Professional Documents
Culture Documents
İLLÜSTRASYONA YANSIMALARI
LİZA BÜYÜKTAŞCIYAN
IŞIK ÜNİVERSİTESİ
2016
FANTASTİK VE SÜRREALİZMİN GÖRSEL İLETİŞİMLE
İLLÜSTRASYONA YANSIMALARI
ÖZET
Bu tez çalışmasında, fantastik ve sürrealizm akımları, bir görsel anlatım dili olan
illüstrasyonla tanım, tarihi gelişim süreçleri ve birbirleriyle olan etkileşimleri
açısından incelenmiştir. Çalışma dört ana bölüm ve yapılan proje uygulaması konusu
için hazırlanmış olan bölüm dahil olmak üzere toplamda beş bölümden oluşmaktadır.
İlk üç bölüm fantastik, sürrealizm ve illüstrasyonu ayrı ayrı ele almaktadır. Bu
bölümlerde tanımlamaları, tarihi gelişim süreçleri, sahip oldukları özellikler, varsa
türler gibi konuları detaylı bir şekilde inceleyen ara başlıklar ve bilgiler yer
almaktadır.
iii
FANTASTİK VE SÜRREALİZMİN GÖRSEL İLETİŞİMLE
İLLÜSTRASYONA YANSIMALARI
ABSTRACT
In this thesis, fantastic and surrealist movement is being examined in terms of their
definition through illustration as a visual language, their progress through out history
as well as their interaction between one another. The research comprises five
chapters, where four of them constitute as the main chapters as well as one which
includes information for the visual implementation of the project. The first three
chapters undertake fantasy, surrealism and illustration on each chapter. Each chapter
includes information and captions that questions the historical progress processes,
their specialities and sorts if any through a deeper approach.
The fifth chapter includes the theme of the visual implementation and information
for the project. In this section there is information about the author and the
book titled “Alice in Wonderland” which is selected due to it’s 150th anniversary.
Historical information of the story, the creation stages of the author and hidden
messages are undertaken within this section. There is also the introduction and
iv
information of the characters within the story. Last but not least, various examples
of works created under different examples of illustrations made upto date by
various illustrators as well as Sir John Tenniel who has made the original
illustrations of the book has been shown within this chapter.
v
Önsöz
vi
Teşekkür
Tüm çalışmalarım boyunca bana her zaman destek olan, yol göstererek ilerlememi
sağlayan ve bana yeni ufuklar açan değerli hocam ve danışman hocam Prof. Yurdaer
Altıntaş’a teşekkür eder, sonsuz sevgi ve saygılarımı sunarım.
vii
İçindekiler
Özet ii
Abstract iii
Önsöz v
Teşekkür vi
İçindekiler vii
1 Giriş 1
2 Fantastik Kavramı 3
3 Sürrealizm Kavramı 17
4 İllüstrasyon 30
viii
4.3.5 Teknik ve Tıbbi İllüstrasyonlar……………………………….. 44
4.5.2 Mürekkep……………………………………………………... 52
ix
5.1.5 Jiri Trnka (1912-1969) ……………………………………...... 64
6.2.1 Alice…………………………………………………………… 97
x
6.2.3 Tırtıl…………………………………………………………… 98
6.3.1 Sir John Tenniel ve İlk Alice Harikalar Diyarında İllüstrasyonları 101
Çalışması……………………………………………………………. 107
Sonuç 120
Kaynakça 129
Ek Kaynakça 142
Özgeçmiş 148
xi
1. GİRİŞ
Fantastik kurgu türü de çok eski dönemlerden itibaren varolan bir tür olmuştur.
Özellikle insanların bilinmeyene, doğaüstü olan şeylere, gizemli ve mistik olana
karşı duydukları merak ve istek bu durumu tetiklemiş ve zaman içerisinde birçok
farklı türünün oluşmasına neden olmuştur. Her ne kadar ilk bakışta bazı kesimlerce
sadece gerçek hayattan kaçmak için abartılmış eğlendirici hikayeler veya sadece
çocuklar için masallar şeklinde bir algı oluşmuş olsa da, fantastik kavramının
derinlerine inildiğinde gerçek hayata, psikolojiye, psikanaliz ile çözülebilecek
bilinçaltına ait detaylara rastlanır. Gerçek hayattaki çeşitli konular ve sorunlar için
sembolik olarak yol gösterme, ders verme, farkındalık yaratarak insanları düşünmeye
itme ve hayal gücünü devreye sokmak gibi amaçları vardır. Hayal gücü genişledikçe
insan özgürleşir ve gerçek hayattaki dar düşünce tiplerinden sıyrılarak daha geniş ve
gelişmiş bir düşünce yapısına sahip olur.
Fantastikle birçok ortak noktası olan ama farklı bir kavram olan sürrealizm akımı da
yine psikoloji ve bilinçaltı ile yakından bağlantılı bir alandır. Sürrealistler, doğaüstü,
bilinçaltı gibi konulara yönelerek gerçeküstü bir yaklaşım oluşturma çabasındadırlar.
1
Bu noktada gerçeküstü, gerçekdışı yada gerçeğin zıttı gibi tanımlamalarla
karıştırılmamalıdır. İçinde yaşadığımız dünyanın gerçekliğini reddetseler de
gerçeklğin bilinçaltı, rüyalar, hayl gücü gibi araçlarla ulaşılabilecek farklı bir
dünyada olduğunu düşünmektedirler. Endüstri devrimi sonrası olan gelişmeler ve
değişen hayat şartlarının insanlar üzerinde oluşturduğu baskının, bireylerin
bilinçaltında farklı yansımalar şeklinde ortaya çıktığını savunmuşlardır. Bu noktadan
yola çıkarak da hayal gücünü, bilinçaltını ortaya çıkarmak ve orada var olan dünyaya
ulaşabilmek için çalışmalar yapmışlardır. Genellikle psikanaliz yöntemlerinden
beslenmişlerdir, bunların yanında meditasyon ve trans gibi bilinçaltını ortaya çıkarıcı
çeşitli yöntemler de kullandıkları bilinmektedir.
2015 yılının, ünlü hikaye kitabı ‘‘Alice Harikalar Diyarında’’ nın 150. yıl dönümü
olması nedeniyle başta İngiltere olmak üzere dünyanın pek çok yerinde buna yönelik
etkinlikler ve çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Tiyatro oyunları, bale, 150. yıl temalı
çay partileri, yayın evlerinin 150. yıla özel hazırlamış olduğu kitaplar, kartpostallar,
kitap ayraçları, pul tasarımları, afişler gibi daha birçok farklı alan için tasarımlar
hazırlanmıştır. Bu nedenle fantastik ve sürrealist özelliklere sahip olan Alice
Harikalar Diyarında kitabı proje uygulama konusu için uygun bulunmuştur.
2
2. FANTASTİK KAVRAMI
3
kalır; ya da olay gerçekten olmuştur, gerçekliğin bir parçasıdır, işte o zaman
bu gerçeklği bizim bilmediğimiz yasalar yönetir. Şeytan ya bir yanılsamadır,
düşsel bir varlıktır; ya da öteki canlı varlıklar gibi şeytan da gerçekte vardır
az rastlanılması koşuluyla. Fantastik bu kararsızlık süresinde yer alır:
Yanıtlardan herhangi birisini seçtiğimiz anda fantastikten uzaklaşarak komşu
bir alana, ya tekinsiz ya da olağanüstü türlerin alanına girmiş oluruz.
Fantastik, kendi doğal yasalarından başka yasa tanımayan bir öznenin
görünüşte doğaüstü bir olay karşısında yaşadığı kararsızlıktır.’’
(Todorov,2004)
Daha önce de belirtildiği gibi tedirgin edici, bilinmeyen, korku, merak, heycan,
olağan dışı, tuhaf, gerçek üstü gibi duyguları tetiklemekte ve bunlarla var olmaktadır.
Fantastik kavramının rüyalarla bu açıdan benzerlik taşıdığı söylenebilir. Hayal
gücünün sınırlarını zorlayan ve sınırsızlığıyla özgürleştirebilen, bilinç altının da
yüzeye çıkabildiği bir alan sağlar. Bu taşıdığı benzer özelliklerle psikoloji ve
psikanaliz gibi alanlarla da bağlantılıdır. [4]
4
belli başlı karakteristik özelliklerin çoğunun ortak olması nedeniyle fantastik tür ve
bilimkurgu tür birbiriyle benzerlik gösterselerde aslında bir o kadar da farklıdırlar.
Bilimkurgu türü, fantastiğe kıyasla daha ‘‘imkanlı’’ sayılabilecek olaylara konu olur
diyebiliriz. Bilimkurguda, bilimsel bazı veriler temelinden yola çıkılarak inşa edilen
bir kurgu vardır, her ne kadar günlük hayatta karşılaşılması zor olan olaylar olsalar
da teknolojik gelişmelere bağlı olarak bazı bilimkurguların gelecekte günün birinde
gerçekleşebilme olasılıkları vardır. Fantastik kurguda ise bu durum çok olanaklı
değildir. Genellikle bilimkurguda olduğu gibi bilimi ve bilimsel açıklamaları temel
almaz. Fantastik tür temelini doğaüstü ve büyülü öğelerden aldığından, onun temel
aldığı bu öğeler ve olaylar şu an yaşadığımız gerçek dünyanın kurallarıyla
açıklanabilir değildir. Bu nedenle fantastik tür sadece kendi yasaları aracılığı ile
açıklanabilir ve algılanabilir. [5]
Fantastik, yaşanılan dünyada bilinen tüm kuralları yıkarak kişileri bilinenin ötesine,
bilinmeyen, tanıdık olmayan bir dünyaya götürür. Bunu yaparken bilinen yaşanılan
şeylerden yola çıkarak, bu bilinen tanıdık oldunan şeylere ‘tekinsizlik’ duygusunu
ekleyerek bunların yadırganmasını sağlayacak şekillerde de yapar. Fantastik tür
eserler incelendiği zaman çoğunda günlük yaşamdan izler bulunması mümkündür.
Tanınan, bilinen bir kişinin veya bir olayın çok farklı bir açıdan ele alınışı ile
karşılaşılabilir. Sadece tanıdık ve yakın oldunan şeylere imkansız bazı özellikler
ekleyerek bunu yaparlar. [6]
5
sayılmalarındaki nedenler arasındadır. Bu bağlamda yaklaşıldığında Gılgamış, İlyada
ve Oddessia destanları fantazi türünün ilk örnekleri olarak görülmektedir. Tarihteki
en eski yazılı destanlardan biri olan Gılgamış destanı, Uruk kralı Gılgamış’ın
ölümsüzlük arayışını ve bu amaçla çıkmış olduğu yolculuğu doğaüstü detaylarla
hikayesini anlatır bize. Homeros’un yazdığı İlyada destanında Truva savaşı anlatılır
ama yine içerisinde mitolojik ve doğaüstü öğeler barındırır. Yine Homeros’un
Oddesia destanında ise Truva savaşı sonrasında, evine İthaka’ya dönmeye çalışan
Odysseus’un hikayesi anlatılır. Yol boyunca yaratıklarla, doğaüstü güçlerle,
büyülerle, tanrılarla karşılaşır ve onlarla mücadele eder. Tüm bu destanlarda da
karşılaştığımız gibi tarihin belirli bir kısmında mitoloji ve mitolojik öğeler ön plana
çıkmıştır. Özellikle de çok tanrılı inanç sistemlerinin de bu konuda etkisi olduğu
söylenebilir. Gerek antik Mısır mitolojisinde, gerek Yunan mitolojisinde ve diğer
tüm kültürlere ait mitolojilerde doğaüstü unsurlar öncelikli öğeler arasındadır. Sahip
oldukları çeşitli tanrılar, bu dünya ve öte dünya inanışları, mitolojik yaratıklar,
tanrılarla aralarında olan ilişkiler ve olaylar. Tüm bunlar doğaüstü ve büyülü
anlatıların temellerini oluştururlar. Günümüzde tüm bu mitolojilerin sahip oldukları
derin ve geniş içeriklerden ilham alarak fantastik alanında eserler üreten yazarlar ve
sanatçılar vardır. Dolayısıyla farklı formlarda da olsa tarihteki tüm bu mitolojiler bir
şekilde günümüzde de yaşamaya devam etmektedir. Devamında Beowullf epik şiiri
yine içerisinde barındırdığı gerçeküstü elemanlarla erken dönem fantastik türün
örnekleri arasında yer alır.
Daha sonraları Orta Çağ’a geçiş ile beraber macera ve şövalyelik ile ilgili çeşitli
hikayelerin oluşmaya başladığı görülür. Büyük Britanya’nın Kral Arthur efsaneleri
başta olmak üzere farklı ülke ve kültürlere ait benzer fantastik efsaneler oluşmaya
başlar. Bunlar yine mitolojik hikayelerde olduğu gibi doğaüstü varlıkları barındıran,
aynı zamanda birçok başka fantastik öğeyi de içinde barındıran türden hikayelerdir.
6
Büyücüler, canavarlar, hayaletler, ejderhalar gibi fantastik karakterlere sıkça
rastlanır. Kral Arthur efsaneleriyle beraber başta Avrupa’da olmak üzere şövalyelik
hikayeleri ilgi görmeye başlar ve Kral Arthur efsaneleri gibi pek çok farklı
varyasyonlarda şövalyelik hikayeleri ortaya çıkmaya ve yayılmaya başlar. [8]
18.yy’a gelindiğinde ise günümüzde ‘‘peri masalları’’ olarak adlandırılan türün ilk
örnekleri görülmeye başlanır. Peri masallarının kökleri özellikle Avrupa’daki sözlü
hikaye geleneklerine kadar dayanır ve çoğu anonimdir. Bir tür olarak görülmeye ve
oluşmaya başlanması ise Grimm Kardeşler ve Charles Perraut ile başlar. Genellikle
iyi-kötü, doğru-yanlış gibi ikilikleri okuyucuya sunan ve hikayeyi bunun üzerinden
kurgulayan bir tür olduğu söylenebilir. [9] Peri masallarının ilk örnekleri karanlık,
ürkütücü, acımasız ve garip sayılabilecek özelliklerdedir. Şu an günümüzde bu
örneklerin çoğu hala yaşamaktadır ama zaman içerisinde bazı değişikliklere maruz
kalmışlardır. Çünkü şuanda peri masalları olarak adlandırdığımız ve genellikle
‘çocuklara masallar’ olarak sınıflandırılan hikayeler ilk yazıldıklarında çocukları
hedef alarak yazılmamışlardır. Bugün çocuklara anlatılan peri masallarının asıl
orjinal halleri fazlasıyla şiddet ve cinsellik içerikli hikayelerdir. Büyük bir kısmı yine
birşeyler öğretme veya ders verme gibi amaçlara sahiptir yine. Ama şu an çocuklara
okunanlardan çok daha sert ve sarsıcı özelliktedirler. Bu türün zaman içerisinde
‘çocuk masalı’ gibi bir sınıflandırmaya sokulması ile bu aşırı şiddet içerikli kısımları
yumuşatılarak daha şirinleştirilmeye çalışılmıştır. [10]
Yine 18. yy’da İngiliz yazar Horace Walpole’ın kaleme almış olduğu ‘‘Otranto
Şatosu’’ (The Castel of Otranto) gotik edebiyatın ilk eseri olarak kabul edilir.
Kitabın önsözünde gotik edebiyatı hakkında bilgi veren ve gotik edebiyat türünü
7
tanımlayan ve tanıtan bir yazı yazmıştır. Bu ilk gotik edebiyat eserinden sonra bu
alanda eserler veren pek çok yazar olmuştur ve büyük bir kısmı bugün de hala
popülerliğini korumaktadır. Mary Shelley’nin gotik ve bilimkurgu türlerini bir araya
getiren romanı ‘‘Frankenstein’’ bu alanda önemli bir yere sahiptir. Bram Stoker’ın
yazdığı ‘‘Dracula’’ romanı da Frankenstein gibi çağlar boyu kalıcı bir yer edinerek
klasikleşmiş eserlerdendir. Bunlar ve benzer dönemdeki eserlerin çoğunda tedirgin
edici unsuru, tehdit edici unsuru oluşturan öğe genellikle dışardan bir güçtür. Yani
karakterin karşı karşıya olduğu tedirginliği ve garipliği yaratan şeyin kaynağı kendisi
dışındaki bir varlık yada kişidir genellikle. Canavar, hayalet, vampir, kurtadam,
şeytanlar gibi. Bunların çoğunun da kökleri yine eski dönem mitlerine kadar uzanır.
Ancak Edgar Allan Poe’nun eserlerinin ortaya çıkışı ile beraber bu ‘dışardan gelen
tehdit’ kurgusunda değişiklikler görülmeye başlanır. Edgar Allan Poe ile karakterin
ruhsal ve psikolojik durumları da kurgu içerisine katılmaya başlanır. Kişilik
çatışmaları görüebilir. Karakterlerin karşı karşıya kaldığı tehditler genellikle
karakterin kendi kafasında yarattığı sanrılar veya halüsinasyonlar şeklindedir ve
bazen karakterin aklını kaçırmasına kadar varan boyutlarıyla da karşılaşılmaktadır.
[11] [12]
8
Genellikle korku duygusu gotik türde ön plana çıkan özelliklerdendir. Doğaüstü
varlıklar, yaratıklar içerebilir. Ancak her gotik tür eserde mutlaka doğaüstü bir öğe
olması gerekmez. Bu açıdan bazı noktalarda fantastik türle ayrıştıkları söylenebilir.
9
sayılmaktadır. Öncüsü olduğu bu türe katmış olduğu eserlerle kendisinden sonra
gelen fantastik edebiyat yazarlarına da ilham kaynağı olmuştur. Kendisiyle aynı
dönemde yaşamış olan ve yol gösterici olduğu ‘‘Alice Harikalar Diyarında’’
kitabının yazarı Lewis Carroll’a hikayesini yayınlaması konusunda da destek vermiş
olduğu bilinmektedir. Alice Harikalar Diyarında gibi L.Frank Baum’un ‘‘Oz
Büyücüsü’’ kitabı da fantastik türün önemli eserleri arasındadır. [13]
20.yy’da fantastik artık bir tür olarak edebiyatta yerini almış ve popülerleşen bir tür
olmaya başlamıştır. 1923 yılında Amerika’da ‘‘Weird Tales’’ (Garip Hikayeler)
adıyla fantastik ve korku kurgu türü içerikli bir dergi yayınlanmaya başlanır. 1949
yılında yine Amerika’da ‘‘The Magazine of Fantasy & Science Fiction’’ dergisi
yayınlanmaya başlanır. Benzer dönemlerde fantastik kurgu ve bilimkurgu temasıyla
birçok farklı dergi yayınlanmaya başlanır. Bu yıllarda Clark Ashton Smith, H.P.
Lovecraft, Fritz Leiber gibi pek çok yazar, yazarlık kariyerlerine bu dergiler aracılığı
ile başlamışlardır. [14]
İngiliz yazar John Ronald Reuel Tolkien, yani bilinen kısaltılmış adıyla J.R.R.
Tolkien’in fantastik edebiyatta çığır açacak olan kitabı ‘‘Hobbit (The Hobbit)’’ 1937
yılında yayınlanmıştır. Daha sonra 1950’lerde ‘‘Yüzüklerin Efendisi’’ serisi
yayınlanmıştır. Yazar kendi hikayelerinin illüstrasyonlarını da kendisi hazırlamıştır.
J.R.R. Tolkien’in okuyucuya sunduğu orta dünya içerisinde barındırdığı, elfler,
hobbitler, goblinler, ejderhalar, büyücüler gibi pek çok karakteri ve özellikleriyle
kendi döneminde önemli bir yer edinmesini sağlamış ve daha sonraki fantastik tür
yazarlarına yol gösterici olmuştur. Tolkien’in kitaplarında oluşturduğu bu orta dünya
kurgusu daha sonraları ondan etkilenmiş pek çok yazarda farklı yansımalarıyla
karşımıza çıkar. [15]
Yine Tolkien gibi fantastik edebiyata farklı bir kurgu yaklaşımı getiren bir başka
önemli isim ise İrlandalı yazar Clive Staples Lewis yani bilinen adıyla C.S.
