Professional Documents
Culture Documents
KiTAP YAYINEVI - 99
İNSAN VE TOPLUM DİZİSİ - 25
İKONALAR
ÖZCÜN ADI
FIVE ESSAYS ON ICONS
ÇEVİREN
ALİ ÖZDAMAR
WE AAE GRATEFUL TO
THE CONSULATE GENERAL OF SWEOEN iN ISTANBUL
FOR THE FINANCIAL ASSISTANCE PROVIDED FOR THE TAANSLATION OF THIS BOOK
DÜZELTİ
NURETTİN PİRİM
KİTAP TASARIMI
YETKİN BAŞARIR, BEK
TASAAJ..M OANllMANLllt
BEK
KAPAK RESMİ
AZİZ YEORYİ09t:JO'EllHA'YI öt.büR0RKEN, 16. YÜZYIL
CRAFİl(\Jv'CULAMA VE BMKt
MAS. !,!ATBAACILIK A.Ş.
OEREBOYU CADDESİ, :ZAGRA İŞ MERKEZİ B BLOK'l
MASLAK-İSTANBUL
T: (02T2) 285 Jl 96
E: İNFO@MASMAT.COM.TA
l. BASIM
ARALIK 2005, İSTANBUL
YAYIN YÖNFTMENİ
ÇAGATAY ANADOL
ÇEVİREN
ALİ ÖZDAMAR
KitapvAYINEvi
İÇİNDEKİLER
SUNUŞ 7
ULF ABEL
EwA BALICKA-WITAKOWSKA
NELLY LINDGREN
HELENA BoDıN
YAZARLAR 112
SUNUŞ
linizdeki kitap, kimi eklerle birlikte, 2001 baharında İstanbul'da İs
İKONALAR 7
ULF ABEL
İKONALARIN TEOLOJİSİNDE
İLAHİ OLANIN İKONA İMGESİ
u bildirinin başlığı bir tür ön tanım işlevi görebilir; nitekim bir iko
B na, ilahi olanın bir imgesidir. Yunanca'dan (ikon) gelen "ikona" ke
limesinin temel anlamının bire bir "imge" olduğunu da eklemeliyiz.
Başlangıç noktası olarak 14. yüzyılın sonundan kalma, nispeten kü
çük (39x31 cm) bir ikonayı ele alalım. Büyük olasılıkla İstanbul'da, bu ken-
tin Bizans İmparatorluğu'nun başkenti olduğu ve Konstantinopolis adıyla
bilindiği dönemde resmedilmiş olan bu ikona (Resim ı), 20. yüzyılın ba
şında İsveçli bir koleksiyoncuya aitti, günümüzde ise Londra'daki British
Museum koleksiyonunun bir parçasıdır. Bu tasvirin en önemli kısmı, iko
na içindeki ikonadır: Üst kısımda, ortada, Odigitria'nın, Çocuk İsa'yla bir
likte Tann'nın Annesi'nin, bir ikonası yer alır. Yunanca odigitria kelimesi
"yol gösteren" şeklinde çevrilebilir. Bu tanımlamanın bir yorumu, Tan
n'nın Annesi'nin kurtuluş yolu olarak Çocuğu göstermesidir. Özel bir öne
me sahip bu ikona ziyadesiyle ulu sayılıyordu; Konstantinopolis'in koruyu
cu ikonasıydı ve efsaneye göre İncil yazan Aziz Lukas tarafından resmedil
mişti. Söz konusu ikona, çevresinde kanatlı iki koruyucuyla birlikte, impa
ratorluğa özgü renkler olan erguvan ve alhn renginden iplerle dokunmuş
nefis bir örtünün serili olduğu bir standın üstünde yer alıyordu.
İkona Konstantinopolis'te, Ayasofya Katedrali'nin doğusunda mu
azzam bir binalar topluluğu olan ünlü Odigon Manashn'nda muhafaza
ediliyordu. Berlin'deki Hamilton ilahiler Kitabı'nda 13. yüzyılın sonundan
kalma bir tezhipte bu ikonayı özel bir dua kulübesinin içinde, müminlerce
ululanırken görürüz (Resim 2) . Bizans'ın son çağında ikona her hafta salı
günü düzenlenen tören alaylarında
Resim A. Aziz Nikolaos. Rus ikonası,
taşınırdı. Çeşitli yabancı ziyaretçiler,
Novgorod. Aleksa Petrov tarafından ı294'te
resmedildi, ahşap üstüne tempera, huşu içinde gerçekleştirilen bu
184 x ı29 cm. önemli kentsel olayı anlatan tasvirler
İKONALAR 9
resmettiler; Kuzey Yunanistan'da Arta yakınında bulunan Vlahema Ma
nastırı'nda, Bizans başkentinden uzaktaki bir ressam tarafından 13. yüzyı
lın sonunda yapılmış bir freskin kalıntıları yakın zaman önce keşfedildi.
Bu örneğin üstündeki yazıtta şunlar okunur: "Tanrı'nın Annesi Odigit
ria'nın Konstantinopolis'te Kutlanması" (Belting 1994, s. 214-15). ikonanın
orijinali muhtemelen kent 1453'te düştüğünde yok edildi.
Odigitria ikonasının bir yüzünde, imparatorluk ailesinin üyeleri gö
rülür. Kocası Theofılos'un 842'deki ölümünden sonra belirli bir süre için, sa
ğında duran, henüz 25 yıllık iktidarı başlamamış genç oğlu III. Mihail adına
naiplik yapan İmparatoriçe Theodora'yı teşhis edebiliyoruz. ikonanın öteki
yüzünde, dört azizin oluşrurduğu bir grubun başında, 843'te göreve gelen
Konstantinopolis Patriği Methodios yer alır. ikonanın alt tarafında, bazıları
nın kimliğini belirlemenin güç olduğu (tek tek yazıların harfleri kısmen si
linmiş) çeşitli azizleri görüyoruz. En soldaki, bir rahibe gibi giyinmiş ve elin
de İsa'nın bir ikonasını tutan kadın muhtemelen Azize Theodosia'dır. Orta
da, üstünde İsa'nın imgesi olan bir ikonayı birlikte tutan iki önemli ilahiyat
çıdan soldaki muhtemelen Aziz İoannis Damaskinos [Şamlı], sağdaki de,
kimliği nispeten daha kesin olan Aziz Theodoros Studitis'tir.' Her ikisi de
ikona teolojisi hakkında temel metirıler kaleme alan bu azizlerden İoannis
Damaskinos 750 dolaylarında Yahuda Çölü'ndeki Mar Saba Manastın'nda
bir keşiş olarak öldü. Doğduğu kent olan Konstantinopolis'teki, başkentin ru
hani merkezi olarak da adlandırılan ürılü Studios Manastın'nın igumenos'u
ya da başrahibi olan Aziz Theodoros Studitis'in yaşamı ise 826'da son buldu.
Ortodoksluğun Zaferi başlığını taşıyan Odigitria ikonası, ikonaların ta
rihinde önemli bir olaya göndermede bulunur. Bizans'ta 72o'lerin sonunda,
ikona kınclııkıa ilgili olarak yüz yıldan daha uzun sürecek bir tartışma dönemi
başladı. Almanca'da Bilderstreit diye anılan bu tartışma, doğrusu salt bir tartış
madan ziyade bir kavgaydı. Kilise konsillerinin iddialarına dahil edilmekle kal
mamış, aynı zamanda kan dökülmesiyle sonuçlanmıştır. İkona kıncılar Kutsal
Kitap'taki, "Yukarıda gökyüzürıde ya da aşağıda yeryüzürıde yaşayan hiçbir şe
yin ya da benzerinin herhangi bir suretini yapmayacaksın" (Çıkış 20:4) diyen
a Bugün İmrahor ya da İmrahor İ lyas Bey Cam i i olarak bilinen, İstanbul'un Yed ikule ve Samatya semt·
leri arasında 5. yüzyılda inşa edilen B izans manastırı Studios'un adından -ç. n .
İKONALAR il
İkinci Emir'i referans gösteriyorlardı;
onlara göre ikonalar birer puttu. iko
na savunuculann temel tezleri ise yi
ne Kutsal Kitap'ın Yaratılış bölümün
deki, Tann'run insanı kendi suretine
göre yarattığı bilgisine dayanıyordu
(Yaratılış 1:26); Yeni Ahit'ten Aziz
Pavlos'un sözlerini alıntılayacak olur
sak, İsa "görünmez Tann'nın sure
ti"dir (Kol. 1:15)." Yunanca metinde
her iki durumda da "ikon" kelimesi
kullanılır. İkona savunucular iddiala
nnda daha da ileri gider. Onlara göre
ikonalan kabul etmemek, Tann'nın
İsa'da vücut bulmasını kabul etme
mek demektir; başka bir deyişle sap
kınlığa varmaktır! "İkona" kelimesi
Ortodoks ilahiyannda gerçekten de
anahtar bir kelime haline gelir. Her
şey ve herkes, Tarın, İsa, insanlar ve
doğa, sürekli olarak ikonaya özgü bir
Resim 2. Hamilton İ lahiler Kitabı'ndan Odigitria ilişki içindedir; imgeye karşı prototip
ikonasını gösteren tezhip. 13. yüzyıl,
ilişkisidir bu: Tann'run İsa'da vücut
Staatliche Museen Preussischer Kulturbesitz, Berlin.
bulmasıyla bütün madde tecelli et
miştir. Bunun sonucunda, Alman Bizantolog Hans-Georg Beck'in çarpıa de
yişiyle,""tecelli etmiş maddenin kozmik bir liturjisi"h ortaya çıkmışnr.
Bu tartışmada imparatorlar esas olarak ikonalara karşı, keşişler ve
ruhban sınıfı ise ikonalardan yanaydı. Her şey, İmparator III. Leon'un, İm
paratorluk Sarayı'nın cümle kapısı Halke'de duran önemli İsa ikonasının yok
a Aziz Pavlos'un Roma'da tutsakken Kolosse, Laodikia ve İerapolis (Pamukkale) kentleri sakinlerine
yazdığı uzun mektup. Mektuba adını veren Kolosse, Denizli'nin 25 km doğusunda, Honaz ilçesinin
2 km kuzeyinde yer alan antik bir yerleşimdir. -ç.n.
b Yunanca liturgia'dan, ayin düzeni -ç.n.
