Professional Documents
Culture Documents
1
N UM A R A L I SİC İ L
BİLİM KURULU
M. ÂKİF AYDIN
BİLGİN AYDIN
İDRİS BOSTAN
FERİDUN EMECEN
İSMAİL E. ERÜNSAL
MEHMET İPŞİRLİ
MUSTAFA OĞUZ
EDİTÖR
COŞKUN YILMAZ
Yayın No: 412
Kadı Sicilleri Dizisi – 1
1
N UM A R A L I SİC İ L
(H. 919 - 927 / 1513 - 1521)
Hazırlayan lar
TAKDİM / 9
MEŞÎHAT ARŞİVİ’NDEKİ
ÜSKÜDAR KADILIĞI SİCİLLERİ / 53
İMLA ESASLARI / 65
KONU BAŞLIKLARI / 69
METİN / 99
TIPKIBASIM / 437
TAKDİM
9
ñ67$1%8/.$',6ñ&ñ//(5ñ
lirtmeliyim. Ayrıca indeks konusunda değişik bir sistem izleyerek defterlerde yer alan
hükümlerden daha iyi yararlanılmasını sağlayan Dr. Yücel Dağlı’nın çok değerli kat-
kılarını burada şükranla anmalıyım. Bu defterlerin orijinallerinin bulunduğu İstanbul
Müftülüğü bu neşriyatın en güzel şekilde yapılabilmesi için imkân ölçüsünde her türlü
katkıyı sağladı. Başta İstanbul müftüsü Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı olmak üzere müftülük
personeline en derin şükranlarımı sunmalıyım.
Neşrini planladığımız mahkeme defterlerinin tamamı yayımlandığında Osmanlı
hukuk ve iktisat tarihi ve genel olarak Osmanlı sosyal tarihi hakkında daha güvenilir ve
ayrıntılı verilere dayanan değerlendirmeler yapma imkanı hasıl olacak. Bunun Osmanlı
tarihçiliğine yeni bir boyut getireceğine inanıyoruz. İSAM olarak böyle bir neşriyat di-
zisine başlamaktan büyük mutluluk duyduğumuzu belirtmeliyim.
Prof. Dr. M. ÂKİF AYDIN
İSAM BAŞKANI
10
İSTANBUL KADI SİCİLLERİ
ÜSKÜDAR MAHKEMESİ DEFTERLERİ
Prof. Dr. M. Âkif Aydın
Osmanlı Devleti’nin din, dil, etnik yapı ve kültür bakımından homojen olmayan bir
bölgede altı asır ayakta kalmasının şüphesiz askeri, idari, iktisadi, sosyal ve demografik
sebepleri vardır. Dünya tarihinde çok sık rastlanmayan böyle bir başarıyı tek bir sebebe
irca etmek elbette mümkün değildir. Ancak bu başarının altında Osmanlı yönetim ve
hukuk anlayışının oynadığı rol unutulmamalıdır. Bu sebeple olacak ki son zamanlarda
yerli ve yabancı araştırmacıların Osmanlı yönetim tarzına ve hukuk anlayışına yönelik
ilgilerinde gözle görülür bir artış gözlemlenmektedir. Osmanlı hukukunun en önemli
kaynağı şüphesiz sayıları onbinleri aşan mahkeme defterleridir. Sadece Türkiye sınırları
içinde kalan şehirlere ait mahkeme defterlerinin sayısının 20 bin civarında bulunduğu,
buna yakın bir sayının da Türkiye sınırları dışında kalan şehir defterleri için söz konusu
olduğu dikkate alınırsa Osmanlı şeriyye sicillerinin Türk ve İslâm hukuk tarihi araştır-
maları için ne kadar zengin bir kaynak olduğu kolayca anlaşılır.
Öte yandan Osmanlı mahkeme defterleri sadece bunların tutulduğu dönemin ve böl-
genin hukuk tarihi bakımından değil, sosyal, siyasi, iktisadi ve kültürel tarih bakımın-
dan da önemlidir. Çünkü Osmanlı Devleti’nde kadıların görev ve yetki alanları bugün
yargıçların sahip olduğu görev ve yetki alanlarından çok daha geniştir. Osmanlı kadısı
bir hakim olmasının yanı sıra yerine göre bir belediye başkanı, yerine göre bir mülki
amir, bir noter ve yerine göre devletin toplamakta olduğu vergilerin tarh ve tahsiline
nezaret eden bir müfettiştir. Bu sebeple biz bu defterler sayesinde sadece o dönemde
mahkemelere intikal etmiş bulunan hukuki ihtilaflar hakkında bilgi sahibi olmuyoruz.
