yan sürgün oluşturan bir çeşit ise; çıkan yan sürgün-
lerin ucu 2 meyve üzerinde bir yaprak bırakılarak veya 1 meyve üzerinde 1
yaprak bırakılarak alınır (Şekil 9.3).
• Yukarıda askı iplerinin bağlandığı tele ulaşan bitkinin ucu aşağıya sarkıtı-
lıp, yine aynı şekilde budamaya devam edilir. Yan sürgün veren çeşitlerde
ise istenirse bitkinin büyüme ucu tele ulaştığında alınarak, bitkinin 2-3 sür-
gününün uzamasına da izin verilebilir.
• Avrupa pazarı için üretilen uzun tipli meyvelere sahip çeşitlerde ise sürgün
budaması farklı olup, 60-70 cm kadar ana gövde üzerindeki meyveler ve
gövde üzerindeki tüm yan sürgünler askı teline kadar temizlenir. İlk önce
ana gövde üzerinde meyveler elde edilir, askı telinden sonra 3 gövdenin bü-
yümesine izin verilip, aşağıya doğru sarkıtılıp, yine bu üç gövde üzerindeki
meyveler toplanır.
• Hıyarda yaprak budaması sadece hastalıklı, zarar görmüş, yaşlı ve sararmış
yaprakların alınması şeklinde yapılır. Bu tip yapraklar keskin bir bıçakla
yaprak sapı ile birlikte gövdeyle birleştiği yerden kesilerek alınır. Gövde
üzerinde yaprak sapı bırakmamaya özen göstermek gerekir (Fotoğraf 9.4).
Özellikle nemli ve soğuk zamanlarda bu tip bırakılan yaprak sapları yumu-
şayıp, çürüyerek hastalıklara yataklık yapar.
• Yan sürgün veren çeşitlerde meyveler toplandıktan sonra, ana gövde üze-
rinde boşalan yan sürgünler yine dipten kesilip temizlenmelidir. Böylece
bitki içersinde hava hareketinin iyi olması sağlanır.
• Pazar değeri olmayan meyveler -çeşitli nedenlerle ortaya çıkan eğri mey-
veler, birleşik meyveler- görüldüğü zaman hemen toplanmalıdır. Bunların
büyümeye bırakılması boşu boşuna besin kaybı demektir.
• Seralarda yetiştirilen hıyar çeşitleri sadece dişi çiçek veren çeşitlerdir ve
meyve gelişimi için döllenme gerekli değildir. Ancak bazen çok az sayıda
da olsa erkek çiçek görülmektedir. Bunlar görüldüğünde hemen toplanma-
lıdır. Aksi halde erkek çiçeklerin neden olduğu döllenme sonucu gelişen ve
pazar değeri olmayan şekli bozuk meyveler oluşur.
Şekil 9.3 Fotoğraf 9.4
Hıyar Yaprak
bitkisinin budamasının
budanması. yanlış ve doğru
şekli.
9. Ünite - Örtüaltı Üretim Sistemleri 193
Gübreleme ve Sulama
Hıyar gübrelemesi için mutlaka toprak analizi yapılıp, buna göre taban gübresi
ve üst gübreleme programı hazırlanmalıdır. Hıyar bitkisinin 1 ton meyve üretimi
için: 1050 g N, 916 g P2O5, 2340 g K2O, 139 g Mg, 58 g S, 1.91 g Fe, 1.21 g Zn, 0.98
g Mn, 0.87 g B, 0.52 g Cu’a ihtiyacı vardır.
Hıyar bitkisinin su ihtiyacı oldukça fazladır, yüksek sıcaklık ve ışık şartlarında
metrekareden 2.5-4 litre su tüketir. Sudan hoşlanan bir sebze olmasına rağmen,
küçük bir kök yapısına sahip olması nedeniyle fazla su vermek köklerin boğul-
masına, havasız kalmasına neden olur. Hıyar bitkileri için ideal sulama sistemi
damla sulama sistemidir. Sulamalar günlük olarak yapılmalıdır. Hıyar tuza karşı
çok hassastır. Bu yüzden kullanılacak sulama suyunun tuz içeriğinin bilinmesinde
yarar vardır. Hıyar bitkisi organik ve inorganik malçlamaya iyi tepki verir. Toprak
suyunun buharlaşma yoluyla kaybına engel olan malç, suyu seven hıyar bitkisinin
sudan yararlanma oranını arttırır.
Fizyolojik Bozukluklar
Meyve Dökümü (Silkme): Partenokarp çeşitlerde bazen her çiçek meyve bağla-
maz. Meyveler ufak iken yumuşayıp, sararır ve kurur. Üreticiler arasında “meyve
silkmesi” meyve boğulması” diye tanımlanan bu durumun sebebi besin maddesi
dengesizliği (aşırı azot) veya çok düşük/çok yüksek sıcaklıklardır.
194 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Hastalık ve Zararlılar
Sera hıyar yetiştiriciliğinde görülen en önemli hastalıklar mildiyö (Pseudoperonos-
pora cubensis) ve külleme (Erysiphe cichoracearum ve Sphaerotheca fuliginea)’dir.
Kök ur nematodları (Meloidogyne spp.) ile üst aksamda kırmızı örümcek (Tetrany-
chus spp), beyazsinek (Trialeurodes vaporariorum, Bemisia tabaci), yaprak bitleri
(Macrosiphum euphorbiae, Myzus persicae) yaprak galeri sineği (Liriomyza spp.)
ve trips (Frankliniella occidentalis, Thrips tabaci) gibi zararlılar önemli sorunlara
yol açmaktadır.
Özet
Domates bitkilerinin botanik özelliklerini tanım- budaması (koltuk, dip ve salkım ucu sürgünle-
1 lamak ri), çiçek-meyve budaması ve olgunlaşan mey-
Domates Solanaceae (Patlıcangiller) familya- velerin kızarması için düzenli olarak yapılması
sının türü olup, bilimsel olarak Lycopersicon gerekli olan yaprak budaması ve üretimi sonlan-
esculentum Mill. olarak adlandırılmaktadır. dırmak amacı ile yapılan uç alma işlemidir.
Domates bitkisi gövde büyümesine göre “Sınır-
lı büyüme gösteren (Bodur)” ve “Sınırlı büyüme Hıyar bitkilerinin botanik özelliklerini tanımlamak
göstermeyen (Sırık)” olmak üzere ikiye ayrılır. 3 Hıyar Cucurbitaceae (Kabakgiller) familyasın-
Seralarda sırık domates çeşitleri yetiştirilir ve dandır. Bilimsel adı Cucumis sativus’dur. Gövde
bu çeşitlerde büyüme ucu alınmadığı takdirde boğum ve boğum aralarından oluşmakta, gövde
bitki büyümeye devam eder ve bitki gövdesi uzunluğu 6 metreye kadar çıkabilmektedir. Göv-
kendi başına dik duramadığından askıya alın- de üzerinde yaprak, meyve, sürgün ve sülükler
ması gerekir. Çiçekleri salkım şeklinde oluşur yer almaktadır. Seralarda yetiştirilen çeşitler ya
ve erselik yapıdadır. İlk çiçek salkımları, çeşide üzerinde tamamı dişi çiçek olan ginoik çeşitler-
bağlı olarak 5. veya 6. yapraktan sonra, diğerleri dir ya da üzerinde genelde dişi çiçekler ancak az
ise genelde gövde üzerinde 3 yaprakta bir ve üst sayıda erkek çiçek bulunduran yoğun dişi çiçekli
yaprağa yakın bir yerde oluşur. Meyve özellikleri çeşitlerdir. Serada yetiştirilen çeşitler parteno-
(renk, şekil, irilik) bakımından değişik özelliğe karp çeşitlerdir, çiçeğin meyveye dönüşümü için
sahip çok sayıda domates çeşidi (kiraz, kokteyl, döllenme gerekli değildir.
iri...vs) bulunmaktadır. Meyve hasadı iki farklı
şekilde gerçekleştirilir. Olgunlaşan meyveler tek Serada hıyar yetiştiriciliğinin temel prensiplerini
tek toplanır veya bazı çeşitlerde salkım şeklinde 4 sıralamak
hasat yapılır.
Hıyar sıcağı seven bir bitkidir. Serada üre-
tim esnasında sıcaklık, gece 16-19°C, gündüz
Serada domates yetiştiriciliğinin temel prensiple- 19-21°C’ler arasında tutulmalıdır. Oransal nem
2 rini açıklamak %70-90 arasında olmalıdır. Hıyar bitkisi organik
Domates sıcaktan hoşlanan ancak aşırı sıcağı maddece zengin, iyi drene edilmiş, su tutma ka-
sevmeyen bir bitkidir. Yeterli sayıda ve canlılık- pasitesi yüksek, sıcak ve havadar toprakları se-
ta çiçek tozunun oluşması için sıcaklık 10°C’nin ver. Optimum toprak pH’sı isteği 6-6,5’tur. Tuz-
altına düşmemelidir. Ayrıca bu dönemde sera içi luluğa çok hassastır.
gece ve gündüz sıcaklıkları arasında 6-7°C’den Dekara tek ürün yetiştiriciliğinde 2000-2200,
fazla olmamak şartıyla sıcaklık farkı istenir. Sera çift ürün yetiştiriciliğinde 3000-3500 fide diki-
domates yetiştiriciliğinde meyve tutumu aşa- lir. Serada yetiştirilen hıyar bitkileri dikimden
masında ideal gece sıcaklığı 13-18°C, gündüz sonra askıya alınmalı ve haftada iki defa askı ipi-
sıcaklığı 19-24°C’dir. Sera içinde oransal nemin ne sardırma ve budama işlemleri yapılmalıdır.
%50-60, hava hareketinin 1-4 m/sn arasında ol- Orta uzunlukta meyveye sahip çeşitlerde (Beith
ması istenir. Organik maddelerce zengin, pH’sı Alpha tipi) başlangıçta kuvvetli bir bitki gelişi-
5.5-7 arasında olan, su tutma gücü yüksek ve be- mi elde etmek için ana gövde üzerinde toprak
sin maddelerince zengin tınlı topraklarda en iyi seviyesinden itibaren 30 cm’ye kadar tüm çiçek/
gelişmeyi gösterir. meyve ve yan sürgünler temizlenir. Daha sonra
Seraya dikim mesafesi; çift sıra dikimde ana gövdede oluşan meyvelerin gelişimine izin
100x50x50 cm veya 80x40x40 cm, tek sıra di- verilir, yan sürgünler ise bitkinin gelişme kuvve-
kimlerde ise 100x50 cm veya 80x40 cm’dir. Do- tine göre 1-2 meyveden sonra ucu alınarak dur-
mates sera üretiminde askıya alınarak yetiştirilir. durulur. Üretici durumundan tüketici durumu-
Askıya alınan bitkiler düzenli olarak haftada bir na geçmiş, zarar görmüş veya yaşlı yapraklar ile
defa askı ipine sardırılmalıdır. Domates yetişti- üzerlerindeki meyvelerin hasadı tamamlanmış
riciliğinde yapılan budamalar sırasıyla, sürgün yan sürgünler temizlenir.
196 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye’de seralarda yetiş- 6. Domateslerde yapılmayan budama aşağıdakiler-
tirilen sebzelere ait doğru sıralamayı göstermektedir? den hangisidir?
a. Domates/hıyar/patlıcan/biber a. Yaprak budaması
b. Domates/hıyar/kavun/biber b. Yan sürgün budaması
c. Domates/hıyar/biber/patlıcan c. Salkım budaması
d. Domates/hıyar/kabak/taze fasulye d. Sülük budaması
e. Domates/biber/patlıcan/hıyar e. Tepe alma
2. Aşağıdakilerden hangisi seralarda çift ürün yetişti- 7. Hıyarda yapılmayan budama aşağıdakilerden han-
riciliğinin nedenidir? gisidir?
a. Serada aynı dönemde iki sebze türü yetiştirmek a. Yaprak budaması
b. Isıtma masraflarını azaltmak b. Yan sürgün budaması
c. Talebin fazla olduğu zamanda pazara ürün gön- c. Salkım budaması
dermek d. Tepe alma
d. Serada bitkileri farklı sıra arası mesafelerde ye- e. Erkek çiçek budaması
tiştirmek
e. Serada bitkileri çift sıralı yetiştirmek 8. Meyvede kalsiyum eksikliği sonucunda oluşan fiz-
yolojik bozukluk hangisidir?
