Professional Documents
Culture Documents
Deniz Durukan
Stüdyo tmge: 54
ISBN 975-7437-73-5
DENİZ DURUKAN
2000 yılı albümleri 9
2000 Y ILI A L B Ü M L E R
2000 yılı içinde rock, heavy metal ve alt başlıkları içinde pi
yasaya çıkan yasal albüm sayısı 50’yi buldu. Bunların içinde yer
alan 2 single albüm (Kargo;
“Herkesin Geçtiği Yoldan
Geçme” ve Nil Karaibra-
himgil; “ Ben Özgürüm” )
reklam amaçlı üretilip satış
dışı dağıtılmıştır. Yine satış
amaçlı olmayıp Enred Der-
gisi’nin armağanı 6larak ve
rilen toplama (complation)
albüm de Hammer Müzik
etiketiyle piyasaya çıkan ve
yerli toplulukların bir kısmının dinleyiciyle tanışmasını sağlayan
bir çalışma oldu.
“Self albümler” olarak ta
nımlanan, topluluk ya da
solistlerin kendi imkanlarıy
la üretip dağıttığı albümle
rin sayısı da 2000 yılı içinde
20’yi geçmiştir. Bunlar için
de Samsun’da kurulan Çapa
Çürek isimli punk toplulu-
ğu’nun “ Paramparça” ve Si
10 ROCK 2000
irt’te kurulan black metal topluluğu Astaroth’un “The Sign
Witch Indicate” adlı demolan, underground hareketin büyük
şehirler dışında da sürdüğünü gösterdi. Kimi toplulukların ilk
kez bu yıl CD yazıcılarını self albümlerini çoğaltım amacıyla
kullandığım gördük. Daha önce 1998 ve 1999 yıllarında Weed
(The Climb) ve Ece Dorsay gibi isimlerin yapıtları da yarışma
organizasyondan ve müzik üretim firmalanna gönderilmek üze
re az sayıda basılmıştı. Ancak satış amaçlı “demo CD ” lerin ilki
olarak, Neoplast’ın 2000 Şubatında çıkan “No Fear” EP’sim
gösterebiliriz. Yine bu demo CD ’ler içinde ilk kez Sleeping
Vaccines topluluğunun “Secure Your Heart...” adlı albümünde,
iki parçanın konser görüntüleriyle yer aldığını gördük.
Geçtiğimiz yıl Öküz Dergisi’nin Long Play sayfalarında yer
verdiğimiz albümleri seçerken ortağım Deniz’le sübjektif dav
randığımızı belirtelim. Kendimizi, piyasaya “ rock” tanımı altın
da sunulan her albümü tanıtma zorunluluğunda hissetmedik.
Amacımız, beğenilerimizi bizim gibi düşünen okuyucularla pay
laşmaktı. Aldığımız olumlu tepkiler doğrultusunda bu kitapta
da çizgimizden taviz vermedik. Ama yine de niteliği ne olursa
olsun yasal ve underground tüm albümleri bir liste halinde su
nuyoruz.
A / Ahmet-İSTANBUL
Axak / Axak-ANKARA
B 2 / Under Ground Presents-İSTANBUL
Blade / Atlantis-İSTANBUL
Cemiyette Pişiyorum / Cemiyette Pişiyorum-İSTANBUL
Çapa Çürek / Paramparça-SAMSUN
Dead Frequencies / Delete For-İSTANBUL
Dementia / Death O f Melody-ANKARA
Direct-T / Seattle Yöresinden Ezgiler-İSTANBUL
Direct-T / Dreadface-İSTANBUL
Elemental / In The End-İSTANBUL
Lynch Law / Struggle To Survive-ÎSTANBUL
Neo Plast / No Fears-İSTANBUL
N o Fun / Lies-İSTANBUL
Pisliks / Çiçekçi Elektrikli Testere Kadiamı-İSTANBUL
Sadistic Spell / Messengers O f Hate-ANKARA
Satanic Verses / Nathorum Demonto-ANKARA
Sleeping Vaccines / Secure Your Heart...-İSTANBUL
Son / Son-İSTANBUL
U Ç K Grind / Leader-İSTANBUL
12 ROCK 2000
Yasal Albümler
Accursed / Sorrow-SİS
AF / 5 Mevsim-HAMMER
Antisilence / Suffer Hits-HAMMER
Aslı / Neresindeyim-SONY
Athena / Şimdi Tam Zamanı-UNIVERSAL
Bayt Gadol / Clemency-SİS M ÜZİK
/
Bozkır D an s E t-D M C
Bülent Ortaçgil İçin... / Şarkılar Bir Oyundur-ADA
Comma / Elusive Dreams-HAMMER
Core / Anotomy of Abuses-ADA
Ç ığ / Yayla Çiçeği-ADA
Demir Demirkan / Demir Demirkan-SONY
Destan / Destan 2-DOST
Diken / Düşlerim Ölümsüzdür-ZİHNİ
Enred / Compilation Vol. I-HAMMER
Eren Kazım Akay / Turkuaz Patlıcan-KALAN
Fatih Erdemci / Yaşamak Zor-TEMPO
Fuat Saka / Lazutlar 2-KALAN
H ardal / Yeniden Doğuş-TURGAY & S MÜZİK
Hazy H ill / 8800-SİS M ÜZİK
İstasyon / Görmedin ki-ANT
Kargo / Herkesin Geçtiği Yoldan Geçme-UNIVERSAL
Kargo / Sen Bir Meleksin-UNIVERSAL
2000 yılı albümleri 13
Kim Bunlar / Ve... -PRESTİJ M ÜZİK
Leviathan / Cold Caress-POEM
Masalsız Çocuklar / Masalsız Çocuklar-ADA
M elda Duygulu / Sevdadır Bu-İBER MÜZİK
M oe Joe / Chigago İstanbul Mainline-ADA
M oğollar / 1968-2000-EMRE
Mürsel Işık-Hüsrev Hatemi / Gün Akşamlıdır-MARMARA
N-Closer / Color O f Julia-ZİHNİ
Nefret / Meclis-i Ala İstanbul-HAMMER
Nil Karaibrahimgil / Ben Özgürüm-PAPAĞAN
O bjektif / Künye-TMC
Pilli Bebek / Uyandırmadan-OM YAPIM
Polarized / Innocence May-ATLANTİS
Radical Noise / Plan B-HAMMER
Ramis Ekinci / Kopuşkılar-ADA
Replikas / Köledoyuran-ADA
Rojin / Ya Hep Ya Hiç-ARYA
Sarp / Siyahın Matemi-EROL KÖSE
Serüvenciler / Veda-AŞANLAR
Sıfırbir / Kırık Kalpler Kulübü-PICCATURA
SO S / SÖS-ADA
Tamer Kemah / Güz-PICCATURA
Tayga / Tayga-SİS
Teoman / Onyedi-NRl
T urgut Berkes / Kara Kutu-OM YAPIM
2000 yıb albümleri 15
D EM İR H A N BAYLAN
1000 Y IL ve R E N G A R E N K LE R İN
Zihni Müzik
Bulutsuzluk Özle-
mi’ne bas gitarı ve geri
vokalleriyle eşlik eden,
bir dönem Kesmeşe-
ker’le çalışan, Mehmet
Güreli’nin “ Cihangir’de
Bir Gece” adlı albümün
de bas gitar ve ağız ar
monikası çalan Demir-
han Baylan, bir ara Funk
Doctors grubunda da
çaldı. İlk solo çalışması
olan “Kazık Marka” adlı self albümüyle ses getiren Baylan, “Ha
yallerimin Tepeleri” , “Kocakarının Dansı” adlı yasal albümlerini
sundu. Demirhan bu geçen sürede öylesine dolmuş ki, hızım ala
mayıp, iki albümle “ 1000 yıl” ve “ Rengarenklerin”le karşımıza
çıktı. “ 1000 Yıl”ı Cengiz Baysal’ın davulu dışında A’dan Z ’ye
kendisi oluşturmuş.
16 ROCK 2000
H A L U K LEV EN T
www.leyla.com
IN FE C T E D
B R E A T H L E SS K ISS O N T H E L IP S OF
M ELA N C H O LIA
Zihni Müzik
P İL L İ B E B E K
UYANDIRM ADAN
Om Yapım
T U R G U T BER K ES
Kara Kutu
Om Yapım
N EO PLA ST
N O FEA R
Demo-CD
Grup, 1999’da
kendi adlarını taşı
yan EP’nin ardından
şimdi de bu demo
albümle karşımızda.
Endüstriyel, gotik ve
rock tarzını benim
seyen topluluk bu
albümle kendine özgü tarzını iyice belirginleştiriyor. Değişik
vokal tarzı ve kusursuz soundlarından dolayı Neoplast’a ve Art
Diktatör’e şapka çıkartıyoruz.
K İM B U N L A R VE
Prestij Müzik
H A RD A L
Y EN İD EN D O Ğ U Ş
Universal S Müzik
22 ROCK 2000
Klavyeli çalgılar - Trompet - Flüt - Bas / Özkan Turgay
Vokal - Gitar / Şükrü Yüksel
Davul / Zafer Oğuz
KARGO
SE N B İR M ELE K SİN
Universal
C O RE
ANATOM Y O F A BU SES
Ada Müzik
PO LA RIZED
IN N O C E N C E MAY
Atlantis
Gitar / Barış
Gitar - Vokal / Berk
Bas gitar / Cevdet
Vurmalılar / Levent
İSTA SYO N
G Ö R M ED İN K İ
Ant M üzik Yapım
Ankaralı toplulu
ğun üçüncü albümü.
Yeni solistleri ve alt ya
pılarıyla daha da güçlü.
Anadolu rock severle
re, Haramiler’den son
ra önerebileceğimiz en
iyi topluluk. Albümün çıkış aşamasında Cem Karaca'dan sıkı bir
feyk yemişler. “ Beyaz Atlı” adlı şarkının anonim olduğunu du
yup kaydeden topluluk, daha sonra bunun Yavuz Asöcal’a ait
olduğunu öğrenmiş. Parça albümden son dakikada çıkartıldı.
M O Ğ O LLA R
M O Ğ O LLA R 1968-2000
Emre Plak
CEM KARACA
B E ST O F T H R E E
Yavuz Asöcal
N E FR E T
M E C L İS İ ALA İST A N B U L
Hammer Müzik
FU A T SAKA
LAZ U T LA R II
Kalan Müzik
M ELD A D U Y G U LU
SEV D A D IR B U
İber Müzik
TA M ER KEM AH
GÜZ
Piccatura Müzik
RAM İS E K İN C İ
K O P U ŞK ILA R
Ada Müzik
Tek gitar ve
vokal eşliğinde
Yaşar Kurt ve
Kudret Kurtcebe
ekolünden giden
yeni bir isim Ra
mis Ekinci. Önce
ki örneklerin dı
şında tek enstrü
man ve vokalin
üzerine stüdyoda
bol bol efekt nu
maraları yapılmış.
Ayrıca vokalistin yorumlardaki “sayko” yaklaşımı enteresan.
Tarzı benimseyemeyecek dinleyiciler için dinlenmesi zor bir al
büm. Sunay Akın’ın “ Beyaz Adam” adlı şiiri albümün dikkat çe
ken çalışmalarından.
2000 yılı albümleri 33
SLE EP IN G V A CC IN ES
SE C U R E Y O U R H E A R T
Self Yapım
M ASALSIZ Ç O C U K LA R
Ada Müzik
CADAVERO US
PSY CH O PA TH O LO G IST
Self Yapım
RESSA M ÇAĞ LA R
Ü ŞÜ M E Ç O C U K
Anadolu Müzik
Felaket sonrası
çalışmalarıyla ha
tırlanır oldu artık
adam. Kendi de
böyle olsun ismez-
di belki ama n’ap-
sın. Daha önce,
1997’de Dinar
depremi sonrası “ Dinar” adıyla yaptığı bir single çalışması çık
mıştı. Şimdilerde gündemde yine deprem ve yine Ressam Çağ
lar, ama bu kez konsept “sokak çocukları” . Gitarlarda İzi Eli,
Eray Altmbüken, İbrahim Aminov ve Cüneyt Akgün. Basta Sel
çuk Karaman. Davulda Okan Duman, Neyde Şükrü Altan şek
linde bir araya gelmişler. Çağlar, Beyoğlu piyasasında daha çok
ressam olarak tanınıyor.