11
ñ67$1%8/.$',6ñ&ñ//(5ñ
O bölgedeki piyasalar, eşya fiyatları ve bunlarda meydana gelen değişiklikler, satılan eş-
yalar için belirlenen standartlar, merkezi yönetimden bölge ile ilgili gönderilen ferman-
lar, hükümler, o bölgede yapılan imar faaliyetleri, sefere çıkan ordunun lojistik desteğiy-
le ilgili yapılan hazırlıklar, göçler, yerleşim sorunları, nüfus hareketleri, vakıflar, meslek
kuruluşlarının faaliyetleri, alım-satım, vasiyet, vakıf kurma, bağışlama rehin, evlenme,
boşanma, kurulan ticari şirketler gibi sosyal, iktisadi, idari ve hukuki her türlü hareket
ve işlemler hakkında da birinci elden bilgi sahibi oluyoruz. Bu bilgiler bugün elimizde
mevcut kroniklerde çoğu kere bulunmamaktadır. Sonuç itibariyle Osmanlı mahkeme
defterleri Osmanlı hukuk ve iktisat tarihi ve genel olarak Osmanlı sosyal tarihi hakkın-
da daha ayrıntılı, güvenilir değerlendirmeler yapmamıza imkan tanımaktadır1.
İstanbul mahkeme defterlerinin ise bu defter koleksiyonu içinde ayrı bir yeri bulun-
maktadır. Zira İstanbul, bir imparatorluğun merkezi olmasının ötesinde Osmanlı ön-
cesinde yoğun bir Hıristiyan nüfusun yaşadığı, fetihten sonra da bu yoğunluğa önemli
oranda Müslüman nüfusun eklendiği bir şehirdir. İspanya’dan kaçan Yahudilerin de
buna eklenmesiyle İstanbul önemli ölçüde kozmopolit bir şehir haline dönüşmüştür.
Bu insanlar bu şehirde Cumhuriyetin kuruluşuna kadar yaklaşık dört asır birlikte yaşa-
mışlardır.
Dilleri, dinleri ve kültürleri birbirinden farklı bu insanlar dört asır boyunca nasıl
bir birliktelik sergilemişler, karşılıklı ilişkileri nasıl bir seyir izlemiştir? Ayrı komünler
halinde mi yaşamışlar, yoksa belli/önemli ölçüde iç içe mi olmuşlardır? Ticari ilişkileri,
sosyal ilişkileri, aile ilişkileri nasıl olmuştur? İşte bütün bu soruların cevabını bulmak,
bu çok yönlü birlikteliğin sosyal yapıdaki izlerini takip etmek ancak ve en iyi şekilde
İstanbul mahkeme defterlerinin sayfaları arasında mümkündür.
Bu açıdan İstanbul mahkeme defterleri sadece İstanbul’un değil bütün bir Osmanlı
toplumunun aynası özelliğini taşımaktadır. Bu sayede din, dil, mezhep ve etnik yapı do-
layısıyla kültür bakımından kozmopolit bir yapı arzeden Osmanlı toplumunun ayakta
kaldığı altı asrın en az yarısında bir Osmanlı sulhünü (Pax Ottomana) gerçekleştirme-
deki sırrı ve bunun dinamiklerini öğrenme imkanına sahip olacağız. Bugün üzerinde
çok durulan beraber yaşama olgusunu Osmanlı yönetimi belli/önemli ölçüde hayata
geçirmiştir desek mübalağa etmiş olmayız. Bunda Osmanlı hukukunun ve uygulama-
sının önemli rolü olduğu tartışılmaz. Bu bakımdan Osmanlı mahkeme defterlerinin
küçük bir nümunesi olan İstanbul mahkeme defterlerinin belli ilmi esaslar dahilinde
yayımlanması Osmanlı hukuk ve iktisat tarihi ve sosyal tarih bakımından son derece
önemlidir.
1 Mahkeme defterlerinin Osmanlı hukuk tarihi bakımından önemi ve bu defterler üzerinde yapılan çalış-
maların oldukça geniş bir listesi için bk. Fethi Gedikli, “Şer’iye sicillerinin hukuk tarihi açısından önemi
ve sicillere dayalı araştırmalar”, Dünden Bugüne Osmanlı Araştırmaları, İSAM Yayınları, İstanbul 2007, s.
73-96.
12
¶ 6 . ¶ ' $ 5 0 $ + . ( 0 ( 6 ñ
13
ñ67$1%8/.$',6ñ&ñ//(5ñ
alandaki hizmetini daha da genişleterek İstanbul dışındaki şehirlere ait olan ve şu anda
Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde toplanmış bulunan yaklaşık dokuz bin defterin mikro-
filmlerini de temin edip araştırmacıların hizmetine sundu. Yine son dönemlerde buna
Türkiye dışındaki Osmanlı coğrafyasından temin ettiği mahkeme defterlerinin elektro-
nik kopyalarını da eklemeye başladı. Bugün Manastır, Saraybosna, Mostar, Livno, Pri-
yedor, Temeşvar, Visoko, Kırım ve Şam mahkeme defterlerinin küçümsenemeyecek bir
miktarının elektronik kopyaları İSAM kütüphanesinde bulunmaktadır.
