You are on page 1of 12

Onur Güven DERS 6 / Morfogenetik Kavramlar ve Karma

Bu resime baktığınızda her bir eli bir galaktik ağa benzetin, ellerin dışında
kalan kısımlar sonsuz uzay eller ise farklı evrenler ve o ellerin içindeki
hücreler sayısınca yani sonsuz sayıda trilyonlarca galaksi ve o galaksilerin
içinde sayısız yıldızlar evrenler , nebulalar , gök adalar, pulsarlar ve farklı
farklı güneş sistemleri o sistemlerin içinde güneşler, ve güneş sistemleri
ve bizler olalım...
Buna Morfo denir... Genesis... ise kolektif ağın içerisinde ki gen
aktarımıdır...
Morfo genetik Esasında Morfogenetik bulunmuş bir şeyden ziyade dünyanın
tarihininden daha eski hatta evrensel bir kavramdır. Kolektif Havuz diyoruz
biz buna… Morphogenesis diye de geçer...

Morfogenetik alanlar , şu anda belli bir noktadan, insanlığın zamanla şuur


boylamlarında yaşayacak kolektif değişimlerin önemini anlatır ve bunda
büyük bir role sahiptir. Sheldrake bunu farklı bir boyutsal hiyerarşi
anlatımıyla ortaya çıkarmıştır. Esasında , Morfogenetik olay,
tekrarlandığında , morfik bir alan oluşmaktadır. Bu olay dan tezahür eden
rezonans da olayın tekrarlanma olasılığını karmasını oluşturuyor… Ancak ,
sistem her ekileni biçmeyebiliyor, burada dua vs gibi çalışmalar büyük
öneme sahip… Bir olay tekrarlandığında o olayın olduğu bölgeye morfik
alan , benzer olayların tekrarlanma olayına ise morfik rezonans denilir.
Herhangi biri, bir konuda bilgeleştiğinde , başka insanların da bilgeleşme
şansı artmakta, bu kolektife değmek demektir. Bunun için lanet ve beddua
aslında tüm göksel dinlerde yasaklanmıştır... Bu göksel dinlerin minör
oluşumları olan arzı dinler ise bunları takip etmişler... Kötü söz,, kötü laf,
kötü düşünce, kötü mantravs vs konu uzatılır, yasaklanmıştır...

Olaya biraz da Astrolojik olarak bakalım… Bazı insanlar da bu çok daha


fazla etkindir. Doğum haritalarında son 6 evlerde gezegen yığılmaları ,
bilhassa ağır planetler de varsa bu insanlar hayatlarında başka insanlara
daha yoğun ve geniş çaplı bir biçimde değebilir. Toplumu dönüştüren ve
büyük çapta etki eden insanların 7- 8 - 9 ve bilhassa 10 11 12 . evleri çok
yoğun ve güçlüdür... Burada son derece ağır ve güçlü etkiler, planet ve
yıldızıl etkiler gözlemlenecektir...

Çünkü bu harita sahipleri nin geçmişlerinde de bu böyle sirayet etmiştir.


Herkes etki eder, ancak bazıları daha güçlü etki eder diyebiliriz.. Morfo
genetik rezonans bir kez yayılmaya başladığında tüm uzay zamanda
genişler . Bu evlerinde yığılmalar , stellium dediğimiz toplaşmaları Uranüs
ve Satürn gibi bir gezegen oturuyorsa, bu insanın bilhassa kadın figürlerini
dönüştürme , aynı zamanda ay da varsa toplum(ay) a da güçlü bir etki etme
, zihinlere sızma gibi güçleri olacaktır. Ancak bu son derece Tanrısal bir
görev misyondur kişi bireysel şekilde bunu kullanmaz, kulalnamaz..
Evren kısacası biri bin , on bin, sentrilyonlar ağı yapar… Bu sonsuza
kadar genişler… Siz bir tohum ektiğinizde bu ormana dönüşür kısacası… İyi
tohumlar, iyi ve güzel işler güzel şeylere dönüşür, kötü işler ise af dileyene
kadar kötülüğe dönüşür. Kısacası sistem in ruhu ve doğası aslında iyidir ve
iyiden yanadır.

