You are on page 1of 164

1

YASAL UYARI
Bu ürünün telif hakları 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununca korunmaktadır. Yazarın
izni olmaksızın bu kitabın tamamı yada bir bölümü çoğaltılamaz, başka bir yerde yayınlanamaz
veya satılamaz. Telif haklarının ihlalinde bu kişilerle ilgili 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri
Kanununun aşağıda belirtilmiş olan maddeleri gereğince dava açılır.

Copyright © 2022 Tüm Hakları Saklıdır.

2
Önsöz 6

Giriş 8

İlişkiye Geçiş 11
Biz neyiz? 14
Kadının erkeği test etmesi 15
Kadının ilgi seviyesinin düşmesi durumu 21
Sevgilim Anneciğim 22
Eski ilişkisinden yeni ayrılmış kadınlar 23
İlişkinin ilk 4-6 Ayı: Test Aşaması 25
Seni Seviyorum diyen ilk siz olmayın 29

İlişkilerde İlgi Yönetimi, İletişim 31


Partnerinizin ilgi seviyesine dikkat edin. 32
Uzun süreli ilişkinizle çıkmaya devam edin 32
İlgi Seviyeleri 34
İlgi Yönetimi 40
Benjamin Franklin Teorisi 42
İlginizin Değeri 43
İletişim Sanatı 46
Rahatlama Testi 48
Kadın Erkek İletişim Farklılığı 49
Kadının şu anki duyguları, geçmişi ve geleceği belirler 52
Kadınlardan anlamak 52
Çeneni kapalı tut 53
Savun – Açıkla – Mazur Göster – Rasyonelleştirme Yanılgısı 56
Ne dediğine değil, ne yaptığına bak 58
Kadınlardan ilişki tavsiyesi almak 59

Duygusal Yatırım 61
Duygusal yatırım nedir? 62
Benjamin Franklin Teorisi 63
Kadından daha fazla duygusal yatırım yapmak neden iticidir? 65
Aşırı duygusal yatırımdan kaçınmayı nasıl başarırsınız? 67
Aşırı duygusal yatırım yapmanızın ilişki için zararlı olduğunun farkına varın. 68
Düşünce ve duygularınızı meşgul eden amaçlarınız, dolu ve görece eğlenceli bir
yaşamınız olsun. 69
Kadınlar konusunda “bolluk zihniyeti”ne sahip olun. 70
Sınırlarınız olsun ve sarsılmaz olun. 71
Kadının duygusal yatırım yapmasını sağlamak 72
Kadın sizden hoşlanmalıdır. 73

3
Sizinle duygusal bir bağlantı hissetmelidir. 73
Sizin tarafınızdan kabul görmüş hissetmelidir. 74
Sizin kendine güvenli ve sağlam biri olduğunuzu görmelidir. 74
Sonuç 74
Daha geniş bir bakış açısı 75

İlişki içindeki erkek adam özellikleri 77


Egemen (dominant) olmak 78
Erkeğin kuralları ile oynamak 81
Gizem ve korku oyunu 81
Duygusal Güç 84

İlişkilerde Temel Güç Dengesini Koruma: Kararlılık 86


Giriş 87
İlişkilerin Temel Kuralı 87
Kadının güç dengesini kendi lehine bozmaya çalışması 88
Kararlılık (assertiveness) 89
Kararlılık ile saldırganlık arasındaki farklar 90
Kararlı davranış neleri içerir? 91
İnsanlar neden kararlı değiller - Temel Yükleme Hatası 91
24 Saat Kuralı 92
Kararlı Olma Sanatı 93
Partnerinizi çatışmadan nasıl uzak tutarsınız? 94
Kararlılık ile saldırganlık karıştırıldığında 96
Kararlılık bir iletişim biçimidir 98
Pasif Agresif 98
Kararlılığın dinamikleri 99
Kararlı olmak ustalık gerektirir 100
Kararlılık Eğitimi: Kararlı davranışların uygulanması 100
Örnek # 1 (Anlaşmazlıklar) 101
Örnek # 2 (Bir konuşmayı sonlandırma) 102
Örnek # 3 (Talepkarlık) 103
Örnek # 4 (Maddi olarak aşırı bir şey isteyen partner) 104
Hayır demeyi öğrenmek 105
Adalet duygusuna hitap etmek 106
Kararlı Olmamak Genellikle kötü bir şeydir 107
Kararlılık Teknikleri 108
Genel Kararlılık Teknikleri 109
Sisleme 109
Bozuk plak tekniği 110
Olumlu ve olumsuz sorgulama 112
Olumlu Sorgulama 112

4
Negatif sorgulama 113
Belli Başlı Durumlarda Kararlılık: Talepler, eleştiriler ve övgüler 114
Taleplerle Kararlı Bir Şekilde Başa Çıkmak 114
Eleştiri ile Başa Çıkmak 116
İltifat Ederken veya Edilirken: 118

İyi Çocuk Sendromu 119


İyi Çocuk Sendromu 122
Gizli Sözleşmeler 122
İyi çocuk sendromundan kurtulmak 124
Kendi ihtiyaç ve isteklerini öncelik yapmak 125
Gücünüzü geri kazanmanın 5 yolu 126
Maskülenitenizi yeniden kazanın 127
İstediğiniz sevgiyi nasıl alacağınızı öğreneceksiniz 127
İstediğiniz seksi nasıl alırsınız? 128

İlişki Süresince 130


Sevgi ve aşk 131
Arzuyu yaratan ve devam ettiren manyetik güç: maskülen - feminen tamamlama 133
Erkeğin ilişkinin kadını olması 134
İlişkinin maskülen erkeği olmamak 136
Kurtarıcı erkek 137
Sevgili ile aynı evde yaşamak 139
Doğum Kontrolü 140
İlişkiden evliliğe geçiş 141
Bilinmeyenle evlenmeyin 143
Seksiz, sorunlu ilişkiler 146

İlişki biterken 152


Seni istemeyeni hayatında tutmaya çalışma 155

Bitirirken 160
“Kendin” olamamak, performans yükü ve öfke 161
Oyun nedir? 163

5
Önsöz
Bu kitabı, uzun süredir yaptığım birebir tavsiyelerden derledim. Bu konuşmalar
sırasında verdiğim tavsiyelerin birçoğunu, erkekadam.org sitesinde yazmadığımı fark
ettim. Yazdıklarım da, ya sitede derli toplu bir şekilde bulunmuyordu ya da uzun süreli
ilişkilerin sadece başlangıcına odaklanmıştı. Bu nedenle hem ilişki öncesi, hem de ilişki
sırasında oyun konusunda bir seri yazmaya karar verdim.

Bu kitabın bir kısmı, erkek adam sitesinde ya da erkek adam kitaplarında bulunan
içerikten oluşuyor. Ama sitede bulunan kısımları bile yeniden yazdım zira dediğim gibi
sitedeki ilişkiler konulu materyaller ilişki öncesi yürüme ve ilişki başlangıcı ile çok iç
içeler ve genelde ilişki başlangıcına odaklılar.

Bu kitap, bu serinin ikinci kitabı ve kadınlarla tanışmaya odaklanan birinci kitaba devam
olarak ilişkilere odaklanıyor. Baştan çıkarma sanatı şeklinde oyun ve uzun süreli
ilişkilerde oyun birbirlerinden farklılar ve aynı zamanda bir erkek için medeni durumuna
göre birine ya da diğerine ihtiyaç oluyor. Bu nedenle, iki farklı oyun, iki kitap halinde
oldu.

Bu kitap boyunca oyun derken, neyi kastettiğimi çok iyi anlamanız gerekiyor. Oyun
deyince insanların aklına genellikle hile, düzenbazlık ve manipülasyon geliyor. Biz bu
kitapta oyun derken, bu tür bir oyundan değil, çocukların ve gençlerin oynadığı, hem
rekabet hem işbirliği içeren aktiviteden bahsediyoruz. İki tarafın da isteyerek,
manipülasyon olmadan katıldığı, iyi vakit geçirdiği ve bitmesini istemediği bir danstan
bahsediyoruz. Uzun süreli ilişkiler, iki tarafın karşılıklı olarak oynadığı bir dans şeklinde
devam eder. Oyun derken bu dansı ve bu dansın erkek tarafınca yapılan figürleri
kastediyoruz.

Bu nedenle burada öğrendiğiniz şeyleri kadınları kandırmak ya da onlara zarar vermek


için kullanmaya çalışmayın ve zaten burada, o şekilde kullanabileceğiniz bir içerik yok.
Kadınları baştan çıkarma sanatı camiasında sürüyle manipülasyon, hile ve düzenbazlık
taktikleri var ama bu kitap serisinde onları bulamayacaksınız. Bu tür hilelere, zayıf,
aslen itici erkekler ihtiyaç duyarlar ve bu erkekler hile kullanarak pek bir başarı elde

6
edemezler veya çok kısa süreli başarı elde edebilirler. Aslına bakarsanız eğer bu tür
eğilimleriniz varsa, kadın erkek ilişkilerini de aşan bir zayıflığın pençesindesiniz ve
bundan kurtulmak için terapi de dahil elinizden geleni yapmanızı tavsiye ederim. Zaten
PUA camiası da, iş uzun süreli ilişkiye geldiğinde, bu konuda fazla bir materyale sahip
değil. Yazılanların çoğu da, yazanın pek uzun süreli ilişki yürütememiş biri olduğunu
bağırıyor.

Ve son olarak, bu kitaba devam olacak kitap, kadınların erkekler üzerinde uyguladıkları
manipülasyonlar ve toksik kadınları tanıma ve onlardan korunma üzerine olacak.
Aslında serinin dördüncü bir kitabı daha var: No Contact Kuralı1. Bu kitap ilişki bittikten
sonra ne yapacağınıza odaklanıyor ve iş işten geçtikten sonra okumak yerine, ilişki
içindeyken bir önlem olarak okumanızı şiddetle tavsiye ederim.

İyi okumalar, iyi oyunlar.

Mahmut Abi

1
Eski Sevgili Nasıl Geri Döner? - İletişimi Kes Kuralı

7
Giriş
Günümüz kadın erkek ilişkilerinde hem kadınların hem de erkeklerin kafası oldukça
karışık. Bu karışıklığın temel nedeni, popüler kültürün iyi ilişki formüllerinin, kadın erkek
ilişkilerinin yüzbinlerce yıllık programına aykırı olması. Herkesin papağan gibi
tekrarlaması ile kollektif bilgelik gibi yutturulan bu formüller, kadın erkek ilişkilerinin
doğası ile çarpışıp genelde vaadettiklerinin tersi sonuçlara yol açtıklarından, birçok
erkek ve kadın, ilişkileri nasıl yürütecekleri konusunda bir kaos içindeler.

Bu popüler kültür öğelerinden birine bakarsak, ne demek istediğimizi anlatmamız daha


kolay olur. Örneğin ilişkilerle ilgili erkeklere en çok pompalanan yanlışlardan birisi, bir
erkeğin ilişki için, kadını “ilişkide tutmak” için sürekli çaba harcaması gerektiği. Oysa iyi
ilişkiler her ne kadar karşılıklı emek isteseler de, genel olarak kendiliğindendir ve
genellikle devam ettirmek için kadının daha fazla çaba harcadığı bir süreçtir. Evet,
popüler kültürün pompaladığı masala inanıyorsanız, bu dediğim size ters gelecek ama
ilişki daha çok kadının istediği ve inşaa ettiği bir şeydir. Erkek tam tersine ilişkiye bir
miktar dirençli olur.

Fakat bir kadının ilişki için çaba harcamasının ön koşulu, erkek ile ilişki için bu çabayı
harcamayı istemesidir. Bunun da ön koşulu, erkeğin ilişki için çaba harcaması gereken
ve buna değen bir erkek olmasıdır. Komedyen Adam Carolla’nın dediği gibi, “bir kadın
eğer bir erkekle birlikte olmayı arzu ediyorsa, erkek için bütün kapıları kendisi açar.
Erkeğin yapması gereken tek şey, kendisine açılan kapılardan geçmesidir.”

Bu nedenle iyi ve başarılı bir ilişki yürütmek istiyorsanız, yapmanız gereken ilk şey,
kadınları ilişkide tutmak için ekstra çaba harcamak yani ilişkilere ekstra yatırım yapmak
yerine, iyi ve başarılı bir ilişki için kadınları kendisine çeken bir erkek olmak. Böyle bir
erkeğe genellikle alfa erkek denir ya da biz erkek adam diyeceğiz. Bir erkeğin bir
kadınla iyi bir ilişki yürütmek için yapmanız gereken şey, kadının istediğini söylediği
şeyleri tatmin etmeye çalışmak değil, kendini gerçekleştirmiş ya da gerçekleştirme
yolunda olan bir erkek adam olmaktır. Kendi istek ve hayallerini hayatının merkezine
koyan, kendi duyguları ve dürtüleri üzerinde kontrol kurmuş, bir amacı olan ve bu

8
amaca disiplinli bir şekilde yürüyen bir erkek adam olmaktır. Böyle bir erkek adam,
seçim yapması gerekirse her zaman amaç ve tutkularını, bir kadına tercih eder.
Doğanın bir ironisi olarak da bir kadın böyle bir erkek adamı, kendisini seçip amaçlarını
bir kenara atacak olan erkeklere tercih eder ve böyle bir erkek adam tercih yapmak
zorunda kalmasın diye, kendisini ona göre ayarlar.

Peki bu durum neden böyle? Cevap aslında basit. Kadın erkek ilişkilerinde uyum ve
süreklilik, erkeklerin maskülen ve kadınlar feminen rolde olması şeklinde evrimleşmiştir.
Yukarıda saydığımız özellikler bir erkeği maskülen bir erkek yapar yani böyle bir erkek,
maskülen enerjiye sahiptir. Kadınlar, özellikle de iyi ilişki materyali olan kadınlar,
feminen enerjiye sahiptirler. Genellikle duygularına ve insan ilişkilerindeki bağlantılarına
göre hareket edip karar verirler. Feminen davranışlar, aşk, sevgi, bağlılık, vs. almak
üzere açılmak şeklindedirler yani kadınlar, fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal olarak
bir erkeği içlerine alacak şekilde evrimleşmişlerdir. Maskülen - feminen enerji, özellikle
çocuk yetiştirme konusunda, birbirini dengeler ve beslerler.

Kadınlar doğal olarak feminen olmaya eğilimli olsalar da, onların içindeki feminen enerji,
maskülen bir erkeğin yanında ortaya çıkar. Bu nedenle de ilişkinin reisi olarak erkek,
maskülen bir erkek olarak, kadının feminen tarafını ortaya çıkarmasını sağlar.
Günümüzde birçok ilişkinin zayıf olmasının nedeni, erkeklerin ilişkide feminen
davranarak bu dengeyi bozması, kadınlarını maskülen rolü oynamaya itmesi ve mutsuz
etmesidir. Tabii bu konuda tek suç erkeklerde değil. Aynı kültürel propaganda ile
kadınlar da, ne yaptıklarının pek de farkında olmadan, erkekleri feminen rollere itiyorlar
ve böylece hem kendilerini mutsuz ediyorlar, hem de erkeklerini. Kadınların istediklerini
söyledikleri şeyler ile, aldıkları zaman tatmin oldukları şeyler aynı değiller. Bu nedenle
onların dediklerine (başkalarından öğrenip tekrarladıkları kültürel propagandaya) değil,
yaptıklarına bakmanız gerekiyor.

Aynı şekilde siz maskülen bir erkek olsanız bile, eğer yanlış kadın seçimi yaparsanız ve
ne olursa olsun maskülen davranışlar göstermeye çalışan bir kadınla birlikte olursanız,
bu kadın ilişkilerde dengeyi bozacaktır. İyi bir ilişki için sizin erkek olmak konusunda iyi

9
olmanız gereklidir ve ilk şarttır. Ama aynı zamanda ilişki için iyi bir kadın da seçmeniz
gereklidir.

Siz ne kadar iyi bir şarapçı iseniz, o kadar kaliteli üzüm seçip, o kadar iyi şarap
yaparsınız. Siz ne kadar iyi bir şarapçı olursanız olun, kötü üzümden iyi şarap
yapamazsınız!

Siz doğru bir erkek olursanız, doğru kadını seçmeyi ve yanlış kadını da hayatınıza
almamayı başaracak kadar güçlü ve mantık merkezli biri olursanız, ilişkinin devamı
konusundaki çabanın büyük kısmını kadın isteyerek ve arzu ile yapar. Popüler kültürün
aksine, aramaların, mesajlaşmaların ve birlikte zaman geçirme isteklerinin çoğu
kadından gelir. Siz kendi hedeflerinize ne kadar odaklanır ve bu konuda çalışırsanız,
(kadını ihmal etmek gibi aşırılıklara kaçmadığınız sürece) hayatınıza daha çekici
kadınlar çekersiniz ve o kadınlar da sizin hayatınızda kalmak için daha çok çabalarlar.
Bir kadına verebileceğiniz en iyi hediye, gerçek bir erkek adam ile ilişki içinde olmaktır, o
sizi daha çok sevsin diye onun için sürekli bir şeyler yapmak, bir şeyler almak ve sürekli
bir şeylerden fedakarlık yapmak değil.

“Bir erkek bir kadın kendisinden hoşlansın diye ne kadar çok şey ve fedakarlık yaparsa,
o kadın onda o kadar kaçmaya başlar.”

Günümüzde erkek adam gibi yaşayan erkek sayısı o kadar az ki, sadece bu yönde
ilerleyerek bile erkek yığınlarının tepesine çıkabilirsiniz ve neredeyse hiçbir rekabet ile
karşılaşmadan yaşayabilirsiniz.

10
İlişkiye Geçiş

11
Eğer şu an 3 aydan uzun süreli bir ilişkiniz varsa, bu bölümü geçmiş durumdasınız. Ama
yine de bu bölümü okumanız, sizin şu anki ilişkinizde kullanabileceğiniz bazı yararlı
bilgiler almanızı sağlayabilir ve bir sonraki ilişkinize şimdiden hazır olursunuz.

İlişkiler çeşit çeşit ama ben burada ve aslında kitabın genelinde ilişki derken, uzun süreli
veya uzun sürme potansiyeli olan, tek eşli ilişkilerden (sevgili veya evlilik)
bahsediyorum. Paralel birkaç kadınla görüştüğünüz, sadece seks için görüştüğünüz
(fuck buddy), ilişki olmadan içinde seks olan arkadaşlık şeklinde olan (friends with
benefits) ve tek gecelik ilişkilerden bahsetmiyorum. Ama bu kitapta bahsedilen
stratejilerin ve zihin yapısının faydasını, bu tip ilişkilerin çoğunda da görürsünüz.

Bir kadınla buluşmaya başladınız ve aranızdaki ilişki bir şekilde fiziksele geçmiş
durumda. Buradan sevgililiğe nasıl geçeceksiniz? Bunun zamanı geldiğini nasıl
anlayacaksınız? Burada cevap ve yapmanız gereken şey basit: bu işi kadına
bırakacaksınız ya da en azından kadının ilişkinin kendi fikri olduğunu düşünmesini
sağlayacaksınız.

Burada işin püf noktası, ilişkiyi kadının sizden talep etmesi. Kadınların işini
kolaylaştırmak ve erkekleri feminenleştirmek için uydurulmuş tüm o “erkek çıkma teklif
eder / açılır / benim sevgilim olur musun?” popüler kültür saçmalıklarını unutun. İlişkiyi
kadın erkekten istemeli, erkek kadından değil.

Neden?

Kadın erkek ilişkilerinde kadının rolü, seksin olup olmayacağına karar vermektir. Seksin
kapı bekçisi kadındır. Seksi ise erkek kadına fiziksel olarak yürüyerek dolaylı yoldan
talep eder. Aynı şekilde ilişkinin kapı bekçisi de erkektir. İlişkinin olup olmayacağına
erkek karar verir. Popüler kültürün programladığı efendi çocuklardan değil gerçekten
erkek adam olan erkeklerden bahsediyorum. Günümüzde öğretilen, erkeğin hem fiziksel
hem de ilişki için kadının peşinde koşması maalesef. Bu da çoğu erkeği ya ilişki ve
seksten uzak yaşamaya ya da çok zayıf pozisyonda oldukları bir ilişki içinde olmaya
itiyor.

12
Aslına bakarsanız, erkeğin doğası birazda irrasyonel bir kendine güvenle, ilişki kafesine
girmeye dirençlidir. Erkek normalde, ilişkiye bir kadın tarafından çekilen özgür bir
aygırdır.

Bir kuş kadar özgür olmalısınız, oradan oraya kanat çırpıp, şakıyan ve hayatın tadını
çıkaran bir kuş. Kadınlar bu kuş ile sikişmek ve onu kafese koymak isterler (kafes =
bağlılık / ilişki)

Kuşun kendisi kafesin içine uçmak istediğinde, bu kuşun bir problem olduğunu
düşünmez misiniz? Sonuçta kim, kafesin içinde olmak İSTEYEN bir kuşu ister ki? Hayır,
kadınlar ÖZGÜR, VAHŞİ ve GÜZEL kuşları isterler. Kadınlar İYİ BİR AV isterler. İyi av,
kafesin içine uçmaya can atmaz. Kafesin içine uçmak isteyen kuşlar, yaralı ve muhtaç
kuşlardır.

Anti-Dump (Pook’un Kitabı)2

Sizin erkek olarak işiniz, kadın ile buluşmak, buluşmalarda karşılıklı eğlenmek ve
fiziksele gitmek. İlişki başlayana kadar kadına skor olarak bakın demiyorum, tam tersi
siz aranızdaki aşk hikayesinin olurunu (buluşmaları) ayarlayın ve ilişki isteğini kadına
bırakın. Bir kadın ilişki istediğinde, size bunu belirtecektir. Siz ise bu olana kadar (ya da
olmazsa) buluşmaları ayarlayın. Kadına skor gibi davranmayın ama bir yandan da eğer
bu kadınla ilişki olmazsa, sizin için sorun olmasın. Bu süreçte sizin kadının peşinde
koşmak yerine, onun için kapatılması gereken, kapatılmazsa uçacak bir özgür kuş olun.

Başlangıçta haftada 2 kereden fazla buluşmayın. Ona haftada 2 kereden fazla


ulaşmayın. Siz ona 2 kere ulaşıyorsanız, o size 3-4 kere ulaşsın. Böylece neredeyse
haftanın her günü mesaj ya da telefonla görüşürsünüz ama bu sıklık, sizin ona
ulaşmanızla olmasın. Kadının size olan ilgisi arttıkça, sizin zamanınızı ve ilginizi daha
fazla talep edecektir. Siz buna, haftada 3 kere buluşarak yanıt verin ama bundan fazla
da buluşmayın.

2
Pook’un Kitabı

13
Biz neyiz?

Kadının ilişki isteği,”biz neyiz?” sorusu ve türevleri şeklinde gelecektir. Bu soru direkt bu
ve buna benzer şekilde de gelebilir, başka şekillerde de. En yaygın şekillerinden biri,
sizin başka kadınlarla görüşmenizi istemediğini belirtmesidir. Siz bu arada başka
kadınlarla görüşüyorsanız, bunu ona göstermeyeceksiniz ama kadın bunu belli belirsiz
hissedecektir.

Biz neyiz sorusu geldiğinde, aranızdaki iletişimi mümkün olduğunca eğlenceli tutun.
Ona bu soruyu neden sorduğunu ve ne hissettiğini sorun. Eğer siz de onunla sevgili
olmak istiyorsanız, aynı şekilde hissettiğinizi söyleyin ve ilişkiye geçin.

Bu aşamada yapabileceğiniz önemli hatalardan biri, geleceğiniz hakkında konuşmaktır.


Bırakın bunu da o başlatsın yoksa beraber bir geleceğiniz olma şansını azaltırsınız. Siz,
onca kız arasından ona yürüyerek bir seçim yaptınız, o ise kendisine yürüyen erkekler
arasından sizi seçti. Umulan o ki siz de bunun üzerine ona yürüyerek sizinle seks yapıp
yapmayacağını seçmesini sağladınız ve seçildiniz. Bu aşamada sıra onda. Ona sizden
ilişki talep etsin ve siz de ilişki olup olmayacağına karar verin.

İlişki isteğini kadına bırakmanız için en önemli neden, erkek ve kadının ilişkiye farklı
hızlarda hazır olması. Erkekler için tarihsel olarak ilişki daha az maliyetlidir (ilişkiden bir
çocuk çıkar ve ayrılık olursa erkek genelde çocuğu kadına bırakıp gider) ve erkekler
daha çok görsel olarak cinsel arzu duyarlar. Bu nedenle de erkek ilişkiye eğer istiyorsa
kadından daha önce hazır olur. Kadın için ise ilişki, tarihsel olarak yüksek risklidir ve
yanlış seçim yapması çok maliyetli olabilir. Günümüz prezervatif, doğum kontrol hapı ve
kürtaj çağında bu tarihsel maliyetlerin geçersiz olduğunu düşünebilirsiniz ama bu
modern teknolojiler, milyon yıllık içgüdülerin gücünü azaltamayacak kadar yeni bir
değişim. Ayrıca kadının hissettiği çekim, daha çok erkeğin kişiliğine bağlıdır ve bunu
ortaya çıkarmak da zaman alır.

Kısacası kadınlar genelde erkeklerden daha uzun sürede ilişkiye hazır olurlar. Eğer siz
kendi hızınıza göre hemen ilişki peşinde koşmaya başlarsanız, kadın hazır değilken
bunu talep edebilirsiniz ve olabilecek bir ilişkiyi de baltalayabilirsiniz.

14
İkinci önemli neden de, yukarıdaki Pook alıntısında belirtilen doğal olgu: kadın erkek
ilişkilerinde makbul, değerli erkek, genellikle birçok kadın alternatifi olan ve bu
alternatiflerden biri ile kendini kapamaya çok istekli olmayan kişiliktir. Kadınlar
tarafından tercih edilmeyen erkekler ise, bir kadını ilişkiye kapatmaya daha isteklidirler.
Bir erkeğin ilişki peşinde koşması, ilişkiye dünden razı olması, o erkeğin değerli ve
tercih edilir olmayan bir erkek olduğunu sinyaller. Ayrıca doğal değildir ve kadın
fantezisine terstir. Doğal olan, bir erkeğin bir kadına yürümesi evet ama ilişkiye dirençli
olması ve kadının çabası ile ilişkiye çekilip orada tutulmasıdır. Milyonlar satan kadınlara
yönelik, kadın pornosu diyebileceğimiz romanlarda da, kurgu bu şekildedir. Kadının
çevresinde onunla dünden ilişkiye razı bir adam vardır ama kadın birgün gizemli ve
özgür bir aygır ile karşılaşır. Bu aygır, hikaye sürecinde kadının çabası ile tek eşli ilişki
ahırına çekilir ve buna dirençli olması, roman boyunca kadının arzusunu ateşleyen en
önemli etkendir.

Kadının erkeği test etmesi

Erkekleri çekici yapan şeylerin çoğu, erkeğin kişiliğindedir. Erkeğin duygusal gücü,
kararlılığı, omurgalı olması, vs. Bunlar gündelik hayatta gözle görülür şeyler olmadıkları
için, kadın içgüdüsel olarak erkeğini ara sıra test ederek onun bu özelliklere sahip
olmaya devam edip etmediğini kontrol eder.

Bu testlere fitness test ya da daha kaba tabiri ile shit test denir. Fitness testleri, ilişkinin
başında, özellikle ilk 3 ayda daha yoğun olacaktır. Erkek bu testleri geçerse, yoğunluk
azalır fakat erkek testlerden kalırsa, yoğunluk artarak ilişkiyi çekilmez bir yere
sürükleyebilir.

Günümüzde erkeklerin ilişkilerinde problem yaşamalarının en önemli sebeplerinden biri,


kadınlarının istediği her şeyi yapmanın, onları mutlu etmenin şartı olduğunu öğrenmiş
olmalarıdır. Gerçek ise bunun tam tersidir. Uzun süreli ve mutlu bir ilişki istiyorsanız ilk
öğrenmeniz gereken kural şudur:

“Bir kadını mutsuz etmenin en kestirme yolu, onun istediği her şeyi yapmanız, ona
istediğini her şeyi vermenizdir.”

15
Bunun, hemen her kaynaktan size akan ilişki tavsiyelerinin tersi olduğunu biliyorum.
Ama kadınların erkekleri ve özellikle onun sınırlarını test ettiği gerçeğini aklınızdan
çıkarmazsanız, bu kuralın ne kadar doğru olduğunu yaşayarak görürsünüz. Bu isteklerin
bir kısmı normal istekler iken, önemli bir kısmı sizi ne kadar dürtüp rahatsız
edebileceklerini test etmekten ibarettir. Özellikle de “şunu yapmazsan, şu olmaz” gibi
isteklerin hepsini olmasa bile, en azından bariz test olanlarını ya da sırf omurga
göstermek için bazılarını reddedin.

Bu kuralın işleyişini çevrenizde de görebilirsiniz. Sevgililerinin, karılarının bir dediğini iki


etmeyen adamların genellikle karıları tarafından saygı görmeyen, sürekli dırdıra maruz
kalan adamlar olması, bunun tersine karılarının her dediğini yapmayan, sıklıkla şikayet
edilen özelliklere sahip adamlara karılarının daha istekli davranması, bilinen bir
sterotiptir. Bunun sebeplerinden biri, kadınların tüm isteklerini yerine getiren erkekler,
sıklıkla onların erkeğin sınırlarını zorlamak için yaptığı test istekleri de yerine getirerek,
kendilerinden ödün verip karılarını veya sevgililerini mutlu etmeye çalışıyorlar. Oysa
kadınlar sınırlarınızı zorlayan şeyler isterlerken, aslında sizin o şeyi yapmanızı değil,
sizin kendisine karşı duracak omurgaya sahip olup olmadığınızı test ediyorlar. Siz böyle
bir istek geldiğinde bunu yerine getirirseniz, iyi koçiş / sevgili değil, bir kadına bile
omurga göstermekten çekinen sünepe durumuna düşüyorsunuz.

Bunun bir diğer sebebi de, kadınların kendileri ve çocukları için erkeklerinden
alabilecekleri her şeyi almaya programlı olmaları. Bu evrimsel bir şey zira tarih boyunca
kadınlar kendilerinin ve çocuklarının hayatta kalması için, erkeğin güvenlik ve kaynak
sağlamasına ihtiyaç duymuşlar. Ne kadar çok şey alırlarsa, hayatta kalma ihtimalleri o
kadar fazla olmuş. Kadının huzura dolayısıyla da mutluluğa erebilmesi için hayattaki bu
önemli misyonunu tamamladığına inanması, yani, erkeğinden alabileceği her şeyi almış
olduğuna inanması gerekiyor.

Sorun da burada başlıyor. Bir erkek kadının her istediğini yaptığında ya da verdiğinde,
bir yerde hayır demeyi bilmeyip her isteğe koştuğunda, kadının “daha istesem daha da
alırım yani alabileceğim her şeyi almadım” diye hissetmesine neden oluyor. Burada
önemli olan, sizden yeterince aldığı sürece ne kadar aldığı değil, ne kadar alabileceği. O

16
nedenle mesela ortanın üstü sınıfta bir kadın, daha fakir bir kadına göre çok daha
fazlasını alabiliyorken, o fakir kadından daha mutsuz olabiliyor. Zira görece varlıklı koca
sınırlarını korumaktan aciz ve kadın sürekli daha fazlasını alabileceği kaygısı içinde,
fakir koca ise sınırlarını çizmiş ve kadının bu kaygısını azalmış durumda. Yine birinci
nedenden dolayı, görece daha modern görünmeye ve üst kültürde toksik diye
yaftalanan maskülen özelliklerden uzak durmaya çalışan görece daha eğitimli erkekler,
sevgililerinin / karılarının her istediğini yaparak, farkında olmadan omurgasız ve vur
ensesine al lokmasını bir erkek gibi davranıyorlar. Daha az eğitimli ve sınıfsal olarak
“mahalle baskısı” yememek için böyle erdem sinyallemek zorunda hissetmeyen erkekler
ise, daha güçlü davranıyorlar.

Bir kadın kendisinin isteklerine karşı koyamayan bir erkekle birlikte olduğunda,
genellikle yüzeyde “ne güzel her istediğimi yapıyor” diyebiliyor ama bir yandan da daha
güçlü olan, “bir kadına bile boyun eğiyorsa, başka bir erkek bunu alaşağı eder ve
yanında ben ve çocuklarım da yanarız” diye bir bilinçaltı algoritması çalışıyor. Aynı
şekilde isteklerine karşı koyabilen bir erkekle birlikte olduğunda, yüzeyde “istediğim her
şeyi yapmıyor” diye şikayet edebiliyor ama bir yandan da daha güçlü olan, “bana karşı
omurgası var ve belki de başka bir erkek de bunu kolay kolay alaşağı edemez” diye bir
bilinçaltı algoritması çalışıyor.

Kısacası özellikle ilişkinin başından itibaren, kadının her istediğini yapmamaya bakın.
Tabii ki bu istediği hiçbir şeyi yapmayın anlamına gelmiyor ama özellikle sınırlarınızı
zorlayan, sizin bireysel hayatınızı kısıtlamaya yönelik isteklere hayır demeyi öğrenin.
Bunu şaka yollu ve mümkün olduğunca sevecen bir şekilde yapın ama yapın. İlişkinin
başında yapmanız çok daha önemli. Zira ilişkinin başında kadın küçük küçük isteklerle
başlayacaktır ve bunları doğru şekilde savuşturdunuz mu, sizi daha fazla test etmek için
daha büyük ve reddetmesi zor şeylere geçmeyecektir. İkincisi ve belki de günümüzde
daha önemlisi, arıza kadınlar (hak sanrısı içinde olanlar (prenses sendromu), kendine
aşırı güvensiz kadınlar, ilgi budalaları, psikolojik problemli olanlar, vs.) başında küçük
şeylere hayır demeniz durumunda bile ciddi arıza çıkarırlar, ve bu şekilde de bu
kadınlara uzun süre yatırım yapmadan asıl yüzlerini görüp onları hayatınızdan
çıkarabilirsiniz.

17
Özellikle karşı çıkmanız gereken şeyler, haftanın her günü buluşmak (sizin tüm
zamanınızı isteyip alması), erkek arkadaşlarınızla yaptığınız aktiviteleri bırakıp kendisi
ile vakit geçirmenizi istemesi, saatlerce mesajlaşma isteği, spor rutininizi bozacak
hareketler, ailenizden soyutlayıp zamanı kendisi için sömürmesi, sizin ekonomik
durumunuzu aşan istekler, vs. Birçok erkek ilişkiye girer girmez, sevgilisinin kucağına
dış dünyadan kaçacağı ana kucağı gibi atladığından, bu tür tavizlere dünden razı
oluyorlar. Sonra da çok iyi başlayan ilişkilerinin neden 3-4 ay sonra “eskisi gibi
hissetmiyorum” ile sonlandığına şaşırıyorlar. Sevgiliniz olsa da, (daha değişik bir durum
ama) eşiniz olsa bile, kendinize, arkadaşlarınıza, hobilerinize ayırdığınız bir zamanınız
olmalı. “Kadınlar” giremez alanınız olmalı. Tabii ki sevgiliniz varken ona da vakit
ayırdığınız için bunlardan fedakarlık yapacaksınız ama bu fedakarlık çok az zaman
ayırmaya ya da tamamen bırakmaya kadar gitmemeli.

Kadınlar sizi her zaman test edecekler. Her şey iyi giderken daha az test edecekler,
başında küçük testleri geçerseniz testler o kadar büyümeyecek ama buna rağmen sırf
arada test etmek için, monotonluğu kırmak için test edecekler. Sizin her zayıflık
sinyalinizde, sizi test edecekler. Sizin kendisine karşı muhtaç davrandığınızı
hissettiğinde, sizi biraz kıskandıracak ya da kendisini “kaybedebileceğiniz” korkusunu
kaşıyacak şeyler yapacaklar. Sizin gerçekten zayıf, gerçekten muhtaç olmadığınızı
görmek için, sizi zayıf ve muhtaç hissettiren şeyler söyleyip yapacaklar. Siz zayıf ve
muhtaç olmadığınızı gösterdiğinizde (sağlıklı kadınlarsa) duracaklar ama siz korku ve
kaygılarınıza kapılarak daha zayıf ve muhtaç davranırsanız, testlerin sıklığı ve şiddeti
artacak.

Bu nedenle, kendi değerini bilen ve rahat biri olmalısınız. Herkesin her yaptığından nem
kapan, duygusal durumları çevreye bağlı bir insan değil, duygusal olarak güçlü bir insan
olmalısınız. Henüz böyle değilseniz bile, zayıflıklarınızı ve varsa muhtaçlığınızı dışa
vurmamayı öğrenmelisiniz. Derdinizi, tasanızı kadınınızla paylaşmamayı, özellikle de bu
kadınla birlikteliğe yeni başlamışsanız, öğrenmeniz lazım. Beraber olduğunuz kadının
sizin anneniz olmadığını, sizin onun çocuğu değil erkeği olduğunuzu unutmamalısınız.
Kadın - erkek birlikteliğinde çocuk kadına, kadın erkeğe yaslanır. Erkek ise kendine.
Erkek ailenin ya da ilişkinin direğidir yani kayasıdır. Eğer erkek kadına sırtını dayamaya

18
çalışırsa, duygusal olarak ona muhtaç duruma düşerse, bu kadında büyük bir kaygı ve
uzun sürmesi durumunda soğuma yaratır.

Ciddi bir sorunda, birinin ölmesi gibi bir yıkımda bile hiç renk vermeyin demiyorum ama
işinizde 2-3 haftada çözülecek dertler, birkaç ay sürece maddi sıkıntılar, duygusal
gelgitler sizin kendi probleminiz ve kadına yansıtmadan halledin. Eğer illa zırlayacak
birini istiyorsanız, samimi erkek arkadaşlarınız bunun için var. Karısına karşı sert
davranırken meyhanede erkek arkadaşları ile salya sümük ağlayan erkek tipi bugün
hunharca aşağılanıyor ama o erkek tipi kadınlarla daha başarılıydı, muhtemelen
şimdinin kadın erkek ilişkilerinde bile “modern” erkeklerden daha başarılı olurdu.

Günümüzde ise erkeklere pompalanan saçmalık ne? Ekşi Çöplüğün bir yazarının dediği
gibi3 “Ben bir kadını sevdiğim zaman; sen bilirsin, çok yoruldum, canım istemiyor
diyemeyeceksem, çok konuşmayacaksam, onunla boş yapamayacaksam, ne yesek
diye salak salak fikirler üretemeyeceksem, “yosun” burada metafor ise atıyorum ben de
“palyaçodan” korkamayacaksam, canım sadece ağlamak istiyor diye onun mis gibi
kokan vücuduna sarılıp doya doya ağlamayacaksam, kararsız kaldığımda ona
soramayacaksam. ee ne sikime var o kadın benim hayatımda.”

Bu çöplük yazarı, sonrasında bizim burada size vereceğimiz tavsiyelerde çizdiğimiz


erkek adam profilini “maganda, mağara adamı”, bunlara olumlu tepki veren kadınları da
“rakı seven basit kadınlar” olarak tanımlamış. Bu günümüzde özellikle eğitimli kesimde
yaygın bir bakış açısı. Yıllarca toksik maskülenite propagandası ile beyinleri yıkandığı
için, maskülenite ve erkek doğası ile ilgili her gerçeğe mağara adamlığı yaftası
yapıştırmaları, her şeyden önce kendilerini feminenleşmiş dünyalarında tutmaları için
önemli bir araç. Fakat benim gözlemlediğim, kadının her istediğini yapmayan, ona renk
vermeyen, güçlü duran erkekleri aşağılamaya çalışan, duyarlı ve duyguları açık bir
erkek olmayı marifet bilen adamların büyük kısmı, ilişkilerinde ve evliliklerinde çok acı
çekiyorlar.

Evet arkadaşlar, erkeklik yan gelip yatma değil. Erkek olarak oynamanız gereken bir rol
var ama bunu böyle söyleyince sanki olduğunuzdan farklı davranmanız gerektiğini
3
Anneciğim gibi olmayacaksa olmasın - erkekadam.org

19
düşüneceksiniz. Tam tersi, siz zaten çok derin bir şekilde, milyonlarca yıllık evrim ile (ya
da fıtrat gereği, artık hangisine inanıyorsanız fark etmez), bu role doğal olarak
programlısınız zaten. Sorun, sizin tam tersini yapmaya koşullandığınız bir
propagandaya maruz kalmanız ve bu propagandanın sonuçları size acı verse de, bunu
bir kenara atamamanız.

Kendi erkek adam benliğinizi inşaa edip, duygusal olarak güçlü ve kolay sarsılmayan,
kolayca duygusal gelgitler yaşamayan biri olmalısınız. Özellikle ilişkinin başlarında, ama
günümüzde her aşamasında, sınırlarınız saygısızca ve umursamazca ihlal edilirse,
bırakıp gitmeyi bilmelisiniz. Burada özellikle kadınların ve kadın ruhluların itiraz sesleri
ile boğulmaya çalışılacak ikinci önemli kuralı verelim:

“Bir kadın, sizin sınırlarınızı (hem sayı hem de derinlik olarak) çok fazla ihlal ederse,
fazla ileri giderse, sizin geri dönüşsüz bir şekilde bırakıp gidebileceğinizi bilmeli. Bir
kadın bunu bilene kadar, size tam olarak saygı duymayacak ve sizi tam olarak
sevmeyecektir. Sizin onu kaybetmemek için sınırlarınızı koruyamayacağınızı
hissetmeye başlarsa, size olan saygısı ve sevgisi de bitmeye başlayacaktır.”

Bunu tehdit ile yapamazsınız, ona söyleyerek yapamazsınız. Böyle hissetmeniz, en


azından ne kadar acı çekerseniz çekin erkeklik onurunuzu ondan daha önemli tutmayı
görev bilmeniz gerekli. Karşınızdaki insan ortalama bir zekaya sahipse, lafla söyleyenin
aslında bunun tam tersi olduğunu bilir, siz öyle hissediyorsanız bunu zaten
davranışlarınızdan, duruşunuzdan kapar. Demek istediğim şu: “Beni bırakırsan beni
sonsuza kadar kaybedersin, asla arayıp sormam” diye büyüklenen insanlar, genelde
bıraktınız mı sülük gibi yapışacak olan insanlardır. Bunu söylediğinizde siz öyle
olmasanız bile, öyle var sayılırsınız.

Merak etmeyin. Siz seçim yapması gerekirse, her zaman kendi onurunu, amaç ve
tutkularını, bir kadına tercih edecek biri olursanız, kadınınız sizin o seçimi yapmamanız
için elinden geleni yapacaktır. Tabii asgari düzeyde normal ve iyi bir kadın seçtiyseniz.
Seçemediyseniz, bu duruşunuz ilişkinizi bitirecektir ama bu da çok iyi bir şey. Kötü bir
seçimle devam edip hayatınızı cehenneme çevirmekten kurtulursunuz.

20
Son olarak da bu yazdıklarım özellikle pasif, hayır demesini bilmeyen bir geçmişten
gelen erkeklere agresif (saldırgan) gelecektir. Burada saldırganlıktan değil, kararlılıktan
bahsediyoruz. Pasif, pasif - agresif ve agresif davranışlar, insanların genellikle içinde
debelendikleri davranış kalıplarıdır ve ileriki bölümlerde, bu kitapta bahsettiğimiz şeyleri
saldırganlaşmadan, kararlı bir şekilde yapmanın yollarından da bahsedeceğiz.

Kadının ilgi seviyesinin düşmesi durumu

Bir kadınla uzun süreli ilişkiye gidiyorsunuz ya da uzun süreli ilişkinin başındasınız.
Kadın ise birdenbire size eskisi kadar sıcak davranmama başladı. İlgi seviyesinin
düştüğünü, sizi görmek için o kadar da can atmadığını görebiliyorsunuz (öncelikle
kafanızı kuma gömmemeniz, kadının ilgi seviyesinin ne olduğunun farkında olmanız
lazım).

Burada çoğu erkek paniğe kapılıp, kadının peşine düşecek, daha fazla ilgi gösterecektir.
Ama eğer üçüncü bir şahıs yoksa bu tür bir ilgi azalmasının nedeni çoğunlukla, erkeğin
fazla ulaşılır ve fazla ulaşır olması, gizemin azalması ve erkeğin yeterince uğraş
gerektirmemesidir (cepte olması). Bütün bunlar, değersiz erkek sinyalleridir ve kadının
ilgi seviyesini düşürürler.

Bu nedenle siz çoğu erkeğin yaptığını yapmayın ve hemen kendinizi geri çekin. Ondan
daha fazla mesaj atmayın, mesajlaşma ve arama aralıklarını azaltın ve onun hızına
uydurun. Bazı mesajlarına geç cevap verin, bazı telefonlarını “açamayın”. Kadın erkek
ilişkilerinde sıklıkla 2 ileri - bir geri şeklinde ilerlemeniz gerekir. Bir kadın bazen ilgi
azalmasından, bazen de sırf test etmek için sizden uzaklaşabilir. Buna tepki olarak onun
peşinde koşmaya başlarsanız (daha sık aramak ya da aslında onun ilgisi azalırken aynı
sıklıkta kalmak), genellikle kadın daha hızlı kaçacaktır. Bunun yerine peşinden
koşmazsanız en azından kaçmaz ve çoğu zaman da siz geri çekildiğinizde peşinizden
gelir.

Tüm o romantik Hollywood ya da Türk dizi / film sektörü saçmalıklarını unutun. Onlar, ev
hanımlarının ve yeni yetmelerin hayal dünyasını okşamak üzere yapılıyorlar, yetişkin

21
erkeklerin için değil. Size şu an ne kadar ters gelse de, umarım deneyerek göreceğiniz
gibi,

İdeal kadın erkek ilişkisi, kadının erkeğin peşinde, erkeğin kadının peşinde koştuğundan
bir iki tık daha fazla koştuğu ilişkidir.

Eğer uzun süreli ilişki ilişki istiyorsanız ve bu ilişkiniz sizden götürmeden görece doğal
akmasını istiyorsanız, daha başından bu şekilde başlamayan ilişkilere girmemeye
bakın. Evet ilk siz yürüyorsunuz ve evet buluşmaları da siz ayarlıyorsunuz ama onun
dışında bu buluşmaları sizinle daha fazla ve tek eşli ilişkiye götürme çabası daha çok
kadından gelmeli. Zira bu, ilişkide kadının ödevi. Eğer siz bu ödevi gerçekleştirmeye
çalışırsanız, ilişkinin kadını olursunuz.

Kendinizi geri çektiğinizde, kadına kadın rolü oynama fırsatı veriyorsunuz. Evet, siz geri
çekildiğinizde hemen ya da hiç peşinizden gelmeyebilir ve bu tehlike zaten çoğu efendi
erkeği kaybetme korkusu ile kadını kovalamaya iter. Ama bu riski göze almalısınız.
Risksiz bir ilişki, sıkıcı ve monotondur. Risk alamayan bir erkek sıkıcı, monoton ve
değersizdir. Değerli olsa, neden kendini geri çekmiş bir kadının peşinde koşsun ki?

Sevgilim Anneciğim

Yukarıda bahsettim ama bu konu önemli olduğu için yine bahsedeceğim. Bu türden bir
ilgi azalmasını başından engellemek için aklınızda olması gereken şeylerden biri de, kız
arkadaşınıza veya karınıza annenizmiş gibi davranmamaktır. Bu özellikle anne - oğul
ilişkisinin olması gerekenden çok daha samimi olduğu Akdeniz ülkelerinden biri olan
ülkemizde çok sık yapılan bir hata. Eğer hayatınızda gerçekten canınızı sıkan, sizi
duygusal olarak ezen bir derdiniz varsa, duygusal yükleriniz varsa, gidip kadınınızın
kollarında ya da kucağında ağlamayın. Kadın o ilişkiye çocuk bakmak için girmiyor.
Özellikle de ilişkinin başlarında, kocaman bir bebek gibi davranmayın ama bu genel
ilişki prensibiniz olsun.

