You are on page 1of 1

Sayfa: 8 BİRLİK Sayı: 5

Ziya Gökalp
24 Teşrinievvel 1924 Büyük Türk
Mütefekkirinin Dokuzuncu
,
ölüm Yıl Dönümüdür.
24 Teşrinievvel 19 2 4 , Ziya Gökalpm öl­ İlmî esaslara dayanmıyor ve mahdut bir zümrenin
düğü gündür. A radan uzun yıllar geçmiş ol­ malıdır.
inkılâbı müteakip Istanbulda Türk Ocağı teessüs
masına rağmen büyük mütefekkirin bıraktığı etti. Türk milliyetçiliğini, Türkçülük fikrini yaymağa
boşluk doldurulamamış, Türk münevverleri, çalışan neşriyat çoğaldı. Gençler uyanmağa, mefkû-
Türk gençliği öksüz, mürşitsiz kalmışlardır. reyi benimsemeğe başladılar, işte Ziya Gökalp bu
Milliyet aşkının yeniden ruhlara heyecan sıralarda “Genç kalemler” deki yazılarile bu fikirlerin
verdiği, gönülleri coşturduğu şu günlerde kuvvetlenmesini, şuur ve heyecan kazanmasını mucip
oldu. Daha sonra Istanbula geldi, gençleri etrafına
Ziya Gökalpı daha büyük bir hüzün ve elemle
topladı, onları irşat etti ve milliyet cereyanının İlmî
anıyoruz. Ziya Gökalp ölmemeliydi, bu gün esaslarını kurdu. Büyük Türk mütefekkirinin bu
genç ve temiz ruhları işliyecek bir Ziya Gök- canlı mesaisi semerelerini süratle vermeğe başlıyordu:
alpa ne kadar büyük ihtiyacımız var . Türkçülük fikirleri büyük bir gençlik kitlesinin he­
yecanlı sevgisini kazandı, tanzimat zihniyeti, Osman­
24 Teşrinievvel 19 3 3 , Ziya Gökalpm öl­ lılık fikirleri ehemmiyetini kaybetmeğe başladı ve
düğü günün ( 9 ) uncu yıl dönümüdür. Ziya Türk edebiyatında milliyet fikirleri kıymet kazandı,
gençler kozmopolit edebiyatı cedidenin marazî ha­
Gökalp, büyük Türk milletinin yetiştirdiği
kimiyetinden kurtularak milliyet cereyanına kapıldılar.
nadir zekâlardan biri idi. Ziya Gökalp, Tür-
Ziya Gökalp Istanbula yerleştikten sonra Türk­
kiyenin büyük inkılâbını yaratan nesle heye­ çülük, tam manasile İlmî bir mecra takip etmeğe
can ve iman aşılamış, Türk milliyetperver­ başlamıştı. ılmî usullere dayanan sistematik çalış­
liğinin esaslarını kurmuş büyük bir mütefek­ malar Türk harsine, Türk medeniyetine kıymetli
eserler kazandırdı. Ziya Gökalpm yetiştirdiği çok
kirdi. Ziya Gökalp büyük işler görmüş bir
kıymetli gençler bütün bir nesle mefkûreyi aşıladılar.
ahlâk ve fazilet abidesi idi. Fak at ne kadar Ziya Gökalp, merkezi İstanbul olmak üzere bütün
acıdır ki ölümünün yıl dönümünde onu hatırlı- Türkiyeyi ihata eden yeni fikirlere âdeta nazım­
yanbile olmadı. Büyük üstadı tanıyanla? ■) gün lık vazifesini gördü. Her tarafta açılan Türk Ocakları