Morfogenetik alanlar teorisine büyük bir kolektif havuz diyelim ve bu


olguya göre dünya üzerinde ne kadar çok ruhsal olarak uyanmış belli bir
sayıda varlık ortaya çıkarsa etkisi katlanacak. Bu kolektif havuzda sizlerde
varsınız ve etkiniz yadsınamayacak kadar çok güçlü. İlle bir şeyler , bir fiil ,
hareket yapmanıza gerek yok. Beyin dalgalarınızdan yaydığınız enerji ile
sisteme etki ediyorsunuz zaten...

Bu konudaki en bilinen örnekler, kedi ve köpekler ve sahipleri ile


aralarında olan bir tür telepatik ilişki .. bu bağ, iki canlı arasındaki son
derece gizemli bir ilişkiden kaynaklanıyor . Sheldrake , the sense of being
stared at adlı kitabında ki bu biri beni gözetliyor olarak kaknüs
yayınlarındandı yanlış hatırlamıyorsam , dileyenler okuyabilirler.
Bizler bu morfik alanı her an deneyimleriz, daha önce yaşayıp ölmüş ya da
birbirlerini hiç tanımayan aynı türden anyı frekansta olan varlıkların mekan
ve zaman farkına rağmen aralarında boyutsal ve şuursal bir ortak alan
birbirlerini etkilemeleri çok olur, buna da morfik alan denilir. Evrende bir
zeka ve hafıza mevcuttur. Bir kediyi ele alalım, bu kedi kendinden önce
yaşamış tüm kedilerden etkilenir. Kedi , iç güdülerini meydana getiren
hafıza formunu morfik alanlar ile gerçekleştirir.. Bu aynıdır, insan da
bundan etkilenir… Bir önceki hayatta ben şu kişiydim diyenlerin aslında
çoğu aslında farkında olmadan etkisi altına girdikleri ‘ ortak alan / kolektif
havuz’ dan aldıkları geçmişe ait bilgileri kendi deneyimleri olduğunu
zannederek açığa çıkardıklarını düşünmektedirler… Herkes enkarne
olmaz,bu da doğum haritası ile görülür… Morfik alan , evrendeki canlı,
cansız , kristaller, taşlar, hayvanlar , kendi ortak – morfik alanlar ile
etkileşim içine girer… Geçmiş bilgileri hatırlamak , güçleri canlandırmak
için, ayak ucuna , köklerimize odaklanmak barış sağlamak gerekir. Varlık
alanında holistik / bütünsel enerjiler zamansız ve mekansız olduğundan bu
her an her şeyde tezahür edecektir. Tüm bunlara göre, aslında yer yüzünde
zamanında yaşamış, büyük üstatlar, ruhani önderler , bilgeler vs beyin
faaliyetleri ile yüksek manevi güçleri ile yeryüzüne çeşitli dataları ,
kuvveleri beyin dalgalarıyla yayıyorlar. Ölünce iş bitmiyor zaten ölmek diye
bir şey yok sadece bedeni bu alemde bırakıyoruz, ruhumuz sonsuza kadar
devam ediyor. Bedenlerimiz Ruhumuzun atıdır... Ruhun kanatları vardır ,
yorulmayan ve çok güçlü... ata ihtiyaç yok...

Beyin gücü yüksek olan üstatlar bizi etki altına alıyor ve bir kişinin
deneyiminin diğerlerini de etkileyebileceğini söylüyor. Bir düşünce ya da
davranış modeli daha önce tezahür ettiyse sonra bir başkası tarafından da
kolay öğreniliyor.
SONSUZLUĞUN İÇİNDE OKYANUSA İĞNEYİ DALDIRIP ÇIKARSAK O
İĞNENİN UCUNDAN DAMLAYAN DAMLANIN OKYANUS HÜKMÜNDE VE
NAZARINDA ETKİSİ NE İSE, BİZLERİN YAPTIĞI KÖTÜ KARMA VE
FİİLLERİN ETKİSİ DE ODUR... HİÇ BİR ŞEKİLDE , HİÇ BİRİMİZ EVRENİN
ASLINDA HİÇ BİR ŞEYİNE ZARAR VE ZİYAN VEREMEYİZ... ÇÜNKÜ RABB
SONSUZ DERECEDE HOŞ GÖRÜLÜ VE BAĞIŞLAYICIDIR...