Bakın kadın size destek olmak için ısrar edebilir ve bu durumda bir miktar duygusal
destek de verebilir ama bunun için önce yanınızda feminen ruh hali içinde olması lazım.

22
Kadının feminen ruh halinde olmasının tek yolu da sizin maskülen ruh halinde olmanız.
Sorunları ile baş etmek için kadın desteğine ihtiyaç duyan koca oğlan çocukları,
maskülen enerji içinde değiller ve bu nedenle feminen enerji içinde olmayan kadınları,
onların muhtaçlıklarına destek olmak da istemezler.

Özellikle ilişkinin başında sizin açınızdan her şey her zaman yolunda olmalı. İşinizden
zevk alıyorsunuz ve stresli falan değil. Hayatınız güzel. Hiçbir şikayetiniz yok ya da siz
hiçbir zaman şikayet etmiyorsunuz. Nokta. Bir de hayatınızın ince detaylarına çok
girmeyin ve gizemi koruyun.

Eğer kötü bir gün geçirdiyseniz, yakın arkadaşlarınızla konuşun, beraber olduğunuz
kadınla değil. Beraber olduğunuz kadın sizin anneniz değil, sizin dertleriniz de onun
problemi değil özellikle ilişkinin başlarında. İlişkinin özellikle başlarında siz söz konusu
olduğunda sizin hayatta bir sorununuz yok.

Eski ilişkisinden yeni ayrılmış kadınlar

Bazen eski erkek arkadaşından veya kocasından yeni ayrılmış bir kadınla
karşılaşacaksınız. Bu durumda ekstra dikkatli olmanız gerekli zira özellikle uzun süreli
bir ilişki ya da evlilikten çıkmış kadının duyguları dalgalıdır. Bu tür ilişkilerin bitiminde
bıraktığı duygusal hasarın iyileşmesi zaman alır. Maalesef birçok kadın, bu sürecinin
acısını ve sıkıntısını yaşayıp iyileşmek yerine, süreçten kaçmak için bir ilişkiye girer. Bu
ilişkilere yara bandı (rebound) ilişki denir. Böyle bir ilişki genelde çökmeye mahkumdur
zira ilişkiye giren taraflardan birinin amacı yarasına geçici yara bandı koymaktır,
karşısındaki ile bir ilişkiye girmek değil. Bu tam olarak bilinçli bir davranış olmadığından,
yara bandı ilişkiye giren kadın, ilişkinin yara bandı olmadığı konusunda kendisini
kandırmak için büyük çaba sarf edecektir.

Genel olarak 1-2 sene ve daha uzun ilişkiden çıkan bir kadının, tam duygusal iyileşmesi
yaklaşık 6-7 ay alır diye hesaplayın. Eğer siz kadınla, o eski ilişkisinden ayrılıktan 1-2 ay
sonra karşılaştıysanız ya ciddi bir ilişkiye girmeyin ya da girecekseniz, bu kadının
duygularına en az 4-5 ay daha çok güvenilmeyeceğini hesaba katın. Şunu da aklınızdan
çıkarmayın: Yara bandı ilişki içindeki kadının duyguları dalgalanır ve size aşırı ilgi

23
gösterebilirler. Özellikle de bunun gerçek bir ilişki olduğu konusunda kendilerini
kandırmak, size renk vermemek için başlarda büyük bir aşk bombardımanına
tutulabilirsiniz. Fakat duygular denge noktası etrafında hafif dalgalı değil de şiddetli bir
gelgit içinde olduklarından, bu aşk bombardımanı birden bire ilgisizliğe veya ani ayrılığa
çok çabuk evrilebilir.

Maalesef çoğu erkek sevilmeye layık olmadıklarını düşündüklerinden ve/veya yetişkin


bir erkeğin çok fazla sevilme ihtiyacı olmadığını görecek kadar olgunlaşmadıklarından,
sevgiye aç geziyorlar. Böyle bir erkekseniz, bu aşk bombardımanına, hayatınızın
kadınını bulmuşsunuz tepkisi verirsiniz ve bir daha böyle sevilmeyeceğim hissine
kapılırsınız. Bu hormonlu ve sürdürülebilir olmayan aşk bombardımanı sona erdiğinde, o
hissi bir daha yaşamak için kadına yapışıp onun peşinde koşmaya başlarsınız.
Arkadaşlar, bir ilişkide özellikle de başlarında aşk bombardımanı gördüğünüzde, burada
bir iş var diye şüphelenmeyi alışkanlık haline getirin. Salak oğlan gibi hemen
kapılmayın.

Her neyse, böyle bir kadınla çıkmaya başladınız ve harika bir iki ay hatta buluşma
gerçekleştirdiniz. Sonra birden bire sizinle görüşmek istememesi sizi şaşırtmasın. Bu
olacak diye bir kural yok ama yeni ayrılmış kadınlarda çok daha sık olan bir durum.
Burada kadın eski erkek arkadaşına dönebilir ama çoğunlukla buna bile gerek yoktur.
Olay kadının duygusal dalgalanmaları ile alakalı daha çok, yeni bir ilişki için gerekli
stabilizasyon yok. Ya da o stabilizasyon geldiğinde, sizi o kadar da istemediğini fark
edebilir.

Bu durumda kızın duyguları durulana kadar sabırla bekleyen aptal da olmayın. Bu


efendi erkekliğiniz genellikle kızın duyguları durulduğunda başkasının kollarına atlaması
ile sonlanır. Zira siz kalıp destek olarak “ben sana erkek değil arkadaş olmaya varım”
diyorsunuz ve siz arkadaşı oynarsanız, genellikle arkadaş olursunuz. Böyle bir durumla
karşılaştığınızda genç kızlık hayalleri yıkılmış bakire kızlar gibi “duygularımla oynadı,
beni kullanıp attı” diye de zırlamayın. Kendinizi kaptırmasaydınız. Ayrıca yattınız, iyi
vakit geçirdiniz, daha ne istiyorsunuz? İstediği zaman gelip “kullansın” ve sonra “atsın” :)

24
İlişkinin ilk 4-6 Ayı: Test Aşaması

Maalesef birçok insan bir ilişkiye girdiğinde, bu ilişkiye tüm benlikleriyle ve hemen
dalıyorlar. Bu hem açlıktan kaynaklanıyor hem de popüler kültürün ilişkilerde “büyük ve
koşulsuz aşk” yoksa, o ilişki ilişki değildir propagandasından. Bu nedenle de çoğu insan
bir masal alemine dalıyor.

İnsanlar kendilerinin aslında ne olduğunu, ilişkinin ilk 90 gününde tamamen, ilk 4-6
ayında ise büyük oranda saklayabilirler. Sıklıkla, ilişkinin ilk bir ayındaki kadın ile 6’ncı
ayındaki kadın hemen hemen aynı kadın olacaklar ama yine sıklıkla, 6’ncı aya doğru
bambaşka bir kadın ortaya çıkacak.

Aynı şekilde ilişkideki iki insanın gerçekten uyumlu olup olmadığının ortaya çıkması, 4-6
ay sürebilir. İlişkilerin ilk 3 ayı genellikle “balayı aylarıdır” ve iki taraf da yeni ilişkinin
heyecanı ile birbirlerinin hoşlanmadıkları taraflarını ve uyumsuzluklarını görmezden
gelirler. Fakat balayı dönemi 3-4 ay içinde biter ve ikili normal seyrinde bir ilişki
dönemine girerler. Eğer ikili ilişki için uyumlu değillerse, bu ilişkinin 4’üncü ve 6’ncı ayları
arasında ortaya çıkmaya başlayacaktır.

Bu iki nedenden dolayı, ilişkiye hemen kapılmayın. Duygusal yatırımınızı zamana yayın.
Karşınızdaki kadının, ilişkinizin başlangıcı ve ilk 4-6 ay içindeki gidişatı ne olursa olsun,
göründüğü gibi olmayabileceğini zihninizin bir kenarında bulundurun. Bir kadın ruh
hastası bile olsa, bunu sizden en azından 90 gün çok rahat saklayabilir. Ama bir insan,
gerçek kimliğini bir ilişki içinde genellikle 120 - 180 günden fazla saklayamaz.

Birçok erkek maalesef bu tavsiyenin tam tersini yapıyor. İlişkinin başında, özellikle de
balayı aylarının büyüsü ile, masalsı bir sevdicek ve hatta hayatının kadınını bulduğuna
emin oluyor ve sonra kadının bir arızası ortaya çıkarsa ya da ilişki yürümezse, “vay
orospi” diye kadını yerin dibine sokuyor. Bunun yerine daha temkinli olsalar yani
başından “şu an çok iyiyiz, umarım böyle gider” deseler, bir melekle ödüllendirildim
havasına girmek yerine “kız iyi bir kıza benziyor, bir şans vereyim ve 6 ay görelim”
deseler, hem acı dolu bir uyanıştan kendilerini koruyacaklar hem de aslında yukarıda

25
belirttiğimiz gibi kadının daha fazla çaba harcaması gereken bir gözlem kafasında
kalacaklar.

Bakın embesillik yapıp bunu kıza söyleyin demiyorum! Asla. Kıza gidip “güzelim biz
deneme süresindeyiz, geçersen bakarız” ya da “bir deneyelim sonra ciddi ilişki olur mu
bakarız” falan demeyin. Bu aptalca. İlişkiye başlayın, istiyorsanız adını koyun dert değil.
Ama sürekli olarak bunun her yere gidebileceğinin farkında olun. Büyük bir masalsı aşk,
gündüz düşü, sürekli beraberlik, bir ideal kadın buldum sanrısı ile duygusal yatırımınızın
tamamını ilişkinin kasasına koymayın. Yeni başladığınız ilişki için arkadaşlarınızı,
hobilerinizi, sporu, rutinlerinizi ve işinizi savsaklamayın. Tüm bu duygusal yatırımınızı
kadının üstüne de kusmayın. Mide bulandırmanızın yanında, kasa battı mı donunuzla
kalırsınız.

Ayrıca, ilk 4 ay seni seviyorum, iyilik, iltifat ve hediye yok!

İlk 4 ay seni seviyorum dememek (en azından ilk diyen olmamak), iltifat etmemek, iyilik
yapmamak ve hediye almamak, duygusal ve fiziksel olarak sevecen olmamak, sevgi
göstermemek anlamına gelmiyor. Bu kuralın temelinde iki şey var: bir erkeğin bunları,
kadına yaranmak, kadının onayını kovalamak için, yapmazsam kaybederim korkusu ile
bir ödev olarak yapması ve iki, bunların fazlaca duygusal yatırım olması.

Seni seviyorumdan başlayalım. Bir kadını sevecek kadar tanımanız 3-4 ay alır. Kadınla
sevgili de olsanız ilk 3 ay boyunca sevginizi hak ediyor mu, etmiyor mu bilmiyorsunuz.
Kadını tanımıyorsunuz bile. Bir yandan sevecen ve beraberce iyi vakit geçirdiğiniz bir
ilişki yaşıyorsunuz ama bir yandan da kadını tanıyorsunuz. 3-4 aydır tanımadığınız birini
sevemezsiniz zira kimi sevdiğinizi bilmiyorsunuz. İlk görüşte aşk ya da bu kadar sürede
aşk sevgi falan değil, uzun süreli ilişki geliştirmek için kurulan sevgi değil. İlk görüşte aşk
veya ilk 3-4 ayda seni seviyorum dediğiniz şey, cinsel arzudan ibaret.

Popüler kültür ve özellikle de filmler insanları, gelip geçici cinsel çekimi aşk ile
karıştırmaya itiyorlar.4 Henüz yeni tanımaya başladığınız birine sulu ve hayran gözlerle
bakıp “aşık” olmak romantiktir değildir, yüzeyseldir.

4
Filmlerin sizi yapmaya koşulladığı 8 berbat ilişki hatası - erkekadam.org

26
Yine popüler kültürün aksine hemen seni seviyorumlara başlamanız, kadının çok da
arzu ettiği bir şey değil. Evet, birçok kadın bunları sizden duymayı talep edecektir ama
bu genellikle bilinçaltı bir testtir: acaba sırf onayım için bunu diyecek mi yoksa
duygularının olgunlaşmasını bekleyecek mi testi.

İltifat konusu ise daha saçma bir konu. Birçok erkek iltifat etmezse, kadının kendisinden
soğuyacağını, iltifat etme yükümlülüğü olduğunu düşünüyor. “İltifat etmezsek nasıl
olacak?” diye soruyorlar. Bu korku da muhtemelen popüler kültürün sonucu ama
kaynağını tam olarak takip edemedim ama iyi ilişki için iltifat diye bir önkoşul yok.

Fakat ilk 3-4 ayda iltifat etmemenin, seni seviyorum dememenin, hediye almamanın
(doğum günü hariç, doğum günü ise abartmadan hediye alın) ve ekstra iyilikler
yapmamanın asıl yararı, sizin kararında duygusal yatırım yapmanızı sağlamak. Bu
hareketleri her yaptığınızda, henüz tanımadığınız bir kadına fazlaca duygusal yatırım da
yapıyorsunuz. Sonrasında da ilişki yürümezse, büyük acı çekiyorsunuz ve hayalleriniz
yıkılıyor. Daha da kötüsü, ileride duygusal yatırım bölümünde değineceğimiz gibi,
kadından fazla duygusal yatırım yaparak olabilecek ilişkiyi kendi ellerinizle yıkıyorsunuz.

Şunu unutmayın: Bir ilişkide bir partnerin diğeri için bir şeyler yapması, bir şeyler yapan
partnerin diğerinden daha fazla hoşlanmasına neden olur. Evet, siz kadın için daha fazla
şey yaptıkça, kadından daha fazla hoşlanırsınız. Normalde insanlar bunun tam tersini
düşünürler: bir kadın için ne kadar çok şey yaparsam, benden o kadar çok hoşlanır.
Hayır, onun için bir şeyler yapmanız tabii ki hoşuna gider ama sizden daha fazla
hoşlanmasını sağlayan şeyler genellikle onun sizin için yaptığı şeylerdir, sizin onun için
yaptığınız şeyler değil.

Tekrar ediyorum, soğuk ve robotlara dönüşün demiyorum. İlişkinizin ilk 3-4 ayında
buluşun, sarılın, el ele tutuşun, bakışın, öpüşün, koklaşın, sevecen davranın, kibar olun,
sadık olun, vs. Ama fazlaca yatırım yapmanıza neden olacak ve aslında sandığınız
kadar da takdir edilmeyen seni seviyorumlardan, iltifatlardan, ekstra iyiliklerden ve
hediyelerden uzak durun. Bırakın aranızdaki sevgi kendiliğinden gelişsin. Sevgiyi satın
almak zorunda hissetmeyin.

27
Şöyle düşünün: Yukarıda yazdığım tüm o sarılma, ele ele tutuşma, buluşma, vs. varken
bir kadın sizden sırt seni seviyorum demediğiniz, iltifat etmediğiniz için mi soğuyacak?
Eğer aranızdaki bütün çekime rağmen bunun için soğuyacaksa, o kadının yol yakınken
gitmesi daha iyi değil mi? Günümüzde popüler kültür dolmalarını erkekler kadar hatta
onlardan çok kadınlar yiyorlar. Çoğu kadın aranızdaki duygusal ve fiziksel etkileşimin
sıcaklığı nedeniyle sizin seni seviyorum dememenizi takmaz ama bunları özellikle talep
eden, almadığında arıza çıkan kadınlarla karşılaşacaksınız ve bu kural sayesinde fazla
ilerlemeden bu hak sanrılı kadınları eleyeceksiniz.

Daha önce belirttiğim gibi bunun istisnaları var. Birincisi eğer kızın doğum günü ilişkinin
ilk 3 - 4 ayı içindeyse doğum günü hediyesi alın. Ya da kız sizin için bir börek yapmışsa
mesela, ne kadar güzel olmuş diye iltifat edin ya da güzel bir hediye almışsa çok ince
olduğunu söyleyin. Ama kaşın gözün güzel, vs. gibi iltifatlardan uzak durun. Bir diğer
istisna da kadının size seni seviyorum demeye başlaması. Öncelikle şunu söyleyeyim,
bunu ilk 3-4 ayda kadından da duymak istemezsiniz zira bu da çok hızlı. Eğer
duyuyorsanız o zaman karşılık olarak söyleyebilirsiniz ama mümkün olduğunca sürekli
hale getirmemeye bakın yani her gün seni seviyorum deyip durmayın.

Kadının ilk 3-4 ayda seni seviyorum demesi neden hızlı onu da söyleyeyim. Bir kadının
duygusal yatırım yapması, bir erkeğin duygusal yatırım yapmasına göre daha fazla
zaman alır. Bunun evrimsel nedenleri var. Erkekler için aşk çok maliyetli değildir zira
aşkın meyvesini taşımak, doğurmak ve en azından bebekliğinde sürekli ilgilenmek
zorunda değillerdir. Ayrıca bir erkek için kadınlarda çekici olan şeylerin çoğu görseldir ve
hemen gözünün önündedir. Kadınlar ise aşkın meyvesiyle başbaşa kalma riski
nedeniyle, hem bırakıp gitmeyecek hem de daha önemlisi kendilerini ve çocuklarını
koruyabilecek olan güçlü bir erkek isterler. Bu nedenle de daha uzun vadeli özelliklere
bakarlar (kendine güven, dominantlık, duygusal güç, zeka, vs …). Bir kadının bir erkeğin
bu özelliklere sahip olup olmadığını anlaması zaman alır. Çoğu kadın – erkek ilişkisinde,
erkeğin duygusal yatırım yaptığı ama kadının hala mantıki hareket ettiği bir dönem
vardır. Birçok erkek bu süreçte aşırı yatırım yaparak sıçar – garip, fazla iyi, fazlaca kıza
odaklanmış bir şekilde davranmaya başlarlar ki o sırada henüz yatırım yapmamış
kadında, erkekle ilgili şüpheler oluşmaya başlar. Zira erkeğin tam karşılığı olmadan

28
yatırım yapması, istendiğinde hemen itaat ederek bir şeyler yapması, daha yeni tanıdığı
kadına seni seviyorum demesi, hediyeler alması, iltifatlar etmesi genellikle erkeğin çok
tercih edilmeyen, kadınların kendisini tercih etmesi için ekstra kaynak ve zaman
harcaması gereken bir erkek olduğunu gösterir.

Seni Seviyorum diyen ilk siz olmayın

İlk 3-4 ay seni seviyorum demeyin ve ondan sonra da seni seviyorum diyen ilk siz
olmayın. Kadınlar bir erkeğin biraz zor elde edilir olmasını isterler ve onu elde etmek için
bazı engelleri aştıklarını hissetmeye ihtiyaç duyarlar. Başka kadınların da ilgi gösterdiği
veya gösterdiğini düşündüğü bir erkeğin ilgisini kazanmak üzere çabalamayı, sonunda
onun kararsızlığını aşıp tek eşli bağlılığını kazanmayı çok arzularlar. Duygusal
dünyasını ve ilişkiyi kadının ayaklarına kolayca seren bir erkek, kadının erkeğin aşkını
kazanma zevkini gasp eder. Ona aşıksanız bile, o size seni seviyorum demeden, siz
ona seni seviyorum demeyin. Onun bir miktar çabalama ihtiyacı için kendinizi
dizginleyin. İlk adımı onun atması için onu teşvik edin. Bu iyiliğinizin karşılığını bin
katıyla alacaksınız.

Maalesef birçok erkek, daha ilk buluşmalarda hemen “seni seviyorum” diyor! Kadının
buna tepkisi de genellikle (erkeğe göstermese bile), “nasıl ya? Bu kadar çabuk mu?”
oluyor.

Yukarıda da söylediğim gibi erkekler görsel varlıklar. Erkekler genellikle gözleriyle,


kadınlar ise kulakları ile aşık oluyorlar. Birçok erkek o kadar aç ki, yüzlerine gülen,
kendileri ile bir iki buluşan güzel bir kadına bakıp neredeyse gelecekteki çocuklarının
kime benzeyeceğini düşünmeye başlıyorlar. Çok hızlı ve kadından önce gelen “seni
seviyorum” kelimeleri de, erkeğin aç olduğunu sinyalliyor.

Bırakın kadın sizin buluşmalarınız, duygusal ve fiziksel yakınlaşmanız içinde, yavaş


yavaş aşık olsun ve seni seviyorum kelimelerini kullansın. Zaten eğer kafanızı kuma
gömmediyseniz, bu kelimelerin gelmekte olduğunu görebilirsiniz. Zira bu kelimelerden
önce kadın artık sizi daha fazla arıyor, sizinle daha fazla birlikte olmaya çalışıyor ve

29
sürekli sizinle iletişim halinde olmak istiyor olacak. Bu da yaklaşık olarak buluşmaya
başlamanızın 3’üncü - 7.nci haftası içinde bir yerde olacak.

30
İlişkilerde İlgi Yönetimi, İletişim

31
Partnerinizin ilgi seviyesine dikkat edin.

Bunu takıntı yapmamanız gerekse de ilişki içerisinde partnerinizin ilgi seviyesinin


farkında olmanız önemlidir. Çoğu erkek gibi bu konuda kafayı kuma gömüp sonra ayrılık
“hiç işaret vermeksizin” kamyon gibi çarpınca ayılmayın. İlgi seviyesi konusunda açık bir
radar bırakmanız, sizin bu tür bir sürpriz yaşamanızı engelleyeceği gibi, ilgi azalması
gördüğünüzde, gerekli önlemleri almanıza da olanak sağlar.

İlk 4-5 ayı geçtikten sonra, artık görece istikrarlı bir ilişki içinde olacaksınız ve böyle bir
durumda birçok erkek genellikle farkındalığı bırakarak tamamen kafayı kuma gömer. 4
aylık kız arkadaşı sanki 40 yıllık karısıymış gibi davranmaya başlar. Sanki ne olursa
olsun yanında olacak ve sığınabileceği bir liman gibi bakmaya başlar. Ya yukarıda
belirttiğimiz canım anneciğim moduna geçer, ya da kadının ilgi seviyesini tamamen
görmezden gelir.

Çoğu erkek aynı nedenle birlikte olduğu kadını ihmal etmeye de başlar. Nasıl olsa orada
diye aramayı ihmal eder, buluşmalara çıkarıp iyi vakit geçirmeyi ihmal eder. Kadın
bunlarla ilgili sıkıntısını önce dolaylı olarak gösterir. Eğer erkeğin radarı açık değilse,
genellikle bu sıkıntıyı artık çok büyük bir patlamaya dönüşene kadar fark etmez. Bu
patlama ise sıklıkla bir ilişkiyi geri dönüşsüz zedeler.

Bunu engellemenin en kestirme yolu, erkek olarak uzun süreli ilişkinizle çıkmaya devam
etmeniz gerektiğini bilmek, bu ödevi savsaklamamaktır.

Uzun süreli ilişkinizle çıkmaya devam edin

Birçok erkek, ilişkilerin büyük bir çaba gerektirdiğini sanıyor ve sürekli olarak bir şeyler
yapmaya çalışıyor. Bu ise genellikle yapışkan ve muhtaç görünmelerine neden oluyor.
Fakat yine birçok erkek de, özellikle daha önce aşırı çaba gösterip yanmış ise, diğer
aşırı uçta, yeterli seviyenin çok altında çaba gösteriyor. İlişkilerin sağlıklı olması için,
çoğu şeyde olduğu gibi göstereceğiniz çaba da dengeli olmalı.

32
İlişki isteğinin kadın tarafından gelmesi doğal ve daha sağlıklı ama sizin erkek olarak
buluşmaları ayarlamak, ilişkiye liderlik etmek ve aranızdaki “aşk hikayesini” oluşturmak
gibi bir sorumluluğunuz var. Eğer ilişki kısa süre içerisinde evde buluşalım, televizyon
önünde oturalım, yemek yiyelim, sevişelim ve yatalım döngüsüne girerse, kısa süre
içerisinde ilişki zedelenmeye başlar. İlişkiye girince birçok erkeğin kendilerini salmalarını
ve sporu, hobilerini, arkadaşlarını ve sıklıkla işi gücü ve dersleri bırakmalarını
saymıyorum bile. Hem kendilerine çekicilik ve renk katmayı bırakıyorlar, hem de
ilişkilerine. Kısa süre içerisinde de sıkıcı bir ilişki içindeki, sıkıcı bir adama dönüşüyorlar.

Burada temel problemlerden biri de, aşkın bir kere bulunup sonra sonsuza kadar içinde
mutlu yaşanacak bir masal olduğuna dair popüler propaganda. Birçok insan mutlu ve
uzun süreli bir ilişkiye girdiler mi, kendileri için yaratılmış ruh ikizlerini bulduklarını
sanıyorlar ve nasıl olsa ruh ikizleriyle birlikte olduklarını düşündüklerinden, tamamen
koyveriyorlar.

“Ne yani bir de özel çaba mı harcayacağım, ben olduğum gibi yetmez miyim?” diye
protesto edebilirsiniz. Ama sizin ilişki başındaki haliniz yeterdi, koyverdikten sonraki
haliniz değil. Siz, yeterli kaldığınız, kendinize renk, neşe ve eğlence kattığınız sürece
yeterlisiniz. Salıp gittikten sonra kısa sürede yetersiz olmaya başlarsınız.

Diğer bir karşı çıkış da, “neden ben çaba göstereyim, canı sıkılıyorsa yeni şeyler
ayarlasın, ben de katılayım. Her şeyi ben mi planlayacağım?” Hayır her şeyi siz
planlamayacaksınız, kadın da ara sıra planlayacak ama ilişkinin erkeği ve lideri sizsiniz.
Kadınlar ilişkinin sürücü koltuğuna oturmak istemezler, sizin yan koltuğunuzda açık
pencereden rüzgarın ve deneyimin tadını çıkarmak isterler. Sizin ilişkinin lideri olmanızın
getirdiği sorumluluklar var ve bunlardan biri de, ilişkinin rutine düşmemesini sağlamak.

Üzgünüm, kadın - erkek doğasını ben yaratmadım, size olanı anlatıyorum. Birçok kadın,
siz rutine düştüğünüzde, sizin liderliğinizi takip ederek sizinle beraber rutine düşecektir.
Artan oranda bundan hoşnutsuzluğunu dile getirecektir ama ilişkiye renk katacak
etkinlikleri sizden bekleyecektir. Arada bir şeyler yapmaya çalışsa da, genellikle
hoşnutsuzluk açık kavgalara dönüşene kadar sizden bir şeyler yapmanızı beklemeye
devam edecektir.

33
Olaya şöyle bakın: Böyle bir rutine düştüğünüzde, siz kendinizden sıkılmıyor musunuz?
Rutine düşmemek yaptığınız şeyleri sadece kızı eğlendirmek için yapmayacaksınız
sonuçta. Beraberce iyi vakit geçireceksiniz.

Rutine düşsem de sıkılmıyorum diyorsanız, rutine düşmenizin size tek zararı sıkıcı
birine dönüşmeniz değil. Aynı zamanda bir kadının size duyduğu çekimin önemli bir
parçası olan gizeminizi de kaybediyorsunuz. Her Gün aynı saatlerde TV ya da internet
başında pinekleyen, aynı rutin içinde dönen birinde ne gizem kalır? Oysa sıklıkla
eğlenceli ve değişik bir şey yaparak hayatınızı renklendirirseniz, gizeminizi de
korursunuz zira sizden ne zaman neyi bekleyeceğini bilemez.

Peki rutine düşmemek için ne yapacaksınız? Öyle ahım şahım şeyler değil. Haftada ya
da iki haftada bir değişik bir yere gider yemek yersiniz, buna paranız yoksa evde değişik
bir şey pişirirsiniz. Sinemaya gidersiniz, konsere gidersiniz, arkadaşlarla buluşursunuz,
arkadaşlarınızı eve çağırıp oyun oynarsınız, arada haftasonları bir otelde kalırsınız,
denize gidersiniz, dağa gidersiniz, parka gidersiniz, vs. vs. Unutmayın, bunu sırf kadın
eğlensin diye yapmıyorsunuz. Kendi yapmayı seveceğiniz şeyler bulup yapmanız
genellikle yeterli olacaktır.

Fakat burada sizi uyarmam gereken şey, aslında hiç de rutin içinde olmamanıza ya da
arada zorunlu olarak bir süre rutine düştüğünüzde “beni eğlendir Mahmut” tadında
şikayetlere başlayan kızlara karşı da dikkatli olmalısnız. Evet, her gün iş – yemek –
koltuk / TV ya da sandalye/bilgisayar – yat uyu döngüsüne sıkışmış bir can sıkıntısı
değilseniz, bu tür kadınlar, fazla çaba isteyen ve sizin eğlendirmenizi kendilerine hak
olarak gören kadınlardır. Eğer eşiniz ya da kız arkadaşınız bu yönde bir arıza
çıkarıyorsa ve kendinize baktığınızda bir sıkıcılık abisesi görüyorsanız, bunun kadından
çok sizin hakkınızda bir uyarı sinyali olduğunu değerlendirin. Değilse, kızın karın ağrısı
olduğunu düşünmeye başlayabilirsiniz.

İlgi Seviyeleri

Kadının ilgi seviyesi ile ilgili radarlarınızı açık tutun dedik ama ilgi seviyesini nasıl
ölçeceksiniz? Bunun bir matematiği yok ama çoğu durumda bunu hissedebilirsiniz.

34
Şimdi yazacaklarım ve vereceğim ilgi seviyesi aralıkları bilimsel bir formül değil ama
işinize yarayacak bir rehber. Burada bir kadının size olan cinsel ve duygusal ilgisini 10
üzerinden değerlendireceğiz.

0 - 5 : Bir kadının size olan cinsel ve duygusal ilgisi (romantik ilgisi de diyebiliriz), on
üzerinden beşin altındaysa, o kadınla bir ilişkiniz olmaz ve bu seviyenin altına
düşmüşse varolan ilişkiniz devam edemez. Eğer bir kadınla henüz ilişki içinde
değilseniz ya da birlikte olmadıysanız, başlangıçta bu seviyede olan kadının sonradan
yükselmesi zordur. Evet, yükselmeyecek diye bir şey yok ama ilişki içinde olmadığınız
kadın bu seviyede ise, o kadını bırakıp daha ilgili bir kadın bulmanız çok daha
akıllıcadır.

İlgi seviyesi bu seviyenin altına düşmüş olan ilişkiniz ise, kısa süre içerisinde sizden
ayrılmak isteyecektir. Burada dikkat etmeniz gereken bir şey de, bir kadın eğer sizden
ayrılıyorsa, bunun onun size sıfır ilgi duyduğu anlamına gelmediği. Bir kadının size olan
ilgisi 4.5’a düşerse mesela sizden ayrılabilir ama bu size hiç ilgisi yok anlamına gelmez.
Bunu bilmezseniz, karamsar bir şekilde beni hiç istemiyor diye düşünüp, kaybedecek
neyim var diye kadının peşinde koşup onu ikna etmeye çalışırsınız ve hem depresyona
girersiniz hem de kadının ilgi seviyesini daha da düşürürsünüz. Fakat bu bilgiyi
öğrendikten sonra da bir umut yörüngesinde dönmeyin.

5 - 6 : Size ilgisi bu seviyeye düşen kadın, sizinle birlikte olmaya devam edebilir ama
ilgisizliğini bariz görebilirsiniz. Kadın size ulaşmamaya başlar ve sizin de ona ulaşmanız
zorlaşır. Aranızdaki cinsel münasebet sıfıra yaklaşır ve kadın size karşı sevgi
hareketlerinde bulunmaz. Size aşkım gibi kelimelerle hitap etmemeye başlar. Bu
seviyede bulunan bir kadın aynı zamanda sıklıkla kavga çıkarır, dırdır eder. Eskiden
problem olmayan şeyleri dert etmeye başlar, sizin en ufak hatalarınıza sert tepki verir.

Bu seviyede ilgiye sahip bir kadının ilgi seviyesinin 5 altına düşmemesi ve yükselmesi
için yapabileceğiniz en iyi hareket, ona ulaşmayı bırakmak ve her türlü münasebeti
azaltmaktır. Evet, çoğu erkeğin bildiğinin ve yaptığının tersi ama size ilgisi düşen bir
kadının peşinde koşmanız, onun size ilgisini daha da düşürmekten başka bir işe
yaramaz.

35
Fakat, birçok durumda kadının bir derdinin olması (bu derdi sizinle ilgili de olabilir)
durumunda, size mesafeli ve soğuk davranabilir. Bu her ne kadar yukarıdaki belirtilerin
çoğunun görülmediği bir durum olsa da, siz bunu ilgi seviyesinin sınıra düşmesi olarak
algılayabilirsiniz. Zira kadının sizinle veya sizden bağımsız gerçek bir sorunu varsa, ilgi
seviyesi sınır seviyesine gelmese de düşebilir. Bu durumun olmadığına emin olmak için,
kendi ilginizi çekmeden önce bir veya iki kez aşağıda İletişim Sanatı bölümünde
anlatacağımız şekilde neyi olduğunu sorgulayın. Fakat eğer bu bir sonuç vermiyorsa,
burada yazılanları yapın.

Bir kadının eski sevgili ve eş olmadan önceki bu evresi, aynı zamanda onu ayrılıktan
döndürme ihtimalinizin en yüksek olduğu zaman aralığıdır. Birçok erkek, davranış ve ilgi
seviyesi okuyamadığından ya da sıklıkla okuduklarını doğru yorumlayacak cesaretleri
olmadığından, pat diye terk edildiğini sanır. Oysa kadınların resmi olarak eski kız
arkadaşınız olmadan yaşadıkları, böyle kısa bir geçiş dönemi vardır. Eğer kadından
ayrılmamak istiyorsanız, kadının fikrini değiştirmek için bu dönemde kısa bir şans
pencereniz var.

Bir kadınla ne kadar süredir birlikte iseniz o kadın size o kadar fazla “ben yakında
gidiyorum” mesajı verir. Çoğu kadın 2 yıllık ilişkiyi bir gecede bitirmez. Bitirenler vardır
ama bunlar sayıları azdır ve bu kadınların gitmesi sizin için daha iyidir.

Çoğu kadın, bir sabah yataktan kalkıp bugün ayrılacağım demez. Kaç senedir
birlikteyseniz o kadar ya da yarısı kadar (2 senedir birlikteyseniz 1-2 ay, 3 senedir
birlikteyseniz 1.5 - 3 ay) kendi içinde bir mücadele yaşar ve ister istemez size “ben
gidiyorum” sinyali verir. Bu sinyallerden bazıları şunlardır:

● Seksin ciddi oranda azalması veya tamamen bitmesi. Seksi deniz yıldızı
pozisyonunda (bacaklar, kollar açık) ve bitse de gitsek diye yapmaya başlaması.
Eğer seks yapmıyorsanız, size olan öpme, sarılma gibi yakınlık hareketleri ciddi
oranda azalır ve biter.
● Size ulaşmayı tamamen bırakması ya da çok az araması.
● Aramalarınıza veya mesajlarınıza çok geç dönmesi, soğuk cevap vermesi
● Gülerken artık gözlerinin gülmemesi

36
● Sizinle konuşurken eskiden neşeli ve çocuksu olan ses tonunun, monotona
dönmesi
● Yaptıklarınızın ona batmaya başlaması ve yaptığınız şeylere karşı küçümser
bakışlar atmaya başlaması, onaylamaz manada şeyler söylemesi ya da sesler
çıkarması
● Dırdır
● Size enteresan sorular sorması ve konuşmanın garip yerlere (genellikle
çatışmaya) gitmesi

Aslına bakarsanız, kadınların dediklerinden çok yaptıklarına bakmanız gerektiğini


bilirseniz ve kendinizi kandırmaya meyilli değilseniz, bunları çok kolay yakalarsınız.

Kadının ilgisinin 5-6 seviyesine indiğini yakaladığınız zaman tamamen soğukkanlı


davranmanız gerekiyor. Önemli birini ya da bir şeyi kaybetme ihtimaliniz yüzünüze
çarptıktan sonra kafanıza üşüşecek hain duygusallıklara, hemen ona yaranıp ilgisini
kazanayım dürtüsüne karşı koymanız lazım. Eğer bunlara karşı koyarsanız, ilginin hala
yükselme ihtimali var ama karşı koyamazsanız, ilgi kısa sürede 5’in altına düşer.
Kazanmak mı istiyorsunuz (kaybetme ihtimali olsa da), duygusallaşıp (ve siz nasıl
kendinizi kandırırsanız kandırıp pratikte “beni terk etme” diye yalvarmak olan şeyler
yapıp) kaybetmeyi mi?

Burada yapmanız gereken şey, kadına ulaşmayı, ona ilgi göstermeyi bırakmanız.

● O sizinle seks başlatmadan, seks başlatmayın. O size sokulmadan, öpmek


istemeden öpmeyin. O sizinle seks başlatırsa ya da öperse öpün ama mesela
öpüşmeden seks geçişi o zorlasın, siz değil.
● Ona ulaşmayı bırakın. O size ulaşmadığı sürece ona ulaşmayın ama arada
görmezden gelmenizde sorun olmasa da bırakın size ulaşsın.
● Size ulaştığında mesajlaşıyorsanız, mesajlarınızda ondan sık ve ondan uzun
yazmayın. Soğuk davranmayın ama aşırı istekli de davranmayın.
● Yaptıklarınız ona batmaya başlarsa ve yaptığınız şeylere karşı küçümser bakışlar
atmaya başlarsa, onaylamaz manada şeyler söylerse ya da sesler çıkarırsa,

37
bunun hoşunuza gitmediğini ve bunu yapmamasını söyleyin. Eğer devam
ederse, onun yanından ayrılın.
● Dırdırlarını dinlemeyin.

Aslına bakarsanız, mümkünse ortadan kaybolun. Kadını arayıp ayrılmayın ama o size
ulaşana kadar kaybolun! Kibar olun, az çok neşeli olun ama o size ulaşırsa uzun uzun
konuşmayın. ASLA ONUN HAYATINI ARAŞTIRMAYIN! Yanılıp şaşırıp buluştuğunuzda
gördüğünüz saçma hareketlerine gülün. Ve HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ DAVRANIN.
Sakın ha ilişkinizin geleceği ile ilgili konuşmaya çalışmayın.

İlgi seviyesi 6’nın altına düşen kadının peşinde koşarsanız, onu ikna etmeye
çalışırsanız, bilinçaltında kendisini sizden daha değerli görür ve sizi daha fazla
küçümser. Bilinçaltında kendisinin kaybedileceğini ama sizin bir kayıp olmadığınızı
hissetmeye başlar. Ama eğer onun soğumasına kendinizi geri çekerek cevap verirseniz,
ayrılırsa sizi kaybedeceğinin farkına varır. Zira sizden ayrılmayı düşünen kişinin
bilinçaltında, sizin onun peşinden geleceğiniz ya da en azından bir süre onu
bekleyeceğiniz inancı vardır. Kendisinin daha değerli olduğu, sizin daha değersiz
olduğunuz inancı vardır. Ama eğer siz peşinde koşmazsanız, sizin değersiz olduğunuza
olan inanç sarsılır.

Siz cepte ve değersiz olansanız, neden daha değersiz biri gibi peşinden gelmek yerine,
daha değerli biri gibi geri çekiliyorsunuz?

Sizin onu elde etmek için çabalamanız, o sizden soğuyunca onu ısıtmak için ekstra
romantik hatta arabesk olmanız lazım gelmez miydi?

Yoksa siz aslında değerli misiniz?

Eğer sizi terk ederse sizi kayıp mı edecek?

Kendisi seksi, sıcaklığı, kediliği ve muhabbeti soğuttuğu için zaten şu an sizi


kaybetmekte mi?

Bunun sonu her zaman olmasa da çoğu zaman kadının kafasındaki değer dengesizliğini
sorgulamasına ve ilgi seviyesinin artmasına neden olur. Burada Oyununuza devam

38
edin. Kesinlikle oyununuzu ele vermeyin : yani kızın size soğuduğunu bildiğinizi asla
belli etmeyin. Asla bu konuda konuşmayın.

Terk edilmek üzere olduğunuzu hissettiğinizde, bu şekilde davranmak tabii ki zor.


Bitmesini istemediğiniz bir ilişkinin bitmek üzere olduğunu bilmek, ancak ciddi duygusal
güce sahip bir erkeğin dayanabileceği bir baskıya neden olur. Bu baskıyı azaltmanın
yollarından biri, asla Disney masalı hikayelerine kanmadan, böyle bir ayrılığın ihtimalini
her zaman bilerek yaşamaktır ki, olay bu aşamaya geldiğinde sadece yakalayabilmekle
kalmayın, şaşırmayın da. Ama baskıyı azaltmak için şunu bilmeniz şart: duygusallaşır
ve arabeskleşirseniz, ilgisinin yükselme şansı neredeyse sıfır, ama yukarıdaki gibi
davranırsanız 100% olmasa da ilgisinin yeniden artma ihtimali yüksek. İstatistiki bir
sonuçla karşı karşıyasınız, size düşen iyi oynamak ve beklemek. %50 mi daha iyi, %0
mı?

6 - 7: Çoğu ilişki bu ilgi seviyesinden başlar. İlişkinin başında ilgi daha yüksek olabilir ve
olması çok daha iyidir ama ilişkinin özellikle ilk aylarında bu seviye bir ilgi yeterlidir. Bu
seviyede ilgisi olan bir kadın sizinle birlikte olur, size ulaşır, sizin ona ulaşmanıza
sıcaktır. Bu seviye başlangıç için iyidir ama ilişkide olduğunuz kadının size olan ilgisi
7’nin üzerine çıkmalıdır ve idealinde 8’in üzerinde olmalıdır.

7 - 8 : Sizi sizden bir tık daha fazla araması, sizinle sıklıkla seks başlatması, sekste
tutkulu olması, sizin konuştuğunuz şeylerle ilgilenmesi, sizle veya sizin yanınızda mutlu
ve neşeli bir tonda konuşması, sizi özlediğini ve sevdiğini söylemesi, size iltifatlar
etmesi, size karşı sıcak olması gibi belirtiler, kadının ilgi seviyesinin en az 7 olduğuna
işarettir. Size hediyeler alır, sizi başkalarına karşı savunur.

8 - 10 : İlgi seviyesi 8 - 9 arasında olan kadın, sizin peşinizden daha fazla koşar. Sizin
zamanınızı ve ilginizi daha fazla talep eder, sizi özlediğini söylemekle kalmayıp, sizi
görmek için can attığını söyler. Elleri ve dudakları sizin üzerinizden kalkmaz, size daha
fazla dokunmak, her fırsatta ister. Seks tutkuludur ve siz başlatmazsanız sürekli seksi
başlatır. Sıkla seni seviyorum kelimelerini duyarsınız, size neredeyse hayran bakışlarla
bakar.

39
Bir kadının size sırılsıklam aşık olduğu seviye budur. Bu seviyede bir kadın sizinle
gelecek düşünmeye de başlar.

Bir kadının ilgi seviyesi konusunda bilmeniz gereken son ama oldukça önemli şey de,
size olan ilgisinin seviyesinin inip çıkacağı ve sabit kalmayacağı. Ya da düz bir çizgi
şeklinde artış ya da azalış trendi göstermeyeceği. Yani size aşık bir kadının, 7/24 size
aşık olmasını beklemeyin. Arada sizden soğuyacak ya da size çok daha aşık olacaktır.
Bunu bilmelisiniz zira birçok erkek, kadının ilgi seviyesi bir süre için azalınca paniğe
kapılıyor ve korku temelli zayıf hareketlerle, paniğe kapılmış bir şekilde ortada sorun
yokken sorun olmasına neden oluyor. Ya da kadının ilgi seviyesi bir süreliğine çok
artınca, hemen yelkenleri suya indirip ona daha sıkı bağlanıyor ve ondan daha fazla
duygusal yatırım yapar hale geliyor. Kadın erkek ilişkilerinde, kadının size olan ilgisinin
ve duygusal yatırımının, sizin ona olan ilginizden ve duygusal yatırımınızdan daha fazla
olmasını sağlamanız gerekli. Bunu da çoğu zaman kadının ilgi seviyesinin üstüne
çıkmayarak ya da ilgi azaldığında kendi ilginizi bir miktar kısarak sağlayabilirsiniz.

İlgi Yönetimi

Peki, bir kadının ilgi seviyesi 7 ve üzerinde ya da idealinde 8 ve üzerinde nasıl tutulur?
Bunun en temel yolu, sizin kendine güvenen ve yüksek değerli bir erkek olmanızdır. Bu
konuya değineceğiz. Fakat ilgiyi korumanın ve arttırmanın yine çok önemli olan bir yolu
da, sizin ilginizdir.

Kadınlar, kadın - erkek ilişkilerinde aldıkları ilgiye, sekse göre daha fazla önem verirler
(bu sekse önem vermezler anlamına gelmiyor tabii). Kadın - erkek ilişkilerinde
kadınların temel değer birimi, aradığı en önemli fayda ilgidir de diyebiliriz. Bu nedenle
kendi ilginizi yönetmeyi bilmeniz, özellikle uzun süreli ilişki açısından çok önemli.

Fakat maalesef ilgi yönetiminin çok önemli olmasına rağmen birçok erkek, ilgi
yönetiminde kötü ve yapılması gerekenin tam tersini yapıyor. Birçok erkek, kız arkadaşı
ya da karısı ile arası iyi iken, kız kendisine ilgiliyken, kendisi için güzel şeyler yaparken
temel bir hata yapar ve kadına ilgi göstermeyi ya da en azından yeterince ilgi
göstermeyi bırakır. Bu erkekler bir sorun çıkana kadar (genellikle ilgi görmeyen kadın

40
sorun çıkarana kadar) böyle devam eder ve sonra sorun çıktığında ise korkuya
kapılarak aşırı ilgi göstermeye başlarlar. Bu ilgi “tamam hayatım haklısın” diye kadını
onayladıktan sonra ona daha fazla ilgi göstermek şeklinde olmak zorunda değildir. Hır
çıktığında kavga etmek, kızla dakikalarca soğuk bile olsa mesajlaşmak şeklinde de
olabilir. Bunlar da kadın için ilgidir ve kadınlar kavga şeklinde ilgiyi bile ilginin hiç
olmamasına tercih ederler.

Yapmanız gereken tam tersi : beraber olduğunuz kadına, aranız iyiyken, size ilgili iken
yeterince (abartmadan) ilgi göstermelisiniz. Kadın sizin için bir şey yaptığında ilginizi
arttırmalısınız ve kadın hır çıkardığında ya da hoşunuza gitmeyen bir şey yaptığında ise
ilginizi azaltmalı ve bazen de tamamen geri çekmelisiniz. Kadının sizin için yaptığı
ekstra güzellikleri daha fazla ilgi ile ödüllendirmelisiniz ama size karşı yaptığı kötü
davranışlarda ilginizi çekmelisiniz.

Kadın sizin için ekstra şeyler yapıyorsa kız arkadaşınız olur (ya da olmalıdır) ama eğer
uzun süreli ilişkiyi mutlu yürütmek istiyorsanız sizin de bu ekstraları ödüllendirmeniz
lazım. Örneğin bir akşam size gelirken yemek alıp getirdi ise üstünden çok geçmeden
bir yemek yedirin. Ama eğer aranız iyiyse, size karşı sevecense, ona ilgi göstermek için
onun bir şey yapmasını beklemeyin. Mesela arada durduk yere yemeğe götürün, iltifat
edin, sarılın.

İlla çiçek falan alacaksanız mesela size yemek yaptığında, evinizi temizlediğinde ya da
genel olarak aranız iyiyken durduk yere alın, kavga ettikten sonra almayın. Kavga
sonrası kıza jest yaptığınızda hatuna “kavga çıkarırsam çiçek alırım” diye öğretmek ne
kadar akıllıca?