36 ROCK 2000
DUM AN
Eski Köprünün Altında
NR1 Müzik
O B JE K T İF
KÜNYE
TM C Müzik
REPLİK A S
K Ö LED O Y U RA N
Ada Müzik
1993 yılından
beri çok şey değiş
ti. O zamanlar
noise core yapan
bir topluluk vardı.
Şimdi arabesk
alemlerinden zikir
törenlerine kadar,
üzerinde yaşadığı
coğrafya ve kültü
re ayna tutan
Replikas var. Mü
ziğin “tribal” gücünü bilenler için “ Köledoyuran” sağlam kafa
yapıcı özelliklere sahip. Hem de sadece bir albüm fiyatına. Ü s
telik alım satımı serbest ve üzerinizde bulunduğunda başınız
derde girmiyor.
40 ROCK 2000
NO FU N
LIE S
Self Yapım
LY N C H LAW
ST R U G G L E TO SU RV IV E
Self Yapım
BLA DE
A TLA N TIS
Self Yapım
42 ROCK 2000
bi, yine Türkçe sözlü heavy metal çalışmalar yapmışlar. Ama
müzikal açıdan ilk demodan fazla uzak değiller. Yaşar Kurt’un
“ Göndermeler” albümünde de duyduğumuz bildik bir İrlanda
ezgisi, bu kez Blade’in “Asi Kız” çalışmasında duyuluyor.
U Ç K Grind
Demo Albüm
UCK
U ÇK (Kosova Kurtu
luş Ordusu); Kosovalı
Arnavutların, Sırp baskı
sına karşı oluşturduğu
bir güç olarak biliniyor.
Asafated’ın elemanı ola
e BIN D
rak tanıdığımız Arnavut
kökenli Tanju Can, bu
gücün varoluş nedenle
rinden etkilenerek U ÇK
LEADER
Grind’i geçtiğimiz yaz
' kurmuştu. Silah arkadaşları da çok tanıdık; Neoplast’dan Hakan
Nurcanlı (gitar) ve Radikal Noise’dan Emre Tüfekçi (davul).
Demo ikisi Bulgarca biri İngilizce üç parçadan oluşuyor.
İsteme adresi; PK 58 Bakırköy 34711 İst.
2000 yılı albümleri 43
YAŞAR K U R T
SO KA K ŞA RKILA RI
Boğaziçi Plak
İC
Boğaziçi Müzik’ten (Mu OC
EN R ED
CO M PILA TIO N V O L I
Hammer Müzik
A SLI
N ER ESİN D EY İM
Sony
SA D ISTIC SP E LL
M A SSEN G ER S OF H ATE
Self Yapım
ŞA R KILA R B İR O Y U N D U R
B Ü L E N T O R TA Ç G İL ŞA RKILA RI
Ada Müzik
ANTISILENCE
SUFFER HITS
Hammer Müzik
A C C U R SED
SORROW
Sis Müzik
D E M İR DEM İR KAN
Sony Müzik / Türkiye
Pentagram’ın popü
ler müzik piyasasına,
Murat Net (Reflex) ve
Ogün Sanlısoy’dan son
ra kazandırdığı bir başka
isim Demir Demirkan.
Aslında bu iki ismin dı
şında, Şebnem Ferah ve
Sertab Erener başta ol
mak üzere birçok isim
Pentagram’ın beyin gü
cünden faydalanmış bu
lunuyor. Hatta şimdiki solistleri Murat, Kuşadası Festivali’nde
pop piyasasının dikkatini çekmişken, Pentagram’ın vokalisti ol
muştu. Yine de Pentagram, bunca bağlantısına rağmen albüm
lerine “Popçular Dışarı” adını verecek kadar “laik” bir topluluk.
50 ROCK 2000
Demir’in bu albümünde, eski dostlarının da desteği görülmek
te. Namuslu bir pop müzik albümü, arayanlara tavsiyemizdir.
TAYGA
Tayga
Sis Müzik
M O E JO E
Chicago Istanbul Mainline
Ada M üzik
Blues üzerine
“Bu iş böyle yapı
lır” iddiasını taşı
yan bir albüm arı
yorsanız buldu
nuz. Ama sadece
teknik anlamda...
Abartıp bu top
raklar üzerinde
“ demiryolu” nun
sizlere götürüp
getirdiklerini anlatacak bir blues soundu arıyorsanız, Moe
Joe’nun treni buralardan geçmiyor. Elemanların çoğunun İs
tanbul Blues Kumpanyası kökenli olması sizi yanıltmasın. Bu al
büm üzerine içinde “sentez” kelimesi geçen bir cümle kurula
maz. Sarp, bu albümde Chicago’lu dinleyicilerin kafasını karış
tırmadan İzmir’de doğup İstanbul’da blues yaptığını anlatıyor.
52 ROCK 2000
D EM EN TIA HMF
D EA TH OF M ELO D Y H F
Self Yapım
AXAK
Self Yapım
E LEM EN TA L
IN T H E EN D
Self Yapım
HARDAL
aYenidenDoğuş”albümününkapağındabirboğares
mivar.Zamanıyırtarakhedefineulaşmayahazırlanıyor.
Kapağıniçindeki diğerresimlerdegeçmişzamanı hatır
latıyorbana. Buyenidendoğuşumusimgeliyoryoksainsa
nınaslınadönmesigibi birşeymi?
Ş.Y: Kapaktaki boğa resmi yeniden doğuşu simgeliyor.
Boğa ölüm ve yaşam savaşı veriyor. Teslim olmak üzere. Ar
kada bir ay var. Ay, boğa kültünün ait olduğu tanrıçayı sim
geliyor ve uzakta bir şekil görülüyor; o da yeniden doğuş
ayinlerinin yapıldığı bir tapınak. Çift yönlü, simetrik bir bal
ta var, kurban edilen boğaya saplanan. Çok fazla da açıkla
mak istemiyorum, ikonografyayı bilenler çözmek isteyebi
lir. Onlara bu hakkı tanımalıyız diye düşünüyorum.
Albümüniçindekiresimlerdedemitolojikfigürlervar.
Hattaşarkılarınızdadamitoloji var.
Ş.Y: Bazı şarkılarda fazlasıyla var. Mitolojiye ve insan
kültürünün sakladığı birçok değere ait referanslar var. Al
büm kapağı üzerinde de sözlü ikonografyayı yorumlamak
üzere her şarkı için farklı bir resim var.
58 ROCK 2000
“Mektub”özellikledikkatimipekti. Keman, piyanove
pellokullanılmış. Klasikbatı müziği temaları var.
Ş.Y: Uzun zamandır düşündüğümüz armonik sistemler
var. Türk müzik geleneğinden gelen melodilerle, bu armo
nileri yazıyoruz. Düzenlemeleri ise doğal olarak belirli bir
prensip çerçevesinde yapıyoruz. Mektub da öyle bir parça.
Bozulmuş, daha doğrusu dönüştürülmüş vaziyette. Düzen
leme ise klasik müzik prensipleri içinde.
Özkanbeydahaönce “Mektub”dagitarı terstenkul
landığınızdansözetti.
Ö.T: Hardal kurulduğundan beri, Şükrü’yle benim ka
fam hep klasik müziğe gidiyor. Bu anlamda aramızda beyin
uyuşması söz konusu. Benim aldığım klasik kompozisyonu,
armoni eğitimiyle pekiştirip, gitarları, birinci keman, ikinci
keman, çello, viyola, kontrbas gibi düşünerek aranjmanları
nı yapıyorduk. ” Mektub” da da bunun tersini yaptık. Bugü
ne kadar keman notalarını gitarlara çaldırıyorduk, bu şarkı
da ise gitar notalarını kemanlara çaldırdık.
Ş.Y: Parçanın ruhuna da uymuş durumda. Parçanın söz
leri, anlattığı duygular, ruhsal durumlar yaylıların ve flütün
anlatacağı şeyler.
Flüt, ağırlıklı olarak “Pulluk”da, diğer adıyla “Bir
ModernHymnos”dakullanılmış. Bubirdestanmı?
Ö.T:Hymnos eski Anadolu halkının tanrılar için söyledi
ği şarkılardır. Biz Yeniden D oğuş’a bir preüd olması için ya
pılan bu Hymnos’da söz koymadık. Tanrının başına gelen-
Röportajlar / Hardal 59
BULUTSUZLUK ÖZLEMİ
Ştrnak’takonservermekneredenaklınızageldi?
îdil’de sağlık taraması yapan bir doktor; Ayşe Yüksel, lise
öğrencileri için klavye bulmaya çalışırken beni aradı. Ben de
bir klavye buldum, bir tane de satın alıp gönderdim. Sohbet
sırasında, “ Ben orada konser bile veririm” demiştim. Ayşe ha
nım ne yapıp etti, İdil festivaline döndürdü olayı. Amerika’da
bile konser vermiş biri olarak beni en çok bu konser etkiledi.
66 ROCK 2000
BukonserdensizekalanGüneydoğuimgesi nedir?Har
ranOvastmı?
Beni en çok etkileyen çocuk sayısının çokluğuydu. Bütün
ideolojileri, etnik saplantıları bir tarafa bırakalım, bu toplum
o kadar çocuğun eğitimini, sağlıklı yaşamasını nasıl sağlar? İşi
olmayan bir baba, iki anne ve 20 çocuktan oluşan bir aile.
Ama bir şey daha dikkatimi çekti; o insanlar dünyadaki sanat
sal olayların, kendi dışındaki yaşam şekillerinin bizim konseri
miz sayesinde kendilerine ulaştığını hissettiler ve bunun coş
k u su n u yaşadılar. Bu çok sarsıcıydı.
Rockbirkentmüziği. Şarkı sözleri degeneldekentli in
sanı anlatıyor. HarranOvası buaçıdandadikkatçekici.
Ben onlardan biri olarak yazmadım o parçayı. Bir kentli
olarak baktım. Kendi çizgimi ortaya koydum. Farkındaysan,
“pamuk tarlasında yaparlardı çapa” diyorum. “Yapardık çapa”
demiyorum. Barış Manço’yla aramızdaki fark bu. “ Kuyu ba
şına vardım, Zeynep’im bekler diye.” Halbuki hiç hayatında
öyle bir şey olmamış. Yaşamadığım şeyi, yaşamış gibi yapmı
yorum. Anlık gözlemlerimi, eleştirimi sunuyorum. “ Bir çıkar
yol yok mu, yok mu...” diye soruyorum. Orada birey olmak
çok zor. Önce insanın o kısır döngüden, o çemberden çıkma
sı lazım.
Rock*mtemelindeisyan, başkaldırı var. Rockmüzisyen
lerininbelki deburuhhalindenkaynaklananfarklı bir
duruşlarıvar.Bufarklılıkgünlükyaşamınızanasılyansı
yor?Sonuçtasizbakkalagörebir müşteri, otobüsşoförüne
Röportajlar / Bulutsuzluk Özlemi 67
görebiryolcusunuz...
Ben artık “ Kes şu saçını oğlum,” dönemini adattım. Doğup,
büyüdüğüm mahallede oturuyorum hâlâ. Çevremde “ Paran
yoksa, verelim de git kestir şu saçlarım,” diyenler vardı. Onlara
taviz vermemek için, kendimi derleyip, toplamak zorunda kal
dım. İyi bir öğrenci, iyi bir mimar ve iyi bir müzisyen olmaya ça
lıştım. Kendimi saçlarımla kabul ettirdim. Bu çaba benim dün
ya görüşümü de özetliyor. Mesela ayakkabı yaparken heyecan
duyan bir adam, beni de heyecanlandırır. Bodrum’a ilk gittiğim
de Ali Güven adında bir sandaletçiyle tanışmıştım. Kendisine
sandalet ısmarlayan bir arkadaşım vermişti adresini. Dükkanı
gördüğümde çok şaşırdım. Adam, oranın yerlisiydi. İlkokul me
zunuydu ve saçları uzundu. Duvarlarda Led Zeppelin posterle
ri vardı, radyoda yabancı bir istasyon dinliyordu. Deriyi dikkat
lice zeytinyağlıyor, Picasso’nun bir resmi yaptığı gibi yapıyordu
işini... Müzelere gidip, heykellerin ayağındaki sandaletleri çizij
modeller çıkarırmış. Bu adam hâlâ sandalet yapıyor. Nazım’ıı
dediği gibi, “Aşık olmak ayıp değil, hatta sevda yüzünden öl
mek de ayıp değil, bütün iş Tahir ile Zühre olabilmekte,” yan
yürekte.