İKONALAR
Şimdi gelin iki ilahiyatçıya, Aziz İoannis ile Aziz Theodoros'a ve iddi
alarına dönelim. Bu azizlerin ikonalarla ilgili metinleri, özellikle de Aziz İo
annis'in ilahiyat ve -Platon'dan yeni-Platonculara kadar- felsefe metinleri
mistisizmle birleştirilmişti. Aziz İoannis 4. yüzyıldaki Kapadokyalı kilise ba
bası• Büyük Vasilios'un "Kutsal Ruha Dair Mektuplar"ından bir alıntı yapar:
"İmgeye gösterilen saygı, prototipine aktarıldı" (Saint John of Damascus,
1980, s. 29 ve metnin tümünde). Vasilios burada, Tanrı'ya yönelik olması ge
reken ibadeti İsa'nın nasıl paylaşabildiğini ima etmek için, imparatorun port
resinin, Baba'nın imgesi olarak İsa için bir benzeşim (analoji) olduğuna gön
dermede bulunur. Bu nedenle, Aziz İoannis ikonaların doktrini için Trinita
risth ilahiyatın bir iddiasinı ödünç alır. ikonalar ve imparatorun portresi ara
sındaki bu benzeşimi bir an için aklımızda tutalım; bundan alınacak daha
epey ders var. ikonalar ile imparatorun portresi temsili bir işlevi paylaşır: Her
ikisi de modeli, prototipi temsil eder. Roma İmparatorluğu'nda, birtakım ya
sal kararların geçerlik kazanması için imparatorun mahkeme salonunda bu
lunması zorunluydu. Uçsuz bucaksız imparatorluğun her yerinde fiziki ola
rak bulunması elbette mümkün değildi; bununla birlikte, imparator gelene
ğe göre portresinde de vücut buluyordu. Portrenin yalnızca temsili değil, ay
nı zamanda yasal bir anlamı vardı. Başka bir kilise babası, Büyük Athanasios
bu konuda şöyle der: "İmge şöyle diyebilirdi... 'Ben ve imparator biriz, ben
onun içindeyim, o benim."' (Ladner 1953, s. 8) Aynı şekilde, Aziz Nikolaos'un
bir ikonası buna uyan bir mesaj verebilirdi (Resim A). Aziz de portrede, iko
nada mevcut bulunur; ne var ki, her iki durumda da gerekli olan ön koşul,
benzerliktir: Azizi ya da imparatoru tanımanız gerekir. ikona, ancak imgenin
olabildi� ölçüde, prototipi gibidir; -örneğimizde Aziz Nikolaos cennette, se
mavi sonsuzlukta yaşadığına göre- bu prototipe gösterilen ululama imgede,
ikonada gerçekleşebilir. Bizi benzerliğe, andırmaya götüren Yunanca mimi
sis, "taklit" kelimesi Platon'un zamanından bu yana Yunan felsefesi ve este
tiğinde anahtar bir kavramdır. Plotinos'un ve 3. yüzyıldaki yeni-Platoncuların
mimisis yorumunda, prototipin taklidi olan her imge sırf andırmasıyla, proto
tipin ruhani gücünün bir parçasına kavuşur. Geç antik dönemin bu metafi-
a 2-7.yüzyıllar arasında yazdıklarıyla resmi kilise doktrinini tesis eden 70 kadar ilahiyatçıya verilen ad -ç.n.
b Teslis (Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un Tanrı'da birleşmesi) inancını vurgulayan Hıristiyan doktrini -ç.n.
İKONALAR 15
lime imge, resim, yani bir şeyin im
gesi, bir portre anlamına gelir ve biz
kelimenin bu yanını ele aldık. Ama
ikona aynı zamanda simge, işaret
demektir ve Aziz İoannis bu temel
üstünde, farklı işaret gruplarının
arıtılmış, incelikli bir sistemini inşa
etti, ki bu, göstergebilim inceleme
lerinin yapıldığı çağımızda bir hayli
modem ve güncel bir sistemdir.
Aziz İoannis'in ilk işaretler ya da
imgeler grubu, Tanrı'nın imgeleri
olarak İsa ve Kutsal Ruh'u içerir.
Son grup hatırlatıcı imgelerdir ve
"bu imgeler iki türdür: Ya kitaplarda
yazılı sözlerdir -bu durumda yazılı
söz imgedir- ya da maddi imgeler"
(Saint John of Damascus, 1980, s.
77-78). Aziz İoannis, Büyük Vasili
os'un daha önce alıntılanan can alı
cı beyanını da tekrarlar: "İmgeye
gösterilen saygı. prototipine aktarıl
dı." Bu, ikonayı ulu saymanın, iko
Resim 5. Ayasofya Katedrali'nin içi,
nadan geçerek prototipe ulaştığı an
doğu tarafından görünüm, İstanbul.
lamına gelir. ikona araçtır, hedef de
ğil; yine de aynı zamanda Yeni Ahit'teki dört kitabın gerçek versiyonunu
temsil eder. Diğer Hıristiyan kiliselerinde olduğu gibi, sadece Kutsal Ki
tap'ta okumanız gerekenlerin tasviri ya da anımsatıcısı değildir. Burada söz
ve imge, İncil/Kutsal Kitap ve ikona, bilgi kaynağıyla aynı seviyededir. Her
ikisinde de, öpme ve dokunma (Yun. aspasmos), eğilme ve secde etme (Yun.
proskinisis) derin bir ululamayla aynı konumda gösterilir.
Kilise ayininde önemli bir rol oynayan ikona, dualar, ululama ve
tütsüyle ayinsel dramaya aktif bir şekilde dahil edilir. İkonaların güzelliği
i KONALAR
Resim 6.
İsa Pantokrator.
6. yüzyıla ait Bizans
ikonası. Ahşap üstüne
enkostik [eritilmiş
balmumunun boya
pigmentiyle karıştırılarak
uygulandığı resim]
tekniği (84 x 45,5 cm).
Azize Ekaterini Manastırı.
torluk atölyesinde resmedilmiş olan
-belki hemen ardından gelenler de
onunla birlikte- önemli ikonalar ba
ğışladı (Resim 6). Bu ikonalann en
eskisi İsa Pantokrator' birçok bakım
dan dikkat çekicidir: Bu ikona saye
sinde, geç antikçağ portrelerinin ger
çekçi geleneğiyle, Bizans sanahnın
stilize imgeler aracılığıyla cennet
krallığınınb sürekli varlığına dikkati
çekme niyeti arasındaki buluşma
dan, ikona resminin nasıl çıkıp geliş
tiğini açıkça göıüıüz (K. Weitzmann
1976, s. 13-15). Sina'nın 8. yüzyıl gibi
erken bir dönemde Müslüman top
rağına dönüşmesi sonucu, manashr
birdenbire Bizans sınırlannın dışın
da kaldı. Bundan dolayı ikona kıncı
imparatorlann askerleri, ikona tar
hşması sırasında manashra ulaşa
madılar ve türlerinin en önemlileri
olan bu ikonalar, hfila burada muha
faza ediliyor!
Stockholm'daki National
museum'da, 14. yüzyıldan başlayan Resim 7. İoakim ile Anna'nın Karşılaşması.
ve çoğu Rusya kökenli olmak üzere Rus ikonası, Yaroslavl, 17. yüzyıl.
325 kadar objeden meydana gelen Ahşap üstüne tempera
(1 06,5 x 73 cm).
bir ikona koleksiyonu bulunuyor.
Nationalmuseum, Stockholm.
Bunlardan 28o'i tek bir koleksiyon-
a (Yun.) "Her şeye hükmeden, her şeye kadir" anlamında Tanrı'ya verilen adlardan biridir; Ortodoks
sanatında Pantokrator, kilise kubbesinin göbeğini süsleyen ve lsa'nın kadiri mutlak Tanrı ve evrenin
efendisi olarak resmedildiği freski niteler -ç.n.
b Yeni Ahit'te İsa'nın saltanatını, dini düzenini ya da idaresini belirtmek için kullanılan bir terim -ç.n.
İ KONALAR
ru, İsveçli banker Olof Aschberg (1877-1960) tarafından bir araya getirildi.
l<AYNAKIAR
Abel, U., "Joakims och Annas möte. En ikon och en dikt". Möten. 18 essiier om konst ur Nationalmusei
samlingar, Ulf Abel (ed.), Stockholm, 1992, s. 8-16.
_, lkonen - bilden av det heliga, Hedemora, 1989.
Abel, U. ve V. Moore, lcons, Stockholm: Nationalmuseum, 2002.
Belting, H., Likeness and Presence: a History of the lmage before the Era of Art, Chicago ve Londra, 1994.
Byzantium: Faith and Power (1261-1557). H.C. Evans (ed.), New York: Metropolitan Museum of Art 2004.
Cormack, R., Writing in Gold. Byzantine Society and its lcons, Londra, 1985.
The Glory of Byzantium. Art and Culture in the Middle Byzantine Era, A.D. 843-1261, H. C. Evans ve W.
D. Wixom (ed.), New York: Metropolitan Museum of Art 1997.
Gates of Mystery. The Art of Holy Russia, R. Grierson (ed.), Cambridge, 1994.
Ladner, G. B., "The Concept of the Image in the Greek Fathers and the Byzantine Iconoclastic Cont-
roversy", Dumbarton Oaks Papers, no. 7 (1953), s. 1-34.
Saint John of Damascus, On the Divine lmage, D. Anderson (çev.), Crestwood N.Y., 1980.
Saint Theodore the Studite, On the Holy lcons, C. P. Roth (çev.), Crestwood N.Y., 1981
Sevcenko, N. Patterson, "Icons in the Liturgy", Dumbarton Oaks Papers, no. 45 (1991), s. 45-57.
Weitzmann, K., The lcon. Holy lmages. Sixth to Fourtheen Century, Londra, 1978.
_, The Monastery of Saint Catherine at Mount Sinai. The lcons, c. ı, From the sixth to the tenth century,
Princeton, 1976.
İ KONALAR 21
VERA G E E LMUYDEN BU LGURLU
İKONALAR 23
dır. Dünya nimetlerinden feragat et
miş yüzü ve iri gözleriyle hem izle
yiciye, hem de onun ötesine, mater
yalist dünyadan uzak daha ruhani
bir dünyaya bakar görünen bu figür
kısa kumral sakalı, uzunca kumral
saçı, sakin ama sert sayılabilecek
yüz ifadesiyle İsa'nın bize tanıdık
gelen imgesini oluşturur. İsa'nın bu
ikonalara özgü tipi, Bizans sanahn
da ve Bizans sonrası sanatta, hem
ikonalarda, hem kilise süslemesin
de en çok tasvir edilendir; İsa Pan
tokrator'un kilise süslemesindeki
geleneksel yeri kubbenin içi, simge
sel olarak gökteki Tann'ya en yakın
olan yerdir. İsa aynı zamanda Tarın
ile insanoğlu arasında bir aracı ola
rak aşağıdaki cemaati kutsar ve ayi
ne kahlır görünür.
İsa'nın yüzünün karakteris
tik özelliklerinin kaynağının "Mandi
lion" [Yun. Kutsal Mendil], yani yüzü-
Resim ı. isa Pantokrator (84 x 45,5 cm), 6. yüzyıl. nü sildiği Ve geride mucize kabilin-
Azize Ekaterini Manastırı, Sina. den bir izi kalan bir bezden oluşan
;
kutsal bir emanet olduğuna inanılır.
Söz konusu bez, Suriye Kralı Abgar tarafından İsa hayattayken Edessa'ya (gü
nümüzün Urfa'sı) gönderildi. İsa'nın benzerliği bu suretle insan eli değmek
sizin (ahiropiitos) kopya edilmiş, İsa'nın aslında neye benzediği ve bir insanın
ilahi olanın bir imgesini yapıp yapamayacağı sorunu bu yolla çözülmüş oldu.
544'te kenti bir Pers istilasından mucizevi bir şekilde kurtaran kut
sal emanet, İmparator 1. Romanos tarafından 944'te Konstantinopolis'e
getirildi ve Latin işgali alhnda ortadan kaybolduğu 1203'e kadar imparator-
İKONALAR
luk hazinesinde tutuldu. Aradan
geçen zamanda "Mandilion"un bir
çok ikonası yapıldı.
İkona ressamı keşiş Fumas
lı Dionisios, 173o'larda Erminia" ya
da Ressamın Elkitabı'm derledi. Ki
tapta yer alan, hevesli ikona res
samlarına yönelik talimatlarda, işe
bir duayla başlanması yazılıdır; du
anın bir bölümü aşağıdaki gibidir:
İ KONALAR
kötü ruhlardan korunmayı ve sevgiyi temsil eder. En popüler imge genel
likle Meryem'inkidir.
Yerel rahip genellikle yılda bir kez gelip evi kutsaması için davet
edilir. Böyle bir durumda ev ikonası, önünde bir kase suyla bir masanın üs
tüne yerleştirilir. Rahip küçük bir tören düzenler, ikonaya ailenin bütün
üyelerinin güvenlik ve sağlığı için dualar eder, ölmüşleri anar; suyun kut
sanmasının ardından kase evin tüm odalarına taşınır ve rahip, orada pusu
ya yatmış olabilecek herhangi bir kötü ruhu kovmak için, kurutulmuş kü
çük bir fesleğen demetiyle suyun bir bölümünü her yöne serper. Bunun ar
dından ikona yerine geri götürülür.
