Professional Documents
Culture Documents
Türkiye' Nin Tarımsal Yapısınd
Türkiye' Nin Tarımsal Yapısınd
MARMARA UNIVERSITES!
SOSYAL BILIMLER ENSTlTÜSÜ
ÇALIÇMA EKONOMlSl VE ENDÜSTRl HIÇKlLERl ANABlLlM DALI
ENDÜSTRl lLl$KlLERl BlLlM DALI
IO6YS-L
TÜRKIYE’NÎN TARIMSAL YAPISINDA DEGΧÎM VE GAP ÔRNEÔi
(Yüksek Lisans Tezi)
A. Menaf Avci
Istanbul - 2001
ÔZET
Tarim, ôzellikle de modem tarim, uzun yillar boyunca topraga bagimli bir ülke olan
Türkiye’de hep bir “kurtuluç” yolu olarak gôrülmüçtür. Cumhuriyet’in ilk yillarmda
üzerinde daha çok düçünülen, tarti§ilan ve yapici düzenlemeler yapilan bu ilk dônemin
aksine, 1950 sonrasmda yeni teknolojilerin girmesiyle birlikte sik sik liberal politikalara
ba§vurulmu§, kôy ve tarim, insan ve ürün olarak degil, oy ve oy deposu olarak
gôrülmeye ba§lanmi§tir.
Ancak sorunlarm giderek büyümesi ve bôlgelerarasi e§itsizligin kamu düzenine
potansiyel bir tehlike oluçturdu^u gerçeginin gôrülmesi, yônetimleri yeni arayi§lara
itmiçtir. Dünyadaki birçok benzeri gibi bir bôlgesel entegre kalkmma projesi olan,
ancak ekonomik, toplumsal ve siyasal etkisinin sadece tesis edildigi bôlgeyi degil, tüm
ülkeyi etkilemesi beklenen Güneydogu Anadolu Projesi (GAP), bu arayi§lann en tipik
ôrneâidir.
Çaliçmada, GAP’la birlikte ôzellikle Dogu ve Güneydogu Anadolu bôlgelerinde
modem tanmsal yapmin, bu yapmin olasi bir sonucu olarak yeni sanayi kollarmin ve
buna bagli olarak da istihdam sorununun çôzülüp, çôzülemeyecegi, daha somut bir
deyi§le yaraya ne kadar merhem olacagi ara§tinlmi§tir.
Türkiye’de tanmsal yapmin degiçimi, bôlgesel kalkmma planlan ve GAP’m ele
almdigi tezde, yôntem olarak mevcut veriler degerlendirilerek “kaynak tarama”ya
ba§vurulmu§, dünden bugüne Türkiye’nin tanmsal geli§im-degi§im macérasi ortaya
çikanlmaya çali§ilmi§tir.
Bu amaçla, akademisyenlerin konu hakkmdaki çali§malan ile sivil mesleki kurum
ve kuruluçlarm, bunun yanmda GAP Idaresi’nin ve projeyle ilgili diger devlet
ii
ÎÇiNDEKÎLER
ÔZET............................................................................................................................ i
TABLOLAR LlSTESl.................................................................................................... vi
KISALTMALAR............................................................................................................ vii
GiRl§............................................................................................................. ;............ 1
TABLOLAR LlSTESl
Tablo 3.1. GAP Master Planma Gore, GAP Maliyeti ve Sektôrel Nakdi
Gerçekle§meler...................................................................... 67
Tablo 4.9. GAP Bôlgesi’nde 2010 Yili Için Ihtiyaç Duyulacak Bazi Tarim
Makinalannin Tipi ve lllere Gôre Dagilimi........................... 102
vii
KISALTMALAR
C: Cilt
Çev: Çeviren
Der: Derleyen
S: Sayfa
Üçüncü bôlümde, bir bôlgesel kalkinma plant olarak GAP’m doguçu, hedefi ve
altyapi projeleri tüm yônleriyle ele almarak, bôlgeye ve Türkiye'ye yapacagt
ekonomik ve sosyal katkilar anlatilmaya çali§ilmi§tir. Ayrica, tamamlanmasi
konusunda hedeflenen tarihten uzak kahnan GAP’m bir "mühendislik projesi” haline
gelmesinden kurtulmasi için yeni bir planlamaya gidildigi hakkmdaki bilgiler
aktanlmaktadir.
Sonuç ve ônerilerin aktarildigi son bôlümde ise GAP projesinin genel ôlçekte
ve bôlge ôlçe^inde yapaca^i etkiler ve projenin istenen amaca ulaçmasi için
geliçtirilen ôneriler yer almaktadir.
5
Türkiye’nin tanmsal yapisi üzerinde büyük bir etki yapacagi beklenen GAP’m
uygulanan bôlgede içgücü ve istihdam alanmdaki etkisi, tezimizin ana konusunu
teçkil etmektedir. Dünyanm sayili projeieri arasmda yer alan GAP’m Türkiye’nin en
geri kalmiç bôlgesini ekonomik ve sosyal yônde degiçimini saglamak için çok yônlü
bir çaliçma yürütülmektedir. Bir bôlge kalkinma projesi olan GAP’m baçanyla
sonuçlanmasi halinde, baçta uygulanan bôlge olmak üzere, Türkiye geneline
ônemli faydalan olacagi düçünülmektedir. Ôncelikle tanmsal alanda meydana
gelecek geliçmeler, mahrumiyet bôlgesi olarak amlan bôlgenin kaderini etkileyecegi
tahmin edilmektedir. Bu bôlümde, GAP’m bôlgenin tanmsal yapisi üzerinde
yaratacagi etkinin daha iyi anlaçilmasi için, Türkiye’de kapitalizmin kirsal alana giriçi
ve devletin tanmla ilgili politikalan tartiçilacaktir.
6
Ikinci gôrüçe gôre ise, kapitalizmin kirsal alanlara giri§i ve pazar için üretimin
yaygmlaçmasiyla birlikte, tarimsal üreticilerin çeçitli kesimlerinin ve ôzellikle de
küçük üreticilerin varliklanni sürdürebilecekleri, ülke ôlçeginde egemenliQini kuran
kapitalizmle birlikte var olabilecekleri ôngôrülmektedir. Bu gôrüçü savunanlara
gôre, küçük içletmelerin varliklanni sürdürebilmeleri, sôz konusu kesimde bir
degiçimin olmadigi anlamma gelmemektedir. Kapitalizmle karçilikli etkileçim
sürecinde, küçük içletmelerin bir bôlümü tek tek yok olurken, ortaya yenileri
çikabilecek, kiracilik, ortakçilik vb. sürekli de^içim gôsterebilecektir.1
1 Çevket Pamuk, Zafer Toprak (der.), Türkiye'de Tanmsal Yapilar (1923-2000), Ankara:
Yurt Yayinevi, 1988, s. 11.
7
§imdi de, Cumhuriyet tarihinin ilk yillarmdan itibaren tanm ve tarim di§i
kesimlerin iliçkisine bakarak, o dônemi etkileyen olaylara bir gôz atalim:
3 Kôymen, s. 2.
9
Türkiye’de tanmsal yapi üzerinde etkili olan ve günümüze kadar gelen toprak
reformu tartiçmasi ise, ilk olarak 1930’lu yillarda baçlamiçtir. Yaklaçik on yil süren
tartiçmalar sirasinda büyük toprak sahipleri Meclis’te ciddi bir muhalefet yapmiçtir.
Orne^in; 1936 yilinda Ismet înônü’nün kirsal kesimdeki toprak dengesizligine
dikkat çekerek, bu konuda düzenlemelere gidilmesi gerektigi yônündeki istemi,
tasannm Meclis’ten geçmesine yetmemi§tir. 1945’te çikanlabilen Çiftçiyi
Topraklandirma Kanunu, ilgili TBMM komisyonunda, büyük toprak sahiplerini
rahatsiz etmeyecek bir çekle sokulmuçtur. 1950 seçimlerinden ônce, s6z konusu
kanun, hiçbir ôzel arazinin kamula§tinlmayacagi hükmünü de içermiçtir. 5 Ancak,
aym yasa çerçevesinde büyük ôlçekte Hazine topragi, topraksiz ve az toprakli
kôylülere da^itilmiçtir.
1950 sonrasmin en ônemli olayi, ônceki dônemin "tek parti”si Cumhuriyet Halk
Partisi’nin (CHP) genel seçimleri kaybederek, iktidan Demokrat Parti’ye (DP)
birakmasidir. Toprak Kanunu’na karçi çikmasiyla güç kazanan DP, programinda
tanm sektôrünü ônemseyecegi sôzünü vermi§tir.
6 Çevket Pamuk, “2. Dünya Savait Yillannda Devlet, Tanmsal Yapilar ve Bôlüçüm”,
Türkiye’de Tanmsal Yapilar (1923-2000), der. Çevket Pamuk, Zafer Toprak, Ankara: Yurt
Yaymevi, 1988, s. 91.
7 Murat Çeker, Türkiye’de Tanmsal l§çilerinin Toplumsal Bütünleçmesi, Ankara: Degiçim
Yaymlan, 1986, s. 43.
Il
Tablo 1.1
Bôlgelere Gôre Tanmsal Mülkiyet
Çiftçi aile oram (%)
Toprak Türkiye Ege Marmara Akdeniz GUneydoQu
grubu
(dekar)
<50 62,1 65,5 51,1 53,2 46,6
50-99 21,8 23,4 31,5 25,4 28,5
100-199 10,3 6,7 13,4 8.9 18,1
200-499 4,2 2,5 3,3 7,6 4,4
500+ 1,5 1,9 0,8 4,9 2,4
Sahi p olunan toprak (%)
<50 18,6 21,6 19,3 9,2 10,9
50-99 20,6 24,2 31,9 12,2 20,4
100-199 19,3 13,0 28,4 8,4 23,1
200-499 16,6 11,5 13,7 15,8 12,8
5OO+ 24,8 29,6 6.8 54,4 32,8
Kaynak: Oya Kôymen, “Cumhuriyet Dôneminde Tanmsal Yapi ve Tanm Politikalan", 75 Yilda
KOylerden Çehirlere, Istanbul: Tarih Vakfi Yayim, 1999, s. 20’den 1950 Tanm Sayimi.
Bu dônemde meralarda hizla azalma meydana geldigi, ekili alanlara ise bir arti§m
oldugu dikkat çekmektedir. ABD’nin yardimi ile çok sayida traktôrün Türkiye’ye
gin$i tanmsal alanda büyük bir degiçimin ba§langici olmuçtur. Ancak, burada bir
terslik sôz konusudur. Kirsal alanm makineleçmesinin, ülkenin genel bir
sanayile§me trendine girmesiyle ilgisi yoktu. Çünkü, traktôrler tamamen di§
yardima ba^h olarak ülkeye girmiçtir.
8 §eker, s. 45’ten Ilhan Tekeli, Kirda Dônüçüm Süreci, Ankara: Mimarlar Odasi Yaymlan,
1977, s. 15.
9 Çeker, s. 46’dan Tekeli, s. 16.
13
Çaglar Keyder ise, Türkiye’nin tarimsal yapisina hakim gücün büyük toprak
sahipli^i degil, küçük meta üreticiligi oldugunu vurgulamaktadir. Keyder, tarimsal
yapinm bu ôzelligi nedeniyle 1950’lerden sonra Türkiye’nin bürokrasi ve yeni
geliçen burjuvazinin çetin mücadelesine sahne oldugunu anlatmaktadir.11
Bu dônemde, Türkiye’nin dort bir yamna giren traktôrler, tarimsal alanda yeni
iliçkilerin dogmasina neden olmuçtur. 1960’lardan sonra Türkiye’de hizh bir toprak
kutuplaçmasi gôrülmüçtür. Bu dônemde orta büyüklükte olan içletmeler ya daha
da küçülmüç, ya da büyük içletmeler yaranna erimiçtir.12
Ancak bu modemleçme eQiiimlerinin Dogu ve Güneydogu'da pek etkili
olmadigi ve bôlgede geleneksel üretimin sürdürüldügü gôze çarpmaktadir. Ismail
Sonuç olarak, 1923’ten 1990’lara kadar uzanan süreçte, adeta 10 yilda bir
degiçik kalkmma stratejilerinin benimsenmesine karçilik, 1980’lere kadar tanmsal
politikalarda bir süreklilik gôrülmüçtür. Bütün bu dônemler boyunca toprak reformu
gibi kurumsal düzenlemelere karçi çikan güçlü bir muhalefet var olmuçtur. Tanmm
sorunlannin “modem teknoloji”yle açilabilecegi inanci hep güçlü olmuçtur.
1950'lerde traktôrleçmenin, 1960’larda yogun tarim girdilerinin kullanilmasmin,
beklenen verim siçramasina ya da ihracat patlamasma yol açmamasinm içsel
nedenlerinden biri kurumsal düzenlemelerin yapilmamasi, digeri de, kullamlan yeni
teknolojik girdilerin di§a bagimliliginm getirdigi sorunlardir. Ithal girdilerin
sürekliligi ve Türkiye tanmsal koçullanna uygunlugu saglanamamiç, dolayisiyla,
pahali ithal girdi sübvansiyonlan, enflasyona yol açan etmenlerden biri durumuna
gelmiçtir.
14 Kôymen, s. 30.
15 Zülküf Aydin, "Yapisal Uyum Politikalan ve Kirsal Alanda Beka Stratejilerinin
Ùzellegtirilmesi", Toplum ve Bilim, Sayi 88, Bahar 2001, Sayfa 13.
16
19 Devlet Planlama Teçkilati, 1996-2000 VII. Be§ Yilhk Kalkinma Plant, Ankara: 2001, s.
57-58.
18
“Istihdam içindeki payi hala % 40 düzeyinde bulunan tanmm milli gelir içindeki
payi, 1980'deki yüzde 24’lük düzeyinden 1990’larm sonunda % 15 düzeyine
gerilemiç. Türkiye’nin tanmsal ürün ithalati giderek tirmanmaya baçlamiçtir.
