You are on page 1of 55

3.

MODÜL

AİLE OLMA SÜRECİNDE DESTEK OLMAK/ AİLE OLMA

KODU

1
1. EŞİ TANIMADA AŞAMALAR .................................................................................................................. 3
1.1 Evlilik Öncesi Arkadaşlık ................................................................................................................ 3
1.1.1 Evlilik Öncesi Arkadaşlığın Eş Seçimine Etkisi ......................................................................... 5
1.1.2 Evlilik Öncesi Arkadaşlık İlkeleri Ve Önemi ............................................................................. 5
1.1.3 Evlilik Öncesi Arkadaşlıkta Gözlem ve Tartışma Konuları ....................................................... 9
1.1.4 Karşıt Cins Arkadaşlığına İlişkin Tutumlar ............................................................................. 10
2. EVLİLİKTE EŞ SEÇME........................................................................................................................... 10
2.1 Eş Seçmenin Önemi Nedir? ......................................................................................................... 11
2.2 Eş Seçme Kuramları ..................................................................................................................... 13
2. 3 Ülkemizdeki Eş Seçimi Yaklaşımları ............................................................................................ 14
2.4 Eş Seçiminde Dikkat Edilecek Hususlar........................................................................................ 17
2.5 Eş Seçiminde İstenmeyen Kişilik Özellikler .................................................................................. 18
2.6 Eş Seçiminde Göz Önünde Bulundurulması Gerekli Faktörler .................................................... 18
3. EVLİLİK KOŞULLARI ............................................................................................................................ 19
4. EVLİLİK DÖNEMLERİ........................................................................................................................... 22
4.1 Nişanlılık ...................................................................................................................................... 22
4.2 Evlenme Töreni Ve Balayı ............................................................................................................ 23
4.2.1 Düğün Nedir?........................................................................................................................ 23
4.2.2 Balayı .................................................................................................................................... 24
5. EVLİLİK ZAMANININ SAPTANMASI .................................................................................................... 25
6. EVLİLİĞİ GECİKTİREN KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ.......................................................................................... 26
7. EVLİLİKTE UYUM VE DAYANIŞMA ...................................................................................................... 26
7.1 Mutlu Evliliğin Püf Noktaları ........................................................................................................ 27
8. EVLİLİKTE SORUN YARATAN KONULAR ............................................................................................. 30
9. EVLİLİKTE BUNALIM ........................................................................................................................... 31
10. EVLENDİRME YÖNETMELİĞİ ............................................................................................................ 33
KAYNAKÇA ............................................................................................................................................. 55

2
3. MODÜL: AİLE OLMA SÜRECİNDE DESTEK OLMAK

KODU:

1. EŞİ TANIMADA AŞAMALAR

Evlilik, toplumsal kurallar ve yasaların öngördüğü biçimde bir erkekle bir kadının yaşamlarını
birleştirmesidir. Yaşam boyu birlikte yaşamayı amaçlayan evlilikte, ilişkilerin düzenli, uyumlu ve
dengeli olması, evlilik kararının başlangıçta doğru verilmesiyle yakından ilişkilidir.

Evlilik kararı, insan yaşamının üçte ikisinden fazlasını ve tüm geleceği etkileyecek boyutta önemli bir
karardır. Evlilik kararı, bireyden topluma geniş bir alam, evlenen eşleri her iki tarafın yakınlarını ve bu
evlilikten doğacak çocukları da etkiler. Sağlıklı ve güçlü bir toplum da, toplumun çekirdeği olan aile ve
evlilik yoluyla gerçekleştirilir.

Türk Medeni Kanunu'nda; kadın ve erkeğe, aile düzeninde eşit haklar


Türk Medeni Kanunu'nda;
verilmiş, karı ve kocanın ayrı ayrı mal sahibi olabilmeleri, mirasın
kadın ve erkeğe, aile
cinsiyet farkı olmaksızın çocuklar arasında eşit olarak dağıtılması
düzeninde eşit haklar
öngörülmüş ve aile üyelerinin kişilik haklarını koruyacak hükümler
verilmiş, karı ve kocanın
getirilmiştir.
ayrı ayrı mal sahibi
İki cinsin oluşturduğu evlilik, ortaya çıkan rastlantısal bir "olay" değil, olabilmeleri, mirasın
birbirlerini görme, tanışma ve tanımadan başlayarak, arkadaşlık, söz cinsiyet farkı olmaksızın
kesme, nişan, nikâh ve düğün gibi aşamaları olan bir toplumsal çocuklar arasında eşit
"süreç" olarak algılanmıştır. olarak dağıtılması
öngörülmüştür.
Bu süreç karışık cinsten iki kişinin evlenmeden önce birbirlerini iyice
tanımalarına imkân veren ve "evlilik" kararını isabetli olma olasılığını arttıran bir düzenlemedir.

Evlilik ve aile ilişkilerinin uyumlu, mutlu bir beraberlik ve evlilik olabilmesi için tarafların birbirlerini iyi
tanımaları gerekir.

! "Arkadaşlık", eş seçiminden önce "nişanlılık" ise eş seçiminden sonra, evlilik öncesinde


gerçekleştirilir.

1.1 Evlilik Öncesi Arkadaşlık

Evlilikte, eş seçiminin isabetli yapılmış olması önemlidir. İyi seçim yapmak ise "seçeneklerin çok
olması" ve "onları tanıma olanağının yeterliği" ile ilgilidir. Arkadaşlık, buradaki anlamı ile karşı cinsten
iki kişinin beraberliğidir, bu beraberliğin sağladığı kişisel doyum yanında, asıl amaç, bu ilişki içinde
tarafların birbirlerinden hoşlanma, özellik ve beklentilerinin birbirine uygunluğunu ve birbirlerinin

3
ihtiyaçlarını karşılama yönünden yeterliğini incelemek ve keşfetmektir. Arkadaşlık süreci içinde, kız ve
erkeğin, arkadaşlıklarını "sonlandırma", "sürdürme" ya da birbirlerine uygun, olduklarını görerek
"evliliğe karar verme" olasılıkları bulunması nedeniyle önemli bir aşamadır.

"Arkadaşlık", tek kelime ile paylaşmaktır. Arkadaş edinmek ve bu


arkadaşlığı uzun ömürlü kılmak öncelikle arkadaşa ve arkadaşlığa
saygı duymakla mümkün olabilir.

"Hayat arkadaşlığı" olarak tanımlanan evlilik, karşı cinsten iki kişinin


birlikte yaşamaya yani her yönüyle yaşamı paylaşmaya karar
vermeleridir. Bu önemli kararın isabetli olması bireylerin hem
"kendileri" hem de "birbirlerini" yeterince tanımalarına bağlıdır.
Evlilik öncesi arkadaşlık, tarafların hem kendilerini ve hem de
birbirlerini tanıma, sınama ve ısınmaları için bireylere fırsat veren
önemli bir aşamadır.

Evliliği düşünmeye başlayan gençler için arkadaşlık bir "arayış" dönemidir. Bu dönemde bireylerin
"ideal eş" tipi şekillenmeye başlar, gençler evlenecekleri kişide aradıkları özellikleri, asla evlenmek
istemedikleri karakterleri tanımlarlar.

Yapılan araştırmalar, pek çok kimsenin eş seçerken önceden belirledikleri "ideal


eş"e, ulaşmaları mümkün olmamakla birlikte, tasarladıkları ideal eş niteliklerine
elden geldiğince bağlı kalmaya gayret ettiklerini göstermektedir. Evlilik öncesi
yapılacak arkadaşlıklar hem bu "ideal tipin niteliklerinin belirlenmesi" ve hem de
"bulunması" açısından yararlıdır. "İdeal tip" kavramı göreceli bir kavramdır.
Herkese uygun ideal bir tip yoktur, ideal tip kişilere göre değişen bir çeşitlilik
gösterir. Bireyler, ideal tiplerini kendileri oluştururlar.

Arkadaşlık bireylere; cinsiyetine, kişiliğine özgü bireysel özelliklerini tanıma, benzer ve farklı yönlerini
inceleme fırsatı verir. Arkadaşlık dönemi dürüstlüğe dayanan ve bireylerin birbirlerinin gerçek
kimliklerini görmelerini sağlayacak ortam içinde geçmelidir.

Buradaki anlamı ile arkadaşlık karşı cinsten iki kişinin


beraberliğidir. Arkadaşlık süreci bireylerin, arkadaşlıklarını
“sonlandırma”, “sürdürme” ya da “evliliğe karar verme”
olasılıkları bulunması nedeniyle önemli bir aşamadır.

Ülkemizde evlilik öncesi arkadaşlıklar, genelde okuyan gençler


için orta öğretimin son yıllarına ve üniversite dönemine denk
gelmektedir. Yüksek öğrenime gitmeyenlerde ise askerlik dönemi öncesinde ve sonrasında
olmaktadır.

Eş seçiminde, evlilik öncesi arkadaşlık dönemi özenle sürdürülmesi ve iyi değerlendirilmesi gereken
bir dönemdir. Eş seçmeyi ve evlilik kararına ulaşmayı kolaylaştıran bu sürecin yararı, bireylerin hem
kendini hem de karşısındakini tanımasını sağlamasıdır.

4
! Evlilik öncesi arkadaşlık mümkün olabildiği ölçüler içinde özgür koşullarda olmalıdır.
Baskı altında ve yönlendirilen bir ortamda olan bireyler rahat, açık ve içten olamaz. Bu koşullarda
sürdürülen arkadaşlıklarda bireyler birbirlerini gerçek anlamıyla tanıyamazlar.

Evliliği düşünmeye başlayan bireyler için arkadaşlık bir “arayı” dönemidir. Bu dönemde bireylerin
ideal eş tipi şekillenmeye başlar, bireyler evlenecekleri kişide aradıkları özellikleri, asla evlenmek
istemedikleri karakterleri tanımlarlar.

Evlilik öncesi yapılacak arkadaşlıklar hem bu ideal tipin niteliklerinin


belirlenmesi hem de bulunması açısından yararlıdır. İdeal tip kavramı
göreceli bir kavramdır. Herkese uygun ideal bir tip yoktur. İdeal tip kişilere
göre değişkendir. Bireyler, ideal tiplerini kendileri oluştururlar.

Evlilik öncesi arkadaşlıklara her ilişkinin evlenme ile sonuçlanmayacağını


düşünerek yaklaşmak yaşanabilecek hayal kırıklıklarını engeller.

1.1.1 Evlilik Öncesi Arkadaşlığın Eş Seçimine Etkisi

Üniversite öğrencilerinin Karşıt Cins Arkadaşlığı konusunu araştıran Özgüven ve Bilge (1996)
araştırmalarında, öğrencilere sordukları karşıt cins arkadaşlığının eş seçimini etkileyip etkilemediği
sorusuna toplam Öğrencilerin yaklaşık %84'ü farklı derecelerde olmakla birlikte karşıt cins
arkadaşlığının eş seçimini etkilediğini, %16'sı ise çok az ya da hiç etkilemediği kanısında olduklarını
belirtmişlerdir.

Buradaki, "etki" karşılıklı olarak, kız ve erkeklerin çeşitli yönleri ile


birbirlerini" tanımalından kaynaklanmakta, öğrenciler, karşıt cins
arkadaşlığı çevresinde ileride kuracakları ailede karşılaşabilecekleri
olası insan ilişkileri problemlerinin bir kısmını yaşamakta ve iki cins
birbirlerini tanıma yönünde tecrübe kazanmakta, ilişkiden edindiği
pozitif ve negatif yaşantılar sonucu kazandığı izlenimler, değer
yargıları ve geliştirdikleri ölçütlere göre eş seçimini yapmaktadırlar.

1.1.2 Evlilik Öncesi Arkadaşlık İlkeleri Ve Önemi

Ülkemizde evlilik öncesi arkadaşlıklar, genelde okuyan gençler için lise sonlarına ve üniversite
dönemine, yüksek öğrenime gitmeyenlerde ise, askerlik dönemi öncesinde ve sonrasında olmaktadır.
Eş seçiminde, evlilik öncesi arkadaşlık dönemi özenle sürdürülmesi ve iyi değerlendirilmesi gereken
bir dönemdir.

5
Eş seçmeyi ve evlilik kararma ulaşmayı kolaylaştıran bu sürecin en önde gelen yararı, bireylerin hem
"kendisini" ve hem "karşısındakini" tanımayı sağlanmasıdır. Konuya ilişkin literatürde evlilik öncesi
arkadaşlıkta dikkate alınması gereken hususlar şöyle belirtilmektedir.

A: Başlangıçta Seçenek Sayısı Geniş Tutulmalıdır.

Evlilik öncesi arkadaşlıkta, arkadaşlık tek bir kişiyle sınırlı tutulur ve arkadaşlık çok erken zamanda
devamlılık kazanırsa bu durum, seçenekleri sınırlı hale getirir, seçim olanağını kısıtlar ve hatalı seçime
yol açabilir.

Eş seçmeye yönelik arkadaşlıklarda arkadaş seçeneklerini başlangıçta geniş tutmak, çeşitli kişilerle
tanışmak ve daha sonra, yakın arkadaşlığa geçmekte yarar vardır.

B: Arkadaşlık İçten ve Samimi Olmalıdır.

Evlilik öncesi arkadaşlık mümkün olabildiği ölçüler içinde özgür


koşullarda olmalı, baskı altında ve yönlendirilen bir ortamda
olmamalı, kişiler rahat, açık ve içten olabilmelidir.

Kız ve erkek arkadaşın kendilerini birbirine beğendirecek, roller


yapma gibi davranışları seçmeleri yerine, birlikte "doğru olanı
bulma" gibi gerçekçi bir tutuma girmelerinde büyük yarar
vardır.

Arkadaşlık iki ayrı cinsin, cinsiyetine, kişiliğine özgü bireysel


Özelliklerini tanıma, benzer ve farklı yönlerini inceleme fırsatı
verir. Ancak bireylerin kendilerini çekici gösterme ve gerçek
kişiliklerini gizleme gayretleri bu sürecin işlevini engeller.

Arkadaşını elde etmeyi ya da beğenilmeyi ön plana alan bireyler, kendi istek ve beklentilerini bir yana
bırakıp karşısındakinin beklentilerine uygun davranmaya çalışırlar. Bu tür yapmacık ilişkilerde samimi
olmama, zorlama ve aldatmacaya yönelik davranışlar gözlenir.

C: İlişkilerde "Akıl" ve "Duygusallık" Dengesi Korunmalıdır.

Evlilik Öncesi arkadaşlıkta gözlenen bir hata, normal davranma ve akıl ölçülerinin ötesinde "romantik"
olmak, ilişkilerde duygusallığı baskın tutmaktır.

Duygusallık, "ilk görüşte aşık olmak", "vurulmak" gibi sözcüklerle ifade edilen, tanıştığı bir kimseye
görür görmez bağlanmak, kendisi için en uygun kişi olduğuna inanmak, hemen karar vermek gibi
gerçekçi ve akılcı olmayan davranış eğilimlerini artıran önemli bir etmendir.

6
Gözlemler tarafların duygusal bir tutum içinde evliliğe karar vermelerinin, kararın yanlış olma
olasılığını artırdığını göstermektedir.

Genellikle, duygusallığın ağır bastığı evlilikler de, birey uzun süredir


Arkadaşlık dönemi
birlikte olduğu ve tanıdığını sandığı kişinin, evlilik sonrasında hızla
dürüstlüğe dayanan ve
değiştiğini ve gerçek kimliğinin ortaya çıktığını görerek hayal kırıklığına
bireylerin birbirlerinin
uğrar, beğendiği ve bağlandığı kişinin bu olmadığının sonradan farkına
gerçek kimlikleri ile
varır.
görmelerini sağlayacak
Arkadaşlık dönemi dürüstlüğe dayanan ve bireylerin birbirlerinin bir ortam ve ilişki düzeni
gerçek kimlikleri ile görmelerini sağlayacak bir ortam ve ilişki düzeni içinde geçmelidir.
içinde geçmelidir.

D: Karar Vermede Acele Etmeyiniz.

İnsanların gerçekçi amaçlar için birbirlerini tanıması zaman, dikkat ve objektiflik isteyen bir süreçtir.

Arkadaşlıkta, sabırsızlık gösterip, duygusal bir havaya girmek, fiziksel, cinsel doyum ve ilişkilere
girmek, tarafları arkadaşlığın asıl amacı olan "tanıma" hedefinden uzaklaştırabilir, birbiriyle konuşup,
tanışmalarını ve birbirlerini incelemelerini engelleyebilir.

Hâlbuki evlenecek eşlerin uzun süre arkadaşlık edip, evlilikte başarı sağlayıcı ölçütler yönünden
birbirlerini inceleyip gerçekçi bir karara ulaşmaya çalışmaları gerekir.

E: Yakın Akraba Olması Evliliklerinde Çok Dikkatli Olunuz.

Evlilikten doğacak çocukların bedensel ve zihinsel özelliklerinin niteliği, anne ve babanın kalıtımsal
özgeçmişi, genlerin yapı ve bileşimlerinden önemli düzeyde etkilenir. Bu kalıtımsal etki ve niteliklerin
çocuğa geçmesinde anne ve baba "eşit" olasılığa, sahiptirler.

"Genler" yolu ile olumlu ve olumsuz nitelikler atalardan, ana-babaya


ve onlardan da doğacak çocuklara geçmektedir. Bu nedenle yakın
akraba olan eşlerin, benzer genetik özelliklere sahip olması olasılığı
oldukça yüksektir.

Eşlerde soya özgü olumsuz nitelikler bulunması durumunda bu


özelliklerin akraba evliliklerinde çocuklara geçme olasılığı artmakta
ve bazen iki katma çıkabilmektedir.

Bunun yanında, akraba evliliklerinde, genlerde var olan olumlu niteliklerin güçlenerek çocuklara
geçmesi de söz konusudur. Ancak, ana-babanın kalıtımsal özellikleri açık seçik bilinemediği için
genelde, yakın akraba çocuklarının evlenmeleri, doğacak çocukların sağlığı açısından sakıncalı
görülmektedir.

7
F: Eş Seçimine Kendinizi Tanıyarak Başlayınız.

Evlilik karşı cinsten iki kişinin paylaşmasına ve etkileşimine dayanır. Bu nedenle, taraflar iyi bir eş
nitelikleri yönünden önce kendilerini değerlendirmeli ve tanımalıdır.

Eş seçiminin başarıyla gerçekleşmesi için taraflar evlilikten olan beklentisini, amacını çok iyi
saptaması, beklenti düzeyinin gerçekçi olup olmadığını araştırması gerekir. Kendi özelliklerine en çok
uyan, ortak yönleri çok olan kişileri ayırt etmesi gerekecektir. Bu tür evliliklerde çıkabilecek sorunlara
da gerçekçi bir yaklaşımla çözüm yolu bulmak daha kolay olmakta eş arasında ortak nitelikler
çoğaldıkça evlilik ilişkilerinde de mutluluk oranı artmaktadır.

G: Arkadaşlık Evlenme Sözü ile Başlatılmamalıdır.

