You are on page 1of 28

MÜSLÜMAN ÂİLENİN RAMAZAN'DAKİ

HAYIRLI PROJELERİ

�Ãe◊˚ ХU�ā � M
⅛ ĄK
� ŠСU◊ı ХÕ
ŠĞfi‰┘K
g� M
⅛ ĄK
g� SÌý¼Ф
� ◊ŽÝ◊İ� Κg� Х� 31
úTürkçe – Turkish – ĕ Ì› ù

Dr . Ahmed el-Mezyed
Dr . Adil eş-Şiddî

Ter ceme : Muhammed Şahin


Tet kik : Ümmü Nebil

2009 - 1430

1
�Ãe◊˚ ХU�ā � M
⅛ ĄK
� ŠСU◊ı ХÕ
ŠĞfi‰┘K
g� M
⅛ ĄK
g� SÌý¼Ф
� ◊ŽÝ◊İ� Κg� Х� 31
8� €·οį Ф
K
� €Ð¼Ф
◊Ÿ� 9

ð Η—

Î СÓ┘K
� Î ┐G
� ,S

i Îı Ф
K
� cS� ,S

ų Ć◊Ù� ¾¼ÚХ�ğŸ�Î Ğ⌡� -€│Ì›

³ ·Ж
� dG
� -€Ž„ K
ÌХ

2009 - 1430

2
Hamd, yalnızca Allah'adır. Salât ve selâm, kendisinden sonra peygamber olmayan
Muhammed'e olsun.

İmdi:

Seleften bazı kimseler şöyle demişlerdir:

"Onlar, altı ay boyunca kendilerini Ramazan ayına kavuşturması için, altı ay boyunca
da amellerini kabul etmesi için Allah'a duâ ederlerdi (yalvarırlardı)."

Bu, selefin (ilk müslümanların) bu aya büyük önem verdiklerine ve (Allah için) takdim
ettikleri taatleri ve hayırlı amelleri düşündüklerine delâlet etmektedir.

Müslüman âilenin, günümüzde Ramazan ayı konusunda takdim edebileceği hayırlı


projeleri kendi arasında görüşmek üzere âcil bir oturuma dâvetlidir. Nitekim biz, hem âile,
hem de fert için fayda veren bu hayırlı projelerinden örnekler takdim etmeyi uygun gördük
ki, her âile, bu hayırlı projelerinden kendisine uygun olanı seçip alsın.

Bir inci Pr oje: İki kişinin ar asını düzelt mek (bulmak)


Âile fe rtle ri a ra sında bir uzla şma ve uyum olma da n o â ile nin he rha ngi toplu bir
proje yi ge rçe kle ştirme si mümkün de ğildir. Âile nin, bu a yı se vgi ve ra hme t dolu ka lple rle
ka rşıla ya bilme si için, â ile fe rtle rinin birbirle rine ka rşı hoşgörülü da vra nma sını, birbirle rinin
(ha ta ve kusurla rını) ba ğışla ma sını, ke ndi a ra la rında ki he r türlü a nla şma zlık ve a yrılıkla rı
gide rme sini ge re ktirir.
Alla h Te â lâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

�úv� -€¯ĂK
� ğ₣� c◊ýİĄKUČÒ� ù □ ╖
�M ,,,� ╥
╤ ╖
╣ ╖
╢ ╖
╡╖╠ ╖
� ,,,� ▪
"... Allah'(ın a za bın)dan korkun ve birbirinizle aranızı düzeltin..."1

Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- de bu konuda şöyle buyurmuştur:
qmq mnm q mmŀ n mqm
�ú╙◊ΒĄK
� şÁÁ˜ g� UK
ŎФK
g� ╙K
ĭ ˛ ½K gU�ù� &
� fK &,�ųo ΒK
� � NK
�oT
� �Q
� Ę
� ˜ Io� -€
� oþÎ ˉ Ф
K� ³� ˚ ÝG
� � ''
"Sadakanın en fazîletlisi; iki kişinin arasını düzeltmektir (bulma ktır)."2

Yine , Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- şöyle buyurmuştur:

1
Enfâ l Sûre si: 1
2
Ta be râ nî ve Be zzâ r rivâ ye t e tmiş, Elbâ nî de ; "ha dis, sa hihtir" de miştir.

3
mm nm mmŀ m mŀ m mŇ mmmq mmqmqn n qn m m
� ,�Ģ_Ÿ� -K
ČФ◊þ� D€
� oþÎ ˉ Ф Kg� M
oĘ ˉ Ф K g� d◊
o·ˉ Ф K� €o„ US� ğ ₣o� ³ ˚ Ý— oŸ�¾І ĭ oÈG � ĐG� ''
n qmn nmmn mm q m qm q mm mmŀ m qm q mn mq mm
� Þ_¼oσ� cČ_þG � Đ� =
� −½
€_ o◊≡K � ĩ o� ųo _ΒK � NKo T�S◊_ÚÝ�e ”oÝ� =ų � o ΒK o T�QĘ ˜� I�o� -c◊
� NK � þ
mŇ n qmq mm mmŀ
� i Ï ₣į Ф
ú Kg� SgK S� ČŸG gU�ù� &
� fK &,ğ¯
� ΟK � Þ¼
oσ� ğ Їo ½g� =Ì� Žı ФK
"Size, (nâfile) orucun, namazın ve sadakanın derecesinden daha fazîletli bir ameli
haber vereyim?

(Sahâbe): Evet, (bize haber ver ey Allah'ın elçisi!) dediler.

Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

- İki kişinin arasını düzeltmektir. Çünkü iki kişinin arasını bozmak, hâlika'nın1 tâ
kendisidir. Hâlika saçı kökünden kazır demiyorum. Fakat dîni kökünden kazır2."3

Not :
Ha sa n b. Ali ile ka rde şi Hüse yin b. Ali -Alla h onla rın he psinde n râ zı olsun- a ra sında
birbirle rini te rke tme le rine se be p ola n bir söz ce re ya n e tmişti. Ha sa n, ka rde şini te rke dişinin
üze rinde n üç gün ge çince , Hüse yin otururke n onun ya nına ge lip ba şının üze rinde durdu ve
onu öpme ye ba şla dı. Ha sa n oturunca , Hüse yin ona şöyle de di:

- Se nde n önce da vra nma ma ve se nin için a ya ğa ka lkma ma e nge l ola n şe y; se nin,
be nde n da ha çok fa zîle te ha k sa hibi olma ndır. Bu se be ple se nin ha k sa hibi olduğun
şe yde , se ninle ta rtışma yı çirkin gördüm.

İkinci Pr oje: İslâmî ahlâkı güçlendir mek


Âile fe rtle rinin, he m ke ndi a ra la rında , he m de insa nla rla ke ndile ri a ra sında İslâ mî
a hlâ kı uygula ma konusunda ittifa k e tme le ri, bu uygula ma nın onla r için Ra ma za n boyunca
bir alışkanlık hâline gelmesi ve Ramazan ayından sonra da bunu devam ettirmeleri
gerekir. Çünkü İslâm'ın özü ve Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in gönderilişinin en
yükse k gâ ye si, budur.

Ra sûlulla h -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- bu konuda şöyle buyurmuştur:


mqmq m mmmŇmn nq n mŀ
�ú╙◊ΒĄK
� şÁÁ˜ g� ¾І ◊≡K
g� Î ┐G
� fK &,a� oĘ ÈĄK
gU�ù& � dU
oŷ ₣� ¾
� ĞόĄ�o‹ ∙Ž
oŸ�◊ĞώIo� ''

1
Hâ lika , sa çı tra ş e tme kte kulla nıla n ustura de me ktir.(Çe vire n)
2
Ya ni iki kişinin a ra sını bozma k, öyle bir ha sle ttir ki ustura nın sa çı kökünde n ka zıdığı gibi, dîni de
kökünde n ka zır.(Çe vire n)
3
Tirmizî ve Ebu Da vud rivâ ye t e tmişle rdir.

4
"Ben, ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim."1

Yine bu, Ramazan orucu ile diğer oruçlar için en yüksek gâyedir.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:


mŀ m qŀ m mŀ m mŀ m mŀ mn mŇ mqm
� &&,floÝÌФ
Kg� Č
oмФ
K� ğ ₣o� ◊ĞώoП
g� = LoK
� Ф
K
g� d◊
oŽ˛ ½K
� ğoš � d◊·ˉ Ф
K� Ô К½� ''
ú�e◊⁄Ê� ğŸK
� fK
gU�ù

"Oruç, yemekten ve içmekten (kendini) uzak tutmak (alıkoymak) değildir. Ancak


oruç, dili her türlü boş ve çirkin söz söylemekten alıkoymaktır."2

Yine, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:


qmm mm nŀ mmmŇ ŀ nmmm q mm Ńn ŀ mmŀmn mm
� ,ş� ooŸ�i Ó
o„ G � ◊İG g� ġo� şİ”oÝ=d◊ � ·ˉ ФK� ĐIo� Ξ� dSF�ğoŸK � ³oĞЂ� ǻ -³� „ g� Óš � ŒK � � c◊þ� ''
q m qm mm mqm̄q nqm̄ mm qn mm q mnqm̄mm mm kŀn n mŇ m
� =ÿ� Í _ÚБ�Đg� =Ï� l _÷ o₣Č� fl ÝÌ � � Ę Ý� =¾ � І ÎoÊG � doČ˜ � dČ� e Ŷ� K T”oÝ� =€� Ş„ � d◊·ˉ Ф K g
n nnm m ŀm n n qm ŀ mk mknq Ň qnm qmnmmmqmkmmnŀ mq m
� ` Č¼⌂� ofÎo·ϋ�oÎl Ğ⌡� Ô ýώ�i ΠK o g,¾� o’◊˜ � HÌ ХK � ╙o I� -³� −·¼Ý�ş¼›◊þ� gG � Î ÊG � şŸ◊Ò� e ”oÝ
mm q m ŀ m qq q m m q mqm̄ mq nmqm ŀ m
� e◊
o _fiÊÌ Ý�¾ oo’◊_ˉ ¼oФ g� =× � o_ÚĞ oФK� ÂС
oU o� ğ ₣o� €o₣◊·− o½K � dČ� Œ �o K� Î Şšo� ÿ ·˝ G �¾ oo’◊ˉ ФK
�¾oÝ
q m m mnŀmmmmm q m mmmqmm mnnmqm
�úş·¼š � Þýfi₣� ù� &&,ş� o₣oČˉ oŸ�QÌoÝ�şРU�ē o½�K ToП g� =f�oÌo˛ ýooŸ�QÌoÝ�Ì ˛ ЄG �K TIo� -◊ĞćÊÌ ýЁ
"Allah -azze ve celle- buyurdu ki:

- Oruç dışında, Âdem oğlunun bütün (salih) amelleri kendisi içindir. Ancak oruç,
benim içindir ve onun mükafâtını da ben vereceğim. Oruç, (cehennem ateşinden koruyan)
bir kalkandır.Sizden biriniz oruçlu olduğu günde çirkin söz söylemesin ve sesini yükselterek
bağırmasın (kimseye öfkelenmesin). Eğer birisi kendisine söver ya da çatarsa:

- Ben oruçluyum, desin

Muhammed'in nefsi elinde olan Allah'a yemîn ederim ki, oruçlunun ağız kokusu,
Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.

Oruçlunun sevineceği iki sevinç anı vardır:

Birisi, iftar ettiği zaman (ibâdetinin tamamlanması ve onu bozan şeylerden uzak
olması sebebiyle sevinir), diğeri de Rabbine kavuştuğu zaman (orucunun sevabını O'nun
katından bulması sebebiyle sevinir)."3

1
Ahmed ve Hâkim rivâyet etmişler, Elbânî de; "hadis, sahihtir" demiştir
2
İbn-i Hibbân rivâyet etmiştir.
3
Buhârî ve Müslim rivâyet etmişlerdir.

5
Oruç; nefisleri, cimrilik, bencillik, kibir, kendini beğe nmişlik ve diğe r kötü a hla kta n
te zkiye e tme si ve te mizle me si ge re kir. Eğe r oruç, gıybe tte n, koğuculukta n, ya la nda n,
ha se tte n, kin ve ne fre tte n, a la y ve istihzâ da n (sa hibini) a lıkoymuyorsa , o ha lde orucun ne
fa yda sı va rdır? Sa hibinin üze rinde ne e tkisi va rdır?

Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- bu konuda şöyle buyurmuştur:
mmm̄qmk m m mqmm mqm q m mmmqm Ń mqmq mm̄qmqm
� ] Î _� e G
� €_„ ◊Ê� Œ
�o o� Ô
� К¼Ý� =³� ć∟Kg� şooŸ�³ ĞŽ½K
g� U
ogÓФ K� c Čþ� ] Î � ¾Ф � ğ ₣� ''
� i U◊Í ΒK
ú � fK &,ş� nm
gU�ù� &
mmg�mşn₣◊
ŸK
⅜ mŽ
m˝m

"Kim, yalan konuşmayı1, çirkin amel işlemeyi ve başkasına haksızlık yapmayı


bırakmazsa (te rke tme zse ), Allah'ın onun yeme ve içmeyi bırakmasına 2 ihtiyacı yoktur3."4

Üçüncü Pr oje: Mağfir et i (bağışlanmayı) ger çekleşt ir mek


Ra ma za n, güna h ve ha ta la rın ba ğışla nma sı için bir fırsa ttır. Müslüma n â ile nin,
Ra ma za n a yında e n öne mli he de f ve a ma çla rında n birisinin, bu a y çıkma da n bütün â ile
fe rtle rinin güna hla rının ba ğışla nmış olma sı ge re kir.

Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- bu konuda şöyle buyurmuştur:
m m m nmm̄qm m nqmm mŀn nqmm mŀn nqmm m
� -�c◊_þ� DŒ
oK� cČ_ÒU�◊� ğ ₣� -³� ·Ѕ
o� ,ð� ώG � ¾¦oU�¾ύ� � =ð
� ώG � ¾¦oU�¾ύ� =ð
� ώG
� ¾¦oU� ''
nmqmqnqmmm mmmmmqmqm
� ¾¼ÚХ�fK
ú gU�ù� & &,Ξ� Ì ýÐЁ�¾¼Ý�e◊˚ ХU� bUSG � ğ₣
"Burnu yere (topra ğa ) sürünsün5.Sonra burnu yere (topra ğa ) sürünsün. Sonra burnu
yere (topra ğa ) sürünsün.

- Kimin (burnu ye re sürünsün) ey Allah'ın elçisi? denildi.

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

- Ramazan ayına yetişip de (güna hla rında n) bağışlanmayan kimsenin."6

1
Küfür (inkâ r) sözü, ya la ncı şâ hitlik, iftirâ , bühta n, zinâ isna dında bulunma k (ka zif), sövme k ve lâ ne t
e tme k gibi insa nın sa kınma sı ge re ke n ve işle me si ke ndisine ha ra m ola n fiille r de buna gire r.(Çe vire n)
2
Bunun a nla mı; orucu bıra kma sı e mrolunur, de ğildir. Aksine bunun a nla mı; ya la nda n ve ya la nla birlikte
zikre dile n şe yle rde n sa kındırma ktır.(Çe vire n)
3
Alla h Te â lâ 'nın hiç kimse nin ibâ de tine ihtiya cı yoktur.Bura da ka ste dile n şe y; Alla h Te â lâ , o kimse nin
orucunu iste me z, a nla mında dır. Ba zı â limle r ise bunu; Alla h Te â lâ , onun orucunu ka bul e tme z ve ya onun
orucunun se va bını ve rme z, a nla mında a çıkla mışla rdır.(Çe vire n)
4
Buhâ rî rivâ ye t e tmiştir.
5
"Burnu ye re (topra ğa ) sürünsün" ile "ze lîl olsun", ka ste dilmiştir.(Çe vire n)
6
Müslim e tmiştir.

6
Ramazan ayında günahlar dan bağışlanmanın bazı yollar ı:
1. Ramazan orucunu tutmak.

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:


qmq mŀ mmmnmmn j m q mj m m mmmmm qm
úş·¼š � Þýfi₣ù� &
&,ş� o⁄oİT�ğ ₣o� dÎ −ό� ◊₣� Ξ� Ì ýo¦ � ◊Ÿ◊Úo
ЗÊK
g� ◊İ◊ЯIo� e◊˚ ХU�d◊˜ � ğ ₣''
"Kim, (farz olduğuna) inanarak ve sevabını (Allah'tan) umarak Ramazan orucunu
tutarsa, geçmiş (küçük) günahları bağışlanır."1

2. Ra ma za n a yının ge ce le rini ibâ de tle ge çirme k.

Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- bu konuda şöyle buyurmuştur:
qmq mŀ mmmnmmn j m q mj m m mmmmmqm
&,ş� o⁄oİT�ğ ₣o� dÎ −ό� ◊₣� Ξ� Ì ýo¦
�úş·¼š � Þýfi₣� ù& � ◊Ÿ◊ÚЗ g� ◊İ◊ЯIo� e◊˚ ХU�d◊þ� ğ ₣� ''
oÊK
"Kim, (fa zîle tine ) inanarak ve sevabını (Alla h'ta n isteyerek Ramazan gecelerini
ibâdetle geçirirse 2, geçmiş (küçük) günahları bağışlanır."3

� 3. Ka dir ge ce sini ibâ de tle ge çirme k.


Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- bu konuda şöyle buyurmuştur:
qmq mŀ mmmnmmn j m q mj m qmq mmqmmmqm
� Þ_ýfi₣� ù� &
&,ş� o_⁄oİT�ğ ₣o� dÎ −ό� ◊₣� Ξ� Ì ýo¦ � ◊Ÿ◊Úo g� ◊İ◊ЯIo� U
ЗÊK � oÎ� −½K
� €¼Η� d◊þ� ğ ₣� ''
�úş·¼š

"Kim, (fa zîle tine ) inanarak ve sevabını (Alla h'ta n isteyerek Kadir gecesini ibâdetle
geçirirse, geçmiş (küçük) günahları bağışlanır."4

Bu konuda dikkat edilmesi ger eken hususlar şunlar dır :


1. Ra ma za n orucunu tuta n ve ge ce le rini ibâ de tle ge çire n kimse , orucunu, Alla h -a zze
ve ce lle -'ye îmâ nında n ka yna kla nırsa , orucunu Alla h rızâ sı için tuta r ve se va bını Ra bbinde n
uma rsa , (yuka rıda zikre dile n) se va p ve ma ğfire te nâ il olur.

2. Ra ma za n a yının ta ma mını, iste ne n (ha disle rde be lirtile n) şe kilde tutma k ge re kir.

3. Ra ma za n a yının ge ce le rinin ta ma mını ibâ de tle ge çirme k, Te râ vih na ma zını ta m


ola ra k kılma k ve ima m na ma zı bitirme de n (câ mide n) a yrılma ma k ge re kir.

1
Buhâ rî ve Müslim e tmişle rdir.
2
İma m Ne ve vî -Alla h ona ra hme t e tsin-, "Ra ma za n ge ce le rini ibâ de tle ge çirme kte n (kıya mda n) ka stın;
te râ vih na ma zını kılma k ola ra k a çıkla mıştır.(Çe vire n)
3
Buhâ rî ve Müslim rivâ ye t e tmişle rdir.
4
Buhâ rî ve Müslim rivâ ye t e tmişle rdir.

7
4. Kadir gecesini idrâk e de bilme k için Ra ma za n a yının son on gününün bütün
ge ce le rini ibâ de tle ge çirme k.

Dör düncü Pr oje: Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- ile bir likt e
haccet meyi planlamak
Bu ise , me şrû kılına n şe kilde Ra ma za n a yında umre e dâ e tme kle olur.

Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- bu konuda şöyle buyurmuştur:
m j ŀ m mmqm j ŀ m n qmm mmm kmqn
�úş·¼š � Þýfi₣� ù� &
&,●o₣� €‰Ê� -c◊
� þ� gG-� €
� ‰Ê� c ÎoŽό� e◊˚ ХU�āo� M
Ì ĞЂ� ''
"Ramazan'da yapılan umre, (sevap olarak) hacca, (veya şöyle dedi:) Benimle
yapılan hacca denktir."1

Beşinci Pr oje: Bin yıllık ibâdet in sevabını kazanmak


Ra ma za n a yının e n büyük fa zîle tle rinde n birisi de , Alla h Te â lâ 'nın mübâ re k kıldığı ve
diğe r ge ce le rde n da ha şe re fli tuttuğu Ka dir ge ce sini içe risinde bulundurma sıdır.

Alla h Te â lâ bu konuda şöyle buyurmuştur:


╧ ╖
╦╖╥ ╖

╤ ╖
╣╖╖
╢ ╖
╡ ╖
╠╖╟╖
╞ ╖
╝╖╜ ╖
╛ ╖
╚╖╙╖
╘ ╖
╗╖▪
�úx� –� v� -N◊¯ĂK
� UÎ −½KUČÒ� ù� □ ╖
�M ╩ ╖

"Andolsun ki Biz, Kur’ân’ı, Kadir gecesinde indirdik.(Ey Peygamber!) Sen, Kadir
gecesinin ne olduğunu bilir misin? Kadir gecesi, (içerisinde Kadir gecesi olmayan) bin
aydan daha hayırlıdır."2

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu geceyi,Ramazan ayının son on gününde


aramayı emretmiştir.Bu gecenin fazîletini idrak etmek isteyen kimsenin, bu büyük ecri idrâk
etmeyi garanti edebilmek için son on günün bütün gecelerini ibâdetle geçirmesi gerekir.

Kadir gecesinin fazîletini idrak etmeye yardımcı olan amellerden birisi de, Ramazan
ayının son on gününde itikafa çekilmek, bu gün ve geceleri, ibâdet, zikir, namaz ve Kur'an
okumaya ayırmaktır (tahsis etmektir).

"Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-, Allah Teâlâ onu vefât ettirinceye kadar
Ramazan ayının son on günü itikafa çekilirdi."3

1
Buhârî ve Müslim rivâyet etmişlerdir.
2
Kadir Sûresi: 1-3.
3
Buhârî ve Müslim rivâyet etmişlerdir.

8
Alt ıncı Pr oje: Cehennem at eşinden kur t ulmayı kazanmak
Müslüman âilenin, Ramazan ayı için yaptığı planında,bütün âile fertlerinin cehennem
azabından kurtulmaları olmalıdır.Bu ise ancak, orucu ve Ramazan gecelerini ibâdetle
geçirmeyi en güzel bir şekilde yerine getirmekle, bütün azaları günahlardan korumakla ve
insanlara en güzel şekilde davranmakla olur.

Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- bu konuda şöyle buyurmuştur:
mqmm qm̄Ňn n mmn mmmmmmmm ŀ
�ú╙◊ΒĄK
� şÁÁ˜ g� UK
ŎФK gU�ù� &
� fK &,€
� l ¼Ηg�� dlČ� ǻ� � ā� o� E◊−fiЂ� Ġ◊Žόg� bU◊⁄ ό� Œ�
�o oe Io� ''
"Şüphesiz ki Allah Tebâreke ve Teâlâ'nın, (Ramazan'ın) her gün ve gecesinde
(ce he nne m a te şinde n) azâd ettiği (kurta rdığı) nice kullar vardır."1

Sa hibini ce he nne m a te şinde n kurta ra n se be ple re sa rılma k ge re kir.Bu se be ple rde n


ba zıla rı şunla rdır:

1. Müslüma nın ırzını (na musunu) sa vunma k.

Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- bu konuda şöyle buyurmuştur:
q n mqn qm mm Ľm mm m q m q qm ŀ mqm
� ğ_₣o� ş_−fi
oŽЁ�e G
�Œ
�o K
� Μ � ◊_−Ê� e Ŷ� =€
� o_⁄ ·Ð
o½◊oŸ�şo_·È
oG� ZoÌ šo� ğ Ђ� L T�ğ ₣� ''
� ╙◊ΒĄK
ú � şÁÁ˜ g� Î ┐G gU�ù� &
� fK &,U
� o◊ΖK ŀ

"Kim, (müslüma n) kardeşinin ırzını gıyâbında savunursa (korursa ), onu cehennem


ateşinden azâd etmek (kurta rma k), Allah'ın üzerine bir haktır. 2" 3

2. Müslüma nın ırzını (na musunu) sa vunma k.

Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- bu konuda şöyle buyurmuştur:
ŀ mm nmŀ m j Ňmj Ňmj qmmmqm
�ú╙◊ΒĄK
� şÁÁ˜ g� ¾І ◊≡K
� fK &,�U
gUù& o◊ΖK�Μ
� � ŒK
� ş� ₣Ì Ê� =◊� ŞΗ� ◊� Ş·Ć� Ę
� ćÒ� e� Ŷ� ğ
� ₣� ' '
� "Kim, (insa nla rla ilişkile rinde ) kolay ve yumuşak huylu olursa, Allah onu cehennem
ateşine haram kılar (ce he nne me girdirme z)."4

1
Be zzâ r rivâ ye t e tmiş, Elbâ nî de "ha dis, sa hihtir" de miştir.
2
Bu ha k, Alla h Te â lâ 'nın lütuf ve ihsa nıyla ke ndi üze rine fa rz kıldığı ha ktır. Yoksa kulun Alla h Te â lâ 'nın
üze rinde hiçbir ha kkı yoktur. Alla h Te â lâ 'nın kudsî ha diste : "Zulmü ke ndime ha ra m kıldım" buyurma sı gibi, O,
hikme ti ge re ği dile diği şe yi ke ndisine ha ra m, dile diği şe yi de fa rz kıla r.(Çe vire n)
3
Ahme d rivâ ye t e tmiş, Elbâ nî de "ha dis, sa hihtir" de miştir.
4
Hâ kim rivâ ye t e tmiş, Elbâ nî de "ha dis, sa hihtir" de miştir.

