You are on page 1of 611

OSMAN LI' DA

DEGiSiM, MODERNLESME VE
ULUSLASMA
<;eviren: Dilek Ozdemir
~
iMGE
kicabevi

Kemal Ha~im Karpat, 1967 }'lhndan bu yana Wisconsin Universitesi Tarih bolu-
munde 6gretim uyeligini surduruyor. Akademik i;ah~malanna 1950 y1lmda New
York ve Washington universitelerinde ba~lad1. Birle~mi~ Milletler Toplumsal
Ara~tmnalar Bolumu'ndeki gorevinin (1952-1953) ardmdan, Montana Devlet
Universitesi (1957-1962), ODTD lktisadi ve ldari Bilimler Fakultesi (1958-
1959), Harvard Oniversitesi (1960-1961), Robert Kolej! (1962), AD Siyasal Bilgi-
ler Fakultesi (1962), Colombia Universitesi (1963), New York Dniversitesi
(1966), Johns Hopkins Oniversitesi (1967), New York Dniversitesi (1962-1967),
ODTD Sosyal Bilimler Bolumu (1968-1971), Princeton Universitesi (1972), Eco-
le des Hautes Etudes en Science Sociales (Paris, 1984) ve Bilkent Dniversitesi
(1992-1993) gibi bilim kurumlannda ogretim uyeligi ve yoneticilik faaliyetlerin-
de bulundu. 1970-88 y1llan arasmda Wisconsin Dniversitesi Ortadogu C:ah~ma­
lan Biilum Ba~kanhg1'm yuruten Profesor Karpat, Turk Ara~urmalan Dernegi
(1971-1974) ile Turk Ara~nrmalan Kurumu'nun (1983-1985) ba~kanhgm1 yapt1,
Orta Asya <;:ah~malan Demegi'nin kurucu ba~kanhg1 giirevini ustlendi (1985-
1995) ve Wisconsin Dniversitesi Orta Asya <;:ah~malan programmm bolum ba~­
kanhg1 gorevini yerine getirdi (1989-1995). Halen Turk Tarih Kurumu onur
uyesi olan Profesiir Kemal Karpat, International Journal of Turkish Studies, Cent-
ral Asian Survey ve]ournal of Muslim Minority Affairs dergilerinin editorler kurul-
lannda yer ahyor. Profesor Karpat Romanya ~ah~malan nedeniyle Romanya ba-
g1ms1zhk madalyas1 ve Bukre~ Oniversitesi Dimitri Cantemir madalyas1yla odul-
lendirildi; aynca Romanya Ovidius Universitesi ve Rusya C:uva~ Milli Dniversite-
si tarafmdan onur doktoralan verildi. Rusya Kazan Bilimler Akademisi onursal
uyeligi, Wisconsin Oniversitesi Hilldale iidulu ve Turk Bilimler Akademisi iidulu
sahibi olan Profesor Karpat, MESA-Ortadogu <;:ah~malan Demegi'nin kurucu
uyelik ve ba~kanhk giirevlerini yuruttu.

Karpat'm Eserleri:
• Turkey's Politics: The Transition to a Multi-Parti System (Princeton University
Press, 1959)
• Political Modernization in]apan and Turkey (Princeton University Press, 1964)
• Tari! Demokrasi Tarihi (tstanbul Matbaas1, 1967; Afa Yaymlan, 1996)
• Political and Soi::ial Thought in the Contemporary Middle East (Praeger 1968,
1971)
• The Middle East and North Africa (Harcourt Brace, 1969)
• Gecekondu Ozerine (ODTV, 1973)
• An Inquiry into the Social Foundations of Nationalism in the Ottoman State
(Princeton, 1973)
• Social Change and Politics in Turhey (Brill Leiden, 1973)
• The Ottoman State and /ls Place in World History [Editor ve iki makalenin ya-
zan olarak] (Leiden, 1974) Osman Ii ve Diinya (2000)
• Turkey's Foreign Policy in Transition (Leiden, 1975)
• The Gecelzondu: Rural Migration and Urbanization (Cambridge University
Press, 1976; Tar/1iyc'de Toplumsal Dilnii1iim ad1yla lmge Kitabevi Yaymlan,
2003)
• Ottoman Population 1830-1914 Demographic and Social Characteristics (Uni-
versity of Wisconsin Press, 1985)
• Central Asian Survey [Editor ve yazar] (1987, 1993)
• The Turks of Bulgaria: The Social-Political History of a Minority (1990)
• Central Asian Survey [Editor ve yazar] (1994)
• Foreign Policy of Turlley Recent Development [Editor ve iki makale yazan ola-
rak] (Madison, 1994, 1996)
• Ottoman Past and 1 oday's Turl1ey (Leiden, 2000)
• The Politicization of Islam: Reconstruction and Identity, State Faith, and Commu-
nity in the Late Ottoman State (Oxford University Press, 2001)
• TDV Islam Ansiklopedisi, yeni bask1 (Balkanlar, Romanya, Goc;menler gibi ko-
nulann yazan olarak, 1990, 1996)
• Ortadogu'da Osmanli Miras1 ve Ulus(ul11l1 (hnge Kitabevi Yaymlan, 2001)
• Osmanli Modemle1mesi Clmge Kitabevi Yaymlan, 2002)
• Tiirlziye ve Orta Asya Omge Kitabevi Yaymlan, 2003)
• Osmanh'da Degisim, Modemlesme ve Uluslasma (tmge Kitabevi Yaymlan,
2006)

F. Dilek Ozdemir, 1972-73 doneminde DTCF lngiliz Dili ve Edebiyatl Bohi-


mu'nden mezun oldu. c;:e~itli kurumlarda yaz1h ve sozlu lngilizce-Turk<;c-
lngilizce <;eviri odakh c;ah~tL Emekli olduktan soma Turkiye C::evre Vakf1 ve
GAP gibi kurulu~lara (eviriler yapt1. ANKA Ajans1'nm bulten c;evirisinde c;ah~tl.
TOBITAK'm Populer Bilim Kitaplan serisinden "Modem Ara~t1rmac1"mn redak-
torlugun u yapu.

Ozdemir'in <;:evirileri:
• lran'm S1111r Boylannda Gil(ebeler (lmge Kitabevi Yaymlan, 2004)
• Osmanl1'da Degisim, Modemlesme ve Uluslasma (tmge Kitabcvi Yaymlan,
2006)
Kemal H. Karpat
~

Osmanh'da Degi~im,
Modernle~me ve Ulusla~ma

C:eviren
Dilek Ozdemir
lmge Kitabevi Yaymlan
Gene[ Yaym Yonetmeni
$ebnem C::iler Tabahp

ISBN 975-533-425-4

© hnge Kitabevi Yaymlan, Kemal H Karpat, 2006

Tum haklan sakhdu


Yaymci izni olmadan, kismen de olsa
fotokopi, film vb. elektronik vc mekanik
yOntemlerle ~ogalulamaz

I Bash Haziran 2006

Ya)'lma Haz1rlayan
Kudret Emiloglu

Duzelti
Alaattin Top~u

Kapak
Murat Ozl10yunrn

Sayfa Duzeni
Yakrn Ale~

Bask1 ve Cilt
Pdin Ofset Tipo Ma1baac1hh San Tic Ltd $ti
Mithatpa~a Cad No: 6214 K1z1lay-Anhara
Tel: (312) 418 70 93-94 • Fal15: 418 10 46
www pelinofscl com tr

lmge Kitabevi
Ya)'lnc1hk Paz San ve Tic Ltd $ti.
Konur Sok No: 3 Kmlay 06650 Ankara
Tel: (312) 419 46 LO-LL• Faks (312) 425 29 87
Internet:www.imgecom.tr • E-Posta: imgc@imgecC!m.tr

lmge Dag111m
Anka1a Istanbul
Konur Sokak No: 43/A Kmlay Muhurdar Cad. No: 80 Kad1koy
Tel: (312) 417 50 95-961418 28 65 Tel: (216) 348 60 58
Faks: (312) 425 65 32 Faks: (216) 418 26 10
E-Posta: dagitim@imge.com.tr E-Posta: kadikoy@imge com tr
l<;indekiler
~

"0smanh Devleti'nin Donu~umu, 1789-1908 ..................... 7


Osmanh Devleti'nde Milliyetc;;iligin Sosyal Temelleri:
Tabakadan Sm1fa, Ommetten Milletlere ................. :· 71;
-"Osmanh lmparatorlugu'nda Toprak Rejimi,
Sosyal Yap1 ve Modernle~me .................................. 219
C:ok-Etnisiteli Ulusalhk D1~1 lslam Devletinde
Etniklik Sorunu: Osmanh Devleti'nde
Etnik Kimligin Surekliligi ve Yeniden
Bic;;imlendirilmesi .................................................... 251
Milletler ve Yurtta~hk: Osmanh Sonras1 Donemde
Ulus ve Devlet Uyu~mazhgmm Kokleri ................. 275
1
II. Abdulhamid'in Pan-lslamizmi:
Cemaatten Milli Devlete ......................................... 323)
Ortodoks Huistiyan Kilisesi Konusundaki Osmanh
Goru~leri ve Politikalan ......................................... 339
"'1877 Osmanh Parlamentosu ve Sosyal Ac;;1dan Onemi .. 371

i 5
Osmanli'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusl~ma

,, Osmanh Nufus Kaynlan ve 1881/82-1893


Nufus Say1m1 .......................................................... 393
Osmanh lmparatorlugu'nun Son Donemlerinde
Millet ve Milliyet<;ilik ............................................. 4 2 7
/ Osmanh lmparatorlugu'nda Sosyal Yap1 ve
Modernle~me .......................................................... 44 3
rQndokuzuncu Yuzy1lda lstanbul'da Ya~anan Sosyal ve
Ekonomik Degi~im ................................................. 459
Ondokuzuncu Yuzy1lda Osmanh lmparatorlugu'nun
Bat1'dan lstatistik Bilimini Uyarlamas1 ................... 521
1994'un Goru~u A<;1smdan Avrupa'da Osmanh
y onetimi ................................................................. 541
Dizin ............................................................................... 607

6
Osmanh Devleti'nin Donu~umu,
1789-1908

1. Giri~

Tarihin ~u veya bu doneminde Osmanh Devleti'nin bir par-


<;;as1 olan Ortadogu, Balkanlar ve hatta Kuzey Afrika'mn
sosyal ve siyasi tarihini ve deg;i~imini dogru degerlendir-
mek ve yorumlayabilmek i<;;in, onsekizinci yuzy1lm sonla-
rmda ve ondokuzuncu yuzyll boyunca Osmanh Devleti'ni
~imdiye kadar yapilanlardan daha geni~ bir analitik <;;er<;;e-
vede incelemek gerekir.
Ortadogu'nun modernle~mesi konusundaki <;;ah~mala­
rm <;;ogunda d1~ etkenlerin niteligi ve yogunlugu, bir ba~ka
deyi~le Avrupa'nm etkisi, Ortadogu toplumlannm bu et-
kenlere kar~1 kendi i<;;inde olu~turdugu tepkilerden daha
<;;ok on planda tutularak irdelenir. Aynca, ondokuzuncu
yuzy1lda Ortadogu ve Balkanlar'm tarihi daha <;;ok dogma-
tik ulusal goru~ a<;;1lanndan ele ahnm1~nr. Bunun dogal so-
nucu olarak, Osmanh lmparatorlugu'nun sosyal ve siyasi
Osmanli'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

yap1lannda ortaya pkan degi~iklikler ve bu degi~ikliklerin


bolgede olu~an ulus-devletlerin yap1lanmas1 uzerinde yap-
m1~ oldugu koklu etkiler ya goz ard1 edilmi~ ya da konuyu
kaleme alanlann ideolojik ve ulusal goru~ ac;1lan dogrultu-
sunda yorumlanm1~ur. Bu tur yorumlamalann nedeni yal-
mzca konuyu irdeleyenlerin tarih konusundaki kulturel ve
dini gori.i~leri degil, daha c;ok Osmanh Devleti'nin sosyal
tarihi konusunda yeterli bilgi sahibi olmamalandir. l~in en
ba~mdan itibaren ak1lda tutulmas1 gereken kesin gerc;ek,
Osmanh doneminde, Balkan ve Ortadogu toplumlan ve
bunlann sosyokulturel-ekonomik yap1lanndaki degi~imin,
kapsamh Avrupa etkisi altmda bu degi~im surecinin h1z-
lanmasmdan c;ok onceleri kendi ic; etkenleri nedeniyle za-
ten ba~lam1~ olmas1d1r. Hasan Kafi Bosnevl'nin (Akhisar1)
(1544-1616) Usul el-hikemfi nizam ul-alem'de ve daha son-
ra, 1630'da Koc;i Bey'in Risale'sinde degindigi gibi, onaltm-
c1 yuzy1hn sonlannda ve onyedinci yuzy1hn ba~lannda
-yani en guc;lu oldugu donemlerde- Osmanh lmparatorlu-
gu ciddi sosyal c;alkalanmalarla kar~1la~m1~tir.
Kulturel sistemlerde Bau'dakinden farkh geli~en degi-
~im surecini d1~ ve ic; etmenlere gore c;e~itli toplum kat-
manlannda ya~anan bir olgu olarak ele almak gerekir. Os-
manh lmparatorlugu'nda degi~im sureci sosyal-ekonomik
alanda dart sosyal tabaka baglammda geli~mi~tir. Esasen
degi~iklik bu yapilanmalarm kesin c;izgilerle belirlenmi~ i~­
levleri etrafmda olu~mu~tur ve degi~im unsurlan hep aym
kald1g1 ic;in onceden bilinebilmi~tir. Fakat onaltmc1 yi.izy1-
lm ba~lannda, yeni degi~im unsurlannm bu si.irece kaul-
masmdan soma tuccarlar ve zanaatkarlardan ve g1da ureti-
cilerinden (koyluler ve c;iftc;iler) olu~an uc;unci.i ve dordun-
cu tabakalar geleneksel sosyal duzenlemenin ve ongorul-
mu~ degi~im dongusunun d1~ma c;1kt1lar. Zaman ic;inde,
bu yap1sal degi~iklik birinci ve ikinci tabakalarm, yani sey-
8
Osmanli Devleti'nin Donii~iimu, 1789-1908

fiye ve kalemiye tabakasmm 1 sosyoekonomik temellerini


zay1flatt1 ve bunlann eski siyasi-kulturel i~levlerini yeniden
~ekillendirdi. l~te bu yeni sosyal yap1lanma i<;inde yeni bir
cemaat lideri grubu ortaya <;1kti. Bunlann pek incelenme-
mi~ olan tarihleri onsekizinci ve ondokuzuncu yuzy1llarda
Osmanh lmparatorlugu'nun degi~imini ozetler. Orta s1mf
Musluman kesimleri tammlayabilmek ir;in bu gruptan
ayan olarak soz edecegiz. Onsekizinci ve ondokuzuncu
yuzy1llarda ayanm anlam1, i~levleri ve gucu surekli degi~ti­
gi i<;in bu terimi daha <;ok sembolik anlamda kullanaca-
g1z.2 S1k s1k kullamlacak olan "onde gelenler" veya e~raf
bu sm1f baglammda aslmda sosyoekonomik duzende olu-
~an degi~imin dogal sonucu olarak onsekizinci yuzy1lm
sonlannda ortaya <;1kan gruplar ir;in kullamlm1~nr. 3 Ayan
genellikle yonetim tarafmdan, e~raf ise sosyal tabakala~ma­
nm sonucu olan birbirinden bag1ms1z cemaatler ir;in kulla-
mlan s1fatlar olmu~tur. Ayanlarm burokratik duzenle ve bu
ortamda birbiriyle <;eli~en grup ideolojileriyle ili~kilerinin
onsekizinci yuzy1lda ve ondokuzuncu yuzy1hn ortalannda
Osmanh toplumunda ortaya r;1kan ir; degi~imin merkezi di-
namiklerini olu~turduguna inamyoruz. Butl1n gruplar <;e-
~itli bir;imlerde ve degi~en yogunluklarda ve faaliyetlerinin
Bu eski sosyal diizenleme i~in bkz. E. I J Rosenthal, Political Thought in
Medieval Islam (Cambridge, 1962); Nasir al-din L-Tusi, Nasirean Ethics
(Londra, 1964).
2 Ayan konusunda daha cok bilgi almak ve bibliyografya icin bkz. Kemal H.
Karpat, "The Land Regime, Social Structure and Modernization in the Otto-
man Empire", Beginnings of Modernization in the Middle East; William R.
Polk ve Richard L. Chambers (ed.) (Chicago, 1968), s. 69-90 ve Islam An-
sihlopedisi maddesi "_Ayan", (yeni bask1) ve Herbert L. Bodman Jr , Political
Factions in Aleppo 1760-1826 (Chapel Hill N.C. 1963); I. H. Uzuncar~1h,
Me~hur Rumeli Ayalllanmalannda Tirsinihli Ismail, Yillilwglu Siileyman Aga-
lar ve Alemdar Mustafa Pa~a (Istanbul, 1942) ve Avdo Suceska, Ajani (Saray-
bosna, 1965)
3 Suriye'de e~raflar konusunu gozden gecirmek icin Albert Hourani'nin "Ot-
toman Reform and The Politics of Natables"na bakm1z; Beginnings of Moder-
nization in the Middle East, William R. Polk ve Richard L Chambers (ed.)
($ikago, 1968), s. 41-68.
Osmanh'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

farkh bolumlerinde d1$ etkilere maruz kalm1$lar ve d1$tan


gelen bu <;:ok yonlu etkilere birbirinden bag1ms1z olarak ve
<;:ogu zaman da birbiriyle i;:eli$en tepkiler gostermi$lerdir.
Bir dengeler dizisi olan Osmanh siyasi sistemi, bu durum
kar$ISmda i;:ozulmeye ba$lamI$ ve yeni bir sistem gereksi-
nimi dogmu$tur. Geri;:ekten de sistemin cevap vermesi ge-
reken bu yeni durum, ote yandan sosyal yap1smda gei;:irdi-
gi evrimle kulturel-dini i;:izgide siyasi devletler haline gel-
mesiyle iki katma i;:1km1$ ve sorunla ba$a i;:1kmak i<;:in har-
canan yurekli i;:abalara ragmen Osmanh Devleti'nin dag1l-
masma katk1da bulunan onemli nedenlerden birini
olu~turmu$tur. Hukumetin bu duruma ilk tepkisi III. Se-
lim onderliginde merkeziyet<;:i bir yakla$1mla butunle$me-
ye i;:ah$mak olmu~tur ve bu i;:abalann ula$t1g1 nokta ise bir
Turk ulusal devletinin kurulmas1d1r.
Bu anlaulanlar Osmanh Devleti'ndeki degi~imle ilgili
incelememizi yap1sal degi~ikligin tarihsel-i$levsel yanma
dayand1racag1m1z1 gostermek i<;:indir. K1saca i$e, lmpara-
torluk'taki Hlristiyan ve Musluman halklann ozellikle ken-
di liderlik gruplan arasmda farkh tabakalar olu~turma mo-
dellerini inceleyerek ba$layacag1z. lkinci olarak, k1smen
Bau'daki endustriyel devrimden ve serbest piyasa ekono-
misinden kaynaklanan ve buyuk oli;:ude yeni bir dizi eko-
nomik gui;:le $ekillenmi$ olan bu sosyal katmanla$may1
gozden gei;:irecegiz. Oi;:uncu olarak ise, ekonomik etmenle-
re, farkhla$ID1$ sosyal yap1ya ve bunun sonucunda ortaya
i;:1kan yeni tip bir duzenleyici eyleme kar$1 i$levsel bir tep-
ki olarak siyasi sistemdeki degi$imi ele alacag1z. Bir ba$ka
deyi$le, siyasi sistemin farkhla$mas1 ve yeni bir siyasi kad-
ronun dogu$unun, sosyal farkhla$rna ve onu olu$turan ne-
denler, yani meslek gruplan, mulkiyet rnodelleri, gelir se-
viyeleri ve kulturel-siyasi degerlerle ilgisi oldugu varsay1-
rnmdan yola i;:1kacag1z.
10
2. Sosyal Yapilann lkiye Bolunmesi ve
Osmanh lmparatorlugu'nda Siyasi Gerginlik

Bihm adamlan tarafmdan yeni elit tabakay1 olu~turan te-


mel unsur, Ball ile ilk ileti~im kanallan ve yeni du~unce
~eklinin temelleri olarak <;ok onemli gorulmesine kar~m
Sultan III. Mustafa (175 7-74) ve Sultan I. Abdulhamid
(1774-89) tarafmdan ger<;ekle~tirilen askeri reformlar ger-
<;ekte <;ok daha mutevaz1 bir gayeye hizmet ediyordu. Tek
ama<;, d1~ ve i<; saldmlara kar~1 devletin bekasm1 saglamak-
tL lleri teknoloji, giderek daha fazla endustriye dayah eko-
nomik sistem, yeni yonetim teknikleri ve askeri gucu odak
noktas1 olarak alma egilimi Ban'dan gelen tehdidin ana un-
surlanm olu~turuyordu. Eyaletlerdeki ozerklik aray1~1 ve
duzen ve guvenlik a<;1smdan duzenleyici eylemlerle ilgili
olarak birbiriyle <;eli~en talepler <;ogu zaman ahlaki ve dini
terminolojide ifade buldu ve i<; kan~1khk unsurlanm olu~­
turdu. Aslmda butun bunlar toplumun gunluk ya~ammda
kendisini yaygmla~m1~ ticaret, arazi kullammmdaki degi-
~iklik ve artan ileti~im olanaklan ~eklinde gosteren ve Ba-
n'dan gelen teknolojik, ekonomik ve aydm etkilerin yan
uriinlerinden ba~ka bir ~ey degildi. Uzun sureden beri Os-
manh Devleti'nde hakim durumda olan hukumet ile top-
lum arasmdaki bolunme a~ag1daki durumlarda ifade bul-
du. Toplum geli~ti, teknolojik ve ekonomik etkilere bir ol-
<;ude cevap veren yeni du~unceler ve taleplerle farkhla~t1,
hukumetin i~levlerinin de buna paralel olarak degi~mesi
beklendi. Taht ve merkezi burokrasiden olu~an, kendisini
devletle e~degerde goren, kendine ozgu yetki geleneklerine
tabi olan hukumet, bunlan anlayacak ve degi~ikligin getir-
digi sorunlarla ba~a <;1kabilecek gu<;te degildi. Yine de bu-
rokrasi yogun, fakat yapay temaslarda bulundugu Ban'daki
modernle~meye oykunerek hukumetin i~levleriyle ilgili ek-
sikler konusunda kendisini egitmeye ve toplumu kendi an-
Osmanli'da Degi~im, Modernlqme ve Ulusla~ma

lad1g1 $ekilde modernle$tirmeye i;ah-?tL Ore yandan, i;ogu


kez ekonomik gucune ve toplum destegine dayanarak top-
lumda buyiik oli;ude kontrolu elinde tutan Musluman ve
Musluman olmayan liderlik gruplan kendi i;1karlan, emel-
leri ve kendilerine ozgu kulturleri dogrultusunda bir hu-
kumet olu-?turmaya i;ah$tl. Boylece, yonetenler ile yoneti-
lenler arasmdaki i;ati-?ma ve hukumetle her faaliyet duze-
yindeki toplum arasmda bir uyum saglama geregi son do-
nemlerinde Osmanh Devleti'nin kar$ila-?t1g1 en ciddi soru-
nu olu-?turdu. Hukumeti ve toplumu i-?levsel ve ideolojik
olarak uzla-?nrmak i<;in giri-?ilecek her i;abamn, Osmanh
Devleti'nin geleneksel, karma$1k sosyo-etnik ve dini den-
geler sistemini bozdugu geri;egi bu durumu daha <la ciddi
hale getirdi. Bu olgunun ogeleri olan farkhhklar ve i;eli-?ki-
ler, sosyal yapmm ve onu destekleyen toprak sisteminin
dag1lmasmdan, Balkanlar'da ve k1y1 bolgelerinde Ball ile ti-
caretin yogunla!?masmdan ve tahtm otoritesinin i;okli$11n-
den soma daha artu.
Onsekizinci ve ondokuzuncu yuzy1llarda Avusturya
ve Bau Avrupa ulkeleriyle ticaret h1zla yaygmla$tL 1774 ve
1792 y1llannda yapilan Kui;uk Kaynarca ve Ya!? ban!? ant-
la$malan ile Karadeniz'in Rus ticaretine ac;ilmasmm etkile-
ri, aym denizin kuzey k1y1lannda ya!?anan ve Osmanh Dev-
leti'ni en onemli ekonomik ussunden mahrum eden top-
rak kayb1yla iki karma c;1ku. Karadeniz, Osmanh Devleti
ii;in Akdeniz ticaretindeki Frans1z ve lngiliz hakimiyetine
kar!?l denge saglayan i;ok onemli bir ticaret alamydi. Ayn-
ca, Karadeniz sahillerinde ya$ayan tuccar s1mfi ticari a<;1-
dan lstanbul ve Anadolu'ya baghyd1 ve dogudan, baudan
ve diger yerlerden gelen mallann ge<;i$ noktas1 gorevini ya-
p1yordu. Bu, ashnda biraz karma~1k ve dengeli ve aym za-
manda onsekizinci yuzyilm sonlanna kadar askeri alanda
ugramlan kay1plan telafi etmeye yetecek kadar verimli bir
ticaret sistemiydi. Bu arada, Bat1'daki endustriyel devrim,

j 12
Osmanh Devleti'nin Donusumii, 1789-1908

bumm sonucunda ortaya c;1kan ;;ehirle;;me ve tuketim ah;;-


kanltklanndaki dcgi;;iklik. teknolojik ve askeri ilerlemeler-
le ikiyc ka1land1 ve ticarct bic;imlerini kllklo bic;imde degi;;-
tirdi. Ondokuzuncu yozyi!da ticarct dcngesi oldukc;a iyi
olan Osmanh Dcvleti giderek artan bic;imde ithalatc;1 bir
konuma girdi. Daha <;ok imal edilmi$ maddeler ic;eren ihra-
cau, ondokuzuncu yuzy1hn sonlanna dogru giderek tanm
Ori.inleriyle smtrh hale geldi. C:ivit, kahve, ;;eker, c;elik, me-
tal OrOnleri ve yercl olarak imal edilmi$ rnaddelerin yerini
tutmamasma ragmen zamanla refah ve sosyal statll sernbol-
leri haline gelen giyim e~yas1 gibi ycni maddeleri saun al-
maya ba$1adt. lmparatorluk glda ma<ldelcri ve hammadde
ihracat<;1s1 haline geldi; yon satarak yunlO giyim C$yalan it-
hal etmeye ba$lad1. l 783'te Avrupa'nm Osmanlt lmparator-
Iugu'yla yapug1 ticaretin loplam 4.4 milyon oldugu tahmin
e<lilmektcdir. 1829'da bu rakam 2.9 milyona inmi$ (Yunan
bag1111s1zlik sava$111m bunda ctkili oldugu do~onulmekte­
dir), fakat 1845'te 12.2'ye, l876'da 54'e vc 19ll'de 69.4 mil-
yona yo.ksclmi$tir. 4 Yakla;;1k 1850'den l 9 l 4'c kadar ithalat
ihracau buyuk ol<;ii<le gec;mi$tir. l 838'cle yaptlan ve Boyok
Britanya'ya i<; uretim a<;1smdan tar11~1lmaz bir Osti.inluk ve-
ren lngiliz-TtITk Tkari (Baltalimam) Antla;;mas1'11dan sonra
Osmanh Devleti'nin ekonomisi 1amamen c;okml1$tllr.
Osmanli kaynaklanndan <;ok kapsamh bir ara~tmna
yapan David Urquhart 1830'lann ba~lanmla Bat1'ya Dogu
4 Ternel bilgi ac,:1smdan bkz. Charles lssawi, The Economic History of The Midd-
le East 1800-1914 (Sikago, 1966), s. 60; Nicolos G. Svoronos, La Commerce
de Salonique au XVlll siecle (Paris, 1956); Paul Masson, Histoire du commerce
Fran(ais dans le Lavant au XVIll siecle (Paris, 1911). A. C. Wood, A History of
The Levant Company (Londra, 1935). Leone Levi, History of British Commerce
1763-1870 (Londra. 1872), s. 934'te. 1850'de Osrnanh lmparatorlugu'na yap1-
lan ihracan 2 811 000 Pound olarak gosterir Tiirkiye iic,:iincu s1radad1r Di-
ger istatistikler lngiliz ihracau hacminde tuttugu yer a~1smdanTiirkiye'yi da-
ha yukanlarda gosterir. Bkz. Bailey, British Policy and The Turkish Refonn Mo-
vement (Cambridge, Mass, 1942), s. 74; aynca, William Page, Commerce and
Industry Tables of Statisties for The British Empaire (Londra, 1919).

13
Osmanh'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

halklannm tamammm butun gereksinimlerini, hatta luksle-


rinin kar;;1lanmasma kar;;1hk onlann tamamen tanma ve
hammadde ikmaline yoneltilmesini ve verilen mamul mad-
delere kar;;1hk onlann uretimlerinin almmasm1 onermi;;tir.
Yirmi yil soma ise M. A. Ubicini ;;undan yakmmaktayd1:

Osmanh lmparatorlugu'nda imalat endustrisi eski halinden


<;;ok ~ey kaybetti. Art1k hammaddeler Turkiye'nin ihracatl-
nm buyli.k bir bolumunu olu~turuyor. Bunlar Avrupa'ya gi-
diyor ve kar~1hgmda imal edilmi~ urunler ahmyor. Say1s1z
<;;e~itlilikte mamul maddeler. .. Aruk kendilerinde olmayan
veya tamamen yok olmak uzere olan maddeler. .. l~kodra ve
Tirnova'da 1812'de faaliyet halinde olan iki bin dokuma
tezgah1 vardi. .. Fakat 184l'de yalmzca iki yuz tezgah kal-
di. .. Aym gerileme Suriye ve Arabistan lrak'mm imalat<;;1 ~e­
hirlerinde de gozlenmektedir...

Fakat Ubicini bu kesin gozleminin tersine, kabahatin bu-


run c,:abalanm tanma yoneltmeyen Osmanhlarda oldugu
inancmdaydi. Boylece, kendi tuketimi ic,:in gerekli olan her
;;eyi kendisi uretmeye c,:ah;;an degi;;im surecindeki bu.run
gene; devletlerin veya uluslann du;;rukleri hataya onlar da
du;;mu;;ru. 5
Bolgesel degi;;im modellerinde ortaya c,:1kan degi;;iklik-
lerle daha belirgin hale gelen bu geli;;meler bolgelerin ken-
di aralannda hammadde veya mamul madde ah;;veri;;leri
;;eklinde surdurulegelen ic,: ticareti sekteye ugratm1;;ur. K1s-
men deniz ileti;;iminin hakim duruma gec,:mesi nedeniyle
bu bolgeler Osmanh yonetimiyle giderek zay1flayan resmi
siyasi baglanm surdururken, zaman ic,:inde ekonomik ac,:1-
5 Almnlar D Urquhart, Tuduy (londra, 1933), s 141-44 ve M. A. Ubicini,
Letters on Turlley (Londra, 1856), s. 339-44; lssawi'de yay1mlanm1~m. s. 42-
5.
Osmanli Devleti'nin DDna~ama, 1789-1908

dan Fransa veya lngiltere'ye giderek daha bag1mh hale gel-


mi$lerdir. Bu tek yanh geli$en ticaret ili$kilerinin sosyal
yans1malan -yani Ubicini'nin evrensel maddi refah ve bu-
nun sonunda kendiliginden emperyalizme yonelim ic.;in en
emin yolun ekonomik liberalizm oldugunu ic;tenlikle sa-
vundugu gibi- lmparatorlugun her yerinde aym anda ve
aym yogunlukta hissedilmemi$tir. Guneydogu Avrupa on-
sekizinci yuzy1lm ba$lannda geli$en ticaretin etkilerini his-
setmeye ba$lam1$Ur. Bu bolgeler iyi donemlerinde Osmanh
Devleti'nin saglam1$ oldugu baz1 ozel ekonomik guvence-
lerden ve koruyucu onlemlerden yararlanm1$lard1r. Sonuc.;-
ta, bolge ekonomik ac.;1dan kalkmm1$ ve Avrupa endustri-
yel kalkmmas1 kendi pazarlan ve tanm mallan kaynaklan-
na siyasi ve ekonomik bag1mhhk ko$ulunu gerekli hale ge-
tirmeden c.;ok once kendi siyasi bag1ms1zhklanm kazanm1$-
lardir.
Onsekizinci yuzy1lm sonlannda lmparatorlugun Avru-
pa'da kalan ve Hlristiyanlann ya$amakta oldugu balumleri,
Muslumanlar arasmda mevcut olmayan uc; liderler grubu
olu$turmu$tUr. Bu gruplar Balkan milliyetc.;iliginin onderle-
ri olmu$lar ve zaman ic.;inde de Sirp, Yunan ve Bulgar ulus-
devletlerinin belkemigini olu$turmu$lardir (1804-78). Bi-
rinci grup onde gelen tuccarlar, imalatc;1lar ve bu konularla
ilgili diger meslek gruplanndan olu$uyordu ve c;ogunun
kokleri yuzy1hn ba$lannda Avrupa i.le yapilmaya ba$lanan
6 Bkz. Traian Stoianovic, "The Conquering Balkan Ortodox Merchant", jour-
nal of Economics History (Haziran, 1960), s. 234-313'e; The Social Foundati-
ons of Bal11an Politics'e, editorliigiiml Charles ve Barbara Jelavic'in yapng1
Ballwns in Transition (Berkeley, 1963), s. 207-345'e; "The Nature of Balkan
Society Under Ottoman Rule", Slavic Review, c. xxi, 4 (1962) s. 597-622'ye.
Yukandaki yazarlar Tiirk kaynaklanm nadiren kullamrlar (Bat! dillerinde
yazanlar harii;:) ve her f\.·dkan devletini sanki onbe~inci yilzy1ldan onstkizin-
ci yiizy1la kadar bag111rnzml$ gibi kabu \ ederler. Bu y<1zt lard a Bal kanlar'du
Tiirk tiiccarlann ve gcnel anlamda Tilrklertn varhg1 ya da Osmanlt 11evlr·
ti'nin Balkan toplumunun degi~iminde ve ekonomik sisteminde oynad1gi
rol kasith bir ~ekilde yok sayil1r.

I 1s
Osmanli'da Degi~im, Modemlqme ve Ulusla~ma

yo gun ticaret ili~kilerine dayanmaktaydi. 6 Sunu ifade et-


mek gerekir ki Viyana, Venedik, Trieste ve ozellikle Ode-
sa'daki Yunan ticaret kolonileri Osmanh yonetimi altmda-
ki kendi etnik gruplannm fiilen devrimci onculeri olmu~­
lardir. lkinci grup ise, kokleri ve statuleri ya yukanda sozu
edilen tuccarlar sm1fmdanan veya ya aym grup ya da yerel
kilise tarafmdan kurulmu~ ve himaye edilmi~ okullardan
olu~mu~tur. Ozellikle uyelerinden baz1lan Frans1z Devri-
mi'nin fikirleriyle tam~t1ktan soma, bu grup milliyet<;:i ide-
olojilerin bayraktan haline gelmi~tir. Bu gruba, yonetici
burokratik duzene mensup piskoposlar veya patriklerle s1k
s1k anla~mazhga du~en H1ristiyan Ortodoks ruhban grubu
da eklenebilir.
(:oklukla halktan olan U.<;:U.ncu grup liderler ise hay-
duk veya klephte olarak tammlanan ve Ban ordulannda ve
donanmalannda hizmet veren, gerilla komutanlan olarak
sava~an ve daha soma ugrunda sava~t1klan ulusal devrim-
ler s1rasmda askeri liderler olarak ortaya <;:1kan yan e~k1ya,
yan halk lideri olan romantik kahramanlardan olu~mak­
taydi. Bu grubun en onemli ozelligi, <;:ogunlukla onsekizin-
ci yuzy1lda koylu ziraat<;:1 tabamndan ortaya <;:1kmalanydi.
Bunlar koylu kitlelerle ili~kilerini surdurduler ve en azm-
dan ba~lang1<;:ta ekonomik orta s1mf gruplan ve aydm-
asker se<;:kinleri arasmda ortaya <;:1kan k1smi ideolojik go-
ru~ birligini sembolize ettiler.
Balkan gruplanmn, 1804'te Sirp ayaklanmas1yla ba~la­
yan ve daha soma 1875'te Bulgar ayaklanmas1 ve giderek
yaygmla~an diger baz1 ayaklanmalarla en list noktaya <;:1-
kan milliyet<;:i ba~kaldmlan beklenen ve dogal olgular ola-
rak alg1landi. Bulgaristan, daha <;:ok 1877 Osmanh-Rus Sa-
va~1'mn sonucu olarak bag1ms1z bir devlet haline geldi. Bu,
yalmzca dini ve kulturel husumetlerin sonucu degildi (bir
kitle seferberligi vasitas1 olarak ideolojik onem kazanm1~­
tir ); Bulgar du~-Cmurlerin tammlad1g1 gibi sosyal duzeyde
Osmanh Devleti'nin D()nii~iimii, 1789-1908

sermaye yatmm1 ve kiralanml$ emek sonucu ortaya c;1kan


uretimin yarattig1 kapitalist sistem, yani fiili burjuva top-
rak agahg1 ile hukumet duzeyindeki feodal toprak agahg1
turu otorite arasmdaki derin du$manhg1 da dikkate almak
gerekiyordu. 7
Yukanda tammlanan sosyal katmanlara etnik-dini c;;iz-
gide $ekillenen ve devrimcilerin i$tahlanm kabartan henuz
tam olarak olgunla$mam1$ garip bir du$manhk tUrunu de
katmak gerekir. 1$levini kaybetmi$ olan hakim siyasi grup
hemen hemen tumuyle Osmanh burokrasisinden olu~mak­
taydi. Bunun yamnda, ~ehirlerdeki ve koylerdeki cemaat li-
derleri ve H1ristiyanlarm ya~ad1g1 Musluman olmayan koy-
lerdeki cemaat liderleri imalat ve ticaretle ugra~1yordu.
Bunlar yonetimi kar$It ve somurucu bir grup olarak gor-
mekteydi. Yonetimdeki grup kendi milliyetc;;i siyasi goru-
numleriyle tammland1g1 ic;;in Osmanh burokrasisini "Turk"
olarak tammlamaya ba~ladi. Onlarm gozunde Osmanh Dev-
leti, fiilen 1923 y1lma kadar var olmad1g1 halde, zaten mil-
liyetc;;i bir Turk devletiydi.
Balkanlar'da ulusalla$ma surecinin haz1rhk a~amasm­
da Musluman halk arasmda ya~anan geli~meler (c;;eli~kili
olmakla birlikte bunlar s1khkla H1ristiyan milliyetc;ilerin
faal olduklan aym topraklarda ve ~ehirlerde ortaya c;;1km1~­
tir) tamamen farkh bir yap1daydi. 1768-74 ve 1787-92 y1l-
lannda cereyan eden ve Osmanhlann yenilgisiyle sonuc;;la-
nan Rus-Osmanh sava$lan merkezi hukumetin otoritesini
ciddi ~ekilde zay1flatm1~tu. Bu durum, c;e~itli bolgelerdeki
fiili yoneticiler olarak ayanlann ortaya c;;1k1~1m kolayla~tlr­
m1~ ve bunlara iktidar mucadelesine girme firsat1 vermi~tir.
Kuzey Afrika, Suriye ( Cezzar Ahmed Pa~a), M1su ve
7 Balkanlar'da sosyal gruplar ve milliyet<:ilik i~in bkz. Dimitrie Djordjevic, Re-
volutions nationales de peoples Ballianiques, 1804-1914 (Belgrat, 1965); S.
Fischer Galati, "The Pcasonhy as a a Revolutionary Force in the Balkans",
Jamal of European Affairs, cilt xxiii, 1 (1963).
Osmanh'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

Irak gec;:ici de olsa fiili ozerklik kazanm1;;lar, bu arada Veh-


habiler Arabistan'da ortahg1 silip siipurmu;;lerdir. Rume-
li'de K1rcalililer arasmdaki ve Tatar prenslerin, ozellikle
Pasvanoglu'nun (1797) yonetiminde Deliorman ve Vidin'
de ya;;ayanlann ba;;latuklan ayaklanmalar ve T~pedelenli
Ali Pa;;a'mn Yanya'da ba;;latt1g1 ayaklanma, orduyu Hiristi-
yan asilerden c;:ok bu ayaklanmalarla ugra;;mak zorunda b1-
rakarak hiikiimetin otoritesini daha da zay1flatm1;;nr. He-
niiz devrimci bir sosyal degi;;im siirecine girmemi;; olan
Turk-Musluman koyluler gec;:mi;;in kalmnlan olarak dun-
yadan soyutlanm1;;lar, kendi h1s1mlan ve dinda;;lan olan
orta sm1f tarafmdan ekonomik ve ideolojik olarak destek-
lenen daha miireffeh Hlristiyan koylu s1mft ise one gec;:erek
bunlan sosyal ac;:1dan geride birakm1;;nr. Genelde imalat ve
yonetimle ugra;;an Musluman-Tiirk gruplann ya;;ad1g1 ;;e-
hirlerde eski yoneticiler, Hiristiyan gruplar arasmdan do-
gan yeni orta s1mf tarafmdan geri plana itilmi;;lerdir.
Bu siirec;: onsekizinci yuzy1lm sonlannda ba;;lam1;; ve
ondokuzuncu yuzy1lm birinci yansmda hemen hemen ta-
mamlamm;;nr. Toplumun Tiirk-Musliiman kesiminde si-
yasi ac;:1dan H1ristiyan orta sm1fla miicadele edebilecek bir
orta sm1f yoktu (tiiccarlar, aydmlar, ruhban). Kirsal kesim-
de tek lider ayan'd1 ve c;:ogu durumda bunlar guc;:lerini zen-
ginliklerinden alan ve sosyal konumlanm miras yoluyla
edinmi;; ki;;ilerdi. <;;:ogunlukla bunlar tiiccar veya imalatc;:1
degil toprak agalanyd1lar. Ayanlarm emrinde olu;;turulmu;;
askeri guc;:ler yerel Musliiman gruplardan veya lmparator-
luk ordusunun ganimet ve toprak vaadiyle hizmete girmi;;
olan gayri memnun unsurlanndan derlenmi;;ti. Yamahlar
(sm1r muhafm yenic;:eriler), dayzlar ve yerel Miisluman ile-
ri gelenler H1ristiyan koylulerin topraklanm ellerinden al-
maya c;:ah;;1rlardi. Zira bu grubun ekonomik ve sosyal sta-

118
Osmanlt Devleti'nin Donii~iimii, 1789-1908

tilsunu surdurmek ic;in kirsal alanda toprak sahibi olmak-


tan ba$ka c;aresi yoktu.8
Onsekizinci yuzy1lm ortalanna kadar, Balkanlar'daki
uretici. gruplann bel kemigini olu$turan Musluman-Turk
sanatkarlar, ticaret odalan ve esnaf birli.klerinin (loncalar)
isimleri.nden de anla$1lacag1 gibi, daha onemsiz alanlarda
ticari faaliyetler yurutmek ve bunun sonucu olarak da da-
ha basit i$ler yapmak zorunda b1rakilm1$lard1r.9 Ondoku-
zuncu yuzy1hn ortalanndan itibaren, anlamh bir ekonomik
guc; olma ozelliklerini kaybetmi$lerdi.r. Ayanlann (bazen
derebeyler olarak da amhrlar) onemli. konuma yukselmeleri.
ve dayilann ve yerel ki$ilerin toprak edinme c;abalan timar
sisteminin nihai c;okli$linun belirtileri olarak ahnabilir. Bu
geli$meler, lmparatorlugun bau kesimlerinde ya$ayan
Musluman-Turk unsurlar arasmda ba$layan sosyal evrimin
ilk a$amasmm da belirtileriydi. Ondokuzuncu yuzy1lm
sonlanna dogru Balkanlar'daki uluslararas1 olaylann bask1-
s1 ile ve k1smen de hukumetin izledigi politika ylizlinden
bu evrim siyasi ac;1dan anlam kazanmaya ba$ladi. Bu arada,
Balkanlar'da etken liderlik olanaklan ellerinden ahnm1$
8 Christo Gandev, "L'apparition des rapports capitalistes clans !'economic ru-
rale de la Bulgarie du nord-ouest au cours du XVIIle siecle", Etudes Histori-
ques (Sofya, 1960), s. 208; aynca, Yugoslavya'da Makedonya tarihi konusun-
da yaymlanm1~ mahkeme kararlanna, Tm·sl1i Documenti za Mal1edonsl1ata Is-
torija, 1800-1839, 5 cilt (Oskup, 1951-58) bkz. Ornegin, ayan Mustafa
Aga'y1, reayay1 rahats1z etmemesi yolunda uyarmm yer ald1g1 I ciltteki 53 sa-
y1h belgeye bakmtz. (0 donemlerde reaya H1ristiyanlar i(in kullamlmaktay-
d1.) Anadolu'daki aym durumlar i\;in Kemal Akyuz'un Ziya Pa~a·mn Amasya
Mutasarnflig1 Srrasmdaki Olaylar'ma (Ankara, 1964) bkz.
9 Daha sonralan Balkanlar'a giren mesleklerle, Turk kokenli olan daha eskiler,
ger(ekten de adlanyla ay1rt edilebilmektedir. Ornegin, 18 Temmuz 1812 ta-
rihli bir Eflak bolgesinde, Bukre~'teki zanaatkarlann isnafuri'nin (Ti.irk\;e es-
naftan gelir) ve tiiccarlann listeleri verilir. Listedeki 61 meslekten 22'si belir-
gin ~ekilde Turk1:e adlar ta~ir ve giyim e~yalan, ev e~yalan ve g1da maddele-
riyle ilgilidir Digerleri ise Almanca, Macarca (daha \;Ok metal i~leri), Slavca
ya da Frans1zca kokenlidir ve son zamanlarda yap1lmaya ba~lanan ticaret ve
el sanatlanna kar~1hk gelir. Documenti Privitoare la Economica Tailrii
Rominesti, 1800-1850, cilt I (Biikre~. 1958), s 146-47.

I 19
Osmanli'da Degi5im, Modemle5me ve Ulusla~ma

olan Tttrk koylCtlcr ya yonetimde olanlar taraf111dan ordu


saflanm takviye etmek i<;in kullamlm1~lar vcya Bulgar ve
Yunanlt <;ift<;iler ile tftccarlar tarafmdan vas1fs1z i~<;i olarak
i~e al1111m~lar veya bag1ms1zhgm eldc edilmesinden sonra
Osmanh Devlcti'nin geriye kalan topraklannda ya~amak
zorunda h1rak1ln11~lardir. Bu ko~ullar y(iztindcn i1ildikleri
sosyal konumu anlayamayan Turk koyluler grup daya111~­
mas1 icin din temclini kullamm~lar ve boylecc Osmanli si-
yasi elitiylc kendilerini Ozde~le~tirmi~lcrdir. Elit ise bu
kimligi ah s1111flann milliyet<;i seferbcrligi i(in ve ulusal
clevlet i<;in siyasi dayam~ma saglamada kullanm1~ur.
Balkanlar'daki Turklerin ve Turk olmayan gruplann
sosyopolitik durumlanm T. G. Vlaykov, 1860'1arda Bulga-
ristan'daki Pirdop bolgesiyle ilgili amlannda <;ok iyi anhn-
m1~ur. Bir Bulgar olan yazar, Turk ve Bulgar cemaatlerin
ban~<;t, fakat birbirinden net ~ekilde aynlm1~ birlikte varo-
lu~lanna clegindikten sonra ~unlan yazmt~Ur:

Tnrklerin ya~anulanna k1yasla hizirn ya$~\Jlt 1m1z daha yti k-


sek duzeydeydi. Bulgarhmn ge\im vasualan <;ok <;~itliydi.
Ticarctin, t:trctimin ve zanaatm hemcn her dahyla ugra$1-
yorlard1. Turklere gelincc tek bildiklcri $CY ziraat idi. Ve bi-
zim oncle gclen halk1m1z, L(1ccarlanrmz ve (.c>rhw:ilar'1n11z
(Bulgar kilylerinin b<l.'?lan) Tftrkkrin cmde geknlerine k1-
yasla rulwn <;ok daha fazla uyamk, ulusal hilitl(;te ve parasa\
zenginlikte <;ok daha fazla ondelcrdi. Ama but(in bunlara
ragmcn biz Bulgarlar, Turklere kar$1 bili111;al11ndan gelcn
bir korku beslerdik. Bizim insanlanmizm Turklcrdcn kork-
malannm nedeni, onlar tarafmdan bir bask1 uygulanmayan
koylerde ya$ama1111za ragmcn onlann elcndilerimiz oldugu-
nu bilmemizdi. I<onakta y~ayan vali Turktu ... Aynca savc1
ve hiikim i.lc Turktu ... Turklcr btitfm gucu ellerinde bulun-
duruyorlard1... Turklcr krald1 ... Ve biz Bulgarlar on\ann te-
baas1yd1k.10
10 T. G. Vlaykov, Prczhvyanoto (deneyimler), 3 cilt (Sofya, 1934-42). Doreen
Warriner, Contrasts in Emerging Societies (Bloomington, Ind. 1965), s. 235-
36'daki almulardan.

20
Osmanh Devleti'nin Dilnii~iimii, 1789-1908

Boylece, ulusal bag1ms1zhk ir,;in gerekli ideolojik ze-


min haz1rland1 ve aynen S1rbistan ve Yunanistan'da oldugu
gibi uygun zaman geldiginde Bulgar ulusal devleti dogdu.

3. BO.tO.nle~me SO.red: Merkezile~me

Onsekizinci yuzyilm sonlannda ve ondokuzuncu yuzy1lm


ba$lannda lmparatorlugun Miislii.man nii.fusu i<,;indeki
kadrolann ba$lan esas itibariyle iki gruptan olu$maktayd1:
Ayanlar ve e$raf veya bir ba$ka deyi~le, bir tii.r toprak agas1
olan ser,;kinler ve hiikumetle baglanuh burokratik-askeri
unsurlar. Kokenlerinin karma$1k olmasma kar~m ayanlar
(Balkanlar'daki baz1 bolgelerde koy ba~kanlanmn Hiristi-
yan ka~1hklan ,orbacdard1) aslmda Ortaclogu'nun sosyo-
politik tarihin<leki temel onemleri heniiz tam olarak deger-
lendirilememi~ olan yeni tip bir orta stmf grubun oncule-
riydi. C:ogu zaman yercl ukmanm ve yeni<;erilerin deste-
giyle yerel ozerkligin gt1<;lcnmesinde yardnnc1 olmu~lar ve
boylece, Balkanlar da dahil olmak iizere digcr vilayetlerde-
ki merkezi otoritenin zay10amasma yo! ac;:m1slardll". Ge<;-
mi~te pek r,;ok Mii.sluman imparatorlugun r,;okmesine ne-
den olmu$ olan ve Osmanhlann yuzy1llardir ba~anh bir ~e­
kilde kar,;md1klan r,;atl~ma merkezi otorite ile vilayetler ara-
smda neticede oldurucii darbeyi indiren etmen olmu~tur.
Dolay1s1yla aycrnlann yukseli$i ve Balkanlar'tlaki sosyal de-
gi~imin en kritik anmda ba$lat11klan ayaklanmalan, Yunan
isyanmda Yanyah Ali Pa$a'mn oynachg1 rol gibi, Balkan-
lar'da modern ulus-devleilerin dogu$unu kolayla$llrml.$llr.
Bu, ancak yeni yeni gereken onemin verildigi kritik bir et-
mendir. Sonur,;ta, Sultan III. Selim'in yeni bir diizen ve mo-
dern bir ordu yaratma -Niza111-1 Cedid- <;abalan yalnizca
Osmanh askcri gii.ciinii d1!;1 dO$manlarla mlicadcle etmek
i(in gui;:lendirmck isLegine baglanmamahd1r. Gen;ekLe astl
ne<len, ayanlar Ozerinde merkezi hokumeLin ororitcsini te-
, Osmanh'da Dcgi$im, Modemle$me ve Ulusla~ma

sis etmenin kac;1mlmaz bir gereksinim olu~udur. 11 Padi~a­


ha kendi istegi dogrultusunda sunulan reformlar konusun-
daki yirmi sayfadan fazla raporda, ekonomik iyile!;)me ve
reformun uzerinde du~unulerek ve herkesc;e desteklenen
bir onayla yapilabilmesi ic;in kapsamh bir plan geli~tirile­
bilmesi ac;1smdan sivil reformlann yap1lmas1 geregi vurgu-
larnm~ur.12 Ill. Selim'in reformlannm as1l amac1, Osmanh
sosyoekonomik sisteminin temel ta!;)t olan t1mar!ar konu-
sunda reform yapma arzusun<lan da ac;1kr;a an!a~ilacag1 gi-
bi eski politik duzene yeniden hayat vennekLi. Her sosyal
s1mfa mensup k~iyi kendi sosya! tabakalanmn i~areti olan
kendi gelenekscl k1yafetlerini giymeleri konusunda zorla-
ma c;abalan bu goru~u dogrular. Fakat eski dii.zenin can-
landmlmas1 olanaks1zd1.
Her ~eyden once, koklu bir degi~ime ugram1~ olan
sosyal yap1, hii.kumetin gec;mi~te oldugu gibi dengeler sis-
teminin istikrar noktas1 olmaktan ziyade duzenleyici i~lev­
ler uslenmesini gerektiriyordu. lkinci olarak, bu ko~ullar
ortasmda izlenecek bir merkeziyetc;ilik, ba~anh olsa bile,
idamesi bir dizi yeni yapilanma ve buna kar~1hk gelen po-
litik kultur gerektiren butunluge sahip bir politik sisteme
yol ac;abilirdi. Oc;uncu olarak, yeni siyasi yapilarm yarat1l-
mas1 ve bunun sonucu olarak hukumetin faaliyet alanlan-
nm d1~mda kalan r;e~itli i~levlerin yerine getirilmesi, huku-
met hizmetine ahnacaklar ic;in yeni kriterler olu~turulma­
sm1 ve bu yeni hukumet gorevlerinin yerine getirilmesi
ic;in gerekli bir uzmanhk egitimini zorunlu hale getirecek-
ti. Butun bunlarsa, Osmanh lmparatorlugu'nun o zamana
11 Turk kaynaklanna dayandmlnu~ ayanla mucadele konusundaki bilgiler
M1ifns.•al Osma11li Ta1·il1i'nin V. r.:il<linde bulunabilir (Istanbul, 1962), s.
2724-6, 2859-63. Duncmin en ayrnmh incelemesi Stanford Shaw tarafmdan
)'ap1ln11~11r: Bl'tw1·<n Old and Nt:w; the Ottoman Empire under Sultan Selim lll,
1789-1807 (Cambridge, Mass. 1971).
12 Niyazi Eerkes, The Development of Secularism in Turl1ey (Montreal, 1964 ), s.
72 ve Enver Ziya Kara!, Tarih Vesikalan, 116 (Nisan, 1942), s. 414-25.
I
I 22
Osmanl1 Devleti'nin Donii~iimii, 1789-1908

kadar bilincgclcn anlamim tllmOyle degi~tirecekti. III. Se-


lim zamanmda hi1kum s(1rmeye ba~layan i~levsel bir hok11-
met kavran11, Viyana'daki Osmanh bi.1yi.tkelc;isi Ehubekir
Ratip'in raporunda gayet a<;1k bir;imde anlanlrm~ur. Ratip'e
gore, c;ag<la~ bir <levlctin ozclliklcri disiplinli bir ordu, sag.-
lam bir maliye, iyi vc aydm gorevliler, halk aras111da gi:1-
vcnlik vc refahu vc 1L'un bunlar hukii.metin alacag1 onlcm-
lcrin son ucu o lacak L!.
Avrupa'da Paris, Lon<lra, Viyana, Berlin ve digcr yer-
ler<le ei(ilikler, 13 modern okullar ac;1lmas1 ve kf1ltiird ya-
yilma yollan olarak k1snli da olsa onemli hir giri~im ola-
rak, ozellikle 1793-98 ve 1806-07 donemlerinde Fran-
sa'dan egilmenlrr gctirtilmesi, esas degi~iklik gOr;lcri olma-
sa bile sosyal sistemdeki degi~ikliklerin vc merkeziyetc;ilik
esasma gi'.>re i~lcyen yeni hOkt1rnet kavramlarmm geli~tiril­
mesin<le tamamlay1n unsurlard1. Gen;ekten de eski dOze-
nin yerlc~ik egilimlcrini zay1flatmak ve yenilerine zemin
haz1rlamak ac;1s111dan merkeziyelc;i politika, Ill. Selim ve II.
Mahmud (1808-1839) donemlcrinde al man diger mtmferiL
(1nlemlerden c;ok daha iyi sonm;lar vermi~tir.
Daha 6nce degini lcligi gibi, merkeziyetc;il igi n iilke ic;in-
deki hareket noktas1 ayanlann ve diger asi unsurlann ya-
ra1u klan tchdide son verme isLegidir. lllikumetin bunu ba-
$annak ic;in, Ost sm1f Mlisluman gruplarmm gli<; ald1klan
<;:ijilil?leri ve Rumeli ve Anaclolu'daki buyli.k LOprak i~letme­
lerinin etkilcrinin azalmasmt saglamaktan ha~ka i:;1kar yolu
kalmamt~!H. Bu nrdenle, H1ris1iyan kitleleri a_ymilara ve
ycnic;crilerr kar~1 dolaylt olarak desteklemi~tir. Bunun en
iyi ornegini Bosna valisi Ebub<.>kir Pa~a'nm, Pasvanoglu ya-
malilanna ve dayilanna kar~1 S1rp asilerle i$birligi yapmas1
olu~turur. Bunu yaparken, ku!;lkusuz istemeden, Sll'plann
ba~1ms1zltk isteklerini desteklemi$tir.

13 Yeni elr;iliklerin ac;limas1 konusunda bkz. Ercument Kuran, Avrnpa'da Os-


manlr tkamct Eli;iliklerinin Kurulu~u (Ankara, 1968). Ayanla yap1lan pakt
ir;in bkz. Halil lnalc1k, "Senedi luifak ve Gulhane Harn Humayunu", Belle-
ten, cilt XXVlll (Ekim, 1964), s. 603-90.
Osmanli'da Degi~im, Modernlqme ve Ulusla~ma

Yeni orduyu desteklemek ic;in kurulan idari orgut,


merkezi ve i;;levsellik esasma gore i;;leyen bir devletin c;e-
kirdegini ic;ermekteydi. ldarecilerden yoksun b1rak1lan ba-
z1 umarlann gelirlerini toplamak ir;in kurulan mali orgut,
yeni vergilerin toplanmas1, tasarlanan askere alma yontem-
leri gibi giri;;imlerin tumu merkezi ve butunlugu olan bir
yonetimin olu;;makta oldugunu gosteren i;;aretlerdi. III.
Selim'in iktidan s1rasmda, Bat1 dillerini bilen ve muspet
ilimler konusunda bilgili kur;uk bir grup da olu;;maya ba;;-
lam1;;ti. Ill. Selim'in reformlan 1807'deki yenir;eri ayaklan-
mas1yla engellendi. Bu donemde ordusuyla duruma muda-
hale eden ve 1808'de II. Mahmud'un tahta r,;1kmasmda ve
1807'de dag1lan modern ordunun yeniden olu;;turulmasm-
da dolayh olarak etkili olan en tanmm1;; ayan Rusr;uklu
Alemdar Mustafa Pa;;a idi. Onceleri Yenir;eri Ocag1'nm ku-
r;uk bir birimi olarak kurulan yeni ordu Sekban adm1 ald1
ve 1826'da yenir;erilerin kaldmlmasmdan soma Asakir-i
Mansure-i Muhammediye (Muhammed'in Muzaffer Askerle-
ri) olarak amlmaya ba;;landt. Sultan II. Mahmud tahta r,;1-
karken ayanlara r;ok kur;ultucu bir odun vermi;;ti. Alem-
dar Mustafa Pa;;a kumandasmdaki ayanlar 6zel haklar is-
temi;;lerdi. Ayanlardan r;ogunun, baz1lanmn asker sayila-
n 5.000'e yakla;;an ordulanyla lstanbul kap1lanna dayan-
m1;; oldugunu bilen padi$ah, 1808'de Sened-i lttifak olarak
bilinen anla;;may1 imzalam1;;ti. Bu toplanuya kaulmayanla-
rm adma hareket eden ve senedi imzalayan ayaniar tahtm
ustunlugunu resmen tamm1;;lar ve veziriazam tarafmdan
icra edilen otoriteye itaat etmek niyetinde olduklanm be-
yan etmi$lerdir. Kendileri ve ogullan adma, padi;;ahhgm
devammm devletin ve kendilerinin bekasmm garantisi ol-
dugunu kabul etmi;;lerdir. Sonur;ta, kar;;1hkh guvenin esas
oldugu resmen ar;1klanm1;;ur. Ayanlar topraklannm ve
kendilerinden soma varislerine ger;ecek olan haklannm
(Madde 5) garanti edilmesine kar;;1hk merkezi otoriteyi as-

1 24
Osmanli Devleti'nin Donl1$iimii, 1789-1908

keri ayaklanmalara kar~1 korumay1 kabul etmi~lerdir. Di-


ger hukumler ise vergiler ve koylulere yap1lan muameleyle
ve hukumet gorevlilerinin yetki alanlannm kendi gorevle-
riyle sm1rlandmlmas1 ve kendilerine verilen yetkiler c,;en;e-
vesinde hareket etme gerekliligi ile ilgilidir. Bu, politik mo-
dernle~me ic,;in onko~ul olan idari gorevlerin belirlenmesi
ve farkhla~tmlmas1 yonunde aulm1~ onemli bir ad1md1r.
Daha sonralan burokrasi ile ekonomik yonelimli gruplar
arasmda ortaya c,;1kabilecek c,;au~malar da dikkate almm1~­
ur. Aslmda, bu pakt, dogmakta olan modern burokrasiyi
temsil eden veziriazamhk ile daha alt sosyal gruplann fiili
kontrolunu elinde bulunduran ayanlar arasmda pazarhkh
bir anla~mad1r. Bu, taht ve halk ac,;1smdan ayanlann statl1-
lerini lslamiyet temelinden c,;ok iktidar temeline dayand1ra-
rak yasalla~urm1~t1r. Aynca, pakt her grubun iktidar c,;1kar-
lanna en uygun iki idari kavram arasmda saglanm1~ bir uz-
la~mad1r: Burokrasi ic,;in merkeziyetc,;ilik, diger grup ic,;in
ise adem-i merkeziyetc,;ilik. Geleneksel olarak eskiden ka-
lan baz1 davram~ bic,;imlerini ve felsefeleri ic,;eriyor olmas1-
na ragmen her kavram aslmda degi~en ekonomik ve sosyal
ko~ullardan kaynaklanan tUmuyle yeni bir fikirdi. Ayanlar
tUmuyle merkeziyetc,;i sisteme kar~1 degillerdi; onlar kendi
c,;1karlanm dikkate almayan ve kendi geleneksel yerel otori-
telerini ihlal eden sisteme kar~1yd1lar. lmparatorlugun idari
ve ekonomik sistemlerinin modernle~tirilmesinde burokra-
si ve ayanlann belli ortak c,;1karlan vardi. Gruplann kendi
beklentilerine cevap verecek ve bu sistemin her birinin
kendi felsefesiyle uyu~masm1 saglayacak yontemlerde her
grubun kendine ozgu ideolojik yoneliminin belirlenmesi
gerekiyordu.
Merkezi burokrasi ile ayanlar arasmdaki c,;at1~ma mer-
keziyetc,;iligin h1zlandmlmas1 ile sonuc,;land1 ve bu, 1815 y1-
hndan itibaren, 1812'de Rusya ile yapilan sava~ ic,;in kuru-
lan yeni ordu ve alman modern silahlar sayesinde ayanla-
Osmanli'da Degi~im, Modemle5me ve Ulusla5ma

rm ortadan kaldmlmasm1 sagladi. Nihayet 183l'de padi-


$ah kuc;uk bir muhalefete ragmen geri kalan t1marlan kal-
dud1, kalan sipahileri de (timarlann eski yoneticileri) dart
suvari bolugu haline getirdi. Sonuc;ta, 1826 y1lmda yenic;e-
ri kurumunu ortadan kald1rdi. Padi$ah, mulkiyet haklanm
dikkate almadan ayanlann ellerindeki topraklara el koydu
ve bunlan kendi adamlan olan "Muhammed'in Muzaffer
Askerleri" ordusuna dagitti.
1$te bu noktada, hukumet seviyesinde yeni bir politika
gelismeye basladi. <;:eliskili gorunmekle birlikte, taht k1rsal
kesimde olusmas1 olas1 yeni ust sm1flara kars1 "kitlelerin"
destegini istedi. Ost duzey ayanlann sindirilmesinden son-
ra, yeni toprak sahibi olmus gruplar guc;leri.ni art1rd1, ken-
dilerine bagh cemaatler uzerinde nufuz tesis etti ve onlann
adma soz sahibi oldular. Boylece, "kitleler" toplumun ust
tabakalarmdan gelerek bir tur orta sm1f1 olu$turan ve o
yuzy1l ic;inde olagelen siyasi geli.$melerin rengini belirleyen
bu liderler tarafmdan temsil edildiler. lktidan uzerinde ye-
nic;eri askerlerinin, ayanlarm ve bunlar kanah ile ulemanm
kontrolu ortadan kalkm1s olan padisah mutlak yonetici
durumuna geldi. Adophus Slade gibi demokratik liberal
gorll$leri olan yabanc1 gozlemciler, yeni burokrasinin gu-
cunun artmas1m gerilemeni.n nedeni olarak gorurken, ge-
nellikle otoriter burokratik gorll$U temsil eden Turk ara$-
urmactlar bu gidi$atl gerc;ek modernlesme sureci olarak
yorumluyorlardi. Bunlardan birinin dedigi gibi, "toplumun
geli$mesi ic;in anlamh bi.r degisiklikti bu" .14 l$in ilginc; yam,
14 Berkes'in II. Mahmud'u halk adam1 olarak tammlamas1 biraz idealle~tirme
olarak ve Mahmud'un ki~iliginden ziyade Berkes'in kendi ideolojik egilimle-
rinden kaynaklamyor olarak almabilir. Eerkes, II. Mahmud'u Sovye1lerin
Korkun<; lvan'1 iyi insan olarak tammlamalan gibi alg1lam1~l!r. Aslmda
Ivan, Boyarlar i<;in korkum; bir insand1r Aynca, bkz. F. E. Bailey, British
Policy and The Turliish Reform Movement (Cambridge, 1962) Burada, Re~id
Pa~a'nm Mahmud'un diktatorliigiinii ag1r bir dille ele~tiren ve durumu fark-
h bir a<;1dan anlatan bir mektubu yer alir.

26
Osmanlt Devleti'nin Dona~amii, 1789-1908

Hirk milli ideolojisinin babas1 say1lan Ziya Pa~a gibi diger-


leri ise ayanlann ba;;kaldms1m 6zgC1rluk mticadelesinin
ba;;lang1c1 olarak kabul ediyorlard1. Sultan 11. Mahmud, ls-
lam'm tcmcl sosyal kurumlannm idaresini tek elde lopla-
mak ve dogal olarnk bunlardan el<le edilcn gelirleri kullan-
mak ii;in 1826 y1hnda Evh£lj olarnk da bi linen Vaktflar lda-
resi'ni kur<lu. Aslmda, Ev1wf idarcsi'nin kurulmas1 gcni~
kapsamh bir onlemdi, zira valuflar Moslomanlarm fert ola-
rak <linden kaynaklanan sosyal yuk um luluklerini yerine
geLirmeleri it;in bir vaslla olmas111111 d1~mda kamu refalu
i<;in bazt i$levleri de yerinc getirmekteycli. Bu gorevler amk
ycni olu~makta olan burokratik duzenin yuklimlulo.go ha-
\ine gelmi$li.
Padh;;ah, aruk tahLm "esiri" o!mak yerine devlete hizmet
edeccgi varsaytlan kendi borokrasisini de yeniden Le~kil el-
mi$ti. Burada, lllnar!ann kaldmlmasmm kuramsal olarak
dcvletin Loprak mol kiyetini gu<;lendirmi:;; ve bOrokrasiye
gt\<;ltt bir iktidar aract saglamt~ oldugunu vurgulamak gere-
kir. Merkeziyet<;iligin dogrudan sonutu olarak yeni burok-
ratik yap1 olu:;;maya ha?la<l1 ve zaman i<;inde eski yapm111 ye-
rini ald1. Yeni<;cri Agasmm yerini, kurmay ba?kam, sav(l$ ba-
kant vc bir Lur garnizon komutani ile baskentin polis ~efi
konumunda olan Saa.sher aldt. Nihayet, 1845'tc polis gorev-
Ieri Zapliye Mil~i1iycli ad1yla amlan ozel bir polis idaresinc
verildi. D1~ili.skilerin artmas1 ve Rum tercunrnnlann yerini
Mush1manlann almaya baslamas1yla, 1833'te Tercum.c OdclSI
kuruldu. Bu claire Osmanh diplomatlannm ve ondokuzuncu
yOzytlda olu~n ideolojik gcli$melerdc oncmli bir rol oyna-
yan yeni aydmlann egitildikleri yer haline geldi. II. Mahmud
d6neminde borokraLla?ma sureci Bab-1 Mesihat'm (kelime
anlamt [etvalar meclisi olan Fctvahane) kurulmasma da yol
a<;tL Bu, tavsiycden ziyade dini Hkirler vermekle gorevli bir
tor hokumet g<'.lrevlisi olan vc resmen huktimcL burokrasi-
sinde ycr alan $eyhulislam'm makam1ycl1. Osmanh yoneti-

l 21
Osmanlr'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

minin gen,;ek makam1 olan \leziriazamhk, lc,;i~leri (1837'de


lc,;i~leri Bakanhg1 olmu~tur) ve d1~i~lerine aynlm1~tl. Veziria-
zam Ba~vekil oldu, fakat sonra yeniden eski unvamm kul-
lanmaya ba~ladi. Yani once Basvehil, sonra Sadrazam ve
Cumhuriyet doneminde yine Basvehil ve son zamanlarda
Basbahan olarak tammlandi. (Aslmda butu.n bu sozcukleri
anlam1 aymdir: Ba~bakan veya Bakanlann ba~i.) Diger ku-
rumlar ve gorevler Veziriazama bagland1; Kadiasher'e bagh
olan mahkemeler Seyhulislam'm yonetimine verildi. Askeri
Konsey'in (Dar-1 $ura-y1 AskerI) ve Adli Konsey'in (Meclis-i
Vala-y1 Ahkam-1 Adliye) kurulmasmm yam s1ra Bakanlar
Kurulu da (Meclis-i Vuhela) kurulmu~ ve bunu baymdirhk
(nafia), tanm, ticaret ve sanayi komitelerinin kurulmas1 izle-
mi~ ve bunlarm baz1lan sonradan bakanhk haline gelmi~tir.
II. Mahmud zamamnda kurulan okul sisteminin asil
amac1 hukumet gorevleri ic,;in personel egitmekti. Yani, bu
ne laiklik ne de geni~ halk kitlelerini egitmeyi amac,;layan
bir giri~imdi. Kurulan okullann temel amac,;lan hukumet
gorevlilerini egitmekle s1mrh kalmay1p daha geni~letilmi~
olsayd1, egitim sistemine yoneltilen ikiye bolunmu~luk
ele~tirileri yersiz olacaku (Halk Egitimi Daimi Konseyi'nin
[Meclis-i Maarif-i Umumiye] onderliginde okul sisteminin
ba~mda D.niversite olmasm1 ongoren 1845-46 egitim proje-
si pek uygulanamam1~tlr. Gerc,;ek anlamda kapsamh bir
egitim program1 ancak 1869'dan sonra yap1labilmi~tir.) 15

4. Miisliiman-Tiirk Orta S1mfi Dogu~u ve


Biirokratla~ma

II. Mahmud ayanlan ortadan kaldirm1~, fakat onlan des-


tekleyen alt gruplan veya butu.n toplumu degi~tiren eko-
nomik ve sosyal sured yok etmemi~tir. Aslmda, ayanlann
15 Osman Ergin, TJJ.rkiye Maarif Tariki, 5 c. (Istanbul, 1939-43). Dag1mk bi-
~imde baz1 bilgiler i~in bkz. I. Ba~goz ve H. E. Wilson, Educational Problems
in Turkey (Bloomingdale, Ind. 1968) ve Andreas Kazamias, Education and
the Quest for Modernity in Turkey (Londra, 1966).

28
Osmanh Devleti'nin Dllnu~iimii, 1789-1908

yerini, zanaatkarlardan, LOprak sahipleri nden ve ge<;n11~1


pek hilinmeyen i;:e~itli Licari konularla ugra~an digcr grup-
lardan olu~an Mush.Iman orta sm1f alm1~t1r. IL Mahmud'un
ayanlcin ortadan kaldmnas1, glhunu~e gore, yC1zy11ln sonla-
nna dogru <:memli siyasi roller oynayacak olan bu yeni s1-
mfi11 dogmasma dolayh ularak yard1111c1 olmu~tur. Su hu-
susa dikkat c;:ekmek gerckir ki bu geli~me Balkanlar'da ulu-
sal bag1ms1zhklanm elde euni~ olan Htristiyan benzerleri-
nin en azmdan alum~ y1l gerisinde olu~mu~tur. 13u s1111fm
ckonomik giicu, gec;:mi;;te hiikCimetin toplumu konLrnl al-
unda 1utmak i<;in bir arm; olarak kulland1g1 toprak mulki-
yetin<len ve bu topraldann i~!enmesinden gehnekteydi. Ar-
uk bunun tersine, bu topraklarm ekilip bi<;ilmesi vc Or-Cm
[iyatlan hukOmeL tarafmdan duzenlenmiyordu. Aruk
hakim olan Ilall endostriyel sisteminin ve para ckonomisi
ilc serbcst pazar ekonomi yasalannm gidcrck artan etkisi
ile arz ve Lalep arasmdaki ctkilc~imdi. Yine de gcn;ck eko-
nomik gO<; bi:1yOk olc;:udc ~ehirli ticarct gruplanmn c!lcrin-
dcydi. Bu gruplar da <;ogunlukla Rum, Ermcni ve baz1 yer-
lerde ise Hiristiyan Araplard1. 1840'tan sonra ortaya <;1kan
sosyockoriomik degi$iklikler bu gntplar arasmdaki miica-
dcklerle ~eki!lendi; fakat daha sonra an!aulacal!,t gibi, Bal-
kanlar'da daha Crnce <1lagelmi~lerdcn oldukc;a farklt sonu<;-
lar ortaya c;:1kn. Aynca, gerek siyasi bir guc; olarak ve gerck-
sc duzenli idari bir aygu olarak bo.rokrasinin etkisi, ynzy1-
lm ilk y1llarmda ortaya c;:ikanlardan olduk<;a farkh sonU<;lar
dogurdu_ Once, borokrasi ile ckonomik sistem arasmdaki
ili~kilerden soz edecegiz.
Bilim adamlanmn borokrasinin modernle~mede oyna-
d1g1 roll\ a$11'l $Cki!de Onemsemclcri yozonden, borokrasi-
nin kendi felscfesi ve grlenek!cri ohm sosyal bir grup ola~
rak durumu muglak kahm~ur_ Burokrasi farklila~m1~ bir
politik sislemin yaraulmasmda ve birle~tirici vc blll11nlcyi-
ci bir rol Oslenmcde etken olabilirdi. Merkezi huki!mctin
Osmanli'da Degi~im, Modern!qme ve Ulusla~ma

otoritesine kar$I direnen mulk sahibi aristokratlara veya


herhangi ba$ka bir gruba kar$1 etken bic;imde ortaya c;1kabi-
lirdi. Aynca, ozel mulkiyet ve serbest ticaret esasma otur-
tulmu$ bir sosyoekonomik duzen, burokrasinin ozel roller
ustlenecegi ak1lc1 bir (c;1kar yonelimli) yasal duzenin kurul-
masm1 gerekli k1lardt. Max Weber, kapitalist sistemin, aci-
len dengeli, disiplinli, yogun ve ne yapacag1 tahmin edile-
bilen bir idare gereksinimi nedeniyle, modern burokrasi-
nin geli$mesinde onemli bir rol oynam1$ oldugunu soyler.
Weber'e gore, kapitalizm burokrasinin en ak1lc1 temelidir,
zira gerekli olan para kaynaklanm temin eder. Ancak bu,
ekonomik ve siyasi iktidan tam anlam1yla kontrolunde tut-
tugu takdirde onun ba$ka herhangi bir sosyal grup gibi
baskm ve somurucu bir sm1f haline gelmesini engellemez.
Osmanh lmparatorlugu'nda mulk sahibi ziraatc;1 ve za-
naatkar gruplar daha dengeli bir ekonomik ya$am ic;in bu-
rokrasiye belli bir bask1 yapm1$lardir. Euna kar$1hk, gelir
ic;in bask1 altmda tutulan burokrasi mevcut sosyoekono-
mik ili$kilere belli bir duzen getirmek ic;in elinden geleni
yapmt$tir. Ornegin, vergi toplamak ve orduya adam temin
etmek ic;in lmparatorluk'ta c;e$itli turdeki mulkleri ve in-
san say1s1m tam olarak tespit edebilmek ic;in 1831 nufus
say1m1 yap1lm1$t1L Aslmda bu, genel askere alma surecinin
on hazirhg1 niteliginde olmu$tUr.
Modern kapitalist bir duzen ve ak1lc1 burokratik bir
sistem tesisi ic;in eski sosyal duzenin tamamen yok edilme-
si, yeni ve farkh sosyal ve politik yap1lanmalann olu$turul-
mas1 ve devrim, evrim veya sava$ yoluyla yeni sosyal grup-
larm i$ba$ma gelmelerinin gerektigi ortadaydt. Somurge
ulkelerinde oldugu gibi, gerek ic; sosyal degi$ikliklerle ve-
ya gerekse uluslararas1 bask1larla farkh sosyal gruplar bir
araya gelerek, ortak siyasi inanc;lan payla$nklan yeni poli-
tik duzenin ortaya c;ikmasma, idari ve ekonomik yap1lar
arasmda uyumun tesisine yard1mc1 olabilirdi. Fakat Os-
Osmanlr Devleti'nin Donii~iimii, 1789-1908

manh lmparatorlugu'nda yapilan sosyal degi$ikliklere rag-


men eski politik sistemin temelleri muhafaza edildi. Res-
men egemenligini hic;bir $ekilde kaybetmemi$ olan devlet
c;okuluslu yap1sm1 muhafaza etmeye c;ah~u ve hemen he-
men Birinci DCmya Sava$1'mn sonuna kadar Turk milliyet-
c;iligine kar$t c;1kmay1 surdurdu. Ancak Turk milliyetc;iligi-
nin dogmasmdan once Osmanh burokrasisindeki aydmlar
kendi devletc;i ideolojilerini geli$tirdiler ve bunu topluma
ba$ans1z da olsa kabul ettirmeye c;ah$tilar. Osmanh'daki
geleneksel toplum anlayt$tmn etkisi ile burokrasi kendisi-
nin devletin temeli oldugu g6ru$unu surdurdu. Fakat dog-
makta olan modern Osmanh burokrasisinin ideolojik go-
ru$lerden degil de i$levci goru$ ac;1smdan kaynakland1g1m
dikkate alabilselerdi i$levcilik ve profesyonelle$me yonun-
de geli$en egilimleri fark edebilirlerdi. Eski Viyana buyu-
kelc;isi olan ve 1839 Tanzimat Fermam'mn temel fikirleri-
nin yarat1c1s1 oldugu varsay1lan Sadik R1fat Pa$a, hukumet
gorevlileri ic;in mali ac;1dan guvenlik talebinde bulundu;
bu, duzenli bir odeme ve ulema ile askeriyeye C$ degerde
bir sosyal seviye talebiydi. Guvenligi saglamak burokrasi-
nin yukumluluguydu ve hbylece halk, onlann gayretleri ve
uretken faaliyetlerle refah elde etme c;abalannm semeresin-
den yararlanabilecekti.16 1$te bu donemde devlet arazileri-
nin el degi$tirmesini kolayla$tirma ve devlet gelirlerini ar-
tirmak ic;in bu yolun kullamlmas1 fikri ragbet gormeye ba$-
ladt. Neticede 1858 Arazi Kanunu c;1kanldt. Bir ba$ka de-
yi$le, uygun terimler ve kavramlarla ko$ullara uyarlanmt$
Bau ekonomik liberalizm fikirleri burokratik du$unceye
hakim olmaya ba$ladi.
Osmanh Devleti'nin degi$imi ic;in donum noktas1 ol-
dugu hemen herkes tarafmdan kabul edilen 1839 Tanzimat
16 Serif Mardin, The Genesis of Young Ottoman Thought (Princeton, 1962); Ber-
nard Lews, The Emergence of Modem Turliey (Londra, 1961), s. 129'dan iti-
baren.
Osmanli'da Degi~im, Modemlqme ve U1us1a$ma

Fermam gen;ekten de Osmanh lmparatorlugu'nun merke-


ziyetc;:ilik ve biirokratikle~me c;;abalanm h1zlandirmada bii-
yuk rol oynadt. Yeni diizenin onde gelen isimlerinden biri
olan eski Londra Biiyukelc;;isi Re~id Pa~a tarafmdan Sultan
Abdiilmecid'in tahta c;;1kmasmdan (1839-61) birkac;; ay
soma ilan edilen ferman gec;;mi~te geli~tirilmi~ ve uygulan-
m1~ fikirler ve politikalann geli~tirilmi~ ~ekillerinden ba~­
ka bir ~ey degildi. 17 Ferman'da vaat edilen ya~am ve mal
guvencesi aslmda ayanlara kar~1 verilen mucadelede halk
kitlelerinin tahu ve burokrasiyi desteklemelerini saglama-
ya yonelikti. 18 Ferman'da aynca, Osmanh parasmm degeri-
nin korunmas1 ve refahm artmlmas1 ic;;in bankalann gerek-
liligi de vurgulamyordu. Boylece, yabanc1 c;;1kar gruplan-
nm sahibi oldugu Osmanh Bankasi 1840 yilmda kuruldu.
Fakat daha soma ozel ticaret mahkemelerinde yiiriirliige
sokulan ticaret yasas1 (1850) gibi temel onlemlerden baz1-
lanmn uygulanmas1 muhalefetle kar~ila~u ve ikinci kez go-
reve getirilmi~ olan Re~id Pa~a 1852 y1hnda istifa etmek
zorunda kaldt. Bu ve diger belirtiler Osmanh Devleti'nin
degi~iminin yeni bir safhaya girmi~ olduguna i~aret ediyor-
du. Gerc;;ekten de daha zorlayic1 sorunlar c;:ozum beklerken
ticaret yasasmm uygulamaya konulmasm1 gerektiren geli~­
meleri anlamak zordu.
1856'da Ferman'm yeniden kaleme almm1~ ~ekli olan
Islahat Fermanr, Osmanh Devleti'nin degi~iminde bir ba~ka
onemli evreyi temsil eder. Bu, maddelerinden c;:ogunun uy-
gulanmas1 ertelenmi~ olan 1839 Fermam'nm maddelerinin
yeniden teyidi ic;:in yay1mlanm1~tl. Ferman'm ilarn Paris
Antla~mas1'yla aym yilda olmu~tur. Osmanh lmparatorlu-
gu bu antla~mayla milletler topluluguna kabul edildi ve
17 Bu konuda halil. en iyi kaynak, derleme cah~mas1 olan Tanzimat'tlr (Istanbul
1940). Aynca bkz. Re~at Kaynar, Mustafa Rqid Pa~a ve Tanzimat (Ankara,
1954)
18 Bkz. Hali! 1nalc1k, "Tanzimat Nedir?", Tarih Ara~tlrmalan (Ankara, 1941),
s. 237-63 ve aynca Tanzimat ve Bulgar Meseleleri (Ankara, 1943).
Osmanli Devleti'nin Dilnii~iimii, 1789-1908

"uygar milletlere" uygulanan uluslararas1 yasalann hu-


kumlerine tabi hale geldi.
1789-1856 degi~iklikleri Osmanh liderlerinin sosyal
ve politik bask1lara zaman i<;inde ve dogal olarak cevap
vermeleri sonucunda ortaya <;1km1~ ve bunu Osmanh gele-
neklerinde belli ol<;ude olu~an degi~iklikler izlemi~tir. Taht
etrafmda kendisine sad1k olanlan toplarken burokrasi, bu-
tu.n yava~hgma ragmen hukumet adma yeni sorumluluklar
ustlenmeye ba~lam1~nr. Ozerindeki <;ah~malar 1840'lann
ba~lanna uzanan unlu Arazi Kanunu da dahil olmak uzere
alman bir dizi onlem "gonullu modernle~me" politikasmm
"devlet<;i" k1sm1m te~kil etmi~tfr. Ancak, 1856 Fermam d1~
gu<;lerin iradesiyle bir degi~im surecini kabul ettirerek ve
hi<;bir zaman uygulanamayacak projelere oncelik vererek
bu gidi~an degi~tirmi~tir. Bir~ok apdan Lord Stratford'un 19
en buyu.k eseri olan 1856 Hatt-1 Humayununu Frans1z bu-
yukel<;isi ile Avusturya temsilcisi birlikte haz1rlam1~lar ve
Osmanh hukiimeti tarafmdan tumuyle kabul edilmi~tir. Bu
<;ah~manm esas amac1, H1ristiyanlara 1839'da vaat edilen
e~itligin tanmmas1d1r. Fakat tanman bu "e~itlik", uygula-
mayla ger<;ekle~tirilecek kurumlar ve yasal <;en;;evesi olma-
d1g1 i<;in sm1rh ol<;U.de saglanabilmi~tir. Osmanh lmpara-
torlugu'nda uygulanmak istenen "demokratik sure<;ler", as-
lmda o s1ralarda Avrupa'da da pek bilinmiyordu. Fer-
man'da askerlik hizmetinde (bundan hi<; kimse ho~nut ol-
mam1~t1), adalette, okullarda (o s1ralarda H1ristiyan
okullan <;ok daha ileri durumdayd1) e~itlik ilan edildi, kafa
vergisi kaldmld1 ve hukumette istihdam konusuna e~itlik
getirildi; fakat butun bu onlemlerin uygulanmas1 son dere-
ce k1s1th ol<;ude olabildi. Bu "e~itligin" uzun vadeli etkileri
19 Roderic H. Davison, Reform in The Ottoman Empire 1856-1876 (Princeton,
1963), s. 43. Lord Stanford'un lngiliz goru~ a.;:1smdan degerlendirili~ini og-
renmek i<;:in bkz. Allan Cunningham, The Turkish Carrie of Stratford Canni-
us.
Osmanli'da Degi#m, Modemle~me ve Ulusla~ma

Osmanh Devleti'nde kalm1;; olan Hlristiyan gruplann eko-


nomik guciiml art1rmak ve onlan, milliyet<,;i mllcadelele-
rinde dolayh destek saglayacak ;;ekilde donatmak oldu. Di-
ger taraftan, Ferman'da, 1839 Fermam'nda buyuk ol<,;iide
ihmal edilmi;; olan temel sosyal ve ekonomik onlemlere
yeniden onem kazandmldi. Bankalann kurulmas1, ceza ve
ticaret yasalanmn yllriirluge girmesi, y1lhk biit<,;enin <,;ok
s1k1 bi<,;imde uygulanmas1 ve tutukevlerinde reformlann
yap1lmas1 da ongoruluyordu. Sonuc,;ta, 1856-63'te Frans1z
kaynakh deniz ve ticaret yasalan yllrO.rlO.ge girdi.
Osmanh ho.kumeti, halk arasmda nufuzlu durumda
olan ve reformlann bir k1smmm d1~tan dayatild1g1m du;;u-
nen baz1 toplum liderlerinin giderek artan muhalefetlerine
ragmen, Re;;id Pa~a'nm mO.ritlerinden olan Ali ve Fuad Pa-
~alarm ho.yuk gayretleri sayesinde yeni onlemleri uygula-
maya koydu. Abdulaziz'in tahta c,;1k1;;1 (1861-76) d1;;tan da-
yaulan reformlara kar;;1 muhalefetin ortaya dokulmesine
yol ac,;uysa da k1sa zamanda susturuldu. Frans1z yonetim
sistemi modelinden esinlenen Vilayetler Kanunu uygula-
maya kondu, Adalet l(onseyi (Divan-z Ahkam-z Adliye) ve
Devlet Konseyi ($Ura-y1 Devlet) kuruldu. 1868'de, Frans1z-
lann israrlanyla ve padi;;ahm ba;;lang1<,;taki itirazlan nzaya
donll;;turO.lerek Galatasaray Lisesi apldi. Bu okul y1llarca
mukemmel insanlar yeti;;tirdi; fakat buradan kendi kultur-
lerinden kopmu~. kendi toplumunu ku<,;llk goren baz1
Frans1z hayram aydmlar da <,;1ku. Aslmda, bunlann davra-
m;;lan somOrge aydmlannm kendi toplumlarma kar~1 ta-
kmd1klan tav1rlardan pek farkh degildi. 20 Dolay1s1yla, Os-
20 Egitim sisteminin gero;:ek etkisini anlam:ik i~in aynn11h bir inccleme yap-
mak gerekir. Bu aydmlann gero;:ek refurmcular uldugu yolundak1 ilk gorus·
Jere kars1, 6zellikle Turkiye'de, farkh g\'1ri1s!eri ~avunan!arm say1lan giderck
artugmdan buglin konuyla ilgili o;:ok o;:eliskili gorusler vardu. Bkz. Dogan
Avc10glu, Tii.rkiye'nin Dii.zeni, Dan, Bugiin, Yann (Ankara, 1968); Niyazi
Berkes, 200 Y1ldir Neden Bocaliyoruz? (Istanbul, 1964); Niyazi Berkes, Batl-
Osmanh Devleti'nin D6nii$iimii, 1789-1908

manh lmparatorlugu'nun ondokuzuncu yiizyil ortalann-


dan itibaren yansomiirgeci bir politika izlemeye ba~lad1g1-
m dii~iinen baz1 yazarlann bu gorii~lerinde gen,;eklik pay1
vard1r. Osmanh ve Tiirk milliyet<,;iliginin zaman i<,;inde
ula~ug1 ekonomik ve uluslararas1 boyutlan degerlendirmek
ir,;in bu durumun tam olarak anla~ilmas1 ~artur.
Yine de Avrupa ile artan ekonomik ili~kiler, 21 1858'de
Arazi Kanunu'nda yap1lan degi~ikliklerle devlet arazileri-
nin fertlerin miilkiyetine verilmesinin serbest b1rakilmas1,
Avrupa hukuk ve mahkemeler sistemi yoluyla ekonomik
ili~kilerin di.i.zenlenmesi ve tiim bu degi$ikliklerin b1rakm1z
yapsmlar, b1rakm1z gei;:sinler ~eklindeki "liberal" ekonomi
politikalanyla daha gii<,;lenmesi ekonomik faaliyetleri arur-
m1~ ve yeni olu~makta olan ilkel Osmanh kapitalisr siste-
mini daha yerle~ik hale getirmi~tir. Tiirk-Miisliiman orta
srn1fmm ekonomik kokleri i~te biitiin bu ko~ullann olu~­
turdugu karma~1k ag i<,;inde bulunabilir. Ba~langic1 Osman-
h feodal sistemine, ayanlara ve devlet gelirlerinin artmas1
iimidiyle maddi refah1 artumak i<,;in her tiirlii onlemi alma-
ya hazu hukiimetlere kadar uzamr. Guciinu ticari giri~im­
lerden ziyade toprak miilkiyetinden alan bu orta sm1fm do-
gu~unun etkileri <,;ok kapsamh olmu~tur. Miisluman halk
arasmda sosyal katmanla~mamn yeni modellerinin temelle-
rini atm1~, ulema aileleri, kur,;uk tuccarlar, toprak agalan ve
hatta kirsal kesimde ya~ayan a~iret ~efliklerinden olu~an
yeni bir grup toplum liderinin ortaya r,;1kmasma yol ar,;m1~
ve zamanla kendine ozgu bir aydm tabakas1 yaratm1~nr.
olik, Ulus(uluk ve Toplumsal Devrimler (Istanbul, 1965). Ne yaz1k ki Niyazi Ber-
kes'in Turki;:e yay1mlanan bu kitaplarmdaki 6znel ve propagandac1 g6ru~lerini
lngilizce yay1mlanan akademik ve oli;:ulu i;:ah~malanyla k1yaslamak µeredeyse
imkans1z.
21 Omegin lzmir'de 1850'deki toplam ticaret 67 milyon franku. On y1l soma
bu, 105 milyona ve 1881 'de 221 milyona (116 milyonu ithalat ve 105 mil-
yonu ihracat) <;tkll. Demetrius Georgiades, La Turquie Actuelle (Paris,
1892), s. 224'den itibaren.
Osmanll'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

BO.rokratik aydmlann hakimiyetinde olmakla birlikte, orta


sm1ftan gelen Nam1k Kemal, Ahmed Midhat, Halit Ziya ve
diger baz1 aydmlar zaman zaman yeni dunya goru~leri ve
reformlar ortaya atabilmi~lerdir.
Ondokuzuncu yuzyilm ortalanndan sonra, Osman-
h'daki bu orta sm1f iki gruptan olu~mu~tur. Sehirlerdeki ti-
cari giri~imci grup ~oklukla Musluman olmayanlan i~er­
mi~ ve tanmla ugra~anlar ise ~oklukla MO.slumanlardan
olu~mu~tur. Bu gruplar arasmdaki etkile~imler Osmanh
Devleti'nin degi~iminde rol oynam1~ur. Suriye ve Liib-
nan'da 1845-60 doneminde ortaya ~1kan ayaklanmalar,
lmparatorlugun daha ~ok Miisluman bolgelerinde piyasa
ekonomisinin dogu~;unda oldugu gibi, ger~ek onemini bu
baglamda hissettirmi~tir. Yine aym donemde ayan tabiri
aruk kullamlmamaya ve agniya (zengin) ve e~raf (ileri ge-
lenler) gibi yeni terimler daha s1khkla kullamlmaya ba~­
lanm1~nr. Miislumanlar arasmda yeni iist duzey bir sosyal
grup hayat bulmu~tur. Padi~ah 1845'te gorunO.~e gore re-
formlan daha iyi uygulamak amac1yla, fakat aslmda bu ye-
ni olu~an gruba bir temsil hakk1 yaratmak i~in zaten ayan-
lardan ve ileri gelenlerden olu~an ozel bir konsey kurmu~­
tu. Bu yeni ve gu~lo. sosyal katmanm mevcudiyeti, II. Ab-
dulhamid doneminde k1sa bir sure ba~bakanhk yapm1~
olan Hayreddin Pa~a'mn, i~inde ulerna ve ileri gelenlerin
ozel bir yeri olan bir anayasal sistem onerisinden de a~1k~a
anla~1lacag1 gibi donemin siyasi do.~unce tarzm1 da etkile-
mi~tir. 22

22 Onde gelenlerle ilgili olarak bkz. Albert lfour,mi, Ottoman Reform and tl1t
Politics of Notables in The Beginning of Modemi;:alion, s. 41-68 vc aynca Wil-
liam R. Polk, The Opening of South Leba110n (Cambridge, Ma!;s. 1063). Ilk
zamanlardaki idari reformlar ve bunlann sosyal temelleri icin bkz. Stanford
J. Shaw, "The Central Legislative Cauncils in the Nineteenth Century Otto-
man Reform Movement", 1nternatio11al journal of Middle East Studies (Ocak
1970), s. 51-84. Hayreddin Pa~a'nm gorii~leri icin bkz. Reformes necessaires
Osmanh Dcvkti'nin DlJnil~iimil, 1789-1908

Bu degi~ikliklerin etkileri politik-ideolojik alanda


ac;ikc;a hissedilmi~tir. Esasen idari merkeziyetc;ilik yonunde
ba~layan butO.nle~me sureci, temel siyasi sadakat sorununu
da ic;ine alacak ~ekilde kapsamh hale gelmi~tir. Genellikle
Osmanhc1hk olarak bilinen e~it vatanda~hk fikri, ashnda
c;e~itli azmhk gruplanmn etnik ve dini sadakatlerini kont-
rol altmda tutmak ic;in hukumet tarafmdan kullamlan ya-
sal bir arac; olmaktan oteye gec;memi~tir. Butunle~me yo-
nundeki c;abalar, H1ristiyan tebaamn c;ogunlugu ac;1smdan
ba~ans1zhkla sonuc;lanm1~ur; zira bu fikirde kendi milliyet-
c;ilik kavramlarmdaki duygusal c;ekim yetersizdi. Fakat on-
dokuzuncu yuzy1lm ortalanndan itibaren say1lan h1zla ar-
tan Musluman-Turk aydmlar Osmanhc1hga kendi milliyet-
c;i ideolojileri gibi dort elle sanlm1~lar ve bu kavramm ic;e-
rigini kendi sosyokultUrel gec;mi~lerine ve tarih yorumla-
malanna gore belirlemi~lerdir.
Aydmlarm ve ideolojinin on plana c;1kmas1 arasmdaki
etkile~im ve bunlarm her ikisinin de politik sosyalle~me ve
kitlelerin endoktrinasyonu vas1talan olarak ileti~ime s1k1
s1k1ya baghhg1, 1860'tan sonra Osmanh modernle~mesinin
yeni boyutlan olarak ortaya c;ikmaya ba~lam1~ur. Gerc;ek-
ten de ileti~im degi~im surecinde hayati bir rol oynamaya
ba~lam1~ur. Bu, hukumetin ta~radaki temsilcileriyle ileti-
~im kurma ve birlikleri h1zla konu~landirma c;abalannm
sonucu olarak pasta sistemini (1834), telgraf (1855-64) ve
demiryollanm (1866) kurmas1 ile ba~lam1~t1r. Ozellikle
Ceride-i Havadis ve Tercuman-1 Ahval (1860) olmak uzere
modern basmm kurulmas1yla modern ileti~imin butun et-
kileri hissedilmeye ba~lanm1~ur. 23 Geni~ halk kitlelerini
aux etats musulmans (Paris, 1868) ve Mukaddime-i Akvam al masalik Ji marifetal
Ahval al Memalik (Istanbul, 1878).
23 Bkz. Kemal H. Karpat, "Mass Media", Political Modernization in ]apon and
Turkey (Princeton, 1964)
Osmanlt'da Degi$im, Modemle~me ve Ulusla$ma

yanma i;ekebilecek ozellikteki modernle$me siirecinin bu


yeni evresi boylece ba$lam1$t1r.

5. Yeni Diizenin Miisliiman Yorumlay1c1lan:


Geni; Osmanhlar24

lbrahim Sinasi (1826-71), Ziya Pa$a (1825-80) ve Nam1k


Kemal'den (1840-88) olu$an Osmanh aydmlan uc;lusiine
genellikle 'Gene; Osmanhlar' dendi ve modern aydm s1mf1-
nm onciileri olarak tammland1lar. Bunlar lslami politik ge-
lenegi ve Osmanh hiikiimet ilkeleri baglammda ortaya c;1-
kan merkezi modern kurumlann kuramsal ac;1dan hakh ol-
dugu inancm1 kapsamh olarak geli$tirmeye c;ah$ml$lard1r.
Fikirleri daha c;ok devlet kurumlarmm yeniden yap1lanma-
s1 uzerinde yogunla$ml$ll. Aym donemin Cemalleddin Af-
gani (1839-97) ve ozellikle Muhammed Abduh (1849-
1905) gibi Musliiman reformculan ise felsefi duzeyde on-
celikle lslam reformlanyla ilgilendiler. Afgani'nin Pan-
lslamizmi ve Abdullah'm M1s1rh milliyetc;iler arasmda Ba-
t1'mn yay1lmac1 siyasetine kar$1 yiiriittiigu smirh politik fa-
aliyetler bile Nam1k Kemal ve Ziya Pa$a'nm c;abalarmdan
farkhydi. Zira Nam1k Kemal ve Ziya Pa$a dini reformdan
c;ok kurumsal uyum ve siyasi sosyalle$meyi hedeflemi$ler-
di. lbrahim Sinasi, Ziya Pa$a ve Nam1k Kemal devlet okul-
lannda okumu$lar ve yeti$kin donemlerinde daha c;ok hii-
kumet gorevlerinde bulunmu$fardi. Padi$ahla ozellikle go-
revlerin ve tahtm gui;lerinin yeniden tammlanmas1 gere-
ginden kaynaklanan <;;at1$malanna ragmen yeni olu$an
merkezi burokratik yapmm unsurlanyd1lar. Fikirleri i;e$it-
li kategorilere gore s1ralanabilir. ,
24 Bkz. Mardin s. 252; Eerkes, s. 197 ve lewis, The Emergence of Modem Tur-
key, s. 147. Gene Osmanhlar konusundaki Tiirkr;:e yazm Mardin, lewis ve
Karpat'm Turkey's Politics kitabmdaki bibliyografyalarda verilmistir (Prince-
ton, 1959)
Osmanh Devleti'nin Dilnii~iimu, 1789-1908

Birinci kategori daha ~ok iktidar kurumu i~inde gorev-


lerin bolunmesini saglamaya yonelik anayasal duzen ve
temsili kurumlarm yap1lanmas1yla ilgiliydi. Temsil yetkisi,
gruplann ve onlann pkarlannm temsil edilmesinden ~ok
me~veret ve Sura (dam~ma ve meclis) ~eklindeki lslam ilke-
lerine dayanmaktaydi. Aydmlann ama~lan Tanzimat re-
formlanmn hatalanm duzeltmek ve lmparatorlugun felse-
fi, etik ve sosyal temellerinin yanh~ anla~1lmasmdan ve
toplum uzerine yabanc1 kulturel sistemi empoze etmek
i~in devlet gucunun kullamlmasmdan kaynakland1g1 du~u­
nulen kulturel iki ba~hhga son vermekti. Aynca, Gen~ Os-
manhlar padi~ahm ve burokrasisinin merkeziyet~ilik yo-
luyla elde ettigi mutlak yetkilerle ve bunu mevcut kulturel
sistemi yok etmek i~in kullanmas1yla ilgili ele~tirileri a~1-
smdan "liberal" olarak goruluyorlardi. Padi~ahm ele~tiril­
mesinin bir ba~ka nedeni ise otokrasinin ak1lc1, yaratlc1 ya-
~amla uyum saglayamamas1ydi. 25
Gen~ Osmanhlar'm fikirlerinin ikinci kategorisi yeni
burokrasi-aydmlann diger sosyal gruplar, ozellikle eski
ayanlar ve varhkh toplum liderleri konusundaki goru~leri-
25 Padi~ahla giri~tigi giic; miicadelesinde biirokrasi ve aydmlar tarafmdan silah
olarak kullamlan liberal politik dii~iince, en iyi ~ekilde Prens Mustafa Fa-
z1l'm Sultan Abdiilaziz'e yazd1g1 ve 1867'de yay1mlanan mektupta ifade bul-
mu~tur. Mektupta, "diirt yiizy1l once Tiirkler liderlerine iizgiirce kabul edil-
mi~ ilkeler dogrultusunda ve mertlik c;erc;evesinde itaat etmi~lerdir" denil-
mekteydi. "Arna ~imdi, ~eref ve haysiyetin adaletsizlige, kaprise, ismen padi-
~ahm yetkisine tabi giirevlilerin zorla ald1klan haraca mahkO.m edilerek ya-
va~ yava~ yok oldugunu giiriiyoruz ... Her inanc;tan tebaalanmz iki sm1fa
aynlm1~lard1r: Kar~1 koymadan tabi olanlar ve aomas1zca bastmlanlar. Ente-
lektiiel yozla~ma ve ahlaki degerlerin yok olu~unu tanm ve ricaretteki dur-
gunluk ve iiretim istegi ve becerisinin yok olu~u izlemektedir. Biitiin bunla-
rm nedeni politik sistemin, halkm kutsal dinini ve inancm1, mahm ve hane
giivenligini garanti altma alacak 6zgiirliiklerden ve anayasadan yoksun ol-
mas1d1r. Tanzimat'tan soma tesis edilen sistem yozla~m1~ ve devlet adamla-
nmm sistemi daha c;ok yozla~ttran ve ac;gozlii hale getiren bir ac;giizliiliik
noktasma getinni~tir." Mektup aslmda padi~ahm ele~tirisi oldugu halde ilk
~ikilyet edilen konu yeni biirokratik diizendir. M. Colombe tarafmdan yap1-
lan c;evirisine bkz. Orient, No. 5 (1958), s. 29-38.
Osmanli'da Degi$im, Modemle$me ve Ulusla$ma

ni ic;;eriyordu. K1rsal kesimde ya~ayan halkm kar~1la~t1g1


sorunlan anlayan Ziya Pa~a ve Ali Suavi, MOslOman ve
MOslOman olmayan zengin ticaret ve tanm gruplannm
bunlan nas1l istismar ettiklerini sert bir dille ele$tiriyorlar-
di. Ziya Pa$a, Tanzimat'm eski idari sistemi yenilemek ve
korumak yerine tamamen yok ettigine ve sonuc; olarak de-
rebeyleri ve ayanlan cezadan muaf tuttuguna inamyordu.
Tanzimat'tan soma her ~ehirde kurulan belediye meclisle-
rinin uyeleri 0 yorenin ileri gelenl~ri, bir ba$ka deyi$le
meclis uyesi unvamm alan eski derebeylerdi. Gec;mi~te on-
lan (derebeylerini) sert bir $ekilde cezalandirmak mum-
kundu ... ama ~imdi her ~ehirdeki meclis uyeleri ve ruhban
sm1f1, halk1 eski derebeylerden c;ok daha kotil $ekilde bas-
k1 altmda tutuyorlardi.26 Bu soylemdeki gerc;ek saptama
bir ba~ka gerc;ekle dengelenmelidir, yani aruk halk burok-
rasi tarafmdan eskiden daha c;ok somurOluyordu. Sonuc;
olarak, halk kendi toplum liderlerinin pe~inden gitmeyi
daha uygun buldu; boylece hukOmet gorevlilerinin otorite-
sini ciddi anlamda tehlikeye soktu ve c;ogu zaman kendi
topluluklan ic;indeki ba~kaldmdan sorumlu tutulan e~rafa
veya ileri gelenlere kar~1 k1zgmhklanm arurdi.
Ziya Pa~a'ya gore, kapitOlasyonlar, mulkiyet edinme
hakk1 da dahil olmak uzere yabanc1larm ekonomik ve mah
somurOleri, olkenin ic;i~lerine Avrupahlann mudahaleleri,
ru~vet almaya ah~1k firsatc;;1 gorevliler ve yerel toprak aga-
lan ulkenin gelecegini tehdit etmekteydi. Ziya Pa~a. gele-
neksel giysilerin degi$tirilmesinin yerel kuma~Iara talebi
azaltug1 ic;;in yerel endustrileri yok ettigini ve bo$ta gezen-
lerin verimli olmayan i~lerle ugra$mak veya bo~ gezmek

26 Bkz. 5 Nisan 1869 carihli Hiirriyet. lhsan Sungu'nun Tan:::imat'mdan almn


yap1lm1~t1r,s. 821-22. Ulum'da (no. 15) Ali Suavi'nin makalesindeki ele~tiri
daha ag1rd1r (1870). Daha soma, I. Sungu ve Ziya Maden'in Ziraat Tarihimi-
ze Bir Bak1$'mda yinelenmi~tir (Istanbul, 1932), s. 207-08, 2'2.S'den itibaren.
Osmanh Devleti'nin D6nii~iimii, 1789-1908

zorunda kald1klarm1 vurguluyordu. 1876'da yazd1g1 lnti-


bah yahut Serguze$C-i Ali Bey (Uyam~ veya Ali Bey'in Mace-
ralan) adh kitabmda, Namtk Kemal de ~ehirlere goi; etmi$
ve ~ehirlerdeki ahlakt bozmu~ olan zcngin toprak agalan-
nm ogull:mm (agniya cvladznr) ele~Lirdi. 2 7 Kemal'in, ya-
banctlara gore uyarlanm1~ olan mulkiyet haklan, halk, tica-
ret ve tanm konusundaki yaz1lannda vurgulad1g1 acil du-
zenleyici yasalarla ekonomik hayatm ak1lc1 bir ~ekilde ye-
niden yapilandmlmas1 ve devlet mulklerinin korunmas1 is-
teniyordu. Bunlar, mevcut durumun ahlaki ai;1dan
ele~tirilmesi $eklinde ifade ediliyordu. Nam1k Kemal Hiris-
tiyan azmhklara gereksiz lutuflarda bulunulmadan milli
ekonomik faaliyetin geni~letilmesi ve bu ~abalarm millile~­
tirilmesinden yanayd1. Halen uzerinde inceleme yap1lmak
uzere bekleyen diger yazarlann ve Nam1k Kemal'in ekono-
mik goru~leri lbret ve Basiret gibi gazetelerde anlattlmak-
tayd1. Aslmda, Basiret ylikselen Musluman orta sm1fm soz-
cusu konumuna gelmi~ti.
Turk aydmlanmn tarihi konusunda en yetkili ag1z
olan Hilmi Ziya Olken, bu aydmlann yapt1klan a~1klamala­
n bir tlir "halkm sesi" olarak tammlad1ktan sonra ~unlan
yazd1:

Ashnda halkm sesi, Osmanh lmparatorlugu'nun Bau ile te-


masmdan soma azmhklarda geli~meye ba~layan tuccarlarla
birlikte yU.kselen Hayriye (Musluman) tuccarlanna baghd1r,
ama s1mrh ve ba~ans1z bir sermaye hareketi olmaktan 6teye
gei;mez ... Nam1k Kemal ekonomi konusundaki yaz1lannda
her zaman Musluman bankasma, Musluman ~irketlere ihti-
27 Bu konu, Cumhuriyet doneminde de Turk edebiyatmda onemli temalardan
biriydi ve sosyal davram~m incelenmesi a(1smdan en zengin kaynaklardan
biri olma durumunu korumu~tur. Aynca, Namtk Kemal'in romamm "bir
kere vuku buldugu takdirde yinelemesi ka(mtlmaz bir olay" olarak tammla-
mast da ilgin(tir. lntibah ve Serguzqt-i Ali Bey (Istanbul, ty). Franstzca (evi-
risi Mercure de France, Temmuz-Agustos 1921 'de yaytmlanmt~nr.
Osrnanli'da Degi$irn, Modernle$me ve Ulusla~ma

yar; oldugundan ve Musluman tOccarlann korunmas1 ve


dcsteklenmrsi gcrckLigindcn sOz eder. Bu yolla Hayriyc
(Mosluman) i~adamlanm ve Osmanlt-Musloman tc~ebbus­
lcrinin gcli~melerini te~vik cder. 28

Yeni Osmanhlar'm burada bizi en \'.Ok ilgilendiren u.;;uncu


kategori fikirleri, olu~makta olan "modern" Osmanh Dev-
leti'nin veya degi~ikliklerin olup bittigi idari kurumlann
politik kiiltun1m1 i\'.erir. Yeni vatan (anayurt) kavram1, di-
ni, etnik ve yerel b6liinmelerin ustesinden gelecek yeni bir
kimlik bi.;;imi olu~turmay1 ama\'.lar. Din aynm1 g6zetmek-
sizin butun halka Osmanh kimligi vermek, milletleri yok
etmek ve genel bir askerlik hizmeti ba~latmak (sadece
Turklere 6zgu bir uygulamayd1) yeni politik kultiirun ba-
~anh bir ~ekilde yaygmla~tmlmas1 i\'.in zemin haz1rlar. 2 9
Baghhk ve kimlik, temelde insanm yeni bir politik olu~u­
mun, modern devletin degerlerine baglanmasma yeterli
duygusal deneyimler edinmeden ula~amayacag1 ki~isel bir
karardi. Bu, gerek sezgisel ve gerekse sembolik olarak top-
lumun psikolojisini bilmeyi, belli 61\'.iide de olsa, gelecekte
en iyiyi ararken eskiden bagh oldugu degerleri bir 61\'.µde
muhafaza ederek yeni fikirler olu~turma ve bunlan herke-
sin kabul edecegi bi\'.imlerde ifade etme becerisini gerekti-
riyordu.
28 Hilmi Ziya Dlken, 'Tanzimat'tan Sonra Fikir Hareketleri", Tanzimat, s. 758,
761. Aynca, Turhiye'de <;:agda$ Dii~iince Tarihi (Istanbul, 1966), s. 29-30.
29 1838'de bile, ozel bir kurul devlete ve anavatana 6zel bir baghhgm geregin-
den ve bunun bilimle saglanabileceginden s6z etmi~tir. "Halk, bilim olma-
dan devlet ve vatan sevgisinin ne oldugunu bilemez. Bilim ve becerinin edi-
nilmesinin devletin diger biitiin amac;lanndan ve emellerinden once geldigi
ac;tkttr" (Eerkes, s. 105). Bir ba~ka deyi~le, bu, merkeziyetc;i ve biitiinle~mi~
bir yapmm gereksinimlerine gore baghhklann yeni ve ak1lc1 bir yolla yeni-
den belirlenmesiydi. Lewis, ondokuzuncu yuzy1hn buyuk Osmanh devlet
adamlanndan olan ve anavatan fikrinin herkesc;e kabul edilecek baz1 deger-
ler c;agn~tirmasmm gerekliligine dikkat c;eken Cevdet Pa~a'dan almular yap-
m1~ur: The Emergence of Modem Turkey, s. 352'den itibaren.
Osmanh Devleti'nin DDnii~iimii, 1789-1908

Tarihte edinilmi~ ba~anlar


gelecek konusunda guven
geli~tirmenin ilk onemli unsurlanndan biridir. Nam1k Ke-
mal'in gen;:ek ideolojisi tarih konusunda yazdtklannda
ac,;ikur: Selahaddin, Emir Nevruz vc Sultan I. Selim ve 11.
Mehmed de dahil olmak Ozere MO.sloman ve Osmanh kah-
ramanlanmn yapuklanndan ovgitlcrle soz eden alu tarihi
oyunu vard1r. Burada, kahramanlanm, kendisi yazmaya
ba~lamadan onceki donemde bilinemeyecek siyasi ve tarihi
edimlerle donatm1~t1r. 30 Yaratt1g1 kahramanlar kultu, on-
gordugu sosyal degi~imi saglayabilecek yeni karizmatik bir
lider aray1~1 ve ozlemi olarak yorumlanabilir. Daha sonra,
buna benzer istekler TOrkiye'de Ziya Gokalp ve M1s1r'da
Muhammed Abduh tarafmdan kaleme almm1~tlr. 3l
Ban'mn Osmanh tarihi konusundaki yanh goru~une
kar~1, bir olc,;Ode savunma niteliginde olsa da, Nam1k Ke-
mal'in tarihsel romantizmi, buyok olc,;ode uzerinde toplu-
mun sembollerini ve baghhklanm toplad1g1 bir anavatan
kavram1 yoluyla Osmanh Devleti'ne baghhg1 destekleme
c,;abas1ydi.
Nam1k Kemal'in Turkiye'de halen okunmakta olan
Hilrriyet ~iiri ve Vatan oyunu yeni politik kiiltiir ic,;in belli
olc,;ude bir temel olu~turmu~tur. Siirde Millet-Ulus'un (esas
itibariyle Musluman toplumu demek istemi~tir) kahc1hg1
30 Bkz. Erciiment Kuran, B. lewis ve P. M. Holt, Ottoman Historiography of the
Tanzimat Period, Historians of The Middle East (londra, 1962), s. 427. Na-
m1k Kemal on diirt ciltlik bir tarih yazmaya karar vermi~tir. Bunun baslim1~
olan diirt cildinde 1479'a kadar ya~anan olaylan romantik ai;1dan ele alm-
1m~ur.

31 Abduh: "Sark'm birbirlerini siirekli ele~tiren insanlann birbirlerinin degerini


anlamalanm saglayacak zorlu bir despota ihtiyac1 var. lnsanlann art1k bun-
c.lun vnzge~·emeyet'.eklcri hir nokwy;1 gclmckrl li;in on be~ y1lhk despot yone-
tim y~terli. ~rk kcmli lnsanlan 1.;inden, kcndi insanlanna adil davranacak
ve r,crck duyulan adalete on be~ yt:1zy1l ycrinc on be~ y1\da ula~acak tek bir
otokrat hu!maktan 11ciz mi?" Rashid Rida: fori11 al- Ustad al- Imam (Kahire)
II c., s. 390-91 'deki makale. Fransizca ahnular i~in bkz. Anoar Abdel Malek,
Antho!ogie de la Litterature arabe contemporaine (Paris, 1965), s. 55-6.
Osmanlt'da Degi~im, Modernle~me ve Ulusl~ma

vurgulanmakta ve daha biiyl1k bir topluluk, yani anavatan


ic;in ki$isel amac;lann feda edilmesi gerekliligi ifade edil-
mektedir. Bu ideolojik $iirin altml$ iki dizesinin tamamm-
da millete, devlete ve anavatana, yani "$ehit atalanm1zm
topraklanna" baghhg1 guc;lendirmek ic;in kendi kulturu-
muzdeki her psikolojik ve sosyal sembolun kullamlmas1
ic;in ozel c;aba harcand1g1m goruruz. 32 Bu $iir, $Unu kabul
etmek gerekir ki toplumsal $iirin, toplumsal mistisizmin,
ozgurliik ve vatan a$kmm en guc;lu ve ilk orneklerinden
biridir. Bu $iir yazmsal s1mrlann otesine gec;erek gelecek
ku$aklara vatan sevgisi a$ilayan ender eserlerden biridir. 33
Vatan oyununda kahraman lslam Bey, vatam birc;ok insam
besleyen bir anne gibi herkesin haklanm, ya$amm1 koru-
yan bir kavram olarak gorur.34 "Devlet sava$ ilan etti" diye
bagmr; "dD.$man s1mrlara dayanm1$, topraklanm1z1 ve $e-
hitlerimizin kemiklerini c;ignemeye c;ah$1yor". "Eger vatan
ic;in olmeyeceksem nic;in dogdum?"35
Bu sozlerin kokleri halk arasmdaki tarih kavramma,
hepsi geleneksel kulturun parc;alan olan gazi, dini sava$c;1-
lar felsefesine ve atalann izledikleri yollara olan baghhga
32 Afrika ulkelerinde bugun anavatan adrna yap1lan tartt~malar Namtk Ke-
mal'inkinden farkh degildir. Afrika Federasyonlan Partisi doktrin ve prog-
ramt konusundaki bir raporda Senegal'den Leopold Sedar Senghor, anavata-
m "atalanmtzdan bize kalan bir miras: bir toprak parr;as1, bir soy, bir di! ya
da en azmdan bir ~ive" olarak tammlam1~ur. Ulus bu tur anavatanlan bir
arada tutar ve onu yeniden olu~tunna ve yap1land1rma bilincini ta~tr. Nes-
nel olarak, bir ornek model olarak ahmp ona gore yeniden yap1land1rmak-
nr, On African Socialsim (New York, 1964), s. 11.
33 Mehmet Kaplan, Siir Tahlilleri (Istanbul, 1958), s. 38. Aym yazar, Nam1k
Kemal: Hayat1 ve Eserleri ad1 altmda tutucu ve psikolojik bir ara~ttrma r;ah~­
mas1 yapm1~ur (Istanbul, 1948).
34 Mustafa N. Ozon, Vatan yahut Silistre (Istanbul, 1957), s. 17. lmparatorlu-
gun gerr;ek Islam ideologu olan Mehmed Murad Mizanc1, oyunu, modern
tarzda yaz1lm1~ ve milli duygulan anlatan ilk ulusal r;ah~ma olarak alk1~la­
m1~ur (Mizan, Arahk 1988; Ozon'de almnlan yap1lm1~ur, s. 93).
35 Age, s. 14.

44
Osmanh Devleti'nin D"nu~iimii, 1789-1908

dayanmaktadir. 36 Nam1k Kemal'in ideolojisi hemen hemen


tamamen anavatan, bir ba$ka deyi$le umma (cemaat), yani
aidiyetin belli bir toprak parc;as1 llzerinde kuruldugu dev-
let fikrine dayanmaktad1r. Fakat bu milliyetc;ilik c;agns1,
Hiristiyan degerlerin yerine lslami degerleri koymasmm
di$mda, Bauh yakla$Im, kavram ve bu ideolojinin Bauh
kullamm $ekline uygun olarak olu$turulmu$tur. (:agda$
anlamda kitleleri harekete gec;irme ve tammlama yolu olan
bu ideoloji Musluman-Turk ozelliklerle $ekillenmi$tir. Na-
m1k Kemal'in kokleri lslam'a dayah ideolojisi kendi ulusal
vatanlanm kurmaya c;ah$an Hiristiyan gruplara pek c;ekici
gelmemi$tir. Aym $ekilde, burokrasi-aydmlar uzerinde
odaklanm1$ yeni olu$makta olan politik kultllr de kontrol-
lu, sorumluluk sahibi ve mesleki ac;1dan yeterli bir yonetim
isteyen ve elit tabakamn iktidar motiflerini ku$kuyla izle-
meye devam eden sec;kinler ve zenginlerin uygulamadaki
beklentilerine cevap vermede yetersiz kalm1$tlr.
Tum bunlara kar$m, Gene; Osmanhlar 1876-77 anaya-
sal denemesi i~in uygun zeminin haz1rlanmasmda ve c;ag-
da$la$ma oncesi politik kulturun baz1 genel kavramlannm
hayata gec;irilmesinde onemli bir rol oynam1$lard1r. Fakat
mulk sahibi orta sm1flar ve bunlarm kendi devletc;i, burok-
rasi-aydmlar sm1ft arasmda ortaya c;1kan ve ic;in ic;in kayna-
yan anla$mazhga kahc1 c;ozumler bulamam1$lard1r. Bu so-
runlar kultur birligi saglayarak kolayca c;ozumlenemeyecek
ekonomik ve sosyal farkhhklardan kaynaklamyordu. Var-
hkh gruplar kendi gorll$ ac;1lanm belirleyecek ve ifade ede-
cek yap1lanmadan yoksundu, fakat c;atl$ma kac;m1lmazd1.
1876-78'de ilk anayasal parlamenter deneyim s1rasmda c;a-
tl$ma su yiizllne c;1ku.
36 Mehmed Murad Mizanc1'nm Turfanda mi yohsa Turja mi? (Istanbul, 1890)
romam, Miisliiman idealistleri oven, donemin en kayda deger lslami ideolo-
jik yazilanndan biridir.
Osmanh'da Degi$im, Modem1e$me ve V1us1a$ma

Burokrasi ac;;1smdan Anayasa, padi~ahm yetkilerinin


k1s1tlanmas1 olarak tammland1.37 Fakat burokrasinin istik-
rarh ve uretken ekonomik temellere ve mulkiyet sistemi-
nin merkezi rol oynamasma duydugu gereksinim ve buna
kar~1hk yerlerinden edilmi~ insanlan dengelemek ic;;in ge-
rekli sosyal yap1lanma dikkate almd1gmda anayasa deneyi-
mi farkh bir 1~1k altmda gorulur.
1876 Anayasas1'nm ozunu anlamak ic;;in daha da
onemli olan husus, Midhat Pa~a'nm (1822-84) idari dene-
yimleri ve ki~iligi, onderlik ruhudur. 38 Midhat Pa~a mo-
dern c;;agda gerc;;ekten ba~anh tek Osmanh valisidir. Eko-
nomik reformla goreceli bir refah ve problemli vilayetler
olan Ni~ ve Tuna'yla ve gec;;ici olarak da Bagdat'a bir duzen
getirebilmi~tir. Temel yakla~1m1 olarak yerel ileri gelenleri
goreve c;;ag1rarak herkesin yaranna olacak idari gorevleri
hakk1yla yerine getirmeyi vaat etmi~ ve yerel halktan i~bir­
ligi ve iyi muamele istemi~tir. Boylece, fiili yerel hukumet-
le merkezi otorite arasmda ozellikle idari konularda olmak
uzere temel konularda i~birligi tesis etmi~tir. (Aynca, Mid-
hat Pa~a Osmanh idari yap1lanmas1 konusunda ilk onemli
giri~im olan 1864 vilayet yasa tasansmm haz1rlanmasmda
rol oynam1~t1r. Rus buyl1kelc;;isi bundan o denli rahats1z ol-
mu~tur ki padi~aha, olu~turulacak yerel il meclislerinin
sultanm iktidanm' zay1flatabilecegini soylemi~tir). 39 Bag-
37 Robert Devereux, The First Ottoman Constitutional Period (Baltimore, 1963),
s, 3L Aynca, B, S, Baykal, "93 Mesrutiyeti", Belleten, Vl, 21-2 (1942), s, 45-
83, Berkes, Anayasay1, Rusya'nm Osmanhlarda 6zgurliik olmad1g1 iddialan-
m (iiriitmek i~in baslaulm1s bir girisim olarak goriir (Berkes), s, 225-26,
38 Ortodoks Miisliimanlar 1876 Anayasas1'm dinle r;elisen bir girisim olarak
degerlendirmisler, fakat bir sure soma, Anayasa'yi hazirlayan komisyonda
ulemadan on kisi gorev alm1sur. Ulemamn ger(ekten nesnel olarak incelen-
mesi gerekir; buntann (ogu devlet adamlanndan daha reform yanhs1 ve ile-
rici, Uriel Heyd'in bu konudaki mukemmel (ahsmasma bak1mz, "The Otto-
man Ulema and Westernization in the Time of Selim Ill ve Studies in Isla-
mic History and Civilization" (Kudus, 1961), s, 63-96,
39 Sir Henry Eliot, Some Revolutions and Other Diplomatic Experiences (Londra,
1922), s, 228. Ali Haydar, Life of Mithat Pasha (Londra, 1903). ~· Z, Paka-
lm, Mithat Pa~a (Istanbul, 1940).
Osmanlt Devleti'nin Donil~ilmil, 1789-1908

dat'ta da genel askere alma ve e~it vergi sistemi uygulama-


da ve ozellikle 1858 Arazi Kanunu'na dayandmlm1~ yeni
arazi si.stemini uygulamaya koyarken Midhat Pa~a aym
gen;ek~i, pragmatik ve i~birlik~i yakla~1m1 benimsemi~­
tir.40 Butiln bu reformlar, kendisinden soma gelen ve mer-
kezi hukumetin otoritesini harfiyen uygulama egiliminde
olanlar tarafmdan yozla~tmlm1wr. Sonu~ olarak, Midhat
Pa~a'mn 1876 Anayasas1'm ve parlamentosunu yalmzca pa-
di~ahm yetkilerini k1s1tlayan bir ara~ degil, aym zamanda
belli ba~h sosyal gruplar -politik olarak yerel ve merkezi
hukiimetlerle temsil edilen zengin gruplar ve biirokrasi-
arasmdaki dengeler ve i~birligi sistemini tesis etme yon-
temleri olarak gordiigiinii du~unmek i~in yeterli nedeni-
miz var.
Zamanlamas1 ve d1~ politika hedefleri a~1smdan Ana-
yasa, Ruslarm Osmanh rejimini "liberal k1lmak" i~in yar-
d1mc1 olan Ban'ya mudahale etme ~abalanm sonw;;suz bi-
rakmak i~in tasarlanm1~ur. l~levsel a~1dan ise, esas itibariy-
le Bau'da parlamentolann ifa etmekte olduklan birle~tirici
politik gorevleri yerine getirmek uzere tasarlanm1~ ak1lc1
bir onlem olarak gorulmu~tilr. Bir parlamento geregi ve ye-
ri kulturden degil ~e~itlenmi~ bir sosyal yap1dan ve farkh-
la~m1~ bir politik sistemden kaynaklanan i~levsel gereksi-
nimlerden dogmu~tur.4 1 Merkezi hukumet ile yerel idare-
ler arasmda uygun bir denge kurma geregini yaratan poli-
tik idealizm degildir, yalmzca orta sm1fm gucunun resmen
kabul edilmesidir. Midhat Pa~a sadece bu sosyal ger~egi
kabul etmi~ ve bunun ustesinden gelmeye ~ah~m1~ur.
40 AlbertineJwaideh'in "Mithat Pasha and The Land System of Lower Iraq" ad-
h miikemmel makalesine bakm1z: Albert Hourani, Middler Eastern Affairs,
St Antony's Papers no: 16 (Carbondale), s. 106-36.
41 Leonard Binder'in "parlamentolann Ortadogu'ya tam olu~mu~ halde getiril-
dikleri" ~eklindeki alelacele vard1g1 yargmm giizden gec;irilmesi gerekir.
"Bunlar yapay yasalhklard1 ve oylece kald1lar ve yasad1~ma c;1kma yoniinde
slirekli bir tahrik soz konusu", The Ideological Revolution in the Middle East
(New York, 1964), s. 5.
Osmanh'da Degi~im, Modemlqme ve U!usla~ma

1877 Parlamentosu'ndaki se<,;imler ve ozellikle tartl~­


rnalar, k1rsal kesimde ya?ayan gruplar ile borokrasi arasm-
daki <;1kar vc gonl~ aynhklanm bir kez daha onaya <;1kar-
im~t1r. Meclis-i Mebusan Oyeleri eyalet ba~kentlerindeki,
sancaklardahi ve bOlgelerdeki idari meclisler ve se<;im ko-
miteleri tarafmdan se<,;ildi. Buna kar~1hk, se<,;im komiteleri,
ba~lannda hukOmet gorevlileri olmasma ragmen daha <;ok
ileri gelenler, ulema ve MO.slOman olmayan gruplann top-
lum temsikilerinden olu~uyordu. Gerekli teknik ozellikle-
re ilaveten adaylann halk arasmda saygm ki~iler olmalan
ve vcrgiye tabi mal mulk sahibi olmalan gerekiyordu. Dola-
y1s1yla, Meclis-i Mcbusan "ger<;ek anlamda bir ternsil orga-
mH olmaktan ziyade esas itibariyle iki grubu -tOccar, <,;ift<,;i
ve diger zengin gruplar ile hukumet gorevlileri- temsil et-
mekteydi. 42 Ayan Meclisi, yani list meclis padi~ah tarafm-
dan atanm1~tl ve smnh bir onemi haizdi.
Ta~radan gelen mebuslar parlamento tarn~malarmda
formalite geregi ve laf olsun diye padi~aha, lslam'a, millete
ve anavatana bilinegelen baghhk formullerini tekrarhyor-
lardi. Fakat i~ kendi pratik taleplerine gelince son derece
kararh, geri;:ek<,;i oluyorlar ve borokrasiyi ele~tirirken de
a<;tk ~ekilde devrimci bir yakla~1m benimsiyorlardi. Muslu-
man olan ve olmayan milletvekilleri (<,;ogunun Avrupa'yla
dogrudan temas1 olrnad1g1 ve yine i;:ogu Avrupa kultur ve
politikasma muhalif olduklan halde) Ban'mn liberalizm
terminolojisini -;ok iyi biliyor goro.numiindeydiler. Adil ve
etken bir vergi sistemi, basm ozgiirlugii, ozel mulkiyetin
42 Devereux, s. 148 ve ek, s. 269. Miiteveffa Hakk1 Tank Us'un varisleriyle biz-
zat temasa gei;tik ve 1876 Parlamentosu konusundaki eserinin ili;iincii cildi
iizerinde ~ali~makta oldugunu k~fettik. Bu ciltte, mebuslarm biyografileri
vard1. Sei;ilenlerden baz1lan, hepsi de eski ayanlardan olan <;:amurdanzade-
ler, Mollazadeler, Alemdarzadeler ve Evrenoszadeler'di. Filibe'den Atha-
nas'm oglu Mihaliki Giimii~gerdan (Devereux onu yanh~hkla memur olarak
verir) oradaki modern bir giyim i~inin ba~mda. Efendi, bey ve aga unvanlan
memurlan, toprak agalanm ve sanatkftrlan tammlamaya yanyo1
Osmanli Devleti'nin D6nii~iimii, 1789-1908

yasal govcnligi, dogru para dllzenlemeleri ve giri~im 6z-


gl1rlugo talep etmektcydiler. Giri~im ozgurlugll claim .;ok
MOsluman olmayan Lucear gruplan tarafmdan isteniyordu.
Muslumanlar kulturel konularda ise lslam'a baghhklanm
surduruyorlardi. Fakat ozgurluk ilerleme ve insanm gen;ek
yapism1 korumak i.;in gerekli ko~ul olarak goriilmekteydi.
Abdurrahim Efendi (Suriye) ki~isel ozgiirliigiin, ancak e~it­
lik ve e~itlik olmayan durumlar hakkmda -ornegin, vergi-
lendirmede ve hukiimet gorevlerine atanmada- konu~ma
hakk1 oldugu bir toplumda var olabilecegi konusunda is-
rarhydi. Milletvekilleri zenginlere arka .;1kan ve hukumet
gorevlilerinin rii~vet almalanna goz yuman vergi sistemini
sert bir dille ele~tiriyorlardi.43
Fakat bu saldmlann as1l hedefi devlet gorevlileriydi.
Bunlara yoneltilen ele~tirilerden baz1lan, yeni yeni olu~ma­
ya ba~lam1~ olan orta s1mfm one siirdiigii taleplerin kapsa-
m1 dikkate almd1gmda olduki;a onemliydi. Bir milletvekili-
nin ifadesine gore, yozla~m1~ gorevliler ve mahkemeler
mevcut yasalan etkisiz hale getirebilir ve bir ii; sava~m et-
kilerine benzer olumsuzluklar yaratarak ulkenin yok olma-
smm geri;ek nedenini olu~turabilirdiler. 44 "Yasa insanhgm
uygarhk diizeyine i;1kanlmas1 ii;in bir arai;ur." "Beyler, ya-
salar bu gorevlilerin hesab1m gormelidir. Bu i~ ii;in gerekli
olan yasalan bulmahy1z. Boylece her ~ey dogru mecrasma
oturacakur. "4 5 "Biirokrasi tanm, ticaret, sanat, bilim ve ka-
mu yararma olan diger biitiin alanlarda gerilemeye neden
olmu~tur. Bizim gorevlilerimiz baz1 derebeylerini, sahte ha-
nedanlann, vicdans1z vergi memurlarmm, i;;orbactlann
43 Goru~me kayitlan icin bkz. Hakk1 Tank Us, Medisi Mebusan 1293-1877, Zab1t
Ceredesi, 2 c. Ostanbul, 1940, 1954); Kemal H. Karpat, "The Ottoman Parlia-
ment of 1876 and Its Social Significauce", Proceedings of the International Asso-
ciation of South East European Studies (Sofya, 1969), s. 247-57. Basm yasast g6-
rli~meleri i.;in bkz. Kemal H. Karpat, "Mass Media", Ward ve Rustow, age.
44 Hakk1 Tank Us, age, s. 113.
45 Age, s. 276. lslami yasayi cagn~tmnakla birlikte bu yorumlann farkh bir yak-
la~1mla ele almmas1 gerekir.
Osmanh'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

(Balkanlar'daki H1ristiyan toprak sahipleri ve toplum lider-


leri), muhbirlerin vc digcr hilebazlann fakirlerin durumu-
nu daha koti'lle~Lirmesine imkan vermektedir. "46 lr;lerin-
dcn biri Musluman bir din adam1 olan baz1 milletvekilleri,
ozellikle geli;;menin en gerekli oldugu eyaleLlerde egitimi,
bilgiyi ve bilimi hi<;e sayan ulemay1 unvan delisi soylulann
cenneti olmakla sur;layarak ele?tirmi?tir. Digerleri ise, dini
okullar olan medreselerin ortadan kald1rilmas1 gereginden
bile soz etmi;;lerdir. 46a
Bu tartl;;malar dogal olarak icra orgammn halk tarafm-
dan ser;ilmi;; temsilcilerin kontrolune girmesi ve "devletin
varhg1 halkm kabulune bagh bir durum" oldugu gerr;egi
dikkate almarak yetkinin yasalla;;tmlmas1 taleplerinin dog-
masma yol ar;m1;;t1r. 4 7 Bu husus, parlamento tarafmdan
onaylanan bir yasanm Bakanlar Kurulu tarafmdan tashih
edilebilecegi konusunda ortaya at1lm1;;nr. Meclis-i Mebu-
san, bakanlann Rusya ile yap1lan 1877 sava;;mda Osmanh
yenilgisine }<atk1s1 oldugu du;;unulen kotii idari uygulama-
lanm ele;;tiren kritik bir ifadeyi padi;;ahm konu;;masma ce-
vaben hazirlanan metne eklemi;;tir.
Yasama ve yurutme organlan arasmdaki r;au;;ma padi-
;;ah ile Kethuda Ahmed Efendi arasmda ortaya pkan dra-
matik bir mucadeleyle en iist noktaya ula;;m1~nr. Kethuda,
yuksek gorevlilerin tammlad1g1 gibi "a~ag1 sm1ftan halk",
46 Age, 5. 241 (Erzurum'dan Kazanciyan).
46a Age, s. 207-08, 210, 381-82, 382-85.
47 "Devlet Ahalinin Muhabbeti ile kaim", 5. 113. Meclis keyfi idari uygulamalar
konu5undaki e5eflerini bildirmi~, fakat Mahir Bey konusunda oldugu gibi
grup 1:1karlanm da dikkate almi?tlr. Ki?isel olarak istenmeyen ?ah15 ilan edi-
len Mahir Bey Konya'ya stirulmii?, fakat Seydi~ehir ve Bey~ehir'de vergi a{:tk
arnrmasmm yanh~ yap1ld1gmm farkma varm1~nr. Buyijk bir olas1hkla, dava-
nm valinin dikkatini {:ekme5inde etkin olmu~tur, ama vali davay1 ilga etmi~­
tir. Bundan etkilenen taraflar, bir tertiple Mahir'i bir ba~ka ~ehre yollam1~lar­
d1r. Anayasa uyannca Mahir ki~i5el haklannm iadesi i{:in parlamemoya ba~­
vurmu~tur. Konya'dan milletvekili olan Hac1 Mehmed Efendi mektuba kar~1
{:1km1~ur; ,unkti tertibe kan~an taraflarla ili?kisi vard1r. Bu ,1kar gruplannm
lobicilik faaliyetleri konusunda tipik bir 6rnektir (s. 183-86).

J so
Osmanlr Devleti'nin Donii~iimii, 1789-1908

yani avam tabakasmm, loncamn yoneticisidir. lngiliz filo-


sunun Osmanh sulanndan ge<;mesi konusunu gorO.~mek
ozere yap1lan bir toplant1da Ahmed Efendi, padi~aha, yo-
netici olarak ulkenin koto. kaderinin nedeni oldugunu ve
mebuslann kendi bilgileri d1~mda ortaya <;1kacak bir duru-
mun sorumlulugunu hi<;bir zaman kabul etmeyeceklerini
soylemi~tir. Aynca, Meclis-i Mebusan tarafmdan gorO.~O.len
ve onaylanan konulardan hi<;birinin yonelim tarafmdan ye-
terince ciddiye almmad1gm1 ve alman kararlardan hi<;biri-
nin yO.rO.rlO.ge konmad1gm1 one surmO.~tO.r. 4 8 Buna <;ok k1-
zan padi~ah, II. Mahmud donemindeki otokratik yonetime
donmekle tehdit etmi~, fakat sankh ve zanaatkar tak1mm-
dan mO.tevaz1 bir adam olan Ahmed Efendi goro.~lerinde
direnmi~tir. 49 Sonu<;ta, padi~ah Meclis-i Mebusan-1 'dag1t-
m1~ur. Halka dayandird1klan hakimiyetlerini sO.rdO.rmek
i<;in lstanbul'da kalmak isteyen tenkit<;i milletvekillerinden
<,:ogu zorla gemilere bindirilerek evlerine gonderilmi~ler­
dir. Fakat onlan destekleyen se<;men gruplannm ayaklan-
masma neden olmamak i<;in hi<;biri tutuklanmam1~tlr. Boy-
lece ilk Osmanh parlamenter deneyimi sona ermi~, fakat
bu sure bile O.lkedeki siyasi kaylts1zhg1 canland1rmaya yet-
mi~tir. Kitlelerfo siyasi seferberligi boylece ba~lam1~tlr.

6. Ulusal Devlet Olma Yolunda

Ondokuzuncu yuzy1lm son bolO.mO.nde ozellikle II. Abdo.1-


hamid'in (1876-1909) iktidarda oldugu donem, daha once
olu~mu~ yap1sal geli~melerin hepsinin bir sentezidir. so
Ekonomik ve sosyal alanlarda ho.yo.me ve farkhla~ma ve
48 Age, s, 401.
49 Mahmud Celaleddin Pa~a'nm Mirat-1 Hakilwt (Istanbul, 1909) adh eseri me-
murlann mebuslara davram~lan konusunda okunmas1 gereken ilgin~ bir
metindir.
50 Enver Ziya Kara!, Osmanlr Tarihi Birinci Mqrutiyet ve lstibdat Devirleri
1876-1907 (Ankara, 1962); Mahmut Kemal Ina!, Osmanlr Devrinde Son Sad-
Osmanh'da Degi~im, Modernle~me ve Ulusl~ma

ideolojik bir degi~im donemidir. Turk milliyetc;iligi yava~


yav~ Osmanh milliyetc;iligine galebe ~hm~ttr. Siyasi olay-
lar ta ht, aydmlar sm1f1 ve ordu ac;tsmdan bir donum nokta-
sma ula~m1~ur. Bu 6nemli uc; Orgtltlu guc;, birhiriyle ve
ekonomik gruplarla i;au~m1~. durum gerektirdiginde tek
viicul olarak hareket etm~ ve neticede, resmen bir yil da-
ha devam etmesine ragmen, 1908'de II. Abdulhamid yone-
timine son vermi~tir. Butiin bu olaylar, aslmda Cumhuri-
yet'in kurulmast ve 1922-24 ytllarmda saltanatm ve halife-
ligin resmen ortadan kaldmlmast ii;in on haz1rhk niteligin-
dedir. Once tahtm durumunu gozden gec;irecegiz. 1876
Anayasas1 pacfo~.ahm yetkilerini losulamak ve dolay1s1yla
yetkinin hukii.metin uc; klasik bolumo arasmda dag1hm1m
saglamak ve garamilemek ic;in anayasal monar~iyi yerle~­
tirrneye c;ah~1m~t1r. Anayasa ile bir yasama orgam yarat1l-
m1~ ve gorevleri Bauh modellere uygun olarak belirlenmi~­
tir. Fakat yiirutme orgamyla ilgisi her ikisi de lslam esasla-
rmdan kaynaklanan ~ara (konsey) ve me~veret (dam~ma)
terimleriyle belirlenmi~tir. Anayasa padi~ah1 yO.rO.tme or-
ganmm ba~1 olarak kabul etmi~ ve bakanlan gorevlendir-
me ve azletme gibi geni~ yetkilerle donatm1~11r. Fakat daha
once belirtildigi gibi, milletvekilleri halkm temsilcileri ol-
duklan ic;in yurO.tme orgamnm kontroliinO.n kendilerinde
olmas1 gerektigini vurgulamaya ba~lam1~lard1r. Bu talepler
kabul gordugo. takdirde yO.rO.tme orgamnm padi~ahtan ba-
g1ms1z c;ah~mas1 saglanacak ve ho.yuk bir olas1hkla, burok-
rasinin O.lkenin hissedilen gereksinimleri dogrultusunda
ak1lc1 ve i~levsel olarak geli~mesi saglanacaku. Abdulha-
mid istibdad1 bu geli~meyi engellemi~ ve bO.ttln bu politik
egilimlerin yon degi~tirmelerine neden olmu~tur. Dogru-
razamlar, VI, vn, vm, c., (Istanbul, 1946-49); Tahsin Pa~a, Abdulhamid Y1ld1z
Hat1ralan Clstanbul, 1931), Eerkes, The Development of Secularism in Tur-
key; Lewis, The Emergence of Modern Turkey; Davison, Reform in The Otto-
man Empire.
Osmanh Devleti'nin Donii~iimu, 1789-1908

clan d1~ mO.dahaleden yoksun ve karma~1k problemlerle


kar~1la~mam1~ olan ilk Osmanh reformlannda, daha once
de belirtildigi gibi, veziriazam1 ba~vekil yapan i~levsel bir
manuk izlenmi~tir. Buna kar~1hk ba~vekil kendi idari orga-
nini olu~turuyordu. Bu egilim 1826'da yenic;;erilerin, yani
reformlara kar~1 en onemli tehdit unsurunun ortadan kald1-
nlmasmdan sonra ortaya pkm1~tlr. Reformcu olarak da ta-
nman Re~it, Ali, Fuad ve Midhat Pa~a gibi buyok ba~bakan­
lar, farkh felsefelerine ragmen, 1839-76 doneminde etkin
olmu~lardu. Fakat 1876'dan sonra, neredeyse Osmanh lm-
paratorlugu'nun sona eri~ine kadar onlarla boy olc;;u~ebile­
cek bir ba~bakan gorolmemi~tir. Sultan II. Abdulhamid, yo-
rutme organmm kontrolOnii etkin bic;;imde ele gec;;irmi~ ve
ba~bakanlan hirer yuriitme memuru olarak kullanm1~t1r.
Tahun gOcOnO saglamla~tlrma c;;abalan, ashnda 1870'
te Abdulaziz doneminde ba~lam1~tlr. Tahtm gocono aru-
ran ve padi~ah1 en yOce yOriitme orgam olmaktan pkanp
halife gibi yan-tann bir otokratik guc;; haline getiren -bOtiin
Osmanh lmparatorlugu donyasmda boyle kabul edilmi~tir­
ve kendi yetkilerini yasalla~urmak ic;;in Osmanh lslami po-
litik kuramlanm yeniden yorumlayarak c;;arp1tan II. Abdol-
hamid'dir. II. Abdulhamid'in istibdad1, II. Mahmud'un guc;:-
hi. yonetiminden c;:ok farkhd1r. II. Mahmud, hiikiim ve orf
~eklindeki eski Osmanh gelenegini izlemi~tir, yani yurOt-
me organmm, hokomet gorevlerini yerine getirmek ic;;in ne
tiir otorite kullanmak gerekiyorsa kesin olarak onu kullan-
mas1 gerektigi esasma gore hareket etmi~tir. II. Mahmud
yetkilerine me~ruiyet kazand1rmak ic;;in lslami yasalan ye-
niden yorumlamaya c;;ah~mam1~, yonetimini daha c;:ok siya-
si uygulamalara dayandum1~tu. Osmanh hokometinin ya-
pageldigi gibi geleneksel kuvvetlerin aynm1 kuralma gore
hareket ettigini gostermek ic;;in baz1 eski politik geleneklere
ba~vurmu~tur. Bunun lslam'a uygun oldugunu iddia etmi~­
tir. II. Abdolhamid ise hukOmet i~lerinde lslami yonetimi

[ s3
Osmanh'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

genelle$tirerek laik politik gelenekten ciddi $ekilde uzak-


la$mt;;llr.
Abdulhamid'in izledigi siyasetin buy'Uk bir bolumu
kendi ki$iliginden, d1;; olaylann dikte e1tigi ko$ullardan,
aydmlardan uzakla~ma ve lmparatorlugun demografik kul-
turel yapilanmasmdaki de&i$ikliklerden kaynaklanm1;;ur.
Egitimi sm1rh, dogmatik ruhu dardt, fakat algtlama ve sez-
giscl gt1cu iyiydi. lll. Selim'den ilibaren butun padi$ahlann
kaderinin once yenii;eriler, ulema ve sonra <la mahheme
uyeleri tarafmdan belirlendiginin bilincinde oldugundan,
her zaman bir tertip kar;;1smda oldugu korkusu ii;inde ya-
;;adi. Zaman i<:inde ulemayi kendi yamna (:ekti ve burokra-
siyi kontrol altma almay1 ba;;ardi. Aynca bir dizi i<: ve d1;;
olay da tahtm durumunu gu(:lendirmesinde yard1mc1 oldu.
Geleneksel orf ve adetlerin ve ya;;am tarzmm degi;;mesi ve
aydm aray1;;lann farkhhg1 ve laikle;;mesi bir kimlik krizi-
nin dogmasma neden oldu. Stratford Canning'in "refor-
mist" zorlamalanmn arkasmdaki (Abdulmecid ve Abdula-
ziz yonetimindeki liberalizm donemine sald1ran Osmanh
aydmlan tarafmdan ele;;tirilen) dini temalarla ikiye katla-
nan d1;; mudahale toplumun sosyal bekas1 i<:in yakm bir
tehdit olu;;turmu;;tur. Bu nedenle, taht sadece butun eski
degerlerin topland1g1 yer olarak degil, aym zamanda bun-
lan savunacak ve koruyacak en gu<:lu kurum olarak go-
runmu;;tur. Abdulhamid'in dindar yap1s1, dervi;; ah;;kanhk-
lan, sade ya;;anus1 ve d1;; taleplere zaman zaman direnmesi
onun dindar kafahlar ve gelenek(:iler yamndaki durumunu
gu<:lendirmi;;tir. Politik laik arrlamdan (:Ok dini anlamda
olmakla birlikte, toplumun kimligini olu;;turma (:abalan
en ilerici du;;unurler arasmda bile milliyet<:i bir bag olu;;-
turmu;;tu.
Kendisinden onceki padi;;ahlarm tersine, II. Abdulha-
mid reformlan, uygarla;;may1 ve Dogu ile Bat1 kavramlanm
(:Ok basit, fakat ideolojik bir yolla yorumladi. Her ;;eyden

54
"
Osmanlr Devleti'nin Danii~iimii, 1789-1908

_ c , insanm davram~lanm dilue eden manllklan c;:ok in-


ane
.:;an dogasma, Baulilann duygusal ya~ammm milli baghbk-
la fl na, bu nun yam nda Dogu 1uIan11 k i ni n di ni d ii rt O.! eri ne
bagh olduguna, c;:agda~ uygarhgm ozun(m bil.yiik olc;:iide
temel lslam'dan kaynakland1gma ve lslam'm dini dOrLOler
etrafmda bir sosyopolilik sistem in~a eden Arap dehasmm
eseri olduguna, materyalizm, natO.ralizm ve laikligin (mad-
diyyun, tabiyyun, dehriyyun) kendi aralanndaki etkile~imle
dinin du~manlan olduguna inamyordu.
Aslmda, ~unu belirtmek gerekir ki bu du~unceler zin-
ciri lslam'm veya temel dini inarn;;lann bir savunmas1 degil-
di. Bunlar lslami kimligin yeniden vurgulanmas1 ve degi-
~ikligin ~iddetli saldmlan kar~1smda bir direnme arac1 ola-
rak dindarhku. Kriz zamanlannda oldugu gibi, bu tutum,
Osmanh lmparalorlugu'nda ve genel olarak lslam dunya-
smda degi~en ko~ullara bir tepkiydi.
Ruslarla 1877 sava~1 ve 1878-79 Ayastefanos ve Berlin
Antla~malan, buyuk c;:apta Musluman-Turk nufusun ya~a­
makta oldugu Tuna'mn guneyi ile guneydogusunda ve Kaf-
kaslar'da c;:ok onemli toprak kay1planyla sonuc;:landi. 51 Bu
donemde ba~lam1~ olan bir milyondan, fazla insamn kitle
halinde goc;:u bugun bile birc;:ok Turk tarafmdan ebeveynle-
rinin goc;: hikayeleri anlanhrken "93 sokumu" veya "93 fe-
laketi" (1293/1877) olarak nitelenir. Osmanh lmparatorlu-
gu bunu izleyen y11larda Avrupa'daki topraklanm kaybet-
meye devam etti ve binlerce Musluman Turk daha Trakya
ve Anadolu'ya goc;: etti. Sonuc;: olarak, lmparatorlugun H1-
ristiyan-Musluman dengesi yok oldu ve geriye kalan bolge-
lerde Musluman unsuru buylik bir c;:ogunluk haline geldi.
Osmanh Devleti Muslumanlardan olu~mu~ bir devlet hali-
51 Hilmi Ziya Olken, "Apen;u general de !'evolution des immigrations en Tur-
quie", Integration, cilt v. (Ekim 1959), s. 220-40. Ahmet Cevat Eren, Tiirhi-
ye'de Go, ve Go,men Meseleleri (Istanbul, 1966), s. 69-72. Tiirh Ansihlopedi-
si'nde "Go.;".
ne geldigi ic;:in onak vatanda~ltga dayanan c;:okuluslu dev-
let olma fikri pratikte onemini kaybetti. Iran d1~mda dun-
yadaki en onemli bag1ms1z MOslOman devlet haline geldi.
Gelccek, once lmparatorlugun bekas1 ic;in biHun mOminle-
ri bir araya LOplamak ve ikinci olarak <la, 187l'de olkcden
aynlmak zorunda b1rak1lan ve 1894-97'de itiban iade cdi-
lerek geri c;:agnlan Cemaleddin Afgani tarafmdan savunul-
dugu gibi, Musllimanlarm Avrupa yC'.metiminden kunanl-
mas1 hareketini ba~latmak i<;in lmparatorlugun Muslliman
unsurlanm kendi yanlannda toplamaya baghydi. Abdolha-
mid, bu nedenle halifeligi canlandumaya ve Pan-lslamizm'
in loparlaylCl sembolo olarak kullanmaya c;ah~n. Bu a~a­
mada, lmparaLOrlugun bOLOnlugo. ancak Musluman tebaa-
smm birligini guc;:lendirerek korunabilir gibi gorl.indu. Bu
nedenle, lslam'm Arap karakterine ve Sultan'm halifc ola-
rak konumuna oncm verilcrek pratikte Araplarm baghltgt-
nm muhafaza edilmesi ve Hiristiyan Araplarm pek guc;:lu
olmayan milliyetc;:i, aynmc1 1,;abalannm etkisiz hale getiril-
mesi ama1,;land1. Gerc;:ekten de Arap-Musluman Ortadogu
lmparatorlugun devam1m garanti etme kapasitesi olan en
onemli guc;: bolgesi olarak goruldu. Diger yandan, Hindis-
tan'daki Muslumanlar arasmdaki milliyetc;i uyam~lar ve
halifeye kar~1 gosterdikleri candan baghhk (6zellikle Emir
Ali idaresindeki Khilaja), tahtm sembolik bir dini kurum
haline donO~ttirOlmesi 1,;abalanna h1z katti. Dolay1s1yla, en
zay1f oldugu bir anda ve bag1ms1zhk isteyen Muslumanlar
kendilerine ozgo milliyeti;ilik ilkelerini hayata ge<;irmeye
c;:ah~uken, Osmanh lmparalorlugu'ndan evrensel lslam fi-
kirleri adma Miislomanlann kurtulu~unu ustlenmesi isten-
di.
Abdulhamid donemi, farkhla~m1~ sosyal yap1 ve ideo-
lojisi giderek i~levlerinin yitirmi$ olan bir yonetim duzeni
arasmdaki c;:ati~malan daha a1,;1k bii;imde on plana c;:1kar-
m1~ olan yogun bir geli~me donemiydi. Bu boyumenin te-

l s6
..
Osmanh Devleti'nin D6nu~umu, 1789-1908

melini, Ball ile yap1lan ticaretin gt1c;lendirdigi giderek artan


ekonomik faaliyeLler te~kil ediyordu. TO.tun ekimi birc;ok
bolgede yaygm hale geldi ve Osmanhlann en onemli ihrac;
o.runlelinden biri oldu. lpek en<lilstrisine yeni bir ozen
gosterildi ve Ana~olu'~un b~n;ok yeri~1de komO.r madcnleri
ac;ildi. Abdt\lhamrd donemmde <lem1ryollarmm yapilmasr
vc ~ehirlerde diger ilet~im yollannm ve modern arac;larm
kullamlmaya ba~lanmas1 yeni meslek gruplan dogurdu.
Aruk koyluler bile ekonomik degi~ikliklerden etkilenmeye
ba~lam1~t1. 1858'de Arazi Konunu'nun giderek daha liberal
hale gelmesi ve bu sO.recin Ortadogu'nun en uzak ko~ele­
rinde bile ticaret gruplarmm olu~mas1 ile daha da h1z ka-
zanmas1 kir ve a~iret topluluklanmn geleneksel yap1s1m
koklO. bic;imde degi~tirdi. A~ag1 Irak gibi baz1 bolgelerde
a~iret ~eyhleri toprak agalan haline geldiler ve ~ehirlerde
ya~amaya ba~lad1lar. Diger yerlerde ise toprak sahibi olmak
sosyal statil kazanmanm en onemli unsuru oldu. Sahil ~e­
hirlerinde ticari faaliyetler halen MO.slO.man olmayan grup-
larm tekelindeydi, fakat ic;erilerde, hatta lstanbul ve Sela-
nik'te MO.slO.man giri~imci gruplar geli~meye ba~ladi. Bun-
lardan baz1lan topraklanm ve kO.c;O.k i~yerlerini sat1p Bal-
kan o.lkelerinden Anadolu'ya yeni bir hayat kurmak O.zere
goc; edenlerdi.
Ondokuzuncu yo.zy1lda Osmanh lmparatorlugu'nun
ekonomik ve sosyal tarihi aynnuh ~ekilde incelendiginde
1856 ile 1922 yrllan arasmda olu~an kurumsal ve ideolojik
geli~meler daha iyi anla~1labilir. 1908 Devrimi'nde ~ehir
ileri gelenlerinin oynad1klan rol, 1908-18 doneminde ani-
den mantar gibi olu~an siyasi partiler, yerel aydmlann ona-
yak olmas1 ile lttihat ve Terakki Partisi'nin bO.tO.n o.lkede
h1zla ~ubeler ac;mas1 ve nihayet toplum liderlerinin yard1m1
ile Mustafa Kemal'in 1919 ve 1922 y1llan arasmdaki Kurtu-
lu$ Sava$t'nda bO.tO.n halk kitlelerini seferber edi$i orta sr-
mfta yeni liderlik gruplannm olu~makta oldugunun belir-
tileriydi. BO.tun bu geli~meler Bau'nm ekonomik s1zmas1-

l s1
Osmanh'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma
'lllj'
II
I'' nm Osmanh lmparatorlugu'nun kirsal kesimin tamammda
meslek modellerini ve Muslumanlar arasmda s1mflanma
bic;:imlerini nas1I kokten degi~tir<liginin birer i~aretiydi.
Bu donemdeki sosyal degi~itnin en guvenilir gosterge-
si ~ehirl~meydi. lzmir, Selanik ve cliger baz1 ~ehirlerdeki
istatistik bilgileri gene! egilimin bir gostergesi olarak alma-
cak olursa, baudaki ~ehir nufusu muhtemelen uc;: kat1 an-
m1~t1.52 Sehir bolgelerine go<;Cm en onernli sebeplerinclen
biri bir yandan kaybedilen Lopraklardaki inanlann go<; et-
mesi vc diger Laraftan tanmda giderck kotul~en ko~mllara
katlanamayan koylulerin ~ehirleri Lercih etmcleriydi. Fakat
~ehirlerin sunabildigi i~ imkanlan suurhydt. Sehirlere yeni
gelenler zaman i<;inde yeni bir milliyet<;i aydmlar grubu-
nun ve ozel bir anlam kazanan kendilerinc ozgu bir sosyal
felsefeyi yaratan biiyii.k c;:aph alt sm1f gruplannm olu~mas1-
na yol a<;tl.
1880'den sonra ortaya c;:1kan aydmlarm c;:ogunun kok-
. leri, ya yoksulluk veya Balkan devletlerindeki kendine oz-
gii milliyetc;:ilik nedeniyle ata topraklanndan aynlmak zo-
runda kalan bu gruplara dayamr. Nam1k Kemal'in Vatan
oyununu milli kimligin kamn ve vatansever davram~a c;:ag-
n olarak alk1~layan ve Ruslann talepleri ve Ban'nm muda-
halesi <;ok ileri ginigi zaman sava~a girmeye haz1r oldugu-
nu gosteren bu grnptu. Bu alt sm1f ~ehirli tabakas1, ileri
teknoloji sayesinde degil, fakat ya~am ko~ullanndaki s1k1c1
aymhk, sosyal degi~imden kaynaklanan bir tlir yabanc1la~­
ma ve geleneksel <legerlerin kaybedilmesi nedeniyle gizli-
den gizliye modern kitle toplumunun tohumlanm ta~1yor­
I I du. Bir ku~ak sonra Makedonya'nm Manastir'mdan ve
Anadolu'nun Elaz1g'mdan goc;:en insanlar lstanbul'un Ka-
s1mpa~a varo~lannda tek VU.cut haline geldiler. Milliyetc;:i-
lik i<;in ko~ullar hazird1, fakat liderleri ve ideolojileri yok-
tu.
52 lssawi, s. 17, 232.
.
Osmanli Devleti'nin D{}nii~umii, 1789-1908

Abdulhamid doneminde geni~leme ve geli~me yoluyla


burokrasinin profesyonclle.$mesi isc bir ba.$l<a geli.$medir.
1876 Anayasast'nda soz edilcn d1.$i.$leri, it;i.$leri, adalet, sa-
vunma, donanma, maliyc, egitim, in~aa1 ve ticaret, me~ihat
(.5eyhiilislam), Va1u.f1ar ve Sura-y1 Devlet gibi bakanhklar
(bir veya ikisi Imrie; olmak O.zcre) muhafaza edilmi~tir. Fa-
kac sadrazam ba~kanhgmdaki bakanhklar bag1ms1z yO.rO.t-
me organlan olmaktan c;1kanlm1~. padi~aha bagh sad1k hiz-
metkarlar haline getirilmi.$tir.
Karma~1k mahkeme sistemi de muhafaza edilmi~tir:
Nizamiye Osmanh vatanda~lanm ilgilendiren sivil davala-
ra, Seriat mahkemeleri MO.slumanlar arasmdaki aile dava-
lanna, cemaat mahkemeleri Musluman olmayan Osmanh-
larm ticari davalarma, muhtelit ticaret mahkemeleri lmpa-
ratorluk'ta yerle~ik yabanc1lar ve Osmanh vatanda~lan ara-
smdaki ticaret davalanna, konsolosluk mahkemeleri ise
konsolosluklar tarafmdan temsil edilen ulkelerin vatanda~­
lan ile Osmanhlar arasmdaki davalara bak1yorlard1. Fakat
Abdulhamid donemindeki mahkemelere gec;mi~te denen-
memi~ bir tur ozerklik verilmi~ti.53 Yabanc1larla ilgili yasal
konulann sorumlulugu D1~i~leri Bakanhg1'ndan almarak
Adalet Bakanhg1'nm sorumluluguna verilmi~ti. Nihayet,
1880'de Ba~savc1hk makam1 olu~turuldu.
Mevcut dosyalama sistemi 1877-83'te butUn gorevlile-
ri kapsayacak ~ekilde geni~letildi, bir maa~ derecelendiril-
mesi yap1ld1 ve gorevlilerin atanmalarmda ve terfilerinde
kullamlacak bir terfi sistemi olu~turmak ic;in c;ah~malar ya-
ptldt. Butiln bu c;abalann sonucu olarak, k1smen 1864-
77'deki idari reformlann sonucu olarak ve ulkenin vilayet,
sancak, kaza ve nahiye olarak bolumlenmesi sonucunda
hukumet gorevlilerinin say1lan buyuk olc;ude artn. 54 Vila-
53 Kara!, Osmanlt Tarihi, s. 342-48.
54 Karat, s. 332. Ayrtca temel bilgiler i~in bkz. A. Du Velay, Essai sur l'histoir-e
financiere de la Turquie (Paris, 1903); Ubicini, Letters on Turkey (Paris,
1956), Bailey, age.
,r~i
11
1
Osmanh'da Degi~im, Modernlqme ve Ulus!a~ma

yetler lc;;i~leri Bakanhg1'na baglandi. l~in ilginc;; yam,


I I
1878'den soma Arap eyaletleri, onemlerini vurgulamak
ic;;in protokol listelerinin ba~ma yerle~tirildi ve bu eyaletle-
rin valilerine en yuksek odemeler yaplldi. Sonuc;;ta, kamu
kontrolunun yetersizligi ve icra yetkisinin tam olarak ta-
mmlanamamas1 nedeniyle burokratik-idari reformlar ba~a­
nh olamadi. Yine de tesis edilen bu burokratik temel,
1908-18'dejon Turkler'in ve daha soma Mustafa Kemal'in
bir ulusal devlet kurmas1 ve modernle~me reformlanm
gerc;;ekle~tirmesi ac;;ismdan i~e yaradi.
II. Abdulhamid doneminde aydmlar sm1fmm siyasi
ac;;1dan onemli bir grup haline gelmesi Osmanh Devleti'nin
degi~imiyle ilgili en onemli geli~melerden biri oldu. Ayn-
ca, aydmlann belli bir goru~ ac;;1s1 olu~turmalarmda biraz
da egitim sisteminin rolu oldu. Fakat kendi ba~ma egitim
sistemi daha c;;ok ekonomik ve sosyal etmenlerin bir sonu-
cudur. Ornegin, esas itibariyle yerel cemaatler tarafmdan
desteklenen Hnistiyan azmhk okullan e~itlik ac;;1smdan
Turk okullanndan daha ustundu. Bu da bu gruplarm daha
yi.iksek ekonomik durumunu, profesyonelle~me ve uzman-
la~ma derecelerini yans1uyordu. Ashnda, ekonomik ac;;1dan
bak1ld1gmda Turkler kendi ulkelerinde ikinci-s1mf vatan-
da~ular. Fakat 1850'lerden soma Musluman Turkler ara-
smda yeni orta-s1mf gruplarm ortaya c;;1kmasmm ve sosyal
duzenlemelerdeki degi~ikliklerin etkileri egitim sisteminde
de hissedildi.
1839-60 doneminde tesis edilen sozde modern okul-
lar, hukumet hizmeti ic;;in gerekli personeli egitmek uzere
tasarlanm1~ti. Fakat 1860-95'ten soma kurulan okullar
esas itibariyle profesyonel ve teknik okullardi. Birinci do-
nemde yalmzca alt1 onemli mesleki okul vard1. lkinci do-
nemde ise, sivil hizmetler (1859) ve up gibi okullar geni~­
letilmi~ ve hukuk, maliye, ticaret, in~aat muhendisligi,
Osmanh Devleti'nin Donii~umii, 1789-1908

- ru-k veterinerlik ve polis egitim okullan gibi en azm-


gu111 '
., yirmi be$ meslek okulu a1,:1lm1$Ur. 55
d ,H1 b
Egilim alanmdaki bu geli$melerin Li.yuk bir k1sm1
JS69'da Abdulaziz cloneminde i;ikarulan ve Cumhuriyet
donemine kadar kullammda kalan Mcwrif-i Umumiye Ni-
zamrwmcsi (Gene! Egitim Talimal\) esas almarak gen;ek-
le:;;Lirilmi$Lir. Frans1z modeline gore haz1rlanan talimallla-
111ecle ilkogretimle ba:;;layan ve Daru/famrn (universite) ile
son bulan bir egiLim sisteminin olu:;;turulmas1 tasarlanm1$-
lt. Bu nedenle, kuramsal olarak i.\<,: a$amah bir egitim siste-
mi olu$turulmu$lUf. Program csas itibariyle 11. Abdi.ilha-
mid doneminde uygulamaya konulacak $Ckilde 1.asarlan-
tni$tLr. l 879-86 donemine kadar illcrde 119 ve lstanbul'cla
J 7 ril$diye (ilkokul) ve eyalct merkezlerinde <;e$illi idadiler
(liselcr) a<;1lmt$tir. Her iki giri:;;im de bin;ok hukO.met g6re-
vi yaratmak ve mesleki okullann a<;1lmas1 gibi c;ah$malara
ba!;ilang1<,: IC$kil etmi$Lir. Fakat subyan mehlepleri (ilkokul)
g6z ard1 edilmi$Lir. Bir tarihc;i ve devlct adam1 olan Cevdet
Pa:;;a'nm vurgulad1g1 gibi, "c;ah~malar i~in ortasmda ba~la­
n11$llr... rO~diyenin ihdas1 ilcrleme yolunda ileri hir ad11n-
d1r ... Once ilkokullar geli~tirilmeli vc bura<lan mezun olan
(otuklan yeti:;;tirmck ic;in ri.i~diye okullan kumlmahdir". 56
Oniversile (daralfzlnun, yani bilim evleri) 1871 ytlmda bir-
ka(: ders ve konferans verildikten soma kapanm1~t1r. Boy-
lece, Osmanh egitim sistemi, 1869--86'daki geli$melerden
soma bile esas itibariyle ~ehirlerde ve kasabalardaki orta
seviyeli okullarla smuh kalm1~tir. Bu okul sistemi i;ok dar
bir sosyal temelle yeni aydm sm1fmm be~i~ni olu~turdu .
. 1870'ten soma yeni ve hatm say1hr bir aydm grubu-
nun ortaya pk1~1 yalmzca okullann say1smm artmasm1 de-
gil, aym zamanda i(:inden geldikleri ta~ra ~ehir sm1fmm
kulturel ve ekonomik yap1smm degi~tigini de yans1uyor-
55 Bu bilgilerin temeli Osman Ergin'in TUrkiye Maarif Tarihi'dir (Istanbul,
1939-45), 5 cilt.
56 Cevded Pa~a, Te~akir 1-12, ed. Cevad Baysun (Ankara, 1953), s. 11.
Osmanlt'da Degi~im, Modemle$me ve Ulusla~ma

du. Gerr;ekten de yeni meslek okullanndan yeti;;en aydm-


lar grubunun kokleri bunlann politik tav1rlanna ve ideolo-
jik yonelimlerine 1;;1k tutabilir. <:=ogu zaman Osmanh bii-
rokrasisinin orta ve iist sm1fmdan (Ali Suavi belirgin bir is-
tisnad1r) veya ba;;kentteki ;;ehirli gruplardan gelen Genr;
Osmanhlar'm tersine Abdiilhamid doneminin yeni aydm-
lan ta;;ra ;;ehirlerinden gelmekteydi. Bunlar daha r;ok yerel
e;;rafm, r;iftr;i ailelerinin, hatta yeni olu;;makta olan Miislii-
man-Tiirk tiiccarlarm ogullanydi. Daha once de anlatild1g1
gibi, bunlar, Kmm Sava;;1 ve 1856 Paris Antla;;mas1 sirasm-
da ve sonraki donemde yiiriitiilen ekonomik faaliyetler so-
nucu ortaya r;1kan yeni bir sosyal grubu temsil ediyorlardi.
Bu baglamda, T1bbiye'de (1889) kurulan ilk Jon Turk gizli
orgiitiiniin be;; kurucusundan hir;birinin lstanbul'dan ol-
mad1g1m belirtmek gerekir. Neticcde, ona seviyeli ve bir
dizi meslek okulunun kurulmas1 aydmlar s1mfmm geni;;le-
mesinde yard1mc1 oldu. HO.kiimet gorevlilerinin hemen tii-
mii yeni aydmlar arasm<lan ahnd1g1 i<;in yeni orta s1mfm
r;ocuklan emperyal burokrasinin temellerini am. Aynca,
bir derecc mesleki uzmanhk veren meslck okullan aydm-
lar arasmda ser;iciligin ve s11uOa~manm ko~ullanrn haz1rla-
d1 ve dogal olarak, yeni bir siyasi elit tabaka olarak adlan-
dmlacak bir liderlik grubu ve politik ideoloji yaratu.
Ondokuzuncu yuzyilda orclu subaylanrnn ve oynad1k-
lan siyasi rollerin onem kazanmas1 aydmlar smtfmda olup
bilenlerden ayn du~unulemez. llk modern okullar, lip
mektcbi gibi oteki meslek okullanyla aym amar;la, yani as-
kcri egitim ir;in ar;ilnu~u. Sivil okullar, hukumet gorevleri
r;e~itli alanlara yayild1klan ve egitimli personel ihtiyac1 acil
hale gcldikten sonra kurulmaya ba~land1. Ondokuzuncu
yuzy1lm buyuk bir bolumiinde sivil ve askeri burokrasi ara-
smdaki gerginlikler eyleme dokulemedi. Giir;lu Osmanh
ordu gelenekleri toplumun kulturuyle ve egitimli ki;;iler
arasmda belli bir goru;; ar;1s1yla kayna;;m1;; olmas1 sayesinde
ordu subaylan ile sivil aydmlar arasmdaki birlik korundu.
Osmanh Devleti'nin Dilnii~iimii, 1789-1908

Fakat askeri egitim yoluyla subaylann nitelikleri ac;1-


sindan farkhla$masma yol ac;an baz1 ozellikler vardi. Aske-
ri okullardaki egitim yap1sal olarak daha ileri ve daha tek-
nikti. Hayat daha disiplinli ve duzenliydi. Ozellikle siviller-
de eksik olan toplum ve dostluk duygusu ile guc;lu bir bir-
lik duygusu hakimdi. Subaylar ulkenin her tarafmdan ah-
niyordu ve genel inam$m tersine koy kokenli degil, daha
c;:ok $ehirlerden gelen ki$ilerdi.
1889-1908 ve sonrasmda Osmanh lmparatorlugu'nda
ya$anan degi$imde ordunun oynad1g1 politik rollerin yerini
daha sonralan subaylar arasmda elit bir tabakamn dogma-
sina yol a<;an farkhla$ma ve uzmanla$ma sureci aldi. Ger-
c;:ekten modern ve kapsamh ilk askeri okul olan Mekteb-i
Ulilm-u Harbiye (Harp Okulu) 1834'te kuruldu. Bu, yeni
tip subay egitmeyi ama<;layan bir meslek okuluydu. Fakat
bu okulda ge<;ek anlamdaki geli$me, resmen mezuniyet
sonras1 subaylar i<;in tasarlanm1$ olan Erkan-1 Harb (kur-
may subay) sm1fi ac;ilmcaya kadar, yani 1861 y1lma kadar
saglanamad1
1876 y1lmdan itibaren bolgesel ordunun merkezi olan
her $ehirde, yani lstanbul, Erzurum, Sam, Bosna, Bagdat ve
Manasur'da nl~diye (ortaokul) ve askeri idadiler (askeri li-
se) a<;1ldi. 5 7 Neticede, Harbiye ve ozellikle kurmay subay
k1sm1 askeri hiyerar$inin en <;ok imrenilen bolumleri hali-
ne geldi. Yuksek mevkilerin intisab'a (askeri burokratik ar-
dilhk) veya padi$ah veya sadrazamm himayesiyle verildigi
yozla$ml$ sivil burokrasiden farkh olarak bir erkan-1 harb
subay1 rutbesini s1k1 bir rekabet ortammda drtzenli <;ah$ma
sonucu alabiliyordu. 58 Subaylann hepsi yabanc1 dil biliyor-
du ve <;ogu yurt d1$mda egitilmi$ti.
57 Bu bilgi Muharrem Mazlum, Erham Harbiye Tarih(esi (tstanbul, 1930) ve Zi-
ya Sakir, Tanzimat Devtinden Sonra Osmanh Nizami Ordusu (Istanbul,
1957)'den derlenmi~tir. Bkz. Dankward A. Rustow, The Army in Political Mo-
dernization in japan and Turkey (Princeton, 1964), ~. 352-69.
58 Mazlum, s. 11 'den itibaren subaylann akademik 6zger;mi~leri ve egitimlerini
anlatan mezuniyet diplomalanm verir.
Osmanh'da Degi~im, Modem!e~me ve U!us!~ma

Kurmay subaylar lmparatorlugun c;e~itli bolgelerini


temsil ediyorlard1. Rastgele sei;;ilmi~ cografi vcrilere gore
-omegin 1885'lc mezun olmu~ on yedi h;;i arasmdan- uc;ft
Balkan ~ehirlerinden, alus1 Anadolu'dan, ikisi Arap cyalet-
lerinden ve yalmzca O<;O lstanbul'dand1; digerlerinin nere-
den gcldikleri bilinmiyordu. 59 Enesi y1l, kurmay subaylar
uzmanhk dallanna gore "askeri" ve "teknik" olarak aynl-
d1lar ve on bir mezun verildi fakat cografi dag1hm bir on-
ceki y1lm ayms1ydi. Erkan-1 Harb subaylanndan c;ogu Os-
manh lmparatorlugu hukumetinde en yuksek mevkilere
kadar yukseldiler. Jon TO.rkler doneminde ve Cumhuri-
yet'in ilk otuz y1lmda aym Erkan-1 Harb yine list duzey po-
litik liderleri yeti~tirdi. 1542 numarah piyade Enver Pa~a,
Ahmed Muhtar, Mustafa Kemal (Ataturk), Kaz1m Karabe-
kir, Kaz1m Orbay ve 1826 ile 1924 arasmda yeti~mi~ diger
bin;ok lider kurmay subaydi. Yine ilgirn,;tir ki TO.rkiye'de
1960 askeri ihtilalini yapan cunta, kurmay subaylardan
olu~maktaydi.
Askeri kurulu~, Bab-1 Seraskeri, yani Savunma Bakan-
hg1'nm yonetiminde oldukc;a i~levsel modern bir yap1lan-
maydi. Adi once 1879 y1hnda Harbiye Nezareti olarak de-
gi~tirildi, fakat sonra 1884'te yine eski ad1 kullamlmaya
ba~landi. Daha sonra yeniden Harbiye Nezareti veya sade-
ce Harbiye olarak amldi. Askeri yap1lanmamn beyinleri as-
keri konularla ugra~an Dar-1 Sura-y1 Askeri (Askeri Kon-
sey) idi ve Sava;;, lkmal, Planlama, Adalet ve Saghk gibi
bolumlerden olu;;maktaydi. Abdulhamid yonetiminin son-
larma dogru ya;;anan en onemli geli~me, askeri kuvvetlerin
alu ana dahm temsil eden Erkan-1 Harbiye-i Umumiye veya
Genel Kurmay Konseyi'nin kurulmas1 olmu;;tur. Aslmda,
yalmzca askeriyenin planlama dairesi olarak c;ah;;makla
kalmay1p elitin ve liderligin sec;ilmesinde son evre i~levini
uslenmi~tir.

59 Mazlum, s. 214-16.
' Osmanli Devleti 'nin DOnii~umii, 1789-1908

Erkanlar komutasmdaki duzenli ordu, yedi ordu mer-


(<ezinde toplanm1~ olan duzenli (nizamiye) birliklcri ic;er-
ekteydi: Istanbul, Manast1r, Sumnu, Erzurnm, Sam, Bag-
;~l ve San'a (Yemen). I3irlikler dort yil hizmet veren erler-
den olu~maktayd1 ve daha \.Ok etnik Turkleri i\.ermektey-
d i.. Ordunun tamam1 genellikle nufusun yalmzca ii\.te bi-
rinden ahmp olu~turulmaktayd1. 1877 yilmda duzenli
ordu birliklerinin mevcudu 206.541 insan, 38.197 at ve
3.660 seyyar toptan ibaretti. Yedek (redij) birlikler o tarih-
lerde yakla~1k 500.000 askerden ibaretti.60
Rusya ile yap1lan ve felaketle sonu\.lanan 1877 sava~1
askerlerin \.Ok kotii egitildiklerini ve daha da onemlisi di-
namik ve ideolojik a\.1dan iyi yonlendirilmi~ komutanlar-
dan yoksun olduklanm gosterdi. Rus birliklerinin lstan-
bul'un d1~ mahallerine kadar ilerlemesi padi~ah, ordu ve
subaylar uzerinde buyiik bir ~ok etkisi yapt1. Osmanh li-
derleri nihayet lmparatorlugun art1k gii\.lii bir devlet olma-
d1g1m, yalrnzca parr;;alanmakta olan bir topraklar ve birbi-
riyle \.atl~an etnik-dini gruplar toplulugu oldugunu kavra-
d1lar. Sava~ ve onu izleyen 1878 Berlin Antla~mas1, daha
once de belirtildigi gibi, askeri ve sivil biirokratlann orgut-
lenmesini, meslek okullannm ve II. Abdulhamid donemin-
de ortaya \.Ikan ideolojik geli~melerin yaygmla~tmlmasm1
h1zland1ran bir katalizor gorevi yaptL
Buyiik bir aydmlar grubunun ortaya \.Ikmas1, her ikisi
de aydmlardan olu~an sivil ve askeri biirokrasinin profes-
yonelle~mesi, yani uzmanla~mas1, politik inan\. ve ideoloji-
den olu~an yeni bir sistem olmadan bir sonu\. veremezdi.
Gen;;ekten de degi~en toplumlarda liderlik gruplarmm en
belirgin i~aretlerinden biri bir dizi politik degere olan bag-
hhkland1r. Osmanh Devleti'nde bu politik dcgerler sistemi
veya ideoloji milliyet\.ilik olarak ortaya pku.
60 Kara!, s. 355-57.
Osmanli'da Degi$im, Modem1e~me ve U1us1a~ma

Nam1k Kemal ba~la olmak Ozerc Genr; Osmanhlar bir


valan, siyasi kimlik ve Osmanh-Muslitman koltoro r;en;.e-
vcsinde devlete baglilik kavranu gcli~tir<liler. Bunlar, geli.?-
meye ba~layan Turk milliyetr;iliginin psikolojik temellcrini
vc yeni ku~ak aydmlann siyasi kultiirh1n0 olu~turdu. Eko-
nomik ve sosyal unsurlarm, bilimsel dusuncenin ve insan
ve wplumla ilgili laik do~oncelerin de kat1lnrn ile bu milli-
yetr;ilik savunma mekanizmas1 ohnaktan r;1k1p yukan da
belirtildigi gibi dinamik bir konum haline donu~tO. Okul-
Jarda doga bilimlerinin okutulmas1, toplumdaki h1zh degi-
~iklikler, uzmanhgm ilerlemesi ve topyekt1n mOkemmel-
le~me yasam ve toplum konusunda laik bir felsefi yaklas1-
m1 gerekli hale getirdi. Yine de r;eli~kili olmakla beraber,
Abdolhamid bir yan<lan teknolojinin getirilmesini ve uz-
man hg1 te~vik cderken diger yandan ozgor ar~tumayt ya-
sakladt vc lslam'm kutsalhguu kornmak bashg1 altmda
sosyal bilimlerin ogretilmesine engel oldu. Okullarda edin-
dikleri pozitif bilimscl mant1k, ilerleme ve uygarhk konu- '
sunda gelistirdiklcri yeni kavramlarla ogrencilcr sehirleri
doldurmu~ ve hi.\kOmet dcstegi altmda olan guvcnilmez
karakterli bir din aclamlan, <lilenciler, btiyiicOler or<lusu-
nun lmparatorlugun ger~ek kimligini ve amacnu simgele-
digi ve lmparatorlugun kunulu~unun dinle daha c;ok kay-
na~mak oldugu gerc;egini kabul cdemediler.6 1 Aynca, pozi-

61 Abdulhamid'in dini yonelimi ile oldukc;a modern mesleki okul sisteminin


kurulmas1 arasmda c;eliski vard1r. Egitimin amact yalmzca hukumetin idari
gereksinimlerini kars1layacak becerileri olusturmak gibi gorunmektedir.
Aynca, ogrencilere ahs1lagelmis selamlasmadan da (Padi~htm c;ok yasa)
simgesel olarak anlas1lacag1 gibi padisaha sadakat as1lamak ic;im mukemmel
bir olanak yaratmalan ac;tsmdan 6nem verilmektedir. Fakat okul sisterni te-
mel felsefi ve dunyaya bak1s gibi konulan ele almaktan kac;mmaktadtr.
Batt degerleri ve yasam tarziyla ozdeslesmis gorunmekten korkuldugu ir,:in
sosyal bilimler kesinlikle 6gretilmemektedir; fakat Osmanhlarda yerlestiril-
meye c;ahs1lan egitim sisteminde ister istemez bu noktaya gdinecektir. Ger-
c;ekten de Frans1zca 6grenmek ve ustun olarak kabul edilen hayat bic;imiyle
6zdeslesmek arzusu, yO.zy1hn sonlarma dogru aydmlar arasmda yaygm hale
' Osmanh Devleti'nin DOnii~iimu, 1789-1908

tif gen;:eki;i du~lince ac;1smda bakild1gmda geri kalm1;;hgm


gerc;ek nedenlcri hukumetin ak1lc1 ve etkin bir yap1lanma
olu~turmadaki ve dolaytS1yla modern c;;aga ayak uydurma-
daki yetersizligi oldugunu goruluyordu.
Sonuc; olarak, milliyeti;ilik devletin ve bir kulturel-
politik grup olarak Turklerin bekas1 ic;;in yegane siyasi i;o-
zum ve yeni bir politik birim olan millet ic;;in bilim ve iler-
Jemenin tek yolu olarak goruldu. Yusuf Aki;ura'mn l 904'te
klasik if(; Tarz-1 Siyaset'inde vurgulad1g1 gibi Pan-lslamizm
ve Osmanhc1hk zaten ba~anh olamam1;;tt. Milliyeti;ilik yal-
nizca devletin bekas1 ic;;in degil modernle;;me i<,;in de tek
manttki sei;enekti. Gazete ve telgrafm kullamlmas1yla ba;;-
layan modern ileti;;im sureci modern edebiyatm da dogma-
sma yol ac;;n. Dolay1s1yla, edebi eserler yalmzca yeni fikirle-
rin yay1lmas1 ic;;in bir yol olmakla kalmad1, aym zamanda
milliyet<,;iligin geli~mesine yeni bir h1z katu. (:ogunlugun
anlayacag1 bir dile duyulan gereksinim anadil Turkc;;eye,
milli Turk tarihinin ve milli kulturun ara~tmlmasma yone-
lik ilgi yarattt. Boylece, yeni aydmlar Abdulhamid'in ozgur-
lukleri k1s1tlamasm1 protesto etmek ve 1876 Anayasasr'na
yeniden i;;lerlik kazandrrmak ic;;in 1889'da Jon Turkler ola-
rak bilinen gizli dernegi kurdular. Aruk Turk milliyet<,;iligi
dogmu;;tu. 62 Yurtd1~ma kac;;an ve bir siy.asi orgutler agr Ctt-
tihad ve Terakki) kurmu;; olan Jon Turkler, Avrupa ulkele-
rinde yuzden fazla gazete ve dergi c;;1kard1lar; c;;ogu durum-
gelmi~tir. lnsan yalmzca mllspet ilim okusa bile ya~amm her alanmda buna zor-
layan bir du~llnce mant1g1 hakimdir. Bu ko~ullar aydmlann hukllrnete kar~1 du-
yars1z kalmasmm ve kar~1 olmasmm felsefi koklerini olu~turmu~ ve Jon Tllrk-
ler'in iinemli yaym organlanndan Me~veret'te ifade edildigi gibi laiklige ve poziti-
vizme yonelmelerini saglam1~t1r. Zarnanla, laiklik ve pozitivizm milliyet~ilik ak1-
mma kan~m1~t1r.
62 Bu konudaki tartl~rnalar ve konuyla ilgili bibliyografya Cambridge History of
Islam adh kitaptaki modern Turkiye konusunda yazd1g1m rnakalemde bulu-
naktad1r. Aynca, Ercllment Kuran, "The Impact of Nationalism on the Tur-
kish Elite", Beginnings of Modernization, s. 109-17.
Osmanh'da Degi~im, Modernle~me ve Ulusla~ma

da Turkler olarak tamndilar ve kendilerini o ~ekilde ifade


ettiler. Turk olmak yalmzca etnik bir kimlik degil, aym za-
manda siyasi bir kimlikti.
Jon Turk (lttihat ve Terakki) faaliyetinin ula~ug1 en
ust nokta Osmanh lmparatorlugu'nda ilk kez ya~anan
1908 Devrimi'ydi. 63 Ancak devrimi yapan Avrupa ba~kent­
lerinde ya~ayan kulturlu Jon Turkler degil, Selanik-
Manasur bolgesindeki ordu subaylanndan olu~an kararh
bir gruptu. Bu ayaklanma Osmanh lmparatorlugu'nun ege-
menligini yok etmeyi planlayan Avrupah iktidarlar tarafm-
dan k1~k1rnldi. Jon Turkler uzerinde yap1lan nadir bilimsel
ara~urmalarda, c;;ok onemli bir husus olan l 908'de Sela-
nik'te subaylann ba~latug1 ayaklanmanm bolgedeki biiyilk
halk kitleleri tarafmdan desteklendigi gerc;;egi hep goz ard1
edildi. Bu toplantilar Balkan ~ehirlerinde ya~ayan yerel
Miisliiman sec;;kinler tarafmdan diizenlendi ve bunlar ls-
tanbul'daki padi~aha gonderdikleri telgraflarda (117 telg-
raf1 bizzat tespit ettim) kimliklerinin gururla ac;;ikhyorlar-
di.
1908'deki Jon Turk devrimi ordu subaylanmn, ~ehir­
lerdeki ileri gelenlerin ve onlann egitimli c;;ocuklannm or-
tak c;;abalanyla gerc;;ekle~tirilmi~tir. Bu, 1918'de ugramlan
askeri yenilgiyle birlikte lmparatorlugun sonunu haz1rla-
yan koklii sosyal, ekonomik ve siyasi degi~ikliklerin ba~­
lang1c1d1r. 1908-1918Jon Turkler donemi Osmanh Devle-
ti'nin son donemidir. Aynca, milli-laik bir Turk devletinin
kurulmas1 ic;;in gerekli ~artlarm olu~tugu son donemdir. Bu
donemde Turk milliyetc;;iligi Arap aydmlannm Osmanh
Devleti'ne son baghhklanm sergilemek ve kendi ulusal
63 Ernest Ramsaur, The Young Turkks: Prelude to Revolution (Princeton, 1957;
Turkr;esi }On TUrkler ve 1908 lhtilali, cev. Nuran Yavuz, 22-26, Sander Ya-
ymlan, Istanbul, 1982); Feroz Ahmad, The Young Turks, The Committee of
Union and Progress in Turkish Politics, 1908-1914 (londra, 1969; Turkcesi
lttihat ve Terakki, cev. Nuran Yavuz, Kaynak Yaymlan, Istanbul, 1986).
'
Osmanli Devleti'nin Donil~ilmil, 1789-1908

devletlerini kurmaya (ah;;mak zorunda birakan belirgin la-


ik ozellikler geli;;tirmi;;tir. Jon Turkler, kapitulasyonlann
kaldmlmas1 da dahil olmak uzere egitim alanmda, politik
ve ekonomik alanlarda bir dizi reformlar yapm1;;lard1r. Her
egilimi temsil eden siyasi partiler kurulmu;; ve lslamizm,
Batihla;;ma, milliyet(ilik gibi (e;;itli ideolojiler ulke (apm-
da yaygmla;;m1;;t1r. Boylece, Osmanh Devleti siyasi mo-
dernle~me surecine girmi~tir. Dogalan geregi imparator-
luklar bask1yla ve yap1sal ve politik degi~ikliklerin gerek-
tirdigi karma~1k ko~;ullarla nadiren ba~a (1kabildikleri ve
uyum saglayabildikleri i(in, Osmanh lmparatorlugu bu de-
gi~im surecinde varhg1m surdurememi~tir. Osmanh Devle-
ti'nin degi~im surecinde gelinen en ust nokta 1923 y1lmda
Turkiye Cumhuriyeti'nin kurulu;;u olmu;;tur. Fakat Cum-
huriyet, Osmanh mirasm1 korumu;;tur. Sosyal yap1lanmas1,
liderligi ve degi;;im a;;amalan ancak Osmanh Devleti'nin
sosyopolitik tarihi incelenerek ayrmuh olarak alg1lanabilir.
Bu (ah~mamn amac1 da bunu saglamaktir.
Osmanh Devleti'nde
Milliyet<;iligin Sosyal Temelleri:
Tabakadan S1n1fa, Ommetten Milletlere*
~

ONSOZ

Bu ara~urma yaz1s1, ondokuzuncu ve yirminci yuzy1llarda


c;,:ok-etnik gruplu Osmanh Devleti'nin Balkanlar'da ve Orta-
dogu'da bir dizi ulus-devlete donii.~D.mii. konusundad1r. Bu
dbnii.~D.m, ondordii.ncii. ve onbe~inci yD.zy1llarda, onemli
etnik-dini gruplar arasmda Osmanh hukumeti tarafmdan
olu~turulan geleneksel sosyal yap1daki ve dini toplum sis-
temindeki degi~ikliklerin yaramg1 kolektif bir kimlik degi-
~imi olarak gorii.lmii.~tii.r. Ortac;,:ag Osmanh sosyoekonomik
sistemi (sosyal tabakalar) etnik ve dini s1mrlan a~arak lm-
paratorlugun tebaalanm birle~tirmi~tir. Bu dini-toplumsal
yapilanmada (D.mmet sistemi) halk, mesleki statii.leri dik-
Bu ara~urma yaz1s1 daha once American Universities Field Staff Service
(New Orleans, Arahk 1969) tarafmdan duzenlenen Azrnlthlann Sorunlan
ba~!tkh bir konferansa sunulmu~tu.
Osmanh'da Degi~im, Modernle~me ve Ulusla~ma

kate almmayarak din, hatta 1rk-dil baghhklanna gore c;e~it­


li kesimler halinde gruplandmlm1~nr. Balkanlar'da ve Or-
tadogu'daki imparatorluk kurumunun baz1 eski bic;imleri-
ne benzerlik gostermekle beraber, bu c;ift yap1lanma siste-
mi, aslmda kontrolu altmdaki Muslumanlan ve gayrimus-
limleri belli bir evrim modeli izlemeye zorlayan yeni bir
yonetim yap1s1d1r ve Osmanh damgas1 ta~1yan birc;ok ulus
ve milliyet yaratm1~t1r. Bir ba~ka deyi~le, ondokuzuncu ve
yirminci yuzy1lda Balkanlar'da ve Ortadogu'da ortaya c;1-
kan uluslar, daha ziyade Osmanh Devleti'nde c;e~itli ic; ve
uluslararas1 guc;lerin yaratt1g1 ve ~ekillendirdigi sosyoeko-
nomik ve dini-kulturel ko~ullarm sonucu olarak dogrnu~­
lard1r. Bau'da Osrnanh Devleti konusunda olu~an yanh~
anlamanm, Osmanh hukiimetinin yaplSlyla ilgili c;arp1til-
m1~ bilgilerden kaynakland1gm1 vurgulamak gerekir. Os-
rnanh hiikiimetinde gorevli elit gruplar herhangi bir etnik,
sosyal veya ekonomik grupla ozde~le~memi~, fakat tahta
yakm ve mevcut sosyoekonomik ve dini-kultO.rel sistemle-
rin idamesine c;abalayan burokratik bir sm1f olu~turrnu~­
lardir. Bu kahc1 hukumet kavram1, ondorduncii yuzyildan
onyedinci yuzy1la kadar hukum suren ~artlar, yani s1mrh
bir c;evrede bir dizi sabit degi~kenden kaynaklanan agir i~­
leyen degi~iklik sureci ve hukiimetin bu degi~kenleri kont-
rol etme becerisi dikkate ahnd1gmda oldukc;a olagandir.
Onyedinci yuzy1ldan soma Osmanh Devleti'ndeki do-
nii~iirn, ortac;ag sosyoekonornik (sosyal tabakalar) ve dini-
cemaat (millet) yap1lanmalanmn dag1lmas1 ve bunlann ye-
ni ekonomik, kulturel ve politik elitler liderliginde baz1 il-
kel sosyal sm1flar ve uluslar halinde yeniden yap1lanmala-
nm ic;erir. Bu geli~me Osmanh burokratik sm1fm1 kendi
idari geleneklerinin bekasm1 korumaya c;ah~1rken c;eli~kili
bic;imde dini-etnik ve sosyal bir grupla ozde~le~mek zo-
runda b1rakm1~ ve oldukr;:a ozgiin bir ideolojik ve politik
,
Osmanh Devleti'nde Milliyet(iligin Sosyal Temclleri: Tabahadan Smifa ...

eli?meler zincirini ba~latm1~t1r. Bu geli~menin onemli


~zelliklerinin bir yonu de toplum ic;;inde bir yandan dili,
kiiltiirii ve sosyal yapilanmas1yla uyumlu bir ili~ki kurma
geregi ile bir politik kimlik ve dayam~ma duygusu yarat-
makti.
Bu c;;ah~mada, belki de bu alanda ilk kez olmak D.zere,
osmanhlarla ilgili olarak yap1lan c;;ah~malann belirleyicisi
olan dar gorii~lulukten uzakla~1lmaya c;;ah~llm1~tlr. Balkan-
lar'da ve Ortadogu'da Musluman ve gayrimuslim tebaalar
genel bir c;;erc;;eve ic;;inde ele almacak ve sosyopolitik degi-
?imleri bir butD.n olarak incelenecektir. Osmanh Devle-
ti'nde milliyetc;;ilik sorununun bu bic;;imde ele ahm~mm, R.
w. Seton - Watson (The Rise of Nationality in the Balkans -
Balkanlar'da Milliyeti;:iligin Dogu~u) ve George Antonio-
us'un (The Arab Awakeming - Arap Uyam~1) Balkanlar ve
Ortadogu konusundaki ah?ilm1~ yakla~1mlarmdan kesin-
likle farkh oldugunu belirtmeye gerek gormuyorum. Oz-
nellik, sosyal ve ekonomik tarih konusundaki bilgisizlik ve
say1s1z hata ve atlamalarla dolu bu iki kitabm ku?aklar bo-
yunca ilgili bolgelerdeki milliyetc;;ilik ve milliyetlerin ince-
lenmesinde model olarak kullamld1gm1 vurgulamak gere-
kir. Bunun nedeni ise belli etnik gruplann ve ulus-
devletlerin ideolojik gereksinimlerine cevap veriyor olma-
lan. (Seton-Watson, bu kitab1 Osmanh Devleti lngiltere ile
dostluk politikasmdan vazgec;;ip Alman kampma kayd1g1
donemde yazm1~ur.) Hans Kohn, Ban Avrupa'da milliyetc;;i-
ligin sosyal, ekonomik ve politik gerc;;eklerdeki degi~imle
birlikte geli~tigini ve buna kar~1hk geldigini, bunun yamn-
da Dogu Avrupa'da ve tahminen Balkanlar ve Ortadogu'da
milliyetc;;iligin sosyal ve ekonomik degi~imden once geldi-
gini veya onlarla birlikte geli~medigini ifade etmi~tir. Bu
ara~tirmamn tezlerinden biri Osmanh Devleti'nde milletle-

I 13
Osmanh'da Degi~im, Modernle~me ve Ulusla~ma

rin ve milliyetc;iligin ortaya c;1k1;;mm aslmda sosyal ve eko-


nomik degi;;imin bir sonucu oldugudur.
Bu nedenle, Balkanlar ve Ortadogu'daki milliyetc;ilik
konusunda c;ah;;an pek c;ok ara;;tirmac1 Osmanh Devle-
ti'ndeki milliyetr,;iligi diger bir grubun, yani Turklerin mil-
liyetc;iligini, dogal geli;;mesi engellenen, her zaman mevcut
olan, fakat gozle gorulemeyen bir gur,; olarak kabul etme
egilimindedir. Arna yine aym ara;;urmac1lar, Turklerin Os-
manh halklan arasmda kendilerine ozgu modern bir milli-
yetc;ilik kavram1 geli;;tiren en son grup oldugunu herkesten
once one sureceklerdir. Bu ara;;urmac1lar, milliyetc;iligin
ortaya r,;1k1;;m1 eski tarihi koklerin ke;;fedilmesiyle, belli bir
sosyoekonomik ve politik yeniden yap1lanma bic;iminin
ideolojik olarak hakh gosterilmesinden ziyade belli bir dil,
kultur, semboller ve toprak parc;as1 ile bilinr,;li ozde;;le;;me
yoluyla dogan bir kulturel ve politik uyam;; sureci olarak
gorurler. Bu nedenle, milliyetr,;iligin daimi bir gur,; olarak
(kar;;It sureci, yani azmhklarm hakim bir etnik c;ogunluk
tarafmdan ulusal asimilasyonu) kasten yok say1lmasma ve
buna dogma ozelliklerinin yuklenmesine ve diger butiin
sosyal ve ekonomik etmenlerin ustunde sabit bir tammla-
y1c1 olarak kabul edihnesine ;;a;;irmamak gerekir. Balkan-
lar'da ve Ortadogu'da milliyetr,;iligin ve milliyetin bu algila-
m;; bic;imi, konuyla ilgili olarak yap1lan bir dizi yeni ara;;-
tlrmanm yay1mlanmasma ragmen degi;;memi;;tir. Bu yaym-
lardan biri Rupert Emerson'un From Empire to Nation'd1r
ve sosyoekonomik etmenleri, milliyetr,;iligin dogu;;unu po-
litik yap1lanmamn dogal sonucu olarak gorup hafife almas1
dikkat c;ekicidir. Bu monografta, sm1f olu;;umuyla ilgili c;e-
;;itli kuramlann yam sua, k1smen de Karl W. Deutsch ve
Rupert Emerson tarafmdan geli;;tirilen milliyetc;iligin do-
gu;;uyla ilgili analitik modeller kullamlm1;;ur. Fakat milli-
yetc;ilik uzerine yapilanm1;; bu ara;;tirmada, yeni bir yakla-

74
r Osmanli Devleti'nde Milliyet~iligin Sosyal Temelleri: Tabakadan Srn1fa ..

;;1m geli;;tirmek amac1yla esas olarak Osmanh toplumunun


yap1s1 ve bu toplumda olagelen sosyoekonomik degi;;iklik-
lerle ilgili yakm zamanlarda yap1lm1;; ara;;tumalardan sag-
lanan ampirik bilgilerden yararlamlm1;;ur. Bu milliyetc;iligi
dini-toplumsal tipte milliyetc;ilik olarak tammlamak olas1-
d1r. Bu c;ah;;mada Ortadogu'da milliyetc;ilik ve milliyetc;ili-
gin geli;;mesi konusundaki gondermeler okuyucuya biraz
smuh gelebilir: Kemal Karpat'm Political and Social Tho-
ught in the Contemporary Middle East (New York 1968) ad-
h eserinde konuyla ilgili kaynaklann c;oguna c;e;;itli bic;im-
lerde deginilmi;;tir. Bu bolgede ya;;am1;; ve egitim gormu;;
biri olarak ben Balkanlar ve Ortadogu'da bulunan onemli
devletlerin tarihini ve bu devletlerin kendi ulusal devlet
imajlanm olu;;turmak ic;in tarihlerini yeniden nasil yorum-
lad1klanm bilmekteyim. Aynca bu r;:ah;;mada ileri surulen
her goru;;un aynntilandmlabileceginin ve enine boyuna
taru~1labileceginin farkmday1m. Bir rejimin ya da ulusun
olumsuzluklan veya bir digerinin erdemleri konusunda bir
ba;;ka sonuc;suz tarn;;ma ba;;latmak yerine Osmanh Devle-
ti'nin gerc;ek ozellikleri konusunda sonuc; almabilecek bir
tart1;;ma yolu ac;may1 ve ondan sonra ortaya c;1kan devletler
arasmda milliyetc;iligin dogu;;u konusunu daha iyi anlama-
ya yonelik c;aba harcamay1 yeglerim.

1. Giri~

Osmanh lmparatorlugu ve Turkiye konusuna en vak1f


ara;;t1rmac1lardan biri olan Sir Harry Luke l 936'da ;;unlan
yazm1;;ur:

Turk gorii:? ac,:ismdan Osmanhlar, Yunan gorii!? ac;1smdan


Bizans lmparatorlugu'nun goruldugu kadar ulusald1r. Ege-
men oldugu sure boyunca kullamlan "Rum" resmi tammla-
mas1 aynen "Osmanh" gibi yapay, ulusalhkla ilgisi olmayan
i
I 75
Osmanli'da Degi~im, Modemlqme ve Ulusla~ma

resmi bir tammlamad1r. Fakat bugun Ortodoks koyluler sa-


I' dece Yunanistan'da degil, Sirbistan ve Bulgaristan'da da
kendilerinden "Roman" olarak soz ediyorlar. Yani "Rum"
sozcugu sadece 'Hellas'taki Yunanhlar, adalar, ku\:uk As-
ya'daki baz1 Yunan merkezleri ve ba!?kentinde ya!?ayan Yu-
nanhlar tarafmdan degil aym zamanda Balkan yanmadasm-
daki Romenler ve Bulgarlar, Suriye, Filistin ve M1sir'daki
Arapc;:a konu!?an Ortodoks cemaatler tarafmdan da kullam-
yor. l

1924 ile 1930 y11lan arasmda Turkiye ile Yunanistan ara-


smda nufuz degi~imine deginen Profesor Bernard Lewis,
olay1 "Yunanhlar ve Turklerin mubadelesi degil Yunan Or-
todoks Huistiyanlar ile Osmanh Muslumanlannm muba-
delesi olarak" tammlar. "Bu, aslmda vatanlarma iade degil
Hiristiyan Turklerin Yunanistan'a, Musluman Turklerin
Turkiye'ye tehciridir. "2 Bu olay, Turkiye'de laikle~menin
ve milliyetc;;iligin en yogun oldugu bir donemde vuku bul-
mu~tur.

Yukandaki almnlar Turkiye ve Yunanistan'da ya~anan


kimlik degi~iminin tarihini k1saca ozetlemekte ve iki ulke
arasmdaki ili~kileri zedeleyen karma~1k demografik-etnik
soruna bulunan kac;;1mlmaz c;;ozumu tammlamaktadir. Su
husus kesin olarak vurgulanmahdir ki bir ki~iyi Turk veya
Yunanh olarak tammlamada kullamlan olc;;ut dil, etnik kok
veya irk degil dindir; zira Turkiye ve Yunanistan kendi
1'
milli kimliklerini gec;;mi~ten kendilerine kalan kendi siya-
si-dini mirasa gore belirlemeyi sec;;mi~lerdir.
Kurulu~undan soma (1821-1829) Yunan ulusal devle-
ti, lstanbul'da ya~ayan Patrigin bu insanlar uzerindeki oto-
ritesine ve bu insanlan Yunanhla~urma becerisine dayana-
rak Sirplar, Bulgarlar, Makedonyahlar ve Latin Ulahlar gibi
l Harry Luke, The Old Turkey and the New (Londra, 1936 ve 1955), s. 76 ve 78.
2 Bernard Lewis, The Emergence of Modern Turkey (Londra, 1961), s. 349.

~I
'
' Osman Ii Devleti'nde Milliye1,iligin Sosyal Temelleri: Tabahadan Stntfa ..

Slavlarm buytik bir k1sm1 da dahil olmak Ozere "Yunanh-


h k" tannnlarnasm1 geni~leuneye, yani anadillerini Yunanca
. delli~tirmeyc c;:ah~m1~llr. Buna kar~Iltk Ti.irkiye eski Os-
11e b
manh tebaast olan MCtsliimanlan "Turk" olarak kabul et-
ini~ ve onlann 6zgt1rce TC1rkiye'ye gelip yerle~melerine
imkan tamnu~ur. Bunlar arasmda, dil ve trk olarak Bo~­
nak, Hersekli ve Pomak olan, Tiirkc;:e konu~mayan, fakat
Musluman olan Slavlar da vard1. Bu arada, Tiirkc;:e konu-
~an, fakat H1ristiyan Ortodoks olan ve c;:ogu Besarabya'da
ya~ayan Gagavuz TOrklerinin Tii.rkiye'ye g6c;: etmesine izin
verilmemi~tir. Balkanlar'da ve Onadogu'da hemen her yer-
de etnik azmhk gruplannm siyasi olarak yonetimdeki et-
nik c;ogunluk tarafmdan asimilasyonu sOrOp gitmektedir.
"Burjuva milliyetc;:iligini ve irkc;:1hg1m" ele$tiren Bulgar hu-
kumeti bile Pomaklan (Bulgarca konu~an Turkler) ve son
zamanlarda da Musluman Turkleri "Bulgarla~nrmak" ic;:in
c;:tlgm bir mucadele vermi~tir. Bu i$i yaparken ateistlik og-
retilerinden c;:ok bu insanlann etnik ve irk olarak "gerc;:ek
Bulgarlar" olduklanm kamtlamaya yonelik propaganda yo-
Junu kullanm1~lardtr. 1$in ilginc;: yam, orijinal Bulgarlar ve-
ya proto-Bulgarlar aslmda sekizinci yiizyil ile onuncu yiiz-
y1l arasmda dillerini kaybedip H1ristiyan olan ve Slav kim-
ligi alan Turk soyundan gelen halknr. Bugun bile, siradan
bir gezginci Bulgarlarm Slavlann c;:ogundan daha fazla Al-
lay halklan ile benzerlikler ta~1d1g1m fark edebilir. Diger
yandan, Romenler buyiik Bulgar, Alman ve Sup gruplan
sessiz sedas1z asimile etmi~, fakat Transilvanya'daki Macar-
lar konusunda ba~anh olamam1$tlr. Yugoslavya'da Voyvo-
dina'da ya$ayan Romence konu$an halkm bir k1sm1 Sirplar
tarafmdan asimilasyona ugram1~ ve aslmda Pindus dagla-
nndaki, Latin olan ve c;:e$itli Romen ~iveleri konu~an Ulah-
lar Yunanhlar, Arnavutlar, Strplar ve digerleri tarafmdan
hemen asimile edilmi~lerdir. Ortadogu'da Araplar sm1rlan-
Osmanli'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

nm ic;:inde kalan bir milyon kadar etnik Turku asimile et-


mi~lerdir. Turkiye'de aym politikay1 izlemi~, fakat kendi
Arap ve Kurt azmhklan uzerinde ba~anh olamam1~t1r. Bu
nedenle eski Osmanh halklan arasmda etnik ve milli kim-
lik soru~u, Balkanlar ve Ortadogu'daki hukumetlerin yal-
mzca kultiirel, egitsel ve demografi.k politikalan ac;:1smdan
degil aym zamanda bu ulkelerden baz1lanmn nufuz ve
toprak uzerindeki tarihsel iddialanmn temelini olu~turan
onemli bir unsur alma ozelligini korumu~tur. Sonuc;: ola-
rak, Osmanh Devleti'ndeki milliyetc;:ilik sorununun ortaya
pk1~m1, gec;:mi~i ve ozellikle geli~tigi ko~ullar nedeniyle
Batl Avrupa 3 ve aym ~ekilde yakmlardaki Asya ve Afrika
milliyetc;:iliginden farkh bir milliyetc;:ilik bic;:imi olarak tari-
hi c;:erc;:evesi ic;:inde ele almmasmda yarar var.
Osmanh Devleti'ndeki milliyetc;:ilik ile diger milliyetc;:i-
lik tlirleri arasmda yapilacak bir k1yaslama konuyu dogru
yerine oturtmak ac;:1smdan yararh olabilir.
Milliyetc;:ilik konusunda oldukc;:a zengin olan yazm bu
ideolojinin dogu~unu bir dizi nesnel ve/veya oznel etmene
baglar veya bunu belli bir etkene tepki olarak veya bir dav-
ram~ bic;:imi olarak ortaya c;:1kan kavramsal bir surec;: olarak
niteler. Dil, irk, kultlir, tarih, cografya ve toprak uzerinde
en s1k durulan nesnel etmenler arasmdadir.
"Nesnelci" du~unce okulunun en etkin temsilcilerin-
den olan Carlton]. H. Hayes ku~aklar arasmda en iyi an-
la~ma yolu ve en elle tutulur bag olarak dile en buyuk on-
celigi verir. Tarihsel gelenekler ise dilden soma gelen ve
milliyetc;:ili.gin dayand1g1 en onemli kultlirel dayanak ola-
rak kabul edilir. 4 Bir millet alma iradesi, boyle ya~ay1p ge-
li~me istegi, Halk (Volk) ruhu, grup bilinci, toplum sevgi-
3 Dogu Avrupa'da ulus olu~umu konusunda bir oykii Polonya'da yaptlan bir
konferansta sunulan bir dizi tebligde bulunabilir. Bkz. L'Europc aux fX-XI
siecles, aux origines des etats nationaux (Var~ova, 1968).
4 Carlton]. H. Hayes, Nationalism: A Religion (New York, 196~, s. 2-9.
r Osmanh Devleti'nde Milliyet(iligin Sosyal Temclleri: Tabahadan Smifa ...

si, vatan sevgisi, grup sembolizmi ve gudO.sel duygular


roilliyetc;;iligin psikolojik temelleri olarak s1khkla uzerinde
durulan etmenlerdir. Bu du;;unce okulunun onde gelen
temsilcilerinden Hans Kohn milliyetc;;iligin "ilk ve en onde
gelen du;;unce bic;;imi ve bilinci" oldugunu ve ki;;inin en
ust baghhk gosterdigi "biz grubuyla" ozde;;le;;mesi anlam1-
na geldigini vurgular. 5 Diger yandan, milliyetc;;iligin surec;;-
yonelimli orneklerinin kokleri, sosyal seferberlik, pazarla-
rm ve ;;ehirlerin artmas1, yogun ileti;;im ve nakliyata da-
yanmaktad1r. Bu du;;unce okulunun onde gelen temsilcile-
rinden Karl W. Deutsch,6 etnik gruplann ulusal asimilas-
yonlannm c;;ok hareketli toplumlarda daha fazla oldugunu
zira burada kendi c;;1karlannm etnik kimliklerinden daha
onemli hale geldigini one surmu;;tiir. Bu goru;;e kesinlikle
kar;;1 c;;1k1lm1;;ur. Burada one surulen fikir sosyal seferberli-
gin etnik ozellikleri daha c;;ok farkma vanhr ve asimilasyo-
na kar;;1 daha korunmah hale getirebilecegidir. Hatta za-
man ic;;inde aynhkc;;i egilimleri harekete gec;;irebilir. 7 De-
utsch'un etniklik ve milliyetc;;ilik arasmdaki ilgiyi goz ard1
ederek milliyetc;;ilik ile etnik koken arasmda bariz bir ay-
nm yapmakta olmas1 ilginc;;tir. Bu ara;;nrmanm goru;; ac;;1-
s Louis Leo Snyder'in almt1s1, The Dynamics of Nationalism (Princeton, 1964).
Aynca bkz. Hans Kohn, The Age of Nationalism (New York 1962), Nationa-
lism: Its Meaning and History (Princeton, 1955) ve A History of Nationalism
in the East (Londra, 1929).
6 Deutsch kurarnmm ilk kaleme ahm~mda halkm farkh sosyal smtflardan ve
mesleklerden gelen bireylerin bir merkezde ve bir lider grubun etrafmda sos-
yal, ekonomik ve politik olarak birle~mesidir diye yazar lleti~imle birbirlerine
baglanm1~lard1r. Ekonomik ve psikolojik oduller lireten endlistrile~menin ve
pazar ekonomisinin dogu~u bu ittifaki daha da gli<;lendirmi~tir. Modem ~agm
politik ve sosyal mlicadeleleri i<;inde ise milliyet, orta ve alt sm1flardan gelen
.;ok saytda bireyin bolgesel merkezlerde ve onde gelen sosyal gruplann etra-
fmda sosyal ileti~im ve ekonomik etkile~imlerle ittifak halinde olmas1 anlam1-
na gelir. Nationalism and Social Communicalion (New York, 1953), s. 75.
7 Walker Connor, "Nation Building or Nation Destroying", World Politics,
XXIV (Nisan 1972), s. 319-55. K. W. Deutsch, Nationalism and Social Com-
munication (Cambridge, Mass. 1966) ve Nationalism and Its Alternatives
(New York, 1969).