Evet dostlar buraya kadar sizlere bazı tanımlamaları ve açıklamaları


yaptım şimdi biraz okült boyutlarına da girelim olayın ...

Diyelim sizin atanız ya da dedeniz, dedeleriniz vs bir takım ritüeller yapar


idi,ayinlere katılır, hakkı gözetir, doğu yapar, doğru hareket eder,
hayatında elbette hataları olur ancak bunların farkına varır elden
geldiğince düzeltmeye çalışır idi diyelim… siz bunların oluşturduğu zaman
ve mekan üstü ortak morfik alana girmiş olursunuz. ‘’ Dedesi erik çaldı ,
torununun dişi kamaştı ‘’ bu aslında bilimsel bir sözdür. Kişinin
morfogenetik ve karmik gücü,zayıflığı, güçlülüğü , kökleri ile bağlarını
kavramak ve berzahdaki / spatyum ( süptil alem) da ki yeri yukarıda da
bahsettiğim gibi IC yani ayak ucu ve hatta onun yönetici ve yöneticisinin
dispozitörü ile anlamlandırılır.
BU RESİM DE NE GÖRÜYORSUNUZ BURASI ASLINDA AYAK UCUDUR...
BURASI KÖK NOKTAMIZ HAYATA BAŞLADIĞIMIZ VE SONLANDIĞIMIZ
YERDİR... PIRIL PIRILIZDIR... BURASI ASLINDA IMUM COELİ , AYAK
UCUMUZDUR...
Ancak bazen doğduğumuz zaman aralığında girdiğimiz ıstırap ve sancılı
süreçlerin yeri tartarus dur... Burada Morfik Rezonans kanunları devreye
girer... Tartarus kaba tabir ile cehennemin dibi dediğimiz yerdir... Hadesin
daha da altıdır... Bu bab da ele alındığında Tartarus aslında sembolik
anlatımlara sahiptir, sürgünler, zincire vurulmalar, dikenli ateşler, vücudun
ateş ile dağlanması , zebanilerin sürgün etmesi,, Zebani zebun etme
fillerinden doğar... Bizleri bir hastalık, aşk acısı, yokluk, işten kovulma,
yartışma vs vs gibi haller bu dünyada zebun etmez mi ? Eder, cehennemi
burada yaşarız... Tartarusa gideriz zaman zaman ... İşte bunların tümü
morfik rezonans yasası gereği oluşur... Karma da dernilir... Yaradan hiç
kimseye zulmetmez evet doğrudur ... Kimse kimsenin günahını yüklenip
cehenneme, iyiliğini yüklenip cennete gitmez. ancak Bu iş bu dünyada
böyle değil maalesef değerli dostlarım ... O iş öbür dünya için geçerli...
Tartarusa düşenleri bir anka kuşu gelip kurtarmaz...