9
Yedinci Pr oje: Kur 'an okuyar ak sevaplar ını ar t t ır
Müslüman âilenin, Ramazan projelerinden birisinin de, Ramazan ayında Kur'an
okumak ve onu birkaç defa hatmetmek olmalıdır.Çünkü Ramazan, Kur'an ayıdır. Nitekim
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-, (Ramazan ayında) Cebrail -aleyhisselâm- ile
birlikte Kur'an'ı tekrar ederdi. Bu ayda, her üç veya beş günde veyahut da haftada bir
de fa Kur'a n'ı ha tme tme k, ke ndisini Alla h'a ita a te a yıra n kimse için pe k zor de ğildir.Bu
da vra nış, se va pla rı ka t ka t a rttırır.

Nite kim Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- bu konuda şöyle buyurmuştur:
m mqm qm nmmm q m kmmm nmm m q j qmmmmqm
� � � � � =◊_ćoФ
◊∙₣G
� _�o ŽoŸ�€Ş_Ú≡K g� =€
� Ş_ÚÊ� şooŸ�ş¼Ý� Œ
�o K � Lo◊fi¹o� ğ ₣o� ◊ÝÌ Ê� G
Ì þ� ğ ₣� ''
kqmk m kqmk mm kqm k mq mm kqm n nmm
�&,`� Ì Ê� ¾·₣og� =`� Ì Ê� dĐg� =`� Ì Ê� ð ½
& oG
� ğ Їo ½ g� =`� Ì Ê □ ╖ ╗╖ ▪╖-cČ
� þG�Đ
ú�╙◊ΒĄK
� şÁÁ˜ g� i Ï ₣į Ф
K
� fK
gU�ù

"Kim, Allah'ın kitabından (Kur'an'dan) bir harf okursa, ona bir sevap verilir.Her sevap
da on misliyle karşılık görür.Ben, Elif. Lâm. Mîm bir harftir, demiyorum.Fakat Elif bir harftir,
Lâm bir harftir ve Mîm bir harftir, (diyorum)."1

Sekizinci Pr oje: Ramazan sadakası


Müslüma n â ile nin, â ile fe rtle rini, öze llikle bu fa zîle tli a yda (Alla h yolunda ) ha rca ma
ve infa kta bulunma ya a lıştırma sı ge re kir.

Abdulla h b. Abba s'ta n -Alla h onda n ve ba ba sında n râ zı olsun- rivâ ye t olunduğuna


göre , o şöyle de miştir:
m m mmm n n m̄mnmqmmmm ŀ mmqm n nmmm
� ų Ê�o e◊˚ ХU�āo� eČЇ � ◊₣� SČ„ G � e ρg� =W◊
� o ΖK � SČ„ G� ‫ � �ج‬Œ
o K� cČÒU�e Ŷ� ''
n nmmm mq nq n n mnmm mmmq mqmŇn n mqm̄mmm n q n mqm̄
� cČ_ÒÌ ¼Ý� =eF
� Ì_−½K
� ş_ÒU
oK
Î ·Є�e◊˚ ХU�ğ ₣o� €l ¼Η�ǻ � āo� f◊−¼� e ρg� =³� Сĭo „o� f◊ � −¼
mmqnq Ň m qm q nmqm
� ş·¼š � Þýfi₣� ù� &
ú &,€� o¼ÒÌ ĞФ K
� ÂС
o ÌФK�ğ � � ‫ � �ج‬Œ
� ₣o� ķo ⌂◊oŸ�SČ„ G oK
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- insanların en cömerdi idi. Ramazan ayında
Cebrail ile buluştuğu zaman daha da cömert olurdu.Kendisi her gece Ramazan’da Cebrail
ile buluşur, karşılıklı olarak onunla Kur’an okurdu. Şu bir gerçek ki, Rasûlullah -sallallahu
aleyhi ve sellem- hayır konusunda son derece hızlı esen rüzgârdan daha cömert idi." 2

1
Tirmizî rivâ ye t e tmiş, Elbâ nî de "ha dis, sa hihtir" de miştir.
2
Buhâ rî ve Müslim rivâ ye t e tmişle rdir.

10
Müslümanın, insa nla rda n dile nme ye n, sa da ka yı ha k e de n, gizli ve ta kvâ sa hibi
kimse le ri a ra yıp bulma kta ga yre t e tme si ge re kir. Zirâ bu kimse le r, sa da ka ya , yolla rda ,
câ mile rde ve ça rşı-pa za rla rda gördüğümüz kimse le rde n da ha ha k sa hibidirle r.

Yine , bir kimse nin, â ile fe rtle rini infa kta bulunma ya a lıştırma sı, onla rı bu da vra nışa
te şvik e tme si ve onla ra sa da ka ve iyilikte bulunma nın fa zîle tle rini ha tırla tma sı fa yda lı olur.

Dokuzuncu Pr oje: Or uçlular ı ift ar et t ir mek (onlar a ift ar ver mek)


(Ra ma za n a yında ) gördüğümüz güze l ma nza ra la rda n birisi de ; fa kirle ri ve ifta rla rını
ha zırla ma za ma nı bula ma ya n ça lışa nla rı ifta r e ttirme k için he r ye rde ya ygın hâ le ge le n
Ra ma za n sofra la rıdır. Bu se be ple müslüma n â ile nin ya pıla n bu iyiliğe , ya ma l ile ya da
ye me kle ka tılma sı ve ona orta k olma sı -ki bu da ha fa zîle tlidir- ge re kir.

Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- bu konuda şöyle buyurmuştur:
ŀ qmq n nqm mnŀmm qm qmnq nmmm j mmŀmqm
�¾
oo’◊_ˉ ФK
� Ì_
o„G� ğ ₣o� ˆ −ŞЁ�Đ� şİG
� ķ ¦ � =�o
fÌo„ G
� ³ ∙₣o� Ξ� e Ŷ� ◊Ğo’◊˜ � Ì ˛ Є�ğ ₣� ''
╙◊ΒĄK
ú � şÁÁ˜ g� ş„ ◊₣� ğŸK
g� i Ï ₣į Ф
K
g� Î ┐G gU�ù� &
� fK &,◊÷КÙ jqm

"Kim, bir oruçluyu iftar ettirirse, ona oruçlunun sevabının aynısı verilir (onun kadar
se va p ka za nır). Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez."1

Gördüğümüz müke mme l ma nza ra la rda n birisi de ; a kşa m va ktinde otomobille rinde ,
ifta ra ye tişe me ye n oruçlula rı ifta r e ttirme k için tra fik işâ re tle rinin ya nında dura n şu güze lim
ge nçle rdir. Alla h, onla rın müka fâ tını e n güze l bir şe kilde ve rsin.

Onuncu Pr oje: İlim yaymaya kat kıda bulunmak


Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- bu konuda şöyle buyurmuştur:
j mmmn mmmj q qmmqm mmm mm q m qn nmqm̄ŀ ŀ
�K
� Οgg� =f_ � � А � ◊� мšo� -ş� oo›ČХ� Î� Žϋ� ş� oo›◊ŞÚÊg� ş� o¼ oĞЂ� ğ � ₣o� ğ
� ₣o“ĞФ K�Þ
� Á¼� ◊ĞХo� e� I�o� '� '
j qmq nmm ŀ q j qmq nmmj q mq nmŀ mj mq n nmmmj
�K� Ì_ćώ� gG� � =f◊
� Ş � ϋ� ³� o·Ж
oÚФ K�ğ� oŸĐ
� o� ◊� fiКŸ� gG
� � =f◊
� Ş
� ϋ� K
� ΉoÚХ� gG � � =ş� ‡Ug� ◊� ýÁˉ Хg� =ş� οÌ ›� ◊� ≡◊ o˜
q m qmq nnmqm m ŀ m q mm mq jmmmq nmq
&&,ş� oo›ČХ� Î� oŽϋ� ğ � ₣o� ş� −Á¼›� =ş� oo›◊·Êg� ş� ofi oÁ˜� o� ā � Ξ◊
� oo₣� �ğ� ₣o� ◊ć� „ Ì ÈG
�€
� þÎ ˜ � gG� ��= � Ì„ G
fK
�ú╙◊ΒĄK
� şŞÚÊg� ē ć·ΒK
g� ş„ ◊₣� ğŸK
� fK
gU�ù

1
Ahme d, Tirmizî ve İbn-i Mâ ce rivâ ye t e tmişle r, Elbâ nî de "ha dis, sa hihtir" de miştir.

11
"Şüphesiz ki ölümünden sonra mü'mine, ameli ve sevaplarından erişen şeylerden
bazıları şunlardır:(Öğretmek veya telif etmek sûretiyle) yaydığı bir ilim, geride bıraktığı
(kendisine duâ eden) hayırlı bir evlât, (okunsun diye) miras olarak bıraktığı bir mushaf
(Kur'an), inşa ettiği bir mescit (câmi), yolda kalmışlar (yolcular) için inşa ettiği bir ev,
(kanal açmak sûretiyle) akıttığı bir nehir, hayatta, sıhhati yerindeyken verdiği bir sadaka,
ölümünden sonra kendisine erişir."1

Eğe r â lim ise , öğre tme k, okutma k ve öğre ncile re fa yda ve rme k sûre tiyle ilmi ke ndisi
ya ya bilir. Yok e ğe r â lim de ğil ise , kita pla r, ka se tle r ve fa yda lı broşürle r da ğıtma yoluyla
ve ya hut da insa nla rı, ilim e hlinin me clisle rine ge lme ye te şvik e tme k, bu de rsle rin (gün ve
sa a tle rini göste re n) bir ta blo (çize lge ) ya pma k ve bunu insa nla ra da ğıtma k yoluyla ilmin
ya yılma sına ka tkıda buluna bilir.

Onbir inci Pr oje: İlim t alebesinin geçimini sağlamak


İlim ta le be sinin ge çimini sa ğla ma k da ilmin ya yılma sına ka tkıda bulunma ktır.

Ene s'te n -Alla h onda n râ zı olsun- rivâ ye t olunduğuna göre o şöyle de miştir:
n q m̄mnnmmmmm qm mm mmmmm
n ŀ ŀ Ň ŀ
�UoČ_˚ ≡o� -� ‫_╥ � �ج‬ � o ΖK � ╗o— _ � ◊ĞĆÎ ÊG � e ŷ Ý� ‫╥ �ج‬oΖK � ÎoćЂ� Μ � eK o ČÈG � e Ŷ� ''
m mm Ňŀ mn mm n mq nq mmm n m qmnmqm qm m
o⌐ g�mşo∙o¯ÎoÊ
m � _−Є� ‫╥ �ج‬oΖK
� ◊_¯� -c◊ � ŷ ı Ý� =`� įo ‼� Ì ÈĂK g� -ş� oÚ
� ĠIo� f◊ÈG � ` įo ÁĞФ K o¼
nmqn mŀmm Ńŀ mmm q m n n̄m mmmŀ mnm
� &&,ş� ooŸ�a VÌ� ›� × ¼Ž½� -‫╥ �ج‬ � oΖK � c◊
� −Є� ,E� l☼
� oЌ�� ╨
� oŞ
� ·Ž� o� � Đ
� �▐
� oG
�KÏ Ć�e Io� �Œ
�o K
� cČ
� Ò� U

ú�╙◊ΒĄK
� şÁÁ˜ g� i Ï ₣į Ф
K
� fK
gU�ù

"Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- zamanında iki kardeş vardı. Onlardan


birisi -hadisini dinlemek ve onun meclisinde hazır bulunmak (ilim öğrenmek) için-
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in yanına gelirdi.Diğeri ise, (geçimlerini temin
etmek için) çalışırdı.Çalışan kardeş birgün, (geçimlerini temin etmekte) kendisine yardım
etmiyor diye diğer kardeşini Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e şikâyet ederek:

-Ey Allah'ın elçisi! Bu kardeşim, bana hiçbir şeyde yardım etmiyor, dedi.