Aynı şekilde kadının yanlışlarını kavga veya daha fazla üstüne düşme (ikisi de ilgi) ile
ödüllendirmeyin. Bu gibi durumlarda elden geldiğince ağzınızı açmadan ilginizi geri
çekin. Hatun dırdır mı yapıyor, sudan sebeplerle hır mı çıkarıyor? En fazla bir veya iki
kere bunu yapmaması konusunda kendisini uyarın ve kavga tuzağına düşmeden
ortamdan uzaklaşın. Gerekirse anahtarınızı alıp çıkın ve 2 – 3 saat geri dönmeyin. Kız
arkadaşınız ise kısa bir süre ortadan kaybolabilirsiniz. Ultimatom vermeyin. Tartışma
çıkarmayın. Eğer kız bu konuda kavga çıkarmıyor bile olsa kavgayı siz çıkarmayın.

41
İlgiyi bu şekilde yönetmenin faydası, bir müddet sonra istediğiniz şeylerin olmasını ve
istemediğiniz şeylerin olmamasını ağzınızı bile açmaya gerek kalmadan
sağlayabilmenizdir. Tabii ki bu 100% çalışan bir yöntem değil ama çalıştığı kadarı bile
oldukça işe yarıyor olacaktır.

Şimdi tabii bunu okuyunca aklınıza kadınları Pavlov’un köpekleri koşulladığı gibi
koşullayacak mıyız gibi bir soru gelebilir. Bu anlattığım şeyin, o tür bir şartlama ile
alakası yok. Burada anlattığım şey, davranışsal psikolojide etkin koşullama (operant
conditioning) diye bilinen kavram. Pavlovcu şartlama yani klasik koşullama farklı şey.
Etkin koşullamada, koşullanan davranış istemseldir. Pavlovcu koşullama da ise
davranış istemsizdir. Çocuğunuzu ödevini yapınca ödüllendirmek mesela, etkin
koşullamadır.

İlgiyi bu şekilde yönetmenin asıl faydası ise, kadının sizin ilginiz için çabalamasını
sağlamanız sonucunda (özellikle de bu çabası ilgi ile ödüllendirilirse), size daha fazla ilgi
duymasıdır.

Benjamin Franklin Teorisi

Amerik Birleşik Devletleri’nin kurucularından Ben Franklin’in ünlü ve mantığa aykırı


görünen keşfidir : eğer A kişisi B kişisi için bir şey yaparsa, A kişisi B kişisinden daha
fazla hoşlanacaktır. Çoğu kimse bunun tersini varsayar – eğer insanlar sizden hoşlansın
istiyorsanız, onlar için bir şeyler yapmalısınızdır. Yani B kişisi, A kişisinden daha fazla
hoşlanmalıdır, değil mi? Yanlış!

A kişisi B kişisinden daha fazla hoşlanır zira A kişisi duygusal yatırım yapmıştır. Belki de
A kişisi B kişisinin karşılık olarak iyi bir şey yapmasını beklemektedir. Belki A kişisi,
primat hiyerarşisinde B kişisinden aşağıda olduğunu düşünmektedir. Belki A kişisi kendi
egosunu korumaktadır – B kişisi özel biri olmalıdır, onun için bir şey yapmış olsam bile!
Ya da B kişisi için bir şey yapmak gibi basit bir eylem nedeniyle, B kişisi A kişisinin
düşünce ve duygularında yer kaplamaya başlamıştır.

42
İlginizin Değeri

Birçok erkeğin ilgi yönetimini becerememe sebebi, beceriksizliklerinden çok


korkaklıkları. Çoğu erkek bir kadınla araları kötüleştiğinde ya da kadın kendilerine kötü
davranmaya başladığında, ilgisini geri çekmekten korkar. Ben ilgiyi çekersem, kadın
ilgiyi başka yerde arar diye korkar. Böyle bir durumda ilgiyi çekmenin erkek için
yarardan çok zararı olmaz mı?

Öncelikle, ilgi budalası, ilgisiz kalınca başkalarının ilgisi peşinde koşmaya başlayacak
kadınlarla uzun süreli ilişkiye girmeyin. Bu kadınlar, uzun süreli ilişki malzemesi
olamazlar. Özellikle sosyal medyada ilgi budalası olan hatunlarla uzun süreli ilişkiye
girmeyin veya evlenmeyin. Örneğin instagramda 1,000’den fazla takipçisi olan veya
takipçilerinin çoğu erkek olan, instagramını bariz poposunu ve dekoltesini sergilediği
fotoğraflarla dolduran, takipçisi erkeklerin aç iltifatlarını kalp veya gülücüklerle
karşılayan kızlardan uzun süreli ilişki materyali çıkmaz. Bu tip kızlar popüler
olduklarından ve her yerde karşınıza çıktığından günümüzde azıcık güzel olan tüm
kadınlar böyleymiş sanma aptallığını yapmayın. Kızların çoğunun 200 – 300 kişinin
takip ettiği ve hatunların bir kere bile popo sergilemediği instagram hesapları var ya da
inanmayacaksınız ama bazı hatunların instagram hesabı bile yok.

Asıl konumuza gelelim. Bu korkunuzun yersiz olması için, ilginizi değerli hale
getirmelisiniz. Günümüzde erkek ilgisi piyasaya o kadar büyük miktarlarda sürülüyor ki
değeri sürekli basılan para gibi ayaklara düştü. Ama neyse ki her erkeğin ilgisi aynı
değerde değil. Sizin ilginiz eğer sürekli piyasaya sürülüyorsa değer olarak düşük
olacaktır, aç sürünün ilgisi gibi. Siz eğer ilgisi değerli bir erkekseniz, aç sürüden birinin
elindeki 10 milyon Zimbabve Doları ile alamadığını siz 10 Dolara alabilirsiniz.

Sizin yapmanız gereken ilginizin değerini arttırmak. Bunun için de yapmanız gereken iki
şey var : (1) ilginizin (sizin gözünüzde ve) gerçekten bir değeri olması ve (2) ilginizin
piyasaya sürdüğünüz miktarının az olması. Aslında bu ikisi birbiri ile alakalı ve ikincisi
ancak birincisinin sonucu ise işe yarayabilir.

43
İlginiz yani dikkatiniz sınırlı. Hayatta bir amacınız varsa, o amaç için çalışıyorsanız
kadına verdiğiniz ilgi ve zaman o amaç için çalışmaktan fedakarlık ederek verdiğiniz
zamandır. İş dışı bütün zamanını televizyon veya bilgisayar başında geçiren, pornoya
veya oyuna harcayan, tembellik yapmaya kullanan erkeğin kadına yönelteceği ilgisi
değersizdir zira (a) değersiz şeyler yapmaktan arttırılmıştır ve (b) boşa harcandığından
siz değerli bir erkek değilsinizdir.

İlginizi değerli yapmak istiyorsanız öncelikle zamanınızı, emeğinizi ve dikkatinizi değerli


bir amaca yöneltin. Kendi zamanınıza ve dikkatinize önce siz değer verin. Henüz
yüksek değerli bir erkek olmasanız bile o yolda yürüyen ve potansiyeli olan bir erkek
olun. Kendi kafanızda en azından. Disiplinli bir şekilde yaptığınız şeyler olsun.

Dikkat edin bunların kadınlarla ya da kadınların sizin ilginize olan tepkisi ile zerre
alakası yok. Tamamen sizin kendinize bağlı ve aslında bu kitap gibi kitapları kadınlarla
başarısızlığınız nedeniyle okuyorsanız, muhtemelen temel probleminiz, emeğinize ve
zamanınıza saygısızlığınız, kendi zamanınızı ve emeğinizi değersiz görmeniz ve sonuç
olarak da kendinizi değersiz görmeniz.

Göstereceği ilginin ve sağlayacağı ilişkinin kadınların gözünde değeri olmayan


adamlara bakın. Hemen hepsi zaten kendi zamanına ve dikkatine değer vermeyen,
disiplinsiz, tembel ve zamanlarını boşa harcayan adamlar. Buraya kendi zaman ve
emeklerine yani kendilerine değer vermemeye devam ederek kadınların kendilerine
değer vermesini sağlayacak mucizeler aramaya geliyorlar.

Böyle bir durumda kadınları suçlamak kolay, “ben kendime değer vermiyorum ama
olsun asıl mesele bu orospuların bana değer vermemesi “ gibi aptalca bir anlamı
olmasına rağmen. Oysa gerçek şu: “kadınlar sana ve dikkatine değer vermiyor tamam
da bunun nedeni senin kendine ve dikkatine değer vermemen olabilir.” Bu mesajı kabul
etmek ciddi anlamda kişisel sorumluluk ister, sonrasında harekete geçmek ise disiplin,
sabır ve çalışkanlık.

İlginizi bir kez bu şekilde değerli kıldıktan sonra zaten otomatik olarak kısıtlayacaksınız
ama ek olarak da kısıtlamanızı, her durumda ve sürekli kadına yöneltmemenizi tavsiye

44
edeceğim. Öncelikle amacınız ve hedefiniz için çalışmaktan arta kalan ilginin odağında
kadın olmamalı. Bu kalan ilginizi arkadaşlarınız, hobileriniz ve kadınınız paylaşmalı.
Haftada bir kere de olsa erkek arkadaşlarınız ile çıkıp erkek erkeğe yaptığınız aktiviteler
olmalı. Bilgisayar başında olmayan bir hobiniz olmalı.

Esas oğlanın kendisini tamamlayan kadına ilanı aşk ettiği tüm o romantik klişeleri
unutun. Bunun her fırsatta aksini iddia etmelerine rağmen kadınlar bir erkeğin “her şeyi”
ya da varlığının merkezi olmayı istemezler. Tam tersine değerli bir erkeğin hayat
amacına destek olmayı arzularlar, o erkeğin amacını gerçekleştirmesine yardım eden
dişil güç olmak ve o erkeğin gösterdiği yolu takip etmek isterler. Bir kadının bütünlüğüne
saygı gösterin ve ona “benim her şeyimsin” diye yalan söylemeyin. O sizin “her şeyiniz”
değil, ve eğer öyle ise, yakında öyle olmayacak merak etmeyin.

Amcığın 16 Buyruğu5

Kadınıza ilgisizlik kasmanızdan bahsetmiyorum. Öncelikle siz ilgisiz imajı çizmek için
ilginizi piyasadan kasarak çekebilirsiniz ama eğer ilginizi değerli yapacak bir
misyonunuz yoksa hem bu ilgi çekme esnasında kendi kendinizi yersiniz hem de zaten
değerli olmayan bir ilginin kadının gözünde de değeri yoktur. Ha çekmişsiniz, ha
vermişsiniz. İlgi kısıtlamaya kasmak yerine ilginizi hedefiniz, hobileriniz, arkadaşlarınız
ve kadınınız arasında paylaştırırsanız, hedefiniz harici ilginin çoğunu kadınınız bile alsa
o ilgi kısıtlıdır ve değerlidir. Bu şekilde kasmadan ilginiz kısıtlanmış ve değerlenmiş olur.

Ve son olarak da ilginize para gibi davranın. Biriktirin, boşa harcamayın. Sağlam bir
amaca, hobilere, arkadaşlara vs … harcadığınızdan artanı da bilinçli harcayın.
Instagram popolarına like atmaya, pornoya, kavgalara, bitmek bilmeyen mesajlaşmalara
harcamayın. Hoşunuza giden davranışları ödüllendirmeye, sizin zamanınıza değer
veren kadın için harcayın.

5
Amcığın 16 Buyruğu

45
İletişim Sanatı

Beraber olduğunuz kadın, sizinle beraberken feminen taraf olmak ister (anlaması daha
kolay geliyorsa, feminen enerji içinde olmak ister de diyebilirsiniz). Feminen taraf olmak
demek, karşı taraftan ilgi ve sevgi almak için açılmak, bağlanmak ve maskülen tarafı
zihinsel ve fiziksel olarak içine almak ile alakalıdır. Kadın, feminen taraftır ya da
olmalıdır. Siz ise maskülen taraf. Kadın ile iletişiminizde bu ikilik çerçevesinde bilmeniz
gereken ilk şey, kadının sizden erkek olmayı, maskülen olmayı, sezgisel seviyede
bilmenizi beklediğidir. Bir kadın size nasıl erkek olacağınızı hem öğretemez, hem de
öğretmek istemez. Sizin kadın - erkek ilişkilerini, ilişkinin erkek tarafı olmayı
kendiliğinizden bilmenizi bekler.

Birçok erkeğin kadının geçici olarak ya da bir sebeple kalıcı bir soğukluk göstermesi
durumunda paniğe kapıldığını ve aslında ortada büyük bir problem olmasa bile olayı
bazen (erkeğin panik içinde yaptığı zayıf davranışlar nedeniyle) ayrılığa gidecek kadar
büyüyebileceğini söylemiştik. Bu tür bir soğukluk olduğunda ilk yapmanız gereken şey,
soğukkanlı olmak. Sonra da hiç bir şey yapmamak. En azından bir süre için.

Örneğin size normalde her sabah günaydın mesajı atan kadın sabahları mesaj atmayı
2-3 gün bıraktı diye hemen paniğe kapılıp “ne oluyor?” diye sormayın. Ya da sevgiliniz
2-3 gün size mesaj atmadı diye ilişki bitecek havasına girmeyin. Eğer tahmini bir
yanlışınız varsa sessizce düzeltin ve bekleyin. Örneğin belki kızı çok fazla aramaya
başladınız ya da bir şeyi söz verip yapmadınız. Bunları düzeltin.

Negatif duygulara yatkın insanlar genellikle her şeyi üstlerine alınırlar ve en ufak negatif
bir olayda ilişki bitecek gibi hissederler. Bunun yarattığı kaygı ile başa çıkamıyorlarsa (ki
kaygı ile acı çekerek de olsa başa çıkmak yerine her kaygıya kapıldıkları sürece de
başa çıkamazlar), kaygılarını partnerlerinin üstüne kusarlar. Sorun şu ki, kadınlar
genellikle erkeklerinin liderliğini takip ederler ve siz eğer yeterince bir süre “büyük bir
sorun var” gibi davranırsanız, kadın da bir süre sonra “galiba bir sorun var” diye
düşünmeye başlar. Örneğin kaygıya kapılıp “beni sevmiyor musun?” gibi bir şeyler
sorarsanız, kadın sizin yönlendirmeniz ile size olan sevgisini sorgulamaya başlar. Eğer

46
yeterince uzun süre bu şekilde davranırsanız, kadın bir süre sonra sizin telkinleriniz ile
“evet ya galiba öyle” der.

Peki yanınızda soğuk davranan bir kadının soğukluğunu görmezden mi geleceksiniz.


Belki bir süre evet ama yine soğuk davranmaya devam ederse, “neyin var, durgun
görünüyorsun?” diye sorun. Eğer cevabı “bir şeyim yok” ise bir süre için kendi haline
bırakabilirsiniz. Ama böyle davranmaya devam ediyorsa bir daha sorun ve bu sefer de
bir şeyim yok cevabı alırsanız, “bebeğim, senin bir şeyin var, anlat ne oldu?” diye sorun.

Bu soruya “bunu konuşmak istemiyorum” cevabı alırsanız, bu genellikle testtir. Acaba


onu orada öyle bırakacak mısınız yoksa onun neyi olduğunu öğrenmeye çalışacak
mısınız (yeterince değer veriyor musunuz) testi. Burada espriye başvurabilirsiniz.
Kadının yanına çöküp, “sen bana neyin olduğunu söylemeden buradan kalkmıyorum”
diyerek gülümseyebilirsiniz mesela. Bu arada yanında ona ufak ufak omuz atabilir ya da
kendi kendinize komik bir şarkı mırıldanabilirsiniz.

Çoğu durumda kadın bir süre “git başımdan salak” gibi bir şey söyleyerek ama
gülmemek için kendini zor tuttuğunu da saklamayarak çözülecektir. “Seninle
konuşmuyorum, geçen gün şunu şunu yapıp beni deli ettin” gibi bir şey söyleyecektir.

Burada yapmanız gereken şey, “bebeğim anlat, neden deli oldun?” diye başlayarak soru
sormak ve dinlemektir. Hemen savunmaya geçmeyin ya da “ben buyum kızım,
istemiyorsan benimle olmazsın” gibi bir götlük de yapmayın. Dinleyin. Çoğu durumda
kadın aslında sizin onu yeterince sevip sevmediğinizden, sizin gözünüzdeki yerinden
şüphe etmeye başladığından bu şekilde sinirlenir. Burada asıl mesele kendinizi
savunmak değil, kadını dinlemek ve soru sormaktır. Bu zaten kendi başına onu
sevdiğinizi ve onun gözünüzde yüksek bir yerde olduğunu ona söyleyecektir. Ama direkt
savunmaya geçmeniz ya da götlük yapmanız tam tersi bir durum ortaya çıkaracaktır.

47
Rahatlama Testi

Kadınlar sizi test ettiğinde, her zaman sizin erkek adam olarak duygusal gücünüzü test
etmez. Bazen sizin gözünüzdeki yerinizden emin olmadığında, sizin onu yeterince sevip
sevmediğinizden emin olmadığında da sizi test eder.

Mesela bir kadın size “beni özledin mi?” diye sorduğunda size aslında “seni özledim”
der ama aynı zamanda “senin gözünde yerim ne, değerli miyim?” diye de sorar. Bu işte,
rahatlama testidir. Cevabınız sonucunda sizin gözünüzdeki yerinin yükseklerde
olduğunu gördüğünde rahatlayacaktır. Burada ben de özledim dersiniz ya da fazla
abartmadan esprili bir şekilde, “özlemez olur muyum bebeğim, yarın akşam
görüştüğümüzde sana seni ne kadar özlediğimi bizzat göstereceğim” dersiniz.

Espri, bazı tuzak soruları savuşturmak için de ideal. Mesela “spor salonunda güzel
kadınlar var mı?” sorusuna hayır desen inandırıcı değil, evet desen kızın kaygısı artar.
Gülümseyerek “neden, kadınlara mı ilgi duymaya başladın?” diye sormak ise genellikle
bu soruyu savuşturacaktır. O an imkân varsa biraz daha risk alıp “evet var, bana düzenli
öpücük büyüsü yapıp koruduğun sürece sorun yok” diye yumulup (daha da imkân varsa
ardından seks yapıp) da olayı çevirebilirsiniz. Aslında çoğu comfort testi bu şekilde
yaramaz bir şekilde öpüp – sarılarak karşılayabilirsiniz. “Şişmanlamış mıyım?” diye
comfort test attığında “görerek anlayamam, gel bir sarılarak ölçeyim” diye sarılıp
karşılayabilirsiniz mesela.

Eğer bu testleri yanlış anlar ve sizin maskülen erkek benliğinizi test ediyor sanarsanız,
yanlış adımlar atabilirsiniz. Örneğin “seni hep ben arıyorum ama sen beni hiç
aramıyorsun” diye yakınan kız arkadaşının erkek olarak gücünü test ettiğini sanarak
çuvallayan şu arkadaşa bakalım. Kıza şöyle cevap veriyor:

“Son defasında ona ne kadar yoğun olduğumu bildiğini, genel müdür yardımcılığına
yükselmek için çok çalıştığımı ve hemen hiç zamanım olmadığını söyledim. Bana iş
konusunda tam destek verdiğini ve bu şekilde hırslı olmamın onun ne kadar hoşuna
gittiğini söylediğini hatırlattım.”

48
Bu çok yanlış bir cevap. Biz erkeklere mantıklı geliyor ama burada adam kız arkadaşına
aslen şunu diyorsun : “Biliyorum seni hiç aramıyorum, ama bunun mantıklı bir sebebi
var ve sen istesen de seni aramayacağım.” Çok yoğun olması ve işinin birinci planda
olması normal ama kızı haftada 1 – 2 kere bir arayıp 5 – 10 dakika konuşmasına engel
değil bu. Kız onu önemseyip önemsemediğini bilmek istiyor ve o mantıklı nedenlerle
önemseyemediğini söylüyorsun. Şöyle bir cevap daha doğru:

“Bebeğim bunun senin için önemli olduğunu anlıyorum ve işlerimin yoğunluğuna dalsam
bile seni aramayı ihmal etmeyeceğim. Biliyorsun hep aklımdasın ama bunu sana
göstermemin senin için ne kadar önemli olduğunu anlıyorum.”

Burada erkek bu test sonucu kadını kaybedeceğim korkusu ile paniğe kapılıp sürekli
aramaya başlarsa veya daha çok aramaya başlarsa, bu testi kısa zamanda kendi erkek
gücünün testine dönüştürür ve geçemez. Ama soğuk bir şekilde cevaplarsa da bu sefer
rahatlama testini geçemez ve kadının kaygısı artar, ilgisi azalır.

Kadın Erkek İletişim Farklılığı

Kadınlar ve erkekler iletişim kurarken oldukça farklıdırlar. Erkekler sorunların kaynağına


inip çözmeye ve mantığa odaklanırken, kadınlar dertlerinin anlaşılması, daha çok
duyulması ihtiyacına ve duygulara odaklanırlar.

Evet, sorunlarını ve dertlerini arkadaşları ya da partnerleri ile paylaştıklarında, kadınların


ve erkeklerin birbirinden tamamen farklı amaçları vardır. Bir erkek derdini anlattığında
aradığı gerçekten yardım ve çözümdür. “Bunlar benim problemlerim, bunlara çözüm
bulmam konusunda bana yardımcı olun”. Bir kadın ise dertlerini anlattığında yardım
değil, anlaşılma / şefkat bekler. “Bunlar benim problemlerim, bu problemlerim yüzünden
hayatım ne kötü değil mi? Benim için üzülmüyor musun?” gibi. Ya da “şöyle davrandın,
beni ne kadar önemsiyorsun?” gibi. Birçok kadının erkeklerin duygu yoksunu olduğunu
düşünmesinin sebebi, bir kadın bir erkeğe problemini anlattığında, erkeğin hemen
soruna çözüm bulmaya çalışmasıdır. Sonuçta erkek için derdini anlatmanın sebebi deva
aramaktır. Kadın genelde çözüm değil anlaşılmayı beklediğinden, bir erkek şefkat değil

49
çözüm önerdiğinde bunu erkeğin kendisine karşı acımasız olduğu olarak algılar6.
Tamam bunun gerçekle uzaktan yakından alakası olmayabilir ama kadın ve erkek
beyinleri birbirlerinden farklı şekilde kablolanmış bir kere.

Aynı şekilde erkeklerin kadınları fazla duygusal ve delişmen bulmasının sebebi de


budur. Bir erkek kadına problemini anlattığında, kadının bir kadın gibi davranarak aynı
problem karşısında nasıl kendisinin de aynı şekilde hissettiğini, bu sorunun onun için ne
kadar kötü olduğunu falan söylemesi erkeği şaşırtabilir. Aslına bakarsanız genel olarak
daha sonra da bahsedeceğimiz gibi, derdinizi kadınlara ve en önemlisi kendi kadınınıza
pek anlatmayın.

Her neyse, biz kadınla konuşmaya dönelim. Dinleyip anladıktan ve sorular sorduktan
sonra kadın genellikle rahatlayacaktır. Eğer sorunu sizinle değilse, dinlemeniz ve
anlamanız önemli ama sonunda “bu konuda tavsiyemi mi istiyorsun yoksa sadece
anlatmak mı?” diye sorun. Eğer tavsiyenizi isterse söyleyin yoksa sadece anlayışlı bir
şekilde dinlemeniz yeterli.

Konu sizinle ilgiliyse ne yapacaksınız? Burada eğer kadın sizin esprili ve anlayışlı
yaklaşımınıza pozitif tepki veriyorsa, “kızınca ne kadar güzel oluyorsun sen?, uff çok
seksi” gibi bir şey söyleyip takılabilirsiniz ya da onu kendinize çekip öpebilirsiniz. Eğer
sizden aradığı rahatlama, sevildiğini hissetme ise, burada ona aradığı şeyi veriyorsunuz
ve amacınız da bu olmalı. Amacınız öncelikle sorunun ne olduğunu anlamak ve
sonrasında da sorun sizin gözünüzdeki yeri, sevilme ihtiyacı ise bunu ona vermektir.
Ama bunu yaparken çok sert ve ciddi olmamalısınız. Çok cıvık da olmayın.

Unutmayın, siz erkeksiniz ve daha önemlisi, ilişkinin erkeğisiniz. İlişkinin tonunu


belirleyen lider kişi sizsiniz. Eğer onun içinde bulunduğu dramaya uyarsanız, onun lider
olmasına izin verirsiniz ve gücü ona verirsiniz. Bu ise her şeyi daha kötü hale getirir. Bir
kadın ilişkinin erkeği olmak istemez. Erkeğinin liderlik etmesini, ilişkinin tonunu
belirlemesini bekler. Daha da önemlisi, erkeğinin güçlü, kendi duyguları ile sallanmayan
bir kaya olmasını bekler. Ama bu kaya ona karşı soğuk, umursamaz bir kaya değil,
gücünden aldığı bir şefkat gösteren bir kaya olmalıdır.
6
Sorun çivi değil

50
Bu şekilde davrandığınızda kadın genellikle size açılacaktır. Bu ağlama ile gelebilir. Size
neden kızgın olduğunu anlatacaktır. Burada tepkiniz daha çok “demek bu yaptığım seni
üzdü ki seni üzmek de beni üzdü, bu bir daha olmayacak” gibi bir şey söyleyin ve “şimdi
nasıl hissediyorsun?” diye sorun.

Kadın size kapalı olmadığı sürece dinleyerek ve daha derine inerek, kadının duygu
dünyasına girerek, onun duygularını boşaltmasını, sizin gözünüzdeki yerini bilmesini
sağlayabilirsiniz.

Çoğu erkek bu şekilde işin özüne inebilse bile “özür dilerim” gibi bir şey söyler. Ya da
“seni ne kadar sevdiğimi / sana ne kadar değer verdiğimi biliyorsun” der. Oysa kadın
sizin kelimelerle bunu söylemenizi beklemiyor, bunu göstermenizi bekliyor. Bunu
gösterme şekliniz de onun yanında olmak, dinlemek, soru sormak, anlamak ve onun
duygularının açığa çıkarmasını sağlamaktır.

Bu aşamada açıklama yapabilirsiniz. “Bebeğim, böyle hissetmene çok üzüldüm. O gün


çok acelem vardı, kafamda da iş stresi olunca yüzüne bakmadan kapıdan çıktım (evet
sorun böyle basit bir şey olabilir). Yanlış bir davranıştı, daha dikkatli olacağım.”

Burada bahsettiğim süreç bir oturuşta olmayabilir ve birkaç görüşmenize yayılabilir. Ama
eğer bu şekilde kadını açamıyorsanız, yukarıda İlgi Seviyeleri bölümünde bahsettiğim
şekilde bir ilgi azalması, ayrılık öncesi soğukluk olabilir. Bu aşamada da orada yazdığım
gibi kendinizi geri çekin. Her ne kadar onu dinlemek ve açmak için bir süre sabırla
uğraşmanız gerekse de, bu süreci çok uzatamazsınız. Zira eğer karşıda ilgi azalması
varsa ve özellikle de bu sizin zayıf ve itici davranışlarınız sonucunda olduysa, bu şekilde
ekstra ilgi göstermeniz ters tepebilir.

Fakat sorun daha çok sizin gözünüzdeki yerinden şüphe etmesi ise, bu şekilde en fazla
10-20 dakikada, bilemedin birkaç saatte size açılacaktır. Sonunda da genellikle “aşkım
çok daha iyi hissediyorum, iyi ki konuştuk” diye size sarılacaktır. Sevgiliniz ile seks
yapıyorsanız, tam bu zamanda başlayacak seks, normal zamandaki sekse göre çok
daha doyurucu olacaktır, eğer ortam elveriyorsa ve niyeti de varsa, bu fırsatı da
kaçırmayın.

51
Kadının şu anki duyguları, geçmişi ve geleceği belirler

Kadınlar duygularını bize göre çok daha yoğun yaşarlar. Bunun doğal bir sonucu olarak
da, bir kadına karşı geçmişte ne yaptığınızın, o andaki duygularına göre bir etkisi yoktur.
5 yıldır çok iyi bir koca olmuşsunuzdur ama bütün gün kötü bir koca olursanız “sen çok
kötü bir eşsin, bana kötü davranıyorsun” lafını duyabilirsiniz. Böyle bir şey duyarsanız
geçmişi kullanarak savunmaya geçmeyin. “Ama geçen hafta bunu, geçen ay şunu
yaptım. 5 yıldır benden en ufak şikayetin olmadı” gibi bir şey söylemeyin. Siz bir erkek
olarak rasyonel gerekçeler ortaya atıyorsunuz ama kadın beyni bu gibi durumlarda
rasyonaliteye tepki vermez. Çünkü o size kelimelerle “çok kötü bir kocasın” diyor ama
asıl demek istediği “şu an çok kötü bir kocasın ve bunu düzelt”. Kadınların size söylediği
duygu yüklü kelimelerin başına zihninizde “şu an” eklemeyi alışkanlık haline getirin.

“Seni çok seviyorum” aslında “seni şu an çok seviyorum” demektir.

“Senden nefret ediyorum” aslında “senden şu an nefret ediyorum” demektir.

Tartışma esnasında eğer geçmişte olan ve çoktan çözüldüğünü sandığınız bir konuyu
açıyorsa, aslında “şu an beni, o anki gibi üzdün” demek istiyordur. O zamanki olayın
onun için çözülmüş olmamasından değil, şu anki duygularına rasyonel örnekler vermek
için bu olayı çekmecelerden çıkarıp üstünüze fırlatıyor. Erkekler direkt iletişime
yatkındırlar ve “şu an şunu yaptın o nedenle kızgınım” derler, böyle bir ilişkide ve
durumda “sen kötü bir eşsin” demezler. Kadınlar ise üstü kapalı iletişime yatkındırlar ve
duygularını direkt anlatmazlar, anlatamazlar. Birçok erkek kadınların “mantıksız,
anlaşılmaz yaratıklar” olduğunu söyler. Oysa kadınlar, duygusal öncelikli, üstü kapalı
iletişime yatkındır gerçeğini anlarsanız, kadınların davranışları size ne mantıksız gelir ne
de anlaşılmaz.

Kadınlardan anlamak

Bir kadına karşı nasıl davranacağınızı bilmek, doğru davranış ile yanlış davranışı ayırt
etmek bazen zor olabilir. Gerçi sağ duyunuzu kullanmanız genellikle işe yarar. Sonuçta
beraber olduğunuz kadına başka kadınlardan bahsetmemek gerektiğini, onu başka

52
kadınlarla karşılaştırmamak gerektiğini sağ duyunuz size söyler. Yani umarım
söylüyordur. Aynı şekilde eski sevgilinizden veya eski karınızdan söz etmemeniz
gerektiğini, aman ha kadınınızı onlarla karşılaştırmamanız gerektiğini bilirsiniz (eski
sevgilinizden zaten hiç söz etmeyin ve eski karınız illa konu olacaksa eski karım ya da
Mert’in annesi deyin, Nalan demeyin mesela).

Kadın erkek ilişkilerinde tecrübeli ve kadınlardan anlayan bir erkek, kadını ile kavga
etmez. Video kliplerdeki o “tutkulu” kavgaları unutun. Onlar ergen dünyasına ait şeyler.
Eğer kadınlardan anlıyorsanız, bir kadınla kavgaya tutuşarak kazanmanızın mümkün
olmadığını bilirsiniz. Zira kadınlar adil ve rasyonel bir şekilde kavga etmezler. Kavgaları
tamamen duygu temellidir. Eğer kavga edip bir de rasyonel açıklamalar ile kavgaya
girişirseniz, size daha da fazla duygusal saldırı fırlatacaktır. Eğer siz de duygularınıza
kapılırsanız, siz de kadın olursunuz ve bu da sizi itici yapacaktır. Eğer kadınınızla kavga
ediyorsanız, kadınlardan anlamıyorsunuz demektir ve kadınlardan anlamıyorsanız, bir
kadınla dramasız ve uzun bir ilişki yaşama şansınız düşük.

Bir kadınla kavga ederek başarabileceğiniz tek şey, onun size karşı duygusal olarak
daha agresif davranması ve sonunda da saygısızca davranması olacaktır. En iyi
ihtimalle, ağlama kartına sarılacaktır. Kafanızı duvara vursanız daha verimli.

Çeneni kapalı tut

Bu kural özellikle dırdır ve kavga karşısında işinize yarayacaktır. Özellikle de zaten bol
dırdırlı ve kavgalı bir ilişkideyseniz. Birçok erkek evli ya da uzun süreli ilişki içinde aylar
hatta yıllar boyunca iletişim, kavga ve saygısızlık konularında yanlış davranarak yaşıyor
ve böyle bir kitaba bu durumdayken ihtiyaç duyuyor. Halihazırda sevgilinizin veya
karınızın saygısızlığına ya da dırdırına maruz kalıyorsanız, zor bir durum içindesiniz. Bu
tür bir kitabı okuduktan sonra da öyle hemen “evin erkeği / lideri ben olmalıyım / ilişki
benim çerçevemde olmalı” diyorsunuz ama bu öyle hemen olabilecek bir şey değil.
Kadın o aşamaya erkeği küçük küçük testlerle dürtüp her seferinde 5 cm geri adım
attırarak gelmiş ama erkek artık 10 km geride. Bu da iki üç sıçrayışla alınacak bir
mesafe değil. Testlere göğüs gere gere, her seferinde 5 cm değil ama taş çatlasa 10
metre ileri giderek alabileceği bir mesafe.

53
İlgi yönetimini bilmeyen erkek, kavganın kadına yoğun ilgi vermek olduğunu, bu nedenle
de kadınla kavga ederek, bir şekilde o kavgada üstün gelse bile, ödüllendirmemesi
gereken bir durumda kadını ödüllendirip daha fazla kavgayı teşvik ettiğini bilmez.
Erkeklerin bir diğer problemi de kadınların düşünce yapısı açısından kendileri ile eşit
(aynı) olduğunu sanmalarıdır. Erkek sorunun mantıklı nedenlerine inip kadını ikna
etmeye meyillidir ama kadın beyni böyle çalışmaz. Karınız ya da kız arkadaşınız sizi
kavgaya çekmeye çalışıyorsa çenenizi kapayın. Onunla ağız dalaşına girmek ve
birbirinize bağırıp çağırmak sizi bir yere götürmeyecek. Yaptığınız tek şey, her şeyde
kendini kurban ve haklı gören biri ile ağız dalaşı. Bunu yaptığınızda ne olacak
sanıyorsunuz? Ben söyleyeyim, kadının kendini daha fazla kurban ve haklı hissetmesi!
Kavgada verdiğiniz ilgiyle beraber bu, size daha şiddetli kavga olarak geri dönecektir.

Bu durumdaki erkeklere tavsiyem kavgaya girmeyin ve kavga çıkarmayın. Eşiniz bir


dahaki sefere sizinle kavga çıkarmaya çalıştığında, size saygısızlık yaptığında, sizin
yeterince iyi olmadığınızı ima ettiğinde, “böyle davranmasına tolerans
göstermeyeceğinizi” sadece bir kere söyleyin. Ne bir açıklama yapın ne de sorular
sorun. Onu memnun etmeye de çalışmayın. Çenenizi kapatın. Eğer bulunduğunuz
bağlamda tam sessizlik sizi moron gibi gösterecek ise “anladım” ya da “ilginç” gibi şeyler
söyleyin ama ağzınızdan anlamlı bir kelime çıkmasın. Bu da bir çene kapamadır.

Eskiden böyle şeylerle kolayca tahrik edip ilgi sağdığı inek – pardon erkek – çenesini
kapayınca kadın ısrarla “neden konuşmuyorsun?” ya da “bir şey söyle” gibi şeyler
söyler. “Dinliyorum” ya da “diyecek bir şeyim yok” deyip geçin. Kendisi sakinleşene
kadar konuşmayın.

“Kavga edip ağzının payını vermezsem ezilmez miyim” gibi bir yanılgıya kapılmayın.
Size bunu bir erkek yaptığında kavga edersiniz bir çocuk ya da kadınla yaptığında
kavga ederseniz komik duruma düşersiniz. 2 yaşında bir kız çocuğunun öfke nöbetini ya
da kavga kışkırtmalarını bir baba nasıl karşılarsa öyle davranın. O çocuk ile kadının
öfke nöbetinin amacı aynı : ilgi çekmek ve istediğini elde etmek ki buna sizin
duygularınıza hakim olamayıp öfkelenmeniz, üzülmeniz hatta ağlamanız da dahil. Kadın
beyni erkek beyni gibi çalışmaz ve sizin bunu bilmeyip kadının yaptıklarına, onları size

54
yapan bir erkekmiş gibi sinirlenmeniz, kavgayı kazansanız bile sizin kaybetmenize yol
açar.

Çenenizi kapatın, duygusal tepki vermeyin ve o öfke nöbetlerinin, kışkırtmaların


sönüşünü izleyin. Bu hemen olmaz, bazen haftalar ya da aylar sürebilir. Ama genelde
bir iki aya kalmaz bu tür dırdır ve kavga azalmaya başlar.

Sevgilinizle kavgaya girmediğiniz zaman ne yapabilir? Döner tekme ile duvara mı


yapıştıracak? Kim dedi size tekvando şampiyonu ile sevgili olun diye? Seksi mi
kesecek? Bir süre elinize mesai yaptırın. Trip mi atacak, dırdır mı yapacak? Bunun
karşısında sakin kalamayacak kadar duygusal güç yoksunu iseniz zaten bir ilişki ve
evlilik size her zaman kabus olacaktır.

Normal bir kadın sizi kavgaya çekemeyeceğini anlayınca durulur ama eğer sizin bu
sakinliğiniz karşısında aşırı bağırıp çağırmaya başlarsa ya da hır çıkarmaya ve hatta
fiziksel şiddete başvursa, ayrılma zamanınız gelmiş demektir. Bu kadınla evliyseniz
ayrılmak daha zor ama o kadın da eğer bir iki aya medeni bir insan gibi davranmaya
başlamıyor ise korkarım eski karınız olma yoluna girmeli.

Günümüz erkek düşmanı aile yasalarını erkek aleyhine kullanan kadınlar yüzünden bu
tür şiddet gösterilerinin korkusu ile kadına karşı koymacak erkekler olacaktır. Kadın size
duygusal ve şiddet uyguluyorsa, o kadınla uzun süreli ilişkiye devam etmeyin.

Bakın, anlaşamadığınız bir durum olduğunda bunu konuşmayın, söylemeyin


demiyorum. Kavgadan bahsediyorum. Ne yapıyorsanız yapın kavga etmeden yapın ve
eğer karşınızdaki kavga çıkarıyorsa o zaman çenenizi kapayın. Karşınızdakine haddini
bildirmediğiniz sürece altta kalacaksınız diye düşünebilirsiniz ama bir kadına haddini
kavga etmeden, sakince de bildirebilirsiniz. Yani çenenizi kapayın derken orada oturun
ve saatlerce bağırmasını dinleyin demiyorum. Gerekiyorsa, “bu şekilde saldırgan
davranmasına tolerans göstermeyeceğinizi ve sakinleşince sizi aramasını söyleyin” ve
çıkın gidin.

55
Savun – Açıkla – Mazur Göster – Rasyonelleştirme Yanılgısı

Uzun süreli ilişkilerde erkeklerin çoğu ilişkiye daha kuşbakışı ve uzun vadeli bir şekilde
bakarlar. Popüler deyişle erkekler olaya büyük resim açısından bakarlar. Erkekler İlişki
yatırımı, mantıklı önceliklendirmeler, ileriye yönelik planlar yapmak, vs … gibi
düşüncelere meyillidir. Örneğin erkek bakış açısından bugün herhangi bir şekilde
başarısız olursam ya da hata yaparsam bunca yılın ilişki yatırımı benim bu hatamı fazla
fazla telafi edecektir gibi bir çıkarım yapar. Erkek, hatun şu an bana kızgın olabilir ama
geçmişteki mutluluğu düşünüp kısa sürede sakinleşecektir diye düşünür.

Fakat tekrar ediyorum, kadınları düşünce yapısı erkeklere göre daha ayrıntıya ve kısa
vadeye odaklıdır (kadınlar uzun vadeli / büyük resim açılı, erkekler kısa vadeli / ayrıntı
seviyesinde düşünemez demiyorum, ama erkeklerin eğilimi uzun vadeli, kadınların
eğilimi ise kısa vadeli düşünmektir). Kadınlar iletişimin ve deneyimin belli bir zaman
içinde onları nasıl hissettirdiğinize daha fazla odaklanırlar ve iletişim / deneyim her
zaman bir duyguya göbekten bağlıdır. Örneğin evlilikte kadın bir olaydan dolayı kocaya
kızdığında, kadın o anda erkeğe sanki bütün evlilik boyunca öfkeliymiş, erkek tüm
evlilikte öyle davranmış ve davranmaya devam edecekmiş gibi hissedecektir. Kadın
erkeğe bağırabilir, erkeği dırdır seline boğabilir ve götün teki olduğunu iddia edebilir.
Erkek isterse o ana kadar dünyanın en mükemmel kocası olsun, o gün sıçmıştır ve
sanki hergün sıçan bir erkek gibi görünür. Ama aynı koca birgün sonra maskülen
liderliği, pozitif cinsel gerilim yaratma yeteneği ile hatunu çevirdiğinde, sanki dün adamı
neredeyse boşayacak kadın kendisi değilmiş gibi kocası ile birlikte olup onu ne kadar
sevdiğini söyleyebilir. Bu davranış şekli erkeğe tamamen yabancıdır. Kadınlar daha
irrasyonel ve ana odaklıdır. Şu an nasıl hissettikleri onların tüm gerçekliğini
tanımlayabilir. O gerçeklik ise bugün ak yarın kara olabilir.

Kızgınlık anında kadınla tartışmaya girmek, en çok bu nedenle bir erkeğin yapmaması
gereken büyük bir hatadır. O kızgınlık anında kadın erkeğin geçmişte yaptıklarını zerre
umursamaz / umursayamaz. O an gerçeklik kızgınlıkla tanımlıdır. Bu nedenle de bir
erkekle tartışırken ecnebilerin DEER dediği Savun – Açıkla – Mazur Göster –

56
Rasyonelleştirme (SAMR), erkeğin yapabileceği en büyük hatadır! Siz bunu nasıl
yaparsanız yapın, SAMR boyun eğmek demektir.

SAMR davranışından kurtulmak kolay değildir. Erkeklerin kadınlarla başarısız olmasına


neden olan davranışlarının hemen hepsi gibi bu da erkeğin kadına, kendisini iyi
hissetmek için kadının onayına muhtaç olmasından kaynaklanır. 5 yaşından itibaren
feminen öncelikli propaganda işe beyni yıkanan birçok erkek için kadın onayı olmadan
kişisel değer yoktur yani kadın onayı olmadan kendilerini değerli hissetmezler.

Erkek SAMR işine giriştiğinde, SAMR işine girişen bir erkeğin gerçekte olduğu şey
kadının önüne apaçık serilir : zayıf bir erkek. Kadın açısından erkeğin o an zayıflık
göstermesi, erkek her zaman zayıftı olarak algılanır. Oysa erkek değişen rüzgarla
sarsılan zayıf bir ağaç değil, fırtınalar karşısında tutunabilen sağlam bir kaya olmalıdır.

Bir kadın, kaprisleri, istekleri ve sürekli değişen ruh hali ile sizin üzerinizden geçmeyi
istemez. Kadının duyguları kasırga, ruhu ise kundakçıdır. Kendinizi onun fırtınalarına
karşı duran bir kale duvarı gibi düşünün. Güçlü rüzgarlar ve en kötü dürtülerinin yarattığı
fırtınalar karşısında tutunabileceği bir kaya aradığında, orada siz olmalısınız … güçlü,
sağlam, sarsılmaz ve yerinden oynamayan.

Amcığın 16 Buyruğu7

Örneğin kadın sizden maddi gücünüzü aşacak bir şey istiyorsa ve bu konuda arıza
çıkarmaya başladı ise, ona bu maddi külfete girecek durumunuz olmadığını bir kere
anlatın. Eğer her defasında SAMR işine girerseniz, bu artık kadına SAMR olarak değil,
sizin ona “anla beni lütfen” diye yalvarmanız olarak görünecektir.

Drama maalesef, erkeğe ne kadar garip görünse de, kadının bu tür gelgitler şeklinde
yaşadığı ve ihtiyaç duyduğu bir şeydir. Birçok kadın hayatında yoksa bu dramayı saçma
sapan dizilerde arar.

Erkeğin sürekli kendini açıklamaya çalışması, kendi makro düşünüş şekillerini terkedip,
kadının kavga anındaki şiddetli duygusal tepkilerini makro ölçekte bir problem olarak

7
Amcığın 16 Buyruğu - erkekadam.org

57
algılamasından kaynaklanır. Bu borsada oynayan ve uzun vadeli yatırım yapan
yatırımcının, anlık ve keskin bir düşüş ile paniğe kapılıp hisseleri satmaya çalışmasına
benzer. Böyle bir duygusal zayıflık yatırımcıyı kötü yatırımcı, erkeği ise kötü bir erkek
yapar (erkek olmakta kötü).

Kadının duygusal gelgitlerinden etkilenen, bu duygusal gelgitlere kapılan erkek,


duygusal olarak zayıf bir erkektir. Başlangıçta kavganın sebebi ne olursa olsun kadının
kavga olarak erkeğe fırlattığı şey, gel benimle kavga et çağrısı değil, bilinçli ya da
bilinçsiz bir şekilde “sen benim duygusal olarak eğip bükebileceğim bir sünepe misin,
yoksa kaya gibi sağlam bir erkek misin?” testidir. Erkek eğer eğilip bükülen bir sünepe
ise ya da sünepeye dönüşürse, sorun artık mesela maddi nedenlerle alınamayan şey
olmaktan çıkar. Sorun kadının, erkeğin erkek olarak gücüne, sarsılmazlığına olan
inançsızlığına dönüşür. Böyle bir erkek, kadına itici görünür, omurgasız görünür. Fakat
kadın burada durmaz, duramaz. Güçsüz olarak algılamaya başladığı erkeğine, biraz da
bana karşı çık, bana yerimi / haddimi bildir, erkek ol umuduyla daha fazla saldırmaya
başlar.

Ne dediğine değil, ne yaptığına bak

Kadınları ve kadın - erkek ilişkilerini anlamak o kadar zor değil. Bir erkeğin bunu
öğrenmesi için tek yapması gereken şey, kadının ne dediğine değil ne yaptığına
bakmak. Zira kadınlar çatışmadan kaçınmak, sosyal itibarlarını korumak ve karşı tarafın
duygularını incitmek istememek gibi nedenlerle bir şeyi direkt söylemek yerine
davranışları ile söylemeyi tercih ederler. İletişimleri erkekler gibi direkt değil daha
dolaylıdır. Mesela bir kadından bir şey yapmasını istediğinizde, direkt hayır demek
yerine genellikle bir düşüneyim diyecektir.

Ama bir kadın tüm gerçeği davranış ve tutumları ile açık açık gösterecektir. İletişim
kanalları sözel olmayabilir ama eğer davranışlarını okumayı öğrenirseniz, o kanallar
açıktır. Direkt söylemek kadınların fabrika ayarında pek yoktur.

58
Sizin öğrenmeniz gereken şey, karşınızdakinin gerçek motivasyonunu öğrenmek için
onun (dediklerine inanmak yerine) davranışlarını gözlemlemektir. Yapılması gereken tek
şey davranışları ve onların sonuçlarını karşılaştırarak burdan amacı çıkarmaktır.

Eğer karşınızdakinin sadece söylediklerini değil, davranışlarını da ölçü alırsanız,


karşınızdaki insanın aslında size büyük miktarda bilgi aktardığını anlarsınız.

Fakat şunu da göreceksiniz ki çoğu zaman karşınızdakinin davranışları ile işaret ettiği
gerçek, sizin kabul etmek istemediğiniz şeydir.

Kadınlardan ilişki tavsiyesi almak

“Balık tutmayı, balıktan öğrenemezsiniz.”

Hazır kadınlardan anlamak konusuna girdik, kadınlardan anlamayan erkeklerin kadınları


anlamak için sıklıkla yaptığı bir hatadan bahsetmesek olmaz. Bu hata birçok durumda,
ilişkinize büyük zarar verebilecek bir hata çünkü.