Ülkemiz açismdan bu denli ônemli bir sektôrün geleceginin, sadece uluslararasi
finans kuruluçlarinm telkinlerine birakilmasi kaygi vericidir. 2000 yihnda yürürlüge
sokulan istikrar programmin hedefleri arasmda tanmin destekleme araçlann
hemen veya tedricen tasfiye etmeye ve tanm ürünleri ithalatinda koruma oranlarmi
düçürmeye dônük ônemli taahhütler altma girilmiç bulunulmaktadir.” 21
Tarim ürünleri destekleme alimlari bugüne kadar Türkiye tanmina belirli bir
dinamizm getirmi§, ancak bu destek daha çok topra^i veya sermayesi olana
yaramiçtir. Gübre tohum girdilere yapilan fiyat desteklerinde de yine aym kesim
yararlanmiçtir. §imdi bu politikamn kaldirilmasma yônelik yapilan giriçimlerin
gerekçesi olarak, küçük üreticiyi koruma gôsterilmektedir. Küçük üreticiyi koruma
gibi gôrünen bu politikamn ônerdigi dogrudan gelir destegi de daha çok tapuya
dayali ôdenebilecek ve kisa bir sûre sonra da kalkabilecektir. Daha da ônemlisi,
zamanla bu ôdemelerin üretim yapma çarti olmadan verilecek olmasi ihtimalinin
yüksekligidir.
Ülkenin kalkmma yillannda s|mrh bir kutupla§ma gerekli ise de, a§in
kutupla§ma olgusu daha sonraki yillarda beraberinde bütün ülkeyi zorlayacak
çôzülmesi imkansiz problemler ortaya çikaracaktir.
23 Fehmi Yavuz, Rugen Keleg, Cevat Geray, Çehircilik: Sorunlar, Uygulama ve Politika,
Ankara: S.B.F. Yayinlan, 1978, s. 111.
24 Frank. J.B. Stilwell, Bôlgesel Iktisat Politikasi, Çev. Sevgi Güran, Istanbul: Akbank
Kültür Yayinlan, 1980, s. 11.
25 Kenan Bulutoglu, Bôlge Kalkinmasi ve Devlet Hizmetleri Arzi, Istanbul: I.Ü. Iktisat
Fakültesi Yayinlan, 1980, s. 186.
23
Geliçmemiç bôlgeden geli§mi§ bôlgeye dogru nitelikli i§gücü akim, ayni yônde
sermaye transferlerine neden olacaktir. Çünkü geli§mekte olan bôlgelerdeki
yüksek talep düzeyi yatirimlan teçvik ederken, az geli§mi§ bôlgelerdeki sermaye
arzi da yine geli§mekte olan bôlgedeki taleple kar§i kar§iya gelecektir.
Üçüncü gôrüg ise; geligmig ülkeler ile geri kalmig ülkeler arasmda bir ayrim
yapar. Dengesizligin az geligmig ülkelerde artacagmi, geligmig ülkelerde ise
azalacagim ileri sürer. 26
26 Rugen Keleg, Kentlegme Politikasi, Ankara: îmge Kitapevi Yayinlan, 1990, s. 208.
24
olduklan halde, digerleri insanlarm ortaya çikt§lan ile ilgili olarak meydana
gelmektedir.
Geliçmekte olan bir bôlgede hangi nedenle olursa olsun bir kez kalkmma
sürecine girilince, olumlu katki yapan içsel ve diçsal ekonominin etkisiyle geliçme
daha da büyüyüp güçlenecektir. Bunun sonucu olarak bblgelerarasi dengesizlik on
plana çikacaktir. Geliçmekte olan bolgeler, durgun bolgeler Cizerinde birtakim
olumsuz etkilerde bulunur. Bu etkiler, üretim faktbrlerinin ikincilerinden birincilere
dogru yer de^i§tirmesi §eklinde olacaktir. 28
Geliçmekte olan bôlge -henüz geli§memi§ olan veya azgeli§mi§ olan bblgenin
aktif içgücünü ve elemanlanm ekonomik yonden besleyerek kutuplaçma sürecine
ybnelttigi halde- zamanla aym nüfus hareketi, ybreyi toplumsal ve ekonomik
yonden bunaltici bir baski altma almaya ba§lar. Bundan btürü kutuplaçma uzun
sürede kaynaklarm etkili kullanimmin aksamasm yol açar. 29
Ülkenin kalkmma yillannda smirli bir kutuplaçma gerekli ise de, "a§iri
kutuplaçma" olgusu daha sonraki yillarda ülke için çbzülmesi zor problemlere yol
açacaktir. Geli§memi§ bblgeden geli§mi§ bblgeye dogru nitelikli içgücü akim ve
kaymasi, aym yonde sermaye transferlerine de neden olacaktir. Çünkü geliçmekte
olan bblgelerdeki yüksek talep düzeyi yatirimlan teçvik ederken, azgeli§mi§
bblgedeki sermaye arzi da yine geliçmekte olan bblgedeki talepie kar§i karçiya
gelecektir. Boyle bir durumun devam etmesi halinde geli§mi§ bblgede kurulan
içletmeler büyük bir verimlilik düzeyine ulaçirken, geri kalmi§ bblgedeki ekonomik
faaliyetler ise olumsuz bir seyir gbstererek, düçük bir verimle yok olmaya do^ru
gidecekltir. Geli§mekte olan bblgelerde genellikle sanayi sektbrü agirlik
28 Açma, s. 17
29 Açma, s. 17’den, Osman Okyar, Dogu Kalkinmasi ve Plan lli^kilen, Dogu Anadolu’ya
Kalkmma Semineri, Ankara: T.O.K.B. Yaymi, 1967, s. 4.
26
“Bôlge” için yapilan tammlarda çe§itli faktôrler etkili olmaktadir. Çeçitli cografi
birimlere içaret eden " bôlge” kavrami, bazen bir §ehir, bazen bir mahalle,
ço^unlukla da büyük cografi parçalar için kullamlmaktadir. “Bôlge genellikle
kentten geniç, bir ülkenin tümünden daha küçük mekan parçasidir. Bôlgenin
ôlçegi, bôlgenin amaçlarma gôre degiçir. Bôlge sinirlarmin çizilmesinde, cografi,
ekonomik, toplumsal, yônetimsel ôlçütler ve bazen de bunlardan birden ço^u bir
ôlçüt olarak kullamlir.”30
30
Keleç, s. 209.
27
Geri kalmiç bir bôlgenin kalkmmasi için ilk akla gelen bôlgenin sanayile§mesi
yônündedir. Amaç, bôlgenin sanayileçmesi olunca, bu hedefe nasil vanlaca^i
sorunu ortaya çikmaktadir. Bu konuda genellikle iki farkli yôntem izleniyor. Birinci
yôntemde; merkezi hükümetler, genel ekonomik politikalannda geri kalmiç
bôlgelere sanayinin girmesi için bir çaba sarf eder ve faaliyetlerin baçanya
ulaçmasi için teçvik tedbirleri ahr. Ikincisinde ise; geri kalmiçlik sorunu sadece
bôlge düzeyinde ele almir.
31
Kele§, s. 210.
28
kalkindirmak için 1949'da hazirlanan plan da bu tür bir bôlge plant niteligi
taçimaktadir.
1930’lu yillarda ABD’nin diger bolgelerine gore geli§memi§ bir bôlge olan
Tennessee Bôlgesi’nde oldukça yoksul bir ya§am hakimdi. Bu bôlgede ki§i ba§ma
düçen milli gelir seviyesi az, okuma yazma, vasifli i§gücü orani oldukça düçüktü,
nüfusun yaridan fazlasi kôylerde yaçamaktaydi. Sadece kôylerin % 3’Cine elektrik
verilebiliyordu. Bu bôlgede bava koçullari nedeniyle tarimsal gelir giderek
azalmaktaydi. 1933 yilinda bu bôlgenin geliçtirilmesi için Tennessee Valley
Authority (TVA) kuruldu. Yapilan planlamayla elektrik üretiminin artirilmasi, selin
kontrol altma almmasi, toprak erozyonunun ônlenmesi, tarimdaki verimin
arttirilmasi ve bolgedeki nehrin kontrol altina almarak yararlanilmasi hedef alindi.
Projenin tamamlanmasi için düçünülen 9 yillik zaman zarfmdan planlanan
hedeflerin büyük bir kismi gerçekleçtirildi. Bôlgedeki sosyal ve ekonomik ya§am
tamamen degiçerek, buradan komçu bôlgelere ônemli katkilar verilmeye baçlandi.
36*
36 T.O.B.B., Kalkmma Oncelikli Yôrelerve Bôlgesel Geliçme Için Bir Model, Ankara: 1989,
s. 55,56.
33
Italya'mn güneyi ile kuzeyi arasindaki geliçmiçlik farki yillar geçtikçe daha
derinle§ti, adeta iki farkli ülke haline geldi. Kuzey ve güney dengesizli^ini azaltmak
için 1950 yilinda planlama politikasma gidilerek Cass Per II Mezzogiorno yani
Mezzogiorno sandigi kuruldu. Planla, Italya’mn nüfusunun % 37'sine ve toplam
yüzôlçümünün % 41’ine sahip bôlgenin sosyal ve ekonomik kalkinmasi
hedeflenmekteydi.
37
T.O.B.B., s. 57, 58.
34
oranla iki katma çikti. Giderek sosyal ve ekonomik alanda bir tehlike haline gelen
bu farkliligin azaltilmasi için devlet harekete geçti. Provence, A§agi Longuedoc,
Korsika, ve Gaskonya gibi bôlgelerde bôlgesel kalkmma politikalari uygulanmaya
konuldu. Kendi bütçelerinden ayn, Avrupa Toplulugu’ndan alman fonlarla
§ehirle§me, haberleçme, saglik, e^itim gibi konularda yogun bir uyum çaliçmasma
gidildi. Aynca, bolgeye yapilacak yatinmlar için ôzel giriçimcilere kolayliklar
saglandi, çiftliklere yeni düzenleme getirildi.38
38
T.O.B.B., s. 59, 60
35
39 Açma, s. 74’ten Nazif Kuyucuklu, Üretim Güçleri ve Üretim Dagih§i, Istanbul: I.Ü Iktisat
Fakültesi Yaymi, 1977, s. 138,139.
36
40 Afet Inan, Devletçilik llkesi ve Türkiye Cumhuriyetïnin Birinci Sanayi Plant, Ankara:
Türk Tarih Kurumu Yaymi, 1972, s. 13.
41 llhan Tekeli, Planlama Üzerine, Istanbul: ÎTÜ Mimarlik Fakültesi Yaymlan, 1972, s.
128.
37
42 Kele§, s. 252,256.
43 Tekeli, s. 139.
38
44 Zeynel Dinler, Bôlgesel Iktisat, Bursa: Uludag Üniversitesi Yayinlan, 1986, s. 174.
39
45
Dinler, s. 174
40
IV. Be§ Yillik Plan Dônemi’nde (1978-1983) ise bôlgeler arasi geliçmiçlik farki
azaltilmadigi için geçmi§ dônemler ele§tirilmi§ ancak, 3. Be§ Yilhk Kalkinma Plam
Dônemi’nde getirilen Kalkmmada ôncelikli Yôreler gôrüçü benimsenmiçtir. Bu
dônemde Dogu ve Güneydogu Anadolu bôlgeleri için gôsterilen olumlu yaklaçimlar
bir sonuç vermemiçtir.
VI. Be§ Yillik Kalkinma Plam Dônemi’ne kadar bôlgede “yatirim indirimi”,
"kaynak kullanimi destekleme primi” gibi yatinmciligi ôzendiren destek unsurlari
çaliçtmlirken, ôzellikle 199O’li yillarda, içletme dônemi faaliyetlerini destekleyen,
"enerji destegi” ve “arazi destegi" gibi teçvik unsurlarma da yer verilmiçtir. Bu
46
Kele§, s. 261.
43
Be§ yillik plan dônemlerinde bôlgesel kalkmmaya yônelik olumlu bir politika
uygulanamamiçtir. Bu dônemde bôlgelerarasi dengesizlik daha da artmi§tir.
“1985 yilmda kiçi ba§ma düçen GSYlH açisindan on alti bôlgenin on ikisi
Türkiye ortalamasmin altmda kalmakta, ortalamanin üstünde ise Istanbul, Bursa,
Eskisehir ve Izmir bôlgeleri bulunmaktadir. Veriler, bôlgelerarasi geliçmiçlik
düzeylerindeki farkliliklarm devam ettigini gôstermektedir. Dogal kaynaklardan
yeterli ôlçüde yararlanilamamasi, yerleçmelerin potansiyellerine gôre ihtisasla§mi§
faaliyet kollannin geliçtirilememesi, imalat sanayinin belli bôlgelerde yi^ilmasi gibi
çeçitli faktôrler, bu farkhliklarin oluçmasmda etkili olmuçtur.” 47
47 DPT, VI. Be§ Yillik Kalkinma Plani Oncesinde Geliçmeler, Ankara: DPT, s. 427, 428.
45
Aynca, féodal yapi ile birlikte bôlgenin ekonomisi üzerinde etkili olan diger
faktôr, devlet tarafmdan uygulanan sosyal ve ekonomik politikalardir. Rifat Dag,
48 Martin Van Bruinessen, Aga, §eyh ve Devlet, çev. Remziye Arslan, Ankara: Ôzge
Yaymevi, 1992, s. 155, 238.
46
49 Rifat Dag, 1800’lerden Günümüze Dogu Ekonomisi, Ankara: DTSO Yaymlan, 1995, s.
4.
47
50 Açma, s. 164.
48
yalmzca ekonomik açidan degil, toplumsal, kültürel ve siyasi açidan da ciddi bir
degiçimi yaratabilecek potansiyele sahiptir.
