Professional Documents
Culture Documents
BÖLÜM
3.1.1. METİN
Birbirini peşi sıra takip eden metinlere Doğrusal Metin denir. Duygu ve
düşüncelerin yazıya dökülmesinden bu yana bilgi hep doğrusal olarak ifade
edilmiştir. Kitap ve dergilerde doğrusal olmayan şekilde bilgi organizasyonu
okuyucuyu, yoracağı, sıkacağı ve konuyu dağıtacağı için hiç ergonomik değildir.
Doğrusal Olmayan Metin; bilginin ardışık olarak verilmediği, sıranın
değiştirilebildiği ve içerik içinde atlamalar yapılabilen ortamlardır. Hipertext ve
Hipermedia doğrusal olmayan bilgi organizasyonlarındandır. Hipertext sadece
metin (text) içerirken, Hipermedia, ses, video, fotoğraf, müzik, şekil vb.
ortamlar içerir. Hipermedia ve Multimedia (çoğul ortam) birbirine anlam olarak
çok benzemektedir. Hatta günümüz için aynı anlamdadır denilebilir.
Yalınlık: XML, diğer dillere göre daha yalın bir dile sahiptir.
TMLkodlamada kullanılan karmaşık dil yapısı, XML’de insanların etiketleri
okuyup anlamlandırabilecekleri yalın bir yapıda sunulur.
Genisleyebilirlik: XML’de sabit bir etiket kümesi bulunmaz. Söz konusu
küme kullanıcıların gereksinimleri doğrultusunda arttırılabilmektedir.
Kendini Tanımlayabilme: Geleneksel belge sistemlerinde ya da
veritabanlarında, üretilen belge ve veriler kullanıcılar tarafından önceden
hazırlanan şemalar doğrultusunda tanımlanır ve sınıflandırılır. XML belgesi
ise kendi kendini tanımlayabilme özelliğine sahiptir ve tanımlama bilgileri
belgenin üstverisinde kayıtlı tutulur. Bu yapı, aynı zamanda XML belgeleri
üzerinde daha nitelikli bir erişim sonucunun yakalanmasını da sağlar.
İçeriği görünümden ayırma: XML etiketleri, belgenin görünümünü
değil anlamını ve dolayısıyla bağlamını tanımlamaktadır. XML belgesinin
görünümü ve içeriği, XSL stil sayfaları tarafından oluşturulur. Bu, bir
belgenin görünümünün, belgenin bağlamına dokunulmadan
değistirilmesine olanak sağlar. Bu yöntemle aynı içerikten ortaya çıkan
birçok görünüm veya sunum elde edilebilir.
Çoğul Ortam Araçlarıyla Çalısabilme: XML belgeler, resim, ses ve
görüntü gibi multimedya ve Java Applet, ActiveX gibi multimedya araçları
tarafından üretilen nesnelerle çalışabilmektedir.
3
yönüyle XML, günümüz belge sistemlerinde kalıcı arşivleme formatı olarak
kullanılabilecek önemli bir standarttır.
Üstveri (metadata), herhangi bir bilgi kaynağının kimliğini ortaya koyan,
kayıt altında tutulduğu yeri gösteren, erişimini mümkün kılan ve uzun süreler
boyunca kontrol altında tutulmasını sağlayan yapılandırılmış betimleme bilgisidir.
Üstveri kullanımı, özellikle web tabanlı kaynaklara yüksek nitelikli erişimi
sağlamak açısından oldukça yararlıdır. Ancak üstveri tekniğinin, yalnızca web
üzerinde kaynak keşfi ve bu bağlamda kurumsal aktivitelerin yürütümüne
yönelik değil, uzun süreler boyunca güvenli ve erişilebilir kanıtlar olarak
kullanılabilmesi için kağıt ya da elektronik kayıt ortamlardan hangisi olursa
olsun her tür belgenin kimliklendirilmesine, erişim ve güvenilirliğinin
sağlanmasına yönelik önemli işlevlere de sahiptir. Elektronik ortamlarda
kayıtlı bilgiye erişim için günümüzde üç tür teknikten
yararlanılmaktadır. Bunlar, tam metin erişim, taksonomi (taxonomy) ve
üstveri tekniğidir.
Üstveri erişim tekniğinin amacı ve faydasını daha iyi ifade edebilmek için tam
metin ve taksonomi erisim tekniklerinin ne olduğu konusuna bir kaç cümle ile
değinmek gerekir. Tam metin erisim tekniğinde, aranan kaynağa ilişkin sisteme
girilen anahtar terimlerle kaynaklarda yer alan bütün kelimeler karsılastırılır ve
birbiriyle örtüşen kavramlar yakalanmaya çalısılır. Örneğin, internette yer alan
arama motorlarının önemli bir bölümü bu tekniğe göre işlemektedir. Bu teknikte
tarama motorlarına aranan anahtar terimler girilmekte; tarama alanındaki ya
da sayfalar içindeki bütün terimler crawler adı verilen tarayıcılarla kontrol
edilmekte ve sonuç olarak aranan ve taranan terimler arasında yapılan isteğe
göre örtüşen ve/veya benzeşen sonuçlar rapor edilmektedir. Bir sonraki erişim
tekniği olan taksonomide kaynağa iliskin niteleyici bilgiler daha önceden
hazırlanan ve konu temeline dayanan hiyerarsik yapı içinde yerleştirilirler.