3. Domates bitkisinin çiçek yapısı aşağıdakilerden a. Lekeli olgunlaşma
hangisidir? b. Çiçek burnu çürüklüğü
a. Monoik c. Çatlama
b. Dioik d. Kedi yüzü
c. Erselik e. Meyve dökümü
d. Ginoik
e. Andromonoik 9. Sera hıyar yetiştiriciliğinde, toprak seviyesinden 30
cm’ye kadar yapılan budamada aşağıdaki bitki kısımla-
4. Tek ürün domates yetiştiriciliğinde fide dikim tari- rından hangisi alınmaz?
hi ne zamandır? a. Çiçekler
a. Mayıs-Haziran b. Meyveler
b. 1-15 Temmuz c. Yan sürgünler
c. Ekim- Kasım d. Kotiledon yaprakları
d. Aralık- Ocak e. Yapraklar
e. 15 Ağustos -15 Eylül
10. Sera hıyar yetiştiriciliğinde kök ortamı sıcaklığı en
5. Hıyarda kısa dönem yetiştiriciliği için hangi çeşit- az kaç °C olmalıdır?
lerin kullanılması daha uygundur? a. 25
a. Tekli meyve veren çeşitler b. 15
b. Multi çeşitler c. 10
c. Kuvvetli gelişen çeşitler d. 7
d. Aşılı çeşitler e. 5
e. Standart çeşitler
9. Ünite - Örtüaltı Üretim Sistemleri 197
Yararlanılan Kaynaklar
Alan, N.M. (2005). Domates Üretim Teknikleri, Has- Snyder, R. G. (2007). Greenhouse Tomato Handbook.
talık ve Zararlıları, Besin Eksiklikleri. Meta Ba- Mississippi State Univ. Extension Service. http://
sım Matbaacılık Hizmetleri, Bornova-İzmir. msucares.com/pubs/publications/p1828.pdf.
Anonim (1983). Cucumbers. Grower Guide No:15. Talay, R., Çetinkaya, Ş. (1991) . Örtüaltında Domates.
Grower Books, London. Seri-D, No:2. Seracılık Araştırma Enstitüsü, Antal-
Anonim (1990). Tomatoes. Grower Publications Ltd., ya.
London. Titiz, S. (2004). Modern Seracılık-Yatırımcıya Yol
Anonim (1990). Protected Cultivation in the Medi- Haritası. ANSİAD Yayınları, Antalya.
terranean Climate. FAO Plant Production and Tüzel, Y., Gül, A. (2008). Seralarda İyi Tarım Uygula-
Protection Paper 90. Rome. maları. Tibyan Yayıncılık, İzmir.
Anonim (2007). Greenhouse Tomato. h t t p : / / Tüzel,Y., Gül, A., Daşgan, H.Y., Öztekin, G.B., Engin-
oregonstate.edu deniz, S., Boyacı, H.F., Ersoy, A., Tepe, A., Uğur, A.
Aybak, H.Ç., Kaygısız, H. (2004). Hıyar Yetiştiriciliği, (2010). Örtüaltı Yetiştiriciliğinin Gelişimi. VII.
Hasad Yayıncılık, İstanbul. Türkiye Ziraat Mühendisliği Teknik Kongresi Bil-
Blancard, D., Lecoq, H., Pitrat, M. (1995). Kabakgiller diriler Kitabı, Cilt 1: 559-578, Ankara.
Hastalıkları. Çeviren: H. Kaygısız, Hasad Yayıncı-
lık. İstanbul.
Gül, A. (1998). Serada Sebze Yetiştiriciliği. Ziraat
Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, İki Aylık Yayın
Organı, Ocak-Şubat, İzmir.
Gül, A., Tüzel, İ.H., Okur, B., Tuncay, Ö., Aykut, N.,
Engindeniz, S. (2000). Serada Topraksız Tarım
Tekniği ile Hıyar Yetiştiriciliği. TÜBİTAK, TARP
Yayınları.
Gül A., Tuncay Ö., Tüzel Y., Okur B., Tüzel İ.H., Gümüş
M., Madanlar N., Onoğur E., Örümlü E.A., Tür-
küsay H., Yoldaş Z., Engindeniz S. (2000). Serada
Organik Domates Yetiştiriciliği. TÜBİTAK TARP
Yayınları.
Günay, A. (1992). Serler. Özel Sebze Yetiştiriciliği, Cilt
II. Çağ Matbaası. Ankara.
Magein, H. (1992). Bioclimatological Requirements
for Selected Priority Vegetable and Flower Crops
in Antalya. Expert Consultation Workshop on
Greenhouses in the Antalya Region. Greenhouse
Crop Research Inst. 13-17, January, Antalya.
Papadopoulos, A.P. (1991). Growing Greenhouse To-
matoes in Soil and in Soilless Media. Agriculture
and Agri-Food Publication 1865/E.
Papadopoulos, A.P. (1994). Growing Greenhouse Se-
edless Cucumbers in Soil and in Soilless Media.
Agriculture and Agri-Food Publication 1902/E.
Sevgican, A. (2002). Örtüaltı Sebzeciliği (Topraklı
Tarım), Cilt I. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ya-
yınları No:528, Bornova-İzmir.
10
ÖRTÜALTI ÜRETİM SİSTEMLERİ
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Örtüaltında bağcılığın nedenlerini açıklayabilecek,
Örtüaltında bağcılığın temel prensiplerini tanımlayabilecek,
Ülkemiz koşullarında hangi meyve türlerinin örtüaltında yetiştirilebileceğini
açıklayabilecek,
Örtüaltında meyve yetiştiriciliğinin temel prensiplerini tanımlayabilecek
bilgi ve beceriler kazanabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
• Sera • Kayısı
• Tünel • Muz
• Üzüm • Yenidünya
• Şeftali • Çilek
• Nektarin
İçindekiler
• ÖRTÜALTINDA BAĞCILIK
Örtüaltı Üretim Sistemleri Örtüaltında Bağcılık ve Meyvecilik • ÖRTÜALTINDA MEYVECİLİK
Örtüaltında Bağcılık ve
Meyvecilik
ÖRTÜALTINDA BAĞCILIK
Son verilere göre bağ alanı (101.155 ha) ve üzüm üretimi (677.079 ton) bakımın-
dan tarım bölgelerimiz arasında Ege’den sonra ikinci sırada yer alan Akdeniz
Bölgesi diğer meyve ve sebze türlerinde olduğu gibi üzümde de Türkiye’nin en
erkenci bölgesidir. Bölge üzüm üreticisinin Haziran başlangıcı-15 Temmuz tarih-
leri arasındaki dönemde iç ve özellikle dış piyasada başta Almanya, Avusturya,
Rusya Federasyonu, Hollanda, Suudi Arabistan, Kuveyt ve İngiltere olmak üzere
diğer Avrupa ve Asya ülkelerine üzüm pazarlama şansı çok yüksektir. Çünkü bu
dönemde önemli düzeyde bir pazar boşluğunun olduğu belirtilmektedir. Bölge
üreticisi erken yetişen ürününü gerek iç, gerekse dış pazarda yüksek fiyatla sata-
bildiğinden erken üzüm yetiştirmeye ilgi duymaktadır.
Açıkta üzüm yetiştiriciliğinde erkenci çeşitlerde olgunlaşma haziran ayının
ilk haftasından itibaren gerçekleşir. Örtüaltı üzüm yetiştiriciliği yapıldığında ise
hasat tarihinin ısıtma yapmaksızın mayıs ayı, ısıtma yapılabildiğinde nisan ayı
başlarına kadar çekilebilmesi mümkündür.
Ülkemizde asmaları dolu ve kuş zararı ile geç olgunlaşan üzüm çeşitlerinde
yağmur ve bundan kaynaklanan gri küf hastalığı tehlikesinden koruma ve daha
geç hasat amaçlı örtü kullanımı da olmakla birlikte örtüaltı üzüm yetiştiriciliğinde
daha çok erken olgunlaşma amaçlanmaktadır.
Bağcılık alanında değişik yükseklikte plastik tüneller veya plastik sera kullanı-
larak ülkemizde yürütülen çalışmalarda 30-45 güne kadar değişen sürelerde daha
erken olgunlaşmanın sağlandığı ve bunun kazançlı olduğu ortaya konulmuştur.
Elde edilen sonuçlardan, Mersin ilinin Merkez ve Tarsus ilçeleri başta olmak üze-
re, Adana ve batı Akdeniz sahil kuşağını temsil eden Antalya ilinin örtü altında
üzüm yetiştiriciliği yönüyle de çok iyi şekilde değerlendirilebileceği anlaşılmıştır.
Son yıllarda ısıtma yapabilen üreticilerin daha erken kış budaması, erken örtme ve
gerektiğinde ısıtma ile olgunluğu mayıs ayı başlangıcına kadar çekebildikleri belir-
lenmiştir. Mersin Merkez, Tarsus ve Silifke ilçelerinden örtü altında Mayıs ayı - 15
Haziran başlangıcı aralığında çıkan üzüm oldukça yüksek fiyatla satılmıştır.
202 Örtüaltı Üretim Sistemleri
amacına bağlı olarak 0,2 mm - 0,35 mm kalınlığında; normal, UV, IR, antifog
veya UV+IR+antifog katkılı olabilmektedir. Plastik örtünün uzun süre kullanıla-
bilmesi ve yüksek ışık geçirgenliği göstermesi önemlidir, gergin çekilmesine özen
gösterilmelidir. Plastik seraların en uygun örtme zamanları 1 Ocak-15 Şubat’tır.
Antalya, Mersin ve Adana’ da yapılan çalışmalar bunu doğrulamaktadır. Daha
erken kapatmada asmalar soğuklama ihtiyacını yeterince karşılayamadıklarında,
uyanmada ve tane tutumunda anormallikler görülebilir.
Normal PE: Ömrü kısadır, ancak 1 yıl dayanabilir. IR ışınlarını geçirir ve iç yüzeyinde
yoğunlaşan su damlacıkları oluşturur.
UV katkılı PE: Ömrü 2-3 yıldır.
IR katkılı PE: IR ışınlarını daha az geçirme özelliğine sahiptir. Bu nedenle seradan ısı
kayıplarını azaltır.
Antifog katkılı PE: Örtünün iç yüzeyinde yoğunlaşan suyun damlacıklar halinde de-
ğil, ince bir film gibi yayılmasını sağlama özelliğine sahiptir.
UV+IR+Antidrop katkılı PE: Ömrü 2-3 yıldır, IR ışınlarını daha az geçirme özelli-
ğine sahiptir, örtünün iç yüzeyinde yoğunlaşan suyun damlacıklar halinde değil, ince bir
film gibi yayılmasını sağlama özelliğine sahiptir.
Fotoğraf 10.2
Asma yetiştirilen
plastik tüneller
(solda ve ortada) ve
plastik sera (sağda).
Plastik seralar ilk yıldan sonra, plastiklerin değişimine kadarki sürede yan du-
var açıklıklarının ve kapıların tamamen kapatılması yoluyla örtülmektedir. De-
ğişme yılında plastiklerin, üzüm hasadından sonra kaldırılmaları ve yağışlardan
sonra önerilen zamanlarda kapatılmaları uygun olacaktır. Asmaların örtülü oldu-
ğu süre içinde gerektiği kadar suyun verilmesi esastır.
Yüksek plastik tünellerde yanlardan toprağa sızan su nedeniyle yağmur sula-
rından bir miktar yararlanılması mümkündür. Bu yapılarda örtme işleminin öne-
rilen tarihlerde yapılması ve hasattan sonra yeniden örtmeye kadar örtünün kal-
dırılması ile asma için daha doğal bir büyüme ortamı yaratılması söz konusudur.
Uygun toprak koşullarında, çeşitlerin gelişme gücüne göre sık (1 m x 1,5 m)
veya normal aralıklı (2m x 3 m) dikim yapılarak örtüaltında birim alandan alı-
nacak üzüm miktarı ve elde edilecek kazanç düzenlenebilir. Dikim sıklığının bağ
alanının büyüklüğüne, çeşidin gelişme gücü, kullanılacak alet ve donanım ile uy-
gulanacak budama ve terbiye şekillerine göre ayarlanması gerekir. Aksi halde dar
aralıklarda yetersiz güneşlenme ve havalanma; geniş aralıklarda ise alanın ekono-
mik kullanılmaması nedeniyle üzüm verimi ve kalitesi düşmektedir.
Bakım koşulları iyi olduğunda asmanın ekonomik ömrü 40-50 yıldır. Asmalar-
dan yeterli ürün, ancak asmalara şekil verme (terbiye) işi tamamlandıktan sonra
alınır. Terbiye şekli seçiminde iklim koşulları, üzüm çeşidinin özellikleri (gelişme
204 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Terbiye: Asmanın gövdesi, kolları ve yıllık dalları ile yazlık sürgünlerin oluşturduğu
şekle terbiye şekli denilmektedir.