Kadınlar kendilerinden kadın erkek ilişkileri konusunda tavsiye istediğinizde, sizi iyi
hissettirecek şeyler söylemeye odaklanacaklardır. Bir kadının size kolay kolay “seninle
ilgilenmiyorum” demeyeceği gibi, bir kadın bunun farkına varsa bile, başka bir kadının
size olan ilgisinin çok düşük olduğunu söylemeyecektir. Bunun yerine sizin egonuzu
kırmayacak, egonuzu okşayacak şeyler söyleyeceklerdir: “belki de şu an başka bir derdi
vardır, ona biraz zaman ver” ya da “belki de sana olan sevgisinden korkuyordur”.

En yakın kadın arkadaşlarınız hatta kız kardeşiniz bile böyledir. Peki neden? Yüzeysel
bir neden olarak, size gerçeği söyleyip sizi kırmaktan korkmanın yanında, sizin gerçeği
duyduktan sonra soracağınız sorularla uğraşmak istememelerini söyleyebiliriz. Şimdi
size kadın seni istemiyor dese ve siz “neden, benim ne eksiğim var?” gibi bir şey
sorsanız, bir sürü drama ile uğraşması gerekecek. Bunun yerine ağzınıza bir parmak
bal çalıp hem sizi iyi hissettirmek hem de sizin dramanızla uğraşmamak çok daha kolay.

59
Belli bir bilinç seviyesinde kadınlar, standart “hatun ilişki tavsiyesi” verdiklerinde boktan
şeyler söylediklerinin farkındalar. Bu tavsiyelerin sürekli bir şekilde davranışları ile
çeliştiğini gördüklerinden, samimi olmadıklarını az – çok biliyorlar.

Ama temel nedeni söyleyeyim: kadınlar, kendilerinde arzu uyandıran şeyleri tam olarak
bilmezler. Erkek ne yapıyor, ne ediyor da çekici oluyor onu da pek bilmezler.
Heteroseksüel bir kadının hayatı boyunca beraber olduğu heteroseksüel kadın sayısı
SIFIR olduğu için, bu konuda hiçbir tecrübesi de yoktur.

Kadınlardan ilişki tavsiyesi almanın en saçma ama sık yapılan bir versiyonu da, bir
kadından kendisi ile ilgili ilişki tavsiyesi istemektir. “Beni sevmen için ne yapmalıyım?”,
“ne yanlış söyle?” gibi sorular mesela. Bu tam bir felaket zira liderliği kadına bırakmanın
yanında, kadınlardan anlamayan ve bir kadının ilgisine değmeyen bir erkek gibi
davranıyorsunuz. Bu soruları soran erkek, onların kafasındaki arzu edilebilir, kendine
güvenen, bağımsız ve maskülen erkeğin zıddıdır. Tercih edilmeyen bir erkektir. Eğer
tercih ediliyor olsa, neden bu soruları sorsun ki? Kendisi bilirdi. Erkek dediğin, kadınlara
sormadan kadınların ne istediğini bilmelidir. Zira arzulanan erkek, kadınları yeterince
gözlemleyebilmiş, kadınlarla sıklıkla başarılı olabilmiş ve kadınların davranışlarına
bakarak kendisi için kararlar alabilmiş bir erkektir, özellikle de kadınların çelişkili
sözlerine rağmen.

Bir kadın bunu birinin size anlatmasına ihtiyaç duymadan sizin kendi kendinize
kavrayabilmenizi bekler. Bunu kendi başına kavramak için gerekli olan inisiyatif ve
deneyim erkeği uğruna başka kadınlarla rekabet edilmeye değerli kılar. Kadınlar,
dominant olması için bunun kendisine söylenmesi gereken erkekleri küçümserler. Bunu
bir erkeğe anlatma gerekliliği, o erkeğin samimi şekilde dominant olabilme kredibilitesini
mahveder. Kadının sikişmek istediği erkek “öyle olduğu” için dominanttır, kadın ona
böyle olmasını söyledikten sonra bir erkeğin dominant olma şansı yoktur.

60
Duygusal Yatırım

61
Duygusal yatırım nedir?

İlişkinin her aşamasında, kadın sizden daha fazla duygusal yatırım içinde olmalıdır.
Baştan Çıkarmanın Demirden Kanunu

Duygusal yatırım, bir kişinin düşünce ve duygularınızı işgal etmesidir. Bir kişiyi sevmek
ya da bir kişiden hoşlanmak ile aynı şey değildir. Bir kişiyi çok sevebilirsiniz ama ona
olan duygusal yatırımınız aynı seviyede yüksek olmayabilir. Fakat günümüzde aşırı
duygusal yatırım yapmak, sevginin bir ölçüsü gibi algılandığı için, sevgi ile duygusal
yatırım arasındaki farkı bilmek ya da anlatmak gerçekten zor.

Duygusal yatırım, bir insanı hayatınızın merkezine ne kadar yakın koyduğunuzu belirler.
Sağlıklı bir ilişkide, kadın erkeğin hayatının merkezi değil yoldaşıdır. Kadın erkeğin
düşünce ve duygularını işgal etmez. Bu, erkek onu düşünmez anlamına gelmez.
Sadece erkeğin düşünce ve duyguları başka şeylerle de, özellikle de hayattaki amacıyla
doludur anlamına gelir.

Birinin yanında olmak güzeldir ve o birinin size ait olduğu fikri bağımlılık yaratır.
Maskülen ve hedeflerinin peşinde koşan bir erkek, bir kadını özel, seviliyor, önemli,
güçlü ve cool hissettirir. Böyle bir erkek aynı zamanda kadın erkek ilişkilerinden de
anlayan, sevgi dolu biriyse eğlenceli ve pozitiftir. Bir erkek adam olarak kendine
güvenen, kendine yeten ve dominant; kadının zayıflıklarını ve kaygılarını dindiren bir
erkektir. Harika bir erkeğin yanında olmak bir kadında bağımlılık yaratır, eğer yeterince
uzun süre yakınsanız, kadın bağlanır. Aynı şekilde feminen bir kadın da erkekte
bağımlılık yaratır ve eğer erkek bu kadınla yeterince uzun süre vakit geçirirse kadına
bağlanır.

Bir kadına bağlanmanızda ve ona duygusal yatırım yapmanızda sorun yoktur. Sorun,
sizin kadından daha fazla duygusal yatırım yapmanızla başlar. Kadınlar bir erkeğin
kendilerine, kendilerinin o erkeğe bağlandığından daha fazla bağlanmasını istemezler.
Tamam bunun aksini iddia ederler ve bunun aksini gösterecek şekilde erkeğin hayatının
merkezine girmeye çalışırlar ama aslında için için durdurulmayı, bir yerden sonrasını
alamamayı isterler. Neden? Zira değerli bir erkeğin, kadına kadının ona olduğundan

62
fazla bağlanmasını engelleyen hedefleri vardır. Kadın için değerli erkek, o amaçları
kadın için bırakmaz ya da zihninde o amaçlardan fazlaca yer açıp zihnini kadınla
doldurmaz. Kadınlar tam tersine değerli bir erkeğin hayat amacına destek olmayı
arzularlar, o erkeğin amacını gerçekleştirmesine yardım eden dişil güç olmak ve o
erkeğin gösterdiği yolu takip etmek isterler. Bağlanmak, feminen enerjinin işidir ve
maskülen erkek de eşine bağlanmış olsa da, maskülenitesi gereği amaçlarıyla
uğraştığından, kadın kadar bağlanamaması gerekir.

Bir kadını her düşündüğünüzde, ona her hediye aldığınızda, ona her iltifat ettiğinizde
ona bağlanırsınız. Ama aşırı bağlanmaya neden olan asıl sebepler şunlardır:

● Kadının ruh ikizi olduğunu düşünmek ve onu kaybederseniz bir daha aynı
mutluluğu yakalayamayacağınıza inanmak
● Onun onayının peşinde koşmak için fazlaca hediye ve iltifat
● Onun her istediğini yapmak
● Genellikle amaçsızlık kaynaklı bir şekilde, gün içinde sürekli onu düşünmek
● Bir kadını, onun sizi aradığından daha fazla aramak
● Bir kadına, onun size söyledğinden daha fazla “seni seviyorum” demek
● Bir kadına, ondan duymadan seni seviyorum demek

Benjamin Franklin Teorisi

Amerik Birleşik Devletleri’nin kurucularından, kadın avcılığı ile ünlü Benjamin Franklin’in
ünlü ve mantığa aykırı görünen keşfidir :

Eğer A kişisi B kişisi için bir şey yaparsa, A kişisi B kişisinden daha fazla hoşlanacaktır.

Çoğu insan bunun tersini varsayar – eğer insanlar sizden hoşlansın istiyorsanız, onlar
için bir şeyler yapmalısınızdır. Yani B kişisi, A kişisinden daha fazla hoşlanmalıdır, değil
mi? Hayır, öyle değil!

A kişisi B kişisinden daha fazla hoşlanır zira A kişisi duygusal yatırım yapmıştır. Belki de
A kişisi B kişisinin karşılık olarak iyi bir şey yapmasını beklemektedir. Belki A kişisi,
primat hiyerarşisinde B kişisinden aşağıda olduğunu düşünmektedir. Belki A kişisi kendi

63
egosunu korumaktadır – B kişisi özel biri olmalıdır, onun için bir şey yapmış olsam bile!
Ya da B kişisi için bir şey yapmak gibi basit bir eylem nedeniyle, B kişisi A kişisinin
düşünce ve duygularında yer kaplamaya başlamıştır.

Psikolojik mekanizma ne olursa olsun, bir kadın sizden gerçekten hoşlandığında, sizin
için bir şeyler yapmak isteyecektir. Bunu bazen agresif bir şekilde yapacaktır ve siz
başka şeyler fantazilerken o size duygusal yatırım yapmak isteyecektir. Bir kadın sizden
gerçekten hoşlandığında, muhtaç, yalvarır ve onay bekler hareketlere ihtiyaç olmadığını
anlayacaksınız.

Franklin Teorisinin doğal sonucu şu : kadına yalvarmak, kadının onayına ihtiyaç


göstermek, kadına hediyeler / bir şeyler almak, bir kadının size karşı soğuk
davrandığında onun peşinde koşmak, bir kadının size boktan davranışlarda
bulunmasına izin vermek, vs.; sizin o kadına duygusal yatırım yapmanıza ve kendinizi
onun “aşağısında” hissetmenize neden olacaktır.

Kendilerini terk eden sevgililerinin peşinde koşarak onu elde etmek için uğraşan
adamlardan bazen şunu duyarım: “hatun artık umrumda değil, tek derdim seks, seks
iyiydi”. Bu kötü bir fikir, zira siz bilinç üstünde “umrumda değil” derken kadının peşinden
koşarak bilinç altında size artık duygusal yatırım yapmayan bir kadına duygusal yatırım
yapmış olacaksınız. Bir kadının size kötü davranmasına izin vererek bilinçsizce
beyninizi beta erkek olmaya programlarsınız. Umrunuzda değildi belki ama böyle
davranarak umrunuzda olmaya başladı.

Nasıl hissettiğinizi kontrol edemeyebilirsiniz ama ne yapacağınızı kontrol edebilirsiniz.


Ve sizin davranışlarınız nereye giderse, duygularınız da peşlerinden gidecektir. Eğer
kaybeden insanların yaptığı şeyleri yaparsanız, eninde sonunda kaybeden biri gibi
hissetmeye başlayacaksınız. Kendinize sürekli “umrumda değil” deseniz bile.

Davranışlarınızın gücünü küçümsemeyin. Bir kadından ayrılmak isteyen ama onu


üzmek istemediği için kaybeden / zayıf bir erkek gibi davranmaya başlayan erkeklerle
konuşuyorum. Bu adamlar, kaybeden numarası yapayım da beni terk etsin, böylece onu

64
üzmem diye düşünüyorlar ama sonra beni “terk etti, onsuz yapamam” diye arıyorlar.
Kaybeden gibi davranarak yanlışlıkla kaybeden biri gibi hissetmeye başlıyorlar!

Beyniniz sürekli bağlantılar yaparak çalışır. Siz düşüncelerinizi ve duygularınızı nereye


odaklarsanız, beyniniz o şeyi kafanızdaki diğer şeylere bağlamaya başlar ve o şey sizin
beyin ağınızda gömülü ve çözmesi zor bir bağlantı haline gelir. Örneğin cidden çekici bir
kadınla çıkmaya başladığınızda, beyniniz bu kadını cinsel zevk, ego, eğlenceli zamanlar
veya bunun gibi şeylerle ilişkilendirecektir. Bu nedenle bu kadın sizi terk ettiğinde,
sürekli onu düşüneceksiniz.

“Umrunda olmamanın” gerçek tanımı, kafanızda sadece pozitif düşünce ve duygulara


yer vermeniz ve negatif kişi, yer, aktivite, düşünce gibi şeyleri kafanızdan atmanızdır.
“Umrunda olmamak” soğuk olmak, ilgisiz olmak, götün teki olmak ya da aptal olmak
demek değildir. Duygu ve düşüncelerinizi, sadece orada olmayı hakeden pozitif şeylerle
doldurmak demektir.

Kadından daha fazla duygusal yatırım yapmak neden iticidir?

Bir kadın, sizin duygu ve düşüncelerinizi olması gerektiğinden (genellikle kendi duygusal
yatırımından) daha fazla işgal ettiğini hissederse, siz bu kadına itici görünmeye
başlarsınız. Zira insanlar kendi hayatlarına göre daha ilginç, heyecanlı, üst seviyede ve
iyi hayatları çekici bulurlar. Bizden daha iyi bir hayat yaşayan kişinin bizden daha çok
kendi hayatları ile meşgul olacaklarını düşünürüz.

İkincisi, duygularımızın birçoğu bencil, mantık dışı, gerçeklik dışı, kontrol edilemez ve
sıklıkla da düpedüz kötüdürler. Duygular temelde muhtaçlıklar; sürekli bir şeyler isteyip
dururlar, bu “istek” birine yardım etmek bile olsa. Beraber istediğiniz kadına duygusal
yatırım yapmanızın sebebi azizliğiniz değil. O kadından bir şey istiyorsunuz. Hep sizinle
olmasını istiyorsunuz (en azından siz istediğiniz sürece), sizinle yatsın, size duygusal ve
cinsel tatmin versin istiyorsunuz. Yalnız biri olmadığınızı göstermeniz için yanınızda
olsun, sosyal statünüzü yükseltsin istiyorsunuz. O çekip gitmesin, başka bir erkekle
mutlu olmasın istiyorsunuz, sizinle mutsuz olmasını istiyorsunuz. Kararında duygusal
yatırım yaptığınızda pek sorun olmuyor zira istekleriniz ihtiyaç seviyesini aşmıyor.

65
Karşılıklı olarak birbirinizin ihtiyaçlarını karşılıyor ve birbirinize dengeli bir şekilde ihtiyaç
duyuyorsunuz. Ama eğer fazlaca duygusal yatırım yaparsanız, istekleriniz artık
muhtaçlık seviyesine çıkıyor. Muhtaç insan da maalesef zayıf insandır ve zayıf insanlar
da iticidir. Bir kadın, ona muhtaç olacak kadar duygusal yatırım yaptığınızda, içine
düştüğünüz zayıf durum için size üzülebilir ya da acıyabilir. Ama size cinsel ve duygusal
çekim duyamaz. Kadınlar zayıf erkeklere cinsel ve duygusal çekim duyamazlar.

Aşırı duygusal yatırım genellikle terk edilme ile sonuçlanıyor. Terk edildiğinizde de, aşırı
duygusal yatırımından kurtulmak yerine, kıymetlisini yeniden kazanmak ve ona
yaptıklarının acısını çektirmek istiyorsunuz. Onu takip ediyorsunuz, garip garip
davranıyorsunuz, depresyona giriyorsunuz, hayatınız darmadağın oluyor, vs. Aşk
şarkıları bu duyguları yüceleştiriyor ama bunlar sağlıklı şeyler değiller. Bunlar zayıflık
göstergeleri. Kadınların da bu tür duygusallaşmaları yok değil (bunları çoğunlukla
erkeklerden daha derin yaşıyorlar) ve bunun korkutucu bir çukurun dibi olduğunun
farkındalar. Bu nedenle de erkekte gördüler mi arkalarına bakmadan kaçıyorlar.
Kadınlar duygusal olarak kaya gibi sağlamlık istiyorlar. Havuzun kenarından kendilerini
dışarı çekecek bir cankurtaran istiyorlar, beraber boğulacakları birini değil.

Duygusal yatırım konusunda tüm ilişki boyunca dikkat etmelisiniz ama özellikle ilişkinin
başında fazla duygusal yatırım yapmamaya daha çok önem vermelisiniz. Zira kadınların
duygusal yatırım yapması, erkeklerin duygusal yatırım yapmasından daha uzun zaman
alıyor. Erkekler en kısa zamanda dölleyebilecekleri doğurgan kadın arayacak şekilde
evrimleşmiştir (büyük kalçalar, büyük memeler, sağlıklı bir yüz). Kadınlar ise kendilerini
ve çocuklarını koruyabilecek olan kabilenin güçlü erkeklerinden birinin peşindeler. Bu
nedenle de daha uzun vadeli özelliklere bakarlar (kendine güven, dominantlık, duygusal
güç, zeka, vs …). Bir kadının bir erkeğin bu özelliklere sahip olup olmadığını anlaması
zaman alır. Bunun yanında erkek güzel bir kadına hemen yatırım yapabilir. Her kadın –
erkek ilişkisinde erkeğin duygusal yatırım yaptığı ama kadının hala mantıki hareket ettiği
bir dönem vardır. Birçok erkek bu dönemde işleri mahveder – garip, fazla iyi, fazlaca
kıza odaklanmış bir şekilde davranmaya başlarlar ki o sırada henüz yeterince yatırım
yapmamış kadına bu erkek kaybeden ya da daha kötüsü izlenimi verirler. Tabii ki

66
duygular hayatın bir parçası ve doğru yönlendirildiklerind güzel olabilirler. Ama bir kadın
size aynı duyguları geliştirene kadar kadına duygularınızı fazlaca göstermemeniz lazım.

Bu hayatın birçok insan için kabul etmesi zor bir gerçeği ama insanlar ilişkilere güç
terimleri ile bakarlar (bu konuya bir sonraki bölümde ayrıntılı olarak bakacağız). Belli bir
sosyal durumda, bilinçaltında herkesi zayıftan güçlüye bir hiyerarşiye yerleştiririz.
Kadınlar güç dinamikleri hakkında daha bilinçlidir zira genel olarak erkeklerden daha
güçsüzlerdir. Ne yazık ki duygusal insanları bilinçaltımızda güç hiyerarşisinde aşağıda
görürüz. Kadınlar kendilerine fazlaca duygusal yatırım yapmış erkekleri itici bulurlar zira
kadınlar SAĞLAMLIĞI çekici bulurlar. Sağlam olmanın anlamı “hedeflerini büyük bir
güvenle kovalamak ve kimsenin ya da hiçbir şeyin engel olmasına izin vermemektir”.

Kadınlar sağlamlığı çekici bulurlar zira bu erkekler doğal koruyuculardır ve koruyucunun


bağlılığı ancak misyonunu çöpe atmadığı sürece anlamlıdır. Eğer koruyucu duygusal,
ikiyüzlü, dağılmış ve itaatkar hale gelirse, artık koruyucu olarak güvenilemez. Biz
duygusal insanları bilinçaltında zayıf görürüz zira bu insanlar kolayca kontrol edilebilirler.
Bir erkek bir kız hakkında duygusallaşırsa, muhtemelen o ne derse aynı fikirde olacaktır,
onun kötü davranışlarına tolerans gösterecektir, vs …

Bir koruyucu saniyeliğine de olsa gardını indirdiğinde, kadın strese girecek ve koruya
kapılacaktır. Ama sınırları olan ve güvenli bir erkek korkmaz ve misyonundan
döndürülemez. Sarsılmaz ve hiçbir şeyden etkilenmez bir duvar olmanız lazım.

Aşırı duygusal yatırımdan kaçınmayı nasıl başarırsınız?

Bu bölümün başında da dediğimiz gibi ilişki süresince kadından daha az duygusal


yatırım yapıyor olmalısınız. Ama bunun hiç duygusal yatırım yapmamalısınız ya da çok
az duygusal yatırım yapmalısınız anlamına gelmediğini söylememe gerek yok sanırım.
Sevdiğiniz, uzun süreli ilişki içinde olduğunuz kadına ister istemez duygusal yatırım
yapacaksınız ama bunun aşırıya kaçmaması lazım.

Fazlaca duygusal yatırım yapmamak için de temel olarak şunları yapmalısınız:

1) Aşırı duygusal yatırım yapmanızın ilişki için zararlı olduğunun farkına varın.

67
2) Düşünce ve duygularınızı meşgul eden amaçlarınız, dolu ve görece eğlenceli bir
yaşamınız olsun.

3) Kadınlar konusunda “bolluk zihniyeti”ne sahip olun.

4) Sınırlarınız olsun ve sarsılmaz olun.

5) Kadınınız için bir şey yaparken sıklıkla “bunu kendi istediğim için mi yapıyorum,
yoksa onun onayını almak için mi?” diye sorun.

Aşırı duygusal yatırım yapmanızın ilişki için zararlı olduğunun farkına varın.

Bu, muhtemelen en önemli adım. Bence birçok erkeğin kadınlara aşırı duygusal yatırım
yapmasının sebebi, toplumun ve pop kültürün bilinçaltında erkeklere bunu öğretmesi.
Popüler kültür bir erkeğin bir kadını elde etmek için, kadından sevgi dilenmesi ve kısa
sürede duygusal yatırım yapması gerektiğini söylüyor. Filmlerde, kendine güvenen,
kendi hayatını yaşayan ve başarılı erkekler (ki genellikle kötü insanlar olarak
gösterilirler) hiçbir zaman kızı elde etmezler. Kızı sonunda kazanan, kız uzaktan aşık
olan ve filmin geri kalanında kızı elde etmeye çalışan ve bu yolda bir sürü reddedilmeye
ve aşağılanmaya göğüs geren beta kaybedendir. Bu filmler aynı zamanda kadınların
sürekli iltifata, hediyeye, seni seviyorumlara, ufak sürprizlere, sarılmaya ve aşk –
böcüğü saçmalıklarına ihtiyacı olan narin çiçekler olduğunu anlatır. Gerçek hayatta ise
işler böyle yürümez.

Evet, kadınların güçlü bir “kabul edilme” ihtiyaçları var (tüm beta erkekler gibi) ve bu
nedenle erkeklerinin yeterince duygusal yatırım yapmaması ve reddedilme konusunda
(gerçek) erkeklerden daha duyarlılar. İlişkinin başlarında sorun olmasa da eğer siz
devamında kadına çok az duygusal yatırım yaparsanız, kadın büyük olasılıkla tüm
duygusal yatırımını geri alacaktır. Fakat kadınların bu güçlü ve sürekli kabul edilme ve
onay ihtiyacı nedeniyle, erkekler yanlış bir şekilde önce kendilerinin ve kadından fazla
duygusal yatırım yapmaları gerektiğini düşünürler. Fakat tek yapmanız gereken ona
yeterince duygusal yatırım yapmak ve dışlanmış hissettirmemektir.

68
Burada sanki ince bir çizgi üstünde yürümeniz gerekiyormuş gibi görünebilir. Ama aslına
bakarsanız, her şeyi kadından bir iki tık aşağıda yaparsanız, dengeyi bulursunuz.
Mesela altın orana uyun:

Kadınınıza size verdiğinin üçte ikisini verin. Her üç arama ya da mesaj için iki arama ya
da mesaj yapın. 3 aşk ilanına, 2 aşk ilanı ile karşılık verin. 3 hediye, 2 gece dışarda
yemek. Ona 2 sevgi gösterisinde bulunun ve o karşılığında 3 tane sevgi gösterisinde
bulunanan kadar durun. Konuştuğunda, daha az kelime ile karşılık verin. Altın oran
fikrinin arkasında 2 fikir var – kadının sizin peşinizde koşmasını sağlayarak sizin
değerinizi arttırır ve sizin onun kişisel dramalarına karşı kendinizi geri çekebileceğinizi
gösterir. Her yaptığına eşit karşılık vermemeniz, sizin yüksek değerinizi onun gözünde
güçlendirir. Belinin derinliklerinde gerçekten istediği de budur.

Amcığın 16 Buyruğu8

Tabii bu söylemesi kolay ama yapması zor bir şey. Toplum ve duygularınız sizi
kadınların çevresinde pervane olmanız, onlar için sürekli olarak bir şeyler yapmanız,
saçmalıklarına katlanmanız, hediyeler almanız, seni seviyorumlar demeniz vs … gibi
şeylere itiyor. Duygularınızla ve sosyal eğitim ile savaşmalısınız ve yolunuzdan
şaşmazsanız kadınınızın size daha fazla aşık olacağına inanmalısınız. Bu, kadınlara
“hayır” diyebilmeyi (hayır demek reddetmek demek değildir) ve gerekirse kadını bırakıp
gidebilmeyi gerektirir. Çok gerekirse tamamen terk etmeyi gerektirir.

Düşünce ve duygularınızı meşgul eden amaçlarınız, dolu ve görece eğlenceli bir


yaşamınız olsun.

İnsanlar güzel duyguların peşinden koşmaya programlanmıştır. Eğer hayatımızın iş,


okul, hobiler gibi ana yönleri bizi mutlu etmiyor ise, güzel duyguları başka şeylerde
ararız : porno, boktan TV programları, sosyal medya beğenileri, kadınlar, yemek, alkol,
vs … Bunların her biri kendi başına o kadar kötü olmayabilirler (porno hariç9) ama eğer
hayatınız sizi mutlu etmiyorsa, bazı şeylere aşırı duygusal yatırım yapar ve depresyona
girersiniz. Eğer hayatınız sizi mutlu etmiyorsa, hayatta peşinden koştuğunuz
8
Amcığın 16 Buyruğu - erkekadam.org
9
Porno, maskülenitenizi öldüren bir zehir - erkekadam.org

69
amaçlarınız yoksa, bilinçaltında ve bilmeden kadınlara ya da kadınınıza aşırı yatırım
yapmaya başlarsınız.

Bir erkek olarak hayatta, özellikle iş hayatında, sosyal hayatta ve manevi hayatta, bir
amaca sahip olmalısınız. Bunu yaptığınızda, kadınınıza isteseniz de fazla duygusal
yatırım yapamazsınız.

Bununla beraber bir ilişkiye girdiğinizde çoğu erkek gibi, arkadaşlarınızla görüşmeyi,
spor yapmayı, akrabalarınızı, hobilerinizle uğraşmayı bırakmayın. İlişki içindeyken
bunlara toptan ayırdığınız zaman azalacaktır ama bunları çok azaltmayın. Kadın size
bunları azaltmanız konusunda baskı yapacak ve sizin zamanınızın daha çoğunu talep
edecektir. Ama unutmayın, sağlıklı bir kadın, bunu test için yapar yani siz kendisine
boyun eğecek bir sünepe misiniz yoksa omurgası olan bir erkek misiniz diye görmek için
yapar. Yani eğer sağlıklı bir ilişki yürütebileceğiniz sağlıklı bir kadınla beraberseniz,
sosyal hayatınızın dolu olması, kadının yüzeyde istediğinin tam tersi olsa da ilişkinize
pozitif etki eder. Eğer kadın ruhsal olarak sağlıksızsa, bu ilişkinize negatif etki eder ki
böyle bir kadınla ilişkinizin bitmesi daha iyidir.

Eğlenmekten, iyi vakit geçirmekten de vazgeçmeyin. Arkadaşlarınızla dışarı


çıktığınızda, başka kadınlara yürümediğiniz sürece sonuna kadar iyi vakit geçirin.
Ailenizle buluştuğunuzda, hobilerinizle uğraştığınızda ya da spor salonunda iyi vakit
geçirmeye bakın. “Girls just wanna have fun” (kızlar sadece eğlenmek istiyor) şarkısını
biliyor musunuz? Gerçekte herkes eğlenmek istiyor ama erkekler kızları etkileyeceğim
stresi ile bunu yapamıyor. Ne zaman gergin, korkmuş ya da kadına fazlaca duygusal
yatırım yapıyor hissederseniz, kendinize sadece şunu söyleyin : “Ben buraya
eğlenmeye, iyi vakit geçirmeye ve kendime bir şey katmaya geldim. Buna katkın olursa
süper. Eğer olmazsa sen bilirsin ama eğer köstek olacaksan gidebilirsin.” Eğlence ve
pozitif olmak her zaman kazanır.

Kadınlar konusunda “bolluk zihniyeti”ne sahip olun.

Hayatınız ne kadar güzel olursa olsun, kadınlara duygusal yatırım yapmamak zordur.
Bir ilişki içinde değilseniz, bolluk zihniyetinde duygu ve düşünceleriniz başka kadınlarla

70
dolu olur, bu nedenle de belirli bir kadına ihtiyacınız yoktur. Ama ilişki içerisindeyseniz,
zamanınızı ve kafanızı başka kadınlarla dolduramazsınız ya da doldurmamalısınız.
Hayatınızda tek bir kadın varken bolluk zihniyetine sahip olmanızın en iyi yolu,
hayatınızda bir kadın yokken birden fazla kadınla görüşerek, alternatiflerinizi
değerlendirerek, bekar kaldığınızda yeniden yapabileceğinizi görmenizdir. Bir diğer
yararlı şey de, bolluk içindeymiş gibi davranmaktır. Bunun en iyi yolu, daha önce birkaç
kere belirttiğimiz gibi, zihninizi her zaman gerekirse bırakıp gidebileceğinize
programlayın. Daha önce hiç bolluk içinde olmadıysanız, eğer bekar kalırsanız bunu
başaracağınızı, bunun için gerekli bilgilerin size sunulduğunu düşünün.

İlişki içerisinde bolluk zihniyetinde davranmanın bir başka yolu da, bir önceki bölümde
belirttiğimiz şekilde anne babanızla, arkadaşlarınızla geçirdiğiniz zamanı çok
kısmamanız. Hobilerinizden ve spordan da geri kalmayın. İyi giyinin, her zaman iyi
kokun. Sosyal ve çekici olmaya devam edin. Siz başka kadınlara bakmayın ama bırakın
onlar size baksınlar. Bu şekilde bekar olsanız boşta kalmayacağını hissedin. Ayrıca
başka kadınların size baktığına kadınınız da dikkat edecektir ve bu da onun sizi daha
değerli görmesine ve size daha fazla yatırım yapmasına neden olacaktır.

Sınırlarınız olsun ve sarsılmaz olun.

Kadınlar sizin, misyonunu neşe ve kendine güvenle takip eden, yıkılmaz bir duvar
olmanızı isterler. Kadınlar her ne kadar sizi o misyonun yolundan çıkarmaya çalışsalar
da bunu yenildiğinizi görmek için değil, sizin gerçekten sağlam bir duvar mı, iskambil
kağıdından yapılmış, üfürükten bir duvar mı olduğunuzu test etmek için yaparlar.
Mağazada bir masaya gerçekten sağlam tahta mı değil mi anlamak için vurmanız gibi,
bir kadın sizin gerçekten yolundan çıkmayacak, kendine güvenen biri olup olmadığınızı
anlamak için sizi test ederler. Siz ne kadar kendine güvenli ve sarsılmaz iseniz, test de o
kadar güçlü olacaktır.

İyi bir hayat vizyonuna, sınırlara ve hayatınızın, düşünce ve duygularınızın ilginç ve


değerli olduğuna dair kendine güvene sahip olarak, kadına meydan okuyup onu tahrik
edebilirsiniz. Kadınlar kendilerini olgunlaştıracak, kendi sahip oldukları hayattan daha
iyisine geçmelerini sağlayacak erkekleri isterler. Her dediklerini onaylayan bir sünepe

71
ya da dar kafalı konformist istemezler. Kadınlar sınırlarını yeterince ihlal ettiklerinde,
ihmalkar davrandıklarında veya yeterince sevgi ve ilgi göstermediklerinde
kaybedebilecekleri erkekler isterler. Bunu taş kalpli psikopatlar oldukları için değil değil,
bırakıp gitmeyecek bir erkeğin herhangi bir potansiyeli olmamasından dolayı isterler.

Kadınlar, aldatılmak istemezler ama istese kendilerini aldatabilecek kadar talep edilen
bir erkek isterler.
Rollo Tomassi

Çoğunuz için tabii ki bu çok zor. Çoğunuzun sıkıcı bir hayatı var ve güzel bir kadın bir
anda hayatınızın en ilginç ve önemli şeyi haline geliyor. Ya da sekse o kadar aç ve
muhtaçsınız ki, bir kadının sıkıcı, kaba, sıradan, vs … olması umrunuzda değil.

Kadınlar sizin hayatınıza katılmak isterler, sizi kendi hayatlarında yönlendirmeyi değil.
Bu nedenle ilkin kendi eğlenmenize bakmalısınız. Bunun kaba ve bencilce olduğunu
düşünebilirsiniz ama değil. Çünkü kadınlar varacağınız yerden çok sizin yolda öncülük
etmenize vurulurlar.

Kadının duygusal yatırım yapmasını sağlamak

Bir kadının size duygusal yatırım yapması için, bazı şeylerin olması gerekir :

1) Kadın sizden hoşlanmalıdır – mesela sizi çekici, ilgi çekici, tatlı, arkadaş canlısı, vs …
bulmalıdır.

2) Sizinle duygusal bir bağlantı hissetmelidir.

3) Sizin tarafınızdan kabul görmüş hissetmelidir. Eğer onu reddediyor, görmezden


geliyor ya da düşmanca davranıyorsanız, size duygusal yatırım yapmayacaktır.

4) Sizin kendine güvenli ve sağlam biri olduğunuzu görmelidir.

5) Sizinle vakit geçirmelidir.

72
Kadın sizden hoşlanmalıdır.

Bunu açıklamaya pek gerek yok. Kadınlar genellikle kendileri ile aynı değerlere,
hedeflere, vs … sahip olmayan erkeklere duygusal yatırım yapmayacaktır. Bazı kızlar
boydan boya dövme ile kaplı bir rapçi isteyecektir, bazı kızlar ise Star Wars izleyen
erkekler. Eğer çok çeşitli ilgi alanları olan bir erkekseniz birçok kızın ilgisini
çekeceksinizdir ama bazı kızlar kesinlikle sizinle uyuşmayacaktır.

Sizin iyi bir ilişki ve duygusal yatırım için dikkat etmeniz gereken ilk şeylerden biri, ilgi
seviyesi başlangıçta yüksek olan bir kadınla beraber olmak, başlangıçta ilgi seviyesi
yüksek olsa da hemen düşen bir kadını da, başından hiç ilgisi olmayan bir kadın gibi,
yol yakınken bırakmaktır. İlgi seviyesi 5’in altında olan bir kadın zaten sizinle beraber
olmayacaktır. Ama uzun süreli ilişki için, ilgi seviyesi 7 ve üstünde bir kadın istersiniz.
Eğer 5-6 seviyesinde bir kadınla buluşuyorsanız ve bu seviye kısa sürede
yükselmiyorsa; ya da kadın kısa sürede 7 ve üstünden, 5-6 seviyesine geldiyse, bu
kadınla fazla zaman kaybetmeyin. Yoksa sonradan bu kadını ilişkide tutmak için
gereğinden fazla zaman harcamanız gerekir ve çoğunlukla da ne kadar çabalarsanız
çabalayın ilişki büyük ihtimalle terk edilmenizle sona erer.

Sizinle duygusal bir bağlantı hissetmelidir.

Bir kadınla duygusal bağlantı kurmanın anahtarı, birlikte duygusal olarak heyecanlı
şeyler yaşamaktır. En nihayetinde olması gereken şey, tutkulu sekstir tabii ki. Ama
bundan önce iyi bir yemek, derin bir konuşma, hatta bira eşliğinde bir masa tenisi bile
aranızda duygusal bir bağ oluşmasına yardımcı olur. Bu nedenle, ilişkiniz ne kadar eski
olursa olsun, kadınınızla dışarı çıkmaya ve iyi vakit geçirmeye devam etmelisiniz.

Duygusal bağlantı kurmanın bir başka yolu da kadının sizin kendine güveninize dolaylı
olarak maruz kalmasıdır. Kadının onun duygusal olarak kaya gibi sağlam erkeği
olmanızı ister ve bu nedenle de kendi zayıflıklarını ve korkularını size yansıtır. Bunu
yaptıktan sonra da sizin bu zayıflık ve korkuları yenmenizi izler. Kadın sizin her zaman
yönetmenizi ve geceyi eğlenceli hale getirmenizi ister.

73
Kadınların duygusal enerjisi vardır ve bu enerji her zaman birine ya da bir şeye
yönelmek ister. Siz bu enerjinin size yönelmesini istersiniz. Bunun en kısa yolu, onunla
vakit geçirmektir. Muhtaç görünmediğiniz ve kızı kötü hissettirmediğiniz sürece beraber
zaman geçirmek, duygusal bağı kuracaktır.

Sizin tarafınızdan kabul görmüş hissetmelidir.

Yine belirtelim, reddedilmiş, ihmal edilmiş bir kadından daha kızgın biri yoktur. Bu
nedenle kadın size açılan kapının açık olduğunu hissetmelidir. Kadın size yatırım
yaptıkça, siz de onun duygularını tırmandırmalısınız. Götün teki olarak, kadının
duygularına duyarsız kalarak bunu mahvedebilirsiniz.

Sizin kendine güvenli ve sağlam biri olduğunuzu görmelidir.

Kendine güven kelimesi (confidence), latince con (ile) ve fidens (inanç) kelimelerinden
gelir. Kendine güvenen bir erkek, ne yaparsa yapsın başaracağına ve kimsenin
kendisini durduramayacağına inancı olan biridir. Bir kadın, erkeğin misyonunu kendine
güven ile gerçekleştirmek için çalıştığını izleyerek tahrik olur. Kadınlar neden kulüplerde
DJlere, promosyonculara ve uyuşturucu satıcılarına ilgi duyar? Bu adamlar toplumun
“kaymak” tabakası falan değiller. Ama bu adamlar kulüplerde gerçekten iş yapan
erkeklerdir. Diğer tüm erkekler ise orada oturup kızlara salya akıtarak bakarak
çekiciliklerini düşürürler.

Sonuç

Duygusal yatırım konusunda tavsiye edeceğim strateji, en azından ilişkinin başında


rasyonel ve neredeyse işadamı soğukkanlılığında bir ruh hali takınmaktır. Daha önce
belirttiğim gibi kadınlar başlangıçta çok duygusal yatırım yapmazlar ve oldukça
“rasyonel”dirler. Erkekler de neredeyse kadın gibi hareket etmelidir; bir ilişki ihtimalini
değerlendirmektedir (ya da sadece seks), ama yüksek standartları vardır ve önce kadını
baştan aşağı değerlendirip, duygusal yatırım yapmaya değecek biri olup olmadığını
anlamalıdır. Davranışlarınız duygularınız tarafından değil, sanki eldeki tüm bilgilere göre
karar veren bir baştan çıkarma bilgisayarı tarafından yönlendirilmelidir.

74
Bunun bir yolu “ilgisiz ilgi”dir. Sözleriniz ilgi ve heves belirtirken “duygularını” şöyle
söylemelidir : “dur bakalım hemen heveslenme, seninle sadece konuşuyorum, sana
daha duygusal yatırım yapmadım ve gerekirse her an çekip gidebilirim”. Bunun en iyi
yolu, duygu ve düşüncelerinizi başka bir şeye odaklamaktır, kızdan başka bir şeye.

Fakat tamamen rasyonel olmamalısınız. Kadınla alakalı olmayan duygularınızı


göstermelisiniz : tutkularınızı, ilgi alanlarınızı, arkadaşlarınızı, vs … Ve eğer hakederse,
ona karşı da duygu gösterebilirsiniz : örneğin komik bir şey söylerse gülüp, üzücü bir
şey söylerse empati gösterebilirsiniz. Sadece onunla dediği ve yaptığı şeylerden
bağımsız olarak sadece kızın varlığı ile ilgili duygusal hissetmeyin.

Ve tabii ki, olayı cinsel olarak tırmandırın. Paradoksal olarak hem cinsel olarak olayı
tırmandırıp hem de duygusal yatırım yapmıyor görünebilirsiniz. Aslında, birçok kadın
(özellikle de ruhsal olarak problemli olanları) sadece duygulardan arınmış seks
peşindeler. Ona dokunmalı, konuşmayı cinselliğe getirmeli, gözlerine bakmak ya da
kulağına fısıldamak gibi baştan çıkarıcı şeyler yapmalı ve konuşmayı ve buluşmayı
kendine güvenle yönlendirmelisiniz. Kadını oradan oraya götürmek, cinsellik eşiğini
aşırmak, vs … sizin işiniz. Ve kadın duygusal yatırım yapmaya başladığında, ona sizin
de duygusal yatırım yapabilme ihtimaliniz olduğunu hissettirin (ama onun kadar değil).
Bazen siz çok cool takılmaya çalışırken kız kendisinden platonik olarak hoşlandığınız
yanılgısına düşerek ilgisini kaybedebilir.

Daha geniş bir bakış açısı

Duygusal yatırım bölümünde bahsedilen prensipler hayatınızın her alanına


uygulanabilirler. En basiti, sizi umursamayan ya da sizin yatırımınıza karşılık yeterli
dönüşü olmayan insanlara, yerlere, kurumlara ve aktivitelere duygusal yatırım
yapmamalısınız. İnsanların yaptıkları en büyük hataların bazıları işlerine, arkadaşlarına,
hobilerine, vs … fazlaca duygusal yatırım yapıp, karşılığında neredeyse hiçbir şey
almamalarıdır.

Buna ek olarak, yaptığınız şeyler sizin duygusal yatırımınız haline gelecektir. Her
haftasonunuzu pornodan, şikayet etmekten, kötü kararlar vermekten başka bir halt

75
yemeyen boktan insanlarla geçiriyorsanız, tahmin edin ne olacak? Siz de boktan bir
insan olacaksınız.

İnsan ne yapıyorsa odur.

76
İlişki içindeki erkek adam özellikleri

77
Egemen (dominant) olmak

Günümüzün yoğun olarak pompalanan “eşitlikçi”, “açık iletişimli” ilişki propagandası


yüzünden, bir erkeğin ilişkinin egemeni olması fikri o erkeğin direkt geri kafalı, toksik
maskülen, vs. diye yaftalanmasına neden olabilir. Bu nedenle de çoğu erkek, sırf bu
şekilde etiketlenmemek için ilişkide egemen taraf olması gerektiğini hissetse bile buna
cesaret edemiyor. Günümüzde aynı propagandaya maruz kalan birçok kadının erkek
egemenliğine direnç gösterebilmesi de işleri kolaylaştırmıyor tabii ki.

Şimdi önce egemen kelimesinin sözlük anlamları şunlar :

1. (sıfat) hiçbir kısıtlama, denetleme altında olmaksızın, bağımsız olarak yönetimini


sürdüren, yönetimi dışarıdan herhangi bir şeyin güdümünde olmayan,
egemenliğini yürüten.
2. (mecaz) duygu ve davranışlarını kendi istenciyle denetleyebilen (kimse)
3. (mecaz) başta gelen, baskın olan
4. (mecaz) başkasına boyun eğdiren, buyruğunu yürüten, güçlü

Biz burada dominant erkek derken ilk 3 anlamını kastediyoruz. Dikkat ederseniz ilk
ikisinin kadın ile ilişkinizle alakası yok. Kendi üzerinizde egemen olmanızla alakalı ve
ilişkilerinizde dominant olmak istiyorsanız, önce kendi üzerinizde egemen olmalısınız.

Günümüz feminizmi erkeklikle (maskülenite ile) sorunları olan, erkek olana düşman olan
bir feminizm. Bu feminizm, erkek olana bakınca sadece 4. anlamı görüyor. Birçok erkek
(1) ve (2)’den geçerek, çaba harcayarak, yetkinleşerek, ustalaşarak (3) oluyorlar. Ama
günümüz feminizm propagandası, egemen erkek görünce sadece boyun eğdiren,
gücünü zorbalıktan alan bir despot görüyor. Kötüsü yöneticilerin gücünü despotluktan
aldığı coğrafyalardan birinde yaşadığımızdan, çoğu erkek de egemen deyince despotluk
anlıyor.

İlişkilerde çoğunlukla dominant bir taraf vardır. Bu heteroseksüel ilişkilerde de böyledir,


homoseksüel ilişkilerde de. Lezbiyen çiftlerin çok büyük bir kısmında bile kadınlardan
biri dominanttır.

78
Sağlıklı bir kadın erkek ilişkisinde, erkeğin dominant olması sağlıklıdır ve tersi ya da iki
taraftan birinin dominant olmadığı ilişki sağlıksızdır. Günümüzde feminen yetiştirilen
erkekler maalesef ilişkide eşitlik sağlıklıdır diye öğreniyorlar ve bu nedenle de kitlesel
olarak acı çekiyorlar. Feminizm ve feminizmden öğrendiklerini politik doğruculuktan
papağan gibi tekrarlayan kadınlar ve kadınlaşmışlar ne derse desinler, heteroseksüel
ilişkilerde beklenen erkeğin dominant olmasıdır ve kadınların önemli bir kısmı da
söylemeseler de bunu beklerler.

Ama dominant derken despot demiyoruz, tekrar söyleyelim. Peki neyden bahsediyoruz?

Bunu anlatmanın en iyi yolu, uçaklardaki kaptan pilot - yardımcı pilot iş bölümü. Uçağın
yönetiminde egemen olan kaptan pilottur. Ama bu egemenlik bedava gelmez.
Egemenlik demek, sorumluluk demektir ve kaptan pilot olacak her şeyden sorumludur.
Zor kararları alıp bunların sonuçları kötü olursa cezasını çekecek olan odur.

Yardımcı pilotun baskın olmaması, onun hiçbir kararı verememesi ya da uçağı


uçurmaması anlamına gelmez. Tam tersi, uçağı sıklıkla yardımcı pilot da uçurur ve
gündelik hayatta birçok kararı yardımcı pilot alır ve kaptan da uygular.

Kaptan eğer çok yumuşaksa, yardımcı pilota egemen değilse, özellikle iki kafadan aynı
anda çıkan kararların çatışması, kazaya yol açabilir. Ayrıca yardımcı pilot daha
tecrübesiz olduğundan paniğe kapılmaya daha yatkındır (kadınlar da negatif duygulara
erkeklere göre daha yatkın olduğundan paniklemeye yakınlardır) ve kaptan bu gibi
durumlarda yönetimi ve sorumluluğu eline almalıdır.

Fakat kaptan despot ise, yardımcı pilotun gördüğü ama kendisinin göremediği şeyler
yüzünden uçak yine kaza yapabilir. Ya kaptan yardımcı pilotu dinlemez ya da yardımcı
pilot korkusundan uyarmaz ve kaza gelir. O nedenle kaptanın egemenliği ne çok eşitlikçi
ne de çok despot, kararında bir baskınlık olmalıdır.

Erkeğin evin egemeni olması da buna benzer. Bu, kadın hiçbir zaman karar almaz, her
kararı erkek alır ve kadın uygular anlamına gelmez. Ama erkek, evin direği olarak,
önemli kararları ve sorumluluklarını alır. Burada önemli kararlar almak, kararların

79
sonucu kötü olursa suçlamaların da odağı olmak anlamına geldiğinden, kadınlar zaten
çoğunlukla bu sorumluluğu erkeğe bırakma eğilimindedirler.

Yani kadın - erkek ilişkilerinde dominant olmanın en büyük ayağı, karar verici olmaktır.
Nasıl dominant olunur sorusunun da asıl cevabı budur : ilişkide dominant olmak demek,
öncelikle karar verici taraf olmak demektir. Dediğim gibi kadınlar genelde karar vermek
zorunda kalmaktan hoşlanmazlar ve erkeklerinin karar vermesini beklerler. Burada
çatışmadan bahsetmiyoruz, o durumlarda da karar verici olmanız lazım ama ilişkide
dominant olamayan erkeklerin asıl yaptığı hata, ikisinin de anlaşacağı kararları erkeğin
verememenizdir.