Kütüphane sınıflama sistemlerine benzer özellikler sergileyen taksonomi tekniği,
uzun bir altyapı gerektirmesi ve yapılacak işlemlerin daha fazla emeğe dayalı
olması nedeniyle uygulanması daha zor bir tekniktir.
3.1.2. RESİM
5
Şekil 3.4. Vektör ve Bitmap karşılaştırması
6
Şekil 3.5. Örnek jpeg resim
7
Özetle, JPG formatı, resim işleme programlarının yüksek MB'lı dosyaları
sıkıştırarak disk üzerinde kayıt edilebileceği bir formattır. JPEG veya JPG
formatının özelliği gerçek renk değerlerini içermesidir. Bu nedenle fotografik
(çizgisel/grafiksel olmayan) görüntüler için kullanılmalıdır. JPEG sıkıştırma
yöntemi görüntünün algılanması için zorunlu olmayan detayları bulup atan ve
dosyayı bu şekilde sıkıştıran bir format olduğundan kayıplı formatlar arasında
yer alır. Kaybolan ayrıntılar ve sıkıştırma oranı arasında bağlantı
bulunduğundan bu dengeyi iyi korumak gerekmektedir. Daha fazla sıkıştırma
daha fazla detay kaybı daha az sıkıştırma daha büyük dosya demektir.
Kaybedilen detayların geri getirilmesi söz konusu olmadığından dosyanın bir
kopyası mutlaka alınmalıdır.
JPEG'i çekici kılan özellikler; GIF'in sadece 256 rengi desteklediği düşünülürse,
milyonlarca renk içeren fotografik görüntüler için JPEG'in önemi kendiliğinden
ortaya çıkar. Görüntü kalitesinin denetlenebilmesi de ayrı bir avantajdır. Geniş
alanlar halinde tek rengin bulunmadığı, detayları fazla tüm fotografik görüntüler
için kullanılabilir.
GIF ile; soldan sağa doğru, yatay bir hat üzerinde, benzer pikselleri
taranır. Sadece renk değişikliklerini kaydedilir. Bu nedenle resimde yatay
alanların aynı renkle doldurulması, GIF resmin daha az dosya büyüklüğünde
olmasına neden olur. Yatayda farklı renkte piksellerin bulunması ve noise etkisi,
dosya büyüklüğünü arttırır. Aynı renkte yatay çizgilerin bulunduğu bir resim,
aynı renkte dikey çizgilerin bulunduğu bir resimden (piksel büyüklükleri aynı)
daha az yer kaplar.
9
de hareketli görüntülere olanak tanımasıdır.Hareketin her bir parçası farklı bir
layer'da yer alır. Bunların ardarda görünmesiyle hareket etkisi oluşur. Her
Layer'ın ne kadar süre görüneceği denetlenebilir.
Soru: 16 renk 1024x768 çözünürlüklü bir GIF resim dosyasının 100 kbps bir
link üzerinden ne kadar sürede yüklenebileceğini sn olarak hesaplayınız.
䇅 䇅⺁ 䇅
2x=16 ve x=4 ≈31,46 sn
Soru: jpeg ve gif resim formatları için desteklenen renk sayıları ile yaygın kullanım alanlarını
yazınız.
Desteklenen Renk Sayısı jpeg : milyonlarca renk gif : 256 renk
Yaygın Kullanım Alanları jpeg : Geniş alanlar halinde tek rengin bulunmadığı, detayları fazla tüm
fotoğrafik görüntüler.
gif : Birkaç rengin tonlarından oluşan geniş alanları olan resimler, logotype’lar, eğimli hatların
yoğun biçimde kullanıldığı illüstrasyonlar, kroki ve şematik çizimler ile karikatür benzeri resimler.
3.1.2.4. RAW
TIFF formatı bilgisayarlar arası ortak bir dosya formatıdır. PNG VE JPEG gibi
TIFF de yüksek renk derinliği olan görüntülerde kullanılır. GIMP, Photostop gibi
görüntü isleme programları TIFF biçimini desteklemektedir. Bu formatta
kayıtlı dosyalar, herhangi bir uygulama programının sayfa içine
10
alındığında görüntü ve zeminin renk değerlerini azaltma ve değiştirme
olanağı verir. Örneğin farklı farklı renklerde kullanacağımız bir görüntü yada
logoyu TIFF formatla kaydedip sayfaya yapıştırdığımızda renklerini
değiştirebiliriz. Bu yolla her renk değişikliğinde onu yaratan uygulama
programını açıp yeniden renk verip yeni dosyalar yaratmamış oluruz.