Evde bir ikonostasion, ev sahibince toplanan ikonaları içeren cam ka
paklı küçükçe bir ahşap dolap da bulunacaktır. İkonalar her tip ve boyda
olabilir: Hac sırasında sahn alınmış gözde imgeler, aile yadigarı olanlar,
hediye gelenler ya da bir dergiden kesilme kağıttan tasvirler. Dolapta bir
buhurdan ve ufak kutsal su şişeleri ya da ailenin düğün çelenkleri de mu
hafaza ediliyor olabilir.
Çoğu zaman müminin yatağının üst tarafında dua, korunma, tesel
li ve güvenlik için bir ikona asılı olacaktır. Bu, ev sahibine adı verilen azi
zin ya da herhangi bir gözde imgenin ikonası olabilir. Rum ya da Rus Or
todoks inancında insanlar bir azizin adını almak zorundadır, aksi takdirde
vaftiz edilemezler. Her yıl isim günleri o azizinkiyle aynı gün kutlanır. Ba
h'da doğum günü ne kadar önemliyse, isim günü de o kadar önemlidir.
Çocuklara her gece ikonalarına dua etmeleri, ardından haç çıkarma
ları ve ikonayı öpmeleri öğretilir. Bu şahsi ikona kişiye hayah boyunca re
fakat eder ve son yolculuğunda yanına konur; aile için de, onun yalnız ol-
; .
madığını gösteren bir teselli kaynağıdır bu. ikona genellikle definden he-
men önce yerine geri götürülür.
İki dış kanadın ortadaki imgenin üstüne katlandığı, bronzdan yapıl
ma küçük triptik yolculuk ikonaları özellikle Rusya'da rağbet görür. Doğu
Ortodoks evlerinde en sık karşılaşılan Meryem ikonası tipi, Theotokos Odi
gitria'nın, yani "Yol Gösteren Tanrı'nın Annesi"nin ikonasıdır. Odigit
ria'nın en erken dönem imgelerinden biri olan ahiropiitos'un Aziz Lukas
tarafından mucizevi bir şekilde tasvir edildiğine inanılır. il. Theodosios'un
iKONALAR
karısı İmparatoriçe Evdoksia, İmparator Arkadios'un eşi Pulheria'nın Aziz
Lukas tarafından resmedilen "orijinal" ikonayı 5. yüzyılda Konstantinopo
lis'e getirmesini planladı. Bundan böyle Meryem Odigitria ikonası, muhte
melen 1203'teki Latin işgali sırasında kaybolduğu ana kadar kentin koruyu
cu imgesi haline geldi. İkonada Meryem kucağında Çocuk İsa'yla görülür,
bakışları izleyiciye yöneliktir, İsa'ya işaret eden sağ eliyleyse "Onu takip et"
der gibidir. Bu tip nadir bir 12. yüzyıl mozaik ikonası, İstanbul'da Rum Or
todoks Patrikhanesi'ndeki Aziz Yeoryios• Kilisesi'nde korunmuştur.
İkona aynı zamanda "Pammakaristos Meryem'i" olarak bilinir,
çünkü aslında İstanbul'daki Pammakaristos Kilisesi'nden, bugünkü adıyla
Fethiye Camii'nden gelir. Bizans Konstantinopolis'inde Odigitria'ya muaz
zam saygı gösteriliyor, mucizevi güçler atfediliyordu; yortu günlerinde, za
fer günlerinde kent sokaklarında ve tehlikeye düştüğü zamanlarda kent
surlarında dolaşhrılıyordu. Böyle bir durumda, Konstantinopolis'in 717-
718'de Araplarca kuşahlması sırasında, orijinal Odigitria ikonası kent sur
larında bütün gece boyunca dolaşhrılmış ve kent kurtulmuştu. Hem patrik
hem de imparator, insanları ikonalara inanç beslemeleri için yüreklendiri
yordu; bu kısmen, imparatorun İsa'mn yeryüzündeki temsilcisi olduğunu
onaylamaya yardımcı olduğu için yapılıyordu; ilahi müdahaleyle korunan
ve kutsanan imparator, bu sayede siyasi gücünü pekiştiriyordu.
Theotokos Ortodokslar için özel bir anlam taşır: Müminler, oğlu
nun ölüm sürecini baştan sona acı çekerek yaşayan bir anneyle daha kolay
ilişki kurabilirler; yalnızca sevgi ve merhamet değil, aynı zamanda metanet
ve fedakarlık figürü söz konusudur. Bu figür İsa ile insanoğlu arasında bir
aracı olarak görülür ve sevilir. Anne ile oğul arasındaki yakınlık, bugün
Moskova'da Tretyakov Galerisi'nde bulunan, Vladimirskaya olarak bilinen
bir 12. yüzyıl Konstantinopolis ikonasında en iyi şekilde ifade edilmiştir.
Çocuk İsa yüzünü annesinin yanağına yaklaşhrmış, sağ koluyla onu okşa
makta, bu sırada annesi yanağını onunkine dayamış, gülümsemeden, o gü
zel, uzaklara bakan badem gözlerinde kötü bir şeyin olacağını sezmenin
kederiyle bakmaktadır. Sevgi, güven, şefkat, üzüntü gibi güçlü insani duy
gular, maddiyatçı olandan gerekli bir mesafede durmanın geleneksel izle-
a Türkçe çevriyazıda Georgios olarak da yazılabilir -ç.n.
i KONALAR 31
nimini eksiltmeksizin, sonsuz bir ruhanilikle dışavurulur. Tıpkı bugün in
celeyenler gibi, bu ikonaya yüzyıllar boyunca Kiev'de, sonra Vladimir'de,
ardından Moskova'da ibadet eden insanların elinden de, hayatın ebedi de
ğerleri olduğunu hissetmekten başka bir şey gelmezdi.
Bu Meryem tipine "Eleusa" (Merhametli) lakabı verilmişti. İstan
bul'daki, eskiden Hora Kilisesi olan 14. yüzyıldan kalma Kariye Müze
si'nde, aynı tipte, "Glikofılusa" (Tatlı Öpen) lakabıyla da tanınan tam boy
bir fresk bulunur. Ana bölümü aslında 6. yüzyılda inşa edilmiş olan bina
birçok kez onarılıp genişletildi. Bugünkü mozaik ve freskler, devlet adamı
Theodoros Metohitis'in himayesi altında 14. yüzyılda yeniden inşa edildiği
dönemden kalmadır. kilise l453'teki fetihten sonra, müzeye dönüştürüldü
ğü l952'ye kadar bir cami, Kariye Camii olarak kullanıldı. Ege Denizi'nde
ki Tinos Adası'nda Panagia• Kilisesi'nde olduğu üzere, birçok kilisede mu
cizelerine tanık olunmuş Meryem ikonaları bulunur. Özellikle Meryem'in
doğumunun kutlandığı 23 Ağustos'ta insanlar bu ikonaya dua etmek için
uzaklardan gelirler. İkona, hediye edilen o denli çok gümüş ve değerli taş
la kaplıdır ki [Meryem'in] yüzünü görmek zar zor mümkün olur. Duaları
kabul gören ziyaretçiler, şükran duygularını dile getirmek üzere ikonaya
adaklar getirirler. Onlar için ikona, sevgi dolu teşekkürlerini sözden fazla
bir şeyle gösterme ihtiyacı duydukları canlı bir varlığı temsil eder.
Mucizeler gösterdiği rivayet edilen başka bir ikona, Marmara Deni
zi'ndeki Prens Adaları'ndan Büyükada'da, Aziz Yeoryios Kilisesi'ndeki
Aziz Yeoryiosb Manastırı'nda bulunur. Aziz Yeoryios gününde, 23 Ni
san'da, kiliseyi ziyaret etmek için dik tepeye tırmanan her mezhepten bin
lerce#insan dualarını azize duyurur. Nitekim, kiliseye göz kulak olan Ayna-
rozlu üç keşiş ziyaretçilerle iletişim kurabilmek için Türkçe dersleri almış-
tır, zira ziyaretçilerin birçoğu keşişlerden kendilerine aracılık etmelerini
istemektedir.
a (Yun.) "En Kutsal Olan" anlamına gelir ve Meryem'in adlarından biridir; ikona sanatındaysa belirli
bir Meryem resmi tipi için kullanılan bir terimdir: Bu tür ikonalarda Meryem (Çocuk İsa'yla birlikte
ya da o olmaksızın) melekler ve azizler tarafından çevrelenmiş olarak tasvir edilir -ç.n.
b Bu ad Türkler arasında yanlışlıkla Aya (Azize) Yorgi (Yeoryios adının modern Yunanca versiyonu olan
Yorgos'un halk ağzıyla söylenişi) şeklinde kullanılıyor -ç.n.
iKONALAR 35
kir denizcilerce bağışlanan gümüş balık ve tekne adakları asılıdır. Tekne
sahiplerinin çoğu teknelerinde, güvenliklerini sağlasın diye Aziz Nikola
os'un bir ikonasını bulundururlar.
Bir ikonanın bir kişi için taşıdığı anlam değişebilir. Sözgelimi hp
mesleğinden insanlar, dualarında, sağalhcı güçleriyle tanınan Aziz Pantele
imon ya da Aziz Kozmas ve Damianos'a seslenme eğiliminde olacaklardır.
Bir kilisedeki ikonaların türlü türlü anlamı olabilir. Kiliselerin in
san imgeleriyle süslenmesi, Ortodoksluğun Zaferi olarak kutlanan bir gün
de, ıı Mart 843'te Konstantinopolis'te nihayet yeniden uygulamaya konul
duğunda ve kesin olarak tesis edildiğinde, giderek, gelecekte kilise içindeki
tüm resimli tasvirler için temel oluşturan bir model ortaya çıkh. ikonaların
eğitici bir rolü olduğu kabul edilir, çünkü ikonalarda Kutsal Kitap'ın öy
küsü, azizler ile azizelerin hayatları resimlerle anlatılır; bütün bunlar
kolayca teşhis edilebilsin diye de resimler büyük harflerle etiketlenir. Aziz
İoannis Damaskinos (ö. 749) "Kutsal İkonalarla İlgili" vaazında şöyle
yazıyordu:
Her ikona simgesel bir nedenle bir yere yerleştirilir. İsa'nın ve ona
en yakın olan iki insanın, Meryem ile Vaftizci Aziz Yahya'nın ikonaları,
daima i�onostasion'un üstüne, kutsal kapının soluna ya da sağına asılır;
çoğu zaman bu figürler, ayine tam anlamıyla katılıyormuş izlenimi verecek
şekilde neredeyse doğal boyutlarında tasvir edilir. İnsanlara en yakın olan,
her zaman önden tasvir edilen kilise duvarlarındaki azizler de törene iş
tirak eder görünürler. ikonalarla cemaate ayin sırasında bakacağı bir şey
sunulur, bunlar aynı zamanda insanların dikkatini o anki halden uzaklaş
tırıp daha ruhani bir aleme yöneltmeye, yaşanan sıkıntıları ve acılan,
yapılan fedakarlıkları, yüzlerce yıl önce Hıristiyanlık adına başarılan iyi iş
leri hatırlamaya yarar.
iKONALAR 37
Adına kilisenin ithaf edildiği ya da anısına ayının düzenlendiği
azizi temsil eden ikona narteks'te" ya da girişin hemen yakınında bulunan
bir proskinitarion'un üstüne yerleştirilir; bu sayede insanlar azize özel say
gı gösterebilir ve hahrasını canlı tutabilirler. Bir mümin, kiliseye girince bu
ikonanın önünde bir mum yakacak, haç çıkaracak ve ikonayı öpecek, belki
kendisi ve başkaları adına yardım istemek için bir dua okuyacakhr; çünkü
yortu gününde azizin kalbinin kendisini hahrlayanlara özellikle açık ol
duğuna inanılır.