Sonuç itibariyle, tüm alanlarda bir gerilige sahip olan bôlgenin bundan
kurtulmasimn tek yolu; dogal ve insan kaynaklarmin rasyonel bir çekilde
degerlendirilmesi, kalkmma ve sanayileçmenin gerçekleçtirilmesidir. .
yani 78’inci sirada yer almaktadir. Incelenen 78 ilden 20’si yuksek, 52’si orta ve
6’si dd§dk ddzeyde insani geliçme ddzeyindedir. 54
Verilen degerlere gôre, il ddzeyinde Bursa birinci sirada yer alirken, Bursa'yi
Kocaeli, Istanbul ve Izmir izlemektedir.
Türkiye’nin iki ônemli akarsuyu olan Firat ve Dicle nehirleri, GAP bôlgesinden
geçmektedir. Dogu Anadolu Bôlgesi’nden kaynaklanan bu iki nehir, sularim Basra
Kôrfezi’ne bo§altmaktadir. Güneydogu Anadolu Bolgesi, az yagi§ alan bir bôlgedir.
Bu nedenle bôlgenin çok zengin kaynaklarindan olan Firat ve Dicle sulannm,
sulama ve enerji üretimi amaciyla degerlendirilmesi ve bu arada düzensiz aki§i olan
bu iki nehrin sulannm dizginlenmesi dü§ünülmü§tür. Bu iki nehrin sulannm
degerlendirilmesi düçüncesiyle çahçmalar ba§latilmi§ ve 1950-60 yillan arasmda
Firat ve Dicle üzerinde sondaj çali§malarma agirlik verilmiçtir.
56 Gordon Childe, Tarihte Neler Oldu, Çev. A. Çener, M. Tunçay, Ankara: Odak Yayinevi,
1974, s. 108.
52
Yeni ihtiyaçlarm ortaya çikmasi üzerine 1954 yilmda Devlet Su Içleri Genel
Müdürlüâü (DSi) kurulmu§tur. Bôylece, Türkiye’de havza çahçmalari fikri olu§mu§
ve Türkiye 26 havzaya aynlarak, DSl Genel Müdürlü§ü’nce Etüd ve Planlama
çahçmalarina ba§lanmi§tir. Havza, denizlerde ya da gôllerde son bulan akarsulann
geçtikleri vadileri kapsayan bir alam tanimlamaktadir. 1961 yilmda Diyarbakir’da
kurulan Firat Planlama Amirligi’nde yapilan çaliçmalar sonucunda, 1964 yilmda
Firat Havzasi’nm sulama ve enerji potansiyelini belirleyen bir rapor hazirlanmiçtir.
Dicte havzasi için de aym paralelde çali§malar yapilmiçtir. Bôylece Açagi Firat
Havzasi ve Dicle Havzasi’ndan ne §ekilde faydalamlacagi açikhk kazanmi§ ve 1980
yilmda bu iki havza projesinin “Güneydogu Anadolu Projesi” §eklinde adlandmlmasi
benimsenmi§tir. Bôlgenin zengin toprak ve su kaynaklanndan yararlanmak
amaciyla once kendi içinde bir enerji ve sulama projesi olarak baçlayan GAP, 1989
yilmda tamamlanan “GAP Master Plam” çahçmasi ile Entegre Bôlgesel Kalkmma
Projesi’ne dônü§türülmüçtür.
Sadece fiziki yatinmlardan ibaret olmayan GAP, aym zamanda egitim, saghk,
tanm, sanayi, ulaçim, iletiçim ve pazarlama gibi sektôrleri de kapsamaktadir.
GAP'm entegre ôzelligi, çok yônlü bir kalkmma projesi anlamma gelmektedir.
Bôlgede çok geniç alanlarm sulamaya açilmasiyla baçlayacak olan büyük degiçim
sosyal ve ekonomik sektôrleri etkileyecektir.
Ilk açamada bôlge ekonomisinin sanayi, ticaret, ulaçtirma gibi tanm di§i
sektôrlerinin tarimsal üretimdeki artiçtan dogrudan etkilenmesiyle baçlayacak olan
de§i§im, ikinci açamada tanm di§i sektôrlerin birbirinden etkilenmeleriyle de birçok
boyut kazanacaktir. Tanmda sulamayla baçlayip, sanayi ve giderek hizmetlere
53
yayilacak olan bu zincirleme reaksiyon bir yandan çok degiçik konularda geni§
yatinm ve geliçme olanaklart yaratirken, diger yandan da sosyal ve fiziki altyapida
ônemli ihtiyaçlar doguracaktir.
GAP Master Plant’nin temel senaryosu, bôlgenin tanma dayalt bir ihracat
merkezi haline getirilmesidir. GAP, 75 bin km2’lik geni§ alana sahip bôlgede,
altyapi, tanmsal yapt, ulaçtirma, sanayi, egitim, saglik ve benzeri turn kesimlerin bir
bütün olarak ve birbirleriyle baglantili bir biçimde geliçtirilmesi amactndadir.
57 GAP Bôlge Kalkinma Idaresi Baçkanligi, GAP 2000 Faaliyet Raporu, Ankara: 2001, s.
25.
54
GAP Master Plam'nda plan dônemi baçlangici olarak kabul edilen 1985 yilmda
GAP’ta kiçi baçma Gayrisafi Bôlgesel Hasila’nm (GSBH) Türkiye kiçi baçma düçen
Gayrisafi Yurtiçi Hasila’nm (GSYÎH) % 47’si düzeyinde oldu^u tahmin edilmiçtir.
GAP Kalkmma Idaresi’nin verdigi Faaliyet Raporu’nda, GSBH’nin yilda % 7.7
oranmda artmasi tahmin edilmektedir. Ayrica, aym raporda bôlgenin ekonomik
yapismdaki degiçimle tarimm paymm ônemli katma deger artiçma ragmen %
55
60 Keleg, s. 268.
61 Resmi Gazete, 6 Kasim 1989, sayi 20334.
58
GAP Bôlge Kalkmma Idaresi, GAP Yüksek Kurulu ile GAP Bôlge Kalkmma
idaresi Baçkanligi olmak üzere iki birimden oluçmaktadir. GAP Idaresi, merkezi
Ankara’da olan Merkez Teçkilati ile merkezi Çanhurfa’da olan Bôlge Teçkilati olmak
üzere iki gruptan oluçmaktadir. GAP Yüksek Kurulu, teçkilatm en yüksek karar
orgam olup, her türlü plan, proje ve programlari inceleyerek karara baglamaktadir.
GAP Yüksek Kurulu, Baçbakan veya gôrevlendirecegi bir devlet bakaninm
ba§kanligmda, GAP’tan sorumlu Devlet Bakam ile Baymdirlik ve Iskan
Bakanli$i’ndan oluçmaktadir. (§ekil 3.1.)
GAP Idaresi’nin merkezinin bulundugu Ankara’da 300 ki§i çahçmaktadir.
§anliurfa’da bulunan Bôlge Müdürlü^ü’yle beraber çaliçan sayisi 400’ü bulmaktadir.
Çckil 3.1.
GAP Bôlge Kalkmma Idaresi Te§kilati’nm Yapisi
GAP
BÔLGE KALKINMA IDARESI TEÇKiLATI
MERKEZ TA§RA
BA§BAKAN (Ankara) (Urfa)
DEVLET BAKANI (GAP)
Firat ve Dicle nehirlerinin açagi kesimleri ile bunlar arasmda yer alan ovalan
kapsayan GAP, yaklaçik 75.000 km2’lik bir alanda uygulamyor. Sulama ve enerji
amaçli olarak 7’si Firat, 6’si Dicle havzasmda olmak üzere 13 projeden oluçuyor.
Bu projeter içindeki barajlarm bir kismi sulamaya, bir kismi yalmz enerji üretimine
yônelikken, bir kismi da hem sulama hem de enerji üretimini kapsiyor. Proje
kapsaminda 22 baraj, 19 hidroelektrik santrali ve 1.7 milyon hektarm sulanmasini
saglayacak sulama kanallannin in§asi ôngôrülmektedir. 62 Proje tamamlandiginda;
yilda 50 milyar m3’ten fazla su akitan Firat ve Dicle üzerindeki tesislerle Türkiye
toplam su potansiyelinin % 28’ini kontrol altma alacaktir.
Firat havzasmin yukari kismmda yer alan Karakaya Baraji’nin yapimina, 1976
yilmda baçlanmiçtir. Içletmesi tamamlanan proje, baraj ve hiroelektrik santralinden
(HES) olu§maktadir. Her biri 300 megavat olan 6 üniteden oluçan Karakaya HES’in
toplam kurulu gücü 1.800 megavat olup, yillik enerji Ciretim kapasitesi, 7 milyar 354
milyon kilovatsaattir. Barajm su depolama hacmi 9,6 milyar m3’tCir. Barajda Haziran
1986'da su tutulmaya ba§lanmi§tir. Santralin ilk ünitesi Mart 1987, son unites! de
Kasim 1988 de devreye girmi§tir.
Atatürk Baraji ve HES: Atatürk Baraji ve HES, A§agi Firat Projesi’nin temel bir
ünitesidir. Baraj enerji üretimi, sulama ve içme suyu temini olmak üzere çok
amaçlidir. Içletmede olan Atatürk Baraji ve HES çimdiye kadar Türkiye’de yapilan
en büyük barajdir. Atatürk Baraji’nin depoladigi 48,7milyar m3 ile 843 bin hektar
arazi sulanacaktir. Bu alan GAP projesi ile sulanacak arazinin % 50’si kadardir. 8
üniteden olu§an hidroelektrik santralinden ise yilda 8,9 milyar kilovat elektrik enerjisi
üretilecek.
Bu proje, Birecik Baraji ve HES ile Karkamiç Baraji ve HES olmak üzere iki
ana üniteden oluçmaktadir.
Birecik Baraji ve HES: Kurulu gücü 672 megavat olan projenin yillik enerji
üretimi 2 milyar 516 milyon kilovat saattir. Inçaatma 1995 yilmda baçlanan barajm
2000 tarihinde erken açiliç tôreni yapilmi§, 1 ve 2'inci üniteleri deneme üretimine
ba§lami§tir.
62
Toplam 71 bin 598 hektarhk bir alan sulanacak, yilda 43 milyon kwh. enerji
üretilecek. Projenin kapsaminda yer alan Çataltepe Baraji planlama, Erkenek HES
ise master plan a§amasmda bulunmaktadir.
edilmi§, 1988 yihnda bitirilmiçtir. Kayacik Baraji ve Nizip - Belkis pompaj sulamasi
in§aati halen sürmektedir. Kemlin Baraji ile Firat Nehri’nden yapilacak pompaj
sulamasi ise planlama a§amasindadir.
Bu proje Dicle Nehri’ni orta kismi üzerinde geliçtirilen bir projedir. Proje içinde
yer alan Kralkizi ve Dicle barajlan ile toplam 130.159 hektar arazi sulanacak,
aynca, iki barajm hidroelektrik santrallerinde yilda 444 milyon kwh elektrik enerjisi
elde edilecektir. Her iki barajda da 1997 tarihinden itibaren su tutulmaya
ba§lanmi§tir.
Batman-Silvan karayolu üzerinde kurulan Batman Baraji ve HES ile yilda 483
milyon kwh enerji üretilecek, toplam 37 bin 351 hektarlik alan sulanacaktir. Baraj
64
Kapsaminda Silvan Baraji ve HES ile Kayser Baraji ve HES’in bulundugu proje
ile Dicle sol sahil ovalarmin sulanmasi ôngôrülmektedir. Proje ile toplam 257 bin
hektarlik bir alan sulanacak ve 964 milyon kwh enerji Ciretilecektir. Projenin
planlama kademesindeki çahçmalar devam etmektedir.
Garzan Baraji ve HES’in kapsaminda bulundugu proje ile yilda 315 milyon kwh
enerji Ciretilecek ve toplam 60 bin hektarlik bir alan sulanacaktir. Garzan sulama
projesi Batman havzasinin hemen yanmda yer alan Garzan Nehri havzasindadir.
Proje 6n inceleme açamasindadir.
Ilisu Projesi enerji Ciretimine yônelik tek amaçh bir projedir. Proje kapsamindaki
Ilisu Baraji ve HES ile 3 milyar 833 milyon kwh enerji Ciretilecek. Proje % 100 di§
kredi ile gerçekleçtirilmeyi hedeflemektedir. Ancak Tarihi Hasankeyf §ehrinin su
altmda kalacagi nedeniyle proje iç ve di§ kamuoyunda tartiçmalara neden
olmaktadir.
milyon kwh enerji üretilecek ve toplam 121 bin hektarhk alan sulanacaktir. Cizre
Projesi’nin gerçekleçmesi Ihsu Baraji’nin yapimma baghdir.
Aynca, GAP demeti içinde yer alan 13 ana proje di§mda münferit projeter de
bulunmaktadir. Irili ufakli sayilabilecek sôz konusu projelerin büyük bir kismi i§letme
halindedir. Toplam 105 852 hektarhk alam kapsayan bu projelerin hepsi sulamaya
yôneliktir.
GAP raporuna gôre, “GAP Master Plani’nm 1990 dônemi sonu itibariyle
belirledigi hedef ve büyüklüklere ula§abilmek için yapilmasi ôngôrülen kamu
yatirimlan finansman ihtiyaci, 2000 yih itibariyle toplam 14 katrilyon 865 trilyon 75
milyar liradir. GAP’m toplam sabit yatirim tutari 32 milyar ABD dolan eçdegeri
olarak ifade edilmektedir. 1999 sonu itibariyle 14 milyar ABD dolan e§de§eri
harcama yapilmiç olup, nakdi gerçekleçme % 44 düzeyine ulaçmiç bulunmaktadir."