Rock’la nasıltanıştınız?
Dayım Güzel Sanatlara meraklıydı. Annesi ölünce bize taşın
dı. İkimiz aynı odada yatardık. Güzel resim yapardı. Ben hatır
lamıyorum ama, Fehmi Ege Orkestrası’nda tango söylermiş. Yi
ne bir gece ikimiz de yatmışız, radyoda Sezen Cumhur Onal’ın
programı var. Beaties çalmaya başladı, ikimiz de ilk kez duyuyo-
68 ROCK 2000
ruz. Aynı anda yataktan firladık. O gece etkilendim sanırım.
Birsöyleşinizdeailenizinbalıkçılıklauğraştığını söyle
miştiniz.
Evet, ailem balıkçılıkla uğraşırdı. Sonra bunun iyi bir yol
olmadığına karar vermişler. Bir gün balık çok oluyor, tutu
yorlar, iki ay bir şey çıkmıyor. Yani para bir gün var, bir gün
yok. Zor günlerdi. Bizim ailede, karada ilk iş yapan dayımla
ben olduk.
Gerçektenhayathiçbirzamanbayramolmadı mı?
Anlık mutluluklarımız oldu muhakkak. Olmasa zaten ya
şam hiç de kolay katlanılacak bir şey olmazdı. Ve anlık mut
luluklar da yaşamın tadını ortaya çıkarıyor bence. Hiçbir za
man dört dörtlük yaşamadık. Zam üstüne zam, baskı üstüne
baskı. Her zaman bir geçiş toplumu olduk. Mesela Fransa,
Almanya gibi oturmuş bir toplum değiliz. Bizde politik alan
olsun, ekonomi, sağlık, eğitim meseleleri olsun, “ Hiçbir za
man hayat bayram olmadı” dedirtecek kadar kötü durumda.
Burada düşünen insanlara, yazarlara, tiyatroculara, sinemacı
lara aslında çok büyük malzeme var.
Birrock’çınmsonarzusunedir?
Tüm dünyanın tabularını, alışkanlıklarını, eski kötü değer
lerini bir kenara bırakıp barış içinde bir arada yaşaması.
70 ROCK 2000
PENTAGRAM
“PopçularDışarı”albümü4.güçolanbasmaithafedil
mişti. Heavymetalpiyasasının, bugüçtarafındanenya
kınşekildetakipedilentopluluğusunuz. Şusıralar4.güçle
aranıznasıl?
Anatolia adlı albümümüzün büyük bir firma tarafından
çıkması, boyalı basının ilgisini bize yöneltmesine sebep oldu.
Birkaç yayın organı dışında, bize gösterilen bu ilgi daha çok
magazin boyutunda gelişti. “ Hangisi kimle çıkıyor, saçları na
sılmış” gibi... Bizim yurtdışında konserlerimiz oldu, albümle
rimiz çıktı. İsterdik ki bunlar öne çıksın.
SonalbümdeAnadoluuygarlığını, butopraklarüzerin
deolankavgaları irdelediniz.Ayrıcageneldenözeleinerek,
bireyinmutluluğuvemutsuzluğunudaişlemişsinizşarkı
larda.Bundansonrakialbümyinebirtemaüzerinekurul
muşolarakmıçıkacakkarşımıza?
Öncelikle daha önce bu albüm hakkında soru soranlar
böyle bir betimleme yapmamıştı. Sevindik. Yeni temaya ge
lince; bu beş parçalık EP’yi hazırlama fikrini ve motivasyo-
72 ROCK 2000
nunu, bir süre önce medyada yer alan satanizm senaryoları
ardından aldık. Bu çalışma o gelişmelere karşı bir yanıt ola
rak da kabul edilebilir.
Önceleri İngilizce yazıp, söylüyordunuz. “Anatolia”
albümü isehemTürkçesözlü, hemdeAnadolu’yu konu
alanbirçalışma. Üstelikbualbümyurtdışmdadasesge
tirdi.
Kurulduğumuz andan itibaren, arayışlarımız hep bu yön
de oldu. Bir yandan kendi tarzımızı oluşturmaya çalışırken,
bir yandan da kendi kültürümüzden olan şeyleri çalışmaları
mızda kullanmaya başladık. Örneğin; ilk albümümüzde yer
alan oryantal bölümler ve ikinci bölümde yer alan mehter
marşı bölümü gibi. Tüm bunlardan sonra kısmet “ Anatolia”
daymış. Her canlının doğumdan ölüme kadar geçirdiği ev
reler vardır. Önce kendini, sonra çevresini tanır. Yani önce
başını gökyüzüne kaldırıp, evreni algılamaya başlaması, son
rasında da kendine ait dünya görüşünü oluşturması gibi...
îşte Pentagram o evrelerden geçti. Daha önceki albümlerde
kendisine bakarken, Anatolia ile etrafına bakmaya başladı.
Sizesormakistemediğim,amasormadandadurama
yacağımbirsoru; OrtaköyCinayetiardından, kimiçevre
lersuçluveyasuçsuz birçokkişiyi zanaltındabıraktı.
Bundansiz depayınızı aldınız. Amaçıkıpdabukonu
hakkındaherhangi birgörüşbildirmediniz. Söyleyeceksö
zünüzolmalıydı aslında.
“ Siyaset Meydanı” ve “ Teketek” konuya doğru açıdan
Röportajlar / Pentagram 73
VEDAT SAKMAN
70’liyıllardanbahsedelim.Odönemdekiyaşamabakışı
nız, müzikserüveniniz...
7 0 ’li yıllar grup anlayışıyla hareket ettiğimiz dönemlerdi.
Lise çağlarında başladı grup kurmak, şarkı söylemek. O za
manlar kendi şarkılarımızı yapmıyorduk. Emitasyon müzik
yapıyorduk, cover çalıyorduk. Dünyayı saran bir müzik akı
mı ve müzikle beraber bir felsefe vardı. Müzik altın devrini
yaşıyordu, biz de etkilendik. O dönemde sürekli grup kurup
beraber olma düşüncesi vardı. Katiyen bireyselliğe inmeyen
bir düşünceydi bu. Bunun doğruluğunu savunuyorum. 70’li
yıllar için söylenecek çok şey var. Keşke başarabilseydik!
Dünya bugün böyle olmazdı. Neden başaramadık? Kötüler
iyilere galip geldi. Bu dünyayı gelecek nesillere yaşanabilir
bir halde bırakmak gibi ideallerimiz vardı. Beraber olmayı bi
liyorduk, bütün bunlar yansıdı müziğimize. Bu dönemleri
yaşadığım için şanslı görüyorum kendimi.
Odönemyurtdışmdanasılyaşadınız?
Yurtdışında hipi gibi yaşadım. Komünlerde yaşadım. Bir
dönem İtalya’da arkadaşlarla kaldık. Bir süre de Almanya’da
kaldık. Sokaklarda yaşadık. Ama mutluyduk.
78 ROCK 2000
Odönemdeki yaşantınızşimdiki müziğinizedeyansı
yor.
Elbette. Hiçbir değişiklik olmadan aynı idealist düşüncey
le yaşam tarzımı devam ettiriyorum.
Leman Sam, Zuhal Olcay veHümeyra’yı çokseverek
dinlerdim. Sonra baktımki onlarınşarkı sözlerinin ve
bestelerininçoğuVedatSakman’aait. Benaslındabilme
densevmişimsizi. Kadınsanatçılarlaçalıştığınıziçinmi
bilmiyorum,parçalarınızdaçokfazlakadınduyarlığı his
settim.
Sanatın cinsiyeti olduğuna inanmıyorum. Ortada bir yer
de diye düşünmek gerek. Özel bir seçim değil bu. Ama katı
lıyorum saptamanıza. Genellikle çalıştığım yerlerde kadın
dinleyiciler daha fazla ve beni anlama oranları oldukça yük
sek.
Şarkılarınızdaaşkı hiçayağadüşürmediniz.
Bütün sanat dallarında idareli kullanmak diye bir kural
vardır. Aşırısına kaçarsanız sanatı çok yıpratırsınız. Şarkıda
bunu yapmak bir tiyatro oyuncusunun aşırı rol kesmesine
benzer. Karşıdaki insanın akıllı olduğunu düşünmek gerek
O zaten algılıyor onu.
Alışıkolduğumuzpopdeğilsizinyaptığınız. Popunge
nelkarakteri olan,popülizmingetirdiği basitlikyokşarkı
larınızda. Geçmiştengelenrockruhunudayansıtıyor.
Bütün mesele beyni özgür bırakmakta. Zaten duyguları
mızla yaşıyoruz. Bu duygularımızın bir sesi, tınısı var. Bütün
Röportajlar / Uedat Sakman 79
OBJEKTİF
KARGO
Albümlerinizinbirdeğerlendirmesiniyaparsak; aYarı
naNeKaldı”,aSevmekZor”ve5.albümaSenBirMeleksin”
aşka, sevgiyedair albümler. 4. albüm“Yalnızlık Mevsi
minde ise 90sonrası yaşanankültür karmaşası, bireysel
yalnızlıklar, umutsuzluklarvebununtoplumayansıması
işlenmiş. Nedensonalbümünüzdebupıtabirazdüştü?Baş
kabirdeyişlenedenbukadarlight?
Selim:Konsept bir albüm yapmak her zaman mümkün de
ğil. Daha doğrusu, sürekli yapılacak bir şey değil. Bir dönemi
miz öyle geçti. Yaptığımız müzik o dönemimizi en iyi şekilde
yansıtıyor aslında. Sonraki aşamada böyle bir çabaya girmedik.
Zaten bu albümü daha light yapmak istiyorduk. Bunun için de
bir prodüktörle çalıştık. Prodüktörümüz albümün nasıl olaca
ğı konusunda müzikal bir düzenleme yaptı ve albüm oluştu.
Koray:Yaptığınız albüm bulunduğunuz durumla, duygu
sal modunuzla alakalı. “Yalnızlık Mevsimi” ni yaparken prob
lemlerimiz vardı. Selim’in söylediklerinin yanı sıra bunun da
etkisi oldu.
Önceki albümlerinadları biryargı bildiriyor; hayatın,
aşkıntrajedisi var. “SenBirMeleksin”deisetanımlamasöz
konusu. Sıkıntıyok, aradığınızı bulmuşsunuzgibi. Aradı
ğınızdabirmelek, öylemi?
94 ROCK 2000
Koray:Aradığım bulmuş demeyelim ona. Aradığını bula
mamış, ama aradığının da bir melek olduğunu anlamış. Zaten
bulmuş olsaydık şu anda burada oturmazdık.
Şarkılarınızın ilgi çekenbiryönüdelirikleri. Cemal
Süreya, EdipCansever, EnisBaturhattaİsmetÖzel’eait
dizeler, alıntılar var. Bu ilgi liriklerinizi yazan
M.Ş.Ş.’denmikaynaklanıyor?
Selim:Bizim şiirle pek ilgimiz yok. Mehmet’ten kaynakla
nıyor. Ardından da Koray geliyor. Mehmet sürekli Edip Can
sever, İsmet Özel kitaplarıyla dolaşır. Onun için hayatın anla
mı bu. O yüzden bizim şarkı sözlerimizle o şiirler arasında
bağlantı kuruluyor.
Geçenlerdesizi “SabahŞekerleri”adlı TVprogramında
izledim.Reklamıngerekli olduğunainanıyorum.Amaye
mektarifleri arasında, mutfakrobotlarınıntanıtımının
yapıldığı biryerde, kendi müziğinizi nekadaryansıtabil
diniz?Sizeyöneltilensorudayoktu.
Selim:Zaten o programdan sonra “ ne oluyoruz” diye sor
duk. Daha önce de bu tür programlara çıktık, ama böyle bir
şeyle karşılaşmamıştık.
Koray:Birincisi, bu piyasada bir döngü var. Türü ne olur
sa olsun popüler müzik yaptığın zaman, plak şirketinin sen
den talepleri oluyor. Bunlara uymak zorundasın. Oyunun ku
ralı böyle. Bu kurala uymazsan şirket senden soğuyor, hem de
yaptığın işi yeterince tanıtamıyorsun. Orada bile seni görmek
isteyen insanlar, hayranların oluyor. Bunların hepsinin karışı
Röportajlar / Kargo 95
mı sonucu bu tür programlara çıkmak durumunda kalıyoruz.