179
Osmanlr'da Degi$im, Modemlqme ve Ulusl~ma

smdan bu onemli bir aynmdir, "Zira etniklik ve din Osman-


h Devleti'nde milliyet<;;iligin dayanag1m te~kil eden unsur-
lard1r.
Bir de Asya ve Afrika'da milliyet<;;iligi "<;;agda~ sorunla-
ra <;_:oziimler ic;eren <;;agda~ apdan ge<;;erli bir davram~ bic;i-
mi" olarak goren yeni uluslarla ilgili en yeni dii~O.nce oku-
lu var. 8 Bu faydac1hk yakla~1mm1 benimseyenler ise bir
ulusun mistik bir gii<;; veya yalmzca fiziki <;_:evre veya eko-
nomik gii<;;ler, dil, sosyal gereksinim veya tarih etkisiyle
yarauld1g1 gorii~i'mii reddederler. "Milliyet<;;ilik milliyetc;:i-
lerin yaratuklan bir ~eydir. Belirli, sabit bir kavram degil-
II
II dir; inanc;:larm ve ko~;ullann duruma gore degi~en bir bile-
~imidir ... Modern milliyetc;:ilikte hayal ve gerc;:ek ile hata ve
ger<;;ek ic;: ic;:e gec;:mi~ durumdadir.9 Profesor Elie Kedourie,
Osmanh Devleti'nde milliyetc;iligin ortaya <;;1k1~m1 ele ald1-
g1 milliyetc;:ilikle ilgili etkileyici c;:ah~masmda, milliyetc;:ili-
gin onsekizinci ve ondokuzuncu yuzy1llarda Avrupa'daki
felsefi taru~malardan ve politik olaylardan kaynakland1gm1
ve bunu kullanan Frans1z Devrimi yiiziinden "uluslarm
iradeleri" adma, onceki rejimlerin yapuklan ve hukiimet-
lerin me~ruiyetinin sorgulanmas1 nedeniyle yaygmla~ug1m
one siirmektedir.10
Ac;:ikc;:a goriildiigii gibi, milliyetc;iligin tamm1, yapan
ki~inin felsefi gorii~ ac;:1sma veya O.zerinde c;ah~1lan uluslar
grubunun ozelliklerine gore biiyiik degi~iklikler gosterebi-
liyor. Son zamanlarda, Afrika ve Asya'da milliyetc;:ilik top-
lumu somiirgecilige ve emperyalizme kar~1 harekete gec;:ir-
mek ve bag1ms1zhk elde edip ekonomik geli~me saglamak
i<;;in sosyal ve politik bir gii<;; olarak kullamlmaktad1r. Do-
8 Khosrow Mostofi, Aspects of Nationalism: A Sociology of Colonial Revolt (Salt
Lake City, 1964), s. 14.
9 Boyd C. Shafer, Nationalism: Myth and Reality (New York, 1955), s. 7. Aynca
bkz Louis Leo Snyder, The Meaning of Nationalism (New Brunswick, 1954).
10 Elie Kedourie, Nationalism (Londra, 1966).

80
r Osmanlt Devleti'nde Milliyet,iligin Sosyal Temelleri: Tabahadan Sm1fa . ..

a tsiyla, Asya ve Afrika'daki clitlcr milliyet<;iligi elle tutu-


:· y hedeflcre ula~mak ir;in bir vastta olarak kullanmakta-
:i~lar. Rununla ~irlikle, hemen ula~mak istedikleri hedef
e olursa olsun U<;Cmcu Dunya'nm milliyet<;i eliti loplumu
~arckete ge<;irmede kullamlabilecek kolektif tepkileri olu~-
urrnak i<;in di! ve 1rk veya ekonomik somurii ve gruplann
~aski alunda tulUlmas1 gibi baz1 onak degerlere ba~vur­
rnakta ve baz1 nesnel unsurlan kullanmaktachr. Yani milli-
yetc;iligin gOnlok hayatta politik ama<;larla kulla111lmas1 ku-
r<lm1 milliyet<;iligin yap1sm1 <;ozumleyen kuramlann yerini
alamaz. yalmzca on Ian tamamlamak ic;in kullamlabilir.
Milliyet<;iligin ortaya pkt1g1 ko~;ullan daha iyi anla-
rnak bizzat i<leolojiyi daha dogru degerlendirmeyi saglaya-
bilir. Ashnda, milliyetc;iligin dogu!?unu yoneten baz1 nes-
nel ko~ullar ula~mayt amar;lad1g1 he<leOer<le ve kencli yapi-
5111111 c;ok derin!erinde gizlidir. G0ro.nc1~e gore, milliyetr;i-
lik anlay1~mdaki farklihklar bu idcolojinin Avrupa, Os-
manh Devleti ve yakmlarda Asya ve Afrika'da dogu~trna
yol ar;an ncdenler<len orraya 1.;1kmaktad1r. Di!, insan haft-
zas1, e~yalar, mekanlar ve baghhklan yansttan semboller,
sosyal ve politik c;evreyle etkile~im gibi, fertler arasmda ki-
~ilik ve grup kimligi gibi degi~iklikler yaratan ve yeni or-
tak hedefler belirleyen dogrudan insamn insan olarak va-
rolu~u ile baglanuh baz1 sabit ozellikleri vardrr. Buto.n
bunlar, genellikle ortaya c;1k1p belli bir zaman so.red ic;inde
geli~en milliyetc;ilik hedeflerini hayata gec;irmeye yonelik
arac;lar olan somut politik ve sosyal reji.mlerde ve kurumla-
rm yaprsmda mevcuttur ve bunlarm varhklarmda kendini
gosterir.
Bu konularda mevcut hatm sayrhr yazm1 dikkate ala-
rak, 11 Osmanh Devleti'ndeki milliyet ve milliyetc;il.ik soru-
11 Konu ile ilgili yazm i~in bkz. R W. Sewn-Watson, The Rise of Nationality in
the Balllans (New York, 1966); G. P. Gooch, Nationalism (Londra, 1920); L
l. Snyder, The Meaning of Nationalism (New Brunswick, 1954), s. 299-317;
Hans Kohn, A History of Nationalism in the East, s. 174-265.
Osmanh'da Degi~im, Modernle~me ve Ulusla~ma

nunu iki a~amada inceleyecegiz: (1) orta<;;ag sosyal ve eko-


nomik kurumlanmn ve dini milletlerin yap1lanmalan ve
zaman i<;;inde <;;oku~leri; (2) Balkanlar'm ve Orrndogu'nun
uzun ge<;;mi~inde vuku bulan kapsamll yap1sal vc psikolo-
jik donii~iimiin siyasi ve sosyal sonm;lan olarak ulus-
devletlerin olu~umu.
Onsekizinci yuzy1ldan ba~layarak Osmanh Devleti'nde
milliyeti;;iligin, milliyetin ve modern ulus-devletlerin orta-
ya i;;1k1~1, orta<;;ag sosyal ve ekonomik yapllanmasmm <;;6-
kii~ii ve grup kimliklerindeki degi~ikliklerle birlikte eski
etnik ve dini toplumlann uluslar haline donii~mesi ~eklin­
de olu~mu~tur. Bu, sosyal-ekonomik ve etnik-din bagla-
mmda aym anda ba~layan ve zaman i<;;inde ilerleyen bir da-
gilma ve yeniden yap1lanma surecidir. Boylece, ortai;;ag
-emegin mesleklere ve kontrollii uretime gore boliimlendi-
gi- sosyal tabakalan zaman i<;;inde pazarlann ve ~ehirlerin
buyumesiyle dogru orant1h olarak daha buyuk sosyal
gruplar veya sm1flar haline gelmi~ ve bu arada, evrensel di-
ni cemaatler ise zamanla ulus-devletler haline gelen etnik
birimlere aynlm1~tlr. Say1sal olarak iistun olan grup genel-
likle hakim durumda olmu~ ve farkh dil ve din gruplanm
azmhklar olarak kabul etmi~tir. Hakim durumda olan
grup, ozellikle l 913'ten soma S1rplann Balkanlar'daki di-
ger Slav gruplara yonelik olarak izledigi politikadan da an-
la~1lacag1 gibi, diger gruplan kendi milli kultiir kavramlan-
na uydurmaya i;;ah~m1~tir.
Yukanda anlatilanlardan anla~1lacag1 gibi, Osmanh
Devleti'nde milliyet problemi, buyuk ol<;;ude sosyal ve eko-
nomik degi~ikliklerin sonucu olarak, onsekizinci yuzy1hn
sonlannda ortaya i;;1km1~t1r. Bir ba~ka deyi~le bu, aslmda
baz1 Balkan ve Hiristiyan Arap milliyet<;;ilerin i;;ok etkili
edebi yazilannda one surdukleri gibi Osmanh gucii ve bas-
klSl nedeniyle ortaya <;;1kmas1 engellenmi~, hep mevcut
olan bir sorundan <;;ok yakm ge<;;mi~te ortaya i;;1km1~ bir so-
Osmanli Devleti'nde Milliyet~iligin Sosyal Temelleri: Tabahadan Smifa ...

rundur. Farkh din ve ko.lto.r gruplan O.zerinde altl yO.z yil-


hk egemenligi s1rasmda Osmanh Devleti'nde ic; baghhgm
bekas1 ve kahc1hg1, etnik, dini, sosyal ve ekonomik grupla-
n yeni bir yap1sal c;erc;evede bir arada tutabilme becerisine
atfedilebilir. Bu etnik gruplar, her biri bir dizi etnik-dil
gruplan ic;eren Ortodoks, Ermeni, Yahudi ve MO.slO.man
gibi milletler veya dini toplumlar olarak yap1lanm1$lardu.
Yahudi milleti bile Sephardi, E$kenazi, Karait ve Romayot
gibi birkac; gruptan olu$maktaydi. Buna kar$1hk sosyal ta-
bakalar etnik ve dini baghhklann d1$ma c;1karak mensupla-
nm askeri, idari, dini, kO.ltO.rel ugra$ ve ticaret ve sanat ile
gida O.retimi gibi i$levlerine gore yeniden grupla$tlrm1$tH.
Boylece, c;e$itli gruplar din ve dilleri dikkate almmaks1zm
kendilerini olas1 ortak c;1karlan ve kendilerine yo.klenen
belli i$levler nedeniyle meslek alanlannda birlik olu$tur-
IDU$ olarak gorm0.$lerdir. Bu tip bir yap1lanmanm devam1-
m saglayan temel ilke bir grubun digerinden aynlmas1 ve
dikey sosyal hareket kabiliyetinin engellenmesidir. HO.kO.-
met gorevlerine almanlar giri$ i$lemlerinde uygulanan zor
ko$ullar yoluyla ciddi $ekilde kontrol altmda tutulmu$lar-
dir. Yalmzca dini kurulu$lar k1smi bir hareket ozgO.rlo.go.n-
den yararlanm1$lardu. Bu da alt seviyedeki Huistiyan din
adamlannm ve MO.slO.man din liderlerinin koylo. kitleleriy-
le yakm ili$kiler kurma ve zaman gelince onlan harekete
gec;irme becerilerini ac;1klar.
Bu baglamda, onbe$inci yuzy1ldan onyedinci yO.zy1la
kadar Osmanh Devleti'ndeki elit tabakanm oynad1g1 rol
ho.yuk onem ta$1r. HO.kO.met gorevlerindeki elit tabaka hic;-
bir etnik, dil, uk veya ekonomik grupla ozde$le$memi$,
yalmzca devlet veya hanedan-tahta bagh olmu$tUr. Askeri
olarak soz edilen elit tabakanm ana sorumlulugu her sos-
yal grubun kendisine ait statO. ve rO.tbede kalmasm1 sagla-
makti. Bunlar aynca, herhangi bir etnik veya ekonomik
grubun say1sal gO.cO.ne, zenginligine veya aristokrat talep-

( a3
Osmanh'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusl£1$ma

lerine dayanarak bir gu( tckeli haline gelmesini de enge!Li-


yorlardt Zira boyle bir gcli~me devletin halkm iyiligi i<;in
<;ah~ug1 gu.vencesini sarsard1. Elit tabakanm etnik olmayan
yapis1 devletin alameti farikas1 haline geldiginden, <;eli,skili
olmakla birliktc, bizzat devlet dolayh olarak baz1 etnik
gruplann bekas1m garantileme sorumlulugunu Oslenmi~ci.
Hokomet elit tabakas1 bir etnik gruhun degil devletin tem-
sikisi konumundaydi. Diger yandan, fertlcr -Turk, Sirp,
Rum- esas itibariyle hu iki 1abaka arasmda mevcut olan ve
hakim durumdaki felsefe ve ideolojinin yaratt1g1 sosyal
u<;urum nedeniyle kendilerini hOkO.met elitlcri ile denk
gormezlerdi. Ru nedenle, uygulamada, tebaa bir yandan si-
yasi baghhkla, diger yandan etnik ve dini kimlik ve bagh-
hk arasmdaki a<;tk aynmla kar~1 kar~1yayd1. Tebaanm poli-
cik baglthgi hukumet ba~kanhg1 gorevini de yapan padi~ah
ba~kanhgmdaki elit ta.bakayayd1. Che yandan dini baghhk-
lan ve etnik kimlikleri ise bagh olduklan gruplar ve lider-
lerine kar~1yc.h. Daha sonralan, ulus-devlet doneminde, si-
yasi baglthk ile etnik ve dini kimlik s1k s1k r;akt~ll.
Bu nedenle, Proresor Kedourie'nin bclirtti$ti gibi, Os-
manh Devleti bir ulus-devlet olmad1g1 halde ve halk ara-
smda mevcut dini ve emik farkhhklara ragmen tebaalan-
nm sadakatini yuzy1llar boyunca korudu vc bi.ttiinlugo.no.
sO.rdurdu.1 2 Bu dumm lstanbul'daki Ortodoks Patrigi Gen-
nadius'un (d.1468) sozlerini apklar: "Ben Yunanca konu~­
tugum haldc, Yunanltlartn inand1klarma inanmad1g1m i<;in
ben bir Yunanhy1m diyemem. Ben adnm inanc1mdan ah-
yomm ve bana kim oldugumu sorana 'H1ristiyan' diye ce-
vap veriyorum." 13 Osrnanh tebaalannm etnik kimlikleri-
nin bir gecede yak olmachg1 ar,;1k, fakat bunun yerine onla-
nn yeni dini-toplumsal kimligi ve politik, sosyal ve ekono-
mik statO.leri ger,;ti ve bu $Ckilde geli$mek zorunda kald1-
12 Kedourie, s. 78.
13 Almt1 age, s. 77
Osmanli Devleti'nde Milliyet(iligin Sosyal Temelleri: T abakadan Smifa ...

lar. Ku$kusuz Osmanh tarihi din ve yer degi$tirmelere rag-


rnen dogdugu yere ve dile ki$isel baghhklan konusunda
oldugu kadar etnik dayam$ma ornekleriyle de doludur.
Ancak, bu baghhklann onsekizinci yO.zy1lm sonlanna ka-
dar hi<;bir politik onem ta$1mad1g1 bir ger<;ektir. 14 Dolay1-
s1yla, onbe$inci ve onyedinci yO.zy1llar arasmda Osmanh
sisteminin en onemli ozelliklerinden biri de ekonomik gO.-
cO.n, siyasi makamm ve yO.ksek sosyal mevkiin bir ve aym
etnik-dil grubunun mensuplarma ozgO. olmad1g1 $eklinde-
ki yaz1h olmayan kurald1r.
Onbe$inci yO.zyilda resmen ihdas edilmi$ olan bu dO.-
zenleme, Balkan Hiristiyanlan arasmda onsekizinci yO.zy1l-
da geli$en piyasa ekonomisi ve yeni egitim sisteminin ve
kitlelerin dini ve etnik-ulusal kimlik aray1$lanmn sonucu
olarak bir dizi yeni elit tabakalann ortaya <;1kmas1yla degi$-
meye ba$lamI$tlr. Bunu, onsekizinci yO.zyil sonlannda halk
edebiyatmm ve tarikat yazilannm artmasmdan da anla$ila-
cag1 gibi, Osmanh hO.kO.metindeki elit tabakalann halk
arasmdaki lslam kavramm1 ve bunun ifade edili$ bic;;imleri-
ni benimseyerek MO.slO.man kitlelerle ozde$le$me <;abalan
izlemi$tir. Zaman ic;;inde -ondokuzuncu yO.zyilm sonlann-
da- Osmanh elit tabakalan bir TO.rk ulusal kimligi duygu-
su geli$tirmi$lerdir. Boylece, onsekizinci yo.zyilda Osmanh
Devleti'nde milliyet sorununun ortaya <;1k1$I yalmzca elit
tabakalann yap1lanm ve ideolojilerini degi$tirmekle kal-
mamI$, onlann otoritelerini me$rula$Urmak ve halk kitle-
leri ile bir dereceye kadar ozde$le$mek i<;in dini ve dili
kullanmalanna yol a<;ffil$llr. Osmanh Devleti'nin ilk za-
manlannda c;;e$itli gruplann etnik-dini, sosyal ve ekono-
mik yap1lanmalannm saglanmas1 Osmanh Devleti'nin is-
14 Ne yaz1k ki etnik dayam~ma konusundaki bir teblig; Osmanh yap1la~mas1-
nm daha geni~ anlamda ilkelerini degerlendiremedigi io;in eksik kalmi~nr:
Metin Kum, Ethnic-Regional Solidarity in Seventeenth Century Ottoman Es-
tablishment (teblig MESA toplannsmda sunulan teblig, Ohio, 1970).

/ as
Osmanli'da Degi$im, Modemle~me ve Ulusl~ma l
tikranmn ve kahc1hgmm temeli olmu~ ve kaderi ise aym
gruplan onsekizinci yuzy1lda Avrupa'da ortaya i;;1kan yeni
ekonomik ve kiiltiirel gui;;lere cevap verecek ~ekilde yeni
sosyal ve politik yap1lanmalar halinde bir arada tutamama-
s1yla yaz1lm1~tlr.
Aslmda, Osmanh Devleti'nde etnisite-din sorunu ve
bunlarla ba~a i;;1kma yontemleri, Osmanhlann yukselme-
sinden onceki donemlerde Balkanlar'da ve Kui;;uk Asya'da
Bizans lmparatorlugu'nun kar~ila~t1g1 benzeri sorunlardan
olduk<;;a farkhdu. Milliyeti;;i doneminde Bizans lmparator-
lugu <;;e~itli Hiristiyan etnik gruplann asimilasyonu politi-
kasm1 benimsemi~ ve bunlann muhalefetine ve ayaklan-
masma neden olmu~tur. Boylece, hukumet ile tebaas1 olan
halklar arasmda onemli <;;atl~malar ya~anrri1~ ve lmparator-
lugun i;;okii~u boyle ba~lam1~ur. Diger yandan, Osmanh
Devleti bir asimilasyon politikas1 izlememi~tir; sosyal ve
ekonomik ve dini-etnik yapilanma planlan etnik ve din
gruplannda kahc1 ve koklu degi~ikliklere yol ai;;m1~ olma-
sma kar~m bunun tam tersi bir politika izledigi dogrudur.
Osmanh hukiimeti guciinu saglamla~ttrmak ve belki
de daha onemlisi sosyoekonomik yap1lanmay1 ve toplu-
mun etnik bile~imini degi~tirmek ic;:in iki arac1 yogun bi~
<;;imde kullanm1~t1r. Birincisi, gerek mulkiyet ve gerekse i~­
letme ai;;1smdan eski toprak ili~kilerini degi~tiren, tanmsal
iiretim kapasitesini artuan ve Osmanh toplumunun kat-
manla~masmda onemli bir diizenleyici etki yapan toprak
miilkiyeti pohtikasmm degi~tirilmesidir. Osmanh Devle-
ti'nin degi~iminde birincil onemi haiz toprak sorunlan di-
ger boliimlerde ele ahnmi~ur. 1 5 lkincisi ve etnik degi~im
15 Karpat, Social Cha11g1: and Politics in Turkey (1973) ve Land Regime, Social
Structure, and Modernization in the Ottoman State, Beginnings of Modemizati-
011 in the Mirldk East (Sikago, 1968), s. 69-70. Aynca bkz. Omer l. Barkan,
"Les Fondations pieuses comme methode de peuplement et de colonisati-

86
Osmanli Devleti'nde Milliyet~iligin Sosyal Temelleri: Tabahadan Sm1fa . ..

ai;ismdan Anadolu'da, Balkanlar'da ve Arap Ortadogusu-


nun baz1 kesimlerinde en hayati degi~iklik etmeni halkm
hareketidir. Balkanlar'da ondorduncii ve onaltmc1 yiizyil-
lar arasmda ve hatta onbirinci yuzy1llarda bile Anado-
lu'dan go<; eden insanlarla iskan olmu~tur. Osmanh yone-
timinde Balkanlar'dan Anadolu'ya go<; eden insan say1s1
i;ok azd1r. Balkanlar'da yerle~en Tiirklerin i;ogu kabile
gruplandir -askerler, idareciler, zanaatkarlar ve tUccarlar-.
Balkanlar'da ve Kuzey Suriye ile Irak'taki ~ehir ve koy
isimleri etimolojik ai;1dan incelendiginde bunlann Tiirk-
men kabile gruplan, Anadolu bolgeleri ve ;;ehirleri veya
unlii Osmanh devlet adamlannm veya kahramanlanmn
isimlerini ta;;1d1klan goriiliir. Esasen i;ok onemli olmasma
ragmen niifus iizerinde Osmanh tarihindeki etnik ve milli
sorunlarla baglanuh bir inceleme yap1ld1gmda bu geri;egin
goz ard1 edildigi veya anlams1z hale getirmek ii;in yanh
olarak kullamld1g1 goriiliir. 16 Balkanlar'da Osmanh oncesi
ve Osmanh yonetimi donemi nufus ai;1smdan sistematik
olarak incelenirse buradaki Turk gruplann varhg1, hatta
bunlann burada ya;;ayan diger insanlarla bolgenin etnik
bile;;imini ciddi ;;ekilde degi;;tirecek bic;imde nas1l etkile;;-
on. Les derviches colonisateurs de l'epoque des invasions et !es couvents (zavi-
ye)", Vakiflar Dergisi II (Ankara, 1942), s. 59-65. "Les Deportations comme met-
hode de peuplement et de colonisation clans !'Empire Ottoman", Revue de la Fa-
cultc des Sciences Economiques de l'universite d'lstanbul, XI (1949-50), s. 67-131.
Claude Cahen "la Regime de la terre et ['occupation turque en Anatolie", Cahiers
d'Historie Mondialc, XI No. 3 (1955), s. 566-80; A. F. Milkova, The land Property
in Bulgarian Lands in the XIX. Century (Sofya, 1970).
16 Bir sosyal ve ekonomik tarih uzmam olan Prof Claude Cahen, Anadolu'da
Turk a~irederin yerle~imini a<;tklarken goc;: olgusunu ustaca kullanmt~Ur.
Pre-Ottoman Turhey (londra, 1968). Cahen'in <;ah~masma ters du~en ve ay-
m konuyu a~ag1 yukan aym cografi bolgede inceleyen bir ba~ka c;:ah~ma ic;:in
bkz. Speros Vryonis Jr., The Decline of Medieval Hellenism in Asia Minor and
the Process of lslamization from the Eleventh through the Fifteenth Century
(Bekeley, 1971); W. C. Price, "The Turkish Colonization of Anatolia'', Bul-
letin of the john Rylands Library, XXXVIII (Eylul 1955), s. 18-44.
17 Bizans lmparatoru VIII Mikhail Palaiologos <;ok say1da Turk'u 1261 'den
Osmanlt'da Degi~im, Modernle~me ve Ulusl~ma

tikleri goriilur.17 Ycni gelenler zaten kurulmu~ olan ~chir­


l
lere yerlc~mi~kr veya bir dizi yeni ~e,hir ~e koy kurmu~lar­
dir. Bu politikalar sonucu, Balkanlar <la ucarct ve el sanat-
lan geli~mi~ vc yeni ~ehir merkezleri olu~mu~mr.18 Ona-
dogu'da ve Balkanlar'da modern i;ag oncesi esnaf kurulu~­
lan veya loncalar ilk kcz onaya <;1kn11~ 19 ve Venedikli ve
Cenevizli ltlccarlarm yerini yercl bir tiiccarlar snuf1 alnu~­
ur. Ba~lang1~tan itibaren loncalara Miislumanlar, H1risti-
yanlar ve Yahudilerin uye olmalan serbest olmu~tur.
sonra Dobruca'ya yerlestirmis ve anlas1ldtgma gore bunlann biiyiik bir k1s-
m1 Hiristiyan olmuslard1r. Onlii Melikitae ailesi Turk kokenlidir. Bkz. Peter
Charanis, 'The Transfer of Pupulasion as a Policy in the Byzantine Empi-
re", Comporative Studies in Society and History, Ill, No: 2 (Ocak 1961), s.
140-54 ve "On the Ethnic Composition of Byzantine Asia Minor in the
Thirteenth Century'', Hellenika IV (S. P. Kyriakides onuruna, Selanik
1953), s. 140-47. Balkanlar'da Osmanh Yerlesim politikas1 i<;in Hali! lnal-
c1k, "Ottoman Methods of Conquest", Studia lslamica (Paris, 1954), s. 103-
29. D. Angelov, "Certain aspects de la conquete de peuples Balkaniques par
!es Tures", Byzantinoslavica XVII, No 2 (1957), s. 220-75. Balkan yerlesim-
leri konusundaki ayrmuh bir inceleme ii;in bkz. Tayyip Gokbilgin, Rume-
li'de Yiirukler, Tatarlar ve Evlad-1 Fatihan Ostanbul, 1957).
18 Osmanh saltanatmda Balkanlar'da yasanan sehirsel gelisme bu konuda yap1-
lan bir konferansta aynnuh sekilde ele almm1sur. Tebligler yay1mlanm1sur:
La ville Balkanique XV-XIX ss. Studia Balcanica, III (Sofya, 1970), s. 29-30;
Mart l 969'da Moskova'da sunulan tebligler; aynca bkz. Structure et develpo-
ment culture! de villes sud-est Eurepeennes et Adriatique aux XVH-XVIll sitcles
konulu konferansta sunulan tebligler (27-30 May1s 1971). Balkan kasabalan
Balkanlar'm sosyal ve ekonomik tarihinin kapsamh bir bibliyografyasm1 da
i<;eren miikemmel bir yaymda derinlemesine ele ahnm1sur; bkz. Nicolai To-
dorov, The Balkan Town in the XVth-XIXth Centuries (Sofya, 1972) (Bulgar-
ca).
19 Onbesinci yuzy1ldaki loncalann Turk Osmanh kokenleri kesinlikle kamt-
lanm1sur; bkz. Gabriel Baer, Guilds in Middle Eastern History. Studies in the
Economic History of the Middle East (Londra, 1970), s. 11-30 ve Baer, "The
Structure of Turkish Guilds and Its Significance for Ottoman Social His-
tory", Proceedings of the Israel Academy of Sciences and Humanities IV, No.
10, Kudus, 1970), s. 176-96; Claude Cahen, "Y a-t-il eu des corporations
prefesionalles dans le monde musulman classique?", The Islamic City, ed.
Aotlo Hokrani ve S. M. Stern (Oxford, 1969), s. 54-64. Bosna'da el sanatlan
orgutu hakkmda bkz. Hamidjia Kresevljaovic, "Esnafi Obrati u Bosni Her-
cegovina", Naucno Druslva Nr. Bosner Hercegovini XII (Saraybosna, 1961),
s. 32-104.
Osmanh Devleti'nde Milliyetr;iligin Sosyal Temelleri: Tabakadan Sm1fa ...

Bu ara~tumanm ana temas1 etniklik ve milliyet sorunu


olduguna gore, Osmanh yonetiminde vuku bulmu~ diger
etnik degi~iklikleri de ele almak gerekir. Yugoslav bir aka-
demisyen olan Profesor Branislav Djurdjev, Guney Slav
halklannda ya~anan etnik degi~ikliklere yeni bir yon ver-
mesi ac;1smdan fetihlerin onemini vurgulam1~t1r. 20 Goru~u­
ne gore, fetih guney Slavlan gec;mi~lerinden kopartm1~ ve
tahminen onlara yeni bir evrim modeli olu~turma firsat1
vermi~tir. Fetihler, fethedilenler ile fethedenler arasmdaki
fark1 vurgulayarak ~ehirler ve koyler arasmda fark yarat-
m1~ur. Bunun nedeni, buyuk bir olas1hkla ~ehirlerde daha
c;ok ticaret, el sanatlan ve idari ustunluk ac;1smdan nufu-
sun ekonomik olarak en iyi durumdaki kesimini temsil
eden Turklerin ya~amakta olmas1du. Profesor Djurdjev,
Osmanhlann ba~latuklan tanm ili~kilerinin koylulere ag1r
mah yukler getiren ilkel derebeylik mal kavramma dayan-
dmlm1~ oldugunu da one surmu~tur. Bu ~ehir-koy ikiligi
ve yeni tanm ili~kilerinin kulturel etkileri de olmu~tur:
k1rsal kesimde ya~ayanlann etnik ozellikleri ve geleneksel
ya~am bic;imleri onlann temel kulturel ozeligi haline gel-
20 Breslav Djurdjev, "Les changements historiques et ethniques chez !es peup-
les Slaves du sud apres la conquete Turque", Actes du Premier Longress In-
ternational des Etudes Balcaniques et Sud-Est Europhennes, (Sofya, 1969), s.
575'ten itibaren. Balkanlar'da Osmanh etkisi konusunda ilave bilgi i<;in bkz.
Wayne S. Vuciniee, "The Natwe of Balkan Society under Ottoman Rule",
Slavic Review XX!, No 4 (Arahk 1962), s. 597-616. Aynca Traian Stoiano-
vich, "Factors in the Decline of Ottoman Society in the Balkans", s. 623-31
ve Stanford Shaw, "The Aims and Achievements of Ottoman Rule in the
Balkans", s. 617-22. William H. McNeill, "The Valme of Balkan Studies for
Comparative History", Actes du Premier Longres International des Etudes Bal-
kaniqhes et Sad-Est Europeennes, V" (Sofya, 1970), s. 385-94.
Bulgarlar arasmda milliyeti;iligin dogu~u konusundaki kitap ozneldir ve
i<;inde yer yer bulunan ger<;eklere dayah bilgileri bile anlamsiz hale getire-
cek oli;iide yanh yaz1lm1~ur; bkz. Hristo Gandev, The Bulgarian Nationality
in the Fifteenth Cen.t.r.uy (Sofya, 1972, Bulgarca). Henrik Birnbaum ve Speros
Vryonis'in, Aspects of the Balkans, Continuity and Change (Lahey, 1972) (bu
kitab1 aynnt1h olarak okuyamadtm).
Osmanlt'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

mi$ ve zaman ic;inde milli-kulturel kimliklerinin temelini


olu$turmu$tur. Profesor Djurdjev'e gore, Osmanh yoneti-
mi Bo$naklan ve Pomaklan Musluman yaparak bir farkh-
'
la$ma yaratirken Sirplar ve Hirvatlar arasmda etnik bir ya-
kmla$maya yol ac;m1$Ur. Boylece, Osmanh yonetimi yal-
mzca kilise tarafmdan kmlabilecek bir yerellige gereksiz
bir onem yuklemi$tir.
Profesor Djurdjev, Osmanh donemi konusunda c;ah$-
malar yapan baz1 Balkan akademisyenlerin eserlerine golge
du$uren ah$1lagelmi$ suc;lamalan dikkate almam1$ ve ola-
ganustli dogru degerlendirmeleri ile baz1 temel noktalara
deginmi$tir. Osmanh yonetiminde geli$en etnik yerelligin
Balkan halklanna milli kuliurlerinin birc;ok unsurunu ka-
zand1rd1g1 dogru bir degerlendirmedir. Fakat bu etnik te-
mel kahc1 olmam1$ ve yazmsal, linguistik, sosyal ve ekono-
mik guc;lerin etkisi altmda kalarak birc;ok degi$iklige ugra-
m1$l1r. Balkan dillerinde veya yerel folklorda baz1 konular-
daki Turkc;e kelimelere $6yle bir bak1$ atmak bile d1$ etki-
lerin derecesini anlamaya yeter. Temasta oldugu Turk
olmayan halklardan birc;ok sozcuk alm1~ olan Turk dili
i~in de aym $CY gec;erlidir. Aynca, Djurdjev'in sozunu etti-
gi etnik temeller cemaat ad1 verilen yeni bir yap1lanma c;er-
c;evesinde geli$IDi$tir. Bir yapilanma bic;imi olarak cemaat
fikrinin, bir kimlik, ki$ilik ve davram$ kaynag1 olarak bire-
yin ustline c;1kmasmm Osmanhlann eseri oldugunu ve on-
lar zamamnda i$lerlik kazand1g1m soylemek yanh$ olmaz.
Bu cemaat duygusu ve bir grupla tam dayam$ma ve bagh-
hk, Balkanlar'da ve Ortadogu'daki halklann milli bilinc;len-
melerini besleyen psikolojik zemini haz1rlam1$ ve milliyet-
c;iliklerine farkh bir toplumsal ozellik katml$llr.
Fakat Profesor Djurdjev'in savmda birc;ok yanh~ nokta
da vard1r. Birincisi, koy ile ~ehir arasmdaki kesin farkhla~­
ma, buralarda ya~ayanlann dil, inane; ve politik statli fark-
hhklannm sonucu olarak ortaya c;1kmam1~ur. El sanatla-
osmanh Devleti'nde Milliyet(iligin Sosyal Temelleri: Tabakadan Smifa ...

nnda ~ehre ozgu yliksek duzeyde bir uzmanhk yaratan


505 yoekonomik geli~melerden ve ticaretin geni~lemesin­
den kaynaklanm1~tir. Sehirler tanm urunlerinin degi~imin­
den kaynaklanan ve k1rsal uretimin bi<;;imini ve hacmini
etkileyen bir i<;; pazann olu~masmda rol oynam1~lard1r. Se-
hirlerin yalmzca pazar yeri olarak degil, aym zamanda sos-
yal ve politik seferberligin ve fikirlerin merkezi olarak, do-
lay1s1yla milli uyam~m ve ulus olmamn temel nedeni ola-
rak koyler uzerinde belirgin ekonomik ve kulturel etkileri
olmu~tur. K. W. Deutsch, pazarlann ortaya <;;1kmasmm da
Bau Avrupa'da uluslann olu~umunda onemli etkileri oldu-
gunu ileri surmu~tUr. l 969'da Moskova'da Balkan ~ehirleri
hakkmda yap1lan bir konferansta koyler ve ~ehirler arasm-
daki ekonomik etkile~imin ve bir digerine bag1mhhgm si-
yasi sonu<;;lan vurgulanm1~t1r. Zira "i<;; pazar ve bunun her
ulkede farkh bi<;;imlerde kurulmasi... ve millet olmak i<;;in
bunlara gerekli olan tesisler milliyetlerin evrimi apsmdan
onemlidir. "21 Pazarlarm ortaya <;;1k1~1 tanmsal uretimle ya-
kmdan ilgili oldugundan, onaltmc1 yuzy1lda kuzey Balkan-
lar'da ve civanndaki dort sancagm koy has1latmm modern
Avrupa tanmmm kuramsal a<;;1dan ol<;;utU olarak kabul edi-
lenin -domuzlara ve kumes hayvanlanna aynlan hububa-
tm bu ol<;;unun d1~mda tutulmas1 daha uygundur- <;;ok us-
tunde oldugunu belirtmek gerekir. Bu konuda Osmanh
belgelerine dayanarak yapilm1~ olduk<;;a aynnuh bir r;ah~­
mam1z var. Dort sancaktan ikisi, Sirem ve Segedin'in verdi-
gi hasilat fert ba~ma ortalama almd1gmda fazlahgm buyuk
bir bolumunun pazarda sat1lmasma imkan verecek ol<;;u-
deydi. 22 Bu hububatm bir bblumu ~ehirlerde tuketilmek-
21 Studia Balcanica 12. Bir ticaret merkezinin buyumesi konusunda miikem-
mel bir ara~t1rma i<;:in bkz. Radovan Samardzie, "Belgrade, Centre economi-
que de la Turquie du nord du xv1e siecle", age, s. 33-44.
22 Bruce Mc Gowan, "Food Supply and Taxation on the Middle Danube
(1568-1579)'', Archivum Ottomanicum, s. 148-49. Profesor Mc Gowan, Os-
Osmanli'da Degi~im, Modemle$me ve Ulusla$ma

teydi. Bir bolOmO ise geleneksel olarak kendi gereksinim-


lerini kar~1lamak i<;in hububat1 paraya <;eviren sipahi'ye ya-
ni nmar sahibine verilir, bir bolumO ise sabit fiyatlarla san-
hrdi. Sonu<; olarak, onbe~inci ve onaltmc1 yuzy1llar, daha
sonra aynnnh olarak anlatilacag1 gibi $ehirlerin geli~mesi­
ne tamk oldu. Butun bunlar koylerin d1~ dunya ile, kusal
kesimin d1~ dunyadan soyutlanmalanna son veren ve bu-
nun dogal sonucu olarak politik ve sosyal seferberliklerine
katk1da bulunan ekonomik ve sosyal ili$kiler i<;inde olduk-
lanm goslermekcedir. Profesor Djurdjev gorunil$e gore
goi; ve iskamn Balkanlar'm etnik bile~imine yapnu~ oldugu
eLkiyi ve Torkler ile Tork olmayan tebaa veya toprag1 ekip
bi~enlcr ile sipahiler, miri veya dcvlet Lopraklanmn yoneli-
cileri arasmdaki ekonomik-idari ili$kilerin sosyal ve poli-
tik sonm,;lanm dikkate almam1~nr. Osmanh mufassal tah-
rir defterleri Balkan koylerinde etnik ve dini a<;1dan kan~1k
bir niifusun varhgm1 ve icmal kay1tlan ise koylerdeki ta-
nm Orunlerinin, baz1 idari yoneticilere verilen k1s1mlar da
dahil olmak Ozere nasil dag1tild1klanm gosterir. Bunlar,
Balkan koyOnun ~ehirden soyutlanmas1 konusunda ve bir
etnik-dini grubun digerinden nas1l kesin ~ekilde aynld1g1
konusunda one surulen fikirlerin en azmdan ger<;ek ya~am
ko~ullan apsmdan dogru olmad1gm1 kamtlam1~llr. Balkan
~ehirleri ve koyleri ekonomik alanda surekli etkile~im ha-
linde ya~am1~t1r. Kulturel ve dini a<;1<lan ise, Musluman ve
gayrimiislim gruplar aralannda belli bir mesafeyi korusalar
da birbirlerini etkilemi~lerdir. Bu olguyu, yakmlarda yap1-
lan ara~nrmalar kesinlikle kamtlam1~t1r: "Orta Balkan bol-
gelerinde Turk yonetimi s1rasmda H1ristiyan esnaf arasm-
da geli~en, Dogu ve Bati'dan gelen kiiltiirel ve sanatsal
ak1mlar garip tarih anakronizmleri, bi<;em <;eli~kileri ve tu-
manh kay1tlanm esas alarak Sirbi~tan'da Srem ve Smederova (Siren ve Se-
mendire), Macaristan'da Segedin ve D'ula sancaklanm incelemi~tir. Aynca
d.n 25'e bkz.
Osmanlr Devleti'nde MilliyeL~iligin Sosyal Temelleri: Tabahadan Sm1fa . ..

haf sentezler yaratm1;;tu." Bunlara, Islam motiflerinin H1-


ristiyan din kitaplannda, tahta ve kemik oymalar, metal ve
rnucevherat i;;lerinin de benimsenmesi dahildir. 23
Osmanhlann Balkanlar'1 fethi ve yonetimi etnik ve
rnilliyet ara;;tumalarma buyuk onem ta;;1yan baz1 yeni sos-
yal boyutlar getirmi;;tir. Osmanhlar ilhak ettikleri ve mer-
kezi burokrasi tarafmdan yonetilen topraklarda bulunan
eski yerel hanedanlan ve kendi gruplannda politik mevki
ve guc;: emelleri ta;;1yan liderleri hemen ortadan kaldum1;;-
lardu. Suplar, Bulgarlar ve digerleri eski politik liderlerini
kaybetmi;;ler, fakat c;:ogu kendi sosyoekonomik ayncahkla-
nm korumak ic;:in padi;;aha hizmet eden kendi tanmsal de-
rebeylik gruplanm muhafaza etmi;;lerdir. Zaman ic;:inde
bunlann c;:ogu Muslumanhg1 kabul etmi;;tir. Balkanlar'da,
ozellikle Slavlar ve guneyli Yunanhlar arasmda politik ve
kiilturel liderlerinin kayb1 tabanda etnik kulturiin saglam
bir ;;ekilde yerle;;mesine yol ac;:m1;;, dolay1s1yla yerel toplu-
luklann ve yeni liderlerin ortaya c;:1kmasma imkan vermi;;-
tir. Toplulugun piskoposlan merkezi hukumetle ili;;kiler-
de kendi toplulugunun yoneticileri ve temsilcileri gibi dav-
ranm1;;lardu. Yerel din adamlan ise topluluga kilisenin da-
ha list duzey din adamlanndan daha yakm olmu;;lardu. Bu
piskoposlar ve daha du;;uk rutbeli din adamlan, ondoku-
zuncu yiizy1ldaki ulusal mucadelelerde koyluleri harekete
gec;:irmede onemli liderlik rolu oynam1;;lard1r. Diger yan-
dan, lstanbul'da Rumca konu;;an halk ;;ehirdeki tiiccar
grubunu muhafaza etmi;;tir. Bunlann ;;ehirdeki yerleri,
kulturel gec;:mi;;leri ve Osmanh hukumetinin onlara vermi;;
oldugu ekonomik hrsatlar, onyedinci yuzyilda lstan-
bul'daki Rumlann orta sm1f haline oldukc;:a erken gelmele-
rin"i saglam1;;nr. Aynca, Romenler, Bosnahlar ve Arnavut-
23 Verena Han, "Les courants des styles dans Jes metiers d'art des artisans
chretienes au XVI< et durant Jes premieres decennies du XVII siecle dans Jes
regions centrales des Balkans", Balcanica I (Belgrat, 1970), s. 239-71.

93
Osmanli'da Degi$im, Modernle$me ve Ulusla$ma
l
lar gibi diger etnik gruplar siyasi ve dini nedenlerle kendi
politik -?efle.rini muhafaza etmi~lerdir. Farkh liderlik ku-
rum lanmn varhgi her grup1aki kli.ltOrel ve politik geli~me­
leri bir ol~udc ko~ulland1rmt~ ve Strplann, Rumlann, Bul-
garlarm, zaman i1;inde de Araplann ve TC1rklerin ulusal
miica<ldderinc kendilerine ozgO sosyal vc poliLik bzellik-
ler katmt?Ur.
Osmanh Devleti'ne "Avrupah" ozellikler ta?tyan, hal-
ka kendi yonetimini zorla kabul ettiren "Dogulu" bir dev-
let olarak yap1lan gondermelerin -Balkan rnilliyet<;:i yazar-
lann eserlerinde s1k s1k rastlanan bir tammlama- <;:ok ay-
nnuh ?ekilde gozden ge<;:irilmesi gerekir. Aynca, Osmanh
Devleti'nin "Dogulu" yap1s1 son gunlerde "?arki uretim bi-
<;:imi" baglammda biraz s1k<;:a telaffuz edilmektedir. 24 Bu
kuram1 savunanlar, fert, toprak ve hukumet arasmda <;:ok
sert ili~kileri dayatan despot burokratik s1mf yuzunden
Asya'da kusal-~ehirsel etkile~imin olmad1gm1 ve bir paza-
rm geli~medigini one surmektedirler. Son gunlerde Turki-
ye'de kapitalizmi ve sosyalizmi reddederek devletin ustun-
lugunu saglamla~urmak i<;:in ileri surulen bu kuram ger-
<;:eklerle kamtlanm1~ degildir. Yukanda deginilen ara~ur­
malara ilaveten Yunanistan'daki tek bir ~ehirde (Argyrokast-
ro) mevcut kay1tl~r uzerinde yap1lan bir ara~urmaya gore,
Osmanh Devleti'nde pazarlar ve pazarlanabilecek uretim
fazlas1 tanm urunlerinin oldugu saptanm1~tir. 25 Aslmda
ger<;:ek ~udu.r ki Osmanh Devleti modelini Eflatun ve Aris-
to'dan esinlenilmi~ Musluman sosyal yap1lanma kuramm-
dan, Sasanilerin hukumet uygulamalanndan alm1~ ve uy-
gulamalar yoluyla bu felsefeyi geli~tirerek Balkan ve Ana-
24 Bibliyografya i~in bkz. Ferenc Tokei, Sur le mode production asiatique (Buda-
pe~te, 1966); G. Sovi, Il Modo di produzzione asintico (Torino, 1169); S. Di-
vit(ioglu, Asya Uretim Tarz1 ve Osmanli Toplumu (Istanbul, 1967).
25 S. I Asdrachas, "Aux Balkans du XV siecle: Producteurs directs et marche",
Etudes Ballwniques III (Sofya, 1970), s. 36-79. Bu ara~tirma bolgede (Ok sa-
y1da Turk kiiyllnun mevcudiyetini kendiliginden teyit etmektedir.
I
~ 94
Osmanli Devleti'nde Milliyet~iligin Sosyal Temelleri: Tabakadan Smrfa ...

dolu toplumlanna uyarlam1;;t1r. Osmanh Devleti'nin esas


ele;;tirilme nedeni Musluman olu;;udur. As1l goz ard1 edi-
len Osmanh ekonomik sisteminin mal takasma, 6zel mulk
edinme ozgurluklerine k1smen ac;:1k oldugu ve Bau'ya ben-
zer bir piyasa ekonomisi c;:erc;:evesinde ticari ili;;kilerini ge-
li;;tirme kapasitesinin oldugu gerc;:egidir. Ashnda, onbe;;in-
ci yuzy1lda II. Mehmed tarafmdan olu;;turulan sosyal ve
ekonomik duzende yalmzca kullanacagmdan fazla tanmsal
uretim ve kontrollu fiyat sistemi c;:en;,:evesinde, bu tiir mal-
lara ic;: pazarlar ic;:in tanmsal iiretim olanag1 saglanmakla
kahnmam1;;, aym zamanda Bau Akdeniz'de bulunandan
farkli olmayan yeni bir sosyal diizenin kurulmasma imkan
saglayacak ko;;ullar da yarat1lm1;;ti.26
Yukanda ileri suriilen sorunlar ve bu ara;;urmamn ko-
nusu c;:erc;:evesinde baz1 kavramsal olc;:utler s1ralanabilir:
"sosyal tabaka", "sosyal s1mflar ve gruplar", "yetki ve oto-
rite" gibi bu ara;;tirmada s1kc;:a kullamlan terimler k1saca
tammlanacakur. Bu ara;;tirmay1 yazan ki;;i ortac;:ag Balkan
ve Ortadogu toplumlanmn sosyal gruplara boliindugii ve
bu boliimlenmenin o toplumlann sosyal, ekonomik ve po-
litik diizenlerinin temelini olu;;turdugu gerc;:eginin kesin
kez bilincindedir. <;:ogu bilim adam1 lslam toplumunun s1-
mflara aynlmad1g1 gorO.;;unii savunur. Aslmda, sosyal kat-
manla;;ma fikri ilk dini yazilarda ve Musluman rasyonel fi-
lozoflann sosyopolitik anla;;malannda mevcuttur. Profesor
26 Maxime Rodinson, "Histoire economique et historie des classes sociales
clans le monde Musulman", Studies in the Economic History of the Middle
East, n.19, s. 139-55 ve S. D. Goiten, Studies in the Islamic History and Insti-
tutions (Leiden, 1966), s. 219. Aym husus Hali! Inalc1k tarafmdan ele alm-
m1~t1r. Ona gore eski Turk kaynaklan ve onbe~inci yuzy1l Osmanh nasihat-
namesi, topragm nas1l verimli hale getirilecegi ve zenginligin artmlacag1 ko-
nusunda tuccarlann bilgi ald1klan yerlerdi. Inalcik daha sonralan tliccarlara
kar~1 geli~en olumsuz davram~lann nedenini tutucu loncalarm kann gunah
oldugu ~eklindeki felsefelerine baglar. "The Foundations of the Ottoman
Economico-Social System in Cities", Studia Balcanica, (n. 18), s. 17-24.
Farkh bir goru~ a~1s1 i~in bkz. Traian Stoianovich, 'The Social Foundations
of Balkan Politics, 1750-1941 ";Charles ve BarbaraJelavich, ed., The Balkans
in Transition (Berkeley, 1963), s. 297-345.

95
Osmanl1'da Degi$im, Modernle~me ve Ulusla5ma

Rodinson tabaka, tayfa, s1mf gibi hala Arap\'.a, Turk\'.e ve


Fars\'.ada sosyal konum ve rutbeleri tammlamak i\'.in kulla-
mlan terimlerin erken donem lslami yaz1larda gorulml1$
oldugunu vurgular. Profesor Goiten orta\'.ag Ortadogusun-
da bir burjuvazinin mevcudiyetinden soz eder.
Bu ara$Urmada soz edilen sosyal tabakalar, bulundugu
yer yoneti.ciye yakmhg1yla belirlenen meslek grupland1r.
Askeri.ye dogrudan halife veya padi.$ahtan soma gelir. Te-
mel gruplann kendi. altbolumleri. vardir. Bu duzenleme on-
ce lslami emi.rlere ve ikinci olarak da her biri ellerinden
geldigince en iyi yapabildikleri gorevleri yerine getirecek
bag1ms1z par\'.alardan olu$an bir toplum-topluluk fikri ge-
li$tirmi.$ olan ak1lci fi.lozoflann soylemlerine dayandmla-
rak me$ruiyet kazanml$tlr. Bu nedenle, bir sosyal tabakaya
mensup olanlarm buradaki sosyal konumlan onceden be-
lirlenmi.$tir ve kendilerine dl1$en gorevleri yalmzca kendi
ekonomik pkarlan i\'.in degil kutsal duzene uymak ve bu-
tun toplumun refah1 i\'.in uslendikleri belli bir gorev adma
yerine getirirler. Bu ara$Urmada kullamld1g1 $ekli ile "s1-
mf" terimi, kendi konum ve \'.Ikarlannm bilincinde olan ve
\'.e$itli teknolojik geli$melerle ve politik eylemlerle kendi
konum ve \'.Ikarlanm daha iyiye gorurmek i\'.in grup halin-
de hareket eden buyuk meslek gruplanm ifade eder.
Gu\: ise -refah, konum, ki$ilik veya grup dayam$mas1-
na dayandmlm1$- diger insanlan etkileme ve belli politika-
lar yurutme becerisi olarak anla$1hr. Otorite yetkinin yasal
olarak kullamm1 anlammdad1r. Yani yasalara gore bir ant-
la$ma, ilahi bir taahhut veya ustu tarafmdan kabul edilen
bir yasama duzenidir. Ba$ka deyi$le, yasalla$ID1$ otorite
yetkilerin daha etkin bi\'.imde kullamlmasm1 saglar; \'.l1nku
ahlaki a,1dan onaylanml$tlr ve direni$i k1snlayacaktu.
Bu nedenle, ozet olarak Osmanh Devleti'nden milli-
yetlerini, milliyet,iligin ve bunun sonucu olarak bag1ms1z
ulus-devletlerin dogu$U -Turkiye de dahil olmak uzere-
devlet degi$imine ozgu surecin bir par(as1du. Bu ozgun
Osmanh Devleti'nde Milliyet(iligin Sosyal Temelleri: Tabakadan Smifa ...

durum lmparatorlugun sosyopolitik yap1smdan, etnik,


wplumsal-dini kimli.klerin varhgmdan ve ozel ekonomi
yap1lanmasmdan kaynaklamr. Aynca, mcvcut sosyal ve
toplumsal yapilanmanm ve onun deger sistcminin degi$-
mesinden dogan ozel guc;;lerden kaynaklamr. Kabaca dort
buc;;uk yuzy1l suren bu surec;; belli kavramlar, kurumlar ve
rarihsel geli;;meler 1;;1gmda incelenecek olursa daha iyi bir
gorii;; ac;;1s1 ortaya c;;1karabilir. Sonw; olarak, bu inceleme-
ler, sosyal tabakalar, toplumsal yapilanmalar (milletler), ti-
caret ~ekillerindeki degi$iklik, yeni ekonomi.k ve aydm
se<;kinler sm1fmm onaya c;;1k1~1, dini-etnik kimliklerin yeri-
ni milli kimliklere b1rakmas1 $Cklinde ya$anan de~im ko-
nulannda olacakur. Bu ara~llrmayt dayand1rd1g1m sm1f
olu;;umuyla ilgili c;;e;;itli kuramlan, liderlik, ideoloji, millet
olu~umu vs. gibi malzemeyi kavramsal hale getirirken i~­
levcilikten yana bir tav1rla, fakat hic;;biri iizerinde taru;;ma
yapmadan kullanacag1m. Diger bir deyi~le, Osmanh lmpa-
ratorlugu'ndaki sosyal ve politik degi;;imi c;;e;;itli sosyal bi-
limler kavramlanm kullanarak ve aym zamanda bu degi;;i-
mi mallann iiretimi, dola;;1m1 ve dag1um1, ticaret, arazinin
ckimi ve bcnzeri faaliyeLlerle ilgileri ac;;1smdan ele almaya
c;;ah~acag1m.27 Kammca, Balkanlar'da ve Ortadogu'daki
<;agda$ toplumlann her biri yalmzca toplum ic;;indcki gi.u;-
lcri yans1z ve ba~lang1c;; veya etl<iled konusunda 6nyarg1s1z
inceleycrek ve millet alma konusunda herhangi bir kura-
ma bagh olmadan dogru degerlendirilebilecek kendine oz-
gu bir sosyal ve politik degi;;im bic;;imi sergiler.

2. Osmanh Ortac;;ag Sosyal Yapilanmasi:


Sosyal T abakalar (Erkan-1 Erbaa)
Ortac;;ag Osmanh toplumunun sosyal yap1lanmas1 ve i~bo­
lumu toplumun tabakalara boliinmesi fikrine dayandml-
27 Bu konu farkh bir ara~urmada kurumsal degi~iklik ba~hg1 altmda incelenmi~-
tir. Bkz. Karpat, "The Transformaiton of the Ottoman State", International jo-
urnal of the Middle East Studies, III (Temmuz 1972), s. 243-81.

I 91
!
Osmanh'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

m1~nr ve her tabaka devletin bekas1 ic;:in gerekli i~levlerden


birini iistlenmi;;tir. Bu, Kuran'dan ziyade hayatm gerc;:ekle-
ri uzerine oturtulmu~ bir boliimlenmedir. Bu bolumlenme
yalmzca ch1zcnin ve giivenligin saglanmas1, liderlerin sec;:i-
mi, l\retim, degerlerin birbirine aktanlmas1 ve mallann de-
gi~imi gibi temel i~lcvlcrde degil, aym zamanda temel in-
san karakteri ve ki~ilik ozelligi dikkate almarak meslek
ac;:1smdan kapasitesine kar;;1hk gelecek ~ckilde tasarlanm1;;-
tlr. Liderlerden beklenen ozel bir fiziki, psikolojik ccsaret
ve kararhhk ozellikleri ta;;1mas1 ile koylulerden beklenen
ise sad1k olmalan ve tanmsal becerilerini sonuna kadar ge-
li~tirmeleridir. Tabaka sisteminin kesintiye ugramas1 dev-
letin c;:okmesi anlamma gelecegi ic;:in ki~ilerin bir tabaka-
dan -reayadan- digerine gec;:i;;i yasaklanm1;;tlr. Daha sonra
ya;;ananlar bunun dogrulugunu kamtlam1;;ur. Sosyal taba-
kalann kokleri (Avrupa'daki ortac;:ag sosyal tabakalanmn
yap1lanrnas1, fikirler ve evrimi Ortadogu'dakilere benze-
mektedii) Eflatun ve Aristo'ya kadar takip edilebilir. Daha
sonra, Farabi tarafmdan uyarland1g1 ;;ekliyle Arap ernirlik-
lerine, lran'daki hukiimct uygulamalanna ve otesine kadar
yans1m1;;t1r. Ortadogu'daki klasik dort tabaka -sava;;<;ilar,
kalem efendileri, Lli.ccarlar ve sanatkarlar ile <;iftc;:iler ve g1-
da iireticileri- Osmanh toplumunda biraz degi;;iklige ugra-
yarak kabul gormu;;ttir. Ornegin, bu kuram1 yeniden ifade
eden Osrnanh yazarlanndan Hasan el-Bosnevi (1544-
1616) tarafmdan kaleme alman ve zamamnm sosyal ve
ekonomik ko;;ullanm k1srnen yans1tan Usu! ul-hikem Ji ni-
zam il-alem28 (dunya duzeniyle ilgili felsefi ilkeler) adh
eserinde sosyal tabakalar kavrammm onemli olc;:ude geni;;-
ledigini gostermektedir. Hasan Kafi, toplurnu biitiin faali-
28 Bu konuda bkz. Mustafa A. Mehrnet, "Un manuscript de la biblioteque de
!'academia de la R. P. R relatif a la situation politique, sociale et
economique de !'empire Ottoman", Srudia et Acta Orrentalia, IV (Bukre~.
1962), s. 209-33.
Osmanli Devleti'nde Milliyet(iligin Sosyal Temelleri: Tabahadan Sinifa . .

yetleri ii;:eren dort kategoriye aymrken zaten sm1flara de-


ginmi;;tir. Birincisi, yani ordu ve ileri gelenler sava;;mak,
duzeni tesis etmek ve diger butiin gruplan bilim adamlan-
nm belirledikleri kurallara uygun olarak yonetmek gorevi-
ni ustlenmi~lerdir. Sonraki grup olan aydmlar ve yazarlar
inancm devam1m ve inani;:la ilgili bilgilerin yaygmla;;mas1-
nI saglamakla yukumludurler. Reaya veya beraya olarak bi-
linen koyluler veya tanm un1nleri uretenler ui;:uncu taba-
kay1 olu;;tururlar ve butCm s1mflar ii;:in g1da maddesi sagla-
makla yukumludurler. Tablonun en altmda yer alan tuc-
carlar ve sanatkarlar meslek icra edenler ve diger ticaret
?ekillerini bilenier olarak tammlamrlar. l;;in ilgini;: yam
tuccarlan ui;:uncu tabakaya yerle;;tirenler dokuzunca ila
onbirinci yuzy1llar arasmda bu dort tabakah sosyal yap1-
ianmay1 yaratan Musluman ak1lc1 filozoflard1r. Sadece Ga-
zali (d. 1111) bunlan gormezlikten gelmi;;tir. Osmanh lm-
paratorlugu'nda tuccarlar dorduncu tabakaya indirilmi;;ler
ve yalmzca bulunmalan gerekli olan zararhlar, kurulu du-
zene ekonomik bir gui;: rekabeti olmasm, maddi i;:abalan
toplumun ahlaki temellerini zedelemesin diye katlamlmas1
gerekenler olarak gorulmu;;lerdir. Aslmda, Osmanh Devle-
ti'nin geri;:ek kurucusu olan II. Mehmed (1451-81) politik
ve idari ai;:1dan dort tabakay1 ikiye indirmi;;tir. Profesor
Hali! lnalc1k'm da belirttigi gibi yoneticinin fermanma uy-
gun olarak devlet i;;lerini idare eden birinci grup yani as-
keriye veya ordu butun vergilerden muaf tutulmu;;tur ve
ekonomik uretime dogrudan kauhmlan olmami;;tir. 29 On-
be;;inci yuzyilda ortaya i;:1kan askeri grubun soylulukla ve-
ya aristokrasiyle hii;: ilgisinin olmad1g1m vurgulamak gere-
kir. Bu, 1402-1413 y1llannda Balkanlar'da toprak agalanna
ve beylere ve Anadolu Turk devletinde yerle;;ik aristokrat
29 Halil lnalc1k, "Osmanh Raiyyet Riisumu", Belletcn XXlII (Ankara 1959), s.
575-60. Aynca gene onun makalesi, "Les peuples de ]'Europe du sud-est et
leur role clans l'histoire" (Sofya, 1966), s. 18'den itibaren.

I 99
I
Osmanli'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma
,
ailelere kar~1 zor, fakat ba~anh bir sava~ vererek hanedan
etrafmda geli~en burokratik bir sm1fur. Tarihsel deneyim-
lerine dayanarak ve kendi iktidan adma Osmanh burokra-
sisi surekli olarak aristokrasinin y-okselmesine kar~1 \:lk-
m1~ur. Aynca, padi~ah reaya'y1 "Tann'mn mulku" olarak
gormu~ ve eski Bizans mulklerinden paroicoi'yi, yani koy-
lulerin serfligini kald1rmasmdan da anla~1lacag1 gibi onlara
comert davranm1~ur. Bu davram~, yoneticisinin dininden
\:Ok ekonomik ve sosyal stattilerinin iyile~tirilmesinden et-
kilenen koylulerin padi~aha duyduklan sempatiyi daha ar-
tum1~tlr. Fakat islahat kahc1 olmam1~tlr. Zaman i<=inde pa-
di~ah ve burokrasi kendilerine ozgu bir bO.rokratik sm1f
haline donu~mu~lerdir.
lkinci grup olan reaya, ekonomik uretimle ilgilenmi~
ve vergi mukellefi olmu~tur. Padi~ah baz1 hizmetler kar~1-
hg1 reaya'dan bazilanm vergiden muaf tutabilmi~tir. Bunla-
ra muaf veya musellem veya kisaca beraya denmi~tir. Bir
ba~ka deyi~le, bunlar sosyal statulerini muhafaza etmi~ler,
fakat baz1 yukumluluklerinden muaf tutulmu~lard1r.
Reaya lmparatorluk'ta toprag1 i~leyen Muslumanlar ve
Huistiyan tebaalard1r. Gayrimuslimler hara\: veya cizye
olarak bilinen ozel bir kafa vergisi odemi~lerdir. Askerlik
hizmetinden muaf tutulmu~lar, hatta Muslumanlarm ode-
dikleri baz1 vergileri odememi~lerdir. Musluman ve Huisti-
yan reaya, toplumlan ile hukumet arasmdaki arabuluculuk
gorevleri sayesinde ki~isel pkar saglayan ve bu nedenle
mevcut durumu korumak i~lerine gelen kendi toplum li-
derleri veya piskoposlan kanahyla hareket etmi~lerdir.
Tabla I, onbe~inci yuzyilda Osmanh sosyal yap1lanmasm-
daki duzenlemeleri yakla~1k olarak gostermektedir.

[ 100
Tablo I
ONBESlNCl YUZYIUN SONLARINDA
YAKLASIK OLARAK OSMANLI SOSYAL YAPISI
MUSLUMANlAR GAYRlMUSLIMLER

1- K1h,Ehli

Padi~ah, ulkenin hakimi: Vila- Padi~ah, ulkenin hakimi: Vila-


yetteki se<;kinler (sipahiler); yetteki sec;kinler (baz1 sipahi-
merkezi hukumetteki se,kin- ler); merkezi hukumetteki ls-
ler; ordu ve burokrasi (kullar) lam'a donmii~ se,kinler; ordu
ve bu ro krasi
2- Kalem Ehli
5eyhulislam, ilmiye (ulema), Patrikler, Ba~ Rabbi ve yakm
filozoflar, ~airier, tarih,iler vs. c;evreleri, kutsal synodlar, filo-
daha alt s1mflara dogru, yani zoflar, ~airier, doktorlar vs.; alt
koyluler ve sanatkarlar, din sm1f din adamlan ve kilise 6r-
adamlan, sufi liderleri giitiine dogru egilim gosteren

3 (4)- Tuccarlar ve Sanatkarlar

Toptan, perakende g1da mad- Rea ya


desi ahc1lan ve sat1c1lan, 'e~itli A$ag1 yukan Muslumanlarla
madde imalat,1lan, bankerler, aym
loncalar halinde orgutlenmi~
imalat,Ilar, i~<;iler, c;ogu han-
larda vcya kale c;evresindc geli-
$Cn mahallelerde ya~ayan lonca
mensubu veya zengin i~c;iler

4 - (3) Koyluler (Reaya)

Timar ve vak1f arazilerinde ki- Timar, vakif ve kilise arazile-


rac1 olanlar, ku,uk ,iftlik sa- rinde kirac1 olanlar, kuc;uk ,m-
hlpleri, yaz1ctlar, topraks1z lik sahipleri, yaz1c1lar, toprak-
koyluler, canh hayvan ve yun s1z koyluler, canh hayvan ve
saglayan daglarda ya$ayan go- yun saglayan daglarda ya~ayan
c;erler. goc;erler.

SlNIFSIZlAR (ORGUTLU TOPLUM DI51NDA KALAN FERTLER)

(:ingeneler

Not: Rakamlar sosyal mevkiyi belirler Tuccarlar bazen sanatkarlardan


ayn olarak dii~unuliip en alt (dorduncii) tabakaya yerle~tirilirlcr
Osmanlt'da Degi$im, Modernle$me ve Ulusla$ma

Yonetimdeki grup Muslumanlard1r. Ondokuzuncu


yuzyila kadar lslam'm Osmanh lmparatorlugu'ndaki c;;e~itli
katmanlarda ozel anlamlan ve ozgun tammlamalan vard1.
Mukaddes kokleri ac;;1smdan Hiristiyanhk ve Yahudilige e~­
'
dcgerdc bir inanr;:L1. Fakat yonetimdeki kadro soz konusu
oldugunda, scatu ve mevki aray1~1 ir;:inde olanlar arasmda
Mushimanhg1 kabul cdcnlerin yuksek oranmdan <la ar;:1kc;:a
anla~i!acag1 gibi lslam burokralik sisteme girmek ir;:in bir
ko~ul ve bir vaslta -hukumet mevkileri ii,;in bir lOr yetcrli-
lik- idL Scc.;kin tabakanm dine baglil1g1 alt srn1nann baghh-
gmdan farkhyd1. Sec.;kin tabakanm gcrc.;ek baglthg1 her ~e­
yin Osttmde devleteydi ve dolay1s1yla Muslumanhkla ilgilc-
ri ve baglanulan r;:tkarlanmn dikte ettigi oi(lideydi. Yakrn
zamanlann Turk tarihc.;isi Fuad Koprulo bu gerc.;egin bilin-
cinde olarak, hukumetteki sec;;kin s1mfi Osmanh terimiyle
e~anlamh olarak kullanm1~t1r. Bir konu~mada (Osmanli
Devleti'nin Kurulu~u, s. 5) Kbprulu, "Osmanh vakaymame-
lerinin" Osmanh terimini ya~am1 ic;;in gerekli paray1 devlet
butc;;esinden alan devlet hizmetindeki egemen idari sm1f
olarak tammlad1gmdan ve diger gruplann hayatlanm c;;ah-
~arak kazand1klanndan sbz etmi~tir. Dini n'itelikler ikinci
derece ozelliklerdi. Su anda kesinlikle biliyoruz ki yalmzca
yuksek duzeyden Musluman yoneticilere aynlm1~ olan bir-
c;;ok makam ve gbrev (tlmar sahipleri, guvenlik birimleri-
nin, hatta ordu mufrezelerinin komutanlan gibi) Muslu-
man olmayan baz1 ailelerce ustlenilmi~tir. 3 0 Ki~inin politik

30 Stephen G. Xydts, bir Fcncrh olan K:1111nzis'dcn ~u al11111y1 y;1pm1~1u: "Rum-


lar <levkti (polltea) olu~tumcak (!nos clegildir, fakm yine de onlan si~tcmin
pan;as1 yap an bir ~u~lcri vardtr. Makam sahibi. y~ni pauik, ust clitzcy din
a<lmni vt:: imparntorluk hcrau la$1yan yonctidlcr gihi biri;ok gcnos"umuz<l:m
!nsan var. Bunlanfan b1121lan patrigin kavadisini (yuksck r(1tbc i~reti olan
ba~ susii) ya da dragomanm ve genellikle de Moldavya ve Eflak prenslerinin
i~aretlerini ta~1rlar. Bunlann hepsi hukiimettedir ve bu nedenle Aristo'nun
vatanda~ tammlamasma uygun du~erler." S. G. Xydis, "Modem Greek Nati-
onalism", Sugar and Lederer'de, s. 225.
Osmanlt Devleti'nde Milliyet{iligin Sosyal Temelleri: Tabahadan Smifa ...

kimligi belirlenirken esas iizerinde durulan nokta dini bag-


hhg1 degil devlete verdigi hizmetler olmu~tur.
Musliimanhk niteligi, merkezi hukiimet diizeyinde
ahnan gorevlere uyarlamr ve bu nitelik r,;ogu zaman bir din
degi~tirme siireci gerektirirdi. Bu donii~iim ir,;in hareket
noktas1, yeni benimsenen dinin degerlerine gerr,;ek anlam-
da ir,;ten bagh olup olmama, hiikiimet gorevlerinin veril-
mesinde r,;ok k1sith bir rol oynard1 fakat din degi~tiren ki~i­
nin yeni inancma tam anlam1yla bagh goriinmesi r,;1karlan
ir,;in gerekliydi. Osmanh Devleti'nde din degi~tirenler, hir,;-
bir zaman Muslumanhgm ilk y1llanndaki Mevalililer gibi
bir i~aret ta~1mam1~lardu. Bu tavnn yalmzca Osmanhlann
buyuk ho~gorii anlay1~mm sonucu olduguna inamyorum.
Ancak, yonetimdeki burokratik duzenin vas1fl1 elemanlan
kendi saflanna r,;ekmek ir,;in duyduklan gereksimin de
bunda rol oynam1~ olmas1 olas1d1r.3 1 Ondokuzuncu yuzyil-
da devlet burokrasisinin dini e~itligi ne kadar kolay be-
nimsedigini, ancak yeni bir Musliiman kimligi kavram1 ge-
li~tiren bir k1s1m aydmlann bunu reddettiklerini belirtmek
gerekir. Bir kez daha vurgulamak gerekir ki burokrasinin
r,;agda~la~madaki temel amac1 kendi iktidanm surdiirebil-

31 Ge<;mi~teki Bizans ve Arap imparatorluklan gibi Osmanh Devleti de dini


ho~g6rliyil geni~ 61.;ekte uygulam1~t1r. Ho~g6ni kavram1, buylik 61.;iide,
ulus-devletlerde niifusun <;ogunluk ile azmhklara b6llinmesinin sonucudur.
Bu nedenle, kiiltlirli hftkim durumda olan (daha ziyade say1ca iistlinlugli
nedeniyle) ve kendi dini ve etnik kimligini guvence altma alm1~ olan r;o-
gunluk grubu azmhk gruplanna baz1 haklar tamr. Osmanh Devleti glicunii
ve kimligini irk, dil ve hatta dini gruptan degil hiiklimet kurumundan ve
hanedandan ald1g1 ir;in, azmhk-<;ogunluk kavramm1 haklarm ve 6zgurliikle-
rin dagtttlmasmda 6l<;ii olarak kullanmaktan en son noktaya kadar ka.;mma
o\anagma sahiptir. Osmanh ara~tlrmalannm ve say1mlannm onyedinci yiiz-
y1la kadar her otuz y1lda bir yap1ld1gm1 vurgulamak gerekir. Bunun amac1
dini ve etnik gruplann sayilanm belirlemek degil yalmzca toplanacak vergi-
yi tahmin edebilmektir. Milliyet<;ilik d6neminde yap1lan 1831 ve 1844 sa-
y1mlan bile yalmzca vergi ve askeri ama.;larla (askere ahnacaklann say1lan-
m belirlemek i<;in) yap1lm1~ur. Sonur; olarak Osmanh Devleti'ndeki dini
ho~g6riinun temelde iki nedenle var oldugu s6ylenebilir.

103
Osmanh'da Degi~im, Modcmle~me ve Ulusla~ma l
mekti. Musliiman halk ise bu "e~itligin" Hiristiyan grupla-
rm politik ve ekonomik ustiinluklerini saglamla~t1rmak
anlamma gelecegini bildiginden buna kar;;1 direnmi~tir.
Nihayet, ondokuzuncu yf1zyrl sonlannda, askeriye -politik
se<;;kinler sm1f1- halkla butOnle;;meyc ba~lad1 ve bbylece
"millile~ti". Ger<;;ekten de daha once deginildigi gibi, ondo-
kuzuncu yuzy1lm ba~lannda H1ristiyanlar ve aym yuzy1lm
sonlannda Muslumanlar i<;;in, ki~isel dini bir baghhk olan
inan<;; giderek daha fazla bi<;;imde olmak Ozere politik kim-
lik bi<;;iminde ve yeni siyasi yap1lanma bi<;;imi ile butOnle~­
me vas1tas1 olan inan<;;la aym ~ey olmaya ba~lad1. Bunun
dogal sonucu olarak da bu ozde~le~me, ruhban sm1fi ile si-
yasi otorite arasmda i~bolumii ve aym zamanda biraz <;;eli~­
kili gorunmekle birlikte dini degerlerin ve baghhklann
kullamlarak siyasi kultiire biraz duygusal gu<;; a~1lama yolu
olarak laiklikle aym anda olu~maya ba~lad1.
Alt ~ehir gruplan ve koyluler i<;;in din manevi bir de-
neyim oldugu kadar grup i<;;i kimlik baglammda kullamla-
cak siyaset d1~1 vasnalard1. Osmanh lmparatorlugu'nda
Miisliimanhgm bir sm1r dini oldugu ve ozellikle siirekli
Hiristiyan-Musluman <;;atl~malannm ya~and1g1 Balkan-
lar'da <;;ok uzun sure boyle kald1g1 dogrudur. Smir bolgesi
Muslumanhg1, onikinci yuzy1lda Orta Asya'da Ahmet Yese-
vi'nin gii<;;lu etkisi ile hukum suren mistik bir din bi<;;imi-
dir. Bu ozgun Muslumanhk bi<;;imi (modern bilim adamla-
n tarafmdan yok sayilan) Turk kabile gruplannm yerle~­
tikleri bolgelerde hukiim suren bir inani;;nr. Balkan yan-
madasmda daha <;;ok Turk gruplann yerle~ik olduklanm
unutmamak gerekir. Fakat buralarda, Anadolu'da oldugu
gibi, belli ba~h Miisluman Ortodoks merkezleri geli;;me-
mi~tir. Aynca, Balkan Miislumanlan ozellikle onaltmc1
yuzy1lda kitleler halinde Musliiman olan Bosnahlar, Arna-
vutlar ve Pomaklardan olu~ur. Bu, k1smen bu gruplann
Miisluman Tiirklere yakmla~malarma yo! ai;;m1~ olabilecek
104
osmanli Devleti'nde Milliyet(iligin Sosyal Temelleri: Tabalwdan Smifa.

l(O<;O.k Asya'dan dogmu~ olan Bogomilizmi ve onun mistik


0gretilerini kabul etmelerinden ve k1smcn de Romen ve
Yunan kiliselcrine kart>l kcndi etnik kimliklerini koruma
arzulanndan kaynaklanm1~ur. Bir ba~ka deyi~le, Bogomi-
Jizm'in ve s1mr bolgesi MO.slumanhgmm mistik ozellikleri-
nin Slavlann Musluman olmalan ve Balkanlar'daki etnik
Turklerle yakm ili~kiler kurmalan ii;in uygun ortam1 ha-
zirlamada onemli rol oynad1g1 du~unulebilir. Bu Balkan-
lar'a ozgu Muslumanhk tipi kendine ozgu bir din kategori-
sidir ve ondokuzuncu yuzyil sonlannda Turk milliyeti;ili-
ginin dogu~u ii;in gerekli psikolojik ortamm haz1rlanma-
smda yard1mc1 olmu~tur. Balkanlar'da, ozellikle Selanik'te
geli~en ve Osmanhlarca (1913'te Selanik Yunanhlara ge-
i;ince Kami! Pa~a, lttihat ve Terakki Komitesi mensuplan-
na Selanik'e donmelerini, zira Osmanh toplumuna ait ol-
mad1klanm soylemi~tir) bu yuk bir ku~kuyla kar~ilanan
Turk milliyeti;iliginin ortaya i;1k1~1 rastgele bir durum de-
gildir; bu somut tarihsel ve kulturel etmenlerin sonucudur.
Osmanh lmparatorlugu'nda askeriye (padi~ah ba~kan­
hgmda yonetimdeki burokrasi) ve reaya'dan ibaret olan
belli ba~h sosyal bolumler, lmparatorlugun II. Mehmed ta-
rafmdan yururluge konulan ilk hukuki vas1tas1 olan iki
onemli yasayla i~lerlik kazanm1~ur. Bu yasalardan biri dev-
let kurumlan, digeri ise reayayla ilgilidir. Reaya ile ilgili
yasa Muslumanlar ile Musluman olmayanlar arasmda cezai
konularda hi<;bir fark olmad1gm1 anlatan ui; bolumle ba~­
lar. Diger bolumler Muslumanlann ve H1ristiyan reayanm,
dini nedenlerle herhangi bir gruba musamaha gostermek-
sizin odemeleri gereken vergilerle ilgiliydi. 3 2
32 R. Anheger ve Hali! lnalc1k, Kanunname-i Sultani ber mucib-i orf-i Osmani
(Ankara, 1956); F. von Kraelitz ve Greifenhorst, Milterlungcn zur Osmanisc-
hcn Giieschichte I (1921-22), s. 14 vd.; bkz. Belleten, XXlll, s. 576; aynca lnal-
ctk, Osmanl1 Hukulmna Giri5, "Orfi Sultani Hukuk ve Fatih'in Kanunlan", Si-
yasal Bilgiler Fal1i.iltesi Dergisi, XII, No 2 (Hanram, 1998), s. 102-27. Dini
farkhhklann devlet nazannda ikinci planda kald1gm1 destekleyen bir ba~ka

I 105
Osmanh'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma
l
Osmanh idaresinin ve onun Muslumanhkla olan ili~­
kisinin ger\:ek karakterini dogru degerlendirebilmek iGin
padi~ahm konumunu ve onun orf ve hukumler dogrultu-
sunda yay1mlad1g1 ferman ve kanunlan dogru anlamak ge-
rekir. Padi~ahlann kanunnameleri Osmanh Devleti'ndeki
ana kanun kaynaklandir ve idarenin nesnel gereksinimle-
rine dinden daha \:Ok bunlar cevap verir. Bu yasalar esas
itibariyle alan i;ah~malanna ve padi~ahm tayin ettigi ozel
yasama meclislerinin tavsiyelerine dayandmhrd1. Osmanh
hukuku konusunda aynnuh bir i;ah~ma yapm1~ olan Pro-
fesor Barkan, bu yolla yururluge konulan yasalann $eyhu-
lislam'm fetvas1 veya onay1 olmadan i~lerlik kazand1gm1 ve
dini onay almay1 gerektiren hii;bir anayasal veya gelenek-
sel gereksinim olmad1gm1 one surmektedir. 33 Padi~ahm
yonetimi "kralm kutsal hakkma" dayandmlm1~tlr. Padi-
~ahlar, Seli;uklulann Musluman Halifelerden kaftan alma-
lan gibi "k1hi;", "bayrak" ve "davul" gibi geleneksel yetki
sembolleri ahrlar ve boylece yetkinin el degi~tirmesiyle il-
gili lslami yollarla resmen uyum ii;inde hareket etmi~ olur-
lard1.
151 Tde Suriye ve M1s1r'm fethinden sonra padi~ahla­
rm, hac yollanm ai;1k tutarak, karada ve denizde Muslu-
man ticaretinin guvenligini saglayarak Muslumanhgm sa-
vunucusu olarak hareket ettikleri bir geri;ektir. Aynca, pa-
di~ahlar, sultan-peygamber fikrinden kaynaklanan halife-
lik yetkileri tezine yatkm hareket etmeye ba~lam1~lar, fakat
ondokuzuncu yuzy1lm ikinci yansma kadar hii;bir zaman
kendilerini tam anlam1yla halifeyle ozde~le~tirmemi~lerdir.
husus ise hiikiimetin niifusu vergi mulahazalan ile Musliimanlar, H1ristiyan-
lar ve go<;erler olarak bolen ve son grubun hangi <linden olduguyla ilgilen-
meyen sancak kanunlanm esas alarak vergilcri hesaplamas1d1r. Omer L. Bar-
kan'm "XV. ve XVI. as1rlarda Osmanh lmparatorlugu'nda Zirai Ekonominin
Hukuki ve Mali Esaslan I" (hanunlar) (Istanbul 1943).
33 Bkz. Omer L. Barkan, "Turkiye'de Sultanlann Te~rii S1fat ve Salahiyetleri ve
Kanunnameler" (Istanbul, 194 7).

i 106
Osmanh Devleti'nde Milliyet{iligin Sosyal Temelleri: Tabahadan Smifa ...

(Bu yuzyilda uc; padi~ahm isimlerinin Abd oneki -"Allahm


kolesi" anlamma gelen Arapc;a onek- ald1gm1 goruyoruz;
daha onceki be~ yuzyil boyunca yalmzca bir padi~ah bu
oneki alan bir isim ta~1m1~t1r (Abdulhamid 1772-89). Padi-
~ah c;ogu zaman esas itibariyle dini vasfi olmayan ve tama-
men idari alanda yetkisini kullanan bir ki~i konumunday-
di. 34 Dini yasalan, yani ~erian degi~tiremezdi, fakat ilmiye
veya ulema liderleri tayin etme yetkisini kullanarak uygu-
lamasm1 etkileyebilirdi. En azmdan reaya ac;1smdan padi-
~ahm yetkilerinin me~ruiyeti, makam veren, kapasitesi c;er-
c;evesinde herkesi odullendi.ren ve ki~ilik haklannm c;ig-
nenmesini engelleyen yonetici.ye itaat etmenin getirecegi
herkes ic;in iyilik olan fikrine dayandmlm1~tl. Bunu, II.
Mehmed'in dam~mam olan Tursun Bey'in yoneten ile yo-
netilen arasmdaki ili~kilere <lair fikirlerinden anlamak
mumkun. Padi~ahlar her ~eye ragmen Muslumanlann ita-
atlerini saglamak ic;in yetkilerini Kuran'a dayandmrlardi.
Bir yandan ortak c;1karlar ic,,:in laik ve pragmatik goru~e
dayandmlm1~ yetkinin me~ruiyeti ile diger yandan Kuran'a
dayandmlm1~ olan arasmdaki. c,,:eli~kiye bir orta yol bulun-
mas1 ayn bir taru~ma konusudur. 35 Fakat yetkinin bu ikili
me~ruiyet durumunun, c;e~i.tli sosyal ve etnik gruplar bu-
tunle~meden kald1klan, bir dereceye kadar oz yonetimleri-
34 H. A. R. Gibb ve Harold Bowen, sultan-halife ikilisini incelerken Osmanh
padi~ahmm daha laik oldugunu kabul eder. Fakat yazarlar, padi~ahm davra-
m~ bi~imini yap1sal karma~1khk ve idari esneklik gereksiniminin 1~1gmda
yarg1lamak yerine, 6zne1 davranarak bunu halifeligin ortodoks kurammdan
ve dolay1s1yla lslamm manevi degerlerinden uzakla~ma ve bunu zay1flatma
olarak tammlarlar. Bu goru~, lslamiyetteki gerilemeyi daha ~ok kuzeyde ya-
~ayan Musluman halklann kurduklan otoriter rejimlere yiikleyen lslami
ara~t1rmalar ile "Manevi" du~unce okulununkilerle ko~uttur. Islamic Society
and The West l, 1-2. bolumler (Londra, 1950 ve 1957).
35 $eriatla (yalmzca Muslumanlara uygulanabilen dini yasalar) Kanun (din ay-
nm1 gbzetmeksizin herkese uygulanan yasa) arasmdaki 6nemli farkhhklan
gozden ge~irmek bu ara~nrmamn kapsam1 d1~mdad1r. Bkz. Uriel Heyd, "Ka-
nun and Sharia in the dd Ottoman Sustive", Aroceedings of The Israel Aca-
demy of Sciences and Humanities, lll. No. 1 (Kudus, 1967), s. 1-18.

107
I
Osmanh'da Degi$im, Modernle$me ve Vlusla$ma
1
ni koruduklan ve kendi felsefe, din ve adalet anlay1~lanna
gore mevcut otoriteyi bag11ns1z olarak lrnbul euikleri surc-
ce uygulanabilir oklugunu soylcmek gcrekir. Adalet dev-
leue liderler ve koyluler arasmda tesis edilmi~ uyum ola-
rak tammlanabilirdi. Bu uyum iyi ~cyler l.iretme ve bunlar-
dan yararlanma istegine dayandtnlmh. Bir ba~ka deyi~le,
Muslumanliktaki dogru ve yanh:? kavramlanmn ifade bul-
dugu ahlaki bir konu olmasma ragmen (bazi bilim adamla-
n Osmanh'daki adalet kavrammm TO.rklerin devlet kitab1
olan Kutadgu-Bilig'e kadar uzand1gm1 du~unurler) adalet,
gO.nlo.k hayatta Sultamn kendisinden ba~layan nesnel yo-
netim eylemi olarak ortaya c;1kar. Fakat reayamn ho.ko.m-
dara ba~vuru hakk1 vard1 ve ho.ko.mdarhk karan, Adaletna-
me'yle, yani ba~vuru hakkmda sultanm karanm ic;eren fer-
manla do.zeltilebilirdi. Profesor lnalc1k'm tammlad1g1 ~ek­
liyle Adaletname, yalmzca sultamn yaygm bic;.:imde adaleti
teblig etme ~ekli olmasmm yam s1ra daha once benimsen-
mi~ olan kararlan geni~lettigi veya buna eklemeler yapug1
ic;in ba~ltca yasa kaynag1 durumundayd1.36 Diger amac;lan-
nm yam s1ra Adaletname'nin amac1 reayay1 askeri veya ida-
ri gruplara kar~1, yani sipahilere ve yenic;erilere kar~1 koru-
makn. MO.slo.man olmayan koylo.lerin bu durumdan yarar-
land1klan birc;.:ok olay vard1r. Boylece, sultan, sultamn ken-
di idari personeline kar~1 bile onlar ic;in tek koruyucu ko-
numunda oluyordu. Din fark1 gozetmeksizin sultan ile
tebaas1 arasmdaki bu ili~ki Osmanh yonetiminin ba~ans1-
nm anahtan durumundayd1. Fakat Sultan, bu koruyucu
gorevini yerine getirememeye ba~laymca c;.:oko.~ nedeni ha-
line geldi.
Yonetici, ho.ko.m esasma gore Adaletname ve yasalar
c;1karabilirdi. Yani kendisine verilen idari gorevleri en iyi
bic;imde yerine getirmek ic;in gerekli bO.tO.n onlemleri alma
36 Hahl lnalc1k, "Adaletnameler", TUrk Tarih Belgeleri Dergisi II, 3-4 (Ankara,
1965), s. 49-105. Bu, Osmanh lmparatorlugu'nun 6zellikle Balkanlar'daki
sosyal tarihini incelemek ai;1smdan mukemmel bir kaynakur.

/ 108
Osmanh Devleti'nde Milliyet{iligin Sosyal Temelleri: Tabahadan Smifa . ..

ayncahg1 vardi. Bu, Onadogu'da ve Ozellikle Osmanll lm-


paratorlugu'nda Musluman y6neticilerin nadiren feragat
ettikleri yetkinin ve hukumdarm ro\Om1n anla~tlma bi~i­
miydi. (Bunlann hep5i ondokuzuncu yuzyilda 5ona erdi. 0
donemde, padi~ahm a5keri-idari te~kilatm koylulere ba5kt
uygulama51m ve 5omllrme5ini engelleyememe5i Balkan-
lar'daki ulu5al ayaklanmalann ba~hca 5ebeplerinden biri
oldu. Bu arada, Avrupa'mn ulu5, politik haklar ve e~itlik
kavramlan 05manh kavramlannm ve uygulamalannm ye-
rini aldi.)
Yukanda anlat1ld1g1 gibi, padi~ahm otorite5i ve huku-
metin i~levleri 505yal tabakalann 5llrdurulme5ine yonelik-
ti. Aslmda, "hukumet", e5a5 amao 505yal tabakalar ara5m-
da uyumun 5aglanma51 ve 5llrdurulme5i olan bir 5anat ola-
rak tammlamyordu. Gorunu~te boyle bir hukumetin 505-
yal tabakalann devam ettirilme5iyle ilgilenme5i gerekirken
tabakalann yerini farkh 505yal yap1lanmalar almca fel5efe-
sini ve i~levlerini degi~tirdi. Bu 5i5temin ekonomik temeli
toprak rejimi veya umar 5i5temiydi. Ekip bi~mek de dahil
olmak uzere toprak ayncahklannm 5llrdurulme5ini 5agla-
yan ~e~itli ko~ullar koylulerin -reaya- 5o5yal 5tatulerini ve
toprag1 yonetenlerle -5ipahi (5llvariler)- ili~kilerini belirler-
di. A5lmda, umar 5istemi daha once deginilen reaya-
a5keriye yap1lanma5mm bir ozetiydi. Toprak devletin mah
5ay1hyordu. Kirac1 tarafmdan 5aUlamaz veya kiralanamazd1
ve dogrudan mira5 yoluyla ge~emezdi. Babanm olumu ha-
linde ogul 5ipahiye bir vergi, tapu bedeli oderdi. Boylece
toprag1 muhafaza eder, fakat bolemezdi. Aynca, llrllnlln ya-
n51 ila 5ekizde biri ara5mda degi~en y1lhk o~llre ve arazinin
buyuklugune ve verimliligine gore ~ift re5mi (~iftlik vergi-
si) olarak bilinen ~e~itli vergiler oderdi. Devleti tem5ilen 5i-
pahi topragm durumunda bir degi~iklik olmama5m1 5aglar-
di.
Her 505yal tabaka butlln ekonomik ve 505yal kurumla-
ra nufuz etmi~ bir varhk durumundaydi. Bu goru~ a~1s1 bu-

I 109
Osmanh'da Degi~im, Modernle~me ve Ulusla~ma

tun mesleklerin gen;ek ozelliklerini ve yap1sm1 korumak


ic;in iyi bir arac;u. Aynca, ilk kurulan orgut korundugu sii-
rece bunlann daha geni~ ekonomik ve sosyal birimlerle tek
viicut olmalan engellenmi~ oluyordu. Ekonomik ve sosyal
alanlarda bu birlikle~me siirdiiriildii. Onaltmc1 yuzyilda el
sanatlan loncalar halinde orgiitlendi ve kendi oz-yonetim
ve hiyerar~ik ataerkil geleneklerine gore duzenlendiler.
Hiikiimet fermamyla atanan ve hiikiimetle zanaat sahipleri
arasmda arabulucu olarak gorev yapan ~efleri, yani kethii-
da ve yigitba~1yla yonetildiler. Madencilik, pirinc; yeti~tir­
me ve hayvan besleme (celep) _gibi birc;ok faaliyet dahyla
ilgili bir dizi konuda ozel yasalar vard1.3 7 Bu yasalardan ba-
z1lannm tarihi Osmanhlardan oncesine dayanmaktaydi.
Aslmda, fethedilen bolgelerdeki sosyal ve ekonomik
adetler devletin c;1karlanna veya giivenlige ters dii~medigi
surece muhafaza edildi.
Tabakalara dayanan ve devlet tarafmdan diizenlenen
bu sosyal ve ekonomik sistemin siirdiiriilmesi buna kar~1-
hk gelen ticaret bic;imine de baghydi. Gerc;ekten de onbe-
~inci ve onaltmc1 yiizy1llarda, Osmanh lmparatorlugu'nda
baz1 tuketim maddelerinin ticaretini hiikiimet diizenlerdi.
Sehirlerde yokluk yaratacag1 ve dolay1s1yla gec;im bedelini
aruracag1 ic;in baz1 g1da maddelerinin ihrac1 yasaklanm1~t1.
Fakat ticaretteki bu k1s1tlamalarm esas itibariyle hububat,
et ve canh hayvanlara ve pek onemli olmayan baz1 madde-
lere uyguland1g1m belirtmek gerekir.38 Eflak ve Bogdan gibi
37 Ornegin bkz. Cengiz Orhonlu, "Osmanh Tiirkleri Devrinde lstanbul'da Ka-
y1k~1hk ve Kay1k l~letmeciligi", Tarih Dergisi XVI, No. 21 (1966) ,1009-34;
Biastra A. Chetkova, "le Service de celep et !a ravittailement en betail clans
!'empire Ottoman (XV-XVIII siecles), Etudes Historiques Ill (Sofya, 1966), s.
145-72. Bu makalenin lngilizce mukabili Cook' ta vard1r; s. 172-92.
38 Latfi Gacer XV-XVl. Asirlarda Osmanh lmparatorlugu'nda Hububat Mesrlesi
ve Hububattan Alman Vergiler (Istanbul, 1964) ve "XVI. yiizy1l sonlannda
Osmanh lmparatorlugu Dahilinde Hububat Ticaretinin Tabi Oldugu Kay1t-
lar", Istanbul Oniversitesi lhtisat Fahiiltesi Mecmuas1 Xl11, No. 1-4 (Istanbul,
1954), s. 1-20.

110
Osman Ir Devleti'nde Milliyet(iligin Sosyal Temelleri: Tabahadan Smifa- ..

tswnbul'a tcmel g1da maddelerini ve in~aat malzemesini


5aglayan baz1 bolgeler vard1. Bu maddelerin ycrel pazarlar-
dan satm almabilir olduklan belirtilmclidir. Baz1 gruplar
vc meslckler vergi muafiyeti kar~1hgmda orduya parasiyla
g1da, giyim e~yas1 vcya ozel hizmelier saglamakla yukum-
!L'1ydO. Diger yandan 1icaret scrbestti. Bunlarm etkilcri,
sosyal katmanla~may1 ve gelccekte onaya (Jkacak ideolojik
gcli~mcleri anlamak a(1smdan onem ta~1r. Her ~eyden on-
ce bu uygulama, ekonominin bir bolo.mo.no hiikiimet dO-
zenlemeleri d1$mda b1rnkLl ve yakmlarda yapilan bir ara~­
urmanm da gostcrdigi gibi, fiyaL dalgalanmalan ve nufus
aru~mdan etkitenen bir arz-talcp etkile~imine maruz kal-
masm1 saglad1.39 lkincisi, lilccarlarm bir k1smmm ticaret-
ten buyuk bir sennayc biriktirmelerine imkan verdi, fakat
onlarm siyasi gOc,; eldc etmelerini cngcllcdi. Aslmda, bu-
nun tersi i$ledi ve hi:1kumetteki Ost duzey gorevliler Licari
giri~imlere yatmm yapular. Aynca, ~ehirlere ve orduya
mal tcmin ctmc gereksinimi ticaretin dcvamhhgm1 garami-
Iedi. l~te bu faaliyet sayesinc.le i:1runu (11<1~ yerinden alan ve
~ehirlerdeki LOketim noktalarma nakleden bir tOccarlar s1-
mfl dogdu. Aslmda, baz1 durumlarda, bu mallann sa1111
almmas1, nakliyclerinde oldugu gibi -<;1k1~ noktalanndan
depoland1klan ve dagmld1klan noktalara kaclar- 6zel eller-
deydi. Bunun ctnik-milli etkilcri olmu~tur, fakat esasen
sosyal etkilerinin yalmzca i<; degi~imde rol oynad1gm1 vur-
gulamak gerekir.
Bu nedenle, uretimin buyuk bir bolumu kontrol altm-
da tutulurken ticaret nispeten serbest b1rak1lm1~tir ve do-
gal olarak "kapitalist olmalanm saglayan firsatlar yalmzca
tOccarlara tanmm1~tu"_40 Bunlara para degi~imi yapanlar
39 M.A. Cook, Population Pressure in Rural Anatolia 1450-1600 (Londra, 1972).
40 Hali! lnalc1k, Capital Fonnation in The Ottoman Empire, XXIX (Man 1969),
98. lslanun kapitalizme yonelttigi ve MO.shiman devletlerin tO.ccar sm1£lann
istekleri dogrultusunda geli~tigi fikrinin ate~li bir bi<;imde savunulmas1 ko-
nusunda bkz Maxime Rodinson, lslam et Capitalisme (Paris, 1966)_

I 111
Osmanh'da Degi~im, Modernle~me ve Ulusla~ma

veya degerli metal tiiccarlan ve gemi sahipleri ve i~leticile­


ri de eklenebilir. Ornegin, Evliya (:elebi onyedinci yiizyilm
ortalannda yazd1g1 Seyahatname'sinde bu grup hakkmda
aynnt1h bilgi verir. Hiikiimet il.;inde arazilerinden yasad1~1
gelir elde eden, spekiilasyon yapmak i<;:in g1da maddesi sa-
tm alan veya arac1lar yoluyla d1~ ticarete para yat1ran go-
revliler olmu~tur. Bunlar Osmanh lmparatorlugu'nun "ka-
pitalistleridir". Tiiccarlann kendilerine ozgu konumlan
-yani hiikiimetin dogrudan kontrolii altmda olmay1~lan,
ellerinde para kaynaklanmn olu~;u, d1~ diinyay1 tammalan
ve d1~ dunyayla ili~ki ii;:inde olmalan- onsekizinci ve ondo-
kuzuncu yiizy1llardaki politik geli~meleri apklamak ap-
smdan hayati onem ta~ir. Fakat bunu yapmadan once, Os-
manh Devleti'nin, dini ve toplumsal baglanulanna gore te-
baamn sistem ii;:indeki dikey yap1lanma bii;:imine, yani top-
lum yap1lanmasma bakmak gerekir.

3. Dini-Toplumsal Yap1lanma: Millet Sistemi

Sosyal tabakalar -halkm meslek gruplanna gore sosyal ta-


bakala~mas1- politik sistemin sosyal ve ekonomik temelle-
rini olu~turmu~tur. Buna kar~1hk, toplumsal dini kurumlar
veya milletler, hukiimet elitlerinin halkm dini ve kiiltiirel
i~lere miidahalede bulunmamasm1 saglama imkam vermi~­
tir. Milletlerin ba~1, gayrimuslim tebaaya hiikiimet kararla-
nmn uygulanmas1 ai;:1smdan yararh bir kanal te~kil etmi~
ve padi~ah1 toplumdan soyutlayarak onunla gayrimuslim
tebaas1 arasmda bir siirtu~me olmas1m engellemek gibi ha-
yati bir rol oynam1~nr.
Millet sistemi l 453'te Konstantinopolis'in fethinden
soma ortaya pkm1~ur. Bu yap1sal plamn arkasmda acil po-
litik nedenlerin oldugu bir geri;:ek. II. Mehmed'in tahta i;:1-
k1~mdan onceki donem tahtta hak iddia edenler arasmda
k1yas1ya bir miicadelenin ya~and1g1 bir donemdir. Aslljlda

I 112
Osmanli Devleti'nde Milliyet(iligin Sosyal Temelleri: Tabakadan Smifa ...

bu, Balkanlar'da ve Anadolu'da c;.:e~itli gruplar arasmdaki


50 syal bir c;.:al1~mad1r. Liderlerinden bazilan koyluleri ken-
di arkalanna alarak, dini soylemlerle merkezi otoritenin
yaygmla~masma kar~1 c;.:1km1~lardir.4 1 II. Mehmed, koylu
kitlelerini t1marlar ve toplum orgutleri yoluyla merkezi
hukumete baglayarak bu liderlerin guc;.:lerini k1rmaya c;.:ah~­
m1~ur.
Milletler fikri Konstantinople'daki mevcut uygulama-
dan kaynaklanm1~ olabilir. Zay1f Bizans devleti ~ehirdeki
Cenevizlilere, Venediklilere ve diger ltalyan mukimlere
pek c;.:ok ekonomik ayncahklar ve bulunduklan O.lkenin
kanunlannm O.sto.nde haklar tamm1~ur. Bunlar ozel kolo-
niler olarak ya~am1~lardir. lstanbul'u fethettikten soma II.
Mehmed ticaretin canhhgmm devam1 ic;.:in bu ltalyan kolo-
nilerinin baz1 ayncahklanm sO.rdO.rmO.~tO.r. Zaman ic;.:inde
Venediklileri O.lkeden c;.:1karm1~ ve yabanc1lar ic;.:in uygula-
nan gumruk resmini % 2'den % 5'e c;.:1kararak ve diger yan-
dan bu resimleri yerel tO.ccarlar ic;.:in dO.~O.k tutarak bir Os-
manh to.ccar s1mfi yaratmaya c;.:ah~m1~tir. Sir Henry Luke,
millet sisteminin dini gruplan O.lke kanunlarmm usto.nde
tutma fikrinin bir devam1 olduguna inanmaktadir. 42 Bu
planm i~lemesinde pratik goru~ler de rol oyna1m~l1r. Bi-
zans lmparatoru Ortodoks Kilise'nin ba~1ydi. Patrik de da-
hil olmak O.zere Kilise'deki din adamlannm tayinleri onun
yetkisindeydi. Fetihten soma kilise ba~s1z kalm1~ ve neti-
cede II. Mehmed, l 454'te Birlik kar~1u Parti'nin ba~1 olan
Georgios Scholarios'u (Gennadios II) Ortodoks Patrigi ola-
41 I. Bayeztt'm ogullan arasmdaki taht k;wgasmda (1402-1413) Suk-yman'1
Balkanlm'da ya~ayan Hiristiyan ve Miisli1man bityil.k 1oprak sa~1iplcr!nin
dcstckkdtklcrinin vurgulanmas1 gerckir. Kachaskcri asi Seyh Bedrcllin Si-
mav1 olan Musa y(ln~timinde bir ba~ka grup Ualkanh1r'da Mtisli1man ve H1-
ristiyan koylo.\erden olu~mu~tur. Bkz. Paul Wittek. "De la defaite d'Ankara
a la prise de Constantinople", Revue des eludes lslamique XII (Paris, 1938),
5. 1-34.
42 Luke 7. Millet kuram1 konusunda bkz. Gibb ve Bowen, Bo\O.m II, K1s1m 14.

\ 113
Osmanh'da Degi$im, Modernle$me ve Ulusla$ma
r
rak atayarak lmparawrun dini gorevlcrini C1s1lcnrni~tir. Pa-
di~ah yeni patrigin atma hinmesine yardun cdip ona Hava-
riler Kilisesi'ne kadar e~lik etmek suretiyle paye vcrmi~ ve
resmen sayg1 gostermi~tir. B()ylece 11. Mehmed, Onodoks-
lardan Birlik Partisi'nin Bat1h hm;:hlara saglayabilecegi bu-
llin desteklcri etkisiz hale getirmi~itir. 43 II. Mchmed kendi-
sini biititn dlinyayi ve farklt din ve dildcn insanlan y6net-
rnekle gorevlendirilmi~ Sezar gibi gormO~tUr. Du ne<lenle
butii.n bu gruplan kapsayacak vc ho~nut edecek yap1sal bir
plan yaratmaya ~ah~m1~llr. Yasal Bizans kozunu kullana-
rak (Konstantinopolis'in efendisi imparatorlugun da efen-
disidir) ve Kommaos (Mosluman olan ve padi~ahm k1Z1yla
evlenen lmparator I. Andronikos'un agabeyi loannes kana-
hyla iktidardaki aileyle eski bir baglanu soz konusuydu)
ile h1sriyetine dayanarak Dogu Roma lmparawrlugu'nun
me~ru imparatoru oldugunu ilan etmi~lir. Her halukarda
lstanbul'daki Onodoks Patrigin Balkanlar'daki Slavlar Oze-
rinde yctkisi vard1; yani botcm Onodoks 1-hristiyanlann
ba~1 olmu~tu. Tirnova'daki Bulgar Patrikhancsi, Pcc'deki
S1rp ve Ohri'deki Makedonya Patrikhanesi daha once kal-
dmlm1~n. Ki~isel dokunulmazhk, tehcirden konmrna, ver-
gi muafiyeti, hareket ozgurlt1go. ve kenc.lisine tanman hak-
larm hatenerine gc,mesi ayncahklanndan yararlamm~llr.
(Ilirinciyi Patrikhaneye vermi~. ikinciyi ise kendisi i~in
muhafaza etmi$tir.) lsrnnbul'daki patrik, onalt111c1 yuzyi\da
Osmanh yonetimine sokulan diger Onodoks Patrikhanele-
ri -lskenderiye, Antakya ve Kudus- arasm<la kendi pisko-
poslugunu kurmu~1.ur.
146 l'de Kuc;i:1k Asya Ermeni kolonilerinin Metropoli-
tarn piskopos Hovakim'in kurdugu Ermeni Patrikhanesi,
~ehrin nofusunu arurmak ve IL Mehmed'in ongc)rdogc1 $C-

43 Steven Runciman, The Great Church in Captivity (Cambridge, 1968), s. 169.


Kitabm ele~tirisi ve bibliyografya notlan i~in bkz. Richard Clogg, Middle
Easkan Studies, No 2, Cmgus (1972), s 245-57.

1114
Osmanlt Devleti'nde Milliyet(iligin Sosyal Temelleri: Tabakadan Sm1Ja . ..

kilde bir imparatorluk ba~kenti haline getirmek i<;in Bur-


sa'dan lstanbul'a nakledilmi~tir. 1896-1908 doneminde ls-
ranbul'daki Ermeni Patrigi ve kendi kilisesinin tarihi ko-
nusundaki tek isim olan Magakya Ormanyan durumu ~6y­
le anlaur:

Bu yolla iki buylik patrikhane, yani Rum ve Ermeni Patrik-


haneleri Dogu'daki iki buylik Ortodoks Hlristiyan gruplarm
ba~1 olarak resmen kabul gormu~lerdir. Bu bolunme irk ve-
ya milliyet du~uncelerinden bag1ms1z olarak tamamen ken-
di a<;1klad1klan inanca dayandmlm1~t1r. Bullin Ortodoks
Rumlar, Bulgarlar, S1rplar, Arnavutlar, Eflakhlar, Moldavya-
hlar, Rutenyanlar, Hnvatlar, Karamanhlar, Suriyeliler, Mel-
kitler ve Araplar, Yunan Patrikhanesi'nin yetkisiyle kendi
ba~kanlan etrafmda bir araya gelmi~lerdir. Aym ~ekilde, Er-
meniler, Suriyeliler Keldaniler, K1ptiler, Gurculer ve Habe~­
ler Enneni Patrikhanesi yetkisiyle kendi ba~kanlan etrafm-
da toplanm1~lard1r.44

Ormanyan'm kendi ba~kanlan etrafmda varhklanm sur-


durmelerine olanak tamnm1~ etnik-linguistik gruplan i<;e-
ren geni~ kapsamh bir yap1lanmadan s6z ettigi ortada. H1-
ristiyanlardan toplanacak kafa vergisiyle ilgili baz1 Turk<;e
belgelerde 6zellikle Suplann, Rumlarm, Bulgarlann ve di-
ger gruplann adlan ge<;mektedir.
Bu ilk donemde (1454-1557) Ortodoks Patrikhanesi,
Kanuni Suleyman'm (1520-1566) bir Sirp donmesi olan
Veziriazam Sokollu Mehmed'in etkisiyle Sup Pee Patrikha-
nesini yeniden faaliyete ge<;irmesine kadar ge<;en donemde
Balkan Huistiyanlannm s6zcusu konumunda olmu~tur.
Rum milliyet<;i ara~urmaolar, Balkan Huistiyanlannm
kimligini korumak ve Helenizm ate~ini canh tutmak i<;in
l 454'ten itibaren Patrikhane'nin mucadelesini surdurdu-
44 Malachia Ormanian, The Church of Armenia (londra, 1955), s. 61.

I 115
Osmanh'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusl~ma

guno ileri surerler Bu goru;; gerc;eklerle desteklenememek-


tedir. Patrikhane Osmanh burokrasisinin sad1k bir maka-
m1 olarak c;ah;;m1;; ve Halife Turk milletinden oldugu ic;in
Yunan milleti olarak kalm1;;t1r. lc;eride c;au;;malar ya;;am1;;
ve bOtl'm ya;;amt boyunca oldugu gibi Bau du;;Oncesine ka-
pali olmu~tur. Padi;;ah ile onun Onodoks reayas1 arasm<la
yumu;;ak bir aract gorevi yapn11;;11r. Ortodoks Patriklcri -
1621 'de scc;ilen lralya'da i'>grcnim gormu~ ve Ban yanhs1
bir mtum ic;inde olan Kyrillos Lukaris gibi ki;;iler hari<; ol-
mak uzcrc- ondokuzuncu yuzyda kadar Katolik Kilisesi'ne
ve dolay1s1yla Bat1'ya kar;;1 geleneksel bir husumet i<;inde
olmu;;lardIT.45 Onodoks milletin ha;;i veya kendi milleti-
nin yoneticisi nlarak bu patrigin konumu Fcner milliyctc;i-
ligi doneminde ba;;layan, fakat tarihteki Yunan milliyctc;ili-
gi yorumundan <,;ok farkh olan potansiyel bir nufuz kayna-
gi durumunday<l1. Aynca, Patrikhane Mahkcmesi'nin dini
anlam ta;;1yan davalara (evlilik, bo;;anma, vasiyctname ve
miras) bakma hakk1 6nemli bir gC1<; kaynag1yd1 ve Orto-
doks ondcrine sosyal bir ustOnluk ve statii veriyordu. Ruh-
ban snufma tanman vergi muafiyeti de bu duruma katkida
bulundu. Haharnba;;1 veya ba~ Rabbi ba;;kanlig111daki Ya-
hudiler, yani Oc,:OncO millet ise, lurk yil kadar sonra -Yahu-
dilcr lspanya'dan s11n:1lc1p Osmanh Devleti Larafmclan Sela-
nik'te yer!e~melcrine izin vcrildikten k1sa bir sii.re sonra-
olu~turuldu. Yahudi milletine, lspanyolca, Arapc,:a, Yunan-
ca ve diger dilleri konu~an Karayit, Seferdik, E;;kenazi ve
Romayot Yahudileri dahildi. Fakat millet statiisOnOn veril-
rnesi ve Osmanh topraklannda yerle~cn lspanyol Yahudile~

45 Bkz. George Anrnikis, "The Gri.-i.-k Church of Cons1an11nople and the Ouo-
man Empire", ]<•tmtal of Modern Hi~tory, XXIV (Eylul 1952), s. 215-50 ''c
Arnahis, "The Role: of Religion in the Development of Balkan Nauonalism",
ld11vid1, s. 115-+I. Osmanh Dcvlcl1 konusunda yanlt~ h1lgilcrr dll)•:mdml·
ll11$ hir ara~urrna i~in 1\makis, 'fhe Otroman Empirr ''"d
rlic Clal11a11 S111us w
1900 (New York, 1969).

J 116
Osmanli Devleti'nde Milliyet~iligin Sosyal Temelleri: Tabakadan Smifa ...

rinin ula~tiklan yliksek geli~me seviyesi sayesinde Sefer-


dikler hakim bir konum kazand1lar.
Milletlerin gerek merkezi ve gerekse yerel ba~lan ken-
di sec;:menleri (Metropolitleri ic;:eren Kutsal Ruhani Meclis
tarafmdan patrik sec;:ilmesi gibi) tarafmdan sec;:ilirlerdi ve
bu durumu padi~ahm bir beratla veya fermanla onaylamas1
gerekirdi. Resmi hiyerar~i ic;:inde bunlara bir rutbe veril-
mi~ti ve ondokuzuncu yuzy1ldan sonra yerel idari meclis-
lerin list duzey uyeleri oldular. Boylece, milletlerin ba~lan
sisteme yabanc1 olarak gorulmedikleri gibi burokratik or-
ganm organik parc;:alan olarak kabul edildiler. Millet siste-
mi yerel duzeyde liderleri veya piskoposlan tarafmdan
temsil edilen toplum tarafmdan tamamlandi. Yerel cemaa-
tin ve kendine ozgu yonetiminin dini yetkililere kar~1 degil
genellikle suba~1 olan hukumet temsilcisine kar~1 sorumlu
oldugunu belirtmek gerekir. Zaman zaman ~ehrin ba~mda­
ki ki~iye de suba~1 denirdi. C::orbac1, kocaba~, knez, voyvo-
da (ikinci ve uc;:uncu unvanlar eski Slav unvanlandir) mer-
kezi hukumet nezdinde kendi koylerini ve hatta ~ehirlerini
temsil ederlerdi ve hukumetin bunlara verdigi belli gorev-
ler vardi. Duzeni tesis ederler ve zamam geldiginde vergi-
leri ve cezalan toplarlard1. ]us Valachicum olarak bilinen
kendi eski yasalanm uygulayan Vidin, Braniceva, Semede-
rova ve Herzegovina'nm Ulah prensleri bagh olduklan san-
cakbeyi adma kendi yonetimleri altmdaki insanlardan ce-
zalan toplarlar ve toplad1klanmn onda birini kendileri
ahrlardi. Hizmetleri kar~1hgmda piskoposlar esas itibariyle
kafa vergisi olarak bilinen cizye olmak uzere vergiden mu-
af tutulurlard1. Baz1lanna ve ozellikle Knez'in kendisine
(onyedinci yuzyilda Sofya'daki durumu anlanrken Ali C::a-
vu~'un belirttigi gibi) hukumet dogrudan timar verirdi. 4 6

46 Zdravko Pljakov, "Quelques questiones de l'histoire de l'archeveche-


Patriarcat d'Ipek a la fin du XVII< siecle et l'autonomie de la population
non-Musulmane des pays Balkaniques aux XVI et XVII siecles", Eludes His-

117
Osmanh'da Degi~im, Modernle~me ve Ulusla~ma
T
Koy dtlzeyinde onderler -i;orbac1 ve kocaba~1- ken<li ccma-
atleri tarafmdan sec;ilirler, fakat knez atama yoluyla i~ba~1-
na gelirdi. Cemaat i;ogu durumda papazhk veya kiliseyc
ait bolgeyc kar:;;1hk gelir<li. Papaz kendi cemaatinin dini i:;;-
leriyle ilgilenirken c;orbac1 cemaatin lideri durumundayd1.
Dolay1s1yla, dcvlet ve kilisenin aynhg1 ycrcl <luzeyde de
surdurlilurdu. Oltizama verilen diger vergilerin tersine
Musluman olmayanlar tarafmdan odenen scc;im vcrgisi
dogrudan mcrkezi hazine tarafmdan kararla~tmhrd1 ve
vergi mukellcOerinin listeleri ilgili ccmaatin liderine gcm-
derilirdi.) Yen~! seviye<le ~chirlerde onderlcrin sec;im vc i:;;-
liklerindc ve Musluman cemaat 6nderleriyle a~ag1 yukan
benzer bir orgutlenme mevcuttu. Kocab~mm e~iti ayan<l1,
fakat bildigimiz kadanyla bunlar, diger cemaat liderleri gi-
bi devletin hiyerar:;;ik dilzeni ic;inde bclirlenmi~ bir yere sa-
hip degillcrdi. Bu yolla merkezi otorite yend yonetimler-
den bag1ms1zlig1111 muhafaza ederdi. Yerel cemaatler vr
ozelliklc onlann liderlcri veya piskoposlar, merkczi htikl'l-
metin ta;;rada gO.cunu kaybenigi ve Osmanlt sisLcminin lii-
muyle yeniden yapilanmasmm kai;m1lmaz hale geldigi on-
sekizinci yuzyilda sosyal vc ekonomik gui;lerini ve olorile-
lerini arurd1lar.
Her milletin Kilise ve papazhkla ilgili dini konularla,
evlilik, bo~anma, ni~nlanma (bu, kendi i~incle 6nemli bir
kurum haline gelmi~ti) ve miras gibi fenler ve ailelerlc il-
gili konularla ilgilenme hakk1 vardt. FakaL diger konular
-6zellikle ekonomik ve sosyal konular, yasa, duzcn ve ce-
zalann <:ogu- milleLlcrin yctkileri d1~m<la b1rakiln11~11. On-
sckizinci yuzy1l<la, bo~nma, evlilik ve miras dahil olmak
uzere H1ristiyan mille1lerine b1rakilnu~ olan baz1 konular,
zamanla lhrisliyan taranardan biri ba~vurdugu takdirde
toriques, JV (Sofya, 1968), s. 24 3-63. Bu say1 Prag'da yap1lan 6. Uluslararas1
Slav Ara~tlrmalan Toplant1s1'nda sunulan tebligleri i~erir.

/ us
Osmanli Devleti'nde Milliyet{iligin Sosyal Temelleri: Tabahadan Smifa . ..

kadmm karanna kalmaya ba;;ladi. Baz1 nadir durumlarda,


ruhban s1mf1 mahkemeleri temelde kad1 mahkemesinin
yetki alamna giren ekonomik konulardaki anla;;mazhklara
baktt. Gorunu;;e gore bu, eskiden gelen bir ah;;kanhkla da-
ha <;ok Subistan'da goruldu. Fakat, ;;uras1 muhakkak ki
her iki mahkeme de padi;;ah veya patrikhanenin onay1 ol-
madan kendi yetki alanlanm geni;;lettiler.
Geriye Muslumanlann durumu kaldt. Ara;;urmac1lar
arasmda, boyle bir goru;; Muslumanlar ile H1ristiyanlar
arasmdaki ili;;kiler ve Osmanh Devleti'ndeki milliyet<;ilikle
ilgili edebiyatm buyu.k bir bolumunun dayandmld1g1 ka-
bul gormu;; iki ilkeyle r;:eli;;ecegi ir;:in Musluman cemaatin
kendine ait bir millet olu;;turamad1g1 egilimi hakimdir.
Birincisi, Muslumanlann dunyay1 Daru'l-islam (lsla-
mm evi) ve Darii.'l-harb (sava;; evi) olarak ikiye bolen goru-
;;udur. Buna gore Muslumanlar ve Musluman olmayanlar
;;eklinde birbiriyle uyu;;mas1 olanaks1z iki grup vardir.
Musluman olmayanlar gur;: kullanarak bastmlabilirler; bir
kez fethedildiler mi ondan soma Zimmiler olarak ele ah-
mrlar ve onlara biraz ho;;goru gosterilir (H. A. R. Gibb ve
H. Bowen milletleri Zimmiler olarak incelemi;;lerdir.)
Musluman bilim adamlan tarafmdan r;:ogunlukla reddedi-
len bu goru;; ozellikle ondokuzuncu yuzy1lda Banh oryan-
talistler tarafmdan geli;;tirilmi;;tir. Musluman-Hiristiyan
husumetiyle ilgili ikinci goru;; ise Balkanlar'daki ulusal
kurtulu;; mucadelesinin talihsiz bir yan urunudur; zira H1-
ristiyan gruplarm ayaklanmalan, bu ayaklanma henuz
Turk ya da hatta Musluman olarak tammlanmam1;; durum-
da olan hukumete kar;;1 ba;;lat1ld1g1 halde Turklerin (Mus-
lumanlann) hakimiyet ve bask1sma kar;;1ym1;; gibi gosteril-
mi;;tir. "lslam evi" ve "Sava;; evi" arasmdaki aynm ve H1-
ristiyan tebaaya verilen Zimmi statu.su, ozellikle onbe;;inci
yuzy1hn ikinci yansmda II. Mehmed'in yonetiminden son-
ra Osmanh Devleti'ne uyarlanmaz. Gayrimuslimlerin din,

/ 119
Osmanh'da Degi~im, Modemlqme ve Ulusl~ma
,
I

dil ve kulturel ozelliklerine gore ii<;: millete bolunmesi her


gruba ayn muamele edildigini ve bu gruplann ba~larma ol-
duk<;:a yO.ksek dO.zeyde bir makam verilerek sistem i<;:inde
temsil edilmelerinin sagland1gm1 gosterir. Bunlar Miislii-
man millete baglanmam1~lardir ve hukO.met Miislumanlar-
la ozde~le~memi~tir.
Osmanh hukumetinin giderek artan gucunO.n dogru-
dan sonucu olarak, Ortodoks Patrikhanesi ozellikle Bal-
kanlar ve Ortadogu'da te~kilatlanm ve nufuzlanm arur-
m1~lard1r. Hiikiimetin izledigi politika sayesinde lstan-
bul'daki Rum nO.fusu birka<;: on yil i<;:inde ii<;: katma <;:1km1~­
ur. Sayet hoko.met Musluman olmayanlara Zimmiler ola-
rak muamele ettiyse bu geli~me apklanamaz. Aslmda,
ondokuzuncu yiizy1lda Osmanh tarihinin en buyiik buna-
hm1 hukiimetin Miisliiman <;:ogunlukla ve daha sonra da
Turk etnik grupla ozde~le~mesinden ve diger baz1 etnik
gruplann sadakatlerini kaybetmesinden sonra ya~anm1~tu.
Temelde Osmanh hukumeti hanedan etrafmda yap1-
landmlm1~ burokratik bir sistemdir ve i<;: i<;:e ge<;:mi~ sosyo-
ekonomik ve dini-etnik yap1lanmalardan olu~mu~tur.
Osmanh Devleti'ndeki Muslumanlar hakim bir grup
olmaktan <;:ok aynen diger etnik ve dini gruplar gibi millet
olarak ya~am1~ur. MO.sluman milleti i<;:inde Guneydogu
Anadolu'daki Turkmen ve Kurt gruplar gibi baz1 ozel
gruplara boz millet ve kara millet adlanyla belli bir ozerklik
verilmi~ oldugunu biliyoruz. Musluman milletin aynen di-
ger milletler gibi ya~ad1gma en iyi ornek me~ihat makami
olarak bilenen Seyhulislam makammm varhg1du. Bu ma-
kam II. Mehmed tarafmdan H1ristiyan olmayan milletlerin
ba~lanna uygulanan prensipler dogrultusunda olu~turul­
mu~tur. Seyholislam muftunun amiridir veya ulema ara-
smda en yiiksek dini makam1 i~gal eden ki'?i olarak tamm-
lanabilir. Padi~ah tarafmdan atamrd1 ve adli konulara ba-
kan k!ld1dan fark1 gorevlerinin dini konularla sm1rlanm1~

I 120
Osmanli Devleti'nde Milliyeti;iligin Sosyal Temelleri: Tabalwdan S1mfa . .

olmas1ydi. Hlristiyan patrikler gibi $eyhulislamm kitlelerle


dogrudan ili$kisi olmad1gmm ve i$leri arac1lar, genellikle
ust duzey ulema kanah ile yuruttugunun vurgulanmas1 ge-
rekir. Hlristiyan meslekta$lan gibi, dinin temsilcisi degil
devletin hizmetinde dini sm1fm ba$I olarak kabul edilirdi.
1$in ilginc; yam, Turk yazarlar ulemadan ilmiye sm1f1 ola-
rak sbz ederler. 47
Seyhulislam'm bir ba$ka 6nemli gorevi oldugu, yani
fetva yaymlad1g1 bilinen bir gerc;ektir. Fetva hukumetin
edimlerinin dinle uyumlu $ekilde yilrutillmekte oldugunu
belirten dini g6ril$tUr. Fakat fetva pek 6nem la$Imayan
resmi bir edim olarak kalm1$ ve padi$ah1 kararlanm uygu-
lamaktan ahkoyamam1$Ur. Daha once de belirtildigi gibi,
padi$ahm hukmu, idari gorevlerini yerine getirirken uy-
gun gorduklerini yapmakta yetkili olmas1 anlamma geli-
yordu. Seyhulislam baz1 davalarda hukuki dam$man ola-
rak hareket ederdi. Her $eye ragmen, $eyhulislam burokra-
tik yap1 ic;inde dini konularda padi$ah ile onun yonetimin-
deki Musluman milletler arasmda ileti$imi saglayan dini
makamm ba$1ydi. Sonuc; olarak, Musluman milletin aynen
Hiristiyanlar arasmdaki ili$kileri yoneten kilise kanunu gi-
bi ki$isel ve aile ili$kilerini kapsayan kendi dini kanunlan,
yani $eriat vardi. Diger yandan, lslam Muslumanlar ic;in
yonetim duzeni ic;inde baz1 kurumlann tamum sembolleri-
ni veriyordu; milliyetc;ilik doneminde bu, onlann tarihi
bilgi ve kimliklerinin ana kaynag1 haline geldi. Butiln bu
unsurlar toplum uzerinde lslam'm izlerini b1raku, fakat
Muslumanlann c;oguniuk degil kendi milletlerini olu$tur-
47 Omegin bkz. Veli Eratan, Tarihte Me~ihat Maham1 ve llmiye Smif1 (Konya,
1965). Yazar Konya'daki Yuksek Islam Enstitflsfl'nlln ba~kamd1r. Aynca
bkz. llmiye Salnamesi (Istanbul, 1334-1918). Osmanh Devleti'nde modem
vatanda~hk kavram1 ve zimmi kavrammm reddi konusundaki goru~ler ic;in
bkz. Pierre Arminjon, Etrangers proteges dans !'empire Ottoman (Paris,
1903),s. 12, 13-14.

I 121
Osmanlr'da Degi$im, Modemle$me ve Ulusl~ma

duklart temel gen;egini c.legi~tirmedi. Osmanh hiikumeti


azmhk-<;ogunluk fikrini benimsemi~ olsayd1 ya da ondo-
kuzuncu yuzy1lm sonlanna dogru nihayeL yapabildigi gibi
polilik bir milliyet<;ilik duygusu geli~tirm~ olsayd1 yoneti-
mindeki 1rklar ve c.linlerdcn olu~an karma;;1k yap1y1 kolay-
hkla tiirde;; bir Miisliiman veya Turk grubu haline getirir-
di. Dini farkhhklar heniiz politik kimlik kaynag1 haline
gclmcmi:;>ti. Aksi takdirde Sokollu Mehmed'in, karde;;i Pa-
paz Makarios lpck'te S1rp Kilisesi Patrigi olarak hizmet ve-
rirken nas1l veziriazam olarak gorev yapt1gm1 a<;1klamak
gii<; olurdu.
II. Mehmed doneminde ortaya <;1kan millet sistemi bii-
tiin lmparatorluk'ta yaygmla;;ti. Bu kapsamda kabul edilen
her dini cemaat ve her grup biiyiikliikleri ne olursa olsun
digerleriyle e;;it ko;;ullarda bir arada ya;;ama hakkma sa-
hipti. En azmdan iki milletin lncil'e inanmalanna ve baz1
Ortodoks bilim adamlarmm lslam ile Hiristiyanhg1 tek din
haline getirme <;abalarma kar;;m -ornegin Georgios Amiro-
utzis- her dini cemaatin kendine ozgii ve <;ogu zaman dige-
rine garip gelen bir kiiltiirel degerler ve baghhklar sistemi
vardi. Milletlerin ba;;lan ve alt gruplann ba;;lan merkezi
yonetimin dini inanc;lanm zedelemeden her milletin fertle-
rine ula;;abilmesinde dini kanallar olarak gorev yapt1lar.
Boylece millet temel yonetimi ilgilendirdigi kadan ile ferdi
yonetimdcki otoriteye baglanm1~ ve sosyal s11111lan dini-
kiiltiirel alanda tamamlaml.$llr. Bu ilk donemlerde ki~inin
sosyal bir tabaka i<;indeki konumu ile dini cemaate baglth-
g1 arasrnda herhangi hir <;eli~ki veya c;att~ma soz konusu
degildi. Ordunun her bran~ma askere alma bi<;imi sosyal
statii veya dini statOden ziyade 6zel kriterlere bagland1g1
i\in askcri kuvvctlerin c;ogunlukla (tamamen degil) Mus-
lumanlardan olu~mas1 <lengeyi bozucu bir durum te~kil et-
miyordu. Aynca, devlet fikri heniiz ki;;inin kultiirel lingu-

J 122
Osmanh Devleti'nde Milliyet(iligin Sosyal Temelleri: Tabakadan Smifa ...

istik ve dini kimligi olarak ortaya c;;1kmad1g1 ic;;in silahh


kuvvetlerin tahta hizmet verdigi kabul edilmi~ti, yani or-
tak vatandan c;;ok bir politik sisteme.
Dini cemaatlerin oynad1klan rolu vurgulamamm ne-
deni bunlarm resmen tamnm1~ olmalandir. Butli.n dini ce-
maatlerde veya milletlerde e~it ko~ullarda bir arada ya~ama
temel ilkesini izleyen kendilerine ozgu bir hukumet turo
olu~turan ve c;;e~itli buyuklOkteki grupla~malar veya alt
gruplardan olu~an topluluklar halinde ya~ayan baz1 dil
gruplan vard1. 48 Belli bir asimilasyon uygulanm1~nr; ic;;
baghhklan, liderlik yap1lan, tarihi gec;;mi~leri smirh olan
baz1 kuc;;Ok kabile gruplan kolayca kayna~m1~lard1r. Goc;;er
gruplann c;;ogu yerle~ik duzene gec;;mi~, birkac;; yerle~ik
grup ise yeni ekonomik ko~ullarla ba~a c;;1kabilmek ic;;in go-
c;;er hale gelmi~tir. Yonetimdeki grup Turkc;;e konu~uyor­
du; fakat bu, yerel konu~ma dilinden farkhyd1 ve bugun
ozel kurslarda ogretilen Osmanhca, yani idari s1mfm ozel
dili haline geldi.

48 Milliyetc;iligin ba~lad1g1 donemlerde Osmanh Devleti'ni inceleyen en bilgili


degerlendirmecilerden biri olan David Urquhart bu denli farkh insan kitle-
lerinin nas1l bir arada tutulabildigini sormu~tur. Cevab1 veren de yine ken-
disidir: "Bizim anlad1g1miz anlamda vatanseverlik yerel baghhk ve ortak irk,
di\ ve din baglan gerektirmektedir. Yerel yonetimler bu baglar c;erc;evesinde
olu~turulur. Baglan yerel olan Arnavutlar, Giirculer, Bedeviler, Durziler ve
Maruniler ashnda bag1ms1zdirlar ve ancak belirli ko~ullarda kamu hizmetin-
de c;ah~abilirler; Ermeniler, Katolikler, Rumlar, Yahudiler de Bab1illi'nin iz-
niyle belli bir bag1ms1zhk ic;inde kendi' yerel veya bazen de merkezi hiikii-
mette yer ahrlar. Fakat Dogu'da Avrupa'da oldugu gibi irk ve dile bagh ola-
rak giic;lii bir millile~me egilimi vard1r." Turhey and Its Resources (Londra,
1933), s. 120-21. Yalmzca Osmanh Devleti'ndeki etnik gruplarla ilgili bir
c;ah~mada, 6rnegin belli bir etnik grubun haklanm korumak ic;in c;1kanlm1~
bir yasadan s6z edilmesi gerekir.
Ornegin, bkz. Du~anka B. Lukac;, "Semenderek Ulahlan ic;in c;1kanhm~ ilk
Kanun" (Belgrat, 1966), s. 146-60.
Balkanlar'da Ulahlann durumu konusundaki aynnuh c;ah~ma ic;in bkz. Ni-
cora Beldicenau, Revue des Etudes lslamiques XXX!V'teki (Paris, 1966) yaz1-
s1, s. 83-132.

I 123
4. Ticaret ve S1mf Sisteminin Dag1lmas1

Osmanh lmparatorlugu'nu inceleyen Banh ara$tlrmacilar


arasmda Osmanh Devleti ekonomisinin Musluman olma-
yanlar tarafmdan idare edilmi$ oldugunu ve Turklerin ve
Muslumanlann ya askeri ve idari konularla <;ok ha$ir ne$ir
olduklan veya yap1sal olarak bu konudaki beceriksizlikleri
nedeniyle ekonomik mesleklerle ilgilenmediklerini veya il-
gilenemediklerini dii$iinmek ve israrla vurgulamak ah$1la-
gelmi$ bir durumdur. G6rmii$ oldugumuz gibi, Osmanh
nufusunun sosyal s1mflar halinde yap1lanmas1 din, dil ve
etnik engelleri a$ID1$ durumdadir. Eger bu g6rli$ akla ya-
km geliyorsa o zaman Osmanh Devleti'nde el sanatlan ve
ticaret de dahil olmak uzere ekonomiyle ilgili mesleklerin
tlimuyle Musluman olmayanlann ellerinde oldugu fikri
dogru olamaz. Baz1 etnik ve dini bolunmeleri izleyen eko-
nomik ve sosyal farkhhklar ancak ondokuzuncu yiizy1lda
ortaya <;1km1$Ur. 49 Fakat bunlar irk, dil veya <linden ziyade
nesnel nedenlerden kaynaklanm1$tlr. Onaltmc1 yiizy1ldan
soma ve onsekizinci yuzy1hn ortalanna kadar, Anadolu'da
ve Arap topraklanndan baz1larmda 6nemli uretim merkez-
leri, Balkanlar'da, 6zellikle Eflak ve Moldavya'da ise g1da
ureticileri yerle$ikti. Mamul maddeler ile g1da maddeleri-
nin takas1 sayesinde lmparatorlugun iki onemli kesimi bir-
birini tamamlad1 ve bbylece ticaret i<;in buyuk bir te$vik
unsuru olu$turdu. Onbe$inci ve onaltmc1 yuzy1llarda Os-
manh yonetiminin getirdigi -pax Ottomanica- umar siste-
49 Etnik baglannlar dogrultusunda emek payla~1m1 fikri ondokuzuncu yiizy1l
edebiyatmda s1khkla i~lenen bir konusudur. Bu fikir A. ]. Sussnitzki'nin
eserinde destek bulmu~tur. "Zur Gliederung wirtschaftlicher Arbeit nach
Nationalitaten in der Turkei." Archiv fur wirtschaftsforschung im Orient,
(1917), s. 382-407. Aym makale, "Ortadogu'da yiizy11lardrr, hatta binlerce
y1ldrr kendini gosteren etnik i~b6liimii" demekte tereddiit etmeyen Charles
lssawi tarafmdan yeniden yay1mlanm1~tlr. Economic History of the Middle
East 1800-1914 (Chicago, 1966), s. 114-25.

I 124
Osmanli Dcvleti'nde Milliyet{iligin Sosyal Tcmelleri: Tabalwdan SmtfQ.

mi, duzen ve guvenlik tanmsal geli~meyi h1zlandirdi. f:.._,


kat g1da ikmali c;e~itli cografi ve ekonomik etrnenler nede-
niyle c;e~itlendi ve Osmanh hukumetini hammadde ozelli-
gi ta~1yan urunlerin ekimiyle sabit fiyatlar ve ihracat kis1t-
lamalan sistemi ic;inde pazarlanmas1 konulannda baz1 on-
Iemler almak zorunda b1raku. 50
$ehirlerin onemli olc;udeki buyumesi bu ko~ullann
bir sonucuydu. Ornegin, onaltmc1 yuzyilda Anadolu ve
Balkanlar'daki baz1 ~ehirlerdeki nufus yirminci yiizy1lm
ba~lanndaki say1dayd1. El sanatlan ve ticaretteki geli~me­
den kaynaklanan bu buyume hammaddeye ve ozellikle g1-
da maddelerine artan gereksinim nedeniyle tanmsal ureti-
mi h1zland1rd1. $ehirleri gerc;ek anlamda ticaret ve imalat
merkezleri haline getirdi ve her c;e~it mahn degi~imini
h1zland1rd1. "Birkac; yuz bin ki~inin ya~ad1g1 lstanbul gibi
buyuk tiiketim merkezlerinin ve Edirne, Selanik, Sofya,
Seres, Plevne, Nigbolu vs. gibi duzinelerce ~ehrin mevcu-
diyeti ihtiyac; fazlas1 uretimin pazarlanmas1 ic;in buyuk bir
imkan yaram, zira Osmanh lmparatorlugu'ndaki uretim-
de ya~anan geli~menin buyuklugu serbest piyasadan kar-
~1 lanamayacak kadard1 ve devlet c;e~itli tanm urunlerini
ve el yap1m1 maddeleri tekelci ve zorunlu bir yolla almak
zorundaydi. " 51
50 Lutfi Gucer, "Osmanh lmparatorlugu'nda ~ehirlerin la~esi ve lhracat Yasak-
lan" (Istanbul, 1955).
51 Aimil i.;in bkz. Nicola Todorov, "The Genesis of Capitalism in the Balkan
Provinces of the Ottoman Empire in the Nineteenth Century", Explovation in
Economic History, Vil, No 3 (1970 llkbahar). Tablo II-A icin bkz. Omer L.
Barkan, "Quelques observations Sur !'organisation economique ct Sociale
des villes Ottomanes des XVI< et XVII< siecles", Bolum 2 (Bruksel, 1955), s.
292, 295. Osmanh ~ehri konusunda bkz. Studia Balkanica. Say1 t11muyle Bal-
kan ~ehriyle ilgilidir. Tablo 11-B lstanbul'daki Osmanh Ar~ivleri'ndeki tahrir
defterleri ve Ankara'daki Tapu Kadastro Genel Mudurlugu kayalanndan
derlenmi~tir. Bkz. Metodi Sokoloski, "Le developement de quelques villes
clans le sad des Balkans au XVe et XV!e siecles", Balcanica I (Belgrad, 1970),
s. 81-106.

j 125
..
TABLO II-A

1. (:E$1TU TARlHLERDE
TORK $EH1RLER1NDEK1 NUFUS

Sehirler Before 1520-1530 1571-1580 After


1520'den 1580'den
once sonra

Istanbul 97,956 400,000 700,000 Not


(1478) avail
able
Halep 67,344 56,881 45,331 46,365
(1519) (1595)
$am Not avail 57,326 Not avail 42,779
able able (1595)

Bursa " 34,930 70,686 Not av.


Edirne " 22,335 30,140 "
Diyarbak1r " 18,942 30,140 "
(1541)
,,
Ankara 14,872 29,007 "
Atina " 12,633 17,616 "
Tokat 17,328 8,354 13,282 Not av.
(1455) (1646)
Kon ya Not av. 6,127 15,356 Not av.
Sivas 3,396 5,560 16,846 "
Saraybosn2 Not av. 5,632 23,485 "
Manasur 2,645 4,647 5,918 "
Oskup 4,974 4,631 9,867 "
(Skoplija)
Sofya Not av. 3,899 7,848 "

12 ~ehrin
toplam1 142,562 271, 494

---
I 126
2. 1520-1530 SAYIMINAGORE ONEMLl
OSMANU $EHlRLER1NDE NUFUSUN DlNI DACILIMI

$ehirler Miisliimanlar Hnistiyanlar Yahudiler Toplam


----
Istanbul 9,517 5,162 1,647 16,326
(1478)
Bursa 6.165 69 117 6,351
Edirne 3,338 522 201 4,061
Ankara 2,399 277 28 2,704
Atina 11 2,286 0 2,297
Tokat 818 701 0 1,519
Kanya 1,092 22 0 1,114
Sivas 261 750 0 1,011
Saraybosna 1,024 0 0 1,024
Oskup
(Skopilija) 630 171 34 845
Sofya 471 238 0 709
Selanik 1,229 989 2,645 4,863
Siroz 671 157 65 1,093
Tirhala 301 343 181 825
Larissa 693 75 0 768
Nigbolu 468 775 0 1,343

i 127
TABLO Il-B
ONBE51NCI VE ONALTINCI YOZYILLARDA BAZI BALKAN 5EHlRLERlNDE NUFUS
Sehirler Muslumanlar H1ristiyanlar Yahudiler <;:erkes\er <;:ingeneler
(Mus!Uman)

~
1450 516 339
1519 715 302
1528 755 235 17
1545 1175 240 38 3

Mani!stir
1457 295 185 26
1519 756 330 87 69
1545 480 210 282
687 197

N Filorina
00 1481 44 198
1545 79 l 77
204 29

~
1455 22 940 93
1550 144 1003 17 I
lhca
1500 265 47
1519 293 47
'
I
1573
! 623
I 84 4
I
Toplam 7013 I 2564 538 8 95
Bu saytnm yakla!itk % l 5'i bekarlar (miicerred) veya dullard1r. Bu nedenle Filorina, Kestiriye ve lhca
!iehirlerinde 485'i bekar olmak uzere toplam 2526 bane vard1r. Musluman bane say1s1 toplam
1674'ti.lr ve bunun 183'u bekilrlarchr.
Osmanl1 Devleti'ndc Milliyet.;iligin Sosyal Temelleri: Tabalwdan Smifa ...

Osman\1 kaynlarm<lan \lkarulan Lablolann gosLerdigi


gibi, bir\ok ~ehirdcki ~ehirli nufosun buyuk hir bohimi.i
Miis\Oman Ti.irklerdl (Tablo II-A vc II-B'ye bakm1z). Bir
ba~ka say11na gore, Barkan, Sofya'da 1.427 bane halkmdan
l.l 7l'inin Musluman, 168'inin Hrristiyan, 52'sinin Yahudi
vc 36'smm <lifter milliyctlcrden oldugunu soyler. Toplam
t.171 Mushiman ev halkmdan 626's1 sanatkar ve yalmzca
247'si asker, mcmur ve emekli olarak kaydedilmi!;)tir. 168
Hiristiyan hane halkmm llO'u sanatkar vc 58'i c;ift.;i ola-
ral< kaynlara ge<;mi~tir. Aym say1mda, Oskup'tc 1.004
MOsluman, 216 H1ristiyan ve 32 Yahudi hane balk1 vard1
ve bunlardan 556 Musluman bane halk1 sanatkar ve tlic-
car, geri kalam ise asker ve memurdu. 52 Larissa ve Sela-
nlk'teki durum <la ayncn boyleydi. H1ristiyanlann say1sm111
Anadolu'dakinden fazla oldugu, Balkanlar'da yap1lan bu
saymt sonuc;lan dikkate ahn<l1gmda i;ogu Turk olan Mus-
lumanlann ticari-ekonomik us1Unlukleri ku~ku goturmez
bir durumdur.
Halil lnalc1k, onaltmc1 yuzyilda bir ara kapitalist ure-
tim yontemleri denemeye te~ebbus eden onemli bir ticaret
ve imalat mcrkezi olan Bursa'da, buyok kapitalistlcrin <;o-
gu Turk olmak O.zcre MOslCnnan ve bunlann yabanc1 O.lkc-
lcrle genis Licarct iliskilcri ic;:indc olduklan111 vurgulam1s-
t1r. Diger yerlerde de durum aymyd1. l 490'da I<aradc-
niz'deki Kefe limamna giren 157 tuccann 130'u Mush1-
man, l-O's1 Rum, 4'u ltalyan ve geri kalam ise diger milli-
yetlerdendi. 53 Ticari giri~imlerdeki kan~1k din tablosu
ba~ka 6rneklerde de ortaya c;ikar. 14 76'da don kisilik bir
Musluman ortakhg1 lstanbul'da bazi ayncahklan idare et-
mek ic;in 13 milyon akc;elik bir ihaleye girmi~tir. Daha son-
ra biri Turk, digeri Yahudi ve soma da Rum olmak uzcre
iki ki~ili.k bir ekip bu i.haleyi kazanm1~t1r.
52 Barkan, 296.
53 lnalc1k, 108.

I i29
Dsmanli'da Degi$im, Modernle~me ve Ulusla$ma

Kuzcy 13alkanlar konusunda, onbe~inci yuzytldan on-


sekizinci yiizyila kadar gec;en sure zarfmda Tork ve Mi1slO-
man unsurlarm, Mi1sluman olmayanlarla birlikte Osmanh
Devleti'nin ckonomik vc mali ya~ammda onemli rol oyna-
d1klan111 anlatan orijinal belgelere dayandmlm1~ miikem-
mel c;ali~malar vardtr. Bu belgelerdc Ttirk tUccarlann Bi.ik-
re~,;'tc dokkanlar ar;t1klanndan soz edilir. Celep (lstanbul'a
canli hayvan tcmin eden tOccar), hankac1 ve hana tefeci gi-
bi diger birc;ok meslek daltyla i~tigal cdcnler olmu~tur. Ba-
z1 mahalli EOak Royarlan Hac1 (..a.vu~, Alibey, Mustafa Ko-
c;i gibi Turk tcfecilere bordanm odeycbilmek ic;in ma! sa1-
1111~lard1r. 54 Tork mallan -res turcalcs- ve Tork tuccarlan
(lilccarlardan baz1lan ozellikle Rum olarak amlm1~ur) ku-
zeye Kronstaclt'a (Bra~ov) kadar gitmi~lerdir ve yerel yone-
tkilerden biri olan Neogoe Basarab c;ok rekabetc;i o\duklan
gerekc;esiyle Tflrk tOccarlan Cirnpulung'dan sf1r111Ct~!Or. ss
Onsekizinci yi'lzy1l olaylan ile ilgili ar~iv hilgilerinl'
dayandmlm1~ 6ncmli bir ara~tmnada, M. M. Alexanclres-
cu-Dersca Tuna'nm gtmey yakasmdal<i $ehirlerden gclen
Turk kapitalisLlerin Eflak'ta c;ok miktarda toprak satm al-
d1klanndan vc 1icari giri~imlcre yatmm yapuklanndan ve
buralara yerle~mcyc c;alt~uklanndan soz cc.ler. 56 Ellak'm
54 lon Radu Mircea, "Sur !es circonstances dans lesquelles Jes Tures sont restcs
en Valachie jusquau debut XVII siecle", Revuedes Eludes Suduest Europcnnes,
V, No 1-2 <Bukn~, I %7), s. 77-86.
55 M. Dan Vl' 5. GoldberR. "Le commerca Ballum-l.cvantin de la Trnn~ylvank­
au cours de la sernndt· mostie du XVI< slcclc t'l Ju debut <lu XVII' s1edcs
dans le comexle dr l<'Urs rcl.lliuns avec l'Eurnpc du sud-est", Srucliu H<1lc1111i-
ca (dn. 18), s_ 151 Aynca bkz_ I ia Lehr, "Comercul Taril Ro111anc~1i Si Mol-
devci in a dona jumotrlca Sccolttlui al XVll.lcs", Sriidii. XX!. No I Wukr"?,
I QtiRJ, s. 29-31 R<"\'1'<' drs l'.luclt"s sud-est Europeannes, s. 87-117. Dig er ara~-
11m111c1 yazar C. Serban ~unlan yazar: "Turk tiiccarlara gclince, onlar daha
~ok Ko~1a111inopulis'in (Ed1mc'nin) gereksinimlerini kar~ilayabilmek i<;in
dogal immler sa11n al111;ikl:1 ilgilr.niyor\ard1"; "Le role economique des villes
roumaines aux" (Bukre~. 1968), s. 29-51.
56 M. M. Alexandercscu-Dersca, "Despire regimul supu~ilar otomani in Tara
Romineasea in vencul al XVIII-lea", Studii XIV. No 1 (Bukre~, 1961 ), s. 88-
113.

130
Osmanli Devleti'nde Milliyeti;iligin Sosyal Temelleri: Tabahadan Smifa ...

MOslumanlarm burada yerle~mesini engelleyen ozel bir


stattlsO oldugu i~in padi$ah bOLi.in bu Tlirklerin oralardan
aynlmalanm emretmi~lir ve zamanla dilkkanlan yok edil-
mi~tir. Bu donem<le, "Eflak'a ~ok say1da J('tccar gelmi~tir.
Bunlar, Kapanhlar olarak bilinen ve lstanbul'<laki buyuk
Kapan <;ar~ismm Lemsilcileri olan Rum ve Turk kan~nm
t(iccarlar<ltr ve g1da mad<lesi ve canlt hayvan satm almak
ic;:in gelmi~lerdi. 57 Dersca, kaynaklann lstanbul'dan getir-
dikleri baz1 mallan, ozellikle sebze, giyim e~yas1, kadife,
tran hahs1 ve benzeri maddeleri satan Rum ve Turk t11ccar-
lardan sbz ettigini yazar. Bunlardan bazilan yerle~ik hale
gelerek Bukre~'te dukkan ac;:m1~lard1r. ss Padi~ahm Eflak'ta
yerle~ilmemesi yolunda yineledigi emirlerine ve s1k s1k su-
rulmelerin ya~anmasma ragmen Musluman-Turk t11ccarlar
prenslikte yatmm yapmaya devam etmi~lerdir. ldari k1sn-
lamalarla kar~ila~mca ozel yollara ba!;ivurmu~lar, arazi sa-
tm almak ve ekip bic;:mek, degirmen i!;iletmek ve diger giri-
;;imler ic;:in yerel halktan yararlanm1~lard1r. 59 Zamanla,
l 774'te Rusya ile sava~m sona ermesinden soma, bu Turk
tOccarlar Eflak'tan tamamen c;:1karilrn1!;ilardir.
Osmanh lmparatorlugu'nun bu karanmn, lmparator-
luk'ta ekonomi ve ticaretin Musluman olmayan unsurlar
tarafmdan tekelle~tirilmeye ba!;ilad1g1 bir donemde Balkan-
lar'daki Turk-Musluman kapitalist sm1fm yok olmasma
neden olan temel etmen oldugunu belirtmek gerekir. Baz1
kaynaklar, ornegin Bulgaristan'da Turklerin ve Turk olma-
yanlann degirmenler ve fabrikalar kurdugundan soz eder.60
57 Age, s. 104.
58 Age, s. 104-105.
59 Dersn1, Nicorn w Paraschiva'y1 Ulmul'da <;iltlik kira!amak i\'in kullanan Yu-
sur llayrakrnr'diln soz ~·dcr. Paraip<ini <;ifli~i RUS\'Uldu TrcsLcnliklioglu'nun
paras1yla onun adtna Dinlllriu Cinla tarafmdan kiralannn~ur. Bu konudaki
<l1gcr hdgeler ii;in bkz. Carnlogal documcntefor rdcvuoarc la viata econo-
mica a tarilar romine in secolcle XVll-XIX. Documente din archivile statu-
lui din Sibiu I, II (Biikre~. 1966, 67).
60 Christo Gandev, Etudcs Historiques (Sofya, 1960), s. 209.

I 131
Osmanli'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusl~ma

Bu scrmayenin bir bc>ll'1mu toprak somurusu ve maa~larla


biriktirilmi~Lir, faka1 hukumet bunun ba~ka meslck <lalla-
rma ya1mlmasm1 engellcmi~ vc birikim sahiplerini kendi
sermayelcrinin tuketicisi olmaya itmi~tir. Bu ncdenle, yan-
kapilalist ekonomiye gcc;i~ donemin<le Osmanh lmparator-
lugu kendi Tork ve MOsluman tebaasmm yeni ekonomik
giri~imlcrde bulunmas1m engcllemi~, bunun yanmda H1-
ristiyan halk1 bu konuda nispeten serbest b1rakm1~t1r. Za-
man i<;:inde bu, onlann ekonomik ve politik bag1ms1zhkla-
nm saglam1~llr. Ancak l 761-65'lere geli.ndiginde Ba-
b1ali'deki lngiliz Buyukel<;:isi Henry Grenville digerleri ara-
smda yogun bi<;:imde d1~ ticaretle ugra~an ve Frans1zlarla
dost olan Isaac Aga adh bir Turk'un varhgmdan soz etmi~
ve kendisinin de ondan ve onunla birlikte i<;:ki i<;:mekten
ho;;land1gm1 yazm1~t1r. 61
Osmanh lmparatorlugu'ndaki etnik gruplardan baz1la-
n donem donem belli ekonomik ugra;;larla amlm1;;lard1r.
Ornegin, Yahudilerin para i;;leriyle, Bulgarlann giyim ku-
~am konulanyla ugra;;malan gibi. Tek bir grubun belli bir
ticaret dalmda tekelle~mesini siirdiirdiigiinii gosteren kamt
olmad1g1 i<;:in her konunun bir digerinden bag1ms1z olarak
ele almmas1 gerekir. Yahudilerin Osmanh lmparatorlu-
gu'nda yerle~meleri te~vik edilmi$ ve ~arap ve Selanik'te
yiinlii miiflon gibi baz1 konularda ozel ticaret ayncahklan
verilmi$tir. Bu Yahudilerden bazilan (lspanya'da din degi$-
tirmi~ H1ristiyanlar olarak gorundiiklerinden Marranos ola-
rak adlandmhrlard1 ve bunlar Osmanh Devleti'ne gelir gel-
mez eski inan<;:lanna donmii~ler ve rahat<;:a ibadetlerini ya-
pabilmi~lerdir) ekonomik a<;:1dan onemli mevkiler elde et-
mi~ler ve bunlardan bir aile olan ve lzmir'de ya~ayan Men-
desler -eski Ba~bakan Mendes-France'm atalan- <;:ok zengin
olmu~lardir. Bir y1l (1555'te) Ancona, ltalya'daki Papahk
61 Henry Grenvill, Observations sur l'etat actuel de !'empire ottoman (Ann Ar-
bor, 1965), s. 51.

I 132
r Osmanli Devlcti'nde Milliyet(iligin Sosyal Temelleri: Tabakadan Sm1Ja.

yetkilileri lstanbul ticari temsilcileri olan Yahudileri tutuk-


lay1p yakmca, Osmanh hukumeti resmen serbest b1rak1l-
malanm istemi~tir. 62 Hukumet, ticareti canland1rmak i<.;in
Yahudilerin Bau'y1 tamyor olmalanndan yararlanmay1 um-
mu~ ve bu nedenle onlara olagand1~1 ayncahklar tamm1~t1r.
Yahudiler Bau yakla~1mlanm yitirip dogulula~mca aynca-
hklanm yitirmi~lerdir. Yahudiler onsekizinci yuzytlda Av-
rupa'mn Yahudilere tercih ettigi Rumlar ve Ermenilerin
h1zla yerlerini almasma kadar ticarene, maliye ve para ko-
nulanndaki aktif durumlanm sO.rdOrmu~ler<lir. Dogal ola-
rak diger baz1 etnik gruplar da baz1 Licari konularda ve
meslek dallannda uzmanla~m1~lard1r; fakat etnik koken ile
meslekler arasmdaki ili~kide genelleme yaptlamaz ve bu
ili~kinin kahc1 olmad1g1 da muhakkaktu.
lmparatorlugun pari;;alanmaya ba~lad1g1 onsekizinci
yuzy1lda baz1 bolgelerin cografi konumlan ve ekonomileri
hayati onem ta~1r hale gelmi~tir. l~ba~mdaki yeni gui;;ler et-
nik-dini tutumlar dogrultusunda yeni sosyokulturel itti-
faklar ortaya pkarm1~tir ve bunlann etkileri h1zla hissedil-
meye ba~lanm1~tlr. Sunu kesinlikle biliyoruz ki Osmanh
Devleti'nin i;;okme sured burokrasinin yava~ yava~ padi~a­
hm kontrolO.nden i;;1kmas1 ve otoritesini kendi ekonomik
c,;1karlarma uygun du~tligO.ne inand1g1 bic,;imde kullanma-
s1yla ba~lamt~tlr. Bu geli~me hayati onem ta~ir, zira burok-
rasinin -ozellikle padi~ahm- mesleki, etnik ve dini gruplar-
dan yaht1lm1~ tarafs1zhg1 fikrinin c,;oku~une yol ai;;m1~ ve
zamanla otorite ile c,;1karlar arasmda <.;att~maya neden ol-
mu~tur.

Osmanh Devleti'ndeki ayaklanmalann <.;ogu tahtm on-


be~incive onaltmn yuzy1llarda tesis edilmi~ olan koylu-
62 Osmanh Devleti'ndeki Yahudilerle ilgili olarak bkz.]. Nechama, Histoire des
Israelites de Salonique, 5 c. (Paris, 1934-39); C. Roth, Tl!~ l-lnusr of Nasi: Do-
na Garcia (Philedelphia, 194 7). Avram Galanti, /lis1oln' dt1 _Jui.fs d'/mmb11I,
2 cilt (lstanbul, 1941-1942); J. S. Emmanuel, /-listoir< des fsrnditcs de S1do-
11iqric l (Paris, 1936).

I '33
Osmanli'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

nun savunucusu olma gorevini yeri.ne geti.rememesinden


1
kaynaklanm1~ur. Burokratlar arasmdaki yetki.nin kotiiye
kullamlmas1 ah~kanhg1, genelli.kle dev~i.rme sistemi.nden
(din degi~ti.rme yoluyla devlet hizmetleri.ne adam alma)
vazger;ilmesine, reayanm (koylulerin) orduya kabul edil-
mesine ve hatta nmar da dahil olmak uzere eskiden askeri-
yeye ozgu olan baz1 makamlan satm almalanna ve silah ta-
~1malanna i.zin verilmesine baglamr. Askeri ve idari. grup-
larm onyedinci yuzyilda, siyasi korumalan altmdaki arac1-
lar kanahyla ticaretle ugra~m1~ olmalan, yalmzca kurumun
degil aym zamanda eski sm1f duzeninin de dag1lmakta ol-
dugunun kesin bir i~aretidir. Aslmda, Osmanh Devleti.'nin
dagilmas1, lmparatorlugun ekonomi.k temelleri.ni olu~tu­
ran sosyal tabakalann yer degi~tirmesi, yani reaya kuru-
munun dag1lmas1 olarak gorulmektedi.r. Onaltmc1 yuzyil-
da, Ortar;ag tabaka si.stemini.n sosyal ar;1dan dag1lmas1 su-
reci buyuk nufus aru~1yla birlikte ya~anm1~ur. Toprakla il-
gili kau kurallann mulki.yet ve ekim yontemleri.nde degi.-
~iklik yapmaya izi.n vermedigi. i.c;;i.n i~si.zli.k artm1~ ve
boylece toprak arta.:i nufusu ozumseyememi~ti.r. Sipahi.le-
rin onceli.klerini. yiti.rmeleri. ve yerlerine piyadelerin onem
kazanmas1 daimi merkezi ordunun buyumesine ve askeri
harcamalarm artmasma yol ar;mi~tu. 63 Bu nedenle, ilk do-
nemlerdeki tabaka olu~umunun temelini te~kil eden tl-
mar sistemi onemini kaybetmi~ ve toprak rejiminin yeni
ko~ullara uyarlanmas1 ve i.lave gelir kaynaklannm olu~tu­
rulmas1 ir;in ekonomi.k bask1lar artm1~ur. Bu etmenler u-
mar toprak sistemi.ni.n degi.~tirilmesini zorunlu hale getir-
63 Onyedinci yiizy1l Osmanh yazarlanndan baz1lan ile modem Banh bilim
adamlan arasmda, t1mar sisteminin feshedilmesinin lmparatorlugun gecirdi-
gi sosyal sarsmtmm nedeni oldugu yolunda gorii~ birligi vard1r. Lewis 89,
ve Karpat, "Toprak Rejimi. ... " M. A Cook 39'a bak1mz. Aynca, Anado-
\u'nun uc bolgesindeki nufus ve sosyal degi~im konusundaki mevcut malze-
meleri kullanarak bu yer degi~tirmelerin yaramg1 olumlu veya olumsuz so-
nudarla ilgili kesin bir yarg1ya vanlamaz; s. 30-44.

I 134
Osmanlt Devleti'nde Milliyeti;iligin Sosyal Temelleri: Tabakadan Smifa ...

rni~ ve bu durnm bOtOn sistemi etkilcmi~tir. Zaman ic;indc,


dog.al bir sflm; bii;iminde sipahikrle idare edilen topraklar
ya bir ti.tr ki~isel umar hic;iminde padi~ahm dogrudan ida-
resine verilmi~ veya kotti yonetilmi~ ya da kotO tahsis cdil-
rni$tir. Celali ayaklanmalan (1596-1603) umar sisteminin
kanh sonunu getirmi.$ti.r. Aslma, umar si.steminin dag1lma-
srndan kaynaklanan el degi$tirmeler 1550'lerden itibaren
bin;:ok ayaklanmanm c;;1kmasma neden olmu~tur. l~te bu
donemde Kanuni Sultan Soleyman (1520-66) serflige ben-
zer s1k1 onlemler alarak reayay1 toprakla ilgilenir konumda
rutrnaya c;;ah~m1~tir. Celali ayaklanmas1 sistemi kokunden
sarsm1~ur. <;:ok say1da insan topraklarmdan aynlm1$ ve
Anadolu'da gezgin durumda dola$m1~tu. Yerle~ik gelenek-
ler ve meslekler duzeninin d1~mda kalmaya zorland1g1 ic;;in
kbyler dag1lm1~ ve reaya h1zla degi~en dunyada yeni ko-
numlar ve gec;im kaynaklan bulmaya c;;ah$mI~tlr. Onaltmc1
y0zy1lda Anadolu'da ya~anan sosyal degi~i.kliklerin neden-
leri konusunda fi.ki.r birli.gi saglanamam1~ur, fakat bu degi.-
$ikliklerin oldugu herkesc;;e kabul edilen bir gen;:ektir. Sos-
yal degi~ikligin daha sonraki yuzy1llarda giderek buyuk
onem kazanan diger _nedenleri ticaret hacminin artmas1,
dunya ticaret bic;;iminin degi~mesi ve Amerikan Orunleri-
nin dunya ticaretinde artan nufuzudur.64 Amerika'dan
ucuz gumu~ akm1 Osmanh akc;;esinin degerini du~urmu~,
enflasyona yol ac;;m1$ ve sabit gelirle c;;ah$an gruplann, yani
devlet memurlannm ya~am standartlanm du~OrmO~tOr.
Onyedinci yuzy1l ba~larmda, Avrupa deniz guc;leri donan-
ma hakimiyetleri.ni. kurmu~lar ve Akdeniz ticaretini tekel-
lerine alm1~lard1r. Osmanhlar Bau'mn gemi yap1m teknik-
lerini kcndine uyarlayamam1~tu. Bununla birlikte, odeme-
ler dengesi, i.thalatm giderek artmas1 ve c;;ogu Bat1'dan ve
64 Traian Stoianovich, "The Conquering Balkan Orthodox Merchant", journal
of Economic History, XX No. 2 (Haziran 1960), s. 234-313.

I
I 13s
Osmanli'da Degi~im, Modernle?me ve Ulusla~ma

Amerika'dan gelen urunlerle kar~1lanan yeni tilketim ah~­


kanhklanmn edinilmesine ragmen ondokuzuncu yuzy1hn
ortalanna kadar Osmanhlar lehinde kalmi~ur.6 5
Onsekizinci yuzy1hn sonlannda endustrile~me ve ~e­
hirle~me sureci i<;;inde olan Avrupa, lmparatorlugun Bal-
kan bolgelerinden buyuk <;;apta g1da maddesi almaya ba~la­
m1~tlr. Ashnda, ba~ta Viyana olmak uzere buylik orta Av-
rupa ~ehir merkezlerine yakm olan baz1 Osmanh bolgeleri
Ban pazarlanmn taleplerini kar~1lamak i<;;in belli urunlerde
ve canh hayvan Wrlerinde uzmanla~maya ba~lam1~lard1r.
Tanm urunleri konusunda Orta Avrupa ile ticaretin geli~­
mesi lmparatorlugun ikmal sistemini bozmu~tur: Anadolu
i<;;lerindeki buyuk ~ehirler ve ozellikle lstanbul Balkan bol-
gelerinden gelen g1da maddelerine bag1mhydi. Daha once
belirtildigi gibi, ~ehirlerde tilkeLilen ana tanm urunlerinin
fiyatlan hukumet tarafmdan tespit ediliyordu. G1da mad-
delerine talebin artmas1 bir dizi ekonomik ve sosyal etkile-
~imleri harekete ge<;;irdi.
Amerika'dan gelen gumu~ ve alnn, Osmanh parasmm
degerini etkiledigi gibi, Osmanh lmparatorlugu odemeler
dengesinde onemli bir yer i~gal eden degerli madenlerin ti-
caretinde de olumsuz etkiler yapti. Bu ekonomik gu<;;luk-
ler, Avusturya ve Rusya ile bitmek bilmeyen sava~lar ve or-
dunun harcamalan nedeniyle daha da arm. Butiln bunla-
rm sonucunda hukumetin eyaletler uzerindeki kontrolu ve
ekonomik ve ticari kurallar koyma kapasitesi zay1fladi.
1489-1616'da, bu geli~melerin etkileri henuz tam anlam1y-
la hissedilmeye ba~lamadan once, g1da maddelerinin fiyat-
65 Bu donemdeki ili~kilerin mukemmel bir degerlendirmesi i~in bkz. Virginia
Paskaleva, Etudes Historiquc IV (Sofya, 1968), s. 265-92. Aynca bkz. Leone
La,~, "Contribution aux relations commerciales des pro~nces balkaniques
de !'empire Ottoman avec Jes etats europelens au louis du XV!ll< et la premi-
er moitie du XIX 5.", History of British Commerce, 1763-1870 (Londra,
1872) ve lssawi (49).
Osmanli Devleti'nde Milliyet~iligin Sosyal Temelleri: Tabakadan Smifa ..

lan yapilan hesaplamalara gore % 334.4 oranmda anti


(tedaviildeki paramn degeri % 140 oranmda dii~tii). Bu
arada, askeri birlikler i<;in yapilan odemeler 1528'deki
57.707.666 ak<;eden 1670'te 236.605.688 ak<;eye yiikseldi.
Aynt donemde, toplam devlet harcamalan kararh bir ~ekil­
de dengede tutuluyor gorundu. 66 Ekonomik hedefler, yani
ticarel serbestisi, Osmanhlann Avusturya ve Rusya ile olan
ili~kilerinde ozel bir onem ta~1maya ba~lad1. Avusturya ile
yap1lan Karlof<;a Antla~mas1 (1699) Balkanlar ile Venedik
ve Habsburg lmparatorlugu arasmdaki ticari ili~kilerin ge-
Ji~mesini sagladi. Pasarof<;a Antla~mas1 ise (1718), yalmzca
uluslararas1 ticaret ozgiirliigiinii art1rmakla kalmad1 aym
zamanda Osmanhlan i<; ticareti serbest b1rakmak zorunda
b1rakt1 ve boylece Balkanlar'dan, Eflak ve Moldavya'dan
Avusturya'ya kolayca mal saulabilir hale geldi. Ni~ Antla~­
mas1 ile (1839) Rusya, Azak denizinde ve Karadeniz'de ti-
caret hakk1 kazand1, fakat mallanm Turk gemileriyle ta~1-
mak zorunda olmas1 gibi <;ok onemli bir ayncahk elde
edildi.
Onsekizinci yiizyilm ortalannda, Osmanh Devleti as-
keri kay1planna ragmen, buyuk ol<;D.de Karadeniz'deki ti-
caret tekeli sayesinde ekonomik canhhg1m belli ol<;iide ko-
ruyabildi. Ger<;ekten de Akdeniz ticareti Bau egemenligin-
de oldugu halde, Osmanhlar l 774'te yap1lan KD.<;uk Kay-
narca Ban~ Antla~mas1'na kadar Karadeniz iizerindeki de-
netimlerini siirdiirdiiler. 1761-65 doneminde Bab1ali'de
lngiliz buyukel<;isi olan Henry Grenville, bu degi~ikligin
hemen oncesinde Karadeniz'deki ticari durumun goriinu-
munii net bir ~ekilde anlatm1~ur. Grenville'e gore Karade-
niz Osmanhlann kesin denetimi altmdadir; oyle ki 1699
ile 1765 y1llan arasmda lstanbul'a yalmzca iki Rus gemisi
66 0. L. Barkan, "Les particularites du systems finansier Ottoman et son
evolations du XV< au XVII< siecle", L'import dans le cadre de la ville et de
l)tat, Historische Urfgaven, VIII, No 13 (1966), s. 271-72.
Osmanh'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

gelmi~tir. Bugday, m1s1r, tuz, inek, koyun, Lavuk, yumurLa,


Laze meyvc, tereyag1, mum, hayvan pos\U, hal, odun, ko-
mO.r, demir ve bakir r,;oklukla Balkanlar, Kmm ve Bu-
cak'tan olmak uzere Karadeniz bulgelerinden geliyordu.
Buna kar~11tk, baz1lan M1s1r'dan a.Iman pamuk, baharal, ~a­
rap, narcnciye, meyve suyu, kuru rneyve, giyim e!?yalan,
muslin, 1ugla, kagn ve demir i;elik iir(m]eri Karadeniz'e
gonderiliyor ve buradan Polonya vc Rusya'ya naklediliyor-
du.67 Ticarct o denli kar11 bir i~ti ki i;ogu Laz olan yirmi
binden fazla insana c;ah~ma ortam1 saghyor ve c;e~itli bu-
yuklukteki binden fazla gemi daha·c;ok Yunan limanlanna
olmak uzere devamh sefer halinde oluyordu. Kotii hava
ko~ullan ve gemilerin kotu kalitede olmas1 nedeniyle se-
ferler tehlikeli oldugu halde "Karadeniz'deki ticaretin c;ok
karh olmas1 nedeniyle uc; gemiden bir tanesinin geri done-
bilmesi bile yeterli oluyordu. "68
Osmanhlann Karadeniz'deki ticaret tekelleri l 774'te
sona erdi. Rusya ile yap1lan ve felaketle sonuc;lanan sava~­
tan soma imzalanan Kuc;uk Kaynarca Ban~ Antla~mas1'nm
XI. maddesinde:

lki lmparatorlugun iyiligi i<;;in, bu anla~may1 imzalayan iki


tarafa ait butun gemilerin ve ticaret gemilerinin bu ulkeler-
de sahili bulunan butun denizlerde serbest ve zarar gorme-
den sefer yapmas1 ve Bab1ali'nin Rus gemilerinin ve ticaret
gemilerinin limanlanndan ve diger butun yerlerden aynen
kendi gemilerine saglanan emin ve serbest ge<;;i~ ko~ullanm
saglamas1 ongorulmu~tlir. Aynca, Bab1ali Rus lmparatorlu-
gu vatanda~lanna kendi sahibi oldugu topraklarda aynen
denizde oldugu gibi ticaret yapma olanag1 saglayacak ve Tu-
na nehrine i;;1k1~lan engellenmeyecektir. .. 69
67 Grenville, s. 49-50.
68 Age, s. 49.
69 Metin i<,;in bkz. Major Peace Treaties of Modern History, F. L. Israel (der ), II
(New York, 1967).
r Osmanli Devleti'ndc Milliyet(iligin Sosyal Temelleri: Tabakadan Smifa ..

Boylece Rusya, Karadeniz'in kuzey sahillerindeki konumu-


nu saglamla$tlrm1$ ve kendisine guneydeki sicak denizlere
c;ikI$ olanag1 yaratm1~t1r. Hepsi bu kadarla da bitmemi$tir.
Aym antla~ma Rusya'ya Osmanh H1ristiyanlanmn hamisi
olarak lmparatorlugun buto.n ic;i$lerine mO.dahale hakk1
vermi~tir. Antla$manm VII. maddesine gore:

Bab1ali Hiristiyan dinini ve bu dinin kiliselerini daima koru-


ma sozu vermi~tir. Rusya lmparatorluk Mahkemesi Ba:,;ka-
mna lstanbul'da kurulmu:,; olan Kilisenin davasm1 her ko-
numda temsil etme izni de vermi~tir. Aym ~ekilde Kilise
inancma hizmet edenleri de temsil edecektir ve Osmanh
Devleti bu kollamalara saygm bir ki~iden, kom:,;u ve dost
bir ulkeden gelen talepler olarak 6zen gostermeyi de vaat
etmi~tir. 70

Aynca antla$ma, Karadeniz'deki bO.tO.n Kmm, Bucak, Ku-


ban, Yedistan, Dcanbuiluc ve Yeditskul Tatarlannm ba-
g1ms1zhklanm vermi$tir. Sonw;: olarak, l 792'de yap1lan
Ya~ Antla$mas1'yla Rusya Karadeniz'in kuzey ve dogu sa-
hillerindeki konumunu saglamla~trrm1$tir. BO.tun 6nemli
limanlar, Ozakov, Kefe (Feodosia), Balaklava, Gozleve
(Eupatorea), Yenikale ve bir sure sonra da Akkerman Rus-
larm yonetimine gec;mi~ti.r. Osmanh lmparatorlugu Avru-
pa'da Kostence ve Varna ve Kuc;O.k Asya'da Samsun, Tire-
bolu, Sinop, Trabzon, Rize ve Batum limanlanm elinde
tutmu$tur. 71
70 Antla~mada mizahi bir yan vardn. VIII. madde, "sarho~ken Miish:iman ol-
mak istedigini soyleyen biri sarho~lugu ge(ene ve yeniden mant1g1m kulla-
nabilir hale gelene kadar dine kabul edilmez" der. Bu antla~manm ger(ek-
ten Ruslara Osmanhlann i~i~lerine miidahale hakk1 verip vermedigi tartl~­
ma konusudur. Aslmda, i~in ger~ek yam Rusya'nm bunu bu ~ekilde yorum-
lay1p ona gore davrand1g1d1r.
71 LS. Stavrainos, The Balkans Since 1453 (New York, 1963), s. 19l'den iti-
baren; j. T. Shotwell ve F. Deak, Turl1ey at the Straits (New York, 1940).

I
1139
Osmanh 'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

Karadeniz ticaretinin kaybedilmesinin uzun vadeli ve


\:Ok koto. ekonomik etkileri olmu~tur. Ge\'.mi~te Rusya ve
Polonya i(lerindeki bolgeler ve Kuzey Avrupa ile Licaret
yapan I<aradeniz li 111anlanndaki llkcar!ar Yakmdogu vc
Avrupa'ya mallanm naklelme ve ah~veri~ i~lemlerinde ls-
Lanhul'u ticaretlerinin merkezi o!arak ku!lanm1~\ard1. Fa-
kat l 774'ten itibaren lstanbul ve diger Osmanh limanlan-
na ugramlmad1 veya yalmzca ugrak limam olarak kullaml-
maya ba~land1. Bunun sonu\'.lan hemen hissedildi.
Bu doneme ait olan ve kimin tarafmdan haznland1g1
bilinmeyen bir rapora gore, gec;:mi~te Rusya, Eflak Bogdan
uzerinden lstanbul'a kurk gonderiyordu. Yerel halk bu
kurkleri kesip dikiyor ve lstanbul'a sevk ediyordu. Karade-
niz'de deniz nakliyat1 yollanm elde ettikten soma Rusya
kurkleri dogrudan lstanbul'a ta~1maya ba~lad1 ve Moldav-
ya'da i~sizlige ve g1da fiyatlanmn yukselmesine neden ol-
du. 72
Bu geli~menin Osmanh Devleti ac;:1smdan sosyal so-
nuc;:lan \:Ok bnemliydi. Karadeniz limanlanndaki deni.zci
sm1fi c;:ogunlukla Musliimanlar, bi.raz Yahudi., Ennen! ve
Rumlardan olu~maktayd1. Fakat onsekizinci yuzy1\m ikin-
ci yansmdan itibaren Rum tiiccarlar Karadeniz ve Akdeniz
ticaretine hakim olmaya ba~lad1lar ve Yahudi, Ermeni ve
Musliiman tiiccarlann yerini ald1lar. 73 Yunan tiiccar sm1ft-
nm yukseli~i Rus (:an ve ozellikle Eflak ve Moldavya'daki
Fenerli yoneticilerin kendilerine gosterdikleri ho~gorulu
davram~lardan te~vik gordu. Bu iki bolge onemli Osmanh
~ehirlerinde ve bzellikle Balkanlar'daki. ~ehirlerde tiiketilen
g1da maddelerinin buyuk bir k1smm1 temi.n etmekteydi.
72 Bu belgede "boyarlara kar kalmad1gmdan ecilden muhtekirlik ve matrabaz-
hk eylemeye mecbur oldugundan her ~eyin bahas1 ziyadeye oldu ve eski ka-
nun ile eski kaide bokland1" denmektedir; Cengiz Orhonlu, "Risale-i Terce-
me", Bclgcler IV, No: 7-8 (Ankara, 1969), s. 39-47 ahnular, s. 45
73 Balkanlar'daki durumla ilgili olarak ~u miikemmel ~ah~maya bkz" N Svoro-
nos, Le commerce de Salonique au XVIU siecle (Paris, 1952)"

I 140
r Osmanli Devleti'nde Milliyet<;iligin Sosyal Temelleri: Tabahadan Smifa ...

Avrupa'da 6zellikle Viyana ve Odesa'daki Yunan ticaret


kolonileri Wallachia ve Moldavya ile Ege ve Akdeniz'deki
Jjmanlarla yogun ticaret ili~kileri geli~tirdiler.7 4 Ruslarm
l(aradeniz'in kuzey sahillerini i~galinin pe~inden buralarda
ya~ayan Musluman halkm buyuk bir k1sm1 Balkanlar'a ve
Anadolu'ya goc; etti ve zaman ic;inde Musluman tuccar gru-
bu say1ca ve guc; ac;1smdan zay1flad1. C:e~itli politik ve eko-
nomik nedenlerle Rusya kendi topraklannda kalan Yunan-
h tuccar topluluguna ho~goru gosterdi. Rum ruccarlar Ka-
radeniz ve Akdeniz'deki ticari ve seyrusefer ko~ullan ko-
nusunda c;ok iyiydiler ve Osmanh Devleti'ndeki Rum ce-
maatlerle yogun ili~ki ic;indeydiler. Ruslann gozunde bu
tuccarlar, yalmzca d1~ ticareti yurutmek ac;1smdan degil ay-
ni zamanda Balkanlar'da ve Akdeniz'deki politik emellerini
gen;ekle~tirmeleri ac;1smdan c;ok degerli unsurlard1.
l 774'te Rusya'nm Hiristiyanlann hamisi rolunu ustle-
nen buytlk bir guc; olarak ortaya c;1k1~1 duruma ideolojik
bir boyut da kazand1rd1. Rusya zaten Theodora (Zoe) Pala-
iologus'un Ill. lvan'la evliligi sayesinde Bizans tahtmda es-
kiden beri hak iddia eder durumdayd1. Aynca Rusya, dini
farkhhklan halk1 Musluman liderlerine kar~1 zaman ic;inde
ayaklandtrmak ic;in ba~anh bir ~ekilde kullanarak Tatarlar-
dan bag1ms1Zl1g1m elde etmi~ti. Bu davram~ bic;imi yava~
yava~ Balkan Hiristiyanlanmn liderlik gruplanna da sic;ra-
d1. Ozellikle Karadeniz limanlannda olmak uzere, Rus ~e­
hirlerindeki Rum ticaret kolonileri aruk kendi ulkelerinde-
ki "inarn;s1z" guc;lerin bask1s1 altmda ya~ayan Hiristiyanla-
rm temsilcisi olarak hareket etmeye ba~lad1. Boylece, c;ag-
da~ bir Yunan ulusunun dogu~u ic;in sosyal ve ekonomik
temelleri haz1rlam1~ olan Osmanh Devleti, Rusya'ya, k1sa
bir sure ic;in olsa da, bu yeni dogmakta olan ulusa politik
ve ideolojik yon verme hakkm1 tammak zorunda b1rak1ld1.
74 Bkz. Jules Hagemeister, Commerce of the Ports of New Russia, Moldavia and
Wallachia (Londra, 1936).

141
Osmanh'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

Rum tuccar sm1fmm Hiristiyan Ortodoks oldugu gerc;egini


unutmamak gerekir. Dini ac,,:1dan lstanbul'daki Patrikha-
ne'ye bagh olan kendi okullanm ve kiliseleri kurdular vc
bir olc,,:ude eski Ball (Latin) fobisini payla~tdar. Rusya din
benzerligi ve kendisinin de ktilturel ac;1dan Bau'dan uzakli-
g1 nedeniyle kendini Rumlara daha yakm hissetti. 1770 ile
182l'de ya~ananlarm gosterdigi gibi, Rusya guneye, Bal-
kanlar'a dogru yay1lma hareketinde Rumlan olas1 politik
muttefiki olarak gordu. 1711 'de Peter'in Balkanlar'da ya~a­
yan halklara Osmanh yonetimine kar~1 ayaklanmalan c;ag-
ns1 kayits1zhkla kar~ilandi. Bir yuzyil sonra ise bu c,,:agnya
cevap kesinlikle olumlu oldu.
Bu arada, Akdeniz'de Napoleon l 798'de M1s1r'1 i~gal
etti ve Hindistan'a giden lngiliz ticaret yollanm tehdit et-
meye ba~ladi. Osmanh-Frans1z dostlugu oldurucu bir dar-
be alm1~tl. Zaman ic,,:inde Fransa, M1s1r'da Mehmed Ali'yi
destekleyerek ve 1831-40'ta Suriye'yi i~gale yureklendire-
rek Ortadogu'daki konumunu saglamla~urdi. Bu, Osmanh-
lara ic,,:eriden vurulan belki de en oldurucu darbe oldu. le,,:
baghhg1 zay1flatt1 ve padi~ah1 1833'te Rusya ile k1sa bir
flort doneminden soma Mehmet Ali'ye ve daha soma bu-
yuk bir bedel kar~1hg1 Ruslara kar~1 lngiliz destegini kabul
etmek zorunda bnaku. lngilizlere verilen ilk onemli odun
1838'de yap1lan ve lngiltere'yi mallanm istedigi ~ekilde
satma ve istedigi yerel urunleri satm alma konusunda he-
men tamamen serbest b1rakan Ticaret Antla~mas1 oldu.
Boylece, Osmanh ekonomisi giderek tlimden Avrupa'daki
endiistriyel devlere teslim oldu ve bu arada politik rejimi
ise kapitulasyonlara tabi hale geldi. Fakat lmparatorlugu
c,,:okuntuye gotliren guc,,:ler farkh ko~ullar ve farkh kimlik-
ler altmda da olsa Ronesans yolunu da ac,,:m1~lardi.
Onsekizinci yuzy1hn sonunda geleneksel sm1flar tii-
muyle yok oldu. Fakat hukumet kendi tutuculugunun so-
nucu olarak reform kisvesi altmda bunlan 1srarla yeniden
..
Osmanli Devleti'nde Milliyet,iligin Sosyal Temelleri: Tabakadan Sm1fa ...

canland1rmaya c;ah$tL Daha once belirtildigi gibi, 1596-


1603 koyh:i ayaklanmas1 reaya sosyal yaptlanmas1m buyuk
olr,;ude zay1flattt ve yeni bir sosyal ve ekonomik yaptlanma
inodelinin ortamm1 hazuladi. Onyedinci yuzy1lda zaten
hiikOmet koylulerin statulerini rahatlatmak ve tllccarlara
ekonomik ozgurliik vermek ic;in bir dizi onlem alm1$ll. Bu-
nun neticesinde $Chirlerdeki zengin ailelerden bazt!an sos-
yal konumu refaha dayah bir Ost sm1f olu$turmaya ba$lad1-
lar. Yeni ve etkin veziriazamlardan biri olan Nev$ehirli lb-
rahim, gorunii$e gore i$adamlannm ortaya pkI$1lll ve zen-
ginligin birkar,; ki$inin elinde toplanmas1111 l11zland1ran yo-
gun bir yap1lanmaya dayandmlmt~ bir ekonomik kalkmma
program1 ba$lam. Bu program, ozellikle Muslumanlar ara-
smda onemli bir gerginlige yol ac;ti. Sehirlerdeki sosyal c,;a-
tl$malar, l 730'da lstanbul'daki Patrona Hali! Ayaklanma-
s1'nda goruldugu gibi, belirgin bir sm1f ozelligi kazand1. Bu
ayaklanma gizli bir $Ckilde orgutlenen c,;ogu Arnavut ol-
mak uzere lstanbul'daki halk hamamlannda c;ah$anlar ta-
rafmdan ba$lat1ld1, yuzlerce saray yagmaland1 ve Lale Dev-
ri olarak bilinen ekonomik geli$me ve luks donemini sona
erdirdi. Benim tahminimce, veziriazamm olumu ile sonuc;-
lanan ayaklanma Musliiman orta sm1fm dogu$unu engelle-
di.
Ticaretin, ozellikle 1718'den sonra Avusturya ile olan
ticaretin artmas1 Musliimanlardan ve gayrimuslimlerden
olu$an yeni bir tiiccar grubunun dogmasma yol ac;t1 ve sos-
yal farkhla$ma daha da derinle$ti. Bu, donemle ilgili baz1
ara$tlrmalarda ac,;1kc,;a goriilur. Profesor N. Todorov Vidin,
Sofya ve Rusc;uk'ta 1701 ile 1800 arasmdaki kad1 kayttla-
rmdan 2846 ki$inin terekesini inceledi. 7 5 Bunlann toplam
75 Nicola Todorov, "La differenciation de la papulation unbaine au xvme
siecle d'apes des registres de Codis de Vidin, Sufre et Ruse", Swdia Balcani-
ca, s. 45-62. Profesor Barkan, Edirne'deki tabakalar konulu ~ah~maya daya-

143
Osrnanlr'da Degi~irn, Modemle~rne ve Ulusla~rna l
zenginlikleri esas almarak ii~ grup olu~turulabilir. ButUn
sm1flann dortte ii<;;unu te~kil eden Birinci grup 1000 ku-
ru~luk mulke sahipti. lkinci grubun 1000-5000 kuru~luk
mah vard1; il<;;iincu grup ise toplam 98 ki~iden olu~uyordu
(% 5'ten daha az) ve 5000 kuru~un uzerinde mal sahibiydi.
Sonuncu grup zenginliklerinin buyuk bir bolumu ellerin-
deki nakit parayla ol<;;iilen yoneticilerdi. lkinci gruptaki
tuccarlarm ve sanatkarlann mallanm evler ve diikkanlar
te~kil ediyordu. Bu gruplar arasmdaki goreceli farkhhk
yuzyil boyunca buyuk degi~iklik gostermedi.
Fakat aynnt1h incelemeler onsekizinci yiizy1lm ikinci
yansmda tiiccarlann ve sanatkarlann mallannda buyuk bir
artl~ oldugunu ortaya pkanr. Birincisi, evlerin degerinde
yuzy1lm ba~lanndakine k1yasla be~ ila on kat1 gibi buyuk
bir arll~ oldu ve ta~mmaz mallann degerindeki bu aru~
bunlara sahip olan ki~ilerin toplam zenginliklerinin de art-
masma yol a<;;tl. Bu grubun sahip oldugu dukkanlann say1-
smdan da anla~1lacag1 gibi tiiccarlar arasmdan daha zengin
bir grup olu~tu. 6rnegin, tUccar ve sanatkarlann yalmzca
% l 7.4'unun toplam dukkanlann % 4 7'sine sahip olmas1
ticaretin geli~mesinin ve yeni mesleklerin bu gruptan ba21-
lannm buyiik bir zenginlik elde etmelerine katk1da bulun-
dugunu ve zenginlik a<;;1smdan idari sm1fa yakla~nklanm
gostermektedir.
Aym donemde Osmanh hukumeti uluslararas1 alanda
kar~1la~ng1 giderek artan gu<;;luklere <;;6zum aray1~1 i<;;indey-
ken 171 l'de olumcul bir hara yapu ve Eflak ve Moldav-
ya'daki yerel yoneticileri lstanbul'un Fener semtinde ya~a­
yan baz1 Rum ailelerle degi~tirdi. Bu geli~me Osmanh Dev-
leti'nin sosyal ve politik tarihinde bir donum noktas1 oldu;
narak, bura!arda askcri gruplarm ticarel ve sanatla ugra~maya ba~lamalan­
nin lonca orgiitiinu zay1flatm1~ ve maneviyatlanm bozmu~ olduguna i~arct
eder. Omer L Barkan "Edirne Askeri Kass1mma Ait Tercke Def1erleri
(1545-1659)", Beige/er, 111, No 5-6 (Ankara, 1968).
Osmanli Dcvleti'ndc Milliyet(iligin Sosyal Tcmclleri: Tabalwdan Sinifa ...

zira ekonomik ve politik gucun bir etnik grubun, Fener'de


ya;;ayan Rum ailelerin elinde toplanmasma olanak haz1rla-
di ve onlarm dini kimliklerini politik kimlik haline donu;;-
tD.rmelerine, yani bir Bizans milliyetc;iliginin dogmasma
yo! ac;an ko;;ullann geli;;mesine izin verdi. Sonuc;ta, ba;;ta
Rusya olmak uzere Avrupah guc;lerin bask1s1 ile sosyal
farkhhklar arttl ve gidi;;atm sec;ilmi;; hedefler yolunda iler-
Jemesinde rol oynadi. D1;; guc;lerin etkileri Osmanh Devle-
ti'nin zay1flamas1 ve ic;te normal hukumet gorevlerini ve
di;;ta ise yukumluluklerini yerine getirememeye ba;;lama-
51yla dogru orant1h olarak geli;;mi;;tir.

TABLO III
1780-1870 DONEM!NDE
OSMANLI SOSYAL YAPILANMASI

M0SL0MANLAR GAYRlMOSLlMLER

1- Hakim Durvmdaki Se<;kinler

(a) Taht ve (b) burokrasi: Mer- (a) Patrikler, Bab1ali'deki Rum <;e-
kezi ve vilayet duzeyinde. Vila- virmenler ve Eflak ile Moldav-
yet duzeyindekilerin bir k1sm1 ya'daki (1711-1821) Ferrer yone-
toprak sahibi ve ytiksek gelir se- ticileri Bab1ali'nin direktifi altmda
viyeli halkt1r <;ali;mlar. 1856'dan sonra huku-
met gorevlileri. (b) Milletlerin ve
alt gruplann ba$lan. Amiralar
(Ermeniler) ve zengin tticcarlar
<;ogu zaman durumun oldugu gi-
bi surup gitmesinden yanadlflar.

145
2- Orta S1mflar

(a) Ayanlar. Cemaat liderleri ve (a) Tuccarlar: (:ogu Ball pkarlan-


toprak sahibi olanlar. Baz1 yerler- m temsil eden ve Rusya limanlan
de vilayet yonetimi bunlarm elle- ve Avrupa ~ehirleriyle baglanlllan
rindedir, baz1 yerlerde ise merke- olan uluslararas1 tliccarlar. Yerel
zi hukiimet temsilcileri ile anla- urunleri satm alan ve Ball imalau
~arak bu konumda olurlar. Bun- maddeleri satan toptanc1lar. Baz1-
larm koylulerle i;ok smuh bag- lan kendilerine Banh devletlerin
lanulan vard1r. ve Rus konsolosluklarmm verdigi
muafiyetle uluslararas1 haklardan
yararlamrlar. Ticaret nedeniyle
kmal bolgelerle belli olc;iide ili~­
kileri vard1r.

(b) Yerel halkla i~ yapan kiii;uk (b) lmalati;1lar, kiic;uk ve orta 61-
esnaf, sanatkar ve perakende ti- i;ekli i~ sahipleri: Giyim malzeme-
caret yapan tuccarlar. Onbe~inci­ si, bazen demir vs. <;:ogu yeni
onyedinci ylizy11larda giyim e~­ mesleklerle ilgilcnmekte ve k1rsa]
yas1 ve ev e~yalanyla smirh ima- kesimle iyi ileti~im ic;inde.
lati;:1lar; Hitmetler. Sermaye ve
modern arai;lan olmad1g1 ii;:in d1~
ulkelerde hic;bir baglant1lan yok-
tur ve kirsal bolgelerle ili~kileri
sm1rhd1r.
(c) Canh hayvan yeti!ltirenler:
(c) Cemaat liderleri: Ulema, top- tnek, domuz, koyun gibi, tii.ccar-
rak sahibi baz1 aileler ve ticaretle lar kanal1yla lmparatorluk'ta ve
ugra~an digerleri. Ozellikle din Avrupa'da sat1lan hayvanlar. <;:o-
konusunda olmak iizere ogret- gu kirsal bolgelerde ya!lar.
menler. Ost sm1f ulema merkezi
hukumeti destekler ve halk dini
temsilcilerinden tamamen uzak-
ur.
(<;) Cemaat liderleri: Yerel cema-
atlerin ba~lan (kocaba~1, c;orbac1,
voyvoda vs.) c;ogu zaman a) ve b)'
deki i~lerle ve tanmla ugra~1rlar.
Kiliselerde ve tii.ccarlar tarafmdan
kurulan ve i~letilen cemaat okul-
larmda i,;ah$trlar. Alt sm1f din
adamlanmn k1rsal kitlelerle yakm
ili~kileri vard1r.

(d) Aydmlar: Baz1lan yurtd1$mda


egitim gormii.~ ogretmenler ve ya-
zarlar: Gorii.nii~e gore laik gorii.~­
lii ve milliyeti,;i.

3- <;:ah~an Gruplar

(a) Diizenli ayhk almayan, lon- (a) Ticari ve kur;iik te:;;ebbuslerde


calarda ve duzensiz ~ekilde i,;e$it- duzenli, fakat r;ok dii~uk ayhkla
li i~lerde <;ah:;;anlar. Ondokuzun- c;ah:;;anlar.
cu yuzyilda ~ehirlerde alt sm1f (b) Koyluler: <;:ogu ayanlarm ve
i~i,;ileri olU$lurmu$lard1r. r;orbac1lann arazilerinde c;ah$1rlar.
Baz1lannm kendi topraklan var-
(b) Koyluler: <;:ogu kur;uk top- d1r. Baz1lan, gerilla sava~mda
rak sahipleri ve toprak sahibi ol- onemli rol oynam1:;; c;ete grupla-
mayan eski askerler. Bunlann nnda askerdir.
i;ogu 2'deki a), b) ve c)'deki
Musluman olmayanlar tarafm-
dan c;-ah:;;tmhrlar.

4- Gor;erler

Anadolu'daki Yoriikler ve Turk- Pindus daglarmdaki Ulahlar; Cin-


menler, lrak ve Suriye'deki bede- geneler.
vi kabileler ve <;:ingeneler (hepsi
Tiirkc;e konu:;;anlar).

\ 147
5. H1ristiyan Milletlerin Degi~imi:
Ulus-Devletlerin Dogu~u

Onsekizinci yiizy1lm sonlanna dogru eski Osmanh sosyal


yap1lanmas1 kokten degi~mi~tir. Millet sistemi resmen mu-
hafaza edilmesine ragmen eski sosyal ve ekonomik destek
mekanizmalarmdan yoksun kalm1~ur. Tam anla1111yla orta-
ya r;1kmamasma ragmen yeni sosyal yapmm gene! haLlan
ol~mu,o;;tur. Ondokuzuncu yOzy1lm arifesinde Osmanh
Loplumu sosyal ve politik gorOntlmtl piyasa ekonomisi ka-
dar dini, linguistik ve etnik kimliklerle belirlenmi~ farkh
gruplara aynlm1~ur. Bu sosyal yap1 onbe~inci yuzy1lm so-
nundaki sosyal yap1yla k1yasland1gmda farklar goriiliir
(Tabla I, s. 101).
Bu tabloda en azmdan iic; c;arp1c1 ozellik vard1r. Birin-
cisi, MOsliimanlar ile I--hristiyanlar arasmda farkh bir;imde
tabakala~malar olu~masi. MOs!Oman gruplar arasmdaki bu
farkli katmanla~may1 bilim adamlan felsefi baghhklanyla
apklarlar. Marksist bilim adamlan ise yalmzca gayrimus-
lim gruplarm kapitalist ili~kilere konu olduklan ve kendi
sosyal yap1lanm ekonomik gur;lerin diyalektigine gore ge-
li;;tirdiklcri gerr;egini benimserler. Ancak bunlarm cevap
vermekten aciz kald1klan hayati bir soru vard1r: Aym so-
mut ve kararh ekonomik guc;ler neden Muslumanlan ken-
di kapsamlan d1;;mda brrakacak kadar aciz kalm1~lard1r?
Diger yandan, Bauh yazarlarm r;ogu Muslcunanlarm eko-
nomik geriliginin onlarm ondokuzuncu yC1zyilm sosyokul-
turel ve ekonomik ko~ullanm benimsemelerini engelledigi
varsay1lan inanc;lan, adetleri ve kulturlerinden kaynaklan-
d1g1m rahathkla ifade ederler.
Bu ara~tmnada sunulan bilgiler, Musliimanlann da bi-
raz yava~ olmakla birlikte temelde aym evrim sOrecinden
ger;tigini gosterir. Fakat ticaretin geli~mesi Musluman ol-
mayanlann lehine i~lemi~tir. Bunun neticesinde gayrimus-

l 148
r Osmanli Devleti'ndc Milliyeti;iligin Sosyal Temelleri: Tabakadan Sinifa ...

limlerin giderek artan zenginlikleri ogullarma egitim yap-


urmalanm ve dogal olarak kendi toplumlan i.;:in modern
okullar a.;:tumalanm saglam1$trr. Bunun dogal sonucu ola-
rak Bau fikirlerine daha a<;1k olmu$lard1r. Aynca, Osmanh
hukiimeti once Musluman tiiccar gruplarma kar$I, <;e$itli
yollarla onlann sermayelerini yeni giri$imlere yat1rmalan-
m engelleyerek kendisi aynmc1 davranm1$ ve sonra .;:e;;itli
Musluman olmayan gruplar gibi ekonomiyle ugra$an, top-
rak mulkiyetini ve toprak uretimini piyasa ekonomisini
yoneten gu.;:lerle aym dogrultuda degi$tirmeye .;:ah;;an
ayan ile ezici bir mO.cadeleye ginni~tir. Sonuc;:1a, gerek ya-
p1sal reformlar ve gerekse dini-emik-ulusal bilin.;:lenme
a.;:1smdan giderek i$levini yitiren hukumet Musluman un-
surlarla ozde;;le;;mi$tir. lkinci .;:arp1c1 ozellik ise, aynen on-
be;;inci yuzy1lda oldugu gibi yonetimdeki Musluman elitin
kahc1hg1 ve bunlara Rum Ortodoks ve Ermeni milletlerin-
den .;:e;;itli ust gruplann eklenmesi.dir. D.;:uncusu, Huisti-
yanlar arasmda yeni geli;;mekte olan orta sm1fm bir par.;:as1
olarak buyuk ticari ve aydm gruplann olu$mas1du. (:ok
uzak ko;;elerdeki bir manastmn tamnmam1;; tarih.;:ilerin-
den Bau'da ve Rusya'da egitim gormu;; aydmlara kadar
uzanan bu orta sm1f H1ristiyan aydmlar, ulusal tarihlerinin
aydmlanma ve ulus konusundaki .;:agda;; fikirlerle yorum-
lanmasma temel te;;kil eden kendi gec;;mi;;lerinin kokleri
konusunda bilgi saglanu$lard1r. 13u Sup, Rum ve Bulgar ta-
rih.;:ilerin .;:ogu yund1~111da eg.itlm gormu;;lerdir. Ornegin,
Sup ulusal canla111$1yla baglant11T du;;unulen be;; onemli ta-
rihi;i, V. Brankovic, Plskopos Vasilje Petrovic-Njcgos, Pav-
lc Julinac, Zaharija Stefanovic Orellin vc Jovan Rajie Avus-
turya'da dogmu$lar, ya~a1111~lar ve orada yazm1$lard1r vc
bu ulkenin vatanda$lamltrlar. (Piskopos Vasilie Njegos
eserlerini Rusya'da yay1mlam1~tir.) Bulgar tarihi konusun-
dal<i uc;: eserden (Paisij, Kc~i~ Spyridon vc bilinmeycn bir
yazar) ikisi Athos manasurlardan gclmi$ ve birisi ise Mol-
davya'daki Neamtu manastmnda hazulanm1;;ur.

149
Osmanh'da Dcgi~im, Modernle~me ve Ulusla~ma

H1risLiyan orLa sm1flaki bu geli~menin tersine, MOshi-


man ona s1mf ve schirlerde hala faaliyel halindc olan 6zel-
lilde LOccar gruplan ise gelismcden kalnu~lardlr. Oyle ki
bu sm1fm Osl tabakalan toprak agalan ya da yeni gelismek-
te olan ekonomik sistemin biraz d1$mda kalan geleneksel
el sanatlanyla ugra$anlard1. Bu yeni sosyal dozenlemenin
politik etkileri ac;:1kc;:a gorOlmekteydi. C:ogunun ogullan
Bati'da egitim gorm0$ zengin ve iyi egitimli H1ristiyan tOc-
car gruplan bir yandan d1$ donya ile ili$kiler kurarken di-
ger yandan Osmanh Devleti'nin k1rsal bolgelerinde ya$a-
yan h1s1mlanna kar$I ilgilerini sOrdOrm0$lerdir. Aynca,
H1ristiyan tii.ccarlardan 6nde gelen gruplar yurtd1$mda
yerle$ik hale gelmi$lerdir. 1691'de Avusturya'ya goc;: etmi$
olan S1rplar daha sonralan buralarda geli$en i$ler ba$latm1$-
lard1r. Ornegin, Karlofc;:a onsekizinci yOzy1lda S1rplann elin-
deydi. Rumlar bD.tD.n Orta ve Dogu Avrupa'ya yay1lm1$lar ve
Bulgarlar Eflak ve Rusya'da koloniler olu$turmu$lard1r.
L. S. Stavrianos bu H1ristiyan tD.ccarlann gelecekte oy-
nayacaklan politik rolo ve davram$lanm $6yle anlatmI$tlr:
"Ban ile ticaret, Ban'ya kars1, hakim durumdaki Orto-
do ks din adamlarmm $imdiye kadar takmd1klanndan c;:ok
farkh bir tav1r benimseyen yeni bir tD.ccarlar, sanatkarlar ve
denizciler sm1fmm dogmasma yol ac;:m1st1r. Ortodoks kilise
adamlan Ban uygarhgm1 "Latin" olarak tammlay1p kars1 c;:1-
karken, yeni orta sm1f taklit edilmesi gereken bir model ola-
rak g6rm0$t0r. .. Balkanlar'daki tticcar sm1f Avrupa'daki ay-
dmlanmay1 kendi olkelerindeki kale konumundaki geri kal-
illl$ hemsehrilerine getirmek ic;:in ellerinden geleni yapm1$-
lard1r. Goney Macaristan'daki S1rp tD.ccarlar, guney Rus-
ya'daki ve Tuna bolgelerindeki Bulgar tD.ccarlar ve Trieste,
Venedik, Viyana, Budapeste, BD.kre$ ve Odesa gibi sehirler-
de dagm1k durumda ya$ayan Rum tD.ccarlar kendi toplumla-
rmm uyams1 ic,:in boyok c,:aba harcam1$lard1r. 76
76 L. S. Stavrianos, The Balkans 1815-1914 (New York, 1963), s. 16-17 Milliye-
tin tarihi ve~hesi konusunda R. W. Seton-Watson, The Rise of Nationality in

I 150
Osmanl1 Devleti'nde Milliyet(iligin Sosyal Temclleri: Tabaliadan Smifa ..

Tarih insanm 6nceden belirlenmi? gcli?me progranu-


na i;ok uygun bi<;imde olu?turulabilir, bt'lylece ya Bat1 ay-
drnlannrns1 ya da Marksist ekonomik delerminizmle ~an­
landmlm1~ gibi gtJrl'mmesi saglanabilir. Aslmda, kalkmma
ne bu denli kolayd1r ne de tuccarlarm oynad1klan rol ke-
sinlikle milliyet<;idir. Ashnda, Scavrianos tarafmdan degini-
len tilccar smtfm nufuzu esas itibariyle Osmanlt'nm Bau
Jestegine bag1mhhg1 anuktan sonra onaya \1krn1~ur, yani
1744 Ku<;ftk Kaynarca Amla~mas1'ndan, 1827-29 Rus sava-
?mdan, Mehmcd Ali'nin 1833'Le Anadolu'ya yuri.unesinden
ve lngiltere'nin Osmanh'mn hamisi olarak onaya <;1kma-
s111dan sonra olan hir geli~mcdir. Kapillilasyonlar ve 1838'
de lngiltere ile yapilan ticaret antla~rnas1 sayesinde, tiiccar
gruplan Bau'nm Onadogu'da hakimiyet sa!1lama arac;lann-
<lan biri haline gelmi~tir. Kesin olan ~udur ki I-liristiyan
gruplar arasmdaki ilefr~im piyasa. ko~ullan nedeniyle art-
m1~ur. Nispeten modern okul sistemi, kitaplar ve gazeteler
I hris1iyan gruplannca Muslumanlardan c;ok daha once be-
nimsenmi~tir. Aynca, onsekizinci yl'lzy1h11 son k1smlllda
ve ozellikle ondokuzuncu yuzytl<la Hiristiyan nllfus ic;inde
~ehirle~me ora111 h1zla c;ogalm1wr. Henry Glenville ve
Kont <le Marssigli ge<;mi~Le Balkanlar'<la i;ok az: Turkt:m
toprakla ugra~ml? olduguna deginmi~tir. Tlirkler o do-
nemlerde daha <;ok ~ehirlerde ya~arlar ve onaltmc1 yuzy1l
istatisl iklerinin gosterdigi gibi el sanatlan, ticaret vc idari
i~lerle ugra~1rlard1. Fakat onsekizinci yuzy1lm sonlanndan
itibaren, Balkan TClrkleri arasmda tanma kayma gozlen-
mi~lir. Ondokuzuncu yuzy1lm ikinci yansmda, Balkan-
lar'da yeni kurulan ulus-devlellerin politikalan ve meslek-
r11, l.l111Jw11~ (New York, l %6). Dini lmnular T Pupadolpnnlos, S111dies aml Don,.
mnm Rdali11g to lhr lliWJry of tl1r Gl"erk C'111rd1 and l'co1Jk 11111/a Turki.111 Dm11ir1<1-
t10r1 CBmksd, 1952). f. W. Hasluck, Clu·is1ia11i1y arid lsfcim !!nder rhr Sultcms, 2 c.
(Oxford, 1929). Tarilu;iler konusunda M1clmd B. Petrovich, "The Emergence of
Modem Serbian and Bulgarian Hi~toriography". Anes Du PrrmirrCongrcs lurcmati·
on<1l D.-s E111dcs IJ1il!wnig11cs ct S1Ad-Est f:m·o11tc11n, V (Snfia, 1970), s. 297-309.

J 1s1
Osmanli'da Dcgi~im, Modemle~me ve Ulr.1sla}ma

lerin farkhla~masmda kaynaklanan yeni ticaretler, i~ alan-


lan ve Musluman olmayan unsurlar lehine i~leyen iiretim
nedeniyle MuslUman-Tiirk halk arasmda tanm hakim ug-
ra~ konumuna gelmi~tir. 77 Balkanlar'm Miisliiman olma-
yan nufusu da say1ca iistiin duruma gelmeye ba~lam1~ ve
baz1 bolgelerde H1ristiyanlar say1ca Musliimanlardan her
zaman daha fazla olmu~tur. Orta ve Dogu Balkanlar'daki
diger bolgelerde de Tiirk-Miisliiman unsuru say1sal olarak
azdi.