TIFF adapte edilebilir ve esnek bir dosya biçimidir. Dosya başlığında etiketler
(tag) kullanarak tek bir dosyada birden fazla veriyi ve görüntüyü
barındırabilmektedir. Etiketler görüntünün boyutları gibi temel geometrisini
yada hangi sıkıştırma tercihinin kullanıldığını belirtebilmektedir. TIFF biçimi
birden fazla sayfayı desteklediğinden çok sayfalı dökümanlar ayrı ayrı dosyalar
yerine tek bir TIFF dosyası olarak kaydedilebilir. Örneğin Bir kitabın tamamı
TIFF formatında tek bir belge olarak kaydedilmesi örneği
Şekil 3.6. Bir kitabın tamamının TIFF formatında tek bir belge olarak kaydedilmesi
3.1.2.7. PSD
3.1.3. SES
Ses çözücü ; sayısal sesi ses dosyası biçimine göre yada ses aktarım biçimine
göre sıkıstıran/kodlayan bir bilgisayar programıdır. Birçok çözücü kütüphane
olarak tanımlıdır ve Windows Media Player, XMMS, yada Winamp gibi bir çok
ortam oynatıcısına arabirim sağlayabilir. "Ses çözücü" terimi, bazen, bir
donanım tanımlaması yada ses kartı anlamına gelebilir. Sinyallerin analog ses
halinden sayısal ses haline yada tam tersi çözülmesi/kodlanması anlamına (ses
çözücü kelimesinin bu sekildeki kullanımından dolayı) gelir. Örnek olarak Intel
Sirketi'nin AC'97 standardı verilebilir.
Bir müzik CD’sine kaydedilmiş müzik ile kasete kaydedilmiş müzik arasındaki
kalite farkını çoğumuz farkedebiliriz: CD’ler kasetlere göre daha kaliteli ses
kaydederler. Kaydettiğimiz sesis kalitesini kayıt ortamının niteliği dışında;
mikrofonun kalitesi, mikrofonun ses kaynağından uzaklığı, ortamın yalıtımı,
13
mikrofonun sesi taşıdığı mikserdeki ayar düğmelerinin ideal seviyede olması,
mikserin sesi aktardığı kayıt cihazının kapasitesi gibi etkenler de belirler. CD,
DVD, DAT gibi dijital kayıt ortamlarının icadı ve yaygınlaşmasına kadar ses ve
müzikler taşplak, kasetçalar, longplay, müzik kasedi (MC) gibi analog ortamlara
kaydedilip kullanılmaktaydı. Dijital kayıt ortamları, analog kayıt ortamlarına
göre ses kalitesinde büyük bir yükselmeye sebep oldu. Dijital cihazların üretilip
yaygınlaşmasıyla pek çok dijital ses dosyası türü de kullanılmaya başlandı. Bu
ses dosyası türlerinin bazıları sadece kullanıldığı cihaza özelken bazıları ise
değişik türde cihazlarda kullanılmaya uygundur. Ses dosyası türleri arasında,
tıpkı fotoğraf dosyalarında olduğu gibi kalite farkını belirleyen değişik
öznitelikler vardır.
Kanal sayısı: Dijital ses dosyaları, bir dosya içinde birden fazla kanal sesi
taşıyabilirler. Tek kanallı seslere “mono”, çift kanallı seslere ise “stereo”, dört
kanallı seslere “Quad”, 5.1 kanallı seslere ise “Surround” ses adı verilir. İki
hoparlörlü bir müzik setinde dinlediğimiz müzikte eğer hoparlörlerden aynı anda
farklı sesler geliyorsa, bu ses stereo olarak kaydedilmiş demektir. Şarkıcının bir
cümleyi sağ hoparlörden, diğer cümleyi ise sol hoparlörden söylemesi veya
sağdan davulun sesi gelirken, soldan zurnanın duyulması gibi. Çok kanallı sesler,
gerçek hayattaki gibi değişik yönlerden farklı sesler duymamızı sağladıkları için
müzik dinleme zevkini artırırlar. Müzik albümlerinin stüdyo kaydı sırasında
tonmayster farlı mikrofonlardan gelen sesleri farklı kanallara yönlendirerek sese
stereo özellik katabilir.
Günümüzde sinema salonlarında da çok kanallı ses teknolojileriyle, salonun
değişik köşelerinden farklı sesler gelmesi sağlanarak gerçeklik hissi
arttırılmaktadır. Stereo bir ses sonradan mono’ya çevrilebilir yani iki kanal tek
bir kanalda birleştirilebilir; ancak mono kaydedilen bir ses, sonradan stereo’ya
çevrilemez.
kbps Değeri: “kilo bits per second”dır (her saniyeye düşen kilo bit miktarı).
“Bit değeri” adıyla da ifade edilir. Sıkıştırılmış formatlardaki ses dosyaları için
geçerli bir özelliktir. Ses dosyasını dönüştürme/sıkıştırma işlemi sırasında
saniyede kaç veri (örneklem) alacağını kbps değeri belirler. Sıkıştırılmamış bir
ses dosyasını (mesela bir müzik CD’sindeki bir parçayı) sıkıştırarak mp3 veya
wma’ya çevirdiğimizde dönüştürücü programın menüsünden hangi kalitede
sıkıştırma yapacağımızı belirleriz. 32, 64, 128, 160, 192, 224, 256 gibi kbps
değerlerinden düşük olanlarla sıkıştırılmış ses dosyaları, sabit disk üzerinde az
yer kaplar ancak ses kalitelerinde bariz bir düşüş algılanır. 32 kbps değerine
sahip bir sıkıştırılmış ses dosyası, 256 kbps’lik bir ses dosyasına göre çok daha
az veri içerdiğinden ses kalitesinde bariz bir düşüş fark edilecektir. Ses CD’si,
Ses DVD’si ve Video CD gibi ortamlardaki sesler, sıkıştırılmamış formatlar
olduğu için kbps değerleri yoktur.