Kordon: Bir gövde, bir veya iki koldan ve kollar üzerinde 15-20 cm aralıklarla yerleş-
tirilmiş baş denilen kısımlardan oluşan bir şekildir.
Guyot: Bir gövde ile her asmada bir veya iki kısa kalın kol üzerinde ikişer adet kısa
ve uzun budanmış dalların bulundurulduğu bir şekildir.
Çardak: Yüksek (1,5-2 m) bir gövde ile çardak denilen yatay bir düzlem üzerine uza-
tılmış 2-4 koldan oluşan bir şekildir.
Goble: Ortalama 30-60 cm yüksekliğinde bir gövde ve 3-5 koldan oluşan telsiz bir
şekildir.
Kısa budama: Asmanın bir yıllık dallarının 1-3 göz üzerinden kesilmesidir.
Orta budama: Asmanın bir yıllık dallarının 4-7 göz üzerinden kesilmesidir.
Uzun budama: Asmanın bir yıllık dallarının 8 ve daha fazla sayıda göz üzerinden
kesilmesidir.
Karışık budama: Asmada kısa budanmış dallar yanında, orta veya uzun budanmış
dalların da birlikte bulunmasıdır.
Şekil 10.1
Goble (solda) ve
kordon (sağda)
şeklinin şematik
görünüşü
(Ergenoğlu ve
Tangolar, 2000).
Örtüaltı üzüm yetiştiriciliğinde açıktakinden farklı olarak, geniş tünel veya se-
ralarda sulama yapılması zorunlu bir uygulamadır. Çünkü örtme sonrasında yağ-
mur sularından yararlanılamamaktadır. Bu nedenle toprak neminin kontrol edil-
mesi ve toprak suyunun tarla kapasitesi seviyesinde tutulması gereklidir. Sulamada
damla sulama yönteminin kullanılması uygundur. Damla sulama sistemi mümkün
olduğunca bağ tesisi sırasında kurulmalı ve asmaların dikimden itibaren bu yön-
temle sulanmaları sağlanmalıdır. Laterallerin, elle veya rotovatör gibi aletlerle sıra
üzeri toprak işlemesini engellemeyecek bir yükseklikten çekilmesinde yarar vardır.
Yapılan araştırmalar ile bir dekar bağdan alınan bir ton ürünün budama artık-
larıyla birlikte yaklaşık olarak 6-8 kg N, 1,5-2 kg P2O5 ve 7-8 kg K2O kaldırdığı
belirlenmiştir. Asmadan kaybedilen besin elementleri miktarı ve biraz daha faz-
lası toprağa gübreleme ile yeniden verilmelidir. Aksi halde toprağın besin mad-
desi içeriğinin ve verimliliğinin giderek azalması sonucu asmanın büyümesinde
anormallikler, gelişmede noksanlık ve verim azlığı görülür. Birim alandan yeterli
miktarda ve iyi kalitede ürün alınabilmesi için, asmaların ihtiyaç duydukları besin
elementlerinin uygun yöntemle, zamanında ve dozunda verilmesi gerekmektedir.
Bağların gübrelenmesinde serpme, banda uygulama ve damla sulama siste-
miyle gübreleme (fertigasyon) ile yapraktan gübreleme yöntemleri tercih edil-
mektedir. Serpme yönteminde gübreler el veya makine yardımıyla toprak yüze-
yine dağıtılmaktadır. Azotlu gübreler bu şekilde uygulanabilir. Banda uygulama
yönteminde bağlarda sıra üzerinde veya arasında ya da asmaların çevresine daire
şeklinde açılan çizilere özellikle fosforlu ve potasyumlu gübreler verilebilmekte-
dir. Bağlarda üre, potasyum nitrat ve diğer suda çözünebilir gübre formlarının
verilmesinde en çok kullanılan yöntem damla sulama sistemi ile gübre uygula-
masıdır. Asmaların suda çözünmüş haldeki besin maddeleri ile doğrudan veya
tarımsal savaş ilaçları ile karıştırılarak yapraktan gübrelenmesi de mümkündür.
Bağ hastalık ve zararlılarıyla mücadelede tünel veya seraların iyi havalandı-
rılması kültürel önlem olarak çok önemlidir. Bu yapılarda doğal havalandırma
tercih edilmelidir. İyi bir havalandırma ile tünel veya sera içi sıcaklığının, dış sı-
caklığın 2-3∞C üstüne kadar düşürülmesi mümkündür. Havalandırma yapılarak
sıcaklık yanında, oransal nem ile CO2 ve O2 konsantrasyonu da düzenlenir. Sera
veya tünel içerisinde biriken fazla nem, güneş ışınlarının girmesini engellemesi
yanında fungal hastalık riskini de artırmaktadır. Bu risk iyi bir havalandırma ile
ortadan kaldırılır. Havalandırma açıklıkları sera taban alanının %16-25’i arasın-
da değişmelidir. Yan duvar havalandırmasında yan duvarın tamamen açılması
önemlidir. Sürekli yan duvar havalandırmasında yan duvarın düz olması kolaylık
sağlamakta ve plastiğin bir boruya sarılarak kontrol edilmesi mümkün olmakta-
dır. Plastik örtü ile kapatılmış tesislerde ve özellikle tünellerde iyi havalanma için
tünel uzunluğunun 100 m’yi geçmemesi gereklidir.
Örtüaltında üzüm yetiştiriciliğinde mildiyö, külleme, ölükol, gri küf gibi bağ
hastalıkları ve başta salkım güvesi olmak üzere bağ zararlıları ile mücadele etmek
gerekir. Yaz budamalarının iyi uygulanmaması ile birlikte havalanma da yapılmaz
ise fungal hastalıklarla mücadele güçleştiği gibi, üzümlerde renklenme ve olgun-
laşma ile sürgünlerde odunlaşma beklenen düzeyde olmamaktadır. Ayrıca bağ-
larda kuş zararı önemli olmaktadır, örtüaltında yan havalandırma açıklıklarının
tülle kapatılması yoluyla bu zarar kolayca önlenebilir.
ÖRTÜALTINDA MEYVECİLİK
Örtüaltında meyve yetiştiriciliği çok eskiden beri yapılmaktadır. Bu konudaki ilk
uygulamalar Fransa ve İngiltere krallıklarına dayanmaktadır. O dönemde örtüaltı
yetiştiriciliğinin, soğuğa hassas ağaçların büyük saksılar içerisinde soğuk dönem-
lerde ısıtılan bir seraya, ilkbaharda ise dışarı taşınması şeklinde olduğu görülmüş
ve böylece çok soğuk yerlerde portakal ve hurma ağaçlarının yetiştirilebildiği ra-
por edilmiştir. 1904 yılında, İngiltere’de sera koşullarında saksılar içerisinde ticari
meyve yetiştiriciliğinin yapıldığı bildirilmiştir. Serada ağaç yetiştiriciliği, ağaç bo-
yutları nedeniyle problem yaratmıştır. Ağaç boyutlarının bodur anaçlarla küçül-
tülmesindeki son gelişmelerle (özellikle şeftalilerde) verimli küçük meyve ağaçları
oluşturulmuş ve örtüaltı meyve yetiştiriciliği için yeni olanaklar doğmuştur.
Örtüaltında yetiştiricilik meyve gelişimine olumlu etkiler sağlamakta ve açık-
ta yetiştiricilikten daha erken meyve elde edilmektedir. Ancak bu durum sadece
ağaç ve meyve gelişimi için hava sıcaklığının optimumun altında olduğu zaman-
lar için geçerlidir. Bu da genellikle kış sonu, ilkbahar aylarında çiçeklenen çeşit-
ler için geçerli olmaktadır. Örtüaltındaki yetiştiricilikte bazı ılıman iklim meyve
türlerinin önce soğuklama gereksinimlerinin karşılanması sonra örtüaltı koşul-
larından yararlanmaları anlamına gelmektedir. Ilıman iklim meyveleri arasında
örtüaltı yetiştiriciliğinin 1970’li yıllardan sonra, raf ömrü kısa olması nedeniyle
sert çekirdekli meyvelere odaklandığı görülmektedir. Yumuşak çekirdekli mey-
ve türlerinin soğuk hava depolarında uzun süre depolanabilmeleri nedeniyle yıl
boyunca bulunabilmeleri mümkün olduğundan örtüaltı yetiştiriciliği konusu çok
fazla geliştirilmemiştir. İsrail’de yapılan çalışmalarda, şeftali ve nektarinlerin so-
ğuklama gereksinimlerini karşıladıktan sonra, sera koşullarına alınması 1 ay veya
daha fazla bir erkencilik sağlamıştır.
Örtüaltı tarımı deyince cam ve plastik seralar ile alçak ve yüksek tüneller al-
tındaki üretim akla gelmektedir. Örtüaltı bitki yetiştiriciliği ile açıkta yetiştiricilik
arasında bitkilerin gelişmesi, çiçeklenme zamanı ve meyve olgunlaşma zamanları
bakımından önemli farklar vardır. Örtüaltı yetiştiriciliğindeki en önemli amaç;
dış ortam koşullarının uygunsuzluğunu ortadan kaldırmaktır. Bu durumda ör-
tüaltı yetiştiriciliğindeki hedeflerden en önemlisi erkenciliktir. Böylece meyve
olgunlaşması daha erken olmakta bu da hem yurtiçi hem de yurtdışı fiyatlarına
yansımaktadır. Bir ürünün piyasada yoğun olarak bulunmadığı dönemde piya-
saya arz edilmesi onu fiyat bakımından çok avantajlı hale getirmektedir. Örtüaltı
yetiştiricilikte kullanılan örtü materyallerinin meyvenin rengine, aromasına ve
albenisine önemli katkılar sağladığı bilinmektedir. Dünya’da örtüaltı meyve yetiş-
tiriciliği en fazla İtalya’da çilek ve üzüm yetiştiriciliğinde yapılmaktadır.
10. Ünite - Örtüaltında Bağcılık ve Meyvecilik 207
Fotoğraf 10.4
Örtüaltında kayısı
yetiştiriciliği
Akdeniz Meyveleri
Ülkemizde, örtüaltı Akdeniz meyve türleri yetiştiriciliği konusunda muz ve ye-
nidünya üzerinde çalışmalar yapılmıştır (Fotoğraf 10.5). Isıtılan cam serada bo-
dur anaç olarak ayva kullanılmış ve bu anacın üzerine Gold Nugget ve Tanaka
yenidünya çeşitleri aşılanmıştır. Bu şekildeki yetiştiricilikten elde edilen meyve-
lerin, açıktaki yetiştiriciliğe göre yaklaşık 1 ay önce olgunlaştıkları saptanmıştır.
Ülkemizde ticari boyutta örtüaltında yenidünya yetiştiriciliği çok sınırlı kalmıştır.
Oysa İspanya ve Japonya’da örtüaltında ticari boyutta yenidünya yetiştiriciliği ya-
pılmaktadır.
Akdeniz meyvelerinden muz üzerinde, Ülkemizde ve Dünya’da örtüaltı yetişti-
riciliği konusunda çeşit, sulama, gübreleme, malçlama vb konularda oldukça fazla
sayıda çalışma yapılmıştır. Ülkemizde ticari olarak örtüaltında muz yetiştiriciliği
başarılı bir şekilde yapılmaktadır. Bu yetiştiricilik; ısıtılmayan, kritik günlerde ısı-
tılan ve tam kontrollü modern seralarda olmak üzere değişik örtüaltı materyalleri
kullanılarak yapılmaktadır.
Muz bitkisi, ülkemize ilk defa süs bitkisi olarak, Mısır’dan Alanya’ya getiril-
miştir. Daha sonrasında muz bitkisinin meyve verdiği anlaşılınca, 1930’lu yıllar-
dan sonra meyvesi için ticari amaçla yetiştirilmeye başlanmıştır. 1990’lı yıllara
kadar ülkemizde muz yetiştiriciliği genellikle açıkta yapılmasına rağmen, 1990’lı
yıllardan sonra özellikle Anamur ve Bozyazı ilçelerinde taban arazilerde örtüaltı
muz yetiştiricilik alanlarında önemli artışlar olmuştur. Son yıllarda toplam muz
üretiminin yaklaşık %70’i örtüaltı yetiştiriciliğinden sağlanmaktadır (Çizelge
10.2, Fotoğraf 10.6). Bu artışta, örtüaltı muz yetiştiriciliğinin açığa göre daha karlı
olmasının payı büyüktür. Bununla birlikte, örtüaltı muz üretiminin toplam üre-
timdeki payı yıldan yıla artmaktadır. Ülkemizde daha önceleri çoğunlukla Dwarf
Cavendish muz çeşidi yetiştirilirken, günümüzde özellikle Grand Nain çeşidi ye-
tiştirilmektedir.