TABLO IV-A
1866 sayimma gore etnik gruplara gore
Tuna vilayetindehi ~ehir nufusu
Cmgeneler
~ 6.
- 0 ~ <U

~;~ .!!!
c:
~ c: 2!
c: .,, >
.... ~~ ~
;::<U"'E "'E ·::> ~
_; ·c:
-~],a ~ "'E ·u ,= ~ ~
~~
~::> ~$ ~ ·2
b '§ '6
~.; ~ -;;" ~~
bO
~ ";::;: ·::> ~E §
>-- ;::;: =<~ ;::;: \.') := >< ;.:;a
-- "' UJ

Ruscuk 10338 3885 5355 ~


128 105 378 487
)umen (~umnu) 10060 4062 5175 119 481 223 -
Plevne 7793 3684 3513 247 162 187 .
Vidin 7664 2610 3954 208 271 621
Varna 7537 3732 21119 885 101 596 54
Sofya 6770 2544 2618 238 35 1335
Tirnova 6549 4242 2168 65 54
vra,a 6524 4774 1564 50 8 128
~
-
77 Moldavya'da ticaret ve el sanatlanndaki degi~iklikler i~in bkz. Stefan Olte-
nau ve Constantin Serban, Me~tc Sugwilc Din Tara Rominensca Si Moldova in
Euul M.:di11 CBi1krc~. 1909); Bibliyograjya 6-7. N. Todonw. "19. Y\12y1lm !lk
yanMmla Bulgaristan e,.1111[ 1~kila11nd•1 bai.1 karnktcr deg1~mcleri' /111isa1
flllrnltrn Mwnuas1 XXIV, No 1-2 ()969) 1-36. Onsekizinn yuzyilcla Turk
Mi1sli1man toplumumm cmelckHtd ah}kanhklarmda cL1 baz1 drSi~iklikltr
olmas1 !lgin~. Karagliz gihi halk ~glenl'dnt, M~ddah gibi epik hikayc anlm1-
c1lan ~h1rlcrdc populcr olmuslacl1r. Bu, balk sairlcrinin altm l,'ag!(hr. llalk
dilini kullanan m!sttk gt"zgmri ozanlar one \iirn11slllrd1t. Hunlar daha kap-
samli sosynl harckC"tllligin hdir1lkri olarak a!inahilir.
I

I 1s2
r-
Zi~[OVI

SamakOV
H pazarc1k
6063
5663
5648
5477
3463
3732
653
1565
2295
1434
1838
280
2738
289
159
220
210
9
146

15
32
192
155
277
l
430 2717
tu lea
Lofca 5043 1826 3039 123 55
Razgtad 5026 1380 3400 99 90 57 -
Eski Cum• 4812 1671 3026 83 31 I
Sevlievo 3962 2707 1146 109
Silistre 3787 1133 1351 84 132 87
oubnice 3529 1341 1616 175 397
Kostendil 3398 1284 1471 115 163 365
Gabrova 3307 3232 45 30 -

Lom 3013 1738 1051 62 20 142


Berkofca 2932 1676 1017 114 9 116
Nigbolu 2855 148 2550 99 58
Tutrakan 2437 1383 1018 21 15
Osman Pazan 2432 458 1830 144
Etripolu 2376 1728 598 50 -
Bal<;tk 2164 482 1155 421 100 6 -
Mecidiye 2112 14 2021 59 3 15 -
Gorna Oryahovitsa 2066 1732 158 116 60
Babadag 2035 414 1200 188 44 131 61 -
Kula 2021 1242 758 21 -
Dubnice Kasabas1 1866 753 1012 101
Macin 1488 270 600 18 17 2 8 573
Oryahova 1380 694 684 2
Drjanovo 1362 1300 31 31 -
lhtiman 1335 892 358 85
Pravadi 1318 309 775 163 3 14 54
Zlatica 1305 218 990 97
Travna 1172 1118 54 -
Elena 1149 966 - 183 -
Orhaniye 1050 773 183 41 53 -
Radomir 906 500 349 46 11 -
Belgratctk 641 202 416 23
Sulina 345 182 23 <) 22 109
Mankalya 314 21 183 100 10

TOPLAM 161004 72730 65320 7025 3875 1485 2099 5071 3399

153
TABLO IV-B
l
1866 sayzmma gore ~ehir nufusunun etnik yapzlanmasz
- - -- - - -
(ingeneler
..
~

"'
~
~
~

"'>
s" ,§" ·~~
.!:!
~

"'
-;:::
"'~ "E"' ·:::>
E
~

~
~

~] E
"';::s
.2!l ~ <ii ..c: ~ ·.: "
E 3~
.!:!
0.
•::>
;:;
;::s ;::s
;:;;:;
•::S
;:; "'"'
<.) UJ ~:.a
0
I-<
Bolge
"'
KUZEYBATI
Vidin 34 1 51.6 27 35 8 100 0
vra,a 73 2 24 0 08 0 1 20 100.0
Lorn 57 7 34 9 2.1 0.6 4 1000
Berkof,a 57 2 34 7 39 03 40 100 0
Oryahova 50.3 49 6 0 100 0
Belgrat,1k 31.5 64.9 3.6 . 100 0
Kula 61.5 37 5 l 0 100.0
Sofya 37.6 38.7 35 0.5 . 19 7 100.0
K6s1endil 37 8 43.3 3.4 48 10 .7 100.0
Samakov 65.9 25 3 39 . 49 100 0
Dubni,e 38.0 45.8 49 . . 11 3 100 0
Radomir 55.2 385 5.4 L2 100 0
Ihtiman 66.8 6.8 64 . 100.0
Gorna Cuma 40.4 54.2 54 . . 100 0
KUZEY-ORTA
Plevne 47.3 45.l 32 20 - 24 100.0
Tirnova 65.0 33.2 IO 0.8 100 0
Zi~tovi 57 1 37.9 2.6 2.4 100 0
Lofc;a 36 2 60.3 - 24 1 l 100 0
Sevhevo 68 3 28.9 28 100 0
Gabrova 97.7 . 14 09 100 0
Nigbolu 52 89 3 35 20 100 0
Etripolu 72 7 25 2 2l . 100 0
Gorna Oryahovitsa 83 9 7.6 . 5.6 2.9 100 0
Drjanovo 95.4 - 23 2.3 . 100 0
Travna 95 4 . 4.6 . 100.0
Orhaniye 73 6 17.4 3.9 5.1 . 100.0
Zlatica 16 7 75 9 74 100 0
Elena 84 1 . 15.9 100 0
K\JZEY DOGU
Rusc;uk 37 6 51.8 12 10 37 47 100 0
$umen ($umnu) 40 4 51 4 L2 48 22 100 0
Varna 49 5 28 8 ll 8 13 79 0 .7 100.0
Raz grad 275 67 6 2.0 18 11 100.0
Si list re 29 9 62 1 22 35 23 100.0
- --- -

I 1s4
Qsmanli Devleti'ndc Milliyeti;iligin Sosyal Temelleri: Tabahadan Smifa ..

-----
ru1r;1k.1n
5alc;1k
56.8
22.3
41.8
53 4 19 4
. 05
46 03
. 09
-
100.0
100.0
234 58 8 12 4 02 - u 4l 100 0
p 1avadi
Osman Pazar 18 8 75 3 59 - . 100.0
34.7 62 9 I 7 0.6 0 I JOO 0
fski cu1na
f-(. Pazarc1k
II 6 32 5 48 5 37 03 34 100 0
(DOBRUCA'daki
tcki ycrler)
28 6 51 53 02 06 28 79 49 5 100 0
rule•
52 8 67 2.6 64 I 315 1000
Sulin•
eabadag 20 2 59 0 92 2.2 64 3.0 . 100 0
18.I 40.4 11 0I 05 38 6 100.0
Mal''"
Mccidiye 07 95 7 2.8 0 1 0.7 100.0
Mankalya 67 58 3 31.8 3.2 100.0

~-----
TOPLAM 45.2 40 6 44 24 0.9 I 3 3 I 2I 100.0
~
-
Not: Tablo IV-Ave JV·li. N. Todorov tarnlmd:in Bul!l,>1ri<1on'da Sofya Mllll Kiauphanesi'nde
bulunan say1m bilgilrrl es.15 "hnaralc dcrlrmru~tlr lodorov'un tasnift. nMusu Muslumanlar
ve Htristiyanlar olarnk 1k1gruh311ymm Osmanh Salnamc<iJ'ndc verilendrn larkhdtr. Osmanlt
Salnmnes1'ne gore bitincl Jll'UP daha ~ok Tilrklrrdcr1, ikinci f."'l' 1sc ilitha ~ok Bulgarlardan
olu~maktad1r (buna ~ok say1da Rum da dahildir).
Tablo JV-A vc lV-B'nin kaynag1 Todorov'un "The Balkan Town in the Second Half of the
19th Century", Etudes Balharuques, No 2 (Sofya 1969), s 32, 38 Bu tablonun ashnda dini
casnifc dayandmld1gm1 belirtmck gcrekir Bulgarlar, yalmzca ne kadar kalabahk olduklanm
gostermek i\'in ayn bir ctnik grup olarak gosterilmi~tir. Yine de Miislilmanlarm toplam say1-
lan ."muhacir" ve "<;ingene" Muslumanlar dahil olmak uzere- Bulgarlardan fazlad1r (51 nolu
dipnota da bakm1z)

1866'da, Balkanlar'm buyuk bir bolumunu i<;,:ine alan


Tuna eyaletinin ~ehir nUfusunu gosteren tablo durumu
a<;1k<;a gostermektedir. Tablolann Balkanlar'm daha <;ok i<;
k1s1mlannda bulunan ~ehirleri yansnug1m belirtmek gere-
kir. Ekonomik a<;,:1dan, Selani.k, lzmir ve Beyrut gibi. ulusla-
raras1 ticarete a<;1lma noktalan gorevini yapan ve h1zla geli-
~en buyuk deni.z limanlanyla k1yasland1gmda bunlar geri-
de kahr. Her ne ~ekilde olursa olsun, bu say1m malzemesi
buralarda ya~ayanlann mesleki ve etnik kokenlerine (ki. bu
bilgi mevcut degi\) gore sm1flandmld1g1 takdirde o siralar-
da Balkanlar'da ya~ayan etni.k gruplardaki meslek farkhhk-
larma i~1k tutabilir. Ondokuzu'ncu yuzy1lm sonlannda bu
farkhla~ma h1z\a arm. Bu nedenle, Balkanlar'da ya~ayan

f 155
Osmanli'da Degi~im, Modernlqme ve Uluslasma

Hiristiyan nufus arasmda sosyoekonomik farkhla$ma ve


egitimsel geli$melerin onlara sosyal seferberlik ve siyasi bi-
linc;:lenme $eklinde kendini gosteren nitelikler katng1 du-
$iiniilebilir. Anadolu'da ve Ortadogu'da Hiristiyan grupla-
rm ozellikle Hiristiyan Araplann durumunda benzeri degi-
$iklikler Balkanlar'dan yakla$1k yanm yuzy1l sonra gerc;:ek-
le$IDi$tir.
Ayanlar Musluman orta sm1flar arasmda en onemli
gruptur. (Ayanlan orta sm1fa dahil ettim, zira ayanlann
saflannda guc;: toprak agahgmdan ve cemaat uzerindeki
nufuzdan ahmrdi. Ayanlardan baz1 onemli liderler Osman-
h burokrasisinden gelmekle birlikte, bunlann dayand1klan
gi.ic;:, gi.ic;:lerini Loprak agahgmdan alan daha kO.(iik ayanlar-
dan gelmektcydi.) Onsekizinci ve ondokuzuncu yO.zy1llar-
da Balkanlar'daki butfm eyalellerin yonetimi ayanlarm el-
lerindeydi ve merkezi huki.imete kafa tutabiliyorlardi. Sul-
tan III. Selim (1789-1807) ve II. Mahmud (1808-1839),
Vidin'de Pasvanoglu, Yanya'da Ali Pa$a, Rusc;:uk'ta Alem-
dar Mustafa (III. Selim'i destekleyen) ve Bosna ve Arap
eyaletlerinde birc;ok olmak uzere ayanlann ayaklanmala-
nyla kar$ila$t1lar. 78 (:apanogullan, Canikogullan, Tuzcuo-
gullan Anadolu'nun efendisiydiler.
Askeri burokrasinin toprak sahibi sm1f haline don1l$-
mesi, Balkanlar'da ayanlann, ozellikle derebeyleri olarak
bilinen list s1mflann ortaya c;:1kmasma zemin haz1rlarn1$tir.
Avusturya'nm ilerlemesi, Tuna'nm kuzeyinde bulunan es-
ki tlmar sahiplerini ve ordu mensuplanm nehrin giineyi-
ne, S1rbistan ve Bulgaristan'a c;:ekilmek zorunda b1rakrn1$-
llr. Bunlara yerel day1lar, yamaklar (smirlardaki yenic;:eri-
ler) ve Rusya tarafmdan gi.ineye goc;: etmek zorunda b1rak1-
lan Kmm Tatar prenslerine umarlar verilmi$tir. Fakat c;:o-
gu zaman bunlar geleneksel Osmanh kurallanm ac;:1kc;:a
78 Karpat (27).

1156
r Osmanlr Devleti'nde Milliyeti;iligin Sosyal Temelleri: Tabakadan Sin ifa..

ihlal ederek Balkanlar'da ya~ayan Hiristiyan koylulerin


ropraklanm zorla ellerinden almaya veya bir dizi yeni ver-
gi uygulamaya kalkm1~lard1r. 79 Bu, Balkan edebiyatmda
<,:iftlik sistemi veya <;:iflikiye olarak bilinen yasalarla olu~tu­
rulrnami~ ya da yaygm bi<;,:imde uygulanmam1~ yeni bir fe-
odalizm bi<;:imidir. Ashnda, bu yerle~ik duzeni ihlal eden
ve hukumete duyulan guveni onemli 61<;,:U.de zay1flatan bir
durumdur. Ozellikle Bulgaristan'daki durum, daglardan
inen ve Bulgar koylulerinin ya~adiklan koyleri talan eden
Kircali <;:etelerinin ayaklanmalanyla daha kotli.le~mi~tir.
Neticede padi~ah koyhilerin <;:oguna, kendilerine korunak-
lar yapmalanna ve K1rcali <;:etelerine kar~1 kendilerini savu-
nabilmeleri i<;:in silah ta~1malanna bile izin verilen ~ehirle­
re go<,: etme izni vermek zorunda kalmt$llr, aslmda zorun-
da b1rak1lmt$tlr. Bu mecburi sosyal seferberlik yerle$ik du-
zeni bozmu~tur. Bir<;:ok bolgedeki Hrristiyan koyluler, pa-
di$ahm hukumlerini uygulayan veya onlan koruyan bir
gu<,: olarak hareket etmekten <;:ok, kendilerine verilen dev-
let yetkilerinden yararlanarak koyluler pahasma ekonomik
gii<.: elde etmeye <,:ah$an bir tavir i<,:indeki Osmanh burok-
rasisinin feodalist yerel askeri kanad1 ile kar~1 kar$1ya kal-
mi~ur. Padi~ah butli.n gayretlerine ragmen kendi yasalanm
korumada yetersiz kalm1$LIL Yeni sosyal durum ve koylO-
lerin Osmanh hukumetinden hukuk ve guvenlik beklenti-
leri sosyal huzursuzlugu art1rm1~ ve Balkanh H1ristiyan
koyluleri i<,:inde bulunduklan tecrit ve politik isteksizlik
durumundan <,:1kmak zorunda b1rakm1$t1r.
Ulusal uyam~m en onemli ilk adrmlarmdan biri olan
bu sosyal geli$meye paralel olarak Ortodoks millet onemli
bir yasal zorlukla kar$1 kar$1ya kalm1~tlr. Bu zorluk gele-
neksel yerel yasalann i$lerlik kazandmlmasm1 saglamaya
79 Bkz. Stavrianos ve Stoianovich, "Social Foundations of Balkan Politics"; Di-
mitri Djordjevich, Revolutions nationalcs des pcuples Bal11aniqt1es 1804-
1912 (Belgrat, 1965), s. 297-345.

1157
Osmanh'da Degf$im, Modcmle~me ve Ulusla~ma

i;ah$an ve Ortodoks Patrikhanesi'nin i$lerlik kazandmnaya


i;ah$t1g1 evrensel Bizans yasalanna dogrudan kar$1 \;tkma
$eklindeki yerel egilimleri ve laikligi gui;lendiren gui;lu bir
hareket olarak ortaya \;tkml$UL Kilise yasalanm savunmak
ii;in H1ristiyanlar arasmda "orf ve adet yasasmm" ortaya i;1-
k1$1, hem Osmanhlann hem de Kilise yasalannm karma$1k
ekonomik ve sosyal ili$kilerden ve liberal ferdiyeti;i yakla-
$Imdan kaynaklanan sorunlara diizen getirmeye, i;ozmeye,
uyarlamaya yeterli olmad1gm1 gostermi$tir. Bazilanmn
gei;mi$i Osmanh oncesi donemlere kadar uzanan (ozellikle
Sirbistan'da) bu orf ve adet yasalannm uygulanmas1 pisko-
poslann k1rsalda kendi cemaatlerinin gui;lii liderleri olarak
ortaya i;1k1$lanyla aym doneme rastlar. Cemaat liderlerinin
orf ve adet yasalannm, laikligin ve milliyeti;iligin dogu$u
ii; i<,;e gei;mi$ bir siire<,;tir.
N. ]. Pantazopulos, Kilise'nin yetkilerini k1sitlayan ve
bunlarla i;eli$en "evlilik, bo$anma ve mirasla ilgili orf ve
adet yasalannm Ege adalarmda, Epirus, lzmir ve Make-
donya'da kullamlmaya ba$lanm1$ olduguna deginir. 80 So-
nu<,; olarak, Patrik V. Gregorios, lzmir metropoliti ve on
iki demogrondes ya da cemaat ileri geleni arasmda imzala-
nan lzmir Antla$mas1 (1785) anla$mazhklan <,;bzmek ii;in
ii<,; tiir mahkeme olu$turulmas1 hukmunii getirmi$tir: Met-
ropol mahkemesi, jiiriden olu$an cemaat mahkemesi ve
80 Church and Law in The Ball1an Peninsula During the Ottoman Rule (Selanik,
1967). Bir ba~ka yazar, Z Pljakov, kad1 mahkemelerinin H1ristiyanlar ara-
smda da evlilik, bo~anma ve miras konulannda s1khkla kullamld1gmdan
soz eder. H1ristiyanlarm dini mahkemeleri ise, bunlara ek olarak normal
ko~ullarda kadmm karar vermesi gereken konular olmasma ragmen 6zel-
likle ~irket O.yeleri arasmdaki ekonomik anla~mazhklar olmak O.zere ekono-
mik konulardaki davalara bakard1. Pljakov bir dava konusunda iki mahke-
menin ald1g1 kararlann birbiriyle ters do.~mesinin istisnai bir durum oldu-
guna inanmaktad1r.
Bulgaristan'da Ulusal uyam~ ve etnikligin korunmas1 konusunda yerel oz
yonetim toplumlannm rolu i~in bkz. Hristo Hristov, The Bulgarian Commu-
nities During the National Revival (Sofya, 1973)
Osmanl1 Devleti'nde Milliyel<;iligin Sosyal Temelleri: Tabahadan Smifa ...

birle;;ik mahkeme. Aynca, kilisenin onemli s1kmulanndan


biri de taraflardan birinin, mahkemeye ba~vurmaya karar
vermesi halinde i;;e kan~an ve Hiristiyanlar arasmdaki evli-
Jik, bo;;anma ve miras (vasiyetnamenin var oldugu haller-
de) konulannda karar verenin kad1 olmas1ydr. Gorunu;;e
gore bu, r;ok rastlanan bir durumdu, zira Turk mahkeme-
leri r;ok h1zh karar verme sO.recinin d1;;mda davaya taraf
olanlar ar;1smdan ahnan karann hemen uygulanmas1m sag-
layan bir sistem uygulamaktayd1.8 1 Bu geli~me laikligin do-
gu;;una atfedilebilir. Biraz r;eli;;kili bir durum olmakla be-
raber kad1 mahkemesi Htristiyan kilisesi mahkemelerinden
daha laik ve daha etkindi ve bu nedenle Hiristiyan alt sm1fi
kad1 mahkemelerini tercih etmekteydi. 182 7'deki Bag1m-
sd1k Sava~1 s1rasmda Troizene'deki ur;uncu Yunan Ulusal
Meclisi din adamlannm kamu yonetimine kan;;mamasm1
ongoren bir laiklik ilkesi ilan etmek gibi ozel bir tav1r be-
nimsedi. Alt ruhban sm1fi ulusal mirasm koruyuculan ilan
edilerek politik ar;1dan yuceltildiler. Balkanlar'da devlet ile
Kilise arasmdaki mucadele -ve daha sonralan TO.rkiye'de
din ile laiklik arasmdaki mucadele- bolgedeki ulusal hare-
ketin en belirgin ozelligi haline geldi.
Bu noktada, sosyopolitik ar;1dan Yunan politik uyam-
~mda ve dolayh olarak da Balkanlar'da milliyetr;iligin dogu-
~unda onemli rol oynayan iki kurumu ve bunlarla ilgili ge-
h;;meleri dikkate almak gerekir. Birincisi, Ortodoks Patrik-
hanesi, ikincisi ise Moldavya ve Eflak'taki Fener yonetimi-
dir. Ortodoks Patrikhanesi, daha r;ok Yunan bilim adamla-
n tarafmdan olmak O.zere, Balkanlar'daki milliyetr;i
hareketin temeli olarak yuceltilir. Aslmda, Moldavya ve Ef-
lak'm Fener yoneticileri Yunan milliyetr;iliginden ziyade
Hiristiyan-Bizans'm habercileridir. Yunanistan kendi ulus-
devletini kurduktan sonrad1r ki Bizans-Fenerliligin miras-
r;1s1 olmaya r;ah~m1;;ur. Fener yonetimi milliyetr;iligin do-
81 Pantazopoulos. 107.
p

gu$U ic;;in onemlidir, zira ekonomik gucu, topraklar uzerin-


de nispeten bir politik otoriteyi ve bir etnik grubun elitinin
sosyal konumunu bir araya getirmi$tir. lstanbul'daki Pat-
rikhane ise Fener'e dini, linguistik ve kulturel kimlik ve Bi-
'
zans'la ve yasal sistemiyle ili$kisine dayandmlml$ tarihi bir
sureklilik duygusu vermi$tir. Patrikhane'yi politik hale ge-
tiren Fener'di.
Fener'in ortaya c;;1ki$1 Rumca konu$an Ortodoks H1ris-
tiyanlann Muslumanhga gec;;irilmeden merkezi Osmanh
burokrasisine atanmalanyla ba$ladi. Bu uygulamay1 ilk
ba$latan Veziriazam Ahmet Koprulu'dur ve Rum doktoru
Panayoti Mamonos'u 1669'da dragoman (tercuman) olarak
atam1$tlf. Bunu, lstanbul'da baz1 burokratlarla i$ ili$kileri
olan zengin Rum tD.ccarlardan olu$an bir grubu memnun
etmek ic;;in yapml$tlr. Aym vezir ticareti serbestle$tirmek
ic;;in de onlemler alm1$tlr. K1sa bir sure soma Donanma ter-
cumanhg1 kadrosu ihdas edilmi$ ve Sir Steven Runci-
man'm da belirttigi gibi, bu kadroyu elinde bulunduranlar
bir $ekilde Patrik'in yetkisine e$degerde bir Yunan meslek
grubu olu$turmu$lardir.8 2 Osmanh hukumetinde onemli
gorevler yapm1$ olan ikinci BU.yuk Dragoman Aleksandros
Mavrokordatos, Fener'in yukselmesi ic;;in uygun zeminin
haz1rlanmasmda onemi bir rol oynam1$t1r. Aynca, Rum
akrabalarmdan biri olan Kalinik'in 169l'de lpek'teki S1rp
Kilisesi'ne atanmas1m saglam1$tlr. Bu atamadan soma, Ill.
Arsenije gorevinden aynlm1$ ve 60.000 S1rph ile Avustur-
ya'ya goc;; etmi$Lir.
1$in ilginc;; yam lstanbul'da Rumca konu$an aileler za-
man ic;;inde kendilerini Bizans aristokrasisinin ahfad1 ola-
rak gormeye ba$lam1$lard1r. Aslmda, Sir Harry Luke'un be-
lirttigi gibi bunlar yalmzca onlardan soma gelenlerdir. 83
Fener tuccarlannm tarihindeki gerc;;ek donum noktas1
82 Runciman, 364.
83 Luke, 91; Runciman, .362

. 160
,.
Osmanli Devlcti'nde Milliyeti;iligin Sosyal Temellcri: Tabalwdan S1111Ja.

171 l'de Osmanhlann Rusya ile yapm1~ oldugu sava~tan


50 nra ba~lam1~tlr. Eflak ve Moldavya'nm (Rusya'mn yamn-
da yer alan) yerel yoneticilerine guvenmeyen Bab1ali, bu
bolgelerin dogrudan Fener bolgesinin giivenilir Rumlan ta-
rafmdan yonetilmesine karar vermi~tir. Bu prensliklerin ye-
rel yoneticilerinden bazilan zaten evlilik yoluyla lstan-
bul'daki zengin Rum aileleriyle aile baglan olu~turmu~lar­
di. Nikolas Mavrokordatos l 716'da Moldavya yoneticiligi-
ne getirildi ve daha soma 5 Ocak l 716'da Eflak yoneticisi
oldu. Bu ara~tlrmamn gorii~ ac;:1smdan Fener yonetiminin
en onemli ozelligi dini ve etnik kokeni Osmanh Miislii-
manlanndan farkh olan baz1 zengin ve egitimli ailelere, et-
nik olarak yabanc1 (Latin) bir grubun ya~ad1g1 bir bolgede
gen;:ek siyasi giic;: vermi~ olmas1d1r.84 Fenerli aileler Eflak'ta
ve Bogdan'da kendi akrabalanm idari gorevlere getirerek
gerc;:ek hanedanlar olu~turmu~lard1r. Fenerliler edebi-
politik bir hareket ba~latm1~lard1r. Soylu atalarmm oldugu-
nu kamtlamak ve kendi giivenliklerini ne pahasma olursa
olsun saglamak ic;:in Fenerliler kendi tarihi gec;:mi~lerini
ara~tlrm1~lar ve boylece tarih ilminin geli~mesine yol ac;:-
84 Fener yonetimi sosyal, etnik ve kulturel degi~imde belki de en karrna~1k so-
runlardan biridir. Sorunun etnik baglamda ifade edilrnesi karma~1khg1 an-
latrnaya yeterli olur: Rum kokenli ve Htristiyan dininden olan ve Bizans ai-
leleri ile akrabahg1 oldugunu iddia eden bir grup tuccar Osmanh hukumeti-
nin (Musluman) ajam olarak hareket etmi~ ve Latin Eilak ve Moldavyahlan
yoneterek bu arada Bizans R6nesans1m ba~latm1~nr. Fener yonetimi s1k s1k
sert ele~tirilere hedef olmu~tur. Sonu~ta, bunun tarihsel a~1dan ger~ek etki-
si henuz tam olarak degerlendirilmemi~tir. Ekim 1970 y1hnda Selanik Bal-
kan Ara~urrnalan Enstitlisu, Fener donemini yeniden degerlendirrnek i~in
bir giri~imde bulunmu~tur. Konferansta sunulan yakla~1k 36 teblig konuya
6nemli okude 1~1k tutmu~tur. Bizans nufuzu konusundaki ana otorite halen
Romen tarih~i N. lorga'd1r. Eserleri arasmda 6zellikle Byzancc aprcs Byzan-
ce (Bukre~, 1935) say1labilir. Aynca bkz. G. M. Ionescu, Injluenta Cul!urei
Grecesci in Muntenia ~i Moldova cu privire la biscrica ~loala ~i socic tate,
1351-1873 (Bukre~, 1921), Istoria Romaniel (Romanya Akademisi, 1960-
64), Runciman, 397; L Sainen, "Le Regime et la Societe en Roumanic per-
dent le regne des Phanarioles (1711-1821)", Revue de Sociologie X (Ekim
1902), s. 717-48'e bakm1z.

I 161
Osmanh'da Degi~im,

m1~lard1r. Bukre~'teki
Modernle~me ve Ulusla~ma

St Sava okulu yerel liderlerden C.


Brincoveanu tarafmdan 1694'te kurulmu~tur. Okul Fener-
1
lilerin yc)netiminde 6nernli bir ogrctim kurumu haline gel-
mi~tir. Yunanh bilim adarnlarmdan Gcorgios Trapczuntis,
Manassis Eliades, Lambros Photiadsi ve diger pck c;ok aka-
demisyen, modern Bizans Ronesansmm i~ba~m<la oldugu
Bttkre~ ve Ya~'ta bulunmu~lard1r.
Eflak vc Bogdan'daki Fenerliler yeni onaya c;1kan tiic-
car grubun gereksinimlerine cevap vercn ycni bir yasay1
uygulamaya koyd.ular. Tuna limanlarmdaki Rum LD.ccarla-
ra ozel muamele yap1lmasm1 saglayan antla~malar yapular
ve Bab1ali'nin prcnsliklerde TClrklerin yerle~melerini vc
Turk sermayesi yatmnalanm cngelleyen fennanlar c;:tkar-
masm1 sagladtlar. 13u suretle, Rum asilh tllccarlara ticaretle
buyuk ayncahklar verildi ve bu sayedc zenginlik egitim,
yuksek mevkiler ve dini kimlikleri konusunda politik an-
lamda bir uyam~ ya:;;amalanm saglad1. fener, Obri ve
lpek'tcki (Pee) eski vc bag1ms1z piskoposluklan da yok elli
ve Makedonya, S1rbistan vc Bulgaristan'daki bCltun dini
kurumlan lstanbul'daki Patrikhane'ye bagtmh hale getirdi.
Yunan edebiyatl ve Yunan okullan yegane egitim vasnas1
haline getirildi ve egitimli S1rplar ve Bulgarlar kendilerini
Yunanh olarak adland1rd1lar. 85 Butun kilise mevkilerine Yu-
nanca konu~an piskoposlar ve din adamlan atand1. Fenerli
yoneticiler, zamanla, bu kurum uzerindeki ekonomik nu-
fuzlan sayesinde Patrikhane'yi kendi politik ve kultOrel
emellerine ale1 euiler. Aynca, aym yoneticiler, dogrudan ve-
ya aracilar vasitas1yla, Osmanh Devleti'nde bulunan c;~itli
dini okullarma (yani Yunan-Hiristiyan okullara) onemli ma-
li yard1mda bulundular.86
85 Charles N. E Eliot, Turhcy in Europe (Londra. 1900), s. 308. Bu iki kilise-
nin gclirleri Ekiimenik Patrikhane'ye eklenmi~tir.
86 Bu 6ncmli konucla bkz. Const C. Giurescu, "L'aidc acordee par !es pays Ro-
umains a l'cnsdgnement cla le pennsula Balkanique et du Proche-Oricnt",
Revue Roumainc d'Histoirc IX, No. 5 (1970). s 823-35.

I 162
Qsma11l1 Devleti'nde Milliyet~iligin Sosyal Temelleri: Tabahadan Smifa ..

Patrikhane ve Fenerli oligar~i, Yunan ulusal hareketi-


nin pan;:as1 olmak yerine Kilise'nin onemli bir rol oynaya-
cagi Bizans lmparatorlugu'nu yeniden canland1rmaya c;ah~­
ular.87 Bau'ya ve Bau'nm laik gorO.ntiisO.ne do.~manhg1m
hala sO.rdO.ren Patrikhane yeni bir politik varhk yaratmak
yerine kendi altm gec;mi~ini canland1rmaya c;ah~t1. Bu,
uzun uzad1ya tart1~1labilecek bir konudur.88 L. Ranke, Pat-
rikhane'nin Helenizmi canh tuttugu yolundaki milliyetc;i
sava kat1lmaktad1r. Yunan ulusal tarihi konusunda esas
yetkili ag1z olan George Finley ise ulusal uyam~ sO.recinde
patrikhane'nin oynad1g1 rolo. pek yuceltmez.89
Bu ara~urmanm gorO.~ ac;tsmdan as1l konu, dini ideal-
Jer uzerine kurulmu~ olan Patrikhane'nin laik milliyetc;ili-
gin c;1k1~ noktasm1 olu~turacak kadar kapsamh bir degi~i­
me ugray1p ugrayamayacagma karar vermektir. Ortodoks
Patrikhanesi'nin, onsekizinci yuzyilm sonlannda gorO.len
baz1 Yunan milliyetc;iligi belirtilerine kar~I takmd1g1 tav1r
ac;1kur. Patrik Kuduslo. Anthimos'un yazd1g1 dO.~O.nO.len ve
l 798'de lstanbul'da yay1mlanan Pederler Ogretisi (Vaaz),
frans1z Devrimi'ni ve ozellikle Yunan ulusal hareketini o
denli ~iddetle kmamaktaydt ki bu, milliyetc;i bir yazar olan
Adhamantios Korais'i c;ileden c;1kard1 ve boyle bir kitabt
hic;bir Yunanh yazamaz diyerek tepkisini dile getirdi. Ayn-
ca, Ekumenik Patrik V. Gregorios, 1797 Arahk aymda lz-
87 George Young, Nationalism and War in the Near East (Oxford, 1915), s.
26'dan itibaren. Charles A. Frazee, The Orthodox Church and Independetit
Gt·ecce 1821-1852 (Cambridge, 1969) 8'den itibaren. Aynca d.n. 11 'de sozu
edilen kaynaklara bakm1z.
88 Onsekizinci yuzy1hn ikinci yansmda Grenville lstanbul'daki Rumlar hak-
krnda yazm1~t1r. Bllyuk bir olas1hkla onlardan ho~lanmamaktad1r: "Turk!er-
tlcn ~ok Romahlanlan ncfrct cder\rrdi. Digerlerindcn gordulderi zulnm kar·
~1s111ru1 Turldtrin ho~gonisu. bu kini i;ok dogal hale getinyortlu" (age).
Grenville a}'nca ~unlan da yaz.ar: "Turlckr ozdliklc d!n konusunda en hn~­
g<ir\il\1 insanlarcl1r, nnm Yunanlilar kendtlcrinc eziyet euirmck i~in ellmn-
dcn gelcni yap1yorlm vc kendilerindcn gdcn bir hukumct ahmda da sorun·
lu lcbaabr olacacaklanna lnan1yormn."
89 George Finlay, A History of Grece, VI, Vil (Oxford, 1877). Aynca Finlay'dan
ho~lanmayan Arnakis'i ve Xydis'i de okuyunuz.
Osmanlr'da Degi~im, Modem!e~me ve U!usla~ma

mir'deki Metropolit Anthimos'a devrimci ~air Rhigas'm


anayasasmm bir surctini gordugunu bildirdi ve "inanct ze-
deleyki olduklan ic,:in" Anthimos'tan ni.ishalanmn H1risti-
yanlarm eline gec;mesini engellemesini istcdi. 90 Ve 1807'de
lngiliz Donanmas1 lstanbul onlerine gelince, bizzat Patrik
V. Gregorios binlerce Yunan i~c;isinden Battli i~galcilere
kar~1 barikatlar olu!?turmalanm istedi. 91 Patrik 182 l 'de Yu-
nanh asilere kar~1 bir aforoz yaz1s1 yay1mlad1 ve kuzeyde
bir gruba komuta eden bir Rus ordusu subay1 olan Alek-
sandr lpsilanti'yi kendi efendisine kar~1 ayakland1g1 ic;:in
aforoz etti. (Patrik, 5eyhulislam'1 ayaklananlann birkac,:
Rumdan ibaret oldugu ~eklinde ikna etti. Sonuc,:ta, ~eyhu­
lislam nadiren gosterilecek bir cesaret ornegi vererek padi-
~ahm Mora'daki asilerin oldurulmesi yolunda bir fetva ya-
y1mlamas1 istegini reddetti. Sultan II. Mahmud, k1zgmhkla
$eyhulislam'1 once surgune gonderdi soma da idam ettirdi
ve masum olmasma ragmen Patrigi de ast1rd1.)
1892'de bag1ms1zhgm elde edilmesinden soma Patrik-
hane Yunan Devleti'ne olumsuz yakla~t1. Bunun nedeni,
buyuk bir olas1hkla, Yunan Kilisesi'nin, modern Yunanh
bilim adamlan tarafmdan "lstanbul'un kaybedilmesinden
soma ulusal bilirn;:lenmeyi beslemi~ olan Bizans gec;:mi~ini"
yok saymak olarak alg1lanan bag1ms1zhgm1 tek yanh ola-
rak elde etmi~ olmas1d1r.9 2 Gen;:ekten de Patrikhane'nin
1821 devriminde dogrudan rol oynad1g1m gosteren hic;:bir
somut kamt yoktur, ancak daha once belirtildigi gibi bu
nedenle bir Patrik as1lm1~ ve Yunan devrimciler daha son-
ra onu ~ehit ilan etmi~lerdir.93 Bu nedenle, kavramsal ve
90 Richard Clogg, "The Dhidhaskalia Patriki (1798): On orthodox Reuctionin
Frencu Revlutionary Propvganda", Middle Eastern Studies, V No. 2 (1969), s.
90.
91 Frazee, s. 8.
92 Amakis, s. 134.
93 Young (87) ~ok ag1r bir su~lama yaparak Patrikhane'yi "Balkan uluslanmn
ilerlemesini engellemekle itham etmi~tir"; "Turk cmperyalizminin aleti ola-
r
Osmanli Devlcti'nde Milliyet(iligin Sosya! Temelleri: Tabahadan Smifa ...

tarihsel olarak Yunan mi.lliyet<;iligi.ni.n dogu~;unu Patrikha-


ne'den ayn dti.$iinmek, bunu yeni gu<;ler tarafmdan yaraul-
rni~ modern sosyal ve politik bir hareket olarak tammla-
rnak, eski dini ve kulturel sembolleri ile baghhklan mo-
dern bir devlet <;en;evesinde yeni bir kimlik ve baghhk
olu$turmak i<;in bir ara<; olarak kulland1klanm du~unmek
daha dogrudur. Patrikhane'nin Megali ldea's1 -Bizans lm-
paratorlugu'nun yeniden canlandmlmas1- benimsenmi$ ve
daha soma Yunan Ulusal Hukumeti tarafmdan tamamen
di~ politika ama<;lan i<;in kullamlm1~t1r. l<;eride ise, Yuna-
nistan bir Bizans devleti degil ulusal bir devlet olarak geli$-
mi~tir.
Yunan ulusal hareketinin ger<;ek ideolojisi ve liderligi
yabanc1 ulkelerde yerle$ik hale gelmi$ tli.ccarlar arasmda
geli~mi$tir. K1smen Bau'nm politik fikirleriyle beslenmi~
ve once Rusya, daha soma da diger Avrupa iktidarlan tara-
fmdan desteklenmi$tir. Philiki Hetaieria Odesa'da ya$ayan
ve a<;ik<;a Rus resmi desteginden yararlanan ti.<; zengin Yu-
nanh tli.ccar -Nikolaos Skufas, Athanasios Cakalof ve Em-
manuel Ksarthos- tarafmdan kurulmu$tUr. Cemiyet Orta
Avrupa'da $Ubeler ac;;m1~ ve ticari ili~kileri sayesinde Os-
manh lmparatorlugu'ndaki birc;;ok Rum kolonisiyle baglan-
nlar kurmay1 ba~arm1~t1r. 94 Cerni.yet, entelektti.el duzeyde
en <;ok lzmir dogumlu, hayatmm buyuk bir bolumunu
Fransa'da ge<;irmi$, Bizans ve eski Yunan konusunda Banh
goru~leri benimsemi.$ olan Adamantios Korais'den (1748-
1833) yararlanml$llr. Kavais gunluk konu$ma dili ile kla-
sik Yunancay1 birle$tirerek edebi bir dil yaratmaya <;ah$-
m1$lH. Yunan klasiklerinin onun tarafmdan bastmlmas1
Yunan milliyet<;iligi. i<;in edebi-linguistik bir temel olu$tur-
mu$tur. Duygusal a<_:1dan ise, hareket devrimci bir $air
olan ve Fenerli yoneticileri.n hizmetine girerek Orta Avru-
rak Rumlannki de dahil olmak uzerc butun milliyet1;ilik harcketlerine engeldir'",
s. 26-27
94 Gewehr, s. 22'den itibaren

\ 165
Osmanh'da Degi~im, Modcmlqme ve Ulusla~ma

pa'da dola~an Rigas Ferreos tarafmdan beslenmi~tir.


l 794'te Viyana'ya gitmi~ ve buradaki Yunan cemaati ken.
disine bir tertip haz1rlamak gorevini vermi~tir. Avusturya-
hlar tarafmdan yakalanm1:;; ve Osmanh yonetimine teslirn
edilmi~tir. Belgrat'ta idam edilmi~tir. Fakat geride, :;;iirle-
rinde yer alan ve daha soma ayaklanmalarda kullamlacak
olan birle:;;tirici sembolleri bir devrim miras1 olarak bnak-
m1~nr. Aslmda Rigas, Bizans "Megali ldea'sma" inananlar-
dan ve her ~eyden once kutsal imparator yerine Frans1z
modeline uygun cumhuriyet<;;i kurumlarla olu:;;turulmu~
bir Bizans hayalini ger<;;ekle:;;tirmeye <;;ah:;;anlardand1r. 95
Yunan devrimi iki yerde ba~lam1:;;t1r. Yapay baz1 bag-
lanulara kar:;;m, <;;1k1:;; noktas1 ve sosyal felsefesi a<;;ilanndan
iki farkh hareket soz konusudur. Yakmlarda yap1lan belge-
sel ara:;;tirmalara gore birinci devrime Rus kabinesinde ka-
rar verilmi:;;tir. 96 182l'de Kmm'da <;:arm ordusunda bir su-
bay olan Komutan Aleksandr lpsilanti tarafmdan ba:;;lanl-
m1:;; ve guneye dogru yuruyu:;;u Eflak'ta engellenmi~tir.
Bureada, Tudor Vladimirescu ve koyluleri Fener'e kar:;;1
ayaklanmi:;;n. 97 Daha soma, lpsilanti tarafmdan olu:;;turu-
95 Clagg, 90.
96 Andrei Oteta, "L'hetaire d'ilayn-a cent cinquente ans" (1965), s 249-64. Bu
gorii?im Yunan devrimini kii<;iilttugunii one siirerek pek inandmc1 olmayan
?ekildc reddeder. A. ]. Despotopoulos, "La revolution grecaue, Aleandre
Ypsilantis et la politique de la Russie", Ballwn S1udics, Vil, No. 2 (1966).
97 Eski, sosyalizm yanhs1 Romen tarihleri Vladimirescu'nun Fener yonetimine
kar~1 ayakland1gm1 gosterir. Bir Romen siyasi lidcri ve aydm1 olan Nicolac
Balvescu, Romanya'da sosyalist rejim ~6kiinceyc kadar bu g6rii~ii savunmU$·
tur. Daha sonralan, Vademirescu konusundaki ara~t1rmalarda olaganiistii bir
art!? olmu~tur. Andrei Oteta, Tudor Vladimircscu si Mi~caisa Etcrista in Tarih
Romanesti 1821-1827 (Biikre?, 1945) bunlardan biridir Diger bilim adamla-
nnca da desteklenen sav1 Vladimirescu'nun ba?kaldmsmm H1ristiyan halk1-
nm Osmanhlara kar~1 giri~tigi halk miicadelesinin bir pan;ast oldugu yolun-
dad1r. Fakat, diger belgelcr Vladimirescu'nun lpsilanti ayaklanmasmdan ha-
beri dahi olmad1gm1 vc hareketinin gen;ek anlamda kendi anavatanmdaki
sosyoekonomik ?artlardan kaynaklanan yerel bir hareket oldugunu gosterir.
Daha sonra Oteta, makalesinde (96'ya bkz) lpsilanti ayaklanmasmdaki Rus

\ 166
Osmanl1 Devleti'nde Milliyeti;;iligin Sosyal Temelleri: Tabakadan Srnifa ..

Jan bir mahkeme 27 May1s 182l'de Vladimirescu'yu idam


etmi~tir. Fakat lpsilanti'nin kendisi tarafmdan ba~lattlan
ayaklanma uluslararas1 tertiplerden korkan Ruslar tara-
findan tanmmam1~tlr. Ordusu yenilgiye ugram1~ ve ka\:-
rnak zorunda kalm1~tlr. Bu olaylar Eflak ve Bogdan'daki
fener yonetiminin sonu olmu~ ve lpsilanti ise gO.neye
ka\:rn1~11r.
lkinci ve ger\:ekten anlamh Yunan devrimi yine
1821'de koklo. sosyal nedenlerle ba~lam1~tlr. Mora'da (Pe-
loponnesos) 40.000 Turk 3 milyon stremmata toprak sahi-
bi, buna kar~1hk 360.000 Rum yalmzca bir-bir bu\:uk mil-
yon stremmatahk toprak sahibiydi. Topraks1z insanlar ar-
tan hububat fiyatlan ve enflasyondan s1kmt1 \:ekerken top-
rak agalan zenginliklerine zenginlik kauyorlardi. Aynca,
c,:ok say1da Arnavut Peloponnesos'ta tefeci olarak yerle~­
mi~, koylulerin topraklanm gasp ederek kac,:malarma ne-
den olmu~lardi. Hasan Pa~a durumu duzelttigi zaman za-
ten yeterince zarara ugram1~ durumdayd1lar. Peloponne-
sos'taki devrim padi~aha hizmet eden ve kar~1hgmda baz1
katk1sma dogru bicimde deginir. Oteta'mn Valdimirescu'nun ba~kaldmsmm yo-
rumundaki farkhhklan tammlar, fakat bunu lpsilanti'nin ba~ans1z hareketten ba-
g1ms1z dii~iinemez Biitiin bu gorii~lerini Andrei Oteta, "Tudor Vlaclimirescu
dens la perspective de l'historiographic Roumaire" (Reune Rohmairc d'Historic, X,
No 1 [1971]), s. 3-24, adh eserinde toplanm1~t1r (Tudor Vladimirescu si revolu-
tia din 1821 (Biikre~ 1917). Romenler l 964'te biitiin bu gorii~leri yansuan bir
film olan Tudor'u cekmi~lerdir. En ba~mdan itibaren Turk gorii~ii lpsilami ayak-
lanmasmm Ruslar tarafmdan planlamm~ ve k1~kirt1lm1~ bir hareket oldugu yol-
lundad1r. Vladimirescu'nunki ise Fener yonetiminin adil davranamamasmdan ve
Eflakhlar iizerinde uygulad1g1 bask1lardan kaynakland1gm1 du~iinmektedirler.
Padi~ah burada da emrindekilerin, aynen S1rbistan ve Bulgaristan'da (Vidin) ol-
dugu gibi yetkilerini kotO.ye kulland1klanna ve halka bask1 yapuklanna inan-
maktad1r Padi~ah gorevlerini reayamn korunmas1 gerektigi esas felsefesi cen;e-
vei;indc mur.alaa ctmektedir. Vladimirescu'nun yanda~lannm Tuna'rnn kuzeyin-
clc:ki bolgcdc Pa~•·anoglu'nun akmlanndan cok rahatstz olduklanrn belinmek ge-
rck1r. Hulganstan ve Sirbistan'dakilerle birlikte bu ayaklanma padi~ahm Yeniceri-
lt>ri r.lag11111asmda, ayanhgt feshetmesinde ve bir dizi reform onlemi
ba~latmasmda onemli rol oynam1~t1r
Osmanh'da Degi~im, Modcrnlqme ve Ulusla~ma
l
ayncahklara sahip olan O.st sm1ftan bir gruba da yoneltil-
mi~ti. Yerel halk onlardan "sunnetsiz Turk" diye sbz edi-
yordu.98 Burada en etkili harekete gec;irme rolu Kilise'deki
list sm1f din adamlannm tersine Frans1z Devrimi'ne sempa-
tilerini ac;1kc;;a gosteren alt sm1f din adamlannca oynand1.
Yunan devrimi, adalarda ya$ayanlarla kna karasmda
ya~ayanlar, list ve alt sm1f din adamlan, gemi sahipleri ve
toprak c;;1karlan olanlar, dag c;;eteleri ile $ehi.rli Fenerliler
arasmda ya$anan oldurucu mucadelelerle $ekillendi. Ku-
zeyde asi. Tepedelenli Ali Pa~a'ya kar~1 sava$an Osmanh or-
dulan devrimcilerin Peloponnesos'a ula$ma ~ansm1 k1s1tla-
d1. Peloponsesos'taki devrim, ortak din ve dil baglan ile
yapay bir $ekilde birle~mi$ birbirinden tumuyle farkh
gruplar arasmdaki sosyal c;;au~manm en olaganustu ornek-
lerini i.c;;erir. Aym zamanda iki devlet kavram1 arasmdaki
mucadeledir. Kilise kendisini siyasi otoriteye adayarak
halk O.zerindeki geleneksel s1k1 kontrolunu surdurmek is-
Lerken dinle ilgisi olmayanlar, gerilla liderleri, gemi sahip-
leri ve diger c;;1kar gruplan kilisenin dini konular O.zerinde-
ki otoritesini sm1rlamaya c;;ah~m1~t1r. 1833'te kilise toprak-
lannm onemli bir bolumune el koymu~lard1r. Hatta (1822
Anayasas1'nda bnerilen) Basilika'mn bag1ms1z bir yarg1 or-
gam olmas1 fikrinden bile vazgec;;ilmi~tir. Fakat daha sonra
sekiz bakanhktan biri dinle ili~kiliydi ve ba~ma Piskopos
Androusah Joseph getirildi. Kilise ile devrim liderleri ara-
smdaki anla~mazhk bir sure sonra 1827'de Trizana'da yap1-
lan OzgO.r Yunanistan Kurultay1'nda c;;ozuldu. Kilise temsil-
cileri Kurultaya kilise kanunlanm korumak ic;;in bir dizi 6n-
lem sunmaya c;;ah$l!, fakat bunu yapmalanna izin verilmedi.
Anayasamn son $eklinde ise din adamlanmn sivil, askeri ve
siyasi i~levleri yasakland1. Boylece, Trizana toplant1s1 siyasi
gucun kontrolune laik unsurlan kesinlikle yerle~tirmi~ ol-
98 Stavrianos, s. 279-80.
Osmanli Devleti'nde Milliyet(iligin Sosyal Temelleri: Tabahadan Smifa ...

du. Bu noktada, devrim liderleri Turklere kar;;1 yuruttukleri


yay1lmac1 politikalannda halkm dini baghhklanm kullan-
maya ba~lad1lar. Kilisenin yetkisini k1s1tlayan Kurultay'm
ba~kam, aym toplanuy1 anla~mazhgm dini ozellik ta~1d1gm1
vurgulay1p butun Hiristiyanlara c.;agnda bulunarak sona er-
dirmi~tir. Hlristiyanhga kar~1 Turklerin i~ledikleri suc.;lan
51 ralam1~tlr: "Efendimizin du~manlarma kar~1 sava~1yoruz
ve onlarla hic.;bir ~ekilde ve hic.;bir yerde ortak bir topluluk
kunnayacag1z ... Sava~1m1z saldm anlammda degildir, biz
kendimizi koruyoruz; bu, adaletsizlige kar~1 bir adalet sava-
~1dlf ... H1ristiyanhgm Kuran'a kar~1 sava~1d1r ... akhn ak1ls1z-
hga ve tiranhk vah~etine kar$1 sava~1d1r. "99 1884'te Yunan
Kilisesi (arnk bag1ms1z bir organ olmu$tu) ile Istanbul Pat-
rikhanesi arasmdaki ili~kiler Yunan ulusal devletinin siyasi
emellerine uygun bir tarzda duzenlendi. 1844 Anayasas1'yla
"Yunanistan Kralhg1'nda hakim inancm Buyuk Ortodoks
dini oldugu" ilan edildi. "Fakat Konstantinopolis'teki Bu-
yuk Kilise'ye c.;ozulmez bir bagla bagh olmasma ragmen Yu-
nan Kilisesi ozerktir ve kendi egemenlik haklanm diger bu-
tun kiliselerden bag1ms1z olarak uygular ve bir kutsal pis-
koposlar kurulu tarafmdan yonetilir" denildi.100
Kendisine bagh bag1ms1z bir kilisesi olan bir Yunan
ulusal devletinin kurulmasmm lstanbul'daki Patrikhane'ye
bir darbe indirdigi ve onu Helenizm adma ustlendigi bu-
tun dini ve politik iddialardan annd1rd1g1 ortadad1r. Anla$-
mazhk devletle ilgili kokten farkh kavramlardan dogmu~­
tur. Yunanistan, Helenizm davasm1 gunluk dini uygulama-
lara dayandirmadan, fakat Ortodoks H1ristiyanhg1 kendi
politik-tarihi yorumunun 1~1gmda tek ba~ma surdurmek
istemi~tir. Sonw;ta, Ortodoks Hiristiyanhg1 Yunan orto-
doksisiyle e~anlamh hale getirmi~ler ve Bizans tarihi ile bir
butOn olmu~lard1r. Yunan ulusal devleti ic,;in dil yalmzca
99 rrazee tarafmdan almu yap1lm1~t1r, s. 69.
100 Age, s. 164.

i 169
Osmanli'da Degi~im, Modernlqme ve Ulusla~ma
i
bir ileti~im arac1 olmaktan c;;1km1~, milliyetc;;iligin ve Yu-
nanhhgm tek sembolu haline gelmi~tir.
Diger yandan Patrikhane, gec;;mi$te fazla bir direni$le
kar$1la$madan c;;ok say1da Slav1 dil ac;;1smdan kayna$tird1g1
ic;;in (daha soma bunlar Yunanh olarak kabul edilmi$ler-
dir) kendi yetkisi altmdaki kiliselerde Yunan dilini kullan-
m1$tir, zira dil -Yunanca- bir etnik grubun belirgin bzelligi
olmaktan c;;ok dini ileti$imde hic;;bir ulusa bagh olmayan
bir arac;; olarak gorulmli$tlir. Bu nedenle, Yunan ulus-
devletinin kurulmas1 ve Yunan milliyetc;;iliginin etkin bi-
c;;imde ortaya c;;1k1$1 Yunanh olmayanlarm kendi dillerini ve
etnik kimliklerini koruma kararhhklanm daha da guc;;len-
direrek Balkanlar'daki Helenle$tirme surecini yava$latml$-
tlr. Aynca, Yunan devrimi lstanbul'daki Patrikhane'yi ger-
c;;ek gucunden yoksun b1rakm1$ ve onu, Osmanh yoneti-
minde ve bu yonetim nedeniyle ozel bir statu elde etmi$,
Osmanh Devleti ile birlikte gliclinli ve prestijini kaybet-
mi$, hem Osmanh Devleti hem de kendisi milliyetc;;iligin
kararh etkisine yenik dli$IDU$ bir kurum olarak ortada b1-
rakm1$tlr. Kendi sonunu bekler gibi ve Osmanh ba$kentin-
de hukum sL'tren politik hava nedeniyle Patrikhane 1849
y1hna kadar Yunanistan ulusal hukumetiyle ili$ki kurma-
m1$llr. Bir ulus-devlet olarak kurulmasmm verdigi guc;;le
Yunanistan Helenizmin sozcusu olarak davranmaya ba$la-
ml$ ve Patrikhane'nin siyasi faaliyetlerine imkan b1rakma-
m1$tlr. Daha sonralan, Yunanistan milliyetc;;ilik ve toprakla
ilgili emellerini Patrikhane'nin teritoryal yetkileriyle birlik-
te belirlemi$tir. Onceleri kutsal, dini ve politik bir ideal
olan etnos (irk ya da millet) fikrine dayandmlan Yunan
milliyetc;;iligi, tarihsel olarak smirlan Kilise'nin (Patrikha-
ne) yetkileri dahilinde belirlenen ethnos'un temeli olan pat-
rida (anavatan) fikriyle yeniden duzenlenmi$tir.10l
101 Mario Rinvolucri, Anatomy of a Church, Greek Orthodoxy Today (New
York, 1966). Tersi goru~!er i(in bkz. S. M. Sophocles, The Religion of Mo-
dem Greece (Selanik, 1961), Runciman, 11. Boliim.

I 170
Osmanl1 Devleti'nde Milliyct(iligin Sosyal Tcmclleri: Tabahadan Smifa ...

Yunanistan'm ve Yunan Ulusal Kilisesi'nin Patrikha-


ne'nin egemenligini kabul etmedigi tarihle kamtlanm1~ bir
gen;ektir. Bu nedenle, Osmanh Devleti'ne kar~1 verilen ba-
~anh Balkan Sava~1'ndan ve yeni topraklann kazamlmasm-
dan soma 1912-13'te, eskiden lstanbul Patrikhanesi'ne
bagh olan Makedonya, Trakya ve Ege adalan kiliseleri Yu-
nanistan Kilisesi'ne baglanm1~t1r. Yalmzca Athos manastir-
lan lstanbul Patrikhanesi'nin yonetimine b1rak1lm1~t1r. l~in
ilginc; yam, padi~ah, Yunan devrimini Rusya tarafmdan yu-
reklendirilen bir ayaklanma olarak gormu~ ve c;okuluslu
devletlerin varhgm1 ciddi ~ekilde zay1flatan milliyetc;iligin
buyuk gO.cunun ayirdma varamam1~llr.
1827'de MlSlrh Mehmed Ali Pa~a'nm oglu lbrahim Pa-
~a tarafmdan hemen hemen bastmlan Mora ayaklanmas1
1829'da yapilan Edirne Ban~ Antla~mas1'yla ba~anh bir ~e­
kilde sonuc;lanm1~llr. Ruslar (kendilerine ozgu stratejik ve
ekonomik nedenleri olan lngilizlerin yard1m1yla) karada
Osmanh kuvvetlerini yenilgiye ugratm1~lar, Navarin'de do-
nanmas1m yok etmi~ler ve Yunanistan'm bag1ms1zhg1m ke-
sinle~tirmi~lerdir.102
Osmanh Devleti'ndeki sosyopolitik olaylarn~ k1sa ana-
lizleri 182l'deki Yunan ayaklanmasmm koklerinin her
102 Ban'mn Yunanistan'1 desteklemesinde zamanm Osmanl1 a~iret ve devleti
D.stD.ne uzman olan, Urquhan'm giirD.~lerinde a,1kc;a giiruldugu gibi iizgur-
luk ve Hclenik mirasa bagbhgm yanmda, baz1 pratik ticari ama,Iar da var-
d1r. "Turkiye ile yapt1g1mtz ticaretin bu.tun amac1 iki noktada toplanmakta-
dtr: Ticaretin Levant ~irketlerinden bag1ms1z yuriHD.lmesini saglamak ve
Yunanistan'1 Turk boyundurugundan kunarmak. Karada ve denizde Yu-
nanlilar urunlerimizi Tt\rkiye uzerinden Levant ve Karadeniz sahillerine
yayacaklard1r. Onlar Dogu ve Ban dunyalannm gen;ekle~mesini bekledik-
leri ticaret baglanm olu~turacaklard1r. Yunanistan lngiliz mallannm Avru-
pa, Asya ve Afrika'y1 saran biilgelere dag1ulmasmda en bu.yuk pazarlardan
biri haline gclecektir David Urquhart, Turkey and /Ls Resources (Londra,
1833), s 187, 252. Urquhart'm giirD.~leri Yunan tuccarlannm i' ve d1~ pa-
zarlar arasmda arac1 olarak kullamld1gm1 dogrulayan c;agda~ bir Yunanli
Marksist tarafmda da desteklenmektedir. N. Hadzipandelis, "Naissance et
developpement de l'etat Contemporain Gree", Etudcs Historiques, No 2-3,
s. 109-38.

J 171
Osmanh'da Degi~im, Modcmlc~me ve Ulusla~ma

$eyden once Osmanh sosyal yapilanmasmdaki sosyal fark-


hla$maya ve ulke d1$mda ve ic;:inde orta s1rnf tD.ccarlann
ortaya <;1k1$ma kadar uzand1g1m gosterir. Aynca, aym ko-
$Ullardan kaynaklanan ve eski Bizans devletinin yeniden
canlandmlmasm1 amac;:layan dini milliyetc;:iligin ba$lang1c;:-
ta Patrikhane ve Fenerliler ve daha sonralan modern Yu-
nanistan'da geli~en ~ekliyle laik milliyetc;:ilikle beslendigini
de gosterir. Bu nedenle, Patrikhane'nin ayagm1 kayd1rarak
Yunanistan kendisini onunla ozde$le$tirmi$tir. Fakat bunu
yaparken, romantik tarihsel imaj1 ile azgeli$IDi$ halkm sos-
yopolitik gerc;egi arasmda bir dizi ikilemler, c;eli$kiler ve
c;atl$malar yaratarak gerc;ek sosyal hedeflerinden uzakla;;-
mt$tIL

Balkanlar'daki ulusal uyam$m sosyal kokleri bolgedeki di-


ger politik devrimlerde daha da ac;1k $ekilde gorulur. Avus-
turya'daki Sirp cemaati, hemen hemen onsekizinci yuzy1-
lm sonlanna kadar Osmanh Devleti'nde ya;;ayan Sirplar
arasmda bulunamayan bir milli kimlik duygusuyla dolu
bir tuccarlar ve aydmlar grubu olu$turmu$lUr. Olke d1~m­
da ya~ayan S1rplar, Osmanh S1rplan ile, bunlarm sosyal
ko$ullan milliyetc;i fikirlere kar$1 daha ahc1 olacaklan bi-
c;imde degi$inceye kadar milli fikirlerini payla$ma olanag1
bulamam1$lard1r. 1804 Sirp devrimi, Stavrianos'un da be-
lirttigi gibi, onlar i<;in yuk te$kil etmeyen Turk yonetimini
sorgulamadan veya kar$1 pkmadan kabul etmi$ olan koy-
lulerin sosyal hareketi olarak ba$lam1$Llr. 1804'te ayaklan-
maya ba$lad1klarmda bunu hukumetin sistemi nedeniyle
degil hukumetin dagm1khg1 nedeniyle yap1m~lardir. lmpa-
ratorluk hukumeti o denli etkisiz hale gelmi$tir ki uzak
eyaletlerin yonetimini surdurememeye ba$lam1$tir ve Belg-
rad pa$ahgmda anar$i ve terorizm yaygmla;;m1$t1r. 103 Pas-
vanoglu (padi$aha kar$1 ayaklanan Vidin ayam) yeni<;erile-
103 Stavrianos, s. 239.

172
r
I
Osmanh Devleti'nde Milliyet(iligin Sosyal Temelleri: Tabakadan Smifa ...

ri ayaklanmanm temel nedenini olu;;turdular. Yenic;eriler


ve feodal ordunun baz1 unsurlan Pasvanoglunun etrafmda
[Oplanarak Sirp ve Bulgar koylulere sald1rdilar, ellerinden
ropraklanm alarak birtak1m yeni vergiler uygulamaya ba;;-
!ad1lar. S1rbistan'daki ayaklanmarnn lideri olan Darde Pet-
rovic; (Kara Yorgi) Avusturya ordusunda askerlik yapm1~
ba;;anh bir domuz tuccanyd1. Pasvanoglu, bazen asi ayan-
lara kar~1 S1rp koyluleriyle ayrn saOarda sava~an pacli;;ahm
askcrleri tarafmdan yenilgiye ugraulmakla birlikte ayak-
lanma yaygmla~ll ve bir sore sonra, ozcl\ikle uzun zaman-
dan beri daglarda ve uzak bolgelerde faal durumda olan
baz1 yasad1;;1 haiduk c;eteleri ve papazlar yonetimindeki ba-
z1 gruplar da dahil olmak uzere Sirbistan ic;inde ve d1;;mda
bulunan diger gruplan da ic;ine alarak geni;;ledi. Bunlar za-
man i\indc "ulusal" kurtulu~ ordusunun ternelini olu~tur­
dular, fakat bir sore soma ilk lidcrlerinin yerine ycni ko-
mULanlar gec;ti. 1807'den itibaren, Rusya'nm S1rplara des-
tek oncrmesinden sonra, $1rbistan'daki toplumsal protesto
bir ba~1ms1zhk sava~ma donu~tii. Aslmda k1sa bir sore
sonra bu teklif diplomatik nedenlerle geri c;ekildi, fakat yi-
ne de S1rp ayaklanmasmm surme nedeni Osmanhlar ile
Ruslar arasmdaki ezcli rekabetti. Sonw;ta, (Kara Yorgi'yi
uzakla~llrarak) S1rp hareketinin ikinci a~amada lidcrligini
Ostlenen zengin lliccar ve dirayetli diplomat Milo~ Ohre-
novi<; bir ol<;udc ozerklik kazand1. l850'lerden sonra orla~
ya c;1kmaya ba~layan gerc;ek milliyetc;i hareketlerin etkisi
altmda ve Osmanhlann Rusya'ya yenilmesi uzerine Sirbis-
tan 1878'de tam bag1ms1zhg1m kazand1.
Sosyal uyam~1yla birlikte Sirbistan lstanbul'daki Pat-
rikhane'nin evrcnsel fikirlerinden ziyade kendi halkmm
yercl cmik ve linguistik ozelliklerine dayandmlnn~ laik
edebi bir harekete sahne oldu. Slav trkmdan olan Strplar
yozy1llar boyunca Bulgarlarla birlikte bir yanclan kendi
piskoposluk b6lgelerindeki Rum kokenli din adamlarm1

j 173
Osmanlt'da Dcgi~im, Modemlc~mc ve Ulusla~ma

desLeklerken, digcr yarn.Ian Patrikhane'nin kcndilcrini He-


lenl~tirrnesine kar~1 direnmi~lcrdi. S1rplar k<Jyli1\eri Os-
manhlara kar:11 harekcte ger;irirken kiliseyi ve dini farkh-
hklan kullann11~ olmalarma ragmen, esas itibariyle ayd111-
lar seviyesin<le S1rp ulusal uyam~1, ba~hca sozculcri Dimil-
rijc Obroadovit; ve Yuk Karaji<; olan hir edehi Roncsans bi-
i;iminde laik bir harekeL olarak ba~lad1. Burada vurgulan-
mas1 gereken husus, Jaikligin kilise kanunlan111n yetersiz-
ligini, Sirplann l 766'da Pec'teki (lpek) S1rp Patrikhane-
si'nin kaldmlmasm<lan ve 51 rplarm zorla lstanbul'daki
Rum Ortodoks Kilisesi'ne baglanmalanndan duyduklan
ho~nutsuzlugu yansnm1~ur. Sirp devleLi ilc kilise arnsm<la-
ki iliskilcr, daha c:;ok evrcnsel anlamda faal hir kilisenin bir
ulus-devletin sm1rhhgma uyum saglayamamas1 nedeniyle
en ba~mdan itibarcn gergin olz11U$lt1r. 104 S1rplar kendi top-
raklarm1 ve kultO.rlerini yaygmla~Lirmak i<;in kcndi Patrik-
hanelcrinin gucO.nu et kin bic;imdc kullanm1~lard1r ( 1830'
da Bah1ali lstanbul Patrikhancsi'nc o s1ralarda halen Os-
manhlann konLrolOndc olan Bclgrad'daki kilise makamla-
rma S1rp adaylann da kabul edilmesi ir;in bask1 uygulamak
zonmda kalnnsur). Burlin bu sorunlar Bizans rarihi mira-
s1yla hic;bir baglantl51 olmayan laik Sirp dcvletinin lehine
olmak Ozerc k1sa zamanda \ozomlenmistir. Boylccc, Sir-
bistan ve daha sonra Bulgaristan ac;1smdan, on<lorduncO.
yuzy1lda Turk i~galinin oncesindcki, kendi tarihsel dcvlet-
lerinin dili, etnik kOILOri.1 ve amlan ulusal kimliklcrini
olu~tunnada b~lang1c; noktas1m olu~Lunnu~tur. Din ikinci
planda kalm1~llr. Kilisc tarihi onlann ulus-devlet olma he-
dellerini ko~;ulland1ran tcmel gui; olarak kabul cdilmemi~
104 Bkz. L. lfadrnvcis, l.r l'ucplr serl1c t'/ son cgli51' sous la domination 111n1uc
(P;1ris, 1947). Jean Mousset, Lr Scrblc rl wm •',i:lise (Paris, 19.38; D. .Jela-
\<ich. "Some Aspects of Serbian Religions Devrlopmc111 In The Eighteenth
Century", Clumh lllswry XXJll (Haziran 1954), s. 3-11. I'. lrbr ve G. M.
Mck~nzh.'. T'hr ·rurks, 1hc Grtd1s, <Ind tilt Sl11vur1s: TRavrh in d1c Slavonic
Provinces oj J'url1cy In Europ.- (Londra, 1867).
r Osman/! Devleti'nde Milliyet(iligin Sosyal Temelleri: Tabakadan Sm1fa ...

(Yunanistan'da Bizans Patrikhanesi apsmdan durum bu-


dur ), onemli bir unsur olmakla birlikte ulusal kultii.rleri-
nin dokusuna girmi~ bir unsur olarak gorulmu~tur.
Sirbistan'da milliyet\:iligin dogu~uyla ilgili son bir hu-
susa, aydmlann oynad1klan role k1saca deginmek gerekir.
Din adamlanyla yakm ili~ki i\:inde faaliyet gostermelerine
ragmen Sirp aydmlan bir sure sonra bu unsurun yerine
egitim sistemini ve burokrasiyi ge\:irmeyi ba~arm1~lard1r.
Bu sistem dogmakta olan ulus-devletin hedeflerini laik te-
rneller uzerinde olu~turmu~, etnik kultur ve dil baghhkla-
n, tarihi amlar, dini semboller ve degerler modern ulusal
kulturle harmanlam1~tlr. Aydmlar <la sayica giderek art-
makta olan okur halka yeni fikirler a~1lamak yoluyla ileti-
~im surecinde 6nemli bir rol oynam1~lard1r. Zaten bu ilk
a~amada bile, aydmlar arasmda tilccarlarla, orduyla, mah-
kemeyle ve kiliseyle veya koylulerle i.li~kili. baz1 gruplan
ayirt etmek gii\: olmam1~tlr. S1rp aydmlann ulus olu~turma
surccinde ve daha sonra kendi uluslannm ideolojik ve poli-
tik kaderini tayin eune konusunda rol oynamalan modern
ulus-dcvle1e ozgo ycni bir politika a:;;amas1yd1.
Bulgarlann dururnu Sirplardan vc Rumlardan farkhy-
d1. Bulgarisrnn Balkanlar'da Osmanll Lopraklanmn ,ekirde-
g,ini olu~turuyordu. Bulgaristan l 878'de i'.lzcrkligini kaza-
nrncaya kadar ulkede Tllrk.-;e konusan nO.fus i;ogunluktay-
d1. Bulgar tuccar, sanatkar ve toprak agas1 ona sm10an on-
dokuzuncu yuzyilda nispcten iyi bir gelisme gosterdi, zira
reformlar vc endOstrilcsmeyle i\gili olarak alman ekono-
mi k 6nlcmlerden yararland1. Bulgar orta sm1fm111 durumu-
nu iyice gu\:lendirmeden once i\:inde bulundugu durumu
koklu ~ekilde degi~tirrnek isterneyi~ini anlamak kolay. (,o-
gu zarnan kulll::uel a<;1dan Rumlarla ozde~le~tirilmi~ olan
lstanbul, EOak vc Rusya'claki Bulgar tii.ccar cemaatleri
1820'lerde milli bilin<;lenme belirtileri gostermeye ba~lad1-
lar. Esasen reform egilimli insanlard1; yani Bulgarlann so-

175
Osmanli'da Dcgi$im, Modemle5me ve Ulusla$ma

runlanna Osmanh Devleti c;erc;evesinde bir c;oziim bulma-


ya c;ah;;ular. 1850'lerde faal hale gelen Bulgar aydm sm1fi
kismen ulke d1~mdaki, Biikre$ ve Rusya'daki tliccarlarla,
kismen de Bulgaristan ic;indeki alt diizey orta sm1fla bag-
lantilar kurdular. <;:ogu Rusya'da egitim gordii. 1850-76'da,
500 Bulgar ogrenci Rusya'da egitim bursu aldi. Rakovski,
Botev ve Levski gibi Bulgar aydmlan milliyetc;i ve devrimci
olarak ortaya c;1kular ve dogrudan militan eylemlere giri~­
tiler. Bunlarm radikalizmi, sosyal ac;1dan degi~ime hazir ol-
makla birlikte Osmanh lmparatorlugu'ndaki Bulgar orta s1-
mflannda veya hatta koyliiler arasmda pek miittefik ka-
zand1rmad1. Ozellikle Bulgar cemaat liderleri degi$im ve
reform istegiyle ~ikayette bulunuyorlard1. Cemaat liderleri
dahil olmak iizere Bulgar koyliileri, Pasvanoglu ayaklan-
mas1, Kircali c;eteleri ve Sipahilerin bask1lan yiiziinden
1790-1805 doneminde kitle halinde tehcire ugradilar.
1804'te bunlarm c;ogu Sirp koyliilerle birlikte ko$ullara
kar;;1 ayakland1, fakat yetersiz liderlik nedeniyle toplumsal
ho;mutsuzluklan milliyetc;i ayaklanma haline donii;;tu. <;:o-
gu iilke d1;;mda ya;;ayan Bulgar devrimci aydmlar tarafm-
dan yonetilen birc;ok kiic;iik yerel ayaklanma ya$and1, fakat
hep smirh ba~an elde edildi. Bulgar ulusal ozerkligi daha
c;ok 1877 Rus-Osmanh Sava;;1'nm ve 1878 Berlin Ban~ Ant-
la;;mas1'mn sonucu olarak ortaya c;1kt1. Ashnda Bulgar ulu-
sal bilinc;lenmesinin Osmanh Devleti'nin yonetimindeyken
geli;;mi;; olmas1, linguistik, tarihsel veya dini nedenlerle
kendilerini Bulgar ulus-devletiyle ozde;;le;;tiremeyen baz1
marjinal gruplarm bir araya gelmelerini saglad1. Ornegin,
Makedonya'daki baz1 gruplar Bulgarca konu~tuklanm ka-
bul etmi;; olsalar bile Bulgaristan'm parc;as1 olmak isteme-
diler. Bu ko;;ullar ve Rum Patrikhanesi'ne kar~1 giri;;ilen
kultiirel ve dini rnucadele Bulgaristan'm ulusal uyam;;m1
geciktirdi.
r Qs111anl1 Devlcti'nde Milliyeti;:iligin Sosyal Temelleri: Tabaliadan Sm1fa

Osmanh hukumetinin izledigi politikalar, dogal ola-


rak yukanda anlatilan geli~melerde yans1ma buldu ve iste-
rneden de olsa Balkanlar'da ve Ortadogu'da milletlerin ve
rnilliyetc;;iligin geli~mesine yeni bir h1z katti. (Yunanis-
tan'm bag1ms1zhgma, S1rbistan'm ozerkligine ve 1878'de
ugramlan Loprak kaybma ragmen Osmanh Devleti, Orta-
dogu'da son ana kadar ve Balkanlar'da 1913'e kadar buyuk
Biristiyan gruplar ic;;erdi.) Gerc;;ekten de, III. Selim'in
( 1789-1807) ve II. Mahmud'un ( 1808-1839) yenic;;erileri
kaldmnak (1826), modern bir ordu kurmak ve devlet ku-
rumlanm yeniden yapiland1rmak <;abalan ayanlann ve ce-
maal li<lerleri de dahil olmak uzcrc diger asi unsurlann g0-
dinl1 lmmay1 ve giderek daha karma~1k hale gelen bir top-
lum un beklemilerini lattnin edecek bir hukume1 sis1emi
yaratmay1 amac;;lam1~nr. Zaman i<;inde sosyal ve kulturel
bUtunlukten ve ideolojik birlikten yoksun bir modern
merkezi hukumet bic;;imi ortaya c;;1km1~ur. Osmanhlarm
gec;;rni~ uygulamalan baglammda merkeziyetc;;ilik -yani hu-
kumetin o ana kadar ilgi alam d1$mda kalan bir dizi yeni
gorevler ve sorumluluklar ustlenmesi- butun cemaatlerin
i$lerine kan~mak anlammdayd1. Bu mudahale Osmanh yo-
netirninin en onemli ilkesini zay1flattl: Bu, baz1 dini ve et-
nik gruplann o ana kadar yararland1klan k1srni ozerklik-
ti.105 Degi~en bu ko~ullara cevap verebilmek ic;;in yap1lan
en onemli giri~im 1839 Tanzimat (yeniden yapilanrna)
Ferrnam'dir. 106 K1saca, Tanzimat'm hedefleri ve daha son-
105 David Urquhart durumu ilzetlemi~tir (d.n. 102, vii): "Yazar, Musluman ik-
tidanmn devamhl1grnm, yilnetimi alundaki i:dkelerin yerel yonctimlcrine
mlidahale etmemesin<le yamg1 a~1k\amasmm dogru oldugunu <llislinmek-
tedir."
106 Tanzimat'm O~nrnnh lmparn1orl11gu'nd~ki d~gi~imln b<1$lang1c1 dq~tl hir
ym1 urunu nldC1gu goru~u.nu savun<lum. IlkL Karpat (27l. 0 donemin on-
dc gdcn gt1zlemdlcrimlen <)Inn Ub1rini'nin de hu goru~1 destcklcmeklc ol-
dugunu du~unuyorum: Geneklc Ti1rklye·c1., rdcmmm b~fang1n Glllfmn~
Man-1 ltumayunu'na (1839) dayandmlir. Bu 1am1 1amm11 kcsm hir 1arih
degildi1 Ashnda reformun ger~ek ba5la11c1s1 Abdulmecid degil, Mah-

I 177
I
Osmanlt'da Degi~im, Modernle~me ve Ulusla~ma

ra izlenen politikalar $Unlard1: Olke i<;:inde ve d1$mda mer-


kezi hukumetin otorite5ini yeniden te5i5 etmek; bir dizi
yeni 5orumlulugu u5tlenecek i$lev5el bir hukumet kur-
mak; 505yal yap1 i<;:indeki faaliyetleri duzenlemek, uyumlu
hale getirmek ve i;aU$malan <;:bzmek; butUn gruplann, kit-
lelerin can ve mal guvenligini 5aglamak ve zaman i<;:inde
u5t gruplara kar$1 onlarm de5tegine dayanmak (ayanlar ve
e5ki ordu $efleri dahil); daha liberal bir ekonomi politika51
benim5emek de dahil olmak uzere dogal kaynaklarm daha
akdc1 kullamlma5m1 saglayarak yeni gelir kaynaklan yarat-
mak. Bu hedeflere ula$mak i<;:in izlenecek yollar i5e $Unlar-
d1: Ekonomik a<;:1dan tUmuyle merkezi mali 5i5teme bagh
yeni bir burokra5i ve yeni bir ordu; gerekli per5oneli egit-
mek ic;in bir okullar 5i5temi ve yeni hukuk 5i5teminin
olu$turulma5Im 5aglayacak bir dizi yeni ekonomik ve 505-
yal onlem ve duzenlemeler. Fakat butun bu 5omut ad1mla-
rm arka5mda biri digerinden daha ciddi bir suru <;:bzulme5i
olanaks1z sorun yatmaktaydl. 05manh lmparatorlugu'nun
nihai ba$an51 politik, 505yal ve ekonomik burunlugun 5ag-
lanma5ma baghydL Aynca, fikren butun vatanda$lann
payla$acag1 ve birey ve grup olarak 05manh Devleti'nin ta-
rihi, arnlan, dili ve gelecekteki hedefleriyle ozde$le$IDi$
politik bir kimlik de gerekliydi. Uzmanhk i5teyen bir dizi
teknik gorevi yerine getirme5ine ilaveten hukumetten belli
bir etnik-dini grupla kulturel, dini ve dil a<;:15mdan ozde$-
le$mesi ve yetki kullammm1 buna gore ya5alla$tirma51 bek-
lenmekteydi.
mud'tur. Gulhane fermam yalmzca ara verilmi~ bir yonetim plamnm ilk
ad1mm1 atm1~t1r. Oyleyse derebeylerinin kaldmlmas1 ve yenii;:erilerin katli
kanh bir ilk ad1mdan ibarettir. Kraliyet pelerinini yirtmakta olan ve gor-
kemli yuruyunu engelleyen bu dikenli i;:aliy1 kestikten sonra Mahmud ken-
disi tarafmdan hazulanan ve duzle~tirilen zeminde yukseltmek istedigi ye-
ni yapmm malzemelerini toplamakla me~gul olmu~tur.]. H. Abdolonuyme
Ubicini ve Pavet de Courteille, Etat present de !'Empire Ottoman (Paris,
1876), S. 1-2.
Osmanli Devleti'nde Milliyet.;iligin Sosyal Tcmelleri: Tabahadan S1111fa ..

Osmanh devlet adamlan kar;;1 kar;;1ya olduklan sorun-


tarin ;;a;;1rtic1 bic,;imde net olarak farkmdayd1lar. Fakat be;;
yuzy1lhk imparatorluk yonetimi s1rasmda sosyal ve dini
gruplar bir digerinden ayn tutulmu;;tu ve butun kurumla-
n, ah;;kanhklan, sembolleri ve uygulamalan bir gecede de-
gi$tirecek guc,;leri yoktu. Bir donemde burokrasinin halk-
tan soyutlanmas1 devlet gucunun korunmasmda gec,;erli bir
degerken $imdi durum tlimuyle farkhyd1. Bununla birlik-
te, Osmanh yoneticileri poHtik ve ekonomik duzeyde bu-
ti.inle$tirici politikalar uygulayarak planlanndan baz1lanm
gerc,;ekle$tirmeye c,;ah$lllar. Fakat 1839'dan soma uygula-
nan bu politikalar birle;;tirici olacag1 yerde, H1ristiyan ve
Musluman gruplan c,;ogunluklar ve azmhklar olarak degi;;i-
me ugratarak ulusal uyam;;lannm ba$lamasma ve zaman
ic,;inde ulus haline gelmelerine neden oldu.10 7 Aslmda,
Tanzimat reformlanyla izlenen merkezile;;tirme politikas1
tek ve birle;;ik bir Osmanh ulusu yaratma yollan aramak
ii;;in ba;;latilm1;;t1, fakat Turkler ve Araplar da dahil olmak
uzere butlin etnik ve dini gruplann ulusal uyam;;mm ba$-
lamas1yla sona erdi.
Tanzimat Fermam'nda, Osmanhhg1 butiin tebaalar
ii;;in ortak yasal bir bag haline getirmek amac1yla H1risti-
yanlar ile Muslumanlar arasmda "e$itlik" vaat ediliyordu.
Bu e;;itligin hemen uygulamaya gei;;ilmesi olas1hg1 du;;uk
oldugundan, bu vaadin amac1 aslmda Avrupa ulkelerini
ho;;nut etmekti. 0 s1ralarda Muslumanlarm hakim durum-
da oldugu yegane alan hukumet hizmetiydi. Daha once de
belirtildigi gibi, yonetici sm1fa girmek ic,;in lslami inane,; on-
ko$uldu. Ondokuzuncu yuzyilm ortalanna kadar Muslu-
manlar ic;in siyasi guc,; onlann bzel olmazsa olmaz1yd1 ve
Musluman olmayan ticaret ve rneslek gruplarrnrn giderek
107 Cemaatten millete gci;:i~ konusunu Bernard Lewis biiyuk bir ustalikla cle
alm1~t1r. Emagrncc of Modem Turluy (Londra, 1968), boliim X.

I 179
Osmanl1'da Degi~im, Modernlqme ve Ulusla~ma

artan ekonomik gttcunc kar~1 csas dcngeleyici unsur duru-


mundaydt. Bu serer belirleyici bir i~arec olarak baz1 kural-
lar -HuisLiyanlann eskidcn sosyal cabakalan birbirinden
ay1rmak icin kullamlan helli bit;imde elhiselcr giyme ya <la
silah ta~1malanm engcllcme gibi- uygulanmaya ba~lan­
di.108 Bu arada, Osmanh hukumeti, "c?itligin" uygulanma-
s1 ac;;1smdan olanaklann k1s1th olmasma ve Rusya'da Mii.s-
lumanlar sbz konusu oldugunda pek var olmayan bir kav-
ram olmasma bak1lmadan "H1ristiyanlara C?itlik" verilmesi
yolunda d1?andan (bzellikle Rusya'dan) gelen baskilara
maruz kaldi.
Bir sure soma, bu bask1 sonucu 1856'da bir dizi re-
form yapild1. Bunlar kendi kendini yoneten cemaat brgii.t-
lerini ve MOsluman olmayan dini cemaatlerin geleneksel
brgulii.nO zay1f1att1 ve milliyetGiligin geli?mesini hizlanfhr-
di. Bu reformlar milliyet yasas1, milletlerin yeniden yap1-
landmlmas1, toprak yasas1 ve modern okullann ve ordu-
nun kurulmas1 ?eklinde ortaya Gtkt1. 1856 Islahat Fermam
Gogu yerde 1839 Fermam'nm devam1 olarak gorulor. As-
hnda, ferman GC?iLli uluslararas1 ko?ullann bir sonucuydu.
Ana hareket noktas1 ise 1839'da vaat edilen Muslumanlar
ile Hiristiyanlar arasmdaki "e?itlik" ilkesinin uygulanmas1
iGin gerekli bir dizi onlemin almmasmdan ba~ka bir ?ey
degildi. Ferman bOyOk ol<;Ode lstanbul'daki lngiliz BOyu-
kelGisi Stratford Canning tarafmdan tasarlanmI?LL Can-
ning Osmanh Devleti'nin, Muslumanhktan vazgeGilmese
bile koklu reform temeline dayah olarak yeniden canland1-
nlmas1 gorii.?ii.ndeydi.
108 Onsekizinci yuzy1lm sonunda H1ristiyanlara, (at binmemek bir tarafa) bclli
tipte giyinmek de dahil olmak iizere baz1 k1snlamalar dayattlmt~tlr. 13unlar-
dan baz1lan lll. Sclim'in sosyal tabakalan yeniden yap1lanchrma ve her ta-
bakaya mcnsup insanlann ozel giysiler giymeleri saglanarak aralanndaki
farkhhklann belinilmcsi i(in harcad1g1 bo~a giden i;abalardan kaynaklan-
m1~t1r. Ornegin, tiiccarlann kurk giymeleri yasaklanm1~ur; bu ayncahk
yalmzca devlet crkanma b1rak1lm1~nr.

180
Osmanli Devleti'nde Milliyct(iligin Sosyal Temelleri: Tabalwdan Smifa ...

Osmanhc1hk fikri, yani modern vatanda$hk anlamm-


da butiin tebaaya e$it yasal statu verilmesi, Tanzimat done-
minde Osmanh devlet adamlannm butunlugu saglamak
ic;:in dii$Undukleri ilkelerin en onemlilerinden biriydi. Fa-
kat gen;;ek yasa ashnda Musluman olmayan tebaanm kon-
solosluk yard1m1 ile yabanc1 vatanda$hga gec;melerini en-
gellemek ic;in ahnml$ bir onlemdi. 109 19 Ocak 1869 tarihli
yasamn I. maddesine gore, "Osmanh anne ve Osmanh ba-
badan dogan herkes veya yalmzca Osmanh babadan dogan
herkes Osmanh vatanda$1dir". Vatanda$hk ve tabiyet ko-
nulanndaki diger hukumler milliyet konusunda mevcut
uluslararas1 ilkeleri kabul etmi$tir. 110 Bu, kuc;umsenmeme-
si gereken hukuki bir geli$medir. Her $eyden once millet
mensubu olmaya hak kazanmt$ olan herkes ic;in baz1 hak-
)ar ve yuhimlulukler getirilmi$tir. Osmanh vatanda$hg1 la-
ik kimlik konusunda yeni bir hukuki kategoridir ve yeni
bir vatanda$ statusu yaratmt$tlr. Bir millet mensubu olmak
eski yasal ozelligini kaybetmi$ ve yalmzca dini bir baghhk
haline gelmi$tir. Bir ba$ka deyi$le, devlet milletin yasal,
kulturel ve egitsel sorumluluklanm ustlenmi$ ve milleti
cemaat ya da dini bir topluluk olarak birakmt$ttr. Hiristi-
yanlara azmhk statusu verilmi$ ve aruk "koylu" anlam1 ta-
$tmayan, belirgin bic;imde "H1ristiyan" olarak amlan reaya
olarak tammlanm1$lard1r.
1856 Fermam'nda her cemaatin ihtiyac;lanna gore mil-
let sisteminin yeniden yap1landmlmas1 ongorulmU$tUr.
Gerc;ekten de millet yalmzca ortak dini kimlik ta$1yan in-
109 Osmanlt tebaast bir vatanda~liktan vazge~ip bir ba~kasnu almak durumun-
da degillerdi-yalnizca kendilerinde olmayan bir ~ey veriliyordu.
110 Metin, George Young, Corps de droit Ottoman II c. (Oxford, 1905), s. 226-
29'da. Aynca bkz. Paul Ghali, Les nationalitcs Ottomans a la suite de la guer-
,-c (Paris, 1934); P Anninjon, Etrangers et proteges dans /'empire Ottoman I
(Paris, 1903); A Sc ho po ff, Les reformes et la pt otcclion des chteticns en Tw--
quic (Paris, 1904).

I 181
osrnarilt'da Degi~im, Modemlqrne vc Ulusla~rna

sanlardan olu~maktayd1 ve buna gore yap1landmlmahydi.


Reformlar arasmda en one \:Ikam din adamlanna sabit ma-
a? verihnesini ongoren hukumdu. Boylece, papazlann ken-
di cemaatlerinden toplad1klan vergiler kaldmhyordu. Bu
yeni onlemin alt s1mftan din adamlannm seviyesini yuk-
se!Lmesi, dini mevkilerin satilmasmdan kaynaklanan yoz-
la~maya son vermesi ve koyluler uzerindeki ekonomik
bask1y1 kaldumas1 bekleniyordu. Onlemin amac1 kendi
Rum din adamlanm desteklemek zorunda olan Makedon-
yah ve Bulgar koyluleri rahatlatmakti. Dogal olarak, bu bu-
rokratla?ma onlemi Rum din adamlannm tepkisini \:ekti.
1856 Fermam'nda her millete millet yonetimini zamamn
ilerleme ve aydmlanmasma uyarlamak i\:in kendi yoneti-
mini yeniden yap1landumas1 amac1yla bir komisyon kurul-
mas1 onerildi. 111 1\: i~;;lerine mudahale ettigi su\:lamalann-
dan ka\:mmak i\:in Osmanh hukumeti dogrudan eyleme
ge\:medi ve Ortodoks milletin din adamlannm once kendi-
lerini yenilemelerine imkan tamdi. Esas maksat be? metro-
po litin -geronte- ve Kilise Meclisi uyelerinin gucunu k1r-
maku. Bunlar, onsekizinci yuzy1lm ortalannda Ortodoks
milletin (artik Yunanh olarak amhyorlard1) ger\:ek liderleri
haline gelmi? Rumlard1 ve s1radan insanlann kendi cema-
atlerinin yonetiminde yer almasm1 engellemi?lerdi. Orto-
doks millet'in list duzey din adamlan hiyerar?isi Bulgarlar
uzerindeki kontrollerini kaybedecekleri, kilise gelirlerinin
azalacag1 ve Patrigin onceliginin ve nufuzunun zay1flaya-
cag1 korkusuyla degi?iklige kar?l direndiler. 112 Osmanh
hukumeti be? gerontes'e kendi dini bolgelerine donmeleri-
ni emrederek duruma mudahale etmek zorunda kaldi. So-
nu\:ta, Ortodoks milletin (Yunanh) yeni yaz1h anayasas1
111 Roderick H_ Davison, Rcfonn in the Ottoman Empire 1856-1876 (Princeton,
1963),s.114vd.
112 Ubicini ve Courtel!le, s. 198. Rum milletinin 3.2 milyon civannda oldugu-
nu tahmin etmi~lerdir. Bir yuksek dini lider 23 357 ki~iye kar~1hk gelmek-
teydi. Baz1 Katolik ulkelerde bu oran bir papaza 44-776 ki~idir. Fransa'da
ise bu oran bir piskoposa 430.000 ki~i seklindedir.

I 182
r Osmanh Dcvlcti'nde Milliyet(iligin Sosyal Tcmelleti: Tabalwdan Smifa ...

I 862 yilmda yliriirlugc girdi. Ondan sonra defalarca degi-


~ikligc ugrayan anayasa Onodoks (Yunan) millet ic;in a~ag1-
daki idari yap1lanrnay1 saglad1: Hayaua kald1g1 sorece i~ba­
~1nda olacak bir patrigin sec;ilmesi; on iki metropohtten
olu~an ve dogmamn surdurulmesinden sorumlu kutsal bir
kilise meclisi; kilise meclisine yard1mc1 olac:ak merkezi bir
[vrensel Dini Komiie (1868); Patrige sivil konulann yOrii.-
1uJmesinde, okullann, hastanelcrin <lcnetimi ve harcamala-
nn kontrolundc yarcl1mc1 olac..:ak on iki llyeden olu~an Ulu-
sal Konscy; ve ilk don organ<lan, bolge tcmsilcileiinden ve
banka, ticaret, endustri ve meslek temsilcilerin<len olu~an
bir Gene! Meclis. Toplam sayt 120-130 ki~iyc ltla~1yor­
du.113 Genel Merlis, patrigi sei;er vc vergilcndinne, anaya-
sal <legi~iklikler vs. gibi konularda cemaatin ka~1la~ug1 te-
mcl sorunlar hakkmda kararlar verirdi. Boylcce Rum mille-
tin yetkileri s1radan insanlardan olu~an bir sei;menlcr hi'll-
gesine yani Osl duzey ~ehirli grup!ann eline ger;ti.
Rusya'daki E<;:miadzin'in -Katagikos- Bawatrigi ve
Sis'te (Kilikya) vc I<ucliis'tc diger Patrikleri olan Ermeni
milleline yine Osmanh hukiimetinin bask1s1 ilc 1863'te yc-
ni bir anayasa verildi. Sehirlerde ya~ayan Ermeniler arasm-
da amld1g1 gibi amira, yani List s1mf 114 Rumlann ycrine
ge<;crek Osmanh hiirokrasisin<le onemli oli;ttdc yer ald1.
Maliye alanmda <>nemli bir rol oynad1 vc kendi halkma
kar~1 bile hukOmet sal1annda yer alch.115 Errneni millctin

113 Age, s. 188 vd. Davison (111), s. 126 vd. Yasa metinleri i~in bkz. Young, s.
11, 21-34.
114 Louise Nalbandian, Tlic Armenian Revolutionary Movement (Berkeley,
1963), s 43-45
115 200 amira ailesinden olu~an Ermeni milleti 1838'de bir i~ degi~iklik ya~a­
m1~ur; bankerler, sanatkarlar ve rnccarlar bir tarafta, Osmanh hizmetinde-
ki iist diizey Enneni gorevliler diger tarafta olmak iizere bir okul konusun-
da goru~ aynltgma du~mii~lerdir. Zamanla, sanatkarlar yalmz kalmt~lar ve
cemaat i~lerini idare edecek bir komite olu~turmu~lardtr. Davison, s. 120-
21 Aynca bkz. Leon Arpce, The Anncnian Awakening: A History of the Ar-
menian Church 1820-1860 (Sikago, 1908).
Osmanl1'da Dcgi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

list tabakalannda ciddi bir muhalefet vardi. K1smen bu ic;


l
c;all~malar nedeniyle 1841 ydmda Ermcni patrige yarchmc1
olmak uzerc bir ilcri gclenler konseyi kuruldu. Ru konsey
1847 yilmc.la biri sivil konular, digcri ise dini konularda fa-
aliyct gostcrmek Ozerc iki meclise boll\ndu. Sivil konseyin
haz1rlalhg1 tuzuk Gene! Meclis'te kabul edilerek anayasa
haline ge1irikli. Yalnm:a 20'si din adam1 olmak tizere 140
(\yesi olan Gcnc~I Mcclis, Patrik'in yetkilerini ihlal etmeclen
Ermeni milletin ana idari orgam haline geldi. Nasturiler ve
Yakubiler resmen Ermeni Kilisesi'ne baghhklanm surdur-
duler.
Yahudi milleti, yerle~ik hir din adamlan grubu olma-
d1g1 ve her dini cemaat kendi haham1 altmda kencli yetki-
leriyle harckct cuigi ic;in fazla guc;luk ya$amadan yeniden
yap1land1. Bununla birlikte, Yahucli millctin yenidcn yap1-
lanmas1 dini stmf d1~mdaki insanlann gucumi saglamla~­
urd1. Yeni bir toplumun olu;;makta olclugu Kudus'te gele-
neksel Sefardim ile Bauh A;;kenazim arasmda ya;;anmakta
olan mucadeleyi 1882'den sonra A$kcnazim kazand1.
Bulgarlann 1857'den itibaren ba$layan 1srarl1 talepleri
uzerine Bab1ali 1860'ta fiilen kurulmu~ olan Bulgar Pisko-
poslugunu resmen ta111dt. Ruracla hareket noktas1 neticede
hepsi ay111 vatamn \ocuklan olan tebaalar arasmda yak111h-
g1 vc anlayt$1 saglamakt1. Bu, iki onemli amaca hizmel ede-
cekti: Tabakalann refahm1 arnrmak ve ilerlemc ve uygarhk
yolunda ilerlemelerini saglamak. 116 Aslmda, Bab1ali, ancak
bag1ms1z bir kilise talebinin Bulgar ve Rum milliyetc;iligi
arasmdaki mucadelenin bir sonucu oldugunu ve aym za-
manda Ruslan Balkanlar'daki H1ristiyan konulannm dt$1ll-
da tutmaya yarayacagm1 anlad1ktan sonra Bulgarlann ta-
leplerini kabul etti. 1870 y1hnda Bulgar Piskoposlugu'nun
resmen tanmmas1 Ortodoks Patrikhanesi'nin Megali
ldea'sma ag1r bir darbeydi. Aynca bu, Slavca konu;;an bu-
116 Young'm metnine bak1mz, II, s. 610.
.
Osmanlt Devleti'nde Milliyet(iligin Sosyal Temelleri: Tabalwdan Sm1fa ...

yuk bir grubu aralanndan atml$ olan Rumca konu$an Or-


rodoks halkm milliyet~ilik bilincini etkin hale getirmede
kullamlacak bir ara~u. Boylece, Bulgarlar kendi ulusal ha-
reketlerine zemin haz1rlarken Rumlar Yunanistan'la birle$-
meye yoneldiler. 117
Eski Hlristiyan milletlerin yeniden yap1lanmasm1, ~o­
gu durumda konuyla ilgilenen Avrupa iktidarlanmn bask1-
s1yla yeni, fakat daha ku~uk milletlerin ortaya ~1kmas1 izle-
di. Ornegin, 183l'de bir grup Ermeni, Katolikligi kabul et-
ti. Fransa'nm 1sran ile Katolikler Gregoryen Patrikha-
ne'den aynld1lar ve Keldaniler ve Suryanilerle, ba$lan di-
ger dini ~eflerle aym haklan ta$1yan yeni bir grubu, yani
Latinleri kurdular. 1847'de Birle$ik Rum Kilisesi (Melikit-
ler) kendi patrigini se~ti. 1860'ta bir grup Bulgar, Birle$ik
Bulgarian kurdu ve bu, Papa tarafmdan resmen tamnd1.
Daha sonralan olu$turulan Protestan milleti de resmen ta-
mnd1. 1875 itibariyle alt1s1 olduk~a buyuk olmak uzere
resmen tamnmt$ dokuz millet vard1. I l8
Milletlerin reformu biraz da cahil alt duzey din adam-
lanmn kitlelere hakimiyetini ve geli$melerini geciktirmesi-
ni engellemeyi ba$aramayan hukumetin Hiristiyanlara ko-
tu muamele yapng1 yolundaki ele$tirileri engellemek i~in
yap1lm1$tl. Bir diger bnemli neden ise hukumetin yerel di-
ni baghhklan kirmak ve Osmanhc1hk fikrini geli$tirmek
117 Bulgarlann ulusal bir kilise ic;in k1p1rdanmalan, Bulgarlann Rum din adam-
lanm kiliselerden uzakla,urma cabalarmin resmen kabul edildigi 1856 Isla-
hat Fermam'nm (3. madde) bir sonucu olarak 1857 yihnda ba>lam1>tir Bul-
garlann ulusal ve ko.ltO.rel geli,meleri icin bkz. Cyril E. Black, The Establish-
ment of Constituional Govemment i11 Bulgaria (Princeton, 1943) ve "The Inf-
luence of Western Political Thought in Bulgaria", American Historical Revi-
ew XL VIII (Nisan 1943), s. 507-20. Aynca bkz. M. Leo, La Bulgarie et son
peuple sous la domination Ottomane (Sofya, 1949).
118 Dogu kiliselerinin tarihi ve geli 0meleri bu c;ah,manm d1,mda kalan bir ko-
nudur. Bkz. S. H. Hourani, Minorities in the Arab World (Londra, 194 7);
John Joseph, The Nesto1 ians and Their Muslim Neighbors (Princeton, 1961).
Osmanli'da Degi~im, Modemlqmc vc Ulusla~ma

arzusuydu. 11 9 Fakat reformlann etkisi beklenenden farkh


oldu. Her ~eyden once, <;e~itli dini cemaatler arasmda hala
mevcut olan kat1 yerelligi yok etti ve aym dil-din grubun-
dan olan <;e~itli sosyal s1mflar arasmdaki ileti~imi sagladi.
lkincisi ise, cemaatin s1radan mensuplanmn karar verme
mekanizmasma katilmalanna olanak saglayarak her mille-
tin liderligini geni~letti ve demokratla~tirdi. Boylece, sa-
natkarlar, kuc;:uk i~ sahipleri ve ogretmenler kendi grupla-
nnm i~lerine katilma olanag1 buldular ve aym zamanda ay-
dmlanma, bzgurluk ve uygarhk gibi fikirleri kendi anla-
d1klan bi<;imde yayd1lar. U<;D.ncusu, milletlerin yeniden
yap1landmlmalan sayesinde din adamlannm gucu smir-
land1 ve Osmanh yonetiminin Musluman olmayan halk
uzerinde gu<; uygulamas1m saglayan bnemli bir nufuz alam
ortadan kalkm1~ oldu. Dorduncusu, yeni milletler ve kili-
seler daha <;ok dil ve etnik <;izgide yapilandmld1, boylece
ellerinde olmadan millet ve milliyet<;ilik fikirleri ve dolayh
olarak da laiklik gu<;lendi. Be~inci olarak, millet reformlan
Muslumanlar ile gayrimuslimler arasma kesin bir <;izgi
<;ekti. Ger<;ekten de, bu donemden soma H1ristiyanlar i<;in
ehalliyet ve Muslumanlar i<;in Millet-i Muslime tammlama-
lan kullamlmaya ba~landi. Sonu<; olarak, diger geli~mele­
rin de yard1m1yla millet reformu bu bnemli ve son gele-
neksel yap1lanma bi<;imini de yok ederek veya zay1flatarak
fertlerin yeni bir siyasi birliktelik bi<;imi olan ulus kavram1
i<;inde kimlik ve aidiyet aramalanna firsat verdi. 0 andan
itibaren dini cemaatler yerine uluslar gorulmeye ba~landi.
Din-Cemaat birle~ik kimliginin korumasmdan yoksun ka-
lan fertler kendi hukumetlerini yeni dini-ulusal kimlikleri-
nin i~1gmda yarg1lamaya ba~lad1lar. Din farkhhg1 duygusu
siyasi bir anlam kazanmaya ba~ladi. H1ristiyanlar, Osman-
h hukumetini onlan yalmzca ozgurluklerinden degil ulu-
119 Davison, s. l l 4'ten itibaren

186
Osmanli Dcvleti'ndc Milliyet(iligin Sosyal Temelleri: Tabalwdan Smifa.

sal gorevlerinden de mahrum b1rakan bir Turk grup olarak


gordu. Gerc;ekten de o tarihten itibaren Osmanh hukumeti
giderek daha fazla "Turk" olarak amlmaya ba~land1 ve
"Turk" hakim durumdaki Musluman c;ogunluk anlam1 ta-
?1di. Osmanh Devleti, artlk Hiristiyan azmhklar ve Muslu-
man c;ogunluktan olu~an bir devletti. Bu durum hukume-
tin yapm1~ oldugu say1mlarda ac;1kc;a goruhir. 1831 ve
1844 nufus istatistikleri, ilk say1m yap1ld1gmda, halk1 din-
lerine gore grupland1rm1~tir. 1870-?l'den sonra nufus din,
di\ ve etnik baghhklara gore gruplandmlmaya ba~landi.
Siyasi baglamda, azmhk-c;ogunluk bolunmesinin en
c;arp1c1 sonuc;lan temsil ilkesinde ortaya c;iku. 120 1876-78
Anayasas1 ve Parlamentosu din aynm1m bir ~ekilde yok
saymay1 amac;lam1~tl ve dinlerine bakmaks1zm 130 mebu-
su Osmanhlar olarak sec;ti. Fakat uygulamada Musluman-
Hiristiyan ikiligi ve Musluman olmayan onemli milletlerin
say1ca ustunlugu esas itibariyle Avrupah iktidarlann ele~ti­
rilerini engellemek amac1yla dikkate almdi. (:ogunluk il-
kesi ba?lang1c;ta ongoruldugu ~ekilde i~letilmi~ olsayd1
Muslumanlar Meclis'te ezici ustiinlugu saglam1~ olacakti.
Bu nedenle, Bab1ali her eyalete belli say1da mebus tahsis
etti ve vali bu say1y1 gayri resmi olarak Muslumanlar ve
gayrimuslimler arasmda kendisi oranladi. Eyalet Meclisleri
(zaten kan?tk olarak temsil edilme soz konusuydu) me-
buslan sec;ti. Meclis ic;in sec;ilen 119 mebustan 4'u Yahudi,
44'u H1ristiyan ve 7l'i Musluman'di. Bir mebus kabaca
18.750 erkek Yahudi'yi, 107.557 Hiristiyan'1 bir mebus,
133.376 Musluman'1 bir mebus temsil etmekteydi. lkinci
oturumda, Muslumanlar du~uk duzeyde temsil edildikleri
ic;in durum kotiile~ti. 121 Aslmda, temsil hesaplannda dil
120 R. H. Davison, "The Advent of the Principle of Representation in the Go-
vernment of Ottoman Empire", Pol II and Chambers
121 Robert Devereux, The First Ottoman Constitutional Period (Baltimore, 1963),
s 124-25 Konunun ge~mi~iyle ilgili olarak bkz. Karpat, "The Ottoman Par-
Osmanlr'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

gruplan da dikkate ahnm1~tI: Muslumanlar arasmda yakla-


:;;1k olarak 16 Arap, 4 Arnavut, 37 Turk, 2 Bosnah ve 1
Kurt vardi. Musluman olmayanlardan Rumlara, Ermenile-
re, Yahudilere, Hiristiyan Araplara ve Bulgarlara toplam sa-
yrlanna gore temsil olanag1 verilmi:;;ti. 122 l 908'de Jon Turk
hareketi ba:;;lad1gmda, millet sisteminin kahnulan da te-
mizlendi ve vilayet temsil sistemi getirildi. Fakat Rumlann
ve Bulgarlann asimilasyon tehdidiyle kar~1 kar~1ya kalan
Balkanlar'daki Ulahlar gibi baz1 gruplar, Jon Turk huku-
metinin bu amac;la ozellikle tasarlad1g1 te~vikle bir ki~i ile
olmak Ozere Ayan'da ve Meclis-i Mebusan'da temsil edildi-
ler.
Yukanda anlanlan geli~meler, 1860'lardan soma, gide-
rek daha fazla milliyetc;i. ve Panslavik yonelimli hale gelen
devrimci hareketlerin Osmanh hukumetine kaViI Balkan
H1ristiyanlan ile birle~me egilimi ic;ine girdiklerini de gos-
termektedir. 1875'teki Bulgar ayaklanmas1, 1876'da S1rp ve
Karadag'a kar~1 giri~ilen sava~ (1877'deki Osmanh-Turk
sava~mda en list noktaya ula~m1~t1r) ve daha sonralan
Hersek (1882) ve Girit'teki (1897) ayaklanmalar politik
milliyetc;i soylemlerin hakim oldugu hareketlerdir. Aynca,
buna, Balkan milliyetc;iliginin kapsamm1 geni~letme ve
sosyal fikirlerle ideolojik ic;erigini zenginle~tirme konu-
sunda c;ok etkili olan 1848 devrimlerinin oynad1g1 onemli
rolu de eklemek gerekir. Kendi sosyal ve linguistik geli~­
meleri ile zaten onbelirtilerini vermi~ olan Ermeni devri-
minde de belirgin bir milliyetc;i ideoloji hakimdir. Bu hare-
ketlerden bazrlan d1~ guc;lerin de yard1m1yla ba~anh ol-
mu~tur. Ermeniler gibi diger baz1lan ise k1smen kendi ic;

liament of 1877 and Its Social Significance", Actes du Premier Congress llllcr-
national des Etudes, Balhaniques ct Sud-Est Europeennes, IV (Sofya, 1969), s.
247-57. Albert Hourani, "Ottoman Reform and The Politics of Notables",
Pol/1 and Chambers, s. 41-68.
122 Devereux, s. 144.

1188
r Osmanli Devleti'nde Milliyet,iligin Sosyal Temelleri: Tabaliadan Smifa ...

zayifhklan ve kismen de Musluman-Turk ulusunun gide-


rek artan direnciyle kar~ila~nklanndan ba~ans1z olmu~lar­
dir. Kendi yap1sal degi~ikliklerini gen;ekle~tirmekte olan
Musluman-Turk ulusu modern liderlik gruplan yaratma-
ya, laik bir ulus bilinci geli~tirmeye ba~lam1~ ve bu arada
da kendi bekasm1 koruma i;abasma girmi~tir. Artik yalmz-
ca farkh bir dizi ulus-devletin dogmas1 ii;in pari;alanma s1-
ras1 Musluman millete gelmi~tir. Bunlar Arnavutlar, Arap-
lar ve Turklerdir.

6. Mushirnan Milletin Degi~irni

Yeni toprak rejimi, ordunun yeniden yap1landmlmas1 ve


modern okullann a(:ilmas1 Musluman cemaatin degi~imini
saglayan temel sosyal unsurlardan baz1land1r. Ozellikle
Anadolu ve Balkanlar'da olmak uzere Osmanh Devleti top-
raklannm buyuk bir k1sm1 fetihler, miras ya da gasp yoluy-
la devletin mah olmu~tu. Bu topraklar devlete ait anlamma
gelen miri'yi olu~turuyordu ve bunun onemli bir bolumu
umar arazileriydi. Miri arazilerinde temel ilke devletin ra-
kaba olarak amlmas1 ve kiran ki~inin arazinin tasarrufuna
sahip olmas1yd1. Timar sisteminin ortadan kaldmlmas1
a~amasmda ya istimlak veya devletin sat1~ yapmas1 yoluyla
ya da dini kurumlara-vak1flara tahsis edilmek suretiyle ara-
zilerden bazilan ozel mulkiyete gei;ti. Arazilerin kay1tlan
titizlikle tutuldugundan devlet hatah tahsis edilmi~ toprak-
lan istedigi anda geri alabilme imkanma sahipti. Dolay1s1y-
la, ust duzey ayanlar gibi bazilanmn kendilerine tahsis edi-
len arazileri zorla ellerinde tuttuklan durumlar d1~mda Os-
manh lmparatorlugu'nda buyuk mulkler ve toprak sahibi
aristokrasi olu~amadi. 11. Mahmud buyuk ayanlan ortadan
kald1rarak ve topraklanna el koyarak bu duruma son ver-
di; fakat bu kez bu topraklar kendi adamlanna tahsis edil-
di veya onlar tarafmdan ~ah1slara kiralandi. Her halukarda,
"1

Osmanl1'da Dcgisim, Modemlesme ve Uluslasma

ondokuzuncu yuzy1lm ilk donemlerinde, ya hiikumetin


yetersizligi veya eskiden yapm1~ olduklan <,;e~itli i~ler kar-
?1hgmda mulkiyet hakk1 isteyen ki?ilerin a<,;tiklan bitmez
tiikenmez davalar yuzunden ekilebilir durumdaki toprak-
lann buyuk bir bolumunde ekim yapilamadi. Bu nedenle,
miri toprak sisteminin yeniden yapilandmlmasmm bu da-
valan sona erdirecegi, tanmm geli?rnesine yard1mc1 olaca-
g1, toprak sirkulasyonunu h1zland1racag1 ve arazi degerini
artirarak devlet gelirine katkida bulunacag1 dii?iinuldu.
Butun bu c;;abalar 1840'tan beri haz1rlanmakta olan
1858 tarihli toprak yasas1yla sonuc;;landi. 123 Kanunla devle-
tin topraklar uzerindeki hakk1 yeniden onayland1 ve olu~­
turulan bir komisyon munferit arazi iddialarma kar?I ol-
duk<,;a comert bi<,;imde arazi dagm1. Kanunun etki.si gele-
neksel devlet mulkiyeti bi<,;imini modern kamu mulkiyeti
kavramma donu~turmek oldu. Yasa giderek daha rahatlad1
ve devlet arazileri ozel mulkiyeti andiran bir uygulamayla
ba~kalanna devredilebilir veya ipotek gbsterilebilir hale
geldi. Arazi resmen ki~ilere devredilmedigi surece devletin
tasarruf hakk1 gec;;erli olmakla birlikte, gerc;;ekte arazinin
hiiyl\k bir bolumu 6zcl ld~i!crin ellerinde toplandi. Ger-
<;ekten de otoriLelcrin <;ogu, Onadogu'da -ozellikle Arap
Olkelerinde- modern hii;imde bi:1yok arazi mulkiycLinin ve
toprak sahibi s1111fm I 858 Arazi Kanunu'ndan sonra on a ya
c;1kugm1 kabul e1mektedir. Ozellikle Anadolu, Suriyc ve
lrak'ta arazinin ekonomik degeri, bu holgelcr llau ile 1ica-
retin etkisini hissetmeye ba~lad1ktan ve bilhassa lngilte-
re'yle yap1lan 1838 Ticaret Antla?mas1'ndan soma h1zla
artmaya ba~ladi. Ball pazarlanmn bu bolgelerden pamuk,
kuru meyve, narenciye ve diger c;;e~itli tanm uriinlerine
olan talepleri pe~in parayla satilan ii.rOnlere deger kazan-
d1rd1 ve geleneksel toprak ekim yontemlerini buyok olc;;u-
123 Karpat, bkz. "Land Regime"

190
r Qsmar1l1 Devleti'nde Milliyet(iligir1 Sosyal Temelleri: Tabalwdan Smifa ...

de dcgi$1irdi. Sahillerdeki Licaret ve hankac1hk mcrkezlrri


yerel Orfu.1leri ihrac; ed:rek ~e. giderek d~ha fazla 61';udc
ycrd urenlen maddelerm ycnm alan Bau 1malau maddele-
ri id1al cdcrek yogun bir i$ trafiginc girdilcr. Boylece, on-
dokuzuncu yuzyilda Anadolu VC Arap olkeleri, Balkan-
lar'in yarnn yuzy1I once ya$ad1klan Licari gcli$me, $cbirle$-
111e ve yogun iletisim sOrecine girdi. 13u arada, yasanan bir
dizi ckonomik ve sosyal gelisme MuslC11nanlar arasmda ye-
ni liderlik kadrolanmn c;1kt$ma zemin haz1rlad1 ve maddi
ilerlerne arzusunu amrd1.
Toprak rejiminde toplumsal <legisil<liklcrlc aynt anda
y~nan clegisiklilder Ortadogu'da <;esitli ayaklanmalara
yol ac;t1. Bunlar, c;ogu zaman, MClslomanlar ile Htristiyan-
tar arasmda 1840-60 doneminde Suriyc ve Li.\bnan'da yasa-
nanlara benzer dini c;ausmalar olarak tantmland1; aslmda
bunlar bu holgelerde piya'ia ekonomisinin gelismekte ol-
dugunun isaretlcrini veren i;ok c)ncmli sosyal ~-an~malar­
d1.124 1860'ta, Balkanlar'daki sosyopolitik i;all~malara ben-
zeycn bu ayaklanmalardan biri -Frans1zlann yardnmyla
ba~layan- LObnan'da yasanan sftrecin ba~lang1c101 te~kil et-
ti. Bu ncdenle, arazi rejiminin degi~mcsiyle birlikte Orta-
dogu'cla yeni tftccar gruplannm ortaya c;1kmas1 ve yine ay-
m donemde halkrn siyasi ac;idan M11sll1man ve Hiristiyan
olarak bolLinmesi Balkanlar'daki <legi.$imin ay111s1 degilse
bile bcnzeri bir gclismedir. Osmanli Devleti'nde Moshi-
man halklar arasmda rnilliyet ve milliyetc;ilii?,in gcli~mcsi,
harckete 6zel bir ekonmnik-politik boyut katan hayati bir
ctmcndir. 1830'lardan sonra Osmanh Devleti'nin ckonomi-
sinc giderek anan bic;imde Bau'nm ckonomik <;tkarlannm
hakim oldugu hir gerc;ektir. Sonuc;ta, Avrupahlar, Mt1sll\-
man tanm kitleleri ve ilk iki grup arasmda arac1 olarak ha-
reket eden MuslCtman olmayanlar arasmda li\ yanh bir ili~-
12~ Wilhm11 R. Polk, The 011cni11g of .So111h l.d1m1<lr1, 1788"1840 (Cunbmlgc
Mass., 1%3).

I 191
,
Osmanli'da Dcgi~im, Modcmlqme vc Ulusla~ma

ki geli~mi~tir. Bu, Asya ve Afrika'da hakim olan somurge


ili~kisine benzer bir duzenlemedir. Balkanlar'm da bu tip
bir somurge duzenlemesinin en a;;m bi\:iminden kurtul-
mu;; oldugunu vurgulamak gerekir. Yakm tarih Balkan
milliyet\:ilerinden bazrlan Osmanh hukumetini sornurgeci
bir gu\: olarak gormesine ragmen ekonomik ili;;kilerde tU-
muyle farkh bir yap1 hakimdi. Ondokuzuncu yuzyllda
Muslurnan rnilliyet\:iligi Bati'nm ekonomik ernperyalizrni-
ne sosyopolitik bir tepki olarak geli;;rni;; ve Musluman et-
nik gruplar arasmda birle;;tirici bir rol oynan11;;t1. Bu ne-
denle, Ball ernperyalizmi ozellikle Muslurnan Araplar ara-
smda bolgesel ve yerel milliyet\:i aknnlann geli;;mesini do-
layh olarak geciktirmi;; oldu. Bu tlir egilirnler, ozellikle
l 916'dan sonra, yalmzca M1sn ve Mezopotamya gibi Ba-
ti'nm dogrudan nufuz sahibi oldugu bolgelerde te;;vik gor-
du. Muslurnan rnilliyet\:iliginin buyurnesi dogrudan Avru-
pa'mn ekonornik ve politik hakimiyetinden kaynaklanm1;;-
t1r. Sehirli Muslurnan orta s1mf1ann en onernli dayanag1
olan Osmanh sanatlannm ortadan kalkrnas1 ve Osmanh
ekonornisinin zaman i\:inde tanrn urunleri ureten ve rna-
mul maddelerin \:ogunu d1;;andan ithal eden hemen tu-
muyle tanrna dayah hale gelmesi ve bunun sonucu olarak
ithalatm ihracatm onune ge\:mesi ve d1;; bor\:lann anrnas1
Muslurnan milliyet\:iligin yaygmla;;masma yol a\:an onemli
ekonomik etrnenlerdir. Hnistiyan orta s1mf1ann milliyet\:i-
ligi buyuk 61\:ude Osrnanh hukurnetinin profesyonel yeter-
sizligine ve fert ile devlet arasmda yeni birle;;tirici baglar
yaratamarnasma bir tepkiydi. Musluman orta-s1mf milli-
yet\:iligi ise ondokuzuncu yuzy1lm ortalanna dogru Avru-
pa'nm ekonomik, politik ve kulturel hakimiyeti nedeniyle
dogdu ve en ba;;mdan itibaren emperyalizm kar;;1tl egilim-
ler gosterdi. <;:eli;;kili bir durum olrnakla birlikte, ekono-
mik ve kultlirel a\:1dan aym Avrupa'nm sunmu;; oldugu re-
form modelini izleyerek ulkeyi modernle;;tirmek suretiyle

I 192
Osmanli Devleti'nde Milliyeti;iligin Sosyal Temelleri: Tabahadan Smifa ...

Avrupa emperyalizmini yenmeye c,;ah;;tr. Yani Musluman


rnilliyetc,;iligi onceleri Bau'mn ve onun aracrlanmn Osman-
h Devleti uzerindeki ekonomik hakimiyetine bir tepki ola-
rak dogdu, fakat daha soma ana gruplann etnik ve linguis-
tik baghhklanna gore geli;;ti.
Muslumanlar arasmda milliyetc,;iligin geli:;,;mesi, 1831-
IB40'ta M1s1rh Mehmed Ali Pa;;a'nm Suriye'yi ve Anado-
Ju'nun bir k1smm1 i;;galiyle ba;;ladr. Bu i;;gal Suriye'de (Fi-
listin de dahil olmak uzere) geleneksel toplumsal yapmm
altust olma surecini h1zland1rmada, Anadolu'da hukumet
kar:;,;rtr ayaklanmalar ba:;,;latmada ve bir sosyopolitik tepki-
rneler zinciri olu;;turmada katalizor gorevi yaptr. 125 l;;te bu
degi;;ikliklerin ortasmda, Bau'nm ekonomik hakimiyetinin,
arazi sistemindeki degi;;ikliklerin, tuccar gruplanmn dog-
masmm ve Musliimanlar ile Hiristiyanlar arasmda bolun-
menin (her biri kendine ozgii bir siyasi kimlikle) hirer hi-
rer onem kazanmalanna yol ac,;tr.
Aynca, Fransrzlann yard1m1 ile Mehmed Ali Pa;;a'mn
Anadolu'yu i;;gali Osmanh hukumetinin ozguvenini, en can
du;;mam olan Rusya'dan, 1833'te Hunkar lskelesi Antla;;-
masr'yla yard1m istemeye surukleyecek kadar sarsu. Rus-
ya'nm veya Fransa'nm Ortadogu'nun efendisi olacagr kor-
kusu lngilizleri Osmanh hukumetini desteklemeye zorladr.
Fakat yine de Osmanh ekonomisine oldurucu darbeyi indi-
ren 1838 Ticaret Antla;;mas1 imzalanm1;;ti. Antla;;ma Orta-
dogu'daki ekonomik ve sosyal ili;;kilerde kahcr izler btraku.
Anadolu'daki ekilebilir arazinin buyuk bir bolumu
Muslumanlannd1 veya onlar tarafmdan i;;lenmekteydi. As-
lmda, Yahudilerin ve Htristiyanlarm 1856'dan once Suri-
ye'de toprak sahibi olmalan yasal olarak mumkun degildi.
125 Anadolu'daki ic; ayaklanmalann sosyal koklcri henuz incelenmemi~ bir ko-
nudur. Bilgi ic;in bkz. Munir Aktcpc, "Tu.zcuogullan lsyam", Tarih Dergisi,
Ill, no. 5-6 (1953), s. 21-53 Vt' Mil(,'teba llgitrcl, "Pehlivanh A~ireti Beyi
Halid'in lsyam", Tarih Dergisi XXlll (Mart 196CJ), 5. 13-22.

I 193
Osmanlr'da Degisim, Modemle~me ve Ulusla$ma

Diger yerlerde yabanc1lara uygulanan bu yasak 1867'ye ka-


dar surdu. 12 6 Bu, Hiristiyan halkm Anadolu'nun ve Orta-
dogu'nun ;;ehir bolgelerinde yerle;;mesine neden olan bir-
c;ok sebepten biridir. Bu suretle, Muslumanlar ile gayri-
muslimler arasmda, Musluman olmayanlara ticari avantaj-
lar saglayan bazi mesleki farkhhklar elde olmadan yarat1l-
m1;; oldu. Turkler ve diger Muslumanlar toprakla
ugra;;nlar ve urunlerini sonuc;ta Rum, Ermeni ve bazen de
Yahudi tiiccarlan tarafmdan c;ah;;tmlan veya onlann sahip
olduklan buyuk ihracat evlerine satan arac1 tuccarlara sat-
ular. Dogal olarak tanm urunlerinin fiyatlan du~uk, fakat
aractlann ve tD.ccarlann karlan buyuktii.. Oralarda dogmu~
olmalanna ragmen Musluman olmayan tuccarlann c;ogu
konsolosluklar kanahyla Frans1z veya lngiliz vatanda;;hg1-
na gec;tiler ve smir a~m haklar elde ettiler.
Emegin tabakala;;mas1 ve bolunmesi 1850'\erden soma
Ortadogu'daki ticari ve tanmsal mesleklerde din-milliyet
baglantilan olu~turdu. Muslumanlar ve gayrimuslimler
arasmdaki meslek ve gelir farkhhklanndan kaynaklanan
uc;urum kuc;uk ~ehirlere kadar s1c;radi. Kuzeydogu Anado-
lu'daki goc; sorunu konusunda yaptig1m son alan c;ah~ma­
lan sayesinde ondokuzuncu yuzy1hn sonlannda ve yirmin-
ci yuzyilm ba~lannda koy diizeyinde olmak uzere Muslu-
manlar ile H1ristiyanlar arasmdaki meslek farkhhklanm
inceleme hrsan buldum. 127 Bolgedeki koylerde ve kasaba-
larda ya~ayan Hlristiyanlar (Ermeniler) alkollu ic;ki yap1-
m1, kuma;; dokuma, boyac1hk ve baz1 Turk koylerinin
urunlerini pazarlama gibi i~lerle ugra~1rlard1. Bolgede yir-
mi, yirmi be~ Turk koyune kar;;1hk yalmzca sekiz Ermeni
koyu bulunmakla birlikte ekonomik avantajlan buyuktii,
zira ~ehirlerde yine Ermenilerin sahip olduklan onemli ti-
126 Handbool1 of SyYia (Londra) 250 Biiyiik Britanya hukiimeti tarafmdan ya-
y1mlanm1~nr.
127 Ilk bulgular Milliyel'te yay1mlanm1~11r, 16 May1s-l Haziran 1969.

194
Osmanl1 Devleti'nde Milliyet~iligin Sosyal Tcmelleri: Taballadan Smifa ...

cari ve tefeci kurulu$lardan yard1m gormekteydiler. Bana


bilgi veren kaynaklara gore, yerel Turklerin c;:ogu Ermeni-
lerin yamnda c;:ah$maktayd1, fakat c;:ok zeki olduklan orta-
ya c;:1karsa veya ticaretin s1rlanm ogrendikleri anla$1hrsa
hemen i$ten kovulmaktayd1lar.12s
Anadolu'daki Osmanh ust orta stmfi iki blok halinde
kutupla$ma gosterdi. Kirsal $ehirlerde gucunu toprak sahi-
bi olmaya dayand1rm1$ (c;:ogu zaman yasad1$I yollarla)
Musluman ileri gelenlerden olu$an oldukc;:a buyuk bir
grup ortaya c;:1kt1. 1857 ve 1864'te belediyelerin ve vilayet-
lerin yeniden yapilanmas1 ic;:in c;:1kanlan kanun bu e$rafa
idari meclislerde sandalye verdi ve bbylece cemaat lideri
olarak mevkileri yasal olarak onaylanmI$ oldu. 1876 Ana-
yasas1 ve parlamentosu bunlara siyasi iktidar ic;:in yan$ma
hakk1 da verdi.
Diger yandan, Musluman olmayan ust sm1flar esas ti-
caretin ve para ah$veri$lerinin cereyan ettigi, art1k modern
bankalar sistemi ile c;:ah$an Avrupa'nm ekonomik c;:1karlan
ile baglant1h ve onlann korumas1 altmdaki buyuk $ehirler-
de ve kasabalarda yerle$meyi tercih ettiler. Mesleki farkh-
hklann bizim yapml$ oldugumuz bu ara$llrmamn goster-
digi kadar kesin c;:izgilerle aynlm1$ olmad1g1 ortada. Muslu-
man olmayan ticaret gruplannm ekonomik guc;:lerinin
farkmda olan hukumet, gayrimuslimler ile aym haklan
ta$1yan bir Musluman tUccarlar kategorisi, yani berath
tuccarlan yaratarak bunu dengelemeye c;:ah$li. Aynca, Hay-
riye tilccan olarak bilinen bir eski Musluman tuccarlar
grubu da vard1. Kuc;:uk kasabalardaki bazi Muslumanlar tU-
ketim mallan imalatmm yam s1ra kuc;:uk ticaretle ugra$Ir
128 Yerel haber kaynaklanna gore, ~ebinkarahisar'daki Ermeni ayaklanmas1
(incclenen kiiylerin ticaret merkezi) iki yanh bir Gat1~111amn sonucudur
Bolgede Ermeni orta sm1fi ile ekonomik ,at1~ma i<;inde olan alt s1mftan
Tlirkler arasmda onaya ~1km1~t1r. Bu arada, h1\kumet ve chliyetsiz yoneti-
mi konusunda ~ikayeti olan Ermeniler kendi!erine 6zgu bir milliyet~i hare-
ket ba~latmaktayd1lar.

i '95
Osmanli'da Degi~im, Modemlqme ve Ulusla~ma

hale geldi. MOs!Oman olmayanlar toptan ticaretle ve ozel-


likle ilhalat-ihracatla ugra~1rken, bunlar perakendc licaret-
te daha faal oldular. Bir sure sonra, ~ehirler<leki Licari ~ir­
keLler<le <;ah~an haz1 yabanc1lar, 1oprak satm alma haklan
l867'de resmcn kabul edil<likten sonra toprak satm alma-
ya ba~lad1lar; fakat hi<;bir zaman buyilk malikaneler olu~-
1urama<lilar.
Yerl~ik hale gelmi~ ve ticaretle ugra~an Miis!Oman
gruplar ile gayrimuslim Licari gruplar arsmdaki siyasi ger-
ginlik Avrupa ulkclcri konsolosluklannm gayrimOslirnlere
saglad1g1 siyasi koruma nedeniyle ~i<ldeLlcndi. Onlara ver-
diklcri stmr a~m haklarla Bauh iktidarlann <lururna muda-
halcsi Mi.isluman tanm ve ticarel gruplan ile borokratik
aydm smif arasmda geli~mekte olan <;al1$may1 ic;inden <;1-
k1lmaz hale getirdi. Oyle ki Osmanh burokratik eliti ve
Muslo.man toprak sahipleri ile kuc;uk tuccarlar arasmdaki
,an~malar bunlarm MO.sluman olmayan ekonomik grup-
larla i~blrtigi yapmalanna yol ac;u. Bu nedcnle, Mosloman
ekonomik gruplar, yonetimdeki elit ii;in tehdi1 olu~mr­
duklarmdan kendilerini kendi borokratik liderlerinden
c;:ok uzakta buldular. Bu arada, zaten inarn;;, egitim ve gec;:-
mi.?leri ac;1smdan Musluman olmayanlardan da oldukc;a
uzaktayd1lar.
Mi.1slO.man politik ve ekonomik elitleri arasmdaki sos-
yal ve politik b6lunme, Osmanlt bo.rokrasisini kitlelerden
soyu1lam1~. emik ve dini gruplarm tistO.nde kendi konu-
munu korumas1m saglanu!? olan cski sm1f sisteminin dag1l-
mas1yla sonui;land1. Arnk ondokuzuncu yozyilm degi~en
sosyal ve politik ko~ullan i\inde Osmanh politik eliti ken-
di go.cunu yasalla~uracak ve dini, emik veya sosyal grup ve
kurumlarla Ozd~le~mesini saglayacak yeni soylemler bul-
maya c;ah.?tl. Bu kimhk aray1~111m etkilerinin, yeni "mo-
dern" devlet yap1smm ve MO.s\Oman Onadogu'da elit ile
kitleler arasmdaki ili~kinin belirlenmcsinde <;ok onemli rol
oynad1gma inamyorum.
Osmanl1 Devlcti'nde Milliyeti;iligin Sosyal Tcmelleri: Ta/Jalwdan Smifa ....

lktidardaki Osmanh eliti, once birbirinden soyutlan-


nu~ sosyal tabakalar ic,;ermeyen, fakat yonetici s1mflardan
degil, devlete ko~;ulsuz bir sadakatle baglanml$ fertlerden
olu~an kitleler ic,;eren devletle 6zde~le$meye c,;ah$tl. Bir su-
re sonra, reformlann bile yap1lmasma neden olan devletin
kahc1hgm1 saglama zorunlulugu politik elitin kendi yetki-
lerini yasalla$tlrmak ic,;in kullandtklan ba$hCa soylem hali-
ne geldi. Tebaanm taleplerini kar$1lamaya c,;ah$trken, bu
ra!eplere cevap vermedeki olc,;unun sm1f c,;1karlan olmad1g1,
fakat yonetimdeki sec,;kinlerin bu taleplerin devletin c,;1kan-
na uyup uymad1g1 konusundaki kararlanna bagh oldugu
ortadaydi. Devletin ne oldugu hayati sorusunun cevab1 ku-
~aklar boyunca en karma$tk soru olarak kaldi. Bunun $U
anda bile Ortadogu'daki en akut c,;eli$ki kaynag1 halinde ol-
mas1 mumkun.
Hukumetteki sec,;kinlerin giderek Musluman olmayan-
lardan uzakla$arak devletle 6zde$le$meleri Muslumanlara
geni$ bir politik birime ait olduklan duygusunu vermede
c,;ok onemli olc,;ude birle$tirici rol oynadi. Bu, bir $ekilde
Muslumanlann belirsiz haldeki ummet-evrensel cemaat-
kavrammm yeni bir politik birim, yani millet haline d6-
nii$mesi yonunde aulm1$ ilk ad1mdi. (Turk milliyetc,;iligi-
nin ideologu Ziya Gokalp'in gorii$leri bu c,;en;:evede anlam-
h hale gelmektedir. Gokalp Turklerin degi$imini uc,; a$a-
mada inceler: kavim-kabile, ummet-dini cemaat ve millet;
her a$amamn kendine ozgu kolektif kimlik, felsefe ve or-
gut anlay1$lan vardir.) Dolay1s1yla, Balkanlar'da ve Ortado-
gu'da ulus-devletlerin dogu$U ve onlann kendi ic,;lerindeki
kulturel ve sosyal ili$kileri bu.yuk degi$iklikler gosterdi.
Osmanh politik ve sosyal gelenekleriyle $ekillenmi$ olma-
sma kar$m Balkan devletlerindeki burokrasi, aydmlar sm1-
ft ve ulusal kultur kendi dogu$lanm saglayan sosyal et-
menleri de bu.yuk olc,;ude ic,;inde bannd1rmaktaydi. S1rp,
Yunan ve Bulgar devrim liderleri yalmzca kendi etnik ve

I 197
Osmanh'da Dcgi$im, Modcmlc~mc ve Ulusla~ma

ulusal ozelliklerini dcgil aym zamanda kcndi orta s1111nan-


nm sosyal vc politik felsefesini ve Rusya da dahil o\mak
uzere Avrupa'nm kidturel ctkilerini yansnan bir dizi ulus-
devlct yarattilar. Fakat Mt.\slllmanlar arasmda onde gclcn
politik kadrolann kokcni eski devletin yonctici gmplanyd1
ve esas hareket noktalan bir olc;:ude degi:,;en ko:,;ullara uy-
gun olarak yenilenmi:,; eski sosyal felsefeydi. Devleti c;:ag-
da:,;la:,;tmrken kendilerini "reform" yapmak zorunda b1ra-
kan sosyal degi:,;im ruhuna uygun hareket etmcdiler, daha
c;:ok kendi tarihi-politik miraslanm dikkate ald1lar. Bu du-
rum Muslumanlar arasmda devlet ve toplum c;:at1:,;masma
yo! ac;:t1. Bu, devletin kontrolunu dogrudan ellerinde bu-
lundurmay1 amac;:layan ekonomik ac;:1dan guc;:lu Musluman
gruplann baz1 zamanlarda bask1 uygulamalanna neden ol-
du. Bu nedenle, Muslumanlar arasmdaki egitim ve askeri
alanlardaki reformlar incelenirken belirlenmi:,; hedefleri ve
bunlann hukumet yoneticileri ile geni:,; anlamda toplum
uzerindeki farkh etkilerinin de dikkate ahnmas1 gerekir.
Silahh Kuvvetler'de yeni yonetici kadrolar olu:,;turmak
ve yeni egitim yontemleri uygulamak ic;:in tasarlanm1:,; egi-
tim reformlan onsekizinci yuzy1lda ba:,;lat1ld1. Fakat ordu
ile baglantih politik ve sosyal ac;:1dan anlamh reformlar, on-
dokuzuncu yuzyilda genel askere alma ilkesine dayandml-
m1:,; modern bir ordu kurma fikri uygulamaya konulunca-
ya kadar gerc;:ekle:,;tirilemedi. Her milliyetten askerleri ic;:e-
ren bir ordu fikri Tanzimat Fermam'nda yer ald1, fakat hu-
kumet askerlik hizmetine gorev ve ayncahklan ac;:1smdan
H1ristiyanlan da dahil etmeye ancak 1855'te ba:,;lad1. 129 Bu-
nu, H1ristiyanlara uygulanan ve askerlik hizmetinden muaf
tutulmalannm bedeli olarak gosterilen cizye'nin, yani kafa
vergisinin kaldmlmas1 izledi. Fakat evrensel anlamda aske-
re alma fikri H1ristiyanlann ve Muslumanlann muhalefeti
ile kar:,;1la:,;t1. H1ristiyanlar Musluman devlete hic;:bir duygu-
129 Lewis, s. 331
r Osman11 Devleti'nde Milliyet,iligin Sosyal Temelleri: Tabakadan Smifa ..

sal baglan olmad1g1 ve ekonomik konumlanm kaybetmek-


ten korktuklan ic,:i.n kar$1 c,:1kular; Muslumanlar ise bunun
kendilerinin mah olarak gordukleri devlet ic,:indeki statule-
rini ve prestijlerini zay1flatt1gm1 dii$iinduler. Ondokuzuncu
yuzy1lda askeri ve politik konular Muslumanlann gayri-
rnuslimler kar$1smda bir c,:e$it denge saglad1klarma inand1k-
!an yegane alanlardi. (Bu iki grubun askcrlik hizmetine ba-
k1$ ac,:1lanndaki temel farkhhklardan baz1lan "anavatan",
buna bagh tarihi amlan ile millet kavramlanna yukledikleri
anlamlar konusunda birbiriyle c,:eli$en fikirleriydi.)130 Ba$-
kenL, Girit, Oskudar (Arnavutluk vilayeti.) Toros daglann-
daki baz1 bolgeler, Kilikya, Kurt bolgeleri ve Suri.ye, lrak ve
Bosna'daki baz1 kabileler askerlik hi.zmeti.nden muaf olduk-
!an ic,:in, askerlik hizmeti Muslumanlar ve daha c,:ok da
Titrklerc ozgu bir hizmet olarak kald1. H1ristiyanlar bcdel
ya da askerlikten muaf rutulmak ic:;in vergi odemeye devam
cuiler. 1869 ve 1870'1e I hristiyanlan <la orduya alma konu-
sundaki yeni bir giri~im yine ba~ans1zhkla sonll(;landt. Bos-
nahlar ve muaf tutulan baz1 Musluman bolgelerde ya$ayan-
lar askere ahnmaya ba$lad1, fakat ordu yine de daha c,:ok
Tiirklerden olu$maktaydi. 131 Ulusal biitiinle;;me ac,:1smdan
en duyarh alan olan askerlik konusunda Musluman Hiristi-
yan aynm1 daha da derinle;;ti. Aynca, Turkler kendi ulusal
topraklan olarak kabul ettikleri. Osmanh Devleti ile giderek
artan bir ozde$le;;me surecine girdiler. Uzun zamandan beri
Avrupah dam;;manlarla temas halinde olan ve muspet ilim-
ler okuyan subay kadrolan giderek hakim bic,:imde Turkle;;-
ti ve pozitif bir felsefe geli$tirdi.
Ozellikle yeni burokrasiyi yeti$tirmek -Rum tercu-
manlann yerine geti.rmek ve yeni yarat1lan idari pozisyon-

130 Bu konularda bkz age, s. 332.


131 Donemin Osmanh ordusu konusunda bkz. W. S. Cooke, The Ottoman Em-
pire and its Tributary States (Amsterdam, 1968), s. 9-10. Turk askerinin
ozelliklerinin mukemmel tarifi ic;in bkz age, s. l 7-25 ve Karpat.

I 199
Osman!t'da Dcgi~im, Modcrnle$mC vc Ulusla$ma

lan doldurmak- ic;:in sivil modern okul sistemi olu?turul-


du. Modern okul sistemi butunuyle alt sm1flardan gelen
askeriye ve yeni aydmlarla burokrasi ic;:in bir yol haline
geldi. Bu yolla daha onceleri imparatorluk burokrasisi ve
onu destekleyen gruplann hakim durumda olduklan ku-
rumlara zamanla yeni gelenler yerle?ti. Egitim sistemi, as-
keri okullan geli~tiren ve ordunun egitimini <;:agda?la~tiran
Sultan Abdulaziz (1861-76) zamanmda geli?ti. U<;: a~amah
egitim sistemini ba?latan ve ilkogrenimi zorunlu hale geti-
ren odur. "Kamu Egitim Kanunu"nun buyuk bir bolumu
kag1t uzerinde kalmakla birlikte ?ehirlerde ilk ve ortaogre-
tim okullan -subyan, ru~diye, idadi ve sultaniye- a<;:1ldi.
Ubicini'ye gore, ru~diyelerin (ortaokui) say1lan 1857'deki
3.371 ogrenci ile 39 okuldan 1874'te 19.356 ogrencili 386
okula yukseldi.1 32 Bizim a<;:1m1zdan bu okullann onemi da-
ha <;:ok ~ehirlerde kurulmu~ olmalannda (kuramsal olarak
her 500 hane i<;:in bir okul) ve daha <;:ok Musluman halka
hizmet vermelerinde yatmaktayd1; zira Musluman olma-
yanlar zaten okullanm <;:ok uzun zaman once a<;:m1~lardi.
Ru~diye diplomas1 ku<;:tik katiplik i?leri i<;:in yeterli gorul-
dugunden h1zla artan burokratik mevkiler ru~diye mezun-
lan tarafmdan dolduruldu. Bu "modern" aydmlann alt ta-
bakalanm olu$turdu ve milliyet<;:i hareket ic;:in saglanan
destegin temeli oldu. Alt sm1f etnik ve linguistik ozellikle-
rinin de farkmdayd1. Daha <;:ok Turk<;:e konu$uluyordu
<;:unku onlan D.stteki imparatorluk burokrasisinden (Arap-
<;:a-Fars<;:a ve Frans1zca konu$an) ayiran temel ozellikler-
den biri buydu.
Ordu ve aydm sm1fm ideolojik olarak milliyetc;:ilige ve
ozellikle modernle?meye yonelmesi ve zamanla toprak sa-
hibi e$raftan aydm sm1fa dogru kaymas1 Kmm Sava~1'ndan
132 Ubicini ve Courteille (106)_ Egitim konusunda ilavc bilgiler icin bkz. Os-
man Ergin, TUrl1iyc Maarif Ta1ihi, 5 c. (Istanbul, 1939-43); Karpat, s. 275-
78_

200
osmanli Devleti'nde Milliyet(iligin Sosyal Temelle1i: Tabakadan Srnifa._.

(l853-56) <;ok sonralan ba?layan bir sure<;tir. Osmanh or-


dusu ilk kez bir sava~ta Bat1'nm yanmda yer aliyordu. Av-
rupa ile bu ittifak Bat1 uygarhgma kar~1 beslenen 6nyarg1-
!arm <;ogunu yok etti ve ekonomik faaliyetlerin yaygmla~­
rnas1 ve her faaliyet alanmda Bau ile fikir ah?veri~inin yo-
gunla~mas1 sayesinde yap1sal degi~imi h1zland1rdi. Boylece
adI uygarla~ma olan maddi ilerlemeyi insan faaliyetlerinin
bir hedefi olarak gorme ve Avrupa'y1 izlenecek bir model
olarak alma yolu a<;1lm1? oldu. Neticede, "uygarhga" ve
onun <;1k1~ noktas1 olan Avrupa'ya kar~1 entelektuel bir
merak dogdu. Diger yandan Avrupa'nm ekonomik ve poli-
tik nufuzunun artmas1, 1856'daki Ferman ve bunu mutea-
kip gayrimuslimlere saglanan zorunlu "e?itlik" Musluman-
lar arasmda meraklanrn uyand1rm1? olan Bau'ya kar?I bir
tepki olu?masma yol a<;tL Bu tepki, bir yandan ta~rada
Musluman toprak agalan ile koyluler ve diger yandan ~e­
hirlerdeki gayrimuslim ticari gruplarla arada dogan ekono-
mik <;atl~malann politik bir ifade bulmasmda katalizor go-
revi yapti.
Bu arada, 1857'de demiryollannm ve telgrafm kulla-
mlmaya ba~lanmas1 fiziki temas1 art1rd1 ve daha <;ok 1860'
tan sonra olmak uzere, basmm ve modern edebiyatm geli~­
mesi Musluman ~ehirli gruplar arasmda fikir ah~veri?ini
buyuk ol<;ude kolayla?tlrdi. 1857'de lstanbul'da 13'u Turk-
<;e, 9'u Rumca, 9'u Ermenice, 7'si Frans1zca, 3'u Bulgarca,
2'si lngilizce olmak uzere 4 7 dergi ve gazete yay1mlanmak-
tayd1. Her ?eyden once "uygarhk" yollanm ogretmek daha
soma da halk1 hukumete kar?I yonlendirmek i<;in buyuk
okuyucu kitlelerini hedefleyen basm yerel olarak kitlelerin
anlayabilecegi basitle?tirilmi? bir dil kullanmaya ozen gos-
terdi. Baz1 Muslumanlar arasmda milliyet<;iligin ve aynmm
ilk tohumlan giderek yaygmla~an ileti~imle bilenmi~ dil
farkhhklarmda bulunabilir. Arap gazeteleri kendi okuyu-

i 201
Osmanl1'da Degi~im, Modcrnlqme vc Uluslasma

culanna ula~mak ic;;in Arapc;;a kullamyordu. Osmanh ay-


dmlan ise dili basitle~tirmeye 6zen gostererek ve Turkc;;e-
nin erdemlerini on plana c;;1kararak Turk okuyucusuna hi-
lap etmeyc c;;ah~rnaktayd1. Boylece elin<le olma<lan Pey-
gambcrin Jili olan Arnpc;;anm onceligi reddedildi. Bu gcli~­
meye parakl olarak, dcvle1in bir topra~a sahip olmas1 kav-
ram1, vaLan topraklanna baghhk ve anavatam dcvlctlc
e~anlamh gorme fikri 6zellikle edebiyatta olmak uzere ge-
li~ti. Yine de "anavatan" teriminin yorumlan farkhydi. Alt
sm1flardan gelen aydmlar, ta~rada ya~ayan e~raf ve uzak vi-
layetlerdekiler, M1s1r'cla Rifai Tahtawi'nin yaz1larmda da
goruldugu gibi, a:?ag1 yukan kcndi vilayetlerine, Larihlerine
ve kultlirlerine kar~il1k gelen hir anavalan kavramt geli:?tir-
diler.133 Ote yandan lmparatorluk burokrasisi "ulusal" dile
biraz ilgi gosterdi ve anavatam devletin toprak sm1rlanyla
belirlenmi~ toprak parc;;as1 olarak kabul etti.
Dil farkhhklan, guc;;lu bir yerellik ak1m1 ile sosyal ve
kulturel degi~iklikler etkilerini gostermekte gecikmedi.
Ozellikle Arap ulkelerinde olmak uzere dindar, tutucu
gruplar Avrupa ile olan ittifak1 (1853), gayrimuslimlere ta-
mnan e~itligi ve yasal reformlan lslami hukumetin temel
ilkelerinden sapma olarak gorduler ve sonuc;;ta Osmanh
otoritelerine kar~1 c;;1kma haklan oldugu sonucuna vard1-
lar. Ondokuzuncu yuzy1lm buyuk tarihc;;isi ve devlet adam1
Ahmed Cevdet Pa~a (1822-1895) kendi 6zel amlannda
(c;;ok yakmlarda yay1mlanm1~ur) Osmanhlann Cidde Valisi
Kami! Pa~a ile Mekke muhafm Serif Abdulmuttalip Efen-
di'nin pek gec;;inemediklerinden soz etmi~tir. Hukumetin
koleligi kald1rmasm1 ele~tiren Abdulmuttalip Efendi Cid-
133 Bu konuda bkz. Anour Abdel-Malek, ldcologie eL renaissance nationale
L'Egypte moderne (Paris, 1969); aynca, C. Ernest Dawn, from Otto111a11ism
tn Arabism: The Origin of an Ideology (The Review of Politics) XXlll, No. 3
(1961), s. 378-400.

202
Osmanl1 Dcvlcti'nde Milliyet~iligin Sosyal Temclleri: Tabalwdan Smifa . .

de'deki hepsi Musluman olan sec;;kin tuccarlara hukumetin


sapkm politikasmdan bahseden bir mektup yazm1$tir. Ab-
dulmuttalip, Mekke'deki ulemanm ba$ma Turklerin din-
sizle?tiklerinden yakmml$tlr. "lslam'1 reddettiklerini $U s1-
ralarda saklasalar bile, bunun k1sa bir sure sonra ortaya
c;;ikmas1 kac;;m1lmazdir. Kmm Sava?1 bizim ic;;in gerc;;ek bir
hrsattlr. Eski gunlerden beri hakk1m1z olan hukumeti art1k
kurabiliriz. Buralarda bize kadar ula$masa bile ba?ka yer-
[erde uygulanan koleligin kaldmlmas1m bir neden olarak
kullanabiliriz." 134 Turklerin lslam'a sadakatsizligi konu-
sunda Araplarca ortaya at1lan benzeri ele?tiriler daha s1k-
la$U ve neticede, l 920'lerde Turkiye laikligi devlet ilkesi
olarak kabul ettikten sonra, Ra$id Rida'nm el-Manar'mda
kesinlikle d1$avuruldu. Laiklik aynen Ortodoks Htristiyan-
lan birligini yok ettigi gibi Muslumanlar arsmdaki dini bir-
ligi bozacakll.
Osmanh-Turk aydmlan arsmdaki entelektliel geli?me-
ler Araplan ku?kuya dii?iirdii. (:at1$ma olas1hgm1 onceden
goren Burokrasi ve Osmanh ba$kentindeki aydm kanat ls-
lam tarihi ve Osmanh Devleti'ne gore bir anavatan kavram1
geli$tirmeye c;;ah$ll ve devlete baghhg1 ve sadakati anavata-
na baghhkla e?anlamh gostermeye c;;ah?tL Devlete baghhg1
saglamla?ttrmak ic;;in duygusal bir temel aray1?1, II. Abdul-
hamid'in doneminde (1876-1909), halifeligi butiin Muslu-
manlann toplanma noktas1 haline getiren Pan-lslam politi-
ka ?eklinde gerc;;ekle?ti. Osmanh Devleti artik lslam'm sa-
vunucusu olarak amlmaya ba?land1. Evrensel Osmanh
Musluman milliyetc;;iligi olarak tammlanabilecek milliyetc;;i-
lik ilk kez Gene;; Osmanhlar tarafmdan geli$tirilmi?tir.
Miisluman aydmlan temsil eden Gene;; Osmanhlar
(1856-76) bir anavatan ve Osmanhlann tarihi deneyimleri
ve Miisliiman politik ideali ve inanc1 c;;erc;;evesinde bir sada-
134 Cavil Baysun (ed ), Tczallir (Ankara, 1953), s. 103.

I 203
Osmanli'da Dcgi~im, Modemlqmc ve Ulusla~ma

kat kavram1 olu~turmaya <.;ah~ti. Bunlar, Bat1 emperyaliz-


mini ve Musluman se<.;kinler ile ticari gruplann ayncahkla-
nm ele~tirdiler ve bu arada Avrupa politik ve ekonomik li-
beralizminin ve temsili hukumetin erdemlerini goklere <.;1-
kard1lar.135 Bunlann <.;ogunun kokeni alt sm1f ~ehirli taba-
ka, ta~ra e~rafmdan aileler ve eski Osmanh burokrasisinin
alt tabakalanydi. Kurtulu~u kendi kultur degerlerinin ve
tarihsel geleneklerinin etrafmda birle~mi~ ve yeniden yap1-
lanm1~ Osmanh Devleti'nde gorduler. Gen<.; Osmanhlar,
lmparatorluk'ta Musluman olmayan unsurlara daha <.;ok si-
yasi temsil esasma gore belirlenecek e~it bir yer vermeye
135 Avrupa'nm Ortadogu'ya ekonomik a<;1dan duydugu ilgi ve sonm;:lan a~ag1-
daki iki almuda a<;tk<;a gorulebilir: lngilizlerin darn~marn olan Urquhart,
yerel halk1 temsilci olarak kullanmak yerine iyi egitilmi~, fedakar konso-
loslann Ortadogu'da gorevlendirilrneleri fikrini savunduktan soma 1833'te
~unlan yazrn1~t1r:
"Sonu<; olarak, Turkiye halcn elinde kalan ii<; bin millik sahilleri, be~ yuz
bin metrekarelik topraklan, <;ok iyi bir iklimi, her i;e~it lirlin yeti~tirebilme
ortam1, rekabetsiz ula~1m olanaklan, bol ormanlan ve madenleri, dogudaki
ulkelerle lngilizlerin surdurdukleri trafik ol<;usiinde say1s1z ileti~im ola-
naklan, ucuz i~<;ilik, k1salanmam1~ endiistri, serbest ticaret olanaklan olan
bir iilke ve hukiimetimiz ve tiiketiciler istedikleri surece mallanm1z hcr pa-
zan kontrolu altma alabilecek kapasitede. Fakat gidi~atm bu denli lehimi-
ze oldugu bir onamda iinemli olan i<; huzur ve politik yeniden yap1lanma.
l~te, <;1karlanm1z i<;in ger<;ekten <;ok ciddi <;abalar harcanmas1rn gerektiren,
en soylu ve insani oli;:ulerde diplomatik i;ah~ma yapmak i<;in uygun bir or-
tam size", s. 216-17.
Bu fikirler ileri suruldiikten soma Osmanh Devleti'nde <;ogu d1~andan da-
yanlm1~ bir dizi ekonomik ve politik degi~iklik ya~anm1~t1r. Bunlann so-
nm;Ian el-Nadim'in Sulafat'mda <;ok iyi anla11lm1~t1r (c. 2, 1897-1901 ):
Avrupa sizleri, giyim e~yalanrnz1 ya da mobilyalanm uretmeyi bilmecligi-
niz i<;in ilkel insanlar olarak giiruyor. Bizim iiriinlerimize ihtiyacm1z var.
Fakat bizimle ticari antla~malar imzalamadan bunlan alamazstmz! Bu yolla
Avrupa, Asya ve Afrika ulkelerine kendi mallanrn akmyor ve kar~1hgmda
onlann zenginliklerini ahyor.. Bu suretle Dogu insam Avrupa mallanm sa-
tm alabilmek ve Avrupa'nm zenginligini arttrmak i<;in eken, bi<;en ve emek
harcayan insanlar ha\ine diinii~tu. Sanki Avrupa halklanna hizmet etmek
i<;in ayn bir kahba doktilmu~ler gibi."
Hisham Sharabi tarafmdan, Arab Intellectuals and the West, The Formative
Years, 1875-1914 (Baltimore, 1970), s 47'de almulanm1~ur.

I 204
Osmanlr Devleti'nde Milliyet,iligin Sosyal Temelleri: Tabalwdan Smifa ..

hazird1\ar. <;ogunlugun Osmanh Mush:unan kimligi milleti


baglayan unsur olacak, fakal bu kimlik inani;tan ziyade
politik unsurun, yani devlclin ihtiyai;larma gore belirlene-
cc 1<ll.. 136
Geni; Osmanhlar donemi -milliyeu.;ilikle ilgili fikirleri
degilsc bi le- ve 1856-76 y1llannda hukum surmu;; olan li-
beralizm donemi 1878'de aniden sona erdi.
Rusya ile yap1lan sava;; ve 1878 Berlin Antla;;mas1 dev-
letin yap1sm1 kokten degi~Liren csash toprak ve nufus degi-
~ikli klerine ncdcn oldu. Bulgaristan c.>zerkllgini elde etti;
Romanya, S1rbistan ve Karadag baguns1zhklanm kazand1-
lar vc Rusya, Besarabya bolgcsinde Loprak elde eni. Onbe-
;;inci yuzy1ldan beri Osmanh yonetiminde olan ve buyuk
c;apta etnik Turk ya da Musluman gruplann ya;;ad1g1 top-
raklar kaybedildi. Fakat bu topraklarm kaybedilmesiyle
lmparatorluk'ta ya;;ayan Hiristiyanlann say1lan azald1 ve
Muslumanlann sayilan bununla dogru oranuh olarak arm.
Bu arada, Muslumanlann, Kmm'm l 783'te Rusya'ya ilha-
kmdan soma ilk belirtileri gbrulen, Osmanh topraklanna
goc;leri buyuk boyutlara ula~tL 1862 ila 1870 y1llan arasm-
da Balkanlar'da ve Anadolu'da yerle;;en yakla;;1k 1.200.000
Musluman <;erkez vard1. 1878'den sonra Balkanlar'daki
Tatarlann ve C::erkezlerin c;ogu Bulgaristan, Romanya ve
Yunanistan'daki yakla;;1k bir milyon etnik Turk'le birlikte
gb\ ederek Osmanh topraklanna yerle~tiler. Bu, Osmanh
Devleti'nde sosyal demografi ve etnik degi;;iklikte hayati
rol oynayan kapsamh bir hareketti. 137 1844 say1mlanna
136 Aynntilar ve biyografi icin Karpat, s. 262-66'ya bak1mz; Gene Osmanhlar,
"yeni diizenin Musliiman Yorumculan" olarak tammlanm1~lard1r.
137 Osmanh Devleti'nde, bir siiredir incelemekte oldugum, demografik degi-
~ikliklerin gidi~at1 ayn bir cah~ma halinde yay1mlanacakttr. Bulgulardan
baz1lan bilimsel toplanulara sunulmu~tur. Harvard Library'ye Mark Pin-
son'un eserlerini incelememe izin verdigi i~in te~ekkiirlerimi sunmak isti·
yorum. Demogrnphic Warfare: An Aspect of Ottoman and Russian Policy
1854-1866 (Harvard University, 1970). Aynca bkz. aym yazarm, "Otto-

I 205
I
Osmanli'da Degi~im, Modemle~me

gore Muslumanlar, Balkanlar ve Anadolu'daki Osmanh


ve Ulusla$ma

nufusunun yakla$1k % 60'm1 ve H1ristiyanlar % 35'ini


te$kil etmekteydi. Bu oran 1875'te pek fazla degi$medi. Fa-
1
kat k1sa bir sure soma, 1912 say1mmdan da anla$1lacag1 gi-
bi, sava$lar nedeniyle Turk nufusunda ya$anan azalma ve
Batih bilim adamlanmn bu bblgelerde ya$ayan Hiristiyan-
lann say1lanm abartma egilimlerine ragmen Hiristiyanlar
butun halkm yalmzca yakla$1k % 30'unu te$kil etmekteydi.
1913'te Makedonya ve Kuzey Yunanistan'm kaybedilmesin-
den soma, Hiristiyan nUfus % 10-lS'e inerken Turklerin
butiin nufusa oranmda h1zh bir yukselme kaydedildi (an-
cak say1mlann <;ogunda Arap<;a konu$an vilayetlerdeki
Musluman halkm dikkate ahnmad1gm1 belirtmek gerekir).
1850-1913 doneminde Osmanh Devleti'nde ve Ortado-
gu'da $ehirle$me oram artti. 138 Bu $ehirle$me, Ortadogu'da
ya$anan <;arp1k ekonomik kalkmmamn yarattlg1 sosyal
farkhhklarla aym <;izgide geli$ti. Alt tabaka $ehirli gruplar
daha <;ok Muslumanlardan ve Batt Anadolu vilayetleri da-
ha <;ok Turklerden olu$maktaydi.
Hukumetin Sultan 11. Abdulhamid donemindeki poli-
tikas1 bu degi$ikliklerden etkilendi. Sonu<;ta, ideolojik ve
kulturel yonelimleri daha onceki padi$ahlann politikala-
nndan (1808-1876) koklu bi<;imde farkh cereyan etti. II.
Abdulhamid, Osmanh Devleti'nin daha <;ok Musluman <;o-
gunluktan meydana geldigi ve kulturOnun lslami ozellikle-
rinin korunmas1 gerektigi fikrini kabul etmi$ti. Dolay1s1y-
la, halife unvamm daha yaygm bi<;imde kullanarak kendi-
man Colonization of the Circassians in Rumili after the Crimean War",
Etudes Balcaniques, No 3 (Sofya, 1972), s. 71-85.
138 Nufusu 20 OOO'in uzerinde olan kasabalarda ~ehirle~me oram 1821-26'da
% 8.6 idi. 1846'da bu oran % 11.l'e ve 1897'de % 13.6'ya yukseldi. 1821-
46 doneminde nufus art1~1 % 75 6, 1846-82 doneminde % 52.0 ve 1882-97
doneminde % 42 7 oldu. M1s1r'm 182l'de 2.536 400 olan toplam nufusu
1897'de 9.717.228'e yukseldi. G. Baer, Polli and Chambers (15).

206
Osmanlr Dcvleti'ndc Milliyct~iligin Sosyal Temdleri: Tabalwdan Sm ifa ..

sini bf1LOn dunyadaki Muslumanlann emclleri ve dini duy-


gulanyla ozde~le~tirmeye ba~lach. tzle~igi politikamn uy-
gulamadaki hedeOeri zaLen onadayd1. Ulkeye yeni goc;: cL-
mi~ olanlarm dini bagh\1klanm vurguladt ve buna dayana-
rak hareket etti ve (farkh dillerine ve koklerine ragmen
(:erkez ve Bo~nak orneklerinde oldugu gibi) bunlan Ana-
dolu'daki Musluman Turk ahaliyle kayna;;t1rdi. Halifeligin
vurgulanmas1, yonetimdeki burokrasiye devletin lslami
ozelligini vurgulayarak Araplann sadakatini koruma ola-
nag1 da verdi. Arap vilayetleri listenin en ba;;mda yer aldi.
Arapc;:anm kullamlmas1 ve Arap sozcuklerin ve ifadelerin
odunc;:lenmesi yaygmla~tl.
Osmanh Devleti'nin gene! zafiyetine ragmen Halifeli-
gin Muslumanlar arasmda bir dayam;;ma duygusunu olu~­
turmada saglad1g1 k1smi ba~an c;:e~itli etmenlere baglanabi-
lir. Birincisi, Muslumanlar arasmdaki sosyal farkhla;;manm
II. Abdulhamid doneminde c;:ok yogun hale gelmi;; olmas1-
na ragmen, s1mf bilinc;:leri ve ekonomik c;:1karlan henuz
dinleri ve etnik kimlikleriyle c;:all~ir ve bir Musluman etnik
grubu digerinden aymr hale gelmemi~ olmas1du. lkincisi,
Avrupa'nm gene! olarak Musluman dunyas1 uzerindeki
ekonomik ve politik hakimiyetinin halifeligi Pan-
lslamizm'in emperyalizm kar~ltl hedefleriyle ozde~le;;tir­
mesine ve lslam kimli.ginin sembolu ve savunucu olarak
ortaya c;:1kmasma yol ac;:mas1d1r. Dc;:uncusu, halifeligin Os-
manhhg1, Muslumanlan ilgilendirdigi kadanyla, ba;;anh
bir ~ekilde yasal bir dini-psikolojik kavram haline getirme-
sidir.
Yine de Muslumanlar arasmdaki bu ideolojik evrim
surecinde birbirinin kar~n1 iki onemli egilim hakimdi: Bir
grubun dilini yuceltmesinde ve etnik Turklerin orduda ve
alt kademe burokraside giderek daha fazla toplanmalann-
da ifade bulan yerelci, tek bir fikir etrafmda toplanm1~ et-

I 207
Osmanli'da Degi~im, Modernle~me ve Ulusla~ma

nik egilimler halifelik ideali yoluyla Osmanh ve Pan-


lslamc1 ak1mlann artmas1yla c;:eli~mi~tir. 139
Ondokuzuncu yuzy1lda Musluman Halifeligi ile Orto-
doks Patrikhanesi'nin evrimi ve ustlendikleri gorevler ara-
smda ~a~irtic1 olmakla birlikte ilginc;: benzerlikler vard1r.
Her iki kurum da dini hukumler dogrultusunda degil ta-
rihsel ko~ullann sonucu olarak geli~mi~tir; her ikisi de
kendi cemaatlerine yani Ortodoks H1ristiyanlann ve Mus-
lumanlann evrensel dini baghhklanna hitap etmektedir ve
her ikisi de milliyetc;:ilik ic;:inde geli~en etnik fikirlere sap-
lantI egilimlerini reddetmi~tir. Ashnda, her iki kurum da
bir etnik grubun, yani Turklerin ve Rumlann ellerindedir
ve her ikisi de kendi bagh oldugu etnik-ulusal grubun psi-
kolojik olarak milliyetc;:i tohumlanm ekmekte bnemli rol
139 Zeine N. Zeine'ye giire, "Ondokuzuncu yiizyilda uluslararas1 politik alan-
da bir 'Arap sorunu' yoktu." Gen;ekten de Osmanh topraklanndaki Arap
vilayetlerinde ya~ayan insanlardan tek ba~ma 'Arap' olarak sadece o do-
nemdeki kitaplarda ve belgelerde s6z edilmi~tir. Bu, yalmzca c;olde ya~ayan
Bedeviler ve Yakmdogu'da yerle~ik duzende ya~amayanlar i~in kullamlan
bir terimdi. Bu bolgede ya~ayan iki temel sm1f insanlan tammlamak ic;in
"Musliimanlar" ve "H1ristiyanlar" terimleri kullamlird1. The Emergence of
Arab Nationalism (Beyrut, 1966), s. 38. H1ristiyan Protestan bir Arap olan
Edward Atiyah yiizyilm d6niim noktasmda Suriye'de ya~ayan Hiristiyanla-
rm ulusal sorunlanm ~6yle tammlam1~nr: "Eger yetyiiziinde maddi ve ma-
nevi, fiziki ve ahlaki, yapismda mevcut ve d1~andan dayat1\m1~ olarak bir
iilkenin milli birligine ve vatanseverlik duygulanmn olu~umuna y6nelik
akla gelebilecek her tiirlii etkinin s6z konusu oldugu bir iilke 6rnegi ara-
mrsa bu !9!4'ten 6nceki Suriye'dir. .. ArapQimn ortak konu~ma ve ortak
edebiyat dili olarak birle~tirici etkileri, yerel halkm dini boliimlenmelerine
kar~1hk gelecek ~ekilde Amerikan, lngiliz, Franstz, Rus, Alman gibi kendi-
sine yabanc1 ve farkh egitsel etkileri ile hemen tumiiyle yok edilmi~tir. Bu
milli bilinc; eksikliginin en 6nemli etkisi politik bag1ms1zhgm bir ama~ ha-
line gelmesi ~eklinde tezahiir etmi~tir. H1ristiyan Suriyeliler, Ti.irk
hakimiyetinden nefret etmi~ler ve bundan kurtulmamn ve bag1ms1z bir Su-
riye devleti kurmamn yollanm aram1~lard1r. Boyle bir durumda Muslii-
manlar ezici 1,"0gunlukta olduklarmdan H1ristiyanlar yine ezilmi~ ve bask1
altmda bir grup olarak kalacaklard1. Bu nedenle kendilerini Musliimanla-
rm hakimiyetinden kurtaracak, Turkiye'yi ulkelerinden atacak ve Suriye'de
kendi 6z-y6netimini yerle~tirecek bir Avrupa devleti bulmaya ~ah~m1~lar­
d1r." An Arab Tells His Story (Londra, 1946), s. 1, 3, 4.

/ 208
osmanli Devleti'ndc Milliyeti;:iligin Sosyal TcmcllcrL Tabalwdan Sm1fa ...

oynam1~tlr. Fakat dil ac;1smdan farkhhklar vardir: Patrik-


hane kilisede gorevlerini yerine getirirken kendi dilini, ya-
ni Yunanca kullanmaktad1r. Halife yaz1~malanm Tlirkc;e
yapmasma ragmen, ibadetin Arapc;a yapild1g1 camilerde
1urkc;e kullanma glicli yoktur. Dil konusu Mlislliman mil-
letin sonunu haz1rlayan bir katalizor gorevi yapm1~t1r.
Henliz kmlma noktasma ula~mam1~ ohnakla birlikte
Muslliman etnik gruplar arasmda geli~mekte olan farkhhk-
lar IL Abdlilhamid doneminde tanm sektorlindeki degi~ik­
!ikler ve okul sisteminin yaygmla~mas1yla en list noktaya
ula~m1~t1r. 1880-1914 doneminde Osmanh Devleti'ndeki
ekonomik durumla ilgili olarak yap1lan son ara~tlrmalar
tanm liretimi seviyesinin ve uluslararas1 ticaretteki paymm
bu donemde oldukc;a bnemli bir arn~ gosterdigine i~aret
etmektedir. Aslmda bu donemde endlistrile~ememenin ne-
deni sermaye yetersizliginden veya giri~imci sm1fm ba~an­
siz11gmdan ziyade rekabetteki dezavantajh durumdur.140
Tanm sektorlindeki artan faaliyet kar51 ak1mlann geli5me-
sini yogunla5ttrm1~t1r. Tanmla ugra~an Mlislliman list sm1f
ile Mlislliman olmayan ticari gruplar arasmdaki ekonomik
farkhhklar iyice belirginle~mi5tir. Bu arada, Mlislliman
gruplann sosyal, yasal ve politik konumu daha glic;lenmi~­
tir. Ta~rada e~raf olarak amlan bu grup, ~ehirlerde ya~ayan
kuc;uk Mlislliman tliccarlann ve sanatkarlann yapt1klan
gibi kendi aydm tabakasm1 yaratm1~t1r. Ylizyilm sonlanna
dogru aydmlar hliklimetin askeri ve sivil blirokrasisinden
degil 5ehirlerdeki tliccar ve sanatkarlar ve ta~rada e~raf ara-
140 Vedat Eidem, Osmanl1 lmparatmlugu'nda ll11isadi 5artlar Hal1lw1da Bir Tet-
llil1 (Istanbul, 1970), s. 36'dan itibaren. 1876-1908 doneminde Anadolu'da
tanmsal degi~im konulu yeni bir ara~t1rma, bu donemde tnnar gelirlerinin
137 milyon kuru~tan 253 milyona yiikseldigini gostermektedir. Buna ihra-
cat hacmindeki % 45'lik artt~ e~lik etmi~tir. Hububat ve iizum ihracau ay111
s1ra ile % 4l'den % l4l'e ve % 70'ten % 90'a yiikselmi~tir. Donald Quata-
ert, "Indices of Anatolian Asrari an Change", Kas1m l 972'deki MESA top-
lanusmda sunulan teblig, Birmingham, NY

I 209
Osmanh'da Dcgi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

smdan da c,:1kti. Fakat modern okul sistemi yine de burok-


rasinin yer ald1g1 en ustteki elite ula$manm en belirgin yo-
lu olma durumunu korudu. Bu nedenle, hukumetle veya
yuksek konumdaki burokratik kademelerle yakmla$mak
en ozenilen sosyal statliydu. Ne denli ustun olursa olsun
ekonomik, edebi veya bilimsel alanlarda elde edilen ba$an-
lar sosyal ac;1dan pek odullendirilmiyordu. Uzmanla?ma ve
profesyonelle$meden kaynaklanan karma$1khga ragmen
hukumette yer alan sec;kinler ile yer almayan sec;kinler ara-
smdaki uc;urum devam etti. Profesyonelle?menin geli?me-
si, II. Abdulhamid doneminde meslek okullanmn ac;1lmas1
ve burokratik organda yapilan reformlarla h1z kazand1. Di-
ni c;evrelerde Arapc;a kullamlmasma ve bir y1gm Arapc;a ga-
zetenin Arap vilayetlerine ula$maya ba?lamI$ olmasma rag-
men yuksek meslek okullarmda Turkc;e kullamlmaya ba$-
land1 ve yeni meslek sm1flarmm dili haline geldi. Bu arada,
Turk irkmm tarihine ve Turkc;eye gosterilen linguistik ilgi
ve Rus hukumetinin Panislav bask1lanndan kac;an Muslu-
manlarm ve TOrkc;e konu?an gruplann etkileri etnik Turk-
luk alt ak1mlannm geli?mesine katk1da bulundu. Osmanh
burokrasisinin buyuk bir k1sm1 ve baz1 aydmlar Osmanh
Devleti'ni bir tur ulusal yap1 olarak gorup Osmanhhg1
Turklukle ozde?le$tirmeye ve Osmanh tarihini Turk katk1-
smm I$1gmda degerlendirmeye ba?lad1lar. Psikolojik ola-
rak Osmanh Dev'leti'nin kahc1hg1 ulusal kahc1hkla e$de-
gerde gorulmeye ba$land1. Butun bu ak1mlarda devletin
kurtulabilecegi ve zamanla Turk ulusal kimligi verilerek
yeniden yap1landmlabilecegi fikri ag1rhk kazanmaya ba$la-
d1. Bu fikir, h1zla yaygmla$an Turk edebiyat1 ve di.l rbne-
sans1 ile liberalizmden etkilenen ordu subaylanna ve ay-
dmlara cazi.p geldi. Buna paralel olarak, 1908'de Anado-
lu'da ve Balkanlar'da Musluman Osmanh aydmlan arasm-
da Turkc;e konu?an aydmlann say1s1 buyuk bir c;ogunluga
ula$tl. Aydmlar arsmdaki (erkezler, Bo$naklar, Kurtler ve

I 210
Osmanl1 Devlcti'ndc Milliyet(iligin Sosyal Temelleri: Tabaliadan S111ifa ...

diger Turk olmayan unsurlann yerel farkhhklan ortak tari-


hi amlar arasmda ve ordu hizmeti ya da sivil gbrevlerde
ula$1lan dayam$ma sayesinde yok edilerek kendilerini
rurk milliyet<;:iligiyle ozde$le$tirmi$ olduklan goruluyor.
rurk<;:e her zaman idari dil olmu$tur ve elite katilan aydm-
Jar ve subaylar bunu sosyal ve ulusal baghhklannm bir
par<;:as1 olarak gormli$lerdir. Once hukumet ust kademele-
riyle ve soma da Turklukle 6zde$le$IDi$lerdir; <;:unku bu,
onlara bir sosyal statli ve konumla yeni bir politik kimlik
saglam1$llr. Fakat bu fikri Musluman olmayanlara en az
Musluman olanlar kadar <;:ekici k1lan, yeni dogmakta olan
bu milliyet<;:iligin gelecekle ilgili beklentilerine cevap vere-
cek ozellikler ta$1mas1ydi.
Ortadogu'da, Suriye misyoner okullannda egitim go-
ren bir<;:ok Hiristiyan Arap aydm 1870'lerden sonra kendi
milliyet<;:ilik bi<;:imlerini olu$turmu$lar ve zaman i<;:inde bu,
butiin Araplan i<;:ine alan ortak bir ak1m haline gelmi$tir.
Yirminci yuzy1lm ba$lanna kadar Arap milliyet<;:iligi konu-
sundaki zengin edebiyat birka<;: istisna dt$mda gerek Orto-
doks, gerekse Maruni olan ve iyi egitim gormli$ ust sm1f
Hlristiyan Arap arasmda gorulmli$tUr. Bu Hiristiyan aydm-
larm Osmanh Halifeligi ve Sultanhg1 konusundaki goru$le-
ri, hi<;:bir psikolojik baghhk hissi beslemedikleri Balkan-
lar'daki H1ristiyan mtlliyet<;:ilerinkiyle hemen hemen ay-
mydi.141 Bunlann milliyet<;:i fikirleri ancak l 908'den sonra
-yani lttihat ve Terakki Partisi'nin ya da Jon Turkler'in ik-
tidara gelmesi ve bunlann milliyet<;:i politikalanmn ba$la-
masmdan sonra- Musluman Araplar tarafmdan benimsen-
meye ba$land1.
Osmanh burokrasisinin sosyal kokeni, etnik ve di! bag-
lantilan ve Jon Turkler'in politik felsefeleri Osmanh Turk
141 Arap milliyetc;iligi konusundaki yazm hakkmda bkz Karpat. Political and
Social Thought in Lile Conlemporary Middle East (New York, 1968). Aynca
bkz. Hisham Sharabi, d n., s. 135

I 211
Osmanlt'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

aydmlannm yerelcilige ozel egilimlerinin ifadesiydi. Faali-


yetleri, Turk milliyet<;iliginin merkezi haline gelen Sela-
nik'e odakland1. Jon Turkler'in milliyet<;i-modernist [else-
felerinin bir parc:.:as1 olarak laikligi benimsemeleri, Turkle-
rin linguistik ve etnik bzelliklerine dayanan yeni politik
kimliklerinde oldugu kadar <;agda$la$maya baghhklanyla
en list noktaya c:.:1kan uzun sosyal degi$im surecinin sonu-
cuydu. Jon Turkler mevcut Osmanh c;:okuluslu devletini
muhafaza etmeye ve bunu Turkc;:e kullammm1 evrenselle$-
tirerek Turkle$tirmeye c;:ah$tilar. Fakat laikligin benimsen-
mesi Osmanh Devleti'nin ve bizzat halifenin dini temelleri-
ni zay1flam. Baz1 Arap okullannda ve Arnavutluk'ta dil
olarak Turkc:.:e kullammmm yerle$tirilmeye c;:ah$1lmas1 ve
lstanbul'da gec;:mi$te bir olc:.:ude ozerklikleri olan Arap bbl-
gelerinde merkezi hukumet kontrolunun yaygmla$mas1
Osmanh Devleti'nin evrenselci Musluman bzelliklerini
kaybetmi$ oldugunun kamt1ydi. Turk milliyetc;:iligi hakim
duruma ge<;ti ve kendi felsefesi dogrultusunda bir siyasi
varhk yaratmaya <;ah$tl. Bazilan, Arnavut (Mehmed AkiO,
Tatar, (:erkez ve Bo$nak kokenli olan lslamc1lar ve Os-
manhc1lar milliyet<;iligin (Kavmiyet) Osmanh varhgm1 so-
na erdirecegi uyanlanyla milliyet<;i gidi~atl umitsizce dur-
durmaya c:.:ah$tllar.
191 l'den soma Arap aynhkc:.:1 hareketlerinin h1zla ge-
li$mesi, l 912'de Arnavutluk'un bag1ms1zhgm1 elde etmesi
ve 1916'daki Arap ayaklanmas1 nihayet Osmanh c;:erc:.:evesi
i<;inde Turk-Arap i$birligini sona erdirdi ve her grubun ge-
lecekte kendi yolunda gitmesini sagladi. Musluman millet
yok oldu. Mustafa Kemal l 922'de, Turklerin kendi adlanm
ve kulturel ozelliklerini ta$1yan bir devlet yaratmalan ic:;in
en uygun zaman oldugunu ilan ederken aslmda bir yuzy1l-
dan beri olgunla$makta olan bir surecin sonuna gelindigi-
nin i$aretini veriyordu. Aynca bu, Turk halkmm varolu-
$Unda yeni bir politik safhamn ba~lad1gmm da i~aretiydi.
r Osmanlt Devleti'nde Milliyet(iligin Sosyal Temelleri: Tabahadan Stn1fa.

Gee; ortaya c;1kmasma kar~m Turk milliyetc;iliginin bir


a~amadan digerine gec;erek h1zh bir ba~an kazanmasi ve
bir sure soma, ulkenin karma~ik irk ve dil gec;mi~ine rag-
rnen bir Turk ulus-devletinin kurulmas1 dart etmene bagh-
dir: Birincisi saglam bir sosyal temel; ikincisi, iktidan elin-
de bulundurmaya uygun olarak egitilmi~ bir sec;kinler gru-
bu; uc;uncusu, buyuk bir bolumu modern aydmlann ve
burokrasinin laikligi kimlikleri ic;in bir tehdit olmayip ter-
sine c;agda~hk ve ilerleme ic;in onko~ul ve birle~tirici bir
unsur olarak gormelerini saglayan Osmanh burokratik ge-
leneklerinden kaynaklanan akilci-laik ruh; ve dorduncusu,
zamanla lmparatorlugun tarihi deneyimlerinden kaynakla-
nan dagmik durumdaki butiln imajlan, sembolleri ve bag-
hhklan bir araya geLiren, kayna~nran ve bunlan Tilrk vata-
mna ve ulusuna baghhk haline getiren uniter Osmanhcihk
kavram1du. Fakat Turkiye'de milliyetc;ilik h1zh ekonomik
geli~menin ve kesin bir sosyal seferberligin ya~and1g1
1940'lardan soma smavdan gec;mi~ ve politik ozgurluk
halk tipi bir toprak ve kulture baghhkla kar~1 kar~1ya kal-
mi~ ve boylece yeni bir ideolojik geli~me sureci ba~lami~llr.

Sonw;;

Balkanlar'da ve Ortadogu'da modern uluslann dogmas1


Osmanh Devleti'nde gruplar ile hukumet arasmdaki sosyal
ve politik ili~kilerde ya~anan degi~ikliklerin sonucudur.
Onbe~inci yuzytlda Osmanh tebaas1 dikey olarak meslekle-
re gore sosyal tabakalar ve yatay olarak dini ve cemaat bag-
lantilanna gore milletler olarak yapilanm1~lard1r. Bu ne-
denle etnik ve linguistik gruplar kendi politik gec;mi~leriy­
le ili~kilerini kopararak iki yeni sosyal ve kulturel-dini ya-
p1lanmaya yerle~mi~ler ve kendilerinin gelecekteki sosyal
ve politik degi~imlerinin ko~ullanm olu~turmu~lardir.
Onaltmc1 yuzyilda ya~anan ekonomik, sosyal ve teknolojik
,
Osmanli'da Dcgisim, Modcmlesme ve Ulusla~ma

degi~iklikler sosyal hareketliligi artlrarak ve hukumetin te-


baasma kar~1 otoritesini me~rula~urmak konusunda yeni
talepler ve olc;utler yaratarak tabakalann orijinal yap1lan-
malanm zay1flatm1~ur. Diger yandan milletler (cemaat-
dini yap1lanmalar), ba~ta padi~ah, ikincil olarak da sosyal
degi~im guc;leri tarafmdan saptanm1~ olan yap1lanma bi-
c;imleri ve i~levleri nedeniyle onsekizinci yuzy1la kadar
sosyal tabakalann dagilmas1 surecinden pek etkilenmemi~­
lerdir.
Padi~ah ve burokrasi herhangi bir etnik, di! veya din
grubu ile dogrudan ozde~le~memi~tir. Kendilerine ozgu bir
yonetim s1mfi olu?turmu?lar ve bu felsefeyi olu~turan ko-
?ullar c;oktan yok oldugu halde neredeyse mevcudiyetleri-
nin sona erdigi gune kadar kendi hukumet felsefelerine sa-
d1k kalm1?lard1r.
Onyedinci yuzy1lda ya?anan bir sonraki geli~me sure-
cinde halkm geni? sosyal birimler halinde yeniden yap1lan-
mas1 ba?ladi. Toprak rejiminin degi~mesi, ic; ve uluslarara-
s1 ticaretin artmas1, sosyal hareketliligin ve ileti~imin yo-
gunla?mas1 ve tanm urunlerine olan talebin artmas1 fertle-
rin, dini-etnik cemaate mensubiyetleri ile brtli?en sosyal
konumlannm yap1sal olarak degi?mesine yol ac;t1.
Tuccarlar, Osmanh Devleti'ndeki Ortodoks H1ristiyan-
lar arasmda yeni bir elit olarak ortaya c;1kular. Ortodoks
Rum tuccarlar ba?ta olmak uzere baz1 etnik-dini gruplann
dinle ilgili olmayan unsurlan Osmanh burokrasisinde once
servet, soma da politik mevkiler elde ettiler ve zaman ic;in-
de, lstanbul'daki en buyuk H1ristiyan grubun dini temsilci-
si olan Ortodoks Patrikhanesi uzerinde nufuz sahibi oldu-
lar. Fakat ulusal uyam?ta en bnemli rolu ulke d1?mda,
bzellikle Avusturya ve Rusya'da yerle?ik durumda olan
tliccar cemaatleri oynadi. Bu cemaatler ba?lang1c;ta, Os-
manh topraklannda kendi yeti?tikleri ?ehirlerde ve bolge-
lerde b1rakuklan kendi etnik gruplannm kulturel-dini ya-

214
r Osmanli Dcvlcti'nde Milliyeti;iligin Sosyal Temelleri: Tabahadan Smifa __ _

~arnlanm
rerdiler.
muhafaza etmeye ve saglamla;;tirmaya 6zen g6s-

Cogunlukla ulke di;;mda ya;;ayan tuccar gruplardan


• J<an aydmlann olu~turdugu digcr grup, kendi baglt o!-
1
~[\lldari ccmaatlerdeki atalannm klihurel ve dini ilgilerini
ozgt\r!Clk~o. politik emellere donu~tiirerck bunlan kcndile-
rini hagli hissettildcri et.nik grubun cliger mensuplanna
ya)' nui.ya ~all!;iLt!ar. Aydm s1mfm gidcrek emik, ulusal ve
daha sonra da milliyw;i ozellikler kazanan poli1ik ideoto_ji·
sinin esin kaynagi kismen Aydmlanma felsefesi, kismen de
Fransiz Devrimi'nin getirdigi 6zgurluk vc ulus olma kav-
ramland1r. Bu idcoloji Rusya tarafmdan geli;;tirilen, zaman
ic,:inde Muslumanlar, Turkler ve Osmanh hukumeti konu-
sunda dini husumeti ve dini ayncahg1 hakim 6zellik haline
getiren H1ristiyan Ortodoks milliyetc;iligin izlerini de ta;;1r.
Balkanlar'daki etnik gruplar arasmda daha alt smifa men-
sup olanlann milliyet<;i ideolojileri kabul edi;;leri sosyal
ac;idan yerlerinden edilme ve bundan kaynaklanan ho;;nut-
suzlugun sonucudur. Merkeziyet<;ilik nedeniyle koyler ve
kuc;uk ;;ehirler sahip olduklan 6zerkligi de kaybettiler ve
padi;;ah koylulere kar;;1 yuruttugu koruyucu gorevlerini
yerine getirememeye ba;;laymca burokrasinin bask1sma
maruz kald1lar. Aynca, koylulukten tanm simfma ge<;i;; su-
reci koylulerin sosyal bilin<;lenmesini behrgin hale getirdi
ve aralanndaki ileti;;imin artmasm1 sagladi.
Mesleki farkhhklann artmasi, ticari smifm zenginle;;-
mesi, daha iyi egitim sistemi ve yogun ileti;;imle birlikte
Rusya'nm ve Bati'mn ekonomik tercihi H1ristiyanlar ara-
smda simfa benzer yeni bir sosyal tabakala;;ma bi<;iminin
dogmasma yol a<;tl. Bu surec; koy-;;ehir ve milletleri i<;eren
geleneksel cemaat sisteminin dag1lmas1 ve piyasa ili;;kileri-
nin yogunla;;mas1yla daha da hizlandi. Daha soma, Hiristi-
yanlar kendi etnik ve dil kimliklerine uygun olarak simflar
ve uluslar ;;eklinde bir araya geldiler.

I 215
Osmanli'da Degi~im, Modcmlqme ve Ulusla~ma

Bu arada, Osmanl1 ho.kometinin Ostlendigi merkezi-


yet<,·i politika MOslO.manlar ile H1ristiyanlar arasmdaki sos-
yal ve dini farkl1liklan daha da arnrd1 ve kac;mllmaz bir ~e­
kilde Osmanlt hoko.metinin Muslomanlarla ozdc~le~mesi­
ne zemin haz1rlad1. Bu sosyal ve dini farkhla~ma neticesin-
de gec;rni~tc c;ogunlukla cl sanatlan, ticaret ve imalatla ug-
ra~m1~ olan MtlslOmanlar zamanla tanm ya cla marjinal
~ehir mesleklerine yonclmek zorunda lmak1ldilar. Mush.1-
man ust tabaka c;ogu zaman piyasa ekonomisinin d1~mda
b1rak1ld1. Ondokuzuncu yozyilm ba~lann<la, Miislumm1
sec;kinler Loprak sahibi ayanlar, ulema ya da ilmiye (kendi-
ni din egitirnine adarm~ insanlar) vc hokcnnet gorevlilerin-
den olu~maktaych. Muslumanlarda ne modern hir ti.iccar
ya da irnalatc;1 sm1f ne de Huistiyanlara ulusal ideoloji ve
ekonomik ve sosyal Slll1f motivasyonu ii;eren nitelikli bir
Ostunliik veren siyasi ac;1dan bili111;lenmi~ aydm sm1f1 var-
d1. Etnik ve din esasma dayandmlnu~ ulus ve milliyetc;ilik
fikri ve yapay olarak olu$turulmu$ Turkluk kar$lthg1, Bal-
kanlar'daki toplumsal ve etnik a<;:1dan kan~1k Hiristiyan
uluslan bir arada tutan yeni ideolojinin en belirgin ozellik-
leri haline geldi. 0 s1ralarda TO.rklerin hie; olmazsa top-
lumsal, ekonomik yap1lanma ve egitim ac;1smdan daha ge-
li$I11i$ bir grup oldugunu belirtmek gerekir.
Osmanh hukumeti, Hiristiyanlar arasmda olu~makta
olan bu sosyal, etnik ve dini ac;1lardan farkhla~ma sureci-
nin d1$mda kald1. Zamanla, daha once de belirtildigi gibi
kendisini dini ve kulturel baglamda Muslumanlarla ozde~­
le$tirmek zorunda b1rak1ldi. Fakat varl1gm1 surdurdugu
surece tamamen sosyal s1111fla ozde~le~meyi ba$ard1 ve as-
hnda c;oku~i.inun temel nedenlerinden biri de bu oldu.
Mi.isliimanlar arasmda milliyetc;ilik onceleri Rus i$gali-
ne ve Kmm ve Bucak'taki Mi.isli.iman halkm tehcirine kar~1
bir oz savunma tepkisi olarak onsekizinci yi.izy1lm sonlan-
na dogru ortaya c;1kt1. Balkan milliyetc;:iliginin artmasma
,.
Osmanli Dcvlcti'ndc Milliyetc;iligin Sosyal Temelleri: Tabahadan Sm1fa ...

paralel bir h1zla geli$ti. llk zamanlar Musluman milliyetc;;i-


hginin ideolojik ac;;1dan bilinc;;li liderleri ve baglay1c1 bir
ideolojisi yoktu. Gerc;;ek anlamda modern Musluman milli-
yetc;;iligi ancak onsekizinci yuzy1lm ikinci yansmda, Bat!
hakimiyeti nedeniyle kulturel kimligin kaybedilmesiyle
birlikte Bau'nm ve onun Osmanh uzant1larmm (daha c;;ok
Musluman olmayan tli.ccar gruplanndan olu$an) ekono-
mik hakimiyetine kar$1 bir kitle hareketi olarak ortaya c;;1k-
maya ba$lad1. Fakat 1870'lerde formule edilen Gene;; Os-
manhlar ideolojisi, ozellikle Musluman halk1 bask1 altmda
tutan ekonomik guc;;lukler ac;;1smdan siyasi ifade $ekli bula-
madr. Gene;; Osmanhlar, MuslUman kitlelerin sorunlanna
c;;ozum bulmaktan ziyade devlet kurumlanm ve burokratik
ust tabakay1 muhafaza etmeyi amac;;lam1$tl. Bununla birli.k-
te, du$11nce bic;;imleri ve grup ozellikleri onlan Ortado-
gu'daki modern Turk ve Arap aydm sm1flarmm onculeri.
yaptL
Ondokuzuncu yuzyilm sonlarma dogru $ehirli alt sm1-
fm ve Musluman nufusun tanm gruplannm piyasa ekono-
misi ve kapitali.st ili$kiler c;;arkma tam anlam1yla gi.rmesin-
den soma Musluman milliyetc;;ili.k ikinci ve nihai a$amas1-
na girmi$tir. Olu$an Musluman burjuvazi kendi aydm ta-
bakasm1 yaratml$ ve kendi yerel egilimlerini ve modernle$-
me yanhs1 isteklerini ifade etmeye ba$lamt$llr. Bu arada
ba$ta ordu mensuplan olmak uzere hukumet eliti, giderek
artan bic;;imde etnik Turkler arasmdan sec;;ilmeye ba$lan-
m1$tlr. Bu yeni sec;;kinler bilim ve iktidar ozlemi ic;;inde Av-
rupa emperyalizmine kar~1 olmu~lard1r. Aynca, yalmzca
bir bolge ic;;in degil bir Turk devleti olu$turmak yonundeki
egilimlerini ifade etmi$lerdir. 1908 Jon Turk Devrimi bu
grubu guc;;lendirmi$ ve ekonomik emelleri ve baz1 grup
ozellikleri ac;;1smdan Avrupa'daki kar$1hklarma benzer
ozellikler ta~1yan modern bir burjuvazinin dogu~una yol
ac;;m1$llr. Gene;; Turkler laikligi modernizmin ko$ulu olarak

I 217
Osmanl1'da Dcgi~im, Modcmlcimc vc Ulusla~ma

alm1~ ve bunu Turk milliyetc;:iligiyle butl!nle~tirmi~tir.


Turk milliyetc;:iligini kuramdan ziyade uygulamada olmak
uzere Osmanh Devleti'nin yeniden yap1lanmasmda temel
ideoloji haline getirmi;;lerdir. 1914'te Gene;: Turkler bir ara
lslami Osmanhc1hk fikrine donmeye c;:ah~m1;;lar, fakat
Araplar arasmda olu~an tepkileri engellemekte gee;: kalm1$-
lard1r.
Dil ve etnik baghhklara oncelik veren laik Turk milli-
yetc;:iligi, bunlar arasmda etnik ve linguistik milliyetc;:iligin
dogu$unu h1zland1rarak Muslumanlar arasmdaki birligi
bozan bir tepkime sureci ba$latml$tlr. Kendi tanmsal ve
burokratik elitlerinin onderliginde ve Bau'nm destegiyle
Arnavutlar ve Araplar bag1ms1z milletler olmaya c;:ah$IDl$-
lard1r. Bu suretle, Muslumanlar arasmda Avrupa'nm eko-
nomik ve kulturel mudahalesine kar$1 bir tepki olarak ba~­
layan Milliyetc;:ilik zaman ic;:inde, ulus-devlet modeline uy-
gun olarak burokratik elitler onderliginde siyasi yap1lan-
mamn temel prensibi haline gelmi$tir.

I 218
Osmanh lmparatorlugu'nda
Toprak Rejimi, Sosyal Yap1 ve
Modernle~me

Genel anlamda bir degi~im sureci olarak anla~1lan modern-


le~me kavrammm sosyal bilimcilerin hepsini tatmin ede-
cek temel bir Larifi henuz yaptlmam1~ur. Boyle temel bir ta-
riften yoksun oldugundan sosyal bilimlerin her dah mo-
dernle~meyi kendi disiplininin kavramsal c;:en;evesinde ta-
mmlamaya c;:ah~ir. Aynca, Bau'nm dunya gorO~O i~1gmda
ele almd1gmda modernle~me Bat1'nm inanc;:lanm, tarihsel
deneyimini ve deger yargt!anm yansltmak durumundadir.
Yine de gunumuzde Asya, Afrika, Latin Amerika ve
Ortadogu'da, Batih olmayan dunyamn evrimi konusundaki
eski varsay1mlann c;:oguna ters du~en c;:ok c;:e~itli sosyal,
kOILurel ve politik durumlar ya~anmaktad1r. Bau'da sosyal
bilimlerde ya~anan devrim ve sozde geli~mekte olan bolge-
ler incelenirken kullamlabilecek yeni kavramlar olu~turma
konusundaki c;:1lgm c;:abalar eski fikirlerin yetersiz kald1gm1
gosteren en iyi kamtlard1r. Artik Ortadogu konusundaki
ara~tlrmalarda gec;:erli eski yakla~1mlann bazt!anm degi~tir­
menin zamarn gelmi~ olabilir. ~u anda Ortadogu'daki mo-

I 219
Osmanl1'da Dcgi~im, Modemlqme ve Ult1sla~ma

<lernle~meyle ilgili ara?mmalarda kullamlan yeni yakla-


?lmlan aynnt1h olarak ele almak niyetinde degilim. Blt
baglarnda, Ortadogu'da ya~anan geli?melerin kayna!1;1 ve
yonelimleri konusunda Bat1hlar ile yercl akadcmisyenler
arasmdaki goru~ aynhklarmm giderek artt1gm1 vurgula-
mak yeterli olacakur.
Yerel yazarlann bu konuyla ilgili goru~leri d1~andan
fikir yurutenlerle <;ogu zaman <;eli~mektedir. 0 topraklar-
da dogup biiyiimli?, kendi oz kiiltiiruyle yogrulmu~ ve ye-
rel izleyicilerin taleplerini kar~1lamak zorunda kalm1~ ki~i­
lerin yabanCl bir gozlemcinin ozgurliigiine ve tarafsizhgma
sahip olamayacag1 dogrudur. Fakat yine de Ortadogu'nun
sosyal, politik ve kiiltiirel sorunlan konusunda yabancila-
rm gbrii?lerinin kendi degerlerinden ve politik baglantila-
rmdan tiimiiyle anmm? olup olmad1g1 belli degildir. Ayn-
ca, bir yabancmm kendi toplumunun tarihsel evrimi sure-
cinde ya?amad1g1 bir olay ya da egilim konusunda her za-
man dogru yargiya vanp varamayacag1 da sorulabilir. Bu
toplumun i<; yap1sal degi?imin, <;e~itli sosyal gruplann or-
taya <;1k1?mm, bunlann kendi aralanndaki etkile?imleri ve
kiiltur ve hiikumet iizerindeki etkileri olas1 butiin aynnt1-
lan <;bziimlenerek Ortadogu toplumu ve modernle?mesi
yeni bir anlayt?la ele almabilir. Bu nedenle, Ortadogu'nun
deger yarg1lanndan ya da kiiltiirel varsayimlardan annm1?
ger<;ek ve ara~ttrmac1 bir yakla?tmla incelenmesi tatminkar
sonu<;lar verecektir. Bu yakla~1m yalmzca Ortadogu'yu an-
lamanm tek yolu olarak lslamiyet konusuna anlamsiz bi-
<;imde tak1hp kalmanm yerini almakla kalmayip Ortadogu
toplumunun topyekOn degi~iminde dinin ger<;ek yerini, i~­
levini ve evrimini tammlayabilir.

II
Bu ara~ttrma, degi?imin esas itibariyle hukumetin mudaha-
lesi olmaksizm ba?layan dahih bir sosyal siire<; oldugu var-
1 220
r Qsmanlt lmparatorlugu'nda Topral1 Rejimi, Sosyal Yap1 ve Modcmlqme

sayinllndan yola c;1k1\arak yap1hm~nr. Devlet mudahalesi


dilha ileri a~amalarda onaya (1kar ve temel o!arak bu sure-
ce dcvletin kendi1 kavramlan dogmlLusunda yeni bir yon
venne c;abas1dir. Ortadogu'daki modernlf.>~me slirecine
hiikumetin mudahalesi daha <,:ok kendi kurumsal anlay1'.;?-
[an, yani burokratik duzen i<,:in somut bir mali temel olu'.;?-
turmak i<,:in yonlendirilmi'.;?tir. Toplumda ak1lc1 bir deg;i'.;?im
saglamak i<,:in yapilan hukumet mudahalesi zaten modern-
Je~menin kamt1 ve yeni bir a'.;;iamas1d1r. Huklimetin muda-
halesinin hakh gosterilmesi ve me'.;?ruiyet kazanmas1, din,
gelenek ya da o s1ralarda en nufuzlu gu<,: gruplanna kabul
edilebilir gorulen diger bir fikre dayandmlabilir. Bu, bir
bak1ma bir degi'.;?iklik ideolojisi haline gelir ve diger butun
ideolojilerde oldugu gibi bu ideolojiye bagh olanlann ideo-
lojinin ortaya <,:1k1'.;? nedenini belirleyen <,:ok nesnel gii<,:leri
hat1rlamamalanm saglamak i<,:in oznel hale getirilerek <,:ar-
piulabilir. Bir dindar tutucu ile modern gorii~ii benimse-
mi'.;? olanlar kendilerini aym utopyay1 payla~1r halde bula-
bilirler (K. Mannheim tarafmdan tammlanan aykm mutlak
iiLOpya). Dindar tutucu duragan geleneklerin kutsal rahat-
hgma kay1ts1z '.;;iarts1z geri donu~O. savunurken modern g6-
rii'.;?1l benimseyenler degi!?iklik talebinin kaynagm1 dikkate
almadan kokten bir degi'.;?im onerirler. Aslmda her ikisi de
surekliligi olan degi'.;?im surecinin d1'.;?mda kalrn1'.;?lard1r. De-
gi'.;?ikligin ger<,:ek degeri, ger<,:ek degi'.;?im talebinin i<,:erdigi
maddi ve manevi beklentileri kar'.;?ilamaya yeterli kurumla-
n, hizmetleri ve kolayhklan yaratmak ve muhafaza etmek
becerisidir. Aksi takdirde degi~im ve modernle'.;;ime tek ba-
~ma ve verimsiz bir eylemcilikten oteye ge<,:mez.
Baz1 ko~ullarda, i<,: degi~im, yalmzca farkhla'.;?tmlm1!?
her faaliyet sahasmm ozel i!?levsel gereksinimlerini kar!?1la-
Bu yaz1da s6z edilen kuramlann ve ilgili bilgilerin tam anlam1yla uygulan-
mas1 ve bunlann tam anlam1yla belgelenmesi hazirhk a~amasmda olan bir
ba~ka ara~tmna yaz1smda yaym lanacaknr.

I 221
Osmanl1'da Dcgi~im, Modemle~mc ve Ulusla$ma

yabilen farkhla~tmlm1~ yap1lanmalarla verimli ~ekilde du-


zenlenebilecek karma~1k bir ekonomik, sosyal, kulturel ve
politik faaliyetler grubu ic;:erebilir. "Geli$mi~" ve "geli~me­
mi$" politik sistemler (ya da S. N. Eisenstadt'm tammlad1g1
gibi "modern" ve "imparatorluk" sistemleri) arasmdaki te-
mel farklardan biri, birincide faaliyetlerin ve kurumlann
farkhla$lTI1$ yap1smdan, ikincide ise bunlann ayrmt1h du-
rumlanndan kaynaklamr.2
Farkhla$tlnlm1$ bu faaliyetler grubu, kendi kurumlan-
m geli$tirmek ve ayn~tlrmak ic;:in mevcut duzenleyici, ya-
sal ve politik sisteme agir bir yuk bindirir. Bize gore, talep-
lerin yoneltildigi hukumetin, yani burokrasinin tarihsel
evrimi, felsefesi, sosyal statilsu ve gbrunumu bu farkhla$-
m1$ duzene duyulan gereksinime tepkiyi saptamada hayati
unsurlard1r. Burokrasi, ortaya c;:1kan guc;:lere uygun yeni
ko$Ullann yaratug1 zorluklan entelektu.el olarak anlamaya
ve kar$1lamaya hazir olmayabilir. $ayet bu zorluk, Osmanh
lmparatorlugu'nda oldugu gibi yeni sosyal gruplann c;:e$itli
talepleri $eklinde ortaya <;1karsa ve $ayet ybnetimin bunlan
kar~1lama kapasitesi yoksa nesnel yap1sm1 kaybeder ve bir
iktidar mucadelesi halinde bozulur. Yukanda anlaulanla-
rm tumu, bu c;:ah$mada yorumland1g1 gibi, Osmanh lmpa-
ratorlugu'nun tarihi ve modernle~mesiyle ilgilidir.

lII
Onaltmc1 yuzyilm ortalanndan soma Osmanh lmparator-
lugu'nda ya$anan sosyal degi~iklikler, ekonornik ve sosyal
yap1lanmamn temeli olan devlet toprak sisteminin yava$
yava$ dagllmasmdan kaynaklanml$tlr. Toprak sistemi, hu-
kumetin alt k1rsal gruplan kontrol altmda tutmak ve top-
ragm i~lenmesine dayah temel ekonomik ili$kileri duzen-
2 S. N. Eisenstadt, Tlic Political Systems of Empires (New York, 1963) Esas
kuramsal kaynag1 G Almond ve J. Coleman, The Politics of Devrloping Me-
as (Princeton, I 959).

222
r Osmanl1 lmparatorlugu'nda Topral1 Rcjimi, Sosyal Yap1 ve Modemlqme

Jemek ic;in ideal bir kontrol arac1 durumundaydi. Toprak


sisteminin ekonomik ve teknolojik degi?iklikler -brnegin
ate?li silahlann kullamlmaya ba?lanmas1 ile devlet toprak-
lannm koruyucusu durumundaki sipahiler, yani ath bir-
likler ihmale ugraml?tlr- nedeniyle dag1lmas1 neticesinde
yeni bir vergi sistemi getirilmi? ve bunun sonucunda ayan-
lar, yani yerel toprak agalan ortaya c;1km1?tlr. Dolay1s1yla,
ayanlar, vergi toplama ayncahklanm ve devlet arazilerinin
ozel i?leticilere vermesi haklanm kullanarak kendilerine
ozgu bzellikleri o lan bir sosyal grup ha line gelmi?lerdir.
Toprak, ayanlann ve onlann idaresinde geli?en yeni sosyal
duzenin ekonomik dayanag1 haline gelmi?tir. Onceleri
ayanlar ve daha sonra ondokuzuncu yuzy1lda c;e?itli giri-
~imci c;iftc;ilerin ve ticari gruplann temsil ettikleri bu du-
zen baz1 talepler dogurmu?tur: Ayan umar haklan talep et-
mi? ve diger grup ise ic;inde hareket kabiliyetleri olan fark-
ltla?ml? sistemin gereksinimlerini kar?ilamaya yeterli yeni
ak1lc1 yasal bir sistem istemi?lerdir. Ortaya c;1kan bu farkh-
la~m1? ekonomik-politik duzenden dogan baskilara maruz
kalm1~ olan burokrasi de aym ?ekilde degi?im geregi duy-
mu?tur. Fakat burokrasi sorunun iktidar ac;1sma daha fazla
bnem vermeyi tercih etmi?tir. Burokrasi once ayanm ust
tabakas1m yok etmi?, fakat ekonomik ve sosyal temellerine
dokunmam1?tlr. Daha sonra, kendisi ic;in duzenli, saglam
mali bir temel tesis etmek amac1yla bu yeni sosyal katman-
la?ma ic;inde ili?kilerini duzenleyerek yeni sistemin gerek-
sinimlerine kendisini uyarlamaya c;ah?ml?llr.

IV
Osmanh lmparatorlugu kendi esas gucunu ve istikranm
once Muslumanlann ve gayrimuslimlerin bir arada ya?1yor
olmalan gerc;egine ve ikinci olarak da halkm meslek ve i?e
gore sosyal tabakalara aynlm1? olmasma dayandmlm1? bir
ic; dengeyle saglaml?tlr. Toplumun dart tabaka halinde ya-
Osmanli'da Degi~im, Modemlqme ve Ulusla~ma

p1landmlmas1 lmparatorlugun ya!;iam1 suresince surduriil-


mii!;i ba!;ihca politika olmu!;itur. Bu dort tabaka, kalem efen-
dileri, muharipler, tuccarlar ve sanatkarlar ve son olarak
da g1da ureticileri ve hayvan yeti!;itiricileridir.
lslamiyet'le varhgm1 surdurmesine ve me!;iruiyet ka-
zanmasma ragmen sosyal tabakalar fikri esas itibariyle lsla-
miyet'ten dogmam1!;illr. Ashnda, lslamiyet'te bir yandan
din adamlanmn sosyal farkhhklan veya aynmlan kabul et-
meyen ummet kavramma s1k1 s1k1ya baghhklanndan ve di-
ger yandan hukuk adamlannm hukumetin politik sistemi
destekleyecek orgutlu, istikrarh ve verimli sosyal dayanak-
lara duydugu gereksinime pratik <,,:bzumler bulma <,,:abala-
nndan kaynaklanan kahc1 bir gerilim surmekteydi. Toplu-
mun sosyal tabakalar halinde yap1lanmas1 Farisiler arasm-
da uzun zamandan beri suregelen bir uygulamaydi. Farkh
bir baglamda olsa bile ayrn ger<,,:ek Eflatun ve Aristo tara-
fmdan da dile getirilmi!;i ve zaman i<,,:inde Farabi (Yunanh-
lan kaynak olarak kullanml!;itlr) gibi filozoflar ve Ka-
busndme'de Keykavus lbn lskender ve Siyasetname'de Niza-
mulmulk gibi yoneticiler ve hukumdarlar tarafmdan Islam
doktrinine yerle!;itirilmeye <,,:ah!;i1lm1!;itlr. Daha sonralan
Nasreddin Tusi, Necmeddin Razi ve son olarak da Celaled-
din Devvani sosyal tabakalar kavram1m son !;iekline kavu!;i-
turmu!;ilard1r. Osmanh lmparatorlugu'nda Ak Hisari, Tur-
sun Bey, Kmahzade Alive digerleri bu kavram1 geli!;itirmi!;i-
ler ve dort tabaka ya da erkan-1 erbaa'y1 (dort direk) Os-
manh yonetimindeki Musluman dunyasmm temel sosyal
felsefesi ha line getirmi!;ilerdir. 3

3 Eski sosyal yap1\anma konusunda bkz. Ann K. S. Lambton, Landlord and Pe-
asant in Persia (Londra, 1953), s. xiii-xxxi'e; Nasir al-din al-Tusi, The Nasi-
rean Ethics, G. M. Wickens (Londra, 1964); E. I.]. Rosenthal, Political Tho-
ughts i11 Medieval Islam (Cambridge, 1962); Hali! lnalc1k, "Geleneksel bir
Toplumun Yap1s1: Turkiye'', R. Ward ve D. A. Rustow (ed.), Political Moder-
nization in japan and Turliey.
'
I 224
Osmanli lmparatorlugu'nda Toprali Rejimi, Sosyal Yap1 ve Modemlc~me

Yoneticinin gorevi bu sosyal duzenlemenin dogru i$le-


111esini ve her ferdin kendisine tahsis edilmi$ olan yerde ve
kendi grubundan beklenen gorevlerini yerine getirir bi-
c;;irnde kalmasm1 saglamaku. Alt gruplann gorevleri ve di-
gerleriyle ili~kileri de aynnt1h olarak anlat1lm1~tlr. Sosyal
tabakalar Islam adma, ummetin butii.nlugu ve refah1 ic;;in
gerekli ilahi bir duzenleme olarak me~rula~tmlm1~t1. Fa-
kat, bu sosyal duzenin kokleri lslami teolojiye degil ikti-
dardaki yonetimin pratik ihtiya\'.lanna dayanmaktayd1.
Gen;:ekten de ister modern, ister geleneksel olsun her hu-
kumetin varolu~undan kaynaklanan pratik ihtiyai;lanm
kar~rlamak i\'.in baz1 gorevleri yerine getirmesi beklenir.
Hizmet ettigi varsay1lan nihai hedefler ne olursa olsun or-
gutlu bir insan toplulugunun gunluk gereksinimlerini kar-
$1lamak zorundadir. Modern ya da geleneksel, her huku-
metin idari i~levlerini yerine getirmek i\'.in orgutlu bir ya-
p1ya ihtiyac1 vard1r. Aksi takdirde hukumet var olmaz. Sir
H. A. R. Gibb, karma$1k bir toplumu yonetmek zorunda
kalan Halife Hi$am'm (725-43) diger imparatorlann idari
uygulamalanna bakmaya ba$lad1gm1 ve Aristo'dan BU.yuk
lskender'e kadar yazrlm1$ bu.tun belgeleri ve lran krallan-
nm kulland1klan yonetim kitaplanm tercume ettirdigini
anlanr. 4 Hi~am'm yapt1g1 ashnda i$leyen bir idare sistemi
olu$turmak i\'.in yap1lmas1 gerekendir. Abbasiler donemin-
de diger halifeler ve ozellikle Osmanh lmparatorlugu'nda
padi$ahlar, bunu destekleyen ekonomik ve sosyal daya-
naklan saglamla$tlrarak ve bunu hakh gosteren bir ideoloji
yaratarak lslami bir politik sistem kurmak i\'.in ellerinden
gelen i;abay1 gostermi~lerdir.
Biz burada Osmanh politik s~steminin ana ekonomik
temelleriyl~ ilgileniyoruz. Daha once belirtildigi gibi sosyal
4 H. A. Gibb, "The Evolution of Government in Early Islam", Studia Islamica
(1955), s 17; S J Shaw ve W R. Polk (e<l ), Studies on !he Civilization of Is-
lam (Boston, 1962), s. 34 ve sonras1.

