You are on page 1of 4

abbreviate kısaltmak/ özetlemek crop mahsul/ ekin

accelerate hızlandırmak/ hızlanmak crude ham/ çiğ


acceleration ivme/ hızlanma cruise dolaşmak/ gezinmek
parası yetmek/ satın almaya gücü culmination doruk/ zirve/ en yüksek nokta
afford
yetmek cunning kurnazlık/ kurnaz/
dalgalandırmak/ altüst etmek/ sarsmak/ currently şu andaki
agitate
üzmek damage zarar vermek/ zarar/ hasar
agriculture tarım/ ziraat database veritabanı
alert alarma geçirmek/ uyarmak/ ikaz etmek date back -e tarihine dayanmak
allow müsaade etmek/ izin vermek debate tartışmak/ çekişmek/ görüşmek
alter değiştirmek decay çürümek/ bozulmak/ parçalanmak
amount tutar/ miktar definition tanım/ izah/ açıklama
ancient antik/ antika/ ata deforestation orman tahribi/ ormansızlaşma
announce anons etmek/ duyurmak densely yoğun olarak/ yoğun ölçüde
application müracaat/ başvuru/ uygulama density yoğunluk/ sıklık/ gürlük
archaeologist kazı bilimci/ arkeolog describe tanımlamak/ tarif etmek
arctic kuzey kutup bölgesi design tasarlamak/ dizayn etmek/ tasarım
arrange ayarlamak/ düzenlemek destroy imha etmek/ yok etmek
array sıralamak device alet/ cihaz
artifical yapay devote adamak/ vakfetmek/ tahsis etmek
assignment atama/ görevlendirme diagnose teşhis etmek/ tanı koymak
assist yardım etmek digest hazmetmek/ besinleri sindirmek
average ortalama dimension boyut
avoid kaçınmak/ önlemek/ sakınmak disappearance yok olma/ gözden kaybolma
aware farkında/ haberdar disaster facia/ felaket/ afet
balance denge/ dengelemek elle tutulur/ ayırt edilebilir/
discernable
become olmak/ haline gelmek farkedilebilir
biodiversity biyolojik çeşitlilik discernible farkedilebilir/ görülebilir
biological clock biyolojik saat discipline disiplin
blizzard tipi/ kar fırtınası discovery bulgu/ buluş/ keşif
blood pressure tansiyon disease hastalık/ rahatsızlık
brain beyin disposal bertaraf/ imha etme/ ortadan kaldırma
branch dallanmak/ dal/ branş/ şube disprove aksini ispat etmek/ çürütmek
broad engin/ geniş distant uzak/ uzakta
bury gömmek distribution dağıtma/ dağıtım/ dağılım
catch yakalamak/ enselemek/ yetişmek domain alan/ ihtisas/ arazi
cave mağara domestic iç/ evcil
climate change iklim değişikliği drain kanalizasyon
climb tırmanmak/ tırmanış dreadful ürkünç/ rezalet/ korkunç
commit işlemek (suç vb.)/ teslim etmek drowsy uyutucu/ uyku getiren/ uykulu
communicative iletişimsel/ konuşkan duty görev/ vazife
competently yeteneklice effectively etkili bir şekilde
complain şikayet etmek/ yakınmak emerge ortaya çıkmak/ meydana gelmek
conclusion sonuç/ kanı/ vargı engineer mühendis
confidential gizli/ özel establish kurmak/ tesis etmek
confuse kafasını karıştırmak/ şaşırtmak evacuate vakumlamak/ hapsetmek/ boşaltmak
congestion kan toplanması/ sıkışıklık evaporation buharlaşma
consume tüketmek evoke anımsatmak/ çağrışım yapmak
contain içermek/ kapsamak soluk vermek/ yaymak/ çıkarmak
exhale
contaminate bulaştırmak/ kirletmek/ bozmak (egzoz/ duman vb.)