Arkadaşlık evlilik beklentisi veya evlenme sözü ile başlatılmamalıdır. Evlilik beklentisi ile arkadaşlığa
başlamak bireylerin birbirlerini oldukları gibi tanımalarını engelleyebileceği gibi, uyuşmazlık
durumundaki ayrılıklar da hayal kırıklığına neden olabilir.

Arkadaşlığa "grup arkadaşlığı" şeklinde


başlamak, bireyi grup içinde tanımak daha
sonra, arkadaşlığı "özel arkadaşlığa"
dönüştürmek doğru karar vermek açısından
daha yararlı olabilir.

H: Arkadaşlık İlişkileri Ölçülü ve Saygılı Olmalıdır.

Evlilik Öncesi arkadaşlık, ilişkileri ölçülü, saygılı ve sakin bir iletişim ve etkileşim ortamında
yürütülmelidir, ilişkilerin gergin ve duygusal olması tarafların incinmesine birbirine olan güvenin
azalmasına ve olumsuz görüşlerin ortaya çıkmasına neden olabilir.

Her arkadaşlık evlilikle sonuçlanmayacağına göre ilişkilere dikkat ve özen gösterilmesi gerekir.

Arkadaşlığın sonlandırılması söz konusu ise karşı tarafı incitecek


davranışlardan kesinlikle kaçınılmalı taraflar dostça ayrılmalıdırlar.

I: Kaderciliğe Değil Akıl Ölçülerine İnanınız.

"Kadercilik", ilk tanıdığı kişiye bağlanmak ve olumsuzlukları bile olsa kabullenip "kadere razı olmak"
anlamına gelmektedir. Bu tutum, bireylerin denetim odağının içsel denetim olması yerine, dışsal
olduğunu gösteren ve eş seçimini olumsuz yönden etkileyen yanlış tutumlardan biridir.

Çiftlerin cinsiyeti yönünden kızlar için daha yaygın olan bu tutum, birey evlenince de kaderine razı
olma şeklinde sürdürülmektedir. Ancak, bu durumda eşlerden birinin Özveride bulunması ve

8
gereksinimlerini baskı altına alıp, sessiz kalmasını gerektirdiği için mutlu ve uyumlu bir evlilik için
gerekli olan eşler arası dengeyi bozmaktadır.

Geleneksel olarak, ülkemizde ve özellikle kırsal alanda çoğunluk eş


seçimi büyüklerin seçim ve tercihlerine dayanan bir yöntemle
yapılmaktadır. Bazen birkaç kız ve erkek grup olarak birbirleri ile
görüşür-konuşurlar ve evlenmeleri için karar verirler.

Kız-erkek arkadaşlığına izin verilmeyen çevre ve toplumlarda arkadaşlık


çoğu kez gizli yapılmaktadır.

Bu koşullar altında yapılan arkadaşlıklarla gençlerin birbirlerini tanıdıklarını söylemek oldukça zordur.

1.1.3 Evlilik Öncesi Arkadaşlıkta Gözlem ve Tartışma Konuları

Eş seçiminin arkadaşlık döneminde, mutlu bir evlilik için eşlerin birbirini tanımalarına yardım
edebilecek, aralarındaki fark ve benzerliklerin bilinmesine katkısı olabilecek bazı gözlem, tartışma
konulan ve sorular aşağıda özet olarak verilmiştir. (Bilen 1994).

(1) Alışkanlıklarınızda dengeli bir benzerlik var mı?


(2) Geleceğe yönelik amaçlarınız ve onlara ulaşma yol ve çabalarınızda bir benzerlik var mı?
(3) Ailelerinizin birbirine benzeyen ve ayrılan yönleri nelerdir?
(4) Ailelerinizin evliliğinize bakış açısı, katkı getirici ve engelleyici yönleri nelerdir?
(5) Çatışmaya neden olabilecek sorunlara yapıya çözüm yollan önermekte iki taraf de istekli
midir?
(6) Kurulacak ailenin ekonomik kaynaklarının durumu ve aile bütçesini harcama biçimi ve
paranın yönetimi konusunda uyuşuyor musunuz?
(7) Çocuk yapma zamanı ve çocukların genel eğitimi ve dini eğitimleri konusunda anlaşabiliyor
musunuz?
(8) Sosyo-ekonomik durum ve eğitim düzeyi yönünden, dengeli bir benzerliğe sahip misiniz?
(9) Fiziksel yapı, zihinsel, sosyal ve duygusal olgunluk, beden ve ruh sağlığı yönünden birbirinize
uygun musunuz?
(10)Ailede kadın-erkek rolleri ve cinsel ilişkiler hususundaki düşünceleriniz uyuyor mu?
(11)Genel insan ve çevre ilişkileri, arkadaş edinme ve arkadaşlığı sürdürmek ile ilgili sosyal değer
ve görüşlerinizde dengeli bir tutum ve benzerlik var mıdır?

Bu sorulara vereceğiniz cevaplar, birbirinizi tanımanıza, bireysel, toplumsal, kültürel ve sosyal


değerler yönünden olan tercihinizi, geleceğe yönelik düşüncelerinizi, tercihlerinizi, aile içi ve çevre ile
olan ilişkilere yönelik değer yargılarınızı ortaya koymanıza yardım edecektir.

Mutlu ve dengeli bir evlilik için bu konulardaki "benzerlik" oranı evlenecek kişilerin uygunluğu
sorusuna verilecek cevabı kolaylaştıracaktır.

9
1.1.4 Karşıt Cins Arkadaşlığına İlişkin Tutumlar

Evlilik Öncesi bir genç kız veya erkek için karşıt cinsten biri ile arkadaşlık yetişkinler arasındaki cinsel
veya cinsel olmayan ilişkilere hazırlayan bir deneyim ve öğrenim süreci gibi düşünülebilir. Karşıt cins
arkadaşlığının hoş olmasına karşın, genellikle kız-erkek ilişkisinde güçlüklerin çıktığı zamanlar da çok
olur.

Çoğu kez büyükler karşıt cins arkadaşlığının ergenlik


döneminden başlayarak büyümenin bir parçası olduğunu
ve tedirgin olmak için bir neden olmadığını düşünürler ama
özellikle de kız çocukları için yine de kendilerini rahat
hissetmezler.

Karşıt cins arkadaşlığında her iki cinsin de istediği şey


beraber olmaktır. Karşıt cinsten bir arkadaşla tanışmak bazen zor bazen kolay olabilir. Arkadaş
edinmede en doğal olan, yakın çevre ile okul çevresidir. Okulda yaşıtları olan çocuklarla her gün
beraberdirler ve ilk seçimler çoğunlukla okulda başlar.

"Üniversite öğrencilerinin Karşıt Cins Arkadaşlığı" konusunda Özgüven ve


Bilge (1996)'nin yaptıkları araştırmada, öğrencilere; "Karşıt cinsten özel bir
arkadaşları olup olmadığı" sorulmuş, toplam öğrencilerin %53'ü,
arkadaşlarının olduğu ve %47'si olmadığı şeklinde cevap vermişlerdir.
Cevaplar, cinsiyete göre analiz edildiğinde, erkeklerin %59'u ve kızların
%47'sinin karşıt cinsten arkadaşları olduğu anlaşılmıştır.

Aynı araştırmada, üniversite öğrencilerinin "flört”e karşı olan tutumları da incelenmiştir, İngilizce
kaynaklı bir sözcük olan "Flört" (Flirt) Türkçede "karşı cinsten birisiyle yakın ilişki kurmak" anlamına
gelmektedir. Araştırmada, Öğrencilere, "Evlilik öncesinde bireylerin flört etmesini uygun buluyor
musunuz?" şeklinde sorulan bir soruya, toplam öğrencilerin %82'si, kızların %86'sı ve erkeklerin
%77'si "evet" cevabı vermişlerdir.

Sözü edilen araştırmada, karşıt cins arkadaşlığının en önemli sorunları, olarak "güvensizlik" (%23),
"sevgi ve saygı yoksunluğu" (%17), "paylaşma olmaması" (%16), "dürüst olmamak" (%15), "aile ve
arkadaş çevresinden gelen sorunlar" (%11) "kıskançlık" (%9) olarak belirtilmiştir.

2. EVLİLİKTE EŞ SEÇME

Evlilikler, tarihsel, psikolojik, sosyal, dini ve kültürel nitelikli bir akit olarak günümüze kadar devam
etmiştir. Evliliğin temeline taraflar beklentilerini koymaktadırlar. Evlilikte bir neden olduğu gibi aynı
anda birkaç neden de bulunabilir. İnsanlar bazen sadece duygusallık için evlendiği gibi bazen

10
ekonomik sosyal dini unsurların tümünün bileşimi olarak evlenebilirler. Evlilikte genelde söylenen
aşkın ömrü 3 yıldır kavramı aslında uyumun ve tem uyuşumunun olgunlaştığı ve oturduğu dönemdir.

3 yıl içinde aşk bitmez,sadece ilişki net şeklini alır. Yani taraflar birbirini ancak 3 yılda tanıyıp evliliği
oturturlar. Taraflar zaten evliliğin realitesini görmeye başladıktan sonra kararlar ve yol haritası
belirlenmeyi İnsan yaşamının devamı için mutlaka ötekine ihtiyaç vardır. Öteki olmadan, yaşamın
devamı mümkün değildir.

2.1 Eş Seçmenin Önemi Nedir?

Evlilikte mutluluk geniş çapta eş seçiminin iyi yapılmasına bağlıdır. Evlilikte, kişiliklerin farklı, değişik
çevrelerden gelmiş iki kişinin birlikte olacağı ve yaşamı paylaşacakları gerçeği unutulmamalıdır. Bu
nedenle eşler önce “kendilerini”, sonra “birbirlerini” iyi tanıyıp değerlendirmelidirler.

Birbirlerinin kişisel niteliklerin ötesinde, karşılıklı olarak birbirlerinin yaşamdan, evlilikten, gelecekten
ne beklediklerini bilmeli gerçek beklentiler amaçlar üzerinde durulmalı ve en önemli, olası sorunlar
evlilikten önce tartışılmalı ve çözülmelidir.

Kişinin kendisini tanıması hususunda şu nokta çok önemlidir. Bireyler, ebeveynlerinden öğrendikleri
kalıpları çoğu zaman doğru bulmasalar dahi uygularlar. Yani fert ebeveynden gördüğü kalıbı iyi
çözümlemelidir. Yoksa bu durumun etkisiyle ebeveyne çok benzeyen birisini eş olarak seçebilir.

Çevremizde eşler arasında sıkça duyduğumuz şu sözler, bu durumun açık bir göstergesidir.

Tıpkı
Annem/babam
anneme/babam
gibi
a benziyorsun.
konuşuyorsun.

Giderek
anneme/babam
benziyorsun.

Bireyler başkalarıyla ilişkilerinde öğrendiği yöntemleri seçer. Hatta kendi çocukluğunda bunlara karşı
çıkmış da olsa. İşte evlenmeden önce her fert bu açıdan duygusal olarak ebeveyninden kopmalı,
onların yönetiminde olmaktan çıkmalıdır. (Yılmaz, 2007)

Evlilik öncesinde adayların evlilikle ilgili beklentilerini ölçmesi ne kadar zor olsa da evlilik uyumun
sağlanabilmesi için beklentiler düşünülmeli yakın kişilerle bu konuda konuşulmalıdır.

11
Evliliği bir kaçış değil, başlangıç olarak değerlendiren Adler’in “Cinsiyetler Arasında İşbirliği”
kitabında bahsettiği evlilik uyumu hakkındaki görüşlerini inceleyelim:

“Evliliği yalnızca bir kaçış olarak gören genç kızları; yine evliliği yalnızca zorunlu bir bela
olarak gören kadınları ve erkekler bir düşünün. Cinsler arasındaki bu gerginlikten kaynaklanan
zorluklar, günümüzde devasa boyutlara ulaşmış durumdadır. Kadının çocukluğundan
başlayarak kendisine zorlanan role başkaldırısı ne denli güçlü olursa, ya da aynı şekilde erkek
kendisine biçilen “ayrıcalıklı” saçmalığına karşın oynamakta ne denli ısrarlıysa cinsler
arasındaki çatışma da o denli şiddetli olur.”

“İyi bir evlilik, insanlığın gelecek kuşaklarını yetiştirmenin en iyi yoludur ve evlilikte bu nitelik
her zaman göz önünde bulundurulmalıdır.”

“Evlilik beklentilerinin kuşkusuz en büyüğü eşlerin ortak ve uyumlu bir yaşam sürdürebilme
isteğidir. İlişkilere biraz daha uzaktan bakıldığında göreceğimiz şey, emek vermeden bu
ortaklığın sağlanamayacağı gerçeğidir.”

Biraz daha faklı konuyu irdelersek,

Evlilikte Eş Seçiminde kara verirken, ZIT karakterler misiniz, yoksa birbirini tamamladıkları
düşünülen çiftlerden mi?

Belki de benzerliklerinizdir sizi bir arada tutan ve yaşamınızı kolaylaştıran. Aile Danışmanı Serhat
Yabancı, evliliklerdeki eş seçimlerinde genel kabul gören teorilerin arasında 3 temel kriter
bulunduğunu söylüyor: “Tamamlayıcılık, benzerlik ve zıtlık ilkesi”.

ZIT TERCİH SEÇİMİ

Bu 3 kriterden “zıtlık ilkesi” yaşamını merak, heyecan ve farklılık üzerine kuran kişilerin tercihi olarak
biliniyor. Tarafların depresyonda olmalarının eş seçiminde zıt tercihler yapmalarının da büyük etkisi
bulunuyor.

Türkiye’de en az rastlanan evliliklerin bu tip evlilikler olduğu belirtiliyor.

TAMAMLAYICI SEÇİM

Tamamlayıcılık ilkesinde ise kişi, eş seçiminde tercihini kendisinde olmayan vasıflara sahip adaydan
yana kullanıyor. Bu, evliliklerde bütün olabilmek ve gerekli adımları atmak adına doğru seçim olarak
değerlendiriliyor.

Bununla birlikte bu tip evlilik yapmak da her zaman yeterli olmuyor ve tamamlandığı düşünülen
yönlerde eksiklikler çıkabiliyor. Serhat Yabancı, toplumumuzdaki “mantık evlilikleri” nin bunun bir
örneği olduğunu söylüyor.

12
BENZERİNİ SEÇMEK

Kişinin kendi kültürüne, inancına, eğitim ve ekonomik düzeyine uygun adayla evlenmesi, özellikle
Türkler arasında herkes tarafından desteklenen bir seçim olarak görülüyor.

Bu açıdan benzerlik ilkesi, toplumumuzda rastlanan en uygun


evlilik çeşidi olarak dikkat çekiyor. Adayların meslekleri, doğup
büyüdükleri topraklar, düşünce yapıları, hatta boylarının
denkliği bile beraberinde destekleyici bakış açılarını getiriyor.
Büyükler, damadın veya gelinin kültürel benzerliği, aile yapısı
ve mesleğiyle ilgilenirken, yaşıtları, daha çok estetik uygunluk,
boy uyumu ve tarafların birbirine gösterdiği ilgiye odaklanıyor.
Bu tavırlar ilişkinin evliliğe gitmesini hızlandırıyor.

Aile Danışmanı Serhat Yabancı, ülkemizde yapılan evliliklerin tamamlayıcılık ve en çok da benzerlik
ilkeleri üzerine gerçekleştiğini söylüyor.

Evleneceğimiz kişiyi kafamızda tasarlarız…

“Aslında hepimiz evlilik tercihimizi yaparken zihnimizde bir eş profiliyle gezeriz” diyen Aile
Danışmanı Serhat Yabancı, yaşadığımız aşkların anlatıldığı gibi rastgele olmadığını söylüyor.
Yabancının belirttiğine göre “yıldırım aşklarda bile zihnimizde âşık olduğumuz kişinin bir
görüntüsü var.” Serhat Yabancı, bunun her insanın evleneceği kişiyi kafasında kısmen de olsa
tasarladığını gösterdiğine dikkat çekiyor.

YANLIŞ NEREDE?

Yanlış evliliklerin oranının bu kadar yüksek olmasının altında o dönemdeki ruh halleri ile günün
şartlarına ve duygularına yenik düşülmesinin yattığını söyleyen Serhat Yabancı, “uyumsuz çiftlerin
evliliklerinin devam etmeme nedenini, sorunların evlilik sonrası çözüleceğine dair duyulan yanlış
inanca bağlıyor.

! Sonuçta doğru karar olup olmadığını, ortak yaşamın getirdikleri ile anlarız, ama biraz kumar
gibidir.

Çünkü her evliliğin kendine has doğası vardır.

2.2 Eş Seçme Kuramları

Sağlıklı bir ailede eş seçiminde en doğru yöntem, karar merkezinde evlenecek kişinin bulunduğu bir
istişare mekanizmasıdır. Sağlıksız ailelerde evlenecek olanın eş seçme konusunda hiçbir tercihi ve
sözü olamaz. Bu tür bir seçimle kurulan yeni bir yuva, genellikle yeni bir sağlıksız aile daha kurmak

13
anlamını taşır. Eş seçimini insanın yerden bitmiş gibi ailesini süreçlerin hiç birine dâhil etmeden
yapması nasıl riskli ve ifrat bir tavırsa, ailenin kendisini çocukları adına tek karar merci yerine koyarak
evlenecek olan çocuğunu devre dışı bırakması da, o kadar riskli ve tefrit bir davranıştır.

Eş seçiminde son söz mutlaka yuvayı kuracak kişilerin olmalıdır.


Çünkü evlilik iki insanın ömür boyu birlikte yaşama iradesini
beyan etmeleri ve bu irade beyanını nikâhla bir sözleşmeye
dönüştürmeleridir. Sözleşmenin ana tarafları olmadan, onlara
bir tercihi dayatmak, başta sözleşme hukukuna aykırı
davranmaktır.

Eş seçiminde temel değer, birlikte yuva kurmayı düşünen çiftlerin karşılıklı mutluluklarıdır. Bu
mutluluğun sağlanmasında, duygu birinci önceliğe, düşünce ikinci önceliğe, eylem üçüncü önceliğe
sahiptir.

Bir başka ifadeyle, inanç ve sevgi önce gelir, onun ardından bilgi ve bilinç gelir, en sona ise fizik ve
görünüş gelir.

! Karı-koca adayları birbirlerinin yüreklerinde bıraktıkları ize, zihinlerinde bıraktıkları imaja


bakarak karar vereceklerdir.

Bir kimsenin seçeceği eşte aradığı özellikler, o kişinin evliliğe yüklediği anlamda ifadesini bulur. Bu da
kişinin kendisini ne olarak gördüğüyle alakalı bir şeydir. Kişi eğer sağlıklı bir ailede yetişmişse kendisini
özgün, sorumluluk şuuru taşıyan ve kendisiyle barışık bir insan olarak görecek ve aradığı eşte de aynı
özelliklerin olmasına dikkat edecektir.