I 22s
I
Osmanli'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

tabakalar bu sistemin temelini olu?tururdu. Fakat dart ta-


baka ya da direk birbirine e?it degildi. llk uc; tabaka diger
alt tabakaya, yani topraga bagh ya?ayan ve butUn sistemin
ana ekonomik temelini olu?turan g1da ureticileri ya da
koylulere hakim durumdayd1. Son incelemeler, bu duzeni
yaratan Osrnanh lmparatorlugu'nun ve "onun sosyal duze-
ni ve devlet kavram1"rnn koklerinin toprak politikasrna da-
yand1grn1 gostermektedir. 5 Osmanhlarda toprak sorunlan
konusunda en yetkili agiz olan Profesor 6. L. Barkan, Os-
manh lmparatorlugu'nda toprak rejimi, koyluler ve temel
devlet politikas1 arasmdaki yakrn ili~kiyi tekrar tekrar vur-
gulam1~llr. Osmanh yasal-politik sisteminin gerc;ek kuru-
cusu olan Fatih Sultan II. Mehmed'in Kanunname'sinde ve
Kanuni SulLan Suleyman'rn kanunlannda toprak yap1lan-
mas1 ve koylulerin tanm alamndaki statU!eriyle ilgili so-
runlara kapsamh bic;imde yer verilmi?tir. Devletin topraga
verdigi <)nem, Fatih Sultan Mehmed'in mirilerin, yani ara-
zi-i memleketin, yani devletin sahip oldugu topraklann sa-
y1s1rn art1rmak ic;in lslam yasalanm ac;1kc;a hic;e sayarak za-
man zaman bazi mulkler ve vak1f arazileri satrn alma c;aba-
lannda ac;1kc;a gorulebilir. Profesbr Hali! lnalcik, klasik Os-
manh toprak sisteminin ba?hca ozclliginin devletin koylu-
leri vc topragt dogrudan kontrol etmesi olduguna
inanmaktad1r. Bu sistem despot idarenin askeri ve mali ih-
tiya<;lanrn kar?Ilayacak ?ekilde geni?letilmi? ve devletin
tek endi?esi tnnar gelirlerinin devamm1 saglamak olmu~­
tur.6
Timar sisteminin kokleri, Mora (Peloponnesos) ve
Arap ve lran uygulamalannda gorulen Batth feodal alanlar-
da geli?rni? bir Bizans sosyal gelenegine dayamr. Devlet go-
revlilerine yap1lan ve Max Weber'in degindigi "katedralin
5 Omer Uitf[1 Barkan, "Turk Toprak Hukuku Tarihinde Tanzimat ve 1274
(1858) Tarihli Arazi Kanunnamesi". Tanzimat (Istanbul, 1940), s. 321
6 Islam Ansi/1'01,cdisi'ndc Filaha maddesine bak1mz (ycni bask1), s. 907.

226
Qsmanli lmparatorlugu'nda Topral1 Rcjimi, Sosyal Yap1 ve Modemlqme

Japaza baglad1g1 1ahsisata" benzer bir tur c">deme ~eklidir.


hii sistcm, gorunll~e gore, hazinc tlzcrindeki basluy1 azalt-
n::tk i~in konnnanlanna toprak daglllnaya ba~layan I. Mu-
~ac.I rcji mi doncm i nde ha~larn1~ll r. Zamanla gen cl bir uygu-
[arna haline donu~mu~ ve gencllikle t1mar olarak tammla-
~11 kurumun dogrnasma yol ar,;m1~ur.
11"
Timar sistemi ve devlet Lopraklan uzerinde saglad1g1
kontrol yalmzca devlet i<;in onemli ekonomik bir dayanak
yaraunakla kalmam1~, _aym zamanda hukumetin halkm en
biiyD.k bblumunu te~kil eden koylulen kontrol altmda Lut-
rnasm1 saglam1~t1r. Buna gore koylu kendisinden yalmzca
ogluna ge<;ebilen kullanma hakkm1 (istiglal) elinde bulun-
durabilir ve arazinin mulkiyeLi (rakabe) devletin elinde
olurdu. Koylu elindeki araziyi bolemez, devredemez, ekip
bi<;mekten vazge<;emez ya da oylece b1rakamazd1. Boyle bir
~ey yapug1 takdirde, ceza odemek ve hatta zorla Lopragma
geri donmek zorunda b1rak1hrd1. Merkezi otoritenin, ge-
nellikle sava~larda ustun hizmet gosteren komuLanlar ara-
srndan tayin ettigi t1maro ya da sipahi devlet adma topra-
gm yasal statusunun korunmasmt, dogru ve surekli olarak
ekilip bi<;ilmesini saglard1. Tunarcmm diger gorevleri ken-
disine yap1lan odemeyi olu~turan vergi miktanm topla-
makt1. Sava~ halinde, t1marlar buyl.tkluklerine gore insan
ve ikmal kaynag1 saglarlard1. Arazinin ekilip bi<;ilmesi ya-
nmda Hao lbrahim'in RevnalH Bostan'i ve Kemani'nin
Garsnamc'si diger eserlerle birlikte meyve ve <;i<;ek yeti~tir­
me ve yeni <;i<;ek turleri geli~tirme konulannda bilgi kay-
nag1 olu~turdu.
Kilu; chlini temsil eden tnnarc1, koylulcrin l">zgul sos-
yal statulerini korunrnlan m saglard1. Profcst)r I nalc1 k 'm
bc!imigi gihi, 11marnlar emirlerindeki koyh.ilcrden ya da
vergi mokclleflerindrn, yani <_:ah~an sm1ftan uzak kalmaya
Ozen gostcrirlerdi. Reayanrn (kOy)(\ veya toprag1 i~leycn­
lcr) baz1 kamu gorevlerini Ostlenmcsi gercken durumlarda

I 221
Osmanlt'da Dcgi~im, Modemlqme ve Ulusla~nia

bile, bu yeni gorevlerinden dolay1 dogduklan andan itiba-


ren ta~1d1klan reaya statUsiinde bir degi~iklik olmazdr. Re-
ayamn oglunun da reaya olmasr ilkesi, lmparatorlugun en
temel yasal ilkclcrinden biri olarak daima korunmu~tur.7
Osmanli lmparatorlugu'ndaki degi~imin ger\:ek ipuc;-
lan, bize gore, toprak rejiminin degi$mesinde ve buna bag-
h olarak koylulerin yer degi~tirmelerinde yatar. Ayan sm1-
fmm ve daha sonra, yonetime kendi tarzlannda meydan
okuyan ve kendi sosyal statiilerinin resmen tanmmasm1 ta-
lep eden orta srmflann ortaya c;1k1~mda toprak sisteminin
degi$mesi ve vergi toplamada ya~anan degi$iklikler onemli
rol oynam1$tlf. Bu statU esas itibariyle toprag1 i$leyenler-
den vergi toplama ayncahgma sahip olmaktan ve gec;mi$te
sipahilerin gorevi olan, koylulere devlet topraklanm kira-
ya verme yetkisinden dogmu$tUr.
Osmanh lmparatorlugu'nun gerilemesi Profesor Ber-
nard Lewis'in de aralannda bulundugu tarih\:iler tarafm-
dan t1mar sisteminin c;okii$line baglanmaktadir. 8 T1mar
sisteminin zamanla dag1lmas1 Osmanlr Devleti'nin biitUn-
lugunu saglayan ve yonetimdeki kurumlan mali ac;rdan
destekleyen temel sosyoekonomik dayanagm kai;:mrlmaz
bii;:imde c;okmesine neden olmu~tur. Bir ba~ka deyi~le, t1-
mar sisteminin zamanla c;okmesi g1da uretici ve vergi veri-
ci kaynaklann bozulmasma ve koyluler arasmda dengeyi,
duzeni ve istikran saglayan sosyal yapmm yok olmasma
yol a<;:mI$tlf.
7 Hali\ lnalok, Fatih Devri Ozerine Tetl1ikler ve Vesilwlar (Ankara, 1954), s.
168-69. Profes6r Ann lambton'un <la inceledigi gibi, Osmanhlann koyluler
ve toprak politikalan ile lran'mkiler arasmda ~arp1c1 benzerlikler vard1r, fa-
kat Osmanh lmparatorlugu'nda geli~en umar toprak sisteminin kendine 6z-
gu baz1 6zellikleri bulunmaktadu. Aynca, Musluman Hindistan'daki toprak
sistemiyle de benzerlikler vardir.
8 Bernard Lewis, "Some Reflections on the Decline of the Ottoman Empi-
re", Studia ls\amica 9 (1958), s. 111-27. Aynca, The Emergence of Modem
Turl1cy (Londra, 1961), s. 89-440

228
osmanl1 fmparatorlugu'nda Topral1 Rejimi, Sosyal Yap1 vc Modenilqmc

Paranm (akc,;e) deger kaybetmesi, altmm d1$an kac,;ml-


111asl, g1da ihracatmm anmas1 ve bunun gibi durumlar li-
marlann dag1lmas1yla sonw;lanan c.liger ekonomik guc,;luk-
Jeri armdi. 1550'lerde ba$1ayan kt1yli:1 ayaklanmalan, amac,;
ve liderler ac,;1smdan degi$iklikler gostermekle birlikte yuz-
yilm sonuna _k~~ar s~r~ii. ve goru~ii.$e gor~, umar sistemi-
nin duzenley1c1 L$levm1 yenne geurmemesmden kaynakla-
nan sosyal yer degi$tirmelere neden oldu. Bu ayaklanmala-
nn, dirlik ya da odenLi adma baz1 umar sahiplerinin kendi
topraklanm yeniden ele gec,;irme c,;abalan <la dahil olmak
uzere c,;e$itli ~ekilleri ya~and1. 9 Sonuc,;ta, lmparatorlugun
sorunlanyla ilgili daha once belirtilmi$ olan gorii.$lerden
baz1lanm dile getiren Koc,;i Bey'in Risa!e'sinin 1630'da pa-
di~aha neden sunuldugu ortadad1r. Risale'de timarlann da-
g1lmas1 lmparatorlugun gerilemesinin ba~hca sebebi olarak
ele almmaktad1r. Aslmda gorunu~Le mevcut geleneksel
wplum ve din anlay1$1yla uyum ic,;indeymi$ gibi durmasma
ragmen Risale baz1 ac,;Iiardan devrimci yakla~1mlar sergile-
mi~ti. lmparatorlugun gerilemesine ak1lc1 yollarla c,;ozum-
ler uretmeye c,;ah~1rken durgunlugun nedenini d1~ dunya-
daki ko$ullara baglam1~ ve ne yap1hrsa yap1lsm tnnar"m
eski gucunun yerine getirilemeyecegi gibi c,;arp1c1 bir sonu-
ca varmI$lir (Lakin erbab-1 t1mar evvelki mertebesini bula-
maz) . 10 Burada vurgulanmas1 gereken husus, Risalc'nin ve
daha once aym anlamda yaz1lanlann lmparatorlugun sos-
yal yap1smdaki degi~ikliklere deginmi$ oldugu ve bunlara
kesinlikle acil c,;ozumler bulunmas1 istegini dile getirmi$
olmaland1r. Aslmda, bu degi$imin ya da modernle$menin
9 Bu olaylarla ilgili ana beige kaynaklanndau baz1la11 M <;:agatay Ulur;ay, Sa-
rulianda E5l11yaltl1 ve Hal/1 fiarcl1ctlcri, 2 c. (Istanbul, 1944, 1955) ve Musta-
fa Akdag, Cclali lsyanlan (Ankara, 1963). Aynca, William]. Griswold, Poli-
tical Unrest and Political Development, California Universitesi (Los Angeles,
1966).
10 Ko,i Bey Risalcsi (Istanbul, 1939), s. 54 Ko<,;i Bey'in gercek g6ru~leri, uzun
paragraflar arasmda kaybolup giden k1sa ctlmleler halincle verilmi~tir.

229
Osmanh'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

ozudur. Bu, onyedinci yuzyil ba?lannda, henuz Osmanh


lmparatorlugu gu<;lu durumdayken ve Batih dli?linceler
veya politikalar lmparatorlugun ya?annsmi dogrudan etki-
lemeye ba?lamadan once ortaya <;1km1?tlr.

v
Timar sisteminin lagvedilmesini, devletin gelir kaynaklan-
m ciddi bi<;imde olumsuz etkileyen ve burokrasinin eko-
nomik starusunu tehlikeye dli?liren ekonomik, sosyal ve
poliLik bunahmlar izlemi?tir. Burokrasi!erde odemelerin
yap1lmas1 her politik sistemde ana sorundur ve sistemin
evrimini etkiler. Timarlann esas iLibariyle list duzey hukti-
mel gorevlilerinin ge<;imlerini Lemin elmek amac1yla ihdas
edilmi? oldugunun unuLulmamas1 gerekir. Timarlann <;o-
gunun 1mparatorluk topraklan haline gelmesinden sonra
bile hukumet gorevlilerinin gelir kaynag1 olmay1 surdur-
dugu bir ger<;ektir. Bu nedenle, umar sistemi burokrasinin
gelir ihtiyac1 a<;1smdan ele almd1gmda nmar sisteminin
lagvedilmesinin ve dolay1s1yla gelirin azalmasmm Osmanl1
burokrasisinin ayakta durmas1111 saglayan mali temeli etki-
lcmi? oldugu sonucuna zatcn kendiliginden vanhr. 1ster
gelcneksel, ister modern olsun burokrasiler ashnda kendi
Loplumlanm kendilerine surekli gelir getirecek ?ekilde ?C-
killendirme kararhhgmdad1rlar. Dolay1s1yla, sipahiyi ll-
marlan yonetmekle gorevlendiren karar, diger vergiler hu-
kumel tarafmdan loplamrken onlara toplayabildikleri ve
kendilerinin ge<;im kaynagi olacak geliri elde ctme olanag1
tannm?tlr. 11 Tnnar toplayanlann esas mah i?levleri, aslm-
da topragm i?lcnmesini saglayarak vergi odeme potansiye-
lini korumakti.
Vergilerin aracilar kanahyla toplanmasi eski Osmanh
mah sisteminin temel ozelligiydi ve daha sonraki donem-
11 Hali! lnalcik, "Islam Arazi ve Vergi Sisteminin Te~ekkulu'', lslami llimlcr
EnstiWsii Dergisi Ctstanbul, 1959), s. 15.

230
Osmanl1 lmparatodugu'nda Toprak Rejimi, Sosyal Yap1 ve Modcrnlqme

Jerde, iltizam (vergi-ican) uyguland1g1 zamanlarda bile


muhafaza edilmi?ti. tlk dbnemlerde vergi gen;:ek gelir esas
ahnarak belirlenmi?ken daha sonralan vergiler merkezi
huki\meL tarafmdan keyfi ?ekilde konulmaya ba?landi.
Gen;ekten de hukumetin gelir kaynaklanna duydugu gide-
rek artan gereksinim hukumeti, hi<;; olmazsa k1smen t1mar
sahiplerinin yerlerini almaya ba?layan vergi Loplay1c1lann
giderek artan gucune gbz yummak zorunda b1rakm1?t1r.
Bu nedenle, ayanm ekonomik yukseli?i ?ehirlerde ya?ayan
ve yerel yonetimde sbz sahibi olan ileri gelenlere hukume-
tin tamd1g1 vergi toplama ayncahg1 sayesinde daha kolay
olmu?tur.1 2 Boylece, merkezi hukumetin kendisine tamd1-
g1 yetki sayesinde ayan tlmar sahiplerinin yerini buyuk ol-
<;;ude alm1?t1r.
Cemaat liderlerinden olu?an ayanm yukseli?i yalmzca
Osmanh lmparatorlugu i.<;;in degil butim Ortadogu i<;;in en
onemli sosyal sorunu dogurmu?tur. Bu, hukumeti ustUn-
lugunu kamtlamak i<;;in geni? kapsamh onlemler a\maya
zorlayan en bnemli. i<;; nedenlerden biridir. Bu onlemler za-
manla modernle?menin en onemli siyasi gucu olan merke-
ziyet<;;iligin modern ?eklinin benimsenmesiyle en ust nok-
taya ula?ml?llr. Baz1lan eski Anadolu hanedanlanndan ge-
len ilk donem toprak agalan, kammca ayanhk kurumunun
ana kaynag1 olarak gorulmemelidir. Butlin Ortadogu'da,
brnegin e?raf gibi, farkh adlarla amlan toprak agahg1 kul-
turel ve tarihsel a<;;1dan liderligin <;;e?itli cemaatsel ve gele-
neksel bic,;imleri olabili.r. Fakat politik a<;;1dan ortaya c,;1k1?-
lanna neden olan ko?ullar nedeniyle yeni bir i?lev ve yeni
bir ekonomik felsefe olu?turmu?lardir.
Ayamn toprag1 kontrol altmda tutmaya c,;ah?mas1 bu-
nun gostergelerinden biri.dir. Bu, onlann toplum i<;;inde
12 Ayan i\in bkz. H Uzun\ar~ilt, Alcmdar Mustafa Pa~a (Istanbul, 1942). V P
Mutafciyeva, "L'institution de l'ayanhk pendant !cs dernicrs decennies du
XVlll siecle", Ettidcs Ballwniques 2-3 (1965), s. 233-47. Islam Ansildopedisi
(yeni baslu), Aya11 boltim(\.
yonetici konurnunda olmalanm saglarn1$, daha fazla gelir
elde etmelerine irnkan verrni$ ve hukurnet burokrasisine
e$degerde stalu sahibi olmalanm saglam1~t1r. Fakat topra-
grn rnulk olarak altnmas1 olduk1,;a farkli hir sorundur. S1k
s1k tekrarland1g1 gibi, toprak sahibi olmak Osmanh Devle-
ti'nin varolu$unda Lernel unsurdur. Devlet Lopraklanrnn
mulkiyet haklanndan vazgec;tigi anda koyluler uzerindeki
en onemli kontrol rnekanizmasm1 ve kendi gelir kaynagm1
kaybederdi. Fakat toprak rnulkiyeti sorunu hukumet ile
kirsal gruplar arasmdaki ili$kilerde kac;1rnlmaz bir bic;imde
en onemli sorun haline geldi. Ayan, geleneksel sosyal taba-
kalar kuramrnm kapsam1 d1$mda yeni bir sosyal seferber-
lik ve ekonomik ili$kiler surecinin ba$lang1cm1 temsil
eder. Bu, eskilerin (k1hc; ehlinden askerler, ilmiyeden kale-
miye g1da ureticilerinden c;iftc;i ve i$c;iler) yerini "!lacak ye-
ni gruplann ortaya c;1k1$ma resmen izin verirken ayana yer
btrakmaml$llr. Bu, Ortadogu'da i$adamlannm ve Loprak
agalannm 6nemlerinin azalmasmm anla$1ltnas1 ac;1smdan
onemli bir nokta olabilir. llk donem Musluman filozoflar
ve hukukc;ular sosyal konularda Aristo'nun fikirlerini be-
nimserken, buyuk bir olas1hkla yonetimdeki otoriteye ola-
s1 bir rekabeti engellemek ic;in, Aristo'nun istikrar unsuru
olarak soz ettigi varhkh orta sm1fi safd1$1 b1rakrn1$lard1r.
Onsekizinci yuzyilda baz1 ayanm sosyal kokeni sosyal
seferberlik surecindeki degi$ikligi gosterir niteliktedir. Da-
ha once deginildigi gibi vergi toplama ayncahg1 refah ve
gucun ana kaynag1 oldugunu kamtlam1$tlr. Onsekizinci
yuzy1lda baz1 ayan tak1m1 yenic;erilerden, hatta baz1 ekono-
mik konularla ugra$arak yerel olarak sosyal ac;1dan daha
yuksek bir noktaya c;1km1$ ve daha sonra vergi toplama ay-
ncahg1 elde etmi$ koylulerden olu$maktaydi. Mene-
men'den kuc;uk bir ayan grubu olan Kabakh Hikmetogul-
lan'mn kokeni Kalabak koyudur ve zenginliklerini Guzel-

1 232
Osmanl1 lmparatorlugu'nda Topra11 Rcjimi, Sosyal Yap1 ve Modemlqmc

hisar'da bir tuz ocag1 i~leterek elde etmi~lerdir. 13 Bu tur i~­


terden elde edilen gelir yeni ekonomik giri?imlere yatmla-
cagma hukumetten vergi toplama yetkisi satm almak ic,;in
kullamlm1?t1r. Bu, aslmda c,;ok daha karh bir para kazanma
yoluydu, fakat koyluler ac,;1smdan c,;ok y1k1c1yd1.

VI
Ayanm yukseli?i Karlofc,;a (1699) ve Pasarofc,;a (1718) ant-
la?malan ile sonuc,;lanan Osmanh yenilgilerine neden olan
bir dizi sava?la daha da h1zland1. Hukumet vergi toplama
konusunda bu.tun i?leri ayana b1rakt1g1 ic,;in idari mekaniz-
rna daha da zay1flad1. Bu, ayana daha fazla serbestlik verdi,
hatla onlardan odunc,; para ahnd1. Ozellikle l 768-74'te
Rusya ile yap1lan sava? olmak D.zere diger sava?lar ayana,
yalmzca birkac,; vilayeti dogrudan padi?ahm yonetimine b1-
rakarak, Anadolu'nun bu.yuk bir kismmda nufuzlanm ar-
urma olanag1 verdi. Ayan, onsekizinci yf1zy1lm sonlannda-
ki ayaklanmalanndan da anla?1lacag1 gibi merkezi huku-
metin oLOritesine ba?anh bir ?ekilde meydan okudu. III.
Selim'in tahta c,;1kng1 donemde (1789-1807) lmparatorlu-
gun ic,;erideki zayifhg1 c,;are bulunrnas1m gerektirecek bo-
yutlarda gozle gorunur hale gelmi?ti. Padi?ahm istegi D.ze-
rine sivil, askeri ve dini otoritelerin yazd1klan yirmi iki la-
yihada, devletin guc,;lenmesi ic,;in onko?ul olarak orduda re-
form yapdmas1 geregi vurguland1. Aslmda bu, burokrasi-
nin otoritesinin peki?tirilmesi anlamm1 la?1yordu.
Padi?aha verilen tavsiyelerin ozunde merkeziyetc,;ilik
egilimi ve lmparatorlugun kaybetmi~ oldugu hayatiyetini
yeniden kazanmas1 ic,;in gerekli bir dizi onlemler yatmak-
13 Uluc;ay, Saruhanda 1:21, 202 ve doc 86-87 Karaosmanogullan gibi eski de-
rebeylcrin, onsekizmci yiizyilda edindiklcri zcnginhkler nedcniy!e kendile-
rini ayan-iil aya11 olarak tannn!ad1klan111 vurgulamak gerekir Fakat bu ya-
zann GazianLcp'Le bizzat yiiriittiigii bir ara~mma, guc; sahibi olmaya onseki-
zinci yL1zy1lda ba~lami~ olan ona halli k1rsal kcsim kokenli baz1 list diizcy
ailelerin varhg1111 ortaya <;1karm1~ur.
Osmanli'da Dcgi$im, Modemlqmc ve Ulusla~ma

taydi. Gorunli?te eski sistemi hat1rlatmasma kar?m bu


rnerkeziyetc;:ilik aslmda ic;:erdigi idari ilkeler ac;:1smdan yeni
bir kavramdi. Bu, ayan da dahil olrnak uzere hukurnet, vi-
layetler ve halk arasmda yeni ili?kilerin tesisini gerekli ha-
le getirmekteydi. Ill. Selirn'in Nizam-1 Cedid ordusunu
kurma giri?imi, merkezi otoriteyi, duzenli bir rnaliyeyi ve
yeterli idari duzenlemeleri esas alan modern, burokratik
ve ak1lo bir duzenin tesisi yonunde at1hm? ilk 6nernli
adundi. Fakat tamamen padi?aha ve onun merkezi huku-
metine bagnnh yeni ordu ayanm bulundugu yere ve c;:1kar-
lanna potansiyel bir tehdit olu?turmaktaydi. Bu nedenle,
yonetim kurumlan ile ayan ya da yeni vilayet eliti arasm-
daki uc;:urumun derinle?mesi aralanndaki kultiirel ve poli-
tik farkhhklardan ziyade ekonomik ve politik c;:1kar farkh-
hklanndan kaynaklanan grup c;:alI?masmdan dogdu. Ayan-
dan baz1lan kencli kullarnmlan ic;:in modern bir ordu kur-
maya c;:abalarken diger yandan sultanm kendi planlanna
kar?I c;:1kti. Diger yandan ayan, hanedanm sembolik ustun-
lugunu ve lslarn'm kutsalhgm1 kabul etti ve kendi konum-
lanna ve statulerine sayg1 gostercligi surece hukumete bo-
yun egmeye istekli gorundu. Bununla birlikte, padi?ahm
vilayetler tizerinde merkezi kontrolunu tcsis etme c;:abalan-
nm ba?anh olmas1 ic;:in ayamn hukumetin merkezi otorite-
si ic;:in yaratl!g1 ic;: tehdit uzun sure goz ard1 eclilemezdi.
Ayanm halkla ili?kileri, kendi alanlanncla en azmdan
baZl bolgelercle oldukc;:a iyi duzeydeydi. K1skanc;: kom?ula-
rmm tehdidi altmda ve padi?ah ve vezirlerin nefret ettikle-
ri ayan halkm kendi yanlannda oldugundan ve vilayeti
kontrol alnnda tuttuklanndan emindi. 14 Tlirk milliyetc;:ili-
ginin babas1 olan Ziya Gokalp, ayanm, baz1 ki?ilere, sultan
ile tebaalan arasmda suregelen kolelik benzeri ili?kilerin
zay1f1amas1111 saglayan bir ozgurluk ve saygmltk duygusu
a?ilamada rol oynad1g1111 ve zamanla halkm egemenligi fik-
14 G. Perrot, Souvenirs d'un voyage (Pat is, 1877), s. 378-88

I
I 234
Osmanl1 lmparatorlugu'nda Toprali Rejimi, Sosyal Yapi ve Modernlqme

ri ic;in zemin haz1rlad1gm1 one sOrmO~to. 15 Diger birc;ok


ornekle ise, daha koc;ok dOzeydeki ayanlar ve ozellikle ye-
ni yukselmeye ba~layan toprak agalan sm1f1 -ondokuzuncu
yuzyilda- koyloleri ezmi~tir.

VII
Sultan II. Mahmud (1808-39) hitkOmranhgma Rusc;uklu
Bayraktar Mustafa Pa~a'ya c;ok kOc;OltOcO tavizler vererek
ba~larn1~llr. Mustafa Pa~a yenic;erilerin ayaklanmalanm
bastmm~ ve huklimetin Selim tarafmdan ba~lanlm1~ olan
reformlan devam ettirmcsini saglam1~llr. (ogu ayanm elle-
rinde silahlanyla ve baztlan sayilan SOOO'c varan askerle-
riyle lstanhul kapilanna dayand1gmm bilincinde olan padi-
~ah 1808'dc Scncd-i luifak ad1yla amlan antla~may1 imza-
lacli. Antla~may1 imzalayan taraf olan ve ay111 zamamla top-
la1111ya ka11lmayanlan 1.cmsil eden aycm tahnn tisttmlugc1-
11i\ kabul et mi~ vc vcziriazam tarafmdan uygu lamaya
konulan yctkilcrinc uygun harckl'L ctmeyc haz1r oldugunu
ifadc ctmi~tir. Antla~may1 imzalayan taranar patli!?ahh~m
devamm111 devlc1in, ha11a bizzal ayanm hekas1mn garantisi
ol<lugu konusunda likir birligine varn11~lard1r. Sonuc;ta, iki
taraf arasmda kar~1hkh guvenin esas olduguna karar veril-
mi~ vc ayan, kendisinin toprak mOlkiyet haklannm res-
men tanmmas1 ve haklarmm mirasc;ilanna gec;mesi kar~1h­
gmda merkezi hokl1me1i askeri ayaklanmalara kar~1 koru-
may1 kabul etmi;;tir (5. madde). Diger maddeler vergilerle,
koylulere yap1lan muameleyle ve devlet gorevlilerinin yet-
kilerinin kendi konulan ve yetki alanlanyla sm1rh kalmas1-
nm gerekliligi hakkmdayd1. Hi
Padi;;ah tarafmdan imzalamm;; olmasma ragmen pakt
aslmda yeni olu;;makta olan modernle~mi~ bOrokrasiyi
temsil eden veziriazamhk ve kusal gruplar adma hareket

15 Hali! lnaluk, "Scncdi ILtifak ve Gulhane Ham Humayunu", Bellctcn 28


(Ekim 1964), s. 603'ten iLibaren.
16 Age ve Bernard Lewis, {slam Ansildopcdisi Diistur maddesi (yeni bask1)

I 23s
Osmanli 'da Degi~im, Modemlqme ve Ulusla~ma

eden ayan arasmda pazarhklar sonucu vanlm1$ bir antla$-


mayd1. Taht ve halk kar$1smda ayanzn statusunu lslami
esasa gore degil yetki esasma gore me$rula$Urm1~ ve yasal-
la$tlrlm$ll. Aynca, pakt, dahili idare konulannda burokra-
sinin yerle$tirmeye c;:ah$t1g1 merkeziyetc;:ilik kavram1 ile
ayan tarafmdan istenen ademi-merkeziyetc;:ilik arasmda,
her gruba belli yurutme alanlan b1rakarak bir uzla$ma sag-
lam1$Llr. Geleneksel anlamda ongorulmll$ olmasma rag-
men bu iki idari kavramm her biri ashnda degi~mi$ olan
ekonomik ve sosyal $artlara kar$1 tepkiden ba$ka bir $ey
degildi. Ayan merkeziyetc;:i sistemlerin tO.mO.ne degil yal-
mzca kendilerinin yerel yonetime kaulmalanna izin ver-
meyen, c;:1karlanm bozan ve geleneksel cemaat otoritelerini
ihlal edene kar$1yd1.
IL Mahmud doneminin sonlannda ayan aruk gec;:mi~­
teki hanedana bagh feodal gruplar olmaktan c;:1km1~t1. Ala-
lan bir tur toprak agalan, sanatkarlar ve tO.ccarlar sm1f1 ha-
line gelmi$li ve hepsi de kulto.rel olarak gelenekc;:i olmala-
nna ragmen, duzenli ve istikrarh bir ekonomik ya~am oz-
lemi ic;:indeydiler. Eski umar sistem in in y1kmt1lanndan
dogmu$ yeni bir sosyal duzeni temsil ediyorlard1. Diger yan-
dan, zamanla gorunO.~O.nu degi~tirse bile, dogmakta olan
yeni burokrasi kendi yetki geleneklerinin mirasc;:1s1 olmak-
tan oteye gec;:memi$ti. Ekonomik sistemin yeniden yapilan-
dmlmas1 gereksinimine kendi varhklan ic;:in gerekli olan
sO.rekli gelir kaynaklanm muhafaza etmeye yetecek olc;:ude
cevap vermi~, fakat yetkilerini k1s1tlayacak zorluklann hic;:-
birine ho~goru gostermemi~ti.
Burokrasi ve ayanrn, idari ve ekonomik sistemlerin
ak11c1 hale getirilmesinde ve modernle~tirilmesinde baz1
ortak c;:1karlan vardi. Modernle~meden bekledikleri ve olu$-
makta olan modern sistemle kendi felsefelerini uzla<;itlrma-
lan kendilerine ozgu ideolojik yonelimlerini belirleyecekti.

I 236
r Osmanli lmparawrlugu'nda Toprali Rcjimi, Sosyal Yap1 ve

Btirokrasi ile ayan arasmdaki c;au~manm gozle gorulur ilk


50 nucu, yeni ordu ve 1812 sava~i ic;in edinilmi~ modern si-
lahlar sayesinde 1813 ba~lanndan itibaren ayamn ortadan
Modemle~mc

kaldinlmas1 olrnustur. Neticcde padisah 1826'da Yenic;eri


ocag1'm lagvetmis ve 183 l'dc kur;uk bir muhalefete rag-
111en geri kalan trmarlan da resmen dag111111sllr. Mi\lkiyct
haklanm dikkate almakstzm ayanclan ald1g1 topraklan ken-
di adamlan arasmda payla;;tirm1;;t1r.
Merkezi otoritenin gucu herhangi bir orgi\tlu grubun
destegi olmaks1zm saglamla~tmlmi;;tir. Merkezi otorite za-
man ic;inde koylulerin destegini yamna c;ekmeye c;ah;;m1s-
ur. Padisah, tahtm koleleri olmak yerine, arnk sozde dev-
lete hizmet verecek olan burokrasisini yeniden yapilandir-
maya baslamrstir. 17 Ttmarlann lagvedilmesindcn sonra gc-
riye kalan topraklann dogrudan dcvlet mulkiyetinc gec;ti-
gini belirtmek gerekir. Bu sayede burokrasi yeni olusmaya
bas!ayan sosyal dozen ic;:indeki litlerlik gruplanm daha el-
kisiz hale getirecek ve hukumetle iliskilerini bozacak guc;-
hi bir silah elde etmi;;tir. Fakat II. Mahmud'un ayam orta-
dan kald1rmas1 ne onlan destekleyen all gruplan yok etmis
ne de onlan yaratan gene! degisim surecini durdurabilmis-
tir. Daha once de belirtildigi gibi, butun bunlar, kuc;uk se-
hirlerde nereden geldikleri pek bilinmeyen yeni orta smi-
fm bir bolumunu olusrurmuslardir.
Osmanh lmparatorlugu'nda orta srmf onsekizinci yuz-
yilm ortalanndan itibaren olu~maya baslam1st1r. Vi-
din'deki onsekizinci yuzyil arsivlerini inceleyen bir Bulgar
bilim adami, buyuk ve kuc;uk toprak agalannm ve her c;e-
;;it Turk vatandasmm, yani tuccarlarm, tefecilerin, sa-
natkarlann, memurlann, din adamlanmn ve digerlerinin
devlete ait el degmemis topraklan bu konuda konulmu;;
yasaklan hic;e sayarak ekime ac;uklan sonucuna varm1stir.
Bunlar kui;:uk bir toprak parc;as1 uzerinde su degirmenleri
17 Arka plarn i~in bkz Joseph La Pltmbara (ed.), Bureaucracy and Political De-
velopmenl (Princeton, 1963).
Osmanli'da Degi~im, Modemlqme vc Ulusla~ma

gibi her a<;1dan yasal ku<;uk giri?imler ve kiralad1klan ot-


laklar uzerinde hayvan <;iftlikleri olu?turmu?lardir. 18 Ba$-
lang1<;ta mutevaz1 bl<;ulerde ba?latilan bu giri?imler hubu-
bat ekimi yapmak i<;in giderek daha buyuk faaliyetler hali-
ne getirilmi?tir. Zamanla, bu topraklar <;iftlik ad1 altmda
ozel mulkiyet haline getirilmi?tir. Fakat aruk bunlar feodal
t1marlar olmaktan <;1km1?lardir. Bu <;iftlikler Vidin pazarla-
nna mal saglan11? ve bunlardan baz1lan ihra<; edilmi?tir.
Zamanla, bu <;if tlikler kiralamr hale gelmi? ve yeni tip bir
emek ili?kisi dogmu?tur. Daha alt sosyal duzcyde ortaya
<;1kan bu geli?meleri hukumet anlay1?la kar?1lamam1?tu.
Bulgar bilim adam1 aym konuda ?Unlan yazml?tlr: "Alt se-
viyede, fiili bir burjuva toprak mulkiyeti, sermaye yatmm1
ve kiralanm1? emckle yurutlilen kapitalist bir uretim ve ka-
pitalist arazi kiras1 toplama sistemimiz vardi. Ust seviyede
ise nmar kiralama sistemi kisvesi altmda bir k1s1m kapita-
list arazi kiralama i?ini yuruten topyekun feodal bir otorite
ile kar?l kar$1ya idik."19
Ondokuzuncu yuzyilda Filibe'deki ku<;uk imalat giri-
?imlerini inceleyen bir ba?ka Bulgar bilim adam1 ise, isim-
leri olas1 Musluman inanc1 i$aret etmesinden ba?ka lmpa-
ratorluk i<;inde sosyal hareketliligin ve ticaretin boyutlan-
m gosteren Amasyah, Erzurumlu, lzmirli, Diyarbakuh,
Kayserili, Halepli, Arabistanh vs. gibi <;e?itli giri?imciler-
den sbz etmi?tir. Fakat merkezi hukumetin giderek baskm
hale gelen gucu kar?Ismda bu sanatkarlar politik bir rol
oynayamam1?lar veya baz1 buyuk ?ehirlerin kendi feodal
agalanyla ili?kileri sonucunda elde ettikleri ve aym buyuk
$ehirlerin ekonomi, doviz ve para ili?kilerinin bnemli bir
yer i$gal ettigi yerel bir bzerklik geli?tirememi?lerdir. Bul-
garistan'daki en onemli sorun buyuk, feodal ya da bzel
18 Christo Gandev, "L'apparition des rappons capitalistes dans ['economic ru-
rale de la Bulgarie du nord ouest au cours du XVlll siecle", Eludes histuri-
qucs (Sofya, 1960), s. 209.
19 Age, s. 220.
Qsmanlt lmparatorlugu'nda Topral1 Rcjimi, Sosyal Yap1 Vt' Modcrnlqme

Jrak sabiplcrinin varhgmdan ziyade Lam <;okfmtO halin-


~)ki ft'odal bir devletin halkin r;e~itli kcsimlcrine uygulad1-
gi baskiiardan ve koy ekonomisinin bu baskilar ahmda bo-
gu!lnasmdan kaynaklannu~ur. Dcvlctin bask1s1 altmda ya-
s:iyan ve vergilerden bogul mus durumda olan ve serbcsl
~ .;vc ris e kono misi ni ha yal eel en bu ha! k ta nm dan mad di
,1 11 ,
bir rdah cldc cdcmcmis ve Im nedenle binlercc ki~i sehir-
]ere, Orta Avrupa'ya ve Rusya'ya go<; etmistir. 20
Sehirlerde yasayan ve tanm pazarlannm zay1flamasm-
dan c;ok fazla etkilenen sanatkarlar ve kuc;uk esnaf profes-
yonellikle ilgisi olmayan burokrasinin ellerine tamamen
savunmas1z ve saglam yasal temelden yoksun bir sekilde
rerk edilmi~ ve bundan yalmzca devleti suc;layabilmi~ler­
dir. Bu gruplar giri~im bzgiirliigii, devletten guvence ve
rnallarmm korunmas1 guvencesi talep etrnislerdir. Ortac;ag-
dan kalma felsefesini degistirme konusunda hukumetin
entelektiiel ba~ans1zhgmm arkasmcla askeriyenin toplu-
rnun temel diregi oldugu, tahtm butiin arazilerin sahibi ve
tebaas1 uzerinde mutlak kontrolu oldugu, iktidar hiyerarsi-
sindeki dcgisikligin clevletin yok olmasma ncden olacag1
ve devletin toplurn ve onun deger sisterniyle esanlamh ol-
dugu fikri yatmaktayd1.
lmparatorlugun degisirni sorunu, Marksist bilim adam-
\anmn bizi inanmaya zorladtklanndan <.;ok daha karma~1k­
t1. BaZI modern bilim adamlarmm burokrasinin modern-
le;;medcki rolune asm onem venneleri, bunun kendi gele-
nekleri, fclsefesi ve kendi <;;1karlan olan sosyal bir grup ola-
rak ideolojik konumunu belirsiz hale getirdi. Burokrasi
farkhla;;m1;; bir politik sistem yaratmada ve biitiinlestirici
20 Nicolai Todorov, "La gcnese du capitalisma dans le provinces Bulgares de
l'empirc Ottoman au cours de la premiere moitic XIX siecle", Eludes 11isl01i-
qt1cs, s. 223-421 Marksist giirii~ a<;1sm1 benimscmelcrine ragmen bu ara~ur­
malar gerc:;ek ve saghkh bilgiler i<;erir. Bu c:;ah5malar H. L Bodman, M. Kerr,
A. N. Poliak, W. R Polk gibi kisiler tarafmdan yaptlan, Arap topraklannda-
ki brnzer sosyal dcgisikliklerle ilgili c:;al15malarla tamamlanabilir.

I 239
Osmanli'da Dcgisim, Modcmlqmc vc Uluslasma

i~levler yerine getirmcdc belli ol<;iilerde rol oynam1$ olabi-


lir. Aynca, ozel mi:i!kiyet ve serbest ticarete dayandmlm1$
ekonomik bir dt,tzcn rasyonel bir yasal duzenin ~ekillen­
mesini ve bunun dogal sonucu olarak diizenleyici burokra-
tik bir olu$umu gerektirmekteydi. Max Weber, kapitalist
sistemin istikrarh, belirli, bir noktaya yogunla~m1~ ve gu-
venilir bir yonetimi gerektirdigi ic,;in modern burokrasinin
geli$mesinde onemli bir rol oynad1g1m vurgulaml$tlr. 21
Mali goru~ ac,:1smdan ise kapitalizm gerekli para kaynakla-
nm saglad1g1 ic,:in burokratik yonetime en ak1 kl temeli te$-
kil eder. Osmanh lmparatorlugu'nda tanmda ve sanatta,
ozel mulkiyet gruplan burokrasiden saglam ve duzenli bir
ekonomik ya$am talep etmi$ ve bunu saglamak ic.;in belli
bir bask1 uygulam1~tir. Euna kar$1hk gelir kaynaklan ac.;1-
smdan c.;ok s1k1$1k durumda olan burokrasi mevcut sosyo-
ekonomik ili~kilere bir olc.;ude diizen getirmek ve bir sis-
tem olu~turmak ic,:in elinden geleni yapm1$tlr. Ornegin,
1831 say1mmm amac1 vergi koymak ve orduya asker al-
mak ic,:in Osmanh lmparatorlugu'ndaki c.;e~itli mulkiyet
tipleri ve halkm tam say1s1 konusunda bilgi edinmekti. Fa-
kat burokrasi kendisini kendi ideolojisinden Lamamen so-
yutlayamam1$ ve sosyal degi~imi nesnel olarak ele alamad1-
g1 ic,:in bunu duzenleyecek i$levleri uygun bic,:imde yerine
getirememi$Lir.

VIII
Bu noktada Osmanh lmparatorlugu'ndaki yap1sal degi~ik­
liklerin zamanlamas1yla ilgili iki belirleyici ozelligin ve
topragm c.;e~itli kesimlerinde hukl\m suren sosyal geli$me-
lerin farkh seviyelerinin vurgulanmas1 gerekir. Timar siste-
minin lagvedilmesi ve buna dayah sosyal duzenin dag1lma-
s1 lmparatorlugun her yamnda a~ag1 yukan e$it bic,:imde
geli~mi$tir. Fakat yeni sosyal diizenlemeler ve milliyetc,:ilik
21 Max Weber, Burea1toacy: the Ideal Type, C. Macridis ve B E. Brown (ed ),
Comperative Politics. Homewood, Ill, 1964, s. 422'de yay1mlanm1~t1r.

\ 240
r Osma11li lmparatorlugu'nda Toprali Rcjimi, Sosyal Yap1 ve

de dahil olmak uzere yeni dli?lince bic;:imleri once bali vi-


layetlerinde gorulmeye ba?lanml?tlr. Bat1 ile olan ticari ve
kulturel ili?kiler, onsekizinci yuzy1lda tuccar orta sm1fi 11
Modcmlc~mc

ve rnilliyetc;:i aydmlann once Balkanlar'da ortaya c;:1kmasm1


kolayla?tlrIDl?llr. Bu arada, 1mparatorlugun geri kalan k1s-
n11, ozellikle Musluman halk eski stallisunu korumu?tur.
Bulgar bilim adamlannm anlawklan durum onsekizinci
yuzytlda Balkanlar'da yan-modern ekonomik ili?kilerin
varhgm1 gostermektedir. Bu arada, Anadolu'da ve Bereketli.
Hilal'i.n kara k1s1mlann<la eski dOzenin kalmulanndan s1y-
nlma k1p1rt1lan daha yeni ba~liyorc.lu. Onyedinci yuzy1ldan
sonra Osmanh hukumetinin kar~1la?llg1 sorunlar ve lmpa-
ratorluk'ta olu;;maya ba;;layan gerginlik, geleneksel politik
sisLern ic;:inde iki farkh toprak parc;:as1 ile iki farkh toplumu
kayna;;Lmna guc;:lugune atfedilebilir. Bir sure soma, ondo-
kuzuncu yuzyt!da, Bau'daki ekonomik ve politik guc;: ve i;;-
leyen ic;: sosyal guc;:ler once Trakya ve Akdeni.z bblgelerini,
daha soma da Bereketh Hilal da dahil olmak 1::izere ic;: k1-
s11nlan Balkanlar'daki.ne benzer bir evri.rn bic;:imine yonelt-
ti. Elli ile yuz y1l soma olmasma ragmen, Musluman Orta-
dogu'da milliyetc;:iligin ve ulus-devletlerin ortaya c;:1 k1;;1 ya-
p1 itibariyle Balkanlar'daki ulus-devletlerin olu;;umurndan
farkh degildi. FakaL Ortadogu'nun kliltlirel ac;:1dan yabano
bir i.ktidar tarafmdan yonetilmiyor olmas1, ayamn, Balkan-
lar'da H1ristiyan orta sm1fm yapug1 gibi milliyetc;:i hareket-
lerin liderligini ustlenme konusunda ba;;anh olmamasrnm
nedenlerinden biridir.

IX
II. Mahmud'un t11narlan kal<lmnas1 sonunda devletin elin-
de dogrudan kendisi tarafmdan yonetilmesi gereken geni;;
arazi pan;:alan kalm1;;1n. Topraklar yasal olarak devletin
mah olmasma ragmen kullanma haklanyla ilgili ko;;ullann
yeniden duzenlenmesi gerekiyordu. Bu sorun, yeni olu;;-

I 241
Osmanl1'da Degi~im, Modcrnlqme ve Ulusla~ma

makta olan sosyal gruplann bask1lan ve hukumetin gelir


ihtiyacmm giderek daha c;ok artmas1yla ikiye katlanm1~ ve
h11ki1metin gelir ihLiyacmm giderek anmast neticesindc
on cm Ii yeni degi~i kli kleri 11 yap1Imasrn1 gerektirmi~tir. Ne-
ticede yapilan 1839 Tanzimat rdormu di~ basktlann yaru
s1ra gidcrek anan bu i~ haskilann sonucudur. Fcrman'da
padh;;ah lmparatorlugun gerileme nedeni olarak lshun ya-
salanmn gozetilmemesini g<."'lstermi~ (bu sosyal duzcnin
bozulmas1 anlamma gelmekteydi) ve diger onlemlerin ya-
nmda tebaasmm mulkiyet haklannm garanti edilerek dev-
letin bekasmm temin edilmesini onermi~tir. Aynca, iltiza-
mm yerine (vergi-toplama) rnerkezi bir vergilendirme sis-
temi getirilecegi, milletlere e~itlik verilecegi ve boylece
Musluman-H1ristiyan ikiliginin uygulamada kaldmlacag1
vaatlerinde bulunmu~tur.
Ara~tmcmm yonelimine gore, Tanzimat, modernle~­
menin ba;?lang1c1, laikligin ;?afag1, Bat1'nm ustunlugunun
neticede kabul edilmesi, ~arki ya~am tarzmm c;oku~u vs.
gibi c;e~itli ;?ekillerde yorumlamm;?tlr. Tanzimat ashnda
bunlann hepsinden biraz ic;erir, fakat esas itibariyle ic; c;a-
t1~malara bir c;ozum aray1~1d1r. Bu savlardan birine gore,
tebaasmm ya;?am ve mulkiyetinin garanti altma almmas1
ve Hiristiyan tebaasma verilen e~itlik, hukumetin halen
varhgm1 surduren ve ozellikle Bulgaristan'da kuc;uk toprak
sahiplerinin topraklanm ellerinden almaya c;ah~an ayan ve
ahfadma kar~1 koyluleri yanma c;ekme stratejisinden ba;?ka
bir ~ey degildi. 22 Bu, ba;?ka bilgi ve kamtlarla tamamlanma-
s1 gereken bir husustur.
Tanzimat'tan once Sadik R1fad Pa~a Avrupa devletleri-
nin uygulamalanm esas almak uzere ekonomik giri~imle­
rin guvenliginin Lesisi onerisinde bulunmu;?tur. Tanmla,
22 Hali! lnalok, Tanzimat N.:dil·} (Ankara, 1941), Tanzimat ve Bulgar Mcsclcsi
(Ankara, 1943)

242
r Osmanlt lmparatorlugu'nda Toprak Rejimi, Sosyal Ya1n ve

{icaretle vs. ile ugra$an halkin, verimli i$lnle ugra$malan-


n111 ve zcnginlik olw;aunnalannm saglanmas1 i<;in emckle-
rinin lrnr$11ig1rn alacaklanna gOvcn duyma!an gcrekli)'<li.
Modemle~me

pola)'1s1yla devlct vatanda$lann111 zenginligindcn yararla-


narak artan bir gelir el<lc edccekti. Gayri mcnku!lerin dc-
~crlerini arunnak ve bunun ncticesinde yaptlacak ah$Vc-
ri~lerden daha faz!a vergi Loplarnak amac1yla devlct toprak-
l:uinrn el degi$tirmesinin kolayla~tmlmas1 fikri de Sadik
R1fal Pa$a'dan c;1knH$1Ir. Tcmeldc, bCtrokrnsi i<;in somut
111 ali dcstek saglamak ha~l1ca ama<:1y<l1 ve dcvlctin gclenek-
srl wprak mulkiyetin<len vazgcc;mcsini Onermemi!?ti. Eko-
nomik vc sosyal konulardaki gori.i$lcrinden c;ogu Tanzimat
Fermam'nda ve ondan sonra alman onlemler arasmda za-
ten vard1.
ButUn bunlara Avrupah dam$manlann hukumelin ka-
mu molkiyc1 s1stemlerinin ycrinc ozcllc~tirmcnin ge<;:iril-
rncsi vc hf>ylcce ekonomik gcli$111Cnin h1zlanmas1 konu-
sundaki 1srarh ravsiyelerini de cklemek gcrckir. Tanzimat
konusunda en yetkin Avrupah Engelhardt, modern sistem-
de ozcl mfilkiyere gec;i$i c;ozulmesi en zor sorun olarak ta-
11nnlan11~llr. Tanzimat clonemi devlct ac.lamlanndan hic;bi-
ri, Ferman'da ba~hca sorunlar arasmda ycr verilmesine
ragmen, lmparawrlugun en karma$1k vc en temel somnu
olan yeni toprak rejiminin olu$turulmas1 ve mulkiyet hak-
lannm kurumsal olarak garanti altma ahnmas1 konulanna
hemen bir <;bzum bulmaktan soz etmemi$tir.
Toprak mulkiycti konusunda iki farkli yakla~1mdan
kaynaklanan gt:1c;luklcr soz konusuydu. Dev let en ba~ta ge-
lir kaynaklanm korumak kayg1s1 ic;indc topraldann tapula-
n111 elinc.lc bulundurmak istcrkcn lanm gruplan toprngm
hem kullamm hem de mOlkiyet haklanni elde etmck isti-
yordu. Aynca, Tanzimal'tan once vc hcmcn sonra hiikl\-
0

met baz1 mirilerin ve vak1f arazilerinin mulkiycti uzerinde


hak iddia eden ozel ki~ilerle mabkemelerdc ai;1lan say1s1z

I 243
Osmanlt'da Degi~im, Modcmlqme ve lllusla~ma

<lava ile ugra?mak zorunda kalm1?t1r. S1khkla <la rnirilerin


ve vak1f arazilerinin onlan elinde bulunduranlann mulku
olmad1g1 konusunda bildiriler yaymlamak zorunda kalm1~­
t1r.23 Sonuc,;ta, devlete ait geni~ araziler ekilmeden kalnu~
ya da rnunferit kullamc1lann gaspma maruz kalm1~tlr.
Tanzimal'tan sonra hukurnet bu araziler konusunda
Oc,; yanh sorunlarla ugra~mak zorunda kalm1?tlr: Bunlann
sOrekli olarak ekilmesini saglamak ve gerekli goroldugun-
de devlet gelirlerini arnrmak ic,;in s1khkla el degi?tirmeleri-
ni saglamak; miri arazilerin fertlerin mulkiyet taleplerine
konu olmasm1 engellemek, yeni toprak mulkiyeti duzenle-
meleri yapmak. Huk1::tmetin butun bu sorunlara buldugu
<;ozi.\mfm teme\inde <lcvletin toprak mulkiyetine el surul-
memesi fikri yatmaktayd1, Bunu izleyen olaylar, bu fikrin
Osmanh toplumunun sosyal vc ekonomik geli.?mesine ters
c\0~10.guni1 kam1lad1 vc miri arnzilerin c)zel mct!kiyetc ge<;-
mesini engclleycrne<li. 1858 Arazi l<anunnamcsi bu lw~ul­
larm sonucudur ve Osmanli hukumetinin sosyockonomik
alanda ahm~ oldugu rnodcrnle~me onlemlerinden en
onemlisidir. Aslmda, bu yasa Frans1zlann Droit fonciere de
l'ctat'ma kar~1hk gelen modern kamu, yani ammc mulku
kavrammm uygulanmaya ba?lamas1yd1,

x
Arazi Kanunu gerek hukurnetin rnali pol itikas1 ve gerekse
bunun sosyal tabakala~madaki uzun vadeli etkileri ac,;1sm-
dan Ortadogu'nun sosyal tarihinde bir donum noktas1dlf.
Hukumet ba~lang1c,;ta burun devlet arazilerinin kontrolunu
elinde bulundurmak niyetindeydi; fakat bu denli yaygm
bir sistemin yonetilmesi ic,;in gerekli donamma sahip per-
23 G. Milkova. "Sur la trneur ct 1r carnctcre Jc la prnprittc d'etat des terres mi-
riye clans !'empire Ottoman du XV au XIX'esiccles", Et1Jdcs flallwniqucs- 5
(l 966), s. 165.

I 244
r Osman I! lmparatorlugu'nda Topral1 Rcjimi, Sosyal Yap1 vc Modn 11k5111c

50 neli yoktu. Sonw;;ta, bu araziler hukumetin ihtiyac,: duy-


dugu geliri temin edemedigi ic,:in Arazi Kanunu'nun uygu-
[amaya konulmasmm bir anlam1 olmayacaku. Arazilerin
yeniden yapilandmlmas1 ve toplumun modernle;;mesine
yonelik diger onlernler de ba;;ans1zhga mahkllmdu. Ger-
c,:ekten de 1858 Arazi Kanunu'nun uzun vadeli etkileri yi-
ne ba;;lang1c,:ta belirlenmi;; hedeflere ula;;amaim;; olmasmda
aranmahd1r. Bu, devlet mulkiyeti rejirninin tesisi yoluyla
devletin araziler uzerindeki haklanrnn teminat altma al111-
mas1 amac1yla alman bir onlem olarak ba;;lad1 ve bzel arazi
rnulkiyeti kapsammm geni;;lernesi ile nelicelendi.
Kanunla ilgili ba;;lang1c,:ta ahnan onlemler hukumetin
ula;;1lrnas1 guc,: beklentilerini ac,:1kc,:a gostermi;;tir. 1864 y1-
lmda tanrn uretirnini art1rmak amaoyla Tanrn Bakanhg1
kurulrnu;; ve daha sonra endl.lstrinin geli;;tirilrnesinde kul-
lamlabilecegi du;;uncesiylc Ticaret Bakanlig1'yla birle;;Liril-
mi;;Lir.24 Goc,:ebelerin, (:ukurova bblgesinde oldugu gibi
yalmzca pamuk ekiminde insan gucu saglamak ic,:in degil
aym zamanda vergilendirilmeleri ic,:in yerle;;ik hale getiril-
meleri gerekmi;;tir. Bu arada, hukumet gclenekler ve evkaf
nedeniyle ya <la soylulara tahsis edilmi;; araziler gibi {>zel
ayncaliklar sayesinde vergiden muaf olan araziler (1zcrincle
siln kontrol uygularnaya karar vermi;;tir. Yol yaptrrn veya
kopru in;;aal! gibi bzel hizmetler veren koylere Lanmm1;;
olan vergi ayncahklan kaldmlrm;; ve bu hizmetler ozel hu-
kumet daireleri Larafmdan yurutulmeye ba;;lamrn;;tir. Ayn-
ca, hukumet baz1 hlc,:uk vergilerle birlikte arazilerin cema-
a\ mulkiyetinden c,:1kanlmasma karar verrni;;tir. Gec,:mi;;te
% 10 ila 15 arasmda degi;;en vergiler yerine urunun %
l O'una kar;;1lik gelen o;;ur sistemi getirilmi;;tir. Aslmda bu
onlem ekim ac,:1smdan elveri;;siz arazilerin aleyhine i;;le-
24 lhsan Sungu vc Ziya Maden, Tli111 Ziraat Tariliinc Bu llal115'1a, 1840-41 rna-
kalclcrinc baknllZ (ls1anbul, 1938), s 108-09

I 245
mi$tir. Warriner'e gore, hukumetin cemaat arazileri siste-
mini kaldirma karan ashnda "a$iret reislerinin mulkiyeti
yerine bir koylu mulkiyeti yaratmak" ve boylece merkezi
hukumetin i.kti.danm guc;;lendirmekti. 2 5
Hukumet 184 Tde ba$layan yeni arazi sistemini uygu-
lamaya koymaya hazulamrken arazi. tapulannm kayit sis-
temiyle ilgili onemli bir ad1m daha atti. 26 Arazi tapulannm
merkezi bir devlet dairesinde, defterhane'de tescili gereki-
yordu ve arazi sahiplerine tektip bas1h ve gerekli muhurle-
ri la$1yan bir mulkiyet belgesi verilmi~ti. Eski tarihlerde si-
pahiler, ayan veya vergi toplayanlar tarafmdan verilmi$
olan arazi tapulanmn bile yeni belgelerle degi$tirilmesi ge-
rekmekteydi. Ote yandan, otlak ve kime ait oldugu dogru
durust belli olmayan araziler gibi diger topraklarm mulki-
yeti devlete gec;;irilmi~ti. Gerc;;ekte, otlak alanlanmn c;;ogu
hukumet gorevlilerini ru~vetle veya korkutarak sindiren
yerel toprak agalan tarafmdan ahnml$ ve bu araziler kendi.
uhdelerinde kalm1$tl.
Arazi Kanunu'nu hazirlayan ve i.c;;inde tanmml? tari.hc;;i
Ahmed Cevdet Pa?a'nm da bulundugu komisyon timarla-
rm kaldmlmasmdan soma ortaya c;;ikan koklu idari ve ma-
li degi?ikliklerin arazi. haklan konusunda yeni. duzenleme-
ler yap1lmas1m gerekli hale getirdi.gini vurguladi. 0 sualar-
da i$ba?mda olan padi?ah, ald1g1 onlemler bu anlamda
25 Doreen Warriner, "The Real Meaning of the Ottoman Land Code", Charles
lssawi (eel), The Economic History of the Middle East 1800-1914 ($ikago,
1966), s. 73
26 Bu bolumdeki bilgiler Omer Liitfu Barkan'm i;:ah~malanndan ve not 5'te be-
lirtilen makalelerden vc Osmanlt lmparator lugu'nda Ziraat Elwnomisinin Hu-
lrnhi vc Mali Esaslan'ndan almm1~11r. (Istanbul, 1943). Aynca bkz W. Padel
ve 1. Steig, De la Legislation Foncierc Ottoman (Paris, 1912) ve Diran Loussa-
ra, L'histoirc et la thcoric de la propriete Joncicre dans le droit public Ottoman
(Paris, l 912). lki digcr yararh bilgi kaynag1 Ebul-ula Mardin, Topral1 Hulrn-
lm Dcrslcri (Istanbul, 1947) ve Scrkis Karakoi;:, Tah~iycli Arazi Kanunnamc-
si'dir (Istanbul, 1924).
Osmanh lmparatorlugu'nda Toprall Rejimi, Sosyal Yapi ve Modemlqme

0 nem ta~1d1gmdan II. Kanuni olarak adlandmld1 (I. Kanu-


ni Sultan Suleyman oldugu ic;;in). 1858 Toprak Kanunu'nu
uygulamada gec;;erli olacak ve arazileri be~ kategoriye ay1-
racak bir sm1f1andirma sistemi izledi: mulk (bzel), miri
(devlet), vak1f (vak1D, metruk (kamu) ve mevad (olu veya
i~e yaramaz). Esasen miri olan vak1f arazilerinin tapulan
devlete gec;;irildi. Fakat kanun, gec;;mi~te ·arazi konulanna
uygulanan orfi devlet kanunlanndan aynld1 ve lslami anla-
y1~a gore kesin bzel mulkiyet kavramma daha yakm hale
geldi. Yani araziyi aile ic;;inde tutabilme kayg1s1 ile daha iyi
i~leyerek geli~tirme zorunda b1rakmak amac1yla s1ras1yla
kullamcmm varislerine gec;;mesi hakk1 verildi. 27 Daha son-
ra arazinin kiraya verilmesinin serbest buakilmas1yla bu
hak daha kapsamh hale geldi ve miri arazilerinin c;;ogunun
zaman ic;;inde ozel mulkiyet haline donu~tllrulmesinin yo-
lunu ac;;m1~ oldu. Kanun ozel mulkiyetteki arazinin buyuk-
lUgunu sm1rlamad1g1 gibi duzenli ekim yapilmasm1 zorun-
lu k1lan hukumler de ic;;ermemekteydi. Hukumet gorevlile-
ri, arazilerin yonetilmesi ve devletin mulkiyet haklannm
surdurulmesi gorevlerini eski sipahiler kadar ba~anh yapa-
madilar. Kullamc1lann haklan esas kanunun yururluge
girmesinden hemen hemen on yil sonrasmdan ba~lamak
uzere giderek daha kapsamh hale geldi. Zamanla, kullam-
cdara borc;;lanm odeyebilmeleri ic;;in araziyi rehin verme ve
hatta satma hakk1 bile verildi. Eskiden yalmzca s1ras1yla
erkek c;;ocuklar, k1z c;;ocuklar ve esas kiracmm ebeveyni ile
s1111rh olan tasarrufun miras yoluyla gec;;me hakki uzak ak-
rabalan dahi ic;;ine alacak ~ekilde geni~letildi. Aym hukum
ue,: y1l sureyle ekilmeyen arazilere bile uyguland1. Neticede,
1328-29 (1912-13) y1llarmda miri arazileriyle i lgili hu-
kumler daha serbest b1rak1ld1 ve uygulamada devlet arazi-
lerinin intikali bzel mulkiyetin intikali ile benzer hale geti-
rildi. Devlet zaten miri arazileri uzerindeki kendi mulkiyet
27 Barkan, "fork Toprak Hukuku", s. 375, 393, +02

247
Osmanl1'da Degi~im, Modcmle~mc vc Ulusla~ma

haklanm koruyamad1g1 i<;in ozel mulkiyet rejimini genel-


le?tirdi. Yeni sistem tam anlam1yla uygulanmaya ancak
1926 yilmda Cumhuriyet doneminde ba?lad1. Yine de dev-
let tam anlam1yla <;1kar saglamak amaciyla toprag1 i?leyen
ve kiraya veren toprak agalan gibi hareket etmeksizin ge-
ni? arazileri mulkiyetinde bulundurma ah?kanhgm1 sur-
durdu.
Tanzimat'tan sonra liberal ekonomiden yana geli?en
ideolojik ak1mlar, sosyal politik ili?kilerdeki koklu degi-
;;iklikler, BaLih devletlerin baskdan, dogru yonetim ve et-
kin bir burokrasi olmay1?1 surekli devlet mulkiyetini sagla-
yacak bir arazi sistemi olu?turmay1 zaten olanaks1z hale
getirmi?ti. Bu nedenle, Osmanh lmparatorlugu'nda toprak-
lann ge<;mi;;i iki farkh donem halinde ele almmahd1r: Dev-
letin arazi mulkiyetinin soz konusu oldugu Tanzimat'tan
onceki donem ve fiili hale getirilen ozel arazi mO.lkiyetinin
zaman i<;inde yerle;;ik hale geldigi Tanzimat sonras1 do-
nem. Profesor Barkan'm, Osmanh lmparatorlugu'nun son
donemlerinde gorulen geni;; arazili rnalikanelerin eski t1-
rnarlardan kaynaklanrnad1g1 ve bu tur arazilerin Tanzi-
mat'tan soma tesis edilen yeni arazi sisteminden kaynak-
land1g1 yolundaki gorli?lerine kanlmamak mumkun degil.
Fertlerin araziler uzerinde hak ve kendi adlarma kayH
edilmelerini talep ederken kulland1klan c;e;;itli karnt tiple--
ri, kayitlann kotli hali ve kayitlann askere <;agnlamaya ne-
den te;;kil edecegi korkusu Arazi Kanunu'nun ba?ans1zhga
ugramasmm onemli teknik nedenlerinden bazilan olarak
gbsterilebilir. Vicdans1z ki;;iler, kendi insanlannm zarar
gorrnesine bakmadan ve ho.kumet gorevlileriyle a<;1k ;;ekil-
de ters du;;erek bu durumdan buyuk avantaj elde etmi;;ler-
dir.28 Aynca, Bereketli Hila] uzerindeki kamusal arazi sis-
28 Kenan Aky(iz, Ziya T'a)a'nin Amas ya Mura1a1t1jl1g1 S1rasmda'1i Olaylw 'da
(Ankarn, 1964) 1865\eki usulsuz toprak cdinimi konusunda bclgclcr~ da-
yandm\1111~ bilgiler i<;crir.
r Osmanli lmparatorlugu'nda Topraf1 Rcjimi, Sosyal Yap1 vc Modcmlqmc

tcmlerinin c;ok c;e?itli olu?U Arazi Kanunu'nun uygulanma-


sin1 imkans1z hale getirmi? ve a?iret reislerinin kamu arazi-
[erini kendi adlanna kaydettirmelerine imkan vererek yeni
bir toprak sahibi grubunun ortaya c;1k1?m1 kolayla?llrm1?-
nr. 29
Burada, Gabriel Baer'in Osmanh lmparatorlugu'nda ve
Misir'daki, her ikisi de 1858'de kabul edilmi? olan toprak
yasalan konusundaki k1yaslamah c;ah?masma deginmekte
yarar var. Baer iki kanunun da benzer, hatta ayrn hukum-
ler ic;erdigine deginir ve Osmanhlann c;1kard1g1 kanunun
devlet haklanrn saglamla?tlrmaya yonelik oldugunu, fakat
wpraklar uzerindeki devlet kontrolu zaten daha once tesis
edilmi? olan M1sir'da c;1kanlarnn amacmm toprak sahiple-
rinin haklanrn geni?letmek ve onlara teminat ve istikrar
saglamaya yonelik oldugunu vurgular. 30 Zamanlamadaki
baz1 farkhhklara ragmen, Osmanh lmparatorlugu'nun
Anadolu kesirnindeki ozel toprak mulkiyetinin kapsam1 da
geni?letilmi?, fakat bu surec; M1s1r'dakinden daha yava? i?-
lemi?tir. Zamanlamadaki farkm nedeni, bu c;ah?manm
kapsarn1 dt?mda kalan bir dizi politik geli?rnenin yarn s1ra,
Osmanh hukumetinin topraklar konusunda tam bir etut
ve tam bir kaylt yapamay1?1d1r. Bununla beraber, Osmanh
tmparatorlugu'nda ki?ilerin tapu iddialanyla ilgili sorunlar
nispeten c;ozumlenmi?tir. Daha sonra, 1858'de M1sir'da ve
1913'te Osmanh lmparatorlugu'nda toprak sall?mrn ve
ba?kalanna gec;irilmesinin serbest b1raktlmas1, genelde
ozel mulkiyete dayandmlm1? yeni toprak sistemine gec;i?
yon(\nde bir egilimin gbstergesiydi.
29 Saleh Haidar, "land Problems in lraq", lssawi, The Economic History, s
164'ten itibaren ve Albert Jwaidch, "Midhat Pasha and the Land System of
Lower lraq", Middle Eastern Affairs, No. 16) (Gaibondak, lll, s 106'dan iti-
baren).
10 Gabriel Baer, "The Evolntion of Private Landlordship in Egypt and the Fer-
tile Cr.escent", lssawi, The Economic History, s. 83-84

: 249
Osmanh'da Dcgi~im, Modcmlqme ve Ulusla~ma

Sonu<;: olarak, bu bolumde yalmzca ana hatlan verilen


toprak rejimindeki deg;i~ikliklerin, Osmanh lmparatorlu-
gu'nda ve ybnetimi altmdaki Arap topraklannda modern-
le~me konusunda bir i<;: gereksinim yaratan ekonomik ve
sosyal gu<;:ler ic;erdigini sbyleyebiliriz. Toprak rejimindeki
degi~iklikler kendi evrim yasalanm izleyen yeni bir sosyal
duzenin ortaya <;:1kmasm1 saglam1~tlr. Bu yeni sosyal duzen
zamanla, fakat kesin olarak geleneksel sosyal duzeni ve
onu koruyan politik sistemi zay1flatm1~ ve etkisiz hale ge-
tirmi~tir. Eski geleneksel sistem topraklan ve bu yolla da
nufusun <;:ogunlugunu kontrol edecek blc;ude gu<;:lii duru-
munu korumu~tur. Osmanh toplumunun kendi yap1sm-
dan kaynaklanan ve Avrupa devletleri tarafmdan beslenen
liberal, bireyci ekonomik ak1mlardan dogan yeni sosyal
duzen kendisini zamanla yerle~ik hale getirmi~tir. Turki-
ye'de bunu izleyen modernle~me a~amalan, once yeni sos-
yal duzenin yasal olarak tanmmas1m saglamak, soma da
siyasi gu<;: kazanmasma yol a<;:rnak i<;:in harcanan surekli
<;:abalan i<;:erir. Aynca, aym kapsamda, burokratik meka-
nizma yasa ve duzenin i~levlerini tam anlam1yla yerine ge-
tirebilmesini, aynca yeni ve kanna~1k ticari ve endustriyel
ili~kilerin yaratt1g1 zorluklann ustesinden gelinmesini sag-
layacak bi<;:imde ba~tan sona yeniden yap1landmlm1~llr.
Bununla birlikte, toprak mulkiyeti, tarihsel ve ideolojik
olarak modernle~menin sosyal ve ekonomik zeminini olu~­
turdugundan, gunumuze kadar Ortadogu'daki siyasi tartl~­
malann hep tam ortasmda yer alm1~t1r.

250
Gok-Etnisiteli Ulusalhkhk D1~1 Islam
Devletinde Etniklik Sorunu: Osmanh
Devleti'nde Etnik Kimligin Surekliligi ve
Yeniden Bic;imlendirilmesi
~

I. G1R1$

Bu ara~tirma yazismm uzun ba~hg1 Osmanh Devleti'nde et-


nikligin ic;:inde bulundugu kendine ozgu ko~ullann goster-
gesidir. En ba~mdan vurgulanmas1 gereken husus Osmanh
Devleti'nin kurulu~undan son gunune kadar c;:ok c;:e~itli et-
nik-dini gruplan bunyesinde banndmm~ olmas1 ve bunla-
rm devletin var oldugu sure zarfmda sadece etnik kimlikle-
rini ve bilinc;:lerini muhafaza etmekle kalmay1p bzellikle
ondokuzuncu yuzy1lda olmak uzere, bu kimligi ulusal bi-
linc;:lenme haline donu~tllrme ba~ans1m gostermi~ olmala-
nd1r. Etnik-dini kimlik bu gruplann ulus haline donu~me­
leri s1rasmda bu surecin psikolojik-ideolojik temelini olu~­
turmu~tur. Osmanh Devleti'nin etnik-dini gruplarla ilgili
olarak geli~tirdigi politika, bunlann etnik bile~imini degi~­
tirmek ya da kimliklerini etkilemekten ziyade buyuk olc;:u-
1

I 251
Osman!t'da Dcgi$im, Modcmlc$mC vc Ult•sla$ma

de kulturel ve dini ozerklik vererek ve yerel oz yonetirn


hakk1 tarnyarak onlan idari sistemle bulllnle?tirmek llzere
tasarlanm1$llr. Buna ragmen, istemeden de olsa, ic,; ekono-
rnik ve sosyal guc,;ler, daha sonralan uluslararas1 politik ve
ekonomik bask1lar c,;e$illi etnik gruplann terkibinde ve
kimliginde bnemli degi?ikliklere yol ac,;rm$llr. Benim ki?i-
scl gorll?Dme gore, Osmanh Devleti'ndeki c,;e$itli gruplarda
onemli olc,;ucle etnik devamhhk hakim durumdayken, bu
etnik gruplann terkiplcri, oz gbrunumleri ve gelecekten
be.klentileri oyle kokli::1 degi?ikliklere ugran11$tir ki etnik
devamhhk ozclen ziyade bir bic,;im haline clonll$mli$lDr.
Belli bir grubun aclmt, belli olc;iicle dilini ve etnik gclenek-
lerini -yani etnik kimligin d1$ gorunum sembollerinden
baztlanrn- korurnu? olmas1, surekliligi ohm, degi?ime ug-
ramam1? gerc,;ek kirnligini de rnuhafaza ettigi anlamma gel-
rnez. Bir devlet, bu amac,;la tasarlanrn1? ozcl politikalar izle-
yerek ya da ekonomik, politik ve sosyal alanlarda alman
bnlemlerin yan uri1nleri olarak, elinde olmayan nedenler-
le, etnik gruplar yaratabilir, bunlan degi$iklige ugratabilir
ve hatta yok edebilir. Bu bnlemlerden baz1lan gerc;ek etnik
kimligi yok ederken, diger bazilan gi't<;Jenclircbilir.
Osmanh Devleti etniklik konusunun i?lenrnesi ac,;1sm-
dan en verimli alanlardan birini sunmaktad1r. Bunun ne-
deni, yalrnzca ic;inde ya?ayan c;ok say1daki ve farkh etnik
gruplar konusunda belgelerin olmas1 degil, ayrn zamanda
etnik sorunun geli?tigi ve evrime ugrad1g1 kendisine bzgu
politik ve ideolojik orlarnd1r. Gerc,;ckten de Osrnanh Devk-
ti'nde etniklik sorununun ele alm1$mda, bu sistcmin ken-
disine ozgu anayasal, icleolojik ve kultllrel ozelliklerini
dikkatc alma kapasitesi olan bzel kavramsal ve metodolo-
jik anlay1$ bic,;irni gerekir.
Bu c,;erc,;evede "etnik grup", birlik baglan, "etnik", di!,
kan ili$kileri, din vs. ilc neyi kastediyorlarsa ondan dogan
baglarla o!U$ll1U$ bir birliktclik anlamma gelir. Son donem

252
(oll-Etnisiteli Ulusalld1 Di~l Islam Dcvlctinde Etnil11ili Sonmu

osinanh Dcvlcti'ndc dil H1ristiyanlar arasmda en helirgin


rtniklik ozcllip,i haline gelmi~tir. Arna yine de bugun o!du-
~tl gi!>i kiliscye baP.hhkla ili~kilendirilen bir durum olmu~­
iur. Orncgin, hugun Bulgar hi:rkumcti Pomak\an (Bulgar-
ca konu~an Musl(tmanlar) etnik Bulgarlar olarak gormek-
te, Pomaklar ise bu goru;;u payla;;mamaktad1r. Bunlar H1-
ristiyan Bulgarlarla degil Muslumanlarla evlilik yapm1;;lar-
dn. Bu insanlar tek kelime bile Turkc;;e konu;;mad1klan ve
Slav Hkmdan geliyor olduklan halde Turkiye Bosnah
Musliimanlan ve Pomaklan "Tiirkler" olarak kabul et-
mektedir. Bir ba;;ka deyi;;le, bugun dil ve din, ashnda her
zaman boyle olmamakla beraber, birlikte mutalaa edil-
mektedir. Miisliimanlar dine bnem verirken Balkan Hiris-
tiyanlan dili ba;;hca etnik bag olarak kabul etmektedirler.
Bat1'da sosyal bilirnler alanmda geli;;tirilmi;; kavramlar
ve <;;bziimsel kategoriler, c;;ok belirgin ?ekilde farkh olan
toplumlara uygulanamaz ve uygulanmamahd1r. Sosyal bi-
\imlerde bnermeler ve kavramlann evrensel gec,:erliligi
yoktur. Bunlar esas itibariyle Bat! toplumunun kiiltiirel,
politik vc ideolojik degcrlcrini vc varsayunlann1 ve Ball
toplumunun evrimini ya11s1ttrlar. BugOn, ML1sliiman diin-
yada ya~anan ve yanh~ yorumlama ile "lslami Uyam;;" ola-
rak tammlanan koklii politik ve kiilturel devrim, "Bat1
yanhlanmn" uzun siiren hakimiyetlerine ve bzellikle onla-
rm Bau'nm sosyal bilim kavramlanm kendi Miisliiman
toplumlannm incelenmesine mekanik bic;;irnde uygulama-
lanna kar;;1 entelekliiel bir tepkiden ba;;ka bir ;;ey degildir.
Bugun lslam dunyas1, bir ol<;:ude etnik uyam;; da dahil ol-
mak uzere koklu ekonomik, sosyal ve politik degi;;iklikler
gec;;irmek1edir. Fakat bu degi~iklikler ve ozellikle etniklik
sorunu ancak lslam dunyasmm kendi terimleriyle incele-
nebilir ve anla;;ilabilir. Bugiin Musluman toplumlarm c;;o-
gunun kendi anayasal duzenleri olarak ulus-devlet kavra-
m1m benimsemi;; olduklanm soylemek yeterli samyorum.

I 253
Osmanl1'da Drgi~im, Modcmlqme vc Ulusla~ma

Aynca, Musluman ulkeler arasmdaki ili$kiler ve her biri-


nin kendi ic; geli$meleri, eLnik-ulusal anlay1$lardan degil
esas iLibariyle c;e$itli <;1karlardan kaynaklanan ekonomik ve
politik konularla ~ekillenmektedir.
Banglade$'in olu$umunun ve lran ve Irak'taki Klin
ayaklanmasmm etnik taleplerden dogan ya da en azmdan
etnik ac;1dan kendini kam tlamay1 ve tanmmay1 sag lama gi-
bi istcklerden kaynaklanan politik hareketler olarak ahn-
mas1 dogrudur. Fakat d1$ gorunli$ yamlt1c1 olabilir. lslam
dunyasmdaki etnik hareketler bir ol<;:ude, etnik ili$kileri
ylmeten klasik Kurnn ilkelerinin ihlalinr ya da merkeziyet-
c,·i hukumetlerin haz1 bolgelere tamd1g1 ozerklik veya gcle-
neksd ~eOiklerin veya sosyal gruplann yararlanchklan ayn-
cahklara k1snlamalar getirmesine kar$1 duyulan tepkilerin
yans1mas1 olabilir. Bu nedenle, d1$ guc;ler tarafmdan des-
Leklenmi$ olmas1 olas1hgma ragmen lran'daki Kurt ayak-
lanmas1, merkezi hukumetin otoritesini gu<;lendirmeye ve
Kurtlere ve diger Musluman gruplara lran tipi kayna$Llr-
maC1 milliyetc;iligini dayatmaya c;ah$an muteveffa Sah'm iz-
ledigi politikalara kar$1 gee; gelmi$ bir tepki olarak gorul-
melidir.
Ozet olarak, bu ara$tlrma yaz1smda benimsenen kav-
ramsal yakla$1ID a$ag1daki gibidir. Etniklik veya etnik kim-
ligin di!, din, egitim, orgutsel baghhk, belli bir grupla 6z-
de$le$me, medya kullamm1 vs. gibi elle tutulur kokleri ola-
bilir. Fakat etnikligin eylemsel ya da pratik hoymu, yani
etkileri bilyuk olc;udc sosyopolitik sistemi ve idcolojisiyle
belirlenir. Ilat1'111t1 ulus-devlet sisLemi onbirinci y(1zy1ldan
beri, dinle ilgisi olmayan yoneticilcrle kilise arasmda, za·
mania hakim durumdaki etnik grubun dili de dahil olmak
uzere etnik ozelliklerin en belirgin kulturel yonunu alarak
surup giden diyalektik bir c;at1$ma yoluyla geli$mi$tir. Et-
nik etmenin Bati toplumuna ~ekil vermede <;:ok onemli bir
rol oynad1g1 su gorurmez bir gen;;ek. Fakat bundan hare-
I

I 254
r (oli-Etnisiteli Ulusallr11 D1~1 Islam Dcvletinde Etnihlik Sonmu ...

ketle Bat1h olmayan toplumlann, ozellikle Osmanh toplu-


rnunun benzeri bir yap1sal c;,:en;evesi oldugu ya da evrimi-
nin benzer bir yol izledigi sonucuna vanlmamahd1r. Ger-
(Ck ~udur ki Osmanh DevleLi'nde etnik sorunlar, Avrupa
bunu "haklann e~itligi" konusu haline getirmek ic;,:in daya-
oncaya kadar oldukc;,:a onemsiz bir konuydu. Dolay1s1yla,
elllik sorun once Hiristiyan gruplar arasmda ortaya c;,:1kt1
ve Musliimanlar yirminci yiizytla kadar bundan pek etki-
Jenmemi~ goriindiiler. Halla 1916 Arap ayaklamas1 bile et-
nik bir hareket olarak tammlanamaz.
Etniklik konusu ile ilgili baz1 sorunlarm, Osmanl1
anayasal diizeni c;:erc;,:evesinde ele ahmr ve sosyoekonomik
sistemin degi~imi goz oniinde tutularak incelenirse daha
iyi anla?ilacaklanna inamyorum.

II. OSMANLI ANA YASAL DUZEN1 VE ETNlKLlK

Osmanh Devleti her ?eyden once Miisliiman bir devletti.


Devletin, orf vc adetlere bagh kalarak ozellikle Balkan-
lar'da olmak uzere c;:e~itli bolgelerde suregelen ko?ullara
uygun olarak c;,:e?itli ayarlamalar yapt1g1 dogrudur. Fakat
bu·ayarlamalar ne devletin anayasal diizenini ne de hiikii-
met ile etnik gruplar arasmdaki temel ili?kileri degi?tir-
mi?tir. Osmanh Devleti'nde anayasal duzenin temeli Ku-
ran ve ?eriattJr. Etnik ili~kilerde de Kuran'daki temel hii-
kumler hakim ohnu?tur ( 49: 13). Buna gore Allah kabilele-
ri ve milletleri (kabila ve ?uub) yaratmI? ve birbirlerini da-
ha iyi tammalanm ve hic;,:bir insanm digerine ustlin
gelmemesini saglam1?tlr. Bu nedenle, Kuran farkh etnik-
dil gruplanmn varhgm1 kabul eder ve aym zamanda bir
grubun digerine dolayh veya dogrudan iistiinliigiinii ya-
saklar. Aynca, Kuran'da iimmet (evrensel miiminler cema-
ati) baghhgma ustiin gclecek bir etnik baghhga izin veril-
medigi gibi cemaatin birlik (tevhid) ve dayam?mas1m bo-

[ 255
zacak bir yakla?lm da kabul edilmez. Uygulamada etnik
farkhhga sayg1 duyulur; etnik c;1karlar yerel ve bolgesel dt\-
zeyde grubun baghhgma ternel te?kil edebilir, fakat bunun
hic;bir politik c;agn?1m1 olamaz.
Muslumanlann politik kimlikleri ve milliyet duygulan
esas itibariyle Musluman urnmete mensubiyetlerinden kay-
naklarnr. Euna kar?rhk, politik kliltOr once lslami kimliktir
ve nadiren etnik kimlik olabilir. Sonuc; olarak, lslam'm et-
niklik ve dini-politik baghhgr, birbiriyle c;eli?meyen iki
kimlik alanma "aidiyet"i birbirinden oldukc;a guvenli bir
bi<;imde ay1rm1?llr. Aslmda bunlar birbirini tamamlar nite-
liktedir. Bu sonuc;, hukumetin karanyla saglanmam1?t1r.
Bu, olduk<;a yava$ bi<;imde uzun bir evrim surecinden son-
ra olu?nm?tur. Bu sure<;, Kuran'm hukumlerinin yorum-
lanmasmda farkh ekoller oldugu ic;in, farkh bolgelerde ku-
c;uk degi?ikliklerle i?lemi?Lir. Arap okulu kabile teriminin
ic;erdigi ?ecere ilkesine ag1rhk vermi?, lran okulu ise grup
yapilanmasmda ~uub (millet) ve toprak gibi ana unsurlar
uzerinde dunnu?tur. lranhlar ic;in $UUb neyse Araplar ic;in
kabile odur. 1 Bu nedenle, ?ecere ve toprak, daima umrnet
baghhg1yla birlikte dli?llnulen etnik grupla?manm temeli
olarak kabul edilir. "Toprak"m mutlaka belli bir toprak
parc;asr olmas1 gerekrnez; bu, daha c;ok lran okulunun kul-
land1g1 gibi ~ehir zcmin terimiyle ifade edilir. (Firdevsi'nin
kulland1g1 Tran zcmin terimini -lran topraklan- bir tarafa
b1rak1yoruz.)
Dilin bu kimlik tamrnlamasmda hi<;bir rolu yoktur, zi-
ra dil konusu Kuran'da farkh i~lenrni?tir. Kuran Arapc;a ya-
ztlmI?tlr ve bu Kuran'da kullamlan Arapc;aya -kitlelerin
kulland1g1 gunluk dil olan Arap<;a degil- kendine bzgu ila-
hi bir bzellik kazandirmaktadrr. Kuran'da kullarnlan Arap-
<;a, Araplara diger Muslumanlann yanmda bir ustllnluk id-
Roy P Mottahedeh, Loyalty and Lcadctship in an Eaily /.1la111ic S(lcicty
(Princeton, N.j. Princeton University Press, 1980)

I 2s6
I
Co1'-Etnisitcli Ulusalli/1 D1~1 lslam Dcvlctindc Et11il1lil1 Sorunu._.

di<I e1me hakk1 vermedcn bo1011 Mi.ls!oman!ann ibadeL ve


dini ei!;iLim konusunda ortak dili halinc gelrni~Lir. Kusku-
~uz, bugfrn baz1 Arap milliyet(ikrinin ulusal ve etnik ki-
IJirleri. onlann inarn;lt Mus!i:nnan!an k1zdiran bi(,'.imde
boyle bir ustUnluk iddia etmelerini saglamI?tlr.
Osmanh Devleti etniklik konusundaki bu Kuran huk-
111011u ge<;erli ko?ullara uyarlayarak benimsemi?tir. Bu dev-
]etin ba?lang1<;ta guneydogu Avrupa'daki topraklar uzerin-
de kurulmu? oldugunu belirtrnek gerekir. 2 Bu topraklarda
Rum, Bulgar, S1rp, Ulah vs. gibi <;e?itli etnik gruplara aynl-
J11l? <;ok say1da Ortodoks Hiristiyan ya?amaktaydi. Bu te-
rimlerin gunumuzde <;agn?tird1g1 ?CY ulusald1r ve Osman-
hlarm fetihleri doneminde ve daha sonralan Rumlann,
Sirplann, Bulgarlarm vs. homojen etnik gruplar olmad1kla-
n ve kendilerine bzgu ?ivelerini kullanan (bazen birbirleri-
ni anlamakta gu<;luk <;ekmelerine neden olacak ol<;ude
farkh) ve politik bir birlik duygusu ta?1mayan <;e?itli alt
gruplardan olu?tuklan ger<;egini yansnmaz. Slavlann <;e?it-
li Bulgar ve S1rp hanedanlar tarafmdan yonetilen kendi
devletleri oldugu dogrudur. Fakat yonetimdeki hanedanm
ve onu destekleyen belli bir etnik grubun bilin<;li politik
kimligi ve kulturu kitlelerce payla?ilm1yordu. Dogu?tan
gelen bu bzelliklerini politik-etnik bilin<; olarak tammla-
mak gU-<;tU. Osmanh Devleti'nin ilk gunlerinde Huistiyan-
lann elnik durumlan Bizans dbnemindekinden pek farkh
degildi. Yalmz, Bizans'ta Rumca konu?mayan gruplar, lm-
paratorlukta birlik saglamaya <;ah?an ve <;e?itli Slav etnik
gruplann bag1ms1zhk taleplerini bastlrmaya <;ah?an son
donem Bizans imparatorlanmn ba?lamg1 Helenle?tirme <;a-
balanmn d1?mda kalm1?lardu.
Turk kokenli olmakla birlikte Osmanh hanedam ulu-
sal bir devlet olu?turmaya <;ah?maml?tlr. Ybnetimin dili
2 Bkz. Peter Sugar, Southeastern Europe Under Ottoman Rule (Seattle, Univer-
sity of Washington Press, 1977)
I
I 257
Osmanh'da Degi5im, Modcmlqme ve Ulusla5ma

Turkc,;e oldugu halde, bu halkm konu;;tugu dilden oldukc,;a


farkhydi. Ondorduncli ylizy1lda birkac,; on y1lhk sure ve
lmparatorlugun son on y1lhk donemi (1908-1918) d1;;1n-
da, Osmanh hliklimeti hic,;bir donemde Turklerin etnik bir
grup olarak diger Mlislumanlar ya da Mlisluman olmayan-
lardan daha once gelmesi ;;eklinde bir tavir takmmam1;;t1.
Aslmda, ozellikle merkezi hlikumetin ulusal ozellik ta;;i-
mayan, devlete hizmet etmek lizere sec;:ilmi;; ve egitilmi~
bir list tabakaya dayandmld1g1 onbe;;inci ylizy1lm ortala-
rmdan soma bunun tam tersi gec;:erli olmu;;tur.
Onbe;;inci ylizy1lda yapilandmlan klasik Osmanh Dev-
leti, temelde hanedanla ve devletle ozde;;le;;mi;; Muslliman
yonetim list kadrosundan olu;;maktayd1. Ust tabaka, onal-
tmc1 ylizy1hn sonlanna kadar Mlisluman ve Mlislliman ol-
mayan c,;e;;itli etnik gruplardan sec;:ildi. Mlislliman olma-
yanlann devlet gorevlerinde c;:ah;;abilmeleri ic,;in din degi;;-
tirmeleri gerekiyordu. Din degi;;tirmi;; olan bu list tabaka
bireylerinin c;:ogu kendi gruplanyla ki;;isel etnik baghhkla-
nm slirdlikleri ve kendi ana dillerini konu;;maya devam et-
tikleri halde, bu durum etnik kimlikleri ile politik baghhk-
lan arasmda bir c;:at1;;ma yaratmad1. Bu konuda hep verilen
ve konuyu en iyi anlatan ornek, din degi;;tirmi;; bir S1rp
olan ve Sirbistan'daki SHp Kilisesi'nin ba;;1 olan karde;;i
Makarius'la dlizenli irtibat halinde olan unlli veziriazam
Sokollu Mehmed Pa;;a'd1r. Fakat list tabakamn tersine, din
degi;;tirmi;; olsalar da kitleler kendi etnik kimliklerine s1k1
s1k1ya bagh kalrm;;lard1r. Bu nedenle, S1rpc;:a-H1rvatc,;a ko-
nu;;an Bo;;naklar, Bulgarca konu;;an Pomaklar, Arnavutlar
ve Rum Mlisllimanlar, buglin oldugu gibi, Mlislumanhg1
kabul ettikten sonra da kendi dillerini konu;;maya devam
etmi;;lerdir. (Bulgaristan'rn dogusunda ve Dobruca'da yer-
le;;en ve onlic;:lincu ylizy1hn sonlannda Ortodoks H1risti-
yanhg1 kabul eden Selc;:uk Tlirkleri, yani Gagavuzlar'm gu-
numlize kadar Tlirkc;:e konu;;may1 slirdlirdliklerini unut-
(011-Etnisiteli lllusallt/1 D1l1 Islam Devlctinde Etnihlih Sorunu ...

rnamak gerekir. Osmanli hukumeti onlara lslamiyeti ka-


bul ettirmek i<;:in hi<;:bir giri$imde bulunmaml$tlr.)
Bu nedenle, etnik kokenleri ne olursa olsun, Osmanh
ust tabakas1, politik makamm1 ve ust duzey konumunu et-
nik baghhgma ve kimligine tercih etmi$ gorunmektedir.
Bu arada, kitleler ise bu baghhklanna siyasi bir anlam
yuklerneden etnik kimlik ve dillerine baghhklanm surdur-
rnu$lerdir. Bu geli$me, politik sistemin istikranm ve su-
rekliligini saglamaya <;:ah$an hukumetin belirledigi ve ku-
rurnla$tlrd1g1 bazr ilkeler <;:er<;:evesinde olU$IDU$tur. Etnik-
ligi etkileyen ve yoneten ilkeler $Unlard1r: Kuran hukum-
leri, Zimmi statilsu, yani Kitab'm insanlara saglad1g1 hima-
ye, millet sistemi ve yerel oz yonetim. Bunlarm her birini
k1sa k1sa ele alacagnn
Kuran Hiihiimlcri: Daha once belirtildigi gibi Kuran
hukumleri $ecere veya toprak-uygarhga dayah etnik bo-
lumlenmeyi kabul etmektedir. Osmanh hukumeti, ku<;:uk
olmakla birlikte her etnik grubun kendi kimligini muhafa-
za etmesine ve dilini ya da gerekiyorsa $ivesini konu$ma-
sma izin veren bu Kuran hukmune s1k1 s1k1ya bagh kal-
mr$llr. l 908'den ] 918'e kadar olan k1sa bir sure d1$mda
Osmanh huklimeti bir etnik grubun konu$tugu dile mu-
dahale etmemi$lir. Ost tabaka arasmda bile Osmanh Turk-
<;:esi konu$mak istihdam edilmek i<;:in $art degildi ve konu-
$amn statusune bir katk1da bulunmazd1. Turk<;:e yalmzca
rahat ileti$im kurma yoluydu. Kotu Turk<;:e konu$an <;:ok
say1da veziriazarn vardrr: Ornegin, Tunus ba$bakam olan
(:erkez asrlh Hayreddin Pa$a 1878'de veziriazam olana ka-
dar Turk<;e konu$rnad1 ve en azmdan goreve ba$lad1g1 ilk
gunlerde tercuman kullanarak anla$tl. Dolay1s1yla, bir
devlet dili politikas1 olmad1g1 i<;:in, ku<;:uk de olsa, her et-
nik grup kendi dilini rnuhafaza elti ve ko$ullar izin verdi-
ginde bunu etnik a<;:1dan kendisini kamtlamak i<;:in vasJta
olarak kulland1.
I 2s9
I
Osmanli'da Degi~im, Modernlqme vc Vlusla~nia

Zimmi Statusu: H1ristiyanlar ve Yahudiler, Mi1sluman-


lar gibi Kitab1 olan halklard1 ve lbrahim, Musa, lsa ve Mu-
hammed gibi Allah tarafmdan sec;ilmi$ ve getirdikleri ki-
taplann rehberliginde (lncil ve Tevrat) kutsanm1$lardi.
lnanc;lan dogrultusunda ve dinlerinin hukumlerine gore
hayatlanm duzenlemekte ve ya$amakta serbestlerdi. Mus-
luman olmayanlara Muslumanhkta Zimmi denirdi. Ashn-
da, bu vatanda$larm vergi durumlanm gosteren yasal bir
sm1flandirmayd1 ve sadece zimmi'ler cizye, yani kafa vergi-
si oderlerdi. Osmanh Devleti'nde bu ilke etnik sorun c;en;,:e-
vesinde onemli degi$ikliklere ugradi. Musluman ve gayri-
muslim tammlamas1, Muslumanlara baz1 politik ayncahk-
lar tamnarak surduruldu. Bu ayncahklann en onemlisi hi1-
kumeue mevki sahibi olabilmeleriydi. Daha once belirtildi-
gi gibi din degi$tirme gayrim\islim devlet hizmetine
girebilmenin bir yoluydu. Fakat toplum ic;indeki gerc;;ek
mevki, sosyal statu ve itibar inanc;;la degil hukumetle bag-
lanllh olmakla belirlenmekteydi; buna burokratik statunun
getirdigi ilk avantaj olan vergi muafiyeti de dahildi. Huku-
met personeli, dini liderler ve lmparatorluk fermam ile
muafiyet verilenlerin vergi odemeleri gerekmezdi. Prizku-
ran ya da papazlar, yani cemaat liderleri de vergi odemez-
lerdi. H1ristiyan koylerindeki papazlar genellikle hakim et-
nik gruptan olurlard1 ve koylerin c;;ogu tek bir etnik gru-
bun hakim durumda ya$ad1g1 yerlerdi. Bu nedenle, Zimmi
statusunun uygulanmasmda devlete hizmet etmekten ya
da devletle c,;ah$maktan kaynaklanan burokratik mevki us-
tunluk ta$ird1. Hiristiyan cemaat liderleri hukumetle i$
yapuklan ve vergiden muaf olduklan ic;in s1radan bir Mus-
luman kar$1smda daha ustlln statilye sahiplerdi. Bu ko-
numlan millet sistemi ile daha <la guc;lendi.
Millet Sistemi: Millet sistemi, Osmanh Devleti'nde
inanc1 ikrar edilmi$ dini kurumlann temelde burokratla$tI-
I
I 260
(011-Etnisiteli Ulusall1'1 D1~1 Islam Devletindc Etni/1lil1 Sonmu_.

nhnas1 idi. Rum ayinleri de dahil olmak uzere butun Or-


rodoks H1ristiyanlar lstanbul'daki Patrigin yonetimindey-
diler. Sinod tarafmdan se<.;ilir ve padi:.;ah Larafmdan onay-
lanird1, fakat padi:_;ahm onay1 formaliteden ba:.;ka bir :.;ey
degildi. Dogu H1ristiyanlan lstanbul'daki Ermeni patrigin
yonetimindeydiler. Ba:_;ka Rum ve Ermeni patrikleri olma-
sma ragmen lsLanbul'daki iki patrigin hukumetle baglant1-
h <.;ah:.;malarmdan ve ba:.;kentte ya:.;1yor olmalanndan gelen
usllin hikleri vardL
Millet sistemini inceleyen bilim adamlan bu sistemin
etnik ozelligini surekli olarak goz ard1 eLmi:_;lerdir. MilleL-
lerin piskoposlar ve daha alt diizey din adamlan ba:.;kanh-
gmdaki alt gruplan <.;ogu durumda belli bir etnik grup i<.;e-
rirdi: S1rplar, Bulgarlar, Ulahlar, Rumlar, Bogdanhlar gibi
(bunlar ba:.;hca Ortodoks gruplan belirtmek i<.;in s1ralan-
rn1?t1r). Bu gruplann ozellikle koylerde ve :.;ehirlerdeki pa-
pazlan, hizmel ettikleri eLnik gruplan olurlar ve onun dili-
ni konu?urlardi. Bu durum, onsekizinci yuzyilm ikinci ya-
nsmda lstanbul'daki Patrikhane Bulgar ve Sirp koylerine
bunlan Helenle:_;tirmek ve Bizans'm yeniden canlanmasm1
saglamak i<.;in Rumca konu:.;an papazlar tayin etmeye ba:.;-
laymcaya kadar boylece devam etti.
Bu nedenle, 6zetlemek gerekirse, millet sistemi poli-
Lik a<.;1dan Osmanh hukumetiyle ozde:.;le:_;mi:_;, kendi dini
inan<.;lannm dini ilkelerini yaymakla ilgilenen list duzey
bir din adamlan grubu olu:.;turdu, fakat sistemin ta:.;radaki
Lemeli yine etnik yap1 olarak kaldl. Anadolu ve Ortado-
gu'da H1ristiyanlar arasmdaki etnik kimlik duygusu, <.;e:.;it-
li tarihsel ve yap1sal nedenlerle bu ara:_;tJrmaya konu ola-
mayacak kadar karma:.;1k nedenlerle Balkanlar'dakinden
daha guc.;luydu.
Bo:.;naklar, Arnavutlar ve Rumlar gibi baz1 Ortodoks
ve Katolik gruplann din degi:_;tirerek lslam1 kabul etmele-
ri, ileti:_;im dili olarak Turk<.;eyi sec;:melerine yol ac;:mam1:.;-

\ 261
Osmanl1'da Dcgi~im, Modcmlqmc vc Ulusla1ma

tir. Balkanlar'daki Muslumanlar etnikligi dille baglantih


gorurlerken, diger yerlerdeki Muslumanlar arasmda di! 0
kadar onemli say1lmam1~llr. Fakat Balkanlar'da bile dil et-
niklik i<;in gu<;lu bir teinel olu~turmam1~ur. Arnavutlar di[
ve tarihlerini dinin uzerinde bir yerde tutmalanna ragmen
bu, aldauc1 olabilecek bir durumdur; zira Arnavutlann
ulusal a<;1dan k1~k1rtilmalan Katolik Arnavutlarla olmu~­
tur. Kabile baglan da Arnavutluk'un etnik kimligini belir-
lemede onemli roller oynam1~tlr. 3
Fakat din degi~tirme kimlik duygularmdaki en belir-
gin degi~ikligi yaratan olgudur. Bu, onlan ummete, yani
muminler cemaatine dahil etmi~, onlara yeni bir politik-
dini kimlik ve aslmda Muslumanlar gibi yeni bir milliyet
vermi~tir. 4 lslam'1 kabul ettikten sonra bu etnik gruplar,
kendi dillerini, etniklikleri ile ilgili baz1 adetlerini ve ya-
~am bi<;imlerini korumu~ olmalanna ragmen, yeni Mushi-
man kimliklerine oncelik vermi~;;Jerdir. S1khkla yinelendigi
gibi, lslam inanc1, dil ve diger etniklik unsurlannm yerine
politik yapilanmanm temeline oturtulmu~tur.
Yine de bir hususun surekli belirtilmesi ve vurgulan-
rnas1 gerekir; Osmanh Devleti'nde etniklik yok edilrnemi~­
tir, yalrnzca dini-politik kimligin diger bi<;imlerinin onun
onune ge<;mesi saglamm~tir. Dini cemaat idari yap1lanma-
nm temelini olu~turmu~ ve politikle~tirmi~, boylece idari
3 Makrdonya'cla en kalabahk Mttsluman g1up olan Arnavutlann, Lligc1 Mi1slli-
manlan, yani Tltrkr;e konu,an gruplan di\ a.;-1s1ndan asimilc cttiklct ini 6g-
rendim, Bu durumda di! daha buyuk bir Musluman grubun asimilasyonunu
cngcllemck ir;in bi r cngcl tc~kil ctmiyor.
4 Yugoslav huktuncti nihayet, hala Sirpc;a-H1rvat<;a konu~uyor olmalanna rag-
mcn Bo~naklann milliyctini Mtisli1man olarak resmen tarnmak surctiylc bu
tarihsel gerc;cgi kabul etrni,tir. "M\.ls\uman milliyet" tcrimi, linguistik ac;1dan
chger S1rpr;a-Hirvatr;a konu,an Yugoslavlardan ay1rt cdilcmcdikleri ir;in yal-
111zca Bosnah Miisliimanlar ic;in kullandmaktachr. Bosnah Musliimanlarm
ayn bir milliyct olarak kabul edilmelc1i etnikligin tcmclinin di! ohnacl1g1 gi-
bi din de olmacl1gm1 gostenncktedir Yugoslavya'daki Turkler, Arnavutlar
vs gibi diger Mtisltimanlar etnik koklerine gore s1111flandmhrlar.
<;:011-Etnisiteli Ulusal11h D1~1 Islam Devletinde Etnilllih Sorunu ...

ve dini yapilanmalar birbirinden aynlamaz hale gehni~tir.


J{u?kusuz, merkezi hukumetten soz ederkcn ll\muylc poli~
tik bir yapilanma ya da sistem soz konusudur. Fakat bura·
da bile dini etmenin hayati onemde var oldugunu goriiriiz.
Burada zaman faktorii de dogal olarak onemlidir; Avrupa
bunu daha onikinci yuzyilda kilisenin iistiinlugune kar?t
krallann laik gucunu vurgulamak ic;:in politik yapilanma-
nin temeli olarak kullanmt?llr. Osmanh Devleti'nde etnik-
lik, olas1 politik yapilanmanm temeli olarak ancak onseki-
zinci yuzyilm sonlannda Hiristiyanlar, ozellikle Rum ve
Strp tiiccarlar ile aydmlar tarafmdan kullamlmaya ba?lan-
rnt?tlr. Bir ba?ka deyi.?le, millet sistemi ve etnikligin etken-
ligi di.nin ideoloji ve yapilanma olarak evrenselliginin siir-
di.iriilmesine bagh olmu?tur. H1ristiyan Ortodoks Kilise
Rum ve Sirp aydmlann ileri surdukleri etnik milliyetc;:ilik
[ikrine ?iddetle kar$1 c;:1km1$llr.
Yerel Hiikiimet: Osmanh Devleti'nde etnikligin korun-
masmda en onemli etmenlerden biri yerel oz yonetimdir
ve zamanla yeni sosyal ve politik yaptlarm temelini olu?-
masma katkida bulunmu?tur. Osmanh Devleti'nde koyler,
$ehirlerde serntler ya da mahalleler temel idari birimler
olarak kabul edilmi$lerdir. Merkezi hukumet, atad1g1 go-
revliler kanahyla bolgeleri ve vilayetleri, ?ehirleri ve kasa-
balan yonetmi?Lir (beylerbeyi, sancak beyi, suba?t gibi).
Fakat yerel diizeyde, yani koylerde ve kasaba mmtikalann-
da yonetici, yerel halkm sec;:ti.gi. yerel cemaat lideri olmu?-
tur. Genellikle her koy ya da kasaba bolgesi kendi dillerini
konu?an tek bir etnik-di.ni grubun ya?ad1g1 yerlerdi. Os-
manh merkezi otoritesinin bir etnik-linguistik grubun iis-
Liinlugunii tesis etmesine olanak verecek ?ekilde tasarlan-
mt? ulusal bir politi.kas1 olmad1g1 gibi bunlar ba?hca tanm-
sal iiretim ve vergi geliri kaynag1 olduklanndan mevcut
koy ve kasaba yapilanm oldugu gibi korumaya ozen gos-
terrni$tir. Cemaat lideri cemaatin sozciisii olarak hareket
,
Osma11l1'da Dcgi~im, Modcmlqme ve Ulusla~ma

eder ve koyu ile merkezi hukumet arasmda arac1 olarak


hareket ederdi. Zamanla vergi Loplay1c1 ve hatta kuc;;uk da-
valan c,;ozumleyen hakim olarak hareket etmeye ba~lad1.
Butun bu hizmetleri kar~1hgmda vergiden muaf tutuldu.
Aynca, yerel dili konu?tugu ic,;in etnik grupla c;;ah?an ve
onun adma hareket eden k1rsal list tabakanm bir parc,;as1
haline geldi. Cemaat liderlerinin ozel unvanlan vard 1:
knez, protogeros, voyvoda, kocaba?, c,;orbac1 gibi. Yani bu
unvanlar onlann Slfp, Bulgar ya da Rumca konu?an cema-
atlerden olduklanm gostermekteydi. Son incelemeler, Os-
manh hukumetlerinin saglad1klan oz yonetim olanaklan
sayesinde etnikligin kc)yierde odaklamm? oldugunu goster-
mektedir. Ancak, s1khkla yinelendigi gibi, Osmanh huku-
meti etnikligi politik yapilanma ilkesi olarak kullanmad1g1
ve kullamlmasma izin vermedigi ic,;in, bu etnikligin her-
hangi bir politik ya da milliyetc;;i ic,;erigi olmamt?llr.

III. ETNiKL1G1N POL1T1K KlMLlK VE YENlDEN


YAPlLANMA lLKESl OLARAK ORTAYA (:1KI$1

Klasik Osmanh sistemi onbe~inci yuzyilm sonlannda orta-


ya c,;1km1~ ve onsekizinci yuzy1hn sonlanna kadar varhg1m
surdurmu~Ltir. ic,; ve uluslararas1 guc;;lerle mucadele etmek
zorunda kalmasayd1 belki de ebediyen surdurulebilirdi.
Dahilde, politik sistem, sosyal yap1lanmada olu?an devamlt
degi?iklik, yeni sosyal gruplann dogu?U ve yeni i?levler
ustlenmeleri ile zamanla zay1fladi. Osmanh Devleti, ulusla-
raras1 alanda ise Rusya, lngiltere ve Fransa'dan gelen askeri
ve politik bask1lara maruz kaldL Baz1lan "reformlar" ola-
rak bilinen somut idari ve kurumsal onlemlerin almmasm1
gerektiren bullin bu ic,; ve d1? basktlar Osmanh hukumetini
klasik etniklik gorunumunu gozden gec,;irmek zorunda b1-
rakt1. lira Balkanlar'daki Hiristiyan gruplar Avrupa'nm et-
nikligin yeni olu?an ulus-devletlerin kulturel-irksal temeli
oldugu gerc;;eginden hareket eden siyasi yapilanma kavram-

1 264
<:;:oli-Etnisiteli Vlusallili D1~1 Islam Devletinde Etnililili Sorunu ...

la.nm benimsemi$lerdi. Daha once, Osmanh Devleti'nde


etnikligin ba$lang1c;,:taki politikayla ilgisiz yap1smdan poli-
tik yapilanma ilkesine ge<;,:i$i surecinden aynnt1h olarak
soz ettigimden bunlan yinelemenin geregi yok. 5 Fakat et-
niklik konusunda losa bir tartl$ma soz konusu olabilir.
Etnikligi yeni kimlik olu?turma surecinin ba?hca kay-
nag1 haline getiren ic;,: degi?iklik, temeli sosyal tabakalar
olan geleneksel cluzenin belirgin bi<;imde par<;alanmaya
ba$lamas1cl1r.
Onsekizinci yuzyilda ortaya c;,:1kan sosyal hareketlilik
$ehirlerdeki tliccarlann ekonomik gucunu ar11rm1$ ve sos-
yal konumlanrn ve tanmla ugra$an list tabakanm baz1 ke-
simlerini gu<,,:lendirmi$tir. Tanmla ugra?an kesim toprak
sistemindeki clegi$iklik ve yogunlugu arLan ticaret nede-
niyle ozellikle onsekizinci yuzyilda onemli konuma gel-
rni$tir. Daha soma, gazeteler de dahil olmak uzere yaz1h
basmm geli?mesi sayesinde ileti?im kolayhklarmm ve egi·
tim olanaklarmm artmas1 aym etnik gruba bagh insanlar
arasmda ileti;;imi ve birbirini tamma olanaklanm geli?t.ir-
rni$tir. Dil ve din zamanla etnik kimligin sembolleri haline
gelmi;;tir. Fakat bu kimlik aray1$1 surecinin, romantik mil-
li tarih<,,:ilerin tammlad1klan gibi, Turklerden "ulusal ba-
g1ms1zhklanm kazanmaya <,,:ah;;an" "bask1 altmdaki" etnik
gruplann "ulusal uyam;;lan" ?eklincle ortaya pkt1gm1 du-
$1inmek tumuyle yanh$llr. Aslmda, bilim adan11 gozuyle
bu sure<,,:, romantik tarihc;,:ilerin gosterdiklerinden daha il-
gin<; bir $ekilde ve daha sec,:ici bic,:imde ortaya c,:1km1$Llr.
Osmanh Devleti'ncle onsekizinci yuzyilda ba?layan
sosyal yeniden yapilanma sureci bir yandan ilkel, yanso-
5 Bia. Kemal 1-1 Karpat, The Social foundations of Nationalism in the Ottoman
Swtc Fr om Social Estates to Classes, From Millets ta Nations (Princeton,
Ulush1rnras1 Ara~tmnalar Merkezi, 1974) ve 6zellikk, "Millets and Nationa-
lity: The Roots of the Incongruity of Nation and State in the Post-Ottoman
Era", Benjamin Brande ve Bernard Levis (ed.), Christians andjcws in the Ot-
toman Empire The funrlioning of a Plural Society (NY. Holmes & Meier,
1982)
Osmanh'da Dcgi?im, Modcmlqmc vc Ulusla~ma

murgeci ve kapitalist bir toplum yaranrken diger yandan


loplumu c;e?itli emik-dini gruplara bolmli?tllr. Kapitahst
sistemin yava? yava? uygulanmaya ba?lanmas1 ve toplu-
mun etnik-dini c;izgide yeniden yap1lanmas1, bir digeri ol-
madan var olamayacak ic; ic;e gec;mi$ bir slirec;tir. Bu geh$-
meler Rusya da dahil olmak lizere Avrupa devletlerinin
onerileri, giri$imleri ve basktlanndan kaynaklamm$tir. Ya-
p1lan analizlerde, Osmanh hi'tklimetine dayat1lm1$ etnik
politikalan, Avrupa'mn Balkanlar'da, Anadolu'da ve Orta-
dogu'da ekonomik ve politik nlifuz alanlan olu$turma c;a-
balanndan ayn di't$linmek imkans1zd1r. Hiristiyan tliccar
sm1ft, ilk olarak, Osrnanh devletc;i ekonornik sisterninin ic;
ve d1$ ticareti serbest b1rakt1g1 onyedinci ylizytlda, Rumlar
arasmda geli$rneye ba?larn1$tlr. Bazilan eski ticaret grupla-
nndan olan benzeri tilccar list tabakalan Sirplar, Bulgarlar,
Ulahlar ve cliger eLnik gruplar arasmda da olu$rnaya ba$la-
Inl$tlr. Bu list Labakalar zamanla Osmanh Devleti'nde ve
Avusturya-Macarislan ve Rusya gibi korn$U filkelerde tica-
ret rnerkezleri olu$turrnaya ba$lam1$lard1r. Bunlar, kendi
kilise kaynaklannm canh tutlugu tarihi amlar, Bati'nm Ay-
dmlanma [elsefesi, Rus Ortodoks Messianizmi ve claha son-
ralan Pan-Slavizm ile beslenen belli bir siyasi bilinc;lenme
olu$turrnu$lar ve zenginle?mi$lerdir.
Rum olmayan Osrnanh H1ristiyanlannm ulusal yone-
limleri, Ulah ve Bogdan'daki Fenerli yoneticilerin ve lstan-
bul'daki Rum tliccarlann Bizans'1 yeniden canland1rma ko-
nusundaki aktif destekleri ile Ortodoks Patrikhanesi'nin
Helenle$tirrne faaliyetleriyle ideolojik ve etnik olarak en-
gellenmi$tir. Helenle$tirme c;abalan baz1 Rum olmayan H1-
ristiyan list tabakada ve baz1 marjinal gruplar arasmda kis-
men ba$anh olmu?, fakat etnik baghhklan glic;lli olan Bul-
garlar, Sirplar ve Ulahlann muhalefetiyle kar$1la$illl$tlr.
Aslmda, yeni list tabakalann geli$melerini h1zland1ran sos-
yal ve ekonornik degi$iklikler koyllilerin etnik bilinc;len-

l 266
,. (ol1-Etni.1iteli Ulusa1l11i D1~1 Islam Dcvletinde Etnil1lil1 Sonmu.

rnelerini de guc;:lendirmi$tir. Primkuran, yani koy ve $ehir


seviyesindeki cemaat liderleri, Bobcey ve Hristo Hris-
LOv'un da vurgulad1klan gibi etnik bilinc;:lenmenin h1zlan-
rnasmda hayati rol oynam1$lard1r.6 Bu iki Bulgar bilim
adam1, c;:orbac1lann, Bulgar kirsal kitlelerindeki ulusal
uyam$La katalizor gorevi yapuklanm one surmil$lerdir.
Benim g6ril$l'lme gore ise, c;:orbactlann bu uyam;;taki rolle-
ri bilinc;:li politik c;:abalardan ziyade sosyal, ekonomik ve
kulLurel guc;:lcrin birbirleriyle etkile;;imlerinden kaynak-
lamnt~tir. Tanm urunlerine Lalebin aru;;1 cemaat liderleri-
nin c;:ogunun toprak edinmelerine, kendi ekonomik ve
sosyal konumlanm daha guc;:lendiren yeni bir i$le i;;tigal
etmelerine olanak saglam1;;ur. Aynca, Osmanh hukumeti-
nin yapug1 bir dizi idari reform cemaat liderlerinin res-
men hukOmetin ajanlan olmalanna yol ac;:m1;;llr. Bunlann
guc;:leri ve iLibarlan, zamanla yalmzca dini faaliyeLlerle ug-
ra;;mak zorunda kalan kilise temsilcilerine zarar verecek
olc;:ude artm1;;t1r.
Avrupa devletlerinden gelen c;:e~itli bask1lar Osmanh
hokumetini, 1839 Tanzimat reformlan ve 1856 lslahat
Fermam'yla Muslumanlar ile H1ristiyanlar arasmda "e;;itli-
gi" saglamak ic;:in c;:e;;itli onlemler almak zorunda b1rak-
m1~t1r. Bu e;;itlik kavram1, yani Avrupahlann anlad1g1 bi-
c;:imde dinle ilgisi olmayan politik ve yasal e;;itlik, bireyler-
le dini cemaatler ya da koyler kanahyla ilgilenen Osmanh-
lslam sosyal ve dini yaptlanma kavram1 ac;:1smdan oldukc;:a
anlams1zdi. Uc;: millet de e;;iLti, zira hukumet kar$tsmdaki
konumlan aymydi. Birbirleriyle k1yaslanm1yorlardi. Buna
ragmen, Avrupa devletleri Hiristiyanlar ic;:in talep et.tigi
"e;;itligi" ald1 ve bu, genellikle dini e;;itlik ve ozgurluk ad1-
na yururulen etnik faaliyetleri k1;;kirtt1. Aslmda bu, bir di-
6 Hris10 Hristov, Ulusal Uymu~ Sava~mda Bul~a1 Ccmaatlcri (Bulgarca) (Sof-
ya, 1973)
Osmanlt'da Dcgi~im, Modcmlqme vc Ulusl~ma

ni alt grubun klsmen veya tamamen belli bir etnik gruba


Ostlin geldigi millet sisteminin kendisine ozgo ic;: yap1lan-
masmdan kaynaklanan bir durumdu. Daha once cemaat li-
derlerinin belli bir koy ya <la bolgede ya?ayan etnik bi.r soy-
dan geldiginden, kendi ana dillerini. konu?tuklanndan ve
kendi etnik gruplannm adet ve geleneklerini uygulad1kla-
rmdan soz etmi?tim. Boylece, H!ristiyan koylerin etnik
temsilcileri olarak ortaya c;:1kular. Sonuc;:ta, kendi cemaatle-
rinin lideri olarak hareket eden zengin yerel papazlar kili-
seye para bag1?layarak, cemaat okulunun yapdmasm1 sag-
layarak ya da etnik halk mOziklerinin <;almd1g1 yerel festi-
valler dOzenleyerek veya onlara kaularak, elleri.nde olma-
dan kendi mmukalarmdaki etnik bilinc;:lenmenin dogmasm1
saglam1?lard1r.
Papazlar kendi koylerindeki tOccarlar ile ?ehirlerdeki-
ler arasmda baglanll kurulmasmda da 6nemli rol oynam1?-
lard1r. Tl.iccarlardan bazilan eski papazlar ya da onlann
ogullan ve akrabalanyd1. Aynca, tanm Oninleri ile ?ehir-
lerde yapilan mallann veya haric;:ten ithal edilenlerin ticare-
tini. yapmaya c;:alt?an tOccarlann koylerle ve onlann ba?m-
dakilerle devamh temas hali.nde olrnalan gereki.yordu.
Kasabalann ve ?ehirlerin boyomesi, esas itibariyle c;:e-
?itli etnik gruplardan koy ve ;;ehir Ost tabakalan ile ili;;kile-
rini artlrmI? olan H1ristiyanlar arasmda olmak Ozere koy-
den ?ehire bir goc;: dalgas1 yaratti. Fakat iki grup arasmda
boyok bir ideolojik farkhhk vard1. Koylerden gelen Ost ta-
bakalann boyok bir k1sm1 Osmanh hi.ikl\metine sempati
duyuyor ve destekliyordu. Fakat yeni dogmakta olan tOc-
car grubu belirgin bic;:imde Avrupa devletlerine egi.limliydi
ve zamanla Avrupa'nm etnikli.k konusundaki gorO?lerini
benimsemeye ba?lad1. Daha sonralan aydmlar da Avru-
pa'rnn geli;;en etniklik kavram1m benimsediler. H1ristiyan
gruplann Ost tabakalanndan olan aydmlann c;:ogu Bali Av-
rupa'da egitim gormO;;tO; Bulgarlann ve S1rplann boyok

I 268
(:011-Etnisitcli Ulusall1l1 D1~1 Islam Devletinde Etnihli11 Sonmu ..

bir Jnsmr ise Rusya'da egitim gormli-?tii. 7 Aydmlar etnik


kimligin giderek daha behrgin hale gelmesinden yanayd1-
lar ve bu ki.mligin etnik ulusal uyam-? haline gelmesinde
yard1mc1 oldular.
Sonu\:ta, bu U\: klasik rnilletin (Ortodoks, Ermeni ve
Yahudi) 1862'den 1866'ya kadar ge\:en donemde \:e-?itli di-
ni-etnik gruplar halinde yeniden yaprlanmalan etkin
gruplann etnik bilin\:lenmesini gii\:lendirdi ve aym za-
rnanda, milletin liderliginin din adamlanndan, cemaatin
dinle ilgisi olmayan tiiccar, sanatkar ve aydm gibi men-
suplanna ge\:mesine yol a\:tI.
Milletin dini-etnik grup olarak Lanmmasr neticesinde
elde edilen dini-kulturel ozg1:.trlukler ve haklar zaman za-
rnan modern anayasalarda bu tur gruplara verilen haklarla
kryaslamr. Bu k1yaslamalann hi\:bir anlamr yoktur, zira es-
ki Osmanh milletlerini ve modern \:ag anayasalanm olu-?-
turan kavramlar ve felsefeler birbirinden kapsamh bi\:im-
de farkhdrr. Bir milletin ve onun alt grubunun dini-
kultiirel hakk1, insanm veya meclisin iradesinden ziyade
kendi dogal yaprsmdan -insan gucunun i\stunde olan hu-
kumden- kaynaklanan bir durumdur. Bu haklar verilir ve-
rilmez padi-?ah bunlann kaynagr olmaktan \:lktp milletle-
rin haklannm koruyucusu konumuna gelmi-?tir. Fakat
milletin onun onay1 ve nzasryla liderligini degi-?Lirme tale-
bi kabul gorurken, aym bi\:imde dt-?andan bir devletin
millete deg;i-?iklik dayatmasr kabul edilernez bir durum
olarak gbrulmii-?tiir.
Milletin yap1s1 ve varolu-? ko-?ullan, bazr Ortodoks din
adamlanmn 1860'lann ba-?lannda milletlere dayatrlan de-
gi-?iklikler konusundaki yorumlannda \:Ok iyi anlat1lmI$-
tu. Fakat a-?ag1daki uzun ahnt1y1 anlamak i\:in birka\: a\:1k-
layrc1 bilgi vennek gereki.yor. Geleneksel milletler, hemen
7 Rusya'daki l'anslavizmin, Bulgar ogrencilcre 1rk~1 linguistik Slav kimligi ve
Htristiyan Ortodoksluk duygusu a51lamak konnsunda ozellikle gudu bir ct-
kisi ohnu5tur
Osmanl1'da Dcgi1im, Modemlcsme ve Ulusla1ma

hemen tiimuyle Bauh devletler tarafmdan hazirlanan ve


Osmanh hiikumetine dayanlan 1856 Islahat Fermam'n1n
neticesinde 1861-64 doneminde reform gec;;irmi?lerdir. Os-
manh sosyokultUrel duzeninden ve onun anayasal temelle-
rinden tamamen bihaber Bauh sozculer, mevcut gelenekse]
millet sistemini gerek yeni olu?makta olan Osmanh H1risti-
yan ticari burjuvazisi ve gerekse Bat1'nm pkarlan ac;1s1n-
dan bir engel olarak gormu?lerdir. Gerc;ekten de Yeni Os-
manh orta srn1flan, yani H1ristiyan tuccarlar ve aydmlar,
kendi gereksinimleri, amac.;lan ve felsefeleri dogrultusunda
laik bir yasal sistem istemi?lerdir. Fakat cemaatin liderligi
hala eski dini yasalan uygulayan din adamlanna baghydl.
Hiristiyan ona sm1flann ve Batlh devletlerin millet siste-
minde yap1lmasm1 istedikleri reformun amac1 milletin li-
derligini, bu orta sm1flann kesinlikle hakim durumda ol-
duklan cemaate kaydirmakLl. Aynca, millet sisteminde ya-
p1lacak reformun onlan, haklan hukumetlerin statulerin-
den ziyade kendi yap1larmdan ve iradelerinden dogan sna-
dan inane; tarikatlan haline getirecegi ac;;1kt1. Reformlar
yap1ld1g1 taktirde kendi otoritesini guc;;lendirecegi halde
Osmanh hukumeti ba?lang1c;;ta milletlerin temel geleneksel
yapilanyla oynamak konusunda isteksizdi. Zamanla, Avru-
pa devletlerinin ve kendi H1ristiyan ona sm1flannm bask1-
lanyla Osmanh hukumeti, milletleri s1radan inane;; tarikat-
lan haline getirecek olan reforrnlan kabul etmeleri yolun-
da zorladi. Bu reform c;;e?itli etnik-dini gruplann birc;;ok ke-
simini birle?tirdi ve aralannda dinle ilgisi olmayan ulusal
kolektif kimlik ruhunun dogmasuu dolayh ?ekilde yurek-
lendirdi ve ulus olu?um surecini h1zland1rd1.
Ortodoks milletin (Rumlar) liderleri, Sinod'un, Orto-
doks millet meclisinin ve onun ha? icra ve yasama orgam-
nm a?ag1daki ?ekilde dag1t1lmas1 da dahil olmak uzere ya-
p1lan butiin degi;;ikliklere ;;iddetle kar;;1 c;;1ktilar. 12 uyeden
olu;;an (bir inam?a gore 12 havarinin benzeri) eski Sinod

I 270
r (oll-Etnisitcli Ulusallili D1~1 Islam Devlctinde Etnililili Sorunu._.

l 764'ten beri Patrikhane makam1 tarafmdan surekli olarak


roplamrd1. Fakat ?imdi Ferman yay1mlanmadan (padi?a-
hm kararnamesi), Fuad Pa~a tarafmdan onceden bilgilen-
dirilmeden (veziriazam), Patrikhane'nin talebi olmadan,
Kilise uyanlmadan ve daha da kotlisu yeni Sinod'un varh-
g1m kutsayacak yeni bir hukum getirilmeden lagvedilmi?-
tir. .. Olup bitenlerin ne anlama geldigini bin;:ok ki~inin
anlamad1gmdan yakman yorumcu, "Butun Ortodoks ce-
maatin Kilise'nin dokunulmazhgma kar?I giri?ilen bu eyle-
min ag1rhg1 altmda ezildigini ... Kilise'nin ayncahklannm
yalmzca lagvedilme nedeniyle degil, fakat bunun Patrikha-
ne'nin talebi olmadan yap1lm1? olmas1 yuzunden ihlal edil-
mi? oldugunu ... " one surmu~tlir. Irk ve milliyet fikrine da-
yandmlm1? milliyet<;:iligi kmad1 ktan ve Patrikhane, yani
Ortodoks milletin sozcusu ve temsilcisinin kendi c;;oklu-
etnik yanda?lanna kar?I dilleri ya da milliyetleri nedeniyle
hi<;:bir aynm yapmad1gm1 one surdukten soma Patrikha-
ne'nin bu <lava savunucusu sozlerine, kilisenin ve onun
varolu? nedeni olan milletin eski statlisunun devam ettiril-
mesini isteyen gu<;:lli bir taleple son vermi~tir:

Hir; kirnse ak1lhca yap1hm~ dogru reformlara kar:;?I pk-


maz ... fakaL reformu yapanlar lstanbul'da gerr;ekten zay1f
bir kilise ve belli arahklarla toplanan bir sinod mu gormek
istiyorlar? (Eski sinod millet uzerinde rnuhte~em ve kahc1
otoritenin sembolu olarak surekli rnevcuttu.) Hukumet
gen;ekten de istedigi zaman toplarna hakln olan bir meclis
(milletin yeni idare orgam) ve isle<ligi zarnan yapmak iste-
digi degi~iklikleri yapacak bir rneclis mi istiyor' Patrikha-
ne'yi milli 6zelliklerinden (gen:.;ekte evrensel Hiristiyan Or-
todoks) s1ymp, burun ayncahklanm elinden ahp, onu yal-
mzca bir ulusun :;?efi haline mi getirmek, yani yalrnzca Is-
tanbul piskoposu mu yapmak istiyor? Avrupa bu olaylann
6neminin ayirdma varmah ve H1ristiyan $ark'ta yuzy1llard1r

I 271
Osmanlt'da Degi~im, Modcmlc~me vc Ulusla~ma
,
'

bize emanet edilmi~ en kutsal miras1 aynen korumam1z1


saglayacak ~ekilde Patrikhane'nin yarchmma ko~mahd1r. 8

Biuun bu takpler dikkatc al mmad1 ve Ortodoks milletin


ba~1 ve sozcitsii olan Patrikhane kilisenin gu~suz ba~1 hali-
nc getirildi ve milleti ise kendi ulusal kiliseleri olan ~e~itli
uluslara bolundo. Ulus-dcvlct fikri, eski kendi kendini yo-
neten ozerk milletin tcmcllcrini kokunden degi-?tirmeyi
a111ac;lam1~ olan reform harekctiyle daha da gu~lendi.
Yukandaki fikirleri desteklcyen en somut orneklerden
biri Bulgar etnik bilinc;lenmesinin ortaya ~1k1~ tarihidir.
Bulgarlar lstanbul'daki Ortodoks Patrikhanesi'nin bir par-
c;as1yd1 (aslmda Ruslarn baz1 onemli misyonlar gondermek
de dahil olmak Ozcre Onodoks Kilise'sinin yukseli-?inde ve
yayilmasmda onemli rol oynan11~lard1), Onsckizinci yuz-
yilda Bulgarlar yogun bir llelcnle~tirme kampanyasma ma-
ruz kaldrlar. Bu arada lstanbul, Odesa vc Tuna limanlann-
da ~e~itli Bulgar ticaret kolonileri ac;ild1. Baz1 llulgar tuc-
carlar Helenle~tirildi, fakat ticaretc yeni ba~lamJ-? ve kendi
vatanlan ile temaslanm hala korumakta olan bir k1s1m liic-
carlar Bulgar Kilisesi veya piskoposlugu kurulmas1 i~in ki~­
kirtmalarda bulunmaya ba~ladl. 1870'ten soma, padi~ahm
onay1yla bir kilise 1esis eclildi ve Bulgarlardan piskoposluga
kaulma ya <la lsLanbul'daki Patrikhanc'yi lamma arasmda
Lercih yapmalan istendi. lki kilise arasmda se~im yapmak,
<lilleri Bulgarca oldugu vc digerleri Rumcay1 kabul ettikleri
i~in etnik bir tercih anlamma geliyordu. Etniklik c;;ogu du-
rumda ki~isel bir tercihti ve babalan Sirp olan iki erkek
karde~ten birinin Bulgar, digerinin ise Rum olmas1 bunun
bir ornegidir.9
8 llf!tiln altn11lar Frnns:1 D1~i~ltri Bakanh~1 an;ivlcrinde bulunan uzun bir ra-
pordandlr: Mrmc•irsrcr Llornmcurs (Turquit), 11. c. (1867), s. 14-103.
9 Kcmal II. Karpul, "The Ml'rnoirs of N. Batzaria: The Young Turks and Nati-
onali!im", lt11rm<1lionc:1! Jo1em<1I c1f Middk East Studies, VI, No. 3 (Temmuz
1975), s 276-99.

272
IV. SONU~

Birkac,: bzelligi vurgulayarak bilirmek istiyorum.


1. Onsekizinci yuzyildan yirminci yuzyila kadar suren
cmik kimlik belirleme donemi boyunca, Musluman grup-
lar, Musluman ummetin mensubu olmak ?eklindeki lemel
politik kimlikleri etnik baghhklanmn usllinde oldugu
ii,:in, elnik bilirn;:lenmenin on plana i:;1kmasmdan pek etki-
\enmediler. 1878'den sonra, Osmanh hukumeLi yalmzca
Avrupa'mn !slam topraklanna dogru yayilmasma kar?l i:;1k-
mak i<.;in degil aym zamanda ii:; dayam?ma ve birligi guc;:-
lendirmek ic;:in devlelin Musluman bzelligini vurgulamaya
ve Muslumanlar arasmda dayam?ma c,:agnlan yapmaya
ba~ladJ.
2. Muslumanlar arasmdaki etnik geli?meler yirminci
yuzy1! ba?lannda ba?lad1 ve once 1919-23 doneminde Turk
milli devletinin kurulmas1yla sonui:;land1. Balkanlar'daki di-
ger ulus-devleLlerden bnemli ok:ude farkh o\an Cumhuri-
yet Turkiyesindeki etniklik sorununun aynca ele almmas1
gerekir ve bu i:;ah?manm d1?mda kalan bir konudur.
3. Osmanh DevleLi eLniklik konusunu i:;ok iyi i:;ozen
geleneksel !slam ilkelerine dayanarak etnik gruplan ba?an-
h bir ?ekilde yonetti. Aslmda, Osmanh Devleli'nin uzun
sure var olmas1 k1smen etnik <;atl?malardan kapnmI? ol-
masma alfedilebilir. Etnikligi siyasi bir etmen olarak etki-
siz hale geliren bir politika izlemi?lir.
4. Avrupa'mn artan askeri, ekonomik ve politik nufu-
zu Osmanh Devleti'nin geleneksel etnik politikalanndan
vazgei:;erek, H1ristiyanlar a<.;1smdan elniklik iizerinde olu?-
turulmu? Avrupa politik yapilanma sislemini benimseme-
sine neden oldu. Bunun sonucunda Osmanh Devleti'nin
dag1lmas1 etnik rekabetlere, kan dokulmesine, <;all?malara
ve surekli hale gelen huzursuzluklara yo! a<;ll ve eski Os-
manh topraklannda halen bu durum suregelmektedir.

273
Milletler ve Yurtta~hk:
Osmanh Sonras1 Donemde Ulus ve
Devlet Uyu~mazhg1n1n Kokleri
~

Girl~: Genel Goriinum

Ondokuzuncu ve yirminci yuzy1llarda Osmanh Devleti'nde


once Hiristiyanlar, daha soma da Muslumanlar arasmdaki
ulus olu~um sureci onemli ol<;;iide millet sisteminden kay-
naklanan sosyoetnik yap1 ve dini kimlikle ~ekillenmi~tir.
Yeni olu~an devletler kendilerini toprak baglanndan kay-
naklanan laik yurtta~hk ve tarihsel amlarla bOtunle~tirmi~­
ler; bunun yam sua bir ulus olarak varolu~lanmn nedeni
olan grup kimligi, i<;; bOtOnluk ve sosyopolitik degerleri
millet sistemi i<;;inde edindikleri uzun deneyimlerle belir-
lenmi~tir. Etnik-ulusal kimlik baglammda milliyet ozOnO
millet sistemindeki dini-cemaat deneyiminden ahrken laik
bir kavram olan yurtta~hk toprakla belirlenmi~tir. Balkan-
lar'da ve Ortadogu'da, ortaya <;;1k1~ nedenleri boyok ol<;;Ode
laik devlet fikrinin dini millet kavramma uymamasma bag-
lanabilecek olan ulus-devletleri engelleyen siyasal, sosyal
ve kOltOrel bunahmlar millet felsefesinden kaynaklanm1~-

I 275
Osma11l1'da Dcgi~im, Modcmlc~mc ve U1us1a>ma

llr. Bu nedenle, c:;ozumlemeler sonucunda, bu bolgelerdeki


devlet ve ulus olu~mnu ~eklinde izlenen iki yanh sii.recin
iki l'arkh yol izledigi, yurlla~lik ve milliyctin uyumsuz hi.
\imde kalt.l1g1 vc zaman zaman birbiriylc ~cli~1igi ulus.
dcvlrtler yaramg1 soyknebilir.
Bu ncdcnle. Osmanh Devlcti'ndcki ulus nlu~tununu
incelerken yaln1zca devlct ik ulus arasrndaki ikilemi anla-
mak i~·in degil, aylll zamanda Balkanlar'da vc Ortadogu'da
ulus ~ahlonu i<;inde ortaya c,;tkan ulus-devle1leri11 sosyokti1.
1f1rel l1zelliklcrini derinlemesine dcgcrlcndirmek ir;in mil-
let sislemini incelemek gerekir.
Millet sistemi, Osmanh Devleti'nin yonetimi altmdaki
c,;e~itli dini-etnik gruplann yap1lanmalanm ve kulturlerini
dikkate alma c,;abalanmn dogal bir sonucu olarak zaman
ic:;inde ortaya <;1k1m~t1r. Bu sistem, bir yandan bu cemaatle-
re belli olc.;ude dini, kulturel ve etnik SL'lreklilik saglarken
cligcr yandan onlann Osmanh idari, ekonomik vc siyasal
sistemiyk btHi'lnle~me!erini sagbmt~ur. Etnik-dini gruplar
bir yarn.Ian kcn<li kiilturlerini ve dinlcrini korurken 01c
yandan ya~amm diger alanlannda surckli var olan bir "Os-
manlila~Lmna" sorecine maruz kalr111$lard1r. Bu nedenle,
onyedind ve onsekiz.inci yozy1llarda Osmanli topraklann-
da scyahat eden yabanulann haz1 holgeler ve cenrnat!cr
arasmda nt'den derin adcL, dil ve din farkt ile ekonomik,
sosyal ve siyasal gorunum ac;1smdan aym olc;ude benzerlik-
ler gozlernledigini anlamak zor degildir.
Millet sisterni once din, sonra da s1khkla dil farkhhk-
lan gosteren etniklige dayandmlm1~ bir sosyoekonomi ve
cemaat c:;er<;evesidir. Din her millete evrensel bir inarn;: sis-
temi verirken, elnik ve linguistik farkhhklar iki Htristiyan
milletin kendi i<;:inde bolumler ve alt bolumler olu~turma­
sma yol ac;m1~t1r. Dolay1s1yla, Onadogu'da grup kimliginin
61\'ii.tii. olan din ile etniklik arasmdaki yakm ili~ki korun-
mu~ ve Osmanh sisteminin ihtiyac:;lanna o ~ekilde uyarlan-

276
r Millctler vc Yurtta~lrh: Osma11lr Sonras1 Diincmdc Ulus ve Devlet ...

rni;;ttr, ki ummet sosyal tarih ara;;t1rmalannda oldukc;:a 02 _


gun bir kurum haline gelmi?tir. Din, di!, cemaat, etnikhk
ve aile milletin sosyokultu.rel dokusunu olu~turdugundan
tz1saca incelenmesi gerekmektedir. lnanc;: sistemindeki ce-
111aat olgusunu ve ailenin ustli.nlugunu kutsam1? olan din
her milletin ba~ papazmda, yani Patrikhane'sinde ve so-
nuc;:ta yoneticisinde, yani padi?ahta en list noktasma ula-
;;an bir yetki hiyerar?isi ;;eklinde i;;lemi'.?Lir. Dil ise millettc
)lem ileti?im yolu hem de etnik alt bolunrnelerin belineci
olarak gori.i.lmfr;; ve linguistik farkhhklar onsekizinci yuz-
ytlda sm1rh olc;:ude de olsa politik onem ta?1maya ba;;larn1~
ve Rumca, Ortodoks milleti Helenle;;tirmek ic;:in ara<;; ola-
rak kullamlmaya ba;;lamm;;llr. Errneni milleti yalmzca
ozel yap1s1 nedeniyle degil, aym zarnanda dilini diger alt
gruplara yaymak amac1yla ic;: hiziple;;meyi yaygmla?Urm1;;-
l!L
Cemaat milletin temel yap1sal birirniydi ve ccmaat ol-
madan milletin varolu;; nedenini anlamak gu<;;ti\. Temel
olarak aym inanca bagh insanlardan olu;;rnaktaydi. Cerna-
at sosyal ve idari bir birim oldugu kadar dini bir topluluk-
tu. Cemaat liderligi en alt seviyede, yani koylerde ve ;;chir-
lerdeki mahallelerde bir din temsilcisi, papaz vc cernaatin
kendi idari amiri genellikle de onde gelen bi.r sivilden olu-
;;urdu. Papaz cemaatin ruhani lideri ve cemaatle daha list
cluzeydeki dini yetkililer arasmda arac1 olarak gorev ya-
pard1. $ehir <luzeyincle cemaat liderleri liderlik kademesi-
nin ikinci tabakasm1 olu;;tururlard1 vc yalmzca ii.st duzey
Osmanh yetkilileriyle baglanulanndan dolay1 degil kendi
list duzey yetkilileriyle olan baglantilan dolay1s1yla buyuk
bir nufuz ve yetki sahibiydiler. Aynca, vergi toplama yet-
kisinin onlarda olmas1 ve bundan saglad1klan refah ve
dcvlet topraklanrnn ekip bic;:enlere dagnilmas1 yetkisini ta·
?tmalan da onlara nufuz ve zenginlik saghyordu. Osmanli
ycinetimiyle giinluk ili;;kilerindc cemaatlerini temsil eder-

2Tf
Osmanli'da Degi~im, Modemlesmc ve Ulusla~ma

lerdi ve cemaat ic;:inde dozen, guvenlik, vergi toplama vs


gibi konulardan sorumluydular. Yukumloloklerini yerin~
ge1irebilmelcri i\in papazlann ccmaat mensuplany!a ileti-
~im kurmalan :?art oldugundan yerel dili konu~abilmeleri
yere( 6rf VC adeticrc uygun hareket etmeleri gcrekirdi. '
Dolay1s1yla, cema:Hin kolck1if tcmsilcisi ve yen:l etnik
kc11Ltirel ve linguistik ozellikleri toplayan yap1 olarak
onemli bir rolo vard1. Linguistik, etnik ve dini asimilasy 011
kun:sel degil yerel cereyan ederdi ve <;ogu durumda <;ogun-
luk grnbun etkisi alun<la olmak Ozcre gonullolok esas1yla
i~lerdi. Osmanil yonetimi ahmda hir<;ok Tork kabile bu di-
li konu~an <;ogunluk grupla hir arada ya~ad1klanndan ana
dilleri olarak Arapc;:a, Fars<;a, hatta Kurtc;:eyi benimsemi~­
lerdi.
Aile, cernaatin temeli oldugu kadar kultOrO koruyan
ve nesilden nesile ileten en bnernli kururn durumundaydi.
Yapilan son ara~l!rrnalar ailenin gerc;:ekten de degerleri ve
koltoro muhafaza eden ve nesilden nesile gec;:iren ba~hca
kurum oldugunu gostcrmi~,rir. Millet sistemi aile ile cema-
atin kayna~masmdan yana harekct etmi~ -cemaat daha bt.i-
yC1k hir aile olarak g()rult1yordu- vc bu amac;la bclli bir gru-
bun kokleri derinlcrde olan etnik kirnligini ve gelenckkri-
ni korumak ic;:in saglam temeller olu~runnu~tur.
Osmanhlar, Balkanlar'da halk1 belirgin politik-ulusal
baghhklar geli~tirmi~ devletlcrden ziyade, sckizinci yuzyJl-
dan omu:;uncu yuzytla kadar bolgcyi kas1p kavuran, kcndi-
lc.rini yo net mi;; <:e~it!i l1a11cdan lann, act sava~larm, i;;galle-
rin ve go<;lcrin andanm La$tyan ~ehirli vc k1rsal cemaal
gruplan dcvralm1~lard1r. Osmanh hukumeti kendi yt"meti-
rninde ol<lnlann siyasi arnlanm silmek ir.;in degil, aym za-
manda hizip<;iligi vc huzursuzlugu engellcmek ic;:in cski-
den ornlan yonctmi~ o lcm hanedan \arm ahfadm 1 bi! im;li
bir ~ckilde ortadan kald1rmaya r.;ah;;m1~11r. Ozctlenecek
olursa, millet sistemi inancm. evrenselligini vurgulam1~ ve

I 27s
I
Milletler ve Yurtta~lth: Osmanl1 Sonras1 Donemde U!us ve Devlet. •.

onlan yok etmeden etnik ve linguistik farkhhklan geri


plana itmi~tir. Osmanh hukumetinin izledigi politikalar
cernaatin sosyal ve ekonomik hayatm1 koklu bir ~ekilde
etkilemi;;tir, fakat cemaat kiiltiirel ve dini ya~am1m degi$-
tirrnemi$tir.
En akut haline ondokuzuncu yuzy1hn ikinci yansmda
ula$m1;; olan ulus olu$umu siireci (,'.e$illi ekonomik ve sos-
yal degi$ikliklerin ve yetki kavrammdaki degi$imin sonu(,'.-
!andrr, dolay1s1yla hepsi kendi ba~ma onemli oldugu i(,'.in
burada Wmuyle aynntth olarak ele almamaz. Toprak kul-
lannn sistemindeki degi$ikligin, idari reformlann ve bun-
lan miiteakip cemaat liderlerine verilen yeni sorumluluk-
larm, mulk sahibi gruplann artmasmm ve Musluman ol-
rnayan cemaaLlerden baz1lannm belli bl<,'.iilerde ekonomik
canhhk kazanmasmm din adamlannm otoritelerini zay1f-
laltlgm1 ve bu gruptan olmayan halktan papazlann gucii-
nli arttrd1gm1 soylemek yeterlidir.
Geleneksel milletler ve cemaatler sisteminin dagtlma-
s1, aileyi, eski donemden geriye kalan ve yaplSlm bozul-
madan muhafaza eden yegane birim haline getirrni$tir. Ai-
le kendi cemaatinin dini degerlerini, etnik ve linguistik
ozelliklerini yansitan temel sosyal birirn haline gelmi~,
bbylece bireyler bu yolla bblgesel diizeyde geni~ ve dag1-
mk durumdaki ~ehir Lopluluklanrn ve etnik gruplarla bag-
lantilanrn siirdurebilmi$lerdir. Bir ba$ka deyi;;le, millet
nufuzundan kurtulan birey, aile i(,'.inde korudugu etnik
degerleri, kulturu, gelenekleri ve diliyle yeni olu$mu;; olan
sosyopolitik birimlere -~ehir topluluklan ve uluslar- bagh-
ltk ve bir kimlik duygusu geli;;tirmeye ba~lamt$tlL Diger
yandan, Osmanh hukiimeti bu geli7melerin mant1ksal
dogrusunu izlemek yerine Avrupa devletlerinin bask1lan-
nm etkisi altmda, ozerk birimler olarak ortaya (tkmava
ba7layan etnik-dini gruplan resmen tarnyarak ve onlan k-
deral sisteme benzeyen bir sisteme dahil ederek onlaia Os-

j 279
Osmanl1'da Dcgi~im, Modcmlqmc vc Ulttsla~ma

manh kimligini veya vatanda;;hg1m dayatm1;;tir. Bunu Ya-


parken, bu milliyetin dini, etnik ve bolgesel Lalepleri ve ba-
z1 etnik gruplarda olu;;maya ba;;lam1;; olan ulus bilincini
ternsil edip edemeyeceklerini dikkate almam1;;t1r. 1860'lar-
da Osmanh lmparatorlugu'nun milletlerin reformlanm fii-
len desteklemi;; oldugu, aynca her grubun dini ve kulturel
ozelliklerini dini ve kulturel hak ve ozgurluklerinin bir
pan;:as1 olarak resmen kabul etmi;; oldugu bir gen;:ektir. Fa-
kat bunu yaparken geli;;mekte olan yasal laik devlet kavra-
m1 ile kokleri bu dini kimlikte olan milliyet<;:ilik fikri ara-
smdaki uyu;;mazhg1 ve giderek buyuyen c;:at1;;may1 c;:bzmeyi
du;;unmemi;;tir. Eski gunlerde milletler, politik ve dini-
kulturcl sistemler birbirinden bag1ms1z olarak bir arada var
olabildigi ic;:in Osmanh politik sistemi ic;:indeki muhtelif
toplumsal gruplann dini, etnik ve klilturel bzellikleriyle
uzla;;may1 ba;;arabiliyorlard1. Osmanli Hiristiyanlan arasm-
da ondokuzuncu yuzy1lda ortaya c;:1kan ulusal devleL fikri,
politik sistem ile dini-ulusal kulturun bir cligerinin ifadesi
olmasm1 gerektiriyordu. Ulus-devletin bzunde kulti:irel ve
politik sistemlerin birliginin yatt1g1 rahathkla soylenebilir.
Yine de Bau'da ulus-devletin dogu;;u ile Guneydogu Avru-
pa ulus-devletlerinin ortaya c;:1k1;;lan arasmda belirgin fark-
hh k vard1r. Bau'da ulus, krahn Kilise'nin otoritesine kar;;1
haklanm vurgulamak ic;:in kendi linguistik ve kulturel
ozellilerini on plana c;:1kararak olu;;rnu;;tur. Guneydogu Av-
rupa'da ise Hiristiyanlar, Musluman padi;;ahm oynad1g1
rolle ilgili dini farkhhklanm vurgulayarak ulusal devlet ol-
rnay1 talep etmi;;lerdir. Bu suretle, din, ulus olu;;lannm te-
rnelini te;;kil etrni;;, Balkan devletlerinin ulusal kirnligini
belirlernede diger kulturel, etnik ve tarihi etrnenler rol oy-
namasma ragmen, bilinc;:li veya bilinc;:siz bir ;;ekilde din, ge-
ne! anlarnda Osmanh Devleti'ni ve Turkleri ve bzel anlam-
da kendi kimliklerini renklendirmeye devarn etrni;;tir.

I 280
Millctlct vc Yurtta~lth: Osma11lt Sonrns1 Doncmdc Ulus vc Dcvlct ...

Bu ara?tlrma yaz1smdaki gozlemler, bu.yuk olc;ude,


degi?imleri Yakmdogu'daki diger Musluman milletlerin-
kinden once ba?lam1? olan Ortodoks millet ba?hg1 altmda
Balkanlar'da ya?ayan Musluman olmayan gruplarla ilgili
0 Jacaktir. Musluman millet olarak tammlanabilecek olan
grubun yap1s1 ve i?levleri, ozellikle politik ve sosyal goru-
nu?li H1ristiyan ve Yahudi kar?1hklanndan farkh degildir.
Ozellikle ondokuzuncu y1izyil sonlarmda ve yirminci yuz-
yil ba?larmda ortaya c;1kan c;e?itli sosyal, politik ve ekono-
mik bask1lar, Musliimanlar arasmda, ki?ilerin kuluirel ve
buna bagh olarak politik gorunumunu belirlemesinde ai-
lelerin ve cemaatlerinin et kilerine zarar vermeden farkh
evrim bic;imleri olu?Lurmu?tur.

tlk Donem Millet Sisteminin Yap1s1

Ilk donemlerde milletlerin tarihi ve yap1s1 konusunda ya-


pilan geli?iguzel bir ara?tlrma, bir bnceki bblumde din ile
etniklik arasmdaki ili?ki konusunda ileri surulen gon:.1?leri
desteklemektedir. llk onemli millet, yani Ortodoks milleti
l 454'te kurulmu? ve Ortodoks I-liristiyanlan Bizans impa-
ratorlugu'nun en gi:1c;lu oldugu donemden itibaren ilk kez
olmak uzere tek bir dini otorite altmda toplam1?llr. Patri-
gin sec;iminin padi?ah tara[mdan onaylanmas1 gerekmesi-
ne ragmen, bu milletin kendine ozgu haklanm ve ozgur-
luklerini etkilememi?tir. Bizans doneminde hukum suren
dururnun tersine Patrik, lmparatorun sad1k kolesi olrna
durumundan kurtulrnu?, fakat kendi yanda?lan konusun-
da tarn yetkili hareket etmesine kar?1hk padi?ahm burok-
rasisinin mensubu olarak kabul edilip sayg1 gormti?Llir.
Din adamlanmn kilise orgi:.ltu, okullar ve hukuk ve yarg1
sistemi uzerinde kontrolleri vardi. Vak1f mallan ile <tym
statude olan kapsamh Kilise mulklerini idare etmi?lerdir.
Bu ekonomik guc;le, Ortodoks Kilisesi, Sultan 11. Meh-
281
Osmanlt'da oegi~im, Modcmle~me ve Ulusla~ma

med'in (145 1_8 1) kendilerine vermi~ oldugu esas yetkiyi


kendi anlayi~Ianna gore yorumlayarak cemaati, kiliseleri
ve okullan uzerinde yetki kullanm1~lard1r.
Padi~ah, Ortodoks millete kapsamh kulturel oz-
yonetim olanag1 verirken buyuk bir olas1hkla birlik kar~n­
lanni odullendirmeyi ve birlikc;:ilerin yureklerine korku
salmay1 amac;:layan politik mdegerlendirmelerden yola c;:1k-
m1~ olabilir. Gerc;:ekten de II. Mehmed, Papahg1 ve Vene-
dik'i ba~ du~manlan olarak gorrnu~ ve bunlann Balkan-
lar'daki H1ristiyanlar arasmdaki nufuzlanm etkisiz hale ge-
tirmek ic;:in her yolu denemi~Lir. Ortodoks milletin olu~ma­
s1 ve Birlik kar~lll partinin ba~1 Georgios Skholarios'un (II.
Gennadios) l 454'te Patrik olmas1 diger milletlere brnek
te~kil etmi~tir. Yine de millet sistemi, sonuc;:ta Osmanh
Devleti ic;:in anayasal c;:erc;:eve olu~turan II. Mehmed kanun-
larmm ana unsurudur ve reformlar donemine kadar res-
men muhafaza edilmi~tir. II. Mehmed'in gerc;:ek millete ta-
md1g1 haklar ve ozgurluklerin sure smm olmadan verilmi?
oldugu ve bu nedenle yenilenme, iptal edilme veya smir-
lanma olmaks1zm milletin kendi yap1sal ozelligi haline gel-
digi bnemle vurgulanmas1 gereken bir konudur.
Kendi PaLrikhanesi ile Ermeni milleti 1461 'de, Yahudi
milleti ise daha sonra kurul mU?lur. Bu suretle, Rumlar ve
Ermeniler Bau'da ve Dogu'da hakim durumdaki H1ristiyan
gruplar olarak gorunmu~lerdir. Daha eski Ermeni ve Orto-
doks Patrikhanelerin varhg1 bir tarafa, ls1.·;1hul'daki Patrik-
hane ba~kenue bulunmas1 nedeniyle bncclik kazanm1~t1r.
llk bak1~ta, Rumlara ve Ermenilere ozel temsil statusu-
nun verilmesi bu iki etnik grubu digerlerinden daha usliln
bir konuma getirmi~ gibi gorunmekle birlikte, gerc;:ek bu
degildir. Onsekizinci yuzy1hn ortalarma kadar Patrikler,
sosyal ve etnik olarak hepsi birbirinden farkh olan millet-
lerdeki pozisyonlanm ancak evrensel inane;: unsurlanyla
koruyabildikleri ic;:in etnik kokenleri ve dillerinden ziyade
!
I 282
r Millctlcr ve Yurtta~hk: Osmanli Sonras1 Donemdc Ulus vc Devlet. ..

inancm evrenselligini vurgulam1~lard1r. Fakat cemaatle


her gun bir arada olan list kademenin altmdaki din ve ce-
maat !iderleri genellikle belli bir bolgede hakim durumda
olan etnik gruptan olurlardi. Ortodoks H1ristiyan milletin
ust kademesi Rum oldugu i<,;in gozlemcilerin c;;ogu alt ka-
deme din adamlannm da Rum ya da Helenle~tirilmi~ biri
oldugunu du~unurler. Ortodoks Kilise'den "Rum" olarak
sbz edildigi dogrudur; fakat onsekizinci yuzy1lm ikinci ya-
nsma kadar bu terimin ulusal baglamda hic;;bir bnemi yok-
tu. Alt kademe din adamlan genellikle hizmet verdikleri
etnik. ve linguistik cemaatlerdendi. Ornegin, lstanbul Er-
meni Patrigi Magaleye Ormanyan 1896'tan l 908'e kadar
olan durumu a~ag1daki ~ekilde anlatu:

Rum ve Ermeni olmak uzere iki patrik bu yolla Dogu'daki


iki buyuk Ortodoks H1ristiyan grubun ba::.;lan oldular. Bu
bolunme irk ve milliyet du~uncelerinden bag1ms1z olarak
inane.; esasma gore olu~turuldu. Butun Ortodoks cemaatle-
ri, yani Rumlar, Bulgarlar, Sirplar, Arnavutlar, Ulahlar,
Bogdanhlar, Ruthenler, Hirvatlar, Karamanhlar, Suryaniler,
Melkitler ve Araplar Rum Patrigi'nin yonetimi altmda ken-
di ~ef1crinin liderliginde birle~mi~lerdir. Errneni, Suriyeli,
Keldari, K1pti, Gurcu ve Habe~lerden olu~an Ortodoks ce-
rnaati ise kendi ~ef1eri ba~kanhgmda Ermeni Patrigi'nin yo-
netimine girmi~lerdir. 1

Henry Luke da durumu net ve kesin terimlerle anlatm1~­


llr:

Reaya bir milletin mensubu degilse bir sivil statD.su de yok-


tur ve aslmda bugunku milliyetsiz bir ki~i gibi olur. Fakat
sistem ic.;in kuc.;uk H1ristiyan kiliselcri kapa11lmahd1r. 2

Malachia Ormanian, Thi' Clau cl1 of Armenia (Londra, I 955), s. 61


2 Sir Harry Luke, Tile Old T11d1cy and 1/1c New (Lomira, 1955), s_ 96-97_
Aslmda, din adma dahi yapiln11~ olsa, cemaaLin etnik ve
linguisLik bc11unlugunden hcrhangi bir sapma tepki yarata-
,
bilir ve inarn; birligini bozup, onsekizinci yi1zy1lda Ono-
doks Patrigin mcvcut etnik ki\isele.ri ve dini okullan He-
lenle~tirerck Bizans'1 canlandinnaya <;altsuktan soma ol<lu-
gu gibi Kilise'nin otorilesini zay1riaLabilinli. Bu politika
Bulgarlar gibi Rumca konus1m1}1an I liristiyanlar ar?Slllda
savunma seklinde hir tepid yara11111s vc Bulgar Kiliscsi'nin
kurulmasma yol ai;m1~11r.
Millet i<;inde elnik gruplar111 ya~amlan111 sCmh\rmeleri,
lmsal (k6y) ya da $Chir 11111111kalan cemaaLleri esasma da-
yandmlm1s bir yercl idari sistemle dolaylt olarak leminat
aluna almnus ve gii<;lendirilmis1ir. Bcliriildigi gibi, milleti11
1cmcl yaptsal hirimi aileyi csas alan ccmaauir ve cemaaL
her seyin C1zerindc aym inanc1 paylasan ve ay111 dili konu-
san insanlardan olu~an kmum anlamma gelir. Ycrcllik
kcndi lidcrleri olan hirka<; farklt cemaati ic;crehilir, fakaL
ki'>ylcr gencllikle tck bir cemaaucn olu~ur.
Ba~lang1c;ta, Osmanlilann fct hinden sonra, baz1 l ltristi-
yan scnildcr hilliin holgeyi ic;ine alan idari ve askeri gorev-
lcr C1s1 lenmi~lerdi, fakat onalt 111c1 yiizytlc.lan sonra bu so-
rumluluklar yava~ yava~. duzenin saglanmas1, vcrgi t0pla11-
111as1, tist makamlarn bilgi verilmesi, orc.lunun bt'>lgcden
ha~ka gorcvlerc gidi~i s1ras111da ikmalinin yaptlmas1 gibi
ccmaat i~lcriyle s1111rl1 hale geldi. Onahmct yl1zyilm sonla-
nndan itibaren one.le gclcn H1ris1.iyan aileler ya lslamiye1'i
kabul cdip zrnginliklerini vc us1un konumlanm kaybcui-
lcr ya da ha~ka yerlere gC><,: ettilcr. Bazt <wneldcrde cski li-
derlerin akrnbalan olan cemaat lidcrlcri, c;ogu durum<la
kendi yerel toplumlan11111 all tabakalarmdan gelcn ki~ilcr­
di. Konu~ulmakta olan dile ve idari alt~kanlildara gi>rc, ge-
ncllikle papaz ya da primkur olarak adlandmlan bu ki~iler
knez, voyvoda, primkur, protogcros vs. gihi unvanlarla da
a111l1rlard1. Daha sonralan, Tiirkc,:c yayg111 hi<;imdc konu~u-
, M1llctlcr vr Y1111ra51il1: Osmm1li Sonws1 nonrnulc 1./lus vr Devi(!...

tan dil haline gcldikten soma, bu unvanlardan bazilan Os-


111anlt uygulamalanna uyarlanarak i;:orbac1 ya da kocaba~1
olarak degi~tirildi. ()rnegin, kocaba~ tcrimi ocagm, yani
cc111aa1in ba~1 anlammda kullamlan ocakba~1'ndan gel-
mcktcydi. Hfrkumet ve Patrikhane, koylerle ve ~ehirlerle
ileli~imlerindc, bunlar cemaat liderleri olarak yercl dili vc
agz1 konu~tuklanndan ve yercl halk111 sayg1s1111 ve baghli-
~101 gerektiren yOksek hir dini ve sosyal statii sahibi ol-
duldanndan papazlan ve din adamlanm kullamrd1.
Ilk yuzyrltarda dcvletin gene! idari sistemi c;e~itli etnik
gruplann daha bll)•llk politik birimler halinde yayilrnalan-
n1 da engeltemi~tir. Osmanhlarda temel idari hirim olan
l'yalet c;ok gcni~tir ve etnik sm1rlan a~an bir yap1ya sahip-
rir. Orncgin, Sofya eyalerinde Selanik, Yanya, Semendere
varchr. IJunlar, Ti.irklcr, Rumlar, Bulgarlar, Ulahlar, S1rp-
lar, Makedonyaltlar vs. gibi en azmdan bir <luzine farklt
emik grubu ic;cren on alll sancag111 yal111zca birkac;1d1r. Bu-
giin Sofya eyaleti Bulgaristan, Yunanistan ve Yugoslav-
ya'nm bolumleridir.
Bu ko~ullar<la birbiriyle ilgili birkac; ernik ya da lingu-
istik gruhu Lek bir sosyal vcya politik birim halinde Lopla-
mak ve Rum yerle~imcilerin daha toplu bic;imde ya~ad1k­
lan Pcloponncsos vcya Ege adalan gibi birkac; bolge d1~m­
da belli bir biJlgenin say1ca kontroliinti saglamak zordu.
Bu nedcnle, tcmcl millet evrensel ve ulussuzken, klrc;Ok
bir cemaatin hclirgin yerel, etnik ve li11guis1ik ozellikleri
vardl. Dolay1s1yla, millet sistemi hem dini cvrenselligi
hem de yerel ccmaatc 6zgt1 dar g<>ni~luhip;il bir arada ta~1-
d1. Dini evrensellik ile etnik-kultirrel ycrekilik arnsmdaki
dcngc, ancak ckonomik ve sos.ya! yapilanmada her ~ey yo-
luncla giuiginde, sosyal harckctlilik dll!?tik oldugunda ve
mcrkezi hukcunet mevcut durumu surdiirmc kapasiresin-
de ol<lugunda siirdurulehilirdi. Fakar bir milletin temsilci-
si dini kendi etnik grubunun amac;lar111a gore uygulamaya

I 285
Osmanli'da Degi~im, Modemlqme ve Ulusla~ma

kalkt1g1 anda c;:an?ma i;:1kabilirdi. Bir linguistik ya da etnik


grubun baz 1 kesimleri kendi cemaatinin bunyesinden ko-
pup yeni bir sosyoekonomik ve politik statU ve kimlik ara-
Yl?l ic;:inde daha buyuk sosyopolitik birimlere dahil olmaya
c;:ah?tigmda da i;:at1?ma c;:1kabilirdi.
Etnik gbru? ac;:1smdan, millet sistemi Balkanlar'daki
heterojen toplum yaptsmm bir sonucuydu. Osmanh Devle-
ti Balkanlar'daki yonetimini, be?inci yuzy1ldan onbirinci
yuzyila kadar vuku bulan Slav ve Turk goc;:leri ile bolgede
zaten ya?amakta olan Rum, Makedonya, lskit vs. gibi halka
eklenmi? c;:e?itli diller ve kulturlerden olu?mU? bir mozai-
gin uzerine in?a etti. 3 Balkanlar'da, Osmanh Devleti'nin or-
taya c;:1kt?mdan <;ok onceleri de Pe<;enekler, Komanlar, Ta-
tarlar, Karakalpaklar, Oguzlar ve Selc;:uk Turkleri gibi c;:ok
say1da Turk gruplann zaten ya?amakta olduklan kesin.
Bunlardan bazilan H1ristiyanhg1 kabul edip <;ogunlugun
konu?tugu dili benimsemi?, digerleri ise Musluman olarak
kahp kendi dillerini konu?maya devam etmi?lerdir. Bu du-
rum, Turkc;:e konu?ulan Kuzeydogu Bulgaristan'da uc;: dil
katmam -Kuzey Turk<;esi, Anadolu ve Osmanh Turkc;:esi-
ortaya c;:1karm1? ve bu, T. Kowalski tarafmdan a<;1kc;:a goste-
rilmi?tir.4 Ortodoks H1ristiyanhgm Balkan yanmadasmm
buyuk bir bolumune yay1lmasmda rol oynamt? olmasma
ragmen Bizans lmparatorlugu bu etnik c;:e?itlilikle ba?a c;:1-
kamam1? ve c;:e?itli etnik gruplann adlanyla amlan bir dizi
kilisenin varhgmdan da anla?ilacag1 gibi gerc;:ek bir birlik
olu?turamam1?tlr. Diger nedenlerin yanmda, Balkan top-
raklanndaki etnik ve dini farkhhklarla ve bunlan ate?len-
diren sosyal c;:at1?malarla ba?a c;:1kamad1g1 ic;:in <;okmli?tlir.
Osmanhlar boyle bir miras1 devralm1?lar ve buyuk bir ola-
3 K H. Karpat, "Gagavuzlann Tarihi Mcn~ei ve Folklorundan Pan;alar", /.
Uluslararasi Follllor Kongrcsi Bildirilc1 i, Ankara, 1976, s 163-178
4 Tade us Kowalski, Lt:s Tures cl la languc tu1·que de la hulgar·ie dL1 no1 J-cst, Kra-
kow, 1933
, Milletler ve Yurtta~lik: Osmanli Sonras1 Doncrnde Ulus ve Devlct. ..

sihkla bunun tehlikeli sonw;:lanm da fark etmi?lerdir.


Gen;:ekten de onbe?inci yuzy1lm ba?larmda Bayez1d'm
0 gullan Suleyman, Musa, lsa ve Mehmed arasmda ortaya
<,:ikan ve Musluman ve H1ristiyan koylulerin, Balkan-
Jar'daki toprak sahibi beyleri ile Anadolu'daki Turk soylu-
Jannm da i?e kan?malarma neden olan mucadele Osmanh
Devleti'nin neredeyse dagtlmasma neden olacakti. Balkan-
Jar'm baz1 yerlerinde Bat1h Ha<;hlar tarafmdan tesis edilen
feodal sistem ve Bizanshlann olu?turduklan yap1lanma et-
nik-dini gerilimin buyuk bir bolumunu sosyal <;at1?ma ha-
line donii.?tlirmii.?lii.r. Katoliklik hem Ortodoks Kilisesi
i<,:in bir tehdit olu?turmu? hem de BatJh ?bvalyelerin kur-
duklan feodal sistemin destekc;isi olarak gorunmii.? ve bu
sistem neticede 1440'ta Osmanh kontrolune girmi?tir. 5
Frank lordlar ile kendi koyluleri arasmda arabuluculuk
gorevi yapan yerel Rum liderlerinden bazilannm aym ka-
pasite ile Osmanh toprak sahibi beylerine de hizmet ver-
meye hazlf olduklan soylenebilir. Bu nedenle, Balkan-
lar'daki karma?1k etnik-dini-sosyal durumu yakmdan bi-
len II. Mehmed, farkhhklan gidermek ve bir ol<;ude uyum
saglamak i<;in millet sistemini kullanml?Llr.

Milletlerin ve Etnik Gruplarm Yasal Statii.leri:


llkeler ve Uygulama

Osmanh millet sisteminin anayasal temeli, Musluman ol-


mayan tek Tann'ya inanlan "kitaph insanlar" olarak kabul
eden ve onlan zimmi olarak himayesine alan Musluman
kavram1du. Osmanh lmparatorlugu'nda milletler kuram-
sal olarak zimmi kavrammm yasal c;en;:evesinde gorulmll?-
lerse de uygulamada statuleri Balkanlar'da hukum suren
5 Bu giinis i~in D.jacoby, K. M. Setton ve Hali! lnalc1k'1n eserlerine dayamyo-
rum. Ornegin, K. M Setton, "Catalan Society in Greece in the Fourteenth
Century", Essays it1 Memory oj Basil Lo1<rdas (Se\anik, 1975), s. 241-285.

I 2s1
Osmanh'da Dcgi~im, Modcmlqmc vc Ulusla)ma

linguistik ve etnik ko?ullar ve linguistik ve etnik farkhhk-


lan kendiliginden kabul eden diger lslam ilkeleri ile belir-
lenmi?tir. Gen,:ekten de lslam dini kabileci, etnik ve ulusal
grupla?malan, aile yasas1 hukumlerine uyduklan ve lim-
metin usllinlugu fikrini kabul ettikleri rnkdirde z1mnen ka-
bul etmi?tir. Aynca, Kuran'da (49:13) yer alan "ve biz siz-
leri halklar ve kabileler haline getirdik" hukmu, muminler
cernaatinde etnik, linguistik ve kabilesel farkhhklann varli-
gmm z1mnen kabul edilmesi olarak yorumlanabilir. Millet
teriminin anlam1 ulustur, fakat herhangi bir politik anlam
ic;:ermez. Benzeri hukumler Maidc suresinde de (5:45-50)
vard1r ve Yahudi ve Hiristiyan azmhklara tanmma, hatta
kendi kaderini tayin hakk1 verilmi?Lir ?eklinde yorumlana-
bilir.6
lslam dini, Musluman cemaatin, yani ummetin birligi-
ni ve politik ustlinlugunu tehlikeye atacak hic;:bir boh:.lm-
lenmeyi kabul edemez. Ommel, cernaatin Turkle?tirilmi?
bic;:imi olarak kullamlmaktad1r. Sonuc;: olarak, bu konuda
baz1 hadisler olmasma ragmen etnik ve linguistik bolum-
lenmeleri aynnt1l1 ?ekilde duzenlemeye kalkmamt? ve
Musluman yoneticilere buyuk olc;:iide sorunu durumun ge-
rektirdigi ?ekilde c;:ozme ozgurlugu vermi?tir. Osmanh hu-
kumetinin Kurtleri ve Turkmenleri Kara millet ve Boz mil-
let ba?hg1 altmda tammas1 Mt\sluman ummet ic;:inde etnik
ya da sosyal farkhhklann kabul edilmesi olarak almabilir.
Sonuc;: olarak, Osmanh hukumdarlan Musluman olmayan
Lebaalan arasmdaki etnik ve linguistik c;:e?itliligi tammak
b Al-Tabcri, Sufyan el-Taha1i, Ebu-Ubcyclc gibi Musltiman dti50nurlcr ve hu-
kuk adamlan bu konuda i;e5itli haclislere dayanarak g6ru5 ileri sormt\5lcr-
dir Roy P Mottahccleh, "The Shu'ubi)'ah Controversy ancl the Soual His-
tory of Early Islamic Iran", IJMES 7 (1976), s. 166 vd. Tanunlama, ba51a
Musli\manlar olm<1k uzcrc, ortak ikarnetgah ve dogumclan 5eccre ile bir ara-
ya gclrnis insan gruplanna uyarlanm15sa <la analoji yoluyla kitaptaki cligcr
1nsanlara da uzamr

I 288
, Millctlo vc Yurtta~ld1: Osma11l1 .So111as1 Doncmdc Ulus vc Dev/ct

ic,:in Kuran'm 5. ve 49. surelerini esas altmslard1r. Aslmda,


rni\let sistemi Osmanhlann ulkelerinde var olan emik ve
[inguistik gerc;:ekleri lslam hukumleriyle bagdawrma c;:a-
balannm sonucudur.
Durumdaki c;:eliski, millet sisteminin Musluman ol-
rnayanlan, bir yandan dini ve kulturel ozgurluklerini ta-
nirken diger yandan Musluman yapilanma ilkesi dogrullu-
stmda bir araya getirmesidir. Orgutsel ac;:1dan H1ristiyan-
lar, aynen Osmanlt Devleti'nin ondokuzuncu yuzyilda Ba-
u'nm dayattlg1 reformlan benimsemeye baslayarak "bat1lt-
lasmas1" (veya baz1 Muslumanlann one surdugu gibi
Hiristiyan adetlerine donmesi) gibi "Muslumanlastmlm1s-
ur". Osmanli hukumdarlanmn MuslOman olmayan tebaa-
lanm tek bir zimmi grubun mensuplan olarak kabul et-
mek yerine, kendilerine ozgu etnik ve linguistik ozellikle-
ri olan cemaatlerin mensuplan olarak gorduklerine inam-
yorum. Hatta daha ileri giderek, Musluman olmayanlarm
statOlerinin kuramsal ac;:1dan zimmi kavram1 da dahil ol-
mak i1zcrc lslami ilkelcrc dayandmlmasma kars1hk uygu-
lamada ki?inin devlctlc ili?kisine gore belirlemiigini soy!e-
yebilirim. Osmanlt toplumundaki sosyal scviyc clinic bag-
lanuli olmaktan i;ok (ho.kumetin ve bt1rokrasini11 durumu
farkh oldugundan ve ayn mutalaa edilmesi gerektiginden)
devlete verdigi hizmetle belirlenirdi. Zirnmi statiisu, esas
itibariyle reformlann ve sosyal degisikliklerin millet siste-
mini zay1flatt1g1 ve Osmanh halkmm bagh olduklan dine
gore az111ltklara vc «;.ogunluklara bolunmeye b~lad1g1 011-
dokuzuncu yf1zyilda Mus\O.man olmayanlara uygulanma-
ya baslandt. Bu nedenle, H1ristiyanlar daha a!?ag1 sosyal ve
poli1ik tabakaya i~aret eden reaya olarak 1a111mlanmaya
ba~landt.
llk lslarn devletlerinde zimrninin en belirleyici yasal
bzelligi, onlara uygulanan ozel vergiydi. Osrnanh Devle-
ti'nde harac;:'m (arazi vergisi daha sonra kafa vergisi ya da

f 289
Os111crn/1'da Dc,~i~im, Modcrnlc~nie vc Ulitsla~ma

cizye'ye ve onclokuzuncu yuzyllda ise askerlik hizmeti Ye-


rine odcnen bedel-i askeriye'ye clonu~tii) zimmi halkm Yal-
mzca uc;,:Le biri tarafmclan oclendigi gorulmekteclir. <:=e~itli
hizmetler yapan derbend, cloganc1 ve voynuk gibi H1risti-
yan gruplann c;:ogu Musli.!nian benzerleri gibi birc;,:ok vergi-
den muaf mtulmu~lard1r. Gerc.;ekten de Bulgaristan'm Ko-
tel, Grabova, Katorer ve Klissura gibi $ehirlerinde ya$ayan
Hiristiyanlar clevlete verdikleri hizrnetler (guvenlik, yo! ve
kopru hakum) nedeniyle vergiden rnuaf tutulmu~lardir.
Kratova, Samakov ve Teshevo gibi metal i$c;:iliginde uz--
rnanla$rnl~ digcr $Chirlere ise ozel bir vergi statiisu uygu-
lanm1$tlr. (Bu ~ehirlerin ba$lang1c;;tan itibaren Bulgar mille-
tinin dcgi$iminde ve onsekizinci ve ondokuzuncu yuzy1l-
larda Bulgar halk kiiltiirunun geli~rnesinde onemli bir rol
oynarn1$ olmalan ilgirn.;tir.) Muslurnan olrnayan kadmlar,
c;ocuklar, alil (sakat) erkekler, ya$hlar, koleler ve hukumet
hizmetindeki sec;:kin ailelerin fertleri aym $ekilde kafa ver-
gisinden rnuaf tutulmu~larcl1r. Bu ncdenle, yalmzca Muslu-
rnan olrnamanm bir ki~iye zirnmi statlisfl kazancl1racag1m
one surmek oldukc,;a zor. Ki$inin vergi odeme dururnunu
belirleyen idari konurnunun Osmanh toplumundaki ve
kendi milleti ic;,:indeki statlisunu de belirledigini soylemek
daha dogru bir tammlarna olur.
Bu konuyla ilgili eski bir Osrnanli belgesine gl'lre, Mf1s-
luman olrnayan cemaatlerin yerel ba$lan olan knez ve
primkuran'm vergi toplama, koylu kac;aklan geri getirme
(reaya) vs. gibi konularda hi!kumct gorevlilerine ve oncle
gelen ki~ilerc yardnn etmekle gorevlendirilmi$lerdir. (Bir
ac;:1klarnaya gore, knez kasabanm ya da kazanm ba$l, prirn-
kur ise koyun ba~1d1r.) Devletc verdikleri hizmet nedeniyle
vergiden (harac;,: ve ispenc,;e) ya da kendi arazileri konusun-
daki L1mar'clan (ba~tina) muaf tutulmu$lard1r. Belgelere go-
re, yukancla sozu eclilenler (knez ve primkur) hazine hiz-
metincle olduklanndan beylerin onlan beraberlerinde sava-

1 290
I
Millet/er ve Ywt1a1l1l1: Ornrnnl1 So111<1s1 Do11c111dc Ult<s vc Dcvlct ..

goturmeleri dogaldir. 7 Dolay1s1yla, Osmanh Lebaalan


'1
!rasmdaki vergi durumunun <linden ziyade devleLe verilen
hizmeLle belirlendigi goruluyor.
Bu temel prensibin dogurdugu sonu<;lar milletlerin ev-
rimini anlamak a<;1smdan hayati onem ta;;1r. I3u, vergi ode-
rne ;;eklinin belirlenmesinde ve baz1 sosyal statulerin kaza-
nilmasrnda <linden <;ok devlete hizmetin etkili olrnas1 ne-
deniyle, papazlann i;;levlerindeki degi;;ikliklerin, onlann
hiikurnetle ili;;kilerini ve kendi cemaatlerindeki stati\ ve i;;-
]evlerini dinle ilgisi olmayan bir bi<;imde etkileyecegi anla-
mrna gelir. Aslmda, ondokuzuncu yuzyilda, hukumetin
Miisluman olmayan cemaatlerden vergi toplamnas1 ve on-
Iarla ilgili diger idari hizmetlcrin yurulillmesinde giderek
daha fazla 6\<;iide papazlara bag1mh hale gelmesinden son-
ra ortaya <;1kan durum tam olarak budur.
Ger<;ek millet sistemi, Osmanh hi.iklnneti buti::rn yu-
kurn luluklerini ycrine getirebilecck, yani her sosyal grubu
kendi yerinde tuLarak sosyal uyumu saglayabilecek gu<;lu-
]i\kte kald1g1 siircce devam ellirilmi;;tir. Fakat onbc;;inci
yuzyilda kurulan klasik Osrnanh toplumu i<;eriden ve ch;;a-
ndan gelen <;e;;iLli gu<;lerin etkisinde kalmaya ba;;laymca
degi;;im ka<;1mlmaz hale gelmi;;tir. Ortaya <;1kan degi;;iklik,
cemaal liderlerini, yani ust kadcme ya da papazlan hakim
duruma getirerek ve dili, yeni ortaya <;1kmaya ba;;layan et-
nik-ulusal birirnlerde belirleyici ozellik haline getircrek yc-
rel cemaatlerdeki hiyerar;;ik duzeni etkilemi;;tir. Ger<;ekten
de Osrnanh toplumunda onsekizinci yuzyilm ba;;lannda
ba;;layan degi;;im, aile temeline dayali <;e;;itli etnik ve lin-
guistik gruplann daha buyuk sosyal ve ckonomik birimler

7 Bkz_ TKGM-KuyLtdu Kad1111c_ 57-Dcftcr-i Mufass;il-1 Liva-i Vidin Dusanka


13ojanic, Turilsi Zalwni f, Zalumi fZ XV I XVI Vclrn Za ScmcdC1evslrn, I<111Scvac-
lm I Vidinslrn O/Jlas1, BdgraL, 1974 Lelzi fotokopi, s 124. Zimmi konusnnda
hkz. H. A_ R_ Gibb vc H Bowen, Islamic Society wid Iii<' West (Londra, 1957),
c 1,s 253.

' 291
O.smanli'da Dcgi~im, Moclcnilc~mc ve Ulusla~ma

haline donO.?mesine ve zamanla bag1ms1zhk ve devlet oltna


hakk1 talep edecek noktaya gelmelerine yard1mc1 olmu~­
tur. Sonw.; olarak, gcleneksel toplumun, yani milletlerin te-
mel birimlerinin yap1sal degi?ime ugramas1 ve bunu cema-
at liderlerinin rolleri ve konumlanndaki degi?ikligin izle-
mesi genel anlamda milletlerin degi?imi olarak, bzel an-
lamda ise Osmanh Devleti'ndeki milliyet<;ilik sO.reci olarak
ai;:iklanabilir.
Kilise'nin c;e?itli "milli" gruplann etnik kimliklerini
korumalanna yard1mo oldugu ve ulusal Ronesans done-
minde kitlelerin Osmanh hakimiyetine kar?l harekete gec;-
melerinde rol oynad1g1 soylenmi?tir. Aslmda, bu ac;1klama-
nrn gerc;ek durumu tam olarak yans1tmad1g1 ac;1ktir. Mus-
luman olmayan baz1 gruplann etnik ve linguistik kimli.kle-
rini muhafaza etmi? olmalanm, Kilise'nin bilinc;li c;abalan-
nrn sonucu olarak degil de daha once ac;1kland1g1 gibi
milletle'rin etnik kultO.nln birikimi olarak cemaat ve aile te-
meline dayah yap1lanmalannm bir sonucu olarak gormek
daha dogru bir yakla?Jm olacakllr. Bu baglamda, onaltmc1
yuzy1lm ba$lanndan itibaren Osmanh Devleti'nde belirgin
politik kimligi olan ayn gruplar yaratma c;abalannrn tlimu
laiklik anlay1?I ile degil din c;erc;evesinde geli,?mi,?tir. Orne-
gin, Nestliri Kilisesi'nden Dogu Kilisesi'nin aynh,?1 1551 'de
gerc;ekle$mi,? ve 1553'te Papa II. Julius Larafmdan Keldani
Kilisesi olarak tanmm1$llr. Papahk, 1662'lerde SO.ryani Ya·-
kubi Kilisesi'nden kuc;iik bir muhalif grubun Suryani Kato-
lik Kilisesi'ni kurmasmda rol oynan11,?t1r. Dogu Rum Kili-
sesi onyedinci yuzy1lrn sonlannda kuruhnu? ve liderleri
l 724'te bo$ durumda olan Antakya Patrikligi'ni ele gec;ir-
meye kalkm1,?t1r; fakat bu giri?imi, lstanbul'da bulunan Os-
manh destegindeki Sinod tarafrndan engellenmi?tir. Alt-
milletin butun 6zelliklerini ta?1yan Maruniler l 736'da bir
anayasa kabul etmi,?ler ve Durzi lideri Fahred-din ve daha
sonralan XIV. Louis'nin himayesinden yararlanarak du-

1 292
r Millctlc1 vc Yurua~li11: Osma11l1 Sonrns1 Diincmdc Ultis ve Dcvlct

rumlanm gu<;lendirip nUfuzlanm Suriye'nin kuzeyine (Ha-


lep) kadar yay1m?lard1r. Bu aynhk\'l hareketlerin hic;,:birin-
de ulusal bir ama<; ya <la laik bir yonelim yoklur. Avru-
pa'daki laikle?me hareketi, ulusal devleti kendi otoritelcri-
ni kilisenin kontrolu c11S.mda uygulayacaklan hukuki bir
alan olarak goren sivil yoneticiler tarafmdan baS.laulm1;;ur.
Fakat mevcut linguistik ve elnik kimliklerin kasten dini
kimliklere bag1mh hale getirildigi Osrnanh Devleti'nde du-
rum bu degildi ve o\amazch <la. Bull.in bunlar onsekizinci
ve ondokuzuncu yuzy1llarda degi?ti.

Milletlerin Sosyal Degi;;hni ve


Papazlann lktidara Yukscli;;leri

Osmanh toplumu onyedinci ve onsekizinci yuzy1llarda bir


dizi ic,; ve d1S. ekonomik, politik ve askeri etmenlerin etki-
siyle koklii degiS.ikliklere ugram1S.tlr. Ondokuzuncu yuz-
yilda yaS.anan degiS.irni ve reformun yap1sm1 daha iyi anla-
tabilmek ic;,:in onaltmc1 yiizyildan sonra Osmanh toplumsal
yap1smda ortaya <;1kan degiS.iklikleri vc nedenlerini baS.ka
bir Mlumde cle ald1g1m ic,;in aym bilgileri burada tekrarla-
maya gerek olmad1g1m dliS.linuyorurn.8 Bu degiS.ikliklerin
toprak 1ahsis sistemini, orduyu, toplumsal yap1lanmay1,
cemaat yapilanmasm1 ve buna bagh olarak da milletlerin
toplumsal yapilanm ve hderliklerini degiS.Lirdigini soyle-·
rnck yeterli. Osmanh lmparatorlugu'ndaki milletler arasm-
da ulusal knmldanmalar, R. W. Seton-Watson'un hatah
sundugu S.ekilde yoneten ile yonetilenin ayn inanc,;larda ol-
masmdan degil, bu yap1sal geliS.melerin yaratt1g1 bir sonu<;

S Kc m;il 11 Karpat, An f11q11iry inlo Ilic Sncial Fou11dalio11s of Nalio11alis111 in tl11.·


01tollta11 S1a1c (Prin«rton, 1973) Avrupa'<laki Osmanh 1opraklanm11 iclari
bolumknmcsi i(m bkz I' L lncic1yan (eel 11 D Andrasyan), "Osmanb Ru-
n1clisi h1ih vc Cografyas1 .. , Guncydagu Aw~lmnalan Dcrgi,i, 2-3 (1973-H),
s 11-lil Esrrin orijinHli 1804'tc yayu11lanm1$llt
Osman/i'da Dc.'(i>im. Modcmlc~mc vc [Jlusla>ma

olarak ortaya c;tknw;;ur.<1 Inane; farkliltklan ancak milletlcr


ve ~'emaatler gerc,:ek yapilanm kaybeniktcn sonra bir sllr-
ti1::;111cvc nrden olmu~ ve onaya c,;1kan yeni lalk kul! Or ii;: in.
de Mc{slu man yt1netici ler Ue Htristiyan yo11et ilen !er aras1 n-
daki farklt11klar siyasi baglamda ifade bulrnaya ba?la1111~t1r.
Millet sistemini etkilcyen yap1sal degi7iklikler once
kirsal c7rafm yonetim kademelerine yl.ikselmesini, ikinci
olarak !;?Chirlerde yeni giri7imci-tuccar Dsl tabakalann do.
gu?unu ve D<,'Dncu olarak da laik aydm sm1fm dogw;>unu
kapsar. Yap1sal farkhla;;mamn sosyal ve politik onern ka-
zanrnas1, buyl'1k ok,:l.i<le son iki grubun once Musluman ol-
may::mlar arasmdan onaya c,;1kmasrnclan kaynaklann11?t1r.
Bunlar, ekonomik ve politik talepleri ken<li kiliscleri, rnil-
letin yap1lanma bic;;irni ve geleneksel Osmanh otorite anla·-
y1!;?1yla c,;eli!;?en laik gruplard1.
Cemaat lidcrlerinin onaltmc1 yuzyildan sonra yonctirn
kadrolanna tm11anrnas1, vergi toplama ve rniri, yani devlet
lopraklann111 ckicilere tahsisi konusundaki yuklirnlulukle-
rinin artmas1 sayesinde olmu?lur. Ayanlar ve papazlar, es-
kiden rnerkczi hukumetin k1rsal alandaki temsilcileri olup
askeri ac;;1dan ustun konumlanm s1ra<lan askcrlerc kapl!r-
rnt? olan sipahilerin ycrini alm1.?lard1r. Bu arada, gerck
Avusturya ve Rusya'ya kar;;1 surekli sava$mak zorunda ka-
lan Osmanlt ordusunun vc gereksc ?ehirle$mc sl.irecine gir-
mi? olan Orta ve Bau Avrupa devletlcrinin tanm Drl.\nleri-
ne anan talepleri, ktrsal kcsirn ve ?ehir papazlanmn zcn-
ginlik vc sosyal stali.i kazanrnalan ir;in ycni (1rsatlar yarat-
rn 1$lIL Bulgaristan'm koyun tuccarlan, yani celepleri, sos-
yal ve ckonornik ustunluk eldc eden bu k1rsal gruplann bir
{Jrncgini le$kil cdcr. Gerek Ml.islumanlar, yani ayan, C?raf

lJ Sc1011 Wa1so11, ay11c1. "Balkanlar'tlak1 hirk hakinnycrinc ka1 ~" ilk 1nuhalcfct
ll11'"\"ksluk mli11a l>aslanll, vc 11zaktaki '"' ,Onodoks 11wncm dostu olai ak
goru!mus1111" diyc yaznllsllr; bkz. R. W Se1on-Watson, The Ris<' of Na1w1w-
lil\' 111 th<' Jlt1llw11' (Lond1a, 1918), s 7

294
r Millt'tlct vc Yt111ta~lil1: Osmanl1 Sonras1 Dnncmdc Ul11s vc Dcvlct..,

ve wprak agalan, gerekse Musluman olmayan papazlann


nufuzlan, onsekizinci yuzyilda lopraklannm buyuk bir bo-
Jurnii uzerinde mcrkezi hukumetin otoritesinin c;;okli$Ull-
den sonra daha <la artm1$llr.
Papazlann esas itibariyle tanmsal uretimle ve lliccarla-
nn rnal ah$veri$iyle ugra$1yor olrnalannm yaratllg1 fark d1-
:;;mda cemaat liderlerinin yukselmesini h1zland1ran aym
ekonomik guc;;lerin etkisiyle ?ehirlerde de tliccar list sm1f-
lan olu$mU$lur. Tuccar list sm1f1 1800'den soma daha c;;ok
gayrimuslimlerden olU$lllU$ ve bzellikle uluslararas1 tica-
retle ugra$anlar olmak uzere kazand1klan zenginlik ve mo-
dern Lav1rlan nedeniyle Avrupa Licari giri$imlerinde arau
olarak ragbet gormii?lerdir.
Milletler ac;;1smdan onsekizinci yuzydda vuku bulrnu$
en i.)nemli sosyal degi$iklik kirsal iisl s1111fm dogu$U ol-
mu:;;tur. Ayanlar ve derebeyler konusunda yap1lan ilk bir-
ka<; ara$t1rmada bunlar, bulunduklan bolgelerde hukurne-
tin zay1fhgmdan yararlanan f1rsatc;;1 asiler olarak gosteril-
rni$lerdir. Fakat daha yakm tarihlcrde yapilan ara$llrmalar,
t\st sm1fm buyuk bir bolumiinun guc;;lerini yalmzca cemaat
icindcki konumlanndan degil, ay111 zarnanda geni$ arazile-
re, hinalara ve hayvan surulerine sahip olmalanndan ald1k-
lanm gcistcrmi$lir. Bu mulklerin buy1\k bir bolumu kira-
lanm1$ emeklc i:;;lcniyordu. l 0
Osman\J hiikiimcti onsekizinci yiizyilda, ayanhk'1 yani
ayan'm idari sorumlulugundaki arazi pan;:asm1 iclari bir bi-
rirn olarak kabul etmeyc ba$lad1. Zaten l 765'tcn itibarcn
Muhsinzaclc Mchmed Pa$a, halk tarafrnclan scc;;ilen ayanm
vcziriazam tarafmdan onaylanmas1 gerektigi kurahm koy-
111U'.)lll. Hu kararnarne daha sonra uygulamadan kaldmld1,

10 Sorunla ilgili ollcmli IJir pl1~ma Yuzo Nagata 1a1arrnda11 yapilnnstn, "Muh-
sin zack Mch111cd l'a~a vc Ayanhk Mt\csse~csi'', ·1 okyo, 19/'(J ve "Smnc Do-
< umrnls on the big htnns ((:i[1hises) o[ the Notobks in Western Anatolia",
~l11di!l C11l11ir(lc ( Lokyo, 197(J)

295
Osma11l1'da Dcgi~im, Modcmlt:~mc vc Ulusla$nta

fakat haz1rlay1c1smm tekrar veziriazam olmasmdan sonra


yeniden i;,;lerlik kazandmld1. Etnik grupla;,;malar ile Os-
manh DevleLi'nin idari yeniden yap1lanmas1 arasmdaki
onemli ili;,;kinin yakmdan incelenmesi gerekir.
Onsekizinci yuzyil sonlannda ve ondokuzuncu yuzy 11
ba;,;lannda ayanhk, ondokuzuncu yuzy1ldaki reformlann
uygulamaya konulmasmdan sonra temel idari birim haline
gelen kazaya kar;,;1hk gelmekteydi (Ek l'e bak1mz). Kaza-
nm halk1 genellikle aym etnik ve linguistik gruptan olanla-
n i<.;erirdi. Eyaletler ise alan olarak daha buyukLu ve etnik
sm1rlan a;,;ard1. Sonu<.; olarak, Osmanh Devleti'nin Avrupa
losmmdaki yeni eyaletlerden ve kazalardan baz1lan Muslu-
man olmayanlardan olu;,;maya ba;,;ladi. Aslmda, yeni eyalet-
lere, ba;,;kenti Belgrad olan S1rp eyaleti gibi, hakim durum ..
dal<i etnik grubun ad1 verilir oldu. Boylece gelecegin ulus-
devletlerinin <.;ekirdegi olw;;turuldu.
Yukanda anlaulan geli;,;meler etnik ve sosyal <.;al!'.;.)ma-
nm <.;ekirdeklerini i<.;erir. Ayanlik'm yalmzca Muslumanlara
verilen, gelirisi <.;ok olan vergi toplama i;,;i gibi ayncahkh
bir konuma sahip vc Musluman olmayan papazlann eko-
nomik <.;1karlan i<.;in ciddi Lehlike olu;,;turmaya ba;,;layan bir
kurum haline geldigi ortada. l 770'te Mora'daki ayaklanma-
da Rum kocaba;,;lann (koy ba;,;lanmn) oynad1klan o denli
bnemli rolun neden yalmzca Musluman ayanlann topla-
d1klan orduyla engellenebildigi ve yenilgiye ugrauld1g1 an-
cak bu ;,;ekilcle an la;,;ilabilir. Kendi <.;1karlarma uygun du;,;tu-
gu ancla Musluman ayanlar ht\kumetin yamncla yer alm1~­
lar ve bu destcgi kendi ekonomik ve politik konumlanm
gu<.;lendirmek i<.;in kullanm1;,;lard1r. Muslurnan ayanlar ge-
nellikle ;,;chirlerde ya;,;am1;,;lar ve topraklan kendileri ba;,;m-
da olmadan i;,;lenmi;,;tir. Fakat Musluman olrnayan papaz-
lar kendi topraklanyla dogn1dan kendileri ilgilenmi;,;ler ve
lmsal kesimdeki kl'iylerinde kendi insanlanyla birlikte ya-
;,;am1;,;lardn. Ayanlarm ve papazlann giderek artan ekono-
1

I 296
Millctlc1· vc Yurtta~/,11: Osmanl1 Sonrns1 Doncmdc Ulus vc Dcvlct. ..

111 ik ve idari guc,Jeri, ikametgahlan ve me<;?guliyet ah<;?kan-


hklarmm farkhla<;?mas1 aralanndaki kultiirel farkhhklan
daha belirgin hale getirrni<;?tir. Musluman ayanlar, bzerk-
!iklerini ve sosyal konumlanm saglamla<;?tlrmak i<;in kendi
bolge ba<;?kentlerinde camiler, okullar ve konaklar in';ia et-
tinni<;?ler ve bunlar da i;:ogu zaman lstanbul'daki mimari ve
5 usleme bii;:imi brneklerini ve bazen de Avrupa'da bulu-
nanlan taklit etmi<;?lerdir. 11 Vidin'deki (Bulgaristan) Pasva-
noglu ve Yozgat'taki (Orta Anadolu) (apanoglu camileri
bu c;:ah<;?malann brneklerindendir. Fakat reformlar merkezi
hukumetin oloritesini guc;lcndirdik<;e Muslumanlar bunu,
konurnlan, rnevkileri ve tamnmt<;?hklan ac;:1smdan giderek
daha fazla kullanrnaya ba<;?lam1<;?lard1r. Sonuc;ta, c;:ok say1da
Musluman e<;?raf, politik ac;:1dan kar';il c;:1kmalanna ragmen
dini ve kulturel ac;1dan rnerkezi hukumetle bzde<;?le<;?mi<;?ler-
clir.
Bu arada, HirisLiyan papazlar, Osrnanh ybnetimincle
i:1s1 kademelere yukselme <;?anslan sm1rl1 oldugu ii;:in kendi
toplumlan, kendi etnik kulturleri ve dinleriyle t'Jzde<;?le<;?-
mi<;?lerdir. Bu ili<;,;ki, yuzy11lar boyunca durumu belirleyici
etmen olnm<;,; ve papazlan kendi cemaatleri ic;:inde ba<;,;an
kazanmaya ve sosyal odul elde etmek ic;in c;ah<;?maya itmi<;,;-
tir. Ondokuzuncu yuzy1lda yapilan idari reform lar onlan
Osmanh yonetimiyle burunle<;,;tirmi';i olmasma ragmcn, gee;:
kalml';i olan bu onlem onlann kendi cemaatlerine etnik ve
linguistik baghhklanm azaltmam1';it1r. Baz1lan kiliseler,
manasurlar, hatta okullar in';ia ettirmi';?ler ve onlara surekli
dcstek saglam1';ilard1r. Yalmzca birkac;: ornek vermek gere-
kirse, Bulgaristan'da Rila ve Koprivi<;,;ita'da bulunan kilise-
lcr ve rnanasurlardaki mczar ta<;?lan ';iehirlerinin kalkmma-
smda rol oynayan Bulgar papazlann isimleriyle doludur.
Bir kc)yde ya da koye yakm ?ehirde buyuk bir cv sahibi ol-
11 !lave bilgiler i(.'in bkz G. Rencla, llatdrlasma Doncmindc Ttirl1 Rcsirn Sanat1
1700-1850 (Ankara, 1977).

297
Osmanli'da Degi$im, Modcmlc$me ve Ulusla$ma

mak ba~an, itibar ve mevki simgesi oldugundan, papazlar


biiyiik evler yapurm1~lar ve bu evleri liiks bic.;imde siisle-
mi~lerdir. Bundan ba~ka, zengin papazlar kendi evlerinde
diizenli bic.;imde verdikleri yemeklerde ve diizenledikleri
eglencelerde yerel miizigi ve danslan bol bol kullanm1~lar­
d1r. Bu kiiltiirel faaliyetlerin c.;ogunun Istanbul ve Avru-
pa'daki orneklerden etkilendigi muhakkakur, fakat bunla-
rm genellikle etnik bir grubun kiiltiirune kar~1hk gelen ye-
rel gelenekleri canland1rmada bnemli etkileri olmu~tur.
Aynca, evler in~a edip suslemekten yerel muzik icra etme-
ye kadar uzanan butiin bu faaliyetler, belli bir etnik ve lin-
guistik grubun el sanatc.;1lan ve halk sanatc.;1lan gibi yerel
meslek gruplannm olu~masmda ve geli~mesinde rol oyna-
m1~lard1r. Balkanlar'da bag1ms1z devletlerin kurulmasmdan
soma, butiin bunlar resmen ulusal kulturun bir parc.;as1 ha-
line gelmi~tir.
Dinle ilgisi olmayan butt.in bu kultiirel faaliyetler esa-
sen dini c.;erc.;evede yurutulmu~tiir. Bir papaz, piskoposu-
nun izni olmadan ev in~aatma ba~layamazd1. Her evin c.;at1
kiri~ine bir hac.; yerle~tirilir ve evde ya~ayacak olanlar ta~m­
madan once papaz dualar okur ve evin odalanna okunmu~
su serperdi. Papaz evlilik, vaftiz ve cenaze tbrenlerinde ha-
z1r bulunurdu. Eglenceler s1rasmda ise papaz masamn ~e­
ref kb~esinde otururdu. Cemaatin diger mensuplan para
veya hediye kar~1hgmda papazdan aym hizmeti talep ede-
bilirdiler. Din adamlannm duzcnli bir ayhg1 olmad1g1 ic.;in
vcrdiklcri dini hizmetler kar~J hgmdan ald1klanyla gec.;inir-
diler. Zaman zaman inananlan istismar ettikleri ic;in Bal-
kanlar'da yaygm bic.;imde kullamlan "papaz gibi midesi
var" deyimi papazlarm ac.;gbzlulugunii anlatmak ic.;in sc)ylen-
mi~tir. Ozetle, bilinc.;li ~ekilde olmasa bile, papazlar halk
kulturunu, din ve cemaat arasmdaki bag1 guc.;lenclirmede
bnemli rol oynam1~lard1r.
Millet/er ve Yurtta~lih: Osmanli Sonras1 D/!nemde Ulus ve Devlet."

Demografik ve ekonomik deg;i!;iiklikler ve buna bagh


olarak yeni elitlerin ortaya <;1kt!;il konulan ele almmadan
Balkanlar'daki Musluman olmayan milletlerin sosyokul-
turel degi!;iimlerinin incelenmesi tek taraf11 bir <;ah!;ima ola-
rak kahr. l 783'te Kmm'm Ruslar tarafmdan ilhak1, 1804
ve 1821 'de siras1yla S1rp ve Rum ayaklanmalan, 1853 ve
1877 Kmm ve Osmanh-Rus sava~lanndan soma Avrupa
ve Anadolu'daki Osmanh topraklan olaganustli onemi ha-
iz demografik degi~ikliklere maruz kalm1?tlr. Bucak ve K1-
rnn'dan <;1kmak zorunda b1rakilan Musluman Tatarlar
Anadolu ve Balkanlar'da yerle?mek uzere gelmi~ler; bu
arada Rodop daglanndaki K1rcaliler, Musluman olmayan
<;ok kimseyi vadilerde ve ~ehirlerde kendilerine s1gmacak
bir yer aramak zorunda b1rakm1~lard1r. S1rbistan'daki sipa-
hiler ve Makedonya'daki Musluman toprak agalan Hiristi-
yan koyh.'derin topraklanm gasp etmi~ler ve eski Osmanh
uygulamalanm ihlal ederek onlan zorla vergi odemek du-
rumunda b1rakm1~lard1r. Vidin ve Lom'daki Bulgarlar Rus-
ya'ya go<; etmi!;iler, fakat daha soma hukumetin saglad1g1
gemilerle geri donmil?lerdir. Sirplann <;ogu ise Avusturya-
Macaristan'a go<; etmi~tir. Bu arada Kafkaslar, Eflak ve
Bogdan'dan anlan milyonlarca Musluman Anadolu'da yer-
le?mi~tir. Gagavuzlann buyuk bir k1sm1 (Hiristiyan Turk-
ler) Bulgaristan'daki evlerini terk ederek (Varna ve Cavar-
na civannda) Rusya'ya yerle~mi~lerdir (Moldavya).
Kasabalara ve ~ehirlere go<; etmeleri koylulere yalmz-
ca daha fazla ozgurluk ve i~ se<;enegi vermekle kalmam1~,
aym zamanda onlan k1rsal papazlann ve din adamlannm
otoritesinden kurtarm1?t1r. Ondokuzuncu yuzy1lda geni!;i-
leyen ticaret ve tanm urunlerine talebin artmas1 liman ~e­
hirlerinin buyumesini h1zlandmm~ ve yeni istihdam ola-
naklan yaratml!;illr. Yerlerinden edilmi? olan bir<;ok ki!;ii,
ozellikle Balkan Hlristiyanlan ~ehirlerde yerle~mi~ler ve
geleneksel cemaatlerinden farkh yeni topluluklar olu~tur-

299
Osma11l1'da Dcgi~im, Modcmlc~mc ve Ul11sla~11ia

lllll';?lard1r. Euna kar;:;1hk, koyluler ;:;ehirlerde rnevsimlik i?-


lerde c;ali';?maya ba;:;lam1;:;lar (bunun en kaycla cleger brnegi
orla Bulgaristan'cla bahc,;1vanhk yapmalan) ve lstanbul'da
bir sanat {igrenenler ise daha soma mesleklerini icra etmek
ic,;in Bukre';? ve Avusturya-Macaristan'a kadar gitmi;:;lerdir.
Bu nedenle, onclokuzuncu yuzy1lm birinci yansmda birbir-
leriyle, haua yabanc1 topraklarla yakm temas halinde olan
Im ve ';?ehir cemaatleri, etnik ve dini bilinc;lenmelcrini gl.ic;-
lendircn c;:ok c;e;:;itli yabanc1 kulturel ve politik etkilere ma-
ruz kah111;:;lard1r. Yeni olu;:;an ;:;chir topluluklan, milletlerin
reformunda vc ulusal hareketlerin dogrnasmda rol oyna-
yan yeni ticari ve aydm list tabakalan yaraurn;:;11r.
Osmanh toplurnunda ya';?anan degi';?ikliklcr millet'lere
de yansmH';?llr. Zaten onsekizinci yuzy1hn sonlanndan iti-
baren papazlar, ccrnaat i;:;lcrinde ve cernaal uzerindeki nu-
fuz ac;:1s111dan din adamlanndan daha onemli roller iistlen-
meye ba';?laml';?larchr. ] 830'da sipahilerin dagllilmasmdan
soma bunlar tarafmclan yurutulcn idari ve polis gorevleri-
nin c;ogu cemaal lidcrlerine verilmi;:;tir. Papazlann sorum-
luluklan gelenekscl olarak dini kontrol altmda olan ve kili-
se mallanndan gelen gelirle finansc edilen clini okullarm
yc'.'rnetimine kadar uzannn;:;tn. Odesa'clan zengin bir Bulgar
tuccarmm kurmu;:; oldugu Grabova zinciri gibi c;e';?itli mo-
dern okullar zaten tarnamen dini egitim veren okullarla rc-
kabet etmeye ba';?laml';?ll ve zamanla bunlan yalmzca dini
egitim verir hale getirdi. Dolay1s1yla, ondokuzuncu yuzyll-
da deg;i';?en ko';?ullar papazlan, kendi cemaatleri ic;indeki
konumlanm daha gu<;lendirirken ba;:; yerel yoneticiler ola--
rak Osrnanh hukumetiyle daha yakm ili<;?kiler kurmak zo-
runda b1rakn11;:;t1r. Bu arada, papazlann giderck artan bir
idari ve ekonomik guce kavu';?tugunu goren din adarnlan
grubu koylulcrle ortaya c;:1 kan anh;;rnazh klann c;oz11ml.inde
onlann yanmda yer almaya ba';?lach. Papazlann gucunu ve
koylulerle ili';?kilerinin clurumunu en iyi gbsteren brnck iyi

I 300
r Millrt!er ve Yurttaslil1: Osmanl1 Sonras1 Doncmde l!lus ve Dcvlct. ..

aozlemci olan bir gorgu tamgmm (Mrs. john Elijah Blunt)


"a7ag1da anlatt1klandir:

Bulgarlann sosyal ya~ant1lan konusundaki haurlad1klanm


bir Bulgar beyefendisinin, kendi insanlanmn tammlamas1
ile i.;orbacmm evinde, misafirperverliginden yararlanarak
kald1g1m uc;: ay zarfmda edindigim izlenimlerden i.;1kard1k-
lanmd1r. Kasabanm en zengin ve nufuzlu ki~isiydi. .. Melje-
iss [Meclis] uyesi olarak konumu onu bolgedeki Bulgar
halkmm ba~ koruyucusu ve savunucusu yapm1~tl... Hepsi
egitimli ve iyi du~unen Bulgarlar olan ev halkmm ve aile
hayatlanmn ortas1nda ya~amama izin vermeleri sayesinde
gruplar halinde ~ikayetlerini ve denlerini anlatmak ve ulu-
sal temsilcileri olarak ondan yerel mahkemelerde suren da-
valannda yard1mc1 olmasm1 ve kendilerini savunmasm1 is-
temek l.\zere koylerden ve kasabalardan bu eve gelen Bul-
garlan yakmdan tamma firsat1 buldum.
Kabuller sabahm alt1smda ba~lay1p ak~amm on birine ka-
dar surerdi. Kocaba~1 bizzat gelerek cemaatin i~leri hakkm-
da darn~ir ya da kendi koylerinin yerel mahkemesinde go-
rulmekte olan ciddi bir <lava konusunda fikir sorard1. Ya da
her iki cinsten gruplar halinde koyluler koy halkm1 temsi-
len otoritelerin i.;agns1 iizerine gelirler ve onlardan gelen
bir talebe cevaplanrn iletirler ya da kendilerine yap1lan bir
haks1zhk ya da biiylik bir zarann telafisi ir;:in ba~vuruda bu-
lunurlard1. Benim bulundugum s1ralarda sunulan davalann
hepsi gunliik konular oldugu halde oldukc;:a ilgini.; ve garip
konulardi... Gelen konuklar koyun ya da cemaatlerinin
ya~hlan ise onlar ev sahibimin c;:ah~ma odasma ahrmd1. Se-
lamlar teati edildikten ve eller s1kild1ktan soma !jiekerleme
ve kahvc ikram e<lilir ve ondan sonra i~ konu~ulurdu. Bul-
garlar hoyle anlarda Rurnlar gibi heyecanh davranmazlar,
Ermeniler ya <la Yahu<liler gibi gereksiz gurultu yapmazlar
veya Tur kier gibi zeka gosterilerinde bulunmazlar. .. bu
farkh tepki bi<;imlerinin ortasmda bir yerde hareket eder,
davaya ai.;1khk getirilinceye ya <la ba!jika bir fikir geli~tirin-

I 301
Osma11l1'da Degi~im, Modcmlqmc ve U!usla~ma

ceye kadar kendi fikirlerini savunurlar... Bu toplant1larda


Bulgarlan en canland1ran konular kendi ulusal konulan ve
Rumlarla aralanndaki gorli!? aynhklan olurdu: diger konu-
lar kotu yonetilmelerinden kaynaklanan hatalar ve bu konu-
daki s1kmnlanyd1. .. Bu konularda hakh !?ikayetlerde bulun-
malanna kar!?m Bab1ali'nin kendilerine adil davranmad1gin-
dan ya da kendilerini umursamad1gmdan, Musluman kom-
~ularmm ya da yerel mahkemelerin kendilerine yapnklan
haks1zhklan engellenmediginden yakmd1klan anlar vard1.
Herhangi bir devrimci fikir ya da Ruslann onlan korumala-
nm saglamak ic;in yanh hareket etme egilimi gormedim ...
Gerc;ekten de o donem ic;in bu nufusun en aydm ve en
onemli grubunu olu~turmaktayd1lar ve sukunetlerini koru-
mada kararh davrand1lar.
(.orbacmm evinde koyluler topland1g1 zamanlarda ise
grubu sozcu olarak hareket eden Kocaba!? yonetirdi ... Buytik
kap1dan once o girer ve arkasmdan uzun bir kuyruk halinde
hem~ehrileri onu izlerdi ... Kapmm yamnda s1ralamrlar ve
efendilerinin ziyaret nedenlerini dinlemek uzere gelmesini
beklerlerdi ... Sec;kin gorum:i!?lu efendileri elinde piposuyla
kap1da gorundugunde ~apkalar c;1kanhr ve sag eller gogus
uzerinde tutulur ve selam vermek ic;in egildiklerinde uzun
sakallan ellerini orterdi ... Selamlanna "Dobro deni" (Gu-
naydm) cevab1m ahrlar ve onun pe~inden "Shotosakaty?"
(Ne istiyorsunuz?) derdi. Kocaba~ konuyu anlanrken koy-
lUler s1kmt1h bir tavirla birbirlerini suzerlerdi ... Konuyu ye-
terince anlatamazsa aralanndan biri sozcu olarak one c;1kar
ve konuya ac;1khk getirirdi. .. Bu basit insanlann sorunlanm
ac;1k ve anla~1hr bir ~ekilde anlatmak ve c;orbacmm tavsiye
ve direktiflerini dogru anlamak ic;in gosterdikleri gayret ic;-
ler aC1s1yd1. .. yan korkulu, !?a!?trm1~, korku ve ku!?ku dolu,
bir omuz sallanmas1m "Ne znam, Ne mahzem." (Ben yapa-
mam ... Ben bilemem ... ) sozcukleri izler ve arkada~1mm ko-
nuyu daha aynnnh anlatmaya c;ah!?ma c;abalan kar~1smda
sabnm kaybetmesi yuzunden "Ne biddy magari!" (E!?ekle~­
meyin !) di ye bagirmas1yla son bulurdu. Bu sozcukler bu

302
r Milletlcr ve Yurtta~ld1: Osmanlr Sonrasi Donemde Ulus ve Dev let..

koylu grubu uzerinde denileni yapmak <;1karken dam?mI?


olmalanmn getirdigi rahathk ve ?ilkrandan ba?ka bir duy-
gu yaratmazdi. .. Butun Musluman olmayanlar arasmdaki
anla?mazhklar genellikle dunyevi ya da ruhani liderleri ta-
rafmdan <;6zumlenir ve mahkemeye ba?vurmalanna gerek
kalmazdi. 12

Ozet olarak, ~imdiye kadar olan bolumlerde incelenen


mi!let'le ilgili degi~iklikler, Ortodoks milleti olu~turan ce-
maatlerin mesleki ve etnik olarak farkhla~m1~hgma rag-
men din ortlisu altmdaki koklu etnik kultur geli~imi tam-
m1yla gq:i~tirilme egilimindedir. Aym degi~iklikler din
egitimi gormemi~ olan papazlan gec;:mi~te gormedikler ka-
dar guc;:lu, zengin ve yetkili bir konuma yukseltmi~tir. Din
adamlan, aslmda hiyerar~ik olarak kendi ustlerine bagh
olmakla birlikte aruk papazlann hizmetindeydiler. Aynca,
papazlann yerel Musluman e~rafla s1k s1k anla~mazhga
du~meleri ve Osmanh yonetiminden ho~nutsuzluklan on-
larm kendi insanlannm yanmda yer almalanna ve onlara
dayanmalanna neden olmu~tur. Bu nedenle, papazlar, ba-
z1 bilim adamlannm (Hristov ve Bobchev) one surdukleri
gibi ulusal uyam~ ve bag1ms1zhk hareketinde ba~1 c;:ekme-
leri gibi ozgun bir konum elde etmi~lerdir. Birc;:ok durum-
da bu gerc;:ekten dogrudur; fakat dogru olmad1g1 pek c;:ok
ornek de mevcuttur. Papazlann ve ust tabaka din adamla-
nnm 1856'dan, yani Rusya'mn Pan-Slavizmi ba~latmasm­
dan ve Ortodoks Slavlann sozcusu olarak hareket etmeye
ba~lamasmdan soma bile Osmanh hukumetinin yanmda

12 Stanley Lane Pool, The People of Turl1ey: Twenty Years Residence Among Bul-
garians, Greeks, Albanians, Turl1s and Armenians, c I (Londra, 1878), s. 15-
18. Papazlar konusunda ilave bilgi i<;in Ami Boue, Le Turquei d'Eu1ope, 4 c.
(Paris, 1840). Hemen hemen ti\muyle ulusal bilin<;lenmenin olu~mas1 s1ra-
s111da cemaatlerin ve papazlann oynad1klan rolle ilgili bir <;ah~ma olarak
bkz. Hristo Hristovo, Bulgarsl1ite Obsciny Prez Vyrazdaneto (Ulusal Uyam~
Doneminde Bulgar Ccmaatleri, Sofya, 1973)
Os111anli 'da Dcgi~i111, Modernle~111c vc Ulusla~nta

yer ald1g1 gorulmli.$10.r. Ashnda, i!}in gen;egi papazlarm c;o-


gu konurnlanm ve guc;lerini, yuzy1lm ba!}lannda oldugu gi-
bi yalmzca cemaat i<;indeki nufuzlanndan degil esas itiba-
riyle Osmanh hilkumetiylc ili?kileri sayesinde saglam1?lar-
di. Art1k, <;ogu kendi radikal milliyetc;i aydmlanndan kork-
tuklan ve aym olc;ude Ruslardan ku$ku duyduklan ic;in
Osmanh hukumetinin onlara bag1mh olmas1 kadar onlar
da Osmanh hukumetine bag1mhyd1lar. Bu nedenle, aydm-
lann papazlan "Turklerin ma?alan" olarak tammlamalan
ve c;orbac1 terimini gcrici ve vatansever olmayan anlamm--
da kullanmalan anla$1labilir bir durumdur. C)zct olarak,
yuzyilm ortalannda H1ristiyan milletlerin k1rsal kesimleri
c;eli?kili bir tablo c;izer: Etnik-dini bilinc;lenmeleri ve halk
kultlirleri baz1 liderlerin Osmanh politik statlikosunu rnu-
hafaza ctmeyc bzen gosterme c;;abalanyla bir arada geli?-
mi?tir.