Titreşen mum ışığı, renkler ve ikonaların tanıdık imgeleri kilisenin
güzelliğine katkıda bulunur ve bunların varlığı insanlara moral gücü ver
meye, ruhları sakinleştirmeye, bir ibadet ve tefekkür ortamı yaratmaya
yarar.
Leonid Uspenski'nin sözleriyle, "İkonanın anlamı, tam olarak, ak
tardığı şeyde yatar ya da ikona daha ziyade şu iki gerçekliğe, Tanrı'nın ve
dünyanın gerçekliğine, Tanrı'nın iyiliğine ve doğanın gerçekliğine görsel
olarak tanıklık eder."
2000, s. 243-69.
_, "The lntaglio of Solomon in the Benaki Museum and the Origins of the konography of Warrior
Saints." Pictures and Languages içinde, Londra, 2000, s. 397-414.
i KONALAR 39
Resim C. Takvim ikonası, ı g. yüzyıl . Simonopetra Manastırı, Aynaroz.
EwA BALICKA-WITAKOWSKA
İ KONALAR
linde (Resim 2) madeni plakalar
ya da üstüne bir dua ya da şükran
metni eşliğinde kutsal koruyucu
nun resminin işlendiği değerli
dokumalar (Resim 3), yani podies
sunuluyordu.
İbadeti eksiksiz kılmak için
gerekli tüm koşulları anıtsal moza
ik ve duvar resimleriyle yerine ge
tirmek zordu. Bunlar duvar veya
tavanlarda ya da uzak bir apsiste"
yer aldığından, ibadet edenlerin
erişmesi imkansızdı. Bununla bir
likte, kimi zaman duvar ya da di
reklerin alt kısımlarını işgal eden
daha yakındaki tasvirler, salt iba
detle ilgili resimlere dönüştü ve et
raflarında ibadet uygulamalarını
kolaylaştırmak için özel düzenle
Resim ı. Meryem'in ikonası ve bir mümin. meler yapıldı. Figür bir kandille
Süryani Manastırı, Kahire. aydınlatılıyor ve etrafında bazı
adak hediyelerini iliştirmek için çi
viler bulunuyordu. Tasvirlerin önüne şamdanlar, hatta bazen küçük su
naklar yerleştiriliyordu. Roma'da Santa Maria Antiqua'da bulunan 7 .
yüzyıl ortalarından kalma freskler böyle bir dönüşümün ilk örneklerin-
�
dendir. Meryem'i (Resim 4 ) ve bir grup azizi temsil eden kimi imgeler,
direk ve duvarların alt taraflarına resmedilmiştir. Bu figürlerin yakının
daki kazılardan çıkarılan objeler ve bitişik duvarlardaki delikler, imgele
rin değerli objelerle süslendiğine, kandillerle aydınlatıldığına ve ex-votab
ile çevrelendiğine tanıklık eder.
a Kiliselerde koronun arkasında bulunan ve camilerdeki mihrap kısmının karşılığı olan, tonoz ya da
kubbe ile örtülü bölüm -ç.n.
b (Lat.) Ex voto' nun çoğulu: Bir azize ya da ilahi varlığa sunulan adaklar -ç.n.
i KONALAR 43
lündeki kutsal figürlerin, ibadet
edenle ulaşılmaz Tanrı arasında ol
ması gerektiği gibi bir inanca yol
açmışh; Tanrı ise kutsal alanda su
nağın üstünde yer alıyordu. Bunun
bir sonucu olarak, kutsal alanın böl
mesi iki dünyayı, dünyevi olanla ila
hi olanı birbirine bağlayan mistik
kapı olarak tasavvur edildi.
Kaynaklardan öğrendiğimi
ze göre, İmparator İustinianos ile
karısı Theodora'nın Ayasofya'daki
templon için sağladıkları alhn yaldız
lı süsleme, sütun başlıkları ile tavan
arasında kalan yapı parçasının üstü
ne kazınmış aziz figürlerini içeri
yordu. ıo. yüzyıldan kalma benzer
bir örnek, yanında havarilerin yer al
dığı Büyük Deisis'i• temsil eden,
renkli cam kakmalı mermer bir friz,
Selanik'te bulundu (Resim 6).
Sütunlar arasındaki açıklık
lar o zamanlar bir bölmeyle ayrılmı
yor, yalnızca kutsal alanın cemaatin
Resim 3. Bağışlayanların portreleriyle birlikte
podia [değeri� dokuma), y. 1530. gözünden gizlenmesi gerektiği za
Kutlumusiu Manastırı, Aynaroz. man çekilen perdeler bulunuyordu.
Ne var ki 7. yüzyılda yazılan Aziz
Artemios'un Mucizeleri metninden öğrendiğimize göre, İsa ve vaftizci Aziz
İoannis'inkilerle birlikte azizin büyük bir ikonası, kutsal alan bölmesi üs
tünde yer alıyordu. Templon'un orta kısmının o dönemde hala açık olduğu
nu başka kaynaklardan bildiğimiz için, bu ikonaların kutsal alan bölmesi-
a Bizans sanatında İsa'yı bir taht üstünde Meryem, Vaftizci Yahya ve bazen meleklerle çevrelenmiş
olarak gösteren geleneksel tasvir -ç.n.
İ K O N A LA R 45
Resim 5. Templorı, ı o. yüzyıl. Osios Lukas.
B İ Z A N S K İ L İ S E LE R İ N D E İ KO N A LA R I N K O N U LDU G U Y E R L E R
Resim 6. Üç havarinin tasvir edildiği bir templon fragmanı, ıo. yüzyıl. Bizans Müzesi, Atina.
İ K O N A LA R 47
Resim 7. ikonostasion'la birlikte merkezi cemaat yeri (nef) . Azize Ekaterini Manastır Kilisesi, Sina.
Kutsal alan bölmesinin her bir yanında, İyiler İyisi (İperagathos) İsa
ve Dünyanın Kurtarıcısı (Kosmosotira) Meryem büyük bir ustalıkla
tasvir edilir. İkonalar gözümüze canlı varlıklar gibi görünür ve on
lara bakan herkese sanki kendi ağızlarıyla merhametle konuşur.
Yer ve uzamda sabitleştirilmiş olmalarına rağmen, bu figürleri bir
BİZA N S Ki L İ S E L E R İ N DE İ KO N A LA R ! N KON U L D U G U Y E R L E R
Resim 8. Resimli kiriş fragmanı, 1 2-13. yüzyıl. Azize Ekaıterini Manastır Kilisesi, Sina.
Kilisenin ithaf edilmiş olduğu azizin bir resminin -bir unvan iko
nasının- kutsal alanın en solundaki intercolumnium'u işgal etmesi de adet
ti. Meryem'e ithaf edilen kiliselerin durumunda, bu nedenle sol tarafta ço
ğu zaman Meryem'in iki ikonası bulunurdu. Bir unvan ikonasını daha ko
lay ulaşılır kılmak için, bazen ikonanın bir eş kopyası ana tasvirin (Resim
7) önündeki bir stantta teşhir edilirdi. En sağda genellikle Başmelek Mika-
İ KON ALAR 49
Resim 9. Pala d'Oro, San Marco, Venedik, üstünde değerli taşlar bulunan altın şeritli mine işi, 1102-1105.
50 BİZANS K İ L İ S E LE R İ N D E İ KO N A LA R I N KO N U LD U � U Y E R L E R
ardından, on iki büyük Kilise yor
tusunun yıldönümünü, dodekaorti
on'u içeriyordu. Bu resimlerden bi
rine denk gelen yortu kutlandığın
da, konuyla ilgili levha resmi özel
olarak aydınlatılabiliyor ya da kiriş
ten alınarak kutsal alanın önünde
ki bir stantta teşhir edilebiliyordu.
Orta Bizans döneminde ortaya çı
kan başka bir tema çeşitlemesi
olan Büyük Şefaat, taht kurmuş
Pantokrator'un iki yanında sıralan
mış aziz ve meleklerle gösterildiği
sahneydi. İki kirişteki resim dizile
rini, Hıristoloji• sahnelerinin ve do
dekaortion'un ortasına Büyük Şefa
at sahnesinin kısaltılmış halde yer
leştirildiği bir tertip içinde birleş
tirme usulü 12. yüzyılda yaygınlaş
tı. Bunun gunumüze kalan
eksiksiz tek örneği, Sina Dağı'nda- Resim 10. Meryem'in "Ostrobramska" diye
İ KONALAR 51
kaliteli mermer seçiliyordu. İlave
ten bu yapı elemanları yontulabili
yor ya da nitelikli madeni levhalarla
bile kaplanabiliyordu. Sonraki dö
nemlerde altın yaldızlı dekoratif ah
şap objeler rağbet kazandı. İkonalar
ile çerçeveleri altın, gümüş, mine,
değerli taşlar, fildişi ve incidendi;
kullanılan malzemenin pahalılığı
na göre değerleri artıyordu. Ayasof
ya'nın İustinianos ile Theodora ta
rafından dekore edilen templon'u
Meryem ve İsa ile azizler ve pey
gamberleri temsil eden ve büyük bir
alanı kaplayan altın yaldızlı gümüş
kabartmalar içeriyordu. Muhteme
len Haçlılar tarafından Konstantino
polis'teki imparatorluk manastırı
Pantokrator'dan çalınan altı adet
mineli görkemli ikona, San Mar
co'daki Pala d Oro'ya• (Resim 9) da
'
hil edilmişti.
Kutsal imgelerin süslenme
Resim 1 1 . İkona kürsüsü, ahşap ve kemik intarsia,
sinde lüksün artması, görünüşe ba
ı 547 .
Dionisiu Mana�•m, Aynaroz.
kılırsa dolaysız ve içten gelen ulula
ma fiillerinde bir engele dönüştü.
Neredeyse bütünüyle değerli madeni mahfazalar içine alınan ve zengin
süslemelerle kuşatılan bir ikonaya doğrudan dokunabilmek artık imkan
sızdı (Resim ıo). Öte yandan madeni kapak, kutsal imgeyi yalnızca günlük
gerçeklikten korumakla kalmıyor, aynı zamanda onun deney üstü ve bozul
maz karakterini vurguluyordu.
52 BİZANS K İ L İ S E LE R İ N DE İ KO N A LA R I N KO N U LD U � U Y E R L E R
Resim 12. İ konalarla süslenmiş vaaz kürsüsü. Ksenofontos Manastırı, Aynaroz.
İ KONALAR 53
Resim 13. Aziz Spiridon'un kristal tabut içindeki kutsal emanetlerinin ve ikonasının tasvir edildiği ikona,
18-19. yüzyıl. Must!e d'Art e t d'Histoire, Cenevre.
54 BİZANS K İ L İ S E L E R İ N D E İ KO N A LA R I N KO N U LD U � U Y E R L E R
Resim 14- Azize Efımia'nın kutsal emanetlerinin bulunduğu tabut ve ikonası.
Ortodoks Patrikhanesi Kilisesi, lstanbul.
İ KON ALAR 55
eserden, böyle bir düzenlemenin
daha 9. yüzyıl başında kullanımda
olduğunu öğreniyoruz.