Defterlerin yayını için önce M. Âkif Aydın, Bilgin Aydın, İdris Bostan, Feridun
Emecen, İsmail E. Erünsal, Mehmet İpşirli ve Mustafa Oğuz’dan oluşan bir uzman-
lar kurulu oluşturuldu. Projenin editörlüğünün Coşkun Yılmaz tarafından yapılması
uygun görüldü. Bilim kurulunda yapılan görüşmeler sonucu aşağıda numaraları ve-
rilen defterlerin yayımlanması kararlaştırıldı. Ümid ederiz bu 10 defter yayımlandı-
ğında bir asırlık Üsküdar tarihine ışık tutulmuş olacaktır.
Buna göre ilk etapta neşredilmesi hedeflenen on defterin numaraları ve kapsadığı
tarihler şunlardır:
1 Numaralı Defter: H. 919-927 120 varak
2 Numaralı Defter: H. 924-927 138 varak
5 Numaralı Defter: H. 938-940 109 varak
9 Numaralı Defter: H. 940-942 140 varak
14 Numaralı Defter: H. 953-955 84 varak
17 Numaralı Defter: H. 958-962 91 varak
26 Numaralı Defter: H. 970-971 98 varak
51 Numaralı Defter: H. 987-988 65 varak
56 Numaralı Defter: H. 990-991 75 varak
84 Numaralı Defter: H. 1000-1001 211 varak
Seçilen defterlerin latin harflerine çevrilmesinde genç tarihçilerden ve arşivcilerden
yararlanıldı. Ancak her defterin uzman bir tarihçinin kontrolünden geçmesi defterle-
rin mümkün olan en sağlıklı şekilde yayımlanması için gerekli görüldü. Böylece bilim
kurulumuzda yer alan değerli tarihçilerden birinin yardımıyla latinize edilmiş metin
asıl metinle karşılaştırıldı, muhtemel hatalar yok edilmeye veya en aza indirilmeye ça-
lışıldı.
İlk etapta yayımlamayı hedeflediğimiz on defterin genel özelliklerini şöyle tesbit ede-
biliriz: Defterler büyük kısmı itibariyle Türkçe tutulmuştur. Ancak yer yer Arapça kayıt-
lara da rastlanmaktadır; bunların da transkribe edilmesi aynen veya geniş bir özetinin
verilmesi yolu benimsenmiştir. Defterlerin önce varaklar halinde tutulduğu sonradan
14
¶ 6 . ¶ ' $ 5 0 $ + . ( 0 ( 6 ñ
tarih sırasına veya konularına göre bir araya getirilip ciltlendiği anlaşılmaktadır. Zaman
zaman aynı konudaki belgelerin bir araya getirildiği, genelinde tarihi sıraya riayet edil-
meye çalışıldığı görülmektedir. Defterler farklı katipler tarafından tutulduğundan yazı
türleri de kaçınılmaz olarak farklıdır. Bazen aynı defterde dahi katipler ve yazı türleri
değişmektedir. Bu durum zaman zaman defterlerin okunmasını güçleştirmektedir. Ka-
tiplerin eğitim seviyelerine bağlı olarak bazı kelimelerin yazılışları da defterler içinde
farklılık göstermektedir. Bunu defterlerin tutulduğu dönemlerde standart bir imla anla-
yışının olmamasıyla da izah etmek mümkündür.
Bazı kelimelerin okunuşunda zaman zaman ciddi zorluklarla karşılaşıldı. Konu gay-
rımüslim tebaanın veya bulundukları bölge veya yerleşim biriminin ismi olunca bu zor-
luk daha da büyüdü.
Defterlerin araştırmacılar ve hatta Osmanlı siyasi, sosyal ve hukuk tarihine merak
eden kimseler tarafından daha rahat okunmasını temin maksadıyla ağır bir transkrip-
siyon usulü yerine daha basit bir usul belirlendi. Netice itibariyle yayımlanan metin dil
ve lehçe özelliklerinin ortaya çıkarılmasını hedefleyen bir edebi metin değildi. Türkçe’de
halihazırda kullanmakta olduğumuz kelimelerde bugünkü imla tercih edildi. Diğerle-
rinde özellikle benzer bir kelimeyle karıştırılma endişesi varsa, bu endişeyi giderecek
ölçüde bir transkripsiyon usulünün benimsenmesine özen gösterildi.