63
63 GAP Bôlge Kalkinma Idaresi Baçkanligi, GAP'ta Son Durum, Ankara: Af§aroglu
Matbaasi, 2000, s. 7-8
66
GAP kapsammda yer alip ba§ka sektôrler tarafindan yürütülen projeter ise ilgili
kurulu§lann bütçelerinden kar§ilanmaktadir. 2000 yih yatinm programmda GAP’a
422 trilyon tahsis edilmiçtir. Bu tahsisatin 341 trilyon lirasi tanm, madencilik, enerji
ula§tirma-haberle§me ve turizm gibi ekonomik sektôr yatinmlan için; yakla§ik 81
trilyon lirasi ise konut, egitim, saglik ve diger kamu hizmetleri gibi sosyal sektôr
yatinmlan için aynlmiçtir. (Tablo 4.1)
Tablo: 4. 1
GAP Master Plani’na gore GAP Proje Maliyeti ve Sektôrel Nakdi gerçekle§meler (1999
sonu itibariyle, 2000 Yih Fiyatlanyla MilyarTL. )
Toplam Maliyet 1999 Sonuna Kadar Nakdi gerçekle§me
Sektôrler (ihtiyaç) Harcama (%)
Ekonomik sektôrler
Sosyal Sektôrler
Kaynak: GAP Bôlge Kalkinma Idaresi Ba§kanligi, GAP'ta Son Durum, Ankara: 2000, s. 7.
68
GAP’a yapilan yatirimm 1992 yilandan itibaren dü§me egilimi içinde oldu^u,
2000 yilmda yeniden 1990’larina baginda yapilan yatirim rakamlarma ula§ti§i dikkat
çekiyor. 67
1989 yilmda hazirlanan GAP Master Plam ile bôlgenin kalkmmasi için ônerilen
tüm faaliyetler, ôn projeler ve kalkmma alternatifleri ve senaryolar tespit edilmiçtir.
Ancak, GAP Master Plam'nin yapimindan bu yana geçen sûre içinde plana
uymayan ônemli geliçmeler olmu§ ve projeksiyonlann büyük bir bôlümü
gerçekleçmemiçtir. Bôlge çok ônemli nüfus hareketlerine ve kentleçmeye sahne
olmuç, dünyadaki geliçmeler katilimcihk, sürdürülebilirlik, dengeli kalkinma gibi yeni
planlama yaklaçimlarmi ôn plana çikarmiçtir. Bu geliçmeler çerçevesinde GAP
Master Planfnin yenilenmesi ihtiyaci do^muçtur.
“Haziran 1998’da alman Bakanlar Kurulu karan ile GAP’taki tüm yatirimlann
tamamlanmasi için 2010 hedef yili olarak belirlenmiç ve GAP’m tek sektôrel
67 GAP Bôlge Kalkinma Idaresi Baçkanhgi, GAP'ta Son Durum, Ankara: Afçaroglu
Matbaasi, 2000, s. 11.
69
Uzun bir sûre bir “mühendislik harikasi” olarak ôn plana çikan GAP’m yillar
içinde sosyal boyutundaki eksikligin farkma vanlmasiyla yeni yollara
Tablo 4.1
GAP Bôlgesi’nde Kentsel ve Kirsal Nüfus
198S(*) 1W
Ü ve iîçe Bucakküy ; Il ve il$e . Bucak Kdy
filer
Nüfus Merkezleri(%) (%) Nüfusi 7 Merkézieri(%) ^ (%) :
Kaynak: DlE 1997 Genel Nüfus Tespiti, GAP 2000 Faaliyet Raporu, Ankara: 2001, s. 18.
Tablo 4. 2
GAP bôlgesinin yillara gôre istihdam yapisi (12 ve yukan ya§takiler)
Toplam Tarim Sanayi Hizmet
Sayi % Sayi % Sayi % Sayi %
1980 1.284.849 100 905.617 70.5 71.930 5.6 307.302 23.9
1985 1.527.845 100 1.082.006 70.8 80.391 5.3 365.448 23.9
1990 1.799.014 100 1.210.617 67.3 113.617 6.3 474.780 26.4
1997 1.905.102 100 1.262.132 66.3 120.529 6.3 522.441 27.4
Kayna k: DlE Nüfus saymilan, GAP 2C 00 Fcialiyet RaponJ, An tara: 2001, s 20
Yukaridaki tabloda gôrüldügü gibi, tarimin bôlge istihdamindaki payi çok az bir
düçme egilimi gôstermektedir. 1990’da tarim sektôrünün istihdamdaki payi bôlge
genelinde 67.3 iken, bu oran 1997’de % 66.3’e dü§mü§tür.
Ikinci gôrüg ise, projenin yagama geçmesiyle birlikte kirsal bôlgelerde istihdam
alam açilacak.
71
Keleg, s. 256.
75
Buna karçilik GAP Bolge Kalkinma Plant Projesi Ekibi Kirsal Kalkinma ve
Tarim Grubu, 1989 Master Plam'nm kirsal alandaki istihdamla ilgili hedeflenen
plant, Kasim 2000 raporunda çôyle degerlendirilmektedir:
- Verimsiz ve
düçük kapasitede
içgücü kullammi
yaygmdtr.
GAP bôlgesi mevcut sanayii konumu irdelendi^inde; eide edilen verimin bôlge
için çok yetersiz kaldigi ve mevcut sonuçlarm Türkiye ortalamasmin çok altmda
oldugu gôrülmektedir. Bôlgenin mevcut yapisi içerisinde, sanayi sektôründe
olumsuz koçullan yaratan faktôrlerin baçmda finansman kaynaklarmin yetersizligi,
yeterli düzeyde bir pazann olmayi§i, kalifiye elemen eksikli^i ve giriçimcilerin
yetersiz oldugu yônündedir. Sanayi sektôrünün bôlgedeki mevcut durumunu dogru
tespit etmek için, sektôrün yapismi ve içleyiçini incelemek gerekmektedir.
GAP idaresinin verilerine gôre, GAP bôlgesinde 18 adet Küçük Sanayi Sitesi
tamamlanmiçtir. Bunlardan 6’si Diyarbakir, 6’si G.Antep, 3’ü Ç.Urfa, 1’i Batman, Ti
73 GAP Bôlge Kalkmma îdaresi, GAP 1994-2000 Sosyal Eylem Plant Degerlendirme
Raporu, Ankara: 2000, s. 72.
77
Eldeki verilere gôre, bôlgede 1985 yilmda % 5.3 olan sanayideki istihdam payi,
1990 yilmda %6.3’e çikmiçtir. Ancak 1990’dan 1997'diye kadar bôlgede sanayide
istihdam paymda bir arti§ gôrülmemiçtir. 1990 yilmda turn imalat kurulu§larinm %
50’si, büyük kuruluçlann % 81'i G Antep’te bulunmaktadir. imalat sanayiinde
Antep’i Diyarbakir, §. Urfa ve Adiyaman izlemektedir. 75
DlE'nin 1997 verilerine gôre, G. Antep, Diyarbakir, §. Urfa hariç GAP illerinde
imalat sanayii alanmda faaliyet gôsteren i§yerleri yok denecek kadar azdir; Siirt’te
2, Mardin’de 6, Batman’da 5 Kilis’te 1 içyeri bulunmaktadir. §irnak’ta ise imalat
sanayii alanmda faaliyet veren hiçbir içyeri bulunmamaktadir.
74 GAP Bôlge Kalkinma Idaresi Ba§kanligi, GAP 2000 Faaliyet Raporu, Ankara: 2001, s.
34
75 Devlet istatistik Enstitüsü, GAP II Istatistikleri, 1996-1998, Ankara: 2001, s. 232.
76 Kamuran Sami, s. 47.
78
Son 20 yiIda bôlgede ya§anan çatiçmali ortam nedeniyle kirsal alandan büyük
gôç alan Diyarbakir, bôlgenin en sorunlu kenti haline gelmi§tir. Tüm bôlgede
oldugu gibi ekonomisinde tarimm çok ônemli yer tuttugu Diyarbakir’m gôç île birlikte
kentte taçman kirsal nüfusun istihdami karçimiza en ônemli sorun olarak
çikmaktadir. Gôç sonrasmda il genelinde yürütülmeyen tanmsal içlevlerin
Diyarbakir kent merkezinde, ôzellikle imalat sanayi üzerinde istihdam ve üretime
hammadde saglama boyutunda ônemli bir darbogaz oluçturmuçtur. Bôlgede
yaçanan ekonomik ve sosyal sorunlarm aynasi durumunda olan Diyarbakir’da
sorunlarm tespiti için birçok araçtirma ve konferans yapilmiçtir. Konumuz açismdan
ônemli buldugumuz Türk Mühendis ve Mimar Odalari Birligi’nin (TMMOB) 1996
yilmda Diyarbakir’da imalat sanayi alanmdan yaptigi araçtirma, hayli ônem taçiyor.
Araçtirmada, Diyarbakir’da imalat sanayii kollarmda çaliçan 87 ôzel sektôr
firmasi belirlenmiç, kamu içletmeleri bu araçtirma kapsammda yer almamiçtir. Bu
firmalarm dagihmi ise çôyle: Gida Içki ve Tütün Sanayi 25, Metal Eçya ve Makine
Sanayii 18, Tekstil, Giyim ve Deri Sanayii 14, Kimya, Petrol, Kômür, Kagit, Metal
sanayii 10. Araçtirmaya konu olan firmalar, kuruluç yillarma gôre incelendiginde
yaklaçik % 50’sini oluçturan 44 firma 0-6 ya§ arasmda iken 10 yaçmda büyük
toplam firma sayismin 25 oldugu gôrülmektedir. Firmalarm statüleri incelendiginde
28’si limited, 24’ü anonim, 23’ü çahis, 7’si kolektif ve 2 de adi ortakhk statüsünde
çirket bulunmaktadir.
imalat sanayiinde yer alan firmalarm tam kapasite ile çahçmalan durumunda
toplam istihdam kapasitelerinin 8.384 kiçi oldugu gôrülmektedir. Kapasite kullamm
oram % 51 olan bu içletmelerin fiili durumdaki istihdam düzeyleri ise 2.693 kiçide
79
kalmaktadir. Fiili durumdaki istihdamda geçici i§çilik ônemli bir yer tutmaktadir. Tüm
çaliçanlarm % 45’inin geçici iççi statüsünde yer aldigi gôrülmektedir. Diyarbakir’da
5-9 ki§i çaliçtiran 19 içletmenin 1O’u metal e§ya ve makine sanayiinde yer ahrken,
bunu 4 içletme ile gida sanayii içkolu izlemektedir. 10-24 ki§i arasmda istihdam
kapasitesine sahip 23 içletmeden 11’i gida sanayi, 5 içletme de metal e§ya ve
makine sanayiine aittir. 17 içletmenin yer aldigi 25-49 kiçi çahçtiran grupta ise 7
içletme ile tekstil sanayiinin a&rlik kazandi^i gôrülmektedir.
Bolge ve Diyarbakir açismdan çok ônemli bir sorun olan istihdamm, fiili
kapasitenin % 32’si düzeyinde kalmasi, % 50’ler düzeyinde kalan düçük kapasite
kulamm oranmin bir sonucu olarak ortaya çikmaktadir. Çaliçanlarm % 45’inin geçici
iççi statüsünde bulunmasi ise yine bir dengeye oturmamiç olan kapasite kullamm
oram ile yakmdan ilgilidir. 77
Hizmet sektôrüyle ilgili verilere gôre, son yillarda bu alanda bir yükselmenin
oldugu dikkat çekmektedir. 1980 yihnda % 23.9, 1985 yilmda % 23.9, 1990 yihnda
% 26.4, 1997 yilmda ise % 27.4 oranmda hizmet sektôründe bir istihdam
gerçekleçmiçtir. Hizmet sektôründe istihdamm yillik artiçi, 1990-1997 dôneminde
% 1’dir. GAP bôlgesinde hizmet sektôründeki istihdam payi tanmdan sonra ikinci
sirada yer almaktadir.
77 TMMOB, Bôlge içi Zorunlu Gôçten Kaynaklanan Toplumsal Sorunlann Diyarbakir Kenti
Olçeÿinde Araçtinlmasi, 2’nci baski, Ankara: 1998, Bôlüm VII.
80
Birçok medeniyetin beçigi olan bôlge, zengin bir turizm potansiyeline sahip
olmasma ragmen, bu avantajh durum iyi bir §ekilde degerlendirilmemektedir.
Güvenlik sorunu bôlge turizminin geliçmesine engel olan etkenlerin ba§mda yer
almaktadir. Ayrica, profesyonel bir hizmet anlayi§mm olmamasi da bolgedeki
turizm potansiyelinin açiga çikmasma engel olmaktadir. Rakamlar, GAP bôlgesinin
çok dü§ük bir turizm payma sahip oldugunu gôstermektedir. 80 DIE verilerine gôre,
1998 yili için Türkiye'ye 9. 431. 280 yabanci giriç yapmiç, bunun 159.889 kiçisi
GAP bôlgesini ziyaret etmiçtir.
78 Devlet Istatistik Enstitüsü (DlE), Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri, Ankara: 1988.
79 Aydin Yildirim, “GAP Bôlgesinde l§gücü ve Istihdam Planlamasmin Boyutlan”, Yüksek
Lisans Tezi, Istanbul Universités! Iktisat Fakültesi, 1992, s. 62.
80 Devlet istatistik Enstitüsü, GAP II Istatistikleri, Ankara: 2001, s. 266.
81
82 ODTÜ Sosyoloji Bôlümü GAP Araçtirma Ekibi, GAP Bôlgesi Nüfus Hareketleri
Araçtirmasi, Ankara: GAP Bôlge Kalkmma Idaresi Yaymlari, 1994, s. 345.
83
83 l§ ve i§çi Bulma Kurumu, GAP Yôresinde Gelecekteki Vasifh l§gücü Sorunu ve Çôzüm
Onerileri sempozyumu, 1990, s. 56.