Kutsal imgelerin teşhirinde
düzenli olarak kullanılan başka bir
yer, kilisenin holüydü. Bu imgeler
cemaat yerlerine açılan kapıların üst
tarafına yerleştiriliyor, ana girişin
önündeki stantlarda teşhir ediliyor ve
içinde küçük şapellerin düzerılendiği
holün en sağıyla solundaki duvarlara
asılıyordu. Bu ikonaların esas rolü
nün kiliseyi ve cemaatini korumak
olduğunu tahmin edebiliriz. Burıla
rın kötülüğü engelleyici işlevleri, iko
nalarda asker azizler, Başmelek Mi
kail ya da kilise hamileri temsil edil
diğinde daha da çarpıa hale geldi.
Kilisenin ana girişinin üst
tarafına, kilisenin ithafıyla, örneğin
Resim 15. (solda) Azize Ekaterini'nin biyografik
Kimisis Yortusu'ylaa bağlantılı bir
ikonası, 13. yüzyıl.
ikonanın yerleştirilmesi de belki ay- Manastır, Sina.
İ KO NALAR 57
Resim 17. İkona alayı, duvar resmi, ı4. yüzyıl. Mirkov Miilnastırı, Sırbistan.
yor ve çoğu kez söz konusu ikonanın niteliğine bağlı oluyordu. Sözgelimi
Kutsal Kitap'taki değişik olayların resmedildiği ikonalar vaaz kürsüsünde
(Resim 12) teşhir edilirken, İsa'nın başrahip olarak temsil edildiği resim
piskoposun
,#
tahhna yerleştiriliyordu. Bazı manashr kiliselerinde küçük çift
yüzlü ikonalar avizelerin üstüne konuluyordu.
Müminlere ululama sırasında hatasız davrandıklarına dair güven ver
mek için, ayin takvimine denk düşen ikonalara kolay ulaşılması sağlanıyor
du. Menologia ikonalannda tek bir levha üstünde, belirli bir ay, hatta bütün
ayin yılı boyunca anılan aziz ve yortular gösteriliyordu. Sina Dağı'ndaki Azi
ze Ekaterini Manashn'nda on iki takvim ikonasından oluşan takım, cemaat
yerleri boyunca direklere tutturulmuştur. Levhalar kronolojik sırayla o aya ait
aziz figürlerini ve arka yüzlerinde de İsa'nın hayahndan sahneleri içerir.
B İ Z A N S K İ L İ S E L E R İ N D E İ KO N A LA R I N KO N U LDUGU YERLER
Resim 18. Vaftizci Yahya'yı gösteren çift yüzlü ikona, 1 4. yüzyıl. Pantokrator Manastırı, Aynaroz.
İ K O N A LA R 59
Bir kilisede kutsal emanetleri bulunan azizin portresi kutsal ema
netler kutusunun yakınına yerleştirilirdi. Bu düzenleme, Aziz Spiridon'un
Korfu'daki mezarını temsil eden bir grup ikonada açıkça resmedilmiştir.
Azizin mucizevi bir şekilde bozulmadan korunan bedeni kristal bir tabu
tun içindedir, bunun önünde de ikonası yer alır (Resim 13). İstanbul'daki
Rum Patrikhanesi Kilisesi'nde bugün bile üç kutsal kadının tabutlarına,
Azize Salomonis, İmparatoriçe Theofano ve Azize Efimia'ya (Resim 14)
kendi imgeleri eşlik eder. Bu amaçla çoğu zaman biyografik denen ikona
lar kullanılır; bunlarda azizin ortadaki portresi, aziz ya da azizenin hayat ve
şahadetinden sahnelerle çevrelenir.
Birçok kaynağa göre, ikonalar bir kilisenin kurucularının mezarla
rına yakın bir yerde teşhir edilmiştir. Söz konusu kişilerin diz çöken ya da
öne eğilen figürleri bu tasvirlere sık sık dahil edilir. İstanbul'daki Pamma
karistos Kilisesi'nde -Glavas ailesinin gömüldüğü şapelde- bulunan bir
mozaik, bu konuda iyi bir örnek olabilir. Mozaikte, anonim bağışçının kü
çük figürünce ululanan Vaftizci Aziz İoannis temsil edilir (Resim 16).
İmparator ya da başka önemli insanlara ait bazı anıtkabirlerde, mezar
ların etrafında değişik ikonalarla düzenlemeler yapılmıştı. Komninos ailesinin
mezarlık şapelinde, yani Konstantinopolis'teki Pantokrator Manastırı'nın Aziz
Mihail Kilisesi'nde, buraya ait olan ikonalar takımı bağışçılara yeterli gel
memişti; manastırın kurallarına göre, kurucuların yad edildiği törenlere ih
tişam katmak için, her cuma başka kiliselerden şapele ikonalar getiriliyordu.
Üstelik Odigitria Vlahemitisa'nın ünlü resmi, bağışçıların ölüm yıldönüm
lerinde vakur anma kutlamalan boyunca burada bulunduruluyordu.
ikonalar kimi zaman kilisenin dışına konuluyordu. Bera'daki Kos
mosotira Manastırı'nda, Meryem'in bir taş figürü manastıra giden köp
rünün üstüne yerleştiriliyor ve gelip geçenlerin, manastırın kurucusunun
ruhuna burada dua etmeleri bekleniyordu. Konstantinopolis'teki İsa
Filanthropos Manastırı'nın bitişiğinde bulunan rahibeler manastırında,
yatakhanenin dış duvarında yer alan bir Kimisis ikonası, kiliseden dışan
doğru düzenlenen dini tören alaylarının alışılmış vanş noktasıydı.
Son olarak, her kilisenin tören alayı ikonalanndan oluşan bir kolek
siyonu olduğunu hatırlamakta yarar var; bunlar çoğu kez taşınabilir ahşap
60 BİZANS Ki L İ S E L E R İ N DE İ KO N A LA R ! N KO N U LDU�U Y E R L E R
bir platformun üstüne oturtularak yortu şenlikleri vesilesiyle kentte dolaş
tırılır ya da bir kiliseden diğerine nakledilirdi (Resim 17). Her cuma kul
lanılan "kutsal tören alayı ikonaları"nın ayrıntılı bir tasviri, lemion signon,
daha önce sözü edilen Konstantinopolis'teki Pantokrator Manastırı'nın
kuralları içinde bulunur.
Tören alayı ikonaları törerılerden soma kilisede teşhir edilir, ancak
daimi bir yerin eksikliği nedeniyle bina içinde oradan oraya taşınırdı. Aynı an
da iki yüzü de seyredilebilsin diye çift taraflı resmedilen ikonalar (Resim 18),
resmin her iki yüzünün de görülmesini garantilemek için duvar ve direklerin
uzağında uygun stantlara yerleştirilirdi.
l<AYNAKIAR
Belting, H., Likeness and Presence. A History of the Image before the Era of Art, Chicago/Londra, 1994·
özellikle s. 225-ı.60.
Chaillot, C. H., Rôle des images et vintration des icônes dans les iglises orthodoxes orientales: syrienne, ar-
minienne, copte, tthiopienne, Cenevre, 1993·
Cormack, R., Icons in the Life of Byzantium, Baltimore, 1982.
Dewymik, )., Rôle de I ' iconostase dans le culte divine, Montreal, 1960.
Galavaris, G., The Icon in the Life of the Church. Doctrine - Liturgy - Devotion, Groningen, 198ı.
iDEM, "The Origin of the Iconostasis", Eastem Church Review n (1971), s. 251-267.
Ikonostas. Proisxozdenije-rozviije-sivbolika, ed. A. Lidov, Moskova, 2000.
Lazariev, V., "Trois fragments d'epistyles peintes et le templon byzantin", Deltion tes christianikes arc
haiologikes Etaireias, Timetikos G. Sotirou 4 (1964), s. 117-143.
Mango, C., "On the History of the Templon and the Martyrion of St. Artemios in Constantinople", Zog
raph ıo (1979), s. 40-43.
Mathew, T. F., The Art of Byzantium, Londra, 1998.
Nees, L., "The Iconographic Program of Decorated Chancel Barriers in the Pre-Iconoclastic Period",
Zeitschrift for Kunstgeschichte 46 (1983), s. 15-ı.6.
Nordhagen, P.J., "Icons Designed For the Display ofSumptuous Votive Gifts", Dumbarton Oaks Papers,
41 (1987), s. 45}-460.
Nuun, V., "The Enchirion as Adjunct to the kon in the Middle Byzantine Period", Byzantine and
Modem Greek Studies, 10 (1986), s. 73-102.
Patterson N., _ev<enko, "Icons in Liturgy", Dumbarton Oaks Papers 45 (1991), s. 45-57.
van der Leeuw, G., Sacred and Profane Beauty, Londra, 1963.
Walter, Ch, "A New Look at the Byzantine Sanctuary Barrier", Revue des Etudes Byzantines 51 (1993), s.
203-224.
i KONALAR 61
N E LLY LINDGREN
RUS İKONOGRAFİSİNDE
KONSTANTİNOPOLİS İMGESİ
İ K O N A LA R
Resim ı. Ayasofya Kilisesi'nin rekonstrüksiyonu, Kiev.
İ KO N ALAR
roz'da değişik manastırlar arasında
gidip geliyor, Rusya'ya götürmek
amacıyla yazmalar ile ikonaları
kopya ediyorlardı.
Konstantinopolis'i ziyaret
eden kimi Rus hacılar geride kentin,
Ayasofya'nın ve başka kiliselerin tas
virlerini bıraktılar. Bilinen en eski
anlatı, 1113-1115 arasında Konstanti
nopolis'i ziyaret eden igumenos Da
niil'e aittir; onu Dobrinya Yadreyko
viç (1200-04), Novgorodlu Stefan
(1348) , Moskova diyakozu İgnatiy
(1389) ve Moskova dışındaki Aziz
Sergios Teslis Manastırı keşiş diya
kozu Zosimos'unkiler (1421) izler.
En iyi bilinen anlatı İmpa
ratorluk Kentindeki Ayaso_fya 'nın Ef
sanesi'dir (Skazaniye o Sviyatoy So
fii v Çarigradi); 12. yüzyılın sonun
Resim 6. Birinci Ekumenik Konsil, Bolşakovskiy da yazılan bu efsane Kilise Slav
desen kitabından 18. yüzyıl çizimi. ca' sı ve Eski Rusça'yla çeşitli yaz
Moskova, 1 904.
malarda kopya edildi. Metinde,
kilisenin dış görünüşüne ilişkin
sanatsal yönler üzerinde yoğunla
şılır: Yapının değişik kısımlarının
şekilleri, tasarımında kullanılan
malzemeler ve bunların nereden
geldiği tasvir edilir. Pagan tapınak
larından alınan altın, gümüş ve
mermer parçaları gibi hazineler
kadar, duvarları süsleyen mozaik
ler de ayrıntısıyla anlatılır. Kilise
i KONALA R
vir edilir; bütün bunlar ziyaretçileri
derinden etkilemiştir.
Keşiş diyakoz Zosimos tara
fından kaleme alınan anlabda, gü
nümüze kadar korunamayan hey
kellere dair başka ilginç aynnblar
verilir. Örneğin atlı heykeli üstünde
"Gururla Doğu'ya bakan ve Sara
zenlere meydan okuyan" İustini
anos'un kapsamlı bir tasviri yer alır.
Zosimos, Havariler Kilisesi önüne
yerleştirilmiş başka bir grup heyke
lin de bir tasvirini bırakmışbr: "Sü
tunun üstünde o muazzam ve kor
kunç melek yer alır." Onun önünde
"Çarigrad kentini elinde tutan ve ko
ruması için meleğe uzatan, sanki
canlı" İmparator Konstantinos du
rur. Bu kilisenin bir tasviri 14. yüz
yıl ve sonrasından kalma bir dizi
Rus yazmasını süsler (Resim 2).