Eş seçiminde denklik de gözetilmelidir. Birbirine denk sosyal, kültürel ve psikolojik yapıda olanlar
kolay iletişim kurarlar. Bu "denklik" öncelikle frekans denkliği ya da uyuşması anlamında alınmalıdır.

Aynı frekanstan olanlar, iletişimde zorlanmayacaklar ve birbirlerini çok çabuk anlayacaklardır.

2. 3 Ülkemizdeki Eş Seçimi Yaklaşımları

Türkiye’deki evlenme biçimlerine baktığımızda gerçekten başka ülke ve kültürlerde göremeyeceğimiz


çok özgün eş seçimi yaklaşımları görebilmekteyiz. ‘Türkiye’de Evlenme Biçimi’ isimli yapılan bir
çalışmada, 30 çeşit evliliğin olduğunu ve evlilik biçimlerinin birçoğunda kadına söz hakkı verilmediğini
bildirilmiştir.

En yaygın eş seçimi biçiminin görücü usulüyle yapılan evlilik olduğunu


belirten bu çalışma, “İki insan arasında gerçekleşen evlilik çoğunlukla
ailelerin müdahalesine maruz kalıyor. Bazı yörelerde ise kadınların evlilik
konusunda fikirleri dahi sorulmuyor” dedi.

14
İşte ülkemizde görülen evliliklerde eş seçimi türleri:

1) Görücü usulü: Gelenekselliğin ağır bastığı yörelerde görülen evlenme biçimidir. Kız seçme
damadın annesi, babası veya yakınları tarafından yapılır. Gencin kızı beğenmesi yeterli
değildir.

2) Başlık parasıyla evlenme: Başlık evlenecek gencin kız tarafına


ödediği paraya denir. Nakit paranın yanı sıra altın, ev, bahçe, tarla
ve hayvan olarak da gerçekleşir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu
Bölgesi’nin kırsal kesimlerinde yaygın olarak yapılır.

3) Kepir (Yaban değişimi): Zor kullanılarak gerçekleştirilen evlilik


biçimidir. Evlenmek isteyen fakat düğün masraflarını karşılayamayan iki genç, kız kardeşlerini
kendi aralarında değiştirirler.

4) Kız kaçırma: Ailelerin evliliğe karşı çıktığı durumlarda kız kaçırma yoluna gidilir. Bundan başlık
parası istenmesi de etkilidir.

5) Oturak alma: Kızın bohçasını alarak oğlan evine gidip oturmasına denir.

6) Başörtüsü kaçırma: Hakkâri, Van, Ağrı ve Erzurum’un ilçelerinde rastlanılan bu evliliğin


gerçekleşmesinde; kıza ait bir eşyanın kaçırılması kızı kaçırmakla eş tutulur. Damadın ailesi kız
tarafıyla anlaşmak durumundadır.

7) Beşik kertmesi: Birbirini çok seven eş, dost, komşu veya


yakınların çocukları beşikteyken, beşiklerine birer kertme
(işaret, bez) vurarak nişanı gerçekleştirirler.

8) Tay geldi: Dul bir kadın veya erkeğin önceki eşinden olan
çocuklarını da yanına alarak karşı tarafın evine yerleşmesine
denir. Getirilen çocuklar ‘tay geldi’ olarak adlandırılır.

9) Kuma getirme: Karısı kısır olan veya erkek çocuk doğuramayan erkek, yeniden evlenir. Daha
çok Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde görülür.

10) Berdel (Bedel): Hem kızı hem de oğlu olan iki ailenin, karşılıklı olarak çocuklarını
evlendirmesidir.

11) Ölen kardeşin karısıyla evlenme (Levirat): Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde
rastlanılan ve törelerden kaynaklanan bu evlilik biçimi ‘namusu başkasına kaptırmamak’
anlayışıyla yapılır.

12) Baldızla evlilik (Sorarat): Özel kültürel bir adettir. Dul kalan erkeğin, eşinin kız kardeşiyle
evlenmesidir. Öksüz kalan çocuklara üvey anne olarak seçilen teyzenin daha hoşgörülü
olacağı düşüncesi etkilidir.

15
13) İç güveysi: Erkek çocuğu olmayan aileler, kızı dışarıya vermek yerine, damadı iç güveysi
olarak eve alırlar.

14) Yetim evliliği: Anne ve babası ölmüş kardeşleri olmayan erkek veya kızın ileride kimsesiz
kalmaması için yakın akrabalarından biriyle evlendirilmesidir.

15) Yakın akrabayla evlilik: Türkiye’de evli çiftlerin dörtte birinin akraba ve eşlerin yüzde 80′inin
çocukları olduğu belirtilmektedir.

16) Oldubitti: Bir oldubitti sonucu ir kişinin


diğerini evliliğe zorladığı durumdur. Kız veya
erkeğin karşı tarafın zayıf anını yakalayıp
cinsel ilişkiye girmesi sonucu olur.

17) Para karşılığı: Doğu ve Güneydoğu Anadolu kırsalındaki yoksul ve eğitimsiz çevrelerde
gerçekleşir. İlköğretim çağındaki çocuklar okuldan alınarak para karşılığında evlendirilir.

18) Kan parası karşılığı: Öldürülen kişinin kan bedeli olarak para, altın evin yanı sıra kız verildiği
görülmektedir. Temelinde eğitimsizlik olan ilkel bir evlenme biçimidir.

19) Tanışıp anlaşarak evlenme: Büyük kentlerde ve eğitim düzeyinin yüksek olduğu yerlerde
yaygın olan evlenme çeşididir. Kız ve erkek belirli bir süre arkadaşlık yaparak birbirlerini
tanıdıktan sonra yapılan evliliktir.

20) Çok eşli evlilik: Birden fazla kadınla evliliktir. Daha çok
erkek çocuk sahibi olup, bulunduğu çevreye
hükmetmek amacı ön plandadır.

21) Anlaşmalı evlilik: Dul kadın veya erkeklerin yaşlılık


dönemlerinde gerçekleştirdikleri evliliktir.

22) Rastlantı evliliği: Rastlantı sonucu, sonu düşünülmeden yapılan evliliklerdir. Daha çok
partilerde, toplantılarda gerçekleşen tanışmalar sonucu gerçekleşir.

23) Tercihli evlenme: Genellikle ana, baba, büyükanne, büyükbaba gibi aile büyüklerinin onayı ile
gerçekleştirilir. Genellikle komşu veya akraba grubu arasında yapılır.

24) Yabancıyla evlenme: Yurt dışında çalışanların gerçekleştirdikleri evlenme biçimidir.


Yabancıdan kız alma veya verme şeklinde olur.

25) Farklı mezhep evliliği: Evliliklerin gerçekleştirilmesi sırasında karşılaşılan engellerin başında
din ve mezhep farklılıkları gelir. Bu tür evliliklerde aileler çoğu zaman bu birlikteliği istemez.

26) Metres edinme: Büyük kentlerde yaşayan eğitimsiz zenginler arasında refah ve zenginlik
göstergesi olarak ‘metres edinme’ modası görülmektedir.

16
27) Muta evliliği: Geçici bir süre için yapılan evliliktir. Daha çok İran’da var olan bu evlilik türü
Türkiye’nin bazı çevrelerinde de görülmektedir.

28) Öç alma karşılığı evlenme: Aralarında kan davası bulunan


feodal dönem kalıntısı kimi aileler, karşı tarafın onurunu incitip,
saygınlığını zedelemek amacıyla bu yola başvururlar.

29) Dış güvey evliliği: Başka bir ülkeye damat olarak gidilmesidir.

30) İlan yoluyla eş seçme: Son zamanlarda gazete, dergi ve televizyonların teleteks sayfalarında
ilan vererek yapılan evliliktir.

Artık günümüzde internet siteleri aracılığı ile ulusal ve uluslararası evlilikler gerçekleşebilmektedir.
İnsanlık var oldukça evlilik yöntemleri de değişecektir.

2.4 Eş Seçiminde Dikkat Edilecek Hususlar

Evlilikte eşlerin, uyumlu ve dengeli bir biçimde yaşamlarını bir arada sürdürebilmeleri için eşitlik ilkesi
son derece önemlidir. Fırsatlarda eşitliğin sağlayacağı en önemli özellik kişinin ‘karar verme gücünü
geliştirmektir.’ Evlilik hakkında verilecek karar insan yaşamının en önemli ve zor kararıdır. Acele eden
ya da bu konunun öneminin kavrayamamış kişiler, mutsuz evliliklere imza atarlar.

Eş seçiminde birçok kişinin ‘fiziki görünüşe önem verdiği gözlemlenmektedir.’ Fiziki


çekicilik kuşkusuz önemlidir. Ancak bir de eş olarak seçtiğiniz kişinin 10-15 yıl sonra
saçları dökülmüş, şişmanlamış, yüzü buruşmuş olarak düşündüğünüzde ona
katlanamayacağınızı düşünüyorsanız, eğer o evlilik için o kişi gerekli diğer
özelliklerden yoksunsa (tek seçim nedeniniz fiziki çekiciliği ise) o evlilik tehlikeye
düşebilir.

Aşk, evlilik için gerekli koşulların en önemlilerinden biridir. Gerçek aşk yavaş ve dikkatli gelişen
temkinli olan ihtimam, sorumluluk, saygı, bilgi, dostluk ve cinsel ilginin oluşturduğu bir bütünlüktür.
Bu duyguya dayalı evlilikler sağlam olur. Bu nedenle kişiler evlenme kararını vermeden önce
duygularının aşk mı yoksa sadece cinsel bir dürtü mü olduğunu ayırabilmelidirler.

Uzun süre bir arada bulundukları halde birbirlerini tanıma olanağı bulmadan evlenen eşler mutlu ilişki
kuramazlar. O halde bu kişiler, uzun süreli arkadaşlık dönemi geçirip evlilikte başarı sağlayacak
ölçütlerin ışığı altında bir karara ulaşmaya çalışmalıdırlar.

! Acaba karşı taraf zor koşullar altında bağlı, sadık, samimi, sabırlı, düşünceli ve dürüst olabilecek
mi?

Gerilim altında sabırlı ve olgun olabilen bir kimse iyi bir eş olmaya aday olabilir. Bunun dışında ayrıca
eşler arasındaki ortak nitelikler çoğaldıkça evlilik ilişkilerinde mutluluk oranı da artmaktadır.

17
2.5 Eş Seçiminde İstenmeyen Kişilik Özellikler

Kişi karar vereceği müstakbel eşinin diğer insanlarla olan ilişkilerini ve farklı ortamlardaki davranış
biçimlerini dikkate almalıdır. İnatçı, bencil, savurgan, düzensiz, vb. tanımlanabilecek kişilikler tabii ki
istenmeyecektir. Ancak Müstakbel eşini ilişkinin başındaki duygusal davranışlara göre değerlendirmek
çokta doğru değildir, zira hepimiz bu tür ilişkilerde diğer insanlara davrandığımızdan farklı
davranabilmekteyiz.

Kadın ya da erkeğin ailedeki karşı cinse nasıl davrandığı son derece önemlidir çünkü eşine de ileride
benzer şekilde davranma ihtimali yüksektir. Örneğin; aile içindeki bir genç annesine ve kız kardeşine
destekleyici ve yapıcı davranıyorsa ileriki yıllarda karısına da benzer şekilde davranması olasıdır.

2.6 Eş Seçiminde Göz Önünde Bulundurulması Gerekli Faktörler

1 – EŞ ADAYININ DİNİ İNANCI

Evleneceğiniz kişinin dini inancı ve bu inancını hayatında pratize etme


arzusu ne kadar yoğunsa seçeceği kişinin de bu arzu doğrultusunda
yaşamak istemesi son derece önemlidir. Zira dini inanç insanın hayatının
tümünü belirleyen prensipleri daima bünyesinde taşır.

Örneğin, günlük yaşamındaki alışkanlıkları, yeme, içme, giyim, çocuk ismi,


dini eğitim gibi birçok başlıkta uzlaşmaya varmaları uyumu arttıran
hususlardır. Lakin eşler arasında inanç farklılıkları varsa ve çiftlerden biri
bu konuda gerekli hoşgörüye sahip değilse evlilikte bitmek tükenmek bilmeyen sorunlar başlar.

2 – EŞ ADAYININ SİYASİ GÖRÜŞÜ

Kişi belli bir siyasi görüşün ateşli savunucu ise farklı görüşe çoğu zaman tahammül edemeyecektir.
Fakat eşlerden biri bu durumu kabul edebilir olduğunda sorun azaldığı gibi uyum da artacaktır.

3 – EŞ ADAYININ EĞİTİM DURUMU

Müstakbel eşler arasındaki eğitim düzeyinin yakınlığı ve benzerliği son derece


önemlidir.

Çiftler arasında yaşanan böylesi bir ahenk olayları ele alış biçimlerini, verecekleri
kararlarda daha benzer tutumlar sergilemelerine olanak sağlar. Böyle olmadığı
takdirde eşlerden biri diğerini alacağı karara katmayıp ya da katsa bile ötekini
sürekli ikna çabasında olacaktır.

4 – EŞ ADAYININ SOSYO – EKONOMİK DÜZEYİ

Çiftlerden ikisi de yeni kurdukları yuvaya yetiştikleri ailelerde edindikleri izleri, deneyimleri ve
değerleri taşırlar. Onun indir ki benzer sosyo-ekonomik düzeye sahip çiftler benzer psikolojik
dinamikleri yeni kurdukları yuvaya taşırlar ve bu durum sorun oluşturmaz. Ve bu ortak sosyo-

18
ekonomik düzey dünürler arasındaki paylaşımı ve anlaşmayı arttırabilmekte. Böyle olmadığı taktirde
çiftler arasında anlaşmazlık yaşanabildiği gibi tüm bu olumsuzluklar dünürler arası ilişkilere de
yansıyabilmekte.

5 – EŞ ADAYINA KARŞI HİSLERİMİZ

Evlenmeyi düşündüğünüz kişiye dair duygu ve düşünceleriniz olumlu yönde olmalıdır. Ve bu hisler
hem birlikteyken hem de yalnızken aynı doğrultuda olmalıdır.

! Örneğin, “onun yanında kendimi iyi hissediyorum”, “yanımda olmadığı zaman onu özlüyorum”
gibi.

6 – EŞ ADAYININ KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ

Tüm bu faktörlerin en önemlisi kişilik özelliğidir. Zira bireyin kişilik özellikleri yaşadığı süreçte edindiği
deneyimlerle ve ilerleyen yıllarla değişiklik gösterse de temel yapı taşları aynı kalacaktır.

Örneğin, kişi için dürüstlük, hoşgörü, güven, sevecenlik önemliyse bu özellikleri karşı tarafta mutlaka
aramalı.

Eş adayında bu özellikler yoksa nasıl olsa zamanla düzelir ve değişir diye boş temenni ile karar
alınmamalı, kimse ileriki yıllarda ne olup biteceğini garanti edemez.

7 – EŞ ADAYININ YAŞI YA DA ARADAKİ YAŞ FARKI

Bana göre bu konuda teorilerden ziyade iki tarafta yaşadıkları


deneyime göre gerek yaş hakkında gerekse aradaki yaş farkı
hakkında kararı kendi vermelidir.

Bu konuda ideal yaşı belirlemek ancak kişinin tercihi ve yaşadıkları


deneyimle biçimlenebilir. Zira biliyoruz ki toplumsal gerçeklikte
birçok değişik örnekler birbirini yanlışlamaktadır. O halde doğru
karar bizim kendi tercihimizdir.

3. EVLİLİK KOŞULLARI

Karşıt cinsten birisi ile yaşamın paylaşılması olan evlilik, "yasal" ve "toplumsal" koşullar yanında,
"bireye özgü sorumluluklar" da getirir. Bu nedenle, bireyler evlenme ve "eş seçme" aşamasına
girmeden, Önce, evliliğe girişmenin öngördüğü koşullar ve evliliğin getireceği doğal sorumluluklar
yönünden, kendi durumunu, kişisel koşullarını değerlendirmesinde yarar vardır.

Aşağıda evlenme için zaman ve koşulların uygun olup olmadığını değerlendirmede yararlanılabilecek
bazı genel ölçütler verilmiştir.

19
Gelişim ve Olgunluk Düzeyi

Evlenecek kişilerin, evlilik gereklerini ve sorumluluklarını yerine getirebilmeleri için bedensel,


zihinsel ve sosyal yönden belirli gelişim ve olgunlaşma aşamalarım geçirmiş, evlilik
koşullarında işlevsel bir yaşam düzeyine ulaşmış olması gerekir. Türk Medeni Yasası, bu
gelişim ve olgunluk düzeyini "yaş" olarak erkeklerde 17 ve kızlarda ise 15 olarak belirlemiştir.
Bu yaşın altında olanların evlenmesine yasal olarak izin verilmemektedir.

Erken evliliklerde, bireylerin geleceğe yönelik amaç ve idealleri tam olarak, şekillenmemiş,
yaşam felsefeleri kararlılık kazanmamış ve evlilik koşulları gerçekleşmemiş olması nedeniyle
evliliklerin başarılı ve uzun ömürlü olması olasılığı düşük olmaktadır.

Erken yaşta yapılan evliliklerde eşlerin "bağımsız bir aile" olma olasılığı
düşmekte, aile dışında olan akrabaların, evli çiftin yaşamına girme
olasılığını da artırmaktadır.

Bireylerin gelişim ve olgunlaşmalarında, bireysel farklar söz konusu olduğundan, yaşamlarının


yanında, evlenecek kişilerin bedensel gelişimi, fiziki güç, çocuk yapma yeteneği ve genel
gelişimi ve olgunluk düzeylerinin yasal olan yaşlarının ötesinde, evlenecek kişilere özgü
olarak, ayrıca değerlendirilmesi gerekir.

Genel gelişim ve olgunlaşma yönünden bireyler


buluğa erdikleri zaman çocuk yapabilir duruma
gelmekle birlikte, kişilerin, çocuk yapabilecek ve
çocuğun bakımını yapacak, gelişim düzeyine, ana-baba
olabilecek sosyal ve duygusal olgunluğa ulaşmadıkları
için, çocuk yapabilme potansiyeli tek başına evlilik için
yeterli görülmemektedir.

Gençlerin 17-21 yaşlan arasında, ana-baba olacak duygusal, sosyal ve ekonomik olgunluğa
ancak ulaşabildikleri kabul edilmektedir. Bu nedenlerle gençlerin 20 yaşın altındaki
evliliklerin, genel olarak sağlıklı ve uygun olmadığının bilincinde olmaları gerekmektedir.

Ekonomik Bağımsızlığa Ulaşmış Olmak

Evlenme kararma ulaşmadan önce, tarafların aileyi geçindirecek genel ev


ve aile giderlerini karşılayacak düzeyde ekonomik olanaklara sahip
olmaları gerekir.

Eşlerin çeşitli ihtiyaçları karşılayabilmeleri, ekonomik sorumlulukları


başarıyla yüklenebilmeleri, ekonomik gereksinimleri karşılayabilecek
düzenli gelir sağlayacak bir iş ve meslek sahibi olmaları zorunludur.