Fotoğraf 10.5
Örtüaltında
muz (solda) ve
yenidünya (sağda)
yetiştiriciliği.
Fotoğraf 10.6
Örtüaltında muz
yetiştiriciliği
ler bulunur. Yapraklar yeterli sayıya ulaştıktan sonra meyve salkımı rizomdan ve
yalancı gövdenin ortasından ilerler ve yer çekiminin etkisiyle yere doğru kıvrılır.
Yediğimiz muz meyveleri sadece dişi çiçeklerden tozlanma döllenme olmaksızın
partenokarpik olarak meydana gelir. Erdişi ve erkek çiçekler salkım üzerinde ku-
ruyup kalırlar ve bunlar yenmezler. Bir muz bitkisi, sadece bir salkım oluşturur.
Salkım veren muz bitkisi kesilir ve rizomun sürmesiyle oluşan yeni yavru bitkiler
büyütülerek yetiştiriciliğe devam edilir (Şekil 10.2).
Muz salkımına hevenk denir. Salkım ağırlığı dişi çiçek sayısına, o da sıcaklı-
ğa bağlı olup, sıcak aylarda artarken soğuk aylarda azalmaktadır. Çiçeklenmeden
derime (hasat) kadar 6-7 ay geçmektedir. Salkımda bulunan her muz meyvesine
parmak denir. Salkımlar taraklardan oluşmuştur. Taraklar üzerinde bulunan par-
maklar çift sıralıdır. İlk taraklarda parmak sayısı fazla ve meyveler iridir. Sakımın
ucuna doğru gidildikçe taraklardaki meyvelerin sayısı azalır ve meyveler küçülür-
ler. İyi bakımlı bir muz bahçesi 50-60 yıl yaşayabilir.
Muz, nemli, tropik iklim bitkisidir. Ekvatorun 30° güney ve 30° kuzey enlem
dereceleri arasında kalan bölgede yetiştiriciliği yapılmaktadır. Bununla birlikta
Ülkemizde olduğu gibi bazı subtropik iklim bölgelerinde de yetiştirilebilmekte-
dir. Yıl boyunca aylık ortalama 26-27°C sıcaklık ister. 15-16°C’nin altında gelişme
gerilemekte, 2-3°C de zararlanma olmaktadır. 0°C ve hemen altındaki sıcaklıklar-
da toprak üstü kısım ölmektedir. Sıcaklık kısa bir süre için -1,5 ile -2°C dereceye
düşerse şiddetli zararlanmalar görülür. Bu nedenle subtropik iklim koşullarında
sıcaklık çok büyük önem arz etmektedir. Örtüaltı muz yetiştiriciliğinde bu dere-
celere çok dikkat edilmeli ve gerektiğinde ısıtma yapılmalıdır.
En ideal toprak derinliği 2 m olup organik maddece zengin, geçirgen, hafif
bünyeli, hafif alkali, killi, tınlı, kumlu karakterdeki topraklar muz yetiştiriciliği
için uygundur. Bir muz bahçesinden yılda hektardan 50 ton ürün alındığında,
yaklaşık olarak topraktan 1500 kg K, 450 kg N, 60 kg P2O5, 215 kg Ca, 140 kg
Mg, 12 kg Mn, 5 kg Fe, 1,5 kg Zn, 1,25 kg B, 0,5 kg Cu kaldırmaktadır. Bu nedenle
kaybolan besin maddelerinin toprağa geri kazandırılması gerekir.
Muzun özellikle, dikim zamanı, yavru bitki dönemi, hevenk oluşumu ve geliş-
me dönemlerinde besin maddelerine olan ihtiyacı fazladır. Muz yetiştiriciliğinde,
yavru bitkilerin göründüğü ve büyümenin başladığı ilk 3 ay içerisinde özellikle azot
çok önemlidir. Hevenk gelişme döneminde ise potasyum büyük önem kazanmak-
tadır. Azot, yavru bitki dönemi, salkım oluşum dönemi ve salkım gelişme dönemi
olmak üzere üç farklı dönemde uygulanmaktadır. Muz bitkisinin fosfor gereksini-
mi, azot ve potasyuma göre az olmasına rağmen, kök gelişimi ve hevenk oluşumu
bakımından önemlidir. Fosforun sağlıklı bir şekilde alınabilmesi için toprakta ye-
terli miktarda su ve organik madde bulunmalıdır. Bitki besin maddelerinin büyük
çoğunluğu bitki büyüme ve gelişme döneminde, yaklaşık %35-36’sı da meyveler
tarafından tüketilmektedir. Kullanılan besin maddeleri ilave edilmediği takdirde
ise çeşitli bitki besin maddesi noksanlıklarıyla karşılaşılır. Muz yetiştiriciliğinde
yanmış çiftlik gübresi rizom bölgesini sıcak tutması ve K alımını teşvik etmesi ba-
kımından önem taşımaktadır. Özellikle ısıtılmayan veya sadece kritik zamanlarda
ısıtılabilen seralarda soğuğa karşı yanmış çiftlik gübresi kullanımı yaygındır.
Bahçenin ilk tesisinde toprak analizi ve ileri aşamalarda ise yaprak analizleri, uy-
gulanacak gübreleme programında büyük önem taşımaktadır. Bitki besin maddesi
düzeylerini belirlemek amacıyla yaprak örnekleri, 3. yaprağın orta kısmından 10
cm’lik karşılıklı iki şerit alınarak belirlenir (Şekil 10.2). Bu amaçla yaprak örnekleri,
hevenkler oluştuktan ve erkek çiçeklerin görüldüğü zamanda alınmalıdır. Alınan
212 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Üzümsü Meyveler
Farklı toprak ve iklim koşullarında ekonomik olarak yetiştirilebilmesi, çilek yetiş-
tiriciliğinin önem kazanmasında çok önemli bir rol oynamaktadır. Çilek, pazarda
taze meyvenin az olduğu dönemde olgunlaştığı için iyi bir pazar avantajına sahiptir.
Çilek taze tüketiminin yanı sıra reçel, pasta, marmelat, meyve suyu olarak da tüke-
tilmektedir. Küçük aile işletmeciliğine de uygundur. Ülkemizin hemen hemen her
bölgesinde çilek yetiştiriciliği yapılabilmektedir. Ülkemizde modern anlamda çilek
yetiştiriciliği ancak 1970’li yıllardan sonra başlamıştır. Çilek üretimi her yıl artmak-
tadır. Bu üretimin bir kısmı ise örtüaltında yapılmaktadır. Örtüaltı çilek yetiştirici-
liği, ısıtmalı ve ısıtmasız cam ve plastik seralar ile yüksek ve alçak tünellerde yapıl-
maktadır. Nitekim ülkemizde, örtüaltı çilek üretiminin toplam çilek üretimindeki
10. Ünite - Örtüaltında Bağcılık ve Meyvecilik 213
payı 2004 yılında %53’e çıkmıştır (Çizelge 10.3). Ülkemizde örtüaltı çilek yetiş-
tiriciliği üretim miktarı bakımından sırasıyla; Antalya ve Mersin’de cam serada;
Mersin, Adana, İzmir, Aydın, Muğla, Manisa ve Hatay’da plastik serada; Mersin,
Aydın, Antalya, İzmir, Bursa, Manisa, Muğla ve Erzurum’da yüksek tünelde; Mer-
sin, Antalya, Muğla, Kırklareli, İzmir, Aydın, Manisa ve Düzce’de ise alçak tünelde
yapılmaktadır.
Meyve toplama günün erken saatlerinde ve tırnak ucu ile meyve sapı 0,5cm
kalacak şekilde kopartılıp avuç içine düşürülerek yapılmalıdır. Çilek meyveleri
+2°C’de 1 hafta kontrollü atmosfer koşullarında saklanabilir.
Dikimden önce çilek yetiştiriciliği yapılacak toprak sürülerek kesekler parçala-
nır. Daha sonra solarizasyon yapılarak toprak hastalık ve zararlılardan temizlenir.
Çilek dikimi için seddeler oluşturulur. Bunu takiben damla sulama boruları serilir
ve toprak yüzeyi malçlanır. Çok çeşitli malç çeşitleri (polietilen, saman, çakıl vs.)
olmasına rağmen, yabancı ot çıkışını önlemesi, meyvenin toprakla temasını en-
gellemesi, toprak kaynaklı hastalık ve zararlıların meyve ve yapraklara bulaşması-
nı önlemesi, toprağı sıcak tutması, topraktan nem kaybını azaltması bakımından
daha çok siyah plastik malç kullanılmaktadır. Malçlamadan sonra, her seddede
iki sıralı olacak şekilde 30x35cm dikim aralığı işaretlenir ve dikim çukurları açılır.
Çilek fidesi, gövdesi toprak altında ve kökler ise toprak üzerinde kalmayacak, yani
büyüme ucu toprak üstünde olacak şekilde dikilmelidir. Dikimde köklerin kıvrıl-
mamasına dikkat edilmelidir (Şekil 10.3).
Şekil 10.3
Solda, çilek
yetiştiriciliğinde
kullanılan seddeler
ve dikim mesafeleri;
sağda, A: doğru,
B: derin, C:yüzlek
dikim.
10. Ünite - Örtüaltında Bağcılık ve Meyvecilik 215
Alçak tünelde çilek yetiştiriciliğinde açığa göre yaklaşık bir aylık bir erkencilik
sağlanmaktadır. Fakat bu sistemde, arı faaliyetinin sınırlı olmasından dolayı toz-
lanma - döllenme noksanlığına bağlı bozuk şekilli meyve oluşumu ve çiçeklerin
donması riski dikkat edilmesi gereken konulardır. Ayrıca yüksek tünel ve sera içi-
ne de alçak tüneller kurularak bitkilerin daha iyi gelişmesi sağlanabilir. Böylece
daha erken ürün elde edilir. Yüksek tünelde, açıktaki yetiştiriciliğe göre 45 gün,
hatta içerisine alçak tüneller kurarak 60-75 günlük erkencilik sağlanabilir. Yüksek
tünelde alçak tünele oranla daha rahat çalışılır (Fotoğraf 10.7). Seralar, yüksek
tünellere oranla daha ekenci olup daha rahat çalışma imkânı vardır. Ayrıca hava-
lanma daha iyi sağlanmakta ve bitki gelişimi daha iyi olmaktadır. Ancak alçak ve
yüksek tünellere göre pahalıdır. Son yıllarda topraklı fide anlamına gelen tüplü
fide ile dikim, örtüaltında topraksız çilek tarımı ve yüksekte çilek yetiştiriciliği
gibi yeniliklikler vardır (Fotoğraf 10.8).