Novgorodlu Stefan, Odigit
ria ikonasının her salı Odigon Ma
nasbrı'ndan Vlaherna Kilisesi'ne
Resim 8. Şefaat duası, Stroganov ikona okulu
getirildiği tören alayının canlı bir
dese1' kitabından 1 7 . yüzyıl başı çizimi.
tasvirini bıraktı. Rus efsanesine gö
Moskova, 1869.
re, ikonayı resmeden İncil yazan
Lukas'b. Stefan töreni "harikulade"
ve "ürpertici" diye adlandırır ve ay
rıntılı anlabr; kilise dışında topla
nan müthiş kalabalığa, koronun ila
hi söylemesine ve dua edip ağlayan
insanlara değinir. Muhtemelen taş-
tan oyma büyük ağır ikonayı da tasvir eder: Yedi ya da sekiz erkek tarafın
dan kaldırılarak tek bir erkeğin omuzlarına konulmaktadır; söz konusu kişi
ağırlığını fark etmeksizin ikonayı mucizevi bir şekilde kendi başına taşıya
bilmekte, bir tür esrime içinde, besbelli kendi denetimi alhnda olmaksızın
hareket etmekte ve gözlerinin akı görünmektedir.
Sonradan Antoniy adını alan Novgorod başpiskoposu Dobrinya
Yadreykoviç'in hac hikayesi Palomnik'in merkezinde fevkalade bir olay
yatar. Başpiskopos, Konstantinos ile Eleni'nin yortu günü olan 21 Ma
yıs'ta Ayasofya'da tanık olduklarını tasvir eder: Sunağın önünde iki adam
İ KONALAR 73
boyunda altın bir haç durur ve bunun önüne, kollarının üstünde buhur
danlıklar olan daha küçük bir altın haç yerleştirilmiştir. O günkü ayin sı
rasında küçük haç, Kutsal Ruh tarafından büyük haçın üstüne kaldırılır
ve ardından buhurdanlıklar sönmeksizin yine aşağı indirilir. Bu harika
olay bir kutsama ve koruma işareti olarak yorumlanır. 1 1 . yüzyıl gibi er
ken bir tarihte Novgorod fresklerinde ortaya çıkan Konstantinos ile Ele
ni'nin haçı bulma ve yükseltme motifleri, 12. yüzyıl ikonaları ile işleme
lerinden bilinir. Bu motifler 14. ve 1 5 . yüzyıllar sırasında Novgorod'dan
Kuzeydoğu Rusya'ya yayıldı.
Katolik ve Ortodoks kiliselerinin 1439 Floransa Konsili'nde birleş
mesinden ve Konstantiriopolis'in l453'te düşmesinden sonra kentin artık
Hıristiyan dünyasının ruhani merkezi sayılabilmesi mümkün değildi. Bir
leşme özellikle Rus ruhban sınıfında kaygı doğurdu. Sözgelimi Psikov Kili
sesi kroniğinde aşağıdaki gibi yorumlandı: "Bu kutsal yere, yani Konstanti
nopolis Katolik ve papalık kilisesine şimdi melanet ve perişanlık hakim."
Ancak kent ile kiliseleri Rus kronikleri, edebi metinleri ve bir dizi ikona mo
tifinde hala önemli bir referans noktasıydı.
Hemen hemen aynı zamanda, 15. yüzyılın sonu ile 16. yüzyılın ba
şında, Üçüncü Roma olarak Moskova fikri doğdu. Moskova'nın çarları im
parator unvanını aldılar ve tüm Ortodoks dünyasında öncelik elde etmek
için eski Bizans başkentinin simgelerini faal bir şekilde kullandılar. I I I .
İvan'ın (1462-1505) döneminden itibaren çift başlı kartal, imparatorluk er
kinin Bizans amblemi, Moskova ve daha sonra Rusya'nın amblemi haline
geldi. ilaveten, Roma İmparatorluğu'yla tarihi çağrışımlarından dolayı,
edebiyat ve sanatta birçok klasik Yunan simgesi büyük ölçüde benimsendi:
;
Moskova kiliselerindeki fresklerde ve çeşitli yazmalarda minyatür olarak
Homeros, Platon, Aristoteles, Yunan pagan kralları ve [mitolojik] kahinele
rin imgeleri belirdi. Bu bakımdan, teolojik motivasyon pagan yazar, kral ve
kahinelerin İsa hakkındaki kehanetlerinde yatarken, Rus sanatçılar klasik
gelenekleri yeniden canlandıran Yunan resim üslubunu izlediler.
Bizans mirasıyla ilgili çağrışımlarda daha da etkili değişiklikler 16.
yüzyılın ortasında, Rusya'nın merkezi bir devlete dönüştüğü, "Korkunç"
unvanıyla anılan iV. İvan'ın (1547-84) saltanatı sırasında meydana geldi.
İ KONALAR 75
kovatskiy davası) . Böyle tanışmalar
1 6 . yüzyıl boyunca Rus ruhban sını
fı ve toplumun okumuş kesimi
içinde yoğun olarak devam etti. Bi
zans Kilisesi'nin otoritesi birçok
yönden ciddi şekilde tanışma konu
su oldu. Yine de, Ortodoksluğun
kalbi olarak görülen Konstantino
polis ve Ulu Kilise, Ayasofya imgesi
güçlü kaldı.
Rus ikona resminde ve min
yatüründe, kısmen ekumenik kon
sillerin tasvirlerinde, Konstantino
polis ile Ayasofya'nın ve belirli baş
ka kiliselerin temsil edildiği çeşitli
motifler yer alır. Konstantinopo
lis'le ilişkilendirilen diğer motifler
şunlardır: şefaat duası, Meryem'in
giysisinin istiratgahına konulması,
Meryem'in kuşağının istiratgahına
konulması, Hayat veren haç tören
alayı ve belirli azizlerin Konstanti
nopolis'te muhafaza edilen kutsal
Resim 10. Meryem'in Giysisinin lstiratg�hına
emanetleriyle ilgili çeşitli yortular.
Konulması, Stroganov ikona okulu desen kitabın· Kent ve kiliseleri zaman zaman ba
dan ı7. yüzy1ı çizimi. zı ikonaların aynnhsında, örneğin
Moskova, 1869.
Mandilion ikonasının bordür sah
nelerinde göze çarpar.
Ekumenik konsiller nispe
ten nadir motiflerdi ve Meryem,
Aziz Nikolaos ya da birçok varyanh
ve yüzlerce kopyası olan şefaat du
ası gibi popüler motiflere kıyasla
İ KONALAR 77
onun arkasında Musa gibi [biri], diğerleri yaşlı [ya da] açık kumral
saçlı ve genç, sapkınların pas sansı omoforion'u' [var], ellerine daya
narak duruyorlar, oturanların altında çarın sağ tarafında altı kutsal
baba [var], ilki Vlasios'a benziyor, ikincisi Nikolaos'a, elini kaldırı
yor, onun arkasında Teolog İoannis'e [benzer] biri ve onun da arka
sında Athanasios'a [benzer] biri ve diğerlerinin yalnızca başlan gö
rünüyor, pas sansı iki bina, yeşil duvarlı ve bunların yakınında ku
leler [var].
(Bolşakovskiy ikonografi elkitabı, 1 6 . yüzyıl)
Tl'\ 11 A to n o m.C o
Resim 1 1 . Meryem'in Kuşağının İstiratg3hına Konulması, Stroganov ikona okulu desen kitabından çizim.
Moskova, ı869.
İ KONALAR 79
hpkı azizlerin metin elkitaplanndaki tasvirlerinde olduğu üzere sakalın
uzunluğuyla belirtilir: Gençler sakalsız, orta yaşlılar kısa sakallı ve yaşlılar
uzun sakallıdır. Bu nedenle, genç imparator i l . Theodosius (408-450) 43ı'de
ki Üçüncü Ekumenik Konsil'de tamamen sakalsızken, 1. Büyük Theodosi
os'un (379-395) 381'deki İkinci Ekumenik Konsil'de uzun bir sakalı vardır.
Desen çizimleri, Rus geleneğinde ikonaların temel hatlarıyla (karş.
Resim 6 ve 7, her ikisinde de İznik Birinci Konsili temsil edilir) yakın bir
benzerlik içindedir. Kompozisyonlar genellikle dengelidir ve kiliselerle di
ğer binalar için yeterince yer bırakılmışhr. Aynı motife, Bizans ve Güney
Slav geleneğinde (örneğin Resim 3) farklı boyut ve oranlar tanınır. Bilinen
ve yayınlanan Bizans, Bulgar ve Sırp ikonaları ile fresklerinde, binalar ge
leneksel, simgesel kısmi yapı ve saray görüntülerinden farklı olmayan şe
matik çah ve duvar eskizlerine indirgenirken, imparator ile kutsal babala
rın figürleri yerin çoğunu kaplar ve kompozisyona hükmeder. Kilisede top
lanan ya da başlayan ekumenik konsillerin Rus desen kitabı tasvirlerinde,
pagan saray ve tapınakları, sözgelimi hayali geometrik formlar ve masal ay
nnhlanyla resmedilirken, kilise daima karakteristik yuvarlak kubbeli ve te
pesinde haç olan soğan biçiminde kubbecikle gösterilir.
Rus ekumenik konsil tasvirlerinin başka bir tipik yanı, imparatorun
kompozisyonda zeminden yukarıda merkezi bir konumda bulunmasıdır.
Desen çizimlerinde ve fresklerde -örneğin Moskova'daki Theraponte Ma
nashn ve Uspenski Sobor'daki [Katedrali] ekumenik konsil freskleri seri
sinde özellikle bellidir bu. Balkanlar ya da Bah Avrupa'daki tasvirlerde de
bu konum benimsenmiştir, ama değişmez değildir (karş. Resim 3). İmpa
ratorun konsilde öne çıkması, Rus bağlamı içinde devlet başkanının kilise-
�
nin yönetici papazları karşısındaki üstünlüğünü simgeliyordu.
Vlahema Kilisesi, şefaat duasının (kimi zaman koruyucu başörtü
sü, Rusça Pokrov diye adlandırılır) Rus ikonografisinde birçok versiyonu
görülen (Resim 8 ve 9) popüler bir motifinde temsil edilir. Bu motif, birbi
rinden dört yüz yıllık bir zaman dilimiyle ayrılan üç ayn olayda belirir. Ef
saneye göre 9 11'de, Sarazenler Konstantinopolis'i kuşattıklarında, Kutsal
Saf Aziz Andreas ve çömezi Epifanios, Vlahema Kilisesi'ndeki ayin sırasın
da Meryem'in hayalini gördüler. Meleklerle kuşahlmış Meryem, başörtü-
İ KONALAR 81
Meryem'in Giysisi Şapeli gümüş kaplıydı ve sivil kişilerin kutsal
alana girmelerine izin verilmiyor, bunlar ancak ana kilisede dua edebiliyor
lardı. Patrik Timotheos'un (511-518) döneminden itibaren her cuma Vlaher
na'dan, kentin öteki ucundaki Ayasofya'nın yakınında bulunan Halkopra
tia Kilisesi'ne bir tören alayı düzenleniyordu. Bu nedenle motif, Rus desen
kitaplarında "şerefli giysinin Halkopratia'da istiratgahına konulması" diye
anılıyordu. Motifin, bir 17. ve 18. yüzyıl metinleri derlemesi olan Svodniy
ikonografık metin elkitabındaki tasviri aşağıdaki gibidir:
iKONALAR
birine çok benzer. Şefaat duası motifinin yanı sıra bu motiflerde, 12. yüz
yıldan 18. yüzyıla kadar geleneksel resimleri, sözgelimi Eleusa'nın kilisece
meşru kabul edilen imgesi türünden imgeleri sürekli geliştirme ihtiyacının
duyulduğu görülür. Meryem'in imgeleri Rusya' da çok rağbet görüyordu ve
Meryem kültü, Polonya ve Gürcistan'dakilerle karşılaştırılabilir özel bir
yere sahipti.