Lewis’tir. ‘‘Narnia Günlükleri’’ (The Chronicles of Narnia) ismiyle 1950 ve 56
10
yılları arasında yayınlanmış olan yedi kitaplık bir seriyi kaleme almıştır. Mitolojik
canlılar, konuşan hayvanlar, büyü, sihir gibi pek çok fantastik öğeyi barındırır.
Hikayenin başında günümüz dünyasında sıradan bir hayat yaşayan karakterlerimizin,
gerçek dünyadan farklı, tamamen fantastik olan bir evrene açılan bir kapıyı şans eseri
keşfetmeleriyle, kendilerini bir anda gerçek dünyadan fantastik dünyaya geçiş
yapmış halde bulurlar. C.S. Lewis’in bu gerçek ve fantastik arasındaki geçişli hikaye
kurgusundan sonra pek çok fantastik kurgu yazarı da bu yaklaşımdan etkilenmiştir ve
buna benzer yaklaşımlar modern fantastik edebiyatta sık karşılaşılır olmuştur. [16]
11
Daha sonraları kadın yazar Ursula K. Le Guin’in kaleme aldığı ‘‘Yerdeniz Öyküleri’’
serisi de Narnia Günlükleri ve Yüzüklerin Efendisi gibi fantastik edebiyatın ses
getiren önemli eserleri arasında yerini alır. Tolkien sonrası gerek yayın evleri gerek
yazarlar Yüzüklerin Efendisi türünde hikaye kurgularının arayışlarına girmişlerdir.
Bu süreçte tema olarak bu türe benzeyen birçok roman da yayınlanmıştır. 1970’lerde
ise Terry Brooks’un ‘‘Shannara’nın Kılıcı’’ üçlemesi yine benzer tür bir temaya
sahip olsa da diğerlerinden farklı olan yönleriyle kültleşen fantastik kurgu türleri
arasında yerini alır. [17]
90’lı yıllardan günümüze gelindiğinde ise fantastik kurgu alanında sahip oldukları
temalara göre farklılık gösteren çok çeşitli alt kategoriler oluşmuştur. Kılıç ve
büyücülük içerikli, destansı içerikli, korku içerikli, modern içerikli, bilimkurgu
içerikli, geleneksel içerikli gibi fantastik türün içerisinde de çeşitli alt kategoriler
oluşmuştur.
İngiliz kadın yazar J.K. Rowling’in kaleme aldığı ‘‘Harry Potter’’ serisinde içinde
yaşadığımız modern dünyanın içinde doğaüstü yaratıkları ve büyüyü içinde
barındıran fantastik bir dünyanın kapıları açılıyor okuyucuya. Dünyaca ünlü olan bu
roman aracılığı ile sıradan kurgu roman ile fantastik birbirleri ile iç içe örülmeye
başlanmıştır. Yine İngiliz yazar Neil Gaiman’da günlük yaşam ve fantastik arasında
çok ince ve detaylı bağlar kurarak bribirleriyle nerdeyse iç içe geçmiş dünyalar
sunmaktadır. [18] Tüm bu yazarlarda ve eserlerde geleneksel fantastik
türün(mitolojiler ve destanlar gibi) çeşitli yansımaları karşımıza çıkabilmektedir.
Bazen günlük yaşam düzeni içerisinde işlenmiş temalarla bazen tamamiyle yabancısı
olduğumuz dünyalarda bilmediğimiz zaman dilimlerinde.
Fantastik tür her ne kadar ilk başta sadece edebiyat alanını etkilemiş olarak gözükse
de birçok alanda fantastik kavramının etkileri görülebilmektedir. Fantastik türden
etkilenmiş alanlar resim, heykel, illüstrasyon, müzik, sinema, tiyatro, çeşitli tasarım
alanları, edebiyat gibi çok geniş ve çeşitlidir.
12
2.3 Fantastiğin Türleri ve Özellikleri
13
hedefi yerine ulaştırmak için de çıkılan bir yolculukla karşılaşırız. Bu yolculuk kolay
ve basit bir yolculuk olmaz çoğu zaman. Genellikle yolculukları esnasında
karakterkerlimizin başına birçok olumsuzluk gelir, zaman zaman yollarına devam
edebilmek için birileri tarafından çeşitli testlere tabii tutulurlar veya bazı zorlu
görevleri yerine getirmeleri gerekebilir, ve genellikle de en umutsuz noktaya
düştüklerinde ise aradıkları şeye ulaşmış olurlar. [21]
14
Fantastiğin ve bilinç altının/rüyaların sınırsızlıkları ve sembolik anlatımlara sahip
olmaları açısından birbirlerine çok yakın oldukları söylenebilir. [22] [23]
‘‘Portal fantasy, hayali bir dünyaya girilen bir kapıdır. Klasik olan hayali
kapı elbette ki Narnia Günlükleri serisinin ilk kitabı olan ‘Aslan, Cadı ve
Dolap’taki gibidir. Hayali olan ciddi bir biçimde diğer tarafta olandır ve
hiçbir yere sızmaz. Bireyler her iki yöne geçiş yapsalar da, sihir bu geçişi
yapmaz.’’ (Mendelsohn, 2008)
15
fantastik öğelerin hiç biri sorgulanmaz ve kurgulanmış olan bu dünya tamamen bir
bütün olarak algılanır, kabul edilir. ‘‘Rhetorics of Fantasy’’ kitabının yazarı Farah
Mendlesohn’a göre bu tür anlatım (immersive fantasy) gerektiğince etkili bir şekilde
hazırlanırsa, bir bilimkurgudan farksız olabilir. [26]
1) Geneksel Fantastik
2) Modern Fantastik
3) Destansı(Heroik) Fantastik
4) Peri Masalları
5) Mitolojik Hikayeler
6) Tuhaf(weird) Hikayeler
7) Korku(dark) Hikayeler
8) Kılıç ve Büyücülük içerikli Hikayeler
9) Tarihi içerikli Hikayeler
16
3. SÜRREALİZM KAVRAMI
17
Bu teknikte bilinçli bir süreçten geçmeyen bir yazım ve çizim yaklaşımı kullanılır.
Örneğin rastgele yapılan çizgiler üzerinden teasadüfi hatalar veya çizimlerle
bilinçaltını ortaya çıkarmaya yönelik çalışmalar yapılır. Otomatik çizim yöntemi
öncülerinden biri Andre Masson’dur. Sonrasında Salvador Dali, Joan Miro gibi
isimler de bu teknikte eserler üretmişlerdir. Bu çizim tekniği daha sonraları resimler,
tablolar gibi farklı alanlara ve mazlemelere de uygulanmış, uyarlanmıştır. [31]
Salvador Dali, Max Ernst, Giorgia de Chirico, Rene Magritte, Joan Miro, Andre
Masson, Alberto Giacometti gibi isimler bilinen sürrealist sanatçılardan bazılarıdır.
Sürrealist resmin özelliklerine bakacak olursak; sembolik anlatımın ön planda
olduğunu, rüyadaymış hissini yaratan bir bilinçdışında olma hali izlenimi verdiği,
günlük hayatımızın parçası olan tanıdık imgelerin sıradışı kullanımlarla karşımıza
çıktığı gözlemlenir. Her sürrealist resimde olmasa da, çoğunda imgelerin
çizimlerinin gerçekçi bir yaklaşımla yapılmış olduğu ama bu gerçekçi görünümlü
imgelerin absürd yerlerde, ilginç ve alışılmışın dışında bir yapıda kullanıldığı
gözlemlenebilir. Bu yaklaşım da ‘‘gerçeğin’’ kişiler üzerindeki yansımaları hissini
ortaya koymaktadır. [32]
18
İşte bu her anlamda gerilimi yüksek olan dönemde diğer birçok alan gibi sanat alanı
da etkilenmiştir. Dönemin getirdiği çeşitli nedenlerden ötürü eleştirmek ve
başkaldırmak gibi amaçlarla farklı hedeflere sahip olarak meydana gelmiş birçok
akımla karşılaşırız. Bu akımlardan biri; daha sonraları ortaya çıkacak olan
Sürrealizm için bir nevi temel oluşturduğunu, ortam hazırladığını
varsayabileceğimiz ‘‘Dada’’ veya ‘‘Dadaizm’’dir. I. Dünya Savaşı dolaylarında
başlamıştır. Anti-sanat, anti-burjuva, anti-savaş gibi protest yaklaşımlara sahiptir.
Kapitalizm, burjuva sınıfının sahip olduğu rahat, konformist, milliyetçi ve kolonici
yaklaşımlar gibi nedenleri savaşın oluşma nedenleri arasında görmüş ve bu durumu
eleştirmişlerdir. Aynı zamanda sanatta yıllar boyu oluşmuş ve yerleşmiş olan
geleneksel estetik anlayışlarını da reddetmişlerdir. Görsel sanatlar dışında, edebiyat,
grafik tasarım, tiyatro, müzik, şiir gibi farklı alanlarda üretilmiş eserlerde de
Dada’nın etkileri görülmektedir. Bu akımın etkilerinin sanat üzerinde protest, agresif
ve şiddet içerikli davranışlar sergilediği düşünülmektedir. Her ne kadar Dada
akımının edebiyat, resim, heykel gibi sanat dalları üzerinde etkileri görülmüş olsa da
bazı sanat tarihçilerine göre Dadaizm bir sanat hareketi olmanın ötesinde daha çok
politik yaklaşımları olan bir harekettir. [33]
Psikiyatri üzerine eğitim almış olan yazar ve şair Andre Breton, sürrealizmin
oluşturulmasında aktif olarak rol almış kişilerdendir. Savaş döneminde bir hastanenin
nöroloji bölümünde savaş sırasında ağır psikolojik travmalar geçiren askerlerin
19
tedavileri üzerinde Sigmund Freud’un psikanaliz yöntemlerinden faydalanarak
çalışmıştır. Bu süreçte tanışmış olduğu bazı Dadaist yazarlardan etkilenmiştir. Savaş
sonrası dönemde Paris’e geri dönen Breton, devam eden Dadaist hareketinin
toplantılarına katılmıştır. Aynı dönemde Philippe Soupault ve Louise Aragon ile
birlikte ‘‘Littérature’’ (Edebiyat) adlı dergiyi yayınlamaya başladılar. Bu sırada
beraber otomatik yazım veya kendiliğinden yazım olarak adlandırılan teknikler
üzerine deneysel çalışmalar yapmaya başladılar ve bu çalışmalar sonucu ortaya çıkan
yazıları dergilerinde yayınladılar. Otomoatizm veya kendiliğinden yazım olarak
adlandırılan bu teknikte düşüncelerini sansürlemeden, kendiliğinden geldiği gibi,
serbest bırakarak direk yazıya aktarma yaklaşımı kullanılır, amaç bilincin müdahale
ve kısıtlamalarından kurtularak bilinçaltını dışa vurabilme çabasıdır. Daha sonraları
bu konu üzerine olan araştırma ve deneylerini daha da derinleştirmişlerdir. Bunun
sonucunda da ortaya çıkan yazılardan derlemiş oldukları ‘‘Manyetik Çayırlar’’ (Les
Champs Magnétiques) adlı kitabı 1920’de yayınladılar. Bu dönemde yapmış
oldukları otomatik yazım çalışmaları ile pek çok yazarı ve sanatçıyı etkilemişlerdir,
bu sayede etkilenen yazar ve sanatçılar da bu teknik üzerine yoğunlaşmaya
başlamışlardır ve giderek genişleyen bir topluluk oluşturmuşlardır. [35]
20
1924 yılında Andre Breton yazmış olduğu ilk ‘‘Sürrealist Manifestosu’’nu
yayınlaması ile akım resmen kurulmuş olur. Aynı zamanda yazar ve sanatçıların
toplandıkları, tartışmalar düzenledikleri ve araştırmalarını sürdürdükleri
‘‘Gerçeküstücü Araştırma Bürosu (Bureau of Surrealist Research)’’nu kurarlar.
1924’te ‘‘Sürrealist Devrim’’ (La Révolution surréaliste) isimli dergiyi de
yayınlamaya başlarlar. Bu dergi 1929 yılına kadar yayınlanmaya devam eder. Bu
süreçte Andre Breton’ın yayınlamış olduğu bu manifesto Sürrealizm akımının
içeriğini, temllerini, dayandığı noktaları, amaçlarını belirleyici ve tanımlayıcı bir
nitelikte olmuştur. Sigmund Freud ve psikanalizin etkileri Sürrealizm üzerinde çok
yoğun bir şekilde gözlemlenmektedir. [37]
1
1929 yılında sürrealist hareketine katılan Salvador Dali 1930-35 yılları arasında çok
yoğun bir şekilde çalışmıştır. Bu dönemde Dali gibi Rene Magritte, Man Ray, Max
Ernst, Andre Masson gibi isimler de sık karşılaşılan isimler olmuşlardır. 1933-39
yılları arasında ‘‘Minotaure’’ isimli sürrealist dergi yayınlanmaya başlanır.
Editörlüğünü Andre Breton ve Piere Mabille yapmıştır. Önemli birçok sanatçının
eserlerini kapaklarında yayınlamışlardır.
1 Hegel Diyalektiği: Alman filozof Georg Wilhelm Friedrich Hegel tarafından oluşturulmuştur. ‘Hegel felsefesi
her şeyden önce bireylerin kendi kendilerine ilişkin olarak özgür bir bilince ulaştıkları bir insanlık tarihi
felsefesidir. Ama bilinç kendi başına özgür değildir; bilincin özgürleşmesi Tinin Fenomenolojisi'nde betimlenen
karmaşık bir süreçle gerçekleşir.’(Vikipedia)
2 Marksist Diyalektik: ‘‘Karl Marks ve Frederich Engels tarafından oluşturulmuştur. Hegel’in ‘efendi-köle’
diyalektiğinden etkilenirler ama Hegel diyalektiğinin tamamen materyalist bir temele dayandırarak yeniden ele
alınması gerektiğini sauvurlar. ‘’(Vikipedia)
21
Bu yayınlamış oldukları dergi vesilesi ile adı pek sık duyulmayan birçok sürrealist
sanatçıya dikkat çekmiş ve tanıtmışlardır. Politik açıdan ise Marksizm’e yakın olan
duruşları ve dönemin politik ortamı aracılığıyla II. Dünya savaşı öncesi dönemde
sürrealistlerden büyük bir kesim ‘‘Fransız Komünist Partisi’’ne üye olmuşlardır.
Daha sonraları Lev Troçki ve Sol Muhalefeti destekleyen Andre Breton başta olmak
üzere sürrealistlerin çoğu Fransız Komünist Partisi’nden ayrılmışlardır. Bu dönemde
Troçki ile tanışmak için Meksika’ya giden Breton Frida Kahlo ile tanışır ve onun
çalışmalarını görür. Çalışmalarından etkilenerek onun ‘doğuştan’ sürrealist bir
ressam olduğunu belirtir. II. Dünya savaşı sonrasında ise akımın politik görüşü
anarşizme doğru yönelmiştir. [38]
II. Dünya savaşı öncesi dönemde her ne kadar diğer ülkelerde de ufak sürrealist
gruplar oluşmaya başlamış olsa da sürrealizmin asıl merkezi Paris, Fransa olmuştur.
Savaşın başlaması ve tüm Avrupa üzerindeki korkunç yıkıcı dalgası nedeniyle bu
durum değişmiştir. Birçok sanatçı güvende olabilmek adına başta Kuzey Amerika
olmak üzere dünyanın birçok farklı yerine gitmek durumunda kalmıştır. Bu zorunlu
göçler sürrealizmin bir dalga şeklinde birçok ülkeye yayılmasını ve etkin olmasını
sağlamıştır. Bu yayılmalar daha sonra Amerika’da Soyut Dışavurumculuk akımının
oluşmasına ortam hazırlamıştır aynı zamanda. II. Dünya savaşı sonrası dönemde
özellikle Amerika’da sanat alanında pek çok gelişme olmuştur. [39]
1941 yılında Amerika’ya giden Andre Breton çalışmalarına orada devam etmiştir.
Marcel Duchamp, Max Ernst ve David Hare ile beraber ‘‘VVV’’ isimli bir dergiyi
kısa süreli olarak yayınlamışlardır(1942-44).
Sadece dört sayısı çıkmış olan bu dergide plastik sanatlar, şiir, psikoloji, sosyoloji
gibi alanlara yer verilmiştir. İllüstrasyonları Roberto Matta, Giorgio de Chirico, Yves
Tanguy gibi sürrealist sanatçılar tarafından hazırlanıyordu. Gerek içerik gerek
hazırladıkları format açısından deneysel sayılabilirdi. Bu yıllarda Amerikalı
sanatçıların da desteği ile sürrealizmin halka tanıtılması ve yaygınlaştırılması adına
çalışmalar yapılmıştır. Andre Breton’un sürrealizm üzerine radyo programları da
olmuştur. Amerika’da olduğu kadar İngiltere’de de sürrealizm giderek
22
yaygınlaşmaya başlamıştır. Francis Bacon, Paul Nash, Henry Moore, Lucian Freud
gibi isimler sürrealizmden ve yöntemlerinden etkilenmişlerdir. [40]
Savaş sonrası dönemde Andre Breton Paris’e geri dönmüştür. Savaşın yol açtığı
göçler ve yıkımlar sürrealizmin uluslararası bir boyuta ulaşmasını sağlamıştır ama
artık sürrealizmin merkezi Paris değildir. Breton, Paris’e geri döndükten sonra
bilinçaltının ve insan zihninin özgürleştirilmesi üzerine yazılar yazmaya ve
yayınlamaya devam etmiştir. Onun dönüşüyle beraber Paris’te sürrealizm açısından
yeni bir dönem oluşmaya başlamıştır. Sürrealizm’in dini tutumlara, insan zihninin
kısıtlanmasına ve piyasa ilişkilerinde hümanizmin azalmasına karşı bir başkaldırı
olma nitelidğinde olduğunu vurgulamıştır. Çalışmalarına devam eden Andre Breton
1966 yılında vefat etmiştir. Bazı sanat tarihçilerine göre Breton’un ölümü ile
sürrealizm gücünü kaybetmiş ve sona gelmiş olsa da Breton dönemi sonrasında da
sürrealizm hem Fransa’da hemde dünyanın birçok yerinde devam etmiş ve
günümüze kadar gelmiştir. Her ne kadar bazı kesimlerce sürrealizm güç kaybetmiş
olarak görülse de özellikle uluslararası bir boyut kazandıktan sonra farklı yaklaşımlar
edinmiş olan birçok sürrealist kesim oluşmuştur. Bu kesimlerin bazıları ise Soyut
Dışavurumculuk gibi yeni birçok akım için zemin oluşturmuştur. [41]
23
Sürrealistler, içinde bulundukları dünyanın aslında bir illüzyon olduğunu ileri
sürerek, bu dünyanın ötesinde olan bir dünyanın varlığını ileri sürmüşler, bu ‘‘öteki
dünyayı’’ bulma ve ona ulaşma çabası gütmüşlerdir. Bu noktadan yola çıkarak, bazı
sanat tarihçileri ve araştırmacılara göre sürrelizmin kökleri çok daha eski zamanlara
dayanmaktadır. Onlara göre ‘‘okültizm, ezoterizm, hermetizm, simya’’ gibi antik ve
kadim dönemlere dayanan çeşitli geleneklerin modern çağdaki bir tür yansıması
gibidir sürrealizm ve sürrealist yaklaşımlar. Bu antik ve mistik geleneklerde de öteki
dünya, ölümsüzlük, görünenin ardında aslında var olan şeyler, evrenin sırları, yaşam
ve insanlık hakkında açıklanmamış gizli bilgiler gibi konular ön plandadır. Herkese
açıklanmayan, sadece belirli bir saf bilinç seviyesine ulaşmayı başarabilmiş olanların
öğrenebildiği bilgilerdir bunlar. Sürrealistler de tüm bu konularla ilgilenmiş ve
hareketlerini bu düşünceler üzerinden kurgulamışlardır. Politik açıdan da komünizme
yakın bir yaklaşım edinmiş oldukları göz önünde bulundurulduğunda genel olarak
din kavramına uzak durdukları da söylenebilir. [42]
24
nedeniyle yıkımlardan ötürü pozitivist bilim yaklaşımını sorumlu olarak görmüşler
ve bilime karşı bir tutum sergileyerek bunu yayınladıkları yazılarda belirtmişlerdir.