Örneğin adamı kız arkadaşı arar ve “bu akşam dışarı çıkacak mıyız?” diye sorar (bu
seni görmek istiyorum, benimle buluş demek). Dominant olmayan bir erkeğin cevabı
şöyle bir şeydir, “Çıkalım hayatım, sen ne yapmak istersin?” ya da daha kötüsü “Bilmem
ki, senin kafanda bir şey var mı?” (yazarken ben bile utandım).

Burada aslında seni görmek istiyorum, benimle buluş diyen kadına “bilmem ki” demenin
negatif etkisini bir yana bırakalım. Kadın bu soruyu adamın kendisine soru sorması için
sormuyor. Erkekten de bir buluşma şekli bekliyor. Fakat bu cevapları veren erkekler
feminen yetiştirildiklerinden karar vermekte zorlanıyorlar ya da karar verirlerse zorba /
eski kafalı görüneceklerinden korkup kararı kadına bırakıyorlar.

Dominant bir erkek “Evet, hadi çıkıp bir şeyler içelim ve sonra sahilde yürüyelim” ya da
“Bugün çıkamam ama yarın / Çarşamba / hafta sonu bir şeyler içelim ve sonra sahilde
yürüyelim” der. En kötüsü, “evet çıkalım, ben birşey düşüneyim ararım seni” der.

Dominant olmak “ben ne diyorsam o olacak leyn kadın” diye Osmanlı tokatı atmak gibi
birşey algılanır ama asıl dominantlık bu tür kararları erkeğin vermesi ile ilgilidir. Ve
çoğunlukla çatışma değil, sorun çözme arka planlıdır. Yani eğer kadın aradığında direk
şuraya gidelim mi dediğinde illa “yok ora olmaz benim dediğim olacak o zaman şuraya
gidelim” demek değildir.

İlişkide erkekten liderlik ve sorumluluk alması beklenirken kadınların genelde istedikleri


şey yönlendirilmektir. Burada liderlik zorbalıkla olmaz, karar verici ve planlayıcı olmakla

80
olur. Evet zorbalıktan hoşlanan bir grup kadın vardır ve kadınların önemli bir kısmı
sünepe bir efendi çocukla olacaklarına zorba bir adamla olmayı tercih ederler ama bu
kadınlar zorbalıktan anlar / hoşlanır anlamına gelmez.

Erkeğin kuralları ile oynamak

Kadınlarla ilgili ilk başta anlaşılmaz gelen çelişki, kuralları sizin koymanızı istemelerine
rağmen ara sıra buna baş kaldırmalarıdır. Oysa bunlar testtir ve temel amaçları siz
erkek olmayı bir kadının isteği ile bırakacak kadar zayıf mısınız yoksa lider güçlü bir
erkek misiniz diye test etmektir. Bu gibi durumlarda sevecen ama kararlı bir şekilde ve
utanmadan, erkek olmaya, lider olmaya devam edin.

Eğer bunu yapmazsanız ve kuralları kadının koymasına, kararları kadının almasına izin
verirseniz, siz ilişkinin kadını olursunuz o da ilişkinin erkeği. Bunun sonucunda da kadın
sizden için için tiksinmeye başlar. İki kutupluluk sağlıklı bir ilişkinin temelidir ve bu iki
kutuplu ilişkide her zaman dominant olan, erkek olan siz olmalısınız.

Kadının kaprisleri, istekleri ve sürekli değişen ruh hali, bu liderliğin sınırlarını


zorlayacaktır ama hemen hemen hiçbir kadın bunlarla sizi aşıp sınırları geçebilmeyi
istemez. Siz onun, ilişkinizin ya da ailenizin kayası, kale duvarısınız. Lidersiniz, kuralları
koyuyorsunuz ama sorumluluğunuz da güçlü olmak, dayanacak kimseniz olmasa bile
dayanılıp güç alınacak insan olmak. Kadın güçlü rüzgarlar ve en kötü dürtülerinin
yarattığı fırtınalar karşısında tutunabileceği bir kaya aradığında, orada siz olmalısınız …
güçlü, sağlam, sarsılmaz ve yerinden oynamayan.

Gizem ve korku oyunu

Erkeklerin büyük bir bölümü, daha ilişkinin başından itibaren, kendileri ile ilgili herşeyi
hemen kadına anlatma eğilimindedirler ve kendilerini en doğru ve açık şekilde kadına
anlatmaya özen gösterirler. Bunu, kadının ilişkide erkeğin kendisini tamamen kadına
ifşa etmesini arzu ettiklerini sandıklarından yaparlar. Şunu geç olmadan öğrenin :
Kadınlar hiçbir zaman tam açıklık istemezler. Bir kadın için kendi gizemli kadınsı

81
içgüdüleri ile yine gizemli bir Erkek Adamı yakaladığını düşünmek, en tatmin edici
duygudur.

Gizem, uzun süreli ilişkide daha kritiktir. Tabii, uzun süre beraber olduğunuz kişi
üzerinde nasıl bir gizem yaratabileceğinizi sorabilirsiniz. Cevap şudur: uzun süreli ilişki
öncesi ve süresince kendinizle ilgili bir tahmin edilemezlik öğesi yaratarak. Kadınlar Mr.
Güvenilir istiyorum diye hüngür hüngür ağlarken Mr. Heyecan Vericiye ver … arzu
duyarlar diyelim. Uzun süreli ilişkide hem güvenilir hem de heyecan verici olmanız
gerekir ama bu ikisinden biri diğerini yok etmeyecek şekilde. Birçok evli erkek, heyecan
verici olma fikrinden korkarlar zira seks yaşamları tamamen karılarını keyfine ve
insafına bağlıdır. Bir kadın için heyecan verici olmak istiyorsanız, sizin sadece onun için
değil ama başka kadınlar için de ne kadar heyecan verici olabileceğinizi bilmesi gerekir.

“Kadınlar, aldatan bir erkek istemezler, aldatma potansiyeli olan ama kendi isteği ile
sadık bir erkek isterler.”

“Kadınlar, başka kadınların birlikte olmak istekleri, başka erkeklerin kendisi gibi olmak
istedikleri bir erkek isterler.”

Rollo Tomassi

Bunu, ince ve dolaylı bir şekilde başka kadınların sizi çekici bulduğunu kendisine ima
ederek sağlamaya çalışabilirsiniz ama bu tehlikeli olan yoldur. Daha emniyetli ve etkili
olan bir yolu ise, kendinize bakmanız, hedeflerinize odaklanmanız, iyi giyinmeyi, sosyal
hayatı ihmal etmemeniz ama en önemlisi, her zaman maskülen, duygusal olarak güçlü
ve sağlam bir erkek olmanızdır. Bunu yaparsanız, başka kadınlar size bakacaklardır ve
siz bunu görmeseniz bile kadınınız bunu not edecektir.

İkincisi, uzun süreli ilişkinizde bile rehavete kapılmak yerine oyuncu ve eğlenceli olarak
kalmak, onun hayal gücünü ateşlemek (örneğin tahmin edilemez olmak), sizin ilişkinizi
sağlıklı yürütmenizin temel yardımcılarından biri olacaktır. İmzayı basmadan beyaz
bayrağı çekmiş “yenik” kocişler, “oyunun” evlilik boyunca da lazım olduğunu anlamazlar
ya da bunu anlasalar da karılarından korktuklarından bunu uygulayamazlar.

82
Evli erkekler, spor yapmaya ve forma girmeye başladıktan sonra eşleri ile seks
hayatlarının nasıl renklendiğine şahit olup şaşırırlar ve bunu daha iyi görünmelerinin
karılarını tahrik ettiği ile açıklarlar. Bu ne kadar doğru olsa da, asıl mekanizma erkeğin
fazla bilinir oluş kalıbını kırması ve kadında başka kadınlarla rekabet stresini
tetiklemesidir. Aynı etkiyi eğer henüz yapmıyorsanız şunları da yaparak sağlayabilirsiniz
(ve forma girmek de dahil bu şeylerin hemen hepsini yapmalısınız):

● Giyiminize dikkat etmek ve iyi giyinmek


● Daha fazla para kazanmak
● İş yerinde yükselmek
● Daha yüksek statülü davranmak, örneğin duygusal yatırımınızı kadının bir iki
seviye altına çekmek, kavga etmeyi bırakmak, sonraki bölümlerde göreceğiniz
şekilde kararlı davranmak, duygusal olarak daha güçlü olmak)

Burada, korku oyunundan bahsedebiliriz zira az önce en temel korku oyunu tekniklerini
yazdık: erkeğin hayatında, kadındaki rekabet korkusunu ateşleyecek değişiklikler
yapması.

Kadınların sınırlarını yeterince ihlal ettiklerinde, ihmalkar davrandıklarında veya


yeterince sevgi ve ilgi göstermediklerinde kaybedebilecekleri erkekleri istediğini, bunu
psikopatlıktan değil, gidecek potansiyeli ve cesareti olmayan (zayıf) erkekleri
istemediklerinden yaptıklarını söylemiştik.

Korku oyunu, bu temele dayanır. Fakat burada biz kadını sürekli stres ve korku altında
tutmaktan, tehdit etmekten, başka kadınlarla kıskandırmak gibi aptalca
manipülasyondan bahsetmiyoruz. Değerli bir erkeğe sahibim ve onu kaybetmemek için
yeterli çaba harcamazsam onu kaybederim korkusundan bahsediyoruz.

Siz kadını korkutmayacaksınız, siz değerli ve gizemli olacaksınız ve o da sizin aşkınızı


kaybetmekten korkacak. Bundan korkarak yaşamayacak ama daha az ilgi
gösterdiğinde, size karşı bir yanlış yaptığında, başkalarının size bakması ile değerinizi
anladığında hissedecek. Tekrar ediyorum, çeşitli şantaj ve manipülasyon ile, kadının
özgüvensiz yanını kullanarak onu köle haline getirmekten ya da korku içinde yaşatıp

83
hayatını kabusa çevirmekten bahsetmiyorum. Tam tersine, korku oyunu doğru
oynandığında, kadın birçok kadının sahip olamadığı bir erkeğe sahip olduğu için mutlu
yaşar. Aslında tam tersine, kendinin ve başka kadınların gözünde bir değeri olmadığı
için ya da bir yere gidemeyecek kadar korkak ve zayıf olduğu için korku uyandırmayan
bir erkekle birlikte olan kadınlar mutsuzdur. Yani zannettiğiniz gibi dramatik bir şeyden
bahsetmiyorum ve bahsettiğim şey kadına mutluluk veren bir şey.

Korku oyunuyla hayal gücünü tetiklemek için tek yapmanız gereken şey çoğunlukla,
yukarıda da belirttiğim gibi, spor salonuna gitmektir, daha iyi giyinmeye başlamaktır,
işyerinde terfi almaktır, iş seyahatine çıkmaktır, bir hobi grubuna katılmaktır, günlük
yaşamınızı değiştirmektir, oyun zihniyetini benimsemektir, eski veya yeni bir arkadaşla
buluşmaktır, kadına esprili ve ukala bir şekilde takılmaktır.

Duygusal Güç

Duygusal güç, bir erkeğin sahip olabileceği en önemli güçtür. Kadınlar duygusal gücü,
başka her şeyden daha çekici bulurlar zira duygusal güç en büyük güç göstergesidir.
Erişilmesi en zor ve bir kadının bir erkekten bulabileceği en nadir güçtür.

Para şans eseri kazanılıp kaybedilebilir, fiziksel güçten düşebilirsiniz, tip zaman içinde
kaybolabilir ve yanıltıcı olabilir ama duygusal güç en büyük eşitleyicidir. Duygularına
egemen olabilen erkek en büyük kazanandır.

Duygusal güce sahip olmak demek, duygu hissetmeyen bir psikopat olmak demek
değildir. Duygularına yenilmeyen, gerektiğinde duygularına göre hareket etmeyen biri
olmak demektir. Böyle bir erkek, hayatın küçük büyük tüm zorlukları karşısında güçlü ve
sakin kalabilir, çözüme odaklanabilir. Ama eğer duyguların esiri olursanız, size olan
şeylerin insafına kalırsınız ve işiniz sadece şansa kalır.

Hayatın kendisini karşı karşıya bıraktığı zorluklar karşısında duygusal olarak


dağılmayan ve yıkılmayan bir erkek, o zorluklarla başa çıkıp onları aşabilir. Bu erkek,
hayatında ne olup bittiği konusunda, duygularına söz geçiremeyen bir milyonere göre
çok daha fazla kontrole sahiptir.

84
Peki, bu kadar zor olan bir şeyi nasıl kazanacaksınız? Bunu kolaylaştıracak bazı şeyler
yapabilirsiniz. Mesela meditasyon yapmanızı ve aynı zamanda fiziksel aktiviteyi şiddetle
tavsiye ederim. Bir erkek için en iyi fiziksel aktivite, ağırlık kaldırmaktır. Bu şekilde hem
daha kendine güvenli olursunuz hem de daha sakin olursunuz.

Fakat duygusal olarak güçlü olmak sadece burada bitmez. Asıl yapmanız gereken,
kendinizi duygusal güç gerektiren durumlara maruz bırakmak ve bu durumlar içinde ne
kadar yoğun negatif duygular hissederseniz hissedin, duygularınıza göre değil,
mantığınıza göre hareket etmektir. Duygusal güç, kas gücü gibi gelişir. Nasıl kas
geliştirmek için ağırlık altına girmeniz ve beyninize bu vücudun daha fazla kasa ihtiyacı
var demeniz gerekiyorsa, duygusal güç için de duygusal olarak ağır durumlara girmeniz
ve bu durumlarda ağırlığa direnç göstererek beyninize bu zihnin daha fazla duygusal
güce ihtiyacı var demelisiniz. Ama duygularınıza kapılmamalısınız (ağırlığı kaldırmadan
atmak gibi), direnç göstermelisiniz.

Bakın duygusal güç geliştirmek adına sürekli stresli durum, drama yaratın demiyorum.
Eğer sorunlardan kaçmıyorsanız, bu sizin sıklıkla duygusal güç gerektiren bir pozisyona
girmenizi sağlar. Burada ise sizi ele geçirmeye çalışan duygunun farkına varıp
(meditasyon yapıyorsanız bu çok daha kolay olacaktır), o duyguya kapılmadan rasyonel
bir şekilde davranmanın ne olacağını düşünün ve öyle davranın.

85
İlişkilerde Temel Güç Dengesini Koruma: Kararlılık

86
Giriş

Birçok insan, ilişkilerin güç dengesi üzerine inşaa edildiği fikrine negatif tepki verir ve
güç dengesi üzerine kurulan ilişkilerin “gerçek” ve “mutlu” ilişkiler olamayacaklarına
inanır. Oysa birçok ilişki sırf bu temel kuralın varlığının bilmemesi, inkar edilmesi ya da
uygulanmaması nedeniyle zayıf ve mutsuzdur. İlişkinizi güç dengesi üzerine inşaa edip
etmemek sizin seçebileceğiniz bir şey değil. Siz isteseniz de istemeseniz de iki kişinin
ilk karşılaştığı andan, yollarını ayırdıkları ana kadar geçerli bir güç dengesi mevcut.

İlişkilerin temel güç dengesinin farkına varılıp korunması, insanı mutsuz ve soğuk
yapmaz. Böyle düşünmenizin sebebi, güç kelimesini duyar duymaz bir tarafın diğerini
boyunduruk altına alması gibi bir despotluk düşünmeniz. Oysa sağlıklı ilişkilerde bu güç
dengesi / ihtiyaç, denge noktasına yakın bir pozisyonda sürekli olarak bir taraftan
diğerine geçer durur. Ne zaman ki bir taraf sürekli olarak diğerine daha fazla ihtiyaç
duymaya başlar, o zaman ilişki sağlıksız bir ilişkiye evrilir. Bunun sonucunda ise ya ya
sürekli ihtiyaç duyulan taraf ilişkiden soğur ve diğerini terk eder ya da daha kötüsü, ikili
arasında duygusal ve fiziksel istismarla dolu zehirli bir ilişki olarak devam eder.

İlişkilerin Temel Kuralı

“Bir ilişkide daha güçlü olan taraf, diğerine daha az ihtiyaç duyan taraftır. Sağlıklı
ilişkilerde güç / ihtiyaç dengesi, denge noktasına yakın bir pozisyonda sürekli olarak bir
taraftan diğerine geçer durur. Bir partnerin sürekli olarak diğerine daha fazla ihtiyaç
duymaya başlaması, ilişkiyi sağlıksız ve zayıf hale getirir.”

Bu kuraldan, sürekli olarak partnerinizi, genellikle onun zararına, domine etmeniz


gerektiği anlamı çıkmaz. Erkek olarak bu kuralı bilmenin, sizin için pratik iki yararı var:

(1) Beraber olduğunuz kadına onun size olduğundan daha fazla ihtiyaç duymamanız
gerektiğini bilmek. Belki elinizde olmayarak kısa süreli olarak bunu ihlal
edebilirsiniz ama yeterince uzun süre - ki birkaç gün bile yeterlidir - ihlal
ederseniz, kadını daha güçlü, daha baskın olmaya zorlarsınız. Bir yandan da siz

87
muhtaç olup görünürsünüz ve kadın sizi güçsüz bir erkek olarak algılamaya
başlayarak sizden soğur.
(2) Kendisini sürekli manipüle edilen tarafta bulmamak için gerekli özdeğeri ve
özgüveni geliştirmeniz ve korumanız gerektiğini bilmek. Her ne kadar her iki
tarafın da sağlıklı bir ilişki yürütmek için taviz vermesi gerekse de, taviz eğer bir
manipulasyon sonucu ise, bunun farkına varılması ve karşı çıkılması lazımdır.

Örneğin siz bir tartışmada, tartışmayı uzatmamak için alttan alabilirsiniz ve eğer ilişkide
bu tür tavizler karşılıklı olarak veriliyorsa bu sorun olmaz. Ama ilişkide bir barış
noktasına ulaşmak ve kadının ilişki içinde olma isteğini ayakta tutmak için sürekli taviz
veren tarafsanız, bu büyük problemdir. Bu senaryoda siz, sürekli olarak karşı tarafa
ihtiyaç duyan kişi olursunuz (yoksa sürekli olarak alttan alan siz olmazdınız) ve ilişkiyi
sağlıksız bir yere götürürsünüz.

Kadının güç dengesini kendi lehine bozmaya çalışması

Şimdi burada erkek için problem şu: Bir ilişkide kadın ara ara, bu dengeyi lehine
bozmak için küçük hamleler yapar. Bunu yapma sebebi, ilişkiyi sağlıksız bir noktaya
götürmek istemesi ya da kötülük kaynaklı değildir. Kadın bunu, sizin güç dengesini
bozmaya çalışan bir kadına karşı koyacak kadar güçlü olup olmadığınızı test etmek için
yapar. Erkekte güç, özellikle duygusal güç, en çekici ve aynı zamanda en pratik
silahlardan biridir ama maalesef göze görünmez. Bu nedenle kadının içgüdüsel olarak
ara ara bu gücü test etmesi gerekir. Biz bu tür testlere fitness test (ya da shit test)
diyoruz.

Normalde kadında içgüdüsel olan bu teste karşılık, erkekte de içgüdüsel ve etkili


teknikler var. Kadın güç dengesini lehine bozmaya çalıştığında, bu mekanizmalar
genellikle sakin, özgüvenli bir şekilde güç dengesini ortaya çekerler. İlk başta çok ufak
yoklamalar yapan kadın, bu şekilde yerine konulduğunda, erkeğin hala güçlü olduğunu
anlar ve rahatlar. Fakat ilişkilere bakışı Disney masalları ve popüler kültür tarafından
bulanmış, erkeksi her tepkiyi toksik maskülenite diye suçlayan modern dünyada birçok
erkek, bu erkeksi iç güdülerinden korkar ve onları bastırır. Kadının güç dengesini
bozmasına ses çıkaramaz ve taviz verir. İlk başta çok ufak yoklamalar yapan kadın, bu

88
basit yoklamalarda bile erkeğin geri adım attığını gördüğünde, erkeğin gücünden şüphe
etmeye başlar ve şiddeti ve sıklığı artan oranda fitness test gelmeye başlar. Kadına
taviz vere vere ona daha fazla ihtiyaç duyan erkek, şanslı ise kısa süre içerisinde terk
edilir veya şanssız ise, kadının elinde oyuncak olup işkence gördüğü bir ilişkiye sıkışır
kalır.

Sağlıklı bir ilişki için ihtiyaç dengesini koruması gerektiğini bilen bir erkek ise, toplumun
şartladığı “eğer taviz verirsen seni onun için taviz verdiğin için daha fazla sevecek”,
“aşkta gurur olmaz”, “seven sevdiği için her şeyi yapar” zırvalarına yenilmemesi
gerektiğini bilir. Bu dengeyi sağlamayı başaramazsa, kadının kendisine saygısının ve
sevgisinin azalacağını bilir.

Peki erkek olarak güç dengesini nasıl koruyacaksınız? Günümüzde erkekler bir
çatışma, tartışma ya da haksızlık karşısında genellikle iki yanlış tepki veriyorlar: Ya
kararsız ve itaatkâr (passive), ya da saldırgan ve despot (aggressive). Özellikle de pasif
geçmişten gelen birçok erkek, güçlü olmaları gerektiğini öğrenip bunu yapmaları
gerektiğine karar verdiklerinde, gücü saldırganlık ile karıştırırlar ve saldırganlaşarak güç
sağlamaya çalışırlar. Saldırganlık, bir süre için karşınızdakini bastırabilir ama ilişkinize
büyük zarar verir ve zaten bir süre sonra da ilişkinizin bitmesine neden olur.

Sağlıklı ilişkiler kurup devam ettirmek, bu ilişkiler içinde güçlü kalmak için öğrenmeniz
gereken şey ise, kararlılık (assertiveness).

Kararlılık (assertiveness)

Kararlı olmamak, içinde bulunduğunuz duruma karşı pasif olduğunuz ve bunu hiçbir
şekilde düzeltmeye çalışmadığınız anlamına gelir. Başkalarını gücendirme kaygınızın,
kendi hakkınızı savunmanızın önüne geçtiği anlamına gelir. Saldırganlık ise, haklarınızı
savunma amacıyla karşı tarafı değersizleştirmeniz, küçümsemeniz, hatta belki de ona
zarar vermeniz demektir.

89
Oysa tartışma, çatışma ya da haksızlık türü durumlarla başa çıkmak için üçüncü, orta
yol bir strateji vardır. Buna kararlı olmak denir ve karşıdaki kişiyi incitmeden veya
gücendirmeden kendi haklarınızı savunmak anlamına gelir.

Kararlılık ile saldırganlık arasındaki farklar

Birçok erkeğin kararlı olamamasının tek sebebi zayıflık değil. Aynı zamanda kararlılık ile
saldırganlık arasındaki farkı bilmiyorlar ve kararlı olmayı saldırgan olmakla
karıştırıyorlar. Çoğu erkek “efendi / iyi çocuk” olarak yetiştirildiği için, saldırgan olmaktan
aşırı korkuyor ve saldırgan olmayayım diye özel çaba harcarken kararsız ve pasif
oluyorlar.

Kararlılığı, saldırganlıktan ayıran yönleri şunlardır:

● Saldırganlık, başkalarına zarar verme ve onların haklarını ihlal etme niyetinden doğar.
Kararlılık ise başkalarını incitme veya haklarını elinden alma niyeti yoktur.

● Kararlılık, kazan-kazan düşünmeyi içerebilir, ancak asla kazan-kaybet düşüncesini


içermez. Saldırganlık ise her zaman kazan-kaybet tutumunu içerir.

● Kararlılık daha etkilidir çünkü daha olumlu sonuçlar doğurur. Saldırgan davranış ise
tam tersine, bir saldırganlık ve karşı saldırganlık döngüsü yaratır.

● Kararlı davranış diğer bireye karşı saygıyı ve itibarı elden bırakmazken saldırgan
davranış bunu yapmaz.

● Saldırgan davranış genellikle fiziksel veya sözlü tehditler içerirken, kararlılık


davranışta bu yoktur.

Sadece romantik ilişkinizin değil, genel insani ilişkilerinizin de sağlıklı ve güçlü olmasını
istiyorsanız kararlı olmak, geliştirilmesi hayati önem arz eden bir bireylerarası temel
iletişim becerisidir. Kişilerarası çatışmalarla başa çıkmak için saldırganlık ve pasif
olmaktan çok daha iyi bir stratejidir.

90
Kararlı davranış neleri içerir?

Kararlı davranışlar, belli bir dizi tepkiler ihtiva ederler. Özellikle, kararlı biri olmak
aşağıdaki becerileri içerir:

● Hayır diyebilme becerisi.

● Talepte bulunabilme becerisi.

● Olumlu ve olumsuz duyguları ifade edebilme becerisi.

● Konuşmaları başlatabilme, sürdürebilme ve bitirebilme becerisi

İnsanlar neden kararlı değiller - Temel Yükleme Hatası

İnsanlar sosyal hayvanlardır. Potansiyel düşmanları ve dostları tespit edebilmek


amacıyla sosyal çevremizi taramak üzere tasarlandığımız için, bir çatışma durumunda
bu psikolojik mekanizma, bir sorunu nesnel olarak çözmenin önüne geçer.

Başka bir tabirle, durumu düzgün bir şekilde analiz etme şansı bile bulamadan,
haksızlığa uğradığımızda başkalarını suçlamaya başlarız. Bu nedenle de mesajınıza
cevap gelmediğinde, sevgilinizin muhtemelen meşgul olduğunu düşünmekten ziyade,
sizi görmezden geldiğini düşünmeniz daha olasıdır.

Psikolojide bu eğilime temel yükleme hatası denir. Aslında insan doğasının


temellerinden birisidir.

Bir çatışma olduğunda, çoğu insanlar konuyu objektif bir şekilde analiz etmezler. Tüm
taraflarca kabul edilebilecek rasyonel bir çözüm bulmaya çalışmazlar. Bunun yerine,
suçlama savaşına başlarlar. Dışarıdaki herkesin onlara kazık atmak için hazır olduğunu
düşünürler ve bu nedenle saldırgan ve savunmacı davranırlar. İşte bu yüzden,
sevgiliniz, onu küçümseme niyeti olmadan nesnel bir tavırla eleştirirseniz bile, bu
eleştiriyi şahsına hakaret olarak algılayabilir.

91
Temel yükleme hatası çok büyük bir problem ve burada bir parantez açarak size
ilişkilerinizde problemlerin önemli bir kısmını daha başlamadan bitirecek bir teknik
öğreteceğim: 24 Saat Kuralı.

24 Saat Kuralı

Kız arkadaşınızla ilgili şüphe, kızgınlık gibi negatif duygularla dolduğunuzda, bu


duygulara hemen kapılmamayı öğrenmelisiniz. Bir kadın için hiçbir suçu yokken
kendisini hedef alan, delice kıskanç ve öfkeli bir adamdan kötüsü yoktur. Bu bir erkeği
gerçekten çok düşük rütbeli biri yapar.

Size karşı açıkça yanlış yapıyorsa bunu görmezden gelin demiyorum. Kendi
güvensizlikleriniz yüzünden onu bir şeylerle suçlamadan önce oldukça dikkatli olun
diyorum. Zira eğer bu suçlamalar temelsiz ise, sizi duygularını kontrol edemeyen,
yetersiz hisseden bir erkek olarak gösterecekler.

Bu konuda 24 saat kuralı denilen bir kuralı uygulamalısınız:

Herhangi bir konuda güvensizlik hissederseniz, kız arkadaşınıza bu konuda tek kelime
etmeden önce 24 saat bekleyin. 99%, ertesi gün olduğunda, rasyonel düşünmediğinizi
anlar ve bu negatif düşünceleri kendinize sakladığınıza şükredersiniz.

Bu aynı zamanda mükemmel bir duygusal güç alıştırması. 24 saati uygulaya uygulaya,
kendi duygularınıza kapılmamayı öğrenir ve her seferinde duygusal olarak daha güçlü
olursunuz. Kendinize daha güven duymaya başlarsınız ve duygusal güç kazandıkça
daha seksi olursunuz. Bu da sizi daha fazla ilgiye ve aşka boğar.

Dikkatli bir şekilde, 4-5 ay test ederek seçtiğiniz bir kadınla beraberseniz, kadın sizin
değerlerinizle uyumlu ise, muhtemelen gayet iyi bir insanla berabersiniz. Kendi
güvensizliklerinizin içinizi kemirmesine, sizi ele geçirmesine ya da size yapılan tüm o
haksızlıklar hakkındaki düşüncelere karşı koyun. Bir konuda güvensizlik duymaya
başlarsanız, o güvensizliği ruhunuzdan kovun. Eğer kadını suçlamak için iyi bir
nedeniniz yoksa çenenizi kapalı tutun. Bunu yaparsanız çoğunlukla korkularınızın yersiz
olduğunu göreceksiniz.

92
Negatif bir ruh halindeyken, o negatif ruh hali gördüğünüz her şeyi karartır ve eğer
negatif ruh halinde içinize dolan duygulara göre hareket ederseniz, ilişkinizi
mahvedersiniz.

İlişkinin başları zordur zira aranızda bir güven tesis etmeniz gerekiyor. Ama siz
soğukkanlılığınızı sürekli kaybederseniz, aranızda bir güven tesis edilemez.
Soğukkanlılığınızı koruyun, güven ve sevginin akmasına izin verin. Bu şekilde zaten
herhangi bir güvensizlik kalmayacak.

Eğer gerçekten bir problem varsa, aslında kadın size karşı yanlış yapmışsa, 24 saat
bekleyerek hiçbir şey kaybetmezsiniz.

Kararlı Olma Sanatı

İnsanlar durumu nesnel olarak analiz etmek yerine kendileri ve başkaları hakkında
çatışmalara girdikleri için, kararlı olma sanatı esasında tamamen insanların şahıslarını
ve egolarını çatışmalardan uzaklaştırmakla ilgilidir.

Kararlı olmak, partnerinizi onu suçlamak ya da aşağılamak niyetinde olmadığınıza ikna


etmenizi de içerir. Başka bir deyişle, kendinizi ve onun şahsını mevcut sorundan
uzaklaştırırsınız. Taleplerinizin makul olduğuna ve herhangi bir art niyet gütmediğinize,
onunla rekabet etmeye çalışmadığınıza, sadece hakkınız olanı istediğinize karşı tarafı
ikna edersiniz.

Elbette, her çatışmayı sosyal bir rekabete dönüştürmek gibi bir insan eğiliminin varlığı
da göz önüne alınınca, bunu yapmanın kolay olmadığı açık. Bu nedenle, etrafta fazla
sayıda kararlı insan görmezsiniz. İnsanlar ya pasifçe yenilgiyi kabul eder ya da
saldırganlıkla kazanmaya çalışır. Onlar için olay sadece kazanabileceğiniz veya
kaybedebileceğiniz, sosyal bir rekabet sahasıdır.

93
Partnerinizi çatışmadan nasıl uzak tutarsınız?

Kararlı olmak, genellikle haklarınızı talep ederken nasıl iletişim kurduğunuzda biter.
Durumunuzu mümkün olduğunca sakin ve sevecen bir şekilde açıklarsanız,
partnerinizin sizin saldırgan olduğunuzu düşünmesi için hiçbir sebep olmaz. Artık konu
ona karşı siz ve kimin kazandığı ya da kaybettiği ile ilgili değil, ortadaki sorunla ilgili hale
gelir.

Partneriniz söylediklerinize razı gelirlerse, bu siz “kazandınız” veya o “kaybettiği” için


olmamalıdır. Partneriniz, bilerek ve isteyerek size uymalıdır, ikinizin de kazandığınızı ve
sorunu çözdüğünüzü düşünmelidir. Eğer uzlaşma rıza ile olmazsa, partneriniz kendisine
karşı kazandığınızı, yani yapmak istemediği bir şeyi yaptırdığınızı düşünür. Bunu
isteyerek yapmalasını sağlamalısınız.

Gündelik hayatta çatışmadan uzak durmak, birinin mantığına hitap ederek olur. Kimse
mantıksız görünmek istemez ve mantığa hitap ederseniz birçok problemi çözebilirsiniz.
Fakat kadın erkek ilişkilerinde, beraber olduğunuz kadının mantığına hitap etmeniz
yetmez. Duygularına da hitap etmeniz gereklidir. Bu nedenle de kararlılık, onun
duygularını anladığınızı da göstermenizi içerir. Bunun yolu da genellikle onu dinlemek
ve soru sorarak konuşmasını ve anlaşıldığını hissederek rahatlamasını sağlamaktır.

Unutmayın, kararlılık sadece karşınızdaki kişinin egosunu sorundan uzaklaştırmakla


ilgili değildir, aynı zamanda kendinizinkini de uzaklaştırmanız gerekir. Haksızlığa
uğradığımızı hissettiğimizde, diğer kişiyi kırmak ve incitmek cazip gelir. Çünkü sorunu
kendimize yamamakta (kasten incitildim), karşıya yamamakta (bizi kasten incittiler)
olduğu kadar hızlıyız.

Elbette, insanlar kasten birbirlerine zarar verirler, ancak yeterli kanıt olmadan bir insanı
suçlayamazsınız. Niyetleri bir kenara bırakmalı ve sorunu çözmek için çalışmalısınız.
Zamanla, niyetler illa ki kendini ortaya çıkaracaktır.

Fakat burada partnerinizin niyeti de önemli. Durumu açıklamanıza, neden farklı fikirde
olduğunuzu söylemenize ve duygularını dinlemenize rağmen sevgiliniz uyumlu

94
davranmıyorsa ve size yardım etme niyetinde değilse, bu durum size karşı olabilecek
bazı kişisel düşmanlıklarına ya da size olan sevgisizliğine işaret ediyor olabilir.

Durumu açıklamak her ne kadar kararlılığın merkezinde olsa da, bir kadınla ilişkinizde
durumu açıklama çabanızın sınırlarına dikkat etmeniz gerekir. Hiç açıklama yapmadan
itaat etmesini beklemek saldırganlıktır ama gayet mantıklı bir şekilde açıkladıktan sonra
anlamıyor ve anlamaya yanaşmıyorsa, kendinizi defalarca açıklamaya çalışmanız da
kadın tarafından zayıflık ve kendini ona kanıtlama çabası olarak algılanır. Yani pasifliktir.

Örneğin eşiniz bir şey almak istiyor ama bu sizin maddi gücünüzü aşıyor. Bunu
açıklamadan kesip atmak saldırgan bir davranıştır ve ilişkinize zarar verir. Bunu bir veya
iki kere sakin ve sevecen bir şekilde söylemek ve sonrasında geri adım atmamak
kararlılıktır. Ama sürekli olarak ona buna gücünüzün yetmeyeceğini açıklamaya
çalışmak, ona “anla beni diye yalvarmaktır” ve geri adım atmasanız bile pasiflik sınırına
girer.

Böyle bir durumda birçok erkek, “defalarca anlattım, neden anlamıyor?” der. Aslında
zeka seviyesi klinik olarak düşük bir kadınla beraber değilseniz, emin olun ki o bunu çok
iyi anlıyor. Sorun artık onun olayı anlamaması değil, sizin zayıf ve kendinden emin
olmayan bir erkek gibi sürekli ona anlatma çabanız, onun onayını kovalamanız. Artık bu
spesifik bir olaydaki güç dengesinden ziyade, sizin genel olarak gücünüzün test
edilmesine dönüştü. Böyle bir durumla nasıl baş edeceğinizi daha sonra anlatacağız.
Fakat eğer sevgiliniz ve hatta eşiniz karşısında bu duruma düşmemenize ve ilerde
anlatacağımız tekniklerle kararlığınızı korumanıza rağmen çatışmaya devam etmeye
meyilli ise, onu hayatınızdan çıkarmak gibi nihai çözümlere ihtiyaç duyabilirsiniz. Ancak
başlangıçta, hem kendinize hem de karşınızdakine, niyetleri çok fazla irdelemeden işleri
yoluna koyma şansı vermelisiniz.

Sonuçta kararlı bir kişi, münakaşa etmekle değil, tüm taraflarca kabul edilebilir bir
çözüm bulmakla ilgilenir. Kararlılık, insanlara niyet atfetmenin cazibesinden sakınmayı
gerektirir, ortadaki sorunu kendiniz veya karşınızdakinin şahsına atfetmezsiniz ve
eylemlerinizin sonuçlarını düşünürsünüz. Neyse ki, kararlı olmanın incelikleri pratikle
öğrenilebilir.

95
Kararlılık ile saldırganlık karıştırıldığında

Kararlı olmamak, ilişkinizi sağlıklı bir şekilde sürdürme ve partnerinizi gocundurmama


arzusundan doğar. Saldırganlık ise başkalarını partnerinizi rencide eder ve ilişkinize
zarar verir. Saldırganlık, partnerinizin değerini düşürmeyi de içeren, aşırı bir kararlılık
biçimidir. Kararlılık, anlam olarak saldırganlığa çok yakın olduğundan ve insanlar
başkalarını suçlamaya da meyilli olduklarından, kararlılık kolaylıkla saldırganlıkla
karıştırılabilir. Siz kendi zihninizde, kararlılık ve saldırganlık arasındaki çizgiyi başarılı bir
şekilde çizebilirsiniz, ancak başkaları bunu yapamayabilir. Yani sadece kararlı
olduğunuzu düşünürken saldırgan olarak da görünebilirsiniz. Bu, kararlı davranmaya
çalışırken göz önünde bulundurmanız gereken bir risktir. Yukarıda da belirtildiği gibi,
kararlı davranırken tüm yapmanız gereken karşı tarafı saldırgan olmadığınıza ikna
etmektir.

Siz kararlı davrandığınızda, karşı taraf da kararlı bir tutum takınabilir. Örneğin, birinin
isteğine uymayı kibarca reddederseniz, o da sizinkini kibarca reddeder. Bu, kararlı
tavrınıza karşılık olarak gelişir. Bu davranışın, insanların saldırgan davrandığında karşı
tarafın da saldırganca davranmasına nasıl benzediğine dikkat edin. Kararlı olmaya
çalışırken karşı taraf da kararlı davranıyorsa, bu muhtemelen sizin kararlılığınızı
saldırganlıkla karıştırmasındandır. Eğer karşı taraf kötü niyetli değilse, karşı tarafı
saldırgan olmadığınız konusunda, niyetinizin ona zarar vermek, “kazanmak” olmadığına
ikna edememişsinizdir.

Bunu sık karşılaşılan bir olaydan örnekle açıklamak istiyorum.

Kararlı olmanın en önemli yollarından biri, “Hayır” demeyi bilmektir. Karşı tarafın talebini
makul bulmadınız, bu yüzden bir 'Hayır' dediniz. Bu durumda karşı taraf üzerinde
olumsuz bir etkiye sahip oluşabilir ve partneriniz sizin saldırgan olduğunuzu düşünebilir.

Daha önce de söylediğim gibi, insanlar başkalarının kendilerine kasıtlı olarak zarar
verdiği sonucuna varma eğilimindedir. Hiçbir açıklama yapmadan sadece “Hayır”
demek, onlara yardım etmek istemiyormuşsunuz gibi gözükmenize sebep olur. Bu sizi
onun kafasında bir düşman, yardımcı olmayan biri olarak sınıflandırır.

96
Bu durumu yatıştırmanın yolu, “Hayır” demek ve ardından “Hayır”ınızın gerekçelerini
ortaya koymaktır. Sebepler sunarak, kendinizi durumdan uzaklaştırabilirsiniz. Suçu
kendinize değil, sebeplerinize yüklüyorsunuz. Bu durumda, karşı taraf sizi değil, sadece
sebeplerinizi suçlayacaktır. Eğer sebepleriniz olmasaydı ona yardım edeceğinizi
düşünecektir.

Reddetmek için herhangi bir gerekçe göstermeniz gerekmediğini düşünmek kibirli ve


saldırgan bir davranıştır, bu kişiyle olan ilişkinizi önemsiyorsanız böyle davranmanızı
önermem.

Bu dinamikte yatan, dikkat etmemiz gereken başka bir gizli tehlike daha var. Karşı
tarafın kararlılığı da hakiki ve içten olabilir. Onun da size karşı sunabileceği iyi nedenleri
olabilir. Karşı tarafın sadece size kötülük olsun diye bu savları öne sürdüğünü
düşünerek yanılıyor olabilirsiniz. Bu nedenle aynı şekilde, onun da kendi şahsını olaya
dâhil etmeden, mantıklı gerekçelerini sunması daha iyi olacaktır.

Burada çatışmaları çözmeye çalışırken ilk başta niyetleri görmezden gelmeyi


vurguluyorum. İlk başta anlaması zor olabilir, ama zamanla netleşecektir. Birine “Hayır”
dediğinizde, her zaman şahsınızı denklemden çıkarmak için sebepler verin. Kararlı
davrandığınız zaman, karşı tarafı gizli bir amacınız olmadığına ikna etmek için elinizden
gelenin en iyisini yapın. Eğer yapmazsanız ne yapıp ne edip bulacaktır.

Örneğin sevgiliniz bir kıyafet giymek istiyor ve siz de bunu çok açık bulduğunuz için
hayır diyorsunuz. Bu çatışma çoğu zaman sevgilinizin sizin burada hayır demenizin
nedenlerini bilmesi ile çözülebilir. Siz düşmanlık yapmak için hayır demiyorsunuz, bu
kıyafet sizin ilişkide bulunduğunuz kadınla ilgili kriterlerin dışına çıktığınız için hayır
diyorsunuz. Ama partneriniz bu hayırı hemen kabul etmiyorsa, ona bunun nedenini
açıklamanız, ona sadece hayır diye kestirip atmanızdan daha etkili bir duruş olacaktır.

97
Kararlılık bir iletişim biçimidir

Kararlı olmak, diğer iki aşırı uç iletişim tarzı arasında yer alan bir iletişim tarzıdır -
pasiflik ve saldırganlık. Haklarınızın alındığını veya haksızlığa maruz kaldığınızı
hissettiğinizde, üç yoldan birini seçebilirsiniz:

Saldırgan = başkalarını yenerek durumunuzu düzeltin.

Kararlı olmak = başkalarını ezmeden durumunuzu düzeltin.

Pasif = durumunuzu düzeltmek için hiçbir şey yapmayın.

Örneğin, sevgiliniz istemediğiniz bir şeyi yaptığında, bağırıp çağırarak (saldırgan) tepki
verebiliriniz, çenenizi kapayıp duruma müdahale etmek istemeyebilirsiniz (pasif /
itaatkar) ya da sakin bir şekilde istemediğiniz bir şeyi yaptığını ve bunun sizin kabul
etmeyeceğiniz bir şey olduğunu (kararlı) söyleyebilirsiniz.

Dolayısıyla, kararlı olmak aslında tamamen hakkınızı ve istediklerinizi uygun bir dille,
başkalarının da haklarını çiğnemeden talep etmektir. Saldırganlık ve pasiflik arasındaki
altın orandır. Tabii ki, bazı durumlarda, agresif veya pasif olmak bile karşılığını verebilir
ancak çoğu çatışmada, kararlı olmak en uygun stratejidir.

Pasif Agresif

Yukarıda haklarınızın alındığını veya haksızlığa maruz kaldığınızı hissettiğinizde, üç


yoldan birini seçebilirsiniz dedik ama bu tam olarak doğru değil. Böyle bir durumda
seçebileceğiniz ve oldukça zararlı bir durum daha var: pasif agresif.

Pasif agresif davranan kişi, yüzeysel olarak sakin görünmeye çalışırken, içinde tuttuğu
bir agresifliğin tüm ipuçlarını da dışarı verir. Pasif agresif insanların çoğu direkt
konuşmak yerine kendi kendilerine mırıldanırlar ya da sorunun ne olduğu kendilerine
sorulduğunda “sen biliyorsun” gibi bir şey söyleyip açık cevap vermezler.

98
Pasif agresif partneriniz, bir problem olduğunda sizi sıklıkla asık suratla, sessiz kalarak,
aramalarınıza cevap vermeyerek hatta bazen sizi tamamen yok sayarak cevap
verecektir.

Pasif agresif insanlar kendilerini zayıf görürler ve öfkelerini sabotaj ile çıkarmaya
çalışırlar. Direkt savaş yerine gerilla savaşına girerler. Sizinle işbirliği içinde
görünebilirler ama sizin arkanızdan sizin ayağınızı kaydırmaya çalışırlar. Bütün bunları,
sizinle direkt karşı karşıya gelmekten korktuklarından yaparlar. Aslında saldırgandırlar
ama saldırgan insanlar kadar cesaretli değillerdir ve bu nedenle saldırganlıklarını
çaktırmadan uygulamaya çalışırlar. Pasif agresif kişiler direkt değil, dolaylı yoldan
saldırgandırlar.

Kararlılığın dinamikleri

Kararlı olma konusunda iyi olmak için, sosyal etkileşimlerimizin arka planında hangi
dinamiklerin çalıştığını anlamanız gerekir. İnsanlarla etkileşime girdiğimizde, onları
müttefik veya düşman olarak da değerlendiririz.

İdeal bir dünyada, insanlar çatışmaları %100 nesnel olarak ele alacak, kendilerinin ve
başkalarının şahıslarını çatışmaya dahil etmeyecek, önlerindeki soruna odaklanacak ve
iki tarafın da kazandığı bir çözüme ulaşacaktı. Ama bu gerçek dünyada nadiren yaşanır.
İnsanların egoları, karakteri, itibarı, haysiyeti hep çatışmalarına karışır. Bu nedenle,
kararlı olmaya çalışırken, bireylerin çatışma durumlarına nadiren %100 nesnellik ile
yaklaştığını akılda tutmalısınız.

Kararlılık karşısında saldırganlık konusunda hem kendinizi hem de karşı tarafın şahsını
yaşanan problemden soyutlamalısınız. Bu bölümde, çatışma durumlarında neler olup
bittiğine ve daha kararlı iletişim yollarının nasıl seçileceğine dair daha net bir rota
çizeceğim.

Kararlı olmaya çalışırken, gerçekten savaşmanız gereken tek düşman, karşınızdakinin


haklarına saldırdığınız algısıdır (yani onun düşmanı olduğunuz algısı). Başka bir

99
deyişle, amacınız diğer kişinin bir şekilde gücünü elinden aldığınıza dair olası algısını
değiştirmektir.

Her şey güç kavramı ile alakalıdır. Pasif veya itaatkar olduğunuzda, gücünüzden
vazgeçersiniz. Saldırgan olduğunuzda, diğer kişinin gücünü alarak güç kazanırsınız.
Kararlılık gösterirken göreviniz, hem karşı tarafın gücünü almadığınız hem de aynı
zamanda kendi gücünüzden bir parça vermeyeceğiniz şekilde davranmaktır.

Kararlı olmak ustalık gerektirir

Kararlı olmak zordur, kararlı olmak ile saldırganlık arasında ince bir çizgi vardır. Bunun
nedeni, kararlı olmanın gücünüzü otomatik olarak arttırmasıdır.

Kararlı olduğunuzda güç kazanırsınız, ancak saldırgan olacak kadar da kazanmazsınız.


Haksızlığa uğradığınızı hissediyorsunuz, yani birisi gücünüzü aldı ve sizi daha düşük bir
güç konumuna getirdi. Kararlı olarak, kaybettiğinizi hissettiğiniz gücü geri kazanmaya
çalışıyorsunuz. Bu hafif gücü kazanırken, gücü diğer kişiden alırsınız, ancak bu boyun
eğdirecek kadar değildir.

Bu nedenle, kararlı olmak, gelişmiş sosyal beceriler gerektiren bu ince güç dengesini
ayarlayabilme görevidir. Aslında ince bir ip üzerinde yürümeye çok benziyor. Bu güç
ayarlama girişiminiz bir güç dengesizliği yaratırsa, tökezleyip düşersiniz. Taraflardan biri
ihlal edildiğini hisseder ve çatışma tırmanır.