84
nüfusun % 64’ü kentlerde, % 36’si ise kirsal alanda ya§amaktadir. Tablo 4. 1’de
bôlge illerinin kentsel ve kirsal toplam nüfuslan ve oranlan gôsterilmektedir:
1990-97 yillari arasmda kirsal alanda yaçanan nüfus kaybi, bôlgenin bütün
illerinde yogunla§mi§tir. Ancak, bu illerin arasmda en dezavantajh kirsal alanlar
olarak Siirt, Batman ve Diyarbakir ône çikmi§tir. Adiyaman, Diyarbakir ve
§anliurfa’da 1985 île 1997 yillan arasmda bütünüyle kent nüfuslannm arttigi
gôrülmektedir. 1990-97 dôneminde Kilis kent olarak en çok nüfus kaybma ugrayan
yerdir. 1985-97 dôneminde bütünüyle hem kent ve hem kôyde en yo^un nüfus
kaybi Siirt ilinde ya§anmi§tir. (Tablo 4. 4)
Tablo 4. 4
GAP Bôlgesinde Nüfus Hareketleri
Yerle§im 1985-90 1990-97 1997-2000
Adiyaman Toplam 0,16 0,25 0,12
Kent 0,32 0,43 0,19
Kir 0,03 -0,02 -0,03
Batman Toplam - 0,14 0,06
Kent - 0,29 0,12
Kir - -0,18 -0,09
Diyarbakir Toplam 0,14 0,15 0,06
Kent 0,20 0,28 0,12
Kir 0,08 -0,12 -0,07
Gaziantep Toplam 0,05 0,10 0,04
Kent 0,13 0,15 0,06
Kir -0,19 -0,04 -0,02
Kilis Toplam - -0,19 -0,07
Kent - -0,30 -0,13
Kir - 0,01 -0,00
Mardin Toplam -0,17 0,14 0,06
Kent 0,02 0,32 0,14
Kir -0,32 -0,08 -0,04
Siirt Toplam -1,16 0,07 0,03
Kent -1,15 0,30 0,12
Kir -1,16 -0,28 -0,15
Urfa Toplam 0,20 0,23 0,10
Kent 0,27 0,29 0,13
Kir 0,12 0,14 0,05
Çirnak Toplam - 0,18 0,03
Kent - 0,34 0,22
Kir - -0,05 -0,09
GAP Toplam 0,16 0,15 0,07
TÜRKIYE Toplam 0,10 0,10 0,04
Tablo, bôlgede her ilin farkli biçimlerde gôç ve nüfus hareketlerinden etkilendigini
ve ma^duriyet yaratan nüfus hareketlerinin bu nedenle dikkatle gôzlenmesi
gerektiàini ortaya koymaktadir. Son dônemin en çok gôç alan illerinin Siirt, Çirnak
ve Mardin oldu^u dikkat çekiyor. Bu üç ilin kirsal alanmda yogun nüfus kaybi,
kentlerinde ise patlamasi yaçanmiçtir. Diyarbakir ve Adiyaman kentleri de son iki
dônemde yogun nüfus almalanyla ône çikmaktadir. Bôlge nüfusunun esas itibariyle
kirsal bir karaktere sahip oldugunu sôyleyebiliriz. Yerleçik kentli ailelerin bôlge
diçina gitmeleri, diger yandan, kir kôkenli hanelerin kentlere dogru kitlesel gôçü
kent nüfusunun kirsallaçmasmi ôn plana çikarmaktadir. Bôlgedeki nüfusun illere
gôre dagilimma bakildigmda ônemli degiçiklikler gôze çarpmaktadir. 1985 yilmda
kent nüfusu Diyarbakir ve Gaziantep’ten az olan Çanliurfa’nm 1997’de bôlgenin en
büyük kenti haline geldigi dikkat çekmektedir.
Bôlgede 1980’e kadar ekonomik kaynakh olan gôç hareketi, 1984 sonrasmda
siyasal ve sosyal sebepler taçimaktadir. 1984 yihnda bôlgede baçlayan ve giderek
yoQunlaçan çatiçmalar kitlesel gôç hareketlerine neden olmuçtur. Can ve mal
güvenliginin olmamasi, milyonlarca kiçiyi bôlge diçma itmiçtir. Gôç, ôzellikle
zorunlu kôy boçaltma olaylanyla en üst seviyeye ula§mi§tir. TBMM Gôç
Komisyonu’nun 1997 yilmda hazirladigi rapora gôre, bôlgede 3. 428 kôy ve mezra
boçaltilmiçtir. Bu zorunlu gôçten en çok etkilenen illerin baçmda gelen Diyarbakir,
Çanliurfa ve Van’m nüfusu ikiye katlanmiçtir.
"Bu son gôç sürecinin nedenleri ne olursa olsun, sonuçlannm daha ônce
yaçanan kir-kent gôçünden farkli olacaQim ôngôrmek oldukça kolaydir. Bu gôç
siyasal çevrelerde zaman zaman gündeme gelse bile, kamu otoritelerinin bu gôçün
bireysel ve toplumsal düzlemde doguracagi sorunlarm boyutlarmi yeterince
algiladigi sôylenemez.”84
- GAP Bôlgesi kapsammda çok yogun bir gôç olgusu yaçanmaktadir. Kente gôçü
ciddi ôlçüde durdurmak veya yavaçlatmak sôz konusu de^ldir. Kentlerdeki yiQilma
ise yo^un toplumsal ve ekonomik sorunlar yaratmaktadir. Bôlgede son yillardaki
nüfus hareketleri ise durumun çok vahim haie gelebilecegini gôstermektedir. Bu
durumda izlenecek nüfus hareketleri politikalan neler olabilir? Insani ve toplumsal
sorunlarm asgariye indirebilecegi, ekonomik içlerligi olan ve yatirim bakimindan
büyük israflara yol açmayacak yerleçim politikalan geliçtirilmelidir. Yakm gelecekte
84 Sema Erder, “Kôysüz Kôylü' Gôçü”, Gôrü§ Dergisi, Mart 1988, s. 26.
85 Akçay ve Ak§it, s. 190.
86 ODTÜ Sosyoloji Bôlümü GAP Ara§tirma Ekibi, s. 341, 342, 343, 344, 345, 346.
87
- GAP içi il ve ilçe merkezleri gôçü esas olarak aym ilin simrlari içinde yer alan
yerleçim birimlerinden almaktadir. ilçe merkezlerinde bir iki istisna diçmda agirhkla
ilçe içindeki kôylerden gôçen ailelerin gôçünü yaçamaktadir. Gôç haritasi
bakimmdan illerin ve ilçelerin durumu daQimk ve salkim saçak, kôklerin giderek
kalmlaçan bir gôvdede toplamasim andirmakta ve sôz konusu il ve ilçe
merkezlerinde aym süreç tekrarlanmaktadir.
- Kentlerin, kir kôkenin ône çikmasi sonucu kirsallaçtiâmi gôrüyoruz. Kir kôkenli
nüfus oldukça gençtir ve bu yônüyle içgücüne ve ekonomik yaçama dinamik bir
katki niteligindedir. Bunun yarn sira kente gôç eden nüfusun egitim durumu da
oldukça düçüktür ve çogu kent ortammda geçerli hünere sahip olmayan vasifsiz
içgücü konumundadir. Genellikle aileleriyle birlikte gôç eden bu nüfusun en ônemli
ôzelligi, çok kalabalik hanelerden oluçmasidir. Bôlgede nüfus artiçi, ailelerdeki
çocuk sayisi ve ortalama aile büyüklügü ekonomik ve toplumsal bakimdan kaygi
verici düzeyde olup ilgisiz kalabilme sinirmin ôtesindedir.
- Yüzleri kente dônük olmakla birlikte kôy cemaatini kent ortammda yeniden
üretmeye çaliçan kôy kôkenli gôçmen nüfusun büyük bolümü bôlge diçma gôç
konusunda çok istekli degildir. ôzellikle GAP asgari beklentileri karçilamasi
durumunda kentlerden bôlge diçina gôç, büyük bir dalga oluçturacaâa
benzememektedir.
- Gôç eden birinci kuçak hane reislerinin gôç nedenlerinin baçmda topraksizhk ve
içsizlikten kaynaklanan geçim sikmtisi ve yoksulluktur.
- Bôlge içi kentlerde istihdam ve ekonomik canlilik yaratmada en ônemli araç emek
yogun küçük sanayiler olacaktir.
GAP bôlgesi, ôteki bôlgelere gôç yoluyla nüfus veren bir bôlge oldu^u halde
nüfus arti§ hizi Türkiye ortalamasmin çok üstündedir. 87
Bir çok egitim uzmam, Türkiye’deki egitimin sosyal yaçamdan uzak bir nitelige
sahip olmasim eleçtirmektedir. “Gerçek ve temel egitim çevre çartlarmi degiçtiren,
sermaye birikimini sa^layan ve üretimi artiran bir nitelige sahiptir. Aynca modem
egitim yapismda; okuma, yazma ve hesaplama teknigi gibi üç ônemli niteligi taçir.
Bu nitelikler, ilkin daha fazla bilginin naklini kolaylaçtirir veya islah edici roi oynar.
Ikincisi dogrudan dogruya üretimi etkiler. Oysaki, ülkemizde uygulanan egitim
sistemi çogunlukla yaçanan hayatm da di§mda, nitelikten çok niceli^e ônem veren
bir okuyup-yazma mekanizmasma gôre düzenlenmiçtir.”88
“Egitim hem bireyler olarak yüksek bir ya§ama düzeyi eide etmemizin ba§lica
yoludur. Hem de toplum olarak geli§me ve ilerlemenin, ileri ülkeler arasinda yer
almamn ba§lica yoludur. Hem de ülkede demokratik bir siyasal ve toplumsal
yaçami gerçekleçtirmenin temel yoludur.”89
GAP bôlgesinde insan kaynaginin kalkinma için egitim yoluyla en iyi §ekilde
degerlendirilmesi gerekmektedir. Türkiye’de egitim düzeyi genelde düçük olmakla
birlikte, çeçitli nedenlere bagli olarak ôzellikle GAP bôlgesi gôstergeleri daha da
düçüktür. Okuma yazma oram okullaçma oramna bagh olarak epeyce düçüktür.
GAP bôlgesinde 1995-96 verilerine gôre, ilkokul çaginda okulla§ma oram %
70.94’tür. Bu oran, Türkiye genelinde ise % 89.03’tür. Türkiye genelinde ortaôgretim
kademesindeki okulla§ma oram % 53.147’ye yükselirken, bu oran GAP bôlgesinde
% 28.27 olarak gôrülmektedir. Yine aym ôgretim yilmda lise ve dengi okullarda
okulla§ma oram % 38.72 iken, bu oran GAP bôlgesinde 18.70’te kalmi§tir. Fakülte
ve yüksekokul bazmda ise Türkiye genel ortalamasi GAP bôlgesine yedi kat fark
etmektedir. Yüksek ôgretimde Türkiye genelinde okulla§ma oram % 22.87, GAP
bôlgesinde ise, %3.88’dir. (Tablo 4.5)
88 Orhan Türkdogan, Kôy Sosyolojisinin Temel Sorunlan, Istanbul: Dede Korkut Yaymlan,
1977, s. .239.
89 Ôzer Ozankaya, Toplumbilim, Geni§letilmi§ 7.b. Istanbul: Cem Yaymevi, 1991, s. 404.
91
Table 4.5
Ôgretim Kurumlanna gore okullaçma oran an (%) 1995-1996.
Ilkokul Ortaokul ve dengi
Toplam Erkek Kadm Toplam Erkek Kadm
Türkiye 89,03 91,06 86,89 53,14 61,53 44,33
G.Do@u Anadolu 70,94 76,41 64,98 23,27 37,45 18,19
Adiyaman 82,23 83,07 81,43 35,17 45,28 24,68
Diyarbakir 64,00 71,58___ 55,86 27,69 35,43 18,97__
Gaziantep 99,31 101,02 97,49 37,62 47,24 27,22
Mardin 64,15 68,84 59,02 22,14 32,99 11,28
Siirt 53,35 62,36 43,24 23,64 37,09 9,66
Çanliurfa 62,06 68,30 55,12 21,98 30,55 12,15
Batman 62,49 70,31 53,99 26,60 36,79 15,17
Çimak 55,62 67,58 42,20 16,45 23,29 7,96
Kaynak: DIE, GAP II Istatistikleri 1996, s. 53.
Tablo4.5 (Devami)
Genel Lise ve Dengi Fakülte ve Yüksekokul
Toplam Erkek Kadin Toplam Erkek Kadin
Türkiye 38,72 44,01 33,19 22,87 27,22 18,33
G.Dodu Anadolu 18,70 26,25 11,23 3,88 5,57 2,15
Adiyaman 25,59 36,30 16,01 1,10 1,71 0,64
Diyarbakir 18,55 25,58 11,67 7,44 10,18 4,64
Gaziantep 24,52 30,42 18,29 3,64 5,60 1,76
Mardin 15,13 24,73 6,66 0,51 0,80 0,16
Siirt 18,41 31,55 7,56 4,07 5,77 2,09
Çanliurfa 13,48 20,51 6,22 5,44 8,21 2,74
Batman 16,34 24,18 7,76 1,78 3,29 0,52
Çirnak 7,36 12,28 2,58 0,25 0,33 0,07
“Bôlgede daha çok erkek çocuklar okula gônderilmekte olup; kizlarm toplumsal
içlevinin agirlikla aile ekonomisine katkida bulunmak için bedenen çaliçmasi ve
çoeuk yetiçtirmekle smirli kalmasi, ayrica, erkeklerin askerlik nedeniyle
bulunduklari birliklerde okuma-yazma ogrenme olanaklarmin olmasi erkeklerin
92
GAP bôlgesinde yer alan illerde ilkokullarda ô^retmen baçma dü§en ô^renci
sayisi yüksektir. Bu sayi 1980-81’de 30, 1986-87 de 41, 1997-98’de 42' iken, bu
sayi Türkiye genelinde 20, 30 ve 32’dir.
1998-99 ôgretim yili itibariyle bôlgede 5.705 adet ilkô^retim okulu, 36 adet yatili
ilkôgretim bôlge okulu, 162 adet genel lise, 140 adet mesleki teknik lise, 31 adet
imam hatip lisesi, 8 adet ôzel egitim kurumu ve 358 adet yaygin eQitim kurumu
bulunmaktadir.