Ayrıca, elde ettikleri geliri akıllıca kullanabilme yeterliliğine erişmiş olmaları da büyük önem
taşır. Bu nedenle, evlenecek kişilerin ekonomik bağımsızlık ve iş olanaklarını sağlayıcı/eğitim,
öğretim ve yetiştirme programlarını tamamlamadan evlenmemelerinde yarar vardır.

20
Toplumsal ve Sosyal Olgunluğu Kazanmış Olmak

Bekârlık döneminden farklı olarak, evlilik, bireyleri yeni bir toplumsal ve sosyal düzenlemenin
içine getirir. Eşlerin aile içi ve aile dışı ilişkileri, toplumun evlilik kural ve geleneklerine göre,
sosyal bir etkileşim düzeni içinde sürdürmeleri gerekir.

Eşlerin toplumun kültürel yapısı içinde, kan-koca olarak, sosyal rollerin gerektirdiği, kural ve
davranışları öğrenmiş olmaları ve bunlara uygun olarak aile yaşamını sürdürmeleri beklenir.

Toplumsal ve sosyal olgunluğa ulaşmış kişiler,


aile içi ilişkilerin dayandığı temel kurallara uyar,
sevgi, saygı, dürüstlük ve bağlılığı benimser ve
uygular, eşin ve ailedeki diğer üyelerin
ihtiyaçlarını karşılamaya istekli olur.

Eşler dayanışma içinde olmalı, eşi, çocukları ve


diğer bireyleri için kendi kişisel isteklerinden
gönüllü olarak vazgeçebilmeli, fedakârlıklara katlanabilmeli ve bundan dolayı da neşesini
kaybetmemelidir.

Öğrenimi Tamamlamış Olmak

Evlenmeyi erken düşünenlerin evlenme kararı öğrenim yılları ile çatışır. Evlilik girişiminde
öğrenime devam etmek ya da bırakmak önemli bir sorun olarak ortaya çıkar. Öğrenimi
tamamlamış olmak, gelişme ve öğrenimin tehlikeye düşme tehlikesi yanında, "ekonomik
bağımsızlığı" kazanmış olmak koşulu için de önemli bir aşamadır.

Öğrencilik yıllarında evlenenlerin bir kısmı, geçimini


sağlamak için, okulu geçici ya da devamlı olarak
bırakma gereğini duymakta, öğrenim yapma
olanağını yitirmektedirler.

Öğrenci iken evlenme, evlilikteki ve okuldaki başarı


şansım azalttığı gibi, evlilik birlikteliğinde çok önemli
sayılan ilk evlilik yaşantılarını da genelde sıkıntılı geçirmelerine neden olmaktadır.

Gençlerin, çoğu ekonomik güce de sahip olmadıklarından ailelerin kontrolü altında


yaşamaktadırlar.

Öğrencilikle birlikte evliliği yürütmek aile içi ilişkileri de etkilemekte, zaman zaman birinin
ihmal edilmesini zorunlu kılmaktadır.

! Evliliğin en güzel ve en Önemli yıllarını gereğince yaşayabilmek için evlenme kararını


öğrenim sonrasına bırakmak en doğru yol olarak düşünülmelidir.

21
Erkekler İçin Askerlik Hizmetim Yapmış Olmak

Evliliğe hazırlık koşullan arasında erkekler için askerlik görevini tamamlamış olmak çok önemli
bir koşuldur. Askerlik hizmeti, vatan görevi olması yanında "aile" ve "okul"dan sonra üçüncü
bir temel eğitim kurumudur.

Gençler, askerlikte, toplumsal, ulusal ve milli değerleri kazanmakta, vatanı korumada gerekli
teknik, araç-gereç ve becerileri öğretmekte, bireysel olarak da ufku genişlemekte, meslek
öğrenmekte, bireylere disiplinli yaşam yaşantısı ve becerileri kazandırmaktadır.

Askerliğini yapmadan evlenmiş olan erkeklerin askerlik


Gençler, askerlikte, toplumsal,
öncesi ve sonrası yaşamlarında ve işlerinde kopukluk
ulusal ve milli değerleri
olur, eşlerini ya yalnız ya da ailelerinin yanında bırakmak
kazanmakta, vatanı korumada
zorunda kalırlar.
gerekli teknik, araç-gereç ve
becerileri öğretmekte, bireysel Bir iş ve çalışma düzeni kurmada ve devam ettirmede
olarak da ufku genişlemekte, güçlüklerle karşılaşılır, ekonomik güçlükler, uyum
meslek öğrenmekte, bireylere sorunları, babasız büyüyen çocuklar çeşitli sorunlar
disiplinli yaşam yaşantısı ve ortaya çıkarır. Bu durumlar bazen evliliğin daha sonraki
becerileri kazandırmaktadır. yıllarını ve aile ilişkilerini de etkileyici olmaktadır.

Genel olarak, ülkemizde, zorunlu bir durum olmadıkça, "okulunu bitirmeden" ekonomik bir
güce ulaşıp "bir baltaya sap" olmadan, "askerlik görevini yapmadan", meslek sahibi olmadan
erkeklerin evlenmeleri tavsiye edilmemektedir. Bu koşullara uyulmaması durumunda evliliğin
başarılı olma şansı da azalmaktadır.

4. EVLİLİK DÖNEMLERİ

4.1 Nişanlılık

Nişanlılık dönemi tarafların evlilikten önce birbirini görüp beğenmesi, ne derece yakınlık
kurabileceğini araştırması, muhtemel bazı problemleri en aza indirmesi bakımından önemlidir

Eski dönemlerde çok önemli olan, özellikle görücü usulü gibi evliliklerde
çiftlerin birbirini tanımasına yardımcı olan dönemdi, ancak günümüzde çiftler
zaten birbirini tanımakta ve önemi azalmaktadır.

Ancak evlenecek bireylerin ailelerinin birbirini değerlendirebildikleri ve


kurumsal bir nitelikte kişilerin birbirini tartabildikleri önemli bir dönem olarak
yaşanması gereklidir.

Evliliğin amaçlarından en önemlisi huzurlu bir yuva kurmak ve sağlıklı nesiller yetiştirebilmek
olduğundan, evlenmeyi düşünen kimselerin birbirlerini tanıması için nişanlılık dönemi meşru kabul
edilmiştir.

22
Nikâhlanmadan önce böyle bir ara dönemin meşru kılınmasında evlenecek kişiler ve aileleri açısından
birçok faydası vardır.

Bu süreç ilerde evlilik birliğini kuracak olan çiftin birbirini tanımasına


imkân hazırlar. Her iki tarafa da ahlak, mizaç ve yatkınlıklarını inceleme
fırsatı verir. Böylelikle taraflar birbirleri hakkında fikir sahibi olma,
maddi ve manevi değer ölçülerini öğrenebilme ve tedbir alabilme
imkânına sahip olur.

Bu, esasen evliliğe şuurlu bir şekilde hazırlanmak anlamına gelir.

! Nişanlanmanın diğer bir önemi de taraflar arasında herhangi bir evlenme engelinin bulunup
bulunmadığını tespit etme imkânını sağlamasıdır.

Zira nişanlanma, öncelikle akraba ve komşular tarafından bilineceğinden şayet taraflardan herhangi
birinin evlenmeye engel oluşturan bir durumu varsa vaktinde engelleme fırsatı doğmuş olmaktadır.
Böylelikle, ilerde geçersiz sayılacak bir evlilik, daha gerçekleşmeden zamanında durdurulmuş
olacaktır.

4.2 Evlenme Töreni Ve Balayı

Ailenin evlenme yolu ile başlaması, bütün toplumlarda olduğu gibi bizim toplumumuzda da bu
kurumun önemli yer edinmesine sebep olmuştur.

Evlenme gelenekleri dünyanın her yerinde görülmekle birlikte, eş seçimi, eş sayısı ve evlilik törenleri,
kültürlere göre çeşitlilik göstermektedir. Ülkemizde de yörelere, bölgelere göre değişen, hatta şehir
ve köy yaşamına göre farklılıklar gösteren evlenme törenleri olmaktadır.

4.2.1 Düğün Nedir?

Evlenmeyi kutlamak üzere yapılan bir tören ve eğlenti. Evlilik müessesesinin kurulduğu ilk devirlerden
beri yapıla gelmektedir. Bugün çeşitli milletler tarafından yapılan düğünler, eski çağlardan kalma bir
gelenek olarak devam etmektedir. Eski çağlarda yapılan düğünlerin asıl özelliği, evliliğe kötü ruhların
gelmesini önlemek amacı ile yapılmış olmalarıdır.

Tabii olarak bu gelenek medeni toplumlarda, yeni bir yaşam


müessesesini kutlama şekline geçmiştir.

Bugün, medeniyetin ilerlemiş bulunduğu toplumlarda evlenmelerde


düğünler eskisi gibi kötü ruhları kovmak manasında olmasa da
önemini hiçbir zaman yitirmemiştir. Çünkü düğün evlenen çiftin
kurmuş olduğu yuvanın toplum tarafından kabulü ve kutsanması
anlamı da taşır.
23
Günümüzde bir önemli yanı da şudur ki, düğün vasıtası ile iki ayrı aile ve yakınlar birbiri ile tanışıp
kaynaşıyor. Çünkü eskiden evlilikler yakın çevreden eşleşmelerle, genellikle görücü usulü ile ve
birbirini her zaman görebilen aileler arasında oluyordu.

Ama günümüzde büyüyen nüfus insanların sosyal yaşam biçimini bile değiştirdi. Birbirine selam veren
insan o kadar azaldı ki… Böyle bir tören en azından tanışma merasimi özelliği de taşıyor.

4.2.2 Balayı

Balayı denilince evliliğin bal gibi tatlı geçen ilk ayı veya evlenir evlenmez çıkılan seyahat anlaşılır.
Aslında İngilizcedeki ‘honeymoon’ kelimesinin ‘balayı’ olarak tercümesi doğrudur ama buradaki
‘moon’ süre olarak ‘bir ay’ değil gökyüzündeki ”Ay” anlamındadır.

Balayının geçmişi ile ilgili farklı hikâyeler vardır. Birinci hikâyeye göre balayının kökeni
Babilliler ile o zamanki Avrupa ülkelerine uzanıyor.

O zamanlarda evlenen çiftlerin önce törenleri sırasında, sonra da 30 gün boyunca,


içine bal katılmış, ‘bal likörü’ diye adlandırılan bir şarabı içmeleri adettendi.

Hun İmparatoru Atilla’nın ölümüne de evlilik töreni sonrası içtiği bu bal likörünün
sebep olduğu rivayet edilir.

Aynı hikâyeye göre ‘balayı’ deyimindeki ‘bal’ kelimesi bu bal liköründen kaynaklanmakta olup ‘ay’
kelimesinin kullanılmasına ise o zamanlar insan vücudunun (özellikle kadınların) Ay’ın evreleri
sürelerine denk gelen periyodik değişimler gösterdiğine, evlilikte ilk dönem nasıl geçerse diğerlerinin
de o şekilde devam edeceğine inancın neden olduğu sanılıyor.

İkinci hikâyede ise balayı âdeti kız kaçırma âdeti ile birleşiyor. Oğlan
komşu köyden kaçırdığı kızı, ailesi aramaktan bıkana veya kız hamile
kalana kadar, sadece birkaç yakın arkadaşının bildiği bir yerde saklıyor.
Daha sonra çift ortaya çıkıyor ve başlık parası verilerek mutlu sona
ulaşılıyor. Görüldüğü gibi bu hikâyede bal ile ilgili bir husus yok. Tarihçilere
göre İngilizce balayı anlamındaki ‘honeymoon’, bu hikâyedeki gizlenme
olayının anlamı olan ‘hiding’ kelimesinden türemiş.

O tarihlerde yeni evli bir çiftin, ev işleri, hayvanlarla uğraşma gibi köylük yaşamın gerekli işleri
dururken, bir ay süre ile bir yere kapanıp, baş başa bal likörü içme lüksüne sahip olmaları biraz zor
olduğundan ikinci hikâye daha akla yakın geliyor.

Günümüzdeki anlamıyla balayı deyimine 16. yüzyıldan sonraki yazarların eserlerinde rastlanıyor.
Balayının evliliğin ilk ayında yapılan tatil olarak nitelendirilmesi ise 18. yüzyıldan sonradır.

24
5. EVLİLİK ZAMANININ SAPTANMASI

Bireylerin evlenmesi için çeşitli yönlerden olgunluğa erişmesi, kendisine ve çevresine yetebilecek
düzeye gelmesi gerekmektedir. Evlenme olgunluğu, bireyin evlilik hayatının gereklerini yerine
getirebilecek düzeye erişmesini ifade eder. Evlilik zamanının saptanmasında mutluluğu hazırlayıcı ön
koşullar olarak bu olgunluklardan yararlanılması gerekmektedir.

! Bireyin doğumu ile başlayan ve yıllarla sınırları çizilen ‘’yaş’’ ile ilgili olgunluktur. Yaşanan her yıl
bireyin hayatında yeni yaşantılar yoluyla elde edilen bilgi ve beceri demektir.

Erken yaşlarda yapılan evliliklerde henüz bireylerin zevkleri, idealleri, standartları ve evlilikten
beklentileri şekillenmediği için yaşam felsefeleri ve değer yargılarında ileriki yıllarda değişiklikler
olabilmektedir. Bu durumda evlilikte uyum sağlama sürecini olumsuz etkilemektedir.

Bireylerin evliliğin gerektirdiği iş yapabilme gücünü


kazanması için vücut kaslarının, kemiklerin ve diğer bütün
vücut sistemlerinin gelişmesi gereklidir.

Fiziksel olgunluk aynı zamanda çocuk yapabilir duruma


gelmektir.

Günün koşullarında geçerli olan bir mesleğin eğitimini almış, kendisinin ve sorumluluğunu taşıyacağı
kişilerin ihtiyaçlarını karşılayabileceği bir gelire sahip, ekonomik güvenlik için gerekli tasarruf ve
yatırımları yapabilme yeterliliğini kazanmış bireyler genel anlamda ekonomik olgunluğa erişmiş kabul
edilmektedir.

Törel olgunluk, bireyin içinde yaşadığı kültürün gelenek ve göreneklerini benimseyerek birikimlerini
ilerideki nesillere aktarabilecek olgunluğa gelmesidir. Kültürel mirasın genç nesillere aktarılması için
gerekli güveni verir.

Bireylerin toplum kurallarını bilme, uygulama, toplumun diğer bireyleri ile uyumlu yaşamak için yeni
fikir ve düşünceler üretmesi sosyal olgunluğu gerektirir. Bireyin çevresi ile olan ilişkilerini kapsar.

Duygusal davranmamak ve ön yargılara göre hareket etmemek bu


olgunluğa ulaşmış olmanın işaretidir. Bu olgunluğa erişmiş olan
bireyler kolay kolay cesaretlerini yitirmezler, umutsuzluğa kapılmazlar,
soğukkanlı davranırlar, olaylar karşısında saldırgan bir tutum
göstermezler.

Ülkemizde olgunlaşmakta olan erkekler için belirli bir süre askerlik yapmak yasal bir yükümlülüktür.
Bu dönem genellikle erkeğin evlenebilecek olgunluğa eriştiği zamana rastlar.

Evlilik kararını almak için bu sürecin tamamlanmış olması evlilik için gerekli şartların tamamlanması
açısından gereklidir.

25
6. EVLİLİĞİ GECİKTİREN KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ

Bazı kişiler, evlilik için gerekli özelliklere sahip olmalarına karşılık kolay kolay evlilik kararı alamazlar.
Bunu çeşitli nedenlere bağlamak mümkündür. Evlilik kararı almayı engelleyen kişilik özelliklerini şöyle
sıralayabiliriz.

Geçmişte karşılaştıkları ve zamanla kendilerini hatalı buldukları başarısız denemeleri olan


bireyler böyle hareket etmektedirler. Evlenme şanslarını, genellikle gösterdikleri gereksiz
çabalarla kısıtlarlar ve büyük olasılıkla da evlenemezler.

Evlenebilecek uygun yaşlarda teklifleri, sürekli ve kasıtlı olarak reddeden bireyler yaşlarının
ilerlemekte olduğunu fark edince telaşlanırlar. Genellikle evlenmek istediklerini her fırsatta
ve her yerde sık sık dile getirirler.

Evlenmenin meslek sahibi olmaya, eşin ise mesleki başarıyı


engelleyeceğine inananlar, mesleki ve sosyal statüye aşırı değer
bağlayanlar evliliği uzun süre ertelerler. Bu şartlar sağlandığında
ise çevrelerinde istedikleri özellikteki kişilerin sayısı azalınca
yalnız kalırlar.

Genellikle anne ve babaların çocuklarına kimseyi eşdeğer


görmedikleri ya da kendilerinin yaptıkları başarısız evliliklerden
koruma durumu.

Bazı bireyler yetiştikleri ailenin evlilikle ilgili etkileri sonucu olumsuz tutumlar geliştirirler.
Anlaşılamayan, sürekli tartışılan ve kavga edilen ortamda yaşayan bireyler için evlilikle
geçimsizlik eş anlam kazanır.

Ailesine ve yakınlarına karşı ekonomik sorumlulukları bulunan ve bu duruma aşırı değer veren
bireyler eşlerini ve ileride olabilecek çocukları idare edemeyecekleri endişesiyle evlilik kararı
alamazlar.

Yaşın ilerlemesiyle beklentilerin değişmesi, evlilik kararı almayı olumsuz etkilemektedir.

Bazı bireyler geçmişte âşık oldukları kimseyi her türlü kusurdan uzak bir kişiliğe dönüştürür ve
başkasının onun yerini alabileceğine inanamaz, evlilik için bütün olanakları reddeder.

7. EVLİLİKTE UYUM VE DAYANIŞMA

Evlilikte uyum, eşlerin karşılıklı ihtiyaçlarını doyurucu biçimde beraberliklerini devam ettirebilmelerini
ifade eder. İlgili kararları birlikte alabilen, geleceklerini birlikte planlayabilen, kaynaklarını
birlikteliklerinin amaçları doğrultusunda kullanabilen çiftler uyumu daha kolay sağlamaktadırlar.

26
Uyum, uzlaşma ve denge hâlidir. Dengenin durağan olması mümkün değildir, artar ya da azalır.
Yaşam, bu uyumu sağlamaya yönelik bir süreçtir.

Uyumlu kişi kendisi ve çevresi için yararlı olacak biçimde tepkide bulunabilme yeteneği olan ve bu
yeteneği eyleme dönüştürebilen, ayrıca diğer insanlarla sağlıklı ilişkiler kurabilen, toplumsal rollerini
yerine getirebilen sorunlarla başa çıkabilen çevresini gerçekçi biçimde değerlendirebilen, üretici ve
yaratıcı kişidir. Uyumsuz kişi ise bunu başaramayandır.

Evlilikte temel kural eşlerin biyolojik, sosyal ve psikolojik güdülerin


doyurulmasıdır. Kadın ve erkeğin beraberliği, bu ihtiyaçlarının
karşılanmasına dayanır.