Bilime karşı edindikleri bu olmsuz tutum Orta Çağ’da olduğu gibi dar bir düşünce
yapısından dolayı değil sadece modern çağlarla beraber bilimin dönüşmüş olduğu
şeye karşı tepki göstermişlerdir. [43]
‘‘… Bizim zamanımızda her şey sanki birkaç adam doğaüstü bir şekilde
Rimbaud, Lautreamont ve diğer birkaç kişinin işbirliğinden doğan tek bir cildin
etkisine girmiş gibi, sanki bir ses onalara, meleğin Flamel’e dediği gibi ‘Gel,
bu kitaba bak, iyi bak, tek satırını bile anlayamayacaksın, ne sen ne de
25
başkaları, ama bir gün orada kimsenin göremediğini göreceksin’ demiş gibi
vuku buluyor. Artık bu tefekkürden kaçacak konumda değiller. Amaçları söz
konusu olduğunda Sürrealist çabalarla simyacıların çabaları arasındaki dikkate
değer benzerliği fark ederseniz memnun olurum: felsefe taşı, insanın hayal
gücünün her şeyden hayret verici bir intikam almasına olanak tanıyacaktı, bu
da bizi zihnin yüzyıllar süren evcilleştirilmesi ve anlamsız teslimiyetinden
sonra yeniden, hayal gücünü ‘duyuların uzun, uçsuz bucaksız, akla dayanan
dengesizliğinden’ nihai olarak kurtarma teşebbüsüne getiriyor.’’ (Breton, 2009,
syf. 118)
26
öte dünya vardır ve buraya ulaşabilmek için de bilinçaltı ve rüyalardan faydalanır,
zihnin derinliklerine inmeye çalışırlar. [44]
Kültürel bir başkaldırı niteliğinde başlamış olan Sürrealist hareket başta edebiyat
alanı ile başlayarak, resim, heykel, fotoğraf, sinema, tasarım, tiyatro, mimari gibi pek
çok alanı etkilemiştir.
Yazın alanında kullanılan otomatik yazım tekniği resim alanında da otomatik çizim
tekniği şeklinde kullanılmıştır. Bu çizim tarzının öncüsü Andre Masson’dur. Andre
Masson’dan sonra birçok sürrealist ressam bu teknik üzerinde çalışmalar yapmıştır.
[45]
27
Genel olarak sürrealist resmin özellikleri;
- Rüyadaymış hissi yaratan kurgular,
- Sembolik anlatıma yer verilmesi,
- Günlük hayatta karşılaştığımız objelerin ve imgelerin alışılmışın dışında bir
şekilde kurgulanarak karşımıza çıkması,
- Bazı sanatçıların eserlerinde Kübizm, Ekspresyonizm ve Dadaizm gibi
akımların görsel etkilerine rastlanabilir,
- Buna rağmen Sürrealist teknikte de belli başlı öne çıkan özellikleri vardır,
transparanlık hissi, abartılı boyutlandırmalar, tekrar eden öğeler gibi.
- Birçok sürrealist sanatçı gerçekçi bir çizim yaklaşımı kullanmıştır ama
kurgularının ve objelerin sıradışı kullanımları ve yerleşimleri bu gerçeklik
algısını kırmıştır,
- Günlük hayatta beraber görmeye alışık olmadığımız imgelerin bir arada
kullanılmasına sıkça rastlanabilir,
- Bilinçaltını ve hayal gücünü ortaya çıkarmaya yönelik yöntemler kullanırlar,
(otomatizm gibi)
28
Rene Magritte’in bu çalışmalarında bahsettiğimiz gerçekçi şekilde tasvir edilmiş
imgelerin alışılmışın dışındaki yerleşimleri, rüyada olma hali, bilinçaltı gibi noktaları
öne çıkarmaktadır.
Rene Magritte gibi sürrealist resmin öncüleri olmuş bazı isimler ise; Giorgio De
Chirico (1888-1978), Max Ernst (1891-1976), Andre Masson (1896-1987), Joan
Miro Ferra ( 1893-1983), Salvador Dali (1904-1989) ’dir.
29
4. İLLÜSTRASYON KAVRAMI
İllüstrasyon, konu ve içerik açısından bakıldığında limitleri olmayan bir alan olarak
kabul edilebilir. Çünkü konusu doğrultusunda ihtiyaçlara doğru bir şekilde yanıt
verecek şekilde hazırlanmış bir illüstrasyon, kelimelere ve destekleyici herhangi bir
yazıya ihtiyaç duymayacak şekilde aktarması gerekenleri izleyiciye net bir şekilde
iletme şansına sahiptir. Yaratıcılığa, deneyselliğe, hayal gücünün sınırlarını
30
zorlamaya açık bir alandır. Özellikle de günümüz dijital şartlarının bizlere sunduğu
kolaylıklar göz önünde bulundurulursa, sınırların iyice ortadan kalktığı varsayılabilir.
‘‘İllüstrasyonun bir fotoğraftan çok daha cezbedici ve büyüleyici olabilme olanağı
vardır, çünkü hiç bir sınırı ve kısıtlaması yoktur ve bir illüstratör tek bir çizimle
insanlara ilk görüşte anlayabilecekleri çok şeyi aktarabilir.’’(Yuko, 2013)
İllüstrasyon, grafik tasarımın dallarından biri olduğundan talebe bağlı bir ihtiyacı
gidermek, çözüm oluşturmak gibi amaçla yapılır. Karşısındakine bir bilgi verme,
birşeyler öğretme veya bir mesaj ileterek karşısındakiyle iletişime geçme çabası ve
amacı gütmektedir. İllüstrasyon, karşısındaki izleyicisi ile ‘‘konuşmayı’’ hedefler.
Bilgi vererek, bir hikayeyi anlatarak, bir mesajı bize ileterek, bir düşünceyi, fikri
aktararak, bir şeyler öğretmeye çalışarak bizimle konuşur, bizimle iletişime geçerler.
Ve zaman zaman bir grup kalabalık kelime karmaşası ile anlaşılması zor bir hal
alarak anlatılacak bir şeyi, tek bir imgeyle, görselle bize basitçe ve kelimelerden daha
iyi algılanır nitelikte aktarırlar. İllüstrasyonların görsellikleriyle de ilgi çekme ve bizi
etkilemek gibi hedefleri olsa da birincil hedefleri bir mesaj vermek ve vermeye
çalıştıkları mesajı en doğru şekilde aktarabilmektir. Dolayısıyla bir çizimin
illüstrasyon olabilmesi için görsel özelliği ve tarzından önce ne anlatacağının, ne tür
bir fikri ileteceğinin belirlenmesi önemlidir. İllüstrasyonun ileteceği bilgi/mesaj
belirlendikten sonra bu iletilecek olan mesajı en doğru şekilde iletmenin yollarının
aranması gerekir. Bu noktada kullanılacak teknik, kullanılacak malzeme, renkler,
çizim tarzı gibi öğeler ihtiyaca en iyi cevabı verecek şekilde seçilerek belirlenir. [47]
31
- İllüstrasyonları tarzlarına/stillerine göre ayırmak da mümkün olabilir.
- İçeriğine bağlı olarak, farklı kesimlere, farklı dönemlere, farklı yaş
gruplarına, farklı kültürlere, vb. hitap edebilen esnek bir yapısı vardır.
- Antik çağlardan günümüze kadar siyasi, eğitim, iletişim, mizah, reklam,
grafik tasarım, sanat, bilgi vermek gibi birçok farklı amaç için kullanılmıştır.
- Ör.; II. Dünya savaşı gibi birçok toplumsal ve siyasi açıdan önemli olayların
olduğu dönemlerde, örgütleyici, bilgi verici, tanıtıcı, teşvik edici amaçlarla
kullanılmıştır,
- Günümüzde de politik ve güncel olaylarla ilgili illüstrasyonlar yapılmaktadır.
Bunların, yayınlanmasında ve paylaşılmasında sosyal medyanın rolü
büyüktür.
- Yazının bulunmasından önceki tarih öncesi dönemlerde, insanlar ilk olarak
kendilerini çizimler ve görsellerle ifade etmeye başlamışlardır.
- Çeşitli alanlarda metinleri destekleyici olarak illüstrasyonların kullanılması,
etki açısından daha vurucu ve akılda kalıcı bir anlatım dili oluşturmaktadır.
Örneğin; eğitimle ilgili birçok kitapta ve alanda illüstrasyonların sıkça
kullanılması.
- İllüstrasyonlar, tasarım içerisinde bir metin ile beraber kullanıldıklarında
metni destekleyici ve hatta zaman zaman metindeki kelimelerin etki
açısından yetersiz kaldığı yerlerde, bu eksik ve yetersiz noktaları
tamamlayarak anlamı güçlendirirler.
- İzleyicileri için psikolojik açıdan telkin edici, teşvik edici, hatırlatıcı, heyecan
verici, ürkütücü, vb. şekilde birçok farklı etkiyi, duyguyu, fikri
uyandırmaktadır.
- İllüstrasyonlar, kullanılan metafor ve semboller doğrultusunda sınırlı bir
hedef kitleye de hitap edebilir, içeriğinde kapsadığı öğeler doğrultusunda
hedef kitle açısından evrensel bir nitelikte de olabilirler.
32
4.2 İllüstrasyonun Tarihi ve Gelişimi
33
Daha sonraları insanların gelişmeye başlayıp kurduğu birçok antik uygarlıkta da
illüstrasyonlara sıkça rastlanır. Mısır, Roma, Yunan gibi birçok antik uygarlıkta
kültürleri, tanrıları ve inanışları hakkında bilgi sahibi olabileceğimiz duvarlara, yer
mozaiklerine, mezarlara, çeşitli vazolar ve kaplara uygulanmış olan illüstrasyonlar
görülür. Cenaze vb. törenleri, ritüelleri, gelenekleri, günlük yaşam biçimleri,
inançları ve dolayısıyla tanrıları, mitolojik hikayeleri hakkında bilgi verici, detaylı
bir şekilde yapılmış resimlemelerdir bunlar. [50]
Antik Mısır’da M.Ö. yaklaşık 1550 yılı dolaylarından itibaren kullanılmaya başlanan
‘‘Mısırı’ın Ölüler Kitabı’’, bu konudaki en geniş çaplı örneklerden biri sayılabilir.
Kadim Mısır rahipleri tarafından hazırlanmış olan bu kitap birçok farklı kısımdan
oluşmuştur ve zamanla derlenmiş farklı uyarlamaları da bulunmaktadır. Tılsımlar,
dualar, ölüm-ötesi dünya ve ölüm sonrası ruhun yolculuğu gibi içeriklere sahiptir.
Firavunların mezar odalarında ve çeşitli papirüsler üzerinde rastlanan bu
resimlemeler ve hiyeroglifler ölüm sonrası yolculuğu anlatmak ve ölen kişiye bu
yolculuk esnasında yol göstermek, rehberlik etmek gibi amaçlarla hazırlanmıştır.
[51] [52]
Görsel 11. Mısır’ın Ölüler Kitabı, Ölünün yargılanması, Çakal başlı tanrı Anubis’in
ölen kişinin kalbini/ruhunu tarttığı sahne.
34
Yine milattan önceki dönemlerden itibaren çeşitli illüstrasyonların görüldüğü diğer
bir alan ise mozaiklerdir. Mozik kelimesi Fransızca ‘‘mosaique’’ kelimesinden
dilimize gelmiştir. Kelimenin kökü Latince ‘‘musi(v)um’’dan gelir. Bunun da
muhtemelen Antik Yunanca’daki ‘‘Mouseîon’’ yani dilimizdeki anlamıyla ‘‘Müz’’
kelimesinden gelmiş olduğu düşünülmektedir. Müzler, Antik Yunan mitolojisindeki
ilham perilerine verilen addır. Mozaik, çeşitli desenler ve görseller oluşturmak
amacıyla küçük parçalar halindeki renkli cam, taş vb. materyallerin bir araya
getirilmesiyle oluşan eserlerdir. Bilinen birçok mozaik eser, kabaca kare forma yakın
bir şekile sahip olan küçük renkli taş veya cam gibi malzemelerle yapılmış olsa da
farklı formlardan oluşan parçalarla da yapılan mozaikler vardır. ‘‘Podima’’ adı
verilen ve genellikle yer mozaiklarinin yapımında kullanılan, yuvarlak formlu
taşlardan oluşan mozaikler bu duruma örnek olabilir. Bilinen ilk mozaik örnekleri
Mezopotamya’da M.Ö. 3. binyıla aittir. Antik Yunan ve Roma döneminde ise sıkça
karşılaşılan bir tür olan mozaik daha sonraları dünyanın birçok kültüründe günümüze
kadar gelen bir süreçte sıklıkla kullanılmıştır. Bizans İmparatorluğunda, Orta Çağ
Avrupasında özellikle kiliselerde ve Suriye, Mısır, İran gibi farklı İslami kültürlerde
de mozaik eserler önemli bir yer edinmiştir. [53] [54]
35
Görsel 12. Okeanos ve Tethys mozaği, Gaziantep, Zeugma Mozaik Müzesi
İpek, bambu, hayvan derisi gibi çeşitli materyallerden elde edilen ‘‘papirüs,
parşömen’’ vb. kağıdın ilk türlerinin kullanılmaya başlanması ile çeşitli el yazmaları
ve resimlenen detaylar ile de karşılaşırız. Dinlerin ortaya çıkması ve Avrupa’da
kiliselerin kurulmaya başlanması bu alandaki örneklerin büyük çoğunluğunu
oluşturmaktadır. Genellikle manastırlarda rahipler tarafından hazırlanan bu el
yazmaları çoğunlukla dini anlatımlar içerse de farklı konularda da yazılmış olan
birçok el yazması ile karşılaşılır. Bu el yazmalarında resimli anlatımlara sıkça yer
verilmiştir. Bunun nedenlerinden biri olarak henüz matbaanın icat edilmemiş olması
nedeniyle kitapların az bulunur şeyler olması ve dolayısıyla halkın büyük bir
kesiminin okuma yazmasının olmaması görülebilir. Özellikle dini konularda halkı
bilgilendirmek ve eğitmek için bilgi veren görsel tasvirler ve anlatımlar gerek el
yazmalarında gerekse kiliseler gibi mimari yapılarda sık görülür. Matbaanın icat
edilmesi ile kitap basma sürecinin hızlanmış olması ve dolayısıyla halk kesiminde
okuma-yazma oranının yükselmeye başlaması görsel anlatım türünü ve illüstrasyonu
olumsuz etkilememiştir. Aksine bu sayede oluşturulan yeni teknikler ile
illüstrasyonda farklı alanlar ve yeni yaklaşım türleri geliştirilmiştir. [56]
36
Görsel 13. Holkham İncili, Nuh’un gemisi kısımı, İngiltere-Londra, 14.yy ikinci çeyrek
Minyatürlerin de illüstrasyonun kökleri arasında önemli bir yeri vardır. Daha önce
bahsetmiş olduğumuz türlerde olduğu gibi minyatürlerde de yapılmış oldukları
döneme, insanlara, yaşayış şekillerine, olaylara ait izler bulunmaktadır. İnsanlar yine
kendilerini ifade etmek, kayıt altına almak, birşeyleri anlatmak yada mesaj vermek
gibi amaçlarla kendilerini görsellerle ifade edebilme türlerinden biri olan
minyatürleri oluşturmuşlardır. Minyatürlerde çok fazla detay bulunduğu ve bu
detayların ince ince işlenmiş olduğu görülmektedir. Gerek doğuda gerekse batıda
sıkça rastlanan bir tür olmuştur. Osmanlı İmparatorluğun’da da pek çok minyatür
örnekleri görülmektedir. [57] [58]
37
16. ve 17. yy.’da gravür gibi yeni baskı tekniklerinin geliştirilmesi ile illüstrasyonlar
bu yeni tekniklerle de kullanılmaya başlandı. 18. yy’da da litografi(taş baskı) baskı
tekniği yine illüstrasyon alanına farklı bir teknik türü olarak katılmıştır. ‘‘Endüstri
Devriminin’’ sağladığı yeniliklerle geliştirilmiş farklı baskı teknikleri ile özellikle
kitap alanında illüstrasyonun sıklıkla ve rahatça kullanıldığı görülür. Hem baskı
makinelerinin kopyalama sayısını arttırmada sağladığı kolaylık, hemde uygulama
esnasında sağladığı kolaylıklar ile kitap illüstrasyonu alanı oldukça gelişmeye
başlamış ve popülerleşmiştir. Bu durum yayınevleri arası rekabet ortamını da
oluşturmaya başlamıştır çünkü henüz taze sayılan bu alanda çalışan illüstratör sayısı
da çok fazla sayılmazdı. İllüstrasyon kullanımının talebi ve satışları arttırdığı görüşü
üzerine bu alanda talep de giderek artmıştır. Kitaplar dışında da birçok farklı amaçla
kullanılmıştır. Gazete ve dergilerde, eğitim alanında kullanılmak için çeşitli gravürler
(doğa, bilim, tarih gibi), reklam ve tanıtım alanlarında illüstrasyon kullanılmaya
başlanmıştır. [59] [60]
Bu dönemlerde yaşamış olan ünlü İngiliz yazar ve şair William Blake aynı zamanda
bir baskı sanatçısıydı ve ‘‘The Marriage of Heaven and Hell’’ (Cennet ve
Cehennemin Evliliği), ‘‘Songs of Innocence and of Experience’’ (Masumiyet ve
Deneyim Şarkıları) gibi kendi yazmış olduğu kitapların büyük bir kısmının
illüstrasyonlarını yine baskı tekniklerini kullanarak(genellikle gravür) kendisi
hazırlamıştır. Ayrıca Mary Wollstonecraft (Original Stories from Real Life), Edward
Young (Night-Thoughts), John Varley (Visionary Heads) gibi başka yazarlara ait
olan bazı kitapların da illüstrasyonları ona aittir. Yazının keşfinden sonra
illüstrasyonlar, yazının yanında destekleyici bir öğe olarak kullanılmaya başlanıp
ikinci plana atılmış gibi bir izlenim sergiliyor olsa da görsel anlatımın gücü ve
sadece yazının iyi bir anlatım için zaman zaman yetersiz kalıyor olması onu diğer
türlerden ayırmış ve kendi başına da var olabilirliğini sağlamıştır. [61]
1800’ler ile 1900’ler arasındaki dönem özellikle Amerika için ‘‘İllüstrasyonun altın
çağı’’ olarak adlandırılmaktadır. Bu dönemde hem Avrupa’da hem Amerika’da
gerek kitap alanında gerek dergi/gazete alanında gerekse reklam amaçlı illüstrasyona
çok fazla talep olmuştur. [62]
38
Görsel 14. William Blake, ‘Masumiyet ve Deneyim Şarkıları’ kitabından, 1789
Eski dönemlerle kıyaslandığında artık illüstrasyon rahat ulaşılabilir bir tür halini
almıştır. Bu dönemlerdeki bir çok sanat akımından ve dolayısıyla tekniklerden de
etkilenilmiştir. Dolayısıyla ortaya birçok farklı anlayışta hazırlanmış olan
illüstrasyon çıkmıştır. Teknikler, tarzlar, kullanılan materyaller giderek gelişmiş ve
çok çeşitlenmiştir. İllüstrasyon artık her alanda kullanılmaya hazır, çok çeşitli türleri
olan popüler bir çizim türü halini almıştır. Sir John Tenniel, Beatrix Potter, John
Bauer gibi isimler bu dönemde yaşamış olan ve özellikle çocuk kitapları alanında
birçok çalışmaya imza atmış başarılı illüstratörler arasındadır. Yine 19.yy’da yaşamış
olan ve isimleri sıkça duyulan Art Nouveau akımından etkilenen Çek sanatçı
Alphonse Mucha ve Fransız illüstratör, plastik sanatçı Henri de Toulouse-Lautrec
illüstrasyon alanında birçok çalışma yapmıştır. Politika, edebiyat, sanat, aile gibi
birçok farklı temada dergiler çıkarılmaya başlanmıştır. Karikatür dergileri de
bunların arasındadır. [63] [64]
39
Teknolojik gelişmeler, fotoğrafın icadı, sinemanın gelişmesi, ilk animasyon ve çizgi
film denemelerinin yapılmaya başlanması gibi alanlardaki gelişmelerin illüstrasyona
da yansımaları olmuştur. Animasyonda kullanılan farklı tarz ve teknikler arasında
illüstrasyon da bulunmaktadır. 1920’lerde bu alana dahil olan Walt Disney pek çok
başarılı yapıma imza atmış ve günümüze kadar da varlığını sürdürmeye devam
etmiştir. Bu girişimlerle illüstrasyonda karakter tasarımı, mekan tasarımı gibi
özellikle dijital çağda önem kazanacak olan alanların da ilk adımlarının atılmaya
başlandığı da söylenebilir. [65]
İllüstrasyonun açıklayıcı, mesaj verici, bilgilendirici özelliklere sahip bir tür olması
dışında sosyolojik ve psikolojik açılardan da insanlar üzerinde önemli etkisi olan bir
rolü vardır. Bu özelliğinin etkileri özellikle de savaş zamanları bilinçli olarak sıklıkla
kullanılmıştır. I. ve II. Dünya Savaşı dönemlerine gelindiğinde yapılmış olan
illüstrasyonların büyük bir kısmının ‘‘propaganda’’ odaklı çalışmalar olduğu
görülmektedir. Dönemin getirdiği zor şartların, insanların motive olmaya, beraberlik
duygusuna ve desteklenmeye ihtiyaç duyan psikolojileri doğrultusunda bu dönemde
illüstratörler ‘‘savaş propagandası’’ ve ‘‘ülkeye destek’’ gibi temalar üzerinde işler
üretmişlerdir. Propaganda içerikli bu çalışmaların zaman zaman gerçeğin bilinçli
olarak değiştirilmiş yansımaları halinde halkın inançlarını, ideolojilerini manipüle
etmek ve istedikleri yöne doğru çekmek için de kullanılmış bir araç olduğu da göz
ardı edilmemelidir. Her iki savaş döneminde de ‘‘propaganda’’ içerikli işler öne
çıkmıştır. Bu durum illüstrasyonun insanlar / toplumlar üzerindeki sosyolojik ve
psikolojik etkileri ve rolü açısından en somut örneklerden biri olarak görülebilir.