Rusya ile Konstantinopolis arasındaki canlı temaslar ıo. yüzyıldan
15. yüzyıla kadar sürmesine rağmen, ikona ressamlarının hepsi kenti ve kut
sal yerlerini ziyaret etme, aynca ulu sayılan imgeleri görme imkanı
bulamamışlardı. Mesafe ve Hıristiyanlık tarihinin ağırlığı, Konstan
tinopolis'in kutsal yerlerine mitolojik şan katıyordu. Rus ressamlar kentin
ve ünlü kiliselerinin idealleştirilmiş, mezhepleri birleştirici imgelerini yarat
tılar. Yine de, kiliselerin tasvirleri hiçbir zaman tümüyle göreneksel ya da
kalıplaşmış hale gelmedi. Geleneklere, kurallara ve ikonografık bakımdan
belirli bir konformizme rağmen ikonalar ile fresklerde, özellikle minyatür
lerde kimi gerçekçi özellikleri ortaya çıkarmak mümkündür. İşte burada, bir
yandan Ortodoks bağlamın kuralları ile normları, öte yandan Rus sanatının
estetiğini geliştirme arasındaki sınırlarda, eski efsanelerin etrafında özgün
Bizans-sonrası imgeleri yaratıldı. Hantal teolojik içeriği, bu imgeleri çağlar
boyunca çok fazla değişiklikten korudu ve dönemin insanları açısından bun
lara, bizim bugün hayal etmemiz zor olan bir anlam yükledi.
Lindgren, N., From Byzantine to Russian Iconographer's Manuals: Structural Changes; Byzantium: Iden
tity, Image, lnjluence. Major Papers içinde, s. 272-81, Kopenhag, 1996.
Majeska, George P., Russian Traııellers to Constantinople in the Fourteenth and Fiftunth Centuries, Was
hington D.C., 1984.
Skazaniye o Sııyatoy Sofii Zaregradskoy. Pamyatnik dreııny russkoy pis'mennosi ishoda Xll ııeka. Arh.
Leonid. St. Petersburg 1889.
Walter, Ch., L 'iconographe des conciles dans la tradition byzantine, Paris 1970.
K. Weitzmann, The lcon. Holy lmages, Sixth to Fourteenth Century, Londra 1978.
i KONALAR 85
H ELENA BODIN
G zans temaları Ekelöfün eserinde hayli açık görülür; son on yıl için
de bu konuyu farklı açılardan araşhran bir dizi inceleme de yayın
landı. 20. yüzyılın en çok okunan ve irdelenen İsveçli şairlerden biri oldu
ğundan, Ekelöfün şiirindeki Bizans yanının ve bunun modernizmle ilişki
sinin bilim insanlarını özellikle büyülediğini görmek ilginçtir.
Aydınlığa kavuşturmam istenen tema, Gunnar Ekelöfün şirlerinde
Ortodoks ikonalarının taşıdığı anlamdı. Bu açıdan bakıldığında, Ekelöfün ese
rinde en ilginç dönem hayahnın son yıllandır. Ekelöf ı968'de öldü; ı965'te,
"Konstantinopolis" diye adlandırdığı İstanbul'a gitmişti. Şair için bir Bizans
yolculuğuydu bu: Varış noktası modem İstanbul'dan çok Bizans İmparatorlu
ğu'nun tarihsel impatorluk başkentiydi, Müslüman kentte hala bulabilirdiniz
onu; en azından, eğer Ekelöf gibi iyi hazırlandıysanız, eğer onun sahip oldu
ğu kadar büyük bir hayal gücüne sahipseniz, eğer nerede arayacağınızı ve ne
reye gideceğinizi biliyorsanız... İşte burada
Resim E. Tanrı'nın Annesi, Gunnar
Ekelöf'ün özel koleksiyonundan ve Ekelöf elinden geleni yaph, yağmur alnnda,
şiirinin motifi olan ikona, " Ksoanon." dar sokaklarda yolunu yitirdiğinde bile.
İ KONALAR
Bu İstanbul yolculuğundaki deneyimleri ve kayıp Bizantion, üç ko
leksiyondan oluşan şiirleri yazmasında belirleyici bir itki oldu: Emgion
Prensi İçin Divan Fatima'nın Hikayesi ve Ölüler Dünyası Rehberi. Bunlar
toplu halde " Divan çevrimi" olarak adlandırıldı. Şiirler 1965-1967 arasında
yayınlandı ve şair 1968'de öldüğünde bu tür şiirlerinden hala yayınlanma
mış olanlar vardı. Ekelöf aslında beş koleksiyonluk bir dizi planlamıştı. Ge
riye kalan bu şiirler Reidar Ekner tarafından derlendi ve Gunnar Ekelöfün
Skrifter'inde [Eserler] yayınlandı. Birazdan Divan çevrimine ve Ekelöfün
1965'teki İstanbul ziyaretine döneceğiz, ama önce, Ekelöfün Bizantion ve
Ortodoks ikonalarına duyduğu derin ilginin arkasındaki nedenlerden söz
etmek üzere bir on-on· beş yıl geriye gitmek istiyorum.
Ekelöf 1950 ve 196o'larda Yunanistan'a, aynı zamanda İtalya'nın
bir zamanlar Bizans'a ait olan kısımlarına, sözgelimi 5. yüzyıldan kalma
zengin Bizans mozaiklerinin bulunduğu Ravenna'ya birçok yolculuk yaptı.
Bu yolculuklarda Bizans'tan kalan mirasa, hatta modem Yunan Ortodoks
Kilisesi'nce devralınan Bizans geleneğine yoğun bir ilgi gösterdi. Yunan ki
liselerini ziyaret etti, mozaik ve fresklere hayran oldu, Ortodoks Paskal
ya'sım kutladı. ..
YUNANİSTAN
Ey, kireç badanalı Kilisecik
Öpücüklerden aşınmış ikonalarıyla!
Kapın kapalı
yalnız bir ekser ve bir parça yünle
devedikenlerinin üstünden toplayıp
parmağa doladığımız türden
Yağ testisi hazır
yağlı kandil de ve sahan
verecek bir kuruşu
yakacak bir kibriti olan için
Eski, yeni ikonalar
anaların bir armağanı
-yeterli fırsat yoktu-
Resim 1 . Gunnal Ekelöf Sigtuna'daki evinde ikonalar hakkında okurken. ikonalarından birkaçı arka plan
da sedirin üstünde görülüyor.
İ KONALAR
Ekelöf değişik gezilerinde ikonalar sahn aldı ve İsveç'e, evine dön
düğünde çok sayıda Bizans temalı kitap okudu, ikona sanalını (Resim ı) in
celedi. Danışmak için, Yunan ve Bizans araşhrmalan alanında çalışan en
tanınmış İsveçli bilim insanlarının listesini çıkardı. 1962 yazında bir süre
evinin yakınındaki ormanın kenarında bir karavanda yaşadı. Karavanın
minyatür kitaplığında Bizans tarihi, sanah ve edebiyah, yani ikona ve ilahi
lerle ilgili kitaplar vardı. Bu okuma dönemi, İsveç yaz gecelerinin ışığı ve
karavandan dışarıya bakıldığında görülen birtakım pervanelerle başka bö
cekler, Ekelöf e "Bizantion" adlı şiirini yazması için ilham kaynağı oldu (şi
irin orta bölümünü alınhlıyorum) :
a Pers savaşları sırasında İÖ 48o'de Kral Leonidas komutasındaki Ispartalı askerlerin son direniş nok
tası olan Termopile Geçidi'ne atıfta bulunuluyor -ç.n.
b Büyük ihtimalle bir Bizans imparatoruna atıfta bulunuluyor -ç.n.
c Yunan İç Savaşı sırasında Kaptan Markos olarak tarihe geçen Yunan direniş savaşçısı ve Yunan Halk
Ordusu komutanı Markos Vafiadis (1906-1 992) -ç.n.
İ KONALAR 91
Resim 2. Vlaherna Odİgİtrİa'sı.
İKONALAR 93
hem Rumların, hem Selçukluların
köpek diye çağırdıkları bir Kürt prensi
Çıplak alnım suda:
Bütün bu paramparça diller
dilsizliğime inandırdı beni
Ve gömleğimdeki bu benekler
suyla gitmez
Çıkmaz, kan gibi, zehir gibi
üstlerine varacak mı sapkınların lekeleri onların
veba gibi
daha da kara beneklerle.
Emgion Prensi İçin Divan
i KONALAR 95
Ekelöf İstanbul'da bir hafta kaldığı bir sırada Ayasofya'yı da defalar
ca ziyaret etti ve katedralin apsisindeki başmelek daha sonra Emgion Prensi
İçin Divan'ın kapağına basıldı (Resim 4 ) . Ekelöf saatlerce Kapalıçarşı'da do
laştı, Mozaik Müzesi'nde fotoğraf çekti ve Bizans Hora Kilisesi'ndeki (Kari
ye Camii) mozaiklere hayran oldu. Hora'daki Kimisis ikonasından (Resim
5, 6) ilham aldığı "Enipnion" adlı şiirinin başlangıcını alıntılıyorum:
Resim 6.
"Başmelek,"
EkelöPün eskizi.
Hora mozaiğinin üst
kısmındaki serafla
karşılaştırınız
(bkz. Resim 5).
İKONALAR 97
Divan'da kurulan şiirsel dünyanın nasıl bir işlev içerdiği, Ekelöf'ün
1952'deki Ravenna ziyaretiyle bağlantılı yazdığı, Galla Placidia'nın 5. yüzyılda
gömülmüş olduğu küçük Bizans şapeline ithaf edilmiş daha önceki bir şiiriy
le örneklendirilebilir. Şapel bütünüyle mozaik kaplı çok ufak bir oda, ışık kay
naklan cam yerine balgamtaşından (oniks) yapılma birkaç küçük penceredir
yalnızca. Bu ince pencerelerden sızan loş ışıkta, mozaiklerin tessera'lan• bir
birlerini yansıtarak yoğun bir biçimde ışıldayıp parlar ve böylece bir cennet
manzarası tasvirini görünür kılar; yeşillik, su, ateş ve kuşlardan oluşan bir
manzarayı. Bekçi yeni ziyaretçileri içeri almak için kapıyı açtığında, parlak
gün ışığını da Galla Placidia şapelinin bu mozaik dünyasından içeri bırakır
ve ışıldayan resimler, kuvvetli ışığın etkisiyle silinerek anında yok olur.
"Galla Placidia" adlı şiirde bu aydınlatıcı ve yansılayıcı fenomen ye
niden yaratılır. Ekelöf'ün Divan şiiri dünyasını tasvir etmek için, bu feno
meni mecazi bir biçimde kullanmak isterim. Şimdi, ikonaların Ekelöf'ün
Divan şiirinde taşıdığı anlamın bazı belirleyici -biçimsel ve sanatsal, erotik
ve mahrem, dinsel ve alçakgönüllü- yanlarını sunacağım. Ancak bunu yap
mak, Galla Placidia şapelinden içeri gün ışığını salmak gibi. Bu ışıldayan
şiir dünyasının kapısı aralandığında, bu dünyanın resimlerinin derhal or
tadan kaybolma tehlikesi var.