Cinsel güdünün doyurulması evliliğin temel işlevlerinden biridir. Eşlerin


cinsel yönden uyum içinde olması, birbirinin cinsel istek ve beklentilerini
karşılaması önemlidir. Eşlerin bu yönden uyum içinde olması, evliliğin
mutlu sürmesi için gereklidir.

Eşlerin kendilerini güven, koruma ve dayanışma içinde olduklarını hissetmeleri, geleceğe güvenle
bakabilmeleri, birbirinden onur ve kıvanç duymaları, yalnız olmadıklarını bilmeleri ve ortak bir amaca
yönelmeleri sosyal ihtiyaçlarından kaynaklanmaktadır. Evlilikte uyum, bu ihtiyaçların doyurulması ile
mümkündür.

! Eşler birbirlerini koşulsuz sevebildiklerinde, birlikte olmaktan haz duyduklarında, kederlerini


paylaşabildiklerinde sevilmek, beğenilmek ve paylaşım ihtiyaçlarını karşılarlar.

Evlilikte eşlerin paylaşmayı bilmeleri ve birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılama çabası içinde olmaları
uyumun yanında dayanışmayı da pekiştirir.

7.1 Mutlu Evliliğin Püf Noktaları

1) Acele etmeyin: 
Özellikle aile büyüklerinin “Yaşın kaç oldu, yaşıtların hep evlendi bende
torun istiyorum” türünden dayatmalarına kulaklarınızı tıkayın. Çünkü acele ile yapılan
evliliklerde ilişkinin bedeni ve ruhu oturmuyor. Tek başına aşk da, tek başına para da bir
evliliğin uzun ömürlü olmasına yetmiyor. 


2) Kendinizi iyi tanıyın:
Kendi ruhunuzu ve düşünce yapınızı iyi tanıyın. Bu özelliklerinize göre
bir arayış içine girin. Kendinizi tanımadan karşı tarafı sırf güzel, yakışıklı ya da zengin olduğu
için seçmeyin. Özellikle üçüncü kişilerin tavsiyeleri ile başlayan evlilikler kaybetmeye baştan
mahkûm oluyor.


3) Gerçekçi olun:
“Nikâhta keramet vardır evlendikten sonra düzelir” şeklindeki sözlere


inanmayın. Gerçek düşüncelerinizi evlenmeden önce ortaya koyun. Karşı taraftan da aynısını
bekleyin. Örneğin çocuk sahibi olmak istemeyen nişanlınızın, evlendikten sonra fikrinin

27
değişeceği hayaline tutunmayın. Ya da evlendikten sonra başka bir şehirde oturmak
istemiyorsanız ancak böyle bir ihtimal varsa tavrınızı baştan konuşun.

Oysa doğru olan evliliği yıllara değil, dönemlere ayırmak. Çünkü her dönem evliliğin taraflarına ve
çevresel faktörlere göre uzayıp kısalabiliyor.

SANAL DÖNEM
İnsanların kendilerini gizledikleri, sorunları görmezden geldikleri, her şeye evet
dedikleri ve kendi gerçeklerini göstermedikleri bir dönemden bahsediyoruz.

Evliliğin başlangıcını oluşturan bu dönemde tarafların isteği


kavga çıkmamasını, romantizmin sürmesini sağlamak ve
dışarıdan bakılınca mutlu bir evlilik tablosu oluşturmak.

Çiftler bu dönemde birbirlerine kendilerini tam olarak


gösteremedikleri gibi, aile ve arkadaşlar konusundaki olumsuz
fikirlerini de kendilerine saklıyorlar.

Evlenmeden önce birlikte bir evi paylaşan çiftler bu dönemi çok kısa yaşayabiliyor. Bazı çiftlerin ise bu
dönemi yıllarca yaşamaları da mümkün.

GERÇEKÇİ DÖNEM
Çiftler bu dönemde yavaş yavaş “ben” demeye başlıyor; ”Ben böyle
düşünüyorum, böyle istiyorum” gibi… Böylece bu dönem fikir ayrılıklarının, duyguların ve
beklentilerin ortaya çıktığı yılları anlatıyor.

Uzman Psikolog Bülent Budak, bu dönemin çok riskli olduğunun


da altını çiziyor. Çatışmaların başladığı bu dönemin süresi de
çeşitli faktörlere göre değişiyor.

Bu dönemin başarıyla atlatılması mümkün, ancak tartışma


kültürümüzün eksikliği, karşı tarafı olduğu gibi kabul etmekten
kaçınmamız ve değiştirmeye çalışmamız bu dönemden başarıyla
çıkmayı da zorlaştıran faktörler.

Yine bu dönemde, çiftler birbirlerinin aile fertleri ya da arkadaşları hakkında olumsuz görüşlerini de
açıkça dile getirmeye başlıyorlar.

”Evlenince değişti” söylemini dillendirdiğimiz bu dönemde yanıldığımız nokta


ise şu; değişen kimse yok. Aslında sanal dönemde gösterilmeyenler ya da
görmek istemediklerimiz bu dönemde ortaya dökülüveriyor. 


YA SUSKUNLUK YA UZMANLIK
Öncelikle şunu belirtelim ki ,”Gerçekçi Dönem”i başarıyla atlatıp


uzmanlık dönemine giren çiftler azınlıkta kalıyor. Çoğu çift kendini suskunluk döneminde buluveriyor.

Suskunluk döneminde önceki dönemden gelen konular bir sure bir kenara bırakılıyor, sessizlik dönemi
başlıyor ve bir gün daha şiddetli olarak yeniden tartışılmaya başlıyor. Her patlama bir öncekinden
daha şiddetli oluyor. Artık birbirlerine güvenlerini kaybetmeye başlayan çiftler “Eşimle bu konu

28
konuşulmaz” diye düşünerek iletişimden kaçınmaya başlıyorlar. İşte
bu sessizlikten bazen duyulan tek şey boşanmanın ayak izleri oluyor.

İki tarafta tek başına ayakta durabilecek durumdaysa boşanma


gerçekleşiyor. Eğer çocuk varsa boşanma ertelenebiliyor.

Aldatmaların en çok yaşandığı dönemde suskunluk dönemleri… Çitler duygusal arayışlara giriyor ve
bu açlığını başkaları ile gidermeye başlıyor. Bu kişiler iş çevresinden, arkadaş çevresinden ya da sanal
dünyadan olabiliyor. Son zamanlarda sosyal ağlarda eski sevgililerini bulanların sayısı da oldukça
fazla…

Uzmanlık dönemi…
İşte az rastlanan ideal dönem!

Tabii ki pembe bir dünyadan bahsetmiyoruz. Hayat devam ettikçe çiftlerin önüne engeller, sorunlar
çıkıyor. Uzmanlığa erişen çiftler, kriz yönetimini ustalıkla gerçekleştiriyor. Ufak tefek hatalar olsa da
patlamalar; küsmelere suskunluğa gitmeden hallediliyor.

Duygusal ve mantıksal olarak gelişmiş bir ilişkide, çiftler önlerine gelen her engeli başarıyla
aşıyorlar.
Kötü giden evliliği bir bebek kurtarmaz.

Uzman Psikolog Bülent Budak, çocuk sahibi olmanın evliliğe


büyük etkileri olduğunu söylüyor. Ancak burada sadece
olumlu etkilerden söz etmiyor. Öncelikle çocuk yetiştirmenin
de tıpkı bir evlilik gibi süreçleri olduğunu yani kolay bir şey
olmadığını unutmamak gerekiyor.

Bir çocuğun aileye yapacağı olumlu katkılar çocukla ilgili


değil, çiftlerin bu duruma bakış açısıyla ilgili oluyor.

Örneğin bir babanın, çocuk bakımını sadece annenin görevi olduğunu düşünmesi ve kadını bu işte
yalnız bırakması, çiftin arasında daha önce olmayan sorunların doğmasına bile neden olabiliyor. Bu
nedenle çocuğun ilişkide hiçbir şeyin başlangıç noktası olarak görülmemesi, öncelikle tarafların bakış
açılarını değiştirmeleri gerekiyor.

Sanal âlemde tehlike!


Artık canımız her sıkıldığında kendimizi oyalayacak bir şey bulabiliyoruz.

Televizyonun yanı sıra artık elimizin altında uçsuz bucaksız bir internet
âlemi var. Ancak sanal ortamda ne kadar çok zaman harcarsanız, o
tarafınızı geliştirmiş oluyorsunuz ve ilgilenmediğiniz ilişkiniz zayıflıyor.
Bunun önüne geçmek için fiziksel tedbirler alın.

Bilgisayarın salonunuzdan ve yatak odanızdan bilgisayarınızı çıkarın.


Haftada iki gün televizyonsuz ve bilgisayarsız geceler yapın.


29
Aşkı yaşatmanın 11 yolu 


1) Ona saygı duyun



2) Onu dinliyor gözükmeyin, gerçekten dinleyin.

3) Onu olduğu gibi kabul edin, eleştirmeyin.

4) Doğru tartışmayı öğrenin 

5) Ona zaman ayırın 

6) Onu düşünün ve düşündüğünüzü, onu mutlu edeceğini
bildiğiniz şeyleri yaparak gösterin.

7) Ona sizin için farklı olduğunu hissettirin

8) Maddi boyutunu esas almadan, onu mutlu edecek ufak
sürprizler hazırlayın, özel zamanlar yaratın.

9) Karşı taraftan beklemeyin, önce siz yapın ki karşılığını alın.

10) İlişki güncelleyin; eski günlerde gittiğiniz yerlere ziyaretler
yapın, ilk günlerinizi hatırlayın.

11) İşinize mesai harcamazsanız iflas edeceğinizi bildiğiniz gibi,
evliliğinize mesai harcamazsanız onu kaybedeceğinizi
unutmayın.

8. EVLİLİKTE SORUN YARATAN KONULAR

Evliliklerde uyumsuzluk yaratan, dayanışmayı engelleyen durumlar zamanla sorun yaratan konular
hâline gelir.

Sosyal bir kurum olan evlilik birlikteliğinin yönetimi diğer kurumlara göre farklılık göstermektedir.
İlişkiler yazılı kesin kurallara bağlı değildir.

Otorite, başkalarının davranışlarına yön verecek kararları verme


gücüdür. Evliliklerde otoritenin kimde olacağını belirleyen en önemli
nokta eşlerin bilgi, beceri ve birikimleridir.

Evlilik birlikteliğinde otorite, her konuda, herkese her istediğini


yaptırabilme gücü olarak kabul edilmemelidir.

! Ailede dayanışmanın ya da çatışmanın temel nedenlerinden birisi paranın yönetimidir.

30
Eşlerin her ikisi ya da birinin gelir-gider dengesi ve yaşam standardı konusunda yetersiz ya da gerçekçi
olmayan bilgi ve anlayışla sahip olması, giderle ilgili planlama, uygulama ve değerlendirme işleminin
kimin tarafından ve nasıl yönetileceğinin belirsizliği sorun yaratmaktadır. Eşlerin bu sorulara yanıt
bularak karara varmaları sorunun çözümü için gereklidir.

Cinsel yaşam, hukukun ve toplumun aile kurumunda eşlere


tanıdığı beraberliğin sonucu doğal bir etkileşimdir. Bu konuda Cinsel yaşam, hukukun ve
sorun çıkmaması için eşlerin doğru bilgilerle eğitilmesi, ilişkilerin toplumun aile kurumunda
karşılıklı doyum sağlanacak biçimde düzenlenmesi gerekir. eşlere tanıdığı beraberliğin
sonucu doğal bir
Sorunların ertelenmeden konuşulması, tanımlanması ilişkilerin etkileşimdir. Bu konuda
sağlıklı yürütülmesinde etkilidir. Çözümü bulunamayan sorun çıkmaması için eşlerin
sorunlarda uzmanlara başvurulmalıdır. doğru bilgilerle eğitilmesi,
ilişkilerin karşılıklı doyum
Eşlerin kendi akrabaları (anne, baba, kardeş) ve eşinin akrabaları
sağlanacak biçimde
(kayınvalide, kayınpeder) çeşitli nedenlerle bir araya gelir. Bu
düzenlenmesi gerekir.
ilişkilerin biçimi zaman zaman ailede sorunlar yaratabilir.

Eşlerden her biri kendi akrabalarını eşinin akrabalarından daha üstün tutup ayrıcalıklı davranabilir.
Eşinden de kendi ailesine her zaman sevgi ve saygı göstermesini isteyebilir.

! Akrabalar ile eş arasındaki dengeyi sağlamak ve sorunları tarafsız değerlendirmek çıkabilecek


çatışmaları önleyebilir.

9. EVLİLİKTE BUNALIM

Sorunların bireyler tarafından ret ve kabul edilmesi de bireylerin sorunlara bakış açısına bağlıdır.
Bazıları problemden söz etmeyi zayıflık sayarken, bazıları da problemi kabullenip çözüm yolunu
araştırmayı seçebilirler.

Bunalıma Neden Olan Durumlar

 Uzun süreli ayrılıklar


 Bulaşıcı veya tedavisi mümkün olmayan hastalıklar
 Büyük miktarlarda borçlanma veya iflas etme
 İşsizlik ve parasızlık
 Alkol, uyuşturucu madde, kumar bağımlılığı
 Çocuk sahibi olamama
 Eşlerden birinin ölümü
 Cinsel uyuşmazlıklar
 Fiziksel ya da zihinsel anormallikleri bulunan çocuk sahibi olma
 Yaşlılığa geçiş dönemi

31
Bunalım yaratan konuları çözüme kavuşturmak için sebeplerin iyice irdelenmesi bazı sorunların doğal
kabul edilmesi (ölüm, hastalık, kaza), yardım alınabilecek kurum ve kuruluşlarla iş birliği yapılmasını
gerektirmektedir.

32
10. EVLENDİRME YÖNETMELİĞİ

Bakanlar Kurulu Karar Tarihi - No: 10.07.1985 - 85/9747

Dayandığı Kanunlar Tarihi - No: 17/02/1926 - 743; 05/07/1939 - 3686; 05/05/1972 - 1587;
15/11/1984 – 3080

Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi - No: 07/11/1985 - 18921

BİRİNCİ BÖLÜM: GENEL HÜKÜMLER

AMAÇ VE KAPSAM

Madde 1 - Bu Yönetmelik, evlendirme işlemlerini yürütecek görevlilerin tespitine ve bunların


yetkilerine, evlendirmeye esas olacak dosyaların düzenlenmesine evlenmeye itiraza, evlenme akdinin
yapılmasına, tören yerlerine, evlendirme daire ve memurlarının denetlenmesine dair esas ve usuller
çerçevesinde evlendirme işlemlerinin nüfus hizmetlerinin bütünlüğü içerisinde yürütülmesini
sağlamak amacıyla düzenlenmiştir.

TANIMLAR

Madde 2 - ( Değişik madde: 08/12/2006 - 26370 S. R.G. Yön./1. md.) Bu Yönetmeliğin


uygulanmasında;

a. Aile cüzdanı: Uluslararası aile cüzdanını,


b. Altsoy: Bir kimsenin çocuklarını ve torunlarını,
c. Bakanlık: İçişleri Bakanlığını,
d. Beyanname: Bu Yönetmelik hükümlerine göre doldurulan ve aksi ispat edilinceye kadar
doğruluğu kabul edilen evlenmek isteğine dair müracaat belgesini,
e. Dış temsilcilik: Diplomatik temsilciliklerle konsoloslukları,
f. Ergin: On sekiz yaşını tamamlamış kişiyi,
g. Evlenme: Bir kadın ve bir erkeğin usulüne göre yetki verilmiş bir memur önünde bir aile
kurmak amacı ile yapmış oldukları resmi akdi,
h. Evlenme engeli: Mevcut olduğu takdirde evlenmenin yapılmasını önleyen hukuki engeli,
i. Genel Müdür: Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürünü,
j. İtiraz: Evlenmeye hukuken karşı çıkmayı,
k. Kanuni bekleme süresi: Kan karışımını önlemek amacı ile evliliği son bulan kadının yeniden
evlenmesi için gereken üç yüz günlük bekleme süresini,
l. Kayın hısımlığı: Karı kocadan her biri ile diğerinin kan hısımları arasında evlenme sebebiyle
meydana gelen hısımlığı,
m. Konsolosluk: Başkonsolosluk, konsolosluk, muavin konsolosluk, konsolosluk ajanlığı ve
büyükelçilik konsolosluk şubelerini,
n. Mülki idare amiri: Vali ve kaymakamı,
o. Üstsoy: Bir kimsenin ana, baba, dede ve ninelerini ifade eder.

33
İKİNCİ BÖLÜM: TEMEL İLKELER

GENEL MÜDÜRLÜĞÜN GÖREV VE YETKİLERİ

Madde 3 - Evlendirme işlemleri, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünce
düzenlenir.

Genel Müdürlük, evlendirme işlemlerinin Medeni Kanun'la getirilen temel kurallara ve bu Yönetmelik
esaslarına uygun olarak yürütülmesini sağlar, iş ve işlemleri düzenler, takip eder, denetler ve
denetlettirir.

Bu amaçla Genel Müdürlük, Bakan onayı ile gerekli tedbirleri alır ve uygulamasını sağlar.

İL NÜFUS VE VATANDAŞLIK MÜDÜRLERİNİN GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUKLARI

Madde 4 - İl nüfus ve vatandaşlık müdürleri, evlendirme işlemlerinin il seviyesinde eksiksiz olarak ve


mevzuata uygun bir şekilde yürütülmesini sağlar, bu amaçla gereken her türlü tedbiri alır, takip eder
ve denetler.

Nüfus ve vatandaşlık müdürleri bu görevlerin mevzuata uygun bir şekilde yürütülmesinden dolayı
valiye karşı sorumludurlar.

İLÇE NÜFUS MÜDÜRLERİNİN GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUKLARI

Madde 5 - İlçe nüfus müdürleri, evlendirme işlemlerinin ilçe seviyesinde eksiksiz olarak ve mevzuata
uygun bir şekilde yürütülmesini sağlar, takip eder ve denetler.

İlçe nüfus müdürleri bu görevlerin mevzuata uygun bir şekilde yürütülmesinden dolayı kaymakama
karşı sorumludurlar.

EVLENDİRME MEMURLUĞUNUN GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUKLARI

Madde 6- Kendilerine ilgili makamlarca evlendirme yetki ve görevi verilen evlendirme


memurluğunun, birbirleri ile evlenmek isteyen kadın ve erkeğin evlenmeye dair müracaatlarını kabul
etmek, mevzuatın öngördüğü şekilde evlenme dosyasını hazırlamak, evlenme akdini yapmak, aile
cüzdanı düzenleyip vermek, evlenmenin nüfus kütüklerine tescilini sağlamak, evlenme kütüğü ve
dosyalarını iyi bir şekilde muhafaza etmek, denetim yapmak isteyen yetkililere gerekli kolaylığı
göstererek ve bu yetkililerce istenen kütük, dosya ve belgeleri denetime hazır halde bulundurmakla
görevlidirler.