Fotoğraf 10.7
Örtüaltı çilek
yetiştiriciliği (Solda
yüksek tünel; sağda
alçak tünel)
Fotoğraf 10.7
Örtüaltında
topraksız ve
yüksekte çilek
yetiştiriciliği
216 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Özet
Örtüaltında bağcılığın nedenlerini açıklamak Örtüaltında meyve yetiştiriciliğinin temel
1
Türkiye, içinde bulunduğu enlem dereceleri 4 prensiplerini tanımlamak
nedeniyle bağcılık için son derece uygun iklim Örtüaltında meyve yetiştiriciliğinde en önemli
koşullarına sahiptir. Akdeniz bölgesinin kıyı konu, ağaç boyutlarını düzenlemektir. Meyve
kesimleri ülkemiz bağcılığında erken olgunla- ağaçları genellikle yüksek boylu olduklarından
şan üzüm çeşitlerinin yetiştiriciliği bakımından bunların örtüaltına alınabilmeleri için hem
önem taşımaktadır. Bölgenin bu özelliğinin ör- boylarının kısa olmasını sağlayan bodur anaç-
tüaltında bağcılık yönüyle de değerlendirilmesi lar üzerinde yetiştirilmeye hem de özel terbiye
bölge üreticisi için önemli bir ayrıcalıktır ve ka- şekilleri ve budamalarla ağaç boyutları kontrol
zanç kaynağıdır. Örtüaltında yetiştiricilik ayrıca altına alınmaya ihtiyaçları vardır. Ayrıca, yapra-
küçük bağ alanlarının daha yüksek gelir elde ğını döken ılıman iklim meyve türlerinin ihtiyaç
edilecek şekilde etkin kullanımını mümkün kıl- duyduğu soğuklama gereksinimini sağlamak ve
ması nedeniyle de önemlidir. örtüaltına özgü oluşabilecek hastalık ve zarar-
lılarla mücadele etmek de gerekmektedir. Ağaç
Örtüaltında bağcılığın temel prensiplerini boyutlarını düzenlemek için prensip bodur veya
2 tanımlamak çok bodur anaç materyali üzerine aşılanan tür ve
Örtüaltında bağcılıkta erkenci çeşitlerin kulla- çeşitlerle yetiştiricilik yapmaktır. Buna ilave ola-
nılması esastır. Örtüaltında nem kontrolu ile gü- rak özel terbiye şekilleri (Spindle bush, V şekli,
neşlenmeye ve havalandırmaya dikkat edilmesi Y şekli) ile de ağaç boyutlarının kontrol altına
gerekir. Bunun için çeşidin gelişme gücü ve as- alınması desteklenmelidir. Ağaçların soğuklama
maya verilen şekil dikkate alınarak uygun tünel ihtiyaçları karşılanmazsa tomurcuklar açmadan
veya sera tipi ve yüksekliği seçilmeli, aşırı sula- dökülür ve verim çok azalır veya hiç verim alı-
madan kaçınılmalı, kış budaması dengeli ve yaz namaz. Bu yüzden soğuklama ihtiyacının kar-
budaması uygulamaları da özenle yapılmalıdır. şılanması ve dinlenmenin kesilmesi amacıyla
bazı uygulamalar yapılabilir. Plastik ya da cam
Ülkemiz koşullarında hangi meyve türlerinin seraların, kışın bitkilerin soğuklama ihtiyaçları-
3 örtüaltında yetiştirilebileceğini açıklamak nı karşılamaları bakımından açık bırakılmaları
Ülkemizde örtüaltında en fazla yetiştiriciliği ya- ve bu tip bitkilerin tam olarak soğuklama ihti-
pılan meyve türleri muz ve çilektir. Ülkemizin yaçlarını karşılamalarından sonra kapatılmaları
toplam muz üretiminin %70’i, çilek üretiminin en pratik çözümdür. Bununla birlikte kimyasal
yaklaşık %40’ı örtüaltı yetiştiriciliğinden sağlan- uygulamalar da yapılabilir. Muz gibi soğuklama
maktadır. Son yıllarda Akdeniz bölgesinde sert ihtiyacı olmayan bitkilerde ise sıcaklığın bitki-
çekirdekli meyve türlerinden bazılarının da ör- nin soğuktan zararlanmayacağı derecelerde tu-
tüaltında yetiştirilme çabaları vardır. Bunlardan tulması mümkünse büyüme için istediği sıcaklık
kayısı, şeftali ve nektarin yetiştiriciliği yapılmak- derecelerine dikkat edilmesi gerekmektedir. Çi-
ta ve buradan açıktaki yetiştiriciliğe göre olduk- lek gibi soğuklama ihtiyacı çok kısa olan türlerde
ça erken elde edilen ürünler ihraç edilmektedir. örtüaltına alma zamanın düzenlenerek bu ihti-
Ayrıca Akdeniz bölgesinde çok düşük düzeyde yaç kolaylıkla karşılanabilir.
örtüaltında yenidünya yetiştiriciliğine de rast-
lanmaktadır.
10. Ünite - Örtüaltında Bağcılık ve Meyvecilik 217
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdaki yapılardan hangisinde örtüaltında mey- 6. Ülkemizde örtüaltında meyve yetişticiliği en fazla
ve yetiştiriciliği yapılamaz? aşağıdaki bölgelerden hangisinde yapılmaktadır?
a. Plastik seralar a. Karadeniz Bölgesi
b. Yüksek tüneller b. Akdeniz Bölgesi
c. Paketleme evleri c. Güney Doğu Anadolu Bölgesi
d. Alçak tüneller d. İç Anadolu Bölgesi
e. Cam seralar e. Doğu Anadolu Bölgesi
2. Aşağıda verilen hangi meyve türünde hem gerçek 7. Örtüaltı kayısı yetiştiriciliğinde aşağıdakilerden
hem de yalancı gövde bulunur? hangisinin önemi yoktur?
a. Çilek a. Bodur anaç kullanımı
b. Elma b. Çeşidin soğuklama ihtiyacının karşılanması
c. Kayısı c. Örtüaltında arı olmasının sağlanması
d. Muz d. Özel terbiye şekilleri
e. Yenidünya e. Bitkiye yapılan aşılama şekli
3. Aşağıdakilerden hangi meyve türü kollarla çoğaltılır? 8. Aşağıdakilerden hangisi örtüaltı için önerilen be-
a. Muz yaz renkli yerli bir üzüm çeşididir?
b. Çilek a. Perlette
c. Yenidünya b. Cardinal
d. Elma c. Yalova İncisi
e. Kayısı d. Uslu
e. İlkeren
4. Ülkemizde aşağıdakilerden hangi meyve türü örtü-
altında yetiştirilmemektedir? 9. Aşağıdakilerden hangisi örtüaltında bağcılık için
a. Muz önerilen terbiye şekli değildir?
b. Çilek a. Goble
c. Papaya b. Kordon
d. Şeftali c. Guyot
e. Kayısı d. Palmet
e. Çardak
5. Ülkemizde toplam üretiminin %70’den fazlasını
örtüaltı yetiştiriciliğinden sağlancan meyve türü aşağı- 10. Aşağıdakilerden hangisi örtüaltı bağ hastalığı de-
dakilerden hangisidir? ğildir?
a. Yenidünya a. Pas böcüsü
b. Çilek b. Külleme
c. Muz c. Mildiyö
d. Elma d. Ölü kol
e. Kayısı e. Gri küf
218 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Yararlanılan Kaynaklar
Ağaoğlu, Y.S., Çelik, H., Çelik, M., Fidan, Y., Gülşen, Y., Küden A., Küden A.B., Bayazit, S., İmrak, B., Çömlek-
Günay, A., Halloran, N., Köksal, A.İ., Yanmaz., R. çioğlu, S., Tümer, M.A.(2007). Örtüaltında sert
(1995). Genel Bahçe Bitkileri. Ankara Üniversite- çekirdekli meyve yetiştiriciliğinin erkencilik
si Ziraat Fakültesi Eğitim, Araştırma ve Geliştirme üzerine etkileri. Türkiye V. Ulusal Bahçe Bitkileri
Vakfı Yayınları No:4. Kongresi, Erzurum; 702-706.
Ağaoğlu, Y.S. (1977). Sofralık Üzüm Yetiştiriciliğinde Özkan, B., Uzun, H.İ., Elidemir, A.Y., Bayır, A., Kara-
Plastik Örtülerden Yararlanma İmkanları. Anka- deniz, C.F. (2005). Örtüaltı ve açıkta üzüm üre-
ra Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları: 660. Der- timinin ekonomik analizi. Akdeniz Üniversitesi
lemeler,15. Ziraat Fakültesi Dergisi, 18 (1): 77-85.
Anonim (2007). Bahçecilik. Sera YapımTekniği. T.C. Paydaş, S.(2011). Subtropik İklim Meyveleri, Ilıman
Milli Eğitim Bakanlığı, Ankara. İklim Meyveleri, Üzümsü Meyveler Ders Notları.
Anonim (2011). Muz Yetiştiriciliği. www.gaptarim. Tangolar, S., Çevik, B., Tangolar, S.G., Özdemir, G.,
com Bilir, H. (2002). Plastik örtü altında yetiştirilen
Çelik, H., Ağaoğlu, Y.S., Fidan, Y., Marasalı, B, Söyle- perlette üzüm çeşidinde farklı su düzeylerinin
mezoğlu, G. (1998). Genel Bağcılık. Sunfidan A.Ş. erkencilik, verim ve kalite üzerine etkileri. V. Bağ.
Mesleki Kitaplar Serisi: 1. Ankara. ve Şarap. Simp.: 183-190.
Erez, A., Yablowitz, Z., Korcinski, R., Zilberstaine, M. Tangolar, S., Ergenoğlu, F., Gök, S.(1996). Üzüm Çeşit-
(2000). Greenhouse-growing of Stone Fruits. leri Kataloğu. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakül-
Acta Hort. 513: 417-425. tesi Yardımcı Ders Kitapları Yayın No: 29.
Ergenoğlu, F., Tangolar, S. (2000). Bağcılık İçin Pratik Uzun, H.İ. (2004). Bağcılık El Kitabı. Hasad Yayın-
Bilgiler. TÜBİTAK TARP Yayınları. cılık.
Ergenoğlu, F., Tangolar, S., Orhan, E., Tangolar, S. G., Yılmaz, H.(2009). Çilek. Hasat Yayınları.
Büyüktaş, N. (1999). Bazı sofralık üzüm çeşitleri-
nin farklı zamanlarda plastik örtü altına alınma-
sının verim ve kalite üzerine etkileri. Türk Tar. ve
Orm. Dergisi, 23 (4): 899-908.
Gerçekçioğulları, R., Bilgener, Ş., Soylu, A.(2008). Ge-
nel Meyvecilik. Nobel Yayınları No:1280.
Gübbük, H. (1999). Bazı Önemli Muz Klonları-
nın Doku Kültürü Yöntemi ile Çoğaltılması ve
Klonlar Arasındaki Farklılıkların Biyoteknolo-
jik Yöntemlerle Saptanması Üzerinde Araştır-
malar. Akdeniz Üniversitesi Fen Bilimleri Ensti-
tüsü Doktora tezi.
İmrak, B., Küden, A., Sarıeroğullarından, A., Küden,
A.B. (2009). Subtropik koşullarda örtüaltında
elma yetiştiriciliği. Research Journal of Agricultu-
re Sciences TABAD, 1. Ulusal Elma Sempozyumu
Cilt: 2 Sayı: 1, 187-193.
Kafkas, E., Koşar, M., Paydaş, S., Kafkas, S., Başer
K.H.C. (2007). Quality characteristics of straw-
berry genotypes at different maturation stages.
Food Chemistry 100: 1229-1236.
Kozak, B. (2003). Muz Yetiştiriciliği. ISBN: 975-
92476-0-7.
Sözlük 221
Sözlük
A Barometre: Atmosferik basıncın ölçümünde kullanılan cihaz.
Açık çevrim kontrol: Bir prosesin girişindeki kontrol sin Bilişim: Bilginin ölçülmesi, toplanması, işlenmesi, depo
yalinin çıkış sinyalinden bağımsız olarak kontrolü. lanması ile ağlar aracılığıyla bir yerden bir yere iletil
Açık sistem: Topraksız tarımda bitki kök bölgesinden drene mesi, bilgisayar ve yazılım teknolojilerinin tümü.
olan çözeltinin tekrar kullanılmayarak atılması esasına Binary: İki tabanlı sayı sistemi.
dayalı çözelti uygulama şekli. Bitki büyüme düzenleyicileri (Bitki büyüme maddeleri): Bit
ADC: Analog gerilim yada akımı dijital sinyale dönüştüren ki bünyesinde sentezlenmeyen, bitkilere dışarıdan uygu
analog-dijital çevirici. landığında hormon etkisi gösteren sentetik maddeler.
Adyabatik işlem: Isı kaybı ve kazancı olmayan işlem. Bluetooth: Prosesin uzaktan monitörlenmesi, kontrolü ve
Akım şiddeti: İletkenin kesitinden bir saniyede geçen birim sensör ağ uygulamaları için IEEE 802.15.1 protokolü
elektrik yükü, Amper. nü kullanan 2,4 GHz radyo frekans bandında kısa me
Akdeniz meyveleri: Muz, zeytin, hurma, incir, Trabzon safe kablosuz ağ standardı.
hurması, yenidünya. Bodur anaç: Üzerine aşılanan ağacın küçük boylu gelişme
Alternatif akım: Zamana bağlı olarak yönü ve şiddeti de sine neden olan anaç.
ğişen akım. Bombus arısı: Seralarda tozlaşmayı sağlamak üzere kulla
Amerikan asma anacı: Bağcılıkta filoksera ve nematod za nılan arılar (Bombus terrestris).
rarına karşı kullanılan anaçlar. Buharlaştırıcı: Isı pompasının soğutma çevriminde soğu
Amper (A): Akım yada elektron akışının birimi. tucu akışkanın sıvı olarak girip buharlaşarak gaz ola
Antagonizm: Kimyasal maddeler arasındaki karşıt etkileşim rak çıktığı bölüm, iş yapan akışkanın kaynayarak bu
Anyon-katyon dengesi: Bir bitkiye alınan besinlerdeki po harlaştığı soğutucu bölüm.
zitif yüklü iyonların toplam sayısının negatif yüklü Buhar basıncı: Belirli bir havanın hacminde su buharı mo
iyonların sayısıyla eşit olması durumu. lekülleri tarafından uygulanan basınç.