Kararlılık Eğitimi: Kararlı davranışların uygulanması

Peki kararlılık için gerekli güç ayarını nasıl yapıyorsunuz?

Kararlı olmadaki risk, neredeyse tamamen, çok ileri gitmek ve diğer kişinin gücünden
fazla almaktır. Tüm kararlı davranışlar güç arayışınızı frenlemek için tasarlanmıştır,
böylece tam kararında bir oranda gücü geri kazanabilir ve saldırganlığa kaymazsınız.

Şimdi kararlı davranış gerektiren bazı gerçek hayat örneklerine bakalım:

100
Örnek # 1 (Anlaşmazlıklar)

Anlaşmazlık yaşanan durumlar, kararlı davranış gerektiren en yaygın durumlardan


biridir. Partneriniz sizinle aynı fikirde olmadığında, gücünüzün bir kısmını alır ya da
almaya çalışır. Kulağa mantıksız geldiğini biliyorum, ama zihnin işleyiş şekli böyledir. Bu
yüzden eleştiri kötü hissettirir ve anlaşmazlıklarla başa çıkma yeteneği geliştirmeden
önce yeterli zihinsel çalışmanın yapılması gerekir.

Anlaşmazlıklar da tam olarak aynı sebepten dolayı tartışmalara dönüşür. İki tarafın da
karşısındakinin fikrine (genellikle sertçe) katılmayarak birbirine üstünlük kurmaya
çalıştığı bir güç çatışması. Kibarca aynı fikirde olmadığınızı belirtirseniz bile, karşı taraf
ne kadar aydınlanmış olduğunu iddia etse de, güç ve saygı kaybı yaşadığını hissetme
şansı vardır. Partnerinizle aynı fikirde değilken, kararlı olurken göreviniz,
hissedebilecekleri hafif güç kaybını telafi etmektir.

Diyelim ki eve bir eşya alacaksınız ve partneriniz kötü bir fikirle geldi. Bu fikir için
heyecanlı görünüyor, ama fikrin kötü olduğundan eminsiniz. Anlaşmazlığınızı nasıl ifade
edersiniz?

1. Onun fikrine gülüyorsunuz, alay ediyorsunuz veya fikrini sertçe reddediyorsunuz.


(Gücünü alır)
2. Onun fikrine katılmadığınızı söylüyorsunuz. (Gücünü biraz alır)
3. Onun fikrine katılmadığınızı söylüyorsunuz ve neden katılmadığınızı da
açıklıyorsunuz. (Gücünü almaz)

İlk seçenek saldırgandır ve muhtemelen partnerinizle ilişkinize zarar verir. İkinci seçenek
kararlı bir davranış gibi görünüyor. Sonuçta, ne düşündüğünüzü net bir şekilde
dillendiriyorsunuz değil mi? Ama bu ona saldırma, yani gücünü alma riskini taşır. Ona
anlaşmazlığınızın sebebini vermediğinizden, muhtemelen kendisine karşı kişisel bir
düşmanlığınız olduğunu düşüneceklerdir (bkz. temel yükleme hatası)

Üçüncü seçenek en iyisidir, çünkü yukarıdaki riski çözer. Çünkü karşı tarafın egosunu
işin içine katmaz. Anlaşmazlığınızın herhangi bir gizli nedeni olduğunu düşünme ihtimali
düşüktür (onları küçük düşürmek gibi).

101
Örnek # 2 (Bir konuşmayı sonlandırma)

Tamam, bu seferki oldukça yaygın bir örnek. Telefonda sevgilinizle konuşuyorsunuz.


Sıradan bir sohbet olarak başladı, Ama umursamadığınız bir şey hakkında sürekli
konuşmaya devam ediyor. Konuşmayı bitirmek istiyorsunuz ama nasıl yapacağınıza
dair hiçbir fikriniz yok.

İşte böyle bir durumda söyleyebileceğiniz üç olası şey:

1. "Gitmem gerek, hoşçakal." (Güçlerini alır)

2. "Gitmem gerek, sonra konuşuruz." (Güçlerini biraz alır)

3. "Sonra konuşsak olur mu? Şu an biraz işim var ama sonra konuşmak isterim.”
(Onlara hafif bir güç verir)

İlk seçenek istenmeyen bir durumdur. Konuşmayı kesiyorsunuz ve konuşmayı ne


zaman bitireceğini seçme gücünü kullanıyorsunuz. Kararınızı karşı tarafa
dayatıyorsunuz. Niyetiniz saldırgan olmak olmayabilir, ancak karşı tarafın bakış
açısından öyle gözükür.

İkinci seçenek daha iyidir. Kararınızı onlara dayatıyorsunuz ama daha sonra telafi
edeceğinize söz veriyorsunuz. Yine de konuşmayı bitiren sizsiniz. Önceki seçenek
kadar kötü hissettirmeyebilir, ancak yine de gücünün bir kısmını aldınız. Yani hala riskli.

Son seçenek mükemmel ve pürüzsüz. Konuşmayı bitirmek istiyorsunuz, ama onun


karar vermesine izin veriyorsun. Sadece gücünü almakla kalmıyor, aynı zamanda sizin
yerinize karar vermesi için ona biraz güç veriyorsunuz.

Tabii ki, hala “Hayır, konuşmaya devam etmek istiyorum” diyebilir, ancak güç kullanarak
emrivaki yapmayacak kadar düşünceli olduğunuz için, razı gelme olasılığı daha
yüksektir.

102
Örnek # 3 (Talepkarlık)

Bu önceki örneğe benzer. Evden çalışıyorsunuz ve partneriniz, aniden kendisi için bir
şeyler yapmanızı istiyor. Bu durumda ona ne dersin?

1. "Meşgul olduğumu görmüyor musun?" (Gücünü alır)


2. "Sana yardım edemem. Halletmem gereken bazı işlerim var." (Güçlerini alır)
3. “Önce üzerinde çalıştığım bu işi bitireyim, sonra bakayım. Olur mu?” (Onlara güç
verir)

1. Seçenek saldırgandır. Çünkü sadece reddetmekle kalmaz, aynı zamanda meşgul


olduğunuzu fark etmediğiniz için onu aptallıkla suçlarsınız. İnsanları olumsuz
yargıladığınızda, onlar üzerinde güç kullanmış olursunuz.

2. Seçenek, karşı tarafı güçsüzleştirecek şekilde düpedüz reddetmedir. Bir sonraki


cümle biraz kaba, dolayısıyla daha da güçsüzleştirici bir harekettir.

3. Seçenek hem kararlı hem de güçlendiricidir. Çünkü önceki örnekte olduğu gibi, ona
sizin için karar verme gücü verirsiniz.

Karar verme gücü verseniz bile, diğer kişinin kendi ihtiyaçlarınızı ondan daha öne
koyduğunuzu düşünmesi gibi bir şans hala var. Bu endişesini hafifletmek için, kendi
işinizi en aza indirebilirsiniz, böylece işleriniz size bildirdiği isteğini boğmuş olmaz. Buna
görev küçültme demeyi seviyorum. Örneğin, şöyle bir şey söyleyebilirsiniz:

“Önce üzerinde çalıştığım şu ufak işi bitireyim mi?”

Veya

"Önce ufak bir şey var onu bir bitireyim mi?”

“Küçük” ve “ufak” gibi kelimeleri kullanmak, isteklerini doğrudan çöpe atmadığınıza dair
güvence verir. Bunun yerine, isteklerini kabul ediyorsunuz ve hatta kendi “küçük”
çalışmanızdan daha fazla vurguluyorsunuz.

103
Tabii daha sonra sizden rica ettiği şeyi yapmalısınız yoksa çıkarcı olduğunuz düşünülür.

Bu görev küçültme tekniği, kararlı bir şekilde istekler yapmanız gerektiğinde de çok etkili
olabilir.

Örneğin, diyelim partneriniz kulaklıksız müzik dinlemek gibi can sıkıcı bir alışkanlığı olan
sahip ve bu da sizi çok rahatsız ediyor. Bu kadar düşüncesiz olmasına inanmakta
zorlanıyorsunuz. Bu durumda "ne kadar düşüncesizsin, kulaklığın yok mu senin?" gibi
bir cümle kurma refleksiniz var ama bu çok agresif bir davranış. Bunun yerine ona şöyle
diyorsunuz: "sesi biraz kısabilir misin?”

Tabii ki, istediğiniz sesi "biraz" kısması değil. Sesin tamamen yok olmasını istiyorsunuz,
ancak isteğinizi en aza indirgemek onu isteğinizi yerine getirme olasılığını arttırır. Çoğu
insan siz isteğinizi küçültseniz bile rahatsız edici davrandığını anlar ve sesi en aza indirir
ve birkaç dakika sonra da tamamen kapatır ya da kulaklık kullanır.

Burada saldırgan bir şekilde, düşüncesizlik ile suçlayarak çıkışsanız, olayı


büyütecektiniz. Olay sadece yüksek sesle müzik dinlemesi değil, sizi düşünmemesi
halini alacaktı. İnsanlar maalesef kırılgan egoları nedeniyle, aslında basit olan sorunları
kendileri ve ilişkileri ile ilgili hale getire getire ilişkilerine büyük zarar verirler. Sizin
yapmanız gereken en azından ilk adımlarda, bunu sizi düşünmemesinden yapmadığını,
sadece yaptığının farkında olmadığını var saymaktır.

Sadece "sesi kısabilir misin?” cümlesi de ona seçim gücü verirdi, ama bunu aşırı bir
istek olarak düşünebilirdi. Görev küçültmesi işin o kısmını halletti. İnsanlar bunu
“senden ufak bir ricam olacak” diyerek hep yaparlar. Sonra ricalarının aslında ufak olup
olmadığı farklı bir hikaye tabii.

Örnek # 4 (Maddi olarak aşırı bir şey isteyen partner)

Mesela sevgiliniz sizden maddi olarak çok fazla bir şey istedi ve siz de zaten maddi
olarak gücünüzün sınırında bir ay yaşıyorsunız. Bu noktada, zaten parasal durumunuza
kızgınsınız ve daha fazla para harcamak istemiyorsunuz.

1. “Zaten bir sürü para harcadım, daha fazla harcayamam." (Gücünü alır)

104
2. “Bu ay çok para harcadım. Önce maaşımı alayım."(Gücünü alır)
3. “Bunu alamam çünkü ... " (gücünü almıyor)

İlk seçenek sadece suçlayıcı değil, aynı zamanda harcamalarınızı ayarlayamadığınızı


da gösteriyor. Nasıl hissettiğinizi ifade etme konusunda kararlı davrandınız, ancak güç
dinamikleri açısından, bir güç dengesizliği yaratıyorsunuz. Partnerinizi anlayışsızlıkla
suçlayarak ve gücünü elinden almakla kalmıyor, belki kendisi ile ilgili olmayan bir yükü
(zaten bir sürü para harcamanızı) onun sırtına da atıyorsunuz.

İkinci seçenek, parnerinize almak istediği şeyin sizi zora sokacağı fikrine varmasına izin
vermek için dolaylı bir yol olarak kullanılabilir. Ama bu da sizi beceriksiz biri olarak
gösteriyor. Neden çok para harcadın? Paranı yönetemiyor musun? "Önce maaşımı
alayın mantıklı ama bir soru veya rica değil. Kendi kararınızı ona dikte etmeye
çalışıyorsunuz, bu da karşı tarafın gücünü elinden alıyor.

Üçüncü seçenek, sizi ve partnerinizi şahsen soruna dahil etmemeyi başardığı için en
etkilisi. Paranızı yönetme konusunda beceriksiz olduğunuzu göstermiyorsunuz
(gücünüzden vazgeçmek) ve onu suçlamıyorsunuz (gücünü almak). Bunun yerine,
nedenleri sağlayarak sorunu %100 objektif hale getirirsiniz.

Hayır demeyi öğrenmek

Birisine uymayı reddetmenin gücünü elinden almak olduğundan daha önce


bahsetmiştim. İnsanlar “Hayır” cevabından hoşlanmazlar. Bunun yerine, “Hayır”
cevabınıza nedenlerini de eklemek daha iyi bir stratejidir. Bu sizi ve diğer tarafı reddin
sorumluluğundan kurtarır.

"Hayır" cevabı güçlerini aldığından, onlara başka bir alanda güç verebilirsiniz. Güç
dengesini tekrar kurmak için bu şekilde davranabilirsiniz.

Örneğin,

"Aşkım bu akşam bana gelecek misin?"

105
“Sena gelmeyi çok isterim bir tanem, ama bu akşam başka planlarım var. (Planlarınızı
anlatırsınız)”

Reddetmek doğal olarak güçsüzleştiren bir şey olduğu için, güç dengesini yeniden
sağlamak için onları başka bir şekilde (iltifat ile) güçlendirirsiniz. Ayrıca bonus olarak,
onlara reddetmenizin nedenini verirsiniz, kendinizin ve onların şahsını denklemden
çıkarırsınız.

Adalet duygusuna hitap etmek

Eğer haksızlığa uğradıysanız, kararlı davranış gösterirkenki göreviniz diğer kişiye nasıl
haksızlığa uğradığınızı göstermektir, size nasıl haksızlığa uğradıklarını değil. Birisi
adalet duygusuna, diğeri ise rekabet duygusuna hitap ediyor.

Ve rekabet ettiğin birinden adalet ve hakkaniyet bekleyemezsin.

Buradaki amaç, karşı tarafı doğrudan suçlamadan davranışlarının sizi nasıl etkilediğini
göstermektir. Bu onlara hatalarının farkına varmaları ve bir ihtimal düzeltmeleri için fırsat
verir. Birine saldırdığınızda, elinizde yeterli kanıt olmadan niyetlerine saldırırsınız.

Belki de yaptıklarında tarafsızdı, hatta iyi niyetliydi. Bu nedenle, davranışlarından ve


karakterinden ziyade sizin üzerindeki etkisine odaklanmak harika bir stratejidir.
Davranışlarının sizi olumsuz etkilediğini ona bildirirsiniz.

Şimdi, adalete inanırlarsa, durumunuzu düzeltmek ona kalmış. Bununla birlikte, adalet
için yalvarmayın, çünkü bu şekilde gücünüzü kaybedersiniz, güçler arasındaki uçurumu
arttırırsınız ve niyeti kötü ise sizi daha fazla sömürmeleri için ona imkan verirsiniz.

Sadece bilgi vermek zorundasınız. Ona nasıl etkilendiğinizi ve gücünüzü çok fazla
vermeden, nasıl adil olmadığını gösterin. Eğer hala anlamıyorsa, bu artık ilişkiyi
sorgulamaya başlamanızı gerektirir.

106
Kararlı Olmamak Genellikle kötü bir şeydir

Egoyu korumak zihin için önemli bir görevdir. Eğer gerektirdiği zaman kararlı
davranmazsanız, zihniniz size öfkelenecektir. Kendinizi kötü hissedeceksiniz ve bazen
yıllar sonra bile o zaman nasıl davransaydınız daha iyi olurdu diye düşüneceksiniz.

Kararlı davranmama kaygı, özellikle sosyal anksiyete ile ilişkilidir. İnsanlar çoğu zaman
kararlı davranmaz çünkü partnerleri tarafından olumsuz olarak değerlendirileceklerinden
ve ilişkilerinin zarar göreceğinden korkarlar. Oysa tam tersi kararlı olmamak,
ilişkilerinizde memnuniyetsizliğe yol açabilir, çünkü aldığınızdan daha fazlasını
verdiğinizi hissedersiniz. İhtiyaçlarınızı eşinize ifade etmezsiniz ve onun tarafından
bastırılmış hissedersiniz. Sürekli pasif davranışlar göstermeniz depresyona bile yol
açabilir.

Daha da kötüsü, bir kadın kendisini güvende etmek için erkeğinin hem güçlü hem de
güçlü bir baba sevecenliğinde olmasını ister.

Pasif davranışlar gösteren bir erkek, güçsüzdür ve öyle algılanır. Bu da kadının ilişkide
kaygıya düşmesine ve erkeğe saygısını kaybetmesine yol açar. Her ne kadar modern
ve görece rahat bir dünyada yaşasak da, dünyanın 10 sene sonra da böyle olacağının
bir garantisi yoktur. 1905 yılında Avrupa’da yaşayan biri, “modern ve medeni bir
dünyadayız, güçsüz olsan ne olacak, mağara devrinde miyiz?” diye düşünebiliyordu
belki. 10 sene sonra da medeniyeti ve modern dünyayı vahşi çağlara döndüren bir
dünya savaşı yaşandı. İnsanlar ne kadar rahat hissederlerse hissetsinler, kadınların
içgüdüleri bu tür durumlara düşme ihtimaline karşı, en rahat çağlarda bile güçlü bir
erkek istiyor ve güçlü olmayan, pasif bir erkeğe saygı ve sevgi duymuyor.

Tam tersi agresif davranışlar da güç gösterileri olsalar da, kızgınlık genellikle korku
duygusu karşısında ortaya çıkar ve temelindeki bu güçsüzlük kadın tarafından algılanır.
Pasif bir erkek gibi olmasa da saygı duyması zorlaşır. Fakat saldırgan erkek aslen kaya
gibi güçlü olsa ve böyle hissettirse de, kadının güvenliği için tehdittir ve bu da kadının
içgüdüsel olarak ondan soğumasına neden olur.

107
İlişkilerde uzun vadeli çatışma çözüm stratejisi, benlik saygınızı artırmak için çalışırken
aynı zamanda kararlı davranışlar uygulamaktır. Şimdiye kadar öğrendikleriniz, daha
kararlı gösterecek yanıtlar seçmenize olanak tanıyan sosyal etkileşimlerin temel güç
dinamikleridir. Bununla birlikte, kalıcı kararlı olma hali ancak kalıcı kişilik değişiklikleri ile
geliştirilebilir.

Sosyal dinamikleri herkes bilmiyor ya da anlamıyor, ancak kararlı davranışlar sergileyen


insanlar da yok değil. Bu insanlar, kendi görüşlerine, duygularına ve ihtiyaçlarına değer
verecek kadar kendilerine değer veriyorlar. Aslına bakarsanız bir kişinin kararlılık
derecesi, özsaygısı ve özdeğeri ile doğru orantılıdır.

Bu yüzden mesela insanlar yaşlandıkça doğal olarak daha kararlı biri haline gelirler.
Yaşça daja ileri insanlar, kararlılıklarını temellendirmek için daha fazla beceri, başarı ve
özgüvene sahiptir. Bu nedenle, kendinizi geliştirmek, kararlılık derecenizi doğal olarak
artırmak için yapabileceğiniz en iyi şeydir.

Kararlılık Teknikleri

İlişkilerde çatışma çözümünde en etkili tekniğin, saldırganlık ya da pasiflik değil,


kararlılık olduğuna ikna olduğunuzu umuyorum. Bu bölümde, kararlılık becerilerinizi
geliştirmek ve kendinizi daha kararlı bir şekilde ifade etmek için kullanabileceğiniz bazı
basit ipuçları ve teknikler vereceğim. Kararlı olmak sadece ilişkilerinizi daha sağlıklı
yürütmenize neden olmaz. Aynı zamanda kendinizi daha iyi hissetmemizi, özsaygınızı
ve özgüveni geliştirmenizi de sağlar.

Partnerinize tepki verme şekliniz bazen sizi yetersiz, suçlu veya pişman hissettirebilir.
Bunlar pasif davranış belirtileri olabilir. Ayrıca konuşmalar sırasında kızgın ve eleştirel
hissedebiliriz - bu daha agresif davranışların bir işareti olabilir. Burada hem pasif hem
de agresif iletişimin azaltılabileceği ve kararlı iletişim ile değiştirilebileceği bazı
yöntemler vereceğim. Bu yöntemler, daha sağlıklı ilişkiler yürütmenizi ve hatta daha
genel olarak daha sağlıklı kişilerarası etkileşimler kurabilmenizi sağlayacak teknikler.

108
Bu kararlı davranış tekniklerini uygularken, kararlı davranışın ne olduğunu ve iletişim
sürecindeki önemini hatırlamak önemlidir. Kararlı olmak saldırgan olmakla aynı şey
değildir; aksine, kararlı olmak, inandığınız şey için mücadele etmek anlamına gelir.
Kararlı olmak, düşüncelerinizi, duygularınızı, inançlarınızı ve görüşlerinizi dürüst ve
uygun bir şekilde ifade etmektir. Kararlı olmak herkes için teşvik edilmesi gerektiğinden,
diğer insanların düşüncelerine, duygularına, görüşlerine ve inançlarına her zaman saygı
duymamız gerektiğini hatırlamak da önemlidir.

Kararlı olmak, bireylerin başkalarının haklarını baltalamadan kişisel haklarını


savunmalarına izin verir. Kararlılık, ne pasif ne de agresif olan, Özgüvenin önemli bir rol
oynadığı dengeli bir cevap olarak kabul edilir. Kararlı bir kişi başkalarıyla kendisini eşit
olarak görür, ona göre cevap verir ve isteklerini, düşüncelerini ve duygularını ifade
etmede açık olmayı amaçlar.

Genel Kararlılık Teknikleri


Kararlı olmaya yardımcı olabilecek iki temel teknik, "sisleme" (fogging) ve "bozuk plak"
(broken record) tekniği olarak bilinir.

Sisleme

Sisleme, insanlar manipülatif veya agresif bir şekilde davranıyorsa yararlı bir tekniktir.

Sisleme, tartışmayı sürdürmek yerine, talepleri karşılamayı kabul etmemekle birlikte,


yatıştırıcı fakat savunmacı olmayan terimleri kullanarak minimal, sakin yanıtlar vermeyi
amaçlamaktadır.

Sisleme, kritik olsa bile, karşı tarafın ifadelerinde yer alabilecek herhangi bir gerçeği
kabul etmeyi içerir. Beklenen şekilde cevap vermeyerek, başka bir deyişle savunmacı
veya tartışmacı olmayarak, diğer kişi istenen etkiye ulaşamadığı için çatışmayı
durduracaktır. Tartışmanın harareti dinince, sorunları daha makul bir şekilde tartışmak
mümkün olacaktır.

109
Sisleme, bireyin argümanların girdiği, ancak geri çıkmadığı bir "sis duvarı" gibi
davranmasından dolayı bu adı almıştır.

Örnek Durum

“Saat kaç oldu? Neredeyse yarım saat geciktin, beni sürekli hayal kırıklığına
uğratmandan bıktım artık.”

Sisleme cevabı:

“Evet, umduğumdan daha geç kaldım ve bunun sizi rahatsız ettiğini


görebiliyorum.”

“Rahatsız? Rahatsızım tabii ki, uzun zamandır bekliyorum. Gerçekten diğer


insanları biraz daha düşünmeye çalışmalısın.”

Sisleme cevabı:

“Evet, neredeyse yarım saat beklemek zorunda kalacağından


endişelenmiştim.”

“İyi... Neden geç kaldın?”

Bozuk plak tekniği

Bozuk plak tekniği kararlılıkta önemli bir unsur olan "sakin süreklilik" tekniğini kullanır.
Sesinizin tonunu yükseltmeden, sinirlenmeden, aksileşmeden veya başka sorunlara
girmeden, istediğiniz şeyi tekrar tekrar belirtmeyi içerir. Teknik ismini de buradan alıyor:
Çok eskiden müzik plaklardan dinlenirken, plakta bir problem olduğunda iğne
ilerleyemediği için aynı yeri tekrarlayıp durur.

Bozuk plak tekniğini biri size sözel olarak saldırdığında, tartışma çıkarmaya çalıştığında
ve sizi manipüle etmeye çalıştığında kullanılabilir. Yalnız bozuk plağa bağladığınız
sözler, asla kendinizi savunmak için söylenen sözler olmamalı. Eğer savunma sözlerini
tekrarlarsanız, pasif bir şekilde direniyorsunuz gibi görünür.

110
Tekniği anlatmak için önce genel bir örnek vereceğim.

Örnek durum

Hatalı bir ürünü bir mağazaya iade ettiğinizi düşünün. Konuşma aşağıdaki gibi gidebilir.

“Bu ayakkabıları daha geçen hafta aldım ve topukları düştü. ürünü iade
etmek istiyorum.”

“Çok fazla kullanılmış gibi görünüyor, bu ayakkabılar sadece ara sıra giymek
için imal edildi.”

Burada siz dolaylı olarak ürünün defolu olduğunu söylüyorsunuz. Satıcı ise
sorunun sizden kaynaklandığını söyleyerek dolaylı olarak ürünün defolu
olmadığını söylüyor. Şimdi burada tekrar etmeniz gereken şey, yapmak istediğiniz
şey. O nedenle bir kez dediği şeyin yanlış olduğunu belirtip, aynı şeyi
tekrarlayacaksınız.

Bozuk plak tekniği yanıtı:

“Bunları sadece bir hafta giydim ve ürününüz defolu. ürünü iade etmek
istiyorum.”

“Ürünü bu kadar yıprattıktan sonra iade almamı bekleyemezsin.”

Savunmayı tekrar etmeden bozuk plak tekniği yanıtı ile başa sarıyorsunuz:

“Topukları sadece bir haftada düştü, ürünü iade etmek istiyorum.”

... ve böyle devam eder.

Bir isteğin sürekli olarak tekrarlanması, tartışmanın konudan sapmamasını ve alakasız


argümanlara dahil edilmemesini sağlayacaktır. Önemli olan sakin kalmak, talebinizde
çok net olmak, konudan sapmamak ve pes etmemek. Sadece sonuçtan memnunsanız
bir uzlaşmayı kabul edin.

İlişkilerde örnek

111
İlişkilerde bozuk plak tekniği kullanmak biraz daha dikkat ister. Örneğin, işleriniz yoğun
ama kız arkadaşınız kendisini özellikle ihmal ettiğinizi söylüyor. Eğer gerçekten hiç
aramıyorsanız, bozuk plağa bağlamak yerine “hayatım evet yoğunum. Seni aramadım
ama hep aklımdasın. Şunları halledeyim, bu sorun kalmayacak” deyip gönlünü
alabilirsiniz. Eğer böyle bir durumda bozuk plağa bağlarsanız, karşınızdaki insanı daha
da kırarsınız.

Ama diyelim ki, ihmal ettiğiniz yok. Sadece eskiye göre az arıyorsunuz ve o da sizi
aslında yapmadığınız bir şeyle suçluyor:

“Beni önemsemiyorsun, önemsesen mutlaka bir şekilde arardın.”

“Hayatım, öyle bir şey yok. İşlerim şu aralar çok yoğun olduğundan arayamadım. Ama
hep aklımdasın.”

“Hayır başka bir şey var. Sen bana karşı soğuk davranmaya başladın.”

Burada kendinizi savunmaya devam etmeyin ya da başka bir şey yok diye onun sizi
sürmek istediği savunma konumuna gitmeyin.

“Merve, işlerim şu aralar çok yoğun ve o nedenle de arayamadım. Ama hep


aklımdasın.”

Olumlu ve olumsuz sorgulama

Olumlu Sorgulama

Olumlu sorgulama, övgü ve takdir gibi olumlu yorumları karşılamak için basit bir
tekniktir.

İnsanlar genellikle övgü ve takdirlere, özellikle de özgüven sıkıntısı çekiyorlarsa, yersiz


olduğunu veya hak etmediklerini düşündükleri için cevap vermekte güçlük çekerler.
Uygun durumlarda başkalarına olumlu geribildirim vermek kadar, aynı zamanda
aldığınız olumlu geri bildirimlere uygun şekilde cevaplamak de önemlidir.

112
Olumlu soruşturma, verilen iltifat veya övgü hakkında daha fazla bilgi edinmek ve bu
fikre katıldığını belirtmek için kullanılır:

Örnek Durum

İltifat eden:

“Bu gece yaptığın yemek mükemmeldi, çok lezzetliydi!”

İltifat edilen:

“Teşekkürler. Evet, güzel oldu. Özellikle nesini sevdin?”

Bu, aşağıdakiler gibi pasif yanıtlardan farklıdır:

"Çok uğraştırmadı ya." ya da "Yok ya, sıradan bir yemekti işte."

Negatif sorgulama

Pozitif sorgulamanın tersidir ve negatif eleştiri gibi daha negatif iletişime yanıt vermek
için kullanılır.

Eleştiri ile başa çıkmak zor olabilir ama her eleştirinin birilerinin fikirleri olduğunu
unutmayın. Eleştiri ile başa çıkma konusuna bir sonraki bölümde değineceğiz.

Negatif sorgulama, sizin eleştirel yorum hakkında daha fazla şey öğrenmenizi sağlar ve
agresif ve öfkeli tepkilere göre çok daha iyidir.

Örnek Durum

Eleştiren:

“Yaptığın yemek yenilir gibi değildi. En son ne zaman böyle kötü bir yemek
yediğimi hatırlamıyorum.”

Eleştirilen:

113
“Yaptığım en iyi yemek olduğunu söyleyemem ama yemeğin nesini
sevmedin? Problem neydi?”

Bu, agresif ve öfkeli tepkiden iyidir:

"Sen ne hakla bunu söylersin, ben bütün akşam bu yemekle uğraştım” ya da


“bundan sonra sana asla yemek yapmayacağım"

Belli Başlı Durumlarda Kararlılık: Talepler, eleştiriler ve


övgüler

Kararlı davranmanın özellikle icap ettiği üç farklı durum vardır, ancak bu


durumlarda uygun davranışı sergileyebilmek özellikle zor olabilir. Bunlar:

● talepler (özellikle mantıksız olanları),


● eleştiriler
● ve iltifat ettiğiniz veya edildiğiniz durumlardır.

Tüm bu durumlar sizi rahatsız edebilir, çünkü genellikle kendi çıkarlarınızın karşı tarafın
çıkarlarıyla çeliştiği bir durumla karşı karşıya kalırsınız. Ancak, bu tam da iddialı
davranmanın en önemli olduğu zamandır.

Taleplerle Kararlı Bir Şekilde Başa Çıkmak

Kabul edilemez taleplerle başa çıkmak göz korkutucu bir deneyim olabilir ve bu gibi
durumlarda kararlı olabilmek için gerekli cesarete sahip olmak her yiğidin harcı değildir.
Öncelikle herkesin bir talebi yerine getirmeme hakkına sahip olduğu benimsenmelidir.

Bir taleple karşı karşıya kalındığında, aşağıdakilere dikkat edilmelidir.

Çoğu insan, etkili bir yönetici veya özverili bir anne gibi kalıplaşmış tiplemelerden güçlü
bir şekilde etkilenir. Bu tür kalıplar bazen belli rollerin sahiplerine makul olmayan
talepler, beklentiler ve haksız yükler getirebilir. Herkes, bu tür rollerle ilişkilendirilen bu
talepleri kabul etmeme hakkına sahiptir.

114
Bir talebi reddederken, kişinin değil, talebin reddedildiğini açıklamak önemlidir. Bunun
nasıl yapılacağını daha iyi anlamak için Etkili Geri Bildirim konusuna değinmek
gerekli.

Etkili Geri Bildirim

Etkili geri bildirim, açık bir şekilde duyulan, anlaşılan ve kabul edilen bildirimdir. Etkili bir
geri bildirim için, sizin kontrolünüzde olan şu alanlara dikkat etmeniz gereklidir:

1 - Geri bildirim kişinin kişiliği değil, davranışı hakkında olmalıdır. Burada geri bildirim
verirken kişinin kişiliğine, değerlerine ve inançlarına değil, davranışlarına yönelin. “Sen
ne kadar kaba birisin” demek yerine “çok kaba davrandın / davranıyorsun” deyin.

2 - Geri bildirim, kişinin davranışının üzerinizdeki etkisini tanımlamalı. “Orada çok kaba
davrandın, bu da beni rahatsız etti” gibi.

3 - Geri bildirim olabildiğince spesifik olmalı. Yine yukarıdaki örnekteki gibi, kaba bir
davranış gördüğümüzde “sen zaten hep kaba davranıyorsun / kabasın” demeye
meyilliyiz. Bunu yapmak yerine spesifik olaya odaklanmaya çalışın. Daha fazla
tekrarlanan bir durum ile karşı karşıya olsanız bile olabildiğince spesifik olun.

4 - Geri bildirim doğru zamanda yapılmalı. 6 ay önce olan bir şeyi pat diye ortaya döküp
şikayet etmek genellikle negatif sonuçları olan bir davranış. Sizi rahatsız eden bir şeyi,
mümkün olduğunca taze iken söyleyin. Bunu yapmazsanız, biriktirip biriktirip (1), (2) ve
(3) numaralı kuralları çöpe atarak patlayabilirsiniz.

5 - Geri bildirim yapmanız gerekmiyorsa yapmayın. Ya da hemen yapmayın. Tamam,


geri bildirim zamanında yapılmalı ama eldeki veri çok az ise beklemeniz de önemli.
Belki yanlış anladınız. Eğer geri bildirim yapacağınız konuda gerçek durumdan emin
değilseniz, hemen geri bildirim yapmayın.

Taleplere geri dönecek olursak,

İnsanlar genellikle, başkalarının zaman ve çabalarına talip olma hakkı olduklarını


hissederler. Kendinizi haklı çıkarma ihtiyacı hissetmeden “hayır” deme hakkınız vardır.

115
Bir talebi reddettikten sonra, bu kararınızın arkasında durmanız önemlidir. Baskı
karşısında boyun eğerseniz, Herkes size diz çöktürebileceğini düşünür. Bu yüzden
sağlam olun.

Tabii ki, koşullar değişirse fikrinizi değiştirme hakkına sahipsiniz.

İnsanlar taleplerde bulunurken, genellikle pasif veya manipülatif yöntemlere başvururlar


ve başkalarının çabalarına da bağımlı olduklarını varsayabilirler. Bazı istisnalar hariç,
örneğin yaşı ermemiş çocuklar, herkes kendisinden sorumludur ve başkalarına aşırı
güvenilmemelidir.

Sizin de bazı haklarınızın olduğunuzu unutmayın!

Kararlı olmak; sessizce, saldırganlığa başvurmadan, ancak sert bir şekilde bu hakları
savunmaktır. Bu haklardan biri de, mantıksız olduğunu düşündüğünüz veya
karşılayamadığınız talepleri reddetmektir.

Aynı zamanda, başkalarının sizden talepte bulunma hakkını da tanımanız ve kibar


bir yanıt vermeniz gerekir.

Eleştiri ile Başa Çıkmak

Eleştiri alırken:

İlk olarak yapılanın gerçek bir eleştiri olup olmadığına ya da bunun altında başka bir
neden yatıp yatmadığına karar vermek için kendinize biraz zaman ayırın. Mesela
karşınızdaki kişi bir sebepten dolayı kızgın ve o an karşısında olan tek kişi sizsiniz.

Eleştiriyi tekrarlayarak veya yansıtarak kabul edin. “Yani ..... olduğumu


düşünüyorsun....” gibi bir cevap verebilirsiniz. Her geri bildirimde olduğu gibi, bunu
aktaran kişiye teşekkür etmek önemlidir.

Duyması zor olsa bile, eleştirinin doğru yönlerini kabul edin. Eleştiri bir hakikat unsuru
içeriyorsa, karşı tarafa da eleştirmek gibi sık davranılan yöntemlerden kaçınmaya
çalışın. Hakikatten bir parça içeren bir eleştiriye maruz kalmak insanı incitir, ancak

116
yapıcı olarak algılanacağı ümidiyle yapılan eleştiriler de vardır. En nihayetinde herkes
geri bildirim verme konusunda yetenekli değildir.

Eleştiri Yaparken:

Eğer mümkünse, başkalarını eleştirmekten kaçının. Bunun yerine olaya "davranışlarını


değiştirmek amacıyla, olumsuz da olsa yapıcı bir geri bildirim vermek" şeklinde
yaklaşmaya çalışın. Bu, sakin kalmanıza ve geri bildirimi daha etkili bir şekilde
vermenize yardımcı olacaktır.

Eleştiri veya olumsuz geri bildirim, karşı tarafı desteklediğinizi belirterek iletildiğinde
yumuşatılabilir veya acımasızca algılanma ihtimalini azaltılabilir. En önemlisi, bunun bir
kişiden ziyade bir eylem eleştirisi olduğundan emin olmalısınız. "Bu konuda yaptığın tüm
çalışmaları takdir ediyorum, ancak şu kısımda şöyle bir sorunumuz var..." gibi
destekleyici bir yorumla başlayın.

"Sen şöylesin, böylesin" vb. bir dile sahip herhangi bir cümle, iltifat içermediği sürece
suçlayıcıdır ve her ne pahasına olursa olsun kaçınılmalıdır. Karşınızdaki bireyin kişisel
özelliklerine değil, davranışlarına odaklanın.

Eleştirilerinizi spesifik tutun ve genellemelerden kaçının, örneğin “hep böyle geç


kalıyorsun” yerine “bugün çocukları çok geç aldın” gibi. Genelleme içeren ifadeler,
durumun gerçekliğini yansıtmayabilir ve sorunun çevresel şartlardan veya
öngörülemeyen koşullardan kaynaklanmış olabileceği durumlarda bile, hatanın karşı
tarafta olduğunu ima edebilir.

Duygularınıza neden olduğu için başka birini suçlamaktan kaçınmak tercih edilmelidir,
örneğin “.... yapınca beni çok kızdırıyorsun...” gibi. Kendi duygularınıza kendinizi merkez
alarak odaklanmak her zaman daha iyidir. O yüzden yukarıdaki ifadeye alternatif olarak,
“Sen ..... yapınca çok öfkeli hissediyorum” gibi cümleler kurun.

117
İltifat Ederken veya Edilirken:

Bazı insanlar iltifat ederken veya kendisine edilirken zorlanırlar veya utanırlar, iltifatları
kendine yakıştırmama ya da karşı tarafa geri yansıtma ihtiyacını hissedebilirler. İltifat,
destek vermenin, onaylamanın ve diğer kişinin özgüvenini arttırmanın yapıcı bir yoludur.
İncelikle iltifat etmek veya karşılamayı öğrenmek, önemli bir hayat becerisidir.

Bir iltifat reddedilirse, iltifat eden kişi utanabilir ve kendi değerinin gözünüzde düşük
olduğunu hissedebilir, gelecekte de iltifat etme olasılığı daha düşük olabilir. Bu nedenle,
iltifat ettiğinizde, iltifat eden kişiye teşekkür edin ve gerçekten katılıp katılmadığınıza
önem vermeden kabul edin. "Teşekkür ederim, çok naziksin" veya "Rica ederim ne
demek, senden bunu duymak güzel" gibi ifadeler işinize yarar.

İltifat Ederken, samimi olduğundan emin olun. Samimiyetsizlik kolayca tespit edilir ve
kişinin özgüven inşa etme çabalarını baltalar. Olumlu pekiştirmenin olumsuz
pekiştirmeden daha etkili olduğunu unutmayın. Övgüler, eleştiriden çok daha kolay ve
mutlu bir şekilde hatırlanacaktır.

Bir iltifatta bulunmak o an için uygun değilse, teşekkür etmenin veya bunun yerine bir
övgüde bulunmanın yolunu bulun.

Son Olarak…

Unutmayın, kararlı olmak zor olsa bile pasif veya agresif davranışlardan her zaman
daha uygundur. Başkalarına saygı ve nezaketle, size davranılmasını istediğiniz gibi
davranmaya çalışın. Bu, zor durumlarda bile başkalarına iddialı bir şekilde cevap
vermenize yardımcı olacaktır.

118
İyi Çocuk Sendromu

119
Çoğu erkek, pasiflik - agresiflik skalasında, pasif ya da pasif-agresif seviyedeler. Bu
erkeklere, No More Mr. Nice Guy kitabını şiddetle tavsiye ederim. Maalesef kitap
Türkçe’ye çevrilmedi ama nasıl bir kitap olduğunu anlamanız ve bu konuya da
değinmek için burada Dr. Glover’ın fikirlerini derliyorum.

120
İyi çocuk, bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde, yaptığı şeylerin hemen hepsini, birilerinin onayını
kazanmaya ya da hoşnutsuz etmemeye göre ayarlar.

Dr. Robert Glover - No More Mr. Nice Guy

Çocukluğunuz boyunca büyürken anne babanızdan ve çevrenizden sürekli olarak çeşitli


mesajlar aldınız. Bazıları için bu mesajların önemli bir kısmı gerçekte olduğunuz kişi
olmanın güvenli, istenilir ve kabul edilebilir olmadığıydı. Bu mesajlar, insanlarla ve
özellikle kadınlarla oldukça zayıf ilişkiler kuran, zamanlarının önemli bir kısmını
kendilerinde problem olarak gördükleri şeyleri saklamaya, onay ve kabul edilirlik için
sürekli olarak başkalarının isteklerini ve ihtiyaçlarını kendi istek ve ihtiyaçlarının önüne
koymaya çalışan iyi çocuklar ortaya çıkarır.

Bebek dünyaya geldiğinde ve ondan sonraki yıllarda hayatta kalması tamamen


ebeveynlerine ya da kendisine bakan büyüklere bağlıdır. Bu nedenle bir çocuğun en
büyük korkusu terk edilmektir.

Çocuk terk edilmeyi çeşitli seviyelerde yaşayabilir. Ebeveynlerin boşanması, anne ya da


babanın terk etmesi, kendisine bakmakla yükümlü olan büyüklerinin kendisini fiziksel ve
duygusal olarak ihmal etmesi, fiziksel veya duygusal şiddet uygulaması, vs.

Bu şekilde “terk edilen” ya da “ihmal edilen” çocuk ben merkezli hale gelir. Çocuklar
doğuştan gelen bir dünyanın merkezi olma düşüncesine sahiplerdir ve çocuklara göre
her şey onların etrafında döner. Bu nedenle de başlarına gelen her şeyin sebebinin
kendileri olduğuna inanırlar.

Çocuk ihmal edildiğinde ya da terk edildiğinde, bunun sebebinin kendisi olduğuna ve


kendisinde bir sorun olduğuna inanır. Bu toksik utancı gidermek için, ihmal edilen veya
terk edilen çocuk, başkalarının onayını aramaya başlar. Bu onay arayışı kendini değişik
şekillerde ortaya koyabilir:

● Agresif bir şekilde başarı hırsı


● Fiziksel görünümüne aşırı dikkat ve aşırı vücut geliştirme uğraşı
● Komiklik yaparak ya da başkalarını memnun ederek ortamda var olma çabası

121
İyi Çocuk Sendromu

İyi çocuk / efendi erkek sendromunu açıklamadan önce, buradaki iyi ve efendi
kelimelerinin iğneleyici bir anlamı olduğunu belirtelim. Buradaki “iyi”, iyi insandaki iyi gibi
değil daha çok iyi maskesi altında sinsi bir amacı olan erkekler için kullanılır. Bu
erkekler, kendilerinin çok iyi, efendi bir erkek olduklarını düşünürler ve bu özelliklerine
inandıkları gibi, başkalarını da bu özelliklerine inandırmaya çalışırlar.

Oysa iyi çocuk sendromuna sahip kişinin yaptığı şeyin iyilikle alakası yoktur. Amaçları
pasif bir şekilde kadınları kendileri ile birlikteliğe ikna etmektir. Bu erkekler genellikle
uyumlu, kibar, duyarlı ve kırılgandırlar. Başkalarının özellikle de hedeflerindeki kadının
ihtiyaç ve isteklerini, kendi ihtiyaç ve isteklerinin önüne koyarlar, çatışmalardan kaçmak
için yapabilecekleri her şeyi yaparlar, insanlara duygusal destek sağlarlar.

Fakat iyi çocuklar bunları karşılıksız ya da iyi birer insan olduklarından yapmazlar. Bu
kişiler iyi insan olabilirler ama bu davranışlarını karşılık bekleyerek yaparlar. Bu karşılığı
talep etmedikleri için karşılıksız bir fedakarlık yapıyor gibi görünselerde, aslında
insanlardan bu yaptıklarını ödüllendirmelerini beklerler. Örneğin iyi çocuk, cinsel
birliktelik istediği kadına yürümek yerine onun arkadaşı olmaya, ona duygusal destek
vermeye, onun ihtiyaçlarını karşılamaya çalışır. Tamamen arkadaşça davransa da
istediği, kadının bu yaptıklarını takdir ederek onun özellikle kötü çocuk olarak
tanımladıkları ve aslında çoğu kararlı olan erkeklerden farklarını anlamalarını ve onlarla
seks yapmasını bekler.

İyi çocuklar kadınlara ve diğer insanlara karşı yaptıkları bu “iyiliklerin” karşılığını


beklerler ama bunu kararlı bir şekilde talep etmezler. Örneğin yine ilişkiler temelinde
konuşursak, iyi çocuk cinsel ilişki beklemektedir ama kadından görünürde tek talebi
arkadaşlıktır.

Gizli Sözleşmeler

Bu tür karşı tarafın haberi olmadan iyi çocuğun karşılık beklemesine, No More Mr. Nice
Guy kitabının yazarı Dr. Glover gizli sözleşme diyor. Dr. Glover’a göre iyi çocuklar temel

122
olarak 3 adet gizli sözleşmeye göre hareket ederler. Gizli derken hem iyi çocuğun
kendisi bilinçli olarak farkında değildir hem de iyi çocuğun etrafındakilerin bu
sözleşmelerle ilgili en ufak fikri yoktur. Yani ailesi, kız arkadaşı, iş arkadaşları, vs … bu
sözleşmelerin varlığından haberdar değillerdir.

Gizli sözleşmelerin 3’ü de “eğer … öyleyse …” şeklindedirler. Hepsi karşılık bekleyerek


ver şeklindedir.

1. Gizli sözleşme : Eğer iyi çocuk olursam benden hoşlanır(lar) ve beni sever(ler).
Birçok erkek için bu sonunda (kadınla) yatarım şeklindedir. Eğer iyi çocuk olursam
hoşlandığım kadın benim iyi çocuk olduğumun farkına varır ve benden hoşlanır ve
sonunda benimle seks yapar.

2. Gizli sözleşme : Eğer onlar sormadan ben diğerlerinin ihtiyaçlarını karşılarsam, ben
sormadan onlar da benim ihtiyaçlarımı karşılarlar.

3. Gizli sözleşme :Eğer herşeyi doğru yaparsam problemsiz ve tasasız bir hayatım olur.

Hayatı bu gizli sözleşmelere göre yaşamanın getirdiği bazı problemler var tabii. Birincisi
böyle yaşamak oldukça çocukça ve disney masalı tarzı düşünmek demek. Ama bir diğer
problem de kimse bu sözleşmelerin farkında değil! Bu nedenle diğer insanlar
“sözleşmenin” kendi taraflarını ihlal ettiklerinde ki iyi çocuk bunu bilir ve sürekli “ben
şunu yaptım, bunu yaptım” diye bir liste ve skor paneli tutar ve “ama bu takdir edilmedi,
şunun karşılığı verilmedi, vs …” diye not alır durur. Bu nedenle de iyi çocuk yaptıkları ile
almaya hak kazandığı ama alamadığı herşeyle ilgili zamanla dünyaya ve Tanrıya kin
beslemeye başlar ve öfkeli hale gelir.

Problem şu ki bütün bunlar masallarda yaşamakla alakalı. Biliyoruz ki gerçek hayatta


istediğiniz kadar düzgün biri olun herkes sizden hoşlanmayacaktır. Ve tabii ki herkes
sizinle yatmak istemeyecektir. İnsanlar için bir şeyler yapıp onların da aynı şekilde
karşılıksız bir şeyler yapacağını beklemek çocukçadır. Zira yetişkin demek zaten kendi
ihtiyaçlarının karşılanması, isteklerinin yerine getirilmesi ve davranışları konusunda
100% sorumluluk alan kişi demektir. Yani bir yetişkin olarak ihtiyaçlarımın nasıl
karşılanacağını bulmak ve çevremi ihtiyaçlarımı karşılayacak insanlarla doldurmak

123
benim kendi sorumluluğum. Ve son olarak da her şeyi kitabına göre yaptım diye dertsiz
tasasız bir hayat beklemek gerçek hayatta karşılığı olmayan bir şey. Problemsiz bir
cennette yaşamıyoruz, kaotik ve kontrolümüz dışında olayların olduğu bir dünyada
yaşıyoruz.