Evlendirme memurları bu görevlerinden dolayı nüfus müdürlerine karşı sorumludurlar. Belediye


personeli arasından görevlendirilen evlendirme memurlarının belediye başkanına karşı olan
sorumlulukları saklıdır.

34
EVLENDİRME MEMURLARI

Madde 7 -( Değişik madde: 08/12/2006 - 26370 S. R.G. Yön./2. md.)

Evlendirme memuru, belediye bulunan yerlerde belediye başkanı veya bu işle görevlendireceği
memur, köylerde muhtardır. Bakanlık il nüfus ve vatandaşlık müdürlüklerine, nüfus müdürlüklerine
ve ilgili dış temsilciliklere evlendirme memurluğu görev ve yetkisi verebilir.

Eşlerden birinin yabancı olması halinde evlendirmeye il ve ilçe belediye evlendirme memurlukları ile
nüfus müdürleri yetkilidir.

EVLENDİRME MEMURLUĞU GÖREV VE YETKİSİNİN VERİLMESİNDE USUL

Madde 8 - ( Değişik madde: 08/12/2006 - 26370 S. R.G. Yön./3. md.)

Nüfus idarelerine evlendirme memurluğu yetki ve görevi verilmesi halinde, il nüfus ve vatandaşlık
müdürü, ilçe için ilgili kaymakamlığın da görüşünü alarak evlendirme memurluğu yetkisi verilecek
personeli ismen tespit edip valinin onayına sunar ve ilgili nüfus idaresine bildirir. İl nüfus ve
vatandaşlık müdürleri ile ilçe nüfus müdürleri bu halde başkaca bir onaya lüzum kalmaksızın evlenme
akdi yapmaya yetkilidirler.

Evlendirme memurluğu yetki ve görevi, tebliği tarihinden itibaren yeni görevliye geçer.

Evlendirme memurluğu görev ve yetkisi belediye başkanınca bizzat kullanılabileceği gibi


görevlendireceği üst düzey personel tarafından da kullanılabilir.

Bakanlık gerektiğinde bu Yönetmeliğin 7’nci maddesinde belirtilen yetkilerini kısmen veya tamamen il
valiliğine de devredebilir.

YETKİ SINIRI

Madde 9 - ( Değişik fıkra: 08/12/2006 - 26370 S. R.G. Yön./4. md.) Bu Yönetmelik hükümlerine göre
kendilerine evlendirme memurluğu yetkisi verilen görevlilerin bu yetkileri; büyükşehir belediye
başkanları ile büyükşehir içindeki belediye evlendirme memurlukları için büyükşehir belediye
hudutları, diğer belediye başkanları veya görevlendirecekleri memurlar için yetki alanında bulunan il,
ilçe ve belde belediye hudutları, muhtarlar için o köy hudutları ile sınırlıdır.

Nüfus memurlarına birden fazla köy veya kasabada yada bütün ilçede evlendirme memurluğu görev
ve yetkisi verilebilir.

YURTDIŞINDA EVLENDİRME MEMURLUĞU GÖREV VE YETKİSİ

Madde 10 - ( Değişik fıkra: 08/12/2006 - 26370 S. R.G. Yön./5. md.) Yurt dışında mahalli mevzuatın
kabul etmiş olması şartı ile evlendirme memurluğu yetki ve görevi; yurt dışında, bu yetkinin mahalli
mevzuat ile tanınması ve eşlerden ikisinin de Türk vatandaşı olması şartı ile; misyon şefi olan

35
büyükelçi ve başkonsolosun yanı sıra Dışişleri Bakanlığının konsolosluk işlerini yürütmek amacıyla
yetki vereceği görevlilere aittir.

Fahri konsolos ve fahri başkonsolosların evlendirme yetkisi yoktur.

YABANCI YETKİLİ MAKAM ÖNÜNDE EVLENME

Madde 11 - Yurtdışında Türk vatandaşı kadın ve erkek veya bir Türk vatandaşı ile bir yabancı,
bulundukları ülkenin evlendirmeye yetkili makamları huzurunda evlenebilirler. Böyle bir evlenme,
Türk mevzuatına aykırı olmaması şartıyla Türkiye'de de geçerlidir.

(Değişik fıkra: 08/12/2006 - 26370 S. R.G. Yön./6. md.) Evlendirme bildiriminin, eşlerin ikisi de Türk
vatandaşı ise erkek tarafından, eşlerden sadece birisi Türk vatandaşı ise Türk vatandaşı olan eş
tarafından, yabancı yetkili makamdan alınacak belgenin evlendirme tarihinden itibaren en geç otuz
gün içerisinde en yakın konsolosluğumuza verilmesi veya gönderilmesi suretiyle yapılması
zorunludur.

Eğer evlenmenin yapıldığı yerde ve yakınında Türk Konsolosluğu yoksa bu takdirde bildirim, yabancı
yetkili makamdan alınan resmi belgenin yurtiçinde Türkçeye çevrilip Dışişleri Bakanlığı'nca onandıktan
sonra Genel Müdürlüğe veya ilgili nüfus idaresine verilmesi suretiyle yapılır.

Yabancı yetkili makamlardan alınan belge, Devletimizin de taraf olduğu uluslararası bir sözleşme
uyarınca düzenlenmiş çok dilli bir belge ise başkaca bir işleme tabi olmaksızın gereği yapılır.

Yabancı belgelerin onaydan muaf tutulmasına dair taraf olduğumuz uluslararası sözleşme hükümleri
saklıdır.

YABANCILARIN TÜRKİYE DE EVLENMESİ

Madde 12 - ( Değişik madde: 08/12/2006 - 26370 S. R.G. Yön./7. md.)

Türkiye'de bir Türk vatandaşı ile bir yabancı ya da farklı uyruklu yabancı iki kişi, yetkili Türk
evlendirme memuru önünde evlenebilirler. Eşlerden birinin yabancı olması halinde evlendirmeye, il
ve ilçe belediye evlendirme memurlukları ile nüfus müdürleri yetkilidir.

Aynı devlet vatandaşı olan iki yabancı kendi milli kanunları yetki vermiş olduğu takdirde, o devletin
Türkiye'deki temsilcilikleri önünde evlenme yapabilecekleri gibi yetkili Türk makamları önünde de
evlenebilirler.

Yabancıların evlenme isteklerine dair müracaatları evlendirme memurluğunca kabul edilir ve bu


Yönetmeliğin Türk vatandaşlarının evlenmeleri hakkındaki esas ve usul hükümleri yabancılar için de
uygulanır.

Evlenme ehliyet belgesinin tarafların uyruğu bulunduğu devlet makamlarından bizzat temin edilmesi
esastır. Bunun mümkün olmaması halinde bu belge evlendirme memurları tarafından Genel
Müdürlük aracılığı ile de istenebilir.

36
VATANSIZ VEYA VATANDAŞLIK DURUMU MUNTAZAM OLMAYANLARIN EVLENMESİ

Madde 13 - Vatansız veya mültecilerle, vatandaşlık durumu muntazam olmayan yabancıların


müracaatları evlendirme memurları tarafından kabul edilir.

Bunların evlenme manilerinin bulunup bulunmadığı, Türkiye'de nüfus kaydı tutuluyorsa Genel
Müdürlükten verilecek evlenme ehliyet belgesi ile henüz nüfus kaydı tesis edilmemiş ise emniyet
makamlarınca tutulan dosyalardaki bilgilere göre bu makamlarca verilecek belge ile tespit edilir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: EVLENME EHLİYETİ VE ENGELLERİ

EVLENME EHLİYETİ VE ŞARTLARI

Madde 14 - (Değişik madde: 28/07/2003 - 2003/5996 S.Yön./1. md.)

On sekiz yaşını doldurmuş, mahkemece vesayet altına alınmamış olan erkek ve kadın başka bir
kimsenin rızası veya iznine bağlı olmaksızın evlenir. Ayrıca;

a) On yedi yaşını tamamlayan erkek ve kadın velinin izni, veli yoksa vasi veya vesayet
makamının izni ile
b) On altı yaşını dolduran kadın ve erkek hâkimin izni ile, evlenebilir.

Ancak; ayırt etme gücüne sahip olmayanlar ile on beş yaşını dolduran küçükler, mahkemece ergin
kılınsa dahi evlenemez.

Hâkim, haklı sebep olmaksızın evlenmeye izin vermeyen yasal temsilciyi dinledikten sonra, bu konuda
başvuran küçük ve kısıtlının evlenmesine izin verebilir.

EVLENME ENGELLERİ

Madde 15 - (Değişik madde: 28/07/2003 - 2003/5996 S.Yön./2. md.) Evlenme engelleri aşağıda
belirtilmiştir:

a) Hısımlık;

1. Üstsoy ve altsoy arasında; kardeşler arasında; amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenleri arasında,
2. Kayın hısımlığı meydana getirmiş olan evlilik sona ermiş olsa bile, eşlerden biri ile diğerinin
üstsoy ve altsoy arasında,
3. Evlat edinen ile evlatlığın veya bunlardan biri ile diğerinin füru'u ve eşi arasında. Evlenme
yapılamaz.

b) Evli olmak;

Nüfus kaydına göre evli görünen bir kimse yeniden evlenemez. Müracaat sırasında, önceki
evliliğin ölüm, boşanma veya evliliğin herhangi bir sebeple mahkeme kararı ile son bulmuş
olması halinde, evlenme engeli ortadan kalkar. Ancak buna rağmen, bu durum aile
kütüklerine tescil edilmedikçe yeniden evlenme akdi yapılamaz.

37
c) Kadın için kanuni bekleme süresinin dolmamış olması;

Boşanmış, evliliğin butlanına hükmedilmiş veya kocası ölmüş kadın, boşanma veya evliliğin
butlanına dair mahkeme kararı veya kocasının ölüm tarihinden itibaren üç yüz gün
geçmedikçe yeniden evlenemez.

Ancak kadın üç yüz günlük süre dolmadan önce doğum yaptığı veya mahkemece bu sürenin
kısaltılmasına veya kaldırılmasına karar verildiği takdirde, kadın için bekleme süresi ortadan
kalkar.

d) Gaiplik durumunda;

Gaipliğine karar verilen kişinin eşi, mahkemece evliliğin feshine karar verilmedikçe yeniden
evlenemez.

e) Sağlık raporunun/resmi sağlık kurulu raporunun bulunmaması;

24/04/1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununa dayanılarak, 17/08/1931 tarihli
ve 11682 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Evlenme Muayenesi Hakkında
Nizamnamede öngörülen usul ve esaslar doğrultusunda sağlık raporu alınmaması durumunda
evlenme yapılamaz.

Akıl hastaları, evlenmelerinde tıbbi sakınca bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla
anlaşılmadıkça evlenemezler.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: EVLENME AKDİNDE USUL VE AKDİN YAPILMASI

MÜRACAAT

Madde 16 - (Değişik fıkra: 28/07/2003 - 2003/5996 S.Yön./3. md.) Birbirleriyle evlenecek kadın ve
erkeğin, içlerinden birinin oturduğu yer evlendirme memurluğuna birlikte müracaat etmeleri esastır.

Ancak, evleneceklerin ayrı illerde bulunması veya birinin yurtdışında olması gibi hallerde ayrı ayrı
müracaat da mümkündür. Bu halde, müracaatı alan evlendirme memurlukları derhal karşılıklı olarak
birbirlerine bilgi verirler.

(Ek fıkra: 08/12/2006 - 26370 S. R.G. Yön./8. md.) Yerleşim yeri köy ya da belde olan ve yabancı
uyruklu kişilerle evlenecek Türk vatandaşları, yerleşim yerlerinin bağlı bulunduğu il veya ilçe belediye
evlendirme memurluklarına ya da o yerin ilçe nüfus müdürlüğüne müracaat edebilirler.

Her iki evlendirme memurluğunda evlenmeye esas olacak belgeler tamamlanır ve bir dosyada
birleştirilmek üzere evlenme akdinin yapılacağı yer evlendirme memurluğuna gönderilir.

38
VEKİL ELİYLE MÜRACAAT

Madde 17 - Evlenecek kişi müracaat işlemini vekil olarak atadığı kişi vasıtası ile de yürütebilir.

Bunun için özel vekâletname düzenlenmesi ve bu vekâletnamede vekâlet veren ile vekili ve
evleneceği kişinin tam kimlikleri ile evlenme işlemlerinin yürütülmesi için verilmiş olduğunun açıkça
belirtilmesi şarttır.

Vekâletnamenin bir örneği evlenme dosyasına konulur.

MÜRACAATTA USUL

Madde 18 - Müracaat, kadın ve erkek veya onların vekillerince örneğine uygun olarak düzenlenmiş ve
imza edilmiş olan "Evlenme Beyannamesi" ile yapılır.

Müracaat sırasında her iki tarafın birlikte olması halinde imzaların onaylanması, müracaatı kabul eden
memur tarafından yapılır.

Taraflardan birinin bulunmaması ve evlenme beyannamesini imza etmiş olması halinde bu


beyannamedeki imzanın köy veya mahalle muhtarları, noterler, evlenecekler işçi veya memur iseler,
dairesi amirlerince onaylanmış olması şarttır.

Müracaat sırasında taraflar fotoğraflı nüfus cüzdanlarını göstermek zorundadırlar. Fotoğraflı nüfus
cüzdanı gösterilmediği takdirde evlendirme memuru müracaatı kabul etmez.

Müracaat sözlü olarak da yapılabilir. Bu takdirde sözlü müracaat evlendirme memuru huzurunda
evlenme beyannamesine geçirilerek taraflarca imzalanır. Evlendirme memurları tarafından da imzalar
tasdik edilir.

Evlenme bildirimi de yazılı hale getirilmediği sürece diğer işlemlere başlanılamaz.

İMZA ATAMAYANLAR VE BEDENİ EKSİKLİKLERİ OLANLAR

Madde 19 - ( Değişik madde: 08/12/2006 - 26370 S. R.G. Yön./9. md.)

Evlenmek için müracaat edenlerden imza atamayanlar olduğu takdirde, imza edeceği yerlere sol
elinin işaret parmağının izi alınır. Varsa kendi adına kazılı bulunan mührü de basılır. Sol el işaret
parmağının bulunmaması halinde parmak izi sırası; başparmak, orta parmak, yüzük parmağı ve küçük
parmak şeklindedir. Eğer sol elinin parmakları eksikse, parmak izi sırasına göre mevcut olan parmağın
izi alınır. Sol elin olmaması halinde sağ el için, sol elde belirtilen işlem uygulanır ve bu durum
beyanname üzerinde açıklanarak evlendirme memurunca imza edilip mühürle tasdik edilir.

Sağır ve dilsizlerin evlenmeye dair isteklerini özel işaretlerle belirlemeleri iradelerini açıklamaları
manasına gelir. Gerek müracaat sırasında ve gerekse tören sırasında ihtiyaç duyulduğu takdirde, bu
özel işaretlerden anlayanlar aracılığıyla işlem sonuçlandırılır. Bu gibi hallerde aracılık yapanların da
imzaları alınır.

39
EVLENME DOSYALARINDA BULUNACAK BELGELER

Madde 20 - ( Değişik madde: 08/12/2006 - 26370 S. R.G. Yön./10. md.)

Evlenme dosyasına aşağıdaki belgeler konulur:

a. İki örnek olarak düzenlenen evlenme beyannamesi.


b. Fotoğraflı nüfus cüzdanı örneği.
c. Resmî veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarından alınacak sağlık raporu/resmi sağlık kurulu
raporu.
d. Rıza belgesi.
e. Vesikalık fotoğraf.
f. Nüfus kayıt örneği veya evlenme ehliyet belgesi.

Sağlık raporu alınmaması durumunda evlenme yapılamaz. Sağlık raporuyla ilgili usul ve esaslar, sağlık
alanındaki değişen ve gelişen şartlar da dikkate alınmak suretiyle Sağlık Bakanlığınca yayımlanacak
genelgeyle belirlenir.

Akıl hastalarının evlenmelerinde tıbbi sakınca bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla
belgelendirilir.

Yaşlarının küçüklüğü veya hacir altına alınmış olmaları sebebiyle evlenmeleri ana, baba veya vasinin
rızasına bağlı olanlar, müracaat sırasında evlenme beyannamesine bunların rızalarını gösterir belgeyi
de eklemek zorundadır. Rıza belgelerinin imzalanmış olarak getirilmesi halinde bu imzaların o
şahıslara ait olduğunun yetkili merciler tarafından tasdik edilmiş olması şarttır. Rıza belgeleri ana ve
baba veya vasi tarafından bizzat evlendirme memurunun huzurunda da imzalanabilir. Bu takdirde
imza tasdiki evlendirme memurunca yapılır. Ana ve babadan birinin ölmüş olması halinde sağ olan
veya boşanma halinde velayet verilmiş olan tarafın imzası yeterlidir. Rıza belgesi vasi tarafından imza
edildiği takdirde vasi tayinine dair mahkeme kararı istenir ve dosyaya eklenir.

Verilecek dörder adet fotoğrafın, renkli ve ön cepheden baş açık, inkılap ilkelerine uygun sivil
giysilerle çekilmiş olması ve kişinin son halini göstermesi bakımından son altı ay içerisinde çekilmiş
olması gerekir. Kadınların alın, çene ve yüzleri açık olmak şartıyla başörtülü fotoğrafları da kabul
edilir.

Nüfus idarelerince aile kütük kayıtlarına dayanılarak düzenlenen ve kişinin tam künyesi ile nüfus
açısından evlenmesine engel bir halinin bulunup bulunmadığını gösteren nüfus kayıt örnekleri
evlenme ehliyet belgesi olarak kabul edilir. Evlendirme memuru, müracaat eden her Türk
vatandaşından nüfus kayıt örneği ister ve dosyaya ekler. Sadece nüfus cüzdanına göre evlenme
yapılamaz.

Yabancılar için, yetkili merkezi makamlarca veya o devletin yerel temsilcilikleri tarafından kişinin
adını, soyadını, ana ve baba adı ile doğum tarihini ve evlenmesine engel halinin bulunup
bulunmadığını gösterir şekilde düzenlenerek verilmiş ve usulüne göre tasdik edilmiş olan belge,
evlenme ehliyet belgesi kabul edilir.

40
Evlendirme memurluğunca belgelerin doğruluğundan şüphe edilmesi halinde, Bakanlık aracılığı ve
Dışişleri Bakanlığı kanalı ile ilgili devletin temsilciğine gönderilmek suretiyle doğruluğu tevsik
ettirilebilir.

Vatansız, mülteci ve vatandaşlık durumu düzgün olmayanların evlenme ehliyet belgelerinin ise bu
Yönetmeliğin 13 üncü maddesinde belirtildiği üzere, kayıtların tutulduğu makamlarca, kişinin tam
künyesi ile kayıttaki bilgilere göre evlenmesine engel halinin olup olmadığını belirtir şekilde ve
tasdiklenmiş olması gerekir.

Evlenme ehliyet belgelerinin asılları evlenme dosyasında saklanır.