Analog sinyal: Yönü ve genliği zamanla değişen sinyal. Buhar basıncı açığı: Doygun buhar basıncı ile buhar basın
Artezyen: İçerdiği su seviyesi yeraltındaki su katmanının cı arasındaki fark.
en üst seviyesinden yüksek olan ve sınırlandırılmış su Byte: İki tabanlı sayı bilgisinin sekiz biti.
katmanı olarak adlandırılan su katmanını burgu ile
delerek açılan ve suyu yükseğe fışkırtan kuyu. C-Ç
Asenkron motor: Stator sargılarında oluşan manyetik alanın CAN: Bir sunucu bilgisayar olmadan sahadaki kumanda ve
dönme hızı ile rotorun dönme hızı farklı olan motor. mikro-denetleyici cihazları arasında iletişim kurmayı
Aspiratör: Sera içindeki havayı dışarı atan fan tipi, egzoz fanı sağlayan mesaj yapısına dayalı standart ağ.
Aşık: Çatı üzerindeki yükleri mertek aracılığıyla makaslara Çek Valf: Suyun tek yönlü akışına olanak sağlayan düze
taşıyan ve kafes kirişlere mesnetlenen taşıyıcı eleman. nekler.
Aşılı fide: Yetiştirilmek istenen çeşidin biotik veya abiotik Çift akış memeli sisleme: Suyun hava etkisi ile püskürtme
stres koşullarına dayanıklı bir anaç üzerine aşılanması sini sağlayan nemlendirme işlemi.
yoluyla elde edilen fide. Çift ürün yetiştiriciliği: Seralarda kısa dönem yetiştiriciliği
Ayar değeri: Prosesin çıkışında olması istenen değer. şeklinde bir üretim yılında iki kez yetiştiricilik yapılması.
Ayarlanan değişken: İşlemciden kumanda cihazına gönde Çiğlenme noktası sıcaklığı: Nemli havanın içerdiği su buha
rilen kontrol sinyali ile müdahale edilen prosesin giriş rı miktarı değişmeksizin yoğuşmanın oluştuğu sıcaklık.
değişkeni. Çözünürlük: Çıkışta algılanabilir bir değişim elde etmek
için girişte gerekli olan en küçük değişim miktarı.
B
Baca etkisi: Serada çatı ve yan pencereler arasındaki yük D
seklik farkı nedeniyle hava değişiminin olmasını sağ DAC: Dijital sinyalleri analog gerilime yada akıma dönüş
layan etki. türen dijital-analog çevirici.
Bağıl nem: Nemli havada bulunan su buharı kısmi basıncı Dağıtılmış gömülü kontrol: Prosesi kontrol etmek için sa
nın, doymuş durumdaki havanın kısmi buhar basın haya dağıtılmış çok sayıda cihazın kendi yazılımı ve do
cına oranı. nanımı ile planlanmış amaca uygun şekilde denetimi.
222 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Denetleyici: Giriş kanalları, mikroişlemcisi ve hafızası ile Enerji akısı: Birim zamanda bir sisteme verilen (alınan)
proses değişkeninin hatasını hesaplayan, çıkış kanalla enerji miktarı.
rı ile düzeltme işlemini başlatan kontrol cihazı. Enerji dengesi: Bir sistemde kazanılan, kaybedilen, üretilen
DeviceNet: Otomasyon endüstrisinde kullanılan kumanda ve depolanan enerjinin matematiksel ifadesi.
cihazları arasında iç bağlantı aracılığıyla veri alış verişi Entalpi: Kuru hava-su buharı karışımının içerdiği toplam
sağlayan CAN mimarisine dayalı ağ sistemi. ısı miktarı.
Dielektrik sabiti: Bir birim gerilim uygulandığında ma Entegre ürün yönetimi: Kimyasal uygulamalara alternatif
teryalin elektrostatik enerjiyi depolama yeteneğini ta olarak hastalık ve zararlılardan kaçınmak veya zararları
nımlayan elektriksel özellik, bir malzemenin üzerinde nı azaltmak için alınabilecek tarımsal, fiziksel, biyolojik
yük depolayabilme yeteneğini ölçmeye yarayan katsa ve teknik uygulamalar öncelikli tarımsal üretim modeli.
yı, yalıtkanlık sabiti. Erselik çiçek: Erkek ve dişi üreme organlarına sahip çiçek.
DIF: Gündüz ve gece sıcaklığı arasındaki fark. Evaporatif: Buharlaşma etkili.
Difüz ışınım: Atmosferde bulunan su buharı, CO2 ve diğer
partiküller ve bulut tarafından dağıtılan ışınım. F
Dijital sinyal: Yüksek (high) ya da düşük (low) sinyal sevi Fan-petek sistemi: Buharlaştırma etkili serinletme sistemi,
yelerine göre kesikli olarak değişen sinyal. ıslak yastık (ped) sistemi.
Direkt ışınım: Güneşten doğrudan yeryüzüne ulaşan ışınım. Farad: Kapasitans birimi.
Direnç tipi sensör: Ölçülecek fiziksel büyüklükle direnci FDR: Toprak ya da kök bölgesindeki suyun miktarını ha
değişen sensör. cimsel olarak belirlemek için kondansatörün dielek
Doğal havalandırma: Çatı ve/veya yan pencereler açıkken trik özelliğini kullanan ölçüm yöntemi.
sera içi ve dışı arasındaki hava değişimi işlemi. Fertigasyon: Su ve bitki besin maddelerinin aynı anda top
Doğru akım: Zamana bağlı olarak yönü ve şiddeti değiş rağa yada bitki kök bölgesine iletilmesi işlemi.
meyen akım. FieldBus: Gerçek zamanlı dağıtılmış kontrol için kullanılan
Doğrusallık: Ölçülen değişkenin gerçek değeri ile cihazın endüstriyel bilgisayar ağının tümüne verilen ortak isim.
çıkış sinyalinin orantılı değişme ölçüsü. Fizyolojik bozukluk: Bitkilerde hastalık ve zararlıların ne
Döllenme: Erkek ve dişi gametlerin birleşmesi. den olduğu bozukluklar dışında, kültürel işlemler ve
Duyarlılık: Kalibrasyon eğrisinin eğimi. çevre şartlarının etkisiyle meydana gelen arazlar.
Duyulur ısı: Bir nesnenin sıcaklığında değişime neden olan ısı. Foot-candle: Eski aydınlatma şiddeti birimi, lumen/ft2, 1
Düşük basınç sisleme: 4 bar basınçta 50-100 µm çapında ft-c= 10,764 lux.
damlacık üretebilen nemlendirme işlemi. Fotodiyot: Işık akısını ölçmek için kullanılan sensör.
Düzeltme sinyali: Proses giriş değişkeninin seviyesini ayar Fotosentez: Diğer adıyla ışılbireşim, klorofil (kromozom
lamak için kumanda cihazını kontrol etmek amacıyla larda) taşıyan canlılarda ışık enerjisi kullanılarak orga
kullandığı sinyal. nik bileşiklerin üretilmesi olayı. Bitkinin ışık enerjisi
ni, karbondioksit ve suyu kullanarak karbonhidrat ve
E oksijen üretim işlemlerinin tümü.
Elektrik akımı: Bir elektrik devresinde bir saniyede akan Fotosentez akı yoğunluğu: 400-700 nm dalga uzunluğun
elektrik yük miktarı. da µmol/m2s olarak ölçülen ışık şiddeti.
Elektrik motoru: Elektrik enerjisini mekanik enerjiye dö Fotosentez etkili ışınım: Bitkilerin gelişiminde kullanılan
nüştüren makina. görünür ışınımın 400 – 700 nm aralığındaki kısmı
Elektriksel direnç: Elektrik akımının akışına direnç göste Frekans: Saniyedeki çevrim sayısı.
ren devre elemanı, elektrik enerjisini ısı enerjisine dö Frigo fide: Fidelikten Aralık-Ocak aylarında sökülerek
nüştüren devre elemanı. -2°C’de muhafaza edilen ve yaz dikiminde kullanılan
Elektriksel güç: Birim zamanda harcanan enerji miktarı, çilek fideleri.
dirençten geçen akım ile gerilim farkının çarpımı.
Elektriksel iletkenlik: Elektrik akımı uygulanan katı, sıvı, G
gaz gibi maddelerin elektriği iletme yeteneği, elektrik Genleşme vanası: Soğutucu akışkanın buharlaştırıcıya gel
sel direncin tersi. meden önce yüksek basıncın düşürüldüğü bölüm,
Elektromotor kuvveti: Birim yükün sağladığı elektrik genleşme valfi.
enerjisi, emk, akım şiddeti ile direncin çarpımı.
Sözlük 223
Gerçek zamanlı kontrol: Prosesin gerçek zamanlı işletim Isı perdesi: Gece uzun dalgalı ışınımını yansıtma ve sera
sistemini ve amaca uygun yazılım yada yazılımları nın hacmini küçültme özelliği ile ısı tasarrufu sağlayan
kullanarak veri takibi ve saha cihazlarının denetimi. alüminyum şeritli polyester perde.
Geri-besleme: Düzeltme sinyalinin prosesin girişine gön Isı pompası: Dışarıdan enerji verilerek düşük sıcaklıktaki
derilmesi. kaynaktan çektiği ısıyı yüksek sıcaklıktaki kaynağa ak
Ginoik çiçek: Sadece dişi üreme organına sahip çiçek (dişi taran makina, hem ısıtma hem soğutma işlevinde kul
çiçek). lanılabilen makine.
Gizli ısı: Bir maddenin katı-sıvı-gaz gibi faz değişimi sıra Isıtma: Sera havasının uygun sıcaklık seviyesine yükseltil
sında sıcaklığını değiştirmeksizin durum değişimine mesi işlemi.
neden olan ısı. Isıtma yükü: Seradan ışıma, konveksiyon ve kondüksiyon
Gölgeleme perdesi: Güneş ışınımı geçişini oransal olarak yoluyla oluşan ısı kayıplarını karşılamak için gereksi
azaltan plastik perde. nim duyulan ısıtma kapasitesi.
Görünür ışınım: Güneş ışınımının 380 – 760 nm aralığın Islak yastık: Buharlaşma etkili serinletme sistemindeki pe
daki kısmı. tek, ped.
Gradyent: Değişim ölçüsü, sıcaklık gradyenti. Islak termometre sıcaklığı: Haznesi sürekli ıslatılan termo
Gün uzunluğu: Güneşin doğuşundan batışına kadar geçen metrede tam buharlaşma sırasında ölçülen sıcaklık.
süre. Işıma: Elektromanyetik dalgalar formunda tüm cisimler
Güneşlenme süresi: Direkt güneş ışınımının gün boyunca den yayılan enerji.
geldiği süre. Işınım şiddeti: Birim zamanda birim alana düşen radyant
Günlük ışık integrali: Bir günde 400-700 nm dalga uzunlu enerji miktarı.
ğunda mol/m2 olarak alınan toplam ışık miktarı. İyi tarım uygulamaları: Üretimin çevre, insan ve hayvan
sağlığına zarar vermeyecek şekilde yapılması; doğal
H kaynakların korunması; tarımda izlenebilirlik, sürdü
HART: Gelişmiş özelliklere sahip saha kontrol cihazlarıy rebilirlik ile gıda güvenliğinin sağlanması ilkelerine
la standart iletişim kurulmasını amaçlayan yeni dijital dayalı tarımsal üretim modeli.
iletişim protokolü.
Hassasiyet: Ölçüm sistemi tarafından ölçülen büyüklüğün J
doğru değere yakın sonuç verme yeteneği. Jeotermal: Yer kabuğunun iç kısımlarında ısınan sıcak su
Hata: Doğru değer ile ölçülen sinyal arasındaki fark. veya bunlardan elde edilen enerji.
Hava değişim sayısı: Bir saatte sera hacminin değişim sayısı.
Havalandırma: Doğal yada mekanik olarak yapılan sera içi K
ve dışı arasındaki hava değişimi işlemi. Kâgir: Taş ve tuğladan yapılmış olan yapı.