Pazar Sehirler, Sehir E?rah ve


Ortodoks Milletin Refonnu

Pazar kasabalannm ve !}Chirlerinin tanm urunlerinin ihrac1


ve yabanc1 mallann dag1um1 ac;1smdan, h1zla geli!}cn pazar
ekonomisinde kredi kaynag1 ve yeni egitirn kurumlarmm
bulundugu merkezler olarak yeni roller ustlenrneleri onlan
kirsal cemaatler iizerinde hakim duruma getirdi. (e!}itli
gayrimuslim milletlere mensup tliccarlar sigorta, nakliyat
?irketleri ve bankaohk gibi yeni i? dallannda h1zla tekel-
le?tiler ve kendi cemaatlerinde liderlik konumlanna geldi-
ler. Hukumetlc, Osmanh hukumctinin kar$ilamakta guc;-
luk c;ektigi h1z ve etkin uygulamalar gerektiren hizmetler-
de i? ili?kileri ve <;1kar baglant1lan olu!}turdular. Ornegin,
tuccarlann karma!}1k ekonomik ve ticari konularla ilgili
mahkemelik davalan milletlerin dini mahkemelerinde ko-
layca c;;ozumlenemedi. Daha da otesi, uluslararas1 ticaretle
r Millrtlcr vc Y111tta:;l11z: Osmanl1 So111<1s1 Do11cmdc Ulus vc Dev/cl.

ugra;;an lliccarlar Avrupa ile temaslar kurdular ve sosyo-


polilik yapilanma ve farkh yonelim ve adalct standartlan
konusunda yeni fikirler edinchler. Ellerindeki nakit para
onlara cemaat papazlanmn koyluler iizerinde kurmu;; ol-
cluklan nufuzclan c;:ok daha fazla mali bir nufuz saglach.
Ashnda, papazlann c;:ogu ve onlann ogullan ticaretin sun-
dugu ekonomik f1rsatlann c,·ekiciligine kaptlarak ;;ehirlerde
ticaretle ugra;;rnaya ba;;lam1;;t1. Aynca, lliccarlann gelenek-
sel kafah kirsal kesim papazlan gibi, kiliselerinin olay1
me;;ru gormesini ya da cemaatin kabul etmesini beklemek
gibi bir endi;;eleri yoktu. Onlann gucu gerek Osmanh huku-
metiyle ili?kilerinden, gerckse kendi kilise ve cemaat leriyle
ah;;veri;;lerinde etkin bic;:imde kulland1klan ticaret ve zen-
ginliklerinden gelmekteydi. Somu;; olarak, lliccarlar kilise,
toplum ve hukurnet arasrndaki ili;;kiler ac;;1s111dan daha laik
ve aydm bir goru;; geli?tirdiler. Din adarnlanm, ozellikle
k1rsal kesimdekileri cahil, kaba ve cemaate gerc;:ekten ay-
clmlal!ct bic;:imde manevi liderlik yapma becerisinden yok-
sun ki;;iler olarak goruyorlard1. Bu nedenle, tuccarlar ve
daha du;;uk seviyede sanatkarlar, kirsal kcsim papazlan,
din adamlan, hatta Osmanh hiikumetiyle egitim, felsefe ve
sosyal ac;;1dan ortak noktalan c;:ok az olan bir ba;;ka dunya-
da ya;;1yorlard1. 13ununla beraber, sosyal bask1lar, gelenek
ve ba;;ka alternatifin bulumnay1;;1 onlan milletle resmi bag-
lanm surdurmek zorunda birakn. Fakat lliccarlar, sa-
natkarlar ve aydmlar, f1rsat bulduklan anda butun gi:ic;;leri-
ni milletlerin rel"ormu ic;:in birle;;tirdiler.
Genellikle tuccarlann ve cemaat liderlerinin ogullarrn-
dan olu;;an yeni ayclmlar milletin evrirnini yeni bir a;;ama-
ya ta;;1d1lar. 13 Aydmlann Avrupa'da, t'Jzellikle Rusya'da egi-
13 Buracla ozctlcncn btlgilrrin (ogu iyi bili111ncktcclir Yer nrclcniylc bu hayati
konuyu dcrinlcmcr,inc cle almmyorum Fakat Dr Tliornas Meininger vc
Di Milenko Kar~novich'e Ilulgaiistan'm vc Snbistan'in cgitim tarihi konu-
sunda gcr('Ci< bilgilcr cclinmcme yarcl1mc1 olan <;al1snwla11m kullanrnama

I 305
Osmanlr'da Degi~im, Modemlqme ve Ulusla~ma

tim gormu~ olan baz1 kesimleri kendi etnik gruplanmn, ki-


liselerinin, dillerinin ve kulturlerinin tarihini ve gelecegini
laik-ulusal bir bak1~ a<,:1smdan ele ald1lar. Millet i<,:inde ku-
<,:uk birimler halinde par<,:alannn~ olan kendi etnik-dini ce-
maatlerini tek bir ulus te~kil ediyor gibi ele ahp farkh ktd-
turel tezahurlerini tek bir ulusal kulturun par<,:as1 olarak
tammlad1lar. Birle~tirici bir <,:er<,:eve gorevi yapan sanal bir
devlet ortaya <,:1kt1. Esas itibariyle Fransa'nm etkisiyle edi-
nilmi~ olan laiklikleri onceleri din adamlanna itici geldi,
laik milliyet<,:ilik kavramlan ise papazlar, hatta Lliccarlar ta-
rafmdan reddedildi. Fakat aydmlann buyuk bir k1sm1 hiz-
metleri toplum i<,:in vazge<,:ilmez meslek adamlan oldukla-
nndan, laik geli~me aydmlann nufuzlanm daha da artirdi.
Digerleri ise ogretmen ve kendi cemaatlerindeki egitim ku-
rumlanmn yoneticileri oldular ve ogrencilerin <,:ogunu ken-
di goru~leri dogrultusunda egittiler. Buyuk ol<,:ude Pan-
Slavizm ve Ortodoksi i<,:eren ve etnik kimlik ve gururu ok-
~ayan milliyet<,:ilikleri ust tabakadan giderek artan olumlu
bir tepki ald1, fakat k1rsal kesim insanlannm tamamma ula-
~amad1. Bununla beraber, aydm tabakanm din adamlarma,
dinin i<,:inde bulundugu duruma, millet'e mensup ki~ilerin
cehaletlerine yonelik sert saldmlan ve son olarak da etnik
kultur aray1~lan ve etnik kulturu yuceltmeleri basmm kul-
lamlmas1yla daha etkili hale gelerek millet reformunun
a<,:1k<,:a ifade edilmeye ba~lanmasmda onemli rol oynad1.
Ortodoks millet bunyesinde olu~an sosyal, egitsel ve
kulturel degi~iklikler, siyasi bag1ms1zhk ve devlet haline
gelme taleplerini i<,:ermeyen, yalmzca aym dili konu~an ve
aym etnik kulturu payla~an insanlann i<,: dayam~masm1
saglamay1 ama<,:layan etnik bir uya111~1 ba~latt1. Fakat cema-
atin baglay1c1 unsurunun <linden dile kaymas1 milletin
ozune aykm bi!:_d!-1-rumdu. Etnik ve linguistik dayam~maya
izin verdikleri ic_:in re~ekkur etmek istiyorum Bu i;ah,malar Wisconsin,
Madison Universitesi'ne sunulmu,tur

306
r
'
Milletlcr ve Yurtta~lih: Osmanli Sonras1 D<)nemde Ulus ve Dcvlet.

baghhk belli bir noktada millete baghhga ters du'.?ecegin-


den varhg1m zay1flatabilirdi. Bu tehlikeye kar'.?l savunma
arna<;:h tepki, Ortodoks millet'te hakim durumda olan ve
I{ilise'nin de kulland1g1 dilin kullamlmasmm genelle'.?tiril-
inesi ~eklinde oldu. Mevcut ko'.?ullar Rumlardan yanayd1
ve Patrikhane'yi siyasi bir rol oynamak zorunda b1rakarak
millet i<;:ine hizip<;:iligi soktu.
Ortodoks millet ic;indeki onemli konumlan ve Os-
rnanh hukumetiyle baglannlan nedeniyle lstanbul'da ya'.?a-
yan baz1 Rumca konu~an tuccarlar once Patrikhane ile
gu<;:birligi yaparak Bizans'a yeniden hayat verme giri'.?imin-
de bulundular. l 711-16'da Eflak ve Bogdan'da Fener yo-
netiminin kurulmasmdan sonra, Fener-Patrikhane koalis-
yonu millet kavrnm1111 ac;1k\a ihlal eckrck Rum olmayanla-
n Helenle~tinneye c;al1~t111~11. Zatcn 1822 Rum ayaklanma-
s1 s1rasmda, Trizana Kurultay1, "Osmanli lmparatorlu-
g11'nda ya~ayan ve lsa'ya i11anan hcrkcsin Helen t;.m1mla-
mas1 kapsamma girdigini" one surmil'.?tii. 14 Fenerli Pitzi-
pios, "Hcrkesin hildigi gibi Dogu'daki H1ristiyan halldar
Rum'dur vc <;ogu Rum ibadetini yapt1klanncla11 Rum ola-
rak tantmlanmalan dogald11"' diyerek bu durumu gayet iyi
ai.:1kla1111~11.15 Onodoks Kilise'nin dogmalan ve hukumlcri
hiiliin Balkanlar'da aynt oldugu ic;in Helenle~tinne her
~cyden (')nee Rumcanm c;e~itli milletlerin ana dili olmas1
gerektigini vurgulayarak ba'.?laml$tlr. Sonu<;: olarak, Bui-
gar, Ulah ve S1rp piskoposluklanna Rumca konu'.?an pis-
koposlar atanml'.? ve dini okullarda Rumca egitim dili ola-
rak kullamlmaya ba$lanm1$tlr. Zaten baz1 Sup ve Bulgar
tuccarlar ileti'.?im dili olarak Rumcay1 kullanmaya ve bunu
kibarhk ve statU ol<;:usu olarak gormeye ba$lam1~lardi. So-
nu<;:ta, '.?Chir ust tabakalanndan ve Rum olmayan papazlar-
dan baz1lan Helenle'.?tirilmi$, fakat k1rsal cemaatler, Rum-
14 Luke, s. 81 Steven Runciman'm bu konudaki eserine de bakm1z
15 Age
I
307
Osmanli'da Dcgi~im, Modcmlqmc vc Uluslasma

ca ko1m$an cemaatlerin ya~ad1g1 bolgelcr hari(,". olmak uze-


rc bu nsimilasyon faaliyetinden pek ctkilenmcmi:?lcrdir.
Rumcanm <laya1ilmas1, Patrikhanc'nin dilin huliln Or-
todoks millctin belirleyici t'>zclligi haline gclmesine kesin-
lilde karar vcrrni!;i oldugu anlam111a gcliyordu. Onsckizinci
yt1zytla kadar Rum dill vc ibadctleri <latia cok Rumca ko-
1m~an hallda smirlt kalmasma ragmen 13ulgar vr Ulah cc-
maa1lerinin baztlannda yinc de kulla111lm1~llr. Ru, ustnn
lm ctnik grup olarak Rumlann hclirleyki {)zelligi olmaktan
ziya<le Kilisc'nin dili olarak kabul cuildigi surcce mumkun
o!mu$LUr.
Kilisc faaliyetlerinde Rumcanm dayat1lmas1 ve Bulgar
vc S1rp piskoposluklara Rum din a<lamlanmn atanmas1,
Slav dillerini ve Kiri I alfabesini ycnidcn Slavlarm helirleyici
ki1hurcl 6zellikleri haline gc1irmi:?lir. Dokuzuncu yuzy1l<la
Roma ve Yunan kiliselerinin yamn<la kurulmu:? olan Kyril-
los vc Methodios Kilisesi Rumca, Latinn· vc lbraniccnin
se\kin konurnuyla mucadele ctmek ve Slav kabilclerc H1-
ris1iyanhg1 kabul cuirrnek i<;in Kiri! alfabesini (Rumcanm
1adilaLa ugram1~ hali) kullamnaya ha~lam1sur. Kral Boris'in
din <legi~tirmesindcn sonra H1ristiyanhg1T1 bir pan;as1 hali-
nc gclcn Bulgarlar, zamanla Asrnler yoneliminde kendi ki-
lisclerini kurmu~lard1r (1186-1398). Ondordunct1 yOzy1lin
sonlarmda 0\ Bulgar devlctinin Osmanh y<>netimine gir-
mesinden sonra, Ohri ba~piskoposu, Bulgaristan Palrigi
unvamm l 767'ye kadar korumu~ ve Kilise ayinlcrinde Bul-
gar dini vccihclerini uygulami~ur. Strp Kilisesi, Kanuni
Sultan Stdey111an'111 saltana11 strasmda kurulmu!;itur (1520-
1566). IIer ikisi de I 767'de Rum Patrikhancsi'nin giri~im­
lcriyle k;ipa1iln11~11r. 13u ncdcnlc, Osmanh huki1111dar!ig1-
nm boyuk hir boltlmOnde Slav dillcri ve Rmnca, Ralkan-
lar'da ya~ayan Onodoks milktlcr arasmcla herhangi cmik
bir c;all'.?maya neden olmadan bir ara<la kullamlnu~llr. Rum
piskoposlann zaman zaman Sirp ve Bulgar kilisclcrinc ba~-
308
r Millctln vc Yw tta1lil1: Osma11l1 5011rns1 D611cmd~ Ulus vi: Dev let

kanhk etmi;;ler ve bu, Bulgar, Ulah ya da S1rp ccmaatleri-


nin dil ve etnik butLinh.igu ic;in dogrudan tehdit tc;;kil et-
rnedigi surece bir hiziple$rne yaratrnam1;;ur. Bir ba!',,'ka de-
yi?le, Kilisc etnik ve linguistik ()zelliklerin iizerinde kalan
(istun konumunu korudugu siirece lstanbul'claki Patrikha-
ne'nin ustiinlugune ve Ortodoks rnilletin birligine zarar
gelmerni;;tir. Helenle;;tirrne slireci dili etnik grubun belirle-
yici bzclligi haline gctirerck dile ve etniklige clinin l.izerin-
de politik bir iistunluk verince bu birlik bozulmu;;tur.
Helenle;;tirmeye kar;;1 tepkiler, k1r ve ;;chir cemaatle-
rinde, alt ve orta sm1f din aclamlanmn inananlara vcrcliklc-
ri hizrnetler kar;;il1gmda talep cttikleri bdcmclere protcsto
bic,'.irninde ortaya c;1ktL Bu yolla toplanan paramn bir k1sm1
iist tabaka din adarn lan na, Osmanh gorevl ilerine 111aka111 ··
lan kar;;1hgmcla bdcdikleri paray1 kar;;1lamalan ic;in verili-
yor ve btiyuk bir k1sm1 yuksek rutbdi din adamlan sm1h-
na kahyordu. Kasaba ve ;;ehirlerdeki tuccarlann, sanatkar-
lann ve aydmlann kcndi ctnik cemaatlerinclc liderlik rnev-
kilerine gelmelrri, okullann vc basmm anaclile ve ctnik
kokene ilgiyi uyandirrnas1ndan soma llelenle;;meye muha··
lefet dalia da anti.
Bu tepkinin lstanbul'daki tuccar cemaati tarafrndan
ba;;lat1\an en dramatik brncgi 185l'cle Piskopos I3osvali ta-
ral'mdan bir Bulgar kilisesinin kurulmas1 olclu. istanbul
Bulgarlann ctnik Rbncsansrntn ana mcrkezi haline geldi.
Daha sonra, 1856 Hatt-1 lhimayunu'nun yaratt1g1 avantaj-
dan yararlanan Bulgar Luccarlar, ] 860'La piskoposluklan-
nm kurulmasrncla rol oynadilar vc 1870'tc yay1111b11an 1111-
paratorluk ferrnarn ilc Bulgar Kilisesi rcsmen tamndi. Bu
surctle, dil soru11u, Osmanli H1ristiyan mlktinin dokusun-
cla c.;ok onemli bir ac;1k\ik olu~turdu. 1 "
16 B11lga1 Kilisr,i, Onodoks l'atrikha11c'dc dil pu~111a'111111 ncden nldugu hi-
z1p\·iligc '1\ 1k bi1 <ii lll'k ol11~111rnr Digcr kil1sclr1, ulus:d hi1 g1 upla ozdv5-

309
Osman/i'da Degi)im, Modcmle~me vc Ulusla~ma

Dil ve etniklik konusuna verilen onemin Balkan H1ris-


tiyanlan arasmda laikligin ve milliyetc;;iligin yolunu ac;;t1g 1
one surulebilir. Aynca, dil konusu, ozerklik ve bag1ms1zhk
talepleri de dahil olmak uzere c;;e~itli toplumsal gruplann
~ikayetlerini ve amac;;lanm ileri surebilecekleri uygun bir
yolu ac;;u. Biitiin bu goru~lerde bir olc;;ude gerc;;eklik pay1
varsa da bunlar milliyetc;;ilikle kan~tmlmamahd1r. Milliyet-
c;ilik ozellikle 1878'den sonra Balkan halklan arasmda po-
litik bir ideoloji olarak geli~mi~ ve yaygmla~m1~ ve yeni
kurulmaya ba~lam1~ olan bag1ms1z devletler tarafmdan
Ulahlar gibi azmhk etnik gruplanm kayna~urmak ve kendi
ic;; biitiinluklerini saglamak ic;;in kullamlm1~t1r. Ortodoks
H1ristiyanlann kendi aralannda alt gruplara aynlm1~ olan
c;;e~itli etnik gruplara bolunmii~ oldugunun belirtilmesi ge-
rekir. Dolay1s1yla, Latince konu~an Ulahlar ya da Aroman-
lar, Slavca konu~an Bulgarlar ve Rumlar, ~iveleri, adetleri
ve sosyal yap1lanmalan birbirinden onemli olc;;ude farkh
olan ve onlan farkh milliyetler gibi gosteren gruplara bo-
lunmu~lerdir. Bu ulkelerde bag1ms1zhktan sonra kurulan
ulusal hukumetlerin gorevi bir ~ive sec;;erek bunu ortak
ulusal dil olarak butiin ulkede yaygmla~t1rmak olmu~tur.
Turkiye, lstanbul'da konu~ulan Tiirkc;;eyi kullanarak aym
uygulamay1 standart hale getirmi~tir. Bu nedenle, Balkan
yazarlann milliyetc;;ilik savlanm oldugu gibi kabul etmek
ve milliyetc;;iligi -c;;e~itli ozerklik hareketlerinden farkh ola-
rak- Osmanh hukumeti ic;;in ciddi tehdit olu~turan bir olgu
olarak gormek hatah olur. Ashnda, Rus ajanlann ve milli-
yetc;;i liderlerin c;;1lgm c;;abalanna ragmen, Balkanlar kokten
le~mi~ siya5i otoritenin te5i5inden 5onra bag1m51z olmu~lard1r Ru5 Kili5c5i
1589'da, Polonya Kili5e5i 1594'te Roma ile birlik olu~turduktan 5onra, Ka-
radag l 766'da fiilen, Htrvat Kili5e5i 1690'da, Macar ve Dalma~ya ki]i5elcri
onyedinci yi\zytlda, Rum ki\i5e5i 1850'de, Romanya, Strp ve K1bns 1878'de
bag1m51z olmu~larchr Fakat Strp ve Romanya kili5eleri 1815 ve 182l'de 51-
rayla Rum hakimiyetinden kurtulmu~lard1. Bkz George Young, Corps de
d1oit Ottoman, c 2, No 1-10 (Oxford, 1905), 5. 12

310
Milletler ve Yurtta~hh: Osmanh Sonras1 Donemde Ulus ve Dcvlct ..

gelen, kitlesel milliyetc,:i ayaklanmalara sahrte olmam1?t1r.


(Makedonya'da 1878'den sonra ortaya c,:1kan hareketler bu-
rada ele ahnmamI?tlr.) Fakat Osmanh Devleti'nin gec,:irdigi
50 syokulturel degi?imin millet yap1lanmasm1 zay1f1atmas1
ve daha buyuk etnik ve linguistik birimlerin ortaya c,:1k1?la-
nm kolayla?Uran ko?ullan haz1rlamas1 vurgulanmas1 gere-
ken bir gerc,:ektir. Bir olc,:ude etnik bilinc,:lenme kazanm1?
buyuk etnik gruplann mevcudiyeti, daha once belirtildigi
gibi, bu fi.krin a~1lanmas1 Balkanlar'da 1878 Berlin Antla?-
mas1'ndan sonra bir dizi bag1ms1z devletlerin kurulmasm-
dan soma ba?lam1? olmasma ragmen, bunlan milliyetc,:i fi-
kirlerin a~lanmas1 ac,:1smdan kolay hedefler haline getir-
mi~tir.

Millet Reformu ve Ulusalhk

Sir Harry Luke'un The Making of Modern Turkey kitabm1


okuyan bir ele?tirmen, "Padi?ahlar doneminde Turkiye bir
ulkeden c,:ok her katmda ayn bir aile ya~ayan ve bu ailele-
rin sadece merdivenlerde kar~ila~ug1 bloklar gibiydi" diye
yazmi~tir. 17 Ondokuzuncu yuzy1lm ortalanndan itibaren
bu dairelerin duvarlan y1k1lm1? ve milletleri geni? bir sa-
londa birbirlerini merakh gozlerle izler vaziyette b1rakm1~­
t1r. S1rp ve Rum ayaklanmalan Osmanh hukumetine sos-
yal ~ikayetlerin tebaamn davram~lanm belirlemede du~u­
nulenden daha etkili oldugunu ve inanc,:lan ne kadar guc,:lu
olursa olsun din adamlannm bu ho~nutsuzlugu dizginle-
yemeyecegini ac;:1k ?ekilde gostermi~tir. Gerc,:ekten de 1804
ve 182l'de s1ras1yla vuku bulan S1rp ve Rum ayaklanmalan
esas itibariyle sosyal ho?nutsuzluklardan kaynaklanm1~,
fakat ozellikle c;:e~itli etkilerin yerel Rumlann politik bi-
linc;:lenmesini guc;:lendirdigi Mora'da hemen politik ve ulu-
sal boyutlar kazanmI?tir.
17 Luke, s. 8 (d n 'de almt1lanm15)

311
Osmanli'da Degi~im, Modernle$me ve Ulusla1ma

Osmanh hukumetinin sosyal degi.~i.klik tehdi.di.ne kar-


~1 verdigi tepid, mcrkezi ht:tkume1in oLoritcsini goi;lendir-
meyi amai;layun bir dizi reform b~Juunak ~eklindc olmu~­
Lur. Aynca, orLak laik hir politik aidiyeL <luygusu geli~tir.
meye c:;alt~m1~tll'. 1839 Tanzimat refonnlanndan sonra, ()n-
ee Osmanltc1hk kavram1m benimsemi;;, yani inani;lan ve
dilleri ne olursa olsun Osmanh topraklannda ya~ayan her-
kesin Osmanh vatanda~1 kabul edi.ldigi fi.krini uygulamaya
koymu~tur. 1 8 Daha fazla butiinluk saglamak amaoyla da
hukumet 1856 Islahat Fermam i.le Musluman olmayanlan
resmen tamm1~, belediye ve vilayet yasalanm c;:1karm1~ ve
yeni kurulan idari. meclislerde onlara temsil hakk1 vermi\,i-
tir. Fakat, bu meclislerdeki Lemsi.lciler milletlerin sozculeri
olarak degil bag1ms1z bireyler olarak sec;:ilmi.\)lerdir. 19 Bu
suretle, 1850'den iti.baren millet mensuplan Osmanh va-
tanda\,it olarak kabul edilmeye ba~lanm1~;, fakat resmi milli-
yet yasas1 1869'a kadar kabul edilememi.~tir. Osmanh va-
tanda\,ilarma yeni ve modern bir statu veren kanun olarak
gorulen bu yasa, zaten yerle~ik durumda olan bir kavram1
tekni.k ai;1dan yasalla~ttrmt\) ve ona ai;1khk kazandtrm1~t1r.
1869 Tabiyet Kanunu (1. madde), "Osmanh anne ve
babadan dogmu\) olan ya da yalmzca babas1 Osmanh olan
her ferdin Osmanh tebaas1 oldugunu" ifade ederek ba\,i-
lar.20 Yasal ve anayasal bi.r bo$lugu dolduran bu Osmanh
18 Karpat s 75'ren itibaren 1844'Le yurtd1~ma giden Osmanh tebaasma, iG ge-
zilerde kullamlan mirrur Lezkeresi olarak tammlanan belgeye kar~1hk gelen
pasaport verilmektey<li Mi1rur tezkeresi, nufos tezkeresinin ilk halidir ve
bugiin Turk vatan<la~larmm kullanmakta olduklan nufus ciiz<lamna kar~1-
hk gelmektcdir Ondokuzuncu yiizytlda yap1lan niifus sayrmlan, ni\fusun
saytlmasmm yanrnda her Osmanh vatanda~ma tezkere vermek i<;in diizen-
lenmi~tir Nufus sicilindcki kaynlar hem niifusun say1lmas1 hem de vergi-
lendirme ve askerlik hizmeti gibi konular<la vatanda~lann yukiimliilukleri-
nin belirlenmesine esas olu~turmu~tur
19 Kemal H Karpat, "The Ottoman Populat10n Records and the Census of
1881/82-1893", T]MES, 9 (l 978), s 237-274
20 Young'daki merne balumz, 2 c , s 226'dan itibaren.

312
Millctlcr ve Yurtta~hk: Osmanh Sonras1 Donemde Ulus ve Devlet .

rnilliyetinin ozel mahiyetini anlamak ir;in 1839 Hatt-1 Hu-


rnayunu'nda ba$layan olu$umu incelemek gerekir. Bu Fer-
rnan'da Osmanh tebaalanndan "tabaay1 saltanatt seniye",
yani "Majestelerinin kullan" olarak bahsedilmekteydi.
"Taha" veya "tebaa" ya da "tabiyet" terimlerinin tam kar$1-
hg1 "tabi" ve "tabi olmak"ur. Gunumuz Turkiyesinde bu,
vatanda$ ve vatanda$hk anlamma gelir. Fakat 1840'larda
bu terimler Osmanlmm mi.llet'ten kaynaklanan milliyet
kavramm1 Avrupa'mn vatanda$hk fikriyle bagda$tlrma r;a-
balanm vurgular. Yalmzca bir kez 1839'da kullamlmt$
olan "tabaay1 saltanatt seniye", vatanda$hk kavram1 huku-
metin gozunde daha geni$ kabul gordukten soma ilan edi-
len 1856 Fermam'nda r;e$itli bir;imlerde ur; kez tekrarlan-
rnt$tir. 21
Ger;mi$te Osmanh Devleti'ndeki butD.n halklar, toprak
ve mallar padi$ahm mah say1hrdi. Padi$ah, patrikler de da-
hil olmak D.zere temsilcilerine yetki vererek bu otoritesini
uygulaur, boylece fen ile hukumeL arasmda dogrudan bir
surtD.$me engellenmi$ olurdu. Diger yandan, 1839 Ferma-
m, kuramsal olarak fertle devlet arasmda, fertlerin Osman-
h Devleti'nin vatanda$l statusunde olmalanndan dogan
haklan ve yukumluluklerine dayanan yeni ve dogrudan
bir ili$ki olu$turdu. Kuramsal olarak dini ve etnik smirla-
rm ustD.nde olmay1 saglayan Osmanh vatanda$hg1 mil-
let'lerin 6zerkligini ve r;e$itli etnik, linguistik ve dini cema-
atleri hukumetten tecrit etmekle kalmay1p onlan kar$1hkh
etkile$imler ve basktlardan koruyan dini ve kultD.rel konu-
lardaki oz yoneLim bzelliklerini zay1flam. Milletlerin top-
luluk statuleri ve r;e$itli gruplann ayrnm sona erince Os-
manh lmparatorlugu'ndaki dini ve etnik gruplann birbirle-

21 Roderick H. Davison, Reform in the Ottoman E111pi1e (Princeton, 1963), s


56 Aynra bkz Niyazi Eerkes, The Dcvclopmcm of Secularism in Tud1cy
(Montreal, 1964) s. 96-98, 150-54.

313
Osmanl1'da Degi~im, Modemlqme ve Ulusla~ma

ri kar;;1smdaki durumlan say1sal guc;:leri esas almarak belir-


lenmeye ba;;landi. Er ya da gee;: c;:ogunluk goru;;lerinin
hakim duruma gec;:ecegi ve kulturel 6zellikleri ile amac;:lan-
nm hukumetin kendi bzellikleri haline gelecegi a;;ikardi.
Sonuc;: olarak, Osmanh hukumetinin Musluman yap1s1
yeni bir politik bnem kazanmaya ba;;ladi. Muslumanlar
kendilerini Muslitmanlar olarak hukumetle 6zde;;le;;tirme-
ye ba;;lad1lar ve toplumda bzel statli ve konum talep ettiler.
Bu sure<;: hukumetin Musluman olmayanlara aynm yapt1g1
ve kbtli muamele ettigi suc;:lamalanm arurmaktan ba;;ka bir
i;;e yaramadi. Aslmda, geleneksel 6zerkliklerinden ve i;;lev-
lerinden mahrum kalan milletler Avrupa devletleri ve Mus-
luman olmayan cemaatlerin mensuplanmn c;:ogu ic;:in farkh
nedenlerle de olsa Osmanh hukumetinden ;;ikayet ve ho;;-
nutsuzluk kaynag1 haline geldiler. Osmanh hukumeti onla-
n kendi izledigi Osmanhla;;t1rma politikasmm 6nunde en-
gel olarak gordu; Musluman olmayan, ;;ehirlerde ya;;ayan
dinle ilgisiz cemaatler, milletlerin din adamlanna ve papaz-
lara otoritelerini surdurme olanag1 verdiginden yakmdllar
ve aydmlar ise onlan kendi milletlerinden olanlar arasmda
laik etnik kulturun ve ulusal bilinc;:lenmenin dogu;;unu ge-
ciktirmekle suc;:ladilar. Boylece, c;:eli;;kili olmakla birlikte
Musluman olmayan gruplann daha ilerici kesimleri kendi-
lerini eski millet sistemine kar;;1 Osmanh hukumetiyle i;;-
birligi ic;:inde buldular.
1856 Hatt-I Humayunu'nda milletlerin kendi reformla-
nm yapmalanna izin verilmesi gerektigi yolunda bir hu-
kum vardi. 22 Fakat bunu yapma olanaklan olmad1g1 ic;:in
sonuc;:ta Osmanh hukumeti Avrupa devletlerinin k1;;kirt-
mas1yla reformu kendisi ba;;latu. Hizipc;:iligin etkisi altmda
olan ve Katoliklige ve Protestanhga (1850'de bir Ermeni
Protestan milleti kuruldu) donmek korkusu duyan Ermeni
22 Davison, s. 114-135'i. Aynca, KarpaL, s. 88'den itibaren Ve Steen dejahav,
De la Situation lcgale de sujcl' ottomans, non-musulmans (Brukscl, 1906).

314
Milletlcr ve Yurtta~li11: Osmanli So11ras1 Donemde Ulus ve Dcvlet ...

rnilleti neticede 1860'larda reform yapu ..B Rum mi Ileti re-


[ormun butlln Ortodoks H1ristiyanl;um temsildsi alma i<l-
dialanm bo~a c;:1karacag1 hakh korkusuyla neticede 1860
ve 1862'de bir reform anayasas1 c;:1kardi. Yahudi milleti, re-
form gereksiz oldugu gerekc;:esiyle fiilen uygulanmad1g1
halde 1865'te yeni bir anayasa hazirladi.
Millet reformunun ana bzelligi, dinle ilgisi olmayanla-
nn, oncelikle tOccarlann· ve sanatkarlann patriklerin se-
<;imlerine ve yeniden olu~turulmu~ olan milletin ybnetimi-
ne katilmalanna olanak yaratmas1ydi. Milletlerin incelen-
mesi konusunda c;:ok fazla zaman harcam1~ olan Roderick
Davison, bu reformlan azmhklar arasmda temsili hukume-
tin ilk ad1mlanm atan, onlann ulusal bilinc;:lenmelerini
guc;lendiren ve 1876 Osmanh Anayasas1'na model te~kil
eden c;:abalar olarak onemser. 24 Aslmda, millet reformu es-
ki millet sisteminin yururlukten kaldmlmasmm son ad1-
m1ydi. Reformlar gerc;:ekten de milletlerin ic;: yaptlanmalan-
m saglad1, fakat aym zamanda hukumetin haklannm ve
ozgurluklerinin kaynag1 oldugu gerc;:egini istemeden de ol-
sa resmen kabul edilmesine yaradi. Padi~ah, 1856 Ferma-
m'yla milletlere kendisinden once gelenlerin tamm1~ ol-
duklan butun haklan ve ayncahklan resmen verdi. Fakat
padi~ah, aym zamanda milletin "benim yuksek musaadem
ve benim Bab1ali'min denetimi altmda" mevcut muafiyetle-
rini ve ayncahklanm gozden gec;:irmesini talep etti ... Fatih
Sultan Mehmed'in ve ondan soma tahta c;:1kanlann H1risti-
yan patrikleri ve piskoposlanna vermi~ ·olduklan yetkiler,
"benim cbmert ve iyi niyetli c;:abalanmla bu cemaatlere ve-
rilmi~ olan yeni konumlanyla uyumlu hale getirilmelidir"
dedi. 25 Ferman c;:erc;:evesinde din adamlanmn sec;:imleri, ay-
23 Ennenilerin Katolik olu~u konusunda Bab1ali'nin tavn i~in Ahmet Refik'in
"Hicri Onuncu As1rda Istanbul Hayau: 1200-1255"e bak1mz (Istanbul,
1932)
24 Davison, s 135.
25 Young, s 4-5

315
,
Osmanh'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

hk ~eklindeki odentileri, dini kurulu$larm in$aat ve tami-


ran konulannda da hukumler yaymland1 ve irklar ile din-
ler arasmda e$itlik ilan edildi.
Eski gunlerde haklar ve ozgurlukler milletin yap1sal
ozellikleriydi ve istendiginde k1s1Llanamaz ve degi$tirile-
mezdi. Arna art1k geni$letilmi$ ve teminat altma almm1$ ol-
salar da bu haklar ve ozgurlukler hukumetin kontrolune
verilmi$ti. Reform sonucu milletler giderek daha fazla hu-
kumet kontrolune girdiler ve duzenlemelerine tabi olmaya
ba$lad1lar. 1880'de Ahmed Cevdet Pa$a, tek bir uygulama
bi<;:imi getirerek milletlerin dini mahkemelerini laikle$tirdi.
Aynca, din adamlannm itirazlanm dikkate almayan huku-
met, milletlere mensup bireylere, eski milletlerin dini mah-
kemelerinin yetki alanma giren miras ve vasiyetname ile il-
gili davalann devlet mahkemelerinde bak1lmas1 hakkm1 ta-
mdi. Aynca hukumet, baz1 patriklerin $ikayetlerine ve pro-
testo ama<;:h istifalanna ragmen ders kitaplanm ve mufre-
datlanm 1869 tarihli egitim yasasma gore incelemeye tabi
tutarak millet okullanm kontrolu aluna aldi. Millet re-
formlarmm din adamlanmn yetkilerini dini gorevlerini ye-
rine getirmeleriyle sm1rlad1g1 ve bunun sonucunda huku-
metin cemaatin dinle ilgili olmayan konulanm yetki alam-
na almasma imkan verdigi a<;:1k<;:a goruluyor. Aslmda, re-
formlar milletleri dini konular d1$mda hi<;:bir i~leri olma-
yan basit inan<;: gruplan haline getirmi$tir. Ger<;:ekten de
yuzy1hn sonlanndan iLibaren uygulamada butun gayrimus-
lim inarn;;lan temsil eden yakla$1k dokuz millet vardi. Ge<;:-
mi$te ise bu say1 U\ gayrimuslim millet olarak sabitti.
Hukumet otoritesinin geni$lemesinin nedeni hukume-
tin Hiristiyan tebaalarmm ozgurluklerini k1slllamak iste-
mesinden kaynaklanmadi. Bunun nedeni merkeziyet<;:i uni-
ter hukumet kavram1yla, mensuplan art1k her $eyin otesin-
de haklan ve yukumlulukleri hukumet tarafmdan belirlen-
mi$ Osmanh vatanda$lan haline gelmi$ olmasma ragrnen

I 316
r Milletler ve Yurtta~lih: Osmanh Sonrasr Donemde Ulus

reform gec;irmi~ olan milletlerin muhafaza etmeye c;ah~uk­


lan ozerklik fikri arasmdaki kac;m1lmaz uyumsuzluktu.
ve Devlet ...

Gayrimuslim halk kendisini, saglayacag1 faydalardan ya-


rarlanmak ic;in Osmanh yasalanna uymak ile kendilerine
eski milletler sistemi altmda verilmi~ olan ayncahklan
rnuhafaza etme istegi arasmda ne yapacagm1 bilemez bir
konumda buldu. Aslmda, kendilerine eski millet sistemin-
de tanmm1~ olan ayncahklan konu ederek Osmanh huku-
metinin haklanm ve ozgurluklerini ihlal ettiginden yakm-
makta tereddut etmediler ve Avrupa devletlerinin de des-
tegiyle vatanda? olarak uymak zorunda olduklan yasa
hukumlerinden ve sorumluluklanndan s1k s1k kac;may1
ba?ardllar. Diger yandan Muslumanlann himayesine gi-
recekleri kimseleri olmad1g1 ic;in, ic;inde bulunduklan ko-
tli ko?ullardan Hiristiyanlan ve Avrupa devletlerini suc;la-
d1lar. Bunun neticesinde ortaya c;1kan ho~nutsuzluklar
Muslumanlar ile gayrimuslimler arasmda dini c;atl~malar
haline donu~tu ve II. Abdulhamid doneminde, hukumetin
c;ogunlugun taleplerine boyun egmesi ve Muslumanlann
kulturel ve dini amac;lanm yansitan bir reform politikas1
ile kendi tasarlad1klan bir modernle~me tlirunu uygula-
maya ba~lamas1 uzerine had safhaya ula?tL Kendilerini en
azmdan gorunil?te ulus-devlet olarak yeniden yap1landir-
d1ktan sonra bile eski milletlerin kultiirel miras1 Muslu-
man ve gayrimuslimler arasmda ya~amaya devam etti. Di-
ni bir cemaat olduklan halde ulus olarak gorulduler ve bir
yandan da dilin kendilerini belirleyici ulusal ozellikleri ol-
dugunu iddia etmeyi surdilrduler. Sonuc;ta, milliyet, tersi-
ne iddialara ragmen, once dini baghhkla, sonra da dille
belirlenir hale geldi. Osmanh doneminde "Turk" Muslu-
man millete mensup herkes olabilirdi. Musluman Bo?nak-
lar, Pomaklar, Arnavutlar ya da Rumlar bir kelime Turkc;e
konu?mad1klan halde Turkiye'ye goc; ederek burada yerle-
?ebilirlerdi. "Rum" ise kendisini Rum olarak goren Turkc;e

I 317
Osmanl1'da Degi~im, Modernle~mc ve Ulusla~ma

konu?an Karamanhlar da dahil olmak uzere butlin On0 _


doks Hiristiyanlardi. Ateist olmasma kar?m, Bulgar huku-
meti, dinleri nedeniyle Bulgarca konu?an Pomaklar da da-
hil olmak uzere Musluman vatanda?lara aynm uygulad 1.
Millet mirasmm doneme ve reformlara yon verdigini ve es-
ki Osmanh milliyetlerinin kultlir ve davram?lannda her za-
man var oldugunu kamtlayan brnekler sonsuza kadar <;;o-
galnlabilir.
Ban Avrupa'da dogal ?ekilde butlinle~mi? olan "ulus"
ve "devlet" kavramlan ne Osmanh Devleti'nde ne de on-
dan soma kurulan devletlerde ba?anh bir temel olu~tura­
bilmi?tir. Ulus dini cemaat olarak gorulmu~ ve neticede
burada da belirtildigi gibi, ondan soma kurulan devletlerin
<;;ogu kendi ulus anlay1~lanna uygun olarak bu ilkeye sad1k
kalm1?lard1r. Diger yandan teritoryal devlet, aykm bir bi-
<;;imde, <;;ogunluktaki uluslarm hakimiyeti ve basklSl altm-
da oldugunu hisseden diger ulusun vatanlan olan laik an-
lamda ulusal politik bir varhk olarak tammlanm1?tlr. Ashn-
da bu iki kavram, bir ulusu tam anlam1 ile laikle?tirmeleri
ya da bir devlete ulus ruhu a~1lamalan d1?mda uyu?malan
olanaks1z bi<;;imde birbirinin kar?1t1dir. Yalmzca !srail ulus
ile devlet arasmda belli bir uyum tesis etmeye <;ah~1yor gibi
gorunmektedir; fakat bunu ne kadar surdlirecegi belli de-
gildir.
Ozetle, birle~mi? bir yonetim ve vatanda?hk kavram1
da dahil olmak uzere reformlar bireyler, hukumet ve mil-
letler arasmda yeni ili?kiler yaratt1. Bu yeni ili?kiler huku-
mete bagh tebaalann sadakat ve birlik i<;;inde olmalan kar-
?thgmda onlara olabildigince haklar, ozgurlukler ve hiz-
metler saglayacak ve tebaalann kulturel, politik ve ideolo-
jik beklentilerine cevap verecekti. Bu yeni ili?ki duzeninin,
yap1lanmanm mli?terek geleneklerini, yani Osmanh siste-
minin yuzy1llarca i<;inde ya?ad1g1 millet sistemini dikkate
alacak yeni bir yap1sal <;;er<;;eveye ihtiyac1 vardi.

f 318
, Millctler vc Yurlta~l1k: Osmanl1 Sonras1 DOnemde Ulus ve Devlet ..

Alternatif yeniden yap1lanma modeli Ban Avrupa'dan


ahnan ulus-devlet oldu. Bu model, tarihsel deneyimleri ve
politik kultiirleri dikkate ahnmadan liderleri tarafmdan
bi\tiin Osmanh halklarma dayat1ldi. Birbirine benzer diller
konu$an her etnik grup -S1rp, Rum, Bulgar ve daha soma
Turk- kendilerine ba$kalan tarafmdan onerilen belli bir
coprak pan;:as1 uzerinde topland1 ve kendi ba$lanna bu i$e
giri$mi$ olan "ulusal" liderlerinin se<;tigi ulusal kimligi ka-
bul etmek zorunda b1rak1ldi. Bu gruplardan biri <;ogunluk
grup tarafmdan uygulanan kayna$tlrma siirecinden bir $e-
kilde kurtulmu$Sa, durum uygun olur olmaz kendi kolek-
tif ki$iligini kamtlamaktan ka<;mmadi. Bu noktay1 aydm-
latmak i<;in <;ok bilinen <;eli$kili bir ornegi verecegim.
I870'lerde, Makedonya'da ya$ayan kalabahk bir insan top-
Julugu Bulgarcaya benzeyen bir leh<;e konu$maktaydi. So-
nu<;ta, $ayet Makedonya, 1878 Ayastefanos Antla$ma-
s1'nda kararla$tmld1g1 gibi Bulgaristan'a verilmi$ olsayd1
bu topraklar Bulgar topraklan olacaku. Sirplar bunlan
kayna$tlrmak i<;in ugra$tilar, fakat ba$anh olamadilar. Ne-
ticede, lkinci Diinya Sava$1'ndan soma Makedonlar ayn
bir milliyet olarak kabul edildiler. Aym $CY lkinci Dunya
Sava$t'ndan once kimlikleri Yugoslav rejimi tarafmdan
yok sayilan Arnavutlar ve Miisliiman Bo$naklar i<;in de ge-
<;erlidir. Osmanlmm milletlerde farkh gruplann etnik ve
linguistik kimliklerini nasd muhafaza ettigini ve 1878'den
soma kurulan baz1 ulus-devletlerin bu farkhhklan yok
sayd1g1 ve diger devletlerin modern federalizm prensibi
dogrultusunda onlan tammak zorunda b1rakild1klanm
gosteren bu ornekler <;ogalt1labilir. Ger<;ekten de Sirbis-
tan'm kan$1khklarla dolu tarihi ve daha somalan once
uniter, sonra federal Yugoslavya haline donii$mesi clerin-
lemesine incelendiginde, millet sisteminin etkileri ve olas1
<;bziimun Osmanh hiikumetinin ondokuzuncu yuzyilda
rnilliyet<;ilik sorununu <;ozumlerken kulland1g1 yollar ola-
bilecegi a<;1k<;a fark edilir.

319
EK I
1900'DE (H 1318, R 1316) HAZIRLANAN SALNAMEDE
,
BULUNAN OSMANLI VlLAYETLERl, SANCAKLARI VE
KAZALARI*

Vilayetler vc Ozel Mmt1kalar Kazalann Nahiyelerin Koylerin


(Liva) Say1s1 Say1s1 Say1s1

Hicaz vilayet 5 3 13
2 Yemen 27 54 6.339
3 Basra 10 29 210
4 Bagdat 17 34 47
5 Musul 15 22 3 331
6 Halep 21 54 3 476
7 Suriye 18 13 1.072
8 Beyrut 16 43 3.057
9 Trablusgarp 17 22
10 Hudavendigai (Bursa) 26 49 3450
11 Konya 25 32 1.939
12 Ankara 21 19 2.765
13 Aydin 35 50 2.787
14 Adana 15 21 1.632
15 Kastamonu 18 27 4.045
16 Sivas 21 227 3.042
17 Diyarbaktr 14 57 3.177
18 Bitlis 13 30 2.017
19 Erzurum 20 79 2.617
20 Mamuretulaziz 14 70 I 890
(Elaztg)
21 Van 13 9 1.594
22 Trabzon 18 24 2.738
23 Cezayir-i Bahr-i Sefid 15 18 297
(Ege tak1madalan)
24 Girit
25 Edi me 33 117 1.995
26 Selanik 23 16 1.860
27 Kosova 23 16 3.211
28 Yanya 15 10 1.597
29 lskodra (Arnavutluk) 8 10 476
30 Manasnr 22 24 2.003

320
r 1
2
3
Kudils
Bingazi (Libya)
Zor
Oze!
Sancak
3
4
4
2
9
4
328

149
tzmit 4 10 938
4
Kale·i Sultaniye 5 8 498
5
( <;:anakkale)
<;:atalca 2 95
6
Cebel-i Liibnan 8 40 931
1
(Lubnan dag1)

roplam 568 1.253 65.706

• Bu liste, hala Osmanh hiikiimdarhg1 altmda olarak kabul edilmelerine rag.


men, yabanc1 isgal altmda olan ya da ozerkligini ilan etmis olan idari birim-
lerin sayilanm (M1s1r [1882'de Biiyiik Britanya tarafmdan isgal edilmistir],
Sosna ve Hersek [1878'de Avusturya tarafmdan isgal edilmistir], Bulgaristan
[1878'de 6zerktir], Dogu Rumeli [ozerktir, fakat 1885'te Bulgaristan tarafm-
dan ilhak edilmistir] Sisam adas1) icermez: Girit listeye almm1sur, fakat idari
boliiniisiine yer verilmemistir.
IL Abdulhamid'in Pan-lslamizmi:
Cemaatten Milli Devlete

Ball Lariht;:ilcri ve bilgilerini bu tarihc;:ilerden ve siyasi ya-


zarlanndan alan diger bin;ok tarihc;i ve yazar Sultan 11.
AbdOlhamid'i Pan-lslamizm olarak tamnan siyasi ak1mm
kurucusu ve bunu kendi gayeleri ugruna kullanan bir hu-
kOmdar olarak tamtm1~lard1r.
Pan-lslamizm, en k1sa tarifiylc, d1inyada ya~ayan tum
Muslumanlan aralannda mevcut din baglanna dayanarak
siyisi bir birlik haline getirmek c;:abas1d1r. nu birligin ana
gayesi Ban Olkeleri ile Rusya'nm i~gal cltikleri Mush:iman
topraklanm Miislumanlar arasmda ihtilal veya direnme yo-
luyla hurriyete kavu~turmak ve geri kalanlann istiklallerini
korumaknr. Sunu hemen ilave edelim ki Pan-lslamizm bu-
gune kadar herhangi bir ~ekilde derinlige inen etrafh bir
ara~tmnaya konu olmam1~tlr. Pan-lslamizm teriminin ve
bu husus1aki bilgilerin ana kaynag1 bilhassa Frans1z, lngi-
liz ve Rus diplomatik yaz1~maland1r. Eide mevcut c;al1::;ma-
lar, bir-ikisi hari~ olmak Ozere bu konuyu <liplomatik c;ev-
relerin gorii.~ii ic;inde kalarak kaleme alm1~lardir. Konuyu
I

i 323
Osmanl1'da Dcgi~im, Modemlqme ve lllusla~ma

daha geni~ bir <;cn;eve i<;inde almak isteyen yaz1lar ise dip-
lomatik c;:cvrelerin verdikleri bilgilerin c;ok ~upheli ve tek
yt1nli\ olmalanna i~aret etmekle beraber Pan-lslamizm ce-
reyanmm gen;ek kaynaklanm, geli~mesini ve gayelerini
yeccrince aydmla1mam1~lard1r.
Biz Pan-lslamizm, daha dogrusu lslamc1hk cereyam ve
Sultan Abdulhamid'in bu cereyamn olu;;masmda oynad1g1
rol hakkmda bir hayli degi;;ik bir goru~e sahibiz. Ondoku-
zuncu yuzy1! Osrnanh tarihi c;ok kapsamh bir c;erc;evede
ele ahmrsa ~uphesiz ki Pan-lslamizm'in gerc;ek niteligi ve
Curnhuriyet Turkiyesinin kurulmasmda oynad1g1 can ahc 1
Larihsel rolu c;ok daha iyi anla~ilm1~ olur. Bizim burada
yapmak istedigimiz, halen haz1rlamakLa oldugumuz ondo-
kuzuncu yuzy1l tarihinin c;erc;evesi ic;inde lslarnohk cere-
yanmm baz1 ana noktalanm ()zetlemekten ibarettir.
Konuyu fazla dagitmamak ic;in lslamc1hk cereyammn
dogu~unu ve geli;;mesini saglayan etkenleri don nokta et-
rafmda toplamak istiyoruz. Bu noktalardan birincisi top-
lumsal yap1 degi;;iklikleridir. lkincisi, bu toplumsal degi-
;;ikliklere paralel olarak geli~en, bu degi~ikliklerin k1smen
nedeni ve k1smen neticesi olan d1;; siyaset geli;;meleridir.
Oc;:uncu etken du~unce alamnda meydana gelen degi;;iklik-
ler ve dorduncu etken ise II. Abdulhamid'in padi~ah ve ha-
life olarak etrafmda geli~en sosyopolitik olaylan yorumla-
yarak onlara verdigi yon ve ~ekildir.

1. Toplumsal Yap1 Degi~iklikleri

Suphesiz ki tarihte en zor incelenen konu yap1 degi~mesi­


dir. (:unku bu deg;i;;me olaylann hem nicelik olarak hem
nitelik olarak analiz ile sentezinin bir arada yurutulmesini
gerektirmektedir. Osmanh Devleti'nin toplumsal yap1s1 da-
ha devletin kurulu~u anmdan itibaren her toplumda oldu-
gu gibi degi~meye ba~lam1;;ur. Fakat bu degi~meler Ill. Se-

I 324
11 Abdiilliamid'in Pan-lslamizmi: Cnnaaltcn Milli Devlelc

lim ve II. Mahmud'dan soma eskiden oldugu gibi ic;; kuv-


veLlerin yanmda d1$ kuvvetlerin de etkisiyle yeni bir nite-
lik, h1z ve yon kazanm1$t1L Eskiden kendi ekseni etrafm-·
da dbnerek degi?en Osmanh toplumu, ondokuzuncu yuz-
y1lda, dunya ekonomik sisteminin ic;;ine yava? yava?, giri?
?artlanrn kendisi tayin ederek degil, sistemin siyasi bask1s1
nedeniyle k1smen tabi olarak kat1hm$l1L
Tanzimat reformlan olarak bilinen modernle?me c;;a-
balan dunyadaki bu ekonomik c;;erc;;eve ic;;ine girmek ve
onunl~ uxurn saglamak c;;abaland1r. =ranzimat o-lmadan da
bu dunya ekonomik sistemine girmenin mumkun olup ol-
rnayacag1 sorusuna, ben ?ahsen "Tanzimal olmadan c;;ok
degi?ik ?artlar altmda girmek murnkltndu" cevab1rn vere-
bilirim. Ancak bu sorun tamarmyla kuramsal olacag1 ic;;in
bunu burada tart1?mayacag1m.
Ioplumsal yap1 degi?melerinde ?liphesiz ki toprak
duzeninin degi?mesi ba?ta gelir. Eski toprak duzeni, yani
timar sistemi (ki zaten koklu bir degi?meye ugraml?ll) da-
ha II. Mahmud zamanmda kaldmlarak devletin devlet ola-
rak eski timar arazisine sahip c;;1kmas1 saglanrm?tlr. Os-
rnanh Devleti'nde esas olan devletin toprak sahibi olmas1
degil arazinin idarecisi olarak gorevlendirilmesidir. 11.
Mahmud bu esas uzerinden giderek yava? yava? vak1f ara-
zilerini de devlet kontrol ve tasarrufu altma sokmu?tur, ki
bu da hem lslami esaslara hem de Osmanh devlet felsefe-
sine aykmydi.
Ayanlann ileri gelenlerinin onadan kaldmlmas1 ve
mulklerinin ellerinden almmas1 devletin miilk hakkmdaki
yeni gorli?lerinin diger bir ifadesidir. Ancak devletin ma-
lik-yedi emin olmaktan <;_:1karak mulk sahibi gibi hareket
etmesi uretimde ve buna bagh olarak vergi gelirlerinde de
buyuk bir dil?U? meydana getirdigi ic;;in arazinin i?letilme-
si amaciyla yeni usullere ba?vuruldu. Misir'da Mehmed
Ali Pa?a'nm isyan halinde olmas1 (ki bu isyanm ana nede-

l 325
Osmanli'da Degi~im, Modemlc~me ve Ulusla~ma

ni II. Mahmud'un merkezciligi ve ekonomik tekelcilik He


devlet<;iligidir) vergi gelirini daha da azaltmca arazinin i~­
letilmesi konusu bir kat daha bnem kazandi.
Abdulmecid'in saltanatmm ba?lang1<; y1llannda kuru-
lan toprak mulkiyeti komisyonlannm <;ah?malan nihayet
1858 y1lmda Arazi Kanunnamesi'nin ortaya <;1kmas1yla so-
nu<;lanm1?tlr. Gorunurde Arazi Kanunnamesi klasik lsla 111
hukukunun ve Osmanh Devleti'nin geli?tirdigi be? toprak
cinsini tammakla beraber aslmda arazi i?letmeciligi baki-
mmdan <;ok buyuk bir degi?iklik getirmi? bulunuyordu.
Rakaba yani mulkiyet hakkm1 devlet muhafaza etmekle be-
raber i?letme hakk1 kirac1 ve tasarruf sahibi lehine <;ok ge-
ni?letilerek ondokuzuncu yuzyilm sonrasmda ve bilhassa
lttihat ve Terakki doneminde i?letme, yani Lasarruf hakk 1
ile rakaba, yani mulkiyet hakk1 birbirinden farks1z hale gir-
mi? bulunmaktaydi. Daha evvel padi?ahlar, bilhassa II.
Mahmud ayanlara kar?l halkm destegini kazanmak ama-
oyla Balkanlar'da tasarruf sahibi birc,-ok koyluyu mulk sa-
hibi yapm1?t1r. Toprak mulkiyet hakk1 bilhassa Bulgaristan
ve Makedonya'da Hiristiyan koylulere verilmi?tir, ki bu
Muslumanlar aleyhine olmu?tur. Hiristiyan koylu toprag1-
nm mlllkiyet hakkma sahip olarak piyasa ihtiyac,-lanna go-
re uretimde bulunurken Musluman halkm tasarruf hakk1,
yani araziyi kullanma yetkileri uzun sure tahdit edilerek
bu kesimin pazar ekonomisine girmesi gecikmi?tir.
Arazi mulkiyeti ve tasarruf haklannm ugrad1g1 degi-
?iklikler ba?hca iki sonuc,- ortaya c,-1karm1?tlr:
Birinci sonuc,-: Devlet, daha dogrusu burokrasi arazi
uzerindeki mulkiyet haklanm hukuken muhafaza etmekle
beraber tasarruf yetkileri fiilen ki?ilerin lehine geni?letile-
rek zirai ekonomide yava? yava? serbest diyebilecegimiz
bir ekonominin (rejimin) yerle?mesine yol ac;mt?ttr. Boyle-
ce egitim, hizmetler ve idarede merkeziyet usulunun derin
kok salmasma kar?thk ziraatte nisbi bir libaralle?me olu?-
mu?tur.

326
r II. Abdulhamid'in Pan-lslamizmi: Cemaattcn Milli Devlete

lkinci sonw;: Ziraatte piyasa ihtiya<.;larma, yani pazar


ekonomisine gore i.iretim yapmak yani ticari ziraat 6ncu-
luk kazanmr;;tir. 1838 Osmanh-lngiliz ticari anla;;mas1
hem ticaret serbestligini geni;;letmi;; hem de ziraatin piya-
sa, bilhassa d1;; piyasa ihtiya<.;lanm kar;;rlayacak ;;ekilde
uretim yapmasmr saglam1;;t1r. Mesela Osmanh ziraatmm
<,;e;;itlenmesi, ti.iti.in, kuru uretim, meyve gibi mahsullerin
yeti;;tirilmesi, yeni bazr zirai usullerin kabul edilmesi 1838
ve 1856'dan soma suratle geli;;mi;;tir.
l;;te bu geli;;meler sonunda sosyal mevkilerini ve etki-
lerini ekonomik gi.ice dayand1ran yeni tipte tuccar ve top-
rak sahiplerinin ort~).'_a <,;1kt;gm1 ggruxoruz. Ticarette, bil-
hassa dr;; ticarette gayrimuslimlerin hakim olmasma kar;;1-
hk, ziraatte yabancilara veri\en toprak sahibi alma hakk1-
na ragmen, Musli.imanlar i.istun durumda bulunmaktayd1-
]ar. Buyuk zirai i;;letmeler, yani bii'yuk toprak mulkiyeti
ise devlet ricali elinde ve Irak, Suriye ve Guneydogu Ana-
dolu bir yana b1rak1hp te;;ekkul edememi;;tir.
Bu sosyal geli;;melerin Abdulhamid zamanmdaki ls-
lamc1hk cereyanmm meydana <,;rkmasmda buyuk bir pay1
vardtr. <:=unku tanm kesiminde meydana gelen sosyal
gruplar bir dereceye kadar devlet kontrolunden uzak, hur
oldugu kadar temel kulturunu ve geleneklerini muhafaza
eden bir ortam i<.;inde yeti;;mi;;lerdir. Bu kesimde, eski ya-
nfeodal burokratik duzen kalkmr;;, onun yerine 6zel mi.il-
kiyete dayanan yeni bir duzen kurulmaya ba;;lmm;;nr.
Boylece tanm kesiminde, yani kasaba ve koylerde Muslu-
man balk arasmda din, kulti1r, haua dil esasma dayanan
vc bir\ok yerde bcJlgesel karakter arz eden, gori.inl'trcle gc-
lencksel baglarla hirbirine baglanan, fakat niteligi \ok ba~­
ka yeni tesanud (daymn~ma) baglanyla birbirine baglanan
yeni bir toplum olu;;rnaya ba;;la1m;;t1r.
Ekonomik ili;;kiler a<,;1smdan, modern kulrur ve de-
gerler ba~I!lmd_~n__geleneksel toplumdur bu.
I 327
Osmanli'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

Teruel sosyal ve ekonomik !;iartlann ve geleneksel kul-


tli.rD.n tesirleri altmda benligini ve tarihsel kimligini koru-
yarak geli!;ien e!;irafh, hocah, imamh, tanmsal koklu bu
grup devlet te!;ikilat1 ic;:inde yerini bulamam1!;itlr. Her ne ka-
dar 1876-78 Meclis-i Mebusan'1 bu kitleye bir temsH
imkam sag;lami!;isa da bu imkan uzun omurlu olmami~tir.
Buna kar~1hk devlet seviyesinde ve devlete hizmet ic;:in ya-
n!;ian ve temel bunyeden kopmu!;i okumu!;ilar zD.mresi ya
Avrupa'y1 kendine model alm1!;i veya dart elle sozde eski
kultu.re ve gelenege dayanarak ic;:inde ya!;iad1g1 gerc;:ekleri
goremeyerek olabildigince tutucu bir tavir alm1!;itlr.
Sosyal yapmm degi!;imesinde c;:ok onemli rol oynayan
ve lslamc1hk cereyamnm dogmasmda etkisi olan diger bir
etken goc;:lerdir. Eski bir sosyal yapmm degi!;imesinde de-
mografik etkenlerin etkisi endustrile!;ime kadar yaygm ve
kokludur. Ondokuzuncu yuzy1lda Osmanh Devleti'ne
1783 ve bilhassa 1804'te Kmm'dan, 1862'den soma Kaf-
kaslar'dan, 1878'de Balkanlar'dan takriben be!;i milyon in-
san goc;: etmi~tir. Bu goc;:ler Rumeli ve Anadolu'nun gele-
neksel bunyesini koklu bir degi!;iiklige ugratarak bu bolge-
lerde MD.sluman ve Turk nufusunun hem say1sm1 hem ora-
mm suratle arurml!;itlr. Mesela, 1865 ile 1880 aras1 Osman-
h nufusunun % 42 oranmda artllg1 ve bu artl!;im geni!;i
c;:apta goc;:ler sayesinde oldugu, goc;:menlerin ezici c;:ogunlu-
gunun Osmanh siyasi kulturu ile yeti~mi!;i Muslumanlar ol-
duklan, Turkc;:e konu!;ituklan du~D.nulurse goc;:lerin 6nemi
kendiliginden ortaya c;:1kmaktad1r.
Konumuz ac;:1smdan goc;:lerin siyasi ve ideolojik 6nemi
c;:ok buyuktli.r. Goc;:menlerin ezici c;:ogunlugu Musluman ol-
duklan ic;:in zorla yerlerinden sokulup at1lm1~, yuzbinlerce-
si oldurulmu~. hepsi korkunc;: gunler gec;:irmi~ ki~ilerdir. i
Yuzy1llar boyunca C!;iraftan say1lan bu kimseler, varhkh ve
itibarh aileler, bir anda maddi varhklanm kaybederek ale-
lade kimseler olarak sefalet ic;:inde, kurtulu!;iu hur kalm1!;i

I 328
II. Abdulhamld'in Pan-1slamizmi: Cemaatten Milli Devlete

osmanh topraklannda bulmu~lardir. Musliiman olduklan


ic;;in ugrad1klan kay1plar bu kimselerin din ve kiiltiir bilin-
cini olabildigince geli~tirmi~tir. Bu goc;;men kitlesi bir yan-
dan devleti ve padi~ah1 dii~tiikleri durumun sorumlusu
olarak goruyor, diger yandan s1gmd1klan Rumeli (ki sonra
bunun bir k1sm1 da aym ak1bete ugrayacakur) ve Anado-
lu'nun elden gitmemesi ic;;in maddeten kuvvetlenmesini is-
tiyorlardi. (Ali Suavi'nin 1876'da C::1ragan Saray1'm basma-
s1 k1smen bu endi~elerin ve gorii~lerin neticesidir.) Bugiin
[l 980'lerde] Bulgaristan Tiirklerine yap1lan vah~i muame-
le nas1l ki anayurtta ya~ayan Tiirklerin bilincini arurm1~sa,
o zaman da Kafk.as ve Balkan Miisliimanlanna yapilan mu-
amele tum Miisliimanlann dini bilincini siyasi bilince do-
nu~tiirmii~tiir.

2. D1~ Siyaset Etkileri

Ondokuzuncu yiizy1lm yans1 Bau Avrupa'nm, bilhassa


Fransa, lngiltere, Hollanda ve Rusya'mn emperyalist yay1l-
masma sahne olmu~tur. Bu yayilmamn ana nedenleri bir
yandan endiistrilerin pazar ve hammadde bulmak ihtiyac1,
,diger yandan pazarlan ve hammadde kaynaklanm koru-
mak ic;;in stratejik, askeri mevkileri ele gec;;irmek ve tut-
mak arzusuydu. Somiirge siyasetinin dayand1g1 diger bir
yon daha vardir ki bu, c;;ok kez ara~tmcilann gozlerinden
uzak kalmaktad1r. Bir ulke diger bir ulkede ekonomik c;;1-
kanm saglamak ve etkisini muhafaza etmek ic;;in mutlaka
ve mutlaka kendisi ile uretici yerli halk arasmda bir arac1
bulmak zorundad1r. Klasikle~mi~ bir idare sistemi olan
arac1hk usuliinii Bat1h ulkeler Osmanh Devleti'ne tatbik
etmi~lerdir. Boylece gayrimiislimler, ozellikle Rumlar ve
Ermeniler ve Suriye'de H1ristiyan Araplar arac1hk rolum1
Ozerlerine alarak hizmetleri mukahilinde hem ekonomik
hem de siyasi mukafat alm1~lard1r. C::ok iyi bilinen bu ol-
1 329
Osmanl1'da Degi~im, Modemle~me ve U!usla$ma

guyu geni~ c;izgilcriyle tekrar dile getirmenin ana amac1 ~U­


uur: Gayrimuslimlere yapilan imtiyazh muamele MOsh.i-
man ve gayrimuslimler arasmda eskiden beri bulunan <lil1i
farklan din ve ki1ltiir fark1 niteliginden <;Lkararak siyasi
fark ~ekline sokmu~tur. Gayrimuslimlcrin ckonomik ve si-
yasi imtiyazlan sayesinde Osll1n sosyal bir sm1f olarak g6-
riinmcleri Mi1sliiman kitle.yi birhirine Jaha yakmla~tlrarak
din ve kultur farkma sosyal ve politik bir yon daha kazan-
dirm1~ur. Her ne kadar Musluman ile gayrimuslimlerin Ost
kademeleri, yani bu durumdan istifade edenler ile devlet
idarecileri, Muslumanlar ve gayrimuslimler arasmda beli-
ren siyasi-sosyal ve ekonomik farklan gormemezlikten gel-
mi~lerse de sonunda bu farklan kabul etmek zorunda kal-
m1~lard1r. Abdulhamid bu farklan ai;1ki;a kabul eden ve
ona gore bir devlet siyaseti du~unen modern i;agm ilk pa-
di~ah1d1r.
Osmanh Devleti ondokuzuncu yuzyilda ekonomik ve
siyasi zaafma ragmen yuzy1lm sonuna, hatta y1k1h~ma ka-
dar siyasi istiklalini korumu~. uluslararas1 ili~kilerde hare-
ket serbestisi olan tek Musluman devletti. 1ran ~eklen istik-
lalini korumu~ gorunmesine ragmen, aslmda siyasi ve eko-
nomik gucunu ve etkisini yitirmi~ bir ulkeydi. l~te Osman-
h Devleti'nin durumunu goz onunde bulunduran ve istik-
lallerini korumak, tekrar elde etmek isteyen bin;:ok
Musluman ulke Osmanh Devleti'nden yardnn istemi~, ba-
z1lan ise Osmanh hukumranhg1m kabul etmeye haz1r ol-
duklanm bile bildirmi~lerdir. Daha Padi~ah Abdulaziz za-
manmda Sumatra, Cava, Komoro adalannda hukum suren
Musluman hukumdarlan saraya uzun mektuplar yazarak
-bazen de (padi~ahm halife s1fat1m i~aret ederek- lslam ad1-
na birle~mek ve mii~terek bir cephe kurmak teklifinde bu-
lunmu~lard1r. Daha sonralan Cezayir'de ve Tunus'ta Fran-
s1zlar aleyhine meydana gelen ayaklanmalann lstanbul'da
Cezayirliler ve Tunuslular tarafmdan tertip edilmesi Avru-
1 330
II. Abdulhamid'in Pan-lslamizmi: Cemaatten Milli Devlete

pa devletlerini ku~kuland1racak Pan-lslamizm iddialannm


ortaya c;1kmasma neden olmu~tur.

3. ldeolojilerin Dogumu

IL Abdiilhamid 1876'da tahta pkt1g1 zaman sosyal ve dini


gruplar halinde, goru~leri ve c;1karlan birbirinden aynlm1~
Osmanh toplumu farkh ideolojilerin dogumuna uygun bir
duruma gelmi~ bulunmaktayd1.
ldeolojir:iin en goze c;arpan yonii ki~ilerin ve gruplann
ic;inde bulunduklan sosyal, ekonomik ve siyasi durumu
oznel olarak ele almaland1r. Burada bznel teriminin anla-
m1 ki~inin ve gruplann durumlanm ve c;1karlan111 toplum
ic;inde bizzat kendilerinin tarif ettikleri hak, adalet, mevki
ve iktidara gore tayin etmeleridir. Boylece Osmanh Devle-
ti'nin kurulu~undan beri Miisliiman ve gayrimiislimlerin
statD.siinD. ve cemiyet ic;indeki yerlerini ve padi~ah ile olan
ili~kilerini tayin eden kaideler bilhassa gayri miislimler ta-
rafmdan gec;ersiz say1lmaktayd1. Gayrimiislimler arasmda
gittikc;e geli~en etnik milliyetc;ilik bunlann Osmanh Dev-
leti'nden aynlmalanyla sonuc;lanm1~t1r. Tanzimat reform-
lan gayrimuslimlerin milli ideolojilerinin geli~mesine iste-
meyerek de olsa yard1m etmi~tir. Gayrimiislimlerin gut-
tiikleri milliyetc;iligin Bulgaristan, S1rbistan, Yunanistan
gibi iilkelerde ulusal bir devletin kurulmas1yla neti.celen-
mesi, Muslumanlan ve Tiirkleri ya yerinden etmekle veya
onlan ikinci sm1f vatanda~ statiisiine sokmakla sonuc;lan-
m1~ur. l~te Miisluman halk arasmda beliren savunma ihti-
yac1, medeniyet ve varhklanm koruma kayg1s1 burada da
ideolojik bir cereyamn dogmasma neden olmu~tur. Kendi-
sini ekonomik ve siyasi bak1mdan magdur goren Miislii-
man kitle de Osmanh Devleti'nin ic;inde bulundugu ~artla­
ra ve kurtulu~ yollanna kendi oznel ac;1smdan bakmaya
ba~lam1~t1r. Osmanh Devleti'nin, esas1 itibariyle halen bir

331
Osmanh'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

lslam devleti olmas1 Osmanh nOfusunun ezici <,;ogunlugu-


nun MOslOmanlardan olu$mas1 ve devlet idaresinin kendi-
ni MOslOman sayan bir padi$ahm ve hokometin fiilen elin-
de bulunmas1 Muslumanlar arasmda beliren ideolojinin
$eklini ve niteligini tayin etmekle birinci derecede rol oy-
namI$llr. Bir ideoloji insanlar arasmda en yaygm ortak de-
gerlere, inan<,;lara ve kulture onem vererek bu insanlar ara-
smda bir tesanOd, yani dayam$ma ve i$birligi kurmak ga-
yesini gutmektedir. lslamiyet bir din oldugu kadar bir kOl-
tOr, medeniyet, i<,;timai nizam ve ya~ay1$ $ekli.dir de. Boyle-
ce MOslumanlar arasmda mevcut ortak baglar, yani ortak
payla$1lan kultOr, ya$ay1$, gor0$ ve degerleri ideolojilerin
temeli olmu$tUr. Bu $ekilde bir ideoloji olarak lslamc1hk
cereyam daha II. Abdolhamid dogmazdan evvel filizlenme-
ye ba$lam1$tlr. lslamc1hk ideolojisinin esasm1 din te~kil et-
mekle beraber bu ideolojinin ana amac1 dinsel olmay1p ta-
mam1yla siyasi ve sosyaldir; bag1ms1z bir Olkede Osmanh-
lslam geleneklerine, degerlerine uygun bir cemiyet hayat1. ..
Eskiden lslam terimi yalmzca din ve ibadet anlamma
geliyordu. Halbuki ondokuzuncu y0zy1lda lslam terimi sos-
yal, ekonomik, siyasal ve kultOrel alanlan kapsayacak kadar
geni$ledigi gibi aym kultOrO ve degerleri payla$an kimselere
bir millet olarak bakmak gibi siyasi bir anlam alm1$t1r. lsla-
miyet milliyetin esas1 olmu$tUr. lslam milleti kavramm1 Is-
lam Ommetiyle bir tutmak yanh~tir. Millet terimi siyasi, Om-
met dini bir toplulugu ifade eder. Dmmet bir idealdir, millet
siyasi bir ger<,;ektir. Herne kadar dini manada millet ile Om-
met arasmda benzerlik, hatta birlik gorenler varsa da tarihi
bak1mdan ondokuzuncu yuzy1lda <,;agda$, sosyal, ekonomik
ve kiiltiirel $artlarm yaramg1 lslamc1hk ideolojisi ve bura-
dan kaynaklanan lslam milleti dii$0ncesi lslam dOnyas1
i<,;inde yepyeni bir- geli$meyi ifade etmektedir. Bu, siyasi mo-
dern bir geli$me, yani ulusal devlete dogru giden bir geli$-
medir.
ll. Abdiilhamid'in Pan-lslamizmi: Cemaatten Milli Devlete

lslamcthk ideolojisine lslam unsurlanna dayand1g1


ic;:in dini bir ideoloji olarak bak1lm1~ttr. Halbuki lslamc1hk
ideolojilerin incelenmesine ozgii kavramlar ve yontemler-
le incelendigi zaman tamam1yla dunya i~lerine donuk, di-
namik, modern, siyasi maksath bir ideoloji oldugu gorii-
Iur. Dstelik bu ideoloji masa ba~ma oturmu~ bir ideologun
kaleminden c;:1kmamt!?Ur. lslamc1hk yava!? yava!? okul ve
medreselerde, koy odalannda, mahalle toplanolarmda,
Mekke'ye giden hac1lar arasmda yap1lan sonsuz sohbetler
ve konu!?malarla, okumu!?lann baz1lan arasmda yava!? ya-
va~ ~ekil alarak tam manas1yla halkc;:i bir nitelik kazanm1~­
ur. Herne kadar lslamohk cereyamna Nak!?ibendi tarikat-
larm katk1s1 onemliyse de bu ideolojinin kokleri Muslii-
man halkm sinesine gomiiliidiir.
lslamethk cereyamm onu dogrudan ekonomik sosyal,
kiiltiirel ve siyasi !?artlardan ayuarak tamam1yla dinsel bir
cereyan olarak gormek Osmanh tarihini inkiir etmek de-
mektir. Bu yakla!?IID Avrupa dii!?iiniirlerine ve onlan kay-
nak olarak alan Turk dii~iiniirlerine mahsus bir yakla!?IID-
d1r.

4. II. Abdulhamid'in
1slamc1hk Cereyam lc;:indeki Yeri ve t~levi

Osmanh Devleti'nin sosyal yap1smm nasil degi!?tigini, ide-


olojilerin dogmasma nas1l bir ortam haz1rlad1g1m c;:ok ge-
nel olarak belirttik. l!?te bu ortam ic;:inde elinde mutlak ik-
tidan bulunduran II. Abdulhamid'in toplum ic;:inde mey-
dana c;:1kmt!? giic;:leri !?U veya bu yonden etkilemek ic;:in bir-
c;:ok sec;:enegi, yani ~u veya bu yolu sevmek ic;:in bir tercih
hiirriyeti vard1. II. Abdiilhamid devlet idaresini Abdulme-
cid'in yapug1 gibi sadrazam ve vezirlerine sorabilir veya
Abdulaziz'in yapug1 gibi belirli bir alandaki i~leri, mesela
ordu i~lerini iizerine alarak saltanat sefasm1 siirdiirebilir-

1333
Osmanl1'da Degi~im, Modemlqme ve Ulusla~ma

di. Sultan Abdulhamid eski Osmanh padi$ahlanmn yolunu


,
I
I

tutarak devlet i$lerini bizzat kendisi uzerine almay1 tercih


etmi$tir. Onun ana gayesi ecdadmdan kalma miras1, yani
Osmanh devlet ve hanedamm ya$atmaku ve bu gayeyi elde
etmek i<;in her <;areye ba~vurmaktan geri kalmaml$tlr. Ab-
dulhamid'in en bariz vasf1 mevcut $artlan ger<;ek<;i bir goz-
le ele alarak kendi amacm1 ger<;ekle$tirecek en uygun yolu
se<;mekteki maharetidir. Onun bel baglad1g1 bir ideolojisi
veya onceden haz1rlad1g1 planlan yoktu. Onun tek gayesi
seleflerinden ald1~1 devleti ve hanedam ya$atmakti. 1$te bu
gayeyi ger<;ekle~tirmek i<;in en musait $artlan kullanacag1
a$ikardi. 1$te bu a<;1dan bakild1g1 zaman II. Abdulhamid'in
lslamc1hk cereyamm neden ve nas1l benimsedigi kolayca
anla;alabilir. Ger<;i 1876'dan 1882'ye kadar Abdulhamid ls-
lamc1hk cereyanma pek onem vermemi$tir. Fakat M1sir'm
lngiltere ve Tunus'un Fransa tarafmdan i~gal edilmesi ve
1877-78 Balkan Sava$1 ona kurtulu$ yolunun Muslumanlar
arasmda kayna~ma ve dayam$ma oldugunu gostermi$tir.
1$te bu $artlar altmda Abdulhamid hem lslamc1hk cereya-
nmm tam ideolojik-siyasi veche kazanmasm1 saglam1~ hem
de bu ttitumu dolay1s1yla bir Osmanh-Musluman milleti-
nin ortaya <;1kmas1m saglam1$tlr.
Sultan Abdulhamid halk arasmda gittik<;e kuvvet kaza-
nan 1slamc1hk cereyamm resmen devlet ilkesi yapmamakla
beraber fiiliyatta bunu ger<;ekle$tirmek i<;in elden geleni
yapm1$t1r. Abdulhamid'in ana gorli$li $Uydu:
Elde kalan Osmanh topraklan uzerinde ya$ayan nufu-
sun ezici c;ogunlugu Muslumand1r. Hiristiyan unsurlar Os-
manh camiasmdan aynlarak kendi devletlerini kurmu~lar
ve o devletlerde kendi din, dil ve geleneklerine gore bir ya-
~am kurmu$lardir. Mademki H1ristiyan unsurlar geleneksel
Osmanh duzenini kendi milli ideolojileri ugruna bozmu$-
lard1r o halde Muslumanlann da ya$ad1klan topraklar uze-
rinde kendi kulturlerine, inarn;;lanna ve geleneklerine gore
I
' 334
,
II. Abdulhamid'in Pan-lslamizmi: Cemaatten Milli Devlete

bir hayat surdurmeleri tabii hakland1r. Goruldugu gibi


Abdulhamid dini esas alan teokratik bir rejim du~unme­
mi~, ortak kultur ve degerleri payla~an bir Musluman mil-
let yaratmak yollanm aram1~t1r. Boylece Sultan Abdulha-
mid Osmanh Devleti tarihinde ilk kez olarak modern an-
!am1yla ulus fikrini, lslam kulturune dayanan bir siyasi
ideoloji, yani lslamcrhk vasrtasryla gen;;ekle~tirmenin yol-
!anm aram1~ur. Bu gayeyi gen;:ekle~tirmek i<;;in de Abdul-
hamid Muslumanlar arasmda birligi ve tesanudu kurmak
i<;;in tum Muslumanlann ortak payla~t1klan inarn;:lara, de-
gerlere ve geleneklere oncelik vererek dil, koken, sosyal
farklan dikkate almamr~ur. Abdulhamid devleti ve devle-
tin temsilcisi olan padi~ah-halifeyi tlim Muslumanlarm or-
tak payla~ugr bir simge haline getirerek Muslumanlan bir-
le~tirmek i<;;in elinden geleni yapmt~trr.
Abdulhamid'in "Muslumanlar arasmda siyasi farklan
gidermek ve ic; i<;;e kayna~mr~ bir milli camia yaratmak
i<;;in din adamlanna onem verdigi" bir ger<;;ektir. Bu sayede
baz1 ~eyhler ve tarikatlar, mesela Suriyeli Rifai tarikatmm
reisi Ebul-Huda nufus kazanm1~lard1r. Dar anlam1yla din-
cilik bir hayli ragbet gormu~tur. Abdulhamid'in istibdat
idaresi ise esasta onunla fikren yakm ola,n bir<;;ok kimseyi
kendinden uzakla~urm1~, neticede lttihat ve Terakki'nin
dogumunu kolayla~urmt~tlr. Ancak ~u gerc,;egi de gozden
uzak tutmamak gerek. Abdulhamid hi<;;bir zaman devlet
idaresini din mensuplarma vermemi~, din ve din adamla-
nm bir lslam milletinin kultur temelini saglamla~urmak
ic,;in kullanmr~trr.
Sultan Abdulhamid'in du~uncesine gore devletin var-
hgrm saglayacak unsur millet idi. Ba~ka bir deyimle, onun
goru~une gore birbirlerine kenetlenmi~ insanlardan olu-
~an bir millet devlet varhgm1 emniyete alm1~ olacaku.
Su noktay1 da derhal belirtelim ki Abdulhamid devle-
tin varhgrm milletin varhgma baglarken milleti padi~ahm
I
I 335
I
Osmanlr'da Degi~im, Modemlqme ve Uluslasma

ve hanedanm usrune <;;1karm1~ oluyordu. Boylece, milletin


,
ve dolay1s1yla milli iradenin on plana gec;mesi ummet ve
icma usrunlugunu saglam1~ oluyordu. Abdulhamid'in ya-
ratt1g1 millet ummete ve milli irade ise icma, yani "umme-
tin reyine" tekabul ediyordu. Ba~ka bir deyimle Abdulha-
mid Osmanh Devleti'nin ve lslam kulturunun esaslanna
sad1k kalarak, toprak esas1 uzerine kurulmu~ modern an-
lamda bir Osmanh-Musluman milleti yaratmak yollann1
ararken tahttan millete ve milli iradeye tamnan bnciiluk
nedeniyle milli menfaat ile hanedan menfaati <;;atI~tlg1 za-
man hanedanm feda edilecegi a~ikard1r. Nitekim, milli
miicadele esnasmda hanedanm tutumu milli menfaatlerle
<;;au~ng1 i<;;in Buyuk Millet Meclisi hanedam ve saltanal! il-
ga etmi~tir, hem de Meclis'te i;;ok say1da temsil edilen din
adamlanmn oyuyla.
Sultan Abdulhamid eski Osmanh Devleti'nin lslami
bir milli devlet haline gelmesini saglam1~ur. Aynca Sultan
Abdulhamid bu Musto.man milli devletin maddeten mo-
dern bir devlet haline gelmesini saglamak ii;;in bin;ok
olumlu te~ebbusleri de ger<;;ekle~tirmi~tir. Tanzimatc;ilar
reform hareketi ile geleneksel Osmanh kurumlan yerine
rastgele Avrupa kurumlan ikame ederek hal~_i__n _gers:ekten
ihtiyac1 olan tedbirlere yana$mam1~lard1r. Sultan Abdulha-
mid ise kurumlara ve halkm gelenekle-rine ~~~~a~
cemiyetin maddi varhgm1 kuvvetJendirecek te~ebbuslere
giri~mi~tir. Onun zamanmda kurulan meslek okullan, ya-
p1lan tren ve karayollan, kurulan i~letmeler ve biri;;ok eser
Osmanh Devleti'ne ger<;;ek manada <;;agda$ medeniyeti geti-
ren te~ebbuslerdir. Abdulhamid d1~ bor<;;lann bir k1smm1
odemi~ ve kalan bor<;;lan aym seviyede tutarak ba~ard1g1 i$-
lerin bir<;;ogunu i<;; kaynaklarla odemi~tir. Mesela onun
devrinde zirai uretim bir buc;:uk misline c;:1km1~t1r.
Goru~lerimizi bzetleyelim:

1336
11. Abdulhamid'in Pan-lslamizmi: Cemaatlen Milli Devlete

Sultan Abdulhamid Osmanh Devleti'nin degi$en mad-


di, kulWrel ve siyasi $artlanm goz onunde tutarak devle-
tin ve hanedamn varhgm1 devam ettirmek ic,:in lslam kul-
1urune, gelcneklerine ve inanc,:lanna dayanan, yani Os-
rnanh toplumunun ozune uygun bir ideolojiyle bir Os-
rnanh milleti yaratmak yollanm aram1$ ve bulmu$tur.
Pan-lslamizm ad1 verilen lslamc1hk cereyam yeni si-
yasi bir ideoloji olarak Osmanh Devleti'nin milli bir lslam
devleti haline gelerek ya$arnasm1 saglam1$t1r.
Sultan Abdulhamid, lslamc1hg1, Osmanh devlet s1mr-
\annda ya$ayan Muslumanlar arasmda siyasi bir\ik ve da-
yam$ma kurmak ic,:in bir vaslta olarak kullanm1$t1r. Baz1
olavlara ve belirtilere ragmen Abdulhamid hic,:bir zaman
Pa1~-lslamizm, yani d unyada ya$~y~~--tlim- -Miisfo~1a~i~~1
birle$tirlllek-- amac1m_.. _giiii-riemi$tir.-O biliyordu ki tum
dun)';!Vr-ili!O";{;~~j;~1-;;i-bfrle$tirmek imkans1z oldugu gibi
Pan-lslamizm onun asil amac1 olan bir Musluman Osman-
h milleti yaratmak gayesini de baltalayabilirdi.
Abdulhamid padi$ah ve halife olarak tum imkanlan
kullanarak modern manada bir Osmanh milleti yaratt1g1
gibi bu milletin varhg1m saglayacak maddi imkanlan da
yaratm1$ttr. Bu sayede Osmanh Devleti'nde ya$ayan Mus-
\uman kitle de siyasi ataletten kurtularak bilinc,:lenme ve
gerc,:ek manada asrile$mek yollanm aramaya koyulmu$tur.
Daha Abdulhamid'in hayati zamanmda Osmanh mil-
leti lslami c,:erc,:eve ic,:inde Turkle$mek yolunu tutmU$tU.
Abdulhamid devrinde ula$1ID ve basmm yaygm hale gel-
mesiy le Turkc,:e yaymlarm say1s1 suratle artml$tlr. Gerc,:i
Arapr;a kelimeler Turkc,:eye c,:ok say1da bu devrede girmi$-
se de bu geli$me ashnda devlet idaresinde ve okumu$
Muslumanlar arasmda onak bir di\ yaratmak gibi bir c,:aba-
nm urunuydu. Halk eskiden oldugu gibi Turkc,:e ve Arap-
c,:a konU$makta devam etmi$tir. Bu dil konusunu burada
birakarak son yarg1m1 dile getirmek istiyorum.

I 331
Osmanli'da Degi~im, Modemlqme ve Ulusla~ma

Kanaatimce ondokuzuncu yuzy1l Osmanh tarihi ile


Cumhuriyct tarihi arasmda i;;ok silo yapisal, kulturcl ve
sosyal devamhhk vard1r. lttihal ve Terakki bir hak1mdan
bu devamhhg1 surdllrmu~; diger bir bak1mdan suni bir ~e­
kilde bllhassa kidtf1r alanmda yanll$ bir yola itmi$tir. Faka1
lttihat ve Terakki Osmanh milletinden Anadolu'da kalm1~
Muslumanlann Turk milleti ~ekline dogru geli~imini dur-
duramam1~nr. Nitekim Ziya Gokalp'in du~uncesinde bu-
yuk yer tutan ve soma Cumhuriyet devrinde etkisi derine
inen bir fikir vard1r. Gokalp'e gore Turkler once a~iret­
kabile halinde ya~a1111~lar, ilmmet veya cemaal ya~ay1~1111
ihtiyar e11iktcn sonra nihayet millet ~cklinde ya~mnaya ba~­
lanu~lard1r. Aslmda G6kalp'in s6yledikleTi henim soyledik-
lerimin ayms1d1r. Su kadar ki Gokalp ag1rltg1 Osmanh mil-
letinin Tlirk milleti ~ekline dCrni1~mcsine vennckledir, ki
bu yirminri yi:1zy1lda olmu~tur.
Bi1ylec:e y1llarca incclemcden vc d1:I~unceden soma be-
nim ula'.;it1g1m <lllil sonu<.; ~udur. Cumhuriyct dcvrindc mo-
dern anlanuyla varhgm1 ortaya koyan Turk milleli ve Tlirk
milli devleti omlokuzuncu yi1zydda Abdulhamid'in lslam-
c1hk poli.tikas1 sayesinde ozunu ve yonunu tayin etmek
imkamm elde ettigi gibi modernle~mesinin, yani asrile~me­
sinin niteligini de tayin etmi~tir. Suphesiz ki Osmanh Dev-
leti ile Cumhuriyet rejimi arasmda derin siyasi rejim fark-
lan vard1r. Cumhuriyet fikrinin millete ustiinluk tamyan
Abdulhamid'in lslamc1hk ideolojisinin ic;inde bulundugu-
nu daha evvel belirtmi~tim. Siyasi rejim farkhhklanm ve
bu farkhhklann <.;ok kez tarihi ger<.;ekleri ortbas edecek de-
recede zorland1gm1 biliyorum. Bugun Cumhuriyet rejimi
tarihi gec;mi~inden urkmeyecek kadar kokle~mi~ ve gu<.;-
lenmi~tir. Cumhuriyet demek Ataturk demektir. Onun i<.;in
Cumhuriyet rejiminin ve Ataturk'un ger<.;ek degerini ver-
mek ic;in bunlan kopmu~ olan tarihi baglanna kavu~tur­
mamrz gerek.

t 338
,
Ortodoks Huistiyan Kilisesi
Konusundaki Osmanh Goru~leri ve
Politikalan

Konstantinopolis'in Fatih II. Sultan Mehmed (1451-1481)


tarafmdan fethedilmesi Osmanh Devleti'nin politik ve kul-
turel felsefesinde bir donum noktas1 oldugu kadar Muslu-
man-H1ristiyan ili~kileri tarihinde de aym ~ekilde bir do-
num noktas1 te~kil eder. 1 Baz1 bilim adamlanmn bu olayla
ilgili goru~leri oldukc;:a ozneldir. Helenistler Bizans'm du-
~u~unu gene! anlamda Ortodoks H1ristiyanlann Muslu-
manlann dogrudan kolelik degilse bile boyunduruguna
almmas1 olarak gorurler ve "Turk" ve "Musluman" terim-
\eri onlar ic;in e~anlamhd1r. Diger yandan Turkologlar Ro-
ma lmparatorlugu'nun son kalmulanmn ortadan kaldml-
masm1 Turklerin dunya hakimiyetine ve Mus!Umanlar ara-
smda yenilmez bir ustD.nlo.ge dogru ilerlemelerinin kac;1ml-
maz sonucu olarak gorurler. Gerc;ekten de Turkler Arapla-
rm yapamad1klanm yapm1~lar ve arkalannda b1rakt1klan
Fatih konusunda bkz Barbinger. Mehmcd de1 Ernberer ans seine Zcir (Mu-
nih, 1953) W. Hickman tarafmdan yapilm1~'bir lngilizce (evirisi de vard1r.

i 339
I
Osmanh'da Degi~im, Modemlqme ve Ulusla~ma

Peygamberin en yakmlarmdan birinin, yani Eyop'un ad1y-


,
la amlan ve tUrbesinin bulundugu bolgeyi, bug(\n lstan-
bul'un en buyuk semtlerinden bir olan Eyup'i.i almay1 ba-
!?arm1~lardir.
Gen;ekte bu iki oZJlel g6rO~On ikisi de dogru degildir
hatta gerc;;ege yakm bir yanlan bile yoktur. Padi~ah ile Or~
todoks Panik arasmda Mt1sloman yonetimindeki Orto-
doks Hlristiyanlann kaderini belirleycn anla~mayla sagla-
nan gerc;;ek durum bunlardan tOmuylc farkltd1r. Padi~ah
ile Gennadios arasmdaki bulu~ma Lmlodur; fakat dogurdu-
gu sonuc;lar ya tOmOyle goz ard1 e<lilmi~ veya yanlt~ ant.1-
~ilm1~nr. Aslmda, 182l'den sonra sorunlu hale gelen
Turk-Yunan ili~kileri vc ozellikle 1856'dan sonra Osmanh
topraklanm etkisi altma alan yaygm milliyetc;;ilik dalgas1
yazarlann ve bilim adamlannm entelektuel goro~lerini ve
Ortodoks Hiristiyanlar ve Ortodoks Patrik ile Osmanh ili~­
kileri tarihini ele ah~lanndaki e~itlik duygusunu buland1r-
m1~llr.

Osmanh yonetimindeki Ortodoks Hiristiyanhgm tari-


hi buyuk olc;;Ode lstanbul'<laki Ortodoks Patrikhane'nin ta-
rihidir. Dolay1s1yla, bu Patrikhane'nin 1453'ten sonraki ta-
rihi, Osmanh dunyasmdaki yasal, politik vc sosyal stat(isl\,
hukumetle olan ili~kileri dogru <legerlendirildiginde Orto-
doks H1ristiyanlann gerc;;ek durumlan daha iyi gorulecek
ve Osmanh Hiristiyanhgmda Rum unsurunun rolu daha
iyi degerlendirilebilcccktir. Bu nedenle, 11. Mehmcd ile
Georgios Skholarios'un, daha c;;ok tanmd1gi ad1yla Genna-
dios'un bulu~mas1 vc aralarmda vanlan antla~manm ger-
c;;ck ic;;crigi Osmanlilarm Ortodoks HtrisLiyanhga kar~1 1av~
nm ve politikasm1 anlamada ozel onemi haizdir. Onaltrnc1
y11zy1lda Antakya, lskcndcriye vc Kudus'teki Ortodoks pat-
rikhanelerinin de Osmanli yone1imine girdigini ve bu eski
patrikhanelerin patriklerinin kuramsal olarak lstan·
bul'daki Patrikhane ile e!?it oldugunu belirtmek gerekir.

1340
,.
' Ortodoks Hiristiyan Kilisesi Konusundaki Osmanli G6n1$leri ve Politikalan

f akat zaman ic;inde lstanbul'daki Patrikhane yalmzca ba$-


kentte bulundugu ve dolay1s1yla lmparatorluga yakm ol-
dugu ic;in degil, aym zamanda Osmanh yoneticileriyle ta-
raf oldugu ic;in bir ustunluk kazanm1$t1r. Yeni rolleri ve
buna bagh olarak lstanbul'daki Patrikhane'nin ustlinlugu
padi~ahla yapilan antla$manm dogrudan sonucudur. Vur~
gulannrns1 gereken konu, Osmanldann Suriye ve M1sir'a
yayilmalannm lstanbul'daki Patrikhane'nin yctki alanmm
Asya'ya yaytlmasma yo\ ai;m1;; vc Avrupa'daki Ortocloks
Hiristiyanlar ile dogudakileri tek bir politik birim haline
getirmi;; olmas1d1r. Boylece yedinci yuzy1lda Araplar tara-
hndan yok edilen birlik onaltmc1 yuzy1lda Turkler tarafm-
dan onanlm1;;t1r. Daha soma Osmanhlar yonetiminde Or-
todoks Birligi'nin nas1l yeniden olu;;tugu konusunu ayrm-
uh olarak ele alacag1m.
Bu antla;;ma Musluman-Ortodoks Hlristiyan ili;;kileri-
nin gerc;ek dogasm1 gosterdigi ic;in, ;;imdi l 453'te II. Meh-
med ile Gennadios arasmda yap1lan antla;;maya donmek
istiyorum. Bilinen gerc;ekler k1saca ;;oyledir. 19 May1s
l 453'te Konstantinopolis'in du;;mesinden soma Sultan II.
Mehmed, usulune uygun olarak olu;;turulmu;; bir organ ta-
rafmdan sec;ilen Gennadios'u Patrik olarak kabul etmi;;tir.
(Gorev ba;;mdaki birlik yanhs1 Patrik Gregorios Mammas
l 45l'de kac;ug1 ic;in bu mevki bo;;tu.) Dolay1s1yla, Patrigin
Sultan tarafmdan atanmad1g1 ve Sinod tarafmdan sec;ildigi,
fakat padi;;ahm onaylamas1 gerektigi ac;ikur. Steven Runci-
man'm iddialanna gore, Gennadios once tutuklanm1;; ve
kole olarak saulm1;;, bir ay soma da Edirne'de bulunup pa-
di;;ahm huzuruna getirilmi;; ve padi;;ah, kendisini Patrik
olmaya ikna etmi;;tir. 2 Runciman bu bilgileri Georgios
Sphrantzes'in Fatih Mehmed tarihinden, Chronicon ve Kri-
tovulos'undan alm1;;ur. Diger yandan, Kitab-1 Samim adh
tarih eserinde Hayrullah Efendi olanlan farkh bic;imde an-
2 The Great Church in Captivity (Cambridge, 1968), s 169.

I
I 341
Osma11li'da Degi~im, Modanle~me ve Ulusla~ma

lat1r. Hayrullah Efendi'ye gore padi~ah, Gennadios'a lrnpa-


ratorluk ah1rlarmdan gumu~ eger ta~1yan guzel bir at ver-
mi~ ve Patrik ile beraberindekileri ayakta kar~1lan11~tir. Pa-
di~ahm birini ayakt~ kar~ilamas1 <;ok ayncaltkl1 bir sayg 1
gosterisidir. Gennadios'la gor11~melerden sonra II. Meh-
med kendisine yetki simgesi olarak bir asa vermi~tir. Boy-
lece, Bizans lmparatoru'nun gu<; sembolu Patrige ge<;;rni!?-
tir. Hayrullah Efendi'ye gore padi~ah, Gennadios'a "eski
Patrigin yetkilerini gi:1ve11lik ve ozgurluk i<;inde yeni kural-
lara gore" yurutmesini soylemi~tir. 3 Hatta "dogrudan bana
ba~vurarak benden yard1m isteyebilirsin" demi~tir. Diger
Turk kaynaklan padi~ahm, Gennadios'a yalmzca Patrikle-
rin Bizans imparatorlannca tanmm1~ ayncahklan ve ozgti.r-
lukleri vermekle kalmam1~, ge<;mi~te ta~1d1gmdan <;ok daha
geni~ yetkilerle donatm1~ oldugunu yazmaktadir. 4 Sphrant-
zes, padi~ah ile Gennadios'un beraberce Yunan milleti i<;in
bir anayasa haz1rlad1klanm, fakat padi~ahm lstanbul'daki
Hiristiyan kiliselerinin birligini tamyan ozel fermam bir
yangmda yok oldugu i<;in bilim adamlan tarafmdan bulu-
namad1g1m one surmu~tur. Padi~ahm onuruna verdigi
muhte~em bir yemekten soma, patrik yemekte hazu bulu-
nan butlin vezirler ve diger Osmanh erkam tarafmdan bu-
rosuna -yani Kutsal Havariler Kilisesi'ne- ugurlanm1~t1r.
Burada derece olarak Kutsal Havariler Kilisesi'nin Aya Sof-
ya Kilisesi'nden soma geldigini ve padi~ahm emriyle yag-
malanmaktan korundugunu belirtmekte yarar var. ~ok sa-
y1da kilise ve direnmeden teslim olan ~ehirdeki Samatya gi-
bi baz1 semtler zarar gormemi~tir. Musluman yagmalama-
lan ve y1k1p dokmeleriyle ilgili ~i~irilmi~ hikayeleri bir ta-
3 Hayrullah Efendi, Kitab1 Samim, s. 84 Runciman, padi~ahm Gennadios'a
soyledikleri konusunda aym ~eyleri yazar: "Talihli bir Patrik ol ve senden
6nceki pattiklerin yararland1klan ayncahklardan yararlanacagmdan ve dost-
lugumdan em in ol", Great Church, s. 155.
4 Bkz. Yeni Osmanl1 Tarihi, c. 2, s. 127.

342
r Ortodoks Hiristiyan Kilisesi Konusundaki Osmanli G!Jru~leri ve Politikalan

rafa b1rak1p fetih zamamna dayanan Osmanh istatistikleri


dikkatle incelendiginde lstanbul'da ya;;ayan c;ok say1da Or-
todoks H1ristiyanm ban;; ic;inde Musluman yonetime gec;-
tikleri ve zenginliklerini ve dini kurumlanm muhafaza et-
tikleri gorulur. Aynca, fetih s1rasmda lstanbul'un nufusu-
nun yalmzca 60.000 ki~i civannda oldugunu unutmamak
gerekir. Bir yuzy1l soma nufus neredeyse yanm milyona
<;;tkll ve bunun en azmdan uc;te biri Htristiyandi. II. Meh-
med'in sald1rarak teslim almak yerine ;;ehrin ban;; ic;inde
teslim olmasm1 tercih ettigi <;;ok iyi bilinen bir gerc;ektir.
lira Musluman yasalanna gore askerlerin ele gec;irdikleri
~ehri uc; gun boyunca yagmalama haklan vardi. Aslmda,
fetihten k1sa bir sure soma c;ok say1da Musluman, hatta
baz1 huk(imct erkam pa<li;;ahm Ono<loks H1ristiyanlara
<;ok comen ve i;ok yumu~k muamde euiginden yakm·
n11~lan.l1r. Padi~ah bu ~ikayctleri, Kitap'ta i~gal al11ndaki
halklann korunmas1 gerektigi ~eklindeki lslam anlay1~ma
uygun olma<liklan gcrel«;esiyle dikkate alma1111~t1r. Daha
sonralan, ;;ehirdeki Muslumanlar arazi tahsisleri ve binala-
rm yerleri ai;1smdan Huistiyan mukimlere tanman aynca-
hklar nedeniyle de ;;ikayet etmi'.?lerdir.
Ne olursa olsun, i;;galin en iyi ko'.?ullarda bile bunu ya-
;;ayanlar i<;;in i;ok yaralay10 bir deneyim oldugu muhak-
kakll ve lstanbul'daki H1ristiyanlar da bu '.?Oku her ac;1dan
ya;;ad1lar. Doukas'm Historia Turko-Byzantina kitabmdan
birka<;; sayfa okumak acmm derinligini anlamaya yeter.
Dukas'a gore, II. Mehmed daha dogmadan once kuzu pos-
tuna burunmu;; bir kurttu ve kurt maskesine burunerek
y1lana donu;;W. Fatih'i '.?eytamn muridi olarak da tammla-
m1;;ur.5 Yine de lstanbul'un Turkler tarafmdan fethi ile ls-
panyollann Valencia'y1 i'.?gali k1yasland1gmda arada ne
denli buyuk fark oldugu gorulur. Valencia'nm i'.?gali s1ra-
5 The Decline and Fall of Byzantium to the Olloflian Turhs, Harry]. Magulias ta-
rafmdan (evrilmi~ lngilizcesine bakm1z (Detroit, 1975), s. 191.

I 343
Osmanli'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

smda Musluman ko.lto.ro. ve dini tO.muyle yok edilmi~ ve


hayaua kalan Muslumanlar kendi topraldarmda ki>le hali-
nc getirilmi~ler, yani yeni lspanyol aristokrasisi haline gel-
mi~ olan ordu kumandanlannm mali haline gelmi!?lerdir.ti
BugOn, Valencia'da Lek hir Miisluman amt ya da bu amt111
kahnulan kalmam1~ur. Bunun yanmda lstanbul'daki butiin
Bizans amtlan muhafaza edilmi~tir.
MO.shiman TO.rklerin yonetiminde Ortodoks Kilise-
si'nin durumu ise olduki;a iyiydi. Bunu, H1ristiyan O.lkelere
saldmy1 ai;1ki;a yasaklam1~ olan Papa lll. lnnocentius'un
kutsamas1 ile lstanbul'u i~gal eden IV. Hai;h ordulanmn
kay1tlanndan i;1karmak mO.mkO.n. $ehri i~gal ettikten sonra
Hai;hlar Patrigin taht1 da dahil olmak O.zere buradaki ho.-
tun Ortodoks sembollere hakaret etmi~ler ve yak1p y1km1~­
lardir. Hatta Patrigin tahtma edepsiz Frans1z ;;arkilan soy-
leyerek onlan eglendiren bir fahi;;eyi oturtmu;;lard1r. Nike-
tas Koniates onO.i;O.ncO. yuzy1l lstanbul'unda Hiristiyanhk
kar~ltl bu ki~ilerin vah;;etlerine Kudo.s'te Sarakenlerin Kut-
sal Kabir Kilisesi'ne sayg1lanm ve i;;gal altmdaki Hlristiyan-
larm mallanna veya ki~ilere el uzatmamalanm anlatarak
kar~1hk vermi~tir. 7 Yine, Gennadios'u Ortodoks H1ristiyan-
lann Patrigi kabul ederek Bizans geleneklerine sayg1h dav-
ranan 11. Mehmed'in aksine, Venedikliler Tomasso Mono-
sini'yi ilk Latin Patrigi olarak atam1~lar ve bu, Roma tara-
fmdan onaylanm1;;ur. Yunanhlan Patrikhane'den mahrum
ettikleri yetmemi;; gibi lstanbul'u i;;gal eden Latinler Pa-
pa'mn baz1 temel doktrin ve ibadet bii;imi konulannda Or-
todoks Hiristiyanhk ve Rum din adamlannm goru;;lerine
kar;;1 goru;;ler dayatmasma izin vermi~lerdir. Roma'nm ira-
desini dayatmak Latinlerin temel ilkesi haline gelmi~ ve
6 Bkz. Robert Burns Jr., Islam Under the Crusade, Colonial Survival in Thirte-
rnth Century Valencia (Princeton, 1973).
7 The Cambridge Medieval· History, 4. c. Bizans lmparatorlugu, I. Bolum.
(Cambridge, 1966), s. 280-86.

1344
Ortodoks Hiristiyan Kilisesi Konusundaki Osmanli GiJm~leri ve Politikalan

1213'te Papa'nm yasal temsilcisi olarak lstanbul'a gelen ls-


panyol Kardinal Pelagius Ortodoks Kiliseleri kapatm1~ ve
orrodoks papazlan hapse atm1~tir. Ortodoks Kilise'ye say-
gi duyan Latinler bulunmasma kar~m c;:ogunluk Kilise'yi
kuc;:umsemi~ ve a~ag1lam1~t1r.
Latinlerin Ortodoks Kilise'ye muameleleri Ortodoks
ttiristiyanlar ile Musliiman Turklerin daha sonraki ili~ki­
lerini derinden etkiledigi ic;:in biiyiik 6nem ta~ir. Mikhail
VIL Palaiologos, 126l'de Konstantinopolis'i ve ~ehrin H1-
ristiyan halk1yla birlikte resmi Ortodoks Kilise'yi geri al-
maya muktedir oldugu donemde, Ban ve 6zellikle Kons-
tantinopolis'in askeri yollarla fethini ve Bizans topraklan-
nm c;:e~itli Latin lordlanna umar olarak boliinmesini kut-
sayan Roma Kilisesi konusunda tam anlam1 ile gerc;:egi
gormu~ durumdaydi. Gerc;:ekc;:i olarak konu~ulacak olursa,
Bizans lmparatorlugu'nu fiilen sona erdiren Tiirkler degil
Latin i~galidir. Bazen Prenses lrene'e, bazen de Duk Nota-
ras'a atfedilen "Tiirklerin tiirbammn Papa'nm tacma tercih
edildigi" s6zleri ashnda IV. Hac;:h ordusundaki Bat1h ~6val­
yelerin Ortodoks Hiristiyanlara uygulad1klan bask1lardan
kaynaklanan duygulan yansltm1~Ur.
Burada, diger etkenlerden bag1ms1z olarak sosyal et-
menlerin Ortodoks H1ristiyan koyliilerin Miisliiman Tiirk-
lere kar~1 sempati duymaya ba~lamasmm nedeni oldugu-
nu eklemem gerekir. Gerc;:ekten de Balkanlar'm Tiirkler ta-
rafmdan c;:ok zorluk c;:ekilmeden fethedilmesi ve bolgedeki
c;:ok say1daki Ortodoks H~ristiyanlann yonetimlerine ol-
dukc;:a kolay girmesinin nedeni Hlristiyan olarak kalan ve
Ortodoks inanc;:lanm ve ibadetlerini siirdiiren Hiristiyanla-
ra verilen bu tam 6zgiirliikten ziyade burada yiiriirliikte
olan bask10, Bau tarz1 feodalizmin ve Bizans tarafmdan
uygulanan toprak tahsisindeki pronoia sisteminin sona er-
dirilmesinden duyulan memnuniyettir. Miisliimanlann
uygulad1klan t1mar sistemi koyliilerin lehine bir sistemdi,

1345
Osmanl1'da Dcgi~im, Modemle~me ve Vlusla)ma

zira kiraCl olarak arazi ve elde ettikleri urun uzerinde so-


mut haklar elde ediyorlar ve resmi mahkemelerden koru-
ma ve haklanmn tazmini talebinde bulunabiliyorlard1.
Koylu aruk tek soz sahibi toprak lordlan ile degil devletle
ve kanunlara gore hareket etmek zorunda olan devlet me-
murlan ile muhatapn. Osmanhlarm Balkanlar'1 i~galini ve
y6netimini kolayla~uran sosyockonomik clmenlcr 0. L.
Barkan tarafindan aynnll!t o!arnk incelenmi~tir ve burada
ele ahnmay1 gcrcktirmeyecek kadar iyi bilinmcktedir.s
Koyluler Musluman yonetiminde ekmeklerini vc inani;lan...
m guvence altma alm1~lar ve sonunda bunun, onlann yo-
neticilerine kar~1 tavirlanm belirleyen temel gu<; oldugu
karntlanm1~ur.
Ortodoks H1ristiyanlar a<;1smdan Kilise'nin Latin kolu-
na kar~t beslenen -ont:t<;uncu yuzy1lda, Avrupahlardan kal-
ma, askcri relihlcr ve hask1 yn!uyla hakimiyet kurma mira-
s1- i;:e~H!i boyutlardaki husumet, onbe~inci yuzy1lda Gen-
nadios ile II. Mchmed arasmdaki antla~manm zeminini ha-
z1rlayan temel ko~uldur. Konstantinopolis'in fethinden
sonra Osmanhlann Ortodoks Kilisesi konusundaki goru~­
leri ve izledigi politika ile ilgili <;6zumlemelerime ge<;me-
den once, Osmanhlann ~ehri alma karannda rol oynayan
olaylan gozden ge(irmek istiyorum. Onbe~inci yuzy1hn ilk
otuz ytlhk bolumtm<lc padi?ahlar lstanbul civarmdaki bu-
llin topraklann efen<lileriydi. Bu nedenle, ~ehrin ele ge<;i-
rilmesi, Balkanlar Ozcrin<leki kontrollerinde oynayacag1 rol
henuz belirsiz oldugu i<;in Osmanhlann stratejik <;1karlan
a<;1smdan hayati onem ta?lllllYOrdu. Rizans zatcn Osmanh
Devleti'ne bag1mh durumday<l1. ll. Mehrncd'in selcfi JI.
Murad, Bizans imparatorlanyla Bizans ba:jkenli ile digcr
birka<; ~ehrin burunlugunu kahu! eden anla~malar yapmay1
gaze alabilecek konumdayd1. Murad'm Bizans'la iyi ili~ki­
s Bkz Barkan, "Feodal Diizen ve Osmanh T1man" ve Tlid1iyc'de Toprak Mcse-
lcleri'ndeki diger yaz1lan (Istanbul, 1980), s. 725-904.

346
, Ortodoks Hiristiyan Kilisesi Konusundal1i Osmanh Gi>rii~leri ve Politihalan

ler surdurme politikas1 C:andarh ailesinden gelen vezirler


tarafmdan da desteklenmekteydi. C:andarh Halil, Dukas
tarafmdan "gavur ortag1" olarak tammlanmaktayd1 ve ls-
tanbul'un fethi planlanna sonuna kadar, hatta ;;ehre nihai
ku;;atmamn yap1lacag1 gun toplanan mecliste bile kar;;1
c;:1km1;;ur.9 II. Mehmed ise ba;;lang1c;:tan itibaren askeri
stratejik nedenlerle ;;ehrin ahnmas1 konusunda 1srarh ol-
mu;;tur. 14 39'da Floransa Konsili'nin sona ermesinden k1-
sa bir sure soma ba;;layan Hac;:h seferlerinde oldugu gibi,
Bizans lmparatoru tahum lstanbul'da luttugu ve Ceneviz-
liler ile Venedikliler Akdeniz'in kontrolunu ellerinde bu-
lundurduklan surece Osmanh Devleti'nin ya geriden gele-
cek veya onden ba;;laulacak bir saldmya maruz kalma teh-
likesi ic;:inde olacag1m du;;unmu;;tur.
Floransa Konsili'nin amac1 lstanbul ile Roma arasmda
birligi tesis etmekti. Konsil'de Ortodoks H1ristiyanlann
Papa'mn Ostunlugunu kabul etmeleri ve aynca Tiirkleri
Avrupa'dan pkartmak ic;in yeni bir Hac;:h seferinin ba;;la-
mas1 gerektigi kabul edilmi;;ti. Bu anla;;ma Osmanhlara
kar;;1 Bau'mn yard1m1m saglamak ve kendisi ic;:in Bizans
tahum garantilemek amac1yla Roma'ya baghhg1m gosteren
III. loannes Palaiologos'un istegi dogrultusunda yapildi.
Osmanh liderleri dogru bir yakla;;1mla bunu Balkanlar'da
kendileri ic;:in dogrudan bir tehdit olarak degerlendirdi ve
birlik antla;;masm1 Sultan II. Murad'm daha once yapm1;;
oldugu lstanbul'u fethetmeme anla;;masm1 yok sayma an-
lamma geldigi ;;eklinde yorumladi. Gen;;ekten de Floransa
Antla;;mas1'mn verdigi ilk sonuc;: Macar Ianos Hunyadi
ba;;kanhgmda bir Hac;:h seferi oldu. Hunyadi 1443'te ba;;-
lang1c;:ta Turklere kar;;1 bir dizi zafer kazand1, fakat bir su-
re soma guc;lukle olmasma kar;;m l 444'te Varna'da ve
l 448'de Belgrad'da yenilgiye ugradi. Bugun Kuzey Bulga-
9 Bkz. Hali! 'lnalc1k, Fatih Devri Uzerinde Tethil1ler ve Vesikalar (Ankara,
1954), s. 11-13.
I
I 347
Osmanli'da Degi~im, Modernle~me ve Ulusla~ma

ristan ve S1rbistan olan bolgedeki ilerlemesi s1rasmda la-


tinlerin Ortodoks inancma duydugu guvensizlik ve a$ag1-
lamamn azalmad1gm1 gosterdi. Ortodoks Hiristiyanlann
kendi inanc,:lanndan vazgec,:meleri ve Papa'ya baglanmalan
ic,:in oyle vah$i ve ac1mas1z yontemler kulland1 ki toprakla-
n yeniden ele ger;iren Musluman ordulan onlara ozgurluk-
lerini kazand1ran kurtanc1 olarak kar$1land1.
Bu nedenle, II. Murad'm $ehri kendi ba$ma birakmak
$eklindeki politikasmm surdurulmesi gerektigi yolundaki
oldukc,:a guc,:lu baz1 seslere ragmen Floransa Konsili'nin
"birlik" antla$masmdan etkilenen Osmanhlar ba$kentini
ele ge(.,'.irerek hasnn Bizans iktidarma kesin olarak son ver-
menin gerckli olduguna karar verdiler. Ashnda, 29 Ma-
y1s'taki son saldm ha$ans1zhkla sonur,;:lanm1$ olsayd1, Vezi-
riazam C:andarh'mn istedigi gibi ku~tma kaldmlacak11.
Fakat saldm ba$anh oldu ve lstanbul dU.$tU. Osmanh li-
dcrligindcki sava~ panisi -Zaganos Pa$a, Sahabettin Pa$a
ve Turhan Iley gibi ;;ahinler de dahil olmak O.Zere- giderck
gtu;lcndi ve lidcrlcri hukumelle <;ok glic,:lu hale geldiler. Bu
ara<la eski vezir (,andarh tutukland1 ve daha sonra (httktt-
met mensuplan arasmda ciddi bir bunahm yaratarak)lO
idam edildi. Fakat lstanbul'un fethedilmesinden sonra II.
Mehmed, Bizans'a kar$I <;;:andarh'nm savundugu dostluk
ve uzla;;ma ic,:inde alma politikasm1 izledi. IL Mehmed Pa-
pahga ve Bat1'nm Katolik devletlerine kar;;1 guvensizliginin
ve korkulanmn Ortodoks din adamlanmn c,:ogu ve Orto-
doks cemaatin bliyuk bir k1sm1 tarafmdan payla;;1ld1gm1
anlad1. Georgios Gcnnadios Skholarios Florans'taki birlik
paklm1 imzalayanlar arasmda olmasma ragmcn daha son-
ralan diger bin;ok meslekta;;1 gibi Konsil'deki ycrinden ra-
hats1z olarak Roma'ya kar~a bir tav1r ald1. Roma ile iLtifakm
Ono<loks miiminlerin ve biilun olarak Yunanhlarm kullllr
10 Age, s. 135.

I 348
Ortodoks Hiristiyan Kilisesi Konusundal1i Osmanl1 Gonl~leri ve Politihalan

ve kimliklerine Muslumanlann yaratuklan politik ve aske-


ri tehditten c;:ok daha fazla tehlikeli oldugunu anladi. Boy-
tece, Musluman Turkler ve birlik kar~1tl Ortodoks Hiristi-
yan Rumlar, nedenleri farkh olmakla birlikte kendilerini
Papahga ve Latin devletlere kar~1 bir ittifak ic;:inde buldu-
lar. Osmanhlann Latin kar~ltl politikalan Reform'dan son-
ra da devam etti. Kanuni Sultan Suleyman ve yanda~lan
fransa'daki Huguenotlar da dahil olmak uzere Protestan-
larm fiili destekc;:isi oldular ve Protestanlara duyulan bu
sempati sayesinde Kalvinistler Guney Macaristan'da guc;:lu
dayanak noktalan tesis ettiler ve daha soma Osmanh yo-
netiminde lngilizlere ve Danimarkahlara ticaret ayncahk-
lan tanmdi.
Bilim adamlanmn c;:ok iyi bildigi bu gerc;:ekleri, Fatih
Sultan II. Mehmed ile eski birlik kar~ltl lider Gennadios
arasmdaki antla~manm psikolojik ve sosyolojik koklerini
ac;:1klamak ac;:1smdan onemli olduguna inand1g1m ic;:in ha-
urlatmak istedim. Bunlar ~oyle s1ralanabilir. Dogu Roma
lmparatorlugu'ndaki H1ristiyan Kiliseler, inanc;:lanm ve et-
nik ozelliklerini, Dogu Akdeniz bblgesine ozgu tarihsel ve
kulturel nedenlerle kendilerine inananlann kimligine te-
mel te~kil edecek bir kan~1m haline getirebilmi~lerdir.
Kendine ozgu doktrinleri, ibadet bic;:imleri ve kostllmleri
ile Hiristiyan Ortodoks dini kendi ozgun dini-etnik karak-
terini yaratan halkm -yani Rumlann- guc;:lu imzas1m ta~ir,
fakat ulusal ac;:1dan onlarla ozde~le~memi~tir. Fakat Ro-
ma'mn ustunlugunu kabul ederek bu Kilise Hiristiyan Or-
todoks olarak bilinen ve sozculeri Rumlar olan bir ulusun
c;:e$itli yabanc1 sembollerini, adetlerini ve ibadet bic;:imleri-
ni yuklenmi~tir. Bau'da once Alman, Frans1z veya Katalan,
soma Katolik olunurken Dogu'da bir Rum, Bulgar veya
Sirp once Ortodoks H1ristiyan ve evrensel cemaatin bir
uyesi, soma kendi etnik grubunun uyesidir. Once evren-
1

1349
Osmanh'da Degi5im, Modemle~me ve Ulusla5ma

sel lslam cemaatine soma bir kabile, dil veya etnik gruba
baglanan Mtislumanlar ic;in de durum aymchr. Rizans 1111-
pa~·atorlugu'nun !Ielei1ik doneminde kimlik kormsunda
onem "Rumluk"ian yana bir egilim gostermi~ ve bu kimlik
ondokuzuncu yuzy1lm onalanna kadar etnik veya irksal
bir milliyetc;ilik derecesine ula~mamt~llr. Mli.slumanlar
ic;inse ulusal kimlik ancak yirminci yl'lzyil111 ba~lannda
hakim duruma gec;mi~lir. 11. Mehmcd, Gennadios'u birlik
kar~1u gf1<.;lcrin ba~t ve Ortodoks Patrigi olarak tammakla
Onodoks H1ristiya11lara, Ortndoksluk i\e Helenizmin aynl-
maz ve cvrensel hir but(in oldugu Ortodoks Kilisesi'nin
Rum gcleneginde kimliklerini muhafaza etme konusunJa
tam bir Mgurluk tarnm1~11r. Bu gelcnek bin;ok ac;1<lan
Mtlslumanlarda da ayrnyd1. Dinini Arapc;a t'lgrcnip Arap<,'.a-
y1 lslamm cvrcnsel dili olarak gorduler -bir ust grubun dili
degil-. ancak Arap milliyet(,,'iligini savunan baz1 i;agda~
arn;;urmacilar bunun tersine inanman11z1 istcrler. Genna-
dios ile Sultan 11. Mehmed arasmdaki amla~manm zemini
birc;ok ac;1dan Roma ile birlik arasmdakinden daha saglam
ve dogru olu;;turulmu;;tu.
Pacli~ah kendisini geni;; bir imparatorluk vizyonuna
sahip gdruyordu. Dinlcri ne olursa olsun bllttin tebaastna
e;;it ve sayg1h davnmmak zorunda olduguna inanrn1;;t1.
Kendisini )'almzca Mi'1sll1manlann padi;;ahi olarak degil,
aynt zaman<la Romalilarm Kayzeri, yani di.'Lnyanrn yoncti-
cisi olarak gc)rdugfrndcn bu, gcni;; bir ho~g()ru ic.;inde ol-
mas1m gcrcktiren bir durumdu. lstanbul'n fcthinin, lstan-
hul'un cfrndisi olan diinyanm <la efendisi olacagmdan, Ro-
ma da <lahil olnrnk Ozcre herkcsi kendisine boyun egmek
zorunda b1rnkacagma inanrm;;u. (Bu goru;;lerden bazilan
Georgios Trapczountes'in yaz1\anndan almm1;;ur.) II. Meh-
med'in din konusun<laki liberal goru;;leri, Yunanca ve La-
tince bilgisi ve Bau konusunda oldugu kadar H1ristiyanhk
konusunda daha c;ok bilgi sahibi alma istegi Papa ile yaz1;;-
I 350
I
Orwdol1s H1risliyan Kilisesi Konusundahi Osmanlr Giinl5leri ve Politikalan

tTlasma yol a\tL Papa, II Mehmed'i Katolikligi korumaya


r,:aginrken Bizans filozofu Georgios Amiroutzes, Ortodoks
J-Iiristiyanhk ile Miisliimanhgm tek bir din halinde birle$-
tirilebilecegini ileri siirerek padi$aha iki dinin ne kadar
r,:ok ortak noktas1 oldugunu gosteren bir ara$tlrma sun-
du.11 Fakat padi$ah <;ok koyu bir Miisliimandi. Ortodoks-
lara muamelesi yalmzca lslam'm temel ilkelerine uygun
hareket etmesinden kaynaklamyordu. Kuran'da H1risti-
yanlar ve Yahudiler Kitab1 olan halklar olarak tammlamr
ve onlara "Zimmi" ya da "korunan insanlar" denir. II.
Mehmed'in Ortodoks Hiristiyanlan resmen tammas1 ve
korumas1 temel ve kesin bir ilke statiisiinde olan ilahi
hukme uymaktan ba$ka bir $ey degildi. Aynca, Kudiis'teki
ve diger fethedilmi$ $ehirlerdeki H1ristiyanlann ya$amlan-
ni, inan<;lanm ve mallanm cizye, kafa vergisi kar~1hg1 mu-
hafaza etmelerine izin vermi$ ola-µ Halife Omer'in izledigi
yolu izlemekteydi. 12 (Aym vergi Osmanh lmparatorlu-
gu'nda ya$ayan gayrimiislimler tarafmdan hara\ ad1 altm-
da odenmi$tir.)
11. Mehmed'in Ortodoks Kilisesi'ne verdigi ozgiirliik
ve yetkiler kendisinden once gelenlerin verdiklerinden
<,:ok daha fazla olmu$tur. lstanbul'un fethine ve Patrik
Gennadios'la antla$ma imzalanmcaya kadar Osmanh padi-
~ahlan fethedilmi!? yerlerdeki H1ristiyanlara gene! olarak
lslam inan\lan \er<;evesinde davranm1$lardi. Yani onlara
koruma, inan<; ozgiirliigii vermi~ler, fakat lmparatorluk'ta
hi<,:bir politik rol uslenmelerine izin verilmemi!?ti. Ote
yandan, II. Mehmed, Ortodoks H1ristiyanlann statiilerini
kurumla$t1rm1$, tam bir ozgiirliik tamm1$ ve yeni bir dini
temsil ilkesi getirerek onlara dini ve kiiltiirel i~lerinde ne-
11 Runciman, The Great Church, s. 183
12 Bkz_ C. E. Bosworth, "The Concept of 'Dhimmi' in tarly Islam", Christians
and Jews in the Ottoman Empire (ed. B Brande ve B. Lewis), (New York,
1982). s 37-54

351
Osmanl1 'da Degi$im, Modernle~me ve Uiusla~ma

redeyse tam bir ozgurluk vermi;;tir. Yeni yap1lan antla~rna


ve daha soma bunun uygulanmas1m saglamak ic;;in yaymla-
nan lmparatorluk fermanlan (kanunname) 13 Ortodoks Bi-
ristiyanlann bir millet olarak kabul edilmesini hukme bag-
lami;;ur.14 Bu milletin milliyeti, dogrudan bu gruba dahi]
olanlann tek kimlik kaynag1 olan inanc;;lanydi. Hiristiyan
Ortodoks kimligi, Rumlann, S1rplann, Bulgarlann ve Leh-
lerin irk, di! ya da etnik ozelliklerinden kaynaklanan kirn-
liklerinin ve baghhklanmn resmen ustD.nde tutulmu~tur.
Milletin ba;;1 olan Patrik (Turk kaynaklan tarafmdan millet
ba;;1 olarak amlmaktad1r) kendi halk1 arasmda Rum olma-
sma ve antla;;mada Rumlann Ortodoks mi.llet de dahil ol-
mak uzere butun millet gruplanm temsil edecegi ac;;1kc;;a
belirtilmesine ragmen Helenizm degil, Hlristiyan Orto-
dokslugun surdurulmesi h;in c;;ah:?acakur. Ortodoks H1ris-
tiyanlann kimlik durumlan en iyi birinci patrik tarafmdan
anlat1hm;;tlr. Milliyeti soruldugunda Georgios Skholarios
Gennadios, Helen irkmdan geldigi halde kendisini Helen
olarak gormedigini, Bizans'ta dogmu;; olmasma ragmen Bi-
zansh olmad1g1m, yalmzca bir Ortodoks Hiristiyan oldugu-
nu soylerdi. 15 Sultan II. Mehmed'e aym soru soruldugunda
ise muhtemelen hanedan baglanulan nedeniyle Osmanh,
dili ve atalan dolay1s1yla Turk oldugunu soylerdi. Kendisi-
ni her ;;eyden once bir Musluman, daha soma padi;;ah ve
c;;ok-dinli, c;;okuluslu bir imparatorlugun yoneticisi olarak
gormekteydi.
Milletin fiili yoneticisi, ba;;1 olarak Ortodoks Patrigin
Osmanh hukumetindeki konumu, Bizans lmparatorlugu
13 Kanunnameler ~eriata uygun imparatorluk emirleridir ve kanun hiikmundc-
dir II. Mehmed'inkiler 6zellikle Hahl lnalc1k ve N. Bcldiceneau tarafmdan
~esitli arasurmalara konu olmu~tur lkincisi en yeni ~ahsmad1r. Aynca bkz.
Steven Runciman, 1453, The fall of Constantinople (Cambridge, 1965).
14 Bkz. Richard Clogg, "The Greek Millet in the Ottoman Empire", Christians
andjews, s. 185-208.
15 Runciman'm, Great Church, s. 379.

352
, Qrwdol1s Hrristiyan Kilisesi Konusundaki Osmanlr Giiru~leri ve Politikalan

doneminde Kilise'nin ve ulusun ba;;1 olan imparatora bagh


iken oldukc;a yuksekti. Aynca, Konstantinopolis Patrigi
zaten uzun zamandan beri Piskopos Herakleia'ya (Trakya)
bagh durumdayd1, fakat ikisi arasmdaki irtibat yeni siste-
rrtin i;;lemeye ba;;lamasmdan sonra bir sure daha surdu ve
yeni siste1:1 ~;;lerli~ ~azand1ktan soma 1stanbul Patrigi'nin
hic;:bir Hmsttyan dim makamma baghhg1 kalmadi. Osman-
hlarm yonetiminde lstanbul'daki Patrik Bizans doneminde
hie;: ta;;1mad1g1 kadar buyuk bir prestij ve yetki sahibi oldu.
Batta Osmanh doneminde Bizans Patrikhanesi'nin yalmz-
ca tarihsel ve kurumsal surekliligini muhafaza etmekle
kalmad1g1 (ashnda bu durumdaki tek Bizans kurumudur)
ve lmparatorlugun yonetim kurumlanndan biri olarak
yetkisini ve nufuzunu art1rd1g1 soylenebilir. Patrige devlet
hiyerar;;isinde resmi ac;1dan oldukc;a yuksek bir mevki ve-
rilmi;; ve normal ko;;ullarda yalmzca egemenlerin yarar-
land1g1 ozel ayncahklardan yararlanm1;;tir. Daha once be-
lirtildigi gibi, Sultan II. Mehmed'le dogrudan ili;;ki kura-
bilme hakk1 verilmi;; ve padi;;ahm huzurunda Devlet'i ve
Kilise'yi temsil eden ikiz kartalh Palaiologos amblemini ta-
~1yabilmi;;tir. Turk tarihc;iler, Patrigin millet b~1 unvamrn
ald1ktan soma Patrikhane'nin c;ah;;ma yerlerini (Kutsal
Havariler Kilisesi'nin tamire ihtiyac1 oldugundan Balat'taki
bir saraya ta;;mm1;;tir) bir tur yonetim binasma donu;;tlir-
dugiiml yazarlar. Binaya, Osmanh hukumeti temsilcileri
de dahil olmak t\zere ziyareu;;ilcr II. Mehmed'in yavcrleri
kanaliyla izin alarak kabul edi!irlerdi. Aslmcla, Patrigin
temsilcileri ve yaverleri Osmanh resmi makamlany!a i~leri
oldugunda buyukelc;i mumnclesi g6rurlerdi.16 Ondoku-
zuncu yuzy1lda Patrik dogrudan Adalet Nezareti ile (Ada-
let Bakanhg1) muhatap olur hale geldi.
16 Bkz. Mehmet Zeki Pakalm, Osmanlr Tarih Deyimleri ve Terimler Sozluga. Pat-
rik ve Patrikhane, s. 762.

I 354
Osmanl1'da Degi~im, Modernle~me ve Ulusla~ma

l 454'ten soma, Ortodoks Kihsesi Bizans zamamnda


sivil makamlar tarafmdan yurlitulcn evliligin tescili, bo-
;;anma, miras, evlat edimnc gibi idare ve yl\rC11me konula-
nm uzerine aldi. Muslomanlan ve l hristiyanlan ilgilendi-
ren mali ve sue; davalanna ka<l1 mahkemesi baku. Kilise
malt vak1f mallan gihi i~lem gordu; yani idari ozerklik,
vergiden muafiyet ve el konulma muafiyeti gibi haklardan
yararlamldi. Bir Onodoks Hiristiyan Kilisesi'ne veya rna-
nasura rahathkla istedigi kadar fan aktarabilir ve bu fon
dini veya egitsel amac,;larla istenildigi ;;ekilde kullamlabilir-
di. Ornegin, fetihten soma padi;;ahm haremine alman, fa-
kat bekaretini muhafaza eden, Demetrios'un (l 439'da
onunla birlikte Floransa Konsili'ne kat1lan lmparator VIII.
loannes'in erkek karde;;i) k1z karde;;i Helena burun malla-
nm Patrikhane'ye bag1;;lam1;;ur. 17 Kudos ve Antakya pat-
rikhaneleri gibi lstanbul Patrikhanesi'nin de Eflak ve Bog-
dan dahil olmak uzere geni~ arazileri vard1 ve bu arazilerin
gelirleri c,;e;;itli egitim ve idare hizmetleri ic;in kulla111ltreh.
C:ok say1da Rum ve Balkan milliyetc,;i tarihc,;isi ve Kato-
liklere veya Protestanlara sempmi duya11 Ballh bilim adam1
Ortodoks Patrikhane'yi Turk yc>netiminin uysal bir aleti ve
Rum olmayan tebaanm bask1 alunda tutulmas1 konusunda
~erikleri olarak tannnlarlar. Bu soykmiler tiimuyle as1ls1z-
c.hr. Onodoks Patrikhancsi millet i!?leriyle yakmdan ilgilen-
mi!? ve Osmanh burokratik organmm bir pan,:ast olmam1~­
tu. Cizye, Muslliman olmayanlann odcdiklcri kafa vcrgisi
bile kilise tarafm<lan degil koyun veya mahallenin ba$t
(c;orban, kocaba$I vs. gibi) tarafmdan toplann11$tlf. Nadi-
ren Osmanh hukometinin Patrikhanc'den -bir liituf olarak-
H1 ristiyanlar uzcrindeki ah laki nofuzunu kullanarak vergi
odemelerini saglamak i<;in yard1m talep ettigi olmu!?tur.
Aynca, Bab1ali'ye "ri.i;;vet" vererek patriklerin s1k s1k
degi$melerinin s~land1g1 i.izerinde <;ok taru;;1lan bir konu-
11 Duka5, Dalinr m1<l !·all, No. 202, s. 181.

: 354
Ortodo/1s H1ris1iyan Kilisesi Konusundahi Osmanli Giirii~leri ve Politilwlan

dur. Aym ~ekilde bu konu da fazla abart1lm1~ur. Bir kere,


her ~eyden once patriklerin sec;;ilmelerinin ve gorevden
uzakla~tmlmalannm Kilise'de 12 papazdan olu~an (Hava-
rilerin say1sma e~it say1da) idari bir organ olan Sinod tara-
findan gerc;;ekle~tirildigini belirtmek gerekir. Aslmda, Si-
nod'un ~u veya bu ~ekilde etkilenmesi soz konusudur, fa-
kat Sinod'un bu i~lemler s1rasmda izleyecegi yollar kesin
olarak belirlenmi~ oldugu ic;;in keyfi bir karann gozden
kac;;masma imkan yoktu. lki din adam1 arasmdaki hediye
ah~veri~i veya en yuksek makama hediye verme "ru~vet"
degil yalmzca bir tur yetki geregiydi. Ornegin Pi~-ke~, pa-
di~aha, kendisine verilen bir mevki kar~1hgmda baghhk
belirtisi ve yoneticiye sayg1 ve baghhgm bir i~areti olarak
verilirdi. 18 Muslumanhkta bu tlir hediyeler el-alamati mu-
lukiye (yetki ifadesi) olarak tammlamrdi. Aslmda, bu "ru~­
vetler" padi~ah veya vezirin ozel hazinesine gitmez, devlet
geliri olarak kaydedilirdi. Patrige gelince, veziriazamm
sekreteri olan bir hoca (Musluman din adam1) ba~kanh­
gmdaki Kalem-i Mukataa-i Peskepos olarak bilinen bir dai-
re ozellikle butun patriklerin gelirlerini izlemek ic;;in ku-
rulmu~tu. 1837'den soma papazlann atanmas1 ve butlin
dini konular Defter-i Cemaat-i Gayrimuslumin'e kaydedildi
(Musluman olmayan cemaatlerin sicili); daha soma ele
alacag1m1z gibi, ondokuzuncu yuzyilda eski duzenlemeler
onemli degi~ikliklere ugradi.
Ortodoks Kilise'nin yetki alam, Bizans lmparatorlu-
gu'nun en gorkemli donemlerinde oldugu gibi, Balkan-
lar'da ve Ortadogu'da ya~ayan butlin Ortodoks H1ristiyan-
lan kapsayacak ~ekilde geni~letildi. Balkanlar'daki Ruten-
ler, Rumlar, Bulgarlar, S1rplar, Arnavutlar vs. ve Bucak po-
litik olarak Bab1ali'nin yonetimine almd1 ve bbylece Ro-
ma'mn bu bolgelerde yetkilerini geni~letme c;;abalan etkisiz
18 Bkz Hali! lnalc1k, "Milletler Konusunda Osmanl1 Ar~iv Belgeleri", Christi-
ans and Jews, c. I, s 437-41.

1355
Osmanli'da Degi~im, Modernle~me ve Ulusla~ma

hale getirildi. Yalmzca Rus Kilisesi lstanbul'daki Patrikha-


ne'nin dogrudan kontrolo. altmda degildi, fakat onun ruha-
ni liderligini resmen tammaktayd1. Onikinci ve onO.c;O.ncu
yuzy1llarda Bizans Kilisesi'nin Balkanlar'daki nufuzunun
onemli olc;O.de azalm1~ oldugunu belirtmek gerekir. Orne-
gin, S1rbistan'da Stefan II. Nemanja (l l 96'da tahta c;1km1~­
tu) ve Bulgaristan'da (:ar Kaloyan (1197'de tahta c;1km1~­
ur) yonetimlerinde lstanbul'un degil Roma'nm onaym 1
ahrlard1. Fakat l 453'ten itibaren TO.rklerin go.co. sayesinde
patrikler hemen buto.n Balkanlar'da Ortodoks yonetimini
tesis etmi~ler, fakat Osmanh yonetimi d1~mda kalan H1rva-
tistan ve Dalmac;ya gibi yerler Katolik olarak kalm1~t1r. Ay-
nca, KudO.s, Antakya ve lskenderiye patrikleri Osmanh <;a-
t1s1 altmda toplanm1~ ve yuzy1llardan beri ilk kez Kilise'nin
go.co.no. saglamla~urm1~tlr. Osmanh topraklannda ya~ayan
Ortodoks Hiristiyanlar Polonya, Litvanya ve Rusya dahil ol-
mak O.zere dunyadaki ho.tun diger Ortodoks cemaatlerle
ileti~im kurmakta ozgO.rdO. (fakat onyedinci yuzy1lm ba~la­
nnda, lstanbul Patrikhanesi bunlarm baghhklanm koruma
gayretlerine ragmen Polonya ve litvanya'daki dindarlann
c;ogunu Roma'ya kapurd1; <;O.nko. Balkanlar'da oldugu gibi
onlara destek c;1kacak Osmanh politik ve askeri go.co. bura-
larda yoktu). Kyrillos Loukaris (1572-1638) Lvov'da Orto-
doks Hiristiyanlar arasmda c;ah~t1, fakat "Turk casusu" ola-
rak tutuklanmamak i<;in O.lkesinden kac;mak zorunda kaldi.
Arkada~lan yakalanarak idam edildiler.
Kilise ile Osmanh ho.kumetinin politik <;1karlanmn, te-
mel din anlay1~lan, Tann ve ebediyet konulannda oldugu
gibi pek c;ok konuda c;ak1~ug1 muhakkak. Ornegin, paga-
nizm hem Ortodoksluk hem de lslam ac;1smdan aforoz
edilmi~tir. Bu nedenle, Mistra'da paganizmin yeniden orta-
ya c;1kmasma kar~1 Gennadios ~iddetle mucadele etmi~ ve
Osmanh yetkililerinin yardmuyla bu tehlikcyi bertaraf et-
mi~tir. Daha sonra, aym Akdeniz ortammda Islam ve Orto-

1356
Ortodoks HirisLiyan Kilisesi Konusundahi Osmanlt Gora~leri ve Politikalm,

doks H1ristiyanhk birlikte geli~mi~ ve birbirlerini topluni


bic;imi ve donya ile insamn kaderine bak1~ ac;1tannda onak
pck c;ok nokta olacak kadar etkilemi~lerdir. (Manin Lut-
her Onodoks Kilisesi'ni Katolik Kilisesi'nden ziyade ilk
J-Iiristiyanhga daha yakm bulur ve Amiroutzes bu durumu
kanitlayan bir tez haz1rlam1$Ur.) Roma Kilisesi, onu lslam
ve Dogu Hiristiyanhgmdan ay1ran bir dizi farkh tarihsel,
50 syal ve politik ko$ullar altmda geli$mi$tir. Aslmda,
l 453'ten soma bile lstanbul'daki Ortodoks Kilisesi, gucu-
nu ve yetkilerini zay1flatmak ic;in Bau kiliselerinin giri$tik-
leri entrikalara kar$I kendini savunmak zorunda kalm1$tlr.
Kyrillos I. Lukaris'in sav1, Ortodoks kar$Itl Roma Kilise-
si'nin i$leyi$ine c;ok iyi bir ornek olu$turmaktad1r. Polon-
ya'da Ortodoks H1ristiyanlan ziyaret ederken tutuklan-
maktan ve idam edilmekten nas1l kil pay1 kurtuldugundan
sbz etmi$tik. 1596'da Ball Kilisesi, Brest-Litovsk'ta yap1lan
ikinci birlik toplannsma Lukaris ve Osmanh H1ristiyan
delegasyonunun kanlmasma izin vermeyerek Dogu'daki
karde$lerine duydugu dii$manhg1 bir kez daha gostermi$-
tir. Bir sure soma, Lukaris once lskenderiye ve daha soma
lstanbul Patrigi olmu$tUr. Girit'te dogmu$ ve Venedik'te
egitim gormii$ ileri gorii$lii bir bilim adam1ydI. 1627'de ls-
tanbul'da Rumca dini eserler basan bask1 makinesinin kul-
lamlmaya ba$lanmasmda on ayak olmu$tur. Fakat Cizvit-
ler, onun Kalvinistlere sempati beslediginden ku$kulan-
m1$lard1r. Ancak ic;inde baz1 lslami savlann Huistiyanlar
tarafmdan kabul edilemez oldugu $eklindeki fikirlerini
ifade ettigi yaz1lan bas1hnca Cizvitler bu risaleleri ahp ve-
ziriazama c;1km1$lar ve onu hukumet aleyhtan faaliyetler
yurutmekle suc;lam1$lard1r. Vezir risaleyi $eyhulislama g6-
turmii$ ve $eyhulislam, H1ristiyanlann lslama kar$I olsa
bile kendi fikirlerini ifade etmekte serbest olduklanm
ac;1klam1$t1r. Boylece, Loukaris temize c;1km1$tlr. Cizvitle-
rin Osmanh topraklanna giri$leri yasaklanm1$ (hukumet

1357
Osmanli'da Degi$im, Modemle$me ve Ulusla$ma

lslam konusundaki samimiyetlerinin derecesini kavrarn 1 ~


olarak), fakat Kapusin'ler yerlerini alm1~lar ve zaman i<;;in-
de, Latince bas1lan Confessio fidei (Ortodoks lnan<;; Bildiri-
si) (1629'da Cenova'da yay1mlanm1~tlr) adh kitabmda ifa_
de ettigi one surulen Protestanlara sempatisini kullanarak
kendi milleti onunde Lukaris'in durumunu zay1flatmay1
ba~arm1~lard1r. Aslmda, kitapta yalmzca o gune kadar Or-
todoks Kilisesi'nin yapm1~ oldugu degi~iklik savunuluyor-
du.19 Lukaris Patrik koltuguna dorduncu kez oturmu~ ve
onu bu mevkiden atmak i<;;in daha soma giri~ilen c;;abalar
lstanbul'da Katolik ve Protestan elc;;ilikleri arasmda bir guc;;
mucadelesine donu~mu~tur. Zaman i<;;inde pi~-ke~'in orani
oldukc;;a yukselmi~tir. (Bu donemde Rusya'mn Hlristiyan
Ortodokslugunun son kalesi haline gelmi~ olmas1 ve kendi
yay1lmac1 amac;;lanna ula~mak i<;;in bunu kullanmas1 ilginc;;
bir geli~medir.)
Bu <;;ah~manm amac1 Osmanh doneminde Ortodoks
Hiristiyanhgm aynnnh tarihini vermek degildir. Fakat Kili-
se'nin varhgm1 surdurdugu bir gerc;;ektir ve Osmanh Bizans
kulturu duzenli bic;;imde geli:;;mi~tir (bu durum Balkan-
lar'daki Ortodoks Hiristiyanlar uzerinde o denli etkili ol-
mu~tur ki buyuk Romen Larihr;i Nicolas lorga, TJyzancc ap-
rcs Byzantine adh bir ki1ap yazm1~ur). Sonur;ta, Onoc.loks
Huistiyan Kiliscsi'nin katlerinin lmparatorlugun kaderi ile
s1k1 s1k1ya bagh hale geldigini helinmek gerekir. Kilisenin
gucu, yetkileri ve nufuzu Osmanlilarm gucunl"m ve refaht-
nm en yuksek oldu):tu zamanlarda doruk noktasma ula~­
m1~ ve klasik Osmanll kurumlan vc otoritesi d1~andan Av-
rupah ikLidarlar ve ic;eriden reform yanlis1 ayc!mlar ile hlJ"s-
h bLtrokratlann mucadcleleri kar~1smtla zay1flamaya ha~la­
d1g1 zaman du~u:;;e ge<;;mi~tir.
Onsekizinci yuzy1lda Fenerlilerin yukselmesi, Osmanh
hukumetinin ve Patrikhane'nin dayand1g1 politik ve sosyal
19 G. A. Hadjiantoniou, Protestan Patriarch (Richmond, 1961).

I 3sa
r Ortodohs Hiristiyan Kilisesi Konusundahi Osman Ii Gon:i~leri ve Politihalan

remelleri sarsan ekonomik degi$imin ba$lamas1yla gen;;ek-


le$mi$tir. Yeni Fenerli sosyal gruplar Osmanhlann Avrupa
He ticari ve ekonomik ili$kilerinin geni$lemesi ve kendi
wpraklannda ticaretin artmas1yla on plana c;;1kml$ ve gli.<;
kazanm1$lard1r. Klasik Osmanh sosyopolitik sistemi yeni
ko$ullara uymay1 gerektiren yap1sal bir degi$im ic;:ine gir-
mi$tir. Onsekizinci yuzy1l sonlanna dogru Ortodoks Kilise
hiyerar$iSinde ve egitim sisteminde birc;:ok mevki i~gal
eden gene;: Fenerli burokrasi Bat1'y1 kendisine model ola-
rak alm1$ ve buna uygun degi$iklikler talep etmi$tir. Bu
arada, bunlar ve Bau'da egitim gormli.$ diger pek c;:ok Or-
todoks H1ristiyan kendi dil ve ulusal tarihlerinin koklerini
ke$fetmi$ ve mevcut geleneksel egitim ve din sisteminin
tD.muyle degi$mesini istemeye ba$lamI$tlr. Bazilan toplu-
mun tek yoneticisi olarak Kilise kavram1m tli.muyle sorgu-
layan devrimciler haline gelmi$ler ve milliyet<;ilik ile laik-
ligi ideoloji olarak h1zla benimseyerek, evrensel inanca de-
gil fakat ozellige ve dilin yerelligine dayandmlmI$ yeni bir
politik kimlik yaratmaya c;:ah$IDI$lard1r. Fenerliler Kilise
yonetimine ic;;ten s1zarak <;ah$maya ve Osmanh hukume-
tinde nufuz elde ederek yeni bir Bizans yaratmaya <;ah$-
m1$lardu. Aynca, Balkanlar'daki Slavlan ve Lehleri Rum-
la$llrmaya <;ah$IDI$lardu. Bu faaliyetlerini desteklemek
i<;in, ticaretten ve Bab1ali'nin ozel gorevlileri olarak takri-
ben 1711veyal716'dan 182l'e kadar yonettikleri Eflak ve
Bogdan'dan toplad1klan vergilerden edindikleri buyiik
zenginliklerini kullanm1$lard1r. Hatta Kilise'deki papazlar
arasmdan bile zaman zaman degi$iklik isteyenler olmu$-
tur ve bu tip iki papaz Kilise'yi i<;eriden sert bir dille ele$-
tiren Yeni Cografya'y1 yazm1$lard1r. 0$in ilgin<; yam, onse-
kizinci yuzy1lm aym doneminde Musluman bir bilim ada-
m1 olan Katip (:elebi, Muslumanlar arasmda aydmlanma-
nm habercisi olarak gorulen Cihannuma'y1 -Dunya Cograf-
yas1- yazmI$lH.)

1359
Osmanli'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

Padi~aha yap1lan deg;i~iklik talepleri yalmzca yeni ay-


dmlardan degil aym zamanda ba~ta Bau ile temas1 olan
Frans1zca ve diger dillerde okuyup yazabilen ve Di~i~lert
dairesinde <;ah~an burokratlar olmak uzere burokrasinin ve
dini kurumlann daha ilerici unsurlarmdan da gelmi~tir.
Patrik ve padi~ah kendi alanlannda aym gerek<;elerle mo-
dernistlerin ele~tirisine ugram1~lardir: 0 siralarda ku<;uk
gorulen geleneklerin ve eski modanm surdurOlmesinin
sembolleri olarak gorOlmo~lerdir. Fenerliler giderek daha
fazla milliyet<;i olduklan ve Kilise'deki liderlik iddialannda
daha kararh davrand1klan i<;in Patrikhane'nin Osmanh
Devleti i<;indeki prestijli ve gu<;IO konumu da bozulmu~­
Lur. Kudos Patrigi II. Anthimos'a atfedilen Pederler Ogreti-
si, i~te bu ko~ullar altmda 1798 y1lmda yay1mlanm1~t1r. Ay-
m y1l Roma Kilisesi'nin en gu<;lO kalesi olan Fransa M1s1r'1
i~gal etmi~ ve Avrupa'mn laik dO~unce bi<;imine ve politik
emperyalizmine kap1lan a<;ng1 gibi Ortadogu'ya ve boton
olarak Osmanh lmparatorlugu'na Katolik s1zmaya olanak
haz1rlam1~tlr. Modern Yunan milliyet<;iliginin babas1 olan
Adamantios Koreas'un, bir Yunanh tarafmdan yaz1lmas1
yaz1k olmu~ diye ~iddetle kmand1g1 bu kitapta Frans1z dev-
rimi ele~tirilmi~ ve padi~ah Ortodoks H1ristiyanlan ve on-
lann kilisesini korumak i<;in gonderilmi~ bir nimet olarak
anlat1lm1~tlr. 2 0
Ortodoks Kilise, Mos!Oman din kurumlan ve Osmanh
hukumeti i<;indeki tutucular tlimuyle yeniliklere ve degi~i­
me kar~1 olmakla ve boylece kendi halklanmn refah1m en-
gellemekle su<;lanm1~lard1r. Ancak, Ortodoks Kilise ve
Mus!Oman kurumlann "reformlann" yaptlmasmda israrh
olanlara kar~1 aym tavn alm1~ olmas1 degi~ime kar~1 olma-
20 Aynnt1lar ve bibliyografya i~in bkz Kemal I-I Karpal, The Social Foundations
of Nalionalism i11 the Ottoman State: From Social Estates to Classes, from Mil-
lets to Natio11s (Princeton, 1973)

360
Ortodoks Hiristiyan Kilisesi Konusundal1i Osmanli Gorii~leri ve Politikalan

lanndan degil yalmzca bu degi$ikliklerin kendi toplumla-


nnm dini yap1s1m zay1f1atmasmdan ve temel kimlikleri. ile
tarihsel miraslanm yok etmesinden duyulan ve kokleri.
r;ok derinlerde olan korkulanndan kaynaklanm1$Ur. Daha
sonra ya$ananlar bu korkulann <;;ok da yersiz olmad1gm1
gostermi$tir.
Geleneksel Osmanh sistemini bir tur sm1f toplumu
haline getiren koklu yap1sal degi$iklikler onsekizinci yuz-
y1ldan itibaren yava$ yava$ toplumun ruhuna i$leyen Av-
rupa kapitalizminin yaratt1g1 bir zorlamaydi. Rusya'nm
onemli bir gu<;; olarak ortaya <;;1kmas1 ve l 774'te Ku<;;uk
Kaynarca Antla$mas1 ile ba$layarak Osmanh topraklannda
yay1lmas1 ile yuzy1lm ortalannda ba$layan Osmanh ekono-
mik ve politik iyile$mesi duraklam1$tir. llerlemekte olan
Rus ordulanmn yaratt1g1 bask1 ve 1792-1829 doneminden
ba$layarak s1k s1k toptan yok olma tehdidi. altmda ya$ayan
Osmanh hukumeti Bau'nm s1zmasm1 h1zland1ran ve daha
kapsamh hale geti.ren yogun ekonomik ve politik odunler
vererek Bau'nm destegini saglamaya <;;ah$rnl$tlr. Bunun so-
nucunda yaygmla$an Bau kultliru once Huistiyanlan, da-
ha sonra da Musluman aydmlan derinden etkilemi$tir.
Musluman olmayanlar Bau kapitalizminin ilk temsilcileri
olmu$lar ve ald1klan kapsamh ekonomik oduller ve poli-
tik destekle, ulusal canlanma ve sonunda etnik milliyet<;;i-
lik, hatta irk<;;1hk etiketlerini ta$1yan laik politik kimlik ug-
runa kendi tarihsel geleneksel H1ristiyan dini kimliklerini
feda etmi$lerdir. Bunlar vas1tas1yla Avrupa'nm teritoryal
devlet ve ulus-devlet kavramlan Osmanh ortamma giri$
olanag1 bulmu$tur. Yeni politik yap1lanma kavrammm
ideolojik olarak ifade bulu$ $ekli dil, etniklik, irk, tarih ve
yerel ya da bolgesel baghhklara dayandmlm1$ milliyet<;;i.-
likti. Din o ruhani yap1s1m kaybetti ve evrensel bir karde$-
lik kavram1 olmaktan <;;1karak milliyet<;;iligin laik bir unsu-
ru ve yalmzca kulturel boyutu haline geldi.

1361
Osmanh'da Degi~im, Modernle~me ve Ulusla~ma

Bir ba~ka tebligde, toprak ilkeleri ve Avrupa'mn irk


dil ve din'le baglant1h olmayan tarihe dayah ulusal devle~
kavrammm aynen H1ristiyan Ortodokslugun evrenselligi
gibi _lslam'm evrenselligiyle k1yaslanamayacag1m aynntih
~ekilde ele ald1m. Fakat Kilise laik milliyeti kabul ettigi an-
dan itibaren, din esas anlamm1 kaybetmesine ragmen inane;,:
ile ulusal kimligin uzla~mas1 gereklidir. 21 lkinci bir teblig-
de anlamg1m gibi, Balkanlar'daki Hiristiyan devletlerin ba-
g1ms1zhk aray1~lannm ilk a~amasmda laik milliyetc;,:ilik leh-
lerine i~lemi~ gibi gon1nse de, uzun vadede Osmanh Dev-
leti'ni zay1flatan milliyetc;,:i c;,:atI~malar Ortodoks Hiristiyan-
larm birligini bozacak ve aralannda sonu gelmeyen bir mu-
cadele ba~latacakn. 22 Gerc;,:ekten de 1878 Berlin Kongresi'
nden sonraki Balkan devletleri tarihi, Ortodoks Kilisesi'nin
hic;,:bir milliyete bagh olmadan Osmanh Ortodoks Htristi-
yanlan yonettigi onbe~inci yli.zy1ldan onsekizinci yuzy1la
kadar hukum suren Pax Ottomanica ile kesin bir c;,:eli~ki
olu~turur.
1821 Yunan devrimi Ortodoks Htristiyanlar ile Os-
manh hukumeti arasmdaki ili~kileri c;,:ok olumsuz etkile-
mi~tir. Devrimin esin kaynag1 olan etnik milliyetc;,:ilik ve la-
iklik gibi kavramlann Patrikhane tarafmdan kabul edilebi-
lir kavramlar olmamas1 yuzunden Kilise'nin devrimle he-
men hie;,: ilgisi olmam1~tlr. Aslmda, lstanbul Patrikhanesi,
ulusal kilisenin kuruldugu bag1ms1z Yunanistan'1 Osmanh
hukumetinin bask1s1yla ancak 1849'da resmen tamm1~tir.
Ba~lamg1 sozde "modern reformlar" Osmanh Devleti'nin
sosyokulturel temellerini zay1flatan ve dagtlmay1 h1zland1-
ran Padi~ah II. Mahmud, ne Yunan devriminin dinamikle-
21 Kemal H. Karpat, "Millets and Nationality. The Roots of Incongruity of Nati-
on and State in The Post Ottoman Era". Christians and Jews, s. 141-70.
22 Kemal H Karpat, "The Social and Political Foundations of Nationalism in
South East Europe After 1878: A Reinterpretation", Die Berlinger Cougress
Von 1878 (Wiesbaden, 1982), s. 385-410.
, Ortodoks Hiristiyan Kilisesi Konusundaki Osmanli GonJ~leri ve Politikalan

rini ne de Patrikhane'nin laiklik ve milliyetc;;ilik kar~au


tavnm anlam1$tlr. Rumlann ayaklanmasmdan Patrigi so-
rumlu tutmu$ ve idam etmi$tir. Padi$ah, aynca lslam'a
kar$1 oldugu gerekc;;esiyle Patrigin cezalandmlmasm1 kma-
yan $eyhulislam'1 da asurml$tlr. Masum Patrik V. Gregori-
os'u Yunan ayaklanmasmdan sorumlu tutmak suretiyle
padi$ah, Kilise ile Helenizmi ve Rumlan 6zde$le$tirmi$,
boylece istemeden de olsa diger Ortodoks Rumlann Pat-
rikhane'nin Rum oldugu yolundaki iddialanm yureklen-
dirmi$ ve kendi ulusal kiliseleri olmas1 yolundaki taleple-
rinin artmasma yol ac;;m1$Ur. II. Mahmud ac;;1k $ekilde Os-
manh hukumet geleneginden aynlm1$tlr ve onu izleyen
hukumetlerin de aym yolu izlemeleri bu gelenegi daha da
zayif1atml$tlr. 1821 Yunan devriminin Rumlann Bab1ali'
deki ustilnluklerini zay1flamg1 ve Patrikhane'nin art1k gi-
derek daha fazla Rum Kilisesi olarak tammlanmaya ba$la-
nan Ortodoks Kilise'nin ba$mda kahp aym zamanda Yu-
nanistan'daki hukumetle nas1l ili$ki ic;;inde olunacag1 ikile-
miyle kar$1 kar$1ya kalmasma yol ac;;ug1 su gotilrmez bi.r
gerc;;ektir. Aslmda, 1870'te Sirp ve Bulgar ulusal kilisesi.nin
kurulmasmdan sonra Patrikhane'nin yetki. alam yalmzca
Osmanh Rumlanyla ve diger birkac;; deniza$m cemaatlerle
sm1rl1 kalml$tlr. Osmanhlann 1821 Yunan devrimi konu-
sundaki ofkeleri yatl$Uktan soma, birbirlerine ihtiyac;;lan
oldugu ic;;in Ortodoks Kilisesi ve Osmanh hukumeti ara-
smda h1zh bir yakmla$ma olu$mU$tur. Fakat ili$kiyi kaho
ve somut bir $ekilde onarmak ic;;in biraz gee;; kalm1$lardir.
Avrupa reform kavrammm ac;;1kc;;a benimsenmesi ozellikle
Osmanh olmak uzere her iki organm da tarihsel temelleri-
ni sarsmI$ ve birkac;; kez lmparatorluk uzerinde evrensel
bir Osmanhhk kavram1 olu$turma c;;abasma giri$tikten
soma milliyetc;;iligin cazibesine yenik du$mil$lerdir.
Sozu edilen reformlar 1856 Islahat Fermam ile uygu-
lamaya konulduktan soma Ortodoks Kilise'nin Osmanh

1363
Osmanli'da Degi~im, Modernle~me ve Ulusla~ma

hukumeti kar~1smda Ortodoks H1ristiyanlar arasmdaki nu-


fuzu daha da zay1flam1~ur. 23 lngi.liz, Frans1z ve Avusturya
hukumeti tarafmdan hazirlanan ferman Osmanh lmpara-
torlugu'na dayat1lm1~ur. Ferman hemen tUmuyle H1risti-
yanlann Osmanh lmparatorlugu ic;:indeki durumlan ile il-
gi.liydi. llk bak1~ta, Ferman, Hiristiyanlann e~itligini ve e~it
muamele gormesini saghyor gibi gorunuyordu. Fakat daha
aynnt1h incelendiginde Ferman daha c;:ok H1ristiyan tuccar
sm1fmm yukselmesi ic;:in uygun ko~ullarm yarat1lmas1m ve
bu sm1fa kendi Hiristiyan cemaatlerinin kontrolunu ver-
meyi amac;:lam1~tl. Ferman'la, onbe~inci yuzy1lda II. Meh-
med tarafmdan olu~turulmu~ olan klasik anayasal dOzen-
den bu yana Osmanh sosyopohtik sisteminin belkemigini
olu~turan geleneksel milletlerin yeniden yap1lanmas1m ve
bu suretle cemaatlerin sivi.l liderlerinin, yani tuccarlar, sa-
natkarlar ve aydmlann guc;:lenmesi saglanmaya c;:ah~m1~t1r.
llgili hukometler, yani lngiltere, Fransa ve Avusturya ka-
nahyla bu reformlan yerle~tirmeye c;:ah~arak Protestanlar
ve ozellikle Katolikler Ortodoks H1ristiyanlann yalmzca
Osmanh yonetiminden degil aym zamanda Ki.lise'nin hOk-
mO altmda olmaktan kurtulmalannda etkili olmu~lardu.
Gerc;:ekten de 1856'dan soma Protestanhga ve Katoliklige
gec;:i~ h1zlanm1~t1r.
Aslmda, Ortodoks Kilisesi, reformlar yalmzca yetkinin
Kilise gorevlilerinden sivillere gec;:i~ini degil, aym zamanda
her ulusal din ic;:in yeni bir milletin olu~turulmas1m tqvik
etmeye c;:ah~t1gmdan, Avrupa'dan k1~k1rt1lan millet reforrn-
lanmn boy hedefi haline gelmi~tir. Ondokuzuncu yuzy1lm
ortalanna kadar millet terimi temelde buyuk dini cemaati
anlat1rken, 1839 Fermam'ndan ve ozellikle 1856 Ferma-
m'ndan soma kuc;:uk etnik-dini ve ulusal cemaatler anlam1-
23 Roderic Davison, Refonn in The Ouoman Empire 1856-1876 (Princeton,
1963).
Ortodoks Hiristiyan Kilisesi Konus1.ndaki Osmanla Goru~leri ve Politikalan

na gelmeye ba~lam1~nr. Yuzy1lm sonlanndan itibaren mil-


letlerin say1lan ba~lang1c;:ta uc;ken dokuza ve on bire yuk-
selmi~, bu da genellikle ana bir milletten bir grubun aynl-
rnas1yla olu~maya ba~lam1~tlr. Ashnda, Osmanh lmparator-
lugu'nun Musluman olmayan milletlerin reformlanna ka-
n~mak istemedigi muhakkakur; fakat Fransa ve lngiltere
hukumetleri buyuk bir bask1 uygulad1ktan soma bunu
yapmak zorunda kalmi~nr. 2 4 Sonuc; olarak, 1862-67 done-
rninde hukiimet, Ortodoks, Ermeni ve Yahudi milletleri
Avrupa'nm ve kendi orta sm1flannm istegi dogrultusunda
reformlan yapmaya zorlam1~nr. Din sm1fmdan olmayan
insanlanr.i Kilise Meclisi'ne ve zaman ic;inde Patrik sec;:il-
rnesine olanak veren bu reformlar oldukc;:a demokratikti;
fakat yalmzca Kilise'nin laikle~mesine yol ac;:makla kalma-
y1p baz1 c;1kar gruplanna baglanmasma da neden oldu. Pat-
rigin ozel konumunu bozdu ve bir hukumet kademesi ola-
rak Osmanh hukumetine baglanmasma neden oldu. Bun-
lar kac;m1lmaz sonuc;:lard1r.
Musluman olmayanlar kendilerini istedikleri ~ekilde
yapilandirmaya ba~lar ba~lamaz Muslumanlar politik kont-
rolleri altmdaki toplumu evrensel Muslumanhk yasalanna
gore degil Bau'nm ulusal ve teritoryal devletlerinden alm-
m1~ ilkelere gore yonetme hakk1 elde ettiler. Gerc;ekten de
buna kar~1hk Osmanh Devleti veya ondan arta kalanlar on-
ce Musluman bir devlet, daha soma da 1923'te Turk ulusal
devleti haline geldi. Avrupa'nm azmettirdigi reformlar da-
ha merkeziyetc;i bir hukiimetin ortaya c;1kmasma ve eski
sistemdeki c;:e~itli Musluman ve H1ristiyan kurumlarm ala-
meti farikas1 olan ozerkliklerini kaybetmelerine yol ac;ti.
Ornegin devlet, zaman ic;inde Musluman yasalann en te-
meli olanlardan birini bariz ~ekilde ihlal ederek vak1flarm
mallanm idare etme yetkisini eline ald1.
24 Age.
Osmanl1'da Dcgi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

Bu noktada, Ortodoks Kilisesi'nin degi~imi konusun-


daki c,;ozumlemelerimi bir tarafa birakarak Ortodoks Patri-
gin Ortodoks Kilise'nin etniklik, milliyetc,;ilik ve ulusal dil-
ler konusundaki tavnm ve reformlar konusundaki goru~le­
rini kendisinin Avrupah buyukelc,;ilere hitaben yazd1g1
mektuplardan ahnular yaparak aktaracag1m. Bu memoran-
dumlar Frans1z D1~i~leri Bakanhg1'mn ar~ivlerinde bulun-
mu~tur.

llk memorandumda Patrik 1856 Fermam'nm uygulan-


masma ve ozellikle 1867'de, 1856 Fermam'nda ongoruldu-
gu ~ekilde Ortodoks cemaatin yeni Kilise Meclisi'ni sec,;me-
sine olanak vermek ic,;in Osmanh hukumetinin Kilise Mec-
lisi'ni dag1tma karanna kar~1 tepkileri vardir. 25 Patrigin
~ikayetlerini 1856 Fermam'nm kaleme ahnmasmda ve Os-
manh hukumetinin bunu uygulamas1m saglamada onemli
rol oynayan Katolik Frans1z elc,;isine iletmesi c,;ok ilginc,;tir:

(Patrik memorandumda) Kilise Meclisi 1764'te Patrikhane


tahn tarafmdan kahc1 bii;imde olu~turulmu~tu ve Kilise
Meclisi uyeleri Patrigin izni olmadan, Kilise'ye 6nceden ha-
ber vermeden ve padi~ahm fermamna gerek olmadan kendi
dini cemaatlerine geri donebilirlerdi. Simdi bu Kilise Mecli-
si dagmld1, aslmda Fuat Pa~a tarafmdan r;ok sert bii;imde
yaz1lm1~ bir mektupla lagvedildi. Aslmda bu olay Patrigin
bir davram~mdan kaynaklanmad1 ve Kilise bu konuda uya-
nlmadt. Daha da kotusu, bu, yeni Kilise Meclisi'nin kurul-
mas1m hukme baglayan yeni bir yasa olmaks1zm yap1ld1.

Sozlerine devamla, Patrik "ki~isel rekabetler pe~inde ko~an


ve yap1lanlann sonuc,;lanm tartmaktan aciz birc,;ok ki~i Kili-
se Meclisi'nin kaderini etkileyebilecegini, fakat butUn Or-
todoks cemaatin Kilise'nin dokunulmazhgma kar~1 giri~il­
mi~ bu hareketin ciddiyetini anlam1~ oldugunu ... Kilise'nin

25 Frans1z D1~i~leri Bakanhg1 Ar~ivleri (FFMA), Section Memoirs el Documents,


cilt 117, belgeler 7-10, s. 14-103.

I 366
Ortodohs Hiristiyan Kilisesi Konusundahi Osmanli G/Jru~leri ve Politihalan

ayncahklanmn yalmzca Kilise Meclisi'nin dag1ulmas1 ile


degil ozellikle bu dag1t1lma i~leminin Patrigin onay1 alm-
rnadan yaptlmas1 nedeniyle ihlal edilmi~ oldugunu" vur-
gulam1~t1r. Patrik, baz1 ki~ilerin ya~hlar meclisini kendi
ulusal hirslan ve <;1karlan i<;in engel olarak gordugunden
soz ederek. ..

Dinin gen;;ek efendisi ulus, irk ve dil aynm1 yapmaz. Kilise


toplumun kalbinde ya$ayan ahlaki bir degerdir. C,::ok ozel
bir nufuz ve eylem uygular ve bu nedenle temsil ederken
ve yonetirken Kilise tek bir vatan ve ulus gibi, Rum gibi ha-
reket eder. Fakat bunu soylerken, bu fikirlerin Dogu'daki
Rum Kilisesi'nin kendi ba$ma yiiriittiigii politikamn temel-
kri oldugu, aym dini payla$an diger irklara dayaulm1!? bir
politika o!dugu ve t'tnik kok olarak Rum olrnayan, fakat ay-
m dini payla$an dip,er 1rklara daya11lm1~ bir politika oldugu
du~Clnlllmemclidir. Bu, boyle degildir. Rum Kilisesi kendi
sorumlulugunda olan uluslann dillerine ve etnik koklerine
her zaman sayg1h olmu$tur. Dokuzuncu yiizy1ldan gunii-
muze kadar Kilise kendi sorumluluk alamnda olan Bulgar-
lara, Sirplara, lehlere ve genel olarak butiin Slav irklara
"kendi dilleri, kendi papazlan ve kendi kiliseleri" oldugu-
nu soylemi!?tir. Kilise Hiristiyanlarm Tann'sma kendi ana
dillerinde tapmmalanna izin verilmi$ olan Asya'daki halk-
lar arasmda bile bu hakka sayg1h olmu$tur. Rum Kilisesi
yalmzca bir hakk1 konusunda 1srarhdir, o da, sec;imlerinde
Rum olmalan hic;bir onem la$tmayan guvenilir piskoposla-
rm c;ok yukanlardan uygulad1klan denetimdir.

Sonu<;ta, reformlara deginen Patrik, Avrupa devletlerine


~unlan sormaktayd1:

Ak1lc1 ve du rust reformlara kimse kar$I r;1kamaz... Fakat


sizler lstanbul'da zay1f bir Kilise ve zaman zaman toplanan
bir Kilise Mec\isi gormek istiyor musunuz? 1$leri amnda
Osmanli'da Degi$im, Modemle~me ve U1us1£1$ma

degi$tirebilecek olan bu guce, Meclis'e istedigi zaman top-


lanma hakk1 verecek misiniz? Patrikhane'nin ulusal yap1s1n 1
degi$tirmek mi istiyorsunuz? Onun butun ayncahklann 1
elinden almak ve yalmzca bir ulusun $efi haline getirerek
yalmzca Istanbul piskoposu olmasm1 m1 istiyorsunuz? Av-
rupa olaylann onemini kavramah ve ge<;mi$ yuzyillarda bize
b1rak1lm1$ olan kutsal emanet Hiristiyan Dogu'yu saglam
tutmak i<;in olaylann bugunku durumunu korumada bize
yard1mc1 olmahd1r.

Ortodoks Kilisesi'nin evrenselligine a<;1k<;a meydan okuya-


rak Bulgar Piskoposlugu'nun, yani ulusal Bulgar Kilise-
si'nin (Eksarhhane) kurulmas1 Patrigin milliyet konusun-
daki goru~lerini yans1tmaktayd1. Patrik VI. Anthimos, Vi-
din Metropoliti Anthimos'u aforoz etmi~ ve huzuruna ka-
bul etmemi~tir. lstanbul Patrigi Bulgar ayaklanmasmm
koklerinin - ulusal piskoposlugun kurulmas1 konusundaki
tammlamas1 gibi- ulusalhk ilkesine dayand1g1m du~iinmu~­
tur. Laik milliyet<;iligi ~oyle tammlam1~tu:

Bu, din yasalanna aykm, din kar$ltl ve Hiristiyan iyilikse-


verligi ilkesine bir darbedir. Zira "ulusal kiliselerin" kurul-
mas1, yani milliyet fikri, irk ve kabile aynmlanm tamamen
ortadan kaldirmak ve butun insanhga tek bir ana Kilise ve
tek bir vatan, yani kutsal Kudiis'ii vermek istemi$ olan Haz-
reti lsa'nm ogretileriyle <;eli$en bir sistemin olu$masma yol
a<;an bir fikirdir.26

Bulgar Eksarhhanesi i<;in yazd1g1 bir ba~ka mektupta Patrik


bu kez:

Irka dayah milliyet fikri lncil'e kar$1 oliimcul bir ilkeden


dogmu$tur. Bu lanetli ilkenin Efendimiz Hazreti lsa'nm
doktrinine kar$1t olduguna, bu ilkenin kutsal lncil'in dayan-
26 FFMA, Correspondence Politique 392 (May1s-Agustos 1872), s. 27

1368
Orwdohs Hiristiyan Kilisesi Konusundahi Osmanl1 Gora~leri ve Politilwlan

d1g1 temel inarn;lan yok ettigini ve bu nedenle Hiristiyanh-


gm temel ilkelerine saldird1g1m a<;1khkla anlamam1~ tek bir
inan<;l1 Hiristiyan yoktur. Efendimizin doktrini butun irk
ve milliyet aynmlanm ortadan kaldirm1~ur ve butun millet-
leri, hepsine kutsal Kilise'df rtak bir anne vererek bir ara-
ya getirmi~tir. 27

Aym anda Bulgar Piskoposu ise padi~aha hitaben a~ag1da­


ki konu~may1 yapmaktayd1:

Bugun, lmparatorluk fermam yaymlayarak koruyucu bir ta-


virla bu dini kurumun yeniden kurulmasma karar veren
Majestelerine adaleti ve e~itlik duygulan i<;in te~ekkur et-
mek istiyorum. Bulgar ulusu Majestelerin hami golgesi al-
tmda boylece ya~ay1p gitmek umudundadir. Boyle buyiik
bir i~ i<;in ulusumun duydugu minneti ifade etmekte gu<;-
lu k <;ekiyorum, fakat Bulgar halkmm son nefeslerine kadar
saygideger majestelerine sad1k kalacaklanna sizi temin ede-
rim.28

Bu a<;;1klamadan yalmzca alt1 y1l sonra, 1878'de Rus ordu-


su yonetiminde Bulgarlar, bag1ms1z Bulgaristan ulus-
devletini kurmak i<;;in milyonlarca Musluman, Rum ve Ya-
hudi'yi yerlerinden surmu~ ve yuz binlerce Muslumam ol-
durmu~tur. Boylece, tamamen pratik nedenlerle irk<;,:1, bag-
naz bir milliyet<;;ilik dinin yerini alm1~llr.
Sonw;ta, milliyet<;;ilik, Osmanh padi~ah1 II. Mehmed
ve Patrik Gennadios'un onbe~inci yuzyilda yarattiklan es-
ki manevi dunyay1 altust etmi~tir. Osmanh lmparatorlugu
par<;;alanarak nihayete erdiginde (1918-23) lstanbul'daki
Patrikhane daha bnceki halinin bir golgesinden ba~ka bir
anlam ta~1maz hale gelmi~tir. Muslumanlar ile Hiristiyan-
27 Age, 2 Temmuz 1872 belgesine ek, s 185.
28 Age, s. 38.
Osmanl1'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusl~ma

lar arasmdaki kar~1hkh sayg1 ve ho~gorii yerini vah~ete ve


ulusal hakimiyet ic;in kanh bir sava~a b1rakm1~t1r. Bugun
hala milliyetc;iligin bu kanh safhasmday1z. Miisliimanlarin
ve H1ristiyanlann dinimizin oziinii mahfeden bu y1k1c1,
barbar milliyetc;i diirtiileri bir tarafa buak1p manevi insan
ve toplum anlay1~lanna geri donmelerini ve boylece atala-
nm1zm bir buc;uk yuzy1l once yapt1g1 gibi ban~ ic;inde ya-
~ayabilmelerini limit edelim.

1370
,
, -

1877 Osmanh Parlamentosu ve


Sosyal Ac;idan Onemi
~

Anayasal deneyimin bir par~as1 olan 1877-78 Osmanh Par-


lamentosu, Osmanh lmparatorlugu'nun sosyal ve entelek-
tiiel tarihinde bir donum noktas1 te~kil eder. 1 Bu, butunuy-
le bir yuzy1l once ba~lam1~ olan uzun bir ekonomik, sosyal
ve entelektii.el degi~im surecinin tam bir politik senteziydi.
Akademik goru~ a~1smdan Parlamento muzakerelerinin
onemi, kapsamh bir degi~im surecinde olan toplumda kar-
Bu yaz1ya temel olu~turan bilgiler 1293 Meclisi Mebusani'nm toplant1 zabn-
larmdan almm1~ttr; 1877 Zabit Ceridesi (Tank Hakk1 tarafmdan gozden ge~i­
rilmi~tir). lki cilt, Istanbul (Vakit Matbaas1), 1940, 1954. Aksini gosterecek
bir a{'.1klama yap1lmam1~ olan almt1lar bu kayitlardan ahnm1~tlr. Hakk1
Asimzade, Tarhiye'de Mebusan Kahire Meclisi (Matbaa-i lttihat), 1907. 0 d6-
nemin baz1 yaymlanndan yararlanma ve mebuslann bazilarmm biyografile-
rini kullanma olanag1m1z oldu. Bu biyografiler muceveffa H. T. Us'un dizisi-
nin l!{:uncu cildi olmu~tur. Diger ba~vuru kaynaklanm1z: Robert Devereux.
The First Ottoman Constitutional Period, Baltimore (John llopkius Press),
1963; Y. A Petrosyan, Noviye Osman/1 i Borl'<I ~<! hrmw111rsi_yu 1876 g.v. "/ urc-
sii Moskova (Izdatelstvo Vostochnoi LJtcrarnri), 1958; lkklr Snk1 Baykal,
"93 Me~rutiyeti", Bclleten, VI (Ocak-Nisan 1%2), ~- •13-83. Bu incclcmcye
gene! bir kuramsal 6n bilgi ve sosyockonomlk-kuliurel tcmel ~>lu~turmak
i~in kendi <in incelemem olan Political and Social Thought in the Contempo-
tary Midalc East'i esas ald1m.

371
Osmanh'da Degi~im, Modemlqmeve Ulusla~ma

-?Ila-?rlan sorunlann olduk<;a ger\ek\i bir tablosunu sunma-


,
smda yatar.
Aynca, bu tart1$malar, olu$makta olan list ve orta srnr-
fm lmparatorlugun kar$1la$makta oldugu \C$itli sorunlarla
ilgili gorti$lerini ve fikirlerini yansrtrr. Bu nedenle, parla-
menter tarti$malann, basm istisna olmak uzere, lmparator-
lugun en yeni sosyal grubu olan orta smrfa psikolojik-
ideolojik yonelimi konusunda ozgun bir fikir verdigi soy-
lenebilir. Sonu\ olarak, tartI$malar \ogu zaman yonetim-
dekilere hitap eden talepler -?eklinde ifade bulmu$ ve II.
Abdulhamid'in sosyoekonomik ve kulturel politikalanni
ve muhtelif ulusal gruplann bu politikalara olas1 tepkileri-
ni anlamak a\rsmdan mukemmel bir ipucu olu$turmu$tur.
Bu nedenle, bu ara$tirmanm amacr, mebuslann sosyal fel-
sefelerini anlamak ve bunlan lmparatorlugun sosyal degi-
-?iminden kaynaklanan yaprsal sorunlarla ilgilendirmede
kullamlacak gostergeler olarak Meclis'te tartl$Ilan baz1 ko-
nulan <;ok genel anlamda yorurnlayarak \bzumlemektir.
Bu ara-?t1rmay1 a$ag1daki konu ba-?hklan altmda toplamak
istiyoruz:
1. Parlamentonun tarihi ve yaprsr.
2. Ekonomik-mali konular, mulkiyet haklan, yeni bir
yasal sistem gereksinimi ve bunun olu$makta olan orta sr-
mfla ilgisi.
3. Hukumet organmm akrlcr bi\imde yeniden yaprlan-
masr ve burokrasinin rolunun belirlenmesi.
4. Kulttirel-egitimsel sorunlar ve Muslumanlar arasm-
daki birligin dagrlmasr.

1. Meclis-i Mebusan 19 Mart 1877'de a<;,:1lm1$tir. (Ust


meclis olan Meclis-i Ayan pek onem ta$1mad1g1 i<;in bizi il-
gilendirmiyor.) llk donemde toplam 119 mebus ve ikinci
donemde 113 mebus se<;ilmi-?tir (1877 sava~mda vilayetler
kaybedildigi i<;in).
,.
1877 Osmanli Parlamentosu ve Sosyal Ac::1dan Onemi

Mebuslar vilayetlerin, sancaklann, kazalann idari


rneclisleri tarafmdan gec,;ici sec,;im tD.zugune (Muvakkat Ni-
zammane) gore sec,;ilmi$lerdir. 1864 ve 1867 idari yasalan-
na (vilayet idaresinde Frans1zlar ornek almmI$tlr) gore ku-
rulan bu meclisler daha c,;ok yerel e$rafm -agniya ya da vu-
cuh-i memleketin- elindeydi. Vilayetlerin mebus say1lanm
tstanbul belirler ve valiler bu say1y1 Muslumanlarl ile gayri-
rnuslimler arasmda payla$tmrd1. Ozel uluslararas1 statU ta-
~1yan bolgeler olan M1s1r, S1rbistan, Karadag, Tunus vs
Parlamento'da temsil edilmezdi, fakat Lubnan ve Girit gibi
diger bolgeler bzel statulerini tehlikeye atmad1g1 surece
mebus sec,;me konusunda c,;ekimser kalmay1 tercih ediyor-
du. Sec,;im yasasmm yururluge konulmas1 konusundaki
anayasa hukmune ragmen ikinci donem ic,;in sec,;imler yine
gec,;ici sec,;im tu.zugune gore yap1ld1.
Mebus sec,;ilebilmek ic,;in ya$ (25), di! (Resmi dil olan
Turkc,;e konu$abilme), sivil ve politik haklara sahip olma-
nm yanmda saygmhk, guvenilirlik ve vergi mukellefi ol-
masm1 saglayacak mallara sahip olmak gerekiyordu. Aslm-
da son iki ko$ul Meclis'in sosyokulturel felsefesini anla-
mak ac,;1smdan buyuk onem ta$Ir.
Daha 1845'te bile, padi$ah onde gelen vilayet liderleri-
ne reformlan tamtmak ic,;in bir meclis olu$turmu$ ve boy-
lece ta$ra e$rafmm varhgm1 ve gucunu ac,;1k $ekilde kabul-
lendigini gostermi$tir. Bu c,;abasmda gozle gorulllr bir ba$a-
n elde edememi$tir. Fakat guc,;lu zengin gruplann kontro-
lundeki vilayetlerin merkezden yonetilmesinin mumkun
olmad1g1 gerc,;egi ac,;1kc,;a goz ard1 edilmi$tir. Gerc,;ekten de
gunliik i$lerini yaparken bir yandan da e$rafla ilgilenmek
zorunda kalan vilayet valileri mevkilerini dogru bic,;imde
korumak zorunda olduklanm hesaba katmak durumunda
kalm1$lardir. Bu, kuramsal olarak da hakh gorulen pratik
bir gereksinimdi. Mehmed Sadik Pa$a tarafmdan yeti$tiri-
len ve son y1llanm lstanbul'da gec,;iren Tunus Valisi Hay-

' 373
I
Osmanli'da Degi$im, Modemle~me ve Vlusla~ma

reddin Pa~a (1890) 1876'da hemen Turk<;;eye .;;evrilen Aq-


wam a!-masa!ik Ji masrifat ahwa! a!-mamalik (Devletin
l.;;inde Bulundugu Ko~ullan Bilmenin En lyi Yalu) adh Po-
litik incelemesini yazm1~tu. Hayrettin Pa~a Avrupa'mn po-
litik ve askeri gucunden .;;ok etkilenmi~ ve sosyal yap1lan-
ma konulanna ah~1lm1~m d1~mda bir ilgi gostermi~tir. Di-
ger konulann yanmda, yoneticinin ulemaya ve e~rafa, aya-
na ve i~leri yurutenlere dam~mas1 gerektigini vurgulam 1 ~­
tir. Sosyal tabakalan (memurlar, ordu mensuplan
tiiccarlar, sanatkarlar ve g1da iireticileri) ve bunlann eko~
nomik i~levleri ve sosyal statulerini en ince aynnt1sma ka-
dar tammlayan temel lslami sosyal yaptlanma kuram111da
ayandan ve e~raftan soz edilmez. Hayrcddin Pa~a. h11kt1-
mette lslam ilkelerini savunur gorunmesine ragmcn dcgi-
~en ko~ullann toplumdaki yeni unsurlann dogru bic;imde
dikkate almmas1 geregini dogurdugunu kesinlikle ima et-
mi~tir. Yeni bir anayasal yap1lanma ile yeni sosyal sec;kinler
tabakas1m siyasi ya~ama dahil etmeye .;;ah~m1~ur. Hayred-
din Pa~a'nm iyi bir Osmanh burokran oldugu ve oncelikle
hizmct verdigi devlet kurumunun \lkarlanm gozettigi
ac;1kc;;a g6riilOyor. Sonuc;ta, anayasal 6nerileri halkm en nu-
fuzlu gt1~ odaklan olan ulemamn ve sec;kinlcrin stali.Ilerini
yasall~tirmay1 vc dcvlet gucuno bunlann cllcrinc Leslim
ctmek yerine onlan yonetim kummlarmda kulla11111ay1
amac;lam1~nr. Talll adma harekel ettigi o denli ac;1km ki
1876'da Anayasa'mn feshinden soma, Abdtilharnid d(>ne-
minde Ayan Meclisi'nde bir sandalye verilerek vc 1878'de
veziriazamliga atanarak oc.lullendirilmi~Lir. Anlanlanlara
gore, Hayreddin Pa~a Turkc;e bile konu~mazdi.
Burada akllda tutulmas1 gereken 6nemli husus Os-
manh devlet adamlannm toplumdaki bu yeni ve guc;lu gru-
bun varhg1m ve politik ac;1dan yeniden yap1lanmac.la bu
esasa gore hareket edilmesi gerektigini kahul ctmi~ olrnala-
ndir. 1876 Anayasas1'nm babas1 olan MiLhad Pa~a'nm sc<;-

137 4
, 1877 Osmanlt Parlamentosu ve Sosyal A{ldan Onemi

kinlere ve yerel yonetimde oynad1klan role yakla~1m1 fark-


h olmu~tur. Ni~ ve Tuna vilayetlerinde ve Bagdat'ta, baz1
etkin ekonomik ve mali reformlann uygulanmasmda yerel
e~rafm merkezi hukumetle i~birligi yapmasm1 saglamada
hatm say1hr bir beceri gostermi~tir. Mithat Pa~a bu yeni
gii<;; gruplannm statulerine me~ruluk kazandirmak ve on-
lan politik sisteme dahil etmek amac1yla vilayetlerin idari
yasalanm tasarlam1~ ve 1858 Arazi Kanunu'nu ba~anh bir
~ekilde yururluge koymu~tur. Mithad Pa~a, e~rafm ta~ray1
etkin bi<;,:imde kontrolleri altmda tuttuklan ger<;,:egini kabul
etmi~ ve konuyu pratik ve orgutsel apdan ele alarak duru-
mu buna gore duzenlemi~tir. Burun etnik ve sosyal gruplar
en ba~mdan itibaren devlete organik olarak dahil edilebil-
seydi ve kendi varhklanmn ve kalkmmalannm devletin
varhg1 ve kalkmmas1yla aym anlama geldigi ger<;,:egini ka-
bul ettirilebilselerdi devlet gu<;,:lenebilirdi. Mithat Pa~a baz1
onemli konularda Hayrettin Pa~a'dan farkhydi. Mithat Pa-
~a, yeni politik yap1lanmada padi~ahm yetkilerinin devle-
tin temel yap1sma dayandmlm1~ yeni bir sosyal ve politik
kimlik sahibi olmasma olanak verecek ~ekilde k1s1tlanma-
smm gerekli olduguna inanmaktaydi. Burun bunlar ak1lci
bir toplum goru~u ve insan ili~kilerinde ger<;,:ekten bilimsel
bir anlay1~m ba~lamasm1 gerektiriyordu.
1876 Anayasas1'nm, padi~ahm yetkilerinin ak1lc1, ya-
sal ve politik bir sistem olu~turmak i<;,:in ilk ad1m olarak
burokrasi ve yeni aydmlar sm1f1 lehinde k1s1tlanmas1 giri~i­
mi oldugu s1k s1k yinelenen bir soylemdir. Bu goru~un de
dogru yanlan vard1r. Fakat eldeki butun veriler Parlamen-
to'nun once ust sosyal gruplann yeniden yap1lanmasm1 ve
ikinci olarak da padi~ahm yetkilerinin k1snlanmasm1 vur-
gulad1gm1 gostermektedir. Ashnda ikincisi birincisinin do-
gal sonucudur.
Biyografik ara~urmalar yetersiz oldugu i<;,:in mebusla-
rm sosyal ge<;,:mi~leri konusunda henuz kesin bilgimiz yok.

1375
Osmanli'da Degi~im, Modernlqme ve Ulusla~ma

(Dini ar;1dan bakild1gmda birinci donemde 71 Musluman


48 gayrimuslim ve 4 Yahudi, ikinci oturumda ise 64 Mus~
luman ve 49 gayrimuslim vardi.)
Mebuslarm, Zab1t Ceridesi ve diger birka<; kaynakta be-
lirtilen meslekleri (esas itibariyle Devereux'nun B ve C ek-
lerinde) her zaman gerr;ekten yapmakta olduklan esas
mesleklerini gostermez. Mebuslar r;ogu zaman statO ugru-
na kendilerini "memur" olarak gosterme egilimindeydiler.
Baz1lan ise zenginliklerinin yam sira gerr;ekten de resmi
mevkilerde bulunmu$lard1r. Bir k1sm1 esas meslekleri tllc-
car veya toprak sahibi olarak gosterilmesi gerekirken mes-
leklerini vilayet idari meclislerindeki uyelikleri olarak gbs-
termi$lerdir. Ornegin, Filibe'den Mihaliki Gum0$gerdan
zengin kuma~ IOccan Athanas Gt1mtl~gcrdan ailesinden ol-
dugu hal.de kendisini devlet gl1rcvlisi gibi gos1ermi~tir. lz-
mir'den Agop Efendi birinci sm1f dcvlet memuru o\arak
gosterildigi halde gerc;ek gi1ctt kapsamh ma! varltgindan
gelmcktcydi. Dini liderler (ulema) olarak listeye girmi~
olan baz1 MClslOmanlar da zengin strnftan gelmekteydiler.
Gen;ekten de vilayetlerde yeni yukselmeye ba$layan bu-
ro kratik grup yuzunden zamanla gur;lu konumlanm kay-
betmi~ olan ulema toprak satm almaya ba~ladi. Bu ailelerin
daha gene; mensuplan ise baz1 Anadolu $ehirlerinin tarihle-
ri konusundaki ara$tlrmam1zda gosterildigi gibi (Harput,
Gaziantep vs.) <;;e$itli tiirden ticaretle ugra$maya ba$lad1lar.
Elde mevcut bilgilere gore mebuslann sosyal gec;mi$le-
ri hakkmda fikir ileri surerken tedbirli olmak gerekebilir.
Hcpsinin varhkh i.ist s1111ftan gelmekte ol<lugu gibi bir ge-
nelleme yaptlabilir. Sec;im tOzogonde hukmc bagland1g1 gi-
bi hepsinin de vcrgi odediklcri mal varliklan vards. Mebus-.
!arm hepsi ~chirlcrden gelmekteydi veya Licari bir gruba
veya sanatkarlar grubuna mensuptular ya da serhest mes-
lek sahibiydiler. Aslmda Im gruplar arasmda kesin bir mes-
lcki farkhhktan soz ctmek biraz gO.(. Gayrimuslim gruplar

I 376
'
1877 Osmanlr Parlamentosu ve Sosyal Apdan Onem;

bir olc;:ude ticari i~lerle ve baz1 durumlarda da imalat i~leri


ile ugra~1yor gorunuyorlardi. Musluman grup olduk<;a ka-
n~1kti. Aralannda tliccarlar, yeni meslek mensuplan (gaze-
teciler) ve lonca temsilcileri vardi. Fakat c;:ogu durumda,
Muslumanlann ekonomik guc;:leri toprak mulkiyetinden
gelmekteydi. Toprak sahibi olmak hala onemli bir guc;:
kaynag1 olmaya devam ettigi halde toprak sahibi mebusla-
nn hic;:biri meslek olarak c;:iftc;:ilikten soz etmedi. (lkinci
donemde toprak sorunlan s1k s1k taru~ma konusu olmu~­
tur.) Mebuslar arasmda, toprak mulkiyeti konusunda c;:o-
zumlenmemi~ yasal c;:eli~kiler olmasma ilaveten, toplumda
daha yliksek mevkilere kar~1hk gelen yeni i$ler ve meslek-
lerden olmak gibi c;:ok dogal bir egilim nedeniyle c;:iftc;:iligi
meslek olarak gormemek yaygm bir durumdu. Gerc;:ekten
de kendisine yer edinmeye c;:ah~anlar arasmda bir yandan
ticaret ve bir olc;ude imalat i~leri ve diger yanda hukumette
bir mevki sahibi olmak bzehilen durumlardt. Mebuslann
c;:ogu gururla tliccar oldugunu ifade ederdi. Gec;:mi~te bir
donem burun mesleklerin en saygm olam olarak gorulen
c;iftc;:ilik art1k yapacak ba~ka i~i olmayanlarm gec;:im yolu
olarak kuc;:umsenmeye ba~lam1~ti. Aym ~ekilde, eski duze-
nin aydmlan olan ulema da yerini yeni aydmlara kaptlr-
m1~tl. Aydmlann nufuzlan kuc;:uk ~ehir-burokratik c;:evre-
leriyle sm1rhydi. Fakat 1865-76 doneminde bu grubun, ya-
ni Gene; Osmanhlar'm yazd1klan, mebuslann kulland1klan
kavramlann o donem ic;:in ne anlam ta~1d1g1m anlatmak
ac;:1smdan yararh olmu~tur. Nam1k Kemal'in temsili kurum
konusundaki liberal goru~leri, temelde ideolojik yonelim-
leri kendi bagh olduklan grubun durumuyla belirlendigi
halde baz1 mebuslann du~uncelerini etkilemi~tir.
Bu nedenle, 1877 Osmanh Parlamentosu'ndaki me-
buslann, yakla$1k bir yuzy1lhk koklu yap1sal degi~iklikler­
den soma ortaya c;:1kan toplumun en ust tabakas1m temsil
ettikleri soylenebilir. Birkac;: guc;:lu toprak sahibi aile II.

1377
Osmanh'da Degi$im, Modernle$me ve Ulusla$ma

Mahmud tarafmdan ortadan kaldmlm1~tir, fakat geride


bunlann altmdaki daha geni~ ve gen;:ek sosyal sm1fm c;;e-
kirdcgini olu~turan bir grup kaln11~ttr. Dogrudan kendi
sosyal ve ekonornik konumunun bir sonucu olarak, bu si-
mf i~ mucadelelerlc, di~ geu;lerin mudahalcsiylc, gclenck.<>el
politik-sosyal yonctim duzcninin bask1s1 ile ve bizzat ken-
disinin entelektuel ve politik cksikliklcri ile ku$alllm1$ du-
rumdaydi. Gene) olarak halkm !?ikayet euigi s1k111ulann
~ogunu ic;inde ta~1yordu. Farklt kOltOrel gorCtn0$D. ve gec;;-
tni!?ine ragmen halk, ust sosyal tabakamn i~inde bulundu-
gu bu ko~mllardan ve kar$ila$llg1 sorunlardan farklJ bir bi-
<;imde de olsa etkilemneye b~lacli. Kendi gucunu olu~tur­
maya cah$all Ost sosyal tabaka, kendi geli~mesini saglamalc
i~in hala sfmnckte olan eski aristokratik dozene kar!?I poli-
tik hir miicadeleye girmekte gecikmedi. Yeni ona s1111hn
varhg1 sosyal bir gcn;ekti ve belirleyici bir etmen duru-
mundayd1. Mcvcudiyctlcri Parlamemo toplant1s111da kabul
cdilmi$li ve Anayasa'nm kabul edilmesi yeni bir politik do-
nemin ba~lad1gmm i~aretiydi.
2. Meclisi Mebusan'daki taru~malar bu du~O.nceleri
dogrular niteliktcydi. Politik dcneyimleri olmamasma kar-
~m mebuslar konulan buyok bir anlay1~la kar~1lad1lar ve
taru~malar buna uygun bi~imdc cereyan ctti. En onde ge-
len konu mali sorunlardt. (1877 sava~mdan kaynaklanan
sorunlar ve dt$ politika ya da Musluman-Hiristiyan <,:at1~­
mas1 gibi konulan ele almayacag1z.)
Mebuslar but<,:e kanununun <,:1kanlmas1 ve her <,:e~it
bcm; dahil olmak uzere devlct harcamalarnu kont ro I el me
konusunda anayasal haklanm sonuna kadar kullanmaya
kararhyd1lar. Vergi sistcmi ve ozellikle vcrgi toplama yon-
1emleri ~iddctle ele~tirildi. Konu~macilarm c;:oguna gdrc,
vcrgi sistcmi koylC1lerin omuzlanna buyt1k bir yuk bindiri-
yordu ve devlct i<;in gerckli olan geliri sagla1111yordu. Dev-
letin i~lerini yuruten hokomeL yoneticilcri ve 6zellikle

1378
1877 Osmanh Parlamentosu ve Sosyal A(tdan Onemi

miiltezimler bu sorumlulugu ta~1maktayd1lar. Yerine


"emaneten idare" getirilmi!;i olsa da gerek duyuldugu ic;:in
hala muhafaza edilen "a~ar" c;:e~itli ~ekillerde biiyuk c;:apta
istismar edilmi!;itir. Vergileri toplayan miiltezimler elde
edilen gelirleri hazineye aktarmazlar ve bir sure soma bun-
lan gasp ederlerdi. Mebuslann c;:ogu dogrudan devlet kont-
roliinde c;:ah~acak diizenli, genel ve saghkh bir vergilendir-
me sisteminin gerekli oldugu konusunda hemfikirdiler.
Kendi refahlan ve giivenlikleri ic;:in surekli tehdit konusu
olan bu kan~1k vergilendirme sistemini sona erdirmeye ka-
rarhydilar. Gelirlerinin ne oldugu ve buna gore nerelere
yatmm yap1lacag1 onceden bilinen bir devlet mekanizmas1
biiylik bir nimetti. Boylece, ic;:inde bulunduklan bu yeni ve
nispeten ileri sosyal ve ekonomik duzen ic;:inde hayati
onem ta~1yan idari ve yasal gorevlerini duzgun !;iekilde ye-
rine getirebileceklerdi.
Arazilerin gelecegi ve ekilip bic;:ilebilmesi ic;:in ilgiyi art-
tirmak amac1yla miri ve vak1f arazilerinin bunlan i~leyecek
fertlere gec;:irilmesi konusu da diger onemli taleplerden bi-
riydi. Yanyah Harito Efendi, anla!;iilmas1 zor "Hazine-yi ce-
lilenin idaresinde bulunan kaffe-i emlak-i humayun furuht
olmahd1r" ac;:1klamas1m yirmi y1l oncesinden yapabilmi~ti.
Mebuslar c;:1kanlacak dogru yasalarla ve uygulanacak
formalitelerle mulkiyet haklannm guven altma almmas1m
ve hak devir i!;ilemlerinin duzgun ~ekilde yap1lmas1m iste-
diler. Aynca, miras konusunda tek ve duzgun '~leyen bir
sistem talep ettiler. Yanyah Mehmed Ali Bey !;iU soruyu sor-
du: "Musluman vasiyetnamesi ile Hlristiyan vasiyetnamesi
neden birbirinden farkh olmah? Din mulkiyet konularma
kan!;itmlmamahd1r. Din oteki dunyayla ilgili bir konu."
Aynca, arazi tapu kaylt sisteminin kahc1 ve guvenilir olma-
s1, yani modern bir sistemin geli!;itirilmesi istendi ve mev-
cut tahrir-i emlak kaleminin, yani mulk tescil sisteminin
ciddi !;iekilde elden gec;:irilmesi geregi uzerinde duruldu.

I 379
Osmanh'da Degi~im, Modemlqme ve U!usla~ma

Tarihsel ve kulrurel a<;,:1lardan bunlar devrimci talep-


lerdi. S1k s1k yinelenen "yasa" istegi lslami yasalarm geri
getirilmesi anlam1 ta$1m1yordu. Bu, toplumda yaygmla~an
yeni tip ekonomik ili$kilere uygun olarak yeni ve ak1lc1 du-
zenlemeler getirecek yasal bir sistemin olu$turulmas1 iste-
giydi. Suriye'den Abdurrahim Efendi, halkm "irz, namus
ve mahnm guvenlik altmda olacag1 bir ya$am, yasalar ve
duzen" istemekte oldugu a<;,:1klamasm1 yapti. Yasalar her
yerde hakim olmahd1r. Yasanm olmad1g1 yerde duzensizlik
vardir ve bu, i<;,: sava$tan daha kotl1 bir durumdur ve ulke-
nin <;,:bkl1$l1nun ger<;,:ek nedeni olabilir. $ayet devletin deva-
m1 isteniyorsa, farkh sosyal felsefi temellere dayandmlm 1 ~
eski kanun sistemi h1zla degi$tirilmeliydi.
3. Baz1 mebuslann istedikleri gibi mali reformlann ba-
$arl51 ve tektip ve duzenli uygulanan bir yasal sistem olu~­
turulmas1 burokrasinin kokten yeniden yap1lanmasma ve
profesyonelle~mesine baghydi.
$u ana kadar anlanlm1$ olanlar, kokleri ticari've tanm-
sal mesleklere dayanan orta sm1fm ortaya <;,:1k1$1, butun bu
degi$ikliklere cevap verecek yasal bir sistemi gerekli hale
getirmi~ti. Ancak, sorunun kesinlikle determinist ve eko-
nomik a<;,:1dan yap1lm1~ olan bu yorumu, butunuyle karma-
~1k olan durumu basite indirgemek egilimindedir. Osmanh
toplumu arkasmda, imparatorluk sistemi kapsammda i<;,: i<;,:e
ge<;,:mi$ sosyal-politik geleneklerle surdurulml1$ alt1 yuzyil-
hk bir ge<;,:mi$ ta$1yordu. II. Mahmud doneminde ortaya <;,:1-
kan yeni burokrasinin bu gelenegin miras<;,:1s1 olmas1 gere-
kiyordu. Tabii butun bu varsay1mlar kendi gereksinimleri-
ne uymadan geli$mekte olan rasyonel bir duzen adma ya-
p1lmaktaydi. Bunlar, ge<;,:mi$ davram$ bi<;,:imlerinin <;,:ogunu
i<;,:eren yeni bir sistem, yani topraklann ve halkm devletin
mah olmas1 ve devletin taht tarafmdan, yani bizzat padi$ah
tarafmdan temsil edilmesi fikri etrafmda olu$turulmu$tu.