Propaganda yöntemleri, savaş sonrası dönemlerde reklam alanında da sıklıkla
kullanılmaya başlanmıştır. [66] [67]
40
adına geliştirilmiş birçok bilgisayar programı hayatımıza girmiştir. Bu durumun
illüstrasyon ve tasarım alanına olan yansımalarının devrimsel nitelikte olduğu
söylenebilir. Ama dijital tekniklerin, klasik yöntemler ve manuel tekniklerin yerini
tamamen aldığını da söylemek yanlış olur.
41
4.3.1 Basın-Yayın İllüstrasyonları
42
başlandı ve ilk çocuk kitabı olarak kabul edilen ‘‘A Little Pretty Pocket-Book’’
isimli kitap 1744 yılında İngiliz yayıncı John Newbery tarafından basıldı. Kitap,
çocukları eğlendirmek amacıyla hazırlandığından içerisinde şiirler, alfabeyi
öğretmek için harflerle tekerlemeler, çeşitli oyunlar ve resimli hikayeler
barındırıyordu. Bu ilk adımdan sonra gerek edebiyat alanında, gerek eğitim
alanında, gerekse çocukları eğlendirici nitelikte olarak ‘çocuk kitabı’ türü
giderek gelişti ve içerik açısından genişledi. İllüstrasyon ise çocuk kitapları
alanında hep önemli unsurlardan biri olmuştur. Özellikle yaş seviyesi küçüldükçe
illüstrasyonun rolü de artmaktadır. Bunun nedeni hem dikkat çekici olması
hemde okuma-yazma öğrenme yaşında olmayan çocukların kitap içeriğini
anlayabilmeleri konusunda önemlidir.[70] [71]
43
Diğer illüstrasyon türlerine kıyasla reklam-tanıtım illsütrasyonlarında hedef kitle
çok daha önemli bir etken haline gelmektedir. Bu nedenle bu alanda yapılacak
olan illsütrasyon çalışmalarında, çalışmanın amacına ulaşabilmesi için hedef
kitlenin iyi belirlenmesi, analiz edilmesi bu doğrultudaki ihtiyaçlara yanıt
verecek şekilde tanıtım illüstrasyonunun hazırlanması gerekmektedir. [72]
Arkeoloji, zooloji, botanik, jeoloji, tıp gibi çeşitli alanlarda bilgi vermek,
tanımlamak, kayıt altına almak gibi amaçlarla kullanılan illüstrasyonlardır.
Genellikle çok detaylı çalışılan illüstrasyonlardır bunlar. Ansiklopedilerde bu
türe ait illüstrasyon örnekleriyle sıklıkla karşılaşılır. Amaç tanımlamak ve
bilgilendirmek olduğundan önemli ince detaylar değer kazanır ve ön planda
44
tutulur. Bu aynı zamanda illüstratörün de konuya yetkin, bilgi sahibi olması
gerektiğini göstermektedir. Bazen arkeolojik kazılar esnasında da kazı alanında
aktif olarak bulunan ve gerek kazı alanının gerekse kazı esnasında bulunan
eserlerin detaylı çizimlerini yapan illüstratörler bulunur. Endüstriyel ve mimari
gibi alanlarda da gerek tasarım gerekse malzemeler açısından bilgi verici yada
tanımlayıcı çizimler konusunda teknik illüstrasyonlar kullanılabilir. Mahkeme
illüstrasyonları da bu tür illüstrasyonlar arasında konumlandırılabilirler.
Gizliliğin korunabilmesi veya mahkeme esnasında dikkatin dağılmasını
engellemek gibi çeşitli amaçlarla mahkeme salonunda fotoğraf-video gibi
görüntü kaydı alınmasının yasak olduğu durumlarda başvurulan bir yöntemdir.
İllüstratör duruşma boyunca gözlemlediklerini hızlı bir şekilde kağıda aktarır.
Bir nevi yazı yerine görsel olarak mahkemeyi kayıt eder. Daha sonra bu
illüstrasyonlar sadece arşiv amaçlı olarak saklanabilir veya basın-yayın
organlarında yayınlanmak üzere kullanılabilmektedirler. [74]
45
lokantalar gibi yerlerin kapı girişlerinde bulunan, genellikle batı ülkelerinde rastlanan
ve birçok çeşidi ile karşılaşılabilecek olan tabelalar bu tür illüstrasyonlar arasında
tutulabilir. Bunların illüstrasyon olarak adlandırılabilme nedenleri yapılış amaçları
bakımından illüstrasyonla birbirine eşdeğer olmalarıdır. Bu tür tabelaların görsel bir
öğe olmalarından ötürü dikkat çekmek dolayısıyla ön plana çıkmak, ait oldukları yeri
tanımlamak ve bu açıdan açıklayıcı olmak gibi amaçları vardır. Bazen metal bir
levha üzerine çeşitli boyalar ve çizim teknikleriyle hazırlanan türlerine
rastlanabileceği gibi, ahşap, demir gibi farklı malzemelerden anlatılmak istemem
şeyi sembolize eden formda dekupe vb. yöntemlerle yapılmış türleriyle de
karşılaşılabilir. Aşağıda bu alanda farklı türlerde yapılmış bazı örnekler
bulunmaktadır.
Görsel 16. 1830’dan beri şemsiye üreticisi ‘James Smith & Sons’, Londra, 1986
46
getirilmesi veya dekupe edilmesi gibi yöntemlerle de oluşturulabilirler. Birçok farklı
teknik ve malzeme ile yapılmış olan kuklalar da yine üç boyutlu alanlarda kullanılan
illüstrasyonlar için örnek gösterilebilirler.
Edebiyat, tiyatro, sinema, resim, heykel gibi pek çok farklı alanda realizmin
etkileri görülmüştür. Tüm bu alanlar gibi illüstrasyona da bu yaklaşımın
yansımaları olmuştur. Bu tür çalışmalar genellikle fotoğraf algısına yakın bir
anlayışta olabilirler, konu olan kişi-obje-olay gerçek hayattaki haline en yakın
şekliyle, birebirine uygun olarak tasvir edilir. İhtiyaca bağlı olarak birçok farklı
amaçla yapılan illüstrasyon türünde realist yaklaşım kullanılabilir. Başta teknik
ve tıbbi illüstrasyon alanı olmak üzere, elektronik, reklam, gıda ambalajları, ders
kitapları gibi çeşitli mecralarda karşımıza çıkabilir. [75]
47
4.4.2 Sürrealist (Gerçeküstü) İllüstrasyonlar
Gotik kavramı mimari, resim, heykel gibi birçok farklı alanda bulunan bir
kavram olsa da illüstrasyon üzerindeki yansımaları daha çok edebiyattaki gotik-
kurgu türü üzerinden olmuştur. Bu tür içerisinde genellikle korku, fantastik,
karanlık, yalnızlık, kişilik çatışmaları yaşayan karakterler gibi öğeler ve
özellikler sıkça bulunur. Dolayısıyla gotik tür illüstrasyonlarda da bu karanlık
kurguların yansımaları görülür. Tıpkı gotik türde olduğu gibi fantastik tür
illüstrasyonlarda da bu tür öğelerle karşılaşılır. Doğaüstü olaylar, ejderhalar,
büyücüler, elfler gibi çeşit çeşit doğaüstü karakterlere sık rastlanır.
48
Bu iki türe ait illüstrasyonlar birçok alanda karşımıza çıkabileceği gibi özellikle
kitap, dergi, bilgisayar oyunları gibi alanlarda daha sık kullanıldığı
söylenilebilir. [76]
Görsel 20. J.R.R. Tolkien’in Hobbit kitabı için yaptığı illüstrasyon, 1937
49
etkileri görüldüğü söylenebilir. Çok renklli, bazen tramların çok belirgin olduğu
türden ve dönemin mizah dergilerinin çizim türüne benzer tatlarda hazırlanmış
illüstrasyonlardır. [77]
Görsel 21. Greg Guillemin’in popüler kültürün etkilerini yansıtmak amacıyla çizgi roman
kahramanlarını pop art yaklaşımı ile ele aldığı illüstrasyon serisi, 2015
50
Görsel 22. Douglas Bicicleta’ın saykodelik yaklaşımla yapmış olduğu dijital illüstrasyon, 2009
Görsel 23. Peter Stain’in yapmış olduğu tipografik illüstrasyon çalışması, 2013
51
4.5 İllüstrasyonda Kullanılan Başlıca Malzeme ve Teknikler
4.5.2 Mürekkep
52
4.5.3 Kuru Boya ve Karakalem
Bu tür ulaşımı en kolay olan ve en yaygın şekilde kullanılan türdür. Gerek bir
illüstrasyonun taslak kısmında gerekse sonrasında ana çalışmayı yaparken
kullanılabilir. Uçların sertliğine ve tonlarına bağlı olarak farklı türleri bulunabilir.
Bazı kuru boyalarda yeni sayılabilecek bir özellik olarak boyanın kullanıldığı
bölgelere su ile müdahale edildiğinde mürekkep veya suluboya kullanılmış etkisi
yaratabilmektedir.
Pastel boyalar; toz pigment boyaların su, yağ veya yumurta gibi çeşitli bağlayıcı
türleriyle karıştırılarak elde edilen boyalardır. Yağlı pastel ya da toz pastel gibi
içerdikleri maddelere veya miktarlarına bağlı olarak farklı türleri vardır. Toz pastel
boyalar, tebeşire benzeyen daha kuru bir yapıya sahiptir. Pastel boyaların renk tonları
etkisi diğer birçok boya ile karşılaştırıldığında doğal kök boyalardan elde edilen renk
tonlarına daha yakın olduğu söylenebilir. İlk örnekleriyle beraber Rönesans
döneminden bu yana kullanıldığı görülmektedir. Renk karışımları yapılmasında
elverişli bir yapısı vardır. Kağıt üzerinden kazınabilme özelliğine de sahiptir.
Günümüzde birçok çeşidi ve tonu bulunmaktadır. Mum boyalar da yine pastel boya
türleri arasında görülebilir. Toz pigment boyalar ve mum karışımı ile elde edilir,
yapılırken kullanılan maddelere bağlı olarak türleri vardır. [82] [83]
53
4.5.6 Marker-Keçeli Kalem
İçerisinde kendi mürekkebini barındıran bir sisteme sahiptir. Marker ve keçeli kalem
türleri sık kullanılan tekniklerdendir. Çok çeşitli türleri bulunmaktadır.
Gazete, dergi, fotoğraf, çeşitli kumaş ve kağıt parçaları gibi malzemelerin kesilip
yapıştırılma yöntemiyle bir araya getirilmesi ile oluşturulan çalışmalara kolaj denir.
Birçok farklı mazleme ile yapılması mümkündür. Bu kesilip yapıştırılan parçalarla
beraber farklı boya türleri, çizimler ve resimler de kullanılabilir. İllüstrasyonda sık
karşılaşılan tekniklerden biridir.
Genellikle çeşitli ahşap objeler üzerine uygulanan örnekleriyle bilinen bir teknik
türü olsa da illüstrasyon alanında da kağıt üzerine kullanılan yöntemlerden biridir.
Genellikle bir görselin fotokopisinin alınmasıyla ve bu fotokopinin tiner gibi bir
madde ile kağıt vb. bir alan üzerine transfer edilmesi ile elde edilen bir yöntemdir.
Beraberinde çizimler, diğer teknikler veya kolajlar da kullanılabilmektedir.
54
4.5.10 Baskı Teknikleri
55
tabanlı programlarda ise her görüntü birçok küçük renkli karenin bir araya gelmesi
ile oluşur. Bu nedenle bu tür programlardaki çalışmaların çalışmanın orjinal
boyutuna uygun hazırlanması önemlidir. Çünkü daha sonra hazırlanmış bu
çalışmanın boyut olarak büyütülmesi veya küçültülmesi görüntü çözünürlülüğünün
düşmesine ve dolayısıyla kalitesiz görseller elde edilmesine neden olabilir. [86]
56
5. FANTASTİK, SÜRREALİZM ve İLLÜSTRASYON
ARASINDAKİ ETKİLEŞİM
Fantastik kavramı resim, heykel, sinema, müzik, gibi pek çok farklı alan üzerinde
etkili olduğu gibi tasarım ve illüstrasyon alanı üzerinde de yansımaları olmuştur. Bu
tür içerisinde genellikle korku, tedirginlik, merak, doğaüstü olaylar gibi özellikller ve
ejderhalar, büyücüler, elfler gibi çeşitli fantastik öğeler sıkça bulunur.
Bu türe ait illüstrasyonlar birçok alanda karşımıza çıkabileceği gibi özellikle kitap,
dergi, animasyonlar, afiş, bilgisayar oyunları gibi alanlarda daha sık kullanıldığı
söylenilebilir.
Fantastik illüstrasyonların ilk başlangıcıyla ilgili farklı farklı görüşler vardır. Her ne
kadar fantastik illüstrasyonun köklerine inildiğinde antik dönem inanışları
doğrultusunda mitolojik hikayeler ve tanrıları konu edinen, o dönem insanların
yapmış olduğu duvar resimleri, mozaikler, rölyefler gibi farklı mecralarda
karşılaşıyor olsak da, modern dönem örneklerinin fantastik edebi türüne bağlı olarak
geliştiğini söyleyebiliriz. Fantastik illüstrasyonla birçok farklı mecrada
karşılaşmaktayız. Bunlar arasında bu türün en sık karşımıza çıktığı alanlar, kitaplar
ve kitap kapakları, dergi ve gazeteler, afişler, animasyonlar, bilgisayar oyunları,
bazen içeriğine bağlı olarak web siteleri, dekoratif amaçla yapılan illüstrasyonlarda
da fantastik tür sıkça görülebilir.
57
formu bozulmuş objeler veya şekiller gibi yaklaşımlarla sık karşılaşılabilir. Bazen
gotik yaklaşımlar da görüebildiği gibi çizim tarzı açısından hiperrealist yaklaşımlar
da görülebilmektedir. Özellikle bu tür bir yaklaşım gerçeklik algısı yarattığı için
fantastik dünya ile yaşadığımız dünya arasında bağ kurmak açısından öncelikli bir
etki sağlayabilir. İnsansı özelliklere sahip hayvanlar yada yaratıklar da sık karşımıza
çıkan bir türdür. Bunların yanında renk konusu da fantastik illüstrasyonlarda yine
önemli bir yerde durmaktadır. Kullanılan renklerin etkileri, ışık gölge arasındaki
konstrastlar, fantastik dünyaya yönelik verilmek istenen duyguları destekleyici etkiye
sahip oldukları söylenebilir.
58
Dore’a aittir. Edgar Allan Poe’nun kitapları için yapmış olduğu illüstrasyonlar
Gustave Dore’un en çok bilinen çalışmaları arasındadır. ‘‘Kırmızı Başlıklı Kız’’
gibi Grimm Kardeşler’in bazı hikayelerinin illüstrasyonları da yine Dore’a aittir.
Yapmış olduğu illüstrasyonlardan pek çok sergisi de bulunmaktadır. Fantastik ve
gotik eserlerde yaptığı çalışmalar göz önünde bulundurulduğunda içeriğe bağlı
olarak abartı, metamorfoz gibi yöntemleri kullanmış olduğu görülmektedir. [89]
[90]
Görsel 24. Gustave Dore’un ‘Don Kişot’ için yaptığı illüstrasyon, 1860
59
Görsel 25. Gustave Dore’un ‘Kırmızı Başlıklı Kız’ için yaptığı illüstrasyon,
60
Görsel 26. Arthur Rackham, ‘The Wind in the Willows’ kitabı illüstrasyonu
61
pek çok fantastik içerikli kitabın illüstrasyonlarını yapmıştır. Kalem ve suluboya
çalışmalarında sıkça kullandığı malzemelerdendir. [93] [94]
Görsel 28. E.H. Shepard’ın ‘The Wind In The Willows’ kitabı için yaptığı illüstrasyonlar
62
özellikle illüstrasyon çalışmalarında sık kullandığı malzemelerdendir. Daha sonra
baskı tekniklerini kullanmaya başladığında maliyet nedeniyle çalışmaların
önceleri tek renk ve siyah basılmaya başladığı daha sonraları ise renkli baskıların
da yapılmaya başlandığı görülmektedir.
Periler, prensesler, canavarlar, mitolojik canlılar, troller çalışmalarında çokça
raslanan karakterlerdendir. [95] [96]
Görsel 29. John Bauer’in ‘Among Gnomes & Trolls’ kitabı için
suluboya tekniği ile yaptığı illüstrasyon, 1915
63
5.1.5 Jiri Trnka (1912-1969)
Çek yönetmen, illüstratör, animatör ve kukla yapımcısı. İllüstrasyon alanında
özellikle fantastik eserler ve çocuk kitapları üzerine yapmış olduğu çalışmaları
bulunmaktadır. İllüstrasyon alanındaki ilk işi Viteslav Smejc’in kaleme aldığı
‘‘The Tiger of Mr. Bosek’’ (Bay Bosek’in kaplanı) isimli kitap için yapmış olduğu
illüstrasyonlardır. İllüstrasyon çalışmalarında 130’dan fazla edebi eser için yaptığı
illüstrasyonlar bulunmaktadır. Bunların büyük bir çoğunluğu ise çocuk kitapları
için yapmış olduğu illüstrasyonlardır. Özellikle Grimm Kardeşler’in hikayeleri
için yapmış olduğu çalışmalar en bilinen çalışmaları arasındadır. Bunların dışında
Alice Harikalar Diyarında, Binbir Gece Masalları, La Fontaine’in Fabılları,
Andersen’den Masallar gibi peri masalları, fantastik hikayeler için de
illüstrasyonları bulunmaktadır. Kitap illüstrasyonları dışında, kendi yaptığı
kuklalarla hazırladığı pek çok animasyon film de bulunmaktadır. Gölge kuklaları
gibi pek çok geleneksel çizgifilm animasyon tekniklerini kullanmıştır,
kuklalarıyla yapmış olduğu animasyonlarında stop-motion tekniği de sık
kullandığı animasyon tekniklerindendir. Yapmış olduğu kısa film ve animsayon
çalışmaları Venedik Film Festivali, Cannes Film Festivali gibi dünyaca ünlü pek
çok festivalde gösterilmiş ve ödül kazanmıştır. Bu vesileyle Çek animasyon
filmeleri de dünya tarafından dikkat çekmiştir. İllüstrasyonlarında genellikle
kalem, siyah ve renkli mürekkepler sıkıkla kullandığı malzemelerdendir. [97] [98]
64
5.1.6 Roy G. Krenkel (1918-1983)
Çalışmalarında özellikle tarih ve fantastik tür üzerine yoğunlaşmış olan Amerikalı
illüstratör. Kitap, dergi ve çizgi roman alanlarında işleri bulunmaktadır. İkinci
Dünya Savaşı sonrası, özellikle ‘‘Tarzan’’ çizgi romanları için yapmış olduğu
illüstrasyonlarıyla tanınan illüstratör Burne Hogarth’tan eğitim almıştır. Eğitimi
sırasında fantastik ve bilim kurgu alanında yine dönemin bilinen çizerleri olan Al
Williamson ve Frank Frazetta ile tanışmıştır. Weird Fantasy, Weird Science ve
Weird Science-Fantasy dergilerinde beraber ortak projelerde yer almışlardır.