kHz Değeri: Sesin bir saniyede tekrarlanma (sıklık) birimidir. “Ses örnek
değeri” adıyla da ifade edilir. Kilohertz (kHz) değeri, kayıt sırasında mikserde ve
kayıt cihazında ses seviyesinin ne kadar yüksek olduğunu gösterir. CD
kalitesinde sesin ideal kHz seviyesi 44.1’dir. Eğer kayıt sırasında ses, bu
14
değerden daha düşük bir kHz ile kaydedilmişse, dinlerken daha iyi duyabilmek
için sesi açtığınızda ses patlar.
Bu format, sıkıştırmasız bir dijital format olduğu için genellikle WAV ile
karıştırılır. Bir bilgisayarda dinlemekte olduğumuz ses dosyasının kanal sayısı,
kHz ve kbps değerlerini müzik çalma programının ekranındaki göstergelerden
ya da ses dosyasına sağ tıklayarak özellikler > özet menüsünden öğrenilebilir.
Müzikmarketlerde satılan müzik CD’lerindeki parçalar bu dosya türündedir.
Philips tarafından geliştirilmiştir. Bu formata göre; analog sesin sesin ideal
kHz seviyesi 44.1 KHz olarak alınır. Ve analog ses örnekleri iki kanallı
(stereo) 16 bitlik sayısal ses şekline dönüştürülür.
䇅 䇅 䇅 䇅ሺ
≈ 476 MB
䇅 䇅ሺ
15
3.1.3.4. AAC(Advanced Audio Coding)
Açılımı “Advanced Audio Coding” (İleri seviye ses kodlama) olan AAC formatı,
az kayıplı bir sıkıştırılmış ses formatıdır. Apple firması tarafından üretilen
cihaz ve yazılımlar (iPhone, iPod, iTunes) ile, bazı oyun konsolları ve cep
telefonları tarafından desteklenir. .m4v, .m4r, .3gp, .mp4, .aac gibi uzantılı
dosyalar AAC türündendir.
MP3 (MPEG Layer 3), sıkıştırılmış bir ses biçimidir. Ses dosyasının sıkıştırılması
sırasında sadece insan kulağının duyamayacağı frekansların silinmesi
yöntemiyle 1:12 oranına kadar sıkıştırmaya imkân tanır. Küçük dosya
boyutunun internetten indirmede kolaylık sağlaması sebebiyle özellikle korsan
müzik piyasasının en yaygın kullanılan ses dosyası türü olmuştur. Oldukça
yaygın olup,uzantıları ".mp3" olan bu dosyalar, bir çok web sitesinden rahatlıkla
bulunabilir. Birçok Windows 98/XP kullanıcısı, işletim sistemlerinde bir mp3
okuyucu olduğunu göreceklerdir. Fakat bu mp3 okuyucu programları bazı mp3
sitelerinden edinmeniz de mümkündür. Mp3 okuyucu programlardan macamp
(MAC OS), Winamp (Windows), mpg123 (Unix) yaygın olarak kullanılır.
Genellikle Mp3 dosyaları, internet üzerinden dinlenmek yerine bilgisayara
kaydedilip kullanılır. Ancak streaming özelligi sayesinde mp3 dosyalarını Real-
Media gibi kullanmak da mümkündür. Ayrıca internet üzerinde mp3 formatında
yayın yapan çok sayıda online radyolar mevcuttur. Mp3 formatında dosyalar
olusturabilmeniz için öncelikle Audio CDlerden wave dosyası oluşturmanız
gerekir. Ripper, bu programların genel adıdır. Birçok download sitesinde bu iş
için programlar bulunmaktadır. Oluşturduğunuz ham haldeki wave dosyasını
daha sonra MPEG olarak sıkıştırmanız gerekmektedir. Mp3 encoder, bu iş için
kullanacağınız programlara verilen addır. CD'den mp3'e doğrudan geçen
programlarda yazılım teknolojilerinin gelişmesi ile birlikte artık
bulunabilmektedir. Saniyelik analog ses örneklerinin 16 bitlik bir şekle
dönüstürülmesine Sayısal Ses (Digital Audio) denir. Ancak, bu analog
sinyallerin bir saniye içinde 44,1 khz 'lik frekansla yayıldığı düşünüldügünde, bir
saniyelik sayısal ses kaydı yaklasık olarak 1.4 milyon bit(44100.16.2) veri
içerir. İnsan kulağının sesi algılama gücü göze alınarak bu kayıtlar bir çok
insanın algılayamayacagı bölümlerden bir sıkıştırma algoritması ile arındırılır.
Mp3 sıkıştırma algoritmaları arasında en güçlü olanıdır. Motion Picture Experts
Group (MPEG) sponsorluğunda geliştirilmiş olup International Organization for
Standardization (ISO) tarafından şekillendirilmiştir. Kolaylıkla meydana
getirilmesi ve İnternet sayesinde yayılmasının da mümkün olması sebebiyle
mp3, günümüzde müzik şirketleri tarafından kopya veriler olarak
görülmektedir.