Önceki derslerde bahsettiğim Ay Altı alem ve rehabilite etme çalışmasını


hatırlayın dostlar … orada da bu konuya biraz değinmiştik. Morfik bakış
açısında göre çok uzun zaman önce ölmüş liderlerin, ruhani önderlerin vs
dünya üzerindeki etkisi tartışılmaz. Tüm Manevi Öğretilerde söylenen ,
binlerce yıllık yol, bir rehber, mürşid , önder ile bir adımda alınır ifadesinin
merkezi aslında ‘ ortak morfik alan ‘ etkisine girmenin getirdiği güçlü
enerji / kolektif havuzun entegrasyonu sonucudur. Bizler de aslında
yaptığımız ritüeller , okült çalışmalar ve diğer toplumsal ritüellere ,
geçmişten gelen uygulamalara ne kadar sadık kalabilirsek , ortak etkileşim
alanındaki enerjinin kapasitesinide o oran yükseltir ve evrendeki bilgi
yüklü şifreleri de beynimiz tarafından deşifre edip açığa çıkarmış oluruz. IC
yani ayak ucu, Helenistik anlamda aslında direkt morfo genetik havuz,
akaşik ve karmik hayıtlar ile ilgilidir. Memphis / Sirius Astrolojisinde ki bu
Okült tabanlıdır, İnsanı meydana getiren temel unsurlar,okült içerikli
bilgilere göre başlıca yedi katmandan oluşmaktadır. Bunlar sırasıyla
fiziksel beden, eterik beden, astral beden, mental beden, kozal beden,
ruhsal beden, ilahi beden dir.
Yedi farklı beden olarak isimlendirilen bu katmanlar, ruh enerjisinin
kendisini tezahür ettirdiği farklı maddesel oluşumlardır. Ruhsal enerji, fizik
bedene gelinceye kadar yüksek enerjisini bu alanlarda kabalaştırmaktadır.

Ruhsal enerjinin dünyada bir beden içinde tezahür edebilmesi için bu


bölgelere ihtiyacı vardır. Bu, enkarnasyon için gerekli olan bir durumdur ve
bu maddesel oluşumlar sayesinde ruh varlığı üç boyutlu kaba vibrasyonlu
madde ile irtibata girebilmektedir.

Ezoterik Öğretiler'de dile getirilen insanı meydana getiren yedi temel


unsurun, Mısır dilindeki karşılıkları şöyle sıralanmıştır;

Ezoterik -- Mısır
Fiziksel -- khal (tçet)
Eterik -- (biyomanyetik) khailjit
Astral --ka
Mantal -- ab
Kozal -- (Yüksek Mantal) ba
Ruhsal -- khu (sah), (sahu), (sah-tut)
İlâhi -- khahs

Ezoterik geleneğe göre, bu bedenler en ruhsal olandan en maddesel olana


doğru sıralanır ve birbirlerine gümüş kordon denilen manyetik bir bağ ile
bağlıdır Her bedenin kendi bilinç seviyesi vardır Farkındalıklı bir insan ,
kozal bedendeki geçmiş yaşam deneyimlerine ait bilgileri fizik seviyeye
çekebilir.

Hava-insan-kozal beden,
Ateş-hayvan-Astral beden
Su-bitki- Eterik beden
Toprak-Fizik beden-Taşlar tarafından temsil edilir
Mesela yarı değerli taşları uzun süre kullanamıyorsanız toprak
elementinizin güçlü olduğu ile alakalı bir durum söz konusu olabilir.

Çünkü her nevi taş aslında yarı değerli ya da değerli toprak elementi ile
ilgilidir. Ya da haritanızda Satürn çok güçlü ise taşları yine kullanamazsınız
çünkü Satürnün etkisi ile o taş sizden uzaklaşır.. Taş = Satürn dür. bunu
unutmayın .. Bu da ek bir bilgi olsun .