I 380
' 1877 Osman/1 Parlamentosu ve Sosyal Apdan Onemi

Diger yandan padi~ah yeni idari merkeziyetc;:ilik ilkesi


sayesinde elinde inamlmaz bir gur; bulundurmaktayd1.
136 ytece, hokumelle sozde modernle~tirme rcformlan ya-
pitniak sur~t.iyl~ geleneksel yonetim garip bir ~ekilde claha
da gui;lendmldt.
Boylece borokratik dozen aslmda profesyonel statusu-
nu, yasama yetkilerini tammlamaktan aciz, kendi ~efleri
uzerinde kontrol uygulamaktan ba~ka bir ~ey yapamayan
bir sosyal s1rnf haline geldi. "Modernle~me" fikri ise devle-
ti guc;:lendirmek anlamma gelen bir istekten oteye gec;:eme-
di. Aslmda bu, yeni burokrasinin ba~lang1c;: halindeki ideo-
Jojisiydi.
Bu nedenle, mebuslar burokrasi konusunda en az iki
sorunla kar~1 kar~1ya kald1lar. Birinci sorun mebuslann
devlet kar~1smdaki politik statulerini tarnmlama, ikinci so-
run ise burokrasinin profesyonel niteliklerini belirlemekti.
Parlamento'da taru~1lacak olan kanunlar padi~ahm ac;:ih~
konu~masmda zaten padi~ah tarafmdan ozetlenmi~ti. Bun-
lardan c;:ogu hukumet hizmetlerinin yeniden yap1landml-
mas1yla ilgiliydi.
Kustah ve agz1 bozuk devlet gorevlileriyle kar~1 kar~1-
ya kalan mebuslar, milleti temsil etmekte olduklanndan
kendilerini burokrasinin ustlinde gordukleri ic;:in sayg1
gormek istediler (bu, tumuyle yeni bir kavramd1). $fira-y1
Devlet'in ve Anayasa'y1 hazulayan Komisyon'un uyesi olan
Yanko Efendi kustah tav1rlan nedeniyle kibarca uyanld1
(ba~kanhk ederken mebuslardan birine e~ek diyen Ahmed
Vefik Pa~a'ya herhangi bir tepki gosterilmedi). Zaman ic;:in-
de bu konu yasamanm yurutmenin ustiinde oldugunu be-
lirleyen temel ilkesi haline geldi.
Mebuslar tarafmdan dile getirilen ikinci onemli talep
burokrasinin profesyonelle~mesi oldu. Hukumet gorevlile-
ri tekrar tekrar yozla~ma, nufuz ve yetkilerini kotliye kul-
lanma, emrindekilere kotii muamele etme, idari yetersizlik

1381
Osmanli'da Degi~im, Modemle$me ve Ulusla$ma

gibi Sll(;lamalara maruz kakltlar ve gozle g6riilen her hata-


dan sorumlu tutuldular. Erzurum'dan Kiragos Kazanciyai-i
tanmm, ticaretin, sanatm, egitimin geri kaln11~ ve metnik
halde b1rak1l111asmm gorevlilerin gorevlerini kotC1ye kut-
lanmalarmdan kaynaklamp kaynaklanmad1gm1 sordu. 50 _
nuc; olarak, yetkilerini Lam olarak belirlemek ve kontrol a\_
tmda c;:ah~malarm1 saglamak suretiyle dogru g6revlileri
sec;:mek ic;:in yeni yasalann c;1kanlmas1 ve mevcu1 nizamna-
melerin yenilenmesi gerektigine karar verildi.
Burokrasinin profesyonelle;;mesi talebi yeni olu;;makta
olan sistemin kendisinden kaynaklanan temel bir gereksi-
nimdi. Piyasa ekonomisi c;erc;:evesinde geli;;mekte olan yeni
ticaret, imalat ve tanm ili;;kileri tumuyle ak1lc1 yasal bir yo-
netim sistemine, yani gerc;ekten modern bir burokratik ya-
ptya dayanmaktaydt.
Burokrasi padi;;ahm ;;ahsma bagh kald1g1 ve oynad1g1
rol onun yetki kullammmm tekelinde oldugu siirece yeni
sosyal duzenin beklentilerine cevap vermesi zordu. Esas
itibariyle hukumet hizmetindeki personeli egitmek ic;in
kurulmu;; olan mevcut egitim sistemi teknik anlamda c;ok
az profesyonel egitim sunmaktaydt. (Baz1 meslek okullan
II. Abdiilhamid zamanmda kurulmu~tur.) Gerc;ekten de
burokrasi ac;1smdan teknik ve mesleki yeterliligin yuksek
duzeyde olmas1 mebuslann temsil ettikleri yeni orta sm1fm
bekas1 ve geli;;mesi ic;:in temel ko;;uldu. l;;te bu baglamda,
mebuslar hukumet gorevlilerine yap1lacak odemeleri du-
zenleyecek yeterlilikte bir sistem olu;;turmamn gerekli ol-
dugunu gorduler. Fakat hukumet gerevlilerine yapilacak
odemelerin belirlenmesi baz1 mebuslann du;;iinduklerin-
den c;:ok daha onemli bir sorundu.
Modern, profesyonel bir burokrasi diizenli ve saghkh
mah temeller olmadan kurulamazdt. Aslmda, bu temelden
yoksun her burokrasi h1zla c;:okmeye mahkumdur. Tarihte
bilinen c;:e;;itli odeme bic;;imleri emegin kar~il1gmm dogru

1382
1877 Osmanh Parlamentosu ve Sosyal A(ldan Onemi

odenmesi arayt~mdan <logmu;;t.ur. Tnnarlar ve daha soma


0501
anil lmparatorlugu'nda onde gelen ld~Herc verilcn ar-
.iliklar, yoksek duzeydeki hukflmel g6revlilerinin emek-
feri 11 i11 ka r~1h klannm o<lenmesi y6n tem ler i ko nusu ndak i
5011
clegerlendirmeler kapsammdad1r vc diger imparator-
tuk sistemlerinde yap1lan odeme uygulamalarmdan pek
rarld1 degildir. lmparatorluk'taki reform hareketleri, kai;1-
n1Irnaz bir bic;:imde, yeni askeri veya idari kurumlar ic;:in
ahnan ki;;ilere ;;u veya bu ;;ekilde dogru odeme yapma so-
rununu yaratm1;;ttr. III. Selim'in Nizam-1 Cedid ad1 altmda
yeni bir ordu yaratma giri;;imiyle ba;;layan merkezile;;me
hareketini yine merkezi bir hazine yaratma planlan izle-
mi;;tir. Ondokuzuncu yuzyilda Osmanh lmparatorlu-
gu'nda planh odeme yapma sorunu (ya da devlete gelir
saglama c;:abas1), topraklann boyok bir bolOmOnOn devlete
ait olmast yOzOnden ic;:inden c;:1k1lmaz hale gelmi;;tir. C:e;;it-
li nedenlerden kaynaklanan tereddotler ve bitmez tOken-
rnez politika degi;;ikliklerinden sonra neticede devlet miri
topraklanmn el degi;;tirmesini serbest b1rakm1;;, fakat mOl-
kiyet hakkm1 ozel ki;;ilere vermemi;;tir. Bu nedenle, top-
raklann kontrolOnu kaybetmi;;, fakat topraklan ekip bic;:en
ozel ki;;ilerin toprag1 yasal olarak ele gec;:irmelerini ve ken-
di ozel molkleri haline getirmelerini engellemi;;tir. Uygula-
mada hakstz yollarla c;:ok fazla toprak c;:almm1;;tir. BOtOn
bunlar bir sure soma sistemin ekonomik temellerinin ve
bizzat burokrasinin kac;:1mlmaz bic;:imde zay1flamasma yol
ac;:m1;;ttr. Vergi mO.kelleflerine dogrudan ula;;ma yap1lan-
mas1 olmayan devlet, vergilerin toplanmas1 konusunda a<;:
gozlu bir arac1lar ordusuna (muhass1l ve multezim) c;:aresiz
teslim. olmak zorunda kalm1;;t1r. Bu durumda, burokrasi-
nin gorevlerini hakk1yla yapmamas1 ve kendi maddi gu-
venligini saglamak ic;:in vergi toplayanlarla i;;birligi yapmak
da dahil olmak Ozere her yola ba;;vurmas1 dogal hale gel-
mi;;tir.
Osmanl1 'da Degi~im, Modernlqme ve Ulusla~ma

Sorunun gen;ek mahiyetini pek iyi bilmeyen baz1 me-


buslar, yalmzca birkac;; ki~iyi haks1z ~ekilde zengin eden
Hazine'yi soyan ve hukumet gorevlilerine dogru odemele~
rin yap1lmas1m engelleyen bu vergi toplama sistemini ele!?-
tirmi~lerdir. Butiln bunlar hukumet sistemini topyekun za-
y1flatan etmenlerdir. Devlet topraklanmn ozel ki~ilerin
mulkiyetine verilmesini talep ettikten soma Yanyah Davic-
hon (Levi) Efendi, Hazine'yi guc;;lendirecek onlemleri ac;;1k-
c;;a savunan bir konu~ma yapm1~ur. Guc;;lu, zengin ve nu-
fuzlu ki~ileri (vukela ve agniya ve diger erbab-1 nufuz) ver-
gi yukumluluklerini yerine getirmedikleri ve bunlan geri
vermedikleri borc;;lanna ekledikleri ic;;in ele~tirmi~tir. Ko-
nu~masmda, gerc;;ekten ~a~1ruc1 ve uzucudur ki servetleri
ve mali durumlan c;;ok iyi olan bu insanlar vergi borr;lanni
odememekte ve ianelerine muracaat olunmaktadir demi!?-
tir. Hudavendigar R1za Efendi (Bursa'dan), a~ar kayitlan-
nm yuz milyon kuru~tan fazla odenmemi~ vergi borcu gos-
terdigini soyleyerek onu desteklemi~tir. Guvenilir gorevli-
ler bulma konusuna mutlaka c;;are bulunmah ve vergilerin
dogru toplanmas1 saglanmahd1r demi~tir. Aslmda, buliln
bu istekler mali sistemin bir ~ekilde modernle~tirilmesi ve
idareci personeli mali ac;;1dan destekler hale getirilmesi iste-
ginden ba~ka bir ~ey degildir.
Diger mebuslar hukumet gorevlerine tayinlerin ve
azillerin liyakat esasma gore bir sisteme baglanmasmda ve
boylece modern burokrasinin tesisi ir;in yasal ko~ullann ta-
sarlanmasmda 1srar etmi~lerdir.
Modern burokrasinin varhgmm temel ko~ulu saghkh
ve yeterli bir odeme sistemidir. Dolay1s1yla, ak1lc1 ve mo-
dern bir burokrasi ise olu~makta olan ticari, tanmsal grup-
lann geli~mesinin ve guvenliginin tek garantisidir. Bir yan-
dan burokrasinin temeli olarak saghkh bir mali yapmm ge-
rekliligi ve obur yandan burokrasi tarafmdan yurutulecek
yasal sistemin c;;agda~la~tmlmas1 ve akil temeline dayamr

1384
1877 Osmanl1 Parlamentosu ve Sosyal A,1dan Onemi

hale getirilmesi birbiriyle yakmdan ili~kilidir. Bu iki unsur


bir arada Osmanh toplumunun modernle~mesinin temeli-
ni olu~turacakur. Bu gclismenin alunda sosyal buyumc ve
[arkltla~ma ve buna hagh sosyal felsefenin dogu~u yatmak-
tadir ve bu da Osmanlt orta sm1fmm felsefesidir. Bu sm1f
adma konu~an mebuslar, once genel doktrin r;;en;:evesinde
degil de pratik onlemlere duyulan gereksinim r;;en;evesinde
bu felsefeyi formule etmeliydiler.
4. Mebuslann kulturel ve egitsel sorunlar hakkmda
one surdukleri goru~ler ekonomik ve sosyal felsefelerinin
tekranndan ba~ka bir ~ey degildi. Mebuslar kat1 tutucular
olduklanrn gosterdiler. Ozellikle Miisluman mebuslar pa-
di~aha, lslamiyet'e ve toplumun geleneklerine s1k1 s1k1ya
baghhk yemini ettiler. Fakat tartl~malar s1rasmda ortaya
aulan goru~ler mebuslann din konusundaki resmi goru~le­
rine ters dO.~mekteydi. ltirazlan, Ost ybnetim dO.zeninin ls-
lam adma yaratt1g1 ve surdurdugu sosyal hiyerar~i iizerin-
de toplandi. Aslmda bu eski aristokrat O.st gruba yonelik
sosyal bir ele~tiriden ba~ka bir ~ey degildi.
Aydm'dan Menek~elizade Emin Efendi ilmiye refor-
mu, bir ba~ka deyi~le lslamiyet hukuku doktorlan duzeni-
ni talep etti. Egitimsiz ve bilim ogrenme (tahsil-i ulum)
endi~esi ta~1mayan soylular sm1fi (zadegan ve mensuban)
vilayetlere kad1 yard1mc1s1 ve daha soma olaganiistu bir ~e­
kilde kadiasker oldular ve halkm ba~ma bela kesildiler.
Onceleri say1lan yirmi ya da yinni be~ iken daha somalan
arttl. Daha soma ilmiycdc reform yapmak ve soylularm bu
amac,;la yaymlanan Nuvvab Nizamnamcsi'ne dayanarak bu-
nu bir dayanak noktas1 olarak kullanmalanrnn engellen-
mesi gerekti. Diger Musluman mebuslar bu goru~lere ka-
t1ld1lar ve dini tarikatlarda reform yapilmas1m (k1rsal ke-
simde ulemanm onerdigi kurslara ilginin azald1g1rn one
surduler) ve kad1hk makammm iki tane dam~man daha
atanarak takviye edilmesini istediler. Bunu istemekteki
i 385
I
Osmanli'da Degi~im, Modern!e~me ve Ulus!a~ma

amac;:lan bu makamlara yeni yasalar konusunda duzenli


egitim gormii.!? ki!?ileri yerle!?tirmekti.
Mebuslardan baz1lan lmparatorlugun hukumet, i!? ha-
yat1 ve hatta din konusundaki geriliginin egitim eksikligin-
den kaynaklanan genel cehaleuen dogduguna ve bunun
nedeninin de dogrudan fakirlik olduguna inan1yorlardi.
Yanyah Mehmed Ali Bey'e gore, Avrupahlar bilim sayesin-
de ilerlemi!?ler ve bu sayede Osmanh lmparatorlugu'nun
zenginliklerini ele gec;:irerek onu Bat1 mallanm ithal eder
hale getirmi!?lerdi. Egitim ve bilim konusundaki talepler
oldukc;:a yaygmd1. Fakat "bilim", felsefi terimlerle yeni bir
ya~am kavram1 olarak degil insanlann maddi refahm1 art1-
ran yararh bir vasita olarak gori1luyordu. Buna kar~1hk egi-
tim, fcrtlcrin <luzenli ve giderek daha ak1lc1 hale gelen ya-
~am tarzma uyum saglamas1 ic,;in kac;:m1lmaz ~ekilde gerekli
gorulmekteydi. Hayat konusunda yeni olu!?makta olan
pragmatik ve ak1lc1 gorunum tartl!?malara konu olan diger
konularda da ac;:1kc;:a hissedilmekteydi: Bunlar, goc;:erlerin
yerle!?ik hale getirilerek yararh ve uretken unsurlara do-
nii.~tii.rulmesi; ileti~imi ve mal sevk1yatm1 kolayla~nrmak
ic;:in yollar in~a edilmesi ve istihdam olanaklan yaratilma-
s1ydi. Mebuslann hukumetin izleyecegi ekonomik politika
konusundaki goru~leri onemli farkhhklar gostermekteydi.
Mebuslann c;:ogunun liberalizmi c;:e~itli derecelerde ve
bic;:imlerde temel felsefe olarak kabul ettikleri bir gerc;:ektir.
Bu, hukumetin k1s1tlay1c1 kurallannm ve burokratik muda-
halelerinin ele!?tirilmesindeh de ac;:1kc;:a gorulebilir. Aslmda,
bunlan yaparken hukumetin c;:ogu durumda devlet c;:1karla-
nm gozetmek veya bir ba~ka deyi~le yonetim duzenini sur-
durmekten ba!?ka mazereti yoktu. Fakat Hiristiyan ve Mus-
luman mebuslann ekonomik liberalizm konusundaki go-
ril!?lerinde farkhhklar vard1. Bau ile yapilan ticarete onemli
olc;:ude bag1mh olan Huistiyan mebuslar yabanci sermaye-
ye ac;:1k kap1 birakan bir politikay1 desteklemekteydiler.

1386
, 1877 Osmanli Parlamentosu ve Sosyal A(idan Onemi

]'v1adenlerin, ormanlann ve su yollannm i!?letilmesi Avrupa


sermayesine b1rak1lmah ve bu suretle ulkenin henuz bakir
durumda olan kaynaklan dogru kullamlmahydt. Diger
yandan, Turk-Musluman mebuslar ekonomik geli!?meye
kar!?I c;:1kmad1klan halde Avrupahlara kay1ts1z ~arts1z tesli-
miyeti kabul etmemekteydiler. Baz1lan, yerli halkm hakk1
0 Jmas1 gereken dogal kaynaklann kullamlmas1m, krom
madenleri gibi halihaz1rda mevcut olu!?umlardan bazilanm
zaten somurmekte olan yabanc1lara b1rak1lmasmdan ya-
kinmaktaydi. Ya!?am standartlanndaki dil!?il!? c;:ogu zaman
ekonomik ac;:1dan Avrupa'ya bag1mh hale gelinmesine ve
mamul maddelerin fiyatlannm c;:ok yuksek olmasma bagla-
niyordu. Bu nedenle, Hiristiyanlara e!?it vatanda!?hk hakla-
nnm verilmesi ve onlann ulusal bag1ms1zhklan ic;:in muca-
dele etmelerinden kaynaklanan bir Musluman milliyetc;:ili-
gi aym zamanda lmparatorluk'taki ust duzey Musluman
gruplann ekonomik emellerini de yansnmaktaydt. Gerc;:ek-
ten de Muslumanlar arasmdaki gerc;:ek anlamdaki milliyet-
c;i ak1mlar 1880'lerden soma ortaya c;:1kmaya ba!?lad1 ve bu-
nu izleyen y1llarda giderek daha fazla guc;: kazand1. Osman-
h Meclis-i Mebusan'1 Araplar arasmda milliyetc;:ilik duygu-
larmm ortaya c;:1k1!?ma ihanet eden baz1 fikirlerin ilk kez
alenen sergilenmesine sahne oldu. Parlamento'nun toplan-
masmdan onceki y1llarda Arap vilayetlerinden baz1lan ay-
nen Avrupa'dakiler gibi koklu sosyal degi!?iklikler ya!?aIDI!?-
ll. 1831-1860'ta Suriye ve Lubnan'da t1mar sisteminin lag-
vedilmesi koklu sosyal c;:alkanulara yol ac;tt. Yeni ailelerin
ortaya c;:1k1!?1 ve Prof. A. Hourani'nin belirttigi gibi, feodal
yap1ya uymak ic;:in ticaret !?ehirlerinde yeni orta sm1fm ge-
li!?mesi Lubnan'daki 1860 ic;: sava!?mm nedenlerinden biri-
dir. En azmdan H1ristiyan Araplar arasmda, kendisini yeni
bir ulusal ve sosyal kimlik bic;:iminde gostermeye ba!?layan
yeni bir toplum anlayI!?I dogmu!?tur. Musluman Araplar
arasmda bu duygunun yeterince onemli boyutta ilk ifade
I

I 387
Osmanlr'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusl~ma

bulu~u Araplann onemli hukumet gorevlerinin d1~mda bi-


rakilmasma kar~1 c;1kmalandu. Eski bir kaymakam ve ki~i­
lik sahibi bir adam olan Suriyeli Abdurrahim Bedran Efen-
di, "Suriyeliler arasmda alu y\izy1lhk sure zarfmda ve daha
soma sadrazam, ~eyhulislam ve maliye bakam gibi yuksek
rnevkilere c;1kan birileri olup olmad1girn" sorrnu$lllr. Mec-
lis ba~kam y1k1c1 ifadeler ir;erdigi gerek<;esiyle konu~masin 1
engelleyince, Abdurrahim Efendi: "Bcnirn konu~mam1 en-
gelliyorsunuz, oylc dcgil mi? Suriye'ye dondogomcle Mec-
lis bcnim devletin yararma olan konu~mam1 yapmanu en-
gelledi" <liyccegi m demi~lir. Fakat konu~masmm kaynlara
gei;mesini sa~lamt:?t1r. Parlamentonun clagilmasmdan so 11 •
ra, Ahdurrahim dordc1 Arap olan ve ba$kenuen aynlniak
zorunda b1rak1lan on mebusun arasmda yer altm~ur. Bun-
lar arasmda, 1878'den soma Paris'e giden onde gelen mu-
haliflerden Hiristiyan Maruni Halil Ganem'di. Paris'te padi-
~ah aleyhinde ate~li makaleler ve kitaplar yazdt. Kudus'ten
bir Mushiman olan Yusuf Ziya al Halidi de padi~ah ve ona
bagh burokrasiyi aym ~iddette ele~tirenlerdendi.
Abdurrahim tarafmdan ba~latllan soru~turmanm
onemli kuramsal sonur,:lan olmu~tur. Muhtelif Musluman
gruplar Osmanli yonetimini belli bir ulusal gruptan ziya<le
evrensel Islam inancma bagli olarak gormu~lerdir. lmpara-
wrluk gen;ekten de biitun yasal, idari sisterni ve po!itik fel-
sefesi lslam ilkelerine gore ~ekillendirilmi$ bir Mf1slilman
devlcui. C:e;;itli HJTistiyan ulusal gruplan arasmdan din de-
j!:i;;tirenler en yOksek mevkileri i~gal edeblliyorlard1 ve yal-
mzca Mc1sli.nnanhg1 kabul ettikleri ic;in Mus!Oman\ar Lara-
fmclan yonetici olarak kabul gorOyorlard1. Ge~·mi~te, ulusal
MOsluman bir gruhun milliyetine dayanarak yi.\ksek hnkc1-
me1 mcvkilcri talep ettigini gosterir Lek bir ornek bile yok-
tur. Abdurrahim Efendi sorusunu Ozellikle Araplann milli-
yctleri esas almarak yoksek hukumet gorcvlcrinc getirilmc
e~itliginden mahrum b1rak1lmalanna dcginerek sormu;;tu.

1388
1877 Osmanh Parlamentosu ve Sosyal A,1dan Onemi

Boylece, Osmanh otoritesi ilkesini hakh gosteren lslam


oniversitesi fikrine kar~1 c;:1k1yordu. Abdurrahim Efen-
di'nin Turk milliyetc;:iliginin ilk belirtilerine tepki gosterdi-
gini de soylemek mumkun. Gen;ekten de Jon Turkler'in
c;:okuluslu lmparatorlugu bir Turk ulus-devleti haline ge-
tirme kararlanm hukumetin temel politikas1 haline getir-
melerinden sonra 1908'de Arap milliyetc;:iliginin tam anla-
n11yla co~kulu bir bic;:imde ifade bulmas1 ortaya c;:1km1~nr.
Dolay1s1yla, 1877-78 Parlamento taru~malan, yirminci
yuzyilda ortaya c;:1kacak Turk-Arap c;:au~masmm mahiyeti-
ni dogru ~ekilde 6ng6rmekteydi.
Parlamento'daki taru~malar Osmanh Devleti'nin de-
gi~mekte olan sosyal yap1s1, kulturel, sosyal ve ekonomik
ikiliklerden kaynaklanan ideolojilerin ortaya c;:1k1~1 ve ay-
dmlar ve burokratik elitin modernle~mede oynad1g1 ozel
rol konulannda ipuc;:lanyla doludur. Butl1n bunlann dogru
degerlendirilebilmesi ic;:in, ondokuzuncu yuzy1lda Osmanh
tmparatorlugu'nun tarihini ~ekillendiren butun ic;: ve d1~
etmenleri tumuyle dikkate alarak yap1lacak kapsamh tarih-
sel c;:ozumlemeler c;:erc;:evesinde hareket etmek ~arttir. Bun-
lara ragmen, 1877-78 Parlamentosu, bu tarih ic;:inde kendi
politik ustunluklerini garantilemeye ve kendi sosyal felse-
feleri dogrultusunda devleti yeniden yap1land1rmaya c;:al1-
~an yeni olu~mu~ orta sm1flann ozgun bir c;:abas1 olarak
yer alacakur. Parlamento'daki taru~malar gerc;:ekten de do-
ruklara c;:1km1~ ve bunlann en oldurucusu yurutme uzerin-
de yasama kontrolu tesis etme ~eklindeki hayati konu ol-
mu~tur. Mebuslar bakanlann c;:ah~malanm sorgulam1~lar
ve sonuc;:ta, yasama yetkisi dahilinde ahnm1~ olan kararla-
rm yurutme uzerinde baglayic1 etkisi olduguna karar veril-
mi~tir. Yasa Ayan'da yeteri c;:ogunlukla kabul edilmi$, Mec-
lis Bakanlar Kurulu tarafmdan reddedilememi$ ve mebus-
larm iddiasma gore Parlamento milletin temsilcisi oldu-
gundan karar uygulanm1~nr. Boylece mebuslar, Avru-
Osmanlr'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

pa'daki yasama organlannm kendi politik ustunluklerinin


ve onunla birlikte temsil ettikleri sosyal f elsefelerini tesis
etmek i\'.in kulland1klan temel soyleme ula$mI$lardu. Fa-
kat Osmanh lmparatorlugu'nda padi$ahm ba$kanhgmdaki
yurutme orgammn kokleri sosyal duzen ve burokratik sis-
temle desteklenen geleneksel felsefeye dayand1gmdan, pek
uzun surmese de modern gii\'.lerin saldmsma kar$l direne-
bilmi$tir.
Bu durum Sultan Abdulhamid ile Astarc1lar Kethudas 1
HaCI Ahmed Efendi arasmda \'.Ikan a\'.Ik \'.at1$mada ifade
bulmu$tur. Osmanh sulanndan lngiliz gemilerinin gec;i$i-
nin tartl$1lacag1 bir oturuma digerleriyle birlikte \'.agnlan
Ahmed Efendi ayaga kalkarak padi$aha: "Fikrimizi sor-
makta ge\'. kald1mz. Bu felaketi engellemenin hala mum-
kun oldugu bir zamanda ciddi bir $ekilde bize gelebilirdi-
niz (1877 sava$mdaki yenilgi). Meclis-i Mebusan kendi bil-
gisi d1$mda olu$an bir durumun sorumlulugunu hi\'.bir $e-
kilde ustlenmeyecektir. Aynca, Meclis'te tart1$Ilan konular
ve bu konularda ileri surulen fikirler dikkate almmam1$ ve
alman kararlann hi\'.biri uygulanmam1$Ur" demi$tir. Bu-
nun uzerine \:Ok k1zan Abdulhamid, babas1 Abdulmecid'in
ilerici kararlanm ve II. Mahmud'un politikalanm uygula-
maya koyma karannda oldugunu ilan etmi$tir. Abdulha-
mid, "Korunmas1 Tann tarafmdan benim sorumluluguma
verilmi$ olan bir millet yalmzca gu\'.le yonetilebilir" demi$-
tir. Fakat kendisinin gelecegin temsilcisi oldugundan emin
ve Celaleddin Pa$a'nm tammlad1g1 gibi, sanatkarlar grubu-
nun gosteri$ten uzak sankh adam1 olan Ahmed Efendi fi-
kirlerinde israr edince polis karakoluna gotiirulml1$tiir. K1-
sa bir sure soma padi$ah Parlamento'yu feshetmi$ ve kendi
istibdat idaresini kurmu$tUr. Uygulamaya konulan politi-
kalannda, mebuslann one surdukleri, aralannda ba$ans1z-
hkla sonu\'.lanan burokrasinin yeniden yap1landmlmas1 gi-
ri$imi de bulunan c;e$itli tavsiyeleri uygulamaya koymaya

I 390
1877 Osmanli Parlamentosu ve Sosyal Apdan Onemi

c;:aba gostermi~tir. Sonuc;:ta, Abdulhamid 1878 yilmda ko-


layhkla yendigi giic;:ler tarafmdan l 908-09'da iktidardan
uzakla~tmlm1~tir. Fakat bu kez yeni sosyal duzen kendi
aydmlar grubunu, yeni felsefesini geli~tirmi~ ve taht etra-
fmda kumelenen lmparatorluk-geleneksel diizeninin son
kalmt1lanm da ortadan kald1racak boyutlara ula~mI~tlr.
0 andan itibaren, yeni bir sosyal ve politik yap1lanma-
ya goturen maddi ve manevi biitiln guc;:ler arasmdaki etki-
le~ime dayanan karma~1k bir geli~me siireci ba~lam1~t1r.

i 391
Osmanh Nufus Kayitlan ve
1881/82-1893 Nufus Sayim1
~

I. GlRlS

Nufus hareketleri tarih boyunca insan toplumunun degi~i­


minde dinamik bir rol oynam1~ur. Gerc;;ekten de dunyanm
hic;;bir yerinde tarihin herhangi bir evresinde du~uk ya da
yuksek dogum, olum oranlan, goc;;ler, yerle~im ve bunlann
sosyal, kulturel, ekonomik ve politik etkilerinin hissedil-
medigi tek bir an bile yoktur. Ortadogu bu varsay1m1 des-
tekleyen mukemmel 6rneklerle dolu bir tarihe sahiptir.
Musluman takvimi MO 622'deki Hicret olay1yla ba~lar.
Kirsal kesimden ~ehir bolgelerine giden ya da Muslumanh-
ga du~man bolgelerden kac;;an goc;;menler Musluman ulke-
lerin sosyal ve politik kaderleri uzerinde her zaman hayati
onem ta~1yan etkiler yapm1~ur. Onbe~inci ve onaltmc1 yilz-
y1llarda lspanya'dan Kuzey Afrika'ya kac;;an goc;;menler, on-
sekizinci yuzyil ile yirminci yilzy1l arasmda Muslumanla-
rm Rusya'dan kac;;mak zorunda b1rakilmalan (Kafkaslar ve
Kmm), 1940'larda Hindistan, Pakistan ve Filistin'de ya~a­
nan nufus degi~iklikleri genelde Musluman dunyasmm ve

I 393
Osmanlr'da Degi$im, Modemle$me ve Ulusla$ma

ozellikle Ortadogu'nun sosyal degi$iminde hie; olmazsa kis-


men etkili olan onemli etmenlerdir.
Yirminci yuzy1lda Ortadogu'nun sosyopolitik ve eko-
nomik tarihi, buyuk olc;ude sosyal hareketlilik, degi~en
olum ve dogum oranlan, yogun k1rsal kesim goc;u ve birbi-
ri ile baglanllh c;;~itli degi~ikliklerin sonucudur. Ancak
bt:1ytlk onem ta~td1g1 ha!de, Ortadogu'daki nofus hareknle~
ri gcni~ tarihsel ve kavramsal c;er~eve<le yeterinde incelen-
memi~tir. Mevcut birkac;; ara~t1rrna ise bunlann daha kap-
samh tarihsel, politik ve bolgesel boyutlanm goz ard1 ede-
rek daha c;ok munferit demografik sorunlan konu alm1;;t1r.
Gunumuzde dikkat c;ekmeyecek ya da onemsenmeyecek
birkac;; sayfaya s1k1~tmlm1~ bilgilere ula;;abilmek ic;in yiiz-
lerce belge arasmda aylarca ugra~maya sabn ve zamani
olan bilim adam1 c;ok azd1r. Bu nedenle, bir toplumun bu-
tun tarihini ve degi~imini birkac; sayfada apklayacak "kav-
ramlar", "kuramlar" ve "modeller" yaratmak ic;:in buyuk
bir hayal gucu yarat1c1hgmm kullamlmasmdan ba~ka c;;are
yoktur. Baz1 durumlarda bu "kuramc1lar" genel anlamda
sahte iddialarda bulunmu~lar ve aym zamanda Ortado-
gu'daki baz1 durumlan haz1r Bat1 kavramlarma ya da kiil-
tiir, tarihsel deneyim ve bunlann uygulanabilirlik arahkla-
nnm hedeflerine c;izdigi sm1rlan dikkate almadan dagm1k
izlenimlere dayand1rarak yorumlam1;;lard1r. C::eli~kili go-
runmekle birlikte, genel anlamdaki Ortadogu ara~urmala­
rmm ve ozel olarak nufus ara;;tumalannm en onemli ek-
sikligi, Ortadogu'nun kendi deger sistemi ve degi;;im mo-
delleri ile diger kultiirlerden etkilenme boyutlanm anlat-
maya yeterli kavramlar ve kuramlann bulunmamasmdan
kaynaklanmaktad1r. Hemen ~unu soylemek gerekir ki bu
tur kavramlarm ve kuramlann geli~mesi ic;:in her ;;eyden
once uygun olc;ude deneysel aynntmm birikmi~ olmas1 ge-
rekir. Ortadogu'da nufus sorunlanm ve ozellikle bunu tari-
hin belli bir donemindeki dogum, olum oram veya aile bu-

I 394
Osman11 Nufus Kay1tlan ve 1881182-1893 Nufus Say1m1

yuklugu konulanyla ilgilendirerek incelemek isteyenler


nufus konusunda yetersiz bilgilerle ve yetersiz dogum ve
oliim kay1tlanyla kar$lla$trlar. Gen;ekten de Ortadogu'da
nufus tarihi konusundaki ara$Urmalar yalmzca kendi sos-
yokulturel ko$ullanna uyarlanm1$ yontemler ve teknikleri
uygulamada yetersiz olmakla kalmay1p aym zamanda nu-
fus, say1mlar ve nufus kaytt yontemlerindeki yetersizlikten
de muzdariptir. Bolgedeki, 6zellikle lstanbul ve Anka-
ra'daki ar$ivler nufusla ve kaylt sistemleriyle ilgili kapsam-
h bilgiler ic,:erir. Fakat bunlardan c,:ok az1 konulara gore ay-
nlm1$ ve belli bir niifus sorunuyla ilgili olarak incelenrni$-
tir.1 Bu nedenle, sosyal tarihle ve Ortadogu, Guneydogu
Avrupa ve Kuzey Afrika'da ya$anan degi$imlerle ilgilenen
bilim adamlannm yapmalan gereken ilk $CY Turkiye ve di-
ger yerlerdeki ar$ivlerde bulunan nufus bilgilerini sistema-
tize ederek incelemek ve aynca bu bilgilerin toplanmasm-
da kullamlan yontemler konusunda ara$ttrma yapmakur.
Bu, ozellikle nufus hareketlerinin Osmanh Devleti'ndeki,
Bu ifadenin istisnalan vard1r. Daha sonra deginilecek olan Barkan'm ~ah~ma­
lanna ilaveten M.A. Cook, Population Pressure in Rural Anatolia: 1450-1600
(Londra, 1971); Ronald]. jenings, "Urban Population in Anatolia in The Six-
teenth Century: A Study of Kayseri, Karaman, Amasya, Trabzon and Erzu-
rum", International journal of Middle East Studies, 7 (Ocak 1976), s. 21-57;
Wolf-Dieter Hutterroth ve Kamal Abdulfattah, Historical Geography of Palesti-
ne, Trasfordan and Southern Syria in the Late 16th Century'ye (Erlanger, 1977)
bak1mz. Ondokuzuncu yuzy1\da Osmanh nufusu konusunda bibliyografya
ara~ttrmas1 i~in bkz. Engin Akarh, The Ottoman Population in The Nineteenth
Century. Masnr tez, Wisconsin Oniversitesi (Madison, 1970). Aynca, Marc
Pinson, Demographic Warfare: An Aspect of Ottoman and Russian Policy, 1854-
1866 (Harvard, 1970). Ondokuzuncu yuzy1\da nufus rakamlanyla ilgili kay-
nak bilgiler Osmanh hukumetinin y1\hklannda yay1mlad1g1 ozel istatistiklerde
bulunabilir. Bunlar Devlet-i Aliye Salnameleri veya k1saca Salname'dir: 68 c.,
1847-1918. Daha fazla bibliyografik bilgi i~in Kemal H. Karpat'm, Gecehondu,
Rural Migration and Urbanization (New York, 1976) ve Ottoman Immigration
Policies and Settlement in Palestine, Seetler Regimes in Africa and the Arab
World (Wilmette, Ill, 1974 ), s_ 57-72. Son nufus ara~urmalannm gene! bir
etudu i~in bkz. Georges Sabagh, "The Demography of the Middle East", Midd-
le East Studies Association Bulletin 4.2 (15 Mayts 1970), s. 1-19.

1395
.,
Osmanli'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

yani Ortadogu ve Balkanlar'daki sosyal ve politik degi~irn­


den her donemden daha fazla etkilendigi ve nufus buyuk-
higu konusundaki. bilgilerin hukumet ic;in idari ac;1dan ha-
yati bnem ta~1d1g1 ondokuzuncu yuzyil ic;in gec;erlidir.
Ondokuzuncu yuzy1lda Osmanh lmparatorlugu'ndaki
nufus konusunda yeterli ol<;:ude beige vardir, fakat bunla-
rm c;ogu etnografik c,;ah~malard1r. Bunlann ondokuzuncu
yiizyilda Osmanh lmparatorlugu'ndaki nufusla ilgili her-
hangi bir ara~urma ic,;in vazgec,;ilmez olduklan bir olc,;ude
dogrudur. Fakat c,;ogunun degeri en azmdan uc; eksiklik
nedeniyle azalm1~ur. Birincisi, bu ara~llrmalardan yalmzca
birkac,;1 gerc,;ek nufus hesaplanndan almm1~ guvenilir ista-
tistik bilgilere dayandmlm1~ur. lkincisi, c,;ogu durumda, et-
nik veya dini gruplan desteklemek ic;in Banh gozlemciler
tarafmdan yap1lm1~ c,;ah~malard1r ve Muslumanlarm ya~an­
usmm her vec,;hesini gostermedigi gibi bu c,;ah~may1 yapan
bilim adammm veya bunlann bilgi derledikleri kaynakla-
rm politik egilimlerine gore yanh verilmi~ bilgiler ic,;erir.
Oc;uncusu, bunlann c;ogunun Osmanh Devleti'nin Avrupa
k1sm1yla ilgili olmas1d1r ve c;ogu zaman Anadolu ve Arapc,;a
konu~an ulkeler dikkate almmam1~Ur. Aslmda, Balkan-
lar'm buyuk bir bolumunun 1878'de bag1ms1zhgm1 elde et-
mesinden ve baz1 istatistik bilgilerin kendi amac;lanna uy-
gun bic,;imde tertiplenmesini.n arkasmdaki gerc,;ek amaca
ula~ild1ktan sonra Osmanh nufusu konusundaki ara~urma­
larm say1lannda onemli bir azalma olmu~tur.
Yukandaki. savlan gosteren en iyi ornekler Nicholas V.
Michoffun be~ ciltlik bibliyografik eseri.nde bulunmakta-
d1r.2 Bu c,;ah~mamn esas1 birinci cilttedi.r. Geri kalanlar bi-
rincide ele almmam1~ ilave ba~hklan ic,;erir. Be~inci ve son
cilt Osmanh Devleti'ndeki nufus sorunlanyla ilgili Ruslarm
2 Nicholas (Nicolas) V. Michoff (Mikhov), NaselcnienLo na TurLsiia i Bulgarii
prez XVHI-XIX, La Population de la Turquie et de la Bulgarie au XVll/' et au XIX
sitcles, 5 c (Sofya, 1915, 1924, 1923, 1935, 1968)

I 396
r Osmanh Nufus Kay1tlan ve 1881182-1893 Nufus Say1m 1

yapuklan ara~urmalara aynlm1~nr. Michoffun ara~tlrmas 1


kismen Bulgarlann milliyet iddialanmn hakh oldugunu
gostermek ve dolayh olarak da Bulgarlann Makedonya
uzerinde hak iddia etmeye haklan oldugunu, Rumlann ve
Sirplann Bulgarlan kendi gruplanndan gorme <;abalanmn
ger<;egi yansltmad1gm1 gostermek amac1yla yap1lm1~ur. Ka-
hc1 bir tarihsel kaynak ve Michoffun gayretli <;ah~malan­
nm bir sonucu olmasma ragmen temel zaaflan vard1r. llk
dart ciltte Bulgar tarihi ve toplumuyla ilgili 3.050 kitap
ba~hg1 ve makale ve aym konudaki istatistikler ve bilgiler-
den almnlar vard1r. Bu ba~hklar 1.126 Almanca, 1.123
Frans1zca, 731 lngilizce, 63 ltalyanca ve geri kalam <;e~itli
Avrupa dillerinde yazilm1~lardan yap1lan almnlard1r, fakat
Turk<;e kesinlikle yoktur. (ah$mada Salahaddin Bey'in
vermi~ oldugu rakamlara gondermeler d1~mda resmi Os-
manh say1m bilgilerinden dogrudan hi<;bir almtl yap1lma-
m1$Ur, fakat Osmanh istatistiklerini kullanan Michoff, Da-
vid Urquhart, A. Ubicini ve A. Bone gibi Batlh yazarlann
ve E. G. Ravenstein ve H. Kutschera gibi istatistik<;iler ve
nufus bilimcilerin yazilanm ve verdikleri rakamlan kullan-
m1~lard1r. l~in ilgin<; yam, Avrupa bile duzenli ve sistema-
tik nufus say1m1 yapmaya ancak ondokuzuncu yuzy1lm
ba$lannda ba~lad1g1 i<;in Michoff, Osmanh Devleti'ndeki
resmi say1m bilgilerinin. yetersizligini normal bir olgu ola-
rak alm1~ur. Michoff almu yapug1 yazarlann <;ogunun Os-
manh nufusu konusundaki tahminlerini kendi oznel yarg1-
lanna ya da yerel halkm verdigi yamlt1c1 bilgilere dayan-
d1rd1klanm belirtmi~tir. Ornek olarak Michoff, gezginlerin
1800-78 y1llan arasmda Bulgarlann toplam say1lannm
500.000 ila 8 milyon ki~i arasmda oldugu tahminlerini
gosterir. Benzeri bir yanh~ yorumlama yakmlarda W. Eton
tarafmdan saptanm1~ ve Rumlann onsekizinci yuzy1l ba~la­
nnda say1lannm 8 milyon oldugu yolundaki iddialanm ka-

397
Osmanl1'da Degi~im, Modemlqme ve Ulusla~ma

bul etmemi~tir. 3 Bu ~i~irilmi~ rakamlann i;ogu etnik grup-


larm millet olabilme iddialanm desteklemek i<;in ortaya
anlm1~nr. Ornegin, Rus hukumetinin himayesinde Balkan
nufusunu inceleyen V. Teplov, Osmanh hukumeti tarafin-
dan yay1mlanan Salnamelere ilaveten kiliselerin ve yerel
bilgi kaynaklannm verdikleri bilgileri kullanm1~t1r. Elinde-
ki bu malzemeye dayanarak, keyfi bir ~ekilde Musluman
ailelerin 5 ki~iden olu~tuklanm, Musluman olmayan ailele-
rin ise 6-9.37 ki~ilik olduklanm one surmu~tur. 4 Bu tah-
minlerin temelsizligi, 1877'de Bulgaristan'm Filibe bolge-
sinde aile fertlerini geri;ekten saym1~ olan W. L. Stoney ta-
rafmdan apki;a gosterilmi~tir. Bulgaristan'daki ailelerin
geri;ek buyuklukleri hakkmda dogru bilgi isteyen lngilizle-
re cevap olarak, lngiliz resmi Konsolosu Stoney, Bulgar
halkmm hakim durumda oldugu 55 koyde 50.622 ki~i ya
da 10.110 aileyi incelemi~ ve her bir koylln ortalama 5.007
nUfusu oldugu sonucuna varm1~t1r. 5
Bu etnografik ara~t1rmalarm dayandmld1g1 tartl~mah
istatistik bilgileri dikkate almd1gmda ondokuzuncu yuzy1l-
daki Osmanh nufusu konusunda temel kaynaklara kadar
inmek kesinlikle gereklidir. Salnameler resmi nufus bilgile-
rini i<;erir, fakat bunlar nadiren herkesi kapsayacak ~ekilde
yap1lm1~ tamama yakm say1m rakamlanndan almm1~nr. Bu
Osmanh say1mlan ondokuzuncu yuzy1lda Ortadogu'da ve
Balkanlar'daki nUfusla ilgili ~imdiye kadarki mevcut en gu-
venilir kaynaklan te~kil eder. Bunlarda baz1 eksiklikler ol-
dugu muhakkaknr. llk say1mlar, munferit hanelerin ya da
ailelerin verdikleri say1 bilgileri esas almarak yapilm1~t1r ve
i;ogu durumda bu hander birka<; i;ekirdek aileden olu~-
3 W. Eton, A Survey of the Turkish Empire (Londra, 1979). Ermeni Katolikle-
rin sayilanm oldugundan fazla gostermek i<;in yap1lm1~ bir <;aha, bkz. s. 49.
4 V. Teplov, Materialy Dlya Staristikii Bulgarii, Trakii i Makedonii (St. Peters-
burg, 1877)
5 Great Britain, House of Com. ms., Accounts and Papers, c. 92 (1877), s. 14.

1398
Osman11 Nufus Kay1tlan ve 1881182-1893 Nufus Say1m1

rnaktaydi. Baz1 durumlarda, say1mlarda yalmzca vergi ode-


yen erkekler ya da askerlik hizmeti yapabilecekler esas
ahnID1$tH. llk rakamlardan baz1lan, ozellikle Musluman
olmayanlann say1mlan cemaat liderlerinin veya yerel go-
revlilerin vermi$ olduklan dogruluk dereceleri degi$en bil-
gilerden ahnml$tlr. Yine de butun bu eksikliklere ragmen
resmi Osmanh say1mlan hala yararh bilgiler verebilmekte-
dir; c;unku hata pay1, <;e$itli tablolarda gosterildigi gibi,
gozlemcilerin, gezginlerin ve yanh bilgi kaynaklanmn ver-
dikleri rakamlardakinden daha azd1r. Bu say1mlann degeri-
ni korumasma yard1mc1 olan muhtelif soylemler vardir.
Daha soma gosterilecegi gibi, hukumetin vergilendirme-
sinde ve orduya adam toplamasmda kullamlan yegane ra-
kam kaynag1 olduklan ic;in dogru olmalan gerekmekteydi.
Hukumet yeni yontemler uygulayarak, yabano uzmanlar-
dan gorU.$ alarak ve Avrupa modelleri kullanarak say1mlan
surekli geli$tirmeye c;ah$illl$tlL
Osmanh nufus hareketleri ve bunlarm sosyopolitik et-
kileri konusundaki kapsamh bir ara$tlrma projesinin par-
c;as1 olan bu ara$tlrma yaz1smm amac1 k1saca Osmanh sa-
y1mlanm, kullamlan yontemlerdeki evrimi ve kahc1 bir ka-
ya sistemi olu$turulmas1m incelemek ve butD.n bu c;abanm
en guvenilir sonuc;lan olan 1893 Osmanh nufus istatistik
tablolanm sunmaknr. Bu tablolar 1881/82 de ba$layan sa-
y1mlara dayandmlml$tlr ve Balkanlar'da, Anadolu'da, Orta-
dogu'da ve daha az olc;ude olmak uzere Kuzey Afrika'daki
nufusla ilgili kapsamh say1sal bilgiler ic;erir. Elde edilmi$
olan rakamlar saplama $eklinde yapilan tahminlerle ve on-
dokuzuncu yuzyilda Osmanh nufusu uzerinde yapilan bu-
tD.n c;ah$malann dayandmld1g1 tahminlerle k1yasland1gm-
da zaten gerc;ek hemen gorulur.

399
II. OSMANLI H0K0MET1N1N MODERNLE$MES1NDE
SAYIMLARIN VE NUFUS KAYITLARININ YERl VE
1$LEVLER1

Nufus say1mlan, arazi etlitleri ve zaman ic;inde olu~turulan


kahc1 nufus kayu sistemi ondokuzuncu yuzyilda Osmanh
hukumeti ic;in hayati onem ta~1m1~ti. Merkezile~me, lmpa-
ratorlugun insan ve mali kaynaklan konusunda dogru hil-
gilere dayandmlmas1 gereken yeni idari sorumluluklar ust-
lenmelerini gerektirmi~ti. Gerc;ekten de modern bir ordu
olu~turulmas1 ve bu ordunun aktif ve yedek birimler halin-
de yap1landmlmas1 erkek nufusun say1s1 ve ya~1 konusun-
da dogru bilgi sahibi olmay1 gerektirmekteydi. 1838'de II.
Mahmud'un Musluman erkekler ic;in uygulad1g1 askere al-
ma sistemi ve 1855'te uygulamaya konulan, fakat hic;bir za-
man H1ristiyanlara uygulanamayan gene! askere alma siste-
mi ve nihayet erkek Musluman halkm dort hizmet grubu-
na aynlmas1 ancak saghkh bir kayn sistemiyle yap1labile-
cek bir c;ah~maydi.
Musluman erkekler dort ya~ grubuna aynld1lar ve as-
keri ylikumlulukleri buna gore belirlendi. Birinciler, yu-
kumlulukleri yirmi ya~mda ba~layan ve dort y1l suren mu-
vazzaflar, yani fiilen gorev ba~mdaki gruptu. lkincisi, iki
yil askerlik yapan ihtiyatlar, yani aktif yedeklerdi. Oc;uncu-
su, on dort yil hizmet vermesi gereken redifler, yani aktif
olmayan yedeklerdi. Dorduncusu ise, dort y1l hizmet veren
mustahfizler, yani teritoryal ya da yerel milis grubuydu.6
Bir ba~ka deyi~le, Musluman bir erkek yirmi dart y1l surey-
le bir tlir askerlik yukumlulugu altmda ya~amaktaydi. Bu
nedenle, askeriyenin nufus kay1tlanyla kesinlikle ilgili ol-
mas1 ve padi~ah ile hukumete, say1m yap1lmas1 ve duzenli
6 Son iki kategorinin hizmet suresi, sistem 1848'de ilk uygulamaya konuldu-
gunda yedi ila dokuz y1ld1. Stanford]. Shaw ve Ezel K Shaw, History of Otto-
man Empire and Modem Turl1ey, II c. (New York, 1977), s. 100.

400
Osmanli Nufus Kayitlan ve 1881182-1893 Nii.fus Say1m1

bi.r nufus kaylt sisteminin olu~turulmas1 konusunda onem-


Ji bir bask1 uygulamas1 anla~1labilir bir durumdur. Aslmda,
ordu subaylan Osmanh say1mlannda aktif roller oynam1~­
Jar, Muslumanlar konusunda kendileri kay1t tutmu~lar ve
ondokuzuncu ile yirminci yuzy1llarda sivil nufus memur-
Janyla yakm i~birligi halinde olmu~lard1r.
Yeni nufus say1m1 yapmanm ve modern bir kayH siste-
mi olu~turmamn onemi modern orduyu ve hukumetin
ostlendigi c;:e~itli yeni idari gorevleri finanse edecek yeni
gelir kaynaklan bulmak zorunda kalmmasmdan kaynak-
lanm1~tlf. Bu, 6zellikle 1857'den soma bedelat-1 askeriye
(askerlik hizmeti kar~1hg1 odenen vergi) haline getirilen
cizye (kafa vergisi) odeyen gayrimuslimler konusunda ge-
c;:erlidir. Gayrimiislim cemaatlerin c;:ogu olabilecek en az
vergiyi odemek ic;:in say1lanm olabildigince du~uk gosteren
eski kay1tlan kullamm~lard1r. Bu nedenle hiikumet, cema-
at liderlerinin vermi~ olduklan sayilara guvenmek yerine
kendi personelini kullanarak gayrimuslimlerin kayitlanm
guncelle~tirmeye 6zen gostermi~tir. 7 II. Mahmud'un bir di-
zi eski vergiyi kald1rmasmdan ve vergi gelirlerinde ciddi
bir du~u~ ya~anmasmdan sonra bu konu ozellikle onem
kazanm1~ur.
Ozellikle ondokuzuncu yuzy1lm ikinci yansmdan son-
ra yollar, kopruler, sulama programlan ve c;:e~itli meslek
okullan nufus yogunluguna gore planland1g1 ic;:in nufus ve
nufusun bile~imindeki degi~ikliklerin bilinmesi idari ne-
denlerle de onemli hale gelmi~tir.

7 Bu cemaatler sayilan geregi odemek zorunda olduklanndan daha az odemis-


lerdir. Miisluman olmayanlann say1lan, nufus degi~ikliklerini izleyecek dog-
ru kay1tlar olmad1g1 ir_:in uzun sure degi~meden kalmt~ttr. Ornegin, Rev-
William Jowet. Mount Athos'un nufusunun yakla~1k 6.000 ki~i oldugundan,
fakat Turklere uc; bin ki~i ic;in para odediklerinden soz eder. (Richard Clogg,
"Two Accounts of The Academy of Avyalek in 1818-1919", Revue des eludes
sud-est curopcannes, 10, 4 [1972]), s. 652.

I 401
Osmanh'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

Dogru nufus say1mlanna ve istatistiklere giderek daha


fazla onem verilmeye ba~land1g1 $ura-y1 Devlet'in 1881/82
say1m1 konusundaki raporunda ac;1kc;a g6riilmektedir.8 Bu
raporda kurum:

Hukumetin sistematik nufus istatistikleri toplama konusun-


daki i;:abasmm yalmzca askeri mulahazalardan kaynaklan-
mad1gmm belirtilmesi bir gorevdir. Bir hukumetin kendi
nufusunun tam say1sm1 bilmesi, yasa, mal guvenligi, mali is-
tikrar ve beledi diizen ve giivenlik konulan ile ilgilenen bir
hukiimet ii;:in duzen ve ayarlamalar yapma konulannda bu-
yl'lk bir ba~an anlamma gelir. Avrupa devletleri nufus hak-
kmda bilgi toplama ve dagnma konulanna buytik ve siirekli
bir ozen gostermektedir. Bu onemli gorevin en iyi ~ekilde
yerine getirilmesi bizim ir;in kar;imlmaz, acil ve zorun lu-
dur. 9

Osmanh hukumetinin modern istatistik yontemler uygula-


mada c;ok ilgili davranmas1 1886'da Amerikan buyukelc;isi-
nin verdigi resepsiyonda, Amerika Birle~ik Devletleri'ndeki
son say1mdan ve kendisinden bu konuda yard1m istendi-
ginden soz etmesinden anla~ilmaktadir. 10
8 Bu yaz1da s6z edilen yaz1sma Mabeyini Humayun (lmparatorluk Saray1 Sek-
reteri) i\e Sadaret, Basbakanhk Makam1, yani Bab1ali arasmda cereyan etmis-
tir. Niifus konusundaki nizamnarneler ve raporlar, ya Tanzimat Dairesi veya
$Ura-y1 Devlet Umumi Heyeti yoluyla Sllra-y1 Devlet tarafmdan yay1mlanm1~­
Ur Bu yaz1sma referanslan M. veya S. olarak k1salt1!m1sur. Bu arasurmada
kullamlan belgelerin buyuk bir boliimii Hicri ve Mali, yani Rumi y1llan kul-
lanm1sur (aralannda yaklas1k bir ya da iki y11l1k fark vardtr). Biz Hicri y1h ve
Miladi y1h, yani giines takvimini kulland1k
9 Silra-y1 Devlet, Tanzimat Dairesi Raporu No. 438, 21 Cemaziyelewel 1248
(21Nisan1881) lrade, ,5Qra-y1 Devlet 3148.
10 Resepsiyonda Ben Hur'un yazan General lewis Wallace'm yerine gelen Biiyii-
kelc;:i S. 5. Cox, ABD'nin iilkeye buyiik yarar saglayan yeni nufus istatistikleri
derlediginden s6z etmis ve bu istatistiklerin Osmanh lmparatorlugu ic;:in de
yararh olacagm1 soylemistir Ona say1mm yap1ld1gmdan soz edilmistir (bu
yaz1ya konu olan). Padisah, biiyiikelc;:iden Amerikan elc;:iliginde bulunan ista-
tistik dergisinin kendisine gonderilmesini istemistir. Buyiikelc;:i bu belgelerin

402
Ill. ONDOKUZUNCU YUZYILDA
OSMANLI SAYIMLARI VE NUFUS YONETlMl

Bu ara~t1rmanm konusu 1881/82-1893 say1m1du. 0 tarih-


Ierde geli~tirilmi~ olan bu say1m ve nufus kayn sistemi bir
evrim sOrecinin en Ost noktasm1 temsil ettigi ic;;in geli~me­
yi en ba~mdan itibaren izlemek gerekir. Say1m yapmak
yerle~ik bir Osmanh gelenegidir. Osmanh hokumetleri her

iki cildini Tiirkc;eye tercume edilmek iizere el.;ilik tercumamyla birlikte giinder-
mi?tir. Padi~ah, buyukel<;iye bu tiir c;ah~malara ilgi duydugunu ve kendi iilkesin-
deki biitiin niifusun mm ve sisternatik istatistiksel kaynlanm olu~turmay1 Omit
ettiginden ve bu amac;la bir emir yaymlad1g1nclan siiz etmi~tir. (M'den S'e padi~a­
hm 6zel sekreteri Siircyya tarafmdm1 g(mderilcn mektup, 21 Cemaziyelevvel
1303 (25 Subat 1886) BA lradt> Dahiliye 77419).
Biitiin bunlar Say1m Komitesi Ba~kam olan ve say1m kanununun Amerikan
Kongresi tarafmdan onaylanmasmda rol oynayan Amerikan Biiyiikelc;isi Sa-
muel S. Cox tarafmdan teyit edilmi~tir. Amlannda ~unlan yazar: "Padi~ahla
yapt1g1m toplannlann baz1lannda niifus ve kaynaklar ac;1smdan topraklanm1-
zm mucizevi ~ekilde buyiimesi kar~1smdaki merakmt tatmin etmek ic;in, iler-
lememizi anlamamn tek yolunun say1m raporlanmtz1, 6zellikle Onuncu Sa-
y1m raporlanmJZJ (1880) incelemek oldugunu soyledim ve bunlan terciime
ettirerek kendi topraklanna uyarlamasm1 6nerdim. Boylece, kendi impara-
torlugundaki geni~ kaynaklarm iyi bir say1mla nas1l miikemmel g6sterilebile-
cegini gorecekti."
Cox'a gore padi~aha daha sonra bu say1m bilgileri verildi ve idari politikalar
ac;1smdan boyle bilgilerle donat1lm1~ olan bir ulkenin miireffeh olmaktan
lxt$ka ~ans1 \1lm;HhA1 sonucuna vanldt. "Pad1~ah zeki hir yakla~1mla bu say1m
hilgilninin yaranm w: hunlann kendi ulkesindc de nygulanmas1 gerektigini
kavrnd1. Ilana kendi ulkcsin<lc yap1lan saynn konusunda yap11g1m1z konu~­
m11y1 haurlatarnk Vczinazam Kami! P~a'ya ~alt$malara ba~lamak ic;in bir ko-
misyon kurmas1 talimatlm verdigini soylcdi. Kac;a mal olacag1 konusunda en-
di?eleri vard1. Benden, komisyon kuruldugu zaman tavsiyelerde bulunmam1
istedi Ben kendisine, ulkeme hizmetlerin ve ulkemin refah1 ac;1smdan bir so-
run te~kil etmezse ve kendi Ba~kamm izin verirse bunu yapabilecegimi soyle-
dim Kutularda bulunan zarflardaki bas1h kagnlarda yasa, denetc;ilere verilen
talimatlar, saytm memurlan, geri verilecek bo?lar ve iizel uzmanlarm ~ah~ma
bi(imleri aynntth olarak verilmi~ti. Bu zarflan kendi elleriyle miihiirledi ve
hemen talimat verdi. Bu suretle, ban$ devam edersc, Tiirkiye belki de ilk kez
kendi say1mm1 yapacakt1." S. S. Cox, Diversions of a Diplomat in Turkey
(New York, 1887), s. 37, 44.
Osmanlt'da Degi~im, Modemlqme ve Ulusla~ma

yeni toprak fethinden sonra say1m ve arazi ara~urmalan


yapard1 ve bu sure<;; muntazam olarak otuz y1lhk aralarla
tekrarlamrdt. 11 Tersine baz1 bilgiler varsa da bu gelenegin
onyedinci ve onsekizinci yuzy1llarda b1rak1ld1g1 gorulu-
yor.12 Fakat ondokuzuncu yuzyila kadar Osmanh huku-
metinin Bau Avrupa ve lngiltere'de baz1 papazhklann ka-
yitlarmda oldugu gibi dogum, olum ve go<;;leri kaydettikle-
ri duzenli bir nufus kaylt sistemi geli;;tirmedigini unutma-
mak gerekir. Bildigim kadanyla Osmanh lmparatorlu-
gu'nda gayrimuslim baz1 cemaatlerin tuttuklan varsayllan
dogum, olurn ve evlilik kaynlan da hi<;;bir zaman ortaya <;;1-
kanlmam1;;ur.
Osmanh hukumeti, ondokuzuncu yuzy1lda ilk say1m1
1831-38'de yapm1~, fakat bu, lmparatorlugun yalmzca baz1
bolumlerini kapsayan ve ki;;ilerin say1m1 yerine hane say1-
m1m esas alan bir say1rn olmu~tur. 13 0 donemde, go<;;u on-

11 Onbe~inci ve onalunc1 yuzy1llarda yap1lan Osmanh nufus say1mlan ve arazi


etutleri 6 L. Barkan'm ilk c;ah~malannda vardir: "Tarihi Demografi Ara~tir­
malan ve Osmanh Tarihi", Tarih Mecmuas110 (1953); "Essai sur lcs donnes
statistiques des registers de recensement clans !'Empire Ottoman au XV et
XVl siecles", journal of Economic and Social History of Orient, I (Agustos
1957), s 9-11 ve "Research on the Ottoman Fiscal Surveys", Studies in the
Economic Histo1y of the Middle East (Londra, 1970) Leila Erder, "Endustri
oncesi nufus degi~ikliklerinin olc;ulmesi: Onbe~inci yuzy1ldan onyedinci
yuzy1la kadar Osmanh lmparatorlugu", Middle Eastern Studies 11 (3 Ekim
1975), s. 284-301.
12 Osmanh ar~ivlerinde yap1lacak ara~nrmalarla daha sonraki yuzy11\ar ic;in bile
nulu~ rnkamlan konu5tmda imcmli bilgilcrc ula~1lab1leccgi11c inamyorum.
VerJ1,ilcnchnnc w miri arnzilcrinin ekip bi~enlcre dagmlma..1 konusunda
mt•vcu1 ka)•ltlar. onalnnc1 1lc onsekizmri yiizyd aras111cfak1 Osman Ii nufosu
konusunda mi1kc.mmd bilgilcr vermcktc.dir. Omegiu, yoklamalar, 1596,
1606, 1<172, 1691, 1694, l698 ve I 715'teki nmar\ann say1mlan ge\enegin tll-
muylc yok olmad1A1111 gil$lcnnck1edir. Bu ara~mmalar, ekilebilir topraklann
bliyuklulderi. en azmdim umar olarnk sipahilere verilenlerin durumlan ve
gctlrdi~i gdiri gosierir. V. P. MLJtafcicva-Str. Dimitrov, Sur l'etat du systcme
d(s tirnars des XV/I-XVIII ~kclc.\ (~fya, 1968).
13 Enver Ziya Karat, Osmanl1 lmparalorlugu'nda ilh Nufsu Say1m1, 1831 (Anka-
ra, 1943).
,.
Osmanh Nufus Kayitlan ve 1881182-1893 Nufus Say1m1

lemek ve nufusta ortaya c;1kan onemli artJ~lann izini sure-


bilmek ic;in ki~ilere murur tezkeresi (seyahat belgesi) deni-
len bir belge verilirdi. 1839'da Tanzimat Fermam'nm ila-
nmdan sonra, yapilacak reformlara temel te~kil etmek uze-
re nufus, arazi ve gelirler konusunda istatistik bilgiler elde
etmek amac1yla, halkm kar~1 c;1kmasma ragmen 1844'te
ikinci, fakat k1smi bir say1m yapilmi~ur.1 4 Bu say1m sonuc;-
lan tam olarak hic;bir zaman yay1mlanmam1~t1r; fakat bun-
larm butiinuyle dogru olup olmad1g1m ara~tmrken rakam-
larm temelde dogru oldugu, ancak nihai sonuc;lar verilir-
ken kendilerine ozgu ayarlamalar yapuklan konusunda ik-
na olan A. Ubicini ve Eugene Bore'un c;ah~malannda kulla-
mlan bolumlerden bilgi ahnabilmi~tir. 15 Dil bilen ve
Osmanh lmparatorlugu'ndaki ve burokrasisindeki ko~ulla­
ra a~ina olan Ubicini, Urquhart, Bore ve diger Avrupah
gozlemcilerin Osmanh yetkililerince verilen rakamlann
guvenilir olduklanm kabul ettiklerini belirtmek gerekir.
Ashnda, 1844'te ba~layan say1mlar, 185l'de Aydm ve Men-
te~e'ye16 say1m gorevlilerinin atanmasmdan ve 1857'de
K1bns'ta say1m yap1lmas1 gibi ba~ka birtak1m c;ah~malann
yap1lmasmdan da anla~1lacag1 gibi, hukumet goc;er kabile-
leri de saymak gibi kapsamh bir i~e giri~tiginden c;ok uzun
surmu~tur. 17

14 'Traduction d'un memorandum de la Sublime-Pone, adresse aux missions


etrangeres a Constatinople, et relatif au recensement general decrete par s_
Hautesse", la Moniteur Universe 248 (4 Eyliil 1844).
15 A. Ubicini, lettres sur la Turquie (Paris, 1853). Eugene Bore, Almanach de
!'Empire ottoman pour l'annec 1849 et 1850 (Constantinople, 1849-50)_
16 Bu iki vilayetteki giic;er kabilelerin say1mlan, bolgede konu~landmlm1~ olan
birliklere bagh subaylar tarafindan yap1lm1~t1r. (S'den M'ye 7 Sefer 1268
mektup) (2 Arahk 1851) BA trade, Dahiliye 14855. Aynca, F Kanitz, Donau-
Bulgarien und der Balhan, 3 c. (Leipzig, 1875) idem, la Bulgarie danubienne
et le Balhan: Etudes de voyages, 1860-1880 (Paris, 1882)_
17 Resmi yaz1~malardan anla~1ld1g1 kadanyla K1bns'taki Mo.sltlman halkrn sa-
y1mlan 186l'de tamamlanm1~ ve 1862'de vergi sistemi reformu ic;in MO.slo.-
man olmayanlann sayilmalan istenmi~tir K1bns'ta MO.sliiman olmayanlann

1405
Osmanlt'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

Midhat Pa~a'nm emriyle ba~latilan ve 1866 ila 1873


y1llan arasmda sOren bir sonraki Osmanh say1m1 Osmanh
say1mlanndaki evrimi daha iyi gosterir. BugOn Bulgaris-
tan'm boyok bir bolOmOnO ic;;ine alan Tuna vilayetinde ve
Irak'm bir k1smmda yap1lm1~, fakat sonuc;;lar tam olarak ya-
ymlanmam1~tlr. Fakat salnameler (1846'dan ba~layarak
hukumet tarafmdan butun lmparatorluk ic;in ve nadiren de
baz1 vilayetler ic;in yaynnlanan yilhklar) c;;ogu bilgiyi ic;;er-
mekteydi. Say1m ic;;in c;;ok say1da kayn tutulmu~, fakat za-
man ic;;inde kayitlar teke indirilmi~tir. Gorevliler hane hal-
kmm say1s1m, ya~lanm, evlilik durumlanm, mesleklerini
ve mal varhklanm yazmak ic;in ev ev dola~tilar. 18 Ozel lis-
teler hane reislerinin say1lanm ve mal varhklanm ve bun-
lardan elde ettikleri kira gelirlerini, mesleklerini ve diger
gelirlerini ic;;ermekteydi. BOtOn bu bulgular dorduncO kate-
goride bir listede ozetlendi ve bu listeler vergiye tabi nOfu-
sun gerc;;ek say1sm1, etnik bile~imlerini, ikamet edenlerin
say1lanm, nufusun toplam gelirini, mal varhklannm ger-
c;ek degerlerini ve toplanacak vergiyi ic;;ermekteydi. 19 Bu
saynn bclgelerindeki bilgilcr, Osmanh Devleti'nin Avrn-
pa'da sahip olduklannm sosyal ve <lemografik l<l.rihini in-
celeyenler i<;in kalic1 bir kaynak olu~turacak ~ekilde kap-
samh vc ozgOndur. Bu bilgileri ilk olarnk kullanan Bulgar
say1mlan hir Mttsluman ve b1r H1ns1iyan g6r('vli w: b1r sckrctcr<len olu'?lln
dort ckip tarafm<lan )'tlrntiilmil~LO.r. Schirlcrde ve koylerdc p~yan Muslo-
man ol111ayanlar1n sar1lmalannm dort-bc~ ay si1rcc-cg1 iahmin cchlmi~tlr. Ba-
b1ali. s;iy1m masraOilnrnn gcnel hazinc<len mi yoksa hcr Musluman v~ Miis-
luman olnmyandan ahnacak bir kurusluk vcrgid~n mi karstlanacag1 yoksa
K1brts'1an toplanan yilhk verg1dcn mi almacagi konusun<la uzun miizakerc-
lcr yapmL~Tir (28 Sefer 1279) (25 Agustos 1862) lrndt', Mcchs1 Vala 21366.
HI PC 79/8 St'fi numarah bu bilgi Sofya'daki Bulganstan Ulusal l<utitphane-
si'nin $ark b6liimunde bulunmu~tur. Daha aynnt1h bilgi i~in bkz. Nicolai
Todorov, "The Balkan Town in the Second Half of the 19th Century", Etudes
Ba11zaniques, 2 (1969), s. 31-50.
19 Age, n. 3

406
, Osmanh Nufus Kay1tlan ve 1881182-1893 Nufus Say1m1

Akademisi'nden Profesor N. Todorov, Balkan $ehirlerini ve


bu $ehirlerin sosyal yapilanm incelerken bu bilgilerin ne
denli degerli ve guvenilir oldugunu gordo. 20
1866 saytmmm ama<;larmdan biri de bOtOn Osmanh
vatanda$lanna tezkere-i Osmaniye, yani Osmanh kimligi
vermek ve daha soma bu kimlikleri fertlerin statulerindeki
degi$iklikleri kaydetmek i<;in kullanmaku. Tuna vilayetin-
de 5 milyon kartm bastmlmas1 ve dagmlmas1 i<;in hazirhk-
lar yap1ld1 ve say1mm ulke <;apmda yapilmas1 beklentisiyle
ilave 15 milyon kart i<;in haz1rhk yapildi.21
Nufus konulanndaki bu ilgiye kaulan hukumet 1839'
dan soma eyaletlerde nufus naz1rlan (nufus bakam-
mofetti$i), sancaklarda ve kazalarda nufus memurlan ve
dogum ve olumleri kaydeden ve belli arahklarla her bolge-
de ya$ayan toplam insan say1sm1 gosteren cetveller haz1rla-
yan mukayyitler (kaytt memurlan) tayin etti. Bu memurlar
ba$kentteki Ceride-i Nufus Nezareti'ne (Nufus Tescili Ba-
kanhg1) baghyd1lar. 22 (:e$itli i<; nedenlerle k1sa bir sure
soma bu bakanhk kaldmldt ve vilayetlerdeki nufus me-
murlan Tahrir-i Emlak ldaresi emrine verildi ve daha son-
ra k1sa bir sure i<;in Askeri 1$ler Dairesi'ne baglandtlar. Bu
donemde, kayttlarm muhafazas1 dogru yap1lamad1 ve bu
durum 1860 sonlannda say1mlara duyulan ilginin yeniden
20 N Todorov, Ba1kanshial Grad XV-XIX vek ("XV.-XIX. yuzy11larda Balkan Se-
hirleri") (Sofya, 1972). Bu kitabm lngilizce c;evirisi Washington Universitesi
Seatle tarafmdan yay1mlanm1~tir.
21 Tuna vilayeti tezkere\eri Boyac10glu Agop tarafmdan 1.250.000 kuru~ kar~1-
hgmda bas1lm1~ur. Aslmda, saytmlarla ve nufus kaynlan ile ilgili <;e~itli
formlann bas1lmas1 Osmanh lmparatorlugu'nda kurulmakta olan matbaac1-
hk i~i i<;in iyi bir destek saglam1~11r. $.'den M.'ye yaz1~malara bak1mz, Rebiu-
lahir 1282 (1Eylol1865) BA trade, Meclis-i Vala 24167.
22 Onceleri baz1 arazi ve nufus kayttlan i<;in kullamlan ceride ad1 sonradan ga-
zete i<;in kullamlmaya ba~lanmt~Ur. Ceride-i nufus (nufus kaynlan), biltiln
nilfus bilgilerinin kaynak olarak oynad1g1 rolil g6stermek i<;in, daha sonra
nafus sicili ya da nufus katagu olarak degi~tirilmi~tir

I 407
Osmanh'da Degi~im, Modernlqme ve Ulusla~ma

arll!?ma kadar devam etti. 23 1867'de $fira-y1 Devlet kurul.


duktan soma, buttin nufus i!?lerini sorumluluk alanma da-
hil etti. 1874'te, bu kurum say1m yapmak ve kayn sistemi
olu!?turmak ic;in bir dizi onlem aldi. 1881/82'de lc;i!?leri Ba.
kanhg1'na (Dahiliye Nezareti) bagh bir Genel Nufus ldaresi
(NUfus-u Umumi ldaresi) kurmay1 ba!?ard1 ve lmparator.
luk ortadan kalkmcaya kadar bu idare faaliyetini slirdiirdu.
1880'lerin sonlanna dogru, Ticaret ve ln!?aat Bakanhg1'na
(daha soma Ticaret ve Tanm Bakanhg1 haline getirildi)
bagh bir istatistik burosu kuruldu. Bu daire, nufus idare-
sinden verilen bilgileri esas alarak nufus istatistikleri ya-
ymladi.

IV. MODERN NUFUS KAYIT SlSTEMl OLUSTURMAK


l(lN lLK G1R1$1MLER, 1874

llgili dairelere s1k s1k verdikleri emirlerden de anla!?Ilacag1


gibi,1870'ten soma say1m yapmamn ve dogru, kahc1 bir
kay1t sistemi olu!?turmanm padi!?ah ve sadrazamhk dairesi-
nin oncelikli konusu haline geldigini belirtmek onemlidir.
Nufus defterlerinin ya da kahc1 nufus kay1tlarmm ilk kez
1830'larda tahriri (say1m1) izlemek ic;in olu!?turuldugu ve
dogumlann, olumlerin ve goc;lerin kaydedildigini belirt-
mek gerekir. Fakat bu kaynlar ozellikle lmparatorluga akm
akm gelen milyonlarca goc;men nedeniyle yeterince ozen
gosterilmedigi ve dogru bak1m yap1lmad1g1 ic;in giderek i!?e
yaramaz hale gelmi!?tir. 1862 ila 1870 y1llan arasmda H1ris-
tiyanhg1 kabul etmeleri, orduya kaulmalan ve Kuzey Kaf-
kaslar'daki verimsiz topraklarda yerle!?meleri yolunda Rus-
larm yapuklan baskilara dayanamayan iki milyona yakm
23 Niifus idaresinin tarihi konusundaki baz1 bilgiler SQra-y1 Devlet'in 438 say1h
ve Cemaziyelevvel 1298 tarihli (21 Nisan 1881) raporlannda bulunmakta-
dir. BA, lrade, SOra-y1 Devlet 3148. S'den M'ye yaz1~ma, 7 Se[er 1268 (2 Ara-
hk 1851) Ba lrade, Dahiliye 14855.

408
, Osmanli Niifus Kayitlan ve 1881182-1893 Niifus Say1m1

MilslOman atalannm Lopraklanndan kac;1p Osmanh lmpa-


ratorlugu'na s1gmmak zorun<la kalm1;;t1r. Aynca, 1856'<lan
itibaren Avrupa ile ticari ve ekonomik ili$kilerin anmasm-
dan soma Jnzlanan $Chirle$me k1rsal kesimlerden sahil $C-
hirlerine dogru bir m\fus hareketine neden ohnu$LUr. So-
nu\ta, 18M'teki vilayet kanunu ve l87l'de bu kanunda
yap1la11 degi$ikliklerle yeni $Chirlerin olw~turulmas1 nlifus
memurlarma tahsis edilen makamlann kaldmlmasma ve
rnaa$lan ic;in aynlan paralann ba$ka amac;larla kullamlma-
sma yol a<;mi$Lir. BiHDn bu olaylar nofus kaynlannda orta-
ya c;1kan bozulmalan daha ic;indcn c;1kdmaz hale getirmi;;,
vergi toplama ve Mush\manlan askere alma i;;lerini kesin-
Liye ugratm1$Ur. Neticedc, Sura-y1 DevleL yeni say1m yap-
ma olanag1m incdemek ve yeni bir kayn sistemi olu;;tur-
mak uzerc 6zel bir komile gorevlendirmi$tir. Bu komile,
ashnda mevcut nufus defterlerinin e$le;;tirilinesinin, gun-
celle$tiri lmesinin ve duzeltilmesinin c;ok uzun zaman ala-
cagm1 bildirmi~tir. Aynca, ccncbilerin (belgeli yabancliar)
akmmm ve Avrupa dcvletlcrinden mahmilerin (yabanc1 <;1-
karlarma hizmet eden, o olke vatanda~1 olup korumas1 al-
tmda olmak i<;:in Avrupa devletlerinden pasaport alm1$,
Osmanlt lmparatorlugu'nda dogmu$ Miish:tman olmayan-
lar) sayilanndaki h1zh art1~111 kayll sorununu daha da aru-
racagm1 belinmi~tir. Sonu<;:ta, komitenin tavsiyesi ve Sura-
y1 Devlel'in kahul etme.si ile yeni bir say1m yapmak vc Hi-
caz ile Yemen d1~mda butun Olkeyi kapsayacak ycni def-
terler olu;;turmanm en iyi <;:bzum olacagma karar verilmi~­
tir. 24 1874'te Sura-y1 Devlet, yeni say1m1 yapmak ve yeni
bir kay1t sistemi olu$turmak i<;:in bir kararname ve O<;: ni-
zamname yaymlam1~ttr. Birinci nizamname say1m yontem-
leri, ikincisi ti<;: tip defter veya kayn esasma gore bir kay1t
24 Sura-y1 Devlet raporu, 29 Zilhicce 1290 (17 Subat 1874), No: 695 BA, tra-
de, Meclis-i Mahsus, 2086. 1874 say1mlanyla ilgili biitun raporlar bir dos-
yada bulunabilir.

I 409
Osmanli'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

sisteminin olu~turulmas1 ve li<;linclisli ise nlifus gorevlileri-


nin tayini hakkmdaydi. Bunlar aym s1rayla k1saca ele alina-
cakur.
Say1m her kaymakamhkta kurulacak bir komite tara-
fmdan yap1lacakn. Bu komite bir hliklimet gorevlisi, bir
Mlislliman, cemaat liderleri arasmdan se<;ilen bir gayri-
mlislim, bir sekreter ve yard1mc1smdan olu~maktayd 1 .2s
Mlimklin olan yerlerde eski nlifus kaynlannm kullamlma-
s1, fakat say1mlann esas itibariyle kendi bolgelerindeki her
koye ve mahalleye veya ~ehir semtlerine giderek yap1lmas 1
ongorlilmli~tli. 0 mahalde ya~ayan <;ocuklar da dahil ol-
mak lizere blitlin erkek mukimler komite ya da koylin ihti-
yar meclisine bizzat giderek ya~lanm, klinyelerini, goz ve
ten renklerini ve ya~la giderilemeyecek ozel fiziki eksiklik-
lerini yazdirmak zorundaydilar. Hatta say1m komitelerine
yeni dogmu~ bebekleri kendi gozleri ile gormeleri, askerlik
muafiyeti taleplerini bizzat incelemeleri ve hi<; kimsenin
kaydedilmeden kalmasma ya da gizlenmesine imkan ver-
memeleri emredilmi~ti. 26 Her aile bir birim olarak kaydedi-
lecekti. Koy say1mlannm sonu<;lanm i<;eren listeler ihtiyar
meclisi tarafmdan onayland1ktan sonra bir sureti kaza mer-
kezindeki nlifus blirosuna gonderildi. Buna kar~1hk, kaza-
daki gorevli kendi bolgesindeki erkeklerin tam listelerini,
bunlan her merkezdeki en list makam olan Defter-i Haka-
ni'ye gonderilmek lizere kendi bolgesindeki bir list idari
makama iletti. Her kazadaki gorevliler Mlislliman erkekle-
rin kaynlanmn bir suretini bolge ordu blirolanna gonder-
mekle yliklimlliydli ve boylece her koylin nlifus kaynlan
bir yerde toplanmaktaydi. Say1m komitesinin, say1m i<;in
gelmek istemeyenleri kaylt blirosuna getirmek i<;in kuvvet

25 ~Ora-y1 Devlet raporuna bakm1z. Tahriri Nufusun Suret-i lcraiyesini Mut-


zammim Talimattir (Niifus say1mlan konusundaki talimatlar) S'den M'ye 1
Rebiyulevvel 1291 (18 Nisan 1874), BA trade, Meclis-i Mahsus, 2089.
26 Age, 2 md

I 410
r
'
Osmanli Nilfus Kay1tlan ve 1881182-1893 Nufus Say1m1

kullanma yetkisi vard1, fakat koylulere kar~1 ho~gorulu ve


sayg1h davramlmas1 ve ki~ilerden hi<;:bir ~ey almmamas1 ta-
limat1 verilmi~ti. 27 Say1m talimatlanna o anda orada bu-
lunmayanlann, yabanc1lann ve "koruma" altmda olanlann
kay1tlan ile ilgili bir dizi hukum de eklenmi~ti. Yabanc1lar
ve koruma altmdakiler ozel kaynlara ge<;:irilmekteydi.
1874'te Sura-y1 Devlet ll<;: tip kayit esasma dayah bir
say1m sisteminin olu~turulmas1m ongordu. 2 8 Esas defter
ya da ana kayitlar s1ras1yla ilk sutunda ki~ilerin say1lanm
ve ikinci sutunda ailelerin ve ailedeki fertlerin say1lanm
i<;:erecek ~ekilde bir koy ve mahallede ya da ~ehir semtinde
(1871 vilayet kanununa gore mahalle en az elli haneden
olu~an bir kumeydi) ya~ayan butun erkekleri i<;:erecek ~e­
kilde duzenlenmi~ti. Kaza merkezindeki gorevli tarafmdan
tutulacak olan kaynlar fertlerin ya~lanm ve askerlik ve ki-
~isel statllsundeki degi~ikliklerin kaydedildigi sutunlan
i<;:erecek ~ekilde haz1rlanm1~tl. lkinci kaylt olan icmal
(ozet) bir kazanm koylerinde ve nahiyelerinde ya~ayan in-
sanlann toplam say1lanm i<;:erirdi ve koy ve mahalle kayit-
lanndan alman bilgiler esas almarak derlenirdi. Ozet kaylt-
lannda bir sutunda milletine gore (dini ve etnik aidiyet)
Muslumanlar, Rumlar, Bulgarlar, Ermeniler, Yahudiler ve
digerleri ~eklinde ba~hklar vardi. O<;:uncu kayn kazalarda
tutulan yevmiye vukuatl idi (gunluk olaylar) ve mukayyi-
din, muhtann ve ihtiyar meclisinin bildirdigi yeni dogum-
lan, olumleri ve ferdin askerlik durumundaki degi~iklikle­
ri kaydederdi. Altl ayda bir toplam dogum ve alum say1s1
icmal kay1tlanna eklenir veya <;:1kanhrdi. Defterlerin her
birinin formatlan Sura-y1 Devlet tarafmdan tasarlamrdi.
27 Age, 8-10 md. U<; ya~mdan kil<;iik erkek <;ocuklan, hasta ve ge<;erli nedeni
olan digerleri vekil kullanarak kaydedilebiliyordu.
28 Bkz. $ura-y1 Devlet raporu: Tahrir-i Nufus i(in lttihaz olunacal1 0( TUda
Defterin Suret-i lstismalini Miibeyyin Tarifnamedir, S"den M'ye Rebiyulevvel
1291 (18 Agustos 1874) BA, lrade, Meclis-i Mahsus 2089.

411
Osmanlt'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

1874'te planlanan say1m ve kayn sisteminin idari yapi-


smda vilayet seviyesinde bir nufus nazm (nufus gorevlisi-
mllfetti~i), kaza seviyesinde bir mukayyid (kay1t gorevlisi)
ve her gorevli ic;in iki sekreter bulunurdu. 29 Bu gorevliler,
hukumetin vermi~ oldugu ozel ilmuhaberdeki (bilgi belge-
si) bilgileri dolduran imam, muhtar ve koy ihtiyar heyeti-
nin verdigi bilgileri esas alarak kendi bolgelerindeki btitUn
dogumlan, olumleri, goc;leri ve erkeklerin askerlik durum-
lanm kaydederlerdi. Nufus memurlanmn durumu yerinde
gormeleri ve butun degi~iklikleri ustlerine ve daha sonra
ba~kentteki Defter-i Hakani Nezareti'ne (bu isim 187l'de
eski Defterhane tarafmdan ahnm1~tu) bildirebilmeleri ic;in
kendi sorumluluk alanlan ic;ine giren yerlerde seyahat et-
meleri ~artti. Muslumanlann ya~ad1klan bolgelerde tutulan
kaynlann bir suretleri ilgili askerlik yetkilisine gonderilir-
di. Dogumlan, olumleri ve ki~isel durumdaki degi~iklikleri
bildirmeyenler c;e~itli cezalara c;arptmhrlardi.
Butiln bu talimatlar Huseyin Avni Pa~a tarafmdan pa-
di~aha sunuldu ve icra edilmeleri ic;in ozel emir c;ikanldi. 30
Haz1rhklar tamamland1, fakat 1874'te yeniden duzenlenen
say1m ve kay1t sistemi uygulamaya konulamadi. Bunun c;e-
~itli nedenleri vardi. 1875'te Bosna-Hersek'te c;1kan ayak-
lanmalar, Sultan Abdulaziz'in tahttan indirilmesi ve intiha-
n, anayasanm ilam ve 1876'da tahta Sultan II. Abdulha-
mid'in c;1k1~1 ve ozellikle 1877/78'de Rusya ile yap1lan y1k1-
c1 sava~la kaybedilen topraklar Osmanhlarm ic; duzenini
ciddi ~ekilde bozdu. Aynca, 1877/78'de Balkanlar'dan ge-
29 SQra-y1 Devlet raporu Mema\ili-i Mahsusa-i $ahanede Tahrir-i Nufus lcra
Kilman Mahallelerde lstihdam Olunacali Nufus Nazirlan ve Katipleri ile Mu-
lwyyiterlerinin Suret-i Tertip ve Tayinleri ile Vazifeleri Hahhmda Talimattir
S'den M'ye 1 Rebiyulevvel 1291 (18 Nisan 1874) BA, trade, Meclis-i Mah-
sus, 2089.
30 S'den M'ye 9 Rebiyulevvel 1291 (25-26 May1s 1874) BA, trade, Meclis-i
Mahsus, 2089
r Osmanh Nufus Kayitlan ve 1881182-1893 Nufus Say1m1

len buyilk say1daki Musluman multeciler ve daha sonra


bunlann yerle:;;tirilmesi zorunlulugu 1874'te 6ng6ruleme-
yen yeni nufus sorunlan yaratti. Bu nedenle bu sorunlar
<;;6zumleninceye kadar say1m ertelendi.

V. 1881/82 SAYIMI VE KAYIT SlSTEMl

Politik durum istikrar bulur bulmaz padi:;;ah yeni say1mm


yap1lmas1 i<;;in emir yay1mladi. Padi:;;ah, yaveri kanahyla,
ulkede ya:;;ayan erkek say1sm1 tam olarak veren bir kayit
sistemi olmad1g1 i<;;in aktif ve yedek gorevler i<;;in kullamla-
bilecek asker say1smm tam olarak bilinememesinden ve bu
nedenle ordunun planh bir :;;ekilde yap1landmlamamasm-
dan yakmdi. Neticede, 188l'de Saray Harbiye Nezareti'ni
Musluman erkeklerin say1lanm ve Dahiliye Nezareti'ni
Musluman olmayanlann sayilanm tespit etmekle gorevlen-
dirdi.31 Her zaman oldugu gibi konu SO.ra-y1 Devlet'in i:;;i
halline geldi. Bu, ileri yap1lanma tekniklerini benimsemeye
haz1r modern goru:;;lu daire konuyu irdeledi ve <;;ogu 1874
Nizamnamesi'nin temelini olu:;;turan bir dizi tavsiyeyle or-
taya <;;1kti.
Bu tavsiyeler ve bunun neticesinde hazirlanan nizam-
name 188l'den soma yap1lan say1mm ve kullamlan kay1t
sisteminin temelini olu:;;turdu. 32 Say1m esas itibariyle padi-
:;;ahm direktiflerinden daha kapsamh ve farkhydi. Say1m
haz1rhklan yap1hrken edinilen bilgiler yeni bir say1m tasar-
lamak a<;;1smdan <;;ok i:;;e yarar olmasma ragmen, SO.ra-y1
Devlet, 1874 say1mmm ulkenin i<;;inde bulundugu ko:;;ullar
nedeniyle yapilamayacagma karar verdi. Askeri makamlar-
la birlikte Musluman halkm ya:;; gruplanna aynlmasmm
pratikte hayati onem ta:;;1d1g1 kabul edildi. Aynca, her Os-
31 M'den S'ye 15 Recep 1297 (23 Haziran 1880) BA, trade, Dahiliye, 65276.
32 S'den M'ye Sura-y1 Devlet, Tanzimat Dairesi, Yaz1~ma numaras1 No 438, 21
Cemaziyelevvel 1298 (21Nisan1881) BA, trade, Sura-y1 Devlet, 3148.

I 413
Osmanli'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

manh vatanda;;ma, hokomet ile fertler arasmda giderek ar-


tan temaslarda kullamlmak Ozere tezkere, yani kimlik kar-
tmm verilmesinin gerekli oldugu vurgulandi.
$ura-y1 Devlet nufus istatistiklerinin idari amar;larla
oldugu kadar askeri amar;larla da yararh oldugu gerr;egi
iizerinde durdu. Bu, 6zellikle bedelat-1 askeriye (askerlik
hizmeti yerine odenen vergi) odeyen gayrimuslimler ir;in
ger;erliydi. Ger;mi;;te bu, vergi mensuplarmm tam say1sm1
bilmeden bOtOn cemaatlere uygulanmaktaydi. Gayrimus-
limlerin say1lan vergi beyannamelerinde ifade edilenden
r;ok daha fazla oldugundan onemli bir gelir kayb1 soz ko-
nusuydu. $ura-y1 Devlet "say1mm belli bir zaman dilimi
ir;indeki nufus buyokluguno gosterdigini de" vurguladi.
Nufus degi;;ikliklerinin devamhhg1 vard1 ve bu dogaldi. Bu
nedenle, biitiin nufus degi;;ikliklerini kaydedecek ve boyle-
ce say1mdan en Ost diizeyde yarar saglanabilecek saglam
temellere dayandmlm1;; yeni bir sistemin bulunmas1 gerek-
liydi. 33 Bir ba;;ka deyi;;le, $ura-y1 Devlet say1m1 eskiden ol-
dugu gibi bir hedef degil nOfus istatistiklerinin derlendigi
ve nufus kay1tlarmm olu;;turuldugu bir yol olarak deger-
lendirdi. lstatistiklerin onemi vurguland1. Gerr;ekten de ka-
baca 1878'den ba;;lamak Ozere, Osmanh hokometi modern
istatistige onem vermeye, baz1lanm yay1mlamaya ba;;lad1
ve bir sure soma da bir istatistik dairesi kuruldu. 34 Bu dai-
re Genel Nufus ldaresi ile i;;birligi halinde r;ah;;t1 ve r;ah;;-
malar, r;ogu gayrimOslimlerden ve yabanc1lardan olu;;an
profesyoneller ba;;kanhgmda yuriituldo. 35
33 Age
34 Osmanh hiikiimeti 1294'ten ba~layarak (1878) d1~ ticaret konusunda dii-
zenli istatistikler derlemeye ba~lam1~t1r. 1878-1900 donemiyle ilgili biitun
istatistikler mevcuttur. 1900-13 donemi istatistikleri daha dagm1k durum-
dadtr Bkz. Osmanli lmparatorlugu'nun Ticarel Muvazenesi 1878-1913. No
123-73. lstatistik Gene! Mudurliigii (Ankara, 1939).
35 Osmanh lmparatorlugu'nda lstatistik Dairesi'ni idare eden gorevlilerin
isimlerini bulmaya ~ah~ttm. Mudiirlerin ve memurlann devamhhgmm sag-

414
, Osman!i Nufus Kay1tlan ve 1881182-1893 NU.fus Say 1m1

Sura-y1 Devlet, dogru bir say1m yap1labilmesi ve dogru
nufus istatistiklerinin derlenebilmesi i\:in Avrupa'daki di-
ger ulkelerin ve Amerika'nm uygulamalanna bak1lmas1 ve
lanmas1 konuya verilen 6nemi ve profesyonel yakla$1m1 ve dolay1s1yla da istatis-
tiklerin kalitesini g6stermektedir. 1310'dan (1892) 1334'e (1916) kadar salname-
lerin, salnamenin yaymlanmad1g1 1911-1914 harir;:, incelenmesi s1rasmda istatis-
tik dairesinin b~mda, tam bilgilerin almd1g1 ve a$ag1daki tablodan da goriilecegi
gibi, on dokuz y1lhk surenin on ui; y1h boyunca yuksek duzeyde Musluman ol-
mayan memurlar ve yabanc1lar r;:ah$t1g1 gorulmil$t1ir. Aynca, Osmanh gorevlile-
rinin istatistiksel bilgileri yayma konusundaki <;abalanm vurgulamak gerekir.
Osmanh Devleti'nin 1310'daki (1894) demografik, ekonomik, mah ve diger ozel-
!iklerini g6steren ve Mehmet Bahi<; tarafmdan haztrlanan istatistiksel ne$riyat, is-
tatistigin anlam1 ve 6nemini anlatan gene! bir onsozle ba$hyordu. Bkz. Sicilli Nu-
fus tdarei Umumiyesi, Yevmiye Kcltibi Mehmet Belli( tarafmdan tanzim olunan lsta-
tistik Defteri, lstanbul Oniversitesi Kitaphg1, Turkr;:e yazmalar, 9075.

Osmanh lmparatorlugu lstatistik ldaresindeki Gt!revliler

Y1llar

Ru mi
veya lstatistik Go.Md.
Hicri Mali A.O. Go.Md. Yard1mc1s1

1310 1308 1892 Nuri Bey


1311 1309 1892 Fethi Bey"
1312 1310 1894
1313 1311 1895 Fethi Franko Bey
1314 1312 1896
1315 1313 1897 Migirdir;: Sinabyan Efendib
1316 1314 1898 Mehmet Behir;: Bey
1317 1315 1899
1318 1316 1900
1319 1317 1901
1320 1318 1902
1321 1319 1903 Rober Efendic
1322 1320 1904
1323 1321 1905
a) Fethi Bey'in Yahudi oldugu ar;:ik.
b) Migirdi<; Efendi, Ermeni ve 1892-96 doneminde Ticaret Md. Yrdc. ve
l 902'den sonra Ticaret Bakan Yrdc.
c) Amerikah olan Rober Efendi (Robert) uzmanhgt nedeniyle lstatistik Gn.
Md. olarak istihdam edilmi~tir.

415
Osmanli'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusl~ma

onlann model olarak almmas1 gerektigini ai;;1kylireklilikle


ifade etti. Nufus say1m1, nufus kay1tlan ve idari yap1lanina
dahil olmak uzere nufus konulanyla ilgili butun unsurla-
rm bir araya getirilmesini ve takviye edilmesini onerdi.
Tahrir veya yoklamanm (say1m yapma) i;;ah~malann ana
hedefi olarak goruldugu gei;;mi~ yuzy1llardan farkh olarak
Sura-y1 Devlet, say1m1, butlin dogumlan ve olumleri de-
vamh olarak kaydedecek ve butlin nufusla ilgili genel ista-
tistiksel bilgileri verebilecek kahc1 bir kayn sistemi ii;;in is-
tatistiksel temel olu~turmak amac1yla gerekli olan gec;ici
bir onlem olarak tammladl. Sonui;;ta, say1mla ve kayn siste-
miyle ilgili butlin eski hukumler tek bir nizamnamede, ya-
ni Sicil-i Nufus Nizamnamesi'nde bir araya getirildi.36 Bu
nizamname St1ra-y1 Devlet'te tart1~1ld1 ve onayland1 ve
188l'de padi~ah tarafmdan resmen ilan edildi.37
1324 1322 1906
1325 1323 1907
1326 1324 1908 Mehmet Behic Beyd
1327 1325 1909
1328 1326 1910'
1329 1327 1911
1330 1328 1912
1331 1329 1913
1332 1330 1914
1333 1331 1915
1334 1332 1916
d) Mehmet Behic istatistik konusunda ce~itli cah~malar yapm1~t1r. Bu ko-
nuda yetenekli oldugundan tstatistik Gene! Md. Yrd. oldugu s1rada aym
ol~ude iyi bir istatistikci olmu~tur.
e) 1910'da Ticaret Nezareti Nafia Nezareti'nden aynlm1~ ve Ziraat Nezare-
ti'ne baglanm1~ur ve lstatistik Gene! Miidiirliigii bu bakanhk emrine ve-
rilmi~tir.

36 8 Saban 1298 (5 Temmuz 1881) Sicil-i Nufus Nizamnamesi, BA trade, Snra-


y1 Devlet, 3148. 1881/82 say1m1yla ilgili butiin raporlar ve yaz1~malar tek
bir dosya halindedir.
37 Snra-y1 Devlet Umumi Heyet-i Mazbatas1'na bak1mz, 8 Saban 1298 (5 Tem-
muz 1881) BA, trade, Snra-yi Devlet 3148. Tartl~maya kat1lan yirmi ki~i-
Osmanli Nufus Kay1tlan ve 1881182-1893 Nufus Say1m1

Nizamname dokuz bolum halinde elli maddeden olu~­


inaktaydi. Sekiz bolumde toplanan ilk otuz sekiz madde
kay1t sisteminin olu~turulmasma aynlm1~t1 ve ahkam-1
111 uvvalwte (ge<;ici nizarnname) ba~lig1 allmda toplanrm.'?
olan son on iki madde ise say1mla ilgiliydi. $-Ora-y1 DevleL
kcndi manugma gore saynm tek bir gorevi yerine getirmek
i<;in olu~turulmu~ bir proje olarak gormekte ve bunun bir
yan urunu olan kay1t sistemini ise kahc1 olarak kabul et-
rnekteydi. Simdi, once say1m1 inceleyecegiz.
Say1m esas itibariyle sicil ya da kaymaki bilgilerden
olu~maktaydi. Her kazada kurulan komiteler tarafmdan
yap1\ird1. Her komitede kaza idari meclisinden bir uyc, be-
lediye meclisinden bir llye, nofus gc)revlisi ve bir redif (ye-
dek suhay) hulunurdu. Farkh dinlerden gruplann bulun-
dugu kazalarda say1ca en fazla olan gayrimi!slim gruptan
bir ilave tiye se<;ilirdi. Komitede bir nO.fus sekrcteri ve yar-
dunc1s1 bulunurdu (39.-40. maddcler). Kaynlar<la ccvap
vcrcn h~inin ad1, takma ad1, baba ad1 ve adresi, ya~1, dini,
meslegi, i~i, sei;im statllsll, fiziki yetersizlikleri ve sivil sta-
t(1su konusunda bilgiler varch. Gayriml'1slimler de ayrn bil-
gikri verirlerdi; fakat vergi al111mas1111 ko\ayla."?ltnnak i<;in
onlara farkh bir kayn tutulurdu. Bilgilcr ilgili ki.'?inin biz-
zat kendisi tarafmdan vcrilirdi; fakat yasal durumlarcla ta-
nman baz1 istisnalarda orada bulunmayan ki~inin tayin
e<lecegi yirmi bir ya~tm gcc;:mi~ iki .'?ahiL C:?ligindc uc;:uncf1
bir ki~i bu bilgilcri verebi!ircli. (Bu ln:ikum bttyuk bir olas1-
hkla ka<lmlann say1m kornitelerinin kar~1sma <,:1kmamasm1
saglamak ic;in konulnrn.'?tU, zira kadmlar ilk kcz saytlacak
ve kaydedilecekti.) Bir koy ya da mahallenin saymu sona
crdiktcn sonra, say1111 sonui;larmm dogrulugu, tamhgt vc
gcn;:ckligi imam, muhtar ve ccmaat meclisleri tarafmdan
den yalmzca ikisi teklife kar~1 oy kullanm1$t1r. Olumlu oy veren ii<; Miislii-
man olmayan ki~i ise Yanko, Constantin ve Nuryan'd1r.

\ 417
Osmanli'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

bclgeknirdi.38 Kaza nofus memuru, say1m bittikten sonra-


ki u~ ay ic;inde kendi bo\gesinde yasayanlann tam listesini
ic;eren hir lisle hazirlayarak cyalet baskentine gondcrmek
zorundayd1. Aym listelcr oradan NO.fus-u Umumiye ldare-
si'ne gonderilirdi.
Say1ma kaulmak biraz zorlay1c1 bir onlemle saglamrd 1.
Kay11li her kisiye, 1as1yanla ilgili kayma mevcut hilgileri
i<;eren resmi bir nuf us tezkcresi (nli.fus bultcni veya kimlik
kart1) verildi. Bu kan daha sonralan nofus cozdam olarak
kullamld1. Her ~ah1s bir mal ahp satarken veya miras yo-
luyla bir mal elde ettiginde, i~e girerken veya bir meslek
sahibi olurken, seyahat belgesi ahrken veya resmi bir i~ ta-
kip ederken bu belgeyi ilgililere gostermek zorundayd1. Bu
kartlan olmayanlar, mahkeme onunde kabul edilebilir bir
mazcrel gostcremcdikleri takdirde resmi i~lerini yapama-
<l1klan gibi agir para cczalarrna vc yinni dorl saattcn hir
aya kadar degiscn bapis cezalanna i;arp1mlacaklard1 (madde
5). Askerlik hizmctindcn kac;mak ic;in kay1t yapurmayanlar
ise hemen askere ahnacaklard1.
Nufus idaresinde, Dahiliye Nezareti'ne bagh bir gene\
mudur ve bir sekreteryadan olu~an merkezi bir idare vardi.
Her kazada bir nufus memuru ve her ozel bolgede bir nu-
fus nazm olur ve her ikisine de bir nufus sekreteri ve yar-
d1mc1s1 yard1mci olurdu. Say1mdan sonra koylerde ve ma-
hallelerde vuku bulan dogumlar, olumler, go<;ler ve evlilik-
ler kazadaki nufus memuru tarafmdan yaymlanan talimat-
lar dogrultusunda dart tip standart ilmuhaberden birine
yerel gorevli tarafmdan kaydedilirdi (madde 11, 12). Daha
38 $0.ra-yi Devlet'tcki goru~melerde, Gene\ Komite, MO.s\uman olmayan baz1
cemaat liderleri Turk<;c konu~amad1g1 ve dolay1s1y\a dogum belgelerini
duldurmacla p,tt(·iul( ~ek1igi i~·in Im bolgclerc gomlL·rilcn 1m!'us memurlan-
mn o yorenin dilinl konu~anlar arasmdan sci;ilmcsini uncrmi~ur Bir ba~ka
dcyt~\c, Osmanh h(1kumett or;tJ;i y:-i~ayanlan yoncttmln dill olan Torl<(e
ogrcnnJl')'C zorlanrnk )'CTllll'. kcndi gtircvlilcrine bi>lgcsel chllcn O~TClllll.".)'i
ycJ?,li:-mi~ vc bu. nztm ~ure dcvam eden hir uyguhm1a olmu~tul'.

I 4 1a
Osmanl1 Nafus Kay1tlan ve 1881182-1893 Nufus Say1m1

sonra bunlann, koy ve mahalle nufus bilgilerinin y1lhk ic-


rnalini (ozet) kaza idari meclisi tarafmdan kontrolu ve
onaylanmasmdan sonra 1 Nisan'dan gee;; olmamak kosu-
luyla daha ust makarnlara arz edilmek uzere gonderilmesi
gerekiyordu. Sonuc;;ta, but11n vilayetlerden alman raporlar
Dahiliye Nezareti'ndeki Gene! Nufus ldaresi'ne ulastmhr-
di. Dahiliye Nezareti'ne gonderilen kay1tlann (dogumlar
ve olumler) nushalan Gene! Nufus Dairesi'ne yilhk gene!
istatistiklerin (nufusla ilgili) derlenmesi ic;;in gerekli olan
istatistiksel bilgileri verir ve eksiksiz olarak muhafaza edi-
!irdi. Askerlik yasma ulasm1s insanlarm listeleri kimlik bil-
gileri ile birlikte derlenir ve Askeri Daire'ye gonderilirdi
(madde 14 ).
Sura-y1 Devlet tarafmdan yaymlanan hukumlerde do-
gum kaynlan (15.-22. madde), evlilikler (23.-26. madde),
olumler (27.-29. madde) ve goc;;lerle (30.-31. madde) ilgili
kay1tlann nas1l olmas1 gerektigi konusunda diger ayrmtllar
mevcuttu. Aynca, koylerden ust nufus kayit yetkililerine
duzenli bilgi ak1sm1 saglamak, yapilan gene! say1mlarda
dikkate almmam1~ olanlan kaydetmek ve varsa kay1tlarda-
ki eksiklikleri tamamlamak ic;;in nufus kay1tlannm kontro-
lunu ve denetimini saglayan esaslan belirleyen ozel bir bo-
lum ic;;ermekteydi (32.-39. maddeler). Nizamname'de, do-
gum kayitlanndan ve verilen seyahat belgelerinden alman
kuc;;uk meblaglarla kay1t sisteminin finanse edilmesi de
esasa baglanmt~Llr. Butitn bu bneriler, en k1sa zamanda uy-
gulamaya konmalanm isteyen padisah tarafmdan onaylan-
mi~ur.39 Kayll sisteminin, nufus tezkeresinin (kimlik kar-
u) ve 1878'de olusturulan idari yap1lanmamn, baz1 genis-
letmeler ve yenileme)erle Osmanh lmparatorlugu'nun ta-
mammda kullamld1gm1 ve Turkiye'de ve Ortadogu'daki di-
39 Sadrazamhk makam1 ile Saray arasmda teati edilen mekmplara ve Saray'm
7 Sevval 1298 (1 Eylul 1881) tarihli ve 8 Sevval 1298 (2 Eylul 1881) tarihli
emirlerine bkz BA, trade, $Ora-y1 Devlet 3148
Osmanh 'da Degi~im, Modernlqme ve Ulusl~ma

ger yerlerde <;e~itli bi<;imkrde bugune kadar kullarnhnaya


devam ettigini vurgulamak gerekir. 1318'de (1900/1) Yli.-
rurluge giren bir yasa ile 1881/82 Nizamnamesi'nin kayn
hukumlerinin kapsam1 onemli ol<;ude geni~letilmi~tir.
1320'de (1902/3) yururluge giren bir ba~ka kanun ve onu
izleyen nizamnameler 1318 yasasmm onune ge<;mi~ ve sa-
y1m yapma ve kay1t sistemiyle ilgili konulara buyuk ar,;1khk
getirmi~tir. Bu kanuna dayandmlm1~ bir ba~ka say1min
1321'de (1903/4) ba~lauld1g1 samlmaktadu.

VI. 1881/82'DE NUFUS SAYIMININ VE


KAYDININ UYGULANMASI

Haz1rhklar ir,;in gerekli zaman suresi, say1m ve kaylt komi-


telerinin kaza seviyesinde kurulmasma imkan vermemi~ ve
bunlar r,;ah~malanna 1882'ye kadar ba~layamam1~lard1r.
Zaten ula~1m yetersizligi ve kotu hava ko~ullan gibi fiziki
nedenlerden ottlru saynnm kendisi, yani koylerde ve ma-
hallelerde ya~ayan herkesin kaydedilmesi ve nufus tezkere-
lerinin verilmesi beklenenden uzun surmu~tur. Daha ula~1-
labilir bolgelerden ilk sonur,;lar ancak 1884/85'te gelebil-
mi~tir. Bu on istatistiksel sonur,;lar, Salnameler de dahil ol-
mak uzere r,;e~itli yerlerde yaymlanm1~, fakat bunlan ancak
ya km tarihlerde birkar,; yazar kullanm1~ur. 40 Vilayetlerin
r,;ogu 1886/87'ye kadar ya say1mlanm tamamlamam1~ ya da
kay1t sistemlerini olu~turamam1~lardu. Ornegin, yl1zy1l
ir,;inde be~ say1m yapilm1~ ve oncelik verilmi~ olmasma rag-
40 Gene! anlamda bkz. Vedat Eidem, Osmanh lmparatorlugu'nun lhrisadi Sart-
lan Hal1hindalii Bir Tethih (1970), s. 49-65. Eidem, no 48'de resmen yay1m-
lanan baz1 rakamlan kullanm1~tir. Yalmzca Osmanh lmparatorlugu'nun
1882-84'te bir say1m yapugmdan soz euni~, [akat ayrmu vermcmi~tir. Viral
Cuini:'nin de ayn1 kaynakum kullannu~ oldugu samlmaktadir. Bkz. Syric,
Ubcm ct Pale.1tine:g~ographic acimini~tralivc, s1atl.11iq11c, descrlpth•c er rn!snn·
nee (Paris, 1896). Filistin nufusu konusunda bkz. Moshe Maoz, Studies 1111
Palestine during the Ottoman Period (Kudus, 1975).

I 420
r Osmanli Nafus Kay1tlan ve 1881182-1893 Nafus Say1m 1

men lstanbul ~ehri bile say1mlan ancak 1885'te tamamla-


yabilmi~tir.41 Bu nedenle, ondokuzuncu yuzyilda lstan-
bul'un nufusu (~ehir) Dersaadet (eski ~ehir), Bilad-1 selase
(Eyup, Galata ve Oskudar'dan olu~an U\: mmt1ka) ve Be-
yoglu (1894/95'de ilave edilmi~tir) olmak uzere U\: kisma
aynlm1~tu. Tablo I'de gosterilmi~tir.

Tablo I
Ondokuzuncu Yuzyilda ve Yirminci Yuzy1lin Ba$lannda
lstanbul'un Nufusu

Yil Miisliimanlar Gayrimltslimler Toplam

H 1260 (1844) 102.532 111.160 213.692 (sadece erkekler)


H 1273 (1857) 112.162 124.162 236 092 (sadece erkekler)
H 1298 (1882)' 118.535 101 410 381 376 (219,945 erkekler;
161.431 kadmlar)
H 1302 (1885) 384 410 488 655 873 565b
H 1314 (1896) 520 194 510 040 1.030 234
R 1330 (1914) 520 434 389.553 909.987
----
a) Tamamlanmam1~ say1m.
b) lstanbul'un 1893 y1lmdaki niifusunu gosteren rakamlar, daha once 1885'te
Dahiliye Nezareti tarafmdan verilen rakamlann ayms1dir. Nazir, Sadarct'e ls-
tanbul'un niifusunun 384.910 Musluman, 359.412 gayrimiislim ve 129.243
yabanc1dan veya toplam 873.565 kisiden ibaret oldugunu bildirmi5tir. Neza-
ret, askerlerin ve niifus kayd1 olmayan kisilerin say1lannm istatistiklere dahil
olmad1gm1 beyan etmistir 1893 gene! istatistiklerini derleyenlerin 1885'te

41 Nufus Tahrir Komisyonu ba5kam tarafmdan haz1rlanan ve 1882 i~in baz1


tahminler i(eren bir rapor; bunun 5ehrin be~inci say1lmas1 oldugunu, fakat
ilk iki say1mm listelerinin bulunamad1gm1 gostermektedir Mevcut bilgilere
gore, hiikilmet 1265'te (1848) lhtisab'1 ve daha sonra Zaptiye'yi, iilkede vu-
ku bulan olumler vc dogumlara gore her y1l nofus listeleri haz1rlamakla g6-
revlendirmi5tir. Bu onlemden 6nceleri vazge(ilmi~, daha sonra halka ilk
nufus tezkerelerinin verildigi Kmm Sava~t sonrasmda yeniden ba~lat1lm15-
t1r. Istanbul Universitesi Kitaphg1 Tlirk(e Yazmalar B6liim11, No 8949'a ba-
km1z Diger kaynaklar BA, lrade, Dahiliye 24, 402'dedir Ondokuzuncu
yiizy1lda lstanbul'un degi~imi konusunda yapt1g1m ve 1973 y1hnda AISEE
ve UNESCO tarafmdan duzenlenen bir kon[eransa sunulan aynnt1h ~ah~­
ma ba5ka yerlerde de yay11nlanacakt1r.

421
Osmanli'da Degi~im, Modernle~me ve Ulusla~ma

derlenmi~ rakamlan kulland1klan ve rakamlan iic; yd sonra giincelle~tirdik­


leri samlmaktad1r. Sadrazamrn Saray'a hitaben yazd1g1 28 Ramazan 1302 (11
Temmuz 1885) tarihli yaz1srna ve Dahiliye Nezareti'nin 26 Ramazan 1302 (9
Temmuz 1885) tarih ve 393 say1h BA, lrade, Dahiliye, 73538 nolu yaz15ma-
srna bkz. Aynca, 1844 ve 1857 y1llannda lstanbul'la ilgili istatistiklerin Is-
tanbu\'da s11as1yla roplam 75,748 ve 94.119 kisi yasad1gm1 ve bunlarm ~ehre
tasradan ticari nedenlerle gelmi~ bekarlar ya da erkekler oldugunu gosterme-
si ilgi c;ekicidir. 1844'te yak\a51k 43.000 ta5ralm111 ve 1857'de 55.000 tasrah-
nm gayrimiislim olmas1 gayrimiislim niifusun geli~mekte olan ticari faaliyet-
lerde yer almak icin sehirlere gelmekte olduklanm gostermektedir Yuzy1hn
sonlanna dogru Miisliimanlann iilkeye akm etmesi ve Musliiman orta smi-
fm gelismesiyle bu egilim tersine donm0.5tur Musluman orta sm1f gayrimO.s-
limlerin tekelinde bulunan ticari faaliyetlerle ugra5maya ba5\am1~ ve bu su-
rec i~inde olusmakta olan milliyet c;au5mas1 yeni bir ekonomik ve politik bo-
yut kazanm1~ttr. 1896 Istanbul say1111lan sehirde 30.680 goc;men (muhacir)
oldugunn ve bunlann yalmzca 144'iintin Yahudi, geri kalammn Musliirnan
oldugunu gostermektedir Niifus Tahrir Komisyonu Baskam Esseyit Mustafa
Tevfik, Miisliiman niifustaki arLI5m goc;lerden kaynakland1g1m ve gayrimiis-
limlerin ticari nedenlerle sehirlerde topland1klanm bildirmistir. Saynnlar
medresede 5.560 ogrencinin bulundugunu da gostermistir.

1881/82'de say1m komitelerinin ve ozellikle nufus me-


murlannm kar~1la~t1klan en onemli guc;luklerden biri,
koylerde nufus say1m1 yapmak ve say1mlan henii.z tamam-
lanmam1~ olan mmt1kalann kayttlanm zamamnda tutmak
gibi c;ift gorev yapmak zorunda kalmalanydi. Bu guc;luge
ilaveten nufus gorevlileri her y1l kendi sorumluluk alanla-
nna giren bolgelerde ya~ayan insanlann toplam say1lanm
rapor etmek zorundayd1lar. Sonuc; olarak, say1mlar biraz
yava~ ilerledi. (ah~malan h1zlandumak ic;in, daha sonrala-
n vilayetlerde hol ad1 verilen yeni say1m ekipleri kurul-
du.42 Baz1 vilayetlerde c;ah~malar tamamlanmaya ba~laym­
ca hukumet, 1885 sonlannda, say1m sonuc;lanm kontrol
etmek, gene! niifus istatistiklerini derlemek ve biitiin nii-
fus degi~ikliklerinin siirekli ve saghkh bic;imde kaydeqil-
mesini saglamak ic;in gerekli gorulen onlemleri almak iize-
42 Yeni say1m ekipleri kurulmas1 konusunda yaymlanan emirlerin tarihi, sa- '
y1mdan yakla~1k iiC y1l soma 3 Kas1m 1884'tur.
I
' 422
,
Osmanli Nufus Kay1tlan ve 1881182-1893 Nufus Say1m1

re ozel egitilmi!? tefti!? ekipleri gorevlendirdi. 4 3 Tefti!? ic;:in


sec;:ilen vilayetler Hiidavendigar (Bursa), Edirne, Trabzon,
Cezayir-i Bahr-i Sefid (Ege Adalan), Adana, Sivas ve Karesi
(Bahkesir) idi. Bir sure soma, Trabzon hiikiimete say1mla-
n tamamlad1gm1 bildirdi ve birinci sm1f vilayetler kapsa-
mma almdi. 44 Saray konuya ilgisini siirdiirdii ve say1mla-
rm sona erdirilmesi ve lmparatorluk c;:apmda niifus istatis-
tiklerinin yap1lmas1 ic;:in son tarihleri belirledi. 45 Balkanlar,
Anadolu ve Suriye'deki (Ordiin, Liibnan'm biiyiik bir k1s-
m1 ve Filistin dahil) Osmanh topraklannm buyiik bir bo-
liimiinde say1mlarm 1888/89'dan itibaren neredeyse ta-
mamland1gm1 dikkate almak gerekir. Yine de say1mm ta-
mamland1g1 ilan edilen b6lgelerde bile kaydedilmemi!? in-
sanlar kaldi. Girilemeyen birkac;: bolge ve ozellikle goc;:er
kabileler hie;: say1lamad1; fakat kabile liderlerinin ve yerel
gorevlilerin saglad1klan bilgiler dogrultusunda tahminler
yap1ldi.
1881/82'de ba!?layan Osmanh say1m ve kayn c;:ah!?ma-
lan siirekli bir c;:abanm ba!?lang1cm1 olu~turdu. Bu nedenle,
bu ara!?t1rma kapsammda, say1mlann tam olarak ne zaman
sona ermi!? oldugunu veya gerc;:ekten sona erip ermedigini
soylemek c;:ok giic;:. Fakat, 1893'te yay1mlanan niifus kayit-
lannm, ondokuzuncu yiizy1l ic;:inde derlenebilecek en tam
ve guvenilir Osmanh niifus kayitlan oldugu soylenebilir.
5 Sefer 13ll'de (17 Agustos 1893) Sadrazam Cevdet
Pa~a bunlan, siirekli olarak tamamlanmas1 ve dogru yapil-
mas1 yolunda bask1 yapan padi!?aha bir dosya haline sun-
43 Sadaret makammdan 20 Zilkadde 1302 (31 Agustos 1885) tarihli mektup.
BA lrade, Dahiliye 76006.
44 9 Rebiyulevvel 1304 (5 Ocak 1886) tarihli Y1ld1z Saray1 mektubu, BA, lrade,
Dahiliye, 80019.
45 Ornegin, 1886'da Halep vilayeti, say1m1 tamamlamak i<,;in en az dokuz ay da-
ha sure istemi~tir. Say1m1 bundan t,:ok daha sonra tamamlad1g1 yolunda bil-
giler vard1r. 19 Cemaziyelevvel 1303 (23 5ubat 1886) ve 25 Cemaziyelahir
1303 (31Mart1886) tarihli yaz1~malara bakmiz. BA, lrade, Dahiliye, 77419.

I 423
Osmanli'da Degi~im, Modernle~me ve Ulusla~ma

du.46 Daha once yapilm1$ c,;e$itli genel nu.fus istatistiklerin-


den farkh olarak bunlar butUn bblgelerde ya$ayan nufus
konusunda tam ve aynnt1h bilgiler ic,;eriyor, say1mlann ta-
mamlanmam1$ oldugu mmukalan ve bolgeleri beliniyor
ve bu bolgelerde ya$ayan say1ma ve kayll i$lemlerine tabi
tutulmam1$ halkm -kadmlar ve kabile halklan da dahil-
tahmini sayilanm ic,;eriyordu. 47 Bu istatistiklerdeki rakam-
lar kesin ve guvenilir kabul edildi ve bu nedenle, Osmanh
halk1yla ilgili resmi istatistikler ve bu baglamda almacak
onlemler ac,;1smdan temel bilgiler olarak kullamld1.
Bu konuda sorulacak son soru, buradaki hara paymm
ne oldugu, yani a$ag1da verilen i.statistiksel tablolarda sa-
y1lmam1$ insan say1smm ne oldugudur. Bu konuda, bu liir
bilgilerle c,;ah$an insanlann geli$tirdikleri bir ic,;guduye da-
yanarak gorD.$D.m, ileti$im olanaklan oldukc,;a iyi, ni.speten
geli$IDi$ bolgelerde bulunan yerle$ik durumdaki topluluk-
larda hata paymm c,;ok dD.$D.k, buyuk bir olas1hkla % 2 ila
5 arasmda oldugu $eklinde. Hukumetle i$i olan herkesin
nufus tezkeresi ibraz etmek zorunda olmas1 herkesin ka-
y1th olmas1m gerektirdi. Cok uzak bolgelerde hata paym1
% 6 ila lO'a c,;ikarabiliriz. 48 Oralarda bile, ordu ic,;in perso-
46 Mektupta, padi~aha sunulan defterin (kay1t) padi~ahm emri ile Nufus ldare-
si tarafmdan haztrland1g1 ve Musluman ve gayrimuslim nufusun (cemaat-i
muhtelife) ve yabancilann say:ilanm i,erdiginden s6z edilmektedir. Bab-1
Ali, Daire'yi Sadarct, Amedi Divan-1 Humayun, 333, BA, Y1ld1z, Perakendc,
llS 3111, say1 215
47 Ticarct ve Nufus Nezareti, Dcvlet-i Aliye-i Osmaniyc'nin 1313 Scncsine Mah-
sus lstatistil1-i Umumiyesi, Istanbul, 1316 (1898) Bu yaym Nufus ldarcsince
verilen bilgiler esas ahnarak lstatistik ldaresi tarafmdan derlenmi~tir
48 1893'de ahnan say1m sonu,lannm ge,crliligi ba~ka guvenilir tahminlerle k1-
yaslanabilir. $ans eseri elimizde Anadolu ve Rumeli'deki bazt 6nemli vilayet-
lerin nufus tahminleri de bulunmakta Ornegin, lngiliz Konsoloslugu Sivas
nufusuyla ilgili sckiz farkh nufus tahminini bir araya getinni~. Tahminler-
den biri Ermeni Patrigi tarafmdan yaymlanm1~, fakat hem Muslumanlarm ve
hem de gayrimuslimlcrin saytlan tamamen yanh~. Diger yedi tahmin ise Si-
vas'taki Ermeni piskoposu, yabancilar ve yerel duruma a~ina Osmanh g6rev-
lileri tarafmdan yap1lm1~ ve 1881 'de Sivas nufusunu 708.550 ila 895.682 ki~i
Osmanl1 Nufus Kay1tlan ve 1881182-1893 Nufus Say1m1

nel ve vergi toplama geregi hukumetin olabildigince dogru


sonw;:lar edinmeye gayret etmesini sagladi. Benin vard1g1m
sonw;:, bu istatistiklerin, ondokuzuncu yuzy1l sonunda Os-
arasmda gosLeriyor Musliimanlar ile H1ristiyanlann oram ise 50 000 <;:erkez ha-
ri<: olmak uzere 3 4-5 01 arasmda gosteriliyor. Bu bilgilere dayandmlarak yapilan
tahminlerle 1893'te clde edilmi~ rakamlar arasmda pek buyiik bir fark yok.
1880'den iLibaren yeni doganlann da dahil edildigi bu say1ma gore Sivas'm top-
]am nufusu 926 671 Bunun 766 558'i Miisliiman ve 160.113'u H1ristiyan. Bu
arada, Ermeni Katolik Patrigi IX Hassoun'un lngiltere'ye gonderdigi bir mektup-
ta Sivas vilayetindeki Katolik Ermenilerin sayilanm 10.000 olarak gostermesi
dikkate deger bir konu. 1893'te yap1\an Osmanh say1mlanna gore Sivas vilayeLin-
de ya~ayan Katolik Ermenilerin say1lan, kadm ve erkeklerin say1lanmn hemen
hemen e~it olmak uzere 3.052 Diger vilayetlerde de a~ag1 yukan aym durum soz
konusu

Sivas Vilayetinin /ngilizler Tarafmdan Dcrlencn Niifus lstatistillieri

H1ristiyan-
Ml1sll1man
ls1atis1iklerin ~>l)'lutt1 l-11ti~tiynnlu1 Oram Miisliimanlar Tupl~m

Ermeni Pa1rigi tara[mdan Majes1elerin


Biiyiikelyisi iyin dcrlcncn rakamlar 62.000 1-l 3 80 000 142000
Sivas E1meni Piskoposu tara[mdan
Yarbay Wilson'a verilenler (1880) 201 245 1-3 4 694437 895 682
Sivas Ermeni Piskoposu carafindan
Tegmen Chermside'a veriknlcr,
Agustos 1880 201 245 1-3 4 694 431 895 676
Abidin Pa>a'mn Yarbay Wilson'a
verdiklcri, Ocak 1880 lstatistikle1
crkek say1s1m iki ka11 arurarak
elde cdilmi<;tir. 143 174 1-4 0 584 604 727 778
Bilinmcycn b1ri tara[mdan Yarbay
Wilson'a vcrilenler, Ocak 1880
lstatistikler erkek say1s1 iki katJ
arnnlarak elde edilini>tir 136.432 l-4 2 578 166 714 598
Hiikiimet tarafmdan Tegmcn
Chcrmside'a verilenler, Agustos 1880
lstatistiklcr erkek say1s1 iki katJ
arunlaiak clde cdilmi>;tir 143 176 1-5 l 729 872 873 048
1878 Sivas almanag1 lstatJstikler
erkek say1s1 iki kat1 arunlarak
elde edilmi>;tir 181.586 1-3 9 711 264 892 850
Baker Pa,,a'ya gore lstat1s1ikler erkek
say1s1 iki kat1 anmlarak elde
edilmi<;tir 140 732 1-4 0 567 818 708 550

Kaynak: Buyiik Britanya, Avatn Kamaras1, Accounts and Papers, cilt 100 (1881), No 6, s
99 Ay111 kaynaklarda Patrik Hassoun'a verdigi Ermeni Katoliklcrinin <;i<;iriltni~ say1lan da
vard1r.

425
Osmanli'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

manh nufusu konusunda ara$ttrma yapanlar i<;;in guvenilir


bir kaynak olu$turdugu yolunda.

Burada, bu ara~urmanrn hazirlanmasmda yard1mlanrn esirgemeyen Hayri Mutlu-


~ag, Eric Bingen ve Hulya Somerwine'a te~ekkurlerimi sunmak istiyorum
f Osmanh lmparatorlugu'nun
Son Donemlerinde
Millet ve Milliyetc;ilik *
~

Ulus olu~umu sureci dunya c.;apmda son yuz elli y1l zarfm-
da vuku bulan en onemli politik-sosyolojik olaylardan bi-
ridir. Ulus olu~umu surecindeki fikir daha c.;ok Bau'mn ve
Bat1'ya smm olan ulkelerin deneyimlerinden ahnm1~t1r.
Yakla~1k be~ yil once, Avrupa'daki bir yaym orgam benden
Osmanh lmparatorlugu'ndaki ulus olu~um sureci konu-
sunda bir makale yazmam1 istedi. Makaleyi iki ay ic.;inde
hazirlamaya soz verdim. Fakat aradan be~ y1l gec.;mesine
kar~m makaleyi henuz teslim etmedim. Bu arada soz ko-
nusu makale buyuk bir kitap haline geldi ve hemen hemen
hazir durumda. Bu c.;ah~ma s1rasmda okudugum c.;ok say1-
daki orijinal Osmanh belgesinden Ortadogu'daki millet
olu~umu ve milliyetc.;iligin kendine ozgu bir yo! izledigini,
once, bolgedeki mevcut sosyopolitik yap1dan, ikinci olarak
kendi kulturunden ve uc.;uncu olarak da yerel kurumlar ile
bunlarm Avrupa'daki kar~1hklan arasmdaki etkile~imden
yola c.;1ktigm1 ogrendim.
James Sasha Uluslararas1 Seminerler Enstitusu A~1h? Konu?mas1'nda
yap1lan gene! bilgi niteligindeki yorumlar. Kudus, 2 Kas1m 1992
Osmanli'da Degi~im, Modem1e$mc ve U1us1a$ma

Burada, Osmanh lmparatorlugu'nda, gunOmOzde bol-


gede ya~ayan uluslann kaderlerini ve ozellikle milliyetc;i
ideolojilerini ~u veya bu ~ekilde ~ekillendiren ondokuzun-
cu ve yirminci yuzy1l geli~melerinin ana hatlanrn anlatmak
istiyorum.
Once baz1 temel bilgiler vermekte yarar var. Yakla~1k
1830'lara kadar tek bir Osmanh ulusu bile mevcut degildi.
ondokuzuncu yuzy1la kadar Osmanh lmparatorlugu, her
birinin kendi kimligi, belli bir koltorel, dini ozerkligi ve
yonetimi olan bir cemaatler toplulugu idi.
Hanrda tutulmas1 gereken ikinci unsur devlettir. Bu-
gun devletten soz edildiginde akhm1za bir bii.tOnO olu~tu­
ran hukii.met, toplum, halk, toprak vs. gibi unsurlar gelir.
Fakat Osmanh Devleti'nde durum boyle degildi. Devlet he-
men hemen tii.mii.yle bir idari organdan ve bekas1 ve i~lev­
lerini sii.rdOrmesi ic;in gerekli sosyoekonomik temeller ney-
se onlardan olu~urdu. Bir ba~ka deyi~le, devlet, cemaatle
dogrudan organik baglan olmayan idari bir elitten olu~ur­
du.
U<;ii.ncO olarak, Osmanh Devleti'ndeki yapilanmamn
temel birimi baskm ~ekilde dini cemaatlerden olu~an bir
cemaatti. Kimlik, devlet mensubu olmaktan <;ok bir cemaa-
te mensup olmakla elde edilirdi. 1860'larda Osmanh vatan-
da~hg1 yasas1 yururlii.ge girinceye kadar bir Osmanh vatan-
da~hg1 kavram1 yoktu.
Etnik ve dil kimlikleri vard1, fakat Muslumanlar ara-
smda dini kimlik baskm durumdaydi. (Bu arada, burada
Mii.slii.man cemaat i<;in sozii. edilen ozelliklerin <;ogu Yahu-
di cemaati i<;in de ge<;erlidir.) Bu bolumde esas itibariyle
Ortadogu'dan, MD.sluman cemaatten soz edecegim. Os-
manh lmparatorlugu'nda, ya~ayanlann buyuk bir k1sm1 H1-
ristiyan Ortodoks olan ve milliyet<;i hareketleri farkh bir
yo! izleyen Balkan kesimine deginmeyecegim. Yani ~u an-
dan itibaren anlatacaklanm esas itibariyle Ortadogu ve

I 428
,. Osmanli lmparatorlugu'nun Son Donemlerinde Millet ve Milliyet(ilih

Musluman cemaatlerle ve benzerlikleri nedeniyle Yahudi


cemaatiyle ilgilidir.
Ortadogu'da ve ozellikle lslam ulkelerinde etnik ve
linguistik kimlikler, baskm durumda olan dini kimlikle
ikinci plana itilmi~tir. Fakat bu cemaatin kendine ozgu bir
milliyetc;;iligi vard1r. Arna dini bir cemaatte milliyetc;;ilikten
soz etmek ozunde c;;eli~kidir. Yine de ondokuzuncu yuzy1l
du~unurlerinin asabiye olarak adlandmlan kolektif bir ce-
maat anlay1~lan vard1r. Asabiye terimi ilk kez lbni Haldun
tarafmdan kullamlm1~tu. Gerilim, asabiyet, co~ku anla-
mmda kullamlm1~t1r. Bir ba~ka deyi~le, Osmanh yazarlan,
mensuplan ortak baglarla baglanmt$ bir cemaatin bir eyle-
me girmesini saglayabilecek duygusal-psikolojik bir ayak-
lanma ya~ayabilecegine inanm1~lard1r. Bu yazarlar asabiye
cinsiya, asabiye milliya ya da asabiye diniye'den (etnik-
a~iretsel, milli veya dini gerilim ve co~ku) soz etmi~lerdir.
Yuzy1hn sonlanna dogru, ulusal co~ku ya da milliyetc;;ilik
anlammda mili asabi'a veya asabi'a mili'den soz etmeye ba~­
lam1~lardu. Bu nedenle, bugun anlad1g1m1z bic;;imde milli-
yetc;;ilikten c;;ok onceleri var olan bir proto-milliyetc;;ilik ve
sosyal seferberlik bic;;iminden soz edilebilir.
Osmanh Devlet'inde modern ulus haline gec;;i~ sureci
ondokuzuncu yuzy1hn ba~lannda bekas1 ve faaliyetleri ac;;1-
smdan daha geni~ bir sosyal tabana ihtiyac1 olan bir devlet
mekanizmas1 olarak ba~lam1~tlr. Bir ba~ka deyi~le, bu ara-
y1~ bir tur demokratla~mamn ba~lang1c1 olarak daha geni~
kapsamh bir sosyal taban aray1~1 olarak kabul edilebilir.
Daha kapsamh sosyal temeller bulmaya kararh olan devlet,
belli olc;;ulerde kar~1hkh anlay1~ yaratmak ve Osmanh halk1
arasmda sosyal bir standartla~ma, butunluk ve homojenlik
saglamaya c;;ah~m1~tu. l~te bu amac;;la devlet, zamanla Os-
manhc1hk olarak bilinen bir politika izlemeye ba~lam1~tu.
Aslmda bu, mevcut cemaatlerin, yani dini cemaatlerin
mensuplanm devletin bireyleri, vatanda~lan haline getir-

1 429
-~

Osmanlr'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

mekti. Gen;ekten de ondokuzuncu yuzy1lm ortalanndan


soma devlet Osmanh topraklannda ya~ayan her bireyin
Osmanh vatanda~1 oldugunu ve gec;;mi~te bireylerin padi~a­
hm tebaas1 olmaktan ba~ka bir ozellikleri olmad1gm1 ilan
etmi~tir. Boylece, o ana kadar kendilerini padi~ahm tebaas 1
olarak gormu~ olan fertlerin aruk devletin vatanda~1 ol-
duklan soylenmi~tir. E~it vatanda~hk ko~ullan yaratmak
ic;;in Muslumanlar ile gayrimuslimler arasmda aynma ne-
den olan bazi onlemler kaldmlm1~ur. Gec;mi~te Mush.i.-
manlara bir ayncahk olarak tamnan mahkemede ~ahitlik
etme hakk1 bir devlet hizmeti olarak kabu.l edilerek H1risti-
yanlara da verilmi~tir. Ondokuzuncu yuzy1hn ortalanna
kadar hukumete hizmetin yalmzca Muslumanlara ozgu ol-
dugunu unutmamak gerekir. Arnk butiin milliyetlere e~it
muamele edilmeye ba~lanm1~t1r.
Eski klasik Osmanh Devleti'nin temellerini olu~turan
ozelliklere kar~1 c;;1kmak anlamma geldiginden bu, c;;ok kap-
samh bir degi~imdi. Buna kar~m, Osmanh vatanda~hg1 te-
mel kimlikleri ve ferdin kultiirel dini baghhklannm d1~m­
da yalmzca yasal bir arac;;ti. Bu, buyuk olc;;ude, Sovyetler'in
herkesi Sovyet vatanda~1 ilan ederek ve bu vatanda~lann
c;;e~itli etnik ve dini gruplara bagh olduklanm unutarak bir
Sovyet insam yaratma c;;abalarma benzemektedir.
Bu taru~ma, en basit olc;ulerde Osmanhc1hgm ba~anh
olup olmad1g1 sorusu sorularak k1salulabilir. Bir olc;;ude ba-
~anh olmu~tur fakat Osmanh hukumetinin planlad1g1 bo-
yutlara ula~amam1~tlr. Muslumanlar arasmda Osmanhc1h-
gm bir tiir lslami kimlik, yani politik bir kimlik olarak go-
rulmeye ba~lanmas1 ac;;1smdan ba~anh oldugu muhakkak-
ur. Bu da tarihsel ko~ullarm bir sonucudur. 1860'larda ve
1870'lerde Ortodoks Huistiyanlann ya~ad1klan Balkan
devletleri bizim ulusal ayaklanma olarak tammlad1g1m1z
baz1 faaliyetlere giri~mi~ler ve zamanla Osmanh Devle-
ti'nden aynlarak geri kalan Osmanh topraklannda Muslu-

1 430
, Osmanli lmparatorlugu'nun Son DiJnemlerinde Millet ve Milliyet.;ilih

rnanlann buyu.k c;ogunlukla hakim durumda olmalanm


5 aglam1$lard1r. Bu nedenle, inane; ve etnik koken ne olursa
olsun herkesi bir arada tutacak ortak bir vatanda$hk yarat-
rnak ic;in hukumetin dini farkhhklan i$e kan$tlrmama c;a-
balanna ragmen Osmanhc1hk ile Muslumanhk birbirine
karI$ffil$ ve tek kavram haline gelmi$tir.
Ku$kusuz, bu surece yeni bir yon verecek olan en
onemli donum noktas1 1877-78 sava$1d1r. Rusya ile yap1-
lan bu sava$ yenilgiyle ve Osmanhlann Balkanlar'daki bu.-
tun topraklanm pratikte kaybetmesiyle sonuc;lanm1$t1r.
Aynca, Osmanh ordusunu ve ekonomik kaynaklanm o
denli yok etmi$tir ki, Ruslar biraz daha ilerlemi$ olsalard1
lstanbul'u ve belki de Anadolu'nun bazi k1s1mlanm alabi-
!irlerdi. Bu, Osmanh tarihinin en feci sava$1dir ve belki de
l 774'te Kuc;uk Kaynarca Antla$mas1 ile sonuc;lanan 1768-
74 sava$1 kadar tahripkar olmu$tur. 1877-78 sava$1 ve Ber-
lin Antla$mas1, Balkan milletlerinin uluslararas1 alanda
ulus-devlet statii.lerinin resmen tanmmasm1 saglaml$ ve
Sirbistan, Romanya ve Karadag bag1ms1zhklanm kazan-
m1$lard1r. Bulgaristan hemen hemen bag1ms1zhga e$it ol-
c;ude bir ozerklik elde etmi$tir. Ulus-devlet ilkesine i$lerlik
kazandirmas1 ac;1smdan Berlin Antla$mas1'mn bneminin
vurgulanmas1 gerekir. Gerc;ekten de bu antla$ma Osmanh
Devleti'nin ilk kez Avrupa anlammda ulus-devlet kavram1-
m uygulamasm1 saglaml$tlr. Bu kavramm etkileri, kuram-
sal olarak her etnik gruba kendi ulus-devletini kurma hak-
k1 verdiginden c;ok kapsamh olmu$tur. Bu yap1hrken yeni
bag1ms1zhgm1 kazanml$ her Balkan milletinin c;ok say1da
azmhk grubundan olu$tugu gerc;egi dikkate ahnmaml$tlr.
Uygulamada, baskm konumdaki etnik gruba kendi ulusal
devletini kurma ve diger etnik gruplan azmhk haline getir-
me hakk1 verilmi$tir. Ancak, Osmanh lmparatorlugu'nda
eski gunlerde butun bu azmhklar cemaat kabul edilmi$ ve
kendi dini, kulturel ozerkliklerini korumu$lard1r. Arnk bu

1431
Osmanh'da Degi~im, Modernlqme ve Vlusla~ma

azmhklar yabanc1 unsurlar olarak gorO!mekte ve c;;ogu du-


rumda asimilasyona tabi tutulmaktayd1. Durum ne olursa
olsun, ulus-devlet ilkesi uygulanmaya ba$lanm1$ ve bu du-
rum Osmanh liderleri arasmda boyok bir tela$a neden ol-
mu$tUr. Zira Osmanh Devleti'nden aynlmay1 gbze alabil-
dikleri anda Araplar ic;in ornek te$kil etmesinden kork-
mu$lard1r. Dogal olarak, Balkanlar'daki Ortodoks uluslar
dinleri.ni dikkate almadan etnik bzelliklerini kullanarak bir
devlet kurabilmi$lerse Araplar veya diger Mus!Oman grup-
lar neden aym $eyi yapmasmlard1? Tehlike giderek daha
kahc1 hale gelmeye ba$lad1 ve Osmanh yenilgisi gene! hale
gelmi$ ve devlet tOmuyle c;okmo~ olsayd1 fiilen bag1ms1z
bir devlet kurmaya <;;ah~an Suriyeli bir grup ba~anh olabi-
lirdi. Yap1lan yeni ara$tirmalar Suriye'deki bu geli~meye
onemli ol<;;Ode t";>Ik tutabilir.
1860'lann ve 1870'lerin sonlannda, Ortadogu'da yuka-
nda anlat1lan geli$melere ilaveten yeni bir kavram, bir ba~­
ka deyi$le bir vatan toprag1 sorunu olu~maya ba$lad1. Hepi-
mizin bildigi gibi Islam dininde millet veya bir ba$ka kim-
lige esas te$kil edecek unsur toprak degildir. Muslumanhk-
ta Allah sevgisiyle <;;eli$ecegi ve Allah'a tam baghhga engel
olacag1 ic;in topraga baghhk gunahnr. Bu nedenle, klasi.k
Mosluman edebiyatmda, ister Farsi, Arap, Urdu, ister Turk
olsun, bir anavatandan veya belli bir toprak parc;;as1yla oz-
de$le~mi$ Musluman bir ulustan soz edilmez (klasik ve
modern $airier c;ogu zaman kendi dogduklan yere duygu-
sal baglanndan soz ederler fakat bu baghhklan dogal bir
baghhkur ve hi<;;bir politik yam yoktur).
Fakat modern anlamda, toprag1 olmayan bir ulustan
sbz edilemez. Modern bir ulus var olabilmek i<;;in topraga
ihtiya<;; duyar. Bir Osmanh ulusu yaratmaya karar veren
Osmanh yonetim kadrosu, anavatan olarak tammlad1klan
bir toprak sevgisi yaratarak, dogal olarak ulusun bir topra-
ga baglanmasm1 saglamak istediler. Bu nedenle, 1870'lerde

432
f Osmanli lmpararorlugu'nun Son Donemlerinde Millet ve Milliyet{ilili

Osmanh edebiyatmda "vatan" fikri i;;lenmeye ba;;landi. M1-


sir'da Tahtavi orneginde oldugu gibi, vatan kavram1m ta-
mmlamaya c;:ah;;an baz1 yazar ve du;;umlrler vard1. Fakat
Osmanh lmparatorlugu'nda vatan kavrammm gen;;ek an-
lamda politik bir bic;:im ic;:inde ;;ekillenmesi ve ifade bulma-
s1 Nam1k Kemal'in iinlii Vatan oyununda olmu;;tur. Bu
oyun giiniimuzde bile Turk milliyetc;:iliginin temel ta;;lann-
dan biri olarak goriilmektedir. Yazar oyununda topraga ya
da vatana baghhk fikrini i;;lemi;;tir; ki Nam1k Kemal'in go-
zunde toprak Osmanh Devleti'nin topraklanydi. Dolay1s1y-
la, Osmanh milletinin toprag1 Osmanh toprag1ydt.
Aynca, h:,;i gereksinim duydugu ya da kendisine boy-
le emredildigi ic;:in bir toprak parc;:asma baglanmas1 soz ko-
nusu olamaz. Bir toprak parc;:asma baghhgm sevilecek ve
ugrunda olunecek kadar olabilmesi ic;:in bazr tarihsel, psi-
kolojik ve kulturel baglann olmas1 gerekir. Bu nedenle,
Namrk Kemal ve onun yolunda gidenler bu tlirden bagh-
hklar yaratmak ve bunlan tarihsel amlar ic;:inde orLaya c;:1-
karmak zorunda kalm1;;lard1r. Bir ba;;ka deyi;;le, bu toprak-
lan ele gec;:irmek ve bu topraklar uzerinde bir otorite kur-
mak ic;:in "kan dokulmesi" geregi i;;lenmi;;tir. Dolay1s1yla,
bir ;;airin ulus ile toprak arasmda baglantilar kurmaya c;:ah-
;;uken kulland1g1 ilk sembol vatam olu;;turmak ic;:in yap1-
lan kahramanhk imaj1ydi. Bu baglamda, Nam1k Kemal, ki-
;;inin dogum yeri oldugu ic;:in sevdigi bir koy ya da ;;ehir-
den farkh, politik anlam ta;;1yan bir "vatan" kavram1 yarat-
n. Ki$inin dogdugu ve buyudugu koy veya $ehir dogal ola-
rak bu vatanm bir parc;:as1yd1; fakat Nam1k Kemal'in vatam
bu dogal vatan kavrammm uzant1s1 olan, ama ondan daha
onde gelen siyasi vatandi. Aynca, politik vatana baghhg1
dogal vatana baghhgm bir uzanns1 olarak degil tiimiiy\e
yeni bir kavram olarak gordii.
l;;te bu a;;amada onemli bir geli$me Osmanh Devle-
ti'nde filizlenmekte olan millet alma ve milliyetc;:ilik kav-

1433
Osmanlt'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

ramlanna yeni bir htz kazand1rd1. Daha i'mce belirttigim gi-


bi 1877-78 sava~1 Osman Ii lmparatorlugu'nun fiziki varhgi
i<;;in c;;ok ciddi bir tehdit olu~turmu~tu ve Berlin Antla~ma 51
ile ortaya c;;1kan ulus-devlet fikri diger Mushimanlar i<;;in de
ornek te~kil edebilirdi. Araplar en buyuk Musluman grubu
olu~turduklanndan, Osmanh lmparatorlugu'nun varhg1n 1
surdurebilmesi ic;;in bunlan lmparatorluk i<;;inde bulundur-
maktan ba~ka c;;aresi yoktu. Bu nedenle, yeni padi~ah II.
Abdulhamid, Araplann Osmanh Devleti'yle tam anlam1yla
biitiinle~melerine yonelik bir politika izledi. Bir yandan
otoriteyi merkezden vilayetlere kadar yaymak ic;;in merke-
ziyetc;;iligi kullamrken, obur yandan lslamiyeti merkez ile
merkez d1~mda kalanlar arasmdaki baglan guc;;lendirmek
i<;;in bir ideoloji olarak kullandi. Bir ba~ka deyi~le, padi~ah,
lslamiyeti birle~tirici bir ideoloji. haline getirmek ic;;in elin-
deki hukumet olanaklanm kullanmaya ba~ladi. Baz1 c;;evre-
ler Abdulhamid'in izledigi bu p~litikayt Pan-lslamizm ola-
rak tammlar, fakat bence bunun dogru tammlamas1 lsla-
mizmdir. lslamizm, ancak uluslararas1 ili~kilerde bir vasna
olarak kullamld1gmda Pan-lslamizm olur ve bir ulus olu-
~umu ac;;1smdan pek fazla onem ta~1maz. Bir ideoloji olarak
lslamiyet esas itibariyle Araplara yoneltilmi;; ve onlann Os-
manh Devleti'ne tam anlam1yla biitunle~meleri amac1yla
kullamlm1~t1r. Bu giri~imin yeni olan yam, Osmanh tari-
hinde ilk kez bir ideolojinin i<;; politik butcmlugu guc;;len-
dirmek ic;;in bilinc;;li ve kararh bir ~ekilde kullamlmas1d1r.
Bir ba~ka deyi~le, lslamiyet Muslumanhg1 yaymaktan ziya-
de politik hedefleri, yani i<;; butiinlugii saglamak ic;;in ara<;;
olarak kullamlm1~t1r. Aym olc;;ude onemli olan bir ba~ka
husus ise, Osmanh Devleti'nin modern ideolojiyi devleti
yeni.den yap1landirmak ic;;in kullanmas1d1r. ldeolojinin dev-
let tarafmdan siyasi amac;;larla kullamlmasmm bnemli bir
yenilik oldugunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. 450
ila 480 y1lhk varhg1 boyunca, Osmanh Devleti'nin bir ulus

I 434
, Osrnanh lrnparatorlugu'nun Son Donernlerinde Miller ve Milliyet{ililz

0 Ju~turmada kullamlacak ne resmi bir ideolojisi ne de du-


~uncesi olmu~tur.
Konunun hemen hissedilen pratik boyutlan olmu~tur.
Bir ideoloji olarak lslamiyet, lslamiyete yakmhklan zate.n
a~ikar olan Araplann ilgisini c.,:ekmi~tir. Zaren Kuran Arap-
c;:ad1r ve Arap kulturu, kabilelerin ya~ad1g1 bolgeler ve lsla-
rniyeti kabul etmi~ ve Arapla~tmlm1~, fakat lslamiyet'ten
onceki kulturlerini korumu~ olan Arap olmayan gruplar
haric.,: olmak uzere lslami kulturden ayirt edilemez durum-
dad1r. Neticede, lslam politikas1 Araplara yonelik olarak
yurutulmu~ ve olaganusru bir ~ekilde ba~anh olmu~tur.
Bu konularla ilgilenen bilim adamlan Osmanhc1hgm
bir hata oldugunu iddia etmektedirler. Ashnda bu, bir ba-
~ans1zhk degildir. Osmanhnhk, Araplan Osmanhlann ka-
natlan altmda 1916 y1lma kadar tutabilmi~tir ve diger
Arap olmayan unsurlar arasmdaki birligin sllrdurulmesin-
de yard1mc1 olmu~tur. Aynca, daha sonra Turk ulusu ola-
rak yeni olu~an ulusla burunle~melerinde yard1mc1 olmu~­
tur. Bu dine dayah ideolojik butunluge kar~1 olan ba~ka
guc.,:ler de vard1r. Yani lslamiyet bir olc.,:ude politik burun-
luk saglam1~, fakat modernle~me ve artan ileti~im sayesin-
de guc.,: kazanmakta olan diger kimlikler ve baghhklan tam
olarak yans1tamam1~ur. Bunlann arasmdan dil en onemli
sorun olmu~tur. Bilindigi gibi dil, milliyetc;:iligin modern
bic.,:imde ortaya c.,:1k1~mda c.,:ok onemh bir rol oynam1~tlr.
Osmanh Devleti'nde resmi yaz1~ma dili Turkc.,:e olmasma
kar~m ulusal bir sembol olarak ya da yonetimin dili olarak
ozel bir deger ta~1mam1~nr. 1860'larda ve 1870'lerde, baz1
liderler, Turkc.,:eyi di! olarak kullanmasmdan anla~ilacag1
gibi devletin Turk oldugunu, fakat milletin Musluman ol-
dugunu one surmeye ba~lam1~lard1r. Gerc.,:ekten de var ol-
dugu gunden beri Osmanh hukumetinin ya da devletinin
Tllrk oldugunu one surmu~lerdir (bolumun ba~mda ta-
mmlad1g1m gibi). Bu nedenle, di!, Osmanh Devleti'ne ulu-

I 435
I
Osmanli'da Degi$im, Modcmlqme ve Ulusla~ma

sal bir kimlik vermek i<;in kriter olarak kullamlm1~t1r. Dev_


letin Turkle~tirilmesi ba~lam1~t1r. Bu nedenle, ondokuzu 11_
cu yuzy1lda etnik kokenleri ne olursa olsun ve lslamiyetj
kabul etmi~ hangi etken etnik gruba dahil olurlarsa olsu 11_
lar Osmanh devlet adamlan Turklukle giderek daha fazta
ozde~le!?meye ba~lam1~lard1r.
$imdi bu konuda tek bir ornek verelim. 1849'da, Rus
ve Avusturya ordulan tarafmdan yenilgiye ugraulm1~ olan
kalabahk bir Macar ve Polonyah devrimci grubu Osmanh
lmparatorlugu'na gelmi~ ve buradan s1gmma talebinde bu-
lunmu~lardu. Rusya ve Avusturya ise bunlann kendilerine
iade edilmelerini istemi~tir. Liderleri bir Macar devrimcisi
olan Louis Kossuth idi. Bunlar geri donmemi~lerdir. Fakat
Rusya ve Avusturya, Osmanh lmparatorlugu'nu sava~ a<;-
makla tehdit etmi~tir. Turkler soruna hemen bir <;bzum
bulmu~lard1r. Devrimciler ge<;ici olarak bile olsa lslamiyeti
kabul ederlerse padi~ahm tebaas1 olacaklar ve Rusya ve
Avusturya'ya geri verilmeyeceklerdir. Boylece, ba~ta subay-
lar olmak uzere baz1lan hemen Muslumanhg1 kabul etmi~­
lerdir. Bu, inand1klan i<;in din degi~tirmeden ziyade ko~ul­
larm zorlad1g1 bir durumdu. Yine de bazilan Musluman
olarak kalm1~lard1r. C::ogu Osmanh lmparatorlugu'nda lider
olmu~lar ve <;ocuklan Osmanh hukumetinde yrtksek mev-
kilerde bulunmu~lard1r. Bazilan ise Turkle~menin sozcule-
ri olmu~lar ve Turkleri savunmu~lard1r (ilk Macarlar Turk
kokunden geldiklerinden bunlann Turklerle kayna~mas1
kolay olmu~tur). Bir duzineden fazla isim arasmdan sizlere
Muslumanhg1 kabul etmi~ bir Polonyah komutan olan ve
sonradan Mahmud Celaleddin Pa~a adm1 alan Constantine
Bozecki'nin adm1 ornek olarak verebilirim. Bugun, Turkle-
rin yuzde doksan dokuzu Celaleddin Pa~a'nm bir Polonya-
h oldugunu bilmezler. Bunun gibi ba~ka ornekler de var-
d1r. Bu din degi~tirenler zamanla yonetimdeki Osmanh eli-
tine dahil olmu~ ve tamamen Turkle~mi~lerdir. Turk<;e ko-

1 436
, Osmanli lmparatorlugu'nun Son Donemlerinde Millet ve Milliyet(ilih

nu;;up Turkc;;e yazm1;;lar ve Turklugun gerc;;ek savunucula-


n haline gelmi;;lerdir. Ornegin, Mahmud Celaleddin Pa;;a,
fski ve Yeni Tiirhler admda Frans1zca bir kitap yazrn1;;ttr
(Turkc;;eden daha iyi Frans1zca yazd1g1 ic;;in). Torunu olan
Naz1m Hikmet bugun en bu.yuk Turk ;;airlerinden biridir.
vevletin Turkle;;tirilmesi, modern egitim, basm ve burok-
rasinin yaygmla;;mas1yla bu.yuk olc;;ude h1zland1. Hukume-
tin giderek daha merkeziyetc;;i bir yap1ya kavu;;mas1yla ida-
ri mekanizmaya dilleri Turkc;;e olan bin;ok yeni insanlar
almd1. Arap topraklannda da aym surec;; soz konusuydu.
lleti;;im olanaklannm artmas1yla Araplar Arapc;;a yaz1lanm
daha yaygm bic;;imde kullamr hale geldiler. 0 s1ralarda ln-
gilizlerin i;;gali altmda bulunan Mlsir yeni Arap edebiyan-
nm merkezi haline geldi ve yeni Arap edebiyatt Kahire'den
Osmanh dunyasmdaki diger Arapr;:a konu;;an kesimlere ya-
yild1. Boylece, hem Osmanh Devleti'nin hukumeti seviye-
sinde ve hem de Arap edebi eliti arasmda dil ar;:1smdan
ulusal bir uyam;; ya;;and1. Sosyal yap1dan yeni kimlikler
olu;;maya ba;;lad1 ve yeni felsefi ak1mlar kendisini hissettir-
di. Butlin Ortadogu'da en azmdan onde gelen baz1 c;;evre-
Jerde dine din olarak baghhk zay1flamaya ba;;lad1. Dini
baghhklarda zay1flama oldu ve baz1lan yeni ortaya r;:1kma-
ya ba;;layan ulusal baghhklar ve kimlikler arasmda yok ol-
du. Turkler ve Turk olmayanlar arasmda dinin kutsalhg1
eski anlamnu kaybetmeye ba;;lad1 ve bunun sonucunda bi-
reylerin baghhklan adma dinle ilgisi olmayan politik kim-
likler dinle rekabete girdiler.
Jon Turkler doneminden sonra kmlma noktas1 gerc;;ek
anlamda ortaya c;;1kt1. Araplar, Abdulhamid tarafmdan ya-
raulan ya da yarat1lmaya c;;ah;;ilan Osmanh-lslami birim-
ulusun bir parc;;as1 olarak kalmaktan ;;ikayetc;;i olmayabilir-
lerdi; zira bu birim, Arap kimhgini ve c;;1karlanm herhangi
bir asimilasyon c;;abas1 olmaks1zm korumay1 ongormektey-
di. Araplann Osmanhc1hga kar;;1 olduklanm du;;unmek
I
I 437
'
Osmanli'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

kesinlikle yanlt~L1r. Gcn;ek olan, kendi nedenleriyle Os-


manlic1hga kar~1 olan ktic,:f1k hir Arap grubun var oldugu
fakat r;:o~unlugun, Araplara yerel ve bolgesel ozerklik veril-
mesi ;;aruyla Osmanlic1hgm surdurulmesindcn yana ol-
duldand1r. Ondokuzuncu yuzy1lm son Ian nda OsmanIi
Devleti'nde ortaya r;:1kan mucadele Osmanh Devleti'ne bag-
hhk konusunda degil, daha c;ok yerel hukumetin kapsann
konusunda olmu;;tur. Osmanh doneminde, zaman ir;:inde
Arap milliyetr;:iliginin belkemigini te;;kil eden bolgeselcihk
konusu, en azmdan k1smen, yeni Osmanh Devleti kavra-
mmm temelini te;;kil eder hale gelen "teritoryal devlet"
kavrammdan kaynaklann11~1.1r. Devlet olmamn birinci ;;ar-
unm 10prak oldugu fikri 1840'lardan sonra Osnrnnli anla-
y1~111a hakim olrnaya ba~larm~nr. Sultan Abch:tlhamid bile
bu fikri uygulamada kabul etmi~Li. Tanzirnat reformculan
birbirinden farkh Osmanh etnik~dini gruplanm ortak va-
tanda;;hk yoluyla bir millet haline getirmek gibi gur;: bir go-
revi benimsemi~lerdir. Zamanla, birey ile toprak arasmdaki
ili~ki teritoryal vatan fikrine ba~lanma hir;:imine donu~­
mO.~tO.r. Fakat Osmanh vatam fikri pek dcrinlere kok sala-
mam 1~ur. Rolgcsel anavatan kavrammm derinlere ki)k sala-
hilmesi ir;in tarih, kultOr ve belli etnik-sosyal grup ya:;;am1-
nm ifade bulmas1 gerekir. To.rklerin anavatanmm, tarih vc
kiiltiirlerinin olu~tugu Anadolu ve Rumeli oldugu kesin-
dir. Suriye, Irak ve M1sir Arap vatamna girmektedir. Teri-
toryal devlet esasma dayah bir Osmanh-lslam ulusunun
eninde sonunda toprag1 m1 yoksa dini mi bncelikli konu
olarak alacag1111 ser;:mesi gerekmekteydi.
Abdolhamid'in Osmanh-Musluman ulusunda bir ba~­
ka ikilem daha sbz konusuydu. Eger bu yap1 buyumeye de-
vam edecek olursa, artan ileti;;im, egitim ve hukumet hiz-
metleri Turkler lehine c;ah;;a}ak Turkle;;me sureci h1zlana-
cagmdan etnik gruplardan baz1lan111n kimliklerini kaybet-
meleri gerekecekti. l 908'den soma politik liderlerden baz1-

I 438
r Osmanli lmparatorlugu'nun Son Dlinemlerinde Millet ve Milliyet(ilih

lan din ve etnik koken esasma dayandmlm1~ ve ulusu ha-


rekete ge<;:irecek etnik bir Turk milliyet<;:iligi fikrini i~leme­
ye ba~lad1lar. 1911 ve 1912 y1llannda dilden kaynaklanan
etniklige dayandmlm1~ milliyet<;:ilik fikri, ozellikle lstan-
bul'da olmak O.zere Osmanh O.st tabakasmda yerle~meye
ba~ladi. Bu elit tabaka mensuplannm <;:ogu etnik kokenle-
ri ne olursa olsun esas ileti~im dili olarak TO.rk<;:eyi be-
nimsemi~lerdi. Aslmda, dil onlann milliyetini belirlemek-
teydi. Araplara kar~1 tepki Turk<;:e kullanan ve kendilerini
TO.rklukle ozde~le~tiren baz1 Osmanh aydmlan yo.zunden
olu~madi. Araplar da aym ~eyi yapnlar. Arap basm1 geli~ti
ve modern Arap edebiyat1 dogmaya ba~ladi. Turkler ile
Araplar arasmdaki anla~mazhgm nedeni <;:ok daha kapsam-
hydi. Jon Turkler hukumeti ele ge<;:irdikten soma devlet
mekanizmas1m ulusu, yani SO'lerde ortaya <;:1km1~ olan ve
bunu izleyen y1llarda Arap ve Osmanh eliti i<;:inde derin
kokler salm1~ olan Musluman-Osmanh ulusunu Turkle~­
tirmek i<;:in kullanmaya ba~lad1lar. Boylece olaganusto. gO.<;:
bir ikilem ortaya pkll. Devlet Turktu ve aym Turk devleti
as1rlarca lslamiyeti korumak i<;:m kullamlm1~tl ve
1860'lardan soma Osmanhc1hk ve lslamc1hk yoluyla Mus-
luman bir ulus yaranlmaya <;:ah~1lm1~ti. Jon Turk hukume-
ti uzun zamandan beri suregelen bu politikay1 tersine <;:e-
virmi~ ve dili asimilasyon arac1 olarak kullanmak suretiyle
bu Osmanh-Musluman ulusunu Turkle~tirmek i<;:in devlet
gucunden yararlanmaya karar vermi~ti. Bu nedenle, i~te bu
noktada yani 1911-14 doneminde bir dizi Arap ulusal or-
gutu olu~tu. Bu tarihten once birka<;: tane mevcuttu, fakat
bunlar Arap milliyet<;:i politikalan izlememi~ler ve bolo.cu
fikirler ifade etmemi~lerdi. Ger<;:ekte, 1911 'den soma yay-
gmla~an Arap milliyet<;:i orgutleri hakiki milliyet<;:i orgutler
degildi. C:ogunun kokleri Suriye ve Irak'ta padi~ahm sulta-
sm1 protesto etmek amac1yla kurulmu~ eski muhalif siyasi
gruplara uzanmaktaydi. Burada, Abdulhamid'in istibdat
439
Osmanl1'da Degi~im, Modemle~mc ve Ulusla~ma

yonetimini, Muslumanlan birle;;tirmek ve Osmanh Devle-


ti'nin bekasm1 korumak amacma yonelik lslamc1 politika-
sm1 uygulamak amac1yla olu;;turdugunu belirtmek gerekir.
Padi;;ahm istibdat yonetimi ve 1876 Anayasas1'nm uygula-
madan kaldmlmas1, dinleri ne olursa olsun butun aydmlar
arasmda infial uyandmm;;ttr. Htristiyanlar ve Yahudiler pa-
di;;ahm uygulamakta oldugu istibdat yonetimine ve dikta-
torluge kar;;1 <;1kmak i<;in bir araya gelmi;;lerdi. Osmanh
Devleti i<;inde ve d1$rnda olu;;mu;; olan padi;;aha muhalefet
muhalif politik gruplar halinde ;;ekillendi. Bunlar milliyet-
<;i ya da milli gruplar degildi, tlimuyle politik muhalif
gruplardt. Fakat l 9ll'den sonra Arap<;a konu$an vilayet-
lerdeki bu muhalif politik gruplar Arap milliyet<;i gruplan
haline geldi. Bu muhalif politik gruplar Jon Turklerin
Turkle;;tirme politikalarma kar;;1 <;1kt1 ve Arap milliyet<;ili-
ginin onculeri haline geldi.
Bu sunumdan en az iki sonu<; <;1kanlabilir. Osmanh
Devleti'nin dag1lmasmdan sonra Araplar bir dizi teritoryal
devlet haline gelen mandalara aynlm1;;t1r. Her teritoryal
devlet kendisine bagh olanlar arasmda bir baghhk ve sada-
kat bag1 olu$turmu$ ve kendisine ozgu bir ulus yaratm1;;tir.
Baz1 bolgeler lslamiyet oncesi donemlerin amlanm koru-
mu;; olmakla birlikte, herkesin bildigi gibi, ba$lang1<;ta bir
Ordun, Suriye veya Irak ulusu mevcut degildi. Yine de lsla-
miyet oncesi donernlere ait bu amlann bir Urdun devleti,
lrak devleti ve Suriye devleli yaratacak kadar gu<;lu olduk-
larma inamyorum. Manda doneminde olu;;turulmu;; olan
devlet mekanizmas1, mandadan sonraki donemde huku-
met halini alm1;; ve gucunu ad1 Arap<;a olan ve evrensel
Arap milletinin, yani Arap ulusunun bir par<;as1 oldugunu
iddia eden teritoryal bir devlet kurmak i<;in kullanm1;;nr.
Belli bir teritoryal devlete ve lslami yonelimli Arap ulusuna
baghhk arasmdaki <;1kmaz en iyi ;;ekilde Abdulnasir'm
Arap<;1hgmda ifade bulmu;;tur. Bu, uygulamasmda M1sir

440
Osmanl1 lmparatot!ugu'nun Son Dlinemlcrindc Millet ve Milliyel(ilili

devletine bagh olan evrensel Arap lslamiyetidir. Ba?anh


0 \abilseydi Nas1r'm Arap<;1hg1 bir M1sir lmparatorlugu ya-
ratabilirdi. Topraga tarihsel baghhktan ve manda sonras1
donemdeki devlet kavrammdan kaynaklanan bolgesel mil-
\iyet<;ilik, bzellikle Suriye ve lrak'taki laik milliyet<;ilik ol-
mak uzere diger Arap milliyet<;iligi bi<;imlerinde ifade bul-
mu?tur. Laik milliyet<;ilik ise Baas Partisi'nin felsefesinde
ifade bulmu?tur. Baas'm milliyet felsefesi lslamiyet ozellik-
leri ta?tmakla birlikte daha <;ok etnik, bolgesel ve laiktir.
Baas inancmda Muslumanhk Arap milliyet<;iliginin bir un-
surudur. 1950'den sonraki Turk milliyet<;iligi i<;in de aym
?CY ge<;erlidir.
Bugun Arap dunyasmda devlet ve dinin birbiriyle bz-
de?ie?tigi ve hanedanm aynlmaz bir unsuru oldugu ve bu
nedenle Hamid dbneminde hukum suren duruma benzer-
lik gosteren tek ulke Suudi Arabistan'd1r. Arap dunyasmm
geri kalan k1smmda yerel-bolgesel etnik milliyet<;iligin
devlet kimligine burunmil? oldugu ve devlet tarafmdan
-<;ogu brnekte Arap milliyet<;iligi kisvesi altmda- yurutill-
dugu sbylenebilir. Milliyet<;iligin yukseli?inde devletin ya
da idari organm gucune ne denli bnem verdigim bilinmeli-
dir. Gunumuzde milliyet<;ilik ara?tlrmac1lan ulusun temel-
de devletin yaramg1 bir kavram oldugunu ve <;e?itli etnik-
tarihsel gu<;leri birbirine baglayabilen ve kokleri parlak bir
ge<;mi?e uzanan (byle bir ge<;mi? ki ulusal bir efsane olarak
bile yorumlanabilir) bir kavram oldugunun bilincinde ol-
mahd1rlar. Bu yolla yaranlan tarihsel ulus, ancak devlet
destegi alabilirse modern bir ulus haline gelebilir. Burada,
kendi toprak bag1ms1zhg1 olan bir devletten sbz ediyorum;
bir devletin varhg1 ya da destegi olmadan var olamayacak,
fakat bir ulusun birle?tirici unsurlan olan dini, etnik, sos-
yal vs. gibi kimliklerden soz etmiyorum.
Cumhuriyet baglammda Turklere gelince iki olas1hk-
tan s6z edilebilir: Birincisi, etniklik ve dile dayah bir milli-

441
Osmanli'da Degi$im, Modemle$me ve Uluslasma

yetc,;ilik ve ikincisi dine ve kulture dayah bir milliyet<;ilik.


,
l 930'lann ba$lannda Mustafa Kemal Ataturk'un, Turklerin
esas kulrurleri olarak kabul edilen temele dayandmlm1$ bir
etnik-linguistik milliyetc;:iligi sec,;mi$ oldugu ac,;1kt1r. Bu se-
c;im ve kararda Rusya'dan gelen Turklerin, ozellikle Yusuf
Akc;ura'mn (bunlan kismen buyum0$ oldugu Rusya'dan
k1smen de Paris'teki ya$anns1 s1rasmda edinmi$tir) devlet-
c,;ilige-milletc;ilige laik unsurlan getirmekte ve bunlan Turk
milliyetc;ilik dii$0ncesi haline donO$tD.rmekte c,;ok buyuk
etkileri olmu$tur. Yusuf Akc,;ura, ondokuzuncu yuzy1hn
sonlannda Avrupa'daki baz1 c,;evrelerde hakim olan irade
gucunun ve gor0$ ac;1smm bir ulusu yaratt1g1 fikrini a<;rkc;a
savunmu$ ve bu fikir Atatiirk tarafmdan da benimsenmi$-
tir. AtatD.rk'un olumunden ve ozellikle 1950'lerden soma
Turkiye dar, kau etno-linguistik milliyetc,;ilikten yava$ ya-
va$ uzakla$ID1$ ve ic;inde tarih ve dine belli bir rol verilmi$
olan kultD.rel milliyetc,;iligi benimsemeye ba$lamI$tIL Bu,
Muslumanhga, eski dini milliyetc,;ilik anlay1$1yla ilgisi olma-
yan bir donu$tilr. Burada dini hakim politik guc,; haline ge-
tirme c,;abas1 soz konusu degildir. Daha c;ok, dini bir ulusun
politik kulLOri.inu tamamlay1c1 bir unsur olarak, mancvi bir
gm; kaynagr olarak kullanma du:;;i.inccsi<lir. Bir ba$ka dcyi$-
le, lslamiyet adrna dinin dokunulmazl1guu azaltmak ve din-
lc ilgisi olmaya11 ulusal kulti:1rle kayna$masm1 saglamakttr.
Burada, tarihsel ve kavramsal ba~lamda, k1saca Turki-
ye'de ve baz1 Arap ulkelerinde geli$en Osmanh milliyetc,;ili-
ginin tarihini vermeye c,;ah$t!m. Arap milliyetc;iliginin ozel-
liklerine, yani M1sir, Suriye vs. gibi ulkelerdeki tarihsel ve
holgesel yans1malanna girrnedim. Yapm1!? oldugum ara$llr-
rnalara dayanarak, Ortadop,u'da devlet ile millet arasmda
ozgun bir ili$ld olduguna, devlctin ulusun kimligini belir-
lemedc 6nemli rol oynad1gma, Araplann ve TO.rklcrin mil-
liyetc,;iligine kendi damgasm1 vurduguna inanmaktay1m.

I 442
,
Osmanh lmparatorlugu'nda
Sosyal Yap1 ve Modernle$me
~

Bu bolumde C. Black'in rnodernle$meyle ilgili dart varsay1-


~mi -k.UTi3.fi~c.ag1m. Osmanh Devleti'nin ondokuzuncu
yuzy1lda modernle$menin ba~lamasmdan once ve soma
geli$tirmi$ oldugu baz1 gu<;ler oldugu goru~une tiimuyle
kat1larak soze ba$lamak istiyorurn. Fakat bu kapasitelerini
once politik eng.-~Her, ikinci olarak da 0stemin bilimsel ve;
teknolojik geli$meleri ozurnsemesini engelleyen i<; sosyal
ve politik gu<;ler ncdc11iyle ~ILli_s.t noktaya kadar geli~tir­
meyi ba$aramam1$tlr.
Black'in toplumun geli$me olanaklanndan yararlanma
kapasitesiyle ilgili varsay1mlanna cevab1m yetkin bir nok-
tadan olacakur. Dini 1 Musluman kururnlann unsurlan da
dahil olmak uzere profesyonellerin, tiiccarlann, sa-
natkarlann ve tanm sektorunun, bilginin geli$mesinden
kaynaklanan geli~me olanaklanndan yararlanma olas1hg1
vardi. Bilgi konusundaki yakla$1mlan pragmatik ve uygu-

) 443
Osma11l1'da Dcgi~im, Modcmle~mc ve Ulusla~ma

lama ag1rhkhyd1 (Erzurum'dan Muslumanlann gonderdik-


leri me~@lliiurna,-bakm1z). Toplumun temel dini, kultu-
rel ve sosyal ilkelerini sorgulamadan ve toplumun kimligi
a<;1smdan, d1$ gu<;lerden biri tarafmdan y1k1c1 anlamda ve
hakimiyet tesis etmek i<;in kullamlabilecek bir tehdit olu$-
turacak bir durum yaratmadan bilgi sahibi olmay1 istediler.
C:eli$kili gorunmekle birlikte, ger<;ek geli$meyi engelleyen
grup ashnda reform ve geli$me11iTLuzun.~suif.amDqf ha-
bercilig"ini yapanlann bizzat kendileriydi. Yani dogrudan
hukometle baglantih kesim olan-ayd.iu.l;;ir ve b!irokr.asiydi.
Kuramsal olarak, burokratik elit bilimin uygulanmasm1 ve
bilginin geli$tirilmesini desteklerken bilginin politik yans1-
malarma kesinlikle kar$1 hareket etti ve ellerindeki huku-
met yetkilerini bilginin toplumun her kesimine yay1lmas1-
m saglamak ve hukumet orgamnm Oretim surecinin dog-
rudan i<;inde olan gruplann pratik gereksinimlerine uygun
olarak i$lemek Ozere yeniden yapilanmas1 i<;in kullanmak
istemediler. Zamanla, dev_l~t~_i gr~n;iJar_Osmanhlann klasik
hokomet ve toplum anlay1$lanm kendi totaliter gor0$leri-
ne uyacak $ekilde <;arp1tt1 lar ve once liberalizmi, soma da
laikligi kullanarak toplum ic;inde elit tabakamn konumunu
guc;lendirmeye c;ah$tilar.
Yukanda anlanlanlar biraz $Cmatik g6r0$lerdir. Gide-
rek buyuyen aydmlar ve burokratlar smrfi ic;inde, yetkiyi
ellerinde bulunduranlann savunduklanndan farkh gor0$-
leri savunan ve geli$tiren diger baz1 gruplann oldugu bir
ger<;ektir. Zamanla, Jon Turkler'in iktidara gelmeleri ile
hokomet yetkisini ellerinde bulundurmanm yegane onem-
li mazereti olarak @i_kwJve J:l.OZitif d0$0nce (bilim yerine
kullamlmaktayd1) ile harmanlamm$ milliyetc;ilik kullaml-
m1$tlr. Cumhuriyet'te ise bu, tumuyle devlet ideolojisi hali-
ne geldigi ve diger boron g6r0$lerin y1k1c1 ve gerici gorul-
dugo bir noktaya gelmi$tir. Cumhuriyet'in ilk yirmi y1hn-
da patlama noktasma varan bir gerginlik ve hic;bir geli$me

444
r Osmanlr lmparatorlugu'nda Sosyal Yapr ve Modcrnlqmc

kaydedilmemesi iizerine, kendi bekasm1 saglamaktan ba?-


ka bir istegi olmayan yonetimdeki elit, 1945-46 y1lmda de-
mokrasiyi benimsemek zorunda kalm1?tlr. Yonetimdeki
elit bu demokrasiyi kendi istekleri dogrultusunda yonet-
meyi ve kontrol etmeyi limit etmi?, fakat demokrasiyle do-
lu dizgin hale gelen toplumun biiyiik giiciinii kontrol al-
tmda tutamam1?t1r. Bugiinkii demokrasi 1945-46 y1hnda
benimsenen modelden belirgin bic;,:imde farkhd1r. Giinii-
miizde, kontrol altmdaki demokraside amac;,:, ekonomik
geli?meyi saglamak (bu strateji biraz bulamksa da) ve ge-
ni? bir halk destegidir (1975-80 donemindeki a?m ozgiir-
liiklere gec;,:ici bir tepki olarak).
~lack'in one ~"Qrd_Qg(Ldor.du.ncii husus, yani miras kal-
m1? degerlerve-kurumlar ile modern gereksinimlerin bir-
le?tirilmesini ve modern toplumlardan sec;,:erek ornekler al-
may1 ongoren c;e?itli politikalann izlenmesi ~882-1900_d6-
neminde II. Abdiilhamid tarafmdan ve 1946-82 donemin-
deki modern liderler tarafmdan c;,:ok ba?anh bir ?ekilde uy-
gulanm1?llr. Tanzimat doneminde ve Cumhuriyet'in ilk
giinlerinde bu yonde c;,:abalar harcanm1wr, fakaL Cumhuri-
yet doneminde ag1rhk daha c;,:ok Bau'dan ornek almaya, Ba-
t1'y1 taklit etmeye verilmi?tir.
Bundan sonraki boliimlerde, beni Osmanh Devleti'nin
modernle?tirilmesiyle ilgili sayg1 gormii? eski gorii?leri ka-
t1 bir bic;,:imde sorgulamaya iten nedenleri ele alacag1m.
Ozellikle ondokuzuncu yuzy1ldaki Osmanh modern-
le?mesi ve geli?mesinin temel ekonomik, sosyal ve bunu
izleyen politik degi?im siirecinin geni? kavramsal c;,:erc;,:evesi
ic;;inde---a!i~Q._11~lme~Lgcrektigi inancmday1m. Onsekizinci
yuzyilm sonlanndan itibaren giderek daha belirgin hale
gelen c;e?itli tarihsel, cografi ve kiiltiirel etmenlerin ta en
ba?mdan itibaren Osmanh Devleti'ni teritoryal bir devlet
haline gelmeye zorlad1g1 kamsmday1m. Teritoryal devlet
fikri "ulusal" boyutlarda ondokuzuncu yuzy1lda geli?meye

1445
Osmanli'da Degisim, Modemlqme ve Ulusla~ma

ba~lam1~ ve idari alanda yap1lan reformlar bu goru~lerin


hem dogal geli~imi ve hem de dogal sonucu olmu~tur. Bu
"ulusal" boyut once geleneksel dini kimligin topraga da-
yandmlm1~ modern Osmanh kimligine (ya da H1ristiyan-
larda oldugu gibi etnik kimlik) donu~mesiyle kulture[
ozellikler kazanmaya ba~lam1~ ve ondokuzuncu yuzy1lda
once linguistik (Turkc,;e) ozellikler ic,;eren ve daha soma da
Cumhuriyet haline gelen yeni devlet kavram1 etnik ozellik-
ler ta~1maya ba~lam1~tlr (yan-1rksal). Boylece, ondokuzun-
cu yuzyilda Osmanh Devleti bir ulus olu~umu safhasma
girmi~tir (c,;e~itli ulus-devletler halinde dag1lmas1 bu sure-
cin bir bolumudur). Yirminci yuzyilda Bat1'dan alman baz1
duzeltmelerin eklenmesine ragmen bu Bat1'dan kopya c,;eki-
len bir geli~me degildi, fakat dahilde ve zamanla bir eylem
ve kar~1hkh etkile~im diyalektigi dogrultusunda geli~ti. Av-
rupa devletlerinin 1878'deki Berlin Antla~mas1 ile bu ulus
olu~um surecine bir Avrupa havas1 katm1~ olmalanna kar-
~m kendi ozgun evrim surecinden saptiramam1~ olduklan
bir gerc,;ektir. Bilgi ve kalkmma surecinin, yani modernle~­
menin benimsenmesi daha kapsamh bir ulusal sorun ola-
rak ele ahnmahd1r.
Dahili guc,;ler Osmanh Devleti'nde ulus olu~umu sure-
cinin bir parc,;as1 olarak modernle~me surecinin ba~lama­
smda etkili olduklan ic,;in bu guc,;leri yakmdan incelemek
gerekir. Bilim adamlanmn buyuk bir bolumu modernle~­
mede rol oynayan guc,;lerin hukumet ve hukumeti elinde
bulunduran kuc,;uk bir aydmlar grubu oldugunu varsayar-
lar. Bu goru~ burunlukten yoksun ve tek yanhdu. Elit taba-
kalar degi~im surecinin nedeninden c,;ok sonucudur fakat
daha soma bu surec,;te rol oynamalan kac,;m1lmaz hale gel-
mi~tir. Ondokuzuncu yuzy1lda degi~im ve kalkmma sureci
c,;ok geni~ ve c,;ok kapsamhd1r ve bu denli karma~1k bir su-
red ba~latma sorumlulugunu vasat birkac,; Osmanh burok-
ratmm zekasma ve iradesine yuklemek yuzeysel ve c,;ok ye-

I 446
Osmanli lmparatorlugu'nda Sosyal Yapr ve Modemle~me

tersiz kahr. Kammca, Osmanh modernle$me surecinin


iprn;;lan c,;ok daha kapsamh bir sosyal degi$im slirecinde
aranmahd1r. Bu surec,;, eski sosyal yap1lanma c,;ekirdegini ve
onun deger sistemini zay1flatm1$, yok etmi$, eski ile yeni-
nin iyi bir kan$lIDl saglanarak toplumun kimlikleri ve bag-
hhklannm buna uygun olarak $ekillendigi daha geni$ bi-
rimlerden olu$acak yeni bir yapllanma saglanmt$tU. Bu go-
rtl$ K. Deutsch'un milliyetc,;ilik kurammm temelini te$kil
eder ve Osmanhlann durumuna da uyarlanabilir (fakat
onemli olc,;ude degi$tirilerek ve uyarlanarak).
Bilgi edinme ve kalkmmay1 ic,;ine alan ulus olu$ma su-
reci yukanda bzetlendigi $ekilde sosyal yap1lanmada koklu
degi$iklikleri de beraberinde getirir. Bu nedenle, hukume-
tin mudahalesi yalmzca modernle$me unsuru olarak goru-
lup kuc,;umsenecek olursa (ya da hukumetin mudahalesine
daha gerc,;ekc,;i bir rol vermek gerekirse), Osmanh Devle-
ti'nin modernle$mesinin diger etmenlerin sonucu oldugu-
nu kamtlamak gerekir. Osmanh lmparatorlugu'nda ondo-
kuzuncu yuzytlda ya$anan kitlesel yap1sal degi$imin, yap1-
sal degi$iklik surecini tetikleyen ana etmen olduguna ina-
myorum. Bizler, toplumun degi$imini ve yeniden yap1lan-
masm1 hemen tumuyle Bati'nm endustriyel deneyimi
t$1gmda gorme egilimindeyiz. Osmanh lmparatorlugu bir
sanayi devrimi ya$amad1gma ve ticari devrimi esas itibariy-
le Huistiyan tliccar kesimiyle smuh olduguna gore, Os-
manh sosyal yap1smm hie,; degi$medigine ya da c,;ok az bir
degi$ime ugrad1gma inanmak gerekir.
Demografik degi$ikliklerin ozellikle azgeli$mi$ devlet-
lerde kutlesel, haua tumuyle belli bir sosyal yapmm onune
gec,;ebilecek olc,;ude temel ve kapsamh olabilecegini iddia
ediyorum. Aynca, nufus hareketleri bir bolgenin, hatta bir
ulkenin Wmuyle etnik, dini, linguistik ve ulusal terkibini
degi$tirebileceginden demografik degi$ikliklerin kapsam1
geni$ ve c,;e$itli olabilir. Say1sal ac,;1dan olu$acak demografik

I 441
Osmanli'da Degi~im, Modemle~me ve Vlusla~ma

deg;i~iklikler politik sistemin sosyal ve kulrurel 6zellikleri-


ni etkileyecek niteliksel etkiler olu~turmaya yatkmd1r. Ay-
nca, eger bu yap1sal ve niteliksel degi~ikliklere meslekseJ
degi~iklikler de eklenirse nufus hareketlerinden kaynakla-
nan degi~im bir olc;,:ude endustriyel devrimin yaramg1 degi-
~ikliklere benzer degi~ikliklerle sonw;:lanabilir. Ku~kusuz
endL'lstriyel ve dernografik devrimlerin yol ac;,:t1g1 yap1sal
degi~iklik tiplerinde c;,:e~itli farkhhklar vard1r. Nufus hare-
ketlerinin yol ac;,:ug1 degi~ikliklerde kultD.rel, tarihsel ve di-
ni devamhhktan s6z etmek olas1dir ve bunlan biraz tutu-
cu, hatta gerici hareketlerin kaynag1 olarak gosterrne egi-
li.mindedir. Aslmda, baz1 halk hareketlerinin besledigi tu-
LUculuk bir oz savunrna ve kimligini koruma rnekanizma-
s1dir (kimligin 6zunden ziyade sembollerini koruma).
Osmanh Devleti, 6zellikle Balkanlar, Anadolu ve bu-
gunku Irak, Suriye, Ordun ve lsrail'in kuzey k1s1mlan on-
dokuzuncu ve yirminci yuzy1llarda kapsamh demografik
degi~ikliklere ugram1~t1r. Ozellikle ondokuzuncu yuzy1lm
ikinci yansmda bu demografik degi~iklikleri baz1 bolgeler-
de olaganustu onernli sosyal sonuc;,:lar doguran bir tanmsal
degi~im izlemi~tir. Gerc;,:ekten de nufus hareketleri ile tanm
sektorunun geli~mesi arasmda yakm bir baglann vard1r.
Aslmda, ekonominin tanmsal sektorlerinde geli~meler ol-
mad1g1 takdirde nufus hareketlerinin etkileri biraz sm1rh
kahr. Burada kapitalist sistemin tanma s1zmasmm nufus
hareketlerinin etkilerini ciddi ~ekilde arnrd1g1m vurgula-
mam gerekir. Osmanh tanm1 zaten kapitalist oldugu ic;,:in,
terimin para ve piyasa ekonomisi ag1rhkh, talebe duyarh ve
daha fazla uretim yoluyla kar kayg1s1 ifade eden anlam1yla
"kapitalist" sozcugunu kullamrken biraz tereddut ettim;
bir rur sosyalist uretim sistemi olarak tammlanan timar sis-
teminin, aslmda sistemi belirleyen devletc;,:i bir kurum ol-
maktan ziyade ekonominin parc;,:alarmdan biri oldugunu
belirtmek gerekiyor. Timan savunanlar Osmanh burokra-

1448
Osma11l1 lmparatorlugu'nda Sosyal Yap1 vc Modernle~me

sisindeki devlet<;:i egilimleri.n tlmar esas i?levini kaybettik-


ten ve eski say1smm c;:ok altma du?tilkten sonra geli?tigi te-
mel gerc;:egini goz ard1 etmektedirler.
Ondokuzuncu yuzyilda Osmanh tanmmda degi?iklik-
lerin ve nufus hareketlerinin arazi tahsis sistemindeki ya-
?amsal degi?iklikle birlikte olu?tugunu belirtmem gerekir.
Balkanlar'da ve Anadolu'da (Suriye de dahil olmak uzere)
yerle?en goc;:menlere ve multecilere mal sahibi c;:iftc;:ilerin
sayilanm artlracak bic;:imde toprak hakk1 verilmi?tir. 1858
Arazi Kanunu, ozellikle 1867'de olmak uzere, miri arazile-
rinin kiracmm akrabalanna gec;:irilebilmesini buyuk olc;:u-
de serbest b1rakacak ?ekilde tadil edilmi?tir. Boylece, ta-
nmda teknik yenilikleri, pratik bilgileri ve bu tur bilgiler
edinmelerini saglayacak yol gostermeleri kabul etmeye yat-
km geni? bir insan kitlesi -ashnda nufusun buyuk bir c;:o-
gunlugunu olu?turan- olu?mU?tur. Gerc;:ekte ise, yonetim-
deki devletc;:i tabaka, bu insanlara bu tUr pratik bilgiler ver-
mek yerine, devletin yap1sal geli?mesi ve pratik gereksi-
nimleriyle pek uyumlu olmayan kurumlan ve uygulamala-
n dayatm1?lardu. Osmanh burokrasisindeki temel egilim
tanmsal fazlahklan kendi amac;:lan ic;:in kullanmaktan ya-
nad1r. Sonuc;: olarak, ondokuzuncu yuzy1lda temel durtu
devlet gelirlerinin artmlmas1 ic;:in yollar ve arac;:lar bulmak
olmu?tUr. 1850'lerde bir milyon kuru?un altmda olan dev-
let gelirlerinin 1894'te iki milyonun us tune c;:1kmas1 ve ]On
Turkler doneminde uc;: milyona ula?mas1 bunda ba?anh ol-
duklanm gostermektedir. Ondokuzuncu yuzy1lm ikinci
yansmda tanm sektbrundeki en onemli sorun ula?1mm ye-
tersiz olu?uydu. Bu, dogal olarak uretimi. ve uretici.nin
bundan elde edecegi. paray1 azalt1yordu.
Bundan sonraki. sayfalarda yukanda soz etti.gi.m goz-
lemleri.mi. kamtlamaya c;:ah?acag1m. Bi.rinci.si, nufus hareke-
ti. a?ag1daki. alanlarda geli?meleri ic;:ermekteydi.:

449
Osmanli'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

a) Verimlilih Oranlan
Osmanh nufusunun Musluman kesiminin ondokuzuncu
yuzy1lm ilk kirk ytlhk doneminde, diger nedenlerin yani
s1ra II. Mahmud'un <;;ok kotU ekonomik ve askeri politika-
lan yuzunden h1zla azalmaya devam ettigi bilinen bir ger-
<;;ektir. lzledigi politika Musluman halkm ekonomik ve in-
san kaynaklanm yok alma noktasma kadar somurmeye da-
yandmlmt?tL Bu donemde Hiristiyan nufus artu. lnceleme
olanag1 buldugum Osmanh nufus kaynlanna (dogum ve
olumler) gore, 1849'da ornegin Birgi ve Timurhisar'da
Musluman olmayan nufustaki artt? oram ortalama °lo
2.3'tu. 1835-45 doneminde Terme ve Ak<;;ay'da Musluman
dogum ve olum oranlan incelendiginde, 1843'e kadar °lo
26'hk duzenli bir azalma oldugu, soma oramn artmaya
ba~lad1g1 gorulur (Ak<;;ay'm toplam nufusu 1950 civann-
dayken Terme'de yakla?tk 1480 ki~i ya?amaktayd1). Yuzy1-
lm ortalanndan soma nufustaki dogal artl? duzenli olarak
% 1 olmu~ ve Muslumanlann say1smdaki art1~ oram H1ris-
tiyanlardan fazla olmu?tur. 1829 Edirne Antla?mas1'm izle-
yen ban? orlam1, salgm hastahklann kontrol altma ahnma-
s1 ve daha iyi beslenme ko~ullan, en azmdan yazann ince-
ledigi bolgelerde Muslumanlar arasmdaki dogum oranlan-
nm artmasma yard1mn olan etmenler arasmdad1r. (Ondo-
kuzuncu yuzy1l i<;;in bilinen 21.000 kaytttan yalmzca bir
veya ikisi mevcuttur.)

b) Goi;;ler
Nufus degi?ikliginde en onemli etmen budur. Ba?hca go<;;-
ler ~oyledir:

Yer Yakla?tk toplam

1853-65 Kmm ve Kuban 560.000


1862-63 Kafkaslar 1.750.000

450
, Osmanli lmparatorlugu'nda Sosyal Yap1 ve Modemlqme

1877-80 Balkanlar 1.100.000


1880-1900 Butun bolgeler 800.000
(Girit dahil)
TOPLAM 3.210.000

Osmanl\ hukumetinin resmen kabul ettigi rakamlara gore,


1877/78-1896/97 doneminde, yani sekiz y1lhk bir surede,
ulkeye toplam 1.015.000 goc;:men girmi~tir. Burada huku-
metin yalmzca gemiyle gelip kaydedilenlerin listesini ver-
digini ve kara sm1rlanndan kendi ba~larma gec;:enlerin bu-
na dahil olmad1g1m dikkate almak gerekir. 1877-78 sava-
~mda bir milyondan fazla ki~i Tuna vilayetinden (bugunku
Bulgaristan) Anadolu'ya ve lstanbul'a gelmi~ ve nufus ha-
reketi ic;: hareket olarak kabul edildiginden kayitlara gec;:i-
rilmemi~tir.

c) A?iretlerin yerle?ih hale gec,:mesi


Anadolu, Suriye, lrak ve hatta Arap yanmadasmda kabile-
leri yerle~ik duzene sokmak ic;:in buyuk gayret gosterilmi~­
tir. Bu c;:abalar sonucunda, yakla~1k iki milyon goc;:men yer-
le~ik duzene gec;:mi~, hayvanc1hkla ugra~an gruplar veya
toprakla ugra~an c;:iftc;:iler ha line gelmi~ ve yeni piyasa eko-
nomisiyle kayna~m1~tir
Bu kitlesel goc;: hareketi (H1ristiyanlar ve Muslumanla-
rm bir k1sm1 Amerika'ya ve Hiristiyanlann bir k1sm1 Rus-
ya'ya gitmi~tir ve bunlann saytlan s1ras1yla yakla~1k
800.000 ve 200.000'dir) h1zh bir nufus arti~ma yol ac;:m1~­
tlr. 1830'da yaptlan tamamlanmam1~ nUfus say1mma gore
Rumeli ve Anadolu'daki toplam erkek nufusu 3.641.000'
di. Say1m d1~mda kalan vilayetler ve say1mdaki aksakhklar
dikkate ahnarak yap1lan tahminlere gore Osmanh ana ka-
rasmdaki erkeklerin say1s1 toplam olarak ancak 5 ya da 6
milyondu ve toplam nufus 12 milyon civanndaydi. Fakat
I 4s1
Osmanlr'da Degi$im, Modernlqme ve Ulusla$ma

1844 y1lmdan itibaren aym bblgelerdeki nufus yakla~1k 14


milyona c;:1km1~ (1844'te burun lmparatorluk ic;:in verilen
rakam, Kuzey Afrika [3.8 milyon], Suriye ve lrak [4.4 mil-
yon] Moldavya-Eflak-Sirbistan [5 Milyon] olmak lizere
35.500.000'di). 1874'e gelindiginde Bosna (Moldavya-
Eflak S1rbistan harii;; olmak uzere) dahil Rumeli'nin nufusu
8.8 milyona yukselmi$; bunun yanmda Anadolu'daki nu-
fus yakla~1k olarak IO milyona i;,:1km1$Ur; boylece toplam
nufus 18 milyondur. 1294 (1877/78) tarihli Osmanh resmi
salname listelerine gore Osmanh erkek nufusu yakla$1k on
milyondur (Bagdat, Yemen, Hicaz, Suriye haric;: olmak uze-
re). Boylece, erkeklerin say1s1 kadmlar da kaularak iki kat1-
na c;:1kanlacak olursa toplam nufus 20 milyonun uzerinde-
dir.
Bir ba~ka belgede verilen 1893-1914 nufus rakamlan
yine duzenli bir artl$ gostennektedir ve nufus hii;;bir za-
man 20 milyonun altma du~memi~tir. 1844 ile 1914 y1llan
arasmdaki nufus artl$mm buyuklugu, ugramlan toprak ka-
y1plan ve 1878 ile 1913 arasmda nufusta ya~anan kay1plar
(i;;ogu Tuna vilayeti, Dogu Rumeli, Kuzey Kafkasya, K1bns,
Teselya ve Makedonya'da olmak uzere) dikkate ahnd1gmda
daha belirgin hale gelmektedir.
Bu suretle, Anadolu'daki Osmanh nufusunun, c;:e~itli
engellere ragmen yakla$1k yetmi~ y1lhk bir zaman dilimi
ic;:inde hemen hemen ikiye katlanm1~ oldugu sonucuna va-
nhr.
Osmanh hukumeti nufusunun on yilhk donemde
(1290-1300) 4.810.000 ve onu izleyen on y1l (1300-1310)
zarfmda 2.553.550 artt1gm1 bizzat kendisi belirtmi$tir. Bu
da 1290'daki 19.865.000'den 1300'de 24.675.950'ye ve
1310'da 27.299.000'e i;,:1kt1g1m gostermektedir. Bu h1zh nu-
fus art1$mm nedeninin goc;:ler oldugu ortadad1r (bir sonra-
ki kitapta bunlar aynnnh $ekilde ele almacak).

452
r Osmanl1 lmparatorlugu'nda Sosyal Yap1 ve Modemle~me

Bu gbc;;ii Osmanh hukOmetinin ba$latt1g1, fakat yerel


halkm surdurdugu yerle$ik duzene gec;;me politikas1 izle-
rni$tir. Gbc;;menler Anadolu'da ve Kuzey Suriye ile lrak'ta
yerle$tirilmi$lerdir. Baz1 yeni $ehirler olU$ffiU$tur. (Bir teb-
ligimde ondokuzuncu yuzyilda ilk Osmanh Muhendisun
$ehri olan Mecidiye'nin kurulu$undan sbz ettim. Sehir
1856'da kuruldu ve on yd ic;;inde geli$erek Dobruca'da
15.000 nufus ile bnemli bir tanm merkezi haline geldi.)
(:ogu brnekte Osmanh lmar Konseyi (Ebniye Meclisi) ve-
ya diger teknik daireler tarafmdan haz1rlanan koy planlan
esas almarak yakla$1k 5.000 ila 6.000 yeni koy kurulmu$-
tur. Gbc;;menlere arazi, tohum, hayvan ve hatta kuc;;uk 61-
c;;ude sermaye verilmi$ ve bunlar mumkun olan en k1sa za-
manda kendilerine yeterli hale gelmeye zorlanm1$lard1r.
Hukumetin gbc;;menler konusunda yapuklan bunlardir
(gbc;;menlerle ilgilenen bir Muhacirun Komisyonu kurul-
mu$tur).
Gelen bu halkm kalitesi buyuk bnem ta$1maktad1r.
Bunlann arasmda kabile mensuplan da vard1, fakat kabile
gruplanmn ve gbc;;erlerin say1s1 kabile mensubu olmayan-
lann say1lan yanmda bnemsiz kalmaktaydt. Ashnda, gbc;;-
menlerin c;;ogu daha geli?mi~ ekonomik ve egitim duzeyine
ula?m1~ bolgelerdendi. Bu insanlann genel egitim seviyele-
ri, Hamidiye rejimini kotiilemeye odaklanm1$ Jon Turk-
ler'in c;;izdikleri karanhk tablolardan daha iyiydi. Tuna vi-
layetindeki okullann ve bgrencilerin say1lan -1874'te Tuna
eyaletindeki her koyde bir okul oldugu dikkate almacak
olursa- gerc;;ekten hann say1hr boyutlardaydi. (1868'de Tu-
na eyaletindeki 3.623 koyde yakla?1k 3.060 okul vard1.)
Tuna eyaletinin en geli?mi? bolge oldugu bir gerc;;ektir. Fa-
kat ba~ka c;;e?itli istatistikler, diger butun vilayetlerde ol-
dukc;;a yeterli ilkogrenim sisteminin oldugunu ve 1870-
1900 dbneminde Osmanh Devleti'ndeki okuryazarhk sevi-
yesinin bnceleri dii?tinulenden daha iyi oldugunu goster-

1 453
Osmanli'da Dcgi~im, Modernlqme ve Ulusla~ma

mektedir. Bu okullan hukumet desteklememekteydi. Bun-


lar "dini" okullar olarak ya da modern egitim anlay1$ina
uymayan okullar olarak tammlanarak ya goz ard1 edilmi$
ya da istatistiklere dahil edilmemi~,;tir. Ashnda, ara$tlrmala-
nm din egitimi verdiginden soz edilen bu okullann <;;ogun-
da matematik ve cografya okutuldugunu ve ge<;;mi~i kotu
gostermek isteyen yeni rejimlerin anlatugmdan <;;ok daha
iyi egitim verildigini gostermektedir. (Bu okullar gelecegin
ust kademesinin egitilmesi surecinin ilk ad1mm1 olu$tur-
maktaydi.) Eski meslek ah~kanhklannm yam s1ra yeni ge-
len halkm olduk<;;a yuksek olan egitim kalitesi, ondoku-
zuncu yuzy1lm ikinci yansmda ya$anan tanmsal kalkmma-
nm temel etmenlerinden biridir.
Osmanh topraklanna yonelik go<;;un sermaye ve beceri
transferi a<;;1smdan da yaran olmu~tur. 1878 Berlin Antla~­
mas1 ve daha once Rusya ve diger ulkelerle go<;; konusunda
imzalanm1~ olan oteki antla~malar go<;;menlerin kendi ul-
kelerindeki mulklerini sanp paralanm Turkiye'ye getirme-
lerine olanak vermekteydi. Bulgaristan'daki Turklerin arazi
sat1$lanyla ilgili rakamlar ve Rusya'dan go<;; eden ve tazmi-
nat isteyen go<;;menlerin verdikleri mulk listeleri 1878-
1914 donemindeki sermaye transferinin birka<;; yuz milyon
dolara ula~ngm1 gostermektedir. 1880'den sonra Turk tica-
ret ve giri$imci srn1fmm h1zla artmas1 ve lstanbul'da bir Ti-
caret Odas1'mn kurulmas1 bu sermaye transferinin bir so-
nucu olabilir. Aynca, go<;;menlerin <;;ogu <;;aresiz insanlar ol-
masma ve koylere gitmelerine ragmen, onemli bir bolumu
yuzy1llar boyunca Rumeli, Kafkaslar ve Kmm ~ehirlerinde
onemli konumlarda olmu~ sanatkarlardi. (Bu, hemen ara~­
tmlmas1 gereken onemli bir konudur.)
Go<;;menlerin buyuk bir <;;ogunlugunun yuzy1llarca Os-
manh politik kulturunu ve aym kanun ve aile sistemini
payla~m1~ Muslumanlar olmalan (Yahudilerin ve Almanla-

I
: 454
Osmanh lmparatorlugu'nda Sosyal Yap1 vc Modernle~mc

rm c;:ogu Osmanh yonetimini H1ristiyan otoriteye tercih et-


mi$tir -Kmm Yahudilerinin k1smi listelerine bak1mz-), ye-
ni c,;evre ve kayna$tirma surecine daha rahat uyum sagla-
malanna yol ac,;m1$tlr. Gerc;ekten de kelimenin en basit an-
lam1yla "asimilasyon" sbz konusu olmam1$, yalmzca Ana-
dolu'da ya$ayanlar ile zaten c;ogu Turk olan yeni gelenler,
Turkiye Cumhuriyeti olu$umu ic;inde tam olarak ifade bu-
lan yeni bir toplum ve yeni bir kimlik yaratma c,;abasmda
yer alm1$lard1r. (Bu, c;ok onemli bir konudur, fakat burada
anlattlan konunun dt$mda kalmaktadir.) Bu goc;:menler
Osmanh Devleti'nin tam anlam1yla bir Musluman devlet
haline gelmesine yol ac,;mI$tlr.
Sonuc; olarak, onbe$inci ile ondokuzuncu yuzy1llarda
oldukc;a istikrarh ya$allil$ olan Anadolu halkmm esas iti-
bariyle 1850'den soma koklu bir yap1sal degi$ime ugram1$
oldugunu soyleyebilirim. Yuzyilm sonlanna dogru, Anad6-
Ju'nun baz1 kesimlerindeki halkm neredeyse % 80'i go<;:-
menlerden olu$maktayd1; genel olarak, l 900'dan itibaren
Anadolu'nun % 40'1 goc;menler veya onlann c,;ocuklanydi.
Gi.ic;lerin amac1 tanmsal uretimi arttrmak ve boylece huku-
mete gelir kaynag1 saglamak oldugundan goc;menler daha
c,;ok tanma elveri$li topraklara yerle$tirilmi$lerdir. Demir-
yollanmn yap1lmas1 ve bir karayolu agmm olu$turulmas1
(karayollan 1858'deki 6.500 km'den 1895'te 14.395 km'ye
ve 1905'te 23.675 km'ye c,;1km1~t1r) ileti$imi artirmt$ ve Os-
manh toplumunda ya~anmakta olan degi~ime yeni bir bo-
yul ve yeni bir h1z getirmi$tir. Yalmzca birkac; sahil bolge-
sinde degil baz1 ic; bolgelerde de ~ehirle$me oram artml$tlr.
Bu goc,;ler ve yerle~tirmelerle birlikte ya~anan mesleki degi-
$im de dikkate ahnacak olursa, Osmanh Devleti'nin ondo-
kuzuncu yuzy1hn ikinci yansmda gerc;ekten koklu bir de-
gi~im gec,;irdigi soylenebilir. Degi~im goc;un buyuk bir bo-
lumunun kanalize edildigi tanm sektorunde ba~lam1~ ve

455
Osmanlt'da Degi~im, Modemlqme ve Ulusla~ma

Bat1'daki endustriyel devrimden c;ok farkh yollarla kendini


gostermi~tir. Aslmda, bunu anlatmak ic;in 1880'lerdeki ve
Jon Turkler donemindeki liderlik kadrolannm goc;men ta-
nm sektorunun ~ehir kesimlerinden c;1kug1rn soylemek ye-
terlidir. Atato.rk bunlardan biridir. Enver Pa~a'nm ailesi Ki-
li'den (Tuna'nm kuzey kolu uzerinde bir ~ehir) ve Talat
Pa?a'nm ailesi Bulgaristan'dan gelmi?tir. Ozetle, ondoku-
zuncu yuzy1ldaki nufus hareketleri modern Turkiye'nin
olu?masma zemin haz1rlayan degi?im ve geli!?me surecinin
ic; dinamiklerini saglam1?1lr (c;ogu zaman yanh~ anla?1lm1~­
tlr).
Osmanh 1mparatorlugu'ndaki nufus hareketleri, top-
rak dagrnm1, tanmsal geli?me ve bir olc;ude sermaye biriki-
miyle birlikte olu~masayd1, etkileri baz1 bolgelerde gorul-
dugu gibi oldukc;a s1mrh kalacaku. Bu sermayenin belli bir
bolumu ticarete ve hatta c,:ok daha az bir bolumu endustri-
ye gitmi?tir; bu, gerc,:ekten butunsel ulusal bir ekonominin
olmay1!?ma baglanabilir. l 913'te yap1lan endustriyel say1m-
lar bu sermayenin, hangi buyuklukte olursa olsun, aynca--
hkh yabanc1 rekabetin olmad1g1 endustriyel bolgelere (g1da
i?leme) akmaya ba?lad1g1m gostermi~tir.
Tanmsal geli~menin say1sal sonuc;lan oldukc;a etkileyi-
cidir. Hukumet kaynaklan H. 1290'da (M. 1875-76)
697.000 km 2 olan ekili alanlann H. l310'da 984.650
km 2'ye ula~t1gm1 gostermektedir. 1290'da (1875/76) tahd
uretiminin tahmini degeri 2.5 milyon lirayken (bir lira 22
frank veya 4.3 dolar) on yil sonra bu deger 3.2 milyon lira-
ya yukselmi~ ve bir sonraki on yil zarfmda duzenli bir ?e-
kilde 8.4 milyon liraya ula?mI?llr. Ayn bir bolum halinde
verilen ozet liste 1894/95'teki Osmanh ekonomisinin gene!
durumunu gostermektedir.
Son olarak deginmek istedigim husus, C. Black tara-
fmdan ortaya at1lan onemli noktayla, yani yukanda anlatl-
lan degi~imin geli~me surecini nas1l etkiledigi ve deg;i~im

I 456
r Osmanl1 lmparatorlugu'nda Sosyal Yap1 ve Modemlqmc

sureciyle nas1l butunle?tigi ile dogrudan baglantili. Bu ge-


li?melerin bir bo?lukta cereyan etmedigi ve sosyal yap1 i<;;i-
ne <;;e?itli yollarla ve <;e?itli derecelerde yay1ld1g1 ortada.
Osmanhlara gelince, bu konu farkh bir ?ekilde formule
edilmi?tir. Bunu a?agidaki sorulan sorarak anlatmak isti-
yorum:
Osmanh siyasi liderleri kendi toplumlannda olup bit-
mekte olan degi?ikliklerin ne ol<;;ude farkmdayd1lar, ve bu
de&;i?iklikleri bilin<;li bir ?ekilde dikkate alan ve saglayaca-
gi yararlan artlrmaya <;ah?an poliLikalar uretmeye <;;abaladt-
lar mi ya da bu politikalan uretmede ne ol<;ude ba?anh ol-
dular? Bu iki soruya da verilecek cevap, "hi<;bir ?ekil-
de"dir. Birka<;; istisna dt?mda Osmanh yonetim kadrosu bu
degi?ikliklerin anlamim kavramadi. Musluman sosyal ta-
bakala?ma kurammda odaklanmt? ve Batih se<;;kinlerin
renkleriyle renklendirilmi? sm1f anlay1?lan ve kendilerini
ideolojik a<;tdan geni? bir sosyal yapmm par<;as1 olarak
gorme yetersizlikleri ve bir de burokrasiyi mistik bir devlet
stat11sune ula?tlrma <;abalan onlann toplumda olu?an ruha
ve ondan <;tkanlacak ama<;lara uyum saglamalan konusun-
da yetersiz kalmalanna neden olmu?tur. Degi?meye devam
eden toplum i<;ten gelen gu<;lere maruz kahrken hukumet
esas degerlerden yoksun, oradan buradan derlenmi? fikir-
ler uzerine politikalar olu?turmu?tur. Toplum ile hukumet
arasmdaki temel aynhk bunun esas sonucudur. Osmanli
liderlerinin Qon Turkler) ve daha soma Cumhuriyet'in en
yaratlo <;abalan toplum ile hukumet arasmdaki ikiligi du-
zeltme <;abalanndan dogmu?tur. Fakat bu da tumuyle ayn
bir konudur.

457
,
Ondokuzuncu Yuzy1lda lstanbul'da
Ya$anan Sosyal ve Ekonomik Degi$im
~

BOLUM I
YUZYILIN BlRlNCl YARISINDA lSTANBUL

I. Giri~

lstanbul ondokuzuncu yuzyilda koklu degi~iklikler ya~a­


m1~ur. Sosyal yap1lanmas1, hukumeti, nufusu, hatta fiziki
gorunu~u o denli kokten degi~mi~tir ki yuzy1hn sonunda
yeni bir ~ehir gorunumu kazanm1~ur. Bu incelemede olu-
~an degi~ikliklerin en 6nemlilerini vurgulamak ic;;in mo-
dern burokrasinin ortaya c;;1k1~1 ve bunun ekonomik ve
sosyal etkileri, yeni ileti~im sisteminin uygulanmaya ba~la­
mas1, nufus art1~1, etnik ve dini gruplann ekonomik ve
mesleksel farkhla~mas1, yeni egitim sisteminin geli~tirilme­
si ve belediye idaresinin olu~turulmas1 gibi baz1 sec;;me ko-
nular uzerinde duracag1m.
Fakat tarihsel c;;erc;;eve ic;;inde bu konulara k1saca de-
ginmeden once vurgulamak istedigim bir ba~ka gerc;;ek var.
lstanbul'un tarihi konusunda geni~ kapsamh ve yineleme-
I
1 459
Osma11li'da Degi~im, Modernlqme ve Ulusla~ma

lerle dolu edebiyat, bir sosyal bilimci ve ~osyal tarihc,;i ic;in


son derece k1snh bilgi verir. Bu edebiyat insanlann ya?anti-
lanm deg;i?tiren ve sonuc,;ta ?ehre yeni bir ?ekil veren sos-
yoekonomik guc,;leri yok sayarak lstanbul'un cografi ozel-
liklerini ve saylSlz amtlanm anlatir. Bu nedenle, bir sosyal
tarihc,;i bu c,;ok kapsamh anlaular ic,;inde konusu ile ilgili
birkac,; olay ve i?e yarar bilgi aramak ve bunlan anlamh bir
bic,;imde yorumlamak zorunda kahr. Aynca, ondokuzuncu
yuzy1lda lstanbul'un tarihi <,;ogu durumda birbirinden ayn-
lamaz bic,;imde ic,; ic,;e gec,;mi? Osmanh hanedam ile devleti-
nin tarihinden ba?ka bir ?ey degildir. Gerc,;ekten de ondo-
kuzuncu yuzy1lm ba?lannda ?ehirde ya?am hanedan, saray
ve ba?h ba?ma bir dunya olan c,;ok say1daki saray personeli
etrafmda donmekteydi. Yuzy1lm sonlarma dogru sultanhk
s1radan bir kurum haline geldi ve taht ise gucunden c,;ok
gelenek ve gorenekler sayesinde varhgm1 si.irdi.irdu. Bu ara-
da padi?ah eski ?ehirde olan ve gorkem li atalannm ya?ad1-
g1 Topkap1 Saray1'ndaki ikametgahmdan aynlarak ?ehrin
yeni bblumi.inde in?a edilen Yild1z ve Dolmabahc:;e Sarayla-
nna ta~mdL Gerc,;ekten de ?ehir, Osmanh Devleti ve padi-
?ah, birbirlerinin kaderlerini etkilemelerine ragmen, ondo-
kuzuncu yuzy1lda onceki dart yiizy1l boyunca degi?medigi
kadar kapsamh degi?iklige ugrad1.