Örnek: MP3 olarak kayıtlı 60 dakikalık bir müzik dosyası 10 Mbps bir bağlantı
üzerinden ne kadar sürede iletilir? (MP3 band genişliği 128 kbps)
128000.(60).(60)/10.106 =46,08 s
16
Soru. Aşağıda MPEG-1 Audio Standardı Layer III (MP3) formatına ait bazı parametreler
verilmiştir. Bu parametrelerin standart değerlerini boşluklara yazınız.
1. Çerçeve başına örnek sayısı ………………………..
2. Zaman dilimi süresi ………………………
3. Sıkıştırma Oranı ………………………
17
3.1.3.7. OGG
.ogg uzantılı ve açık kaynak kodlu bu dosya türü, MP3’e göre daha kaliteli
sıkıştırma yapar. Hem Windows hem de Linux/Unix işletim sistemlerinde
kullanılabilmektedir.
3.1.3.8. RA
Açılımı Real Audio olan ve .ra uzantılı bu ses dosyası türü, özellikle internet
üzerinden dinlenebilen çevrimiçi radyo istasyonları tarafından yaygın olarak
kullanılmaktadır. Real Network tarafından gelistirilmiş olup internet üzerinde
"sürekli" ses iletimini sağlayan bir teknolojidir (Win95/NT ve MAC sürümleri
var). Real Audio formatı, öncelikle çok yer kaplayan "AU" yada "WAV" gibi ham
ses formatlarının yerini almıştır. Ses verileri kullanmış olduğu algoritmalar
sayesinde oldukça küçük birimlere sıkıştırılabilmektedir. Geniş bir alanda
seçilebilen "örnekleme" aralıklarıyla , ses/müzik kalitesinden biraz fedakarlık
ederek gerçek zamanlı sürekli müzik yayınlarını bile 14.4kbps modem
bağlantılarında dinlemek mümkün olabilmektedir. İnternet üzerinde canlı yayın
yapan radyo sitelerinde özellikle bu format yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu
formatı kullanabilmek için, yine aynı sirketin çıkarmıs olduğu ve ticari olmayan
kullanımlarda "freeware" olan "Real Audio" programına ihtiyaç vardır. Program
ile birlikte, MSIE ve Netscape için gerekli plug-in'ler de yer almaktadır. Real
Audio, 1995'ten beri piyasada olan bir formattır ve bu sayede internet üzerinde
ses/müzik iletiminde kullanımı çok yaygındır.
En-Boy Oranı (aspect ratio): En-boy oranı, yani “aspect ratio” video
görüntünün yatay ve dikey eksenlerinin birbirine oranını gösterir. Televizyonun
icadından yakın yıllara kadar 4:3 en-boy oranı kullanılmıştır; yani ekrandaki
görüntü sağdan sola 4 birim uzunluğundayken yukarıdan aşağıya üç birim
uzunluğundadır. Sinemalarda ise ekran 16:9 oranındadır, yani yatay eksende
daha uzunlamasına bir görüntü vardır. 16:9 en-boy oranı, 4:3’e göre insan
algısına daha uygundur. Çünkü insanlar yatay eksende yerleştirilmiş iki gözleri
sayesinde yatay bir alanda daha fazla görüntü algılarlar. Bu sebeple, televizyon
yayıncılığında yaygınlaşmaya başlayan HD yayın sisteminde 4:3 en-boy oranı
terkedilerek tıpkı sinemalarda olduğu gibi 16:9 en-boy oranına geçilmiştir.
Bu iki en-boy oranı dışında farklı ihtiyaçlar için kullanılan birçok en-boy oranı
standardı vardır.
Farklı ihtiyaçlar, farklı türde video dosyası türlerini kullanmayı gerektirir.
Örneğin bazı video dosyası türleri görüntü kalitesi iyi olduğu için, bazıları ise
sıkıştırma oranı yüksek olduğu, yani az yer kapladığı için tercih edilirler.
19
3.1.4.2. MPEG (Motion Pictures Experts Group)
Real Networks sirketi 1997 başından itibaren, internet üzerinde gerçek zamanlı
sesli görüntü (video) iletimi için de "RealVideo" formatını üretmiş ve Real Player
(v4.0) isminde Audio/Video gösterimi için, klasik programının yeni bir
sürümünü üretmiştir. Ayrıca internet üzerinde video aktarımı için, VDOLive,
Vivo, QuickTime gibi başka formatlar da kullanılmaktadır. Fakat RealAudio
alışkanlığı da önemli bir faktör olmak üzere, yeni RealVideo formatı da çok kısa
sürede kabul görmüştür. Günümüzde, RealVideo kullanarak internet üzerinde
yayın yapan TV istasyonları oluşmaya başlamıştır. 1997 Ekim ayı içinde Real
Networks, RealMedia adıyla, programının yeni sürümünü duyurmuştur. Bu
sürüm ile birlikte, Shockwave plug-in ürünüyle ismi duyulan Macromedia'nın
Flash animasyon formatı, RealFlash adıyla RealVideo ve RealAudio ile birlikte
bütünleşik olarak kullanıma tanıtılmıştır. Özellikle çizgi film, ürün tanıtımları vs
türü kullanımlarda Real Flash, yavaş internet bağlantıları üzerinden bile gerçek
zamanlı aktarıma imkan tanımaktadır. Real Networks web sitesinden bazı
animasyon örneklerine ulaşılabilmektedir.