Bunun üzerine Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:

- Belki de sen, onun sâyesinde iş buluyor ve rızkını kazanıyorsun.(Dolayısıyla rızık


temin etmekteki bu çalışmanı, onun başına kalkma)!"2

1
İbn-i Mâce ve Beyhakî rivâyet etmişler, Elbânî de "hadis, hasendir" demiştir.
2
Tirmizî rivâyet etmiş, Elbânî de "hadis, sahihtir" demiştir.

12
Onikinci Pr oje: Su içir mek (sebil yapt ır mak)
Su, hayatın atardamarıdır.(Ramazan ayında) bazı bölgelerde su çok az olabilir. Bu
sebeple iftarda insanlara su içirmek ve onlara su temin etmek, sadakaların en büyüğüdür.

Bunun içindir ki Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:


mq qm mmŀ n mqm
� ╙◊ΒĄK
ú � şŞÚÊg� SgK
S� ČŸG
g� Î ┐G gU�ù� &
� fK &,E◊ĞФ� ē� n Ò� -€
K � oþÎ ˉ Ф
K� ³� ˚ ÝG
� ''
"Sadakanın en fazîletlsi, su içirmektir."1

Onüçüncü Pr oje: Bor çlunun bor cunu ödemek veya ona (bor cunu
ödemesinde) kolaylık sağlamak
Borç; (borçlu insa n için) ge ce le ri de rt ve ta sa , gündüzle ri ise ; ke de r ve hüzündür.

Bunun içindir ki Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- şöyle buyurmuştur:
n qm m qmq j nn qnq m mmm m qn qm mqm n mqm
� �ş_ŞЂ
� � _♫o−ό� gG
� � =K
� Ug⅛ � ğ
� o₣o“� ĞФ�K�×
� ·ÈoG
��Μ
� � ³� È oÎ ›� e� G � � c◊
� oĞ
� ЂĄK � ³� ˚ ÝG
� � ' ''
j qn nm qnq j q̄m
� ú�╙◊ΒĄK�şŞÚÊg� ◊·İΟK� ╖G� ğŸK� fKgU�ù� &&,K � ŎÈ� ş� ĞŽo˛ ό� gG
� � =◊� ŞS
"Sadakanın en fazîletlisi; mü'min kardeşini sevindirmen veya onun borcunu ödemen
veyahut da ona ekmek yedirmendir."2

Yine , Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- şöyle buyurmuştur:
m m q mqm̄ qmq Ň mm nqm m mqm m qm mŀmqm
�&&,�€o₣◊·−
o½K
� dČ� XoÌ Ž½K
� ³ Ł�o āo� e Ŷ� =ş� ŞЂ� ◊⌡� gG
� şoĞ
oСÌo¦ � ğ Ђ� Ô ý
� ώ�ğ ₣� ''
� ú�╙◊ΒĄK
� şÁÁ˜ g� ĥ UK
ΟKg� Î ┐G
� fK
gU�ù�

"Kim, borçlusunun (borcunu e rte le me k sûre tiyle ) bir sıkıntısını giderir veya borcunu(n
bir kısmını ya da he psini) silerse, (hiçbir gölge nin olma dığı) kıyâmet günü Arş'ın
gölgesinde barındırılır."3

Yine , Ra sûlulla h -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- şöyle buyurmuştur:


qm qn qm q Ňmnqm mmq qm̄ mn q n nm qn qmnŀ mqm
� gG� =_�l oŽ₣� ğ Ђ� Ô ýŞ·¼Ý� =€
� o₣◊·−
o½K
� doČ� LoÌ ¹ � ğ ₣o� ŒK
� � ş·‰
oŞЁ�e G � f⅛ � ğ ₣� ''
qm m
� ¾¼ÚХ�fK
ú &,ş� nŞЂ� Šq˚ m̄
gU�ù� &

1
Ahme d ve Ebu Da vud rivâ ye t e tmişle r, Elbâ nî de "ha dis, ha se ndir" de miştir.
2
İbn-i Ebi'-d-Dünya rivâ ye t e tmiş, Elbâ nî de "ha dis, ha se ndir" de miştir.
3
Ahme d ve Dâ rimî rivâ ye t e tmişle r, Elbâ nî de "ha dis, sa hihtir" de miştir.

13
"Kıyâmet gününün sıkıntılarından Allah'ın kendisini kurtarmasından hoşlanan kimse,
borcunu ödeyemeyen kimseye mühlet tanısın (borcunu ertelesin) veya (alacağının bir
kısmını ve ya he psini) ondan indirsin (silsin)."1

Yine , Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- şöyle buyurmuştur:
qm mmm j qn mqm mm nmm n nmmmm mŀ n mn̄ knmmm
� Vg◊_‰fiЄ�K
_� oŽ₣� ‹ ·όG �KTIo� -f◊� fiý½
o� cČ−Ё�e ŷ Ý� =W◊
� ΖK � ğ ōK
Î � ³ „ U�e Ŷ� '' �
qmmmmmmm mmmŀmnmmmmm ŀmmnqm
gU�ù� &
� ¾¼ÚХ�fK
ú &,ş� nŞЂ� V g◊‰fiЄ� ŒK
� � ē o¼Ý�◊ŞЂ� Vg◊‰fiЁ � � ŒK
� ³ Ž½� =ş� ŞЂ
"(Sizden önceki ümmetlerde) insanlara borç veren bir adam (tüccar) vardı. O,
hizmetçisine şöyle derdi:

- Darda kalmış (borcunu öde ye me ye n) birisine gittiğin zaman onu affet (borcunu
ba ğışla ). Umulur ki Allah da bizim günahlarımızı affeder.Nihayet o kişi Allah'a kavuştu
(öldü) ve Allah da (bu da vra nışında n dola yı) onu affetti."2

Ondör düncü Pr oje: İnsanlar ın iht iyaçlar ını gider mek


İbn-i Öme r'de n -Alla h onda n ve ba ba sında n râ zı olsun- rivâ ye t olunduğuna göre ,
Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- şöyle buyurmuştur:
k n n ŀ mmŀ m m mqmq Ńmm m q n n mqm m ŀ Ńmm
� �Ug⅛ � � ³� _„ g � �Ó � _š � Œ �o K �Ġ � I�o� c◊� oĞ � Ђ � ĄK� �ÿ � Ê � G�g� � =¾ � ć� Ž �ý �ώ �G
��Œ�o K �Ġ
� I�o� W◊ � o ΖK � �ÿ � Ê � G � ''
n qmnnqmqm j qmnqm qmqmj mqn nqm n q mqm q n mmnn qn
� ş� _ŞЂ � �S � Ì� ˛� ό � �g �G � � =◊Ş�Ё �S� � ş� Ş �Ђ � �♫ � o− �ό � �g�G � � =€ �Р � Ì� ¹� � ş� Ş �Ђ � �ð � ı� oЇ� ›� � g �G � � =¾ � l¼ �oÚ � Х � �Μ � � ş� ¼ �È � oÎ� ›�
m mqmqmq ŀm ŀ mm m m q n q mmmm qmqmmm j n
� ā� o� ð� _²ofi �Ђ� G � � e� G ��ğ� _₣o� ġ � I�o� ÿ � _ÊG ��€ � l „� ◊Ê � � ā� o� ¾ � o¼ �oÚ � Ğ � Ф �K�▐
� oG ��Š� ₣
� �☼ � oХ �G � � e� Ą � g � � =ΚČ � „�
mq mm j qmmmmqmmnmmqmn mmmnmmm ŀ mqmm j qm q m q
�E � m◊_Ù� Č � _Ф � � ◊ł� ·� Ѓ
g � �¾ � ł� ¹� � ğ � ₣ �g� � =ş� ›� U �Č� š� � ŒK � � į� Ò � � ş� ⁄� ˚� ¦� � ð � ¹� � ğ � ₣ �g � � =K Ì� ć� Ù � � Î� o‰ � oÚ � Ğ � Ф
�K
q n q mmm mmqmm mmq mqm̄ j nm qmn mmmn mqmnm qn qm
�¾ � o¼
�oÚ
� Ğ � Ф �K � ş� o·È � oG ��Š � ₣� �☺ � Х � �ğ � ₣�g � � =€� o₣◊
� ·� − � o½
�K �d �Č� ��♂ � U � o� ş� ⁄� ¼�þ
� � ŒK
� � ą� Х � � f◊ � ˚� Х �G � � ş� ·� ˚� oĞ � Ё � � e� G�
m n ŀ mn mqmq Ń mmq mnmmm mmmn mmqmnmmmqn̄ ŀ m m m
�E � Č_Ò� e� oП �g � � =dK � Î� _þĄK � � c� Ó � o_›� d �Č � _¯� ş� ₣ � Î� þ � � Ġ◊� Ž �ό � � ŒK� � ‹� ⁄� ύ� G ��Ξ
� � ◊ć� fi � ⁄�oИ� ��╟ � Ê � � ş� ofi �o„� ◊Ê � � ā� o
mmmq Ńm q n qn mm mmmq n qnm nnq
ú�╙◊ΒĄK � şŞÚÊg� ◊·İΟK � ╖G � ğŸK � fK gU�ù� & &,³� Ú � Ž �½ �K� ³� ⌂K � � Î� Ú � oý�Ё � � ◊Ğ� ¹� � ³� Ğ � Ž �½ �K � Î� Ú � oý �Η � �Þ � o¼ � ⌂K

"İnsanların Allah’a en sevimli olanı, onlara en faydalı olanıdır.Amellerin Allah -azze
ve celle-’ye en sevimli olanı, bir müslümanı sevindirmek veya ondanbir sıkıntıyı kaldırmak
veya onun borcunu ödemek veya açlığını gidermektir.Şüphesiz müslüman kardeşimle

1
Müslim rivâ ye t e tmiştir.
2
Müslim rivâ ye t e tmiştir.

14
beraber bir ihtiyacı için yürümem, benim için mescitte bir ay itikafa çekilmekten daha
hayırlıdır.Kim öfkesini tutarsa, Allah da onun ayıbını örter.Kim intikam almaya gücü yettiği
halde öfkesini yutarsa (öfkesine hâkim olursa), Allah da kıyâmet günü onun kalbini
hoşnutlukla doldurur.Kim, bir müslüman kardeşinin ihtiyacını karşılayıncaya kadar onunla
yürürse, Allah onun ayağını, ayakların kaydığı günde sâbit kılar. Şüphesiz ki kötü ahlak,
sirkenin balı bozduğu gibi, ameli bozar."1

Yine , Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- şöyle buyurmuştur:
q ₣� €_ j mqn nqmn mŀmmqŃ mn q j mqn qn qm mŀmqm
� ğ_ o РÌ ¹ � şŞЂ� ŒK � Ô ýώ�◊·ώΟK � LoÌ ¹ � ğ ₣o� €РÌ ¹ � ğl ₣o“Х�ğ Ђ� Ô ýώ�ğ ₣� ''
q m m m qmmqŃ qmmn mŀm qn mmmŀmqmm mmq qm̄ mn
� ğ ₣g� =M �oÌ È oĂKg� ◊·ώΟK � āo� şo·¼š � ŒK � �� Б � � �l oŽ₣� Μ � � Б�ğ ₣g� =€ � o₣◊·− o½K � doČ� LoÌ ¹
n q m q mm m qmq qm n m m qmmqŃ n nmmm j q n mmm
� āo� Î ⁄ Ž½K � e Ŷ� ◊₣� Îo⁄ Ž½K � eoČš � āo� ŒK
� �g � ��= �oÌ È
M oĂKg� ◊·ώΟK � āo� ŒK
� � fį Ò� ◊м oÚХ�į Ò
m qm
� ¾¼ÚХ�fK
ú gU�ù� &&,ş� o·È oG � eoČš
"Kim, bir mü'minden, dünya sıkıntılarından birisini giderirse, Allah da ondan kıyâmet
gününün sıkıntılarından birisini giderir.Kim, darda kalana (borçluya) kolaylık sağlarsa,
Allah da ona dünya ve âhirette kolaylık sağlar.Kim, bir müslümanın ayıbını örterse, Allah
da onun dünya ve âhiretteki ayıplarını örter (ayıplarını ortaya çıkarıp onu rezil etmez). Kul,
(müslüman) kardeşinin yardımında olduğu sürece, Allah da onun yardımında olur."2

Onbeşinci Pr oje: Mahalle ve semt i t emizlemek


Ra ma za n a yında insa nla rın çöp torba la rını ca dde ve soka kla ra a tma la rı çoğa lır.
Ardında n ke dile r bu çöp torba la rını a çıp içe risinde ki çöple rin da ğıtırla r.Dola yısıyla bu
durum, yolda n ge çe nle ri ra ha tsız e de r ve bunda n da insa nla rı ra ha tsız e de n pis kokula r
me yda na ge le bilir. Bu görüntü, yolla rı te mizle me yi ve yolla rda ki pislikle ri gide rme yi te şvik
e de n İslâ m dîninin öğre tile rine te rs düşme kte dir. Eğe r he r â ile , çöple rini ta hsis e dile n
ye rle re koyma ya ga yre t e de rse , bu gibi e ziye tle r me yda na ge lme ye ce ktir.

Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- bu konuda şöyle buyurmuştur:
mmqmm n ŀm m mnq m mmqmj mq n m nqmmk q n m q
� ◊_Ć◊İSG
g� =ŒK � ĐIo� ΞIo� Đ� c Č_þ� ◊_ĆĘ
� šG �=€
� ⁄ Ž_Ù� eČŽ⁄ Òg� Š˚ oŸ�e◊ЯĎK � o ''
m q q kmqn n m mq m ŀ m mmq nmm
� ş·¼š � Þýfi₣� ù� &
ú &,e◊
� o ЯĎK
o � ğ ₣o� €⁄ ŽÙ� E◊·≡K g� =ÞС
� o Ìo˛ ½K
�ğ
� oš � h TĄK � €˝ ◊₣Io

1
İbn-i Ebi'-d-Dünya rivâ ye t e tmiş, Elbâ nî de "ha dis, ha se ndir" de miştir.
2
Müslim rivâ ye t e tmiştir.

15
"Îmân, yetmiş küsür şubedir (ha sle ttir).En yüksek derecesi, Lâ ilâhe illallah
sözüdür.En düşük derecesi ise, (ta ş ve dike n gibi) insanlara eziyet veren şeyleri yoldan
uzaklaştırmaktır (gide rme ktir). Hayâ da îmândan bir şubedir."1

Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m-, bu uyga r görünüş ile îmâ n a ra sında na sıl
bir ba ğla ntı kurduğuna bir ba kınız! İşte bu, İslâ m dîninin büyüklüğüne ve ha ya tın bütün
yönle rine öne m ve rdiğine de lâ le t e tme kte dir.

Yine , Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- şöyle buyurmuştur:
m m mmnmŀ m m ŀ mm qmmqn mmm m qmknm mm qm
� Ì ² _ı Ý�fÌ È—
Ý�ÞС

oo Ì ˛ ½
K� Μ � b
l ČÙ� ğ ˉ ¦ � Î „ g� ÞС
Ì
loo˛ Ÿ� ☼ oĞ Ё � ³ „ U � ◊
Ğ ŞКŸ� ''
m mmmnmn
� ş·¼š � Þýfi₣� ù� &
ú �n ÌmýÐЄ�Ξ
&,Ξ� � ŒK

"(Önceki ümmetlerde) bir adam yolda yürürken yolun üzerinde dikenli bir dalı
görünce onu uzaklaştırdı. Bunun üzerine Allah onun (bu küçük) amelini kabul edip 2 onu
bağışladı."3

Yine, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:


kmmm mmnŀ m ŀ m mmq m
� &&,€� þÎ ˜ � ×
� Ф
� şİ=
”oÝ�ÞС
� o Ìo˛ ½K
�ğ
� oš � h TĄK
� ¸� o₣oG
� ''
ú�╙◊ΒĄK
� şÁÁ˜ g� SÌý┘K
� L SĄK
� ā � i U◊Í ΒK
� fK
gU�ù

"(Taş ve diken gibi) insanlara eziyet veren şeyleri yoldan uzaklaştır.Zirâ bunu
yapman, senin için bir sadakadır."4

Onalt ıncı Pr oje: Meyve ver en ağaçlar ekmek veya dikmek


Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- bu konuda şöyle buyurmuştur:
qmk mq qmkqmnq nnqmm j qmn mqm̄qm j qm n qm q n q m
� gG� e◊ÚА
Io� gG
� ķ ˝ � şŞ₣o� ³ О—
·Є� =Κ
� UV�] UÓ� gG � =◊ÒÌ ¦ � WÌoÐЁ�¾ l¼oÚХ�ğ ₣o� ◊₣� ''
kmm mmm ŀ km m
� ş·¼š � Þýfi₣� ù� &
ú � þÎ ˜m� şooŸ�Ξ�n e Ŷ� ĐIo� €Ğ
&,€ ·ćoŸ
"Bir müslüman, bir ağaç diker veya ekin eker de ondan bir kuş veya insan veyahut
da bir hayvan yerse, bu onun için bir sadaka sayılır."5

1
Buhâ rî ve Müslim rivâ ye t e tmişle rdir.
2
Alla h Te â lâ 'nın güze l isimle rinde n birisi de e ş-Şe kûr'dur. Anla mı: Kulla rının a z ola n a me lle rini a rtırıp ka t
ka t ka rşılık ve re n de me ktir.Alla h'ın kuluna ola n şükrü; kulunun şükrüne ka rşılık ola ra k onu müka fa la ndırma sı
ve tâ a tini ka bul e tme si de me ktir.(Çe vire n)
3
Buhâ rî ve Müslim rivâ ye t e tmişle rdir.
4
Buhâ rî, 'e l-Ede bu'l-Mufre d'de rivâ ye t e tmiş, Elbâ nî de "ha dis, sa hihtir" de miştir.
5
Buhâ rî ve Müslim rivâ ye t e tmişle rdir.

16
Onyedinci Pr oje: Yet imi himâyesine alıp ona bakmak
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyturmuştur:
m ŀ mm mqnqm mŀ ŀ m mm m mmm ŀm q mq n mmm m
� P Ì_Ýg� č ˛ _ÒČФ
K
g� €oŸ◊⁄ _ÚФ
◊oŸ� U◊_ÙG
� � =K
g Ï _² Ć�€o_Ş∟K� āo� ¾
o·oЗΗK �³o
Ýρg� ◊İG � ''
mćnmq
� i U◊Í ΒK
ú gU�ù� &
� fK &,◊Ğ ŞКm
Ÿ
"Ben ve yetimi himâyesine alıp ona bakan kimse, cennette şöyleyiz."

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- işâret parmağı ile orta parmağını gösterip
ikisinin arasını açtı."1

Yine , Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- şöyle buyturmuştur:
qmmqmqm ŀ m mmm mm qm q n mqmj m̄ŀ m qm
� n ŞЂ� ╨
� =ş_ oÐfi_ÚБ�╟_Ê� şo_oŸK ⅜ g�� şo_₣o◊Ž˝ � ā� o� ųo м
oÚХ�ų Ÿ�◊Ğ·o З � ¾˙ � ğ ₣� ''
q nmq mmm
nŀm
� ú�╙◊ΒĄK�şÁÁ˜ g� ╙Kĭ ˛ ½Kg� Î ┐Gg� ĢŽ¯�ČŸG�fKgU�ù� &&,€
� Ş∟K � Ξ� ‹ ⁄ „ g
"Kim bir yetimi, iki müslüman (a nne ve ba ba nın) arasına alır, onu yediğine ve
içtiğine ortak eder ve iâneden müstağnî oluncaya (rüşt ça ğına ula şınca ya ) kadar ona
bakarsa, cennet ona vâcip olur."2

Onsekizinci Pr oje: Dul kadın ile yoksulun geçimini sağlamak


Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyturmuştur:
ŀ mqm m mnqm q qm mmqmq mm ŀ
�i Π
oŶ� gG
�Œ
oK� ³o·Ж
o_Ò� āo� Îo_Ć
o◊‰ĞФŶ� ųo ²o_ÚĞ oФ Kg� €o_¼ХUĄK � Μ � ℓ o◊ÚФ
K� ''
mŀ n nmmmmŀ n nm̄
� i U◊Í ΒK
ú gU�ù� &
� fK &,³� q·¼Ф
K� dČ−Сg� U◊ćΖK � dČˉ
"Dul kadın ile ve yoksulun geçimi için çalışan kimse, Allah yolunda cihad eden veya
(iftar etmeden) gündüzleri oruç tutan ve (bıkmadan usanmadan) geceleri ibâdet eden
kimse gibidir (onlar gibi sevap kazanır)."3

1
Buhârî rivâyet etmiştir.
2
Ebu Ya'lâ, Ahmed ve Taberânî rivâyet etmişler, Elbânî de "hadis, sahihtir" demiştir.
3
Buhârî rivâyet etmiştir.

17
Ondokuzuncu Pr oje: İnsanlar a, onlar ı dilenmekt en kur t ar acak şeyler
öğr et mek
Bu, sadaka verdikten sonra onu bırakıp insanlara el açmasından daha fazîletlidir.

Ebu Zer'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:
n mq m n m q mm nmqm mqmq Ńm mnmm̄ nqn
� āo� S◊_ć∟ oK
g� Œ
�o ◊oŸ�e◊ЯĎK o � -c◊
� þ� D³� ˚ ÝG � c◊
o ĞЂĄK �i G � �Œ
oK � cČÒU�◊� -‹� ¼þ� ''
j mm mnmqm m m qmmq mnmqm mm nmqm mŇ Ńm nqn mm m
� ,◊_ŞĞύ�◊_Ćĵ ОG g� =◊ć¼oĆG � Î Şšo� ◊ćÚýώG � -c◊� þ� D³� ˚ ÝG � Lo◊þÌФ K�i G
� -‹� ¼þ� -c◊ � þ� ,ş� o¼o·ЖoÒ
mnmm̄ nqn mm mmqm nmqmqmj m n n mm qmqmqmq m nqn mm
� cČÒU�◊� -‹� ¼þ� -c◊ � þ� ,a� Ì ÈĄ�oŠŞˉ ›� gG � ◊Žoİ◊˜ � ų Ž o›� -c◊
� þ� D³� ŽЄG � ¾Ф� e ”oÝ� -‹� ¼þ� -c◊ � þ
m ŀ m ŀ mmŀ m Ńn m mm mmq qmqm n qn mq mq̄m m m
� ◊_ćώ”oÝ� =W◊
� o ΖK �ğ
� oš � b⅜ � ð Ї ›� -c◊ � þ� D³� oĞŽ½ K� ˘ oŽϋ�ğ Ђ� ‹ ýŽ˙ � e Io� ‹ G UG � �ŒoK
m qmmm mq kmmm
� ú�¾¼ÚХ�fKgU�ù� & & ,×
� Ú oýώ�Μ� × Ş₣o� €þÎ ˜
" Ey Allah'ın elçisi! Amellerin en fazîletlisi hangisidir? Dedim.

- Allah'a îmân ve O'nun yolunda cihaddır, buyurdu ki:

(Ebu Zer) dedi ki:

- Köle azad etmenin en fazîletlisi hangisidir, dedim.

- Sahibinin yanında en değerlisi ve ücret bakımından da en pahalısıdır, buyurdu.

- Eğer yapamazsam, dedim.

- Yapana yardım edersin veya hiçbir şey yapmayana yaparsın, buyurdu.

- Ey Allah'ın elçisi! Amelin bazısından zayıflamam hakkında ne dersin? Dedim.

- İnsanlardan şerrini engellersin. Zirâ o senden, kendine bir sadaka olur, buyurdu."1

Yir minci Pr oje: Komşular la ilişkiler i güçlendir mek


Komşula r a ra sında ki ilişkile r kötü ve ya za yıfla mış ola bilir. Bu se be ple Ra ma za n a yı,
bu sıca k ilişkile rin ye nide n kurulma sı için bir fırsa ttır. Çünkü komşunun ha kkı çok büyüktür.

Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- bu konuda şöyle buyurmuştur:
mmq q nqm q qm qm n qn̄ mmqmm
gU�ù� &
� ¾¼ÚХ�fK
ú &,fU◊„ � dÌo²·¼Ý�ÌoÈĂK
� d
o o KČΗg� Œ
�o ◊oŸ�ğ ₣o“ � e Ŷ� ğ ₣g� ''
"Allah'a ve âhiret gününe inanan, komşusuna ikramda bulunsun."2

1
Müs lim rivâ ye t e tmiştir.
2
Müs lim rivâ ye t e tmiştir.

18
Yine, Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- şöyle buyurmuştur:
mq m q nq mm m q nnqm mq m q mq nqm
�Œ
�o K
� Î _Şšo� eK
o ķ _∟
oK
� ķ _Èg� =ş� o⁄oÊ◊
o _ˉ oФ
� ¾Ćķ È� Œ �o K
� Î Şšo� Lo◊Á˜ ĄK � ķ È� ''
m nnqm

�ú
� ╙◊ΒĄK
� şÁÁ˜ g� i Ï ₣į Ф
K� fK &,f�oU
gU�ù� & o◊∟o� ¾ ķÈ
"Allah katında arkadaşların en hayırlısı (sevap bakımından en fazlası), arkadaşına
en fazla iyilikte bulunandır.Allah katında komşuların en hayırlısı (sevap bakımından en
fa zla sı), komşusuna en fazla iyilikte bulunandır."1

Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- Ebu Ze r'e şöyle buyurmuştur:
mmm qmmmm mmmq qm mj mmmmqmmm ľmm mm̄
gU�ù� &
�ú¾¼ÚХ�fK &,×
� İK
ķ „o� Î Ć◊Žόg� ◊ĆE◊₣� ĵ oО—
Ý� =€
�þ
� Ì Х�‹ Í ⁄ ˝ � K
TIo� �U
� T�◊ŸG
� ◊� ''
"Ey Ebû Zer! Et pişirdiğin zaman suyunu çok koy ve komşularını gözet!"2

Yir mibir inci Pr oje: Güzel söz söylemek


Alla h Te â lâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

ú � -€¯ĂK
}x � ğ₣� M
Ì−ΒKUČÒ� ù □ ╖
�M � ,,,� ╖
ŭ ╖
Ŭ ╖

ū ╖
� ,,,� ╖

"İnsanlara güzellikle (en güzel sözle) söyleyin..."3

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- de bu konuda şöyle buyurmuştur:


m Ň m mmm q mqmq m mqmŇ qmmmŀ nŀ
ú�ş·¼š � Þýfi₣� ù� &
&,�€l ⁄ ·˝ � €l ĞǺ
o ⁄oÝ� =Î� Ť�
o ¾Ф
� e ”oÝ� =
�lÌ Ğό�ÞıooЌ�ČФ
M g� U◊ΖK
�K
Č−όK
� ''
"Bir hurmanın yarısı ile de olsa, kendinizi cehennem ateşinden koruyun. Bunu da
bulamayan, güzel bir söz ile kendisini korusun."4

Yine , Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- de bu konuda şöyle buyurmuştur:
m nn q mn nnm m nn q mn nn mn j mn ŀ mq ŀ
� ,◊ĆU oČćmŁ� ğ ₣o� � ◊ć_İȲ Рg�m= ◊ć_oİȲ ϋ� ğ ₣o� ◊ĆUČćŁ� h Ì ›� =◊� ÝÌ ¦ � €oމ_½ �K � āo� e I�o� ''
m m q m m mq m m qm mm mnmm̄m qm mmmĿ mqmmmm
� ¾_Ž˝ G g� =dǾ _½K � L ◊˝ G � ğ Ğ_½ o� -c◊þ� DŒK � cČÒU�◊� ĩ o� ğ Ğ_½ o� -c◊−Є�╖K omÌ š G � d◊−Є
� ù� &
k _m
&,d◊ ·ώ n ŀ g�m³ q·ŀ¼Ф ŀ mm mmŇ mmm mmŀ
� i Ï _₣į Ф
K
g� Î _┐G� ş_„ÌÈG o� W◊_ΖK o o ◊Ÿ
� Œ
o � o
� Ģ˜ g� =d◊·ˉ Ф K� dK SG g� =d◊Ž˛ ½K
�ú╙◊ΒĄK
� şÁÁ˜ g

1
Tirmizî rivâ ye t e tmiş, Elbâ nî de "ha dis, sa hihtir" de miştir.
2
Müs lim rivâ ye t e tmiştir.
3
Ba ka ra Sûre si: 83.
4
Buhâ rî ve Müslim rivâ ye t e tmişle rdir.

19
"Şüphesiz cennette öyle köşkler vardır ki, (şe ffa f olduğu için) dışı içinden, içi de
dışından görünür.

Bir bedevî ayağa kalkarak:

- O köşkler kimler içindir ey Allah'ın elçisi? diye sordu.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

- O köşkler, güzel söz söyleyen (insa nla ra ka rşı güze l a hlâ klı ola n), (ba kma kla
müke lle f olduğu kimse le re , fa kirle re ve misa firle re ) yemek yediren, (fa rz orucun dışında
çokça nâ file ) oruç tutmaya devâm eden ve insanlar(ın çoğu) uykuda iken Allah rızâsı için
gece namazı kılanlar içindir."1

Yir miikinci Pr oje: Zayıf ve âcizler e yar dım et mek


Bu, se va p ka za nma ka pıla rında n büyük bir ka pıdır.

Ene s'te n -Alla h onda n râ zı olsun- rivâ ye t olunduğuna göre , o şöyle de miştir:
j qmm qmmm mmn qnq ŀ m n ŀ ŀ m mŀ ŀ m m ŀn
� Đŝo Х�◊Ζŝ Ý� -c◊ � þ� ,Ì� ˛oýĞФ K� ◊Ş₣og� =¾ � o’◊ˉ Ф K
� ◊ŞĞ oÝ� =Ì� oýÚФ
� K Ň
� āo� ‫╥ �ج‬oΖK � Š₣� ◊޹ � ''
m m m mqŀ ŀmqmŀ m m q n m Ľ mnmqmľ m qm̄
� -c◊
� _þ� =f�oÎo·ϋ�oÔ Ğı Ф K� ē ofiЁ�ğ ₣� ◊Ş₣og� =E � o◊Ú²o½K � ÿ Ê◊ o ˜ � Ę Ł�o ◊İĵ ОG � =U
� ◊Ê� dlČ� āo
n nmmmm mmŇ nmmm mmqmq nmmm m n qnq mmmn ŀ Ń mmmm
� cČ_ÒU�c◊−Є� =L � ŶÌФ K�K
� −Òg� =€
Č � ·� o
ЙŸĄK �K ČРΎ Ý� =eg � Ì ˛oýĞФ K� d◊þg� =dK
� Čˉ Ф K� ¸ −ÚÝ
qmq mqm q m n qnq mmm
� ş·¼š � Þýfi₣� ù� &
ú &,Ì� o„ Ą◊oŸ�dČΗK � egÌ ˛oýĞФ K� ÿ ĆT� -‫ �ج‬Œ oK
"Bir defasında Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- ile birlikte yolculuk
yapıyorduk. Kimimiz oruçlu, kimimiz oruçsuz idi. Sıcak bir günde bir yerde konaklamıştık.
Gölgeden en çok faydalanan, yanında cübbesi olanlarımızdı. Kimimiz de ellerimizi siper
ederek güneşten korunuyorduk. Oruçlular halsiz düşmüştü.Bu yüzden bir süre sonra
oruçsuzlar kalktılar, çadırları kurdular ve binek hayvanlarına su verdiler.

Bunun üzerine Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:

- Bugün sevabı, oruçsuzlar götürdü."2

1
Ahme d ve Tirmizî rivâ ye t e tmişle r, Elbâ nî de "ha dis, sa hihtir" de miştir.
2
Buhâ rî ve Müs lim rivâ ye t e tmişle rdir.

20
Yir miüçüncü Pr oje: Muht aç ve dar da kalan kimseye yar dım et mek
Muhtaç ve darda kalan kimse, geciktirilmesi mümkün olmayan âcil ihtiyaç sahibidir.
Bu gibi kimseye yardım etmenin ve onun sıkıntısını gidermenin sevabı çok büyüktür.

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:


n ýmqŞm m m n mqmm m m q mqmq m nmkmmm q n Ňn mm
� Š_ ·Є� şo_q̄m
Î ·ϋ�o³ _ĞŽ·Є� -c◊ � _þ� DÎ� Ű� o ¾Ф � e ”oÝ� -K
ČФ ◊þ� ,€
� þÎ ˜ � ¾ l¼
oÚХ�ǻ � Μ � ''
m q mn nm m m q mqmq mqmq mqmqmq m nm nŀ mmmmnmqm
m
� €o_„ ◊≡K �K
T�ų _Ž o·Є� -c◊� _þ� D³� _ŽýЁ�¾_Ф � gG � Š˛ofiÚБ�¾Ф � e ”oÝ� -KČФ ◊þ� ,a� Î ˉ fiСg� şÚýώ
qmq m mm nqm q mmqmqm q nnqmm mm qmqmqmq m nm mnqm q
� ¾Ф� e ”oÝ� -c◊
� þ� ,`� ogÌ ŽĞФ ◊oŸ�c◊þ� gG � ķo ⌂◊oŸ�Ì Х— ·Є� -c◊
� þ� D³� ŽýЁ�¾Ф � e ”oÝ-K ČФ ◊þ,`� Čć¼ĞФ K
kmmmnmnŀ m Ňŀ m n qnm mm qmqm
� úş·¼š � Þýfi₣� ù� &&,€� þÎ ˜ � Ξ� şİ”oÝ� =�� Ф K�ğ
� oš � × Ú oĞ·Є � � -c◊
� þ� D³� ŽýЁ
"Her müslümana sadaka gerekir.
- Bulamayan kimse ne yapar? Dediler.

-Eliyle çalışır, hem kendine fayda verir, hem de sadaka verir, buyurdu.

- Gücü yetmezse veya çalışacak bir iş bulamazsa ne olur? Dediler.

- İhtiyacı olan kimseye herhangi bir şekilde yardım eder, buyurdu.

- Yardım edilecek bir kimse de bulamazsa? Dediler.

- Hayrı veya iyiliği emreder, buyurdu.

- Bunu da yapamazsa? Dediler.

- Şerden (kötülükte n) uzak durur, bu da kendisi için bir sadakadır, buyurdu."1

Yir midör düncü Pr oje: Yolculukt a insanlar a lüt uf ve ihsanda bulunmak


Ebu Sa îd'de n -Alla h onda n râ zı olsun- rivâ ye t olunduğuna göre , o şöyle de miştir:
mmmm mmn m m m mm knmmmq Ňŀ mm mm n qm mm q
� ³ Ž‰Ý�-c◊þ�ş_½ � o U�Μ� ³ „ U�E◊„ � TI� ‫╥ �ج‬
� €l¼ÊK � oΖK � Š₣� Ìl ýÒ� āo� ğ_‗ � ◊_ĞŞКm Ÿ�''
qmn qmn mmmmq m n nmmmmj m mj m̄nmmm n qm̄
l ćŁ� ³ _˚ Ý�ş_Ž₣� e Ŷ� ğ_₣� -‫ �ج‬Œ
� Ì_ �o K� cČ_ÒU�c◊−Є� =Đ◊ � _Ğ �Ù og� ◊Ş·Ğ
o_ � fΌ Ÿ�` Ό o
mm qn m qm mq kqmn mmmqmmn mmqmm qm mm qn m qm
� ğq₣�mΜ� şo_oŸ�Î Ž_·¼Ý�SlK V�ğ ₣o� ³ ˚ Ý�ş_½ � e Ŷ� ğ ₣g� =ş_½ � Ì ćŁ� Đ�� ğ ₣� Μ� şo_oŸ�Î Ž_·¼Ý
n mmmm
�ú¾¼ÚХ�ş„ÌÈG � ù� &
&,ş_½� SK
V� Đ

1
Buhâ rî ve Müs lim rivâ ye t e tmişle rdir.

21
"Biz, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- ile bir yolculukta iken ansızın bineğinin
üzerinde olan birisi geldi (devesi kendisini götüremeyecek hâle geldiğinden, ihtiyacını
gidermek için) sağa-sola bakmaya başladı.

Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:

- Fazla bineği olan, bineği olmayana (ve re re k) iyilikte bulunsun.Fazla azığı


(yiye ce ği) olan, azığı olmayana(ve re re k) iyilikte bulunsun."1

Câ bir'de n -Alla h onda n râ zı olsun- rivâ ye t olunduğuna göre , o şöyle de miştir:


qmm n qnm m ŀ qnm q nŀ mmm n nmmm
� ČšnÎ С
g� ` SoÌ Сg� ð ·Ž
o˚ Ф
K� █ Ŧ Ý
� ķ
o oo o Úm
ĞФK
� ā � ð ¼Í fiЁ� ‫ج‬� � Œ
o K
� cČÒU�e Ŷ� '' �
qnm
� ╙◊ΒĄK
ú � şÁÁ˜ g� SgK
S� ČŸG gU�ù� &
� fK &,¾
� ćФ
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- yolculuk sırasında geride kalır, kâfileye
yetiştirmek için kâfiledeki zayıf hayvanları sürer, (zayıf hayvanların sahiplerini) kendi
bineğinin terkisine bindirir ve o hayvan sahiplerine duâ ederdi."2

Yir mibeşinci Pr oje: Nebevî sünnet ler i yaşat mak (ihyâ et mek)
Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- bu konuda şöyle buyurmuştur:
m m q m qmnq nmmm n ŀ m mmm ŀ n q j ŀ n mqmqm
� ³ _Ğ oš � ğ_₣� Ìo„ G � ³ ∙₣o� Ξ� e Ŷ� =W◊
� ΖK � ◊ćoŸ�³ ĞoŽЄ� =╦� oŞÒ� ğ ₣o� €ŞÒ� ◊·ÊG � ğ ₣� ''
qmmmm m m nmj mq mmmq mm jqmq nn q n nqmm m
� şo_·¼š � e Ŷ� =◊_ćoŸ�³ _Ğ oŽЄ�€_š Î oŸ�] Î _fiϋK �ğ
� o₣g� =◊÷КÙ� ¾Ć oU
o Č„ G � ğ ₣o� ˆ −ŞЁ�Đ� =◊ćoŸ
jq m m m m qm mqmq n nqm m m mm qmn mqm
� ş_„ ◊₣� ğ_ŸK gU�ù� &
� fK &,◊÷К_Ù� ◊_ćoŸ�³ _Ğ oš � ğ ₣� UoK VgG� ğ ₣o� ˆ� −ŞЁ�Đ� =◊ćoŸ�³ Ğ oš � ğ ₣� UK
VgG
�ú╙◊ΒĄK
� şÁÁ˜ g

"Kim, benim bir sünnetimi ihyâ ederse (ya şa tırsa ), o sünnetle amel eden insanların
sevaplarından hiçbir şey eksilmeden, onların sevaplarının bir benzeri de ona verilir.Kim de
bir bid'atı ihdas ederse (dînde bir ye nilik çıka rırsa ), o bid'at ile amel eden insanların
günahlarından hiçbir şey eksilmeden, onların günahlarının bir benzeri de ona yüklenir."3

1
Müslim rivâ ye t e tmiş tir.
2
Ebu Da vud rivâ ye t e tmiş, Elbâ nî de "ha dis, sa hihtir" de miştir.
3
İbn-i Mâ ce rivâ ye t e tmiş, Elbâ nî de "ha dis, sa hihtir" de miştir.

22
Yir mialt ıncı Pr oje: Kuyular açt ır mak (kazdır mak)
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:
ŀ mm q mmľ q ŀ m k m q mqmqm mm q m
m
� ĐIo� Ìl o’◊_˝ � Đg� Ôl А
Io� Đg� ğ „o� ğ ₣o� h Ì Ê� Î ⁄o¹ � L � Б�¾Ф � l ◊₣� ĸ oŸ� ÌmýÊ�mğq₣m� ''
� =E
nmn mmmmqmqm mm mqmm j q m mmqmm mmq mqm̄n nmm
� Ξ� ŒK
� � ╢_Ÿ� =Ì� И G � gG
�M
l◊˛ Ѕ� ˆ oÁýй � K Ή oÚХ�╢ Ÿ�ğ ₣g� =€ � o₣◊·− o½K� dČ� ŒK
� � fÌ „F
q
ŀm q
� ╙◊ΒĄK
ú � şÁÁ˜ g� €ĞСÓÈ� ğŸK gU�ù� &
� fK &,€oŞ∟K � āo� ◊jfiКm
� Ÿ
"Kim, bir su kuyusu kazır da su çıkarır ve o kuyudan cin, insan ve kuş gibi, susamış
bir canlı su içerse, Allah kıyâmet günü onun mükafâtını (a me linin ka rşılığını) mutlaka verir.
1
Kim (Alla h rızâ sı için) orman tavuğunun yuvası kadar veya daha küçük bir mescit inşa
ederse, Allah da ona cennete bir ev (köşk) yapar."2

Yir miyedinci Pr oje: Kuyular açt ır mak (kazdır mak)


Ebu Ze r'de n -Alla h onda n râ zı olsun- rivâ ye t olunduğuna göre , Ra sûlulla h -sa lla lla hu
a le yhi ve se lle m- şöyle buyurmuştur:
qmmmn q kmm m nqŀ q mmm qm̄Ňn qmŇn mm
� ,ş� o_Ú oýώ�Μ � ş_Ş₣o� €þÎ _˜ � Ô Ğı Ф K
� şo·Є o� ‹ Ž¼˝ � dlČ� ǻ � āo� Ôl ýώ�ǻ � Μ � ''
m q mq ŀ m m m kmqm m mqmmnŀ mm mmqmq mnmm̄ nqn
� LoK Č_ŸG � ğ_₣o� e Ąo� -c◊
� _þ� DcK
� ČХG m
� ◊Ζ� Ô К½g� a Î ˉ ›G � ğ ЁG � ğ ₣o� �Œ
oK � cČÒU�◊� -‹� ¼þ
qmqm n � ĐŀI� Ξ
mm mm n qm q m mmq nm m q ŀ mmŀ
� =ŒK m n
� Ì ýoÐfi_ÒG gm� =ŒK I�
o o oo Đ g � =Œ � Î _Ğ ≡K g� =Œ
oK� e◊Á⁄ _Òg� =ķ � _⁄o² ΔK
� � €oþÎ ˉ ФK
ŀ m q mmmq ŀ n qmm mqnq m mqmm nqm q nnqmm
� =W◊
� o _ΖK � Þ_С
o Ìo˝ � ğ_Ђ� €¹ Č_ı Ф K � cÓ
o _Žόg� =Ì� o² ŞĞФK
�ğ� oš � Ī� Şόg� =`� ogÌ ŽĞФ ◊oŸ�Ì Х—
›g
Ńnm mmqm ŀ mmm qmqmŀ mmq n qnm mqmq qmm mmm q m mqmqm
� c Îo›g� =ş� −ýЁ�╟ Ê� ¾Ї ŸĄK g� ¾˜ ĄK �Š
� Ğ
oÚЎ g� =Ħ� ЂĄK � i Îoćόg� =Ì� ‰≡K g� =¾
� ł Ž½Kg

1
Günümüzde sa da ka -i câ riye sa yıla n ba zı a me lle r şunla rdır:
- Sıca k ya z günle rinde insa nla rı sıca kta n ve güne ş ça rpma sında n, kışın ise ya ğmur, ka r ve doluda n
koruma k için ta ksi ve otobüs dura kla rına , okul ba hçe le rine , câ mi önle rine ve ha lka a çık ye rle re gölge likle r
ya ptırma k.
- Su soğutucula rı sa tın a lıp câ mi a vlusuna , okul ba hçe sine ve ça rşı-pa za r gibi ye rle re koydurma k.
- Ha sta ne ve poliklinikle r ya ptırma k ve ya ya pılma sına ka tkıda bulunma k. Aynı şe kilde a mbula ns ve sa ka t
a ra ba sı gibi ha sta ne le rin tıbbî a ra ç-ge re çle rini sa tın a lıp ba ğışla ma k.
- Müslüma nla rın ölüle ri için me za rlık ola ra k kulla nılma k üze re a rsa sa tın a lıp me za rlık ya ptırma k.
- Ce nâ ze a ra ba sı sa tın a lıp ce nâ ze yıka na n ye re (ga silha ne ye ) ba ğışla ma k.
- Ölüle ri de fne tme kte kulla nıla n ma lze me le r sa tın a lıp ga silha ne ye ba ğışla ma k.
- Kız ve e rke k çocukla rı için Kur'a n kursla rı ya ptırma k ve ya ya pılma sına ka tkıda bulunma k, Kur'a n
kursla rına Kur'a n-ı Ke rim ve fa yda lı kita pla r sa tın a lıp ba ğışla ma k.
- Ge liri, fa kir ve yoksul kimse le re bıra kılma k üze re işye rle ri ve ya e vle r ya ptırıp kira ya ve rme k.
Sözün özü, sa da ka -i câ riye , iyilik ve ha yır ka pıla rında n birisi olup ka pısı ge niştir.(Çe vire n)
2
İbn-i Huze yme rivâ ye t e tmiş, Elbâ nî de "ha dis, sa hihtir" de miştir.

23
mqŀ m mqmm ŀ mqmm mmmmmq mqmnm m m mm ŀ mq nq
� e◊o ýć¼Ф K
� ĠIo� × ·Ѕ◊Ò� M oÎ ıooЌ�▪ ÚЎ g� � � � � =◊ćώŷ ₣� ‹ м oš � Î þ� Ξ� €l „ ◊Ê� Μ � c ÎofiÚĞФK
mm ŀ mqmq mm Ńn ŀ mmmqmm ŀ nmqmm mq nq
� €oþÎ _ˉ Ф K
� LoK � ŸG
Č � ğ ₣o� × oФ
T�ǻ � =ð
� o·Ž o Ф ˚ K
� Š₣� × ·ЂK UTo� MoÎ ıooЌ�ŠЄÌ ›g� =fl
� o·Ð
ofiÚĞФ
K
m qmmm mq
� ╙◊ΒĄK
ú � şÁÁÒg� Î ┐G gU�ù� &
� fK &,×
� Úoýώ�Μ � × Ş₣o
"Güneşin doğduğu her yeni günde kişiye, kendisi (her bir mafsalı) için bir sadaka
vermesi gerekir.

(Ebu Zer):

- Ey Allah'ın elçisi! Mallarımız olmadığı halde nereden sadaka verelim? Dedim.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

- Çünkü sadakanın kapılarından bazıları şunlardır:

- Tekbir (getirmen), Subhânallah, Elhamdulillah, Lâ ilâhe illallah, Estağfirullah


(demen), iyiliği emretmen, kötülükten alıkoyman, insanların (gelip-geçtiği) yoldan diken,
kemik ve taşı uzaklaştırman, gözleri görmeyen kimseye yol göstermen, sağır ve dilsiz
kimseye anlayıncaya kadar işittirmen (öğretmen), ihtiyacı olan bir şeye kendisine
göstermeni senden isteyen kimseye ve senin de bildiğin o yere delâlet etmen
(götürmen), darda kalmış ve yardım isteyen kimsenin yardımına koşar adımlarla gitmen,
senden (bir şeyi kaldırmanı isteyen) zayıf birisine, ellerinin gücüyle yardım etmen. Bütün
bunlar, senden, kendi nefsine yapacağın sadaka kapılarıdır."1

Yir misekizinci Pr oje: Hast alar ı ve belâlalar a mar uz kalmış kimseler i


t eselli et mek
q k nm mq m mnmmmmnn nm m mm mmmm Ńŀ mm
� e Io� UČ_ć˝ � =W
� —
_Ÿ�Đ� -Ξ� c◊
� −Є
� � fSČŽЁ�˘ l СÌoХ�Μ � ³ ÈS� K TIo� � ‫╥ �ج‬oΖK� e Ŷ� ''
mmmn mm
� i U◊Í ΒK
ú � fKgU�ù� &
&,Ġ◊Žό� ŒK � E◊Ù
"Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- ziyâret etmek amacıyla bir hastanın
yanına girdiğinde ona şöyle derdi (duâ ederdi):