Defterlerde yer alan kayıtların ilgili olduğu konular defterlere göre farklılık gös-
termektedir. Mesela birinci defterde en büyük yer kaçak kölelere ayrılmış ve bunların
yakalanmaları durumunda uygulanacak esaslar mahkeme kararı şeklinde defterde yer
almışken sonraki defterlerde kaçak kölelerle ilgili bu ölçüde bir yoğunluk söz konusu
değildir. Bunun yanı sıra yoğunlukları defterlere göre farklı olmakla birlikte genel ola-
rak defterlerde alacak ve borç, satım akdi, taşınmaz kirası, vakıf kurulması gibi medeni
ve borçlar hukukuyla ilgili, hırsızlık, adam öldürme, yaralama, içki içme, hakaret, gasp
gibi ceza hukukuyla ilgili kayıtlara rastlanmaktadır. Evlenme, özellikle boşanma ve me-
hir gibi aile hukuku, vasiyet ve mirasın taksimi gibi miras hukuku meseleleri de siciller-
de sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Defterlerde karşılaştığımız kayıtlardan bir diğeri de
çeşitli tüketim mallarıyla ilgili olarak ilan edilen narh kayıtlarıdır.
Sonuç itibariyle Üsküdar mahkeme defterlerinin yayını Üsküdar’ın XVI. ve XVII.
asır sosyal, iktisadi ve hukuki hayatına ışık tutacak, bu bölgenin tarihi gelişimi hakkında
daha sağlıklı değerlendirmeler yapılmasına imkan verecektir.
15
ÜSKÜDAR MAHKEMESİ ve SİCİLLERİ
Dr. Bilgin Aydın
17
ñ67$1%8/.$',6ñ&ñ//(5ñ
18
¶ 6 . ¶ ' $ 5 0 $ + . ( 0 ( 6 ñ
tine bağlı olan köylerin tam bir listesi verilmiştir. Bu köyler; Samandıra, Soğanlık, Vi-
ranköy, Yakacıkköy, Başıbüyüklü, Karamanlı, Nerdübanlı, Küçük Dudullu, Reisli, Def ’a
Reisli, Yeniceköy, Bulgurlu, Kısıklu, Çengelköy, İstavros, Herekedone, Kuzguncuk ve
Kartal’dan oluşuyordu.
Evliya Çelebi’nin kaydına göre XVII. yüzyılda Üsküdar kadılığına bağlı beş naib
bulunuyordu. Kartal, Pendik, Gebze, Şile ve Anadolu Kavağı, Üsküdar kadısı tarafın-
dan tayin edilen bir naib tarafından idare ediliyor;11 Üsküdar kadılığı sınırları için-
de yer alan Beykoz kazası ise, müneccimbaşılara bağlı bulunduğu için, buranın naibi
müneccimbaşı tarafından görevlendiriliyordu. Üsküdar kadılığında bir de bâb nâibi
bulunmaktaydı.12 Muhzır, mübaşir, muavin, mukayyit ve katipler de mahkeme perso-
nelini oluşturmaktaydı.
Osmanlı Mahkemelerinin hukuki ve idari faaliyetlerini belgeleyen kadı sicilleri ara-
sında en düzenli koleksiyonlardan birisi de Üsküdar kadılığına aittir. Bu kadılığın fa-
aliyetleri sonucunda oluşan siciller, Yavuz Sultan Selim döneminden13 Cumhuriyet’in
kuruluşuna kadar geçen süre içerisinde Üsküdar’ın dört yüz yıllık tarihini bütün zen-
ginlikleriyle ortaya çıkaran büyük bir hukuk külliyatını teşkil eder. Üsküdar sicillerinin
ilki 919/1513 yılından başlamakta son sicil ise 1342/1923-24 yılına ait bulunmaktadır.
Söz konusu siciller İstanbul Müftülüğü Şeriyye Sicilleri ile Meşîhat Arşivi’nde muhafaza
edilmektedir. Bu iki arşivde 1074 sicil mevcuttur.14 Osmanlı İmparatorluğu sınırları içe-
risinde sicil sayısı bakımından Üsküdar’dan daha zengin ikinci bir mahkeminin mevcut
olmadığını söyleyebiliriz. Fakat şunu da ilave etmek gerekir ki siciller için en tahrip
edici felaketlerden biri olan yangınlardan Üsküdar sicilleri de etkilenmiş ve Şer‘iyye
Sicilleri Arşivi’ne devrinden önce Üsküdar sicillerinin bir kısmı yanmıştır. Üsküdar si-
19
ñ67$1%8/.$',6ñ&ñ//(5ñ
cilleri için hazırlanmış bir envanter defterinde Üsküdar mahkemesinin yanan sicillerine
ait kısa malumat aşağıda iktibas edilmiştir:15
Üsküdar mahkeme-i şer‘iyyesindeki 1240 ila 1261 senelerine ait sicillâtın 3 Muhar-
rem 1263 senesinde vukû‘ bulan bir yangında yanarak zâyî‘ olmuş bulundukları 642
ve 708 nolu sicillerdeki meşrûhâttan anlaşılmaktadır.