3.1.4.5. DAT
Görüntü kalitesi çok iyi olmayan bir dosya türüdür. Video CD’ler (VCD) bu
formattadır.
20
3.1.4.6. FLV
Flash Video (.flv) dosya türü, internette video paylaşım sitelerinde yaygın
olarak kullanılan bir dosya türüdür. Görüntü kalitesi çok iyi değildir, ama az
yer kaplaması sebebiyle videoları çevrimiçi olarak kesintisiz izlemeyi
mümkün kılar. .flv uzantılı videoları video paylaşım sitelerinden indirmek ve
izlemek için özel yazılımlar mevcuttur.
Ripper Audio CDlerden wave dosyası oluşturmayı sağlayan programların genel adıdır.
DRM Ses dosyalarını kopyalamaya karsı koruma özelliğidir.
Interlacing İzleyiciye resmin giderek belirginleşen bir biçimde görünmesidir.
Creative Commons Eser sahibinin kim olduğu belirtildiği sürece eserin telif hakları yasalarını
ihlal etmeden paylaşılabilmesidir.
21
3.BÖLÜM GENEL DEĞERLENDİRME SORULARI
4.Elektronik ortamda kayıtlı bilgiye erişimde kullanılan üç tekniğin ismini yazarak açıklayınız.
11. Sayısal ses dosyalarındaki kanal sayısı ve kiloherz değeri kavramlarını kısaca açıklayınız.
14. Video dosyalarındaki kare büyüklüğü, kare sıklığı, en-boy oranı kavramlarını açıklayınız.
16.GIF resim formatı ile JPEG resim formatını iki açıdan kıyaslayınız.
22
BÖLÜM 4
ÇOĞUL ORTAM AĞLARI ve ÇOĞUL ORTAMDA KARŞILAŞILAN
TEKNİK HUSUSLAR
ISDN mevcut telefon ağlarının yerini alacak tüm dünya telefon ağlarının
sayısallaştırılması esasına dayalı bir telekomünikasyon ağıdır. ISDN sayısal
sinyalleri kullanıcılar arasında şeffaf olarak transfer ederek aynı zamanda
kullanıcı-ağ arabirimlerini bütünleştirir. ISDN sıradan iki telli (twisted pair)
telefon hatları üzerinden ses, veri ve görüntüyü anında taşıyabilen bir
teknolojidir. ISDN; daha hızlı İnternet bağlantıları, uzak mesafe fax
iletişiminde sağladığı haberleşme zamanının kısalması ve maliyetin düşmesi
şeklinde çeşitli avantajlar sağlamaktadır. ISDN, ses, veri ve görüntüyü yada
üçünden herhangi birini tek bir hat üzerinden tümleşik olarak sağlayan bir
servistir. Kapasite artırılmak istendiğinde birden fazla ISDN hattı kullanılarak
tümleşik hale getirilebilir. Normal modemler, bilgisayardan gelen sayısal
sinyalleri analog sinyallere dönüştürerek normal telefon hatlarından iletmekte
iken ISDN için ise “Terminal Adaptörü- TA” denilen bir donanım kullanılır. Bu
cihaz, sayısal sinyaller alıp gönderebilir.
23
görüntü ve veri iletimi amacıyla kullanılan telefon, telex, fax, videophone,
bilgisayar gibi veri iletim servislerinin birleştirilmesi olmuştur. ISDN' de
bütünleştirilen telekomünikasyon hizmetleri genel olarak; telefon, görüntülü
telefon (videophone), telefax ve uzaktan kopyalama, teleks ve teletext,
enformasyon algılama (T-Online), veri iletimi, telewriting, uzaktan ölçme veya
yönetim şeklinde özetlenebilir. ISDN' den önce bu hizmetlerin gerçekleştirilmesi
için farklı iletişim servislerinin kurulması zorunluluğu vardı. Ses ve veri iletişim
teknolojisinde yeni çağ olarak görülen ISDN'in hizmete girmesiyle her şey
değişmiş ve bu tür hizmetler evrensel bir komünikasyon prizi aracılığıyla
bütünleştirilmiştir. Video konferans uygulamaları sesli-görsel iletişim için
doküman paylaşımı, yazı, tablo ve görüntü içerme gibi özelliklere sahiptir.
ISDN video konferans ünitelerinin kurulumu için teknik bilgi sahibi olmak
gerekmez. Herhangi bir telefon gibi, duvardaki ISDN hattına bağlanıldığında
kurulum tamamlanmış olur. Yıllardır kullanılan bir standart olduğu için, bütün
Video Konferans ünitesi üreticilerinin ISDN standardını destekleyen zengin ürün
seçenekleri bulunmaktadır.