2. Degi~imArifesinde Istanbul:
Sosyoekonomik Ya~am

Onsekizinci yiizyil art1k kapanmak iizereydi. Ondokuzun-


cu yuzy1l lstanbul'da ya?amm koklii bir ?ekilde degi?iklige
ugrayacagma <lair hic,;bir belirti ta?1madan ba?lad1. Onaltm-
c1 ve onyedinci yuzy1llarda lstanbul ya~ammdan kesitler
birkac:; kiic,;iik degi?iklikle onsekizinci yuzy1l sonlanndaki
ya?ama kolayca uyarlanabilecek durumdayd1. 1stanbul yine
uc,; ana klSlmdan olu?uyordu: Banda surlar arasmda kalan

I 460
, Ondokuzuncu Yuzyilda lstanbul'da Ya~anan Sosyal ve Ekonomik Dcgi~im

rnahallelerden olu~an esas ~ehir, Marmara denizi sahili ve


kuzey, dogu ve guney dogudaki Altin Boynuz, yani Halie;.
Halie; ya da Altm Boynuz'un her iki tarafmdaki baz1 kuc;uk
koyler de ~ehrin diger bolumlerini olu~turmaktaydi. Dini
gruplar butlin farkhhklann ortadan kalkt1g1 pazar d1~mda
gunluk ya~ant1lannda birbirlerinden ayn olarak kendileri-
ne ait mahallelerde ya~ardi. Ozel ayncahklan olan Rumlar
daha c;ok Fener, Samatya, Cibali ve Bogaz uzerindeki baz1
koylerde ya~arlardi. Ermeniler daha c;ok Samatya ve Kum-
kap1 ve Yahudiler Balat, Haskoy (daha c;ok Karyitlerin ya-
~ad1g1) Kas1mpa~a ve diger baz1 yerlerde ikamet ederlerdi.
Galata'da Rumlar, Ermeniler, bazi Avrupahlar ve biraz da
Muslumanlar ya~arlardi. Galata'nm hemen kuzeyinde ka-
lan Pera ya da Beyoglu'nda Avrupah buyukelc;iler ya~ardi.
Eski ~ehir yakla~1k dort yuz cami, yuzden fazla kilise, yuz-
lerce kutiiphane, medrese, meydan, yuksek su kanallan,
uc; yuzden fazla dervi~ tekkesi ve gec;mi~ten kalan diger
amtlarla gorkemli bir goruntu arz etmekteydi.
lstanbul'un gunluk ya~antisim hukumet gorevlerini
yerine getiren ve ~ehrin sivil yoneticisi olan Istanbul Efen-
disi yonetirdi. Yard1mc1s1 olan Naib, g1da ikmalinden ve g1-
da maddelerinin fiyatlannm belirlenmesinden sorumluy-
du. Genellikle Unkapam olarak bilinen ve Sarayburnu ile
Fener arasmda kalan liman bolgesi daha onceki yuzy1llar-
da oldugu gibi ~ehrin ekonomi merkezi durumundaydi. 1
Thomas Thornton, The Present State of Modem Turl1ey, II c., ikinci bask1,
Londra, 1809, s. 23-24 Bu ara~urmada lstanbul'un tarihiyle ilgili olarak kulla-
mlan diger eski Turk kaynaklanndan bazilan As1m Tarihi, Cevdet Tarihi, Liitfi
Tarihi, Ahmet Refik, Hicri onal11nc1 Asirda Istanbul Hayat1, Istanbul 1932; Ce-
lal Arsevcn, Eski lstanbul, Istanbul 1928; Osman Nuri Ergin, lstanbul'da Imar
ve lskan Harc'1et1eri, Istanbul, 1937'dir Ba~vurulan diger Turk kaynaklan bu
ara~Urmamn farkh yerlerinde gerektik(e belirtilecek ve aym ara~urmanm ls-
tanbul'un sosyal ve kulturel degi~imi ile ilgili bolumlerinde deginilecektir.
Ozellikle Ali R1za Bey, Bir Zamanlar lstanbul, Istanbul N.D. (yakmlarda N. A.
Banoglu tarafmdan g6zden ge<;irilmi~ yeni bir bask1s1 yapilm1~ur). Aynca bkz.
Mehmet Halit Bayn, Istanbul Fall1loru, ikinci bash Istanbul, 1972.
Osmanli'da Degi~im, Modemlqme vc Ulusla~ma

Karadeniz'den ve Ege'den gelen tah1l yuklu gemiler yiikle-


rini bu limanda bo;;alt1rlard1. Naib teslim edilen mahn za-
b1tlanm tutar, bugday fiyatm1 belirler ve fmnolara dagn 1_
mm1 yapard1. Tekeli ve spekulasyonu engellemek i<,:in ah-
c1lann birka<,: gunluk ihtiya<,:lan d1;;mda tah1l depolamalan-
na izin verilmezdi. Dolay1s1yla ozel ;;ah1slar g1da depola-
mak i<,:in antrepo veya depo yapamazlard1. Yalmzca
hukumet buyuk 61<,:ude hububat satm alabilir ve kriz anla-
nnda kullamlmak uzere depolayabilirdi. Tah1l genellikle
yeni yil hasilatI geldigi zaman ya da Kas1mpa;;a'daki silah-
hane civanndaki bir alanda tahta sand1klarda depolanan
tah1hn dag1lma tehlikesi olu;;tugunda ya da pazar fiyatlan
hukumetin iyi bir kar yapmasma imkan verecek ;;ekilde
yukseldigi zaman sanhrd1. Hukumetin bir y1lhk bugday sa-
tl$mdan elde ettigi kann 2-3 milyon kuru$ oldugu du;;unu-
lurse tah1lm lstanbul'a van;; fiyatmdan yakla$1k % 60-75
daha yuksek satild1g1 gorulur. Yuzyilm sonlanna dogru ls-
tanbul'da satm alman bugday miktan bir milyon kiloydu.
Bugday, Volo, Selanik, Karaaga<,:, Varna ve Dobruca ile Ef-
lak'taki diger yerlerden toplamrdi. Dreticiye siradan bir
bugday turu i<,:in odenen fiyat kilo ba;;ma 3 ila 4 kuru$ ara-
smda degi;;mekteydi. Aynca, mubayaac1, yani bugday top-
lay1c1s1 bu i;;ten hatm say1hr bir kar elde ederdi. 2 Mubayaa-
c1'mn ureticiden hukumetin ald1g1 bugday miktanmn onda
birini kendi adma i$tira hakk1 olarak almasma izin veril-
mi$ti. Aho ureticiye hukumetin odedigi fiyan verir, fakat
kendisi bugday1 serbest piyasa fiyatma satar ve aradaki far-
k1 ahrd1. Aynca, mubayaao sorumlu hukumet gorevlilerini
rli$Vet yoluyla elde ederek bugday yerine arpa ve <,:avdar
kullamr ve uzerine deniz suyu dokerek ;;i$mesini ve oldu-
gundan daha ag1r <,:ekmesini saglard1. Bu suretle, hukume-
2 Selanik'teki mubayaacmm, onsrkizinci yuzytlda bile Vardar ovasmm kontro-
lunu resmen ellerinde bulunduran unlu Evrenos ailesinden geldigini belirt-
mek gerekir
, Ondolwzuncu Yiizy1lda lstanbul'da Ya~anan Sosyal vc Elwnomili Degi~im

tin belirledigi kotay1 tutturur ve fazlasm1 kendisine saklar-


di. Dolay1s1yla, uygulamada lstanbul'da veya diger yerlerde
ki~ilerce satilan bugdaym kalitesi hukumetin samgmdan
daha iyi olurdu. Aynca, limana gelen bugdaym miktan ge-
rektiginden fazla oldugu takdirde naib fiyan du~urur ve h-
nncilan ihtiyac.;lanndan daha fazla almak zorunda b1rakir-
di. Boyle durumlarda, lstanbul'da gerektiginden fazla ek-
mek uretilir, c.;ogu zaman du~uk fiyatla sat1hr veya fakirle-
re dagn1hrdi. 1828-29'da, muttefikler Bogazlar'1 kapatug1
zaman oldugu gibi bugday s1kmus1 oldugu ve lstanbul'a
bugday ikmali yap1lamad1g1 zamanlarda ise hukumet du-
;;uk kalitede ekmek uretmek ve yuksek fiyatlarla satmak
ic.;in bozuk bugday1 diger maddelerle kan~llrarak kullamr-
di. Aynca, hukumetin bugday depolad1g1 yerlerde s1kl1kla
yangm c.;1kardi. Bunun neden oldugu bugday yetersizligi
bugday hyatlannm f1rlamasma ve mubayaacmm zengin ol-
masma yarardi.
Aym ko~ullar ba~kentte tuketilen diger g1da maddeleri
ic.;in de gec.;erliydi. Her yil ellerinde hukumellen almm1~
fermanlarla c.;ok say1da Rum ve Turk tuccar tereyag1, pey-
nir, bal, balmumu, ic.,:yag1 ve bzellikle ba~kentin ihtiyacm1
kar~1layacak canh hayvan toplamak ic.;in Balkan yanmada-
sma ve digcr g1da ureticisi durumundaki yerlere giderlerdi.
Onsekizinci yuzyilm sonlarmda y1lhk olarak toplanan ko-
yun say1s1 500-600 bin ba~a ula~1yordu. Eflak ve Bog-
dan'da 80 binden fazla okuz, koyun ve kec.;i yag1 eritilir ve
elde edilen ic.;yag1 ba~kente sevk edilirdi. Bu gida maddesi-
nin bnemli bir k1sm1 yenic.;erilere ve padi~ahm sarayma gi-
derdi. Et ve slit urunleri uzerinde spekulasyon yapma ola-
s1hg1 bugdaydan daha fazla oldugundan toplay1cilar bu i~­
ten c.;ok iyi kar elde ederlerdi.
Ondokuzuncu yuzy1hn ba~lannda hukumet lstanbul'a
sabit fiyatlarla tanm urunleri ikmali yapma konusunda gi-
derek artan zorluklarla kar~1la;;maya ba~ladi. Bu zorlukla-

l 463
Osmanl1'da Dcgi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

nn Ostesindcn gelmek i<;:in, hi:tkumet daha c;ok kar pay1 bi-


rakrnak surctiyle g1da 1oplay1ctlara saglanan tc~vikleri ar-
md1. Siyasi sorunlar ve h1zla c.legi$en ekonomik ko~ullann
Lstanbul'a g1da ikmalinc.le kullamlan eski yontemlcrin an 1k
yetersiz kalchg1111 giderek daha laz!a hissettirmeye ba$lcl-
llll$l1. Aruk siyasetin ve ht.1ki1me1in mi1dahalesinden ola-
hildigince uzak ve piyasa gti<;lerinc gore i!;ileyen bir sistem
olU$Lurmaktan ba$l<a c;:are kalmam1$ll. Durum, lHl 2 sava~ 1
ve <:Jzdlikle her iki 13ogaz'm Ruslar vc mO.nefik dona11m<1la-
n tarafmdai1 boykot cdilmesinden sonra daha kotLde$ti
(<1zellikle Osmanli donanrnasmm 182Tdc Navarin'<le hoz-
guna ugraulmasmdan sonra) ve lstanbul'da ciddi bir knlik
ha$ gosterdi.
Ondokuzuncu yOzy1hn ba~lannda lsta11bul'u11 kar~i­
la$llg1 ikmal gi1c;:liikleri hirbiri ilc elkilc$en bir dizi ekono-
mik ve poli1ik giic;:lcrin sontt\land1r. lluklnnetin g1da ve
hammadde fiyatlarm1 sabitle$Lirme kapasitesi her ~eyden
once kendi ii; ve tl1~ ticaretini 1i:1tm1ylc kontrol ahmda nu-
ma hecerisine haghych. Ticaretin kontrol alun<la tutulabil-
mesi ise Osmanh Devlcti'nin bag11ns1z bir cit~ politika izle-
rnek vc kendi c;:1karlanna en uygun ekonomik onlemleri
alabilmek icin gcrckli askeri ve siyasi kapasilesinc b<1gliyd1.
Onsekizinci ylizyilm sonlannda ve ondokuzunru ytiz-
yil boyunca Osmanll Devleli kendi sec;imi olan ekonomik
siyaseti izlcrne ozgu1fogunii yava$ yava$ kaybeni. Bu du-
rum birbiriy!e haglanllh c;:e~itli sosyal ve siyasi gcli~melerin
sonucudur. Her ~cydcn once, g1da maddcsi ve Osmanlt
topraklarmda Oretilen hammaddeler ic;:in Avrupa'ya duyu-
lan gcrcksinim giderck artmaktaydt. llu talep zaman ic;:in-
de, c1zcllikle Balkanlar'da olmak iizere, yercl mallann Os-
manh hukumetinin odeyecegl fiyatlann c;:ok i.lsli.Ine c,:1kma-
sma yol ac;:t1 ve bunun Osmanh ic;: piyasalanna yans1rnasma
nedcn oldu. Gerc;ekten de ondokuzuncu yuzy1l ba~lannda,
lstanbul'da hukumetin yonetimindeki g1da toplama ve da-

l 464
Ondolwzuncu Yiizytlda lstanbul'da Ya~anan Sosyal vc Elw11omil1 Dcgi~im

g1tma faaliyetinin boyutlanm giderek a?an bir serbest mal


pazan olu?tU. Avrupa'dan gelen mamul maddeler bu ser-
best pazarm olu?masmda onemli rol oynad1 ve geleneksel
pazan zay1flatti. 1829'da hukumet kahve fiyatlanm sabit-
le?tirmeye <;:ah?tL Daha sonra, 1832'de bzellikle a?m hale
gelmi? olan g1da fiyatlan olmak D.zere lstanbul'da saulan
diger mallann fiyatlanm sabit hale getirmeye <;:ah?tl, fakat
ba?anh olamadi.
Serbest pazann buyumesiyle baglant1h ikinci etmen si-
yasiydi. Onsekizinci yuzy1lda Osmanh Devleti'nin Avus-
turya'yla ve daha sonra Rusya'yla imzalad1g1 ban? antla?-
malannda ticaretin serbestle?tirilmesi ongorulmD.?tli. Bu
da Osmanh pazarlanndan tanm D.runlerini satm alma oz-
gurlugu anlamma gelmekteydi. 1829'da imzalanan ve Ef-
lak ve Bogdan'm lstanbul'a baz1 g1da maddelerini satma zo-
runlulugunu kalduan Edirne Ban? Antla?mas1'mn imza-
lanmas1, onbe?inci yuzy1ldan beri surdurulmekte olan hu-
kumet desteginde sabit fiyatlarla g1da toplama ve dagnma
i~ine son noktay1 koydu. Bu, ashnda lstanbul'un ticaretini,
hatta sosyal yap1lanmasm1 koklu bi<;:imde etkileyen onemli
bir etmendi.
l 774'te imzalanan KD.<;;D.k Kaynarca Ban? Antla?mas1
aslmda bu geli?melerin on habercisiydi. Ger<;:ekten de Os-
manhlann Karadeniz ticareti D.zerindeki tekeline son veren
bu antla?ma, genelde Osmanh ve ozelde lstanbul'a indiril-
mi? ciddi bir ekonomik darbe niteligindeydi.3 Boylece, Ka-
radeniz limanlanndan Osmanh gemileriyle ta?mmakta
olan mallar giderek artan ol<;:D.de Rus ve diger devletlerin
gemileriyle ta?mmaya ba?landi. Bu gemiler lstanbul'a ugra-
madan ge<;:tiler. Ashnda, gecikmeleri, el konulmay1 ve ver-
gi odemeyi onlemek i<;:in Osmanh topraklanndan yukle-
3 Henry Gi enville, Observations sur l'ctal Actucl de !'Empire Ottoman, Ann Ar-
bor. 1956
Osmanlr'da Degisim, Modemle5me vc Uluslasma

nen yukleri ta~1yan gemilerin <;ogu Rus limanlanna giderck


yuk belgelerini degi~tirmeyi yegledi. 4 KagH iizrrindc yilk-
ler Rus mah olarak goriindiigl.i.nden gcmiler hi<; sorun ya-
~amadan lstanbul'a ugramaksmn ge<;ebi ldiler.
lstanbul'a bugday ve diger mallan bo~altacak olan Os-
manh gcmileri hilc zaman kaybe1mcmck ir;in lstanbul'a ug-
ramamay1 Lcrcih ctmekteydi. ()zellikle ~ehre g1da sevk1ym1-
nm yapdd1g1 sonhaharda oldugu gibi yogun trafik durum-
lannda, duzgfin <lepolarna ycrlerinin bulunmay1~1 nedcniy-
le yuklerini sevk edebilmek i<;in gemilerin gunlerce, hatta
haftalarca beklemeleri gerekmekteydi.
lstanbul'daki ekonomik sistemin maruz kald1g1 bask1,
Osmanh ekonomisini ciddi ~ekilde zora sokan Bau'nm ser-
besl piyasa ckonomisi olmu~tur. Ashn<la, Osmanll hf1kii.-
mcti, gelcneksel but<,:esi gort:i.nO~tc olduk,a iyi durumda
oldugundan ckonornisini serbesl piyasa ekonomisi ko~tdla­
nna gore dozenleme geregi duyma1111~t1r. Gcn;cktcn de
Eton'un derledi~i kadan ile 1776 Osmanh but<;esi lnikll-
metin mali a1;;1dan iyi durumda oldugunu gostermektedir. s
Miri biit<;esindeki gelirler ve harcamalar (padi~ahm, pa~a­
lann ve vak1f camilerinin ozel hazineleri hari<; olmak uze-
re) a~ag1daki gibidir:6

4 Thornto, s. 24.
5 W. Eton, A Survey of the Turkish Ent/Jirc, ikinci baski, Londra, 1799, s. 41-
47
6 Biit<;enin l 77'te Rusya ile yap1lan sava~tan sonra tamamlanm1~ oldugunu
unutmamak gerekir.
,
Tabla 1

Gelir (yalmzca miri) Kese

Sabi t (hara\:) 7 39.077


(:e;;i tli vergi ler 36.794
Sabit olmayan gelirler 14.014

Toplam 89.885 veya 44.942.500 kuru~ ve-


ya 4.494.290 sterlin
Harcamalar (miri) 76.276 veya 36.968.133 kuru? ve-
ya 3.696.813 sterlin

Ondokuzuncu yuzy1lda burokrasinin harcamalan ile k1yaslama-


ya temel te;;kil etrnesi a<;1smdan l 776 y1h harcamalan a;;ag1da ve-
rilmi?tir:

YILLIK HARCAMALAR (1776)

lstanbul askeri veya ?ehir muhafizlanna


yap1 Ian oderne 22.700
Bostanc1lar ve padi<;;ahm mutfagmda
<;ah?anlarn yap1lan odeme 700
Padi;;ahm saraymdaki agalara ve gorevlilere
yap1lan odeme 1.700
Eski Saray'daki hareme l.800
Padi;;ahm had1m agalanna 800
Galata agasma ve haremine 501
Mutrak harcamalan 1.800
Kasap ba?ma 600
lmparatorluk mutfagmm harcamalan l.250
Keyfi gorevler 18.000
Osmanh lmparatorlugu'nun diger butun
kalelerine odeme 9.000
Mekke ve Medine'ye hibe 2.700
Donanmadaki denizcilere yap1lan odeme 800

7 Bu 1aka111a dahil cdilen Istanbul harac1 2.916 kescdir l 776'da 360 krse ya
da 180.000 kuru,, olarak ba,,larn1~llr Her kese 500 kuru>a e~dcgcrdir Ki,,i
ba51na yakla,,1k 6 kuru,, hara~ ahnd1g1 dti>Ctnulecck olursa l 77C1'tla lstan-
bul'claki Musliiman olmayan nlifus toplam yakla51k 870 000 olan nCdusun
yakla51k 24 3 OOO'idir
Donanma erzakt
Kaptan Pa~a harcamalan 1.800
Padi~ahlann ve tahtan indirilen
Kmm hanlanmn ayhklan l.372
Vidin garnizonu odemesi 1.250
Bosna odemeleri l.970
Askere almanlann harcamalan 472
Kuc;uk Kalem olarak adlandmlan
diger dairelerin harcamalan 1.200
Tuna muhaf1zlanna odeme 3.521
tleri karakollann harcamalan 1.700

Kamu Hazinesi ya <la Miri tarafmdan odenen


lmparatorluk harcamalannm toplam1 76.236

Gelir 4.494.290 Sterlin


Harcama 3.696.813 Sterlin
Fazlahk 797.437 Sterlin

Anla~ild1g111a gt'lre, dort ana nedene bagh olarak l 776'da Osman-


h butc;:esi 794.437 sterlinlik butc;e fazlas1yla oldukc;a iyi durum-
dayd1, fakat bu durum ondokuzuncu yuzyrlda koklu bir degi~ik­
lige ugramaya mahkumdu:

a) Yliksek kademedeki devlet gorevlilerine oldukc;:a sabit bir


odeme sisteminin varhg1 Bunlann c;:ogu uslendikleri mevki-
yc gmc hukumct taralmd::111 kcndilcrinc 1ahsis cdilmi!;i ol:rn
t;t'.$11 lt gayri men kuldcn ('\dr e11 ik ll'ri gelirle gei;imini sagla-
y:111 k1$ilrrdi vc lmtr,:c uzcrindeki nrna~ yttkti oldukc;a azdt.
b) Yinl' c~il vc sahit gelirlcrle dengdencn 1)l<lukr,:a dl1~111< askc1i
harcamalar
c) Saghk, egitim ve diger hizrnetlerk ilgili olarak hukumetin
hi<.; harcama yapmamas1 ve bunlann c;:e~itli dini gruplann
dini cemaatleri veya vak1!1ar tarafmdan kar~1larnyor olmasi.
c;) Hie;: d1~ borcun olmayViL

Zaman ic;inde butun bu ko~ullar degi~ecek ve butc;e-


nin yap1sm1 bozacakt1. Gelirler zaten azalmaya ba~lam1~u.
Toprak kay1plan neticesinde b~D.r vergisi, resim ve harac;
Ondolrnzuncu Yiizyilda lstanbul'da Ya~anan Sosyal vc Ekonmni11 Dcgi~im

gelirleri azalm1?tL Buna ragmen Osmanh hukumeti, ol-


dukc,:a guc,:lu askeri konumu nedeniyle 1820'lere kadar Av-
rupa piyasa ekonomisinin ve buna temel te?kil eden eko-
nomik felsefenin, bir ba?ka deyi?le ekonomik liberalizmin
gereklerini yerine getirmedi.
Osmanh Devleti'nin sosyoekonomik tarihini anlamak
ic,:in ekonomik felsefe konusunun biraz irdelenmesi c,:ok
onemlidir. Osmanhlann ekonomi ve ticaret felsefesi esas
itibariyle devletc,:iydi. Balkan milli tarihc,:ilerinden baz1lan
bu felsefeyi "feodal" olarak tammlam1? ve uzerinde dunna-
m1?t1r. Ashnda, ideal olc,:ulerde, Osmanh ticaret ve ekono-
mi felsefesi ahlak kavramma dayandmlml?tlr. Yani buna
gore, butD.n ticari faaliyetler, ozelli.kle g1da maddelerinin
sat1?1 ve ev e?yalan ticareti kar endi?esi ta?1madan toplu-
mun refahma hizmet etmeliydi. Dolay1s1yla, Moniteur Otto-
man'm ilk sayilannda ac,:1kc,:a belinildigi gibi ?ah1slann elin-
de uretim vas1talanmn a?m ?ekilde toplanmas1 ve sermaye
ticareti yasakn.s Bana gore Osmanhlann sosyoekonomik
sistemini derinlemesine en iyi anlam1? ki?i olan David
Urquhart, Muslumanlann Avrupa'ya ve onun ekonomik
ah?kanhklanna kar?l baz1 ternel itirazlan oldugundan soz
eder. Urquhart'a gore: "Muslumanlar Avrupahlann maliye
ve ticaret yasalanna kar?1cl1r. Gerc,:ekten de onlar ic,:in tica-
ret ve endustri ozgurlugu bagnns1zhk olc,:usu degildir. Bu,
dogrudan vergilendirmeden kaynaklanan ve ondan asla ay-
n dD.?D.nl.tlemeyecek bir gelir ak1?1mn sonucuclur. Burada
ticarel ozgurlugunden soz etmiyorum, arazi ve mallann
degerini artumak ac,:1smdan mal ticaretini kolayla?Uran ti-
caret 6zgurlug1lnden bahsediyorum. Bu ilkeler, yukledigi
ag1rhklan oldugundan farkh gosterme konusunda her za-
man gucunii kullanan Dogulu hukumetin mutlak1yetc;i yo-
netimi sayesinde istenmese de uygulamada muhafaza edil-
8 Bu ekonomik fclsefenin en iyi kay11ag1 Monilcw Oto111a11'rn Eylul HB2'dcki
cleklarasyonudur
Osman11'da Degi$i111, Modemlesme ve Ulusla~ma

mi;;tir. Bir Musluman yalmzca Avrupa'y1 ziyaret ettiginde


gorebildigi dolayh vergilendirme, dalgalanma, piyasada
mal bollugu, a?m ticaret, iflas, karanhk yollarla kazamlrn 1!?
para, zararh endustri, ya?am i<;in gerekli mallann a?m pa-
hahhg1, yoksulluk, kara para su<;lannm cezalandmlma 51
i<;in ba?vurulan kanh yasalarm Turkiye'de hi<; var olmadi-
gm1 ileri surebilirdi." 9
Bu geleneksel ekonomi felsefesinin uygulamadaki so-
nu<;lan Osmanh Devleti'nin gu<;lu Avrupa'mn yaratug1 teh-
likeyi bertaraf edememesinde a<;1k<;a gorulmektedir. Os-
manhlann ticari rekabeti kontrol altma ahnmI?tl, kredi
yoktu ve ticaret durgundu. Turk lliccarlar pahah maddeler
veya d1?anda nadir bulunan mallan satarak spekulasyon
yapmak isterniyor, yalmzca yararh mallan satanlarla ah$ve-
ri? yapmay1 yegliyordu. Para biriktirilmiyor veya sermaye
olarak yatmln11yordu, yalmzca tllccann ve yapt1g1 ticaretin
gunluk gereksinimlerini kar?ilamakta kullamhyordu. Tica-
ret hayau esas itibariyle takas ticaretini hatlrlatan bi<;imde
yuruyordu.10 Aynca, Osmanh tuccarlannm, Avrupah tlic-
carlar gibi her onemli alanda onlan bir araya Loplayan ve
tuccar ruhlanm canh Lutmaya yarayan yerle?ik cemiyetleri
olmad1g1 gibi birbirleriyle geni? kapsamh ili?kileri de yok-
tu. Ote yandan, Osmanh Devleti'nde ticaret baz1 temel
uzun vadeli ama<;lara hizmetten ziyade halkm acil ihtiya<;-
lanmn kar?1lanmasma yonelik oldugundan herkes ticaretle
ugra?abiliyordu. Ger<;ekten de ondokuzuncu yuzydm ba?-
lannda ve yuzyil boyunca lstanbul daha sonra deginilecek
olan her turlu gezgin ticareti yapan insanlarla doluydu. $e-
hir ba?tan ba?a bir pazar durumundayd1 ve bunun nedeni
hukumet kontrolunun olmay1?mdan <;ok ticaret ah?kanhk-
lan ve geleneklerdi.
9 David U1quhart, T111 llcy a11d Its Resources, Its Municif'al 01·ga11izatio11 and
hcc T1adc, Londra, 1833, s 16-17
10 Eton, s 246-248

470
,
3. II. Mahmud Yonetiminde lstanbul (1808-1839)

Bir reformcu olan II. Mahmud'un yonetimi 1808'de, yuka-


nda anlat1lan yeni ekonomik ve sosyal gu<;;lerin yava?, fa-
kat surekli bask1s1yla ba?ladi. Padi?ah tahta Rus<;;uk ayam
Alemdar Mustafa Pa?a tarafmdan <;;1kanld1 ve daha soma
pa?a, padi?ahtan soma ikinci adam haline geldi. Vezir
1808 de ayanlarla Sened-i lttifak olarak bilinen ku<;;ultlicu
anla?manm muzakerelerini yapll ve imzaladi. Bu senetle
onlara, Balkanlar'daki ve Anadolu'daki geni? topraklar uze-
rinde buyuk ozgurlukler verildi. Ayanlar, ge<;;ici de olsa,
padi?ahm otoritesine etkili bir ?ekilde kar?l <;;1km1?lar ve
otoritesini k1snlam1?lardi. Ayanlar konusunda inceleme
yapan akademisyenler, Osmanh topraklan uzerinde yuru-
tlilen mal ticareti ve uretimin piyasa ekonomisi esasma da-
yandmlm1? bi<;;imde ayanlann kontrolu altmda oldugu te-
mel ger<;;egini goz ard1 etmi?lerdir. Bu bolgelerden <;;ogu-
nun o denli zenginle?mesinde bunun pay1 bii.yuktur. Bu
vilayetler, 1812-20 donerninde, yani Sultan II. Mahrnud'un
ayanlan sindirip topraklanm ellerinden ald1ktan somaki
donernde bile olduk<;;a serbest bir ticaret faaliyeti surdur-
mli?llir. Aslmda padi?ah, sorunun nedenlerinden ziyade
etkilerine <;;bzum bulmu?tur.
Bir ba?ka incelernede 11 klasik Osmanh Devleti'nin on-
celikle dort sosyal gruptan olu?an (ordu, ulema, tliccarlar
ve g1da ureticileri ya da koyluler) sosyoekonomik ve ikin-
cisi rnilletleri ve yerel cemaatleri i<;;eren etnik-dini cemaat
sistemi temeline otunulu?u incelenrni?tir. Ayanlann ve
kendi alt gruplanyla birlikte <;;e~itli tanm, ticaret ve sa-
natkar gruplannm ortaya <;;1k1~1, II. Mehmed'in (1451-81)

11 Kcmal H Karpat, A11 lriqttirv i11io 1/ir So1 ial fow1da1io11s of Nationalisin i11 the
Otwman State, P1inceton Univcrsitesi. 1973

471
Osmanlt'da Dcgi$im, Modcmlqme ve Ulusla~ma

koydugu kanunlardan bu yana Osmanh Devleti'nin teme]i_


ni tqkil eden geleneksel sosyal yapdanmamn art1k c;ok ..
mekte oldugunun i;;aretleridir. Gerc;ekten de ondokuzuncu
l
yuzy1lla birlikte klasik Osmanh Devleti'nin dart sosyal si-
mft (erkan-1 erbaa) dag1lm1;; ya da c;e$itli yeni sosyal grup-
lar haline donli$mli;;tlir. Fakat ondokuzuncu yuzydm ba~­
larm<la millet sistemi temelini olu;;turan cemaat-dini yapi-
lanmas1 sayesinde klasik bic;imini yine de korumu;; ve bir
olc;ude degi;;meden kalmI$tlL Rum, Ermeni ve daha kuc;l.ik
olc;ude olmak uzere Yahudiler kendilerine ozgu sm1f sis-
temlerini geli;;tirmi;;lerdir. Ost duzey din a<lamlanndan, ls-
tanbul'da ve diger ticaret rnerkezlerinde ve ta;;rada ya;;ayan
Lucear ust s1mfmdan olu;;an bu tabakamn list katmanlan
padi;;aha ve onun temsil ettigi sisterne buyuk baghhk gbs-
terrni;;lerdir.
Aym milletlerin alt sm1flan, yeni tip tD.ccarlar ve sa-
natkarlar Avrupa ekonornik sisteminin ilkelerini, yani ka-
pitalist felsefesini benimserni$ler ve kendilerini bu sistemin
i;;leyi;; yontemlcrine ve uygularnalarma uyarlam1;;lard1r. Bu
yeni kapitalisl felsefeyi ilk benimseyenler Strp ve Rum Wc-
carlar olrnu;;tur. Ball Avrupa'ya kesinlikle sempatiyle yak-
la;;m1;;lardn. Musluman olmayan alt sm1f tuccar-sanatkar-
lar ile Osmanh burokratik sisteminin bir parc.;as1 olan ba;;-
lan arasmda anla;;mazhklar 182l'den itibaren biraz c;arp1k
bir bic;irnde ifade bulmaya ba$lam1;; ve neticede 1860-1870
doneminde millet sisteminde yapilan koklu reformla en
ust noktaya ula$lll1$llr. 1stanbul millet sisteminde ba;;layan
c;ozulmenin son a;;amasmm gerc;ekle;;tigi bir sahne olmu;;-
tur.
Osmanh Devleti'ndeki sosyal degi;;ikliklerin etkileri ls-
tanbul'da derinden hisse<lilmi;;tir. 1807'de Ill. Selim yone-
timini sona er<liren yenic;eri-ulema ayaklanmas1 ve Alem-
dar Mustafa Pa;;a'mn daha sonra 1808'de 11. Mahmud'u Os-

472
,
Ondolwzuncu Yiizytlda lstanbul'da Ya5a11a11 Sosyal ve El1011omi11 Dcgisim

manh tahtma <;:tkaran kar?I saldms1 ve ondan sonra Alem-


dar Pa?a'rnn oldurulmesiyle sonu<;:lanan ayaklanma onemli
sosyal degi?ikliklerin ve <;:alt?malann habercisi olmu?tur.
lstanbul'daki alt sm1flann bu ayaklanmalarda onemli rol
oynad1klan a<;:1ktir. Bu suretle, 1808'de Alemdar'm oldu-
rulmesinden hemen sonra hukumet bekar odalan olarak
bilinen yerleri kapatmt? ve yok eLmi?tir. Her onemli Os-
manh merkezinde bulunan bu hanlar ondokuzuncu yuz-
ytlda do~ok gclirli i~~jlrrin, ~chre ycni gele11 gi"'.11;menlrrin,
kitcok giri:;;imcilerin (hrkiir), diger <;e.$iL!i marjinal ve <lo-
~iik gclirli gruplann s1gma~1 olmu~tur. Aynca, hun!ar kn-
rulu dt1zene kar~i eylemlrrin ve huzursuzluklann kaynag1-
111 o lu?turrnu?lard1r.
lstanbul 1807-17 doneminde gerek ayaklanmalar ve
gerekse yang111lar nedeniyle kapsamh bir tahribata ugradi.
Bu tahriball bir in?aat patlamas1 izledi. Bunun sonucu ola-
rak, Bab1ali'nin ana binas1, yani ] 808'de tahrip edilen vezi-
riazamm dairesi $ubat 1810'da yeniden in?a edilrneye ba?-
landi. Ayrn donernde, ozellikle ?ehrin onemli bir bolurnu-
nu yok eden Loplam yeLmi? li<;: yangmda tahrip olan diger
ozel ve kamu binalannm yeniden in?as1 ba?ladi. 1845'ten
itibaren hukurnet in?aatlarda yangma daha dayarnkh olan
tugla kullamm1m a<;:1k bi<;:imde dayatmaya ba?lad1. l?in il-
gin<;: yarn, bu in?aat patlarnas1 bina giri?imcileri arasmda
<;atI?malara yo! a<;t1. Fiyatlar o derece yukseldi ki hukumet
sabit bir ol<;u koymak zorunda kald1. 12 Yerle?ik durumda-
ki giri?imcilerden baztlan in?aal alanmda ve in?aat rnalze-
mesi sal1?lannda tekelle?me yaratmaya ve bundan onemli
karlar elde etmeye kalkt1lar. NUfuzlu baz1 koyluler ve yeni-
<;eri olduklanrn iddia eden baz1 i?c.;iler, umit vaat eden in-
?aal<;tlara piyasada gec.;erli ucrellcrin iki kan c)demeyle

12 Bkz Islam A11sil1lopcdisi, '·Istanbul·· mad<lcsi Ucretlcdc ilgili beige Ahmed


Rdik'tedir. s 21-25

473
Osmanlt'da Dcgi?im, Modemlqme ve Ulusla~ma

kendilerinin gosterecegi adamlann i?<;i olarak kullamlmas 1


i<;in bask1 uygulamaya ba?lad1lar. Bir ba?ka deyi?le, arac1lar
i?glicu ve in?aaL malzemeleri uzerinde bir tekel olu?turdu-
lar. l?<;ilerin kazan<;lannm yansma el koydular.
Yuzyilm ba?lannda lsLanbul'un ya?ammda olu?maya
ba?layan degi?iklikler 1821 Rum ayaklanmas1yla h1z ka-
zandI. Bu ayaklanma yalmzca geleneksel millet sisLemini
koklli bi<;imde etkilernekle kalmad1, aym zamanda Rumla-
rm Osmanh Devleti i<;indeki ozel konumlanm ve lstan-
bul'daki sosyal yapilanmay1 etkiledi. Rum din adamlan Or-
todoks H1ristiyanlann padi?aha baghhklannda bnemli rol-
ler oynamI?tlr. Bu nedenle, Snp Patrigi yanda?lanyla bir-
likte 1690'da Macaristan'a gittiginde Snp Kilisesi'nin ba?1-
na Kalinik adh bir Rum getirildi. Daha soma l 767'de EOak
ve Bogdan'daki Fenerli yoneticilerin tavsiyeleriyle bu Kilise
kapanldI. Daha sonralan, Frans1z Devrimi fikirlerinin baz1
H1ristiyan unsurlara cazip gelmeye ba?lad1g1 l 790-95 do-
neminde Kudt.'ls Patrigi Anthimos, l 798'de Pedcrler Ogreti-
si adh vaaz1111 yay1mlayarak padi?ahm Ortodoks H1ristiyan-
lar i<;in Tann tarafmdan gonderilmi? bir nimet oldugunu
ifade etti. Rumlann takmd1klan bu tavnn tlimliyle f1rsat<;1-
hktan kaynakland1gm1 ya da Bab1ali'yi y1kmaya yonelik ol-
dugunu dt'l?linmek <;ok yanh?llr. Bu tav1r, Rum milletin
temsilcisi olan Patrik kanahyla Osmanh sistemi i<;inde te-
mel anayasal bir konuma sahip olmasmdan kaynaklanmak-
taydL 1821 Yunan ayaklanmas1, bzellikle Ruslann destek-
ledigi lpsilanti harekeLi lstanbul'da Patrik a<;1smdan kesin
bir ihaneL olarak alg1lanm1?t1r. Aslmda, Yunan devrimi bli-
tun millet sistemine, dini ve etnik gruplar arasmda kurul-
mu? olan geleneksel dengeye ciddi bir darbe indirmi?tir.
Neticede, bu olay lstanbul'da Onodoks Patrikhanesi'nin
zamanla gli<; kaybetmesinin ve buglinkli onemsiz konuma
gelmesinin ba?lang1cm1 olu?turmu?tur. 182] Yunan devri-
mi dinsel ba?J govdesinden ay1rm1?, yani Yunauistan'daki

47 4
,. Ondolwzm1cu Yuzyilda lstanbul'da Ya~anan Sosyal vc Elwnomil1 Dcgi~im

ve diger yerlerdeki Ortodoks H1ristiyanlar ile Patrikha-


ne'nin baglanm koparm1?, bbylece her grubun kendi poli-
tik kaderini tayin etmesine olanak hazirlam1?llr. Sonuc:;
olarak, Rumlann yararlanmakta olduklan ayncahkh ko-
numlanna etkin bic:;imde son vermi?tir. Daha somalan,
ozellikle 1856'dan soma lngilizlerin destegi ile Rumlar ls-
tanbul'da ustun bir konuma gec:;mi?lerdir.
Yunan devriminin koklu sosyopolitik etkileri lstan-
bul'da hissedilmi?tir. Masum olmasma ragmen, cemaatin
ba?l olmas1 nedeniyle kendi cemaatinin eylemlerinden so-
rumlu tutularak Patrik as1lm1?llr. Gizli bir mektubu c:;evi-
rirken kendilerini suc:;lu du?urecek bir cumleyi kasten atla-
yan ba? mutercim Konstantin Moruzzi ve ondan soma i~­
ba?ma gec:;en ki?i k1sa bir sure hizmet verdikten soma i?ten
uzakla?tmlm1?lard1r. Onyedinci yuzyil ortalanndan itiba-
ren Rumlara tahsis edilmi? olan tercumanhk gorevi arllk
bir Turke verilmi?tir. 13 Osmanh donanmasmda gorev yap-
makta olan Rum denizcilere eski guven kalmam1? ve neti-
cede hukumetin Bogaz'da donanmaya"denizci toplama c:;a-
balan sonuc; vermeyince Cenevizliler ve Galata'da bo? do-
la?an insanlar denizci olarak almm1?llr. Aynca, ?ehirde bir
Rum ayaklanrnasmdan korkuldugundan Musluman halkm
ve ozellikle yerlikulu olarak bilinen genc:;lerin silahlanrna-
sma izin verilmi?tir. Bunlardan baz1lan Hiristiyanlara sal-
d1rm1? ve ?ehirde h1rs1zhklann ve duzensizligin artmasma
katk1da bulunmu?lard1r. l?te bu donemde silah satl?l lstan-
bul'da c;ok kar getiren bir i? dah haline gelmi? ve 1839'da
silah ta?1ma yasaklanmcaya kadar bu bzelligini korurnu?-
tur. Rumlara kar?l ahnan bnlemler bununla da kalmam1?-
llr. Sebze ve yag satarak serrnayelerini artirmak amac1yla
diger ?ehirlerdcn lstanbul'a gelen c:;ok say1da Rum zorla
13 Bkz R Walsh, A Rc1idrncc i11 Comtanti1wplc, c I, Londra, 1836, s. 308. ls-
tanbul'daki lngiliz ilLiyilkekiligi'nde papaz olan Walsh burada 1820-Yj y1lla-
nnda hlzmcl vcrmlstir

475
Osmanl1'da Degi~im, Modemle~me ve Uluslasma

geldikleri yerlere geri gonderilmi?lerdir. Aynca, casuslara


kar?l bir onlem olarak, ?ehre yeni gelenlerin kulland1klan
murur tezkerelerini kontrol etmek uzere c;e?itli yerlere
(Kuc.;:ukc;ekmece, Bostano) kontrol noktalan kurulmu?tur.
Camiler ve kutsal yerler onanlarak ?ehrin Musluman ka-
rakteri iyice vurgulanml?tlr. 1824'te Anadoluhisan'nm ye-
di kulesinden Ramazan boyunca her gun orucun sona erdi-
gini bildiren top atl?l yapilmaya ba?lanmt?ttr. Gec;mi?te,
yalmzca Rumeli Hisan'mn kulelerinden top att?l yap1hrdi.
Boylece, ah?kanhklar ve gbrenekler uzun sure ?iddetli c.;1-
k1$lan engellediyse de lstanbul'da ya?ayan c.;:e?itli din ve et-
nik baghhktaki gruplar arasmda her ac;1dan uzun sure de-
vam eden ban? havas1 sona erdi. l?in ilgirn;: yam, Rumlann
1821 'de zay1flamas1 diger etnik gruplann iktidara gec;mele-
rine yol ac;tt. Ermeniler yonetimde giderek daha fazla soz
sahibi olmaya ba?lad1lar ve lstanbul'daki Bulgar \Uccar top-
lulugu daha fazla zenginlik ve nufus sahibi oldu.

4. Yeni Sosyal S1mfm Yukseli?i: Burokrasi

Sosyoekonomik ili?kilerin degi?rnesi neticesinde birc;ok ul-


ke dom:i?ume ugrad1. Turkiye'de Mushimanlar arasmdaki
sosyal yeniden yap1lanma tepecle ba?lad1 ve hukumet tara-
fmdan gerc;ekle?tirildi. Bu degi?ikligin ba?lad1g1 ve etkileri-
ni en fazla gbsterdigi yer lstanbul'du. Deg;i?iklik eski bu-
rokratik duzenin zamanla degi?mesi ve yeni ve modern bir
duzenin tesisiyle ba?ladi.
1826'da Sultan II. Mahmud'un yenic;erileri ortadan
kald1rmas1yla lstanbul en renkli, fakat aym zamanda en
fazla sorun kaynag1 olan bu sosyal gruptan kurtuldu. Pra-
tik ac.;1dan yenic;eriligin lagvedilmesi c;ok say1da ki?inin on-
lara sosyal stalii, rutbe ve orgutlu hareket etme olanag1 ve-
ren yan askeri bir kurumdan mahrum kalmalan anlamrna
gelmekteydi. 1826'da ortadan kaldmlamayan yenic;eriler

476
Ondolwzuncu Yiizy1lda lstanbul'da Ya~anan Sosyal ve Ekonomi'1 Dcgi~im

zamanla lstanbul'da ve. kendilerini ozellikle ba;,;kentten da-


ha guvende hissettikleri baz1 kui;;uk ;,;ehirlerde <;;ah;,;maya
ve kui;;uk i;,;ler kurmaya ba;,;ladilar. Baz1lan limanlarda i;,;
arayan vas1fs1z i;,;<;;i oldu ya da Galata'daki kahvehanelerde
zaman olduren aylaklara kan;,;ti. Yenii;;erilerin lagvedilme-
sinden hemen soma hukumet lstanbul, Oskudar ve Gala-
ta'daki erkek nufusunu tespit etmek i<;;in bir ara;,;t1rma yap-
n. Buna Katolikler dahil edilmedi. Tamamlanmad1g1 goru-
len ve buyuk bir olas1hkla yalmzca aile reislerinin sayt!d1g1
bu ara;,;tirmaya gore Muslumanlarm say1s1 45.000, Ermeni-
lerin 30.000 ve Rumlann 20.000'di. Bu donemde onemli
bir idari yenilik ba;,;lat1ldi. Musluman mahalleler bundan
boyle bir muhtar ve yard1mc1s1 tarafmdan, H1ristiyan ma-
halleler ise bir kahya yonetici ve bir muhtar tarafmdan ida-
re edilecekti. Her mahallenin kendi imam1 veya papaz1 ola-
cakn. Bu mahallelerin idari ba;,;kanlanna resmi kagitlan
muhurlemek ii;;in bir rnuhur verilecek ve kendi rnahallele-
rindeki duzeni saglarnaktan sorurnlu tutulacaklardi.
1826'da Yeni<;;eri Ocag1'nm lagvedilmesinden hernen
soma, padi;,;ah, lstanbul bir ba;,;ka eski alameti farikas1 olan
tulumbac1lan da (itfaiyeciler) lagvetti. K1sa bir sure soma
i;;1kan yangmda ;,;ehir ag1r tahribata ugraymca padi;,;ah go-
nullulerden olu;,;an yeni bir yangmla mucadele ekibi kurdu.
llgin<;; bir ba;,;ka geli;,;me ise Bekta;,;i tekkelerinin (HaCI
Bekta;,; yeni<;;erilerin koruyucu piriydi) 1826'da Nak;,;ibendi
tarikatma dahil edilmesi ve boylece Nak;,;ibendi tarikatmm
daha gu<;;lenmesidir. Bekta;,;i liderleri Anadolu'ya surulrnu;,;-
lerdir. Aynca, 1826'da aym donemlerde serbest Masonlar
locas1 lagvedilmi;,; ve ba;,;lan ;,;ehri terk etmek zorunda b1ra-
k1\m1;,;t1r. lstanbu\'da ilk mason locas1, Avrupa'da Osmanh
buytikeli;;isi olarak gorev yapm1;,; olan lsmail Ferruh Efendi
tarafmdan 1820 civannda kurulmu;,;tur. Loca <;;ok k1snh sa-
y1da insana munhas1r kaln11;,; ve toplant1lanm gizli yapm1;,;-
tlr.

·1477
Osma11l1'da Degi5im, Modemle5me ve Ulusla5ma

Yenic;;eri Ocag/nm lagvedilmesi padi?ah1 kendisini az-


ledecekleri ya da oJdurecekJeri korkusundan kurtarmt? Ve
orduyu ve burokrasiyi yeniden yapiland1rmasma olanak
vermi?tir. Bu suretle padi?ah 1831 yilmda t1marlann geni~
kapsamh kalmttlanm da ortadan kaldirm1?t1r. Burun bu
geleneksel kurumlan ortadan kald1rarak padi$ah taht1 te-
mel destek unsurlanndan mahrum b1rakm1? oldu. Gayri-
muslimlerin millet kurumlan gibi bu kurumlar da padi~a­
hm halkla dogrudan temas etmemesini saghyor ve onu ge-
lecek tehlikelerden dogrudan koruyordu. 1826'dan itiba-
ren padi$ah halkm destegi.ni yanma c;;ekmeye c;;alt$tl, fakat
ba$anh olamadi.
le; du$manlarla, hala varhg1m surduren ayanlarla ve es-
ki askeri ?eflerle mucadele etme geregi, 1829'dan sonra
Mahmud'un izledigi siyasetin odak noktas1 ohnu$tur. Bu
yeni felsefenin sonuc;;lan k1sa bir sure sonra lstanbul'da
ac;;1kc;;a gorulmeye ba?lanm1$tlr. II. Mahmud o tarihten iti-
baren tahtm halk1 sindirmeye c;;ah$mayacag1m, tam tersine
halka destek olacagm1 ac;;1klam1$t1r. 14 Kanh bir despot ola-
rak iktidanm ba$latan padi$ah c;;ok c;;abuk ymnu$am1$ ve
?ehir ic;;inde, hatta ta$rada seyahat etmeye ba$lamI?tlr. Da-
ha soma, Abdulmecid (1839-61), Abdulaziz (1861-76) ve
II. Abdulhamid (1876-1909) donemlerinde lmparatorluk
faytonu lstanbul sokaklannda s1khkla gorulur olmu?lur.
Bu arada, II. Mahmud 182l'de $ehirden kac;;an Rumlann
evlerine donmelerine ve kiliselerini onarmalanna izin ver-
mi?, hatta onlara koruma saglamt?tlr. Aynca, ulkeleriyle
sava$ c;;1kug1 zaman o ulkenin buyukelc;;isini hapse atma
ah$kanhg1m kaldirmt?Ur. Her yeni buyukelc;;inin Bab1ali'ye
ilk takdiminde hediyeler vermesi gelenegine de son ver-
mi$tir. padi?ahm bu adeti lngiliz buyukelc;;isinin bnerisi
uzerine hie; itiraz etmeden kabul ettigi bilinmektedir. Boy-
14 E. Engelhard, La Turquic et le Tanzima(, 1 c., Paris, 1882, s 17

478
Ondolmzuncu Yiizyilda lstanbul'da Ya~anan Sosyal ve Elwnomik Degi~im

lece elde edilen karla birlikLe usLun bir konumdan ebedi-


yen vazgec;:ilmi?tir. 15 Ashnda, padi?ah daha da ileri gitmi?-
tir. Bir portresinin yap1lmasm1 ve bunun daire duvarlanna
as1lmas1m istemi?tir. Bu istek dini tutucular arasmda skan-
dal olarak nitelenmi?tir. Aynca, bir anatomi kitabmm ba-
silmas1 talimatm1 venni? ve oglu c;,:ic;,:ekten olunce butun
c;,:ocuklannm Frans1z bir doktor tarafmdan a?1lanmasm1
saglam1?, veba ve koleraya kar?I etkin onlemler ald1rm1?tlr.
(Ashnda c;,:ic;,:ek a?ISI onsekizinci yuzy1ldan beri bilinmek-
teydi.) Bir sure soma, lstanbul'da ve diger limanlarda ka-
ranLina binalan in?a edilmi?tir. Padi:;;ahm halkm saghg1yla
ilgilenmesi ve H1ristiyanlara kar:;;1 izledigi dostc;:a politika-
lar, inanc;:lanm yaymak isteyen baz1 papazlarm padi?ahm
Hiristiyanhg1 kabul edebilecegini dll?llnmeye itmi:;;tir. 16
FakaL II. Mahmud yapm1? oldugu reformlarla ne Muslu-
manlara ne de Hiristiyanlara yaranabilmi?tir. Hayatmm
sonlanna dogru, ulke askeri ve ekonomik ac;,:1dan 1808'de
iktidara geldigi doneme k1yasla daha zay1flad1g1 ic;:in goz-
den dll?mll?tllr. Padi?ahm populerligini kaybetmesini
ac;,:1klamak gayet basittir. 11. Mahmud, bunlan kontrol ede-
cek yeterli vasitalan olu?turmadan ve ozellikle bu yeni or-
gutlere mali destek saglayacak yeterlilikte yeni bir ekono-
mik duzenin temellerini atmadan geni? bir sivil burokrasi
ve yeni bir ordu kurmu?tur. Avrupa ile artan ekonomik ve
ticari ili:;;kiler ve c;:e?itli ic;: sorunlar, halka surekli ve guve-
nilir hizmet verecek uzmanla?m1:;; teknik kadrolann olu?-
turulmas1m zorunlu hale getirmi:;;tir. Aynca, gec;,:mi?te sos-
yal, egitim ve saghk hizmetleri veren vak1£1ar ya da yard1m
kurumlan yeni gereksinimlerin kar?1lanmasmda yetersiz
kalm1?tU. Sonne;: olarak, hukumet c;:e?itli teknik hizmetler
15 Walsh, II c., s. 297
16 Age, s. 294 lstanbu\'da domuz sau~ma 1834'ten sonra izin verilmi~tir. Daha
iinccleri ytlda yalmzca bir gun M uslumanlann giirmeyecekleri bir yerde <lo-
muz sau~1 yap1hrd1.

479
Osmanlr'da Degi$im, Modcrnlqme ve Ulusla~ma

yaratmak ve her alanda yeni sorumluluklar ustlenmek zo-


runda kalm1?t1r. Uygulamada bu geleneksel Osmanh bu-
rokrasisinden tumuyle farkh bir burokrasi s1mfmm on pla-
na <;1kmas1yla sonu<;lanm1?llr.
Aslmda, yeni burokrasi kimsenin ele?tiremedigi ve
sorgulayamad1g1 efendiler sm1fmm hakimiyetine yol ar,;-
m1?tir. Zaman i<;inde toplumun yeni ugra?1smm, yani mo-
dernle?menin sosyal sembolleri haline gelmi?lerdir. Bu ye-
ni burokratlar sm1h tumuyle Muslumanlardan ve bzellikle
Turklerden olu?maktaydi. Bir sure soma padi?aha hakim
duruma ge<;erek, haua padi?ahlan gorevden uzakla?tirarak
ve neticede padi?ahhg1 tUmuyle kald1rarak hukumetin
kontrolunu ele ge<;irdiler.
Yeni burokratik duzen once lstanbul'da ortaya <;1kt1 ve
?ehrin gorunil?ilnu degi?tirdi. 182l'de C. Moruzzi muter-
cimlikten at1ld1 ve yerine hem tercuman hem de dil ogret-
meni olarak Bulgarzade olarak tanman Yahya Efendi geti-
rildi (onu unlu lshak Boca izledi). Avrupa kultUruyle te-
mas noktas1 i?levini yerine getiren ve Tercume Odas1 ola-
rak bi linen kurumda insanlan egitmeye ba?ladi. 184] itiba-
riyle bu egitim okulunun kadrosu otuz ki?iydi. Ge<;mi?te,
Osmanh devlet adamlanndan <;ogu askeri yonetirn kadrola-
nndan gelerek ust yonetirn kadrolanna oturrnu?tU. Fakat
1830'lardan itibaren iktidara Tercume Odas1'ndan llrman-
maya ba?lad1lar. Bu suretle ondokuzuncu yuzyilm, Re?id,
Ali, Fuad ve Midhat Pa?a gibi unlu yenilik<;i ba?bakanlan,
yani veziriazamlan bu kurumda egitilmi?lerdir. 17 Yine de
Avrupa dillerinin, bzellikle Frans1zcanm Tercume Oda-
s1'nm kurulmasmdan onceki donemlerde bile baz1 Osmanh
askeri kurumlannda bgretilmi? oldugunu vurgulamak ge-
rekir. Tercume Odas1'nm bnemi, Osmanh Devleti'nin Av-
rupa'ya yonelimini, yeni bir anlay1? benimsemesini ve eski
17 CV Findley, "The Foundation of the Ottoman Foreign Ministry", IM]ES
(3) 1972, 5 338-416
, 011d0Jwzw1cu r'uzytlda lstanbul'da Ya~anan Sosyal ve Elwnomil1 Degi~im

tmparatorluk gorevlilerinden tUmuyle farkh yeni bir sivil


burokrasinin i~ba~ma geli~ini simgelemesinde yalar. Aslm-
da bu, yeni bir sm1ft1r. Bu arada, k1sa bir sure soma veziri-
azama Ba~vekil ve Reisulkuttab'a Hariciye vekili denilmeye
ba~lanm1~t1r. Gec:;mi~te veziriazamm yunJ.ttugu dam~ma ve
adli gorevleri yeni kurulmu~ iki konsey (Dar-1 $ura-y1 Ba-
b1ali ve Meclis-i Vala-i Adliye) devralm1~ur. Eski burokra-
sinin ust kademeleri lagvedilmi~ ve eskiden mevcut y1lhk
atamalann, yenilenme sisteminin yerine atamalann ve i~­
ten uzakla~tmnalann personel gereksinimine gore yapild1-
g1 bir sistem getirilmi~tir. Bu suretle, 1835'ten itibaren
Hammer-Purgstall'm 1815'te yaptig1 Osmanh yonetimi in-
celemesine konu olan Osmanh burokrasisi kokten degi~­
mi~ ve devre d1~1 kalm1~tlr (Hammer bile Osmanh burok-
rasisindeki luzh degi~imi teslim etmi~tir).
1850 civannda Osmanh merkezi hukumeti, yani di-
van, gerc:;ekte ise modern kabine a~ag1daki gorevlilerden
olu~maktayd1:

1. Veziriazam (oturuma ba~kanhk eden)


2 . .$eyhulislam
3. Serasker-Sava~ Bakam
4. Kaptanpa~a-Donanma Bakam
5. Devlet Konseyi ($11ra-yi Devlet) Ba~kam
6. Topc,:u Birlikler Ba~kam (butlin kalelerin valisi)
7. D1~i~leri Bakam (Hariciye Nazm,
eski Reis Efendi)
8. Maliye Bakam (Maliye Nazm)
9. Hazine Yoneticisi (Darphane Ba~1)
10. Vak1f1ann Yoneticisi (Efkaf-1 HOmaym Nazm)
11. Muste~ar veya Vezir Dam~mam
(aym zamanda Dahiniye Nazm)
12. Zaptiye Nazm (eski Kahyabey)
Osmanl1'da Degisim, Modemlqme ve Ulusla~ma

Yeni burokrasi bir sure soma alt ve ust kesim olmak


uzere yap1landmldi. Ost kesim askeri hiyerar?iye kar?1hk
gelen be? onemli rutbe ic;:ermekteydi: rumen komutam, tu-
gay komutam, albay, yarbay, binba?1 ya da tabur komutan 1
ve yuzba?L Mil?ir (feldmare?al) en yuksek rutbeydi. llk iki
rutbede bulunan gorevliler ic;:in, daha onceki yuzy1llarda
pek kullamlmayan pa?a terimi kullamldi. Ashnda pa?a teri-
minin zenginlik, yuksek staru ve prestij simgesi oldugunu
belirtmeye gerek yok. Yeti?mekte olan burokratlar ic;:in sos-
yal beklentilerin en yuksek noktas1m temsil etmekteydi.
Ost duzey subaylann maa?lan oldukc;:a yuksekti. II.
Mahmud yuksek rutbeli gorevlilere ayhk 100.000 kuru? gi-
bi yuksek bir rakam odemeyi planlaml?tl.
1850'lerde bir servis ?efi yakla?1k 1.000-1.200 frank
ayhk ahrken basit bir memur yalmzca yakla?lk 25-30 frank
ahrdi. Aym ayhk fark1 ordu personelinin maa?lannda da
soz konusuydu. Ubicini'nin verdigi rakamlara gore, 1855
butc;:esinin onemli bir bolumu devlet memur\anna, yani ye-
ni "modern" burokrasiye yap1lacak odemelere aynlml?tL 18

Tablo 2
Gehr (Frank) Harcamalar (Frank)
Hara<; 9.200.000 Padisah 17.250 000
Gumnlkler 19.760.000 G6revliler 44.850.000
O~ur 50.600.000 Ordu 69.000 000
Dolayh vergiler 34.000.000 Diger (fark da dahil
olmak uzere) 28.152.000
Gayri menlml 46.000.000 Toplam 159.252-000
M1s1r'a verilen 6.900.000
Eflak'a ve rilen '160.000
Moldavya'ya verilen 230.000
Sirbistan'a verilen 460 000
Top lam 167 610 000

18 Ubicini, La Turquie Actuclle, Paris, 1855, s. 191


,
Ondohuzuncu Yuzyilda lstanbul'da Ya~anan Sosyal ve Elwnomill Degi~im

Bu harcamalann kar?1lanmas1 zorunlulugu padi?ah1


vergileri artirmak zorunda b1rakm1?t1r. Gerc,;ekten de II.
Mahmud harac1 14 kuru?tan 30 kuru?a c,;1karm1? ve aym
vergiyi tezkere ad1 altmda Muslumanlara da uygulamay1
planlaml?tlr. Aynca, c,;ogu devlet tekellerinde satllmakta
olan temel tuketim maddelerinin bazilannm fiyatlanm art-
tirml?tlr. Aslmda, tekellerin daha kapsamh kullamlmas1
yolunda yap1lm1? olan planlar halkm tepkisinden korkul-
dugu ic,;in uygulamaya konulmaml$tlr. Mal satl$lanndan ve
ah$veri$inden ve dini mahkemelerin sonuc,;landird1klan
davalardan ulema tarafmdan alman yuzde onluk verginin
kaldmlmas1 fikrinden de vazgec,;ilmi?tir.
Bu a?amada c,;ogu lstanbul'da ikamet etmekte olan mo-
dern burokrasinin olu?masmdan kaynaklanan ekonomik
ve sosyal sonuc,;lan k1saca ele almak gerekir. Burokrasinin
her kademesinde c,;ah?anlar, gec,;mi?te oldugu gibi arazi ge-
lirleriyle gec,;inmek yerine devletten duzenli ayhk almaya
ba?lam1?lardir. Bu nedenle, 1850'den itibaren ulkenin her
yerinden toplanan gelirlerin onemli bir bolumu burokrasi-
ye yap1lan odemelere gitmi?tir (Tablo I ve II'yi k1yaslay1-
mz). Gelirlerin buyuk bir bolumu lstanbul'da harcanmak-
tayd1. Sonuc,; olarak, lstanbul'daki burokrasi butlin satm al-
malanm pe?in parayla yapan onemli bir tuketim grubu ha-
line gelmi?lir. Bu satm alma gucu ?ehir ekonomisinin en
azmdan uc,; kesimini c,;ok ciddi bic,;imde etkilemi?tir: g1da,
giyim ve gerek kira, gerekse gayri menkul fiyatlan olarak
yerle?im. Vilayetlerden gelen paramn buyuk bir bolumu-
nun lstanbul'da harcanmakta olu?u ?ehir nufusunun art1-
$llldan, her c,;e?it g1da ve giyim magazalannm say1lanmn
artmasmdan ve hizmet grubu olarak adland1rabilecegimiz
gruplann c,;ogalmasmdan da anla?ilabilir. Ozellikle,
1850'lerden soma lstanbul'da i? yapma olanaklan para ak1-
$llldaki sureklilik ve sivil ve askeri kesimdeki burokratik
personel say1smdaki artl? sayesinde c,;ok geni?lemi?tir. ls-
Osmanh'da Dcgi~im, Modemlqme ve Ulusla~ma

tanbul'daki ekonomik geli?menin iiretimden ziyade tiike-


tim, ticaret ve hizmet baglant1h faaliyetler sayesinde oldu-
gunu belirtmek gerekir. lstihdam olanaklan yaratmakla
l
birlikte bu faaliyetlerin <;ogunun iilkenin ekonomik geli~­
mesine yaran olmu?sa bile bu, <;ok kii<;iik ol<;iidedir. Ondo-
kuzuncu yuzy1hnbirinci yansmda lstanbul'da kurulan fab-
rikalann <;ogu askeri gereksinimleri kar?1lar nitelikteydi.
Bu arada, Hali<; sahillerinden ve Galata k1y1s1, baz1lan <;ok
modern olan askeri tesislerle donatildi.
lngiliz Buyiikel<;iligi'nde papaz olan R. Walsh, 1830'lar-
da "silah depolannm Galata'dan ba?layarak liman boyunca
bir dizi depo ve atolyeyi kapsayacak ?ekilde bir bu<;uk mil-
lik bir alana yay1ld1gm1" yazm1?t1r. "Buralarda i~ledikleri
<;e?itli su<;lar nedeniyle hapse atilm1? be? yuz kadar i?<;i ko-
leler gibi birbirlerine zincirlenmi~ olarak <;ah?maktad1r."
Walsh kendisinin silah deposunu, Piri Pa?a Tersanesi'ni ve
Tophane'deki top dokumhanesi ile depoyu gordiigiinu ya-
zar. "Bunlar Portsmouth ya da Woolwich'tekiler kadar iyi
donammh ve iyi idare edilen yerlerdi, hatta Avrupa'mn di-
ger iilkelerindekinden <;ok daha iyi durumda olduklanm
soyleyebilirim" demi?tir.19
Ondokuzuncu yuzyilm birinci yansmda lstanbul'da
baz1 ku<;iik endiistrilerin de ba?lam1~ oldugunu goruyoruz.
III. Selim 1812'de 600 dokuma tezgah1 <;ah?t1ran buyiik bir
basma pamuk fabrikas1 kurmu?, fakat 184 l'de yalmzca 41
dokuma tezgah1 kalm1?t1r. Walsh'm anlamklanna gore Os-
kiidar'daki pamuk fabrikasmda Manchester'deki fabrikada
<;ah?anlardan daha usta goriinen birka<; yiiz i?<;i istihdam
edilmi?tir. (Olduk<;a biiyiik bir binada faaliyet gosteren
matbaa da Oskudar'da bulunmaktaydi.)
Basit bir adam olmasma kar?rn Sultan II. Mahmud'un
goziine girmeyi ba?arml? olan Mustafa Pa?a, Balta Lima-
m'nda aletleri ve bilgileri d1?andan ithal edilmi? bir deri
19 Walsh, c. l, s. 379.
,
Ondolwzuncu Yuzy1lda lstanbul'da Ya~anan Sosyal ve Elwnomill Degi~im

fabrikas1 kurmu;;tur. 1827'den soma Eyup semtindeki Ta$-


hkburun'da bir pamuk iplik fabrikas1 (iplikhane) kurul-
!11U$tur. (ah$nrmak ic,:in katirlardan yararlamlm1;; ve gun-
luk 22 okka iplik uretmi;;tir.
lstanbul'da endustrile;;me sureci sermaye yetersizligi,
giri;;imcilerin olmay1;;1, 6zellikle yetersiz teknik egitim ve
elitizmin dar sosyal felsefesi nedeniyle c,:ok uzun surme-
mi;;Lir.
Burokrasi "modern" okullarda egitilmi;;ti ve zaman
ic,:inde kendi ulkesinin temel sorunlanndan ziyade Avrupa
kulturu ve Avrupa urunu e$yalarla ilgilenmeye ba$lad1. Bir
ba;;ka deyi;;le, burokrasinin oldukc,:a yuksek kultur seviyesi
tuketim ah$kanhklannm daha sec,:kin hale gelmesine yol
ac,:t1, Egitim seviyesi ve gelir yukseldikc,:e sec,:kin zevkler
edinme ve tiiketim egilimi daha guc,:lu hale geldi. Sonuc,:ta,
lstanbul giderek daha fazla olc,:ude Avrupa mah ahc1s1 hali-
ne geldi ve Avrupa tarz1 dukkanlar ve eglence ah;;kanhkla-
n yaylld1. Bunlardan daha soma sbz edilecektir.
Osmanh halk1 lstanbul'daki bu sosyoekonomik degi-
$ikliklerin etkilerini derinden hissetmeye ba$lad1. Ti.caret
f1rsatlan c,:ok say1da Turk, Rum, Ermeni, Bulgar ve diger
etnik gruplann hrsatlardan yararlanmak ic,:in c,:ok uzak vi-
layetlerden kalk1p lstanbul'a gelmelerine neden oldu. Bun-
larm c,:ogu g1da maddeleri satic1hg1 ve dagH1Cihg1 ba$ta ol-
mak uzere c,:e;;itli meslekler edindiler. Ta$ra vilayetlerinden
gelen seyyar sallc1lann c,:ogu zamanla zengin oldu ve kendi
saygm i;;yerlerini ac,:nlar. Bu arada, lstanbul'da pazarlar da
degi$meye ba;;lad1. Gec,:mi$te bunlar suba$1, lonca ba;;lan
ve ulema gibi c,:e;;itli gorevliler tarafmdan yonetilir ve kont-
rol edilirdi. Pazarlar hizla buyuyup geleneksel yollarla
kontrol edilemez hale gelince, agirhklarm ve olc,:ulerin
kontrol edilmesi de dahil olmak uzere butun kontrolu hu-
kumet ele ald1. Bu i$ eskiden ulema tarafmdan yap1hrd1.
183l'de, daha soma ele almacag1 gibi, l 453'te $ehrin fethe-
1

i 485
Osmanli'da Degi5im, Modcmlcsmc vc Ult1sla5ma

dilmesinden bu yana i?ba?mda olan eski ?ehremini dairesi


lagvedildi ve yerine 1854'te yeni ?ehir idaresi ac:;1ldi.
Ondokuzuncu yuzy1l ortalannda hala Anadolu'dan
Suriye'den, Irak'tan ve diger yerlerden gelen kervanlar ls~
tanbul'a her c:;e?it mal getiriyor ve ic:; taranarda satmak ic:;in
lstanbul'dan mal ahyordu. <:=ogu zaman lstanbul'da ahnan
mallar donil? yollan boyunca Anadolu ?ehirlerinde ve koy-
lerinde sauhyordu. <:=ogu Avrupa kokenli diger mallar ku-
c:;uk teknelerle Marmara, Akdeniz ve Karadeniz sahillerin-
deki kuc:;uk limanlara gotlirulup oralardan gidecekleri yer-
lere gonderiliyordu. Fakat lstanbul ihrac:; ettiginden fazlas1-
m tuketir hale gelmi?Li. Daha sonralan Izmir, Selanik ve
Beyrut ihrac:; ve ah?veri? i?lemleri ac.;1smdan onemli yerler
haline geldi. Kervan ticaretinde esas roh:_1 seyyar satIClhk ya-
pan ve ta?ra ?ehirlerini ve halkm1 tamyan tuccarlar oynadl.
Ondokuzuncu yuzyilm ilk y1llannda lstanbul'un eko-
nomik hayall daha c.;ok pazar ve bedesten etrafrnda don-
mekteydi. Daha soma, pazar di?ma, sokaklara, mahalleler-
deki ticaret merkezleri ile Pera ve Galata'ya ta?LL Yuzyilm
onalanna dogru lstanbul'daki merkez pazarda binin uze-
rinde dukkan ac:;ild1. Turk tuccarlar deri, kurk, kitap, par-
fom, gravur ve diger maddeler uzerinde uzmanla?tilar.
Rumlar pamuklu maddeler saltl lar ve terzi ve dericilikle
ugra?tilar. Ermeniler mucevheraL, saat ve i?lemecilikle; Ya-
hudiler ise diger c:;e?itli i?lerle ugra?maktayd1lar. Sa-
natkarlann c.;ogu orgutlenrni?ti.
Pazar tuccarlannm tarzlan birbirinden farkh ve c:;ok
c:;e?itliydi. Turk tuccarlar bir fiyat isterler, fakat bu fiyat1
du?lirrneye izin vermezlerdi. Pazardaki H1ristiyan ve Yahu-
di tUccarlar ic:;in ise durum degi;;ikLi. Fiyatlan kolayhkla
c:;ok a?ag1lara indirebilirlerdi. Genel kural ?Uydu: Ermeni
tliccara size soyledigi fiyatm yans1m, Rum tUccara uc:;te bi-
rini, Yahudi tliccara ise dortte birini teklif et. Fakat bir
Musluman tliccardan mal alrnak istiyorsan ne fiyat vermi?-
, Ondolmzuncu Yiizyilda lstanbul'da Ya5anan Sosyal ve Elwnomil1 Dcgi5im

se onu odemek zorundasm. 20 Pazarda kar'?1hkh guvene da-


yah bir guvenlik havas1 hakimdi. Yeni olu;;makta olan Av-
rupa tipi i'? bolgeleri olan Galata ve Pera'da ise hirs1zhk s1-
radan bir olaydi.
Pazar d1'?mda mal ah'?veri'?i daha c;ok bekarlann kont-
rolundeydi. Ubicini'ye gore, 1853'te lstanbul'da yakla'?1k
toplam 75.000 bekar ya'?1yordu. Bunlann be'?te ikisi Turk
ve geri kalanlan Rumlar, Ermeniler ve diger milletlerden
ki'?ilerdi. Bunlann c;ogu sermaye biriktirmek ve kendi yer-
lerinde kendi i'?lerini ba'?latmak amac1yla ta'?radan gelmi'?
ki'?ilerdi. Bekarlann c;ogu vas1fs1z olduklanndan her i'?i ya-
parlardi. Bekarlar hamal, saka (bu.yuk deri torbalara doldu-
rulmu'? ;;ekilde su ta'?1yanlar), helvac1 (helva yap1mcilan
veya saucilan), cigerci (k1zarm1'? ciger satanlar) ve diger
meslekleri yapular. Sayilan SOO'e varan hamallar c;ogu Ga-
lata ve Tophane'de hanlann kap1lannm onlerinde yani i'?-
yerlerinde c;ah'?an Turkler ya da Ermenilerdi. 21 DD.rustluk-
leriyle Lanman hamallar bir ba'? etrafmda (hamalba'?1) top-
lanarak odalanm kurdular. Dar ve dik sokaklan yuzunden
lstanbul araba ve arabaya bagh ta'?1mac1hk ic;in elveri'?li ol-
mad1gmdan hamallar gerekliydi. $imdi bile baz1 semtlerde
aym durum gec;erlidir. Yuzyilm ortalanna kadar su yolu
ta'?1macihgmda daha c;ok kay1kc;ilar kullamldi. Zamanla,
modern feribotlar Bogaz'da yolcu ta'?1maya ba'?ladi. Kay1k-
c;ilann c;ogu bekard1 ve yap1h ki'?iler arasmdan sec;ilirdi. ls-
tanbul'da kay1kc;1hk oldukc;a karma'?1k bir orgutsel yap1ya
sahipti. Daha dogrusu kendi ba'?ma bir kurumdu. Ozel '?a-
lnslarm sahip olduklan ve c;ah'?urd1klan kay1klar vard1. Fa-
kat sahilin· baz1 kesimlerinde kamu ula'?1mmda kullamlan
ve kay1k<;,:ilann i'?lettikleri kay1klar bulunurdu. Kamu ula'?l-
mmda kullamlan bir ba'?ka kay1k tipi all! ila sekiz kurekc;i
20 Ubicini, s. 327 Meskklcrin rnmmlamalan Teophile Gautier, Conslanlinople,
Paris, 1883, s 110-1J2 adli eserinde bulunabilir.
21 A. Ubicini, s. D2
Osmanll'da Dcgi~im, Modemlc~me vc Ulusla~ma

tarafmdan c;:ekilen pazar kay1g1 idi ve her ya!?tan, cinsten ve


dinden c;:ok say1da ki$i tarafmdan kullarnhrdi. Bu kay1klar-
da MuslOmanlar, H1ristiyanlar, Yahudiler, kadmlar (pec;:eli)
ve erkekler rahatc;:a seyahat ederlerdi. (Kiirekc;:ilerin say1la-
nmn on dart olmas1 gibi bir kural soz konusuydu.)
Turkler lstanbul'da iizerinde ara$l!rma yapilmas1 gere-
ken onemli bir meslegin hemen butun kontroliinii ellerin-
de bulundurmaktayd1lar. Bunlar katipler, yani mektup ya-
z1nlard1. Onlara kuc;:uk bir masa ve ic;:inde murekkep $i$esi
la$Iyacak $ekilde tasarlanml$ 6zel bir kemer, bir kalem (ku$
tuyunden yap1lm1$ bir kalem) ve kuc;:uk bir b1c;:akla pazarla-
rm civannda ve cami onlerinde rastlanabilirdi. Her c;:e$i t
mektup, muska ve her tiirlii ileti yazarlard1. Bunlardan ba-
zllan Osmanh kaleminde kullamlan yedi tiirden elyaz1s1 ya-
zabilen kaligrafi uzmanlanydi. Yukanda sozii edilen mes-
lekler d1$mda geleneksel donemde hayati i$levleri olan c;:ok
c;:e$itli meslekler de vard1. Ondokuzuncu yt!zyilm ikinci ya-
nsmda bu eski mesleklerden c;:ogu koklu degi$ikliklere ug-
rad1, baz1 lan tiimuyle yok oldu ya da yeni ko$ullara uyum
saglayarak ciddi bic;:imde degi$ti. Ornegin, katipin yerini za-
manla arzuhalci ald1. Arzuhalci, kuc;:uk bir ucret kar$1hgm-
da daktilo ile resmi dairelere dilekc;:eler yazan ki$iydi.
Ondokuzuncu yuzy1lda lstanbul'un nufusunda da ge-
rek say1, gerekse etnik, sosyal ve dini yap1lanma ac;:1smdan
onemli degi$iklikler oldu. Onsekizinci yuzyil sonlannda
lstanbul\m nufusu, birc;:ok gozlemciye gore, muhtemelen
300-350 binden fazla degildi. Fakat Ubicini'ye gore, ondo-
kuzuncu yuzy1hn ortalanna dogru lstanbul'da 722.000 ki$i
ya$arnaktayd1. Bunun 380.000'i Musluman, 205.000'i Er-
meni, 100.000'i Rum ve 37.000'i Yahudiydi (1897 nufu-
suyla k1yaslaym).
Bu niifus $ehir ile d1$ mahalleler arasmda C$it $ekilde
~<:g1li_ri~t1._22~ __(;~-r~~kten de ekonomik hrsatlar, yeni ba$la-
22 1 hormo11. II c, s 20: Eton, s 41-45, 272, 279

I 488
r Ondokuzuncu Yuzv1lda lsra11bul'da Ya~anan Sosyal ve El1011omik

yan ula$1m kolayhklan ve nufusun artl$1 Marmara ve Bo-


gazlar boyunca d1$ mahallelerin olu$mas1m ve buyumesini
Dcgi~im

h1zland1rd1. Bu donemde lstanbul 318'i $ehrin i<;:inde ol-


mak uzere 455 mahalleden olu$maktayd1 ve $ehir duvarla-
nnm d1$mda ise 137 mahalle vardi. $ehir duvarlannm d1-
~mda kalan mahalleler Kasnnpa$a, Haskoy, Galata, Pera,
Tophane, Fmd1kh, Uskudar, Eyup ve bunlara bagh olan
mrnt1kalard1. Galata, Pera, Kas1mpa$a ve Tophane voyvoda
ya da Galata ba$kad1s1 tarafmdan, Eyup ve bagh mmnkala-
n ise bir ba$ka kad1 tarafmdan yonetiliyordu. $ehrin ken-
disi 1854'te yeni idari yap1lanma olu$turuluncaya kadar
veziriazam, kaptanpa~a ve lstanbul Efendisi, yani belediye
ba$kam tarafmdan yonetildi.

BOLUM II
ONDOKUZUNCU YlJZYILIN 1K1NC1 YARISINDA
lSTANBUL

5. Avrupahla~mamn Ba~lamas1

Ondokuzuncu yuzy1hn ikinci yansmda lstanbul ya$amma


Galata ve 6zellikle Pera, yani Beyoglu'nda kurulan merkez-
ler kanahyla Avrupa'nm hakimiyeti girmeye ba~ladi. Ger-
<;:ekten de bu donemde Pera giderek daha yogun bi<;:imde
lstanbul'daki her faaliyet alanmda Osmanh geleneksel kul-
turune Avrupa'nm galebe <;:almasm1 sembolize eden bir
sosyal ag1rhk merkezi haline geldi. 1853'teki Kmm Sava$1,
1838 ve 186l'de lngiltere ile yap1lan ticaret antla$malan,
1856 Paris Antla~mas1 ve 6zellikle 1856 Islahat Fermam
Osmanh Devleti'nde Avrupa'mn nufuzunun artmas1m sag-
layacak zemini haz1rlad1 ve Musluman olmayan orta s1m-
fm ustunlugunu dolayh $ekilde kolayla$tlrd1. 1838'de Os-
manhlann lngiltere'yle imzalad1klan ticaret antla$mas1, iki
ulkenin kendi s6murgeleriyle ticareti art1rmak ve iki ulke
I
i 489
Osmanli'da Dl'gi~im, Modcmlc~mc ve Ulusla~ma

aras111da uretilcn mallann al1$veri$ini kolayla$t1rmak an1a_


c1yla bir <lizi ticarct k1s1Llamalanm ortadan kaldmh. Sonu,
olarnk, 1ngilterc'<lr inrnt edilen ma! Jar Osnrnn h n~·vleti'ne
akmaya ba~la<l1 ve birkar; yd i\inde sanatkarlar ve dukkan
sahipkrin<len olu$an Musluman Osman Ii orta sm1f1 ynk ol-
du. Esas i?levi Avrupa'da uretilen ucuz makine i?i mallan
dagnmak olan ve bu surec;: ic;:inde kendi himayelerindeki
elemanlar1 kullanan yeni bir Rum ve Ermeni orta sm1f guc,;
kazandl. Onemli bir ithal !imam olarak Istanbul, bu sosyo-
politik degi$imin merkezi haline geldi.
Avrupa'ya yonelimi kolayla$tlran ba$ka psikolojik et-
menler de soz konusudur. 1853 Kmm Sava$t lstanbul'a
Avrupa ile kitle temas1 kurulmas1 ic;:in zemin haz1rlad1. Sa-
va$ s1rasmda $ehirde Frans1z ve lngiliz askerler kald1. Bun-
lar, dli$mandan ziyade Ruslara kar$1 birlikte sava$ilan dost-
lar, muttefik\er olarak gorulduler. lnsani duzeydeki bu
dost<,,:a bir arada bulunmay1 lstanbul halkmm Avrupa'nm
kanalizasyon, saghk, ula$llrma ve bunun yanmda <;:e$itli g1-
da ve giyim maddeleri gibi ho;;luklan ve kolayliklanyla bi-
rinci elden tam;;mas1 izledi. Bir ba;;ka deyi?le, Bau ile itti-
fak, Muslumanlann Avrupa'ya ve Avrupa kultlirune kar?1
duyduklan korkulan ve bnyargilann baz1lanm ortadan
kald1rdi. Sonuc,;ta, lslahat Fermam olarak bilinen 1856 Fer-
mam Muslumanlar i\e gayrimuslimler arasmdaki C$itligi
saglamaya c,;ali$1rken aslmda H1ristiyanlann ekonomik guc.;
elde etmelerine yardm1c1 oldu.
Avrupa'ya ve modernle$meye yonelim <;:e?itli c,;agda?
kurumlann i?lerlik kazanmas1yla kolayla$tl. Yeni egitim
sistemi uygulanmaya ba$land1 ve ondokuzuncu yuzy1lm
ikinci yansmda h1zla geli;;li. Yeni kurulan okullann buyuk
bir k1sm1 lstanbul'daydi. 1870'lerde egitim sisteminin te-
mel i;;levi halk1 egitmekten c,;ok devlet gorevleri ii:;:in perso-
nel yeLi$tirmekti. Modern bir okulda egitim, bir mezuniyet
diplomas1 ve bir de yabanc1 dil bilgisi yeni hakim duruma

490
Ondolwzw1cu Yiizyilda lsta11bul'da Ya~a11an Sosyal ve El1011omil1 Degi~im

ge<;meye ba~layan s1mf, yani blirokrasi-aydmlar s1mf1 i<;in


belirleyici i$aretlerdi.
Ylizy1lm ba$lannda, Osmanh Devleti'ndeki Mlislli-
manlann birka<; tane askeri egitim ama<;h kurum d1$mda
modern tipte okullan yoktu. Fakat 1860'lardan itibaren ls-
tanbul'da <;ok say1da meslek okulu a<;ildi. Bunlar arasmda
T1bbiye, Mlilkiye, Askeri Mlihendislik, Deniz Akademisi,
Askeri Lise, Harbiye, Ziraat ve Veterinerlik okullanndan
ozellikle bahsetmek gerekir. Bu okullardan mezun olanla-
rm <;ogu blirokrasiye katildi. Daha soma 1880'\erde egitim
sistemi li<; kademeli hale getirildi: llk kademe (slibyan ve
rli$diye), ikinci kademe (sivil ve idari okullan i<;eren idadi-
ye, sultaniye) ve daha list kademe (liniversite ve daha once
deginilen personel okullan da dahil olmak lizere ozel ylik-
sek okullar). Bunlar arasmda, Osmanh Devleti'nde olu~tu­
rulacak uygun kliltlirel ve egitsel destekle siyasi ama<;lan-
na ula$mak isteyen Frans1zlann isranyla 1868'de Frans1zca
egitim veren Galatasaray Sultanisi de vardi. Egitim sistemi-
nin list kademeleri lstanbul'da veya civanndaki bolgelerde
toplanm1$lL 23 1866'dan soma ve ozellikle II. Abdlilhamid
doneminde modern egitim sisterni vilayetlere yaygmla$tl-
nld1 ve ta$radaki list s1mfm yukan dogru hareket etrnesine
zemin hazirladi. Aynca, ondokuzuncu ylizy1lm ikinci yan-
smda 1talyanca, Almanca ya da Frans1zca egitim veren ba$-
ka yabanc1 okullar da a<;ild1 ve mevcutlar geni$letildi. Bu
suretle, yirminci ylizyilm ba$lannda Osmanh Devleti'nde
toplam 62.336 ogrenci <;e$itli okullarda Frans1zca ogrendi
ve bunlann <;ogu Frans1z hliklimetinden mali yardnn al-
di.24 Fesch'e gore Frans1zca ogrenen ki~ilerin toplarn say1-
lan aslmda <;ok daha fazlayd1 ve en az 70.000 civanndayd1.
23 Ubicini, s. 58.
24 Paul fcsch, Co11S1a11ti11oplc aux dcmic1s jours d'Abdulhamid, Paris, 1907, s
44q Bkz Kemal H Karpm, 'The Mass Media", R W;ud vc D A. Ruston
(eel l. Political Modcrnizatio11 in /apan and Tu.-l1cy, Princeton, 1964

I 491
Osmanlr'da Dcgi~im, Modemlqme ve

Yalmzca lstanbul'da 6.668 Frans1zca bgrenen ogrenci bu-


lunmaktayd1 (Beyrut'ta 22.695 bgrenci).
Vlusla~ma
1
lstanbul'un h1zla degi~en gbrunumunun resmini ta-
mamlamak i<;in ileti~im ve ula~1m sistemlerinin geni~letil­
digini de vurgulamak gerekir. Bir tlir bulten olan ilk Turk
gazetesi. Takvim-i Vekai hukumet tarafmdan 183l'de ya-
y1mlandi. Aynca her Cumartesi yaymlanan Frans1zca nus-
has1 da vardi. Bu gazeteyi okuyucunun gbzunde cazip k1-
lan ve gazeteye daha yuksek statU veren bir ba~ka bzelligi
de ba~makaleyi s1khkla padi~ahm kaleme almas1ydi. Ger-
<;ekten de padi.~ahm fikirlerini ta~1yan bir gazetenin varhg1
zaten kendi ba~ma entelektuel bir devrimdi. Bir gazeteni.n
yaymlanmasmm etkilerini Walsh a~ag1daki sbzcuklerle
mukemmel bi<;imde anlatm1~t1: "lmparatorluk haberlerinin
bu yolla yay1mlanmas1 (gazete bi<;iminde) evrensel a<;1dan
dikkat <;ekici bir durum. Gazete kahvehanelere bile girdi.
Eskiden kahve ve tUlilnle kendinden ge<;mi~ yan uyur va-
ziyette gordugum Turkler ~imdi ellerinde gazete, uyamk
bi<;imde haberleri okuyorlar. Fakat en ah~ilm1~ ileti~im yo-
lu haber odalan. Buralan haberlerin nas1l topland1gm1 gor-
mek isteyenlerin yeri ... Bu konuya harcanan dikkatin (ga-
zete okuyucusuna) bir masalc1ya harcad1klanndan <;ok
farkh oldugunu gordum ... Bir ne~e ya da kahkaha yok, fa-
kat herkes kesin bir dikkatle dinliyor gbrunuyordu ... lm-
paratorluk reayas1 bu lilr bir yaymm cazibesine kap1lm1~
durumda ve bunu taklit etmelerine izin verilmi~ olmasm-
dan <;ok memnunlar. "25
Takvim-i Vckai'yi k1sa bir sure soma Ceridc-i Havadis
ve Terciiman-1 Hakikat izledi ve hepsinin toplam tiraj1
32.000'di. Aynca, toplam bask1 say1s1 yakla~1k 10.000 olan
haftahk dokuz yaym daha vardi. lngilizce-Frans1zca gun-
luk gazete, Monitcur Oriental, Levant Hcrlad, Eastern Exp-
25 Walsh, c. I, s 283

I 492
Ondohuzuncu Yiizy1lda lstanbul'da Y~a11a11 Sosyal ve Ekonomi11 Degi~im

ress, La Turquie ve Turk<;e bir ticari bultene kar~1hk top-


lam bask1 say1s1 yakla~1k 25.000'e (20.000 gunlukler i<;in)
ula~an u<; ticari bulten vardt. Yunanca toplam bask1 say1s1
17-18 bin civarmda olan dokuz ve toplam bask1 say1lan 10
bin civannda olan be~ Ermenice gunluk ve sekiz haftahk
ne~riyat vard1. Yahudilerin iki gunluklerine ilaveten bir ls-
panyolca ve bir lbranice gunluk gazete yaymlanmaktaydL
Bir Almanca, ltalyanca ve S1rp<;a yaym mevcuttu. Boylece,
ondokuzuncu yuzy1lm sonundan itibaren lstanbul'un
onemli bir bolumu -muhtemelen 100-300 bin ki~i- ~ehirde
konu~ulan dillerden birinde yaymlanan en azmdan bir
gunluk ya da haftahk yaym okumaktaydi. Ula~1m gu<;luk-
leri gazetelerin ta~raya gonderilmesini engelledi.
Walsh'm ifadesine gore, yine de bir gazetenin <;1kiyor
olmas1 en onemli ve en olaganustu yenilikti... "Bu, kamuo-
yunun var oldugu ve hukumete yon veren bir gii<; te~kil et-
tiginin kamt1yd1. ..''26
Sonu<; olarak, ula~tuma sisteminin geli~mesi lstan-
bul'un Avrupave i<; kita ulkeleriyle ileti~imini <;ok yogun
hale getirdi. Ornegin, buharh gemiler lstanbul'dan Marsil-
ya'ya gidi~ suresini alt1 haftadan alt1 gune indirdi. Ondoku-
zuncu yuzy1lm ikinci yansmda lstanbul'u dunyamn her
yerindeki ulkelere baglayan yakla~1k yirmi denizcilik hatll
olu~tu. Osmanh hukumeti de yolcu ta~1mak i<;in buharh
bir gemi satm ald1. Daha soma, 1844'te deniz kuvvetlerine
bagh iki gemi, Mesr-i Bahri ve Eser-i Hayir, Bogaz sahille-
rindeki muhtelif noktalara yolcu ta~1maya tahsis edildi.27
Birka<; y1l soma yolcu ta~1ma ayncahg1 Frans1zlann kont-
rolunde bir deniz ta~1mac1hk ~irketi olan Sirket-i Hayri-
ye'ye verildi. Sirket, Bogazlar ve Hali<;'te bir feribot hatlan
ag1 olu-?turdu.
26 Age, s. 279.
27 Islam Ansilzlopcdisi, "Istanbul" maddesine bakm1z. Bu belgedeki tarihi bilgi-
lerin <;ogu Lutfi Tarihi'nden edinilen bilgilere dayandmlm1~nr.

493
Osmanlt'da Dcgisim, Modemlesmc ve Uluslasma

Demiryollan lstanbul'un ileti?im kapasitesini arurd1.


i
Avrupa'dan gelen ve lstanbul'da sona eren hat yeni in?a
edilmi? olan Sirkeci Gan'm kullamyor ve uzun Asya hatt1
ise Asya sahilindeki heybetli Haydarpa~a ganndan ba?h-
yordu (Ek'e bakm1z). Bugun, her iki gar da lstanbul'a hiz-
met vermektedir. 1840'ta modern posta servisi kuruldu ve
eski ?ehirde buyuk bir bina yap1ld1. Zamanla Marsilya, Tri-
este ve Tuna uzerinden Avrupa'ya uc; posta yolu kuruldu.
Yalmzca yazlan kullamlan sonuncusu en suratli olamydi.
Yerel kultlir veya yerel gereksinimler pek fazla dikkate
almmadan Avrupa'dan kopya edilen c;agda? egiLim sistemi-
nin giderek artan etkisi de dahil olmak uzere butlin bu ge-
li?meler Bati'mn prestijini artirdi. K1sa bir slirede lstanbul,
Pera'daki temsilcileri. tarafmdan yozla?tmlm1?, kabala~tml­
m1? ve gerc;ek ~eklini. kaybetmi~ olan sozde Avrupa kultu-
runun Osmanh Devleti'nin diger yerlerine yay1ld1g1 bir
merkez haline geldi.
Avrupa ile temasm ba?lad1g1 ilk donemlerden yakla?1k
1850'lere kadar Turkler, lstanbul'da kendileri.ne ait bir uy-
garhk yaratt1klannm ve ~ehri daha ustun degilse bile Avru-
pa'daki kar?1hklanna benzer sanat eserleri ve yararh hiz-
metlerle donatllklannm tam anlam1yla bilincindeydiler.
Ornegin, lstanbul'a gelen Avrupah zi.yaretc;iler ?ehrin terazi
olarak amlan geleneksel su sisteminden c;ok etkilenmek-
teydiler. Bu, kendi dogasmda mevcut c;ekim gucu ve s1v1-
nm dogal ak1?1yla suyu temizleyen bir sistemdi. Ondoku-
zuncu yuzyilm ikinci yansmda ulusal kulture duyulan ilgi
yerini Avrupa uygarhg1m ozumseme c;abalanna birakti.
Gelenekc;ilik ile modernlik arasmdaki c;eli?ki her iki done-
min ideallerini temsil eden iki i.nsan tipiyle c;ok iyi gosteri-
lebilir. Istanbul Efendisi, yani. ondokuzuncu yuzy1lm bi.rinci
yansmdaki. ideal tipten oldukc;a iyi maddi. durumda, iyi ai-
le c;ocugu, Arapc;a ve Farsc;a bilen, ?iir yazan ve Hafiz,
Omer Hayyam, Nedim ve diger Dogulu ~airlerin ?iirlerini

I 494
Ondohuzuncu Yuzy1lda lstanbul'da Ya~anan Sosyal vc Elwnomih Degi~im

okuyan, iyi konu~abilen, nazik ve zarif tav1rh olmasr bek-


lendi. Yuzy1hn ikinci yansmda ise ideal insan tipi bundan
oldukc;a farkhyd1.
Sosyal ve ailevi koklerin onemi giderek azahyor gibiy-
di. !deal insamn modern meslek okullanndan birinden
mezun olmas1, Frans1zca bilmesi, burokratik hiyerar~ide
saygm bir yeri olmas1 ve abart1lm1~ bir nezaketle sakin ve
romantik tavirlar sergilemesi gerekmekteydi. Yeni lstan-
bullu Bey (bu, iyi egitimli, daha D.stD.n adam1 tammlamak
ic;in kullamlan bir terim) politik ac;1dan duyarh, ulkesi ve
kulturunun degerli oldugunu kamtlamak ic;in uzun tarti~­
malara girmeye hazir bir adamdl. Fakat Avrupa'ya hayran-
hkla bakug1 ic;in, tersine iddialanna ragmen bu "modern"
adamm kultun:.tyle baglan h1zla zay1flad1 ve bunlann ilerle-
me ve c;agda~hk anlamma geldigine inanarak Avrupah ta-
v1rlan taklit etmeye ve Frans1z elbiseleri giymeye ba~lad1.
KD.lturel yabanc1la~ma ba~lam1~t1. Ondokuzuncu yuzyil or-
talannda lstanbul'da c;ok c;e!?itli eski eserler ve ogrenim ku-
rumlannm mevcudiyetine ragmen kendi ~ehrinin eski ha-
zinelerine soguk bakarken Bat1 kulturu, tiyatrolan, edebi-
yau ve sanan orrn adeta buyulemi!?ti. C::e!?itli kaynaklardan
almm1~ baz1 onemli kultur kurumlanmn listesi etkileyici-
dir. Buna gore, 1850 civannda, lstanbul'da c;e~itli buyuk-
luklerde 350'den fazla cami, 91 Rum ve Ermeni kilisesi, 8
Katolik kilise, 3 7 sinagog, 518 medrese, 3 7 halk kutD.pha-
nesi, c;e~itli buyuklukte 200 hastane, 100 imarethane,
300'D.n D.zerinde hamam ve birkac; yl.tz han vard1. BD.tD.n
bunlar yeni Osmanh Musluman aydm1m etkilemiyor gibiy-
di. Avrupa'da D.retilmi!? bnemsiz bir e~ya paha bic;ilmez bir
hazine ve bir Avrupa ~ehrinde ya~amaksa tek ruyalanyd1.
Fakat Avrupa kulturu lstanbul'a once egitim ve tekno-
loji olarak degil ~ehir caddelerinde serbestc;e sanlan mallar
~eklinde geldi. Bu mallar lstanbul'a Selanik, Trabzon, lz-
mir ve diger gumruklerden ak111ld1. Gumrukler tii.ccarlara

: 495
Osmanli'da Dcgi$im, Modemlqme ve Uluslapna

kiraland1 ve gumrukleri i;;leten tD.ccarlar kendi mallanni


gumruksuz sokarak diger tD.ccarlarla e;;it olmayan ko$ul-
larda rekabet ettiler. Bag1ms1z tD.ccarlar agu gumruk 6de-
mek zorunda kald1klan ic;in bundan c;ok zarar gorduler. Bu
arada, hukumetin gumruk gelirleri surekli olarak azahrken
tuccarlann bu durumdan duyduklan rahats1zhk art1yor-
du.28
Osmanh Devleti'nin Ban'dan yapilan ithalat1 tercih et-
tigi ve ihracata agu vergiler koydugu bilinen bir gerc;ektir.
19 Nisan 1861 'de Kanhca'da Bab1ali ile lngiltere arasmda
imzalanan ticaret antla~mas1 lngilizlere Osmanh topraklan
uzerinde kapsamh ticaret bzgurlugu ve ayncahklar verdi.
Avrupa'nm Osmanh ekonomisine s1zmas1 ve hakim duru-
ma gec;mesi lstanbul'da hemen ac;1kc;a gorulmeye ba;;land1.

6. Pera'nm Onem Kazanmas1 ve


lstanbul'un Modernle;;tirilmesi

Ondokuzuncu yuzy1lm ikinci yansmda Pera ya da Beyoglu


lstanbul'un modern Avrupa kesimi olarak ortaya c;1kt1.
Gerc;ekten de Pera (Galata da dahil olmak D.zere) hemen
her ac;1dan bag1ms1z bir ~ehir haline geldi. Ondokuzuncu
yuzy1hn ikinci yansmda Pera'nm nufusu c;ogu Rum, Erme-
ni, Yahudi, Frans1z, Avusturyah ve diger milletlerden in-
sanlar olmak uzere daha c;ok Musluman olmayanlardan
olu;;maktayd1. Modern ticarethaneler ve bankalar merkez-
lerini Beyoglu'nda ac;tilar. Modern dukkanlar, tiyatrolar ve
Avrupa tipi c;e;;itli eglence yerleri ancak burada bulunabili-
yordu. Askeri kurulu;;lann yam s1ra modern okullardan
28 Bkz. J. Lewis Farley, Turliey, Lonclra, 1866, s. 98-9. Bosna ve Hersek'teki
gumriik vergileri yerel ~irketlere a~1k artnrma yoluyla saulm1s ve 6776 ster-
lin gelir saglanm1snr. Bir sonraki y1\ aym isi hukiimet devralm1s ve 23.980
sterlin gelir elde etmistir. Dogru yonetilmis olsayd1 lsranbul'daki giimriik
bu gelirin ii~ katm1 saglayabilirdi Daha sonra, Kani Pa~a doneminde hiikii-
met bunu yapm1s11r.
, Ondolmzuncu Ytc::_yilda lstanbul'da Ya~anan Sosya! vc Eho110111il1 Dcgi;im

baz1lan Pera'da ya da civannda a<;,:ildi. Gu<;:IO diplomatlar-


dan aomas1z i~adamlarma ve meslek sahiplerine kadar her
milletten Avrupahlar Pera'da lopland1. Yani Pera yalmzca
lstanbul i<;:in degil, bOtun olke i<;:in modernligin merkezi
haline geldi.
Pera, onaltmCl yuzyilda Frans1z boyokel<;:isinin ika-
metgah1 olarak kuruldugu gunden beri zaten belirgin bi-
<;:imde Avrupa ozellikleri 1a~1maktayd1, fakat o donemlerde
gene! etki gucO onemsizdi. Ondokuzuncu yuzy1lda Pe-
ra'nm politik, ekonomik ve kO!tOrel a<;,:1dan onem kazan-
mas1 Osmanh Devleti uzerinde giderek artmakta olan Av-
rupa nOfuzunun sonu<;:lanndan ba~ka bir ~ey degildir. Bir
ba~ka deyi~le Pera, Avrupaldann ya~ad1g1 ve devletin kade-
rini etkileyen ikinci bir Osmanh ba~kenti haline gelmi~tir.
Ondokuzuncu yuzyilm ikinci yansmda Pera'da onalu dip-
lomatik temsilcilik vard1 ve bunlarm ba~lan kendilerine ait
milli kolonilerin liderleri olarak gorO!Oyordu. Pera'da ileti-
~im dili Frans1zcaydi.
Ondokuzuncu yuzyil boyunca Pera'da Fransa'nm
hakim kulturel ve politik konumu surduroldu ve Frans1z-
lann say1lannm sm1rh ol<;,:ude de olsa artmas1 devam etti.
Clstanbul'da Frenkler olarak bilinen Frans1zlar ba~ vergisi
odemezlerdi.) Ubicini'ye gore 1894'te Pera'da ya~ayan
Frans1zlann sayilan yakla$1k l.OOO'di. 0 sualarda, Frans1z-
lar da dahil olmak uzere Pera'da toplam nofus yakla$Ik
olarak 28-30 bindi ve bunlann dag1hm1 ~oyleydi: 6.000
Rum, 1.000 Maltah ve lyonyah, 1.600 Avusturyah, 1.000
Rus ve geri kalam Ermeni, lngiliz, Toskanah, Bel<;:ikah,
Hollandah, Danimarkah, lspanyol, Prusyah, Amerikah ve
iranh. 29 Daha once de belirtildigi gibi, Pera bir Avrupa
;;ehriydi. lyi bir ~ohreti yoktu.30 Yl.'tzy1lm ba~lannda, Akde-
29 Ubicini, s 439
30 1818 dolaylannda Pera ilc ilgili ltalyanca bir ~a1 k1 vard1 vc "Pera Pera, <lei
scclk1mi nido" (Pera Pera, akaklann yuvast)s6zcuklctiyle bu koLu ~iihretini
vurgula111aktayd1

497
Osmanl1'da Degi~im, Modcmlqme vc Ulusla~ma

niz sahillerinden gelen maceraperestler, hatta suc;lular ic;in


cazip bir yerdi Vt;'. ozellikle Frans1z D1~i~leri Bakam Duke
de Boglie'nin 1833'te Marsilya Ticaret Odas1'ndan almm1~
belgesi olmayanlann Pera'da yerle~emeyecekleri yolundaki
hukmu kaldirmasmdan soma bu durum daha belirgin hale
gel di.
Pera'nm uzerinde yer ald1g1 Loprak pan;as1 c;ok kuc;uk
bir bolgeyle smirhydi. Sonuc;ta, ondokuzuncu yuzy1hn
ikinci yansmda, ekonomik firsatlann cezbeuigi giderek ar-
tan say1daki bu insan ak1mm1 kald1ramaz hale geldi. Yuzy1-
lm ortalannda Pera'da evlerin kiralan ve fiyatlan c;ok yuk-
sekti. Ornegin Pera'da tek bir odanm kiras1, Paris'te en iyi
otelin iki ya da uc; odah suitinin fiyatmdan daha yuksekti.
Arazi fiyan da dahil olmak uzere vasat bir evin fiyatl yakla-
~1k 80.000 kuru~tu ve ev sahipleri, s1k s1k c;1kan yangmlar
evlerini yerle bir etmeden en k1sa sure ic;inde verdikleri pa-
ray1 c;1karmak pe~indeydiler. Ornegin, 1870'te c;1kan bir
yangmda 3.000 ev yand1 ve bina sahiplerinin iflasma ne-
den oldu. Pera'da bir pie toprak (bir pie 80 cm 2'ye e~it) fi-
yan 1.000-1.200 kuru~ civanndaydi. Buna kar~1hk Pera d1-
~mdaki yerlerde aym toprak yalmzca 15-20 kuru~a almabi-
liyordu.31
Pera'da yemek fiyatlan eski ~ehirde oldugundan yakla-
~1k be~ kan daha yuksekti. Bu nedenle, Pera civanndaki
arazilere Tophane, Fmd1kh ve Cihangir s1rtlanna hukumet
gorevlilerine ru~vet vererek ev in~a etme izni alm1~ olan
birc;ok Avrupah bir anda zengin oldu.
Ondokuzuncu yuzy1lm ikinci yansmda Pera koklu bir
sosyal ve ekonomik degi~im ya~ad1. <;:ok basit bic;imde an-
lanlacak olursa, Pera, ekonomik ve etnik ac;1dan Galata'nm
bir parc;as1 haline geldi ve kendisini on plana c;1karan sahte
Avrupa kultiirel ozelliklerini Galata'ya verdi. Galata'da, ya-
ni lstanbul'un h1zla geli~en modern i~ semtinde c;ah~an
31 Ubicini, s. 442

I 498
011dolrnztmcu Yuzyilda lstanbul'da Ya~anan Sosyal ve Ehonomill Dcgi~im

Rumlar, biraz da Ermeni ve Yahudi Wccarlar, ondokuzun-


cu yuzy1lm ikinci yansmda buyuk ekonomik gu<; kazand1-
lar. lngilizlerin Osmanh Devleti'nde ve lstanbul'da gu<;lu
bir ekonomik konum olu::,;turma <;abalanndan yararlanan
bu Rum tuccarlar, onlann yerine Franklan i::,; liderleri yap-
tilar ve ozellikle ku<;uk dukkan sahipleri ve i::,;<;iler olmak
uzere <;ogunlukla Rumca konu::,;malanna ragmen kulturel
ve linguistik a<;1dan kendilerini Frans1zlarla ozde::,;le::,;tirdi-
ler.
Frenklerin Pera'da hakim bir grupken yak olmalanmn
nedeni k1smen Turklere ve diger Osmanh etnik gruplanna
kar::,;1 takmd1klan tutucu ve k1Sltlay1c1 tavird1r; fakat Fran-
s1z dili ve kulturu varhg1m surdurmu::,;tur. Bu tav1rlan tica-
ri etkile::,;imin yogun hale gelmesini engellemi::,;tir. Bu do-
nemde, lngiltere kapsamh bir ticaret ozgurlugunden yana
hareket etmi::,;tir. Aynca, Yunanhlan, Akdeniz ve Ortado-
gu'da lngilizlerin kendi ticari hegemonyalanm olu::,;turma-
lannda stratejik ve profesyonel a<;1dan yardnnc1 olacak en
vas1fh grup olarak gormu::,;tur. Bu fikrin en tanmm1::,; oncu-
lerinden olan David Urquhart, eski ozel ticari ayncahklar
sistemi hakkmda ::,;unlan yazm1::,;tir: "Fren kl er olarak ta-
mmlanan bir grup dogdugunu. Bu sm1f Turkler ile Avru-
pahlar arasmdaki ileti::,;imi engellemekle kalmay1p aym za-
manda bunlann birbirlerine kar::,;1 besledikleri eski antipa-
tileri, yanh::,; anlamalan surdurerek kendi onyargilanna
inand1rarak Avrupahlann Turkleri ve reayay1 yarg1lama
noktasmda olmad1klanm savunan ve Turklerin gozunde
Avrupahlan kli<;lilten bir tav1r i<;inde oldu; Avrupahlann
ya::,;ad1klan yerlerde Turklerle daha fazla ili::,;ki i<;inde ola-
caklan. du::,;unulur, fakat durum bunun tam tersidir; yerli
halk1 tammak ve onlarla dostluk kurmak istenirse Frenkle-
rin Avrupahlan ku<;uk gorulecek varhklar haline du::,;urme-
dikleri yerlere gidilmesi gerekir. " 32
32 Urquhart, s 208

499
Osmanl1'da Degi~im, Modcrnlc~me vc Ulusla~ma

Frenkleri bulunduklan gu<;;lu konumdan sokup atma-


da bnemli bir rol oynayan Galata tD.ccarlan, yine de Fran-
s1z kulturunun en gu<;;lu destekleyicileri olmu?lard1r. Hepsi
gunluk ya?amda Turk<;;e ve Rumca konu?tuklan halde, Ga-
lata'da ya?arken ve <;;ah?irken i? dili olarak ltalyanca kul-
lanm1?lard1r. Fakat zenginle?ip nufuz sahibi olunca ltal-
yancadan vazge<;;ip Frans1zca kullanmaya ba?lam1?lar ve
Pera'da ev edinmi?lerdir. Ger<;;ekten de daha <;;ok 1850'den
soma, Galata tD.ccarlan Pera'da pahah evler satm almaya
ba?lam1?lar ve diplomatik misyonlann devamh konuklan
haline gelmi?lerdir. Ogullan ve k1zlan Avrupahlann ver-
dikleri konserlere, balolara kaolm1?lar, Frans1zcay1 en iyi
?ekilde konu?maya <;;ah?ml?lar, aynca Avrupa sanatl ve
edebiyall konusunda ne kadar <;;ok ?ey bildiklerini her hr-
satta gostermi?lerdir. lstanbul'da halen konu?ulmakta olan
Frans1zcadan anla?1lacag1 gibi gramer ve fonetik bilmeyen
Frans1zca ogretmenleri kolayhkla i? bulmu?lar, gunduzleri
Galata'daki burolarda <;;ah?llktan soma ak?amlan iki semti
birbirine baglayan dik yoku?lan tirmanarak evlerine don-
m1:i?lerdir. Bir sure soma, daha soma anlatilacag1 gibi Pera
ve Galata tek bir ?ehir ya da kendisine ozgu idari yap1lan-
ma ile altmc1 mahalle haline gelmi?tir. Kultur a<;;1smdan ise
Pera bnemli bir katk1da bulunmaml?tlr. Ubicini, "Burada
dukkanlann bnunde yeni Frans1z mallan satan Turk ka-
dmlan gormeseniz, ikinci ya da D.<;;D.ncu s1mf bir ltalyan
?ehrinde oldugunuzu dD.?D.nebilirsiniz ... lstanbul'a bagh ol-
makla birlikte Pera, lstanbul'dan Pekin ya da Kalkuta ka-
dar farkh" diye yazar. 33
Pera'daki Avrupahlar normal olarak haftada D.<;; kez ti-
yatroya ve yemege giderek eglenirler, zaman zaman da yal-
mzca list s1mfm davet edildigi balolara katihrlardi. Pera'da
<;;e?itli dillerde yay1mlanan alti gazete vard1. Yirmi denizci-
33 Ubicini, s 443

500
Ondolwzunrn Y11zy1lda lstanbul'da Ya~anan Sosyal ve El10nomil1 Degi?im

lik ham Batl ile surekli irtibat halinde oldugundan Avru-


pa'dan istedikleri her $eyi ahrlardi. Yine de Ubicini'ye go-
re, "yuzy1hn ortalannda Pera, Marsilya ya da Cenova'ya
ula$mak i<;in en az al ti hafta nm gerektigi yirmi yil oncesin-
de oldugu gibi"ydi ve Bau'nm fikirlerine, ahlaki ya$ant1s1-
na hala yabanc1yd1: "Pera bildigim en onemli edebiyat kar-
$ltl bir <;evreydi." 34
Pera'nm geli$mesi, tuccarlann hakim grup olarak orta-
ya <;1k1$lan ve semtin sozde Avrupah gorunli$1i, demogra-
fik ve kulturel etmenlerin bir sonucuydu. Nufus artl$ma,
k1smen geleneksel millet sisteminin dag1lmasmdan kay-
naklanan gayrimuslim gruplann hareketliliginin artmas1
da katk1da bulunmu$tU. Bunu, lstanbul'un eski k1s1mlann-
dan Rum, Ermeni ve Yahudi cemaatlerin dagtlmalan ve bu
insanlardan <;ogunun Pera'ya ve Beyoglu'ndan kuzeye dog-
ru buyiiyen $i$li, Kurtulu$, Ma<;ka ve Pangalt1 gibi diger
semtlere dag1lmalan izlemi$tir. Zaten geleneksel millet sis-
teminin dagtlmas1 lstanbul'da ya$anan koklu yap1sal degi-
~i.kligi.n bir sonucudur. Etnik ve di.ni gruplar arasmda eko-
nomi.k etkile$im ve ticaret yogunla$lp ileti.$i.m yaygmla$llk-
<;a lstanbul'daki gayrimuslim gruplar ve ozelli.kle Pera ve
Galata'da <;ah$anlar kendi.leri.ni dini li.derler ve tuccarlar,
meslek adamlan ve sanatkarlar arasmdaki. <;at1$manm orta-
smda buldular. Bu gruplar laik bir yoneli.m ve Avrupa eko-
nomik felsefesi ile milliyet<;ilik ve dinle ilgili laik kavram-
lan benimsemi$Li ve bunlann hepsi. di.n adamlannm dar
kafah ve Ball kar$1ll tutumlanyla <;eli$mekteydi.. Eski mil-
let sistemi.nde tutucu din adamlannm ustun konumu kah-
c1yd1 ve s1radan tuccarlann, meslek adamlanrnn kendi ce-
maatleri uzerinde nufuz olu;;turmalanrn engellemi$ti. So-
nu<;ta, 1860'\ann ba$larmda Ortodoks, Ermeni ve Yahudi-

34 lb1dcrn, s. 455

501
Osmanli'da Degi~im, Modcrnle~me ve Ulusla~ma

leri i<;ine alan ll<; eski millet sistemi, tUccarlan ve aydmlar


gibi dini gorevle ilgili olmayan unsurlara kendi cemaatleri-
nin idare edilmesi yetkisini vererek kendini yeniledi.35
Milletlerin yaptiklan reformlar eskiden gayrimuslim dini
cemaatlerin zamanla daha buyuk ulusal cemaatler haline
donll?melerini saglad1; onlann Bab1ali'ye baghhklanm za-
y1flanrken Avrupa'nrn nufuzundan daha fazla etkilenmele-
rine yo! a<;t1. Boylece, lstanbul'daki din adamlanyla yeni
olu?makta olan gayrimuslim gruplardaki tuccarlar arasm-
daki <;all?ma ekonomik list tabakanrn zaferiyle sonu<;lan-
di. 36 0 dbnemde Pera civannda kurulan kiliseler, mezar-
hklar ve okullar gayrimuslim cemaatin tam anlam1 ile ge-
ni?lemesine yo! a<;tl. Bu arada, bzellikle l 860'ta lstanbul'da
kendi kiliselerini kurma giri?imlerini ba?latuktan soma,
Bulgarlar belli bir etnik grup olarak ortaya <;1ktl ve Bulgar
Eksarhhanesi'nin kurulu?uyla bu sllre<; en usL noktaya
ula?tl. Nufuzlu tuccarlar liderligindeki bu grup, Bab1ali'ye
bagh bir Bulgar ulusu olu?turma fikrini hayata ge<;irmeye
<;ah?maktaydi.
l?in ilgin<; yam, Pera ve Galata'da ya?ayan Rumlar ve
Ermeniler, Frans1z ve lngiliz misyonerlerin vaazlannda ko-
nu ettikleri gibi. Katoliklige ve Protestanhga ge<;meye haz1r-
lardi. Avrupah H1ri.stiyan mi.syonerler, gayri.muslimleri. bir-
bi.ri ile <;atl?an gelenek<;i. ve modernlik yanhs1 iki gruba db-
nli?tilren bir ba?ka <;at1?ma kaynag1yd1lar. Frans1z destegi
sayesi.nde lstanbul'da Katolik propagandanm yogunla?ma-
ya ba?lad1gmda Ankara'da daha 1827 gi.bi erken bi.r tari.hte
bile, kendi gruplan i<;inde din degi?imi i<;in propaganda
yapan bir grup Ermeni'nin ?ehre giri?i yasaklanm1?tL Din
degi?tiren Ermenilerden baz1lan bir sure soma eski inan<;-
lanna geri donduler ve eskiden oldugu gi.bi Beyoglu, Gala-
ta ya da Bogaz'da degil geleneksel mahallelerinde, yani
35 Edson Lyman Clark, The Races oj Etuopcan Turl1cy, New York, s 204
36 Karpat, s 88

502
,
Ondolmzuncu Yiizyilda Istanbul'da Yawnan Sosyal ve Elwnomih Dcgi~im

Kumkap1, Samatya ve Haskoy'de ya;;amak zorunda kaldi-


lar.37 Fakat 1850'den soma, ulusal duygular dini baghhk-
larm bnune gec,;tigi ic,;in bu k1snlamalar hie,; kimseye uygu-
lanmaz oldu.
Pera'daki modern ya;;amm ulusal ve sosyal kokleri ac,;1-
smdan hic,;bir gerc,;ekligi yoktu. Birkac,; istisna d1;;mda, bunu
yapan tUccar toplulugu lstanbul'da ekonomik ve sosyal
guc,; elde etmelerini saglad1klan ic,;in Frans1zlara, lngilizle-
re, Almanlara ve diger Avrupa devletlerine hizmeti bore,; bi-
lenlerdi. Bunlar milliyetc,;i olabilirler ve aym zamanda Av-
rupa devletlerinin izin verdigi ve Osmanh hukumetinin
ho;;goru gosterdigi olc,;ude Rum ve Bulgar yanhs1 olarak fa-
aliyet gbsterebilirlerdi.
Pera ashnda lstanbul'un c,;agda;;la;;masm1 ba;;lattl, fakat
bu c,;ok kuc,;uk bir ust tabakayla s1mrh, saghks1z bir mo-
dernle;;meydi. Pera'mn ve civanndaki semtlerin sosyal ya-
p1s1m c,;ogu Musluman olan ve lstanbul'un eski semtlerin-
de ya;;ayan az gelirli i;;c,;i ve sanatkarlar belirlemi;;ti. Kabaca
ifade edilecek olursa, Pera ya da Beyoglu a;;ag1daki grup-
lardan olu;;maktayd1: Diplomatik misyonlar ve kalabahk
personeli, bzel bir s1mf olu;;turan tercumanlar, misyon go-
revlileri ve hizmetlileri. Misyonlar, dogum nedeniyle veya
kendi sec,;imleriyle Avrupa devletlerinden birinin vatanda;;1
olan, yani bir Banh devletin korumasm1 saglayan bzel be-
rat sahibi ki;;ilerden olu;;an cemaatlerinin destegine sahip-
ti. lkinci sosyal grupta ise bankerler, tUccarlar, esnaflar ve
onlann aileleri ve akrabalan vardi. Bunlann hepsi yeni ti-
cari giri;;imlerde bulunarak ve kendi Avrupah diplomatik
patronlannm dilini ogrenerek ekonomik ve sosyal statUle-
rini yukseltmeye c,;ali;;maktaydilar. Doktorlar, muhasebeci-
ler, dil ogretmenleri ve aym kategoriye giren digerleri Pe-
ra'daki uc,;uncu grubu olu;;turmaktaydi. Dorduncu grup c,;e-
37 Ahmet Refik, Hicri Om1c;tincu As1rda ls1a11bul /iayatl, Istanbul, 1932, s 31-
33.
l
;;iLli memurlardan, hizmetlilerden ve diger du;;uk gelirli i;;-
i;ilerden olu;;maktayd1. (ogu modern okullarda egitim gor-
mu;; aydmlardan ve baZJ Avrupahlann i;; ortaklan olan
Musluman Turklerden olu;;an bir grup ise Pera'nm mo-
dern ya;;arnmda kendilerine yer edinrneye i;ah;;maktaydi.
Dogruyu soylemek gerekirse, 1stanbul'daki sosyoeko-
nomik ya;;am Asya, Afrika ve Guney Amerika'daki, Bau'nm
gui;lu endustriyel ulkeleri ile bunun d1;;mda kalan yoksul-
lar arasmda arada kahm;; biri;ok buyuk ;;ehirdekinden pek
farkh degildi. Ondokuzuncu yuzy1lm ikinci yansmda, ls-
tanbul mal ah;;veri;;i ai;1smdan yansomurge konumunday-
di. Bu arada, ;;ehrin nufusu bir milyona yakla;;m1;;ti. lstan-
bul'u i;ok iyi tamyan ve eski Frans1z nufuzunu yeniden
canlandirmaya i;ah;;an Paul Fesch, ondokuzuncu yuzy1lm
sonlannda lstanbul'da hii;bir ag1r endustrinin olmad1gm1
vurgular. En 6nemli imalat seramik ve i;imento, tugla, fes,
deri e;;yalar, sigara tabakalan, i;omlek, bavul, gul urunleri,
giyim e;;yas1, pan.;a demirden yap1h111;; i;ivi vs. gibi madde-
lerdi. Bu Le;;ebbuslerin hemen i;ogunun sahibi lngiliz,
Frans1z ve lsvii;relilcrdi ve kui;uk bir bolumu Osmanh hu-
kumeti ve yerli halk tarafmdan yunltulmekteydi.
Fesch'e gore, "lsLanbul buyuk bir pazar yeri ve daha
da 6nemlisi gei;i;; limanrndan ba;;ka bir ;;ey degil. lstan-
bul'dan Bat1'ya, Turkiye'nin Avrupa ve Asya k1s1mlannda
ve On lki Adalar'da uretilen ipek, ;;arap, kuru meyve, yag,
maden cevheri, hububat, un, posl gonderilir. Yine lstan-
bul, Avrupa'dan Turkiye'ye gonderilen haz1r giyim, un, al-
kollu ii;kiler, eldiven, mobilya, mum, sabun, petrol, ilai;,
ah;;ap ve i;elik urunleri, makine ve arai;lar gibi mamul
madclelerin almd1g1 yerdir. "38
Yabanci firmalar, vas1fh i;;i;i bulunmacl1g1 bahanesiyle
urunlcrinden hii;birini lstanbul'cla uretmemekteydiler. Bu

504
Ondolmzunrn Yuz_y1lda lstanbul'da Ya$anan Sos_yal ve Elwnomi11 Dcgi~im

arada, eski yerel endiistriler ise h1zla geli;;mekte olan reka-


bete kar;;1 koyabilecek durumda degillerdi. Pazar ne kadar
kii<;iik olursa olsun, yabanCl firmalar, pazann bir klsmm1
ellerinde bulundurmakta lsrarh davranmalarmdan da anla-
;;1lacag1 gibi hala kar yapabiliyorlardi. Yuzy1hn sonunda ;;e-
hirde yalrnzca 10.000 diki;; makinesi bulunmasma kar;;m
Singer (Amerikan), Gretzner, Clemens, Meuller, Kochler,
Pffaf, Knoch (Alman), Orosdi Bach'm (Frans1z) lstanbul'da
temsilcilikleri vardi.
Diger yandan, lstanbul'da modern kafah zengin mu;;-
terilerine yalmzca ;;apka satan en azmdan ii<; ;;apka maga-
zas1 bulunmaktaydi. $ehrin y1lhk ithalat durumu ise ;;oy-
leydi: <;:ogu Fransa'dan olmak iizere 600.000 lastik ayak-
kab1 (gala;;), en azmdan 11.000 ton pamuklu e;;ya
(189Tde) ve 1.300.000 <;uval un (189Tde ltalya, lngilte-
re'nin elinde bulundurdugu pazann bir k1smm1 ele ge<;ir-
mi;; ve 5000 ton pamuklu e;;ya satm1;;11r). Avrupa mallann-
dan baz1lan ulke i<;lerindeki ;;ehirlere de gonderilmi;;tir.
Bu ko;;ullarda, ekonomik bziinde olmayanlan fiziki gbrii-
nu;;lerinde yakalamak isteyen lstanbul halkmm luks giyim
e;;yalanna ozen gostermesinin nedeni anla;;llabilir.
Fesch, "Frans1z mah olmas1 tercih edilerek iyi giyin-
mek her iki cinste de h1rs haline gelmi;;ti. Bunun yanmda
her ;;ey ikinci planda kahyordu ve lstanbul'da ya;;ayanlar
guzel elbiseler giyebilmek i<;in her turlu fedakarhg1 goze
ahyorlardi. Pera'da <;ok say1da Frans1z modac1 vard1; bun-
lar zengin mu;;terilerinin yeni moda giyim e;;yalan se<;me-
sinde yard1mCl olurlardi. Onlar olmasayd1, <;ogu kez kopya
edihrken ;;ekli bozulan iiriinlerimiz bu ;;ehirde ger<;ek ;;ek-
liyle gorulemeyecekti. (:ok se<;kin goruntiilii olan Levan-
tenlerin iyi ayakkab1 giymeleri gerekiyordu. Fransa'da ken-
di duzeylerindeki bir<;ok ki;;inin giydigi tiirden biraz kaba
gbruntulii ayakkab1 giymekten utamrlardi. Guzel bir ayak-
kab1 i<;in ise <;ok kaliteli deri gerekliydi. Bu, neden c;:ok ka-

505
Osmanlt 'da Dcgi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

liteli hammadde kullamld1grn1 ve Fransa'dan ithal edilen


ve lstanbul'da i~lenen post ve derilerin neden ragbette ol-
dugunu a<;;ikhyordu. Fransa, parlak tabaklama sistemini
benimsemi~ olsayd1 bu sau~lanm daha art1racak ve sari~
noktalanm geni~letecekti" diye yazar. 39
Ondokuzuncu yuzy1lm ikinci yansmda lstanbul'daki
ya~amm bu iki yanh olma ozelligi Pera'daki magazalar ls-
tanbul'un eski kismmdaki magazalarla aralarmdaki tezatlar
vurgulanarak daha iyi anlaulabilir.
1stanbul'daki ticari ya~am daha onceleri oldugu gibi yi-
ne pazarda odaklanm1~tl ve aym ruhla yurutuluyordu.
(Renkli kole pazan 1846'da sessizce kapatildi.) Dukkanlar-
da mu;;terileri cezbedecek ~ekilde tasarlanm1;; vitrinler ve-
ya ba;;ka ozellikler yoktu. Mallar rastgele sergilenirdi ve
tuccarlar, ozellikle Musluman olanlar mallanm geli;;tirmek
i<;;in hi<;;bir <;;aba harcamazlardi. Ger<;;ekten de pazarlar, ls-
tanbul'da ya;;ayan fakir gruplara du~uk fiyatlarla ma! sat-
maya ba~lad1. Aynca, Musluman halkm buyuk bir bolumu-
nun kullanmaya devam ettigi <;;e~itli geleneksel kuma~lar
ve ev e;;yalan imal etmeyi surdurduler. Pazarlardaki tUc-
carlar Turkler, Ermeniler, Yahudiler ve az say1da Rumdan
olu~maktaydi. Dini a<;;1dan yanh davranmasma ragmen
Henry Dwight, Pera'daki ekonomik olu;;um ile eski ;;ehir-
deki yapilanmanm birbiriyle <;;eli;;en goruntUsunu ~oyle an-
latir: "Bir yanda Galata'daki masalan, sandalyeleri, yaz1
makinelerini, dosya klasorlerini ve dogru i~leyen bir i;;
dunyasmm gerekli her ~eyini ii;eren Avrupa i;; merkezleri
ile diger yandan yerel ruccarlann y1k1k dokuk yerleri ara-
smdaki buyuk <;;eli;;kiyi hayal etmek gui;. Onlar i<;;in firma-
nm ba;;mdaki ki;;inin oturacag1 bir koltuk ve bir oda olma-
s1 i;;yeri i<;;in yeterli. $ehrin Avrupa i;; merkezlerinin bulun-
dugu bolumde -ise ferahhk ve mu;;terinin bun lann kar;;1h-
39 Age, s 520

506
,
Ondokuzuncu Yuzyilda fstanbul'da Ya~mian Sosyal ve El10nomil1 Degi~im

gm1 odeyecegi guveninden kaynaklanan ayrmt1h dl1$l1nul-


mu$ rahathklar hakim. lstanbul'un Asya kism1 buna c;eli$ki
olu$turan s1mrh beklentilerin yarau1g1 darhk ic;inde ... Fa-
kat comert i$ harcamalan ile katlanm1$ ki$isel harcamala-
rm gec;erli oldugu bir i~ dunyas1 yaratmak Muslumanlarm
butun ya$am felsefelerini bir tarafa atmalan anlamma gel-
mekte. "40

7. Eski Sehirdeki Degi$im ve Belediyenin Kurulmas1

Yukanda eski ve yeni tip dukkanlan anlaorken yazann de-


ginmedigi onemli bir gerc;ek ise, ondokuzunc"u yuzy1lda
eski ~ehrin de h1zla degi~meye ba~lad1g1ydl. Bu degi~iklik­
ler, burada in$a edilen c;e$itli yeni binalarla saglanan fiziki
degi~iklikten c;ok ~ehrin sosyopolitik yap1smda goruldu
(Eke bak1mz). Aslrnda, 1815-1850 doneminde eski ~ehirde
ya$anan koklu degi~iklikler yap1sal olarak mimariden c;ok
sosyal anlamdaydt. Bu suretle, ondokuzuncu yuzy1hn ikin-
ci yansmda lstanbul'daki ulemamn uc; gruptan olu$an ge-
leneksel hiyerar~ik yapilanmasm1 surdurdugu gorulmekte-
dir: Mulaz1m, yani politik mevki bekleyenler, muderrisler
(ogretmen-profesor) ve mollalar, yani adalet sistemine hiz-
met edenler. Ulema, burokrasiden farkh olarak eski sank-
lanm giymeye devam ederken aydm sm1f1 II. Mahmud'un
fermamyla konulan fesi giymekteydi. Yuzyilm ortalarmda
softalann, yani din okulu ogrencilerinin say1s1 oldukc;a
yuksekti. Yakla$1k 22-25 bin olan say1lan ve guc;leri yuzy1-
lm sonlanna dogru, aynen ogretmenlerin durumunda ol-
dugu gibi azald1 ve oldukc;a onemsiz hale geldi. 41 Bu ara-
da, burokrasi ve aydmlar sm1fmm gucu, zenginligi ve mo-
dernle~me etkileri arttL Daha once belirtildigi gibi, lstan-

40 Henry Otis Dwight, Constantinople and its Problems, New York, 1901, s 171-
72
41 A Ubinici, s 236

507
Osmanl1'da Dcgi1im, Modcrnlqme vc Ulusla$ma l
bul'da ayhklanm ulusal butc;eden alan ve c;ogu Turk ve
Musluman olan buyuk bir devlet memuru grubu vardl. Bu--
rokratlar yonetici sm1f ve egitimhlerin aristokratlan idi.
Modern okullardan birinden mezun olanlar devlet dairele-
rinde i? arad1klanndan ve sonuc;ta da buralarda i? bulduk-
lanndan sayilan giderek art1yordu. Ashnda, memur say1s1
c;ah?abilecekleri i? say1smdan daha fazlaydi. Ust kademe
burokratlardan c;ogu Pera'nm kuzeyindeki ve Bogaz sahil-
lerindeki yeni semtlerden birinde oturmaya ba?lad1lar; alt
gehr duzeyindekiler ise ?ehrin eski bolumlerinde ya?amla-
nm surdurrneye devam ettiler. (:ogunlukla yuksek duzey-
den devlet memurlan olmak uzere burokratlarm onemli
bir bolumu giyim ve diger ihtiyac;lanm daha c;ok Beyoglu
ve Galata'daki dukkanlardan kar?1larlardi. Ah?veri?,
1830'larda tatil gunu olarak ilan edilmi? olan Per?embeleri
yap1hrdi. Vergi toplama dahil olmak uzere verilen aynca-
hklar (merkezi vergilendirme sistemini uygulamaya koy-
maktaki ba?ans1zhg1 ve Turk parasmm degerindeki h1zli
du?U? nedeniyle devlet, gelirlerinin azalmas1 yuzunden
1845'te bireylerden vergi toplanmaya ba?lad1) ust duzey
burokratlara yasad1?1 bir gelir kaynag1 saglamaktaydJ.
(1839 reformlannm miman Sadrazam Re?id Pa?a bile, 1s-
tanbul'da Asya tarafmdaki sahilde gumrukleri i?leten zen-
gin bir Ermeni ailed en para almakla suc;lanm1?tl.)
1856'dan soma, Osrnanh bihokratlan Beyoglu'nda ya?ayan
Avrupahlarla, tuccarlar ve aydmlarla daha sik bir arada
olabilmeye ba?ladilar. Sultan Abdulmecid bile Frans1z bu-
yukelc;isinin verdigi baloya kauldi. Zaman ic;inde Beyoglu
ve civanndaki semtler eglence, ah?veri? merkezleri ve mo-
dern goru?lu aydmlann ikamet ettikleri yerler haline geldi.
Diger pek c;ok onem li kurumsal ve demografik etmen-
ler lstanbul'un eski ve yeni semtlerinin yap1sm1 ve ic;erigini
etkiledi. Sultan Abdulmecid'in, birkac; duzine vilayetten ge-
len hatm say1hr ki$inin reformlar konusunda tavsiyelerdc

508
Ondolwzuncu Yuzyilda lsta11b11l'da Ya~anan Sosyal vc Elw11omi11 Dcgisim

bulunmak uzere lstanbul'da topland1klan 1854'te bir kon-


sey olu~turma c,;abalanndan soma 1876-78 doneminde
anayasa kabul edildi ve parlamento topland1. Parlamento
c,;ah~malanm eski kis1mdaki binasmda surdurdu. Padi~a­
hm mutlak yetkilerinin ta~rada olu~makta olan orta sm1fla-
ra gec,;mesini simgeledigi ic,;in 1876-78 parlamento deneyi-
minin lstanbul'un ya~ammdaki yeri c,;ok ozeldir. Aynca,
~ehrin mutlak merkezi konumunu giderek kaybettigi ve
zenginligini ve gucunu, ulkenin ic,; k1s1m lanndaki geli~­
mekte olan ~ehirlerle payla~mak zorunda oldugu gerc,;egi-
nin kabul edilmesine yaram1~t1r. Zaten, 1864 Vilayet Ka-
nunu ta~rada yeni idari yap1lanmalarm olu~masm1 sagla-
m1~tlr. Zamanla butiin ulkede belediyelerin olu~turulmas1
ic,;in 186Tde ve 1871 'de yeniden gozden gec,;irilmi~tir.
Ondokuzuncu yuzy1hn ikinci yansmda lstanbul'da ya-
~anan en bnemli demografik olay daha once deginildigi gi-
bi h1zh nllfus art1~1d1r. Bu rakamlarm c,;ok buyuk bir dik-
katle incelenmesi gerekir, zira baz1lan gerc,;ek say1m sonuc,;-
lanndan c,;ok nufus tahminlerini ic,;erir. Aynca, bazI du-
rumlarda bu tahminler Asya yakasmdaki Oskudar ve diger
yerleri ic,;ennez. Bu nedenle, guvenilir bir belgeye gore
1896'da lstanbul vilayetinin nufusu 1.200.000 ki$idir. Fa-
kat aym beige, $ehrin bolumleri olarak kabul edilen Osku-
dar ve Kad1koy'u haric,; b1rakarak $ehrin nufusunu yalmzca
873.565 ki$i olarak verir.42
A~ag1daki rakamlar lstanbul'un nufusu konusunda bil-
gi veren en onemli kaynaklardan derlenmi$tir. Kaynaklar

42 Annuairc Orimtal du Commera, de l'Jndustric el de 1'AdminisLration cl dela


Magistrature, Istanbul Belediye Kiituphancsi ar~ivi (0 58 1896), s. 71-2. Bu
belgeye gore, ~ehirde yalmzca 873.505 kisi yasad1g1 ve 162.950 hane oldugu
haldc 1896-97'de biiyi\k lstanbul'un niifusu 1.200.000 ki~iydi. 105.690 kisi
ile Uskiidar vc 32.211 kisi ile Kadikoy sehir nii[usu d1smda b1rak1\m1st1.
Arastnrnaya Istanbul nl\fusu ile Bogazlar'rn Avrupa yakasmdaki yerler dahil-
di Arastmnaya gore gene! tablo asag1daki gibiydi:

I 509
Osmanli'da Degi~iln, Modemlqme vc Uluslawia

arasmda \:Ogu zaman bnemli farkhhklar vard1r, zira bazila-


n yalmzca ~ehrin Avrupa ya da eski bolumunun ve bazen
l
de vilayetin nufusunu verir.

lstanbul sehri (eski sehir, Pera ve Bogazlar boyunca


uzanan yerler ve adalar) 875 000
Uskudar 105 690
Kad1k6y 32.211
Toplam 1 013 466

lstan bul Bu yuk $ehir


Adalar 10 503
Gebze (Marmara'nm Asya yakasmda bir kasaba) 19.250
Kanai (Marmara'nm Asya yakasmda bir kasaba) 18.300
Beykoz (Bogaz'm Asya yakasmda) 9.494
$ile (Bogaz'm Asya yakasmda) 19 750
Kanl1ca (Bogaz'm Asya yakasmda) 25.183
Istanbul sehri 1 013.466

Top lam I 116 946

Bu rakamlara Marmara'mn Avrupa yakasmdaki baz1 bolgeler dahil degildir


(bugiin lstanbul'un semti olan Ayastefanos, yani Yesilkoy, Ku(uk <;:ekmece, Hal-
kali vs gibi semtler)
1884 ve 1897, 1901 say1mlan lstanbul nufusunu asag1daki sekilde vermek-
teydi:

Alan (km 2) 1884 1897 1901


$ehir 300 874 000 903 000
Civar yerler 3.600 21 000 88 000 990 000
<;:a ta lea 2.200 61 000 69.000
Top lam 6 100 895 000 1.052 000 1.059.000

Vedat Eidem, Osman Ii lmpa1atorlugu'nw1 llaisadi Sarlla11 1-falllunda Bir I cl-


'1i11, Ankara, 1970, s. 52.
Diger kaynagm lstanbul'un nufusuyla ilgili olarak verdigi rakamlarda ku~
c;:uk bir fark var, fakat sonucu degistirccek kadar onemli degil
1897'de Istanbul nufusunun etnik ve dinsel dag1 hm1 asag1dakl gibidir:

) 510
ONDOKUZUNCU YUZYILDA
lSTANBUL'UN NUFUSU43

1794 426.000
1829 359.000
1864-75 490 - 796.000
1877 (bu rakam salnameden verilmi~tir)
600 - 722.098 0-200.000 vilayet)
1884 895.000
1896-97 1.059.466
1901 1.159.000
1914-16 1.600.000

1877'den sonra ~ehir nufusunun h1zla artm1~ oldugu go-


ruluyor. Bunun nedeni, (erkezler de dahil olmak uzere
Balkanlar'dan gelen bu.yuk gbc;:men ak11md1r. (erkezler
Turkler 597.000
Arnavutlar 10 000
Kunler 5 000
Rumlar 236 000
Ermeniler 162.000
Yahudiler 47 000
S1rplar 1 000
H1ristiyan Araplar 1.000
Toplam 1.059 000

1887 saynnlan nufus dag1hm1111 etnik kokenlerine gore vermez Rakamlar


c;e5itli resmi listelerden derlenmi5tir. Eldem'in lstanbul'un toplam nufusu
konusunda verdigi 1 181.000 rakam1 bu listelere dayandmlm15ur. Fakat ve-
rilcn rakamlar top lam 1.059 .OOO'dir. Eidem, s. 55
Eldem'in vcrdigi rakamlarda Turklerin say1lan yakla51k 20.000 kisi fazla
g6sterilmi5tir. Say1lan yakla51k 13.000'e varan Strplar ve 6ze\likle Bulgarlar
ise oldugundan az gostcrilmistir
43 Rakamlar Ewn'dan almm15t1r (s 282). Kara!, Ravens, Reclus, Yakshity, Ra-
venstein, Ubicini, Walsh, Urquhart ve digerleri 1829 rakamlanna Istanbul,
Galata vc Uskudar dahildir ve Bogazlar'm kapanmas1 nedeniyle ekmek s1km-
ns1 ya5and1gmdan ekmegin karneye baglanmas1 i<;in yap1lan say1m sonU<;la-
nndan ahnm15t1r. 0 s1rada, seyyar sauc1hk yapan 4 000 bekar geldikleri yer-

511
Osman!l 'da Degi$im, Modcmlesmc vc Vlt1sla5ma

1862'de Rusya'dan aynlmak zorunda b1rak1ld1ktan soma


Dobruca'da yerle;;mi;;ler ve 187Tde tekrar harekete gec;e-
rek lstanbul'da ve Anadolu'nun r,;e;;itli yerlerinde yerle;;-
mi;;lerdir. 187Tdeki gor,;menleri, yuzy1hn sonlanna kadar
Bulgaristan, Yunanistan ve Sirbistan'dan gelen Turk gor,;-
men gruplan izlemi;;tir. Yeni gelenlerin onemli bir bolumu
lstanbul'da, ozellikle Pera ve Galata'nm kuzeybati ve dogu-
sundaki yerlere ve Kas1mpa;;a, Haskoy, Eyup, Sutluce, Fe-
rikoy, $i;;li, Be;;ikta;; ve Ortakoy'deki semtlere yerle;;mi;;ler-
dir. Gor,;menlerden bazilan ise eski ;;ehirdeki Balat, Fatih,
Karagumruk, Cibali, Aksaray, Yenikap1, Yedikule ve Top-
kap1'da yerle;;mi;;lerdir.
Bu yerle;;imin yaratng1 sonur,;lar iki kath olmu;;tur.
$ehrin eski k1smmda ya;;ayan Rumlar, Ermeniler, Yahudi-
ler ve diger gayrimuslimlerin bir k1sm1 buralardan aynla-
rak Pera ve Galata'da ya da Bogaz uzerindeki koylerde yer-
le;;mi;;ler ve boylece eski oturduklan semtlerde Musluman-
lar ve Turkler say1ca ustiin duruma gec;mi;;lerdir. Bu arada,
Pera civanndaki semtler Balkanlar'dan gelen goc;menlerin
yerle;;im yerine donu;;mu;;llir. 1890'dan itibaren Pera,
hakim olarak Turklerin ya;;amakLa oldugu h1zla buyuyen
semtlerle c;evrilmi;;tir. Bu suretle, yuzytlm ortalarmda Mus-
lumanlann ve Musluman olmayanlarm e;;it durumda ol-
duklan ;;ehir nufusu, yuzy1hn sonlanna dogru kesinlikle
Turklerin say1ca ustun durumda olduklan bir noktaya gel-
mi;;tir. Bu arada, birbirini izleyen ekonomik, politik ve sos-
yal etmenler, Turkler arasmda giri;;imciler, tuccarlar ve
imalatc;ilardan olu;;an kuc;uk bir grubun zamanla ortaya r,;1-
k1;;ma zemin haz1rlad1. Deneyimsizlikleri ve gayrimuslim
tUccarlann rekabetr;i konumlan nedeniyle c;e;;itli guc;luk-
\ere gonderilmi~lerdir Bazt bilgiler yazann nczaretinde hazirlanan ~u tez-
den almm1~m: E. Akarh, Ottoman Poptilation in Et11 ope in t11e 19th Ccntiuy.
Bu tezler yazann nezaretinde \Visconsin Onivc1sitcsi'nde haztrlamm~tlr.
(Madison, 1972)

512
Ondol1uzuncu Yuzy1lda lstanbul'da Ya$atian Sosyal ve Ekonomik Degi~im

lerle kar~ila~malanna ragmen Turk giri~imcilerden olu~an


sm1f tutunmay1 ba~ardi. Elinde yeterli sermayesi olup ken-
di i~ini kuran bu Turk giri~imcilerden buyuk bir bolumu
goc;menlerdi. Bunlardan baz1lan sermayelerini Balkan-
lar'daki arazilerinin, dukkanlannm ve diger mallanmn sa-
u~mdan elde etmi~lerdi. Fakat Turk giri~imciler ve tuccar-
lar sm1fmm tam geli~mesi yirminci yuzyilda gerc;ekle~ebil­
mi~tir ve bu doneme ozgu sosyal bir olgu olarak ele alm-
mahd1r.
lstanbul'un ekonomik geli~mesinin en iyi olc;usu, tuc-
car cemaatini temsil eden lstanbul Ticaret Odas1'nm kurul-
mas1d1r. Bu konudaki ilk yasa tasans1 1867'de kabul edildi,
fakat ilk Cemiyet-i Ticariye ancak 1870'te kurulabildi. lki
y1l sonra, 16 Ocak 1882'de ilk ticaret odas1 resmen kurul-
du. 250 uyesi vardi. 27 Subat 1888'de ad1 degi~erek Tica-
ret, Tanm ve Endustri Odas1 oldu ve nihayet 31 May1s
l 910'da Ticaret ve Sanayi Odas1 haline geldi. Diger degi-
~iklikler daha sonra gerc;ekle~ti.44
Ba~lang1c;ta anlaulanlardan Beyoglu ve Galata'nm ve
bunlann kuzeyine dogru geli~en semtlerin, eski ;;ehrin bu-
Wn ah;;kanhklan ve adetlerinden belirgin ~ekilde farkh bir
~ehir ya~am1 modeli geli~tirdigi ortada. Her ~eyin otesinde
bu modern ~ehir ya~am1 kavram1, daha yuksek gelir duze-
yinin saglad1g1 maddi rahathk ve konfor anlamma gelmek-
teydi. Bu nedenle, Beyoglu ve kuzeye dogru geli~en semt-
ler yalmzca modernle~menin degil, aym zamanda refah ve
daha yuksek sosyal statunun sembolu haline geldi. Sehrin
eski bolumlerinde ya~ayan c;ogu Musluman yeni. ku;;ak
i.c;in Avrupa ya~am ~ekli bi.r amac; oldu. Ba;;anlan c;ogu za-
man bir ev alabilmeleri ve lstanbul'un modern bolumun-
deki ya;;am tarzm1 benimseyebilmeleriyle olc;uldu.
Ondokuzuncu yuzy1lm ikinci yarsmda lstanbul'a geti.-
rilen yeniliklerin once Pera'da ve ;;ehrin diger modern
44 Istanbul Y1ll1g1, 1967, s 511-12.

I 513
Osmanli'da Degi~im, Modemle~me ve Vlusla~ma
1
I

semtlerinde yerle;;ik hale gelmesi ilgin<;tir. Ekler lstan-


bul'un ondokuzuncu yuzy1lm ikinci yansmda ar;;ivler,
koprOlcr, l'eribotlar vc <laha sonra, 1865'te once tramvay-
lar, gaz dcpolama tanklan, ce~me suyu, yera!u LCrneli, dok-
lar ve <;e~illi diger Lesislerle donat1ld1gm1 ac1kca gost«?rmek-
tedir. Yuzytl sllresince yeni in"?a edilen camilerin say1lann-
da bo.yok c'llcude azalma olrnu;;tur. Digcr yandan, padi"?ah-
lar en azmdan (i<; buyiik ve lo.ks sara.y in;;a ellinni~lerdir.
Aynca, aym donem<lc Istanbul ile Galata aras1nda iki kt"lp-
rO insa edllmi;;Lir. llu kopruler, Gala.ta ile lstanbu\ arasmda
yuzy1\lard1r sC1regelen kay1k kullantrnma son vcrmesinclen
ba'?ka ileti'?imi kolayla~llrm1'? ve bu surellc Beyoglu ile Ga-
lata ve hunlann kuzeyin<le olu;;makLa ohm yeni scmtler
<;ok yonlLt bneme haiz yerler halinc gelmi~tir.
Eski "?ehir, kai;111ilmaz hir ~ckilde Pcra'da geli~mekte
olan '?Chir modernle~mesinin ak1nusma kapilm1~ ve bunu,
zamanla kahc1 ya;;am bi<;imi o\arak benimscrni~tir. Onclo-
kuzuncu yuzy11tn sonlanna dogru yapilan beledi ve idari
rerormlar lstanhul'un eski vc ycni k1sunlan111 tek hir ~ehir
idari birimi haline getirmi;;tir. Bu butunle;;me, daha once
de belirtildigi gibi ;;ehirde ya;;ayan Turklerin say1larmdaki
art1$1a daha kolayla$trn;;ur.
lsLanbul'un degi~imi vr dag1111k ~ckilcleki semtkrinin
zaman ic;;inde tek bir ::.;ehir idari birimi halinde hiitunle~mc­
si, belediye iclarcsinin kurulmasiy\e daha kolayla~1m~llr.
Sehirdc II. ~ahmud'un hOkim1dar11g1 doneminde nwrkezi
hir pazarlar idarcsi kurulmu~tu. 183l'de, ~ehrin rethinden
beri var o Jan ;;eh re mini idaresi kapall I1111~ur. Pazarlann
idaresinden sorumlu ~chremaneti 1854'te Frans1z Prefect
de Ville'e benzer ~ekilde kurulmu~tu. Aym y1l kurulan Inti-
zam-i $ehir Komisyonu, Avrupa belediye sistemi gibi bilgi
verir ve Pera'nm bo.yumesinden kaynaklanan sorunlann
i;;ozumu ii;;in tasarlanm1;; onlemler onerirdi.4 5 Pera'da ya;;a-
45 Osman Nuri Ergin, Mcccllc-i Umw-u Belcdiyc, Istanbul, 1822. lslam Ansih-
Jopcdisi, "Baladiyya" maddcsine bak1rnz (yeni ed.)

I 514
Ondo/wzuncu Yuzyilda lslanbul'da Ya1anan Sosyal vc Elwnomi/1 Dcgi1im

yan Avrupahlar asfalt ve aydmlat1lm1;; caddeler ve Ba-


u'dakine benzer kolayhklar istemeye ba;;ladilar. Birc;ok
Fransmn bulundugu komisyon baz1 kolayhklann saglan-
maya ba;;lanmas1m tavsiye etme karan aldi. Bu 6neriler
Meclis-i Tanzimat tarafmdan onaylandi. Fakat 6nerilen te-
sisler. yalmzca Pera (Beyoglu) ve Gala ta ic;in gec;erli oldu.
Sonuc;ta, bu bolge idari bir birim olarak kabul edildi ve al-
tmc1 daire olarak tammlandi. On iki uye ve bir ba;;kandan
olu;;an bir meclis tarafmdan yonetilecekti. 1868'de Beyog-
lu'nda ba;;lanlan idari orgutli ;;ehrin diger on don mmtika-
sma yaymak amac1yla bir belediye nizamnamesi kabul
edildi. Bu arada, 1876-77'de goc;menlerin akm1yla ?ehirde-
ki semt say1s1 on dortten yirmiye yukseldi. Yeni ~ehir yo-
netimi ;;ehir yoneticisine yard1mc1 olacak bir meclis ve her
mmt1ka ic;in bir miidiir atad1. Bu sistem l 908'e kadar deg;i;;-
meden surduruldu. Nihayet 1912'de dokuz ana semt ?Ube-
si olan tek bir lstanbul belediyesi kuruldu.
Sehiremaneti, yani ;;ehremini ba;;kanhgmdaki belecliye
idaresi dokuz kazaya yani ba;;hca idari mmnkalara kar~1lik
gelen dokuz muduriyetten olu;;maktayd1. Bunlar, Beyaw,
Fatih (eski ;;ehirde iki), Galata (Pera dahil), Yenikoy, Ana-
dolu Hisan, Dskudar, Kad1koy, Adalar ve Bakirkoy'dl.\. 46
Her muduriyetin i;;levi belediye gorevlerini yerine geLir-
mek, belediye ic,:in gelir temin etmek ve kendi sorumluluk
alanlarma giren bolgeleri idare etmekti.47
Gene! belediye gorevleri:
a) Heyet-i Fenniye Muduriyeti (Teknik l;;ler Dairesi)
b) Heyet-i S1hhiye Muduriyeti (Saghk l;;leri Dairesi)
46 l 896-97'de bile belediye bolgelerine eski >chirden Sehzadeba,1, fatih Ccr-
rahpa,a, Pera, Be~ikta>, Yenikoy, Bt\yi\kdcre (son u~ tanesi Bogaz'da) dahil-
di Uskudar hari(' b1rak1hm~t1.
47 Tam polis te~kilatL i~in bkz C. R Johnson, Constantinople Toda1• (New
York, 1922), s. 107-113 Polis te~kilall konusunda tam bilgi icin bkz ]0111-
nal Asiatiquc 5, XVI.,\' 'Ka. R H Davidson, Reform in rhr 01w111ar1 Empi1t'
JR56-76 (Princeton, 1963), s. 159-160

515
Osmanli'da Degi~im, Modernle~me ve

c) Umur-u lktisadiye Muduriyeti (Ekonomik l~ler Dai-


Ulusla~ma l
resi) tarafmdan;
ldari i~levler:
d) Mufeui~-i Umumilik (Genel Tefti~ Dairesi
e) Heyet-i Tahririye Muduriyeti (Yaz1 ve Kayit l~leri
Dairesi)
0 Heyet-i Hesabiye Muduriyeti (Hesap l~leri Dairesi)
g) Umur-u Hukukiye Muduriyeti (Hukuk l~leri Daire-
si) tarafmdan yurutllldu.
Istanbul polisi de kendine ozgu bir evrim ge<;;irdi. Ali
ve Fuad pa~alar nezaretinde bir polis reformu yap1ld1 ve
ozellikle lstanbul'da gorev yapmak uzere a~ag1daki perso-
nel olu~turuldu:
1. Kavaslar: Ba~kentte <;;ah~acak, el<;;iliklere ve diger ya-
banc1 temsilciliklere bagh olacaklardi.
2. Seymen: Sehirde polis gorevi yapacaklardi.
3. Zaptiye, yani ara<;;s1z polis: Mmt1ka idaresine bagh
<;;ah~acaklardi.

Olke genelinde kamu ve posta guvenliginden sorumlu


suvariler ve yollar boyunca her 6-10 km'de bir bek<;;iler
(yerel polis) gorev yapmaktaydi. lhtiya<;; duyuldugunda (ki
s1k s1k olurdu) suvariler ~ehirde de gorev yaparlardi. Bu-
tii.n polis gucu mufetti~, yani detektifler tarafmdan idare
edilirdi. 48
Yirminci yuzy1lm ba~lannda, bir<;;ok degi~iklik ge<;;ir-
dikten sonra, lstanbul'daki butlln polis gorevleri, belediye
ba~kamna degil l<;;i~leri Bakanhg1'na kar~1 sorumlu olan
Emniyet Genel Mudurlugu'ne baglandi. lstanbul, Merkez
memuru, yani polis ~efi ba~kanhgmdaki polis mmukalan-
na, yani merkez karakollanna boli.indu. Asya yakasmda alt1
ba~ mmtika, yani karakol, Avrupa yakasmda ise yirmi 11<;;
ha~ karakol vardi. 22 Temmuz 1909'da (1325) Istanbul ye-
48 Stanley Lane Poole, The People of Turkey (Londra, 1878), c. I, s. 270.

516
Ondohuzuncu Yuzyilda lstanbul'da Ya~anan Sosyal ve Ehonomih Degi5im

niden vilayet olarak yap1landmld1 ve merkezi hukurriete


baglandi.
Ozet olarak ondokuzuncu yuzy1hn sonlannda lstan-
bul'un, gq:mi~in but11n amtlarltil muhafaza ederken za-
manla Avrupa'mn modern ~ehirlerinde gec;:erli olan ~ehir
idari yapilanmas1m ve kolayhklanndan baz1lanm da be-
nimsedigi sbylenebilir. Eski ~ehrin geleneksel dini ve k1s-
men etnik semtler ~eklindeki yap1lanmas1, but11n bu grup-
larm ekonomik ybnelimli ulusal laik cemaatler halinde ye-
niden yap1lanmasm1 gerektiren c;:e~itli ekonomik, sosyal ve
politik guc;:lerle kapsamh bir ~ekilde degi~ti. Hiristiyan
gruplann yeniden yap1lanmalan esas itibariyle Pera ve Ga-
lata'da oldu. Bu iki semt birle~ti ve hemen hemen bag1ms1z
bir Avrupa ~ehri haline geldi. Pera ya da Beyoglu Avru-
pa'nm ticari ac;:1dan d1~ karakolu durumundaydi. Avru-
pa'nm Osmanh Devleti uzerinde ekonomik ac;:1dan hakim
duruma gec;:mesini saglarken aym zamanda ~ehir modern-
le~mesinin merkezi olma i~levini yerine getirmekteydi. Za-
manla ~ehir, yeni sosyoekonomik guc;:lerin, gayrimuslimle-
rin zengin ve guc;:lu bir konuma getirdigi ons!'.kizinci yuz-
y1lm sonuna kadar korudugu c;:ok dinli, c;:okuluslu bzelligi-
ni tamamen kaybetti ve her ac;:1dan bir Turk ~ehri haline
geldi.
lstanbul'un tarihi ve ekonomik, sosyoetnik ve idari
degi~imi, be~ yuz y1l sureyle ba~kenti oldugu Osmanh
Devleti'nin tarihiyle hemen mukemmel bic;:imde brtu~ur.
Osmanh Devleti'nin nihai dag1lmas1, yeni Ulusal Meclis'in
Ankara'y1 olu~makta olan Turkiye Cumhuriyeti'nin ba~­
kenti yapmaya karar vermesinden c;:ok k1sa bir sure once
gerc;:ekle~mi~tir. Cumhuriyet doneminde, lstanbul'un Turk
ulusal ozellikleri, l 973'te 3 milyonun uzerine c;:1kan nufu-
su ile buyuk bir metropol haline gelmi~ bir ~ehir olarak bir
kez daha vurgulanm1~tlr. Fakat ilginc;: olmasma ragmen
yirminci yuzyilda lstanbul'un tarihi bu ara~urmanm kapsa-
m1 d1~mda kalmaktad1r.
EK I
Ondokuzuncu Yuzyilda lstanbul'da ln~a Edilen
l
Baz1 Onemli Binalar*

Saraylar ve Camiler Kamu Binalan ve Kurumlar

II Mahmud Donemindc (1808-1839)

Kagtthane Saray1 (1808) Tip ve Cerrahi Okullan (1827)


Nusretiye (Tophane) Cami (1821) Beyaz1t Yangm Kulesi (ah~ap) (1808)
Ilk buharh gemi (Oskiidar) (1828)
Selimiyc K1~las1 bitirildi ( 1829)
Diizcnli Posta Servisi kuruldu (1832) I
Askcri Akademi kuruldu (1834)
Unkapam ile Azapkap1 (Galata)
arasmda ah5ap koprii insa edildi
(1836)

Abdulmecid (1839-1861)

Dolmabahc;e Saray1 (ahsap) Emin6nii ve Galata arasmdaki


bitirildi (1853) kopni (1845)
Doktorlar ic;in gece nobetlcri
ba5lad1 (1845)
Hazine ve Evrak Arsivleri ( 1846)
Bilim Akademisi (1851)
$irketi Hayriyc (Denizcilik Sirketi)
(1850)
Halie; Seyrusefer Sirketi (l 857)
1836'da yaptlan kopnl genisletildi
(1853)
Pangaltt Askeri Akademisi (Harbiyc)
Devlet Ar5iv Binas1
Enc(tmen-i Danis <Bilim Aka<lemisi)
(1851)
Universitc binas111a ba5land1 (1845)

Abdtllaziz (1861-1876)

Validc Cami (1867-1876) Tiinel $irkcli (1869)


Ortakoy, <;:1ragan Saray1 (1867-1876) Tramvay $irketi (1869)
Kiz Ogretmen Okulu (1870)

518
DariilfilnUn-i Osmani (1870-1871)
Denizcilik ldaresi (1872)
Fatih, Koca Mustafa Pa~a. Oskiidar v~
Sogukce~me'de Rti>diye Askeri
Okullan
Haydarpa~a-lzmit ve lstanbul-Edirne-
Filibe Demiryollan actld1 (1873)
Dolmabah\e'de Gaz Deposu (1874)
Istanbul Su ';iirketi 0875)
Mecidiyekoy Askeri K1,las1

Abdulhamid l1 (1876-1909)

Y1ld1z Saray1 Bogazlar Gaz deposu ( 1879)


Hamidiye Cami Yedikule Gaz c;;irketi (1886)
Oskiidar ve Kad1koy Su ';iirketi (1886)
Kad1koy Gaz >irketi (1890)
Istanbul R1htum (1890)
Haydarpa~a R1hum1 (1898)
Antika Muzesi
Guzel Sanatlar Okulu (Darulbedayi)
Yeni Posta ve Telgraf Binas1
Tapu Kay!l Dairesi

• Bu tablodaki bilgiler \e>itli kaynaklardan derlenmi>tir Baz1 kaynaklarda, in-


>aata karar verildigi tarih esas ahnd1gmdan tarihlerde baz1 farkhhklar vard1r.
Digerlcri ise gercek in>aatm ba,langu; ve biti> tarihlerini gostermektedir.

519
Ondokuzuncu Yuzyilda Osmanh
lmparatorlugu'nun Bau'dan
lstatistik Bilimini Uyarlamas1
~

1. Giri~

Bu makalenin amac1, Musluman dunyasmm Bati'dan bilim


transferi surecinin bir pan,;as1 olarak Osmanh lmparatorlu-
gu'nda Avrupa tarz1 istatistik biliminin uygulanmaya ba~­
lamasmm gozden gec;:irilmesidir. Burada, yalmzca Osmanh
lmparatorlugu'nun Bau'dan bu alanda bilgi alma ko~ullan­
nm ana hatlanm c;:izmek istiyorum. Fakat bunu tarihsel-
sosyolojik c;:erc;:evede ele ahp ondokuzuncu yuzy1lda Os-
manh dunyas1m etkisi altma alan yeni du~unce bic;:imleri
ve yeni, geleneksel olmayan toplumsal yap1lar olarak orta-
ya c;:ikan entelektuel degi~im surecinin bir unsuru olarak
c;:oziimlemeye c;:ah~acag1m.
Baz1 bilim c;:evrelerinde istatistiklerin guvenilirlikleri
konusunda c;:e~itli tart1~malar hala ortaya at1hyorsa da gu-
niimuzde bu tartl~malar genellikle istatistigin bir "bilim"
mi yoksa yalmzca bir "yontem" mi sorunsalmdan c;:ok ista-
1 521
I
Osmanli'da Degi~im, Modernlqme ve Ulusla$ma
1
I

tistiklerin kotuye kullamlmas1 konusu etrafmda toplan-


maktad1r. Ashnda, istatistik olas1hk kuramma dayandml-
m1;; bir disiplindir; matematik yasalanna gore c;ah;;1r ve
olu;;turdugu modeller matematiksel modellerdir. Fakat
"tam", "kesin" anlam1yla bilim olarak adlandmlamaz. lsta-
tistiksel c;ozumlemelerin sonuc;landmlmas1 surecinin mate-
matiksel olmayan bolumunde hata olas1hg1 veya kasah ola-
rak hi\e kan;;urma olas1hg1 fazlad1r. (Her ;;ekilde, alman
sonuc;lar kesin degildir ve her zaman olas1hkt1r.) Fakat tam
olmasa da bir bilimdir ve Ban'nm istatistik biliminin Os-
manhlara aktanlmas1 konusu bu makale ic;in uygun bir
ba;;hkt1r.
Sosyal bilim istatistigin bir urunudur. Toplumun ince-
lenmesinde ak1lc1 bir sistem olu;;turmada ilk ve en onemli
ad1m istatistik yonteminin geli;;tirilmesidir. lstatistikler
kullamlarak sosyal olgu belirlenebilir ve boylece anla;;1hr
hale getirilebilir. Sosyal muhendislik yoluyla bu olgudan
kaynaklanan sorunlann c;ozulebilir hale getirilmesi bekle-
nir. Toplumda ak1lc1 ve onceden belirlenmi;; bir bic;imde
degi;;iklik yapma c;abas1 olarak adlandmlabilecek olan sos-
yal miihendisligin koJ.deri toplumun insan iradesiyle degi;;-
tirilebilir oldugu inancma dayamr. Ku;;kusuz, modern sos-
yal bilimlerin olc;utii, sosyal muhendislikte istenen sonuca
ula;;mak ic;in "optimum" plan belirleyerek deneylerin so-
nw;:lanm daha tahmin edilebilir hale getirmek amac1yla
halk arasmdan kuc;uk, fakat ozenle sec;ilmi;; orneklerden
elde edilen bilgilerin c;ozumlemelerine dayandmlm1;; mate-
matiksel modellerin kullamlmas1d1r.
Avrupa'da istatistigin ilk kullamh;;1 ile sosyal muhen-
dislik projeleri ic;in modeller kullanan tam anlam1yla geli;;-
mi;; sosyal bilimin ortaya c;1k1;;1 arasmda yakla;;1k uc; yuzy1l
gec;mi;;tir. Osmanh lmparatorlugu'nda ise "istatistiksel" an-
lamda bilgilerin ilk kullamm1 ile modern sosyal bilimin
sosyal bilimciler tarafmdan kullamh;;1 arasmda yalmzca
522
Ondolwzuncu Yiizy1lda Osmanlt lmparatorlugu'nun Bati'dan lstatistil1 ...

birkac;: on y1l vard1r. Zira Osmanhlar toptan c;:okli?li ve ba-


g1ms1zhgm kaybedilmesini engellemek ic;:in toplumlarmm
acilen yeniden yap1landmlmas1 gerektiginin bilincindeydi-
ler.
Avrupa'da her tip hukumel esas itibariyle vergi topla-
mak ve ordulan ic;:in adam temin etmek ac;:1smdan nufus ve
ma! bilgilerinin toplanmasmm gerekli oldugunu anlad1kla-
nndan c;:ok erken tarihlerden itibaren istatistik biliminin
hammaddelerini bulmak mumkun olmu?tur. Bu bilgiler,
yonetmekten ziyade devletin ic;:inde bulundugu ko?ullan
ara?llrmak ic;:in kullamlmaya ba?lanmca bunlar istatistik
haline gelmi?tir. Birkac;; yuzyil boyunca istatistiklerin yay-
gm bic;:imde ara?ttrma amac;:h kullamlmas1 yaygmla?ml? ve
istatistik i?lemleri geli?tirilmi?tir. Onsekizinci yuzy1lm son
uc;:te birlik doneminde modern istatistik bilimi bir mate-
matik disiplini haline gelmi?tir. Modern istatistik ondoku-
zuncu yuzy1lm ba?lannda ve ortalannda, sosyal bilimin
antropoloji, ekonomi, siyaset bilimi ve sosyoloji gibi uz-
manla?ma alanlan ortaya c;:1kmadan c;:ok once geli?imini ta-
mamlam1?tlr. Bu ara?llrma alanlan, ondokuzuncu yuzyilm
sonlan ile yirminci yuzyilm ba?lannda, tam anlam1yla geli-
?imini tamamlamt? olan istatistik bilimden yararlanarak fi-
lizlenmeye ba?lamt?llr. Sosyal bilimcilerin soylemleri Ba-
u'da sosyal planlamamn temeli haline gelmekte gecikme-
mi?tir.

2. lstatistigin Benimsenmesinde Osmanh Modeli

Osmanh lmparatorlugu'nda geli?menin izledigi yol Avru-


pa'dakiyle aymd1r, fakat surec;: zamana s1k1?tmlm1? ?ekilde
i?lemi?tir. Zaten lmparatorlugun en ba?mdan itibaren ver-
gi odeyenlerin ve mal sahiplerinin listelerinin tutulmas1
bir gereklilikti. Fakat burokrasinin c;:ok buyuk bir impara-
torlukta say1sal bilgiler derleme ve toplama konusunda

523
1
Osmanh'da Degi~im, Modernle~me ve Ulusla~ma

olaganustu deneyim kazanm1~ olmasma kar~m toplama ve


toplanan malzemeleri kullanma tekniklerini geli~tirmeye
ozen gosterilmemi~ ve ondokuzuncu yuzyihn ortalanna ka-
dar hic;bir istatistikc;i yeti~tirilmemi~tir. Modern istatistik
yontemlerini kullanmanm gerekliligi 1830 say1m1 sirasmda
anla~1lm1~ur. Bu say1m Osmanhlann bir sosyal olguyu -yani
nufusun buyliklugunu- ilk kez niteleme ve yalmzca idari
nedenlere 1 bagh olmadan bilgi toplama c;abasma giri~ini
temsil eder. 1830 say1mm1 tasarlayan burokratlann konuya
zihinsel yakla~1mlan eski sistem tahrirleri (nufus kaynlan-
m) yaratm1~ olanlannkinden c;ok farkhydi. Ve, 1839 Tanzi-
mat Fermam'nm ilamm izleyen hukumet say1s1z reform on-
lemleri alarak, aslmda sosyal muhendislik programmdan
ba~ka bir ~ey olmayan bir c;ah~ma ba~latarak ideolojik degi-
~imin ne denli buyuk boyutlarda oldugunu gostermi~tir.
Osmanhlar ac;1smdan hukumetin ve toplumun insan muda-
halesiyle degi~tirilebilecegi gerc;egi ylizy1llardan beri kurulu
duzenin politik dogmas1 olan toplumun dokunulmazhg1
fikri gelenegine tumuyle ters du~mekteydi.
Aynen Avrupa'da oldugu gibi, Osmanh lmparatorlu-
gu'nda nufus bilgilerinin "istatistiksel" kullamm1 ba~lar
ba~lamaz bunu giderek daha fazla kullanma izlemi~tir. Or-
negin, 1860'larda hukumet ilgili devlet kurumlannm cet-
veller olu~turmas1 -yani ihrac; maddelerinin ve fiyatlanmn
listelerinin olu~turulmas1 vs.- ic;in tamimler yaymlam1~tlr.
lhrac; bilgileri yuzy1llarca kay1tlara girmi~ olmakla birlikte,
bunun yap1lma nedeni ihracat ticaretinin toplam hacmini
belirlemekten ziyade vergi toplamakti. 1868'de hukumet
ilkel bic;imde bir istatistik dairesi kurmu~tur. Bu daire
1874'te yeniden yap1landmlm1~ ve Sura-y1 Devlet'in fiili
destegiyle lstatistik Genel Mudurlugu haline getirilmi~tir.
Enver Ziya Kara!, Osmanh lmparatorlugu'nda tlk Nafus Say1m1, 1831 (Anka-
ra, 1943). Ne yaz1kttr ki kitap bu say1mm hazirlanmas1 ve temsil ettigi fikir
degi~ikliginin biitim ko~ullan konusunda tam olarak bilgi verecek yeterli-
likte degildir.

I 524
Ondokuzuncu YUzyilda Osmanh lmparatorlugu'nun Bati'dan lstatistik ...

Sosyal bilimler, Bat1'da oldugu gibi, ondokuzuncu


yuzy1lm son c;:eyreginde ve yirminci yuzy1lm ba~lannda
onem kazanm1~ ve Osmanh sosyal bilimcilerinin modelleri
toplumun yeniden yap1landmlmasmda burokratik kopya-
lar haline gelmi~tir. Osmanhlarda sosyal bilimler modern
istatistik deneyimiyle ve bu du~unce tarz1yla kirk y1lhk de-
neyimden sonra yerle~ik hale gelmeye ba~larken Bat1'da
sosyal muhendislik ilkelerinin geli~mesi gerilerde b1rak1l-
m1~ti. Hukumet uzerindeki bask1lar dayamlmaz hale geldi-
ginde topluma tam anlam1yla uygun olmayan kurumlar ve
modeller oylece uyarlandi. Bunun dogal sonucu olarak da
uygulamada planlanan yeniden canland1rma mucizesi ya-
rat1lamad1g1 gibi bunun yerine aydmlar arasmda kan, dog-
matik materyalist-pozitivist ideolojinin geli~mesini kolay-
la~t1rdi. Cumhuriyet doneminde bu, toplumun toptan ve
mecburi yeniden yap1landmlmas1 programmm benimsen-
mesiyle sonuc;:landi.

3. Bau'nm lstatistik Biliminin Uyarlanmas1


Suasmdaki Ko~ullar

(:ok iyi bilindigi gibi, 1800'e gelindiginde Osmanh lmpa-


ratorlugu zaten parc;:alanmaya ba~lam1~ti. Rusya ve Avus-
turya Karadeniz'de ve Doga Avrupa'da topraklar kazanm1~­
lar ve zay1flamakta olan Osmanh hukumetini lmparatorlu-
gun Hlristiyan tebaasm1 temsil etmek adma kendilerine ya-
sal haklar tammak zorunda buakm1~lardi. Padi~ahm c;:e~itli
H1ristiyan dini-etnik azmhk gruplan arasmda milliyetc;:ilik
on plana c;:1kmaya ba~lam1~u. Avrupa devletleri ise bu milli
emelleri kendi amac;:lan ic;:in yureklendirmekte ve destekle-
mekte, aynca Osmanh topraklarmdan elde etmeyi arzu et-
tiklerini ya dogrudan fethederek veya dolayh olarak nufuz-
lanm kullanarak ele gec;:irme yollan aramaktayd1lar. Ondo-

525
Osmanlt'da Degr~im, Modemlc~me ve Ulusla~ma

kuzuncu yuzy1lm ilk uc;;te birlik doneminde Osmanhlann


durumlanndaki bozulrna devarn etti: Rusya'nm kendi ala-
mm geni~letme c;;abalan bitmek bilmeyen sava~lara veya
Dogu Avrupa vilayetlerinde sava~ hazirhklanmn ba~lama­
sma yol ac;;u; Yunanhlar Ypsilanti liderliginde ayakland1lar;
MlSlr'da Mehmed Ali Pa~a kendisini hemen hernen tama-
men bag1ms1z bir yonetici ilan ederek 183l'de Suriye'yi i~­
gal etti; Frans1zlar Cezayir'i ele gec;;irdiler; Fransa ve lngil-
tere, Rusya'mn veya bir digerinin kaybedilen topraklar
uzerinde ustun duruma gec;;mesini engellernek ic;;in Osman-
hlann i~lerine mudahaleye zaten her zaman haz1r durum-
dayd1lar, fakat bunu yaparken hic;;bir zaman Osmanhlann
guc;;lenmesine yard1m etmek gibi bir niyetleri olmam1~t1.
k cephede Ill. Selim'in (1789-1807) ulkede, bzellikle
orduda reform yapma gayretleri sii.rii.yordu ve bu amac;;la
Avrupa'dan uzman askeri egitmenler getirtmi~ti. Bu c;;abas1
1807'de yenic;;erilerin ayaklanmas1yla son buldu ve Selim
tahtan indirildi. Sultan II. Mahmud da sistemde reform
yapmaya c;;ah~t1. Vilayetlerdeki valilerin gii.cii.nu basnrd1 ve
d1~ bolgelerde merkezi otoriteyi tesis etti. 1826'da, orduda
yapacag1 reformlara haz1rhk olarak yenic;;erileri bastird1.
ldari sistemi daha ekonomik, etkin, ak1lc1 ve mecburen da-
ha otoriter hale getirmek ic;;in merkezile~tirmeye getirmeye
ba~lad1. Sistemin merkezile~tirilmesi ve rasyonel hale geti-
rilmesi reform hareketinin en belirgin bzelligi oldu.
Bu reform c;;abalan Osmanh nufusunun eskiden der-
lendiginden daha tam bir gbruntllsunun elde edilmesini
gerektirdi. Ak1lc1 yonetim art1k kahc1 olmaya ve kendi du-
~unce tarzm1 hukumete kabul ettirmeye kararhyd1.

4. Merkeziyetc;;ilik, Reformlar ve Ak1lc1 Biirokrasi

1830 say1m1 rasyonalizasyonun ilk sonucudur. Bu say1m,


y11lar ic;;inde mulk degerlerinin degi~mesinden, arazilerin el

526
Ondokuzuncu Yuzyilda Osmanli fmparatorlugu'nun Bat1'dan lstatistil1 ..

degi~tirmesinden ve eski tapulann kullamlmasmdan, ba~­


langH;;ta artik mevcut olmayan yollar ve koprulerin bak1m1
kar~1hgmda verilmi~ olan muafiyetlerden kaynaklanan ver-
gi e~itsizligini duzeltmek amac1yla yapilm1~t1r. Aynca, hu-
kumet askerlik hizmeti yapabilecek durumda olan Muslu-
manlann sayilanm belirlemek ve Sultan Mahmud'un ordu-
sunu modernle~tirme c;abalanm finanse etmede kullamla-
cak gelir kaynaklanndan biri olan cizye'nin -gayrimuslim-
lerin askerlik hizmeti yapmamak ic;in odedikleri kafa ver-
gisi- durumunu degerlendirmek ic;in yapilm1~t1r. Fakat sa-
y1mm yap1lmas1m gerekli k1lan bu geleneksel idari neden-
lerin yam s1ra vatanda~lann dinlere gore dag1hm1 konu-
sunda bilgi toplama istegi de soz konusuydu. Eski nufus
listelerinde halk kisaca Musluman, Hiristiyan ve Yahudi
olarak s1ralanm1$ oldugu halde 1830 say1m1 baz1 Hiristi-
yanlarm etnik kokenlerinin listelenmesi gibi ayn bir kate-
gori daha yaratml$tlr -yani Sofya'da ya~ayanlar Bulgar ola-
rak kaydedilmi$lerdir-. Aynca, Musluman ve H1ristiyan
olarak kaydedilen yeni bir kategori, yani (ingeneler eklen-
mi~tir. (Her iki <linden de yakla~1k olarak e$it say1da insan
vardi.) Kabile halklannm da say1lmasma c;ah$ilID1$tlr
(Muslumanlar). Aynca, yabanc1lar -yani yabanc1 hukumet-
lerin korumas1 altmda olduklanm iddia eden insanlar-
ozell ikle listelenmi~tir. 2
IL Mahmud 1839 Temmuz aymda olmu~ ve yerine ge-
c;en Abdulmecid (1839-1861) aym yil Kas1m aymda, Tan-
zimat Fermam'm yay1mlam1$tlr. Bu fermanla padi~ah ve
erkam tarafmdan o tarihe kadar kullamlm1~ olan smirs1z
yetkiler kaldmlm1~ ve dini inanc1 veya etnik kokeni ne
olursa olsun butun Osmanh vatanda$lannm e~it oldugu
ilan edilmi~tir. Padi~ahm ve erkanmrn eski otorite uygula-
malanndan vazgec;mekte istekli davranmalannm nedeni,
2 Kemal H. KarpaL, Ottoman Populatio11 1830-1914; Demographic and Social
Characteristics (Madison, Wisconsin, 1985), s 20, 21 ve ck I. s. 109-115

527
Osmanlt'da De/Nim, Modernlqme ve Ulusla~ma

lmparatorluga kar~1 gu<;,:lu yabanci devletlerin adaletsizlik


tistO.ne adaletsizlik yapt1klan bir s1rada eski sistemin etkin-
liginin aruk zay1flamakta oldugunu anlam1~ olmalan olabi-
lir. Bu arada baz1 tist dtizey gorevliler gelenek, onceki uy-
gulamalar ve hiyerar~iye uyma geregi gibi nedenlerle en-
gellenmeden acil sosyal gereksinimleri kar~1lama konusun-
da ozgtir davranmak istemi~lerdir. Bunlar arasmda poziti-
vist goru~ kabul gormu~ttir. ·
1830 say1m1 i<;,:in yapilan hazirhklar sosyal mukemmel-
le~menin ne kadar istenen bir ~ey oldugunu gostermi~ ve
aym zamanda htiktimetin giderek artan merkeziyet<;,:iligi
bunu daha da gerekli hale getirmi~tir. Tanzimat'tan soma
merkezi hukumet daha once vak1flann, yani dini kurumla-
rm ve yerel bolgelerin i~levleri olan egitim, saghk ve h1fz1-
s1hha hizmetlerinin sorumlulugunu giderek daha fazla ust-
lenmeye ba~lam1~t1r. Bu yeni i~levler yap1lan geregi merke-
zi hukumete insanlann gunltik ya~amlannda etkili olmak,
yeni ideolojinin art1k imkan verdigi yollarla toplumun kali-
tesini arurmak ve toplumu yonetmek gibi yeni bir gu<;,: ver-
mi~tir. lstatistikler ise, hi<;,: olmazsa kuramsal olarak toplu-
mun incelenmesine olanak saglayan yollar i<;,:ermekteydi.
Ostlendigi yeni rol sayesinde toplum ilahi bir varhk olmak-
tan ziyade say1labilir bir insan yap1lanmas1 haline geldi.
Osmanhlann modern istatistik yontemlerini kullan-
maya ba~lamas1 konusundaki ger<;,:ekten onemli geli~me de-
mografik ara~urmalar alamnda goruldti. 1864 y1hndan iti-
baren II. Mahmud'un doneminde kurulmu~ olan nufus dai-
releri <;,:e~itli yerlerde dogum ve alum oranlanm belirlemek
i<;,:in buyrtk <;,:aba harcamaya ba~ladi. 3 1864'te ve 1870/71 'de
<;,:1kanlan yeni vilayet yasalan idari bolgeleri daraltu ve
merkezi huktimete ve vilayetlerdeki temsilcileri olan valile-
re yeni yetkiler verdi. Burada ama<;,: yalmzca etkin bir yone-
3 Aslmda, oh:im ve dogum oranlannm 1850'lerde toplanm1~ oldugunu sam-
yorum, s. 17

I 528
Ondolmzuncu Yazyilda Osmanl1 Imparatorlugu'nun Bat1'dan lstatistih ..•

tim saglamak degil, aym zamanda yeni kurumlar olu$tur-


mak ve halkm maddi refah1m arurmakti. Bu nedenle,
$l1ra-y1 Devlet'in 17 $ubat 1874 tarihli ayrmt1h raporunda
Osmanh nufusundaki r;e$itliligin giderek r,;ok arttlg1 ve
mesleksel yap1smm giderek degi$mekte oldugu vurgulan-
ffil$, lmparatorlugun insan kaynaklan konusunda sistema-
tik bir degerlendirme yap1lmas1 gereginden soz edilmi$ ve
yeni bir nufus kayn sisteminin olu$turulmas1 gerektigi tav-
siye edilmi$tir. 1875'teki ir,; kan$1khklar ve 1877/78'de
Rusya ile ya~anan feci sava~ nedeniyle $fira-y1 Devlet'in
onerdigi degi$iklikler yerine getirilememi$tir. 4 Bu arada
1860'lann sonlannda kurulmu~ olan istatistik dairesi d1$
ticaret konusunda bilgi yaymlamaya ba$lam1$tlr. Bu daire-
nin r,;ah$malan sayesinde 1878'den 1913'e kadar Osmanh-
larm d1$ ticaretini kapsayan tam istatistik bilgilerimiz var. 5
Bir sure sonra, istatistik konusunu geli$tirme ve genel-
le$tirme ve aym zamanda istatistik bilimleri egitimini gur,;-
lendirme fikri Sultan II. Abdulhamid (1876-1909) tarafm-
dan bizzat ele almm1~t1r. 1879'da padi~ah, Kur,;uk Said Pa-
~a'nm mevcut istatistik sistemini geni~letme ve geli$tirme
ve uzmanlara daha iyi egitim saglama teklifini kabul etmi$-
tir. Said Pa$a'nm amlannda hukumetin guvenilir, say1sal
bilgilere dayanarak kararlanm verebilmesi ir,;in istatistik
bilgilerine gereksinim duydugundan soz etmesi ilginr,;tir.
$fira-y1 Devlet, Said Pa~a'nm raporunu desteklemi~ ve ya-
saya, mal guvenligine, mali istikrara ve beledi duzen ve gu-
vene onem veren bir hukumetin ulkenin nufusu konusun-
da istatistiklerden elde edilmi$ bilgilere ihtiyar,; duyacagm1
vurgulam1~tir. 6 Aynca, "Avrupa devletleri kendi nufuslan
konusunda bilgi toplama ve dagitmaya buyilk ve duzenli
4 Ba~vekalet Ar~ivi, lrade, Meclis-i Mahsus, 2086, 17 $ubat 1874 tarihli rapor.
5 Osmanh lmparatorlugu'nun Ticaret Muvazenesi'ne bak1mz 1878-1913 (An-
kara, 1939).
6 Ba~vekalet Ar~iv1, lrade, $iira-y1 Dcvlet, 3148, 5 Temmuz 1881 (8 $aban
1298)

' 529
Osmanlr'da Dcgi$im, Modemle~me ve Ulusla~ma

bir ozen gostermektedir" 7 denilerek Avrupa istatistik yon-


temlerinin benimsenmesi gerektigi vurgulanm1~tlr.
Boylece, Osmanh hukumetinin otorite kullarnm1 konu-
sundaki felsefesinde koklu bir degi~iklik olmu$tUr. 1880'
den itibaren hi<; olmazsa i<; idari konularda hiikumetin, pra-
tik hedeflere ula$mak i<;in otorite kullanmay1 kabul ettigi,
ilerlemenin ve maddi geli$menin lmparatorlugun dogal ve
insan kaynaklanm akilc1 ve sistematik bir $ekilde degerlen-
dirmesinden ge<;tigi, bunun da ancak istatistikler yoluyla
saglanabilecegi gibi resmi bir gorii$ benimsedigi ortadad!f.
Bu gorii$ Sultan II. Abdulhamid ile Bab1ali'deki Ameri-
ka buyukel<;isi Samuel Sullivan Cox arasmdaki gorii$mede
a<;1k<;a belirtilmi~tir. 1886'da padi~ah, kendisini ABD'nin
Onuncu Nufus Say1m1 (1880) Ba~kam olarak takdim eden
Cox onuruna bir resepsiyon vermi~tir. (Bu say1m ABD'de
istatistiksel bilimler alamnda at1lm1~ onemli bir ad1m1 tem-
sil etmekteydi.) Padi$ah, Cox'la Amerika Birle~ik Devletle-
ri'ndeki "mucizevi maddi buyumeden" sbz etmi$ ve bunu
iyi istatistiklere dayandmlm1$ etkin bir idari sistemin iirii-
nii olarak gordugiinii vurgulam1$l1r. 8 Daha soma, Sultan
Abdiilhamid, Amerikan buyukel<;isinden, tercume edilerek
Osmanh istatistik<;ilerin ve halkm kullarnmma sunulacak
istatistiksel malzeme talebinde bulunmu$tur. Osmanli ar-
$ivlerinde bulunan baz1 belgeler padi$ahm ozel sekreteri
Sureyya Bey'in daha soma Amerikan El<;iligi'ne adamlan111
gondererek istatistiksel malzemeleri ald1rd1gm1 gostermek-
tedir. 9 (Anla$ild1g1 kadan ile istatistik dergileri ve kitaplan
7 $\\ra-y1 Devier Raporu No: 438, 21Nisan1881 (21 Cemaziyelevvel 1298).
8 Bu bilgi bllyukel<,:inin amlanndan ahnm1~ttr. S. S Cox, Divn-siom of a Diplo-
mat in Turl1cy (New York, 1887).
9 Ba~vekalet Ar~ivi, lracle, Daniliye, 77419, 25 $ubat 1885 tarihli mektup (Ce-
maziyelcvvel 1303). Emrin ba~l1g1, Ameriha'da yapi!d1g1 gibi Osma11l1 ullusin-
Je muntazam ve mulwnmd hir is/atistik tertibine dair rescn sad1r olan iradc-i
scciyc'dir

; 530
r

Ondnlwzuncu Yuzyrlda Osmanll lmparatotlugu'nwt Bau'dan lsLatistil1

ic;eren iki c;uval padi$ahm sarayma getirilmi$ ve daha soma


ilgili dairelere gonderilmi$tir. Bunlan ta$1mak ic;in hamal
kullamld1gmdan soz edildigine gore getirilen malzemele-
rin c;ok agir olduklan samlmaktad1r.) Abdulhamid'in ista-
tistik bilimleri konusundaki merak1 ve gerc;ekc;iligi o denli
fazladu ki Cox'la her gorli$mesinde konuyu gundeme ge-
tirmi$ ve Cox, amlannda padi$ahm istatistik konusundaki
merakm1 ve istatistigin mucizevi degi$im etkisine inanc1m
nasil te$vik ettigini anlatml$tlr:
"Sultanla yap11g1m baz1 gorli$melerde ve ulkemin nu-
fus ve kaynaklan ac;1smdan nas1l mucizevi bir geli$me kay-
dettigi ile ilgili sorulanna verdigim cevaplarda bu kalkm-
manm boyutlanm tam olarak anlayabilmesi ic;in say1m ra-
porlammzdaki, ozellikle Onuncu Say1m 0 880) raporlann-
daki c;arp1c1 noktalan incelemesi, tercume ettirerek kendi
ulkesinde uygulamas1 gerektiginden soz ettim." 10
Cox, padi$aha istatistik kitaplan ve dergileri verdigini
de dogrulamaktad1r.
1880'lerden itibaren hem lstatistik Mudurlugu ve hem
de Nufus Kaytt Dairesi (Sicil-i Nufus ldare-i Umumiyesi
Muduriyeti) tarafindan istatistik bilgileri derlenmi$ ve ya-
ymlamm$llr. Birinci daire her turden ticari ve demografik
istatistikleri tutarken ikinci daire nufustaki demografik de-
g;i$iklikleri izlemi~, nufus listeleri ve say1m bilgileri derle-
mi$tir. Yuzyilm sonlanna dogru Osrnanli lmparatorlugu
istati.stiklerin kullamm1 konusunda tam anlam1yla bilgili
hale gelmi$, fakat ekonomik kalkmma istenen dtizeye geti-
rilememi$tir. Salnamelere (y1lhklar) gore 1892'den 1908'e
kadar Osmanh istatisti.k daireleri.nin ba~m<lakllerin c;ogu-
nun Musluman olmayan ki$iler olmas1 ilginc;tir. Buyiik bir
olas1hkla Yahudi olan Fethi Franko Bey 1893'ten 1897'ye
kadar dairenin ba$mda kalmt$tlr. Daha soma yerine 1897
10 Cox, Divcrsiom of a Diplomat in Tur11cy, s. 44

531
l
Osmanh'da Degi~im, Modemlqmc ve Ulusla)ma

ile 1902 arasmda gorev ba~mda kalan Ermeni M1g1rd1c;; Si-


nabyan Efendi gec;;mi~ ve onu Rober Efendi izlemi~tir. Bu-
run bu donem zarfmda mudur yard1mc1s1 olarak gorev ya-
pan Mehmed Behic;; Bey nihayet 1908'de miidur olmu~ ve
l 914'e kadar bu gorevi yurutmu~tiir. Diger yenilik alanla-
nnda hukum siiren liderlik modeli ista.tistik bilimi alanm-
da da gec,:erli olmu~tur. llk ogretmenler Avrupahlar veya
gayrimuslimlerdir ve zaman ic;;inde yerlerine Miislumanlar
gec;;mi~tir. (Bu, Osmanh lmparatorlugu'nda ulusal bir yan-
hhk gudulmemi~ oldugunu gostermekte ve Ermenilerin
yalmzca Ermeni politik soylemlerini desteklemedigi ic;;in
Osmanh istatistiklerinin degeri konusundaki sorgulamala-
rma cevap te~kil etmektedir.)
Bu suretle, Osmanhlann, lmparatorlugun rahat nefes
bile alamad1g1 bir donemde idari reformlan yururluge koy-
mak ic;;in Bau'nm istatistik bilimine yoneldigini goruyoruz.
Bununla devletin reformlarla guc;;lenmesi ve kendisini
kontrol altma almak isteyen guc;;lu Avrupa devletlerinin
bask1lanna daha iyi direnmesi umit edilmi~tir. Fakat mo-
dern istatistigin lmparatorluga refah getirecegi inanc1
inane;; olmaktan 6teye gec;;ememi~tir. Ashnda bu, Bab1ali
nezdindeki Amerikan buyukelc;;isinin soylemleriyle de des-
t~klenmi~ ve daha sonralan sosyal bilimlerin benimsenme-
• sinde de rol oynam1~ur.

5. lmparatorluk'ta· Sosyal Bilimlerin Yiikselmesi

Kronolojik olarak bak1lacak olursa, modern Avrupa istatis-


tik biliminin benimsenmesi, modern matematik, kimya, fi-
zik gH)1 modern bilimlerin uygulanmaya ba~lamas1 ile on-
dokuzuncu yiizy1lm sonlannda c;;e~itli uzman okullanmn
ve bilimsel orgutlerin kurulmas1 arasmda bir yere du~er.
(:ok iyi bilindigi gibi, Osmanh lmparatorlugu modern bi-
limleri Bat1'dan, hukumetin orduda reformlar yapmaya ka-

I 532
Ondolwzunw Yiizyilda Osmanlr lmparatorlugu'nun Bat1'dan lstatistil1 _

rar vermesinden sonra alm1~tlr. Aym ~ekilde istatistige du-


yulan ilgi ve muhtelif istatistik dairelerinin kurnlmas1 ki~i­
sel i;;abalardan i;;ok hukumetin inisiyatifi ile ba~lam1~tlr.
Tam olarak degilse bile onemli oli;;ude benimsenen sosyal
bilim disiplinleri ise tersine, i;;e~itli ki~ilerin i;;abalan ile
yerle~mi~tir. Esas itibariyle muhendislik ve tlp okullan ol-
mak uzere Osmanh lmparatorlugu'nun modern bilimleri
benimsemesi ile sosyal bilimler egitiminin ba~lamas1 ara-
smdaki donemde toplumun i;;ah~ma tarz1yla ilgili bir ilgi
dogmu~ ve bu ilgi toplumu anlamak, yeniden yap1land1r-
mak ve yeniden ~ekil vermek gibi orgutlu i;;abalara yonel-
mi~tir. Toplumdaki degi~imle ve toplum ii;;inde bireyin ye-
rinin tammlanmas1yla birlikte aydm s1mfm ilgisini i;;eken
diger iki alan edebiyat ve daha az oli;;ude olmak uzere fel-
sefe olmu~tur. Hukumetin Tercume Odas1 Bat1'dan tercu-
me edilmi~ eserlere ula~abilme kolayhg1 yaratmada rol oy-
nam1~ olmasma ragmen Bau edebiyatma ilgi daha i;;ok ki~i­
sel ve bireysel bir olgu olmu~ ve bir sure sonra Tanzimat
Edebiyan olarak bilinen modern Osmanh edebiyan geli~­
mi~tir.
Bati bilimi konusunda onemli oli;;ude bilgi edebiyat
kanahyla gelmi~ ve c;ogu ki~i tarafmdan tutucu olarak ta-
mmlanan Ahmed Midhat Efendi'nin yaz1lan halkm Avru-
pa'ya ve Avrupa teknolojisine ilgi duymasmda i;;ok onemli
rol oynam1~tu. Aynca, Osmanh toplumunun yeni tarih
vizyonu konusu uzerinde durulmaya ba~lanm1~tir. Bu yeni
tarih vizyonu aray1~1, Nam1k Kemal'in hacimli tarihinde
ai;;1ki;;a belirtildigi gibi Osmanh tarihinin, lslami gorii~lerin
devlet olu~umunda dinamik bir gui;; olarak kabul edildigi
bir bii;;imde yeniden yorumlanmasma yol ai;;mi~tir. 11 (Os-
manh'nm Ban'nm edebiyat ve felsefe eserlerini tercume et-
mesi ve romantik tarih yaz1lanm aynen Ball eserlerinde ol-
11 Nam1k Kemal konusunda bkz. Ahmet Kabaklt, Tiirl1 Edcbiyatr, 3 c. (lstan-
bul, 1965-67).

I 533
Osmanl1'da Dcgi$im, Modcrnlqmc ve Ulusla~ma

dugu gibi biraz yerel renkler katarak uyarlamas1 ba?h ba~i­


1
na ilgirn;: bir konudur ve Osmanh toplumunun gelenekse\
degerlerinin Bat1'dan almanlarla ne boyutlarda kayna$tinl-
d1g1m gostermesi nedeniyle uzerinde ara?t1rma yap1lmas 1
gereken bir aland1r.) Osmanh Devleti'nde sosyal bilimlerin
benimsenmesi esas itibariyle ondokuzuncu yuzy1lm son
c;eyreginde ve yirminci yuzyilm ba$lannda olmu$lUr. Bu
ac;1dan, Osmanli dunyas1 sosyal bilimleri hemen hemen ay-
m donemde benimsediginden Bau'nm pek fazla gerisinde
kalmam1$llr. Tek fark Osmanhlarm modern bilimler ve is-
tatistik konusunda gec;mi? deneyimlerinin c;ok fazla olrna-
y1$mdad1r. Tersine, Bat1 bu sayede istatistiksel olarak dog-
ru tannnlanml$ sorunlar uzerinde c;ah?mak ic;in sosyal bi-
lim disiplinleri olu?turabilmi?tir. Osmanh dunyasmda du-
rum boyle olmam1?tlr. lnsan gruplannm davram$sal ve ya-
p1sal ozellikleriyle ilgilenen Bau sosyal bilimleri, kurulu
duzeni tehdit eden ve yeni sosyal yapilanma gerektiren si-
yasi ideolojiler ic;in bilimsel temel olu?turan c;e?itli sosyo-
politik olaylann anla?1lmas1 ve ac;1klanmas1 amac1yla be-
nimse.nmi?tir. Auguste Comte'un pozitivist gorii?leri Avru-
pa'da surgunde bulunan baz1 Jon Turkler tarafmdan be-
nimsenirken, Emile Durkheim'in kolektivist ideolojisi Ziya
Gokalp uzerinde derin etkiler yapm1?tir. Diger baz1 BaL1li
filozoOann ve sosyologlann gorli.?leri Prens Sabahaddin gi-
bi bir k1snn onde gelen Osmanh aydmlannrn dii?li.nceleri-
ni eLkilemi$tir. Sosyal bihmler bu grup ic;in, guc;lu sosyal
bir degi?iklik arayan politik ideolojilerinin olu?turulmasm-
da temel soylemleri saglamI?tlr. Ban'nm bu sosyal bilim
ogretileri, diger felsefeler arasmdan kendi ki?isel terci hleri-
ni yaprnl? olan ki?iler yoluyla Osrnanh'nm entelektuel bi-
linc;lenme surecine dahil edilmi?tir. Belli bir yazann veya
du?Onurun eserleri belli bir sosyal veya politik olay1 ac;1kla-
madaki ustahg1 sayesinde hemen kabul gorup savunulur,
fakat fikirlerinin pratikLe kullamlabilirligi azald1g1 anda bir

I s34
OndoJmzuncu Yuzydda Osmanli /mparatorlugu'nun Bat1'dan tstatistil1..

tarafa birak1hrd1. Donemin tek ciddi Osmanh do.~onoro


olan Ziya Gokalp'in eserleri de gerek taraftarlanmn ve ge-
rekse daha sonra eserlerini inceleyen bilim adamlannm el-
lerinde aym kaderi payla!;itl. Gokalp, Osmanh-lslam kultu-
ru <;en;evesinde ve Turklerin bir ulus haline gelme fikrinin
olu$mas1 konusunda Osmanh toplumunun kar$1la$t1g1 de-
gi$i.klikleri anlamaya ve a<;rklamaya ger<;ek anlamda ilgi
gosteren bir dll!;illnurdu. Uzun ve kapsamh arayr!;?lardan
sonra, Durkheim'in kendi kurammm temelini olu!;ituran
toplumsal ve cemaat (dini) dayam$mas1 kavramma en <;ok
uyan kolektivist gorll$lerini benimsedi ve uyarladl. Ger-
<;ekten de Gokalp, daha sonralan Turk milliyet<;i.ligi fikrini
l 920'lerde kurulmu!;i olan rejimin en uygun doneminde
a<;1k<;a ifade etmeye ba!;ilad1. Bu, a<;1smdan ideolojik bir tak-
lit urunii degil, kendi sosyolojik gorll!;ilerinin mantrksal
politik sonu<;lanyd1. Gokalp, Turkiye'de solcular tarafm-
dan rrk<;1hk ve fa$istlikle su<;land1; sagcrlar, onun fikirleri-
ni kendi totaliter felsefelerini desteklemek i<;in kullandr-
lar. I 2 Turk hukumetleri ise, Gokalp'in admr belli politika
veya felsefelerini hakh gostermek i<;in uygun gordukleri
za111anlarda ortaya <;1kard1lar. Gokalp'in ger<;ek gorll!;ileri-
ni11, felsefesinin kendi ideolojilerini desteklemek i<;in bu
gruplar tarafmdan almtr yap1larak kullamlan <;e!;iitli versi-
yonhnyla hi<; ilgisi olmad1gm1 soylemeye gerek yok. 13
Osmanh burokrasisinin 6nceden belirlenmi$ bi.r mo-
dele gore dayaulrnr!;? topyekun bir toplumsal degi!;?ikligi ka-
bu~ ~!tigi _s_?yle12.~_mez. Aynca, giderek daha rnaddeci hale
12 Bu not, 13 May1s 1987 tarihinde Harvard Dmversitcsi'ndc yapilan bir semi-
ncrde Ziya Gokalp'in fclscfesi ve yazilan konusundaki konu5mam1m k1sa bir
<izeti.
13 Ziya Gokalp konusunda yurt i\·inde vc d15111da yazilanlar yanlid1r ve yctcrsiz-
dir. Hatta Uriel He)•d, Niyazi Berkes ve Robert Devereux'nunkiler i1;in bile
aym 5cy soylenebilir Fakat yakmlarda yaymlanan bir kitap, Gokalp'in yazila-
nmn yrniden dcgcrlendirilmesi a(1s1ndan ciddi vc bilimscl bir yakla51md1r.
Bkz Taha Parla, The Social and Politiwl Thougli1 of Ziva Golwlp, 1876-1924
(l.ciclen, J 985)

535
Osmanli'da Degi~im, Modcmlqme vc Ulusl~ma

gelen toplum goru~u (istatistik kullamm1 bunun belirtile-


rinden biridir) reforma tek yanh yakla~1m1, sosyal olgunun
kultD.rel boyutunu yok sayan degi~im tekniklerinin benim-
senmesi, daha sonralan cumhuriyet doneminde bu.yuk bir
heyecanla izlenen zorlamah bir degi~im yoluna girilmesine
yol ac;,:m1~ur. Bu maddeci pozitivist goru~ insan varhgmm
manevi boyutunu tumuyle yok saym1~ur. Kendisine bask1
yapan sorunlan c;,:ozmek ic;,:in modern bilimin urunlerini
kullanmaya haz1r olan Osmanh burokrasisi, bilimin kendi-
sini geli~tirmeye pek dikkat gostermemi~ ve boylece Os-
manh lmparatorlugu'nda temel ara~nrmaya ilgi eksikligi
ya~anm1~ur. (Bu eksiklik pek c;,:ok modern Musluman ulke-
lerinde akademilerde ve hukumette halen gozlenen bir du-
rumdur.)
lstatistik modern bilimler gibi tamamen faydac1hk de-
geri ac;,:1smdan benimsenmi~ ve onlara ihtiyac;; duyulmasma
neden olan sosyal konularla dogrudan ilgili olarak kulla-
mlmam1~ur. Modern bilimlerde oldugu gibi, istatistik bili-
minin kuramsal yanlanmn ele almmas1 pek du~unulme­
mi~tir. Bu donemden kalan malzemeler, daha sonralan
universitelerde kullamlan ba~lang1c;,: metinlerinden pek
farkh olmayan birkac;,: giri~ kitab1 ic;,:erir. Fakat istatistik ko-
nusundaki temel bilgiler bile bunu bilene onemli bir pres-
tij saglamaya ve istatistik dairelerinde c;;ah~an burokratlara
kendilerini Osmanh lmparatorlugu'ndaki modernle~me ve
ilerlemenin -ustalan degilse bile- temsilcileri olarak goster-
melerine yetmi~tir.
lstatistik konusundaki bu mekanik, faydac1 ve kendi-
ne yarar saglama yakla~1m1 sosyal bilimlerde de uygulan-
m1~t1r. Boylece, sosyal programlan ic;,:in saglam temeller
olu~turabilecek say1sal yontemler geli~tirmek yerine Bauh
modelleri hie;; aynm gozetmeksizin ve esas itibariyle ulke-
nin gerc;,:ek sorunlanyla pek fazla ilgisi olmayan politik ide-
olojiler olu~turmak amac1yla kullanm1~lard1r. (Bu yakla~1m

I 536
Ondokuzuncu Ytizyilda Osmanli lmparatorlugu'nun Bat1'dan lstatistik __ _

yakm tarihlere kadar Turkiye'de ge<;;erliligini korumu~tur.


En iyi brnekleri l 970'lerde baz1 "ilerici" aydmlann Mark-
sizmi oldugu gibi benimsemesi ve bunu yaparken <;;ogu za-
man Marksizmin ger<;;ek ruhunu rumuyle dikkate almama-
lanyla gosterilebilir.)

So nu<;;

Bau'mn istatistik bilimini kendi idari sistemine uyarlamaya


<;;ah~irken Osmanh lmparatorlugu'nun ya~ad1g1 ka<;;1mlmaz
dezavantajlar, istatistik konusunda ya~anan iki yuzy1lhk
uygulamalan dogru degerlendirememesi ve kendine uyar-
layamamas1d1r. Bau'y1 liderlige ve ustunluge ta~1yan istatis-
tikleri ak1lc1 incelemeler ve ele~tirilerde kullanma becerisi-
dir. Diger bir deyi~le, Osmanhlar pratik istatistiksel dene-
yimleri yeterli olmasma ragmen onlerindeki sorunlan <;;bz-
mek i<;;in yeni istatistiksel tekniklerin kullamlmasm1 sagla-
yan istatistik kuram1m ogrenme geregini dogru anlamay1
ihmal etmi~lerdir. Bu sorun, ne pahasma olursa olsun Os-
manh dunyasmda Bau tarz1 sosyal bilim modellerini geli~­
tirmeye <;;ah~1rken bunlann uyarlanmas1 ve kullamm1 i<;;in
Osmanhlara ozgu saglam istatistiksel temeller geli~tirme­
mi~ olan ki~ilerce daha i<;;inden pk1lmaz hale getirilmi~tir.
Fakat Bau'nm bilimsel urunlerinin bu ttirden yanh~
kullamlmas1 tumuyle Osmanh dunyasma ozgu bir durum
degildir. Bugun bile, umitsizce bir gecede modernle~meye
<;;ah~an U<;;uncu Dunya ulkelerinde s1k s1k kar~ila~ilan bir
dururndur. Burada sorun, Bau'da gerek modern bilim ve
teknolojiyi ve gerekse liberal humanist goru~u ureten yuz-
y1llara ozgu sosyal, ekonomik, felsefi ve kulturel deneyimi-
ne sahip olmadan biraz daha farkh ve daha k1sa bir sure<;;te
Dogu'da ger<;;ekten yetkin bilimsel kafalann yeti~mesini
saglamakur. Eger bu saglanamayacak bir ~eyse, o zaman
U<;;uncu Dunya ulkeleri Bat1'dan yalmzca bir ~eyleri odun<;;
I
I s31
Osmanl1'da Dcgisim, Modemlqme vc Uluslasma

alarak ya;;amaya mahkumdurlar. Osmanh Devleti'ne gelin-


ce, kammca, kendilerine ozgu sorunlara cevaplan veya en
azmdan baz1 cevaplan once kendi yerel kultur ve kurumla-
rmda aray1p sonra kendi yerel kurumlanm geli;;tirmeye ve
yeniden yonlendirmeye oncelik vermi;; olsalard1 yararh ya-
banc1 teknolojiyi Osmanh modeline daha iyi uyarlayabi!ir-
lerdi. Nukleer fizik ve muhendislik gibi bilim dallanmn
Musluman biliminde kar;;1hklan olmam1;;, fakat diger Bau
bilimlerinin Osmanh'da kar;;1hklan olmu;;tur. Aslmda, ista-
tistik biliminin geli;;mesini Osmanh lmparatorlugu'nun
muhasebe dairelerindeki ko;;ullara uyarlamak ic;,:in yeterli
temel mevcuttu. Bunlar, kendininkilerden vazgec;,:ip top-
lumda hic;,:bir koku olmayan Banh kurumlan taklit ederek
aynen almak yerine guncelle;;tirilebilir ve yeniden bir du-
zene sokulabilirdi.
lkinci soru ise Dogu'da Bat1 bilimini, ozellikle sosyal
bilimleri aynen ahp benimsemenin miimkiin olup olmad1-
g1d1r. Teruel bilimlerle e;;degerde olduklan yolundaki iddi-
alarm tersine, sosyal bilimler ozellikle Bat1 kiiltilrunun de-
gerleri ve normlan uzerine bina edilmi;;tir. Ashnda, birc;,:ok
ornekte, Banh sosyal bilimcilerin Oc;,:uncu Dunya'mn mo-
dernle;;mesi ve degi;;imi konusundaki goru;;leri eski oryan-
talistlerin ve misyonerlerin gorii;;lerinden pek farkh degildi
(degil). Bu goru;;e gore, maddi ilerleme ve modernle;;me
tek bir yo! izlenerek, yani Ban'nm izledigi yoldan gidilerek
saglanabilir. Sosyalist bezemelere ragmen Ban'dan almm1;;
Sovyet modernle;;mesi ic;,:in bile durum aymd1r. Modernlik
ve maddi ilerleme konusunda hem eski Ban kavram1 ve
hem de guniimuz sosyalist yakla~1mlan, geleneksel olarak
tammlanan her ;;eyin, "eski" ile "yeni" arasmda veya "gele-
neksel" ile "Avrupah" veya "Banh" arasmdaki uyu~mas1
imkans1z farkhla~maya yol ac;,:an butiin kavramlann terk
edilmesinin gerekli oldugu yolundad1r. Bu, din degi~tirme
gibi bir ~eydir. Aynen din degi~tiren ki;;inin eski dinini tu-
Ondolwzuncu Yiizydda Os111anl1 lmparatorlugu'nun Batt'dan lstatistili ...

muyle reddetmesi ve nihai gen;:egi temsil eden yeni dinini


kabul etmesi gibidir.
Osmanli Devleti'nin modern istatistikleri benimseme-
si, bo$a giden lipik bir bilimsel kultD.r degi$imi ge<,:irme br-
negidir. Geleneksel bir toplumun butD.n birikimini ve de-
neyimlerini temsil eden bir kurum veya uygulamalar bir
anda yarars1z ve uzerinde durulmasma gerek olmayacak
kadar anlams1z hale gelmi$ ve yerine Batt'dan alman $ekil
ustD.n kabul edilrni$lir. Bu sonuca goturen sure<,:lerin, ge-
li$mekte olan dunyada sonsuza kadar devam etmeyecegi
dU.$U.nulerek incelenmesi gerekir. Ban bilimlerinin Muslu-
man dunyasma aktanlmas1 konusundaki bu incelemeyi,
bu surecin i<,:erdigi sosyal degi$im, modernle$me ve ilerle-
me sorunsalma yeni bir 1$tk tutacak ba$ka incelemelerin
izlemesini diliyorurn.