Üsküdar sicilleri ihtiva ettiği belge türlerine göre hüccet, ilâm, vakıf, kısmet sicili gibi
çeşitli adlarla kataloglara kaydedilmiştir. Bunlar arasında hüccet ve ilâm sicilleri kadı-
ların yargı (kaza) faaliyetleri ile idari faaliyetlerine ait şerî belgeleri ihtiva eder. Kadıla-
rın yargı faaliyetlerinin dışındaki idari görev ve yetkilerine ait kayıtlardan bir kısmı da
hüccet ve ilâm sicillerinden bağımsız olarak muhtelif defterlerde toplanmıştır. Üsküdar
kadısının yetimlere ait para ve mal varlıklarının idaresi için tuttuğu siciller bu türden
olup bunlar arasında en eski tarihli olanı 985-1000 tarihleri arasındaki kayıtları ihtiva
eden 98 nolu Üsküdar eytam sicilidir. Bunun dışında biri 1270 (no: 647) ve diğeri 1269-
1273 (no: 657) tarihli iki eytam sicili daha bulunmaktadır.
Vakıf muhasebe ve muameleleri Üsküdar kadılığınca kayda geçirilen vakıflara ait
siciller de Üsküdar mahkemesinin önemli bir faaliyet alanını belgelemektedir. Üsküdar
sicilleri arasında İsfendiyar Çelebi, Süleyman Ağa, Mehmed Paşa, Mustafa Ağa, Çakır-
ca Hasan Paşa, Solak Sinan, Cafer Ağa, Bali Çavuş, Elhac Mehmed Ebubekir, S. Ha-
tun, Elhac Murad, Torbalı, Hüsrev Ağa, Hüseyin Çelebi ve Fatma Hanım’a ait vakıf sicil
defterleri diğer Osmanlı mahkemelerinde görülmeyen bir zenginlikte vakıf tarihine ait
malzeme teşkil etmektedir.
15 Meşîhat Arşivi Sicillât-ı Şeriyye Dairesi Sicil Envanter Defteri. (Bu defterden alınan metinlerin imlasına ve
cümlelerdeki bozukluklara müdahale edilmemiştir.)
16 Üsküdar kadılığından günümüze ulaşan sicillerin tamamı ciltli defterler halinde olup gerek Şer‘iyye Sicilleri
Arşivi’nde gerekse Meşihat Arşivi’nde evrak veya forma halinde hiçbir arşiv malzemesi mevcut değildir. Şer‘i
mahkemeler lağv edildikten sonra muhtemelen bu tür malzemeler imha edilmiş olmalıdır. Günümüze ulaş-
mış siciller incelendiği zaman, kayıtların önce müstakil varaklara yazılıp, sonradan tarih sırasına konularak
20
¶ 6 . ¶ ' $ 5 0 $ + . ( 0 ( 6 ñ
veya konuları bakımından ayrı bölümler halinde derlenerek ciltlenip defter haline getirildiği görülmektedir.
Defterlerin ihtivâ ettiği belgelerin kronolojik bir sıra takip etmemesi de sicillerin sonradan ciltlendiği fikrini
güçlendirmektedir.
21
ñ67$1%8/.$',6ñ&ñ//(5ñ
Aynı kelimenin defter içerisinde çok farklı imlalarla yazılmış olması Osmanlı bü-
rokrasisinde özellikle mahkemelerde bir imla birliğinin oluşmadığını gösteriyor. Dola-
yısıyla kelimelerin yazılışı katipten katibe değişmektedir. Ayrıca mahkeme katiplerinin
eğitim düzeylerinin yeterli olmaması dolayısıyla, yapmış oldukları gramer hataları veya
kelimeleri eksik ve düzensiz yazmış olmaları, metin okuma işini zorlaştırmıştır.
Üsküdar kadılığına ait sicillerde yazı dili olarak çoğunlukla Türkçe kullanılmıştır.
Bununla birlikte tamamı Arapça olan defterlere de rastlanmaktadır. 1 numaralı sicilde
Arapça hüccet sayısı 13 hüccetle sınırlı kalmıştır.
Sicile kaydedilen hükümlerin uzunluğu veya kısalığına ya da yazı cinsine bağlı ola-
rak bazı sayfalarda ortalama 3-4 hüccet kaydedilirken, bazı sayfalarda ise 7-8 hüccet
kaydedilmiştir. Hükümler yazılırken iki hüküm arasında ortalama 1-2 cm. mesafe bıra-
kılmıştır. Bazı sayfalarda bu mesafe kısa iken, bazılarında ise oldukça uzun tutulmuştur.