SabahŞekerlerigibi birprogramdasizinseyircinizinol
duğunusanmıyorum.
Selim: Ama Sabah Şekerleri bir tanıtım programı. Bu
programda göründüğünüz zaman herkes yeni albümünüzün
çıktığını öğreniyor.
Buradanicelikdeğil nitelikönemli. Dinleyicininsayı-
96 ROCK 2000
sındançokyaptığınız iştir önemli olan. Eğer oradasizi
dinleyenler varsaonlartnbeğenisinegöremüzikyapmak
zorundasınız. Açıkçası benöyleolduğunusanmıyorum.
Koray:Öyle olduğunu sanmıyorum. Çünkü çok temiz bir
dinleyici de var orada.
Selim:Bizim şirketimizin fiks bir tanıtım programı var.
Ona uymak zorundayız. Zaten biz de geniş kitlelere ulaşmak
isteyen bir grubuz. Bu tür programlar nitelik açısından bir şey
vermeyebilir ama katılmamız gerekiyor. Bu bir şirket strateji
si.
Koray: Biz bu tür programlarda kontrolü elimizde tutu
yorduk. Bu kez onu yapamadık. Çünkü bir saatlik program
da yarım saat reklam vardı.
Selim:Ciddiye alınacak programlar değil, onu biliyoruz.
Bilerek gittik.
Koray: Gitmek istemediğimiz programlar da var. Bunu
şirkete söylüyoruz. Huysuz Virgin, Şahane Pazar gibi. Ama
sabah programlannı da atarsak geriye bir şey kalmıyor.
Ozamansizyeterinceözgürdeğilsiniz. Şarkısözlerinize
deşirketinmüdahalesioluyormu?
Serkan: Burada da biz hakimiz. Daha doğrusu hiç karış
madılar.
Koray:Şimdiye kadar üç albümü hazır götürdük.
Selim:Bugüne kadar elli tane şarkı kaydettiysek şirketin
bize karıştığı şarkı sayısı birdir. Belki de ikidir.
Peki kasetaşamasındazorluklarla karşılaşıyor musu
Röportajlar / Kargo 97
nuz?Haklarınızı alabiliyormusunuz?
KorayıElbette birçok problem yaşadık. Özellikle “Yalnız
lık Mevsimi” ni hazırlarken, öncesi ve sonrasında sıkıntılarımız
oldu. Oradan edindiğimiz tecrübeler oldu. Şu anda Universal
plak şirketiyle çalışıyoruz. Avrupa düzeyinde bir şirket. İşin
nasıl yapılması gerektiğini bilen, senin dilinden anlayan insan
lar da var, o yüzden biraz daha rahatız.
Selim:Universal sanatçı haklarına önem veren bir şirket.
Bugüne kadar telif almadık, ama Universal uluslararası bir ku
ruluş olduğu için, bu albümden telifimizi alabileceğiz.
Biröncekialbümünüz“YalnızlıkMevsimi”ndeki aAra-
bikFahişe”dealaturkarockdenenmiş. Sonalbümünüzdede
*Renklerinİpinde”ve“Ayrılık Şarkısı”ndadaalaturka
rockyapılmış. Sonderecebaşarılı buldum.
Koray: “Arabik Fahişe” deki bir koklama, bir renk desek
daha doğru olur. Son albümde, bu konudaki çalışmamızı Rı
za Erekli’ye mal etmemiz lazım. Prodüktör olarak böyle bir
şeyi uygun gördü. Onun projesiydi.
Selim:Albümün tamamında bunu yapmak mümkün de
ğil. Onu taşıyacak parça var, taşımayacak parça var.
Koray: “Arabik Fahişe” grup olarak ortak bir uygulamay
dı. Bu albümde ise üç şarkıda keman kullanıldı. (Gerçi bir ta
nesinde keman çok belirgin değil.) Bunlar da Rıza Erekli’nin
bir senteziydi müziğimizde.
98 ROCK 2000
Sonalbümdevokalbirazfarklıgeldi bana. Dahaönceki
albümlerdevokalmüziğingerisindekalıyordu.
Koray: Vokal kayıtlarında çok ince eleyip sık dokuduk.
Teknik anlamda da farklılıklar yaptık. Bunlar tamamen Rıza
Erekli’den kaynaklandı. Prodüktörle çalışmanın faydalan;
kendimiz yaptığımızda dünya müziğini takip ettiğimiz için
onlara yakın müzik yapıyorduk. Orada vokal hep müziğin al
tında kalır, bizdeki kadar yüzeyde değildir.
Selim:Rıza Erekli bunu fark etti, hem bize göre, hem
Türkiye’deki dinleyiciye göre bir şeyler yapmaya çalıştı.
Bualbümdeklasikgitar veakustikgitar daönplana
çıkmış. Ayrıca aRenklerinİçinde”beni çoketkileyenbir
parçaoldu. Okadarnaif okadarsıcak...
Selim:Evet, çok radyoluk bir albüm oldu. Ayrıca light ve
net. Bizim istediğimiz de buydu. “ Renklerin İçinde” de ger
çekten bir saflık var. Zaten herkesin cenneti kendine göredir.
Türkiye’deki rockdinleyicisini nasıl buluyorsunuz?
Selim:Dinleyici, karşısındaki insanı değiştirip, kendi for-
matma sokmak istiyor. Türkiye’de rock tüketimi zaten çok
az. 5-10 bin satıyordu albümler. Bir dönemin iyi gruplarına,
Moğollar’a, Hardal’a lafım yok. Yeni dönemde, bizden sonra
rock pazarının arttığını düşünüyorum. Eskiden insanlar rock-
’tan korkuyordu. Bu kırıldı bence.
Sonarzunuz...
Selim:Genel kemik rockçı tayfa bize hep soğuk duruyor.
Bunun değişmesi...
Röportajlar / Kargo 99
Koray: Konser verirken, albüm yaparken koşullarımızın
daha iyi olmasını istiyorum.
Burak: Dinleyicilerin daha seçici olmasını istiyorum.
Serkan:Önyargısızlık.
100 ROCK 2000
HALUK LEVENT
Sonalbümünüz“www.LeylaCom.”diğerlerindenfark
lı. Klasikdeğerleri hafiftenti’yealmavar. Stilinizdeğiş
miş. Birazdarahatlamışınızgibi. Türküformatmdanda
uzaklaşmışsınız.
Çok doğru teşhis etmişsiniz. Türkü formatmdan uzaklaş
mak istedim. Çünkü durağanlığı sevmiyorum. Türkü söyle
meye biraz ara verdim. Çünkü türküler dejenerasyona uğradı.
Herkes söylemeye başladı. Bunu tekrar etmenin bir anlamı
yok artık. Onun yerine Kıratlar Kabilesi gibi kızılderililerin
yaşamını anlatan değişik bir parça çok daha anlamlı. Ya da o
değerleri ti’ye alan Leyla Com. gibi şarkılar artık benim dura
ğan olmamam gerektiğini ortaya koyuyor. Oluşturduğum
tarzı devam ettirmeye çalışacağım. Başaracağıma inanıyorum.
Kamyoncunun Türküsü, Kader, Sana Varamadım, Leyla. Com
son yıllardaki en iyi parçalarım. Buna rağmen benim en iyi albü
müm Arkadaş’tır. Bundan sonra türkü formatmdan biraz uzak
laşmak istiyorum. Yapacağımı yaptım, albümlerim sattı. Benim
arkamdan gelenler; Murat Kekilli, Göğebakan, Kıraç zaten şiir
okuyup şarkı söylüyorlar. Çünkü Unkapam piyasasında Haluk
Levent tarzı diye bir şey oluştu. Bundan kopmam gerek. Cesur-
102 ROCK 2000
ca bir adım bu. Bulunduğun yeri bırakıp yeni bir şeyler dene
meye başlıyorsun. Yalnız sert müzik yapan gruplarla beni karşı
laştırmasınlar. Tabanda aynı şeyleri hissetsem bile metal grupla
rıyla, hard rock gruplarıyla beni karşılaştırmasınlar. Ben tarzım
dan ödün vermeyeceğim.
“Kamyoncunun Türküsü”ne klip çektiniz. Parça Susur
luktu anlatıyor am a klipte trafik canavarını eleştiriyor gibi
de algılanabiliyor.
Öyle algılandı ama dikkat ederseniz şoförün kafası üçgen traş
edilmiş. Orada devlet, mafya siyaset üçgeni var. Yol üzerinde bir
çocuk kamyonla Mercedes’i çarpıştırıyor. Diğer motifler trafik
kurallarını ihlal gibi görünse de aslında ülke kurallarını, yani
anayasayı, demokrasiyi ihlal eleştiriliyor. Belki tam olarak vere
medik ama, klipte yapmak istediğimiz şey Susurluk’u unuttur-
mamaktı.
Riske girmek istemediğiniz için mi tam olarak veremedi
niz?
Yönetmeni bilmem ama ben hiçbir zaman o havada olma
dım. Özellikle geçen albümde “ Hakim Savcı Amca” gibi bir
parça yaptım. Düşünce suçluları için. “ Gülün Bittiği Yer” gibi
bir işkence şarkısı yaptım. Televizyonlarda, Kral TV’de yasak
landı bu parçalar. Benim için problem değil. Sonuçta ben bu
popülerliğimi, kendimi riske atarak “ Kamyoncunun Türkü-
sü” nü kasetin çıkış parçası yaptım. Bu parçayı kasetin çıkış par
çası yapmak kasetin satışını riske atmaktır. Çünkü hiçbir sevgili
nin şarkısı olamaz bu. Bir erkek kız arkadaşına “Sevgilim, senin
Röportajlar / Haluk Leuent 103
için bu akşam Kamyoncunun Türküsü’nü dinledim,” diyemez.
Zaten ilk çıkışta diğer kasetlerimden yüz bin eksik sattı bu al
büm. İnsanlan öldürenler, en son Yılmaz Erdoğan’ın dayısını
sırf doğru dürüst bir müsteşar olduğu için öldürenler hakimin
karşısında aklanıp güle oynaya mahkeme salonundan çıktılar.
Telefon kayıdannda falan da bellidir bunların olduğu. Bizler
104 ROCK 2000
bunu sorgularken asıl amacımız Susurluk’u unutturmamaktı.
Trafik canavarına paralel olarak işlendi konu. Yoksa belli olma
sın diye bir korkumuz yoktu.
Birdönemhapishane,askerlikderkentecritolmuşgibiya
şadınız. Amahepgündemdekaldınız. Hapishanedeykenbile
kasetçıkardınız, klipçektiniz... Nasılbirayrıcalıkbu?
İnsanın kafasını kullanması gibi bir sonuç çıkıyor ortaya. Ce
zaevinde albüm yapılabilir. Orada zaten müzik dinlenebiliyor.
İsteyen gitar, bağlama çalıyor. Alırsınız bir teyp, besteleri ona
kaydedersiniz. Aranjöre gönderirsiniz. Oturup bunun üstünde
çalışırlar. Sonra bana demoyu gönderirler. Ben tekrar üstünde
çalışır, olmayan yerlerini düzeltirim. Geriye okumak kalır.
Zatenenzorkısmıdao.Stüdyoyanasılgirdiniz?
Stüdyoya girmeye imkan yok. Ama hastaneye gittiğinizde
çağırıyorsunuz Serdar’ı, hastanenin tuvaletine kuruyor aletle
ri. Daha doğrusu tuvalet gibi bir yere. Ben de oraya girip iki
saatte ses kaydımı yapıyorum. Hatta albümde detone olan
birkaç yer vardı ama geriye dönüş mümkün değildi. Daha da
önemlisi, “Akdeniz Akşamları” nda Orhan Veli’nin şiirinden
bir bölüm var. Orada bir kelimeyi yanlış söyledim. Sonradan
fark ettim ama düzeltme imkanı yoktu.
İnternettekibirrocksitesindeapopçularınrockçısı, rock-
çılarınhiçbirşeyi”deniliyordusiziniçin.