Bunlar dışında da pek çok fantastik ve bilim kurgu dergisinde çizimleri yer
almıştır. Çalışmaları arasında pek çok fantastik kitap için kitap kapağı çalışmaları
da bulunmaktadır. Çalışmaları fantastik ve bilim kurgu temalarında olsalarda
çizimlerinde genellikle kullandığı üslup gerçekçi türdedir. [99] [100]
Görsel 31. Roy G. Krenkel, ‘Marvel Science’ için yaptığı illüstrasyon, 1952
Görsel 32. Roy G. Krenkel, ‘Tarzan & The Twins’ kitabı illüstrasyonu,1963
65
5.1.7 Pauline Baynes (1922-2008)
Pauline Diana Baynes, İngiliz kadın illüstratör. Yüzü aşkın sayıda kitap ve kitap
kapağı illüstrasyonu yaptığı çalışmaları arasında bulunmaktadır. J.R.R. Tolkien ve
C.S. Lewis gibi modern fantastik edebiyatın öncü isimlerinin kitapları için yapmış
olduğu illüstrasyonları en bilinen çalışmalarındandır. II. Dünya Savaşı döneminde
harita yapımı bölümünde çalıştığı süreçte edinmiş olduğu deneyim ve bilgileri
daha sonraları C.S. Lewis’in ‘‘Narnia’’ evreni ve Tolkien’in ‘‘Orta Dünya’’
evreni için hazırladığı haritaların yapımında kullanmıştır. 1950-56 yılları arasında
yayınlanan ve yedi kitaplık fantastik bir seri olan ‘‘Narnia Günlükleri’’
kitaplarının kapak ve kitap içi illüstrasyonlarını yapmıştır. Aynı dönemde J.R.R.
Tolkien ile de kitapların illüstrasyonlarını yapması için anlaşmışlardır. Pauline
Baynes, Tolkien’in birçok kitabı ve şiiri için illüstrasyonlar yapmıştır.
66
tarzı olarak Orta Çağ ve Rönesans dönemi el yazmalarından etkilenmiş olduğu
görülmektedir. [101] [102]
67
Edward Gorey’nin yapmış olduğu kitap illüstrasyonları ve kendine has
oluşturduğu Edward-Viktorya dönemleri karışımı olan çizim tarzı zaman içinde
kültleşmiş ve bir hayran kitlesine sahip olmuştur. Drakula’nın Broadway için
hazırlanan uyarlamasında kostüm tasarımı Edward Gorey’ye aittir ve bu çalışması
ile en iyi kostüm tasarımı ödülü almıştır. ‘‘Mystery!’’(gizem) isimli suç ve korku
içerikli televizyon serisi için de pek çok illüstrasyon çalışması olmuştur. [103]
[104]
Görsel 35. Maurice Sendak, ‘Where The Wild Things Are’ kitabı için illüstrasyonu,
68
5.1.10 Brothers Hildebrondt ( 1939- )
Fantastik ve bilim kurgu alanında çalışmış olan Amerikalı illüstratör ikiz
kardeşler. Tim ve Greg Hildebrondt film afişleri, çocuk kitapları, çizgi romanlar,
takvim tasarımları , fantastik ve bilim kurgu romanları, dergiler gibi alanlarda
işler üretmişlerdir. 1959 yılında profesyonel kariyerlerine başlamışlardır.
Tolkien’in ‘‘Yüzüklerin Efendisi’’ serisi için yapmış oldukları takvim
illüstrasyonları en bilinen çalışmalarındandır. Dünyaca ünlü çizgiroman yayını
şirketleri olan D.C. Comics ve Marvel Comics için birçok çizgi roman çalışması
yapmışlardır. Fantastik kurgu yazarı Terry Brooks’un ‘‘Shannara’nın Kılıcı’’
kitabı için sınırlı sayıda üretilmiş yağlıboya illüstrasyonlar hazırlamışlardır. Daha
sonraları J.K. Rowling’in ‘‘Harry Potter’’ serisi içinde çeşitli çalışmalar
yapmışlardır. Tolkien için 1970 yılında kendileri bir kitap hazırlamışlardır. Tim
ve Greg kardeşler birbirlerinden bağımsız olarak da çeşitli çalışmalarda yer
almışlardır. Ortak olarak yaptıkları ve bilinenen çalışmalarından biri de ‘‘Star
Wars’’(Yıldız Savaşları) filmi için yapmış oldukları afişlerdir. Kalem ve
mürekkeple yapmış oldukları çalışmalar dışında yağlı boya ile yapmış oldukarı
çalışmalar ile de karşılaşılmaktadır. Yaptıkları illüstrasyonlarda ışık ve gölge ile
yaratmış oldukları kontrastlar genellikle ön plana çıkan özelliklerindendir. Bazı
çalışmalarında ihtiyaçları olan görüntüye göre kurguladıkları sahnelerin
fotoğraflarını referans alarak illüstrasyonlarını yapmaktadırlar. [107] [108]
69
5.1.11 Wojciech Siudmak (1942- )
Polonyalı sanatçı ve illüstratör. Özellikle bilim kurgu ve fantastik edebiyat
alanlarında çalışmaları bulunmaktadır. Afiş ve albüm kapağı alanında da
çlaışmaları bulunmaktadır. Çalışmalarında hiperrealist, fantastik yaklaşımlar
görülmektedir. Aynı zamanda fantastik gerçekçilik ve sürrealizm gibi akımların
da etkileri çalışmalarında bulunmaktadır. Özellikle 70’li yıllarda pek çok bilim
kurgu ve fantastik içerikli dergide çalışmaları yer almıştır. İllüstrasyonlarında
antik kültürlerin izleri görüldüğü kadar geleceğe yönelik yaklaşımlar da
görülmektedir. ‘‘Beyaz Ejderha, Ejderha Şarkısı’’ gibi birçok fantastik kitap için
kapak illüstrasyonu yapmıştır. Hiperrealist yaklaşımının yanında genellikle canlı
renkler kullanmaktadır. Her illüstrasyonunda olmasa da çoğu illüstrasyonunda iki
yada üç renk kullanmaktadır. 1977 yılındaki 30. Cannes Film Festivali afişinin
illüstrasyonu Siudmak’a aittir. [109] [110]
70
5.1.12 Wayne Anderson (1946- )
İngiliz illüstratör. Fantastik etkiler çalışmalarında görülmektedir. Başta çocuk
kitapları olmak üzere, kartpostal, afiş, oyun kartları, dergi illüstrasyonları, kapak
illüstrasyonları, albüm kapakları gibi farklı alanlarda çalışmaları da
bulunmaktadır. Özellikle 70’li yıllarda etkili olmuştur. Ejderhalar, büyücüler,
mitolojik yaratıklar, canavarlar, antropomorfik hayvan tiplemeleri çalışmalarında
sıklıkla karşılaşılan karakterlerdir. İllüstrasyonlarında soluk tonlarda renkler
kullanmış olduğu dikkat çekmektedir. Ayrıca abartılı boyutlandırmalar, bozulmuş
formlar da sık kullandığı bir yöntemdir. [111] [112]
71
için çalışmıştır. İlk profesyonel işi bu çalışma olmuştur. Bu süreçte bu çalışması
için oyun kitapları, romanlar, afiş ve takvim gibi türler için illüstrasyonlar
yapmıştır. Çalışmalarında hiperrealist yaklaşımlar görülmektedir. [113] [114]
72
işler üretmeye devam etmiştir. Mürekkep, suluboya, yağlıboya gibi farklı
malzemeler kullanmaktadır. Çalışmalarında genellikle canlı renkler
kullanmaktadır. Günümüzde fantastik edebiyatın bilinen isimlerinden olan İngiliz
yazar Neil Gaiman’ın 2014 yılında ‘‘Hansel ve Gretel’’ hikayesi için kendi
yazmış olduğu yorumunun illüstrasyonları Lorenzo Mattoti’ye aittir. [115] [116]
73
Görsel 41. Daniel Merriam, yağlıboya illüstrasyon çalışması
Salvador Dali, Rene Magritte, Max Ernst gibi 20.yy sürealistlerinden çok daha
önceleri 19 yy. civarında işler üreten Fransız illüstratör J.J.Grandville ve Albert
Robida düşvari ve antropomorfik yaklaşımlarla gerçeklik algısını kırarak işler
üretmişlerdir. Sürrealizmin bir sanat akımı olarak oluşmasından ve gelişmesinden bir
süre sonra bu akımdan tasarım alanı da etkilenmiştir. Reklam ve tasarım ajansları
kısa bir süre sonra bu yaklaşımda, gizemli, rüyadaymış yaklaşımında olan tasarım
anlayışlarının peşine düşmüştür. [120]
74
5.2.1 Max Ernst (1891-1976)
Dada ve sürrealizm akımlarının öncü katılımcıları arasında olmuştur. Alman
ressam, şair, heykeltraş ve grafik sanatçısıdır. Zaman içerisinde ‘‘frotaj’’ adını
verdiği bir teknik geliştirmiştir. Bu teknik, taş veya ahşap gibi dokulu bir alan
üzerine kağıdın yerleştirilmesi ve boyanın yada kalemin bu alan üzerinde sürterek
gezdirilmesi ile elde edilen dokulu çalışmalardır. Çalışmalarında frotaj tekniği ile
beraber kolaj, çizim, fotomontaj, litografi, yağlıboya gibi farklı teknikleri bir arada
kullanmıştır. Sigmund Freud’un rüya teorileri ve psikanaliz yöntemlerinden yola
çıkarak çalışmalar üreten ilk sanatçılardandır. Bu çalışmalardan faydalanarak
kendi bilinçaltını keşfetmeye çalışmış ve bunu yaratıcılığını tetiklemek adına
kullanmıştır.
75
Viktorya dönemine ait çeşitli kitaplar ve ansiklopedilerden alınmış görsellerle,
kolaj tekniği ile hazırlanmıştır. [121] [122]
Görsel 43. Jindrich Styrsky, 'Little Alabaster Hand' frotaj ve kolaj çalışması, 1940
76
Aynı zamanda Jindrich Styrsky’nin kendi rüya günlüklerinden de bazı yazılar
burada yayınlanmıştır. Psikanaliz yöntemlerinden etkilenmiş ve kendi rüyalarını
yazıya aktararak ‘‘rüya günlüğü’’ oluşturmuştur. Bu günlüklerin bazıları daha
sonraları yayınlanmıştır. Yapmış olduğu illüstrasyonlarda ve diğer çalışmalarda
bu yazmış olduğu rüya günlüklerinden de faydalanmıştır. Max Ernst ve Andre
Masson’dan bu alanda olan çalışmaları açısından etkilenmiş olduğu
düşünülmektedir. Çalışmalarında kolaj ve fotomontaj sık kullandığı teknikler
arasındadır. [123] [124]
Görsel 44. Karel Teige, ‘Poems of the Night' kitabının kapak tasarımı, 1938
Görsel 45. Karel Teige, kolaj çalışmalarından bir örnek,
77
5.2.4 Karel Teissig (1925-2000)
Çek grafik tasarımcı. Prag ve Brüksel’de güzel sanatlar akademisinde eğitim
almıştır. Grafik sanatçı ve illustratör olarak çalışmıştır. 1986 yılında çizim
teknikleri üzerine yazmış olduğu bir kitabı yayınlanmıştır. Özellikle film afişleri
alanında birçok çalışması bulunmaktadır. Kolaj tekniği çalışmalarında en sık
kullanmış olduğu tekniklerdendir. Çalışmalarında sürrealizm akımından
etkilenmiş olduğu görülmektedir. [127] [128]
Görsel 46. Karel Teissig, ‘The Beast is Loose' film afişi, 1966
Görsel 47. Karel Teissig, ‘The Last Butterfly’ film afişi, 1990
78
Görsel 48. Roman Cieslewicz, tiyatro afişi, 1975
Görsel 49. Roman Cieslewicz, tiyatro afişi,
Afiş, kitap kapağı tasarımı ve tipografi alanlarında yapmış olduğu pek çok
çalışması vardır. Özellikle yapmış olduğu afiş tasarımlarıyla birçok sergide ve
bienalde yer almış ve ödüller kazanmıştır. Çalışmalarında genellikle kolaj ve
fotomontaj tekniklerinden yararlanmıştır. [129] [130]
79
Görsel 50. Franciszek Starowieyski, tiyatro afişi, 1978
Görsel 51. Franciszek Starowieyski, film afişi, 1973
80
Yapmış olduğu çok detaylı ve tuhaf tipografi çalışmalarının modern tipografi
üzerinde etkileri olduğu düşünülmektedir. Tipografi ve tasarım alanındaki
kuralları yıkarak farklı bir tipografik anlayış geliştirmiştir. Afiş ve tipografi
çalışmalarında sürrealist yaklaşımlar görülmektedir. [133] [134]
81
5.2.9 Andrzej Klimowski (1949)
Polonyalı grafik tasarımcı ve illüstratördür. İngiltere’de doğmuş ve orada
yaşamıştır. Saint Martin Sanat Okulu’nda resim ve grafik tasarım eğitimi aldıktan
sonra Varşova’ya taşınmış ve eğitimine orada devam etmiştir. Bu nedenle
çalışmalarında hem Polonya hem de İngiliz tasarım anlayışlarının etkileri
görülmektedir. Andrzej Klimowski, Varşova’daki eğitimi sırasında afiş tasarımcısı
Henryk Tomaszewski’nin öğrencisi olmuştur ve çalışmalarında onun
yaklaşımlarının etkileri de görülmektedir. Varşova’daki eğitimini tamamladıktan
bir süre sonra tekrar İngiltere’ye döner. İngiltere’deki sanat okulu Royal Collage
of Art’ta illüstrasyon bölümünde profesör olarak görev alır. Bu dönemde ‘‘On
Illustration’’ ismiyle küçük bir kitap da yayınlar. Çalışmalarında, kendisinin
çekmiş olduğu fotoğraflar öncelikli olmak üzere, kolaj tekniğini sık kullanmıştır.
İllüstrasyonlarında linol baskı da kullandığı teknikler arasındadır. Sürrealist
yaklaşımların etkileri yaptığı çalışmalarda fark edilmektedir. Kendi grafik romanı
için yaptığı çalışmalar dışında, kitap kapağı tasarımları, afiş tasarımları,
illüstrasyonlar en yoğun olarak çalışmış olduğu alanlar arasındadır. [137] [138]
82
5.3 Fantastik-Sürrealizm-İllüstrasyon Etkileşimi, Psikolojik ve Sosyolojik
Algılama, duyular ile elde edilen bilgilerin beyinde doğrudan kaydedilmesiyle değil,
yorumlanarak kaydedilmesiyle oluşur. Dolayısıyla da kişiden kişiye farklılık gösterir.
Bu noktada dış dünya ve onu oluşturan öğeler için tek ve mutlak bir gerçeklik
kavramının olduğu söylenemez. Algılamadaki bu farklılık ve çeşitlilik, herkes için
geçerli olan mutlak gerçeklik kavramından oluşan bir evrenden ziyade, birçok farklı
gerçekliğin bir araya gelerek oluşturduğu(çeşitliliğin olduğu) bir evreni sunar.
83
aynı zamanda psikolojik olarak bıraktığı etkilerle de ‘’duygu’’ ve ‘’his’’ olarak
hafızada yer edinmektedir. [140] [141] [142]
Fantastikte ise durum bundan biraz farklıdır. Yine sürrealizmde olduğu gibi rüya,
hayal gücü, gerçek üstü gibi öğelerden yararlanır. Yine yaşadığımız dünyadan farklı
bir dünya ile karşı karşıya getirir bizi. Ama sürrealizimden farklı olarak bu karşı
karşıya kalınan dünya mutlaka gerçek dünyadan uzakta bilinçaltının derinliklerinde
var olan bir dünya olmak zorunda değildir. Gerçek dünyanın içerisinde saklanmış
olan bir dünya da olabilir bu. Fantastik olan bir dünyadan söz edilebilmesi için
yadırgatma, tuhaflık, doğaüstü ve büyü gibi özelliklere sahip olması ve dolayısıyla
gerçek dünyadan bağımsız olarak işleyen kendi yasalarının olması gerekmektedir.
84
Fantastiğin amacı gerçek dünyayı yok saymak veya reddetmek değildir. Aksine
fantastik, bizimkinden biraz daha farklı olan bir dünyayı bize sunarak farklı
evrenlerin, farklı olasılıkların olabileceğini bize göstermeye çalışır. Bu sayede kendi
dünyamızı daha iyi algılayabilmemiz ve onunla başa çıkabilmemiz için bize yol
gösterme çabasındadır aslında. Bu noktada Tzvetan Todorov’un da kitabında
vurguladığı gibi fantastik, hergün içinde yaşadığımız dünyanın farklı bir alternatifini
bize sunarak aslında yaşadığımız dünyayı bize yadırgatır ve olaylara farklı bir açıdan
bakmamızı sağlayarak gerçek dünyayı daha iyi algılamamıza yardımcı olmaya
çalışır. Fantastik ve bilim kurgu edebiyatına bazı kesimlerce verilen ‘‘kaçış
edebiyatı’’ ismi J.R.R Tolkien, Ursula K. Le Guin gibi pek çok önemli yazar
tarafından tepkiyle karşılanmıştır. Bunun ön yargılı bir yaklaşım olduğunu, fantastik
türün sadece gerçek dünyanın zorluklarından kaçmak gibi bir amaçla var olmadığını
vurgulamışlardır. Hayal gücünü zenginleştirerek zihnin kapalı olan yanlarını
harekete geçirdiğini, kafa çalıştırdığını, insanları özgürleştirdiğini ve insanların
içinde bulundukları dünyayı daha rahat algılamalarını sağladığını söylemişlerdir.
Ursula K. Le Guin, ‘‘İçdeniz Balıkçısı’’ adlı kitabının ön sözünde, bilim kurgu ve
fantastiğe karşı bu tür eleştirel yaklaşım içerisinde olan insanların, bu kurgu
türlerinin onlara verdiği yabancı ve tanıdık olmadıkları şeyler hakkında düşünmek
zorunda olmaktan rahatsız oldukları, güvende hissetmedikleri dolayısıyla da
sevmedikleri görüşünü belirtmiştir. [143] [144]
Tolkien ise bir yazısında bu konuya şöyle değinmiştir;
“Kendini hapiste bulduğunda dışarı çıkıp evine gitmeye çalışan bir insanın
neden cezalandırılması gerekir? Ya da eğer böyle yapamazsa, düşünüp
mahkûmlar ve hapishane duvarları dışındaki konular üzerine konuşursa?