Bazı defterlerde ise iki hüküm arasındaki bu boşluklara sonradan hüküm ilave edildiği
tespit edilmiştir. Bu durum hem hükümlerin takip ettiği tarih sırasının ve hem de yazı
stilinin değişmesinden anlaşılmaktadır.
İki hüküm arasında bırakılan uzun boşlukların, sonradan hüküm yazmak sureti ile
değerlendirilmesi varaklar ciltlenmeden önce yapılmaktadır. Varaklar ciltlenip defter
haline geldikten sonra, deftere yeni bir hüküm yazılmıyordu. Bunu önlemek için varak-
lar ciltlendikten sonra, eğer bir hüküm sığacak kadar bir boşluk kalmış ise, bu boşluk
“beyaz” kelimesini yazmak sureti ile dolduruluyordu.
1 No’lu Üsküdar sicilinde 822 belge kaydedilmiştir. Sicilde mevcut hüccetler konula-
rına göre tasnif edilip incelendiğinde, ilginç bir şekilde kaçak köle kayıtlarının Üsküdar
Mahkemesi’nin en yoğun faaliyet alanını teşkil ettiği görülmektedir. Sicilde kaçak köle-
lerle ilgili 207 hüccet bulunmaktadır.
Sicilde hüccetlerin dışında 5 adet ferman bulunmaktadır. Bunlardan birisi, defterin
tutulduğu tarihten daha önceki bir tarihe, II. Bayezid dönemine aittir. Sicilin 112. vara-
ğında kayıtlı ve 896/1490-91 tarihli bu ferman, 915/1509-10 tarihli bir diğer fermanla
birlikte kaydedilmiştir (751-752 nolu belgeler). İkisi de tımar tasarrufu hakkındaki ihti-
laflar üzerine Gebze kadısına yazılmış olan fermanlar, “Hâzâ sûretü’l-hükmi’l-pâdişâhî”
başlığını taşımaktadır. Fermanların yanında “An yed’-i za‘îm-i Gekvize” derkenarı bu-
lunmaktadır. Gebze kadısına yazılan 614 nolu hüküm bir kanuni düzenlemeyi ihtiva
etmektedir. Üsküdar sicillerinde kanuni düzenlemeleri ihtiva eden buna benzer bazı
hükümler Ahmet Akgündüz tarafından neşredilmişti. Fakat bu kanunname, neşredi-
len hükümler arasında bulunmamaktadır. 721 nolu hüküm Hüdavendigar sancak beyi-
ne yazılmış bir adaletnamedir. 783 nolu hüküm, Kocaeli sancağı kadılarına kürekçi ve
âlâtçı tedariki için yazılmıştır.
22
¶ 6 . ¶ ' $ 5 0 $ + . ( 0 ( 6 ñ
Defterde hüccet ve fermanların yanısıra bir berat, 52 tereke, tarihsiz iki narh kay-
dı, Üsküdar naibinin yazdığı bir arz, fasl başlığı taşıyan bir vakfiye ve bir de vasiyet
kaydı mevcuttur. Sicilde mevcut belgelerin bir grubunu da tayin kayıtları oluştur-
maktadır. Defterde bir emin, bir pazarbaşı, bir kethüda ve bir mübaşir tayini kayde-
dilmiştir.
23
ŞER‘İYYE SİCİLLERİ ARŞİVİ’NDEKİ
ÜSKÜDAR KADILIĞI SİCİLLERİ
25
ñ67$1%8/.$',6ñ&ñ//(5ñ
26
¶ 6 . ¶ ' $ 5 0 $ + . ( 0 ( 6 ñ
27
ñ67$1%8/.$',6ñ&ñ//(5ñ
28
¶ 6 . ¶ ' $ 5 0 $ + . ( 0 ( 6 ñ
29
ñ67$1%8/.$',6ñ&ñ//(5ñ
30
¶ 6 . ¶ ' $ 5 0 $ + . ( 0 ( 6 ñ
31
ñ67$1%8/.$',6ñ&ñ//(5ñ
32
¶ 6 . ¶ ' $ 5 0 $ + . ( 0 ( 6 ñ
33