90
Açma, s. 122.
93
Ba§ka bir ifadeyle, egitim-ôgretim seviyesi düçük olanlar geri kalmi§ bir sosyo-
ekonomik yapmin içinde iken, egitimi orta dereceli olanlar normal bir sosyo-
ekonomik yapmin, ôgrenim derecesi yüksek olanlar da geli§mi§ bir sosyo-ekonomik
yapmin içinde yer almaktadirlar. Çaliçtiklan alanlar ile ôgrenim düzeyleri arasmda
bir karçilaçtirma yapildiQinda, bôyle bir sonuçla karçilaçilmaktadir.
yamt vermi§tir. Çocuklan için §ehn tercih edenlerin % 67.5’i okumalari için; %19.1’i
§ehrin gelir imkam bol oldugu için; % 8.5’i de hem okul, hem de i§ olanaklan
nedenleriyle çocuklarm çehirde yaçamalarmi istediklerini sôylemiçlerdir.
toprak düzeninde farkh olarak, miri miranlik’larm verilmi§ ve toprak rekabetleri ile
kullamm yetkileri de mirlere, agi ret reislerine ve beylere devredilmigtir. Bu durum
daha sonca gelen Osmanh padigahlan tarafmdan da kabul edilerek devam etmigtir.
Osmanli’da miri sistem bozulunca, 1858 Osmanh Arazi Kanunnamesi ile “timar
sistemi” birakilarak, “ôzel mülk edinme hakki” getirilmig; sonuçlar ise Kurt
beyliklerine yansimamigtir. Aynca, II. Abdülhamid dôneminde ve 1891 yilmda
kurulan Hamidiye Alaylan sürecinde, birtakim agiretlere ve yeni beylere yeni haklar
ve yeni olanaklar taninmigtir. Bu mülkiyet yapisi Cumhuriyet donemine tagmmig ve
korunmugtur. 95
97
Keleç, s. 268-270.
97
Tablo 4. 6
GAP Alamnda Toprak Mülkiyet Dagilimi
Bôlgedeki tanmsal i§letmelerin çok parçali bir yapiya sahip olmasi, tarimsal
uretimi olumsuz yônde etkilemektedir. Yapilan nedeniyle rasyonel bir çekilde
kullamlmayan içletmelerde verim düçüklügü yaçanmaktadir. Tarim topraklarmin
içletme ve mülkiyete gore dagihmmdaki dengesizlik ve çok parçalilik, bôlgenin en
ônemli sosyal-ekonomik sorunlarmdan biridir. Toprak dagilimindaki dengesizlik,
tarimsal yatirimlari ve verimlili^i düçürücü ortakçihk ve kiracilik gibi dolayli içletme
biçimlerini gündeme getirmektedir. Bôlgede hanelerin yaklaçik yüzde 27’si
ortakçilik yapmaktadir. Kiralama yoluyla toprak içletenlerin oram ise yüzde 9.1’dir.
Kiraya ve orta^a toprak verenlerin büyük çogunlugu kôy diçmda yaçayan toprak
sahipleri, kiraya ve ortaga toprak tutanlarm büyük çogunlu§u ise topraksiz
çiftçilerdir.
GAP bôlgesinde nüfusun % 30.4’ü sulama alanmin diçmda kalmaktadir. Bunun
yam s ira tanm alanlannin yarismin tarimsal içletmelerin yalmzca % 5.7’sinin elinde
bulunmasi, projenin sulama yatirimlarmdan dogrudan yararlanacaklarmin sayismi
oldukça smirlamaktadir. Çünkü, bôlgede toprak sahibi içletmelerin % 61.4’ü
sulanacak 1.7 milyon hektarlik arazinin ancak % 10.5’ini kontrol edebilecektir. Buna
karçilik, içletmelerin % 6.2’si ise GAP’ta sulanacak arazinin % 49.5’ini içleyecektir.
Tablo 4. 7
GAP llleri ve Türkiye Arazi Kullanimi
Kullanim çekli GAP Toplami Türkiye Toplami %
(ha) (ha)
Içlenen Arazi 3 154 974 27 699 003 11.4
Kuru tanm Alani 2 584 428 22 607 334 11.4
Sulu tanm
Arazisi 223 127 2 990 880 7. 5
Bag-Bahçe
Arazisi 259 825 1 058 637 24. 5
ôzel Mahsul 87 594 1 042 152 8.4
Çayir-Mera
Arazisi 2 714 780 21 745 690 12.4
Orman-Funda
Arazisi 1 240 005 23 468 463 5.2
Orman Arazisi 53 704 15 135 087 0.35
Funda Arazisi 1 186 301 8 333 376 14.2
Di^er Araziler 311 135 3 741 179 8.31
Su Yüzeyleri 104.706 1 102 396 9.5
TOPLAM 7 526 600 77 756 731 9.6
Kaynak: GAP Bôlge Kalkinma Idaresi, Türkiye ve Dünya Tarimi
Içinde GAP’in Yeri ve Ônemi, Ankara: 1996, s. 32.
Dengesiz bir mülkiyet yapisma sahip bôlgede i§lenen 3.1 milyon hektar
arazinin büyük bir kismmda kuru tarim yapilmaktadir. Mevcut üretim durumuna
bakildigmda hububat-nadas-bakliyat üçlemesiyle kuru tanm sisteminin yaygm
oldugu ôn plana çikmaktadir. Tahil grubundan bugday ve arpa; baklagiller
grubundan mercimek ve nohut; endüstri bitkiler grubundan pamuk ve tütün; yagh
tohumlar grubundan susam ve ayçiçegi; yumru bitkiler grubundan sogan ve
sebzeler grubundan ise karpuz, kavun ve donates üretimi agirlikh olarak
yapilmaktadir.
100
Bôlge sulamaya geçtikten sonra kuru tanm sisteminin ôzelligi nedeniyle §imdiye
kadar ekilen ürünlerin büyük bir kismi degiçecek ve onlann yerini yeni ürünler
alacaktir. Aym zamanda daha ônceki ürünlerden sulu tanmla birlikte birkaç kat
daha fazla verim ahnmasi ôngôrülmektedir.
GAP bôlgesinde tanm yapilan alan yaklaçik 3.1 milyon hektar civarmdadir.
Projenin sonuçlanmasiyla birlikte bu alanm 1.7 milyon hektan sulamaya açilacaktir.
1999 yih itibariyle bôlgede çimdiye kadar 390.000 hektar alanda sulu tarima
geçilmiçtir. Adim adim sulu tan ma geçilmesiyle birlikte ürün çeçidi artacak ve sulu
tanmin gerektirdi^i teknik tanm uygulamalan ôn plana çikacaktir.
ekipmanlan geçmektedir. Bôlgede daha once kullamlan ilkel tanm araçlarinm yerini
modem tanm aletleri almaktadir. Kara saban, at, pulluk, ôküz, kagm, dôven, tirpan,
orak gibi geleneksel tanm aletleri artik günümüzde yava§ da olsa yerini, ba§ta
traktôr olmak üzere modem aletlere birakmi§tir. Türkiye'nin Bâti bôlgelerine gôre
daha geç modem tanm makineleriyle tam§an bôlgenin sulamayla birlikte
makinele§me süreci daha da hizlanacaktir. 1980 tanm istatistiklerine gôre, GAP
bôlgesi illerinde toplam 18.067 traktôr varken, bu sayi 1994’te 36.087’ye
yükselmi§tir. Kara saban ise aym tarihlerde 109.009’dan 55.769’a düçmüçtür.
Tablo 4.8
GAP illeri ve Türkiye’nin Makinalaçma Durumu
Tablo 4.9
GAP Bôlgesinde 2010 Yili Için Ihtiyaç Duyulacak Olan bazi Tanm Makinalannin Tipi ve
illere Gôre Dagilimi (Adet)
Adiyaman Antep Batman Diyarbakir Mardin Siirt $/mak 5. Urfa Toplam
Kulakli
pulluk 9 702 12 096 3 798 25166 12 163 3 736__ 4 772 36 180 107613
KUltüvator 3 032 3 156 1171 7994 3 574 1159 1305 9 246 30637
Tanm
arabasi 5 085 9 187 2 599 16 662 9 090 2 547 3 462 40 684 893316
Biçerdover 334 467 123 816 294 126 153 1 033 3346
Ara çapa
makinasi 344 215 127 1021 446 168 193 2154 4668
Fide dikme
makinasi 747 802 414 2908 691 416 380 3 798 10 157
Traktôr 13 326 27 216 12 239 36 617 21 469 5 649 7530 60 555 184601
Kaynak: GAP Bôlge Kalkmma Idaresi Baçkanligi, GAP bôlgesinde tanmsal mekanizasyon
gereksinimleri etüdü projesi bilgi serisi.
Türkiye’de pazar iliçkileri yok denecek kadar az olan ve geleneksel bir yapiya
sahip kôyler, 1950’lerden sonra yeni bir dôneme girmiçtir. Traktôrlerle birlikte yeni
topraklann tarima açilmasi, iyi bava ko§ullan, Kore Sava§i’nin hammadde lehine
yarattigi avantaj ve Demokrat Parti hükümetinin politikalan, tanmsal üretimin hizla
yükselmesini sagladi. Bôylece, kirsal kesimde yaçayanlar açisindan i§gücü pazari
geni§ledi. Mevsimlik i§ olanaklan artti; kentlerde yükselen i§gücü talebi gôçü
kolaylaçtirdi ve gecekondu semtleri kurulmaya baçlandi. Bundan bôyle kôy
diçmda da içgücünü degerlendirme ortami dogdu. Türkiye’de küçük meta
üretiminin yaygmlik kazanmasmin nedenler arasmda Osmanli’dan gelen mülkiyel
yapisi, daha once Anadolu’da üretim yapan Rum ve Ermeni çiftçilerden kalan
miras, devletin küçük meta üretimin korumaya yônelik uygulamalan sôz
konusudur. 1950 ziraat sayimi ile 1963 sayimi arasmda kendi topraQim içleyen
aile içletmeleri, 2.3 milyondan 3.1 milyona çikmiçtir, yani % 35’lik bir artiç
gôstermiçtir. Baçka bir ifadeyle, tanmsal yapmin, küçük meta üreticisi lehine
geliçtigi gôrülmektedir.
“Eger küçük meta üretimi egemen olmuçsa, bu, pazar iliçkilerinde §u yada bu
tür mülkiyet iliçkisinden yana bir egilim olmasindan degil, küçük üreticilik lehine
geliçen politik mücadeleden kaynaklanmaktadir. Kôylülük temelinden kapitalist
tarimm mi, küçük meta üretimin mi dogaca^mi belirleyen faktôrler, devlet dolayli
veya dogrudan devletten kaynaklanan faktdrlerdir.”100
Çaglar Keyder, kirsal alanda yaçanan geçiç dôneminin daha çabuk geçmesi
ve degiçimin istenilen yônde geliçmesi için devletin yônlendirici bir roi oynadiQmi
belirtmektedir. “Kôylü toplumlan yavaç hareket eder. Mülkiyet yapilari ve simf
iliçkileri, ekonomi di§i gücün nihai referans noktasi olan devlet, nüfuz sahibi
100 Çaglar Keyder, “Türkiye’de Tanmda Küçük Meta Üretiminin Olu§umu”, 75 Yilda
Kôylerden Çehirlere, der. Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfi, Istanbul: 1999, s.
166,167.
105
103
Keyder, s. 169.
107
Çaglar Keyder’in yukaridaki tespitine karçi çikan Bahattin Ak§it ise, kapitalist
çiftliklerin varligimn sadece Güneydogu ile sinirli kalmadigim, Keyder’in kapitalist
çiftlik tarimina geçiçin tek ve ana yolu oldugu çikanmim abartilmiç bir vurgulama
olarak degerlendirmektedir.105
Bu dônemde bu sorunun cevabi için Türkiye’nin farkh bôlgelerinde bir çok kôy
araçtirmasi yapilmiçtir. Bunlardan biri, Bahattin Akçit'in yaptigi çaliçmadir. Akçit’in
104 Çaglar Keyder, "Türk Tanminda Küçük Meta Üretiminin Yerleçmesi 1946-1960”,
Türkiye’de Tanmsal Yapilar (1923-2000), der. Çevket Pamuk, Zafer Toprak, Ankara: Yurt
Yaymevi, 1988, s. 171.
105 Akçit, s. 186.
108 A. Adnan Akçay, “Toprak Agahgmdan Kapitalist Içletmecilige Türkiye Tanminda Büyük
Toprakh Içletmeler”, 75 Yilda Kôylerden Çehirlere, der. Türkiye Ekonomik ve Toplumsal
Tarih Vakfi, Istanbul: 1999, s. 115, 130.