Sonuç olarak bütün bunlar iyi çocuğu çocukça hayallere saplanmış kalmış, hayal
kırıklığı içinde, öfke ve kinle dolu biri yapar. Bu da onların kafalarını allak bullak eder
zira iyi çocuk olarak hiçbir zaman öfkelenmeyeceklerini düşünürler ama birçok iyi çocuk
sürekli bir öfke içinde yaşar. Zira kimse gizli sözleşmelere uymamaktadır.

Bu nedenle kendilerine her alaycı bir şekilde ne kadar iyi çocuk denilse de, iyi çocuklar
genellikle sinsi ve pasif agresif kişilerdir. Başka insanlara sınır çizmek konusunda büyük
zorluk yaşarlar.

İyi çocuk sendromundan kurtulmak

İyi çocuk sendromundan kurtulmanın doğru yolu, pasif ya da pasif agresif olmaktan,
agresif olmaya geçiş değil, kararlı biri olmaya geçiştir. Çatışmalardan korkmayan,
bunları kararlı bir şekilde halleden, sınırlar çizmekten ve bunları korumaktan
çekinmeyen biri olmaktır.

Dr. Glover bunu şöyle açıklıyor:

“Efendi erkek mi piç erkek mi” paradigmasından farklı bir paradigma daha var.
İnsanoğlu doğası gereği olaylara siyah – beyaz bakan bir varlık. “Biri çıkıp da erkeklere
iyi çocuk olmamalarını öğreten bir kitap yazdı ise onlara götün teki olmalarını
öğretiyordur” sanan birçok insan var. Temel aksiyomum şu :

Çoğu iyi çocuk aslında götün teki piçe (asshole jerk) bir tepki olarak iyi çocuk
olmuşlardır. Ben bunu korku ve kaygıya karşı “savaş – dona kal – kaç reaksiyonu”
çerçevesine sokuyorum. Göt herif piç savaşçıdır, fiziksel olarak egemen, sözel olarak
zorbadır. Çoğu iyi çocuğa küçüklüklerinde anneleri ve diğer kadınlar tarafından “aman o
adam gibi olma sakın” diye öğretilir. İyi ol, efendi ol denir. İyi çocuk ise bu götün teki piçe
reaksiyon olarak diğer aşırı uca gider ve kendi korku ve kaygıları ile başa çıkmayı “dona

124
kalma – kaçma” şeklinde yönetir. Silik bir profil çizer, çatışmadan kaçınır, vs … Götün
teki piç de ayak paspası iyi çocuk da aslında korku ve kaygılarını yönetmeye
çalışıyorlar.

Bir erkek çıkıp “ben iyi çocuk olmak istemiyorum ama götün teki piç de olmak
istemiyorum, ve mutlu bir orta nokta bulmaya çalışıyorum” dediğinde benim cevabım şu
: bu iki ekstrem işlev bozukluğu arasındaki denge noktası nerede bilmiyorum!

Yani mutlu bir orta yol aramıyoruz ama bunun yerine paradigmayı yeniden tanımlamaya
çalışıyoruz. Erkekler kaygı ve korkularını dışlarında olan şeyleri yönetmeye çalışarak
değil içlerinde yatıştırmayı öğrenmeleri paradigması. “Ben ne istiyorum, istediğimi nasıl
elde ederim” gibi sorular sormaya ve kendi kendini onaylayan ve özdeğeri dışarda
aramak yerine içinde arayan biri olma paradigması.

Yani ağlak bir kapı paspası olmaktan götün teki piç olmaya evrilmiyoruz. Onun yerine
seviye atlıyoruz ve yetişkin biri olma ile ilgili yetenekler ediniyoruz.

Kendi ihtiyaç ve isteklerini öncelik yapmak

İyi çocuklar genellikle başkalarının ihtiyaç ve isteklerini, kendi ihtiyaç ve isteklerinin


önüne koyarlar. Bunun nedeni, çocukluklarında kendi istek ve ihtiyaçları zamanında ve
sağlıklı bir şekilde karşılanmadığında, ihmal edilmelerinin veya terk edilmelerinin
nedeninin bu istek ve ihtiyaçlar olduğuna inanmış olmalarıdır. Bunun sonucu olarak da
bütün o fedakar ve hiçbir talebi ve ihtiyacı olmayan iyi biri görüntüsünün altında iyi
çocuk, aşırı muhtaç biridir. Kendi ihtiyaç ve isteklerini karşılamaya çalıştıklarında,
manipülatif ve kontrol manyağı biri gibi davranırlar.

İyi çocuğun öncelikli olarak anlaması gereken şey, kendi istek ve ihtiyaçları yüzünden
ihmal edilmediği ve bu istek ve ihtiyaçlara öncelik vermesinin, muhtaç olduğu onayı
tamamen kaybetmesine ya da deli gibi kaçtığı hoşnutsuzluğa boğulmasına neden
olmayacağıdır. Evet, kendi ihtiyaçlarını ve isteklerini öne koyarak bazı insanların onayını
kısmen ve tamamen kaybedecektir ve bazı insanları kısmen ve tamamen hoşnutsuz
edecektir. Ama toplamda gördüğü onay azalmayacak, hoşnutsuzluk artmayacaktır.

125
Fakat burada dikkat etmeniz gereken şey, kendi istek ve ihtiyaçlarını ilk sıraya
koymanın, başkalarının istek ve ihtiyaçlarını tamamen göz ardı etmek demek olmadığı.
İhtiyaçlarını gidermeye çalışırken iyi çocuklar dolaylı, belirsiz, manipülatif ve kontrol
manyağı olabilirler.

Bir insanın kendi ihtiyaçlarının karşılanmasını sabote etmesinin birden fazla yolu var. Bir
tanesi, başkalarının size ihtiyacınız olan şeyi vermesini zorlaştırmaktır. En çok ihtiyaç
duyduğunuz zaman aynı zamanda en fazla terk edilmiş hissettiğiniz zamandır zira
insanları itersiniz. İnsanların size yardım etmesine izin vermelisiniz.

İkincisi yolu da gizli sözleşmelerdir. İyi çocuğun gizli sözleşmesi şudur: ben senin için bir
şey yapacağım ve sen de karşılığında benim için bir şey yapacaksın ama ikimiz de
böyle bir sözleşmeden habersizmiş gibi davranacağız. Bu nedenle size şu ödevi
veriyorum: sevdiğiniz biri ile aranızda yaptığınız gizli sözleşmelerden en az bir tanesini
bulup ortaya çıkarın.

Gücünüzü geri kazanmanın 5 yolu

İlk yapmanız gereken şey, sınırlarınızı çekmektir. Önümüzdeki hafta boyunca kendinizi
gözlemleyin ve aslında hayır demek isterken evet dediğiniz durumları bulun. Neye
toleransınızın olduğunu ve neye toleransınızın olmadığını açık bir şekilde ortaya çıkarın.
Örneğin benim ilişkide sınırlarımdan biri, hayatımın geri kalanında haftada en az 5 gün
sağlıklı beslenmeden ödün vermemek.

İkinci yapmanız gereken şey, kontrol edemeyeceğiniz şeyleri kontrol etmeye çalışmayı
bırakmaktır.

Üçüncü yapmanız gereken şey, korkularınız ile yüzleşmektir.

Dördüncü yapmanız gereken şey, bir ahlak geliştirmektir.

Beşinci yapmanız gereken şey de, duygularınızı ifade etmeyi öğrenmektir. Burada biraz
durmak istiyorum. Bence en önemli şey, duygularını başkalarına ifade etmekten çok,
kendi duygularınızla yüzyüze gelmektir. Kendinizi kendi duygularınızdan, kendinizden

126
uzaklaştırmak ve kendinizle yüzleşmemek için sürekli olarak dinlediğiniz müziği kapatın
ve kulağınıza taktığınız o kulaklığı çıkarın. Sizin kendi duygularınız ve hisleriniz, sizin
bütünlüğünüzün bir parçasıdır. Duygularınızın dilini öğrenerek, iyileşmekte olan bir iyi
çocuk olarak, hayat boyu taşıdığınız o yükü sırtınızdan attığınızda, kendinizi Willy
Wonka’nın Çikolata Fabrikasına altın bilet kazanmış Charlie gibi hissedebilirsiniz.

Maskülenitenizi yeniden kazanın

Erkek rol modeli olmadan büyüyen erkekler, günümüzün iyi çocuk sendromu problemini
ortaya çıkardılar. Endüstri Devriminden sonra babalar oğullarını evde bırakıp,
fabrikalara ve ofislerde çalışmaya gittiler ve oğulları da daha çok anneleri ve başka
kadınlar tarafından yetiştirildi. Bu sosyal koşullanmanın da, iyi çocukların diğer
erkeklerden kopması gibi bir etkisi oldu.

Bunu düzeltmek için maskülen erkek rol modelleri ile arkadaş olun.

İstediğiniz sevgiyi nasıl alacağınızı öğreneceksiniz

İyi çocuklar neden istedikleri sevgiye ulaşamazlar? Çoğu iyi çocuk, çocukluklarında
babaları ile yakın ilişkileri olmadığını anlatıyor. Bunun sonucu olarak da birçok iyi çocuk,
anneleri ile sağlıksız bir bağ geliştiriyorlar. İyi çocukların anneleri ile tek eşli ilişkiye
yatkınlıkları, büyüdüklerinde gerçek bir kadın partner ile iyi ilişki kurabilmelerini
engelliyor.

İyi çocuklar, kırılganlıklarının açığa çıkması korkularını, yalnız kalma korkuları ile
dengelemeye çalışırken, işlevsiz ilişkiler yaratırlar. Burada kırılganlıklarının açığa
çıkması korkusu, biri kendileri ile yeterince yakınlaşırsa, ne kadar zayıf / kötü olduklarını
anlar korkusudur. İyi çocuklar, başkaları bunu keşfederse, alay edileceklerine,
yaralanacaklarına ya da terk edileceklerine inanırlar. Bunun alternatifi de hiç iyi değildir
zira kendilerini diğer insanlardan izole ederlerse, bu sefer de çocukluklarında çok
korkutucu olan terk edilme deneyimleri yeniden canlanır.

127
Kırılganlıkları açığa çıkacak korkusu ile terk edilecekleri korkusunu dengelemek için, iyi
çocuklar yardıma ihtiyaç duyarlar ve bu yardımı aynı şekilde yaralı ve yakınlık kurmakta
zorlanan insanlarda bulurlar ve beraberce iki tarafı da hüsrana uğratan ilişkiler yaratırlar.

Aslında ne olduklarının açığa çıkmasını engellemeye çalışırken, iyi çocuklar iki


çeşittirler: yapışkanlar ve mesafeliler. Yapışkanlar, kendilerini ve kendilerine ilgi gösteren
diğer insanları hiçe sayacak şekilde ilişkilerine yapışırlar. Mesafeli olanlar ise asıl
partnerlerine duygusal olarak mesafeli dururlarken, ilişki dışında iyi çocuk rolü oynarlar.

Peki bu durumda iyi çocuklar istedikleri aşka nasıl ulaşırlar? İyileşmekte olan bir iyi
çocuk, bunu başarmak için sınırlarını belirlemelidir. İyileşmekte olan iyi çocuk,
partnerleri ile aralarındaki sınırlarını belirleyip korumaya başladıklarında, bu
partnerlerinin kendilerini güvende hissetmesine neden olur. Kadınlar güvende
hissettiklerinde, seviliyor da hissederler.

Sınırlarını belirlemek aynı zamanda saygı da yaratır. İyi çocuk sınırlarını belirleyip
koruyamadığında, partnerine kendilerine saygılarının olmadığını sinyallerler. Bu
durumda kadınları onlara neden ve nasıl saygı duyabilir ki?

İstediğiniz seksi nasıl alırsınız?

İlk yapmanız gereken şey, kendinizi hapsettiğiniz içselleştirilmiş utanç ve korku


hücresinden dışarı çıkmaktır. Bunlar, doyurucu bir seks hayatının önündeki en büyük
engellerdir. Ne kadar kitap okursanız okuyun, ne kadar kursa katılırsanız katılın,
cinsellik konusunda çözmediğiniz utanç ve korkularınız olduğu sürece bunlar bir işinize
yaramayacaktır.

İkincisi, bu konu hakkında konuşun. Cinsel geçmişiniz ve erken cinsel hatıralarınız


hakkında konuşabileceğiniz güvenli bir yer bulun. Varsa çocuklukta cinsel taciz ya da
travma deneyimlerinizi, ailenizdeki cinsel problemleri konuşun.

Üçüncüsü, porno ve fantezi kullanmadan kendi cinselliğinizi yaşayın. Porno ve


fantezinin dikkat dağıtması olmadan kendi cinselliğinizi yaşayana kadar, sağlıklı bir
cinsellik yaşayamayacaksınız.

128
Porno, sizin utanç ve korkularınızdan uzaklaşarak içinde cinsellik yaşayabileceğiniz bir
trans hali yaratır. Ama porno utanç duygusunu katlayarak arttırır zira genellikle gizli saklı
yapılır. Fantezi de bir çeşit kopmadır ve birinin vücudunu zihninden ayırmaya yarar.
Fantezinin tek sağladığı şey, sizin utanç ve korkularınızı geçici olarak unutmanızı
sağlamaktır ya da kötü seks hayatınızı saklamaktır.

Dördüncüsü, kötü sekse hayır deyin. Size kötü habrr vermek istemezdim bayanlar ama
zamazingonuzu Bangkok’ta kolay altılılara batırma fantezilerinizi bırakma vakti geldi. İyi
seks haricinde seks yapmamayı kafaya koyarsanız, değişik bir şey yapmak için
sorumluluk da almaya başlarsınız. Harika bir aşık olma kavramını bırakırsınız, açık ve
direkt davranmaya başlarsınız, uygun bir partner seçersiniz ve kötü seksin, hiç seks
yapmamaktan daha iyi olmadığına karar verirsiniz.

Son olarak, ben erkek Amerikan geyiğini kendime örnek alıyorum. Doğada alfa erkek ve
Amerikan geyiği erkeği oturup kızların kendisini beğenmesini neyin sağlayacağını
düşünmez. Bu erkekler acımasız, rekabetçi ve cinsel olarak gururludurlar zira neyseler
olar ve ne yapıyorlarsa onu yaparlar. Dişiler onlardan böyle etkilenirler.

Size son bir mesajım olacak. hayatınızın gerçekliğine bakın ve kendinize şu iki soruyu
sorun:

Birincisi, istediğiniz hayatı yaratıyor musunuz? Ve ikincisi, eğer yaratmıyorsanız neden


yaratmıyorsunuz?

Bunun sebebi muhtemelen korku. Korkularınızla kafa kafaya gelecek şekilde yüzleşin.
İstediğiniz hayatı elde etmenin tek yolu bu.

129
İlişki Süresince

130
Sevgi ve aşk

İlişkiler, insanın hem duygusal hem de cinsel olarak tatmin olup tatminlik vermesi
üzerine kurulu. Hiçbir zaman bir ilişkiye sadece almak için girmeyin, bir ilişkide aynı
zamanda hem duygusal hem de cinsel olarak karşınızdakine tatmin vermelisiniz. Siz bir
ilişkide sadece sizi seven ve sevdiğiniz bir kadına sahip olarak kalmayın, aynı zamanda
onun da aradığı sevgiyi, dayanma ihtiyacı duyduğu gücü ve güveni de ona verin.

Bir ilişkide verebileceğiniz en güzel hediye, sevginin ve cinsellik kadar önemli olacak
şekilde ve zaten bunların ön koşulu olarak, sağlam, güçlü, maskülen ve sevgi dolu bir
erkek olarak kendinizdir. Bir ilişkiye asla partnerinizin sizi tamamlaması için girmeyin.
Tüm o popüler kültür saçmalıklarını unutun. İyi bir ilişki, iki tam insanın, tamlıklarını
birbirleri ile paylaşması ile olur, iki yarım insanın birbirini tamamlaması ile değil. Evet,
sizin masküleniteniz onun feminen doğasıyla birbirini tamamlayacak ama bir ilişkiye
asla, mutsuzluğunuzu gidermek, zayıflıklarınızı tamamlamak, muhtaçlıklarınızı tatmin
etmek için girmeyin. Önce mutlu olun, güçlenin ve muhtaç olmamayı öğrenin. Bunları bir
kadından beklemeyin. Bir kadın bir erkeği bu şekilde tamamlayamaz ve tamamlamak da
istemez.

Eğer bir ilişkiye sadece almak için girerseniz, kendinizi tamamlamak için girerseniz,
mutsuzluğunuzu, zayıflığınızı ve muhtaçlığınızı yok etmek için girerseniz, o ilişkiye
muhtaç ve sağlıksız bir şekilde yapışırsınız. Bir başka insan, özellikle de bir kadın, sizi
erkek olarak tamamlayamayacağı için, ondan beklentileriniz gerçekleşmeyecek ve
zamanla negatif bir ruh haline girersiniz. Ya agresifleşirsiniz ya da pasif -
agresifleşirsiniz. İlişkiyi sabote etmenize neden olacak bu ruh haliyle de ilişkiyi
yıkarsınız.

Bir ilişkide karşınızdakine zamanınızı, sevginizi, ilginizi ve gücünüzü verin ama


karşılığında ne alıyorsunuz her zaman gözlemleyin. Tabii ki karşılık beklemeden
verdiğiniz zamanlar sıklıkla olacak ama sürekli olarak veren tarafsanız, karşılığında
aldığınız şey kabul edilebilir değilse, bunu çaresiz bir şekilde kabul etmeyin. Eğer

131
istediğinizi alamıyorsanız, aldığınız sizi tatmin etmiyorsa, bunu pazarlıkla almaya
kalkmayın.

Arzuyu, size ilişkide verilmeyeni pazarlıkla elde edemezsiniz.

Günümüz evlilik danışmanları - ki mümkün olduğunca uzak durmanızı tavsiye ederim -


bir kadının kocasıyla yeterince seks yapmaması durumunda kocaya, daha fazla bulaşık
ve çamaşır yıkamaya söz vermesini tavsiye edebiliyor. Erkek de bunun karşılığında
kadının cinsel isteğinin eski haline döneceğinden medet umar. Ama erkek ne yaparsa
yapsın kadının cinsel isteği bu şekilde eskiye dönmez. Kötüsü kadın, bunca çabaya
rağmen istek duymadığı için kendini daha kötü hisseder.

Gerçek arzu, bir kişinin kendi iradesiyle varması gereken ya da oraya yönlendirilmesi
gereken bir şeydir. Bir kadını tehdit ederek istediğiniz gibi davranmaya zorlayabilirsiniz,
ama onun sizi arzu etmesini sağlayamazsınız. Bir kadın size yeteri kadarını vermek
istemiyorsa, ona daha fazlasını vererek istediğinizi alamazsınız. Bunun yerine kendinizi
onun daha fazla arzu edeceği bir erkeğe dönüştürürseniz, istediğinizi alma ihtimalinizi
çok daha fazla artar. Ama buna rağmen istediğiniz kadarını alamıyorsanız, o ilişkide
daha fazla durmamaya çalışın.

İlişkilerde hedefiniz gerçek arzu olmalı, pazarlık arzusu değil. Eğer sizinle birlikte
olmaya mecbur hisseden değil sizi arzulayan bir kadınla beraber olmak istediğinizi
bilirseniz zaten yolu yarılarsınız. Bir kadından konuşarak, anlaşarak arzu elde
edemezsiniz. Arzuyu sadece çaktırmadan onu yönlendirerek elde edebilirsiniz. Gerçek
arzu kadının sizi istediğini düşünmesinden ortaya çıkar, sizinle olmak zorunda olduğunu
düşünmesinden değil.

Bir kadının sizi istemesi için ise, buraya kadar yazdığımız şekilde, güçlü, lider, duygusal
yatırım konusunda tutumlu, hedefleri olan ve bunların peşinde koşan, çekici kalmayı
bilen bir erkek olmalısınız. Ve en önemlisi de, ilişkinizdeki maskülen - feminen
kutupluluğunu korumalısınız.

132
Arzuyu yaratan ve devam ettiren manyetik güç: maskülen -
feminen tamamlama

İlişkilerde hemen hemen her zaman aynı kutuplar birbirini çeker. Mesela kendine bakan,
kendine güvenen bir kadın istiyorsanız, siz de öyle biri olmalısınız. Ama ilişkilerde zıt
kutupların birbirini çektiği yerler de var ve bunlardan biri, ilişkileri bir arada tutan temel
manyetik gücü oluşturuyor: maskülen - feminen kutuplar.

Aman feministler duymasın, çoğu kadın domine edilmek isterler. Aklınıza hemen dom -
köle ilişkisi gelmesin, dominant olmaktan lider olmayı kastettiğimi uzun uzun yazmıştım.
Çoğu kadın erkeğin kontrolü eline almasını ve her şeyi halletmesini ister. Böylece kadın
hiçbir şey konusunda endişelenmek zorunda kalmaz zira tüm kaygı ve acıyı erkek bu
şekilde onun sırtından alır. Kadın erkeğinin, güçlü bir erkek adam özünden gelen aşkına
ve gücüne teslim olmak ister.

Bunun yanında, sizin maskülen enerjinizin yanında feminen enerjiye bürünen bir kadın,
kendini sizin aşkınıza açarak, kendini size teslim ederek, tüm günün stresini üstünüzden
alabilir. Ama bir kadın bu feminen enerjiye, sadece ve sadece erkeğinin tüm herşeyi
kontrolü altına aldığını hissettiğinde girebilir. Bu olduktan sonra kadın neşeli, beraber
olması çok zevkli bir ruh haline dönüşecektir. Feminen bir kadın, maskülen erkeğine
daha fazla duygusal yatırım yapacak, onunla daha fazla iletişim başlatacak, daha fazla
görüşmek isteyecek ve daha fazla aşık olacaktır. Bu olduğu zaman kadın, erkeğine
kendisini güzel göstermek için elinden geleni yapacaktır. Bu olduğunda, erkek kadının
sağlam kayası, kadın ise erkeğin neşesi olur.

Evet arkadaşlar, erkeklik, ilişkiler yan gelip yatma yeri değildir. Hayatınızda böyle
feminen bir neşe istiyorsanız, kadın ne olursa olsun, gündelik hayatın faturadır, tamirdir
gibi dertlerinden, daha büyük felaketlerine her şeyin, sizin tarafınızdan
halledilebileceğini, sizin her şeyi halledebileceğinizi hissetmelidir.

İşte her şey bombok olabilir, faturalar gecikiyor olabilir ama bunlar sizi sarsmamalı. Siz
bu ilişkinin kayasısınız (eskilerin deyimi ile evin direğisiniz). Kadından her şeyi
saklayabileceğinizi iddia etmiyorum ama kadın işlerin yolunda gitmediğini bilse bile,

133
sizin bunları bir şekilde yoluna koyabileceğinizi bilmeli. Sizin göreviniz, her şeyi
halledeceğinizi söylemek ve kadına bunu hissettirmek. Bunu yaptığınız sürece, kadın
size en feminen haliyle açılmaya devam edecektir.

Dışarıda tabii ki her türlü insan var. Maskülen erkekleri sevmeyen ve istemeyen kadınlar
var mesela. Kadının kölesi olmak isteyen erkekler olduğu gibi. Ama bunlar oran olarak
çok azlar. Ama çoğu kadın, maskülen bir erkekseniz sizin beraber olmak isteyeceğiniz
kadınların ezici çoğunluğu, maskülen bir erkek ile birlikte olup, ona feminen bir şekilde
teslim olmayı arzularlar. Bu nedenle, siz maskülen benliğinizdeyken (maskülenite ile
saldırganlığı, götlüğü ve duygusuzluğu karıştırmadığınızı varsayarsak) feminen
benliğine geçemeyen, ilişkide dominant olmaya çalışan kadınlardan uzak durmalısınız.

Erkeğin ilişkinin kadını olması

Feminen - maskülen ikililiğinde, feminen taraf daha fazla duygusal yatırım yapan, daha
fazla iletişime geçen, daha fazla bağlanan, daha fazla görüşmek isteyen, daha fazla ilgi
isteyen ve daha fazla seven taraftır. Ve feminen tarafın, biyolojik olarak kadın olan
partnerin olması gereklidir. Günümüzde maalesef birçok erkek, zayıf yetiştirilişleri,
erkekliğin bazı kendine has güçlü taraflarını toksik maskülenite ile özdeşleştirmeleri,
mahalle baskısı, korkaklık, kaybetme korkusu gibi nedenlerle, ilişkinin feminen tarafı
olmaya, ilişkinin kadını olmaya meylediyorlar:

● Kadından daha fazla duygusal yatırım yapıyorlar


● Kadından daha fazla seviyorlar
● Kadından daha fazla arıyorlar / mesaj atıyorlar
● Kadından daha fazla ilgi bekliyorlar
● Kararları kadından bekliyorlar ya da modern erkek görüneceğim, eşitlik,
feminizm, yaşasın cinslerin kardeşliği mottosu ile kadının sırtına atmaya
çalışıyorlar
● Kadından daha duyarlı, daha duygusal, daha nevrotik oluyorlar

134
Bütün bunların sonucunda da ya hızlıca terk ediliyorlar, ya dırdır ve işkence yüklü,
seksin neredeyse hiç olmadığı ya da çok arzusuz olduğu bir evlilik ya da ilişki içinde
ayak paspası olup acı çekiyorlar ya da aldatılıyorlar.

Bir erkek aşırı duygusal, kendine güvensiz birine dönüşerek ve daha çok feminen ve
giderek daha az maskülen davranışlar göstererek ilişkinin kadını olmaya başladığında;
cinsel kutupluluğu ve sonunda da ilişkiyi mahvetmeye başlar.

Bir kadın kendisini bir erkeğe, o erkek liderlik kabiliyetini davranış, düşünce ve sözleri
arasındaki uyumluluğu koruyarak gösterebildiği sürece bırakır. Erkek feminenleşerek,
duygusallaşarak, kendinden emin olmayarak ve kadının kendisini yönetmesini ve
kararları almasını bekleyerek kendi liderlik rolünden vazgeçmeye başladığında, kadını
maskülenleşmeye zorlar. Bu ise kadının asabileşmesine , erkeğe saygısını ve cinsel
ilgisini kaybetmesine neden olur.

Erkekler kadınlarını memnun etmek için olmadıkları bir şeye dönüşmeye başlarlarsa,
sonunda terk edilirler veya kadın tamamen ortadan kaybolur.

Corey Wayne

Birçok erkekle yaptığım telefon görüşmelerinde bu duruma çok rastlıyorum. Bu değişim


aylar ve hatta bazen yıllar içinde oluyor. Erkek yavaş ama emin adımlarla liderlik
rolünden vazgeçiyor ve sonunda kadın – erkek rolleri tamamen değişiyor. Başlangıçta
oldukça maskülen, lider karakterli ve iyi fiziğe sahip olan erkek, ilişki ya da evlilik içinde
ve birçok durumda çocukların da hayatlarına girmesi ile bir süre sonra aman ağzımızın
tadı bozulmasın, kız arkadaşımı / karımı sinirlendirmeyeyim, seksten olmayayım, vs.
diye kadınını memnun etmeye çalışan bir uşağa dönüşüyor ve sonunda da olmasın diye
“uğraştığı” her şey başına geliyor.

Women don’t want to be with a pussy, because they already have one.
(Kadınlar bir amcıkla birlikte olmak istemezler, zira kendilerinde zaten bir tane am var.)
Modern bir Amerikan atasözü

135
İlişkinin maskülen erkeği olmamak

İlişki içinde maskülen bir erkek olmazsanız, maskülen - feminen ikililiğini bozarsanız, iki
şeyden biri başınıza gelecektir: ya terk edileceksiniz ya da maskülen olmamanın
eksiğini “ödemeniz” gerekecek. Kadınlar bir ilişkide hem maskülen güç ve fiziksel
çekicilik gösteren, hem de kaynak ve güvenlik sağlayan bir erkek isterler. Maskülen güç
ve fiziksel çekicilik, biyolojik çekim yani arzu yaratır. Ama kadının çocukları ile beraber
hayatta kalması ya da günümüz modern dünyasında rahat etmesi için, kaynak ve
güvenlik de gereklidir.

Bir kadın erkekte maskülen güç ve fiziksel çekicilik bulamasa bile, böyle bir erkeği
çekemediği için ya da çocuksuz / kaynaksızlık kalma korkusu ile maskülen özellikler
göstermeyen bir erkekle birlikte olabilir ve o erkekle uzun süreli ilişkiye girebilir. Bir
kadının sizinle uzun süreli ilişkiye girmesi ya da evlenmesi için, size aşık olması
gerekmez. Katlanılabilir bir alternatif olmanız, ilişki için yetebilir. Fakat eğer ilişkiye bu
minimum ile girerseniz, ilişkide sürekli ödemek zorunda kalırsınız. Aynı zamanda sizden
daha iyi bir erkek için terk edilme ya da aldatılma riskiniz ciddi oranda artar.

Eğer masküleniteden uzak bir erkek (beta erkek) olursanız, illa aldatılırsınız, karınız
başkasına kaçar diye bir şey yok. Bu riskler daha yüksek ve riski azaltmak için
betalıktan kurtulmalısınız ama asıl önemlisi, beta erkek bir kadınla beraber olduğunda,
maskülen bir erkek (alfa erkek) olmamasının eksikliğini sürekli “ödeyerek” kapamak
zorunda kalır. Ödeme derken sadece paradan bahsetmiyoruz. Daha fazla ilgi, zaman,
kaynak, duygusal yatırım ile ödemek zorunda kalır. Bu her ne kadar sıklıkla bir kadını
ilişkide tutmaya yetebilse de, kadının erkeğe arzu duymasını engeller ve erkek kadını ile
ödediği sürece beraber olur ve daha da kötüsü kadınıyla al-ver seksi (kadının erkeği
ilişkide kalsın da ödesin diye lütfedip yaptığı düşük arzulu, alışveriş seksi) yapar. Erkek,
ödemediği zaman dırdır ve kavga ile karşılaşır.

Siz yeterince alfa bir erkekseniz, kadınınız size arzu duyacaktır ve sizden daha iyisiyle
karşılaşsa bile, eldekini kaybetme riskini göze alamayacağı için pek bir sorun

136
yaşamazsınız. Ya da alfa erkek olursanız, dürtülerine daha fazla hakim olabilen bir
kadın seçebilirsiniz (seçenekleriniz olduğu için) ve bu kadının da riski daha az olacaktır.

Siz yeterince alfa bir erkekseniz, ilişkiniz boyunca erkek tarafı kalmayı başarırsınız
(dominant, duygusal yatırımı daha az, hedefleri olan, duygusal olarak güçlü) ve bu da
kadını feminen olmaya itecektir.

Kısacası bu bölümü “kadın kesin arkandan başka erkekler bulmaya çalışır ya da sizi
terk eder” gibi bir mankafalılıkla ve negatif ile okumayın. Sizi “sen ne kadar alfa isen, o
kadar az ödemek zorunda kalırsın ve ilişki senin için o kadar zahmetsiz olur” diye
okuyun.

Kurtarıcı erkek

Birçok erkek, ilişkide maskülen olmanın önemini bilmediğinden ya da maskülen gücü


toksik diye belleyip özellikle uzak durduğundan, bir kadının kendisini sevmesini, onun
sorunlarını çözmeye bağlamaya eğilimlidir. İlişki ve seks istiyorum, bu kadınla istiyorum
o zaman onun için, bunun karşılığında ne yapacağımı bulup onu yapayım diye bir
mantık yürütürler.

Fakat bu tür bir pazarlıkla alınmış ilişki, asla gerçek bir ilişki değildir. Bir kadının araba
lastiğini değiştirebilirsiniz, borçlarını ödeyebilir ve ona harçlık verebilirsiniz, onun
ağlayacak omzu olup ona güzel yemekler yedirebilirsiniz, onun çocuklarına iyi bir üvey
baba olup yakınmalarını saatlerce dinleyebilirsiniz. Ama bunlarla kadının arzusunu satın
alamazsınız.

Sizin kadına verebileceğiniz tüm o finansal, duygusal, güvenilir destek hiçbir zaman
ham, dizginlenemez, kimyasal arzunun yerine geçemez. Bazı sorumsuz, çulsuz, parasız
serserilerin bile, bu şekilde verici ve fedakar erkeklerden daha fazla kadın çekmesinin
sebebi budur. O adamlarda kaynak olmayabilir, iyi insanlar olmayabilirler ama karşı
konulmaz bir erkeksi çekicilikleri varsa, arzu uyandırıp gerçek bir yakınlık alacaklardır.

Evet doğada, karşılıklılık kuralı ve adil ticaret gayet açık seçik bir şey. Birçok yüksek
seviye sosyal hayvanın kaynak takasını, içgüdüsel bir şekilde anlama kabiliyeti vardır.

137
Aslında çiftler arası bağın, aile yapısının ve sosyal çokluğun üzerinde durduğu temel
ayaklardan biri bu paylaşılan karşılıklılık anlaşmasıdır. İnsan evrimi sürecinde bu
psikolojik devreye sahip olduğumuzu düşünebiliriz, bu nedenle de erkeğin karşılıklılığı
istediğini almak için en kısa yol olduğunu düşünmesini anlayabiliriz.

Burada temel problem, birçok kadının bu içgüdüsel psikolojiyi sosyal bağlamda lehlerine
kullanmayı öğrenmiş olmaları ve sosyal yapı içinde erkekten karşılığında bir şey
vermeden kaynak almayı akıllıca yapabilmeleridir. Böylece kadınlar, erkeğin doğada
standart olan kullanılıp atılabilirliğine paralel sosyal norm geliştirdiler. Bu sosyal norm
içinde kadınların dikkat ve samimiyetleri, erkeklerin hiçbir şekilde hakedemeyecekleri
kadar değerli kaynaklardır. Birçok kere yemeğe ve sinemaya gitmelerinin karşılığında bir
kadının bir adamla yatmaya borçlu olduğu fikrinden kadınların iğrenmesi, bu sosyal
gelenek temellidir.

Diğer bir problem de, erkeklerin doğasında gerçekten de kadınları koruma içgüdüsünün
olması. Toplumun devamı açısından, milyonlarca spermi olan erkek ucuz, sınırlı sayıda
yumurtası olan kadın pahalıdır. Bu nedenle de erkekler, kadınlar için (kendi kadınları
bile olmayabilir), kendilerini feda etme içgüdüsüne sahiptirler.

Fakat toplum tarafından feminenleştirilmiş çoğu erkek, koruma içgüdüsünü, kurtarıcı


erkek olmak ile karıştırıyor. Eş koruma içgüdüsünü, bir kadınla alışveriş ilişkisine girmek
için bahane olarak kullanıyorlar.

İlişkilere girerken ve ilişki süresince, temel yakınlık kurma stratejiniz, maskülen -


feminen ikililiği ile gerçek bir yakınlık kurmak olmalı. Gerçek bir yakınlık kuramadığınız
kadınla aranızda, “ödeme” temelli bir sahte bağ kurup devam ettirmemeye çalışın.
Kadınlar uzun bin yıllar boyunca hayatta kalmak için bir erkeğe dayanmak zorunda
kaldıklarından, sevmeseler, gerçek bir bağ kurmasalar bile, bir erkek ile kaynakları için
“sahte” bir yakınlık kurmak üzere evrimleşmişlerdir. Bugünün modern dünyasında,
Afrika savanalarından kalma bu içgüdünün bir gereği olmadığını düşünebilirsiniz.
“Canım o da iyi kazanıyor, neden sırf kaynak için benimle olsun” diyebilirsiniz. Ama
milyonlarca yıllık evrim algoritmalarının (ya da fıtratın) 100 - 200 yıllık bir bolluk dönemi
ile silinebileceğini düşünmeyin.

138
Kadınlar sizinle yalnız kalmamak için, çocuksuz kalmamak için, kız kurusu olmamak için
uzun süreli ilişkiye girip evlenebilirler. Tamam, siz ne kadar erkek adam olursanız olun,
size olan yakınlığın temelinde her zaman bu korkular da var ama sizinle sadece korku
temelli birlikte olmasına izin vermeyin. Aranızdaki temel bağ, gerçek, arzu dolu bir
yakınlık olsun.

Sevgili ile aynı evde yaşamak

Tomassi’nin 4 Numaralı Demirden Kanunu

Evli olmadığın ya da 6 ay içinde evlenmeyi planlamadığın bir kadınla ASLA aynı evde
yaşama.

Bir kız arkadaş ile beraber ev kiralamayın, aynı evde kalmayın ve ev almayın. Kızın
evine taşınmayın ve kız arkadaşınızın sizin evinize taşınmasına izin vermeyin. Burada
kız arkadaşınız ile aynı evde yaşamayın derken, ahlaki bir nedenle değil, tamamen
faydacı bir nedenle tavsiye veriyorum. Eğer bir kadınla yaşayacaksanız o kadınla evli ya
da evlenmek üzere olun. Evli iken altına imza attığınız yükümlülükler ve sorumluluklar
nedeniyle kısıtlısınız zaten. Evlilik imzası attığınızda zaten yasal olarak ilişkinin durumu
nereye giderse gitsin bir yuva kurup orada beraber yaşama sözü veriyorsunuz.

Kız arkadaşınızla yaşamanızın bazı faydaları olduğunu biliyorum, örneğin kız da


kazanıyorsa kirayı paylaşabiliyorsunuz. Hergün seks gibi bir fayda da var diyebilirsiniz
ama yeterince uzun süre beraber yaşadığınızda, her gün seks yapmayacaksınız ve
çoğu zaman seks, genelde aşağıda belirteceğimiz sebeplerden seks, beraber
yaşamasanız yapacağınızdan daha az olacak.

Kız arkadaşınızla beraber yaşadığınızda, gizeminiz azalıyor, kız arkadaşınızın rekabet


korkusu azalıyor ve bu da cinsellikte ve ilgide sıkça görülen bir azalmaya neden oluyor.

Ama benim gördüğüm asıl problemler şunlar. Birinci ciddi problem, bu ilişkinin bitiminde
ya da ilişki bitmeye giderken, aynı evde yaşamak büyük sıkıntı yaratıyor. Beraberce
girilen bir kira sözleşmesi varsa, bir taraf çıktı mı diğeri bunu tek başına sırtlıyor ya da
çıkan taraf, kalmadığı eve para ödüyor. Bazen de bu nedenle ayrılmak üzere olsalar da

139
aynı evde yaşamak zorunda kalıp, stresli ve acılı günler geçiriyorlar (azıcık ayrı
kalabilseler belki devam edebilecekken, bu nedenle hızlıca ayrılmaları da cabası).

İkinci ciddi problem, erkeğin henüz bir aileyi sırtlamadan, bir ailesi varmış gibi
kısıtlanması ve bir kadın ile beraber yaşamanın rehaveti ile, evlendikten sonra belki de
bir daha hiç bulamayacağı bekar günleri çöpe atması. Sevgilisi varken başka kızları eve
getirmesinden bahsetmiyorum. Ama bekar evinde arkadaşlarla çok iyi vakit geçirmek,
kendini gelilştirmek ya da ne bileyim bir iş için ekstra çalışmak varken kız arkadaşına
çok fazla zaman ayırmak iyi bir fikir değil.

Doğum Kontrolü

Tomassi’nin 5 Numaralı Demirden Kanunu

Doğum kontrolünü ASLA bir kadının eline bırakma.

Rollo Tomassi

Çoğu erkek, doğum kontrol hapı ve kürtaj ikilisinin kadının eline nasıl bir güç verdiğinin
maalesef farkında değil. Bu ikili, kadınlar tarafından çeşitli kombinasyonlarda
kullanılarak onların istedikleri erkekle istedikleri geleceği elde etmelerini sağlıyor.
Beraber olduğunuz kadına asla böyle bir güç vermeyin. Bir erkeğin doğum kontrolünü
asla bir kadına bırakmaması lazım. Özellikle de “Hap kullanıyorum, içime boşal”,
“prezervatif kullanma hissetmek istiyorum” gibi telkinler başladığında. Bir kadın size
doğum kontrol hapı kullanıyorum demesine rağmen, “hapı almayı unutarak” hamile
kalırsa, o aşamadan sonra artık sizin yasal olarak bir gücünüz kalmıyor. Kadın isterse,
çocuğu aldırabilir veya isterse çocuğu doğurabilir ve sizi evliliğe zorlayabilir. Henüz daha
tam olarak tanımadığınız ve belki de ilerde evlenmeyi düşünmediğiniz bir kadınla, en az
20 yıl bir birlikteliğe kilitlenebilirsiniz, henüz hazır değilken evlenmek zorunda
kalabilirsiniz ya da birlikteliği reddetseniz bile, yasa zoru ile istemediğiniz bir çocuğa
bakmak zorunda kalabilirsiniz. Ya da çocuğu istemenize rağmen, o çocuk kürtaj ile
alınabilir ve büyük bir travma ile baş başa kalabilirsiniz. Kadınlar doğum kontrolünü

140
istedikleri erkeği kafeslemek, kocalarını kontrol etmek, vs. için bilinçli bir şekilde
kullanabiliyorlar. Bunu aklınızdan çıkarmayın.

Atadan kalma geri çekme yöntemi ile kaba bir doğum kontrolü yapıyor olabilirsiniz.
Bunun bile az ihtimal olsa da kadının hamile kalmasına neden olabileceğini unutmayın.
Prezervatif kullansanız bile dışarı çekin zira prezervatif içerde patlamış olabilir. 2 seks
arasında işeyin yoksa bir önceki seksten kalan spermlerin sonrakinde boşalma öncesi
sıvı ile kadına geçebilir. En sağlamı prezervatif kullanmaya devam edin ama en azından
prezervatifli ya da prezervatifsiz her zaman dışarı çekin.

Beraber olduğunuz kadına ne kadar güvenirseniz güvenin, o kadar güvenmeyin. Siz


tedbirinizi alın. Her zaman kötü niyetli olmayabilir, karşınızdaki de bir insan sonuçta.
Belki hapı kaçırır, belki bunun ikiniz için en iyisi olduğunu düşünür ve hamile kalır.
Yapacağınız çocuk mutlaka planlı olsun.

Burada bazı ciddi derecede kötü niyetli kadınlardan da bahsetmemiz gerekiyor. ABD’de
mesela, hamile kadınlar craiglist sitesinde “pozitif hamilelik” testi satıyorlar. Bazı
kadınlar bunları alıp bak hamileyim diye elemanı yıldırım nikahına sürüklüyorlar ve
sonra birden bire “düşük” yapıyorlar. Bir test gördüğünüzde, kadını hemen doktora
götürün ve o muayeneye girin. Doktor size çocuğu ultrasonda göstermeli.

Yine çok az ihtimal olsa da bazen kadınlar erkeği aldatıyorlar ve hamile kaldım korkusu
ile birden bire erkeklerine “ben çocuk istiyorum, hadi içime boşal” diyebiliyorlar.
Paranoya yapmayın ya da kadınınız bunu dedi diye “beni aldattı mı yoksa?” diye
uykusuz geceler geçirmeyin. Ama eğer siz de çocuk istiyorsanız, “tamam hayatım, bana
izin ver, 2-3 ay sonra söz çalışmalara başlayacağız” deyin.

İlişkiden evliliğe geçiş

Uzun süreli ilişkinin bir aşamasında, evlilik konusuna gelebilirsiniz. Peki bunun için
doğru zaman nedir? Aslına bakarsanız, bir erkek olarak doğru zaman derken yaşınızı
da göz önüne almanız lazım.

141
Bir erkeğin olgunlaşması, günümüzde eskisine göre çok daha yüksek yaşlarda oluyor.
Eskiden bir erkek 23 - 25 yaşına geldiğinde çoktan olgunlaşmış, kendi evinin direği, sert
ve güçlü olabiliyorken bugün özellikle eğitim sisteminin uzunluğu ve bunun sonucu
olarak çocukluğun üniversite dahil 22 - 23 yaşlarına kadar uzaması ve hayatın geçmişe
göre çok daha kolay olması nedeniyle, erkeklerin kişisel, zihinsel, ruhsal ve finansal
olgunlaşması 30 - 33 yaş aralığını buluyor. Bir erkeğin çekiciliği, erkekliği daha çok
kişisel, zihinsel, ruhsal ve finansal olgunlaşmasının sonucu olduğu için de, bir erkek
cinsel çekiciliğinin doruğuna genellikle 30lu yaşlarında geliyor (yaşı ilerledikçe kendini
salıp koltuk patatesine dönmediğini varsayarsak).

Bu nedenle size tavsiyem, 30 yaşını geçmeden, idealinde 32 yaşına gelmeden


evlenmeyin. 30 yaşından önce, özellikle üniversite okumuş bir erkekseniz, tam
olgunlaşmamış olacağınız için doğru seçim yapmama ihtimaliniz yüksek. Daha da
kötüsü, henüz cinsel çekicilikte tepe noktasına gelmediğiniz için, bulabileceğiniz en iyi
kadını, en arzulu olacağı şekilde bulmama ihtimaliniz de çok yüksek. Tabii ki eğer dini
nedenlerle evlilik öncesi cinsel ilişki yaşamıyorsanız, bu kadar süre beklemeniz mümkün
değil. Benim yine de tavsiyem, 25 - 26 bandına kadar sabretmeniz. Burada risk
alıyorsunuz ama almanız gerekli zira bir erkek o kadar uzun süre, cinsel ilişkiden uzak
durmamalı.

Unutmayın, ne kadar geç evlenirseniz, evlilik öncesinde birikim, kazanç ve güç olarak o
kadar daha fazla şeye sahip olacaksınız. Fakat geç evlenmenin dezavantajlarını da
unutmayın. 40’lı yaşlarınızda küçük çocuk yetiştirmek, çocuğunuza 60 yaşına kadar
bakmak, çocuğunuzla aranızda çok yaş farkı olması gibi.

Evleneceğiniz kadın ise idealinde sizden en az 4-6 yaş genç olsun. Bunu 10 - 12 yaş
farkına kadar yapabilirsiniz. Bu şekilde bir ilişki daha doğal ve eğer biraz araştırırsanız,
son 3-4 nesile kadar birçok çiftin yaş farkı 4- 10 arası idi. Bunu tavsiye etmemin birçok
nedeni var:

● Kadının çocuk ve evlilik isteği ile, erkeğin çocuk ve evlilik isteği, bu tür bir yaş
farkında birbirine uyumlu oluyor.

142
● Erkek, yaş farkının ve olgunluğun ekstra getirisi ile daha sağlam liderlik
edebiliyor.
● Kadınlar erkeklere göre çok daha çabuk yaşlandığı için, ileride erkeğin karısına
karşı cinsel isteğinin azalması daha yavaş oluyor ya da hiç olmuyor.

Evlenme kararı ne zaman verilecek konusuna dönelim. Bunu kadına bırakmanızı


tavsiye ederim. Erkekler doğal olarak çok evlilik meraklısı değildir ve siz genellikle
evlenmeden ne kadar çok devam ederseniz, o kadar rahatsınız. Kadın, ne zaman
evleneceğiz, evlenecek miyiz gibi sorular sormadan evlilik konusuna girmemeniz daha
iyi.

Ama abi, tek taş yüzük ile sürpriz teklif? Öyle saçma sapan şeylere girmeyin. Şimdi
diyeceğim şeye çok şaşırabilirsiniz ama, evlenme bile teklif etmeyin. Kadın evlilik
konusunu açmaya başladığında, eğer siz de istiyorsanız, beraberce evlenme kararı alın.
Eğer tek taş yüzük alacaksanız, bütçenizi çok aşmayacak bir yüzüğü, gidin beraber alın,
güzel romantik bir ortamda başbaşa kalın ve takın. Ha, yüzüğü takarken evlenme teklif
edebilirsiniz ama sürprizleri, balonları, havai fişekleri bir kenara bırakın. Ve evlilik teklif
ederken kızın önünde eğilmeyin.