DSL, hat boyunca yüksek yoğunluklu verinin sıkıştırılarak gönderilmesi için bir
teknolojidir. Yani, yüksek hızlı veri ve ses iletişimini aynı anda sağlayabilen bir
iletişim teknolojisidir. Başka bir deyişle, internete hızlı erişim sağlayan ve aynı
zamanda normal telefon görüşmelerine de olanak veren bir teknolojidir. Genel
olarak DSL bir bakır hattın ucuna bağlı bir modem çiftinden oluşur. DSL,
24
bir noktadan başka bir noktaya bakır kablo boyunca giden yüksek hızlı
datayı sıkıştırmak için kullanılır. Yani bir hatta bağlanan bir modem çifti
sayısal bir abone hattını oluşturur. Kısaca DSL hat değil bir modemdir. DSL
modemler ile dubleks veri gönderilmektedir. Yani her iki yönde, kullanılan
teknolojiye bağlı olarak mesafe ile ters orantılı veri akışı sağlanmaktadır.
DSL modemler, bakır kablonun bir ucundan diğer ucuna bağlantı kurar:
sinyal telefon anahtarlama sistemi içine girmez. DSL modemleri, sadece
standart telefon sistemi tarafından kullanılan ses frekanslarını (tipik olarak 0-4
kHz) kullanımı ile sınırlı değildir. DSL modemleri 100 kHz’den fazlasını
kullanırlar.
Dünya üzerinde mevcut 800.000' dan fazla lokal santral bölgesinde telefon
kullanımı için kurulmuş altyapıyı kullandığından ekstra altyapı yatırımı
gerektirmez. Veri iletiminde, çok yüksek bant genişliği sağlar. Sinyalizasyonda
özel bir sayısal kodlama kullanılır. Ses için 4 kHz olan standart DSL de 1.2 MHz'
e ulaşmaktadır Haberleşme teknolojisinde kullanılan yöntemler ve yeni
çıkabilecek yöntemler DSL üzerinde de uygulanabilir. ADSL de kullanılan
donanımlar aynı servisi sağlamada kullanılan donanımlarla karşılaştırıldığında
belirgin maliyet avantajına sahiptir. Genel olarak DSL internet servis
sağlayıcılar, kampüs uygulamaları, interaktif TV uygulamaları, iş yerleri ve toplu
konut alanları gibi birçok kullanım alanı bulunmaktadır.
25
Şekil 4.3. Uydu İle Veri İletimi
Uydu sistemler tek yönde veri iletebilir. Yani bu sistemler tek başına
kullanıldığında sadece veri alımı yapılabilir. Veri gönderimi için ise başka bir
bağlantıya ihtiyaç vardır. Bu bağlantılar; dial-up, kablo modem, ISDN veya
benzeri başka bir bağlantı olabilir. Bu ikinci bağlantı böyle bir durumda sadece
veri gönderme işlemi için kullanılır. Veri alımı yine uydu aracılığı ile yapılacaktır.
Servis sağlayıcıya (ISS) bağlanan kullanıcı istediği bilgiye ulaşmak için servis
sağlayıcıdan veri talebinde bulunacaktır. Yapılan bu veri talebi ISS aracılığı ile
internet ortamına iletilerek, kullanıcının talepte bulunduğu bilgiyi sağlayan WEB
sunucusuna iletilir. WEB sunucusu ise bu talebi; bilgiyi sunan birimin Network
İşletim Merkez (NİM)'ine gönderir ve istenilen bilgi internet ortamından direkt
olarak uyduya gönderilecek ve kullanıcıda talepte bulunduğu bilgiyi çanak
anteni vasıtasıyla uydudan alacaktır. Tüm bu işlemlerde bilgi talebinde bulunma
işlemi için çok yüksek bir hıza gerek yoktur. Bu yüzden normal bir dial-up
bağlantı bu işi rahatlıkla görebilir. Ancak veri alımında 400 kbps ve daha yüksek
hızlara ulaşabilme çok iyi bir avantajdır.
Son yıllarda yüksek hızlı veri hizmetlerine olan talebin büyük bir ivme
kazanması ve mobil haberleşmenin hızla yaygınlaşması yüksek hızlı mobil
servislere olan talebi de artırmıştır. Bu eğilimler doğrultusunda, özellikle
gelişmiş ülkelerde mobil haberleşmede yeni sistemlerin arayışı ve geliştirilmesi
çalışmaları başlamıştır.
1G mobil teknolojileri dünyada 1970’li yılların sonlarında kullanılmaya
başlanmış olup analog hücresel mobil telekomünikasyon sistemlerini
kapsamaktadır. Günümüzde hala kullanımda olan ve analog ses iletimi
hizmetini sağlayan 1G sistemlere, kuzey Amerika’da kullanılmakta olan
“Advanced Mobile Phone System (AMPS), “Total Access Communication
System” (TACD) ve Avrupa’da kullanılmakta olan “Nordic Mobile Telephone”
(NMT) sistemleri örnek olarak verilebilir. 1G’nin kullanılmaya başlanmasıyla
26
birlikte mobil pazarı yıllık %30-50 değerinde büyüme hızı ile 1990 yılında 20
milyonluk bir kullanıcı sayısına ulaşmıştır.