ñ67$1%8/.$',6ñ&ñ//(5ñ
34
¶ 6 . ¶ ' $ 5 0 $ + . ( 0 ( 6 ñ
35
ñ67$1%8/.$',6ñ&ñ//(5ñ
36
¶ 6 . ¶ ' $ 5 0 $ + . ( 0 ( 6 ñ
37
ñ67$1%8/.$',6ñ&ñ//(5ñ
38
¶ 6 . ¶ ' $ 5 0 $ + . ( 0 ( 6 ñ
39
ñ67$1%8/.$',6ñ&ñ//(5ñ
40
¶ 6 . ¶ ' $ 5 0 $ + . ( 0 ( 6 ñ
41
ñ67$1%8/.$',6ñ&ñ//(5ñ
42
¶ 6 . ¶ ' $ 5 0 $ + . ( 0 ( 6 ñ
43
ñ67$1%8/.$',6ñ&ñ//(5ñ
44
¶ 6 . ¶ ' $ 5 0 $ + . ( 0 ( 6 ñ
45
ñ67$1%8/.$',6ñ&ñ//(5ñ
46
¶ 6 . ¶ ' $ 5 0 $ + . ( 0 ( 6 ñ
47
ñ67$1%8/.$',6ñ&ñ//(5ñ
48
¶ 6 . ¶ ' $ 5 0 $ + . ( 0 ( 6 ñ
49
ñ67$1%8/.$',6ñ&ñ//(5ñ
50
¶ 6 . ¶ ' $ 5 0 $ + . ( 0 ( 6 ñ
51
ñ67$1%8/.$',6ñ&ñ//(5ñ
52
0(ùÌ+$7$5ùø9ø¶1'(.ø
h6.h'$5.$',/,ö,6ø&ø//(5ø
hVNGDU0DKNHPHVL0QkNHKkWYH0IkUHNkW'HIWHUOHUL
53
ñ67$1%8/.$',6ñ&ñ//(5ñ
hVNGDU0DKNHPHVLø]LQQDPH6LFLOOHUL
hVNGDU0DKNHPHVL7HNkUvU=DEÕW&HUvGHOHUL
54
¶ 6 . ¶ ' $ 5 0 $ + . ( 0 ( 6 ñ
hVNGDU0DKNHPHVL=DEWÕ'DYD&HUvGHOHUL
55
ñ67$1%8/.$',6ñ&ñ//(5ñ
56
¶ 6 . ¶ ' $ 5 0 $ + . ( 0 ( 6 ñ
57
ñ67$1%8/.$',6ñ&ñ//(5ñ
58
¶ 6 . ¶ ' $ 5 0 $ + . ( 0 ( 6 ñ
hVNGDU0DKNHPHVL=DEWÕ'DYDYH7HUHNkW'HIWHUOHUL
59
ñ67$1%8/.$',6ñ&ñ//(5ñ
hVNGDU0DKNHPHVL7HUHNkW'HIWHUOHUL
60
¶ 6 . ¶ ' $ 5 0 $ + . ( 0 ( 6 ñ
hVNGDU0DKNHPHVL7HVFLOL9HNkOHW&HUvGHOHUL
61
ñ67$1%8/.$',6ñ&ñ//(5ñ
hVNGDU0DKNHPHVL+XVXV&HUvGHOHUL
hVNGDU0DKNHPHVL¶QGHQ6kLU'HYkLUH<D]ÕODQ7H]kNLU&HUvGHOHUL
62
¶ 6 . ¶ ' $ 5 0 $ + . ( 0 ( 6 ñ
hVNGDU0DKNHPHVL6kGÕUD9kULGH.D\ÕW'HIWHUOHUL
hVNGDU0DKNHPHVLøGkQkW&HUvGHOHUL
hVNGDU0DKNHPHVL+DUo'HIWHUOHUL
hVNGDU0DKNHPHVL0XDUULI'HIWHUL
hVNGDU0DKNHPHVL+NPYH0XNDUUHUkW+XODVD'HIWHUL
63
ñ67$1%8/.$',6ñ&ñ//(5ñ
hVNGDU0DKNHPHVL0XKDUUHUkW.D\ÕW'HIWHUL
hVNGDU0DKNHPHVL$U]XKDO.D\ÕW'HIWHUL
hVNGDU0DKNHPHVL.ÕVPHW6LFLOL
hVNGDU0DKNHPHVL(YkPLU.D\ÕW'HIWHUL
64
İ ML A E S ASL A R I
ƣȁǂȈǯ .........................girip
ǵƾƫơ ...............................ettim
ƣǁƾƫơ...........................ettirip
ƤǻȂdzȁơ..........................olunup
ǾǼǣƾdzȁơ..........................olduğuna
ǹƾǫƾdzȁơ ........................oldukdan
ƣȂdzȂƫȂǗ ......................tutulup
65
ñ67$1%8/.$',6ñ&ñ//(5ñ
ǂnjǟƢĪ..........................çakşır
ǾLjdzȁơǾǴȇơ ......................öyle olsa
ƱȂƥƢƥ ............................papuç
DzȈƥ ................................bel
DŽǸƬĢ...............................pekmez
ơȁǁȂƫ .............................torba
Ǯdzǁƽ ............................terlik
ƾǼƦdzȁƽ ...........................tülbent
ȁƾǼǯ.............................kendi
ǮǴǯȂǯ ........................gömlek
ǾƦǰǿ .............................heybe
6. Osmanlı Türkçesinde Ǖ ile yazılan d sesi (dokuz, ada kelimelerinde olduğu gibi) t
değil d harfiyle yazılmıştır. Fakat Ǖ ile yazılan tutmak fiili (tutulup - ƣȂǴƫȂǗ) örneğinde
olduğu gibi t ile yazılmıştır.