Bilinmeyenle evlenmeyin

Bir kadınla en az 12 ay (idealinde 24 ay) sevgili olmadan evliliğe imza atmayın. Eğer
görücü usulü evleniyorsanız, aileler bu kadar beklemenize izin vermeyebilir ama en
azından bir 8 ay yine idealinde 12 ay süre kazanmaya bakın.

Birçok erkek (ve kadın) gerçekten tanımadıkları ve sonunda nasıl biri çıkacağını
bilmedikleri biri ile evleniyorlar. Sıklıkla şansları yaver gitse de, çoğunlukla bu kararları
yüzünden ömür boyu pişman oluyorlar.

Bu şekilde evlenen sayısız erkek, kendi değerleri ile evlendikleri kadının değerlerinin
uyuşmadığını ya da yeni eşlerinin tedavi olmamakta ısrar ettikleri duygusal problemleri
olduğunu keşfediyorlar. Bazen iş paraya ve sekse geldiğinde eşleri ile aralarında dağlar
kadar fark olduğunu görüyorlar, ya da kızın ailesinin tam bir felaket olduğunu. Ya da

143
sonradan fark ettikleri dağ gibi bir borç batağı ile evlendikleri oluyor. Yine bazen kadının
aslında şiddete meyilli ve kızdığında kendini kaybeden biri olduğunu anlıyorlar. Kim
olduğunu tam olarak bilmediğiniz bir kadınla evlenmek, insanın hayatını
mahvedebilecek taktik bir hata.

Peki, yanlış kadınla evlenmemek için ne yapmalısınız? Yüzüğü takmadan önce kadının
gerçek karakterini nasıl anlarım?

Birçok erkek için, yanıt görece basit : bir kadınla uzun bir ilişki dönemi yaşamadan
evlenmemek. Bir insanın gerçekten tanımak için, onunla ilk tanıştığınızda içine girdiğiniz
balayı dönemini geride bırakmanız lazım. Bu balayı dönemi, insanın zihin yapısının
nörokimyasallar etkisi ile değiştiği ve çiftlerin birbirlerini açıkça ölçüp biçemedikleri bir
süreç. Ancak bu balayı süreci bittikten ve nörokimyasallar bazal seviyeye geri
döndükten sonra, karşımızdaki insanın kişiliği ve hayata bakışı hakkında sağlıklı bilgiler
toplayabiliriz. Bir araştırmaya göre, bu balayı süreci 12 ay ile 18 ay arası bir uzunluğa
sahip.

Beyninizin balayı sürecinden çıktığını nasıl anlarsınız? Bunun işaretlerinden biri,


birbirinizden hafif de olsa rahatsız olmaya başlamanızdır. Umulan o ki bu rahatsızlık çok
hafiftir ama balayı süreci sonrası birbirinizi idealize etmeyi bırakırsınız.

Örneğin balayı sürecinde kızın buluşma için uzun süre hazırlık yapmasını çok tatlı
bulurken balayı bittiğinde sizi uzun süre bekletmesi sizi kızdırır. Kadın hazırlanırken ve
siz onu beklerken hayat boyu bu beklemeleri topladığınızda kaç hafta, ay ya da yıl
edeceğini hesaplamaya başlarsınız. Eğer bu oluyorsa, tebrikler. Balayı sona eriyor. Bir
felaketi önlemek için, onun kim olduğuna dair sağlıklı bilgi toplayabilirsiniz.

Acele etmeyin. Bir araştırmaya göre 3 yıllık uzun süreli ilişkinin ardından evlenen
çiftlerin boşanma oranları, bir yıldan az çıktıktan sonra evlenenelerden çok daha az.
Uzun süreli bir ilişkinin değerinin doğru insanla birlikte olmak kadar yanlış insandan
ayrılmak olduğunu söyleyebilirsiniz.

144
Aynı çalışma, düğüne harcanan para arttıkça, evlilik süresinin de kısaldığını gösteriyor.
Bunun nedeni muhtemelen bu çiftlerin aslında seçimleri konusunda mutlu olmamaları ve
bu gerçeği şatafatlı bir düğünün arkasına saklamak istemeleridir.

Kısa süren bir flört dönemi erkeğin kadının zorluklarla nasıl başa çıktığı, zihinsel ve
duygusal açıdan ne kadar dengeli biri olduğu gibi şeyleri ölçüp biçmesine engeldir.
Kadının saklayabileceği depresyon, bağımlılık ve hatta kişilik bozukluklarının ayırdına
varmak ise çok daha güçtür.

Sonuç olarak, bir kadının gerçek hayatta nasıl davrandığını ölçecek yeteri kadar
fırsatınız olmadan, o kadın sizin için evlilik adayı olamaz. Nasıl olabilir ki? Bir aday,
tanım gereği, o aday ile bir işe girişmeden aday hakkında belli bir farkındalığa sahip
olmanızı gerektirir. Farkındalık yoksa, tahmin vardır. Bir erkek için evliliğin risklerini
düşündüğünüzde, en önemlisi de boşanma ile aile mahkemesi önüne çıkma ihtimalini
göz önüne aldığınızda, kör tahmin, pervasız ahmaklık demektir.

Eğer dini kısıtlardan dolayı ya da görücü usulü evlendiğiniz için, bu kadar uzun süre
birlikte olamıyorsanız, kadını, kadının arkadaşları ve ailesi aracılığı ile tanımaya
çalışarak riski azaltabilirsiniz.

Her ne kadar risk hiçbir zaman sıfıra indirilemez olsa da, riski azaltmak için kadının
yakın çevresi üzerinde çalışabilirsiniz. Bu, çenenizi kapayarak ve umursamaz görünerek
onların kız arkadaşı ile ilgili kendiliklerinden ortaya döktükleri değerlendirmeleri
dinlemek demektir. Arkadaşları ve ailesi onu tanrının bir lütfu olarak mı görüyorlar yoksa
yük olarak mı? Kendi geleceğinize ışık tutacak bilgi parçalarını, bu insanların kız
arkadaşı ile ilgili tecrübelerinde görebilirsiniz.

Aynı zamanda kızın zorlanmadan, kendi iradesi ile, sizin değerleriniz ile paralel düşünen
biri mi gözlemlemeli. Dini inançlarınız ve gelenek nedeniyle bu şekilde değerlendirmeleri
hızlı yapmanız gerekebilir. Ama bir insanın inançları ne kadar katı ise, o inançlarını
devam ettirmek ve savunmak o kadar zorlaşabilir. Çift olarak değerlerinizin test edildiğini
görecek fırsatınız olursa, kadının kendi değerlerini diğer alternatiflere bakarak kendi
kendine mi seçtiğini yoksa bu değerlere zorlandı mı anlamalısınız.

145
Bu strateji aslında her erkek için gerekli. Kağıt üzerinde çok iyi görünen biri ile beraber
iken, değerlerimiz arasındaki farkı görmezden gelmeye meyilliyiz. Bazı en gözardı
edilen, yaygın ve tehlikeli farklılıklar para ve seks konusundaki farklılıklardır. Bunlar
boşanmaya götüren faktörler arasında en yaygın olanlarıdır.

Dini inançlarınız nedeniyle yaşayacağınız en büyük dezavantajlarından biri, evlilik


öncesi seksin yasak olması. İyi risk yönetimi demek, bilinmezleri en aza indirmek
demektir. Bu, evlilik öncesi seksi çiftler için iyi bir değerlendirme aracı yapar.

Ama aynı dini yasak, iyi cinsel kimya çiftleri körleştirdiğinden evlilik öncesi seksin
dezavantajlarından, özellikle erkek için olan dezavantajlarından sizi koruyabilir. İyi cinsel
kimya bizi farkına varmayı istemediğimiz, nahoş gerçeklere karşı körleştirir, özellikle de
bu gerçeklerin farkına varmak, sekse güle güle demek anlamına geliyorsa.

İyi seks erkeği, sürekli suratına çarpılan problemleri bile aktif bir şekilde görmezden
gelmeye itebilir. Bana şunu söyleyen erkek sayısı o kadar çok ki : “Biliyorum, onunla
ilişkimi bitirmeliydim ama seks çok iyi idi”. Bu erkeklerin çoğunun derdi, başka
alternatiflerinin olmadığı korkusu. Ama bu alternatifleri gerçekleştirmek için kendilerine
ciddi çeki düzen vermeleri gerekse de, çoğu zaman alternatifleri var.

Herşeyin dezavantajları kadar avantajları da vardır. Evlilik öncesi seks yapamanın da


öyle. Gelenek ve din nedeniyle evlilik öncesi seks mümkün olmadığında, kararlarınız iyi
seksin körlüğü ile bulanmayacaktır, ve umulan odur ki diğer alanlardaki uyumluluklarıni
değerlendirme konusunda bir avantajı olacaktır.

Şunu unutmayın: evlilik sizin için dini bir görev olabilir ama boşanma tamamen seküler
bir olay olacak ve aile mahkemesi karşısına çıkarsanız hemen hemen tüm kartlar
aleyhinize olacak. O nedenle eğer şüpheleriniz varsa, kısa süre içerisinde
evlenmemelisiniz.

Seksiz, sorunlu ilişkiler

Seksiz, ya da çok az seks olan ilişkiler, kadının erkeğe sürekli dırdır ve ayrılma,
boşanma tehditleri ile yaklaştığı ilişkilerin yönetimini bilmeniz önemli. Eğer evlilik içinde

146
değilseniz ve ilişki daha yılını doldurmadıysa, size tavsiyem kendinize yeni bir ilişki
bulmanız. Ama birkaç senedir beraberseniz, evliyseniz ve dahası çocuk da varsa,
ilişkiye bir şans vermek isteyebilirsiniz. Bu durumda da, daha önce bahsettiğimiz korku
oyununu kullanmalısınız.

Eğer karınız ya da uzun süreli kız arkadaşınız sizinle seks yapmıyorsa, ya da lütfeder
gibi sizin çabanızla seks yapıyorsa, seks sıklığı çok az ise, ilk yapmanız gereken şey,
kadından seks talep etmeyi tamamen bırakmak. Zira birçok durumda seks sıklığını
azalmasının sebebi, erkeğin seks dilenir hale gelmesi. Ama sorun bu değilse bile seks
istemeyi bırakın. Sanki dışarda çok güzel bir çıtır buldunuz ve artık onunla seks
yapmaya ihtiyacınız yokmuş gibi davranın. Kadının seks için size yanaşıp
yanaşmayacağını, seks olmadan ne kadar süre halinden memnun devam edeceğini
gözlemleyin. Seks istemeyi neden bıraktığınızı ona asla söylemeyin. Hiç, iş yoğun, vs.
diye geçiştirin. Renk vermeyin. Bir süre cepteki sandviç ile (mastürbasyon) idare edin.

Birçok kadın siz seks talebini birden bırakırsanız, rekabet korkusuna kapılır. İlk aklına
gelen şey, sizin dışarıda bir haltlar çeviriyor olabileceğinizdir. Bu durumda çoğu zaman
kavga çıkarmaya çalışır ama bu topa asla girmeyin. Siz sonuçta aldatmıyorsunuz, rahat
olun. Sonrasında da birçok kadın, size seks için yanaşmaya başlayacaktır. Onun
adımlarına karşı gelmeyin ve karşılık verin ama bir sonraki adımı siz atmayın. Örneğin
gelip size sarılırsa, sarılın ama bırakın o öpsün. Öperse öpün ama bırakın o sizin
oranıza buranıza dokunmaya başlasın. Size dokunmaya başladığında ona dokunun
ama bırakın ilk o soyunsun ya da sizi soymaya başlasın.

Seks istemeyi bıraktığınızda, eğer kız arkadaşınız ya da karınız haftalarca halinden


memnun yaşıyorsa, bu büyük bir problem. Türk kanunlarına ve etiğe göre, sekssiz bir
ilişki boşanma nedeni. Dediğim gibi eğer kız ile evli değilseniz ya da çocuk yoksa,
ayrılmayı düşünmelisiniz.

Bunlara paralel olarak, korku oyununun diğer aşamalarını da adım adım uygulayın.
Amacınız hem kendinize değer katmak, hem de rekabet korkusunu ateşlemek. Şimdi
anlatacağım seviyelerin ilk 5 tanesi, karınızla ya da kız arkadaşınızla aranız iyi olsa da
yapmanız gereken şeyler ve çoğunlukla cinsel ve duygusal olarak tatmin etmeyen

147
ilişkileri onarabilecek adımlar. Bu adımların başarılı olması için ard arda yapın (bir adımı
1 ay yapın ve sonra diğer adımı da yapmaya başlayın) ve ilişkinizi bitişe sürüklemek
istemiyorsanız mümkün olduğunca 5. adımı geçmeyin. Her şey bitti, artık ya boşanırız
ya da çocuklar için ev arkadaşı gibi yaşarız demeden, aldatmayın.

Korku Oyunu Seviye 1: Kadının dırdır gibi testlerini yönetmeyi öğrenin. Dırdır
karşısında, test karşısında istifinizi bozmayın, sakin kalın ve mümkün olduğunca esprili
bir şekilde bunları savuşturun. Kavgaya girmeyin, gerekirse bir süreliğine ortamdan
çıkın gidin. Bunun yanında, bazı temel baştan çıkarma tekniklerini öğrenin. Bu dönemde
size İlişki Sihirbazı10, Pook’un Kitabı11, Oyun - Kadınlarla Tanışma12 kitaplarımızı, bu
sırayla okumanızı tavsiye ederim.

Korku Oyunu Seviye 2: Hayatınızın temel alanlarını geliştirmek için eylem planı
geliştirin. Fiziksel, ruhsal, psikolojik, finansal ve kişisel alanları geliştirin. Bu alanda
yolculuğunuz, haftada 3 – 4 kez tükenene kadar ağırlık kaldıracağınız spor salonunda
başlıyor. Porno izliyorsanız, pornoyu bırakın13. Mastürbasyonu haftada 2-3 kere
yapmaya başlayın.

Korku Oyunu Seviye 3: Karınızdan bağımsız bir hayat inşaa edin. Bir kulübe girin. Bir
amaç ve uğraş edinin. Bu uğraş yaratıcı bir şey olmalı. Arkadaşlarla video oyunu ya da
halı saha maçı gibi şeyler değil. Ama arkadaşlarınızla buluşmayı ihmal eden birine
dönüştüyseniz, onlarla buluşmaya başlayın.

Korku Oyunu Seviye 4 : Karınıza ulaşılır olmanızı onun size nasıl davrandığına
bağlamaya başlayın. Şu aşamada meşgul bir erkeksiniz. Cinsel olarak ilgisiz, can sıkıcı
ve kızgın bir kadına harcayacak vaktiniz yok. Bu kitaptaki ilgi yönetimini henüz
uygulamıyorsanız uygulamaya başlayın. Yine bu kitapta bahsettiğimiz duygusal yatırımı
karınızdan daha az yapmaya başlayın. Eğer gerekiyorsa başka bir uğraş edinin. Bu
aşama, dövüş sporlarına başlamak için ideal.

10
İlişki Sihirbazı - Kadınlarla Başarının Sırları - erkekadam.org
11
Pook’un Kitabı - erkekadam.org
12
Oyun - Kadınlarla Tanışma - erkekadam.org
13
Pornoyu Bırakmanın Çok Kolay Yolu - erkekadam.org

148
Korku Oyunu Seviye 5 : Giyeceklerinizi yenileyin ve her fırsatta şık giyinin. Maskülen,
güçlü, sarsılmaz çerçevenizi daha da sağlamlaştırın. Kendi geminizin kaptanı gibi
davranmaya ve ilişkinizi yönetmeye başlayın.

Bu aşamaya kadarı her kocanın ne olursa olsun yapması gereken şey. Bunları yaptıktan
sonra çoğu kadın düzelir. Eğer düzelme olursa ve ilişkiniz / evliliğiniz yeterince mutlu ise
bu seviyenin üstüne çıkmayın.

Eğer bu seviyelerin tamamını uygulamaya başladıktan sonraki 2 ayda ilişkinizde


düzelme olmuyorsa, ya da yeterince düzelme olmuyorsa, bu kişi kız arkadaşınız ise
ayrılın ama karınızsa ya ayrılma çalışmalarına başlayın ya da sonraki seviyelere devam
edin.

Korku Oyunu Seviye 6 : Kadınlarla tanışma ve onları baştan çıkarma yetenekleri


öğrenmeye başlayın. Bunları, erkekadam.org sitesinde yazılarda ve kitaplarda
bulabilirsiniz. Aptalca bir şey yapmadan önce, bu yeni bilgileri karınızın üzerinde
deneyin. Baştan çıkarmayı karınızın üzerinde uygulamaya zaman ayırın. PUA
yeteneklerini önce kendi evliliğinizi kurtarmak için kullanın.

Korku Oyunu Seviye 7 : Kadınlara yürümeye başlayın.

Korku Oyunu Seviye 8 : Karınıza dışarıda güzel kızlarla konuşabilecek kapasitede


olduğunuzu gösterin. Garson kızlarla başlayın. Karınızla iseniz ve o size vücudunu “iyilik
olsun” diye teslim edeli 20 – 30 gün olmuşsa, onun gözü önünde o küçük tatlı şeyle
muhabbet ettiğinizde iki şeyden biri (muhtemelen ikisi birden) olacak. Birincisi, karınız
çılgına dönecek sizi bir sürü şeyle suçlayacak. Çerçevenizi / eğlenen ustalığınızı
koruyun. Sonunda karınızın tepki vermesini sağlıyorsunuz. Bu önemli : tepki varsa o
ilişki için umut da vardır. İkincisi, eve gittikten kısa süre sonra sizinle balayındakinden
daha tutkulu bir şekilde sevişecektir.

Bu aşamaya kadar evliliğinizin ve seks hayatınızın düzelmiş olması lazım. Ama durum
bu değilse, son seviyelere ancak boşanmaya gerçekten imkanınız yoksa geçin.

Korku Oyunu Seviye 9 : Bu aşamada kadına ultimatom vermeden şunları söyleyin.

149
Eğer ilişkide seks yoksa veya çok azsa, “bir erkek olarak ilişkide seks ihtiyacım var,
bunu biliyorsun değil mi?” deyin ve durun. Kavga etmeyin, duygusal şantaj yapmaya
kalkmayın. Bu lafı söyleyin ve çekin gidin. Bunu değişik durumlarda bir iki kez
tekrarlamanızı tavsiye ederim. Drama ve kavgaya girmeyin. Burada amacınız savaş
çıkarmadan karınıza beklentilerinizi açık şekilde belirtmektir. Aranızın iyi olduğu bir anda
evliliğinizi yürütmek için gereksinimlerinizi karşılamak için beraber ne yapabileceğinizi
tartışın. Fakat, pazarlık yapmayın. Yani seks için şunu yaparım falan gibi şeylere
girmeyin. Bu aşama birkaç hafta ya da belki daha fazla sürebilir.

Bir kadın bunu duyduğunda “ayyy zorla seks mi olur?” gibi bir tavır takınır. Bir kadın
kesinlikle sizinle yatmak zorunda değil. Bunu kafanıza yazın. Karınız diye hayat boyu
sizi arzulayacak diye bir kural yok. Bıkar bıkar. Kendi tercihi. Fakat hiçbir kadının sizi
sekssiz bir ilişkiye hapsetmeye “seks yok ama sen koca olarak dışarda da seks
yapamazsın” demeye hakkı yok. Evlilik anlaşmasına imza atarken “dışarda değil sadece
bu evlilik içinde seks yapacağım” sözü veriyorsunuz. Bu aynı zamanda “bu evlilik
sözleşmesi içinde seks olacak” da demek. Eğer biri yoksa (evlilik içinde seks), diğeri de
yok (evlilik dışında seks yapmama). O yüzden burada kadını zorlamıyorsunuz, seçim
şansı veriyorsunuz. Hem de düzelme şansını ona aylarca verdikten sonra.

Eğer ilişkide yeterince seks varsa ama karınız size kötü davranıyorsa, “ilişkide sürekli
olarak böyle davranarak beni yıpratman kabul edilir veya katlanılır bir şey değil,
farkındasın değil mi?” deyin ve durun. Kavga etmeyin, duygusal şantaj yapmaya
kalkmayın. Bu lafı söyleyin ve çekin gidin. Bunu değişik durumlarda bir iki kez
tekrarlamanızı tavsiye ederim. Drama ve kavgaya girmeyin. Burada amacınız savaş
çıkarmadan karınıza beklentilerinizi açık şekilde belirtmektir. Burada evleri ayırmayı bile
konuşabilirsiniz. Sizin de her insan gibi huzurlu bir ev hakkınız var.

Korku Oyunu Seviye 10 : Bu aşamada düzelme yoksa ve siz de artık yıpranmaya


devam etmek istemiyorsanız, ne yapacağınızı ona anlatın : evi terk edeceksiniz. Ya
boşanma işlemlerini başlatacaksınız ya da ayrı yaşayacaksınız. Bu aşamada eğer
düzelme olmazsa ayrılıp boşanmaya ruhen hazır olmanız lazım.

150
Eğer boşanacaksanız, bunu kadına söylemeden önce mutlaka hazırlanın. Bir avukatla
görüşün, parasal işlerinizi kadından ayırın, kalacağınız yeri ayarlayın, ruhen ve fiziken
bu işe hazır olun. Pat diye, bir heyecan ile söylemeyin.

Bu aşamada iki seçeneğiniz var: Boşanırsınız ve kendinizi cinsel pazara bırakırsınız. Ya


da bunu boşanmadan yaparsınız. Ben size bunu boşanmadan yapmanızı tavsiye
etmem. Yapacaksanız da çok dikkatli olmanız lazım. Zira kağıt üzerinde evli iken bir kız
arkadaş, metres, şeker bebek edinirseniz, ya da kadınlarla kısa süreli ilişkilere
başlarsanız, yakalandığınızda aldatıyor sayılacaksınız. Evi terk eden, aldatan koca
olacaksınız ve bunun tazminatını ödemek zorunda kalırsınız, boşanmada avantajsız
durumda olursunuz.

151
İlişki biterken

152
Evet, ilişkileri konuşuyorsak, ilişkilerin bitişini de konuşmamız lazım. İlişkiniz ne kadar iyi
olursa olsun, bir yerde bitebileceğini bilerek bunun olması durumunda ne yapmanız
gerektiğini bilmeniz lazım.

İlişkiler başlarlar, bir süre devam ederler ve genellikle biterler. Günümüzde popüler
kültür beyin yıkamasıyla neredeyse kutsal bir şeymiş gibi algılansalar da, ilişkiler insan
hayatında belli dönemlerdir. Abartılacak, takılı kalınacak, takıntı yapılacak şeyler
değillerdir.

İlişkiler bittiklerinde, özellikle terk edilen taraftan şuna benzer şeyleri çok duyuyorum:

Ama yaşanmış çok şey var. O kadar emek boşa mı gidecek?

Çok emek verdim hocam, hepsi boşa mı gitsin?

Ne kadar saçma laflar bunlar. Tamam ilişkilerin bitmesi acıdır ve o acıyla insanlar
fazlaca duygusallaşıp böyle şeyler söyleyebiliyorlar. Fakat biraz düşünelim. O kadar
emek boşa gitti diye düşünüyorsanız, o kadar emek harcayıp ilişki boyunca pek bir şey
almamış olmanız lazım. Emeklerinizin karşılığını ilişki süresince almadıysanız o ilişkinin
bitmesi zaten sizin için hayırlı bir şey.

Ya da karşılığını aldığınızdan çok daha fazla emek harcadıysanız, o ekstra emeği


neden harcadınız sanıyorsunuz? Çok iyi ve ulvi bir şahıs olduğunuzdan mı? Hayır. Çok
büyük ihtimalle, korkunuzdan, o emeği harcamazsam kaybederim diye korktuğunuzdan.
Bir ilişki için aldığınızdan bir miktar fazlasını vermek hiç de kötü bir şey değil ama
aldığınızdan çok daha fazlasını vermek genellikle şunlardan biri ve çoğu durumda
birçoğu nedeniyledir:

● sizin o ilişki için kendinizi yeterli görememeniz ve varlığınızın pek bir anlam ifade
etmediğine inanmanız
● karşınızdakini hayatınızın aşkı, size yazılmış ruh ikizi sanmanız
● sizin kendinizi yarım olmanız tam olmak için başka birine ihtiyaç duymanız. İyi bir
ilişki, yarım iki insanın birbirini tamamlaması ile olmaz, tam iki insanın tamlıklarını

153
paylaşmaları ile olur. Sevgiliniz hayatınızın bir döneminde sizin yoldaşınızdır.
Sevgilinizi hayatınızın merkezi yaparsanız, onun hayatınızdan çıkma ihtimalini
arttırırsınız. Kimse kendisine muhtaç, kendisi olmadan yaşayamayacak biri ile
beraber olmak istemez. Yanında beraber yürüyebileceği birini ister, duygusal
olarak birbirlerine destek olabilirler elbet ama duygusal olarak sırtında taşımak
zorunda olduğu birini kimse istemez.
● Günümüzde ilişkiler, sevgililik aşırı abartılıyor. Popüler kültür, sevgilisi olmayan
insanı yarım bir insan olarak tanıtıyor. İnsanlar yalnız başlarına da mutlu
olamayacaklarına inanıp, mutlaka birini bulmak zorunda hissediyorlar. Ya da
buldukları insanı kaybedemeyeceklerine inandırılıyorlar.

Yanlış anlamayın. Ne mutlu uzun süre beraber olan ve hatta beraber yaşlanan
insanlara. Ama ergenliğinizdeki ya da 20’lerinizdeki sevgilinizle 30’larınızda evli ve
çocuklu olmanız norm değil istisna! Hayatınıza birden fazla sevgili girecek ve bu da kötü
bir şey değil.

O nedenle, ilişkiye yatırım yapıyorsanız, karşılığını alın. Karşılığını yeterince


alamadığınız ilişkileri siz bitirin. Eğer karşılığını aldıysanız, ilişki bittiğinde ama onca
emeğim diye ağlamayın. Hayatınızın güzel bir dönemiydi ve bitti.

Uzun süredir ilişki danışmanlığı yapıyorum. İlişki bitimlerinde konuştuğum ve terk edilen
insanların çoğu, benimle ilk konuştuklarında sanki bir daha hiç mutlu olamayacaklar gibi
hissediyorlar. Gerçi çoğu zaten biten ilişkide de mutlu değil ve temel dertleri birini
bulamam korkusu ama o yan konu. Bu insanların daha sonra konuştuklarımın çoğu, o
“asla unutamam” dedikleri ilişkiyi geride bırakıp kendi hayatlarına devam ediyorlar.
Çoğu, ne kadar abartmışım, unutamam diyordum, düşünmeden bir saniye
duramıyordum şimdi aklıma gelmiyor bile diyorlar.

İlişki yatırımı diye bir şey yoktur arkadaşlar. Ya da daha doğrusu vardır ama tek ve en
önemli şey değildir. Bir insanın size olan duygusal ve cinsel çekimi en önemli şeydir.
İlişkiler konusunda dün dündür, bugün bugün. Yıllarca ilişki için verdiğiniz çaba, ancak
karşınızdakinin gözünde ancak sizi sevdiği sürece değerlidir. İlgi, sevgi biterse o
yatırımın değeri vardır ama ilişkiyi devam ettirmek için bir değeri yoktur.

154
3 ay önce aşkımdan ölüyordu ama?

Burada anahtar kelime 3 ay önce. İlişkinizden 3 ay önce de varlığından haberi yoktu.


İnsanların birbirine olan duygusal ve cinsel çekimleri sabit değil ki? 3 ay önce seni
seviyor diye sonsuza kadar seni sevecek diyen kim? Masallar mı?

Dedelerimizin birbirlerine bu tür saplantılı ve statik aşkın insan hayatını nasıl da


mahvedebileceğini göstermek için anlattıkları masallar, 300 yıl önce başlayan
romantizm akımında ulvi aşk hikayeleri diye pazarlanıyorlar.

Leyla ile Mecnun’u düşünün. Leyla’nın ismi Leyla da, Kays’a neden mecnun yani cin
tarafından ele geçirilmiş anlamında “sahipli” diyorlar! Sheakespeare’ın 13 yaşında iki
çocuğun birbirlerine saplantılı aşk ile takılmaları ve 5 – 10 gün içinde intihar edip
ölmeleri ile sonuçlanan Romeo ve Juliet hikayesi bir uyarıdır, sıcacık bir aşk hikayesi
değil! Aşk başlar ve koşullar devam edemezse biter. Siz yolunuza gidersiniz. Eğer
yolunuza gidemez saplanır kalırsanız, Mecnun olursunuz, Romeo gibi mahvolursunuz.
Hikayelerin ana fikri bu. Öyle saçma sapan bir romantizm çağında yaşıyoruz ki, bunlar
ulvi aşk hikayeleri diye algılanıyor. İnsanlar keşke böyle aşık olsam diye hayıflanabiliyor!
İnanılır gibi değil. Keşke böyle ruh hastası olsam da hayatım kararsa diye hayıflanmak
için gerekli beyin yıkamayı düşünün.

İlişkileri yaşayın, keyfine varın, hayatınızın mutlu bir dönemi olsunlar ama o ilişkiler
olmadan yaşayamayacak kadar zayıf olduğunuzu sanmayın. Değilsiniz. İnsan çok daha
güçlü bir yaratık. Yeni limanlara yelken açabilecek kadar güçlü ve dinamik bir yaratık. Bu
gücün farkında değilseniz, tebrikler. Beyniniz romantizmin beyin yıkaması ile çok güzel
yıkanmış demek. Bu ayrılığı bu masallardan kurtulmak için bir fırsat olarak kullanın. Bu
masallar olmadan çok daha mutlu ve çok daha gerçek sevgiye sahip olacaksınız.

Seni istemeyeni hayatında tutmaya çalışma

Evet, hayat felsefesi edinmeniz gereken ilişki felsefelerinden biri de bu, belki de en
önemlisi: seni istemeyeni, sen onu şu an ne kadar istiyorsan iste, hayatında tutmaya

155
çalışma. Ne sana ilgi göstermeyen bir kadının peşinde koş, ne de senden ayrılmak
isteyen bir kadını ilişkide tutmaya çalış.

Yukarıda ilgi seviyeleri bölümünde, bir kadının ilgi seviyesi 5-6 arasına düştüğünde,
ayrılığın yakın olabileceğinden ve ne yapmanız gerektiğinden bahsetmiştik. Peki o acı
ayrılık konuşması gelirse ne yapacaksınız? Ayrılmak istemiyorsanız bile, ne kadar zor
olursa olsun şunu diyeceksiniz:

“Seni seviyorum, senden ayrılmak istemiyorum fakat kararını kabul ediyorum. Eğer fikrin
değişirse ve sorunları beraber çözüp beraber devam etmek istersen beni ara.”

Bu kadar.

Kararını kabul edeceksiniz (kararına saygı duyuyorum demeyin, terk ediliyorsunuz, ne


saygı duyması?). Ne istediğinizi söyleyeceksiniz. Ve masadan kalkacaksınız. Ve tam bu
andan sonra, iletişimi kes kuralı uygulayacaksınız.

İletişimi kes kuralı da şu: Terk edildiğinizde, (1) sizi terk eden kişiye kesinlikle
ulaşmıyorsunuz, (2) ondan kesinlikle haber almıyorsunuz (stalklamak yok) ve (3) kendi
hayatınıza, eksik bulduğunuz özelliklerinizi düzeltmeye odaklanıyorsunuz.

İletişimi kes kuralı, adının aksine karşı tarafın size ulaşmasını engellemeyi içermez.
Eğer karşı taraf aldattıysa, çok büyük saygısızlık yaptıysa, yeniden birlikte olmayı
kesinlikle düşünmüyorsanız belki ama eğer yeniden birlikte olmayı bir alternatif olarak
tutmak istiyorsanız, o size ulaşmak istediğinde ulaşın.

Unutmayın, siz ona fikrin değişince beni ara dediniz. O nedenle size ulaştığında, fikrinin
artık o kadar da sağlam olmadığını varsayın ve bir buluşma ayarlayın.

İletişimi kes kuralının en iyi özelliği, biri sizi terk ettiğinde onunla yeniden bir arada
olmak isteseniz de işe yaraması, istemeseniz de.

Eğer yeniden bir arada olmak istiyorsanız, bunun olma ihtimalini en çok arttıracak olan
şey, sizin bu isteğinizi belirtip, ayrılığı kabul edip onu terk etmeniz. Bu şekilde kısa süre
içerisinde, sizi terk ederek sizi kaybettiğini anlamasını sağlarsınız. Maalesef çoğu erkek,

156
terk edildiğinde kadının peşinde koşarak, kadının ayrılığı yaşamasına, kendisini
özlemesine ve belki de “ben ne yaptım, onu kaybettim” demesine izin vermiyorlar.
Böylece de ayrılığın geri dönüşsüz olmasını garantiliyorlar.

Eğer yeniden bir araya gelmek istemiyorsanız, iletişimi kes kuralı sizin ayrılık acısından
en kısa zamanda iyileşmenizi sağlayarak, en kısa sürede hayatınıza devam etmenize
olanak sağlar. Aslına bakarsanız, yeniden bir arada olmak istiyorsanız bile, ayrılığın
yarasının iyileşmesi, en azından mümkün olduğunca iyileşmesi gerekli. İletişimi kes
kuralı da bunu sağlayabilecek en önemli duruş.

Dikkat edin, duruş dedim. İletişimi kes kuralı bir duruştur, bir taktik değil. Kaçan
kovalanır gibi bir saçmalık hiç değil. Siz iletişimi keserek, onu takip etmeyerek ve kendi
hayatınıza odaklanarak, “beni istemeyeni ben istemem, hayatımda tutmaya çalışmam”
diyorsunuz. “Beni terk edeni ben de terk ederim” diyorsunuz. Onu terk etmiş biri gibi
davranıyorsunuz.

İlişkilerde bir güç dengesi olduğundan bahsetmiştik. Terk edilirseniz, bu güç dengesi
sizin aleyhinize büyük bir dengesizliğe dönüşür. Terk eden bir sabah kalkıp “ben
ayrılmak istiyorum” demediği, ayrılığı haftalardır kafasında çevirdiği için, ayrılık günü
duygusal olarak daha güçlüdür. Terk edilen içinse ayrılık genellikle birden bire olur ve
terk edilen duygusal olarak çok zayıf bir duruma düşer.

Duygusal dengenin aleyhinize olacak şekilde bozulduğu ayrılık anında, karşınızdakini


ikna etmeye çalışmayın zira büyük ihtimalle çok zayıf olacaksınız. İletişimi kes
konuşması yapıp (onu bir daha aramayacağınızı söylemeyin) masadan kalkın. Ona
ulaşmadığınız, onu takip etmediğiniz, kendi hayatınıza odaklandığınız hergün, gücünüz
artacaktır. O ise bunu yaptığınız her gün, kazandığı o yapay gücü kaybedecek ve bir
süre sonra güç dengesi eşitlenecek. Güç dengesinin eşitlenmesi, o size geri dönecek
anlamına gelmiyor tabii ama eğer geri dönecekse ya da siz hayatınıza onsuz devam
edecekseniz, güç dengesinin eşitlenmesi şart.

157
Ayrılık konusunu, bu seriden önce, Eski Sevgili Nasıl Geri Döner? - İletişimi Kes Kuralı14
kitabında uzun uzun anlattım. Kitabın ismine fazla takılmayın, asıl amacı sizi olabilecek
ayrılığa hazırlamak, ayrılık anında doğru davranmanızı sağlamak ve ayrılıktan
iyileşmenize yardımcı olmak ve bu iyileşmeyi hızlandırmak. O geri gelecekse de, siz
başkasını bulacaksanız da, sağlam bir ilişkiye girmenizi sağlamak. Bu kitabı özellikle şu
an ilişki içinde olanlara tavsiye ediyorum. Bu kitabı ilişki içindeyken okursanız, ayrılık ve
sonrasında ciddi hatalar yapmazsınız.

Peki ciddi hataları zaten yaptıysanız ne olacak? Belki de bu kitabı ayrıldıktan sonra,
ilişkide ne hata yaptım diye okuyorsunuz ve iletişimi kes kuralını öğrendikten sonra
bunu uygulamadığınızı, uzun süre eski sevgilinizin veya karınızın peşinde koşarak hata
yaptığınızı fark ettiniz. Yapmanız gereken şey, hemen şu an iletişimi kes kuralı
uygulamaya başlamanız. Size masal satmak istemem, sizi terk eden birinin ne kadar
çok peşinde koşarsanız, yeniden birlikte olma ihtimaliniz o kadar azalır. Ama o ihtimali
korumak ve artırmak istiyorsanız, hemen şimdi iletişimi kes kuralı uygulamaya
başlamalısınız.

Bunun yanında, sizi terk edenin peşinde ne kadar koşarsanız, geri dönmesi için ne
kadar çok şey yaparsanız, ona olan duygusal yatırımınız o kadar artar. Bu duygusal
yatırım ne kadar çok artarsa, sizin ayrılıktan iyileşmeniz de o kadar zorlaşır. İletişimi kes
kuralını uygulamaya başladığınız anda, sadık bir şekilde uyguladığınız her gün,
duygusal yatırımınız azalır ve zaman içinde biter. Duygusal yatırımınızın bitmesinden
korkmayın. Bırakın bitsin ve sizi terk eden geri geldiğinde, onun size olan yatırımı, sizin
ona olan yatırımınızdan daha fazla olsun. Duygusal yatırım bölümünde belirttiğimiz gibi,
iyi bir ilişkide, kadının duygusal yatırımı, erkeğin duygusal yatırımından fazla olmalı.
Sizde hiç yatırım kalmazsa ne olacak? En fazla onu yeniden istemeyeceksiniz.

Sonuçta tekrar ediyorum, sizin hayat duruşunuz, sizi yeterince sevmeyeni, sizi
istemeyeni, hayatınızda tutmak için çaba harcamamak olmalı. Evet, ilişkiler almak kadar
vermek üzerine kurulu olmalı ama ne kadar verdiğinizi, almadan fazlaca vermemeyi
öğrenmeniz gerekli. Masalsı ve karşılıksız bir şekilde kendinizi verdiğiniz ilişkiler bırakın

14
Eski Sevgili Nasıl Geri Döner? – İletişimi Kes Kuralı (No Contact Rule) - erkekadam.org

158
masallarda kalsın. Gerçek hayatta güçlü ilişkiler, iki tarafın da çabası ile doğar ve
yaşarlar. Öldüklerinde, sadece bir tarafın çabası ile hayata dönmezler.

159
Bitirirken

160
“Kendin” olamamak, performans yükü ve öfke

Erkekler oyunu öğrendiklerinde genelde oyuna, ilişkilerin doğasına öfke ile tepki
veriyorlar. İlişkilerde başarılı olmak için gerçekleştirmeniz gereken dönüşümün erken
aşamalarında birçok erkeğin ayağına takılan şey, ilişkiyi canlı tutmak için kendileri
olmayan bir karaktere bürünme ve “olmadıkları kişi olma” zorunluluğu yüzünden
kadınlara duymaya başladıkları öfke.

Kitabı buraya kadar okuyan erkeklerin bazılarının “sikerim, ben kendim olacağım ve
beni böyle kabul etmeyecek her kadın düşük kalitededir” diye düşündüğüne eminim. Bu,
sizi muhtemelen öfkelendirecek ama bu tam olarak bir beta erkek olmak için, erkek
özünüzden uzaklaşmak için içselleştirdiğiniz programlamanın en önemli algoritması ile,
“sadece kendin ol” mentalitesi ile karşılaştığınız andır. Sahip olamadığını küçümsemek
gücün kurallarından biridir. Bunu anlamak zor değil ama siz ne derseniz deyin sonuçta
erkek olarak hayattaki performansınıza göre değerlendirileceksiniz. Yani “siktir et, ben
kendim olacağım” zihniyetiyle bile ne kadar iyi bir şekilde “kendiniz” olduğunuzla
değerlendireceksiniz.

Basit gerçek şu ki, esasen hayat performansınızın, oyunun ta kendisi olmalısınız ve


bunu içselleştirmelisiniz. Siz yönetip yönlendirseniz de, siktir edip kadınların (ve aslında
diğer herkesin) doğal, kendiliğinden performansınızı takdir edeceklerini umsanız da,
kadınlar sizi, içgüdülerinden gelen, erkeğin nasıl olması gerektiği kriterlerine göre
değerlendirecekler. Aslına bakarsanız, oyunu içselleştirmenin erken aşamalarını
geçtiğinizde, asıl benliğinizin oyuncu olmak olduğunu anlayıp, bugüne kadar doğal ben
dediğiniz şeyin, “bunları yaparsan kazanırsın” diye size öğretilen, genel olarak kendinizi
kadınlar ve toplum için feda etmeniz üzerine kurulu, sizden beklenen fedakarlıkları
masalsı ve ulvi yalanlar arkasına saklayan bir senaryo olduğunu göreceksiniz. Oyunun,
maskülen bir erkek olmanın, en azından ilişkinizin lideri olmanın, kendi hedeflerinizi en
öne koymanın, erkek olarak özünüz olduğunu görmeye başlayacaksınız.

Tip, yetenek, elle tutulur faydalar ve diğer temel ön şartlar kadından kadına değişebilir.
Ama bir erkek hayatta performans göstermek zorundadır. Siz kendi yoluna giden ve

161
kendi kendini tanımlayan ve ihtiyaçlarını eskortlarla gideren bir erkek olsanız bile, bu
zevkleri yaşayacak kadar kazanmanız için hayatta belli bir performans göstermeniz
lazım.

Erkek için, hayatta performans gösterme, erkek olma zorunluluğundan kaçış yoktur.
Bundan kaçabileceğine inanmak, kadınların, erkekleri performanslarına göre eleyen
dürtülerini bastıracak yüce bir empati kapasitesi olduğu mitine inanmak demektir.
Kadınlar, erkeklerden bekledikleri performans beklentilerine benzer şeyleri asla
kendilerinden beklemeyeceklerdir.

Bu durumun hayatınızı zorlaştırdığını düşünebilirsiniz ve daha kolay bir hayat arzusu ile
bunları yapmak istemeyebilirsiniz. Aslına bakarsanız, performans yükünüz, sizin
hayatınızı kolaylaştıracak ama bu, hayat daha kolaylaştığından değil, siz daha güçlü bir
erkek olduğunuzdan olacak.

Birçok erkek burada yazılan oyun ile, hayattan ve aşktan zevk alamayacak robotlara
dönüşmeleri gerektiğinin kastedildiğini düşünecek ya da oyunun sonucunun bu
olmasından korkacak. Bu erkekler oyunu öğrendiklerinde, sevgiden, aşktan, mutluluktan
fedakarlık etmeleri gerektiğini düşünecek. Ama hayır! Oyun, sizi muhtaç sevgiden
kurtarır ve aslına bakarsanız tam tersine, daha önce hiç görmediğiniz bir sevgiye
boğulmanızı sağlayabilir. Kadınınızı muhtaç bir şekilde sevmemek, onu sevmemek
değildir. Tam tersi, ona muhtaç olmadan sevmek, gerçek sevgidir.

Erkeklerin oyuna karşı güçlü direnci, her zaman “numara yapmak” ve ancak sürekli ve
daha fazla özel çaba göstermeleri ile kadınlarla belli bir başarı gösterebilecekleri
inancıdır. Bu erkekler süresiz olarak olmadıkları biri olmayı istemezler. Bu onlara gerçek
görünmez. Ya kadınların sıkı fıkı ilgisine kabul edilmek zorunda olmayı küçümserler ya
da “oyunu” sürekli oynamayı imkansız görürler. Hangi şekilde olursa olsun bir kadın
tarafından kabul edilebilirlik için değişmek gerekliliğine karşı bir hınç vardır burada. Öyle
ya, onların gerçek benlikleri doğru kadın için yeterli olmalıydı.

Burada, bu erkeklerin içinde bulundukları idealizme ve bu idealizmi etkili kılan şey olan
idealist aşk kavramına değinmemiz gerekiyor.

162
Oyun nedir?

Her erkeğin bir oyunu vardır. Siz şu an oyun oynamayı ilk defa öğrenmiyorsunuz, kadın
erkek ilişkilerinde muhtemelen size bu kitabı almanıza neden olacak şekilde başarısız
bir oyunu bırakıp, daha etkin ve başarılı bir oyun oynamayı öğreniyorsunuz. Fakat şu
anki oyununuzu tekrarlaya tekrarlaya o kadar içselleştirmiş vaziyettesiniz ki, şu an da bir
oyun oynadığınızın farkında değilsiniz.

Evet, kültürü ve geçmişi ne olursa olsun her erkeğin, yaklaşma, etkileşme, ilerleme ve
ilişki adımları konusunda efektif ve en iyi olduğunu düşündükleri bir oyunu vardır. O
“oyunun” ne kadar efektif olduğu göreceli bir şey ama herhangi bir erkeğe kız arkadaş
edinmenin en iyi yolu nedir ya da bir ilişkiyi mutlu bir şekilde sürdürmenin en iyi yolu
nedir diye sorsanız, size kendi Oyununu anlatacaktır.

Fakat çoğu erkeğin Oyunu, gizem yoksunu, kadın - erkek ilişkilerinde maskülen -
feminen ikiliği yaratamayan, kadına saygı ve eşitlik adı altında liderlikten uzak, kadına
kendi aleyhine olacak şekilde fazlaca duygusal yatırım gerektiren bir oyundur. Bu oyun
neden var diye sorarsanız, üzerine bir kitap daha yazmak lazım ama temelde bu oyun,
toplumun kadın erkek ilişkilerinde kadının dürtüsel mekanizmalarını baskıladığı
zamanlarda, işe yarayan ve erkeği iyi bir aile babası yapan bir oyundu. Kadınları toplum
hizada tutarken, erkekleri üretici güçlerini kendilerinden çok aile kanalı ile toplum için
harcamaya, bu oyun itiyordu. Bugün ise, kadın erkek ilişkilerinde eksen kaydı ve artık
evlilik öncesi cinsel ilişki, ayrılmak, zina, boşanma çok kolay olduğu için artık işe
yaramıyor.

Bu eski tip oyunun bir ayağı ise görece yeni ve 300 yıllık romantizm akımının sonucu.
Bu ayak, ideal aşk ayağı ve aslına bakarsanız Batıda 200 yıldır yavaş yavaş hakim
olurken, bize çok hızlı bir şekilde son 30 - 40 yılda geldi ve özellikle Batıya daha açık
kesimde ama şimdi hemen her kesimde hızla yerleşmeye başladı.

İdealize edilmiş aşk, performans beklentisi olmadan sevilmek şeklindedir. Bir kadının
cinsel partnerini, sanki onun annesiymiş gibi sevebileceği masalı üzerine kuruludur.
İdealize aşk, ilişkileri hayatın zorluklarından kaçmak için bir cennet olarak tasarlayıp

163
pazarlar. İlişki, kadının kucağı, ana kucağı gibi rahatlamak, açık ve dürüst olmak içindir.
İdealize aşk masalına inananlarımız için içinde mücadelenin olmadığı, güç
kazandığımız ve dinlendiğimiz güvenli bir cennettir. Her zaman tetikte olmamak için
girdiğimiz bir cennet bahçesidir. Tek istediğimiz bizim temel ve insani ihtiyaçlarımızı
anlayan ve bizden esirgemeyen biri ile beraber olmak. Kavgayı ve oyunu bir süre de
olsa durdurmak.

Yani idealist aşk, kadının aşkı ve kabulü için performansa gerek duymadan
sığınabileceğin bir liman hayali üzerine kurulu. Sorun şu ki, hem kadın hem de erkek
buna ne kadar inanırsa inansın, performans beklentisiz, karşılıksız aşk yoktur.

Kadınları zihinsel odağına alan efendi erkek perspektifinden, bu yük adil olmayan bir
boyunduruktur; zorla boyna geçirilen ve idealinde oyunu değiştirebilse kurtulması
gereken bir yük. Kendini zihinsel odağı halinde tutan maskülen erkek içinse bu
boyundurluk üstesinden gelmesi gereken ve kendisini güçlendirmek için bir fırsat olan
bir meydan okumadır.

164

You might also like