You are on page 1of 3

Şiddet nedir?

Dünya sağlık örgütü şiddeti şöyle tanımlamaktadır: İstemli bir şekilde, tehdit yoluyla, bir gruba ya da
topluma yönelik olarak yaralama, ölüm, psikolojik zarar, gelişme bozukluğu ile sonlanan ya da
sonlanma olasılığı yüksek bir biçimde güç kullanılmasıdır.

İnsanlığın sürekli gelişen ve daha iyiye doğru giden bir topluluk olduğunu düşünmemize rağmen son
yüzyılda yaşanan dünya savaşları, soykırımlar, işgal edilen ülkeler, iç savaşlar, öldürülen, tacize ve
tecavüze uğrayan kadınlar, çocuklar, şiddet olgusunun varlığı kendini farklı biçimlerde
göstermektedir. Yapılan çalışmalar şiddetten en çok etkilenenlerin kadın ve çocuklar olduğunu bize
net olarak söylemektedir

Kadına yönelik Şiddet nedir?


Kadına şiddet dünya sağlık örgütü tarafından, kadını inciten, ona zarar veren, fiziksel, cinsel, ruhsal
hasarlarla sonuçlanma olasılığı bulunan, onun hayatında baskı unsuru oluşturan her türlü davranış
olarak tanımlayabiliriz.

Buna örnekler verecek olursak zorla evlendirmeler, namus cinayetleri, düşük ücretle çalıştırmalar gibi
gib şeylerdir. Dünaya çapında yapılan araştırmalar her 3 kadından birinin en az bir kere şiddete
mazruz kaldığını söylemektedir.

Kadına Yönelik Şiddet Türleri


Kadına yönelik şiddet deyince aklımıza ilk gelen fiziksel şiddettir.

Fiziksel şiddet, en yaygın olarak aile içinde görülmektedir. Fiziksel şiddet denildiğinde, toplumun
genelde aklına Gelen “öldüresiye dövülen ya da kesici aletlerle yaralanan” kadınlardır. Öte yandan
medyanın da sadece bu tip ağır şiddet içeren Olayları gündeme taşıması, kadınlar arasında,
yaşadıkları şiddet haberlerdeki kadar ağır olmadığında maruz kaldıkları şiddeti önemsizleştirme
eğilimi yaratmaktadır. Aslında şiddetin azlığı ya da çokluğu değil , şiddetin kendisinin olmasıdır.
Örnek verecek olursak dayak, tokat atma tekmele gibi örnekler sayılabilir.

Yapılan araştırmalarda cinsel şiddete uğrayan kadınların, çok defa, cinsellik toplumda mahrem bir
konu olarak görüldüğü için kolluk kuvvetlerine ya da adli makamlara başvurma konusunda isteksiz
oldukları belirlenmiştir. Bu nedenle, en sık yaşanan suçlardan biri olmasına karşın, adli makamlara en
az intikal eden suçlardan biridir. Buna rağmen, cinsel şiddet istatistiklerinin hayli yüksek olması dikkat
çekicidir. Örnek vermek gerekirse istenmeyen temaslar, cinsel içerikli fotoğraflar sayılabilir.

Fiziksel ve cinsel şiddet dışında diğer şiddet biçimlerinin verdiği zararın daha az gözle görülür olması
da bu şiddet biçimlerini görünmez kılmakta, yani yok sayılmasına neden olmaktadır. Halbuki şiddetin
tüm biçimleri kadınlara aynı derecede zarar vermektedir.

Ekonomik şiddet türü , kadınların şiddet içeren ilişkiden kalıcı olarak uzaklaşmaları için ihtiyaç
duyabilecekleri ekonomik araçları ellerinden alırken, onları şiddete dayanmaya ve kabullenmeye
mecbur bırakmaktadır. İşte burada küçük kızların okuyup bir meslek sahibi olması ve kendi ekonomik
özgürlüklerinin olması onları bu şiddet türünden ömür boyu korumakta yardımcı olacaktır. Örnek
olarak ise çalışmasına engel olma, kazancına el koyma, mallarına el koyma söylenebilir.

Kadınların bir bölümü için ise psikolojik (duygusal` sözel) şiddet daha yaralayıcıdır. Tehdit etme,
kadının kendisini kötü hissettirme ve özgüvenini düşürme kısacası kadını sindirme hareketleri buna
örnek gösterilebilir.

Kadına Yönelik Şiddetin Nedenleri

Sanıldığının aksine, işsizlik, ekonomik sorunlar, eğitimsizlik, alkol ya da uyuşturucu kullanımı, kadına
yönelik şiddetin nedenini oluşturmaz. Eğer böyle olsaydı, dünyada şiddet uygulayan erkeklerin ve
şiddete maruz kalan kadınların çoğunun işsiz, yoksul ya da düşük eğitimli olması gerekirdi. Ancak
istatistikler bize böyle bir ayrımın yapılamayacağını söylemektedir. Resimde de görüldüğü gibi okuma
yazma oranı daha yüksek olan Marmara bölgesinde şiddet oranı yüzde 54 iken doğu Anadolu
bölgesinde yüzde 45 tir.

Kadın cinayetleri sayısından fiziksel şiddet türünün ne kadar arttığını görebilirsiniz.

Kadına yönelik şiddetin engellenmesi için uluslararası arenada pek çok sözleşmeler imzalanmıştır.
Birleşmiş Milletlerin hazırladığı sözleşmede…

Ayrıca bu metin kadına yönelik tanımlamada öncü rol üstlenmiştir. Aynı şekilde Çinde ve Avrupa
birliğinde de benzer sözleşmeler oluşturulmuştur. Avrupa birliğinin bu konuda ilk sözleşmesi olan
İstanbul sözleşmesinde Şöyle tanımlanmaktadır: …

Bu sözleşmelerden sonra 3 koruma yöntemi ortaya çıkmıştır. Bunlar 1. 2. Ve 3. Koruma yöntemleridir.

Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele


Peki ya türkiyede neler yapıldı diye baktığımızda ise Türkiye’de ise, 1980’li yılların ikinci yarısından
itibaren, kadın sivil toplum örgütlerinin konuyu kamuoyunun ve devletin gündemine getirmesiyle
başlamış ve 2000’li yıllarda ivme kazanan yasal düzenlemeler ile kadına yönelik şiddetle mücadelenin
yanı sıra şiddetin devamına yol açan cinsiyet ayrımcılığının ortada kaldırılması ve toplumsal cinsiyet
eşitliğinin sağlanması için de kritik, adımlar atılmıştır

- “Dayağa Karşı Yürüyüş

-Cinsel Tacize Hayır` Mor İğne Kampanyası

- “Sığınma evleri İçin Dilekçe Eylemi

Ne yazık ki türkiyede halen hizmet veren….

Bireysel olarak Yapılabilecekler


Öncelikle ağaç yaşken eğilir mantığıyla çocuklar arasında ayrım yapılmamalı ve özellikle kız
çocuklarının bir iş sahibi oluncaya dek okumalarına özen gösterilmelidir. Ayrıca herhangi bir şiddet
olayına tanık olunduğunda yetkili kurumları aramaktan çekinilmemeli ve olaya kayıtsız
kalınılmamalıdır.

Kapanış

Umarım kadına şiddet diye özelleştirmeden şiddetin hiçbir türüne maruz kalmadan bir hayat
geçirirsiniz beni dinlediğiniz için teşekkürler

You might also like