Yabancı resmi makamlarca verilmiş olan evlenme ehliyet belgeleri aşağıda belirtilen şekilde işleme
alınır:

a) Sözleşmiş ülkelerce mütekabiliyet esasına dayalı, belgeyi düzenleyen ülkelerin yetkili


makamının imza ve mührünü taşıması şartı ile kabul edilebilen ve ilgili sözleşmesi gereği
formüle edilmiş olan belgeler herhangi bir tasdik işlemine tabi tutulamaz. Bu belgeler:

1. Ülkemizin de üyesi bulunduğu Milletlerarası Ahvali Şahsiye Komisyonunca


hazırlanarak uygulamaya konulan sözleşme gereği düzenlenen ve belirli bir formüle
sahip, çok dilde düzenlenmiş olan kişi hallerine ilişkin belgeler tasdike yönelik
herhangi bir işlem görmeden doğrudan kabul edilerek işleme alınır.
2. La Haye Devletler Özel Hukuk Konferansınca hazırlanan ve Devletimizin de taraf
olduğu Yabancı Resmi Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılması Sözleşmesine
taraf devlet yetkili makamlarınca belge üzerine veya ek bir belge olarak, belgeye
ilişkin tasdik şerhi (Apostille) düzenlenmiş ise belgenin aslı, noter tasdikli Türkçe
tercümesi ile birlikte kabul edilerek işleme alınır.

b) Yetkili kurum tarafından tesis edilecek işlem gereğince talep edilen ve düzenleyen yabancı
resmi makamlara göre farklılık arz eden, belirli bir formüle tabi olmayan ve ispat niteliği
taşıyan belgeler ise tasdik işlemine tabi tutulur.

1) Yabancı Resmi Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılması Sözleşmesine


taraf bir ülkenin, ülkemizdeki temsilciliğince düzenlenen ve verilen belgelere
Sözleşmenin 1 inci maddesi gereği tasdik şerhi (Apostille) uygulanamaz. Bu
tür belgeler yabancı ülke temsilciliğinin bulunduğu ilin valiliğince veya
Dışişleri Bakanlığımızca (Yabancı temsilcilik Ankara'da ise Dışişleri
Bakanlığımızca) "Belgedeki imza ve mühür ............... Konsolosluğuna aittir."
şeklinde tasdik edilmesinden sonra, belge yabancı dilde ise noter tasdikli
Türkçe tercümesi ile birlikte işleme alınır.
2) Belge, yabancı ülkenin yerel makamlarınca düzenlenmiş ise düzenleyen
ülkenin Türkiye'deki temsilciliğince tasdik edilmesinden sonra, Dışişleri
Bakanlığımızca belgenin aslına "Belgedeki imza ve mühür ............
Konsolosluğuna/Büyükelçiliğine aittir." şeklinde şerh verilmesini takiben
noter tasdikli Türkçe tercümesi ile birlikte işleme alınır.
3) Yabancı ülkenin yerel makamlarınca düzenlenen ve düzenlendiği ülkedeki
konsolosluğumuz tarafından "İmza ve mühür ........................... makama

41
aittir." şeklinde aslı tasdik edilen belgeler, konsolosluğumuz veya yeminli
tercümanlar tarafından yapılmış çevirileriyle birlikte doğrudan işleme alınır.
Tercümeleri yeminli tercümanlarca yapılmış belgelerde konsolosluğumuzun
imza ve mühür tasdiki de bulunmalıdır.
4) Yabancı ülkenin Türkiye'deki temsilciliğince düzenlenmiş belgeler, yabancı
temsilciliğin bulunduğu il valiliği veya Dışişleri Bakanlığımızca (Yabancı
temsilcilik Ankara'da bulunuyorsa Dışişleri Bakanlığımızca) "Belgedeki imza ve
mühür............... Konsolosluğuna/Büyükelçiliğine aittir." şeklinde tasdik
edilmesinden sonra, belge yabancı dilde düzenlenmiş ise noter tasdikli Türkçe
tercümesi ile birlikte işleme alınır.
5) Ülkemizde dış temsilciliği bulunmayan Devlet makamlarınca veya adına
akredite olmuş (ilgili devlet adına işlem yapmakla yetkili) devletin yetkili
makamlarınca verilmiş belgeler, akredite devletin Türkiye'deki dış
temsilciliğince belgenin onaylanmasının ardından, dış temsilciliğin bulunduğu
il valiliği veya Dışişleri Bakanlığımızca "Belgedeki imza ve mühür ..............
Konsolosluğuna/Büyükelçiliğine aittir." şeklinde şerh verilmesinden sonra,
belgenin aslı noter tasdikli Türkçe tercümesi ile birlikte işleme alınır.
6) Dış temsilciliğimizin bulunmadığı devlet makamlarınca verilmiş belgeler,
belgeyi veren devlete akredite olan dış temsilciliğimizce "Belgedeki imza ve
mühür ................... Dışişleri Bakanlığı'na aittir." şeklinde şerh verilmesinin
ardından, belgenin aslı noter tasdikli tercümesi ile birlikte işleme alınır.

Fahri konsolosluklarca düzenlenen belgelere dayanılarak işlem tesis edilmez.

MÜRACAAT SIRASINDA YAPILACAK İŞLEMLER VE İNCELEME

Madde 21 - Evlenme talebine dair form - beyanname ve belgeleri alan evlendirme memuru evlenme
dilekçesinin usulüne göre doldurulup imza edilip edilmediğini, evlenme ehliyet belgesi istenilmişse bu
belge ile nüfus cüzdanı arasında bir fark olup olmadığını, bir fark varsa bu farklılığın şahısta hataya
sebebiyet verecek nitelikte olup olmadığını yaş dolayısıyla rızanın söz konusu olduğu hallerde ana,
baba veya vasinin rızası veya mahkemenin izninin bulunup bulunmadığını kontrol eder, varsa
eksiklikleri tamamlatır ve müracaat edenlerden nüfus cüzdanlarını isteyerek kimlik kontrolü yapar.
Cüzdan örneğini kontrol ederek onaylar ve dilekçenin kaydını yaparak taraflara müracaat sırasına
göre akdin yapılacağı gün ve saati bildirir.

Evlenme akdinin yapılabilmesi için evlenme kararının ilanına lüzum yoktur.

EVLENME İZİN BELGESİ

Madde 22 - Dosyanın incelenmesi sonucunda evlenmelerine engel bir hallerinin bulunmadığı ve


belgelerinin de tam olduğu tespit edilen çiftlere istedikleri takdirde, beyannamenin izin belgesi
bölümü onaylanarak verilir.

42
Böyle bir belgeyi alan çiftler, yurt içinde ve yurt dışında evlendirmeye yetkili makam huzurunda,
ayrıca bir dosya düzenlenmesine lüzum kalmaksızın evlenebilirler.

Belge, verildiği tarihten itibaren 6 ay süre ile geçerli olup, bu husus belgede de gösterilir.

Bu belgeye dayanarak akid yapan, evlenmeyi belgeyi veren evlendirme memurluğuna 15 gün içinde
bildirmekle görevlidir.

BEŞİNCİ BÖLÜM: EVLENMENİN REDDİ VE EVLENMEYE İTİRAZ

EVLENMENİN REDDİ

Madde 23 - Evlendirme memuru, dosyayı incelemesi sonucunda 15 inci maddede sayılmış bulunan
evlenme manilerinden herhangi birini tespit ettiği takdirde evlenme yapmayı reddeder. Bu hususu
gerekçeli ve yazılı olarak taraflara derhal duyurur. Taraflarca tespit edilen evlenme manisinin mevcut
olmadığı belgelerle ispatlanmadığı sürece evlenme yapılamaz. Evlenme mânii, nüfus kütüklerindeki
bir işlem eksikliği sebebiyle ortaya çıkmışsa, bu eksiklik tamamlanmadıkça evlenme akdi yapılamaz.

EVLENMEYE İTİRAZ, USUL VE SÜRE

Madde 24 - Evlenme dosyası hazırlanırken evlenme gününden önceki günün mesai saati bitimine
kadar ilgililerce, tarafların evlenmeye ehil olmadıkları veya evlenme manilerinden birinin
bulunduğunu ileri sürerek evlenmenin yapılmasına yazılı olarak itiraz edebilirler.

Evlenme gününde yapılan itirazlar kabul edilmez.

Evlenme manileri dışında bir sebebe dayanarak itiraz dilekçesinde itiraz edenin açık kimliği, adresi ile
imzası bulunması şarttır.

İtiraz evlenme manilerinden birine dayanıyorsa, bununla ilgili belgelerin dilekçeye eklenmesi veya hiç
olmazsa bir maniye dair inandırıcı belgelerin verilmesi gereklidir.

Evlenme mânii sebebi ile yapılan itirazda, itirazın aksini gösterir bir belgenin dosyada bulunması
halinde, evlendirme memuru tarafından itiraz derhal reddedilir ve taraflara bilgi verilir.

Evlendirme memuru, usulüne uygun biçimde yapılmış itirazları en geç 24 saat içerisinde taraflara
duyurur. 10 gün içinde cevap verilmesini, varsa iddianın aksini gösterir belgelerin gönderilmesini
ister, gerekirse ilgili makamlarla bu konuda yazışır. Cevaplar geldikten veya cevap verilmesi için
konulan süre dolduktan sonra dosyayı yeniden inceler ve bu inceleme sonunda;

1. İtirazın yerinde olduğunun anlaşılması halinde taraflara ve itiraz edene derhal bilgi vererek
evlenme yapmayı reddeder.
2. İtirazın gerçek olmadığı veya mevcut olsa dahi iddia edilen engelin daha sonra hukuki bir
işlem ile ortadan kalkmış olduğu tespit edilirse evlenme memuru itirazı reddeder. Sonuç,
taraflara ve itiraz edene bildirilir ve evlenme işlemi yürütülür

43
İtiraz eden 10 gün içinde mahkemeden evlenmenin men'i davası açıldığına ve evlenmenin
durdurulduğuna dair bir karar getirdiği takdirde evlenme işlemleri muhakeme sonuna kadar
durdurulur ve taraflara duyurulur.

CUMHURİYET SAVCILIĞININ İTİRAZ YETKİSİ

Madde 25 - Cumhuriyet savcıları mutlak butlan sebeplerinden birinin var olması sebebiyle evlenme
akdi yapılıncaya kadar evlenmeye itiraz edebilirler.

Evlenme manilerinin bulunduğu yolunda cumhuriyet savcılığına yapılan ihbar Cumhuriyet Savcılığı
tarafından ciddi bulunduğu takdirde evlendirme memurluğuna bildirilir. Evlendirme memuru 24 üncü
maddede belirtilen usul ve esaslara göre itirazı inceler, itirazı yerinde görmemesi halinde Cumhuriyet
Savcılığına bilgi vererek evlenme işlemi yürütülür. Cumhuriyet savcılığınca 10 gün içinde evlenmenin
men'i davasının açıldığının bildirilmemesi halinde evlenme akdi yapılır ve sonuç gerekçeli olarak
cumhuriyet savcılığına bildirilir.

ALTINCI BÖLÜM: EVLENME TÖRENİ

TÖREN YERLERİ

Madde 26 - Evlenme törenlerinin ilgili makamlarca bu iş için tahsis edilmiş olan resmi salon veya
yerlerde yapılması esastır.

Ancak tarafların isteği üzerine;

a) İkametgâhlarda, özel bina veya salonlarda,


b) Tutuklu veya hükümlüler için cumhuriyet savcılığınca izin verilmesi üzerine ceza veya
tutukevinde,
c) Hastalar için baştabibin veya müdürün izin vermesi üzerine hastanelerde evlenme yapılabilir.

Evlenme töreninin yapılması istenen, ancak evlenmenin mahiyeti ile bağdaşmayan veya tarafların
serbestçe iradelerini açıklamalarına imkân vermeyen yerlerde veya mabetlerde resmi evlenme töreni
yapılamaz. Bu durumda evlendirme memuru evlenmeyi erteler.

EVLENMEDE ALENİYET, USUL VE ŞEKİL

Madde 27 - ( Değişik fıkra: 08/12/2006 - 26370 S. R.G. Yön./11. md.) Evlenme, evlendirmeye yetkili
bir görevli önünde en az iki tanıkla birlikte ve bizzat tarafların huzuru ile aleni olarak yapılır.

Davetli bulunmaması, evlenmenin aleni yapılmadığı manasına gelmez.

Vekâletle evlenme yapılamaz.

Evlendirme memuru önceden tesbit edilen yer ve zamanda tarafların ve şahitlerin önünde kadın ve
erkekten her birine ayrı ayrı olmak üzere birbirleriyle evlenmek isteyip istemediklerini sorar. Her

44
birinin müspet cevap vermesi ve bu cevapların iki şahit tarafından da duyulduğunun doğrulanması
üzerine, evlenmenin kanuna uygun olarak yapılmış olduğunu yüksek sesle açıkladıktan sonra evlenme
kütüğünü taraflara ve şahitlere imza ettirir ve kendisi de tarih ve saat koyarak imzalar.

(Değişik fıkra: 08/12/2006 - 26370 S. R.G. Yön./11. md.) Sağır ve dilsizler işaretle cevap verebilirler.
Evlendirme memuru lüzum görürse, işaretlerden anlayan bir kişinin aracılığını daha önceden
isteyebilir. Bu durumda taraflar aracı bulundurmak zorundadırlar. Sağır ve dilsizler okuma yazma
biliyorlarsa, beyanları yazılı olarak kabul edilir.

Yabancılar Türkçe bilmedikleri takdirde, evlendirme memuru, Türk devletince tanınmış devletlerin
birinci resmi dili olması kaydıyla bu dili bilen tercüman kullanabilir. Taraflarca bu tercüman daha
önceden tören yerinde bulundurulur.

ŞAHİTLİK ŞARTLARI

Madde 28 - Şahit olabilmek için ergin ve mümeyyiz olmak ve tanıklık ettiği kişiyi tanımak şarttır.

Görünüşleri itibariyle mümeyyiz olmadıkları ve evlenecek tarafı tanımadığı anlaşılanlar şahitlik


yapamazlar.

Şahit, evlenme isteğine ait iradelerin açıklanmasına dair bildirimlerin serbestçe yapıldığına, tanıklık
ettiği kişinin kimliğinin doğruluğuna ve akdin yapıldığına şahittir.

MEMURUN EVLENMEYİ YAPMAKTAN ÇEKİNMESİ

Madde 29 - Evlenmenin yapılacağı sırada taraflardan birinin iradesinin serbestçe açıklanmasını


engelleyici ruh hali içinde bulunduğunun davranışlarından açıkça anlaşılması halinde evlendirme
memuru bu durumu taraflara bildirerek evlenmeyi erteleyebilir.

AİLE CÜZDANI

Madde 30 - ( Değişik madde: 08/12/2006 - 26370 S. R.G. Yön./12. md.)

Evlenen her çifte evlendirme memurluğunca düzenlenmiş bir aile cüzdanı verilir. Aile cüzdanının
alınması ve cüzdana kaydedilmiş şahısların kişisel durumlarında meydana gelen değişikliklerin bu
cüzdana işlettirilmesi, eşlerden biri tarafından yaptırılır.

Evlenme sonrasında nüfus müdürlüğüne veya dış temsilciliklerimize yapılan müracaatlar üzerine
düzenlenen aile cüzdanı eşlerden birine veya özel temsil yetkisini kapsayan noterden onaylı vekillik
belgesini ibraz eden kişiye verilir.

45
YABANCI KADINLARA HAKLARININ HATIRLATILMASI

Madde 31 - (Mülga madde: 28.07.2003 - 2003/5996 S.Yön./13. md.)

EVLENMENİN NÜFUS İDARESİNE BİLDİRİLMESİ VE AİLE KÜTÜKLERİNE TESCİLİ

Madde 32 - ( Değişik madde: 08/12/2006 - 26370 S. R.G. Yön./13. md.)

Yurt içinde yetkili Türk makamları önünde yapılan evlenmeler; evlenmenin yapıldığı tarihten itibaren
on gün içinde usulüne uygun olarak düzenlenecek evlenme bildirim formu ile o yerin nüfus
müdürlüğüne bildirilir.

Büyükelçilik, başkonsolosluk ve konsolosluklar tarafından yapılan evlenmeler, evlenmenin yapıldığı


tarihten itibaren otuz gün içinde ilgili nüfus müdürlüklerine bildirilir.

Yurt dışında yabancı yetkili makamlar önünde yapılan evlenmeler, dış temsilciliklerimize intikal
ettirildiği takdirde, usulüne uygun olarak düzenlenmiş evlenme bildirimi formu ile otuz gün içerisinde
erkeğin, erkek yabancı uyruklu ise kadının kayıtlı olduğu ilçe nüfus müdürlüğüne bildirilir.

İlçe nüfus müdürlüğüne gönderilen evlenme bildirimleri hakkında mevzuata göre gerekli işlemler
yapılır.

Bu maddede belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmeyen görevliler hakkında 5490 sayılı Nüfus
Hizmetleri Kanununun 68 inci maddesine göre işlem yapılır.

Nüfus müdürlüğünce ilgili memurun bu maksatla savunması istenerek dosya hazırlanır. Memura
savunma için verilecek süre on beş gündür. Belirtilen süre içerisinde savunmanın yapılmaması halinde
memur savunma hakkından vazgeçmiş sayılır. Tekerrür varsa gönderilen yazıda bu husus ayrıca
belirtilir.

NÜFUS İDARESİNİN YETKİSİ

Madde 33 - Nüfus idareleri, evlenmeyi aile kütüklerine tescil ederken evlenmenin mutlak butlan
sebeplerinden biri ile malul olduğunu tespit ettikleri takdirde, tescil işlemini sonuçlandırmakla
beraber gerekli bilgilerle birlikte durumu cumhuriyet savcılığına bildirirler.

EVLENMELERDE YABANCI UYRUKLULAR İÇİN YAPILACAK İŞLEM

Madde 34 - Yetkili Türk makamları önünde evlenen yabancı uyruklu kadın ve erkeğe bir aile cüzdanı
ve ayrıca istekleri üzerine çok dilli evlenme belgesi düzenlenerek verilir.

Bu yabancılar, Uluslararası Kişisel Hal Komisyonu Üyesi bir devletin vatandaşı iseler, bu evlilik, 1958
tarihinde İstanbul'da imza edilen 3 numaralı Uluslararası Bilgi Teatisi Hakkında Sözleşme gereğince,
gerekli kart doldurularak yabancının doğum yeri nüfus idaresine gönderilir.

46
Evlenenlerden birinin yabancı olması halinde de yukarıdaki fıkraya göre işlem yapılır.

Evlenme ehliyet belgesi Türk makamlarınca düzenlenmiş vatansız veya yabancıların evlenmelerine ait
bildirimin bir örneği, ikamet tezkeresini almış olduğu il emniyet müdürlüğüne, bir örneği de Genel
Müdürlüğe gönderilir.