Ruhumuzu dünya gezegeniyle uyumlamak için taş,hayvan, bitkiyle çalışırız


Her enkarnasyonda ruhumuzun bir parçası bu dünyada kalır.Hava dışı
unsurlar , hep burada olmaya devam ederler. Yeri gelmişken Mevlana nın
bu dörtlüğünü paylaşmak isterim…
Taş olarak ölmüştüm bitki oldum,
Bitki olarak öldüm ve hayvan oldum
Hayvan olarak öldüm, o zaman insan oldum
O zaman ölümden korkmak niye?
Hiçbir sefer kötüye dönüştüğüm
Ya da alçaldığım görüldü mü?
Bir gün insan olarak ölüp,
Işıktan bir yaratık
rüyaların meleği olacağım,
Fakat yolum devam edecek
Allah tan başka her sey kaybolacak
Hiçkimsen,n görüp duymadığı bir şey olacağım
Yıldızların üstünde bir yıldız olup,
Doğum ve ölüm üzerine parlayacağım
Aynı anda hem geçmişi, hem anı, hem geleceği yaşıyoruz Hermetik
astrolojide de amaç bu üç yaşamı tek yaşamda toplamaktır.Bir önceki
yaşam tüm karmaların sonucudur.Bununla bağlantı kurabilenler , otomatik
olarak özgürleşirler.Atasal hafızayı hisler olarak yaşıyoruz.Dünyanın
çekirdeğiyle bağlı olan ruhlar eski ruhlar.Yüksek bilince gitmek için dünya
çekirdeğiyle bağlantıda olmamız gerekiyor.
Bizim nihai gerçekliğimiz bir gıdaya ihtiyç duymamamız Hayvansal gıda
atalarla ilgilidir.Hayvanlar öldürülmeden evvel genellikle çok korkuyorlar
ve o sırada bir hormon salgılıyorlar O korku halleri , yenilen etle birlikte
size aktarılıyor Böyle bir gıdayla besleniyor olmak bizi korkusu olan insan
yapıyor Bu düşünceler ve hisler bize ait değil.Sebze türü yemek yemek
daha farklı bir frekans Çünkü o korkuyu almıyorsunuz . Ancak doğuştan
perhizli doğumlar vardır ki bu tarz insanlar hassas ve vücut dirençleri
düşüktürler, ayurveda da bunlar analtılırlar …Bazı insanların et yemeleri
gerekir. Ka – ları düşük olduklarından bu elzemdir.

Ezoterik Astrolojide 8. ev DÖNÜŞÜM evidir ve hermetik çalışmaların


anahtarıdır. Sizin güç hayvanınız da orada yaşar. Mevcut yaşamımızın tüm
hafızası buradadır. Sırp Astrolog Dajvid Kokran duad noktalarında ve Okült
Tabanlı Astrolojide bunlar hep vardır. Yeni bilgiler değildir yani...
Gerçekliği de ancak ölürken deneyimlersiniz. 1. ev ateş evidir ve yaşamı
temsil eder.Tünelin sonu 9. evdir.12. ev bir önceki, 8. ev şimdiki , 4. ev
gelecek karmamızı gösterir
12. ev anne karnını temsil eder Girişindeki burç bir evvelki hayatta kadın
ya da erkek olduğunuz hakkında bilgi verirBir önceki hayattaki ölüm ve
travmalar , neyi deneyimlediğimiz, bağımlılıklarımız bu evle ve içindeki
gezegen ve açılarıyla alakalıdır. Gölge hayvanımızda burada yaşar.Gölge
hayvanınızla ilişkiye girmeden , güç hayvanınızla ilişkiye giremezsiniz. 5. ev
sizin bir önceki hayatınızda nasıl yaşadığınızı gösterir.

Morfogenetik veriler ışığında Astrolojide morfik rezonansa 4,8,12. Evden


bakılır… Ay düğümleri, Retro gezegenler,asc, Satürn ün bulunduğu burç ev
ve açıları önemlidir… .Balık, başak ve akrep burçları da karmayla ilintili
burçlardır. Sizler ile belki görmemişsinizdir eski bir Paylaşımımı yapayım
bu konu ile ilgili ;

SIRLI ' M ' Harfi...