1G teknolojisinin, kullanıcıların zamanla artan ses kalitesi, kapasite ve kapsama
alanı gibi ihtiyaçlarına cevap vermekte yetersiz kalması, yarı iletken ve
mikrodalga teknolojilerindeki ilerlemelerle birlikte 2G sayısal teknolojiye doğru
yol alınmasını zorunlu kılmıştır. 2G mobil telefonlar, 1991’in ortalarında
piyasaya sürülmüş ve kullanımı büyük bir hızla yaygınlaşmıştır. Bugün
kullandığımız “Global System for Mobile Communication” (GSM)
standartlarındaki cep telefonları, 2G sayısal teknolojiyi kullanan sistemlere
bir örnek teşkil etmektedir. “Code Division Multiple Access” (CDMA) ve
“Personal Digital Communication” (PDC), GSM dışındaki diğer 2G standartlarına
örnek olarak gösterilebilir. Ancak GSM; GSM900, GSM-railway (GSM-R),
GSM1800, GSM1900 ve GSM400 ile, en yaygın kullanılan 2G hücresel sayısal
mobil telekomünikasyon standardını teşkil etmektedir. 1999 sonu itibariyle,
GSM mobil telefon kullanıcısı sayısı, dünyada yaklaşık 140 ülkede 450 milyonun
üzerindeki mobil telefon kullanıcısı içinde 250 milyonu geçmiştir.
GSM standartlarının belirlenme çalışmasının 1. safhası, Avrupa
Telekomünikasyon Standartları Enstitüsü (ETSI) tarafından 1990 yılında
tamamlanmıştır. GSM standartları bundan sonra da, değişen teknolojik ilerleme
ve ihtiyaçlar doğrultusunda 2. safha ve 2. safha olarak adlandırılan evrelerle,
1990’lı yılların ortalarında daha da geliştirilmiştir. Söz konusu geliştirilmiş 2G
teknolojileri, “High Speed Circuit Switched Data” (HSCSD), “General Packet
Radio Service (GPRS) ve “Enhanced Data Rates in a GSM Environment” (EDGE)
olarak adlandırılmaktadır. Anılan teknolojiler, 3G’ye doğru giden yolda son
basamaklar olarak görülmekte ve topluca 2,5G teknolojisi olarak kabul
edilmektedir. Bilgi aktarım hızı yönünden bir karşılaştırma yapılacak olursa;
GSM 1. safha ile 9.6 kbps, HSCSD ile 28.8 Kbps, GPRS ile 171.2 Kbps,
EDGE ile 384 Kbps, 3G ile ise 2 Mbps ve 4G ile 100 Mbps hızlarında bilgi
transferi yapılabilmektedir.
Örnek: İki bilgisayar bant genişliği yaklaşık 8000 bit/sn olan bir bakır telefon
kablosu ile bağlıdır. Bu kanal üzerinden büyüklüğü 1 Mbit olan bir bilgisayar
veri kütüğünü gönderebilmek isteniyor. Verinin nakil süresini hesaplayınız?
Bant genişliği yaklaşık 8 Kbps olan bakır telefon kablosu üzerinden bir video
görüntüsü nakledilecektir. Her bir görüntü 300 x 200 piksel ve her piksel 8
bitlik renk bilgisini ifade ettiğine göre bu ortam üzerinden 1 sn lik bir video filmi
ne kadar sürede yollanabilir. (İnsan gözü, saniyede 30 görüntü gösterilmesi
durumunda, görüntüleri hareketli bir film olarak algılayabilmektedir)
Kısacası, bir telefon hattı üzerinden sadece 1 saniyelik bir video film ancak
yarım saatte yollanabilir. Oysa devre anahtarlamasını kullanan ISDN sistemleri
hat kapasitesini en az 64000 bit/s’ye (çift yönde 128000 bit/s) çıkarır. Bu
kapasite telekomünikasyon dünyasında BRI (Basic Rate Interface) olarak anılır.
Öte yandan, Ethernet türü bağlantılarda ise hat kapasitesi o anda hattı
kullananlar arasında paylaşılır. Bu tür sistemlere ise paket anahtarlamalı
(packet-switched) adı verilir. ATM teknolojisi ise, ISDN ve Ethernet’ten farklı
28
olarak küçük kapasiteli hücre (cell) dediğimiz bilgi paketlerinin ara birimlerde
hızla yönlendirilmesine dayanır. 30 görüntüden oluşan 14400000 bitten oluşan
1 sn lik video klibi BRI ISDN hattı üzerinden
29
4. BÖLÜM GENEL DEĞERLENDİRME SORULARI
3.Kullanıcıların istedikleri veri için talepte bulunmaları ile verinin uydudan alımına kadar geçen
iletişim sürecini kısaca açıklayınız.
HSCSD : ……………………………………..
GPRS : ………………………………………
EDGE : ………………………………………
3G : ……………………………………….
4G : ……………………………………….
6. 1024 renk 800x600 çözünürlüklü bir BMP dosyası 12 Mbps hızındaki bir haberleşme kanalı
üzerinden ne kadar sürede iletilebilir? (1 Mbit=1000 kbit ve 1 kbit=1000 bit seçilecek). Aynı
BMP dosyası BRI ISDN kanalı üzerinden ne kadar sürede iletilebilir?
8.Çoğul ortam ağlarında bir kullanıcının ağa kabul kontrolünün nasıl olduğunu ve yığılma
kontrolünün nasıl yapıldığını açıklayınız.
UKEY EK KAYNAKLAR
30