contamination kirlenme/ atık experimental deneysel
content içerik/ hoşnut etmek expert uzman
context bağlam exploit sömürmek/ faydalanmak/ istifade etmek
continental kıtasal/ kıta exposure teşhir/ açıkta bırakma/ maruz bırakma
contradictory çelişkili extensive yaygın/ kapsamlı/ geniş çaplı
convert dönüştürmek failure bozukluk/ arıza/ başarısızlık
correct doğru/ düzeltmek feature özellik/ göze çarpan özelliği olmak
cosmos evren/ düzen/ sistem feed beslemek/ desteklemek
counterfeit sahte ferment (v,n) mayalandırmak/ maya
craft zanaat/ beceri/ yetenek/ el ile yapmak field alan/ saha/ bilim dalı
flexible esnek/ elastik irritate tahriş etmek/ sinirlendirmek/ kızdırmak
footprint ayak izi law kanun/ yasa/ fen bilimlerinde kanun
frame çerçeve/ şekillendirmek layer tabaka/ katman
function işlev/ fonksiyon leak sızmak/ sızdırmak
fur kürk lunar ay ile ilgili/ aya ait
garbage çöp magnetic manyetik/ mıknatıs
glaciology buzul bilimi sürdürmek/ devam ettirmek/ bakım
maintain
global warming küresel ısınma yapmak
globally dünya çapında/ küresel olarak malnutrition gıdasızlık/ kötü beslenme
gravity yer çekimi manufacture üretim/ imal etmek/ üretmek
greenhouse sera gazı manufacturer üretici/ imalatçı
grow up gelişmek/ büyümek/ meydana gelmek measure ölçmek/ önlem/ ölçü/ tedbir
growth büyüme melt eritmek/ erimek/ kaybolmak/ yok olmak
gums diş eti mnemonic anımsatıcı/ hatırlatıcı/ (belleksel)
habitat yaşamsal coğrafya/ bir şeyin doğal yeri modify değişiklik yapmak/ değiştirmek
handle idare etmek monetary parasal/ mali
happen olmak/ meydana gelmek monitor izlemek/ gözlemek/ denetlemek
harmful zararlı motion (n,v) hareket/ hareket ettirmek
dizginlemek/ yararlanmak/ koşum negligible önemsiz
harness
takmak (ata) nervous system sinir sistemi
harvest hasat/ ekin biçmek/ hasat etmek nutrition beslenme/ besin/ gıda
heart rate kalp atış hızı observe gözlemlemek
herd sürü/ gütmek/ eşlik etmek occur meydana gelmek/ vuku bulmak
heritage miras/ kalıtım offer teklif etmek/ önermek/ öneri
hibernate kış uykusuna yatmak oil yağ/ petrol/ yağlamak
hunting avlama/ avcılık operation işlem/ ameliyat/ operasyon
hurricane kasırga opponent rakip/ karşıt/ muhalif
ice sheet buz tabakası uygun hale getirmek/ en uygun şekilde
optimize
ignore görmezden gelmek kullanmak
immediately hemen/ acil olarak/ derhal/ acilen orbit yörünge
immense çok büyük/ hudutsuz origin köken/ kaynak/ başlangış noktası
immune bağışık/ muaf/ dokunulmaz outcome netice/ sonuç
impact darbe/ etki/ çarpma output çıktı/ ürün/ verim
impressive etkileyici/ çarpıcı overpopulation aşırı nüfus/ nüsuf fazlalığı
improve geliştirmek/ ilerletmek örnek almak/ modele göre yapmak/
pattern
impulse dürtü/ uyarı etkisi/ itiş gücü model
incredible inanılmaz/ harika/ akıl almaz peaceful huzurlu/ barışçıl
indicate belirtmek/ göstermek/ işaret etmek peak zirve/ doruk
industrial waste sanayi atıkları permeable geçirgen
infect bulaştırmak (hastalık)/ bozmak physicist fizikçi
infection enfeksiyon/ iltihap/ mikrop kapma physics fizik
influence etkilemek/ tesir etmek/ etki/ nüfus pick up toplamak/ yerden kaldırmak/ almak
informal resmi olmayan plant ekmek/ dikmek
information bilgi pollinate polen yaymak/ tozlaşmak/ tozarmak
inhale soluk almak/ nefes almak/ içine çekmek pollution kirlilik/ çeve kirliliği
injury zarar/ hasar/ incinme poor nutrition yetersiz beslenme
input girdi posture vücudun pozisyonu/ duruş
insect böcek praise methetmek/ övmek/ övgü
insert araya eklemek/ arasına sokmak/ sokmak precaution önlem/ tedbir
inspect denetlemek/ teftiş etmek öngörmek/ tahmin etmek/ önceden
predict