İkonaların sanatsal araçlarının, Ekelöf'ün paradoksları ve olanaksız
zıtlıkları sevmesiyle uyumlu olduğu apaçık görülür. 196ı'de yayınlanan bir
şiirinde bir tür ars poetica [Lat. şiir sanatı] yazar ve burada, "olanaksızın sana
tı"na düşkünlüğünü itiraf eder. Bu amaçla, ikona sanatında birbirini izleyen
eylemlerin geleneksel olarak nasıl eşzamanlı tasvir edildiğini ima eder. İko
nalarda, Vaftizci Yahya'yı aynı anda hem başı kesilmiş, hem hayatta görürüz:
.•
Atokos'a ithaf edilen diğer bir şiir ilkin " Yunan İkonası" diye ad
landırıldı. İ sveççe yazılan son mısrası B aşmelek Cebrail'in Meryem'e
Müjde sözünü (" Chaire") içerir. Aynı söz Ekelöfün iyi bildiği Bizans
Akathistos İlahisi'nde kullanılır. Bununla birlikte, bir ikona ve Bizans ila
hisiyle ilgili bu açık ima, şiir Ölüler Dünyası Rehberi'nde yayınladığında
kullanılmadı:
Umutsuzluk
umut etmek için doğmuş!
Boyun eğme
fatihi düşündüren
ve fethedilene cesaret veren türden
Atokos, çocuksuz, Hiç Kimsenin annesi!
İKONALAR 99
Paramparça oldun bütün kaldın
ayaklar altına alındın yüceliğini korudun -
merhametten değil
bakışlannı bulutlara bile çevirmeyenlere
hayır! Düşkünlerin kraliçesi olarak
düşkünlükteki kötülük ve iyiliğin
dışarıda şefkatin
içeride duyarsızlığın -
ilk kez Ekelöfün İstanbul' da görmüş olduğu ışık ve acı çekmeyle il
gili hayalinden ilham alınan bu şiirlerde, Meryem'e Müjde hala önemli bir
kavramdır. Ayasofya'nın apsisindeki başmelek imgesinin, Emgion Prensi
İçin Divan'ın kapağında yayınlandığını zaten belirttik. Meryem'e Müj
de'nin pı;ensin kör edilmesinde bir mecaz olarak kullanıldığı bir şiirde,
Ekelöf başmeleğin bu imgesini bir seraf ın• imgesiyle karıştırır; şiir körlük
ve görme üstüne bir dizi paradoksla son bulur; işkence gören ve kör edilen
prens, paradoksal olarak gören kişidir:
Görünen sana:
Altı kanatlı bir varlık
a Kutsal Kitap'a göre Tanrı'nın tahtını koruyan en yüksek sınıftan, altı kanatlı meleklerden birisi; genel
likle bir çocuğun kanatlı başı olarak ve her zaman vücutsuz resmedilir -ç.n.
Gözlerimin ışığında
Kızıl kızgın iğneli bir patlamadan doğdu
-Kim öptü öyleyse
Kapalı ve sızılı gözkapağını?
Hiç Kimse olan Bir Kimse!
Biliyorum: Bir Kız Çocuğu.
Smima, Manisa, Sard
Konya yolunda ve dağlan aşarak,
Fırat ve yeniden dağlan aşarak
Asla görmeyeceğim çayırlar
Kör edilmişe kör biri rehberlik ediyor
Bir diğerine rehberlik eden bir kör
Gözleri çıkarılmış biri
Kızım diye çağırdığım biri
Gören bir köre rehberlik ediyor.
Emgion Prensi İçin Divan
Bu nedenle, benim için reddetmek, en fila türden olumlu bir fikre ha
yat vermek demek; bu fikir ifade edilemez, bundan dolayı bir öğreti
İ KONALAR 101
ve yol gösterici bir ilke olarak doğrulanamaz, oluşrunılamaz bile ... Va
atler, dogmalar, merhamet, günah çıkarma, Tanrı ile kullan arasında
ki ahitler ve ne ad konulursa konulsun benzeri şeyler, barışma ve ba
ğışlama konularında olumlu düşüncelere sahip değilim. Ben hiçliğe
güvenirim; hiçlik, paradoksal biçimde, bir şey olan tek şey...
En sjiilvbiografi
Verdim sana
Senin olan gümüş sikkeyi
İKONALAR 105
Benim olan bakır sikkenin
Altına gizlenmiş.
Emgion Prensi İçin Divan
İ KONALAR 107
Bir örümcek ağı gibi çıkarıyorum
İnce iç çamaşırını ve muamma
Hem çözülüyor, hem çözülmüyor, bana bakıyor
Mavimsi beyaz gözyuvarının içindeki kahverengi gözleriyle
Sabitçe bakıyor bana. Kollarını çıkarıyorum
güllü esmer elini ve esmer göğüslerini
Önce sağ göğsü, sonra solu, nazikçe ama
Acısını hafifletmek için, ardından kafa derisini ve yanakları
Ve öptükten sonra korsesini
Ve son olarak bana bakan iri gözlerini
Hala sabit bakışlarla bana bakan
Hepsinin çıkarılmasından sonra
Altın zemini çıkarıyorum ve zemin astarını
Kalın damarlı ahşap görününceye kadar
Bir parça yaşlı zeytin tahtası, uzun zaman once alıkonmuş
Fırtınanın devirdiği bir ağaçtan
Ta kuzeyde bir kıyı yolundan. Tahtanın içinde
Neredeyse gizlenmiş, bir göz, bir sürgünün budak gözü
Ağaç henüz gençken koparılmış olmalı
Bakıyorsun bana. Odigitria. Filusa.
Fatima'nın Hikayesi
KAYNAKLAR
Bodin, H ., "'Fröjda Dig, Du oförmalda Brud!' Gunnar Ekelöf och Akathistoshymnen," Tidskrift for
litteraturvetenskap 1992:4, s. J-32 (Resim 3).
Fryd, A . Ekfraser. Gunnar Ekelöft billedbeskrivende digte, Kopenhag, 1999.
.
Oxenstiema, E . " Den svarta bilden under silver sönderkysst" - om det bysantinsk-ortodoxa arvets
.
influenser pıl. Ekelöft senare diktning. Magisteruppsats framlagd för Kerstin Dahlback, vt 2000, Lit
teraturvetenskapliga institutionen, Stockholms Universitet.
Sommar, C.-0., Gunnar Ekelöf En biografi, Stockholm, 1989.
İ KONALAR
F oTOGRAF l<AYNAKIARI
ULF ABEL
Resim A . Novgorod ikonaları 1 2•'-17"' Yüzyıl, Leningrad 1 980.
Resim 1 . D. Buckton, Byzantium. Tr•asures of Byzantine Art and Culture, Londra 1 994.
Resim 2, 5. H. Belting, Likeness and Presence. A History ofthe fmages befor• the Era ofArt, Chicago 1 994.
Resim 3. M. Scepkina, Miniatyri khludovskoy psaltiri, Moskova 1977.
Resim 4. Fotoğraf Ulf Abel
Resim 6. Sinai. Tr•asures ofth• Monastery of Saint Catherine, K. Manaphes (ed.) Atina 1 990.
Resim 7. lkoner i Nationafmuseum Stockholm, Stockholm 1 979.
EwA BAUCKA-WITAKOVSKA
Resim ı. Ch. Chaillot, R6fe dos images •t vtntration dos icônes dans fes tglises orthodoxes orientales, Cenevre 1993.
Resim 7, 8, 15. Sinai. Treasuros ofth• Monastery ofSaint Catherine, K. Manaphes (ed.) Atina 1999.
Resim 2, 12. M. Enev, Mount Athos. Zograph Monastery, Sofya 1994.
Resim 4, 17. H. Belting, Lik•ness and Prosence. A History ofthe lmag• before th• Era ofArt, Chicago, Londra 1 994.
Resim 5, 14. Fotoğraf Ewa Balicka-Witakowska.
Resim 6. Th• Glory ofByzantium. Art and Culture ofthe Middle Byzantine Era AD. 843 -1261, [Sergi Kataloğu] New York,
The Metrolpolitan Museum of Art, H.C. Evans & W. D . Wixom (ed.) 1997.
Resim 9 - G. Perocco, La Basilique de Saint-Marc, Firenze 1 974.
Resim 1 ı , C, 18. Treasures ofMount Athos [Sergi Kataloğu] Selanik 1997.
Resim 13. Les icônes du Musü d'Art •I d'Histoir• Gentve, M. Lazarovic & al. (ed.) Cenevre 1993.
Resim 1 6 . H . Belting & C. Mango & D. Mouraki, The Mosaics and Frescoes of Si. Mary Pammakaristos (F•thiy• Cami} at
lstanjul, Washington 1 978.
NELLY LINDGREN
Resim D. http://serafimov.narod.ru/icons/rub/rub8.html
Resim 1. V. V. Bychkov, Russkaja sr•dnevekovaja ostetika Xl-XVll veka. Moskova, 1995, p. 92.
Resim 2. G. 1 . Vzdornov, lskusstvo knigi Drovn•j Rusi. Moskova, 1 980. Plate ı ı o.
Resim 3. H . Omont, Fac-similts dos miniatures dos plus anciens manuscripts grecs de la Bibliothtqu• nationaf•, du Vle au
/Xe sitcl•, Paris 1902 (gr. 510, fol. 355).
Resim 4. Podlinnik ikonopisnyj. Moskova (1 904) 1998, p. 189.
Resim 5. Podlinnik ikonopisnyj. Moskova (1 904) 1998, p. 1 90.
Resim 6. Podlinnik ikonopisnyj. Moskova (1 904) 1998, p. 185.
Resim 7. The Temple Gallery online: http://www.templegallery.com/pages/1 8_gfulld.htm
H ELENA BooıN
Resim 1 . Gunnor Ekell!f ifokus. (Upsala Universitesi Kütüphanesi, katalog 34), 1 994.
Resim 2, 6, E. U-T. Moberg, Eke/ijffromfor bilden, Stockholm 1999·
Resim 3. G. Ekelöf koleksiyonundan, Upsala, Universite Kütüphanesi, X l l l : ı :ı8.
Resim 4. Lord Kinross, Hagia Sophia, Wiesbaden 1972.
Resim 5. P.A. Underwood, The Kariye Djami, Londra 1967.
Resim 7. lkoner i Nationalmuseum Stockholm, Stockholm 1979.
i KONALAR 111
YAZARLAR
ULF ABEL, Dr., Stockholm'da Nationalmuseum Ortaçağ Sanatı Bölümü'nün
eski yöneticisi. İkonalar hakkında çeşitli kitaplar ile makaleler kaleme
aldı; buna bir örnek bir süre önce Vera Moore'la birlikte yazdığı müze
nin ikona koleksiyonu kataloğudur: Icons (Stockholm 2002).
EwA BALICKA-WITAKOWSKA, Doçent, Uppsala Üniversitesi Dilbilim ve
Filoloji Bölümü/Bizans Araştırmaları; La Crucifixion sans Crucifie dans
l'art ethiopien kitabının (Varşova-Wiesbaden 1996) ve Etiyopya, Suriye
ve Bizans sanatına dair çok sayıda başka eserin yazarı.
H ELENA Boorn, Dr., Stockholm Üniversitesi Edebiyat Bölümü'nde okut
man; İsveçli şair Hjalmar Gullberg'in eserlerinde görülebilen Bizans
bağlantılarını konu alan inter alia (Stockholm 2002) başlıklı kitabın
yazarı.
VERA G E E LMUYDE N BULGURLU, Dr., Marmara Üniversitesi'nde okutman;
İstanbul Arkeoloji Müzesi'ndeki Bizans kurşun mühürleri üstüne bir
incelemenin (2000) ve mühür konulu başka eserlerin yazan.
N ELLY LıNDGREN, Doçent, bir dönem Stockholm Üniversitesi Slav Dilleri
Bölümü'nde araştırmacı olarak çalıştı; Slavca yazmalardaki vurgularla
ilgili bir incelemenin (1990) ve Rus ressam elkitapları ve ikonaları hak
kında çeşitli eserlerin yazan.
112 YAZARLAR