Doğru söylüyorlar. Türkiye’deki heavy metal gruplarını da
biliyorum, Non Serviam gibi dergileri de okuyorum. Bu ko
nuda onları eleştiremem. Ben metalcilerin babası olamam za
Röportajlar / Haluk Levent 105
ten. Ama olmak isteseydim çok rahat olurdum. Düşüncele
rimden ve yaşam tarzımdan ödün vererek öyle görünebilir
dim. Türkiye’de tatlı su rockçuları var, onlar benden daha
fazla kabul görebilirler. Altlarında porche arabalar, Bağdat
caddesindeki evlerinde elektro gitarlarını alıp metal yapan in
sanlar tanıyorum ben. Benim tutucu metalcilerden kabul gör
mem imkansız bir şey, diyalektiğe aykırı. Okuduğunuz o
cümle adamın birinin kendi mastürbasyonu. Öyle bir adamın
beni sevmesini de bekleyemem. Haluk Levent diye bir adam
çıkıyor, o döneme kafa tutuyor. Ciddi olarak ben çok zor
şartlarda bu döneme geldim. Şimdi beni Kim Bunlar, Ayna,
Grup Destan, Murat Göğebakan gibilerle karşılaştırmasınlar.
Beni bunlarla karşılaştırmaya çalışan cahilleri de gördüm. Şu
anda üç tane D G M ’de, bir tane de Uşak Cumhuriyet Savcılı
ğın da açılmış davam var. Şarkılarım yüzünden. Gökova hak
kında konuştuğum için dava açıldı. Ekmeği poşete sokma da
vasında konuştuğum için açıldı, “ Hakim Savcı Amca” şarkım
dan dolayı hakimin biri açtı, “ Gülün Bittiği Yer” şarkısındaki
motifler için Aksaray’dan bir polis memuru açtı. Bu davalarla
uğraşıyorum ben. Sahip olduğum düşünceleri müziğimle
yansıtmaya çalışıyorum. Ama kimi zaman tatlı su rockçuları
elektro gitarın sesini biraz daha açınca, üstüne biraz karizma
görüntüsü, biraz da cinsellik ekleyince metal dergilerinde boy
gösteriyorlar. Beni şu anda kabul etmelerini istemiyorum ama
beş-on yıl sonra hepsi kabul etmek zorunda kalacak.
106 ROCK 2000
Türkücoverhyaptığınızipindeeleştiriyorlardı sizi.
Altı tane kasetim var, bir tane türküye klip çektim. Haksız
lık yapıyorlar. O da benim ilk klibim, çıkış klibim değildir.
Benden sonra gelenler türkülerle çıkış yaptılar. Haksızlığa ba
kın; cover deniliyor. Haluk Levent bu güne kadar iki tane co-
ver’a klip çekmiştir. Metal dergileri falan doğru söylüyor, ben
onlara göre değilim. Ama neden beni onlar gibi görmeye ça
lışıyorlar anlamıyorum. Benim sorumluluklarım var. Türki
ye’deki siyasi konjonktürde de bu böyledir. Aydın olmanın
sorumluluğu vardır. Aydın olmanın sorumluluğu medya pat
ronlarına yalakalık yapmaktan geçer. Öyle aydın olursunuz.
Hepsini yaşayıp gördük. Neyse, Allah beni bir tek Ahmet Ka-
ya’ya benzetmesin, başka ne yaparsa yapsın.
Rock’mtemelindedeprotestbakışvar.
Protest olma uğruna kendi doğrularımdan ödün verme ni
yetinde değilim. Ben gezmeyi, eğlenmeyi seven, sevgilisi
olan, bunun yanında çevre sorunlarına duyarlı olmaya çalışan
bir tipim. Son dönemlerde sosyete rockçuluğu türedi Türki
ye’de. Şu anda sosyetik mekanlarda rock dinleniyor. Bizi ka
bul etmeyen metalciler de o sosyetik rockçularla röportaj ya
pıyorlar, sık sık görüşüyorlar. Bu bizi üzmüyor. Çünkü bu bir
süreç. Tatlı su metalciliği de olmalı, bunu bilmeliler. Ben bir
popçunun bile konserine giderim, eğer o popçu bu ülke için
bir şeyler yapmaya çalışıyorsa... Sanat müziği yapanın da kon
serine giderim. En azından desteklerim. Müziğini dinlemeye
bilirim, kalbimle desteklerim. Ben bu davalardan yargılanaca
Röportajlar / Haluk leuent 107
ğım, küplerim yasaklanacak, ülkücülerden, faşistlerden tehdit
alacağım, gittiğim yerlerde dincilerden tehdit alacağım, sonra
metalcinin biri çıkıp “ Onu ben metal olarak kabul etmiyo
rum,” diyecek. Yesinler senin metalini. Al gitarını bilmem ne
yap.
Adanadoğumlusunuz. Oradayetiştinizdeğilmi...Ana
dolu’nunmüziğinizeetkisi neoldu?
Ben gerçek bir köylüyüm. Köylü insan evinde Orhan Ke
mal’i, Yaşar Kemal’i, Orhan Pamuk’u okuyabiliyor. Adana’da
çelişkileri yaşadım. Şehrin ortasında en zengin insanlar, biraz
daha dışında yoksulluk. Benim Bulutsuzluk Özlemi gibi batı
şarkısı yapmamı bekleyemezler. Çünkü yaşamadığım bir şey
bu. Yeni yeni yaşıyorum. Batı tarzında slow şarkılarım da
oluşmaya başladı. Ya da Düş Sokağı Sakinleri gibi bir parça
yapmam da beklenemez. O insanlar şehirde yaşamışlar ve biz
şehir müziği yapıyoruz diyorlar. Doğru söylüyorlar. Ama
Türkiye çelişkiler ülkesi. Adamlar çok daha uçuk metal, rock
grupları, asit grupları dinlerken ben bağlı bulunduğum siyasi
konjüktür içinde Ezginin Günlüğü, Grup Yorum, Efkan Şe-
şen, Kızılırmak, Tolga Çandar, Led Zeppelin, John Baez,
The Police, Deep Purple falan dinliyordum. Belki çok eksi
ğim var ama ödün vermeden, inançla yürüyorum.
Erkin Koray, CemKaracagibi sanatçıların devamı
olarakgörebilirmiyizsizi?
Hayır. Batıya açılmamızın temelini oluşturan, 70’lere
damgasını vuran müzik anlayışının sahipleridir onlar. Benim
n)8_______________ ROCK 2000
tarzımın, ses tonumun ve şarkılarımdaki melodik yapının on
lara benzediğini iddia edebiliriz. Söylem aynı olabilir, ama
tarz farklı. Benim de kendime ait, kendi geliştirdiğim şeyler
olduğuna inanıyorum. Her ne kadar doğu ezgileri olsa da şar
kılarımın elektro soundları kesinlikle batı. Müzik sololarım
batı.
Şarkı sözleri deyazıyorsunuz. Beslendiğinizkaynaklar,
şairler,yazarlarvarmı?
Son iki yıldır iyi şarkı sözleri yazdığımı söyleyemem. Ama
güzel olan şu ki, aslında ben çok güzel söz yazarım. Tabii ki
şairler etkiliyor ama şairlerden ziyade hayattan besleniyorum.
Günlük gazetedeki bir köşe yazısı, izlediğiniz güzel bir tele
vizyon programının sunucusunun konuşmasındaki akıcılık,
sokakta karşılaştığınız somut olaylar çok daha fazla etkiliyor
beni.
Indians’ın eski elemanlarındanArbak, SerdarveBu
rak’la uzunsüredenberiberabersiniz.Askerlikdöneminde
yolayrımınagirdiniz, amayinebirarayageldiniz.
Yol ayrımına girmedik. Hepimiz turnedeydik. Askere gi
decektim ve bir an önce de “ Gülendam” albümünü çıkarmak
istiyordum. Ama çocuklarla beraber hazırlanacak zaman yok
tu. Stüdyoda bu albümü hazırlarken herkesin orda olması ge
rekiyordu. O yüzden karar verdik, Gülendam albümünde çal
madılar. Albüm çıktı ama biz yine aynı dostluktayız. Hâlâ
Serdar, Arbak, Burak vardır. Benim temel elemanlarımdır.
Örneğin Burak’tan çok daha iyi basçı bulabilirim veya Ar-
Röportajlar / Haluk Levent 109
TANER ÖNGÜR
İşgalevlerindekideneyimlerinizdenbahsedelim.
1976’da en son olarak Cem Karaca Dervişan’la çalışıyordum.
Terör olaylarının en yoğun olduğu dönemdi. Bir turneye çıktık
ve o turneden sonra müzik yapılamayacağım fark ettim. Müziği
bıraktım. Bazı arkadaşlarımla bir grup kurup yurt dışına çıktık.
Başka bir yere gitmeyi düşünürken yolumuz Frankfurt’a düştü.
Bir arkadaşımız bize kalmamız için yer buldu. Burası işgal eviy
di. O yıllarda Almanya’da ciddi bir konut sıkıntısı vardı. Buna
rağmen bazı konudar kapalı bir şekilde bekletiliyor, kullanılmı
yordu. Protestocu gruplar, üniversiteli gençler, yeşiller (o za
manlar yeşil hareketi yeni başlıyor) bu boş duran evleri işgal
edip, konut sorununu protesto etmek için orda yaşıyorlar. Al
manya’nın her yerinde oluyordu bunlar. Frankfurt’ta uluslarara
sı banka binalarının olduğu yerin tam ortasında on kaüı, eski bir
binaydı, içinde kalanlar da çok neşeli, enteresan insanlardı. Çe
şidi gruplardan; bir kısmı yeşillerden, bir kısmı sivil vatandaşlar
dan oluşan örgüder her mahallede kuruluyordu. Kendi sorunla
rını anlatıyorlardı. Zaten Yeşiller Partisi de onlardan oluşmuş bir
gruptur. O insanlarla birlikte yaşıyorduk. Bize de en üst katı ver
diler. Orda biz provalarımızı, müziğimizi yapıyorduk.
112 ROCK 2000
AnadoluPopsizeyetmediğindenbaşkaarayışlaragirip
“Tank”adlıgrubukurmuşsunuz.
1969’da başlayan bir Anadolu pop akımı vardı. Sadece biz
de değil bir sürü gruplarda, ülkede yaygınlaştı. O yıllarda kon
serler, festivaller pek olmazdı. Televizyon da yoktu. Gazinolar
bize kapılarını açmıştı. 74’lere geldiğimizde müzik ticari bir
meta oldu. Deneysel heyecanını kaybetmişti. Gazinolarda içki
mezesi haline gelince sıkıldım bu işten. Başka tür çalışmalar
yapmaya karar verdim. 80’lerde başlayan Bulutsuzluk Özlemi,
Hardal gibi gruplarla gelişen Türkçe rock’ın 1974’deki ilk de
neyimiydi bizim yaptığımız. Sözler özellikle yaşadığımız kent
lerin sorunları ve kendi düşüncelerimizle ilgiliydi. Belki de
kentli rock kavramının ilk denemelerinden biriydi. Albüm için
kayıtları yaptık, plak şirketinin sahibi, çocuklar çok güzel ama
bu albüm satmaz dedi. Kayıtlarımız makara banttaydı. Sokağa
çıkınca makarayı çevirdim ve bant sokağa boşaldı. Orijinal kop
ya yok oldu. Sonra bir süre Edip Akbayram’la çalışım. Ardın
dan Cem Karaca Dervişan dönemi başladı. Politik keskinlik de
iyice artmıştı. “Yoksulluk Kader Olamaz” politik rock’ın en
önemli albümüdür bence ve o dönemin sembolüdür.
Grupları istediğikalıbasokmayaçalışan, ticari kaygıyla
birtakımçalışmaları engellemeyeçalışanmüzikfirmaları
davar.
Bu biçim verme şekli bize işlemiyor. 90’larda işlemiyor ar
tık. 30 yıllık bir grubuz, utanıyorlar bunu söylemeye. Ama ye
ni gruplara bu yapılıyor. Bazı büyük firmalardan albüm çıkarı
Röportajlar /Taner Öngiir 113
yorlar sonra şikayet ediyorlar, sözlerimizi değiştirdiler diye.
Eğer rahatsız oluyorsan Ada müzik, Kod müzik, Kalan gibi al
ternatif firmalar var. Gerçekten ciddi bir şey söylemek istiyor
san o firmalara git. Popüler olayım, çok meşhur olayım, Tele-
vole’lerde görüneyim, küplerim Kral’da gösterilsin, aynı za
manda rock’çı olayım demeye kalkınca adam da yok kardeşim
bu sözler olmuyor, değiştir diyor. Çünkü o tüccar. Seçenek
varken böyle bir şey söylemek inandırıcı değil.