feye saplanaı r'k ve bu saplanış genç mütefekkiri


ırtıhara surüklivejv’.'t**' .i>a G ök intihar ediyor ve
iı»aduten Kuriuiuyoj.
Bu hâdiseyi müteakip 7jya Gökalp uzu- '
man sessiz ve münzevi bir hayat geçiriyor. Ve
hüniyet güneşinin doğuşu sıralarında memlekette
milliyet mefkûresini yaymak için neşriyata
başlıyor. Genç kalemler „ Ziya Gökalpm bu mü-
cahedesine ait ilk yazılarile doludur. Bu tarihlere
kada milliyet fikir ve ülküsü memleketin münevver
kafalarında lâyıkile teşekkül edememiştir. Baştakiler
tanzimat ruhile yetişenlerdir. Türk milliyeti fikri,
muhtelif akalliyet unsunlarını birleştirmeğe çalışan
Osmanlılık fikrine nazaran çok zayıf ve ümitsizdir.
Vakıa memlekette Süleyman, Ahmet Vefik ve
Cevdet Paşalarla başlıyan, Ahmet Mitat Efendi
Ziya Gökalp 14 yaşında Necip Asım ve şair Mehmet Emin Beyler gibi sa­ Ziya Gökalp 22 yaşında
mimî muakkipler yetiştiren bir Türkçülük cereyanı
gazetelerin sayfalarını elem ve hüzünle karış­ millî kültür ve terbiye işinde büyük hizmetler yap­
vardır. Fakat bu cereyan heyecansızdır, ruhsuzdur,
tırdılar. Fak at Ziya Gökalpı anan bir tek tılar. Bu ocaklara merbut gençler büyük bir şiddet
satıra bile rastlamadılar. Biz kadirşinaslığı ve hararetle Türkçülüğü tamime koyuldular. Bu
ne zaman öğreneceğiz ?
Ahlâk yolu pek dardır. millî cereyanları zekâ ve malûmatile, şuurlu ve kud­
* Tetik bas, önü yardır. retli mantığile, heyecanlı ve velût dehasile Ziya G ök­
* * alp idare etti. Üstat, tam bir feragat ve tevazula mu­
Ziya Gökalp Sait Paşa, Süleyman Nazif, İshak
Sükûti, Faik Ali gibi tanınmış birçok Türk mütefek­ Sakın «hakkım var» deme, hitindeki gençlere ışık veriyor, yol gösteriyordu.
kirlerini yetiştiren Diyarıbekirde doğmuştur. Babası Harbi umumî senelerinde Darülfünunda içtimaiyat
Hak yok, vazife vardır. okuttu. Türk Yurdu, Millî Tetebbüler ve içtimaiyat
okumuş bir adamdı, oldukça büyük memuriyetlerde
bulunmuştu. Bir müddet müddeiumumilik te yapmış, mecmualarında, Yeni Mecmuada yüzlerce makaleler,
vilâyet gazetesinde birçok tetkik makaleleri neşret-
Hak milletin, şan onun, tetkikler neşretti, yıllarca gençliği irşat etti. Umumî
mişti. Büyük babası Çermik ismini taşıyan Türk­ Gövde senin, can onun. harbi takip eden felâketli devrede Maltada esir bu­
lerle meskûn bir kazanın âyanındandı. Ziya Bey lunuyordu. Fakat hiçbir zaman bedbinliğe kapılmadı.
tahsilini Diyarıbekirde yaptı. Sonra Diyarıbekir A s­ Sen öl ki o yaşasın, Gönüllere aşıladığı milliyet aşkının bir gün vatan
kerî Rüşdiyesine geçti. Ziya Gökalpm [ fevkalâde
ufkunda parlıyacağma, bu kara, felâketli seneleri
bir y aratılış] olduğunu ilk defa anlıyan bu Askerî Dökülecek kan onun...
güzel ve saadetli günlerin takip edeceğine iman
mektebin müdürüdür.
etmişti. Nihayet bu büyük ve ihatalı zekânın ümit­
Ziya Bey, Askerî Rüşdiyeyi bitirdiği zaman b a­ Ben, sen yokuz biz varız. leri tahakkuk etti. Millî intibah, genç milliyetperver­
basını kaybetmiş bulunuyordu. Bu itibarla tahsiline
istediği gibi devam edemedi. Yalnız amcası Hasip
Hem ugan hem kullarız. lerin göğsü üstünde taze bir kaynak halinde yük­
seldi. Düşman Anadolunun harimi ismetinde boğuldu
efendiden hususî ders aldı. Daha sonra Istanbulda «Biz» demek bir demektir. ve Türkiye bugün onuncu yılını en büyük bir sevinç
Baytar mektebine girdi. Bir müddette orada okudu.
Ziya Gökalpm tahsil hayatım şu suretle hülâsa
Ben sen ona taparız. ve heyecanla kutluladığımız inkılâp senelerine girdi.
Ziya Gökalp bu büyük zaferi kazanan nesle mil­
edebiliriz : Üstat, kendisini “ Büyük Ziya Gökalp „
liyet aşkını aşılıyan, memleket, millet, sevgisini,
haline getiren tahsilini hiç bir irfan müessesesine Millete ver canını,
cemiyet ve vazife aşkını telkin eden bir insan olması
medyun değildir. O, kendi kendisini yetiştiren sayılı
zekâlardan biriydi. Zekâsını, anlayış ve hazmediş
Ocağını şanını.. itibarile Türk inkılâp tarihinin unutulmıyacak, ihmal
edilemiyecek bir simasıdır. Ziya Gökalp millî za­
kabiliyetini daha küçük yaşta göstermeğe başla­ Bir âşık olsan bile feri müteakip siyasî hayata davet edildi. Büyük
mıştı. Felsefeye karşı büyük bir alâkası vardı. Fel­
sefî fikirleri büyük bir sürat ve kabiliyetle hazmetti. Feda et cananını.. mütefekkir, bütün mevcudiyetini Türk milletinin saa­
Bu dolgun kafa, biraz sonra istipdat idaresinin et­ detine hasretmişti. Büyük ve âlimane eserlerinden
Ziya Gökalp
rafa saçtığı karanlık ve ümitsizlikle betbin bir felse­ ( Sonu 10 uncu sayfada)

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği


Taha Toros Arşivi

* 0 0 1 5 8 2 1 6 7 0 1 0 *

You might also like