Mahkûm onu göremedi diye dışarıdaki dünyanın gerçekliği azalmaz. Kaçış'ı bu
yönde kullanarak eleştirmenler yanlış sözcükler kullanmışlardır ve dahası, bu
her zaman samimi bir hatayla da yapılmamıştır, Mahkûm'un Kaçışı ile
Kaçak'ın Uçuşu da karmaşıktırlar. ”( Tolkien, 1999)
J.R.R. Tolkien, yazmış olduğu ‘‘Peri Masaları Üzerine’’ adlı kitabında fantastik
türün faydalarına, psikolojik açıdan insanlara neler sağladığına ve bu açıdan ne tür
amaçlara sahip olduğuna sıkça değinmiştir. Modern yaşamın sistemlerinin ve
85
kurallarının insanları düş güçlerinin sınırsız dünyasından alı koyduğunu ve bir
noktada tutsaklaştırdığını ifade etmektedir. Tolkien’e göre peri masalları ve fantastik
tür, insanları bir ‘‘iyileşme’’ eğilimine sokmaktadır. Burada ‘‘iyileşmek’’ ile
anlatmak istediği; yaşanılan dünya içerisinde görülen ve tanıdık olunduğu söylenen
şeylerin, çok iyi bilindiği iddia edilerek sıradanlaştırıldığı ve aşina olunduğu
düşüncesiyle onların bir kenara bırakılarak, değersizleştirildiğini öne sürmektedir,
fantastiğin bu durumu yadırgatma etkisiyle tersine çevirdiğini vurgulamaktadır. Bu
açıdan fantastiğin bir ‘‘iyileşme’’ etkisi yarattığını söylemektedir. İçine
sokulduğumuz dar düşünce kalıplarının ve kapalı kutulara hapsedilmiş düş
dünyamızın, kafesten azad edilen kuşlar gibi özgürleşebilmesi fantastik türün
yardımıyla olabilecektir. Fantastik, bazı kesimlerce ‘‘sadece çocukları ve genç
yaştakileri eğlendirmek için uydurulmuş saçma ve yalan hikayeler’’ şeklinde
tanımlanmaktadır. Bu, onların bu türe ön yargılı ve dar açılardan bakmaları ve
aslında içeriğinde ne kadar derin noktalara değindiğini görmeyi ihmal etmeleri, bunu
fark edememelerinden kaynaklanmaktadır genellikle. [145]
“Fantezi doğal bir insan etkinliğidir. Aklı kesinlikle yok etmez hatta ona
hakaret bile etmez ve bilimsel gerçekliğe olan açlığı körleştirmez ya da
bilimsel gerçekliğin algılanışını çarpıtmaz. Tam tersine, akıl ne kadar keskin ve
açıksa o kadar iyi fantezi yaratılabilir. İnsanlar gerçeği (olgular ya da kanıtlar)
bilmek istemedikleri ya da gerçekleri algılayamadıkları bir duruma girseler,
onlar iyileşene dek Fantezi de zayıf kalırdı. Çünkü yaratıcı Fantezi, dünyadaki
olayların güneşin altında göründükleri gibi olduklarının güç bir biçimde
tanınmasına; gerçeğin tanınmasına dayanır, gerçeğin esiri olmaya değil.
Öyleyse, Lewis Carroll'ın masallarında ve şiirlerinde kendini gösteren saçmalık
da mantık üzerine kurulmuştur. Eğer insanlar, gerçekten kurbağalarla insanları
ayırt edemeyecek olsalardı, kurbağa-krallar hakkındaki masallar ortaya
çıkmazdı.’’(Tolkien, 1999, syf 136-137)
Fantastik türün genellikle bir arayış içerisinde olma hali olduğu konusundan daha
önceleri bahsetmiştik. Okuyucular, yazarın onlara sunduğu kahramanlarla genellikle
kendilerini özdeşleştirirler. Kahramanın hikayenin başından sonuna kadar yaşadığı
olayları ve geçtiği evreleri okuyucular da onlarla beraber yaşarlar. Dolayısıyla kitabı
86
açmadan önce hikayenin başında oldukları kendileri ile hikayenin sonuna
geldiklerinde oldukları kendileri bir olmaz. Baş karakter girmiş olduğu arayış
macerası ile değişmiş, kendini keşfetmiş, gelişmiş, farklı birine dönüşmüş ve
olgunlaşmıştır. Aynı şey, onunla bu süreci deneyimlemiş olan okuyucu için de
geçerlidir. Eğer tanık olduğu hikayeye sembolleri, metaforları açısından da daha
derin bir açıdan bakmayı başarabilirse, kendi ‘‘gerçek dünyasından’’ da izler
bulabilir ve kendi hayatıyla kahramanın yaşamı arasında bağ kurabilir. Onun
zorlukları aşmasından ilham alarak, kendi dünyasında farklı formlar ve kişiler olarak
karşısına çıkan ‘‘ejderhalar ve canavarlar’’la mücadele etme cesaretini kendi de
gösterebilir ve bir nevi kendi dünyasında ‘‘kahraman’’ olma şansına erişebilir.
Üstelik tüm bu süreçleri hayal gücünün ona sunduğu özgürlük ve zenginliklerle
keyifli bir şekilde bile atlatabilir. [146]
Özellikle bilim kurgu ve fantastik edebiyat alanında pek çok araştırması bulunan
araştırmacı yazar Bülent Somay’a göre fantastiğin, insanların en başta ‘‘öteki’’ olan
şeylere karşı olmak üzere genel olarak ön yargılarından ve tek tip düşüncelerden
sıyrılabilmesini sağlamak gibi bir rolü de vardır. Bir söyleşisinde bu konuya şu
sözlerle değinmiştir;
‘‘ Fantastik diyor ki, “benim öyle bir derdim yok, ben sizi bilimsel olarak ikna
etmeye çalışmıyorum. Ben sizden şunu rica ediyorum, inanmama duygunuzu
kitabın kapağını açarken şu arkadaki vestiyere asın, kitabı kapattıktan sonra da
geri alın giyin üstünüze. Ama inanmama duygunuzu asın ve kitabın dünyasına
girin, o dünyanın içinde gördüğünüz her tutarsızlığı kafama vurabilirsiniz.”
Yani fantazi esas olarak o zaman iç tutarlılık üzerinde duruyor. Ben fantazinin
psikanalizle okunabileceğine inanıyorum esas olarak. Bilimkurgu maalesef o
kadar sofistike değil. Yani bilim kurguyu psikanalizle anlamaya çalıştığın
zaman fazla basit bir şey görüyosun ama fantazi ancak psikalanalizle çözülecek
kadar karmaşık; çünkü fantazi romanı rüya yapısında kuruluyor. Biliyosunuz
rüyayı anlamanın tek yolu psikanalizdir.’’ (Güney, Bülent Somay, 2005)
87
oldukları da söylenebilir. Dolayısıyla da onu derinlemesine algılayabilmek, bilinç
seviyesinin ötesine ulaşıp, görmeyi bulanıklaştıran etkenlerin bir kenara itilerek,
bilinç altı çerçevesinden konuya yaklaşabilmek için psikanaliz de devreye
girmektedir. Sürrealizmle olan bağlantıları özellikle bu açıdan kaynaklanmaktadır
diyebiliriz. Sürrealizm de yine ağırlıklı olarak bu bilinç altına inme, özüne dönme,
kendini bulmak meseleleri üzerinden yola çıkarak ortaya çıkmıştır. I. ve II. Dünya
Savaşlarının arasındaki geçiş döneminde ve endüstri devriminin de ‘‘modern
yaşam’’ sistemlerini tetiklemesinin, insanlar üzerindeki yansımaları bu hareketin
başlaması konusunda ortam hazırlamış olduğu söylenebilir. Özellikle endüstri
devrimi ile büyük fabrikalar kurulmaya başlanmıştır, bu durumun etkileri ekonomi
üzerinde inkar edilemeyecek kadar büyük değişikliklere yol açmıştır. Bu sistemlerle
toplumda işçi sınıfı kavramı oluşmaya başlamıştır. Tüm bu gelişmeler, seri üretim,
büyüme, daha çok alana yayılma, insanların ihtiyaçları olmayan şeyleri de almaya
yönlendirilmesi, dolayısıyla kapitalizmin güç kazanması, fabrikalarla oluşan işçi
anlayışının insanları bir noktada mekanikleşmeye ve tek düzeleşmeye itmesi gibi
etkenler gerek bireysel açıdan kişilerin psikolojilerinde gerekse bu bireylerin bir
araya gelerek oluşturdukları toplumlarda sosyolojik açıdan pek çok olumsuzuğu ve
hastalığı da tetiklemiştir. Tüm bu psikolojik ve sosyolojik açıdan tetiklenen
hastalıklar ve olumsuzluklar psikoloji, psikiyatri alanlarının gelişmesine ihtiyaç
doğurmuştur, dolayısıyla psikanaliz alanı da bu etkenlerle oluşan ihitayaçlar
doğrultusunda araştırılmaya başlanmış ve gelişmiştir diyebiliriz. Sanayileşme
süreçlerinin getirdiği büyüme ve güç kazanma isteği gibi durumlar da tarihin en
büyük yıkımları olan I. ve II. Dünya savaşlarını tetiklemiştir. Savaşların getirdiği
yıkımlar da yine insanların psikolojileri üzerinde yoğun etkilere neden olmuştur. Bu
süreçte tüm bu yeni oluaşan sistemleri ve yıkımları, bunların nedenlerini sorgulayan
ve eleştiren kesimler oluşmaya başlamıştır. Bunlardan bir kısmı sürrealizm akımını
oluşturmuşlardır. Modern yaşamının karmaşık sistemlerinin insanları
tutsaklaştırdığını, oluşturulan toplum değerleri anlayışlarının insan duygularında
bastırılmışlık yarattığını, özlerinden uzaklaşmalarını sağladığını, dolayısıyla hayal
gücü ve zihnin özgür derinliklerinden mahrum kaldıklarını ileri sürmüşlerdir.
Psikolojik ve sosyolojik açıdan oluşan hastalıkların nedenleri olarak da yine tüm bu
sistemleri ve hayal gücünün yoksunluğunun olduğunu düşünmüşlerdir. Bu durumun
insanların bilinç altında çok daha farklı yansımalarla ortaya çıktığını ve bir nevi
bilinç altında farklı bir gerçeklik, farklı bir dünya oluştuğunu varsayıyorlardı. Bilinç
88
altındaki bu yansımaları ortaya çıkarabilmek için de psikanaliz ve psikanaliz
yöntemlerinden faydanıyorlar, rüyaları analiz ederek bu kafalarının içerisindeki diğer
ve ‘‘asıl gerçeklik’’ olarak kabul ettikleri dünyaya ulaşmaya çalışıyorlardı. [147]
89
yansıtabilmesi gerekliliğinin yanında, tasarım öğeleri de etki sahibi olabilmektedir.
İşlenecek olan konu açısından ihtiyacı en doğru şekilde karşılayacak ve verilmek
istenen duyguyu yada mesajı en doğru şekilde izleyiciye aktarıp onu etkileyecek olan
öğeler seçilmelidir. İllüstrasyonda kullanılacak teknik, kullanılacak malzeme,
illüstasyonun sahip olacağı boyut, kullanılacak üslup, yuvarlak yada keskin hatlı
çizgi kullanımı, renk seçimi, çizimlerdeki öğeler arasındaki boyut-şekil ilişkisi, ışık-
gölge etkileri gibi sayılabilecek daha pek çok etken psikoloji ve algı üzerindeki
yansımaları da göz önünde bulundurularak dikkatle seçilmeli ve birbiriyle
harmanlanmalıdır. Tüm bu içeriksel ve şekilsel etkenler, ihtiyaca yönelik olarak
dikkatle seçildiğinde ve kullanıldığında görsel açıdan etkili, insan algısı üzerinde
önemli yer edinebilecek potansiyeli olan etkili illüstrasyonlar ve tasarmlar meydana
gelir.
90
6. ‘ALICE HARİKALAR DİYARINDA’
VE PROJE UYGULAMASI
Bu dönemde kaleme alınmış olan ‘‘Alice Harikalar Diyarında’’ kitabı ise Viktorya
döneminin tüm katı kurallarını, gelenekçi ve muhafazakar yaklaşımlarını, gerçekçi
üslubunu kırmış, baskıcı sınırlamaların ötesine geçmiştir.
91
Kitap, Lewis Carroll takma adıyla kitaplarını yazan İngiliz yazar Charles Lutwidge
Dodgson tarafından 1865 yılında kaleme alınmıştır. Yazar aynı zamanda bir
fotoğrafçı, mantık hocası ve matematikçidir. Matematik alanında yazdığı eserleri
kendi gerçek adını kullanarak yazmış ama ‘‘Alice Harikalar Diyarında, Alice
Aynadan İçeri’’ gibi edebi alanda yazdığı eserleri kendi gerçek adının latince
karşılığı olan ‘‘Carolus Lodovicus’’ adından türettiği Lewis Carroll takma adıyla
kaleme almıştır. Lewis Carroll, Oxford’daki bir okulda matematik ve mantık dersi
eğitimi vermektedir. Hobi olarak çektiği fotoğraflarda genellikle mekanları,
mimarileri ve insanları genellikle konu alan Lewis Carroll’ın farklı şekilllerde
kurgulayarak çektği küçük kız çocukları fotoğraflarından dolayı pedofili olduğu
iddalarını ortaya atanlar vardır. Fakat bunun gerçekliği hakkında kesin olan bir bilgi
yoktur. Yazdığı hikayenin ana karakteri olan Alice’i gerçek hayattan esinlendiği bir
kız çocuğundan yola çıkarak oluşturmuştur. Eğitim verdiği üniversitenin dekanı
Henry George Lidell’ın küçük kızı Alice Lidell’dan esinlenmiştir. Alice ve kız
kardeşlerine anlattığı hayali hikayelerin zaman içerisinde derlenmesi ile ilk kitabı
olan ‘‘Alice Harikalar Diyarında’’ oluşmuştur. Daha sonra 1871 yılında ‘‘Alice:
Aynadan İçeri’’ adı altında ikinci bir kitap yazmıştır. [149]
92
Görsel 57. Alice Liddell’ın Lewis Carroll tarafından çekilmiş fotoğrafları
93
toplumun farklı yönlerini sembolize etmektedir. Harikalar diyarı, gerçek hayattaki
yetişkinlerin acımasız ve materyalist dünyasının ironik ve eleştirel bir yansıması
olma niteliğindedir. Yetişkinlerin yarattığı soğuk ve saçma dünyada bir çocuk
masumiyeti ve merakı ile kendini ortasında bulduğu bu harikalar diyarı Alice’e
birçok açıdan yeni şeyler öğrenme ve keşfetme fırsatı sağlamaktadır. Alice’de
harikalar diyarı sakinlerinin hayata karşı duruşlarına dokunmakta ve bir çocuk
masumiyeti ve zekasıyla sorguladığı durumlar karşısında, itaatkar olan harikalar
diyarı sakinleri de birşeyeri sorgulamaya başlamaktadır. [152]
Alice, Harikalar Diyarı’na girdiği ilk andan itibaren sürekli olarak yeni karakterler
karşımıza çıkar. Bu karakterlerin büyük bir çoğunluğu hayvanlardan oluşmaktadır.
İnsan gibi giyinen, insan gibi iletişim kuran, çay partilerine giden vs. birçok farklı tür
hayvan karakteriyle karşılaşmaktadır okuyucu. Her bir karaktere gerçek hayattaki
toplum yapısından yola çıkılarak farklı bir anlam ve işlev yüklenmiştir. Harikalar
Diyarı’nın tek absürd özelliği insan özellikleri taşıyan hayvan karakterlere yer
verilmesi değildir. Fizik kurallarını alt üst eden karmaşık bir yapıya sahiptir.
Üzerinde ‘‘Beni ye’’ yazan bir keki yediğinizde aniden bir bilye tanesi kadar
küçülebilir veya üzerinde ‘‘Beni iç’’ yazan küçük pembe şişedeki sıvıyı içtiğinizde
aniden devleşebilir ve bir evin içinden taşabilirsiniz. Harikalar Diyarı, gerçekliğin,
mantığın, fiziğin sınırlarının fazlasıyla zorlandığı, fantastik ve gizemlerle dolu bir
yerdir. Buna bir ütopya demek de mümkün olabilir. Çünkü Alice Viktorya
döneminde yaşayan bir çocuktur ve herşeyin sıkıcı derecede gerçekçi bir yaklaşıma
uygun olmasından kaçmaktadır aslında.
94
beyindeki sinirlerde oluşan bir hasardan dolayı meydana gelebilen bir algı bozukluğu
sendromudur. Hastalar yolda giden bir otobüsü kibrit kutusu boyunda görebilir veya
havada uçan bir kelebeği dev bir uçak boyutunda algılayabilirler. Bazı ileri
durumlarda ise halüsinasyonlar da meydana gelmektedir. [153]
Alice kitabının ilk illüstrasyonları, İngiliz illüstratör Sir John Tenniel tarafından
gravür tekniği ile hazırlanmıştır. Genellikle politik konularda işler yapan Tenniel’ın
ünlenmesine yol açan başarılı işlerinin başında Alice çizimleri gelmektedir.
Alice Harikalar Diyarında ve Alice Aynadan İçeri kitapları için toplamda doksan iki
adet illüstrasyon hazırlamıştır. Harikalar diyarının orjinal halini Lewis Carroll
resimlemiştir ama çizim kabiliyetinin sınırlılığından dolayı profesyonel bir illüstratör
ile çalışma kararını vermiş ve Sir John Tenniel ile tanıştıktan sonra 1865 yılında
yayınlanan Alice kitabı için beraber çalışmışlardır. Sir John Tenniel’in oluşturduğu
bu ilk Alice görsellerinin akıllara yerleşmesinin ardından zaman içerisinde birçok
farklı tarzda ve anlayışta farklı illüstratörler tarafından yeni Alice yorumlamaları
oluşmuştur. [154]
95
Lewis Carroll’ın kendi çizimleri ve elyazısıyla hazırlamış olduğu ilk kitap
örneğinden bazı görseller aşağıdaki gibidir;
Görsel 58. Lewis Carrol’ın el yazısı ve çizimleri ile ilk ‘Alice Harikalar Diyarında’ çalışması
Görsel 59. Lewis Carrol’ın el yazısı ve çizimleri ile ilk ‘Alice Harikalar Diyarında’ çalışması
96
6.2 Başlıca Karakterler
97
‘‘Kılığı ve kıyafetinden hal ve tavrına dek okura bir bürokratı, memuru ya
da bir üniversite hocasını andıran tavşanın gerçekte kimi ya da neyi temsil
ettiğine ilişkin de pek çok görüş mevcut. Kimi iddialar beyaz tavşanın Alice
Liddle’ın babası Henry Liddell’dan esinlenilerek yazıldığını söylüyor. Bu
iddiaların kaynağı Oxford Üniversitesi, Christ Church College’ın dekanı
olan Henry Liddell’ın okul toplantılarına geç kalmasıyla bilinen bir isim
oluşu. Bir başka görüş ise tavşanın Dodgson’la aynı dönemde Oxford’da
profesörlük yapmış olan tıp profesörü Henry Acland olduğu yönünde.’’
(Parker,2015)
6.2.3 Tırtıl; Bu karakterin ise Alice’e karşı sert ve arkadaş canlısı olmayan bir
tavrı vardır. Tırtıl, büyük bir mantarın üzerinde oturarak nargile içiyordur. Sürekli
olarak Alice’in konuşmasını düzeltir. Sert tavrına rağmen Alice’e yardımcı olur.
Üzerinde oturduğu mantarın parçalarıyla istediği zaman boyut değiştirebileceğini
söyler. Alice ile karşılaştıklarında Alice’e sorduğu ‘‘Kimsin sen?’’ sorusu ile
Alice’i düşünmeye sevk eden ilk karakterdir aynı zamanda.
6.2.4 Cheshire Kedisi; Diğer bir ana karakterimizdir. Alice ile ilk olarak
Düşes’in evinde karşılaşırlar. İstediği zaman görünüp istediği zaman kaybolma
özelliğine sahip ve sürekli olarak gülümseyen, bazen sinirbozucu bir hal alarak
sürekli sırıtan bir karakterdir. Aynı zamanda İngiliz dilinde ‘Cheshire kedisi gibi
sırıtmak’ anlamına gelen ‘‘Grinning like a Cheshire Cat’’ diye bir deyim de
bulunmaktadır. Bu tabirin kökenleriyle ilgili pek çok farklı iddia da
bulunmaktadır. Bu tabirden ötürü özellikle Cheshire bölgesinde bulunan taş
oyması bazı Cheshire kedisi tasvirleri de bulunmaktadır. Yazarın bu karakteri
oluştururken bu tasvirlerden etkilenmiş olabileceği düşünülmektedir.