Zodyak ta Malkuth dan bilgi ve enerjiyi çekip dış yüzeye aktarım yapmayı
temsil eder. Ancak bu eylem ontolojik anlamda yürürlüğe girdiğinde kişi
bunu kendini ya dönüştürerek(Akrep) ya da yıpratarak(Başak)
gerçekleştirir. Akrep çektiği enerjiyi dışarıda güç elde etmek üzere
kullanırken, başak bunu düzen oluşturmak adına sarf eder.
Genel karakteristik özelliklerine göre her iki burçta doğaları ve yapıları
gereği anaretik ve yaşamı besleyici özellikler sergilemezler. Burada iki
burcu görürüz. Başak ve Akrep. Glifflerinde ki M harfi direkt olarak Malkuth
un hizmetkarları anlamına gelir. Malkut / Melekut - Malik olmak ile ilintili
olan bir yapıyı anlatır. Doğum haritamızda Başak ya da Akrep burçları hangi
evlere düşüyorsa , o ev ile ilgili ya düzen getirmek istiyoruz ya da güç elde
etmek istiyoruzdur. Bu enerjiyi doğru kullanamazsak, ya bize güç
dayatılıyor ya da düzen dayatılıyordur.
Dolayısıyladır ki .Balık, başak ve akrep burçları da karmayla ilintili
burçlardır. Ancak Başak ve Akrep bunu daha eylemsel yolla yapar, Balık
ise evrene yayın yapar. ..

Önceki dersleri hatırlayın Ay altı / kök alemi sağaltmanın gerekliliğinden


bahsetmiştik kırmızı mercan koordinasyonu ve aynı zamanda kök
merkezini de ekstra olarak şifalaması ile ilgilidir. Kırmızı Mercanı
yanınıızda cebinizde ya da cevrenizde bulundurunuz...
Herkesin ayak ucuna farklı bir burç düşer, buraya düşen burç birincil
derecede etkili değildir. Mühim olan bu burcun yöneticisi ve yaptığı açıların
durumudur. Ayak ucu , başkalarının acısını ve kederini ya da iyiliklerini,
güzelliklerini deneyimlemek , karmik kayıtların unsurunu açığa çıkarmak
ile çok ilgilidir. 4. Ev, ruhsal kaynağımızı, bizim doğum tekrar ona
dönüğümüz evrensel anne ve evrensel babamızı ve yuvamızı açıklar. Belki
şu an içinizden birisi bir başka birisinin evrensel annesi ya da babasıdır
bunu bilemeyiz ancak ritüeller ile fark edilebilir ona da yüksek benler izin
verirler… Bu ana kolektif havuzu algılamak ve tüm geçmiş morfo genetik
kodlamaları şifalamak için kullanılır… Derinden ve kökten şifalamak
tamamen 4.ev ile ilgilidir. Sinastri de diyelim bir kişinin 4.evi Oğlak olsun .
Karşıdaki kişinin bir takım planetleri Oğlak ve bu kişinin ayak ucuna
değiyorsa büyük bir aidiyet hissi oluşur. Bu aidiyete biz Daksha deriz,
daksha varlık ve yokluğun, Aditi nin rahmidir. Rahim , var oluş, aidiyet,
beslenme ve büyümenin merkezidir. Sinastri de böyle bir etki var ise , bu
kişiler ruh eşi ve ruh ikizinden daha derin bir bağa sahip olur ve ayak
uçlarını , morfik alanlarını otomatikmen şifalarlar. Böyle bir etki yok ise bir
kişi kendi kendine de morfik havuzunu şifalayabilir ancak bu biraz zaman
alır … Peki bu nasıl olacak ?
Bunun için yapmanız gereken, doğmadan önce 8 yıl geriye gideceksiniz ve
o yılın Dördüncü eve düşen burcunuzun derecesini bulacaksınız ,
yöneticisinin derecesiyle toplayacaksınız . Mesela ; 07. 06. 1950 yılında
saat 08:40 -50 arası A ülkesi b şehrinde doğdunuz, bundan 8 yıl geriye
gittik, 1942 yılına , kaderinizin / ilahi destinasyonunuzun belirlendiği ana
gittik ayak ucuna ulaştık ve dördüncü ev burcunuz 5 derece oğlak
gözüküyor. Oğlak ın yöneticisi Satürn olduğundan açıları ve derecesi bize
karmik ve morfogenetik tezahürleri pek tabii anlatıyor lakin biz burada kök
ve morfogenetik alanı nasıl şifalayacağımızı anlamaya çalışıyoruz… Bunun
için doğmadan evvel 8 yıl öncesindeki 5 derece oğlak + Satürn derecemizi
(25olsun) topluyoruz ( çünkü göstergeler bu şekilde oldu) ardından
doğduğumuz esnada ki 4 .ev burcumuz( başak olsun) ve Merkür derecemizi
topluyor ve çıkan sonucu 8 ile çarpıyoruz . 5 derece Oğlak + Satürn
derecemiz 25 = 30 yaptı. Doğum haritamızdaki 4.ev Başak burcu
derecemiz 7 ,Merkür derecemiz ise 12 olsun , 30+7+12 = 49 çarpı 8 = 392
sayısına ulaştık. 392 sayısı bize büyük bir şifreyi verir. Bu aynı bir telefon
numarası gibidir. 392 kez an haritası 14 derece Yükselen Yengeç
olduğunda Lux Et Terebin Sothis Terebin(Işık ile çözül ve aydınlan )
dediğinde kişi karmalarını çözmeye başlar, ilahi yardım alır. Bu sırrı lütfen
bir yere kaydedin Dostlar… Buna Kadim Sothis ya da Sirian Ritüeli denilir.
Sirius ya da Şir’ a , irşad ( yol göstermek ) ile ilintilidir. Kişi , şayet düzgün
telafuz ederse Er Reşid bu da bir mantradır, ileride değineceğiz 392 sayısı
kadar yukarıdaki ritüel gibi yapabilir…