108
1966 yilmda Antalya’nm iki kôyünde kirsal dônü§ümle ilgili yaptigi alan
araçtirmasinda, sdz konusu kôylerde kapitalistle§me sürecinin izlenecegini ileri
sürmüçtür. 107 Ancak Akçit, bu ôngôrünün gerçekle§medigini yine kendisinin
yaptigi ba§ka bir incelemede anlatmaktadir. Akçit, 1979 yilmda aym kôylerde
yaptigi ikinci araçtirmada, kapitalistleçme sürecinin devam etmedi^ini açiklayarak
bunun gerekçeleri üzerinde durmu§tur. 108 “1979 yihnda kôy yeniden ziyaret
edildiginde ortakçi kôylülerin tasfiye edilmemi§ oldugunu ve hatta bir dônüçüm
geçirerek küçük meta üreticisi orta çiftçileri dônüçtüklerini gôzlemledik. Ayrica
kapitalist çiftlik, aga-kapitalistin ogullari ve kuzenleri arasmda paylaçilmiç ve her
biri biner dônümlük kapitalist çiftliklere dônüçmüçtü. 1966'da kapitalist çiftligin
yerle§mi§ligi kesin bir olgu olarak gôrülürken, 1979’da o çiftlik daha küçük
çiftliklere dônüçmüç, ortakçi kôylüler ise tasfiye edilip kentlere gôç edeceklerine,
küçük meta üreticilerine dônüçmüçlerdi. Kapitalist çiftlik, ücretli iççiler ve tasfiye
clan kôylüler olarak ortaya konabilen kapitalistleçme süreci modeli, kalici ve
yaygmlaçici bir süreç olarak gôzlemlenemiyordu.”109
A. Adnan Akçay da, büyük tarim içletmelerini iki farkh ortaya çikiç sürecini
mevcut çahçmalar içinde sergilemeye çahçmaktadir. Bunu da “makine sonrasmda
oluçan” ve “makine sonrasmda dônüçen" çeklinde adlandirmaktadir. Birinci tip,
2’nci Dünya Savaçi'ndan sonra Türkiye tanmmda oluçan yapisal degiçim sonucu
modem girdi kullanimi ve pazara entegrasyonun etkisi altmda toprak temerküzü
yoluyla ortayi çikan içletmelerdir. Ikincisi ise, makineleçme ôncesinde büyük
toprakh prekapitalist (geleneksel, féodal) içletmelerin ayni etkiler altmda dônüçerek
yeni bir üretim organizasyonuna gitmelerini ifade etmektedir.110
107 Bahattin Akçit, Türkiye’de Azgeli§mi§ Kapitalizm ve Kôylere Giriçi, Ankara: ODTÜ
Ôgrenci Birligi Yayinlan, 1967.
Bahattin Akçit, “Cumhuriyet Dôneminde Türkiye Kôylerindeki Dônüsümler”, 75 Yilda
Kôylerden $ehirlere, der. Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfi, Istanbul: 1999, s.
176, 177.
109 Bahattin Akçit, s. 176.
110 A. Adnan Akçay, s. 116.
109
ikinci tip kapitalist içletmeler ise modem teknoloji île birlikte mevcut büyük
geleneksel içletmelerin dônüçüme ugramasidir. Diger bir deyiçle, daha once
féodal yapiya gôre üretim yapan organizasyonun kapitalist üretim iliçkisine gôre
üretim yapmaya geçmesidir.
113 Bahattin Akçit, Türkiye’de Azgeli§mi§ Kapitalizm ve Kôylere Giriçi, Ankara: ODTÜ
Ôgrenci Birligi Yaymlan, 1967; M. Kiray, J. Hinderink, Social Stratefication as an Obstacle
to Development, Preager Publishers, New York, 1970.
114 A. Adnan Akçay, s. 122.
Ill
115 A. Adnan Akçay, “Traditionel Large Land Ownership and its Transformation in Two
Southeast Anatolian Villages”, Basilmamiç Yüksek Lisans Tezi, ODTÜ Sosyoloji Bôlümü,
1985.
112
da yine aym tarihlere rastlar. Monopolize bir çiftligi amaçlayan toprak sahibine kar§i
çikanlar dôvülür, evleri kur§unlamr, dozerle yikilir. Bôylece, ekonomik etkenlerin
yam sira kôydeki güvensizlik ortami da kôylüleri gôçe zorlar.
Fonlan ve araç gereçleri fazla olmayanlar, daha çok ortakçiliga, olanlar ise
kiraciliga yônelmektedir. Ayrica, degiçen sosyo-ekonomik koçullara ko§ut olarak,
ortakçilik tarzimn geriledi^i, kiraciligin ise geli$ti§i gôzlenmektedir. Türkiye geneli
için kiracilik ve ortakçilikla ilgili verilerin pek güvenilir olmadigi anla§ilmaktadir.
Ornegin; yalniz kira ile arazi kullanan içletmelerin miktan 1970’de 36 binden
1980’de 29,6 bine; yalmz ortakçilik yapanlarda 1970’te 55,5 binden 1980’de 13,4
bine inmiçtir. Di^er yônden DPT’nin 1973 te yapilan bir ankete dayanan bir
yayimnda, hiç topragi olmayan kiraci ve ortakçi i§letmelerin toplamimn 310 bin
oldugu belirtilmektedir. Dolayisiyla, bu konuda somut sonuçlara ulaçilmasi
olanaksizdir.116
116 Yakup Kepenek, Türkiye Ekonomisi, 5’inci bas. Ankara: Teori, 1990, s. 233, 234.
113
" Daha fazla ürün eide edebilmek için gerek yapay gübre ve kaliteli tohum
kullanimi, gerekse sulama ve olanaklannin hem belirli bir sermaye, hem de belirli
bir toprak büyüklügünü gerektirmesi; di^er yandan, bu kaynaklar saglandigmda
tarimm makine ve az sayida i§çi kullammi ile tek elden sürdürülebilmesi,
ortakçilann toprakla iliçkilerine son verilmesi ile sonuçlanmiçtir. Yeni yeni teknoloji
temeli üzerinde yeni bir üretim ili§kisi egemen olmaya ba§lami§ ve bunun
117 Rifat Dag-Atilla Gôktürk, GAP Yeniden Yapilanmahdir, Ankara: Diyarbakir Sanayi
Odasi Yayim 1995, s. 72’den; Suât Aksoy, Türkiye'de Insan ve Toprak lliçkileri, Ankara:
1988.
118 Rifat Dag-Atilla Gôktürk, s. 72.
119 Yves Lacoste, Sinif Açismdan Azgeli§mi§lik, çev. Sevil Avcioglu, 2’nci bas. Istanbul:
Gôçebe Yaymlan, 1996, s. 21.
114
1981 kôy envanter etüdlerine gôre kôylerin, Diyarbakir’da % 43’ü, Urfa’da ise
% 89’u kiracilik ve ortakçihk yapmaktadir. Kôy nüfus düzeylerini esas alan
sistematik bir degerlendirme yapilmamiç yani kôy nüfusunun ne kadarmin bu
üretim biçimiyle çahçtigi belirtilmemiç olmasma ragmen, gôstergenin ônemli oram
temsil ettigi sôylenebilmektedir.
“Ortakçilik kiraciliga oranla bôlgede çok daha geni§ olarak kabul gôrmektedir.
Ortakçihk ôncellikle topraklarm terk etmi§ toprak sahiplerince uygulanmaktadir.
Bunlarm büyük bir kesimi (% 60) büyük kent merkezlerinde yaçamaktadir.
Ortakçilik Diyarbakir (% 35.5) ve Çanliurfa’da (% 32.3) yaygm olarak
uygulanmaktadir. Ortakçilik yapanlar agirhkli olarak topraksiz, kismen de toprakh
çiftçilerdir (% 58 topraksiz, % 42 toprakh). Buna kar§m, kiracihk topraksiz
çiftçilerden (%21.2) çok toprakh çiftçiler (%78.8) tarafmdan rabbet gôrmektedir.121
120 Murat Çeker, a,g,e, s. 106’dan; Mübeccel B. Kiray, Interdepencies Betwen Agro-
economic Development and social Change: A. Case Study: Çukurova, Advenced Seminar
in The Social Sciencs, Vol. L, Çogaltma, 1966, s. 6.
121 Muzaffer Sencer, GAP Bôlgesinde Toplumsal Degi^me Egilimleh Araçtirmasi,
Ankara: TMMOB; Ziraat Mühendisleri Odasi, 1993, s. 204, 207.
115
Temel nedeni geçim snkntisi olan mevsimlik tarim iççiligi, ôzellikle kirsal
yôrede geçinemeyen ailelerin bulunduklari yerleri belirli bir sûre terkederek ba$ka
bir yere i§ bulmaya gitmesi çeklinde olmaktadir. Topraktan kopma veya yeterli
topraga sahip olamama, mevsimlik tarim iççili^i üzerinde etkili olan en ônemli
faktôrlerdir. Bu bôlümde, mevsimlik tarim i§çiligi, kirsal alanda teknolojiyle birlikte
meydana gelen geliçmenin bir sonucu olarak degerlendirilecektir.
122 ODTÜ Sosyoloji Bôlümü GAP Ara§tirma Ekibi, GAP Bôlgesi Nüfus Hareketleri
Araçtirmasi, Ankara: GAP Bôlge Kalkmma Idaresi Yaymlan, 1994, s. 19’dan; Bahattin
Ak§it, Küçük Meta Üretimi, Sosyo -Kültürel Degi^me ve Güneydogu Anadolu, Toplum ve
Bilim, 1990, s. 2, 5.
123 Çeker, s. 101.
116
Mevsimlik tarim iççilerinin baçka bôlgelere i§ bulmak için yola çikmasiyla her
yil aym dramatik manzaralar Güneydogu'da yaçanmaktadir. Kamyonlarm
kasalarim dolduran ve aralarmda kadmlarla çocuk ve ihtiyarlarm da bulundugu
binlerce ki§i, adeta çaresizligin fotografi gôrünümdedir. Sadece birkaç gün basmda
rutin haber olarak gôze çarpan bu manzaranm altinda ciddi bir sosyo-ekonomik
sorunun yattigi herkes tarafindan kabul edilen bir gerçektir.124
124 Çenol Çakir, “Ôteki Türkiye’de Ekmege Yolculuk”, Hürriyet Gazetesi, 6 Agustos 2000,
s, 6.
125 Çeker, s. 107.
117
126 A. Adnan Akçay, Bahattin Akçit, “GAP: Bir kirsal Dônüçüm Projesi ve Tanmsal
Sulama”, 75 Yilda Kôylerden §ehirlere, der. Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfi,
Istanbul: 1999, s. 188.
127 Gülten Kazgan, “2000 Yihnda Türk tanmi: Biyotoeknoloji Ve GAP Ne Getirebilecek?”,
Türkiye’de Tanmsal Yapilar (1923-2000), der. Çevket Pamuk, Zafer Toprak, Ankara: Yurt
Yaymevi, 1988, s. 269.
128 Akçay ve Ak§it, s. 188.
118
Tarimda istihdama etki yapan faktôrlerin baçmda gelen bitki deseni esas
alindiginda, hububat ile endüstriyel bitki seçeneklerinin, birinden digerine ciddi bir
içgücü farkhhgi dogurdugu ortaya çikmaktadir. “Bitki deseninde endüstriyel bitkiler
agirlik kazandikça istihdam kapasitesi de artmaktadir. Ancak hububat türü bitkiler
cüz’i miktarda istihdam kapasitesi yaratmaktadir. Buna karçihk kuru tarim
koçullarinda yetiçtirilen hububat türü ve gok yilhk bitkiler sulandigi zaman
meydana gelecek verim artiçindan dolayi Have içgücü yaratabilmektedir. Buna bir
ornek vermek gerekirse, bugday üretiminde, kuru tarimda bir hektar alan için 10,4
i§ saati ihtiyaç duyulurken, sulu koguHarda 35.5 i§ saatine ihtiyaç vardir. Ayçiçegi
üretimi, kuru §artlarda 98,1 i§ saati, suluda ise 136,1 i§ saati gerekmektedir.”129
Kirsal alanda ya§ayanlar kadar, son yillarda bôlge kentlerine zorunlu gôç
edenlerin de ônemli geçim kayna^t haline gelen mevsimlik veya geçici gôçle
saglanan istihdamin yapisinda degiçikligin meydana gelecegi de, olasi beklentiler
arasmda sayilmaktadir. Bôlgedeki ürün deseninde olacak degiçiklik, yani arpa ve
bugdayin yerini alacak endüstriyel bitkilerin tarimsal alanda istihdam yaratacagi
iddia edilmektedir. Ozetle, dün Çukurova'ya pamuk toplamaya giden aileler, yarm,
pamugu kendi koylerinde toplayacaklardir.
SONUÇ VE ÔNERÎLER
* Türkiye’de yillarca uygulanan genel politikalarm bir sonucu olarak sorun yumagi
haline gelen Güneydogu Anadolu Bôlgesi’nde bir umut i§igi olarak gôrülen
Güneydogu Anadolu Projesi’nin (GAP) gelinen nokta itibariyle hedefinden uzak
kalmasi beraberinde projenin uygulama plant ve stratejisiyle ilgili yeni tarti§malara
ve sonuçlara neden olmu§tur. Projenin uygulandigi bôlgede ya§ayan nüfusun
büyük bir oram projenin henüz kendilerine bir yarari olmadigim belirtmi§tir. (130)
130 ODTÜ Sosyoloji Bôlümü GAP Ara§tirma Ekibi, GAPBôlgesi Nüfus Hareketleri
Araçtirmasi, Ankara: GAP Bôlge Kalkinma idaresi Yayinlan, 1994, s. 338.
122
* Çimdiye kadar yapilan bôlümleriyle GAP, bir sulama ve enerji projeleri toplulugu
olmaktan ileri gitmemiçtir. Ankara’da yônetilen proje, bôlgeden uzak, merkezi bir
yônetime sahiptir. Yerel gruplar projeye dahil edilmemiç, yerel yônetimler projenin
diçinda tutulmuçtur. Projenin hedefi, finansman yatinmi ve gerçekleçenler
bakim indan baçansiz bir tabloyla kar§ilanmaktadir. GAP yônetiminin tepeden inme
ve halka dayanmayan bir yaklaçima sahip olmasmi eleçtiren birçok uzman, projenin
gerçekçi olmayan bu mevcut durumunu tekrar gôzden geçirilmesini ônermektedir.
“GAP Yônetim Sistemi, halkm güncel ve uzun vadeli taleplerini yansitmasina ve
kamu karar süreçlerine ahnmasma olanak tammayan, merkezi ôrgütlenme yapisi ile
bürokrasinin bilinen geleneksel bir parçasi haline getirilmi§, proje hedef kitlesi ve
kamunun onceliklerinin bir araya gelmesi smirlanmi§tir. Bôylesi bir durum
12.3
‘ Ekonomik geligmede kilit roi oynayacak olan yüksek nitelikle iggücü arzi ile ara
eleman ihtiyacma cevap verecek iggücü yetigtirme çabalarina en az fiziksel
yatirimlar kadar onem verilmelidir. Bôlgede nüfusun büyük bir bôlümünün genç ve
çocuk nüfustan olugmasi, gerekli düzenlemeler yapihrsa, iggücünde nitelik
kazandirma çabalarmin olumlu sonuç vermesi bakimmdan bir avantaj
durumundadir. Bôlgenin sosyal yapisma uygun bir politika izlenmemektedir. Projeyi
dogrudan etkileyen gôç, nüfus, istihdam, içgücü yapisi bôlgenin ôzelliklerine gore
degerlendirilmelidir.