7. Kelime başında bulunan elif-hemze ve ayın gösterilmemiştir.
8. Arapça aslında çift sessizle biten bazı kelimeler yalın halde ise günümüz imlasında
olduğu gibi sesli şekilde yazılmıştır. (hüküm, vakıf, misil, fasıl, asıl, nefis, örneklerinde
olduğu gibi) Fakat bu kelimeler tamlama halinde ise sondaki sesli harf gösterilmemiştir.
(fasl-ı husûmet, hükm-i şerîf, vakf-ı mezkûr, nefs-i Üsküdar örneklerinde olduğu gibi)
9. Türkçede kullanılan yaygın nispet -ye’leri şeddeli okunmuştur. (şer‘iyye, vasiyye
gibi)
10. Arapça aslında son harfi şeddeli olan bazı kelimeler yalın halde iken tek harfle yazıl-
mıştır. (hacc-hac, gıbb-gıb gibi.)
11. Özel isimlerden sonra gelen hal ve iyelik ekleri apostrof işareti ile ayrılmıştır. (Ayas
Bey’in, Karagöz’ün gibi).
12. Cer harfleri ile birlikte kullanıldığında Allah ismi bitişik yazılmıştır. (yemîn bil-
lâh gibi)
13. Millet ve dil isimleri büyük harfle başlatılmıştır. (Bosneviyyü’l-asl, Rûsiyyü’l-asl
gibi)
66
¶ 6 . ¶ ' $ 5 0 $ + . ( 0 ( 6 ñ
14. Harf-i tarifle başlayan isimlerde harf-i tarif satır başında olmadıkça küçük harfle
yazılmıştır. (el-Hâc gibi)
15. Birden fazla kelimeden oluşan yer ve müessese isimlerinde birinci kelimenin ilk
harfi büyük sonraki kelimenin ilk harfi küçük yazılmıştır. (Hizâne-i âmire gibi)
16. Özel isimlerden önce gelen meslek isimleri büyük harfle başlatılmıştır. (Terzi Ali,
Kassâb Mustafa gibi)
17. Masdar, fail ve sair kelimelerin harf-i cerle kullanıldığı, kefilu bi’l-mâl, gâ’ibu
ani’l-meclis gibi tamlamalarda kefil bi’l-mâl, gâ’ib ani’l-meclis yazımları tercih olun-
muştur.
18. Harf-i tarifli tamlamalarda ü’lü geçişler tercih olunmuştur: şuhûdü’1-hâl, sâlifü-
’z-zikr, mârrü’z-zikr, malûmü’l-esâmi gibi. Tamlama bulunmayan kelimelerde sesliden
sonra gelen sessizin kalın veya ince okunuşu u veya ü kullanımına göre belirlenmiştir:
muhâla‘a, mütekarrir gibi.
19. Harf-i cer ve edatlar bir arada kullanıldığında bitişik yazılması tercih edilmiştir:
fimâ, keyfemâ, hasbemâ gibi. Harf-i cer ve edatlar tek başına geçtiğinde ise herhangi bir
kelimeyle birleştirilmemiştir: mâ vaka‘a, an nakd gibi.
20. Osmanlı Türkçesinde ƢǸȇơƽ , ǂȇƢLJ şeklinde yazılan kelimeler sâir, dâimâ şeklinde
yazılmıştır.
21. Metinde geçen yer adları da günümüz imlasıyla yazılmıştır. Bunların bazıları, ilki
sicildeki imlası ikincisi ise günümüz imlası gösterilmek üzere aşağıda listelenmiştir.
a. Günümüz imlasıyla yazılmış yer adları:
Burusa.....................Bursa
Şili ...........................Şile
Tekvur dağı ............Tekfurdağı
Re’islü......................Reisli
Çengerköy ..............Çengelköy
22. Arapça kelimelerde geçen hemze ( ’ ) ile, ayn harfi ( ‘ ) ile gösterilmiştir.
23. Kaf ve gayın ile başlayan uzun hecelerde a, ı, u üzerinde düz çizgi kullanılmıştır.
(kānûn, bâkī, gāib ani’l-meclis örneklerinde olduğu gibi gibi). Ancak ‘kadı’ gibi çok
kullanılan kelimelerde herhangi bir işaret kullanılmamıştır.
67
ñ67$1%8/.$',6ñ&ñ//(5ñ
ÖZEL İŞARETLER
68