institution kurum/ kuruluş/ tesis/ kurma söylemek
intelligence akıl/ zeka/ istihbarat presence mevcudiyet/ bulunma/ bulunuş
interact etkileşmek/ birbirini etkilemek preserve muhafaza etmek/ korumak
müdehale etmek/ engellemek/ araya prey avlamak/ av/ kurban
interfere primary başlıca/ birincil/ ana
girmek
invent icat etmek/ keşfetmek principle prensip/ ilke
investigate incelemek/ araştırmak/ soruşturmak processor işlemci/ işlem birimi/ tamamlayıcı
invitation çağrı/ davet/ davetiye promptly acilen/ acil olarak
involve kapsamak/ içermek/ içine almak property mal mülk/ mülkiyet/ özellik
irreplaceable yeri doldurulamaz/ eşsiz/ vazgeçilmez prophetic peygambere özgü/ kehanetle ilgili/
isabetli substantial önemli/ azımsanmayacak
proponent taraftar/ destekçi/ savunucu sudden ani/ ansızın olan
prove ispat etmek/ kanıtlamak suggest önermek/ tavsiye etmek
provide sağlamak/ temin etmek support desteklemek/ destek
pump pompa/ pompalamak surface yüzey/ su yüzüne çıkmak
purification arıtmak target hedef almak/ hedeflemek/ hedef
purity saflık/ temizlik/ arılık task görev/ iş vermek
purpose gaye/ amaç/ maksat temperature sıcaklık/ ısı/ derece/ hareket
rapidly süratle/ hızla temporary geçici
react tepki göstermek/ tepki vermek texture doku/ yapı/ özellik
receive anlamak/ almak/ teslim almak thoroughly adamakıllı/ hakkıyla/ etraflıca
recently son dönemlerde/ son zamanlarda thump yumruk atmak/ vurmak
recession girinti/ düşüş/ durgunluk (piyasa) toxic zehirli
reduce eksiltmek/ azaltmak/ düşürmek trace back -e tarihine dayanmak
düzeltmek/ yeniden oluşturmak/ ıslah transmission iletim/ şanzıman/ vites
regenerate
olmak transparency saydamlık/ şeffaflık
regularly düzenli olarak/ sürekli/ devamlı olarak travel seyahat etmek/ yolculuk etmek
relatively nispeten/ oranla/ görece treatment tedavi/ muamele
release salmak/ salıvermek/ serbest bırakmak trigger tetiklemek/ -e neden olmak
relief rahatlama undoubtedly şüphesiz olarak/ kesinlikle
remain geriye kalmak/ artmak/ sürdürmek unexpect umulmayan/ beklenmeyen
remarkable dikkate değer/ dikkat çekici universe evren/ alem/ kainat
reptile sürüngen urine idrar
reputation ün/ şöhret/ nam/ itibar vast engin/ uçsuz bucaksız/ muazzam
requirement ihtiyaç/ gereksinim vegetation bitki örtüsü/ bitkiler/ tümor
researcher araştırmacı/ araştırma görevlisi vehicle araç/ vasıta/ taşıt
resemble benzemek/ andırmak verdict karar/ hüküm/ yargı/ kanı
resistant dirençli/ direnen/ karşı koyan viewpoint bakış açısı
resource kaynak/ kaynak sağlamak virtual sanal
respiration solunum/ teneffüs visible görünür/ görünen
reuse yeniden kullanmak/ yeniden kullanım vivid canlılık/ parlak
rotate dönmek/ döndürmek wave dalgalanmak/ dalga
roughly yaklaşık olarak weight ağırlık/ tartı/ siklet
ruin harap etmek/ yıkmak/ mahvetmek widespread yaygın/ geniş alana yayılmış
sand kum witness şahitlik etmek/ şahit olmak/ tanık/ şahit
scan taramak/ incelemek worldwide yaygın/ dünya çapındaki
secure güvenceye almak/ sağlamlaştırmak
seek aramak
segment kısım/ bölüm/ parça
sewerage kanalizasyon
shape şekillendirmek/ biçim vermek
shiny parlak
ship gemi
significantly önemli/ dikkate değer/ kayda değer
situate yerleştirmek/ konumlandırmak
size büyüklük/ ölçü/ boyut
skin ten/ cilt
software yazılım/ program
soil toprak/ pisletmek/ kirletmek
solar güneş/ güneşle ilgili
spacecraft uzay aracı/ uzay gemisi
species (n) türler
speed sürat/ hız
spread yaygın/ yayılmak
steel çelik/ sertleştirmek
store depolamak/ saklamak/ depo
strange tuhaf/ yabancı
yapı/ bina/ yapılandırmak/
structure
biçimlendirmek
substance cisim/ madde

You might also like