- Zararı yok, inşaallah Teâlâ (bu hastalık senin) günahlarını temizleyicidir."2

Yine, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

1
Ahme d rivâ ye t e tmiş, Elbâ nî de "ha dis, sa hihtir" de miştir.
2
Buhâ rî rivâ ye t e tmiştir.

24
ŀ m m mq m nmqm ŀ mmqm n nmmj q n n nm q n q m
� L U� =¾
� ·_łoŽ½
K� ŒK � c—_ÒG� -NK
� l Ì_Х�Š⁄ Ò� cČ−·Є� ◊� м oÚХ� SČŽЁ�¾ � l¼
oÚХ�ğ ₣o� ◊₣� ''
nnmmmmmqmm n m̄qmŀ mn ŀ mmqmqm mq qmq
&
&,ş¼„ G � Ύ Ê� Î þ�eČЇ � e G �Đ
� I�o� =
ċ oÙ� ĐIo� × ·ýoı Б�e G
�¾
o·łoŽ½ K� XoÌ Ž½
K
� ú╙◊ΒĄK
� şÁÁ˜ g� i Ï ₣į Ф
K
g� SgK
S� ČŸG gU�ù�
� fK

"Bir müslümanın, müslüman (bir hastay)ı ziyâret eder de (başucunda durup) yedi
defa: Yüce Allah’tan, Yüce Arş’ın Rabbi'nden, sana şifâ vermesini dilerim, derse, (o
ha sta ) şifâ bulur. Ancak eceli gelmiş olması bundan müstesnâdır."1

Yine , Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- şöyle buyurmuştur:
j m mm Ňm j n mm mm q n
� şÁÁ_˜ g� i g◊_Á˛ ½K gU�ù� &
� fK &,◊_İ◊Ğ
� ¯oП
�g
� �×
� _РÌ� oФ
�� ◊Ž
� ˙� K
� ›� � E
Č � oĘ
� ΒK
� �ÿ � o ˜� m� Š
� o Ê◊ � m� ğ
� m₣ � qІ� ''
�ú€Á·Áˉ Ф
K� fl ¯S◊ÊĄK
� €¼Ú¼Ò� ā � ╙◊ΒĄK

"Rabbin için mütevâzi olarak ve O'na îmân ederek belâ ve musibete uğramış kimse
ile birlikte ol."2

Yir midokuzuncu Pr oje: Mescit ler i t emizleme kampanyasına kat ılmak


Me scitle rin, onda n te mizle nme si ge re ke n şe yle rin e n ba şında şirk ve bid'a tla r, da ha
sonra câ mi ve me scitle re lâ yık olma ya n pislikle rde n te mizle me k ge lir.

Ene s'te n -Alla h onda n râ zı olsun- rivâ ye t olunduğuna göre o şöyle de miştir:
n n qmŀ mq ŀ m m mm q m q mq j mm n m m ŀ ŀ ŀm
� =ş_
� ć„ g� Ì_┐K� ╟_Ê� ÿ ˚oÐЄ� =Î� o‰oÚĞФ K
� €o¼⁄ þ
o� āo� €₣◊↔�h G U� ‫╥ �ج‬oΖK � eG � ''
n nmmmm j nm mmmmq mmmm mqŀ mm mqmq q kmmq nqmmm
�Œ
oK � cČ_ÒU�c◊−Є� =◊þČ¼È� ◊ćώŷ ₣� ‹ ¼Ž„ g� =◊ćfi² ÁÝ�U o◊ˉ İĄK � ğ ₣o� MGÌ ХK� ş›E◊‰Ý
mmmmqmm
� ╙◊ΒĄK
ú � şÁÁ˜ g� ş„ ◊₣� ğŸKg� SgK
S� ČŸG gU�ù� &
� fK &,K Ï Ć�ğ ÚÊG � ◊₣� -� ‫ج‬
"Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Mescidi (Ne be vî'ni)n kıble ta ra fında
(duva rda ) balgam gördü. Bunun üzerine yüzü kızarırcasına öfkelendi. Ardından Ensâr'dan
bir kadın onun yanında geldi, eliyle o balgamı ovuşturup giderdi ve yerine güzel koku
sürdü.Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:

- Bu ne güzel bir davranışır!"3

Yine , Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- şöyle buyurmuştur:

1
Ebu Da vud ve Tirmizî rivâ ye t e tmişle r, Elbâ nî de "ha dis, sa hihtir" de miştir.
2
Ta hâ vî rivâ ye t e tmiş, Elbâ nî de 'Silsile tu'l-Ehâ dîsi's-Sa hîha 'da "ha dis, sa hihtir" de miştir.
3
Ebu Da vud ve İbn-i Mâ ce rivâ ye t e tmişle r, Elbâ nî de "ha dis, sa hihtir" de miştir.

25
m mqm m m n qmmm mnŇmm mnmm ŀn n mqmŀmm q m n
� � � � � � -◊ćoФ◊ĞЂG� ğoÒ◊
o ⌡� āo� N Î „ ČÝ� =◊ć÷К � Òg� ◊ćŞÚÊ� ╦o₣G � c◊ĞЂG � ģ š � ‹ ˙ Ìoš � ''
n n mmm mŃ mmqm mm n qmmm ŀ m n mn mmq
� āo� eČ_Ї ›� €_š ◊Í ΖK � -◊ćoФ
◊ĞЂG � ‫ ِئ‬g◊
� o ÚХ�āo� N Î „ gg� =ÞС
� o Ìo˛ ½K �ğ
� oš � [ ◊ĞЁ�h TĄK
n mqn m q m q
� ¾¼ÚХ�fK
ú gU�ù� &&,ğ
� ЄÎ ›� Đ� Îo‰oÚĞФ K
"Ümmetimin, hayır ve şer, bütün amelleri bana arzedildi.İyi amelleri arasında;
(insanlara) rahatsızlık veren şeylerin yoldan kaldırılmasını gördüm. Kötü amelleri arasında
ise; mescitte, üzeri (topra k ve ya kumla ) örtülmemiş balgamı gördüm."1

Ot uzuncu Pr oje: İyiliği emr et mek ve köt ülüğü önlemek


Bu a me l, Ra ma za n ve diğe r a yla rda ya pıla n e n büyük ha yır proje le rinde n birisidir.

Alla h Te â lâ bu konuda şöyle buyurmuştur:


Ǿ╖╖
ǽ╖Ǽ ╖
ǻ╖Ǻ
ſ ╖
ŷ╖Ŷ╖
ŵ ╖

Ŵ ╖
ų ╖
Ų ╖
ŭ ╖
Ŭ ╖
� ,,,� ╖

�úv| � -� €¯ĂK UČÒ� ù □ ╖
� ğ₣� e◊Ğ−½� M · ╖
ǿ
"İyiliği emret, (gücün ye ttiği nisbe tte yumuşa klıkla ve hikme tle ) kötülüğü önlemeye
çalış. (İyiliği e mre dip kötülüğü önle me ye ça lışırke n) başına gelen sıkıntılara sabret.
Doğrusu bunlar, azim (ve ga yre t) gerektiren şeylerdir."2

Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- de bu konuda şöyle buyurmuştur:
q mq m m mq mqmqmq m m nqŇmnqmj mqn qn q m m� ğq₣m� ''
� ¾_Ф
� e ”oÝ� =ş� ooİ◊Ú¼
o⁄oÝ�Š˛ofiÚБ�¾Ф � e ”oÝ� =f�oÎo·ϋ�ofķ з¼Ý�K Ì ² Ş₣� ¾Ї Ş₣ � o� h G U
m q nmqmmmm qmmq mqm
� ¾¼ÚХ�fK
ú gU�ù� & &,e◊
� o ЯĎK
o � ð Ž˙ G � × oФ
Tg� =ş� o⁄o¼−⁄oÝ�Š˛ofiÚБ
"Sizden kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Eğer eliyle değiştirmeye gücü
yetmiyorsa diliyle değiştirsin (diliyle onun çirkin olduğunu söyle yip re dde tsin). Diliyle de
değiştirmeye gücü yetmiyorsa, kalbiyle onu çirkin görsün (ona buğze tsin). Bu ise îmânın
en zayıf derecesidir (se va p ba kımında n e n a z ola nıdır)."3

Müslüma nın, iyiliği e mre de rke n ve kötülüğü önle me ye ça lışırke n yumuşa k da vra nma sı
ge re kir.

1
Müslim rivâ ye t e tmiştir.
2
Lokma n Sûre si: 17.
3
Müslim rivâ ye t e tmiştir.

26
Allah -a zze ve ce lle - bu konuda şöyle buyurmuştur:

□╖
ķ ╖
Ķ ╖


ĵ╖╖
Ĵ ╖
į ╖
Į ╖
ĭ ╖

Ĭ╖ī ╖
Ī ╖

ĩ ╖


Ĩ ╖
ħ ╖

Ħ╖ĥ ╖

�úyy� –� yx� -e◊fi¯ĂK
� ş˝ � M
UČÒ� ù�

"Firavun'a gidin, doğrusu o, (küfür ve zulümde) azmıştır (haddi aşmıştır). Ve ona


yumuşak söz söyleyin, belki nasihat dinler veya (Ra bbinde n) korkar." 1

Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m- de bu konuda şöyle buyurmuştur:
qm mqnq q m ŀ n mqm mm nqm q ŀ nnq m m m qm ŀ m
� gG � Ì_
o_² ŞĞФK� ğ__Ђ� e Č_ćŞΔg�� ` ogÌ ŽĞФ◊_oŸ�e Ì Х—
_Δ� ofÎo_·ϋ�o_☻oýώ�i ΠK o g� ''
n mm qn mmn mn qmŀ n n q j m qn q mm mmqmqmn ŀ m nm
� L ◊‰fi_ÚБ�Ę_Ý�ş_İČš Î ›� ¾_ύ� ş_Ş₣o� ◊_Ÿ◊−šo� ¾Ї ·_¼š � fl Ž⁄ Ё�e G � ŒK
� �ğ � Ї Ù oČΗ
qnm
� ╙◊ΒG
ú � şŞÚÊ� i Ï ₣į Ф K gU�ù� &
� fK &,¾
� Ї ½
"Nefsim elinde olan Allah'a yemîn ederim ki ya iyiliği emreder ve kötülükten
sakındırırsınız ya da Allah'ın, kendi katından size bir azap göndermesi pek yakındır.Sonra
(a za bını ka ldırma sı için) O'na (çok) duâ edersiniz de duâlarınız kabul olunmaz."2

Ot uzbir inci Pr oje: Başkasının yer ine umr e edâ et mek


Tıpkı ba ba , a nne , ya kın a kra ba ve a rka da ş gibi...

Nite kim Ebu Ra zîn e l-Uka ylî'nin 3 -Alla h onda n râ zı olsun- rivâ ye t e ttiği ha diste o,
Pe yga mbe r -sa lla lla hu a le yhi ve se lle m-'e ge le re k şöyle de di:
mmmmqnq mmŀ m q n mqm mk mkq m mŀ m nmm̄
� �Đg� M
Ì_ĞŽ½K
� Đg� ‚ _≡K � Š·˛ofi_ÚБ�Đ� =ķ � _⁄o¹ � Ë·_Ù� ╖oG� e Io� �ŒoK � cČ_ÒU�◊� ''
q mq mm mqm ŀ n mm mq ŀ
� i Ï ₣į Ф
ú K
g� ╛◊ÚЙ½Kg� SgK
S� ČŸG gU�ù� &
� fK &,Ì� Ğ
ofiЂKg� × ·ϋoG � ğ Ђ� ‚ Ê� -c◊
� þ� ,ğ
� Žł ½K
"Ey Allah'ın elçisi! Babam, hac ve umre yapmaya gücü yetmeyen, bineğinin üzerinde
de duramayacak kadar çok yaşlı birisidir.(Onun ye rine ha c ya pa bilir miyim?)

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

- Babanın yerine hac ve umre yap."4

1
Tâ Hâ Sûre si: 43-44.
2
Tirmizî rivâ ye t e tmiş, Elbâ nî de "ha dis, ha se ndir" de miştir.
3
Ebu Ra zîn e l-Uka ylî'nin a dı, Le kît b. Âmir'dir.(Çe vire n)
4
Ebu Da vud, Ne sâ î ve Tirmizî rivâ ye t e tmişle rdir.

27
Bu sebeple daha önce umre yapmamış başka birisinin yerine umre yapmak, câizdir.
Bu kimse nin, ölmüş ve ya ha ya tta olup da umre ya pma ya gücü ye tme ye n â ciz birisi olma sı
a ra sında hiçbir fa rk yoktur.Fa ka t bu umre nin, insa nın ke ndi a dına ya ptığı umre de ki
yolculuktan ayrı (müstakil) bir yolculukta olması, daha fazîletlidir.

& & & & & &

28

You might also like