98
6.2.5 Çılgın Şapkacı; ‘‘Çılgın çay partisi’’nin katılımcılarındandır. Kupa
Kraliçesi’nin düzenlediği bir konserde Çılgın Şapkacı’nın söylediği şarkının
zamanı öldürdüğü gerekçesiyle sinirlenen Kupa Kraliçesi, Çılgın Şapkacı için
zamanı durdurmuştur. O günden beridir Çılgın Şapkacı için saat hep altıyı
gösterir. Bu nedenle çay partisi hiç bir zaman bitmeyen bir çay partisidir. Çılgın
Şapkacı, Mart Tavşanı ve sürekli uyuklayan Fındık Faresi çay partisinin hiç
değişmeyen daimi üyeleridir. Çevrelerinde olup biten olaylara karşı fazlasıyla
kayıtsız ve umursamaz bir tavır sergilemektedirler. Tek düşündükleri şey bir
sonraki çay saatini kaçırmamaktır. Zaman onlar için hep aynı saatte durduğundan
dolayı da sürekli aynı masanın etrafında dönüp yer değiştirirler.
Çılgın Şapkacı karakteri için esin kaynağı olduğu düşünülen iki olası kişi vardır.
Buna göre iddialardan biri bu kişinin Oxford’da marangoz/mobilya yapımcısı olan
Theophilus Carter olduğudur. Diğer bir iddiaya göre ise yine Oxford’lu bir kumaş
tüccarı ve gerçek bir şapkacı olan Thomas Randall olduğu yönündedir. Bu
iddiaların herhangi birinin doğruluğu ile ilgili kesin bir kanıt olmamasına rağmen
olasılıklar olarak yaygınlaşmış bilgilerdir. [156]
99
6.2.6 Mart Tavşanı; ‘‘Çılgın çay partisi’’nin ev sahibidir. İngiliz dilindeki ‘Bir
mart tavşanı gibi deli/çılgın’ anlamına gelen ‘‘Mad as a March Hare’’ deyimiyle
oynayarak yazarın bu karakteri ‘‘Çılgın Çay partisinde Çılgın Şapkacı’nın
arkadaşı’’ olarak oluşturmuş olduğu düşünülmektedir. [157]
6.2.8 Dodo Kuşu; Bir başka Harikalar diyarı sakinidir. Anlamlarını bilmediği
halde çok süslü kelimelerle büyük laflar ederek konuşan bir karakterdir. Alice’in
göz yaşı havuzuna düşen hayvanlardan biridir, karaya çıktıklarında hepsi çok
ıslanmıştır ve kuruyabilmek için bir yarışma yapmaya karar verirler, Kuru Kurul
Koşusu (Caucus Race)’nun yapılmasını önerir. Buna göre herkes istediği bir
noktadan başka bir noktaya kadar koşabilecek ve istediği zaman başlayıp
bitirebilecektir. Dolayısıyla da herkes kazanacaktır. Bu düzenlenen yarışmanın,
yazarın dönemin politik yapısını ve partilerin dürüstlüğünü eleştirmek için
kurguladığı varsayılmaktadır.
Dodo kuşu karakterinin Lewis Carroll’ın bir yansıması olduğu düşünülmektedir.
Bunun nedeniyle ilgili iddiaya göre, yazarın zaman zaman konuşurken kekelemesi
nedeniyle kendi soyadını Do-do-Dodgson şeklinde telaffuz ediyor olmasından
ötürü kendini Dodo karakteri ile özdeşleştirmiş olduğudur. Hikayenin bu kısmının
Lewis Carroll’ın Alice, Alice’in kız kardeşleri ve o sırada Oxford’da eğitim gören
arkadaşı Robinson Duckworth ile yaptıkları kayak gezintileri ve pikniklere atıfta
bulunarak kurguladığı düşünülmekedir. ‘Alice Harikalar Diyarında’ hikayesini ilk
kez anlattığı ve kurguladığı anlar bu gezintilerdi.
100
Bu bölümde yazarı simgeleyen Dodo kuşu’nun yanısıra bulunan diğer karakterler
; Lorina Liddell’ı temsilen Papağan Lory, Edith Liddell’ı temsilen kartal yavrusu
Eaglet ve Robinson Duckworth’ü temsilen ördek Duck karakterleri
bulunmaktadır. (Alice Liddell ise zaten hikaye boyunca kendisi olarak yani Alice
olarak var olmaktadır.) [159]
6.2.9 Kupa Kraliçesi; Bir diğer ana karakterdir. İskambil kağıdı destesine aittir
ve krallığındaki muhafızları da diğer iskambil kağıtlarından oluşmaktadır.
Harikalar Diyarının otoritesi ona bağlıdır. Kibirli, anlayışsız ve küstah bir karakter
yapısına sahiptir. Mantıklı veya mantıksız canının istediği her konuda
çevresindekileri idama yollayan, zorba bir kraliçedir. Harikalar Diyarında onun
otoritesini sorgulamaya cesaret eden karakter Alice’tir ve bundan dolayı
yargılanır. Bir iddiaya göre bu karakter dönemin otoritesini ve kraliçeyi sembolize
etmektedir ama bu iddia hakkında da somut bir bilgi yoktur. [160]
Bu başlıca ana karakterler dışında hikaye içerisinde birçok farklı ara karakterler de
yer almaktadır.
Sir John Tenniel, 1820-1914 yılları arasında yaşamış olan İngiliz illüstratör ve politik
karikatür sanatçısıdır. O dönem, Birleşik Krallık’ta popüler olan ‘’Punch’’ isimli
karikatür dergisinin önde gelen çizerlerindendir aynı zamanda. Çalışmalarındaki
başarılarından ötürü kraliçe Viktorya tarafından şövalyelik ünvanı verilmiştir.
101
Görsel 61. Sir John Tenniel’ın otoportresi, 1889
Görsel 62. ‘’Punch’’ dergisinin 1841 yılına ait ilk sayısının kapağı
Tenniel’ın ilk yapmış olduğu kitap illüstrasyonu, Samuel Carter Halls tarafından
yazılmış olan ‘The Book of British Ballads’ isimli 1842 yılında basılmış kitaba aittir.
Daha sonraları ünlü politik karikatür dergisi ‘’Punch’’ta çalışmaya başlamış ve uzun
yıllar bu dergide çizerek derginin baş çizerlerinden biri olmuştur. Çalışmalarında
detaycı bir yaklaşım izlediği görülmektedir. 1865 yılında yayınlanan ‘Alice Harikalar
Diyarında’ kitabı Tenniel’ın illüstrasyonlarıyla basılmıştır. [161]
102
6.3.2 ‘Alice Harikalar Diyarında’ Kitabı İçin Yapılmış Diğer
103
3) Tove Jansson (1966)
104
5) Lisbeth Zwerger (1999)
105
1) Yayoi Kusama (2012)
106
6.4 Alice Harikalar Diyarı’nın 150. Yıldönümü Nedeniyle Hazırlanan Proje
Çalışması
Genellikle çocuk kitabı olarak sınıflandırılıyor olsa da içeriğinde pek çok sembolik
anlatım ve felsefi türde düşünmeye iten detay bulunmaktadır. Bu açıdan bakıldığında
çocukların yanında asıl ulaşmayı hedeflediği kitlenin yaşça daha büyük insanlar
olduğu da söylenebilir. Projedeki illüstrasyonlar bu nedenle çocukların dışında daha
çok büyük yaştakilere hitap edecek şekilde hazırlanmaya çalışılmıştır.
Öncelikle konunun doğru bir şekilde ele alınabilmesi için Alice kitabı okunmuş,
hakkında yazılmış analizler ve yorumlar incelenmiştir. ‘‘Alice Harikalar Diyarında’’
kitabı edebiyat alanının dışında da pek çok farklı alanda ele alındığından ve farklı
yorumlamaları mevcut olduğundan bu diğer alanlardaki türleri de incelenmiştir.
İllüstrasyonlar, animasyonlar, sinema filmleri, bilgisayar oyunları gibi. İncelenen
örnekler arasında Çek yönetmen Jan Svankmajer’in 1988 yapımı ‘‘Neco z
Alenky’’(Alice) isimli filmi de bulunmaktadır. Svankmajer, Alice hikayesini temel
alarak kendi yorumunu katmış ve sürrealist bir yaklaşımla konuyu ele almıştır.
Ürkütücü ve garip denebilecek detaylarla hikayeyi çok farklı bir boyuta taşımıştır.
Film boyunca Alice dışında başka kimse konuşmamaktadır. Tüm karakterler
‘‘…‘geç kaldım’ dedi Beyaz tavşan’’ şeklinde Alice’in iç konuşmaları havasında
Alice tarafından seslendirilmektedir.
107
bir zaman dilimi, bir kültür yapısı veya özellikle seçilmiş bir yer yoktur. Buradaki
Alice’in yolculuğu kendi iç dünyasına ve bilinç altına yapmış oluğu bir
yolculuktur.’’(Shankel,2012)
İllüstrasyonların boyutları için İthaki yayınlarının 2010 yılında kalın kapaklı olarak
basılmış ‘‘Alice Harikalar Diyarında’’ kitabı temel alınmıştır. Kitabın tek sayfa
ölçüsü 14 cm genişlik, 21 cm yükseklik şeklindedir. Dolayısıyla illüstrasyonlar da
bu boyut içinde yer alacak şekilde çözümlenmiştir.
108
6.5 Uygulama İçin Hazırlanan Bölümler ve İllüstrasyonlar
1. Bölüm: Tavşan Deliğinden Aşağıya ; Bu bölümde Alice, elinde bir cep saatiyle
aceleyle koşan Beyaz tavşan’ı fark ederek takip etmeye başlar. Peşinden gittiği
tavşanın arkasından girdiği deliğe bakarken bir anda kendini delikten aşağıya
düşerken bulur. Burada Harikalar Diyarı’na açılan kapıyla karşılaşacaktır. Bu bölüm
için hazırlanan illüstrasyonda Alice’in Harikalar Diyarı’nı bulmasını sağlayan Beyaz
Tavşan ve tavşan deliği önemli öğeler olduğundan ön planda tutulmaya çalışılmıştır.
Sürekli cep saatiyle dolaşan ve ‘Eyvah! Geç kaldım!’ diye sayıklayan Beyaz Tavşan
karakterinin illüstrasyonu için ise ‘zaman’ ve ‘geç kalma’ algısı oluşturulmaya
çalışılmıştır. Bölüm illüstrasyonu aşağıda yer almaktadır.
109
2. Bölüm: Gözyaşı Havuzu ; Harikalar Diyarı’na açılan kapı küçücük bir kapıdır ve
Alice çok istemesine rağmen buradan geçemez. Üzerinde ‘beni iç’ yazan şişedeki
sıvıyı içer ve kapı boyunda küçülür ama anahtar yüksekte kalmıştır. Bu sefer
üzerinde ‘beni ye’ yazan kurabiyeyi yer ve bir anda büyümeye başlar. Fakat bu sefer
o kadar çok büyümüştür ki içeride sıkışır. Bir süre sonra ağlamaya başlar, büyüdüğü
için devasa boyuttaki göz yaşları kısa sürede birikerek bir havuz oluşturur. Alice yine
bir anda küçülmüştür ve kendini bu suyun içinde yüzerken bulur. Kendisi gibi
Harikalar Diyarı’nın bazı sakinleri de bu su birikintisinin içine düşmüştür ve beraber
kıyıya yüzerler. Bu kısmın illüstrasyonunda, hikayedeki ani değişen boyutlar
arasındaki geçiş mümkün olduğunca abartılı bir yaklaşımla gösterilmeye
çalışılmıştır.
110
3. Bölüm: Kuru Kurul Koşusu ve O Upuzun Hikaye ; Gözyaşı Havuzu’na düşen
bazı Harikalar Diyarı sakinleri ve Alice, kıyıya yüzer ve karaya çıkarlar. Hepsi
ıslaktır ve kurumak için ne yapacaklarını tartışmaya başlarlar. Süslü lafları ve büyük
sözler söylemeyi seven Dodo kuşu, kurumak için ‘Kuru Kurul Koşusu’(Caucus
Race) yarışmasını yapmayı önerir. Bu yarışmaya göre herkes istediği zaman
koşmaya başlayıp istediği zaman bitirebilecek ve aynı zamanda kendi istediği bir
noktadan başka bir noktaya koşabilecektir. Dolayısıyla da herkes kazanacaktır.
Yarışmanın sonunda herkes bir ödül ister, Alice cebindeki şekerleri fark eder ve
herkese birer şeker verir ama kendisine kalmamıştır, cebinde sadece bir yüksük
kalmıştır. Dodo kuşu, yüksüğü alır ve ödül olarak Alice’e kendisi tekrar verir. Bu
sırada hepsi Fare’nin etrafına toplanırlar ve ondan bir hikaye anlatmasını isterler.
111
4. Bölüm: Tavşan Küçük Bill’i Görevlendiriyor ; Alice ve Beyaz tavşan tekrar
karşılaşırlar. Tavşan, Alice’i hizmetçisi Mary Ann ile karıştırır ve ondan yelpazesi ile
eldivenlerini getirmesini ister. Alice tavşanın evine gider ve eldivenleri aramaya
başlar. Bu sırada yine küçük bir şişe bulur, üzerinde bu sefer ‘beni iç’ yazmamasına
rağmen ne olacağını merak ederek sıvıyı içer. Bir anda büyümeye başlayarak evin
içine sıkışır ve evden taşar. Bunu görüp korkan ve şaşıran tavşan bağırmaya başlar ve
kertenkele Bill’i çağırır. Bill bacadan içeri girmeye çalışır, bu sırada tavşan Alice’e
taş fırlatmaktadır. Fırlattığı taşlar küçük keklere dönüşmektedir. Alice bu keklerden
birini yer ve bu sefer bir böcek kadar küçülür. Kapının altından süzülerek kimseye
görünmeden kaçar. Bölümün illüstrasyonlarında yine aniden sıradışı bir şekilde
değişen boyutlar vurgulanmaya çalışılmıştır.
112
5. Bölüm: Tırtılın Öğüdü ; Çok fazla küçülen Alice ormanın içinde yürümeye
başlar, bir köpek tarafından kovalandığı için kaçarken bilge ama umursamaz bir
karakter olan Tırtılla karşılaşır. Tırtıl büyük bir mantarın üzerinde oturup nargile
içmektedir. Küstahça bir tavrı vardır ve Alice’i küçümeyerek davranır. Alice’in
kouşmalarını sürekli düzeltmekte ve ona sorular yöneltmektedir. ‘Kimsin sen?’ gibi
sorularla Alice’i farklı yönde (felsefi açıdan) düşünmeye itmektedir aslında. Alice ise
buna karşılık, şu anda tam olarak kim olduğunu kendisinin de bilmediğini, çünkü son
saatlerde birkaç kez değiştiğini söyler. Tırtıl ona Harikalar Diyarı hakkında öğütler
verir ve istediği zaman büyüyüp küçülebilmesi için oturduğu mantarın sağ ve sol
tarafından birer parça koparmasını ve boyut değiştirmek istediğinde bunlardan
yemesini söyler. Alice’i düşünmeye iten ‘Kimsin Sen’ sorusuna illüstrasyonda yer
verilmiştir. Ayrıca Tırtıl karakterinin suçlayıcı ve küçümseyici tavırları da karakterin
illüstrasyonun yansıtılmaya çalışılmıştır.
113
6. Bölüm: Domuz ve Biber; Düşes’in evine ulaşan Alice merakla içeri girer. İçerde
Düşes, onun bebeği ve hizmetçisi vardır. Alice Cheshire kedisi ile de ilk kez burada
karşılaşır. Sürekli sırıtmaktadır. Kritet oynamaya giden Düşes bebeği Alice’e bırakır.
Alice bebekle dışarı çıktığından bebek bir domuza dönüşür. Yoluna devam eden
Alice bir ağacın üstünde oturan Cheshire kedisi ile karşılaşır. Kedi sürekli
sırıtmaktadır. İstediğinde görünmez olabilmekte, istediğinde ise sadece çizgilerini
bırakabilmektedir. Alice ile Harikalar Diyarı hakkında konuşur ve ona yol gösterir.
114
7. Bölüm: Delilerin Çay Saati ; Ormanda yoluna devam eden Alice Çılgın Şapkacı,
Mart Tavşanı ve Fındık Faresi ile karşılaşır. Çılgın Şapkacı onu çay partisine davet
eder. Kupa Kraliçe’si Çılgın Şapkacıyı zaman öldürdüğü gerekçesi ile
cezalandırdığından onun için hep saat 6’yı gösterir. Bu nedenle de sürekli çay
saatinde sıkışıp kalmışlardır ve çay partileri hiç bitmeyen bir partidir. Sürekli
masanın etrafında yer değiştirerek devam ederler çevrelerine kayıtsızdırlar ve tek
dertleri bir sonraki çay saatini kaçırmamaktır. Fındık faresi ise sürekli
uyuklamaktadır. Ara sıra uyandığında ise bir hikaye anlatır.
115
İllüstrasyonların kitap içerisindeki yerleşimleri ise aşağıdaki örneklerde hazırlanan
şekilde planlanmıştır ;
116
117
118
119
Sonuç
Çalışma içerisinde fantastik, sürrealizm akımları ve bir görsel anlatım dili olan
illüstrasyona ayrı ayrı yer verilmiş ve özelliklerine değinilmiştir. Bu konular ele
alınırken özellikle algı ve psikoloji ile olan ilişkileri göz önünde bulundurularak
incelenmiştir. İnsanların görselleri algılamaya daha yatkın oldukları ve daha akılda
kalıcı etkileri olduğu göz önünde bulundurularak konu incelenirken bu tarz bir
yaklaşım edinilmiştir. İllüstrasyonun görsel iletişim tasarımı içerisinde önemli bir
yere sahip olması da diğer bir nedendir.
Bu amaçlara ulaşmak için yöntem olarak bir görsel anlatım türü olan illüstrasyon
seçildiğinde görsel algıyı etkileyen faktörler de göz önünde bulundurularak hareket
edilmesi anlatılmak istenen konunun etkinliğini desteklemekte ve arttırmaktadır.
Yine beşinci bölümde değinilen görsel algı ve etkilendiği faktörler konusu göz
önünde bulundurulduğunda, algı konusunda kişilere bağlı olarak değişkenlik
gösterebilecek iç etkenlere dikkat edilmesi, hedef kitleyi belirleme ve hedef kitleye
yönelik çalışmak konusunda önemlidir. Tasarımcıya ve kullandığı tasarım öğelerine
bağlı olan diğer etkenler ise genel psikolojik açıdan edinilmiş bilgiler doğrultusunda
120
(renklerin psikolojisi, şekillerin psikolojisi gibi) çalışmanın amacına ve ihtiyaca
yönelik olarak belirlenmeli ve kullanılmalıdır. Bu noktada illüstrasyon gibi diğer
birçok görsel iletişim tasarımı alanında da ihtiyaca yönelik çözümler üretmek, amaca
yönelik hareket etmek, verilmek istenen mesajı en doğru şekilde aktaracak
yöntemlerin belirlenmesi önemli ve öncelikli noktalardır.
121
Görseller Listesi
Görsel 2: Gustave Dore’un, Edgar Allan Poe’nun ‘Kuzgun’ şiiri için yaptığı
illüstrasyon, 1884
Kaynak:
https://en.wikipedia.org/wiki/The_Raven#/media/File:Paul_Gustave_Dore_Raven14.jpg
122
Görsel 10. Altamira mağarası, Bizon çizimlerinden bir detay
Kaynak:
upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/c/cc/AltamiraBison.jpg
Görsel 11. Mısır’ın Ölüler Kitabı, Ölünün yargılanması, Çakal başlı tanrı Anubis’in
ölen kişinin kalbini/ruhunu tarttığı sahne.