YEDİNCİ BÖLÜM: EVLENME KÜTÜKLERİ VE EVLENMEYE DAİR YAZIŞMA USULLERİ

EVLENME AKDİNİN EVLENME KÜTÜĞÜNE GEÇİRİLİŞİ VE KÜTÜĞÜN HUKUKİ MAHİYETİ

Madde 35 - Yapılan evlenmeler evlendirme memuru tarafından "Evlenme Kütüğü" ne geçirilir ve karı-
koca, şahitler ve memur tarafından imza edilir. Böylece evlenmenin şekli unsuru tamamlanmış olur.

Usulüne göre tasdik edilmiş evlenme kütükleri, evlenmenin yapıldığına karine teşkil ederler. Ancak,
evlenmenin devam edip etmediği konusunda hukuki bir değer taşımazlar. Bu husus, nüfus aile kütük
kayıtları ile belgelendirilip ispatlanır.

Evlenme kütüğünde silinti ve kazıntı yapılamaz. Yanlış yazılan bilgilerin düzeltilmesi nüfus mevzuatına
tabidir.

Evlenme kütük kayıtları nüfus idaresince düzenlenip gönderilen evlenme ehliyet belgelerine uygun
olarak tutulur.

(Ek fıkra: 28/07/2003 - 2003/5996 S.Yön./6. md.) Bir evlendirme memurluğu, iş hacmi göz önüne
alınarak birden fazla evlenme kütüğü kullanabilir.

EVLENME KÜTÜKLERİNİN TASDİKİ VE ARŞİVLENMESİ

Madde 36 - Evlenme kütüklerinin sahife birleşimleri nüfus idarelerine ait mühürle mühürlenip,
sonuna kaç sahifeden ibaret olduğu yazılıp tasdik edildikten ve cilt numarası verildikten sonra
kullanılır.

Köy, kasaba veya ilçe evlendirme memurlarına ait kütük defterleri ilçe nüfus müdürlüğü tarafından, il
merkez belediye evlendirme memurluklarına ait kütük defterleri de il nüfus ve vatandaşlık müdürlüğü
tarafından tasdik edilir. Evlendirme nüfus memurluğunca yapıldığı takdirde defterlerin tasdiki mülki
idare amirlerine aittir.

Köylerde dolan ciltler nüfus idarelerine zimmetle teslim edilir ve bu idarelerce arşivlenir. Belediyeler
kendilerine ait evlenme kütük defterlerini kendi arşivlerinde saklarlar.

YAZIŞMA

Madde 37 - Evlendirme memurlukları, kendi aralarında ve nüfus idareleri ile doğrudan yazışma
yaparlar.

47
Türk konsoloslukları da yurtdışında yapılacak evlenmeler için ilgili nüfus idareleri ile doğrudan
yazışma yaparlar.

Evlenme işlemleri ile ilgili olarak istenilen bilgi ve belgeler aynı gün gönderilir evlenme ehliyet
belgesinin gönderilmesi telgrafla istenebilir, ancak telgrafla örnek veya ehliyet belgesi gönderilmez.

KULLANILACAK BELGELER

Madde 38 - (Değişik fıkra: 28/07/2003 - 2003/5996 S.Yön./7. md.) Evlenme işlemlerinde Genel
Müdürlükçe hazırlanan belgeler kullanılır.

Konsolosluklar, evlenme ehliyet belgesi istenmesi işini çabuklaştırmak amacıyla ilgililerden, üzerinde
adres yazılı zarf ve gidiş - dönüş posta işinde kullanılmak üzere uluslararası posta kuponu
isteyebilirler.

KULLANILACAK DEFTERLER

Madde 39 - Evlendirme memurlukları gelen ve giden evrakı kayıt etmek zorundadırlar.

Bu iş için bastırılmış ve idare amirince tasdik edilmiş kayıt defterleri kullanılır.

Evrak dağıtımında ve tesliminde teslim alanın imzası alınarak evrak zimmet defteri kullanılır.

PTT idaresine teslim edilen evrak için posta zimmet defteri kullanılır.

Bu defterin ilgili bölümlerinin doldurulmuş ve alt kısmının amirce tasdik edilmiş olması şarttır.

FORM VE BASILI KÂĞITLARIN DÜZENLENMESİ

Madde 40 - Evlendirme işlerinde kullanılacak olan defter, form ve basılı kâğıtlar, Genel Müdürlükçe
örneğe ve standarda uygun olarak hazırlanır.

(Değişik fıkra: 28/07/2003 - 2003/5996 S.Yön./8. md.) Bu Yönetmelik hükümleri uyarınca


düzenlenmesi gereken evlenme beyannamesi ve diğer belgeler Bakanlıktan izin almak şartı ile
bilgisayar ortamında düzenlenebilir.

Bu form ve belgeler damga resminden ve her türlü harçtan muaftır.

DAYANAK BELGELERİNİN İMHASI

Madde 41 - Evlenme akdinin yapılmasına esas olan dosya ve belgeler akid tarihinden itibaren 10 yıl
geçtikten sonra imha edilir.

48
Ancak, evlenme kütükleri ve evlenmenin nüfus kütüklerine tesciline dair bildirimler, hiç bir surette
imha edilemez.

SEKİZİNCİ BÖLÜM: ÇEŞİTLİ HÜKÜMLER

DOSYALARIN GEÇERLİLİK SÜRESİ

Madde 42 - Bu Yönetmelik uyarınca evlenmeye esas olmak üzere hazırlanan dosyanın geçerlilik
süresi, evlenme ehliyet belgesinin düzenleme tarihinden itibaren 6 aydır. Bu süre içerisinde evlenme
akdi yapılmadığı takdirde dosya işlemden kaldırılır ve iptal edilir.

MEMURLARIN NİTELİKLERİ

Madde 43 - Evlendirme memuru olarak görevlendirilecek memurların öncelikle öğrenim dereceleri


benzerlerinden yüksek, konuşma yeteneği iyi ve diksiyonu düzgün bulunanlar arasında genel kültür
ve davranışları bakımından olumlu olanlar seçilir.

HİZMETİÇİ EĞİTİM

Madde 44 - Evlendirme memurları ihtiyaca göre vali ve kaymakamlarca yapılacak programa uygun
olarak eğitime tabi tutulurlar. Bu eğitime katılacakların kanuni yollukları ilgili kuruluşların bütçesinden
karşılanır.

Meslek içi eğitimlerde Türk Medeni Kanunu, nüfus ve vatandaşlık mevzuatı, Umumi Hıfzısıhha
Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve uluslararası sözleşmelerin evlenmeler ile ilgili hükümleri öğretilir.

EVLENMELERİN ÇALIŞMA SAATLERİNDE YAPILMASI

Madde 45 - Evlenme törenleri günlük çalışma saatleri içerisinde yapılır.

Ancak, tarafların isteği üzerine çalışma saatleri dışında veya hafta sonu veya resmi tatil günlerinde
özel yer ve salonlarda tören yapılabilir.

İMZA VE MÜHÜR ÖRNEKLERİ

Madde 46 - Evlendirme memurları, örneğine uygun olarak hazırlayacakları imza ve mühür örneklerini
mahalli nüfus idarelerine göndermekle mükelleftirler.

Evlendirme memurlarının değişmesi halinde, yeni örnekler en geç 3 gün içinde düzenlenerek
gönderilir.

49
Mahalli nüfus idarelerince bu imza örnekleri muntazam olarak dosyalanıp saklanır ve değişiklikler
takip edilerek dosyaların güncel olması sağlanır.

Gerekli görülen hallerde gönderilen belgelerdeki imza ve mühürler sirkülerdeki örneklerle


karşılaştırılmak suretiyle doğruluğu tespit edilir.

YAŞIN HESAPLANMASI

Madde 47 - Evlenmek üzere müracaat edenlerin kimliklerinde doğum tarihinin yalnızca yılı yazılı olup
da ay ve günü yazılı olmayanların yaşının hesaplanmasında, kişinin doğduğu yılın Temmuz ayının
birinci günü başlangıç olarak kabul edilir.

Eğer doğum tarihinin ay ve yılı yazılı ise bu takdirde yazılı olan ayın ilk günü başlangıç olarak alınır.

KIYAFET

Madde 48 - (Değişik fıkra: 28/07/2003 - 2003/5996 S.Yön./9. md.) Evlendirme memuru, evlendirme
töreninde modeli Genel Müdürlükçe belirlenen özel bir cübbe giyer. Bu kıyafetlerin giderleri mensup
oldukları kuruluşların bütçelerinden karşılanır.

DEVİR VE TESLİM MÜKELLEFİYETİ

Madde 49 - Başka bir yere atanma, devlet memurluğundan çekilme, emeklilik, ölüm veya yetki
düzenlenmesi gibi sebeplerle kesin olarak memurun görevinden ayrılmasını gerektiren hallerde
yerine gelen veya yetki verilen memura, henüz gelmemiş ise, geldiğinde ona devredilmek üzere nüfus
idarelerinde il ve ilçe nüfus müdürleri, belediyelerde belediye başkanı tarafından gösterilen kimseye,
köy muhtarları kendi aralarında 51 inci maddedeki usule göre devir ve teslim yapmakla mükelleftirler.

Yukarıda sayılan sebepler dışında, memurun devir ve teslim yapmasına imkân vermeyecek surette
işten ayrılması halinde vali, kaymakam ve belediyelerde belediye başkanı tarafından tayin edilecek bir
kurulca devir ve teslim yapılır.

DEVİR VE TESLİM KONUSU, SÜRESİ

Madde 50 - Devir ve teslim ile mükellef bulunan memurların devir ve teslim işlerinin kapsamına giren
hususlar şunlardır;

a) Mühürler,
b) Evlenme kütükleri,
c) Defterler,
d) Belgeler ve dosyalar,
e) Cübbe,
f) Döşeme ve demirbaşlar.

50
Devir ve teslim işlemlerinin 15 gün içinde yapılması mecburidir. Ancak memurun 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun 94 üncü maddesine göre memuriyetten çekilmesi halinde bu süre 30 günü
geçemez.

DEVİR VE TESLİMDE USUL

Madde 51 - Devir ve teslim, 4 nüsha olarak düzenlenen bir tutanakla yapılır. Tutanağın altı, devralan
ve devreden tarafından imza edilir. Memurlar arasında yapılan devir ve teslim tutanakları il ve ilçe
nüfus müdürü tarafından tasdik edilir.

Devir ve teslim tutanaklarından birer nüsha, devralan ve devredene verilir. Bir nüshası dairedeki
dosyasına konulur, diğeri de nüfus müdürlüğüne gönderilir.

KÜTÜKLERİN DEVİR VE TESLİMİNDE UYGULANACAK ESASLAR

Madde 52 - Evlenme kütükleri devir ve teslim edilirken;

a) Usulüne göre tasdik edilip edilmediği ve sayfa numaralarının verilip verilmediği,


b) Eksik sayfa olup olmadığı,
c) Kütüklerde usulsüzlük, silinti ve kazıntı bulunup bulunmadığı,
d) Kütüklerin düzgün ve okunaklı bir şekilde tutulup tutulmadığı,
e) Kütüklerin dağınık ve yırtık olup olmadıkları,

Tespit edilir ve bu hususlar tutanağında açıkça belirtilir.

DENETİM

Madde 53 - Genel Müdür ve mülkiye müfettişleri bütün evlendirme daire ve memurluklarını; Genel
Müdürlükçe görevlendirilecek yetkililer, valiler, kaymakamlar, il ve ilçe nüfus müdürleri ve belediye
başkanları, ilgili evlendirme daire ve memurlarını denetlemeye yetkilidirler.

(Değişik fıkra: 28/07/2003 - 2003/5996 S.Yön./10. md.) Denetim, yetkili olanlarca her zaman
yapılabilir. Ancak her evlendirme memurluğunun üç yılda bir denetlenmesi gereklidir. Denetim
sırasında tespit edilen tenkit ve tavsiyeyi gerektiren hususlar bir rapora bağlanarak örnekleri ilgili
memura, il nüfus ve vatandaşlık müdürlükleri ile ilçe nüfus müdürlüklerine gönderilir.

AİLE CÜZDANLARININ MAL SANDIKLARINDAN ALINMASI

Madde 54 - Uluslararası aile cüzdanları il ve ilçe mal sandıklarınca evlendirme memurlarına kredili
olarak verilir.

Bu cüzdanların zimmetle verilmesi ve bedelin tahsili hususlarında Devlet Muhasebesi Muamelat ve


Genel Yönetmelik hükümleri uygulanır.

51
Aile cüzdan bedelleri sebebiyle merkez ve taşra teşkilatı personeli ile başkonsolosluklar 2489 sayılı
Kefalet Kanununa tabi değildirler.

AİLE CÜZDANLARININ DOLDURULMASI VE KAYDI

Madde 55 - Aile cüzdanları yazı makinesi ile veya mümkün olmadığı takdirde mürekkepli kalemle ve
kitap harfleriyle doldurulur. Cüzdanların birinci sahifesine karı kocanın fotoğrafları yan yana
yapıştırılır. Varsa soğuk damga ile yoksa resmi mühürle mühürlenir ve "Cüzdan Kayıt Defteri" ne kaydı
yapıldıktan sonra evlenme töreninin bitiminde çiftlere verilir. Kayıt numara ve tarihi evlenme
kütüğüne de işlenir.

CEZA HÜKÜMLERİ

Madde 56 - ( Değişik madde: 08/12/2006 - 26370 S. R.G. Yön./14. md.)

Evli olmasına rağmen, başkasıyla evlenme işlemi yaptıran, kendisi evli olmamakla birlikte, evli
olduğunu bildiği bir kimse ile evlilik işlemi yaptıran, gerçek kimliğini saklamak suretiyle bir başkasıyla
evlenme işlemi yaptıran, aralarında evlenme olmaksızın evlenmenin dinsel törenini yaptıranlar ve
evlenme akdinin kanuna göre yapılmış olduğunu gösteren belgeyi görmeden bir evlenme için dinsel
tören yapan kimseler hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 230 uncu maddesi uyarınca işlem
yapılmak üzere durum belgelerle birlikte Cumhuriyet savcılığına intikal ettirilir.

YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILAN TALİMATNAME

Madde 57 - 01/09/1926 tarihli Evlenme Talimatnamesi yürürlükten kaldırılmıştır.

HUKUKİ DAYANAK

Madde 58 - ( Değişik madde: 08/12/2006 - 26370 S. R.G. Yön./15. md.)

Bu Yönetmelik 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa dayanılarak
hazırlanmıştır.

Ek Madde 1 - (EK MADDE: 28/07/2003 - 2003/5996 S.YÖN./12. MD.)

Mal rejimi sözleşmesi, evlenmeden önce veya sonra yapılabilir. Taraflar mal rejimini ancak kanunda
yazılı sınırlar içinde seçebilir, kaldırabilir veya değiştirebilir.

Mal rejimi sözleşmesi, noterde düzenleme veya onaylama şeklinde yapılır. Evlenme başvurusu
sırasında da taraflar hangi mal rejimini seçtiklerini yazılı olarak bildirebilirler. Mal rejimi sözleşmesinin
gerektiğinde yasal temsilcilerce de imzalanması zorunludur.

52
Evlendirme memurları, evlenecek olan kadın ve erkeği seçmiş oldukları mal rejimini beyana davet
etmek zorunda değildir. Evlenecek olanların mal rejimine ilişkin seçimlerini bildirmemeleri
evlendirme işleminin yapılmasına engel teşkil etmez. Evlendirme memurları evlenecek olan kişilerin
yasal mal rejimi yerine seçimlik rejimlerden birini seçmiş olmaları halinde bu yöndeki seçimlerini
kabul edebilirler. Evlendirme memurları, evlenecek kişilerin yasal mal rejimi ile ilgili yasadaki
düzenlemelerden ya da seçimlik rejimlerden birini seçmelerine rağmen, seçimlik rejimde yasadaki
düzenlemelerden farklı anlaşmaları kabul edemez.

Evlenecek olan kişiler bu konularda ancak notere gidebilirler.

Evlenecek kişilerin evlendirme memurluğuna seçimlik mal rejimine ilişkin belge ibraz etmeleri veya
evlendirme memurluğunda bu amaçla belge düzenlenmesi halinde, belgeyi düzenleyen veya
onaylayan makamın adı ile tarih ve sayı bilgileri evlenme kütüğündeki ilgili alana yazılır. Söz konusu
belgeler ilgililerin evlenme dosyasında muhafaza edilir.

GEÇİCİ MADDELER

Geçici Madde 1 - 01/09/1979 tarihinden 239 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlük tarihine
kadar belediye başkanları veya görevlendirdikleri evlendirme memurları ile köy muhtarları tarafından
yapılmış olan evlenmelere yetki bakımından itiraz edilemez ve bu evlenmeler bu sebeple iptal
edilemez.

Geçici Madde 2 - 05/07/1984 tarihli ve 239 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren İçişleri Bakanlığınca kendilerine evlendirme yetkisi verilmiş sayılan belediye
başkanları ve köy muhtarları, bu Yönetmelik hükümlerine göre yeni bir yetki düzenlemesi yapılıncaya
kadar Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren de yetkilerini kullanmaya devam ederler.

Ancak, evlendirme işlerini bu Yönetmelik esaslarına göre yürütürler.

Geçici Madde 3 - (Mülga madde: 28/07/2003 - 2003/5996 S.Yön./13. md.)

Geçici Madde 4 - Bu Yönetmelikte öngörülen ve evlendirme memurluklarınca düzenlenecek olan


imza ve mühür örnekleri Yönetmeliğin yayımı tarihinden itibaren 2 ay içerisinde nüfus idarelerine
gönderilir.

Geçici Madde 5 - Bu Yönetmelikte evlendirme memurları için öngörülen cübbeler sağlanıncaya kadar
evlendirme memurları akid yapabilirler.

Evlendirme memurları için gerekli cübbeler belediyeler veya köy idarelerince en geç bir yıl içerisinde
yaptırılır.

YÜRÜRLÜK

Madde 59 - Bu Yönetmelik, yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

53
YÜRÜTME

Madde 60 - Bu Yönetmelik hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

54
KAYNAKÇA

http://www.delinetciler.net/forum/evlilik/53659-evlenme-kararinin-onemi.html

Psikolog / Psk. Danışman - Duygu Ayhan

http://www.millifolklor.com/tr/sayfalar/72/12.pdf

http://dirilishaber.blogcu.com/es-secimi-tavsiyeler-2/7434861

http://psikososyaldestek.blogcu.com/bosanmanin-psiko-sosyal-boyutu/6092039

http://www.evliler.net/evlilik/evlilikte-es-seciminde-dikkat-edilecek-hususlar.html

www.yenibirhedef.com/yazi/insan-iliskileri/evlilik.

http://www.yenibirhedef.com/yazi/insan-iliskileri/evlilik-icin-en-dogru-zamani-ogrenin/143

http://www.netkeyfim.com/kadin-ve-guzellik/turkiyede-evlenme-bicimi.html

http://www.kadinportal.net/kariyer/2967/evliligi-geciktiren-iki-neden-kariyer-ve-guvence/

Düğün Gelenekleri

www.altinsehiradana.com/kunye/item/293-dugun-gelenekleri

55

You might also like