Havalandırma kapasitesi: Bir saatte değiştirilen hava hacmi Kalibrasyon: Ölçülen değişken ile sensör çıkış sinyali ara
Havalandırma oranı: Havalandırma kapasitesinin sera ta sında matematiksel ilişkinin belirlenmesi işlemi.
ban alanına oranı. Kapalı çevrim kontrol: Prosesin çıkış sinyalinin ölçülerek
Hazır fide: Ticari fide üretim firmalarından temin edilen fide. kumanda cihazının denetleyiciden aldığı komuta göre
Hertz (Hz): Saniyedeki çevrim sayısı olarak frekansın ölçüsü. denetimi, geri beslemeli kontrol.
Hevenk: Muz salkımı. Kapalı sistem: Topraksız tarımda bitki kök bölgesinden
Hidrolik enjektör: Pozitif yer değiştirme esasına göre suyun drene olan çözeltinin toplanarak tekrar bitkilere uygu
geliştirdiği mekanik enerjiyle çalışan dozaj pompası. lanması esasına dayalı çözelti uygulama şekli.
Histerizis: Sensör terminolojisi: Sensörün sinyal çıkış eğrisinde Kapasitans: Bir kondansatörün elektriksel yükü depolaya
aynı giriş sinyaline karşılık gelen iki çıkış değeri arasındaki bilme yeteneğinin ölçüsü.
fark; kontrol terminolojisi: On/Off kontrol aralığı. Kapasitif sensör: Metal veya metal olmayan cisimlerin die
lektrik özelliklerini kullanarak çevresel büyüklükleri
I-İ algılayan sensör.
Ilıman iklim meyveleri: Elma, armut, kayısı, şeftali, ayva, Kapilar: Toprak içerisinde var olan ince kılcal borular.
erik, badem, vişne, kiraz, ceviz, kestane, üzüm, çilek, Kararlılık: Ölçüm sisteminin eşit koşullarda aynı büyüklü
ahududu, fındık, antepfıstığı. ğü ölçerken aynı sonucu verme yeteneği.
224 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Karbondioksit enjeksiyonu: Sera kapalı hacminde azalan Mekanizasyon: İşlerin kısa zamanda tamamlanması ve yük
CO2 konsantrasyonunu arttırma ya da zenginleştirme sek kapasiteli mekanik gücün üretilmesi için operatö
işlemi. rün ile makinanın aktif olarak katıldığı işlemlerin tümü.
Kısa dalgalı ışınım: Yer yüzeyine ulaşan güneş ışınımının Mertek: Örtü malzemesinin yükünü aşıklara ileten yapı ele
300 ve 3000 nm dalga uzunluklarında alınan enerji. manı.
Kızıl ötesi ışınım: Güneş ışınımının 760 – 3000 nm aralı Mil: Hareketi iletmek için kullanılan makine parçası.
ğındaki kısmı. Morötesi ışınım: Güneş ışınımının 300 – 380 nm aralığın
Kompresör: Havayı veya diğer gazların hacmini azaltarak daki kısmı.
atmosfer basıncından daha yüksek basınçlara sıkıştır Motorlu karışım valfi: Sıcak su ısıtma sisteminde sirkülas
mak için kullanılan makina. yon ve ısıtma işlemlerini yapacak şekilde üç yada dört
Kondansatör: Elektrik yükü depolama özelliğine sahip yönlü akış kontrolü sağlayan vana, üç yolu- dört yollu
elektrik ve elektronik devre elemanı. karışım vanası.
Kondüksiyon: Katı ortamların içinde molekülden molekü Mutlak nem: Hava-su buharı karışımındaki su buharı küt
le ısının iletilmesi işlemi. lesinin kuru hava hacmine oranı.
Kontaktör: Elektrik motorlarını, devrelerini açıp kapatan Nem oranı: Hava-su buharı karışımındaki su buharı kütle
uzaktan kumanda edilebilmeye uygun büyük güçteki sinin kuru hava kütlesine oranı.
elektromanyetik anahtar.
Konveksiyon: Farklı yüzeylerde hava hareketiyle enerjinin O-Ö
taşınması işlemi. Obur: Çok yıllık bitkilerin yaşlı kısımlarından çıkan sürgünler.
Kremayer: Pencerelerin, gölgeleme-ısı perde sisteminin Ohm yasası: Bir elektrik devresinde iki nokta arasındaki
açılıp kapanmasında kullanılan dişli mekanizma. iletken üzerinden geçen akımın potansiyel farkı ile
Kullanılabilir Su Tutma Kapasitesi: Bitkilerin suyu top doğru orantılı, dirençle ters orantılı olmasını tanım
raktan en kolay alabildiği ve alamayıp solmaya başla layan fizik yasası.
dığı aralıkta var olan su değeri. On/Off kontrol: İki pozisyonlu kontrol işlemi.
Kumanda cihazı: Denetleyiciden alınan sinyale göre prose Oransal kontrol: Denetleyicinin ölçülen ve ayar değerleri
sin giriş değişkenini kontrol altında tutan cihaz. ne göre tespit ettiği hata sinyaliyle doğru orantılı ola
Kuru termometre sıcaklığı: Nemli hava ortamında bulu rak kumanda cihazını çalıştırması işlemi.
nan termometrenin ölçtüğü sıcaklık ya da karbondi Otomasyon: Sistemde yer alan donanım ve makinaları kul
oksit miktarının matematiksel ifadesi. lanarak, önceden tanımlanmış bir dizi işlemi insan
Kütle dengesi: Bir sistemde kazanılan, kaybedilen, üretilen müdahalesi olmadan otomatik olarak kontrol altında
ve depolanan su buharı. tutma eylemlerinin tümü.
Otomatik kontrol: Proses çıkışı sensörle ölçüldükten sonra
L bilgiyi geri besleyerek prosesin dengede kalmasını sağ
LAN: Aynı yerel ağ içinde en az iki bilgisayarın iletişimde layacak şekilde kumanda cihazının çalıştırılması işlemi.
bulunduğu ağ. Ölçüm: Seviyesi bilinmeyen bir nicel büyüklüğü standart
Lambert-Beer yasası: Dalga uzunluğu 4,26 µm olan kızı bir ölçekle karşılaştırma işlemi.
lötesi ışınımı CO2 konsantrasyonuyla doğru orantılı Ölçülen değişken: Bir prosesin çıkışında sensörün ölçtüğü
olarak soğurmasını tanımlayan fizik yasası. değişken.
Lateral: Suyu yan borudan alıp bitkiye götüren ve üzerinde Özgül hacim: Hava-su buharı karışımında nemli hava hac
damlatıcılar bulunan 16, 20 mm çaplarındaki yumu minin kuru hava kütlesine oranı.
şak polietilen borular.
Lux: Eski aydınlatma şiddeti birimi, lumen/m2. P
Parmak: Salkımda bulunan her bir muz meyvesi.
M-N Partenokarpi: Döllenme olmadan tohumsuz meyve oluşumu.
Manometre: Gaz ve sıvıların basıncının ölçümünde kulla pH: Bir çözeltideki hidrojen iyonlarının aktivitesini tanım
nılan cihaz. lamak için kullanılan gösterge.
Malç: Toprağın korunması, toprak neminin tutulması, ya PlD kontrol: Prosesin denetimi sürecinde hata sinyalinin
bancı ot mücadelesi amacıyla toprak üzerine serilen değişim hızına ve toplam hataya göre türev ve integral
ışık geçirmez organik veya inorganik materyaller. işlemi yapabilen oransal kontrol stratejisi.
Sözlük 225
Piezoelektrik: Kristal gibi bazı malzemelere uygulanan me Servo motor: Belirli komutlara göre geri besleme, hassas
kanik stres, basınç sonucunda elektrik potansiyel ya hız ve pozisyon ayarı yapabilen endüstriyel motor tipi.
ratma yeteneği. Sıcaklık: Bir maddenin ısıl seviyesini gösteren nitel fiziksel
PLC: Programlanabilir mantıksal denetleyici. büyüklük.
Ppm: Milyonda bir bölüm. Siemens: Elektriksel iletkenlik birimi, 1 S = 1000 miliSie
Proses: Bir sistem içinde önceden belirlenmiş tekrarlanan mens (mS)=1.000.000 mikroSiemens (µS).
işleri yapmak için girdileri alıp işleyerek çıktılara dö Sirkülasyon fanı: Serada yeterli hava hareketinin sağlan
nüştüren işlemlerin tümü, aktivite, operasyon. masında kullanılan vantilatör.
Psikrometri: Nemli havada bulunan su buharı karışımla Sisleme: Sera havasına su buharı püskürtme işlemi.
rının fiziksel ve termodinamik özellikleri ile ilgilenen Soğuklama ihtiyacı: Ilıman iklim kuşağında yetiştirilen
bilim dalı. çok yıllık bahçe bitkilerinin, ilkbaharda normal geliş
Psikrometrik diyagram: Nemli havada bulunan kuru hava melerine başlayabilmeleri için belirli bir sıcaklık dere
su buharı karışımının fiziksel ve termodinamik özel cesinin altında kalma isteği.
liklerinin belirlenmesinde kullanılan diyagram. Solenoid valf: Bir proseste sıvı ya da gaz akışını kontrol et
Psikrometre: Kuru - ıslak termometre kullanarak, havada mek için bobinine akım verildiğinde açılıp kapanan
bulunan su buharı karışımlarının bağıl nem ve bazı elektromekanik vana.
termodinamik özelliklerin tespitinde kullanılan cihaz. Solunum: Bitkilerin karalık ortamda oksijen ve karbonhid
ratı kullanarak karbondioksit, su ve enerji açığa çıkar
R ması işlemi.
Radyant: Elektromanyetik ışınım yayan. Spektrum: Bir kaynaktan çıkan elektromanyetik ışınımın
Radyant ısıtıcı: Kızıl ötesi ışınımın ısıtma etkisini kullanan dalga uzunluğuna göre ifadesi.
ısıtıcı. Step motor: Programlanan aralıklara göre, belirli adımlarla
Redüktör: Elektrik motorlarının yüksek olan devir sayıları hareket ederek rotorun açısal konumunu değiştirebi
nı düşürmek için kullanılan dişli kutusu. len endüstriyel motor tipi, adım motoru.
Röle: Bobinine verilen küçük akım ve gerilimlerle kontak Stok çözelti: Fertigasyon uygulamasında kullanılan kon
ları açılıp-kapanarak daha büyük akım ve gerilimlerin santre besin çözeltisi.
kontrolünü sağlayan elektromanyetik anahtar. Stolon: Çilekte bir yaprağın koltuğundan çıkan, toprak yü
Rüzgâr etkisi: Seranın rüzgâr yönündeki pencereler üze zeyine yatık olarak büyüyen özelleşmiş gövde (kol).
rinde basma (pozitif basınç), ters taraftaki pencereler Strain gauge: Bir malzeme üzerindeki mekanik gerilme ve
de emme (negatif basınç) şeklinde oluşan etki. burkulmaları içsel yer değiştirme şeklinde ölçen uza
ma pulu, mekanik gerilim-ölçer.
S Su kültürü: Katı yetiştirme ortamı kullanılmadan gerçek
SCADA: Tümleşik veri takibi ve kontrol sistemi. leştirilen topraksız tarım.
Sedde: Toprak set. Substrat kültürü: Katı yetiştirme ortamı kullanılarak ger
Sensör: Farklı fiziksel büyüklükleri algılayan ve elektriksel çekleştirilen topraksız tarım.
sinyallere çeviren elektronik eleman. Subtropik iklim meyveleri: Limon, portakal, altıntop,
Sera: Yıl boyunca yüksek kalite ve miktarlarda üretim yapa mandarin, çay, nar, yenidünya, zeytin, incir, hurma.
bilecek uygun iklim ve yetiştirme koşullarını sağlayan
ışık geçirgen yapı. T
Sera çevresi: Dış hava, saydam örtü, iç hava, bitki örtüsü ve Tarak: Muz salkımının üzerindeki meyve grupları.
toprak tabakalarından oluşan sistem. TDR: Topraktaki su miktarının tespitinde gönderilen ve alı
Serinletme: Sera havasının uygun sıcaklık seviyesine düşü nan dalga formlarının kullanıldığı ölçüm tekniği.
rülmesi işlemi. TDS: Toplam çözünmüş katı miktarı, çözeltideki mg/l
Sert çekirdekli meyve türleri: Kiraz, vişne, kayısı, şeftali, (ppm) olarak tuz miktarı.
erik, kızılcık, iğde. Tek ürün yetiştiriciliği: Seralarda uzun dönem yetiştiriciliği
Sertifik
alı üretim: Üretimin ilgili mevzuata uygun olarak şeklinde bir üretim yılında bir kez yetiştiricilik yapılması.
gerçekleştirilmesi ve bunun belgelendirilmesi esasına Thermocouple: Emk üreten ısıl-çift, endüstriyel sıcaklık ölçer
dayalı tarımsal üretim modeli. Tınlı toprak: Yarıdan fazlası kum ve % 30–50 arası da kil
den meydana gelen topraklar.