Unutmayın ! Dördüncü evin yöneticisinin derecesi ile sekiz yıl evvelki


dördüncü evin yöneticisinin derecesi aynı olamaz . O kısım anlaşılmadıysa
tekrar düzeltiyorum. Natal haritadaki IC derecesi ve yöneticisinin
derecesini toplayın , ardından 8 yıl öncesine gidin... IC derecesi ve
yöneticisinin derecesini toplayın sonra ikisinin birbiriyle toplayın ve 8 ile
çarpın . Çıkan sonuç bize büyük şifreyi verir. An haritası 14 derece
yükselen yengeç olduğunda bu sayı kadar Lux et Terabin Sothis Terabin
okunur... Yukarıda daha anlaşılır şekilde tekrar yazdım Natal haritadaki IC
noktasının derecesi ve yöneticisinin derecesi toplanıyor Aynı günden 8 yıl
öncesine gidiyorsunuz Yine IC noktası ve yöneticisinin derecsini
topluyorsunuz En son ikisini toplayıp sekizle çarpıyorsunuz An haritası 14
derece yükselen yengeç olduğunda bu sayı kadar Lux et Terabin Sothis
Terabin okuyorsunuz . Örneğin daha rahat anlayabileceğiniz şekilde
düzenledim yukarıda Aynı tarihin 8 yıl öncesine gideceksinizÖrneğin
15.11.2016 tarihi 15 11 2008 olacak
Sirius un semboliği aşağıdaki gibidir… Buna tohum ekme çalışması denilir.

Evet bu büyük bir çözülme ve şifalanma sağlayacaktır. Bu çalışma nın


esasında kökeni Kadim Memphis / Mısır da ATON denilen ilk Tanrılı dinlerin
başlangıcından gelir. Bu sonra Gematria ya da geomancy olarakta bilinir…
İslamiyetteki adı ise remil ve ebced, cifr dir. Hepsi aynı kökten gelir,
yorumlamaları farklıdır o kadar … Khem diyarındana gelir eski Mısırdan…
Tabi oradan da öte tüm başlangıçlar Atlantis ve Mu daha da geriye
gidersek Nefilim / An ulara uzanır. Bilginin kristalleşmesi buradan ileri
gelir… Kısacası Leviathan / tiamat ile başlayan bir yolculuktur… bildiğiniz
gibi Anu- Büyük güç ve tanrı oğlu ise Enlil , anunnakiler ise enlil
yönetimindedirler… Enki- Ea balık kuyruklu bir keçi ( oğlak tasviri) dir…
Tüm bu ritüellerin olumlamaların yapılması Tanrısal sirayette Sirius enerjisi
ile şifalayıcı olacaktır . . .

You might also like