Kaynak:
media-2.web.britannica.com/eb-media/25/83825-004-8B847ABE.jpg
Görsel 13. Holkham İncili, Nuh’un gemisi kısımı, İngiltere-Londra, 14.yy ikinci
çeyrek
Kaynak:
http://www.bl.uk/onlinegallery/sacredtexts/holkham_lg.html
Görsel 16. 1830’dan beri şemsiye üreticisi ‘James Smith & Sons’, Londra, 1986
Kaynak:
http://alondoninheritance.com/london-streets/a-walk-through-1980s-london/
123
Görsel 19. İllüstratör Nicoletta Ceccoli’ye ait sürrealit illüstrasyon çalışması
Kaynak:
http://www.nicolettaceccoli.com/work.php
Görsel 20. J.R.R. Tolkien’in Hobbit kitabı için yaptığı illüstrasyon, 1937
Kaynak:
https://en.wikipedia.org/wiki/Smaug
Görsel 21. Greg Guillemin’in popüler kültürün etkilerini yansıtmak amacıyla çizgi
roman kahramanlarını pop art yaklaşımı ile ele aldığı illüstrasyon serisi, 2015
Kaynak:
http://www.designboom.com/art/greg-guillemin-super-heroes-pop-art-illustrations-02-04-2015/
Görsel 23. Peter Stain’in yapmış olduğu tipografik illüstrasyon çalışması, 2013
Kaynak:
http://weandthecolor.com/typographic-illustrations-peter-strain/50992
Görsel 24. Gustave Dore’un ‘Don Kişot’ için yaptığı illüstrasyon, 1860
Kaynak:
https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/4/40/Gustave_Doré_-_Miguel_de_Cervantes_-
_Don_Quixote_-_Part_1_-_Chapter_1_-
_Plate_1_"A_world_of_disorderly_notions%2C_picked_out_of_his_books%2C_crowded_into_his_i
magination".jpg
Görsel 25. Gustave Dore’un ‘Kırmızı Başlıklı Kız’ için yaptığı illüstrasyon,
Kaynak:
https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/0/0a/Dore_ridinghood.jpg
Görsel 26. Arthur Rackham, ‘The Wind in the Willows’ kitabı illüstrasyonu
Kaynak:
http://www.peterharrington.co.uk/blog/the-golden-age-of-illustration-arthur-rackham/
124
Görsel 28. E.H. Shepard’ın ‘The Wind In The Willows’ kitabı için yaptığı
illüstrasyonlar
Kaynak:
http://www.bodleian.ox.ac.uk/bodley/whats-on/online/witw/drawings
Görsel 29. John Bauer’in ‘Among Gnomes & Trolls’ kitabı için suluboya
tekniği ile yaptığı illüstrasyon, 1915
Kaynak:
https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/c/c7/John_Bauer_1915.jpg
Görsel 31. Roy G. Krenkel, ‘Marvel Science’ için yaptığı illüstrasyon, 1952
Kaynak:
http://www.pulpartists.com/Bio%20Materials/Krenkel/52-05,MrvlSciFi.jpg
Görsel 32. Roy G. Krenkel, ‘Tarzan & The Twins’ kitabı illüstrasyonu,1963
Kaynak:
http://www.pulpartists.com/Bio%20Materials/Krenkel/63-00,TrznTwins.jpg
Görsel 35. Maurice Sendak, ‘Where The Wild Things Are’ kitabı için illüstrasyonu,
Kaynak:
http://www.illustrationcupboard.com/artist.aspx?aId=204&pricetag=G
125
Görsel 39. Larry Elmore, çizgi roman illüstrasyonlarından
Kaynak:
http://comicbookfanzevad.tumblr.com/post/88812266650/dragonlance-various-pieces-by-larry-elmore
Görsel 43. Jindrich Styrsky, 'Little Alabaster Hand' frotaj ve kolaj çalışması, 1940
Kaynak:
http://www.ubugallery.com/exhibitions/jindrich-styrsky-dreams/
Görsel 44. Karel Teige, ‘Poems of the Night' kitabının kapak tasarımı, 1938
Kaynak:
http://shawnclybor.tumblr.com/post/74341176595/cover-for-the-book-poems-of-the-night-by-czech
Görsel 46. Karel Teissig, ‘The Beast is Loose' film afişi, 1966
Kaynak:
http://designobserver.com/feature/an-unknown-master-of-poster-design/25898/
Görsel 47. Karel Teissig, ‘The Last Butterfly’ film afişi, 1990
Kaynak:
http://designobserver.com/feature/an-unknown-master-of-poster-design/25898/
126
Görsel 50. Franciszek Starowieyski, tiyatro afişi, 1978
Kaynak:
http://www.polishposter.com/images/0628.jpg
Görsel 58. Lewis Carrol’ın el yazısı ve çizimleri ile ilk ‘Alice Harikalar Diyarında’
çalışması
Kaynak:
http://www.alice-in-wonderland.net/wp-content/uploads/01.jpg
Görsel 59. Lewis Carrol’ın el yazısı ve çizimleri ile ilk ‘Alice Harikalar Diyarında’
çalışması
Kaynak:
http://www.alice-in-wonderland.net/wp-content/uploads/01.jpg
127
Görsel 60. Çılgın Şapkacı illüstrasyonu ve Thomas Randall’ın fotoğrafı
karşılaştırması
Kaynak:
‘’Alice In Waterland : Lewis Carroll and the River Thames in Oxford by Mark J. Davies’’ kitabından
Görsel 62. ‘’Punch’’ dergisinin 1841 yılına ait ilk sayısının kapağı
Kaynak:
https://en.wikipedia.org/wiki/Punch_(magazine)
128
Kaynakça
[2] [ 3] [6] [10] Somay, Bülent (2015). Açılış Konuşması. Didem Ardalı
Büyükarman, Banu Öztürk ve Seval Şahin (editörler), Edebiyatın İzinde; Fantastik
ve Bilimkurgu (s.9-26). İstanbul: Bağlam Yayınları.
[4] [147] ‘Bülent Somay ile Bilimkurgu ve Fantazi Edebiyatı Üzerine Söyleşi’, K.
Murat Güney, 2005
https://davetsizmisafir.org/2005/03/07/bulent-somay-ile-bilimkurgu-ve-fantazi-
edebiyati-uzerine/
[7] [8] [9] Mendlesohn, Farah, Edward James (2009). A Short History of Fantasy.
Oxfordshire: Middlesex University Press.
[11] Bahadır, Onat (2015). Fantastiğin Kökenleri; Mitoloji ve Gotik. Didem Ardalı
Büyükarman, Banu Öztürk ve Seval Şahin (editörler), Edebiyatın İzinde; Fantastik
ve Bilimkurgu (s.130-137). İstanbul: Bağlam Yayınları.
129
[13] George MacDonald,
https://en.wikipedia.org/wiki/George_MacDonald
[19] Todorov, Tzvetan (2004). Fantastik: Edebi Türe Yapısal Bir Yaklaşım.
İstanbul: Metis Yayınları.
130
[35] Andre Breton,
https://en.wikipedia.org/wiki/Andr%C3%A9_Breton
[42] ‘Sürrealizm, Mit ve Modernite’, Skopdergi - Sayı 6 / Dalibor Veseley, Çeviri: Nur
Altınyıldız Artun, 21/5/2014/
http://www.e-skop.com/skopdergi/surrealizm-mit-ve-modernite/1937
[43] Lepetit, Patrick (2014). The Esoteric Secrets of Surrealism; Origins, Magic and
Secret Societies. Rochester, Vermont: Inner Traditions Pub.
131
[52] Egypt Book of The Dead,
https://en.wikipedia.org/wiki/Book_of_the_Dead
[57] Minyatür,
https://tr.wikipedia.org/wiki/Minyat%C3%BCr
[66] ‘100 years of propaganda the good, the bad and the ugly’, Claire Stoke, 2010
https://www.smashingmagazine.com/2010/06/100-years-of-propaganda-the-good-
the-bad-and-the-ugly/
132
[71] Children Literature,
https://en.wikipedia.org/wiki/Children%27s_literature
[81] Ink,
https://en.wikipedia.org/wiki/Ink
[82] Cryon,
https://en.wikipedia.org/wiki/Crayon
[84] https://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%A2%C4%9F%C4%B1t
133
[85] Printing,
https://en.wikipedia.org/wiki/Printing
[94] ‘E.H. Shepard, First World War sketches by Winnie the Pooh illustrator’
Camilla Tuner, 2015
http://www.telegraph.co.uk/news/newstopics/howaboutthat/11966866/First-World-
War-sketches-by-Winnie-the-Pooh-illustrator-discovered-in-trunk.html
134
[95] John Bauer, Nordic Myth and Fairy Tale Art and Illustration,
http://bauer.artsycraftsy.com/
135
[106] Maurice Sendak, biography
https://www.rosenbach.org/maurice-sendak-biography-and-timeline
136
[117] Daniel Merriam,
http://www.danielmerriam.com/
137
[127] ‘An unknown masrer of poster design’, Rick Poynor
http://designobserver.com/feature/an-unknown-master-of-poster-design/25898/
138
[137] ‘Andrzej Klimowski: Transmitting the image’, Rick Poynor
http://designobserver.com/feature/andrzej-klimowski-transmitting-the-image/29108/
[139] İletişim,
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0leti%C5%9Fim
[140] Algı,
https://tr.wikipedia.org/wiki/Alg%C4%B1
[141] ‘Görsel Algı Kuramlarına Dayalı Etkileşimli Bir Öğretim Ortamı Tasarımı ve
Ortama İlişkin Öğrenci Görüşleri’, Suzan Duygu Erişti, Betül Uluysal ve Muhterem
Dindar, 2013
http://www.ajesi.anadolu.edu.tr/articles/AJESI_3_1/AJESI_3_1_Article_4.pdf
[145] Tolkien, J.R.R. (1999). Peri Masalları Üzerine. İstanbul: Altıkırkbeş Yayınları.
139
[149] [151] Kına, Kıymet Erzincan (2009). Sunum; Lewis Carroll ve Yapıtları
Üstüne. Lewis Caroll (yazar). Alice Harikalar Diyarında ve Alice Aynadan İçeri
(s.5-14). İstanbul: İthaki Yayınları
[152] ‘ Beyaz Tavşanın Peşinde 150 yıl’, Şima İmşir Parker, 2015, Sabitfikir dergisi
http://www.sabitfikir.com/dosyalar/beyaz-tavsanin-pesinde-150-yil
[156] [160] Davies, Mark J. (2010). Alice In Waterland: Lewis Carroll and the River
Thames in Oxford. Oxford: Signal Books Limited
140
Alıntılar ;
- ‘The weirdest Alice in Wonderland movie ever made’, Jason Shnakel, 2012
http://io9.gizmodo.com/5942362/the-weirdest-alice-in-wonderland-movie-ever-made
- Büyükarman, Didem Ardalı, Banu Öztürk, Seval Şahin (2015). Edebiyatın İzinde
Fantastik ve Bilimkurgu. İstanbul: Bağlam Yayınları.
- Okültizm,
https://tr.wikipedia.org/wiki/Ok%C3%BCltizm
- Simya,
https://tr.wikipedia.org/wiki/Simya
- Ezoterizm,
https://tr.wikipedia.org/wiki/Ezoterizm
- Hegel Diyalektiği,
https://tr.wikipedia.org/wiki/Diyalektik
- Marksist Diyalektik,
https://tr.wikipedia.org/wiki/Diyalektik_materyalizm
141
Ek Kaynakça
Kitaplar :
- Alexandrian, Sarane (1970). Surrealist Art. London: Thames & Hudson Ltd..
- Blackburn, Henry (2010). The Art of Illustration. London: Wyman and Sons
Limited.
- Doosry, Yasmin (2013). Day Dreams, Night Thoughts; Fantasy & Surrealism
- Focault, Michel (1993). Bu Bir Pipo Değildir. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
Yayınları.
- Kick, Russ (2013). Graphic Canon Volume:3. New York : Seven Stories
Press
142
- Leppert, Richard (2002). Sanatta Anlamın Görüntüsü. İstanbul: Ayrıntı
Yayınları.
- Merian, Matthaus (1998). 1300 Real and Fanciful Animals From 17th Century
Tezler :
Fantastik Etkisi’, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel
İnternet Kaynakları :
http://www.e-skop.com/skopbulten/roland-topor-sergisi/1075
http://www.e-skop.com/skopbulten/surrealizm-yasiyor-kusurun-tekinsiz-dunyasinda-
hans-bellmer-ve-jan-svankmajer-uzerine-bir-deneme/1017
http://www.e-skop.com/skopbulten/dusuncenin-cinsiyeti-yoktur-surrealist-hareketin-
perileri-cocuklari-ve-devrimcileri/2349
http://surrealismus.blogspot.com/2008/09/srrealistler.html
http://www.mutualart.com/OpenArticle/MYTHS-IN-AND-ABOUT-
SURREALISM/959442E9252A391E
143
http://www.robertburatti.com/#!A-New-Myth-The-Roots-of-
Surrealism/cd23/CCC6B1A1-E313-4B59-9D11-5A6658855EF0
http://www.innertraditions.com/surrealism-and-the-occult.html
http://www.arsivfotoritim.com/yazi/sanat-akimlari-surrealizm/
http://gelisenbeyin.net/salvador-dali.html
http://www.spiralnature.com/reviews/esoteric-secrets-surrealism-lepetit/
http://www.moravska-galerie.cz/moravska-galerie/vystavy-a-program/aktualni-
vystavy/2010/cosi-tisniveho-surrealismus-a-graficky-design.aspx?lang=en
http://www.printmag.com/article/the-complex-bonds-between-design-and-
surrealism/
http://catillest.com/how-surrealism-influenced-graphic-design/
http://www.vam.ac.uk/content/articles/s/surrealism-and-design/
http://www.eyemagazine.com/feature/article/dark-tools-of-desire
http://havingalookathistoryofgraphicdesign.blogspot.com.tr/2012/11/surrealism.html
http://designobserver.com/feature/a-dictionary-of-surrealism-and-the-graphic-
image/37685/
https://tr.wikipedia.org/wiki/Dadaizm
http://144440069792640445.weebly.com/
http://www.e-skop.com/skopbulten/surrealizm-1924-2014-surrealizm-
manifestosu/1857
http://www.turkedebiyati.org/edebiyat_akimlari/surrealizm.html
http://www.thisiscolossal.com/2016/02/interactive-bosch/
https://en.wikipedia.org/wiki/Dada
http://pipatable.weebly.com/interaction-of-illustration-and-surrealism.html
http://www.sagmeisterwalsh.com/news/story/uncanny-surrealism-and-graphic-
design/
144
http://www.printmag.com/article/the-complex-bonds-between-design-and-
surrealism/
http://tmagazine.blogs.nytimes.com/2010/08/04/graphic-content-surrealism-for-art-
and-profit/?_r=1
https://en.wikipedia.org/wiki/Jean_Ignace_Isidore_G%C3%A9rard_Grandville
https://en.wikipedia.org/wiki/Albert_Robida
http://www.smithsonianmag.com/smithsonianmag/fairy-tales-could-be-older-ever-
imagined-180957882/?no-ist
http://www.felsefehayat.net/?s=fantastik
https://www.brainpickings.org/2013/12/05/j-r-r-tolkien-on-fairy-stories/
http://www.kayiprihtim.org/forum/fantastik-edebiyat-b141.0/
https://litreactor.com/columns/what-is-fantasy
http://www.bookcountry.com/ReadAndReview/Books/GenreMap/Fantasy.aspx
http://childliterature.net/childlit/fantasy/
https://www.youtube.com/watch?v=n_cqszvdTqk
https://en.wikipedia.org/wiki/Fantasy
http://www.kayiprihtim.org/portal/projeler/fantastik-edebiyat-alt-turleri/
https://www.academia.edu/3618890/_Fantastik_Edebiyatta_Aray%C4%B1%C5%9F
_Quest_in_Fantasy_Fiction_
http://www.kayiprihtim.org/portal/tag/bulent-somay/
http://www.futuristika.org/bulent-somay-fantastik-ve-mimetik/
http://www.smithsonianmag.com/smithsonianmag/fairy-tales-could-be-older-ever-
imagined-180957882/?no-ist
http://fantasyguide.stormthecastle.com/fantasyguide_essays/the-beginnings-of-
modern-fantasy.htm
http://blog.bookstellyouwhy.com/myth-fairy-tales-children-a-brief-history-of-fantasy
http://fantasy100.sffjazz.com/admin_history.html
https://en.wikipedia.org/wiki/History_of_fantasy#Romances
http://www.turkedebiyati.org/fantastik-edebiyat.html
145
http://www.printmag.com/article/the-forgotten-history-of-illustration/
http://www.illustrationhistory.org/history
http://www.visual-arts-cork.com/illustration.htm
https://en.wikipedia.org/wiki/Illustration
http://www.artcyclopedia.com/history/golden-age.html
http://www.designishistory.com/design/illustration/
http://www.bl.uk/onlinegallery/sacredtexts/holkham_lg.html
http://spitalfieldslife.com/2012/11/28/william-blakes-songs-of-experience/
https://en.wikipedia.org/wiki/List_of_19th-
century_British_children%27s_literature_illustrators
https://en.wikipedia.org/wiki/Alphonse_Mucha
https://en.wikipedia.org/wiki/Henri_de_Toulouse-Lautrec
http://www.beaconlearningcenter.com/documents/1137_01.pdf
http://lithub.com/a-brief-history-of-book-illustration/
http://www.infoplease.com/encyclopedia/entertainment/illustration-history-book-
illustration.html
http://www.illustrationweb.com/styles
http://www.craftsy.com/blog/2014/06/illustration-painting-techniques/
http://www.creativebloq.com/illustration/5-tips-illustrating-childrens-book-5132983
http://www.creativebloq.com/illustration/top-book-illustrations-11121235
http://www.examiner.com/review/review-jan-svankmajer-s-alice
http://english236-
w2008.pbworks.com/w/page/19019899/Jan%20Svankmajer's%20%22Alice%22%20
(1988)
http://kubrickontheguillotine.com/2013/02/06/review-alice-1988/
https://www.academia.edu/Documents/in/Jan_Svankmajer
http://www.czechcentres.cz/program/detail-akce/page:1/
https://en.wikipedia.org/wiki/Alice_(1988_film)
146
http://www.nypl.org/events/programs/2015/10/27/film-curious-alice
http://thequietus.com/articles/06368-close-your-eyes-or-you-won-t-see-anything-jan-
svankmajer-s-alice-in-wonderland
http://www.whitechapelgallery.org/events/jan-svankmajer-alice/
https://thedissolve.com/reviews/710-alice/
http://www.creativeboom.com/illustration/we-need-to-talk-about-alice-illustrator-
explores-the-topsy-turvy-world-of-wonderland/
http://www.alice-in-wonderland.net/wp-content/uploads/1book30.jpg
http://www-groups.dcs.st-and.ac.uk/~history/Biographies/Dodgson.html
http://www.alice-in-wonderland.net/resources/background/tenniel-and-his-
illustrations/
https://en.wikipedia.org/wiki/Alice%27s_Adventures_in_Wonderland
https://tr.wikipedia.org/wiki/Alis_Harikalar_Diyar%C4%B1nda
https://en.wikipedia.org/wiki/Alice_Liddell
http://www.johncoulthart.com/feuilleton/2009/05/01/alice-in-wonderland-by-
jonathan-miller/
http://cargocollective.com/floorrieder/ALICE-IN-WONDERLAND
http://www.birdolapkitap.com/2010/03/05/tavsan-deliginden-asagi/
147
Özgeçmiş
Liza Büyüktaşcıyan, 1991 yılında İstanbul’da doğdu. 2009 yılında Özel Pangaltı
Ermeni Lisesin’den mezun oldu ve Eskşehir Anadolu Üniversitesi, Açık Öğretim
Fakültesi Marka İletişimi (Ön Lisan) bölümünde eğitime başladı, 2010-2014
yıllarında Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı
bölümünde eğitim gördü ve bölüm ikinciliği derecesiyle mezun oldu, bu süreçte
çeşitli kurs ve workshop çalışmlarına katılarak kendini geliştirmeye devam etti.
2012-2014 yıllarında Mördak Creative Solutions & Post Production şirketinde
stajyer ve daha sonra junior tasarımcı olarak yer aldı. Freelance olarak çalışmaya
devam etmektedir. 2014 yılında Işık Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Görsel
İletişim Tasarımı bölümünde yüksek lisans eğitimine başladı.
148