226 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Toprak dezenfeksiyonu: Toprağın hastalık etmenleri ve za Yoğuşturucu: Isı pompası gibi makinalarda iş gören akışka
rarlılardan arındırılması. nın gaz olarak girdikten sonra ısısını çevreye vererek
Tozlaşma: Çiçek tozunun dişicik tepesi (stigma) üzerine ta sıvı hale geçtiği bölüm.
şınması. Yumuşak çekirdekli meyve türleri: Elma, armut, ayva, alıç,
Transdüser: Elektriksel olmayan fiziksel ya da kimyasal bir muşmula, üvez, kuşburnu.
büyüklüğü elektriksel sinyale dönüştüren elektronik Yüksek basınç sisleme: 70 bar basınçta 5-15 µm çapında
devre, cihaz. damlacık üretebilen nemlendirme işlemi.
Transmiter: Ölçülen bilginin uzun mesafelerde iletilmesini
sağlayacak şekilde sinyali işleyen ya da kuvvetlendiren Z
cihaz. Zigbee: Prosesin uzaktan monitörlenmesi, kontrolü ve sen
Transpirasyon: Bitkinin kök bölgesindeki suyun önce yap sör ağ uygulamaları için IEEE 802.15.4 protokolünü
raklara taşınması ve yaprak gözeneklerinden havaya kullanan 2,4 GHz radyo frekans bandında düşük güç
buharlaşması işlemi. tüketimine sahip kısa mesafe kablosuz ağ standardı.
Tropik iklim meyveleri: Muz, papaya, Hindistan cevizi, Zorlanmış havalandırma: Mekanik olarak fan desteği ile
mango, ananas. yapılan havalandırma işlemi.
Tümleşik sistem yönetimi: Serada piyasa dinamiklerine
göre enerji, iklim, su-gübre, bitki, hastalık ve kalite yö
netimi gibi birçok uygulamayı birleştiren düşük mali
yetli, kaliteli ürün yetiştirmeyi amaçlayan üretim şekli.
U-Ü
Üzümsü meyveler: Üzüm, çilek, ahududu, böğürtlen, dut,
incir.
V-W
Valans: Son yörünge.
Valf: Vana.
Vantilatör: Sera içine hava basan fan, üfleç.
Venturi enjektör: Fertigasyon sisteminde dışarıdan enerji
verilmeden gübre karışımını sağlayan kesiti daraltıl
mış dozaj borusu.
Veriyolu: Prosesi yönetmek için saha cihazları, denetleyici
leri, bilgisayarları ve kontrol alt sistemleri arasındaki
iletişimi sağlayan kablo hattı.
Wi-Fi: Prosesin kablosuz olarak internete bağlanmasını
sağlayan IEEE 802.11a, IEEE 802.11b, IEEE 802.11g ve
IEEE 802.11n standartlarına göre 2,4 GHz radyo fre
kans bandında kısa mesafe iletişim teknolojisi.
Y
Yapay aydınlatma: Bitkilerin kalite ve verimliliğini arttır
mak için fotosentez ve foto-periyot eksiklerini tamam
lamak amacıyla yapılan aydınlatma işlemi.
Yaprak alan indeksi (LAI): Bitki standında bulunan tüm
yaprak alanlarının, izdüşümü oldukları toprak alanı
na oranı
Yatak: Milin uygun şekilde dönebilmesi için bağlantı noktası
Yazılım: Prosesi yönetmek için özel olarak tasarlanmış bilgi
işleme-denetim özelliğine sahip program, prosedür ve
yönergelerine verilen ortak isim.
Dizin 227
Dizin
A Bölmesiz blok sera 16
Açık çevrim kontrol 120, 121, 133 Budama 9, 145, 146, 151, 183, 186, 191, 192, 195, 201-205,
Açık sistem 173 216
Adyabatik 81 Buhar basıncı 61-66, 68, 80, 99, 112
Ahşap sera 16 Buharlaştırıcı 91
Ahtapot tipi damlatıcı 42, 43 Büyük sera 16, 177
Akıllı sera teknolojisi 130 Byte 106
Akım şiddeti 104, 105
Alçak tavalar 35, 48 C-Ç
Alçak tünel 5 Cam sera 5, 10, 17, 19, 24, 25, 74, 137, 207-209, 213, 216
Alternatif akım 105, 112, 124 CO2 enjeksiyonu 72, 91, 92, 99
Alüminyum sera 17 Controller area netwok 126, 132
Amerikan asma anacı 202 Çatı iskeleti 22
Analog devre 106 Çatı makası 14, 20, 22, 39, 40
Analog-dijital çevirici 106 Çatı pencereleri 73, 77
Araştırma sera 15, 28, 86 Çek valf 40, 96
Artezyen 8 Çelik sera 17
Asenkron motor 124, 125 Çift akış memeli sisleme 84, 85, 99
Askıya alma 146, 153, 182, 191 Çift eğimli sera 17
Aspiratör 76, 78 Çift sıralı dikim 31, 162, 163, 176, 177, 181
Aşık 22 Çift ürün yetiştiriciliği 177, 182, 190, 193, 195
Aşılı fide 144, 145, 146, 148, 150, 152, 173, 181, 191 Çiğlenme noktası sıcaklığı 63-65, 66, 68
Ayar değeri 120, 122, 123 Çilek 5, 138, 159, 163, 206, 207, 212-216
Ayarlanan değişken 120, 122, 132 Çözünürlük 107, 118, 119
Baca etkisi 74
D
B Dağıtılmış gömülü kontrol 102
Bağıl nem 51, 52, 53, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 73, 74, 78, 84, Damla sulama yöntemi 41, 42, 44, 46, 94, 147, 185, 205
86, 87, 99, 111, 112, 133 Damlatıcı 41-46, 148, 162, 170
Bağlantılı blok sera 16 Denetleyici 120-122, 125, 126, 130, 132
Bank sistemi 30, 36, 47 Depremin dinamik yükü 19, 20, 27
Basamaklı masalar 34 Dielektrik sabiti 112, 117
Basınç regülâtörlü damlatıcı 41 Dijital devre 106
Basınç sensörleri 116 Dijital-analog çevirici 106
Basit çatılı sera 17 Direnç tipi sensör 110, 111
Basma etkisi 74 Doğal havalandırma 25, 73, 76, 99, 205
Besin çözeltisi 156, 158, 159, 160, 162, 163, 164, 165, 168, Doğru akım 104, 124
169, 170, 171, 172 Doğrusallık 107
Binary 106, 132 Domates 5, 18, 20, 26, 43, 58, 59, 61, 62
Bireysel sera 47 Döllenme 136, 146, 176, 179, 184, 188, 192, 195, 211, 215
Bitki büyüme düzenleyicileri 184 Duyulur ısı 52, 53, 67
Bitki sıcaklığı 56, 60, 80 Duyulur ısıtma işlemi 66
Bitki yetiştirme rafları 34 Duyulur soğutma işlemi 65
Bitki yükü 19, 20, 27
Bodur anaç 206, 208, 209, 216 E
Bombus arısı 136, 146, 176, 184, 188 Elektromanyetik spektrum 55
Bölmeli blok sera 16 Emme etkisi 21
228 Örtüaltı Üretim Sistemleri
Enerji akısı 53 Hıyar 5, 11, 18, 20, 26, 43, 47, 58, 89, 144, 146, 147, 153, 162,
Enerji ve kütle dengesi 50, 52, 53, 67 169, 173, 176, 177, 186- 195
Entalpi 63 Hidrolik dozaj pompası 95
Entegre ürün yönetimi 136, 141 Histerizis 107
Erselik 176, 178, 184, 195, 213 Hiyerarşik kontrol modeli 129, 132
F I-İ
Fotosentez 7, 50, 54-61, 67 Ilık seralar 18
Fotosentez etkili ışınım 54, 56 Isı perdesi 83
Fizyolojik bozukluk 176, 185, 193 Isı pompası 91
Frigo fide 213, 214 Isıtma 18, 65, 72, 87, 88, 99, 122, 177
Isıtma sistemi 72, 87, 88, 99
G Isıtma yükü 88
Genleşme vanası 91 Islak termometre sıcaklığı 63, 64
Gerçek gövde 210 İşçi ağırlığı 20
Gerçek zamanlı kontrol 102, 125 Işık 7, 24, 57, 61, 93, 179, 188
Geri-besleme 123 Işıma 52
Ginoik 176, 187, 195 Işınım 55, 56, 67, 114
Gizli ısı 50, 52-54, 67, 74, 80, 81, 112 Işınım sensörleri 114
Gölge evi 6, 12 Işınım şiddeti 55
Gölgeleme 6, 7, 11, 18, 21, 22, 26, 28, 35, 72, 81, 82, 83, 86, İyi tarım uygulamaları 140
93, 99, 124, 131, 186, 189
Gölgeleme perdesi 81, 82, 101 J
Görünür ışınım 54, 55 Jeotermal 9, 87, 138, 158, 172, 177
Güneş ışınımı 51, 52, 54-56, 60, 62, 67, 77, 80, 82, 84, 86,
88, 93, 99, 177 K
Güneşlenme süresi 55, 67, 93 Kalibrasyon 107, 113, 117
Günlük ışık integrali 94 Kanat ve rulo tipi pencere 75
Kapalı çevrim kontrol 121
H Kapalı sistem 169-172
Hareketli seralar 18 Kapasitans 105, 116, 117
Hareketli yükler 19, 21, 27 Kapasitif sensör 111
HART 126, 132 Kapılar 21, 26, 27, 37, 203
Hassasiyet 103, 106-108, 111, 118- 120, 133 Kapilar sulama 45, 46
Hata 11, 107, 121-123, 130, 165, 202, 213 Kar yükü 19, 20
Hava değişim sayısı 73, 76, 77, 86, 100 Kararlılık 107
Hava dolaşım yöntemleri 79 Karbondioksit 52, 56, 61, 67, 73, 91, 99, 113, 179, 180, 189
Hava hareketi 52, 60, 63, 67, 74, 78, 112, 146, 165, 179, 180, Karbondioksit sensörü 113
195 Kayısı 207, 208, 216
Hava ısıtma sistemi 90 Kısa dalgalı ışınım 54, 81
Hava sıcaklığı 53, 57, 58, 60, 61, 63, 65, 67, 77, 80-82, 86, Kızılötesi ışınım 55, 91, 110, 113
100, 122, 179, 188, 206 Kondansatör 105, 117
Havalandırma kapasitesi 73 Kondüksiyon 52, 53, 67, 88
Havalandırma oranı 73-79, 86, 100, 138 Kontaktör 124
Havalandırma penceresi 14 Konveksiyon 52, 67, 88
Havalandırma sistemi 76, 77, 101 Kremayer dişli mekanizması 74
Hazır fide 136, 138, 143, 144, 152, 176, 181, 190 Kule sera 16
Hendek tavaları 35, 48 Kumanda cihazı 120-123, 126, 132
Hevenk 211 Kuru termometre sıcaklığı 63, 65, 66, 68
Dizin 229
T
Tabla sistemi 32
Tarak 112, 211, 212
TDR 117
Tek sıralı dikim 163, 176, 177
Tek ürün yetiştiriciliği 145, 177, 182
Temeller 21
Thermocouple 109, 110
Toprak dezenfeksiyonu 32, 142, 145, 157, 158, 171, 172
Torbada yetiştiricilik 37
Tozlaşma 62, 146, 151, 179, 180, 184
Transdüser 106, 122
Transmiter 122
Transpirasyon 50, 52, 54, 56, 60-63, 67, 77, 84, 86, 183, 185
Tuzluluk 139, 141, 142, 145, 213
Tünel tipi seralar 17
U-Ü
Uzun dalgalı ışınım 54, 83
Üç yollu karışım vanası 89
Üstten yağmurlama 39, 40, 46
Üzüm 139, 178, 188, 201-206, 212, 216
V-Y
Vantilatör 76, 79
Venturi enjektör 94, 96
Yağmurlama sulama 39
Yalancı gövde 210, 211
Yapay aydınlatma 72, 92, 93, 94, 99
Yapı iskeleti 19
Yaprak sıcaklığı 53, 60, 62, 67, 77, 134
Yastık 31, 38, 40- 42, 46, 80, 84, 99
Yay çatılı sera 18
Yenidünya 200, 209, 216
Yeşil gübreleme 136, 141