* Toprak insan iliçkisi verimli degildir. Ozellikle topraksiz çiftçiye gelir getirici ve
yaçammi idame edecek bir faaliyet alam bulunmamaktadir. Kirsal kesimde yaçayan
yoksul aileler ürettikleri kadanni tüketen bir sosyo ekonomik yapilanmayi
sürdürmektedir.
içsizlik bôlgenin en temel sorunlanndan biridir. Ozellikle tanmdaki gizli içsizlik artik
yaygmhk alan bir boyuta gelmiçtir. Ilçe ve çehirlerde de i§ arayip bulamayan büyük
bir kesim bulunmaktadir.
* Türkiye'nin genel bir sorunu olan yerel yônetimlerin içlevsiz birakilmasi durumu
bôlgede daha da agirdir. Yerel yônetimlerin içgücü ve istihdam planlamasmda fazla
bir rolü bulunmamaktadir. Bôlgeyle ilgili planlann baçarih olmasi yillardir yapilan
hatalardan vazgeçilerek bôlgenin gerçeklerine gôre politikalann üretilmesine
baglidir.
* GAP’la ilgili yapilan degerlendirmelerde ba§at olan gôrü§, rasyonellikten uzak bir
iyimserliktir. Bôlgenin sosyal ve ekonomik yapisi üzerinde etkili olan projenin, hala
hedefinden uzak bir noktada kaldigi konuyla ilgilinen herkes tarafindan kabul
edilen bir gerçektir. Belirli bir planlama çerçevesinrde yapilan GAP’m ne kadar
ba§anli olabilecegi hakkmda soru içaretleri yaratmak bu tezin temel amaçlari
arasmda yer almaktadir.
126
KAYNAKÇA
Akçay, A. Adnan & Bahattin Ak§it. (1999). GAP: Bir kirsal Dônüçüm Projesi ve Tanmsal
Sulama. Oya Baydar. (Der ), 75 Yilda Kôylerden Çehirlere. (187-196). Istanbul:
Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfi Yayini.
Aydin, Zülküf (2001). Yapisal Uyum Politikalan ve Kirsal Alanda Beka Stratejilerinin
Ozelle§tirilmesi. Toplum ve Bilim. Sayi 88, Bahar. Sayfa 11-31.
Bulutoglu, Kenan (1980). Bôlge Kalkinmasi ve Devlet Hizmetleri Arzi. Istanbul: IÜ Iktisat
Fakültesi Yayinlan.
Cengiz, Çahin (1990). “GAP Yôresinde Tarim Sektôründe Olu§acak l§gücü Talebine
lli§kin Beklentiler”. I§ ve l§çi Bulma Kurumu Sempozyumu. (41-50). Ankara: l§ ve l§çi
Bulma Kurumu Yayinlan.
127
Childe, Gordon (1974). Tarihte NelerOIdu, (Çev. A. Çener, M. Tunçay). Ankara: Odak
Yayinevi.
Dag, Rifat & Atilla Gôktürk (1995). GAP Yeniden Yapilanmahdir. Ankara: Diyarbakir
Sanayi Odasi Yaymi.
Erder, Sema (1988). Kôysüz 'Kôylü’ Gôçü. Gôrü§ Dergisi Mart Sayisi, 24-26.
Ho§gôr, Tülin (1979). “Türkiye Tanminda Üretimin Toplumsal Yapisi Sorunlar ve Çôzüm
ônerileri”. Ankara Üniversitesi. Ço^altilmiç Doktora Tezi.
Ilkin, Akm (1983). Bôlgesel Kalkmma, Ekonoml Ansiklopedisi. Tincl Cilt. Istanbul: Payma§
Yaymlan.
GAP Bôlge Kalkmma Idaresi Ba§kanligi (2001). GAP 2000 Faaliyet Raporu. Ankara: GAP
Bôlge Kalkmma Idaresi Yaymlan.
......(2001). GAP’ta Son Durum. Ankara: GAP Bôlge Kalkmma Idaresi Yaymlan.
Gôktürk, Atilla (1998). “Kent Ekonomisinin Imalat Sanayi Boyutu: Diyarbakir Ôrnegi”.
Bôlge içi Zorunlu Gôçten Kaynaklanan Toplumsal Sorunlann Diyarbakir Kenti
Olçeÿinde Araçtinlmasi. (139-175) Ankara: TMMOB Yaymi.
Keyder, Çaglar (1999). Türkiye’de Tanmda Küçük Meta Üretiminin Olugumu. Oya
Baydar. (Ed ), 75 Yilda Kôyierden Çehirlere. (163-172) Istanbul: Türkiye Ekonomik
ve Toplumsal Tarih Vakfi Yaymi.
128
Kepenek, Yakup (1990). Türkiye Ekonomisi. 5’inci Baski. Ankara: Teori Yaymlan.
Kuyucuklu, Nazif (1977). Üretim Güçleri ve Üretim Dagihçi. Istanbul: IÜ Iktisat Fakültesi
Yaymi.
Lacoste, Yves. (1996). Smif Açismdan Azgeli§mi§lik. (Çev. Sevil Avcioglu). Istanbul:
Gôçebe Yaymlan.
ODTÜ Sosyoloji Bôlümü GAP Araçtirma Ekibi (1994). GAP Bôlgesi Nüfus Hareketleri
Ara§tirmasi. Ankara: GAP Bôlge Kalkinma Idaresi Yaymlan.
Okyar, Osman (1967). Do^u Kalkinmasi ve Plan lli^kileri, Do^u Anadolu’ya Kalkinma
Semineri. Ankara: TOKB. Yaymi.
Ôzkaya, Tayfun; Oguz Ayan; Ferruh l§m & Ay§e Uzmay (2001). Türkiye’de Tanmsal
Destekleme Politikalan Dünü-Bugünü-Gelecegi. Istanbul: TÜSES.
Pamuk, Çevket & Zafer Toprak (1988). Türkiye'de Tanmsal Yapilar (1923-2000).
Ankara: Yurt Yayinevi.
Stilwell, Frank. J.B (1980). Bôlgesel Iktisat Politikasi. Istanbul: Akbank Kültür Yaymlan.
Tekeli, llhan (1977). Kirda Dônü§üm Süreci. Ankara: Mimarlar Odasi Yaymlan.
TESEV (1998). BM Kalkinma Programi, Insani Geli^me Raporu 1998 Türkiye. Ankara:
TESEV Yaymi.
TOBB (1989). Kalkinma Cncelikli Yôrelerve Bôlgesel GeU§me Için Bir Model. Ankara:
TOBB Yaymi.
Türkdogan, Orhan (1977). Kôy Sosyolojisinin Temel Sorunlan. Istanbul: Dede Korkut
Yaymlan.
Van Bruinessen, Martin (1992). Aÿa, $eyh ve Devlet. (Çev. Remziye Arslan). Ankara:
ôzge Yayinevi.
Yavuz, Fehmi; Rugen Keleg & Cevat Geray (1978). §ehircilik: Sorunlar, Uygulama ve
Politika. Ankara: SBF Yaymlan.
Gazeteler
388 Sayih Yasa Gücünde Kararname (1989). Resmi Gazete. S. 20334. 6 Kasim.
Çakir, §enol (2000). “Ôteki Türkiye’de Ekme^e Yolculuk”. Hürriyet Gazetesi. 6 Agustos. S,
EKLER
131
EK 1
Tablo: Ek 1. GAP’ta Toprak ve Su Kaynaklanm Geliçtirme Projelerinin Gerçekle§me Durumu
Enerji Sulama
Kurulu Güç Proje
Proje ve Üniteleri Üretimi Alam
(MW) Durumu
(GWh) (Ha)
FIRAT HAVZASI PROJELERI
1. KARAKAYA PROJESl
Karakaya Baraji & HES 1800 7 354 l§letme
2. AÇAGI FIRAT PROJESl 2 450 9 024 706 281
2 400 8 900 Içlelme
. Atatürk Baraji ve HES
50 124 ln?a halinde
. Çanhurfa HES
Inga
. Çanliurfa Tüneli ve Sul. hali+igletme
a) Ç.Urfa-Harran Sul. 120 000 Igletme
47 729 Inga halinde
b) Mardin-Ceylanpmar Cazibe Sul. 94 929 Proje
— .. - -
c) .Mardin-Ceylanpmar Pompaj Sul. 118 264 Planiama
d). YAS Sulamalan Î04 589 Planiama
. Siverek-Hilvan Pompaj Sul. 188 778 Planlama
. Bozova Pompaj Sul. 47 368 Programda
3. SINIR FIRAT PROJESl 852 3 168
. Birecik Baraji ve HES 672 2 516 Inga+lgletme
. Karkami§ Baraji ve HES 180 652 Inga +lgletme
4. SURUÇ-YAYLAK PROJESl 146 500
. Yaylak Ovasi Sulamasi 18 322 Programda
. Suruç Ovasi Sulamasi 128 178 Programda
5. ADIYAMAN-KAHTA PROJESl 195 509 77 824
. Çamgazi Baraji ve Sul. 7 430 Inga halinde
. Gomikan Baraji ve Sul. 6 868 Master Plan
. Koçali Baraji, HES ve Sul. 40 120 21 605 Master Plan
. Sinmtaç Baraji ve HES 28 87 Master Plan
. Fatopaça HES 22 47 Master Plan
. Büyükçay Baraji, HES ve Sul. 30 84 12 322 Master Plan
. Kahta Baraji ve HES 75 171 Master Plan
. Atatürk Ba raj Gülünden Pomp. 29 599 Plan+lnga hal.
6. ADIYAMAN-GÔKSU-ARABAN 7 43 71 598
. Çataltepe Baraji 71 598 Planiama
. Erkenek HES 7 43 Planiama
7. GAZlANTEP PROJESl 89 000
HancaQiz Baraji ve Sulamasi 7 330 Igletme
. Kayacik Baraji ve Sulamasi 14 746 Inga Halinde
. Kemlim Baraji ve Sul. 1 969 Planiama
. Belkis-Nizip Pomp. Sul. 11 925 Inga halinde
. Birecik B. Gül. Pomp. Sul. 53 030 Planiama
Kaynak: GAP BOIge Kalkmma Idaresi Bagkanhgi, GAP 2000 Faaliyet Raporu, Ankara: s. 23.
132
Tablo: Ek 1. (Devami)
Enerji Sulama
Kurulu Güç Proje
Proje ve Üniteleri Üretimi Alam
(MW) Durumu
(GWh) (Ha)
MÜNFERIT PROJELER 75 965
EK 2
Table Son bafta içinde faal olma durumu ve cinsiyete gore nüfus, 12 ve daha yukandaki
yaçlar için. (1990)
Eylem Planlan:
• Ürünlerin ambalajlanmasma yônlik çah§malar yapilmasi, bunun için kavak agci
ve benzeri türlerin yeti§tirilmesi ve bu konularda çali§acak bir araçtirma ve
yayim biriminin kurulmasi
• Kadinin ev içi i§ yükünü azaltacak, ortak kullamma açik altyapilann
geliçtirilmesi;
e GAP’in uygulanmasi île birlikte gelir da^ihminda gôrülecek de§i§me ve
geli§melerin izlenmesi;
• Kredi kar§ihk fonu oluçturulmasi;
Harran Üniversitesi’nin ve Harran evlerinin turizm ve kültür amaçli hizmete
açilmasidir.
134
EK 3
GAP 1994-2000 GAP Sosyal Eylem Degerlendirme Raporu (Kasim 2000)
Politika ve Hedefler
• Toplam geliri artinci ve dengeli dagilimini saglayacak ekonomik ve sosyal
onlemlerin alinmasi;
• Geliçmeyi engelleyici ürün desenleri, üretim ili§kileri, mülkiyet yapisi ve
istihdamdaki aksakliklarin giderilmesi;
e Yerinde istihdam yaratacak tarima dayah ve tarim di§i sanayiler ve hizmetlerin
geliçtirilmesi; -
• Küçük üreticilerin pazar talepleri dogrultusunda ôrgütlenmesi ve desteklenmesi
• Dogal ve kültürel zenginliklerin istihdam ve gelir artinci Ciretken yatirimlar
dogrultusunda kullamlmasi;
• Sosyal güvenlik sisteminin bôlgedeki nüfusun tümüne yayginlaçtirilmasma
yônelik çaliçmalar yapilmasi;
e Kadin istihdammi engelleyici uygulamalarm kaldinlmasi ve kadmlarm istihdama
katilimini ôzendirecek ônlemler almmasidir.
Stratejiler:
• Ekonomik faaliyetlerin cografi mekanlannin degerlendirilerek bu faaliyetlerin
teçvik edilmesi;
• Serbest emegin kalkinma politika ve hedefleri dogrultusunda yônlendirilmesi,
kadmin ekonomik giriçkenlige ôzendirilmesi ve bilgi, teknoloji, krediye
ulaçabilirliginin saglanmasi;
e Kadmin ev içi i§ yükünün azaltilmasmin saglanmasi ve kadmlara gelir getirici
faaliyetlere yônelik egitimler verilmesi;
• Mevsimlik tarim iççilerinin sosyal güvencelerden ve sosyal hizmetlerden
yararlanmalarinin saglanmasi;
ProQuest Number: 28549977
ProQuest.
This work may be used in accordance with the terms of the Creative Commons license
or other rights statement, as indicated in the copyright statement or in the metadata
associated with this work. Unless otherwise specified in the copyright statement
or the metadata, all rights are reserved by the copyright holder.
ProQuest LLC
789 East Eisenhower Parkway
P.O. Box 1346
Ann Arbor, MI 48106 - 1346 USA