HeavyMetal’ekarşı duruyorsunuz, neden?
Yeni bir şey değil ki bu, hep söylüyorum. Heavy metal 75-
76’larda çıktı. Ben 60’lardan beri müzikle uğraşıyorum. Heavy
metal’in içinde bir şeyleri değiştirmeye çalışan, kendine ait
dünya görüşleri olan insanlar da var, söyleyecek hiçbir şeyi ol
mayan mankafa, aptal geniş bir kitle de var. Müzik endüstrisi
heavy metal’i çıkarırken bu mankafa, aptal kitleyi yönlendir
mek istiyordu. Amaç, şiddet eğilimi olan gençliği alıp, paralize
etmekti. Bir çeşit futbol seyircisinin içindeki holiganlar gibi.
Şimdi bu müziği savunanlar değişmiş olabilir. İşin ilginç tara-
fi, 60’lardaki hard rock gruplarına onlar heavy metal yapıyorlar
diye sahip çıkmaları da yanlış. Jimi Hendrix hiçbir zaman he
avy metal yapmadı. Led Zeppelin de yapmadı. Black Sabbath
da yapmadı. Heavy metal’e tamamen karşı değilim, ama bana
zeka parıltısı az bir alan gibi geliyor. Çünkü kendine has sınır
lan var, bir örgüt gibi. Kendini heavy metal’ci kabul eden bir
genç o sınırların dışına çıkamıyor. Bu özgürlüğe son derece
ters. Tamamen faşist bir yapı.
114 ROCK 2000
Geçenlerde Polis Gecesine katılmışsınız. Bu konuda eleşti
riler oldu mu?
Biz Salı geceleri Jazz Stop’da çalıyoruz. Beyoğlu’nun tanı
göbeğinde. O bölgede daha bir sürü rock bar var. Hepsinin de
sahipleri arkadaşımız, dostumuz. Bir kere alternatif müzik ku
lüplerinin yöneticileri bizi bu konser konusunda desteklediler.
Oraya gidersek o bölgeler, oraya gidip gelen insanlar daha az
rahatsız edilir diye düşündük. Yoksa bizim özel bir sempatimiz
yok. Nötr bakıyoruz. Eğer polis bizi seviyorsa, istiyorsa bu bi
zim h o şu m u z a da gider. B iz orda kalkıp da Ersen’in şarkısı
“ Polis Haydar” ı söylemiyoruz. “ Bişey Yapmalı”yı söylüyoruz.
Onlar da bunu kaldırabiliyorlarsa, en azından ters gelmiyorsa
onlarda gelişme var demektir. Kimse yanlış yorumlamasın.
Neden “Best Of” yapma gereği duydunuz?
Bu Emre Plak’ın fikriydi. Otuzuncu yılımızı doldurduğu
muzda hadi artık “ Best o f ’ yapmanın zamanı geldi dediler.
Herkes yapıyor, sizin daha çok hakkınız var bunu yapmaya...
Tamam dedik, ama albüm çalışmasına girdiğimizde bir baktık
herkeste bir sürü yeni beste var. Eskilerle uğraşmak gibi bir
zevkimiz de yok. Yeni parçalar yaptık. 93’ten, yani grup yem
den kurulduğundan beri bizi en çok ilgilendiren yaşadığımız
günler ve gelecek. Plak şirketinin bu teklifine tamam dedikten
sonra bile hemen yapamadık. Barış Manço da aynı plak şirke -
tindeydi. Ölmeden önce “ Best o f ’ıı bitirmişti. Onun ölümün
den sonra Hüseyin Emre iyice baskı yapmaya başladı. Biz de
birimizin ölmesini mi bekleyeceğiz dedik, albümü hazırlamaya
Röportajlar /Taner Öngür 115
YAŞAR KURT
BeyazTunusadlı ilkgrubunuzdanbahsedelim.
Beyaz Yunus sahneye çıkıp şarkı söylememe neden olan,
müziğe teşvik eden bir gruptu. Kadıköy’de bir cafe vardı.
Adımızı da o cafeden aldık. Oradaki arkadaşların teşvikiyle bu
grubu kurduk. Daha sonra pop festivallerinde şarkı söyleme
ye başladık. Derken kendi bestelerimizi de eklemeye başladık
repertuarımıza. Birbirimizin şarkılarına müdahaleler oldu,
dolayısıyla grup dağıldı. Başka gruplar da kurdum isim koy
madan, “Yaşar Kurt ve Arkadaşları” gibi.
BeyazTunusgrubundanŞenhanhncTaşarbenimşarkı
larımıcalip, okuyor’demesininaltındakigerçeknedir?Bu
şarkılarkimeait?
Şenhan’ın bir takım çıkışları oldu. “ Ben Yaşar’la bir dö
nem çalıştım, o şarkıların duyulmasında benim de katkım ol
du” deseydi, o zaman mutluluk duyardım. “ Bana ait parçala
rı çaldı,” demesi affedilmez bir durum. Ancak onu da böyle
konuşmaya iten bir takım insanlar, sebepler olduğunu düşü
nüyorum. Hatta “ Korku” parçasıyla ilgili ona başvurmuşlar.
Ada Plak aramış, “ Korku seninse kardeşim sana plak yapa
120 ROCK 2000
lım,” demişler. Yine kendi ifadesiyle Haluk Levent aramış,
“ Korku”yu istemiş. Veremez, çünkü ona ait değil. Sonra bu
söylemi bıraktı. Yine söylüyorum, hiçbir şarkım çalıntı değil.
Söyleyebileceğim tek şey şu; Korku ayarında bir şarkı yapsın
o zaman...
Benim bütün şarkılarım birbirleriyle ilintilidir. “ Korku”
hayatımın bir parçası. “ Haydi Erkekler Savaşa” bir başka par
çası. “ Hadi Baba Gene Yap” da öyle. Ya da çok örtüştüğüm
sözleri alıp kendi duygularımla yoğuruyorum. Mesela Cahit
Külebi’nin bir şiirini alıp besteledim. Aşık Veysel’in sözlerini
ve melodisini tekrar yorumladım. Anonim şeyler yaptım. Ama
bunların hepsi belirtilmiştir.
OzamanAşıkVeysel’egelelim.Yanlışanlaşılmayaçok
müsaitbirzamanda, türkülerinmodernleştirilmeyeçalı
şıldığı birdönemdeyaptınızoparçayı. Tepkialdınızmı?
Hiçbir zaman yaptığım şeylerin alacağı tepkiyi hesaba kat
mam. Öyle olsa zaten radikal şarkılarımı yapamazdım. Ano
nim şeylerin bugünün şarkıcıları tarafından işlenmesi gerekti
ğine inanıyorum. Biz yaptığımız şeyleri su üstüne yazmıyo
ruz. Yeni yaptıklarımız da bir kültüre dahil olma şansına sa
hiptir. Benim müzik serüvenim popüler müziğin serüveniyle
pek fazla örtüşmüyor. Ama “ niye türkü söylüyorsun, türkü
popüler olduğu için sen de kullanıyorsun...” gibi tepkiler al
dım. Dikkat edilirse, türküleri yorumlayışını bile, o türkülerin
popüler olmasını engelleyecek biçimdedir.
Röportajlar / Yaşar Kurt 121
RADICAL NOİSE
Çokyaygınolmamasınakarşın, nedenhardcore?
Emre:Kendimi bu müzikle daha iyi ifade edebiliyorum. Fan
teziye, ütopyaya fazla yer vermeyen gerçek şeylerden bahsediyor.
Daha önce rock, metal dinliyordum. Yaşım ilerleyince bu müzik
türlerinin benimle örtüşmediğini fark ettim. Daha sonra punk da
beni sarmadı. Onlar tam bu sistemin istediği geri zekalı çocuklar
dır. Bunu cumartesi punk’lan için söylemiyorum, onlar zaten bit
kisel hayattalar. Asıl bu işi iyi yapan, anarşizmi sonuna kadar sa
vunduklarını söyleyen gruplara lafım. Onlara inanmıyorum.
Pekihardcorebunlarındışındamı?
Emre:Bunların anti tezi değil tabii ki. Sonuçta bu sisteme da
hilsen, hiçbir şey temiz kalamaz. Bize kalırsa müziğin en temel
formları, aşıkların yorumladığı formlardır. Çünkü bu işin ticareti
ni yapmıyorlar. İki yol var. Ya müziğinizi satacaksınız ya da sat
mayacaksınız. Satmaya başladığınız an ticarisiniz. Başarıda ticari
başarının payı çok fazladır. Bir de söylediğin şeyin yerine ulaşma
sı gerekir. Bu iki unsur başarıya götürür. Tabii ki grubun karak
teriyle, söylediğinin ne kadar örtüştüğü de önemli. Grup yaptığı
her şeyin altına imzasını atabiliyorsa o ahlaklı ve ticari bir gruptur.
126 ROCK 2000
O zaman hiphop’tan, metalden faydalanmanız bu ticari
kaygıyla yapılan bir şey.
Kerem: Bu Hardcore’un içinde var zaten. Hardcore sınırsız
bir müzik.
Emre: Hardcore müzikten çok İngilizce’de blues’un bir türü
için kullanılıyor. Çetin ceviz anlamına da geliyor. Hardcore bir sı
fat aslında. Hardcore içinde punk da var. Ama daha sert yapılıyor.
Tine hiphop’tan da, metalden de etkileniyor. Ama nasıl etkilendi
ği önemli. Hiphop Amerika’da cahil bir kesimin söylemini dile
getirse de, sokaktaki insanın söylemi olduğu için bize yakın geli
yor.
Kerem: Eğer bunlardan çok para kazansaydık kaygı cümlesi
bir anlam kazanırdı ama öyle bir şey yok. Bu bir keyif işi.
Hardcore sadece bir müzik türü mü? Yoksa hayat biçiminiz
mi?
Kerem: Hardcore’un öyle belli bir yaşam tarzı yok.
Emre: Punk’ın ayaklan yere basan hali diyebiliriz Hardcore’a.
Söylediklerini uygulayınca Hardcore oluşuyor, atıp tutunca punk
oluyor.
Lirikleriniz sert, vurucu, otoriteye karşı tutumunuzgünlük
yaşamınızı etkiliyor mu? Radikal kararlar almanızı sağlıyor
mu?
Emre: Biz Radical Noise’i tüzel bir kişilik olarak görüyoruz
Grup içinde sabit bir görüş yok. Hepimiz ayııı yelpazenin içinde
farklı yorumlara sahibiz. Ve bu yelpazenin de solunda duruyoruz
Ama grubun söylemi tek. O da hiçbir ideolojiye girmiyor. Ne dü
Röportajlar / Radical noise 127
şünürsen düşün net ol. Bu bizim için çok önemli. Bizim bir takın
tımız var, “Maske” kelimesini demo ve albümlerimizin hepsinde
kullanmışızdır.
Bugünekadarİngilizcesözlüşarkılarsöylemenizçalışma
larınızın yurtdışmayönelik olmasından kaynaklanıyordu.
SonalbümünüzaPlanB”deTürkçesözlüparçalarayerverme
nizbudüşüncenizdenvazgeçtiğinizanlamınamıgeliyor?
Emre:Bu işe ilk başladığımızda Türkiye’de hardcore’dan an
layan kimse yoktu. Zaman geçdkçe bu işe gönül veren bazı kişi
ler sayesinde, bu müziği dinleyen insanlar oluşmaya başladı. Me
sela punk’a Türkçe sözlü parça çok güzel gider, ama hardcore’da
bunu uygulamak zordur. Bir de Türkçe yazıp Bulutsuzluk Özle
mi gibi olmak var. İyi müzik yapıyorlar ama, sözler çok kötü. Vo
kalin bir armonisi vardır, bana göre Bulutsuzluk Özlemi bunu ba
şaramıyor. Bir Kargo başarıyor.
Kerem:Rock müziğe Türkçe söz gidiyor sonuçta. Hard core
128 ROCK 2000
için zor. Ama yaptık, çok zorlandık.