539
l 994'un Goru~u Ac;1s1ndan
Avrupa'da Osmanh Yonetimi
~

1991 yilmda SSCB'nin dag1lmasmdan soma Kafkaslar'da


ve Orta Asya'da, altismda temelde Musluman ve Turkik
halk1 hakim durumda olmak uzere sekiz bag1ms1z devlet
kurulmu?tur. Hepsinin Osmanh Devleti'yle kokleri ondor-
duncu yuzy1la dayanan ve ondokuzuncu yuzy1lda en ust
noktasma ula?IDl? tarihsel ili?kileri olmu?tU. Balkanlar'm
yeniden uluslararas1 bir c,;at1?ma alam olarak ortaya c,;1kma-
s1 uzerine Bati'mn Turkiye uzerindeki ilgisi yeniden alev-
lenmi?tir. Balkanlar, 1878-1913 donemine kadar esas itiba-
riyle Osmanh hakimiyetindeydi ve stratejik, ekonomik ve
kulturel ac,;1dan Turkiye'nin ilgi kaynag1 durumundaydi.
Tarih ongorulmeyen ve beklenmedik ?ekilde Turklerin
kulturel, dini ve siyasi mirasm1 yeniden canland1rm1? ve
Turkiye'yi Avrupa'mn c,;agda? siyasetleriyle i<;; ic,;e gec;i?tir-
mi?tir. Kafkaslar ve Orta Asya kuresel ekonomik sistemin
ve Bati'nm kulturel c,;evresinin h1zla parc,;as1 haline gelmi?-
tir. Bunun nedetii yalmzca var olma c,;abalannm gerektir-
diklerini yapmak degildir; c,;unku onlar Asya, Avrupa ve

I s41
Osmanli'da .ocgi$im, Modemlqme vr liluslasma

Amerika Birle$ik Devletleri arasmda olu$an gli<;; dengesinin


hayati bir par<;;asm1 olu$turmaktad1rlar. Eski SSCB'ni.n yeni
Musluman cumhuriyetlerinin c;ogu, daha <;;ok Turkiye'nin
bask1s1 ile Latin alfabesini kullanmay1 kabul etmi;;lerdir.
Boylece, Turkiye'deki Turkler ile Asya'da onlarla aym dini
payla$an ulkeler arasmdaki gec;rni$te mevcut olup yetmi$
y11l1k bir kesintiye ugram1;; olan ili;;kiler yeni bir c;erc;evede
yeniden ba$lam1;;tir.
Bau, Turkiye'yi bir istikrar vahas1 olarak gbrmekte ve
yeni yeni olu;;makta olan bag11ns1z devletler ic;in bir de-
mokrasi, laiklik ve serbest te;;ebbus modeli olarak hizrnet
etmesini beklemektedir. Turkiye'ye, model te;;ki.l etme go-
revi yalmzca Orta Asyahlara cazip gelen ve eskiden beri
mevcut olan tarihsel ve etno-dini ili;;kiler -ki Turkiye gec;-
mi;;te bunu yok saymay1 yeglemi;;ti- nedeniyle degil, ayrn
zamanda laik yoneti.m bi<;;imi, demokrasisi ve nispeten ge-
li$mi$ piyasa ekonomisi nedeniyle verilmi;;tir. Karadeniz
Ekonomik l$birligi Projesi Turkiye'nin oynayacag1 rolun
modeli olma <;;ekiciligini guc;lendirrni$tir.
Turk hukurneti kendiliginden olu;;an ya da kendisine
uygun gorulen bu gorevi tereddutsuz ve uzerinde du;;un-
meden kabul etmi;; ve kendisinden beklenenler ile gec;mi;;-
te Asya ve Muslumanlarla ili;;kilerindeki olumsuzluklar
arasmdaki <;;eli$kileri pek fazla dikkate almaml$llr. Turkiye
C:umhuriyeti hemen hcmcn ba$lang1cmdan itibaren Orta
Asya vc Azeri halkla n nm Lari hine, killl t:u-Cme vc <lil!crinc
ilg1 gcistcnnckten ve bu konulara kansnrnktan ~iddetlc ka-
(,'l!lm1st1r. Baz1 T1.lrklcr mfmferit olantk bi'ilge ile ilgilenmi~­
ler. fakat lwku111e1 yctmis y1I boyunca, kayheuigi toprakla-
n gcri istcmckk, Pan-Turk~·(1!Ctk'lc ve Pan-lslamctl1k'la
su~lanmak korkusuyla yalmzca Orta Asya'daki ·rnrklere ve
Mosl(1manlara <legil, aym zamanda Balkanlar'dakilcre <le
uzak kalm1;;t1r. l
1 Tllrk hiikilmeti Bulgaristan'da ya~ayan Tl\rkleri artan ii; bask1\ar nedeniyle
ve Bau'nm Bulgaristan'm davrnnt~ bi<;imini clestirmeye baslamas1 ve bu ko-

542
J 994'iin Giirii~ii A~1smdan Avrupa'da Osmanli Yiinetimi

Roi model olarak Turkiye'yi cazip hale getiren bu.tun


ozellikler Bat1'dan almmt$ ozelliklerdir. Bir ba$ka deyi$le,
Bau Turkiye'yi bu Batt degerlerini ve ya$am bi\'.imlerini es-
ki SSCB'deki yeni olu$maya ba$layan Musluman devletlere
aktarmak i\'.in bir ara istasyon olarak kullanmayt dD.$lemi$-
tir. Baluk devletlerinde oldugu gibi Orta Asya'daki Muslu-
man ulkeler de Hlristiyan olsalard1 -veya Batt daha iyi mo-
del olu$turacak bir ba$ka Musluman ulke bulmu$ olsaydt-
Turkiye hemen konu dt$1 btrakthrdi. Zira Avrupa yetmi$
y1l boyunca modernle$meye ve Bauhla$maya \'.ah$an Tur-
kiye'yi yok saymaya haztr gorunmektedir ve Turkiye'nin
kokten dincilik, lslamiyet veya ger\'.ekten \'.Ok zihinlerde
var olan bir ba$ka Bat1 aleyhtan hareketin kucagma dO$me
olas1hg1 olan Musluman bir ulke olarak ortaya \'.lkan eski
imaj1m benimsemek Avrupa'nm i$ine gelmektedir.
Soguk Sava$ sonras1 donemde Turkiye D.zerinde yo-
gunla$an d1$ politika planlannm arkasmdaki temel anlayt$
lslamiyet uzerine olu$turulmu$tU. Turkiye'den Musluman
bir ulke olmas1 ve Asya ve Kafkaslar'daki Turk halklarla et-
nik a\'.tdan var olan ortak paydalan nedeniyle Orta Asya'da
rol oynamas1 beklenn1i$ti ve bu rolu oynayabilecek ko-
numdaydi. Bau, Turkiye'yi demokrasi, laiklik ve kapita-
lizm gor0$lerini Asya'da kendisiyle ayrn dini payla$an ul-
kelere ta$1yacak 61\'.ude Bat1h fikirlerle donattlm1$ gormesi-
ne ragmen, !slam dinine baghhg1 nedeniyle Turkleri Avru-
pa kulturunun ve uygarhgmm ger\'.ek taraf1 olarak kabul
etmedi. Avrupa, s1radan bir Turkun hayatmda onemli rol
oynayan Muslumanhgm, onlan Hiristiyan kar$ttlanndan
daha liberal hale getiren kendilerine ozgu bir Turk kulturu
ve davram$ ozellikleri geli$tirmelerine yarad1gm1 hi~bir za-
man anlamam1$t1r. Ger~ekten de Turkiye yalrnzca Asya ve
nuyu komiinist rejimin insan haklan ihlallerini vurgulamak i~in kullanaca-
g1m dile getirmesi iizerine savunmaya ba~lam1~tlr. Bulgar Tiirkleri konusun-
da bkz. Kemal H. Karpat, The Tiirhs of Bulgaria (lstanbul, Isis, 1990).

1543
Osmanl1 'da Dcgiiim, Modcrnleime ve Ulusla$ma

Musluman Turk mirasm1 koruyarak bolgede bir rol oyna-


yabilir.
Orta Asya ulkeleri Musluman ve etnik Turk gec;mi~le­
rine buyuk onem veriyor gorunumundedirler. Kazakistan
Komunist Partisi birinci sekreteri Dinmukhamed Kunaev
bu konu uzerinde onemle durmaktad1r. 2 Ozbek devlet ba~­
kam lslam Kerimov ve gorev arkada~lan Ozbekistan'1 Tur-
kiye'ye yakmla~t1ran ~eyin tarihi, kultUru ve dini oldugunu
ve bu yakml1g1 nedeniyle Turkiye'yi kendisine model ola-
rak almaya haz1r olduklanm ac;1kc;a ifade etmi~lerdir. Ayn-
ca Ozbekistan, Sovyet yonetimindeyken halkm davram~la­
rmda, kulturunde ve adetlerinde olu~an degi~iklikleri dik-
kate alarak kendilerine ozgu bin yllhk eski devlet yap1s1m
yeniden olu~turmaya kararh gorunmektedir. 3 Kirg1zistan
lideri Askar Akaev, anayasaya ahlaki degerlerin kaynag1
olarak lslamiyeti gosteren bir bilgi ilave etmeyi ve Keri-
mov'un yapt1g1 gibi Mekke'ye bir umre ziyaretinde bulun-
may1 onermi~tir. Muteveffa Turgut Ozal d1~mda hic.;bir
Turk padi~ah1 veya devlet ba~kam gorevde oldugu s1rada
Mekke'yi ziyaret etmemi~tir.
Turkiye, Azerbaycan ve Orta Asya arasmdaki lslami ve
tarihsel baglar ve Orta Asya'nm degi~im· ve modernle~me
taahhutleri Turkiye Turkleri ile yeni bag1ms1zhgm1 kaza-
nan devletlerin halkl.an arasmdaki i~birliginin saglam yap1-
sm1 olu~turmada ana unsurlan olu~turmaktad1r (Ebulfez
2 1992 y1h Arahk ay1 ba?lannda mutevdla Kunaev'le Almaty'daki evinde yap-
ttgnn bir soyle~ide kendisini hrr ~q·den once bir Kazak, bir Musluman ya da
bir komimist olarak ml gtlrdugunu sordum. Aslmda hepsi birden dedi ve Al-
lah'a inamyorum diye ekledi 'soma buyukbabasmm Mekke'ye hacca gidi~ten
dondukten hemen sonra hac k1yafeti ile <;ekilmi~ bir fotograhm gururla g6s-
terdi Kunaev aile baglanm ve ki~isel ge<;mi~ini yok sayamayacagm1 ve bu-
tiin bunlann kendisini Turkiye'ye yakm hissetmesine neden oldugunu soyle-
di. Birinci Sekreterlik gcirevinden Mikhail Gorba<;ev tarafmdan uzarla~tml­
mad1gm1, tersine kendisinin.istifa ettigini vurguladi.
3 Forfign Broadcasting ln{orma,tion Scicnce'da Kerimov ve Akaev'in a<;1klamala-
nna bkz. (Central Eurasia), 27 Arahk 1991 ve 11 Mart 1993.

544
l 994'un GOrii~u A~1smdan Avrnpa'da Osmanlr Yonetimi

El<;i Bey'in devlet ba~kanhgmdan uzakla~tmlmas1 Tii.rki-


ye'nin konumunu ciddi ~ekilde zedelemi~tir, fakat Orta
Asya ile Kafkaslar'la gelecekte olu~acak ili~kilerin temel
unsurlanm yok etmemi~tir). Ozetle, Turkiye ne lslami-
yett'en ne Tii.rklii.kten ve ne de Ban bic;:imi modernle~me­
den vazgec;:ebilir. Modernle~meye baghhk modern Tii.rki-
ye'nin ya~ant1smda temel noktad1r ve oyle kalacaktir. Bu,
Ataturk tarafmdan sii.rekli yinelenen bir soylemdi ve 1924
eski anayasasmda cumhuriyetin alt1 temel ilkesinden biri
olan inkilapc;:ihk olarak kutsanm1~tlr (yeni dilde devrimci-
lik). Bugun, modernle~me ve ilerleme konusundaki Banh
fikirler toplum kulturii.nii.n aynlmaz bir parc;:as1 haline gel-
mi~tir ve nas1l ki Tii.rkiye lslamiyetten vazgec;:mek zorunda
b1rak1lamazsa, toplumu bunlardan soyutlamak da aym 61-
c;:ude olanaks1zd1r.
Tii.rkiye'nin Orta Asya ve Kafkaslar'da oynayacag1 rol
konusundaki taru~malar, Turkiye'nin Avrupa Birligi'ne
tam uyelige kabul edilmesi konusundaki c;:eli~kili fikirlerle
aym dogrultuda gitmektedir. Turkiye'nin ba~vurusu y1llar-
ca ertelenmi~ ve daha sonra ulkenin dii.~ii.k ekonomik ge-
li~me duzeyi, yuksek nii.fus aru~1, kapsamh d1~ borc;:lan,
enflasyon, du~uk vergi gelirleri, yuksek dii.zeydeki harca-
malar, devasa devlet sektorii., insan haklan ihlalleri gibi
nedenlerle esastan reddedilmi~tir. Fakat Avrupa'nm Tii.rki-
ye'nin Avrupa Birligi'ne kabulii.nii. geri c;:evirmesinin gerc;:ek
nedeni ekonomik sorunlar degildir. Ian 0. Lesser'in belirt-
tigi gibi: "C:ogu Avrupah ic;:in temel sorun Avrupa'nm elli
yedi milyonluk Muslii.man bir ulkeyi benimseyip benimse-
meyecegidir. Daha da onemlisi bu konu Bau Avrupa'da c;:o-
gu Magrip ulkelerinden ve Turkiye'den gelen Musluman
goc;:menlere yonelik olmak uzere bir ho~gorusuzluk ve ya-
banc1 korkusu olu~tugu bir donemde ortaya at1lm1~t1r. "4
4 Graham Fuller ve Ian 0. Lesser (Paul B. Henze ve j. F. Brown'\a), Turliey's
New Geopolitics (Boulder, Wesview, 1993), s. 105.

545
Osmanli'da Degi$im, Modemlqme vc Uluslasma

Gen;:ekten de Vatikan'm onay1 ile Avrupa, Dogu Avru-


pa ulkelerine kollanm a<;;arken, Turklerle elli yilhk dostlu-
gu hi<;;e sayarak Turkiye'nin topluluga ger<;;ek uye olarak
kabulunu reddetmi~tir. Bu nedenle, <;;1kanna uygun du~W­
gu zaman Turkiye'nin potansiyelini ve niteliklerini ortaya
koyan ve buyuten Bau, ulusal <;;1karlanna ters du~tD.gu i<;;in
kendisine verilen talimatlara uymad1g1 zaman Turkiye'yi
ele~tirmekte ve hatta yasaklar koymaktad1r. Bau, Osmanh
lmparatorlugu'nu par<;;alamak i<;;in Hiristiyan azmhklann
"haklanm" kulland1g1 gibi ~imdi Turklere diz <;;bktOrmek
i<;;in Kurt sorununu kullanmaktadir. Turk d1~ politikas1 ise
entelektOel yetersizlik nedeniyle hataya du~mektedir. Tur-
kiye'deki liderler devlet gemisini hem Avrupa hem de Mus-
luman Ortadogu'ya tam anlam1yla ait olmayacak ~ekilde
yurutmekte, fakat diger yandan her iki dunyanm da pan;a-
s1 oldugunu iddia etmektedirler. Bu nedenle, Turkler dun-
yamn dini, kultOrel ve etnik haritasmdaki yerlerini tam
olarak belirleyememekte, dahas1 belirlemek istememekte
ve buna gore hareket etmemektedir. Turkiye bugun Bat1
uygarhgm1 benimsemi~ Musluman bir ulkedir ve yeni dbn-
mu~ ki~ilerin heyecam i<;;inde diger Muslumanlar arasmda
inancm1 -laiklik, demokrasi, etnik milliyet<;;ilik- yaymaya
<;;ah~maktad1r. Fakat bu, nerede oldugu belli olmayan kul-
tUrel ve tarihsel konumu nedeniyle tam anlam1yla ustesin-
den gelemedigi bir roldur.

Bir lmaj Olu~turmak

Butun etnik ve linguistik tammlamalara giren Turklerin


hepsi O.<;;uncu yuzy1lda (daha once bile olabilir) gorunmez
bir <;;ekim alamna kap1lm1~ gibi Bau'ya, Avrupa'ya dogru
hareket etmeye ba~lam1~lard1r. Hunlar, Pe<;;enekler, Ko-
manlar, K1p<;;aklar, Uzlar ve en son olarak onu<;;uncu yuz-
yilda Tatarlar (Mogollar) Karadeniz'in kuzey sahilini takip

[ s46
1994'iin Gora~a Apsmdan Avrupa'da Osmanh Yonetimi

eden yoldan Bau'ya dogru gitmi~lerdir. <;:ogu Ortodoks H1-


ristiyanhg1 kabul etmi~ -Komanlann buyuk bir boliimii
Katolik olmu~-, Orta ve Giineydogu Avrupa'daki yerel
halkla neredeyse hic;:bir iz b1rakmadan buyuk bir h1zla kay-
na~m1~lard1r. Oniic;:iincii yuzy1ldan soma ya da Bulgarlann
880'de Muslumanhg1 kabul etmesinden once Musliimanh-
g1 kabul etmi~ olanlar Urallarm dogusunda Orta Asya'da
kalm1~lardir. En ba~mdan itibaren din belirleyici bir unsur
olmu~tur; yani Bauhlar ic;:in "onlar" Tiirkler, bizler ic;:in
"onlar" H1ristiyanlar.
Turklerin en guney kolu sekizinci yuzy1lm hemen
ba~lannda goc;:er kabile halk1 olarak Anadolu'ya gelmeye
ba~lam1~tlr. Miisliimanhg1 kabul etmemi~ olanlar veya Ka-
ramanhlar gibi bunu gerc;:ek kimlikleri olarak benimseme-
mi~ olanlar Turk dilini korumu~lar, fakat Rum olarak ka-
bul edilmi~lerdir. l 924'te bu insanlar Yunanistan Turkleri
(veya Girit) olarak d1~lanm1~lar ve baz1lan gerc;:ekten Yu-
nanh olmu~tur. Boylece din, milliyeti belirlemi~tir. 950 ci-
vannda kitleler halinde Miisliimanhg1 kabul etmelerinden
soma onuncu ve onbirinci yuzy1llarda Tiirklerin buyiik bir
boliimu Anadolu'ya gelmi~tir. Selc;:uklu sultam Alparslan
107l'de Malazgirt'te Bizans imparatorunu yenilgiye ug-
ratt1ktan ve Kudiis'ii i~gal etmek iizere ilerlemeye ba~la­
ymca -dini kayg1lardan ziyade politik ve ekonomik hesap-
larla- kin dolu bir yakla~1mla Miislumanhgm olumsuz
imaj1 daha yerle~ik hale gelmi~tir.
Sekizinci yuzyildan itibaren, digerleriyle birlikte Da-
maskoslu CSamh) loannes, Muhammed'i sahte peygamber
ve Hiristiyanhgm dii~mam ilan etmi~ ve ona inanlann ko-
tu, sap1k ve c;:okmii~ bir yol izlemekte olduklanm ac;:1kla-
m1~tlr. Boylece, Tiirkler Miislumanhgm zaten olu~mu~
olan kotii imajmm bir parc;:as1 haline gelmi~lerdir. Bu imaj
zaman zaman yeniden ortaya atilm1~, guc;:lendirilmi~ ve
~anlar dikkate ahnmadan yeni soylemlerle kahc1 hale geti-

' 547
Osmanh'da Degi$im, Modemle$me ve Ulusl~ma

rilmi~tir.5 TO.rklerin Har;hlarm Anadolu'ya girmelerini en-


gellemi~ olmalan ve daha soma Zengi, Nureddin (Selahad-
din ona bagh olarak) ve Kutuz'un onlan Suriye ve M1-
sir'dan c,:ikarmas1 TO.rklerin Avrupa'ya sevimsiz gelmesine
neden olmu~tur.
Osmanh Devleti'ni kurmak O.zere Bau Anadolu'ya iler-
leyen TO.rkler, Hiristiyanlarla r;au~mak ir;in degil Mogollar-
dan ( Cengiz Han'm ahfad1) kar;mak ir;in bu yolu se<;mi~ti.
1354'te Sultan Orhan Gazi'nin kaympederinin Konstanti-
nopolis lahuna gcr;mesine yardnn etmek ir;in Balkanlar'a
ger;tiler. Zaman ir;inde ilk Osmanh padi~ahlan ve onlarm
yanda~lan (Mihalogullan gibi baz1lan Rum kokenliydi) ga-
zi admt alm1~lar ve batiya dogru i~gal ederek ilerleyi~lerini
mazur gostermek ir;in gazavat (kutsal sava~) ideolojilerini
geli~tirmi~lerdir.6 Fakat TO.rklerin Balkanlar'da i~gal ettik-
leri topraklar, ashnda Dogu Roma lmparatorlugu'nun top-
raklanydi. Bu bOlge, IV. Ha<;h Seferi nedeniyle 1204-61 do-
neminde orta<;ag devletlerini yeniden kurmak adma Bul-
garlann, Suplann ve diger gruplann rekabet halinde ol-
duklan bir yerdi. Hac;hlar yanmadayt yaktp y1km1~lar ve
Yunanhlan Katolik yapabilmek ir;in Konstantinopolis'i alt-
m1~ yil boyunca i~gal altmda tutmu~lardtr. Bu nedenle,
TO.rklerin i~gali Balkanlar'1 yalmzca Bat1 hakimiyetinden
5 Brandon P. Beck'in a~ag1daki sozleri gecmi~in izlerinin kahc1 guciinii vurgu-
lar: "Giiniimuzde Turkiye'ye seyahat edenler ki~isel dostluk ve s1cakhkla
kar~ila~1rlar. Fakat Sirkeci Gan'na trenden veya Ye~ilkoy'de ucaktan inerken
eskiden okumu~ olduklanndan kalan izlerin baz1lan hala eski canhhgm1 ko-
rur." From the Rising Sun-English Images of the Ottoman Empire to 1715'ten
almm1~ur (New York, Peter Lang Publishing, 1987), s. ix-x.
6 Fuat Kopriilu, Osmanh lmparatorlugu'nun Kurulu~u, 2. bask1 (Ankara, 1972).
Paul Wittek, The Rise of the Ottoman Empire (Londra, Royal Asiatic Society,
1938); W. L. Langer ve R. P. Blake, "The Rise of the Ottoman Turks and its
Historical Background", American Historical Review XXXVll (Nisan 1932), s.
468-505. Tiirklerin zaman ii;inde Bizans'a niifuz etme ~ekilleri konusunda
bkz. R. S. Arabinen, "Les Tures a Constantinople du V au XV Siecle", Revue
d'Histoire Diplomatique (Kas1m-Arahk 1953), s. 338-364.

\ s4a
1994'0.n Gilriisu A,1smdan Avrupa'da Osmanh YOnetimi

kurtarmakla kalmam1~, ayrn zamanda bugun Yunanistan


olan bolgede onlann feodal duzenine son vererek Orto-
doks H1ristiyanhgm devam1m saglam1~ur. Bu ~ekilde,
Turkler ellerinde olmadan Ortodoks H1ristiyanhk ile Roma
arasmdaki mucadeleye taraf haline gelmi~ ve zamanla ken-
di hiziple~melerini surdurmekle su<,;lanm1~lard1r.
Ortodoks Hlristiyanlann iyi niyetleri Bau H1ristiyanh-
gma kar~1 Turklerin muttefikleri olarak kazamlmalanm
saglam1~ ve onlara yanmadada kendi yonetimlerini kurma-
lanna yard1mc1 olmu~lard1r. 1396'da Nigbolu ve l 444'te
Varna gibi baz1 Bat1 Ha<,;h Seferleri'nin ba~ans1zhga ugra-
masmm nedeni, yalmzca Turklerin sava~<,;1 olarak ustun-
lukleri degil aym zamanda oralarda ya~ayan Ortodoks H1-
ristiyan halkm Bau'ya duydugu husumettir. Ozellikle
Rumlann buytik bir bolumu "Sultanm turbamm Papa'nm
Tiaras1'na tercih ettiklerini" a<,;1k<,;a ifade etmi~lerdir. An-
takyah Anthimos gibi baz1 Rum Ortodoks din adamlan on-
sekizinci yuzy1lda bile Turk padi~ahmm Tann tarafmdan
Ortodoks Hiristiyanlan korumak ve kollamak i<,;in gonde-
rilmi~ bir nimet oldugunu tekrarlamaktaydilar.
Ortodoks Kilisesi iki gruba aynlm1~n: Roma ile birle~­
mekten yana olan Birlik<,;iler ve Turklerin yanmda yer alan
birlik kar~1tlan, yani "milliyet<,;iler". Bizans yoneticileri
1439'daki belirleyici Floransa Konsili'nde Roma ile birle~­
meyi kabul edince aradaki u<,;urum derinle~ti. Bu giri~im,
Osmanh padi~ah1 IL Mehmed'in Bat1'nm olas1 bir i~gal giri-
~imini engellemek i<,;in l 453'te Konstantinopolis'i i~gale
karar vermesine yol a<,;U. Turkler kendi iradeleri d1~mda
Dogu ve Bat1 kiliseleri arasmda surmekte olan 500 yilhk
~iddetli mucadeleye dahil olmak zorunda kald1lar ve onla-
rm tek bir kurum haline gelmelerini engellediler ya da en
azmdan boyle gorunduler. Gunumuz Yunanistamrnn Tur-
kiye'nin Avrupa'yla butunle~mesini engelleme <,;abalan bol-
ge tarihine biraz ii-onik bir sapma getirmektedir.

549
Osmanlr'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

ltalya'ya kar;an Yunan akademisyenleri tarafmdan yay-


gin ve olumsuz bii;imde aktanlan bu olaylar Turklerin H1-
ristiyanlik clti;;man1 gon:.intOsOnu daha da renkli hale getir-
mk>tir. 13ir siire sonra, Yu11anl1 akademisycnler Moskova
rnahkemelerine ba~vurmU$ ve <;:ardan ikinci Roma'y1 "kur-
tarmas1"111 istemislerdir. Zaten Ill. lvan, Zoe Paleogus ile
evlenmi~ti ve Moskova'nm ii.<;ii.ncO Roma olmas1 gibi bir
idcliast vard1. (Bugun lstanbul'daki Rum l'atrikhanesi, ye-
nidcn Htristiyan olmu:? olan Rusya'nm, Ortodokslan Tork-
lere kar;;1 savunacag1 ve yeniden canlanmakla olan empcr-
yalist milliyet~iligini maskelcyccegini Omit ctmcktedir.)
Bu durum yuzytllarca 13alkanlar'da aynca!tkl1 Licari ko-
numundan yararlanm1~ olan Venedik liderliginin Osmanh
ti.1ccarlan111n ve beylerinin bask1lanyla degi;;tirilmesinden
sonra daha da alevlenmistir. Bu ;;ehir devleti Roma Kilisc-
si'nin muttefiki ve Hai;hlarm mali destegi haline gelmi~tir.
Onsekizinci yuzy1lm ortalanna kadar Venedik, Balkan-
lar'da ve Akdeniz politikalannda fiilen rol oynamay1 sur-
durmu~ ve Akdeniz limanlannda bulunan konsoloslar sa-
ycsi nJc Osmanhlann faaliyctleri konusunda Avrupa'nm en
Cmemli habcr kaynag1 olmw;aur. Runa kan;ahk, Torkler
llalya'da kendi tern.silcilerini bulundurma hakkm1 el<le et-
mi~lcnlir. Bu topraklar iizerindeki Katoliklerin Mt"1sh::1111an
vc Turk varltgma muhalefeti o dcnli yogundu ki TOrklrr
Ancona gibi i:mcmli lcalyan limanlarmda kendi temel ticari
haklan111 koruyabilmek ii;in i;o~u Balkanlar'dan gclmi~
olan H1ristiyanlan temsilcileri olarak huralara gcindermek
zorunda kalddar. Nihayet onsckizinci ytizyilda 1-labsburg
hanedam Muslumanlann Viyana'da i;ah~malanna izin ver-
di. Viyana'da bulunan yakla~1k doksan Osmanh ticaret
temsilcisinden takriben yirmisi Turkler de dahil olmak
uzere Muslumanlardan olw~tu.
Bir bui;uk yuzy1ldan fazla bir sure, yani Osman'm
1286'da kui;uk bir beylik olu~turmasmdan (veya 1299'da

I sso
1994'iin Gorii~ii A(1smdan Avrupa'da Osmanh Yonetimi

kendi adma para basurmasmdan) II. Mehmed'in lstanbul'u


fethine kadar, Romanya'nm hemen tamam1 Turk yonetimi
altmda olmu$tur.7 Fethedildikten soma Konstantinopo-
lis'in Dogu Roma lmparatorlugu'nun idari ba$kenti olarak
konumu bir kez daha garantilenmi$ ve o tarihten soma $e-
hir Turk ismi olan lstanbul olarak amlmaya ba$lanmI$tlr.
(Aslmda $ehrin ad1 lslambol -birc;;ok Musluman'm $ehri
degil- Yunanca "Is-t-an-Polis"ten gelmektedir.) Ornegin
Slavlar, Konstantinopolis'i yonetenin Balkanlar'm ve Ana-
dolu'nun yoneticisi oldugunu kabul ettiklerinden $ehre
"Sarigrad" ya da "Yoneticinin Sehri" derlerdi. Sehrin fethe-
dilmesi Hlristiyan dunyasmda k1zgmhk yaratu; fakat c;;ogu
ki$i bunu, Yunanhlarm Roma'ya kar$1 hizipc;;ilik yapmas1
kar$1smda verilmi$ ilahi bir ceza olarak gordu. Turkler Bal-
kanlar'da (Bosna ve Bulgar Bogomilleri ve Arnavutlann c;;o-
gu gonullu olarak Muslumanhg1 kabul ettiler) ya$ayan Hl-
ristiyanlan kendi dinlerine c;;evirmeye c;;ah$mad1lar; yalmz-
ca yanmadamn kan$1k yap1sm1 dikkate alarak c;;ogulcu bir
kulturel ve dini sistem tesis etmeye c;;ah$Ular ve I878'e
kadar bunu korudular. Daha soma, Balkanlar'da yeni ku-
rulmu$ olan devletler Bulgaristan'da Todor jivkov'un
edintstvo (birlik) olarak tammlad1g1 bir politikay1 benimse-
diler. Buna gore, hakim durumdaki etnik grup, yani Bulga-
ristan'da etnik Bulgarlann ustiinlugu soz konusuydu.
Osmanh lmparatorlugu gerc;;Rkten de c;;ok dengeli bir
sosyoekonomik ve politik yap1 ve c;;ogulcu kulturel-dini
birlikc;;i bir olU$UID gerc;;ekle$tirdi ile bunu II. Mehmed'in
(1451-81) yonetimi s1rasmda yasalla$Urd1. Bunu, esas iti-
bariyle dini fetvalarla kutsanm1$ laik kurallardan ba$ka bir
$ey olmayan ve lmparatorlugun c;;oku$line kadar surecek
olan Osmanh anayasal duzeninin esaslanm belirleyen ka-
7 Elizabeth A. Zachariadou, Romania and the Turks (1300-1500) (Londra, Vari-
orum bask1lan, 1985).

551
Osmanl1'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

nunnameleri c;:1kararak sagladi.8 Bir donem Rum as1lh Ro-


men tarihc;:i Nicolae Iorga'mn da belirttigi gibi art1k ortada
bir Bizans kalmam1-?t1 ve yalmzca Balkanlar'm ve Anado-
lu'nun c;:okuluslu, c;:ok dinli yap1sma uygun olarak olu-?tu-
rulmu-? yeni bir TOrk-MOslOman dozen vardi. Ondokuzun-
cu yOzy1lda yap1lan reformlar II. Mehmed'in anayasal dOze-
ninin yeniden gozden gec;:irilmi-?inden ba-?ka bir -?ey degil-
dir. 9 (Ondokuzuncu yozy1lda Fuad Pa-?a LObnan'da 1975'e
kadar sOrecek buna benzer c;:ok dinli bir dozen kunnu-?tur.)
Bu suretle II. Mehmed yonetimi Osmanh lmparatorlu-
gu'nun Dogu Akdeniz'de hakim bolgesel bir goc;: olarak or-
taya c;:1k1-? donemidir. II. Mehmed ve ondan soma tahta ge-
c;:en II. Bayez1d (1481-1512) Karadeniz'i bir Osmanh ic;: de-
nizi haline getirerek lrnparatorlugun kuzey kanadm1 gOc;:-
lendirrni-?tir. Bu askeri rnanevralan Dogu Akdeniz'de Vene-
dik ile Ceneviz'in Fransa ve lngiltere tarafmdan hakim
ticari goc;:ler olarak ortaya c;:1kanlrnas1, devletin hizmetinde
goc;:lo bir Osmanh orta s1mf tOccar ve sanatkarlannm olu-?-
mas1 izlemi-?tir.
Bu ilk donemde Osmanh lmparatorlugu ile Bau Avru-
pa arasmdaki c;:all~malar (yeni olu-?makta olan ltalya -?ehir
devletleri bir tarafa) nadir ve tesadofidir. l 492'den sonra
ba-?lang1c;:ta II. Mehrned'in daveti Ozerine lspanya ve Porte-
kiz'den sOrO!en Yahudilerin geli-?i TOrklere Avrupa konu-
sunda mukemmel bir bilgi ve rneslek sahipleri, tOccarlar ve
sanatkarlardan olu-?an vasifh bir kaynak sagladi. II. Meh-
med ile Papa arasmda teati edilen mektuplarda II. Meh-
med, Kayser, Han ve Sultan oldugunu one surerek politik
8 Hali\ lnak1k, Fatih Devri Ozcrinde Tetliilllcr ve Vcsilwlar (TTK, Ankara,
1954); N. Itzkovitz ve C. lmber, The Ottoman Empire: The Classical Age
1300-1600 (New York, Praeger, 1973) s. 66-75.
9 Baz1 eksikliklere ragmen IL Mehmed konusundaki en aynnuh ara~mma
Franz Babinger'indir, Mchmcd the Conqueror and His Time (Princeton Uni-
versite Yaymlan, 1953) (Geni~letilmi~ ltalyanca, Frans1zca ve lngilizce ~evi­
rileri vardtr).

552
J994'an Gora~a Apsmda11 Avrupa'da Osma11h Yo11etimi

a<;1dan Osmanh iktidanna boyun egilmesini istedi. Fakat


Papa, Tiirkler ile Bau arasmdaki yakmla~mamn ilk ~am
olarak padi~ah1 H1ristiyan olmaya davet etti. Bu mektup te-
atileri, Gentile Bellini'nin kurdugu resim okulu d1~mda bir
sonu<; vermedi. Papahk yirminci yuzy1la, Muslumanhgm
bir din olarak resmen kabul edilmesine (dikkatleri <;ekme-
yen ve daha soma unutulan bir giri~im) kadar Mushiman-
hgm ve Turklerin amans1z du~mam olarak kaldi.

Orta Asya ve Avrupa ile Osmanh lli~kileri

1526'da Macaristan'm i~gali, 1529'da Viyana'nm ilk ku~a­


t1lmas1 ve 1541 'de Macaristan'm ilhak1 ile pa~ahk olarak
dogrudan yonetim alnna almmas1 ve bir vali tayin edilmesi
Osmanh lmparatorlugu'nun Habsburg ile dogrudan bir <;a-
tl~maya girmesine ve bir anda Avrupa siyasetinde fiilen
oyuncu haline gelmesine neden oldu. Yuzy1llar boyunca,
Macaristan Katolikligin Dogu Avrupa'daki 6nemli bir kol-
tugu ve Balkanlar'da ise fiili gu<; ve nufuz kaynag1 olmu~­
tu. Habsburg olagan yontemlerle, yani Macar Kraliyet aile-
si ile evlilik yaparak, Macaristan uzerinde hak iddia eder
hale geldi. Neticede, Kral Lajos'un 1526'da Moha<; Meydan
Sava~1'nda olmesinden soma Habsburg hanedanmdan ka-
ymbiraderi Ferdinand (V. Karl $arlkenj'in erkek karde~i)
ru~vetle ikna ettigi Bohemya soylulan tarafmdan kral se<;il-
.meyi ba~ardi. Daha somalan Turk yanhs1 olan Janos Za-
polya ba~kanhgmdaki milliyet<;i Macar soylular buna kar~1
<;1knlar; fakat bu, Turklerin imajm1 duzeltmeye yetmedi.
Boylece, Avrupa'nrn iki en gu<;lu yoneticisi, Kanuni Sultan
Suleyman (1520-66) ve V. Karl (1519'da Kutsal Roma lm-
paratorlugu'nun ba~rna ge<;ti) kendilerini oldurucu bir re-
kabetin i<;inde buldular. Bu, H1ristiyanlar ile Muslumanlar
arasmda suregelen bir sava~ gibi gorunse de aslrnda bir ik-
tidar mucadelesinden ba~ka bir ~ey degildi. Her iki impara-

553
Osmanl1'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

torlugun l 918'de sona ermesine kadar suren bu Osmanh-


Habsburg rekabeti Avrupa tarihi ac;1smdan buyuk onem ta-
~u.

Orta Avrupa'ya ilerlemeye kararh olan Kanuni Suley-


man, lran'dan gelen bir tehditle kar~1 kar~1ya kalm1~t1r.
1514'te ugrad1klan agu yenilginin izlerini ha.la ta~1yor ol-
malanna ragmen $ii yoneticiler, Turklere kar~1 ayaklan~a­
y1 ve meydan okumay1 surdurmu~lerdir. (1925 sonlanna
kadar iktidara gelen burun lran yoneticileri Turk kokenli
olduklan halde din etnik kokenden daha ag1r basm1~ur).
Turkler Suriye ve Misir't fethederek (1516-17) ve Hi-
caz'daki Muslumanlara ait kutsal yerlerin kontrolunu ele
gec;irerek Sunni Muslumanhgm onculeri ve savunuculan
olarak konumlanm saglamla~urm1~lard1r. Aslmda bu rol,
1055'te Selc;uklulann lideri Tugrul Bey'in Bagdat'1 $ii Bu-
veydlerden kurtanp halifeyi Musluman cemaatin ba~1 ola-
rak tahtma iade etmesiyle ba~lam1~ur. Guvenilir kaynak-
lara gore, Yavuz Sultan Selim, Suriye ve M1s1r'1 fethettik-
ten soma Halife el-Mutevekkil'i lstanbul'a davet etmi~
(1517 civannda) ve halife rutbesini padi~aha gec;irmesini
saglam1~t1r. 10 Bu suretle, Osmanh sultam Musluman cema-
atin lideri olmu~tur; fakat Muhammed'in Kurey~ ailesi
Araplanndan olmad1g1 ic;in hic;bir zaman gerc;ek bir halife
olarak gorulmemi~tir. Resmi unvanlan halifeligin s1gmag1
anlamma gelen Hilafet Penahi olmu~tur. (Osmanh sultanla-
nnm halife unvamm ondokuzuncu yuzy1lm ikinci yansma
kadar nadiren kullanmalanmn nedeni belki de budur. Bu
unvan en fazla Sultan Abdulhamid zamamnda Bau tehdidi-
ne kar~1 saglam bir unsur olarak kullamlm1~ur.) Halife,
Mekke ve Medine'yi en iyi ~ekilde muhafaza etme ve Mus-
10 Boyle resmi bir transferin mevcudiyeti iizerinde uzun taru~malar olmu~tur
1880'lerde Osmanh hiikiimeti transfer belgesinin var oldugunu ve Istanbul
halk1 tara[mdan y1lhk olarak gozden ge~irildigini resmi bir bildiriyle apkla-
dL Bu ve bununla ilgili diger konular, Osmanhlann Orta Asya ile ili~kileri
konusunda oldugu gibi yazarm daha sonraki eserlerinde ele almacakm.

554
1994'an Gora~a A{1smdan Avrupa'da Osmanh Yiinetimi

lumanhgm kutsal yerlerine y1lhk hac (umre veya hac) zi-


yaretlerini yapmak isteyen butlin Muslumanlara a<;1k ol-
mas1m saglamakla yukumluydu.
Onaltmc1 yuzy1l ba~lannda Siiligin lran'da devlet dini
olarak ortaya <;1kmas1, Osmanhlar ile Orta Asya Turkleri
arasmda mevcut eski etnik ili~kilere yeni siyasi bir boyut
kazand1rm1~tlr. Osmanh Turklerinin ilk Muslumanhklan,
dili esas itibariyle Turk<;e (Balkanlar'da Slavca) veya Fars<;a
(Buhara ve Semerkant'm baz1 kesimlerinde) olan ilahi halk
tarikatlanmn hakim durumda olmas1 nedeniyle "bir sm1r
dini" durumundaydi. Esas itibariyle Ahmed Yesevi (1166)
ve muritleri tarafmdan geli~tirilen bu ilahi halk Muslu-
manhg1, Samanist ayinlerin unsurlan da dahil olmak uzere
yerel kultlirlerin inanca kaulmas1yla olu~tu; fakat Turkler
temel Muslumanhk doktrinine bagh kald1lar. Bu, gb<; eden
Turk kabileler ile Anadolu'ya getirilen ve Hac1 Bekta~i Ve-
li, San Saltuk ve Yunus Emre gibi (UNESCO'nun dunyada-
ki onemli ~ahsiyetler olarak tammlad1g1) onde gelen ki~i­
lerce yay1lan Turkle~tirilmi~, liberal ve insaniyet<;i bir Mus-
lumanhkti. Saltuhname (II. Mehmed'in oglu Cem Sultan'm
talimat1yla kitap haline getirilmi~ olan ve San Saltuk'un
Balkanlar'da Muslumanhg1 yaymas1m anlatan destan), San
Saltuk'u Yesevi'nin muridi olarak tammlar. Bir sure sonra,
Yesevi'ye bagh olan Bahaddin Nak~ibendi (1318-1389) bu
Orta Asya Muslumanhgma, ~ehir kesimlerine, daha <;ok
Yesevi'nin vaazlar verdigi gb<;erlerin ya~ad1g1 k1rsal kesim-
dekinden daha uygun olan sistematik bir ortodoks yorum
getirmi~tir.
Ondorduncu yuzy1ldan itibaren yuzlerce, hatta binler-
ce Nak~ibendi ~eyhi Anadolu'da ve Balkanlar'da vaazlar
vermi~ler ve halkm ibadet edebilecegi tekkeleri ve zaviye-
leri kurmu~lard1r. Buna kar~1hk, bir<;ok Turk din ve Orta
Asya'nm <;ok ustun durumda oldugu doga bilimleri egitimi
almak uzere Buhara ve Semerkant'a gitmi~tir. Muslumanla-

1 sss
Osmanl1'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

rm felsefe, matematik ve up alanmda, bugun Araplara ve


lranhlara atfedilen bulu$lan lbni Sina (Avicenna), el-
Farabi ve el-Biruni gibi Orta Asyahlara aittir. Osmanh goz-
'
lemevini kuran Ali Ku$c;U Timurlenk'in torunu olan Ulug
Bey'in arkada$1d1r. Bir gokbilimcidir ve egitim ve ara$tir-
malanm yapt1g1 yerde kurulmu$ olan muzede uzerinde c;a-
h$t1g1 teleskopu ve matematik kuramlan gorulebilen Se-
merkant yoneticisidir.
$ah lsmail yonetiminde $ii lran'm guc;lu hale gelmesi
(1525) uzerine, Muhammed $eyban yonetiminde ilk Oz-
bek devleti kurmu$ olan $eybaniler Osmanhlardan yard1m
istemi$lerdir. (Shayban ad1 Cengiz Han'm en buyuk oglu
Cuci'nin torunlanndan biri olan $iban'dan gelir ve Orta
Asya'da politik imparatorlugun devamm1 simgeler.)
l 405'te Timur'un olmesinden soma dag1lan Timur lmpara-
torlugu'ndan soma Kazaklar ve Ozbekler proto etnik-
ulusal gruplar olarak ortaya c;1km1$lard1r. Timur Orta As-
ya'nm etnik Turk ozelligini her zaman vurgulam1$ ve za-
manla lranhlann yerini alan ve yirminci yuzy1la kadar var-
hklanm surduren bir Turki elitin lingua Francas1 olan (a-
gataycamn temellerini atml$tlr. Bu suretle, onbe$inci yuz-
y1lda linguistik-kulturel alanda ba$layan Turk-Fars c;all$-
mas1 onaltmc1 yuzy1lda dini bir boyut kazanml$tlr. Ozbek
yoneticileri (Orta Asya'nm buyuk bir bolumunu yonetmi$
olanlar) ve ozellikle II. Abdullah (156l'den soma fiili hu-
kumdar), amcas1 Pir Muhammed'le birlikte s1k s1k saldm-
da bulunduklara lran'a kar$l Osmanhlardan yard1m iste-
mi$tir.
Osmanh padi$ahlan lranh hukumdarlar uzerinde bas-
k1 uygulama konusunda Ozbeklere guvenmi$ler ve Osman-
h Sultam (1556'da Rusya tarafmdan i$gal edilen) Asrahan
yollanm Orta Asyah hacilann Mekke'ye gidebilmeleri ic;in
ac;mak uzere, Ozbek hukumdannm isran uzerine 1557-
59'da Rusya'ya sefer duzenlemi$tir. Yuzy1llar boyunca ls-

1 556
1994'un Goru~u A(1smdan Avmpa'da Osmanli Yonetimi

tanbul'a boyle Ozbek el<;,:ileri gelmi$ ve kar$Ihkh elc;:i gidi$


geli$leri olmu$tur. 1860'lann ortalanndan sonra Ruslarm
himayesini kabul etmek zorunda kalm1$ olmalanna rag-
men, Buhara ve Hive, lstanbul'daki diplomatik temsilcilik-
lerini muhafaza etmi$lerdir. lstanbul'daki Ozbek tekkesi
$eyhi genellikle ulkesinin Bab1ali nezdindeki buyukelc;:isi
olarak hareket ederdi. Orta Asyahlarm diplomatik gelenek-
leri cumhuriyet gelenegi olarak "Turkle$melerinden" son-
ra bile sD.rmD.$tD.r. l 930'da TD.rk-Amerikan ili$kileri tesis
edildikten sonra Washington'a atanan ilk Turk buyukelc;:isi
son Ozbek $eyhinin akrabas1yd1 ve Turk buyukelc;:ilerin-
den birinin oglu olan Ahmet Ertegun, Turkler ve Amerika-
hlar arasmda tamnmt$ bir ~ahsiyettir.
Osmanh Turklerinin Orta Asya'yla ili$kileri yakla$tk
llOO'den 1917-lS'e kadar surmu~ ve c;:ok yanh olmu~tur.
Aslmda, onsekizinci ve ondokuzuncu yuzy1llarda, Orta As-
yah baz1 yoneticiler Osmanh padi$ahmdan atanmalanm
onaylayarak hukumdarhklanm yasalla$tlrmas1m, hatta Os-
manh paras1 basmay1 ve hutbe'de Osmanh padi~ahmm ad1-
m en buyuk hukumdar olarak anmay1 bneren Ka$garh
(~imdi C:in'de Sinkiang!Xinjiang) Yakup Bey gibi (1877)
baz1lan Osmanh destegini talep etmi$lerdir. Bugun, Turki-
ye Turkleri ile Orta Asya Turkleri arasmdaki tarihsel ili~ki­
ler yeniden canlandmlm1~ ve efsanevi baz1 geleneksel $ah-
siyetler millile~tirilmi$tir. Bu unlu ~ahsiyetlerin mezarlan
amlan ulkelerin topraklannda oldugundan, Ahmed Yesevi
Kazak ulusal ~ahsiyeti haline gelmi~ ve Ozbekler Nak~i­
bendi'yi ustlenmi~lerdir. Yesevi, Kazakistan'da, (Turkis-
tan'da) Timur tarafmdan in$a ettirilen gorkemli bir mezara
gomulmu~ ($U anda Turk mimarlan ve Turkiye tarafmdan
finanse edilerek onanlmaktad1r) ve Nak;;ibendi, Buhara'da
(Ozbekistan'da) kendi koyune gomulmu;;tlir. Kazakis-
tan'm himayesi altmda Turkistan'da (Yesevi'nin adm1 ora-
dan ald1g1 eski Yesi'de) butun Turkler ic;:in bir Yesevi Oni-
versitesi ac;:ilmas1 planlanm1;;t1r.

I 557

Osmanl1'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

Kulturel-dini kurumlarda ya;;anan olaganustu degi;;ik-


likler Turkler ile Avrupahlar arasmdaki c,;at1;;may1 belirgin
hale getiren zemini haz1rlam1;;tu. 1515-4 l'den once bu c,;a-
t1;;ma Balkanlar'm sm1rlanndan pek uzakta degildi. (:au;;-
ma alam Orta Avrupa'ya ve Ball Akdeniz'e kaymca uzun
zamandan beri gec,;erli olan Papahk goru;;une yeni bir h1z
verilmi;;tir. II. Pius, X. Leo ve V. Pius, Turkler Macaristan'1
fethederlerse Alman lann ve lLalyanlann hemen boyun
egeceklerini ve H1ristiyan inancm yok olacagm1 one sur-
mu;;lerdir. Sonuc,;ta, Papahk, Bau Avrupa ve lspanya'da
hakimiyetini zaten kamtlam1;; olan Habsburg'la s1k1 bir itti-
faka girmi;; ve Turklerle mucadelelerini H1ristiyanhk ile
Muslumanhk arasmdaki ilahi bir c,;at1;;ma olarak gostermi;;-
lerdir. Osmanhlar ile Habsburg arasmdaki askeri c,;au;;ma,
Avrupa'nm her yerindeki kitap raflannda bulunan binlerce
Turk kar;;1t1 kitaba, bro;;ur, oyun ve tablolara yansltllan di-
ni ve kulturel bir ozellik kazanmi;;nr. 11
Avrupa'nm iki hukumdar titam, Kanuni Suleyman ile
V. Karl arasmdaki mucadeleyi Reform, Fransa ile lngilte-
re'nin guc,;lenmesi ve Turklerle ticari-askeri ili;;kilerin tesisi
izlemi;;tir. Bat1h yazarlar onaltmc1 yuzy1lda yeni bir Avrupa
olu;;umuna Turklerin katk1sm1 rastlanusal ve kendi oz c,;1-
karlan ic,;in yap1lm1;; olarak gorup dikkate almamaktad1rlar.
Osmanh padi;;ahlannm Habsburg'un gucunu dengelemek
ic,;in Fransa'nm guc,;lenmesini askeri, ekonomik ve politik
ac,;1dan destekledikleri dogrudur; fakat bu surec,;te ulus-
devletin yeni Avrupa'mn politik yap1lanmasmda temel bi-
11 Bu yazm say1s1z ara5llrmaya konu olmu5tur. Bunlann en iyisi ve en 6zgun
olam Norman Daniel'in, Islam, Europe and Empire eseridir (Edinburg, the
University Press, 1966) Aynca bkz. C D. Rouillard, The Turli in French His-
tory: Thought and literature, 1520-1660 (Paris, Boivin, 1940); C. Chew, The
Crescent and the Rose (New York, Oxford University Press, 1937); W. Bohn-
stedt, "The Infidel Scourge of God: The Turkish Menace as Seen by the
Pamphleteers of the Reformation Era", Transactions of the American Philosop-
hical Society LVlll, No 9 (1958)

558
1994'un Gorii~u Apsmdan Avrupa'da Osmanli Yonctimi

c;;im olmasma katk1da bulunmu~lardir. Sonuc;;ta, aym yap1-


lanma bic;;imini kendileri de benimsemi$lerdir.
Frans1zlar ile Turkler arasmdaki uzla$ma, kraliyet ha-
yatma Turklere kar$1 duzenlenen bir Hac;;h seferine ku-
manda ederek ba$layan I. Franc;;ois'in 1525'te Pavia'daki sa-
Va$I kaybettikten soma V. Karl tarafmdan hapse atilmas1
ve 6zel temsilcisi Frangipani'yi Suleyman'a gondererek
yard1m talebinde bulunmas1yla ba$laml$tlr. Bir sure soma,
Turk askerleri Rhone'a gitmi$, Anadolu ve Balkanlar'dan
gelen Musluman askerler Fransa'nm kimligini ve bag1m-
s1zhg1m korumak ic;;in Habsburg'a kar~1 sava$ID1$lardir.
1536'da, Frans1zlara lstanbul'da ilk yerle$ik elc;;iliklerini ac;;-
ma izni verilmi$ ve kapitulasyonlar olarak bilinen kapsam-
h ticari ayncahklar ve Hiristiyan kutsal mekanlannda ozel
haklar tanmm1$tH. Bu suretle, Frans1zlar Ortadogu'da sag-
lam bir yer edinmi$ler ve 1943-46 doneminde Suriye ve
Lubnan'dan allhncaya kadar bu durumlanm surdiirm0$-
lerdir.12 Fransa Turklerin guvenini surekli olarak k6tuye
kullanm1~, fakat Turkler d0$manlanna kar$1 kin besleye-
memi~ ve intikam alamam1$tlr. Yirminci yuzy1lm ba$larm-
da Celal Nuri gibi milliyetc;;i yazarlar Tiirklerin milli nefret
duygusu geli$tirme becerilerinin olmad1g1m, buna kar$In
Balkan H1ristiyanlanmn ulusal uyam$lanm dini nefrete da-
yandird1klanm one surm11$t0r. (Celal Nuri'ye cevap veren
bir ba$ka yazar ise affetme ve gec;;mi$ yaralan unutmak gibi
soylu 6zelliklerin Avrupahlann gozundeki Turk imajm1
duzeltmeye yaramad1g1m s6ylemi$tir.)
I. Franc;;ois Aigues, 1538'de Mortes'de V. Karl ile ban$
yapml$ ve Turklere kar$l giri~ilen hac;;h seferlerinde yer al-
ma vaadinde bulunmu$tur. Fakat Turklerin Habsburg ve
Papa'ya uygulad1klan bask1 Protestanlara kar$1hk verme
12 Avrupa ile Turk ili~kileri konusunda belki de en iyi kaynak Dorothy M. Va-
ughan'd!r, Europe and the Tw h-A Pattern of Alliances, 1350-1700 (Liverpool,
Liverpool University Press, 1954)

559
Osmanli'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

olanag1 ve hareket ozgiirliigii saglam1~ ve miicadelelerinde


yard1mc1 olmu~tur. Aynca, Martin Luther'in Papahgm izle-
digi politikalan sorgulamasm1 saglam1~t1r. Papahgm Tiirk-
lere kar~1 yiiriitiilecek hai;:h seferlerine para toplama i;:aba-
lan ve Johann Tetzel'in endiiljans satmas1 Luther'in iinlii
savlanm yaymlamasm1 saglayan en onemli etmendir. Lut-
her bu savlannda Tiirklere kar~1 giri~ilen sava~1 "Tannnm
adaletine haince bir direni~" olarak kmami~tlr. 13 Erasmus
gibi Luther de Tiirkleri Tann'mn Avrupa'ya giinahlanm af-
fettirmek ii;:in gonderilmi~ olduklanm savunmu~tur.
Tiirklerin, esas itibariyle Fransa ve lngiltere tarafmdan
temsil edilen "yeni" Avrupa ile Habsburg ve Papahk tara-
fmdan temsil edilen "eski" Avrupa arasmdaki ili~kilerde
oynad1g1 rol, topraklannm zenginligi de eklenince toplum-
lan ve inani;:lan konusunda merak uyand1rm1~tir. Kralii;:e
Elizabeth ile Kanuni Siileyman diger konulann yamnda
inani;:lanm taru~m1~lar ve Protestanhgm Miisliimanhga
benzedigini dii~iinmii~lerdir.14 Protestanlar Tiirklerin inani;:
kavrammm kendilerininkine benzedigini dii~iiniiyor olma-
lanna kar~m, Tiirklerin henuz "tamamlanmam1~" ve "tam
olarak ai;:1klanmam1~" oldugunu du~iindukleri Musluman-
hkta kalmaktaki kararhhklarmdan urkmu~lerdir. I. Eliza-
beth ile Kanuni Siileyman arasmdaki bu gorii~meler sonun-
da 1578'de William Harborne lstanbul'a gonderilmi~ (daha
soma orada buyukeli;:i olmu~tur); lngilizlere, Frans1zlara ve
Venediklilere verilen ticari ayncahklar tanmm1~ ve 158l'de
Levant Sirketi kurulmu~tur.1 5 Osmanh padi~ah1 Habsburg'a
13 Age, s. 106-07.
14 L.B. Baumer, "England, The Turk and the Common Corps of Christendom",
American Historical Review (Ekim 1944), s. 26-48. Bkz. S. A Fischer Galat,
The Turkish Impact on the German Reformation, 1520-1555 (Harvard Univer-
sity, 1949); K. M. Setton, "Lutheranism and the Turkish Peril", Balkan Studies
III (1962), s. 133-66 ve "Leo X and the Turks", Proceedings of the American
Philosophical Society CXIII (1969), s.367-424.
15 S. A. Skilliter, William Harbome and the Trade with Turl1ey 1578-1583; A Do-

I 560
1994'1ln Goru~a Apsmdan Avrupa'da Osmanh Yonetimi

kar~1 koymas1 ve Papahga kar~1 Protestanhg1 guc;:lendirmesi


ic;:in lngilizlere ekonomik yard1m yapm1~ ve boylece yeni bir
Tiirk-Avrupa ili~kisi tarz1 yaratm1~t1r.
Kralic;:enin ticaretle ilgilenmesi ic;:in Levant $irketi'ne
gonderdigi mektupta, lngiltere'nin c;:efte beklentisi "Buyuk
Turk topraklanndaki mal ah~veri~i ve ticaret trafigiyle ilgi-
lendigi, H1ristiyanhgm hakim oldugu topraklarda ban~
ic;:in iyi hizmetler verilecegi umidinin baki oldugu ve ulke-
lerinin mallanyla ilgili karh ah~veri~ler yap1lmas1 ac;:1sm-
dan yararh olmasm1 bekledikleri" bic;:iminde ifade edilmi~­
tir.16 Aynca, lngiltere, iki ulkenin birbirini zay1flatarak
gerc;:ek Kilise ve doktrinin -yani Anglikanc1hk- her ikisi
uzerinde bask1 uygulayabilecegi guce ula~masm1 saglamak
amac1yla Tiirklerin lspanyollara sava~ ac;:malanm saglama-
ya c;:ah~mi~ur. 1 7 Osmanhlar onaltmc1 ve onyedinci yuzy1l-
lar boyunca Protestanlan surekli olarak desteklemi~ler­
dir: Kalvinistlerin Macaristan ve Transilvanya'da serbestc;:e
yerle~melerine izin verilmi~tir. 1 8 Bu, Tiirklere kar~1 hala
bblgesel kiliselerde bile suregelmekte olan bir iyi niyet ya-
ratm1~ur.

lngiltere, Fransa, Avusturya ve Venedik Osmanh top-


raklannda ticari faaliyetlerde bulunma isteklerinin yam s1-
ra Tiirkiye'ye akademik ac;:1dan da ilgi duymu~lard1r. llk
goru~lerinden vazgec;:ip Turklerin ve Katoliklerin Hiristi-
yanhgm ba~ du~manlan ve lsa kar~1thgmm canh kanm ol-
dugunu ifade eden Luther'in uyanlanna ragmen Almanlar
Turklere ilgi duymu~lard1r. Osmanh tarih kayttlanndan
baz1lanm tercume etmi~ler ve Tiirkler konusunda bilgi ve
cumentary Study of the First Anglo-Ottoman Relations (Oxford, Oxford University
Press, 1977).
16 From the Rising of the Sun'dan ahnm1~ur. s. 31.
17 Age, s. 32.
18 Hali! lnalcik. The Turl1ish Impact on the Development of Modem Europe; Ke-
mal H. Karpat, The Olloman State and Its Place in World History (Leiden, E. J
Brill, 1974), s. 53
Osmanl1'da Degisim, Modernlqme ve Ulusla~ma

malzeme derlemek i<;in Salmon Schweiggle'yi 1575'te Tu-


bingen'den Viyana'ya ve oradan lstanbul'a gondermi~;;lerdir.
Richard Knolles ve Ogier Ghiselin'in eserleri Turkler ko-
nusunda ilk yaz1lanlar arasmdadir. 19 Onyarg1larla dolu ola-
rak yeti$Ini$ olan bu yazarlann hepsi Turklerden ho$lan-
mamaktaydL Yine de nesnel davranmt$lar, Turklerin vas1f-
lanm ve zay1f yanlanm anlatuken ak1lc1 hareket etmi$ler
ve kendi Avrupah yurtta$larma Turkleri yenmek i<;in ek-
sikliklerini tamamlama yollan gostermi~lerdir. 20
Avrupa'mn Turklere ve ulkelerine giderek artan ve su-
regelen merakmm tersine Turkler, birka<; ticari istisna d1-
~mda Avrupa'y1 ya da Avrupa loplumunu tammak i<;in bir
giri$imde bulunmam1$lard1r. Bu istisnalardan biri Piri Re-
is'in 1513 Amerika haritas1d1r ve buyuk bir olas1hkla Akde-
niz'de denizcilerden satm almm1$tlr. Bu donemde Akdeniz
Avrupahlar ile Turkler arasmdaki yogun ticari ah$veri$lere
ve insan etkile$irnlerine sahne olmu$tur. Bu, Fernand Bra-
udel'in II. Philip donemi konusunda yazmt$ oldugu klasik
eserinde anlanlm1$t1r. 21 Deniz sava$lan yuzunden kesinti-
ye ugramasma ragmen -157l'de yapilan gereksiz lnebaht1
Sava$1 gibi- bu etkile$imler yogun ticari ah$veri$ler ve ki$i-
sel ili$kiler $eklinde daha sonraki yuzy1llarda da devam et-
19 Richard Knolles, The Gcneral Historie of the Tud1s (k1salt1lm1$ baslik) (Lond-
ra, S Jslip, 1603) Elizabeth doneminde yaz1lm15 olmakla birlikle (muhteme-
len 1580 civannda) daha sonra yaymlanm15tir (1603) ve h1zla birkac; bask!
yapm15t1r. Bcsinci bask1 1638'de Londra'da yap1ln115 (yeni bir bask1s1 1973'
te New York'ta AMS tarafmdan yap1lm15t1r) Diger y11lar ii;in bilgi veren di-
ger yazarlar ic;in de temel te$kil etmistir Ornegin, Izmir konsolosu Paul
Rycaut, Knolles'in tarihini 1687'ye kadar getirmistir. Aynca bkz 0 Ghiselin
Bnsbccq, The T1<rl1ish Lrltcrs of Ogier Ghisc!in de B11sbccq (Oxford, Oxford
University Press, 1968). .
20 Bilgi ic;in btz. Vaughan, Eu1opc and the Ttirh ve Daniel'in, Islam, E11rnpc and
Empi1·c
21 Fernancl Brandel, The Mcditcr rancan and the Mediterranean World in the Age
oj Philip JI, 2 c. (New York, Harper and Row, 1973); F. Brandel, Alzdeniz vc
Alzdeniz Du11yas1, i;ev. M A K1hc;bay, 2 bask1, lmge Kitabevi Yayrnlan, An-
kara. 1994.

562
l 994'un Gora~a A(1smdan Avrupa'da Osman Ii Yonctimi

mi~tir. Fakat onyedinci yuzy1ldaki baz1 k1sa sureli misyon-


lar d1~mda, yurtd1~mdaki ilk Turk buyukel<;,:iligi ancak
l 793'te Londra'da ac;;ilm1~t1r.22
Knolles'in biraz urkek bir hayranhk ve buyuk bir kor-
kuyla tammlad1g1 gibi, onaltmo yuzyilda Turkler gururlu
ve kendilerinden eminlerdi ve dunyanm kendileri d1~mda
kalan k1smma smirs1z ve kay1ts1z ~arts1z yoneteceklerinden
emin bir tavirla tepeden bak1yorlardi. Onbe~inci yuzy1hn
sonlanna dogru Avrupa'da Turklerle ilgili olarak olu~an
olumsuz hava, yogun ticari ili~kilere ragmen onyedinci
yuzyilm sonlanna kadar pek degi~medi. Avrupa'y1 dikkate
deger gormeyen padi~ahm saraymm kustah gururu gibi,
Turklerin guc;;lu olduklan siirece sistemlerinin ustlinlugu-
ne duyduklan inane;; degi~medi.
1606'da Avusturya ile imzalanan ZitvaLorok Antla~ma­
s1, Osmanh ordusunun Avrupa'daki ilerlemesine son verdi.
Yiizy1l boyunca Kafkaslar'da, Akdeniz'de (Girit) ve Polon-
ya'da Turk fetihleri devam etti, fakat bunlardan hic;;biri
onemli bir sonuc;; yaratmadi. 1606 da imzalanan antla~ma­
dan l 774'te imzalanan Kuc;;uk Kaynarca'ya kadar gec;;en do-
nemde Avrupa ile Osmanhlar arasmda bir denge hukum
surdii. Psikolojik etkileri d1~mda, Osmanhlann 1683'te Vi-
yana'da agu bir yenilgiye ugramalan Osmanh ordusunun
etkenligini azaltmadi. Hatta bunun ve l 739'dan soma im-
zalanan Belgrad Atla~mas1'mn pek uzun siireli olmasa da
Balkanlar'm buyuk bir bolumundeki Osmanh egemenligini
peki~tirdigini one surenler bile olmu~tur.
Osmanhlann en buyuk zafiyeti askeri kapasitesinden
ziyade sosyal yap1lanmasmdan ve siyasi duzeninden kay-
22 Viyana ile lstanbul arasmda el~ilik teatileri olmu~tur. Ornegin, bir Turk he-
yeti 1615'te Viyana'y1 ziyaret etmi~. 1606 Zitvato10k Antla~mas1'nm yeniden
gozden ge~irilmesine karar verilmi~ ve Cizvitlerin Osmanh lmparatorlu-
gu'nda kendi kiliselerini kurmalanna izin verilmi~tir Ertesi yil kar~1!1k ola-
rak bir Cizvit heyeti lstanbul'a gelmi~. ~arm1ha gerilmi~ lsa'y1 resmeden pan-
kanlarla dola~arak halkm buyuk tepkisine neden olmu~tu.
Osmanlt'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusl~ma l
naklanmt!;)t1r. lrnparatorlugu idarne cllirmcnin bcdeli dev-
leti;i ekonomik sistemin sfirckli olarak geni!;)lctilmesi ol-
nm.';i ve bmm yoneLmek i\:in otoknuik bir ho.kumet hh:;imi
gerckmi.';itir. Ki~isel ozglirlllklcr gidcrek <laha fazla kLSlllan-
llll~llr. Sivil ya da yan-sivil kurumlar (loncalar gibi) dcvlet
tarafmdan tahrip ecli!mi.o;; vc yalmzca mistik dini karde~lik
orgOtleri tarikatlarla bir oli;t:1de ozcl, i\ (1zgC1rlC1ge imkan
tan11m~t1r. Bu suretle devkt, burokratla~11nna vc i;c;;itli
mancvralarla dini kurumlann c;ogunu komrol altmda tul-
tugu halde halkm inanc;lan hir (}zgO.rlfik cenneti haline gel-
mi.';itir.
Rusya ile ya~anan i;all~ma Osmanhlann zafiyetlerini
su yuzOne 1;1kanm$ vc Tiirk!erin Avrupa'yla ili;;kilerinde
yeni bir sayfa a<;1111$Llr. Onsckizinci yo.zytlda Avrupa ile ti-
cari baglanular yogunla!?Inl.';i, {>zellikle tanm 0.ntnlerine ve
di&er Osmanh llrt1nlerine talepte arl1~ olmu~tur. Mitslc1-
man ve H1ristiyan Osmanltlar ile Avrupa arasmdaki etkile-
~im o denli yogunla~m1~llr ki Osmanh padi~ah1 Ill. Ahmed
(1703-30) ve onun dl.'v~irme veziriazam1 Ncv~ehirli Ibra-
him Pa~a bir tt1r devle1 kapirn!izmi uygulamaya ~ali.';imt~lar­
d1r. nu giri~im hcn(\z ilk a~amas1ndaykcn 1730 ~ehir ihtila-
li (tl1runl1n ilki) ile akirn k;:1hm~, fakal Mosll1manlar ve H1-
ristiyanlar Avrupalt mukabilleriyle geni~ kapsamli ticari
ili~kilerini geli~tinncye devam elmi~lerdir. Ticarile~tirilmi~
tarun faaliycti yonundcki gidi~aL h1zlan1111~l1r. \:ok i;c~itli
Avrupa mah ve gnzcl sanatlar, mimari vc bilim alamndaki
etkiler, ozcllikle Akdeniz sahilindeki bolgelerdc olrnak
Ozerc Osmanh lmparaLOrlugu'na girmcyc ba~lamI!;illr. Bu
klihftrcl etkilcr hinalann planlannda, hatta lstanbul'daki
barok tarzmdaki Nuruosmaniyc Cami dahil olmak O.zerc
Anadolu'da, Balkanlar'da, Suriye'de vc M1s1r'da ayanlar 1a-
rafmdan yapunlan saraylarda, camiler de gorttlebilir.
Osmanhlar ile Avrupahlar Arasmdaki Farklar

1774 Ku<;uk Kaynarca Antla~mas1, Rusya'nm bir dunya


devleti olarak ortaya <;1k1~mm ve Osmanh askeri gucunun
hizla zayiflamasmm i~aretidir. Bu antla~ma ve 1792 Ya~ ve
1812 Bukre~ antla~malan Kmm ve Kmm'm Musluman
halk1 da dahil olmak uzere kuzey Karadeniz'deki Osmanh
topraklanm Ruslara ge<;irmi~tir. Karadeniz'deki Osmanh
ticaret tekeli kmlm1~ ve Rusya'daki Muslumanlara halifeyi
dini liderleri olarak tamma hakk1 verilmesine kar~ihk <;ar
kendi Ortodoks Hiristiyan tebaasm1 Bab1ali'de temsil etme
hakk1m elde etmi~tir. Yeni elde edilen bu haklar her iki li-
dere de kendi cemaatleri i<;indeki milliyet<;i duygulan ha-
rekele gc<,;irme yolunu a<,;m1$llr. Rusya, Osmanh Loprakla-
rma giri~ini Onodoks Hiristiyanlan kurtarmak i<,;in plan-
\anm1$ hir eylem olarak gostermi~ ve direni$ yaratmak i<,;in
dini kullanm1$llf. Bu arada, Balkan Slavlan arasmda inanc1
milliyet<;ilik temeline kayd1rm1~ur. Ortodoks Htristiyanhk
siyasi bir ideoloji haline gelmi~ ve Rusya bir anda bunun
koruyucusu kesilerek Osmanh otoritesine ciddi bir tehlike
olu~turmu~tur.
Rusya'nm buyiik bir devlet haline geli~i Turkkrin Av-
rupa ile olan ili~kilerini etkilemi$ ve lngilterc ile fransa'yi
-ve daha sm1rh duzeyde Habsburg Hanedam'm- pacli~ah ile
Car arasmda gidip gelen komisyoncu haline getirmi~tir. Bu
arada M1sir, Fransa ile lngiltere arasmda rekabet konusu
olmu~ ve Onadogu'daki Osmanh gucu ve itiban daha da
zay1flam1~ur. l 798'de Napoleon M1s1r'1 i~gal etmi~ ve
Tiirklerin kendilerine Ruslar kar~1smda denetim uygulama
konusun<la yard1mc1 olan Fransa'yla dostluguna son vcr-
mesine ve lngilizlerlc fiilen ittifak yapmasma neden ol-
mu~tur. Napoleon ordulan ulkeden <,;1kanlm1~. fakat M1s1r
ozerk hale gelmi$tir. 1805'te asi Turk subay1 Mehmed Ali
Pa~a genel vali ilan edilmi:? ve bir sure sonra Fransa'nm

1565
Osman/1'da Degi~im, Modemlqmc ve Uhisla$ma

destegini alm1?tlr. 1839-41 doneminde lngiltere bir kez da-


ha Osmanhlar namma duruma mudahale etmi?, Ruslan
Bogazlar'dan c,:1karm1? ve Mehmed Ali Pa?a'mn ordusu ta-
rafmdan i?gal edilmi? olan Suriye, Hicaz ve Arabistan'm di-
ger kesimlerinde Osmanh egemenligini tesis etmi?tir. Bu
hizmet kar?1hgmda !ngiltere 1838'de Bab1ali'den birc,:ok
ekonomik ayncahklar saglam1? (1860-61 doneminde bunu
diger ayncahklar izlemi?lir) ve eski devletc,:i Osmanh eko-
nomi ve ticaret sisteminin serbestle?tirilecegi yolunda soz
alm1?lard1r. Sonuc,:ta, 1840-4 3 doneminde Palmerston, Os-
manh Devleti'nin toprak butunlugunu koruyacaklan vaa-
dinde bulunmu?tU.
Bu, Turkler ac,:1smdan uzun vadeli sonuc,:lar doguran
koklu bir d1? politika karanydi. Osmanh lmparatorlu-
gu'nun devamm1 garanti ediyordu, fakat dolayh olarak ln-
giliz !mparatorlugu'nun varhgm1 teminat aluna ahyor ve
!ngiltere'yi Osmanh ya?ammda nufuz sahibi yapan olaga-
nustU bir konuma getiriyordu. lngilizlerin yard1mlanna
kar?thk olarak 1839'da ba?layan Osmanh reform hareketi
Turk kultlirunde ve toplumunda esash degi?iklikler yaram.
Turklerin Avrupa'yla yeni ili?kilerinin parametreleri
bu suretle ondokuzuncu yuzy1lm ba?lannda ?ekillendi.
Rusya sald1rgan bir tavir ic,:indeydi ve amac1 Akdeniz'e in-
mekti. Akdeniz, h1zh bir ?ekilde, !ngiltere'deki endustrile-
rin urettigi mallar ic,:in en c,:ok aranan pazar ve Hindistan'la,
uzerinde Fransa ve Rusya'mn rekabet halinde olduklan
stratejik bir baglantl noktas1 haline geldi. 1840-42 done-
minde Osmanh !mparatorlugu'nun bekas1 ve butunlugu
ac,:1smdan dostluk garantisi vermesine kar?thk !ngiltere
kendi c,:1karlanm en iyi savunacag1 bir konum elde etmi?-
tir. Bu donemde Turkler ve !ngilizler geleneksel Osmanh
hukumet bic,:imlerinin, kurumlannm ve sosyoekonomik
yap1smm Rus tehdidi ile ba?a c,:1kmak konusunda i?levini
yitirmi? ve yetersiz oldugu konusunda gorli? birligine var-

1 566
1994'iin G6ru~a A(ismdan Avrupa'da Osman/1 Yonetimi

dilar. Fakat reformun yaratacag1 zorluklar <la buyuktii.


Musluman dunyasmdaki hic;,:bir ulke, Batl Avrupa'da oldu-
gu gibi ulus-devlet kapsam1 ic;,:inde devlet ile halk arasmda
yeni bir politik ili:;;ki kurmay1 veya endustriyel devrim yap-
rnay1 denememi:;;ti. Aynca, klasik Osrnanh Devleti'nin bel-
kemigi olan burokrasi toplurnla ilgili konularda pragma-
tik, rasyonel bir tavir benimsemi:;;ti ve kultlirel bedeli ne
olursa olsun kendi bekas1m, durumunu ve statusunun te-
minatm1 saglamaya haz1r gorunuyordu.
Padi:;;ah, devleti bir degi:;;im vas1tas1 olarak ongormu:;;-
tu; fakat bizzat devletin, ozellikle bireylerle ili:;;kilerinde
degi:;;mesi gerekiyordu. Osmanh Devleti'nin yonetim kad-
rosu bu degi:;;im geregini ta 1870'lerde duymu:;; ve Frans1z-
ca konu:;;an ve Frans1z krah ile yaz1:;;makta olan Sultan Ill.
Selim (1789-1807) model olarak Fransa'y1 benimseme egi-
limi gostermi:;;tir. Bu, hukumeti merkezile:;;tirmesinden ve
Frans1z subaylar kumandasmda modern bir ordu kurmaya
c;,:ah:;;masmdan da anla:;;1labilir. Fakat Fransa'mn M1sir'1 i:;;-
gali ve Napole6n'un yenilgiye ugramas1, Turk-Frans1z ili:;;-
kilerinin sogumasma ve lngiltere'nin Osmanh reform hare-
ketinde hem ba:;;lat1c1 hem ele:;;tirmen olarak 6nemli bir et-
ken durumuna gelmesine neden olmu:;;tur. Gerc;,:ekten de,
lngiltere'nin Osmanh reformlannm ba:;;ans1 ve samimiyeti
konusundaki menfi yakla:;;1m1 butiin Avrupa tarafmdan ir-
delenmeden benimsenmi:;; ve Turklere kar:;;1 tak1mlacak
tavn ve izlenecek politikalan belirlemede 6nemli rol oyna-
m1:;;t1r. K1sa surede tarihsel H1ristiyanhk du:;;mam imaj1 ye-
niden canlanm1:;; ve Turklerin Avrupa uygarhgm1 anlama-
ya, benimsemeye isteksiz ve yetersiz olduklan :;;eklindeki
yeni goru:;;lerle beslenmi:;;tir. Sonuc;,:ta, Avrupa, Osmanh
lmparatorlugu'nu "Avrupa'rnn hasta adam1" olarak tamm-
layan (ar I. Nikolay'1 bagnna basm1:;;t1r. 23 Bu tarnmlama
23 Stanford ve Ezel Shaw, History of the Otloman Empire and Modern Turlicy, 2
c. (Cambridge, Cambridge University Press, 1977), s. 134.
Osmanh'da Degi$im, Modernlqme ve Ulusla$ma

k1sa bir sure soma Avrupa bas1m tarafmdan canla ba~la be-
nimsenmi~tir. Hemen her a<;;1dan yanh~ bir tam olmakla
birlikte bugun bile etkisini surdurmektedir.
Onemli Avrupa ulkelerinin hepsi Turklerin reformlan
yapmalanm ve kendilerininkine benzeyen bir hukumet ve
toplum yaratmalanm beklemi~tir. Prens Clemens Metter-
nich, Osmanhlara Avrupa modelini -yani lngiliz ve Frans1z
modelini- izlememelerini ve belki de kendi devletinin <;;ok-
lu etnik karakterli yap1s1m korumak i<;;in, kendi gelenekle-
rine sad1k kalmalanm tavsiye etmi~tir. Sonunda, lngiltere
ve Fransa, bir<;;ok alanda uygun olmamakla birlikte reform-
lara model olarak almm1~ur. Osmanh lmparatorlugu padi~
~aha bagh say1s1z etnik-dini cemaatlerden olu~an karma~1k
yap1dayd1, buna kar~1hk lngiltere ve Fransa ulus-devletti.
Her buyuk etnik-dini grubun yap1s1 ve kimligi bir millet
olmalanm saglayabilecek kapasitede olabilmesine kar~m
kendisine ozgu kimligi olan bir Osmanh ulusu mevcut de-
gildi. Aynca, model olarak alman her iki devlet de temel
siyasi felsefe a<;;1smdan Osmanhlara <;;apraz ~ekilde kar~1ydi.
lngiltere ulus-devleti sivil milliyet<;;ilikle zenginle~mi~ oz-
gur bireylerden olu~an bir beraberlik olarak gormekte ve
her bireyi -ozellikle lngiliz ise ve Anglikanizmle gu<;;lendi-
rilmi~ duzgun bir sosyal duzene baghysa- sayg1ya deger
bulmaktaydi. Fransa'da ise birey kendi ozgur iradesiyle ve
otoritenin kraldan devlete ge<;;irilmesiyle saglanan millet ef-
sanesi sayesinde Kilise ve devlet <;if te mahkO.miyetinden
kurtulmu~tu.2 4 Jean Jacques Rousseau milleti, bireyin go-
nul nzas1yla teslim oldugu kolektif bir gu<;; olarak tammla-
nan ozgur iradeye dayah bir beraberlik olarak <;;izmi~tir.
(Ataturk Rousseau'yu okumu~ ve bir konu~masmda etra-
fmdaki aydmlardan onu okumalanm ve bu Frans1z filozo-
24 Avrupa'da be~ tip millet ve milliyetle ilgili ilgin~ tarn~malar i~in bkz. Liah
Greenfield, Nationalism: Five Roads to ModerniLy (Cambridge, Mass. Harvard
University Press, 1992).

568
I 994'un GDru$u Apsmdan Avrupa'da Osmanl1 YDnetimi

fun "ulusal irade" masahm neden yaratm1~ oldugunu anla-


malanm istemi~ti.) Frans1zlar kolektiflige bagh kalm1~, et-
nik milliyetc,;ilik gostermi~ ve kesin bir rasyonalizasyon ve
formal manukla s1k1 bir yonetimden yana olmu~lardir.
Aralannda ne tlirlu fark olursa olsun, lngiliz ve Fran-
s1z ulus-devletleri bireyi politik sistemin merkezine yerle~­
tirme konusunda benzerlik gosterirler. Buna kar~1hk gele-
neksel Osmanh sisteminde durum iki yanhdir. Birey kendi
cemaatinin s1mrlan ic,;inde s1mrs1z fiziki ve etnik-dini oz-
gurluge sahiptir, fakat 6zerk degildir, ozgurlugu yoktur ya
da politik sistem kar~1smda haklan yoktur, fakat hukum-
dann Muslumanhktan kaynaklanan otoritesi sm1rs1zdir.
Geleneksel Osmanh toplumunda s1radan bir birey aynen
lngiliz toplumunda oldugu gibi gelenek, sayg1 ve sosyal s1-
mf aynm1yla donaulm1~ durumdadir ve pragmatik bir go-
runu~u vard1r. Diger yandan yonetim kadrosu Frans1zlara
benzer bic,;imde kesinlikle kolektif du~unce ve devlet yone-
timine inancm surdurulmesinden yana bir tavir ic,;indedir.
Toplum, inanc,;h olduklan ve olmay1 surdurdukleri su-
rece list kademeye itaat etti ve sayg1 gosterdi; bu, unlu din-
u devlet, yani inane,; ve din birligiydi.
Osmanh'y1 modernle~tirenler geleneksel me~ruiyetten
yoksunlard1; fakat bunlar, uygulamada kaba bir maddeci-
likten oteye gec,;meyen geli~iguzel edinilmi~ modernle~me
fikirleri adma mutlak bir otorite saglad1lar ve bunu uygu-
lad1lar. Bu Turk modernlik yanhlan, Avrupa'nm, esasen
Paris'ten almm1~ parlak kosttimlerine ve Avrupa dillerini
aksans1z konu~malanna ragmen ha.la tahttan indirdikleri
despotlara benzemeyi surdurmekte olmalan nedeniyle on-
lardan ho~lanmad1gm1 anlamad1lar. Eskiden padi~ahlar
kendilerini nas1l cemaatin tek ve mutlak temsilcisi goru-
yorduysalar onlar da kendilerini ulusun mutlak temsilcisi
olarak gorduler. Ozgur bireylerden olu~mu~ bir ulusun
temsilcileri ve sozculeri olarak hareket etmek yerine tektip

1569
1
Osmanh'da Degi~im, Modcmlc~me Vf Uluslapna

ve tek vucut bir beraberligin efendileri gibi davrand1lar. (:o-


gu burokrat olan modernle$me yanhlan, otoriter bir devlet
namma uygulamakta olduklan otoritelerine koru korune
itaatin, fert olarak inanci ne olursa olsun, gen;;ekten bzgur
bir birey olarak kar$I pkilmasmdan daha az deger ta~1d1g1m
anlayamad1lar.
Butun Musluman dunyasmda cenin olarak var olan
devlet ile toplum arasmdaki ikilik reformlar nedeniyle Os-
manh lmparatorlugu'nda bnemli bir w;;urum halini ald1.
(:ok say1da Musluman reformlan inanc1 yok eden bir giri-
$im olarak alg1lad1gmdan devleti, Muslumanhgm koruyu-
cusu olarak gbrevine ihanet eden ve me~ruiyetini zay1fla-
tan bir konumda gorduler. Osmanh Devleti me~ruiyet me-
kanizmas1 sayesinde -yani ~eyhulislamhk (onaltmc1 yuzyil-
da olu~turulmu$ ve burokrasiye baglanmI$tlr)- ele$tiriler
kar$1Smda belli olc,;ude bir bag1$1khk geli$tirerek kendi
dunyevi c,;1karlanm daima savunabilmi$ti. Fakat lslami can-
lanma hareketleri ferdiyetc,;ilik duygulanm guc,;lendirip ic,;ti-
hat ruhu -altm c,;agmda Muslumanhgm entelektuel belke-
migini olu~turmU$ ve devletin ustunlugune bir tehlike ya-
ratml$tlr- ic,;inde ferdin ara~tlrma yapma bzgurlugunu ge-
li$tirmi~ti. Avrupa ve Muslumanhk siyasi has1mlar olmala-
rma ragmen, Osmanh dl1$l1ncesine hakim olmaya ba$layan
Avrupa tipi bireycilik dinde yenilik yaratma fikrine felsefi
ac,;1dan bnemli olc,;ude yard1mc1 olmu$tur. Omegin, 1839
Tanzimat Fermam ferde ya$am garantisi, mulk ve inanct
ne olursa olsun e$itlik sunan ve bu suretle padi$ahm mut-
lak otoritesini sm1rlayan bir arac,; saglamI$tlr. Burada lngi-
liz etkileri ac,;1kc,;a gorulmektedir.
Tanzimat Fermam hukumdar olan Sultan Abdulme-
cid'in izni ile Londra'daki buyukelc,;ilik gorevinden yeni
donml1$ olan Mustafa Re$id Pa~a tarafmdan kaleme alm-
m1$ ve halka okunmu$tur. Re~id Pa$a, Osmanh Devleti'nin
reformlar ve tercihen lngiltere olmak uzere guc,;lu bir Avru-

570
1994'un Goru~u Ac1s111da11 Avrnpa'da Osmanli Yonetimi

pa devletinin destegi olmadan varhgm1 surduremeyecegine


inanmaktaydi. Gorunll$e gore, yeni on sekizine basm1$
olan Sultan Abdulmecid'i D1$i$leri Bakanhg1'ndaki Ball
yanhs1 grup tarafmdan da payla$ilan reformcu gbrll$lerinin
dogruluguna ikna etmi$ti. 1825-58 dbneminde c;:e$itli vesi-
lelerle Bab1ali nezdinde lngiliz buyukelc;:isi olarak bulun-
IDU$ ve Osmanh toplumu konusunda olaganustu bilgili
olan Stratford Canning (Stratford de Redcliffe) Re$id Pa-
$a'y1 desteklemi$ ve zamanla padi$ahm dostlugunu kaza-
narak uzerinde buyuk bir nufuz olu$turmu$tur (hukum-
dar ona buyukelc;:i diye hitap ederdi ve kendisine Saray'a
istedigi anda gelme hakki verilmi$ti). Osmanh Devleti'ni
Ruslar kar$1smda guc;:lendirmek isteyen Canning, Bab1ali'yi
bireyi ve bireysel ozgurlugu degi$ikligin odak noktas1 hali-
ne getirerek reformlan ba$latmaya ikna eden ki$idir. Padi-
$ahm tebaas1 arasmda din farkhhklanm dikkate almadan
"e$itlik" tesis edilmesi yonunde somut bneriler gbtlirmll$-
tur.25 Padi$ah e$itlik konusunu, bunun kabul edilmesinin
Osmanh lmparatorlugu'nun temelini -inanc;:lann aynhg1 ve
cemaatlerin kulturel-dini bzerklikleri- zay1flatacag1 gerek-
c;:esiyle kabul edilemez oldugu yolunda gbrll$ bildiren din
adamlanndan olu$an yuksek komiteye havale etmi$tir. lyi
bir Protestan olan Canning, Muslumanhk hukumette
hakim durumda oldugundan ve gerici bir din (hatta sahte)
oldugundan toplumda ve hukumette ilerlemeyi engelledigi
gbrll$1lndeydi. Bunun c;:aresinin Muslumanhgm hakimiye-
tinden uzak bir hukumet oldugunu sbyleyerek Osmanh
gorevlileri ile yaptig1 gbrll$melerde bu fikirlerini daha ay-
nntih bic;:imde sunmu$tur. 26 Ulemanm tekliflerini reddet-
25 Reform konusundaki yaztn c;ok fazladtr ve hepsi tanmm1~ttr. Aynca c;ok faz-
la tekrar i<;erir Daha yeni bir yakla~1m ic;in bkz Cyrill E. Black ve L Carl
Brown, Modernization in the Middle East. The Ottoman Empire and Its Afro-
Asian Succcsso1 s (Princeton, Darwin Press, 1992).
26 Canning'in tarihini yanli~ yaz<l1g1 ortada. Gerc;ek Osmanli Devleti, inanc;lan
"sm1r Muslumanhg1" olan, yani ashnda ozgur insanlann bir araya gelmele-

I s71
Osmanh'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

mesi Canning'i Mushimanhgm Osmanh'mn c;oki'l!? nedeni


olduguna inand1rm1!?tlr. 1853-56 Kmm Sava!?l sayesinde
Canning'in gori'l!?leri hakim duruma gelmi!?tir.
Kmm Sava!?l Orta Avrupa'da ya!?anan 1848 devrimleri-
ni izlemi!? ve Avusturya ile Rusya birliklerinin kovalad1g1
binlerce Macar ve Polonyah devrimci Lajos Kossuth liderli-
ginde Osmanh topraklanna s1gmm1!?tl. Sultan Abdulmecid
(1839-61), sava!? tehditlerine ragmen devrimcileri Avustur-
ya'ya teslim etmeyi reddetmi!?tir. Bu, padi!?ahm ve genel
olarak Turklerin Avrupa basmmda ozgurluk ve uygarhk
savunuculan olarak gosterilmelerine neden olmu!?tur.
Tiirklerin bu yeni ve olumlu imaj1, lngiltere ve Fransa'mn
dii!?mam olan devletlere kar!?l koyma cesaretleri sayesinde
olu!?illU!?tur; bu "cesaret" diger ko~ullarda "uzla!?mazhk"
olarak goriiliirdii. Bu iyi goriinti'l kisa siirede unutuldu, fa-
kat tarihlerinde ilk kez olmak uzere Avrupa ile Tiirkler
Rusya'ya kar!?l bir ittifaka girdiler. Musluman Tiirkleri, Ka-
tolik Frans1zlan, Sardinyahlan ve Protestan lngilizleri bir
araya getiren Kmm ittifak1 Ortodoks Hiristiyan Rusya'y1
ag1r bir yenilgiye ugraltl. Dunyanm her tarafmdaki ve ozel-
likle Ortadogu'daki Musliimanlar (Osmanh ordusunda bir-
c;ok Arap goniillii birligi vard1) ve Hindistan, ba!?ta lngilte-
re olmak uzere Avrupa'mn Miislumanlann dostu olduguna
inandilar. Zamanla, Avrupa'ya duyulan guvensizlik onemli
olc;ude azaldi. Avrupa'nm Osmanh Devleti uzerindeki once
kuc;uk olc;ude ba!?layan nufuzu, 1856'dan sonra c;ok belir-
gin hale geldi. Ruslan en az Musliimanhk kadar sevmeyen
Buyukelc;i Canning 1852'de lngiltere'ye dondu. Fakat Men-
!?ikov'un misyonundan (A. S. Men!?ikov, ~ar'm Ortodoks
rinden olu~an mistik karde~lik esasma gore olu~turulmu~ halk dini olan oz.
gur tebaadan olu~an bir birliktir. Tarikatlar Osmanh lmparatorlugu suresin-
ce bu ozelliklerini korumu~lar ve hem Osmanh hem de Cumhuriyet donem-
lerinde zarnan zaman yarg1lamp kapanlm1~lar ve hukumete kar~1 olduklan
icin liderleri hapse a11lm1~nr Dini kendi amaclan icin kullanan ve kontrol
eden devlettir. Bu uygulama bugumin Turkiyesinde de surmektedir.

I 572
1994'un Goru~a Apsmdan Avrupa'da Osmanh Yonetimi

Huistiyanlann koruyucusu olarak resmen tanmmasm1


vurgulamak ic,:in lstanbul'a gonderilmi;; bir Rus prensiydi)
rahats1z olarak Nisan 1853'te yeniden lsrnnbul'a dondo ve
Rusya'nm taleplerinin geri c,:evrilmesinde ve sava~m ba~la­
masmda onemli bir rol oynadi. Muttefikler sava~1 kazanm-
ca, Rusya, Kan1c.leniz vc Romanya prensliklerinden -gec,:ici
olarak- geri c,:ckilmek zorun<la kakh. Turklerin bu yenilgi-
deki paylan -bu, hala Ruslann gururunu incitmcyc devam
eden bir antd1r- hic,:bir zaman unutulmad1 ve affcdilmedi.
Ruslar, Huistiyan Avrupa'nm -Katolikler ve Protestanlar-
Ortodoks Hlristiyan Rusya'ya kar~1 "inanc;:s1z" Turklerle i~­
birligi yapm1;; olmasm1 da unutamad1lar. Aslmda, bu, din-
dar lngiliz halk1m da rahats1z eden bir durumdu.
Osmanh Devleti Paris Antla~mas1'm ve 1856 Islahat
Fermam'm imzalayarak reformun onemli bir eylemini ger-
c;:ekle~tirdigi ic;:in ovuldu. Ferman, lngiltere, Fransa ve k1s-
men de Avusturya tarafmdan Paris Ban~ Antla$malanmn
esas parc;:as1 olarak Osmanhlar dt$mda haz1rland1 ve padi-
$ah, baz1 maddelerin degi$mesini isteme $ans1 bile bulama-
dan duzenlemeyi butunuyle kabul etmek zorunda kaldi. 27
Bunun kabul edilmesine kar$1hk, Avrupa'daki fiziki mev-
cudiyetine ragmen politik ve dini ac,:1dan d1$lanm1~ 500 y1l-
hk gec;:mi$iyle Osmanh lmparatorlugu, nihayet Avru-
pa'daki uygar uluslarm muhatab1 olarak -isteksizce ve Rus-
larm eline du~mesi engellenmek ic;:in- kabul edildi, ulus-
lararas1 yasalara ta bi hale geldi ve Avrupa standartlanna
uygun hic,:imde ya~amas1 kabul ediltli. Tflrklerin Avrupa
uygarhgma uyum saglayahileccginin ilk vc en onemli testi,
birkar;; genel hokum d1;;mda genellikle Osmanh lmparawr-
lugu'nda ya~ayan Huistiyanlann durumlanyla ilgili olan
lslahaL Fcrmam'mn yllrur!ugc konmas1yd1. Rusya'nm Os-
27 Bu antla~mamn hukumleri Roderick Davison'un, Reform in the Ottoman Em-
pire, 1856-1876 eserinde ayrmuh olarak ele ahnm1~ttr (Princeton, Princeton
University Press, 1962).

I 573
I
Osmanli'da Degi~im, Modernle$me ve Ulusla~ma

manh lmparatorlugu'na mudahale etmesine olanak vere-


cek bir bahane bulmasmm engellenmeye c;ah~ild1g1 Fer-
man'da, lmparatorluk'ta ya~ayan Ortodoks Hlristiyanlara
gerc;ekten ayncahkh bir statli verildi ve Avrupa devletleri
onlarm patronlan haline geldi. Ashnda bu, Rusya'mn bir
yuzy1ldir elde etmeye c;ah~t1g1 bir konumdu. lngiltere zaten
1843'ten itibaren konsolosluklar ac;maya ba~lam1~t1 ve ar-
nk Hiristiyanlann ya~ad1klan Osmanh topraklannda yakla-
~1k iki duzine ve Ermenilerin ya~ad1klan yerlerde subayla-
rm istihdam edildigi en azmdan be~ buro bulunmaktaydi.
Zaman ic;inde konsolosluklar hukumetle paralel c;ah~an,
Osmanhlann idari dairelerinde birlikte faaliyet gosteren ve
c;ogu zaman onlara galebe c;alan bir konuma gec;tiler. Fer-
man'da birlik halinde yap1landmlm1~ bir sistemde ya~ayan
ve Bau'mn bireyci politik yap1lanma modeline yabanc1
olan Musluman bireyler arasmda e~itlik yaratmak amac;lan-
m1~tl.

Ferman'da ulema meclisinin reddettigi butun hukum-


ler yer aldi. Ferman'm butlin olarak onaylanmas1 nedeniyle
padi~ah ve dam~manlan Avrupa'nm gudumuyle devletin
ozunu zay1flatmakla suc;land1lar -devletin esasma halel gel-
di denildi-. ltirazlar hem dini tutuculardan hem ileri go-
ru~lu aydmlardan geldi ve 1859'da padi~aha kar~1 ilk or-
gutlu muhalefetin -gizli bir devrimci orgut- olu~masma yol
ac;ti.
Tam anlam1yla bundan kaynaklanmasa da Ferman
1838'deki ekonomik liberalle~meden sonra ba~layan koklu
sosyoekonomik kalkmmaya h1z verdi ve en iyi ifadesini
1858 Arazi Kanunu'nda buldu. Bu kanun Osmanh ekono-
mik sisteminin kapitalist ekonomiye gec;i~ini h1zland1rma-
da c;ekirdek olu~turdu, fakat nufusun Hiristiyan-Musluman
aynmm1 h1zlandirdi. Arazi Kanunu'nun amac1 karma~1k
durumdaki toprak mulkiyeti sistemini duzenleyerek tanm
uretimini arnrmaku. Anadolu ve Rumeli'deki ekilebilir
57 4
1994'un Gorii~u A(rsindan Avrnpa'da Osmanlr Yonetimi

topraklann <;:ogu yuzy1llarca askeri kurumlarm ve siyasi


burokrasinin ekonomik temeli olarak kullamlm1$tl. Bunlar
d1$mda, devlet bunlan toplum D.zerinde sosyal ve politik
ai;:1dan hakimiyet kurma vasitas1 olarak kullanmt$tL Tan-
mm, l 774'ten sonra surekli olarak buyuyen pazar ekono-
misi i<;:inde ticari hale getirilmesi egilimi, devlet arazileri-
nin $ah1slar tarafmdan par<;:alar halinde sahiplenilmesine
yol a<;:tl. Bu, onsekizinci yuzy1hn sonlannda merkezi otori-
tenin aniden dagilmas1yla olas1 bir geli$me olarak bekle-
nen ger<;:ek feodal toprak sisteminin ortaya <;:1kmas1yla so-
nui;:lanmadi. 1840'tan soma topraklar uzerinde eski kont-
rolunu yeniden tesis edemeyen hukumet, mulkiyet du-
rumlanmn me$ru otorite tarafmdan verildigi konusunda
somut kamtlar gosterebildikleri takdirde arazinin hakh sa-
hipleri olduklanm kabul etmeye ba$ladi. (:ok dayanaks1z
deliller kabul edilmedi ve boyle durumlarda arazi huku-
metin mulkiyetine ge<;:ti. 1858 Arazi Kanunu ozel mulkiye-
tin kapsamm1 geni;;letmede ve toprak ili$kilerini duzenle-
mede 6nemli rol oynad1 ve tanma dayah orta s1mfm buyu-
mesini dolayh olarak hizland1rdi.
Ticari tanm sektorunun bu uretim ucu -toprak mulki-
yeti de dahil olmak D.zere- Muslumanlann elindeydi; itha-
lat-ihracat faaliyetlerini i<;:eren ve bu.yuk kar olas1hklan su-
nan pazarlama ucunda ise H1ristiyanlar hakim durumday-
di. Ticari burjuvazi h1zla geli$ti ve Avrupa giyim e;;yalan
ve zevk i<;:in yap1lan faaliyetleri de dahil olmak uzere Avru-
pa mallannm dag1ummda, Frans1z ve lngiliz nufuzunun
artmasmda hayati rol oynadi. 28 1856 Fermam, Musluman-
28 Tamnmr~ Osmanh tarihc;isi Ahmet Cevdet Pa~a Avrupa konusundaki bu g6-
rli~ degi~ikliginin c;ok iyi bir tarifini verir. Avrupa mah olan her ~eye duyu-
lan bu olaganlistli sevgiye ki~isel 6rnek bile verir ve list dlizeyden bir Os-
manh ailesinin lie; bacakh ve birkac; inc; yliksekligindeki geleneksel sofrasm-
dan vazgec;ip yerine don ayakh Frans1z tarzr bir yemek masasm1 kullanmaya
ba~lamasm1 anlam. Tarihc;i bu masay1 edinebilmek ic;in borc; para alm1~ ve

575
Osmanh'da Degi~im, Modernle~me ve Ulusla~ma

lar ile H1ristiyanlar arasmdaki, ozellikle 1860'larda reform-


lar i\:in pilot bolge se\:ilmesinden sonra Tuna vilayetinde
en ust noktaya ula~an sosyoekonomik farkhhklan daha de-
rinle~tirdi. Bab1ali en yetenekli idarecisi olan Midhat Pa-
~a'y1 vilayete vali olarak atad1 ve yapilan buyuk yatmm bu
durumu daha gii\:lendirerek nufusun % 50'sinden azm1
te~kil eden, fakat hukumetin yans1zhg1m gostermek i\:in
oncelik tamd1g1 Bulgarlann gudu bir grup olarak ortaya
\:Ikmasma yol a\:tl.
Bu durumda zaten var olan sosyal gerilimler, 1800'ler-
deki ayaklanmalardan da goruldugu gibi etnik-dinsel ve
politik bir boyut kazand1. Bunlar ashnda ger\:ek "ulusal"
ayaklanmalar degil daha ziyade sosyal ba~kaldmlard1, fakat
hemen politik-ulusal bir havaya girmekte gecikmedi. Milli-
yet\:iligin \:Okuluslu, c;;ok dinli Osmanh lmparatorlugu ic;;in
yasaklanmas1 gerektigi kamtlanm1~u. 1821 'deki Rum ayak-
lanmas1, l 453'te ba~layan fiilli Rum-Turk koalisyonu olarak
adlandmlabilecek duruma son verdi. Osmanh lmparatorlu-
gu'nda etnik milliyetc;;iligin ortaya c;;1k1~1 -Fenerlilerin neo-
Bizansc;;1hg1 daha once gelir (1760-1821)- ile Osmanh lm-
paratorlugu'ndaki H1ristiyanlar, Hiristiyan oldugu ic;;in
"kendilerinin" olarak kabul ettikleri Avrupa'y1 bir uygarhk
olarak gormeye ba~ladilar. Fakat kendilerinin H1ristiyanh-
gmm biraz kuc;;uk gorulen bir tur oldugu haurlat1ld1gmda
Avrupa uygarhgmm evrensel, laik ve insanc1l boyutlann-
dan dem vurmaya ba~hyorlard1. 1804'teki S1rp ayaklanmas1
Osmanhlar uzerinde felsefi a\:1dan c;;ok az etki yapu fakat
1821 Rum ayaklanmas1 lngilizlerin destegi altmda geli~ti.
Bu, geleneksel sistemin belkemigini te~kil eden eski dini
kimligin yerine butun kapsam1yla ulusal kimligin gec;;mi~
oldugunu gosteren bir uyanyd1.
boylece kans1 ile ban~mI$tlr. Tezakir 1-12 (Cavid Baysun tarafmdan haz1r-
lanm1$11T), Ankara, 1986.

576
1994'iin Gorii~ii A~1smdan Avrnpa'da Osmanh Yonetimi

Ferman'a ve lngilizlere kar~1 Musluman halkm tepkisi


hemen 1858'den soma ba~lad1 ve Hiristiyan Ortodoks bur-
juvazi say1ca ve refah ac;1smdan buyudugu ve bunlann c;o-
cuklan etnik milliyetc;i hareketlerin liderleri haline geldigi
ic;in giderek daha ~iddetli bir boyut kazandi. Hiristiyanla-
rm daha fazla hak talep etmeleri Muslumanlann Ferman'a
kar~1 itirazlanm daha da guc;lendirdi. Avusturya ve Rus-
ya'nm aktif destegiyle durum 1875'te once Bosna'da daha
soma Hersek'te (bu ayaklanma me~ru sosyal kinlerle alev-
lendi), nihayet 1876'da Bulgaristan'da ac;1kc;a ayaklanma
haline donu~tU. Bu ayaklanmalar, ozellikle liderleri Rus-
ya'da egitilmi~ olan Bulgar ayaklanmas1 en ba~mdan itiba-
ren lslamiyet ve Turk kar~1t1 bir boyut kazandi. 0 donem-
de, Balkanlar'da "Musluman" terimi ile "Turk" sozcugu
(bugun oldugu gibi) e~anlamhydi. Bulgar ayaklanmasmm
ba~mda Batak'ta 300 Turk koylusunun Hiristiyanlarca kat-
ledilmesi yerel Osmanh milis guc;lerinin ~iddetli tepkileri-
ne yol ac;tl ve 2.100 masum Bulgar olduruldu. Batak bir
anda me~hur olmu~tu. Misyonerlerin say1s1z ziyaretlerine
(digerlerinin yanmda E. Schuyler) sahne oldu ve Turkle-
rin, Bat1 uygarhg1 ve onun degerleri ve standartlanyla
uyum saglayamayacag1 savlannm kamu haline geldi. 29 Av-
rupa'nm Turklere kar~1 duydugu giderek artan ho~nutsuz­
luk, Mahmud Nedim Pa~a hukumetinin Rus buyukelc;isi
Nikolay Pavlovic; Ignatev'in tavsiyesiyle, elinde Osmanh
hisse senetleri olan Avrupahlara (c;ogu lngiliz) odenen fai-
zi % 50 azaltmas1yla daha da artti. William Ewart Gladsto-
ne'un Turkleri 60.000 Bulgan oldurmekle itham eden un-
lu bro~uru, "Bulgar Vah~eti ve Dogu Sorunu" ile bu ofke
firtmas1 iyice ~iddetlendi. Bro~urun birkac; gun ic;inde
50.000 nusha satug1 soylendi.
29 Bkz. William Langer, European Alliances and Alignments 1871-1890, 2. bask1
(New York, Random, 1950) ve D. Harris, A Diplomatic History of the Balkan
Crisis of 1875-1878 (Satnford, Stanford University Press, 1968).

577
Osmanli'da Degi~im, Modernle~me ve Ulusl~ma

Butun bunlar, Balkan Hiristiyanlanmn ozerklik talep-


lerine bir me$ruiyet havas1 getirdi. Lord Salisbury, Ba$ba-
kan Benjamin Disraeli'ye $Unlan yazd1:

Geleneksel Palmerston politikasmm sona ermi;; oldugu or-


tada. Babiali'deki keyfi hukumete, istesek bile, ayaklanmi;;
olan bolgeleri aruk geri verme giiciimiiz yok. Bu durumu
i;ozmenin ve bundan avantaj saglamamn en iyi yolu Turk
lmparatorlugu'nda H1ristiyanlann iyi yonetilmeleri it;in uy-
gun ortam1 hazirlamak. 1856 hukumeti vaatlerle yetiniyor-
du ... Arna arnk vaatlerden fazlasm1 yapmak zorundayiz.30

1876 Arahgmda toplanan "Constantinople" Konferan-


s1'nda Balkan bunahmma bir c;;ozum bulunmas1 istendi; bu
da H1ristiyanlara ozerklik vermek anlamma geliyordu. 3l
Osmanh milliyetc;;ileri, reformist Midhat Pa$a da dahil ol-
mak uzere, konferans1, toplant1 yeri ve admdan da anla$1la-
cag1 gibi Osmanh Devleti'ni dag1tma giri$imi ve Hiristiyan-
larm Turklere kar$1 kazanacag1 zaferin bir sembolu olarak
gorduler. Cevap olarak, Osmanh milliyetc;;ileri, ulkenin yo-
netiminde Musluman olmayanlara da yer veren ve gere-
kirse ozerklik verebilecek olan 1876 Anayasas1'm c;;1kard1-
lar. Anayasa ile 1877 ve 1878'de arka arkaya toplanan iki
parlamento yeni orta sm1fa iktidarla dogrudan baglant1 ve
burokrasiyi ele;;tirme olanag1 (ve dolayh olarak) saglad1 ve
nufusa politik hareketlilik kazand1rdi. Bu, Osmanh tarihin-
de belki de ilk ve en onemli demokratla;;ma ve politik ola-
rak bauhla$ma giri$imiydi. Bat1 basm1 anayasay1, konferan-
s1 gerc;;ek amacmdan sapurma ve Avrupa'y1 kand1rmay1
amac;;lam1$ bir hile olarak yorumladi.
30 L. 5. Stavrianos tarafmdan almt1lanm1~nr. The Balkans Since 1453 (New
York, Holt, Rinehart ve Winston, 1958), s 404.
31 R. Shannon, Gladstone and the Bulgarian Agitation •1876 (Londra, Nelson,
1963) ve David Harris, Britain and the Bulgarian Horrors of 1876 ($ikago,
University of Chicago Press, 1939).
1994'un Gora~a A(1smdan Avrupa'da Osmanl1 Yonetimi

Konferans amacma ula~amadan dag1ld1; fakat Osmanh


lmparatorlugu'nu, H1ristiyanlan kale olarak goren ve ebe-
diyen bask1 altmda tutmaya kararh olmakla suc;layarak tec-
rit edilmi~ bir duruma soktu. lngiltere, Osmanh lmpara-
torlugu'nun c;ok tehlikeli durumunun ay1rdma vararak son
dakikada konferansm onerilerini Bab1ali lehine c;evirmeye
c;ah~t1, fakat Osmanh kabinesindeki milliyetc;iler sonunda
kazanacaklan ve (:ar sava~ ba~latmaya kalk1~1rsa, Ruslan
yenecek askeri kapasiteleri oldugu inanc1yla bu uzla~may1
geri c;evirdiler. Rusya, Osmanh lmparatorlugu'nun bu a~m
tecrit durumundan hemen yararlanarak saldm ba~latu ve
Turk birliklerini yendi. lngiltere bu konuda "yans1z" oldu-
gunu ilan etti ve Osmanh hukumetine silah satmay1 bile
reddetti. Fakat Rusya'nm kazand1g1 buyuk zafer kar~1sm­
da, lngiliz hukumetinin buyuk bir olas1hkla zemin bile ha-
z1rlad1g1 bu durum kar~1smda, Londra yeniden mudahale
etti ve Rusya'y1, Bulgaristan uzerindeki bu.yuk niifuzu ne-
deniyle Balkanlar'da c;ok guc;lu bir konuma getiren Ayaste-
fanos Antla~mas1'm yeniden gozden gec;irmeye zorladi. Os-
manh delegasyonunun goru~meci olarak kat1hm1 olmadan
yapilan 1878 Berlin Antla~mas1, padi~ahm Makedonya'y1
ve Trakya'y1 elinde tutmasma izin verirken S1rbistan, Ro-
manya ve Karadag'a bag1ms1zhk ve Bulgaristan'a ozerklik
verdi. Bosna-Hersek Avusturya tarafmdan i~gal edildi.3 2
Boylece, Osmanhlann Balkanlar'daki mevcudiyeti tama-
men ortadan kaldmld1 ve lmparatorluk ikinci sm1f bir Or-
tadogu devleti haline geldi. lngiliz konsolosluk raporlan-
na gore, sava~ s1rasmda Balkanlar'da, c;ogu Turk olmak
uzere yakla~1k 300.000 Musluman oldu ve bir milyon ki-
~i yerlerinden edilerek goc;e zorlandi. Osmanh lmparator-
lugu'nun parc;alanmasmda ve Rusya'nm ellerinde tamamen
32 W. N Medlicott, The Congress of Berlin and After (Londra, Methuen Co.
1938)

579
Osmanli'da Degi~im, Modernle~me ve Ulusl~ma

<,;okmesinin engellenmesinde onemli bir rol oynayan lngil-


tere, padi~aha bundan sonra vuku bulacak diger Rus sald1-
nlanna kar~1 koruma vaadinde bulunmasmm bir tO.r kar~1h­
g1 olarak K1bns'1 aldi.
lngiltere'nin Turkiye'ye kar~1 1860'larm sonlarmda
ba~layan olumsuz tavnmn arkasmda birbiri ile ilgili olma-
yan <,;e~itli uluslararas1 ve dahili olaylar vardu. Alman-
ya'nm yiikselmesi ve 1870'te Fransa'y1 yenmesi, lngilte-
re'nin Otto von Bismarck ve gu<,;lii ordusuna kar~1 bir den-
ge yaratmak i<,;in Rusya'ya yakla~masma neden oldu. Bu ye-
nilgi, Fransa'nm liderligindeki Rus kar~1t1 koalisyonu da
zay1flatt1 ve Osmanh lmparatorlugu'nun stratejik konumu-
nu bozdu. 1870'te Rusya, Paris Antla~mas1'm apk ~ekilde
ihlal anlam1 ta~1yan bir tav1rla Karadeniz'i silahlanduacag1-
m a<,;1kladi. lngiltere, Osmanhlarm haklanm korumak an-
lamma gelen Berlin Antla~mas1 hukumlerine ragmen
1885'te Dogu Rumeli'nin Bulgaristan tarafmdan i~gali de
dahil olmak uzere diger ihlallerle birlikte bu olaya hi<,; tep-
ki gostermedi.
l<,; cephede ise, lngiltere ile Osmanh lmparatorlugu
arasmdaki ili~kiler politik alana <,;ekildi. Gene! kadm hakla-
n iddialan, basmm artan gucu ve diger geli~meler lngiliz
Avam Kamaras1'na yeni bir politik ag1rhk kazand1rd1 ve on-
lan politikacilar i<,;in cazip hedef haline getirdi. Liberal Par-
ti'den Gladstone 1876'da D.nlu Turk kar~lll bro~urunu yaz-
di. Bulgar sivillerin oldurulmesinin ahlaki a1;1dan kmanma-
smdan ote, bu durum ona Muhafazakar Parti Lideri Ba~ba­
kan Disraeli'nin Hlristiyan davasma baghhgm1 sorgulama
firsau verdi. Bir sure sonra Gladstone, donme bir Yahudi
olan Disraeli'yi, Turklere duydugu sempati nedeniyle Bal-
kan Huistiyanlanmn kaderine seyirci kalmakla su<,;ladi.
Bunu miiteakip 1880'de yap1lan lngiliz ulusal se<,;imlerinde
Osmanh lmparatorlugu'na kar~1 izlenecek lngiliz d1~ politi-

/ sao
1994'an Gora~a Apsmdan Avmpa'da Osmanlr Yilnetimi

kas1 ana temay1 olu~turdu ve Gladstone Turk ve Muslu-


man kar~lll bir platformda se<;:imleri kolayhkla kazandi.33
Boylece, Gladstone ba~bakan oldu ve lstanbul'da lngil-
tere Buyukel<;:isi olarak bulunan ve Osmanh lmparatorlu-
gu'nun toprak butiinlugunun korunmas1 gerektigine ina-
nan ve Turkler hakkmda modernle~meye ve ilerlemeye ne
denli istekli olduklan konusunda <;:ok olumlu goru~leri
olan Henry Layard'1 geri <;:ag1rdi. Yeni lngiliz Buyukel<;:isi
aruk George Goschen'di. Goschen lngiliz donanmas1m pa-
di~ah1 Ulkini'yi (Dulcingo) ve Karadag't terk etmeye zorla-
mak i<;:in kullanm1~ olan sert ki~ilikli biriydi ve Londra'nm
Berlin Antla~mas1'm, digerleriyle birlikte, Osmanh lmpara-
torlugu'nu Dogu Anadolu'da lngilizlerin denetiminde re-
formlan uygulamak zorunda b1rakan 61. maddesinin he-
men uygulamaya konmas1 yolundaki kesin emri dogrultu-
sunda hareket etti.
Yeni padi~ah olan Abdulhamid (1876-1909), Gladsto-
ne'un amacmm Dogu Anadolu'da bag1ms1z bir Ermeni
devleti kurmak olduguna inand1gmdan lngilizlerin bu
ama<;:lanm ger<;:ekle~tirememelerini saglamak ic;in elinden
geleni yapti. Turklerin lngilizlerle 1839'da iyi ba~layan ili~­
kileri 1880'de kotO. bitti. lngiltere, Osmanhlann toprak bu-
tO.nlugu konusundaki Palmerstoncu doktrin yerine, Turk
imparatorlugunun dag1lmaya mahko.m oldugu ve lngilte-
re'nin bu dag1lmay1 en iyi toprak par<;:alanm garantileyecek
bi<;:imde denetlemesi ve kontrol etmesi gerektigi yolunda
yeni bir goru~ benimsedi. D1~i~leri Bakanhg1 Rusya'mn,

33 Tiirklerden ho$lanmad1g1 bilinen Slavofil R. W. Seton-Watson bile "Bulgarla-


rm husumetleri hic;bir zaman olmamas1 gerektigi kadar ileri gitmi$tir... iilke-
deki iki biiyiik parti arasmda siiregelen bir sorun.. d1$ politika konulan yal-
mzca konulann ic;erigi ac;1smdan degil taraflann onyarg1lan ve yanli hirslan
ile Kralic;e Anne'den bu yana tarihimizde goriilmemi~ bir yanhhkla ele alm-
m1~nr" diye yazabiliyordu. Disraeli, Gladstone and the Eastern Question: A
Study in Diplomacy and Party Politics ahnm1$ttr (Londra, Cass. 1962), s. 57.

581
l

Osmanh'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

Trabzon ve <;ok h1zla geli~en Samsun gibi Turk limanlanm


ele ge<;irmesine goz yummaya hazirdi. Zira C:ar, Kmm'da
yapt1g1 gibi, Odesa'mn 6nemli bir liman haline geldigi Ka-
radeniz sahilinde lngiltere'yle ticareti art1 racakti. Sultan
Abdulhamid, lngiltere'nin politika degi~ikligini hemen
kavrad1 ve Osmanh lmparatorlugu'nun devammm lngilte-
re'ye bagh oldugunun bilincinde oldugundan Londra'ya
Palmerston politikasma geri donmesi i<;in bask1 yapmaya
ba~ladi. Aynca, lngiltere lmparatorlugu'nun bekasmm, en
azmdan Ortadogu'daki bolumlerinin bekasmm Osmanh
Devleti'nin devamma bagh oldugunu da fark etmi~ti. Ab-
dulhamid hi<; olmazsa lngiltere'nin daha ileri gitmesini en-
gellemek amac1yla Palmerston politikasma geri donulmesi-
ni saglamak i<;in lslamiyet politikasm1 kullandi. Kendi im-
paratorluk ideolojisine kap1lm1~ olan lngiltere, ozel yap1sal
nedenlerle iki imparatorlugun devammm birbirine bagh
oldugu ger<;egini goremedi. lngiltere, Fransa ile birlikte
Osmanh lmparatorlugu'nu dagnt1 ve Arap vilayetlerini
kendisi aldi. Fakat yirmi yil soma once M1s1r'da Cemal Ab-
dulnas1r, daha soma da 1916'da Turklere kar~1 etkin bi-
<;imde kulland1g1 Ordun Ha~emilerinden $erif Huseyin ta-
rafmdan Ortadogu'dan zorla <;1kanld1.
lngiltere'nin Osmanhlara kar~1 izledigi d1~ politikadaki
degi~iklik, bizzat lngiliz imparatorlugunun h1zland1rd1g1
ve yonettigi Osmanh i<; entelektuel degi~imini fazla dikka-
te almadan ger<;ekle~tirildi. 1839'dan 1878'e kadar suren
Tanzimat doneminde Turk Loplumu, ger<;ekten de geriye
donu~unu imkans1z hale getiren <;ok yanh, ilerlemeye yo-
nelik kapsamh bir degi~ime ugram1~t1. Avrupa tarz1 merke-
zile~me ve buna e~lik eden ortak vatanda~hk etrafmda
olu~turulmu~ politikalardan ba~ka bir ~ey olmayan "Os-
manhc1hk", Hiristiyanlann ulkenin kontrolunu elinde bu-
lundurmalanna yard1mc1 olamad1, fakat eski cemaat siste-
minin ve onun besledigi dini kimliklerin zay1flamasma ne-
582
1994'iin G<'Jru~ii A~1smdan Avrupa'da Osmanlt Y6netimi

den oldu. Osmanhc1hk fertler arasmda belli olc,;Ode bir ho-


mojenlik ve kendi sosyal, etnik ve kultO.rel kimliklerinin
bilincine varma durumu yaratmada yard1mc1 oldu. Ashnda
bu, yeni bir politik kimlik tOrO yarattt ve Moslomanlann
lslamiyet ba~hg1 altmda bir c,;e~it proto-millet ~eklinde de-
gi~mesini saglad1. Bu, MO.sluman olmayanlann art1k ozerk
dini cemaatlerin mensubu oldugu bir Mosloman Osmanh
ulusu degil, bunlan, haklann ve ozgo.rloklerin ilahi me~ru­
iyetini gO.vence altma alan bir devletten c,;ok azmhk grupla-
nna mensup fertler olarak goren dunyevi bir devletti. Av-
rupa, Turkleri, Avrupa'nm sec,;ilmi~ hukumetlere bagh laik
formulleri lehine kendi s1mrs1z bir ko.ltur ve din ozgorlO.-
go. tamyan lslami do~o.nce c,;erc,;evesinden vazgec,;meye zor-
lad1.

Sultan Abdolhamid ve
Oz Savunma ldeolojisi Olarak lslamiyet

IL Abdulhamid doneminin (1878-1909) ic,; ve d1~ politika-


lan, Turk toplumu ve bO.to.n olarak Musluman dunyas1
uzerinde kahc1 izler b1raku. lzledigi politikalann tl1m11yle,
Avrupa'nm ulkesini bolme tertip ve planlanm algilama bi-
c,;imi, bu planlara kar~1 c,;1kma ve devletinin bekas1m sagla-
mak ic,;in her ~eyi gaze alma c,;abalanyla belirlenmi~ oldu-
gunu belirtmek gerekir. Abdulhamid ciddi ic,; kan~1khkla­
rm tam ortasmda tahta c,;1km1~t1. Abdolaziz'i tahtan inmeye
zorlayan Mithad Pa~a ve yanda~lan daha soma Abdolha-
mid'i 1878 Anayasas1'm ilan etmeye zorlam1~, fakat AbdOl-
hamid, Mithad Pa~a'y1 gorevden alarak surgune gondermi~
ve Anayasa ile Parlamento'yu feshetmi~tir. Buto.n hukumet
yetkilerini kuc,;Ok bir grubun ellerinde toplam1~ ve bunu,
Olkeyi Y1ld1z Saray1'ndan yonetmek ic,;in kullanm1~ur. Pek
c,;ok Avrupah ve Turk ele~tirmenler onu mustebit bir dikta-
tOr, "kml sultan" ve gerici, dar goru~lu olarak tammlam1~-
I
. 583
I
Osmanh'da Degi~im, Modernle~me ve Ulusla~ma

lardu. Stanford Shaw gibi baz1 Bauh bilim adamlannm Ab-


dulhamid'i olaganiistD. modern ba;;anlanyla tamtmaya c;:a-
h~malanna ragmen bugun bile sultanm bu imaj1 degi~me­
mi~tir. Bugun, Turkiye'deki ve yurtd1~mdaki say1lan gide-
rek artan lslamiyet yanhlan tarafmdan buyuk bir Muslu-
man lider olarak gorulmektedir.
Abdulhamid c;:ok keskin zekah, buyuk c;:ah~ma kapasi-
tesi olan ve politika ic;:in dogmu;; yetenekli bir adamdi. Fa-
kat has1mlanyla mucadelesinde ~upheci, ketum ve ac1ma-
s1z davrandi. lnanc;:h, inancmda samimi ve dini vecibelerini
yerine getiren bir insan olarak dinin bilim, teknoloji ve
ilerlemeyle uyum saglayabilecegine inamyordu. Fakat ozel
ya~ammda Hiristiyanlarla c;:ah;;may1 tercih eden bir insand1
(ozel doktoru ve bankac1s1 bir Rumdu). Siyonizme degil,
fakat zekalan ve azimleri nedeniyle Yahudilere hayrand1 ve
Armius Vambery dostuydu.
Devlct politikalan Muslumanlardan yanayd1, zira am-
lannda da ac;:1klad1g1 gibi, yeni duzende, yani bireye dayah
devlette, hukumet aynen Frans1z hukumetinin Katolik kul-
ture bagh kalmas1 gibi, kendi vatanda;;lannm c;:ogunlugu-
nun kulturel egilimlerine, yeni Muslumanhga, bagh kalma-
hydi. 34 Boylece, mustebit, kendine ozgu bireyci toplum go-
ru~lerini, Jon Turkler ve Ataturk de dahil olmak uzere,
kendi has1mlanmn da payla~t1g1 kau bir yonetimin modern
bir toplum olu~turma ve ozgurlugu kazanmamn tek yolu
oldugu ;;eklindeki yanh;; inam;;lan gibi geli;;tirdi.
Yonetiminin ilk y1llannda lmparatorluk, 1877-78 sa-
va~mda ezici bir yenilgiye ugrad1 (Rusya ile sava~a girmek-
ten kac;:mmaya c;:ah~m1;;, fakat Midhat Pa~a baskm c;:1km1;;-
llr) ve ordusunun buyuk bir bolumunu ve en iyi vilayetle-
rini kaybetti. <;ok agu bir d1;; borca girildi ve 1882'de bore;:
vermi;; olan Avrupa devletlerinin verdikleri borc;:lan geri al-
34 Bu g6ru~ler sultanm Hat1rat'mda <;e~itli ~ekillerde bulunmaktad1r.
1994'un Goru~u A\1smdan Avrupa'da Osmanh Yonetimi

mak i<;;in kurduklan D1~ Bor<;; Yonetimi'nin (Duyun-u


Umumiye) otoritesini kabul etmek zorunda kaldi.3 5 Bu
arada, Balkan vilayetlerinin kaybedilmesinden sonra, lm-
paratorlugun nufus <;;ogunlugu etnik ve linguistik farkhhk-
lan uzun bir sureden beri ortak lslami inan<;;lan ve Osman-
h kulturunun ustunluguyle yogrulmu~ Muslumanlar te$kil
eder hale geldi. Ulus-devlet fikri Berlin Antla$mas1'nda $e-
killenmi$ti ve <;;ok karma$1k yap1ya sahip Balkan toplumu-
na biraz zorla da olsa uygulandi. Osmanh lmparatorlu-
gu'nda ya$ayan Muslumanlar ve ozellikle Araplar etnik-
linguistik kimligi politik yap1lanmanm prensibi olarak be-
nimsedikleri takdirde Osmanh Devleti'nin dag1lmasmm
ka<;;milmaz oldugu ortadaydi.
Aynca, padi$ah ulke d1$mda, ozellikle Hindistan'da
ya$ayan Muslumanlann Osmanh lmparatorlugu'ndaki
kendi dinda~lanyla belirgin bir dayam$ma duygusu olu$-
turduklannm farkmdaydi. Ger<;;ekten de 1877-78 sava$m-
da milyonlarca Musluman'm atalanmn topraklanndan su-
rulmesi ve oldurulmesi Hintli Muslumanlan o denli k1z-
d1rm1stl ki Krali<;;e Victoria'ya bu katliam1 sona erdirmesi
i<;;in mektup yazd1lar ve Turklerin gayretlerini desteklemek
i<;;in para, seyyar hastaneler ve hatta gonulluler gonderdiler.
35 Biiyiik bir tarih<;i olan Ahmed Cevdet Pasa bile Avrupa yasammda paranm
bu denli buyiik rol oynamas1 kars1smdaki k1zgmhg1m gizleyememi~tir. Ab-
diilham id'e yazd1g1 belgelerden birinde, "lngilizlerin gcr<;ek dini para" de-
mi~tir Osmanlt\ann Avrupalt\an maddeci bir uygarhk olarak goren bu
olumsuz Osmanh g6rii~ii diger tarihi amlarla pekismistir Rumlar l 439'da,
Htristiyanhk inanc1 adma birlik olusturmak iizere Floransa'ya giden Bizans
hiikiimdan Andronikus'un eski bon;:lan yiiziinden baz1 tiiccarlar tarafmdan
hapsc at1ld1gm1 ammsamaktad1rlar. Tiirkler de aym sekilde, Fatih Sultan
Mehmed'in oglu ve buyiik bir ~air olan Cem'in s1gmma talep ettigi Rodas so-
valyeleri tarafmdan Roma'ya gonderildigini ve orada uzun sure esir hayatl
ya5ad1gm1 ve neticede esir almmasm1 ve s6miiriilmesini engellemek ic;:in
Frans1zlar tarafmdan zehirlendigini haurlarlar Roma'da kald1g1 uzun sure
zarfmda karde5i Sultan !I. Baycz1d (1481-1512), Cem'i ellerindc tutanlara
y1lhk 100 000 duka odemis, boylece serbest birak1lmasm1 ve yeniden karde-
sine kar51 ayaklanmasmm engellenmesini saglam1sur.

I 585
Osmanh'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

1850'lerde lslam dunyasmda ya~ayan Musluman yonetici-


ler -Ka~garh Yakup Bey, Hint Okyanusu'ndaki Sumatra ve
Komoro adalannda ya~ayan Aceh sultanlan gibi- Osmanh '
padi~ahmdan halife olarak kendilerini Avrupahlann i~gali­
ne kar~1 savunmas1m talep ettiler ve kar~1hgmda Osmanh
lmparatorlugu'yla siyasi ittifak ve birlik onerdiler.
Aym yabanc1 i~gal tehdidi ve kulturel kimligin kaybe-
dilmesi korkusu ondokuzuncu yuzy1lda Hindistan'dan
(Syed Ahmed Barelvi) Kafkasya'ya (Seyh Samii) ve Afri-
ka'ya (Muhammed el-Senusi) kadar uzanan bolgelerde en
azmdan yirmi-dort Musluman militamn dogmasma yol ac;-
tl. Bu dini uyam~ hareketleri, Musluman kitlelerin Kuran'a
ve Muhammed'in Sunniligine bagh kalarak, Musluman
toplumlardaki sosyoekonomik yap1da ortaya c;1kan koklu
degi~ikliklere ayak uydurma yollanm aramalanm da temsil
eder. lngilizler bu hareketlerin yaratabilecegi olas1 tehdidin
farkmdayd1lar. 1825-35 doneminde. Hindistan'da Barel-
vi'nin yanda~lanyla sava~tilar ve daha soma 1857'deki Se-
poy ayaklanmasmda Hindistan'm kontrolunu gec;ici olarak
kaybettiler. 0 s1rada Sultan Abdulmecid'den Halife olarak
ayaklanmac1lardan lngilizlere kar~1 yuruttukleri saldmlar-
dan vazgec;melerini saglamas1m istediler. Sultan teklifi ka-
bul etti, fakat Musluman liderlerin olumsuz tepkileriyle
kar~1la~tl.
Sultan Abdulhamid'in 1878'den soma ba~latt1g1 !slam
politikas1 bu baglamda incelenmelidir. Tek hedefi, nofu-
sun % SO'ini te~kil eden Musluman tebaa arasmda birlik ve
dayam~ma saglayarak Osmanh lmparatorlugu'nun butun-
luk ve bag1ms1zhg1m saglamakti. Neticede, lslamiyet'in yal-
mzca din olarak degil butun Muslumanlann payla~ng1 bir
sosyal inanc;lar sistemi, ya~am bic;imi ve aile yap1s1 olarak
onemini vurguladi. lslamiyet'i yalmzca bir inarn;: olarak de-
gil, aym zamanda politik bir birlik ideolojisi olarak yaygm-
la~t1rd\. Esas fikri, yeni Musluman orta sm1flann ideolojik

I 586
199'/'un Goru$1l Apsmdan Avrupa'da Osmanli Yonetimi

sozculeri konumunda olan halk uyam$ hareketlerinin ve


Nak$ibendilerin gorO.$leri olan inanca (iman) s1k1 s1k1ya
baghhkti. Abdulhamid lslam orf ve adetlerine ve ibadet bi-
c;:imlerine s1k1 s1k1ya uyarak bu fikri vurguladt. Dam$man-
lanndan c;:ogu gibi o da ulkedeki ve ulke d1$mdaki Muslo.-
manlarm halifelik kurumunu yabanc1 i$gale kar$1 direni$i
harekete gec;:irecek ve MO.s\Oman ya$am bic;:imini surdur-
melerine yard1mc1 olacak merkezi MO.sluman bir kurum
olarak gorduklerinin bilincindeydi.
Burada sorun din ozgurlo.go. degildi. Ashnda, Hi.ndis-
tan'daki lngiliz ve daha az olc;:ude olmak O.zere Afrika'daki
Frans1zlar lslamiyet'in bir inane;: oldugunu kabul etmi$ler
ve Muslumanlann ibadetlerini yapmalanna izin vermi$ler-
di. Kalkuta'da ya$ayan Muslurhanlar Hindistan'1 lngiliz yo-
netiminde dar-ul Islam (Musluman topraklan) olarak ilan
etmi$ler ve Raca MO.slumanlann ibadetlerine izin verdigi
surece Muslumanlann lngiliz yonetimini kabul edecekleri-
ni ilan etmi$lerdi. Fakat MO.slumanlann c;:ogunun amac1,
yalmzca kendi topraklannda ibadet ozgurlugu elde etmek
degil, gec;:mi$te bu tur ya$am1 destekleyen ozerk vak1f ve
imaret gibi ekonomik ve sosyal kurumlann aruk kuresel
ekonomik sistem tarafmdan zay1flanlm1$ olmas1 kar$1smda
Musluman bir ya$am bic;:imi olu$turmakti.
Sultan Abdulhamid halifeligi, kendisinin buto.n dun-
yadaki MO.slumanlann dini haklannm s6zcusu oldugu
merkezi ve evrensel bir Muslo.manhk kurumu haline getir-
di. Turkler bir kez daha Sunni Ortodoks Muslumanhgm
savunuculan o\arak rollerini belirlemi$ler ve halifeligi ba$-
kalanna kaptirmam1$lar (105l'de oldugu gibi) veya nispe-
ten yans1z bir stato. vermemi$ler (1517-20'den once oldu-
gu gibi); butun Musluman cemaatin temsilcisi olarak ko-
numuna hayatiyet kazandmp politik hale getirmi$tir.
Turkler, evrensel bir Musluman devlet haline geldikleri
ondokuzuncu yuzy1la kadar bolgesel bir Musluman guc;:

1587
Osmanh'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusl~ma

olarak -digerleri Hindistan ve lran'daki Mogollar- goruldu-


ler. Abdulhamid, halifeligi guc;;lu ve evrensel bir Musluman
kurumu haline getirerek ic;;eride birligi saglamak, Muslu-
manlar arasmda etnik milliyetc;;iligin ortaya c;;1k1$ml engel-
lemek ve Turklerin uluslararas1 konumunu guc;;lendirmek
ic;;in arac;; olarak kullanmt$tlr. Avrupa'nm etniklik tammla-
masma dayandmlmt$ bir Kurt milliyetc;;iliginin ortaya c;;1k-
mas1 olas1hgmdan ozellikle korkmu$tur.
Abdulhamid'in lslamizmi Avrupa tarafmdan "Pan-
lslamizm" olarak tammlanm1$ ve dunyadaki bu.tun Muslu-
manlan tek bir birlik altmda toplay1p Bat1'ya kar$l cihat
(kutsal sava$) ilan etmeyi amac;;laml$ bir hareket olarak
gormli.$tli.r. Aslmda, Abdulhamid Avrupa'ya kar$1 dini bir
sava$ ba$latmay1 dii.$D.nmeyecek kadar zeki ve geli$mi$ bir
kafa yap1sma sahipti. Boyle bir giri$imin ba$an $ansmm ol-
mad1g1 gibi kendisini uluslararas1 bir serseri konumuna so-
kacagm1 ve Rusya'ya kar$1 Avrupa'nm himayesinden mah-
rum buakacag1m biliyordu. Boylece, lslami bir hareket
ba$latmas1 ic;;in yap1lan butii.n c;;agnlan neden gormezlikten
geldigi, resmi bir Musluman birligi Clttihad-1 lslam) kurma-
y1 neden reddettigi ya da Osmanh diplomatik burolanm y1-
k1c1 ve propaganda faaliyetlerinin yurutuldugu yerler ola-
rak kullanmay1 reddettigi kolayca anla$ilabilir. Fakat bu
burolan diger ulkelerdeki Muslumanlar konusunda bilgi
toplamak, ibadet ozgurlukleri konusundaki endi$elerini
iletmek ve onlar adma c;;e$itli Avrupa devletleri nezdinde gi-
ri$imlerde bulunmak ic;;in kullanmakta tereddut etmedi.
Abdulhamid, bu tii.r giri$imlerde bulunurken bunu, onlann
politik lideri olarak degil halife olarak yapugm1, yani dun-
yadaki Muslumanlann dini sozcusu olarak hareket ettigini
ac;;1kc;;a ifade etti ve bu tii.r temsilciliklerin ona Muslumanlar
arasmda itibar kazand1racagmm bilincindeydi. Gladstone,
kar$1smda her Avrupa liderinin birkac;; y1l ic;;inde tukenme-
sini bekledigi bir lmparatorluk'ta kendine denk bir yonetici
bulmu$tU.

588
l 994'un Glln1~u Ai;1smdan Avrupa'da Osmanli Yonetimi

Abdo.lhamid'in do.nyadaki MO.slumanlar arasmda go-


rO.nO.rlO.k ve nO.fuzunu guc;;lendirme c;abalarmm amac1, Av-
rupahlann, eger yapmak zorunda kahrsa, bir cihad c;;agns1-
nm, isgal ettikleri Mi1slC1man Lopraklarmda yasayan lngi-
liz, FransIZ ve Rus yetkililcr i<;in oldun1c0. bir tehlike teskil
edccej'.tinin ayirdmda olmalanm sa&lamaku. Ayaklanma b~­
latmaya c;;ahsmad1, fakar cihad tehdidini Osmanh toprakla-
nn<lan yararlanmaya veya lmparatorlugun ic;islerine kans-
maya i;alisacak Olkeler karstsmda cay<lmc1 olmak ic;in kul-
land1. Padisah ciha<l tehdidinin, gen;cklesmesinden daha
etkili oldugunun bilincinde olarak psikolojik bir savas
ac;;m1sn. Abdulhamid'in Pan-lslamik olarak adlandmlan
politikas1, genis anlamda, 188l'de Fransa'nm Tunus'u is-
galine ve 1882'de lngilizlerin M1s1r'a girmelerine bir tepki
olarak gelisti.
Abdo.lhamid lngiltere ve Fransa'mn, aslmda gerc;;ekten
de Birinci DO.nya Savast'nda yapuklan gibi, Osmanh top-
raklanm kendi aralarmda paylasarak Dogu sorununu ko-
kunden c;;ozmeye hazir olduklanna inamyordu. Aynca,
Sultan Abdulhamid, lngiltere'nin Osmanh lmparatorlu-
gu'nun parc;;alanmasmda pek c;ok c;;1kan olduguna da inan-
maktaych. Bu nedenle, lrnparatorlugu ic;ten gO.<;lendirrncye
c;;ah~arken bir yandan da zaman kazanmaktaydi. Hatta ln-
gilLere'yi gur;lo. bir halifenin lngi\izlcrin davasma da hiz-
met edecegine ikna etmcye cahsu. Gerc;ekten, l878'de
Hindistan Gene! Valisi ve lstanbul'daki lngiliz bliyl\kelc;isi
Abdo.lhamid'i (veya padisah onlan) halifenin Afganis-
tan'daki Emir .$ir Ali'ye lngiliz himayesini kabul etmesi
ic;;in ikna edilmek O.zere yuksek dO.zeyde bir elc;;ilik gonder-
mesi gerektigi yolunda ikna ettiler. Heyet basans1z oldu;
emir Osmanh ozel temsilcisi Ahmed Hulusi Efendi'ye as1l
do.smanlarmm Ruslar degil lngilizler oldugunu soyledi.
Padisah hala lngiltere'yi eski Palmerston politikasma don-
do.rmeyi basarabilecegini O.mit etmekteydi. 1889'da, Glads-

I s89
Osmanli'da Degi~im, Modernle~me ve Ulusla~ma

tone bunu tumuyle reddedinceye kadar umit etmeyi sur-


dllrdu. Halife olarak gucunu Bauh dostlanm -bu durumda,
lslamiyet de dahil olmak uzere din konusunda daha denge-
li gorll$leri olduguna inand1g1 Amerikahlar- odullendirme-
de kullandi.
Ba$lang1c;ta, Gladstone ve Frans1zlar padi$ahm cihad
tehditlerini ciddiye alarak ona, halifelige ve lslamiyet'e kar-
$1 yirminci yuzy1la kadar surecek bir kar$1 saldm ba$latt1-
lar. lngilizler once Abdulhamid'in halifelik iddialannm
me$ru olmad1gm1 one surerek bir Arap halifeligi kurmaya
c;ah$tllar (sonunda ba$anh oldular ve l 924'te k1sa bir sure
ic;in de olsa Mekke Serif'i ve Huseyin'i halife olarak ilan etti-
ler). Aynca, halifenin Afrika'daki ve Rusya'daki Musluman-
lar arasmdaki nufuzunu zay1flatmaya c;ah$lllar. Frans1zlar,
halifenin zaten Kuzey Afrika'Muslumanlan uzerindeki yo-
netimleri ac;1smda tehdit te$kil etmekte oldugu yolunda
$1lpheler duymaya Abdulhamid doneminden once ba$la-
IDI$lard1. Daha 1872'de, lstanbul'u 187l'deki Cezayir ayak-
lanmasma yard1mc1 olmakla -Cezayir piskoposu din degi$-
tirme kampanyasma ba$lam1$ oldugu halde- suc;lam1$lardi.
188l'de lstanbul'u (bu konuda k1smen hakh idiler) Guney
Tunus'taki kabile halklanm Trablus'a goc; etmek ve Fran-
sa'ya kar$1 gerilla sava$I ac;mak ic;in k1$k1rtmakla suc;lam1$-
lardi. Sultan Abdulhamid her iki militandan da ho$lanma-
d1g1 halde, lngiltere 188l'de M1sir'da Arabi (Urabi) Pa$a'nm
ba$lamg1 ayaklanmay1 ve aym y1l Sudan'daki Mehdi ayak-
lanmas1m lstanbul'un k1$k1rtt1gm1 dll$1lnmll$tll. Aslmda
Abdulhamid inanc;lan ve lslami davaya baghhklan ne olur-
sa olsun devrimcilere kar$I antipati duyan bir insandi.
Butun bunlara kar$m padi$ah Musluman dunyasmm
neresinde olursa olsun Avrupahlara yonelik her ayaklan-
madan sorumlu tutuldu. Rusya, padi$ahm Avrupa'nm ve
Avrupa uygarhgmm koklu bir dli.$mam olarak gorunmesi-
ni saglamak ic;in elinden geleni yapt1 ve kendi ulkesindeki

1590
1994'un Gora~a A~1smdan Avrupa'da Osmanh Y6netimi

Miisliimanlar arasmda milliyetc;:iligin ortaya c;:1k1~mm ls-


tanbul'un k1~k1rtmas1yla oldugundan ~iddetle ku~kulam­
yordu. Sonuc;:ta, Avrupa basm1 Tiirklerin gec;:mi~te Ban ile
yapnklan ittifaklan unutarak halifeye, Miisliimanhga ve
Tiirklere Ban'nm ve Bau uygarhgmm daimi du~manlan
olarak saldirmaya ba~ladl. Eski berbat Turk imaj1 yeniden
canland1 ve ilave olumsuz ozelliklerle daha da guc;:lendi.
1853'te Tiirklerle yapilan ittifaktan pi~manhk duyan bazi
lngilizler, Tiirklerin Avrupa'dan atilmalan ic;:in c;:ah~maya
ba~lad1lar ve bu gorii~ Birinci Donya Sava~1 s1rasmda Da-
vid Lloyd George tarafmdan ac;:1kc;:a ifade edildi.
1890'dan itibaren Frans1zlar ve lngilizler (Lord Cur-
zon da dahil olmak iizere), Abdulhamid'in Pan-lslamizm'
ini gerc;:ek bir tehdit olmaktan c;:ok politik bir manevra ola-
rak kabul etmeye ba~lad1lar, hatta bazilan Abdiilhamid ve
halifeligi Musliiman kitleler arasmda dogan yeni militan,
somiirgecilik kar~1tl, milliyetc;:i Miisliiman hareketler ola-
rak kabul etmeye ba~ladi. Amerikan elc;:isi, Abdulhamid'i,
Mekke hac1lan ile Filipinler'deki devrimcilere haber gon-
dermesi ve Amerikahlara kar~1 sava~mamalan, zira onlann
Muslumanhk degil lspanyollara kar~1 oldugunu anlatmas1
ic;:in ikna etti. Daha soma bir Amerikah general, padi~ahm
mudahalesinin 20.000 Amerikan askerinin hayatm1 kurtar-
m1~ oldugunu ac;:1kladi. Filipinler'deki Zamboanga Vilaye-
ti'nde on y1l Amerika Birle~ik Devletleri Valisi olarak hiz-
met etmi~ olan Yarbay john P. Finley ~unlan yazd1:
lspanya ile sava~ ba~lad1gmda Amerikan hukumeti Filipin-
ler'de Muslumanlann varhgmdan haberdar degildi. Bu ger-
c;:ek kavrand1gmda Turkiye'deki elc;:imiz New Yorklu Oscar
S. Straus'la temasa gec;:tik. 0 bize cihad olas1hgmdan soz etti
ve Sultan Abdulhamid'e ba~vurarak ondan Muslumanlann
halifesi olarak Filipinler'deki Muslumanlar nezdinde hare-
ket etmesini istedi. Mekke'ye gonderilen bir telgrafla bunla-
rm buyiik gruplar halinde Mekke'yi ziyaret ettikleri, hatta
Osmanli'da Degi$im, Modernle$me ve Ulusla~ma

Kutsal Sehir'de Sulu'dan Moro'lann da bulundugu ortaya


c;:1ku... Halife olarak Sultan onlardan Filipin adalanndaki
Miisliimanlara, Amerikahlara kar!,?l dii~manca davram!,?larda
bulunmamalanm isteyen bir mesaj gotiirmelerini istedi. On-
lara Amerikan yonetimi altmdayken dinlerine hic;:bir miida-
hale olmayacag1 yolunda teminat verildi.

Devlet Ba!,?kam Mc Kinley, Mr. Straus'a ozel bir mektup


gondererek yapm1~ oldugu miikemmel c;:ah!,?ma ic;:in te~ek­
kiir etti ve bu ba~annm o bolgede bulunan en azmdan yirmi
bin Amerikan askerinin hayaum kurtard1gm1 ifade etti. Sa-
yet bunun insan ve milyonlarca lira olarak ne anlama geldi-
gi konusunda biraz kafa yorulursa, cihad1 engelleyen bu
muhte~em diplomasi ic;:in te~ekkiir etmek gerekir. 36

Fakat halifelik militanlan basnrmada i;;ok gei;; kalm1~tL


1900'den itibaren, Abdulhamid tipi lslamizmin yerini, di-
nin yalmzca bir kulturel kimlik kaynag1 olarak goruldugu,
fakat Muslumanlan yabanc1 yonetimden kurtarmay1 amai;;-
lam1~ militan bir milliyeti;;iligin hakim oldugu yeni, laik bir
lslami milliyeti;;ilik almaya ba~ladi. Neticede, l 919-22'de
Turkiye'den ba~layarak kurtulu~ geldi ve bunu 1943-62
doneminde bi'lti'ln Ortadogu ve Kuzey Afrika'daki hareket-
ler izledi. Rusya'daki Musliimanlar, k1smen modernlik yan-
hs1 liderleri, ozellikle Kazakistan, Ozbekistan ve Azerbay-
can'da kendilerine ekonomik ilerleme, demokrasi ve ba-
g1ms1zhk getirecegi bo~ umidiyle -bugun Tiirkiye'nin ken-
dilerine vaat ettigi ~eyler- Bol~evik devrimini destekledikle-
ri ii;;in l 920'de bag1ms1zhklanm elde edemediler. Kim
olurlarsa olsunlar ve nereye giderlerse gitsinler modern
Turkler, oteki dunyada cennetin nimetlerinden yararlan-
may1 beklemekten ziyade bu dunyada iyi bir hayat surmeyi
her zaman tercih etmi~lerdir.
36 Oscar S. Strauss, Under Four Administrations, From Cleveland to Taft (Boston,
Houghton Miffin, 1922), s. 46.
1994'un GO~u A(mndan Avrupa'da Osmanh YOnetimi

Abdulhamid, ba~lang1~ta Almanya'nm Ortadogu'da i~


yollar olu~turma gayretleri kar~1smda sogukkanhhgm1 ko-
rumu~tur. Fakat 1889'da bir anda bu politikasm1 degi~tir­
mi~ ve Alman Kayzer'ini resmi bir ziyaret i~in lstanbul'a
davet etmi~tir. Bu geriye donu~un nedeni Galdstone'un
parlamentoda Girit'teki sorunlar konusunda konu~urken
Turklerin, 1876'da aym y1k1c1 etkinlikle anlatt1g1 gibi, Hl-
ristiyanlann Avrupa'nm ve Avrupa uygarhgmm "zalim" ve
"kana susam1~" has1mlan oldugunu kamtlamaya ~ah~mas1
olmu~tur. Gladstone'un bunu lngiliz hukumetinin kontro-
lunu yeniden kazanmak i~in yapt1g1 ortadadir; 1885'te Su-
dan'da Mehdi'nin lngiliz ordusunu yenilgiye ugraup Har-
tum'da General Gordon'u oldurmesinden soma gozden
du~erek istifa etmi~ti.
Gladstone'un parlamentoda yapug1 konu~ma metnini
okuduktan k1sa bir sure soma (ve bu konu~maya geregin-
den fazla onem vermek yamlg1sma du~erek) padi~ah, kay-
zeri davet etmi~ ve kayzer daveti kabul ederek Kas1m
1889'da zaturreeden olum tehlikesi atlatmasma neden
olan kotu hava ko~ullanna ragmen aceleyle lstanbul'a gel-
mi~tir. Ok yaydan pkm1~ur aruk. Abdulhamid saltanatmm
sonuna kadar yans1z bir d1~ politika izlemesine ragmen
Turkler Almanya'ya yakla~maktad1r. Sava~m Avrupa'daki
~au~malardan ve hirslardan kaynakland1g1m du~unmu~ ve
Osmanhlann sava~a girmesinin ulkeye bir yaran olmaya-
cagm1 sanm1~nr. Abdulhamid'in d1~ politikas1 ban~~1, yan-
s1z ve bir ol~ude tecrit yanhs1 bir politikayd1 (lran'la birlik-
te hareket etmekten de kapnm1~u). Almanya'ya hafif bir
egilim gostermi~, Fransa ve lngiltere ile mesafeli ili~kileri­
ni surdururken Rusya ile bir yakmla~ma saglam1~ur. lzle-
dikleri politikalar konusunda herhangi bir taahhutte bu-
lunmadan Rusya da dahil olmak llzere butun bu.yuk dev-
letlerle dost~a ili~kiler i~inde olmu~tur. Bu, 1939'da Fransa
ve lngiltere ile ittifak olu~turuncaya kadar Cumhuriyet

I s93
Osmanh'da Degi~im, Modemle~meve Ulusla~ma

Turkiyesinin de politikas1 olmu~tur. Abdulhamid k1sa va-


deli politik avantajlar ir;in kendi kulturunu, tarihini ve ki-
~iligini hir;e sayan bir topluma Avrupa'nm sayg1 gosterme-
yecegini biliyordu.
Sayet ba~an ki~inin kendisi i<;in belirledigi Osmanh
lmparatorlugu'nun toptak butunlugunu korumak ve i<;
birligini gur;lendirmek gibi hedeflere ula~mas1yla olr;ulu-
yorsa, Abdulhamid'in i<; ve uluslararas1 politikalan ba~an­
hydi. O.nun saltanat1 doneminde, Abdulhamid'in gucunun
s1mrh oldugu 1876 ila 1878 dorremi hari<;, Osmanh lmpa-
ratorlugu hi<; toprak kaybma ugramadi. Olkeyi geli~tirmek
ar;ismdan da baz1 ba~anlar elde etti. Avrupa'nm maddi ve
bilimsel ba~anlanm olabildiginde benimsedi, fakat ba~ta
demokrasi olmak uzere siyasi fikirlerini reddetti. Abdulha-
mid Tanzimat'ta yapilan onemli reformlan ve olu~turulan
modern kurumlan aynen surdurdu ve bunlan kald1rmaya
kalkmadi. Bilim ve tekriolojinin benimsenmesini ar;1kr;a sa-
vundu. Aslmda, egitim reformunu da h1zland1rdi. Demir-
yollan da dahil olmak uzere ula~urmamn geli~mesini te~­
vik etti, mali yeniden yap1lanmay1 destekledi ve d1~ borr;la-
n dengeledi (y1lhk gelirin % 34'u d1~ borr;larm ana para ve
faizlerinin odenmesine gitti). Ce~itli meslek okullanmn
ar;1lmasm1 saglad1 ve okuryazarhk oram yakla~1k % S'ten %
15-18'e yilkseldi. Turklerin entelektuel ar;1dan modernle~­
mesinde onemli rol oynayan Turk edebiyau Abdulha-
mid'in saltanatl doneminde h1zla geli~ti ve her alanda r;ok
say1da Bat1 kitab1 tercume edildi. 37 Basm modernle~tirildi
37 1820'den 1876'ya kadar Osmanh lmparatorlugu'nda toplam 3.185 kitap ya-
y1mlanm1~t1r. Bunlann toplam l.356's1 edebiyat, 902'si doga bilimleri, 74l'i
din ve 186's1 ~e~itli hiikiimet konulanndad1r. Abdiilhamid'in otuz ii~ y1lhk
saltanau siiresince (1876-1909) toplam 9.124 kitap yaymjanm1~t1r. Bunlann
2.950'si edebiyat, 3.89l'i miispet ilimler, l.307'si din ve 976's1 resmi konu-
lardad1r. Bkz. Orhan Gologlu, Abdulhamid Ger,egi (Istanbul, 1990), s. 406.

1 594
1994'un Gora~a A(1smdan Avrupa'da Osmanh Yonetimi

ve yasalarm elverdigi ol<;iide serbest<;e geli~ti. Yani siyasi


tartl~malarla ilgisi olmayan (ozgurluk, anayasal egilimler,
parlamento vs. gibi) her ~ey yaymlanabiliyordu.
' Kismen Abdulhamid'in piyasa ekonomisi ve di~ yau-
nm i<;in saglad1g1 destekle, onun zamanmda, geni~ ol<;iide
tanm sektbru ve kii<;llk ol<;ekli bir ticaret-imalat kanadi
olan Musluman orta simf ortaya <;tkti. Bu smif ta~rada mo-
dern okullar in~a etti ve hukumetten ogretmen temin et-
mesini istedi. Osmanh lmparatorlugu'nda ya~ayan butun
Musluman milletlerden olu~an buyuk <;aptaki Osmanh eli-
ti bu smiftan dogdu ve Turklerin modernle~mesinde teme-
li olu~turma gorevini ustlendi. Ta~1d1klan dini-lslami kis-
veye ragmen, Abdulhamid'in okullan, zihni yakla~1m1 ve
dunya felsefesi Avrupa'mnkine benzer yeni tip ak1lc1, prag-
matik ve bireyci bir list tabaka yaram. Atatiirk, lsmet lno-
nu ve diger cumhuriyet<;i reformcu liderler bu modern
okullarda yeti~tiler. Abdulhamid'in saltanau doneminde
saglanan en buyuk geli~me Tanzimat doneminde b"a~lam1~
olan ulus olu~turma surecidir. Bu sure<; l 920'lerden soma
bugunun Turk ulusunu olu~turan nuveyi te~kil etmi~tir.
Ulus bilin<;li bir eylemin sonucuydu. Yonetim kadrosu
eski Musluman ·cemaati yeni bir imajla donat1p ona yeni
bir ulusal kimlik, yani Turkluk vererek yeniden yap1lan-
dirmak i<;in elindeki kultur, dil ve tarih gibi <;e~itli unslir-
lan kullanm1~ur. Bu sure<; Tanzimat'la ba~lam1~ ve Abdul-
hamid'in doneminde ideolojik a<;1dan kutsanm1~ ve dini
i<;erigini ortadan kaldirma <;abalan ba~ans1z olmasma kar-
~m etnik i<;erik ekleyen Ataturk tarafmdan sonuca ula~n­
nlm1~ur. Osmanh lmparatorlugu'nun toprak butiinlugunu
koruma <;abasiyla Sultan Abdulhamid, lslamiyeti tumuyle
yeni bir anlamda -sonu<;ta Osmanh lslami ulusu haline
gelmesini limit ettigi butunle~tirici bir politik ideoloji ola-
rak- kullanmi~ur. Sosyal degi~imden kaynaklanan grup <;a-
u~malan, geleneksel devlet-toplum ikilemi ve devlet ile

i 595
Osmanh'da Degi~im, Modernle~me ve Ulusla$ma

nakim durumdaki politik ust tabakanm dilinin Turkr;e olu-


;;u, dini birlik kisvesi altmda, etno-linguistik farkhhk ve bi-
ri Turk digeri Arap olan iki ayn makro politik sosyal sis-
tem yaratmt$Ur. Fakat Abdulhamid'in saltanatt doneminde
lslam politikasma ragmen ve lslam politikas1 sayesinde
olu$an en onemli entelektllel geli$me Turklerin, Muslu-
man ve Turk olarak tarihsel kimliklerini kaybetmeden Av-
rupa uygarhgma kat1lmay1 ba$armalandir.
Tanzimat reformculan, reformlann ve Avrupa uluslan
toplulugunun bir uyesi olarak Avrupa ile yakm i$birligi-
nin, kendilerini, yasal, sosyal yap1lanma, etik, sanat ve ede-
biyatm yabanc1 unsurlanm Turk-Musluman toplumlannda
uygulamak zorunda b1rakacagmm bilincindeydiler. Bu ye-
nilikler Turklerin -Musluman tutuculann iddia ettigi gibi-
temel lslami kimligini zedelememi$, fakat onlan iki farkh
$eyi bir araya getirme yeniligini yapmaya zorlamt$ttr. Fakat
bu bile$imde, Banh ve Musluman unsurlar farkh dini te-
mellere oturtulmu$ olarak sunuldugu surece ne kitleler ne
de egitimli ust tabaka tarafmdan kabul edilmeleri olas1ydi.
lslam1, lslam kulturunu ya da Turklerin yerle$ik durumda-
ki tarihsel kimliklerini reddetmeyen yeni bir modernle$me
r;err;evesi olu$turmak acil gereksinim halindeydi.
Bu konu, once Abdulhamid doneminde, bir aristokrat
olarak resmen guvenilir olmak ir;in her turlu sosyal ve po-
litik ozellikleri ta$1yan Samipa$azade Sezai gibi aydmlar ta-
rafmdan ele almd1. Digerleriyle birlikte, Samipa$azade Se-
zai, uygarhk ve kolturOn farkh $eyler oldugunu one surdu.
Buna gore uygarhk, esas itibariyle bir toplumun maddi ba-
$anlanndan olu$ur, koltor ise kokleri diger $eylerin yanm-
da <linden gelmek uzere toplumun kendine ozgu ahlak,
etik ve estetik ozelliklerini belirlerdi. Ashnda, Samipa$aza-
de Sezai, Muslomanlann dunya r;apmda bir birlik olu$tUr-
duklan ve kulturlerinin devam1m teminat altma ald1klan
takdirde Avrupa uygarhgm1 benimseme ve insanhgm kore-

1596
1994'un Gorii5a A(tsmdan Avrupa'da Osmanh Yllnetimi

sel uygarhk yolundaki ilerleyi~ine kanlma konusunda hic;:-


bir c;:ekince hissetmeyeceklerini iddia etti.
Kultur-uygarhk ili~kisi Ziya Gokalp tarafmdan aynnn-
h bic;:imde irdelendi ve onun modern Turk tammlamasmda
temel unsuru olu~turdu. Gokalp modern Turk kimliginin
uc;: ana unsur D.zerinde olu~tugunu du~D.nuyordu: Muslu-
manhk (Osmanh tipi), etniklik ve modernlik. Amac;:lanan,
Gokalp bunu hic;:bir zaman ac;:1kc;:a ifade etmemesine ve bu-
nun yerine "c;:agda~ uygarhktan" bahsetmesine ragmen,
Avrupa tipi modernle~meydi. Bugun bile, c;:ok kat1 Bat1
yanhlan d1~mda Turklerin hemen c;:ogu tarafmdan kabul
edilen lie;: boyutlu modernle~me ilk ba~ta Azerbaycanh bir
reformist olan HD.seyinzade Ali tarafmdan ortaya anlm1~­
tlr. Gokalp'in kimlik tammlamas1 ise Turk milliyetc;:iliginin
temeli haline gelmi~ ve Turkiye'nin modernle~mesinin
hem olumlu hem de olumsuz ac;:1dan zeminini hazirlam1~­
tlr. Buna gore, TD.rkler Avrupa uygarhgmm ozunu kendile-
rine uyarlayacaklar, fakat tarihsel kimliklerini ve inanc;:lan-
m muhafaza edeceklerdi. Fakat Turk reformistler onun go-
ru~lerini kabul etmediler ve etnik milliyetc;:ilik ile laikligi
(bir hukD.met dinsizligi bic;:imi olarak) politikalan haline
getirdiler.
Avrupa, Abdulhamid doneminde Turk-MD.slumanlann
kendilerini tammlamalanndaki, Turkleri Avrupa'ya gide-
rek daha yakm hale getiren temel degi~ikliklere dikkat et-
medi ya da bunlan onemsemedi. Avrupa, Sultan'1 gericilik-
le ve dar kafahhkla suc;:lamay1 surdurdu. Demokrasi, ki~i­
sel ozgurlukler ve haklar Avrupa'nm uygulamadaki temel
anlay1~1 haline geldigi ve diger toplumlan bu deger yarg1la-
nna gore degerlendirdigi ic;:in bu, ~a~irt1c1 bir durum degil-
di. Turkler Avrupa ile bir arada ya~amak ic;:in bir ya~am bi-
c;:imi olu~turmaya c;:ah~irken Avrupa, Hiristiyanhk adma ol-
masa bile hie;: olmazsa demokrasi adma topyekun bir kul-
tD.rel teslimiyet talep temekteydi. Sonuc;:ta, Abdulhamid'in
597
Osmanli'da Degi$im, Modemle5me ve Ulusla5ma

kaderi konusundaki hukum 1880'lerdeki list tabaka arasm-


dan dogan Jon Turkler muhalefet hareketi tarafmdan veril-
di. Bu muhalefet hareketi Abdulhamid'i c;;ok yonlu ba~anla­
nyla degil tek ve oznel bir deger yarg1smdan -Abdulhamid'
in ozgurluk ve demokrasi anlay1~mdan- hareketle yarg1la-
di. Avrupa'nm yok sayd1g1 Anayasa'ya ve 1876 Parlamento-
su'na yeniden i~lerlik kazandirmas1 Jon Turkler'in Abdul-
hamid'e kar~1 tav1rlanndaki temel unsuru olu~turdu ve bu
kurumlann l 908'de yeniden yap1landmlmas1 saltanatmm
sonunu getirdi.

Jon Tiirkler ve Avrupa

Jon Turkler, Turklerin Avrupa ile yuzy1llardir suren ili~ki­


lerinin bir sentezini olu~turur. Avrupa ile ili~kilerini, gele-
nekleri ve kimligi ile tarihi Osmanh Devleti'nin temsilcileri
olarak degil, Ban'nm politik degerlerini payla~mak ve ne
pahasma olursa olsun onu kabul etmek isteyen genc;; reform
yanhlan olarak geli~tirmek istediler; fakat k1sa bir sure son-
ra bunun imkans1z oldugunu anladilar. l~e Abdulhamid'in
lslamc1 politikas1m ve halifeligi kendi ki~isel istibdad1 ic;;in
arac;; olarak kullanmas1m kmayarak ba~lad1lar. Din kar~ltl
bir laiklik doktrini yaratular ve lmparatorlugu Turkle~tir­
meye c;;ah~tilar. · Bu politikamn ilk etkisi, Abdulhamid'in
Musluman etnik gruplar arasmda olu~turmaya c;;ah~ug1 ya-
~am bic;;imini sona erdirmesi ve uluslararas1 statiikonun de-
gi~tirilmesi ~eklinde goruldu. Avusturya Bosna-Hersek'i il-
hak etti, Bulgaristan bag1ms1zhgm1 ilan etti, 1911-12'de
ltalyanlar Libya'y1 i~gal etti ve bir sure sonra Arnavutluk
bag1ms1zhgm1 ilan etti -Osmanh topraklannda bunu yapan
ilk Musluman gruptu-. Sonuc;;ta, 1912-13 Balkan sava~lan
ile Turkler, nufusun % SO'den fazlasmm Turk ve Muslu-
man oldugu Makedonya ve Trakya'dan c;;1kanldilar.
1994'an Gorii~a Apsmdan Avrupa'da Osmanl1 Yonetimi

Jon Turkler Osmanh lmparatorlugu'nu bir Avrupa


devleti olarak gorup, bu ;;ekilde muamele gorecegi, ulusal
egemenlik ve insan haklan a<;1smdan temel Bau ilkelerinin
avantajlanndan yararlanacag1 gibi bo;; bir hayale kapilm1;;-
lardi. Kendilerini Avrupa'mn hukumet sistemlerinin bir
par<;as1 olarak kabul ederek buna gore hareket ettiler. Her-
kes<;e bilinen bir fikir olarak lngiltere ve Fransa'mn Orta-
dogu'yu i;;gale kararh olduklanm kabul ederek Alman-
ya'nm tam anlam1yla yamnda yer alarak bunu engellemeye
<;ah;;ular. Aynca, Balkanlar'daki kaybedilmi;; olan Osmanh
vilayetlerini yeniden ele ge<;irmek gibi bir hayale kap1ld1-
lar. Etnik Turkleri bir arada tutmak i<;in Muslumanhk'tan
daha etken bir ideoloji bulmak umidiyle etnik milliyet<;ilik
esasmdan yola pkan bir politika iz'iemeye ba;;layan lttihat
ve Terakki Hukumeti, Rusya'ya yonelik olarak yay1lmac1
Pan-Turanc1hk ;;eklini alan bir Turk<;uluk ak1m1 benimse-
di. Abdulhamid aslmda Rusya'daki Muslumanlarla ili;;kile-
ri ve modernlikten yana milliyet<;i duygulan te;;vik eder-
ken diger yawl.an Pan-Turanc1hk'a kar;;t <;1karak <;arm
korkulu ruyalanm rahatlatma yoluna gitmi;;ti.
Osmanh lmparatorlugu'nun Birinci Dunya Sava;;1'na
Almanya'nm yanmda giri;;i, kabinenin ve halkm bu.yuk bir
<;ogunlugunun buna kar;;1 <;1kmasma ragmen, Enver Pa;;a
ve birka<; subay tarafmdan ger<;ekle;;tirildi. Alman Kayzeri
Osmanh topraklanna yapug1 ikinci ziyaretten sonra Mus-
lumanlann koruyucusu oldugunu ilan etmi;;ti. Bu nedenle,
Almanya'mn k1;;kumas1yla, Jon Turkler, Almanya'mn mu-
zaffer olmas1m saglamak i<;in Halife V. Mehmed'in dunya
Mush,imanlanna lngiltere, Fransa ve Rusya'ya kar;;1 cihad
a<;malan <;agnsmda bulunmas1m saglad1lar. Sava;;, baz1
Arap kabilelerin de destegiyle lngiliz ordusunun Filistin'de
Osmanh ordusunu yenilgiye ugratmasmdan sonra Osman-
h Devleti'nin <;oku;;uyle sonu<;landi. Tarilt, birka<; dene-
yimsiz kahraman sayesinde Osmanh lmparatorlugu gibi

1599
Osmanh'da Degi~im, Modernle~me ve Ulusla~ma

buylik siyasi varhklann nas1l yok oldugunun ornekleriyle


doludur.
Jon Turkler Osmanh lmparatorlugu'nun zengin tarih-
sel deneyimlerini, gerc;ek gucunun temellerini yok saym1~
ve l 908'de iktidara gelmelerini saglayan demokrasiyi bir
tarafa ittikleri ic;in parc;alanmasm1 h1zlandirm1~lard1r. Or-
duyu Avrupa'nm yay1lmac1 egilimlerinden dogan bir sava-
~a girmek zorunda b1rakm1~lard1r. Aslmda gerc;ek, Alman-
ya'nm Hiristiyan bir devlet oldugu ve cihad'm bir Hiristi-
yan devletin digeri ile c;at1~masmda yard1mc1 olmak ic;in
kullanmamn halifelige leke surmekten ba~ka bir anlama
gelmeyecegidir. lngilizler, Serif Huseyin'i Mekke kutsal
topraklannda guvenilir bir Arap halifesi olarak kullanama-
ymca, Musluman dunyasmm halifeligi Muslumanhgm hiz-
metinde olan bir Osmanh-Turk kurumu olarak kabul et-
mesi gerektigi ve bunun Hindistan'daki konumlan ac;1sm-
dan ciddi bir tehlike olu~turdugu sonucuna varm1~ur. Bu
arada, Jon Turkler dunya tarihinden silinmi~ler ve Atatlirk
l 924'te halifelige son vermi~tir.

Tiirkiye'nin Gelecegi

Turkler Avrupa'mn yorungesine a~amalar halinde, once


guc;lu, hatta ustlin bir du~man, soma muttefik ve soma da
Rus tehdidini savu~turmak ic;in gerekli bir mu~teri olarak
girmi~lerdir. Bu surec; ic;inde, bag1ms1zhklanm ve millet
olarak konumlanm korumak ic;in Avrupa uygarl1gma
"donmu~ler" ve kendilerine modern bir ulus-devlet kur-
mu~lard1r. Turklerin ideolojik ve kulturel degi~imi tarihsel
ac;idan ozgun bir durum degildir. Birc;ok devlet ve etnik
grup, varhklanm ve kimliklerini korumak ic;in yeni bir din
ve/veya uygarhk benimsemi~. hatta mumkun olan durum-
larda yeni bir isim alm1~t1r. Bosna ve Bulgaristan'daki Bo-
gomiller, Katolik ve Ortodoks kiliselerin tehdidi altmda

I 600
1994'an GOnl~a Apsmdan Avrupa'da Osmanlt Yonetimi

olan etnik ve sosyal ozelliklerini korurnak i<;in Turklerden


Miisliirnanhg1 kabul etrni;;lerdir. Tiirkler kendi grup kirn-
liklerini yeni bir bic;irnde korurnak ic;in altmc1 ve onuncu
yiizy1llarda $arnanizrn, hatta Buddhizm'den Miisliimanhga
gec;mi;;lerdir. Onsekizinci yiizyilm ortalanndan itibaren,
Ruslara kar$1 sava;;mak ve bag1ms1z kalabilmek ic;in Bau
uygarhg1m kabul etmi;;lerdir.
Ondokuzuncu yiizy1lda Bau ile politik i$birligi ve ulus-
devlet kavram1, etnikligi (ve inanc1) yeni kimligin guc;lii te-
melleri haline getirmi~tir. Bu suretle Tiirkler etnikligi poli-
tik yap1lanmanm temeli olarak benimsemi$ler ve Bat1 ile i~­
birligi yaparak ~u andaki ulusal kimliklerine kaVU$ffiU$lar-
d1r. Yonetimdeki iist tabaka kendi uluslannm ya~anusmda
Musliimanhgm yerini anlayamad1klan ic;in c;ok pahahya
mal olan birc;ok hata yapm1~t1r. Aslmda Tiirkler, Miisliiman
halklar arasmda modernligi Avrupa kisvesi altmda devlet
politikas1 olarak sec;mi$ ozgiin bir ulustur. Onlann izledik-
leri yol Miisliimanhk ile Ban'nm uzun bir aradahgmm ilk
ornegidir ve bir Miisliiman halk modernle~me ve politik
kimlik adma Avrupa uygarhgm1 kendisine rehber olarak
sec;mi~tir. Tiirklerin bu karan Miisliimanhga ihanet midir
yoksa Miisluman ve Turk kimligini giic;lendirmek ic;in ya-
p1lm1;; ciddi bir degi$iklik hamlesi midir? Ben ikinci olas1h-
gm dogru olduguna inamyorum.
Bau, Tiirklerin lslami inancm1 kendi c;1karlanna uy-
gun dU.$en yerlerde, Turklerin tam anlam1yla Avrupah bir
ortak olarak kabul edilmesinin kac;imlmaz oldugu nokta-
larda ortaya atml$llr. Hatta Avrupa'daki baz1 giic;ler, mo-
dernle$menin Tiirklere H1ristiyanhg1 kabul ettirmenin ko-
lay bir vasitas1 olarak kullanmay1 limit etmi;;lerdir. 1856
Paris Antla$mas1'ndan soma Osmanh lmparatorlugu'nun
her tarafma yay1lan her inanc;tan Hiristiyan misyonerler,
reformlan Tiirklerin Hiristiyanhg1 kabul etmesinin ba;;lan-
gic1 olarak gormii;;lerdir. Abdiilhamid'in izledigi lslamc1
[ 601
I
Osmanh'da Degi~im, Modernlqme ve Ulusl~ma

politika k1smen misyonerlerin Hiristiyanla~urma <;;qbalar1-


na kar~1 bir tepkidir. Ataturk'un devrimlerini lslamiyet'ten
annma surecinin ba~lang1c1 olarak goren misyonerlerin
umitleri yeniden canlanm1~t1r. Bat1 ve baz1 Turkler, ge<;;en
yanm yuzyilhk donemde Muslumanhk ve Turkler a<;;1sm-
dan bu umitlerine ters du~en ~eyler olup bitrnesine ragmen
bu degi~im beklentisini sessizce korumu~lard1r.
Bugun Turkiye'de Muslumanhk her zamankinden da-
ha gu<;;ludur, fakat ki~iselle~tirildigi i<;;in hi<;;bir militan
ozellik ta~1maz. Gu<;;ludur; <;;unku dine baghhk ve alterna-
tifleri, demokratik anayasa ile teminat altma ahnm1~ ger-
<;;ek ki~isel se<;;imlerdir. Turklerin Muslumanhkla baglan
kimliklerinin ve ki~iliklerinin yap10 ve aynlmaz bir par<;;a-
s1dir ve tarihteki yerlerini belirleyen temel gu<;;tur. Musl-u-
manhk d1~mda kalm1~ Turklerin <;;ogu kaybofop gitmi~tir,
Gagavuz veya Cuva~ gibi varhklanm surdurenler ise dunya
tarihi ve uygarhg1 i<;;inde kenarda bir yerde kalm1~lardir.
Muslumanhk olmadan Turkler var olamaz.
Turkler, demokratik, bireyci ve ekonomik kafah Mus-
luman ve Turk olarak kald1klan surece olu~makta olan ye-
ni dunya duzeninde onemli bir rol oynayabilirler. Tari'hsel
ge<;;mi~leri ve halklannm samimi olarak inan<;;h olmalan sa-
yesinde Musluman dunyasmda <;;ok saygm bir yerleri var.
Siradan bir Turk inancim ve etnik kimligini surdurmekte
kararhdir. Fakat ne tiir bir inan<;;tlr bu? Profesor Bernard
Lewis, Turklerin inancmm lslami Protestanhk oldugunu
soylerken belki de hakhdir.38
Turkiye, Azerbaycan'da ve bu nedenle de Orta Asya'da
onemli bir ba~ansizhga ugramasma ragmen kalkmma bic;;i-
mi Bau-kar~1tl militanhk degil de kokleri etnik, dil ve de-
mokratla~tmlm1~ Muslumanhga dayanan bir milliyet<;;ilik
oldugu i<;;in gelecekte aym rolu ba~anyla oynama ~ansma
38 Bkz. Bernard Lewis, Islam and the West (Oxford, Oxford University Press,
1993).

I 602
1994'iin G6rii~U A(tsmdan Avrupa'da Osmanl1 Y6netimi

sahiptir. Turkiye Orta Asya'da bir rol oynayacaksa (ve Av-


rupa toplulugu tarafmdan geri r;evrilmesini telafi edecek-
se) lran ve Irak dahil olmak uzere Musluman ulkelerle res-
mi lslami ittifaklara girmeden ili~kilerini geli~tirmelidir.
$imdiye kadar, Avrupah mutteHklerini ve ir;erideki Muslu-
manhk kar~ltl burokratlanm memnun etmek ir;in olas1
Musluman muttefikletine yakla~maktan kar;mm1~t1r.
Turkiye'nin en ileri Musluman ulke olarak uluslarara-
s1 konumunu gur;lendirmesinin ve demokratik ve ilerici
bir gur; olarak uzerine du~eni yapmasmm tam zamamdir.
Uzun vadede, bunlar Bat1'nm Musluman dunyasmda kabul
gormesini kolayla~t1racak ve Rusya'mn demokratla~masma
yard1mc1 olacaknr. Ban !?U ana kadar Turk kitleler de dahil
olmak uzere Muslumanlan kusturmek ir;in elinden geleni
yapm1~t1r. Davalannda hakh olmalanna ve Turkiye'nin ku-
~at1lm1!? durumdaki dostlanna canla ba!?la yard1m etmeye
r;ah~masma ragmen Bau, Bosna ve Azerbaycan Turklerine
yard1mc1 olmam1!?tlr. Bat1, 1856'dan k1sa bir sure sonra
gur;lu bir Turkiye ve somurgecilige kar!?l gur;lenen Muslu-
man militanhgm uzun vadeli r;1karlanm tehdit edecegi
korkusu ile Turkiye'yi kendi haline terk etmi!?ti. Bugun So-
guk Sava!? sonras1 durum, 1856'dan sonraki durumu haur-
latmaktad1r.
Rusya, Turklerin Avrupa'yla once politik ve daha son-
ra da entelektuel ittifak aramak zorunda kalmasmda kesin
rol oynam1~ur. Rusya, 1865-73'te Orta Asya'y1 fethettikten
sonra Osmanh lmparatorlugu'nun gelecegiyle yakmdan il-
gilenmi~ ve halifenin rnifuzuna giderek daha duyarh hale
gelen r;ok say1daki Muslumanla ugra~mak zorunda kalm1~­
llr. Bu korku, ozellikler Kazan ve Kmm'da olmak uzere
Rusya'daki Muslumanlar arasmda milliyetr;ilik duygulan-
nm kabarmas1yla daha da artm1~nr. 1890'lardan itibaren
Rusya'dan r;ok say1da Musluman ogrenci lstanbul'a gelme-
ye ba~lam1~t1r. BU.tun bunlar Rusya'nm ve daha sonra da
I
I 603
I
Osmanlr'da Degi$im, Modemle$me ve Ulusla$ma

Sovyetler Birligi'nin Turklerin Rusya'daki Muslumanlan,


<::arm Balkarilar'da padi~ahm yonetimini zay1flatmak i~in
Ortodoks Hlristiyanlan kulland1g1 gibi kullanarak ulusal
ayaklanmalar ba~latacagmdan duyduklan korkulan had
safhaya ula~urm1~tlr. Aruk bu korku lslami bir boyut ka-
zanm1~ur. Halihaz1rda yakla~1k 9.000 Orta Asyah ogrenci
Turk universitelerinde okumakta ve ogrenim masraflan
Turkiye tarafmdan kar~1lanmaktadir.
Bugun Rusya, Turkiye'nin Orta Asya'da ve ozellikle
Azerbaycan'daki ~abalanm Pan-Turkizm'in, hatta yay1lma-
c1hgm bir maskesi olarak degerlendirmeye ba~lam1~t1r.
Ondokuzuncu yuzyilda Rusya, Osmanh lmparatorlu-
gu'nun varhgm1 zay1flatmak i~in Ortodoks Hiristiyanhktan
dogan Pan-Slavizm'i ba~latm1~tlr. Ne yaz1k ki Rusya ha.la
dunyay1 dini farkhhklarla yonetilebilir olarak gormekte ve
Ortodoks H1ristiyanhg1 komunizmin ~oku~unden sonra
olu~an manevi bo~lugu doldurmaya ve Ruslar arasmda
ulusal birligi saglamla~urmaya yeterli bir gu~ olarak kabul
etmektedir. Rus Ortodoks Kilisesi, Yunanistan da <lahil ol-
mak uzere Balkanlar'da ya~ayan Ortodoks Hiristiyanlara
ho~ gorunmeye c;;ah~maktad1r. Bunlar, aslmda Rusya'y1
Turkiye'ye kar~1 birle~ik bir Huistiyan Ortodoks cephe
olu~turabilecek tek devlet olarak gormektedirler. Boris
Yeltsin'in l 993'te Yunanistan'a yapug1 ziyaret, en azmdan
k1smen, boyle bir cephe olu~turmak ve Turkiye'nin Orta
Asya'daki c;;abalanm zay1flatmaya, hatta uluslararas1 bir
oyuncu olarak konumunu etkisiz hale getirmeye yonelik
bir giri~im olarak almabilir. Butun bunlar, Rusya'mn diger
devletlerin bag1msizhklanna sayg1h istikrarh bir demokra-
si haline gelme istegine c;;ok ciddi golge du~uren tavirlar-
du. Azerbaycan'da Turk yanhs1 rejimin iyi planlanm1~ bir
y1k1c1 faaliyetle sona erdirilmesi, yalmzca Kafkaslar'daki
nufuzunu kamtlamak ic;;in degil aym zamanda Bag1m1z
1994'un Gorii~u Apsmdan Avrupa'da Osmanh Yonetimi

Milletler Toplulugu'ndaki Muslumanlara Turkiye'nin bu


konuda yararh olamayacag1m gostermek ic;:indir.
Avrupa kendisinden beklenildigi ~ekilde, Turkiye'nin
itibanm kurtarmak ic;:in c;:ok az c;:aba harcadi. Sonuc;:ta, Tur-
kiye'nin Asya'da oyn~yacag1 rol, Avrupa'dan ziyade Turki-
ye'nin kendisi tarafmdan ve Asya ve Avrupa ile ili~kilerini
yeniden duzenlerken Birle~ik Devletler'in takmacag1 nihai
tav1rla belirlenecek.
Turkiye'nin Asya ve yakm kom~ulanyla ilgili gelecek-
te takmacag1 tavu Amerika'nm izleyecegi dunya politikala-
n ile belirlenecegine gore, Turkiye'nin Amerikan ve Avru-
pa politikalan kar~1smdaki duru~u nas1l belirlenecektir?
Bu politikalar i~birlikc;:i bir yakla~1mla ba~layabilir; fakat
kar~lt hale gelmesi kac;:1mlmazdu. Turkiye, Musluman dun-
yada nufuzunu hissettirme becerisi olan ozgurluge ve iler-
lemeye dayandmlm1~ geli~en ve ilerlemeci bir demokrasi
imaj1m surdurmeyi ba~anrsa, Asya'da ABD ve Avrupa'yla
birlikte rol oynayabilecek demektir.
Demokrasi her durumda Turk sisteminin kahc1 ~ekli
olmak zorundad1r. Demokrasinin kurulu~u ve bundan
kaynaklanan ki~isel h;lk ve ozgurluklerin tesisi Osmanh
Devleti'nin kolektivist cemaat felsefesi kar~1smda Bau'mn
bireysellik felsefesinin kazand1g1 ac;:1k zaferin i~aretidir. Ya-
ni Bat1h kriterler i~ba~mdad1r. Buna kar~m yenilik yanhlan
lslam'dan vazgec;:ememi~ler ve bu baghhklanm surdurmu~­
lerdir. Bu, her zaman oldugundan daha onemli bir durum-
dur; zira yalmzca bir toplumun inanc1 degil, birey olarak
Turkun manevi ac;:1dan yeri doldurulamaz bir beslenme
kaynag1d1r. Bireyle~mi~ bir toplumda ahlaki degerlerden
politikalara kadar her ~eyin bireyselle~mesi gerekir. Turk
elitlerinin c;:ogu ilginc;: ve dolambac;:h bir yolla Avrupa'nm
bireyciligini (tngiliz bic;:iminden ziyade Frans1z bic;:imini)
benimsemi~; fakat Avrupa, onlann ya dogrudan Huistiyan-
hg1 kabul etmeleri veya Avrupa'dan tumuyle c;:1kmalan ~ek-

l 605
Osmanlt'da Degi5im, Modernle5me ve Ulusla5ma

linde tamamen teslim ~lmalan konusunda israrh olmu~­


tur.
Avrupa, Bauh olmayan dunyadaki demokratla~ma su-
recine pek fazla cmem vermez. lngiltere ve Fransa demok-
rasiyi tamamen Bau'ya ozgu, Bat1'nm se<;;kin tarih, kultur
ve inancmdan dogmu~ olarak kabul eder. II. Dunya Sava-
~1'ndan sonra Birle~ik Devletler demokrasiye <linden kay-
naklanmasa bile dinle bir arada ya~ayan bir deger olarak
evrensel bir boyut kazandirm1~11r. S1mf men~eli lngiliz ta-
mmlamasmm tersine, Amerika'nm demokrasi kavram1 ta
en ba~mdan itibaren siyasal ve sosyal e~itlik<;;i ve bireyci ol-
mu~tur. Turkiye, Sovyetler Birligi'ne kar~1 olu~turulan Av-
rupa demokrasiler koalisyonuna kabul edilmek i<;;in bu
Amerikan tipi demokrasiyi 1946-4 Tden itibaren onemli
ol<;;ude benimsemi~tir.
Turkiye'nin maddi, manevi ve ruhani butlln ve<;;hele-
riyle modernle~mesi temel bireyci felsefesi ile demokrasiyi
tllmuyle kabul etmesiyle mumkundur. Bugun, Turkiye'de,
bireyin hukumeti se<;;me ve hukumete kaulma ozgurlukleri
~eklinde tammlanan demokrasi Turk kultllrunun bir par-
<;;as1 ve unsuru halindedir. Demokrasi Turklerin lslam ile
olan ili~kilerini yeniden tammlamalanm saglam1~11r. Turk
toplumunu yenilemi~, toplumu k1smen devlet<;;iligin bu-
rokratik-militarist felsefesinden kurtarm1~ ve Turklerin
ger<;;ek kimliklerini aramalanna ve yeniden tammlamalan-
na olanak saglam1~tir. Bugun Turkler her zamandan daha
fazla ol<;;ude olmak uzere Avrupa'mn par<;;as1d1rlar; zira
kendi tarihsel kimliklerini Avrupa yakla~1m1yla yeniden ta-
mmlayarak bu anlay1~m ger<;;ek bireyselci ruhunu benim-
semeye ba~lam1~lard1r. Bau suregelmekte olan ortodoks
Yahudi dini a~mc1hgma ragmen modernle~en ve Avrupa
demokrasisini kabul eden Yahudilerle uzla~m1~t1r. Bau'nm
tam anlam1yla aym ~eyleri yapmakta olan Turklerle uzla~­
mamas1 i<;;in hi<;;bir neden yoktur.

I 606
Dizin

A Asakir-i Mansure-i
Abdulhamid IL, 18, 51-54, 57, Muhammediye, 24
59-62, 64-67, 317, 323-324, askerlik, 33, 42, 100, 173,
327, 330-338, 372,374,382, 198-199, 290, 399-401,
390, 412, 434, 437-438-439, 410-412, 414, 418-419, 527
445,478,491, 529-531,534, Ataturk, Mustafa Kemal, 57, 60,
581-584, 586-599,601 64, 212, 338,442,456, 545,
Abdulmecid, 32, 54, 326, 333, 568, 584,595,600,602
390,478, 508, 527, 570-572, Avrupa, 7-8, 12-15, 23, 33, 35,
586 48, 55-56, 67-68, 73, 78,
adalet sistemi, 254 80-81, 86, 91, 98, 109, 133,
Almanya, 580, 593, 599-600 135-136, 139-142, 150,
Amerika Birle~ik Devletleri, 402, 165-166, 179, 185, 192,
530,542, 591 195-196, 198, 201-203, 207,
anayasa, 45-47, 52, 169, 183-184, 217-218, 239, 242, 250, 255,
292, 315, 342, 373-374, 378, 257, 263-264, 266-268,
412,509, 544,570,592,598, 270-271, 273-274, 279-280,
602 293-299, 305, 313-314,
Arazi Kanunu, 31, 33, 35, 47, 317-319, 328-330, 333, 336,
180, 244-246, 248, 375, 449, 341, 347, 359-365, 367-368,
574-575 374, 387-389, 395-397, 399,

607
Osmanli'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

402,404,406,409,415,427, B
431-487, 489-490, 493-498, Balkan milliyetc;iligi, 15, 73-74,
500-506, 510, 513-514, 82, 159, 188, 192,216,354
516-517, 521-526, 529-530, - (bkz milliyet<;ilik hareketleri)
532-534, 541, 543, 545-550, Balkanlar, 7-8, 12, 17, 19-21,
552-554, 558, 560-570, 29-30, 71-75, 77-78, 82,
572-578, 582-583, 588, 86-88, 90-93, 97, 99,
590-591, 593-601, 603, 104-105, 109, 113-114,
605-606 119-120, 124-125, 129-131,
Avrupa-Osmanhlar, 137-138, 140-142, 150-152,
ayaklanmalar (aynhkc;i 155-157, 159-160, 172, 175,
hareketler), 16, 18, 21, 24-25, 177, 184, 189, 191-192, 197,
36,51,68,86, 109, 119, 133, 205-206, 210-211, 213,
135, 142-143, 156-157, 215-216, 241, 255, 261-262,
166-.167, 171-173, 176, 188, 264, 266, 273, 275-276, 278,
281-282, 286-287, 298-299,
191, 193,212,229, 233,235,
307-308, 310-311, 326, 328,
254,293, 296,299,307,311,
345-347, 355-356, 358-359,
330,363,368,412,429-430,
362,396,398-399,412,423,
472-475, 526, 554, 576-577,
431-432, 448-449, 451, 464,
586, 589-590, 604
471, 511-513, 541-542, 548,
ayan, 9, 17-19, 21, 23-29, 32,
550-553, 555, 558-559,
35-36, 39-40, 118, 149, 156,
563-564,577,579,599,604
173, 177-178, 188-189, 216,
Ban, Bau Avrupa, bauhla~ma, 8,
223, 228, 231-237, 241-242, 10-13, 29,31,38,41,43,
246, 294-297,326,374,389, 47-48, 57-58, 69, 72-73, 78,
471,478,564 91, 95-96, 116, 133, 135-137,
aydm-lar, 11, 16, 18, 23, 27, 31, 142, 149-151, 163, 165,
34, 36-39, 41, 45, 52, 54, 190-193, 201, 204, 215,
57-58, 60-62,65-68,97,99, 217-219,241242,253-254,
103, 149, 172, 174-176, 266,268, 270, 280,282,289,
196-197, 200,202-203, 294,318-319,323,329,345,
209-213, 215-217, 241, 263, 347-350, 357, 359-361,365,
268-270, 294, 300,302, 386,394,404,427,445-447,
304-306, 309, 314, 358, 456,466,472,490,494-496,
360-361,364,375, 377, 389, 501, 504,515, 521-523, 525,
391,439-440,444,446,491, 532-534, 537-539, 541-543,
495, 502, 504,507-508, 525, 545-549, 552-554, 558, 567,
533-534,537,568,574,596 571, 574,577-578, 588, 591,
594, 59)-599, 601-603,
605-606

608
Dizin

belediye, 40, 195, 312, 417, 459,


484, 507, 509, 514-516 cemaat, 9, 17, 20, 26, 45, 59-60,
Berlin Antla~mas1, 65, 205, 311, 72, 76, 82, 90,
431,446,454,579-581,585 117-119,122-123, 141, 156,
Bizans, 75, 86, 100, 113-114, 158, 166, 172, 176-177,
141, 145, 158-160, 162-166, 180-184, 186, 189, 195, 197,
170, 172, 174-175, 226, 257, 208, 213-215, 231, 236,
261,266,281,284,286,307, 245-246, 255, 260-264,
339, 342, 344-348, 350-356, 267-271, 275-279, 281-286,
358-359, 547, 549, 552 288-301,303-309, 313-318,
Bulgarlar, Bulgaristan, 15-16, 323, 338, 348-350, 355-356,
20-21, 76-77, 93-94, 115, 363-364,366,399,401,404,
131-132, 149-150, 155-157, 410,414,417,428-429,431,
162, 173-177, 182, 184-185, 468,471-472,475,501-503,
188,205,239,242,253, 515,517,535,554, 565,
257-258, 261, 266, 268, 272, 568-569, 571, 582-583, 587,
283-286, 290, 294, 297, 595,605
299-302, 307-310, 319, 321, (:orbac!lar, 20-21, 49, 11 7-118,
326, 329, 331, 348-349, 352, 264, 267, 285, 301-302, 304,
355-356, 367, 369, 397-398, 354
406,411,431,451,454,456,
485, 502, 512, 547-548, 551, D
576-577, 579-580", 598, 600 Darulfunun, 61
burokrasi (sivil ve askeri), 11, 17, Dayilar, 18-19, 23, 156
25-27, 29-33, 39-40, 45-47, dil,
49, 52, 54, 59,62-63,65,93, din,
100, 103, 105, 116, 133, dini cemaatler, 82, 122-123, 180,
156-157, 160, 175, 178-179, 184, 186, 197, 262,267,306,
183, 196-197, 199-200, 313,318,364,366,428-429,
202-204, 207, 209-211, 468,471, 502, 568, 583
213-215, 222-223, 230, 93 sokumU/felaketi, 55
232-233, 235-237, 239-240,
243,248,281,289,326,
359-360, 372, 375, 380-384, edebiyat, 67, 85, 119, 157, 162,
388,390,405,437,444,449, 201-202, 210-211, 432-433,
457,459,467,476,478-483, 437,439,460,495,500-501,
485,491,507,523, 526, 533,594,596
535-536, 567, 570, 575, 578 egitim, 22, 28, 50, 54, 59-63,
68-69,85, 149-150, 162,
175-176, 196, 198, 200, 211,
I
I 609
Osmanh'da Degi~im, Modernle~me ve U1us1a~ma

215-216, 254, 257, 265,300,


305-307, 316, 326, 354, 359, Fenerliler, 140, 159-162, 166,
372,382,386,437-438, 168, 172,266 358-360,474,
453-454,459,468,479,485, 576
490-491, 494-495, 528-529, fetva, 27, 106, 121, 164, 551
533, 555-556 Floransa Konsili, 347-348, 354,
ekonomi, 549
el sanatlan, 88-91, llO, 124-125, Fransa, 15, 23, 142, 165, 185,
150-151, 216, 298 193,264,306,329,334,349,
Erkan-1 Harbiye-i Umumiye, 64 360, 364-365, 497, 505-506,
Ermeni Patrikhanesi, ll4-ll5, 526, 552, 558-561, 565-568,
261,282 572-573, 580, 582, 589-590,
Ermeniler, 29, ll5, 133, 140, 593,599,606
183, 188, 194-195, 277, 282,
301,315,329,365,411,461, G
472, 476-477, 485-488, Galata, 421, 461, 467, 475, 477,
496-497, 49;-502, 506, 512, 484,486-487,489,496,498,
532,574 500-502, 506, 508, 512-515,
e~raf, 9, 21, 36, 40, 62, 195, 200, 517
202,204,209,231,294,297, gayrimiislimler, 72-73, 92, 100,
303-304, 328, 373-375 ll2, ll9, 143, 148, 186-187,
etniklik, 79-80, 89, 252-257, 194-196, 199, 201-202, 223,
262-265, 268, 272-273, 260, 295,304,316-317,327,
276-277, 281, 310, 361, 366, 329-331, 351, 355, 373, 376,
441,588,597 401,404,410,414,417,
etnik degi~iklikler, 86, 89, 205 421-422, 430, '.1--78, 490,
etnik gruplar, 16, 71, 73, 79, 501-502,517,527,532
83-84,86,94, 107, 120, Gene; Osmanhlar, 38-39, 45, 62,
132-133, 152, 155, 177, 192, 66,203-205,217,377
209, 215, 252,255-262, goc;ler, 41, 55, 57-58, 77, 87, 92,
264-266, 268-269, 273, 276, 123, 141, 150 156-157, 160,
279-280, 283-287, 296, 306, 194,205,207,239,245,268,
308,310-311,313,319,398, 278,284,286,299,317,
431,474,476,485,499,502, 328-329, 386, 393-394,
551,598,600 404-405,408,412,418-419,
evkaf, 27, 345, aynca bkz. 422-423, 449-451, 453-456,
vak1flar 473,511-513,515,545,547,
555,579,590
Gulhane Fermam, aynca bkz.
Tanzimat Fermam

610
Dizin

II K
halifelik, 1-06, 208, 554, 587-588, Kafkaslar, 55, 299, 328, 393, 408,
590-592, 598, 600 451,454,541,543,545,563,
Harp Okulu (Mekteb-i Uliim-u 604
Harbiye), 63 Kanun-i Esas1, aynca bkz. anayasa
kapitlilasyonlar, 40, 69, 142, 151,
-1 559
lslahat Fermam, 32, 180, 267, KonstantinopOolis, aynca bkz.
270,312,363,489-490,573 Istanbul
ldadi, kii~iik burjuvazi,
ideoloji,
imalat endiistrisi, 14 L
lngiltere, 73, 142, 149, 151, 180, liberalizm, 15, 31, 48, 54,
264, 329, 334, 364-365, 398, 204-205, 210,386,444,469
404,489-490,496,499,505,
526, 552, 558, 560-561, M
565-568, 570, 572-574, Maarif-i Umumiye Nizamnamesi,
579-582, 589-590, 593, 599, Mahmud II., 23-24, 27-29, 51,
606 53, 156, 164, 177, 189,
lngiliz-Tiirk ticari anla~mas1, 13 235-237, 241, 325-326,
in~aat faaliyetleri, 362-363, 377, 380, 390,
istatistik bilimi, 521-523, 532, 400-401, 450, 471-472, 476,
536-538 . 478-479, 482-484, 507, 514,
lslamc1hk, 324, 327-328, 526-528
332-335, 337-338, 439 Meclis-i Mebusan, 47-48, 50-51,
Istanbul, aynca bkz. 188, 328, 372 (aynca bkz.
Konstantinopolis parlamento)
istatistik kay1tlan, bkz. nufus Mehmed 11, Fatih Sultan, 226,
kay1tlan 315,339,341-4343,346,349
ltalya, ltalyanlar, 113, 116, 129, mektepler, aynca bkz. okullar,
132,500,505,550,552,558, egitim
598 meslek gruplan, bkz. ticaret
lttihat ve Terakki, 57, 105, 211, Mehmed Ali Pa~a. Kavalah, 325,
326,335,338,399 526
merkeziyet~ilik, 22-23, 25, 32,
1~~---~~~~~~~~ 37, 39, 177, 215, 233-234,
Jon Tiirkler, 60, 62, 64, 67-69, 236,381,526
188,211-212,217,389,437, Me~rutiyet I., (1876 Anayasas1
439-440,444,449,453, olarak ge~iyor), 45-47, 52, 59,
456-457, 534, 584, 598-600 67, 137, 195,315,374-375,

\ 611
Osmanlt'da Degi~im, Modemle~me ve Ulusla~ma

440,S09,S78 325,338,381,385,389,43S,
Me!?rutiyet II., 443,44S-447,480,490,503,
M1sir, 17, 43, 76, 106, 249, 321, 507, 513-514, Sl7, 536-539,
32S,334,341,360,373,433, 543-S45, 569-570, 581,
437-438, 441-442, 484, S26, 594-597, 601, 606
S48, SS4, S64-S6S, S67,S82, Mora ayaklanmas1, 171
S89-S90 Mustafa Re~id Pa~a. 570-S71
Midhat Pa!?a, 47, 374-37S, 480, Musluman kimligi, Musliimanhk,
583
millet sistemi, milletlerin reformu N
(milletler), 33, 42, 73, 82-83, nufus kaylllan (nufus say1m
97, 112-113, 116-123, sistemi, nufus hareketleri),
148-149, 177, 180-189, 197, 30,92, 114, 120, 124, 134,
199, 209, 212-216, 242, 2SS, lSl-156, 187, 20S-206,328,
259-262, 267-270, 275-295, 393-410, 413-416, 419-424,
448-452,456, 524, 527,529,
299-300, 303, 314-319, 332,
531
334-338,342,352, 3S4,
364-365, 369, 431, 433, )
471~472, 474, 487, 496,
okullar, aynca bkz. egitim,
501-S02, sos
mektepler
milliyeti;ilik, lS, 31, 35, 37, 45,
Orta Asya, 104, S4 l-S4S, 547,
52, S6, 58, 6S-69, 71, 73-82,
553, SS5-557,602-604
90,96, 105, 116, 119, Ortodoks Patrikhanesi (Hiristiyan
121-122, 145, 1S8-1S9, 163, Ortodoks Kilisesi), 113-llS,
165-166, 170-172, 175, 177, 120, 158-159, 163, 174, 184,
180, 184-186, 188, 191-193, 208, 214, 263,266, 271-272,
197, 200-201,203, 205, 208, 281,283,287,307,339-340,
211-213, 21S-218, 234, 241, 344-346, 350-351, 354-355,
254,263,271,280,292,306, 3S7-358, 360, 362-364, 366,
310,319,331,340,350, 368,474,549,604
3S9-363, 366, 368-370, 387, Osmanh ekonomik sistemi, 22,
389,427,429,433,43S, 32, 72, 74,82,86,94-97, 124,
438-442, 444, 447, SOl, 52S, 136-137, 142, 191-193,225,
535, 546, 550, 565, 568-569, 230,244,255, 266,276,
S76,588,S90,S92,597,S99, 469-470, 574
602-603 Osmanhc1hk, 37, 67, 181, 185,
modernle!?me, 7, 11, 25-26, 29, 213, 312, 430-431, 435,
33, 37-38, 60, 67, 69, 200, 437-439, 582-583
217, 219-222, 230-231, 236, Osmanh kimligi, 42, 280, 313,
239, 242, 244-24S, 250, 317, 407,414,428,430,446

612
Dizin

p Rumlar, 27, 29, 75-76, 84, 93-94,


padi~ahltk,bkz. Saltanat 115, 120, 130-131, 133,
Pan-lslamizm, 38, 56, 67, 203, 140-142, 144-145, 149-150,
207-208,323-324,331, 337, 160-162, 174-176, 182-183,
434, 542, 588-589, 591 185, 188, 194,208, 214, 257,
(aynca bkz. lslamciltk), 261, 263, 266, 270, 282-283,
Pan-Turkizm, Pan-Turanizm, 285, 301-302, 307-308,
Turanc1hk, 542, 599, 603 310-311, 317, 319, 329, 349,
papazlar (kunamlan), 118, 173, 352,355,363,397,411,461,
182, 227, 260-261,268, 472, 474-478, 485-487, 502,
277-279, 284-285, 291, 512, 549
293-300, 303-307, 314, 345, Rusya ile yap1\an sava~m
355,359,367,479 (1877-1878) sosyal sonui;lan,
16-17,50,55,65, 176,205,
para,
Parlamento (bkz. Meclis-i 431,529
Ruslar, Rusya, 25, 47, 50, 58, 65,
Mebus an),
131, 136-142, 145, 149-151,
pazarlar, pazarlann ortaya i;1k1~1
156, 161, 165, 167, 171, 173,
(pazar ~ehirleri), 15, 79, 82,
176, 180, 183-184, 193, 198,
91, 94-95, 111, 138, 190,
205, 214-215, 233, 239, 264,
238-239, 304, 329, 461-462,
266,269,272,294,299,
465, 470, 485-488, 504-506,
302-305, 323, 329, 356, 358,
514 361,393,396,408,412,431,
Pera, 461, 486-487, 489, 494, 436,442,451,454,464-465,
497-506, 508, 512-515, 517 474,490,512,525-526, 529,
550, 556-557, 564-566,
R_ - - - - - - - - - 571-574, 577, 579-581, 584,
reaya, 98-100, 105, 108-109, 116, 588-590, 592-593, 599, 601,
143, 181,227-228,283, 603-604
289-290, 492, 499
reformlar (bkz. Tanzimat s
Fermam), Saltanat, 52, 235, 336, 480,
Roma, 114, 339, 344, 347-350, 593-597, aynca bkz.
355-356,548-551,553 padi~ahltk
Roma Katolik Kilisesi, 308, 345, Selim Ill., 10, 21-24, 43, 54, 156,
349,357,360,550 177, 233-235,324,383,472,
Romenler, Romanya, 76-77, 93, 484, 526,567
105,205,431, 551,573,579 S1rplar, S!fbistan, 15-16, 21, 23,
Rum Patrikhanesi, ll5, 174, 177, 75-77,82,84,90,93-94,
292,308,550 114-115, 119, 149-150, 156,
Osmanli'da Degi~im, Modernlqme ve Ulusla~ma

158, 160, 162, 172-1777, 188, T


197, 205, 257-258, 261, tabakalar, 8-11, 22, 26, 36, 45,
263-264,266,268,272,283, 58, 62-63, 71-72, 82-85,
285, 296, 299, 307-308, 311, 95-99, 102, 109, 112, 122,
319, 331, 348-349, 352, 134, 148, 150, 180, 184, 194,
355-356,363,367,373,397, 197,200,204,206,209,
431,452,472,482,512, 548, 213-217, 223-226, 232, 244,
579,602 258-259, 264-266, 268, 277,
sosyal bilimler, 66, 97, 219, 253, 284,289,294,300,303,
460, 522-523, 525, 532-534, 306-307, 309, 374, 377-378,
536-538 439,444,446,449,457,476,
sosyal sm1flar, 22, 72, 95, 122, 502-504, 595-596, 598,601
124, 186,216,378,381,472, Tanzimat Fermam (Tanzimat
476,569 reformlan), 31-32, 39-40,
sosyal tabakalar, Erkan-1 Erbaa, 178-179, 181, 198, 242-244,
(aynca bkz. tabakalar) 248,267,312,325,331,405,
sosyal yap1 (yap1sal degi~iklikler), 438,445,524,527-528,570,
8-12, 22, 46-47, 56, 69, 71, 582, 594-596, aynca bkz.
Giilhane Fennam
73,94,97,99-100, 109, 143,
ta~ra, 37, 48, 61-62, 118,
148, 172, 178, 189, 193,219,
201-202, 204, 209, 261,373,
222, 228-229, 240,264, 285,
375, 422, 472, 478, 485-487,
293-294,310, 328,333,361,
491,493,509,595
374,377,389,407,437,445,
l!mar sistemi, 19, 22, 24, 26-27,
-447-448, 457, 459, 465, 472,
92, 102, 109, 113, 117, 124,
503,534,563,596 134-135, 156, 189, 223,
Sened-i lttifak, 24, 235, 471 226-231, 236-238, 240-241,
Silahh Kuvvetler; 119, 198; aynca 246,248,290,345,383,387,
bkz. askerlik 449,478
subyan,61,200,491 ticaret, 11-17, 19-20, 28-31, 34,
Suleyman I, Kanuni, 115, 135, 40-41, 49, 57, 59-60, 83,
226,247,320,349,553-554, 88-90, 97, 99, 106, 110-113,
558,560 124-125, 129, 131-138,
140-144, 148, 150-152, 155,
160, 162, 179, 183, 190-191,
Seyhulislam, 27-28, 59, 106, 193, 195-196,209,214,216,
120-121, 164, 357,363,388, 238,240,243,245,265-266,
481,570 268, 272, 295, 299, 304-305,
Sura-yi Devlet, 59, 381, 402, 327,349,359,376-377,382,
408-409, 411, 413-417, 419, 386-387, 408, 454, 456,
481,524,529 464-465, 469-472, 484-486,

614
Dizin

489-490, 496, 498-499, 501, 275-276, 280, 296,317, 319,


513, 524, 529, 550, 561, 361, 369, 389, 431-432, 434,
565-566, 582, 595 446, 558, 567-569, 585,
toprak yasas1 (rejimi), 12, 109, 600-601, aynca bkz. milli
134, 180, 189-190,222, 226, devlet
228,243, 249-250, 265,325, ulus olu~mmu, 72, 91, 175, 270,
374, 575, aynca bkz. Arazi 275-276, 279-280, 427,
Kanunu 434-435,446-447, 502,595
tiiccarlar sm1fi (tabakas1), 8, 12, ulusal uyam~. 119, 157, 162, 172,
15-16, 18,35,49,88,93, 174, 179,215,265,267,269,
98-99, 111, 113, 1403, 196, 303,437,559
215-217, 224, 236,266, 268,
294-295,364,374,447,471- v
472, 501-503, 512-513, 552 vak1flar (bkz. evkaj),
Tiirk dili (Tiirkc;:e), 67, 77, 90, vergiler, 24-25, 99-100, 106, 109,
95, 123, 176,200,209-212, 111, 117-118, 230-231, 235,
253,257-259,261,284, 286, 239,245,359,379,383,467,
310,317,328,337,373-374, 482-483, 496
39.7, 435-437, 446, 493, 500,
547,555,596 y
Tiirkiye, 14, 43, 64, 69, 75-77, Yahudi milleti, 83, 88, 116-117,
94,96, 159,203,213,250, 129, 132-133, 140, 184, 188,
253,273,310-311,313,317, 194,259,269, 282,288,315,
324,395,419,439,442, 365,369,411,472,486,496,
454-456,470,476,504,517, 512, 527, 552,606
537, 541-546, 549,557, 561, Yamaklar, 18, 23, 156
580, 584, 591-592, 594,597, Yeni Osmanhlar, 42, 270
600, 602-606 Yunan milliyetc;:iligi, Yunan
devrimi (Megali Idea), 13, 76,
115-116, 159, 163, 165-168,
ula~1m, 337, 420, 449, 487, 489, 170-171, 342, 360, 362-363,
492-493 474-475 aynca bkz. Ortodoks
ulema, 21, 26, 31, 35-36, 48, 50, Patrikhanesi),
54, 107, 120-121, 203, 216, Yunanhlar, Yunanistan, 21,
374,376-377,385,471-472, 75-77,84,93-94, 105, 159,
483,485,507,571,574 162, 164-165, 169-172, 175,
ulus-devlet, 8, 15, 21, 71, 73, 82, 177, 182-183, 185, 206, 224,
84,96, 148, 152, 159-160, 285, 331,344,348, 362-363,
170, 174-175, 177, 189, 474,499, 512, 526, 547-551,
197-198, 213, 218, 241, 604
253-254, 264, 272-273, yurtta~hk, 275-276

I 61s

You might also like