Emre:Türkçe şarkı yapılırken bir kural vardır. Enstrümanlann
hepsi aşağıya çekilir, vokal öne geçer. Ve insanlar nerde duyarsa
duysun, o sese kulağı aşina olur. Amaç ticaridir. Bu dünyada da
böyledir. Prodüksiyon kuralıdır. Biz bunu alaşağı etmek istedik.
Yaptığımız çalışma iyi satarsa underground diyecek kadar salak
değiliz. Sonuçta bu sistem değişmeyecekse ve biz bu sistemin
içinde yaşıyorsak mutlu olmak için para kazanmak zorundayız.
Müzik piyasasında underground olmak bir felsefe artık. Ve büyük
bir imaj, pazarlama stratejisi oldu. Aslında imajsızlık da bir imaj.
Kendinizeradikalgürültü(RadicalNoise)demeniz, baş
kalarımrahatsızetmekiçinmi?Nedirsizdekirahatsızlık, öf
ke?
Emre:Grubu kurduğumda on yedi yaşındaydım. Radikal ol
mak o zamanlar gerçek sıfatını buluyordu. Bugünkü gibi asi olma
anlamında değildi. Noise ise yaptığımız müziğin gerçekten de gü
rültülü olmasından kaynaklanıyor. Bana göre Radical Noise,
Hardcore’u en iyi şekilde açıklayan kelimedir. Modem dünyada
ki yaşam tarzı kısacası. Türkiye’deyseniz gerçekten çok radikal ya
şıyorsunuz. Şu anda sizinle konuşuyoruz, buradan çıkınca ne ola
cağım bilemem. Avrupa gibi statik yaşamıyoruz. Kısaca hardcore
bir ülkede yaşıyoruz. Aslında bizim yaptıklarımız çok yavaş kalı
yor. Biz Türkiye’nin hızına yetişemiyoruz. Türk halkının en bü
yük sorunu hiçbir backround’unun olmaması. Günü kurtarma
derdi var. Ani çözümler bulmak üzerine zekalarını geliştirmişler.
Bu da yerleşik hayata dair kültürümüzün olmamasından kaynak
Röportajlar / Radical noise 129
CRUNCH
“ Poz Vermiyoruz”
C R U N C H ’A SE R T YANIT
MOR VE ÖTESİ
RASHIT
ŞarkındaaAynadagördüm.Arkamda,sırtımdabirtakım
gölgeler. Solumsağımkerhaneler”diyorsun. Oaynadadaha
nelervar?
O aynaya bak bakabildiğin kadar. Görmek istediğiniz her şeyi
aynalaştırabilirsiniz. Yansıma üzerine kurulu bir yaklaşımım var.
Senoaynayanasılyansıyorsun?
Küpteki görüntüm benim için bir ayna. Yani yaşayan benle gö
rüntüdeki ben arasında nasıl bir fark var. Ya da benim görmedi
ğim dışardan görünen ne varsa görüyorum orada. Sakin, müteva
zı yapıda bir adam değilim. Orada çıkan şey bakıyorsun ki gerçek
te var. Biraz eşelediğinde niye ben bu kadar sakin olmak zorun
dayım ki diyebiliyorsun.
158 ROCK 2000
O zamanaynasanayalansöylemiyor. Tadasenkimseyi
kandırmıyorsun. Göründüğüngibisin. Öylemi?
Klipte kendimi izleyene kadar, karşıma geçip de nasıl bir
enerji yarattığımı, nasıl göründüğümü bilemezdim.
Şarkı sözlerine baktığımda “güdük”, “yan yatmam”,
“alemg.tolsun”gibi sokakdeyimleri, biryandanda sakil,
vaki,zuhur...gibieskikelimelerkullanmışsın.Zıtbirduru
şunvar. Hemöylehemböylesin.Şarkılarındakigibisallanı
yormusunsende?
Ben kendimi iki kutup arasında geziniyor gibi görüyorum.
Birincisi o sözlerin tanımladığı şeylerin içine kendimi çok sok
muyorum. Argoyu gündelik hayatta yeri geldiğinde kullan
maktan hoşlanıyorum. Osmanlı kökenli kelimeleri de kullan
maktan hoşlanıyorum. Çünkü o kelimelerin bir şeyi vurgular
ken, ağırlıkları var. Gündelik hayatta bu kelimeleri kullanmanın
da etkisi var. Doğal olarak şarkılarıma da yansıyor. Argoyu bir
öğe olarak kabul ediyorum, gerektiği zaman daha aristokrat bir
tavn da kullanıyorum. İnsanın skalasında her biri var.
Tasavvufayakınbiraşkanlayışınvar.
Bunlar benim duruşum ama, tabii ki arkasında aşka olan
inancım var. Bir aşk tanımı yaptığımda, tasavvufla çok derinden
ilişkisini kurabiliyomm. Belki buna inandığım içindir.
Herşeyiaşklamıkarşılıyorsun?
Tabii aşk çok daha genel bir şey. İçinde yaşadığımız sıvı gi
bi. Hava gibi...
Röportajlar / Eren Kazım Rkay 159
“Mayhoşbakarherdemaşık”diyorsunşarkında.Aşkıno
ekşimsi tadındanbahsedelim.
Ekşimsi değil, buruk bir yanı var. Mayhoşluğun, o buruk
luğun kırık duygusu var. Hüzün gibi . Hüzün insanın temel
duygusudur. Bir insanı yalnız başına bir yere koyduğunda,
onun yaşadığı çoğunlukla hüzündür. Hüzünde öze, cevhere
dair bir şey var.
H ep merkezde
olan bir duygu
olarak algılıyo
rum. Yani mole
külün ana par
çası olarak dü
şünüyorum.
“Beni bırak
da jjepem”, “
Haykalam”gi
bi folklorik
özellikler taşı
yan şarkıların
davar. Türkü
leri seviyorsun.
Bunlardan söz
edelim...
İlkokul ikinci
sınıftan başlaya-
160 ROCK 2000
rak on dokuz yıl halk danslanyla ilgilendim, oynadım. Onun
yansımasıdır bu şarkılar.
Pekinasıldoğdubualbüm,müziğenasılbaşladın?
Gitarı elime alıp da, bir takım şarkılar çalmaya başlayana ka
dar dinlemekle ilgili zevklerim vardı. Kendim çalmaya, söyle
meye başladığımda müziğe bakışım değişti. Yapılan diğer mü
zikleri incelemeye başladım. Neler yapmışlardı, ben nasıl yapı
yorum gibi. Bu parçalan albüm haline getirene kadar yakınla
rım dışında kimse bilmiyordu. Kendimi tatmin etmeden baş
kasma çalmak rahatsız etmiştir beni.
Şuandatatminolmuşdurumdamısın?
Tabii, albüm çıkarmaya karar verdiğim zaman bu sorunu
halletmiş durumdaydım.
Hayatüzerinedeğişikbirfelsefigeliştirmişsin, kafayor
muşsun. Çokfazlaironi varanlattıklarında.
Kendisiyle dalga geçebilme konusunda iddialıyımdır. Ken
dime çok fazla değer veren bir tip değilimdir. Bir şeyi önem -
semekle önemsememek aynı sonuçları doğurabilir. İkisi de bi
rer komplekse dönüşebilir. Ama ikisinin de dengeli bir nokta
sı vardır. O noktada kendini önemsemeyen bir yanım var. Bir
de espri üretmeyen, hayatı fazlasıyla ciddiye alan bir yanım var.
Bunu bilinçli yapmıyorum ama, çok fazla yansımaları var. Bu
albümün çıkmasıyla bunu daha iyi anladım. Kendini önemse
mek espri çıkartıyor, önemsememekse ciddi şeyler çıkartıyor.
Kendini acımasızcaeleştirdiğin, haksızlıkettiğinanlar
oldumu?
Röportajlar / Eren Kazım Rkay 161
Kendi kendime sebep olduğum hayal kırıklıklarım olmuş
tur. Ama eğer bir kader çizgisi varsa, bu da içinde olması ge
reken şeydir diye düşünürüm. Aslında karşılaştığım olumsuz
durumlara karşı bir kalkan geliştirmişim. Kendimi sakinleştire-
biliyorum.
Okaderciliği hissettimşarkılarında. Bu kadercilikten
kaynaklananboşvermiştik, kapış, vazgeçmegibi durumlar
davar.
Kadere isyan var. Çok daha iyi bir kadere sahip olmak iste
rim, oysa kader bana başka bir yol çizmiş. Bir durumu kabul
lendikçe, o olaya inanç da gelişiyor. Ama bu kabullenişin de
sonu yok. Hayat birden bire meditasyona dönüşebilir. Kendi
vazgeçmelerini yaşamak, tasavvufla da bağlantılı. Bu anlamda
tasavvufa ilgim oldu. Ama okuyarak tasavvufa yakınlaştım di
yemem. Bilmediğim bir etki altındaydım. Nedir bu diye araş
tırdım ve tasavvufu buldum.
Tasavvufvazgeçmeüzerinemikurulu?
Bedenden, yaşamdan vazgeçme var.
Sendeböylebirşeyvarmı?
Yok, o tasarımla bir tasvir içersindeyim. Hayatımda çileci
bir insan değilim.
Cemal Süreya’mn“kırıldık, dahadakırılırız”diyebir
dizesivar.Bunabenzersöylemlervarseninşarkılarındada.
Bu, insanın neye ulaşmak istediğiyle ilgili. Ben üretime yö
nelik bir bakışla bakıyorum. Başarısızlık olarak algılamamak
gerekir.
162 ROCK 2000
Hayatiçinbirtakım,kısanotlar... mecaz,girintilituzak
lar, hayalvegerçek...Hayallegerçekneredeçakışıyor?
Hayalle gerçek çakışmıyor, ya da çakıştığı yer değil de dö
nüşmesi önemli. Bu dönüşüm de metaforlar yoluyla söze dönü
şüyor. Bunun kökenleri poetikadan beri var. Orada dili kullan
manın estetik yönleri ortaya çıkıyor. Mecaz bir şeyi birebir an
latmanın dışında farklı anlatmaktır. Bu mecazları da ben bulu
yorum, bunlar da beni ele veren şeyler. Girintili tuzağa gelince,
bir yüzey düşün bir takım girintiler, çıkıntılar var. Çıkıntılarda
bir problem yok ama, girintilerin hepsi tuzak. Dinleyen için bu
şarkılar bir maymuncuk görevi görebilir. Öyle bir maymuncuk
ki her kilidi açar.
Herkilidi açıyordabazende“kapılarkütük”oluyor.
Açılmayan kapıların hepsi kütüktür.
Yalnızlık...
Zorkonuşuyorsun.
Zor konuşan bir tip diyorsun da nereden anlıyorsun? Nasıl
zor konuşulur?
Herhalindenbelli,sıkılıyorsun,dağınıkbirdurumdasın.
Öyle, dikkatimi dağıtan şeyler var, başta şu sesimi aldığın
teyp. Rahat değilim. Genel olarak da rahat değilimdir. Bir ka
bızlık var. Kabızlıktan kurtulmaya çalışıyorum.
Yorgundagörünüyorsun.
Evet yorgunum. Şu son olaylar, siyasetteki, ekonomideki
dalgalanmalar...
Röportajlar / Eren Kazım Hkay 163
Buekonomikdalgalanmalarlaçokmuilgileniyorsun?
Ya tabii, ne oluyor ne bitiyor bilmek istiyorum. Benden
habersiz bir şey olur da kaçırırım diye.
Aynı zamandaMimarSinanHeykel bölümündenme
zunsun. Buradaki bakışdamüziğeyansımıştır.
Evet, bir şekilde yansıyor. Backroundum müzik olmadığı
için, işin açıklamalarını heykelle ilgili bilgiye dayanarak yapı
yorum. Heykel disiplinini yaptığım bestelere taşıyorum. Şarkı
sözlerim çala kalem çıkan şeyler değil. Bir kurgu sonucu or
taya çıkardığım sözler. Bu da yine heykeltraş olmamla ilgili
bir şey. Gerçi altı yıldır heykelle ilgilenmiyorum. Şu anda ani
masyon işiyle uğraşıyorum, ama heykeldeki kurguyu oraya da
taşıdım.
Sonarzun...
Sadece üretime yönelik bir hayatım olsun isterdim. Bir an
bir yerde durmak istemiyorum...
“Benatlıycamatlıycam,benoradadurmıycam”diyor
sunzaten...
Atlamak kavramı on yıl öncesinden gelen bir şey, hâlâ da
atlamış değilim.
Belki atladın, havadakaldın...
Belki de düştüm, göremiyorum.
164 ROCK 2000
TURGUT BERKES
ara söz yazdım. Sibel Tüzün rockçu olmaya karar verdi, ben
den beste aldı. Onun dışında Tarkan’a bir beste verdim. O da
enteresan bir hikaye.
Şarkılarınızı verdiğinizkişileri seçiyormusunuz?Belli
birkriteri varmı?
Kişiyi seçmek gibi bir durumum yok. Kim gelirse onun
için bir şey düşünmek isterim. Aslında Tarkan benden Min-
dos’u istedi. Ben dç dedim ki, bu kırk yaşında bir adamın söy
lediği şarkı, Tarkan’ın ağzından komik kaçar. Ona gidecek
başka bir parça yazdım.
Son dönemRockçılardan bazıları sisteme veya diğer
olumsuzluklara karşıçıkmakgerekmediğini, rockyapma
nınbilebirbaşkaldırı olduğunusöylemeyebaşladılar.
Kim onlar? Siyasi olmamak gibi bir şey düşünemiyorum.
168 ROCK 2000
İnsan her an siyasi bir hayvan. Bunu bir partiyi tutmak, her
hangi bir ideolojiyi desteklemek anlamında söylemiyorum.
Zaten bir uyumsuzluk söz konusu. Türkiye gibi bir yerde
rock yapmak başlı başına uyumsuzluk. Aslında rock terimini
bile rahat kullanamıyorum. Çünkü Türkiye’de rock’ın anlamı
iyice tuhaflaştı. Televizyonda görüyorum, feci uzun saçlı
adamların elinde elektro gitarlar, arabesk çalıyorlar. Böyle
gruplar var. Tanımlar bayağı karıştı. Mesela ben kendi şarkı
larımı pop şarkıları olarak değerlendiriyorum. Bence Türk po
pu ne olmalı gibi bir şey bu. Sound olarak rock’ı sevdiğim
için, rock gitarlarım kullanıyorum. Rock soundlu aranjmanlar
bunlar. Rock’ın bir duruşu var, onun kendisi zaten siyasi.
Türkiye’nin80sonrasısiyasigelişiminigözönünealır
sak,sanatınbirpokalanınaolduğugibiRockmüziğedebi
reysel mutsuzluklar, yalnızlıklaryansıdı. Hattaönplana
çıktı...
Bu da bir ihtiyaç, toplum da bireylerden oluşuyor netice
de. Bireylerin mutsuzluğu da topluma yansıyor. Türkiye ge
nelde mutsuz bir ülke. Dün akşam arkadaşlarımdan biri şöy
le dedi; “ Mutsuz olduğumuz gibi, mutsuzluktan pozitif bir
şey de üretmiyoruz.” Benim de amacım o, yaşadığımız şeyler
den olumlu şeyler çıkarmak. Arabesk tersi mutsuzluğun için
de yüzüp durmak. Siyasi olup olmamak bununla bağlantılı.
Ben kişisel bir şey yansıtıyorum, çünkü kendimden başka bir
şey yok yapacağım. Ama ben hiç olmazsa bunu pozitif ener
jiye dönüştürmeye çalışıyorum.
Röportajlar /Turgut Berhes 169
Elimdesizinçevirisini yaptığınız İyi Şeyler Yayınla
rındançıkanCamillePaglia’nın“CinsellikVeŞiddet, Ta
daDoğaVeSanat”adlı birkitapvar. Çeviriyapmakkolay
olmasagerek. Kitabı baştanyazmakgibi birşey.
Bu kitabı nereden buldunuz?
Beyoğlu’ndabirkitapçıdanaldım.
Uzun süre oldu bu kitap basılalı. Piyasada yoktu. İkinci
baskısı yapılmış herhalde, hiç haberim yok çok şaşırdım. Ney
se bugüne kadar Türkiye’de iş yapıp, karşılığında para kazan
dığım tek iş çeviridir. Benim asıl işim çevirmenlik. Son yıllar
da daha az çeviri yapıyorum. Zevk için de yapıyorum, çünkü
İngilizce bir kitap okuduğumda başkalarının da paylaşmasını
istiyorum. Şimdi de “ Puslu Kıtalar Atlası” adında İhsan Ok
tay Anar’ın kitabını Türkçe’den İngilizce’ye çeviriyorum. Ya
ni tersini yapıyorum. Dili çok ilginç, İngilizce olur mu acaba,
nasıl olur diye düşündüm. Merakımdan çevirmeye başladım,
sonra da çok heyecanlandım. Aradan epey zaman geçti, aslın
da bir iki sene önce başladım. Arada bir yazıyordum, yazarla
görüşmeye başlayınca bitirmeyi görev bildim. Bu arada Yapı
Kredi Yayınları ilgi duydu olaya. Aradılar, biz bunu finanse
etmek istiyoruz, yurt dışında yayınlatacağız dedi.
Sonarzunuz?
Bilmem ki...
Roxy Özel 171
ROXY 2 0 00 ÖZEL
BAĞDAT AVANUE
Müziğinizdensözedelimbiraz..
Yaptığımız müziğin türünü bilmiyoruz. Sorulunca uydu
ruyoruz. Bir çok müzik türünden etkilendik. Bizim müziği
miz birçok türün bileşimi. Postmodern otantik caz bile diye
biliriz. Artık 2000’li yıllara girdik. Şu ya da bu tür diye adlan
dırmaya pek gerek yok. Hepimizin etkilendiği şeylerin kay
naşmasından oluşan bir müzik bu. Kısaca, Bağdat Avanue so
und diyebiliriz.
Bestelersizemiait?
Yaptığımız her parça, bundan sonra yapacaklarımız da da
hil, kendi hayatımızdan çıkıyor. Hepsinin bir hikayesi var.
Türkpesözlüsöylemeyidüşündünüzmü?
Türkçe sözün adaptasyonu zor. Bir de pazar olarak Türki
ye’yi düşünmüyoruz. Yozgat, Diyarbakır, Kahramanmaraş
172 ROCK 2000
yörelerinde tanınalım, ünlü olalım, ya da İstanbul’da üç tane
semtte bilinelim diye bir kaygımız yok. Bütün dünya bizim
pazarımız. Ulaşabildiğimiz ölçüde dünyanın her köşesine
müziğimizi göndermeye çalışacağız.
RoxyMüzikGünleri hakkındanedüşünüyorsunuz, bu
ödülsizenelergetirecek?
Türkiye’de bu tür organizasyonlar çok az, hatta hiç yok
diyebilirim. İnsanları gerçekten motive edecek, alternatif tür
leri ortaya çıkaracak fazla organizasyon yok. Bundan dolayı
Roxy’i bize en uygun platform olarak gördük. Roxy’nin Bağ
dat Avanue soundunu anlayacağından emindik. Gerçi müzi
ğin yarışmasının yapılması ne derece doğru, ama insanlara
ulaşmak için de gerekli. Sonuçta bütün grupları severek din
ledik.
Roxy özel 173
R EPLIK A S
EN N IO IA
Roxy’yenasılhazırlandınız?
Konservatuardan bir ekip toplayarak çalışmaya başladım.
İki hafta gibi çok kısa bir sürede hazırlandık. Bunun sonu
cunda üçüncülük ödülü geldi. Orkestrada on kişi var. Davul
da Doğaç, basta Ozan, birinci klavyede Genco, ikinci klavye
de Burak, perküsyonlarda Onur ve Reşit, gitarda Cüneyt ve
vokalde Funda. Aranjmanlar Cüneyt Yamaner’e ait.
Dahaönceherhangibiryarışmayakatıldınızmı?
Geçen yıl “ Mesih’in El Kitabı” adlı üç kişilik bir grupla yi
ne Roxy’e katılmıştık. Dereceye giremedik. ‘95 yılında Milli-
yet’in liselerarası müzik yarışmasında beste dalında Türkiye
birincisi, vokalde Türkiye İkincisi olmuştum.
Müziğinizdensözedermisiniz?
Yaptığımız müzik etnik öğeler taşıyor. Bu açıdan avantaj
lıyız. Yurtdışında bu tür çalışmalar yapılıyor, biz niye yapma
yalım diye düşündük.
RoxyMüzikGünleri ipinnelersöyleyebilirsiniz.
Bu ödül benim için fazla bir şey ifade etmiyor. Çünkü ya
rışan gruplar farklı alanlardaydı. Ve çok iyilerdi. Özellikle bi
176 ROCK 2000
rinciliği alan grup bunu haketti. Çok sağlam gruplar vardı.
Önümüzdeki sene organizasyon daha büyük olacaktır. Çün
kü bu yıl istedikleri talebi yakaladılar. Çoğu kişi yarışmaya ka
tılmaktan korkuyordu. Artık bu korku kırıldı.
Turgayla yollarını ayı
ran Frekans’ın ve Sa
pık İnek’in ilk İstan
bul konserleri.
Birileri T o p lu lu ğ u ’nun
2 0 0 0 yılı içinde yer aldığı
dokuz konser organizas iV lâ t V İ
(lESra ACIK S/VIHM:)
yonundan ilki “ Yeni tA ,,W :05 -02 -2000
SAAI^ 22 0.0 -
Rock-ı Bar” da gerçekleşti.
ÜCRETSİ Z
AO H liS .
TURNACBAŞ ^S O O Ç )j1 2
-L_J
A < @ i0
)>lMM - İ H » -TÛ k SSU - 3&&Û»,
1 $ rH s m m i f m * \ W W w *f
GöfflCfr ı Q&ÛXmusît CW* |K i
T a k s im / is t a n b u l T E L 2380933
Lay Lay Lorn Konser
Salonu, birçok yeni he
avy metal, punk ve hard
core topluluğunun ilk
basamağı oldu.
FLUKE
15,00.,
Gİ R İ Ş * * - , 5 U Ö
RTRDOST
VRVİNIRRI
■
K U R B A f j
RASHJT
P S Y C H O 1/2
YAŞ SINIRI YOK 1 0 $ R e a u la r
JN K
Bursa’nın en eski radyo programı
0\ Over D ose bu organizasyonla al
tıncı yılını kutlamıştı. Çıkacağı
duyurulan HazyHill bu konserde
yer almamıştı.
Sizlere müstahak!
is k in s
K H A O S G Ü N Ü
FA R O U 7SKI
M rap aw w _____________________
BELÇİKA’DAN PUNK ROCK GRUBU
© iiuin^ ih
0 0 0 ( 5 0 0
tt MART CUMARTESİ
SAAT 16:00
GİRİŞ 3 MilVON KAFA
P@J » @ 6 ON
Meşrutiyet Caddesi Eski Adliye
Karşısı No:81 Galatasaray Taksim
ORottincı Cljrist
konuk gruplar:
e f u 1Q
18YAŞSİKİRİ »ARDIRI...
KATKILARIYLA Is
KONSERDEN ELDE EDİLECEK KAR DEPREMZEDELERE BAĞIŞLANACAKTIR.
Bilgi için: 0532 230 85 74 1 _______________
•vjhroîput»t* Ma«eb.n’ÇoM*e*i«*
Heavy metalin karanlık toplulukları,
t r n r b r a r u m
albümleri ve röportajlarıyla “ Teneb-
rarum ” da, İzm ir’de çıkıyor.
PK: 5 Ege Ünv. P T T Şb. Bornova /
İzmir
14 / 10/00
FİYAT
7 SO OOQ
Çtktt
A rtzine k a rış tı
U nderground yayın ale
M anow ar
minde içeriği en zengin Benediction
D im m u B o r ç ır
fanzinlerden birisi olarak
H a z y Hill
biliniyor. A ş ık Veysel
Infected
http://www.geoci- Sym phony X
tes.com /artzin e666 W h is k y
The Storyteller
Tia m at
Ice d 6 a rth
UDO
Lynyrd S k y n y rd
PO ST€R L€R
M A N O W A R Death
IL6 King Diamond
D ER G İM İZ TA R A FIN D A N ' Cradle Of Filth In
Flames
YAPILAN R O P O R TA J
lagazine
#3 “ M ihnet M afıa” neredeyse
yılda bir çıkıyor ama her sayısı
önemli birer başvuru kaynağı.
179. Sk. N o : 1 9 / 6 35280
Bl a m e s
Küçükyalı / İzmir